DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý"

Transkript

1

2

3 DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen bir takým kafalarýn bir ürünü deðil; toplumsal geliþmenin, sýnýf mücadelesinin bir ürünüdür. Ve buradan bir takým kafalarda yansýmasýný bulur; teorik ifadesine kavuþur. Komiteleþmenin devrimdeki rolünü anlatan teorinin gücü, sýnýf savaþýmýnýn ortaya çýkardýðý olgulara dayanmasýndan ileri geliyor. Baþlarda çok sýnýrlý olan komiteler, emekçi kitleler içinde hýzla yayýlýyor. Ýþçi sýnýfýnýn ve halk kitlelerinin her yerde komiteleþmeye gitmesi bize neyi gösteriyor? Somut olarak devrimin olgunlaþmakta olduðunu. Çünkü devrim somut birer toplumsal olgu olan komitelere dayanýyor. Komiteler, emekçi sýnýflarýn, burjuva iktidar aygýtlarýna karþýt olarak oluþturduðu mücadele araçlarýdýr. Devrimci dönemlerde ortaya çýkar, devrimle birlikte geliþir, güçlenirler. Bu anlamda, devrimci dönemlerde varlýk sürdürebilirler. Fakat tarihsel misyonlarý ve propagandalarý her dönem ortaya konmalý ve yapýlmalý. Yaþam, onlarýn önemini þimdi pratik olarak kitlelerin karþýsýna koydu. Geniþ kitlelerin komiteleþmesinin devrimci anlamý, yüzeysel o- larak geçiþtirilemez. Oportünist ve reformist hareket, bunun anlamýný anlamýþ deðil; sýnýf sezgileriyle þiddetli bir çarpýþmanýn geldiðini anlayan ve bu temelde örgütlenen kitleler, onlardan daha ileriyi görüyor. Ýþçiler, sýnýf içgüdüleriyle, gelmekte, olgunlaþmakta olan þeyin bir devrim olduðunu çok iyi kavrýyor ve buna göre hazýrlanýyorlar. Öncü ile kitle yer deðiþtiriyor. Belli araçlara dayanarak iktidarý ele geçirme ve koruma, her devrimin ve devrimci sýnýfýn yapmasý gereken þeydir. Burjuvazi, feodal egemenliði yýkmak için belli araçlar kullandý ve belli yerlerde üslendi. Bir üs olarak kullandýðý yerlerden biri belediyeler di. Burjuvazi belediyeler i iktidarý ele geçirmede en önemli dayanaklardan biri haline getirdi. Hiç þüphesiz, proletarya devrimci bir sýnýf o- larak, sýnýfsal yapýsý ve sýnýfsal amaçlarý açýsýndan baþka devrimci araçlara dayanacaktý. Genel olarak komiteleþme, proletaryanýn tarihi devrimci misyonunu yerine getirmede kullanacaðý, sýnýf mücadelesinin ortaya çýkardýðý araçlardýr. Komiteleþme biçiminde örgütsel a- raçlar, ilk olarak 20. yüzyýlýn baþlarýnda, Rus Devrimi nde ortaya çýktý. Sovyetlerin ilk nüvesi olarak ortaya çýkan bu geniþ kitle örgütlenmesi, daha sonra iktidarý ele geçirme araçlarý ve Ekim de de iktidar organlarý olarak tüm emekçi sýnýflarý yapýsýna alacak düzeye geldi. Ayný nitelikteki örgütler, Alman Kasým Devrimi nde ve Ýtalyan iþçi ayaklanmasýnda Konseyler olarak ortaya çýktý. O güne kadar, tarihin gördüðü en kapsamlý kitle örgütleri olan Sovyetler, komite ve konseyler dünyayý deðiþtirmede proletaryanýn dayandýðý etkin araçlar olarak öne çýktý. Devrim, sayýsýz gücün kesiþmesi, sayýsýz çizginin birleþmesidir. Ve bir devrim sayýsýz belirtiyle, sayýsýz olayla kendini ortaya koyar. Bu anlamda devrim, basit bir geliþme sonucu olmayýp, çok daha karmaþýk bir geliþmedir. O halde bu karmaþýk geliþmenin itici güçleri derinlemesine kavranmalýdýr. Devrimin itici güçleri de, düþüncede deðil, ekonomik-toplumsal harekette aranmalý. Kapitalizmin uzlaþmaz çeliþkileri ve karþýtlýklarýnýn geliþimi, sonunda kapitalist toplumun çözülmesine ve daðýlmasýna yol açar. Emek-sermaye çeliþkisi, günlük yaþamda, sayýsýz görüngüde yansýr. Günlük yaþamda kitlelerin önüne yeniden ve yeniden çýkar. Ve kitleler, sýnýfsal içgüdüleriyle, kaçýnýlmaz bir devrime gidildiðini anlarlar. Toplumu derinden sarsan hareket, sayýsýz belirti, olay çatýþma vb. ile kendini açýða çýkartýr. Devrim gibi büyük bir tarihsel hareketin temelinde sayýsýz olay ve üst üste biriken güç vardýr. Devrimi gerçekleþtirecek güçler çok yönlü hazýrlýk ve çaba içine girerler. Bugün büyük bir tarihsel hareketin geliþmekte olduðunun iþaretlerinden biri de, kitlelerin sanat alanýndaki yoðunlaþmasýdýr. Sýnýf mücadelesinin seyrek periyotlar halinde seyrettiði dönemlerde, bazen, bir ilerici demokrat yazarýn kitaplarýnýn basýlýp okunmasý bile, toplumda köklü bir deðiþimin belirtisi sayýlýrdý. Oysa ki günümüzde, bir deðil çok sayýda sanat eseri yayýmlanýyor ve okunuyor. Bu bile, kendi baþýna toplumun nasýl bir tarihsel deðiþimin eþliðinde olduðunu gösteriyor. Bulunduðumuz topraklarda daha ileri bir durum var. Her yerde çok sayýda insan gruplar halinde sanat yapýyor. Bu yönde her gün artan güçlü bir eðilim ve yönelim var. Devrimci hareket bunun anlamýný derinlemesine kavramýþ deðil. Geniþ kitlelerin sanata artan ilgileri geçici bir heves deðildir; toplumu her anlamda deðiþtirmenin, onu alt-üst etmenin açýk bir i- fadesidir. Bu, ekonomik alandaki çatýþmanýn ideoloji alanýnda açýða çýkmasýdýr. Üst üste binen çeliþkilerin þiddetlenmesi, sýnýf çatýþmasýnýn yoðunluðu nedeniyle, dünyanýn en öne çýkan ülkeleri arasýnda yer alýyoruz. Dünyada, devrime en yakýn ülkeler içinde bulunuyoruz. Bu durum, dünyanýn dikkatlerinin buraya çekilmesine neden oluyor. U- luslararasý burjuvazinin öfkesini ve saldýrýlarýný üzerimize çektiðimiz gibi; dünya proletarya hareketinin ve tüm ilerici güçlerin de ilgisini ve desteðini kazanmýþ durumdayýz. Reformist sol hareket, bu ilginin kendisine olduðunu sanýyor; fakat bu ilgi ve destek asýl olarak devrimin kendisinedir. Reformist hareket sadece devrimin yarattýðý etkiyi bol miktarda sömürüyor. Burada anlaþýlmasý gereken þey, öylesine bir devrim mayalanýyor ki, her türden reformist hareket bile bundan yararlanarak, adýný duyurmaya kalkýþýyor. Bir devrimin zorunluluðu ekonomik ve politik olgular tarafýndan öne çýkartýlmýþsa; deðiþim zorunluluðu, kendisini binlerce yolla belli eder. Emekçi kitleler, yaþamlarýnda tam bir deðiþiklik yapmak için çeþitli mücadele biçimlerine baþvururlar. Her gün yeni yeni insanlar koþullarýn ve mücadelenin etkisiyle uyanýr ve harekete geçerler. Bu uyanýþ, devrimci kitle gösterilerine, sokak eylemlerine, devrimci çalýþmanýn daha baþka alanlarýna yansýr. Büyük bir potansiyel güç ise harekete geçmeyi bekliyor. Dýþýmýzda varolan bu büyük güçle bað kurmak, onlarý harekete geçirmek; harekete geçenleri hedefli-örgütlü duruma getirmek görevi bize düþüyor. Sýnýf mücadelesi þiddetlendikçe; emekçi kitleler proletaryanýn öncülüðünde ve yönlendiriciliðinde iktidarý ele geçirmek için harekete yöneldikçe, oportünist ve reformist küçük-burjuva hareketin yalpalamalarý da o ölçüde açýða çýkar. Kendi sýnýf mücadelesi pratiðimizde küçük-burjuva yalpalamalarýnýn hangi noktaya vardýðýný gördük: Kitlelerin devrimci kalkýþmalarýný engellemek için ekonomik, politik olgularý yok saymak ve sistemin çeliþkilerini yumuþak göstermek. Dünden farklý olarak, bugün, halk kitlelerini denetim altýna almak için, onlarý reform istemleriyle oyalamaya çalýþýyorlar. Oportünizmin bu konuda en belirgin taktiði, genel devrimci söylemler altýnda, somut olarak, pratik olarak reformizmle uðraþmasýdýr. Küçük-burjuva hareket, kitleleri devrimci mücadeleden alýkor ve onlarý devrimden uzaklaþtýrýr. Ýþçi sýnýfýný ve halk kitlelerini devrime hazýrlamak, proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin görevidir. Ýþçi sýnýfý, tarihi devrimci misyonunu yerine getirmek için gereken teorik, politik ve örgütsel yeteneði ancak proletaryanýn devrimci sýnýf partisiyle kazanabilir. Ancak Leninist Parti, proletaryayý çok yönlü olarak iktidara hazýrlayabilir. C.DAÐLI 3

4 BAÐIMLI ÜLKELERDE ZORUNLU DEÐÝÞÝM Baðýmlý kapitalist ülkelerde birbirinden farklý ve karþýt yönlerde politik deðiþim yaþanýyor. Politik alt-üst oluþlar, ancak uluslararasý iliþkiler alanýnda, emperyalist-kapitalist sistemin genel durumunda aranabilir. Kapitalist sistemdeki her yeni durum, kapitalist uluslarý çeþitli düzeylerde etkiler; ama mutlaka etkiler. Çünkü kapitalist uluslar, dünya pazarý içinde birbirine çok sýký olarak baðlanmýþtýr. Bir çok baðýmlý ülkede yönetimler arka arkaya düþmeye baþladý. Diðerlerinde ise, emperyalist güçlerin bu yönde zora dayanan dayatmasý var. Bu noktada bir çok insan, kendine þunu soruyor: Bu ülkeler zaten baðýmlý deðil mi? Yönetimler emperyalistlerin her isteðini yapmýyor mu? Emperyalist güçlere herhangi bir sorun mu çýkarýyorlar ya da aralarýnda bir sorun mu oluþtu, vb. Bu sorularla durum aydýnlatýlamaz. Çünkü konunun derinlerine inemiyor. Doðru cevaplar alabilmek için doðru sorular sormak gerekir. Ancak þöyle bir soruyla baþlanabilir: Tüm bunlara raðmen neden bir politik rejim deðiþikliði oluyor ya da dayatýlýyor? Bu soruya cevap verebilmek için, sorunun temellerine inmemiz gerekiyor. Tüm bu politik deðiþikliklerin temelinde, ekonomik deðiþim yatýyor. Yeni bir sömürü biçimi o- lan yeni-sömürgecilik, ekonomik baðýmlýlýða dayanýr. Ekonomik baðýmlýlýk, malibaðýmlýlýk (borçlanma) ile baþlar. Süreç içinde ekonominin tüm alanlarýný kapsar. Yeni durum, ülkelerin biçimsel baðýmsýzlýklarýna dokunmaksýzýn, ekonomik olarak baðýmlý hale getirmeye, ekonomik olarak ilhak etmeye dayanýr. Fakat bu süreç bir kere baþladý mý, zorunlu olarak derinleþir. Sermaye dünya düzeyinde birikim ve merkezileþmesine baðlý olarak, uluslararasý tekeller tarafýndan absorbe e- dilir. Ekonomik ilhaký sonuna kadar vardýrma süreci, önündeki engelleri yýkarak ilerler. Baðýmlý ülke, artýk baþlardaki (baþlangýçtaki) durumda deðildir. Baðýmlýlýk derinleþmiþ, emperyalizmin egemenliði (boyunduruðu) iyice güçlenmiþtir. Emperyalist ülkelerden baðýmsýzlýðýný yeni Baðýmlý ülkelerde, politik yapýnýn yeniden biçimlenmesi, onun sýnýfsal niteliðinde, ezilen ve sömürülen kitleler üzerinde, ezen ve sömüren güçlerin bir baský aygýtý olmasý karakterinde bir deðiþiklik deðildir ve olamaz. Devlet iktidarýnýn emekçi kitleler karþýsýndaki konumu deðiþmez. Sermaye zemini üzerinde hareket eden bir politik aygýtýn iþlevi ve sýnýfsal konumunda bir deðiþiklik söz konusu deðildir. Tekellerin her planda gericiliðini yansýtan yapýsýnda buna aykýrý bir deðiþiklik de gerçekleþmez Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 kazanmýþ ülkelere sermaye giriþi, iþbirlikçi burjuvalar aracýlýðýyla gerçekleþti. Emperyalizm, ekonominin tüm dallarýna yayýlýrken, iþbirlikçi sermaye de, tekelci düzeye ulaþtý. Gücü oranýnda ortalama kârý cebe indirdi. Uluslararasý tekeller ve emperyalist devletler ise, daima bunun daha fazlasýný istediler. E- konomik ilhakýn ilerlemesine baðlý olarak emperyalist sermaye, iç zenginlik kaynaklarý ve tüm iç pazarý daha fazla ve doðrudan denetimine almak için, tüm gücünü ve nüfuzunu kullandý. Bunun için politik engellerin aþýlmasý gerekiyordu. Bu ülkelerdeki politik iliþkiler, resmi politika, emperyalizmin yeni ihtiyaçlarý, geliþimi ve yeni güç durumuna denk gelmiyor, engel oluþturuyordu. Yeni duruma uygun bir politika gerekiyordu. Bu geliþmeye baðlý olarak, politik yapý deðiþikliðe uðratýldý. Çýkarlarý gereði buna karþý çýkanlar ise, askeri yolla etkisizleþtirildi, etkisizleþtiriliyor. Emperyalizm, ekonomik ilhakýn sonuna kadar vardýrýlmasý yolunda herhangi bir politik engel kalsýn istemiyor. Baðýmlý ülkelerdeki politik yönetimlerin artý ardýna düþmesinin ana nedeni budur. Ayný doðrultuda baþka bir geliþme de, iç egemen güçler açýsýndan yaþanýyor. Önceki resmi politika, egemen güçlerin daha önceki güç iliþkilerini yansýtýyordu. Burjuvazi, henüz zayýf ve askeri bürokrasi ise güçlüydü. Kapitalizmin geliþimi sonucu, burjuvazi epey güçlendi. Bunun sonucu olarak, politik güç iliþkilerinin de deðiþmesi gerekiyordu. Bir dizi iç çatýþmalar yaþandýktan sonra, her þey modern kapitalist bir ülkede olmasý gereken düzeye oturdu. Sermaye tüm politik gücü ele geçirdi. Askeri-bürokratik devlet aygýtý, sermayenin yanýnda bir güç deðil; tamamen onun denetiminde bir güçtür artýk. Bu anlamda resmi politikanýn, yeni güç iliþkilerine, sermayenin yeni yönelimine göre þekillenmesi gerekiyor, zorunlu olarak yeniden þekilleniyor da. Bu noktada bir þeyin çok daha iyi anlaþýlmasý gerekiyor. Baðýmlý ülkelerde, politik yapýnýn yeniden biçimlenmesi, onun sýnýfsal niteliðinde, ezilen ve sömürülen kitle-

