u kitap yalan söyleme ihtiyacı duyan yetişkinler için yazılmış bir masaldır.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "u kitap yalan söyleme ihtiyacı duyan yetişkinler için yazılmış bir masaldır."

Transkript

1 1 B u kitap yalan söyleme ihtiyacı duyan yetişkinler için yazılmış bir masaldır.

2 2

3 3 Bölgenin yerli mermerinden yapılmış yüksek surların kuzeydoğu kapısından içeriye süzül-dü. Surların etrafında ve kent içinde gezinmeye başladı. (Kent güneye bakıyor ve sokaklar birbirini dik açıyla kesiyordu. Bu da ızgara sistemiyle kurulmuş olan kentin en önemli özelliğini oluşturuyordu. Suyu, yamacına oturduğu Mykale dağından geliyor havuzlarda durulmaya bırakılıp daha sonra künklerle kente dağılımı sağlanıyordu.) Karşıdan tiyatroda birikmiş kalabalığı gördü ve tiyatronun güneydoğu köşesindeki çeşmenin temiz, berrak ve serin suyunu içti. Bu arada tiyatroda Miletos'lu Tales, güneş tutulmasını önceden nasıl hesapladığını anlatıyor ve Mısır da bulunduğu sırada Piramitlerin yanında güneşte olan gölgesinin uzunluğu kendi boyuna eşit olduğu bir anda Piramitlerin gölgelerinin uzunluklarını ölçtürüp yüksekliklerinin hesabını nasıl yaptığını anlatıyordu. Tales sonunda kendisini sessizce dinleyen kalabalığın söylediklerinden pek bir şey anlamadığını farketti ve onlara dönerek, --Söylediklerimden bir şey anladınız mı?! Dedi. 1.Bölü Dinleyicilerin içinden en cesur olanı, --Söylediklerinizden hiç bir şey anlamadım. Dedi. Tales, --Bunu tahmin etmiştim, bu yüzden konuşmamı özellikle bu zamana aldım. Şimdi hep birlikte Anaksimandros un yaptığı güneş saati etrafında toplanalım ve konuşmamıza orada devam edelim. Dedi. Tales, beyaz mermerden yapılmış içinde özel çizik ve çubukları bulunan, güneş saatinin etrafında meraklı kalabalığı toplayarak birkaç dakika daha bekledikten sonra, --Bu olayı, güneşli havada ve burada günde iki kez canlı olarak yaşayabiliriz. Dedi. Mermerden yapılmış, yuvarlak bir masa gibi büyük güneş saatinin merkezine dikilmiş, birbirine bitişik ve aynı boyda iki çubuk vardı. Çubuklardan birini yerinden çıkarıp, diğer dikili çubuğun

4 4 gölgesinin üzerine yatırdı. Diliki olan çubuk, gölge ve ikinci çubuk aynı uzunluğa geldiği anda, --İşte şimdi, sizin gölgeleriniz de boylarınıza eşit uzunlukta! Şimdi anladınız mı pramitlerin uzunluklarını nasıl hesapladığımı?!! Evet gelelim güneş tutulmasına ama dikkatli dinleyin çünkü güneşin tutulmasını bekleyecek zamanımız olmayabilir?!!! Tales, konuşmasını bitirdikten sonra, söz alan yine Miletos'lu Anaksimandros güneş saatini nasıl keşfettiğini anlatıyor ve karaları denizlerden ayıran haritası üzerine hazırladığı raporunu sunuyordu. Ve ev sahibi Priene'li Bias sırası geldiğinde sözü Miletos lu Anaksimenes' e bırakıyor O da diğer iki hemşehrisi gibi akılcı bir doğa filozofu olarak düşüncelerini ortaya koyuyordu. Bu görüşler Priene'li Bias tarafından din, mistik ve mitolojik düşüncelere sapmadan değerlendiriliyor, gerekli notlar alınıyor; akılcı ve objektif bir yöntemle değerlendirilip söyleşinin ve araştırmaların devamı sağlanıyordu. Bu coşkulu bilimsel ve kültürel toplantıda en büyük eksiklik Ephesos'lu Herakleitos' un olamayışıydı. Çünkü Herakletios O'nların çağdaşı değildi ama daha sonra bu görüşleri benimsemiş, kavramları geliştirmiş "Akan suda sadece bir kez yıkanabilirsiniz" diyerek; doğanın, herkesin ve her şeyin zaman içinde değişime uğradığını görmüş " Her şey akar " felsefesiyle düşüncelerini yaygınlaştırmıştı. Ev sahibi ve toplantıyı yöneten Bias, bulunduğu ortamdan memnundu çünkü fazla kalabalıktan hoşlanmaz ve kargaşaya izin vermezdi. Her şey yerinde ve zamanında güzel diye düşünürdü. Bu yüzden "Çok işçi işi bozar" sözünü burada kullanması Bias için tam ve yerine oturmuş bir cümleyi yansıtıyordu. Tiyatrodan agoraya doğru yürürken Herakleitos' un "Her şey akar ve değişime uğrar" sözünü tekrar anımsadı. Evet O da kabul ediyordu zaman içinde her şey değişir ama bu güne kadar değişmeyen bir tek şey vardı o da içinde, kalbinin derinliklerinde hala daha saklı kalan Su' ya karşı hissettiği köklü duygulardı. Kentin ana caddesine çıktı ve agoraya doğru yürümeye başladı. Priene, ülkenin siyasal yaşamında önemli bir güce sahip değildi ama Naulochos adındaki limanıyla agorasını beslemeye ve

5 5 ticari yaşamını sürdürmeye devam ediyordu. En büyük sorun şuydu; çalışkan Miandros nehri Anadolu'nun yaklaşık beşte birlik yolunu kat edip ve önüne kattığı alüvyonlarla limanını dolduruyor hem limanın hem de Priene'nin önemini yitirmesine neden oluyordu. Helen kentlerinin agoraları gibi Priene agorası da halkın toplandığı, festivallerin yapıldığı ve ticaret işlerinin görüşüldüğü açık bir alandı. Açık alanın ortasına geldi ve tanrı Hermes' e ait sunağın yanında durarak bronzdan ve mermerden yapılmış heykelleri seyretmeye başladı. Kendini buranın insanı ve evindeymiş gibi hissetti. Yılın belli günlerinde; agorada festival hazırlıkları yapılır, limanda bekleyen teknelere atlayıp Samos' a eğlence ve avlanma gezileri düzenlenir; adaya özgü ceylanlar avlanır geriye dönüşte büyük eğlence ve şölen havasıyla karşılanarak avlanan ceylanlar agoranın sunağında tanrı Hermes' e sunulur böylece gelecek yılın daha bereketli ve huzurlu geçeceği inancıyla tören doruk noktasına ulaşırdı. Tanrı Hermes keskin ve ciddi bakışlarıyla Us'un gözünün içine bakıyordu. Yaşam burada ters yüz olmuştu O'nun için! * * * * * Athena tapınağı bugün muhteşem bir görüntü yansıttı O'nun için. Sanki tapınak içine çekiyordu O' nu! Tapınağın sütunlarına yansıyan eğik güneş ışınları gün batışının haberini veriyordu. Denizden yaklaşık doksan altı metre yükseklikteki tapınağa ağır ve emin adımlarla yürüyerek tırmanmaya başladı. Tapınak Pytheos tarafından inşa edilmişti ve yine Pytheos' un hazırladığı tapınağın mimari özelliklerini gösteren kitabı eline almış Ion mimarisinin klasik örneği olan bu yapıtı ölçüleri ve sütunları ile beraber inceliyordu. Heredotos' un dediği gibi Menderes çalışkan bir nehirdir ve binlerce senede taşıdığı alüvyonlarıyla denizi Priene den dokuz kilometre uzaklaştırmış, Latmos körfezi denizden Herakleia ya olan bağını kaybetmiş ve göle dönüşmüştür. Şimdi bölgede binlerce hektarlık tarım alanı oluşmuş ve Menderes ovası Anadolu'nun önemli pamuk ambarlarından biri olmuştur. Menderes ovası taşkın bir ovadır, ender de olsa nehir taştığında Menderes deltası, ovanın

