Ankara Üniversitesi Çınarları 2 de

Transkript

1 01-31 Mart 2013 Baskı Tarihi: 11 Nisan 2013 Sayı: Alo Randevu Sistemi İki Bakanlık ve Üç Üniversite Arasında Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda İşbirliği Bayanlar Buz Hokeyinde İkinci Olduk 32 de 26 da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ankara, Çukurova ve Harran Üniversiteleri, Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Protokolü imzaladı. 4 te Ankara Üniversitesi Çınarları 2 de YAŞAM ın Kuşaklararası Dayanışma Ziyaretleri Sürüyor Yaşlılara Saygı Haftası nedeniyle 15 Mart 2013 tarihinde Akyurt Vakfı Yaşam Evi ne kuşaklararası dayanışma ziyareti gerçekleştirdik. 27 de Geliştirme Vakfı Özel Lisesi Öğrencisi, 2013 YGS Beşincisi Oldu 4 te Üniversitemizin İbn-i Sina ve Cebeci Hastanelerinden yararlanmak isteyen vatandaşlar numaralı telefondan randevularını alabilecek. 5 te 7. Ethos Uluslararası Tiyatro Festivali nin akademik sponsorluğunda organize edilen 7. Ethos Uluslararası Tiyatro Festivali Mart 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildi. 13 te Eğitim Çınarımız EBF 48 Yaşında Türkiye nin ilk eğitim fakültesi ve alanının öncüsü olan Eğitim Bilimleri Fakültesi, kuruluşunun 48. yılını, 1 Mart 2013 tarihinde düzenlediği törenle kutladı. 19 da

2 Çanakkale Zaferi Kutlaması ve İçin Bir İlk nin Çınarları Belgelerini Aldı Çanakkale Deniz Zaferi nin 98. yıldönümü, 18 Mart ta Rektörlükte düzenlenen etkinlikle kutlandı. Etkinlikte, yaptıkları bilimsel çalışmalar ve yetiştirdikleri öğrencilerle ne değer katan emekli öğretim üyelerine Çınarları ödülü sunuldu. Üniversitemiz Rektörlüğü, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü ve Devlet Konservatuvarı, Çanakkale Deniz Zaferi nin 98. yıldönümünü, 18 Mart ta Rektörlük 100. Yıl Salonu nda ortaklaşa düzenledikleri 98. Yılında Çanakkale Savaşları konulu etkinlikle kutladı. Çok sayıda Ankara Üniversitelinin katıldığı etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı yla başladı. Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş in konuşmasının ardından bu yıl ilk kez nin duayen öğretim üyelerine verilen Ankara Üniversitesi Çınarları ödülleri sahiplerine sunuldu. Ayakta Alkışlandılar Akademik yaşamları boyunca yaptıkları bilimsel çalışmalar ve yetiştirdikleri öğrencilerle Üniversitemize kattıkları değerler nedeniyle Fakültelerinin önerisi ve Ankara Üniversitesi Yönetim Kurulu nun kararıyla bu ödüle layık görülen öğretim üyelerimiz, törene katılanlar tarafından ayakta alkışlandı. Ödül töreninin ardından Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü arşivinden Çanakkale Savaşları yla ilgili oluşturulan slayt gösterisi sunuldu ve Doç. Dr. Hakan Uzun Çanakkale Savaşlarının Dünyada ve Türkiye de Etkileri konulu bir konferans verdi. Etkinlikte son olarak Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları Dr. Demet Gürhan (soprano) ve Berrak Elif Tosun (piyano) bir dinleti sundu. Törende bir konuşma yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Çanakkale zaferini andıkça o günün anlamının, öneminin ve değerinin çok daha iyi algılanabileceğini ve bunların gelecek kuşaklara aktarılabileceğini söyledi. Törenler, Nöbet Savma Gibi Olmamalı Törenlerin maalesef klişe cümlelerle, sloganvari sözcüklerle ya da standart eylemlerle yapıldığını belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Bunun bir nöbet savma gibi olmaması gerekiyor. O değeri, anlamı içimize sindirmemiz, onu derinliğine hissetmemiz, onu diğer paydaşlara da içtenlikle aktarmamız gerekiyor dedi. Çanakkale de, Halep ten Üsküp e, Ardahan dan Edirne ye, Trabzon dan Denizli ye yurdun değişik yörelerinden Mehmetçiklerin vatan aşkını, özgürlük ve inanç zaferini görüyoruz diyen Prof. Dr. Erkan İbiş, Yine Anadolu nun güzelliği, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla oluşan büyük Türk milletinin etnisite farkı gözetmeden birlik beraberlik için istiklal ve vatan için savaştığını, onun için yaşamlarını verdiklerini, onun için şehit olduklarını görüyoruz. Bu çok büyük bir duygu, çok büyük bir ruh. Bir bayrak uğruna yüzbinler canlarını veriyor dedi. Çanakkale yi Mutlaka Görmek Gerek Prof. Dr. Erkan İbiş, 2