5 Yeni Evrede Mücadele Birliði Güncel LÝDER KARGO ÝÞÇÝLERÝNE SALDIRI Onlar, yýlmadan, yorulmadan, haklarýný arayan, bir teneke içerisinde yanan ateþin etrafýnda toplanan, 160 gündür yaðmur, çamur, kar, soðuk dinlemeden direniþi sürdüren Lider Kargo iþçileri Gün geçmiyor ki, yeni bir saldýrý ile karþýlaþmasýnlar. Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda, iþçi ve emekçilere yapýlan baskýdan, onlar da payýný alýyor. Birkaç gün önce, patron iþyerine geldiði sýrada, patronun yanýnda bulunan çanak yalayýcýlarý direniþteki Lider Kargo iþçilerini tahrik etmiþler, sözlü sataþmalarda bulunmuþlar. Lider Kargo iþçileri bu sataþmalara gereken cevabý verince çevik kuvvet polisleri direniþteki iþçilere saldýrmýþ, iþçileri sürükleyerek direniþ yerinden uzaklaþtýrmýþlar. Kaç gündür iþçilerin ýsýndýklarý ateþi söndürmüþ, orada asýlý olan pankartlarýný da sökmüþler. Buna raðmen iþçiler kararlýlýklarýndan bir þey kaybetmiþ deðiller. Ýnatla direniþi sürdürüyor ve destek bekliyorlar. Onlar sözlü verilen destekten çok, devrimcileri ve diðer iþçileri yanlarýnda görmek istiyorlar. Lider Kargo iþçileri, olaylardan sonra, lütfen iþyerinin önüne gelen Kanal D nin olayý iþçiler, patrona saldýrdý þeklinde vermesini de eleþtiriyorlar. Eylemde olduklarý günler boyunca bir kez yanlarýna gelmemiþ olan medyanýn olaylarý çarpýtmada nasýl ustalaþmýþ olduðuna duyduklarý kýzgýnlýðý dile getiriyorlar. Buradan tüm saldýrýlara karþý bir kez daha Lider Kargo iþçilerinin yanýnda olacaðýmýzý haykýrýyoruz. LÝDER KARGO ÝÞÇÝLERÝ YALNIZ DEÐÝLDÝR! 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 ler üzerinde, ezen ve sömüren güçlerin bir baský aygýtý olmasý karakterinde bir deðiþiklik deðildir ve olamaz. Devlet iktidarýnýn emekçi kitleler karþýsýndaki konumu deðiþmez. Sermaye zemini üzerinde hareket eden bir politik aygýtýn iþlevi ve sýnýfsal konumunda bir deðiþiklik söz konusu deðildir. Tekellerin her planda gericiliðini yansýtan yapýsýnda buna aykýrý bir deðiþiklik de gerçekleþmez. Sermayenin birikimi ve merkezileþmesine baðlý olarak, devlet makinesi bir baský aygýtý olarak daha bir yetkinleþtirilir. O halde, baðýmlý ülkelerdeki politik yapýdaki deðiþim, egemen güçlerin yeni güç dengelerini, emperyalizmin yeni ihtiyaçlarýný ve ekonomik ilhakýn derinleþmesini yansýtan bir deðiþikliktir. Politik yapýlarýn deðiþimi, (resmi politikada deðiþim) emperyalizmin çeþitli biçimlerdeki müdahalesiyle hýzlanmakla birlikte (hatta görünürde sadece emperyalizmin müdahalesiyle oluyormuþ sanýsý yaratmakla birlikte) içte, bu müdahaleye cevap veren bir zemin var. Bunun ekonomik zeminleri olmadan, yalnýzca dýþ müdahalelerle, arka arkaya bir deðiþim yaþanmaz. Her kapitalist ekonomi, dünya pazarýna baðlanmýþtýr. Dolayýsýyla, dünya pazarýndaki bir kriz, dalgalanma ya da yeni bir geliþme, tüm kapitalist ekonomileri vurur; onlarý deðiþmeye zorlar. Hiçbir kapitalist ekonomi de buna karþý duramaz. Resmi politikalar çöker; yeni duruma denk yeni resmi politikalar oluþturulur. Ekonomik ilhakýn sonuna dek götürülmesi, emperyalizm ve az sayýdaki iþbirlikçi tekelci sermaye dýþýnda, en baþta e- mekçi sýnýflar olmak üzere toplumun büyük bir yýkým yaþamasýdýr. Bu, iç çeliþkilerin keskinleþmesi ve þiddetlenmesine yol açar, yol açmak zorundadýr. Bu süreçte toplumun tüm dinamik güçleri, tüm yýkýcý güçler, zincirlerinden boþanýr ve sistemin üstüne yýkýlýr. Halk kitleleri yaþam koþullarýný köklü bir biçimde deðiþtirmek için kýyasýya bir kavgaya tutuþur. Diyalektik çok yönlü düþünmektir. Baðýmlý ülkelerde sadece burjuva doðrultuda bir deðiþim olmuyor; bir de karþýt yönden bir hareket geliþiyor. Bunun dünyayý etkileyen örneði Latin Amerika ve bir çok yerde kitlelerin sola kaymasýdýr. Latin Amerika somutunda, hem gerilla savaþý var, hem de parlamenter mücadele. Oradaki mücadele biçimlerinin altýnda yatan devrimci özü doðru kavramalýyýz. Bu öz, emekçi kitlelerin yeni bir dünya kurma istenç ve kararlýlýðýdýr. Yeni bir dünyaya geçiþin politik biçimi ne olursa olsun, bu geçiþ mutlaka bir devrimle; toplumsal bir devrimle olacaktýr. Bir toplumsal devrimin zorunluluðunu ve devrimci zorun tarihteki rolünü parlamenter yola girenler de anlayacaktýr. Bir devrimci ayaklanma, iþçi sýnýfý dýþýndaki devrimci toplumsal gruplar tarafýndan baþlatýlmýþ olsa da; birincisi, bu ayaklanmaya iþçi sýnýfý katýlmadan fazla ileri gidemez ve uzun sürmez; ikincisi, kapitalist bir toplumda iþçi sýnýfýnýn önderlik etmediði hiçbir sosyal hareket baþarýya ulaþamaz; üçüncüsü, bir devrimci hareket, somut duruma göre küçük-burjuvazi tarafýndan baþlatýlsa bile, iþçi sýnýfýnýn önderliði ve programý olmaksýzýn o hareket sosyalizme dönüþemez. Sosyalizm, iþçi sýnýfý önderliðinde ve iþçi sýnýfý tarafýndan kurulan bir toplumsal düzendir. Burada görev, iþçi sýnýfýna ve devrimci sýnýf hareketlerine düþüyor: Devrimci halk hareketlerine önderlik etmek, iktidarý ele geçirmek, demokrasiyi kurmak ve sosyalizmi inþaa etmek. C.DAÐLI GAZÝ DÝK TEN ÇALIÞMALAR Ýþçilerin ve emekçi halkýn iþe gitme saatinde DÝK liler olarak çýkardýðýmýz DÝK Broþürlerini 10 Mart Perþembe sabahý, saat da baþlayarak, iþçilerin yoðun olduklarý ana caddelerde ve ÝETT duraklarýnda bulunan Gazi halkýna daðýttýk. Gazi nin yoksul iþçi ve emekçileri Devrimci Ýþçi Komiteleri nin broþürlerini sevinçle alarak bizlere teþekkürlerini sundular. Onlara, iþçilerin, emekçi halklarýn ve öðrencilerin kurtuluþu ancak devrimdedir dedik. Ve 9 Mart gecesi iþçi ve emekçilerin yoðun olduðu bölgelerde Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak, Yaþasýn Devrimci Ýþçi Komiteleri, Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, yazýlamalarý yaptýk. Gazi Devrimci Ýþçi Komiteleri olarak, iþçileri ve emekçileri kendi öz örgütlülükleri olan komite ve konseylere çaðýrýyoruz. Ancak bu þekilde sermaye sýnýfýyla mücadele edebiliriz. BÜTÜN ÝKTÝDAR EMEÐÝN OLACAK! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Gazi DÝK 5

6 MART ATEÞÝNDE SÝYASÝ KRÝZ Devrimci eylem, niteliðinden aldýðý güçle, kendi yolunu açar ve amacýna ulaþmakla kalmaz; toplumda beli bir olgunluða ulaþan bir çok çeliþkiyi de açýða çýkartýr, harekete geçirir ve nihayet, nicel gücüyle kýyaslanamayacak kadar yaygýn bir çatýþmayý tetikler. SEKA, onu baþlatýp yürütenlerin niyet ve hedeflerinden baðýmsýz olarak, böyle bir eylemdi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü için Beyazýt Meydaný nda yapýlan eylem de, ayný amaçla ayný gün yapýlan reformist içerikli gösterilerin yanýnda, iþte bu devrimci yönleriyle öne çýktý. Hem SEKA, hem de 8 Mart Beyazýt eylemi, yüzlerle ifade edilmiþ bir nicelikle yapýldý. Ama, her ikisi de patlamaya hazýr bir bombanýn pimini çekti. Bu arada, burjuvazinin þiþirdiði balonlar da patladý. Kimi zaman yýlýþýk, kimi zaman kibirli ve aþaðýlayan tavýrlarýyla AKP hükümeti, bir türlü üstesinden gelinemeyen ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle taþýdýðý korku ve endiþelerden yorulmuþ iþbirlikçi tekelcilere, sahte bir özgüven aþýsý gibi geliyordu. Tayyip Erdoðan, bütün sonradan servet biriktirenlere özgü açlýðý, hýrsý, kafalarýna basa basa yükseldiði yoksullara duyduðu korku ve nefretiyle, böyle bir hükümet için elbette biçilmiþ bir kaftandý. Ecevit-Demirel gibi uzun yýllar bir toplumu yönetme sanatýnda ustalaþmýþ demagoglarýn bir türlü dile getiremediði gerçek burjuva duygularý, acemi Tayyip emekçilerin suratýna söylemekten çekinmiyordu. Ýþsizleri azarlýyor, tarým üreticilerini aþaðýlýyor, iþçileri açýktan tehdit ediyordu. Ama, ard arda meydana gelen bir dizi olayýn yanýnda esas olarak SEKA ve sonra 8 Mart eylemi, AKP hükümetinin kafasýný çok sert bir duvara çarpmasýna neden oldu. Ve, burjuva egemenlik sanatýnda henüz pek acemi olduklarý için, ne tehlikenin farkýna vardýlar, ne de yangýna körükle gittiklerinin. AB sermayesi ve TÜSÝAD devreye girmek zorunda kaldýysa da, bu acemiler iþleri burjuvazi için daha da berbat etti. Son aylarda üst üste gelen bir dizi olaydan sonra AKP, þimdi, geceyarýsýný geçince balkabaðýna dönen Külkedisi masalýndaki sekiz atlý kupaya benziyor. Hem ekonomik, hem de siyasi planda yakýn zamana dek gözden ýrak tutulan ne kadar çeliþki ve çatýþma varsa, bu bir dizi eylemden sonra harekete geçti. Özellikle SEKA yla baþlayan süreç, iþçi sýnýfýnýn ihtiyaç duyduðu özgüveni açýða çýkardý. Bu özgüven politik yönden saðlamlaþtýðýnda ve birikmiþ öfke bu özgüvene eþlik ettiðinde, ancak o zaman e- mekçilerin önünde hiçbir zorba güç duramaz. SEKA nýn hemen yanýnda bitiveren 8 Mart Beyazýt gibi devrimci eylemler, birbirinden kopuk gibi görünen olaylarýn, esasýnda, canlý bir organizma gibi nasýl sýnýf mücadelesinin genel seyrine etki ettiðine tanýklýk etti. Bir toplumda tüm emekçi sýnýflarýn duyumsadýðý derin ve a- cil sorunlar bu denli birikmiþse; iþte o zaman -milyonlarýn deðil ama-, yüzlerin eylemi bile büyük sarsýntýlar yaratýr. Beyazýt eylemine polis, öncekileri pek de aratmayan bir vahþilikle saldýrdý. Ýlk gün tekelci basýn, her zaman olduðu gibi, emekçilere dehþet saçsýn diye yayýnladý. Ama eylem, sadece dehþet deðil, öfke de yarattý; bununla beraber, baþka çeliþkiler harekete geçti. Ve sonuç, burjuvazinin ve egemenlik aygýtlarýnýn arasýndaki siyasi krizin ne denli derin ve kýrýlgan olduðuydu. AB nin Derdi Tüm burjuva çevreler gibi sosyal-reformistler de, Emekçi Kadýnlar günü için yapýlan Beyazýt eyleminden sonra, egemenler arasýnda yaþanan sarsýntýyý, þu basit ve yavan nedene baðladýlar: AB troykasý ayný gün Türkiye deydi ve onlar olmasaydý, Beyazýt ta sergilenen polis vahþeti, daha öncekilerde olduðu gibi, geçiþtirilecekti. (Burjuvazi kadar sosyal-reformistler de bu olayý geçiþtirmeye eðilimliydi; ertesi gün çýkan gazetelerinde bu olay, bir dipnot haberlerinden öteye geçmiyordu) Fakat AB troykasý, bu olaya tepki gösterince, TC ye bir demokrasi dersi verilmiþ oldu. Bu yavan ve basit düþünce, AB nin çeþitli konulardaki dayatmalarýnýn demokratik ve insani nedenlerden kaynaklandýðýna dair katýþýksýz reformist hayalin ürününden baþka bir þey deðildir. Ýþin aslý, burjuvazinin ve reformizmin yutturmaya çalýþtýðýn Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

7 dan çok daha farklý. Ayný akþam BBC ve AP gibi dünya haber a- janslarý, eyleme yapýlan vahþi saldýrýyý tüm dünyaya duyurdu. Dünyada emekçiler ve TC yle çeliþkisi olan bütün çevreler, bu görüntüleri öfkeli yorumlarla verdiler. Dünyada yükselen tepkiler, Ankara da bulunan AB Troykasýnýn dikkatini çekti. Troyka üyeleri, kiþisel bir tavýr yerine, ertesi sabah Brüksel ile telefon görüþmesi yapýp, AB nin tavrýný belirlediler. AB, her düzeyde olaya tepki duyduðunu açýkladý. AB nin bu tavrýný nasýl görmek gerekiyor? Birincisi, AB nin e- sas amacý, müzakere sürecinde masanýn üzerinde biriken bir çok konuda AKP hükümetini sýkýþtýrmaktý. AB ile AKP hükümeti arasýndaki gerilim, son birkaç aydýr sürekli yükseliyordu. Kreschmer, AB nin Türkiye deki elçisi sýfatýyla, AKP nin gönülsüzlüðünü ve ipe un serme tavrýný eleþtirince, Abdullah Gül, yýlýþýk ve sinik tavýrlarýna hiç uygun olmayan bir tepki gösterip, O da kim oluyor! diyerek efelenmiþti. Beyazýt taki vahþi saldýrýdan sonra roller deðiþti. Efelenen, AB troykasýydý, A.Gül ise, o alýþýk olduðumuz sinik ve yýlýþýk tavrýna geri dönmüþtü. Köþeye sýkýþan TC, uzun süredir beklettiði bir protokole imzayý atýnca, ilk gün gürüldeyen Avrupa Parlamentosu ndan, polis saldýrýsýna iliþkin neredeyse TC nin gönlünü okþayan bir karar çýktý. 19 Aralýk katliamý öncesi ve sonrasý hatýrlanýnca, bu tavýrda hiçbir sürpriz yok elbette. Ýkincisi, eðer TC ayný vahþi ve aymaz tavrýný sürdürürse, bunun içeride ve dünya emekçileri arasýnda yaratacaðý öfkenin, AB yi kaygýlandýrmýþ olmasýdýr. Ýçeride bu tür vahþet gösterileri, dehþet duygusundan çok, artýk öfke yaratýyordu. Tüm dünyada i- se, Türkiye ye karþý olumsuz duygular artýyordu. Oysa, AB nin bugün ve yarýn Türkiye ye ihtiyacý vardý. Onu kapýsýnýn önünde baðlý tutmaya çalýþýrken, kendi emekçileri arasýnda Türkiye aleyhine yükselen öfkeyi de yatýþtýrmalýydý. Ýçerde ve dýþarýda yükselen öfkeye, AB bir fren yaptýrmaya çalýþtý. Ama sonuçta ne oldu? AB nin ikazlarýna, Avrupa Parlamentosu nun gönül okþayan kararýna raðmen AKP, iþi, bu vahþeti açýktan savunmaya kadar vardýrdý. Dahasý, Siz de ayný þeyi yapýyorsunuz diyerek, ikiyüzlü burjuva diplomasinin en temel kurallarýný da çiðnedi. Bu aymaz tavýr, dünyada daha büyük bir tepki yarattý. Hürriyet teki yazýsýnda Yalçýn Doðan, sadece AB ülkelerinde deðil, Ürdün, Malezya, Tayland ve Kanada gibi akla hayale gelmeyen ülkelerde bile, Beyazýt vahþetine iliþkin basýna yansýyan öfkeyi þöyle anlatmýþ: Bu ülkelerde yayýmlanan haber, yorum ve fotoðraflar zehir zemberek. Tepkiyi daha da sivri kýlan ise, bizim hükümetin tavrý. Bakýn þu Allahýn iþine!! Tam da Tayyip in dünyanýn her tarafýný gezmeye baþladýðý, gittiði her yerde Türkiye nin ne denli sevgi ve saygý gördüðünü kanýtlamaya çalýþtýðý bir zamanda, neredeyse bütün dünya Türkiye ye tavýr alýyor. Demek ki bütün gezilerde Tayip in sergilemekten kaçýnamadýðý kibir, þiþinerek öküz olduðunu sanan kurbaða tavrý, kendini hiç de ilgilendirmeyen iþlere olur olmaz burnunu sokmasý, meðer bu ülkelerde büyük tepki toplamýþ. Týpký Ýsrail gibi Türkiye de, dünya halklarýnýn nefret ettiði bir ülke olmaya aday. Ýsrail in Filistinlilere uyguladýðý vahþet, nasýl tüm dünyayý ayaða kaldýrýyorsa, Türk hükümetinin e- mekçilere uyguladýðý vahþet de, iþte böyle tepki topluyor. Asýl Dayaðý Kim Yedi?! Devrimci 8 Mart, yalnýzca Türk hükümetinin dýþ iliþkilerde yaþadýðý týkanýklýk, tecrit ve çeliþkileri patlatmakla kalmadý, e- gemenler arasý iç çeliþkiler de patladý. Siyasi krizin birikimi, neredeyse bütün yönleriyle harekete geçti. Tayyip medyayý suçladý, medya hükümeti ve polisi, polis de yasalarý ve onlarý çýkaranlarý suçladý. TÜSÝAD da iþin içine girdi. Böylece, burjuva sýnýfýn ve devletin farklý kesimleri içindeki ayrýlýklar su yüzüne çýktý. 8 Mart, burjuva sýnýf için politik bir yenilgi oldu. Ve herkes, bu yenilginin faturasýný karþý tarafa çýkarmak için var gücüyle çalýþmaya baþladý. Politik yenilginin temelinde, burjuva yalan ve demagojilerin, artýk toplumda itibar görmemesi yatýyor. Bir süredir AKP nin reform diye topluma sunduðu her þey, elinde patlamaya baþlamýþtý. SSK nýn devriyle ortaya çýkan kaos, milyonlarca yoksulu sarstý, insanlar hastane köþelerinde ve sýralarýnda adeta ölümü beklerken, hükümetin bu konudaki yalanlarýný daha iyi kavradýlar. SEKA ve diðer fabrikalarý kapatma giriþimleri ise, yalan ve demagojilerin ne kadar iþe yaradýðýna iþaretti. Kýsacasý insanlar artýk, reform un burjuvazinin elinde ne anlama geldiðinin farkýna varýyor, bu da kaynaþma ve huzursuzluðu had safhaya çýkartýyordu. Kýsa sürede bu kaynaþmanýn sonucu, en tepelere dek ulaþtý. AKP ve CHP den istifalar ardý ardýna gelmeye baþladý. Düzen içi bir muhalefet kanalý, toplumda yeni bir umut yaratacak burjuva bir parti olmadýðý için, burjuvazinin son geliþmelerden duyduðu kaygý, daha da büyüyor. AKP ise, kendinden önceki hükümet partileri gibi, tarihin çöplüðüne gönderileceði günün yaklaþtýðýný hissettikçe, daha da hýrçýnlaþýyor. Son dönemde AKP ye danýþmanlýk yapmaya çalýþan ve MÝT ten kadrolu olduðu söylenen Fatih Altaylý, þunlarý yazarken aslýnda burada anlattýðýmýz siyasi krizin Tayyip e etkilerini dile getirmiþ: Ben yýllarýn tecrübesiyle bilirim ki, basýný suçlamaya baþlayan siyasetçiler, özgüvenlerini kaybetmeye baþlayan siyasetçilerdir. Tayyip Erdoðan ýn özgüven kaybý baþladýysa, biraz erken baþladý demektir. Erken mi? Ecevit-Demirel gibi burjuva siyasetine onyýllar boyu demir atanlar düþünülürse, 2,5 yýl elbette erken! Ama zaten, burjuva liderin ömrü de, burjuva siyasetin ömrü kadardýr. Özgüvenini kaybeden AKP deðil, bütünüyle burjuva sýnýftýr. 8 Mart ýn bir çok devrimci sonucu arasýnda, belki de en öne çýkartýlmasý gereken budur. Burjuvazi, þiþirilmiþ sahte özgüvenini kaybetti; dayak atan deðil, politik açýdan dayak yiyen oldu. 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan

8 PARÝS KOMÜNÜ 1789 dan sonraki iktisadi ve siyasi geliþmesi sonucu elli yýldan beri Paris te hiçbir Fransa nýn devrim proleter bir niteliðe bürünmeksizin patlak vermedi. Öyle ki zaferden sonra onu kaný pahasýna satýn alan proletarya, kendi öz istemleriyle sahneye giriyordu. Bu istemler Paris iþçileri tarafýndan eriþilmiþ bulunan olgunluk derecesine göre, az çok bulanýk, hatta karýþýk bir nitelik taþýyorlardý. Ama kýsacasý hepsi de kapitalistler ile iþçiler arasýndaki karþýtlýðý ortadan kaldýrmayý amaçlýyordu. Bu iþin nasýl yapýlacaðý ise doðrusunu söylemek gerekirse bilinmiyordu diye yazýyordu Marx, 1871 Paris Komünü öncesi Fransýz devrimleri ve sýnýf savaþýnýn içinde bulunduðu politik atmosferi tarif ederken Paris Komünü, iþçi sýnýfýnýn bu ilk iktidar deneyimi, Marx ýn tahlil ettiði koþullar içinde filizlenmiþ ve proletaryanýn iktidarý alma savaþýnda henüz tüm netliðiyle göremediði noktalarý pratikte açýða kavuþturmuþ eþsiz bir örnektir. Yaþanmasýndan tam 134 yýl sonra bugün bile burjuva sýnýfýn nefret duygularýný üzerine çeken, proletaryanýn belleðinde ise tüm görkemi ve canlýlýðýyla yaþayan ölümsüz Komün nasýl doðmuþ ve sýnýf mücadelesi içinde nasýl bir etkinlikte bulunmuþtur! 1848 Devrimi nin kanlý Haziran yenilgisinden sonra proletarya, imparatorluðun aðýr sefalet koþullarý altýnda sessizliðe bürünmüþtür. Bu sessizlik, devrimin yenilgisinin yaralarýný saran ve sonraki çarpýþma için güçleri toplayan, fýrtýnayý biriktiren bir sessizliktir. Fýrtýnayý uyandýran, Avrupa nýn ufkunda beliren savaþ oldu. Fransa nýn iktidarýný elinde tutan III. Napolyon, yayýlmacý amaçlarla Prusya ya savaþ açmýþ, ama açtýðý bu savaþta ardý ardýna yenilmeye baþlamýþtý. Napolyon iktidarý hýzla uçuruma sürüklenirken, toplum üzerinde uyguladýðý terör de artýyordu. Savaþan, cephelerde yenilgiye uðrayan, aç ve imparatorluk tarafýndan soyulmuþ Fransa nýn ufkunda, yeni bir toplumsal devrim belirmeye baþlamýþtý. Fransa nýn taþra kentlerinde yerel devrimci ayaklanmalar birbiri ardýna patlak veriyordu. III. Napolyon, yönetici sýnýflarýn çürümüþ bir ceset olan yüzünü gösteren bu savaþta uðradýðý bozgunu kabul ederek, Fransa yý Prusya nýn ayaklarý altýna seren bir teslimiyet bayraðýný çekmiþti. Napolyon un teslim bayraðýný çekmesinin hemen ardýndan, Paris iþçileri ve emekçileri halen devam eden savaþýn daha da aðýrlaþtýrdýðý koþullar altýnda imparatorluðu devirerek Cumhuriyet i ilan ettiler. Cumhuriyetle birlikte iktidar burjuvazinin eline geçti. Ama Cumhuriyet tahtý yýkmadý. Yalnýzca kendine býrakýlan boþ yeri doldurdu. Cumhuriyet sosyal bir zafer olarak deðil, ulusal savunma önlemi olarak ilan edildi. Bu hükümetin ilk adýmlarýndan bazýlarý, onun imparatorluktan yalnýzca yýkýntýlarý deðil, iþçi sýnýfý karþýsýnda korkuyu da miras aldýðýný göstermekte diyen Marx, iþçi sýnýfýnýn düþmanýn neredeyse Paris kapýlarýna dayandýðý bu kriz anýnda, burjuva sýnýfýn tüm engellerine karþýn, genç cumhuriyetin tüm olanaklarýndan, kendi örgütlenmesini güçlendirmek yönünde kararlýca yararlanmasý gerektiðini vurguluyordu. Cumhuriyetin ilanýyla birlikte Prusya ya yönelik iþgal tehdidi tamamýyla ortadan kalkmýþtý. Buna karþýn savaþta elde ettiði üstün konumdan faydalanmak isteyen Prusya, Fransa nýn iki zengin kentini ilhak etmek için Paris üzerine yürümeye devam ediyordu Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

9 Napolyon un tahttan indirilmesinden sonra, Fransa nýn Prusya ya saldýrýsýndan kurtuluþunun tek yolu, Marx ýn belirttiði gibi tüm Parisli iþçilerin silahlandýrýlmasýndan geçiyordu. Fakat Paris i silahlandýrmak, devrimi silahlandýrmak demekti. Paris in saldýrgan Prusya ya karþý zaferi Fransýz kapitalisti ve onun devlet içindeki asalaklarýna karþý bir zaferi olabilirdi. Ulusal çýkar ile sýnýfsal çýkar Ayný yerde birleþebilir miydi? Yaþadýðý deneyimlerin ve geçirdiði devrimlerin ýþýðýnda burjuva sýnýf hiçbir þeyden silahlý bir proletaryadan korktuðu kadar korkmayacaðýný gösteriyordu. Bu, ülkesini ilhaka gelen bir düþman ordusu bile olsa. Bu yüzden Fransýz burjuvazisi hiç tereddüt etmeden Prusya gericiliðini seçti. Ýki düþman ülke iktidarlarý, proletaryanýn ortaklaþa katliamýnda birleþti. Prusya nýn istediklerini aldýðý bir barýþ anlaþmasý imzaladýktan sonra, Fransýz burjuvazisi, Prusya nýn da desteðini alarak Paris i silahsýzlandýrmak i- çin harekete geçti. Paris iþçileri ne pahasýna olursa olsun Prusyalýlarý yurtlarýndan kovmak ve ülke içinde toplumsal adaleti saðlamak istiyorlardý. Bu istek öylesine güçlüydü ki birleþik iki düþmanýn, Prusya ve Fransa burjuvazisinin tüm namlularý üzerlerine çevrilmiþken, böylesi bir anda proletaryanýn kendi iktidarýný kurmasý ve korumasý olanaksýzken bile, kendilerini Paris in yýkýntýlarý altýna gömmeye yeminli iþçiler ayaða kalktýlar. 18 Mart 1871 Vive la Commune! Haykýrýþýnýn yankýlandýðý Paris sokaklarý, eþi görülmedik bir cürete, göðün fethine tanýklýk ediyorlardý. Tüm Paris in yönetimini ele geçiren iþçiler tarihte bir ilki yaratmaya, ilk proleter iktidarý kurmaya soyunmuþlardý. Fransa daki her gerçek devrimin giriþiminin bürokratik ve askeri mekanizmayý þimdikinden farklý olarak ele geçirmeye deðil, ortadan kaldýrmaya dayanacaðýný belirtiyordum. Kýta üzerindeki her gerçek devrimin temel koþulu budur. Kahraman Parisli arkadaþlarýmýzýn giriþtiði þey iþte bu! Tarih böylesi bir örneði görmedi, eðer yenilirlerse bunun nedeni yalnýzca soyluluklarý olacak diyordu Marx, bu büyük cüreti coþkuyla selamlarken Burjuva hükümet taþralardaki komünleri ve ayaklanmalarý denetim altýna almayý baþarmýþtý. Ama ayaklanan Paris, yüce ve ölümsüz olmaya mahkum kendi komününü kurmayý baþarmýþtý. Düþmanla çevrili Paris Komünü, o anki tarihsel koþullar i- çinde erken doðumunun acemiliðini taþýsa da, her adýmda öðreniyor ve öðretiyordu tarihe Komünün en büyük toplumsal önemini, varlýðý ve etkinliði oluþturdu. Komünün ilk kararý düzenli ordunun kaldýrýlmasý ve onun yerine silahlý halkýn geçirilmesi oldu. Ýþçi sýnýfýnýn üzerinde egemen sýnýfýn en önemli baský aygýtý olan sürekli ordunun kaldýrýlarak yerine silahlý halkýn geçirilmesi, devlet mekanizmasýnýn parçalanmasýnýn ilk ve en önemli adýmý oldu. Ve yine bu adým sayesinde, kuþatma altýndaki Paris, düþmanlarýnýn saldýrýlarýna dayanabiliyordu. Komün polisin siyasal ayrýcalýklarýna hemen son vererek o- nu merkezi hükümetin aleti olmaktan çýkardý. Ayrýca Komün ün sorumlu ve her an görevden alýnabilir bir memuru durumuna getirdi. Tüm diðer memurluklar da ayný biçime dönüþtürüldü. Bu küçük önlem, yani memurlarýn her an görevden alýnabilir ve sorumlu olmalarý (ayrýca ücretlerinin iþçi ücretlerini geçmemesi) bürokratizmi ortadan kaldýrmakla birlikte, bu mekanizmanýn özel çýkarlar için kullanýlmasýnýn da önüne geçen bir önlemdi. Rüþvet, koltuðun saðladýðý güç ve asalaklýk devlet aygýtýnýn bünyesinden 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 sökülüp atýlýyordu böylece. Eski hükümetin maddi iktidar aletleri ortadan kaldýrýldýktan sonra, manevi baský aleti olan rahiplerin iktidarýný da ortadan kaldýrmaya giriþti Komün. Din iþleri devlet iþlerinden tam anlamýyla özgürleþtirildi. Öðretim kurumlarý parasýz, halka açýk hale getirildi ve bu a- lana devletin ve kilisenin müdahalesi ortadan kaldýrýldý. Ýþçi sýnýfý Komün den mucizeler beklemiyordu. Ýþçi sýnýfýnýn halk kararnameleriyle uygulanacak hazýrlop ütopyalarý yoktur. O daha yüksek yaþam biçimini gerçekleþtirmek için uzun savaþýmlardan, koþullarý ve insanlarý baþtan baþa deðiþtirecek tüm bir tarihsel süreçler dizisinden geçmek zorunda olduðunu biliyor. Yaþayarak, sýnayarak öðreniyor, politik ufkunu pratiðin deneyimleriyle güçlendiriyor proletarya. Komün ün 72 günlük iktidarýnýn her gününü büyük bir zafer olarak alkýþlayan Marx, Komün ün aþýrý dürüstlükten, iyi niyetten doðan kusurlarý yüzünden yenildiðini söylüyor ve bu kusurlardan ders çýkarmak zorunluluðuna iþaret ediyordu. Komün, burjuva hükümetin Paris i silahsýzlandýrmak isteyerek iç savaþý baþlatmýþ olmasýna karþýn, burjuvaziye karþý devrimci iç savaþý baþlatmak istemedi. Ýktidarý zorla ele geçirmiþ olmakla suçlanmamak için, Prusya gericiliðinin Paris te aldýðý ilk yenilgisinin hemen ardýndan Versallies üzerine yürüyecek yerde, örgütlenmesi daha çok zaman alan Komün ün seçilmesiyle uðraþarak deðerli bir zaman yitirdi ve düþmana zaman tanýmýþ oldu. Ýktidarý ele geçirmelerine karþýn, affedilmez bir biçimde bankalarý kamulaþtýrmadýlar. Komün para sýkýntýsý yaþarken, burjuvalar bu bankalardaki paralarý, Komün ü ezmek için kullandýlar Yaptýklarý ve yapamadýklarýyla Komün, proletaryanýn sonraki savaþlarýna büyük bir miras býraktý. Paris in verdiði kavga sayesinde diye yazýyordu Marx. Ýþçi sýnýfýnýn kapitalist sýnýf ve kapitalist devlet karþýsýndaki savaþýmý yeni bir evreye girdi. Bu kavganýn sonucu ne olursa olsun dünya çapýnda tarihsel bir önem taþýyan yeni bir çýkýþ noktasý kazanmýþ bulunuyoruz. Enternasyonalin manevi evladý olan, üzerine çevrili namlularýn ortasýnda cüretli ayaða kalkýþýyla tüm dünya proletaryasýný kendine katan yürekli Komün, tarihin bu en eþitsiz savaþlarýndan olan savaþýnda yenildi. Paris in sokaklarý yüreklerinin cesareti ve inançlarýnýn gücüyle son ana dek savaþarak ölen binlerce komünarýn kanlarýyla kýpkýzýl oldu. Kýpkýzýl ve ölümsüz bir anýt Kulaðýnýzý Paris sokaklarýnýn taþlarýna dayayýp dinlerseniz e- ðer, bugün bile duyabilirsiniz; Daha gür açýn yeniden Biz düþersek eðer, çocuklarýmýz kazanacak Süsleyin genç kuþaðýn göðsünü! Diye haykýran Komün ün kanýnýn sesini Göðüslerimizi süslüyoruz biz de, Komünün ve komünarlarýn bizlere öðrettikleriyle Ýnançla, cüretle, uzlaþmaz bir sýnýf kini ve zafer kararlýlýðýyla Komün Bizde Yaþýyor! Emperyalist-kapitalist sisteme meydan okuyan Yüzyýlýmýzýn Komünü, Küba mýzda, kanlarýmýzý komünarlarýn kanlarýyla birleþtiren savaþçýlarýmýzýn bakýþlarýnda, Ya Devrim Ya Ölüm kararlýlýðýmýzda yaþýyor. Komünün yiðit evlatlarý rahat uyuyun ölümsüz yataðýnýzda, çocuklarýnýz olan bizler, kazanacaðýz!.. Vive la Commune!.. 9

