AİLE HEKİMLİĞİ NELER GETİRECEK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AİLE HEKİMLİĞİ NELER GETİRECEK"

Transkript

1 Ü C R ETS İZ D İR Bilgiyle, Güvenle, Sağlıkla... 6 SAĞLIK BAKANI PROF. DR. RECEP AKDAĞ: KANSERDEN ÖLÜMLERİ % 15 AZALTACAĞIZ 7 ALTINDAĞ BELEDİYESİ NİN DAR GELİRLİ HASTALARA VE HASTA YAKINLARINA YÖNELİK ÜCRETSİZ KONUKEVLERİ Y IL :1 SAY I:2 ŞUBAT 2010 AİLE HEKİMLİĞİ NELER GETİRECEK Aralık 2009 itibariyle 38 il ve yaklaşık 23 milyon nüfusa ulaşacak şekilde hızla yaygınlaşan aile hekimliğine Temmuz 2010 dan itibaren Ankara mızda da geçilebilmesi için eğitim dahil gerekli olan ön çalışmalar il sağlık müdürlüğünün denetiminde hızla devam etmektedir. Hastanın geçmişini, aile ortamını ve hastalığın gelişim sürecini çok yakından izleme olanağına sahip aile hekimi erken tanıda avantaj sahibidir. Böylece hastayı pahalı ve zaman alan tanısal girişimlerden kurtarırken, özellikle ülkemiz gibi kaynakları kısıtlı ülkelerde mükerrer tetkik ve tedavileri önleyerek sağlığa ayrılan kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. Uygulamaya geçilen yerlerde, herkes birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmek için aile hekimlerine kaydolmaktadır. Kayıtlar, il sağlık müdürlüğünce oturdukları bölge göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. sayfa 4 de Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN: 11 SAĞLIK BAKANLIĞI KALİTE DENETİMİNDE, SİTELER SEMT POLİKLİNİĞİMİZ DİYALİZ ÜNİTESİ TAM PUAN ALDI KIŞIN TAHRİBATINA KARŞI DERİMİZİ NASIL KORUMALIYIZ 5 Ankara da Temmuz ayında Aile Hekimliğine geçilecektir LAZERLE BEL FITIĞI AMELİYATI... 2 SİGARAYI BOYKOT GÜNÜ... 3 İLLER İÇİN AİLE HEKİMLİĞİ TAKVİMİ... 4 YAŞLILIKTA DÜŞME... 9 HEKİM SEÇME NEDİR SAĞLIK TARAMASI SAĞLIK ORDUSU ŞEKER HASTALARININ EĞİTİMİ KOLEJ SEMT POLİKLİNİĞİMİZ Bugün konuşulan ve yarınlarda gündemin ilk sıralarında yer alacak olan Aile Hekimliği uygulaması hakkında vatandaşlarımızın merak ettiği tüm konuları Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sayın Prof. Dr. Nihat Tosun ile konuştuk. KONFERANS SALONUMUZ YENİLENDİ. 16 Doç. Dr. Nurullah Zengin Baþyazý n.zengin@numunegazetesi.com sayfa 5 de Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Fatih Hatipoğlu: Ankarada günlük 35 ton tıbbi atık toplanmaktadır. sayfa 6 de Hastanelerimizde Kalite Birimi Çalışmaları Ülkemizde bir süredir uygulanmakta olan sağlık politikaları, zaten kaçınılamaz olan değişimi hızlandıracak ve yönlendirecek bir anlayışla; Sağlıkta Dönüşüm adıyla sunuluyor. sayfa 9 da

2 02 Şubat 2010 Numune Gazetesi HABERLER Hastanemizde lazerle bel fıtığı tedavisi yapıldı Aysun PALALI Yarın Hastanemiz Hekimleri ile İtalyan Hekimler ortak bir başarıya imza attılar. Söz konusu heyetlerle hastanemizde Epiduroskopik Lazer Yakma Yöntemi ile bel fıtığı operasyonu (açık ameliyat olmadan) hastanemizde gerçekleştirildi. Söz konusu bu yöntemle tedavi Ankara da 2. defa gerçekleştirilmektedir. Daha önce uygulanan lazerle tedavide disk içine girilerek yapılırken, geliştirilen bu yeni yöntemde ise disk sinirlerine komşu olan yüzeyden yapılmaktadır. Dünyada giderek yaygınlaşan minimal invaziv epiduroskopik lazer disk yakma yöntemi ile ameliyat hastanemizde de uygulanmıştır. İtalya nın Roma kentinden Concordia Hospital de çalışmakta olan Dr. Attilo di Donato nun katılımı ve hastanemiz beyin cerrahi kliniği çalışanları ile birlikte bir uygulamalı eğitim toplantısı düzenlenmiştir. Eğitim toplantısına hastanemiz çalışanları yanı sıra Çorum, Eskişehir, Adana ve Eskişehir gibi ülkemizin dört bir yanından beyin cerrahisi ve ortopedi uzmanları katılmıştır. Böylece hastanemiz öncülüğünde bel fıtığı hastalarının tedavisinde dünyada uygulanan çağdaş tedavi yöntemlerine paralel teknikler uygulanmaya başlanmıştır. Bu kapsamda hastanemizde yaş aralığındaki 5 hasta bel fıtığının tedavisi için lazerle yakma yöntemi ile operasyon yapıldı. Bu yöntemin kullanıma girmesi ile ameliyat edilebilecek boyutta büyük olmayan ve istirahat, fizik tedavi gibi konservatif tedavi yöntemlerinden yarar görmeyen bel fıtığı hastaları minimal invaziv teknikler ile iyileşme imkanına sahip olacaklardır. Ülkemizde görülen hasta vakalarından yola çıkılarak yapılan tahminler neticesine göre bel fıtığı hastalarının % 50 ye yakın bir bölümü açık ameliyata gerek kalmaksızın lazer yakma yöntemi ile sağlıklarına kavuşabilecekler. Bel ağrısı hakkında genel bilgi Bel ağrısı toplumun önemli tıbbi problemlerinden biridir; öyle ki insanların ortalama %80 i yaşamının bir bölümünde en az bir kez bel ağrısı yakınması ile doktora başvurmaktadır. Özellikle bilgisayar kullanımının yaygınlaşması, masa-başı çalışma tarzının artması ile bel ağrısı şikayetleri her geçen gün artmaktadır. Bel ağrılarının en sık nedeni bel omurgasında meydana gelen değişikliklerdir. Bunlardan toplumumuzda en çok bilinen ise bel fıtığı olmakla birlikte bel ağrılı hastaların ancak %10 unda gerçek bel fıtığı saptanmaktadır. Artakalan diğer hastalarda ise başkaca hastalıklar saptanabilir. Minimal invaziv teknikleri nedir? Son yıllarda açık ameliyat yapmadan vücudun doğal giriş - çıkış delikleri kullanılarak yapılan girişimsel işlemler minimal invaziv teknikler olarak adlandırılmakta ve giderek daha fazla taraftar bulmaktadır. Bunlardan bel fıtığı tedavisi için kullanılan epiduroskopik yol son yıllarda bel fıtığının tedavi yöntemleri arasındaki yerini almıştır. Bunun için kuyruk sokumu bölgesinden bir katater ile girilerek buradan gönderilen fiberoptik endoskop yardımı ile epidural aralık görülebilmektedir. Böylece hem sinir kökü basısı hem de iltihabi reaksiyon ortaya konulabilmektedir. Ayrıca katater içinden gönderilen lazer ışını kaynağı gönderilerek fıtıklaşan disk dokusu lazer ile yakılmakta ve basıya neden olan disk küçültülmektedir. Benzer şekilde tekrarlayan bel fıtığı hastalarında ortaya çıkan yapışıklıklar ve iltihabi reaksiyona bağlı yapışıklıklar aynı yöntem ile tedavi edilmektedir. Bel omurgasında ağrıya neden olan en sık değişiklikler omurgada yaşlanma ile birlikte ortaya çıkan dejeneratif değişiklikler ve buna paralel olarak ortaya çıkan biyomekanik değişikliklerdir. Bel fıtığı da bu yaşlanma sürecinin bir parçası olarak düşünülebilir. Fıtıklaşan kısım omurlar arasında yastık görevi yapan bir çeşit kıkırdak dokusu olup bu dokulardan yazının devamında disk olarak söz edeceğiz. Doğumda disklerin %90 dan fazlası su içermektedir ancak orta yaşlarda, özellikle 30 lu yaşlardan sonra hızlanarak su içeriği azalmaktadır. Böylece iki omur arasında yükseklik kaybı ile başlayan yaşlanma süreci bir dizi biyomekanik değişikliğe de neden olmaktadır, bu değişim ve yeniden düzenlenme döneminde bel omurgası zorlanmalara karşı daha hassas olmaktadır. Her iki omur arasında yastık görevi yapan diskler normalde kan dolaşımı ile temas halinde değildir, bu yüzden vücut diskleri yabancı doku olarak algılamaktadır. Disklerin fıtıklaşmadan önce onu saran bağların yırtılması ve daha ileri evrelerinde sinir köklerine teması ile kan dolaşımı ile temas edebilir. Böylece mikrobik olmayan bir iltihabi reaksiyon ortaya çıkabilir ve ağrıya neden olabilir. Diğer yandan sinir kökünde bası yaparak da ağrı ortaya çıkmaktadır. Bu hastaların muayenelerinde duyu değişiklikleri ve kuvvet kaybı saptanabilir. Sinir kökü basısı saptanmış, kuvvet kaybına neden olmuş bel fıtıklarında ameliyat ile tedavi akılda tutulmalıdır. Ameliyat gerektirecek düzeyde ilerlemiş bel fıtıkları tüm bel fıtıklarının ancak %10 unu oluşturmaktadır. Artakalan %90 lık kısım ise ameliyat gerektirmeyecek boyutlarda bel fıtığı olmasına karşın bel ağrısından dolayı acı çekmektedirler. Bu hastalar yaşam kalitelerinin düşmesinden ötürü kötümser bir hayat tarzı geliştirmekte, hem gündelik yaşamlarında hem de iş hayatlarında verimli olamamaktadırlar. Ameliyatı gerektirmeyecek düzeyde olmasına karşın bu hastaların tedavi beklentilerine değişik yöntemler ile yanıt verilmektedir. Kadınlarımızın Bireysel Gelişimi Sosyal yaşamda aldıkları roller itibariyle bir kadın; Bir aşçı, Bir temizlikçi, Bir bakıcı, Bir iktisatçı, Bir sağlıkçı Bir öğretmen, Bir anne, Bir eş, Bir dost, Bir arkadaş... Aslında bir kadın ne çok kişi Aile hayatı, atalarımızdan bizlere miras kalan en kutsal değerdir. Aileleri sağlıklı olan toplumların temeli kuvvetli olur. Aksi durumda ise aile hayatında meydana gelecek olan yozlaşma, muhakkak sosyal, ekonomik ve siyasi bozulmaya sebep olur. Toplumları oluşturan bireyler hayatlarının başlangıcında ilk eğitimlerini aileden alırlar. Ülkemizde de çocukların eğitiminden ilk aşamada aileler sorumludur. Dünyaya gözlerini açan çocuk ilk olarak aile bireylerini görür ve her şeyi ilk onlardan öğrenir. Ülkemizde çocukların hayatlarındaki ilk öğrenmede en büyük sorumluluk anneye yani kadınlara düşmektedir. Kadınlarımız bu sorumluluğun bilincinde olarak hareket etmek ve çocuklarına iyi bir model olmak durumundadırlar. Bu nedenle kadınların bireysel eğitimleri oldukça önem arz etmektedir. Bir kadını eğitmek; bir aileyi, bir toplumu, bir ulusu eğitmekle eş değerdir. Kadınlarımızın bireysel gelişmişlik düzeylerini ve üretimlerini arttırıcı eğitimler ile birlikte; toplumsal gelirimizin arttığı refah içerisinde bir ülke, toplumun üretim ile iç içe olduğu her alanda kendini gösteren yetkin ve üretken bir eğitim anlayışı, çocuk ölümlerinin sayısının azaldığı sağlıklı bir nesil, sağlık standartlarının ideal olduğu bir toplum, yaşamın her alanında eşitliğinin sağlandığı bir gelecek ortaya çıkacaktır. Yarınlarımız için, toplumun her kesimindeki bireyler olarak tek tek evet diyelim ve kadınlarımızın bireysel gelişimleri için birlikte hareket edelim, el ele verelim Unutmayalım, kadın yarın demektir...

3 Numune Gazetesi HABERLER Şubat Sigara, doğum öncesi dönemden başlayarak, çocuk ve erişkinlikte ölüme kadar götüren 50 nin üzerinde sağlık sorununa yol açmaktadır. Önlenebilir hastalık ve ölüm sebeplerinin en önde gelenlerinden biridir. Günümüzde %80 i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, dünyada 1,3 milyar kişi ülkemizde ise 17 milyon kişi sigara içmektedir. Ülkemizde her yıl yaklaşık kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Sigara, içenleri olduğu kadar çevresindeki kişileri de etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü nün tahminlerine göre, 700 milyon çocuk yani dünyadaki çocukların yarısı sigara dumanına maruz kalmaktadır. Toplumu pasif sigara dumanının zararlarından korumanın yegâne yolu bütün kapalı alanlarda sigara kullanımının engellenmesidir. Bilindiği üzere 5727 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 03 Ocak 2008 tarihinde TBMM de kabul edilmiştir. Bu Kanunla ülkemiz, tütün kontrolü konusunda yasal düzenlemesi olan sayılı ülkeler arasına girmiştir. Ülkemiz tütün kontrolüne yönelik en geniş kapsamlı yasası olan Dünya daki 6., Avrupa daki 3. ülke konumuna gelmiştir. Türkiye nin tütün kontrolü alanında liderliği Dünya Sağlık Örgütü tarafından da açıklanmıştır. Dumansız hayat halkımız tarafından kabul görmüştür. Araştırmalar Dumansız Hava Sahası uygulaması ile birlikte halkımızın tütün ve tütün ürünlerinin zararları konusundaki farkındalığının arttığını göstermiştir. Uygulama gerek sigara içen ve gerekse içmeyen vatandaşlarımızdan büyük destek görmüştür. Dumansız Hava Sahası uygulamaları, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarca yakından takip edilmektedir. 19 Temmuz 2009 tarihinden itibaren denetimlerin artırılması amacıyla 81 ilimizde 1571 olan denetim ekibi sayısı 2229 a yükseltilmiş ve bu ekiplerde 6150 memur görevlendirilmiştir yılı içerisinde yaklaşık denetim yapılmıştır. Ziyaretlerde yasaya uyum oranı yüksek olmakla birlikte aksaklık tespit edilen mekânlarda gerekli Dünya Sigarayı Boykot Günü bu yıl da Dumansız Hava Sahası farkıyla yaşanıyor uyarılar yapılmış ve aksaklıkların giderilmesi sağlanmıştır tutanak düzenlenmiş, 5112 (3717 kişi, 1395 işletme) cezai işlem gerçekleştirilmiş ve toplam 4.19 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır. Dumansız Hava Sahası uygulamaları ile birlikte olumlu sonuçlarda alınmaya başlamıştır Kapalı ortamlarda hava kalitesini değerlendirmeye yönelik ölçümlerde ciddi iyileşmeler tespit edilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2008 yılında yapılan Küresel Yetişkin Tütün Araştırması sonuçları, 2006 yılında yine TÜİK tarafından yapılan araştırma sonuçları ile kıyaslandığında sigara kullanma oranları toplum genelinde %2,1 azalmış ve %33,4 olan sigara tüketim oranı %31,3 e düşmüştür. Sigara içenlerin ortalama %7 si sigarayı bırakmış olup tütün ve mamullerini kullanmayı bırakma eğilimi gençler arasında daha yaygındır. Sigara satış rakamlarına bakıldığında 2000 yılında kişi başı sigara tüketimi 1646 adet iken bu sayı 2007 yılında 1522 ye, 2008 yılında 1508 e, 2009 da ise 1482 ye gerilemiştir. Aylık sigara satış rakamları, 19 Temmuz 2009 tarihinden itibaren azalmaya başlamış, Temmuz-Kasım aylarında Türkiye de son beş yılın en düşük sigara tüketimi gerçekleşmiştir. Tütün kontrolüne ilişkin düzenlemelerin uygulamaya girmesinden sonra, özellikle ikram sektörü işletmelerinin sayısında ve kârlılığında artış olduğu gözlenmektedir. Maliye Bakanlığı verilerine göre 2008 yılı Temmuz ayında olan ikram sektörü işletme sayısı, 2009 yılı Ekim ayında a yükselmiştir. Yemek sektörü %4, alkollü içecek sektörü %3, alkolsüz içecek sektörü %2, genel olarak ikram sektörü ise %3 büyümüştür. TÜİK in Dönemler İtibariyle GSYİH verilerine göre 2009 yılının üçüncü çeyreğinde otel, restoran ve kahvehanelerin içinde bulunduğu ikram sektöründe %5,2 lik gelir artışı olmuştur. TÜİK in Üç Aylık Ticaret- Hizmet Göstergeleri ne göre 2009 yılı üçüncü çeyreğinde, ikram sektörü işletmelerinin ciro endeksi 2007 yılının aynı dönemine göre %23.8, istihdam endeksi %9.9, ücret-maaş endeksi ise %17.5 artmıştır. Bu veriler göstermektedir ki, diğer tüm ülkelerde olduğu gibi, lokantalar ve kahvehaneler de dâhil olmak üzere kamuya açık tüm kapalı ortamlarda sigara içilmesini yasaklayan Kanun her açıdan yararlı bir düzenleme olmuştur ve aslında zarar eden sadece sigara endüstrisidir. Tütün kontrol alanında kararlı ve yeterli bir mücadele için, tüketicinin de içinde olduğu hemen her kesimin bilinçli bir şekilde mücadele etmesi gelecek nesiller için bir görev ve zorunluluktur. 9 Şubat Dünya Sigarayı Boykot Günü münasebetiyle tüm halkımızı tütün ve tütün mamullerinden uzak durmaya ve bu gün vesilesiyle sigarayı bırakmaya davet ediyoruz. Bu konuda size en yakın sağlık kuruluşundan yardım alabilirsiniz. Doç. Dr. Hürrem BODUR Editörden h.bodur@numunegazetesi.com Pandemik Grip Dünya Sağlık Örgütü tarafından H1N1 pandemisi Haziran ayında ilan edilmesine rağmen yaz aylarını sessiz geçiren ülkemizde Ekim ayında grip vaka sayıları artmaya başladı. Yaz aylarındaki sessizliğe rağmen pandemi hazırlıklarını sürdüren, aşı tedariki yapan Sağlık Bakanlığı diğer ülkelerle eş zamanlı olarak pandemik H1N1 grip aşısını uygulamaya başladı. Ülkemizde kullanılan aşı tüm Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi adjuvan içeren aşılardı. Gebeler için adjuvan içermeyen aşı da temin edildi. İlk aşının 2 Kasım 2009 tarihinde İl Sağlık Müdürümüze yapılması ile ulusal aşılama programı hastanemizden başlatıldı. Önce sağlık çalışanları ve hacı adaylarının aşılanmasına başlandı. Ardından risk gruplarının aşılanması ve sonra da yeterince aşı temin edilmesiyle isteyen herkese aşı yapılmaya başlandı. Hastanemizde hem sağlık çalışanlarına hem de vatandaşlarımıza yönelik olarak aşı polikliniği oluşturuldu. Aşının 24 saat isteyen herkese yapılması sağlandı. Aşılamanın başlaması ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de H1N1 aşısı ile ilgili tartışmalar başladı. H1N1 gribi mevsimsel gribe göre daha mı ağır klinik tabloya neden oluyor? Aşı gereklimi? Aşı yeterince test edildi mi? Aşı güvenli mi? İçerisindeki adjuvan ve civa ile ilgili tartışmalar 3 4 ay sürdü. Aşı aleyhindeki kampanya sonucu tüm dünyada ve ülkemizde aşılama beklenilen düzeylerde gerçekleştirilemedi. Kasım ve Aralık ayında hastanelere grip nedeni ile yoğun hasta başvuruları yaşandı. Ocak ayında ise bir çok kuzey yarım küre ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de grip şikayeti ile hastaneye başvurular azalmaya başladı. Şubat ayı itibarı ile hastalık halen sessizliğini koruyor. Peki, bundan sonra yeni bir grip dalgası bekleniyor mu? Gündemde sık sorulan bu sorunun ise net bir cevabı yok. Bazı otörler yeni bir dalgalanmanın olabileceğini öne sürseler de yeni bir grip salgın pek olası görülmüyor. Önümüzdeki yıl sonbahar ve kış aylarında yeniden H1N1 salgını bekleniyor mu? Yeniden aşı olacak mıyız? Sorularının cevabı net olmamakla birlikte; artık H1N1 gribi mevsimsel grip etkenleri arsında kabul edilebilir ve mevsimsel grip aşıları da Dünya Sağlık Örgütünün Güney Yarım Küre için önerdiği H1N1 grip virüsünü de içerecek şekilde hazırlanması beklenmektedir. Kalın sağlıcakla

