Sevkiyat sürüyor SÖYLEMLER NETLEŞİYOR AKP-CHP. Dursun Erkılıç a göre herkes bir şey peşinde. koalisyonu hayırlı olur ERDOĞAN DAVUTOĞLU.

Transkript

1 Dursun Erkılıç a göre herkes bir şey peşinde Siyasetin doğası her ürünü büyütür Büyütürken büyüten birçoğunu uyutur Kimi yerleşik yaşar kimininse huyu tur Kafalar çok karışık herkes bi şey peşinde Saray, genel merkezler ayrı hava çalıyor İlham kimine Çipras, kimi yolda buluyor Koalisyon denince yüzler bir hoş oluyor Kafalar çok karışık herkes bi şey peşinde Koalisyon ülkeye bir uzak diyar idi Birileri; imka nsız; olamaz diyor idi Ötekiler isyankar, kafayı yiyor idi Kafalar çok karışık herkes bi şey peşinde Az kaldı göreceğiz görev sahip bulacak Sonra görüşme turu süreç sıtart alacak Vatandaş ne bekliyor, elinde ne kalacak Kafalar çok karışık herkes bi şey peşinde EFSANE RÖPORTAJLAR 9 Temmuz 2015 Perşembe Fiyatı 25 Kr SÖYLEMLER NETLEŞİYOR ERDOĞAN Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet kurma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunarak, Fedakarlık yapan herkes değer kazanır. En kısa zamanda bu görevlendirmeyi yapacağım. Temennim tüm siyasi partilerimizin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleridir HABERİ 12. SAYFADA DAVUTOĞLU Başbakan Ahmet Davutoğlu, Herkesle gönül açıklığıyla müzakerelere başlayacağız. Eğer muhalefet partileri açık yüreklilikle hükümet kurmak isterse hemen kuracağız. Eğer oyalama taktiklerine giderlerse de milletin huzurunda erken seçime gitmeye tereddüt etmeyiz HABERİ 12. SAYFADA Gecikme doğal değil PROF. DOĞU ERGİL gazetemize değerlendirdi: AKP-CHP koalisyonu hayırlı olur Prof. Doğu Ergil in siyasi gelişmelere ve gündeme dair değerlendirmeleri devam ediyor. Efsane Güzeldereli ye olası bir AKP-CHP koalisyonunun Türkiye nin hayrına olacağını ve en az iki yıl devam edebileceğini söyledi. Doğu Ergil e göre, Bir AKP-MHP koalisyonu, belki tabanda daha uyumlu olur. Ama Türkiye'yi kilitler. Çadırda İFTAR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesinin Cebeci'de kurduğu iftar çadırında vatandaşlarla oruç açtı. Kılıçdaroğlu, Umarız önümüzdeki süreç içerisinde ramazandan kalan hoşluğu bütün aylara yaymış oluruz. Dolayısıyla bütün bir yılımız da huzur içerisinde geçmiş olur Fehmi Koru Hakikatlerin ortaya çıkma huyu vardır 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma sürecine ilişkin, "Gecikme doğal bir gecikme değil. Sayın Cumhurbaşkanı'nın biran önce görevlendirmeleri yapması gerekiyor. Türkiye'nin uzun süre geçici bir hükümetle yönetilmesi doğru değil" Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanlığı seçimi tartışmalarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: Meclis Başkanlığı seçimi bitti. Artık 'o onu dedi, bu bunu dedi' bu eski hastalıklardan siyasetin kurtulması lazım. Meclis Başkanı seçildi. Bitmiştir artık. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi AKP hükümetinin, Ortadoğu'ya iki hatalı varsayımla yaklaştığını savunan ve Suriye ye Ergil e göre: Birincisi, bir Sünni birliği kurulacak ve Türkiye'de, Osmanlı'dan gelen siyasi mirasıyla, bu Sünni blokun liderlik konumunu elde edecekti. Böylesine bir ham hayal, Yeni Osmanlıcılıkla parlatıldı ve tarihi bir arka plan yaratılmaya çalışıldı. Sanki dünya o günden bu güne değişmemişti İkinci olarak, bu planı gerçekleştirmek için Suriye de hükümeti devirip istediği yönetimi kendi gönlüne göre belirlemek hatasına düşüldü. /yedigun.gazetesi Efsane GÜZELDERELİ nin röportajı 13. SAYFADA Sevkiyat sürüyor içerisindegaziantep'ten gönderilen tank ve zırhlı araçlar Kilis'e ulaştı. Askeri personel, 360 derece kamera kaydı yapabilen kobra zırhlı muharebe araçlarıyla sınır hattında devriye görevi yapıyor. Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığından hareket eden tank ve zırhlı personel taşıyıcılar Suriye sınırındaki Kilis'e ulaştı. Elbeyli ilçesindeki Hudut Karakollarına getirilen zırhlı araçlar sınır hattında belirlenen noktalara konuşlandırılacak. Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan Elbeyli ilçesindeki Dağ Hudut Karakolunu ziyaret ederek sınıra konuşlanan tank, füze bataryaları ve hava savunma sistemlerinin bulunduğu askeri bölgeyi denetledi. Bölgede, geliştirilmiş zırhlı personel taşıyıcı, taktik tekerlekli zırhlı aracı, tanklar ve hava savunma sistemleri bulunuyor. Askeri hareketliliğin sürdüğü Kilis'te güvenlik güçleri sınıra hiç kimseyi yaklaştırmıyor. Şüpheli görülen kişileri de kimlik kontrollerinin ardından bölgeden uzaklaştırıyor. Çankayalıya sağlık hizmeti HABERİ 4. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 9 Temmuz 2015 Perşembe Hayranları, sanatçı Barış Akarsu yu mezarı başında andı BARTIN - Muğla'nın Bodrum ilçesindeki trafik kazasında 28 yaşında hayatını kaybeden Barış Akarsu'nun ailesi ve yakınları, 8. ölüm yılında sanatçının mezarını ziyaret etti. Torba Kavşağı'nda doğum günü 29 Haziran'da geçirdiği trafik kazasında yaralanarak tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Akarsu'nun ailesi ve hayranları, Kültür Park'ta toplandı. Akarsu'nun "Gözlerin", "Islak Islak" ve "Amasra" şarkılarını seslendiren grup, Amasra Şehir Mezarlığı'na kadar yürüdü. Anma töreninde, Akarsu'nun mezarına karanfil bırakıldı, Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi. Yürüyüşe "Mekanın cennet olsun canım oğlum. Seni çok seviyorum" yazılı çiçekle katılan anne Hatice Akarsu, gazetecilere yaptığı açıklamada, sevenleriyle oğlunun vefatının 8. yılında bir araya geldiklerini söyledi. "Ölüm Allah'ın emri, hepimiz öleceğiz. Cennetimde Allah oğlumun ellerinden tutmayı nasip etsin" diyen Akarsu, "Ölüm çok erken oldu. Tabii Rabbimin de bir bildiği var. Allah kimseye böyle bir acı vermesin. Rabbim, iyi ki bana Barışımı verdi. Hepimizin gideceği yer burası. 8 yıl önce aramızdan ayrılan oğlum, bugün de yine ülkenin dört yanından gelen sevenlerini burada buluşturdu" ifadelerini kullandı. Akarsu'nun bulunduğu otomobil, 29 Haziran 2007'de Bodrum Torba Kavşağı'nda Halil İbrahim Çetin yönetimindeki kamyonla çarpışmıştı. Otomobildeki Zeynep Koçak ve Nalan Kahraman ölmüş, özel hastanede tedavi altına alınan sanatçı, 5 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Akarsu'nun cenazesi, Bartın'ın Amasra ilçesinde toprağa verilmişti. Vizyona yeni girecek filmler "Büyük Oyun" Jalmari Helander'ın yönettiği filmde Samuel L. Jackson, Onni Tommila, Ray Stevenson ile Türk oyuncu Mehmet Kurtuluş oynuyor. İngiliz romancı Dan Smith'in "Büyük Oyun" isimli romanından sinemaya uyarlanan film, Amerika başkanının içinde bulunduğu uçağın Finlandiya ormanlarında düşürülmesini ve zor durumdaki başkanın genç bir çocuğun korumasıyla hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. "Öldürmenin 3 Yolu" Kriv Stenders'in yönettiği filmde Sullivan Stapleton, Alice Braga, Teresa Palmer ile Callan Mulvey oynuyor. Aşk, ihanet ve cinayetin iç içe geçtiği kara komedi tarzındaki aksiyon ve gerilim filminin konusu özetle şöyle:"filmin ana karakteri olan Charlie Wolfe kurnaz bir suikastçıdır. Charlie, Alice Taylor adındaki baştan çıkarıcı bir kadını öldürmek için işe koyulduğunda bir tek kendisinin işin içinde olmadığını fark eder. Charlie, kendini üç ayrı cinayet, kargaşa, şantaj ve intikam hikayesinin tam merkezinde bulur." "İntikam" Yönetmenliğini Kristan Levring'in üstlendiği ve senaryosunu da Anders Thomas Jensen ile birlikte yazdığı film, etkileyici görüntü işçiliği ve atmosferi ile türün meraklılarına hitap edecek bir western örneği olmayı hedefliyor. 1870'li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen filmin başrollerini Mads Mikkelsen, Eva Green, Eric Cantona ve Jeffrey Dean Morgan gibi önemli isimler paylaşıyor. Dram türündeki film, ailesini katleden bir katili öldürerek intikamını alan bir göçmenin başına gelenleri anlatıyor. 06:23 İstiklal Marşı ve Günün 06:25 Pastane 07:10 Osmanlı Tokadı 09:00 Böyle Bitmesin 11:00 Benim Camim 11:10 Sofraya Buyurun 11:25 Değişen Hayatlar 12:00 Sen Olsan Ne Yapardın? 12:50 Yeşil Deniz 15:00 Pastane 16:00 Kıssalı Harikalar Kumpanyası 16:05 Seksenler 18:10 Gönül Köprülerimiz 18:45 Ana Haber Bülteni 19:00 Ramazan Sevinci 20:50 Zeyrek ile Çeyrek 22:00 Yunus Emre 23:30 Pelin Çift İle Gündem Ötesi 07:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Hz. Ömer 09:25 Resulullah 10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Çocuklar Duymasın 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Nihat Hatipoğlu İle İftar 21:15 Döndür Şansını 23:30 Cevap Sende 01:15 Nihat Hatipoğlu İle Sahur 03:40 Hz. Ömer 04:40 Benim Annem Bir Melek 08:45GAG GUK 09:45AŞ KENDİNİ 10:30PERİHAN LA SAĞLIKLI RAMAZANLAR 12:30ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50ASLI HÜNEL İLE RENGARENK 15:30ELİF'İN RAMAZAN SOFRASI 16:30DOLU DOLU RAMAZAN 18:30 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 ABANCI SİNEMA ÖLÜMCÜL HEDEF 21:30YABANCI SİNEMA 23:30DELİ İŞİ KOMEDİ 00:45MEKKE'DEN MEDİNE'YE 02:20SAHURNAME 03:40 YABANCI SİNEMA 05:00 İnsanlar Alemi 06:00 Küçük Kadınlar 07:00 Kadın İsterse 08:00 Dürüye'nin Güğümleri 10:00 Muhteşem Yüzyıl 12:30 Güzel Köylü 14:30 Ben Olsam 16:15 Kiralık Aşk 18:30 Star Haber 19:15 Çarkıfelek 20:30 Çılgın Dersane 22:30 Yerli Dizi 01:30 Fatih Çıtlak ile Sahur 07:00 Oynat Bakalım 08:00 Çocuk Kuşağı 09:00 Aramızda Kalmasın 12:15 Ütopya Panorama 15:15 Kaçak Gelinler 16:45 Arda nın Ramazan Mutfağı 17:45 Çok Güzel Hareketler Bunlar 20:00 Survivor All Star 23:15 Yabancı Sinema 01:30 Sahur Vakti 03:30 Aramızda Kalmasın 05:30 Çok Güzel Hareketler Bunlar 06:00 Acemi Cadı 08:00 Akasya Durağı 09:30 Alın Yazım 11:10 Güneşin Kızları 13:30 BKM Mutfak 14:15 Küçük Ağa 18:50 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Güneşin Kızları 23:15 Sinema 01:00 5N1K 02:00 Bayraktar Hoca ile Kuran-ı Kerim'i Anlamak Fenomen yarışma Çarkıfelek yepyeni içeriği, ünlü konukları, büyük ödülleri ve Mehmet Ali Erbil in eğlenceli sunumuyla 15 Haziran Pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün, Star ekranlarında olacak. 40 yıldır yayınlanan ve her yaştan izleyiciyi ekran başına çeken, dünyanın en fazla ödül dağıtan yarışma programı Çarkıfelek te yarışmacılar muhteşem bir araba ve değerli ödüller kazanacak. Yapımcılığını RTV Film in üstlendiği, Çarkıfelek, hafta içi her akşam herkesi ekran başına toplayacak ve keyifli dakikalar yaşatacak. 19:15 ÇARKIFELEK 19:45 KARTAL 1 General Frank Lewisİ, Filipinli isyancılarla birlikte saklanan teröristleri yakalamak için tartışmalı bir baskını yönetmektedir. Ancak, helikopter pilotu Kaptan Amy Jennings ve ekibi düşman sınırında düşürülür. Böylece görevlerini tehlikeye atarlar. Ekibi kurtarmak için Lewis en iyi adamı olan Matt Daniels ı seçer. Tüm imkansızlıklara rağmen Daniels, Jennings i kurtarmak için düşman bölgenin derinliklerine doğru ilerler. Jennings gizli bir şarbon laboratuarında tutulmaktadır. Acaba Jennings i zamanında bulup, biyolojik silahlar kullanılmadan önce onları yok edebilecek midir? Kartal 1 operasyonu bittiğinde ise gerçek savaş başlar. 20:30 ÇILGIN DERSHANE Hadi (Cüneyt Arkın) İstanbul Özlem Dersanesi nin sahibidir. Torunu Özlem (Tuba Ünsal) ile beraber iflas eden dersanelerinin kurtuluşunu öğrencilere promosyon olarak tatil hediye etmekte bulurlar. Dersanenin eski öğretmenlerini de tatil köyüne davet etmeleriyle hikaye başlar. Ancak dersanenin iflastan kurtuluşu için bu tatil promosyonu da yeterli olmayacaktır. Bu arada öğrencilerden Kerem (Mehmet Aslan) ile Özlem (Tuba Ünsal) arasında bir yakınlaşma başlar. Özlem in dersaneyi kurtarma umudu tatil köyüne gelen bir faks olur. Faks dersaneler arası para ödüllü bir yarışmanın davetini içermektedir. Tuba sonunda dedesini bu yarışmaya katılmak konusunda ikna eder.

3 bölge haberleri 9 Temmuz 2015 Perşembe 3 Farklı inanç gruplarının temsilcileri, iftarda buluştu Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr İstanbul Valisi Vasip Şahin, "Birbirine saygı ve hoşgörü, bu toprakların ortak mirasıdır ve korunması gereken bu miras, barış ve huzur içerisinde ortak bir gelecek kurmamız için bizim ortak hedefimizdir" Çankırı'da 10 bin kişi sokakta iftar yaptı ÇANKIRI - Çankırı Belediyesince kurulan 1 kilometre uzunluğundaki iftar sofrasında yaklaşık 10 bin kişi oruç açtı. Belediyenin düzenlediği etkinlik kapsamında Park Sokak'ta 1 kilometre uzunluğunda iftar sofrası kuruldu. Ezanın okunmasının ardından vatandaşlar, dua ederek, iftar yaptı. Çankırı Valisi Vahdettin Özcan ve Belediye Başkanı İrfan Dinç, vatandaşların masalarını gezerek, sohbet etti. Belediye Başkanı İrfan Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birlikte iftar yapmanın Türk toplumunun kültüründe bulunduğunu kaydetti. Belediye tarafından sokak iftarlarının gelenekselleştirildiğini ifade eden Dinç, şöyle devam etti: "Ramazan ayını Çankırı'da dolu dolu yaşıyoruz. Özellikle sokaklara kurduğumuz iftar sofralarımıza vatandaşlarımız büyük ilgi gösteriyor. Vatandaşlarımızı aynı sofrada iftarında bir araya getiriyoruz. Bu sayede birlik beraberlik duygumuz gelişiyor. Her geçen yıl iftarlara katılım oranı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50 artış gösteriyor. Yaklaşık 10 bin kişilik yemek hazırlandı. 1 kilometre uzunluğunda bir iftar soframız var." Mutlu Kaya GATA'da tedavi altına alındı ANKARA - Bir televizyon kanalındaki ses yarışmasıyla tanınan, Diyarbakır Ergani'deki evinde uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanan Mutlu Kaya, Diyarbakır'daki tedavisinin ardından fizik tedavi ve rehabilitasyon için Ankara'ya getirildi. Kaya, Diyarbakır'da tedavi gördüğü hastaneden Sağlık Bakanlığına ait hava helikopteriyle alınarak, 11.30'da Ankara'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezine getirildi. Kaya'yı helikopter pistinde annesi Hanım Kaya babası Mehmet Kaya ile kardeşleri karşıladı. Anne Hanım Kaya, kızı Mutlu Kaya'yı öperek, yanlarında olduğunu söyledi. Mutlu Kaya da ailesine tebessümle karşılık verdi. Daha sonra Kaya, ambulansa alınarak, tedavi için hastaneye götürüldü. Baba Mehmet Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının gözlerini açmasıyla yaşadığı mutluluğu anlatarak, "Anadan yeni doğmuş gibi oldum. Mükemmel bir şey" Kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, kızının Ankara'ya getirilmesinde kendilerine çok yardımcı oldukları için teşekkür etti. Mutlu'nun hastanede ne kadar tedavi göreceğine ilişkin bir soru üzerine baba Mehmet Kaya, "Komutanlarımıza sordum, onlar da 'İyileşene kadar bırakmayız. Türkülerini söyleyecek biz öyle bırakacağız' diyorlar. Ne zaman çıkacağı belli değil. Biz isteriz ki hemen bir ayda olsun" diye Kızının tedavisi süresince ailece yanında kalacaklarını anlatan Mehmet Kaya, "Hayalim, kızım buradan bir gelin gibi çıkacak, sanatçı olarak tekrar görevine başlayacak. Sanatçı olmamıştı ama güzel bir sesi var. Eminim aynı şeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı. İSTANBUL - ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen "16. Dünya Polis ve İtfaiye Oyunları"nda 15 madalya elde eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi kafilesi yurda döndü. THY'ye ait tarifeli uçakla Atatürk Havalimanı'na gelen itfaiyeciler, mesai arkadaşları ve yakınları tarafından çiçeklerle karşılandı. Karşılama sırasında Türk ve Doğu Türkistan bayrakları açılırken, itfaiyeciler için tezahürat yapıldı. Kafilede bulunan voleybol takımının kaptanı İlhan Ünlü, gazetecilere yaptığı açıklamada, 10 yıldır itfaiyecilik yaptığını söyledi. Ünlü, 15 kişilik bir ekiple ilk kez organizasyonda yarıştıklarını ifade ederek, "Beklediğimizden başarılı bir şekilde döndük. 15 madalya aldık. Bir yıl önce oyuncuları seçmeye başladık. Son iki aydır sürekli kamptaydık. Emeklerimizin karşılığını aldık" diye Oyunlarda yarıştığı 71 kilo Grekoromen stilde altın madalya kazanan güreşçi Şükrü Akyıldız ise dualarını esirgemeyen Türk halkına ve meslektaşlarına teşekkür etti. Akyıldız, bir İSTANBUL - Şahin, Balat Or Ahayim Musevi Hastanesi Vakfı bahçesinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, çeşitli cemaatlerin birlikte düzenlediği iftar programında bulunmaktan mutlu olduğunu belirterek, bu anlamda tüm cemaatlere teşekkür etti. Medeniyetlerinin yaşama biçimlerini ortak ve benzer hale getirdiğini anlatan Şahin, "Medeniyetimiz, inançlara ve farkındalıklara derin bir hürmet ve saygıyı öğreten ve yerleştiren bir hoşgörü medeniyetidir. Birlikte ve bir arada yaşamanın tarih içerisinde en önemli örneğini ortaya koymuş medeniyettir. Bu medeniyetin çocukları olan Müslümanlar, nasıl Yahudi ve Hristiyan komşuları ve kardeşlerinin paskalya yortusunu kutlamışlarsa onlar da Müslüman komşularının dini günlerini kutlamayı adet edinmişlerdir. Ramazanlarda Müslümanlar için iftar vermek, Müslümanları bugünde hatırlamak, onlarla komşuluklarını tekrar gündeme getirmek, güzel geleneklerimizden bir tanesidir. Birbirine saygı ve hoşgörü, bu toprakların ortak mirasıdır ve korunması gereken bu miras, barış ve huzur içerisinde ortak bir gelecek kurmamız için bizim ortak hedefimizdir" diye Vali Şahin, "dünya vatandaşlığı" olgusunun bugün yeni yeni tartışıldığını ifade ederek, İstanbul'un düşünce ve inanç gruplarının çağlardan beri birbirlerine baskı oluşturmadan birlikte yaşadıkları esenlik ve barış kenti olduğunu dile getirdi. İstanbul'un sırrının, birlikte yaşama kültürünün toplumun her kesimince özümsenmesinde ve yaşam biçimi haline gelmesinde saklı olduğuna dikkati çeken Şahin, "Bir anlamda İstanbul, diğer insana saygının ve medeniyetler arası diyalogun dinamik ve yaşayan merkezidir. Özellile İstanbulumuzun mistik dünyası, tüm dinlerde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. İstanbul'da yüzyıllardır sinagoglar, kiliseler ve camiler gökkubbenin altında varlıklarını sürdürmektedirler. Sadece bu eserlere baktığımızda bile farklı din ve inançların bir arada yaşamasının mümkün olduğunu görebilmekteyiz" değerlendirmesinde bulundu. Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de bu iftarların geleneksel olarak sürdürüldüğünü anımsatarak, kardeşlik sofrasının devam etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelenlerin iftarı şenlendirdiğini bildiren Ertem, "Bu coğrafyanın insanları olarak buna intiyacımız var. Bizim bizden başka dostumuz ve kardeşlerimiz yok. Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak cemaatlerle iç içeyiz. Gayrimenkullerin iade edilmesi noktasında, gerçekten 'her talep yerine geldi' gibi bir iddia içerisinde değilim ama taleplerin azami ölçüde karşılandığını çok rahatlıkla ifade edebilirim. Süryani kardeşlerimizin İstanbul'da bir ibadethanelerinin olmasıyla ilgili de ne gerekiyorsa Sayın Başbakanımızın canhıraş bir çaba içerisinde olduğunu biliyorum ve inşallah o da çözüme kavuşacak" ifadelerini kullandı. Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan ise bu tür iftar programların ülkede kardeşliğin, barışın ve birlikte üretmenin en büyük sembolleri olduğunu dile getirerek, kendilerinin de bu toprakların büyüttüğü kardeş halklar olduğunu aktardı. Alcan, bu anlamda kutsal ramazan ayının birlikte yaşama ülküsünü sağlamada önemli olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: "Bahçesinde bulunduğumuz bu hastane Sultan 2. Abdulhamid'in inayeti ve emriyle kuruldu. Yahudi doktorlar, bu toprakların insanlarına 117 yıldır sağlık dağıtıyorlar. Anadolu'nun bir barış yarımadası olarak kalması, kavramsal değildir. Bütün kurucu atalarımızdan bize miras bırakılmıştır. Yenilenen yeni Türkiye'de sorunlarımızın azalacağı inancını taşımaktayım. Bizim acil çözülmeyi bekleyen sorunlarımız var. Biz 7 farklı inanca mensup cemaatler; yani Ermeniler, Rum, Museviler, Süryaniler, Keldaniler, Bulgarlar ve Gürcüler seçim yapamıyoruz. Bunun acil bir şekilde çözülmesini bekliyoruz. Çünkü bizim hastanelerimizi, vakıflarımızı, okullarımızı yönetecek başka da mekanizmamız yok." İstanbul itfaiyesi ekibi ABD den 14 madalya ile döndü gazetecinin "Güreş mi itfaiyecilik mi zor?" sorusunu "Yerine göre değişir ama sanki yangın söndürmek daha zor gibi geliyor" şeklinde cevapladı. Ramazan Alpul ise al bayrağı ABD'de dalgalandırdıkları için çok mutlu olduğunu belirterek, ekip olarak ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini anlattı. Kafilenin çıkışı sırasında havalimanı önünde bekleyen itfaiye araçlarından sirenler çalındı. Konvoy eşliğinde havalimanından ayrılan kafile, Fatih'teki İstanbul İtfaiyesi'nde de törenle karşılandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi kafilesinde Ali Osman Aygun, Kerim Aslan, Ramazan Alpul, Şükrü Akyıldız, Yasin Bilmez, Süleyman Habib Katmer, Ramazan Parlak, Recep Serdar, İsmail Uysal, Alper Ateş, Erman Kendibaşına, Kerim Seis, Ahmet Memiş, İlhan Ünlü ve Nurettin Ünal'ın yer aldığı öğrenildi. Hakikatlerin ortaya çıkma huyu vardır ALMAN Focus Dergisi nin yaptığı terbiyesizliği duydunuz mu? Dergi, Almanya da görülmekte olan bir casusluk davası sırasında, vaktiyle Türkiye yi sarsan bir dinleme skandalının içyüzünü açıkladı. Meğer, Ankara da, Süleyman Şah Türbesi yle ilgili değişik senaryoların tartışıldığı Dışişleri Bakanlığı binasındaki toplantıyı, bir yabancı istihbarat örgütü dinlemiş... Anlamışsınızdır, ama biraz daha açayım: 2.5 yıl önce, bazı internet sitelerinde, çok gizli bir görüşmenin tapeleri yayımlanmıştı. Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanı, türbenin etrafına bir-iki bomba atmak da dahil, değişik seçenekleri tartışıyorlardı. Hepimiz dehşete kapılmıştık hani. İşte yabancı istihbarat örgütü o çok gizli oturumu dinlemiş... Dinlediği görüşmenin tapelerini öğrenmemizi de muhtemelen aynı örgüt sağlamıştır... Şaşırdık mı? Belki şaşıranlarımız vardır, ama ben onlardan değilim. ABD den sızan NSA belgeleri, Amerikan istihbaratının hayli zamandır pek çok ülkeyi dinlediğini fâş etmişti zaten. Alman istihbaratının da... Focus haberi bu bilgiyi teyit etmiş oldu. Teyide ihtiyacımız yoktu, ama Focus un yayını, daha önce öğrenildiğinde Hadi canım sen de tepkisizliğini verenlerin gözlerini açmış olmalıdır. Umarım, 17 Aralık 2013 tarihli tapelerin menşei de bu vesileyle yeniden sorgulanır. Geçenlerde burada yazmıştım: Ne olduğunu öğrenmek üzere gittiğim Pennsylvania da, o tapelerin yayımında parmağı olanların kendisine yakınlığı sebebiyle eleştirilen Cemaat in lideri Fethullah Gülen, bana, Bu tapelerle bizim ilgimiz yok demişti, kesin ifadelerle... Sonradan bir vesileyle savcılığın elinde bulunmadığını öğrendiğim tapeler de muhtemelen aynı yabancı istihbarat örgütünün işidir... Cemaat in gazeteleri o tapeleri bu denli heyecanla neden sahiplendi ve hâlâ sahiplenmeye devam ediyor, benim için bir muammadır. Konuyu kısa süre önce burada dile getirdiğimde karşılaştığım sükût bile merak konusudur; ama Cemaat in kendisinin merak etmesi gereken bir konu... Focus un haberi son birkaç yıldır yaşadıklarımıza yeniden bakmamıza fırsat sağlıyor. Peki bu haberin neresi terbiyesizlik? Yazıma neden Focus Dergisi nin terbiyesizliğini duydunuz mu? diye başladım? Şundan: Bir gazetenin Suriye ye giden TIR larla ilgili yayını sonrasında kopan vatana ihanet eksenli tartışma ve ardından gazete yöneticileri hakkında açılan ceza davaları, bizde basın özgürlüğü kavramının ne kadar dar bir alana hapsedildiğini göstermişti. Oysa, işte bir Alman dergisi, ülkesinde görülmekte olan bir davanın gizli ayrıntısını, gözünü kırpmadan okurlarıyla paylaşıyor. Göreceksiniz, dünyada kimse bu haberi vatan hainliği ekseninde tartışmayacak, haberi belki yalanlayacaklar, ama dergiye dava açmak akıllardan bile geçmeyecek. Terbiyesizlik yapmak, basın-yayın organlarının, gazeteler, dergiler ve televizyonların görev alanına girer çünkü... O sebeple, girişteki terbiyesizlik sözcüğü kinayedir. Anlamakta zorlandığım bir nokta daha var: ABD ve Alman istihbarat örgütlerinin Türkiye yi dinlediği deşifre edileli hayli zaman oldu; bir devletin bir başka egemen devleti gizlice dinlemesi herhalde yenilir yutulur, görmezden ve işitmezden gelinir bir terbiyesizlik değil... İyi de, neden bu terbiyesizliğin üzerine gitmiyor Türkiye? Neden, neden, neden? Dışişleri Bakanlığı ndaki o toplantıyı dinleyen örgüt acaba yalnız o toplantıyı mı dinledi, yoksa diğer gizli devlet toplantıları, özel görüşmeler de takip altında mıydı? Bu defa terbiyesizlik sözcüğünü kinayeli biçimde kullanmadım.. 8 Temmuz 2015/ HABER TÜRK Emniyette terfi kavgası iddiası yalanlandı ANKARA - Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinin rütbe terfi işlemlerinin, Emniyet Teşkilatı Kanunu ve ilgili yönetmelikte yer alan usul ve esaslar doğrultusunda aleni, objektif ve eşit koşullarda yapıldığı bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, "Emniyette terfi kavgası" başlığıyla bir gazetede yer alan haberin tamamen gerçek dışı ve hayal ürünü olduğu belirtildi. Emniyet Genel Müdürü ile İstanbul Emniyet Müdürü arasında terfi işlemleri ile ilgili herhangi bir görüşme yapılmadığı kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinin rütbe terfi işlemleri, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve ilgili yönetmelikte yer alan usul ve esaslar doğrultusunda aleni, objektif ve eşit koşullarda yapılmaktadır. Kanunun öngördüğü yazılı ve sözlü sınavlar bilimsel çerçevede yapılmış ve hizmet içi eğitime başlanılmıştır. Kanun hükmü gereğince, yapılan sınav aşamalarında başarılı olan adaylar hakkında terfi kararı, emniyet teşkilatının en üst yönetim kadrosundan oluşan Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu ile Merkez Değerlendirme Kurulu tarafından verilmektedir. Bu Kurullar, terfi edecek personelin bulunduğu rütbedeki performans puanı, başarı ve üstün başarı belge bilgilerini, mesleki bilgi, beceri ve davranışları ile geçmiş hizmetleri, bulunduğu rütbede adli ve disiplin soruşturma ve ceza bilgileri ve sınavlar sonucunda elde ettiği başarı durumlarını dikkate alarak personelin liyakat koşullarını değerlendirerek terfi konusunda karar vermektedir."

