SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ"

Transkript

1 İÇİNDEKİLER SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ... 2 LOKAL ANESTEZİK İLAÇLAR... 4 GENEL ANESTEZİK İLAÇLAR... 5 NÖROMUSKULER BLOKE EDİCİ İLAÇLAR... 7 SANTRAL ETKİLİ KAS GEVŞETİCİLER SEDATİF ve HİPNOTİK İLAÇLAR TRANKİLİZANLAR (Anksiyolitikler) NÖROLEPTİKLER ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR MADDE BAĞIMLILIĞI NON-STEROİDAL ANTİENFLAMATUVAR İLAÇLAR ROMATOİD ARTİT ve GUT HASTALIĞI TEDAVİSİ NARKOTİK ANALJEZİKLER ANTİPARKİNSON İLAÇLAR ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR KALSİYOTROPİK İLAÇLAR HİSTAMİN VE ANTİHİSTAMİNİKLER SERATONİN VE ANTAGONİSTLERİ PEPTİT YAPILI OTOKOİDLER EİKOZANOİDLER KİNİNLER ADRENOKORTİKOSTEROİDLER İNSÜLİN DİYABET VE ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇLAR TİROİD HORMONLARI ve ANTİTİROİD İLAÇLAR ANDROJENLER ve ANABOLİK STEROİDLER ESTROJENLER ANTİANEMİK İLAÇLAR OKSİTOSİK İLAÇLAR

2 SANTRAL SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Santral Sinir Sistemi (SSS, CNS) ilaçları: SSS deki sinapsları impuls aşırımında, modülasyonunda ya da regülasyonunda rol oynayan ilaçlardan birini ya da birkaçını etkileyen, sinapslarda sinaptik etkinliği azaltan ya da artıran ilaçlardır. Nöronları esasen sinapslarda etkilerler. Nörohumoral iletim: SSS de nöronların kendi aralarında ya da endokrin sistem ile SSS arasındaki iletimdir. Bu iletimi sağlayan maddelere nöroregülatörler denir. Nöroregülatörler: Nörotransmitterler, nöromodülatörler, nörohormonlar. NÖROMEDİYATÖR Nörotransmitter: Aksiyon potansiyeli oluşturur, nöronun presinaptik ucundan postsinaptik ucuna impulsaşırımınısağlar. Nöron membranını hızla geçer ve etki hızla sonlanır. Nöromodülatör: Aksiyon potansiyeli oluşturmaz. Presinaptik ya da postsinaptik membran duyarlılığını azaltarak ya da arttırarak etki gösterir. Nörohormon: SSS de sentezlenip sistemik dolaşıma verilerek uzakları etkiler. Nöromediatörlerin uzaklaştırılması: -Enzimatik Yıkımla -Difüzyonla -ReUptake ile Nöromediyatörler 1. Amin Yapılı Nöromediyatörler: a. Dopamin: D 1-5 olmak üzere beş reseptörü vardır. Affekt ve duygulanım ile ilgili olaylarda rol oynar. Ön hipofiz salgı fonksiyonları üzerine etkili. Çizgili kas tonusunun normal düzeyde sürdürülmesinde etkili. b. Noradrenalin: α ve β reseptörleri var. Dikkat kesilme, korku ve alarm durumlarında önemli rolü var. Major depresyonda hipoaktif. c. Adrenalin: Az sayıda d. Seratonin: 5-HT 1-7 ve alt tipleri olmak üzere reseptörleri var Majör depresyonda hipoaktif Anksiyete ve panik bozukluklarda hiperaktif 2

3 Uyku fizyolojisinde etkin Endokrin fonksiyonları düzenler. e. Asetilkolin Muskarinik (5 tip) ve Nikotinik reseptörleri var. Öğrenme ve bellek fonksiyonlarında önemli Ön ve arka hipofiz endokrin fonksiyonları düzenler. 2. Aminoasit yapısındaki nöromdeiyatörler: a. GABA (Gama Amino Butirik Asit) GABA A ve GABA B olmak üzere reeptörleri var Beynin ana inhibitör nöromediyatörü Gabaerjik ilaçlar sedatif, anksiyolitik ve antikonvülsan etkilidirler. b. Glutamik Asit: NMDA (N Metil D Aspartat) reseptörleri üzerinden etkirler. Epilepside etkinliği fazla Öğrenme ve bellek fonksiyonlarında önemli 3. Peptit yapılı nöromediyatörler: a. Endojen Opioid Peptitler Mü (µ), Delta (,δ) ve Kapa (қ) reseptörleri vardır Stres analjezisi ve spinal analjezi sağlarlar. 3

4 LOKAL ANESTEZİK İLAÇLAR Etkileri: Sinir liflerinde impuls aşırımını reversible olarak bloke ederler Etki Mekanizmaları: Sodyum kanal blokajıyla aksiyon potansiyelinin fırlama fazını yavaşlatır. Küçük çaplı sinir liflerini bunların güvenlik faktörleri düşük olduğundan daha erken bloke ederler. Zafıf bazik yapıdadırlarvücut ph sında non iyonizedirler. İlaç solüsyonlarına alkali ilavesi ile non-iyonize hali ve etkinliği artar. Lokal Anestezi Şekilleri: 1. Yüzeyel (topikal anestezi) Ör: LİDOKAİN, KOKAİN. Mukozaya uygulanır, yara ve yanık durumlarında ve sünnet cerrahisinde kullanılır. 2. İnfiltrasyon anestezisi: Ör: PROKAİN, KLORPROKAİN. SC olarak düşük konsantrasyonda yüksek dozda uygulanır 3. Sinir Bloğu Anestezisi: Anestezi istenen bölgeyi inerve eden sinir çevresine yüksek konsantrasyon ve düşük dozda uygulanır. a. Periferik Blok: Göz, diş vb bölgeye yapılacak müdahelelerde b. Santral Blok: Omurilikten çıkan sinir liflerine uygulanır. i. Epidural anestezi: Torakal ve epidural bölge için uygulanır. ii. Kaudal anestezi: Sakral bölge için uygulanır 4. Spinal (intratekal anestezi): Omuriliğin alt ucunda sub-araknoid boşluğa uygulanır. Alt ekstiremite, pelvis, rektum ve perina bölgesi cerrahisinde kullanılır. Lokal Anesteziklerin Yan Tesirleri: 1. SSS ile ilgili tesirler: Anksiyete, kulak çınlaması, keçelenme hissi, ileri safhada bilinç kaybı, konvülsiyon, deliryum 2. Kardiyovasküler sistemle ilgili yan tesirler: Aritmiler, kardiyak arrest, vazodilatasyon. 3. Kaslar: Yüksek dozlarda düz kasları gevşetir, motilitenin artmasına neden olur. ESTER YAPILI LOKAL ANESTEZİK Kokain: % 1 - % 4 konsantrasyonda topikal anestezik olarak kullanılır. Kısa etkilidir Prokain: Etki gücü düşüktür. Lokal infiltrasyon anestezisinde kullanılır. Tetrakain: Topikal anestezide kullanılır. Prokainden güçlü etkili, daha az toksik. AMİD YAPILI LOKAL ANESTEZİK Lidokain: Hızlı, uzun etkili. Topikal kullanımı var. Ventriküler aritmilerin tedavisinde endikasyonu var. Bupivakain: En uzun etki sürelilerden biridir. Topikal anestezide kullanılmaz, epidural anestezide kullanılır. Piridokain: Topilkal kullanılmaz. İnfiltrasyon ve sinir bloğu anestezisinde kullanılır Etidokain: En uzun etki süreli lokal anestezik. İnfiltrasyon ve sinir bloğu anestezisinde kullanılır. 4

5 GENEL ANESTEZİK İLAÇLAR Tanım: Uygulandığı kişide tüm duyumsama fonksiyonlarını ortadan kaldıran ve bilinç kaybı yapan; SSS yi reversible ve non-selektif deprese eden ilaçlardır. Genel Anestezinin Amaçları: 1- Analjezi: Genellikle bilinç kaybıyla birlikte görülür. 2- Narkoz Hali: Sedasyondan bilinç kaybına kadar değişen derinlikte yaygın SSS depresyonu 3- Çizgili Kas Gevşemesi: Hekimin çalışmasını kolaylaştırmak için istenir. Cerrahide bunun için yüksek doz anestezikler yerine Nöromuskuler Bloke Edici ilaçlar kullanılır. 4- Hiporefleksi, arefleksi: Otonomik reflekslerin ortadan kaldırılması amaçlanır. İyi Bir Genel Anesteziğin Özellikleri: 1- Güvenlik aralığı geniş olmalı: Cerrahi anestezi için yeter doz ile solunum ve dolaşım merkezi depresyonu yapan dozu uzak olmalı. 2- Hızlı ve olaysız indüksiyon sağlamalı: Uygulanması ardından genel anestezi basamaklarının gerçekleşmesi (ilerde değinilecek) hızlı olmalı. 3- Ayılma kolay ve olaysız olmalı: İlaç uygulaması sonlandırıldığında hasta kolaylıkla ve sorunsuzca ayılmalı. İNDÜKSİYON Genel Anestezinin Evreleri: 1- Analjezi: görme ve işitme fonksiyonları yerindedir. Bilinç yerindedir. Hasta ağrılı uyaranları algılayamaz. 2- Eksitasyon (deliryum) evresi: Bilinç kaybuyla başlar, Somatik ve otonomik refleksler yerindedir. Kortikal merkezler deprese edilmiştir. Beyinin motor merkezler üzerindeki inhibitör etkinliği ortadan kalkmıştır. İstemsiz hareketler görülebilir. 3- Cerrahi anestezi evresi: a. Birinci basamak : Göz kapağı refleksi kaybıyla başlayıp, solunumun düzenli hale geçmesine kadar süren evredir. b. İkinci basamak : Çizgili kasların gevşemesiyle başlamasından, derin reflekslerin ortadan kalkmasına kadar süren evre. c. Üçüncü basamak : Alt interkostal kasların felç olmasıyla başlayan, tüm interkostal kaslardaki felç ile sona eren evre. Hastada periton refleksi kaybolmuştur. Karın içine yapılacak cerrahi girişimler için uygun evredir. d. Dördüncü basamak : Genel anestezik ilacın konsantrasyonunun artışına bağlı olarak diyafram felci söz konusudur. Gelinmesi istenmez. 4- Bülber paralizi evresi : Beyin sapındaki solunum ve vazomotor merkez deprese olmuştur. Solunum ve kalp durması gerçekleşir. Diriltici evrelere girilmedikçe sessizce ölüm ortaya çıkar. İnhalasyon anesteziklerinin farmakokinetikleri: Hastaya solutulduğunda alveollerden kana difüze olur. Kanda çözünürlüğü fazla ise hızlı difüze olur ancak etkin konsantrasyona da o kadar geç ulaşır (indüksiyon gecikir). Ayrıca etki de geç sonlanır. 5

6 Redüstrübsiyon: İlaç önce kanlanması iyi olan Beyne giderek etki gösterir. Sonra da kanlanması düşük ama geniş bir kitle olan adipoz dokuya gider ve lipofilisitesinden ötürü burada birikir. Zamanla dengeye bağlı olarak yağdan kana geçerek artık etki gösterir. Genel anesteziklerin etki mekanizmaları: Nöron membranındaki Na + kanallarını bloke ederek hücre içine hızlı sodyum girişini ve aksiyon potansiyelinin yükselişini inhibe eder. (nöron membranını sodyuma karşı stabil kılar) Ayrıca nöron zarında çözünerek hücre zarı kalınlığını artırır. Nöronu stabilize eder, membran elektriksel şiddetini azaltır. İnhalasyon Anestezikleri: 1- HALOTAN: Güçlü genel anestezik, Analjezik etkisi yok. Anestezi için diazotoksit (N 2 O) ile birlikte verilir. Çizgili kaslarda yeterli gevşetici etkisi yok. (NMBE ile birlikte kullanılır.) 2- DİAZOTOKSİT (N 2 O): Tek inorganik anesteziktir. Anestezik gücü düşük, analjezik gücü yüksektir. 3- ENFLURAN: Karaciğerde toksik. Hızlı indüksiyon sağlar. KVS^de depresan. 4- İZOFLURAN: Anestezik, analjezik ve kas gevşetici özelliği iyi. Karaciğerde toksisitesi düşük. Kandaki çözünürlüğü düşük (hızlı indüksiyon) Katı Genel Anestezikler: Sıklıkla hızlı indüksiyon için kullanılır. Nadiren genel anestezinin devamında kullanılırlar. Farmakokinetik özelliği lipofilisitesinin yüksek olması (hızlı etki). 1- TİYOPENTAL: Barbitürat trv. Etki süresi en kısa olanlardandır. (<15 dk). Uzun operasyonlarda indüksiyon için kullanılır. Analjezik etkisi yok, NM blokaj yok. 2- KETAMİN HCl: vücut salgılarında artış, dış uyarılardan kopma hali (disosiyatif), hareketsizlik, ağrıyı algılamama hali, amnezi yapar. Bilinç kapalı, ancak kişi uyanık görünür. SSS de NMDA reseptörlerini blke eder (Glutamat antagonisti). Ayılma olaylıdır. 3- MİDAZOLAM: Benzodiazepin türevi. Hızlı indüksiyon sağlar. Analjezik etki yok. Operasyon ve endoskopi öncesi hastada sedasyon yapması için kullanılır. Hızlı redüstribsüyona uğrar. 4- KISA ETKİLİ OPİATLAR (FENTANİL, ALFENTANİL, SUFENTANİL): Genel olarak indüksiyon için kullanılır. Preanestezik medikasyonda kullanılabilir. Cerrahi anestezinin idamesi için kullanılabilir. 6

7 NÖROMUSKULER BLOKE EDİCİ İLAÇLAR Kas sinir kavşağında sinaptik iletimi bloke ederek tam kas gevşemesine neden olurlar Etkilerini muskarinik tipteki nikotinik reseptörlerde (N m ) gösterirler. Motor Ünite: bir motor sinir aksonunun inerve ettiği tüm kas hücreleridir. Bir kas lifi yalnızca bir sinir dalı ile kavşak yapabilir. Ancak bir sinirden çıkan dallar birden kas lifi ile kavşak yapabilir. Kas Kasılması Fizyolojisi: Sinir aksiyon potansiyeli Sinir ucu depolarizasyonu AsetilKolin salıverilmesi Reseptör aktivasyonu Son plak potansiyeli Yayılma Sarkoplazmik retikulum aktivasyonu Ca ++ salınımı Aktin-Miyozin etkileşmesi Kasılma. Nöromuskuler Bloke Edici İlaçlar: 1- Depolarizasyonsuz blokaj yapanlar (kompetetif blok) Sinir ucundan kavşak yapan kas lifinin depolarize olmasını engelleyerek etki gösterir. Etkilerini salınan AsetilKolin in reseptörlerini bloke ederek gösterir. Asetilkolin ile yarışmaya girerek, onun N M reseptörleri aktive etmesini engellerler. Etkinin ortadan kalkması için Asetilkolin konsantrasyonunun artması gerekir. Antikolinesterazlar; Asetilkolini yıkan kolinesteraz enzimi blokajıyla asetilkolin konsantrasyonunu artırırlar. Antikolinesterazlar, kompetatif blokörlerin etkisini sonlandırırlar. (!) Etki için N M lerin en az % 75 i bloke edilmelidir. N m ler çok sayıda olduklarından bunların ¼ ü dahi kasın depolarize olması için yeterlidir. Bu yüzden bu ilaçlarda kısmi felç ile tam felç aralığı dardır. TÜBAKÜRARİN: t ½ 1 saat kadar. Grubunun prototip ilacı. Kürar benzeri etki gösterir. Önce dil, çene, farinks, göz gibi ince kaslar; ardından boyun, gövde, ekstiremite; sonra interkostal kaslar ve en son diyafram kası etkilenir. Yan Tesirleri: Fazik kas gevşemesi Vazodilatasyon ve hipotansiyon. Mast Hücrelerinden histamin salıverdirir Lewis in üçlü reaksiyonunaneden olur Histamin salıverdirici etkisinden ötürü astımda kontrendike Otonomik ganglion blokajı yapar. (N n) recler üzerinden) Adrenal medulla da iletim blokajı yapar. Farmakokinetik Özellikleri ve Etkileşmeler: SSS e geçemez (4 amin yapısı nedeniyle iyoniktir) GI kanaldan absorbe olmaz. (aynı nedenle). IV kullanılır. Myastenia Gravis te ve hipokalemide duyarlılık artar. ( nikotinik rec az) İnhalasyon anesteziklerinin etkisini artırır. Neomisin ve streptomisin gibi aminoglikozitler ile etkileri artar. ATROKÜRYUM BEZİLAT: KC fonksiyon bozukluğunda etkinliği değişmez (non enzimatik yıkım) Kas felci hızlı sonlanır Histamin salıverici, sempatik, KVS etkileri zayıf (güvenli) 7

8 PANKÜRONYUM BROMÜR: Düşük dozda etkin (gravimetrik etki gücü en yüksek) Kalpte de M reci blokajı yapar Taşiaritmi, hipertansiyon Histamin salıverdirici etkisi zayıf Ganglionik blokaj yapmaz Plazma kolinesteraz ını bloke eder (süksinilkolin etkisini uzatır) VEKÜRONYUM BROMÜR: Kısa etki süreli, KVS ye vemast hücrelere etkisi yok. Eliminasyonu dağılımla olur. ROKÜRONYUM: En Hızlı kompetetif blokör. KVS ve Mast hücrelere etkisi yok. MİVAKÜRYUM: Kısa etkili, plazma kolinesterazıylayıkılır. Atipik kolinesterazlılarda ve antikolinesteraz varlığında etki uzar. KİNETİKLERİ: Oral yoldan etkisizdirler. Uygulama sonrasında dağılımları yavaştır (etki göstereceği kompartmana yavaş geçer), etki 5-7 dakikadabaşlar. 2- Depolarizasyonla blokaj yapanlar: Nöromuskuler kavşakta kas son plağının depolarize olduğu durumdur. FAZ I BLOK: Uzun etki süreli nikotinik reseptör aktivatörleri (asetilkolin agonist) reseptöre bağlanırlar ve buradan ayrılmazlar. Reseptör aktive haldedir. Reseptöre bağlı iyon kanalları (depolarizasyon için açılması gereken kanallar) uzun süre açık kalırlar. Son plak sürekli depolarize kalır ve bu durum kasa yayılır. Böylece kasın asetilkolin etkisine duyarlılığı azalır. Başta fibrilasyon ve fasikülasyon yapar, ilerleyen dönemde etki tam bloğa döner. Antikolinesterazlarla blok artar. Felç fazik kaslarda daha güçlü görülür. FAZ II BLOK (desensitasyon): İlaç uygulanmaya devam edildikçe kas membranı kısmen repolarize olur. (+ 70 lerde olan aksiyon potansiyeli burada tutunamayarak düşer) Son plak depolarizasyonu gittikçe azalır. Sonuçta bu reseptörlerde duyarsızlaşma olur. Asetilkoline yanıt azalır. Felç; antikolinesterazlarla ortadan kaldırılabilir. SÜKSİNİLKOLİN KLORÜR: En hızlı etkili, en kısa etkili NMBE dir. Plazma kolinestrazıyla yıkılırken, NM kavşakta kolinesterazdan etkilenmez. Göğüs ve karın kaslarında fasikülasyon Yüksek dozda tip II plokaj gerçekleşir Bebeklerde ve Myastenia Gravis te doğrudan faz II blok gerçekleşir. Yan Tesirleri: KVS de aritmiler (faz I de bradikardi, faz II de taşikardi), hipotansiyon. Dış salgılarda (tükrük, mukoza) artış Omuz ve sırt kaslarında ağrı (prekürarizasyonla önlenir) Göz içi basınç artışı. 8