3 Atatürk ün Çanakkale de bir önder olarak doğduğunu, O nun Kurtuluş Savaşı nda da önder olduğunu bugün ve yarın da Türk milletinin önderi olacağını kaydetti. Çanakkale yi mutlaka görmek gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Erkan İbiş, öğrencileri ve öğretim elemanlarıyla ilk kez 2005 yılında Çanakkale ye gerçekleştirilen ziyarete de Törende, Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi nden Prof. Dr. Şerafettin Turan; Diş Hekimliği Fakültesi nden Prof. Dr. Bedii Küçüküçerler; Eczacılık Fakültesi nden Prof. Dr. Mekin Tanker ve Prof. Dr. Nevin Tanker; Eğitim Bilimleri Fakültesi nden Prof. Dr. Fatma Varış ve Prof. Dr. İbrahim Ethem Başaran; Fen Fakültesi nden Prof. Dr. Cemal Aydın; Hukuk Fakültesi nden Prof. Dr. Ali Naim İnan; İlahiyat Fakültesi nden Prof. Dr. Hüseyin Atay; İletişim Fakültesi nden Prof. Dr. atıfta bulundu ve Buradan 40 otobüs hareket etmiş, 2500 öğrencimizle sabah Çanakkale ye ayak basmış, tüm gün atalarımızla dolaşmış, o ruhu hissetmiş, o mistik havayı koklamış, o güçlü milletin güçlü duygularını orada hep birlikte yaşamıştık dedi. Söğüt Olmamaya Çalıştım Oya Tokgöz; Mühendislik Fakültesi nden Prof. Dr. Zekeriya Aydın; Sağlık Bilimleri Fakültesi nden Prof. Dr. L. Sezai Yaman ve Prof. Dr. Seniha Hasipek; Siyasal Bilgiler Fakültesi nden Prof. Dr. İsmail Türk; Tıp Fakültesi nden Prof. Dr. Rıdvan Ege; Veteriner Fakültesi nden Prof. Dr. Mahmut Sağlam ve Prof. Dr. Mustafa Arda; Ziraat Fakültesi nden Prof. Dr. İ. Akif Kansu ve Prof. Dr. Şehabettin Elçi ye Ankara Üniversitesi Çınarı belgesi ve plaketi verildi. Çınarları yla ilgili duygularını da dile getiren Prof. Dr. Erkan İbiş, Sizin emeklerinizle, sizin alınterinizle, sizin değerlerinizle, sizin fedakarlıklarınızla biz de buralardayız dedi. Çınarlar dan, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Çınar olmak büyük bir şey. Ben çınar olmayı düşünmemiştim ama yaşamım boyunca bir salkım söğüt olmamaya çalıştım derken; Prof. Dr. Seniha Hasipek de Ben bir Çanakkale şehidinin torunuyum. Biz bu nedenle Çanakkale hakkında hem onurluyuz, hem gururluyuz, hem hüzünlüyüz. Ankara Üniversiteli olmaktan da her zaman büyük onur ve gurur duydum dedi. Buradaki Sıcaklık Başka Hiçbir Üniversitede Yok Prof. Dr. Rıdvan Ege ise Ben 1940 lı yıllardan beri nin demirbaşlarındanım. Hakitaten burada büyük şeyler öğrendik. Eskiden GATA daydım, oradan buraya geçtim. Ama Ankara Üniversitesi nin sıcaklığı başka hiçbir üniversitede yoktur diye konuştu. Prof. Dr. Akif Kansu da Ankara Üniversitesi nde öğretim üyeliği yapmış ve vefat etmiş hocaları rahmetle anıyorum ve hastalığı nedeniyle gelemeyenlere iyi dileklerimi sunuyorum derken, Prof. Dr. Şahabettin Elçi ise İnsan, ömrü içinde çeşitli başarılar elde ediyor, diplomalar alıyor fakat bugünkü merasim, Sayın Rektörümüzün bize tevcih ettiği bu güzel onur, hiç unutulmayacak bir diploma değerindedir diye konuştu. İngilizler, Boğucu Gaz Kullandı Çanakkale Savaşlarının Dünyada ve Türkiye de Etkileri konulu bir konferans sunan Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Uzun da konferansında, Çanakkale Savaşları nın, insan hakları ihlalleriyle tarihe geçtiğini, İngilizlerin boğucu gaz kullandıklarını, Fransızların da esirleri angaryada çalıştırdıklarını söyledi. Çanakkale deki Türk Zaferi nin, Hindistan da anti emperyalist hareketleri Rusya da ihtilali hızlandırdığını sözlerine ekledi. 3