4 49 Temmuz 2015 Perşembe ANKARA Çankaya Belediyesi, yılın ilk yarısında 10 bin 804 kişiye ücretsiz sağlık hizmeti verdi. Elmadağ'da Kur'an kursları başladı Yılın ilk 6 ayında 10 bin 804 Çankayalıya sağlık hizmeti Çankaya Belediyesi, vatandaşlara verdiği ücretsiz sağlık hizmetinde yılın ilk yarısını, yaklaşık 11 bin kişiye ulaşarak tamamladı. Belediye, yılın ilk ayından itibaren Evde Sağlık, Ağız ve Diş Sağlığı, Hasta Nakli, Aile Sağlığı ve Eğitimi, Aile Danışmanlığı, sağlık eğitimleri hizmeti verdi. Belediye nin semtlerde bulunan üç sağlık evi de, vatandaşlara ücretsiz ağız ve diş sağlığı ile hemşirelik hizmetleri verdi. Halk Sağlığı Merkezi ndeki hizmetler kapsamında Evde Sağlık Hizmeti ile bin 645 kişiye pansuman, enjeksiyon, tansiyon ve şeker ölçümü hizmeti veren Belediye, başvuranların sağlıkla ile ilgili şikayetleri konusunda da sağlık kuruluşlarına yönlendirme desteği verdi. Hastaların ev ve sağlık kuruluşları arasındaki nakli konusunda ise 528 kişiye hizmet verildi. Halk Sağlığı Merkezi ile birlikte hizmete giren Aile Sağlığı ve Eğitimi nde de 46 kişiye danışmanlık hizmeti verildi. Belediye nin diş hekimleri ise Çankaya Belediyesi nin gündüz bakımevleri ve etüt merkezlerinde eğitim alan 379 çocuğa ağız ve diş sağlığı hakkında eğitim verdi. Vatandaş ve toplum sağlığı konusunda denetimler yapan Belediye ekipleri, gelen 604 şikâyeti değerlendirmeye alarak denetim ve kontrolde bulundu. Gıda işletmesi, güzellik salonu, çöp ev ve çevre konusunda ise 935 denetim yapıldı. Ankara Valisi nden Elmadağ'a ziyaret Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin'i ziyaret etti. Belediye binasında Ankara Valisi Mehmet Kılıçları karşılayan Başkan Gazi Şahin görüşmede; İlçe genelinde yapılan çalışmalar, hizmetler, Kentsel Gelişim ve dönüşüm projeleri ve yeni yatırımlar hakkında da bilgiler aktarırken karşılıklı istişareler yapıldı. Başkan Gazi Şahin; Vali Kılıçlar'ın İlçe genelinde yapılan hizmet ve yapılacak olan yatırımlarla alakalı ilgi, alaka ve duyarlılığından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ziyaretin kendilerini onurlandırdığını belirten Başkan Gazi Şahin, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar a tezhip sanatının kaynağı olan ve çıkış tarihi 13.yüzyıllara dayanan münhani desenli bir tabloyu hediye takdiminde bulundu. Turizm'deki düşüş esnafı etkiledi Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ülkemizin yüksek turizm potansiyeli ve bölgenin güven veren ülkesi olması turistler için cazip kıldığını belirterek, Türkiye turizm açısından dünya üzerinde en önemli ülkeler arasındadır. Bölgemizin de en güvenilir ülkesi. Turist sayısındaki dönemsel düşüş esnafımızı kısa süreli olumsuz etkileyebilir ama Bayramdan sonra iç turizmin pik yapması her şey düzelecektir Çevre ülkelerden ülkemize gelen turist sayısının düşmemesi için önlemlerin alınmasını ve turizm çeşitliliğinin ön plana çıkarılması isteyen Palandöken, Geçen yıl 41 milyonu aşkın turist ülkemizi ziyaret etti. Bu yıl Haziran ayındaki genel seçim ve arkasından Ramazan ayının başlaması hareketliliği azaltmış gösterebilir ama bayramla beraber gelecek turistler ile iç turizmi de dahil ettiğimizde çok hareketlenecektir. Bayramda 7 milyon vatandaşımızın memleketlerine ve tatil yörelerine gideceği satılan biletlerden belli. Ek seferlerin konulması için uğraşılıyor. Artık turist sadece deniz, kum, güneş aramıyor. Ülkemizin turizm çeşitliliğini arttırmalı. Kültür turizmi, dağ turizmi, müthiş pistlerimizle kış turizmi, doğa ve su sporları, termal sağlık ve kongre turizmi gibi segmentleri de geliştirmeli ve tanıtmalıdır. Çünkü Türkiye hem coğrafi hem de tarihi değerler bakımından dünyanın gözbebeği konumundaki ülkelerin başında yer almaktadır. Ülkemize gelen turistler çevremizde yaşanan olumsuzların ülkemizle ilgisi olmadığını görerek mutlu bir şekilde ülkesine dönmektedir. diye Elmadağ'da 2015 yılı yaz Kur an kurslarında eğitime başlandı. Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı ve İlçe Müftülüğü işbirliği ile gerçekleştireln kurslarla ilgli açıklamada bulunan İlçe Müftüsü Metin Arcaklıoğlu; Kurslarımızın eğitime başlaması ile birlikte halkımızdan yoğun ilgi ve talep ile karşılaştık. Bazı camilerimizin öğrenci sayıları 60 ın üzerinde olmakla birlikte i aşkın öğrenci sayısına ulaştık. 58 cami, Kur an kurslarında ve ayrıca 4-6 yaş grubu çocuklar için 3 ayrı noktada da eğitimlerimiz 21 Ağustosa kadar devam edecektir. Kuran kurslarında eğitim gören öğrenciler İlçe Kaymakamı Resul Kır, Belediye Başkanı Gazi Şahin ve İlçe Müftüsü Metin Arcaklıoğlu tarafından ziyaret edildi. Belediye Başkanı Gazi Şahin; Kur an kurslarında görev alan tüm din gönüllülerine yaptıkları bu güzel hizmetten dolayı teşekkür ediyor, öğrencilerimize de başarılar diliyorum Alo Çevre Hattı ndan anında müdahale Sincan Belediyesi Alo Çevre Hattı ile vatandaştan gelen ihbarlara anında müdahale ediyor. Sincan Belediyesi tarafından sorunlara daha hızlı müdahale etmek için kurulan Alo Çevre Hattı da büyük ilgi görüyor. Vatandaş ile iletişimi kolaylaştırmayı da hedefleyen Sincan Belediyesi, gönüllü çevreciler ile Sincan ı tertemiz yapıyor. Vatandaştan gelen talep ve istekler içinde kullanılan Alo Çevre Hattı haftanın 7 günü hizmet sunuyor yi arayan vatandaşlar 500 ü tuşladıklarında direkt Alo Çevre Hattına bağlanıyor. Gelen istek ve şikayetlere anında müdahale eden temizlik ekipleri gönüllü çevreciler sayesinde ilçeyi pırıl pırıl yapıyor. Haftanın 7 günü sabah 8.00 akşam arasında hizmet veren Alo Çevre Hattına en çok inşaat atıklarının alınması ile ilgili talepler geliyor. İnşaat atıklarının alımı Belediye Meclisinin kararlaştırdığı tarife üzerinden ücretlendiriliyor. Daha Temiz Bir Sincan için çalışmalarını hızla sürdüren Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; Yaşadığımız yeri güzelleştirmek hepimizin elinde Bizler bilinçli ve duyarlı olursak çevremiz temiz kalır. O yüzden temizlik konusunda halkımızın bizlere verdiği destek çok önemli Alo Çevre Hattı ile de halkımızdan gelen taleplere çözüm arıyoruz. Halkımızda bu konuda bizleri yalnız bırakmıyor, duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.

5 ANKARA 9 Temmuz 2015 Perşembe 5 AK Parti Keçiören İlçe Başkanlığı Temmuz Ayı Danışma Meclisi Toplantısı yoğun katılımla gerçekleştirildi. Geri dönüşüm makineleri Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, hem sokak hayvanlarını besleyen hem de pet şişeleri geri dönüşüme kazandıran makineleri ilçe genelinde yaygınlaştırıyor. AK Parti Keçiören İlçe Danışma Meclisi'ni topladı ŞEBNEM ÜNAL- AK Parti Keçiören İlçe Başkanlığı Temmuz Ayı Danışma Meclisi toplantısı, öncesinde Halil İbrahim Sofrasında partililere iftar yemeği verildi. Toplantıya İl Başkan Vekili Edip Balcı, AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Av. Zafer Çoktan, A K Parti Ankara Milletvekilleri Lütfiye Selva Çam, Mahmut Sami Mallı, Nevzat Ceylan, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, AK Parti Keçiören Belediye Meclis Üyeleri, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Mahalle Başkanları, Ankara Milletvekili aday ve aday adayları, sandık başkanları, müşahitler ve parti mensupları katıldı. Seçim sonrası ilk danışma meclisi olması ve ramazan ayına den k gelmesi sebebiyle iftarla, danışma meclisi toplantısını bir arada gerçekleştirdiklerini ifade eden AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Av. Zafer Çoktan, Keçiören de yaptığımız çalışmalar karşılığını bulmuştur. Keçiören de yüzde 47 oy oranına ulaştık. Bu Yenimahalle'ye tarihinin en büyük yatırımı yapılacak Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Yeşilevler Özevler Mahallesi nde mahalle sakinleriyle iftar yaptı. Belediye hizmetleri hakkında da kısa bir bilgi veren Yaşar, Özevler mahallesi sakinlerine bir de müjde verdi. Yenimahalle Belediyesi nin tarihinde ilk defa 40 milyonluk bir proje için ihaleye çıktığını söyleyen Yaşar Gençlerimizin, çocuklarımızın, kadınlarımızın maksimum düzeyde yararlanabileceği, çok büyük ve kapsamlı bir pazar yeri ve sosyal tesis için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Karşıyaka Pazar Yeri ve Sosyal Tesisleri inşallah kısa bir süre içinde, Demetevler, Karşıyaka, Yeşilevler ve civardaki birçok mahallemizin ihtiyaçlarına cevap verecek Esat Aydoğan ve Cihat Ayaz ın okuduğu ilahilerle başlayan program, kuran tilaveti ile devam etti. İftar programına Yaşar ın yanı sıra Belediye Başkan Vekili Mehmet Kartal, Belediye Başkan Yardımcıları Erhan Aras, Yaşar Neslihanoğlu, birim müdürleri, belediye meclis üyeleri ve 500 e yakın mahalle sakini katıldı. Yaşar İslam ülkelerinde yaşanan olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ramazan ayının, sevgi, barış, kardeşlik ve paylaşma ayı olduğunun altını çizen Yaşar, bir an evvel savaşların son bulmasını diledi. Yenimahalle Belediyesi, 25 Mart Mahallesi SSK Blokları ndaki dönüşümde, burada yaşayan vatandaşların, mağdur olmaması için sorumluluk yüklendi. Projeyi üstlenecek firma ile vatandaş arasında aracı olan belediye, eskimiş konutların yıkılarak yerine yenilerinin yapılmasına öncülük edecek. Ayrıca daire sahiplerinin, yetersiz müteahhit firmalarca mağdur edilmesini önleyerek, projenin hızlı bir biçimde bitirilmesi için takipçi olacak. Ankara nın ve Yenimahalle nin en gözde yerleşim alanlarından olan 25 Mart Mahallesi ndeki SSK Blokları nın kaderi, Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi nde düzenlenen bir toplantıda masaya yatırıldı. Eskiyerek ekonomik başarıda teşkilatlarımızın özverili çalışmaları önemli rol oynadı. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim TBMM Başkanlığına Sivas Milletv ekili İsmet Yılmaz ın seçilmesinin milli iradenin Meclise yansıması açısından büyük önem arz ettiğini sözlerine ekleyen Av. Çoktan, Şimdi hükümet kurma çalışmalarına sıra gelmiştir. Halkımız sandıkta yaptığı tercih ile koalisyon hükümetini işaret etmiştir. Halkımızın tercihine herkesin saygı göstermesi gerekmektedir. AK Parti nin karşısında bir bloktan bahsederek, partimize verilen yüzde 41 oya yok sayma girişimleri demokratik bir tavır değildir. Kırmızı çizgiler çizerek bu ülkeyi hükümetsiz bırakan siyasi partilere halkımız sandıkta gereken cevabı verecektir ifadelerini kullandı. AK Parti olarak tekrar seçime de hazırlıklı olduklarını anlatan AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Çoktan, Ülkemiz maalesef son zamanlarda hak etmediği bir gerginliğin içerisine girdi. Böyle bir ortamda tüm siyasi partiler in ülkemizin ve insanlarımızın geleceği üzerinde uzlaşmaları toplumsal huzura, barışa katkı sağlayacaktır. Siyasi partilerin özellikle kişi hak ve hürriyetler konusunda uzlaşması çok önemli bir husustur. Uzlaşma kültürü demokrasinin olmazsa olmazıdır şeklinde Ramazan ayının hoşgörü ve sabır ayı olduğunu sözlerine ekleyen AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Av. Zafer Çoktan, Bu ayda uzlaşmak, barışm ak, saygı göstermek her zamankinden daha fazla anlam ifade ediyor. Sorun uzlaşma kültürümüzün olmayışı değil, aksine bu kültürden uzaklaştırılmamızdır. Anadolu topraklarında farklı medeniyetler kendisine yer buldu. Bu medeniyetler yüzyıllarca bir arada sorunsuz yaşadı. Osmanlı fetihler gerçekleştirdi, üç kıtaya yayıldı. Birbirinden tamamen farklı olan kültürleri bir arada barındırdı. Toplumları, insanl arı uzlaştırdı. Adaleti hâkim kıldı. Biz böyle bir kültürün devamıyız diyerek konuşmasını tamamladı. SSK Bolokları'nda kentsel dönüşüm ömrünü dolduran SSK Blokları nın kentsel dönüşüm projesi kapsamında yenilenmesiyle ilgili bir tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve Başkan Yardımcısı Yaşar Neslihanoğlu nun da hazır bulunduğu toplantıya daire sahipleri yoğun katılım gösterdi. Yaklaşık 1700 konutun yıkılmasıyla alanda hayata geçecek projenin, daire sahiplerine ayrıntılı slaytlar eşliğinde anlatıldığı toplantıda, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da bir konuşma yaparak hak sahiplerine seslendi. Yenimahalle Belediyesi nin projedeki tek amacının yüklenici firmaya karşı vatandaşın hakkını savunmak ve projenin bir an önce tamamlanması için işin takipçisi olmak olduğuna vurgu yapan Yaşar, Benim tek isteğim, burada yaşayan vatandaşların mağdur olmadan daha sağlıklı, daha güzel, sosyal donatı alanları olan, temiz evlerde yaşamasıdır. Ayrıca 25 Mart Mahallesi, Yenimahalle nin giriş kapılarından biri. Bir belediye başkanı olarak insanların Yenimahalle ye girdiklerinde prestij bir projeyle, şık binalarla karşılaşmasını, ilçemizin giriş kapısının güzel olmasını istiyoruz. Belediye olarak hedefimiz, sizin haklarınızı korumak ve ilçemize yakışan binaları Yenimahalle ye kazandırmaktır Bu alanda yeni yapılacak konutlara ilişkin örnek proje çalışmaları devam ederken, SSK Blokları nın olduğu alanda kurulacak tanıtım ofisinde, vatandaşlara gerekli teknik bilgi verilecek. Keçiören Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün başlattığı "Hem doğayı koru hem de sokak hayvanlarını" projesi kapsamında ilçeye yerleştirilen makineler Keçiörenlilerden büyük ilgi gördü. Başkan Ak, hem sokak hayvanlarını aç ve susuz kalmaktan koruyan hem de pet şişelerin toplanmasını sağlayan bu makinelerin sayısının artırılması talimatını verdi. İlçe genelinde hızla yayılan bu makineler atık pet şişe ile çalışıyor. Doğada çözünmesi 400 yılı bulan ve çevre kirliliğine sebep olan pet şişeleri geri dönüşüme kazandıran makineler, sokak hayvanları için de yemek ve su tedariği yapıyor. Makineye pet şişe atıldıktan sonra alt kısmında yer alan yemlik ve suluk bölümlerine otomatik olarak bir hayvanı besleyecek miktarda yem ve su iniyor. Yani bir pet şişeyi çöp yerine bu makineye atan vatandaş geri dönüşüm çalışmalarına destek vererek doğayı koruduğu gibi, sokaklarda açlık ve susuzluk çeken hayvanların beslenmesine de yardımcı oluyor. Keçiören Belediyesi nin başlattığı bu örnek proje için Başkan Mustafa Ak a teşekkür eden vatandaşlar, Pet şişeleri toplayan bu makineler bir taşla iki kuş vuruyor. Atık pet şişeleri geri dönüşüme kazandırırken aç ve susuz kalan sokak hayvanlarına da çare oluyoruz görüşünü dile getirdiler. Çevre dostu bu proje ile Ankara da yine bir ilke imza attıklarını vurgulayan Belediye Başkanı Mustafa Ak ise, Çevreye duyarlılık sosyal bir sorumluluktur. Çünkü çevre bize miras değil, korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken bir emanettir. Hem doğayı koru hem de sokak hayvanları projesi iki hayırlı işin aynı anda yapılmasını sağlıyor. Hem sokak hayvanlarını açlık ve susuzluk riskine karşı korumaya alıyor, hem de çevre kirliliğine neden olan pet şişeleri ekonomiye kazandırıyor mesajını verdi. Çakırlargücü, kupa sevincini Başkan Yaşar ile paylaştı Çakırlargücü Spor Kulübü Başkanı Mustafa Eryücel, yönetim kurulu ve sporcuları Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar'ı makamında ziyaret etti. Spora ve sporcuya verdiği desteklerinden dolayı Başkan Yaşar a teşekkürlerini sunan takım, Sezonu 3 üncü Grup Amatör Küme Şampiyonu olduklarını dile getirerek, kuruldukları sene kazanmış oldukları şampiyonluk kupasını Yaşar a hediye etti. Çakırlargücü nün şampiyonluğundan gurur duyduğunu belirten Yaşar, Tüm sporcularımızı tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını dilerim. Amatör kulüplere elimizden gelen desteği veriyoruz. Sizlerin başarısı bizleri gururlandırıyor. Vatandaşlarımızın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için spor çok önemli. Ben göreve geldiğimde 20 parkta koşu yolu ve spor aletleri yoktu. Şimdi ise 200 parkımızda koşu yolu ve spor aletleri var. Bu sayede yaşlılarımız ve gençlerimiz spor yapabiliyor. Özellikle gençler için spor, büyük önem taşıyor. Hem spor yaparak sağlıklarını koruyorlar hem de kötü alışkanlıklardan uzak duruyorlar Belediyelerin üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğine de değinen Başkan Yaşar, Belediyelerin görevi sadece yol yapmak, kaldırım yapmak, asfalt atmak ve park yapmak değildir, belediyeler asli görevlerinin dışında sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere de destek olmalıdır. Biz Yenimahalle ye 3 yüzme havuzu ve spor kompleksi kazandırdık. Kapalı Spor Salonu vaadimizi gerçekleştirmek içinde çalışmalarımız sürüyor. Sene sonunda ihaleye çıkacak. Hangi ilçede üç yüzme havuzu var. Çoğu ilin bile yok Amatör kulüpler içerisinde maddi açıdan en iyi durumda olan takım olduklarını dile getiren Eryücel de, Kendi tesisimizi kendimiz yaptık. Sporcularımızı en iyi şartlarda çalıştırıyoruz. Tüm masrafları kendimiz karşılayarak, amatör kulüplere 19 Mayıs Stadyumu içerisinde bulunan Ulus Kafeteryalarını hediye ettik.