4 04 Şubat 2010 Numune Gazetesi HABERLER Aile hekimliğine geçişte iller için tarih hedefi açıklandı Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, yılsonuna kadar 41 ilde daha aile hekimliğine geçileceğini belirterek, böylece uygulamanın tüm yurda yayılacağını bildirdi. Pilot uygulamasının ilk kez 2005 yılında Düzce'de başlatıldığını hatırlatan Prof. Dr. Recep Akdağ, "Bu uygulamaların yaygınlaştırılması çalışmaları sonucunda 40 ilimizde aile hekimliği uygulamasına geçilmiştir yılı sonuna kadar da tüm illerimizin uygulamaya geçmesi planlanmıştır." dedi. Genelgede, illerin aile hekimliği uygulamasına geçiş tarihlerine de yer veren Aile Hekimliği Uzmanı diğer klinik uzmanlık dallarının birçoğundan farklı olarak yaş, cinsiyet ve hastalık ayırımı yapmaksızın herkesi kabul eden ve ailelere sağlık hizmeti sunan bir doktordur. Aile hekimi, hastasının ve aile bireylerinin yaşadıkları ortama kolay ulaşılabilir konumdadır. Hizmet verdiği bireyleri bir hastalık çerçevesinde değil, içinde yaşadıkları aile, çevre, iş ilişkilerini özellikle de karşı karşıya bulundukları riskleri psikososyal yaklaşım ile değerlendirir. Onların sağlık durumlarını, yaşama şartlarını, koruyucu sağlık hizmetlerini ve sağlık eğitiminin sağlanmasını en iyi bilecek olan kişisel doktorudur. Aile hekimliği, bir tıp disiplinidir. Çocuk, genç ve yaşlı tüm bireylere hem koruyucu hem de tedavi edici sağlık hizmetleri sunan bir tıp uzmanlık dalıdır. Hastalıkların erken tanısı ve hastalık öncesinde risk faktörleri taşıyanların belirlenmesi koruyucu hekimliğin en önemli işlevlerindendir. Bu amaçla kişiye yönelik koruyucu hizmetler içinde aşılama, yaşam tarzı değişiklikleri için bakan Akdağ, yürütülen çalışmaların bu tarihler dikkate alınarak tamamlanmasını istedi. Genelgeye göre, yıl sonuna kadar aile hekimliğine geçecek iller ve belirlenen geçiş tarihleri şöyle: Kilis (12 Nisan), Iğdır (12 Nisan), Niğde (10 Mayıs), Kırklareli (14 Haziran), Giresun (14 Haziran), Konya (14 Haziran), Bingöl (5 Temmuz), Yozgat (5 Temmuz), Çanakkale (12 Temmuz), Malatya (12 Temmuz), Ankara (12 Temmuz), Aksaray (12 Temmuz), Tokat (9 Ağustos), Ardahan (9 Ağustos), Batman (9 Ağustos), Tekirdağ (9 Ağustos), Kars (9 Ağustos), Mersin (6 Eylül), Ordu (13 Eylül), Siirt (13 Eylül), Bitlis (13 Eylül), danışmanlık yapma, bebek ve çocuk izlemi, gebe izlemi, aile planlaması hizmetlerini sunar. Hastanın geçmişini, aile ortamını ve hastalığın gelişim sürecini çok yakından izleme olanağına sahip aile hekimi erken tanıda avantaj sahibidir. Böylece hastayı pahalı ve zaman alan tanısal girişimlerden kurtarırken, özellikle ülkemiz gibi kaynakları kısıtlı ülkelerde mükerrer tetkik ve tedavileri önleyerek sağlığa ayrılan kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. İlk kez İngiltere de 1966 yılında uygulanmaya başlanan ve dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde son 40 yılı aşkın bir süredir birinci basamak sağlık hizmetlerinin temelini oluşturan Aile Hekimliği Uzmanlığı/Genel Pratisyenlik uygulaması ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde TBMM de 2004 yılında kanunlaşan Pilot Uygulama Yasasından sonra ilk olarak Düzce ilinde uygulanmaya başlanmıştır. Aralık 2009 itibariyle 38 il ve yaklaşık 23 milyon nüfusa ulaşacak şekilde hızla yaygınlaşan aile hekimliğine Temmuz 2010 dan itibaren Ankara mızda da geçilebilmesi için eğitim dahil gerekli olan ön çalışmalar il sağlık müdürlüğünün denetiminde hızla devam etmektedir. Uygulamaya geçilen yerlerde, herkes birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmek için aile hekimlerine kaydolmaktadır. Kayıtlar, il sağlık müdürlüğünce oturdukları bölge göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Aile bireylerimizin sağlığı için getireceği yenilikler; Hastanın sağlık hizmetine daha kolay ve hızlı ulaşılabilir olması, Sağlık hizmetlerinin herkese eşit ve etkili bir şekilde ulaşabilir olması, Kişiler sağlık durumlarından sorumlu olacak aile hekimlerini kendileri seçecekler; verilen hizmetten memnun olmamaları ve belli koşulların gerçekleşmesi halinde aile hekimlerini değiştirebileceklerdir, Zonguldak (13 Eylül), Muş (13 Eylül), Hakkari (13 Eylül), Sivas (20 Eylül), Ağrı (11 Ekim), Afyonkarahisar (11 Ekim), Balıkesir (11 Ekim), Van (18 Ekim), İstanbul (30 Ekim), Mardin (15 Kasım), Diyarbakır (15 Kasım), Kocaeli (15 Kasım), Şırnak (6 Aralık), Kahramanmaraş (13 Aralık), Hatay (13 Aralık), Gaziantep (13 Aralık), Şanlıurfa (13 Aralık), Aydın (13 Aralık), Muğla (13 Aralık), Antalya (13 Aralık) Aile Hekimliği ve Getireceği Yenilikler Nelerdir? Gerektiğinde (aile hekiminin ev ziyareti esnasında tespit ettiği evde takibi zorunlu özürlü, yaşlı, yatalak ve benzeri durumdaki kişilere) evde veya gezici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, Aile planlaması, cinsel ve psikiyatrik sorunlar gibi kişilerin dile getirmekte güçlük çektikleri sorunların çözümü, İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına sevkin gerekli olduğu durumlarda kapsamak- yönlendirmeyi tadır. Gelişmiş ülkelerde başarıyla uygulanan ve dünyanın birçok ülkesinde de hızla yayılan aile hekimliği modelinin Türkiye de sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde uygulanabilmesi için çalışmalar devam etmektedir. Tıp fakültesinden mezun olan hekimler tıpta uzmanlık sınavını kazandıktan sonra 3 (üç) yıl iç hastalıkları, cerrahi bilimler, kadın hastalıkları ve doğum, çocuk hastalıkları ve psikiyatri bölümlerinde asistan eğitimi aldıktan sonra aile hekimliği uzmanı unvanını alırlar. Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi de bu eğitimi veren hastanelerden birisidir ve son 20 yıl içerisinde yaklaşık 200 doktorumuz buradan aile hekimi uzmanlığını almıştır. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi n de ise; Mamak Semt Polikliniğinde Aile Hekimliği Polikliniği Şubat 2010 itibari ile açılmış olup, hizmet vermeye başlamıştır. İlgili kliniklerde eğitim almış olan tecrübeli aile hekimliği asistan ve uzmanları bu poliklinikte halkımıza doğrudan hizmet vermekte, bireylerin her türlü şikayetini ve aileyi (yaşlılar, ebeveynler ve çocuklar) bir bütün olarak değerlendirebilmektedir. Doç. Dr. Celil GÖÇER Beyaz Köşe c.gocer@numunegazetesi.com Kulaklara Küpe Hekim - hasta ilişkisinin bir sanat boyutu olmalıdır. Tıp fakültelerinde yeterince önem verilmediğini düşündüğüm hasta ile iletişim kurma bilgisi en iyi tecrübeli hekimlerden devşirilebilir. Bu sayımızda hekimleri, sonuçları itibari ile de hastaları ilgilendiren tecrübeden az bir kısmını yansıtan öğütleri aktarmak istedik. Bir insanın hasta mı yoksa sağlıklı mı olduğunu belirlemenin tek yolu, dinlemek, dikkatlice bakmak, güzel sorular sormak ve iyi bir klinik karar vermektedir. Üç tip hasta vardır: 1- Siz ne söylerseniz inanan ve yapan. Bunlara karşı söyleyeceklerinizde dikkatli olun. 2- Sizin söylediklerinize cevaplar veren ve sorular soran, daha sonra kendi yorumunu yapanlar. Bunların tüm sorularına cevap verin. 3- Sizinle asla uyuşmayan, her dediğinize karşı çıkanlar. Bunlara tedavinin işe yaramayacağını önceden söyleyin ve onları tedavinin yararlı olabileceği konusunda konuşturun. Saygı duyup güvendiğiniz bir hekim listesi oluşturun. Onlarla ilişkinizi geliştirin. Zor vakalarda onlarla temas kurun. Karşılaştığınız semptomlarla ilgili ya da yeni bir hastalıkla ilgili olarak iyi bir kitaptan bir bölüm okuyun. Bunu hergün yapın. Eğer özel çalışacaksanız, hiç değilse bir yılınızı bir akademik merkezde araştırma yapmaya ayırın. Bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olun. Bu sizin bilimsel öğretiye saygı duymanızı sağlayacaktır. Sizinle daha ilk görüşmenizde çok iltifatlı davranışlar sergileyen hastalar konusunda temkinli olun. Bir hastayı dinlerken başka bir şey yapmayın sadece dinleyin. Bir organa özel bir ilaç diye bir şey yoktur. Tüm ilaçlar tüm vücut boyunca etki gösterir. Az sayıda ilaç yazarak mesleğinizi yapın. Ama bu az sayıda ilacı iyi bilin. Hemşirelere karşı çok kibar olun. Onlarda size karşı saygılı olacaktır. Hemşirelere karşı kaba olursanız, onlar hayatınızı çekilmez kılacaktır. Hiçbir hastaya üzülme demeyin. Hasta ile konuşun, hastaya hitaben konuşmayın. Eğer bir hastalık için çok sayıda ilaç kullanılıyorsa bunun anlamı hiçbirinin etkili olmadığıdır. Eğer bir ilaçtan yarar görmekten şüphe ediyorsanız muhtemelen yarar görmeyeceksiniz. Bütün hastalık adları sözlerdir. Gerçek olan sadece hastadır. Anestezi altındaki hastalar da dahil olmak üzere bilinç kaybı içindeki hastaların sizi işittiklerini, anladıklarını ve söyleyeceklerinizi hatırlayacaklarını varsayın. Ya kullanırsın ya kaybedersin. Bu kural vücudun tüm kısımları için geçerlidir. Ölümü çabuklaştırmayın, gereksiz yere uzatmayın. Her türlüsünü gördüğünüze inandığınız bir zamanda, bir yeni acayip davranış görebilirsiniz. İnsan davranışlarındaki acayipliklerin sınırı yoktur. Dil bir hekimin sahip olduğu en önemli araçtır. Ona saygı duymayı ve bilgece kullanmayı öğrenin. İyi klinik değerlendirmenin dört temel esası vardır: 1. Kavrayış 2. Bilgi 3. Tecrübe 4. Sonuçların devamlı analiz edilmesi. Kulaklara küpe olmasını dilerim, Sağlıklı kalın

5 Numune Gazetesi RÖPORTAJ Şubat Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN: Ankara da Temmuz ayında Aile Hekimliğine geçilecektir Numune Gazetesi: Türkiye'de "Aile Hekimliği Uygulaması" ne zaman başladı? Ankara ne zaman aile hekimliğine geçecek? N. Tosun: Sağlıkta Dönüşüm Programının önemli bileşenlerinden biri olan Aile Hekimliği uygulamasına ilk olarak pilot il olan Düzce'de, 15 Eylül 2005 tarihinde başlanmıştır. Şu ana kadar 40 ilimiz Aile Hekimliği sistemine geçmiştir. Temmuz ayının ikinci yarısında Ankara da da aile hekimliğine geçiyoruz. Numune Gazetesi: Aile hekimleri hangi görevleri yerine getirecek? N. Tosun: Aile hekimi öncelikle, kişiye yönelik sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini verecek. Halk sağlığı açısından önemli olan, sık görülen hastalıklarla ilgili olarak, kendine kayıtlı kişilerin düzenli aralıklarla muayenelerini yapacak, ruh sağlığı ve yaşlı sağlığı hizmetlerini yerine getirecek. Bu hizmetleri yerine getirirken temel laboratuvar hizmetlerini de verecek veya verilmesini sağlayacak. Birinci basamakta teşhisi konulamayan, tedavisi yapılamayan hastaları sevk etmek, sevk edilen hastaların ikinci ve üçüncü basamak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile evde bakım hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak da aile hekiminin görevleri arasında. Kısaca aile hekimi, sorumlu olduğu ailelerin sağlık hizmetlerini verirken; rehberlik, danışmanlık hizmetlerinin de en önemli unsuru olacak. Numune Gazetesi: Kişiler Aile Hekimlerini nasıl seçecekler? N. Tosun: Aile Hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde, kişilerin birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için aile hekimlerine kaydolması şarttır. Aile hekimliği uygulamasına yeni geçilen illerde, kişilerin aile hekimlerine ilk kaydı İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, ikamet ettikleri bölge göz önünde bulundurularak yapılacak. Büyükşehir sınırlarındaki ilçelerde, kişi isterse bulunduğu ilçe dışından da aile hekimini seçebilir. Diğer ilçelerin her biri bir bölgedir. Numune Gazetesi: Aile Hekimlerinin çalışma saatleri nasıl düzenlendi? Ülkemizde sağlık alanında son yıllarda gerçekleştirilen Sağlıkta Dönüşüm programı dahilinde yeni bir sistem uygulamasına geçiliyor; Aile Hekimliği. Bugün konuşulan ve yarınlarda gündemin ilk sıralarında yer alacak olan Aile Hekimliği uygulaması hakkında vatandaşlarımızın merak ettiği tüm konuları Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sayın Prof. Dr. Nihat Tosun ile konuştuk. N. Tosun: Aile Hekimi ve aile sağlığı elemanları tam gün esasına göre çalışacaklar. Haftalık çalışma süresi 40 saattir. Mesai saatleri ve günleri, çalışma yerinin şartları ve çalıştığı bölgedeki kişilerin ihtiyaçları da dikkate alınmak suretiyle aile hekimi tarafından belirlenir ve yerel sağlık idaresince onaylanır. Yapılacak ev ziyaretleri ve gezici sağlık hizmetleri çalışma süresine dâhil edilir. Çalışma saatleri haftanın tüm günlerine yayılabilir. Çalışılan günler ve saatler aile sağlığı merkezinin görünür bir yerine asılarak kişilerin bilgilenmesi sağlanır. Numune Gazetesi: Bir Aile Hekimine kaç kişi kaydolabilir? N. Tosun: Her bir aile hekimi için kayıtlı kişi sayısı en az 1000 en fazla 4000 olabilir. Numune Gazetesi: Aile hekiminin yanında çalışacak olan yardımcı sağlık personelinin statüsü ve çalışma şekli nasıl olacak? N. Tosun: Aile hekimi ile birlikte, hemşire, ebe, sağlık memuru gibi sağlık çalışanları, Aile Sağlığı Elemanı adıyla hizmet verecek. Her aile hekiminin yanında en az bir aile sağlığı elemanı çalışacak. Bunlar ya sözleşmeli olacak ya da Bakanlıkça görevlendirilecek. Numune Gazetesi: Aile Sağlığı Elemanlarının görevleri neler? N. Tosun: Aile sağlığı elemanları, Aile Sağlık Merkezine başvuran kişilerin boy, ağırlık, ateş, nabız, tansiyon gibi ölçümlerini yapacak ve kaydedecek, aile hekiminin gözetiminde tedavilerini yapacak. İlk yardım ve acil müdahalelerde, yara bakımı, pansuman gibi hizmetlerde aile hekimine yardımcı olacak. Yine kayıtların tutulması, gezici hizmetler ve diğer konularda aile hekimince verilecek görevleri yerine getirecekler. Numune Gazetesi: Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanları meslekleri ile ilgili olan veya olmayan başka kazanç getirici bir iş yapabilirler mi? N. Tosun: Sözleşme ile çalıştırılan aile hekimleri ve aile sağlık elemanları bu görevlerine ek olarak, bilimsel faaliyetler dışında mesleklerinin icrasından menfaat sağlayamazlar. Esnaf veya tacir gibi kazanç getirici bir faaliyette bulunamazlar. Numune Gazetesi: Aile Sağlığı Merkezi nedir? N. Tosun: Aile sağlığı merkezi, bir ya da daha fazla aile hekimi ile aile sağlığı elemanlarınca aile hekimliği hizmetinin verildiği sağlık kuruluşudur. Vatandaşlarımız muayenelerini aile sağlığı merkezlerinde olacaklar, aile hekimleriyle bu merkezlerde buluşacaklar. Aile Hekimleri öncelikle, bölgelerinde Bakanlığımıza veya diğer kurumlara bağlı uygun sağlık kuruluşlarında hizmet verecekler. Bu imkânların sağlanamaması halinde, çalışacağı bölgede kendi donatacakları uygun standartları taşıyan mekânlarda hizmet verecekler. Numune Gazetesi: Aile Sağlığı Merkezlerinin fiziki şartları ile ilgili standartlar olacak mı? N. Tosun: Aile Sağlığı Merkezi olarak kullanılacak bina, kolay ulaşılabilir, güvenli olmalı, uygun aydınlatma ve havalandırma imkânlarına sahip olmalıdır. Bir aile hekimi için asgari 60 metrekare toplam alanı bulunmalıdır. Aile Sağlığı Merkezinde; sekreter kayıt odası, bekleme odası ve en az 8 metrekare büyüklüğünde muayene odası bulunmalıdır. Tıbbi müdahale odası, sağlık kayıtlarının tutulacağı arşiv deposu ve hastaların kullanabileceği bir tuvalet ve lavabo da bulunması zorunlu olan bölümlerdir. Numune Gazetesi: Aile sağlığı merkezlerinde hastaların tetkik ve tahlilleri nasıl yapılacak? N. Tosun: Merkezde yapılabilecek küçük tetkikler dışındaki tahliller için numuneler alınarak il sağlık müdürlüğünün uygun gördüğü sağlık kuruluşunun laboratuarına gönderilecek. Numune Gazetesi: Aile hekimlerinin sağlık kayıtları tutma görevi de var değil mi? N. Tosun: Aile hekimleri kendilerine kayıtlı ailelerin sağlık kayıtlarını tutacaklar. Sağlık hizmetlerinde kayıtların tutulması ve gerektiğinde bu kayıtların değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Aile hekimi tarafından tutulan kayıt ve belgeler, hekimin ayrılması veya kişinin aile hekimini değiştirmesi halinde eksiksiz olarak sorumlu olacak aile hekimine devredilir ve ilçe sağlık grup başkanlığı da bilgilendirilir. Acil bir sebeple görevinden ayrılmak zorunda kalan aile hekiminin kayıtları ilgili ilçe sağlık grup başkanlığı tarafından devralınır ve görevlendirilen aile hekimine devredilir. Numune Gazetesi: Kişilere ve ailelere yönelik sağlık hizmetlerini yürütürken toplum sağlığı hizmetleri ne olacak? N. Tosun: Topluma yönelik sağlık hizmetlerinin açıkta kalmaması için aile hekimliğine geçişle birlikte Toplum Sağlığı Merkezleri kuruyoruz. Bu merkezler bölgesinde yaşayan kişilerin ve toplumun sağlık hizmetlerini organize eden, topluma koruyucu sağlık hizmetlerini sunan sağlık merkezleridir. Ayrıca, birinci basamak sağlık hizmeti veren kurumların kendi arasında ve diğer kurumlar arasında eşgüdümünü sağlamak, idari hizmetler ile sağlık eğitimi ve denetim faaliyetlerini yürütmek de bu merkezlerin görevi olacak. Numune Gazetesi: Toplum Sağlığı Merkezleri nerelerde kurulacak? N. Tosun: Her il ve ilçede, sorumluluk bölgesi mülki sınırlar olan birer toplum sağlığı merkezi kurulacak. Büyükşehir Kanununa tabi illerde büyükşehir belediyesine bağlı her ilçede, nüfusu 100 binden fazla olan il merkezlerinde ise her 100 bin kişiye bir toplum sağlığı merkezi kurulacak. Numune Gazetesi: Toplum Sağlığı Merkezlerinin görev ve yetkileri neler olacak? N. Tosun: Toplum Sağlığı Merkezleri, idari ve mali hizmetleri, çevre sağlığı hizmetlerini yürütecek, içme ve kullanma sularının kontrolünü yapacak, katı atık toplama ve depolama yerlerinin sağlıklı hale getirilmesiyle ilgili olarak belediyeler ve muhtarlıklar ile işbirliği yapacak. Bulaşıcı ve kronik hastalıkları izleme ve müdahale hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, adli tabiplik hizmetleri, okul sağlığı hizmetleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri de bu merkezlerin görev alanında yer alacak. Böylece sağlık hizmetleri alanında herhangi bir boşluk bırakmadan etkili, ulaşılabilir, nitelikli bir sağlık hizmetleri sunumu gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Numune Gazetesi: Sayın Müsteşarım, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz. N. Tosun: Ben aile hekimliği sistemimizi anlatmamıza fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. Sağlık çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza selamlarımı sunar, daha sağlıklı günler dilerim.