9 Plazma kolinesterazı atipik olan kişilerde ya da hipoaktif olanlarda uzun süreli apneye neden olur (süksinilkolin apnesi) Malign Hipertermi: Sarkoplazmik retikulumdan aşırı miktarda kalsiyum salıverilmesine bağlı bir durum. Antidotu dantrolen. Depolarizasyonsuz ilaç + süksinil kolin kombinasyonu: Kürar, tedaviden önce verilirse prekürarizasyon, süksinat etkisi azalır. Kürar, tedaviden sonra verilirse Süksinat etkisi artar. (duyarsızlığı zaten azalmış reseptörler, antagonist ile meşgul olursa etki artar) Kullanılış yerleri (her iki tip ilacın) Anestezi derinliğini artırmaksızın kas gevşemesi sağlarlar Kısa ortopedik girişimlerde kullanılır Trake inkübasyonu, endoskopi v.s. Konvulzif (tetanoz, epilepsi vb.) hastalıklarda Elektrokonvulzif tedavide Miyastenia gravis teşhiinde. (Bu hastalarda kürar bileşikleri çok düşük dozlarda bile felce neden olur) Botilinum toksini (Clostridium botulinum) NM kavşakta sinir son plağını stabilize ederek asetilkolin salınımını engeller. Uzun süreli (2-6 ay) felç gelişir. 9

10 SANTRAL ETKİLİ KAS GEVŞETİCİLER (Myorelaxanlar = Spazmolitikler) NMB den farklı olarak etki yerleri nöromuskuler kavşak son plağı değil, SSS dir. (dantrolen hariç). Artmış çizgili kas tonusunu SSS üzerinden azaltırlar, spazmları giderirler. Spazm:Çeşitli iskelet-kas hastalıklarında periferden gelen uyarı kalıbının bozulması ya da Nörolojik hastalıklarda motor nöron üzerindeki ekstitatör-inhibitör dengeninin bozulması. SEKG; etkilerini SSS de periferik refleks yaylarında supraspinal inici yolaklardaki sinapsları etkileyerek yapar. Mutad dozda parazi ve paralizi yapmaz. (Felç yapmaz), güçsüzlük yaparlar. Etki Şekilleri: Presinaptik refleks yollarında ara nöronları inhibe ederek MEFENAZİN Poli ve monosinaptik refleks yollarını inhibe ederek BAKLOFEN, BDZ İnhibitör nörotransmitter GABA etkinliğini artırarak BDZ Nörofizyolojik Etki Mekanizması: Deneysel deserebrasyon rijiditesini (α-rijidite) giderirler. γ-motor nöronlar arasındaki ara nöronları bloke eder. Anemik deserebrasyon rijiditesinde (α-rijidite) etkili. α-motor nöronlar arasındaki ara nöronları bloke eder. Anemik omurilik iskemisine bağlı rijiditeyi giderirler. Genel Yan Tesirleri: Uyuşukluk, sedasyon (limbik sistem depresyonu nedeniyle) Mutad dozda sedasyn. Kullanılış Yerleri: 1. Kas-İskelet kaynaklı spazmlar: Birinci grup spazmlar olarak ilerde bahsedilecektir. İltihap, kireçlenme, tümör gibi nedenlerle sinirler üzerinde oluşan baskıya bağlıdır. Bu tip spazmlarda ağrı da gelişebilir. SEKG ler NSAII ile kombine edilebilirler. Bu tip spazmlarda (Metakarbamol, klorsoksazol, tiyokolşikozit) kullanılabilir 2. Santral Kaynaklı Spazmlar: İkinci grup spazmlar. Baklofen, BDZ, Tizanidin kullanılır. İLAÇLAR: Metakarbamol: Birinci grup spazmlarda NSAII ile birlikte kullanılır. YT: Sedasyon, vertigo, bulantı, alerjik rxn. Meprobomat: Asıl etkisi sedati-hipnotik Klorsoksazon: Birinci grup hastalıklarda tek başına ya da NSAII ile kombine kullanılır. Hepatotoksik etki potansiyeli vardır. Çocuklarda felçte başarılı Diazepam: Uzun etkili hipnosedatif, antikonvülsan. İkinci ve birinci tip spazmlarda etkili. Tetanus, Satus epilepticus ta etkili. YT: Başağrısı, Bağımlılık, Solunum depresyonu, Sedasyon. Klordiazepoksit: Birinci ve ikinci tip spazmlarda etkili, Diazepam gibi etkileri var. Tizanidin: İkinci tip spazmlarda etkili. Antihipertansiflerin etkisini artırır. (α-blokör) 10

11 Mefenoksalon: Hepatotoksiktir, kullanılmaz. Tiokolşikozid (Muscoril ): İnhibitör GABA ve ekstitatör glutamat reseptörlerini aktive eder, ancak GABA reclere etkisi daha fazladır. Pikrotoksin ve striknin gibi anti-gaba ilaçların neden olduğu konvülsiyonu önler. BDZ reclere etkisi yok. Birinci tip spazmlarda etkili. YT: diare, karın ağrısı, dispepsi. Kinin: Yaşlılarda gece kramplarında etkili, yatarken oral alınır. Metakarbamol ve meprobomat propandiol türevi Klorzoksazon benzoksazol türevi Diazepam ve klordiazepoksit benzodiazepin türevi. Selektif etkili ilaçlar: SSS depresyonu yapmazlar. Baklofen: GABA B agonisti (GABA nın lipofilik türevi) Sistemik uygulamada SSS e geçer. Presinaptik GABA B reclerini aktive eder. Omurilikte monosinaptik ve polisinaptik refleks yollarını bloke ederek spazmolitik etki gösterir. GI kanaldan yüksek oranda absorbe olur, İtrahı böbrektendir. Amyotrofik Lateral Skleroz, Multipl Skleroz, Kronik spastisite, İdrar retansiyonu ve Hıçkırıkta kullanılır. Yüksek dozda komaya varan depresyon ve knvülsiyon eğilimi vardır. YT: Uyuşukluk, sedasyon, baş dönmesi, kesiklik, konfüzyon, hipotansiyon, bulantı, koordinasyon bozukluğu, KC zedelenmesi, Alkol vs ile aditif etkileşme Dantrolen: Kullanılış yeri olarak SEKGler gibidir ancak etki mekanizması SEKG ve NMBE den farklıdır. Çizgili kasları, kas düzeyinde etkiler. Sarkoplazmik retikulum u stabilize ederek kalsiyum salınımını inhibe etmek suretiyle spazmı giderir. İkinci tip hastalıklarda ve klonus ta (birbirini izleyen kasılma gevşeme hali) etkili. Özel kullanılış yeri malign hipertermi (nöroleptiklerin neden olduğu aşırı kalsiyum salınımı nedeniyle oluşabilir) YT: Tüm çizgili kaslarda güçsüzlük, diyare, bulantı ve uyuşukluk, vertigo, fatal hepatit ve halüsinasyonlar yapar. Ek olarak, KVS, Solunum, KC üzerine etkileri var. Amyotrofik lateral sklerozda kontrendike. Rizulol: Lateral emyotrofik sklerozda etkilidir. Glutamat antagonisti (NMDA rec blokörü) 11

12 SEDATİF ve HİPNOTİK İLAÇLAR Bu ilaçlar düşük dozda sedatif, yüksek dozda hipnotik etki gösterirler. Ek olarak anksiyolitik etkileri de vardır. Doza bağlı olarak sırasıyla: Uyuşukluk sedasyon uyku hali genel anestezik koma etkileri ortaya çıkar. Ayrıca, anksiyolitik, antikonvülsan, SEKG etkileri vardır. Barbitüratlarda sedasyon ve hipnozis doz ile ayarlanabilirken, BDZ lerde sedatif ilaçlarla hipnotik ilaçlar birbirinden farklıdır. Barbitüratlarda doz yanıt eğrisi daha doğrusal ve daha diktir. Etki Mekanizmaları: GABA A rec Klorür kanal kompleksi üzerindeki selektif bağlanma noktalarına bağlanırlar ve bu kompleksteki GABA A rec de, inhibitör nöromediyatör olan GABA nın etkinliğini artırırlar. (BRBT: Kanalın açık kalma süresini uzatır, BDZ ise kanalların açılma sıklığını artırır) BDZ recleri iki tiptir. BDZ 1 beyinde iken, BDZ 2 beyin dışında da bulunur. MUSİMOL: GABA agonisti BİKUKULİN: GABA antagonisti. Barbitürat Bağlanma Yeri: GABA A rec-klorür kanal kompleksinde bulunur. Ortama GABA geldiğinde kanal açılır ve normalden uzun süre açık kalır. Barbitürat yok ise kısa bir süre açık kaldıktan sonra kapanır. GABA ortamda azalsa dahi kanal açık kalır. (etkinin görülmesi için GABA gerekli değildir) BARBİTÜRAT agonist PİKROTOKSİN antagonist * GABA A rec-klorür kanal kompleksinde ayrıca steroid ve etanol bağlanma yerleri de bulunur. Hipnosedatiflerin Farmakokinetikleri: Lipofiliktirler, oral yoldan alındıklarında absorbsiyonları yüksektir, dağılım hacimleri geniştir. SSS e iyi geçerler. Etkileri redüstribsüyonla sonlanır. Metabolizmaları Karaciğerdedir. Grupların üyeleri içinde çapraz tolerans vardır. Mutad dozlarda analjezi yapmazlar. BDZ-BRBT Farkları: BDZ güvenlik aralığı geniş, doz yanıt eğrisi daha yataydır ve belli bir doz üzerinde etki dozdan bağımsızdır. BRBT güvenlik aralığı daha dar. BDZ etki göstermesi için ortamda GABA bulunması şarttır. BRBT için şart değil. Fenobarbitel ve türevleri ile Klonazepam; sedasyon ve depresyon yapmayan dozda antikonvülsan etki gösterirler. 12

13 Benzodiazepin ler: Terapetik aralıkları geniştir. Güvenlidirler Belirgin anksiyolitik etkileri vardır. Enzim indüksiyonu yapmazlar Kullanılış farkları farmakokinetik özelliklerinden dolayıdır. Uzun etki süreli benzodiazepinler: Anksiyolitik (düşük etkili): Diazepam, klordiazepoksit. Hipnotik: Flurazepam, kuazepam Orta etki süreli benzodiazepinler: Anksiyolitik: Alprozolam, oksazepam Hipnotik: Lorazepam, temazepam, nitrazepam, flunitrazepam Kısa etki süreli benzodiazepinler: Midazolam: Hipnotik, preanestezik medikasyon, anestezi indüksiyonu. Triazolam:. *Etki kısalığının nedeni; redüstribsüyon ve yarı ömrün kısa olmasıdır. DİAZEPAM: Anksiyolitik BDZlerin en fazla kullanılan tipik üyesidir. Akut kompulzif durumlarda oral ya da IV olarak verilir. Endoskopi veya benzeri durumlarda anksiyeyeyi gidericidir. YT: Uyuşukluk, başağrısı, sarhoşluk, hipotansiyon Uzun süreli kullanımda bağımlılık ve tolerans gelişir. Kesilmesiyle yoksunluk sendromları ortaya çıkar. (anksiyete, uykusuzluk) Gruptan Diazepam ve klordiazepoksit SEKG olarak kullanılır. Antagonisti: Flumazenil dir. Zayıf ters agonist etkisi vardır. Bağımlılık tespitinde ve tedavisinde, aşırı doz BDZ alımına bağlı zehirlenmelerde tabloyu geçirir. Diğer İlaçlar: BUSPİRON: 5-HT 1A yı aktive eder, anksiyolitik ZOPLİKON: Anksiyolitik, ZOLPİDEM: Hipnotik. EM si BDZ ile benzerdir. Barbitürat lar: Farmakokinetikleri BDZlere benzer, Metbolizmaları KC dedir (fenobarbital hariç) Yan tesirleri BDZ lere benzer. KC de sitokrom p-450 enzim sistemini indüklerler. Hipnotik ve sedatif oluşları dozla ilişkili. Güvenlik olarak BDZ lerden daha sorunludurlar. Uzun Etkili Orta Etkili Kısa Etkili Çok Kısa Etkili Barbital Butabarbital Sekobarbital Tiyopental Fenobarbital Pentobarbital Heksobarbital Metoheksital Allobarbital Tetrabarbital (Genel Anestezik) Fenobarbital: Sedatif 3 x mg Hipnotik 1 x mg Pentobarbital: Sedatif 3 x mg Hipnotik 1 x mg Diğer Sedatif ve Hipnotikler: H1 rec blokörleri (GABA ve 5HT üzerindeki etkileriyle), bazı antikolinerjikler 13

14 TRANKİLİZANLAR (Anksiyolitikler) Anksiyete: Kişinin içinde ya da dışında gelişen sıkıntılı bir duruma karşı gelişen emosyonel ve somatik nitelikli psikonörotik bozukluklardır. Psikolojik göstergeleri; ruhsal gerginlik, iç sıkıntısı, kuruntu, uykusuzluk, yetersizlik ve çaresizlik hisleri. Somatik belirtiler; taşikardi, çarpıntı, terleme, tremor, iştahsızlık, nefes darlığı, hiperventilasyon. Klinik Sınıflandırma Jeneralize anksiyete Panik bozukluk Obsesif-kompulsif bozukluk Fobiler Posttravmatik stres bozukluğu Anksiyolitik Etki: Zihinsel ve psikomotor aktiviteyi normalin altına düşürmeden, anksiyete halini ve onunla seyreden psikomotor aktiviteyi gidermek. Hipnosedatif ilaçlar da bu etkiyi yaparlar. Anksiyolitik ilaçlar; sedatif-hipnotiklerden tam olarak ayrılamazlar. Çoğu anksiyolitik ilaç farklı derecelerde sedasyon yaparlar. İyi bir anksiyolitik ilaç, sedasyon yapmayandır. İlaçlar: 1. Benzodiazepinler: Uzun etkili: Diazepam, klordiazepoksit, flurazepam Kısa etkili: Alprazolam, lorazepam, oksazepam Etkilerini GABA A -klorür kanal kompleksindeki selektif bağlanma noktalarında gösterir. BDZ ler; GABA etkisini potansiyalize ederler. Klor kanallarının açılma sıklığını yani klora geçirgenliği artırırlar. Hücre yi hiperpolarize eder ve uyarılma zorlaşır. GABA A /BDZ rec inin anksiyete oluşmasında yeri vardır. BDZ reseptörlerinin ters agonisti maddeler anksiyeteye neden olmaktadırlar. Seratonerjik, noradrenerjik sistemlerin de anksiyetede yerleri vardır. Pentilentetrazol; insanda deneysel anksiyete oluşturur. Bunu pikrotoksin bağlanma yerlerini aktive ederek yapar. BDZ ler güvenli sedatif hipnotik ve anksiyolitik ilaçlardır. Sedatif etkilerine karşı tolerans gelişir. Akut anksiyetede, panik bozukluklarda, jeneralize anksiyetede ve posttravmatik stres bozukluklarında kullanılırlar. Nevrotik ve obsesif durumlarda pek kullanılmazlar. 4-6 hafta kullanımda bağımlılık oluşabilir. Bu süre sonrasında birden kesilirse rebound anksiyete görülebilir. ALPRAZOLAM (Xanax ) Antidepresan etkisi de olan orta etkili bir BDZ dir. Panik nöbet profilaksisi için kullanılır. 14

15 2. Atipik benzodiazepin reseptör agonistleri: ZOPLİKON: Hafif bağımlılık potansiyeli vardır. Kesilmesinde rebound anksiyete görülebilir. Genelde anksiyolitik amaçla kullanılmaz ABEKARNİL, BRETOZANİL, İMİDAZENİL: Parsiyel agonist etkilidirler. 3. Buspiron: Beyindeki 5HT 1A rec lerinin parsiyel agonistidir. Anksiyetenin somatik semptomlarda BDZ lerden daha az etkili ancak öfke gibi semptomlarda daha etkili. Jeneralize anksiyetede BDZlere eş etkinlik gösterir. Etki 1-3 haftada başlar, antikonvülsan ve SEKG etkisi yoktur. Sedasyon ve amnezi yapmaz, tolerans ve bağımlılık potansiyeli yoktur. Etki mekanizması ve etki yeri BDZ lerden farklı olduğundan çapraz tolerans yok. Metabolizması kısmen KC dedir, bir kısmı değişmeden böbrekten atılır. YT: Bulantı, başağrısı, sinirlilik, vertigo, heyecanlanma. 4. Nöroleptikler: Düşük dozda anksiyolitik etkilidirler. Etki güçleri BDZ lerden daha zayıftır. Yan tesirleri daha fazladır. 5. β-blokörler: Ör: PROPRANOLOL. Somatik belirtilerde (taşikardi, hiperventilasyon, tremor) daha etkili. Emosyonel (psikolojik belirtilerde etkisiz. BDZ ile kombine halde kullanılabilir. 6. Antidepresanlar: İMİPRAMİN: Panik bozukluk, obsesif bozukluk, depresif semptomlarda etkili KLOMİPRAMİN: Obsesif-Kompulsif bozukluklarda en değerli ilaç. MAO İnhibitörleri: Agarofobili panik reaksiyonlarda etkin. ÖR: FENELZİN KLONİDİN: α-2 rec aktivatörü. Nor-Adrenerjik aşırımı zayıflatır, β-blokör benzeri etkilidirler. Anksiyetenin somatik semptomlarında etkilidirler. 15