6 6 ANKARA 9 Temmuz 2015 Perşembe Sanatçı vekil Mamak ta konser verdi Mamak Belediyesi nin, Başak Mahallesi Necip Fazıl Kültür Merkezi önünde gerçekleştirdiği iftarda 5 bin kişi aynı sofrada hep birlikte orucunu açtı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de iftarda Mamak ın konuğu oldu. Dostlukların pekiştiği, komşuluk ilişkilerinin geliştiği mahalle iftarında iftar vaktinden önce alana gelerek vatandaşların masalarını dolaşan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, vatandaşları selamladı. Geçtiğimiz Ramazan ayı nda Başak Mahallesi sakinlerine 4 bin kişilik cami müjdesi veren Akgül, caminin proje çalışmasının tamamlanarak, arsa tahsisinin yapıldığını ve önümüzdeki günlerde hafriyat çalışmalarına başlanacağının müjdesini verdi. İftar sonrası Ramazan etkinlikleri kapsamında Ak Parti 3.Bölge İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda sevilen sanatçı Uğur Işılak sahne aldı. Konuşmasına iftar daveti için Akgül e teşekkür ederek başlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek de, Mamak ın artık eski Mamak olmadığını kaydetti. Gökçek, Bir tarafta gençlik ve spor merkezi, diğer tarafta kültür merkezi. Mamak artık Ankara nın büyük ilçeleri arasında öne geçmiş durumda. Böyle tesisler her ilçede yok maalesef. Mamaklılara helal, hoş olsun 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti 3.bölgeden İstanbul Milletvekili seçilen halk ozanı ve ses sanatçısı Uğur Işılak, iftarın ardından sahne alarak, hayranlarına en sevilen şarkıları seslendirerek unutulmayacak bir Ramazan akşamı yaşattı. Konser alanını dolduran binlerce kişi hep bir ağızdan sevilen sanatçıya eşlik etti. Gelsen de bir gelmesen de, Tuna Nehri ve Sakarya Türküsü gibi popüler olmuş şarkılarını seslendiren Işılak, milletvekili olmasının ardından müzik ve albüm çalışmalarına devam edeceğini kaydederek, Hem dostunuzum, hem sanatkârınızım hem de artık 25.dönem Ak Parti milletvekili olarak huzurunuzdayım. Anadolu insanının olduğu her yerde bize ait değerlerin hamallığını yapmak bizim için en üst rütbeydi. Asıl olan millet, asil olan millet, vekâlet eden asıl olana tabidir. Biz de size tabiyiz. Hiçbir şey değişmeyecek. Sadece Ak partinin sanatçısı Uğur Işılak iftar sonrası konser verdi Mamak Belediyesi nin mahallelerin ortak yerleri belirlenerek binlerce Mamaklıyı aynı sofrada buluşturduğu mahalle iftarlarının bu kez adresi Ekin-Başak ve Bostancık Mahalleleri oldu. eski yoğunlukta sanat icra edemeyeceğiz. Hem vekil hem sanatçı olarak bu millete hizmet edeceğim Mamaklılarla kendisini buluşturduğu için Akgül e teşekkür eden Işılak, geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen Necip Fazıl Kültür Merkezi nin açılışında yine konser verdiğini belirterek, Büyük üstatların sadece şiirlerini okumakla yetinmemeliyiz. Onları toplumun her katmanında duyulacak hale getirmek boynumuzun borcudur. Bu vazifeyi de üstlenenler var. Necip Fazıl ı bu vesileyle hayırla yâd ediyoruz. Bu isimleri yaşatmak lazım. Bu kültür merkezine bu ismi düşünmesinden dolayı Mesut Akgül beyi tebrik ediyorum Konser sonrası sanatçıya çiçek veren Akgül, Sanat ve sanatçı deyince herkesin aklına gelen sanatçının sesinin güzel, yorumunun güzel olmasıdır. Oysaki asıl önemli olan sesinin ve yorumunun güzelliğinin yanında bu bayrağı, bu milleti, bu vatanı, dillendirmesi ve güzel ahlakıdır. Üstat, sanatı, duruşu ve fikirlerine bundan sonra siyaseti de ilave ederek bu millete hizmet edecek. Başarılarının devamını diliyorum Makyaj kurslarına yoğun ilgi Emek Mahallesi sakinleri Taşdelen i ziyaret etti Emek Mahallesi temsilcileri, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen i makamında ziyaret etti. Başkan Taşdelen Emek Mahallesi sakinleri adına Emek Mahallesi Muhtarı Kamer Gözaçık, Çağdaş Emek ve Bahçelievler Dayanışma Derneği Başkanı Rüştü Uzun, Emek Merkez Camii İmamı Hasan Akgümüş, Cami Yardımlaşma Derneği Başkanı Avni Köse, Dernek Başkan Yardımcısı Mustafa Caner, Güneyce Vakfı Başkanı Kamil Günaydın, Hamdullah Suphi İlkokulu Müdürü Mete Kızılkaya ve mahalle sakini Ahmet Saruhan la mahallede yapılanları ve yapılacakları Taşdelen, Çankaya Belediyesi nce Emek te yapılan cami düzenleme, renkli kaldırım ve asfalt yenileme gibi çalışmalardan dolayı teşekkür eden Muhtar Kamer Gözaçık a yeni muhtarlık binası inşasının yakında başlayacağının müjdesini verdi. Emek Merkez Camii Yardım Derneği Başkanı Avni Köse nin bu dönem Çankaya Belediyesi nce ibadethanelere yaptığı yardımları yakından takip ettiklerini belirterek bir önyargının yıkıldığını aktardı. Bugüne dek 5 caminin genel tadilatını gerçekleştirdiklerini bu yıl içerisinde 16 camide daha benzer çalışma yapacaklarını dile getiren Taşdelen, imarda cami alanı olarak belirlenmiş 35 arsayı da Diyanet İşleri Başkanlığı na devrettiklerini belirtti. Semtlerdeki sivil inisiyatiflerin taleplerini dikkate alarak çalıştıklarını söyleyen Taşdelen, Ortak akılla daha yaşanır bir kent için hep birlikte çalışacağız, Yaşar Kemal in adı Çankaya da yaşayacak Türk Edebiyatı nın unutulmaz yazarı Yaşar Kemal in adının verileceği 16 bin metrekarelik kent park için Çankaya Belediyesi, çalışmalarını hızlandırdı. TODAM dan çocuklu annelere özel kolaylık Çankaya Belediyesi Toplumsal Dayanışma Merkezleri nde çocuklarını bırakacak kimsesi olmayan annelere kolaylık sağlıyor. Çocuğu doğduktan sonra çalışma yaşamından kopan Ebru Seven, oturduğu mahallede bulunan 100. Yıl TODAM da açılan kurslarla kendisini yeniden iş yaşamına hazırlama kararı aldı. Çocuğunu bırakacak kimsesi olmadığı için kursları takip etmekte zorlanacağını belirten Seven e TODAM sorumluları ve öğretmenler kucak açtılar. Minik Orhan Aras ı dersler sırasında oyalayacak etkinlikler yaratabilecekleri söylendiğinde çok mutlu olan Ebru Seven, 10 hafta sürecek derslere 3 yaşındaki minik Orhan Aras la gelip gitmeye başladı. Konuşma çağındaki Aras bir yandan resim yaparken diğer yandan konuşmayı da öğreniyor. Anne Sevgi Yıldırım da çocuğuyla kursa gelenlerden. Sevgi Hanım ailesinde ya da yakın çevresinde işitme engelli birey olmamasına rağmen işaret dili eğitime katılmak istemiş. Sevgi Hanım ın ilkokul öğrencisi olan 9 yaşındaki kızı Burcu da evde yalnız kalamayacak yaşta olduğundan annesiyle kursa geldiğinin farkında. Annesinin anlatımlarıyla işaret dili eğitiminin önemini kavradığını ve kurstaki teyzelerle ablalardan gördüğü ilgiden memnun olan Burcu, kendi yaşına uygun kurslar açılırsa çok sevineceğini de belirtiyor. Cansu Parlak ise kursa tek başına gelen çocuklardan. İletişim becerilerini geliştirmek için internetten işaret dili eğitimi takip ettiğini söyleyen Cansu, mahallede kurs açılınca 100. Yıl TODAM a kayıt yaptırmış. Cansu, İşitme engelli bir arkadaşım ya da akrabam yok. Ama ileride karşılaştığımda iletişim kurmakta zorlanmak istemediğim için vaktim varken kursa geldim Çankaya Belediyesi Toplumsal Dayanışma Merkezleri nden Yüzüncü Yıl TODAM da açılan Temel Makyaj ve Sahne Makyajı kursu, 9 ay sürecek. Kursiyerlerin yoğun olarak ilgi gösterdiği kurslardan biri de Temel Makyaj ve Sahne Makyajı kursu. Çankaya Halk Eğitim Merkezi eğitmenlerinden Oya Kadriye Polat ın verdiği kursa, 17 kursiyer yeteneğini ortaya çıkarmak için başvuruda bulunmuş. Polat la birlikte ayna karşısına geçip makyajlarını yapan kadınlar; Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cumartesi olmak üzere günde 8 saat çalışarak başka bir dünyaya adım atıyorlar. Sahnede makyajı yaşatmak için öncelikle makyaj yapmayı sevmek gerektiğini söyleyen Oya Kadriye Polat, meslek lisesi resim bölümü mezunu ve mesleğin alaylılarından. Oyuncuların değiştiğini önemli olanın makyaj olduğunu da belirten Polat, özel kanallarda uzun yıllar makyaj işleri yaptığını ama Çankaya Belediyesi nin kursuna katılan ve plastik makyajı öğrenmek isteyen topluluğun kendisini oldukça heyecanlandırdığını sözlerine ekledi. Buradaki makyajın evlerinde yaptıkları makyajla birebir örtüşmese de benzerlikler taşıdığını söyleyen kursiyerler, 9 ay sürecek kurs sayesinde birer profesyonel makyaj ustası olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar. İnce Memed, Yer Demir Gök Bakır, Sarı Sıcak gibi unutulmaz eserleri ve siyasi kişiliğiyle yakın tarihe damgasını vuran Yaşar Kemal in adının yaşatılması için Yaşamkent te yapılması kararlaştırılan parkta, çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Bölgede bulunan 16 bin metrekarelik boş alana park yapılmasına, katılımcı belediyecilik ve vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde Çankaya Belediyesi nin fikirlerini aldığı Yaşamkentli vatandaşlar karar vermişti. Bu kararın ardından çalışmaları başlayan park, büyüklüğü, teknolojisi ve güzelliği ile örnek olacak nitelikte. Koşu yolları, çocuk oyun alanları, spor ve kondisyon alanlarını içinde barındıracak olan Yaşar Kemal Parkı nın 11 bin 928 metrekaresi yeşil alandan oluşacak. Park, 455 yapraklı, 500 ibreli ve 3 bin 720 çalıdan oluşan 5 bin 556 bitkiyle süslenecek. Etrafı duvar banklardan oluşan oturma birimleri ve özel tasarlanmış bir tören alanını da içinde barındıracak olan dev park, biyolojik göletiyle de ayrıca göz dolduracak. Yağmur sularını depolayan 55 tonluk özel bir deposu bulunacak parkta, otomatik sulama sistemi de kullanılacak. Altyapı çalışmaları aralıksız süren parkta biyolojik göletin perde duvarlarının betonu atıldı. Sert zemin arasını bağlayacak olan ahşap iskele ve köprünün demirleri monte edildi. Fitness alanları, bekçi kulübesi ve su deposunun betonu döküldü. Koşu yolu etrafı bordürleri döşenen parkta, elektrik direkleri montajı için kazı işlemleri de başladı. Park içi renkli asfalt yollar için yol kazısı ve blokaj serimi süren Yaşar Kemal Parkı nın su deposu

7 9 Temmuz 2015 Perşembe7 Yağışlar hububatta verimi olumsuz etkiledi Türkiye'nin özellikle batı bölgelerinde Haziran ayında etkili olan yağışların, ''kök çürüğü'' ve ''pas hastalığı''na yol açması nedeniyle hububat veriminde düşüş yaşandığı bildirildi. ESKİŞEHİR - SİNAN BALCIKOCA - Eskişehir Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçen yıl 19 milyon ton civarında gerçekleşen buğday üretiminin, bu yıl 22 milyon ton olarak beklendiğini söyledi. Geçen yıl ciddi kuraklık yaşandığını ve üretimin bir önceki yıla oranla düştüğünü belirten Şen, bu yılki verim a rtışını geçen yılla kıyaslamanın doğru olmayacağını kaydetti. Şen, Haziran ayındaki yağışlar nedeniyle hububat veriminde duraklama meydana geldiğini dile getirerek, "Adana ve Gaziantep bölgelerinde arpa ve buğdayda verim artışları çok güzel. Batı bölgelerinde ise son yağışlar nedeniyle ciddi verim düşüşleri gerçekleşti. Arpalarda kararma ve yatmalar meydana geldi. Kaliteyi de ürünü biçmeden bilemiyo ruz. Mayıs'ta beklediğimiz yağışlar Haziran'a kaydı. O yağışlar Mayıs ayında olsaydı hem verim artışı olacaktı hem de ürünlerimiz zarar görmeyecekti" diye İç ANAdOLu'dA 25 BİN üretici tarsim'e BAŞvuRdu İç Anadolu Bölgesi'nde buğday hasadının tam olarak başlamadığını dile getiren Şen, şunları kaydetti: "Aşırı yağışlar nedeniyle İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde başta olmak üzere, Türkiye'nin birçok ilinde başlıca tarım ürünle- ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI NDAN Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin gün ve 1147 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000, ölçekli nazım imar planı Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Resmi İlanlar Basın ( ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Sayı : İP /2015/(2542/1-16)/ Konu : İlan Çankaya İlçesi Barbaros Mahallesi 2542/1-16 ada/ parsellere ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin gün ve 1142 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ait pafta Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Resmi İlanlar Basın ( İLAN MAMAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR ve ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ İLÇEMİZ SINIRLARI İÇERİSİNDE YATIKMUSLUK MAHALLESİ NDE KAİN 51407/1, 51408/1, 2 VE 3, 51409/1, 51414/1, 51415/1 VE 51965/1 ADA VE PARSELLERİNİ KAPSAYAN 86054/1 NUMARALI PARSELASYON PLANI, TARİHİNDEN İTİBAREN 1 (BİR) AY SÜREYLE MÜDÜRİYET İLAN PANOSUNDA ASKIYA ÇIKARILMIŞTIR. İLGİLİLERE DUYURULUR. Resmi İlanlar Basın ( ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI NDAN Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin gün ve 1149 sayılı kararı ile onanan, Altındağ İlçesi, Kavaklı Mahallesi Yerleşik Alan ve Çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Resmi İlanlar Basın ( rinde zarar oluştu. Özellikle Ankara, Eskişehir, Konya, Kırıkkale, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Yozgat, Afyonkarahisar ve Çorum başta olmak üzere birçok ildeki ürünler aşırı yağış ve dolu nedeniyle zarar gördü. Yağmurun arkasından esen rüzgar buğdayları yatırmıştır. Sebzeler de bu yağış ve doludan çok etkilenmiştir. Özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde buğday ve arpa başta olmak üzere birçok ürün doludan dolayı adeta yok oldu. Şu ana kadar Tarım Sigortaları Havuzu'na (TAR- SİM) İç Anadolu Bölgesi'nde 25 bin üretici, dolu zararı nedeniyle başvurdu. Yine bu bölgede 79 ekip zarar çalışmaları yapmaktadır." Deriner Barajı kendi rekorunu kırdı ANKARA - Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen ve Türkiye'nin en yüksek barajı olma unvanını elinde bulunduran Deriner Barajı ve HES elektrik üretiminde kendi rekorunu kırdı. Deriner Barajı bugüne kadar bir aylık süreçte ürettiği en yüksek elektrik üretim miktarını geçerek, Haziran ayında 298 milyon kilovatsaat enerji üretti. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, Deriner Barajı ve HES Projesi, Aşağı Çoruh Havzası'nda, Artvin'de Çoruh Nehri üzerinde inşa edildi. Gövde yüksekliği temelden 249 metre olan Deriner Barajı'nın 1 milyar 969 milyon metreküp su depolama hacmi bulunuyor. Kurulu gücü 670 megavat olan Deriner Barajı yıllık 2 milyar 118 milyon kilovatsaat kapasiteyle enerji üretebiliyor. Diğer yandan çift eğrilikli beton kemer baraj tipinde inşa edilen Deriner Barajı, 249 metre gövde yüksekliği ile kendi sınıfında Türkiye'nin en yüksek, Avrupa'nın 3'üncü, dünyanın ise 6'ncı en yüksek barajı olma özelliğini taşıyor. T.C. ANKARA BATI 7. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/6436 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 07/06/ İhale Tarihi : 10/07/2015 günü, saat 10:30-10:35 arası. 2. İhale Tarihi : 31/07/2015 günü, saat 10:30-10:35 arası. İhale Yeri : Ankara Batı (Sincan) AdIiyesi mezat salonunda. Takdir Edilen No Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 % 18 06DM6653 Plakalı,2013 Model, PEUGEOT Marka, BİPPER VAN 1.3 HDI Tipli, 199A Motor No'lu, VF3AAFHZ0D Şasi No'lu, Dizel, Beyaz renkli. Ticari, sol arka camı kırık, sol camın üstü ezik, ön tampon kırık, yedek lastik yok, muhtelif yerlerinde çizikler mevcut, anahtar ve ruhsatı olmayan Panelvan Kamyonet. Resmi İlanlar Basın ( ŞENTEPE REKREASYON ALANINDA BULUNAN BELEDİYEMİZE AİT KURS YERLERİNİN TADİLATI VE İKİNCİ BAHAR YAŞAM MERKEZİ DÜZENLENMESİ YENİMAHALLE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ Şentepe Rekreasyon Alanında Bulunan Belediyemize Ait Kurs Yerlerinin Tadilatı ve İkinci Bahar Yaşam Merkezi Düzenlenmesi yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Yenimahalle Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü İstanbulyolu 8.km 204 Cadde No: 16 Macunköy YENİMAHALLE/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : fenisleri@yenimahalle.bel.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Şentepe Rekreasyon Alanında Bulunan Belediyemize Ait Kurs Yerlerinin Tadilatı ve İkinci Bahar Yaşam Merkezi Düzenlenmesi - 1 kalem Tadilat ve Yapım İşi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Yenimahalle Belediye Fen İşleri Müdürlüğünün belirlediği alanlar Yenimahalle / ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 45 (kırkbeş) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Yenimahalle Belediye Başkanlığı İvedik Cad.No Kat İhale Salonu Yenimahalle / ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. Resmi İlanlar Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 60 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: B. ÜST YAPI (Bina İşleri) III.Grup işler benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisliği veya Mimarlık Bölümleri 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 150 TRY (Türk Lirası) karşılığı Yenimahalle Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü İstanbulyolu 8.km 204 Cadde No:16 Macunköy Yenimahalle /ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Yenimahalle Belediye Başkanlığı İvedik Caddesi No:33 Kat 4 Oda İhale Odası Yenimahalle / ANKARAadresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 30 (otuz) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,00 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın (

8 89 Temmuz 2015 Perşembe EKONOMİ BURSA - SERGEN SEZGİN / CEM ŞAN - Elektronikçi Mehmet Mert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 9 yıl ilçedeki başka şirketlerde, aynı alanda çalıştıktan sonra geçen sene kendi işyerini açtığını söyledi. Çanak antensiz, LNB'siz, kablosuz, internetsiz bir cihaz için geçen yıldan bu yana bir arkadaşıyla sürekli denemeler yaptığını ve sonuçta başarılı olduğunu belirten Mert, "Öncelikle kablosuz bir uydu olarak, çanak ile LNB arasındaki kabloyu kaldırdık. Sonrasında daha da uğraşarak cihazı bu durumlara getirdik. Yaptığımız bu buluşla artık LNB ve çanak anteni ortadan kaldırarak, direkt olarak yayın alabileceğimiz bir cihaz oluşturduk" ifadesini kullandı. Mert bu cihazın, HD olarak adlandırılan yüksek çözünürlüklü yayınları da alabildiğini dile getirdi. Bunun her yerde kullanılabileceğini vurgulayan Mert, şunları kaydetti: "Diyelim ki insanlar kampa gitti ve çadır kurdu. Daha sonrasında jeneratör sistemiyle elektriklerini alıp oradan yayın alabilecekler. Cihazımız, çalışma prensibiyle örnek verecek ANKARA - RECEP DEMİR - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, kurumsallaşmak ve markalaşmak isteyen KOBİ'ler için hazırlanan programların ilk çağrısının sonuçlandığını belirterek, bu kapsamda desteklenmesine karar verilen 902 projeye KOSGEB olarak 45,4 milyon lira destek vereceklerini bildirdi. olursak GPS mantığına benzer bir çalışma sistemiyle, direkt uydu üzerinden bağlantı sağlıyor. İçinde çanağın görevini görecek bazı ayarlamalar ve düzenlemeler de yapılıyor. Bu cihazın içinde çanak, LNB kablosu gibi gereken her şey mevcut. Sadece elektrik prizi ve görüntü için çıkış mevcut. Cihazın üzerinde çanak anten takmak için giriş bulunmuyor. Bunun için kendimiz bir yazılım geliştirdik. Yerli Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KOBİ Proje Destek Programı kapsamında iki önemli başlıkta çağrıya çıktıklarını hatırlattı. Kurumsallaşmak ve markalaşmak isteyen KOBİ'ler için hazırlanılan programların ilk çağrısının sonuçlandığını ifade eden Işık, kurumsallaşma başlığında bin 559, markalaşma başlığında ise 786 olmak üzere toplam 2 Bursa'nın İznik ilçesinde, elektronik işiyle uğraşan bir esnaf ve arkadaşı tarafından çanak anten, LNB, internet bağlantısı olmadan üretilen uydu cihazı sayesinde, kanalları izleyebilmek için sadece televizyon ve elektrik bulunması yeterli oluyor. Çanak antensiz ve internetsiz ve yabancı tüm kanallar izlenebiliyor. Çevremizdekilere konudan bahsettiğimiz zaman şaşırıp kalıyorlar. 'Böyle bir şey olmaz' diyorlar ama oluyor. Yaptık ve böyle bir şey oluyormuş, gördük." PATENTİNİ ALıP SERİ üretime GEçECEKLER Mert, söz konusu cihazı görenlerden bazılarının, bunu internetle çalışan uydu sistemleriyle karıştırdığını anlattı. Kesinlikle internete bağlı bir cihaz olmadığını ifade eden Mert, "Cihazımız tamamen kendi geliştirdiğimiz değişik bir yöntemle çalışıyor. Buna benzer bir ürün şu ana kadar üretilmedi. Ayrıca çok düşük maliyetlerle üretebileceğimizin araştırmasını da yaptık. Bu ürünün patent anlaşması başvurusunda bulunduk. Yakında patenti çıkacak ve sonrasında seri üretime geçeceğiz" diye Mehmet Mert, seri üretime başladıktan sonra bu cihazı televizyonun içine monte etme ya da kalem pil boyutunda küçültme gibi projelerinin de bulunduğunu, satış fiyatının ise lira olabileceğini sözlerine ekledi. Marka olacak KOBİ'lere 45,4 milyon liralık destek bin 345 proje başvurusu alındığını kaydetti. Yapılan ön değerlendirme sonucunda, 2 bin 345 projenin bin 20'sinin 50 ve üzeri puan alarak Kurul değerlendirme aşamasına geçtiğini aktaran Işık, yapılan çalışma sonunda 902 projenin desteklenmesine karar verildiğini bildirdi. Yunanistan'a " " can simidi İSTANBUL - Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ekonomik krizle boğuşan Yunanistan'a lojistik alanında iş birliği teklifinde bulundu. Yunanistan yönetimi Türk nakliyecilerinin çağrısını dinlerse, Bulgaristan'ın Türk tırlarından elde ettiği yıllık 400 milyon avroluk gelire talip olacak. UND'den yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan'da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin desteklediği "Hayır" oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu krizin devam ettiği belirtildi. UND, "Yeni bir İpek Yolu Yaratalım" sloganıyla yaptığı çağrıda, Çin'den başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa'ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdi. UND çağrısında, bu adımın bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı, her iki ülkenin ticaret hacimlerinde canlanma imkanı sağlayacağı kaydedildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin Yunanistan'a 2014 yılı itibarıyla 1,5 milyar dolarlık ihracatı, 4 milyar dolarlık ithalatının bulunduğunu belirtti. İş birliğinin win-win esasına dayanacağına dikkati çeken Şener, şu ifadeleri kullandı: "Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil aynı zamanda Türkiye de önemli kazanç elde edebilir. Avrupa Birliği, Yunanistan'ın yollarına 6 milyar avro yatırım yaptı, ancak asıl mesele bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalıdır. Türkiye'den, Bulgaristan'dan her gün 750 araç çıkarılırken Yunanistan tarafından araç çıkabiliyor. İpsala'nın Türkiye tarafında 136, Yunanistan tarafında ise 31 personel çalışıyor. Bulgaristan, Türkiye'nin ihracat taşınması ve geçişlerinden yıllık milyon avro gelir elde ediyor. Bu parayı Yunanistan da kazanabilir." Yunanistan'da yaşanan ekonomik kriz yüzünden, Türkiye-Yunanistan sınır kapısında yaşanan sorunlara da değinen Şener, "Yunanistan ile yaptığımız müzakereler sonucunda Yunanistan vize başvurularında, tır şoförleri için gereksiz olan davetiye şartını kaldırdı. Bunlar güzel gelişmeler ancak özellikle İpsala kapısının kapasitesi artırılır ve araçlar rahat geçebilirse Avrupa trafiğinin bir kısmı Yunanistan'ı doğrudan geçip, Adriyatik'teki Ro-Ro'lara binip İtalya'ya geçmek suretiyle ticareti gerçekleştirebilir. Böylece Yunanistan önemli paralar kazanabilir" diye Fatih Şener ayrıca; "Avrupa ve Asya arasında birçok güzergah çiziliyor. Türkiye bu güzergahların bazılarında yer alırken Yunanistan Çin'e kadar uzanan bu güzergahlardan hiç birinde yer almıyor. Yunanistan ve Türkiye Kipu ve İpsala kapılarını iyileştirirse buradan geçen trafik Yunanistan'a ciddi bir lojistik gelir sağlar. Bulgaristan yılda yaklaşık 400 bin araçlık trafiğiyle bu konuda iyi bir örnek ve onu model almak, Yunanistan'a ciddi gelir getirir" görüşünü savundu. Türkiye'nin Ege limanlarındaki yıllık 92 milyar dolarlık ticaret hacmine dikkati çeken Fatih Şener, Ege'den Yunanistan'a ulaşacak Ro-Ro hatları konusunda ortak projeler geliştirilmesinin iki ülke dış ticaretine ivme sağlayacağını aktardı. Şener yorumlarına şöyle devam etti: "Yunanistan'ın transit geçişi kolaylaştırarak, Selanik ve Lavrion gibi limanlarına Ro-Ro gemilerinin yanaşmasını sağlaması durumunda lojistik maliyetler önemli oranda düşecektir. Söz konusu limanlarda yaşanacak trafik, hem o alana gelir bırakacak hem de bu güzergahı kullanan araçlar aynı zamanda Yunan ticaret mallarının hızlı ekonomik şartlarda taşınmasına imkan verecek. MKE KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENİŞ ALAN AĞI (WAN) MPLS VPN DEVRE HİZMETİ ALIMI MAKİNA VE KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Resmi İlanlar MKE KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENİŞ ALAN AĞI (WAN) MPLS VPN DEVRE HİZMETİ ALIMI hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : DEGOL CAD ANADOLU MEYDANI (TANDOĞAN) /ANKARA YENİMAHALLE/ ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : mkekikm@mkek.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : MKE Kurumu Genel Müdürlüğü ile Fabrika/İşletmeleri (18 adet) arasında güvenli veri iletişimini sağlamak üzere çok noktadan çok noktaya MPLS VPN devrelerin tesisi ile tesis edilen devrelerin kesintisiz işletimi için 3 yıl süreli hizmet alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü ile teknik şartnamede ayrıntısı yer alan Fabrika ve İşletmeleri c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 36(otuzaltı) aydır 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü, İkmal Dairesi Başkanlığı Anadolu Meydanı (Tandoğan)/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ait belgeler ve kapasite raporu: -Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan alınmış olan Altyapı İşletmeciliği Lisansı'nın sunulması gereklidir Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya özel sektörde ihale konusu hizmet veya hizmetin bölümleriyle nitelik ve büyüklük bakımından benzerlik gösteren İnternet Erişimi Hizmeti, Sanal Ağ Kurulumu ve Sunucu Sağlama Hizmetleri benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 70 TRY (Türk Lirası)karşılığı Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü, İkmal Dairesi Başkanlığı İç Alım Şubesi Müdürlüğü Anadolu Meydanı (Tandoğan)/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü, İkmal Dairesi Başkanlığı Haberleşme Servisi 4.Kat 412 Nolu Oda Anadolu Meydanı (Tandoğan)/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın (

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN ANKARA KULÜBÜ VE ÇALIŞMALARI Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün direktifleriyle 1932 yılında kurulan ve 81 yıllık köklü tarihiyle Ankara nın ve hatta Türkiye nin ilk derneklerinden biri olan Ankara Kulübü; Ankara nın maddi ve kültürel her türlü mirasını koruyup geliştirmeyi görev bilen, Ankara nın ve Ankaralıların güncel sorunlarının güncel sorunlarının da yakın takipçisi olma gibi büyük ve önemli bir sorumluluğu yüklenmiştir. Ankara Kulübü; Ankara nın kültürü, tarihi, gelenekleri ve kent kimliği ile Seymenlik geleneğine ilişkin değerlerin araştırılması, yaşatılması, aslına uygun olarak korunması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi alanlarında çalışmalar yapmaktadır. Ankara, Ankaralılık, Başkentlilik bir Cumhuriyet kültürüdür. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti dir ve Ankara dır. Bu nedenle, Ankara Kulübü; genel anlamda kentlilik, özel anlamda ise Ankaralılık, Başkentlilik bilincinin geliştirilmesi yönünde misyon üstlenmiştir. Bu misyonu daha da genişleterek; Mustafa Kemal Atatürk ün Ankara ya milli mücadelenin karargâhı ve Cumhuriyetin başkenti seçtiğini Türk halkına unutturmamayı bir görev bilmiştir. Ayrıca; Ankara kültür ve geleneğinin yaşatılması için öncü rol oynamak; Ankara nın mimarî, sanatı ve bilimiyle, ekonomisiyle, sosyal ve kültürel yaşamıyla çağdaş bir başkent olabilmesi yönünde çalışmalar yapmaktadır. Ankara ve Ankaralıların sorunlarını ilgili mercilere duyurmak, kamuoyunu da bilgilendirmek görevleri arasındadır. Ülke genelindeki konularda da Ankaralıların görüşlerini kamuoyuna duyurmayı da üstlenmiştir. Bilindiği gibi, büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara ya gelmişlerdir. Onu tüm coşkuyla karşılayan halkın yanında, Seymenler de Kızılca Gün ilan ettikleri bu gün, Seymen düzülmesi geleneği çerçevesinde milli mücadeleye manen ve madden katılmışlardır. Bu ruhun kalplerde daim devam etmesini, özelde Ankaralılar, genelde Türk halkı olarak birlik ve dayanışmayı güçlendirmeyi amaç haline getirmişlerdir. Bütün bu misyon, amaç ve gayretlerin yanında Ankara Kulübü; Cumhuriyetin temellerinin üzerine oturduğu ana ilkeleri benimseyen tüm siyasi görüşlere eşit mesafede bulunmakta ve bu konuda tarafsız olmaktadır. Ankara Kulübü Derneği tarihinde 90/1009 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kamuya yararlı dernek olarak kabul edilmiştir. Büyük Atatürk ün direktifleriyle kurulan Ankara Kulübünün kurucuları arasında çok saygın kişiler yer almıştır. Bunlardan bazıları şunlardır: Hasan Fehmi Yağcı, Fuad Börekçi, Hıfzı Oğuz Bekata, Mehdi Mıhçıoğlu, Mithat Yağcıoğlu, Muhlis Bayramoğlu, Sabri Bulgurlu, Vehbi Koç, Ahmet Kâzım Mıhçıoğlu, Sabit Kocabeyoğlu vb. 32 kişi. Kurulduğundan beri şu kişiler çeşitli zamanlarda Ankara Kulübü Başkanlığı yapmışlardır: A. Kemal Göktan, Abdurrahman Oğultürk, Ahmet Çavuşoğlu, Atıf Benderlioğlu, Cemal Okur, Bülent Kalıpçı, Fuad Börekçi, İ. Hakkı Elmadağlı, Ahmet Kâzım Mıhçıoğlu, M. İhsan İlhan, Mahir Mavioğlu, O. Nuri Kalecik, Sami Bağlum. Şu andaki Genel Başkan Dr. Metin Özaslan dır. Genel Başkan diyorum çünkü, Ankara Kulübü nün Gölbaşı ve Mamak şubeleri de mevcuttur. Bu sebeple tüzük gereği Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Başkan unvanını almaktadır. Seymen çalışmalarına küçük yaşlarda başlayan Dr. Metin Özaslan ın ailesi de Seymen geleneğine sahip bir ailedir. Sayın Özaslan, Ankara Seymen geleneğinin aslına uygun bir şekilde devam etmesi konusunda gayretli çalışmalar içindedir. Ayrıca Ankara türkülerinin yozlaşmaması konusunda hem Ankara Kulübü olarak, hem de kişisel olarak çalışmalarına kesintisiz devam etmektedir. Ankara nın başkent oluşunun 90. yılı dolayısıyla, Ankara Kulübü 2013 yılı içinde çok geniş ve önemli etkinlikler yaptı Ekim 2013 tarihleri arasında Nazım Hikmet Kültür Kongre ve Sanat Merkezinde I. Büyük Ankara Kurultayı nı gerçekleştirdi. Yüzden fazla araştırmacı ve bilim adamının katıldığı bu muazzam kurultay, holding medyası tarafından görülmedi, haber bile yapılmadı Ekim 2013 tarihleri arasında Ankara Seymenleri Fotoğraf Sergisi açıldı. Ankaralılar bu sergiyi büyük beğeni ile izlediler. İlk defa Ankara nın Başkent Oluşunun 90. Yıl Dönümü vesilesiyle Başkent Ankara ya Değer Katanlar/Hizmet Edenler Ödülü verildi. 10 kişi ödüle layık bulundu. Bu ödüller şunlardır: 1. Ankara Markası Alanı nda Prof. Dr. Mehmet Haberal a, 2. Sanat Alanı nda Prof. Dr. Adnan Turani ye, 3. Yazılı Basın-Gazetecilik Alanı nda Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu ya, 4. Eğitim-Bilim-Yayın Alanı nda Dr. Deniz Karaman a, 5. Başarılı Sivil Toplum Kurumu Alanı nda Restorasyon Uzmanları Derneği Başkanı Semra Ener e, 6. Ankara Mekânı Alanı nda Taner Bekçioğlu na, 7. Fotoğrafçılık Alanı nda Uğur Kavas a, 8. Spor Alanı nda Sabah Gazetesi Spor Yazarı Ali Öcal a, 9. Kültür Alanı nda Hayrettin İvgin e 10. Sponsorluk Alanı nda Cihat Kırıkçı ya verilmiştir. Ödül dağıtımı 13 Ekim 2013 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Resim-Heykel Müzesi (Türk Ocağı) sahnesinde yapılan bir törenle gerçekleştirildi. Aynı gece, bu sahnede Seymenler, Ankara oyunlarını sergilediler, Ankara türkülerini seslendirdiler. Gecede Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Müziği Korosu Ses Sanatçısı Yıldız Çam da hem Ankara türkülerini hem de Büyük Atatürk ün sevdiği türküleri seslendirerek seyircilere doyumsuz anlar yaşattı. Ankara Kulübü Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan ın imzasıyla verilen Seymen heykelciği ödülünün plakasında şunlar yazılıdır: Sayın Hayrettin İVGİN Başkent Ankara ya Kültür Çalışmaları Alanında yapmış olduğunuz eşsiz hizmet ve katkılardan dolayı Ankaralılar olarak teşekkür ederiz. Ankara Kulübü bugün kendilerine tahsis edilen Abidinpaşa Köşkü nde hizmet vermektedir. Ankara Kulübü ne ait yeni bina inşaatı, Ankara nın Yenimahalle semti içinde devam etmektedir m2 lik alana inşa edilen bina bitince; salonları (düğün, kokteyl, sergi vb.), restoranı, lokali, çalışma ofisleri ile yüz ağartıcı bir mekâna kavuşmuş olacaklardır. Atatürk ün mirasını büyük bir özveriyle koruyan Ankara Kulübü nün Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerini, çalışanlarını ve emek verenlerini kutluyoruz. İSTANBUL - Yaşamı ve kariyerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan sanatçı, çocukluğunda Lübnan'da yaşanan savaşın kendisini etkilediğini söyledi. "Savaş çocuğu" olarak, birçok farklı ülkeyi gezdiğini, çocukluğunun büyük bölümünün Lübnan ile Abu Dhabi, Yunanistan ve Kuveyt arasında geçtiğini ve savaş sona erdikten sonra Lübnan'a geri döndüğünü ifade eden Hamdan, şunları anlattı: "Küçük yaşlardan i tibaren şarkı söylemek hayallerimi süslüyordu ancak bu gizliydi. Çünkü utangaç bir çocuktum. Dışa dönük değil, içe kapalıydım. Vahşi bir kedi gibiydim. Müzik, duygularımı dışa vurmamı ve diğer her şeyle bağ kurmamı sağlıyordu. Fakat müzisyen olmayı hiç planlamıyordum. Etrafımda bunu mümkün kılacak hiçbir şey yoktu. Ailemde müzisyen yoktu. Soapkills Grubu'nu kurduğumda etrafımda müzik yoktu. Underground müzi k yoktu. Konser alanı yoktu. Profesyoneller yoktu. Hiçbir şey yoktu. Bir şekilde her şeyi doğaçlama yaptık." Hamdan, 16 yaşındayken şarkı söylemeye başladığını ancak 23 yaşında profesyonel olarak bu işi yapmaya karar verdiğini dile getirerek, "Yaşamımda asıl istediğimin bu olduğuna karar verdim. Daha öncesinde benim için hobi ve hatta eğlenceydi. Fakat bir süre sonra MERSİN - Mersin'in Tarsus ilçesinde öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın babası Mehmet Aslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından devlet sanatçısı olarak görevlendirildikten sonra ilk konserini, kızı Özgecan için verdi. Mehmet Aslan, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 2. Geleneksel Ramazan Etkinlikleri kapsamında kızının adının verildiği Özgecan Aslan Meydanı'nda sahne aldı. Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun, Tasavvuf Müzigi Konseri'nde solistlik yapan Aslan, birçok ilahiyi seslendirdikten sonra kızı Özgecan için yazdığı şiiri de okudu. Konserin ardından gazetecilere açıklama yapan Aslan, ramazan ayı dolayısıyla ilk kez sahne aldığını, çok mutlu ve hüzünlü olduğunu söyledi. Daha önceden de Türk musikisiyle ilgilendiğini anlatan Aslan, "İlk kez, kızımın adının verildiği alanda sahne aldım. Sayın Cumhurbaşkanımızın emriyle devlet korosunda görevlendirildim. Çok mutluyum ve hüzünlüyüm. Kızım için bir ay önce şiir yazmıştım onu da seslendirdim. Başka şiirler de var. Onları da diğer konserlerde seslendireceğim" Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve müzik yapmak, hayatım ve geleceğim i çin vazgeçilmez oldu" Hamdan, seçtiği meslek nedeniyle ilk başlarda babasının bir nebze kendisine destek olduğunu ancak annesinin endişe duyduğunu söyledi. İnsanların yaptığı müziği bilmediğini vurgulayan Hamdan, şunları anlattı: "İnsanlar underground müziği bilmiyordu. Annem için, kayıp bir çocuktum. Ayrıca bir kadındım ve eğer kadınsanız, aileniz geleceğiniz için endişelenir. Daha iyi olmanızı ve Turizm Dairesi Başkanı Aşkın Günay da büyükşehir belediyesinin ramazan etkinlikleri kapsamında 30 günlük bir program düzenlediklerini söyledi. Her gün değerli sanatçılarının konser verdiğini belirten Günay, şöyle konuştu: "Her gün Özgecan Aslan Meydanı'nda 10 bin kişiyi ağırlıyoruz. Mersinliler iftarın ardından birbirinden farklı ramazan etkinlikleriyle hoşça vakit geçiriyorlar. Biz 'Türkiye ramazanı bu yıl Mersin'den takip ediyor' sloganıyla yola çıktık. Bu meydanda Özgecan Aslan kızımızın babası Mehmet Aslan'ın ilk kez sahne almasıyla gerçekten Mersin halkının burada kaynaşmasına yönelik önemli bir mesaj verildi. Mersinliler artık her yıl düzenlenecek bu tür etkinliklerle ramazan heyecanını yaşayacak. Mehmet Aslan da burada Kültür ve Turizm Bakanlığı Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Korosu solisti olarak tasavvuf müziğinden örnekler seslendirdi. Kendisi daha önce de Mersin Türk Sanat Müziği Derneği gibi yerlerde faaliyetlerini sürdürmekteydi. Kendisini bu sahnede görmekten büyük mutluluk duyduk." Konuşmaların ardından Mersin Valiliği yetkililerince Aslan'a çiçek ve plaket verildi. Konseri, Özgecan Aslan'ın annesi Songül, ablası Beste ve kardeşi Barış Ali de izledi. daha kolay bir yaşamınız olmasını ister. Belki bir eş, bir araba, belki de bir hizmetçi. Lübnan'da burjuva kültürü ve zihniyeti mevcut. Ben, bazı gelenekleri yıktım. Belli bir yaşa gelince evleneceksin, çocuğun olacak. Para harcayacaksın ve belki bazen para kazanacaksın. Bunlar benim seçtiğim şeyler değildi." Yasemin Hamdan, anne ve babasının ailelerinin Türk asıllı olduğunu aktardı. Aile fertleri ara sında Türk ismine sahip çok sayıda kişi bulunduğunu aktaran sanatçı, annesinin adının 9 Temmuz 2015 Perşembe9 Lübnanlı sanatçı Hamdan: Müzik, her şeyle bağ kurmamı sağladı Ramazanda Caz Festivali kapsamında konser vermek üzere İstanbul'a gelen Lübnanlı şarkıcı ve söz yazarı Yasmine Hamdan, çocukluğunda içine kapanık olduğunu belirterek, "Müzik, duygularımı dışa vurmamı ve diğer her şeyle bağ kurmamı sağlıyordu" Ayfer, bir başka akrabasının isminin ise Yıldız olduğunu ifade etti. Hamdan, yılda bir ya da iki kez ziyaret ettiği Türkiye'ye ve İstanbul'a daha sık gelmek istediğini belirterek, şöyle konuştu: "İstanbul'u seviyorum. İstanbul'a ne zaman gelsem, hava hep harika oluyor. Kışın nasıl olduğunu bilmiyorum ama denizi ve güneşini seviyorum. Yemekleri ve gençlerin yaydığı titreşimi seviyorum. Benim geldiğim yere çok benziyor. Bazı yerler Lübnan ve Beyrut'la neredeyse aynı. Burası daha büyük ve daha karışık. Ne kadar genç bir nüfus olduğunu görmek de çok şaşırtıcı. Dışarıda çok büyük bir enerji var, tıpkı hiperaktif bir ülke gibi. Belki de ben sadece gençlerin gezdiği yerlerde, turistik bölgelerde geziyorum diye böyle hissetmişimdi r." Hamdan, Türk müziğini de sevdiğini, Lübnan ve Türk müziği arasında benzerlikler olduğuna değinerek, "Türk müzisyenleri muhteşem. Teknik ve yorumlamaları gerçekten harika. Konserlerimden birinde, Türk bir genç kız, ud sesine olan ilgimi bildiğinden, bana ud hediye etti. Ud sesini dinlemek, oldukça büyüleyiciydi" ifadelerini kullandı. Sanatçının Uniq İstanbul Açıkhava Sahnesi'nde yalın ayak verdiği konse r, izleyicilerin büyük ilgisini gördü. Baba Mehmet Aslan, kızı Özgecan için konser verdi MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER ÖZLEMEK BİR NİMET; ÖZLEYEBİLMEK BİR LÜTUF... Sabır; vuslat ağacının en besleyici meyvesi... Onun olgunlaşmasını bekleyen âşık için vuslat; hasret dağının ardında gizli. Efsununu aşikâr eden maşuğunu ifşa eder... oysa sevgili denen vakıa hâl içindeki hâlde saklı değil midir? Hâller içindeki hâllere; allar içindeki allara ve aşk ağacının dallarına vurgunum Takılmışım aşk ağına; mahşere dek ıstırabı kardeş bellemişim gönlüme. Ay a benziyor içim; bir tarafım beyaz, diğer tarafım karanlık. Bitmeyecek hasretim dünyada bitmeyecek işte... Aşkın tamamı hasret lakin vuslatın hayali bile beni avutmaya yetiyor belki de Gerçeğin gerçeğine; rüyanın gündüzüne ve aşkın hüznüne âşığım. Yâr demek, hâr demek; aşkta ateş, bahar demek ve özlemek, devamlı özlemek... Aşkı aşk; beni bambaşka yapan mütemadiyen özlemek ve de hiç doyamamak Özlemek bir nimet; özleyebilmek bir lütuf... Âşık rüzgârgülüne benzer; maşuksa rüzgâra... Hayale söz geçirmek mümkün değildir aşkta ve hayallerle nefes alıyorsa bir insan, mahşer hiç de uzak değildir ona... Selam olsun vuslatı mahşere erteleyenlere; selam olsun dünyada mahşerine sevda yaşayanlara... Beklemek sevdanın kaderi; beklemek aşkta kemâlin diğer adı Ne kadar bekleyeceğini bilememek içimizi acıtan ama sonunda özlemin mükâfatı vuslata erme ümidimiz değil mi? Bizi ayakta tutan hayalin gerçeğe dönüşeceği o günü hasretle beklemek değil mi? Hasret diyarında; hasretin içindeki hasrete mahkûm yaşayan gönül; ancak vuslatın hayaliyle nefes alır... Bir lahzalık ömürden geriye, yaşanan güzel ânlar, hatıralar, aşka dâir yazılanlar ve sadece aşk kalır. Unutmayalım ki, demirleri hasretle örülmüş bu dünya zindanının mahşer adlı bir de sabahı var. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Gözlerine sevdalı, ellerine hasretim. Senden gayrısı yalan sensiz kalırım yetim. Şükürle dua ile Rabbime teslimim ben Mahşere çok olsa da yıkılmaz ki gayretim.