10 ANTEP TE NEWROZ HALEPÇE VE QUAMIÞLOLAR UNUTULMADI! K ürt halkýnýn isyanýnýn simgesi olan Newroz bu sene de milyonlarýn katýlýmýyla kutlandý. Antep te de gerçekleþen Newroz kutlamalarý günler öncesinden baþladý. Akþamlarý mahallelerde lastikler yakýldý, sloganlar atýldý. Newroz mitingi de 20 Mart pazar günü gerçekleþti. Mitinge yaklaþýk 20 bin kiþi katýldý. Geçen senelere göre daha kitlesel gerçekleþen Newroz mitingi Ýstasyon Meydaný nda saat civarýnda baþladý. Mitingde Nilüfer Akbal ve yerel sanatçýlar sahne aldý. Bizler de Kürt ve Türk halkýnýn mücadele birliðini öne çýkarmak için, alandaki yerimizi aldýk. Öncelikli olarak fuarýn önünde bir araya gelerek Newroz Piroz Be!-Mücadele Birliði imzalý pankartýmýzý açtýk ve Ýstasyon Meydaný na doðru yürüyüþe geçtik. Yürüyüþ esnasýnda ve miting alanýnda Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan, Yaþasýn Kürt-Türk halkýnýn Mücadele Birliði, Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek, Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak, Ji Bo Azadi Aþiti Þer Þer Þer ve Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük sloganlarýný haykýrdýk. Özellikle alana girerken attýðýmýz Yaþasýn Kürt-Türk Halkýnýn Mücadele Birliði sloganý alanda bulunanlar tarafýndan coþkuyla ve alkýþlarla karþýlandý. Eylem esnasýnda ise bir çok kiþi attýðýmýz sloganlara eþlik etti. Alanda sloganlarýmýzla birlikte Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði pankartýmýzý da açtýk ve sermayeye karþý emeðin ortak mücadelesinde birleþmek gerektiðini vurguladýk ve Newroz Piroz Be pankartýmýzý da herkesin görebileceði bir yere astýk. Newroz Kürt halkýnýn zalim Dehaq a karþý isyan ve baþkaldýrý günüdür. Þimdi yeni Dehaq larla karþý karþýyayýz. Yeni Dehaq lar çok daha acýmasýz çok daha gaddar. Gün, Demirci Kawa larýn ruhunu kuþanarak emperyalistlere-kapitalistlere, yani yeni Dehaq lara karþý savaþma günüdür. Emperyalizm ve kapitalizm nasýl ki bu zamana kadar Irak a, Filistin e, Kürdistan a ve daha birçok ülkeye kan ve gözyaþý getirdiyse bundan sonrada kan ve gözyaþý getirmeye devam edecektir. Özgürlük kendi kollarýmýzda. Yeni Dehaq lara karþý mücadelede birleþelim. YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Mücadele Birliði Platformu/Antep 16 Mart 2005 Çarþamba günü, saat da, Antep Adliyesi önünde Halepçe Katliamý yla ilgili bir basýn açýklamasý yapýldý. ÝHD nin düzenlediði basýn açýklamasýna, yaklaþýk 150 kiþi katýldý. Basýn açýklamasýnda, 16 Mart 1988 de Saddam Hüseyin in askerleri tarafýndan yapýlan katliamda, 5 binden fazla insanýn yok edildiði belirtildi. Ayrýca bu katliamda kullanýlan kimyasal ve biyolojik silah üretimi ve kullanýmý konusunda ABD nin baþý çektiðine, hatta bunun için 1945 lerde kimyasal savaþ servisi kurduðuna deðinildi. 12 Mart 2004 te Quamýþlo da Kürtlere yönelik katliam da kýnandý. Þu anda Irak ta sürmekte olan iþgalde rol alan ABD nin, Halepçe Katliamý için koþullarý hazýrladýðý, zaten o dönemde kullanýlan biyolojik ve kimyasal silahlarýn ABD den temin edildiði belirtildi. Basýn açýklamasý, Halepçe ve Quamýþlolarý Unutmadýk sloganýyla sona erdi. Antep Mücadele Birliði Platformu TTB DEN ÝÞGALE KARÞI EYLEM TTB nin 19 Mart 2005 Cumartesi günü, saat da, Irak iþgalini protesto etmek için düzenlediði basýn açýklamasý, Antep Adliyesi önünde gerçekleþti. TÜMTÝS ve KESK in de yer aldýðý basýn a- çýklamasýna yaklaþýk 250 kiþi katýldý. Basýn açýklamasýnda; Irak iþgali baþladýðýndan beri, ölen Iraklý insan sayýsýnýn 110 binin üzerinde olduðu, Baðdat a günde sadece 12 saat elektrik verildiði, ülkenin su ihtiyacýnýn ancak %10 unun karþýlandýðý, elektrik ve ilaç sýkýntýsý nedeniyle hastanelerin hizmet veremediði, iþsizlik oranýnýn %70 olduðu, çocuklarýn %35 inin okula gidemediði vurgulanarak, Irak a özgürlük ve demokrasi getirmeyi vaat edenlerin yarattýðý tablo açýk denildi. Yaþadýðýmýz çað, küresel faþizm çaðýdýr. Acýlara, iþkencelere, ölümlere neden olsa da faþizm a- þýlacaktýr. Özgürlük, demokrasi, barýþ, eþitlik, kardeþlik dünyaya kök salacaktýr denildi. Eylem sýrasýnda, Katil ABD Ortadoðu dan Defol, Kahrolsun ABD Emperyalizmi sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasý, Ataol Behramoðlu nun Bir gün Mutlaka þiirinin okunmasýyla son buldu Antep Mücadele Birliði Platformu Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

11 KAZLIÇEÞME DEN YÜKSELEN NEWROZ ATEÞÝ Demirci Kawa nýn binyýllarca önce Dehaq a karþý yaktýðý ateþ, bugün Kürt halký tarafýndan günümüzün egemenlerine karþý yakýlýyor. Dili yasak, topraðý yasak, kimliði yasak bir halk olarak yýllardýr baskýlara, tutuklamalara, katliamlara, göðüs gerdi Kürt halký, savaþtý. Ve þimdi onbinlerle, yüzbinlerle Türkiye nin ve Kürdistan ýn her yerinde haykýrmaya devam ediyor özgürlük þiarýný. 21 Mart günü, iç titreten soðuða raðmen yüzbinden fazla insan kanlarýyla sulanmýþ Kürdistan da olduðu gibi Türkiye de de meydanlara döküldü. Zeytinburnu / Kazlýçeþme de yüzbinden fazla insan kesk û sor û zer leriyle, puþileriyle bayraklarýyla, pankartlarýyla Býji Newroz, Býji Serhýldan sloganýyla akýn etti alana. Sabahýn erken saatlerinde alana girenler sloganlar attý, halaylar çekti. Yoðun güvenlik önlemi þafak sökmeden baþlamýþtý. Öðle saatlerine doðru durmak bilmez insan yýðýný artýk alana sýðmamaya baþladý. Yaþasýn Kürt-Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði pankartý ile alanda yerlerini alan Leninistler sýk sýk, Dýsa Dýsa Serhýldan Býji Azadiya Kürdistan, Þoreþ Emýn Em Þoreþýn, An Þoreþ An Mýrýn sloganlarýný attýlar. Sema Yüce nin ve Mazlum Doðan ýn resimleri, alan çevresinde bulunan aðaçlara asýldý. Aðaç üzerinde tutulan Kürt halkýný simgeleyen sarý-kýrmýzý-yeþil bayraklarýn içerisinden üzerinde Mücadele Birliði yazýlan kýzýl bayraklar halklarýn mücadele birliðini yansýtýyordu. Arama noktalarýnda ise aramadan geçer geçmez, Býji Newroz sloganlarý atmaya baþlýyorlardý. Mücadele Birliði pankartýnda bulunan Kürt kelimesinin sarý-kýrmýzý-yeþil renkte olmasý, insanlarýn ilgisini çekmeye yetti. Pankart arkasýna yýðýlan insanlarla birlikte sloganlar daha gür çýkmaya baþladý. Kürtçe-Türkçe türkülerle halaylar çekildi. Alanda Kürt Halkýnýn coþkusu görülmeye deðerdi. Kürt Halký, bu sene baþka illerde olduðu gibi Ýstanbul da da serhýldan ruhunu canlý tuttuðunu gösterdi. BÝJÎ NEWROZ! YAÞASIN KÜRT TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Çürümekte olan ve her yanýndan kan ve irin damlayan bu köhne düzenin alt-üst olmaya baþladýðý ve emekçi halklarýn baðrýnda büyük bir isyanýn filizlenmekte olduðu ortadadýr. Bu koþullarda bir Mart ayýna daha merhaba dedik. Baharý karþýlayan bu ay, dünya emekçi halklarýnýn direniþ ve isyan çýðlýklarýnýn, yükseldiði, yaygýnlaþtýðý ve yoðunlaþtýðý bir aydýr. 21 Mart ta Newroz ateþini bir kez daha güçlü yakmak için bu yýlda, Kürt halký baþta olmak üzere iþçi ve emekçi halklarýmýz alanlardaki yerlerini aldýlar. Ýzmir de uzun yýllardýr ilk kez Newroz, Hipodrom denilen gözlerden u- zak kuytu bir köþede deðil Gündoðdu Meydaný nda kutlandý. Bizler Mücadele Birliði Platformu olarak üzerinde Newroz Piroz Be- Mücadele Birliði Plt. Yazýlý pankartýmýzla, Konak ta toplanan devrimci hareketlerle birlikte yürüyüþe geçtik. Yol boyunca, Faþizme Karþý Silah Baþýna, Ji Bo Azadi Aþiti Þer Þer Þer, Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan, Newroz Piroz Be, Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak, Kürdistan da Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm sloganlarýný attýk. Yürüyüþ kolumuz Cumhuriyet Meydaný na girerken, sarý, kýrmýzý, yeþil bayraklarýyla yürüyen bir grup göründü. Polisler o tarafa doðru yönelip önlerine barikat kurdular. Biz kortej olarak hemen toparlandýk. Önümüzden giden diðer siyasi hareketler ise adýmlarýný hýzlandýrdýlar. Konuþmaya gittiðimizde, geriye çekilip deðerlendirelim yanýtýný aldýk. Bunu reddederek barikat kuran kitleye doðru yürüyüþe geçtik. Yürüdüðümüzü gören polisler bizim önümüze de barikat kurdular. Bu barikatý hemen aþýp geçmek mümkündü ama bunu kitleyle birlikte yapmayý istedik. Çünkü aslolan yýðýnlarý savaþýma çekebilmekti. Sýk sýk Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz, Kürdistan Faþizme Mezar Olacak, Faþizme Karþý Silah Baþýna, Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan sloganlarýný atarak oradan asla ayrýlmayacaðýmýzý gösteriyorduk. Barikatýn en önünde bir tek biz kalmýþtýk. Polis, bu esnada, alana önceden girmiþ olan diðer gruplar dýþarýya çýkmasýnlar diye geri tarafa da barikat kurdu. Aslýnda polis elinde olmayarak kendini ablukaya alýyordu. Sarýlan gruptan temsilcilerle görüþüp, çatýþma olursa ayrýlmayacaðýmýzý bildirdik. Kýsa bir süre sonra onlar bir taraftan biz bir taraftan yürümeye baþlayarak birleþmeye çalýþtýk. Polisler koþarak tam aramýza girdi. Artýk çatýþma kesinleþmiþti. Polis amirleri her yandan kitleyle sarýldýklarýnýn farkýna varmýþ olacaklar ki daðýlmayacaðýmýzý anlayýnca uzlaþmaya çalýþtýlar. Ýþin tamamen ciddileþtiðini anlayan polis, panzerleri çekerek sarýlan grubun önünü açtý. Gruplar büyük bir coþkuyla birleþince sloganlarýn sesi dalga dalga yayýlmaya baþladý. Miting alanýnda bu sýrada sýk sýk, Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist, Yaþasýn 13 Mart GKB sloganlarý duyuldu. Coþkunun dorukta olduðu miting toplu halde katýlan herkesin çektiði halaylarla sona erdi. Ve bu miting bize ortalama solun ne kadar kaygan bir zeminde politika sürdürdüðünü gösterdi. Bir hareketin temsilcisi çatýþma koþullarýnda yanýmýza gelerek konuþmayý talep etti ve bizim için neden çatýþtýðýmýz ö- nemlidir diyerek tavrýný açýkça gösterdi. Mücadele Birliði Platformu/Ýzmir 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 ÝZMÝR DE NEWROZ KUTLAMASI 11

12 DEVRÝMÝN ÖNSÖZÜ SÖYLENMÝÞTÝR Ýþçi ve emekçi halk güçleri her yerde hareket ve eylem halinde. Eylemlerde yalnýzca bir yaygýnlaþma deðil, yoðunlaþma ve yükseliþ var. Baþvurulan mücadele yöntemlerinde de açýk bir deðiþim görülüyor. Devrimci zor yöntemleri, kitle mücadelelerinin bir gerçeði olmaya baþladý. Kürt halký tarafýndan kullanýlan devrimci a- raçlara, Türkiye nin iþçi ve emekçileri tarafýndan da baþvuruluyor. Olaylar devrimci yönde seyrederken, emekçi kitlelerde patlayan bir öfke, sürekli bir kaynaþma ve belirgin bir hazýrlýk var. Devrim dönemi, tüm sonuçlarýyla açýða çýkýyor. Ýlk bakýþta, eylemlerin temelinde kitlelerin belli istemleri olduðu sanýlýr. Fakat sorun daha derinlikli kavrandýðýnda, bunun temelinde, daha köklü, ekonomik, toplumsal, politik ve tarihsel etmenler olduðu anlaþýlýr. Halk yýðýnlarýný sürekli eylemlere iten geliþmelerin temelinde ekonomik ve politik olgular yatýyor. Emekçi kitleler harekete geçtiðinde, sadece o anlýk istemlerini dile getirmiyor; sömürülmüþlüklerini, ezilmiþliklerini, bugüne kadar hiç gerçekleþememiþ özlemlerini dile getiriyorlar. Ama en önemlisi, artýk isteklerini açýkça haykýrýyorlar. Türkiye tekelci kapitalist düzeni tam bir çeliþkiler yumaðý. Bir yanda, e- mek-sermaye çeliþkisi; bir yandan, halk kitlelerinin demokrasi eðilimi ile tekelci kapitalizmin ve burjuva devletin antidemokratizmi arasýndaki çeliþki, üst üste binerek bir çeliþkiler sistemi oluþturmuþtur. Bugün her yönden olgunlaþmýþ olan sistemin iç çeliþkileri, kapitalist düzeni çöküþe götürüyor. Kapitalist toplumun, çeliþkilerinin ve sorunlarýnýn üstesinden gelme yeteneði yoktur. Güncel o- larak baktýðýmýzda, bu çeliþkilerin daha bir keskinleþtiðini açýk olarak görürüz. Kapitalist toplum, böylesine olgun ve keskin çeliþkilerin aðýrlýðýna dayanamaz. Daðýlma ve çözülme þimdiden baþlamýþtýr. Bu aþamada ya devrim yeni, dinamik, canlý bir toplumu gerçekleþtirecek; ya bu çürüme tüm toplumu mahvedecektir. Ya Devrim Ya Ölüm seçeneði tüm çýplaklýðýyla toplumun gündemine oturmuþtur. Emperyalizmin ekonomik ilhaký sonuna kadar vardýrmasý, toplumun iç çeliþkilerini þiddetlendirici bir rol oynuyor. AB süreci, tam da ekonomik ilhakýn derinleþme ve tamamlanma sürecidir. Þüphesiz bu, bir nokta deðil, bir süreçtir. Ama süreç daha bu aþamada, Türkiye tekelci kapitalizminin iç çeliþkilerini þiddetlendirdi. Sürecin etkisi, e- gemen güçler arasýnda görüldü. Hem devrimin yarattýðý korku, hem de ekonomik zorunluluklarla AB ye iltihak etme durumuna gelen tekelci sermaye ile önceki döneme denk düþen resmi politika arasýnda bir süreden beri bir çatýþma yaþanýyor... Çatýþmayý daha þimdiden sermaye güçleri kazanmýþtýr. Sermaye, her zaman resmi politikanýn önündedir. Aralarýndaki çatýþmada son sözü sermaye söyler. Bu çatýþma sonucu sistemin sarsýldýðý ve zayýfladýðý bir gerçek. Devrim, birbirine düþmüþ ve güçsüzleþmiþ bir egemen güçle karþý karþýya. Ekonomik ilhakýn derinleþmesi, sermayenin birikim ve merkezileþme sürecinin içindedir. Sermayenin birikim ve merkezileþmesi, halk kitlelerinin korkunç sefaletini, kapitalist üretimin sonucu olarak yeniden ve yeniden üretir. Kapitalist üretim, halk kitlelerinin sefaletini ayný zamanda, kendi koþulu haline getirir. Sistem bu þekilde tamamlanýr ve devam eder. Ancak emekçi kitlelerin sefaleti daha da derinleþmiþ olarak. Güncel olarak ele aldýðýmýzda, sermayenin birikim ve merkezileþmesiyle, milyonlarca insanýn üretim araçlarýndan ve geçim araçlarýndan uzaklaþtýrýldýðýný apaçýk görürüz. Bu geliþmenin sonucu olarak toplumun karþý kutuplarý arasýndaki uçurum, karþýtlýk ve çeliþki en had safhaya týrmanmýþtýr. Ekonomik yýkýmýn ilk hedeflerinden biri, orta sýnýflar, küçük üretici köylülük, kent ve kýr küçük-burjuvazisidir. Mülksüzleþmekte olan ve mülksüzleþen bu sýnýftýr. Mülksüzleþme süreci, AB ü- yelik politikasýyla birlikte iyice artarak milyonlara ulaþtý. Orta sýnýflar eski gücünü ve konumunu giderek yitirerek, kelimenin ekonomik ve tarihsel anlamýyla ortadan kalkýyor. Bu, sermayenin halk kitleleri üzerindeki ideolojik ve politik hegemonyasýnýn çökmesi demektir. Çünkü, sermayenin, emekçiler üzerindeki ideolojik-politik hegemonyasýnýn toplumsal dayanaðý orta-sýnýflardýr. Kapitalizmde orta-sýnýflarýn ortadan kalkmasý kaçýnýlmazdýr. Bu kaçýnýlmazlýk, bugün daha bir hýz kazanmýþtýr. Sistemin iç-çeliþkileri ve çatýþmalarý daha geniþ bir toplumsal temele yayýlmýþtýr. Ekonomik ilhak, sermayenin birikim ve merkezileþmesi, iþçi sýnýfý ile kapitalist sýnýf arasýndaki ekonomik karþýtlýðý daha da açýða çýkardý ve öne aldý. Ekonomi-politikanýn uygulamadaki sonuçlarý, özelleþtirme nin hýzlanmasý ve iþçilerin kitlesel olarak iþsizliðe mahkum edilmesi, çalýþanlarýn ücretlerinin düþürülmesi ve sonsuz güvensizlik, iþsizlerin ise, sonsuz bekleyiþe itilmeleri Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