4 İki Bakanlık ve Üç Üniversite Arasında Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ankara, Çukurova ve Harran Üniversitelerinin işbirliği ile hazırlanan protokol, çalışma hayatındaki risklerin önüne geçerek daha güçlü bir ekonomi ve daha güçlü bir ülke olmayı hedefliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ankara, Çukurova ve Harran Üniversitelerinin işbirliği ile hazırlanan Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nda 19 Mart 2013 tarihinde düzenlenen toplantıyla imzalandı. Toplumsal düzeyde farkındalık ve güvenlik kültürünün oluşturulmasını hedefleyen protokolle Saha araştırma projelerinin arttırılması, tarımda çalışanların sağlık ve güvenliğinin geliştirilmesiyle verimliliğin arttırılması planlanıyor. Protokol, çalışma hayatındaki risklerin önüne geçerek daha güçlü bir ekonomi ve daha güçlü bir ülke olmayı hedefliyor. Protokolü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar ve Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu imzaladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tarımda 10 dan daha az kişinin istihdam edildiği yerlerde çalışan yaklaşık 5 milyon 900 bin kişiye, kamu finansmanıyla iş sağlığı ve güvenliği alanında eğitim verileceğini bildirdi. Türkiye de 25 milyon çalışanın 4 te birinin tarımda faaliyet gösterdiğini söyleyen Mehdi Eker, tarımdaki risklerin de makina ve ekipman kullanımı, tarımda kullanılan kimyasallar ile bakteri, virüs, mikroplarla temas gibi 3 başlık altında toplanabileceğini ifade etti. Mevsimlik tarım işçilerinin de temizlik, sağlık ve eğitim gibi temel alanlarda sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Bakan Mehdi Eker, tarımda çalışanların daha fazla özene, eğitime, rehberliğe ve altyapıya ihtiyaçları olduğunu ifade etti. Temmuz ayından itibaren işletmelerin hizmet alımı yoluyla bu alanda rehberlik ve eğitim çalışmaları yapacaklarını, bunun bedelinin ise kamu tarafından karşılanacağını bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de Protokolle, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün tarım sektöründe yaygınlaşmasının sağlanacağını belirtti. Tarımın, Türkiye nin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu dile getiren Bakan Faruk Çelik, Türkiye büyüyecek, gelişecek. Türkiye tarımda, hayvancılıkta da büyüyor, gelişiyor. Ama bu büyümenin bedeli insan sağlığı veya insan hayatı olmamalı. Büyüyeceğiz ama insanın sağlıklı ortamda çalışarak büyümesini sağlayacağız. Ülkenin gelişmesini sağlayacağız ama insan hayatıyla bu bedeller ödenmeden büyümeyi gerçekleştireceğiz dedi. 4 Geliştirme Vakfı Özel Lisesi Öğrencimiz, 2013 YGS Beşincisi Geliştirme Vakfı Özel Lisesi 12. sınıf MF öğrencimiz Bulut Aygüneş, 2013 Yükseköğretime Geçiş Sınavı nda (YGS) büyük başarı göstererek YGS-1 puan türünde Türkiye beşincisi oldu. Sevgili öğrencimizi kutluyor, başarılarının bundan sonra da devam etmesini diliyoruz.

5 Askerlere Psikolojik Destek Vereceğiz Genelkurmay Başkanlığı nın talebi üzerine, Ankara Üniversitesi ile Milli Savunma Bakanlığı arasında, psikolojik destek eğitimi protokolü imzalandı. Protokol kapsamında verilecek eğitim, Türk Silahlı Kuvvetleri ndeki sınıf okullarında öğrenim gören lider personelin mesleki ve kişisel gelişimine katkı sağlamayı, yöneticilik görevinde etkili iletişim kurmayı, insan ilişkilerini sağlıklı biçimde sürdürmeyi sağlayacak bilgi, beceri ve davranışları geliştirmeyi amaçlıyor. Söz konusu eğitimle, Lider personelin, maiyetindeki personelin askerlik hizmeti süresince yaşayabileceği psikolojik sorunları, askerlik ortamına uyum güçlüklerini tanıması, kıta yaşantısında ortaya çıkabilecek intihar ve intihara teşebbüs olaylarını önlemeye yönelik farkındalığın arttırılması, bunlara yönelik çözüm yolları hakkında bilgilendirilmesi, bu süreç içerisinde yardım alabileceği birimler ve iletişim mekanizmalarını tanımasının sağlanması hedefleniyor. İbn-i Sina ve Cebeci Hastaneleri, Randevu Çağrı Merkezi sistemine geçti. Yeni uygulama 14 Mart ta devreye girdi. Hastalar uyum sağlayana kadar eski sistemle de hizmet alabilecek. İbn-i Sina Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Bahaddin Güzel, Daha önce telefonla randevu yoktu. Hastalar sabah erkenden gelip bir kâğıda isimlerini yazıp, kendi aralarında sıraya giriyorlardı. Sabah gelip akşama kadar hastanede bekliyorlardı. Asıl amacımız, gelen hastaların medeni bir şekilde, evinden randevu alarak, saatinde gelip muayenesini olup gitmesi. Zamanın az bir kısmını hastanede harcaması ve daha konforlu bir şekilde muayene olması. Bu sistemi biraz daha oturttuktan sonra, 1-1,5 ay sonra hastaların tamamına randevu vereceğiz. Çünkü, senelerdir sabah buraya gelip, listeye adını yazanları görmezden gelip mağdur edemeyiz. 