16 NÖROLEPTİKLER Şizofreni ve bazı psikozların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Şizofreni: Delüzyonlar, halüsinasyonlar, düşünme bozukluğu, konuşma bozukluğu, anormal davranışlar ile seyreden bir psikozdur. Kişi sosyal ilişkilerden çekinen apatik bir durumdadır. Nedeni: Mezolimbik dopaminerjik nöronların hiperaktivitesi olduğu düşünülüyor. Kalıtımın da etkisi vardır. Neden olarak dopaminden başka glutamat, NA ve 5HT hipotezleri de var Nöroleptik ilaçlar, temel düşünme bozukluğunu düzeltmezler ancak hastanın kendisine destek olan bir çevrede rahatça yaşamasını sağlarlar. Nöroleptik ilaçların etkileri: Beyinde dopamin turn-over ini artırırlar Dopamin agonisti Apomorfin in etkilerini geri çevirirler. Dopaminin, dopaminerjik nöronlardaki etkilerini bloke ederler. Beyin membranına dopamin bağlanmasını inhibe ederler. Etkileri, dopamin sentezi inhibitörleri (α-metil-p-tirozin) ile artar. Etki Mekanizmaları: Limbik sistemde, temporal ve frontal lobda D 2 ve D 3 postsinaptik rec blokajıyla, Atipik nöroleptikler D 4 recleri bloke eder. Yan etkileri dopaminerjik gangliyonlarda D 2 blokajıyla olur. Nöroleptik ilaçlar, BRBT veya diğer SSS depresanları gibi motor inkoordinasyon, bellek, muhakeme fonksiyonlarını etkilemez. Aşırı bir sedasyon yapmaksızın hareketlerde yavaşlama, heyecansızlık, tepkisizlik, umursamazlık yaparlar Bilinci bulandırmaz, agresifliği azaltırlar. İlaçlar: I. FENOTİYAZİN TÜREVLERİ En eski ilaçlardır, α 1, 5HT 2, H 1, M n, M m, reclerde etkileri vardır 1. Alifatik Fenotiyazinler KLORPROMAZİN: Prototip ilaç, Sedatif etkisi var, motor inkoordinayson yok. Uzun süreli kullanımda sedasyona tolerans gelişir. Narkotik analjeziklerin ve hipnotik ilaçların yaptığı sedasyon ve hipnozu artırır Genel anesteziklerin depresan etkisini artırırlar. Amfetamin, kokain gibi psikomimetiklerin öfori, halüsinasyon etkisini kaldırır. Bulantı-Kusmayı önler. Epilepside Kontrendikedir. Hipertermi-Aritmi yapabilir. (α-blokaj) 16

17 Farmakokinetiği: Absorbsiyonu % 30civarında, Plazma Proteinlerine Bağlanma: Yüksek (%98) Metabolizma: KC, IB (ayrıca enterohepatik siklusa girer) Plazma yarı ömrü: 30 saat. 2. Piperidinli Fenotiyazinler TİORİDAZİN: Ekstrapiramidal yan tesirleri En Az olan fenotiyazin Güçlü antikolinerjik etkisi var Kardiyotoksik yan tesirleri En Fazla Ejakülasyonu fazlaca inhibe eder. Yüksek dozda pigmenter retinopati yapar. 3. Piperidinli Fenotiyazinler FLUFENAZİN: Gravimetrik etki gücü en yüksek olan fenotiyazin. Ekstrapiramidal yan tesirleri fazla Sedatif etkisi en düşük fenotiyazin Doz: 2,5-10 mg yükleme, 1-3mg/gün idame Diğer üyeler: Triflupenazin, Perfenazin, Proklorpenazin, Asetofenazin, Korfenazin. II. YAPICA FENOTİYAZİNLERE BENZEYEN İLAÇLAR Tiyoksanten ve dibenzoksazepin halkası içerirler. Etki Mekanizmaları Fenotiyazinler gibi D 2 fenotiyazinlerden daha fazla D 1 blokajı yaparlar. blokajı şeklindedir. Ancak ZULOPENTİKSOL: Tiyoksanten türevi ilaç LOKSAPİN: Dibenzoksazepin türevi. Farmakolojik etkisi klorpromazine benzer. KLORPROTİKSEN: Tiyoksanten türevi. Sedasyon yapar. Anti emetik etkisi var. α-adrenerjik, Kolinerjik ve histaminik reseptörleri de etkiler. III. BÜTİROFENONLAR: D 1, D 2 ve az da olsa α rec blokajı yaparlar. Antikolinerjik etkileri yok α-adrenerjik bloke edici etki az Sedatif etki fenotiyazinlerden az Antiemetik etkileri belirgin HALOPERİDOL: IM olarak daha etkili (BY düşük) t ½ : saat MELPERON: Tardif diskinezi yapmaz. Beyinde 5HT 1A blokajı yapar. t ½ : 3-8 saat. 17

18 IV. DİĞER NÖROLEPTİKLER 1. Tipik Nöroleptikler: PİMOZİD: Dopamin reclerini, NA reclerinden daha fazlabloke eder. Fenotiyazinlere göre daha az sedasyon ve ekstrapiramidal yan tesiri var. Kalsiyum antagonisti etkisi de var. KLOZAPİN den sonra ikinci en değerli ilaç Parenteral olarak kullanılmaz, t ½ : 53 saat. SÜLPİRİD: D 2 ye yüksek afinite gösterir, D 3 ve D 4 e afinitesi düşüktür. α, 5HT 2, H 1, Nikotinik ve Muskarinik recler ile D 1 e afinitesi yok. Antiotistik ve antidepresan etkileri de var. Otonom yan tesirleri çok düşük. Nadiren tardif diskinezi yapar. 2. Atipik Nöroleptikler: α ve kolinerjik etki azaltılmış, ekstrapiramidal YT daha az. Antipsikotik ve anksiyolitik etki yüksek, tardif diskinezi riski düşük. D 2 blokaj azaltılmış,5ht 2 blokaj artırılmış. KLOZAPİN: Parkinsonizm, tardif diskinezi yapmaz, hipertermi yapabilir. D 2 ye ek olarak güçlü D 3 ve D 4 blokajı yapar. α 2, 5HT 2, H 3 ve muskarinik rec blokör etkisi yüksek. RİSPERİDON: 5HT 2 blokajı > D 2 blokajı. Klozapinden farkı, D 1 blokajı yapmamasıdır. OLANZAPİN: D 4, 5HT 2, M 1, α, H 1, blokaj yapar (klozapin gibi). Nöroleptiklerin Yan Tesirleri: 1. Ekstrapiramidal Yan Tesirler: Bazal gangliyon D 2 rec blokajına bağlı. Antikolinerjik etki düşükse görülür. (LOKSAPİN, MOLİNDON). Bu Etkiler: Akatisya, Akut Distonik reaksiyonlar, Parkinsonizm ve Tardif diskinezi olarak sıralanabilir. 2. Sedasyon: Alifatik, piperidinli fenotiyazinlerde ve Loksapinde görülür. Nonspesifik SSS depresan etkiye bağlıdır. Genellikle tolerans gelişir. 3. Otonomik Yan Tesirler: Alifatik ve piperidinli FTZ, Klozapin, Klorprotiksen 4. Seksüel Disfonksiyon: Antidopamin etkiye bağlı Hiperprolaktinemi. 5. Nöroendokrin Yan Tesirler 6. Kilo Alma 7. Kesilme Sendromu 8. Hepatotoksik YT 18

19 9. Cilt Alerjileri 10. Hematolojik tablo bozuklukları 11. Toksik Psikoz 12. Konvülsiyon Eğilimi: Epilepside kontrendike 13. Kardiyotoksisite 14. Nöroleptik Malign Sendrom 15. Teratojenite Nöroleptiklerin Etkileşmeleri: Antiparkinson ilaçlarla Ekstrapiramidal YT azalır. Lityum tuzları antidopaminerjik etkiyi artırır. SSS depresanlarının etkilerini artırır. Guanetidin in etkisini azaltır. Nöroleptiklerin Diğer Kullanımları: Psikotik reaksiyonlar Mani Alkol v.b. bağımlılarında yoksunluk sendromları Anksiyete Bulantı-Kusma Vertigo Preanestezik Medikasyon. 19

20 ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR Affektif (duygu-durum) hastalıklar ve manik-depresif (bipolar) hastalık durumunda kullanılan ilaçlardır. Etkilerini; SSS deki monoaminlerin (mediyatör görevli olanlar) kinetiğini ve bunlara ait reseptörleri etkileyerek gösterirler. Majör depresyon: Ortak semptomları olan, farklı etiyolojilerden gelen bir sendrom. Reaktif depresyon: Non psikotik depresyondur. Depresyonda: Zevk alamama, ilgi duyamama, çaresizlik, ümitsizlik, yetersizlik, zihinsel konsantrasyon bozukluğu, bellekte zayıflama, kararsızlık, ruhsal ajitasyon, ağlamaya yatkınlık, genellikle iştahsızlık, yorgunluk, güçsüzlük, uykusuzluk, ölüm korkusu ve beraber ölüm arzusu gibi hallerden bir kısmı ya da tamamı görülebilir. Bipolar bozukluk: - Bipolar I bozukluk mani - Bipolar II bozukluk hipomani - Karma bipolar bozukluk mani ve depresyon birbirini izler, epidozlar en az 4 gün sürer. Mani: Öfori görüntüsü (keyifli, enerjili, aşırı neşeli, hiperaktif, sürekli fikir değiştiren, kendine aşırı güvenen, kendini büyük gören, uyku gereksinimi azalmış ama dinç) hakim olan epidozdur. ENDOJEN DEPRESYONUN NEDENLERİ: - Amin Hipotezi: Esasen 5HT ve NA nın, kısmen Dopaminin (mono aminler) beyinde hipoaktif olması - Diğer Hipotezler: Seratonerjik ve noradrenerjik sistem dengesizliği ve bozukluğu. ANTİDEPRESANLARIN ETKİ MEKANİZMALARI: - Noradrenalin ve seratonin re-ubtake inhibisyonu. - NT salımının artırılması ve reseptör duyarlılığının değişmesi. (artış ya da azalış)) İlaçlar; Presinaptik ve postsinaptik reseptörleri birlikte duyarsızlaştırırlar ancak, presinaptik reseptör duyarlılığındaki azalma (5HT 1A ), postsinamptik reseptör duyarlılığındaki azalmadan (5HT 2 ) daha fazladır ve net etki seratonerjik aşırımın güçlenmesi yönündedir. β Reseptörler: Down regülasyon. Seratonerjik ve nor-adrenerjik sistemler arası etkileşme var. α Reseptörler: Duyarlılık artar, postsinaptik α 2 fonksiyonları bozulur. D Reseptörleri: Presinaptik D rec duyarsızlaşır, postsinamptik rec lerin duyarlılığı artar. Dopaminerjik aşırım güçlenir. GABA ; Histamin ; TRH düzeyi ; GK rec duyarlılığı ; NMDA 20

21 İLAÇLAR: 1. Trisiklik Antidepresanlar (TCA) a. İmidobenzil trv: İmipramin, dasipramin, klomipramin, trimeprimin. b. Dehidroksibenzosikloheptan trv: Amiltriptilin, nortriptilin. c. Dipenzoksepin türevleri: Doksepin. d. İminostilbenzen türevleri: Opipramol e. Dibenzodiazepin türevleri: Dibenzepin Farmakokinetikleri: - Absorbsiyonları tam değil, yavaş. - Plazma proteinlerine bağlanma yaklaşık % 70 - Metabolizmaları, neredeyse tamamen Karaciğerde. Davranışsal Etkiler: - Normal Kişide: Sedasyon, uyuklama, konsantrasyon bzklğ, yorgunluk, vertigo. - Depresif hastalarda: Psişik stimülasyon, ruhsal durumda düzelme, öfori. - Antidepresan etki > 15 gün sonra görülür. Bu süreye kadar depresif hastalarda da normal kişilerdeki etkiler görülür. Kolinerjik sisteme etkileri: - Muskarinik rec blokajı yapar. (En fazla AMİLTRİPTİLİN). Bu etkiye karşı tolerans gelişir. Kardiyovasküler sisteme etki: - Ortostatik hipotansiyon, dozda aritmi. Analjezik Etki: - KLOMİPRAMİN, AMİLTRİPTİLİN intrinsik analjezik. Morfinle farmakolojik etkileşme ile analjezik etkisini artırır. (Kanser ağrılarında yardımcı). Solunuma Etki: - dozlarda solunumu deprese eder. Diğer Etkiler: Alerjik durumlar, kardiyak bozukluklar, erkeklerde seksüel disfonksiyon, nörolojik, psişik, antikolinerjik bozukluklar. Tolerans: Terapotik etkiye karşı nadiren tolerans gelişir. Antikolinerjik etkiye karşı genellikle tolerans gelişimi vardır. Kesilme sendromu: Zayıf fiziksel bağımlılık yapar. Kolinerjik kesilme sendromu ağır olabilir. Doz 4 hafta içinde azaltılarak kesilmelidir. 21

22 Etkileşimler: - MAO inhibitörleri ile birlikte kullanılmamalı. - BRBT, sigara gibi enzim indükleyicilerle beraber kullanıldıklarında etkileri azalır. - TCA lar hipnosedatiflerin SSS depresan etkilerini potansiyalize eder. - Alkolün etkisini şiddetlendirirler. Kontrendikasyonları: - Kalp hastalıkları, Glakom, İdrar retansiyonu, Prostat hipertrofisi, KC yetmezliği, Hipertansiyon, Epilepsi, Alkolizm. İMİPRAMİN(Tornafril ): Prototip ilaç. 5HT, NA reubtake inhibitörü. CYP-1A2 ve CYP- 3A4 ile etkin şekli olan DESİPRAMİN e dönüşür. DESİPRAMİN: NA reubtake sini çok güçlü inhibe eder. Sedatif ve antikolinerjik etkileri. KLOMİPRAMİN(Anafranil ): 5HT reubtake inh. >> NA reubtake inh. AMİLTRİPTİLİN (Larokxyl ): NORTRİPTİLİN e dönüşerek etki gösterir. NORTRİPTİLİN: NA reubtake inhibitörü, antikolinerjik etki. PROTRİPTİLİN: NA Reubtake çok güçlü bloke eder. (diğeri desipramin) 2. Non-Trisiklik Antidepresanlar (ntca) SSRI, ikinci kuşak antidepresanlar olarak ta bilinirler. Depresyondan başka obsesyon ve panik bozukluklarda da kullanılırlar. Yan etkileri minimize edilmiştir, iştah azalması yaparlar. MAO inhibitörleri ile birlikte kullanılmamalı Aşırı seratonerjik etki ortaya çıkar. FLUOKSETİN (Prozac ): Amfetamine benzer, psikomimetik (psikostimülan). t 1/2 en uzun. KC de norfluoksetine dönüşür (etkin form). KC enzimlerini inhibe eder. (2D6 ve 2C9). Oral absorbsiyonu yavaş, PPB: % 94. Vücutta birikebilir. Uyuşukluk, terleme, ağız kuruluğu, diyare, kilo kaybı görülebilir. SERTALİN (Lustral ): KC de N-demetilasyonla etkin metabolitine dönüşür. Kendisi de etkilidir. t 1/2 daha kısa. KC enzimlerini etkilemez. YT: GI etkiler. PAROKSETİN (Seroxat, Paxil ): Fluoksetin e benzer ancak t 1/2 çok kısa. Ayrıca ekstrapiramidal yan tesirleri var. FLUVOKSAMİN: Teofilin, aminofilin ve kafeinle birlikte kullanılmaz. 3. Mono Amin Oksidaz İnhibitörleri (MAO inh) MAO, mitokondriyal bir enzimdir. Noradrenerjik, seratonerjik, dopaminerjik sinir uçlarında, Akciğerde, Karaciğerde ve barsaklarda vardır. Nörotransmitter aminlerin oksidatif deaminasyonundan sorumludur. 22

23 İki alt tipi vardır: - MAO A : Seratonin ve adrenaline afinitesi yüksek. İnhibitörü MAKLOBEMİD. - MAO B : Non-Polar aminlere afinitesi yüksek. İnhibitörü SELEJİLİN. Farmakolojik etkileri: - Sedasyon yapmaz, iştahı artırır, Psikostimülan etkilidir. - Majör Depresyonda pek kullanılmaz, Atipik depresyonda kullanılır. - Narkoleptik etkili (Uyku kalitesini azaltır) - Depresyondaki uyku bozukluğunu kısaltır. - Kardiyovasküler sistemde sempatolitik. Toksikasyon: Ajitasyon, halüsinasyon, hiperreflexi, konvülsiyon, Hipertansiyon/Hipotabsiyon. Yan Tesirleri: Hepatit, Aşırı eksitasyon, yorgunluk, ağız kuruluğu, işitme zorluğu, görmede bulanıklık, ejakülasyon bozukluğu. Gebelikte kontrendike. MAKLOBEMİD: Blokaj reversibl dir. Biyoyararlanımı düşük. KC bozukluğunda dikkatli kullanılmalı. Etki süresi kısadır. Etki 10 günde başlar. MAO inhibitörü ilaçlar, Tiramin gibi feniletilaminlerin yıkımını da bozarlar. Peynir ( oranda tiramin) alındığında mortal hipertansif kriz ortaya çıkabilir. 4. Lityum: - Bipolar hastalıkta en etkili ilaç Manik epidozları önler (antimanik) - Sedatif ve narkotik etkisi yok. - EM: Dopaminerjik fonksiyonu, seratonerjik etkinliği, fosfataz enzimini inhibe eder. Adrenerjik recleri etkiler, Kolinerjik etkinliği, Nöron elektrolit mtb etkiler. - FK: BY % 100, PPB Ø, Eliminasyon Glomerüler Filtrasyonla. - YT: Güvenlik indeksi dar, Nöropsikiyatrik yan tesirleri fazla, Kronik intoksikasyonda tiroid bozukluğu yapar, TSH düzeyi. 5. Diğer İlaçlar: - KARBAMAZEPİN: Lityumun alternatifi, EM bilinmiyor, (NA salımını )? - NÖROLEPTİKLER: Haloperidol, flupentiksol. Akut tedavide IV uygulanır. Profilakside kullanılır. Antidepresan etkisi de var. Li ile birlikte kullanılabilir. - ALPRAZOLAM: Anksiyolitik etkili, güçlü antidepresan. Antimanik etki Ø. Panik bozukluklarda da kullanılır. - VERAPAMİL: Ca ++ kanal blokörü. Manide etkili. - L-TRİPTOFAN: Seratonin prekürsörü, KBB i geçebilir. Tedaviye dirençli depresyonda kullanılır. 23

24 6. Elektrokonvülsif Tedavi (EKT): İlaca dayanıksız, intihar eğilimli, yaşlı, psikotik belirtileri yoğun hastalarda tercih edilir. TCA ve MAOi e benzer etkiler. Depresyonun Klinik Farmakolojisi: Majör Depresyonda: SSRI, TCA, EKT, belki Li ve Karbamazepin. Bipolar Bozuklukta: Li, Li+Klasik antidepresan, Li+MAOi+EKT/Karbamazepin. Distimik Bozukluk: TCA Siklotimik Bozukluk (maninin hafif hali): Li Kronik Yorgunluk Sendromu: doz antidepresan. 24