6 06 Şubat 2010 Numune Gazetesi RÖPORTAJ Hatipoğlu: Ankara da günlük 35 ton tıbbi atık toplanmaktadır Uzm. Dr. Fikri AK Ak Köşe Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Sağlık Dairesi Başkanı Fatih Hatipoğlu ile tıbbi atıkların nasıl toplandığını, nasıl imha edildiği konularını konuştuk. Numune Gazetesi: Tıbbi atık nedir? Fatih Hatipoğlu: Sağlık kuruluşlarından kaynaklanan enfeksiyöz atık, patolojik atık ve kesici-delici atıklara tıbbi atık denilmektedir. Numune Gazetesi: Tıbbi atıkların risk altına aldığı gruplar nelerdir? Fatih Hatipoğlu: Çevre, hekimler, hemşireler, hastabakıcılar, diğer hastane personeli, hastanede yatan veya evde tedavi olan hastalar, hasta ziyaretine gelenler, hastane atıkları ile teması olanlar. Numune Gazetesi: Kaç yılından itibaren Ankara da tıbbi atıklar, evsel atıklardan ayrı olarak toplanıp taşınarak bertaraf edilmektedir? Fatih Hatipoğlu: Biz Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak 2000 yılından bu yana tıbbi atıkları evsel atıklardan ayrı olarak toplayıp bertarafını sağlamaktayız. Numune Gazetesi: Şu anda Ankara genelinde kaç noktadan tıbbi atık toplanmaktadır? Fatih Hatipoğlu: Mevcut durumda 2214 noktadan tıbbi atık alımı yapılmaktadır. Numune Gazetesi: Ankara nın toplanan günlük tıbbi atık miktarı nedir? Fatih Hatipoğlu: Ankara ili dahilinde günlük 35 ton tıbbi atık toplanmaktadır. Numune Gazetesi: Tıbbi atıkların toplanmasında kullanılan torbaların özellikleri nelerdir? Fatih Hatipoğlu: Tıbbi atıkların toplanmasında kırmızı renkli plastik torbalar kullanılır: bu torbalar yırtılmaya, delinmeye, patlamaya ve taşımaya dayanıklıdır, orijinal orta yoğunluklu polietilen hammaddeden üretilmişlerdir, sızdırmaz, çift taban dikişli ve körüksüzdürler, çift kat kalınlığı 100 mikrondur, en az 10 kilogram kaldırma kapasitelidirler, üzerlerinde Uluslar arası Biyotehlike amblemi ve DİKKAT! TIBBİ ATIK ibaresi bulunmalıdır. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ: Kanserden ölümleri yüzde 15 azaltacağız Her yıl 11 milyon kişinin yakalandığı kansere savaş açtıklarını söyleyen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, "2030 yılına kadar ölümlerde yüzde 15, vakalarda yüzde 2'lik azalma hedefliyoruz" dedi. 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle medya kuruluşları yöneticileriyle bir araya gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, kanserde şu anda dünyada yılda 11 milyon olan yeni vaka sayısının, 2030'da 27 milyona yükselmesinin beklendiğini söyledi. Bunun kanserli hasta sayısının 25 milyondan 75 milyona yükseleceği anlamına geldiğine dikkat çeken Akdağ, Türkiye'de kadınlarda 100 binde 158, erkeklerde 100 binde 256 yeni vaka sayısı görüldüğünü vurguladı. "Erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda da meme ve deri kanserleri daha sık" diyen Bakan Akdağ, kanseri sigara kullanımı ve obezitenin tetiklediğini bildirdi. Prof. Dr. Recep Akdağ, şöyle konuştu: "Ulusal Kanser Kontrol Programı hazırlandı arasında tütün kontrol çalışmaları yürütülüyor. Kanserin geri ödemelerini kolaylaştırdık. 2015'e kadar taramalarda yüzde 70'in üzerine çıkmak istiyoruz. Ulusal Kanser Enstitüsü kuracağız. 2030'lara kadar kanserden ölüm oranlarında yüzde 15 ile yıllık yeni görülen vaka sayılarında yüzde 2'lik bir azalmayı hedefliyoruz." Numune Gazetesi: Tıbbi atık torbaları, sağlık kuruluşu içinde nasıl toplanır ve bu araçların özellikleri nelerdir? Fatih Hatipoğlu: Tıbbi atık torbaları, sağlık kuruluşu içinde özel araçlar ile toplanırlar (konteyner). Bu araçlar tekerlekli ve kapaklıdır, paslanmaz metal, plastik veya benzeri malzemeden yapılmışlardır, keskin kenarları bulunmaz, temizlenmesi, dezenfeksiyonu kolaydır, sadece tıbbi atık taşımak için kullanılırlar, turuncu renklidirler, dış kısmında Uluslararası Biyotehlike amblemi ve DİKKAT! TIBBİ ATIK ibaresi bulunur. Numune Gazetesi: Tıbbi atıklar bertaraf sahasına nasıl taşınmaktadır? Fatih Hatipoğlu: Emniyetli bir şekilde, etrafa yayılmadan ve sızıntı suları akıtılmadan nihai bertaraf sahasına götürülmektedir. Taşınması sırasında transfer istasyonları kullanılmaz. Taşıma araçlarının günde en az bir kere temizlenip dezenfekte edilmektedir. Konulduğu kırmızı torbaların patlaması veya başka bir nedenle etrafa yayılması durumlarında derhal alan temizlenip ve dezenfekte edilmektedir. Tıbbi atıkların toplanması ve taşınması için kullanılan araçların başka işlerde kullanılmamaktadır. Numune Gazetesi: Tıbbi atıklar nasıl bertaraf edilmektedir? Fatih Hatipoğlu: Tıbbi atıklar Ankara da Sincan Çadırtepe Mevkiinde bulunan düzenli depolama sahasında bertaraf edilmektedir. Saha geçirimsiz bir arazidir. Bu arazide büyük kuyular açılarak iç kısmına geçirimsizliği sağlayan polimer yapıdaki jeomembran ile kaplanır. Tıbbi atık kamyonları bu jeomembran kaplı kuyular içine tıbbi atık poşetlerini boşaltırlar ve sonra bu poşetlerin üstüne kireç dökülür ve daha sonra killi toprakla poşetlerin üstü tamamen kapatılmaktadır. Felçten Kurtulmak Mümkün mü? Ölüm sıralamasında 2. sırada, sakat bırakma oranında ilk sırada olan beyin damar hastalıklarında çaresiz miyiz Beyin damarlarının aniden bir pıhtı ile tıkanması veya kanaması ile ortaya çıkan felç veya inme olarak ifade edilen durumda ne yapmalıyız; felcin belirtileri nelerdir? Aniden ortaya çıkan kol ve/veya bacağı hareket ettirememe, hareketlerde güçsüzlük, konuşmada bozulma, konuşamama, hafıza kaybı veya eşyayı tanıyamama, isimlerini bilememek; denge ve yürümenin bozulması, vücudunun herhangi bir bölgesinde uyuşukluk, hissizlik, tek gözde görme kaybı gibi aniden ortaya çıkan fonksiyon kayıpları bazen geçici, bazen kalıcı olabilirler. Bu tür fonksiyon kayıpları, beş dakika ile 24 saat arasında tamamen düzeliyorsa geçici, daha uzun sürüyorsa kalıcı felç olarak adlandırıyoruz. Bu durum damar içindeki bir pıhtının beyin damarını tıkaması ile olabilir. Pıhtı küçük olabilir veya daha sonra parçalanarak küçük parçalara ayrılıp beyinin uç kısımlarına atılabilir. Böylece tıkanan büyük damar tekrar açılarak felç durumu ortadan kalkabilir veya pıhtı hiç erimez ve felç kalıcı hale gelir. Eğer beyin damarı kanadıysa geçici düzelme beklenmez. Felç durumunun, damar tıkanıklığından veya kanamadan mı olduğunu hastanın anlaması mümkün değildir. Bir müddet sonra düzelip, düzelmeyeceğini bilmesi de mümkün değildir. Bunun ayrımını ancak doktor yapabilir. Genellikle insanlar kalp krizinde hiç vakit kaybetmeden hastayı en yakın hastaneye yetiştirmeye çalışır. Çünkü müdahale yapılarak tedavi edileceğini bilir. Ama felç geçiren hastanın öleceğini veya bir tedavisi olmadığını, acil müdahale yapılamadığını düşündüğünden evde bekletir. Ne zaman ki aradan saatler veya günler geçer de ölmeyeceğini anlar o zaman hastaneye getirmeye kalkar. İş işten geçtikten sonra Artık tıpta çok büyük gelişmeler oldu. Doktorlar yeni tedavi yöntemleri geliştirdi. Felç hastalığı kalp krizi gibi bir, beyin krizidir. Kalp krizinde hasta nasıl vakit kaybetmeden hastaneye getiriliyorsa felçte (beyin krizinde) de hastaneye getirilmelidir. Çünkü ilk 3 (üç) saat içinde ne kadar erken getirilirse (damar tıkanıklığından kaynaklanan felçlerde) felçten kurtulma, hafif sakatlıkla kurtulma, belki de tamamen eski haline gelme şansı o kadar yüksektir. Felç geçiren hastayı hiç vakit kaybetmeden acilen hastaneye getirin. İlk 3 (üç) saatte gelen hastalara beyin damarındaki pıhtıyı eriten bir ilaç damardan verilerek açılması sağlanmaktadır. Bu işlem ne kadar erken olursa hastanın felçten kurtulma şansı o kadar yüksektir. Ayrıca hastanemizde bu girişimle açılmayan damara, beyin anjiyosu yaparak damarın içine kataterle girip, pıhtıyı bulunduğu yerde eritecek müdahale yapılmaktadır. Böylece pıhtı ile oluşan damar tıkanıklığından dolayı felç geçiren hastalar tekrar sağlıklarına kavuşmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu işlemin bir takım ağır riskleri olmakla birlikte başarılı olunduğunda hasta sağlığına ya tam olarak kavuşmakta veya az bir kuvvetsizliği kalmaktadır. Daha sonra Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon çalışmasıyla da hasta başkalarına bağımlı olmaktan kurtulabilmektedir. Bu konuda insanlarımız bilinçlenmeli ve felç belirtileri olan hastalar ve /veya yakınları, felç geçer diye, düzelmez diye beklememelidir. Acil ve aniden olan her olayda olduğu gibi acilen hastaneye gidilmelidir. Geç kalındığında hastanız bu imkanlardan yararlanamaz ve belki de bir ömür boyu size bağımlı halde kalır. Bu durum ailenizin tüm yaşantısını olumsuz etkileyecektir.

7 N u m u n e G a z et es i Altındağ Belediyesi nden dar gelirli hasta yakınlarına ücretsiz konukevleri konukevi, özellikle çocukları hastanede yatan anneler için düşünüldü. 1 ve 2 kişilik odaları bulunan Dışkapı konukevi toplam 65 kişi kapasiteli. Şehir dışından tedavi olmak üzere Ankara ya gelen hastaların yakınlarının kalacak yer sorunu, pek çok hastaneyi sınırları içerisinde bulunduran Altındağ ın önemli sıkıntılarının başında geliyordu. Pek çoğu hastane bahçesinde, parklarda hatta sokaklarda geceleyen hasta yakınları için artık Ankara da bir değil tam dört sıcak yuva var. Sadece Sınırları içerisinde 17 hastane bulunan Altındağ Belediyesi olarak hasta yakınlarının yaşadıkları bu dramlara kayıtsız kalamazdık diyen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, tamamen ücretsiz ve otel konforunda olan bu konukevlerinde 3 yılda Türkiye nin dört bir yanından gelen 100 bin misafir ağırladıklarını belirterek şöyle dedi: Biliyorum ki, bugün Türkiye nin dört bir yanında kalbi bizimle atan gönül dostlarımız var. Altındağ Belediyesi olarak görev ve sorumluluk alanımızda olup olmadığına bakmadan, önce insan diyoruz. İnsanlarımızın mutlu günlerinde olduğu kadar, sıkıntılı günlerinde de yanlarında olmayı bir görev biliyor, bu anlayışla çalışıyoruz. Dar gelirli hasta yakınlarından gelen yoğun talep üzerine Altındağ Belediyesi tarafından 90 kişi kapasiteli 4. Konukevi de Sakarya Mahallesi nde faaliyete açıldı. Şub at 2010 H A B ERLER Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki 1. Konukevi; Ulucanlar Caddesi No: 4 Tel: Konukevi; Sakarya Mahallesi Burgaz Sokak No: 4 Tel: Konukevi: Dışkapı Fazilet Mahallesi Alma Sokak No:8 Tel: Dr. Abdulkadir ÖZBEK Empati a.ozbek@numunegazetesi.com Dürüstlük Hekimlikte olmazsa olmazların başında gelen ilkelerden biri de dürüstlüktür. Günümüzde erdem olarak kabul edilen bu değer, hekim-hasta ilişkilerinde ayrı bir önem taşımakta olup beraberinde hekime duyulan güveni de getirmektedir. İyi bir hekimin vicdanlı olması nasıl gerekli ise hastasını aldatmaması da o kadar önemlidir. Hastanın durumu ile ilgili gerekli bilgilendirmeyi dolaylı da olsa yapması gerekir. Gerçekçi bilgilere vakıf olan bir hasta hastalığı konusunda da hekime daha çok güvenir ve doğru karara varır. Güvene dayalı bir hekim-hasta ilişkisi ancak bu şekilde tesis edilebilir. Hekimin hastaya dürüst davranması, özellikle bazı hastalıklarda diğer kişilere bulaşma olasılığını önlemek için son derece önemlidir. Günümüzde hekim hasta arasındaki ilişki hasta açısından çok daha zor, karmaşık, akıl ermez ve güç yetirilemez durumdadır. Hastanın sosyal, ekonomik, politik veya hiyerarşik konumu ne kadar yüksek olsa da, hekime başvurduğunda, otoritesini kabullenmiş olarak ondan yardım istemektedir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda: Hastanın iyiliği her şeyin önünde geldiği için hekim hastasının yararı için hizmet vermelidir. Sosyal veya idari baskılar veya pazar şartları bu kuralın önüne geçmemelidir. dar gelirli ailelerin kabul edildiği misafirhanelerde kalmak ise tamamen ücretsiz. Konukevlerinin ilki 13 Temmuz 2005 tarihinde Ulucanlar Caddesi No:4 üzerinde açıldı. Altındağ Belediyesi tarafından iç tefrişatı yapılan 3 katlı bina toplam 60 kişilik yatak kapasitesine sahip. İki ve üç kişilik odalardan oluşan misafirhanede, WC- duş-banyo, çamaşırhane, mutfak, yemek odası ve televizyon odası mevcut. Sabah kahvaltısının Altındağ Belediyesi tarafından karşılandığı misafirhanede, dileyen kendi yemeğini kendi pişirebiliyor. Altındağ Belediyesi tek konukevinin ihtiyaca cevap vermemesi üzerine 04 Ekim 2005 tarihinde ikinci konukevini Talatpaşa Bulvarı No:106 adresinde açtı. Bu ikinci konukevi 3 kat ve bir de terastan oluşuyor. 2 ve 3 kişilik odaları bulunan 2. konukevi toplam 55 kişi kapasiteli. 3. Konukevi ise, çocuk ve doğum hastanelerinin yoğunlukta bulunduğu Dışkapı semtinde hizmete girdi. Fazilet Mahallesi No: 8 adresinde bulunan bu Hastanemiz çalışanları arasında futbol turnuvası düzenlendi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 21 Eylül 20 Kasım 2009 tarihleri arasında düzenlenen futbol turnuvasında 13 takım kıyasıya mücadele etti. Hastanemizin sağlık personeli ve şirket çalışanlarının oluşturdukları futbol takımlarının yarıştığı turnuvada, güvenlik elemanlarının takımı 3. defa şampiyon oldular. İkinciliği 2. Dahiliye grubu, üçüncülüğü yemekhane personeli aldı. 2. Dahiliye doktorlarından Hüseyin Bıyıklı zorlu geçen mücadelede ayağını kırmış olup halen tedavi görmektedir. Kendisine Numune Gazetesi ekibi olarak geçmiş olsun dileklerimizi iletirken bir an önce iyileşip yeşil sahalara dönmesini diliyoruz. Turnuvaya katılan sporcular, turnuvanın düzenlemesine öncülük eden Başhekimimiz Doç. Dr. Nurullah ZENGİN in şahsında Başhekim Yrd. Mükerrem CETE ve Müdür Yrd. Cihan SEVİM, Güvenlik Personelinden Dursun TÜRKMEN ve Cem BAYKUL a bu organizasyona katkılarından dolayı teşekkür ettiklerini belirttiler. Numune Gazetesi olarak hastanemiz personelleri arasında birlikteliği ve paylaşımcılığı arttıracağını düşündüğümüz bu tür organizasyonların geleneksel hale getirilerek devam etmesini diliyoruz. Hekim, hastanın bağımsızlığına saygı duymalı, hastanın isteklerini etik ilkeler içinde kaldığı ve uygun olmayan bir klinik sonuca yol açmayacağı sürece uygulamalıdır. Hekim, adaletli bir sağlık hizmetinin sağlanması ve sağlık için ayrılan kaynakların uygun kullanılması için çalışmalıdır. Cinsiyet, ırk, sosyo-ekonomik düzey, etnik orijin gibi nedenlerle sağlık hizmeti sunumundaki eşitsizlikler elimine edilmelidir. Bu temel ilkeler hekimlerin uyması gereken en önemli etik kurallardır. Her bir ilkede doğrudan veya dolaylı olarak sağlığın sosyoekonomik yönüne değinilmektedir. Sosyoekonomik düzey sağlığı etkilediği kadar hekimlerin davranışlarını ve hasta-hekim ilişkilerini de etkileyebilmektedir. Bu etkileşimin etik değerler içinde kalabilmesi bazı kurallara uyulmasında yarar vardır. Sağlık hizmetleri için ayrılan kaynakların çok az olduğu ve bu kaynakların da doğru kullanım yerine genellikle israf edildiği ülkemizde sağlığın ekonomik kaynaklarının uygun ve etik kullanımında tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına büyük görevler düşmektedir.

8 Bu bir ilandır

9 Numune Gazetesi HABERLER Şubat Yaşlıların düşmelerini önlemede pratik çözümler Doç. Dr. Erol GÖKA Buradan Bakınca Uzm. Hemş. Emine ÖZER 65 yaşın üzerindeki her üç kişiden biri, önümüzdeki 12 ay içerisinde bir düşme olayı yaşayabilir. Ama düşmeleri önlemek mümkündür. Bu öneriler, kendinize duyduğunuz güveni, hareketliliğinizi ve bağımsızlığınızı korumanıza yardımcı olabilir. Dengeyi ve yürümeyi etkileyen faktörler, ev ortamınızdan, giydiğiniz ayakkabı ve giysilerden kaynaklanabilir. Burada, düşmelere neden olan en yaygın nedenlerden bazıları ele alınmakta ve risklerin bazılarının azaltılması için tavsiyeler verilmektedir. 1- Evin İçinde ve Etrafında Ev ortamınızda düşme riskini artırması olası bir takım tehlikeler bulunmaktadır. Tavsiyeler Hasar görmüş basamakları derhal onarın. Merdivenlerinizin kaygan olmamasını sağlayın. Her basamağın ucuna, farklı bir renkte, kaymayı önleyici bantlar yapıştırın. Tırabzan yaptırın ve basamaklardan inip çıkarken bunları kullanın. Tırabzanın başına ve sonuna, tutabileceğiniz bir uzantı yaptırın. Merdivenlerin iyice aydınlatılmasını sağlayın. Merdivenlerin üzerinde hiçbir zaman öteberi bulunmamalıdır. Bütün zeminleri temiz ve kuru tutun. Yere dökülen her türlü maddeyi hemen temizleyin, özellikle de yağ, kola ve böcek ilaçlarını. Gevşemiş yer döşemelerini ya da kalkmış kenarları tutturun veya bantlayın. Halılarınız veya kilimlerinizi zemine sabitleyiniz. Fazla aşınmış bütün yer döşemelerini değiştirin. Ayağınızın takılmasına neden olabilecek bütün engelleri ortadan kaldırın (örneğin, elektrik kabloları ve tabureler). Evcil hayvanlarınız varsa evin içinde onların ayağınıza dolaşmamasına dikkat edin. 2- Giysiler ve Ayak Giyecekleri Uzun ve gevşek giysiler ile uygun olmayan ayak giyecekleri, dengeyi ve yürüyüş tarzını bozabilir. Yaşlı bireyde düşmenin engellenmesi için giysi kullanımında şu noktalara dikkat edilmelidir Düşmelerin önlenmesinde giysi kullanımıyla ilgili tavsiyeler Giysiler ayak bileklerin etrafına dolanmamalı veya takılıp düşebileceğiniz gevşek kısımlara sahip olmamalıdır. Örneğin gereğinden fazla uzun sabahlıklar kısaltılmalıdır. Ayakta sadece çorap veya külotlu çorapla yürünmemeli, çünkü bu ayağın kaymasına sebep olur. Gece yataktan kalkarken yatak örtüsüne takılmamaya dikkat edilmeli; bunun için önce yatak lambanızı açılmalıdır. Sık kullanılan giysi ve eşyalar ulaşılabilecek yerlerde bulunmalı, tabure/ sandalye üzerine çıkmadan kolaylıkla ulaşılabilmelidir. Giyinirken oturabilecek kollukları olan sağlam bir sandalye bulundurulmalıdır. Kapalı giyimli, beslenmesi bozuk olan yaşlı hastalar, D vitamini eksikliğini daha detaylı inceleme yapılması için sağlık kuruluşuna başvurmalıdırlar. Kıyafetlerin üst üste çok kalın giyilmesi denge bozukluğuna yol açabileceğinden çok kalın giyilmemesi önerilir. Yaşlanma ile ortaya çıkan kas iskelet sisteminde ki değişikliklerin yaşlıların giyim özelliklerinde de dikkate alınması, onların yaşamlarını kolaylaştırması ve yaşam kalitelerini yükseltmesi bakımından önemlidir. Bu nedenle yaşlı bireylere kıyafet alınırken bu değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Düşmelerin önlenmesinde ayakkabı kullanımıyla ilgili tavsiyeler Ayakkabının stili için değil rahatlığı için seçilmesinde yarar vardır. Ayakkabı satın alırken mutlaka ayak boyutları dikkatle kontrol edilmeli, yaşlanmayla birlikte ayak boyutlarının artacağı unutulmamalıdır. Yeni ayakkabılar su toplamaları ve diğer irritasyonlardan sakınmak için yavaş yavaş artırılan sürelerle giyilmelidir. Sentetik, sivri burunlu, yüksek topuklu veya sert ayakkabılardan kaçınmalı. Ayakkabının topuğunun 5 cm den az, ökçesi geniş olmalı ve vücut ağırlığını öne atacak kadar yüksek olmamalıdır. Ayak giyecekleri, ayağa sağlam bir şekilde oturmalı ve kaymayan esnek bir tabana sahip olmalıdır; bunlar, bağcıklar ile sabitlenebilmelidir. Sert tabanlı uygun ölçüde,esnek, gözenekli, ayak kemerini iyice destekleyen ayakkabılar tercih edilmelidir. Ayakkabılar ayağa iyice uymalı ve parmakları sıkmamalıdır. Topuğu sıkıca tutması gereken ayakkabı, İçi iyi desteklenmiş, iyi iplikle dikilmiş ve tabanı yumuşak ayakkabılar satın alınmalıdır. Deri, hava akımına izin verdiği ve teri emdiği için ayakkabı deriden olmalıdır. Ayak sorunları olan yaşlılar için topuk yastıkları veya tabanlıklar var olan ayakkabılar içine yerleştirilebilir. Yaşlılar ya da onlara bakan kimseler günlük ayak hijyenini temel bir rutin olarak yerine getirmeyi öğrenmelidir. Bu, ayakların dikkatle yıkanması ve kurutulmasına ek olarak herhangi bir anormallik için yakından incelenmesini de içerir. Tırnak batmalarının önlenmesi için ayak tırnakları düz olarak kesilmelidir. Ayaklar düzenli olarak yıkanmalı, her yıkamadan sonra parmak araları havlu ile iyice kurulanmalıdır Zeytinyağı ya da losyonlar kuru ayak cildine uygulanabilir. Doğarken Ettik Biz Hipokrat Yeminimizi Başkalarına yardım etme konusunda bu kadar ittifak etmiş, gecemizi gündüzümüzü başkalarına yardım etme motivasyonuna göre heder etmeye koyulmuşsak, hekimliğin bir psikolojisi olmalı. Öyle değil mi; diğer insanların (o da çok az bir kısmının) işlerinden ve uğraşlarından arta kalan zamanlarında gönüllülük esasına göre yaptıkları hayır ve yardım faaliyetlerini biz görev olarak benimsemedik mi? Üstelik öyle bir görev ki, yaptığımız iş, resmi dille ifade edecek olursak yirmi dört saatlik iş kapsamında yer alıyor. Günün her saatinde dünyanın her yerinde bizim yaptığımız işi yapan bir meslektaşımız var, dahası bize de ihtiyaç olduğunda biz de başkalarına yardım için hazır ve nazır beklemeliyiz. Bu koşullara uyan başka bir meslek daha biliyor musunuz siz? Haa, var elbette yardımcı sağlık personeli, güvenlik görevlileri, itfaiyeciler vs... Ama hekimliğin onlardan çok farklı yanları var. Birinci fark, diğer yirmi dört saatlik mesleklerde hiç kimse iş saati uygulamasının dışına çıkmıyor. Örneğin bir itfaiyeciyi komşusu gece yarısı yatağından kaldırıp komşu bizim mutfakta dumanlar çıkıyor, şuna bir bakıversen demiyor. Daha önemli fark ise, kimse ergenlik yaşlarında kendi bireysel kimliğini oluşumunda temel olacak meslek seçimi yaparken, ben itfaiyeci olayım ya da ben mahalleye bekçi olacağım gibi ifadeler kullanmıyor. Bazı istisnaları olsa da hekimlik dışındaki yirmi dört saatlik mesleklere insanlar genellikle başka iş bulamadıkları için yöneliyorlar. Yirmi dört saatlik mesleklerden yalnızca hekimlik için, talipliler daha çocukluktan itibaren belirlenmeye başlıyor. Teyzesi benim oğlum çok akıllı, çok iyiliksever, doktor olacak büyüyünce ya da Kızım çocukları çok sever, bu sevgi potansiyeliyle ne iyi çocuk doktoru olur hem hini hacette bize de faydası olur yavrumun... Böyle sözler hangimizin kulaklarına fısıldanmadı çocukluğumuzun ilk yıllarından beri. Evet, hekimliğin kültürel bir göstereni yok ama kesinlikle psikolojik bir ortak noktası var ve bu ortak noktayı, çocukluğumuzdan beri durmaksızın zihnimize nakşedilmiş kendimizi başkalarına adamamız halinde, bizden beklenenin en iyisini yapmış olacağımız a dair sözler, tutumlar, imalar oluşturuyor. Toplumun böyle özverili, kendini hiçe sayan, yalnızca başkalarına adanmış kahramanlara ihtiyacı var. O nedenle adanmışlık psikolojisine batırılmaya çalışılıyor aileler tarafından bazı çocuklar; özenlikle akıllı ve iyi yürekli olanları. İşte biz o çocuklarız dünyanın her yerinde: adanmışlık psikolojisine batmış, akıllı, iyi yürekli. Zaten bu yetiştirilme biçiminin aleyhinde davranan aramızdan birkaç kişi çıktığında da bütün toplum, bütün medya o yüzden üstümüze çullanıyor. Kendi yeminimizi (Hipokrat) üstümüze silah gibi tutuyorlar bu yüzden. Sakın ha yemininiz unutmayın. Siz ölene kadar kendinizi bize adamak zorundasınız, yemininizi bozarsanız biz mahvoluruz ama mahvolmadan önce sizin canınıza okuruz diyorlar. Kesinlikle eminim hekimlerin çoğu Hipokrat Yeminini daha doğarken etmişler. O yüzden daha erken ölüyorlar, o yüzden daha çok ruhsal rahatsızlığa yakalanıyorlar, o yüzden daha çok alkol alıyorlar, o yüzden daha çok canlarına kıyıyorlar.