6 6 bazı bölümleri ve deniz birleşir. Ayrıca delta balıklar ve kuşlar için doğal kuluçka alanıdır. Habitat burada çok zengindir. Büyük Menderes ovası verimli toprakları, uygun iklim ve ulaşım koşullarıyla tarih ve kültürü binlerce yıldır arkasından sürüklemiştir. Athena tapınağının Ion başlıklı, yivli sütunlarının altına oturdu, sırt çantasından dürbününü çıkarıp Karina lagününü seyretmeye başladı. Geçen yıl gözlemini yaptığı flamingo ve tepeli pelikanları aradı ama havanın puslu oluşu net görüşü engellediğinden sevgili kuşlarıyla karşılaşamadı. * * * * * Hayatından bir kuş gibi uçup giden sevgilisini düşündü. Derinlere O nunla tanıştığı güne kadar gitti. İnciraltı'nda kafeteryada arkadaşlarını beklerken görmüştü onu ilk kez. Dikkatini çekmişti duru ve sade görünüşü. Kafeteryanın çakıl taşlarıyla kaplanmış yolunun önünde dört arkadaşıyla beraber ayakta sohbet ediyorlardı; diğer üçünü tanıyordu ama Fahriye' yi ilk kez görmüştü grup arkadaşlarının arasında. Hiç çekinmeden ve hemen yanlarına gitti, tanıdığı üç arkadaşıyla çabucak selamlaştı, kısa hatırlar sordu ve sonra Fahriye ile tanışmak için önce adını söyledi. "Ben ya senin ki?!" deyip elini uzattı. Fahriye'nin sağ avcunda Antep fıstıkları vardı bu yüzden elini uzattı ama açamadı sanki ona ikram etmek istermiş gibi. Us akıllıca davranıp "Eğer yiyemeyeceksen fıstıklarına talip olabilirim" dedi. Fahriye'nin avucu açıldığında Us hemen sol eline fıstıkları döküp boş kalan sağ eliyle tokalaştı. İlk tanışma ve gönülden ilk dokunuş böyle başlamıştı. Us fıstıkları yerken Fahriye'nin gözünün içine bakarak içtenlikle "Yediğim fıstıklardan anladığım kadarıyla su gibi yalın ve temiz bir insansın" demişti. Fahriye tanıştığına memnun olduğunu söylemiş fıstıklar konusunda herhangi bir yorumda bulunmamıştı. Gülümseyişi o kadar duru, doğal, saf ve temizdi ki gözlerinin içi de gülüyordu ve Us bunu ilk bakışında hissetmişti! Bu bakışlar O'nu gönülden fethetmişti. Daha sonraki günlerde birbirlerini hep aradılar ve aradıkları yerde buldular. Us işletme üçüncü sınıftaydı, Fahriye felsefe birinci sınıf; aralarında üç yaş fark vardı. Birbirlerine yakın olmalarını

7 7 sağlayan en önemli neden ikisinin de kitap okumayı çok seviyor olmalarıydı. Hemen her gün ortaya yeni bir konu koyar ve saatlerce bunu tartışırlar bilgi alışverişinde bulunurlardı hatta Us konuların üzerine o kadar ciddi eğiliyordu ki bazen kendisini felsefe bölümünde de okuyormuş gibi hissediyor ve böylece yeni bir araştırma bölümü ve kendisi gibi meraklı bir arkadaş kazandığı için seviniyordu. Bir gün ne iş yapacakları ve gerçek hayata atılma zamanı geldiğinde engelleri nasıl aşıp paranın o kirli tuzağına düşmeden geçimlerini sağlayacaklarını konuştular. Us doğa ve doğal yaşam üzerine belgeseller hazırlayacağını ama bunun ancak hobi olarak yapabileceğini çünkü ülkesinin ekonomisi ve insanlarının kültür seviyesi bu çalışmalardan kendisine gelir getirmeyeceğine inandığını bu yüzden para kazanmak için mutlak bir iş kurmayı ve normal geçim standartlarına ulaşıncaya kadar sıkı bir çalışma temposunda birkaç yıl devam edeceğini ama enerjisini bu kör döngü içinde bitirmeyeceğini ve asla paranın tutsağı olmadan belli bir seviyeye gelip işini rolantiye alıp istediği gibi yaşamaya devam edeceğini söylemişti. Ve "Çalışan herkesin geçimini sürdürebileceği bir ülkede yaşıyoruz" demişti. Fahriye ise okulundan ve yaşamdan aldığı bilgileri insanlarla paylaşmaktan mutlu olacağını bu yüzden "Öğretmen olmak istiyorum" demişti. Us "İstediğin gibi olmalısın" dedi. Fahriye Us'un bu sözünden çok etkilenmiş, konuyu bir anda başka yöne çekerek "İsmimi değiştirmek istiyorum" dedi. Us nasıl bir isim düşündüğünü sorduğunda ise Fahriye O'na "İlk tanıştığımız gün bana arzu duyduğum isimle seslenmiştin" dedi. Ve ekledi "Su gibi yalın ve temiz bir insansın demiştin" dedi. Us "Bu dünyaya bir kez geldik" dedi.ve tekrar "İstediğin gibi olmalısın, öyle yaşamalısın" dedi. "Eğer sana değer veriyorsam yaşamına saygı duyuyorum demektir" dedi ve Su'yu öptü. Her geçen gün birbirlerine hem duygusal hem de sağlıklı paylaşımın ortaya koyduğu güven ve sevgiyle bağlanıyorlardı. Kimi zaman tartışıyorlar ama kişilik çatışmasına girmeden; çıkmaz sokağın içinde saygının anahtar olduğu kapıyı açıyorlardı. Sorunlar

8 8 karşılıklı saygı, özveri ve anlayışla bir kuş gibi uçup gidiyordu. Bu yüzden birbirlerini tanımakta ve anlamakta pek zorluk çekmiyorlardı. Artık birbirlerinin yaşamlarının akışını etkiliyorlardı ve zaman sanki sadece onlar için çalışıyordu. Us geçmişin sisli puslu penceresini kapatıp yaşadığı dünyaya geri döndü. * * * * * Güneş iyice kızarmış batmasına sadece bir parmak kalmıştı, işte tam o arada flamingoların güneşin önünden saygı gösterisinde bulunuyormuş gibi süzülerek geçişlerini seyretti. Kuşlar bile gecenin çöküşünü hissetmiş yuvalarına dönüyorlardı. Us oturduğu platformdan kalkma zamanının geldiğini anladı. Gönlü kırgındı insanlara ve içinde bir boşluk vardı; doldurulması mümkün olmayan bir boşluk! Yüreğinde yanan ateş canını yakıyordu. Sol yanağın dan kalbine doğru akan bir damla yaş Us'u birazcık ferahlattı ama bunu O'ndan başka hiçbir varlık anlayamayacaktı!!! Ve Us içinden sessizce Kirpiklerimin arasında pırlanta tanecikleri gibi parıldayan gözyaşlarım değil kanımdı, depremler oldu, barajlar yıkıldı; heyelanla sürüklendi ömrüm, çamura büründü, zaman içinde akan yaşım değil canımdı!!! Diyecekti. Arkasına dönüp bakmazsa eğer hiç kimse O'nun geçmişini deşmeyecekti! Güneş batalı yaklaşık bir saat olmuştu, alaca karanlık çökmüş, yıldızlar göz kırpmaya başlamıştı ve gezegenler ben buradayım mesajını veriyorlardı. Ay dolunaydı bu gece, fosforlu ay ışığının aydınlığı nereye gideceğini bilen yolcunun önünü aydınlatır gibiydi. Gece yürüyüşleri, gündüzün kavurucu sıcağı altında olmaktan daha çok hoşuna gidiyordu. Birazdan çiğ yağmaya başlayacak, ısı düşecek toprak ve yöreye ait bitki örtüsünün kokuları birbirine karışacaktı. Ayrıca sessizlik ruhunu dinlendirecek, gecenin kendine özgü serinliği ritimli yürüyüşünü kolaylaştıracaktı.