25 MADDE BAĞIMLILIĞI İlaç Suiistimali: İlacın endikasyon dışı, gereksiz yere, yetkisiz kişilerin tavsiyesiyle kullanılmasıdır. Madde bağımlılığı açısından ilaç suiistimali; belirli psikoaktif (psikotrop) ilaçların yaptıkları öforik etkileri nedeniyle tıbbi bakımdan gereksiz yere, kişinin kendi insiyatifiyle kullanmasıdır. İlaç niteliğinde olmayan psikoaktif maddeler de suiistimal edilebilir (tiner vb.) Bağımlılığa Yol Açan Etkenler: 1- İlacın pekiştiri yapması: a. Pozitif Pekiştiri: İlacı almakla kendisinde oluşacak etkilere özlem duyma. Örneğin keyif, öfori. Madde arayışı vardır. Beyinde ilacın etki gösterme hızı pozitif pekiştiriyi artırır. b. Negatif Pekiştiri: İlacı alamama neticesinde oluşabilecek istemediği kötü etkilerden kaçınma. (keyif düşüşü, yoksunluk sendromları vb.) Yoksunluk Sendromu: SSS de, depresan maddenin kesilmesiyle ortaya çıkan semptomlardır. 2- Yatkınlık: a. Kişilik yapısı b. Genetik polimorfizm: Alkol suistimalinde etkili. c. Alışkanlıklar. 3- Çevresel Etkenler: a. Kültürel Ortam: Batıda alkol günlük hayatın bir parçası. Alkol ve sigara toplumca onanan maddelerdir. Güney Amerika da kokain, kültürün bir parçası. b. Maddeyi Bulma Olanağı: Sosyal çevreyle ilişkilidir. Psişik Bağımlılık: Psikolojik karakterli bağımlılıktır. Bağımlılıkta temel öğedir. Pozitif pekiştiriye katkı sağlar. Bireysel değişkenlik gösterir. - İlaç almaya devam etme arzusu, özlem, arayış, stoklama, iradenin kontrolü kalkar. Opiadlar (Morfin, Kodein, Eroin) ve sigara güçlü psişik bağımlılık yapar. Fiziksel Bağımlılık: - Fizyolojik bağımlılık var - Negatif pekiştiricilerle pekişir. - Psişik bağımlılık ta olmalıdır. (BDZ ve Nalorfin ve Morfin hariç. Bunlarda uzun süreli kullanımda ve morfinde tıbbi amaçlı kullanımda psişik bağımlılık olmaksızın fiziksel bağımlılık gelişir.) - Bireysel değişkenlik nadiren görülür. - Maddeye adapte olmuş fizyolojik sistemlerde maddeden uzaklaşılmasıyla koordinasyon sorunları çıkar. (Beyindeki recler, rec kenetli mekanizmalar, posteriör olay zinciri ) - Madde; reseptör üzerinde antagonist etkili ve karşı adaptasyon (kontradaptasyon) gelişmiştir. - Kontradaptasyonla homeostaz sağlanmıştır. 25

26 Kesilme Sendromu: İlaç kesilmesi ya da antagonist uygulanması Agonist etkinin azalması Gizli karşı adaptasyon mekanizmasının aşırı hale gelmesi Rebound olayı. Fiziksel bağımlılık derecesini etkileyen faktörler: Doz, Kullanım süresi, Kullanım sıklığı, Yoksunluk sendromunun şiddeti. Tolerans: Yinelenen dozlarda alındığında, baştaki dozun etkisinin giderek azalması ve/veya süresinin kısalması. SONUÇ Doz artırılır. Doğal Tolerans: Genetik polimorfizm vb. Kazanılmış Tolerans: Metabolizma nın hızlanması. Dağılım hacminin artması. Reseptör sayısının değişmesi. Reseptör duyarlılığının azalması Farmakokinetik tolerans Farmakdinamik tolerans Akut Tolerans: Kokain dozu, birkaç saat içinde tekrarlanırsa tolerans görülür. Ters Tolerans: Kokain dozu, saat içinde tekrarlanırsa, etki güçlenir. Çapraz Tolerans: BDZ lerin kendi aralarında gösterdiği tolerans gibi. Çapraz Bağımlılık: Aynı ya da farklı farmakolojik gruplardaki ilaçların, birbirlerinin neden olduğu yoksunluk sendromlarını gidermesi, birbiri yerine kullanılabilmesi. Alkol Barbitürat Morfin Metadon Bağımlılık Tipleri Morfin Tipi Bağımlılık: Eroin, en kuvvetli morfin tipi bağımlılık yapıcı madde. Güçlü psişik bağımlılık var Fiziksel bağımlılık ta vardır ve erken başlar. Kısmi tolerans gelişir. Alkol Tipi Bağımlılık ( Alkolizm): Barbitürat vb hipnosedatiflerla çapraz bağımlılık Tolerans gelişimi var Kişi, normalin üzerinde alkol kullanır Stoklama davranışı vardır Psişik bağımlılık kişiler arası farklılık gösterir. Fiziksel bağımlılık uzun süreli ve yüksek miktar tüketimle geç gelişir. Bağımlılarda psikotoksik belirtiler ve Alkol-İlaç etkileşimine bağlı zehirlenmeler sıklıkla rastlanan vakalardır. 26

27 Barbitürat Tipi Bağımlılık: Barbitüratlar, Benzodiazepinler vb hipnosedatiflerde görülür. Kısa ve orta etki sürelilerde bağımlılık daha fazla. Öfori ve sedasyona tolerans gelişir. psişik bağımlılık görülür fiziksel bağımlılık görülür. Yoksunluk sendromları belirgin. Tolerans, farmakodinamik ve farmakokinetik (enzim indüksiyonu) tarzda. Tedavisinde uzun etki süreli barbitüratlar kullanılır. Tütün Tipi Bağımlılık: Sorumlu Madde Nikotin (psikostimülan etkili) Güçlü psişik bağımlılık var (geç gelişir, alınan miktara bağlıdır) Fiziksel bağımlılık görülür (Yoksunluk sendromları var) Nikotinin bulantı, kusma, baş dönmesi etkilerine hızla tolerans gelişir. Psikostimülan tesirlerine zayıf kısmi farmakokinetik tolerans gelişir. Güçlü özlem uyandırır, bırakınca yeniden başlama oranı. Tütün: Psikotoksik etkisi Ø. Sigaradaki miktarla akut toksik etkisi gelişmez. Zarardan sorumlu madde nikotin değildir. Bağımlılarda enzim indüksiyonu oluşmuştur. Amfetamin Tipi Bağımlılık: Amfetamin: Psikostimülan madde, Etki Mekanizması Dopaminerjik Etkinliği. Uzun süren öforik hal (kokainden uzun). Değişik oranda psişik bağımlılık. Zayıf fiziksel bağımlılık. Psikotoksik etkiye tolerans gelişmez. Yüksek dozda paranoid tablo yapar. Yoksunluk sendromu uzun sürer. Kokain Tipi Bağımlılık: SSS de dopaminerjik etkinliği artırır. Veriliş yeri (beyne gidiş hızı) öforiyi ve bağımlılık derecesini etkiler. Çok kuvvetli psişik bağımlılık yapar. Amfetaminle arasında çapraz bağımlılık yoktur. Uzun süre ya da yüksek doz kullanımda fiziksel bağımlılık gelişir. Öforik etkisine karşı hızla kısmi tolerans gelişir. Santral etkilerine karşı ters tolerans gelişir. Güvenlik indeksi düşüktür. Gebeliğin birinci trimestrında düşüğe neden olur. Esrar Tipi Bağımlılık: Sorumlu madde -9-tetrahidrokannabiol ( -9-THC) dir. Psikotrop (uyuşukluk, öfori, iştah artışı, analjezi) etkileri var. Psikolojik bağımlılık değişken Fiziksel bağımlılık Ø. Tolerans gelişimi Ø. Psikozlara ve toksik deliryumlara neden olabilir. Akademik performansı düşürür. 27

28 Halüsinojen (LSD) Tipi Bağımlılık: Hafif ya da orta şiddette psişik bağımlılık. Fiziksel bağımlılık: Ø. Tolerans, hızla ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkar. LSD, en güçlü halisünojen madde. Beyin yıkama gibi amaçlarla kullanılmıştır. Diğer Halüsinojen: FENSİKLİDİN Khat Tipi Bağımlılık: Amfetamin benzeri (Öfori, hiperaktivite, konuşkanlık) Hafif psikostimülan etki. Fiziksel bağımlılık: Ø, Tolerans gelişimi: Ø. Orta derecede psikolojik bağımlılık yapar. Uçucu Solvent Tipi Bağımlılık: İnhalasyon anestezikleri, Petrol ürünleri, Toluen, Zamk, Tiner, LPG Alkolizm benzeri öfori ve gevşeme. Çapraz tolerans? Psişik bağımlılık az, Fiziksel bağımlılık: Ø. Solunum depresyonu ölümcül olabilir. Kanserojendirler. Bağımlılığın Kişisel ve Sosyal Zararları: Kişisel Zararlar: Kaza ihtimali, Hijyen bozulur, Ortak şırınga kullanımı riskleri, Ekonomik kayıplar. Sosyal Zararlar: Sosyoekonomik yük, Suça yönelme, İradeyi maddeye terk etme Yasa dışı yollara gidiş. 28

29 NON-STEROİDAL ANTİENFLAMATUVAR İLAÇLAR (Narkotik Olmayan Analjezikler NSAII) - Periferik etkileriyle enflamasyon ve ağrıyı giderirler. - Antienflamatuvar etkileri glukokortikoidlere (fosfolipaz inhibitörleri) göre azdır. - Analjezik etkileri Narkotik Analjeziklere göre (opiadlar) azdır - Bilinç bulanıklığı ve bağımlılık yapmazlar. - Antipiretik etkileri de var. Bu ilaçlar: - Baş, diş, eklem, kas ağrılarında etkilidirler. - Düz kas, enfarktüs, yanık, kırık gibi kemik ağrılarında kullanılmazlar. 3 ana etki: Analjezik, antienflamatuvar, antipirepik. Etki Mekanizmaları: Yukarıdaki üç etkiyi araşidonik asitten Prostoglandinlerin oluşumunu katalizleyen SikloOksijenaz COX 1 - COX 2 ) enzimini inhibe ederek sağlarlar. Prostoglandinlerin ağrıdaki rolleri: Prostasiklin ve prostaglandinler (PGE 2 ), hiperaljezik ağrı mediyatörleridir. Ayrıca histamin, 5HT, bradikinin, anjiotensin, P maddesi ağrıya aracılık eden diğer maddelerdir. Prostoglandinlerin, hücre ikinci ulağı olan Adenilat Siklaz ı aktive ederek, camp düzeyini artırmak suretiyle ağrıya neden ldukları sanılmaktadır. Prostaglandinlerin ateşteki rolleri: Bakteriyel toksinlerin iltihap hücrelerini uyarması sonucu interlökinler (IL 1 -IL 8 ) salıverilir. Bu salınan IL ler, PG aracılığıyla hipotalamusun termoregülatör merkezini etkileyerek duyarlılığını düşürürler. Hipotalamus kontrollü ateş yükselmesi bu şekilde olur. *Antipiretikler, yükselmiş tempratür ü normale döndürürler. Normal seyreden vücut ısısını etkilemezler. Prostoglandinlerin enflamasyondaki rolleri: Enflamasyon dokunun hasarlı kısmını ve çevresini izole etmek ya da yok etmek için vücudun oluşturduğu bir savunma mekanizmasıdır. Göstergeleri (5 kardinal): Rubor (=kızarma), Tumor (=şişme), Kalor (=ısı artışı), Dolor (=ağrı), Functio Lease (=fonksiyon kaybı) dir. Enflamasyon nedenleri, radyasyon, aşırı ısı, Mikroorganizmalar, Mekanik travma vb. Bahsedilen nedenlerle dokusal endotel faktör (membran fosfolipidleri) ortama dağıldığında, bunlar fosfolipaz enzimi ile araşidonik asite (AA)dönüşür. AA ise, COX lar yardımıyla PG lere (prostasiklin, tromboksan)dönüşür. etme. *Antienflamatuvar etkide PG sentez inhibisyonu haricicinde mekanizmalar da vardır. a- Süpresör T lenfositleri stimüle ederek hepler T lenfositler in IL-1 salımını inhibe b- Monosit ve makrofajlardan IL-1, IL-6, TNF-α, TNF-γ salımını azaltma. c- Polimorfonükleer lökositlede integrin etkinliğindeki artışı inhibe etme. 29

30 NSAII nın Diğer Etkileri: Reaktif oksijen radikallerinin oluşumunu azaltırlar. Asidik yapıda olduklarından iltihap bölgesine afinite gösterirler. İLAÇLAR: COX 1 inhibisyonu ile: GI, böbrek, trombositler üzerine etki gösterirler. COX 2 inhibisynu ile: Antienflamatuvar etki gösterirler. 1. Salisilatlar Aspirin: Yalnız oral kullanılır Toksisitesi düşüktür, Antipiretik etkisi vardır COX ların her ikisini de irreversible inhibe eder, COX-1 e etki > COX-2 Romatik ateş ve artritte etkinlik gösterir. Trombositlerdeki COX u asetilleyerek antitrombosit etki gösterir. Sodyum salisilatta antiagregan etki yok. Farmakokinetikleri: t max = 20 d. PPB > % 90 LD 50 = 20 g Mtb: Böbrek (doyurulabilir) Kullanılış: mg Antitrombosit mg Analjezik (4 x 1 ila 6 x 1) > 1200 mg Migrende > 2000 mg Romatizmada. Salisilatların Yan Tesirleri: GI kanal iritasyonu: Kanama yapabilir, ülserojeniktir. (akut ülserde kontrendikedir. Bu etki, midede PGI 2 ve PGE 2 inh e bağlı. GI yanetkileri önlemek için H2 blokör (ör: RANİTİDİN), H + pompası inhibitörü (ör: LANSOPRAZOL) ve PGE 1 analoğu (MİSOPROSTOL) ile birlikte kullanılabilir. Kanama ve hemopoetik sisteme etkileri: Kanama zamanını uzatabilirler, heparin ve oral antikoagülanların etkilerini potansiyalize eder. Ancak tehlikeli kanama oluşturmazlar. dozlarda kanın fibrinolitik etkisini artırırlar (yara iyileşmesi gecikir). Alerjik Reaksiyonlar: PGE 2 inhibisyonu ile olur. Astım Nöbeti veya ürtiker veya Anjiyonörotik ödem şeklinde kendini gösterir. Solunum: Solunum merkezini uyarır, hiperventilasyona neden olur. Bunun sonucu Alkaloz görülür. Daha yüksek dozlarda solunum merkezini deprede ederek Asidoza neden olur. Salisilizm: dozda alındığında görülen tablo. Başağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, görme bulanıklığı, işitme kaybı, kulak çınlaması hiperventilasyon, bulantı ve kusma en tipik belirtileridir. Tedavisinde semptomlar üzerine gidilir ve dializ uygulanır. Ürik asit, glukoz metabolizması: Glisemiyi, ürik asit itrahını. 30

31 Hepatotoksik etki: Çocuklarda daha belirgindir. Reye Sendromuna (yağlı Karaciğer dejenerasyonuna eşlik eden ensefalit) neden olabilir. Antinatriüretik etki: Su ve Sodyum tutulmasına neden olur (PGE 2 den dolayı) Diüretiklerin etkinliklerini azaltır (sulindak hariç) Gebelikte kullanımı: Aspirin, gebelikte uzun süre kullanılmamalıdır. Doğumdan bir hafta önce NSAII kullanımı kesilmeli. Laktasyonda Kullanımı: Süte geçer, t 1/2 kısa ve metaboliti inaktif. Emzirmede İBUPROFEN, FLURBİPROFEN, DİKLOFENAK uygun. 2. Para Amino Fenol türevleri Parasetamol: Analjezik etki:, Antipiretik etki:, Antienflamatuvar etki: Ø. Antitrombosit etki: Ø Metabolizması, KC de glukronidasyon ve sülfatasyonla. Toksisitesi dozda letal. İrreversible KC nekrozu yapar. Tedavisinde 300 mg/kg dozda N-AsetilSistein, L-Metiyonin ya da Sisteinamin kullanılır. 3. Pirazolon türevleri Propifenazon, Metamizol, Fenilbütazon Analjezik, antienflamatuvar ve antipiretik etkileri var. 4. Fenilpropanoik asit türevleri Naproksen, ibuprfen, flurbiprofen, benbufen İbuprofende de antitrombosit etki var, diğer etkileri grubun öteki üyelerinden daha zayıf. Aspirin ile birlikte verilmemeli, (GIS YT ler ) En uzun etkili grup üyesi NAPROKSEN (artritte vs kullanılır.) GI yan tesirleri en sık görülen NSAII grubu. 5. Fenilasetik asit türevleri Diklofenak: Yarı ömrü kısa, GIS YT ler. Nabumeton: Artitte kullanılır (1 x 1000 mg), Çocuklarda kullanılmaz. 6. İndolasetik asit türevleri İndometazin, tolmetin, etodolak, Sulindak Sulindak: Na ve su tutulumu yapmaz. İndometazin: YT leri. Akut Gut Artritinde kullanılır. Etodolak: COX 2 inhibisyonu yapar (COX 1 inh ) 7. Mefenamik asit türevleri Etkinlik, tolerabilite, YT: Dispepsi, diyare. 31

32 8. Oksikamlar Piroksikam, tenoksikam, Azoprazon, Metotrimeprazin t 1/2, (tek doz alınır) Metotrimeprazin sadece analjezik. 9. Selektif COX-2 inhibitörleri Meloksikam, Selekoksib, Refekoksib Yalnız, enflamasyon durumunda kullanılması gereken pahalı ilaçlardır. 32