13 ve emekçi sýnýfýn mutlak yoksulluðu. Kent ve kýr yoksul nüfusun sayýsýnda büyük artýþ, bakýma muhtaç insanlar, artýklarla geçinenler ve çer çöpte yaþam a- rayanlar; iþte kapitalizmin insanlýðý getirdiði yer. Bu topraklarda yaþayan e- mekçi halklar, dünya yoksulluk sýralamasýnýn en baþlarýnda. Hiçbir halk bu duruma daha fazla katlanamaz. Emperyalist-kapitalist sistemin genel bir ekonomik kriz ve çöküþ içinde olmasý, Türkiye ve tüm kapitalist ülkelerdeki ekonomik krizi boyutlandýran bir etmendir. Kapitalizmin genel yýkýmý (sýçramalý çöküþü) kavranmadan, tek tek kapitalist ülkelerin ekonomik gidiþatý anlaþýlamaz. Her kapitalist ulus, dünya piyasasýna ve uluslararasý iþbölümüne dahildir. Bu anlamda, dünya piyasasýndaki genel çöküþü, kendi yapýsýnda yansýtýr. Türkiye durumundaki baðýmlý ülkeler, genel ekonomik krizin etkilerini kendi içinde þiddetli olarak yaþarlar. Var olan ekonomik, politik ve toplumsal krizleri derinleþir. Nesnel devrimci koþullarý olgunluk kazanýr. Süreðen olarak ekonomik kriz içinde olan Türkiye tekelci kapitalizmi, kapitalist sistemin genel çöküþ evresine girmesinin de etkisiyle, derin bir yýkým sürecine girdi. Dünyada ve Türkiye de hýzla geliþen tüm bu nesnel þartlarýn sonucu olarak sýnýflar mücadelesi devrim dönemine girdi. Bu durum, açýkça ortaya konmadan, proletarya devrimci görevlerini doðru biçimde belirleyemez. Türkiye de yýllardýr ortaya çýkan ve geliþen bir devrimci durum yaþanýyor. Yaþanan devrimci durumun üstünden atlanarak devrim üzerine edilecek her söz, bir gevezelikten öteye gitmez. Devrimci durum açýklanmadan, bu topraklarý baþtan baþa saran iþçi ve emekçilerin büyük mücadele dalgasý izah edilemez. Þiddetlenen emekçi eylemleri, yalnýzca bir anlýk öfkenin ürünü deðil. Devrimci dinamiklerinin daha derine inen nedenleri var. Belli etkenlerin saptanmasýyla yetinilemez; emekçi kitleleri sürekli eylem halinde tutan temel etmenler, daha bütünlüklü olarak ortaya konmalýdýr. Devrimci durum ekonomik ve politik olgularýn sonucudur. Yükselen kitle eylemleri de bu olgulardan kaynaklanýyor, besleniyor ve güçleniyor. Devrim üzerine bolca 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 gevezelik yapan küçük-burjuva sol hareket, devrimi yaratan olgular üzerine tek söz etmiyor. Bu anlamda, devrimci kitle eylemlerinin gerçek içeriðini ortaya koyamýyor. Devrimci dönem sonuçlarýnýn ortaya çýktýðýnýn açýk belirtilerinden biri, emekçilerin en örgütsüz ve en bilinçsiz kesiminin harekete geçmesidir. Tarým iþçileri, proletarya içinde örgütlülük, sýnýf bilinci ve sýnýf mücadelesi yönünden en geride kalanýydý. Ama ekonomik yýkým ve iç savaþ, emekçilerin bu en yoksul kesimlerinin de gözünü açtý ve harekete geçirdi. Hakeza kent yoksullarý olan iþçi aileleri de süratle iþçi sýnýfýnýn mücadelesinde yerini aldý. Oysa þimdiye kadar, iþçi sýnýfýnýn en iyi ücret alan kesimi mücadele ederken, en yoksul kesimi daha geride kaldý. Bu garip bir durumdur. Fakat, kapitalizmin geliþimi ve geldiði yýkým süreci, tüm emekçileri tek devrim potasýnda birleþtirdi. Kapitalizm, tüm emekçileri birleþtiriyor, ayaklandýrýyor. Devrimci durum, devrimi güçlü bir olasýlýk olarak gündeme getirdi. Devrim artýk ilerinin bir sorunu deðil, güncel mücadelenin bir hedefidir. Ýktidarýn ele geçirilmesi de devrimin temel sorunudur. Bu temelde, emekçi kitlelerin günlük mücadelesi, devrimci propaganda ve devrimci ajitasyon, iktidarýn ele geçirilmesi hedefine baðlanmalýdýr. Ýktidarý hedeflemeden, günlük ekonomik görevlerle uðraþmak, eþeði býrakýp semeri dövmektir. Emekçi halk kitlelerinin en temel ekonomik sorunlarý, demokrasi sorunu, özgürlük sorunu iktidar sorununun çözümüne baðlý olarak çözümlenir. Bu çerçevede Bütün Ýktidar Emeðin Olacak þiarý, proletaryanýn ve emekçi kitlelerin güncel devrimci hedefini belirlemektedir. Proletarya, boþ yere savaþmýþ olmamak için, devrimle birlikte, devrimin en enerjik organý olarak Geçici Devrim Hükümeti ni derhal oluþturmak zorundadýr. Geçici Devrim Hükümeti, bir devrimin yapýldýðýnýn ilk belirtisi ve eseridir. Böylesi bir devrimci iktidar organý olmadan, proletarya en enerjik devrimci önlemleri alamaz ve devrimi ileriye götüremez. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, daha devrimci durum ve iç savaþ bu denli geliþmemiþken, Geçici Devrim Hükümeti önerisini gündeme getirdi. Amaç, kitlelerin etrafýnda birleþeceði ve dövüþeceði iktidar hedefini önceden somutlamaktý. Ama böylesi bir hedefi asýl gündeme getiren nesnel devrimci koþullar oldu. Halk yýðýnlarýnýn egemen güçlerle çatýþmalarý þiddetlendikçe Geçici Devrim Hükümeti kaçýnýlmaz bir görev olarak kendini herkese açýkça dayatacaktýr. Programý, Leninist Parti tarafýndan, daha önceden i- lan edilen Geçici Devrim Hükümeti önerisini ýsrarla savunmalýyýz. Devrimci Hükümet, kitlelerin yaratýcý inisiyatifine dayanan komite ve konseyler olmadan hiçbir kararýný yaþama geçiremez. Devrim döneminin örgütlenmesinin aracý genel olarak komiteler dir. Komiteler, iþçiler tarafýndan, iþçi komite ve konseyleri biçiminde; emekçiler tarafýndan Devrimci Emekçi Komiteleri ve Devrimci Halk Komiteleri, kýrsal kesimde tarým iþçileri komite ve konseyleri ve Devrimci Köylü Komiteleri (yoksul köylülere dayanan) biçiminde örgütlenmeli. Yaþam, Komite ve Konseyleri, bugünden iþçilerin önüne koydu. Ýþçiler, her yerde, hýzlý bir biçimde, iþyeri komiteleri kuruyorlar. Halk kitleleri, örgütlü olduðu zaman, kendini daha güçlü görür ve kendisine güveni artar. Fakat bir devrimi yapmak için sadece örgütlü bir güç olmak yetmiyor; ayný zamanda bir güç örgütü olmak gerekiyor. Ýçinde bulunduðumuz dönemin en önemli özelliði, olaylarýn çok sýk, ani ve sýçrama göstermesidir. Olaylarýn seyrek olarak gündeme gelmesi, çok gerilerde kaldý. Yoðun devrimci dönem, tüm olgularý ve sonuçlarýyla açýða çýkýyor. Her gün nasýl bir kitle enerjisinin açýða çýktýðýna tanýk oluyoruz. Bu enerji, iktidarýn ele geçirilmesi hedefine yönlendirilemezse, kendi içinde sönüp gidebilir. Dýþýmýzdaki bu büyük gücü görmeliyiz. Büyük halk kitlelerini etkileyip yönlendirebileceðimizi pratikte ortaya koymalýyýz. Tüm ideolojik-politik gücümüzü, tüm kapasitemizi, tüm yeteneðimizi harekete geçirmeliyiz. Bugüne kadar verilen devrimci mücadele, devrimin önsözüdür; þimdi görev, devrimi örgütlemek ve gerçekleþtirmektir. 13

14 Yýllara yayýlan Ölüm Orucu Eylemi Sürüyor! Sevgi Erdoðan Ölüm Orucu Ekibi nden 2 kiþi, M.Ýnan IÞIK ve Fehim HORASAN, 30 Mart 2005 itibarýyla Ölüm Orucu Eyleminin 251. günündeler ve eylemlerini büyük bir kararlýlýkla devam ettiriyorlar. ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR SÜRECEK ZAFERE KADAR! 8 Mart Politik Olarak Kazanýlmýþtýr! ÝLERÝCÝ-DEVRÝMCÝ KAMUOYUNA Ýþçi sýnýfý ve sosyalizm mücadelesinin tarihsel bir kazanýmý olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü bir süredir gerçek sýnýfsal kimliðinden, devrimci özünden uzak bir þekilde kutlanmaktaydý. Özellikle son yýllarda ortaya çýkan tablo bu durumun tahammül edilmez bir noktaya ulaþtýðýnýn somut verilerini içeriyordu. Eylemi düzenleyen?kadýn platformu?, bugünün aslýnda iþçi ve emekçi kadýna ait olduðu gerçeðinin üzerini karartmaya çalýþýyor, ayrýca erkeklerin varlýðýný gerekçe göstererek devrimcilere ve sosyalist ideolojiye açýk bir saldýrganlýða ve düþmanlýða dönüþtürüyordu. 8 Martlar, iþçi ve emekçi kadýnlarýn talepleri uðruna yola çýktýklarý bir gündür. Dolayýsýyla bir mücadele günü olarak kutlanmalýdýr. 8 Mart mitingini organize edenlerle ideolojik-politik ve özünde sýnýfsal ayrýmlarý, pratik bir ayrýþmaya dönüþtürmek gerekiyordu. Bu yýl, bu gidiþe dur diyebilmek için, 8 Mart ýn üzerindeki gölgeyi kaldýrmak için devrimci güçler olarak biraraya geldik. 8 Mart ý gerçek sýnýfsal özüne uygun kutlayabilmek ve yeniden emekçi kadýna armaðan e- debilmek için adýmlarýmýzý attýk. Bu doðrultuda geçmiþ yýllarda 8 Mart ý örgütleyen?kadýn platformu? bileþenlerinden ayrý olarak miting organize etmeye yöneldik. Bu yýl?kadýn platformu? ile bir ayrýþma yaþandý. Þunu açýklýkla ortaya koymalýyýz ki, ayrýþma özünde reformizmle devrimci hareket arasýnda yaþanmýþtýr. Feministlerin arkasýnda aslýnda reformist hareketin kendisi vardýr. Bu hareket 8 Mart ýn sýnýfsal özünü karartmakta, kadýnýn kurtuluþunu düzen sýnýrlarý içine hapsetmekte ve devrimcilere ve sosyalistlere karþý açýk bir düþmanlýk sergilemektedir. Bundan dolayý ayrýþma kaçýnýlmaz hale gelmiþtir. Bu ayrýþmanýn sonucu olarak bu yýl 6 Mart ta Beyazýt Meydaný?nda eylemimizi gerçekleþtirdik. 8 Mart ýn devrimci temellerde kutlanmasý amacýyla harekete geçtiðimiz andan itibaren devrimci güçler olarak ortak emek harcadýk, ortak iþ yapma kültürünü geliþtirmeye çalýþtýk. Ortak ruhu, ortak hareket tarzýný, ortak iradeyi geliþtirmeyi hedefledik. Ancak daha sürecin baþýnda EKB/ESP ile bir ayrýþma yaþadýk. Bu ayrýþmanýn nedenlerine i- liþkin kamuoyuna açýklama yapmayý bir zorunluluk olarak görüyoruz. Baþlangýçta, devrimci güçler olarak mitingin ortak temellerde örgütlenmesi, bunun doðal bir sonucu olarak baþvurunun ortak yapýlmasý kararý almýþken, EKB/ESP bu ortak irade ve kararlýlýðý çiðneyerek Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 tek baþýna baþvuru yapmýþtýr. Baþvuru yapma gerekçesi olarak ileri sürdüðünün ise (kadýn platformunun baþvuru yapacak olmasý) hiçbir maddi karþýlýðý bulunmamaktadýr. Bu durum karþýsýnda Platformun diðer bileþenleri devrimci güçlerin ortak iradesini yansýtacak þekilde ayrý baþvuru yapmaya karar vermiþlerdir. Dolayýsýyla yaptýðý hatalý davranýþ noktasýnda kendilerinden özeleþtiri yapmalarý ve baþvurularýný geri çekmeleri istenmesine raðmen, EKB/ESP açýktan bir özeleþtiri vermediði gibi, baþvurularýný geri çekmeyeceklerini de söylemiþlerdir. Sonuç itibariyle bu tutum, ortak iradeyi zedelemeye dönük bir davranýþ olarak nitelendirilmiþtir. Sürecin ilerleyen aþamalarýnda EKB/ESP, geçmiþ sürecin eleþtirel deðerlendirmesini yapmadan mitingleri birleþtirme önerisi ile gelmiþ, ancak kriteri?hangi alana izin verilirse orada gerçekleþtirmek? biçiminde olmuþtur. Bu süreç sonrasýnda da EKB/ESP ye, eylemi birleþtirme istekleri varsa, yapmalarý gereken tek þeyin baþvurularýný geri çekip, Beyazýt a gelmek olduðu hatýrlatýlmýþtýr. Ancak buna raðmen, Kadýköy de gerçekleþtirmeye kararlý olduklarýný belirtmiþlerdir. Bu yýl 8 Mart eylemleri kendi içinde parçalý görüntü sunsa bile yukarýda yaptýðýmýz açýklamalardan da görüleceði üzere ayrýþmalar tümüyle ideolojik ve politik nedenlere dayanmaktadýr. Beyazýt, bizler için ilk baþta bir tercih deðil, zorunluluk olarak karþýmýza çýktý. Ancak sürecin ilerleyen aþamalarýnda bu tutumumuz, Beyazýt ý kazanmaya dönük bir tutuma dönüþtü. Nasýl ki, Kadýköy ü fiili-meþru mücadelemiz sayesinde kazandýysak, Beyazýt ý da bu þekilde kazanmalýydýk. Nitekim 6 Mart eylemimizle birlikte Beyazýt da kazanýlmýþtýr. 6 Mart 2005 te ilk planda Saraçhane de yaþanan saldýrýlara raðmen, Beyazýt ta toplanma baþarýsý gösterilmiþ, programýmýz teknik bir takým aksaklýklara raðmen, tümüyle hayata geçirilmiþtir. Eylemin bitiminde yaþanan saldýrý da tümüyle Beyazýt ta sergilenen kararlýlýða ve iradeye yapýlan bir saldýrý olmuþtur Mart ý sýnýfsal özüne uygun ve devrimci temellerde gerçekleþtirilmiþtir. Yaþadýðýmýz süreç devrimci güçler payýna politik bir kazaným olmuþtur. Bundan sonra bu yýl 8 Mart?ta yarattýðýmýz birlikteliði ve ortak iradeyi önümüzdeki bahar sürecine ve Mart ýna daha güçlü bir biçimde taþýmak kararlýlýðýnda olduðumuzu buradan bir kez daha ilan ediyoruz! Yaþasýn Devrimci Dayanýþma! Partizan, ÖMP, BDSP, HKM, Devrimci Hareket, Emekçi Kadýnlar, Kaldýraç, Aka-der, Demokratik Kadýn Hareketi (Giriþimi), DHP, ÇHD, PDD, Odak, EHP li Kadýnlar, HÖC

15 SAVAÞIN YILDÖNÜMÜNDE IRAK TA SAVAÞA HAYIR KOORDÝNASYONU NDAN EYLEM ABD emperyalizminin Irak ý bombalamasýnýn 2. yýlýnda, dünyanýn her yerinde olduðu gibi, Türkiye de de eylemler yapýldý. 19 Mart ta, tüm devrimci, sosyalist yapýlar, Dolmabahçe de basýn açýklamasý yapmak üzere, Ýnönü Stadyumu nun üst kýsmýnda toplandýk. Kitleler burada, pankartlarý, bayraklarý ile kortejlerini oluþturmaya baþladý. Biz de, Kahrolsun Emperyalizm, Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm, Mücadele Birliði Platformu pankartýmýzý a- çarak yürüyüþe geçtik. Emperyalist Savaþý Devrim Önler, Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak, Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði, Dünya Emeðin O- lacak, Kahrolsun Emperyalizm, Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm sloganlarý ve kýzýl bayraklarla 6. Filo askerlerinin denize döküldüðü yer olan Dolmabahçe ye doðru yürüyüþe geçtik. Dolmabahçe Meydaný nda yaklaþýk bin kiþinin toplanmasýyla ve sloganlarla baþladý eylem. Yapýlan saygý duruþunun ardýndan, Irak ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu basýn açýklamasý metni okudu. Konuþmalarýn ardýndan Grup Koma Denge Hewi, Grup Yel ve Grup Yorum türkülerini söylediler. Çekilen halaylarla eylem son buldu. Emperyalizme karþý sosyalizm þiarýný öne çýkaran pankartýmýz basýnýn ilgisini çektiði kadar, terörle mücadele timlerinin de dikkatini çekmiþ olacak ki, gözlerini eylem boyunca kortejimizden ayýrmadýlar. KAHROLSUN EMPERYALÝZM YAÞASIN DEVRÝM VE SOSYALÝZM! Mücadele Birliði Platformu / ÝSTANBUL Katliamlar Devrim Mücadelesinin Önünde Engel Olamaz Gençlik mücadelesinin hýz kazanarak geliþtiði 70 li dönemlerde, devlet eliyle gerçekleþen faþist saldýrýlar ve katliamlar da hýz kazanýyordu. 16 Mart 1978 de Ýstanbul Üniversitesi Hukuk ve Ýktisat Fakültesi nde o- kuyan Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Hatice Ö- zen, Abdullah Þimþek, Murat Kurt, Hamdi Akýl ve Turan Ören isimli devrimci öðrenciler okuldan toplu çýkýþ yaparlarken faþistlerin silahlý bombalý saldýrýyla katledildiler; 50 ye yakýn öðrenci de yaralandý. TNT bombasýyla gerçekleþtirilen bu katliamý geliþen devrim mücadelesini engellemek için faþist devletin planladýðý ve sivil faþist katillere yaptýrdýðý artýk herkes tarafýndan biliniyor. Devrim, ona canlarýyla hayat verenleri unutmayacaðý gibi devrimcileri katledenleri de u- nutmayacaktýr yýlýnýn 16 Mart ýnda ise da Ýran ve Irak savaþýnda elde ettiði kimyasal bombalarla halklarýn üzerinde terör estiren Saddam Hüseyin, Halepçe de kimyasal ve biyolojik silahlarla bir tek canlýnýn dahi sað kalamayacaðý düzeyde bir katliam gerçekleþtirdi e yakýn Kürt ü acýmasýzca öldürdü. Ve yeni doðan bebekler de ölü yada sakat olarak doðdu. Beyazýt katliamýnýn ardýndan 27, Halepçe katliamýnýn ise ardýndan 17 yýl geçti ama bu katliamlarýn acýlarý unutulmadý; gerek Kürdistan da gerekse Türkiye de katliamlar lanetlendi. 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Ý.Ü.Beyazýt Kampüsü nden öðle saatlerinde bundan 27 yýl önce olduðu gibi toplu çýkýþ yapan öðrenciler önce Beyazýt Meydaný nda toplandý. Halepçe katliamý ile ilgili Kapalý Çarþý dan gelen kitle ile buluþtu ve sloganlar eþliðinde Eczacýlýk Fakültesi önüne gittiler. Burada katledilen öðrenciler ve Halepçe de katledilen Kürtler için saygý duruþunda bulunuldu. Okunan basýn açýklamasýnda ABD emperyalizminin dünya halklarýna uyguladýðý baský ve katliama ve Türkiye de özgürlük mücadelesi veren Kürt halkýnýn üzerindeki baskýlara, katliamlara, devrimci demokrat öðrencilerin okuldan uzaklaþtýrýlmalarýna, ceza almalarýna, tutuklamalarýna deðinildi. Beyazýt Marþý nýn ve Kürtçe Marþlarýn okunmasýndan sonra kitle okul içersine girdi ve eylem bitirildi. 15