9 9 Sırt çantasını; araştırmalarını yapacağı, kamp kuracağı ve yiyeceği birkaç şeyle ama zorunluluk duyduğu malzemelerle hazırlamıştı, gerektiği kadar hafifti ve ihtiyaç duyabileceği her şey elinin altındaydı. Çünkü büyük evim dediği bu dağlara defalarca gelmiş ihtiyaç duyabileceği askeri düzeyde her şeyini de yanında getirmişti. Çadırını yanına almamıştı, uyku tulumu ve mat uyumak için yeterliydi; uyumadan önce dürbünüyle ışık kirliliği olmayan bu yerde yıldızları izlemek hoşuna gidiyordu. Yeryüzü kadar pek çok takım yıldızı, gökyüzü bulutsusu, nebula ve gezegen dostuydu O'nun yeter ki ne zaman ve nereye bakmak istediğini bilesin! Sadece Venüs ve Venüslülerden çekinirdi; onlarla anlaşmakta hep güçlük çekerdi! * * * * * Kıyı Ege'nin bitki örtüsü ne aradığını bilen kişi için çok cömerttir. Aç kalınmaz Ege'de. Tarihin babası Herodotos da böyle söylemişti. Anadolu'nun bitki florasının isimlendirilmesi daha tamamlanamadı. Bu hem Anadolu insanının konuya karşı ilgisizliği hem de bitki örtüsünün bir kıtayı kaplayacak kadar yoğun olmasından kaynaklanıyordu. Ege'nin dağlarında yiyecek ve su sorunu yoktu O'nun için. * * * * * Us'un bu akşamki amacı çağlayana ulaşmaktı çünkü her sabah kalktığında duş yapma alışkanlığı vardı ve bu sabah gün doğmadan çağlayanın serin suyuna dalacak güne daha dirençli ve coşkuyla başlayacaktı. Ve yılkı atları orada O'nu bekliyor olacaklardı! Bugün ters yönden; güney yamaçtan tırmanıyordu. Bunun birinci nedeni eski bir Rum köyü olan ve şimdi pek çoğu zenginler tarafından satın alınıp restore edilen Doğan bey' den ev kiralaması olmuştu, buranın sakinliğini ve eski zamanı anımsatan havasını seviyordu. İkinci nedeni ise Priene'yi özlemişti, geçmişi yaşamak ve surların etrafında dolaşmak istemişti. Karma karışık düşüncelerle dolmuş beyni uyuşmuştu; daldan dala atlıyor, dikkatini bir türlü toparlayamıyordu, geçmişi kurcalıyor, kendini gereğinden fazla dinliyor, sakin ama kararsız bakışlarla

10 10 etrafını süzüyordu. Bakıyordu ama sanki etrafını görmüyordu. İçinden "Ben hep böyle durumlara düşmekten korkarım" diye geçirdi. ve hareket etme zamanının geldiğini fark etti; beyni ve vücudu dalgın ve kör düşüncelerle uyuşmuştu; uyanmak ufkunu açmak istiyordu. Sırt çantasını aldı, ayağa kalktı; ellerini havaya kaldırdı ve dolunayın koyu, puslu ve gümüşi ışığı ile doldurduğu gökyüzüne baktı. Kaprisli yıldızı göremedi, O'na göz kırpmıyordu; belki de dolunayın aydınlığına gizlenmişti. Uzaklardan bakan birisi üzerinde bulunduğu tapınağa hükmediyor mu? Yoksa esniyor mu? O'nun orada ne yaptığını anlayamazdı. En az kendisi kadar, paçasına sürtünen Karagölge de hareket etmek ve dağa çıkmak için sabırsızlanıyordu. Çoban ve av köpeği kırması olan bu köpek kapkaraydı sadece ağzını açtığında veya havlarken dişlerinin beyazlığı ve dilinin kırmızılığı görünüyordu. Gece için iyi bir kamuflaj, dağa çıkmak için tecrübeli bir rehber ve herkesten daha sadık bir dosttu. Yaklaşık bir ay kadar önce Doğanbey' den evi kiralarken tanışmıştı, Karagölge yse; çok konuşan ve devamlı sızlanan bekçinin köpeğiydi. O gün beraber Doğanbey'in eski evlerini gezmişler, sokaklarında dolaşmışlar, evlerin bahçelerinde ve avlularında yürümüşlerdi. Kısacası birbirlerinden hoşlanmışlardı çünkü her ikisi de konuşmuyordu ve bekçinin dırdırından sıkılmışlardı! Karagölge'nin sırtını sıvazladı ve ensesini kaşıdı. "Hadi bakalım, yol göster bana Karagölge'm" dedi ve yola koyuldular. Ay tabak gibiydi ve bulundukları yeri yeterince aydınlatacak kadar yükselmişti. Bu yüzden el fenerini kullanmaya gerek duymuyordu ama genç, hareketli ve sabırsız olan Karagölge'yi bazen çalıların ve maki topluluklarının arasında kaybediyordu yine de sakin ve tempolu yürüyüşü kendine göre ayarlıyordu. Vücudunun nefes almasını sağlayan giysiler giymişti; kendisini sıcak tutacak, terlemesine izin vermeden düzenli ve ritimli adımlarla ilerleyecekti. Karagölge, Us'a yol gösterecek ve yürüyüş ritmine ayak uydurmak zorunda kalacaktı. Çünkü o görevini ve sahibini biliyordu. Priene'nin eteklerinden Dipburun a doğru hem yükseliyor hem de ilerliyordu. Aslında Doğanbey'den dağa çıkmak çok daha kolay

11 11 olacaktı ama bütün gece dağlarda delicesine gezinmek istemişti. Yükseldikçe rüzgarın uğultusu artıyor, sessizliği ve sakinliği bozuyor, tatlı bir serinlik kendini hissettiriyordu. Büyük Ayı takım yıldızının kuyruğunu gördü O'na göz kırpıyordu; gideceği yer de orasıydı zaten. Önüne çıkan keçi patikasını takibe başladı Karagölge de o yolu izliyordu. İlerledikçe rüzgar varlığını daha fazla kanıtlamak istercesine şiddetini arttırıyor ve hep beraber yürüyüşe devam ediyorlardı. Dolunayın fosforlu gümüşi aydınlığı önünü görmesini kolaylaştırıyor, kekik ve nane kokuları içini ferahlatıyordu. Yıldızlar gökyüzünün sessizliğini ve karanlığını süsleyen kristal tanecikleri gibi parıldıyordu. Us hiç beklemediği bir anda ve Karagölge'den herhangi bir mesaj almadan gördüğü iri bir karaltıyla irkildi! Yanmış ve kesilmiş büyük bir ağaç kütüğünü hiçbir şeye benzetememiş ve şaşırıp duraklamıştı. Buralarda yanmış ağaçlardan oluşan belki de binlerce ceset vardı ve önüne çıkan ilk ceset içini ürpertti; tüyleri diken diken oldu!. * * * * * Eski Rum köyü olan bugünkü adıyla Doğanbey mübadele ile Türk halkına açıldı. Köyün içine cami, okul ve sağlık ocağı bile yapıldı ama köylü bu şirin köyü içine sindiremedi; hazır bulduğu güzelliklerine, doğasına ve manzarasına alışamadı. Birer ikişer aşağılara verimli topraklara ve Karina Lagününe doğru göç etmeye başladılar. Verimli topraklara yaptıkları evlerle ve yeni oluşan köy ile kendi tarım alanlarını yine kendileri kısıtladılar. Dikime ve ekime elverişli toprakların üzeri yavaş yavaş kapandı ve ilerleyen zamanlarda artan nüfus ve göç, geçim sıkıntılarını doruğa çıkardı. Çünkü Doğanbey terkedilmişti! Samsun dağlarının bir bölümü barındırdığı hayvanlar ve bitki örtüsünün çeşitliliği ile dikkatleri üzerine çekmiş, Milli Park ilan edilmişti ve Anadolu parsı en son bu dağlarda görülmüştü! Anadolu parsı neslini seneler önce bu dağlarda tüketmişti belki ama dağlardaki yaban atları, Menderes Deltasında oluşan lagünlerde yaşamlarını sürdüren tepeli pelikanlar, flamingolar ve Bafa gölünde adacıklarda yaşayan kuşlar, Selena'nın anılarıyla yaşayan