33 ROMATOİD ARTİT ve GUT HASTALIĞI TEDAVİSİ Romatoid artrit: Kronik, enflamatuvar eklem hastalığı. Otoimün nedenlidir ve M tipi immünglobülin (IgM), Romatoid Faktör (RF) sisteminin sinovyal membrana çökmesiyle olur. Dejeneratif karakterli hastalıktır. Sinoviyal sıvı etkinliği. Eklemlerde kaynama olur. Tedavide amaç eklemlerdeki hareket kısıtlılığını düzeltmek ve zamanla oluşan dejeneratif bozuklukları engellemektir. Antienflamtuvar analjezijler ve Anti-Artrik ilaçlar kullanılır. (DMARD s) Antiinflamatuvar analjezikler: Yüksek doz aspirin, Diğer NSAII, Glukokortikoidler. DMARD s: -Klorokin -Altın Bileşikleri -Siklosporin -Metotreksat -Azatioprin -Leflunomid -Minosiklin -TNF-α, IL-1β blokörleri -Anti B Hücresi antikoru -T hücresi akt. Blokörü İLAÇLAR: KLOROKİN: Antiinflamatuvar etkili. Aspirin vs NSAII ile yanıt alınamazsa alternatif ilaç olarak kullanılır. Analjezik etki de var. Etkinlik 3-6 ayda çıkar. YT: Okuler toksisite 3-6 ayda bir göz içi muayenesi yapılmalı. Nöropsikiyatrik bozukluklar. Psöriyazis artritinde kontrendikedir. Çocuklarda YT ler daha ciddi Çocuklarda kontrendike. ALTIN BİLEŞİKLERİ: Monnükleer fagositlere ve retiküloendoteliyal hücrelere fagositozla girerek fonksiyonlarını bozarlar. Ig ve kan lenfosit düzeylerini düşürür. Altın, plazmada albümine bağlanır, C max ta uzun süre tutulur. Erişkin jüvenil ve psöriyatik artritte kullanılır. YT: Hepatotoksisite, Nefrotoksisite, AC fibrozisi, GI etkiler Ağızda metalik tat, dermatit, mukoza iltihabı Anaflaktik reaksiyonlar, Kemik iliği depresyonu Altın intoksikasyonunda antidot BAL (IV dimerkaprol). PENİSİLAMİN: Yalnız yetişkinlerdeki artitte endike. Kolojen sentezini inhibe eder, oluşan kolajenin olgunlaşmasını (antikor sentez inh) imünosüpresif. Oral yoldan kullanılır, Etki Aylar sonra başlar. YT: Kemik iliği depresyonu, Nefrotik sendrom Otoimün sendromlar (M. Gravis vb) İlaç ateşi, Proteinüri, hematüri. 33

34 SÜLFASALAZİN Antibakteriyel, antiinflamatuvar. Oral yolla 2000 mg dozunda alınır. Penisilamin ve altın kadar etkili. Yan tesir insidansı düşük. Antienflamatuvar etki mekanizması bilinmiyor. Makrositik anemi yapabilir. Gut: Ürik asit metabolizması bozukluğuyla ortaya çıkar (Metabolik Artrit) Kandaki ürik asit düzeyi artmıştır. Akut gut nöbetleri görülür. Kronik bir hastalıktır. Eklemlerde ve böbreklerde sodyum ürat birikintileri vardır. İdrar yollarında ürat taşları oluşur. Primer Gut: Herediter karakterli. Ürik asit sentezi yüksek, atılımı ise düşüktür. Sekonder Gut: a. Vücutta mükleotid yıkımında artış olan durumlarda (lösemi, myeloid metaplazi, polisitemi) b. Böbreklerde ürik asit itrahını azaltan ilaçlar nedeniyle (diüretikler) c. Hiperlaktikasitemi. d. Antineoplastik tedavi Gibi nedenlerle ortaya çıkar. KULLANILAN İLAÇLAR: KOLŞİSİN: Akut kullanılır, ürat metabolizmasını etkilemez, atılımını artırmaz. Gut ta antienflamatuvar etki gösterir. (ürat kristallerinin fagositozunu ) Enterohepatik siklusa girer, Artritin tipini belirlemede etkin. YT: GIS etkiler, Yüksek dozda kan tablosu bozuklukları, Hipovolemi, Şok. ALLOPURİNOL: Ürik asit oluşumunu azaltır. Bunu ksantin oksidaz enzimini inhibe ederek yapar. Uzun etkili türevi OKSOPURİNOL dür. YT: Cilt döküntüleri, hepatotoksisite, ilaç ateşi, Vaskülit, Lökopeni. PROPENESİD: Ürik asit atılımını artırır. Hiperürisemi durumunda akut Gut atağının profilaksisi için kullanılır. Proksimal tübülden salgılanır. YT: Ürat taşı olanlarda kontrendike, Cilt döküntüleri ve GIK da tahriş yapabilir. *Ürigozürik ilaçlar bol suyla (3 L kadar) verilir. İtrah çok fazla ise, potasyum sitrat ile idrar asitleştirilir. NSAII: Salisilatlar kullanılmaz (üre metabolizmasını bozarlar) İNDOMETAZİN, NAPROKSEN, PİROKSİKAM, SULİNDAK, FENOPROFEN Osteoartrit: Eklem kıkırdağı ve kıkırdak altı kemik dokusunda dejenerasyon, sonrasında iltihap. ASPİRİN, İNDOMETAZİN, İmunosüpresif ilaçlar kullanılabilir. 34

35 Reiter Sendromu: Genç erişkinlerde görülür ASPİRİN, İNDOMETAZİN, DİKLOFENAK, NAPROKSEN, ALTIN kullanılır. Glukokortikoidler kullanılmaz. Romatik Ateş: Grup A streptokok anfeksiyonu sonrası görülen ateşli hastalık. Eklem, Beyin, Kalp, Kardit, Cilt altında iltihap yaş arası sık görülür. Standart tedavi: Aspirin ve sodyum salisilat tır. Glukokortikoid eklenebilir. 35

36 NARKOTİK ANALJEZİKLER (Opioid Analjezikler) Narkoz: Sedasyondan komaya kadar değişen derinlikte yaygın SSS depresyonudur. Narkotik analjezikler analjezi yanı sıra SSS depresyonu da yaparlar, ancak analjezik etki yapılan SSS depresyonunun bir sonucu değildir. Analjezik özellik bakımından anesteziklere göre çok daha seçicidirler. NSAII dan farkları: 1- Kullanan kişide az ya da çok bağımlılık yapma potansiyelleri vardır. 2- Analjezik etkilerini santral mekanizma ile gösterirler (Spinal mekanizma ve supraspinal mekanizma). Periferdeki ağrı yolaklarını etkilemezler. 3- Antienflamatuvar ve antipiretik etkileri yoktur. Akut Ağrı: Vücuttaki akut bir lezyona bağlı bir ağrıdır (Diş çekimi, kırık, yanık vb.). Nosiseptif karakterlidir. Lezyon ile ağrı arasındaki ilişki yer, zaman ve şiddet bakımından örtüşür, yani ağrının ortaya çıkma zamanı lezyonun oluşmasıyla aynı anda, hissedildiği yer lezyonun oluştuğu yer ve ağrı şiddeti lezyonun büyüklük veya şiddetiyle ilişkili. Kronik Ağrı: 3-6 ay kadar sürebilir. Bu da nosiseptif karakterlidir. Deafferasyon (ağrıyı beyne taşıyan liflerin işlevlerini görememesi) durumu oluşabilir. Tümörün sinire bası yapması gibi. Psikojenik Ağrı: Ağrıyı açıklayacak organik bir lezyon ya da patolojik bir durum yoktur ya da varolan lezyon-durum, ağrının şiddetiyle örtüşmemekte, aşırı şiddeti açıklayamamaktadır. Psikojenik ağrılar analjeziklere iyi yanıt vermezler, Antidepresanlarla daha iyi sonuçlar alınabilir. Yukarıdaki tiplere ek olarak trigeminal nevralji gibi aniden ortaya çıkan ve hastada intiharı akla getirebilecek kadar dahi şiddetli ağrıya neden olabilen durumlarda (bıçak saplanması şeklinde tarif edilebilir) KARBAMAZEPİN gibi antiepileptikler analjezik ilaçlara yardımcı olabilirler. ANALJEZİK KULLANIM İLKELERİ - Akut ya da kronik olsun, hafif ağrılarda kural olarak önce NSAII denenir. - Orta ya da daha şiddetli ağrılarda NSAII ya ek olarak zayıf etkili NA ilaçlarla (DEXTROPROFOKSİFEN) kombinasyon yapılabilir. - NSAII ya da NSAII-NA kombinasyonunun yetersiz kaldığı vakalarda üçlü NA ilaçlar tercih edilir. 36

37 AĞRININ KOMPONENTLERİ 1- Kişi tarafından ağrının algılanması. 2- Kişinin ağrıya reaksiyon vermesi. Narkotik analjezik ilaçlar, kimi durumlarda kişinin ağrı eşiğini yükselterek ağrının algılanmasını azaltsalar da asıl olarak ağrıya karşı verilen reaksiyonu baskılarlar. Bu durumda kişi ağrıyı algılar, hisseder ancak aldırış etmez. NARKOTİK ANALJEZİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Vücutta narkotik analjezik reseptörleri bulunmaktadır. Bu reseptörleri uyaran nöromediatör görevi yapan endojen ligantlar (endojen opioid peptitler = EOP) da mevcuttur. NA ler EOPlerin aktive ettiği reseptörler üzerinde agonist etki yaparak etki gösterirler. EOP ler vücudun ağrıya karşı olan savunma mekanizmalarından birini oluşturur. Narkotik antagonist (NALOKSON) verilen kişilerde EOP reseptörlerinin bloke edilmesine bağlı olarak hiperaljezi (ağrıya duyarlılığın artması) beklenmektedir, oysa böyle bir olay izlenmemiştir. Bu durum EOP nin vücutta sürekli salınmadığını ve reseptörleri sürekli etkilemediği düşüncesini pekiştirir. EOP vücudun ağrı algılamasını tonik (sürekli-her daim) şekilde baskılayan maddeler değildirler. Fazik (gerektiğinde-zaman zaman) analjezi yaparlar. Fazik durumu savaş, müsabaka benzeri stres anları oluşturmaktadır. NARKOTİK ANALJEZİK RESEPTÖRLERİ Vücutta Mü (µ), Delta (,δ) ve Kapa (κ) reseptörleri bulunmaktadır. NA ilaçlar bu reseptörler üzerinde agonist etki yaparlar. Bazıları parsiyel agonist gibi de davranabilir. MORFİN her üç reseptör üzerinde de agonist etki yapmaktadır (Saf Agonist). İlaçların reseptörler üzerindeki etkileri kalitatif olarak değişebilir. Morfin µ tipi reseptörleri daha fazla etkiler. NALOKSON isimli ilaç ise her üç reseptörde antagonist etki gösterir (Saf Antagonist). ENDOJEN OPİOİD PEPTİTLER (EOP) β-endorfin: µ tipi reseptörlere afinitesi fazla. Ön hipofizden salgılanır. Analjezik etkisi morfinden 50 kez daha güçlü. Enkefalinler: (metil enkefalin, lösin enkefalin) SSS^de ve adrenal korteksten salgılanır. µ ve δ reseptörlerini etkiler. Dinorfin: κ tipi reseptörlere afiniteleri fazla. Önemi çok bilinmiyor. EOP ve NA yapıca ve farmakolojik etki bakımından birbirlerine benzerler. Bunlar da izole edilip kişilere uygulandığında tolerans ve bağımlılık yapabilirler. NA ve EOP arasında çaprans tolerans gözlenir. MORFİN VE YARI SENTETİK TÜREVLERİ MORFİN: Hidroklorür ya da sülfat tuzu şeklinde kullanılır. Erişkin dozu parenteral (SC, IM) olarak 5 ila 20 mg (ort 10 mg) dır. Etki dakikada başlayıp 5-6 saat sürer. IV olarak etki 1-2 dakikada başlayıp 1 saat kadar sürer. Oral yolla kullanıldığında absorbsiyonu tamdır, ancak KC de ciddi oranda ilk geçiş eliminasyonuna maruz kaldığından parenteral dozun 6 misli verilmesi gerekir. Uzun süreli 37

38 kullanımlarda KC eliminasyon kapasitesi sınırlı olduğundan parenteral dozun 6 misli olan oral doz, 2 misline kadar inerek idame ettirilebilir. Morfin in az bir kısmı kodeine çevrilir, 2/3 ü İnaktif Morfin-3-glukronat metabolitine dönüşür. 1/3 e yakın bir kısmı da morfin kadar aktif bir metabolit olan morfin-6glukronat a dönüşür. Morfin in Analjezik Etki Mekanizması: Morfin sistemik uygulandığında (Oral, IM, IV, SC) Spinal (omurilik) ve supraspinal (beyinden omuriliğe inen yolaklar) düzeyde iki etki mekanizmasıyla analjezi oluşturur. İntratekal (omurilik içine enjeksiyon) uygulandığında yalnız spinal mekanizma ile analjezi oluşturur. = Spinal anestezi. Ağrıya verilen reaksiyonu değiştirme, aldırmazlık yapma nedeniyle ağrı anksiyetesini ve gerginliğini ortadan kaldırdığından iyi hal yani ÖFORİ oluşturur. Morfin sağlıklı kişide öfori yapmaz, aksine yan etkileri nedeniyle bir miktar disfori dahi yapabilir. Morfin yalnız ağrıya karşı verilen reaksiyonu bozmakla kalmayıp yoğun üzüntü ve kaygı yaratan durumlara karşı da aldırmazlık yaptığından bu bakımlardan da ÖFORİ yapabilir. Sağlık kelimesinin yalnız ağrısız bir hal olmadığı hatırlanmalıdır. Morfinin diğer etkileri: Solunum merkezine etkisi: Solunumu ciddi şekilde deprese eder ÖLÜM. Daha fazla analjezik etki almak istendiğinde dozun artırılmasını engelleyen en önemli komplikasyon budur. Bağımlılarda görülen başlıca ölüm nedeni de aşırı doz alıma bağlı bu solunum depresyonudur. Öksürük merkezine etkisi: Öksürük merkezini güçlü şekilde baskılar ancak antitüssif olarak kullanılmaz. Bu amaçla morfintürevi olan KODEİN kullanılır. Diğer antitüssiflere ve kodeine yeterli yanıt alınamazsa son aşamada denenebilir. Miyotik Etki: Santral etkinin bir sonucu olarak gözlenir. Pupillalar çok daralır. Lokal olarak damlatılırsa bu etki gözlenmez. Hipotansiyon: Morfin yüksek (30 mg üstü) dozda hipotansiyona neden olur. Bu etkinin oluşumunda: a- Santral mekanizma: Vazomotor merkezin inhibe edilmesi. b- Histamin salıverici etki: Histamin in endotelden NO salınımını artırmasıyla oluşan indirekt etki. rol oynar. Hipotansiyon daha çok ortostatik karakterlidir (ayakta duran kişide daha belirgin) Mide barsak kanalı: Tonusu artırır ve peristaltik hareketleri azaltarak konstipasyon oluşturur. Bu amaçla tedavide antidiyareik olarak kullanılan hafif etkili opiatlar vardır. Yaygın kullanımı yoktur ve hayatı tehtid eden ciddi durumlarda başvurulur. Mesane: Çeper ve sfinkter kaslarında konstrüksiyon oluşturarak idrar retansiyonu yaparlar. Safra yolları: Safra koliğine neden olur, safra içi basıncını artırır. Bronşiyal Astım da: Histamin salıverici etki ile bronkokonstrüksiyona neden olup astım atağını tetikleyebilir. 38

39 Tolerans: Morfine tolerans farmakodinamik tipte bir toleranstır. Kullanım devam ettikçe morfinin aynı dozuyla sağlanan kan düzeyinde bir değişiklik olmaz. Değişiklik reseptör düzeyindedir ve reseptörlerin NA ya duyarlılığı değişir. Morfin mutad dozda günde 3-4 kez ve 1-2 hafta süreyle kullanıldığında tolerans gelişmeye başlar. Tolerans kişiler arasında çok değişkendir. Bazı kişilerde dozun 3 ila 4 grama kadar yükseltilmesi gerekirken, bazı kişilerde çok yavaş ya da hiçe yakın tolerans görülebilir. Kontrendikasyonlar: Kafa trawmaları: Solunum merkezi veya vazomotor merkez hasar görmüş olabileceğinden solunum depresyonu riski çok yüksektir. Safra Koliğinde: Safra taşları ya da safra tıkanıklığında. Bronşiyal Astım: Bronşiyal astım ya da Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)ta krizleri tetiklediğinden kullanılmaz. Prostat Hipertrofisi: Büyümüş prostat halihazırda mesaneye bası yaparak idrar retansiyonu yaparken NA ler bu durumu potansiyalize ederler ve anüri yapar. Hipovolemi: Şok v.s. nedenle dolaşımdaki kan hacmi azalmış ise hipotansif etki çok şiddetlenerek hayati hale gelebilir. Epilepsi: Konvilsüyonları şiddetlendirir. Akut Morfin Zehirlenmesi: Oral 120 mg, parenteral 30 mg a kadar toksikasyon göstermesi beklenmezken yüksek dozlarda: Pupillalarda aşırı küçülme (miyozis) Koma hali Aşırı solunum depresyonu (ölümcül) İle kendini gösteren bir tablo oluşturur. Tedavide IntraVenoz 2 mg NALOKSAN tüm etkileri geri çevirmek için kullanılır. KODEİN: mg da antitüssif etkili. >20 mg analjezik etki görülmeye başlar. Genelde antitüssif olarak kullanılır. YARISENTETİK TÜREVLER: Bu ilaçlar HİDROMORFON ve OKSİMRFON dur. 39

40 SENTETİK MORFİN TÜREVLERİ: Bu ilaçlar da morfin gibi µ reseptör agonistleridir. MEPERİDİN: Morfine göre daha zayıf etkili. Analjezik olarak morfine üstünlüğü yok. Özel Kullanılış Yeri: Obstetrik analjezi (doğum ağrılarına karşı). Doğum kliniklerinde gebeliğin son dönemlerinde ve doğum esnasında gerçekleşen ağrılarda kullanılır. Bu durumda dikkate alınması gereken noktalar: İlaç doğum esnasında bebeğe de geçerek yenidoğanda solunum depresyonuna yol açabilir. Hazırda NALOKSON bulundurulmalı. Uterus un kasılma gücünü azaltma riski vardır. Bu risk az olsa da göz önünde bulundurulmalı. Doğum eylemini kolaylaştıran (oksitosik) ilaçların etkilerini bozmazlar. Sedatif etkisi morfine göre daa az. FENTANİL, SULFENTANİL, ALFENTANİL (meperidin türevi): Etki gücü en yüksek olan narkotik analjezik ilaçlardır. Fentanil morfinden 80, meperidinden 800 kat güçlü bir analjezik. µ reseptörlerine yüksek ilgi gösterir. Özellikle fentanil, Transdermal Terapotik Sistem (TTS) olarak 72 saatlik dozu olan patch ler şeklinde terminal kanser ağrılarında kullanılır. METADON: Etkisi morfine göre geç başlar ve daha uzun sürer. Morfinden daha az öfori ve sedasyon yapar. Kullanan kişinin hareketliliği, çevreye ilgisi, zihinsel etkinliği morfin kadar bozuk değildir. Morfin ve eroin bağımlılığı tedavisinde metadon ikamesiyle kişinin legal yoldan yoksunluk sendromlarını önleyecek maddeye kavuşması sağlanır. İleri vadede terk edilmesi morfine göre daha kolaydır. DEKSTROPROPOKSİFEN: Analjezik etki gücü düşük. Hafif ve orta şiddetli ağrılarda NSAII yetersiz kalır ise yarı dozlarda NSAII ile kombine edilerek kullanılır. Bağımlılık yapma potansiyeli çok düşüktür. AGONİST-ANTAGONİSTLER (Parsiyel Agonistler) PENTAZOSİN, BUPRENORFİN, TRAMADOL, BUTORFANOL, NALBUFİN: Tolerans ve bağımlılık yapma riski minimum. Solunum üzerine depresan etkisine karşı bir tavan değeri olduğundan solunum depresyonu yapma riski düşük. Terapotik dozlarda yapılan solunum depresyonu agonistler kadardır. 40