10 10 9 Temmuz 2015 Perşembe SAĞLIK Obezite hastalarına mide küçültme ameliyatı uyarısı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, "Ameliyatın başarı ile tamamlanması demek, kilo vermenin başarı ile sonuçlanması anlamı taşımaz. Hasta geçirdiği operasyon sonrası yapılan önerilere uymalı ve yeni bir yemek yeme düzenine hazır olmalıdır" ANKARA - Prof. Dr. Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de özellikle son yıllarda ciddi artış gösteren obezite hastalarının yarıdan fazlasının morbid obez (vücut kitle endeksi 40'ın üzerinde) olması nedeniyle ameliyata gereksinim duyduklarını söyledi. Aynı zamanda Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı da olan Ersoy, "Kilo vermek için her şeyi yapıp kilo veremeyen hastaların tercih edecekleri ameliyat yöntemi çok önemlidir. Ameliyatta seçilecek yöntem, öncelikle 'laparoskopik' yani kapalı yöntem olmalı ancak ameliyat sırasında bir problem olursa veya daha önce geçirdiği operasyonlar laparoskopik operasyona engel oluşturuyorsa 'açık' operasyon tercih edilmelidir" diye Hastanın beslenme alışkanlığının operasyon seçimini etkileyen bir faktör olduğunu söyleyen Ersoy, "Eğer hasta, tatlı besinler tüketme alışkanlığı yoğun KIRIKKALE - Kırıkkale Üniversitesi (KÜ) İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi D oç. Dr. İsmail Hakkı Kalkan (sağda), yaz aylarına denk gelen ramazanda uzun süre aç kalındıktan sonra iftarda fazla miktarda ve hızlı yemek yenilmesi, sigara ve gazlı içeceklerin tüketilmesinin reflü şikayetinde artışa neden olduğunu bildirdi. Kalkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, reflünün, en sık görülen sindirim sistemi hastalıklarından biri olduğunu söyledi. Ramazan ayının yaz aylarına denk gelm e- si nedeniyle aç kalma süresinin uzadığına dikkati çeken Kalkan, "Uzun süre aç kalındıktan sonra iftarda fazla miktarda ve hızlı yemek yenilmesi, sigara ve gazlı içeceklerin tüketilmesi reflü şikayetinde artışa neden oluyor" Tiryakilerin uzun süren sigarasızlığın ardından iftar sonrasında hemen sigara içmelerinin de reflüyü artırdığına değinen Kalkan, şöyle konuştu: "Sigara içilmesi iftarda çok sık rastlanılan bir olay. Hemen sigarayla iftarını yapanlar bile var. Sigara yemek borusuyla mide arasında, alt özofagus sfinkteri (mide kapağı) denen fizyolojik basınç bariyerinde gevşemeye yol açar. Böylelikle mide basıncının azalması söz konusu olmakta ve midenin içerisine yemek borusuna kaçıyor. Sigaranın özellikle içildikten sonraki erken dönemde alt olan bir gruba giriyorsa bu hastaya tercihen hacim küçülten ve emilim azaltan bir operasyon yapılmalı. Yani 'gastrik bypass' operasyonu tercih edilmelidir. Ancak tatlı sevmeyen gruptan ise diğer operasyonlar düşünülmelidir" değerlendirmesinde bulundu. Ersoy, sanılanın aksine vücut kitle endeksinin, ameliyat tipi seçiminde bir etken olmadığını ancak bazen süper morbid obezite hastalarına operasyon öncesinde bu endeksi azaltmak için gastrik balon gibi geçici endoskopik uygulamalar yapılabileceğini de ifade etti. Her hastanın ameliyat edilemeyeceğine dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti: "Ameliyat öncesinde yapılan anestezi, endokrin, kardiyoloji ve diğer bölümlerin değerlendirmelerinde anestezi riski yüksek olan obezite hastaları ameliyat edilmeyebilir ya da bu riskler, önerilen tedavilerle azaltıldıktan sonra operasyona alınabilir." En sık uygulanan yöntemin "tüp mide operasyonu" olduğunu belirten Ersoy, bunun nedenlerini, hızlı ve pratik İftarda hızlı yemek reflüyü artırıyor mide kapağında basıncı azalttığını kanıtlayan bilim sel çalışmalar bulunmaktadır. Bu yüzden sigara içilmesinin ertelenmesi daha doğru olacaktır. Nargile de sigara gibidir. Sigara ve nargile gibi tütün ürünlerin iftardan hemen sonra kullanılması reflü şikayetlerinin arttığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır." Kalkan, iftarın ardından da hemen uzanılmamasını önererek, yer çekiminin de etkisiyle mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasının söz konusu o labildiğini bildirdi. Gece yatarken de özellikle sahur sonrasında hemen yatılmaması gerektiğini vurgulayan Kalkan, "Yatarken de sol yan tarafa yatılması veya yüz üstü yatılması daha uygundur. Sırt üstü ve sağ yan tarafa yatılması reflü şikayetlerini artırır. Bilimsel çalışmalarda karbonhidrat tüketiminin, yağ tüketiminin, gazlı ve asitli içeceklerin reflü şikayetlerini artıracağı bildirilmiştir " Kalkan, reflü için diyet önerilerinin kişiye göre farklılık gösterdiğini ifade ederek, gıda maddelerinin reflüyü tetikleyici etkilerinin bireysel özellik gösterdiğini dile getirdi. Tuz tüketimi, liften fakir diyet ve sigaranın ise reflüyle bire bir ilişkisi olduğunu belirten Kalkan, ayrıca gazlı içeceklerin de reflü şikayetlerini artırdığını belirtti. Kalkan, özellikle oruç açarken mideyi aniden şişirecek şekilde hızlı ve fazla miktarda yemekten ve yemeğin suyunun içilmesinden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Kalkan, iftar ve sahur sonrası bir miktar ayakta durmanın iyi olacağına işaret ederek, "Hafif egzersizlerin ve sakız çiğnemenin de reflüyü önleyici etkisi olabilir. Reflüyü tetikleyebileceği için kesinlikle iftar sonrası ağır egzersizlerden kaçınılması gerekir" 17 yıllık işitme kaybı kulaklarına takılan tüplerle sona erdi İZMİR - İzmir'de uzun yol şoförlüğü yapan Yılmaz Yalçın'ın 17 yıldır yaşadığı işitme sorunu geçirdiği ameliyat sonrası kulaklarına takılan özel tüpler sayesinde sona erdi. Özel bir hastanede gerçekleştirilen operasyonu yapan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Anıl Tuncay, 39 yaşındaki Yılmaz Yalçın'ın 17 yıldır işitme problemi yaşadığı şikayetiyle kendilerine başvurduğunu ifade etti. Yalçın'ı muayene ettiklerinde hastanın orta kulağında sıvı birikmesi ve buna bağlı kireçlenme olduğunu tespit ettiklerini belirten Dr. Tuncay, hastayı ameliyata alarak burada biriken sıvıyı başarılı bir operasyonla temizlemeyi başardıklarını ve her iki kulağa da yeniden sıvı birikmesinin önüne geçecek tüp taktıklarını kaydetti. Tuncay, "Lokal anestezi altında hastamızın iki kulağına da sıvı birikmesini önleyici tüp taktık ve burada biriken sıvıyı temizledik. Kulakta biriken sıvı, kulak zarlarında ileri derecede kireçlenme meydana gelmesine neden olmuş. Ameliyattan sonra hastamızın iletişimi düzeldi, hiçbir sıkıntısı kalmadı" Ameliyatla sağlığına kavuşan Yılmaz Yalçın da uzun yol şoförlüğüyle geçimini sağladığını, rahatsızlığı nedeniyle son dönemde işini yapamaz hale geldiğini söyledi. Sorununa çare bulmak için uzun yıllardır "doktor doktor gezdiğini" en sonunda doğru bir teşhisle sağlığına kavuştuğunu anlatan evli ve 3 çocuk babası Yalçın, yaşadığı mutluluğu şöyle dile getirdi: "Rahatsızlığım askerlik dönemlerimde başladı. Gün geçtikçe işitme yeteneğimi daha da kaybettim. Mesleki olarak da çok sorunlar yaşıyordum. Arkamdan gelip korna çalan araçları duymuyordum. Aracımı park ederken komut veren görevlileri duymuyordum. Ameliyattan sonra bir bebek gibi sesleri yıllar sonra tekrar duydum. Artık evde bağırarak konuşmuyorum. Arkamda selektör yapıp korna çalan araçları duyuyorum, çok mutluyum. Şimdi çok iyiyim. Her sesi duyuyorum." ANKARA - Türkiye'de en az bir vücut fonksiyonda zorluk yaşayan 4 milyon 882 bin 841 kişi bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Dünya Nüfus Günü, 2015" haber bültenini yayımladı. Buna göre, Türkiye'de 2011 Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre, görme, duyma, konuşma, yürüme, merdiven çıkma veya inme, bir şey taşıma veya tutma ve yaşıtlarına göre öğrenme, basit d ört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplama fonksiyonlarından en az birinde çok zorlandığını veya hiç yapamadığını belirten kişi sayısı 4 milyon 882 bin 841 olarak gerçekleşti. Bu sonuçlara göre, 2011'de toplam nüfusun yüzde 6,6'sının en az bir engeli bulunuyor. En az bir fonksiyonda zorluk yaşadığını veya hiç yapamadığını belirtenlerin yüzde 42,8'i erkeklerden, yüzde 57,2'si ise kadınlardan olu şuyor. En az bir engeli olan yaşlı kadınların oranı erkeklerden daha fazla olurken, en az bir engeli olanların yaş grubu ve cinsiyete göre dağılımına bakıldığında, ileri yaşlardaki kadınlarda, aynı yaş grubundaki erkeklere göre en az bir engeli olanların oranının daha fazla olduğu görülüyor. Kadınlarda, yaş grubunda en az bir fonksiyonu yerine getirirken çok zorlandığını veya hiç yapamadığını beli rtenlerin oranı bu yaş grubundaki toplam kadın nüfusta yüzde 27,2 iken, erkeklerde bu oran yüzde 18,3 olarak gerçekleşiyor. Kadınlarda yaş grubunda en az bir engeli olanların oranı yüzde 36,3 olurken, aynı yaş grubundaki erkeklerde bu oran yüzde 26,3 hesaplanıyor. İleri yaşlardaki kadın ve erkekler arasındaki bu fark 75 ve daha yukarı yaş grubunda da belirgin gerçekleşiyor. Erkeklerde 75 ve daha yuka rı yaş grubunda engelli nüfus oranı yüzde 40,9 iken, kadınlarda bu oran yüzde 50,3 konumunda bulunuyor. Bir şeyler taşıma veya tutmada çok zorlandığını veya hiç yapamadığını belirtenlerin (3 ve daha yukarı yaş) oranı yüzde 4,1 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 3,2, kadınlarda ise yüzde 5,1 olarak gerçekleşiyor. Yürüme, merdiven çıkma ve inmede zorluk yaşadığını olması, kilo verme oranları itibariyle gastrik bypass yöntemiyle aralarında çok az fark bulunması ve yan etkilerinin daha az görülmesi olarak sıraladı. Obezite hastalarının cerrahi yönteme doktorları ile karar vermeleri gerektiğine değinen Ersoy, şöyle konuştu: "Çünkü hastanın, ameliyat sırası ve sonrası süreçlerde yaşayabileceği problemler ile ameliyat sonrası yapması gerekenlerin hasta ile ayrıntılı olarak paylaşılması gereklidir. 'Ameliyatın başarı ile tamamlanması' demek, kilo vermenin başarı ile sonuçlanması anlamı taşımaz. Hasta geçirdiği operasyon sonrası yapılan önerilere uymalı ve yeni bir yemek yeme düzenine hazır olmalıdır. Yani yaşamı bundan önceki gibi olmayacak, eski alışkanlıklarından vazgeçerken yeni bir yemek yeme alışkanlığına geçmesi gerekecektir. Bu bir süreçtir ve yaklaşık olarak 1 yıllık bir süreci kapsamaktadır. Yeni kazanımları mutluluğunu artırırken, daha önceki besin tüketme alışkanlığından ayrılması kendisini mutsuz edebilir. Hasta kesinlikle bunlara hazırlıklı olmalıdır." Türkiye de 4 milyon 882 bin özürlü var veya hiç yapamadığını beyan edenlerin oranı yüzde 3,3 olurken, erkeklerde yüzde 2,4 olan bu oran, kadınlarda yüzde 4,1 seviyesinde bulunuyor. Yaşıtlarına göre yeni bilgi ve becerileri öğrenmede (okuma ve yazma, hesaplama, basit problemleri çözme vb.) yakın zamanlarda yaşanan olayları ve buna ilişkin zamanları hatırlamada ve dikkatini toplamada çok zorlandığını veya hiç yapamadığını beyan eden nüfusun oranı yüzde 2 olarak gerçekleşiyor. Bu oran erkekle rde yüzde 1,6, kadınlarda yüzde 2,4 seviyesinde bulunuyor. Gözlük veya lens kullandıkları halde görmede zorluk yaşadığını veya hiç göremediğini beyan edenlerin oranı ise yüzde 1,4 olarak gerçekleşti. Görmede güçlük çekenlerin oranı erkeklerde yüzde 1,3, kadınlarda ise yüzde 1,5 oldu. İşitme cihazı/implant kullanıyor olmasına rağmen duymada çok zorlanan veya hiç duyamayan nüfusun oranı yüzde 1,1 olurken, bu rakam erkeklerde yüzde 1,1, kadınlarda yüzde 1,2 olarak hesaplandı. Konuşma bozukluğu, tutukluk, kekemelik gibi nedenlerden dolayı konuşma güçlüğü çeken nüfusun oranı ise yüzde 0,7 oldu. Konuşmada zorluk çekenlerin oranı erkeklerde yüzde 0,8, kadınlarda ise yüzde 0,6 olarak gerçekleşti. En az bir fonksiyonu yerine getirmede zorluk yaşayan ve okuma yazma bilmeyen nüfusun oranı toplamda yüzde 23,3, erkek lerde yüzde 10,9 ve kadınlarda ise yüzde 32,4 oldu. Bu oran aynı araştırma sonuçlarına göre, tüm nüfus için toplamda yüzde 4,5, erkeklerde yüzde 1,4 ve kadınlarda yüzde 7,6 seviyesinde bulunuyor. En az bir engeli olup, yükseköğretim mezunu olanların oranı erkeklerde yüzde 4, kadınlarda ise yüzde 1,5 olarak gerçekleşiyor. Tüm nüfusta bu oran, erkekler için yüzde 12,1, kadınlarda yüzde 8,5 düzeyinde.nüfu sun geneli için işgücüne katılım oranı yüzde 47,5 iken, en az bir engeli olan nüfusta bu oran yüzde 22,1 seviyesinde bulunuyor. En az bir fonksiyonu gerçekleştirmede zorluk yaşayan nüfusun (15 ve daha yukarı yaş) işgücüne katılım oranı, erkeklerde yüzde 35,4, kadınlarda ise yüzde 12,5 olarak hesaplandı.