1 numaralı polikliniği telefon randevusuna veriyorsak, 2 numarayı da sabah Üniversitemizin Hastanelerinde Bir Yenilik Daha Alo Randevu isim yazmaya gelenlere veriyoruz. Aralarında ayrım yapmıyoruz dedi. Randevu saati olduğunda poliklinik içinde bekleyen hasta sayısında da azalma olacağını belirten Prof. Dr. M. Bahaddin Güzel, Uçak bekler gibi yoğun bekleme kuyrukları ilk günde bile ortadan kalktı. Bu yaptığımız işlem sadece İbn-i Sina için değil, Cebeci Hastanesi için de geçerli. Hastalara, 1 haftalık randevular veriyoruz. 3-4 Hastalar, telefon numarasını arayarak randevularını alacak. ay sonraya verdiğimizde belki de hastanın hastalığı geçiyor. Polikliniklerin yüzde 90 ından telefonla randevu verebiliyoruz dedi. Hastanenin acil servisinde de yenilikler yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. M. Bahaddin Güzel, Yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Aciliyet sırasına göre hastaları ayıracağız. Birtakım bölmeler yapılarak acilde yeni bir sistem kuruluyor diye konuştu. 5

6 Üniversitemiz Öğretim Elemanları Kurum Bakımı Altındaki Çocuklar Arasındaki Akran Zorbalığını Araştırdılar 6 Dünyada ve ülkemizde akran çocuklar arasındaki zorbalığı araştıran çok sayıda araştırma gerçekleştirilmesine rağmen, kurum bakımı altındaki çocuklar arasındaki zorbalığın araştırılmamasından yola çıkan Üniversitemiz öğretim üyeleri, TÜBİTAK ın desteğiyle, Kurum Bakımı Altındaki Çocuklar Arasındaki Akran Zorbalığını araştırdılar. Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin Özkan ın yürütücülüğünde gerçekleştirilen Projede araştırmacı olarak Eğitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Pişkin ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Gökçearslan Çifci görev yaptı. Koğuş Tipi Kurum Bakımından Vazgeçilmeli Akran zorbalığı davranışını önlemeye yönelik bir eğitim programı geliştirilmesini de amaçlayan proje, taşıdığı özgün yapısıyla bundan sonra yapılacak benzer araştırmalara da yol gösterici olacak. Koğuş tipi kurum bakımının vazgeçilmesi gereken bir model olduğunu söyleyen, koruyucu aile ya da evlatlık edinmenin arttırılması gibi yöntemleri öneren, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise çocuk ve sevgi evleri gibi bugün mevcut olan kurum bakımında küçülmenin gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Yasemin Özkan, bu araştırmayla ilgili olarak 12 ilde toplam 3563 Prof. Dr. Yasemin Özkan, Çocuklara fiziksel anlamda çok olanak sunulmasına rağmen bu çocukların gerçek anne-baba sevgisinden yoksun olduklarını, bu nedenle koğuş tipi kurum bakımının, vazgeçilmesi gereken bir model olduğunu söyledi. kişiyle görüşüldüğünü ve bu görüşmelerin yüz yüze yapıldığını belirterek şunları söyledi: Kurum bakımının belirli sürelerde gerçekleştirildiği yatılı bakımın bir başka modeli YİBO lardır (Yatılı İlköğretim Bölge Okulları). YİBO larda kalan çocuk ve ergenler, günlerinin tamamını okulda geçiriyor ve aileleri ile sınırlı zamanlarda bir araya geliyorlar. Kurumda çalışan öğretmenlerini, yaşça kendilerinden büyük abi/ablalarını ve/ veya kendi akranlarını model alıyorlar. Model aldıkları kişiler, çocuğun davranışının da belirleyicisi oluyor. Oysa bu kurumlarda çocuk ve ergenlerin psiko-sosyal gelişimlerine destek olunabilmesi için bir psikososyal destek meslek grubu na ihtiyaç duyulmaktadır. Şüphesiz bu personel sosyal hizmet uzmanları, psikolog ve psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerdir. Kalabalık Ortam, Gelişimi Olumsuz Etkiliyor Kurum bakımı altındaki çocuk ve ergenlerin aile ve sevgi yoksunluğu içinde olmaları ve günlük yaşam aktivitelerinin çoğunluğunu kalabalık ve yoğun bir ortamda geçirmeleri gibi nedenler bu çocukların gelişimlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca bu olumsuz koşulların, ergenlik döneminin gelişimsel zorlukları ile birleşmesi, doğal olarak akran zorbalığının görülme sıklığını da artırmaktadır. Çözüm Önerileri Geliştireceğiz Projenin amacı, yetiştirme yurtları ve YİBO larda akran zorbalığı olgusuna ilişkin verileri toplamak, toplanan veriler doğrultusunda zorbalığı önlemeye yönelik çözüm önerileri geliştirmektir. Zorbalığı Neden Yapıyorlar? Ergenler, neden zorbalık yaptın sorusuna öfkemi kontrol edemediğim için, hak ettikleri için, haksızlığa uğradığım için yanıtını vermişlerdir. Çocuklar ve Çalışanlar için Eğitim Programı Hazırlanacak Projenin bundan sonraki aşamalarında elde edilen bulgular ışığında ergenler ve meslek çalışanlarına (her iki gruba) zorbalığı önlemeye yönelik bir eğitim programı hazırlanacak ve bu eğitim programları pilot yetiştirme yurdu ile YİBO daki ergenler ve meslek elemanlarına uygulanacaktır. Zorbalığı önleme konusunda geliştirilecek eğitim programları aynı zamanda ergen grup üzerinde odak grup çalışmaları ile sürdürülecek ve çalışmanın etkinliği nitel yöntemler ile analiz edilecektir. Okul Sosyal Hizmeti Önerisi Çalışma sonucunda, okul sorunlarına cevap verebileceği düşünülen okul sosyal hizmet modeli önerisinde bulunulacaktır. Son yıllarda okullardaki şiddeti önlemede önemli fonksiyonlara sahip olduğu düşünülen sosyal hizmet uzmanlarının okul odaklı, öğrenci odaklı ve diğer sosyal problemler odaklı sorun ve riskleri önleme ve çözmede etkin rol aldıkları; fakat mevcut okul sosyal hizmeti uygulamalarına henüz ülkemizde rastlanmadığı bilinmektedir. Sosyal hizmet uzmanları, koruyucu-önleyici, eğiticidestekleyici, tedavi-rehabilite edici yönde çalışmalarda bulunarak devamsızlık sorunları ve davranış problemlerini çözme, okul ve aile arasında irtibat kurma ve toplum kaynaklarını analiz ederek öğrencileri uygun kuruluşlara sevk etmede önemli rollere sahiptir.

7 Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna Öğrencilerimize Projelerini Anlattı Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı nın her hafta Cuma günleri düzenlediği Geleneksel Konferanslar a 15 Şubat 2013 tarihinde katılan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Büyükşehir Belediyesi nin İlçe Belediyelerle İlişkisi: Sincan Örneği konusunu anlattı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, geçtiğimiz günlerde Sincan Belediyesi yle Ankara Üniversitesi arasında bir anlaşma yapıldığını, bu anlaşmayla Belediye, ve ilgili kurumların birlikte çalışacağını kaydetti. Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Ankara Çayı ndaki çamurun temizlenerek kokunun ve kötü görüntünün ortadan kaldırıldığını belirterek, Ankara Çayı artık sıkıntı değil, huzur kaynağı haline geldi. Çaydan 6 milyon ton çamur temizlendi dedi. Doç. Dr. Mustafa Tuna, Belören Dağı nın düzenlenmesi, Serapark, pazar servisleri, üreten hanımlar pazarı, bağlantı yolları projesi, arsa yatırımları, kentsel yenileme çalışmaları, Demokrasi parkı ve Güngörmüşler Konağı gibi pek çok projeyi de öğrencilerle paylaştı. Prof. Dr. Rüştü Güner, Eski Yemek Tarifleri Kitabı Yapabilirim Üniversitemiz Cebeci Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Rüştü Güner, 6 Mart 2013 tarihinde Eczacılık Fakültesi nde Tarih Boyunca Türk Mutfak Kültürü konulu bir konferans verdi. Tıp Fakültesi nde Tarihin Süzgecinde Türk Mutfak Kültürü adlı bir seçmeli dersi verdiğini belirten Prof. Dr. Rüştü Güner, bu seçmeli derste, öğrencilerden, ailelerinin en yaşlı kişisinden yemek tarifi getirmelerini istediğini belirterek, İnanılmaz tarifler geliyor, belki bunları ilerde kitap yapabilirim dedi. Öğrencilerin, asıl mesleklerinin yanında sosyal ve kültürel yönden başka şeyler de öğrenerek mezun olmalarını istediğini kaydetti. Türk mutfak kültürünün zenginliğinin, Orta Asya ve Anadolu topraklarının sunduğu ürünlerdeki çeşitlilikten kaynaklandığını, bu toprakların etrafında da değişik kültürler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Rüştü Güner, Bunlardan alınacak çok şey