41 Analjezik etki nin de bir tavan değeri vardır. Bir seviye üzerinde doz artırılsa da analjezik etki artmaz. Öfori yapmazlar, bağımlılık gelişmez. Analjezik etkileri spinal mekanizmayla olur. Morfin bağımlısında yoksunluk sendromlarına neden olur. Morfin kullanmış kişide ve stres analjezisi altında olan kişide antagonist gibi davranır. NARKOTİK ANTAGONİST NALOKSON: NA lerin sebep olduğu tüm farmakolojik etkileri ortadan kaldırır. NA zehirlenmesinde kullanılır (IV yolla 2 mg), etki görülmez ya da yetersiz kalırsa 20 dakika sonra 2 katı doza kadar artırılarak tekrarlanır. Doğum esnasında MEPERİDİN kullanılmasına bağlı olan yenidoğandaki solunum depresyonu durumunda yenidoğana umbilikal venden 0,01 mg olarak uygulanır. Depresyon çözülmez ise, 3-5 dakika sonra doz tekrarlanır. NARKOTİK ANALJEZİKLERİN KULLANILDIKLARI YERLER Akut ağrılar: Kırık, yaralanma, ameliyat sonrası ağrılar, çeşitli koliklere bağlı ağrılarda Kronik Ağrı: Terminal kanser ağrılarında. Kanserin son dönemlerinde ızdırapın son raddeye geldiği durumlarda kullanılmaları kaçınılmazdır. Evine yollanmış hastalar için oral preparatları piyasada mevcut. Doğum analjezisi: Özellikle meperidin. Akut Miyokard Enfarktüsü: Özellikle morfin, enfarktüs ağrısını gidermenin yanı sıra o esnadaki anksiyete, ölüm korkusu, panik halini düzeltir. Hipotansif etki nedeniyle zayıf antianjinal etkisi vardır. (Pentazosin hariç, KB yükseltir) Preanestezik medikasyon: Ameliyat anksiyetesini ortadan kaldırır. Şiddetli diyare: Hayatı tehtid eden sıvı ve elektrolit kayıplarına neden olan dairelerde klasik antidiyareiklere yanıt alınamazsa kullanılır. Antitüssif olarak: Bu amaçla en çok kodein kullanılır. Kodein ve diğer antitüssiflere yanıt vermeyen şiddetli durumlarda son çare diğer NA ler kullanılabilir. 41

42 ANTİPARKİNSON İLAÇLAR Parkinson hastalığı, hastalığı bulan kişinin adıyla anılan bir dejeneratif hastalıktır. 50 yaş ve üzeri popülasyonda daha çok rastlanır. Beyinde Substantia Nigra (SN) bölgesinde dopaminerjik nöron hasarıyla ortaya çıkan bir extrapiramidial sistem hastalığıdır. SN bölgesi mezansefalonda (orta beyinde) bulunur. SN ye gelen aksonların olduğu bu yolak başlıca dopaminerjik yolaklardan biridir. Dopaminin ikinci kaynak aldığı yer yine Striantum a yakın Wentral Tegmegral bölgedir. Buradaki nöronlardan bir grubu mezolimbik sistemdeki amigladaya uzanır. Mezolimbik sistem kişinin duygulanım ve agregasyonundan sorumlu bölgedir. Yukardakilere ek olarak beyinde dopaminin göz ve görme sinirlerinin olduğu bölgede yerleştiği de bilinmektedir. Dopamin; SSS dışında da barsaklar gibi farklı dokularda da etkindir. Dejenerasyon ve Parkinson un nedenleri: Etkenler çok çeşitlidir Aşırı antipsikotik-nörolojik ilaç kullanımı Çeşitli toksinlere maruziyet Magnezyum zehirlenmeleri Metil Fenil TetraPiridin (MFTP). MFTP, MonoAminOksidaz (MAO) enzimiyle Metil Fenil Piridinyum a dönüşerek irreversible parkinsonizme neden olmaktadır. Bu madde Deneysel amaçla deney hayvanlarında Parkinson oluşturmak için kullanılır. Serbest oksijen radikallerinin de SSS de oksidatif stres yaratarak nörodejenerasyona neden olduğu bilinmektedir. Dopaminerjik nöronlarda Lipid Peroksidasyonu neticesinde gelişebilir. Fe (demir) metabolizmasının bozulmasıyla ortaya çıkabilir. Aşırı ekstraselüer Kalsiyumun da nörodejenerasyona neden olduğu düşünülmektedir. Parkinsonizme neden olan bu primer bozukluklar SN yi etkileyip Dopaminerjik nöron sayısını % 80 den fazla azalması sonucunda Parkinson tablosu kendini gösterir. Parkinson tablosunda: Akinezi (hareket sorunu, yüzdeki ifadesizlik en tipik belirtisidir = maske yüz), Rijidite (katı kesilme) ve tremor (özellikle ellerde) başlıca ortaya çıkan görüntülerdir. Bu üç görüntünün sonucunda kişinin postürü bozulur ve tipik öne eğilmiş Parkinson görüntüsü ortaya çıkar. Parkinsonizm in bunlar dışında otonomik bozukluklarla kendini gösteren ikincil belirtileri de vardır. Aşırı kolinerjik faaliyet sonucu GI hareketlerde azalma, ter, tükrük salgılarında artış v.b. 42

43 Dopaminerjik etkinliğin azalması sonucunda vücut, homeostazı sağlamak için kolinerjik sistemde belirgin bir artışla dengeyi sağlamaya çalışır. Asetilkolin (AcH) etkinliğinde artış izlenir. Limbik sistemde, Septal Hipokompal, butamen kaudal nükleusundan, motor sinirlere etkili ach aktivitesi artırılır. ACh da muskarinik ve nikotinik reseptörleri üzerinden etkir. Dopamin ve AcH nin bir çok farklı hastalık ve durumda önemi vardır. Orta beyindeki striatumda Dopamin reseptörleri incelendiğinde Dopamin in D 1 ve D 2 reseptörleri etkilediği görülmüştür.dopamin agonisti ilaçların Parkinson hastalığındaki etkilerinin postsinaptik D 2 reseptör aktivasyonuna bağlı olduğu bilinmektedir. Postsinaptik D 1 reseptörlerin de aktive edilmesiyle etki artışı gözlenir. Endojen DOPAMİN ve LEVODOPA her iki tip reseptörü de aktive etmektedir. Yalnız D 2 reseptörleri aktive eden ilaçlar da bulunmaktadır (ör: BROMOKRİPTİN) Bu ilaçlar hastalığın erken dönemlerinde azalmış olan dopaminerjik etkinliği dengelemek için kullanılırlar. PARKİNSON HASTALIĞINDA TEDAVİ YAKLAŞIMI: 1. Azalmış olan dopaminerjik etkinliği artırmak 2. SSS ne geçebilen ve antikolinerjiklerle striatumdaki artmış kolinerjik etkinliği geri çevirmek 3. Her ikisini beraber kombine tedavide uygulamak. DOPANİMERJİK ETKİNLİĞİ ARTIRAN İLAÇLAR LEVODOPA (L-DOPA) Bir ön ilaçtır. SSS de Dopa-Dekarboksilaz (genel adıyla aminoasit dekarboksilaz) enzimiyle dopamin e dönüşerek etki gösterir. Yani bir dopamin prekürsörüdür. Dopamin SSS e geçemediğinden parkinsonda ilaç olarak doğrudan kullanılamaz. Dopa Dekarboksilaz enzimi KC, Böbrek, barsakta da yaygın olarak bulunduğundan buralarda da L-Dopa dönüşümü gerçekleşir ve verilen dozun % 1 ila % 2 gibi az bir miktarı etki yapar. Bu yüzden L-Dopa yüksek dozda kullanmak gerekir ki bu durumda SSS dışı yan etkiler fazlaca görülmektedir. Ancak klinikte L-Dopa ilacı Dopa-dekarboksilaz enzim inhibitörleriyle birlikte verilerek SSS e geçen ilaç oranı % 5 % 6 lara çıkarılıp, yan etkiler de azaltılabilmektedir. Plazmada dolaşan L-Dopa etkisiz olduğundan yan etkiler de minimum görülür. Dopamin in yıkımı vücutta iki şekilde gerçekleşmektedir. MAO enzimi ile DOPAC (dopamin Fenil Asetik Asit) e dönüşür. Katekol o-metil transferaz enzimi ile yıkılarak 3-orto-metoksi tiramin yolağından son ürün olarak HomoVanilikAsit (HVA) çıkar. HVA bazik idrarı kırmızı-kahverengiye boyar. Dopaminin tüm metabolitlerinin % 40 ı HVA dır. L-DOPA kullanılışı özellikle isteğe bağlı hareketlerdeki kısıtlanmışlığı, akinezi, hipokinezi ve çizgili kas rijiditesini düzeltmede etkilidir. Tremor ve benzeri hareketler ise çok daha zor ve geç bir şekilde düzeltilir ya da düzeltilemez. L-DOPA farmakokinetik yönden bireyler arasında çok büyük farklılıklar gösterebilir. Bunun yanında Yan Tesirler nedeniyle yüksek dozda kullanılması mümkün olmaz. Gerek 43

44 duyulduğunda doz yükseltilemiyor ise yardımcı ilaç olarak BROMOKRİPTİN ya da antikolinerjiklerle birlikte kullanılabilir. Yan etkilerden başlıcası istek dışı hareketlerin ortaya çıkmasıdır. Bu durum ilaç kesilmesini gerektirmese de doz daha fazla artırılmamalı. L-DOPA kullanımında kimi hastalarda 2 ila 4 yıl boyunca etkin, sorunsuz ve başarılı bir tedavi sağlanmış olup durum kontrol altına alınsa da, yıllar sonra ilaç kullanılmaya devam ederken de hastalığın belirtileri ve tablosu yeniden belirebilir. Bunun bir nedeni dejenerasyonun önlenmemiş olması ve halen devam etmesidir. Ayrıca agonist ilacın bol miktarda kullanılması ile reseptörlerde down-regülasyon (duyarlılığın azalması) da bu duruma neden olan başka bir faktör. Hastaların % 75 i L-DOPA tedavisine olumlu yanıt vermektedir. Doz 4-6 gr kadardır. L-DOPA, dopa-dekarboksilaz enzim inhibitörü KARBİDOPA ve PENSERAZİD ilaçlarıyla kombine edilebilir. Bu kombinasyonlara Ko-Kareldopa da denebilir. Kombinasyon ile L-DOPA dozunun düşürülmesi ve yan etkilerin %80 e varan oranda azaltılması sağlanabilmektedir. Bu durum özellikle hipertansiyonlu hastalarda önemli bir avantaj olarak kendini gösterir. Yan Tesirler: 1. GI bozukluklar, iştahsızlık, bulantı, kusma. Tok alınmalı. 2. Kardiovasküler etkiler çok belirgin. Hastaların 1/3 ünde ortostatik hipotansiyona neden olur. Taşikardi ve aritmi de görülebilir. 3. Diskinezi (istem dışı hareketler) sıklıkla görülür dan daha uzun süre kullanım sonrasında on-off etkisi çıkabilir. (yukarda bahsedilmişti) Nedeni tam olarak bilinmiyor, en güçlü tahmin plazma ilaç düzeyinin düşüşü. İlacın bir süre için kesilerek yeniden başlanmasıyla (tatil) bu durumun sıklığı önemli ölçüde azalıyor. Ayrıca enzim inhibitörleri ya da antikolinerjiklerle kombine kullanımda, daha az ortaya çıkıyor. 5. Psişik yan tesirler: Uykusuzluk, öfori, mani. 6. Ciltte geçici Flashing (kan basması, sıcak basması) yapabilir. Kontrendikasyonları: Psikozlar, aktif peptik ülser, malign melanoma. Etkileşimler: 1. Piridoksin: Bu vitamin dopa-dekarboksilaz enzimini aktive ederek etkiyi azaltır 2. MAO inhibitörleri: Hipotansik kriz oluşum riski artar. Selektif etkili MAO inhibitörleri ile bu risk çok daha düşük. (Ör: MAKLOBEMİD, SELEJİLİN) 3. Antikolinerjikler: Absorbsiyon ve biyoyararlanımını bozarak farmakokinetik olarak etkileşebilirler. 4. Nöroleptikler: Dopamin antagonisti ilaçlardır. Parkinsonda kontrendikedirler ve dopamin reseptörlerini bloke ederek dopaminin santral etkilerini azaltır. 5. Rezerpin: Dopamin etkinliğini düşürür. 6. Metildopa: L-Dopa, metildopa nın antihipertansif etkisini potansiyalize eder. Yan etkilerini artırır. 44

45 BROMOKRİPTİN MEZİLAT (vize sonrası buradan) Ergo alkaloidi olan ergokriptin in bromlu yarı sentetik türevi. D 2 reseptör agonistidir. Biyoyararlanımı % 6 civarında. Dopaminerjik etkisi yanında hipofiz ön lobuna etkiyerek prolaktin salgısını inhibe eder. Hiperprolaktinemi ve buna bağlı amenore de kullanılır. L-Dopa nın kontrendike olduğu ve L-Dopaya yanıt alınamadığı, hastanın L-Dopaya dayanç gösteremediği durumlarda tercih edilir. Etkinin tam görülebilmesi için bir D 1 reseptör aktivasyonu da gerekmektedir. Yan Tesirleri: Ortostatik hipotansiyon, bulantı, kusma, psişik ve psikomimetik belirtiler, diskinezi, kalpte ritim bozuklukları. L-Dopa ile kombine bir şekilde kullanılacaksa L-Dopa dozu yarıya indirilir. Amantadin ve antikolinerjiklerle olan tedavide böyle bir doz ayarlamasına gerek yok. LİZURİD Diğer bir ergo alkaloidi türevidir. Bunun da ilk geçiş etkisiyle biyoyararlanımı düşüktür. Bromokriptinden 10 kez güçlü bir etkinliğe sahiptir ancak yarılanma ömrü bromokriptinin yarısı kadardır. Antiparkinson etkinliğinin yanında 5-HT reseptörleri üzerindeki agonist etkisi vardır. Dolayısıyla migren hastalığı tedavisinde de yeri vardır. ROPİNİROL D 2 reseptör agonistidir. Biyoyararlanımı % 55 civarındadır. L-Dopa ile birlikte kullanılacağında L-Dopa dozu % 20 civarında azaltılmalıdır. Yan Tesirleri: Bulantı, kusma, diskinesi, halüsinasyonlar, konfüzyon, hipotansiyon ve bradikardidir. PERGONİT MEZİLAT D 1 ve D 2 reseptörleri üzerinde agonist etkili bir ilaçtır. Bromokriptinden yaklaşık 1000 kez daha güçlü ve daha uzun etki süreli antiparkinson etkisi var. Dezavantajı yan tesirlerinin fazlalığı ve pahalı bir ilaç olmasıdır. AMANTADİN Bu da bir ergo türevidir. Esasen influenza virusune karşı geliştirilmiştir. Antiparkinson etkisi tesadüfen keşfedilmiştir. Etkisini dopaminerjik sinir uçlarında dopamin salıverilmesini artırıp, dopamin re-ubtake (geri alımını) azaltarak gösterir. Etkisi L-Dopa ya göre daha zayıf, ancak antikolinerjiklere göre ise daha güçlü etkili. Böbrek yetmezliğinde doz azaltılarak kullanılmalıdır. PRİBEDİL Daha az kullanılan bir bileşik. Antiparkinson olmasının yanında aynı zamanda periferik vazodilatör etkisi de vardır. Parkinsonizme bağlı tremorlarda daha etkili bir ilaçtır. Yan Tesirleri: Bulantı, kusma, santral etkiler, uyuklama, baş dönmesi, diskinezi. 45

46 APOMORFİN Dopamin agonisti bir ilaçtır, ancak periferik etkisi sonucu güçlü emetik etkinlik gösterir. Bilinen en güçlü emetiklerdendir. Klinikte kullanımı da zehirlenme tedavisinde bu özelliği nedeniyledir. Bunun daha az yan tesirleri olan türevleri var. Emetik etkisi ve çeşitli yan tesirleri nedeniyle parkinsonda kullanılmamaktadır. DOPANİ YIKIMINDAN SORUMLU ENZİMLERE ETKİLİ BİLEŞİKLER SELEJİLİN Beyindeki MonoAminOksidazların (MAO) etkinliğinin yaklaşık % 80 inden sorumlu olan ve dopamini yıkan MAO B enzimininin selektif irreversible inhibitörüdür. Dozu 10 mg ı aştığında selektif özelliği kaybolmaya başlamakta ve yan tesirler artarak etkinliği azalmaktadır. Dopamin yıkımıyla ortaya çıkan serbest oksijen radikallerin etkinliklerini de azaltıyor olması Antiparkinson etkisine katkı sağlar. L-Dopa ya da L-dopa/Karbidopa kombinasyonu (ko-kareldopa) ile birlikte kullanılır. On-off sıklığını azaltır. Plazma proteinlerine % 94 oranında bağlanır. Parkinson hastalarında iyi tolare edilir. L-Dopa ile birlikte kullanılacağında L-Dopa dozu azaltılarak tedavi sürdürülür. MAKLOBEMİD MAO A enzim selektif inhibitörüdür. Kullanıldığı ve tercih edildiği bazı nadir yerler olmasına karşın majör enzim MAO B olduğu için parkinsonda pek tercih edilen bir ilaç değildir. TOLKAPON Katekol O-Metil Transferaz (COMT) enzimi inhibitörüdür. Biyoyararlanımı % 65 civarındadır. Periferde ve santral sinir sisteminde COMT üzerinde tersinir bir blokaj yapar. Biyoyararlanımı % 65 dolaylarında. Entekapon dan daha etkilidir. Özellikle karaciğer ALT (alanin amino transferaz) ve AST (aspartat amino transferaz) enzimlerinde yükselmeye neden olur. Yan tesirleri: Diskinezi, bulantı, diare, ortostatik hipotansiyon ve uyku bozukluğuyla halüsinasyonlara neden olur. ENTEKAPON Tolkapondan daha az etkili olmasına rağmen yan etkilerinin azlığı nedeniyle tedaviye girmiştir. Biyoyararlanımı % 35 dolaylarındadır ve L-dopa birlikte kullanıldığında ortostatik hipotansiyona riski nedeniyle özellikle dikkat etmek gerekmektedir. 46