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Deniz tutkunu çift, yılın yarısını teknede geçiriyor Deniz tutkunu çift, yalın 6 ayını 8 metrelik yelkenli teknelerinde geçiriyor. MUĞLA - Bursa'da yaşayan 70 yaşındaki Şerif ile 69 yaşındaki eşi Nisa Baykut, ilkbahar sonlarında Fethiye'deki bir marinada bulunan teknelerine taşınıyor. 15 yıldır yılın 6 ayını teknede geçiren çift, yelkenli tekneleriyle zaman zaman demir alarak Ege ve Akdeniz'deki koylarda gezintiye çıkıyor. Yemeklerini genelde teknelerinde kendileri yapan çift, zaman zaman misafir de ağırlıyor. Çift, sonbahar aylarında da yeniden Bursa'daki evlerine dönüyor. Şerif Baykut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, emekli olduktan sonra balık tutmak için aldığı sandal ile denize ilgisinin arttığını söyledi. Birkaç yıl sonra daha büyük bir tekne alarak eşi ile Marmara Denizi çevresinde gezintilere çıktıklarını anlatan Baykut, daha uzun yolculuklar için yelkenli almaya karar verdiklerini kaydetti. Baykut, 15 yıldır yılın 6 ayını teknede geçirdiklerini dile getirerek, "Burada yaşamaktan çok memnunuz. Aynı yerde çok durmamaya özen gösteriyoruz ancak artık yaşlandığımız ve sağlık sorunları yaşadığımız için fazla seyir yapamıyoruz" Nisa Baykut ise teknede en çok yemek yapmanın zor olduğunu ancak alıştıktan sonra bunun da zevkli hale geldiğini ifade etti. Teknedeki alanın, evdeki kadar geniş olmadığı için ihtiyaçların giderilmesinin biraz zorlaştığına işaret eden Baykut, şöyle konuştu: "Her şeye rağmen burada yaşamak bize çok iyi geliyor. Sabah kalkıyoruz, Bu köyde sigara içilmiyor, sarımsak yenmiyor BİTLİS - Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Çayır köyünde yaşayan vatandaşlar, sağlıklı yaşam için köyde sigara içmiyor ve çevre temizliği konusunda duyarlılık göstererek hayvanlarını köyün dışında besliyor. İlçeye 38 kilometre uzaklıktaki 25 haneli Çayır köyü, çevre ve insan sağlığına gösterilen hassasiyetle dikkati çekiyor. Köyün eski muhtarı Etem Erdoğan'ın, 25 yıl önce muhtarlığa ilk seçildiği dönemde başlattığı kampanya ile köyde "kötü kokular yayılmasın" diye, büyükbaş hayvan beslenmemesi kahvaltımızı yaptıktan sonra kahvemizi içiyoruz, gazetemizi okuyoruz. Bazen arkadaşlarımız, zaman zaman da torunlarımız ziyaretimize geliyor. Denizde çok güzel dostluklar kurduk. Kuzeyden güneye her yerde denizci dostlarımız var. Seyir halindeyken de genelde yelken yapıyoruz. Zamanın nasıl geçtiğini bilemiyoruz." Geçtiğimiz yıllarda Bodrum'da düzenlenen ahşap yat yarışına misafir tekne olarak katıldıklarını, Gümüşlük-Güllük etabını birinci tamamladıklarını anlatan Baykut, 15 yıl boyunca buna benzer pek çok tatlı anıları bulunduğunu söyledi. kararı alındı. O tarihten beri küçükbaş hayvanlar da köyün dışındaki ağıllara çıkarıldı. Ayrıca sigara kullanımının ve sarımsak yenilmesinin yasaklandığı köyde, köylüler 25 yıldan bu yana her türlü kötü alışkanlıktan uzak durmaya çalışıyor. Çayır Köyü Muhtarı Evren Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyde sağlıklı yaşama önem verdiklerini ve insanların rahatsız olduğu kötü kokulardan uzak durduklarını söyledi. Köydeki hiç kimsenin uzun yıllardır sigara içmediğini ve sarımsak yemediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "25 haneli köyümüz tertemiz, diğer köylerden çok farklı. Sigara içmiyoruz. Başka köyden gelen misafirlere de evde sigara içirmiyoruz. Gençlerimizi de sigaradan uzak tutmaya çalışıyoruz. Büyükbaş hayvan beslemiyoruz. Köyümüzün içi tertemiz. Temiz kalması için bütün tedbirleri alıyoruz. Küçükbaş hayvanı ise köyün dışında besliyoruz ayrıca köyde kokusundan rahatsız olunduğu için hiç kimse sarımsak yemiyor. Kadınlarımızı bostanda bahçede çalıştırmıyoruz. Kadınlarımız sadece ev işlerine bakıyor." BUL- MACA Soldan sağa: 1. Sofa, hol. Bir mutfak aracı. 2. Etrafı suyla çevrili kara parçası. Telli balıkçıl. 3.ç Dar ve kalınca tahta. Dünyanın uydusu. Bir nota. 4. İyilik, ihsan, lütuf. Baş, kumandan, amir. 5. Oyunda kazanılan her parti. Kansızlık hastalığı. 6. Görkem, heybet. 7. Boyun eğen, kendini başkalarının buyruğuna bırakan kimse. Katman. 8. Hollanda nın plaka işareti. Sıcak denizlerde yaşayan, göğüs yüzgeci olmayan, eti, beğenilen, saldırgan ve yırtıcı bir balık. 9. İsviçre de bir ırmak. Binek hayvanı. Başlıca içeceğimiz. 10. Kayak. Çözümleme, tahlil. 11. Dinsel tören. Türk Eğitim Derneğinin kısaltması. 12. Hak ve hukuka uygunluk. Doğu Anadolu da kullanılan bir tür küçük zurna. 13. Kral sarayı. 14. Cüsseli. Yanağın alt kısmı. 15. Şaşma anlatan ünlem. Hayat arkadaşı. Kiloamperin simgesi. 16. Hakim. Gümüş. 17. Bir bağlaç. İlaç, merhem. Bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması. 18. Haberleşme, komünikasyon. 19. Yoksullara ve öğrencilere yemek dağıtmak için kurulmuş hayır kurumu. 20. Asya da bir göl. İslam ın beş şartından biri. Yukarıdan aşağıya: 1. Bodrum ilçesinin eski adı. Anıtsal. 2. Bir ilimiz. İlgili. İrat. 3. Tamamlanmamış, bitmemiş, eksik. Matematik. Bağırsaklar. 4. Kuru soğuk. Kuzu sesi. Asya da bir ırmak. Metal olmayan elementler. 5. Hayır anlamında kullanılan bir ünlem. İskambilde koz. Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. Buyruk, komut. 6. Birbirine bağlı iki tekneden meydana gelen bir tür gezinti teknesi. Boru sesi. Hayvanlara vurulan damga. Sevinçli, neşeli. 7. At yavrusu. Bitki bilimi, botanik. Yağı alınmış sütten ya da yoğurttan yapılan peynir. Hindistan da yetişen bir ağaç. 8. Güzel sanat. Bataklık gazı. Avrupa da bir göl. Zehir, ağı. 9. Roma kentine eskiden verilen ad. Çoğu kez büyükleri övmek için yazılmış divan edebiyatı manzumesi. İşçilerin oluşturduğu takım. Güney Afrika nın plaka işareti. 10. Anakaralardan biri. İyi, güzel. Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu Baykut, tekneleri ile Türkiye'deki pek çok yerin yanı sıra Hırvatistan, İtalya, Yunanistan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkeleri de gezme fırsatı bulduklarını belirtti. Kış aylarında evleri deniz kenarında olmasına rağmen teknedeki yaşamlarını özlediklerini vurgulayan Baykut, "Teknede özgür bir yaşam sürüyoruz. Tekneyi karaya bağladığımız zaman elektrik ve suyu marinadan kullanıyoruz. Seyir halindeyken de suyu çok ihtiyatlı tüketiyoruz. Kirli suları biriktiriyoruz hiçbir şekilde denize dökmüyoruz" ifadelerini kullandı. Siirt'ten 5 yıl önce köye gelin gelen Sevda Erdoğan ise köyün çok güzel geleneklerinin olduğunu söyledi. Köyde erkeklerin çalıştığını görünce çok şaşırdığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "5 yıldır bu köyde yaşıyorum. Köyde sarımsak yenmiyor ve sigara içilmiyor. Büyükbaş hayvan beslenmiyor. Büyükbaş hayvanın kokusundan rahatsız olduğumuz için beslemiyoruz ve köyümüzün içi tertemiz. Kadınları tarlalarda, bostanlarda çalıştırmıyorlar. Sadece erkekler çalışıyor. Sütü bile erkekler sağıyor. Biz kadınlar sadece ev işleri yapıyor ve çocuklarımıza bakıyoruz. Bu köye gelin gelenler çok rahat ediyor. Burada yaşamak çok rahat." Köyün eski muhtarı Etem Erdoğan da köylerinin diğer köylerden çok farklı olduğunu vurguladı. Erdoğan, "25 yıl muhtarlık yaptım. Bizim diğer köylerden farkımız var. Sarımsak yemiyor, sigara içmiyor ve büyükbaş hayvan beslemiyoruz. Sarımsak kokusunu sevmediğimiz için yemiyoruz. Kadınlarımızı dışarıda çalıştırmıyoruz. Kadınlarımız süt sağmaz. Eskiden beri bu geleneğimiz devam etmekte" ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 11 9 Temmuz 2015 Perşembe TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com HÜZEYME YEŞİM KOÇAK IN SARILMAK ROMANINI TAHLİL Muhafazakâr Türk Kadını: Aziz in kayınvalidesi Cemile ise daha çok geleneksel dinî değerlere bağlı muhafazakâr bir Türk kadını olarak karşımıza çıkıyor. Sabırlı, olgun, başı kapalı, namazında niyazında, geleneksel değerlere bağlıdır. Bir dem süremeyen kızım! dediği kızı Nergis in hastalığından dolayı oldukça mutsuzdur. Nergis, onun sonuncu, nazlı, bahtı yar olmayan kızıdır. Torunu Nur un ölümünden sonra üzüntüsünden Cemile de ölür. Psikolojik Tip: Nergis, psikolojik bir tip olarak çizilmiştir. Çocukluğundan gelen bir hastalığı vardır. 15 yaşında zatürree olmuş, evlendikten sonra hastalanmış, kulakları ağır işitmeye başlamış, astım olmuştur. Aziz, kısıtlı geliriyle onu tedavi ettirmeye çalışır. Nergis, duygusal, nahif, genç bir kadındır. Hassas ruhludur. Hastalık duygusunun hem kendi bünyesinde hem de çevresinde ne gibi olumsuz durumlara yol açtığı ayrıntılı olarak sergilenir. Hastalık duygusunun ortaya çıkardığı düşünceler, yaklaşımlar, davranış biçimleri ve olumsuz etkileri ayrıntılı olarak tahlil edilir. Buna göre hastalık karşısında bir bakıma sınanan Nergis, dramatik bir hâl yaşamış, çok güçlü bir direnç gösterememiş, bocalamalar, ikilemler yaşamış, zayıf yaratılışlı bir psikolojik tip olarak işlenmiştir. Hastalığı Nergis i trajik bir hâle sokmuştur. Bir tarafta hayatı, dünyayı doya doya yaşamak, ailesiyle mutlu, güzel bir hayat yaşamak arzusu; ama öbür tarafta çaresizlik ve onun adım adım ölüme götüren hastalığı gerçeği. Bu ikisi arasındaki çatışmadan Nergis, bir teselli üretemez ve hem kendisine hem de çevresine mutsuzluk yayar. Hayatı dolu dolu yaşamak ister. Dünyevî eğlence ve zevklere temayülü vardır. Mesela balo eğlencelerine katılmak ister. Nergis, içinde bulunduğu toplumsal çevrenin yaşama biçimine ayak uydurmaya çalışır. Fakat Aziz in böyle bir yaşama biçimine hem parası yetişmez hem de dinî değerleri izin vermez. Nergis in dünyaya dönük hafif, eğlenceli yaşama biçimine duyduğu arzuyla Aziz in dengeli ve muhafazakâr yaşama biçimi arasında zaman zaman çatışma çıkar. Nergis, hastalığından dolayı, gençliğini dünyevî anlamda doya doya yaşayamamanın verdiği sıkıntıyla huzursuzdur. Bunalımlar geçirir, aileyi de huzursuz eder. Aile içinde yalıtılmış gibidir. Her eşyası ayrıdır, çocuklarını bile doğru dürüst sevemez. Genç yaşta ölümcül bir hastalığa tutulmuş olmasını bir türlü kabullenemez, zaman zaman kaderine isyan eder. Trajik bir durum içindedir. Sürekli bir iç çatışma hali yaşar. Çocuklarına annelik, kocasına kocalık yapamamanın ıstırabını çeker. Uzun hastalık dönemine daha fazla dayanamaz ve ölür. Karakterler: Romanda Aziz in kızları Cahide ve Nur, tipik boyutlarıyla değil; karakteristik yönleriyle sergilenmişlerdir. Kendine has kişilikleri ile bireysel yönleri ön plana çıkarılmıştır. Bunların bireysel kişilikleri hem hasta olan anneleri hem de şefkatli babaları karşısındaki sınanmaları ile sergilenirler. Bu sınamadan Cahide bir ölçüde başarı ile çıkarken Nur başarısız olmuştur. Cahide daha olgun, dine daha mütemayildir. Okumayı sever. Dinin dış kısmından çok içe hitap eden boyutunu önemser. Yatılı okula verilir. Balolara, danslara filan katılır ama bunlardan çok da haz almaz. Cahide, annesi hasta olduğu için normal günlük neşe ve eğlencelerinden bile fedakârlık yapar. Nur ise daha hevaî, mini etek giyme derdindedir. Okumayla pek arası yoktur. Ama o da annesinin hastalığından dolayı mutlu değildir. Üzüntüden büyük ıstıraplar ve sıkıntılar yaşar. Annesinin hastalığı en çok Nur üzerinde etkisini göstermiştir. Sinirleri bozulmuş, morali yıkılmıştır. Hırçın ve kinci olmuştur. Ergenliği zor geçer. Tırnaklarını yer, bedeninde sürekli kusurlar bulur. Ablasının yanında çekemez. Nur daha fazla dayanamaz ve intihar ederek ölür. Kişilerin Ruhsal Boyutlarının Sunuluş Yöntemleri: Roman esas itibariyle psikolojik bir roman olduğundan yazar, roman kişilerinin iç dünyalarını, duygu ve düşüncelerini genellikle iç çözümleme yöntemiyle vermiştir. Bunun yanında iç konuşma, iç söyleşme ve bilinçakışı yöntemlerine de başvurmuştur. Mesela bilinçakışı tekniğine şu örneği verebiliriz: Kukla insanlar, canlandırılmış gülüp eğleniyordu. Her şey basit ve boş gibi geliyordu. Yoksa mutlu gözüktüklerine göre anlamlı mıydı? İştirak edemediğini an.la.dı. Aradığı başkaydı. Ne bileyim birisi gelsin, buz kesmiş ruhunu bir bebek gibi ihtimamla sarsın, neren acıyor, canın çok mu yandı diye sorsun. Hayır istemez, hiç konuşmasın sadece sar.. (s.253) Kurgulama Tekniği: Romanın Adı: Romanın adı olan sarılmak, aslında tek bir anlam boyutuna sahip değildir. Romanın içeriğine uygun olarak yüzey yapıda Aziz ailesinin hayata, dünyaya ve birbirlerine sarılması vardır. Derin yapıda ya da ikinci paralel yapıda ise bütün insanlığın dünyaya mı ahirete mi; yanlış, geçici, maddi değerlere mi yoksa doğru, kalıcı, manevi, İslamî değerlere mi sarılacağı ikilemi ve bu ikilem arasındaki gidip gelmeler yer alıyor. Kızlar, annelerinin hastalığından dolayı hayata, dünyaya ve birbirlerine doya doya sarılamamaktadır. Nitekim bu durumu Hayata sarılamayacaklardı. Çok sarılasımız geldi, müsaade et, sarılalım anne (s.175) sözleriyle dile getirirler. Kızların annelerine ve dünyaya sarılma arzuları kuvvetle dile getirildiği gibi; Aziz in büyük bir olgunluk eseri olarak, hasta karısına insanî ve İslamî bir sorumluluk duygusuyla sarılma fedakârlığı da yine romanın izleksel anlamda ana damarlarından birini oluşturuyor. Aziz karısına sarıldı, teskin etmeye çalıştı (s.104). Aziz karısını hastadır diye terk etmez. Sevgi böyle zamanlarda belli olur (s.121) diyerek karısına en zor zamanlarında dahi nasıl sarıldığını ifade eder. Karısına bakmak Aziz i yormaz, tam tersine ona bütün benliğini saran bir huzur verir.(devam EDECEK) Kermeste sattığı sabunla Gana'da hayat oldu İSTANBUL- Afyon'da yaşayan lise öğrencisi Esma Yeşilay, bir arkadaşının annesinin yaptığı sabunları kermeslerde satarak, Gana'da bir köyde su kuyusu açılmasını sağladı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Afyonkarahisar Merkez İmam Hatip Lisesi'nde okuyan Esma Yeşilay, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı gönüllüsü olarak, dünyanın değişik yerlerindeki yetimler için gerçekleştirilen kampanyalarda aktif olarak çalıştı. Bunu yeterli görmeyen ve başka projeler geliştirip, yardıma muhtaçlara el uzatmak isteyen Yeşilay, bu isteğini Afyon'daki İHH yetkilileriyle paylaştı. Yeşilay, İHH'nın yönlendirmesiyle, Afrika'da yaşanan su sıkıntısına çözüm olması amacıyla bölgede su kuyusu açılması için çalışmalara başladı. Gerekli maddi kaynağın ve şartların belirtilmesinin ardından, kaynak bulmak için fikirler geliştiren Yeşilay, evinde kokulu sabun üreten bir arkadaşının annesiyle anlaştı. Okul yöneticilerinin izniyle 8 sınıf arkadaşıyla ekip kuran Yeşilay, sabunları kermeslerde satarak, 2 ayda kuyu için gerekli olan 4 bin doları biriktirmeyi başardı. Esma Yeşilay'ın öncülük ettiği bu proje, Milli Eğitim Bakanlığı, Ensar Vakfı ve Değerler Eğitimi Merkezi iş birliğiyle düzenlenen Türkiye Değer Ödülleri'nde birinciliğe değer bulundu. Esma Yeşilay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, böyle bir hizmete öncülük etmenin ve bunun da birincilikle ödüllendirilmesinin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Bunda vakıf yetkililerinin de büyük katkısı olduğunu anlatan Yeşilay, "Su kuyusu açmayı onlar önerdi. Maliyetini hesapladılar. Kabul ettik. En çok ihtiyacın Gana'da olduğunu belirttiler. Biz de ardından çalışmaya başladık. İlk başlarda çok zor oldu. Vazgeçme noktasına bile geldik. Çok zorlandık ancak duyanlar bize çok yardımcı oldu. İsteyince Allah yardımcı oluyor. Kısa sürede de parayı toplamayı başardık"

12 12 haber 9 Temmuz 2015 Perşembe Erken seçime gideriz VAN- Başbakan Ahmet Davutoğlu, önümüzdeki günlerde siyasi parti liderleriyle görüşmelere başlanacağına dikkati çekerek, "Herkesle gönül açıklığıyla müzakerelere başlayacağız. Eğer muhalefet partileri açık yüreklilikle hükümet kurmak isterse hemen kuracağız. Eğer oyalama taktiklerine giderlerse de milletin huzurunda erken seçime gitmeye tereddüt etmeyiz" Başbakan Ahmet Davutoğlu, Tuşba Belediyesi'nin düzenlediği "Şehri Tuşba'da Şehri Ramazan İftar Sofrası" isimli iftar programına katılarak konuşma yaptı Davutoğlu, Siirt'te yaşanan terör saldırısı sonucu yaşamını yitiren polis mensubuna baş sağlığı dilerken, "HDP'ye sesleniyorum. Eğer gerçekten barış istiyorlarsa demokrasi ile terör arasına tavır koymak zorundadırlar. İnsan haklarından bahsedenler silahsızlanmadan bahsetmek zorundadır" Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları: "Seçim sonuçlarına saygımız sonsuz. Yeniden değerlendirme ihtiyacı hissedersek bundan tereddüt etmeyeceğiz. Seçim sonuçlarından hareketle herkes sağlıklı değerlendirme uymak durumundadır. Kamu düzeni ve milli kardeşlik projemiz taviz vermeden sürdürülecektir. ANKARA- CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halaçoğlu'nun, "Sayın Baykal'ı desteklemiş olsaydık, kamuoyunda şunlar yansıtılacaktı; 'Siz Baykal'ı seçtiniz, bir muhalif adı altında.' AKP'nin tabiriyle 'dinsiz bir partinin inançsız bir partinin adamını seçtiniz' diye bize yükleneceklerdi" sözlerine Manisa'dan yanıt verdi. Özel, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu'na, Deniz Baykal ve CHP'ye yönelik sözlerine sert tepki gösterirken, "Sayın Halaçoğlu'nun partisi MHP'ye verdiği ağır rahatsızlıktan dolayı ve siyasete kazandırdığı bu CHP li Özel, Halaçoğlu nun istifasını istedi inanılmaz ayıptan dolayı bir derhal özür dilemeye, iki derhal görevinden istifa etmeye davet ediyoruz" CHP Grup Başkanvekili Özel, MHP Grup Başkanvekili Halaçoğlu'na seslenerek, "Bugün Türkiye'nin siyasi tarihine Halaçoğlu'nun ifadeleri ile bir utanç günü olarak geçmiştir. MHP'nin genelinin bu kanaati paylaştığını düşünmüyoruz. Sayın Halaçoğlu'nun partisi MHP'ye verdiği ağır rahatsızlıktan dolayı ve siyasete kazandırdığı bu inanılmaz ayıptan dolayı bir, derhal özür dilemeye, iki, derhal görevinden istifa etmeye davet ediyoruz" HDP'ye sesleniyorum. Bilsinler ki vatanın huzurunu bozmak isteyenler çıkarsa tedbir alacağız ve izin vermeyeceğiz. Eğer gerçekten barış istiyorlarsa. Demokrasi ile terör arasına tavır koymak zorundadırlar. Kimse saldırılara ve terör odaklarına sessiz kalınamaz. İnsan haklarından bahsedenler silahsızlanmadan bahsetmek zorundadır. Kim gayri-meşru şekilde silah taşırsa, gereken adımlar atılacak. Fitne çıkaranlara karşı dur demenin vakti gelmiştir. Meclisteki herkes her şeyden önce teröre karşı net bir tavır sergilemek durumundadır. Hiç bir baskıya bu ülkede 760 bin kilometre karenin bir santiminde dahi izin verilmeyecektir. Mübarek Ramazan'da polisimize ateş açıp şehit edenler de bilsinler ki bunun hesabı sorulacaktır. Çatışmasızlık ile silahları değil toprağa, magmaya gömme vakti gelmiştir. Çağrımız birlik ve beraberlik çalışmasıdır. Bundan sonra çözüm süreci söz konusu olacaksa, milli birlik ve kardeşlik süreci söz konusu olacaksa, bilinsin ki 2013 Mayıs'ında verilen sözler yerine getirilmek durumundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Danışma Kurulu toplandı. Önümüzdeki birkaç gün içinde Başkanlık Divanı oluşacak ve Başkanlık Divanı oluşmasından sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle diğer siyasi parti liderleriyle görüşmeye başlayacağız. Herkesle gönül açıklığı, zihin açıklığı içinde müzakerelere başlayacağız. Türkiye'nin her köşesinde barışın devamı için her tür görüşmeye açığız. Müzakerelere başlayacağız. Eğer muhalefet partileri açık yüreklilikle hükümet kurmak isterse hemen kuracağız. Eğer oyalama taktiklerine giderlerse de milletin huzurunda erken seçime gitmeye tereddüt etmeyiz." Erdoğan dan sorumluluk çağrısı ANKARA- Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet kurma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Fedakarlık yapan herkes değer kazanır. En kısa zamanda bu görevlendirmeyi yapacağım. Temennim tüm siyasi partilerimizin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleridir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde vatandaşlarla iftar yaptığı programın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: "Hayatları boyunca güçlerini milletten değil vesayetten hatta terör örgütlerinden alanlar elbette bu hazzı anlayamazlar. Biz milletimizle birlikte olmaya devam edeceğiz. Bizim yerimiz milletimizin yanıdır. gerektiğinde cuntacılara meydan okuduk, gece gündüz çalıştık. Bu küllüye de en çok istismar edilen konulardan biridir. Biz burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihine yakışır bir devlet binası inşa etmeye çalıştık. Vatandaşlarımızın 'işte burası bizim devletimizi temsil eder' diyeceği bir yer inşa ettik. Burası benin kendi mülküm değil. Biz kalıcı bir yatırım gerçekleştirdik. Temsilde asla israf olmaz. Yabancılar gelince 'bu devlet büyük devlet' diyor. Gelenler Topkapı Sarayı, Fatih Cami'ni geziyor. Göstereceğimiz yerler işte buralar. Ankara'da acaba kaç tane gezdirebileceğimiz yer var. Parmak sayılarını bulur mu? Biz şurada Beştepe Millet Cami'ni yaptık. Her gün dolup, taşıyor. Komşu vilayetlerden vatandaşlarımız geliyor. Mesele bu. Bugüne kadar bunlar niye yapılmadı? Ama biz yapıyoruz. Bu eksiği gördük. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ne olduğu ortadayken, bir takım çevreler ısrarla iftiralarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor. İşte şu masa, gazetelerde yazan meşhur masadır. Bir milyon TL dediler, ama biz cüzzi rakamlarla yaptık. Sunta bu masalar. Tabi tutar mı? Tutmaz. Dert şu: iftira at masada iz bıraksın. İftiracılarda utanacak yüz bulunmadığı için özür dileme anlayışı yok. Biz artık bu yalanlarla uğraşmaktan inanın artık bıktık. Doğruyu milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Milletimizin vicdanında kırık notumuzun inşallah bulunmadığına inanıyorum. Türkiye kritik bir dönemden geçiyor. Ana vatan kadar değerli coğrafyamız var. Bir kısmıyla doğrudan akrabalık bağlarımız bulunuyor. Orta Asya'daki kardeşlerimizle medeniyet birliğimiz var. Afrika, tarihimizin ve vicdanımızın bize bir emanetidir. Geçmişte, yakın zaman dilimlerinde hakimiyet kurduğumuz coğrafyada biz eser, diğer ülkeler sömürge yarası bırakmıştır. Irak'ta, Suriye,'de, Mısır'da, Filistin'de tarihi misyonumuza uygun bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. Biz yapıyoruz iyiliği ve muhacirlere kapımızı açıyoruz. Bizim dünyaya kendimize söyleyecek sözümüz kalmaz bu hasretimizi terk edersek. Mağruz kaldığımız her saldırı kardeşlerimizin üzüntüsüdür. 7 Haziran seçimleri sonrası belirsizlik durumu en sağlıklı şekilde geride bırakmamız gerekiyor. Fedakarlık yapan herkes değer kazanır. Hükümet kendi Meclis Başkan vekillerini açıklayacaklar ve Meclis'te Başkanlı Divanı oluşacak. Ardından ben görevlendirmeyi yapacağım. Dolayısıyla görevi tabi en fazla milletvekiline sahip partinin Genel Başkanı olacaktır. En kısa zamanda bu görevlendirmeyi yapacağım. Temennim tüm siyasi partilerimizin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleridir." Yusuf Halaçoğlu, demedim dedi! TBMM - MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ile Meclis Başkanlığı seçiminin ikinci turundan sonra yaptığı görüşmede ağzından hiçbir zaman seçimin dördüncü turunda "grubumuz serbest bırakılacaktır" gibi bir söz çıkmadığını "Siz bu konuları gidip Sayın Devlet Bahçeli ile görüşün" dediğini aktardı. Halaçoğlu, düzenlediği basın toplantısında, MHP üzerinde bir oyun oynandığını, bu oyunun, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesiyle başladığını savundu. "Sayın Baykal teamüllerin aksine hangi sebeple ve amaçla Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştü?" diye soran Halaçoğlu, "Herhalde Sayın Baykal Meclisi nasıl yöneteceğini Erdoğan'dan öğrenecek değildi. Cumhurbaşkanı ile ne konuştular? Bu konuşmada iki partili bir devlet için operasyon mu yapılıyordu? Bunların açıklaması tam olarak yapılmadı" Neden üç yıldır birlikte olan AKP- HDP koalisyonu önerisi gelmediğini soran Halaçoğlu, MHP'nin koalisyon ile ilgili açıkladığı ilkeleri anımsattı. Halaçoğlu, "Hangi sebeple MHP ile AK Parti'nin koalisyon kurması istenebilir. Çünkü biz 'Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin' diyoruz ama AKP 'Cumhurbaşkanlığı üzerine konuşturmayız' diyor" ifadesini kullandı. MHP ile HDP'nin aynı blokta yer almasının mümkün olmayacağını belirten Halaçoğlu, MHP'nin ilkeli ve belli bir duruş içerisinde olduğunu söyledi. Halaçoğlu, "Biz eğer Sayın Baykal'ı desteklemiş olsaydık, kamuoyuna şunlar yansıtılacaktı: AKP'nin tabiriyle 'Siz Baykal'ı seçtiniz, muhalif adı altında dinsiz, inançsız bir partinin adamını seçtirdiniz' diye yine bize yükleneceklerdi. Biz de kendi adayımızı ortaya koyduk. Madem muhalefetten birisi desteklenecekse Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleselerdi. Yani aslında İsmet Yılmaz'ı seçtiren MHP değil CHP'dir" diye Kılıçdaroğlu: Gecikme doğal bir gecikme değil TBMM - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma sürecine ilişkin, "Gecikme doğal bir gecikme değil. Sayın Cumhurbaşkanı'nın biran önce görevlendirmeleri yapması gerekiyor. Türkiye'nin uzun süre geçici bir hükümetle yönetilmesi doğru değil" Kılıçdaroğlu, Meclis'te Kamu Taşeron İşçileri Kadrosunu İstiyor Platformu üyelerini kabul etti. Kabulde yaptığı konuşmada, CHP'nin seçim bildirgesini büyük bir samimiyetle hazırladığını, söylediği her sözün, yazdığı her cümlenin arkasında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, taşeron işçiliğin ne olduğunu, bu kesimin yaşadığı sıkıntıları çok iyi bildiklerini ifade etti. Taşeron işçilerin iş güvencesi olmadığını, böyle bir durumun sosyal devlete yakışmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, görüşü, inancı ne olursa olsun herkesin kadroya kavuşturulması, taşeron işçiliğin bitirilmesinden yana olduklarını ve bunu seçim bildirgesine de koyduklarını aktardı. İş güvencesi, toplu sözleşme gibi uygulamaların lütuf değil, evrensel hukukun gereği olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sözüm söz, haklarınızı sonuna kadar savunacağız. Bize oy verseniz de vermeseniz de savunacağız. Çünkü biz bu ülkede herkesin huzurlu bir süreç içinde evine gitmesini, çalışmasını, yaşamasını istiyoruz. Sizin haklarınızı savundu diye bazı arkadaşlarınızın işine son verilmesi, yaranın ne kadar derin olduğunu gösteriyor" diye BULMACANIN ÇÖZÜMÜ