12 12 Herakleia, koruma altına alınması gereken en önemli yerlerdi. Bu konuda doğal hayatı koruma gönüllüleri ve çevreciler el ele vererek bu bölgenin tamamının Milli park yapılması için çalıştılar ve kazandılar. Milli parkın sınırları genişlemişti! Ama Doğanbey'in çevresindeki yerleşik halk bu gelişmeden hiç de hoşnut değildi. Çünkü Menderes deltasında eskisi gibi kendilerine tarım arazisi açamayacaklar ve onlar milli parkın sınırları içinde sıkışıp kalacaklardı! Doğallığını ve doğal yaşamı unutmuş insanoğlu çıkarlarını koruma savaşına çoktan girmişti, bundan sonra herkes kendi yararını düşünecekti işte bu yüzden yöre halkı kızgın ve öfkeliydi! Hatta kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda "Gerekirse yeni tarım alanları açmak için ormanları bile yakarız" söylentisi dolaşıyordu. Ve söylenti gerçekleşmiş bir yıl sonra Doğanbey' in eteklerinden çıkan orman yangını Samsun dağlarını ve milli parkın güney yamacının büyük bölümünün yanmasına neden olmuştu. Suçlu bulunamamıştı!!! Bu yüzden yaban atlarının her zamankinden daha fazla ilgiye ve sevgiye ihtiyaçları vardı. * * * * * Rehberi ve yol arkadaşı Karagölge Us'u fazla yormadan üst yamaçlara ulaşmasını sağlıyordu. Sonunda lagün göründü, ay ışığı Karina Lagününde mehtabı oluşturarak en güzel ışıklarını demetler halinde suyun yüzeyinde titreterek yansıtıyordu ve batmaya yakın Jüpiter iriliğinin doruğundaydı neredeyse dört uydusu da çıplak gözle görülecek gibiydi; dolunayı kıskanmış denizin üzerine yansıttığı ince ve narin ışıltısını sergiliyordu, sanki iki mehtap vardı bu gece. Bu güzelliğin yanında beş yıl önce yanan ormanın izleri, attığı her adımda kırık ve yanık dal parçalarıyla kendini gösteriyor, çok tezat bir görüntü oluşuyordu. Buna rağmen dizlerine kadar ulaşan genç çam fidanları yaşamaya ve burayı bütün gücüyle yaşatmaya çalışıyordu. Yeni bir hayatın başlayışına müjdeler veriyordu; doğa cömertliğini korumaya devam ediyordu. Kimi zaman önü maki topluluklarıyla kapanıyor, yolunu bulmakta güçlük çekiyordu o zaman da Karagölge önüne geçiyor yolu gösteriyordu. Yükseldikçe esen rüzgar şiddetini ve serinliğini

13 13 arttırıyor bu yüzden ısısını korumak fakat terlemeden yol almak gerekiyordu. Yürüyüşün ritmini doğanın ortaya koyduğu koşullara göre ayarlamak gerekiyordu. İçinden "şimdi kaybolma zamanı" diye geçirdi ama Karagölge buna izin vermiyordu. İleride fundalıkların ve gölgelerin arasında iri bir hayvan gördü, varlığını hissettirmek için ve buraların hakimi benim dercesine hareket ediyor emin ve sakin adımlarla ilerleyerek kendini sergiliyordu. Biraz daha yaklaşınca böğürtüsünden Us onun bir boğa olduğunu anladı. Karagölge, boğa ve Us'un arasına girerek bir kaç kez havladı ve gerilimi yumuşattı. Şimdi herkes rahatlamıştı. Us ve Karagölge önlerindeki patikada ilerlerken yaklaşık altmış metre arkalarından boğa da onları takip ediyordu ve üç yüz metre sonra büyükbaş hayvan sürüsüyle karşılaştılar, on bir sığırın konakladığı geniş ağıl gibi kullanılan alanın yanından geçtiler. Arazi ya da çiftliklerden kaçan sığırlar buraların milli park ilan edilmesiyle bakir topraklara kavuşmuşlar, içgüdüleriyle kazandıkları doğal yaşam savaşından sonra, yeni hayatlarına adapte olmuşlardı. Burada güdülmekten ve insanlardan uzak, huzur içindeydiler. Us onları istedikleri gibi bıraktı ve yoluna devam etti; boğa da takibi bıraktı, sürüsüyle kaldı... Atların daha ayak izlerini görmeden pisliklerinin kokusunu aldı, biraz daha tırmanınca, üst yamaçta ayak izleriyle de karşılaştı. Burada sadece atların değil pek çok hayvanın ayak izlerini de, gündüzün sıcağında incelmiş toprağın üzerinde görebiliyordu, tam olarak emin olamasa da yaban hayvanlarının gidip geldiği yoğun bir hareket akışının izlerini hissediyordu. yakınlarda bir yerde kaynar pınar veya su birikintisinin olabileceğini düşündü. Ay ışığında koyu karanlık gölgeler sanki hareket ediyor gibi ürperti veriyor, farklı görüntü senfonileri oluşturuyordu. İnsanı titreten ve çaresizliğe iten bir yanı vardı ve Us bunlara hiç aldırmadan bir şarkının dizelerini mırıldandı " Sen hiç dolunayda gölgeni seyrettim mi? Ay ışığında dans edişini hissettin mi?! Gölge ve oyunlarını en iyi ay ışığında yaşarsın. Ay ışığı oldum, fosforlu gölgem uzaklarda kayboldu!" Kendini kaptırmış şarkı söylerken ve Karagölge'yi takip ederken; birdenbire suyun sesiyle irkildi. Burada ve bu kadar yakında