47 SANTRAL ETKİLİ ANTİKOLİNERJİKLER Kullanılış nedenleri parkinsonun antikolinerjik aktiviteyi azaltmasıdır. Bu tür ilaçlar özellikle rijiditeyi azaltırlar. Tremorda daha az etkilidirler. Kuaterner azot içeren (4 amin yapısı taşıyanlar) antispazmotik antikolinerjikler; örneğin N-Butil skopolamin, propanteiln v.b. kan-beyin bariyerini aşamadıklarından parkison hastalığına karşı etkili değildirler. Parkinson hastalığında kullanılan antikolinerjiklerin özelliği periferik etkilerine göre santral etkileri fazla olan ve KBB aşabilen 2 (sekonder) ve 3 (tersiyer) amin yapısındaki bileşiklerdir. Bu ilaçlarda uzun süre kullanımıyla ortaya çıkan tolerans gelişmesi söz konusu olabilir. Parkinsonda en çok kullanılan antikolinerjikler: TRİHEKSİFENİDİL 5-20 mg civarında kullanılır. BİPERİDEN (Akineton ) 2-8 mg civarında kullanılır. BORNAPRİN HCl PROSİKLİDİN, PROFENAMİN, BENZATROPİN Ve antihistaminik etkinliği olan bileşikler olarak ta: DİFENHİDRAMİN, ORFENADRİN, KLORFENOKSAMİN Bu antihistaminik etkili ilaçların avantajları özellikle yaşlı grup gibi; biperiden gibi antikolinerjiklere yan tesirleri nedeniyle dayanamayan hastalarda daha kolay tolare edilebilir olmasıdır. Antikolinerjiklerin Yan Tesirleri: Tipik Antikolinerjik belirtiler: Görme bulanıklığı, ışıkta gözlerde kamaşması, midriyazis, göz içi basınçta artış, ağız kuruluğu, konstipasyon, idrar retansiyonu SSS ile ilgili belirtiler: Ataksi ve hipertermi. Bu bileşikler genellikle 3 x mg dozda kullanılırlar. Parkinsona karşı diğer tedavi yaklaşımları: Son yıllarda cerrahi olarakta parkinsona müdahale edilmekte. Bir diğer yaklaşım olarak α-tokaferol ün antioksidan etkisi nedeniyle parkinsonda denendiği bilinmektedir. Bunlar palyetif yaklaşımlardır PARKİNSON HASTALIĞINDA TEDAVİ KURALLARI Kural olarak hastalığın hastanın yaşam kalitesini çok fazla bozmayan erken döneminde, ilaçla tedaviye gerek yok. Biraz daha ilerlemiş dönemlerde, başlangıç olarak MAO B inhibitörü Selejilin tedavisi tercih edilebiliyor. Antikolinerjikler ya da amantadin buna eklenebiliyor ya da tek başına denenebiliyor. Hasta genç ve tremorlar belirgin ise özel antikolinerjikler amantadine tercih ediliyor Hastalığın ilerleyip normal yaşayışa engel teşkil ettiği duruma geldiğinde L-Dopa veya ko-kareldopa. Ve gerekirse bununla birlikte selejilin ve entekapon kullanılır. 47

48 L-Dopa tedavisinde özellikle dikkat edilemsi gereken durum L-Dopa dozunun olabildiğince az düzeyde tutulmasıdır (yaşamı idame ettirmeye yarayacak kadar). Hastalık tablosunu tamamen ortadan kaldırmak amacıyla doz dilendiği kadar yüksek tutulamaz. L-Dopa dozunu minimum düzeyde tutmak için amantadin, selejilin, antikolinerjikler, bromokriptin, lizurid gibi ikincil antiparkinson ilaçlar da rejime katılır. L-dopanın değişkenlik gösterdiğini, biyoyararlanım sorunu olduğunu biliyoruz. Böyle bir durum kişide ortaya çıkıyorsa, L-Dopa ya hiç yanıt alınamazsa; bu gibi özel durumlarda diğer ilaçlarla birlikte bromokriptin ve lizurid verilir. Parkinson hastalığının progresif boyutlu bir hastalık olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. 48

49 ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR Epilepsi,Parkinson gibi tek bir nörotransmitter eksikliğine bağlı diye tanımlanamayan, daha çok nöronların elektriksel yapısıyla ve işleyişiyle ilgili bir rahatsızlıktır. Epilepsi; Atak (tutarık) denen aşırı sayı-şekilde anormal nöronal deşarjlarla başlayan Süresi kısa ya da uzun olabilen, Bilinç ve motor kaybına da yol açabilen, Ortaya çıktığı zaman kontrolsüz hareketlere de yol açan, Tekrarlayan, Serebral bir fonksiyon bozukluğudur. Bu anormal nöronal aktivitenin standart bir tipi yoktur. Ama bu nöronların beynin hangi bölgesinde olduğuna göre farklı şekilleri var. Lokal ve Jeneralize. Lokal bozukluk: Belli bir noktadan değil birden fazla sayıda noktada beyin korteksinde ya da subkortikal yapılarda özellikle de limbik sistem gibi bölgelerde uyarılabilme eşiğinin aşırı düşmesine (exitabilitenin artmasına) bağlıdır. Lokalize bozuklukta yaklaşım lezyonlu bölgenin cerrahi olarak çıkarılması olabilmektedir. Bu şekilde tutarık oluşumunun önlenmesi sağlanabilmektedir Jeneralize bozukluk: Daha genel, jeneralize tutarıklarda ise bu uyarılabilirliği exitabilitesi artmış olan ve primer deşarjları oluşturan yapı kortex altındadır ve bu deşarjlar spontan bir şekilde (kendiliğinden, ne zaman olacağı belli olmaksızın) ortaya çıkmaktadır. Her iki tip bozuklukta da tutarığa neden olan odakların tempoyu kendisini belirlediği ve asenkronize çalıştığı görüşü vardır. Normal işleyişte ise tempoyu kendisi belirlemez. Bu bozuk odakta sinirsel aktiviteye bakıldığında (EEG vs çekildiğinde) normal süren bir aktivite devam ederken ve bir anda sivri potansiyel denen aşırı uyarılmalar ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak ta kontrolsüz hareketler ortaya çıkıyor. İlaçlardaki etkinin görülebilmesi için minimum etkin konsantrasyona ulaşılması gerektiği gibi impulsun da nöronları çalıştırabilmesi için tutarık eşiği denen bir özel elektriksel değeri aşması gerekmekte (ya hep ya hiç etkisi). Bu eşik değer aşıldığında iyon kanallarının ona göre bir denge içinde olması ve potasyum, klorür ve sodyum konsantrasyonlarının belli bir dengeyle hücre içinde ve dışında değişmesi gerekiyor. Bu tutarık eşik değeri normal koşullarda yakın dokuların elektriksel dengesizliğine bağlıdır. Eğer hücre membranında bir hiper exitasyon (aşırı uyarılma) ortaya çıkarsa, hücre içersine katyon (Na + Ca ++ ) girişi olur. Katyon girişi de post-tetanik potansiyasyona (sinapslarda post sinaptik, tekrarlayan, uyarılarda iletimin artırılması demektir) neden olur. Bunun tersi durumda da nöronların inhibisyonunda klorür ve potasyuma permeabilitenin artması dolayısıyla nöron düzeyinde inhibisyon gerçekleşir. 49

50 Bu tutarıklar ve ataklar aslında yalnızca epilepsi bağlamında gözükmüyor. Yani doğrudan ya da dolaylı olarak beyni ilgilendiren rahatsızlıklar olduğunda bu belirtileri gözleyebiliyoruz. Ataklara neden olan diğer durumlar: Herhangi bir iyon ya da elektrolit dengesizliği, Karbonhidrat, aminoasit lipit metabolizması bozuklukları, Çeşitli enfeksiyonlar, (ensefalit vb.) Beyin tümörleri, Beyinde hasar oluşturabilen travmatik vakalar, Özellikle küçük çocuklarda vücut ısısındaki aşırı artışlar, Çeşitli konvulsif ya da toksik bileşikler, (alkol, kokain vb.) Metil enkefalin ve lösin enkefalin gibi Endjen opioit peptitler. Kolinesteraz inhibitörleri (Çeşitli organofosfatlar, sinir gazları vb.) Serebral hipoksi (karbonmonoksit zehirlenmesi vb.), Anestezinin yan tesirleri olarak ortaya çıkabilir. Kainik asit, kualik asit gibi exitoksinler (exitasyon yapan uyaranlar): Bunlar Glutamat Aspartat reseptörlerini de etkilerler ve dolayısıyla da extitatör post sinaptik potansiyasyonda artışa neden olurlar. NMDA reseptörleri: Bir diğer önemli reseptör grubu NMDA (N-metil d-aspartat) dır. Bu respetör grubunda özellikle epilepsijenik mekanizmalarda önemli rolü olduğu gösterilmiştir. NMDA; postsinaptik iyonik kanallar aracılığıyla kalsiyumun hücre içerisine girişinden sorumludur. Magnezyum, bu postsinaptik iyonik kanalları üzerinde blokör etki gösterir ve hipomagnezemi durumunda da bu epileptik atakların oluşabildiği gösterilmiştir. NMDA reseptöreri yalnız post sinaptik sinir ucu depolarize olduğunda işlev kazanır. Özellikle de hipokampuste etkindirler. Bu reseptörlerin etkinliği glisin etkisiyle potansiyalize edilebilirken opiatlar ve fensiklidin inhibitör etki yapar. Deney hayvanları ve insanlarda epileptik atak oluşumu sırasında nöronlardaki değişim araştırıldığında ve ani ortaya çıkan sivri-yüksek dalgalar bu elektriksel değişimin geneline bakıldığında hiper-senkronize (aşırı miktarda senkronize) ve ritmik bir disşarj ortaya çıktığını görülmektedir. İyon düzeyinde incelenince özellikle extrasellüer kalsiyum miktarının düştüğünü ve hemen sonrasında da extrasellüer potasyum düzeyinin arttığını görülür. Bu elektrolit dengesizliği nedeniyle uzun süreli bir depolarizasyon ortaya çıkıyor ve buna bağlı olarak ta çok yüksek oranda extitatör etkili bu nörotransmitterler sinapslarda salgılanıyor. Bunun sonucu olarak ta bu kontrolsüz hareketler ortaya çıkıyor. 50

51 Tedavide Kullanılan İlaçlar Epilepsi hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar yalnız semptomları önlemeye ve gidermeye yönelik ilaçlardır. Epilepsi tipi tutarıklar Kısmi ve Jeneralize tutarıklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Kısmi tutarık (parsiyel, fokal) Bu tip tutarıkta lokal başlayan bir deşarj söz konusudur. Tutarıklar motor belirtilerle birlikte görülür. İlk tercih edilecek ilaçlar FENİTOİN, KARBAMAZEPİN, FENOBARBİTAL VE PRİMİDON. Jeneralize tutarıklar Beyindeki lokalizasyonları yönünden bilateral ve simetriktirler. Birçok alt tipi vardır ve epilepside gözlenen tutarıkların yaklaşık % 90ını oluşturan tonik-klonik (granda-mal) tutarıklar bu gruba aittir. Bunun yanında Kesinti (Peti-Mal) tutarıklar ve ölümcül status epilepticus tipleri de vardır. Tonik Klonik: İlk tercih edilecek ilaçlar FENİTOİN, KARBAMAZEPİN, FENOBARBİTAL, VALPROİK ASİT, LAMOTRİDİN. Petit-mal: İlk tercih edilecek ilaçlar ETOSÜKSİMİD VALPROİK ASİT, KLONAZEPAM. Miyoklonik tutarıklar (infantil spazmlar): Daha çok çocuklarda görülür, KORTİKOSTEROİDLER ve KLONAZEPAM tercih edilebiliyor. Tonik Klonik Tutarıklar (Grand-Mal): Tonik klonik; çok yoğun ve çabuk ortaya çıkan kasılmalardır. Epilepsi nöbeti bilinç kaybına neden olur, bunu tonik ve klonik fazlar takip eder. Hastanın dengesini kaybetip yere düşmesine ve katılaşması gibi bir tetanik halde olmasına neden olan durumdur. Nöbet sonrasında da hastada bilinç bulanıklığı (konfüzyon) nöbet sonrasında da devam eder. Tonik faz genellikle 30 saniye ila 1dakika kadar devam eden kas tonusunun artışını ifade eder. Bunun sonrasında da klonik faz denilen itme ve titreme hareketleri gözlenir. Petit mal (kesinti) (absans): Bu tip tutarıkta ise Grand-mal den farklı olarak bilinç kaybı kısa ve ani ortaya çıkar ve genellikle çocuklarda görülür. Konvülsiyonsuz tetanik kasılmalar şeklinde değil bir noktaya gözleri dikerek hızlı göz kırpmaları şeklindedir. 51

52 Status Epilepticus: Hastanın bilinci yerine gelmeden ardışık biçimde tekrarlayan yoğun ve şiddetli ataklardır. Yarım saate kadar uzayan bir zaman sürebilir. Özellikle uyuncu bozuk olan hastalarda, antiepileptik tedavinin kısa süreli uygulandığı ya da ani kesildiği hastalarda, ya da bir ilaçtan diğerine ani geçiş sırasındaki rebound etki ile oluşabilir. Antiepileptik ilaçları ve özellikle BDZ gibi fiziksel bağımlılık yapan ilaçları kullanan hastaların ilaçları değiştirilirken ya da kesilirken uzun süreye yayılarak doz azaltılmalıdır. Hastaların bu yönde bilgilendirilmeleri çok önemlidir. Status Epilepticus nöbetleri acil müdahele gerektiren durumlardır ancak bu tür vakalarla karşılaşıldığında müdahale yapılması çok zordur. Acil müdahele hastanelerde ya da olay yerinde acil müdahale uzmanlarınca yapılabilir. İlk yardımcının; hastanın kendisini fiziksel olarak yaralamasına neden olacak şeyleri etraftan uzaklaştırıp hastanın başı altına yastık koymak dışında yapabileceği pek bir şey yoktur. Tutmaya çalışmak, bastırmak yanlış ve tehlikeli yaklaşımlardır. Acil tıbbi müdahelede hızlı etki gösteren BDZ lerden LORAZEPAM (2-4 mg IV) veya DİAZEPAM (5-10 mg IV) Hatta ve hatta bu tür durumlarda acil müdahele sırasında oksiyen desteği gerekebilir, kan şekeri düşmüşse onun da dengelenmesi gerekmektedir. FENİTOİN, FENOBARBİTAL KLONAZEPAM, MİDAZOLAM da kullanılabilecek ilaçlar arasındadır. Bu ilaçlar bağımlılık ya da tolerans yapma potansiyeline rağmen kullanılır. Tablo: Endikasyonlarına göre antikonvülsan ilaçlar. ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR 1. Hidantoin Türevleri (FENİTOİN) Etki Mekanizması: Nöronlarda ve exitable hücrelerde sodyum kanallarını bloke ederek hücre içi sodyum düzeyini düşürür. Buna ek olarak kalsiyum miktarını da azaltarak nöronları inhibe eder. Bu olaylar sonucunda membran stabilize olur ve stimülasyon eşiği yükselir. Sinaptik aşırımı inhibe eder ve post tetanik potansiyalizasyonu deprese ederek deşarjların primer odaktan SSSnin diğer bölgelerine yayılmasını engeller. Belirgin bir sedasyon yapmaması ve oldukça selektif bir antiepileptik olması nedeniyle okul çağındaki çocuklarda ve erişkinlerde jeneralize tutarıkta, Grand-mal epilepside en çok kullanılan ilaçtır. 52

ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR

ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR Affektif (duygu-durum) hastalıklar ve manik-depresif (bipolar) hastalık durumunda kullanılan ilaçlardır. Etkilerini; SSS deki monoaminlerin (mediyatör görevli olanlar)

Detaylı

(trankilizan ilaçlar)

(trankilizan ilaçlar) Anksiyolitik ilaçlar (trankilizan ilaçlar) Anksiyete nedir? Anksiyete bozuklukları nedir? Anksiyete > Otonomik belirtiler Kalp hızında, tansiyonda, kalp kasılmasında, nefes hızında vs artış Norepinefrin

Detaylı

DEPRENİL 50 mg 30 Tablet

DEPRENİL 50 mg 30 Tablet DEPRENİL 50 mg 30 Tablet Depresyon, depresyona bağlı yeme ve uyku bozuklukları, bipolar hastalığın depresyon fazı, migren FORMÜLÜ Her bir Deprenil tablet 50 mg opipramol dihidroklorür içerir. FARMAKOLOJĠK

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

HİPNOSEDATİF İLAÇLAR. Dr. Bekir Faruk ERDEN Farmakoloji Ab.D. Öğretim Üyesi

HİPNOSEDATİF İLAÇLAR. Dr. Bekir Faruk ERDEN Farmakoloji Ab.D. Öğretim Üyesi HİPNOSEDATİF İLAÇLAR Dr. Bekir Faruk ERDEN Farmakoloji Ab.D. Öğretim Üyesi Sedatif terimi gerçekte anksiyolitik terimi ile aynı anlamda kullanılmaktadır; anksiyeteyi yani kaygı ve sıkıntı hissini azaltan

Detaylı

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluğu pek çok kişi farklı şekillerde yaşar. Bazıları şiddetli mutsuzluk ve sadece hafif taşkınlık atakları deneyimlerken, diğerleri son derece şiddetli

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Anksiyete, kesin olarak tanımlanabilir bir uyarıya bağlanamayan, huzursuzluk,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI AMBREKS PEDİATRİK şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: 5 ml (1 ölçek) şurup solüsyonu, 15 mg ambroksol HCl içerir. Yardımcı maddeler: Sorbitol % 70 solüsyonu, metil paraben, propil paraben,

Detaylı

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar Antidepresanlar Duygu durumu dengeleyici ilaçlar Timoleptik ilaçlar Ebru Arıoğlu İnan, PhD Dersin hedefleri: 1. Depresyonu tanımlamak 2. Depresyona bağlı olarak sinir ucunda nörotransmitterlerdeki değişimleri

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

TOKSİDROMLAR. Dr. Hasan KILIÇ Malatya Devlet Hastanesi. 18. Acil Tıp Sempozyumu, Klinik Toksikoloji Kahramanmaraş, 2015

TOKSİDROMLAR. Dr. Hasan KILIÇ Malatya Devlet Hastanesi. 18. Acil Tıp Sempozyumu, Klinik Toksikoloji Kahramanmaraş, 2015 TOKSİDROMLAR Dr. Hasan KILIÇ Malatya Devlet Hastanesi 18. Acil Tıp Sempozyumu, Klinik Toksikoloji Kahramanmaraş, 2015 Toksidrom tanım Toksidrom (=toksik sendrom) kelimesi, zehirlenmelerde tanı ve ayırıcı

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. PRENT Film Kaplı Tablet. Ağız yoluyla alınır.