10 1 0 Oc ak N u m u n e G a z et es i H A B ERLER Hekim Seçme Uygulaması Nedir? Nasıl Uygulanır? Doç. Dr. Mahir ÖZMEN Görünen Köy m.ozmen@numunegazetesi.com Atilla ALTINTAŞ Morbid Obezite Ameliyatlar - Sorunlar Sosyal Hizmet Uzmanı Sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte, tüm devlet hastanelerinde Hasta Hakları ile ilgili uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Hekimin Seçme Uygulaması da Hasta Hakları Uygulamalarındandır. Yönerge ile hastaların sağlık hizmeti alacağı veya almakta olduğu hekimi serbestçe seçmesine, değiştirmesine, sağlık kurumlarındaki hekimlerin buna uygun poliklinik hizmeti vermesine yönelik tedbirlerin alınmasına ve bu amaçla gerekli hizmet, fizik ve personel alt yapısının oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Poliklinik hizmetlerinin sunumundaki ilkelerden bazıları şu şekildedir: Hastaların, sağlık hizmet sunumunda en iyi işbirliği yapabileceği ve iletişim kurabileceği hekimi seçmesi hedeflenmektedir. Sağlık kurumuna her gelişinde, istedikleri takdirde aynı hekime muayene olabilmesi ve ilk kabulünden itibaren aynı hekimin kontrolü altında olması sağlanacaktır. Hastanın isteği halinde tedavisinin herhangi bir aşamasında hekimini değiştirme hakkını kullanmasına imkan tanınacaktır. Hekim seçme ve değiştirme hakkı kapsamında hastaya talebi halinde kendisine sağlık hizmeti veren veya verecek olan hekimlerin kimlikleri, görev ve unvanları hakkında bilgi verilecektir. Yapılacak tüm düzenlemelerde hasta yararının gözetilmesi ile hastalara gerekli danışmanlık hizmetleri verilerek bilgilendirilmeleri ve personel ile hasta iletişimini kolaylaştıracak uygulamalar gerçekleştirilecektir. Geçtiğimiz günlerde basında ve medya organlarında morbid obezite nedeniyle ameliyat edildikten bir süre sonra yaşamını yitiren bir hastayla ilgili haberleri okuduk. Obezite, obezite ameliyatları, sağlıklı yaşam yine herkesin gündemine oturdu. Antik zamanlarda gücün, kudretin, doğurganlık ve bereketin sembolü olmuş kilolu insan imajı modern toplumlarda şekil değiştirdi ve aktif yaşam koşullarının egemen olduğu endüstriyel toplumun hızına ayak uyduramayan obezler, depresyon ve yandaş hastalıklar nedeni ile de toplum içinde hızlı bir değer kaybına uğradılar. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre obezitede epidemik bir artış söz konusu. 1 milyardan fazla erişkin kilolu (BMI>25 kg/m2), 300 milyon erişkin obez ve 30 milyon erişkin morbid obez (BMI 40kg/m2) sınıfında yer alıyor. Türkiye de de durum farklı olmayıp erişkin obezite prevelansı %23,5 olarak tahmin ediliyor. Poliklinik sekreterliği birimi Kurumda, hastaya ilişkin bürokratik işlemlerin kolaylaştırılması amacıyla hastanın hekimini seçtiği, kurumun işleyişi hakkında bilgi aldığı ve muayene sırasının verildiği poliklinik sekreterliği birimleri oluşturulacaktır. Hekim çalışma tabloları nedir? İlgili tüm klinikler, kendi bünyelerinde görev yapan klinisyen uzman hekimlerin çalışma tablosunu hazırlar. Poliklinik sekreterliklerinde Günlük Hekim Çalışma Tabloları ve Aylık Hekim Çalışma Tabloları bulunur. Ayrıca hastane resmi internet sayfasında; hekimlerin adı-soyadı, unvanı, uzmanlık alanı ve yan dal ihtisası bilgileri bulundurulacaktır. Hekimlerin isteği halinde özgeçmişine ve fotoğrafına da internet sayfalarında yer verilebilir. Çalışma tabloları kurumun internet sayfasında ilan edilir ve ayrıca hasta kabul/poliklinik sekreterliği, santral, danışma ve halkla ilişkiler gibi bilgilendirme birimlerine verilir. Başhekim tarafından onaylanan Günlük ve Aylık Hekim Çalışma Tabloları Müdürlüklere gönderilir. Müdürlükler tarafından çalışma tablolarındaki programlara uyulup uyulmadığı denetlenir. Hekim Seçme Logosu kullanılması Hekim seçme uygulamasına geçen kurumlar hastalarına hekim seçme hakkı sağladıklarını duyurmak için Hekim Seçme Logosu kullanırlar. Hekim seçme logosu hastane girişine, poliklinik katına ve hastaların görebileceği yerlere asılır. Kurum çalışanları, hastaları herhangi bir hekime kesinlikle yönlendirilmeyecektir. Poliklinik sekreterliği biriminde herhangi bir hekime ait kartvizit ve yönlendirmeye yarayacak diğer dokümanlar bulundurulmayacaktır. Hastanemiz merkez binalarımızda 128, acil tıp servisinde 8, Semt Poliklinikleri ile birlikte toplam 244 adet poliklinik muayene odası bulunmaktadır. Hastanemizde halen görev yapan uzman hekim sayısı 474 kişidir. 18/05/2009 ve 05/11/2009 tarihlerinde olmak üzere Hasta Hakları Birimi olarak, Hastanemizde Hekim Seçme Logosu kullanabilmek amacıyla İl Sağlık Müdürlüğü ne müracaatımız yapılmıştır. Hastanemizde henüz Hekim Seçme Logosu kullanılmamasına rağmen yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda sağlık hizmeti sunumumuz devam etmektedir. Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde, her bir hekim için ayrı ayrı poliklinik muayene odasının değil de Klinik olarak poliklinik muayene odası uygulanabilmektedir. Hasta, çoklu kliniklere bağlı polikliniklerden istediği hekimi ve kliğini de seçmiş olmaktadır. Bunun yanında hangi klinisyen uzman hekimin ne zaman poliklinik yaptığı, poliklinik girişlerindeki Hekim Çalışma Tablolarında gösterilmektedir. Telefonla yada internet ortamından da Hekim Çalışma Tablolarını öğrenebilen hasta, istediği hekimini seçebilme imkanına kavuşmuş durumdadır. Morbid obezite kısaca beden kitle indeksi dediğimiz ağırlığın boyun karesine bölümü (kg/m2) sonucu elde edilen sayının 40 ın üstünde olması durumu. Beraberinde yandaş hastalıklar, bunlara bağlı artan riskler ve dolayısıyla ölüm nedeniyle de mutlak tedavi edilmesi gerekli. Ama nasıl? Diyet, yaşam ve davranış değişiklikleri, ilaçlar gibi birçok yönteme karşın tek ve mutlak etkin tedavisi cerrahi. Birçok cerrahi yöntem söz konusu ama ameliyatları temelde üç grupta ele almak olası: restriktif (kısıtlayıcı) ameliyatlar (yaygın bilinen formu gastrik band ya da kelepçe), malabsorbtif (emilimi bozan) ameliyatlar (yaygın bilinen şekli bypass) ve bunların kombinasyonları. Hangi cerrahi yöntem uygulanırsa uygulansın, hastalığın ve yandaş patolojilerin doğası nedeniyle riskler de azımsanamayacak kadar yüksek. Obezite hastanın tüm organ sistemlerini etkiler, tip 2 diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, kardiyovasküler hastalık ve kanser gibi pek çok hastalığın riskini artırır. Obezitenin ciddiyetine bağlı olarak bu hastalıkların görülme sıklığı da artar. Obezite bugün yılda erken ölümden sorumlu hem de tamamı önlenebilir ölümlerden... Oysa ameliyatların mortalitesi (ölüm riski) gastrik band için %07, bypaslar içinse %02,5 lar dolayında. Önemli olan hasta seçimine, hazırlığına ve ameliyat sonrası bakımına özen göstermek. Hiçbir doktor hastasını kaybetmek istemez... Hele de onca emek veren, gece - gündüz hastasıyla yatıp kalkan onların mutluluğuyla sevinen bir cerrah asla... Bu yüzden eleştirirken de bilgi sahibi olmaya çalışmak lazım... Bu durumun genellenerek tüm obezite ameliyatlarına ve cerrahlara uygulanmaya kalkışılması daha da kötü. Ama en kötüsü bu tartışmalar sonucu ameliyat olmaktan vazgeçen morbid obezlerin hergün yüzleşmek zorunda oldukları önlenebilir ani ölüm riski... Morbid obezite sorununuz varsa yitirmeden işi bilen bir cerraha danışın. vakit

11 N u m u n e G a z et es i Sağlık Bakanlığı Kalite Denetiminde, Hastanemize bağlı Siteler Semt Polikliniği Diyaliz Ünitesi tam puan aldı 11 Doç. Dr. Nurullah ZENGİN Başyazı n.zengin@numunegazetesi.com Hastanelerimizde Kalite Birimi Çalışmaları Sağlık Bakanlığı il performans ve kalite birimini denetiminde Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Siteler Semt Polikliniğimize bağlı diyaliz ünitemiz tam puan aldı yılında faaliyete geçmiş olan ünitemiz 3 hemşire 1 uzman hekim,1 pratisyen hekim,1 sekreter, 3 temizlik personeli ile hizmet vermektedir. İleri teknolojiye sahip cihazlarla hizmet veren ünitemiz 36 cihaz kapasitesine sahiptir. Merkezimizde; 1 tanesi HCV pozitif hastalara kullanılmak üzere toplam 12 cihazımız bulunmaktadır. Şubat 2010 tarih itibariyle toplam 37 kalıcı programlı hastamız bulunmaktadır. Yıllık seans sayımız ortalama 430 dur yılı toplam seans Şub at 2010 H A B ERLER Ülkemizde bir süredir uygulanmakta olan sağlık politikaları, zaten kaçınılamaz olan değişimi hızlandıracak ve yönlendirecek bir anlayışla; Sağlıkta Dönüşüm adıyla sunuluyor. Vatandaşlarımız açısından geri ödeme kurumları Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve SSK nın tek çatı altında birleştirilmesi, sağlık çalışanları açısından ise performansa dayalı ek ödeme sistemi sağlıktaki değişimin akla ilk gelen uygulamalardır. sayımız 1737, 2008 toplam seans sayısı 3242 ve 2009 toplam seans sayımız 4238 dir. Şubat 2010 tarih itibariyle toplam 37 kalıcı programlı hastamız bulunmaktadır. Yıllık seans sayımız ortalama 430 dur. İl dışından tedavi amacıyla Ankara ya gelen misafir hastalara da hemodiyaliz hizmeti vermekteyiz. Ünitemizin fiziki yapısı şu şekildedir. 3 katlı bir binadır. 1. Kat giriş katı olup güvenlik birimimiz bu katta yer almaktadır. 2. Katta hasta seans salonumuz, hasta giyinme soyunma odaları, hasta bekleme salonu, hasta tuvaletleri, sekreterlik, konferans sa- Engelli öğrencilere ücretsiz sağlık taraması yaptık Hastanemiz 1. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğe Şefi Op. Dr. Ahmet Uçaner ve şef yardımcısı Op. Dr. Sualp Turan öncülüğünde, uzmanlar ve asistanlardan oluşan hastanemiz personeli yaklaşık 10 doktor, Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Okulu nda okuyan öğrencileri ücretsiz olarak okullarında muayene ettiler. 126 Öğrencinin yapılan muayenesi sonrasında öğrencilerin çoğunda ortopedik rahatsızların ileri derecede olduğu ve öğrencilerin bir kısmının çeşitli Devlet ve Üniversite hastanelerinde halen tedavilerine devam ettikleri görülmüştür. Doktorlarımızın okula yapmış olduğu ziyarette Okul Müdürü Durasi Öztürk ün, geçmiş yıllarda ameliyat edilmiş öğrencilerin okul revirinde takibinde zorluklar yaşandığını belirtmesi üzerine, Hastanemizden tedaviyi talep eden öğrencilerin tedavilerinin Mayıs ayı içerisinde hastanemizde ücretsiz olarak yapılmasına karar verilmiştir. Engelliler okulu ile böyle bir sosyal lonu, hemşire soyunma odası, uzman odası, malzeme deposu bulunmaktadır. 3. Katta ise su sistemi, kafeterya, solüsyon odaları, enerji kaynağı odası ve arşiv yer alır. Özel hizmet veren bir sağlık kuruluşu gibi faaliyet gösteren merkezimizde, hasta ve yakınlarının her türlü ihtiyacı düşünülmüştür. Hastaların mahremiyetleri göz önünde bulundurularak, erkek ve kadın hastalar için ayrı soyunma odaları, her hasta için kilitli giyinme dolapları mevcuttur. Erkek ve bayan hastalar için ayrı hasta lavabo ve tuvaletleri mevcuttur. Engelli hastalar için özel dizayn edilmiş hasta lavabo ve tuvaletleri mevcuttur. dayanışmaya öncülük eden Klinik Şefimiz Op. Dr. Ahmet Uçaner, ziyaret öncesi engelli öğrenciler arasında çocuk felcinin (polio) yüksek olabileceğini düşündüklerini ama çocuk felçli hiçbir öğrencinin olmadığını gördüklerini söyleyerek şöyle dedi: Bu da gösteriyor ki, artık ülkemizde çocuk felci hastalığı yok denecek kadar azalmıştır. Türkiye Ortopedi Travmatoloji Birliği Derneği ile birlikte gerçekleştirilen bu etkinlik periyodik olarak devam ettirilecektir. Gelecek öğretim yılı başında doktorlarımız söz konusu okulu tekrar ziyaret ederek yeni gelen öğrencilerin de muayenesi yapılarak, tedavi programına alınacaktır. Her hasta başında diyaliz seansında izlemeleri için LCD televizyonları mevcuttur. Tercih eden hastalar için kulalık sistemi mevcuttur. Keyifli bir seans geçirmeleri amacıyla merkezi müzik ses sitemi ve vcd film izleme sistemimiz mevcuttur. Hastaların diyaliz öncesi ve sonrası istirahatları için hasta dinlenme salonu mevcuttur. Hasta yakınlarının seans sırasında beklemeleri için 3. katta kafeteryamız mevcuttur. Hastalarımız, masrafı hastanemiz tarafından karşılanmakta olan hasta servisiyle, evlerinden alınıp diyaliz sonrası evlerine bırakılmaktadır. Geçen yıllar içinde sağlık hizmeti anlayışında ve sunumunda birbirini tamamlayan bir dizi değişiklik gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen değişimlerin en önemlilerinden birinin sağlık kurumlarında kurumsal kalite adına yapılanlar olduğunu düşünüyorum. Artık kalite birimleri pek çok hastanemizde tüm uygulamaların içine girmiş ve kalite kavramının içi büyük ölçüde doldurulmuştur. Vatandaşlarımızın çoğunun ve hatta bir kısım çalışanımızın da bilmediğini düşündüğüm bir kalite birimi çalışmasını burada aktarmak istiyorum. Son dört yıldır İl Sağlık Müdürlüğü ve diğer hastanelerin kalite birimi temsilcilerinden oluşan ekiplerle ile hastaneler dörder aylık dönemlerde denetleniyorlar. Daha önce belirlenmiş ve duyurulmuş iki bini aşan yazılı kritere göre hastanelere puan veriliyor. Hizmet Kalite Katsayısı adı verilen bu değerlendirme yanında ayrıca Kurum Verimlilik Katsayısı, Hasta Memnuniyet Katsayısı ve Hizmete Erişim Katsayısı belirleniyor. Bütün bu hesaplamalarla hastanelerin Kurumsal Kalite Katsayısı olarak ifade edilen katsayı belirleniyor. Şüphesiz bu katsayılar hastanelerin birbirleri ile kıyaslamalarına imkan verecek gerçekçi bir değerlendirme oluyor. Aynı zamanda bu katsayı hastane çalışanlarına yapılacak ek ödemede belirleyici rakamlardan biri olarak değerlendirmeye alınıyor. İlk bakışta oldukça karışık gözüken bu hesaplamalar Sağlık Bakanlığı hastanelerinde yıllardır başarı ile gerçekleştirilmektedir. Hemen her hastanede denetimlerden aylarca önce ekipler oluşturulmakta ve yazılı kriterleri yerine getirme konusunda yoğun bir çaba sergilemektedir. Zaman içinde ciddi birikime sahip denetici ekibin önerileri ile hastanelerimiz her geçen gün daha iyiye ulaşabilme fırsatı yakalamaktadır. Kısaca özetlemeye çalıştığım bu uygulamanın sağlık hizmeti sunanlarla bu hizmeti alanları aynı ortak payda da buluşturan ve takdiri hak eden dikkat çekici bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Hiç şüphesiz benzer çalışmaların uygulama alanı bulması ülkemizde sağlık hizmeti standartlarının yükselmesine katkı sağlayacaktır.

12 12 Şubat 2010 N u m u n e G a z et es i H A B ERLER İstiklâl Savaşında Sağlık Ordusu muz, savaşta esir düşen yahut yaralı olarak ele geçen düşman askerlerine de aynı şefkat ve insanî yücelikle müdahale ediyor, yaralarını sarıp tedavilerini yapıyordu. Mesela ordumuz Süveyş Kanalı ve Filistin cephelerinde savaşırken Sina Çölü ne kurduğumuz çadır hastanelerde cerrahlık yapan ve salgın hastalıklarla mücadele eden Dr. Âkif Şakir bey, Kudüs te İngilizlere esir düşüyor, ancak daha önce tedavi ettiği yaralı düşman esirlerinden Lord Balwin in yeğeni aracılığıyla serbest bırakılıyordu. Savaşan bir ordunun başarılı olması, birçok faktöre bağlı olsa da bunların en önemlilerinden biri hiç şüphesiz sağlık hizmetleridir. Sağlık teşkilatımız, Osmanlı Devleti döneminden beri gerek barışta gerekse savaş şartlarında ve ortamında üstün bir fedakârlık ve sorumluluk duygusuyla hizmet etmiştir. Dünyanın belli başlı büyük devletlerinin dört bir yandan üzerimize saldırdığı Birinci Dünya Savaşı yılları milletimizin ve kahraman ordumuzun olduğu kadar, sıhhiye teşkilatımızın da adeta bir ölüm kalım savaşı verişine sahne olmuştur. İstiklâl Savaşında Sağlık Ordusu adlı bu eser, Çanakkale Zaferimiz başta olmak üzere çeşitli cephelerde hizmet veren, savaşın mantığının aksine insan hayatı kurtarmak için hayatını tehlikeye atan sıhhiyecilerin adeta görsel bir destanıdır. Sıhhiye Müfettişi Umumiye Teşkilatı mızın fedakâr doktorlarının, hemşirelerinin, gencecik tıbbiye öğrencilerimizin top siperlerinin içinde, sargı yerlerinde, sahra çadırlarında, gemilerde yahut hayvan sırtında insan hayatı kurtarmak için yaptıkları çalışmalara adeta şahit oluyor, o çetin günlerin atmosferini yaşıyoruz. Kamuoyunda genellikle Tıbbıye son sınıf öğrencilerinin Çanakkale de cepheye gidişleri ve sınıfça şehit oluşları, bu sebeple Haydarpaşa Tıp Fakültesinin o yıl hiç mezun vermediği bilinir. Gerçekten de 1915 yılında Tıp Fakültesinden ve Gülhane den yalnızca son sınıflar değil beşinci, dördüncü ve hatta üçüncü sınıf öğrencileri de Reşit Paşa vapuru ile Çanakkale cephelerindeki hastanelere sevk edilmişlerdir. Ve künye defterlerinde yalnızca isimleri kay- dedilmiş olan bu genç tıp kahramanlarımızı, Çanakkale deki korkunç kanlı savaşlar adeta yutmuş, mübarek kanları toprağa karılmıştır. Ancak bu yürek burkucu hadise, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Sağlık teşkilatımızın; resmî veya sivil doktor ve hemşirelerimizin gösterdiği yararlık ve kahramanlıkların yalnızca bir sahnesidir. Savaşa girilince Osmanlı Devlet sınırları içindeki bütün hastaneler, bulundukları bölgelerde görevli kolorduların emrine verilmişlerdir. Çıkarılan Mükellefiyet-i Etıbba kanunu ile de 20 ile 45 yaş arasındaki bütün sivil doktorlar, diş hekimleri ve eczacılar göreve çağırıldılar. Silah altına alınan bu tıp personeline Gülhane Tıp Mektebinde ve Seririyatı hastanesinde kısa bir süre eğitim verildikten sonra cephelere gönderildiler. Yine tıp öğrencilerinin cepheye götürülüşünden önce mezun doktorların staj yapmadan doğrudan cephede görev alması kararlaştırılmıştı. Bugün isimlerini gururla andığımız doktorlarımızdan Dr. Mu- rat Cankat, Dr. Kemal Keskiner, Dr. Ömer Vasfi Aybar (Ankara Numune Hastanesi eski Başhekimi) ve Dr. Nevres Kuyaş ve daha niceleri, savaş ortamında büyük fedakârlıklarla çalışıp gencecik gazilerimizin yaralarını sardılar. Bu dönemde Sıhhiye Müfettişi Umumiye Teşkilatı nın başında Süleyman Numan Paşa bulunuyordu. Her cephede kurulmuş sargı yeri, hastane, ameliyathane gibi sağlık tesislerinin başında da yine devrin ünlü ve adları tıp tarihine de altın harflerle geçmiş tecrübeli doktorları yönetici olarak bulunuyordu. Çanakkale Cephesi yaralıları Dr. Ziya Nuri Birgi nin başında bulunduğu ekipler tarafından tedavi ediliyorlardı. Doğu Cephesinde Prof. Dr. Tevfik Sağlam, Suriye Cephesinde ülkemizde ortopedinin kurucusu sayılan Dr. Âkif Şakir Şakar bey, Filistin Cephesinde Prof. Dr. Ömer Besim Paşa, Irak Cephesinde de Dr. Abdülkadir Noyan bey hizmetleri yönetiyor, ameliyattan ameliyata koşuyorlardı. Sağlık hizmetleri ordu- Yine bu albümde hemşirelerimizin ne zor şartlar altında bile kahramanca, cesurca hizmet verdiğini görüyoruz. Safiye Hüseyin, Kerime Salahor, Münire İsmail gibi hanımefendiler, Anadolu kadınlarının, yurdumuzun büyük bir saldırıya uğradığı esnada nasıl hizmete koştuklarının çarpıcı örnekleridirler. Birinci Dünya Savaşında silahlı kuvvetler içinde oransal olarak en yüksek kaybı veren sınıf Sıhhiye Sınıfı olmuştur. Doktor, hemşire ve diğer personelimiz, cephe şartları, yokluk ve salgın hastalıklar sonucu ağır kayıplar vermişlerdir. Vücutlarını siper ederek vatanını ve milletini koruyan aziz şehitlerimizi ve merhum gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, kendilerine yüce Allah tan rahmet diliyorum. Bu albümün, onların kıymetli hatıralarını taze tutma ve fedakârlıklarının örnek olması bakımından genç kuşaklara aktarma hususunda katkısı olacağını umuyorum. (Yukarıdaki yazı, Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ ın İstiklâl Savaşında Sağlık Ordusu adlı eseri takdim konuşmasından alıntıdır.) Doç. Dr. Ferit SARAÇOĞLU Üreme Sağlığı f.saracoglu@numunegazetesi.com Bebek Sahibi Olmaktaki Zorluklar Evli bir çiftin korunmadıkları halde, 1 yılın sonunda hala gebeliğin oluşmamasına infertilite adı verilmektedir. İstatistiklere göre ülkemizdeki evli çiftlerin yaklaşık % 20 si bebek sahibi olmakta zorlanmaktadır. Bu çiftler araştırıldığında yaklaşık % 80 inde bir sorun olduğu tespit edilmektedir. Geri kalanlardaki nedenlerse henüz bugünkü tıbbi bilgilerimizle açıklayamadığımız nedenlerden kaynaklanmaktadır. Araştırmalar nedenlerin % 40 ının erkekle, % 40 ının kadınla, % 20 sinin ise hem kadın hem de erkekteki sorunlarla ilgili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle hem kadının hem de erkeğin birlikte incelenmesi gerekmektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine bebek sahibi olamadıkları için başvuran çiftlerde öncelikle infertiliteye neden olabilecek bir nedenin olup olmadığı sorgulandıktan sonra gerekli tetkiklerine başlanmaktadır. Erkekte sperm analizi ve Kruger testi (spermlerin yapısal özelliklerini gösteren test) yapılmakta bunların sonucuna göre gereken daha ileri tetkiklere başvurulmakta, Üroloji Kliniğinden destek alınmaktadır. Kadında muayene ve ultrasonografik incelemeden sonra öncelikle bebek olmasını engelleyebilecek bir sistemik hastalığı (tiroid bozukluğu, böbrek hastalığı vb) veya hormonal bozukluğu olup olmadığı araştırılmaktadır. Kadınlarda her ay yumurtalıklarda sağlıklı bir yumurtanın gelişmesi gerekmektedir. Yumurta gelişimi ultrasonografik olarak takip edilmektedir. Yumurtlama sorunları olan hastalarda bu amaçla çeşitli ilaç tedavileri başlanmaktadır. Özel boyalı ilaçlarla çekilen rahim filmleriyle rahim içerisinde şekil bozuklukları ve yumurta kanallarındaki tıkanıklıklar araştırılmaktadır. Rahim içerisindeki polip, myom ve septum adı verilen duvarlar histeroskopik cerrahi denilen (bir kamera yardımıyla rahim iç boşluğunu gösteren optik sistem), hasta açısından çok rahat olan bu yöntemle, vücudunda bir kesi oluşmaksızın tedavi edilmektedir. Tüplerde tıkanıklık saptanan hastalarda tıkanıklığın yerine göre mikrocerrahi ameliyatları yapılmakta ya da başarının düşük olduğu tıkanıklık tiplerinde tüp bebek tedavisi önerilmektedir. Hastanemiz tüp bebek ünitesi kurma çalışmaları devam etmekte olup bu yıl içerisinde hizmete girecektir. Gereken hastalarda rahim içinden biyopsi yapılarak ortamın bebeğin yerleşerek büyümesine uygun olup olmadığı, yine erkeğin spermleriyle rahim ağzındaki salgılar arasında alerjik bir reaksiyonun olup olmadığı da araştırılmaktadır. Diğer testleri normal olan ya da gerek duyulan hastalarda laparoskopi (bir kamera yardımıyla karın boşluğunu gösteren optik sistem) ile infertilite nedeni olabilecek nedenler (yapışıklıklar, endometriozis v.b.) araştırılmakta, gerektiğinde laparoskopik ameliyatlar (kapalı ameliyatlar) yapılarak sorunlar ortadan kaldırılmaktadır. Nedeni açıklanamayan infertilite hastalarında, diğer tedavilerde başarılı olunamayan durumlarda ya da erkekle ilgili sorunlarda hastalarda inseminasyon (aşılama) tedavileri yapılmaktadır. Hastanemizde takip edilen infertilite vakalarında elde edilen gebelik oranları ülkemiz ve dünyadaki oranlara uygundur.