16 Reutlingen Emek Kültür Merkezi nde 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü 8Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü, Emek Kültür Merkezi nde gerçekleþtirilen bir programla kutlandý. Yaklaþýk 1 aydýr EKM li kadýnlarýn hazýrlýklarýný sürdürdüðü 8 Mart etkinliði, 13 Mart Cumartesi günü EKM de gerçekleþti. Etkinliði emekçi kadýnlarýn yaþamlarýnda karþýlaþtýklarý çifte sömürü ile kadýnýn erkek egemen sistemden kaynaklý aile ve toplum içerisinde karþýlaþtýðý zorluklara vurgu yapýldý. Reutlingen bölgesinde faaliyet gösteren alman gruplarýnýn da destek verdiði programa katilim çok yoðundu. Saygý duruþundan sonra, emekçi kadýnlar gününün tarihi ve önemi üzerine hazýrlanan konuþmanýn okunmasýyla baþlayan etkinlik, yine Emekçi kadýn hareketini konu alan iki kýsa film gösterimi ile devam etti. Emekçi kadýnlarýn sorunlarýný dile getiren bir konuþmadan sonra okunan þiirlerin ardýndan ikramlarýn sunulmasý için bir ara verildi. Aradan sonra, EKM li gençlerin hazýrladýklarý, anne ve babalarýn evde kýz çocuklarýna karþý gösterdikleri çifte standardý ele alan skeç sergilendi. Tamamen gençlerin kendi çabalarýyla hazýrlanan skeç, kitleyi kahkahaya boðdu ve büyük beðeni topladý. Sonrasýnda Almanca olarak Almanya daki sosyal saldýrýlarý konu alan bir skeç sergilendi. Almanca skecin ardýndan derneðimizin en deneyimli kadýn üyesiyle 30 yýlý aþkýn evliliðinde karþýlaþtýðý sorunlarla ilgili bir röportaj yapýldý. Bütün açýk yürekliliði ile bir kadýn olarak yaþadýðý zorluklarý diðer kadýnlarla paylaþan üyemizin konuþmalarý ilgi ile dinlendi. Daha sonrasýnda yine bir üyemizin sunduðu müzik dinletisi ile devam e- den etkinlik birlikte söylenen türküler ve çekilen halaylarla sona erdi... EKM Emekçileri ZÝNCÝRLERÝMÝZÝ KIRALIM Merhaba Emekçi Kadýn Yoldaþlar! Biz emekçi kadýnlar hiçbir hakka sahip deðiliz. Burjuvazi bize alýnýp satýlacak bir mal gözüyle bakýyor. Baba ya da koca evinde kilitliyiz. Sistemin ve kocalarýmýzýn köleleriyiz! Biz çalýþan kadýnlar, yýllarca, boynumuzda taþýdýðýmýz kölelik ve baský zincirlerini kýrarak, ortak düþman kapitalizme karþý yürütülen savaþta uluslararasý proletaryanýn saflarýna gururla katýlýyoruz. Biz emekçi kadýnlarýn bayraðý, insanlarýn emperyalist-kapitalist sisteme karþý demokrasi, sosyalizm, ulusal kurtuluþ ve kalýcý barýþ için mücadelenin bayraðýdýr. Ýþçi kadýnlar, kendilerin de yüce yalýnlýðý, sýcakkanlýlýðý, anne olmanýn dayanýklýlýðýný ve gerektiðinde yiðit bir askerin öfkesini barýndýrýrlar. O halde, örgütlerimizi kuralým. Fabrika ve atölyelerdeki saflarýmýzý sýklaþtýralým. Haykýrýþlarýmýzý doymak bilmeyen sermayenin yüzüne fýrlatalým. Dünya emekçi kadýnlar günü kutlu olsun! KAHROLSUN KAPÝTALÝZM YAÞASIN SOSYALÝZM! Y.E.Mücadele Birliði Okuru Bir Ýþçi/Ýzmir Emekle Yoðrulan Merhaba Mücadele Birliði Çalýþanlarý; Ben Mücadele Birliði dergisi okuru bir iþçiyim. Verdiðiniz hiçbir emek boþa deðil. Gittiðiniz ve yaptýðýnýz her eylemde, her alanda yürekten çalýþtýðýnýza inanýyoruz Ýnsanýn, insaným diyebilmesi için dünya halklarýnýn ezilmesinden, sömürüden, aþaðýlanmaktan kurtulmasý için mücadele etmesi gerekir. Dergimizin her sayýsýnda, her sayfasýnda, her satýrýnda çok emeðiniz var. Emeðinize ve yüreðinize saðlýk. Emeðiniz kitlelere ulaþýyor. Her yerden bizleri haberdar ediyorsunuz. Mücadelemiz için coþkumuza coþku, yüreðimize inanç katýyorsunuz. Sizlere saygý duyuyorum. Yüreðim sizlerle Y.E.Mücadele Birliði Okuru Bir Ýþçi/Ýzmir Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

17 Alibeyköy de iþçi eylemi haberini alýr almaz, hazýrlýk yapýp oraya gittik. Gittiðimizde iþçileri sobanýn baþýnda üstü kapalý, etrafý beton, kapýsýz bir yerde oturuyor bulduk. Ýçlerinden 29 yýldýr orada çalýþan Þadiye abla sözcü oldu ve onunla baþladýk sohbete. Y.E.Mücadele Birliði: Neden buradasýnýz? Ýþçi: Türk-Ýþ e baðlý Deri-Ýþ Sendikasý na ü- yeyiz. Ben on senedir üyeyim. Patron bunu öðrenince, bizi buradan çýkarýp Çorlu daki fabrikasýnda çalýþtýrmak istedi. Biz de bunu kabul etmeyince sürekli izne çýkardý. Bunun üzerine biz de iþyerini terk etmeme kararý aldýk; burada 18 gündür bekliyoruz. Y.E.Mücadele Birliði: Buradaki iþçiler ne kadar zamandýr burada çalýþýyor? Ýþçi: En eski benim, 29 sene. Diðerleri de senelik iþçiler. Y.E.Mücadele Birliði: Peki, hiç eylem yaptýnýz mý? Ýþçi: Elbette, sendikamýzýn örgütlemesiyle, iþyerinin Topkapý da bulunan merkezinin ö- SENDÝKALARIN nünde basýn açýklamasý yaptýk. Y.E.Mücadele Birliði: Bize yaþadýðýnýz, sorun ile ilgili son süreci anlatýr mýsýnýz? Ýþçi: Þu anda Alibeyköy de 4-5 erkek iþçi boyahanede çalýþýyor. Direniþte olanlarýn hepsi bayan. Sabah da gelip da gidiyoruz. Cumartesi-Pazar gelmiyoruz. Sendikamýz burada beklemeyin dedi, ama biz yine de onlarýn gözüne batmak için bekliyoruz. Patron dört arkadaþýmýzý, çalýþan iþçileri, ölümle tehdit ettiler diyerek savcýlýða vermiþ. Ýfadeye gittiklerinde savcý dava açmaya gerek görmeden göndermiþ. Bir iki gün içerisinde dava açýp sendikal tazminatýmýzý isteyeceðiz. Sonra da beklemeye gerek kalmayacaðý için buradan ayrýlmayý düþünüyoruz. Zaten sendikamýz da bunu istiyor. 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Kadýrga Kültür Merkezi nde 23 Mart günü saat de, Ýstanbul Türk-Ýþ Þubeleri imzalý 17 þubenin örgütlemesiyle Sendikal Hareketin Sorunlarý ve Çözüm Yollarý konulu, bir panel yapýldý. Ortalama 400 kiþinin katýldýðý panelde, asýl konu tartýþýlmadý yani sendikalarýn durumunu kimse açýkça söyleyemedi. Hep, birlik olmalýyýz, beraber olmalýyýz, sendikamýza güvenmeliyiz dendi. 3 Nolu Belediye-Ýþ Þube Baþkaný Hüseyin Ayrýlmaz ýn yönettiði panele yazar Volkan Yaraþýr ve Petrol-Ýþ Eðitim Uzmaný Süleyman Üstün panelist olarak katýldýlar. Panel baþlamadan önce, kürsüye Bakýrköy Teksif Þube Baþkaný Çetin Yelkenci çýktý. Yelkenci konuþmasýnda; Biz kahrolsun AB deyip akþam AB baþkaný ile Türk-Ýþ merkezinde görüþmek için birbirinin üstüne çýkan sendikacýlar istemiyoruz. Merkezden aþaðýya dayatma yapýlýyor. Yeni bir örgütlenme oluþturmalýyýz. Genel kurullar 4 yýla çýkarýlýyor. Oysa her ay, her yýl toplanmalýdýr. Sýnýf kendi hakim olamadýðý (SSK, SEKA) gibi yerleri kaybetti. Emeðe saygýsý olan herkesi iç sorunlarý bir kenara býrakarak emperyalizme karþý mücadeleye çaðýrýyoruz dedi. Daha sonra panelistler konuþmaya baþladýðýnda ortam gerildi. Tez Koop-Ýþ 2 Nolu Þube eski baþkaný Hulusi Uðurcan ve arkadaþlarý, panele Tez Koop-Ýþ 2 Nolu Þube adýna katýlan Özcan Aydýn ýn bu salonda yeri olmadýðýný söylediler. Onun divana alýnmýþ olmasýný protesto ettiler ve çýkmasýný istediler. Daha sonra Hulusi Uðurcan la görüþtüðümüzde Türk-Ýþ merkezinin kendilerini aldattýðýný, yukarýnda atama ile Özcan Aydýn ýn baþkan olduðunu söyledi. Karþýlýðýnda þubeyi terk etmediklerini, onlarýn da elektriði, gazý, suyu kestiklerini, hatta çevik kuvvetle geldiklerini, yine de kendilerini atamadýklarýný söyledi. Bunun tamamýyla rant iþi olduðunu söyleyen Uðurcan, sendikalarýn, özellikle Türk-Ýþ in gerçek yüzünü anlattý. Daha sonra kendilerine dava açýldýðýný söyledi. Burada, sendikalarýn, özellikle Türk- Ýþ gibi sendikalarýn iki yüzlülüðünü, asýl amaçlarýnýn rant kurmak olduðunu, iþçi sýnýfý için hiçbir çalýþmalarýnýn olmadýðýný -göz boyamalar hariç- sermayeye hizmet ettiklerini bir kez daha gördük. Daha sonra sýra ile bazý iþçiler söz aldý. Ýlk sözü alan Lider Kargo iþçisi, gerçekleri adeta sendikacýlarýn yüzüne vuruyordu: Biz sizden destek bekliyoruz. Sürekli gözaltýna alýnýp saldýrýya uðruyoruz. Sendika bizi ziyaret edemeyecek kadar güçsüzse, kapatsýnlar sendikayý. Arkasýndan Belediye-Ýþ 2 Nolu Þube temsilcisi: Sendikalarýn hali belli, kan kaybediyor, üye kaybediyor ve güven kayboluyor. Sendikalarý sistem yabancýlaþtýrdý. Düzenin ideolojisini taþýyan, çýkarcý, insanlarý milliyetine, cinsiyetine göre ayýran sendikal bürokrasi bizi felç etti dedi. Arkasýndan SEKA iþçisi Hakan Tamer söz aldý. Tamer, 50 gündür direniþteydik. Þu an durumumuz belirsiz. Biz kaybetmedik, yeni oluþum içindeyiz, direneceðiz. Sorununuzu sakýn Ankara ya gidip çözmeye kalkmayýn. Orasý kurt kapaný, çakallar sizi yutar. Sendika ve sendikacýyý ayýrmak gerekir. Biz fabrikayý iþgal etmedik, fabrikamýzý savunduk. Bize çok yönlü saldýrý oldu. Devlet, kaðýtçýlar, uluslararasý kapitalistler, özellikle Alman kapitalistler. Ama mücadele devam ediyor dedi. Daha sonra diðer bazý iþçiler söz aldý. A- ma asýl konuya gelinemediðinden, panel heyeti sürekli tepki çekti. Ve protesto olarak çoðu iþçi salonu terk etti. Türk-Ýþ Þubeleri, kendi merkezlerini eleþtirmek için yaptýðý toplantý, asýl amacýna ulaþamadý. Sendikalarýn ne durumda olduðu ve ne yapýlmasý gerektiði konusunda bir görüþe varýlamadý. Yönetimlerin deðiþmesi gerektiði söylenenlerin özeti gibiydi. Panel sonunda Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak, Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði, özellikle de 1 Mayýs ta 1 Mayýs Alaný na Taksim e sloganlarýnýn yükselmesi, sendikacýlarýn rahatsýzlýðýný artýrdý. Baþlarýný önlerine eðip duymazdan geldiler. Duymak istemeyenden daha kötü saðýr olmadýðýný bir kez gördük; ama sendikal hareketin ruhunu yitirdiðini söyleyenler, salonda yüreðin sesi olarak sadece bu sloganlarýn duyulduðunu da istemeseler de hatýrlayacaklardýr. Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK) bildirilerinin yoðun bir þekilde daðýtýldýðý panelde, biz de Y.E.Mücadele Birliði dergisi standý açtýk. Sohbetler ve birebir dergi daðýtýmýndan sonra Kadýrga Kültür Merkezi nden ayrýldýk. DURUMU TÜRK-ÝÞ ÝN SEFALETÝ Sendikamýz bizi iþsizlik sigortamýzdan faydalanmamýz için ÝÞ-KUR a götürdü. Bu sürede birkaç basýn geldi, onlar da haberimizi yayýnlamadýlar. Birkaç kez de Çorlu dan arkadaþlar ziyarete geldi. Y.E.Mücadele Birliði: Çorlu daki direniþten bahseder misiniz? Ýþçi: Ayný nedenle Çorlu da ayný patrona ait fabrikada kadýnlý erkekli 36 arkadaþýmýz 1 aydýr direniþteler. Onlar iþe geri girmek için dava açtýlar. Patron paralar teklif etti, ama direniþi kýramadý. Arkadaþlarýmýz, iþe alýnana kadar direniþi sürdürecekler. Konunun baþýnda Türk-Ýþ in sefaleti demiþtik. Çünkü iþçilerine direniþ yapmayýn diyen, yine kendi üyelerinin büyük bir direniþ yarattýðý SEKA yý satan Türk-Ýþ ten baþkasý deðil. Burada da açýkça görülüyor ki, Türk-Ýþ, bu eylemin de altýný boþaltmaya çalýþýyor. Bunun için, iþçiler kendi öz komite ve konseylerinde, Devrimci Ýþçi Komiteleri nde örgütlenmeli. 17