var diye konuştu. Çocuklara Tuz Vermeyin Üniversitemiz İbn-i Sina Hastanesi Başhemşireliği ve Hizmetiçi Eğitim Hemşireliği, 21 Mart 2013 tarihinde Tuz ve Sağlık konulu bir konferans düzenledi. Oturum başkanlığını Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk ün yaptığı etkinlikte, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem, normal beslenen bir insanın, dışardan hiç tuz eklemesine gerek kalmadan, tuz ihtiyacını besinlerden alabileceğini söyledi. Tuz ne kadar kısıtlanırsa kalp hastalığı riskinin de azaldığı belirten Prof. Dr. Yunus Erdem, çocukların az tuz kullanmaları gerektiğini kaydederek, Besinlerden alınan tuz yeterlidir. Anne ne kadar tuz yerse yesin, bu tuz sütle çocuğa geçmiyor. Çocuk ne zaman sütten kesilip mamayla beslenmeye başlarsa tuz da almaya başlıyor şeklinde konuştu. Düşük tansiyonlu hastalara bile tuz önermediklerini sözlerine ekledi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk de artık gıda sektörünün de sorunun farkına varıp tuz kısıtlamasına gittiğini ancak bunda hükümetlerin çok etkili olduğunu, tuz kısıtlaması yapmayan ülkelerde hazır gıda üreten firmaların hala yüksek tuz kullandığını belirtti. 7

8 İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal; Türkiye nin İlahiyat Birikimini Öğrencilerimiz Yurt Dışına Taşıyacak İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Türkiye nin dini alandaki akademik birikimini toplumumuza ve dünyanın başka ülkelerine sunmak üzere yaptıkları çalışmaları ve önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladıkları projeleri Bülten e anlattı ve dini konularla ilgilenenleri, her hafta Cuma günleri Fakültede düzenlenen seminerlere katılmaya çağırdı. İlahiyat Fakültesi gibi köklü fakültelerin büyük ölçüde yüksek lisans ve doktora öğrencileri yetiştirmek üzere yapılanmasını istediklerini anlatan Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal şunları söyledi: Fakültemiz, birikimi ve deneyimi olan, dolayısıyla diğerlerine katkı sağlayabilecek bir yapıda. Bu yüzden yeterli alt yapısı olan ilahiyat fakültelerinin bir kısmı büyük ölçüde yüksek lisans ve doktora eğitimine ayrılsa, örneğin 10 tane ilahiyat fakültesi belirlenerek kontenjanlarının % 80 i yüksek lisans ve doktoraya, % 20 si de sembolik olarak lisansa ayrılsa zannederim Türkiye gerçeğine daha uygun düşer. Uluslararasılaşma Çalışmalarımız Fakültemizin şu anda 13 yabancı üniversite ile ERASMUS ve diğer değişim programları kapsamında bağlantısı var. Kırgızistan Oş İlahiyat Fakültesi yle 20 senedir iş birliği halindeyiz. Buradan hoca gönderiyoruz. Dekan ve öğretim üyesi olarak görev yapan hocalarımız var. Bu fakülteye kaydolan öğrenciler ilk yıllarını İlahiyat Fakültesi nde okuyorlar. Vatikan da bulunan Gregoryen Üniversitesi yle 10 yılı aşkın süredir akademik işbirliğimiz var. Bizden bir hoca oraya gidip bir ay veya daha fazla süreyle dersler veriyor. Oradan da aynı zamanda papaz olan bir öğretim üyesi buraya geliyor ve konferanslar veriyor. İslam-Hıristiyan Terimleri Sözlüğü Önceki dekanlarımızdan Prof. Dr. Mualla Selçuk başkanlığındaki bir komisyon tarafından İslam-Hıristiyan Terimleri Sözlüğü hazırlandı ve baskı aşamasına geldi. Benim de içinde bulunduğum hocalarımız katkıda bulundular. 300 civarında madde var. İslam ve Hıristiyanlığın temel kavram ve terimleri Türkçe ve Almanca olarak yayınlanacak. Hadis Projesi Diyanet İşleri Başkanı nın da içinde bulunduğu, dördü fakültemiz hocalarından oluşan 7 kişilik bir komisyon, 7 ciltlik bir hadis projesi gerçekleştirdi. Bu proje için çeşitli fakültelerden yaklaşık 80 hadisçi bir araya geldi. Her konuda Hz. Peygamberin sünnetini ortaya koyan bir çalışma yapıldı. Yeni Programlarımız Fakültemizin son açılan programlarından ikisi Uluslararası İlahiyat Programı ile İngilizce İlahiyat Programı dır. Uluslararası İlahiyat Programı, Avrupa ülkeleri, Amerika ve Avustralya da yaşayan Türk ailelerin, orada doğan ve orada liseyi bitiren çocuklarının devam ettikleri bir lisans programı. Bu çocuklar, yaşadıkları ülkenin dilini Türkçe den daha iyi konuşuyorlar. Programın yıllık 60 kontenjanı var ve şu anda da 200 ü aşkın öğrencisi bulunuyor. İngilizce İlahiyat Programının kontenjanı ise 30. Bu kontenjanın 10 u yabancı, 20 si yerli öğrencilere ayrılıyor. Bu program akademik açıdan desteklenebilirse örneğin, doktoralarını yurt dışında 8