13 Numune Gazetesi HABERLER Şubat Diyabet hemşirelerimiz Uzm. Dr. Erdal ESKİOĞLU diyabet hastalarımızı eğitiyor İç Hastalıkları Uzmanı Kimdir? Bütün kronik hastalıklarda olduğu gibi diyabette de eğitim hastanın yaşam kalitesini yükseltmek açısından büyük önem taşıyor. Bu eğitimlerde önemli bir görev üstlenen diyabet hemşireleri, hastaya diyabetle baş etmenin yollarını gösteriyor. Diyabet hemşiresi; diyabetli hastaların karşılaşabileceği; geri dönüşümsüz komplikasyonları önlemek, yaşam kalitesini artırmak amacıyla; bireyler ve ailelerin gereksinimlerine göre diyabetli hasta bakımı ve eğitiminin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinden sorumludur. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyabet Poliklinik Hemşiresi Beyhan Şahin`in verdiği bilgiye göre, hastanemize başvuran Diyabet hastaları için şu şekilde eğitim hizmetleri yürütülmektedir. Hastalarımız Endokrin ve Metabolizma gereksiz bilgiler :) polikliniğimize geldiklerinde önce hekim tarafından görülmektedir. Test sonuçları alındıktan ve tedavisi yönlendirildikten sonra hasta diyetisyen tarafından da değerlendirilir. En son olarak da diyabet hemşiresine gelmektedirler. Bu aşamada ilk olarak diyabet hemşiresi hastanın tanıtıcı bilgilerin yer aldığı formu doldurmaktadır. Bu formun doldurulmasının amacı hastanın tedaviye uyumunu etkileyen bireysel özelliklerini öğrenerek eğitim gereksinimlerinin belirlenmesidir. Form doldurulduktan sonra hastaya ve ailesine bire bir eğitim verilir. Hasta tek başına her şeyin altından kalkamayacağı için, hayatının büyük kısmını beraber geçirdiği kişilere de eğitim verilmesi büyük önem taşıyor. Bu nedenle eğitim hem aileye hem de yakınlarına veriliyor. Eğitimin içeriğinde hastanın, diyabetin nasıl bir hastalık olduğu, ne- BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Denizatlarında annenin yumurtayı babaya verdiğini ve babanın da o yumurtayı 6 8 hafta kesesinde taşıdıktan sonra, kesesinde yavru bir denizatı doğurduğunu... Günde bir metre boy atan sarmaşıkların olduğunu... İnsana yemek için saldıran tek hayvanın ayı olduğunu... Kurtların yiyeceklerini 30 km taşıyıp yavrularına götürdüğünü... Soğuk iklimde yaşayan tatlı su kaplumbağası türü olan kaplumbağaların, sonbaharda derin bir nefes alarak girdikleri sudan, ilkbaharda çıktıklarını ve bu kaplumbağaların üç ay oksijensiz hayatta glikolizden enerji sağlayarak kalabildiklerini ve bunların kalp atışlarının dakikada bir olduğunu... Dişi mavi balinaların 34m boyunda olduklarını ve günde kalori aldıklarını... Edison un ampule konulacak maddeyi bulabilmek için deneme yaptığını... İnsan elinin en yavaş uzayan tırnağının başparmak olduğunu, en çabuk uzayan tırnak ise orta parmağınki olduğunu... lerle baş etmesi gerektiği, hastalığın tedavi sürecinin nasıl olduğunu öğretilmesi yer alıyor. Eğitimlerde bunların yanı sıra, evde kan şekeri ölçümü eğitimi veriliyor. Ayrıca, yıllık kontrollerin neler olduğu, hangi tahlilleri yaptırması gerektiği, kan şekerinin neden düştüğü ve bu durumda nasıl davranması gerektiği, aynı şekilde kan şekeri aşırı yükseldiğinde nasıl davranması gerektiği, hastaya kronik diyabet komplikasyonları, gibi konularda da hasta aydınlatılıyor. Hastaların soru cevap şeklinde soru sormaları için desteklenir. Eğitime hastanın da aktif olarak katılması sağlanmaktadır. Ayrıca hasta insülin kullanımı da uygulamalı olarak gösterilmekte ve mutlaka hastaya yada yakınına uygulamalı olarak yaptırılmaktadır. Böylece hastaya kendi sorumluluğunu alması konusunda desteklenmektedir. Eğitim sırasında insülin kullanımı, ayak bakımı, hipoglisemi gibi konularda hazırlanan kitapçıklarda kullanılır. Eğitim sonrasında bu kitapçıklar hasta ve yakınlarına verilmektedir. Bire bir verilen eğitim sonrasında hasta ve ailesi hastanemiz bünyesinde bulunan diyabet okuluna ve toplu eğitime davet edilmektedir. Endokrin ve Metabolizma polikliniğimizde mesai saati boyunca hastaya bire bir eğitim verilmektedir. Toplu eğitimlerimiz ise, her cuma arasında özel sunum yöntemleriyle verilmektedir. Böylece eğitimlerimizde görsel sunum yöntemlerini kullanarak eğitimin kalıcı sağlanır. İç Hastalıkları yan dallarının gün geçtikçe artması ve yandal sayısının çoğalmasıyla birlikte İç Hastalıkları Uzmanlarının görev alanlarının ne olduğu konusunda endişeler oluşmaya başlamıştır. Ayrıca bu kadar yandal mevcutken birde İç Hastalıkları Uzmanı gereklimidir?.. gibi sorular akla gelmektedir. Bu durum 4000 den fazla yandal yapmamış İç Hastalıkları Uzmanlarının canını sıkmaktadır. Bu nedenle Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği İç Hastalıkları Uzmanlarını toplumumuza tanıtmak için kampanyalar başlatmak zorunda kalmıştır. Burada ergenlik çağından sonra hastaların tüm sağlık sorunlarının İç Hastalıkları Uzmanlarınca değerlendirilip, gerekli muayenesinin, tetkikinin, mümkünse tedavisinin yapıldığı, gerekli görülen hastaların ilgili yandal ve dallara gönderen bir uzmanlık dalı olduğu vurgulanmıştır Bu gün birçok Eğitim Hastanesinde yandal klinikleri açılmıştır. Hatta bazı Devlet Hastanelerinde bikaç adette olsa yandal uzmanı bulunmaktadır. Bu hastaneye başvuran hastaların sahiplenilmesinde sıkıntılara yol açmaktadır. Genellikle ağır, bakıma muhtaç, multi sistem hastalığı olan hastalar İç Hastalıkları Uzmanlarına kalmakta, selektif tetkikler gerektiren genel durumu iyi hastalar yandal uzmanlarınca sahiplenmektedir. Bu nedenle İç Hastalıkları Klinik ve polikliniklerinde çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır. Tabii ki İç Hastalıkları Uzmanları bu seçilmiş hastaların tetkik ve tedavisini üstlenmek istemektedirler. Fakat her şeyde olduğu gibi plansız, programsız ve gelişigüzel yöntemlerin geçerli olduğu ülkemizde kargaşalar yaşanmaktadır. Bir ülke artık İç Hastalıkları uzmanının sağlıktaki önemini kavramıştır. Bu ülkelerde hastalar önce İç Hastalıkları Uzmanınca değerlendirildikten sonra yandal polikliniklerine gitmektedir. Böylece hastaların gereksiz tetkikler olmasından ve sağlık sigortası yapan kuruma maliyeti daha ucuza gelmektedir. Halbuki ülkemizde birçok ilaç ve tetkik için sınırlamalar getirilerek adeta sağlığı daha pahalıya getirmek bizzat sağlık sigorta kurumunca teşvik edilmektedir. Çünkü İç Hastalıkları Uzmanı yazamadığı ilaç için ilgili yandal veya dallardan konsültasyon yada, muayene istemek zorunda kalmaktadır. Bu nedenle gün geçtikçe sağlık harcamaları artmaktadır. Benim önerim; Hastanemize gelen İç Hastalıkları hastalarının önce İç Hastalıkları Polikliniğince değerlendirildikten sonra yan dallara yönlendirilerek, hastaların gerekli temel tetkiklerinin yapılarak hastanın tanısının konması, gerekli tedavisinin yapılmasıdır. Gerekli görülürse yandallara gönderilerek hastaların daha ileri tetkiklerinin yapılmasıdır. Böylece hasta tetkik ve tedavilerinin paket halinde sunulduğu sağlık sisteminde hastanemizin hasta başına oluşan zarar miktarını azaltmış oluruz.

14 14 Şubat 2010 Nu m u n e G a z et es i S EMT PO L İKLİNİK LERİM İZ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Selda SEÇKİN Kolej Semt Polikliniği Mikroskop Gözüyle s.seckin@numunegazetesi.com Beyindeki Tümörlerden Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı olarak Kolej Semt Polikliniği Libya Caddesi Çaldıran Sokak no 22 (Ahmetler PTT arkası ) de 2006 yılından itibaren hizmet vermektedir. Binamız 7 kattan oluşmaktadır. Beyinde çok dar ancak iyi korunan bir bölgede yer alan hipofiz bezi diğer pek çok hormon üreten organın dengede çalışmasını sağlar. Hipofiz bezi yaklaşık 1 cm. çapında, fasulyeye benzer şekle sahip 1 gr.dan da hafif minicik bir organdır. Gebelik sırasında büyüklüğü artsa da, yaşam boyu küçücük haliyle çok önemli, ciddi görevleri yerine getirir. Hipofiz bezinin ön kısmı tüm organın % 80 ini oluşturur. Bu bölümde mikroskop altında açık pembeden mora değişen tonlarda boyanan ve 5 farklı işleve sahip olan hücreler vardır. Bunlar: 2008 yılı itibari ile Diş Tedavi Ünitemiz hizmete girmiş olup merkezimizde 19 diş hekimi, 5 diş protez teknisyeni, 2 röntgen teknisyenimiz görev yapmakta olup ünitemizde diş dolgusu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği, çekim ve diş protez işlemleri yapılmaktadır. Polikliniğimizde günlük olarak ayaktan 600 civarında hasta muayene edilmektedir. Polikliniğimiz radyoloji bölümünde istenen tetkikler en fazla 2 gün içinde rande- vulu olarak çalışılmaktadır. Polikliniğimizde ayrıca Ankara 4 nolu Klinik Araştırmalar Etik Kurulu hizmet vermektedir. Poliklinik Tel. No: Poliklinik Fax No: Diş Tedavi ve Protez Ünitemiz Kolej Semt Polikliniğimizde; G 1 Genel Cerrahi G 2 Genel Dahiliye G Ramotoloji G Cildiye G Çocuk Polikliniği G Kadın Doğum G Göz G Fizik Tedavi G Kulak Burun Boğaz G Üroloji G Ortopedi G Nöroloji G İntaniye G Psikiyatri G Kalp Damar Cerrahi polikliniği ve sürücü sağlık raporu, ayrıca AIDS danışma merkezi ve bunun yanı sıra Etik kurul hizmete girmiştir. Polikliniğimizde; G Ultrason G Kemik Dansitometre G Radyoloji (Röntgen Tomografi) G Mikrobiyoloji G Biyokimya Laboratuarı ile tetkik hizmeti vermekte ve ayaktan hasta kabul edilmektedir yılı itibari ile siz değerli hastalarımıza hizmet vermek üzere yenilenen Diş Tedavi ve Protez Ünitemiz halen Kolej Semt Polikliniğinde çalışmalarına devam etmektedir. Hastanemizde sadece kimlikleriyle başvurabilen hastalarımızın, ilk muayeneleri yapılıp panoramik röntgenleri alınarak teşhis ve tedavi planlaması yapılmaktadır. Oral hijyen eğitimi verildikten sonra hastamızın ihtiyaç duyduğu diş tedavisi uygulanmaktadır. Amalgam ve kompozit (estetik) dolgular; ampütasyon ve kanal tedavisi; süt dişlerine dolgular verdiğimiz hizmetler arasındadır. Ayrıca diş taşı temizliği de kliniğimizde titizlikle uygulanmaktadır. Uygulanan tedaviye rağmen kurtaramadığımız veya ağızda yer olmadığı için çıkamayan yirmi yaş dişlerinin basit çekimleri de kliniğimizde gerçekleştirilmektedir. Hastalarımız çekim, kaza vs sonucu kaybettikleri dişleri yerinede Hareketli Protez ve Kron- Köprü uygulamaları yaptırabilmektedirler. Tüm bu uygulamalarda sterilizasyon kurallarına riayet ederek hastalarımız olası enfeksiyonlardan da korunmaktadır. Merkezimizde 19 diş hekimi, 5 diş protez teknisyeni, 1 röntgen teknisyeni görev yapmakta olup ünitemizde diş dolgusu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği, çekim ve diş protez işlemleri yapılmaktadır. Polikliniğimiz hastanenin acil hizmetlerine dâhil değildir. Merkezi kolejde bulunan kliniğimizin Akyurt, Siteler ve Yenikent ilçelerinde de birer hizmet birimi bulunmaktadır. Polikliniğimizde her gün randevusuz tedavi hizmeti verilmektedir. Adres: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kolej Semt Polikliniği Çaldıran Sokak / Kolej - Ankara Poliklinik Tel. No: (0312) Büyüme hormonunu, 2- Emzirme için gerekli prolaktini, 3- Tiroid bezinin uyarılması için gerekli hormonu, 4- Endorfin, adrenokortikotropik hormonu, 5- Overlerde yumurtlama için gerekli hormonları üretirler. Hipofiz bezinde en sık görülen tümör adenomdur. İyi huylu bir tümör olan adenom bazen tesadüfen saptanır. Ancak sıklıkla yukarıdaki hormonlardan birinin salgılanması ile ilgili bir probleme neden olur ve bu durum araştırılırken ortaya çıkarılır. Bazen de hemen yakındaki göz sinirine bası yapar ve tetkikler sırasında saptanır. Adenomlar 1 cm.den küçük ise mikroadenom, 1 cm den büyük ise makroadenom olarak adlandırılırlar. Adenom saptanan hastaların bazılarında operasyon ile adenomun çıkarılmasına karar verilir. Bazı hastalar ise ilaçla tedavi edilir. Ameliyatta çıkarılan tümör dokusu patolojik incelemeye alınır. Eğer adenom hormon üretiyorsa en sık olarak emzirme için gerekli olan prolaktin hormonunu üreten adenom görülür (prolaktinoma). Prolaktinomalar tüm hormon üreten adenomlar arasında % 30 sıklıktadır ve çoğunlukla yaş arasındaki kadınlarda görülür. Hastalar adetten kesilme, kısırlık veya göğüslerden süt gelmesi şikayetleri ile başvurabilirler. Mikroskopik incelemede, normal olarak hipofiz bezinde bulunan ve prolaktin üreten hücrelerde artış saptanır. Bu durum ek bir boyama tetkiki olan immünhistokimyasal inceleme ile anlaşılır. Hormon üreten adenomlar arasında ikinci sıklıkta büyüme hormonunu üreten adenomlar gelir. Eğer bu tümör çocukluk çağında ortaya çıkarsa vücut ölçülerinde anormal artış, kol ve bacaklarda orantısız uzama gerçekleşir. Yetişkin hastalarda ise yüz, el ve ayak kemiklerinde büyüme, ayrıca bazı iç organların boyutlarında artış görülür. Büyüme hormonunun fazla salgılanması genel kas zayıflığı, diabet, hipertansiyon gibi başka hastalıklarla ilişkili olabilir. Hipofiz de üretilen diğer hormonların aşırı salgılandığı adenomlar daha seyrek olarak görülür. Bazı durumlarda da birden fazla hormon kanda ve dokuda yüksek oranda saptanır. Ör: Prolaktin ile birlikte büyüme hormonu. Bazı adenomlarda ise hormon üretimi olmadığından klinik olarak hormonların artışına bağlı belirti ve bulgu saptanmaz, bunlara sessiz adenom denir. Tüm hipofiz adenomları arasında yaklaşık % 25 oranında saptanırlar.