13 9 Temmuz 2015 Perşembe13 EFSANE RÖPORTAJLAR Prof. Doğu Ergil koalisyonu kurdu, ömür biçti! AKP-CHP koalisyonu Efsane GÜZELDERELİ hayırlı olur, 2 yıl sürer -2- Prof. Doğu Ergil in siyasi gelişmelere ve gündeme dair değerlendirmeleri devam ediyor. Efsane Güzeldereli ye olası bir AKP-CHP koalisyonunun Türkiye nin hayrına olacağını ve en az iki yıl devam edebileceğini söyledi. Doğu Ergil e göre, Bir AKP-MHP koalisyonu, belki tabanda daha uyumlu olur. Ama Türkiye'yi kilitler. AKP hükümetinin, Ortadoğu'ya iki hatalı varsayımla yaklaştığını savunan ve Suriye ye Ergil e göre: Birincisi, bir Sünni birliği kurulacak ve Türkiye'de, Osmanlı'dan gelen siyasi mirasıyla, bu Sünni blokun liderlik konumunu elde edecekti. Böylesine bir ham hayal, Yeni Osmanlıcılıkla parlatıldı ve tarihi bir arka plan yaratılmaya çalışıldı. Sanki dünya o günden bu güne değişmemişti İkinci olarak, bu planı gerçekleştirmek için Suriye de hükümeti devirip istediği yönetimi kendi gönlüne göre belirlemek hatasına düşüldü. İşte sorular ve yanıtları AKP-CHP KOALİSYONU, TÜR- KİYE'NİN HAYRINA E.G: Size göre Türkiye'nin en hayrına olan koalisyon kombinasyonu hangisidir? D.E: Keşke AKP dışındaki partiler yepyeni bir hükümet deneyimini gerçekleştirseler. Bu şimdilik mümkün görünmediğine göre ikinci en iyi olasılık AKP-CHP koalisyonudur. E.G: Neden? D.E: Hiç olmazsa işlerliği olur ve AKP'nin, tek başına, ben yaptım oldu politikalarını dengeler. Hesap vermezlikte ısrarı son bulur. Diğer yandan halk, CHP'nin icraatını görmüş değil. Hükümet sorumluluğunu üstlenmiş halini bilmiyor. Bu ortaya çıkacak ve kıyas imkânı doğacak. Bir AKP-MHP koalisyonu, belki tabanda daha uyumlu olur. Ama Türkiye'yi kilitler. Hiçbir şey yapılamaz. Dünyaya kapalı, çözüm süreci tıkanmış, Ortadoğu bataklığında debelenen bir ülke tablosu doğabilir. Batıyla uyumsuzluk giderek derinleşebilir. O yüzden bir AKP-CHP koalisyonu diyorum; ne kadar giderse tabii. AKP-CHP KOALİSYONU AZAMİ 2 YIL GİDER E.G: AKP-CHP koalisyonu olursa ne kadar gider? D.E: Azami 2 yıl gider. Ama iki şey ortaya çıkar: 1)AKP, ekonomik sorumluluğunu sürdürür ve ekonomiyi getirdiği noktadan sonra olumsuzluklarını göğüsleme sorumluluğunu taşır. 2)CHP'nin toplumu yönetme kabiliyeti ortaya çıkar. Toplum bunu görür ve kafasında bir alternatif fikri doğar. Bu da yararlı bir şeydir. AKP'NİN, ORTADOĞU'DAKİ İKİ HATASI E.G: Biraz da Türkiye-Suriye sınırındaki gelişmelerle ilgili konuşmak isterim uygun görürseniz. Türkiye'nin, Suriye sınırları deyim yerindeyse kevgire dönmüş durumda. Türkiye'nin, Kuzey Suriye'ye yönelik, güvenli bölge oluşturma amaçlı bir harekâtını olası görüyor musunuz? D.E: AKP hükümeti, iki hatalı varsayımla Ortadoğu'ya yaklaştı. Birincisi, bir Sünni birliği kurulacak ve Türkiye'de, Osmanlı'dan gelen siyasi mirasıyla, bu Sünni blokun liderlik konumunu elde edecekti. Böylesine bir ham hayal, Yeni Osmanlıcılıkla parlatıldı ve tarihi bir arka plan yaratılmaya çalışıldı. Sanki dünya o günden bu güne değişmemişti! İkinci olarak, bu planı gerçekleştirmek için Suriye de hükümeti devirip istediği yönetimi kendi gönlüne göre belirlemek hatasına düşüldü. Nusayri (Suriye Alevisi) bir azınlık yönetimi yerine çoğunluk olan Sünnilere dayanan bir Müslüman Kardeşler yönetimi kurdurmak hevesine kapıldılar. O sırada Müslüman Kardeşler Mısır'da İslami bir hükümet zaten kurmuşlardı. AKP zihniyeti ile uyuşan Müslüman Kardeşler ideolojisi Ankara dan Kahire ye, oradan Riyad a kadar güçlü bir Sünni kuşağı oluşturacaktı. Hem Türkiye yi önder konumuna taşıyacağı sanılan hem de İran merkezli Şii nüfuzunu bölgede dengeleyecek bu projeye AKP yönetimi çok inandı. İşe Suriye den başladı. Mantık şöyle işledi: Suriye'de, beğenmediğim bir hükümet var. Bunu değiştirirsem bana yandaş başka bir hükümet gelir. Dış politikada düz mantık olmaz. İşin doğası çok karmaşıktır. Beğenilmeyen ama davranışları kestirilebilir bir hükümet yerine, davranışları ve karakteri kestirilemeyen bir sürü örgüt sahneyi doldurdu. Bunu İsrail görmüştü. O yüzden yeminli düşmanı olmasına rağmen Esad yönetimini değiştirme konusunda hiçbir hamlede bulunmadı İsrail. Türkiye, bunu anlamadı. DIŞ POLİTİKADAKİ EN BÜYÜK HATA E.G: Oysaki Esad ile çok iyi ilişkilerimiz vardı. Esad, eşiyle Türkiye'ye geliyordu. Sayın Erdoğan ile tatiller yapıyorlardı. Bir gecede değişti. D.E: Dış politikada yapılacak en büyük iki hata şunlardır; ideolojik davranmak ve işi şahsileştirmek. Erdoğan, dış politikayı kendi tercihlerine göre şekillendirmeye kalktı.. O kardeşlik de, düşmanlık da Erdoğan'ın seçimidir. İdeolojik olan da şudur; Nusayri azınlık yönetimini değiştirelim. Sünni yönetim gelsin ve Ortadoğu'da, Suriye üzerinden bir Sünni birlik kuralım. Bunun önü, arkası hiç hesap edilmedi ve bugüne kadar geldik. Kolektif akıl yerine tek kişinin tercihleri geçerli oldu. TÜRKİYE, GÜCÜNÜ VE ETKİSİ- Nİ ÇOK ABARTTI E.G: Hepimiz biliyorduk ki Putin, Esad'ın arkasındaydı. İran da öyle. Baştan bu öngörülemez miydi? D.E: Türkiye, gücünü ve bölgedeki etkisini çok abarttı. Dışarıda Türkiye, örnek olacak, model olacak filan dendi. Türkiye, dışarda kendisine itibar kazandıran dönüşümlerini yapmadan, yani AB üyeliği için gereken reformlar, hukuk devleti inşa süreci, ekonomik kalkınma, demokratikleşme (anayasa yapımı) hamleleri ihmal edildi. Edilince de Türkiye, gücünü ve sınırlarını gördü. Gördükten sonra da Türk yönetimi gerçeği kabullenmekte çok zorlandı ve izleyen olumsuz gelişmeleri dış komploya bağladı. Sosyal medyaya bakacak olursanız, her belanın ardında A.B.D ve İsrail var. Kürtleri de onlar ayaklandırıyor. Türkiye, eksikliklerinin ve başarısızlıklarının sebebi olarak çeşitli günah keçileri üretti. Onları kurban etmeye kalktı. Tabii bu da kritik düşüncenin önünü kesti ve hataları tamir etmeyi zorlaştırdı. IŞİD'İN ARKASINDA KİM VAR? E.G: Siz, IŞİD'in arkasında, A.B.D ve İngiltere olduğu söylemlerine katılmayanlardan mısınız? D.E: Olur mu öyle şey Allah aşkına. Suriye ve Irak'ta bağımsızlığını ilan etmiş bir ordu-yönetim var. Ta Özbekistan'dan, Kafkasya'ya, Yemen'e, oradan Libya ya birçok ülkede IŞİD in kurduğu İslam hilafetine bağlılığını ilan etmiş bir örgüt çıkmış. Bunu anlamak lazım. Batı ülkelerinden (özellikle İngiltere ve ABD den) bir sürü araştırmacı ve istihbarat şefli Ortadoğu'da, El Kaide faal hale geldiği zaman, kimdir bunlar, nedir, necidir, niye katılıyorlar insanlar bu örgütlere diye öğrenmek için dünyayı turluyorlardı. Türkiye'ye de gelip bizim gibi akademisyenlerle görüşüyorlardı. Onlar da şaşkındılar. IŞİD, EZİLMİŞ MÜSLÜMANLAR HAREKETİDİR E.G: Size göre IŞİD, gelip geçici bir yapı mı yoksa Taliban gibi kalıcı mı? D.E: Taliban, Afganistan a özel yerel bir olgudur. El Kaide ise küresel bir amaç taşıyan örgüttü. Uluslararası düzeyde etkili eylemler yaptı. Bilgi ve tecrübesini, hatta elemanlarının bir bölümünü IŞİD de aktardı. IŞİD devlet kurma iddiasıyla bir coğrafyaya bağlı ama yayılmacı ideolojisi ve insan devşirme yöntemi (çağrısı) açısından küresel bir örgüt. Dünya çapında bir ezilmiş Müslümanlar hareketi IŞİD. Kimi Müslümanlar, kendilerini mağdur ettiğini iddia ettikleri Barı karşısında neden gerilediler, niye kendilerini mağlup ve aşağılanmış hissediyorlar sorularına yanıt aramaktan çok Batı yı öfke ve nefretlerinin hedefi haline getirdiler Batıyla mücadele etmek medeniyet düzeyinde olabilir. Bilimini, teknolojini, felsefeni, estetiğini, yönetim tarzını ve hukukunu geliştireceksin ki Batı ya alternatif olabilesin. Bunları yapamayıp, rekabet etmek yerine Batı ya topyekûn savaş ilan edip bunu da İslam ın ana davası olarak ilan edince dünya bir savaş alanına döndü. Yaşamak ile savaşmak özdeşleşti. Batı medeniyetini ortadan kaldırmaya kararlı, Batı kültürüne ait her şeye düşman, Batı karşısında kendisini yenik, dışlanmış ve aşağılanmış hisseden Müslümanların kendilerine alternatif bir dünya kurma hareketi IŞİD. Var olan her şeyi yoz ve kirlenmiş gördüğü in yok etmeye çalışıyor. Sınıfsız ve imtiyazsız bir komün toplumunu hayal ediyor. Yapmadan önce yıkmakla meşgul Bu, bir tür negatif güç. Dünyanın her yerinden örgüte katılım var. Türkiye'den de IŞİD'e katılanlar var. Onlar bunu bir Müslüman dayanışması olarak görüyor ve var olan kültürel yakınlıktan yararlanıyorlar. TERÖRİST ÖRGÜT DEĞİLSİ- NİZ..DEVLETSİNİZ... E.G: Uluslararası konjonktür, Türkiye'nin, Kuzey Suriye'de, güvenli bir bölge oluşturmaya yönelik bir harekette bulunmasına müsait mi? D.E: A.B.D, burada en etkili dış güç. Açık açık kendi Genelkurmay Başkanı ağzıyla ''hayır'' Bunun iki anlamı var. Çünkü siz o ülke içinde güvenli bir bölge yaratırsanız, orayı işgal etmiş olacaksınız. Onu korumak için de orada kalmanız lazım. Kalınabilir orada. A.B.D'nin, Irak'da yaptığı gibi. Ama uluslararası camiayı bu konuda ikna etmeniz lazım.bm Güvenlik Konseyi'nin onayını alacaksınız.terörist örgüt değilsiniz. Kimseye karşı sorumluluğu olmayan bir teşkilat değilsiniz. Devletsiniz. O yüzden Devletler Hukuku'na göre hareket etmeniz lazım. ONAY ALMAZSANIZ İŞGALCİ OLURSUNUZ E.G: BM Güvenlik Konseyi'nin onayı olmadan, bölgeye girmek, Türkiye'nin başını derde sokar mı? D.E: Sokar. NATO'dan da böyle bir karar çıkartılabilir. Türkiye, bir NATO üyesidir. Ama bunların hiçbirini yapmadan girerseniz işgalci durumuna düşersiniz. Kınanırsınız ama aldırmayabilirsiniz. Ne var ki Suriye'nin arkasında hem bölgesel hem de uluslararası iri kıyım güçler var. Bunlar Türkiye'yi acıtıcı şeyler yapabilirler. İran, ''Türkiye, Suriye'yi vurursa, biz de Türkiye'yi vururuz'' Türkiye'nin içinde İran a yakın örgütler var. Başka radikal örgütlerin hücreleri var. Bunlara genellikle Müslüman kardeşliği ve dayanışması nedeniyle göz yumuldu. Devletten bağımsız gündemleri ve amaçları olabileceğine aldırılmadı. Ortadoğu'da sıcak bir savaşa taraf olmak ülke içinde iç cephe açılmasına davetiye çıkarmaktır. Asker bunu biliyor ve aldığımız haberlere Hükümetin Suriye ye müdahale isteğine direniyor. ''Tamam. Ben kesin talimat alırsam girerim. Ama bunun için yazılı talimat isterim, uluslararası mutabakat sağlanmalı diyor. Uluslararası mutabakat hiç kolay değil.. EĞER TÜRKİYE'YE SİLAHLI SALDIRI OLURSA... E.G: Şöyle bir durum var. Eğer bir ülkeye silahlı saldırı yapılmışsa o ülkenin meşru müdafaa hakkı doğar. D.E: Böyle bir şey yok. E.G: Evet. Böyle bir şey yok. Ama olabilir mi? D.E: Şimdiye kadar Suriye'nin resmi güçlerinden tecavüz olmadı. PYD'den de olmadı. Olursa IŞİD'den olur. IŞİD'in de Türkiye'ye müdahalesi, dışarıdan içeriye doğru değil, içeriden olacaktır. İçeriden patlama biçiminde olacaktır. Çünkü Türkiye de İslami çevreler, şimdiye kadar IŞİD'e, hep orada Müslümanlar hak arayışıyla hareket ediyorlar, bu uğurda cihat her Müslümanın farzıdır türünde baktı. Bir olumlu psikolojik ortam yaratıldı. Maalesef IŞİD'in ne olduğu, ontolojik amaçları falan filan öngörülemedi. Meseleye Müslümanlık üzerinden yaklaşıldı. Son günlerde rüzgâr değişti. Hükümetimiz IŞİD'e karşı A.B.D ile birlikte hareket etmek istiyor. Ama A.B.D, IŞİD'e karşı birlikte hareket eedlim dediği zaman, Türkiye yönetimi, ayak diredi. Bu çok ciddi bir çelişkidir. Artık Türk hükümeti, IŞİD tehlikesinin yaklaştığını hissettiği oranda A.B.D'ne yaklaşmaya çalışıyor. Türkiye, ''Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra'' harekete geçti. PYD, TÜRKİYE'YE HİÇ TEHDİT- TE BULUNMADI E.G: PYD'nin, Kuzey Suriye'deki hakimiyeti, Türkiye'yi nasıl etkiler? D.E: PYD, Türkiye'ye şimdiye dek hiçbir tehditte bulunmadı. Onun derdi Suriye Kürtlerine güvenlik ve kendilerine yeterlilik sağlamak. Zaten PYD nin Türkiye yi tehdit edecek bir gücü de yok. Adı geçen örgüt, Suriye Kürtlerinin var olma, kurban olmama, ne Şam'a, ne de devlet altı saldırganr örgütlere tabi olmamak için bir özgürlük ve öz yönetim savaşı veriyor. Çoğu Türkiye'deki Kürt isyanları sonucunda oraya kaçmak zorunda kalan ailelerin çocukları. Büyük çoğunluğunun Türkiye de akrabası var. Dikkat edin! Kobani mücadelesinde, Türkiye'den yüzlerce, binlerce Kürt(ve başkaları) gitti. Buradaki sadece siyasi sınır meselesi değil. Orada Türkiye'nin nüfusuyla, kültürüyle, etnik yapısıyla uzantısı olan bir yapı var orada. Türkiye, Kuzey Irak'taki özerk yönetimin kuruluşuna da karşıydı. ''Gideriz, dağıtırız, Kırmızı çizgilerimiz falan dendi. Şimdi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi en sıkı müttefikimiz ve ticaret ortağımız. Niye hükümetimiz, Rojova'da yani Suriye'de, bir Kürt tehdidi algılıyor. PKK'nın etkisi var orada diye. PKK'nın karargâhı Irak Kürt bölgesinde. PKK ağırlığıyla hep Türkiye de olmuş, hükümet onunla barış görüşmelerine başlamış; silahlar susmuş. PKK bağlantılı bir parti parlamentoya 80 tane milletvekili sokmuş. Ama Kürtleriyle barışını sağlayamayan Türkiye Hükümeti, Türkiye'nin dışındaki Kürtlerle de barışamıyor. Maalesef bu Kürt alerjisi, Türkiye'deki siyasal havayı ve Türk dış politikasını zehirliyor. BÖLGEDE KÜRT KORİDORU E.G: Bölgede bir Kürt koridoru açılıyor. Bu Türkiye'yi nasıl etkileyecek? D.E: Kürt koridoru diye bir anlam yüklemeyelim. Farklı kantonlar, özerk yönetimler var. E.G: Evet. Kantonların arası birleştirilmeye çalışılıyor Suriye'de. Koridor açılıyor orada. D.E: Dayanışmak, yardımlaşmak, korunmak için gerekli bir birleşme. Suriye'de Kürtlerin olması, Türkiye için çok büyük bir sorun değil de aralar kapanırsa mı sorun olacak. Yapmayın Allah aşkına. Türkiye, bir zamanlar Ermenistan'ı da bir tehdit olarak görürdü.. Yoksul ve tecrit edilmiş bir ülke. Ermenistan'ın nüfusu 2-3 milyon. Türkiye, paranoyalarla yaşatılamaz ve yönetilemez. Türkiye, kendi içinde Kürt sorununu çözebilse korkularının çoğundan kurtulacak. Hala Kürtler, ulusun bir parçası olsun mu olmasın mı, bu Türklükle nasıl bağdaşır; Kürtler Kürt olarak yönetime katılsınlar mı, Türkleşip mi gelsinler; dillerini konuşmaları ve öğrenmeleri ülkeyi böler mi sorularını soruyoruz. Bu soruların yanıtları verilemediği için Kürt Sorunu çözüme kavuşturulamıyor. KÜRT SORUNUNA BAKIŞ E.G: Türkiye'de, Türk'lerin sahip olduğu ama Kürt'lerin sahip olmadığı bir anayasal hak var mıdır? D.E: Anayasal hak açısından bakmayacaksın. Hala niye çözüm süreci var? Niye barış süreci diyoruz? Niye akil insanlar heyeti toplanıyor? Niye kamu güvenliği müsteşarlığı yaratıldı? Demek ki yasalarla açıklanamayan bir sorun var. TERÖRE ŞEHİT, 400 MİL- YAR DOLAR... E.G: Bir yanda da teröre verilmiş şehit, harcanmış da 400 milyar dolar var. D.E: Siz Kürdü, bir kollektif kimlik olarak tanımıyorsunuz. Birey olarak Kürt olabilir. Kürt olduğunu söylemesin. Bu ülkenin yurttaş kümelerinden birisinin adı Kürt. Onlar da diyorlar ki; Biz bu kollektif kimliğimizle, devlete sadakatimizi gösteriyoruz ama ondan da kimliğimizle tanınmak ve saygı görmek istiyoruz. Üye olmak istediğimiz Avrupa Birliği hukukuna göre bu talebin karşılanması lazım. Barış ve istikrar için büyük bir ödün mü bu? TÜRKİYE'NİN SURİYE'YE GİRE- CEĞİNİ ZANNETMİYORUM E.G: Kimsenin Kürt olduğunu söylemesinden rahatsız değilim. Teröre karşıyım. Son bir soru Türkiye'nin, Suriye'ye girmesini olası görüyor musunuz, görmüyor musunuz? D.E: Bu oldukça maceracı bir hamle olur. Ve beklenen sonucu getirmez. Ne oradaki Kürtleri bir başka yere taşıyabilirsiniz ne de müdahalenizle Suriye'ye güvenlik ve istikrar getirebilirsiniz. Ama Türkiye yi sizin dışınızda süren çok düşmanlı bir savaşa ortak edersiniz. E.G: Anlıyorum. Ama gelişmelere baktığınızda Türkiye, Suriye'ye gireceğini öngörüyor musunuz? D.E: Hayır. Zannetmiyorum. E.G: Teşekkür ederim. Çok değerli açıklamalar yaptınız. D.E: Fırsat verdiğiniz için ben teşekkür ederim.