18 GEB-DER DEN BASIN AÇIKLAMASI 13 Mart 1982 de Ýzmir Buca Cezaevi nde idam edilen üç isçi önderi Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar ve Seyit Konuk u anmak için GEB-Der, bir etkinlik gerçekleþtirme kararý aldý. Etkinlik, 26 Mart 2005 Cumartesi günü, Çiðli Belediye Meclis Salonunda gerçekleþecekti. Fakat GEB- Der in Çiðli Belediyesiyle yaptýðý anlaþma, etkinliðe 24 saat kala iptal edildi. GEB-Der üyeleri hem etkinliðe gelenlere durumu anlatmak hem de Belediye yetkililerinin tavrýný teþhir etmek amacýyla 26 Mart günü etkinliðin yapýlacaðý yer olan Çiðli Belediye Binasýnýn önünde saat 18:00 de bir basýn açýklamasý düzenlediler. 13 Mart Savaþçýlarý Onurumuzdur ve Baskýlar Bizi Yýldýramaz sloganlarýyla baþlayan basýn açýklamasýnda ayný sloganlarýn yazýlý olduðu dövizler açýldý. Açýklamada; Devlet Güçlerinin, 12 Eylül askeri faþist darbesinin yasalarý uyarýnca yargýlanarak idam edilen bu üç iþçi önderini, kafalarýný çevirdikleri her yerde görmelerinden duyduklarý rahatsýzlýk, etkinliðimize yönelik fiili bir müdahaleye dönüþmüþtür. Devlet güçlerinin -özelde Çiðli Kaymakamlýðý nýn- baský ve tehditleri sonucu Çiðli Belediyesi yetkilileri etkinliðimize 24 sat kala, hiç bir hukuki dayanaða gerek duymadan fiili durum yaratarak, gerçekleþtireceðimiz etkinliði iptal etmiþtir. denildi ve belediye yetkililerinin tavrý protesto edildi. Ayrýca GEB-Der üyelerinin kararlý tavrý karþýsýnda belediye yetkililerinin acele bir karar alarak salonu tadilata soktuklarý ve salondaki tüm koltuklarý ve sahneyi söktüklerini söyleyen dernek üyeleri, belediyenin bu tavrýný teþhir etmek için hiçbir adýmdan kaçýnmayacaklarýný ve tüm baskýlara raðmen etkinliklerini daha güçlü bir biçimde gerçekleþtireceklerini duyurdular. Basýn açýklamasý 13 Mart Savaþçýlarý Onurumuzdur ve Baskýlar Bizi Yýldýramaz sloganlarýyla sona erdirildi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan gelenlere durumu anlatmak için salon giriþinde bir kaç üyeyi býrakan dernek üyeleri daðýldý. Y.E. Mücadele Birliði/Ýzmir GENÇ LENÝNÝSTLERDEN EYLEM! Onlar, Denizlerin yoldaþlarýydý. Onlar, düþmanlarýna korku salan birer komünistti. Yüreklerinde koskoca bir devrim ateþi yanýyordu. Onlar, iþçi sýnýfýný kurtuluþa götürecek olan partilerinin yýlmaz savunucularýydý. Onlar, 13 Mart Savaþçýlarýydý. Seyit, Ethem, Necati, Bizler, Genç Leninistler onlarýn bilinçleriyle, yürekleriyle, çelikten iradeleriyle besleniyor ve güçleniyoruz. Onlarý anlamak, onlar gibi yaþamaktýr. 15 Mart akþamý onlarýn yürüdüðü yoldan hiç þaþmadan yürüyen Genç Leninistler olarak 13 Mart Savaþçýlarýnýn ölümsüzleþmesinin 23. yýlýnda onlarý selamladýk. Ýkitelli de Perþembe Pazarý Caddesi Dörtyol a, üzerinde 13 Mart Savaþçýlarý Onurumuzdur/ Genç Leninistler yazýlý pankartýmýzý astýk ve Dörtyolu molotoflarýmýzla trafiðe kapattýk. 13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor Savaþýyor, Yaþasýn 13 Mart Genç Komünistler Birliði, Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist sloganlarýný atarak bölgeden kayýpsýz bir þekilde ayrýldýk. ADLARI ONUR, ADLARI ADIMIZDIR! 13 MART IN YOLUNDA LENÝNÝST SAFLARA! Ýstanbul dan Genç Leninistler Not:Elimize posta yoluyla geçen bu yazýyý haber niteliðinden dolayý yayýmlýyoruz ADLARI ONUR ADLARI ADIMIZ 8 Mart 1857 Bir iþçi gününün 18 saati bulduðu çalýþma koþullarýnda Amerikalý kadýn tekstil iþçileri 8 saatlik iþ günü talebiyle baþladýlar greve. Fabrikada çýkan yangýna bilinçli bir þekilde müdahale edilmemesi ve kapýlarýn iþçilerin üzerine kapanmasý sonucu 119 kadýn iþçi katledildi. 13 Mart 1982 Üç komünist iþçi; Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar Buca zindanýný sloganlarýyla yýkýyorlar; Ýdamlar Bizi Yýldýramaz 13 Mart þafaðýnda idam edildiler komünist iþçiler. Bizler Genç Leninistler olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar gününü ve 13 Mart Savaþçýlarýný anmak için bir etkinlik hazýrladýk. Etkinliðimizde genç yoldaþlarýn, iþçi-emekçi kadýnlarla ilgili hazýrladýðý duvar gazetesi sergilendi. Etkinliðimize 8 Mart, 13 Mart Savaþçýlarý ve de devrim-sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý için saygý duruþuyla baþladýk. Devrimci Ýþçi Komiteleri nin hazýrladýðý 8 Mart ve 13 Mart a iliþkin bildiriler okundu. Genç yoldaþlarýmýzýn yoðun bir emekle hazýrladýklarý yazýlar ve þiirler öfkemize öfke, inancýmýza inanç kattý. Etkinliðimize katýlan bir kadýn iþçinin 8 Mart la ilgili yazdýðý yazýyý okumasýnýn ardýndan, bir iþçi yoldaþýmýzýn kadýnýn toplumdaki yerini konu edinen bir metin okumasýyla devam eden etkinliðimiz, diðer yoldaþlarýmýzýn kendi çabalarýyla hazýrladýklarý slayt gösterisinin ardýndan yapýlan söyleþimizle son buldu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar gününün faþist medya tarafýndan içi boþaltýlarak kadýnlar günü olarak kutlanmasý (!) burjuvazinin emekçi kadýnlardan ne kadar korktuðunun göstergesidir. Emekçi kadýnlarýmýz artýk biliyorlar ki kurtuluþ devrimdedir. YAÞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLARININ KAPÝTALÝZME KARÞI SAVAÞ GÜNÜ! 13 MART SAVAÞÇILARI YAÞIYOR, LENÝNÝSTLER SAVAÞIYOR! Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK)/Ýzmir Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

19 Kýzýldere de Cisimleþen Siper Yoldaþlýðý Kýzýldere, devrim tarihimizde bir sonun deðil, baþlangýcýn a- dýdýr. THKP-C ve THKO nun yiðit kadro ve önderleri, 30 Mart 1972 de katledildiler. Ama kendilerinden sonra gelenlere büyük bir miras býraktýlar. Burjuvaziye karþý savaþmanýn ve asla teslim olmamanýn manifestosu burada yazýlmýþtýr. Devrim yaþadýkça Kýzýldere adý da yaþamaya devam edecektir. Yasallýða ve parlamenter ahmaklýða karþý 1971 silahlý çýkýþýný gerçekleþtirenlerin yolu burada kesiþmiþtir. THKP-C önderi Mahir Çayan ve yoldaþlarý, THKO nun önder kadrolarý Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ile birlikte Denizlerin idamýný engellemek için için Ýsrail baþkonsolosu Elrom u rehin almýþlardý. Elrom u serbest býrakmalarýnýn tek koþulu olarak Denizlerin idamýnýn durdurulmasýný ileri sürüyorlardý. Kýzýldere, siper yoldaþlýðýnýn ete kemiðe bürünmüþ haliydi. Hem ayný siperde THKO ve THKP-C militanlarý ölüme meydan okuyorlardý, hem amaçlarý ortaktý. 30 Mart 1972 de Kýzýldere de THKO ve THKP-C militanlarýnýn kanlarý birbirine karýþtýðýnda devrim aðýr bir fiziki darbe almýþtý ama yaratýlan deðerler on yýllar sonrasýna miras kalmýþtý. Türkiye devrimci hareketinin temelleri böylesi büyük kahramanlýklarla atýlmýþtý. Kýzýldere de katledilen 10 yiðit savaþçýnýn adlarý onyýllardýr halkýn yüreðinde ve bilincinde kökleþti. Bugün devrimci hareket bu büyük mirastan beslenmeye devam ediyor. KIZILDERE SON DEÐÝL, SAVAÞ SÜRÜYOR! EYLEM ÖÐRETÝR Merhaba sevgili Y.E. Mücadele Birliði Okurlarý, Ben Ýzmir den Leninist bir iþçiyim. Ancak bu kez yazacaklarým, iþ yerinde yaþadýklarýmla ilgili deðil. SSK da yaþadýðým bir takým olaylardan söz etmek istiyorum. Bir yakýnýmýn hastalýðý nedeniyle Tepecik SSK da refakatçi olarak kalýyordum. Hastanede olmak þanssýzlýktýr her zaman. Ancak bu kez kendimi þanslý hissettim. Çünkü SSK nýn devri ve doktorlarýn iþ býrakma eylemlerine rastgelen tarihte oradaydým. 16 Þubat sabahý hastane bahçesine indim. Sendika temsilcisi olduðunu söyleyen bir doktor ajitasyon çekip bazý hasta yakýnlarýyla tartýþýyordu. Bizi akþam 17:00 de yürüyüþe beklediðini söyledi. Bugün benim için önemliydi. Niye mi? Daha önce hiç slogan atmamýþ, yürüyüþ yapmamýþ, burjuvaziye olan nefretimi dile getirmemiþtim. Peki yanlýþ mý yapýyordum? Bunun ben de bilmiyordum. Ama yüreðime engel olamadým. Saat 17:00 de kendimi kalabalýðýn içinde buldum. Ýlk baþta slogan atan kimse yoktu. Hepsi beyaz giysili, elleri cebinde, bir grup duruyordu. Az sonra dýþarýdan beklediðim bir grup geldi. Ellerinde bayraklar, pankartlar vardý ve slogan atýyorlardý. Hemen karýþtým aralarýna ve bu bozuk düzene karþý ne kadar slogan varsa hepsini avazým çýktýðýnca baðýrdým. Hastanenin bahçesinde tur atmaya baþladýk. Park yerindeki elektronik kapýyý açamýyoruz bahanesiyle kapýyý açmak istemedi özel güvenlikçiler. Birkaç kiþi açýlmayacak kapý yok dercesine basýp kýrdýlar ve bu arada kolluk güçlerinin giriþ kapýsýný kapattýðý, dýþarýdan gelen gruplarý içeri býrakmadýðý haberi geldi. Kapýya gittiðimizde, önce uzlaþmaya çalýþýldý, sonuç vermeyince 5-10 dakikalýk bir arbede yaþandý, kararlý grup geri adým atmayýnca araya giren sendika baþkanlarý ve komiserlerce olay yatýþtýrýldý. Kapý açýldý. Ancak 5 kiþi hafif þekilde yaralanmýþtý. Daha sonra hastane bahçesinde yaklaþýk 1 saat süren bir konuþma oldu. Çeþitli sloganlar atýldý. Ardýndan gündüz afiþ daðýtýp, ajitasyon yapan sendika temsilcisi Konak-Basmane ve Bornova dan destek vermek için gelen gruplara, Alanýmýz kýsýtlý ve mekan bir hastane. Biz bu eylemi sabaha kadar sürdüreceðiz. Keþke sizleri de aðýrlayabilseydik. Desteðiniz için teþekkürler, sizi alkýþlarla u- ðurluyoruz dedi. Kalan kýsma, yazarlar, aydýnlar ve sanatçýlarýn katýlacaðýný da ekleyerek, eylemin bu kýsmýnýn bittiðini söyledi. Gece yapýlacak eylemi gözlemlemek için hastanenin yemekhanesine indiðimde tamamý hastane personeli büyük bir grup sakin bir þekilde oturmuþ, çaðýrdýklarý yerel televizyonlarda program yapan bir halk müziði sanatçýsýný dinliyorlardý. Aralýklarla indim aþaðý ama yarýnla ilgili yapýlmasý gereken hiçbir þey konuþulmuyordu. Sendika temsilcisi olduðunu söyleyen kiþiye gidip, biraz konuþabilir miyiz? diye sordum, hatta üsteledim, rica ettim ama çeþitli bahaneler öne sürerek konuþmayý reddetti. Ve bir kez daha anladým ki, iþçi sýnýfý ve emekçileri her defasýnda geri çeken sarý sendikacýlardý. Bir iþçi ya devrimcidir ya da hiçbir þey! Leninist Bir Ýþçi/Ýzmir 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 GAZETECÝLERDEN EYLEM 1 Nisan da yürürlüðe girecek olan yeni TCK, devrimcilere yönelik yeni saldýrýlarýn yaný sýra, gazetecilerin ifade ve basýn özgürlüðünü de kýsýtlýyor. Bununla ilgili, gazeteciler, Türkiye Gazeteciler Sendikasý ndan Eminönü Postanesi ne kadar yürüyerek bir protesto gerçekleþtirdiler. Burada basýn açýklamasý okuyan TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) baþkaný Ercan S.Ýpekçi, söz konusu yasanýn halkýn haber alma hakkýný kýsýtladýðýný, Türkiye yi habersiz, býrakma tehlikesi ile karþý karþýya býraktýðýný dile getirdi. Ýpekçi ayrýca, TGC tarafýndan Adalet Bakanlýðý na iletilen deðiþiklik önerilerini deðerlendirmek üzere bir komisyon kurulmasýný memnuniyetle karþýladýklarýný, ancak yasanýn 1 hafta sonra çýkacak olmasýnýn ise kaygý verici olduðunu belirtti. Eylemde Mücadele Birliðinin Çözüm Kapitalizme Karþý Savaþta dövizi dikkat çekti. Eylem, Adalet Bakanlýðý na tebligatlarýn yollanmasý ile son buldu. 19

20 Merhaba Mücadele Birliði O- kurlarý; 8 Mart Dünya E- mekçi Kadýnlar Günü nde biz de Beyazýt ta düzenlenen mitinge katýldýk. Ýlk gittiðimizde polis, Saraçhane deki kitleye saldýrmýþtý. Biz de diðer arkadaþlarla buluþma noktasýna, oradan Beyazýt a gittik. Ve orada Tertip Komitesi basýn açýklamasýný okudu. Biz de sýk sýk Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak, Kadýnlar Zindanda Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük sloganlarýný attýk. Basýn açýklamasý bittikten sonra, daðýlýyorduk ki, polis arkadan saldýrdý. Biz de Leninistler olarak kitleyi Aksaray a yönlendirmeye çalýþtýk ama sermayenin uþaklarý, her taraftan saldýrýyordu. Bir ara sokaða doðru yöneldim. Bir polis, önümdeki kitleye doðru koþuyordu, onu tutup yere yýktým; kalkýp bana copla vurmaya baþlayýnca, yerde bulduðum bir taþla yüzüne vurdum, yere düþtü. Arkadan baþka polisler gelince ben de ara sokaða girdim ve orada baþka bir Leninistle karþýlaþtým. Hemen slogan atmaya baþladýk. DAÝMA CESARETLE Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist, Yaþasýn 13 Mart GKB, Faþizme Karþý Silah Baþýna sloganlarýný attýk. Orada hemen diðer siyasetlerle birlikte bir eylem komitesi oluþturduk. Etrafýmýzý çevik kuvvet polisleri sarmýþtý. Biz Kumkapý ya doðru gittik, orada bir polis otosunun camlarýný ve kaportasýný kýrdýk. Kumkapý nýn içindeki balýk restoranlarýnýn oradan yunus polisleri geliyordu. Elime kaldýrým taþýný almýþtým. Polis silahýný çýkarmaya çalýþýyordu; yüzüne taþla vurdum ve motorun dengesini kaybedip yere düþtü. Uzaktan gaz bombasý atýyorlardý. Yanýmýza yaklaþmaya cesaret edemediler. Ara sokaklarda baþlarýna ne geleceðini kestiremiyorlardý. Bir müddet sonra biz de eylemimizi sonlandýrdýk. YA DEVRÝM YA ÖLÜM! ÝÞÇÝLER, EMEKÇÝLER, EZÝLEN HALKLAR, LENÝNÝST PARTÝ DE ÖRGÜTLEN, SÝLAHLAN, SAVAÞ! Ýstanbul dan Bir Leninist NOT: Elimize posta yoluyla ulaþan haberi yayýnlýyoruz. SÖMÜRÜLMENÝN VATANI YOK Merhaba Sevgili Y.E.Mücadele Birliði Okurlarý, Çöküþe geçtiði günümüzde, emperyalizm artýk can havliyle nereye saldýracaðýný bilemez bir durumda, saða sola saldýrýyor. Son zamanda saldýrýlar o kadar arttý ki, artýk kendi halkýna bile saldýrýyor Yaptýðý baskýlar, zulümler, katliamlarla kendini ayakta tutacaðýný sanýyor. Oysa yanýlýyor hiçbir þey duraðan deðildir. Her þey deðiþim dönüþüm içindedir.. Karanlýðýn en yakýn olduðu an, þafaðýn sökmesine en yakýn andýr. Ben Almanya da yaþayan ve orada çalýþan bir iþçiyim. Artýk, iþyerinde çalýþanlar olarak þunu çok iyi anladýk ki, sömürülmenin vataný olmuyor. Alman ya da yabancý olmak hiç fark etmiyor. Sömürü, baský, her geçen gün daha da artýyor. Çalýþtýðýmýz sektör itibarýyla bizim iþler, Nisan ayýndan Ekim ayýna kadar çok fazla oluyor. Üretim 24 saat devam ediyor yýlýnýn Ocak ayýnda patron bir taþeron firma ile anlaþtý ve bize, iþler çoðalmadan bu insanlarý iþe aldým dedi. Fazla mesaiye gerek kalmasýn diye baþtan çok sevindik ve o insanlara iþi öðrettik. Ýþin ilginç tarafý, taþeron firmanýn iþçilerinin hepsi Alman dý. Ve 3 Euro gibi komik bir saat ücretine çalýþýyorlardý. Günde saat çalýþmayla bu insanlar iþi öðrendikten sonra patron birkaç kiþiyi iþten çýkardý. Biz o zamanlar Hartz IV yasasýný bilmiyorduk ve bu yasa, Ocak ayýnýn 1 inde devreye girdi. Þimdi patron bizden mesai ödemeden saat çalýþmamýzý istiyor ve bize taþeron firma iþçilerini örnek gösteriyor. Onlar sizden az paraya çok çalýþýyor, siz de onlar gibi çalýþýn ya da çýkýn diyor. Ýþyerimizdekilerin çoðu yabancý iþçi ve tek çalýþýyorlar. Eþlerinin oturma izni almalarý için iþe ihtiyaçlarý var, mecbur olarak patronun dediklerini kabulleniyorlar. Burada þunu çok iyi anlamamýz lazým. Bizler birlik oldukça patronun elinden hiçbir þey gelmez. Taþeron firmalar çok artýþ gösterdi; a- ma bu hayat zorluðu, onlarý da eziyor ve öyle görünüyor ki, yakýnda onlar bizden önce karþý koyacaklar. YA DEVRÝM YA ÖLÜM! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Stutgart tan Bir Ýþçi Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür.