15 Numune Gazetesi HABERLER Şubat Horlama ve Uyku Bozukluklarþ Poliklinik ve Laboratuarımız Uyku bozuklukları ve özellikle uykuda solunum bozuklukları, toplumda oldukça sık görülen ve ciddi sonuçlara neden olabilen hastalıklardır. Uykuda solunum bozukluklarından en çok bilineni tıkayıcı uyku apne sendromu dur. Bu hastalığın yüksek tansiyon ve inme gibi ciddi sonuçları olabileceği gibi, neden olduğu gündüz aşırı uykululuk hali ile de kişilerin trafik kazası yapmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, hastalığa doğru şekilde tanı konulması ve tedavisinin yapılması önemlidir. Horlama ve uyku bozukluklarının kesin tanısında altın standart, gece uykusu sırasında yapılan polisomnografidir. Polisomnografi ile uyku süresince hastanın beyin dalgaları, solunumu, kas ve kalp aktivitesi ve göz hareketleri gibi birçok parametre incelenir ve hastalıkların tanısı konur. Polisomnografi uyku laboratuarında yapılır. Horlama ve uyku bozuklukları poliklinik ve laboratuarımızda günümüzün en modern ekipmanları bulunmaktadır. Uyku laboratuarımız 4 yatak kapasitelidir. Laboratuarda hastaların parametreleri eğitimli ve deneyimli teknisyenler eşliğinde, gece boyunca kaydedilmektedir. Horlama ve uyku bozukluğu olan hastalar önce poliklinikte ayrıntılı olarak değerlendirilir, ayrıntılı muayene ve laboratuar testleri yapılır. Gerekli görülmesi halinde, uyku laboratuarında bir gece yatırılarak tetkik edilir. gereksiz bilgiler :) BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Gece boyunca teknisyenlerin yaptıkları kayıt (polisomnografi) daha sonra uzman hekimlerce değerlendirilerek, hastanın tanısı konulur. Sonra, önceden yapılmış olan muayene ve tetkiklerin sonuçları ile birlikte değerlendirilerek, hastanın tedavisi planlanır. Tedavi cerrahi veya pozitif havayolu basıncı tedavisi şeklinde olabilir. Eğer hastaya pozitif havayolu basıncı tedavisi uygulanmasına karar verilirse, hasta bu tedavi eşliğinde bir gece daha laboratuarımızda uyutulmakta, tedavinin etkinliği değerlendirilmekte ve kullanılacak basınç belirlenmektedir. Ekibimiz: Doktorlarımız: Doç. Dr. Müge Özcan, Op. Dr. Yavuz F. Yılmaz, Op. Dr. Düleyman Boynueğri, Op. Dr. Ayşe İriz, Doç. Dr. K. Murat Özcan, Op. Dr. İbrahim Özcan. Teknisyenlerimiz: Hakan Şahin, Osman Akpınarlı, Emine Türkan ve Mürsel Batga. Başvuru: Hastalarımızın öncelikle Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları bölümüne (Sıhhiye) başvurmaları gereklidir. Bu bölümden randevu nolu telefondan veya şahsen başvuru ile alınabilmektedir. Muayene ve tetkiklerden sonra gerekli görüldüğü durumda hastalara uyku laboratuarı için randevu verilmektedir. Adres: Horlama ve Uyku Bozuklukları Polikliniği: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sıhhiye - Ankara Tel: Horlama ve Uyku Bozuklukları Laboratuarı: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası Sağlık 1 Sokak No:38 Kat: 4 / Kolej - Ankara Tel: Bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker olduğunu... Timsahların renk körü olduğunu.. Tarantulaların iki buçuk yıl hiçbir şey yemeden yaşayabildiklerini... İncilerin sirkede eridiklerini... Romatizma Üzerine Romatizma Hakkındaki Yaygın, Ancak Yanlış Kanılar Romatizma hakkında halk arasında yaygın olan, ancak çoğu gerçeği yansıtmayan birçok kanı mevcuttur. Bu yazımızda bunlardan bazılarına kısaca değineceğiz. Romatizma yaşlıların hastalığıdır Bu kanı doğru değildir. Romatizma yaşlılar yanında orta yaşlı erişkinler, gençler, çocuklar ve hatta bebeklerde bile görülür. Ancak her yaşta görülen romatizma farklıdır. İlkokul çağındaki çocuklarda en çok görülen romatizmalar ateşli eklem romatizması, çocukluk çağının iltihabi romatizmaları demek olan juvenil kronik artritler ve ailevi Akdeniz ateşi iken, 20 li yaşlardaki gençlerde en çok görülen romatizmalar tıp dilinde spondilartrit dediğimiz omurga romatizmaları, Behçet hastalığı ve özellikle genç kadınlarda görülen lupus veya SLE dediğimiz iltihabi romatizma tipidir. En sık görülen iltihabi romatizmalardan biri olan romatoid artrit ile fibromiyalji dediğimiz yumuşak doku-kas romatizması ise genellikle orta yaşlı kadınlarda ortaya çıkar. Artroz veya osteoartrit dediğimiz kireçlenme tipi romatizmalar, halk arasında kemik erimesi denen osteoporoz ile gut, polimiyaljiya romatika, Sjögren ve temporal arterit adı verilen iltihaplı romatizmalar ise özellikle yaşlılarda görülür. Belli romatizmaların belli yaş gruplarında daha sık görülmesine karşın, birçok romatizmal hastalığın hemen her yaşta görülebileceği de unutulmamalıdır. Romatizma tedavisi için romatoloji polikliniğine başvuran hastaların % 15 kadarı 20 yaş altındaki, % 40 kadarı ise 40 yaş altındaki kişilerdir. Romatizma öldürmez, süründürür Bu da sık duyduğumuz, ancak bazı romatizmalar için geçerli olmayan bir durumdur. Başta vaskülitler, SLE (sistemik lupus eritematozus), skleroderma, miyozitler ve Behçet hastalığı gibi iltihabi ve iç organları tutabilen romatizmal hastalıklar iyi tedavi edilmezlerse erken dönemde hastanın ölümüne yol açabilirler. İltihabi romatizmalar adeta bir yangın gibidirler ve uygun şekilde söndürülmez veya kontrol altına alınmazlarsa başta eklemler olmak üzere hareket sisteminde bazen de böbreklerde, kalpte, kanda, sinir sisteminde, akciğerlerde ve karaciğerde tahribata ve hatta ölüme neden olabilirler. Romatizma öldürmez, süründürür ifadesi, bütün romatizmalar için değil, yalnızca artroz dediğimiz kireçlenme tipi romatizmalar ile fibromiyalji dediğimiz Prof. Dr. Yaşar KARAASLAN Pencere y.karaaslan@numunegazetesi.com yumuşak doku-kas romatizmaları gibi iltihabi olmayan bazı kronik romatizmalar için geçerli olabilir. Romatizmanın tedavisi yoktur Bu ifade de kesinlikle doğru değildir. Birincisi romatizmaların hepsi kronik, yani süregen değildir. Başta viral artritler, akut romatizmal ateş, reaktif artritler, tendon-bağ-kas zorlanmaları ile mekanik bel, boyun ağrıları gibi kronik olmayan romatizmal hastalıklar uygun klinik yaklaşım ve tedavi ile hiç iz bırakmadan iyileşebilirler. Romatoid artrit, ankilozan spondilit, psöriyatik artrit, SLE-sistemik lupus eritematozus, vaskülitler gibi iltihabi ve artroz ile fibromiyalji gibi iltihabi olmayan kronik romatizmal hastalıklar için de tedavileri yoktur şeklindeki düşünce doğru değildir. Romatizmal hastalıkların tedavisinde son yılda çok önemli gelişmeler olmuş, bir çok yeni tedavi yaklaşımı ve ilaç yaygın klinik kullanıma girmiştir. Romatizmal hastalıkların genetiklerinin, oluşma mekanizmalarının, klinik bulgularının ve hastanın yaşam kalitesi üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılmasının da katkısı ile günümüzde romatizmal hastalıkları çok daha erken tanımak, başta ağrılar olmak üzere hastanın yakınmalarını gidermek, yaşam kalitesini artırmak, hastalığın eklemlerde ve iç organlarda tahribat yapmasını önlemek ve nihayet bazı romatizmal hastalıklarda kür, yani hastalığın kökünü kazımak mümkün hale gelmiştir. Bugün için şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, damar sertliği, kronik bronşit, bunama ve şizofreni gibi bazı kronik hastalıkların küratif tedavileri olmadığı gibi romatoid artrit, ankilozan spondilit, SLE, skleroderma ve artroz gibi bazı romatizmal hastalıkların da küratif tedavisi yoktur. Ancak bu durum, bu hastalıklarda tedavinin etkili olmadığı veya işe yaramadığı anlamına gelmez. Bu hastalıklarda tedavi ile ağrıları gidermek, hastanın yaşam kalitesini artırmak, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve hastanın kaliteli yaşam süresini uzatmak mümkündür. Bunun için hastalığın mümkün olduğunca erken tanınması, hastanın hastalığı hakkında eğitilmesi, hastanın yakından takip edilerek hastalık aktivitesinin sık aralıklarla değerlendirilmesi ve tedavisinin de hastanın bireysel durumuna ve hastalık aktivitesine göre düzenlenmesi gerekir. Ayrıca hastaların da tedaviye iyi uyum göstermeleri ve sosyal açıdan desteklenmeleri gerekir. Gelecek sayıda romatizma üzerine yazılarımıza kaldığımız yerden devam etmek üzere ağrısız, sağlıklı ve huzurlu bir ay geçirmenizi dilerim.

16 16 Şubat 2010 Numune Gazetesi HABERLER Hastanelerde temizlik hizmetlerine standart geliyor Dr. Ecz. A. Alper ŞAHİN Bizim Eczane Enginer BİRDAL Sağlıklı Nesiller Derneği nin Sağlık ve Sosyal Hizmetler sektörü kapsamında Mesleki Yeterlilik Kurumu ile imzaladığı Meslek Standardı Hazırlama İşbirliği Protokolü ile Hastane Temizlik Personeli Personeline meslek standarttı geliyor. Bu kapsamda hastanede temizlik hizmeti veren, adı çoğu zaman personel olarak anılan ve dışarıdan özel hizmet olarak satın alınan bu gruba yönelik sertifikasyon işlemi ile birlikte personelin bilgi düzeyi ve becerilerinin artırılması planlanmaktadır. Proje kapsamında oluşan meslek standartları doğrultusunda teorik ve pratik olmak üzere oluşan eğitim sonrası uygulanan sınav ile bireylere sertifika verilecektir. Bu proje ile artık temizlik personeline Avrupa Standartlarına uyumlu Ulusal Yeterlilikler oluşturulacaktır. Mesleki Yeterlilik Kurumu ile işbirliği ile sürdürülen bu çalışmalara, daha önce Dünya Bankası Meslek Standartları ve Belgelendirme Projesi kapsamında 250 meslek standardı geliştirme çalışmalarında bulunan Dr. İrfan Mısırlı koçluk etmektedir. Bu projede değişik eğitim araştırma hastanelerinden başhekim yardımcıları, müdür ve müdür yardımcıları, hemşireler, temizlik şef ve eğitmenleri katılmaktadır. Oldukça yoğun geçen bu toplantılarda temizlik personelinin hastanedeki pozisyonunun ne olduğu, ne iş yaptığı ve nasıl yaptığı tartışılmakta ve hiçbir ayrıntı atlanmadan uzun görüşmeler yapılmaktadır. Türkiye deki konu ile ilgili mevcut durum değerlendirilmekte, alanda bire bir çalışan temizlik personellerinin görüşleri alınmaktadır. Meslek standardı hazırlama aşamaları aşağıdaki sıra ile uygulanmaktadır. 1- Meslek Analiz Çalışması Organizasyonu 2- Meslek Analiz Çalışması 3- Taslak Standardın Gözden Geçirilmesi 4- Standardı Görüş İçin Hazırlama 5- Görüş İçin Gönderilecek Kuruluşların Belirlenmesi 6- Görüş İçin İlgili Kişi Ve Kuruluşlara Gönderme 7- Görüş Bildirmek İçin Verilen Süre 8- Görüş Bildirmek İçin Verilen Ek Süre 9- Görüş Bildirmeyen Kuruluşların Uyarılması 10- Değerlendirme ve Karara Bağlama 11- Standarda Son Şeklinin Verilmesi 12- MYK Onayına Sunulması Mesleki eğitim süreci bir zincirin halkaları gibidir. Zincirin ilk halkasını, eğitimi verilecek mesleğin analizi/ standardı, son halkasını da o mesleğin yeterlilik belgesi (sertifika) oluşturmaktadır. Mesleki eğitim zincirin diğer halkalarını ise; mesleğin standartları esas alınarak hazırlanacak öğretim programları, öğretim programlarına göre hazırlanan eğitim araç-gereç ve ekipmanları, eğitim ortamlarının hazırlanması, eğitimin uygulanması ve mesleki yeterlilik sınavı izlemektedir. Proje kapsamında Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi pilot hastane seçilmiştir. Eğitimler modüller üzerinden gidilecek olup, hem teorik hem de uygulamalı olarak verilecektir. Uygulamalar hastanenin farklı birimlerinde yapılacak olmakla birlikte, akabinde temizlik personelleri ile birlikte uygulamalara yönelik görüşmeler düzenlenecek, yapılan bu görüşmelerde uygulamalara yönelik geribildirimler istenecek. Böylece eğitimlerin verimliliği artırmak için projeler geliştirilmesi planlanmaktadır. Hastanenin hasta odaları, idari odaları, lavaboları, depoları, kan alma ünitesi, ameliyathane gibi birçok değişik birimde uygulamalar yapılması ve bu uygulamaların kayıt altına alınması planlanmaktadır. Alınan bu kayıtla izlenerek doğru ve yanlış uygulamalar üzerinden değerlendirmeler yapılması ile eğitimler daha verimli ve etkili olacaktır. Bir taraftan eğitimler için altyapı oluşturulurken bir yandan da standartlar oluşturma çalışmaları devam etmektedir. ANSAV dan hastanemize modern bir konferans salonu Mali finansmanı Ankara Sağlık Hizmet Vakfı (ANSAV) tarafından karşılanan Dr. Münip İslamoğlu Konferans Salonu tamamlandı. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak eğitim içerikli etkinlikleri gerçekleştirebileceğimiz modern bir konferans salonuna kavuştuk. Tadilatı tamamlanan konferans salonu toplam 136 kişilik. Tadilat kapsamında salondaki tüm telefon, elektrik, elektronik sistem tesisatları değişimi ve günçlendirilmesi yapıldı. Konferans salonu içerisinde ayrıca havalandırma tesisatı, ısıtma tesisatı, klima tesisatı, asma tavan ve yangın uyarı sistemi gibi uygulamalar yapıldı. Salonun içindeki tüm ses ve ışık sistemleri, tüm zemin, duvar, kaplama malzemeleri ve koltuklar yenilendi. Dr. Münip İslamoğlu Konferans Salonu en son teknoljik yenilikleri bünyesinde barındırmaktadır. Bu kapsamda salon içerisinde konferansların televizyonlar v.b. gibi teknolojik aktarımlar için canlı yayın yapabilmelerini sağlayacak modern bir alt yapı kurulumu yapıldı. Bunlara ek olarak, salon içerisinde yapılacak sunumlar için projeksiyon cihazı, konferans salonundan fuaye ve giriş holüne ses ve görüntü aktarımı yapılabilecek.alt yapıda kuruldu. Konferans salonuna ek olarak yine hastanemiz içerisinde 15 kişilik Dr. Saliha Yalçın Seminer Salonu, 40 kişilik Dr. M.K. Gavuzoğlu Seminer Salonu, 25 kişilik Dr. Yakup Arısan Seminer Salonu da yapıldı. Farmakoekonomi Bütün ülkeler kendi durumlarına göre; eczacılık mesleğini, eczacılarını ve vatandaşlarının sağlığını korumak için düzenlemeler yapmışlar ve önlemler almışlardır. Ancak ülkemizde sadece Avrupa da uygulanan kademeli kar oranı modeli alınarak, eczacı ve eczaneyi korumaya yönelik olan eczacı meslek hakkı için bir düzenleme henüz gerçekleştirilememiştir. Ülkelerde kaynakların sınırlı olması ve bu sınırlı kaynaklara da ancak belirli popülasyonların ulaşabilmesi konusu, tedavi maliyetinin irdelenmesine yol açmıştır. Toplumları birçok yönden sağlıklı kılmak ve halk sağlığını korumak için yetişmiş ve yeterli sayıda insan gücü, alt yapı, gerekli ekipman, zaman ve finansa ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak devletler zaman zaman tüm sağlık ihtiyacını karşılayacak anlamda sınırsız kaynağa sahip değildir. Bu amaçla sınırlı kaynakları kullanarak en iyi sonucu elde etme isteği ve gayreti ekonomi denilen başka bir bilimin kullanılması ihtiyacını doğurmaktadır. Farmakoekonomi özellikle ilaç tedavisinin etkinliği, maliyeti ve sonuçları üzerinde yoğunlaşan genç bir bilim dalı olup sağlık ekonomisinin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Farmaekonomi sağlık ekonomisinin bir alt dalı olup, bu bilim dalı uygulayıcılar, araştırmacılar ve sağlık alanında çalışanlar ile karar verme konumunda olanlara farklı ilaç tedavilerinin etkinliği hakkında bilgi vermektedir. Bu alan farmasötik ürün ve hizmetlerin sonuçlarının ve maliyetlerinin kıyaslanmasını; farmasötiklerin ve farmasötik hizmetlerin maliyet analizlerini ve bunların bireysel, sağlık sistemine ve topluma etkilerini; hasta bakımı çıktılarında alternatif ilaç tedavi ve hizmetlerini araştırır. Ülkemiz ve diğer ülkelerde ortaya çıkan yoğun antibiyotik kullanımı ve maliyetleri göz önüne getirildiğinde farmakoekonomik ilkelerin nedenli önemli bir gereksinim olduğu anlaşılacaktır. İlk olarak Amerika ve Avrupa da gündeme gelen farmakoekonomi politikaları günümüzde giderek önem kazanmaktadır. Ancak her ülkenin sağlık hizmet sistemi ve ekonomiye bakış açısı farklılık göstermektedir. Ülkemizde ilk detaylı eğitim programı Sağlık Bakanlığı İkinci Sağlık projesi kapsamında Haziran 2002 yılında yapılan uluslar arası katılımlı Farmakoekonomi eğitimi ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla bakanlığımız değişik programlar düzenlemekte ve farmakoekonominin prensip ve tekniklerini sunmakta, ilaç ruhsatlandırma çalışmalarında bu bilgilerin nasıl kullanılacağını açıklamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu çalışmalara paralel olarak Farmakoekonomi Danışma Komisyonu yapılanmasını uygun görmüş ve ilgili yönetmelik Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kurul tıbbi ürünleri maliyetetkinlik, maliyet-yarar, maliyet-minimizasyon, maliyet-kazanç gibi farmakoekonomik konulara göre değerlendirmektedir. Bu metotların amacı da alternatif programların maliyetini ve sunduğu değeri karşılaştırmaktır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde olduğu gibi farmakoekonomi alanında lisansüstü düzeyde eğitim görmüş personele ihtiyaç bulunmaktadır. Farmakoekonomik esasların ve çalışmaların ortaya konduğu uluslar arası nitelikte kurslar, çalışma programları ve kongreler giderek artan bir biçimde gerçekleşmektedir. Bu programların geliştirilmesinde ise International Society for Pharmacoeconomics & Outcomes Research (ISPOR) ve American College of Clinical Pharmacy (ACCP) gibi organizasyonların oluşturduğu yayınlar önemli rol oynamaktadır.

17 Numune Gazetesi HABERLER Şubat Kışın tahribatına karşı derimizi nasıl korumalıyız? Doç. Dr. Ülker GÜL 2. Dermatoloji Klinik Şefi yanı sıra, hastalıkları ile ilgili tedavi önerilerine de dikkatle uymaları gerekir. En büyük organımız olan deri, aynı zamanda dış ortam ile en çok temasta olan organımızdır. Bu sebepler ile dış çevrede ortaya çıkan her türlü değişiklik (sıcak, soğuk, rüzgar vb) derimizde bir çok bozukluğa neden olur. Kış mevsiminin gelmesi ile soğuk hava, soğuk havanın derecesi ve temas süresine bağlı olarak hafif değişikliklerden donmaya kadar deride tahribat yapar. Ek olarak rüzgar da varsa, hasarlanma daha da artar. Metal teması da soğuğun etkisini arttıran faktörlerdendir. Soğuk hava sıklıkla el, yüz gibi açıkta kalan alanlarda en çok etki yapar. Bu bölgeler başta olmak üzere bütün deri bölgelerinin, hem soğuk havanın deriye ulaşımını önleyecek bariyerler koruyucular ve hem de sıcak tutacak giysiler ile korunması en önemli faktörlerden birisidir. Örneğin yüz atkı, bere ile örtülmeli ve ayrıca büyük çerçeveli gözlükler ile göz çevresi de korunmalıdır. Ayaklar yerden daha yukarı olacak kalın ve ısı izolasyonu sağlayacak tabanlı, içine su ve soğuk havayı geçirmeyecek ama terletmeyecek bir materyal ile yapılmış olmalıdır. Soğuk havalarda modaya değil, organizmamızı korumaya yönelik giyinilmelidir. İnce sentetik taytların moda olduğu bazı kış mevsimlerinde, özellikle kadınların kalça bölgelerinde soğuğa bağlı deri hasarları sık görülmektedir. Dış ortamda faaliyet gösterilen meslekler, her türlü çevre faktörü değişikliğinde etkilenmeyi arttıran önemli bir unsurdur. Binicilik gibi mesleklerde özellikle kadınların uyluk bölgesi derilerinde etkilenme sıktır. Yine dış ortamda çalışan kişilerin özellikle kendilerini giysiler ile korumaları önem taşır. Soğuk ortamda hareketsiz bir şekilde durmak hasarlanmayı daha da arttırır. Dış ortamda çalışan kişilerin havanın ısısına göre ısıtıcılı ayakkabılar gibi daha profesyonel kıyafetler giymeleri gerekebilir. Soğuk hava derideki hücreleri tahrip ederek ve nem kaybına neden olarak, derinin yumuşaklığını ve esnekliğini bozar. Sonuç olarak deri kuru, skuamlı (kepekli), ragatlı (çatlak), kaşıntılı ve ağrılıdır. Bu bulgular eller, yüz, dudak gibi alanlarda daha sık gözlenir. Çatlaklar ve ağrı nedeni ile el ve/veya beslenme fonksiyonları etkilenebilir. Bu dayanıksız deriye çatlaklardan mikroorganizmalar girerek iltihaplanma gelişebilir. Deri neminin azalmasına etki eden faktörler şunlardır: Soğuk ortamda transepidermal su kaybının artması nedeni ile deriden nem kaybı artar. Ek olarak kalorifer ve soba gibi ısıtıcılar ortamın nem oranını azaltarak, derinin nem oranını etkiler. Sonuç olarak, derimiz kışın nemini kaybeder ve kurur. Bebekler, yaşlılar, kuru derili bireyler ve atopik dermatitis bulunan kişiler bu durumdan daha fazla etkilenir. Kuru derinin gelişimini önlemek ya da riskli gruptaki kişileri korumak amacı ile aşağıdaki önlemler alınmalıdır Atkı, bere, eldiven, uygun ayakkabı ve giysiler ile soğuktan korunulmalı. Kapalı ortamları nemlendirmeli: Kalorifer petekleri ya da soba üzerine su kapları konulmalı. Riskli kişilerin, çok soğuk günlerde soğuk hava ile mümkünse temasdan kaçınması. Deriyi kurutan temizleyiciler yerine, yumuşak ve içinde nemlendirici bulunan temizleyiciler kullanılmalı. Sıcak su ile yıkanılmamalı, ılık su ile yıkanılmalı. Sık yıkanılmamalı: Sık yıkanma derinin kurumasını arttırır. Soğuk ile teması en çok olan el ve yüze yağ oranı yüksek nemlendiriciler ve onarıcılar sık sık uygulanmalı. Dudakların ve göz çevresinin nemlendirilmesi ve korunması da unutulmamalı. Banyodan sonraki bir kaç dakika içinde, deri nemli iken nemlendiriciler sürülmeli. Kuruluk fazla ise gün içinde de vücut derisine nemlendiriciler ihtiyaca gore belirlenecek sıklıklar ile kullanılmalı. Kışın derinin güneşten korunması ihmal edilmemelidir: Yüksek irtifada karlı hava şartlarında yaşayanlar ya da tatile gidenlerde güneş yanığı oldukça sık gözlenir. Bu nedenle aynen yazın olduğu gibi açıkta kalan deri bölgelerine, derinize uygun koruma faktörlü güneşten koruyucu ürünler, sabahtan hava kararana kadar 3 saat ara ile sürülmelidir. Geniş çerçeveli güneş gözlükleri ile gözler, uygun koruyucular ile de dudaklar korunmalıdır. Kışın sık gözlenen deri hastalıkları Kutis marmaratus, soğukta gözlenen benekli mor renkli geçici fizyolojik bir reaksiyondur. Mor lekelenme dışında başka bulgu yoktur. Kişiler sıklıkla sağlıklıdır. Bazı kişilerde soğuk hava ile temas sonrası akrosiyanoz denilen; el, ayak ve/veya yüzde morkırmızı renkli lekeler oluşur. Akrosiyanoz ergenlikte ortaya çıkar, ileri yaşlarda devam edebilir. Hiçbir bozukluğa bağlı olmaksızın gelişebileceği gibi alttaki başka bir hastalığın göstergesi de olabilir. Perniyozis soğuk havalarda ortaya çıkan; en sık el ve ayak parmakları, burun kulak gibi uç bölgelerde gözlenen kaşıntılı, kırmızı-mor lekelerdir. Bazı olgularda ülser ve büller oluşubilir. Kalıtsal olabileceği gibi, bazı hastalıklara da eşlik edebilir. Dolaşım bozukluğu olan kişiler, bağ dokusu hastalığı veya kriyofibrinojemisi bulunanlar soğuk havalarda daha dikkatli olmalılardır. Bu kişilerde soğuk havanın etkisi ile damarlarda belirgin bozukluklar ortaya çıkarak, özellikle parmak uçlarında ağrılı ülserler gelişir. Eğer bu kişiler sigara içiyorlarsa, doku hasarı daha fazla olur. Bu tür hastalığı bulunan kişiler, doktorlarının önerilerine uymalıdırlar. Kış aylarında egzeması bulunan kişiler daha dikkatli olmalıdır: Soğuk hava nedeni ile egzema ve atopik dermatit bulguları daha da artar. Bu kişilerin genel önlemler Soğuk ürtikeri soğuk teması ile ortaya çıkan kurdeşene verilen isimdir. Deriden hafif kabarık, kaşıntılı, soluk kırmızı renkli bulgular gözlenir. Sadece temasın olduğu yerde gelişebileceği gibi, yaygın da olabilir. Soğuk havanın yanı sıra soğuk su veya soğuk yiyecekler ile de ortaya çıkabilir. Bu durumun larinks ödemi gibi hayati bulgulara da neden olabileceği unutulmamalıdır. Soğuk ürtikeri her yaşta görülebilse de, orta yaşlı kadınlarda daha sık ortaya çıkar. Kalıtımsal, başka hastalıklar ile birlikte veya tek başına görülür. Soğuk panniküliti soğuk ile yağ dokusunda ortaya çıkan hasara verilen isimdir. Özellikle bebeklerin yanaklarında ve binicilerin ise kalçalarında gözlenir. Bebeklerin soğuktan itina ile korunmaları gereklidir. Soğuk havalarda uygun koruyucu ve sıcak tutucu giyinmek ile hastalığın ortaya çıkması önlenir. Soğuk havada çok uzun süre korumasız kalınması durumunda hücreler ve hücreler arası sıvı katı faza geçerek buz oluşur; yani hastanın derisi donar. Donma hasarın derecesine göre 4 sınıfa ayrılır: Hafif bulgulardan kemiğe kadar ilerleyen doku ölümüne kadar farklı bulgular ortaya çıkabilir. Bulgular vücudun uç ya da açıkta olan bölgelerinde daha önce gözlenir. Donma olgularında halk arasında sık uygulanan kar ile ovmanın yanlış bir yaklaşım olduğu unutulmamalıdır. Bulguların gözlendiği alan hızla ısıtılmalıdır: Yarım ila bir saat arasındaki bir sürede 40 derece ısı uygulanmalıdır. Bu ısıdan yüksek ısılar uygun değildir. Hasta ısıtılırken çok hızlı bir şekilde en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Soğuk etkisi dışında kışın bazı deri hastalıklarında da etkilenim olabilir: Kışın güneşli saatlerin az olması ve daha fazla kapalı ortamlarda bulunulması insanları daha da depresif kılar. Bu durumda psoriasis (sedef) gibi hastalık bulguları daha da artabilir.