14 14 onu hiç beklemiyordu, karanlıkta onu göremiyordu ama sesini duyduğundan emindi ve sesin geldiği yöne doğru yöneldi. İki yamacın arasından tahta parçası ve taşlarla kapatılan bir yarığın altındaydı su; bunları kaldırmadan suyu görmek olanaksızdı sadece sesi dinlenebilirdi, sanki gömmüşlerdi suyu gökyüzü ve yıldızlarla bütünleşmesin diye! Aslında söylediği şarkıya güzel bir ritim de oluşturuyordu suyun şıkırtısı; hafif narin ve masum akışı... İçine derin ve serin birkaç nefes çekti "Şimdi ve burada yaşadığımı hissediyorum" dedi. Taş ve tahta parçalarını kaldırarak iki eliyle avuçladığı suyu kana kana içti!. Ve yorulduğunu hissetti. Çağlayana ulaşmasına çok zaman vardı ama sabah duşunu alabileceği suyunu daha önce bulmuştu burada konaklamaya karar verdi. Zaten Karina lagünü kendisinden önce ve çoktan uykuya dalmıştı. Sırt çantasını yastık yapmak için yere bıraktıktan sonra mümkün olduğunca düz, suya yakın ve kuru bir yer buldu; önce matını serdi sonra dürbünü ile beraber uyku tulumunun içine girdi. Doğaya açık, paylaşımcı ve o kadar çok yaşamsal enerji ile doluydu ki böyle bir yerde böyle bir zamanda ve böyle güzel hava koşullarında, bir çadırın içine sığması mümkün değildi. Açık ve serin havayı solumalıydı, ancak bu şekilde enerjisini kontrol edebilirdi. Temiz hava ve gökyüzü gibi O da ruhunu dinlendirecek ve temizleyecekti. * * * * * Ege tanrıların denizidir. Artemis Efes'in bereket ve güzellik tanrıçası ve ikiz erkek kardeşi Apollon ise savaş tanrısıdır. Ve her ikisi de tanrılar tanrısı Zeus' un çocuklarıdır. Savaşçı Apollon düşmanını yenebilmek için babası tanrı Zeus'tan yardım ister "Bana o kadar güçlü bir at ver ki uçarcasına koşsun" der. Ve tanrılar tanrısı Zeus oğlu Apollon' a kanatlı at "Pegasus" u gönderir. Bir başka öyküye göre Pegasus; Denizler tanrısı Poseidon ile yılan saçlı Medusa'nın oğludur. Mitolojide başlayan kanatlı at Pegasus' un öyküsü değişerek ve renklenerek günümüze kadar devam eder. * * * * *

15 15 Dürbününü gözüne dayadığı karanlık gökyüzünde yıldızı Pegasus'u aramaktaydı. Yüzü güneye dönük yattığı için üstünde kanatlı at takım yıldızını ve yıldızlar grubunu görmesi hiçte zor olmadı. Çünkü kışın ve beş aralıkta takım yıldızının tam tepesinde bulunacağını biliyordu. Pegasus takım yıldızının büyük karesinde kendi özel yıldızı Sirrah'ı dürbünüyle aradı, yıldızını çok seviyordu ve onu her bulduğunda kış ayının serinliği içini ısıtıyordu çünkü Sirrah paylaşım yıldızıydı ve şimdi O'na göz kırpıyordu. Us da göz kırptı, sonra ikinci gözünü de kırptı, daha sonra iki gözü de kapandı; uykuya daldı. Karagölge ayak ucundaydı. Gün doğumunun habercisidir keklik, guruldayarak ötmeye başlar; Us kalkma zamanının geldiğini böyle anlar. Şafak sökmeden yaklaşık bir saat önce uyandı; kaynar pınarın yanına gidip bir yandan dişlerini fırçalarken diğer yandan soğuk suyu üzerine dökerek yıkandı, güne daha dirençli başlayacaktı. Islak elleriyle yüzünü avuçladı sonra ellerine baktı, ellerinde hiçbir şey yoktu sadece sert ve iriydi. Ama içinde, derinlerde ve elleriyle avuçladığı beyninde saklı tecrübeleri vardı; kısa zamanda uzun yol almış, kendini değerlendirmişti. Şimdi insanlardan uzak doğa ile beraberdi. Biliyordu doğal yaşamda ne yapacağını, nerede ve nasıl onunla dost olacağını. Doğa ile paylaştığı zaman yeni hayatı ve yeni tecrübesi olmuştu O'nun. Sonsuz ve koşulsuz sevgiyle bağlanmışlardı birbirlerine; savaşmaya değil sevişmeye açıktı ruhları. Uzakta, şehirde yaşayanlara "Onlar şehir eşkıyası ben dağcıyım" diyordu. Burada hiç kimseye ihtiyacı yoktu, çünkü burada kaybolması ve yok olması imkansızdı, sadece değişime uğrardı; zamanı geldiğinde o da olacaktı. Tanyeri ağarmaya başlamıştı, batı ufku öyle uzun ve güçlü kızıla bürünüyordu ki yeryüzünün yarısından fazlasını çevreliyordu ve gün doğumunun habercisiydi keklik sesleri. Karina Lagünü sanki denizi paramparça ederek şekillenmiş yüzlerce adacık ve yarımadadan oluşmuş gibi ufkun kızıllığı ile bütünleşerek ve rengarenk kendini sergiliyordu. Denizden gelen sıcak hava akımı ile çarpışan soğuk hava Samsun dağlarının zirvelerini sanki üşümesin diye kimi zaman beyaz bir şapka, kimi zaman Menderes ovasının pamuğundan yapılmış beyaz bir yorgan gibi bulutlarla tutunuyordu.

16 16 Ve gün doğumu ile ortalık ağarırken sessizliği parçalayan bir uğultu sardı her yanı bu rüzgarın sesi değildi. Arılar, günün ilk ışıklarıyla beraber çalışmaya başlamış Karina Lagününün yakınlarında yüzlerce kovandan fırlayan ordu birlikleri gibi aşağılardan yukarılara, üst yamaçlara doğru S'ler çizerek yükseliyorlar ve milyonlarca arı vızıldayarak uğultu oluşturuyorlardı onları takip eden ve ötüşen kuşlarla beraber günün ilk hareketlilik mesajını veriyorlardı. Aydınlık ve çalışkan yaşam başlamıştı. Us geçen yıl ilk kez buraya atları araştırmaya geldiğinde öncelikle atların sosyal yapısı ve yedikleriyle ilgilenmiş; davranışlarını izleyip onları rahatsız etmeden yada en az etkileyerek incelemelerde bulunmuş, yanında yeteri kadar yiyeceği olmasına rağmen beslenmelerini dikkatle izleyerek hangi bitkileri ne şekilde tükettiklerine bakmış ve aynı şekilde onlar gibi beslenmeye başlamıştı. Biliyordu ki Afrika da ki goriller ve gergedanlar sadece çiğ otla beslenirler ve dünyanın en güçlü hayvanlarıdır. Us da kendine onları örnek alarak bir hafta boyunca atların yediği besinleri dikkatle incelemiş ve atlar gibi beslenmişti. Ve bir hafta sonra iki kilo vermişti, çünkü buradaki yaban hayvanlarının günlük yaşamlarının büyük çoğunluğu beslenmekle geçiyor zamanlarını otlaklarda dolaşmaya ayırıyorlar, güvenliklerini ve rahatlarını sağladıktan sonra sadece besleniyorlardı; oysa Us' un onlar gibi sadece beslenmeye ayıracak zamanı yoktu. Ama yine de atların beslenme teknikleri ve ne yemek istediklerini bilişleri O'nu hayrete düşürmüştü. Bir bitkiyi yararı ve zararıyla iyi şekilde tanımadan onu kullanmak özellikle sağlık açısından tehlikelidir ve doğaya uygun hareket etmemektir. Buradaki en iyi rehber Dilek Yarımadasında yaşayan dört ayaklı beygirlerdir. Çünkü doğada yaşam önce zararsızlıkla başlar, burada yaşam kolay değildir, dikkatsizliğe izin verilmez. Ve burada sorunların değil yaşamsal kararların parçası olunur, ancak böyle ayakta durulur. Us burada yaşayan canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için birbirlerini iyi tanımaları gerektiğini ve bu canlıların yaşam içinde edindikleri bilgilerle özel bir yer ve yeni stratejiler kazandıklarını öğrendi. Yerdeki otlar ve dağdaki atlar da bunlara dahildi... Öncelikle Us toksin salgılayan bitkiler hakkında bilgi aldı; kimi bitkinin sadece köklerini kiminin sadece yapraklarını kiminin ise