14 14 9 Temmuz 2015 Perşembe TURİZM Ramazan da yaylalara ilgi arttı ISSN Diyarbakır'ın turizmde beklentisi yükseldi DİYARBAKIR - Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesinin çok sayıda tarihi ve kültürel yapıya sahip Diyarbakır'a daha fazla turistin gelmesine katkı sağlaması bekleniyor. Çözüm Süreci sayesinde sağlanan huzur ortamıyla son 2 yılda gelen yabancı turist sayısında yüzde 130, yerli turist sayısında ise yüzde 35 artışın gerçekleştiği Diyarbakır'da, tarihi surların ve Hevsel Bahçeleri'nin önceki gün UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınması, yörenin turizmdeki hedefini büyüttü. Surların yanı sıra isimleri Kur'an-ı Kerim'de geçen Hz. Zülkifl ve Hz. Elyesa peygamberlerin kabirleri, İslam dünyasının 5. Harem-i Şerif'i olarak nitelendirilen tarihi Ulu Camii ile çok sayıda tarihi ve kültürel varlığa sahip Diyarbakır, inanç ve kültür turizminden hak ettiği payı almak istiyor. Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNESCO sürecinde kurumlar arası iş birliğiyle önemli çalışmalar yapıldığına dikkati çekerek, Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesinin Diyarbakır turizmi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. UNESCO sürecindeki kurumlar arası iş birliğini Diyarbakır'da kültürel mirasın korunması ve turizmin gelişmesi konusunda yapılacak çalışmalarla sürdüreceklerini belirten Aksoy, şunları kaydetti: "Dünya Miras Listesi'nde yer almasıyla Diyarbakır'ın kültür turizmine entegrasyonu daha hızlı sağlanacak. Gelecekte Diyarbakır'a gelen turist sayısında artış bekliyoruz. Turizmden daha fazla gelir elde eden bir şehir olacağız. Tüm bunların yanında Diyarbakır Surları'nın listede yer alarak korunması için gelecekte de planlı bir şekilde sağlanması için yerel, ulusal ve uluslararası çalışmalar yapacağız." Türkiye Seyehat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Güneydoğu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Serdar Kahraman, Diyarbakır'ın Dünya Mirası Listesi'nde yer almasının gurur verici olduğunu söyledi. Bunun Diyarbakır turizmine çok büyük destek sunacağını ifade eden Kahraman, "Dünya Miras Listesi'nde yer alan eserler dünya genelinde tanıtılıyor. Bu, para harcamadan dünya çapında surlarımızın tanıtılmasına ve turizme yapılacak yatırımların artmasına vesile olacak. UNESCO sayesinde dünyada tanınacağız. Bu da yabancı turistlerin ilimize yönelmesine vesile olacak" diye Kahraman, Diyarbakır'ın turizmden hak ettiği payı alamadığına işaret ederek, "Turizm beklentimizin gerçekleşmesi için bölgede sağlanan huzur ortamının devam etmesi lazım. Türkiye'ye gelen turistlerin ancak yüzde 1'i bölgemizi ziyaret ediyor. Bunun yüzde 10'a çıkması lazım. Bu gerçekleşirse turizm sektörü bölgeyi kalkındırır" diye Diyarbakır Turizm ve Tanıtma Derneği (DTTD) Başkan Yardımcısı Edip Paçal da Diyarbakır Surlarının Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesinin önemine vurgu yaparak, tanıtımın iyi yapılması durumunda bunun kente gelen turist sayısında önemli artışı sağlayacağını söyledi. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim A.Ş. adına Nizamettin ÖLMEZ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Rüzgarlı Caddesi Plevne Sokak No:14/4 Ulus - ANKARA Tel: Fax: Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Yıl: 45 Sayı: Temmuz 2015 Perşembe Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir GİRESUN - Kentin bunaltıcı havası ve stresinden bunalan vatandaşlar, ramazanı, temiz havası ve yemyeşil ormanlarıyla adeta doğa harikası olan yaylalarda geçirmeyi tercih ediyor. Vatandaşlar yaylada, çayırlarda, ormanlarda gezerek ve hayvanlarıyla uğraşarak iftarı bekliyor. İftar menüsünde ise yaylada yetiştirilen doğal ürünler ağırlıklı olarak tüketiliyor. Kulakkaya, Hapan, Yuva gibi birçok yaylanın bulunduğu Dereli ilçesine bağlı Yavuzkemal beldesinin Belediye Başkanı Abdullah Önal, AA muhabirine, ramazanla birlikte yaylalarda hareketlilik söz konusu olduğunu söyledi. Ramazanın yaylada bir başka güzel olduğunu dile getiren Önal, "Şehirdekiler, sıcaktan ve stresten kaçarak yaylayı tercih ediyor. Sıcak, bunaltıcı bir hava olmadığı için yaylalarda çok rahat oruç tutuluyor. Karadeniz insanının geçmişten gelen yayla kültürü var. Vatandaşlarımız o kültürü ramazanda da burada yaşarlar" Önal, insanların kentin stresinden kaçarak yaylaya çıktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yavuzkemal yayla beldesidir, birbirinden güzel yaylaları, obaları vardır. Mayıs ayının başlarında insanlar yaylaya çıkar, ekim sonuna kadar yaylada kalır. Günübirlik gidip gelenler de var. Bir gün veya bir akşam burada kalmak her şeye değer. Havası Nostaljik oyuncaklar müzede sergilendi AYDIN - Aydın'da yaşayan emekli öğretmen Erkan Atalı, teknolojik olanların gölgesinde kalan el yapımı oyuncakların unutulmasını önlemek ve geçmişle gelecek arasındaki bağın kopmasını önlemek amacıyla çaba sarf ediyor. Aydın Arkeoloji Müzesinde yaptığı su değirmeninden sapana, topaçtan çıkrığa, kuş yakalama tuzağından 8 kuyulu taş oyununa kadar 116 oyuncağı sergileyen Erkan Atalı, müzeyi gezen çocuklara oyuncakların nasıl yapıldığını da öğretiyor. AA muhabirine açıklama yapan 63 yaşındaki Atalı, 5 yıl önce Aydın Mimar Sinan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesindeki görevinden emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmek yerine, eski oyuncaklarla ilgili araştırma yapmaya başladığını söyledi. Tespit ettiği unutulmaya yüz tutmuş 116 oyuncağı yaptığını ve ardından sergilemeye başladığını anlatan Erkan Atalı, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde yaklaşık 100 sergi açtığını, çeşitli üniversitelerdeki sempozyumlara katılarak bunları tanıtma imkanı bulduğunu ifade etti. insanı rahatlatır, rahat uykuya dalarsınız. Yeşil alanda akşama kadar insanlar stresten uzak kalıyor." Ramazan ayını yaylada geçiren vatandaşlardan Paşa Eker ise hava serinliğinden dolayı oruç tutmanın kente göre daha kolay olduğunu ifade ederek, "Burada stres, gürültü yok, gözümüzün alabildiği her yer yeşillik. Bunun için ramazanı yaylada geçirmeyi tercih ediyoruz. Burası bana göre dünyanın yedinci harikası" diye İsmail Şen de yaylada hayvanlarıyla vakit geçirdiğini anlatarak, "Hava zaten serin oluyor, ramazanı burada geçirmek çok güzel. Güneş olunca insan bunalmıyor, bir sıkıntımız yok" ifadesini kullandı.

15 9 Temmuz 2015 Perşembe Bayrampaşa dan Barcelona'ya başarı hikayesi ANKARA - Futbola büyüdüğü Bayrampaşa'nın takımı Altıntepsi Makelspor'un altyapısında adım atan milli futbolcu Arda Turan, 16 yıl sonra 34 milyon avro karşılığında İspanya Birinci Futbol Ligi (La Liga) takımlarından Barcelona'ya transfer oldu. Galatasaray Kulübü'nün altyapısına, çocukluğunu geçirdiği İstanbul'un Bayrampaşa ilçesindeki Altıntepsi Makelspor'dan henüz 12 yaşında transfer edilen Arda Turan, 2000 yılında girdiği Florya Metin Oktay Tesisleri'nde yıldızını giderek parlatarak, A takım kaptanlığına kadar yükselmeyi başardı. Arda, A takıma ilk kez yükseldiği sezonunda Türkiye Kupası'nı kaldırdı sezonunun ikinci yarısını ise Manisaspor'da kiralık olarak geçiren Arda, burada ortaya koyduğu başarılı performansla hem teknik direktör Eric Gerets'in dikkatini çekti hem de 2006'nın ağustos ayında ilk kez milli takıma seçildi. ELİF JALE, güreş tarihine geçmek istiyor Fenerbahçe'nin yeni yıldızı Nani ANKARA- Avrupa Oyunları'nda bayanlar güreşinde bronz madalya kazanan Elif Jale Yeşilırmak, 2016 Rio Olimpiyatları'nda Türkiye'ye tarihindeki ilk altın madalyayı kazandırmak istediğini söyledi Londra Olimpiyatları'na katılarak, olimpiyatlarda güreşen ilk Türk kadını unvanını alan Rus asıllı sporcu Elif Jale Yeşilırmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Haziran'da düzenlenen 1. Avrupa Oyunları'nı bronz madalyayla tamamladığını anımsattı. Avrupa Oyunları'nda sakatlığı bulunmasına karşın bayanlar 58 kiloda mindere çıktığını anlatan Elif, "Bronz madalya da olsa kazandığım için çok mutluyum. Ancak daha sağlıklı olsaydım Türkiye'ye altın madalya kazandıracağıma inanıyordum" Milli sporcu Elif, Türk Milli Takım formasını giymekten dolayı mutlu olduğunu belirterek, "Türkiye'de güreşe ayrı bir önem veriliyor. Türkiye'de bulunmaktan dolayı çok mutluyum. Kendimi Türkiye'de çok rahat hissediyorum. Buraya alıştım ve Türk mutfağı da çok zengin ve güzel. Özellikle de kebabı daha çok seviyorum" ifadelerini kullandı. ABD'de düzenlenecek dünya şampiyonasına hazırlandığını ve kota alarak Türkiye'yi 2016 Rio Olimpiyatları'nda temsil e tmek istediğini dile getiren Elif, madalya için elinden geleni yapacağını söyledi. Elif Jale Yeşilırmak, madalya için yoğun bir antrenman programı uyguladığını ifade ederek, "En büyük hedefim, kadınlar güreşinde Türkiye'ye ilk olimpiyat madalyasını kazandırmak. Bunun için mücadele edeceğim. Türk güreş tarihine adımı altın madalyayla yazdırmak istiyorum. Ayrıca Las Vegas'taki dünya şampiyonasında da ma dalya kazanmak istiyorum" diye İSTANBUL - Fenerbahçe'nin yeni transferi Portekizli futbolcu Luis Nani, kariyerinde çok önemli başarılar kazandı. Sarı-lacivertlilerin İngiltere Birinci Futbol Ligi (Premier Lig) ekiplerinden Manchester United'dan kadrosuna kattığı Yeşil Burun Adaları doğumlu 29 yaşındaki Portekizli oyuncu, profesyonel kariyerine 2005'te ülkesinin Sporting Lizbon takımında başladı. Asıl adı Luis Carlos Almeida da Cunha olan Nani, ilk futbolculuk deneyimini ise 15 yaşında amatör olarak Portekiz'in Real Massama takımında yaşadı. Henüz 19 yaşındayken Sporting Lizbon takımında gösterdiği performansla büyük kulüplerin ilgisini çeken Nani, bu takımla 67 maçta 12 gol kaydetti. Sporting Lizbon'la şampiyonluk yaşayamayan Nani, buna rağmen İngilizlerin dev kulübü Manchester United'ın efsane teknik direktörü Alex Ferguson'un dikkatini çekti. İngiliz temsilcisine 25,5 milyon avro bonservis bedeliyle transfer olan Nani, kariyerinin en parlak dönemlerini Ferguson'un takımında geçirdi. Nani, Manchester United formasını giydiği 6 sezonda 230 resmi maça çıktı. Bu maçlarda 40 gol kaydeden Portekizli futbolcu, 73 kez de arkadaşlarına asist yaptı. Nani, kariyerinin en büyük başarısını Manchester United'a transfer olduğu sezonunda yaşadı. İngiliz ekibiyle 21 Mayıs 2008'te Rusya'nın başkenti Moskova'da Chelsea'ye karşı UEFA Şampiyonlar Ligi finaline çıkan Nani, takımının mutlu sona ulaşmasında önemli rol oynadı. Maçta az süre almasına rağmen uzatmaların 101. dakikasında oyuna giren Nani, penaltılara giden maçta takımı adına bir penaltıyı gole çevirmeyi başardı. Avrupa'nın en büyük kupasını 22 yaşında havaya kaldıran Nani, aynı yıl Premier Lig'i de kazanarak kariyerinin ilk lig şampiyonluğunu yaşadı. Teknik direktörlük "nasip" olmadı... ANKARA - Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav tarafından kırmızı-siyahlı ekibin yabancı transferlerini yaptıktan sonra 2. Lig ekibi Hacetepe'ye gönderilen Mustafa Kaplan, "Yerlisi yabancısı Gençlerbirliği'nin iskeletini ben kurdum" Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada geçen sezondan A takıma aldığı futbolcular ve bu sezon kadroya katılan yabancı oyuncularla yeni teknik adam Stuart Baxter'a iyi bir takım bıraktığını belirterek, "Burukluğum, teknik direktör olmak isterdim. Çünkü artık aştığım şeyler var" diye "Ben kulüpçüyüm, İlhan Cavcav'ın adamıyım" diyen Kaplan, "İlhan beye 2 hafta önce 'Gençlerbirliği bir gün UEFA'ya giderse bu Mustafa Kaplan ile olur. Bu da 21 ve 19 yaş altı takımlarımız, Hacettepe ve Gençlerbirliği'nden yapacağım karma ile olur' dedim. Başkanımız, şimdi Hacettepe'ye gönderdi, hiç ikilemedim, saygı duydum" ifadelerini kullandı. Ankara çalışmak istemediğini belirten Mustafa Kaplan, "Ankaragücü, BUGSAŞ, Keçiörengücü ya da Hacetepe çağırır gideriz. Çünkü Ankara ve ben de böyle anılmak istiyorum" şeklinde Ankara takımlarına hizmet ettiğini, ve çalıştığı kulüplere iyi futbolcular bularak çok para kazandırdığını ifade eden Kaplan, şunları söyledi: "Futbolu iyi biliyorum, futbolcudan anlıyorum. Biraz ukalalık olacak ama söylüyorum, lafımı esirgemiyorum. Artık aştığım şeyler var. Birikimim, futbolcuya hakimiyetim, oyunu okuyuşum... Stuart Baxter, eminim ki beni yanında istiyor ama ben istemiyorum. İlhan Cavcav boşuna mı beni tutuyor ya da Cemal Aydın boşuna mı o kadar sene benimle çalıştı. Ankara futboluna, Ankaragücü ve Hacettepe'ye yıllardır emek veriyorum. Uzun yıllar Ankaragücü, Hacettepe'de iki, Gençlerbirliği'nde sekizinci senem. Aralardaki gidip gelmeleri saymıyoruz çünkü sadece 1 ay boşluk oluyor." Ankaragücü ve Hacettepe'de daha önce yardımcı antrenör ve teknik direktör olarak çalışan Kaplan, geçen sezonun 2. haftasında Bursaspor ile oynanan maçın ardından Cavcav tarafından görevden aldı. Beştepe'den kısa süre uzak kalan ancak başka takımda da görev almayan Kaplan, yeniden ama bu kez menajer olarak Gençlerbirliği'ne döndü ve Mesut Bakkal'ın teknik ekibine girdi. "Karşıyakalılar gönlünü ferah tutsun" İZMİR - Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Pınar Karşıyaka'nın basketbol şube sorumlusu Tamer Ustaoğlu, "Takımdan ayrılan 5 oyuncunun yeni ekiplerine maliyeti 3 milyon 800 bin avro, bizim bu seneki oyuncu bütçemiz 4-4,5 milyon avro arasında olacak" Basketbol Süper Ligi'ni şampiyon tamamladıktan sonra oyuncuları diğer takımlar tarafından transfer edilen Pınar Karşıyaka'da ilk ayrılan oyuncu kurucu Bobby Dixon oldu. Barış Hersek'in de Fenerbahçe Ülker'in yolunu tuttuğu Pınar Karşıyaka'da Strawberry Olympiyakos'la anlaşırken, 3 yıldır takımda bulunan Jon Diebler'ın da Anadolu Efes'e transferi her an açıklanabilir. Pınar Karşıyaka'nın diğer yabancı oyuncularından Kenneth Gabriel, NBA Yaz Ligi'nde oynamak istediğini yönetime bildirirken, Juan Palacios için başka takımlardan teklifler olduğu biliniyor. Barış Hersek'in dışındaki Türk oyunculardan Erkan Veyseloğlu Türk Telekom'la anlaşırken, fazla süre bulamayan Ceyhun Altay ile Yunus Sonsırma da ligin yeni takımı TÜYAP Büyükçekmece'ye transfer oldu.

16 9 Temmuz 2015 Perşembe Festivalin Pamplona kentinin ekonomisine yıllık katkısının 74 milyon avro olduğu belirtildi. Sadece turistlerin Pamplona ekonomisine verdiği direkt katkı ise 45 milyon avro olarak kaydedildi. San Fermin Festivali başladı İspanya'nın dünya çapında en ünlü kültürel etkinliklerinden biri olan San Fermin Festivali, çektiği turist sayesinde Pamplona kentine büyük bir ekonomik katkı sağlıyor. PAMPloNA -Boğaların insanlarla beraber sokakta koşturmasıyla ünlü, 9 gün süren San Fermin Festivali sayesinde 200 bin civarında olan Pamplona kenti nüfusu dünyanın dört bir yanından gelen turistlerle 1 milyona ulaşıyor. Festivalle ilgili bir araştırma şirketinin yayınladığı verilerde, festivalin Pamplona kentinin ekonomisine yıllık katkısının 74 milyon avro olduğu belirtildi. Sadece turistlerin Pamplona ekonomisine verdiği direkt katkı ise 45 milyon avro olarak kaydedildi. San Fermin Festivali sayesinde kent esnafının da yüzü gülüyor. Hediyelik eşya dükkanında çalışan Laura Martin, "Biz burada 1 haftada elde ettiğimiz gelir ile yılın gerisini tamamlamış oluyoruz. Sadece San Fermin zamanı elde ettiğimiz kazanç yılın geri kalanından daha fazla" Martin, işin ticari tarafının yanı sıra sosyal ve ahlaki yanının da olduğunu vurgulayarak, "Dışarıdan gelenler genelde San Fermin ruhuna saygı göstermiyor. Özellikle sürekli alkol tüketip, başkalarına rahatsızlık vermeleri bizim pek hoşumuza gitmiyor" diye Enar Gonzalez de festivalin bölge için en önemli turizm etkinliği olduğuna işaret ederek "Her yıl yüz binlerce insan buraya gelmekte ve şehir ekonomisine büyük katkılar sağlamakta. Tek sıkıntımız, bu kadar insanın kalacak yer bulamaması ve çevre kirliliği. Eğer bu detaylar düzeltilebilirse çok daha güzel bir festival zamanı geçirebiliriz" ifadelerini kullandı. Pamplona'da sadece 9 günlük San Fermin Festivali sırasında çalışan bir garsonun aldığı en düşük maaşın bin 700 avro olduğu öğrenildi. Manş'ı geçen ilk kadın Türk takımı olmak istiyorlar Babasının yolunda... Çanakkale Korolar Festivali başladı Türk kadın yüzücüler, İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi'ni geçmek için çalışmalarına İngiltere'de devam ediyor. Takımın üyelerinden Manş Denizi'ni 9 saat 2 dakikada geçerek dünya rekoru kıran Erdal Acet'in kızı 35 yaşındaki Halime Acet de babasının rekor kırarak geçtiği denizi kendisinin de geçmeye çalışmasının kendisi için önemli olduğunu söyledi. ADANA - ÖMER FANSA - Türk kadın yüzücüler, İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi'ni geçmek için çalışmalarına İngiltere'de devam ediyor. Adana Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda, kadın yüzücüler Nesrin Olgun Arslan, Ayşe Yasemin Yıldırım, Çilem Çelik, Beyza Kordan, Halime Acet ve Rengin Ergin Börekçi'den oluşan Manş kadın takımının antrenörlüğünü, Manş Denizi'ni geçen en yaşlı ve en son Türk olan Kamil Resa Alsaran yapıyor. Takım, 5 Temmuz'da İstanbul'dan uçakla yola çıkarak İngiltere'ye ulaştı. Çalışmalarını İngiltere'nin Dover şehrinde sürdüren, en büyüğü 58 en küçüğü 16 yaşında, aralarında bir de engelli olan yüzücü olan takım üyeleri, 16 Temmuz'a kadar, hava ve deniz şartlarının en uygun olduğu günde denizi geçecek. Manş Denizi'ni her yüzücünün 1 saat yüzdüğü en az 3 en fazla 8 sporcudan oluşan bayrak takımı statüsünde geçecek olan takım, başarıya ulaşırsa Manşı geçen ilk Türk kadın takımı unvanını alacak. Takımın kaptanlığını yürüten aynı zamanda 1979 yılında Manş'ı geçen ilk Türk kızı olan Nesrin Olgun Arslan, AA muhabirine, Manş Denizi'nin barındırdığı zorluklar ve zorlu güzergahıyla her yüzücünün geçmek, başarmak istediği sayılı denizlerden, yüzme maratonlarından olduğunu kaydetti. Yıllar sonra Manş'ı tekrar geçme fikrinin uzun zamandır aklında olduğunu belirten Nesrin, şunları söyledi: "Türkiye'de bireysel olarak bu denemeyi yapan ve başarılı olan bir kadın yüzücü olarak, kadınları bu başarıya özendirmek için bu yola çıkmaya karar verdim. Doğru ekiple bu zorlu yolculuğun sonuna yaklaştık. Manş'ı geçen 'İlk Kadın Türk Takımı' olmayı başarmayı çok istiyoruz. Her yaşta, her sosyo-ekonomik düzeyde her kadının bunu eğer isterse ve gerekli fiziksel ve zihinsel kondisyonu sağlarsa başarabileceğini göstermek istiyoruz. Yeni yetişen genç neslimizin spora daha fazla katılımını sağlayarak bu konuda destek almalarını sağlamak, sporda kazanılan başarıların gerçek hayattaki başarılara ışık tuttuğunun bilincinde olarak ulaşabildiğimiz herkese yüzmeyi sevdirmek öncelikli hedefimiz." Nesrin, kendilerine büyük destek sağlayan Adana Büyükşehir Belediyesi ile Ulaşım Daire Başkanlığı'na teşekkür etti. BABASı DüNyA REkoRuylA MANş'ı geçti Takımın üyelerinden Manş Denizi'ni 9 saat 2 dakikada geçerek dünya rekoru kıran Erdal Acet'in kızı 35 yaşındaki Halime Acet de babasının rekor kırarak geçtiği denizi kendisinin de geçmeye çalışmasının kendisi için önemli olduğunu söyledi. Spor hayatında babasını örnek aldığını anlatan Halime, "Bir rekortmenin kızı olmak inanılmaz bir duygu. Şu anda babamın rekor kırdığı denizde ben de kulaç atma ve hatta bir rekora imza atma fırsatı buluyorum. Duygularımı kelimelere dökmek oldukça zor. Adana'ya bu işi başarıp dönmek ve babamı gururlandırmak en büyük hedefim" diye ENgEllERİ, ENgElSİzlERlE BERABER AşıyoR Takımda küçük yaşta geçirdiği çocuk felci sebebiyle bir bacağı az gelişen Çilem Çelik de erken yaşlarda hobi olarak başladığı yüzmede bugün geldiği aşamadan çok mutlu olduğunu söyledi. 2008'de havuzda yüzerken antrenörlerin katkısıyla profesyonelliğe adım attığını anlatan Çlem, şunları söyledi: "Engelleri, engelsizlerle beraber aşmak benim için harika bir duygu. Manş'ta bu muhteşem takımla bunu başarmayı yürekten istiyorum. Engelli bireyler için de aslında inandıkları ve inandıkları yolda canla başla çalıştıkları zaman aşamayacakları engel olmadığını göstermek ve bir rol modeli olmak adını bu geçişi başarıyla tamamlamak en büyük isteğim." 2013 yılında kadın ve erkek yüzücülerin yer aldığı karma takımla Manş'ı geçen Ayşe Yasemin Yıldırım da Manş Denizi'ne yabancı olmadığını söyledi. Çanakkale'de bu yıl 3'üncüsü "100. Yıla Barış Şarkıları" temasıyla düzenlenen 2015 Çanakkale Korolar Festivali başladı. çanakkale - Çanakkale'de bu yıl 3'üncüsü "100. Yıla Barış Şarkıları" temasıyla düzenlenen 2015 Çanakkale Korolar Festivali başladı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, valilik, belediye, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Ticaret ve Sanayi Odası'nca (ÇTSO) düzenlenen festivalin kordonboyundaki açılışında yaptığı konuşmada, kentin bu zamana kadar hep savaşlarla anıldığını söyledi. Savaşların Troia'dan başladığını anımsatan Gökhan, "En son Çanakkale Savaşı, 1915'teki deniz ve kara zaferlerimiz. Hep savaşlar kenti olarak algılanıyoruz" Gökhan, Çanakkale'nin artık böyle anılmak istemediğini ifade ederek, "Çanakkale Savaşları'nın 100. yıl dönümüne geldiğimizde kentin barışla anılmasına karar verdik. 'Barışın kenti' sloganımız 100. yılda daha da pekişmeli, dünyaya buranın bir barış kenti o lduğunu ilan etmemiz, bunu göstermemiz gerekir" diye Belediye Başkanı Gökhan'ın konuşmasının ardından etkinliğe katılan korolar, Festival Direktörü Mete Gökçe şefliğinde, Çanakkale Türküsü ve Sevgi Çiçeği isimli şarkıları seslendirdi.