9 yapmış öğretim üyeleriyle güçlendirilebilirse buradan yetişen öğrencilerimiz Türkiye deki İlahiyat birikimini yurt dışına taşıyarak Türkiye nin İlahiyat alanında dışa açılan yüzü haline gelebilir. Cami Projesi Fakülte binamız yapıldığı zaman buraya küçük bir mescid yapılmış. Ona da mesleki uygulamalar için izin verilmiş. Burası biliyorsunuz okullar bölgesi ve hemen yanımızda Gazi Üniversitesi nin çeşitli birimleri ve Tıp Fakültesi Hastanesi bulunuyor. Bu bölgede yeterli cami olmadığından Cuma günleri hemen hemen her kesimden insanlar buraya akın ediyor. Hutbeleri hocalarımız okuduğu için bu da ayrıca ilgi çekiyor. Koridorlar doluyor, namaz kılınabilecek her yere sergi seriyoruz ve bu da tabi hoş olmuyor. Bu konuda daha önceki idarelerimiz Manevi Bakım Projesi Günümüzde manevi bakım önemli bir ihtiyaç haline geldi. Hastane, cezaevi, çocuk esirgeme kurumu ve başka yerlerde manevi alanda destek sağlayacak uzmanlar gerekiyor. Türkiye de bu konuda büyük bir eksiklik var. Bu eksikliğin İlahiyat Fakülteleri aracılığı ile giderilebileceği düşünülüyor. Adalet, Sağlık ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları, İlahiyat Fakültelerinden mezun öğrencilerin, ilave eğitimler almak suretiyle bu alanda istihdam edilebileceğini düşünüyorlar. Biz, rehberlik danışmanlık, manevi bakım gibi derslerin de içinde yer alacağı tezsiz yüksek lisans açmak suretiyle bu ihtiyaçları karşılayabiliriz düşüncesindeyiz. Doktorlar, hemşireler ve diğer ilgilenen de çaba göstermişler, hatta proje yapılmış. Şu anda biz de bir proje yaptırıyoruz. Ön tarafta amfilerin ve mescidin bulunduğu binayı kaldırıp, açılan yere güzel bir cami ve arka tarafına bir ek bina yapmak istiyoruz. Yapılacak yeni binayı da tamamen öğrencilere ayırmayı planlıyoruz. Yemekhanesiyle, spor salonlarıyla, kütüphanesiyle, sınıflarıyla, öğrenci orada olsun tüm gün. Ön tarafına da yaklaşık 2500 kişilik, Osmanlı ve Selçuklu mimarisini taşıyan, yoldan da hemen görülebilecek tarzda bir cami yapalım istiyoruz. Fakültemize bir cami yaptırırsak, civardaki ihtiyacı karşılama açısından çok önemli bir eksikliği de gidermiş olacağız. Tabii bunun için finansman kaynağı da bulmaya çalışıyoruz. Katkı sağlayacak hayırsever bulabilirsek inşallah yaptıracağız. kesimler için de bir sertifika programı açılabilir. Halk Konferansları Türkiye de sağlıklı din anlayışını halkımıza ve dinle ilgilenen insanlara vermeye çalışıyoruz. Yani bilimsel altyapısı olan, hurafeden arınmış, doğruları söyleyen ve herkesin de özgür iradesine hitap eden din anlayışını anlatmaya çalışıyoruz. Halk konferansları yapmıştık bir dönem ve her hafta bir hocamız konferans verdi. Bu konferanslar şu anda yok ama onun yerine her hafta bir seminerimiz var. Öğretim üyelerimiz ve genç arkadaşlar katılıyorlar. Her Cuma 15:30 da bir hocamız ilginç bir konuyu sunuyor ve izleyicilerle o konuyu tartışıyor. Bu seminerlere Fakülte dışından insanlar da izleyici olarak katılabilirler. Veteriner Fakültesi nde Plastinasyon Çalışmaları Sürüyor Tüm dünyada ses getiren Body Worlds sergisi, Ankara da da bu yılın başında meraklıların ziyaretine açılmış ve Mart ayının sonunda sona ermişti. Bu sergideki materyallerin hazırlanmasında kullanılan plastinasyon tekniği, Üniversitemiz Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı nda da küçük hayvan kadavraları ve organları üzerinde uygulanmaya devam ediyor. Temel olarak hücre içi ve dışı sıvıların uzaklaştırılarak yerine reaktif polimerlerin aktarılmasını amaçlayan plastinasyon tekniğiyle üretilen preparatlar; çok dayanıklı olmalarının yanı sıra hazırlanma süreci tamamlandıktan sonra insan sağlığına da zarar vermeyen örnekler haline geliyor. Dolayısıyla bugüne kadar kadavralarda kullanılan ve insan sağlığına zararlı olan kimyasal ve biyolojik maddelerin kullanımı büyük oranda azalacak gibi gözüküyor. Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Hazıroğlu koordinatörlüğünde yaklaşık bir yıldır faaliyetlerini sürdüren plastinasyon laboratuvarında hayvan kadavralarından hazırlanan örneklerin, aynı bölümde bulunan Veteriner Anatomi Müzesi nde sergilenmesi, ayrıca lisans öğrencilerinin uygulama derslerinde de rutin olarak kullanılması planlanıyor. 9