17 17 sadece meyvelerini yedi, buna rağmen bir haftada iki kilo vermekten kurtulamadı! Şimdi yanında konserveleri ve uzun süre dayanan kuru gıdaları vardı, beslenmek için zaman harcamayacaktı... Karagölge ile beraber birer konserve açıp günün ilk yemeğini yediler ve kampı toplayıp atlara doğru yürüyüşe geçtiler... Yanan ormandan arta kalan ağaçların kesilmiş dalları yeni doğan güneşin gölgesinde uzayarak bir iskelet görüntüsünü andırıyordu. Yanmış ağaçların dal parçaları ve taşlar beraber yuvarlanarak yığınlar oluşturmuşlar, çürüyen çam ağaçlarının kabukları ve kozalaklar toprakla bütünleşmeye başlamışlar, bir bütün olmuşlar, kardeşçesine sarmaş dolaş bir araya gelmişler ve yeni doğan çam fidanlarını beslemeye başlamışlardı. Yangından sonra ölen ağaçlara ulaşabilmek için iş makinelarıyla stabilize yollar açılmış, bu açılan yollar bazı yatakları ve yamaçları yarmıştı ve toprağın altından giden suyun yönünün değişimine neden olmuş bu yüzden yeni açılmış yarıklardan su sızmaya başlamıştı. Ve buradan çıkan küçük pınarcıklardan bölgedeki pek çok canlı su ihtiyacını gideriyordu. Buradaki su yarığından içmek için kendine temiz su arayan Us amacına ulaşamadı çünkü buraya gelen hayvanların ayak ve dışkı atıklarından oluşan çamurun içinden yararlanabilmesi mümkün değildi, temiz kaynak arayışı için yoluna devam etti. Karagölge nin temiz yarığa doğru ilerleyişini seyretti. Evet biraz ilerde ve yaklaşık iki metre yükseklikte temiz bir su sızıntısı vardı. Bu temiz sızıntının olduğu yere kalem gibi ince ve kısa dal parçası sokan suyun akışını sağladı ve matarasını boşaltarak pamuk ipliği gibi ağır ve narin akan taze suyla doldurmaya başladı, bu arada yerdeki çamurda belirgin görünen atların ayak izlerine bakıyor ve onların Dipburun a doğru yol aldıklarını anlıyordu. Dürbünüyle o tarafa doğru baktı. Matarasını yaklaşık yirmi dakikada doldurdu. Su temiz ve serindi. Gülümsedi... Yolculuğun bundan sonraki bölümü daha kolay olacaktı çünkü orman arazi ekiplerinin çalışmaları buradaki stabilize yolu Dipburun a kadar götürüyordu, Us için bu yolu takip etmek yeterli olacaktı. Ancak Samsun Dağlarında Dipburun a en yakın ve en yüksek tepeye NATO için üs hazırlığı çalışmaları başlamıştı ve bu bölgeye yakın şantiye kurulmuş, iş makinaları ile çalışmalar hızlandırılmıştı ayrıca yerin altından yaklaşık bir metre derinden dört adet bilek

18 18 kalınlığında kablolar döşeniyor yeni kurulacak üs için gerekli olan elektrik ihtiyacı giderilmeye çalışılıyordu. Tepe, iş makinaları ve dinamitle biraz daha düzeltilmiş, yüksekliği yaklaşık on metre düşürülmüş, yeteri kadar büyük su ve mazot depoları hazırlanmış, tepeye hafriyat taşıyan kamyonlar için yol ince mıcır ile tasfiye edilmişti ve çalışmalar bütün hızıyla sürüyor, insanlar ve makinalar bir bütün olarak çalışmaya devam ediyordu. Us şantiyenin ve çalışanların dikkatini çekmemek için onlardan uzak olan yolu izledi; yılkı atları gibi Güneş yükseldikçe Karina Lagününün görüntüsü netliğini kaybediyor, hava puslanıyor ve Us Dipburuna doğru yükselerek ilerledikçe lagün solda aşağılarda ve arkada kalıyordu. Yangından nasibini almayacak kadar şanslı büyük çam ağaçlarıyla kaplı bir tepeye ve düzlük bir alana vardı. Buradan etrafına bakınca, önünde yani batıda Nero nun koyunu ve çatısı çökmüş yıkık kilisenin taş duvarlarını görebiliyordu. Burası küçük iki adacığın dalgakıran gibi önünü kapattığı güzel bir koy oluşturuyordu, ikinci ada koyun dışında ve fener adasıydı. Bu koy rüzgarlı havalarda fırtınadan kaçan balıkçı tekneleri için iyi bir barınaktı. Dipburun a doğru ve aşağıya indikçe yüksek çam ağaçları yerini maki topluluklarına bırakıyor ve onlarda en az ağaçlar kadar erozyonu engelliyordu. Karina Lagünü güneydoğuda ve Us un arkasında kalmıştı, kuzeyde ise Samos Adasına yüksekten bakılınca havanın puslu olmasına rağmen havaalanıyla beraber, rüzgar gücünden elektrik elde etmek için kurulmuş, elektrik santralları; bunlara ait uzun ve beyaz direkler üzerinde hala dönmeye devam eden on adet tirübünler görünüyordu. Ve Samos şehri, hilal şeklinde ay gibi dağların oluşturduğu doğal koya gizlenmiş bir görünümle kendini sergiliyordu. Kuruyan boğazını yumuşatmak ve birkaç yudum su içmek için sırt çantasını yere indirdi; yorulduğunu hissetti, burası dinlenmek için gölgeli bir yerdi ve gizlenmek içinde yeterli büyüklükte ağaçlarla korunaklıydı. Karagölge ye baktı, sanki gülümsüyor; oturmuş Us u izliyordu.

19 19 Buradan Dipburun'u gözlemlemek daha kolaydı, yeterince yüksekte ve gereği kadar yakın. Birkaç yudum su içti, dürbününü çıkardı ve atları aramaya başladı. Sürüyü yaklaşık üç yüz metre ilerde, maki topluluklarıyla kaplı bir alanın hafif açıklığında gördü. On, on iki kadar at sakin ve huzurlu bir şekilde otluyorlardı, dürbünü ile biraz daha dikkatle etrafına bakınca üst yamaçta sürüsünü kollayan tehditkar bakışlı yağız aygırı gördü; gözlerine inanamadı, birbirlerine bakıyorlardı! Donakaldı öylece

20 20 Telefon bıkmaz, bitmek bilmez bir inatla çalmaya devam ediyordu; sonuda homurdanarak gözlerini açtı, telefonunu aramaya başladı. 2.Bölü Yatağın yanında, yerde üzerine basılmış, buruşmuş kot pantolonunun cebinden telefonunu aldı ve açtı. Karşı taraftaki ses, --Taşkın sen misin? Dedi. Yatakta, yanında yatan ve hafif horultuyla uyumaya devam eden kadını seyrederek, kaşları çatık, yorgun ve kafası karışmış bir şekilde, --Kim arıyor? Dedi. Ulaş, --Ben Ulaş, Efes havaalanından arıyorum, Taşkın ın uçuş öğretmeniyim, O nun la görüşebilir miyim? Dedi. Dün akşam barlar sokağında tanıştığı, bira içip oynaştığı orta yaşlı sarışını, kaldığı pansiyon odasına getirdiğini anımsadı ama ismini hatırlayamadı. Telefonda bekleyen sese, --Ben Taşkın, dinliyorum Ulaş. Dedi. Ulaş, --Sesini iyi alamadım, yoksa hasta mısın? Dedi. Taşkın, --Hayır sanırım dün akşam içkiyi fazla kaçırdım, sınırımı aştım yine taştım! Dedi. Ulaş, gülümseyerek --Güzel demek ki her zaman ki gibisin! Bu gün Antalya ya bir uçuş var, T- 67 ile gidilecek ve havaalanından Sesna 135 i alıp iki uçak geri dönülecek; gelir misin? dedi. Taşkın kolundaki saate baktı, sabahın sekiz buçuğunu gösteriyordu, daha yatalı üç saat olmamıştı, --Ne zaman orada olmam gerekiyor? Dedi. Ulaş, --Eğer gelmeyi düşünüyorsan hemen!. Çünkü bu uçuşunu, yalnız uçuş olarak göstereceğim ve defterine işleyeceğim. Dedi.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Doğada Keşif Yapıyoruz