18 18 Şubat 2010 Numune Gazetesi KÜLTÜR - SANAT NUMUNELİ ŞAİRLAR YAZARLAR RESSAMLAR Şair - Yazar Doç. Dr. Hatice Bodur Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1985 yılında mezun oldum yılından beri Numuneli yim. 2001'de klinik şefi oldum. Numune Hastanesi gerçekten çok şey öğreten bir okuldur. Kısa öykü ve şiir yazıyorum. Resimle de ilgilenmekteyim. Hastanemiz hemşirelerinden Ressam Sema Efe'nin öğrencilerinden biriyim. İade-i İtibar Eskiciden palto aldım Önce ceplerine baktım Bir mendil ilişti gözüme Dedi hiç alın teri silmedim ben Lakin içliydi sahibem Kabilin Meryemini bilmezdi ama Kazablankaya ağlardı her seferinde Gözden düşmemiz kaçınılmazdı da Yine de içimize sindiremedik verilmeyi Gündelikçi Tevekkül kadına.. Kızı Arzunun gözü yükseklerde Dönüp bakmadı bile yüzümüze Akşam eve gittiğimizde Yıllar geçti gitti, Çaresiz düştük eskimeden eskiciye İyi ki de karşılaştık bu gün sizinle Baş göz olduk çok şükür Vintage diye salınacak biriyle 27 Eylül 2009 SİZDEN GELENLER OKUYUCU MEKTUPLARI Ankara Numune Hastanesi Başhekimliği ne Ankara, 29 Ocak Yılında emekli olmuş felsefe öğretmeniyim. Hastalanan eşimi tesadüfen bu hastaneye getirdim. Halen eşimin tedavisi sürmektedir. Bu hastanede tüm çalışanlar önce insan, insan sağlığı felsefesini benimsemişler. İnsana değer veren tutum ve davranışları beni çok etkiledi. Hastalar, hatta hasta yakınları için bile bu tür cana yakın davranışlar ikinci bir tedavi oldu, ilaç yerine geçti. Eşimin tanı ve tedavisinde elinden geleni esirgemeyen önce doktor ve özel servis hemşire ekibine sonra öteki tüm çalışanlara sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Tüm hastalara gösterilen bu ilgi ve özenden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Numune Hastanesini örnek hastane durumuna getiren, öteki hastanelerden farklı duruma getiren başta Başhekim olmak üzere tüm yöneticilere de saygılar sunuyor, başarılarının devamını diliyorum. Hastanede gazetenizin yayınlanması da beni çok mutlu etti. Böylece koruyucu bir hekimlikte yapmış olacaksınız. Halkımızın bilgilenmesi, aydınlanması ve sağlığını koruyabilmesi de sizin bu kutsal, ortak özverili çalışmalarınıza bağlı olacağını düşünüyorum. Tüm uzmanların bilgilendirici, yol gösterici katkılarını bekliyorum. Bilinçli, çalışkan, özverili, hastalara karşı saygı ve sevgiyle dolu bu ekibi kutluyorum. Hastaneyi bu duruma getiren başarılı insanları da yakından tanımayı çok isterdim. Sizden bir ricam olacak; her ay çıkacak olan gazetenize (Numune Gazetesi) abone olmak istiyorum. Aşağıdaki ev adresime postalarsanız çok sevinirim. Hamdullah AKTAŞ / Batıkent - ANKARA HASTANEMİZDE GÖREV YAPANLAR Bir İlkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen Albümdeki o resme bakarken ağladın mı hiç Mazideki günlere kalbini bağladın mı hiç Unutmayıp adını senelerce andın mı hiç Geçen günlere yazık etmişsin gönül sen Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen Doktor, Hoca, Şair Bekir Mutlu 1931 Çankırı da doğan Dr. Bekir Mutlu, 1957 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakülte sinden mezun oldu. Bir süre Nevşehir ili Gülşehir kazasında hükümet tabipliği görevinde bulunduktan sonra Ankara ya döndü ve 1961 yılında Ankara Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon kliniğinde ihtisasını tamamladı. Askerlik görevini İstanbul Çamlıca ve Ankara Mevkii Hastaneler inde yerine getirdi. Ankara da Ahmet Andiçen Kanser Hastanesi, SSK Ankara hastanesi, SSK Doğumevi, Etimesgut Hastanesi ve Keçiören Göğüs hastalıkları Hastanesi nde çalıştı yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Şefi oldu ve yaş haddinden emekli olduğu 1996 yılına kadar bu görevine devam etti. Bu süre zarfında şu anda birçok üniversite, eğitim ve devlet hastanesinde görev yapmakta olan anestezi ve reanimasyon hocası, uzmanı ve teknisyenini yetiştirdi. Tıp mesleğinin yanı sıra tüm yaşamı boyunca edebiyat ve şiirle uğraştı. Hocamızın çok sayıda tıbbi makalesi, kongre tebliği ve yayınlanmış üç şiir kitabı bulunmaktadır. Şiirlerinden 155 tanesi Türk Sanat Müziği nin ünlü bestekarları tarafından bestelenmiş ve birçoğu denetimden geçerek TRT repertuarına alınmış, Türk Sanat Müziği Arşiv ine girmiştir. Bir İlkbahar Sabahı Güneşle Uyandın mı Hiç isimli şiiri 1985 yılı Altın Kelebek ödülüne layık görülmüştür. Bestelenen daha pek çok eseri çeşitli ödüller almış ve birçoğu Yılın En Sevilen Şarkısı olarak ödüllendirilmiştir. Belleklerimize kazınan çok sayıda şarkının da sözlerine imza atmıştır. Dört yıl kanserle mücadele eden değerli hocamız, şair Dr. Bekir Mutlu yu 3 Eylül 2009, Perşembe günü çok sevdiği hastanemizden yapılan, çalışma arkadaşları ve sevenlerinin katıldığı tören sonrası ebediyete uğurladık. Hocamız evli ve iki çocuk babasıydı. Dr. Bekir Mutlu, Başhekimimiz Doç. Dr. Nurullah Zengin in tanımlaması ile bir hekim ve anestezi hocası olarak tıp dünyasına, sanatçı kişiliğiyle de ülkemize mal olmuş bir değerdi. En bilinen ve bestesi ile dillerden düşmeyen şiirinin hikayesine gelince; hocamızın eşi 1970 yılların bir bahar mevsimi Ankara Numune Hastanesi nde önemli bir ameliyat geçirir, kendisini çok seven bir eş ve bir doktor olarak yanından bir saniye olsun ayrılmaz, sabaha kadar gözünü kırpmaz. Ameliyat gecesi hocamız için yıllar geçmiş gibidir. Sabahleyin güneş doğunca eşinin yatağı yanındaki perdeyi açar, içerisi ilkbahar güneşi ile aydınlanır ve değerli eşi güneş yüzüne gelince uyanır ve elini tutmakta olan hocamızla göz göze gelirler. Dr. Bekir Mutlu bu duygu yoğunluğu içinde o anda gelen ilhamla yandaki şiiri okur. Kıymetli eşi bir ilkbahar sabahı güneşle uyanmıştır!

19 Numune Gazetesi ÇENGEL BULMACA Şubat İstek Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sevimlilik, şirinlilik Ağ yatak Bir besin maddesi Kayanın küçüğü Sinir Küçük bitkilerin genel adı Tahıl tozu Ekleme İlgi Gözleri görmeyen Ülkemizde bir göl Kükürtün simgesi 1205 Yılında Kayseri de adına tıp enstitüsü yapılan kadın Yabani hayvan yakalama Arapçada kadın Bir tarafa yatırma, eğme Güney Amerikaya özgü bir hayvan Zengin, varlıklı Çıkması güç dik yer Şehzade eğitmeni Oyun, piyes Söğüt Fakat, lakin Türkiye Cumhuriyetinin ilk Sağlık Bakanı Kaba kumaş Soylu Bir bayan adı Eğreti yapı Kemiklerin toparlak ucu Yanardağın püskürttüğü Erken Takımın gözde oyuncusu tersi Yılanın bıraktığı deri Oksijenin simgesi Molibdenin simgesi Kalay ve kurşun karışımı İdrar torbası Rodyumun simgesi Hile Düşkünlük Söz Hastanemizin Başhekimi Fiyaka, caka Bir jimnastik aracı Taslak Romen rakamı ile bin Azotun simgesi Kale duvarı Tellürün simgesi Güzel, göze hoş görünen Bir bağlaç İlkel bir silah Boyun eğen Anne, valide Bulmaya çalışmak Bir işi yapmaya gücü yeten Bir dinin kurallarının tümü Büro Isırgangillerden bir bitki Sunma işi Uyanık, gözü açık İçki servisi yapan kişi Emek, çaba Müzikte durak işareti Bir nota Bir zamk türü Kırmızı İplik Duman kiri Hidrojenin simgesi Karar verme gücü Bir mevsim Topluluk, halk Kural Tutsak Beyaz Bilim Tane Kar fırtınası Başlıca içeceğimiz Bayağı, sıradan Asyada bir göl Et satan kimse Dilek, şart eki Gece bekçisi Arabistan da bir dağ Sıkıntısı olmayan Hidrojenin simgesi Bir şeker türü Yıl Kıyamet günü bütün ölülerin toplanacağı alan Mercan köşk Dinen yasak olan Uygar Bir nota Bir nota Meslek, uğraş Yiyecek Açıkca Kız evlat Etraf, civar İşaret, alamet Bir bağlaç Ağacın kolu Evcil bir hayvan Gerçekleme Yol Seçkin Sevinç Seslenme Bir çiçek adı Bir soru eki Gümüşün simgesi Gümüş Arapçada ben Kötü karşıtı Yapıt Temel, esas Selenyumun simgesi Bir nota Rütbesiz asker Yabani hayvan barınağı Cerahat Kansızlık Fikir, ülkü Yıldız Bir kelimenin kökü Bir sayı Hangi şey Numune Gazetesi Şubat 2010 Yıl:1 Sayı:2 Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adına Yayın Kurulu Başkanı Doç. Dr. Nurullah ZENGİN (Başhekim) Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Hürrem BODUR (Başhekim Yrd.) Haber Koordinatörü Uzm. Ecz. Aslıhan BEYAN Yayın Kurulu 1. Doç. Dr. Hürrem Bodur 2. Uzm. Ecz. Aslıhan Beyan 3. Doç. Dr. Celil Göçer 4. Elvan Salman (Baş Hemş.) 5. Elife Demirkasımoğlu (Md.Yrd.) Bilimsel Danışma Kurulu 1. ABAYLI Ekrem 2. AK Fikri 3. ALLI Nuran 4. ALTIPARMAK Emin 5. ATAN Ali 6. AYDOĞDU Sinan 7. BALABAN Neriman 8. BELEN Ahmet Deniz 9. BİÇİMOĞLU Ali 10. BODUR (ÇOLAKOĞLU) Hatice 11. CENGİZ Ömer 12. COŞKUN Faruk 13. ÇETİNKAYA Mesut 14. DEDE Doğan 15. DERE Hacı Hüseyin 16. DİKMEN Bayazit 17. DİLBAZ Nesrin 18. DOKUZOĞUZ (KUT) Başak 19. ERDOĞAN Bülent 20. ERYILMAZ Adil 21. ESKİOĞLU Erdal 22. GÖĞÜŞ Nermin 23. GÖKA Erol 24. GÜÇTEKİN Ali 25. GÜL Ülker 26. GÜLER Serdar 27. GÜVENER Engin 28. HASIRİPİ Hikmet 29. HENGİRMEN Süleyman 30. KAMA Nuri Aydın 31. KARAASLAN Yaşar 32. KARADEMİR Mehmet Alp 33. KOCA Yüksel 34. KOÇ Mahmut 35. KOPARAL Salih Suha 36. KULAÇOĞLU Sezer 37. KURAL Gülcan 38. MEMİŞ Ali 39. ODABAŞ Ali Rıza 40. ÖZBAKIR Şenay 41. ÖZDEM Cafer 42. ÖZET Gülsüm Gülistan 43. ÖZKARA Adem 44. ÖZMEN Mehmet Mahir 45. PEKSOY İrfan 46. SAKINCI Ünal 47. SARAÇOĞLU Ömer Ferit 48. SEÇKİN (ERARSLAN) Selda 49. TABAK Abdullah Yalçın 50. TÜMÖZ Mehmet Ali 51. TÜMÖZ Mübeccel 52. UÇANER Ahmet 53. ULUSOY Feridun Vasfi 54. ÜNAL Adnan 55. YILDIRIMKAYA Mustafa Metin 56. YÜKSEL Enis Aysun Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aysun PALALI Genel Yayın Koordinatörü Cumali KÖKTAŞ Haber Merkezi Taşkın Palalı Eyüp Uçbağlar Ayça Gülşen Karahan Hukuk Danışmanı Av. Çiğdem Altınışık Mizanpaj AVEC Reklam Organizasyon Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yönetim Adresi: Mahatma Gandi Caddesi No:105/3 G.O.P. / Çankaya ANKARA Tel: Fax: haber@numunegazetesi.com Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi : Tel: Numune Gazetesi Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Ücretsizdir, para ile satılmaz. Numune Gazetesi nin tüm içeriği, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanmakta olan bir sağlık gazetesidir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Numune Gazetesinde yayınlanan makale ve haberler kaynak belirtilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Baskı: Başak Matbaacılık Tanıtım Hiz. Ltd. Şti. Anadolu Bulvarı No:5/15 Gimat-Yenimahalle Ankara Tel: ( )

20 SAĞLIK ALANINDA ÖNEMLİ TELEFONLAR Bilgiyle, Güvenle, Sağlıkla... YIL:1 SAYI:2 ŞUBAT 2010 G Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi G Hızır Acil Servis 112 G Sağlık Bakanlığı iletişim Merkezi (SABİM) 184 G TC Sağlık Bakanlığı G Ankara İl Sağlık Müdürlüğü (Rüzgarlı) G Kızılay Kan Merkezi G Alo Yangın 110 G Hıfzısıhha Ulusal Zehir Merkezi (Ücretsiz ) Bitki çayları tekrar popüler oldu Soğuk algınlığında terletici, idrar artırıcı olarak da içilebiliyor. Yaprakları veya süzen torbayı hafif sarı renk ve koku saldığında çıkarmakta yarar var. Fazla tutulduğunda acı maddeler de suya geçiyor ve içimi zorlaşıyor. Adaçayını dal halinde aktarlarda, süzen torbalarda büyük alışveriş merkezlerinde bulmak mümkün. Uzm. Ecz. Aslıhan BEYAN Eskiden çay denilince, sadece çay bitkisinin (Thea sinensis) fermente olmuş yapraklarından hazırlanan koyu renkli, buruk veya acı lezzetli sıvı akla gelirdi. Artık başka bitkilerden hazırlanan genellikle süzme torbalar içindeki çaylar da kullanılıyor ve bunlara "bitkisel çay" deniyor. Bu, son yıldır ülkemizi de içine alan Doğaya Dönüş, Yeşil Akım, Sağlıklı Yaşam gibi kavramların yaygınlaşması sonucu ortaya çıktı. Büyük şehirlerde sadece siyah çay içilirken Anadolu'da köylerde, kasabalarda ve küçük şehirlerde değişik yabani bitkiler çay olarak içiliyordu ve hâlâ içiliyor. Köylüler çevrelerinde yetişen pek çok yabani bitkiyi çay olarak kullanıyor ve onlara dağ çayı, yayla çayı, adaçayı gibi değişik isimler veriyorlar. Bitki çayları, çay, kahve ve kolalı içeceklerin yanı sıra evlerde ve cafelerde alternatif bir içecek olmaya başladı. Şifa içermesi sebebi ile bitki çayların böylesine tüketilmesi gerçekten güzel. Ama tercih ettiğimiz bitki çayının neye deva olduğunu da bilmeliyiz. Kekik Bitki çayları gribe iyi gelmesi sebebi ve asıl olarak sıcak içilmesi sebebi ile özellikle kış aylarında popülerliği artmaktadır. C vitamini ve demir açısından zengin olan bitki çayları sindirim ve boşaltım sistemini de olumlu olarak etkiler. Ama bedenin su ihtiyacı olarak değerlendirilmemelidir. Zira bazı bitkiler idrar söktürücü özellikleri sebebi ile bedenin sahip olduğu suyu da alabilir. Her bitki faydalıdır diyerek çayını yapıp içmemelisiniz. Unutmayın ki aldığınız bu besinler de bir tür kimyasal madde olup General Zeki Doğan Mahallesi nde İNŞAATTAN S AT I L I K LÜX DAİRELER Kalite ve estetiğin birleşimden oluşan yatırıma uygun yaşam alanı... Konutlarımız belirli sayıdadır. Arayın fiyat avantajlarını konuşalım... PALALILAR inşaat&otomotiv Satış Ofisi: Süleyman Ayten Cad. No: 65/B Tuzluçayır - ANKARA Tel: (0312) Adaçayı bilmeden bedeninizin dengesini bozabilirsiniz. Bitki çayı nasıl yapılır? Cam veya metal olmayan başka bir kaba belirtilmiş oranda taze veya kurutulmuş bitki (yaprak veya meyve) konur. Kaynamaya başlayan su ocaktan alınarak bitkinin üzerine dökülür. Taze bitkilerin demlenmesi için 1,5-2 dakika yeterli iken kurulmuş bitkilerin demlenmesi 3-6 dakikayı bulmaktadır. Bitki çayı açık renkli olmalıdır. Bu yöntemle hazırlanmış bir bitki çayı hem daha yaralı hem de daha güzel görünümlüdür. Eğer bitkinin kök kısmı ile çay hazırlayacak olursak; önce belirtilmiş oranda kök soğuk suda bir süre bekletilip kısa süre kaynatılıp 3 dakika kadar demlenmeye bırakılmalıdır. Genel olarak 1 çay kaşığı dolusu veya yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki için orta boy bir su bardağı 200cc su yeterlidir. Değişik bitkiler için bu miktarlar değişebilmektedir. Arzuya göre içine limon kabuğu da konabilmektedir. Keza ıhlamur, nane karıştırılarak da demlenebilir. Ada çayı keskin tadı sebebi ile ıhlamur ve limon ile terbiye edilir. Kurutulmuş ya da taze elma da bitki çaylarını tatlandırır. (Kurutulmuş elma aynı zamanda başlı başına bir bitki çayıdır.) Kekik de keskin tadı sebebi ile ıhlamur ile terbiye edilerek içilebilir. Ama saf olarak içilecekse soğuk da tercih edilebilir. Anadolu da civarında bitkinin çayı yapılmaktadır. Halk arasında yaygın olarak kullanılan bazı bitkiler ve çayları: Adaçayı: Güneybatı Anadolu'da ve özellikle Muğla çevresinde "adaçayı" (Salvia triloba) bitkisinin yapraklı dalları çay hazırlamada kullanılıyor. Bitkiye ve hazırlanan çaya adaçayı adı veriliyor. Adaçayı, Batı ve Güney Anadolu'daki kahvelerde bildiğimiz çayın yanında yaygın bir şekilde satılıyor. Müşteriye iki şekilde servis yapılıyor: Birinde çay gibi demlenip müşteriye böylece veriliyor. Ancak tadı biraz acı oluyor. Diğerinde ise, küçük bir dal çay bardağına konup üzerine kaynar su ilave ediliyor ve bu şekilde servis yapılıyor. Yerel halk buna "dallı" adını veriyor. Müşteri istediği renk ve koku ortaya çıkınca dalı çıkarıyor. İkinci şekilde hazırlanan adaçayının kokusu daha hafif ve içimi daha hoş oluyor. Dağ (yayla) çayı: Anadolu'da çay olarak en çok kullanılan bitki gruplarından biri de Sideritis türleri. Bu bitkiler Balıkesir çevresinden Kahramanmaraş'a kadar bütün kıyı şeridinde, İç Batı Anadolu eşiğinde, değişik mahalli isimler verilerek, çay olarak kullanılıyor. Sideritis türleri, ülkemizde yaygın olarak genellikle orman altında veya orman açıklıklarında yetişiyor. Genellikle dağ çayı, yayla çayı olarak isimlendirilen bu bitkiden, çay şu şekilde hazırlanıyor: Bir bardak su içine çiçekli küçük bir dal parçası konup bir süre bekleniyor, bardaktaki suyun rengi sarımsı olunca, dal parçası çıkarılıp içiliyor. Bu çay, tadı ve içimiyle son derece hafif olma özelliği taşıyor. Bu bitki çayı, soğuk algınlığında ve idrar artırıcı olarak kullanılıyor. Kekik: Anadolu'da yetişen kekiklerin bir kısmı halk tarafından taze veya kurutulmuş halde çay olarak içiliyor. Halk değişik cinslere ait çok sayıda bitkiye kekik adı veriyor. Bu bitkilerin en önemli ortak özelliği, kuvvetli veya hafif, karakteristik kekik kokusuna sahip olmaları. İşte bunlar arasında en çok kullanılanları: Zahter: Thymbra spicata' nın kurutulmuş yaprak ve çiçekleri, Güneydoğu Anadolu'da "zater-zahter" adı verilerek çay halinde evlerde ve kahvelerde içiliyor ve özellikle Urfa, Gaziantep ve Kahramanmaraş çevresinde çay olarak içildiği gibi baharat olarak da yaygın bir şekilde kullanılıyor. Mide ağrılarında, soğuk algınlığında, öksürükte kullanılması tavsiye ediliyor. Taş, aş ve limon kekiği: Anadolu'da Origanum vulgare'nin değişik alt türleri bulunuyor. Bu bitkiler yetiştikleri bölgelerde çay olarak içilmelerinin yanında değişik rahatsızlıklara karşı halk ilacı olarak da kullanılıyor. Bunlardan birinin toprak üstü kısımları Isparta civarında Toros dağlarındaki köylerde çay olarak içiliyor. Bitkiye de yetiştiği toprak çeşidine ve kullanılışına bağlı olarak "taş kekiği" veya "aş kekiği " adı veriliyor. Bir başka alt tür ise "güve otu" veya "güvey otu" adı ile çay gibi içiliyor. Limon kekiği adıyla bilinen türü ise Beyşehir civarındaki köylerde çay olarak içiliyor. Yabani nane: Batı Anadolu'da bazı yabani nane (Mentha) türleri de çay gibi içiliyor. Bu bitkiye Batı Anadolu'da "filisginfiliskin" adı veriliyor ve sulak yerlerde bol miktarda yetişiyor. Filisginden hazırlanan çayların da kokuları daha hafif ve içimi kolay oluyor. Nane ruhu: Kokusu naneye benzeyen bir başka bitki de Ziziphora tauric. Bu bitki "nane ruhu" diye isimlendiriliyor ve Isparta, Denizli, Aydın civarında çay olarak içiliyor.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 29/01/2014 tarihinde 2013 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle;