10 10 Mezunlar Derneği nden Dünya Kadınlar Günü Resim Sergisi Ankara Üniversiteliler Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, Ankara Üniversiteli kadın ressamların eserlerinden oluşan Doğanın Coşkusu adlı bir resim sergisi düzenledi. Serginin açılışı 8 Mart 2013 tarihinde Atatürk Orman Çiftliği Müze ve Sergi Salonu nda (eski şarap fabrikası binası) yapıldı. Serginin açılışında bir konuşma yapan Mezunlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Günal Akbay, serginin gerçekleştirilmesi için Prof. Dr. Yavuz Okan ve Prof. Dr. Mükerrem Arslan ın yoğun emek sarfettiğini, benzer bir serginin önümüzdeki yıl tekrarlanacağını belirtti ve bunun için de güzel eserler beklediklerini söyledi. Bu eserlerin bir kısmının GENOVATE Projesi nin İlk Çalıştayı Yapıldı İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Çiler Dursun ve Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Prof. Dr. Güzin Yamaner, GENOVATE: Araştırma ve Yenilik Süreçlerinde Örgüt Kültürünü Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yönünde Dönüştürmek başlıklı AB Projesi kapsamında 5-9 Mart 2013 tarihlerinde İngiltere de Bradford Mezunlar Derneği ne bağışlandığını; bunların, Dernek olarak yeni aldıkları dairede sergileneceğini sözlerine ekledi. Yekta Güngör Özden Üniversitesi nde gerçekleştirilen açılış toplantısına ve üç günlük çalıştaya katıldı. Çalıştayda, Türkiye de ve nde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güncel durumu hakkında tebliğler de sunan öğretim üyelerimiz, katılımcı diğer ortak ülkelerle görüş alış verişinde bulunarak kurumsal deneyimleri paylaştılar. de Ankara Üniversiteliler Derneği olarak sanatçı bilim insanlarını yürekten desteklediklerini ve her türlü olanağı sunmak istediklerini söyledi. Eczacılık Fakültesi emekli öğretim üyesi ve aynı zamanda çok sayıda kitabın yazarı Prof. Dr. Erendiz Atasü, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği organizasyonla, Bir Kadın Yazarla Kadın Dünyasına Yolculuk başlıklı bir konferans sundu. Eczacılık Fakültesi nde çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu izleyicilere yönelik konuşan Prof. Dr. Erendiz Atasü, Edebiyatın sevildiği bir evde kardeşsiz olarak kitaplarla büyüdüm. Bizim neslin hayatında gerçek mektup vardı. İngiltere de burslu okurken arkadaşlarıma mektup yazardım. Mektupların Sergide Nefise Akçelik, F. Sema Akkaş, Esin Akı Yalçın, Ceyda Aktan, Fügen Aktan, Serpil Altundoğan, Gülin Amasya, Şaziye Aras, Günay Arıtman, Bilsen Atay, Sülün Ayhan, Gizem Aykaç, Sevin Balaban, Zeliha Büyükbingöl, Nur Gençay, Ayça Göker, Ayşegül Güvenç, Huriye İztan, Aylin Kalaycı, Nurcan Kamış, Çiğdem Karaaslan, Asuman Karakaya, Ayşegül Karataş, Gizem Kaykı Mutlu, Hatice Kesici, Emine Koç, Dilan Konyar, Sevinç Kurbanoğlu, Ayla Çalımlı, E. Semra Çınaroğlu, Şükran Dinçer, Burcu Doğan Topal, Bilgehan Doğru, Semra Ener, Gülcan Eraktan, Ayşe Sibel Ersoy, Gülnur Ekşi, Serpil Nebioğlu, Gülgün Ozansoy, Elçin Deniz Özdamar, Hatice Özenci, Türkan Özenli, Pelin Özkan, Gülçin Saltan, Yeşim Simer Berber, Sevgi Şar ve H. Gül Yağlıoğlu nun eserleri sergilendi. Bir Kadın Yazarla Kadın Dünyasına Yolculuk arkasından günceler ve ardından öyküler yazmaya başladım dedi. Gençliğinde, ödül alan öykülerin basılabildiğini, şimdiki öykücülerin bu kadar şanslı olmadığını belirten Prof. Dr. Erendiz Atasü, Öykülerin, genelde kederden yazıldığını da anlattı. Prof. Dr. Erendiz Atasü, Zamanla bu öyküleri birbirine bağladık ve bunlar roman oldu dedi.