Doğada Keşif Yapıyoruz Bir Ağacı İnceleyin Doğada Keşif Yapıyoruz Aslı Zülal Çizim: Bengi Gençer Bulutları Gözlemleyin Kuş Gözlemi Yapın dogaetkinlik.indd 2 Keşif Çantası Hazırlayın Renk Avına Çıkın 26.09.2013 15:04 Bir ağacı

Detaylı

Kelaynakların Hazin Öyküsü

Kelaynakların Hazin Öyküsü Kelaynakların Hazin Öyküsü Hazin bir öykü anlatacağım bu kez sizlere... Bir varmış bir yokmuş... Uçsuz bucaksız bir ova varmış. Fırat ın sularıyla bereket bulmaya çalışan bu topraklar, fakir köylünün tek

Detaylı

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde Tuğrul Tanyol Beyaz at Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde Karanlık avlularda oturdum İçimde vahşi tamtamları inlerken ölümün Tüm putların

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Yıldızbaşı Zirve Faaliyeti Raporu

Yıldızbaşı Zirve Faaliyeti Raporu Yıldızbaşı Zirve Faaliyeti Raporu Tarih : 05 07 Ağustos 2011 Yer : Aladağlar / Niğde Rota : Cimbar Vadisi Dipsiz Yıldızbaşı Güney Yüzü Dipsiz Tekepınarı Arpalık (Harita 1, Foto 3) Tür/Hedef : Zirve tırmanışı

Detaylı

SAGALASSOS TA BİR GÜN

SAGALASSOS TA BİR GÜN SAGALASSOS TA BİR GÜN Çoğu zaman hepimizin bir düşüncesi vardır tarihi kentlerle ilgili. Baktığımız zaman taş yığını der geçeriz. Fakat ben kente girdiğim andan itibaren orayı yaşamaya, o atmosferi solumaya

Detaylı

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan; Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen insanların kullandığı yoldan; yemyeşil ağaçların rüzgar ile savrulan dallarından çıkan sesin dalga

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Güneşli bir günün sabahında, Geyikçik uyandı ve o gün en yakın arkadaşı Tavşancık ın doğum günü olduğunu hatırladı. Tavşancık arkadaşlarına her zaman yardımcı oluyor, ben

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47 İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47 KUYUDAKİ TİLKİ 49 TİLKİ ON YAŞINDA, YAVRUSU ON BİR 51 KURT, TİLKİ

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi

Detaylı

Değerli Dostlar, başlık olarak önce Ankara nın Denizi diyecektim, ama yüzlerce farklı cins kuştan bahsetmek isteyince Kuş Cennetlerimizden Biri

Değerli Dostlar, başlık olarak önce Ankara nın Denizi diyecektim, ama yüzlerce farklı cins kuştan bahsetmek isteyince Kuş Cennetlerimizden Biri Değerli Dostlar, başlık olarak önce Ankara nın Denizi diyecektim, ama yüzlerce farklı cins kuştan bahsetmek isteyince Kuş Cennetlerimizden Biri ÇAYIRHAN KUŞ CENNETİ ni tercih ettim. Biliyorsunuz ÇAYIRHAN,

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Alkan Yapı, 1981 yılından beri 2500 den fazla konut teslim etti. Farklı ihtiyaç ve beklentilere göre nitelikli projeler geliştiren Alkan Yapı,

Alkan Yapı, 1981 yılından beri 2500 den fazla konut teslim etti. Farklı ihtiyaç ve beklentilere göre nitelikli projeler geliştiren Alkan Yapı, HAYAT DE GÜZEL Alkan Yapı, 1981 yılından beri 2500 den fazla konut teslim etti. Farklı ihtiyaç ve beklentilere göre nitelikli projeler geliştiren Alkan Yapı, Doğaköy Premium ile Kerpe nin doğal güzelliklerini

Detaylı

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz 1. Sol taraftaki kapağı sadece çiftlikleri görene kadar açın. Kaz Cornelia uyandığında, gecenin karanlığı ile kaplı dağları günün kuş tüyü hafifliğindeki ışıklar aydınlatmaya başlıyordu. Orta ve sağ kapağı

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Yaşayan Bahar, ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik. Günün çevre haberi: "Yaşayan bahar" Baharın habercileri "kırlangıçlar" "leylekler" "ebabiller"... Tüm Avrupa'da doğa severler bu habercilerin yolunu gözlüyorlar... Siz de katılmak ister misiniz? "Yaşayan

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

Kamp Malzemeleri: Çadır, uyku tulumu, mat, ocak, yemek takımı vs.

Kamp Malzemeleri: Çadır, uyku tulumu, mat, ocak, yemek takımı vs. Etkinliğin Adı: Hasandağı (3268 m) Kış Zirve Tırmanışı Etkinliğin Bölgesi: Helvadere / AKSARAY Etkinliğin Tarih: 27/28 Şubat 2010 Etkinliğin Türü: Eğitim Etkinliğe Katılanlar: Seyhan Çolak (Lider), Nezihe

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

SÜPHAN YAZ KLASİK ZİRVE TIRMANIŞI FAALİYET RAPORU

SÜPHAN YAZ KLASİK ZİRVE TIRMANIŞI FAALİYET RAPORU Faaliyet Süphan Yaz Klasik Zirve Tırmanışı Faaliyetin Tarihi 18-20 Haziran 2012 Yeri Van - Adilcevaz Süresi 13 saat 30 dakika Türü Alpinizm Güzergâh Kat Edilen Yol 14,97 km (Zirve yürüyüşü) Alınan İrtifa

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Dört Dakika İçin Bile Olsa Okuyabilmek Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken bir yandan öğrencilere vereceğim dersin plânını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Dört Dakika İçin Bile Olsa Okuyabilmek Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken bir yandan öğrencilere vereceğim dersin plânını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi pişirdik. Topla tanışma oyunları oynadık. Heykel ol, adını

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi Penguenler Güney Kutup Bölgesi'nde yaşayan penguenler çok soğuk ve dondurucu olan kutuplarda rahatlıkla yaşayabilirler. Bunu sağlayan, penguenlerin derisinin altında bulunan kalın yağ tabakasıdır. Bu tabaka,

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: 09.04.2010 1. Vücudumuzdaki şeker oranını aşağıdaki organlarımızdan hangisi ayarlar? A) Kalp B) Böbrek C) Karaciğer 2. Sağlıklı bir yaşam için en önemli seçenek

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

Süha Derbent Organizasyonu ile Uganda da Dağ Gorilleri Yürüyüşü

Süha Derbent Organizasyonu ile Uganda da Dağ Gorilleri Yürüyüşü Süha Derbent Organizasyonu ile Uganda da Dağ Gorilleri Yürüyüşü Entebbe (1) / Bwindi (4) BU SEYAHATTE... Dünya Doğayı Koruma Vakfı WWF in Afrika nın Yeşil Kalbi olarak adlandırdığı volkanik altyapılı ormanlarda