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür. DÜNYA PROLETARYASI Proletarya Kapitalizmin geliþmesi ve sermaye birikiminde artýþ demek, proletaryanýn da büyümesi anlamýna gelmektedir. Bu büyüme, belli alanlardan, dünyaya doðrudur. Kapitalizm görüldüðü

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki Yeni Evrede Başyazı Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL KURTULUÞ EFSANESÝ VE KOMÜNÝZM geocities.com/icgcikg/turkish ÖNSÖZ YERÝNE Ýlkin 1981 yýlýnda ispanyolca yazýlmýþ ve yayýmlanmýþ bu makale, daha sonra fransýzca

Detaylı

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi?

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sungur Savran Günümüzde sosyalistler arasýnda sendikalar konusundaki en yaygýn tavýr aðlaþmaktýr. En yaygýn kelime ise kriz. Sosyalist solun çok büyük bir

Detaylı

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine 2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi,

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur,

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, POLÝTÝK MÜCADELE Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, komünizmdir. Bu amaca ancak politik mücadele yoluyla varýlýr. Bunun dýþýndaki yollar, yalnýzca iþçi sýnýfýný amacýndan uzaklaþtýrýr

Detaylı

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1) Dershanede doðru þýkkýnýz SOSYAL BÝLÝMLER1 TESTÝ (Sos1) Bu testte sýrasýyla, Tarih (113) Coðrafya (1423) Felsefe (2430) ile ilgili 30 soru vardýr. 1. Tarih öncesinde yaþayan insanlar, araç gereç yapýmýnda

Detaylı

Endi eli yimserlik Kamuoyu Beklentilerinde Pozitif Trend Devam Ediyor Genel Seçim Sürecine AKP Önde Giriyor, CHP Takipte de Bahar Havasý Türkiye nin LoveMarklarý Arçelik-Adidas-Nokia-LCWaikiki-Beko Türkiye

Detaylı

MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM

MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM Geliþme basitten karmaþýða, bir alt biçimden bir üst biçime doðrudur. Geliþmenin basitten karmaþýða doðru oluþu genellikle gözardý ediliyor. Þeyleri duraðan halde gören

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ Merhaba, Bu sayýmýzý da aðýrlýklý olarak Türkiye de yapýlan NATO Zirvesi gündemiyle çýkarýyoruz. Zirve süresince yaþanan sýcak geliþmeler, internet üzerinden baþka basýn yayýn kuruluþlarýna gönderildi.

Detaylı

ADRES: Akyol Mah. Þaban Sok. No:2/6 ANTEP TELEFON NO: 0( 342) 230 38 74

ADRES: Akyol Mah. Þaban Sok. No:2/6 ANTEP TELEFON NO: 0( 342) 230 38 74 Merhaba, Yeni yýlýn bu ilk sayýsýnda sizlerle birlikte olmaktan büyük bir sevinç duyuyoruz. Yeni yýlda umutlarýmýzýn daha da büyümesini, yeni bir devrim dalgasýnýn tüm dünyayý sarmasýný diliyoruz. Kapitalizmin

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR ERÝÞ YAYINLARI Karl Marks 1 ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS [75], Aralýk 1847 nin ikinci yarýsýnda kendisi tarafýndan verilen

Detaylı

KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR

KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR Yeni Evrede Kürdistan KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR Biliniyor ki, birleþik devrimin baþarýsý için, Kürdistan proletaryasýnýn kendi komünist partisinde örgütlenmesinin gerekliliði,

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

1968: Bir Devrimci Dalganın Adı

1968: Bir Devrimci Dalganın Adı 1968: Bir Devrimci Dalganın Adı Sungur Savran Devrimler dalgalar halinde gelir. Bu önermenin biri zamanla, biri mekânla ilgili iki boyutlu bir anlamý var. Ýþin zamanla ilgili boyutu açýsýndan, devrimler

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) İçinde Bulunduğumuz Evre Ve Gençliğin Durumu Türkiye gibi yarı sömürge ve az gelişmiş

Detaylı

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Ýþçi Bülteni Özel Sayýsý: 69 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Mayýs 2006 Fiyatý 25 YKr Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Geçtiðimiz kýþ aylarýnda

Detaylı

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89 8 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da yapýlacak olan "TMMOB mitingi" için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Eylül 2005 tarihinde basýn açýklamasý yaptý. ÖZGÜRLÜKTEN, EMEKTEN, DEMOKRASÝDEN VE BARIÞTAN

Detaylı

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

EKONOMÝDE GELÝÞMELER 03 Þubat 2011 Perþembe Kemal AKAR Ýl Baþkan Yard. Ekonomi Ýþleri EKONOMÝDE GELÝÞMELER Kiþi Baþýna Milli Gelir 10 Bin Dolarý Aþtý Teþkilatýmýzýn Deðerli Mensuplarý, Kýymetli Yol Arkadaþlarým, Ak Parti bayraðýnýn

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ Ekim 2002/Sayý 25 HABER BÜLTENÝ TMMOB 37. DÖNEM 1. DANIÞMA KURULU 14 EYLÜL 2002 DE TOPLANDI 20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ Ülkemize, Mesleðimize, Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz

Detaylı

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR : NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi Ýlaç Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi SSK ilaç üreticisi konumundadýr, SSK Türkiye'de en fazla ilacý alýcý konumunda olan kamu kurumudur, SSK'nýn saðlýk sigortacýlýðý

Detaylı

Marksizm Nedir? Karl Marx

Marksizm Nedir? Karl Marx ÝÇÝNDEKÝLER Birinci Bölüm: MARKSÝZM NEDÝR? Giriþ Marksizmin sýnýf temeli Marksizmin bilimselliði Pratikten teoriye -Marksizmin birliði Ýkinci Bölüm: MARKSÝZMÝN REVÝZYONLARI Giriþ Kautskyizm Stalnizm Üçüncü

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

V.Đ. LENĐN SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU

V.Đ. LENĐN SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU Sovyet iktidarının ikinci yıldönümü, bu sürede ulaşılanlara bir gözatmamıza ve gerçekleştirilmiş olan devrimin anlamını ve amaçlarını gözönüne getirmemize vesile oluyor.

Detaylı

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri Tonguç Çoban 9 Kasım 2010 Nobody s Unpredictable Seçmenler kimleri seçiyor? Muhtar Belediye Meclis Üyeleri Belde veya İlçe Belediye Başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği kazanmıştır. Özel mülkiyet ilişkilerine dayalı düşünce biçimi

Detaylı

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin OCAK 1999 SAYI: 12 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ DURSUN KARATAÞ... Beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz.

Detaylı

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı ALİ ARTUN Sanatın İktidarı ALİ ARTUN 1972 de Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü nden mezun oldu. Mimarlar Odası nda bilim ve teknoloji konuları ile mimar ve mühendislerin toplumsal konumları

Detaylı

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI Türk Kardeþlik Merkezi GENELKURMAY BAÞKANI ORGENERAL ÝLKER BAÞBUÐ UN TELEVÝZYON PROGRAMINDA YAPTIKLARI AÇIKLAMALAR(TAM METÝN)( 05 Temmuz 2010 ) Uður DÜNDAR : Sayýn Genelkurmay

Detaylı

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Dr. Ali Asker (*) AGÝT Minsk Grubu = AGÝT Turizmi Son birkaç aydan beri Azerbaycan siyasi terminolojisine yeni bir terim dahil edilmiþtir: AGÝT Turizmi.

Detaylı

ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR

ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR Yeni Evrede Baþyazý ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR Ýþçi sýnýfýnýn tarihi görevi kapitalizmi yýkmak, proletarya diktatörlüðünü gerçekleþtirerek sosyalizme

Detaylı

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR Prof. Dr. Ýlter TURAN 63 TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR GÝRÝÞ Prof. Dr. Ýlter TURAN Türk-Rus iliþkileri tarih boyunca rekabetçi bir zeminde geliþmiþ,

Detaylı

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý Meslektaþ adaylarý ile birlikte üretim, toplumcu bakýþ açýsý, kamu yararý, emeðin deðeri, ülke ve dünya gündemine yönelik farkýndalýk yaratýlmasý konularý, mevcut öðrenci

Detaylı

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk siyasi lider olan Perinçek, onurlarına verilen yemek sırasında bir konuşma gerçekleştirdi. ABD'nin savaş

Detaylı

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse Yeni Evrede Baþyazý DEV RÝ ME Ý YÝ HA ZIR LAN MAK Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse de, devrimlerin ortak yönleri ve ortak yasalarý var. Bu ortak yasalar, kendi somutunda yapýlan devrimlerin

Detaylı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Yeni anayasa neyi hedefliyor? Yeni anayasa neyi hedefliyor? Siyasal iktidar Yeni Anayasanın yazımına kapalı kapılar ardında devam ederken, yeni anayasanın yazılma sürecine dair öğrenebildiğimiz yegâne şey, mecliste oluşturulan uzlaşma

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 21 MAYIS 2011 1978 1 Mayýsý nýn Rövanþý Alýndý Bu yýlki 1 Mayýsla birlikte 1978 in rövanþý alýnmýþ oldu. 1978 1 Mayýsý sadece Ýstanbul da 12 Eylül öncesinde

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

Sanayide Durum, Ekonomik ve Siyasi Krizin Neresindeyiz?

Sanayide Durum, Ekonomik ve Siyasi Krizin Neresindeyiz? tmmob makina mühendisleri odası ankara şubesi Sanayide Durum, Ekonomik ve Siyasi Krizin Neresindeyiz? İktisatçı Yazar Mustafa SÖNMEZ Türkiye Ekonomisi ve Kriz Dinamikleri Prof. Dr. Hayri KOZANOĞLU Ekonomide

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ 7 MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ Dosya Editörü Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu H. Ali Ulusoy TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Ekim ayý bülteninin dosya konusu Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk Eðitiminin Dönüþümü

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009 sayý yýl : 7 MART - NÝSAN 200 TEKNÝK GEZÝLERÝMÝZ DEVAM EDÝYOR eskisehir.mmo.org.tr No lu telefonu çevirin en yakýn Makina Mühendisleri Odasý Þubesi karþýnýzda olacaktýr. Cep telefonu ile arayan üyelerimiz

Detaylı

Theo Nichols Nadir Suður Önsöz Bu araþtýrma Sivil Toplum Diyaloðu: Ortak Çalýþma Kültürü Aracýlýðýyla AB ve Türkiye den Ýþçilerin Bir Araya Getirilmesi projesinin bir parçasý olarak gerçekleþtirilmiþtir.

Detaylı

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Hedef Gruplara Yönelik Yaratýcý Kütüphane Hizmetleri ve Proje Geliþtirme: Halk Kütüphaneleri Gaziantep, Bartýn ve Antalya Bölge Seminerleri Deðerlendirme Raporu Bülent

Detaylı

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar ÖÐRENME Öðrenme, bireyin çevresi ile etkileþimi sonucu kalýcý olan davranýþ kazanmasýdýr. Öðrenme planlý ve düzenli etkileþim sonucu olur. Eðitimde hedef, toplumun geliþimine katký saðlayacak bireyi geliþtirmektir.

Detaylı

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI Türkiye Ýnþaat ve Tesisat Müteahhitleri Ýþveren Sendikasý (ÝNTES) 01 Haziran 2001 tarihinde Ýstanbul'da Hilton Otelinde

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan 11 NİSAN 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler 4/C'lilerin eylemi TÜRK Büro-Sen öncülüğünde, 4/C'lilerin haklarının iadesi amacıyla ülke çapında eylemler düzenlenmeye başlatıldı.

Detaylı

mmo bülteni aralýk 2005/sayý 91 TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK

mmo bülteni aralýk 2005/sayý 91 TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK TMMOB, 20 KASIM DA DÜZCE DE KESK ÝLE BÝRLÝKTE OLACAK 20 Kasým 2005 tarihinde Düzce de yapýlacak olan KESK mitingi için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Kasým 2005 tarihinde basýn açýklamasý

Detaylı

Sendikal harekette bir intihar denemesi : Toplumsal Hareket Sendikacılığı

Sendikal harekette bir intihar denemesi : Toplumsal Hareket Sendikacılığı Sendikal harekette bir intihar denemesi : Toplumsal Hareket Sendikacılığı Kurtar Tanyılmaz Giriş Gerek dünyada gerekse Türkiye de 80 li yýllardan günümüze sermayeemek çatýþmasýnýn en somut olarak açýða

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ Necmi Gürsakal 1 I. GİRİŞ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa daki 250 Büyük Firma Araştırması nın 2000 yılı sonuçlarını yayınladı. 1997 yılından başlayarak 2000 yılına kadar

Detaylı

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep 09 Kasım 2015 Haber Linki: http://www.egehabergazetesi.com/halil-kurttan-esnafi-sevindirecek-talep/1651/ Ekonomi nin candamarını oluşturan Esnaf ve Kobi ler Karabağlar

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ YANGIN YÖNETMELÝÐÝ VE UYGULAMALARI Türk Tesisat Mühendisleri Derneði ile Þubemizin ortaklaþa düzenlediði Yangýn Yönetmeliði ve Uygulamalarý Semineri 20 Ekim 2010 tarihinde Þubemiz Eðitim Salonunda gerçekleþtirildi.

Detaylı

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016 Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması 1 Şubat 2016 Yöntem ve Künye Araştırma çalışması, 3-10 Aralık 2015 tarihleri arasında, Türkiye 18+ yaş nüfusunu temsil eden 1024 kişiyle, 16 ilin kentsel

Detaylı

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR NÝSAN 1999 SAYI: 13 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR 30 MART 17 NİSAN DEVRİM ŞEHİTLERİNİ ANMA VE DHKP-C NİN KURULUŞUNU KUTLAMA GÜNLERİ PARTÝMÝZÝN YOLU

Detaylı

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ Yönetici Özeti Giriş PricewaterhouseCoopers õn 7. Yõllõk Global CEO Araştõrmasõ Riski Yönetmek: CEO larõn Hazõrlõk Düzeyinin Değerlendirilmesi, mevcut iş ortamõ ve

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

2008-14 Ýþverenlerin SSK Yüklerini Azaltan Kanun

2008-14 Ýþverenlerin SSK Yüklerini Azaltan Kanun 2008-14 Ýþverenlerin SSK Yüklerini Azaltan Kanun Ýstanbul, 22 Mayýs 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/14 Ýþverenlerin SSK Yükleri Azaltýldý 1) Genel Bilgi: Bilindiði üzere, istihdam maliyetlerinin

Detaylı

KARL MARKS FRANSADA ĐÇ SAVAŞ SOL YAYINLARI

KARL MARKS FRANSADA ĐÇ SAVAŞ SOL YAYINLARI KARL MARKS FRANSADA ĐÇ SAVAŞ SOL YAYINLARI RANSA DA ÝÇ SAVAÞ KARL MARKS ÝÇÝNDEKÝLER 9 riedrich Engels in Giriþi 22 Uluslararasý Ýþçi Birliði Genel Konseyinin ransýz-alman Savaþý Üzerine Birinci Çaðrýsý

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Türk Armatörler Birliği

Türk Armatörler Birliği Cilt 1, Sayı 7-8 Bülten Tarihi : 19 AĞUSTOS 2016 TAB E-BÜLTEN TEMMUZ-AĞUSTOS 2016 Türk Armatörler Birliği 15 TEMMUZ 2016 TÜRKİYE nin KARA GÜNÜ Kara Bir Gün 15 Temmuz 2016 günü akşam saatlerinde Türkiye

Detaylı

Burjuva ekonomi-politiðinin iflasý Marksist-leninist kriz teorisine bazý katkýlar

Burjuva ekonomi-politiðinin iflasý Marksist-leninist kriz teorisine bazý katkýlar Stefan Engel Burjuva ekonomi-politiðinin iflasý Marksist-leninist kriz teorisine bazý katkýlar Ýçindekiler Burjuva ekonomi-politiðinin iflasý Marksist-leninist kriz teorisine bazý katkýlar Kapitalizm

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 1 2 ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 3 ÞÝÝR DÝZÝSÝ Dizi Editörü HÝLMÝ YAVUZ Yayýn Yönetmeni : Ýlknur Özdemir Dizgi : Serap Kýlýç Düzelti : Fulya Tükel Montaj : Mine Sarýkaya Kapak Düzeni : Semih Özcan Ýç Baský

Detaylı

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR Savaþ SARI Makina Mühendisi EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR 1. Giriþ Ýçersinden geçtiðimiz dönemde insan ve toplum yaþamýndaki birçok olgunun metalaþtýðý ve bu anlamý ile de

Detaylı

sosyalist isci Silahlarýn gölgesinde seçim SÖZDE DEÐÝL ÖZDE DEMOKRASÝ

sosyalist isci Silahlarýn gölgesinde seçim SÖZDE DEÐÝL ÖZDE DEMOKRASÝ Ýstanbul baðýmsýz adaylarý Ufuk Uras, Baskýn Oran ve ÖDP yi destekliyoruz Ýstanbul dan özgürlükçü solun iki baðýmsýz adayý var: ÖDP genel Baþkaný Ufuk Uras ve Ankara Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öðretim

Detaylı

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý H Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede KURTULUÞ CEPHESÝ Zafer Bizim Olacaktýr! http://www.kurtuluscephesi.com YIL: 13 SAYI: 70 Kasým-Aralýk 20 Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine

Detaylı