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2014 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2015 tarihinde 2014 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle;

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI İDARİ VE HİZMET BİRİMLERİ KADRO STANDARTLARI YÖNETMELİĞİ

SAĞLIK BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI İDARİ VE HİZMET BİRİMLERİ KADRO STANDARTLARI YÖNETMELİĞİ SAĞLIK BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI İDARİ VE HİZMET BİRİMLERİ KADRO STANDARTLARI YÖNETME SAĞLIK BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI İDARİ VE HİZMET BİRİMLERİ KADRO STANDARTLARI YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete: 04.01.2012-28163

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2016 tarihinde 2015 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle;

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 16 09 2014 Sayı 29 Genel Değerlendirme Nisan 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Nisan 2014 verilerinin değerlendirildiği- 29. sayısında sigortalı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Haziran Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan, 2011 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık bazda

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Nisan Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan, 2011 yılı Nisan ayı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Mart Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/04/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Mart ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Yeni açıklanan 2015 yılı ölüm istatistikleri Türkiye nin eşitsizliklerle dolu karnesini bir kez daha gündeme getiriyor. Türkiye

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2013 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2013 tarihinde 2013 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. 2013 yılı Haziran

Detaylı

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU Kadro Adı : Yataklı Tedavi Kurumları Başhekimi Maaş : Barem 18 B (1) Müdürün yönergeleri uyarınca Daire hizmetlerinin yürütülmesinde Müdüre yardımcı olmak; (2)

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri (TKHK, 13-) Tarih: 13/11/ Sayı : 12 Editör Aziz KÜÇÜK Hazırlayan Alpay KÖMBE Katkıda Bulunanlar Uğur TEKKANAT

Detaylı

2010/17 GENELGESİ VE UYGULAMALARI. Kimya Müh. MERYEM YILMAZ

2010/17 GENELGESİ VE UYGULAMALARI. Kimya Müh. MERYEM YILMAZ 2010/17 GENELGESİ VE UYGULAMALARI Kimya Müh. MERYEM YILMAZ İÇERİK 2010/17 TIBBİ ATIKLARIN BERTARAFINA DAİR GENELGE GENELGE EK:1 GENELGE EK:2 2010 TIBBİ ATIK İL DURUM RAPORU 2010/17 GENELGESİ UYGULAMALARI

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Nisan Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/05/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Nisan ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU MAYIS 2017 Türkiye İstatistik Kurumu 05/06/2017 tarihinde 2017 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim) KURUM ADI KADRO ADI 190160001 SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK MEMURU (ADANA TÜM İLÇELER Taşra) 5 0 75,57278 78,51528 190160003 SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK MEMURU (ARTVİN TÜM İLÇELER Taşra) 4 0 75,26887 75,34407 190160005

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Mayıs Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/05/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 07 2014 Sayı 27 Genel Değerlendirme Şubat 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Şubat 2014 verilerinin değerlendirildiği- 27. sayısında sigortalı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2015 tarihinde 2015 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2014 tarihinde 2014 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ HANEHALKI İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ BİLGİ NOTU 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 06/03/2014 tarihinde 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bir önceki yıla göre;

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU ARALIK 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 04/01/2016 tarihinde 2015 yılı Aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

İŞYERİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI 2017

İŞYERİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI 2017 İŞYERİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI 2017 TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU Neden İşyeri Eğilim Anketi? Kamu hizmetlerinin doğru planlanması ve kamu kaynaklarının etkin olarak kullanılması için güvenilir istatistiklere ihtiyaç

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 19 05 2014 Sayı 26 Genel Değerlendirme Ocak 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Ocak 2014 verilerinin değerlendirildiği- 26. sayısında sigortalı ücretli istihdamı, kadın

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 05/10/2015 tarihinde 2015 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU MAYIS 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/06/2016 tarihinde 2016 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ . HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVE YENİ BAŞLAYAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN UYUM REHBERİ İÇİNDEKİLER Önsöz T.C. Sağlık Bakanlığı Teşkilat Şeması Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Organizasyon Yapısı. Halk Sağlığı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU TEMMUZ 2017 Türkiye İstatistik Kurumu 03/08/2017 tarihinde 2017 yılı Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU NİSAN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 05/05/2014 tarihinde 2014 yılı Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ ADANA 8140 BİYOLOG 0 1 LİSANS ADANA 8315 ÇOCUK GELİŞİMCİSİ 0 1 LİSANS ADANA 8225 DİYETİSYEN 0 1 LİSANS ADANA 8155 PSİKOLOG 0 1 LİSANS ADANA 8410 SAĞLIK MEMURU 6000 ÇEVRE SAĞLIĞI 4 LİSE ADANA 8410 SAĞLIK

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2014 tarihinde 2014 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2016 tarihinde 2016 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/09/2015 tarihinde 2015 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

VALİLİĞİNE (İl Sağlık Müdürlüğü) GENELGE 2005/88

VALİLİĞİNE (İl Sağlık Müdürlüğü) GENELGE 2005/88 Konu: Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezi 03.06.2005/8148 VALİLİĞİNE (İl Sağlık Müdürlüğü) GENELGE 2005/88 Bilindiği üzere Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezlerinin açılış, işleyiş ve denetim işlemleri 18.07.1997

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/09/2014 tarihinde 2014 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU ARALIK 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 05/01/2015 tarihinde 2014 yılı Aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EKİM 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/11/2014 tarihinde 2014 yılı Ekim ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 10 2014 Sayı 31 TEPAV İSTİHDAM İZLEME TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Haziran 2014 verilerinin değerlendirildiği- 31. sayısında sigortalı

Detaylı

LİSTE - III TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU - TAŞRA İL KODU İL ADI POZİSYON ADI BÜTÇE TÜRÜ

LİSTE - III TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU - TAŞRA İL KODU İL ADI POZİSYON ADI BÜTÇE TÜRÜ YER DEĞİŞİKLİĞİ BAŞVURULARI İÇİN İLAN EDİLEN LİSTESİ 1 ADANA DİŞ TABİBİ DÖNER SERMAYE 1 1 ADANA DİŞ TABİBİ GENEL BÜTÇE 2 1 ADANA EBE DÖNER SERMAYE 1 1 ADANA EBE GENEL BÜTÇE 5 1 ADANA ECZACI DÖNER SERMAYE

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 05/09/2016 tarihinde 2016 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA YER DEĞİŞİKLİĞİ BAŞVURULARI İÇİN İLAN EDİLEN LİSTESİ 1 ADANA BİYOLOG GENEL BÜTÇE 1 1 ADANA EBE GENEL BÜTÇE 6 1 ADANA HEMŞİRE GENEL BÜTÇE 2 1 ADANA SAĞLIK MEMURU ÇEVRE SAĞLIĞI TEKNİSYENİ GENEL BÜTÇE 1 1

Detaylı

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 12 08 2014 Sayı 28 Genel Değerlendirme Mart 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Mart 2014 verilerinin değerlendirildiği- 28. sayısında sigortalı

Detaylı

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU Temel Ekonomik Göstergeler: Temmuz ayında; Üretici fiyatları genel indeksinde(üfe), Bir önceki aya göre %1,25 artış Bir önceki yılın Aralık

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU OCAK 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/02/2016 tarihinde 2016 yılı Ocak ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

Atık Getirme Merkezi. REW-Getirme Merkez Tebliğii-Nisan Hülya ÇAKIR Çevre Mühendisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Atık Getirme Merkezi. REW-Getirme Merkez Tebliğii-Nisan Hülya ÇAKIR Çevre Mühendisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Atık Getirme Merkezi Hülya ÇAKIR Çevre Mühendisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sunumun İçeriği Atık Yönetimi Amaç ve Kapsam Sınıflandırma ve Kriterler Döngüsel Ekonomi Sıfır Atık Atık Yönetimi *Evsel,

Detaylı

RUH HASTALARININ SEVK VE AYAKTAN TAKİPLERİ HAKKINDA GENELGE

RUH HASTALARININ SEVK VE AYAKTAN TAKİPLERİ HAKKINDA GENELGE RUH HASTALARININ SEVK VE AYAKTAN TAKİPLERİ HAKKINDA GENELGE Temel Sağlık Hizmetleri G.M.Tarih:27.02.98 Sayı:2195 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü SAYI:B100TSH0140005/2195 KONU:Ruh

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 18.01.2019 Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2016 2017 2018* 14 II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 12 10 8 6 11,5 4

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 31 12 2014 Sayı 33 Genel Değerlendirme Ağustos 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Ağustos 2014 verilerinin değerlendirildiği 33. sayısında

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU OCAK 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/02/2015 tarihinde 2015 yılı Ocak ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA YER DEĞİŞİKLİĞİ BAŞVURULARI İÇİN İLAN EDİLEN LİSTESİ 1 ADANA HEMŞİRE GENEL BÜTÇE 3 1 ADANA SAĞLIK MEMURU TIBBİ SEKRETER GENEL BÜTÇE 2 1 ADANA SAĞLIK MEMURU TOPLUM SAĞLIĞI TEKNİSYENİ GENEL BÜTÇE 1 1 ADANA

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 İKTİSADİ RAPORLAMA VE İSTATİSTİK MÜDÜRLÜĞÜ Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Mayıs Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan Mayıs ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine

Detaylı

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7769 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 17 4001 7770 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 9 4001 7771 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7858 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 8 ### 7859 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 4 ### 7860 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU KASIM 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 05/12/2016 tarihinde 2016 yılı Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir.   a r k a. o r g. Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok Kaynak: TÜİK- Dünya Bankası; *:

Detaylı

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı, organize edilmiş toplum çalışmaları sonunda; - çevre sağlığı koşullarını düzelterek - bireylere sağlık bilgisi vererek - bulaşıcı hastalıkları

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014 YEREL SEÇİM ANALİZLERİ Şubat, 2014 Partilerin Kazanacağı Belediye Sayıları Partilere Göre 81İlin Yerel Seçimlerde Alınması Muhtemel Oy Oranları # % AK Parti 37 45,7 CHP 9 11,1 MHP 5 6,2 BDP/HDP 8 9,9 Rekabet

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8 Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2018* 2017 2016 2015 YILLIK 2,6 IV -3,0 III 1,8 II 5,3 I 7,4 YILLIK 7,4 IV 7,3 III 11,5 II 5,3 I 5,3 YILLIK 3,2 IV 4,2 III -0,8 II

Detaylı

(ki-kare) analizi ( Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı. Sayı % 1259 65,6 659 34,4 1918 100,0

(ki-kare) analizi ( Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı. Sayı % 1259 65,6 659 34,4 1918 100,0 ÖĞRENME ORTAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ARAŞTIRMASI Eğitimin kalitesi, öğrenme ortamlarının kalitesiyle doğru orantılıdır. Nitelikli öğrencilerin yetişmesi için nitelikli öğretmenlerin yanında öğrenme ortamlarının

Detaylı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 29 Nisan 2015 17. Hafta (20-26 Nisan 2015) ÖZET Ülkemiz de 2015 yılı 17. hafta itibariyle çalışılan sentinel numunelerdeki

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi (224 Sayılı Yasa ) Doç.Dr.Melikşah ERTEM İdeal Bir Örgütün İlkeleri Eşitlik Sürekli hizmet Entegre hizmet Katılımcı hizmet Öncelikli hizmet Ekip hizmeti Kademeli hizmet İdeal

Detaylı

AMBALAJ ATIKLARININ YÖNETİMİ

AMBALAJ ATIKLARININ YÖNETİMİ AMBALAJ ATIKLARININ YÖNETİMİ Şule YETKİN Çevre ve Şehircilik Uzmanı 13.03.2015 İSTANBUL Sunum İçeriği Mevzuat Mevcut Durum Getirme Merkezleri Mevzuat AB Ambalaj Atıkları Direktifi (94/62/EC) Yönetmelik

Detaylı

DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz

DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz Dersin Amacı: Ülkemizde Aile Hekimliği Uygulamasının anlaşılması Dersin Öğrenme Hedefleri: Bu dersi başarıyla

Detaylı

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ 2015 TEMMUZ- AĞUSTOS EKONOMİK İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ Erdem ALPTEKİN Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2014 yılında ülkemizde işsizlik oranı % 9,9 seviyesinde gerçekleşti.

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 10 2014 Sayı 30 TEPAV İSTİHDAM İZLEME TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Mayıs 2014 verilerinin değerlendirildiği- 30. sayısında sigortalı ücretli

Detaylı

Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri"

Türkiye'nin en rekabetçi illeri yorgun devleri Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri" Türkiye nin kalkınmasında önemli rol üstlenen İstanbul, Ankara ve İzmir, iller arasında rekabet sıralamasında da öne çıktı. İSTANBUL - Elif Ferhan Yeşilyurt

Detaylı

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA 1 ADANA EBE 4 1 ADANA SAĞLIK MEMURU RÖNTGEN TEKNİSYENİ 1 1 ADANA SAĞLIK MEMURU TIBBİ SEKRETER 2 2 ADIYAMAN DİYETİSYEN 2 2 ADIYAMAN EBE 2 2 ADIYAMAN HEMŞİRE 1 2 ADIYAMAN SAĞLIK MEMURU TIBBİ SEKRETER 1 2

Detaylı

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı Basın Bildirisi Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı 01 Ocak - 31 Aralık 2011 tarihleri arası Ajans Press in takibinde olan yerel, bölgesel ve ulusal 2659 yazılı basın takibinden

Detaylı

Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun

Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Kanun No: 5258 Kabul Tarihi : 24.11.2004 Amaç ve kapsam MADDE 1. - Bu Kanunun amacı; Sağlık Bakanlığının pilot olarak belirleyeceği illerde, birinci

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 29 11 2014 Sayı 32 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni Temmuz 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Temmuz 2014 verilerinin değerlendirildiği- 32.

Detaylı

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek 81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek TEPAV, 2014 2 Neden bu çalışmaya ihtiyaç duyduk? Kadınların durumunu il düzeyinde ortaya koyacak cinsiyete duyarlı verinin

Detaylı

KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE

KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE MADDE 1-20/11/2012 tarihli ve 116 sayılı Makam Onayı ile yürürlüğe konulan Kamu

Detaylı

Anket: SAÜ Fizik Bölümü Mezunları İşveren Anketi

Anket: SAÜ Fizik Bölümü Mezunları İşveren Anketi Çıkış Hesabım Ahmet Karakiraz - akarakiraz@gmail.com o o o Anasayfa Anketlerim Adres Listelerim o o Soru Alanlarım Yeni Anket Oluştur Daha fazla katılım alma ve özelliğe mi ihtiyacınız var? Üyeliğinizi

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT -İllerin Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmada niceliksel bir büyüme anlayışından ziyade, niteliksel bir Sosyo-ekonomik gelişme

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler 1. Bölge: Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Muğla 2. Bölge: Adana, Aydın, Bolu, Çanakkale (Bozcaada ve Gökçeada İlçeleri Hariç), Denizli,

Detaylı

Çevre ve Atık Yönetiminde Öncü Kuruluş İSTAÇ A.Ş. Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi. İSTANBUL ÇEVRE YÖNETİM SAN. VE TİC. A.Ş. www.istac.com.

Çevre ve Atık Yönetiminde Öncü Kuruluş İSTAÇ A.Ş. Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi. İSTANBUL ÇEVRE YÖNETİM SAN. VE TİC. A.Ş. www.istac.com. Çevre ve Atık Yönetiminde Öncü Kuruluş İSTAÇ A.Ş. İSTANBUL ÇEVRE YÖNETİM SAN. VE TİC. A.Ş. www.istac.com.tr Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi 1 Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi Tıbbi atıkların geçici

Detaylı

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar Hastane Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar Yük.Hem.Müge Bulakbaşı Ekonomik, verimli ve etkili olarak her türlü sağlık hizmetinin kesintisiz üretildiği, Eğitim, araştırma ve toplum sağlığı hizmetlerinin

Detaylı

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizde bulunan sağlık kuruluşları, herhangi bir sağlık probleminde müdahalede bulunan ve tedavi amacı güden kuruluşlardır. Yaşadığınız çevrede bulunan

Detaylı

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ MİKROBİYOLOJİ VE ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ MİKROBİYOLOJİ VE ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI MİKROBİYOLOJİ VE ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI KADROSU Kadro Adı : Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Kadro Sayısı : 2 I.GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI: (1) Teknik yönden ilgili Klinik Şefine,

Detaylı

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK 1.1... 4 DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL YERLEŞİMLERDEKİ NÜFUS %'Sİ... 4 EK 1.2... 6 KİŞİ BAŞI REEL GSYİH,

Detaylı

NÜFUS VE KONUT ARAŞTIRMASI 2011 ALİ DALGALI TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜR V. ŞUBAT 2013

NÜFUS VE KONUT ARAŞTIRMASI 2011 ALİ DALGALI TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜR V. ŞUBAT 2013 NÜFUS VE KONUT ARAŞTIRMASI 2011 ALİ DALGALI TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜR V. ŞUBAT 2013 NÜFUS VE KONUT ARAŞTIRMASI 2011 Nüfus ve Konut Araştırması, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi nden elde edilemeyen; hanehalkı

Detaylı

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

TABURCUYUZ, YA SONRASI? TABURCUYUZ, YA SONRASI? Uzm. Hemş. Emel DİLEK Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Annem, 67 yaşında, Emekli öğretmen, HT hastası, 2002 yılında geçirmiş olduğu beyin ameliyatı sonrası

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) Dr.Sait SEVİNÇ Kasım 2011 ANTALYA. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı MHRS Nedir? Merkezi Hastane Randevu Sistemi

Detaylı

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE Erol TUNCER / TESAV Vakfı Başkanı 13 Ocak 2018 Dar Bölge Sistemi Dar Bölge Sisteminde ülke, milletvekili sayısı kadar seçim çevresine ayrılmakta ve böylece her seçim çevresi

Detaylı

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir. HİPERTANSİYON Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Yüksek tansiyon (hipertansiyon) nedir? Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon

Detaylı

2016 YILI İL SPOR MERKEZLERİ VE ENGELLİLER İL SPOR MERKEZLERİ UYGULAMALARINA AİT RAPOR VE İSTATİSTİKÎ BİLGİLER

2016 YILI İL SPOR MERKEZLERİ VE ENGELLİLER İL SPOR MERKEZLERİ UYGULAMALARINA AİT RAPOR VE İSTATİSTİKÎ BİLGİLER T.C. GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016 YILI İL SPOR MERKEZLERİ VE ENGELLİLER İL SPOR MERKEZLERİ UYGULAMALARINA AİT RAPOR VE İSTATİSTİKÎ BİLGİLER 2016 ANKARA İL SPOR MERKEZLERİ Büyüyen

Detaylı

ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014

ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014 ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELE Ağustos 2017

KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELE Ağustos 2017 MANĠSA SOSYAL GÜVENLĠK ĠL MÜDÜRLÜĞÜ Asıl alt başlık stilini düzenlemek için tıklatın KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELE Ağustos 2017 Kayıt Dışı İstihdamın Türleri Çalışmaların SGK ya hiç bildirilmemesi Gün

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ xx.11.2015 Sayı 44 Genel Değerlendirme Temmuz 2015 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Temmuz 2015 ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Eylül 2015 verilerinin değerlendirildiği- 44.

Detaylı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 20 Mayıs 2015 20. Hafta (11-17 Mayıs 2015) ÖZET Ülkemiz de 2015 yılı 20. hafta itibariyle çalışılan sentinel numunelerdeki

Detaylı

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ DAHİLİYE UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ DAHİLİYE UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ DAİRESİ PRATİSYEN HEKİM KAROSU (3(2).41/2000) Kadro Adı : Pratisyen Hekim Hizmet Sınıfı : Tabiblik Hizmetleri Sınıfı Derecesi : III (İlk Atanma Yeri) Kadro Sayısı : 22 I. GÖREV

Detaylı

Maaşlar Arasında Uçurum Var!

Maaşlar Arasında Uçurum Var! On5yirmi5.com Maaşlar Arasında Uçurum Var! 89 iş kolunun 59'unda erkek daha fazla ücret alıyor. Yayın Tarihi : 28 Ekim 2010 Perşembe (oluşturma : 11/7/2015) Kriz 'eşit işe farklı ücret' uygulamasını derinleştirdi.

Detaylı

19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara

19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara 19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara 9-10 Nisan 2005 tarihinde Ankara Başkent Öğretmen evinde yapılan hazırlık toplantısına Elazığ, Adana, Antakya, Erzurum, Denizli,

Detaylı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Mayıs 2013 - Düzce 1

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Mayıs 2013 - Düzce 1 Mayıs 2013 - Düzce 1 İçerik Giriş Kamu Üniversite Sanayi İşbirliğinde En Somut Ara Yüzler: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Ülkemizde Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin Bölgesel

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 07.08.2015 Sayı 41 Genel Değerlendirme Nisan 2015 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Nisan 2015 verilerinin değerlendirildiği- 41. sayısında sigortalı

Detaylı