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Süha Derbent ile Kuzey Norveç te Fotograf Çekimi

Süha Derbent ile Kuzey Norveç te Fotograf Çekimi Süha Derbent ile Kuzey Norveç te Fotograf Çekimi Oslo (1) / Alta (5) 6 Gece 7 Gün Tur Özeti Tur Adı: Süha Derbent ile Kuzey Norveç te Fotograf Çekimi Tur Tarihi: 6 Gece 7 Gün Tur Fiyatı: Zorluk Derecesi:

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Datça da bir Yaz. Gün batımında Datça Limanı

Datça da bir Yaz. Gün batımında Datça Limanı Datça da bir Yaz Her yıl daha önce görmediğim bir yeri gezip görmeye çalışıyorum. Bu yılki durağım da Datça oldu. Datça yı özetleyecek olursam Havası, Denizi ve 3B si diyebilirim. Gün batımında Datça Limanı

Detaylı

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu:

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu: Koru Azra nın kabusun etkisinden kurtulup yataktan kalkması için birkaç on dakikaya ihtiyacı vardı. Bu sırada Azra nın geveze ev arkadaşı Berrak her zamanki nutuk öğütlerinden birini atmakla meşguldü.

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor? . Sınıfı Hatırlıyorum Türkçe Noktalama İşaretleri 1. Hafta Aşağıdaki şiiri iki defa okuyunuz. Verilen soruları cevaplandırınız. TEMİZ ÇOCUK Temiz çocuk hasta olmaz. Gönlü acı ile dolmaz. Hiçbir vakit benzi

Detaylı

Eğirdir-Kovada-Yazılıkanyon (21-22 Haziran 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı

Eğirdir-Kovada-Yazılıkanyon (21-22 Haziran 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı Eğirdir-Kovada-Yazılıkanyon (21-22 Haziran 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı 21-22 Haziran 2008 tarihleri arasında Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonunda 25 kişilik bir gurupla konaklamalı

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikâye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Kartal ve tırtıl, kuş, kelebek tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikâye / Öykü / Masal: Paylaşalım bunları adlı hikâyemizi biz hazırladık. Tekerlemeler:

Detaylı

Özel gereksinimli çocuklar

Özel gereksinimli çocuklar Özel gereksinimli çocuklar Spor becerileri yolu ile toplumsal yaşama uyum ve katılımlarını sağlamak Mutlu ve üretken bireyler olmalarına yardımcı olmak. Programımıza yaklaşık 70 sporcu devam etmektedir.

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI.,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI.,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikaye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Aç kapa,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir Sonbahar 2012 Sayı:7 ISNN: 2146-281X Tilki Tilki Baksana Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.

Detaylı

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011) ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011) 19 Şubat cumartesi sabah saat 07.30 da FSK Başkanı Ahmet Bozkurt un öncülüğünde Çankırı ve Ilgaz a gitmek için yola çıkıyoruz. Hava biraz kapalı, hafiften yağmur çiseliyor.

Detaylı

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur. 33 Ders 4 Günah Bir dostunuzun size, içi güzel şeylerle dolu ve bütün bu güzelliklerin tadını çıkarmanız için bir saray verdiğini düşünelim. Buradaki her şey sizindir. Dostunuzun sizden istediği tek şey,

Detaylı

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

FAALİYET RAPORU. Kamp Yeri: Enlem:41,065433 Boylam: 33,772116 Zirve : Enlem:41,080659 Boylam: 33,812332. Hedeflenen Zaman Harcanan Zaman 7.

FAALİYET RAPORU. Kamp Yeri: Enlem:41,065433 Boylam: 33,772116 Zirve : Enlem:41,080659 Boylam: 33,812332. Hedeflenen Zaman Harcanan Zaman 7. Faaliyet Ilgaz Küçük Hacettepe Tırmanışı (2546 m) Faaliyetin Tarihi 16-17 Aralık 2012 Yeri Kastamonu Süresi Güzergâh Kat Edilen Yol Alınan İrtifa 759m Katılımcılar 1 Taha AKKUŞ 8 Naciye ÜLKER Kullanılan

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

9-11 Aralık 2016 Erciyes Dağı Kış Tırmanışı Faaliyeti Raporu Hazırlayan: Katılımcılar: Amaç: Hava Durumu: Ay durumu: Kamp Malzemeleri:

9-11 Aralık 2016 Erciyes Dağı Kış Tırmanışı Faaliyeti Raporu Hazırlayan: Katılımcılar: Amaç: Hava Durumu: Ay durumu: Kamp Malzemeleri: 9-11 Aralık 2016 Erciyes Dağı Kış Tırmanışı Faaliyeti Raporu Hazırlayan: Berk Kamber Katılımcılar: Berk Kamber(lider), Tuba Yıldırım, Atilla Muratlı, Salih Topçu, Ferdi Sarıbal, Asude Demirci, Sema Büyük,

Detaylı

Tırmanılan Rotada -Genel zorluk: TD -Yükseklik : m -Hedeflenen ve Harcanan Zaman : 6 saat, 6 saat 50 dk -Kazanılan ve kaybedilen yükseklik : 400 m

Tırmanılan Rotada -Genel zorluk: TD -Yükseklik : m -Hedeflenen ve Harcanan Zaman : 6 saat, 6 saat 50 dk -Kazanılan ve kaybedilen yükseklik : 400 m Etkinliğin; Adı: Mangırcı Kuzey Duvarı Fire Thru The Crux Rotası Bölgesi, Tarihi: ALADAĞLAR - Niğde 16-07-2011 Hedefi, Türü: Mangırcı Kuzey Duvarı Fire Thru The Crux Rotası Etkinliğe katılanların isimleri:

Detaylı

saltbodrum Camel Beach Residences

saltbodrum Camel Beach Residences saltbodrum Camel Beach Residences Yeni bir hayata açılan kapı saltbodrum saltbodrum Bodrum yarımadasına girdiğinizde, aracın camını aralayacaksınız. Önce bir Ege havası çarpacak yüzünüze, hafiften sarhoş

Detaylı

Adımlar: A Windows to the Universe Citizen Science Event. windows2universe.org/starcount. 29 Ekim 12 Kasım, 2010

Adımlar: A Windows to the Universe Citizen Science Event. windows2universe.org/starcount. 29 Ekim 12 Kasım, 2010 Adımlar: Nelere ihtiyacım var? Kurşun veya tükenmez kalem Kırmızı-ışık veya gece görüşü olan el feneri GPS ünitesi, İnternet erişimi ya da bölgeyi tarif eden harita Rapor formu ile birlikte çıktısı alınmış

Detaylı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU BULUTLAR SINIFI EYLÜL AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU BULUTLAR SINIFI EYLÜL AYI KAVRAM VE ŞARKILAR YAŞASIN OKULUMUZ Daha dün annemizin kollarında yaşarken Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken Şimdi okullu olduk Sınıfları doldurduk Sevinçliyiz hepimiz yaşasın okulumuz. ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI 2. DÖNEM YAZ OKULU EĞİTİM PROGRAMI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI 2. DÖNEM YAZ OKULU EĞİTİM PROGRAMI 23 TEMMUZ PAZARTESİ 24 TEMMUZ SALI 25 TEMMUZ ÇARŞAMBA 26 TEMMUZ PERŞEMBE 27 TEMMUZ CUMA *Deniz mavisi, çimen yeşili Hayatımızda renklerin yerini araştırıyoruz. Renk tonlarının ne olduğunu öğreniyoruz.

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Sohbetler *Kendimi tanıyorum (İlgi ve yeteneklerim, hoşlandıklarım, hoşlanmadıklarım) *Arkadaşlarımı tanıyorum *Okulumu tanıyorum

Detaylı