KULLANMA TALİMATI. PRENT Film Kaplı Tablet. Ağız yoluyla alınır. KULLANMA TALİMATI PRENT Film Kaplı Tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: Asebutolol Yardımcı maddeler: Selüloz, mısır nişastası, povidon 25, magnezyum stearat, hipromelloz, makrogol, kuru nane esansı,

Detaylı

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. KULLANMA TALİMATI KONTİL çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum siklamat, povidon K-30, sukroz,

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com Müracaat eden herkese muayenede uyku durumu sorulmalı İnsomnia (Uykusuzluk)

Detaylı

SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014

SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014 SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014 SUNU PLANI Benzodiazepinler Barbütüratlar Diğer Sedatifler SEDASYON UYGULAMALARINDA

Detaylı

Sunum Planı. Yoğun Bakımda Psikolojik Tehditler. Sunum Planı. Klinik tablolar. Deliryum 27/04/16

Sunum Planı. Yoğun Bakımda Psikolojik Tehditler. Sunum Planı. Klinik tablolar. Deliryum 27/04/16 Sunum Planı Yoğun Bakımda Psikolojik Tehditler Klinik tablolar Hasta yakınları kaynaklı zorluklar Burn- out (Tükenmişlik) Prof.Dr. Hakan Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

Dr. Füsun Bozkırlı ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER

Dr. Füsun Bozkırlı ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER Genel anestezi indüksiyonunda hem intravenöz anestezik ajanlar hem de inhalasyon ajanları kullanılabilmesine rağmen genel olarak intravenöz ajanların kullanımı tercih edilmektedir.

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 151 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda iletişimin en önemli araçlarından biri olan ses, kişinin duygusal yapısını yansıtan bir olaydır. Yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma konuşma

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz. Çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz. Çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI DROPOLEV 60 mg/ml ORAL DAMLA, 30 ml Ağız yolu ile kullanılır. Etkin madde: Her 1 ml çözelti 60 mg levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Metil paraben sodyum, propilen glikol, sukroz,

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. CARDOVOL 5 mg/5 ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul

ÜRÜN BİLGİSİ. CARDOVOL 5 mg/5 ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul 1. ÜRÜN ADI ÜRÜN BİLGİSİ CARDOVOL 5 mg/5 ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metoprolol tartarat 5 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR Supraventriküler taşiaritmiler. Şüphelenilen

Detaylı

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, madde bağımlılığının tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Kimdir? Alkoller. Günlük yaşantımızdaki alkoller HİPOKRAT MÖ. 460-370. Doktor ne demektir? Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD

Kimdir? Alkoller. Günlük yaşantımızdaki alkoller HİPOKRAT MÖ. 460-370. Doktor ne demektir? Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD Kimdir? Alkoller Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD HİPOKRAT MÖ. 460-370 Doktor ne demektir? La. Öğretmen. Doktor, 1000 yıl önce, ilk üniversitelerin ortaya çıkmasıyla birlikte, akademik bir unvan

Detaylı

ANTİDEPRESAN İLAÇLAR İLE MEYDANA GELEN ZEHİRLENMELER

ANTİDEPRESAN İLAÇLAR İLE MEYDANA GELEN ZEHİRLENMELER KLİNİK TOKSİKOLOJİ ANTİDEPRESAN İLAÇLAR İLE MEYDANA GELEN ZEHİRLENMELER 02.12.2015 Doç. Dr. Sibel Özden İ.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı ANTİDEPRESAN İLAÇLAR Toplumda depresyon

Detaylı

Tex Sedatif-Hipnotik İlaçlar t

Tex Sedatif-Hipnotik İlaçlar t Tex Sedatif-Hipnotik İlaçlar t Ders Planı Benzodiazepinler Buspiron Zopiklon Zolpidem Barbitüratlar Diğer Hipnotikler GABA A Reseptörü Çeşitli alt birimlerin birleşmesinden oluşan pentamerik (veya tetramerik)

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

FARMAKOLOJİSİ. Doç Dr Zeynep Ayfer Aytemur. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

FARMAKOLOJİSİ. Doç Dr Zeynep Ayfer Aytemur. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı NİKOTİNİN FARMAKOLOJİSİ Doç Dr Zeynep Ayfer Aytemur İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Nikotini tanıtmak Hekimlerin sigara içenlere bakış açısını değiştirmek MÖ Mısır

Detaylı

Farmakoloji bilgileri kullanılarak farmakoloji dışında yanıtlanabilecek olan toplam soru sayısı: 8

Farmakoloji bilgileri kullanılarak farmakoloji dışında yanıtlanabilecek olan toplam soru sayısı: 8 Soruların konulara göre dağılımı: Otonom Sinir Sistemi : 5 Santral Sinir Sistemi : 5 Genel Farmakoloji: 2 Kardiyovaskuler sistem: 3 Otakoid: 2 Endokrin sistem: 2 Antiviral ilaçlar: 1 Konu dağılımı daha

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Teknik Alan Buluş, parkinson hastalığının semptomatik tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz. KULLANMA TALİMATI ANEXATE 1 mg/10 ml i.v. enjeksiyon için çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: Flumazenil dir Yardımcı madde(ler): Disodyum edetat, asetik asit, sodyum klorür, sodyum

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

Nöroleptik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.

Nöroleptik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer. Nöroleptik ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Konuşma planı Bu konuda anlatılacak ilaçların

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR BAŞKORDİNATÖR YRD. BAŞKORDİNATÖR YRD.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

ACİL ÇALIŞANLARI İÇİN STRES YÖNETİMİ

ACİL ÇALIŞANLARI İÇİN STRES YÖNETİMİ ACİL ÇALIŞANLARI İÇİN STRES YÖNETİMİ ACİL ÇALIŞANLARININ KARŞILAŞABİLECEĞİ STRES KAYNAKLARI Olaya bağlı stres kaynakları Mesleki stres kaynakları Çevresel stres kaynakları OLAYA BAĞLI STRES KAYNAKLARI-1

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI CASODEX 150 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: 150 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, hipromelloz,

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Tarifname MONOAMĠNOKSĠDAZ B BASKILAMA NĠTELĠĞĠ GÖSTEREN MĠYOTROPĠK. BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON

Tarifname MONOAMĠNOKSĠDAZ B BASKILAMA NĠTELĠĞĠ GÖSTEREN MĠYOTROPĠK. BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON 1 Tarifname MONOAMĠNOKSĠDAZ B BASKILAMA NĠTELĠĞĠ GÖSTEREN MĠYOTROPĠK Teknik Alan BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON içeren bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1 Günümüzde monoaminoksidaz

Detaylı

3- Kayan Filament Teorisi

3- Kayan Filament Teorisi 3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve

Detaylı

DR. ERGÜN ÇİL. www.erguncil.com

DR. ERGÜN ÇİL. www.erguncil.com DR. ERGÜN ÇİL www.erguncil.com TAŞİARİTMİLER BURSA TABİP ODASI 2014 2 TAŞİARİTMİLER BURSA TABİP ODASI 2014 3 DR. ERGÜN ÇİL www.erguncil.com Taşiaritmiler: Dar QRS li ( 0.08 sn) taşikardi Sinüzal taşikardi

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. ESANSİYEL AMİNO ASİT ORAL Tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. ESANSİYEL AMİNO ASİT ORAL Tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI ESANSİYEL AMİNO ASİT ORAL Tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: 1 tablet içeriği : L-izolösin 59 mg L-lösin 89 mg L-lizin 75 mg = lizin asetat

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır.

KULLANMA TALĐMATI. CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır. KULLANMA TALĐMATI CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul 225 mg kalsiyum glukonat monohidrat ve 572 mg kalsiyum levülinat dihidrat içerir. Yardımcı madde (ler):

Detaylı

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ ENDOSKOPİK GİRİŞİMLERDE SEDASYON ENDOSKOPİ HEMŞİRESİ SÜMEYRA DURU GASTROİNTESTİNAL ENDOSKOPİDE SEDASYON VE ANALJEZİ * Sedasyon:Endişe ve aşırı emosyonel durumun

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ml çözelti 2 mg ondansetron baza eşdeğer miktarda ondansetron hidroklorür dihidrat

Detaylı

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI PRİLOC %2 Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren Flakon Enjeksiyon yolu ile kullanılır. Etkin madde: 20 ml'lik her flakon 400 mg (20 mg/ml) prilokain hidroklorür içerir. Yardımcı madde(ler): Metil

Detaylı

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır? 1. Depresyon nedir? Depresyon ruh halinizi, hislerinizi, davranışlarınızı, ve ruh sağlığınızı etkileyen bir hastalıktır. Depresyonun bir halsizlik kendi kendinize çözebileceğiniz bir sorun olmayıp, biyolojik

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 3 Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com PSİKOZ VE ŞİZOFRENİ Şizofreni belirtilerinin altında yatan düzeneği açıklamaya çalışan başlıca

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. Tablet. Bir yüzü çentikli beyaz ila beyaza yakın kapsül şeklinde tablet.

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. Tablet. Bir yüzü çentikli beyaz ila beyaza yakın kapsül şeklinde tablet. KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI AMİNESS-N film tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Her tablet; 45 mg L-Histidin, 60 mg L-İzolösin, 90 mg L-Lösin, 96 mg L- Lizin asetat

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON Dünyamızın son yıllarda karşı karşıya kaldığı enerji krizi, araştırmacıları bir yandan yeni enerji kaynaklarına yöneltirken diğer yandan daha verimli sistemlerin tasarlanması

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI Lectrum 5,0 mg İmplant Deri altına uygulanır. Steril, apirojen - Etkin madde: 5.25 mg leuprorelin asetat - Yardımcı maddeler: Polilaktik asit Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 3. FARMASÖTİK FORMU Film tablet Beyaz ile beyazımsı renkte, yuvarlak, konkav film tabletlerdir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 3. FARMASÖTİK FORMU Film tablet Beyaz ile beyazımsı renkte, yuvarlak, konkav film tabletlerdir. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MENOCTYL 40 mg Film Tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Otilonyum bromür 40 mg Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat 28 mg Yardımcı maddeler

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TİSİNON 10 mg kapsül Ağızdan alınır. Her kapsül; Etkin madde: 10 mg nitisinon Yardımcı maddeler: Prejelatinize nişasta ve opak beyaz gövde / opak lacivert kapak No:3 sert jelatin kapsül

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler Proteinler Canlılarda miktar olarak en çok bulunan biyomoleküllerdir. Amino asit birimlerinden oluşurlar Yapısal ve işlevsel olabilirler Genlerle aktarılan kalıtsal bilginin ortaya çıktığı moleküllerdir.

Detaylı

Benzodiazepin Bağımlılığı

Benzodiazepin Bağımlılığı Benzodiazepin Bağımlılığı Ozan Ezgi Berberoğlu Veteriner Hekim İ.Ü. DETAE, Sinirbilim AD Madde Bağımlılığı Bağımlılığa yol açan maddeler; genel olarak yaşamı sürdürmek için gerekli olmadığı halde keyif

Detaylı

CİTOLES 10 mg/ml ORAL DAMLA (MEVCUT PROSPEKTÜS) PROSPEKTÜS

CİTOLES 10 mg/ml ORAL DAMLA (MEVCUT PROSPEKTÜS) PROSPEKTÜS PROSPEKTÜS Citoles 10 mg/ml Oral Damla FORMÜLÜ : Bir ml damla etken madde olarak 10 mg (20 damla) essitalopram a eşdeğer essitalopram oksalat içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik özellikler

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

STAPEDEKTOMİ/STAPEDOTOMİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

STAPEDEKTOMİ/STAPEDOTOMİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU STAPEDEKTOMİ/STAPEDOTOMİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size yapılacak

Detaylı

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü Omurilik Hasarı Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon,

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22 Çocuğumun Sık Sık Başı Ağrıyor Ne Yapabilirim? Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir.

Detaylı

PSİKOTROP İLAÇLAR. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

PSİKOTROP İLAÇLAR. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PSİKOTROP İLAÇLAR Prof. Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Davranış ve psişik bozukluklarda etkili Bazıları hayvanlarda da kullanılır Uyarıcı

Detaylı

Dr. D. Berrin Günaydın NÖROMÜSKÜLER BLOK YAPAN ĐLAÇLAR (KAS GEVŞETĐCĐLER)

Dr. D. Berrin Günaydın NÖROMÜSKÜLER BLOK YAPAN ĐLAÇLAR (KAS GEVŞETĐCĐLER) NÖROMÜSKÜLER BLOK YAPAN ĐLAÇLAR (KAS GEVŞETĐCĐLER) Genel anestezinin komponentleri hipnoz, amnezi, analjezi, reflekslerin ortadan kalkması ve kas gevşemesidir. Kas gevşemesi, opere olacak hastalarda endotrakeal

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Journal of Clinical and Analytical Medicine Acil Tıp El Kitabı Güçlü Aydın, Ümit Kaldırım Opioidler Analjezi bilinç değişikliği yaratmadan ağrının azaltılmasıdır. Akut

Detaylı

Ultiva 2 mg Enjektabl toz içeren flakon. Steril, Apirojen

Ultiva 2 mg Enjektabl toz içeren flakon. Steril, Apirojen Ultiva TM 2mg Enjektabl Toz içeren Flakon (iv) Steril, Apirojen Formülü Ultiva steril, endotoksin ve koruyucu madde içermeyen, beyaz-kırık beyaz renkte liyofilize bir tozdur. Kullanılmadan önce sulandırılması

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

SPİNALDE AKILCI İLAÇ KULLANIMI. Dr. Elif Başaran Gündoğdu. Uludağ Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi.

SPİNALDE AKILCI İLAÇ KULLANIMI. Dr. Elif Başaran Gündoğdu. Uludağ Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi. SPİNALDE AKILCI İLAÇ KULLANIMI Dr. Elif Başaran Gündoğdu. Uludağ Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ilacı, fizyolojik sistemleri veya patolojik durumları, kullanıcının yararı

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. SABRİL 500 mg saşe Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Bir saşede 500 mg vigabatrin Yardımcı madde(ler): Povidon Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz,

Detaylı

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI. LACDIGEST 2250 u/tab Çiğneme Tableti 2. KALĐTATĐF VE KANTĐTATĐF BĐLEŞĐM

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI. LACDIGEST 2250 u/tab Çiğneme Tableti 2. KALĐTATĐF VE KANTĐTATĐF BĐLEŞĐM 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ LACDIGEST 2250 u/tab Çiğneme Tableti 2. KALĐTATĐF VE KANTĐTATĐF BĐLEŞĐM Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 2250 ünite tilaktaz içerir. Yardımcı maddeler:

Detaylı

Quet 25 mg Film Tablet

Quet 25 mg Film Tablet DEVA Quet 25 mg Film Tablet FORMÜLÜ: Her bir film tablet, 25 mg ketiapin e eşdeğer 28.782 mg ketiapin fumarat Yardımcı madde olarak, Laktoz monohidrat, Sodyum Nişasta Glikolat, Sodyum Stearil Fumarat ve

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir. 1 Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON Teknik Alan Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1 Günümüzde anksiyete

Detaylı

KULLANMA TALİMATI SOMATOSTATİN EUMEDICA 250 µg i.v. İnfüzyon için Liyofilize Toz içeren Flakon Damardan uygulanır. Etkin madde: Her flakonda etkin madde olarak, 250 µg somatostatine eşdeğer miktarda hidratlanmış

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. - Yardımcı maddeler: Poli(laktik-ko-glikolik asit) 1:1

KULLANMA TALİMATI. - Yardımcı maddeler: Poli(laktik-ko-glikolik asit) 1:1 KULLANMA TALİMATI Lectrum 3,6 mg İmplant Deri altına uygulanır. Steril, apirojen - Etkin madde: 3.78 mg leuprorelin asetat - Yardımcı maddeler: Poli(laktik-ko-glikolik asit) 1:1 Bu ilacı kullanmaya başlamadan

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ-5 ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com DEPRESYONUN NÖROKİMYASI Dopamin Çok az olumlu afekt (mutluluk, neşe, ilgi, haz, uyanıklı,

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, sarkopeni nin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu Günümüzde sarkopeni,

Detaylı

Şişmanlık Nedir? Şişmanlık Nasıl Saptanır?

Şişmanlık Nedir? Şişmanlık Nasıl Saptanır? Şişmanlık Nedir? Vücudun yağ kütlesinin yağsız (kas) kütleye oranının aşırı artması sonucu boya göre ağırlığın olması gereken düzeyin üzerine çıkmasıdır. Bir-çok sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle

Detaylı

ENDOSKOPİK DSR (KAMERA YARDIMIYLA BURUN İÇİNDEN GÖZYAŞI KESESİ AMELİYATI) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

ENDOSKOPİK DSR (KAMERA YARDIMIYLA BURUN İÇİNDEN GÖZYAŞI KESESİ AMELİYATI) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU ENDOSKOPİK DSR (KAMERA YARDIMIYLA BURUN İÇİNDEN GÖZYAŞI KESESİ AMELİYATI) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın

Detaylı

Antipsikotik ilaçlar

Antipsikotik ilaçlar Antipsikotik ilaçlar Etki mekanizmaları Dopamin blokajı yaparlar Mezolimbik yolda blokaj > pozitif belirtiler Mezokortikal yol > negatif belirtiler Dopamin ve serotonin blokajı yaparlar Dopamin blokajı

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

KEPPRA 100 mg/ml ORAL ÇÖZELTİ KULLANMA TALİMATI. KEPPRA 100 mg/ml oral çözelti. Ağızdan alınır.

KEPPRA 100 mg/ml ORAL ÇÖZELTİ KULLANMA TALİMATI. KEPPRA 100 mg/ml oral çözelti. Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI KEPPRA 100 mg/ml oral çözelti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir ml de 100 mg levetirasetam içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum sitrat, sitrik asid monohidrat, metil parahidroksi benzoat

Detaylı

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI 1 Güç Kaynağı AC Motor DC Motor Diesel Motor Otto Motor GÜÇ AKIŞI M i, ω i Güç transmisyon sistemi M 0, ω 0 F 0, v 0 Makina (doğrusal veya dairesel hareket) Mekanik

Detaylı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır. SOLUNUM SİSTEMİ Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için,

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı