İşin insana ve insanın işe uyumunu araştıran işbilim ergonomi bu uygulamaları ile aşağıdaki yararları sağlar:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İşin insana ve insanın işe uyumunu araştıran işbilim ergonomi bu uygulamaları ile aşağıdaki yararları sağlar:"

Transkript

1 1 1. GİRİŞ İnsanların refahı ve mutluğu, ihtiyaçlarını istenen nitelik ve nicelikte karşılamakla sağlanabilir. Bu ise üretimle karşılanır. Üretim fayda yaratmaktır. İnsanların isteklerini karşılayacak ürerimin gerçekleştirilmesi üretimin ekin yönetimi ve planlanması ile mümkünüdür. Üretim insan, makina, malzeme ve yöntem gibi dört temel üretim faktörü ile gerçekleştirilir. Üretimin etkinleştirilmesi bu faktörler arasında uygun bir koordinasyonun kurulmasını gerektirir. ERGONOMİ İş ve insan arasında uyumu sağlayarak verimliliği artırır. İnsanı anatomik, antropometrik, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik açıdan inceleyen, katlanabileceği sınırları tespit eden, sonuçta işin insana, insanın işe uyumunu araştıran, disiplinler arası bir bilim dalıdır. Ergonomi çalışmaları iki boyutta yürütülür. Laboratuar düzeyi olarak tanımlanabilecek makina, araç-gereç ve tezgahların tasarımı aşamasındaki ergonomik çalışmalar ilk boyut olarak ifade edilebilir. Burada makinaların fiziksel özelliklerinin, kumanda anahtarlarının ve göstergelerinin, onu kullanacak insan veya insanlar tarafından en kolay ve rahat nasıl algılanabileceği ve kontrol edilebileceği çalışmaları yapılır. Bu çalışmalardaki başarı derecesi, insanın fiziksel ve psikolojik özelliklerinin ölçümlendiği antropometrik ve biyomekanik ölçülerine bağlıdır. Bu ölçüler de yine ergonominin önemli çalışma boyutlarından birini oluşturur. Böylece tasarımı yapılan makinaları kullanacak insanların söz konusu özellikleri hakkında standart verilerin tutulduğu bir veri tabanı oluşturulur. Ergonominin diğer bir fonksiyonel boyutu da yukarıdaki çalışmalar sonucunda üretilen makinaların insanlar tarafından kullanılması aşamasında yani iş görme sırasında yaratılacak çevre ve çalışma koşulları ile ilgilidir. Bu amaçla çalışma ortamının titreşim, ışıklandırma, gürültü, ses ve toz açılarından uygun hale getirilmesi fonksiyonunu gerçekleştirir. İşin insana ve insanın işe uyumunu araştıran işbilim ergonomi bu uygulamaları ile aşağıdaki yararları sağlar: Çalışanların stresi azalır Devamsızlıklar ve işten ayrılmalar azalır Kayıp zamanlar azalır İşle ilgili hatalar azalır Çalışanların fiziksel ve psikolojik sorunları azalır İş kazaları meslek hastalıkları azalır Araç-gereç ve donanımların insanlarca kullanım etkinliği artar İş kalitesi artar Verim artar

2 2 İŞ ETÜDÜ Gelişme olanağı yaratabilmek amacıyla, belirli bir olayı ya da etkinliği ekonomiklik ve etkenlik yönünden etkileyen tüm kaynakları ve etmenleri dizgesel olarak araştırmaya yönelik ve insan çalışmasını geniş kapsamda inceleyen bir teknik olup özellikle metot etüdü ve iş ölçümü teknikleri için kullanılan genel bir terimdir. İş etüdü verimlilikle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle mevcut kaynaklardan sağlanacak üretimi, çok az ya da hiç yatırım gerektirmeksizin arttırmak amacıyla çok yaygın olarak kullanılmaktadır. İş etüdü bilen ve uygulayan meslek gruplarının başında endüstri mühendisleri ve işletme mühendisleri gelmektedir. İşletme verimliliğinin artırılması öncelikle işletmenin sahip olduğu arazi, malzeme, makina ve işgücü gibi temel üretim faktörlerinin verimli kullanılması ile mümkündür. Bu maksatla üretim işlevi sürecinde aşağıdaki etkinlikler gerçekleştirilmelidir: Yönetim işçi işbirliğinin sağlanması Ürüne, sürece ve yönteme bağlı iş kapsamının azaltılması Yönetim ve işçi denetimine bağlı etken olmayan sürelerin azaltılması Yönetim, tüketici taleplerini araştırarak belirlenecek uygun standartlara göre üretimin yapılmasını sağlamalı, işçinin çalışma etkinliğini artıracak inandırıcı önlemleri almalıdır. İş etüdü çalışmaları ile işyeri uygun şekilde düzenlenirken, üretim için uygun makina teçhizat ve donanımı ile malzeme sağlanmalıdır. Yönetimin kontrolünde yapılacak iş ölçümü çalışmaları ile uygun üretim plan ve programları ile çalışma koşulları hazırlanarak, etken olmayan süre azaltılır. Bu amaçla uygulanacak teknikler; bakım çalışma koşullarının geliştirilmesi değer analizi iş ölçümü iş sağlığı ve güvenliği eğitimi malzeme kontrolü metot etüdü özendirme standardizasyon süreç planlaması uzmanlaşma ürün araştırma ve geliştirme vb. İş etüdü kapsamında da yer alan ve verimliliği artırmayı amaçlayan bazı faaliyetler; Adil bir ücret politikasının uygulanması Planların ve kısmi planların incelenmesi ve gerekirse değiştirilmesi Çalışan devrinin azaltılması

3 3 Çalışanların eğitilmesi, geliştirilmesi ve aynı hızda çalışmalarının sağlanması Çalışanların üretim sürecinde birbirlerini desteklemelerinin sağlanması Çalışanların, katkılarının karşılığını alıp almadıklarının araştırılması Maliyet düşürme çalışmalarının etkin bir şekilde yapılması Teknik ve yönetim eğitimi seminer ve konferanslarının düzenlenmesi Teknolojik değişikliklerin incelenmesi Tesisin uygun düzenlenmesi Ürünlerin günün koşullarına uygun olarak hazırlanması İş etüdü, belirli bir etkinliği ekonomiklik ve etkenlik yönünden etkileyen kaynakları ve faktörleri insan ekseninde araştırarak verimliliği artırmaya çaba sarfeder. Yüksek verimlilik ile aşağıdaki gelişmeler sağlanır; düşük maliyet ve fiyat yüksek kazanç kısa çalışma saatleri ileri yaşama koşulları sürdürülebilir mutlu bir yaşam İş etüdü yöntemi ile her bir çalışma yeri ve bu çalışma yerleri arasındaki ilişkiler bir sistem yaklaşımı çerçevesinde incelenir. Sistemin analizinde en önemli veri, işlerin yapılma zamanına ilişkin verilerdir ve bu veriler aşağıda yer alan yedi unsur çerçevesinde belirlenir: 1. Görev: İş sisteminin varlık nedenidir. Sistemden talep edilen çıktının oluşturulması için gerçekleştirilecek esas faaliyetin kısa bir tanımıdır. 2. Girdi: Görevi gerçekleştirerek çıktıya ulaşmak için kullanılacak malzemeyi, bilgiyi, enerjiyi vb. ifade eder. Görevi gerçekleştiren insan ile kullanılan üretim aracı ayrı birer unsur olarak ele alınır. 3. İnsan: Görevi gerçekleştirecek olan kişidir. Bu noktada, çalışanın sahip olması gereken nitelikler de belirlenmelidir. 4. Üretim aracı: Görevi gerçekleştirecek olan makina-teçhizat, donanım, vb. teçhizattır. 5. İş akışı: İnsan ve üretim aracının birlikte çalışması yoluyla görevi gerçekleştirirken kullandıkları süreçtir. Süreç, görevin nasıl yapıldığını tarif eden faaliyetlerin (akış dilimlerinin) toplamından oluşur. 6. Çıktı: Süreç sonucunda ortaya çıkan, müşterinin talep ettiği ürünler ya da hizmetler ile bunların elde edilmesinde kullanılmış olan bilgi, atık, vb. unsurları ifade eder. 7. Çalışma koşulları: İnsanın çalıştığı ortamın fiziksel özellikleri (toz, gaz, gürültü, sıcaklık, nem, vb.), sosyal/örgütsel özellikleri (bağlı olduğu ücret sistemi, arkadaşlık koşulları, ast-üst ilişkileri, mola ve vardiya düzenlemeleri vb.) ile sistemin performans ölçütlerini etkileyen; üretim aracının ayar tanımları, tolerans

4 4 sınırları (işin hassasiyeti), taşıma mesafesi, işlem mesafesi, vb. tüm diğer unsurlar bu başlık altında incelenir. ERGONOMİ - İŞ ETÜDÜ VE DİĞER DİSİPLİNLER Üretim sistemlerinde, temel üretim faktörlerinden biri olan insanın insan, makina teçhizat ve donanımı, araç gereç, iş ve iş koşulları ve benzeri faktörlerle olan ilişkilerine ait çalışmalar çeşitli konularda ve çeşitli adlar altında yürütülmüştür. Bu çalışmalarda aşağıdaki disiplinlerden yararlanılmıştır: ergonomi iş etüdü davranış bilimleri anatomi (antropometri, biyomekanik) biyoloji biyoteknoloji, çevre biyoteknolojisi fizyoloji (iş fizyolojisi, çevre fizyolojisi) istatistik iş analizi psikoloji (endüstriyel psikoloji, deneysel psikoloji) sosyoloji (endüstriyel sosyoloji) tıp fizik yönetim endüstri mühendisliği enformasyon iş değerlendirme iş sağlığı ve güvenliği iş tasarımı organizasyon sistem mühendisliği tesis planlama toplam kalite yönetimi üretim yönetimi verimlilik yönetim bilişim sistemleri Bu disiplinlerden bir grubunun verileri ergonomi ve iş etüdü disiplinleri tarafından kullanılırken, bir grubu da ergonomi ve iş etüdü disiplinlerinin bulgularından yararlanır. İnsan Anatomisi: Temel tıp bilimlerinden olup, insan vücudundaki organların tanımlanması, büyüklük, biçim gibi özelliklerinin ortaya konması, birbirleriyle olan ilişkilerinin belirlenmesi ve bunların hekimliğe uygulanmasıyla ilgili bilimsel uğraş alanıdır. Anatominin iki ana dalı antropometri ve biyomekanik ergonominin gelişmesinde en önemli katkıyı sağlarlar.

5 5 Antropometri: Standart bazı noktaları esas alarak insan vücudundaki büyüklüklerin ölçümlerini yapar ve istatistiksel olarak değerlendirir. İş ortamının düzenlenmesinde, oturma araç-gerecinin ve düzeneğinin tasarım ve üretiminde, çalışma duruşu, araç ve gereç tasarımında antropolojinin insanlarla ilgili olarak sağladığı standart ölçüm sonuçlarından yararlanılır. Özellikle kullanıcıların doğrudan etkileşime girecekleri nesnelerin, araç-gereç, alet veya makinaların tasarımlarında insanın antropometrik özellikleri ile kinetik ve statik hareket becerileri göz önünde bulundurulmalı ve tasarımlar bu çizgi doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. Biyomekanik: Anatomik yapıların, özellikle kas-iskelet sisteminin ortamın fiziksel öğeleri ve koşulları ile etkileşimini esas alır. Kassal iş, fiziksel egzersiz ve kullanan kişi ile kullandığı araç-gereç ve avadanlığın etkileşimi ile yük ve zorlanma şekil ve düzeyleri biyomekaniğin konuları arasındadır. Biyoloji: Canlıları inceleyen bilim dalıdır. Biyoloji, birçok dallara bölünmüştür. Organizma türüne göre bu bilim dalını bölen yöntem; bitkileri inceleyen botanik, hayvanları inceleyen zooloji, mikroorganizmaları inceleyen mikrobiyoloji ana dallar olarak alır. Bazı bölme yöntemleri ise, incelenen organizmaların derecesine göre bu ayrımı yapmaktadır: Bu sistem; hayatın temel kimyasını inceleyen moleküler biyoloji, hayatın temel yapı taşları olan hücreleri inceleyen hücre biyolojisi, organizmaların iç organlarının çalışmasını inceleyen fizyoloji, organizmaların dış görünüşlerini inceleyen morfoloji ve organizmaların birbirleri ve çevreyle ilişkilerini inceleyen ekolojidir. Biyoteknoloji: İnsan, hayvan ve bitki hücrelerinin fonksiyonlarını anlamak ve değiştirmek amacıyla uygulanan çeşitli teknikleri ve işlemleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Canlıların iyileştirilmesi ya da endüstriyel kullanımına yönelik ürünler geliştirilmesini, modern teknolojinin doğa bilimlerine uygulanmasını kapsar. Çevre Biyoteknolojisi: Çevresel temizlemenin sağlanmasında, zehirleyici materyalleri zararsız maddeler haline dönüstürmek için genetik olarak düzenlenmiş yeni organizmalar geliştirir. Endüstri Mühendisliği: insan, malzeme ve makinadan oluşan bütünleşik sistemlerin kuruluş ve devamlılığının yönetimi ile ilgilenen mühendislik dalıdır. Çalışmalarında matematik, fen bilimleri ve sosyal bilimlerdeki özel bilgi ve becerileri mühendislik analiz ve tasarım ilke ve yöntemleriyle birleştirerek, bu sistemlerden elde edilecek sonuçları belirleyip, kestirerek değerlendiren ve disiplinler arası bir yaklaşım sergileyen endüstri mühendisleri, zaman, para, malzeme, enerji gibi kaynakların verimli kullanımına ve mühendislik hizmetlerinin kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarda bulunur. Endüstri mühendisliğinin diğer mühendislik dallarından farkı, parçayı değil bütünü göz önüne alarak çalışması, sistemin bütünüyle ilgilenmesidir. İkinci önemli fark ise her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate almasıdır. Bu sebeplerden dolayı temel doğa bilimleriyle olan ilişkisinin yanında sosyal bilimlerle de iç içedir.

6 6 Endüstri mühendisliği, bir temel mühendislik eğitimine ilave olarak; ekonomi, endüstri işletmeciliği, maliyet muhasebesi, yatırım planlaması gibi işletme bilimleri ile iş etüdü, ergonomi, mühendislik istatistiği, kalite kontrol, üretim yönetimi, tesis planlama, üretim planlama, yöneylem araştırması gibi temel endüstri mühendisliği konularını içerir. Endüstri mühendisliğinin çalışma konuları aşağıdaki gibi sıralanabilir: Fizibilite ve rantabilite etütleri Ürün araştırma ve geliştirme Satınalma planları hazırlama, malzemeleri standartlaştırma Tesis yer seçimi ve düzenleme Üretim analizleri İş değerleme ve ücret yönetimi İş basitleştirme Kalite kontrol planlarının kurulması ve uygulanması Maliyet kontrol sistemleri, bütçeleme sistemi hazırlama Malzeme taşıma ve depolama sistemlerinin kurulması Üretim kapasitesi planlama, satış tahminleri araştırmaları Tesis bina tipi, makina-teçhizat ve donanım, üretim sistemi seçimi Tesis bölümleri arasında bilgi akışı sağlama Eğitim planlama, kontrol ve uygulama Enformasyon: Çalışan kişiye gerekli bilgileri, akustik, optik vb. yollardan kolayca aktarılabilecek şekilde işyerinin şekillendirilmesini sağlar. Fizik: Maddeyi, maddenin uzay-zamanda hareketini, enerji ve kuvveti de kapsamak üzere, bütün ilgili kavramlarla birlikte inceleyen doğa bilimidir. Fizyoloji: Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için beslenme, solunum, dolaşım, boşaltım, üreme gibi yaşamsal faaliyetlerinin uygun biçimde sürdürmelerine katkı sağlayacak mekanik, fiziksel ve biyokimyasal fonksiyonllarının ve sistemlerinin işleyişini inceleyen bilim dalıdır. Yaşam ve bilim anlamını içeren, yaşamsal olayları ve bunların oluşumundaki biyolojik mekanizmaları inceleyen fizyoloji bilim dalının iki ana dalı iş fizyolojisi ve çevre fizyolojisidir. İş Fizyolojisi: İş-enerji ilişkisini, iş ve egzersiz sırasında enerji sağlanmasıyla ilgili mekanizmaları inceler. İş fizyolojisi işin metabolik gereksinimlerine kardiyovasküler, pulmoner sistemler ve iskelet kasının tepkilerini ve buna bağlı yorgunluğun önlenmesini inceler. Çevre Fizyolojisi: Aydınlatma, gürültü, titerşim, hava koşulları vb. gibi fiziksel öğelerin insan üzerindeki etkilerini inceler. İstatistik: Belirli bir amaç için veri toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, sonuçların güven derecelerini açıklama, örneklerden elde edilen sonuçları kitle için genelleme, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma, çeşitli konularda geleceğe ilişkin tahmin yapma, deney düzenleme ve gözlem ilkelerini kapsayan bir bilim dalıdır. Belirli bir amaç için verilerin toplanması, sınıflandırılması, çözümlenmesi ve sonuçlarının yorumlanması esasına dayanır.

7 7 İş Analizi: Belirli bir işin en küçük parçalarıyla ayrıntılı olarak tanımlanıp incelenmesi sürecidir. İşletmenin bünyesinde yer alan ve birbirinden farklı tüm işlerle ilgili bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve örgütlendirilmesidir. İş Değerlendirme: İnsan-makina-çevre arasındaki etkileşim düzeyini bilirleyerek bu düzeye göre yapılan işin değerini ölçer. İş Sağlığı ve Güvenliği: İşin yapılması sırasında iş yerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması için her türlü araç ve donanım ile çalışma ortamının tasarlanması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (çalışanların, geçici işçilerin, alt yüklenici çalışanlarının, ziyaretçilerin, müşterilerin ve işyerindeki herhangi bir kişinin) sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. İş Tasarımı: İş ve insan unsurlarını en uygun biçimde birleştirmek amacıyla işin içeriğinin, işe ilişkin ödüllerin ve işin niteliklerinin çeşitli şekillerde düzenlenmesidir. Bu düzenlemeler iş kolaylaştırma, iş rotasyonu, iş genişletmesi, iş zenginleştirmesi, kalite çemberi, bağımsız çalışma grupları şeklinde olabilir. Organizasyon: Dinlenme, iş değişimi, iş öğretimi, adil ücretlendirme ile çalışan insanın motive edilmesini sağlar. Psikoloji: İnsan davranışları ve zihinsel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalıdır. İki alt dala ayrılır; endüstri psikolojisi ve deneysel psikoloji. Endüstriyel Psikoloji: Psikolojinin çalışma ile ilgili konularını kapsar. Endüstri psikolojisinde işleri hangi görevlerin yapılması ve hangi yeteneklere sahip olunması gerektiğine göre sınıflandırmak; nitelikli adayları tanımlamak, seçmek ve eğitmek; çalışan performansını izlemek, değerlendirmek ve çalışana geri bildirim vermek gibi konulara odaklanılır. Performansı arttıracak ve hatayı en aza indirecek biçimde gösterge, kontrol ve uyarı sistemlerinin tasarımında yoğunlaşan bir bilim dalı olarak tanımlanır. Örgüt Psikolojisi: Çalışanın güdülenmesi, çalışanın iş doyumu ve bağlılığının artırılması, etkili liderle yetiştirmek, değişen müşteri istekleri ve teknoloji doğrultusunda örgütlerin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak gibi konular üzerinde durur. Endüstriye psikolojinin araştırma alanları şunlardır; iş tanımlaması yapmak iş değerlemeleri iş yapacak kişinin seçilmesi performans değerlendirilmesi çalışma şartları eğitim - kariyer planlaması

8 8 Endüstriyel psikoloji temel olarak bu alanlardadan başka stres, stresle baş etme yöntemleri, motivasyon gibi alt konu başlıklarıylada yakından ilgilidir. Deneysel Psikoloji: Yaşamın kalitesini, insanın bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam bir sağlık halinda olmasını sağlamaya yönelik bütün uygulamalarda görev yapar. İş başarabilme yeteneği, karar verme, beceri kazanma, bilgilerin yorumlanması ve değerlendirilmesi, bu değerlendirmelere göre etkinliğin yönlendirilmesi, yorgunluk, çalışma temposunun yarattığı stres etkisi, zihinsel yorgunluk, çalışma düzeninin yarattığı etkiler, yaş performans ilişkisi ve performansı etkileyen diğer öğeler deneysel psikolojinin konuları arasındadır. Sistem Mühendisliği: Karmaşık sistemlerin ya da bu sistemleri oluşturan alt sistemlerin tasarımını, üretimini, bakımını, zaman ve maliyet kısıtlarını da göz önünde bulundurarak gerçekleştirmeyi amaçlar. Karmaşık sistemler genellikle teknik, biyolojik, sosyolojik, çevresel endüstriyel, politik, finansal ve ekonomik sistemlerden en az birkaçının bileşimiden oluşur. Sistem mühendisliği programları, işlevsel olarak tek ve bütün bir birim olan bu karışık sistemlerin analizi için gerekli tüm temel kavram, araç ve metotları oratya koyar. Sosyoloji: Toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Bu disiplin, insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır. Endüstriyel Sosyoloji: Çalışma ve buna bağlı kurumların (organizasyonların) sosyolojik analizlerini yapar. Çalışma sosyolojisinde temel konuları işbölümü, sosyal sınıf ve tabakalar ile yabancılaşmadır. Temel ilgi alanları; işyeri çalışan yönetici ilişkileri teknolojinin toplumsal sonuçları endüstriyel örgütlenmedeki hiyerarşilerin toplumsal sonuçları sendikalar ve diğer kitle örgütleri Tesis Planlama: Tesis planlama, insan ve diğer fiziksel üretim faktörlerinin etkin kullanımını sağlayacak bir yapılanmayı ifade eder. Tesis için makinaların yerleşimi insan ilişkileri, malzeme hareketleri insan ilişkileri, tezgah insan ilişkileri ile ilgili sorunlara çözüm bulmayı amaçlar. Buradan da anlaşılacağı gibi tesis planlama da insan faktörü ile yakından ilgilidir. Dolayısıyla ergonomi biliminin bu alanda ortaya koyacağı verilerden yararlanan bir bilim dalı olarak işlev göremektedir. Tıp: İnsan sağlığının sürdürülmesi ya da bozulan sağlığın yeniden düzeltilmesi için uğraşan, hastalıklara tanı koyma, hastalıkları tedavi etme ve hastalık ve yaralanmalardan korumaya yönelik çalışmalarda bulunan birçok alt bilim dalından oluşan bilimsel disiplinleri kapsayan bilim dalıdır.

9 9 Toplam Kalite Yönetimi: Müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılan insan, iş, ürün ve/veya hizmet kalite gereksinimlerinin, sistematik bir yaklaşımla ve tüm çalışanların katkıları ile sağlanmasıdır. Bu yönetim şeklinde uygulanan her süreçte tüm çalışanların fikir ve hedefleri kullanılmakta ve tüm çalışanlar kaliteye dahil edilmektedir. TKY; uzun dönemde müşterilerin tatmin olmasını başarmayı, kendi personeli ve toplum için yararlar elde etmeyi amaçlar ve kalite üzerine yoğunlaşır. Tüm personelin katılıma dayalı bir yönetim modelidir. Hatalı kalite yönetimi programlarından kaynaklanan iş sağlığı ve güvenliği problemleri üretim kalite koşullarını bozar ve maliyetlerin artmasına yol açar. Bu nedenle kalite yönetimin ergonomik ilkelere ve insan sağlığına uygun programlar hazırlanmalıdır. Verimlilik (Prodüktivite): Geniş anlamda, ekonomik amaçlara ulaşmada araçların duyarlılık ve etkinliğini ölçen soyut bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Dar anlamda verimlilik ise, teknik açıdan verimlilik ile aynı anlama gelmekte ve üretim miktarı (çıktı) ile üretim miktarı (girdi) arasındaki fiziksel ilişkiyi ifade eder. Gerek uygulamada ve gerekse literatürde verimlilik denince, "dar anlamda" veya "teknik" açıdan verimlilik akla gelmekte ve birim üretim faktörüne isabet eden üretim miktarı veya o faktörün ortalama ürünü olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada genellikle işgücü verimliliğinden söz edilir. Bunun nedeni ise, işgücü dışında makina, araç-gereç, çeşitli donanım ve diğer sabit varlıkların oluşturduğu önemli bir üretim faktörü olan sermayenin verimliliğinin fiziksel olarak ölçümünün zor olmasından kaynaklanır. Verimlilik değişken, dinamik bir ölçüdür. Zira, verimliliğin ölçümü için belli bir üretim döneminde (saat, gün, hafta, ay ve yıl gibi) üretime katılan her bir faktörün birimine düşen üretim miktarının ölçülmesini ve değişik dönemler arasında faktör verimliliğinin birbirleriyle karşılaştırılmasını gerektirir. Verimlilik kavramını ifade etmenin en önemli sorunu, girdi ve çıktıların bazen aynı fiziksel boyutta ifade edilememesidir. Çıktı ve girdi birbirinden farklı parasal değer veya herhangi bir fiziksel büyüklük (miktar, fiyat, ağırlık, boyut, vb.) ile ifade edilmiş olabilir. Farklı fiziksel büyüklüklerin oranı birimsiz bir büyüklük (%) olmayabilir (kg ürün / işçi sayısı). Yüksek verimlilik, aynı kaynakları kullanarak daha fazla üretim yapmak, üretim faktörlerine aynı masrafı yaparak eskisine göre daha yüksek çıktı elde etmek veya üretim faktörleri için daha az masraf yaparak aynı miktarda çıktı elde etmektir. Verimlilik, işletmenin sermaye döngüsünü sağlamalı, girişimcinin beklentilerini karşılamalıdır. Böylece, girişimci istediği karı elde eder, çalışanın kazancı ve devletin alacağı vergi miktarı da artar. Bu zincirleme tepkiler, büyüyen bir ekonomi ve yaşama kalitesi sağlar. Verimliliği; dış faktörler (genel talep düzeyi, vergi politikası, hammadde temini, faiz oranları vb.) ve iç faktörler (malzeme, iş gücü, makina ve yöntem) etkiler. Verimliliğin artırılması için sahip olunan üretim faktörlerinin verimli kullanılması ve dış faktörlerin kontrolü zorunludur. İç faktörlerin verimliliği iş etüdü ve

10 10 ergonomi çalışmaları ile artırılabilir. Verimlilik artırma üzerinde işletmenin yönetim kademesi kadar her düzeyde işgörenlerin de katkısı olmalıdır. Bunun için, işletmede iyi bir yönetim anlayışı uygulanmalıdır. Yönetim: Belirli birtakım amaçlara ulaşmak için başta insan olmak üzere, parasal kaynakları, araç-gereçleri, hammaddeleri ve zaman faktörünü birbiriyle uyumlu ve etkin kullanmaya olanak verecek kararlar alma ve bunları uygulatma süreçlerinin toplamıdır. Yönetim fonksiyonları; planlama örgütleme (organizasyon) yetiştirme yöneltme (emir-komuta etme, karar verme, yönlendirme, yürütme), uyumlaştırma (düzenleştirme, eşgüdüm, koordinasyon) denetim Yönetim yaklaşımları; Klasik yönetim yaklaşımı o Bilimsel yönetim yaklaşımı o Yönetim süreci yaklaşımı o Bürokrasi yaklaşımı Davranışsal yönetim yaklaşımı Modern yönetim yaklaşımı o Sistem yaklaşımı o Durumsallık yaklaşımı Klasik yönetim yaklaşımında örgüt, iş, görev, yetki, sorumluluk, ilke, kural gibi soyut kavramlardan oluşan bir yapı içine insan faktörünün bir makina gibi kolayca yerleştirilebileceği düşünülmüştür. İnsanın, işletme içinden ve dışından kaynaklanan değişik faktörlerden etkilenebileceği gerçeği ihmal edilmiştir. Davranışsal (neo-klasik) yönetim yaklaşımı klasik yönetim yaklaşımının insan faktörünü ikinci plana iten zayıf yönünü gidermeye çalışmıştır. Hawthorne araştırmaları sonucunda, fiziksel iyileştirmelerle verimliliğin ilişkisinin sosyal faktörlerden daha az olduğu ortaya konmuştur. Bu yaklaşıma göre, insanların inançları, amaçları, tutumları, alışkanlıkları, değer yargıları, gelenekleri ve grupları üretim verimliliğini daha büyük ölçüde etkiler. Dolayısıyla, informal grupların amaçları ile işletmenin amaçları bütünleştirilmeye çalışılmalıdır. Modern yönetim yaklaşımı sistem yaklaşımını ve buna bağlı durumsallık yaklaşımını geliştirmiştir. Sistem yaklaşımının ana ilkesi, herhangi bir olayı veya durumu bir bütün olarak görebilmeye ve değerlendirmeye dayanır. Bunun için bütünü oluşturan parçalar, yani alt sistemler araştırılır. Olaya bütün açısından yaklaşılmazsa, olayın tamamı gözden kaçabilir. Sistem yaklaşımında kullanılan unsurlar; girdi süreç çıktı, geri

11 11 bildirim, kapalı açık sistemler, çevre, dinamik denge, entropi gibi unsurlar ve bunların özellikleridir. Durumsallık yaklaşımı, klasik ve davranışsal yaklaşımlarının yerini almak yerine, onlarla birlikte ele alınan ve o yaklaşımların hangi durumlarda daha faydalı ve etkin olabileceğini araştıran bir yaklaşımdır. Durumsallık yaklaşım, durumun özelliklerine en uygun yönetim ve organizasyon aracının seçilmesini amaçlar. Durumsallık yaklaşımının iki boyutu; teknoloji ve dış çevredir. Üretim Yönetimi: İşletmenin elinde bulunan işgücü, makina, malzeme, enerji ve bilgi gibi temel üretim faktörlerinin istenilen kalitede, isteilen zamanda, istenilen yerde ve istenilen miktardaki ürün yapımını sağlamak üzere etkin ve verimli bir şekilde bir araya getirilmesidir. Üretim sisteminin organizsayonu, planlanması ve bu planların yürütülmesi faaliyetlerini kapsarar. Üretim yönetimi, üretim sisteminde çalışan işgörenler üzerinde uygulanan yükleme ile kişisel özelliklerinden kaynaklanan zorlanmaları arasında optimum uyumu sağlayarak verimin artırılmasında ergonomiden yararlanır. Yönetim Bilişim Sistemleri: İnsan, teknolojş, sistem teorisi ve bilgi yönetimi alanlarını bir araya getiren akademik bir alandır. Yöneticilerin karar vermesini kolaylaştırmak için, değişik yerlerdeki bilgilerin toparlanarak, bütün halinde sunmak, YBS nin en önemli görevlerinden biridir. Bilgi günümüz toplumlarında stratejik bir kaynak haline gelmiştir. Bu açıdan düşündüğümüzde bilginin yönetilmesi gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda yönetim bilişim sistemleri; bilginin sürekli üretilmesi, yenilenmesi ve yayılmasında gerçekleştirdiği çalışmalarıyla iki alanda katkı sağlar; işletme ve bilgisayar mühendisliği. Bilgisayar sistemleriyle elde edilen bilgileri, işletmenin içindeki işlere, yönetim fonksiyonlarına, iş süreçlerine, işletme problemlerine aktarıyor. YBS, teknolojiyi bir araç değil bir sonuç olarak kullanır. Bu amaçla kullanılan; bilgisayarların ve programların insanlara ergonomik uyumu sağlanarak iş verimliliği artırılır. Endüstri mühendisliğinin temel ilgi alanı olan iş etüdü ve ergonomi konularındaki uygulamaların başarı kazanması sonucu geliştirilen ilke, yöntem ve problem çözme yaklaşımlarının orman endüstri mühendisliği, makina mühendisliği, mimarlık, işletmecilik ve sağlık gibi birçok meslek alanlarının problemlerine uygulanmasını sağlamıştır. Davranış Bilimleri: Çalışanların iş ve iş ortamına uyumu için hem işgörenlerin organizasyonun hem de organizasyonun işgörenlerin ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bireylerin iş ortamına uyumunu sağlamak için farklı kültürel ve kişilik özellikleri nedeniyle yetenek, ihtiyaç ve bazı davranışsal özelliklerinin bilinmesi gerekir. Ergonominin insana yönelik iki temel amacı vardır: Belli bir eğitimden geçen kişinin işine ve iş ortamına uyumunu sağlamak, İşin ve iş ortamının teknik ve organizasyonel olarak kişinin ihtiyaçlarına, yeteneklerine veya yetersiz kaldığı yerlere uygunluğunu sağlamak. Egonominin bu iki temel amacı dikkate alındığında, ergonomik çalışmaların bir kısmının davranış ilimleri ile yakından ilişkili olduğu görülmektedir. Diğer

12 12 taraftan, insan fiziksel yapısı dışında mental yapısı itibariyle fiziksel, fizyolojik ve sosyolojik özelliklere sahiptir. Bireylerin özelliklerinin bilinmesi onların hangi alanlarda ve işlerde başarılı olacaklarını ve hangi tür davranışları gösterebileceklerinin anlaşılmasını sağlar. Davranış bilimlerinde bazı testlerden (yetenek, mesleki ve kişilik testleri gibi) faydalanarak insanların davranışları önceden tahmin edilebilmektedir. Davranış bilimleri sayesinde işgörenlerin özelliklerinin belirlenmesi, bireyin veya grubun verimliliğini, yaratıcılığını ve moralini artıracak şartların belirlenmesi mümkün olur. Ergonominin amacı da bireyin moralini ve yaratıcılığını artırarak en yüksek verimi elde etmek olduğuna göre her iki bilim arasında çok yakın ilişki vardır. Çünkü ergonomi öncelikle bireyi çok iyi tanımak mecburiyetindedir. Ergonominin bireyi tanıması da davranış bilimleri ile mümkündür. Bireyi tanıdıktan sonra çalışma ortamını ve makinaları bireye uygun biçimde tasarlamak hem çalışanların moralini hem de iş verimini yükseltir. Ergonominin işgören ile iş ve iş ortamı arasındaki uyumu sağlamada sadece teknik düzenlemeye ağırlık vermesi yeterli değildir. Bu düzenlemenin yanında belki de bundan daha da önemli olan işgörenin psikolojik yapısının dikkate alınarak işe uyumunun sağlanması gerekmektedir. İnsan, psikolojik yönden tatmin edildiği müddetçe işletmelerin veya kurumların verimliliği artacaktır. Çalışan psikolojisini örgüt dışı ve örgüt içi faktörler etkiler. Çalışanları olumsuz yönde etkileyen örgüt dışı faktörlerden bazıları şunlardır: Çalışanların yakınlarının hastalanması veya ölümü nedeniyle oluşan üzüntüler, Aile içi sorunlar, Ekonomik zorluklar, Ulaşım problemleri, Bireysel rahatsızlıklar. Örgüt dışı faktörler işgörenlerde kızgınlık,öfke, üzüntü, isteksizlik ve ilgisizlik yaratarak verimli bir şekilde çalışmasını engeller Örgüt içi insan ilişkilerinin önemli bir yönünü de hiyerarşi oluşturmasıdır. Bu nedenle, işgörenlerle doğrudan ilişki içinde bulunan amirlerin insan ilişkileri konusunda belli bir eğitimden geçirilmeleri gerekir. Hem bireysel amaçların hem de örgüt amacının gerçekleştirilmesi için bir araya gelen işgörenler örgütsel bir kültür birliği oluşturur. Örgüt kültürü, paylaşılan inançlar ve değerler olmakla beraber, işgörenlerin nasıl davranacaklarını belirlemede de önemli bir araçtır. İşgörenlerin işe uyum sağlamada biyolojik, fizyolojik ve psikolojik yapılarının bilinmesi oldukça önemlidir. Psikosyolojik temellere inerek insanların iş başındaki davranışlarını değerlendirmenin yanında işgörenlerin bütün davranışları, işinde yaşadıkları sosyolojik ortam ve genel psikolojik streslerin de etkilerini incelemek önemli olmaktadır. Makina ile çalışan işgörenlerin sağlık, güvenlik ve verimliliğine, insanın psikolojik özelliklerinin etkileri oldukça fazladır. Makina ile

13 13 işgören arasındaki en önemli fark bu psikolojik özelliklerdir. Çünkü işgören makinadan farklı olarak zaman zaman heyecanlanır ve duygulanır dolayısıyla yaptığı işin miktarında farklılıklar ortaya çıkar. Bu nedenle ergonomistler, işletmelerde ergonomik çalışmalar yaparken öncelikle işgörenlerin psikolojik özelliklerini birinci planda tutmalıdırlar. Ergonomik faaliyetlerin çeşidi ve seviyesi her bireyin rolüne, eğitimine ve hepsinden önemlisi motivasyonuna bağlıdır. İleri ergonomik uygulamalar, psikologlar, fizikçiler, psikyatristler-psikoterapistler, mühendisler ve desinatörler tarafından yapılmaktadır.

14 14 2. ERGONOMİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. ERGONOMİ KAVRAMI Ergonomi, Yunanca Ergon (Work) = iş, Nomos (Law) = kural, yasa sözcüklerinden türetilen işbilim in bir alt dalı olarak gelişmiştir. İnsanın anatomik, antropometrik, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik açıdan inceleyen, katlanabileceği sınırları tespit eden ve işin insana, insanın işe uyumunu araştıran, disiplinler arası bir bilim dalıdır. İnsanların kapasiteleri makinaların kapasitelerine göre oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, insanların gün boyu gördüğü işler sınırlı tutulmaya çalışılır. Gücünün üzerinde iş yapmak zorunda kalan insan yorulur. Yorgunluk, çalışanların iş verimi, sağlığı, güvenliği ve psikolojik dengesi açısından olumsuz etkiler yaratabilir. İnsanlar iş görürken, çeşitli el aletlerini, mekanik araç gereçleri, iş makinalarını, belirli bir işe programlanmış sistemleri kullanırlar. İşçi ile makina ve araç gereçler arasında iyi bir uyum sağlanarak işçilerin fiziksel ve zihinsel yetenekleri desteklenmelidir. İşçilerin kullandığı her türlü makina ve araç gerecin en etkin bir şekilde hizmete sokulması, makina ve araç gereci kullananların duruş, oturuş, genel sağlık, güvenlik ve sisteme uyum konularının dikkate alınmasını ve incelenmesini gerektirmektedir. Bu nedenle, insanın fiziksel ve zihinsel gereksinimlerini dikkate almak, davranışlarını tanımlamak, insanların kullanımı için tasarlanmış bütün sistemleri onlara uygun ve yüksek verimle çalışan sistemler olarak düşünmek gerekmektedir. İnsanlar, çalışma ortamında soğuk, sıcak, basınç, nem, toz, duman, zehirli gaz ve buharlar, zehirleyici maddeler, iyonizan radyasyon, endüstriyel gürültü, titreşimler, yetersiz veya fazla ışık gibi çeşitli ortam stresleri ile karşı karşıya kalabilirler. Bütün bu sorunlar karşısında, insan makina çevre ilişkilerini inceleyerek, böyle bir ortamda insanların sağlıklı ve verimli bir şekilde çalışabilmeleri ve huzur duymaları için gerekli düzenlemelerin yapılması günümüz üretim sistemleri için daha büyük bir önem arzetmektedir. Bu görevi ergonomi bilimi yerine getirir ERGONOMİNİN GÖREVLERİ Ergonomi, işi insana ve insanı işe uyarlamak için bir araştırma ve eylem programı içerir. İşin İnsana Uyumu Çalışılan yerin ve üretim araçlarının düzenlenmesi (çalışma alanı, makinalar, göstergeler, kontroller vb.) İş çevresinin analizi ve düzenlenmesi (ses, gürültü, aydınlatma, titreşim, iklim vb.) İş organizasyonunun analizi ve düzenlenmesi (işin kapsamı, çalışma ve dinlenme zamanları vb.)

15 15 İnsanın İşe Uyumu Kişinin işin içeriğine bireysel yatkınlığı (yaş, cinsiyet, bedensel ve zihinsel özellikler vb.) İş öğretimi ve işe alıştırma Ergonomi, insan, makina teçhizat ve donanımı, iş ortamı ve iş yöntemi sisteminin mühendisliği ve tasarımı ile ilgilenen disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Günümüzde, ergonomik çalışmalarla ulaşılmak istenen amaç, çalışma ortamını, insana gelebilecek kimi tehlikelerden ve kazalardan korumanın ötesinde, çalışma ortamını insanın hoşuna gidecek ve onu mutlu edecek bir ortama dönüştürmektir. İnsanca çalışma ortamı olarak tanımlanabilecek böyle bir ortamda aşağıdaki özellikler bulunacaktır; Makina teçhizat ve donanımı, insan özelliklerine ve yeteneklerine göre tasarımlanır. Çalışma yöntemleri ve çevre koşulları insana uygun duruma getirilir. Yapılan işin anlamlı ve yararlı olarak algılanması sağlanır. Çalışanlara yeteneklerini kullanma ve kendilerini kanıtlama olanağı verilir. Çalışanların kendilerini bir değer olarak görmeleri sağlanır. Böyle bir ortamın oluşturulması halinde, iş sisteminin insan üzerinde yarattığı fizyolojik ve psikolojik zorlanma en aza indirilebilir. Ergonomi, Verimli, güvenli, konforlu ve etkili insan kullanımı için aletlerin, makinaların, sistemlerin, görevlerin, işlerin ve çevrenin tasarımına insanın davranışı, yetenekleri, sınırları ve diğer özellikleri hakkındaki bilgiyi uygulamak ve keşfetmek"tir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, ergonomi üretim verimliliğinin artırılması konusunda önemli bir uğraş alanıdır ERGONOMİNİN KAPSAMI Ergonomi, iş ve işi yapan arasındaki tüm ilişkileri incelerken, bu ilişkileri etkileyen çevresel faktörleri de ele alır. Ergonominin konusu genel anlamda insan makina çevre ilişkileri olup, Şekil 2.1 de ergonominin elemanları Şekil 2.2 de ilişkileri gösterilmiştir. Şekil 2.1. Ergonominin elemanları

16 16 Şekil 2.2. Ergonomi kapsamı Ergonominin ana elemanları olan insan, makina ve çevre sistemi Şekil 2.3 de gösterilmiştir. Şekil 2.3. Ergonomik sistemi Ergonominin diğer bilimlerle katkı-ihtiyaç ilişkisi Şekil 2.4 de gösterilmiştir. Ergonomi verimlilik amacını gerçekleştirmek üzere iş-insan uyumu çabasını gerçekleştirmede anatomi, fizyoloji, mühendislik, psikoloji, yönetim, istatistik vb. bilimlerden yararlanır. Aynı şekilde toplam kalite yönetimi, iş değerlendirme, tasarım, üretim yönetimi, yönetim bilişim sistemlerine katkılar sağlar. Şekil 2.4. Ergonominin diğer bilimlerle katkı-ihtiyaç ilişkisi

17 ERGONOMİ KAPALI ÇEVRİMİ Ergonominin temel unsurlarını ve aralarındaki etkileşimleri gösteren sisteme ergonomi kapalı çevrimi denir. Bu çevrim negatif geri beslemeli bir akım halindedir. Önemli olan, buradaki unsurların iyi tanımlanması ve birbirleriyle uyumlu hale getirilmesidir. Çevrimde, ergonomik önlemlerin dört temel unsuru yer almaktadır: 1) Algılama: Sistem elemanlarına ya da bireylere bilgi ulaşımını sağlar. Birey, duyu organlarının çeşitli şekillerde uyarılması sonucu algılamayı gerçekleştirir. Bunun için birey; göz, kulak, burun, dil ve deri algı organlarını kullanır. Makinalarda ise sensörler, elektronik, mekanik veya hidrolik olarak çalışan algılama cihazları ile algılama sağlanır. Çalışma ortamlarının özelliklerine göre insan algı organları ya da makine algılama cihazları tercih edilir. 2) Bilgi Depolama: Kişiler, gerektiğinde kullanılmak üzere bilgileri belleğinde depolar. Bellekte saklanan bilginin anımsanması bazen çok kısa sürede gerçekleşebileceği gibi oldukça uzun süreler de alabilir. Makinelerdeki bilgi depolama için çeşitli mekanik, elektrik ya da elektronik cihazlardan yararlanılır. Bilgisayar üstün bir bilgi depolayıcı makinadır. 3) Değerleme: Algılanan ve daha önce depolanmış bilgiler ile gerçekleştirilen çeşitli işlemlerdir. Değerlendirilen bilgilere göre bir karar verilir. Bu kararlar bir anlamda, bilgi girişine karşın verilen tepkilerin bir göstergesidir. 4) Eylem: Verilen kararın uygulamaya konulması işlemidir. Eylem, fiziksel veya bilgi akışı ya da ikisinin birlikte gerçekleştirildiği bir etkinlik olabilir İNSANIN PERFORMANSINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER İnsanın başarı ve verimliliğini etkileyen faktörler çalışan, iş ve çevre kaynaklı olabilir. İnsanın yapısal özellikleri; insanların yapısal özellikleri (anatomik) ve boyutları (antropometrik) merkezi sinir sistemi (biyokimyasal ve nörofizyolojik) zeka, beceri ve fizyolojik özellikleri algı organları iskelet kas sisteminin biyomekaniği kasların biyokimyasal enerji gereksinimi solunum sistemleri dolaşım sistemleri İnsanın genel özellikleri; yaşı, cinsiyeti, boyu, kas kütlesi İnsanın yetenekleri; görme, duyma, tahammül, hızlılık, kavrama yeteneği Fiziksel faktörler; işten kaynaklanan etkilerdir. İşyeri yerleşim planı Tekrarlayan işler

18 18 İş sırasında gereken ekipmanların yerleşimi Uygunsuz duruş gerektiren işler Statik duruş gerektiren işler Çevresel faktörler; çalışma ortamından kaynaklanan etkilerdir. Gürültü Sıcaklık, nem ve hava akımı Aydınlatma Titreşim Kimyasallar Psikolojik faktörler; çalışan kaynaklı etkilerdir. Uyuşmazlıklar (şaşırma, yanılma, unutkanlık) Üzüntüler Ailevi sorunlar Meslek sorunları Ekonomik zorluklar Güvensizlik Sınırlı kariyer İşyerinde negatif sosyal iletişim Grup içerisinde çalışma baskısı 2.6. ERGONOMİK ÇALIŞMALARIN SINIFLANDIRILMASI İnsan sistem ara kesit teknolojisi beş ana bileşene ayrılır: 1) İnsan makina ara kesit teknolojisi; donanım ergonomisi (hardware ergonomics) 2) İnsan çevre ara kesit teknolojisi; çevresel ergonomi (environmental ergonomics) 3) İnsan yazılım ara kesit teknolojisi; bilişsel ergonomi (cognitive ergonomics) 4) İnsan iş ara kesit teknolojisi; iş tasarım ergonomisi (job design ergonomics) 5) İnsan organizasyon ara kesit teknolojisi; makro ergonomi (macroergonomics) İnsan-makina sistemi: Anatomi, antropometri, fizyoloji, psikoloji, iş hekimliği, mühendislik ve istatistik disiplinlerinin katkılarıyla gerçekleştirilen ergonomik çalışmaların odak noktası insan-makina sistemlerinin tasarımıdır. Sistemin iyi işlemesi için dikkate alınması gereken hususlardan en önemlileri şunlardır; Makina üzerindeki kontrol cihazları, insanların bunları en kolay ve rahat kullanabileceği şekil ve konumda olmalıdır Makinanın işlemesi ile ilgili bilgiler çalışana doğru, eksiksiz ve en kolay yoldan iletilmeli, insan bilgileri alırken ayrıca çaba harcamamalıdır İnsanlar, göstergelerden yararlanarak edindiği bilgileri iyi değerlendirip uygun kararlar alabilecek durum ve konumda olmalıdır. Bunun ön koşulu, işe fizyolojik uygunluk, uygun psiko-sosyal ortam ve yeterli iş eğitimidir

19 19 İnsan kapasitesi genişletilmelidir İnsan yetenekleri yararlı hale getirilmelidir İnsan eylemleri kolaylaştırılmalıdır Aşırı veya yetersiz yüklenme önlenmelidir Uygulamada ergonomi çalışmaları iki aşamada ele alınabilir; 1) Tasarım çalışmaları: Bu aşamada mühendis, fizyolog ve psikolog birlikte çalışarak, insanın anatomik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapasitesine uygun alet ve makinaları tasarımlamaya çalışırlar. Bu aşamadaki çalışmalar etkin bir insan makina sisteminin kurulmasını amaçlar. 2) İşyerinde ergonomik çalışmalar: Bu aşamada, çalışma yöntemlerinin ve çalışma çevresinin, insanın biyolojik ve psikolojik özelliklerine uyumlandırılmasına çalışılır. Böylece, gereksiz zorlanmalar ve yorgunluk azalacak, dolayısıyla işin niteliği ve niceliği yükselerek verimlilik artacaktır ERGONOMİNİN KULLANDIĞI ÖLÇÜTLERİ Ergonominin hedeflerini de değerlendirmek amacıyla kullanılan dört ölçüt kullanmaktadır; 1- İnsancalık ve ekonomiklik: İnsancıllık ve ekonomiklik, amaçlar göz önünde bulundurarak insana ait özelliklerin, bilgilerin, yeteneklerin, becerilerin ve bunlara ait alt ve üst sınırların belirlenmesi insana yaraşır bir iş düzenlemesinin en önemli değerlendirme ölçütleridir. 2- Sağlığın korunması: Sağlığın korunması, geniş anlamıyla çalışma koşullarından kaynaklanan hastalıkların önlenmesi veya azaltılmasıdır. 3- İşin sosyal uygunluğu: İşin sosyal açıdan insana uygunluğu, insan yaşamını toplumsal normlar içinde sürdürebileceği ortamın sağlanması ve bireyler arası ilişkilerin özendirilmesidir. 4- Teknik ve ekonomik: Teknik ve ekonomik rasyonellik, insan makina sisteminin fonksiyonel açıdan doğru biçimde düzenlenmesi, bu tür sistemlerin performans yeteneklerinin sürekliliğinin sağlanması ve insanların sistem içinde ekonomik açıdan en doğru biçimde görevlendirilmesidir ERGONOMİNİN ÇALIŞMA KONULARI Çalışma ortamının verimli, çalışmayı kolaylaştıracak yönde düzenlenmesi için ergonominin kullandığı sorgulama cetveli Tablo 2.4 de gösterilmiştir. Ergonomi, bu unsurları incelerken, bunlara etki eden olumsuz faktörleri gidermeye ve bu unsurların en uygun bileşimini bulmaya çalışır. Bu çalışmaların yürütülmesinde ergonominin ele aldığı konular dört ana grupta toplanmıştır: 1) İnsan özellikleri 2) İnsan makina ilişkileri 3) Çalışma koşulları 4) Çevresel koşullar

20 ÇALIŞMA KOŞULLARI ÇEVRESEL KOŞULLAR İNSAN ÖZELLİKL ERİ İNSAN MAKİNA İLİŞKİLE Rİ ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ 20 Ergonominin çalışma konuları içinde ele aldığı çalışma alanları Tablo 2.5. de gösterilmiştir. Tablo 2.4. Çalışma ortamı sorgu cetveli Antropometri Boyutlar Renkler Gürültü Aydınlatma Hava sıcaklığı Dinlenme İlişkiler Kontrol Gösterge Düzen ve temizlik Donanımda antropometrik uygunluk nasıl sağlanır? Çalışma alanının boyutları uygun mu? Renkleri nasıl kullanmalı? Gürültüden nasıl korunmalı? Aydınlatma yeterli mi? Hava sıcaklığı yapılan iş için uygun mu? Dinlenme araları nasıl düzenlenmeli? Gösterge kontrol ilişkisi uygun mu? Kontrol düzeni nasıl olmalı? Gösterge düzeni nasıl olmalı? Düzen ve temizlik nasıl sağlanmalı? 2.9. ERGONOMİNİN UYGULAMA ALANLARI Endüstriyel işyerleri, tarım işletmeleri, bürolar, okullar, hastaneler, oteller, evler, vb. insan çalışmasının olduğu her yer ergonominin uygulama alanı olarak sayılır. Makinalar tasarlanırken, sistemler kurulurken, işyeri planlanırken, ergonomik ilkelere göre davranılması gerekir. Bununla birlikte, işyeri planlanırken ergonomik kurallara uyulmuş olsa bile, daha sonra işyeri düzeninde yapılacak ergonomik değişikliklerle daha uygun işyeri düzeni elde edilebilir. Ergonominin çalışma konuları ve uğraş alanları Tablo 2.5 de verilmiştir. Tablo 2.5. Ergonominin çalışma konuları ve uğraş alanları Duyusal Özellikler Fiziksel Özellikler Ussal Özellikler Duyusal, Fiziksel, Ussal Kapasite Sınırları Duruş ve Hareketler Yorgunluk Gerilim (Stres) Monotonluk İş Güvenliği Kazalar Motivasyon Vardiya Çalışması Çalışma Süreleri Otorite, Yetki, Sorumluluk Grup Davranışı Ücret Yapısı Gösterge ve Kontrol Düzeni Boyut Sorunları Mekanik Sorunlar Kişisel ve Koruyucu Eşyalar Aydınlatma Gürültü Titreşim İklim Toksik Maddeler Toksik Buharlar Gazlar Radyasyon Düzen Temizlik Renk Manzara Ergonominin uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır; Çalışanların örgütsel gereksinimleri ve iş doyumu. Çalışma sürelerinin belirlenmesi.

21 21 Çalışma yerinde çevre koşullarının etkisi. Çalışma yerinin ergonomik analizi ve tasarımı. Eğitim kalitesine uygun öğrenme mekanlarının tasarımı. Ekran önü çalışanlarının çalışma ortamından kaynaklanan sorunlar. Fiziksel faktörlerin toplu görüşme ortamı üzerine etkileri. İş etüdü / analizi. İş kazaları, iş ve işçi güvenliği. İşyeri ve ofis tasarlaması. Kaynakların etkin kullanımı. Malzeme kalite kontrolü. Tasarruf ERGONOMİNİN AMACI VE HEDEFLERİ Endüstri ortamında insanlar, tüm kapasitelerini ortaya koyarak; hammaddelerin çıkarılması ve hazırlanması, her türlü araç, gereç ve makinaların tasarımı, üretimi, işletilmesi ve endüstrilerin giderek gelişmesi için sürekli çaba harcamaktadırlar. Ancak, endüstriyel ortamda çalışan insanların çabaları, yapısal özellikleri ve boyutları ile sınırlanır. Biyolojik varlıklar olarak insanların merkezi sinir sistemi kendine özgü temellerle işlerlik gösterir. İnsanların zeka, beceri ve fizyolojik yeteneklerinin kişiye özel boyutları vardır. İnsan organizmasının algı organları belli sınırlar içinde duyarlıdırlar. İnsanların fiziksel iş verimi ve mekanik etkinliği için, iskelet - kas sisteminin biyomekaniği, kasların biyokimyasal enerji gereksinimi ve bunları destekleyen solunum ve dolaşım sistemlerinin sağlıklı bir şekilde işleyişi önemli etkenlerdir. Ergonominin amacı, çalışanla işi arasında iyi bir uyum sağlayarak çalışırken aşırı zorlanmalar yüzünden yıpranmasını önlemek ve bu uyum sayesinde başarı ve verimliliği yükseltmektir. Şekil 2.4. Ergonomi amaç ölçütleri Ergonomi, çalışanla işi arasındaki istenen uyumu gerçekleştirebilmek için öncelikle insanı, yeteneklerini en iyi biçimde kullanabileceği bir işe yerleştirmeyi

22 22 amaçlar. Ergonomi, en uygun iş işçi yüklemesini sağlayabilmek için insanı tüm boyutları ile inceler. Ergonomi, insanın özelliklerini, yeteneklerini, yeteneklerini geliştirme gücünü ve bu gücün sınırlarını inceler. Bu incelemeler sonucunda insandan istenebilecek görevlerin sınırlarını belirler. Ergonomi, iş sistemi içinde insanı incelerken, daha yüksek bir başarıya ulaşma ile çalışan kişide oluşan zorlanma arasında bir denge kurmayı amaçlar. Zorlanma şiddeti artırılmadan başarının yükseltilebileceği ergonomik araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ergonominin amaçları İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması İşgücü kayıplarının önlenmesi Yorulmanın ve iş stresinin azaltılması İş kazaları ve mesleki risklerin en aza indirilmesi (minimizasyonu) Verimlilik ve kalitenin yükseltilmesi Çalışanların etkinliğini arttırmak Gereksiz ve aşırı zorlamalardan kaçınmak Organizmanın zarar görmesini önlenmek Lüzumsuz aktiviteleri önlemek Ergonominin hedefi, insanın değişen ortamlarda hangi yüklenmelerle karşı karşıya kaldığını, bireyler açısından hangi zorlanmaların doğduğunu, işin gerektirdiği özellikler ile insanın uygunluk özelliklerini birbiriyle en iyi biçimde nasıl bağdaştırılabileceğini belirlemektir. Ergonominin üç temel hedefi, insanın fizyolojik ve zihinsel yeteneklerini aşmamak üzere; konforu, refahı ve vermliliği artırmak ve sürdürmektir ERGONOMİK UYGULAMALARIN YARARLARI İnsan, makina, araç gereç ve donanımın, iş ortamı koşulları da dikkate alınarak, aralarında üst düzeyde bir uyum sağlamak suretiyle ergonomik prensiplere göre düzenlemesi ile insan, işletme ve toplum açısından aşağıdaki yararlar veya bunların bir grubu sağlanabilir: Bakım maliyetlerinde azalmalar olur. Eğitim maliyetlerinde azalmalar olur. Hastalıklarda, mazeretlerde ve devamsızlıklarda azalmalar olur. Hatalarda azalmalar, doğrulukta artışlar olur. Çalışanlar daha kısa zamanda daha hızlı öğrenir. Çalışanların işlerine aidiyet duyguları ve iş doyumları artar. Çalışanların kas - iskelet ve görüş konforlarında artışlar olur. Çalışanların moralleri artar. Çalışma yöntemleri ve prosedürleri daha insancıl ilkelere sahip olur. İş güvenliği artar İş kalitesi artar.

23 23 İşçi tazminatlarında azalmalar olur. İşgücü devrinde azalmalar olur. İşletme içinde çıkan problemlerin minimize edilmesi ve dolayısıyla stres faktörlerinin azaltılması sağlanır. İşletmeye müşteri odaklı yaklaşım kazandırır. Kayıp zamanlar azalır. Kaza ve incinme oranlarında azalmalar olur. Kullanımı daha kolay ürün, hizmet ve sistemlere kavuşulur. Organizasyonda estetik duygular artar. Sağlık kalitesi artar. Ürünlerin ve hizmetlerin rekabet güçleri artar. Verimlilik ve etkinlik artar. Yorgunluk ve streslerde azalmalar olur. Ergonomi kurallarının uygulanarak iş tasarımlarının yapılması durumunda sağlanabilecek esas yararlar ve aralarındaki ilişki çevrimi Şekil 2.2 de gösterilmiştir. Ergonomik uygulamalar sonucunda hayat standardı yükselen çalışanlar, belli ölçüde güdüleneceğinden, işlerini daha hızlı yaparak döngünün yeniden başlamasını sağlarlar. Dolayısıyla ergonomi, iş ile işgören arasında olumlu zincirleme bir tepkime sağlayarak sistem içinde yer alan bütün insan ve kurumlara önemli katkı ortaya koymaktadır. Şekil 2.2. Ergonomik uygulamaların yararları

24 24 3. İNSAN VÜCUDU 3.1. İNSAN VÜCUDUNDAKİ AYGITLAR İnsan vücudunda yer alan sinir sistemi, algı organları, dolaşım sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi, kemik kas sistemi ve eklemler gibi aygıtlar ergonomik açıdan önemli görevler üstlenirler Algı Organları İnsan vücudu, dış dünyanın uyarımlarına ayarlı bir makina gibidir. Dış dünyaya ait bilgiler göz, kulak, deri, burun ve dil yoluyla beyne ulaştırılır. İşgören, insan insan, insan çevre ve insan makina uyumunun sağlanması bakımından algı organlarını etkin biçimde kullanarak çevresi ile uygun iletişimi kurabilmelidir. Kulak: İşitme ve denge organıdır. Östaki borusu, kulak içinde ve dış atmosferdeki basınç arasında denge sağlayarak işitme netliğinin korunmasına yardımcı olur. İnsan kulağı saniyede (20.000) Hz titreşim yapan her sesi duyabilir. Ancak, çok yüksek gürültü ortamında, karışık frekanslardaki ses dalgaları algı düzenini zedeleyebilir. Şiddetli ve uzun süreli gürültü ortamında (4000 Hz) kulak, geçici ya da sürekli olarak sakatlanabilir. Ses kaynağının yerini kesin olarak belirleyebilmek için iki kulakla birlikte işitme gereklidir. Göz: Nesnelerin ışığını, renklerini ve görüntülerini algılayarak görmeyi sağlayan alıcı organdır. Görme olayı sırasında her iki gözün, hangi uzaklıkta olursa olsun doğrudan bakılan cisimleri ve yüzeyleri net görmek için ayarlanma çabasına gözlerin akomadasyon özelliği denir. Pratik olarak, gözlere 6 metreden uzak olan cisimlere bakarken göz merceğinde uyum çabası görülmez. Yaş ilerledikçe mercek dokusunun sertleşmesi nedeniyle yakın görme yeteneği de giderek azalır ve işgörenlerin bu tür görme güçlükleri için gerekli önlemler alınmalıdır. Gözün duyarlı olduğu ışık dalga boyları m arasında değişir. Gözün karanlığa uyum süresi aydınlık ve karanlık arasındaki aydınlatma düzeyi farkına bağlı olarak dakika arasında değişir. Burun: Koku alma işlevini gerçekleştirilir. Alınan koku ile ortamın tanınması mümkün olacağı gibi, doğabilecek muhtemel tehlikelerin önlenmesi için de gerekli tedbirlerin alınmasına olanak sağlar. Dil: Hareketleriyle tat alma, konuşma, çiğneme ve yutmaya yardımcı olan bir organdır. Tat, zehirlenmelerden korunma ve sindirime olanak veren salgı reflekslerini başlatmaya yarar. Deri: Çevreden doğrudan doğruya gelen uyarımları almaya ve bunları özel sinir lifleri aracılığıyla doğrudan beyne bildirmeye yarayan insan bedeninin dış yüzeyini kaplayan ince tabakalı bir örtüdür. Deri, dış ortamın sıcak soğuk, yumuşak sert, basınç, dokunma, mekanik, kimyasal ve ısıl etki, vb. özelliklerini algılar; içindeki sinir uçları vasıtasıyla çevrenin özelliklerini algılar, terleme ve buharlaşma yoluyla vücudun ısısını dengeler, artıkları dışarı atar, vücudu zararlı dış etkenlere karşı (travmalar, zararlı maddeler, zehirler, zararlı ışınlar) korur.

25 25 Derinin görevleri; 1) su geçirmez, böylece vücudu ve vücut içinde bulunan % 60 oranındaki suyu muhafaza ederek kurumasını önler. 2) İçindeki sinir uçları vasıtasıyla çevrenin özelliklerini belirler. 3) vücut ısısını dengede tutar. 4) vücudu dıştan gelen tesirlere ve hastalıklara karşı korur Sinir Sistemi Sinir sistemi, damarlar gibi bütün organları organizma içinde birbirine bağlar. İç ve dış uyarıları alarak bunları iletmek ve yönetmek görevini görür. Sinir sisteminde bilgi akış hızı liflerin kalınlığı ve yapısına bağlı olarak m/s arasında değişir. Sinir sistemi merkezi sinir sistemi ve periferik sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. Merkezi Sinir Sistemi: Beyin ve omurilik Merkezi sinir sistemi (MSS), sinir sisteminin düzenleyici merkezidir. Merkezi sinir sisteminde birbirleriyle ilişkili üç görev alanı denetlenerek bedensel fonksiyonların ilişkisi ve koordinasyonu sağlanır: - Sensorik faaliyetler: Bilginin alınması, depolanması ve algılanması - Motorik faaliyetler: Kas aktivitesiyle bilginin verilmsi - Vejetatif sistem: İstem dışı bedensel faaliyetlerin kontrolü Şekil 3.1. MSS bilgi akşı Beyincik, vücut hareketlerini düzenleyen bütün kasların uyumlu çalışmalarını, vücut duruşu ve dengesini düzenler ve kontrol eder. Periferik Sinir Sistemi Somatik sinir sistemi ve otonom sinir sistemi (vejetatif sinir sistemi) olmak üzere ikiye ayrılır. Duyu ve motor sinirlerinin bir bölümü otonom sinir ağı (OSA) nı oluşturur. Solunum, dolaşım, boşaltım ve salgı bezlerinin işlemesi OSA aracılığı ve MSS nin programlaması ile sağlanır. Vejetatif sinir sistemi, istem dışı organ hareketlerini ve çalışmalarını yönetir. Kinestetik algılama (KA), insanın kendi hareketlerinden ve vücudu ile temas halinde olan cisim ve eşyaları anlayabilmesi şeklinde açıklanır. Davranış Gecikmesi: İnsan, çevresinde olup biten etkinliklere bağlı uyarımları belirli bir gecikme ile algılar. İnsan vücudunun belli davranış ve hareketlerinin başlaması için belli bir işaret ya da komutun devreye girmesi ile yapılan uyarıdan

26 26 beklenen hareketin başlamasına kadar geçen süreye davranış gecikmesi ya da reaksiyon zamanı denir. Davranış gecikmesi, algı organları, sinir sistemi ve hareket sistemlerinin devreye giriş zamanları ve dolaylı gecikmeler incelenerek belirlenebilir. İnsanlarda davranış gecikmesi ortalama ms arasında değişir. Wargo ya göre merkezi sinir sistemindeki organlardaki gecikme zamanları Tablo 3.1 de verilmiştir. Gecikme olayları Tablo 3.1. Davranış gecikme süreleri Gecikme (milisaniye) Algı organlarında gecikme 1-38 Algılamanın merkezi sinir sistemine ulaşması Merkezi sinir sistemindeki işlemler Kaslara verilen komutun sinirlerden iletimi Kaslara verilen komutun iletimi Toplam Ergonomik yaklaşımlarda reaksiyon zamanı, iş zaman etüdü ilişkileri içinde dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, operatörün davranışlarının süreleri sadece doğrudan reaksiyon zamanına bağlı ya da onunla orantılı değildir. İş ekonomisi, işyeri düzeni, fonksiyonel yüklenme, uyarımların zamanlaması ve uyarı tipleri, hareket mesafeleri, insan biyomekaniği, yorgunluk ve bezginlik gibi faktörler de süre üzerinde etkilidir Dolaşım Sistemi Dolaşım aygıtı, kanı dolaştırır ve böylece organların beslenmesine ve enerji üretmesine gerekli sindirilmiş besin ve oksijen naklini sağlar, organların çalışması sırasında meydana gelmiş zehirli atıkları da boşaltım organlarına doğru nakleder. Kalpten vücudun her yanına giden ve vücudun her yanından kalbe giden kanın sürekli hareketine dolaşım, bu hareketi sağlayan sisteme dolaşım sistemi denir. Dolaşım sistemi kalp ve damarlardan oluşur. Kalp tarafından pompalanan oksijenli kan atardamarlar vasıtasıyla organlara taşınırken, karbondioksit ve atıklarla yüklü kan toplardamarlarla kalbe taşınır. Bu dolaşıma büyük dolaşım denir. Küçük dolaşımla, kalbe gelen kan akciğerlere ulaştırılarak karbondioksitten arındırılır. Kalp tarafından pompalanan kan besin ve oksijeni hücrelere taşır. Kalbin kasılma sayısı erişkinler için dakikada olup, her kasılışta aorta cm 3, akciğerlere de cm 3 olmak üzere, kalp her kasılmasında toplam cm 3 kan basılır ve enerji gerektiren hareketli işlerde bir miktar biraz artar. Toplam kan hacmi erkeklerde litre, kadınlarda ise litredir.

27 Sindirim Sistemi Sindirim sistemi; ağız, yemek borusu, sindirim borusu, mide ve bağırsaklardan oluşur. Besinlerin sindirim aygıtı içinde, dolaşıma geçebilecek derecede düşük molekül ağırlıklı kimyasal maddelere dönüşmesine sindirim denir. Sindirim sistemi, karmaşık organik molekülleri sindirim özsuları ve içerdikleri enzimlerle daha basit moleküllere dönüştürerek kana karışmasını sağlar Boşaltım Sistemi Canlı hücrelerin, biyokimyasal etkinliklerle oluşan su, karbondioksit, çeşitli azotlu maddeler (ürik asit), madensel tuzlar gibi birikici ya da zehirleyici ürünlerin dışarı atılmasına boşaltım denir. Bu zararlı maddelerden su idrar, terleme ve solunum yoluyla; karbondioksit solunumla; madensel tuzlar idrar ve terle; azotlu atıklar ise ürik aside dönüştükten sonra idrarla dışarı atılır Kemik Kas Sistemi Kemik kas sistemini oluşturan kemikler, kaslar ve bağ dokusu tam bir işbirliği halinde çalışırlar ve vücudu ayakta tutmak, iç organları korumak ve hareketi sağlamak görevlerini görürler. İnsanların iş yapmasında doğrudan görev alan kollar ve bacaklarda uzun kemikler yer alır. Uzun kemikler arasında el ve ayak parmakları gibi kısa kemikler de vardır. Vücut hareketi iskelet kası ile sağlanır ve bu kaslar insanın kontrolünde hareket eder. İnsan vücudunun kasları, bağlantı noktalarına kuvvet uygulayabilen ve tek yönde kısalabilen ya da gevşeyerek uzayabilen güçlü yapılardır. Gonksiyonel kas grupları kaldıraç kolları gibi görev yaparlar. Kaslar iki grupta toplanır; istemsiz hareket eden düz kaslar, istemli hareket edebilen çizgili ya da iskelet kasları (kalp kası çizgili kastır, ancak istemsiz çalışır). Kas etkinliği için gerekli enerji alınan gıdalardan sağlanır. Gıdalar (karbonhidratlar, yağlar ve proteinler), sindirim sisteminde işlenerek karaciğer aracılığıyla çeşitli işlemlerden geçtikten sonra kaslara ulaşırlar. Çalışma şiddetine göre, yeterli dinlenme araları verilerek kasların yorgunluk maddelerinin atılması ya da dönüştürülmesi ve buna bağlı olarak kas hücrelerinin beslenmesi sağlanır. Yeterli dinlenme aralarının verilmediği hallerde, yorgunluğun etkileri derinleşir, kasların sertliği ve şişkinliği kalıcı bir hale gelebilir Eklemler Eklem, iki kemik arasındaki birleşme yeridir. Eklemler hareketliliklerine göre üçe ayrılırlar; Fibröz (oynamayan eklemler), kartilajinöz (yarı oynar eklemler) ve sinoviyal (oynar eklemler). Kemikler arasındaki çeşitli eklemlerden ergonomik yaklaşım açısından önemli olanlar sinoviyal eklemler ve kıkırdak (fibro-elastik kıkırdak) destekli kartilajinöz eklemlerdir. Kartilajinöz eklemler omurlar arasında görülür. Sinoviyal eklemlerde

28 28 eklem başlarını kaplayan kıkırdak doku ve bunun üzerini örten sert eklem yüzü, eklem kapsülü tarafından yerinde tutulur. Hareket açılarının normal sınırlar içinde bulunması ve bu özelliğinin korunabilmesi biyomekanik açıdan önemlidir HAREKET SİSTEMİ Eklem Hareketleri Hareketli eklemler, konumlarına ve eklem başının merkezinden geçtiği kabul edilen eksene göre; bir, iki ya da üç yönde hareket edebilirler. Eksenlerin hareketleri basit ölçme araçları olan goniyometre ve primetre veya daha hassas ölçme yapan çok yönlü film analizleri ile belirlenebilir. Eklemlerin hareketliliği ve işlerliği çeşitli nedenlerle kaybedilebilir. Öncelikle tüm eklemler; şiddetli darbeler, zorlanmalar ve son sınırlarına kadar zorlanmalardan etkilenir. Çeşitli hastalıklar ve yaşlanma ile de eklem işleklikleri azalabilir. Eklem hareketlerinin sınırları üzerinde anatomik özelliklerin etkileri vardır. Hareket sınırları, eklem kapsülünün yapısına, eklem etrafındaki dokulara ve yapılan hareketin doğrultusuna göre değişir. Ayrıca, yaş, cinsiyet, kalıtsal özellikler, çeşitli hastalıklar gibi çeşitli etkenler de eklemlerin hareket sınırlarında değişiklikler yapabilir. Eklem hareketlerinin boyutları: Abdükasyon: Ayakta duran bir insanın kolları yana sarkık ve el ayası vücuduna dönük duruşta, kolunu yandan omuz yüksekliğine kaldırması. Addükasyon: Yana kaldırılmış kolun aşağı indirilerek gövdeye yaklaştırılması. Elevasyon: Kolun omuz yüksekliğinin üstünde bir açısal hareket yapması. Fleksiyon: Kolun önden omuz yüksekliğine kaldırılması veya her türlü bükme hareketi, boyunun öne doğru bükülmesi. Ekstansiyon: Kolun arkadan omuz yüksekliğine kaldırılması veya germe hareketi. Hiperekstansiyon: Eklemlerdeki germe hareketlerinin zorlanarak yapılması. Rotasyon: Başın boyun omurları arası eklemlerini çalıştırarak sağa veya sola döndürülmesi. Palmer fleksiyon: El bileğinin bükülmesi ile elin avuç içi doğrultusunda bükülmesi. Dosfleksiyon: Elin sırt kısmına doğru bükülmesi. Süpinasyon: Alt kolun kendi ekseni etrafında döndürülerek avuç içinin yukarı döndürülmesi. Pronasyon: Alt kolun aynı eksen etrafında döndürülerek avuç içinin aşağı bakacak şekilde çevrilmesi Baş Hareketleri Başın sağa ve sola (rotasyon) açısı ortalama 55 0 dir. Başın sağa ve sola dönüşü, boyun omurlarının işlekliği ve boyundaki kas ve bağ dokularının esnekliğine bağlıdır.

29 29 Şekil 3.2. Başın boyun ekleminde hareketliliği Ergonomik açıdan gözlerin yuvalarındaki dönme açıları da dikkate alındığında daha geniş bir görüş açısı kazanılabilir. Başın geriye bükülme açısı 50 0, öne bükülme açısı 40 0 dir Gövde ve Üst Etraf Hareketleri Üst etraf hareketlerinin büyük bölümünde gövde hareket sınırlarının kullanım ile çalışma sözkonusudur. Gövdenin sağa ve sola dönüş hareketleri 40 0 dir. Şekil 3.3. Üst taraf eklemleri hareket boyutları Şekil 3.4. Gövde ve üst etraf hareketleri Dik duran bir insanın, gövdesini bu açısal değerler içinde hareket ettirmesi, ardından üst etraf hareketlerini gerçekleştirmesi mümkündür. Ancak, bu tür

30 30 gövde döndürme hareketleri statik bir şekilde uzun süreli olmamalıdır. Gövdenin öne ve geriye bükülmesi konusunda da aynı sakınca geçerlidir. Özellikle, gövdenin öne bükülü duruşunda, sağa ve sola döndürme hareketleri ve kuvvet gerektiren kas zorlanmaları yapmak sakıncalıdır. Omuz ekleminin yuvarlak eklem başı ve oldukça düz eklem yuvası, bu eklemin geniş açısal hareketini kolaylaştırır. Omuz eklemi hareketine dirsek ve el bileği hareketleri de katıldığı taktirde, gövde etrafında geniş bir erişme alanı oluşur Omuz Hareketleri Omuz eklemi hareketlerine dirsek ve el bileği hareketleri de katıldığında, gövde etrafında geniş bir erişme alanı oluşur. Normalde kolların duruşu omuzdan sarkık ve avuç içi gövdeye dönük bir duruştur. Oturan bir insanın rahat çalışma pozisyonu ise kolun dirsekten 90 o bükülü, alttan desteklenmiş ve parmakların hafifçe bükülü ve avuç içlerinin de birbirine dönük bulunduğu bir duruştur. Şekil 3.5. Omuz parmak hareketi Alt Etraf Hareketleri Ayakta dururken dizlerin normal duruşu, vücut ağırlığını taşıyan kemiklerin düşey doğrultuda tutulabilmesi için tam gergin bir duruştur. Oysa otururken ve sırtüstü yatarken dizlerin en rahat pozisyonu açılar içinde fleksiyon halindeki duruşudur. Bacağın, kalça ekleminden fleksiyon hareketi 120 civarındadır. Ancak, çoğu insan bu hareketi diz bükülü iken gerçekleştirebilir. Kalçadan gerçekleştirilebilen hiperekstansiyon ise 45 civarındadır. Ayakta duran bir insanın bir kontrol pedalı üzerine uygulayabileceği kuvvet kişinin ağırlığı ile ilişkili olduğu gibi, ayak pedallarının yerleştirilme alanı da sınırlıdır.

31 31 Şekil 3.6. Omuz hareketleri Oturan bir operatörün sırt bölgesine uygun bir destek sağlandığında, dizin ve kalça açılarının farklı değerlerinde oldukça önemli kuvvet uygulanabilir. Otururken dizin lik bir açıda ayak pedalına uygulayacağı kuvvet maksimum olup, 350 kg dır. Diz açısı değiştikçe bu kuvvet azalır. Ergonomik açıdan kuvvet uygulamanın yanında, kuvvetin uygulanabilme süreleri de önemlidir. Şekil 3.7. Alt taraf eklemleri hareket boyutları Maksimum Kavrama Kuvveti İnsanların üst etraf boyutları ve eklemlerinin işlerliği ile orantılı olan maksimum kavrama noktaları, ergonomik yaklaşım için bir örnek oluşturur ve endüstriyel uygulama açısından da önemli tasarım boyutlarını ortaya koyar. Şekil 3.8. Kavrama noktaları

32 YÜK KALDIRMA VE TAŞIMA İş yerlerinde işgörenler işi yapabilmek için süreleri ve büyüklükleri farklı kuvvet ve moment uygulamak durumundadırlar. İşgörenler tarafından uygulanan kuvvet ve moment cinsiyet, yaş, antrenman etkisi, iş deneyimi, sağlık durumu gibi kendi özelikleri ile işin düzenleniş şekline göre değişir. Kuvvet ve momentin en büyük değeri olarak; işgörenin sağlığına zarar vermeyecek kuvvet ve moment değerleri dikkate alınmalıdır Yük Kaldırma Gövdenin pozisyonu ve çeşitli anatomik bölgelerin bu hareketlerden etkilenmesi kaldırılan yükün ağırlığına, yükün kaldırıldığı yüksekliğe ve tutuş pozisyonlarına bağlıdır. Yerde bulunan bir yükü kaldırmak için ilk yapılan hareketler, gövde gerici kaslarının tam olarak gevşetilmesi ve böylece gövdenin öne bükülmesi ile başlar. Yük kaldırılırken, omurgayı dikleştiren kaslar kuvvetle kasılarak gövdenin tam dikleştiği noktaya kadar giderek azalan kas eforu ile çalışırlar. Şekil 3.9. Yük kaldırmada doğru hareketler Gövdenin öne eğilme hareketlerini karın kasları başlatır. Ancak, oturan ya da ayakta duran bir insanın öne eğilmesi, hafif bir pozisyon değişikliği ile ve pek sınırlı ölçülerde kas çalışması sonrası başlar ve yer çekimi etkisi ile devam eder. Gövde denge durumundan öne eğilmeye geçer geçmez, esas yük gövde gerisindeki kaslara biner. Belli yükleri yüksek bir yerden alarak yere indirmek ya da önemsiz ölçülerdeki yükleri yerden kaldırmak, sırt ve bel kasları ile omurgaya aşırı yük getirmemekle birlikte, biyomekanik açıdan sakıncalıdır. Yükün artması halinde bel ve kalça leğeni arasındaki eklemi ve bel omurları arasındaki fibroelastik kıkırdak dokularını zedeleyebilir. Ani ve şiddetli zorlanmalarda bel omurları arasındaki kıkırdak diskleri kayabilmekte, bazen bu kıkırdak doku içindeki destek sıvı keseciği dışarı fırlamaya zorlanabilmektedir.

33 33 Gövdesini öne bükerek 40 kg ağırlığındaki bir yükü yerden kaldıran normal bir insanın omurları arasındaki fibro-elastik kıkırdak dokusu üzerine 450 kg yük binebilmektedir. Bu durum, uzun dönemde disk kayması, disk fıtığı gibi sakıncalı sakatlıklara neden olabilir. Bu nedenle, ergonomik açıdan uygun kaldırma teknikleri geliştirilmiştir. Yük kaldırmada, fonksiyonel anatomi açısından zayıf olan bel kasları yerine, daha kuvvetli ve biyomekanik açıdan daha avantajlı olan bacak kasları kullanılmalıdır. Gövdenin olabildiğince dik kalmasına sağlayıp, dizleri bükerek yüklere yaklaşmak ve bacakların gücü ile yükü kaldırmak endüstride temel prensiptir. L3-L4 omurları arasındaki diske gelen kuvvetin konuma ve yüke bağlı olarak alabileceği değerler Tablo 3.3 de verilmiştir. İnsanların kemiklerinden oluşan iskeleti, bütün insan varlığının üzerinde veya içinde yerleştiği ve taşındığı bir destek doku oluşturur. İskelet, kollar, bacaklar ve gövde omurlarından oluşmuş eklemler etrafında hareket eder. Bütün hareketli kısımlar çeşitli kaldıraç yasalarına göre görev yaparlar. Tablo 3.3. L3-L4 omurlarına konuma göre etkiyen kuvvetler Konum Yük (N) Dik durma 860 Yavaş yürüme 920 Gövde yan tarafa 20 0 eğik 1140 Gövde 45 0 dönmüş 1140 Gövde 30 0 öne eğik 1470 Gövde 30 0 öne eik, 20 kg yük 2400 Her elde 10 kg ile dik durma 1220 Kırılmış diz ve dik sırt ile 20 kg yük kaldırma 2100 Diz kırılmamış, öne eilmiş sırt ile 20 kg yük kaldırma 3270 Eklem noktalarından birbirine bağlı olan kemiklerin bütün hareketleri için gerekli kuvvet iskelet kaslarından sağlanır. Kasların dengeli bir şekilde uzaması ya da kısalması ile insan vücudu bütün biyomekanik yeteneklerini ortaya koyar. Kemikler ve kasları birbirine bağlayan kuvvetli bağ dokuları, kaslar, bütün bu kasları uyaran sinirler, kasların beslenmesini sağlayan kan damarları ve bütün bu temel dokuları örten bir deri çok mükemmel yapısal özellikler gösterirler. İnsan vücudundaki kaldıraç sistemlerinin verimi ya da zayıf noktaları basit mekanik kurallarla kolayca belirlenebilir. Kol ve bacakların eklemlerinde kas gücü ile gerçekleştirilen hareketler akıcı bir şekilde ve kolayca oluştuğu halde, kuvvet kolu ve yük kolu ilişkilerine göre mekanik özellikleri zayıf olan bel bölgesindeki omurlar arasındaki kaldıraç hareketleri önemli sorunlar çıkarabilmektedir Yükün Sırtta Taşınması Sırtta taşınan yüklerin ağırlığı arttıkça, öne eğilme ve dizlerde giderek artan bir gerilme oluşur. Benzer şekilde, yük omuzdan bele doğru inmeye başladığında,

34 34 gövdenin öne eğilmesi de artar. Gerçekte, yük karşısında değişen gövde eğimi, biyomekanik açıdan ağırlık merkezinin yer ve konumunu korumaya yönelik bir uyumdur. Önemli olan, insan anatomik özelliklerine göre kas, bağ ve eklem dokularına zarar vermeyecek yük ağırlığının belirlenmesidir. Bu konuda, Dünya Çalışma Örgütü nün ve her ülkenin Taşınabilir Maksimum Yük kararları mevcuttur. Omurgada izin verilebilecek maksimum basma gerilmesi yaş erkekler için 300 N/cm 2, yaş erkekler için 250 N/cm 2 ve 50 yaş üzeri erkekler için de 200 N/cm 2 olarak belirlenmiştir. Bı değerler kadınlar için %6-10 düşüktür. Hatalı biçimde yük kaldırma ve taşıma iskelette ve ksalarda kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle yük kaldırma, indirme ve taşıma işi yapan işgörenler bu amçla belirlenen kurallara uymalıdırlar Yük Kaldırma ve Taşımada Sınır Değerler REFA nın da önerdiği, kadınlar ve erkekler için yaşları da dikkate alınarak kaldırmaları veya taşımalarına izin verilen makismum yük değerleri Hettinger tarafından Tablo 3.4 de verilmiştir. Tablo 3.4. Sırtın dik konumunda ve makismum kuvvet uygulayarak kaldırma ve taşımada sınır değerler Taşıma şekli Cinsiyet Yaş Yükün kütlesi (kg) Nadiren Tekrarlayan Çok sık Erkek > Kaldırma Yatay taşıma Kadın Erkek Kadın > > > 45 Yük kaldırma, tutma ve taşıma insanı çok çabuk yorar, zorlar ve sağlık sorunlarına yol açar. İşçinin cinsiyeti, yaşı, kaldırılacak yükün geometrisi, kişinin hareket serbestliği, yükü tutmaya yarayan tutamakların varlığı ve şekli yük kaldırmda sınır değerleri belirleyen faktörlerdir. Yükün bedene yakın, orta veya çok uzak olması da yük sınırını etkilemektedir. NIOSH Maksimum Yük Hesabı: Amerika Ulusal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü NIOSH (National Institute for Occupational Safety and Health) tarafından iyi iş koşulları için kaldırılacak yükün sınır değerleri aşağıdaki eşitlikle hesaplanmaktadır

35 35 ( ) ( ) ( ) ( ) (3.1) Bu denklemde; H: Yükü tutma anında ellerin beden ekseninden yatay uzaklığı (cm), V: Tutma anında el ile basılan taban arasındaki dikey mesafe (cm) [V = cm). D: Yükün kaldırılacağı yükseklik 25 cm ile (200-V) cm arasında olabilir. Bu değer 25 cm nin altındaysa D = 25 alınabilir. f: Dakikada yük kaldırma sayısı. f 0,2 ile f max arasında olabilir (f = 0,2 olması 5 dakikada bir defa yük kaldırılıyor demektir. Daha küçük değerlerde f = 0 alınır). f maks : İşin süresi ve beden konumuna göre hazır tablodan belirlenir. İş süresi Tablo 3.5. Maksimum kaldırma sayısı f maks Dik V > 75 cm Beden konumu Eğilmiş V < 75 cm 1 saate kadar (zaman zaman) saate kadar (sürekli) Dünya Çalışma Örgütü bir insanın kaldıracağı yükün maksimum 48 kg ve tekrarlı kaldırma görevleri için erkeklerde 22 kg ve kadınlarda 16 kg olmasını kabul etmiştir. Ancak, kuvvet performansı açısından insanlar arasındaki farklılıklar, kişinin antrenman düzeyi, kaldırmaların hangi yüksekliğe ve nerden başlayarak gerçekleştirildiği gibi yaklaşımlar, ILO tarafından kabul edilen standartlar konusunda bazı eleştirilere neden olmuştur. İsviçre Kaza Sigortalar Kurumu ile ILO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enformasyon Bürosu tarafından benimsenen farklı maksimum kaldırılabilir yük değerleri Tablo 3.6 da verilmiştir. Cinsiyet Tablo 3.6. Yaş grupları için yük kaldırma sınırları Belirli yaş grupları için, rahatça kaldırılabilir ağırlıklar (kg) üstü Erkek Kadın Fonksiyonel anatomi, biyomekanik, biyodinamik ve kinesiyoloji gibi benzer yaklaşımlarla elde edilen verilerin insan makina arakesitine ve genel iş düzenine yansıtılması, iş güvenliği ve verimlilik açısından önemlidir İnsanın Biyomekanik Yetenekleri ve Performansı Mekanik, cisimlerin kuvvet altındaki davranışlarını (hareket ve deformasyonlarını) inceleyen fizik bilim alanının bir dalıdır. Biyo ise canlı, hayat demektir. Biyomekanik, mekaniğin, özellikle insan vücudundaki biyolojik malzemelere ve sistemlere uygulanmasıdır. Biyomekanik kas iskelet sistemi ve biyolojik sistemlerin hareket fonksiyonları ve yapıları ile ilgilenir.

36 36 Biyomekanik, mühendislik mekaniğini biyoloji, tıp ve fizyoloji alanlarıyla buluşturan bilim dalıdır. Beden yapısı, cinsiyet ve yaş, antrenmanlılık düzeyi, yorgunluk ya da dinlenmiş olmak, kuvvet sarfetmeye istekli olmak gibi faktörler kuvvet performansına etki eder. Kuvvet, yaşları arasında en yüksek düzeyine ulaşır ve ilerleyen yaş ile azalır. Çalışma düzeni ve işyeri koşullarına bağlı meslek hastalıkları da kuvvet performansını etkiler. Bundan başka, işgörenin giyimi, eldiven, ayakkabı ve koruyucu teçhizat kullanımı gibi faktörler de kuvvet performansı üzerinde etki yaparlar. 1. Denge: Eğer insan vücuduna etki eden bütün kuvvetlerin ve momentlerin toplamı sıfır ise, insan vücudu statik dengede kalır. [ ] ve [ ] Dengesiz kuvvetler doğrusal hızlanmaya sebep olurken, dengesiz bir moment ise dönme ivmelenmesine neden olur. Güreş, halter ve eskrim gibi bazı spor etkinlikleri stabilite gerektirirken; koşma, atlama ve dalma gibi bazı etkinliklerde ise dengesizlik yok ise bu işlevler başarılamaz. Değişken vücut pozisyonu, uygun kontrole izin verir. Vücut kütlesi Tablo 3.7 deki gibi dağıtılır ve kütle merkezi insan boyunun yaklaşık %56 sında, kenardan kenara ve önden arkaya doğru ortada yerleştirilmiştir. Kütle merkezi, kollar, bacaklar veya gövde bükülerek kaydırılabilir. Tablo 3.7. Vücudun çeşitli kısımlarının vücudu kontrol etme oranı Vücut kısmı Oran (%) Alt kollar ve eller 6 Üst kollar 7 Baş ve boyun 7 Bacaklar ve ayaklar 14 Kalçalar 23 Gövde 43 Toplam Kas Hareketi: Mekanik hareket, iki ucu kemiklere bağlı olan ve birbirine göre izafi olarak hareket eden kasların büzülmesine sebep olur. Bu birleşme şekli, bir bağlantının (eklemin) mesnet olarak işlev gördüğü kaldıraç olarak bilinir (Şekil 3.10 ve Şekil 3.11), diğer kemik ise yük olarak etki eder ve kas mesnet ve yük arasındaki kuvveti sağlar. Bu düzenlemeye göre kas kuvvetinin yükten büyük olması gerekir, fakat kasın hareket mesafesi çok küçük kalır. Bu karakteristikler kas kabiliyetleri ile iyi uyuşur. Kaslar N/m 2 kadar bir gerilim üretir, fakat uzağa hareket edemez. Mesafe küçük olduğu için, eğer kuvvet ve yük arasındaki düzenleme farklı ise, büzülen bir kasın kısalma hızı, olması gerektiğinden daha küçüktür.

37 37 Şekil Mesnet ve yük arasında kuvvet uygulayan bir kaldıraç gösterimi, pek çok kasın çalışma sistemine uymaktadır İnsan vücudunda üç tip kaldıraç tanımına uyan yapısal özellik bulunur: Kemiklerin yapılarına göre; destek noktaları, kuvvetin uygulanma noktası ve yük noktası. Bir işgörenin yapacağı mekanik hareketler ve bunların kas yükü tahminlerinde, eklemlerin kaldıraç özellikleri nedeniyle oluşabilecek güçlükler iyi hesaplanmalıdır. Fonksiyonel anatomi ve dinamik antropometri; duruş, oturuş, mekanik etkinlik ve kas kullanımı konularını inceleyerek, insan makina arakesiti ve sistem tasarımı açısından önemli prensipler verirler. ( ) ( ) Şekil Kolun başlıca iki kası, kaldıraç sistemi gibi çalışır. Yük, el ve dirsekteki mesnede yerleştirilir ( ) ( ) İnsan vücudundaki kaldıraç tiplerini belirlemek ve bunların fiziksel üstünlük ve zayıf noktalarını incelemek önemli olmakla birlikte, her türlü insan hareketinde değişik kas gruplarını devreye sokan biyomekanik özellikler nedeni ile insan hareketlerinin incelenmesi oldukça güçtür. Kontrol hareketleri sırasında devreye giren parmak, bilek, dirsek ve kalça gibi bütün eklemleri ve bunların hareketleri ile ortaya çıkan kas yükü ve eklem açıları gibi faktörleri de dikkate almak gerekir. Kol ve elleri uyaran sinir ağları daha zengin olup, bacak kasları daha ağır ve hantal bir yapıdadırlar. Bu nedenle, hassas kas kontrolü gerektiren işlerde üst taraf daha güvenilir, alt taraf ise daha büyük yüklere dayanıklıdır. Kasların dayanıklılığı kas kitlesine, kasların esneklik ve yumuşaklığına, solunum ve dolaşım sistemlerinin sağlıklı işleyişine ve işgörenin beslenme durumu gibi karmaşık faktörlere bağlıdır. 3. Kas verimi:verim, üretilen harici iş ve tüketilen toplam kimyasal enerji ile ilgilidir. Aşağıdaki denklemle ifade edilir.

38 38 ( ) Kasların verimleri, 0 ile %20-25 arasında değişir. Daha yüksek verim, vücut ağırlığını kaldırmayı gerektiren bacak hareketlerinde elde edilebilir. Kolların ve bacakların kullanıldığı marangozluk ve dökümhane işlerinde, ortalama mekanik verim yaklaşık %10 dur. Mükemmel kontrol gerektiren daha küçük hareketler için, küçük kaslar zıt şekilde çalışır, yani son hareket birbirine zıt çalışan iki veya daha fazla kas arasındaki fark sonucu üretilir. Bu durumda verim sıfıra yaklaşır. Kuvvetin üretildiği fakat hareketin olmadığı izometrik (ölçüleri eşit olan) kasların büzülmesinde verim sıfırdır. Büzülen kasın hızı sıfır olduğu zaman kaslar genellikle en yüksek kuvveti üretirler. Kas büzülme hızı yaklaşık 8 m/s olduğu zaman, kas tarafından üretilen kuvvet ve güç sıfır olur. Kas kendisini geren bir dış kuvvete karşı koyduğu zaman, negatif bir iş üretir. Negatif işe örnek olarak, merdiven inişi sırasında bacak kasının hareketi verilebilir. Vücut alçaldığı için, harici iş sıfırdan küçüktür. Yürüyerek aşağıya doğru inişte kas verimi %120 dir. Aşağıya doğru yürürken kaslar tarafından üretilen ısı, tüketilen enerjinin %220 si kadardır. Negatif iş gören kasların enerji tüketimi, pozitif iş gören kasın 1/6 sı kadardır. Yokuş yukarı giden bir bacak kası ise aşağı doğru giden bir bacak kasının iki katı kadar ısı üretir. 4. Yaş etkileri: İnsanların kuvvet performansı yirmili yaşların ortasından başlayarak sonuna doğu en yüksek düzeyine erişmekte ve izleyen yıllarda ise giderek azalmaktadır. Egzersiz yapmanın maksimum kapasitesinin yaşın artması ile azaldığı bilinmektedir. Bununla beraber, yaşla değişen pek çok faktör egzersiz yapmanın maksimum kapasitesini etkilemektedir. Bu faktörlere örnek olarak vücudun kilo almasını, vücut kütlesindeki dayanmanın azalmasını, hastalık hali ve fiziksel aktivite seviyesinin azalması verilebilir. Bununla beraber, ileri yaşlarda kardiyovasküler (kalbe ve kan damarlarına ait olan) veya aerobik (oksijenli, oksijen etkisi ile) kapasitesinin azalması önemlidir. Aerobik kapasite, egzersiz sırasında kullanılan ve VO2max denen maksimum oksijen miktarı ölçülerek tayin edilir. Yaşanma ile kişinin yüksek fiziksel kapasitesini sürdüremediği ve 10 yıllık bir yaşlanma için VO2max ın %30 azaldığı tahmin edilmektedir. Kas mukavemeti (maksimum kuvvet üretimi), yaşlanma boyunca daha uzun süre sürdürülebilir. Örneğin diz açan kas mukavemeti, insanın 60 lı yaşlarına ulaşmasına kadar önemli bir şekilde azalmaz. Bu kayıplar 10 yıl başına yaklaşık %10-12 arasında olur. Kas kütlesi kaybı ise, 10 yıl başına yaklaşık % 6 kadar olur. Yaş ile kas gücü (güç üretimi ve hızı) kaybının büyüklüğü belirsizlik gösterir, fakat bu kaybın mukavemet düşüşünden daha hızlı olduğuna inanılır. 5. Cinsiyet etkileri: Kadınların kuvvet performansı genelde ve yaklaşık aynı yaş grubundaki erkeklerin 2/3 si düzeyindedir. Erkekteki aerobik kapasite, kadından yaklaşık %40-50 arasında daha yüksektir. İlaveten, erkeğin en yüksek vücut mukavemeti kadından %100 daha yüksek ve düşük vücut mukavemeti ise %50 daha yüksektir. Erkek ve kadın arasında önemli bir antrenman farklılığı

39 39 görülmemekle birlikte, dayanım antrenmanında erkeğin kadından daha büyük kas kütlesi kazandığı görülmektedir. 6. Genetik etkileri: Kas kütle ve dayanım genetiği, özel genlerin kas fenotipindeki (kalıtım ile oluşan dış görünüş) farklılıklara katkı yaptığını göstermiştir. Daha önemlisi, özel polimerimler, sarkopeni ve kasın ST ye olan etkisinin iç bireysel değişimini kısmen açıklar. Yakın zamanda genlerdeki kas fenotipine gen polimorfizminin ilişkisi araştırılmış ve dayanım ve kas kütlesindeki değişikliklere makul bir psikolojik etki ettiği bulunmuştur. 7. Beden yapı özellikleri: İnsanların yapısal görünüşleri kuvvet, dayanıklılık ve iş verimi ile ilgili kesin bir bilgi vermez. Örneğin, atletik görünüşlü bir insanın kuvvet performansının yüksek olduğu söylenemez. 8. Egzersiz yapma etkileri: Aerobik egzersizler ve mukavemet egzersizi olarak ikiye ayrılabilir. Aerobik antrenmanı, çok oksijen tüketen yürüme, koşma, yüzme ve bisiklete binme gibi egzersizleri içeren düzenli kas aktivitelerinden oluşur. Dayanım antrenmanı, kasların büzülmesi veya büzülmeye karşı direnç gösterme tipinde düzenli kas aktiviteleri olarak adlandırılır. Bundan dolayı, bu tip antrenmana direnç veya direnç antrenmanı denir ve ağırlık plakaları, makinalar veya direnç için bir vücut ağırlığı kullanarak yapılabilir. Düzenli ve devamlı sportif antrenmanlar yapan insanların kuvvet ve dayanıklılıkları, egzersiz yapmayan gruba oranla % daha yüksektir. 9. Kavrama kuvveti: El kavrama kuvveti 35 kg ile 85 kg arasında değişmekte olup, ortalama 63 kg dır. Ancak, üniversite öğrencileri üzerinde yapılan benzer araştırmada sağ el ortalaması 54 kg, sol el ortalaması 43 kg olarak elde edilmiştir. Bu farklılık, her türlü biyomekanik değerlendirmelerin bizzat işyerinde çalışan insanlar üzerinde gerçekleştirilmesi gerektiğini göstermektedir. 10. Elin döndürme hareketi: El ile etkili döndürme hareketinin açılar arasında gerçekleştirilebildiği, en düşük değerlerin de 30 0 bir dirsek açısında yapılan hareketlerde görüldüğü belirlenmiştir. 11. Dirseğin bükülmesi ve gerilmesi: Dirsek germe hareketleri kuvvet açısından dirsekten bükmenin yaklaşık iki katı kadar etkilidir. 12. Dirsek ya da omuzdan kuvvet: Omuzdan yapılan döndürme hareketleri dirsekten yapılan hareketlere göre iki kat daha kuvvetlidir. Omuzdan uygulanan kuvvet aynı zamanda daha uzun bir süre korunabilmektedir. 13. Kaldırma etkinliği: Kaldırma yüksekliği arttıkça kaldırma etkinliği düşmektedir. Örneğin, 54 cm yüksekliğe 70 kg yük kaldırılırken, 125 cm yüksekliğe 46 kg yük kaldırılabilmektedir.

40 40 4. İNSANLARIN ENERJİ GEREKSİNİMİ 4.1. BAZAL METABOLİZMA Organizmanın içindeki madde ve enerji değişikliklerine metabolizma adı verilir. Metabolizma iki evrede gerçekleşir: anabolizma ve katabolizma. Anabolizma, besin kaynaklarının ana besin maddelerine dönüştürülmek üzere sentezlendiği metabolizmadır. Katabolizma, artıkların vücuttan atılmasıyla sonuçlanan besin maddelerinin yakıldığı ve enerjinin açığa çıkarıldığı metabolizmadır. Bir organizmanın enerji harcaması iki biçimde olur: enerji ya da iş metabolizması ve bazal metabolizma. Enerji metabolizması, çeşitli kas etkinlikleri, hücre yapımı ve ısıl dengenin düzenlenmesinde harcanan enerji miktarlarını kapsar. Bazal metabolizma, insan vücudunun tam istirahat halinde, ruhsal uyarıcılardan uzak, C sıcaklıkta temel yaşam fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için gereken en düşük enerji harcama düzeyidir. Bazal metabolizmada temel çevrim için harcanan enerjinin organlara daılım oranları aşağıdaki gibidir: - iskelet kaslarında %26 - karaciğerde %26 - beyinde %18 - kalpte %9 - böbreklerde %7 - diğer organlarda %14 Bazal metabolizma değeri yaşla artar, 20 yaş civarında 7500 kj ile maksimum değere ulaşır ve yaşla birlikte azalmaya başlar. Kişilerin temel enerji çevrimi birbirlerinden farklıdır. Bazal metabolizma yaş, cinsiyet, boy ve ağırlıkla eğişir. Harris ve Benedikt temel çevrim için aşağıdaki bağıntıları vermiştir. Erkekler için; ( ) [ ] (4.1) Kadınlar için; ( ) [ ] (4.2) Burada; B boy (cm), m ağırlık (kg), Y yaş (yıl) Kaba bir ortalama değer olarak bazal metabolizma erkeklerde 7100 kj/kg, kadınlar için 6300 kj/kg alınabilir. Ergonomik etütlerde önemli olan bazal metabolizma ölçüleri için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir:

41 41 1) Tam istirahat hali 2) Aç karnına olmak 3) Çevre sıcaklığının kontrolü 4) Kas tonu ve duruş değişiklikleri Tam İstirahat Hali İnsan, uyku sırasında tercih ettiği bir pozisyonda dinlenir. Ölçmelere başlanmasından bir saat öncesinden başlayarak hiçbir efor sarfedilmemelidir. İnsanların sabah yataklarından kalkmadan önce ve genellikle yataklarında ölçü alınması tercih edilebilir. Amaç, uyku haline yakın ve tamamen gevşek bir durumda enerji gereksinimini belirlemektir Aç Karnına Olmak İnsanların, ölçümlere başlanmasından 12 saat öncesinde, protein açısından zayıf bir hafif yemek dışında gıda almamaları gerekir. Bunun nedeni, sinir sisteminin uyarılmasını en alt düzeye indirmek ve organizmayı en alt düzeyde enerji harcama konumuna getirmektir. Ölçümlerin başlamasından bir saat öncesine kadar karbonhidratlar açısından zengince ve sınırlı ölçülerde sıvı alınmasına izin verilebilir. Bu tür sıvılar kısa zamanda kana karıştığından, sindirim sisteminden fazladan bir enerji harcamayı gerektirmezler Çevre Sıcaklığının Kontrolü Çevrenin sıcak ya da soğuk olmasının ölçümler üzerinde etkisi bulunduğundan, insanların test odasında giyinik ve üstü örtülü halde sıcaklığın 16 0 C, üstü örtülmezse C ve çıplak halde ise 25 0 C olması gerekir. Sıcaklığa bağlı olarak insan vücudunun harcadığı enerjiyi ölçmek için en güvenilir yol insanların oksijen tüketimini ölçmektir. Deneklerin akciğerlerinden dışarı attıkları solunum gazlarının analizi ile deney süresince organizmanın ne kadar oksijen tükettiği bulunur. Genç ve sağlıklı bir erkeğin bazal metabolizması ortalama 155 kj/m 2 h dolayındadır. Bu enerjinin % 25 i yaşamı destekleyen organik işlevlerde, % 75 i vücudun sıcaklığını korumak maksadıyla bütün hücrelerin enerji gereksinimini karşılamak üzere kullanılır. Ortalama kabul edilen 70 kg ağırlığındaki bir insanın BM si yaklaşık 4.2 kj/kgh dır. Kadınların enerji gereksinimi erkeklere göre % 5 daha düşüktür. Hamilelik halinde BM yükselir, ileri yaşlarda ise azalır. Yaş ve cinsiyete göre bazal metabolizma değişimi Şekil 4.1 de gösterilmiştir.

42 42 Şekil 4.1. Bazal metabolizmanın değişimi (Fleisch, 1951) Kas Tonu ve Duruş Değişiklikleri Kasların çalıştırılması ile tonlarının artması daha fazla enerji harcamasına neden olur. Kastaki iş yükü ortadan kalktığında, enerji gereksinimi giderek istirahattaki düzeyine iner. İnsanlar otururken, tam istirahat ve yatma pozisyonuna göre % 5 15 daha fazla enerji harcayabilir. Rahat ve ayakta duruşta ise bu artış % arasında değişir İŞ YÜKÜ VE ENERJİ GEREKSİNİMİ Her türlü fiziksel işi yaparken ve yapılan işin bitiminden tam toparlanma düzeyine erişinceye kadar, insan vücudunun biyokimyasal enerji yaratabilmek için gereksinim duyduğu ve tükettiği oksijeni ve metabolik bir artık olarak dışarı atabildiği karbondioksiti ölçmek, yapılan fiziksel işin enerji karşılığını önemli doğruluk düzeyinde hesaplamaya olanak sağlar. Bir işin güçlük derecesini ve organizmaya yükünü belirleyebilmek için o işi yapan insanın solunum ve dolaşım sistemlerindeki fonksiyonel değişikliklere de bakılabilir. Kalbin atım sayısındaki değişiklikler, solunum hacim ve derinliğindeki değişiklikler, vücut sıcaklığı değişiklikleri gibi bulgular da oksijen alma ve tüketimi ölçüleri gibi birer kriter oluştururlar. Belirli bir işi başlatan organizma, bu iş için gerekli iç enerjiyi sağlayarak kasların çalışmasını desteklediği halde, solunum ve dolaşım sistemlerinin uyumu ve yapılan iş için gerekli ölçüde oksijeni vücuda sokabilmesi belirli bir zaman alır. Organizmanın iş görme sürecinde fonksiyonel uyum gecikmesi yüzünden, tüketilmeyen oksijen nedeni ile bir oksijen borcu ortaya çıkar. İş bittikten sonra ve tam istirahat haline geçildiğinde fazladan alınan oksijen ile sözkonusu oksijen borcu ödenir. Kas çalışmalarında enerji harcama, çalışanların fonksiyonel kapasiteleri, yaptıkları işin şekli, süresi ve miktarına (Joule) bağlı olarak yaklaşık değerler gösterir. Gerçekte, organizmanın yaptığı fiziksel iş ile enerji gereksinimi arasında doğrusal bir ilişki vardır. İş yükü arttıkça, solunumun derinliği ve oksijen tüketimi de artar.

43 43 Her türlü fiziksel çalışmanın başlangıcında, solunum ve dolaşım fonksiyonlarının metabolik gereksinimlere uyuma kadar iş gören kas hücreleri anerobik (anaerobik oksijensiz) enerji oluştururlar. Bu enerji kaynağı, litre oksijen düzeyine yakın ( kcal / kj) bir enerji yaratabilmektedir. Bu anerobik enerji kaynağı ani ve ağır çalışmalarda olduğu gibi, uzun süreli ve ortalama düzeydeki çalışmalarda da enerji kaynağı olarak kullanılır. Anerobik çalışmalar oksijen borçlanmasına neden olurlar ve çalışanın istirahata geçmesinden sonra belli bir süre içinde bu borç ödenecek şekilde fazladan oksijen alınır. Endüstriyel çalışmalarda harcanan enerji ve çalışmaların fiziksel yükü, genellikle aerobik (erobik yeterli oksijen ile) yoldan gerçekleşir. Bu tür çalışmalarda, işe uyum sürecinde oluşan oksijen borcundan başka bir borç oluşmaz. Solunum ve dolaşım sistemleri, hücrelerin gereksinim duyduğu oksijeni düzenli bir şekilde sağlayarak daha fazla borçlanmadan işin yapılmasını desteklerler. Bununla birlikte, her insanın erobik kapasitesi farklıdır. Beden yapısı özelliklerine, antrenmanlı olmaya ve genel fonksiyonel kapasitelere bağlı olan erobik kapasite, iş ve hareket fizyolojisi laboratuvarlarında ölçülebilmektedir. Bir koşu bandı (treadmill) üzerinde çeşitli eğimlerde ve giderek artan bir merdiven düzeneğinin üzerinde inip çıkarak iş yapmak gibi değişik uygulamaları olan testler sırasında solunum gazlarının toplanması yöntemi ile oksijen tüketiminin artışı ve ulaşabileceği en yüksek değer (maksimum erobik kapasite) belirlenebilir. Fiziksel iş yükü ile oksijen tüketimi arasındaki doğrusal ilişki 1200 kgm ye kadar doğrusal olarak devam ettiği halde, daha üst düzeydeki zorlanmalarda denekler, yetersiz oksijen tüketimine rağmen daha çok iş yapabiliyor gibi görünmektedirler. Burada denekler anerobik rezervlerini kullanmaktadırlar. Ancak, bu rezerv sınırlıdır ve kısa sürede tükenebilir. Şekil 4.2. Oksijen tüketiminde ortaya çıkan değişiklikler Erobik kapasitenin yüksek olması, yorgunluğa karşı direnç ve iş verimi açısından önemlidir. Ancak, bu kapasitenin tek başına kriter olarak kabul edilmesi, bütünüyle yüksek iş kapasitesi ve verimliliğin ölçüsü olmaz. İşyerindeki ortam

44 44 koşullarının iş düzeni ve temposunun, yardımcı araç gereç ile makina sistemlerinin, duruş oturuş ve çalışma pozisyonları gibi çeşitli etkenlerin olumlu ya da olumsuz şekilleri de iş verimini etkiler. Psikolojik ve psiko-sosyolojik yaklaşımlar da insanların iş hevesini artıran ya da azaltan etkenlerin bulunduğu ve bu arada insanların genel psikolojik dengesini etkileyen faktörlerin de iş verimi üzerinde etkin olduğu gösterilmiştir. Enerji tüketimi sorunlarının incelenmesinde, bir iş gününün çalışma sürelerini bölümlere ayırmak, günlük enerji tüketimi düzeyini bularak beslenme gereksinimini belirlemek gibi yaklaşımlardan yararlanılabilinir. Buna bağlı olarak, iş ekonomisi yaklaşımı ile çalışanların en optimal enerji tüketimi düzeyindeki iş görmeleri de projelendirilebilir ve bu durum ergonomi açısından önemlidir. Toplam enerji tüketimi araştırmalarında, işin özelliklerine göre, her hareketin tekrar sayısı, enerji tüketimi düzeyi, işin yapıldığı süre içinde alınan vücut pozisyonları, duruş ve oturuş şekilleri gibi faktörler dikkatle incelenmelidir. Tablo 4.1 de çeşitli duruş ve davranışların ek enerji gereksinimleri verilmiştir. Bu veriler, iş zaman etütlerinde ve film analizi yöntemi ile enerji tüketimi tahmini araştırmalarında kullanılabilir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen, çeşitli işlerdeki enerji gereksinimleri sıralı olarak Tablo 4.2 de verilmiştir. Günlük enerji gereksinimini belirlemek için sadece işbaşında harcanan enerjinin hesaplanması yeterli değildir. İş dışındaki etkinliklerin de enerji değerlerinin bilinmesi gerekir. Çalışma günü sekizer saatlik üç bölüme ayrıldıktan sonra uyku, işbaşında çalışma ve geriye kalan serbest zaman içindeki etkinlikler birlikte düşünülmelidir. Tablo 4.1. Ek enerji gereksinimi (Lehman) İş yaparken pozisyon ve hareketler Ek enerji gereksinimi (kj/dak) Otururken 1.26 Dizüstü duruşta 1.67 Bağdaş kurma 2.10 Ayakta durmak 2.51 Ayakta ve eğilerek çalışmak 3.35 Ayakta ve gezinerek çalışmak Tablo 4.2. Çeşitli işlerde enerji gereksinimi (ILO) Faaliyet Enerji gereksinimi kcal/dak kj/dak Tam istirahat Ofis işleri Araç kullanma Araç gereç ile çalışma Normal yürüme Toprak atma Çekiçle çalışma Rende işleri Çelik işleri yüksek fırın temizleme

45 45 Tablo 4.3. Çeşitli işlerde enerji gereksinimleri ile kalp atış sayısı ilişkisi Toplam Enerji Harcamı İşin Niteliği Kalp Atış Sayısı kcal/dak kj/dak Hafif işler veya daha az Orta işler Ağır işler Çok ağır işler Ekstra ağır işler veya daha fazla Hafif orta arası iş yapan bir insanın günlük toplam enerji tüketimi, Tablo 4.4 de verildiği gibi hesaplanabilir. Tablo 4.4. Günlük enerji tüketimi Faaliyet Enerji hesabı Enerji tüketimi (kcal/gün) 8 saat uyku 70 Kcal/h x 8 h/gün = saat serbest 140 Kcal/h x 8 h/gün = saat işbaşı 214 Kcal/h x 8 h/gün = Toplam enerji tüketimi FİZİKSEL İŞ VE İŞLEMLERİN SINIFLANDIRILMASI İnsanların yaptıkları işler hafif, orta, ağır gibi sınıflara ayrılabilir. Bunu yaparken fiziksel anlamda iş yükünü ya da bunun metabolik karşılığını dikkate almak gerekmektedir. Bazen, iki ya da daha fazla sayıdaki işi karşılaştırmak gerekebilir ve bu durumda iş ve işlemleri sadece hafif, orta ve ağır şeklindeki sınıflandırmaya tabi tutmak yeterli olmayabilir. İş ve işlemlerin fiziksel ve zihinsel çabaya göre sınıflandırılması Şekil 4.3 de gösterilmiştir. Şekil 4.3. İş ve işlemlerin fiziksel ve zihinsel efor yaklaşımına göre sınıflandırılması

46 46 İşlerin güçlük dereceleri bazen işi yapan kişilere sorma yöntemi ile belirlenmektedir. Ancak, bu gibi değerlendirmeler sayısal boyutlar veren ölçü teknikleri ile karşılaştırılmadıkça, güvenilir kriter oluşturmazlar. Bu nedenle farklı kriterler ortaya konularak kas çalışmalarının değişik sınıflandırmaları yapılmıştır. En güç kas kullanımına ilişkin bazı enerji tüketim düzeyleri için çeşitli araştırmacılar tarafından farklı değerler verilmiştir. Fiziksel etkinliklerin tüketilen enerjiye göre sınıflandırılması: Bitkinliğe sebep olan işler: Erobik kapasitenin üst düzeyinde güç harcanarak gerçekleştirilebilen işlerdir. Anerobik kapasitenin de tamamı bu işlerde kullanılır. Bu tip işler, genellikle 1 2 dakika kadar sürmektedir litre arasında oksijen borcu oluşmaktadır.haltercilerin yapmış olduğu iş bu kapsam içerisindedir. Maksimal işler: Bu işlerde erobik kapasitenin % ü arasında enerjinin harcandığı işler bu gruba girer. Endüstride bu tür işler sadece zorunlu hallerde ve çok kısa süreli uygulamalarda görülür. Örneğin, atletlerin yapmış oldukları saatlik koşular, demir çelik yüksek fırınlarında ve dökümhanelerdeki işler bu iş grubuna girer. Maksimum altındaki işler: Erobik kapasitenin % i arasında enerji harcamasını gerektiren işlerdir. Örneğin, maden ocaklarındaki işlerin ve bazı sportif etkinliklerin bir kısmı. Zor işler: Genellikle erobik kapasitenin % si arasında enerjinin harcandığı işlerdir. Genellikle endüstrideki bir çok iş bu gruba dahildir. Hafif işler: Erobik kapasitenin % 25 inden az enerji gereksinimi olan işlerdir. Büro işleri bu iş kapsamındadır. Kas çalışmalarına göre işlerin sınıflandırılması: İşlerin güçlük derecesi incelenirken, yapılan işlerde kas kullanımının özellikleri de dikkate alınmalıdır. Kasların dinamik çalışmalarında, statik çalışmalara göre oksijen tüketimi daha kolay olduğu için, aynı düzeyde kuvvet uygulaması sözkonusu olduğu halde dinamik kas çalışması ile yapılan işlerin daha az yorgunluk birikimi oluşturduğu gözetilerek sınıflandırma yapılmalıdır. Statik İşler: Bu işlerde insanların organları sürekli bir yük altında kalmaktadır. Mesela perde takma işinde olduğu gibi, bir başka örnek de kamyoncuların uzun yollarda sürekli olarak ayağının gaz pedalında kalması bu işlemler içerisindedir. Statik işlerde damarlar daralarak gerekli miktarda kan dolaşımı sağlanamadığından, kısa zamanda yorulma ortaya çıkmaktadır. Statik işlemlerin bu sorunun çözmek üzer, statik işlemler ortadan kaldırılır ya da işlem değişikliği yapılır yahut da bu işlemleri makinaların yapması sağlanır. Dinamik işler: Statik işlemden farklı olarak yüklenme zaman içerisinde farklı değerler alır. Aralarda dinlenme olanağı olacağı için oksijen harcaması ile oksijen tüketimi hemen hemen aynı değerlerdedir. Diğer bir ifade ile, kan gereksinimi ile

47 47 kan dolaşımı aynı değerlerde kalır. Bu nedenle, statik işlemlere oranla daha az yorgunluğa yol açar. Şekil 4.4 de dinlenme, dinamik işler ve statik işler için kan gereksinimi ve kan dolaşımı değerleri karşılaştırmalı olarak gösterilmiştir. Bir işin güçlük derecesi, uygulanabildiği süre üzerinde de etkili olur. Çok zor işler ancak sınırlı bir süre devam ettirilebilir. Nitekim, her düzeyde iş yapmanın bir maksimum süresi vardır. Tablo 4.5 de çalışanların işbaşında enerji harcama düzeyi ile uygulama süreleri arasındaki ilişki verilmiştir. Şekil 4.4. Statik ve dinamik işlerde oksijen tüketimi Tablo 4.5. Enerji harcama düzeyi ile uygulama süreleri Ortalama Enerji Harcama (kjl/dak) Maksimum Çalışma Süresi saniyeden az saniye dakika 63 1 saat saat 41,9 10 saat gün gün 12.6 Birkaç ay 10.5 Sağlıklı insan için sınırsız süre 8.4 Her insan için sınırsız süre Pratikte çalışanların tüm gün harcadıkları enerji düzeyi ölçülerek bulunan değerlerden bazal enerji harcaması çıkarılırsa, yapılan işin gerçek fiziksel yükü daha güvenli bir şekilde ölçülmüş olur. Bu tür araştırmalarda, gün boyu ortalama enerji gereksinimi düzeyi sekiz saatlik işin gerektirdiği enerji tüketimi ayrı ayrı gösterilir.

48 SÜREKLİ PERFORMANS SINIRI Vardiya içinde normal molalar dışında ek molalara gerek duymadan, 8 saatlik bir vardiya boyunca sürekli yapılabilecek maksimum iş yükünü karşılamak için gerekli güç, işgörenin sürekli performans sınırını belirler. İş hekimliğinde sürekli performans sınırı, enerji sunumu ve gereksiniminin dengede kaldığı, çok fazla yorulmadan ve özel molalara gereksinim göstermeden 8 saatlik bir vardiya boyu yapılabilen en büyük işi ifade eder. Bir vardiya süresince beklenebilir sürekli performans sınırı erkeklerde Watt (8 saatlik vardiyada yaklaşık 8600 kj enerji), kadınlarda Watt (8 saatlik vardiyada yaklaşık 5800 kj) değerleri kabul görmüş değerlerdir. Tablo 4.6 da işin şekline ve düzeyine göre harcanan enerji değerleri verilmiştir. Tablo 4.6. İşin şekli ve düzeyine göre harcanan enerji miktarı (J/s) İşin şekli İşin düzeyi J/s = W El işi Tek kolla iş İki kolla iş Tüm bedenle iş Kolay Orta Ağır Kolay Orta Ağır Kolay Orta Ağır Kolay Orta Ağır Çok ağır Sürekli performans sınırı her işgören için geçerli sabit bir sınır değildir; kişiden kişiye, fizyolojik özelliklerine, kondisyon durumuna göre farklılıklar gözterir. Sekiz saatlik bir vardiyada 0,2 kw veya bunun biraz üstünde bir performans gösterebilen bir kişi, 5 dakika süren bir iş için performansını 0,7 kw a kadar çıkarabilir. 4,4 kw değerindeki en büyük performan ise sadece 10 saniye sürecek bir iş yüküne karşı ortaya konur. Statik işlerde sürekli performans sınırını benzer şekilde ifade edebilmek mümkün olmaz. Deneylere dayanan bir sonuç olarak statik işlerde uygulanabilen maksimum kuvvetin %15 i sürekli performans sınırı olarak kabul edilebilir DİNLENME SÜRELERİ İşletmede yapılan işlerin enerji gereksinimi hazırlanmış tablolardan da bulunarak dinlenme sürelerinin belirlenmesinde kullanılabilir. Bunun için işletmede yapılan işler sınıflandırılır. Her işte mevcut olan yürüme, eğilme, kaldırma, tutma, bağlama, işaretleme, vb. gibi iş elemanlarının enerji gereksinimi bu maksatla

49 49 hazırlanmış tablolardan genellikle dakikada tüketilen enerji gereksinimi olarak seçilebilir. Her bir elemanın ne kadar zamanda yapıldığı iş ölçümleri ile belirlenir ve her bir eleman için ne kadar enerji gerektiği hesaplanır. Her bir iş için elemanlarının enerji değerleri toplamı iş için gereken enerji gereksinimini verir. Toplam enerji gereksinimi; işlerin enerji karşılıkları, yapılan işlemlerin bölümlere ayrılması ve bunların gerektirdiği enerjilerin tablodan belirlenmesinden sonra işi yapan bireyin enerji gereksinimi (bazal metabolizma) ile toplanarak bulunur. Gerçekte, herhangi bir mesleki çalışmada işgörene ne kadar fiziksel yük verilebileceğini belirlemek oldukça güçtür. Aşırı yorucu, yorucu ve ortalama iş yükleri sınıfına giren iş şekillerinde çok çeşitli fizyolojik ve psikolojik stres faktörlerinin de dikkate alınması gerekir. Ortam koşulları, cinsiyet, beden yapısı, antrenman düzeyi gibi etkenler iş yükü etkilerinin farklı dayanıklılık bulguları ile oluşan karmaşık görüntüsünün ardında yatan nedenlerdir. Ancak, verimlilik, çalışma süreleri, dinlenme araları ve endüstriyel işlemlerin optimizasyonu gibi yaklaşımlarda, insanların iş yüküne dayanıklılığı ölçülerinin önemi küçümsenmemelidir. Bu konuda geliştirilmiş aşağıdaki önerileri incelemek yerinde olur: Erobik kapasitenin % 50 sinin üzerinde bir enerji tüketimi gerektiren işler yorucudur ve uzun süre devam ettirilemezler. Wells ve arkadaşları, 7.5 kcal/dak nın üzerinde enerji tüketimi gerektiren işlerin çok özel sportif müsabakalar ile zorlu askeri manevralarda görülebildiğini vurgulayarak, işlerin enerji tüketimi düzeyi yükseldikçe yorgunluk etkisinin de arttığını vurgulamıştır. Çalışanların uzun yıllar ve verimli bir şekilde çalışabilmeleri için, yapılan işlerin gerçek enerji karşılığının 2000 kcal yi ve 24 saatlik enerji gereksiniminin de 4300 kcal yi geçmemesi gerektiği kabul edilmektedir. Bir iş gününde 2000 kcal enerji tüketimi gerektiren işler ortalama 4.2 kcal/dak iş gücü ile gerçekleştirilir. Buna bir de işgörenin bizzat enerji gereksinimi olan 1.1 kcal/dk eklenirse, ortalama 5.3 kcal/dk bulunur. Ancak, bu tür değerlendirmelerde cinsiyet ve vücut yüzeyi ölçülerine göre bazı düzeltmelerin yapılması gerekir. Eğer, bir işin enerji tüketimi sık sık 5.3 kcal/dak değerinin üzerine çıkıyorsa, bir işgünü içinde harcanan iş enerjisinin 2000 kcal/dak da kalması için düzenlemeler yapılmalıdır. Bu konuda en etkin yaklaşım dinlenme araları ile enerji tüketiminin düzenlenmesidir. Dinlenme araları için Lehman tarafından aşağıdaki denklem önerilmiştir. ( ) [ ] (4.3) Burada; D toplam çalışma dönemi içindeki dinlenme süresi (dak), E işin gerektirdiği ortalama enerji (kcal/dak), T gün için toplam çalışma süresi (dak) dır.

50 50 Örneğin, günde 8 saat çalışan bir işgörenin iş yükü için 10 Kcal/dak enerji kullanılırsa, T 480dak;.. E 10kCal / dak olacağından, işgörenin dinlenme süresi; 10 D 0.1x480x 1 48x dak 4 olmak üzere, toplam çalışma süresinin % 15 i olarak bulunur. Günlük dinlenme sürelerini ifade eden bir başka eşitlik Murell tarafından aşağıdaki gibi ifade edilmiştir. ( ) [ ] (4.4) Burada; D dinlenme süresi, E işin gerektirdiği ortalama enerji (kcal/dak), S standart enerji tüketimi (5 kcal/dak), T gün içi toplam çalışma süresi (dak) dır. Örneğin, 10 kcal/dak enerji gereksinimi gösteren bir işte çalışan işgören 8 saatlik mesaisi içinde 282 dak dinlenmesi gerekecektir. Görüleceği gibi, bu denklem, (4.1) denklemine oranla oldukça fazla ve kabul edilemez bir dinlenme süresi vermekle birlikte, bu bağıntının özellikle ağır işlerde kullanılması önerilmektedir. Müller, insanların belli bir enerji rezervi olduğunu ve bu rezervin teorik olarak 25 kcal düzeyinde kabul edilebileceğini ileri sürmüştür. Müller e göre, yapılan işin enerji yükü 5 kcal/dak düzeyinin altında kaldıkça bu rezerv enerji kullanılmamaktadır. Eğer enerji gereksinimi bu değerin üzerine çıkarsa, aradaki fark işgörenin enerji rezervinden karşılanmaktadır. Örneğin 7 kcal/dak iş yükü ile çalışan bir işgören her dakika enerji rezervinden 2 kcal harcayacağı için, bu işi ancak 25 kcal / 2 kcal/dak = 12.5 dak devam ettirebilir. Rezervin tükendiği teorik an, yorgunluk sonucu iş veriminin aksamaya başladığı zamandır. Bu süre aşıldığı an dinlenmeye geçilmesi zorunludur. Her insanın istirahattaki temel enerji gereksiniminin teorik olarak 1.5 kcal/dak olduğu kabul edilerek dinlenme süresinin her dakikasında yaklaşık 3.5 kcal rezerv enerjinin depolanacağı kabul edilebilir. Müller in teorisine göre, 25 kcal rezerv yaklaşık 7 dakikada yeniden oluşacaktır. Dinlenme araları sorunu ergonomik açıdan önemlidir. Aşırı iş yükü sonucu oluşan yorgunluğun iş kazalarını artırdığı ve iş hevesini azalttığı düşünülürse, iş verimi ve iş düzeninin optimizasyonu yaklaşımlarında titizlikle ele alınmalıdır. İşçilerin aşırı iş yükünden yorulduğu ya da monoton işlerden oluşan bezginliği, işgörenlerin işten soğumalarında temel nedenlerin başında gelmektedir. Böyle durumlarda işgörenlerin işlerini yavaşlatmaları ve verim düşüklüklerinden daha önemlisi, ergonomik yaklaşımların temelini teşkil eden sistem yaklaşımına insancıllık kriterinin vurgulanmasıdır. Lehman ın formülüne göre 10 kcal/dak iş yükü ile çalışan işgörenlere mesailerinin % 15 i kadar (72 dakika) dinlenme önerilirken, Murell in enerji rezervi ilkesine göre aynı işgörene 282 dakika dinlenme süresi öngörülmektedir. Konu hala bilimsel araştırmalara muhtaçtır.

51 51 Passmore ve Dumin e göre, kürekle toprak atmanın enerji tüketiminin kcal/dak ve balta ile ağaç kesmenin kcal/dak olabileceği ölçülmüştür. Bu tür ağır çalışmalar işgören tarafından bütün gün devam ettirilemezler. Büro hizmetlerinde çalışan insanların enerji gereksinimleri 2500 kcal/gün düzeyinde olduğu halde, orman işçilerinin 3700 kcal/gün enerjiye gereksinimi vardır BESLENME Çalışma hayatında enerji sarfı ve buna bağlı olarak beslenme verimlilik açısından büyük önem taşır. İşlerin çeşitliliği farklı miktarlarda enerji gerektirdiğinden, çalışanlar bu özelliğe uygun beslenmelidir kcal/gün arasında değişebilen bazal metabolizma gereksinimine iş başında fiziksel çaba sonucu harcanan enerji ilave edilmelidir. Enerji ihtiyacı yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, boy ve fiziksel aktivitelere bağlı olarak değişmektedir. Örneğin, oturarak çalışan bir sekreter için 1.3 kcal/kg ilave enerji yeterli olurken, yüzme ve futbol gibi daha ağır bir faaliyet için kcal/kg arasında ilave enerjiye gereksinim duyulmaktadır. İşin güçlük derecesine göre ilave edilecek günlük enerji miktarının; hafif işler için kcal, az ağır işler için kcal, orta ağır işler için kcal, ağır işler için kcal ve çok ağır işler için de kcal olması yeterli görülmektedir. Tüketilenden fazla miktarda enerji alınması ise kilo almaya ve genel verim düşüklüğü yanı sıra, sağlığı tehlikeye düşüren sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Bununla birlikte, insanların beden yapısı, tiplerine ve vücut yüzeyine göre enerji tüketimi farklı olabileceği gibi, gün boyu etkinliklerinin temeli olan kişilik ve davranışlarının da beslenme üzerinde önemli etkisi vardır. Bu nedenle, işyerinde tüm çalışanların aynı enerji düzeyinde beslenmesi dengeli beslenme anlamına gelmez. Ayrıca, insanların alışkanlıklarındaki farklılıklar, çeşitli rahatsızlıkları ve fizyolojik fonksiyonların değişik düzeyde olması gibi çeşitli faktörlerin de dikkate alınması gerekir. İşgörenlerin beslenme yeterliliklerinin anlaşılması için düzenli aralıklarla vücut ağırlıklarının ölçülmesi basit bir yaklaşımdır. Bu çalışmalar yapılırken, diğer yandan işgörenlerin beslenme konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bazal metabolizma üzerine işin güçlük derecesine göre gerekli enerji ilave edilerek işgörenin günlük enerji gereksinimi bulunur. Beslenmede, günlük enerji alımının düzenli aralıklara bölünerek öğünlerle alınması gerekir. İşgörenler genellikle öğleye yakın saatlerde ve öğleden sonra saatleri arasında acıkmaya başlamakta, bu dönemlerde iş verimi düşmekte ve iş kazaları artmaya başlamaktadır. İşgörenlere yemek parası verilerek beslenme sorununun çözülmesi doğru bir yaklaşım değildir. Zira, işgörenler bu paraya yan gelir anlayışıyla değerlendirerek beslenmelerini ihmal etmekte ve kaza riskinin artmasına yol açmaktadırlar. Neyi, ne zaman, ne kadar yemek gerekir?, beslenmede uyulması gereken temel ilke olmalıdır. Yapılan işe, yaşa, cinsiyete, vücut ağırlığına, boy ve fiziksel aktivitelere bağlı olarak enerji gereksinimi belirlenir. Bu özelliklere göre enerji gereksinimi belirlendikten sonra, bir beslenme rejimi uygulanmalıdır. Bunun için alınacak gıdalara ilişkin enerji düzeylerinin bilinmesi gerekmektedir. Ortalama

52 52 değerler olarak ana besin maddelerinin enerji düzeyleri; karbonhidratlar ve proteinler için kcal/kg, yağlar için kcal/kg alınabilir. Bu temel besinlerin yanında yeterli ölçüde vitamin, mineral ve su alınmalıdır. Proteinler, hücre büyümesi, gelişmesi ve yenilenmesi etkinliklerini gerçekleştirirler. Vücutta protein depolanmaz. Normal bir insanın protein gereksinimi kg ağırlığı başına 100 gramdır. Eksik protein, büyümenin durmasına ve vücut ağırlığının azalmasına yol açar, direnç düşer, hastalık ihtimali artar. Karbonhidartlar, en önemli enerji sağlayıcıdırlar. Kolay sindirilirler. Bu özellikleri ile, kısa sürede tekrar acıkmaya yol açmaları nedeniyle, aşırı alınmalarından kaçınılmalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme için, kg başına 4 7 gr/saat karbonhidrat alınması önerilmektedir. Yağlar, karbonhidratlar ve diğer besinlerin sentezi ile elde edilirler. Enerji düzeyleri yüksektir. Beslenmenin 1/3 oranında yağlarla yapılması önerilmektedir. Aşırı yağ ve şeker alımı, kalp damar hastalığı, beyin kanaması, damar sertliği, şişmanlık, yüksek tansiyon ve şeker hastalığına neden olur. Bazı besinlerin az ya da çok alınması dengesiz beslenmeye yol açarak çeşitli olumsuzluklara, iş veriminin azalmasına ve kazaların artmasına yol açabilir. Bu nedenle düzenli ve dengeli beslenme önemlidir: sabah kahvaltısı doyurucu ve uzun süreli olmalı; öğlede proteince zengin besinler, meyve suyu, taze meyve süt, vb. alınmalı, akşam ise hafif çorba ve sebze türü besinler alınmalıdır. Beslenmede güç ve dayanıklılık veren besinler olarak; et, süt, yumurta, fasulye, mercimek, peynir, balık, taze sebzeler, meyve, kuru yemiş, kepekli tahıl önemli yer tutarlar. İş yükünün optimizasyonu veya iş ekonomisi ergonomik açıdan önemli konulardır. Bu yaklaşımda insanların yaptıkları işlerin kolaylaştırılarak iş verimini artıracak yöntemler aranır. Örneğin, bir işi bir işçi 8 kcal/dak enerji harcayarak 2 3 günde bitirmesi yerine, iş metotları incelenerek aynı işi iki işçinin biri 5 kcal/dak ve diğeri 2 kcal/dak enerji harcayarak 2 günde bitirilebiliyor olabilir. Bu yaklaşım, aynı zamanda işlem tasarımının temelini oluşturur. Kişinin günlük enerji tüketimine bağlı olarak enerjinin aşağıdaki şekilde alınması önerilmektedir. Kahvaltı %25 Kahvaltı-öğle arası %10 Öğrle yemeği %30 Öğle-akşam arası %10 Akşam yemeği %25

53 53 5. YORULMA VE DİNLENME 5.1. YORGUNLUK Yorgunluk, belli bir iş ya da işlemi yapan insanın fizyolojik nedenlerle, sözkonusu işi daha fazla devam ettiremeyeceği bir psiko-somatik tükenme noktasına gelmesi şeklinde ifade edilebilir. Yorgunluğun sözlük anlamı uzun süreli bedensel ya da zihinsel yoğun ve sürekli bir çabadan ileri gelen ve o çabayı ya da işi sürdürmeyi gittikçe zorlaştıran bitkinlik hali ya da çalışma ya da değişik nedenlerle bireyin ruhsal ve bedensel etkinlikler açısından verimlilik düzeyinin azaltılması şeklinde ifade edilmektedir. Ergonomik açıdan yorgunluk İş yükü nedeniyle bir organın, bir kasın veya tüm organizmanın işlevsel yeteneğinin ve performansının azalması olup, bu azalma dinlenme ile geri giderilebilen bir azalmadır şeklinde tanımlanır. Yorgunluğun nedeni, laktik asit gibi toksinlerin organizmada birikmesi ile dokuların daha az oksijen almasına dayanır. Sürekli performans sınırının üstünde çalışılırken, artan oksijen gereksinimi yeter düzeyde karşılanamadığından anaerobik glikolizin oluşturduğu laktik asit artmaya ve kas lifleri de fazla asit yüzünden şişmeye başlar. Lifler katı bir zarfla sarılı olduklarından ağrı algılayan sinirleri de bu sargı içinde sıkıştırmaya başlarlar. Şekil 5.1 de işgücü ve performans kayıplarına yol açan yorgunluk için neden sonuç ilişkisi gösterilmiştir. Beslenme yetersizliği Oksijen yetmezliği Kas ve bağ zorlanması Yetersiz kan dolaşımı Can sıkıntısı İçe dönüklük Gözlem hataları Bellek hataları Genel Yerel İş hevesi ile ilgili Bilgi alma ve işlem Fizyolojik Psikolojik İşgücü ve Performans Kayıpları Şekil 5.1. Yorgunluk için neden sonuç ilişkisi Yorgunluk çalışma ya da başka nedenlerden ileri gelebilmekte ve iş görmeyi güçleştirmektedir. Yorulan insanın işgücü verimliliği düşmektedir. İnsan kendisini bazen, çok ağır fiziksel işler yapmadan da yorgun, isteksiz ve bezgin hissedebilir. Buna göre, yorgunluk psikolojik, patolojik ve fizyolojik nedenlere bağlanabilir. Fizyolojik yorgunluk, kaslarda enerji metabolizmasının yavaşlaması ve yorgunluk kalıntılarının kas hücresi içinde birikmesi şeklinde oluşur. Kas çalışması maksimum performans kapasitesinin altında bir iş yükü ile yapılırsa ve her

54 54 uygulama ardından yeterli ölçüde dinlenme fırsatı bulursa yorgunluk gecikir ya da hiç oluşmaz. Hafif iş yükü ile çalışmalar yorgunluk oluşturmadan uzun süre devam ettirilebildiği halde, ağır iş yükü ile çalışmada yorgunluk oluşur ve uzun süreli çalışma yapılamaz. Çok tekrarlı işlerde dinlenme süresi tekrar sayısı oranının karesi ile orantılı artmaktadır. Fizyolojik değerlendirmeler için, kalp atım sayısı değişiklikleri, oksijen alma düzeyi, kan biyokimyası değişkenleri, EEG değişiklikleri, idrar bileşimi değişiklikleri kullanılır. Titreşen ışık kaynaşma noktası (flicker fussion frequency) göz testi de yorgunluk ölçümünde kullanılmaktadır. Yorgunluk ve dikkatin dağılmasında genel çevre sorunları olarak bilinen aydınlatma, gürültü ve ortam sıcaklığı ve neminin de önemli etkileri vardır. Patolojik yorgunluk, hastalık durumlarında organizmadaki sistemlerin destek görevlerini tam olarak yapamamalarından kaynaklanır. Psikolojik yorgunluk, duygusal çatışmalar, kaygı ve sıkıntıya bağlı olarak ortaya çıkan, zihinsel kökenli bir yorgunluktur. Kişilere ve kişilerin ruhsal yapısına bağlı olarak değişir. Örneğin, bir yarışta yenilen galip gelene oranla kendini daha yorgun ve bitkin hisseder. İşverenin davranışlarındaki olumsuzluklar, beklentilerin yüksek oluşu, iş arkadaşlarının anlayışsızlığı, kuralların belirsizliği, yönetime katılamama, destek hizmetlerinin olmaması ve dengesiz ücret politikası gibi etkenler psikolojik yorgunluğun ortaya çıkış riskini artırmaktadır. Zihinsel yorgunluğun belirtileri; resepsiyon bozukluğu, algılama bozukluğu, koordinsyon bozukluğu, konsantrasyon ve dikkat bozukluğu, düşünme bozukluğu, çalışma ve kontrol gücünde azalma hissi, sosyal ilişkilerde bozukluk şeklinde sıralanabilir. Psikolojik yorgunluk bir süre sonra fiziksel yorgunluğa yol açabilir. Beslenme ve uyku düzeninin bozulması sonucu iş verimi azalır. Sorunun çözümü için genellikle önerilen yol; hatanın karşı tarafta aranması anlayışı yerine yönetime katılma eğiliminin geliştirilmesidir. Psikolojik yorgunluğun değerlendirilmesinde matematik muhakeme, kavrama, karar verme yetenekleri, reaksiyon zamanı ve el becerisi gibi test yaklaşımları kullanılabilir. Ayrıca, insanların iş hevesi, iş çevresine uyum, işini benimseme gibi özellikleri ile ortam koşulları da yorgunluk oluşumu üzerinde etkilidir. Yorgunluk etkisi insana, yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösterir. Genel yorgunluk halinde kişi kendisini kısıtlı, işini yapmaya hevessiz, ileri derecelerde ise sanki felç olmuş gibi hisseder. Ne bedensel ne de zihinsel faaliyet için insanın içinde bir arzu vardır. Eğer dinlenebilme olasılığı varsa genel yorgunluk hissi büyük bir sorun oluşturmaz, ancak dinlenme sağlanamazsa genel yorgunluk hali şiddetini artırır. Yorgunluk türleri; 1) Statik veya dinamik kas işinden doğan kas yorgunluğu

55 55 2) Fiziksel zorlanmadan doğan tüm organizmanın yorgunluğu: Genel bedensel yorgunluk 3) Görme organının fazla zorlanmasından doan yorgunluk: Göz yorgunluğu 4) Beyinsel çalışmadan doğan yorgunluk: Mental yorgunluk 5) Psikomotor fonksiyonların tek yönlü zorlanmasından oluşan yorgunluk: Sinirsel yorgunluk, beceri yorgunluğu 6) İşin veya çevrenin tek düzeliğinin verdiği yorgunluk: Monotonluk 7) Arka arkaya gelen yorgunluk hallerinin birikmesi: Kronik yorgunluk 8) Biyolojik gece-gündüz ritminin doğurduğu, uyku isteğini doğuran doğal periyodik yorgunluk. Yorgunluğun belirtileri; Subjektif yorgunluk, uyku hali, işten kaçış duygusu algılamaları Kolay düşünememe Dikkatin azalması Algılama hızının düşmesi Bedensel ve mental faaliyetlede performans düşüşü. Kronik yorgunluk, fazla zorlanmadan ziyade, süreklilik arz eden, her gün tekrarlayan iş yükünden ileri gelir, iş dışında da devam eder. Kronik yorgunluğun belirtileri; Asosyal davranış, kolay öfkelenme Kolay depresyona giriş Genel halsizlik Hastalıklara karşı dirençsizlik. Yorgunluk belirtileri olarak; gözlerde yanma, bacaklarda ağrılar, bitkinlik, vücut yorgunluğu, omuzlarda sertlik ve ağrı, konsantre olamama, enerjinin tükenmişliği hissi, sıkıntı, motivasyon eksikliği, uykusuzluk, uykuya dalamama, sinirlilik, huzursuzluk, kaygı, sabırsızlık, güçsüzlük sayılabilir Bu semptomların dışında baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, kalp atış düzensizliği, sebepsiz terleme, iştahsızlık, sindirim bozukluğu gibi çeşitli rahatsızlıklar da gözlenmektedir İŞ STRESİ Teknolojik gelişmelere paralel olarak insanın iş yüklerinden kaynaklanan zorlanması azaltılmakla birlikte, başkaca sorunlar ortaya çıkmaktadır; daha hızlı üretim, zaman baskısı, monotonluk, işin anlamsızlaşması, yalnızlık, uyarı azlığının can sıkıcılığı veya uyarı çokluğu ile başa çıkamama, olumsuz çevresel koşullar vb. gibi. Bedensel iş yükleri azalırken, zihinsel iş yükleri artmıştır. Stres, insanı fazla zorlayan, bunaltan, heyecanlandıran, korkutan, huzursuz hatta hasta eden, pek çok negatif olguyu içeren bir anlanda kullanılmaktadır. Stresi oluşturan faktörler iç ve dış faktörler olarak ikiye ayrılır. İç faktörler düşünce dünyamızdan gelir. Bu stres, sınav heyecanında negatif olabileceği gibi, yeni başlanan bir işteki mutluluğa bağlı pozitif etki yaratabilir. Dış faktörler ise,

56 56 çevre koşulları, aydınlık-karanlık, gürültü, koku vb., sosyal çevre, sağlık durumu, işin zorluğu, işi tek başına veya ortaklaşa yapma gibi. İş yaşamında daha çok dış faktörler etkilidir. İş yaşamında stres faktörleri; 1. İşin kendisinden kaynaklanan stres faktörleri: - Bedensel ağır iş - Rahatsız eden beden konumu - Tek yönlü bedensel yüklenme - Kalite ve miktar açısından çok yüksek beklentiler - Yetersiz deneyim ve bilgi - Zaman baskısı - Bilgi çokluğu ve gereksizliği - İş temposu - Anlaşılamayan görevler - Çelişen talimatlar - Beklenmeyen arızalar - Arızalı malzeme, iş donanımı - Yetersiz dinlenme - Gece vardiyası 2. İşgörenin kendi konumunan kaynaklanan stres faktörleri: - Sorumluluk, karar verme zorunluluğu - İşin başkaları tarafından belirlenmesi, işgören görüşünün alınmaması - İşin yeteneinin çok altında veya çok üstünde olması - İş ekibi içinde rekabet - Ekip içinde dayanışma ve yardımlaşmanın olmayışı - Hayal kırıklığı, değerinin anlaşılmadığı duygusu - Amir ve iş arkadaşları ile geçinememe - Yönetme görevinden doğan yükler 3. Maddi çevreden kaynaklanan stres faktörleri: - Gürültü - Mekanik titreşimler - Klimatik faktörler; soğuk-sıcak, nemli-kuru, rüzgarlı ortam - Tehlikeli ortam - Yetersiz aydınlatma - Çok dar alanda çalışma 4. Sosyal çevreden kaynaklanan stres faktörleri: - İşletmenin genel havası, sosyal dayanışma yokluğu - Çevrenin, görevin, iş arkadaşlarının, çalışılan atölyenin değişmesi, yabancılık - Bilgiye ulaşamama, eksik bilgi akışı - kalabalık 5. İşgörenin kişiliğinden kaynaklanan stres faktörleri: - Görevden korkma - Başarısızlığa uğramış olma - Cezalandırılmış olma

57 57 - Aile içi sorunlar Bazı araştırmalar en çok aşağıdaki sosyal stres faktörlerinden şikayet edildiğini göstermiştir: İş arkadaşlarım benimle sık sık sürtüşmeye giriyor Bazı meslektaşlar rahatsız edici Burada küçücük bir şey için insanlar harcanıyor Burada sadece kritik var. İyi yapılan şeyler görülmüyor Hep geçimsiz adamlarla çalışmak zorunda kalıyorum Normal iş düzeni bazı meslektaşlar tarafından hep bozuluyor Buradaki insanlar şakadan hiç anlamıyor Amirim bizi köle gibi kullanıyor Amirim meslektaşları birbirine karşı kışkırtıyor Bir hata oluşunca amirim hep suçu bize atıyor, kendini hiç hesaba katmıyor Yaptıklarımız tekit edildiğinde amirim bize destek olmuyor Amirim iyi işleri belli kişilere veriyor Amirimin konusunda bilgisi yok Meslektaşlarla uyum sağlamada sorunlar var Amirimiz bizden ne istediğini anlamıyoruz Başkalarının hatası yüzünden biz de cezalandırılıyoruz Verdiği emirlerle amirimiz işimizi zorlaştırıyor Stresin ölçülmesinde iki yöntem uygulanmaktadır: 1) Stresin yarattığı vejetatif sonuçların (kalp atış frekansı, kan basıncı, kasların kanla beslenmesi, hareket hassasiyeti veya deri iletkenliğinde değişme gibi) ölçülmesi ve takibi. 2) Kanda noradrenalin, adrenalin, adenocorticotrof hormon (ACTH) yağ ve şeker miktarlarının ölçülmesi ve takibi. Stresin anlaşılması için ayrıca kişinin davranış ve performans düzeyleri de izlenmelidir. Stresi optimum düzeyde tutmanın üç temel yolu vardır: 1) İş yerindeki stres faktörlerini iş yeri düzenleme ve iş organizasyonunda yeni önlemlerle optimal düzeye çekme 2) Stres faktörlerine karşı kişisel davranışları kontrol edip, gerekiyorsa eğitim veya tedavi ile stres faktörüne karşı katı olumsuz tutum değiştirme 3) Stresi serbest zaman aktiviteleri ile dengeleme ve strese karşı direnci artırma 5.3. YORGUNLUKLA MÜCADELE Yorgunlukla mücadele etmede yardımcı olabilecek beş aşamalı bir yaklaşım kullanılabilir: 1) Analiz 2) Enerji korunumu 3) Dengeli beslenme 4) Egzersiz 5) Stresle mücadele Analiz ile her gün yorgunluk anları ve enerjik anlar not edilerek bunları etkileyebilen faktörler ve nedenleri belirlenir..

58 58 Enerjinin korunumu masadıyla aşağıdaki etkinlikler gerçekleştirilmelidir: İşlerin organizasyonu ve planlama. Dinlenmeyi zamanlama. Çalışma temposunu düzenleme. Doğru vücut mekaniği kullanma. Malzeme yerleşimi. Kasları uygun kullanmak. Ortam etkisini uyumlaştırma. Öncelikleri belirlemek. Dengeli beslenme ile doku ve organlardaki hücrelerin büyümesini, devamlılığını ve gelişimin normal seyrini sağlamak için gerekli enerjiyi oluşturmak üzere uygun tipteki besinlerin yeterli miktar ve dağılımda alınması sağlanır. Egzersiz ile uzun süreli hareketsiz kalmakla vücut sistemlerinde meydana gelen yavaşlama, metabolizma hızının düşmesi, enerji oluşturan reaksiyonların azalması gibi olumsuzluklar giderilmektedir. Egzersiz ile sağlanan avantajlar aşağıda sıralanmıştır: Zihinsel kapasite kullanımı artar. Zor kararların alınma kapasitesi ve stres altına girebilme direnci artar. Konsantrasyon (okuma, anlama, vb.) yükselmektedir. Zaman kontrolü sağlanmaktadır. Başarma duygusunu güçlendirmekte ve bazı kaygıları azaltabilmektedir. Zihinsel hataları azaltabilmektedir. Kendini gerçekleştirebilme duygusu iş ortamına yansıyarak olumlu etkide bulunmaktadır. Stresle mücadele aşamasında stresin ne zaman, hangi olaylarla bağlantılı olarak ortaya çıktığı sorusunun cevabı bulunur. Stresle mücadele için; stresli yerlerden uzaklaşmak, stresi uzak tutmak veya stresi göğüslemek gerekir. Stresle mücadele için uygulanabilecek muhtemel etkinlikler şunlardır: Beklentilerin gerçekçi olması. Yardımlaşma. Gevşeme. Kişisel stres profilinin tanınması. Etkinlik değişikliği İŞ MOLALARI Mola, bir vardiya süresi içerisinde işe ilişkin faliyetlerin durdurulduğu zaman dilimi şeklinde tanımlanır. Molalar, sürelerine ve vardiya içindeki dağılımına göre sınıflandırılır: 1) Çok kısa molalar: Yarım dakikadan daha kısa olan molalar 2) Kısa molalar: yarım dakika ile 5 dakika arasında molalar 3) Mola: 5 dakikadan uzun süreli mollar

59 59 Yapılan araştırmalar, az sayıda uzun süreli mola yerine, çok sayıda kısa süreli molanın daha yararlı olacağını göstermiştir. Molanın vardiya içindeki dağılımına göre iki şekilde sınıflandırılmaktadır: 1) Planlanmış mola 2) Planlanmamış mola Planlanmış mola iş yasalarının ön gördüğü şekle uygun olarak işletmenin önceden düzenlediği molalardır. Planlanmamış molalar ise malzemenin, takımın, işe katkıda bulunacak diğer bir kişinin beklendiği bekleme süreleri ile arızaların yol açtığı, iş akışı gereği ortaya çıkan molalardır. İşgören işini diğerlerinden bağımsız olarak yapma olanağına sahip ise, yorgunluk hissettiğinde işinde kısa bir mola yapabilir ve işini yavaşlatabilir. Bu mola, isteğe bağlı moladır. Mola zamanı işin şekline bağlıdır. Enerji harcama açısından 42 kj/dak = 700 W veya daha fazla enerji gerektiren, sürekli performans sınırının çok sütünde olduğundan ancak kısa süre sürdürülebilen işlerde, mola iş biter bitmez hemen verilmelidir. Güçlü kişiler için sürekli performans sınırına yakın veya eşit, bazı işler için de sürekli performans sınırının biraz üstünde olan, kj/dak harcanan işlerde mola biraz geciktirilerek verilebilir. Kullanılan mola, gerektiğinde çalışma ortamı dışında verilerek çalışma ortamının olumsuz etkilerinden (sıcak-soğuk, gürültü, gibi) korunmak gerekir. Statik yüklenmelerde kısa süreli kas molaları verilir. Statik işlerler önlenemiyorsa sık sık kısa molalar vermek gerekecektir. Molaların düzenlenmesinde temel kurallar: Molanın ilk bölümünün dinlendirme değeri en büyüktür. Bu nedenle kısa molalar tercih edilmelidir. Vardiya süresi uzadıkça kısa molaların sıklığı ve süresi süresi artırılmalıdır. Molaların sıklığı bedensel ve sizhinsel çalışmanın ağırlığına balıdır. Çok ağır işlerde birkaç dakikalık çalışmadan sonra da mola vermek gerekebilir. Aşırı sıcak ve gürültüden dinlenme molaları eğer mola bu ortamın dışında değerlendirilebiliyorsa yararlıdır. Molada başka bir yan iş yapılırsa, molanın değeri kaybolur DİNLENME EK SÜRELERİ Yapılan iş sürekli performans sınırının üstündeyse iş sürecinde mutlaka dinlenmek için özel ek süreler konulmalıdır. Dinlenme süresinin iş süresine oranının % cinsinden ifadesine dinlenme ek süresi denir. Kasın tamamen dinlenebilmesi için gerekli dinlenme süresi iş yükünün maksimum performansa oranına ve işin statik iş veya dinamik iş oluşuna bağlıdır Dinamik İşler İçin Dinlenme Ek Süresi

60 60 Rohmert, dinamik işlerde verilmesi gereken ek dünlenme sürelerinin işte harcanan efektif performansın (N ef ), sürekli performans sınırına (N SPS ) oranınının fonkisyonu olarak ifade etmiştir. ( ) [( ) ] ( ) (5.1) Burada; DS: İş süresinin yüzdesi olarak dinlenme ek süresi (dak), t iş : Yapılan işin süresi (dak), N eff : İşte ortaya konan güç (W), N SPS : Sürekli performans sınırı (W) Statik İşler İçin Dinlemnme Ek Süresi Statik işlerde uygulanan kuvvet maksimum kuvvetin %15 ini aştığında sürekli performans sınırı aşılır ve bu işler için özel ek dinlenme süreleri vermek gerekir. Statik işler için ek dinlenme süresi için aşağıdaki bağıntı kullanılır. ( ) [( )] ( ) (5.2) Burada; DS: İş süresinin yüzdesi olarak ek dünlenme süresi (dak), T: Maksimum tutma zamanı (dak), t: Tutma zamanı (dak), F maks : Maksimum tutma kuvveti (N), F: Yapılan işteki tutma kuvveti Örneğin, maksimum tutma kuvvetinin %50 si kadar bir kuvvet uygulayarak 0,5 dakika süreyle statik tutma işi uygulandığında kasın dinlenebilmesi için iş süresinin %400 ü kadar, yani 2 dak zaman gerekir. Statik zorlamalarda ek dünlenme süresini hesaplayabilmek için, iş için uygulanan kuvvetin işçinin ortaya koyabildiği en büyük statik tutma kuvvetine oranına göre, o kuvveti ne kadar süre uygulayabileceğinin bilinmesi gerekir. Statik işin maksimum tutma zamanı denkleminden hesaplanır. ( ) ( ) ( ) (5.3) Burada; F maks : Maksimum kas kuvveti (N), F: İşte uygulanan kuvvet (N) F/F maks < 0,15 iken uygulanan kuvvet statik işin sürekli performans sınırının altında olduğundan t nin sonsuz olacağı, yani ek dinlenme sürelerine gereksinim olmayacağı anlaşılır. Statik işlerde çalışma süresi arttıkça, damarlarda kan akışına karşı direnç büyüyecek, kasın beslenmesi gittikçe zorlaşacak, dolayısıyla kasın uygulayabileceği maksimum kuvvet azalmaya başlayacaktır. ( ) ( ) (5.4)

61 61 6. UYGULAMALI ANTROPOMETRİ 6.1. ANTROPOMETRİ KAVRAMI Temel üretim faktörleri olan insan, makina ve malzemenin optimum etkileşimlerinin sağlanarak istenen düzeyde üretimin sağlanması ergonomi sayesinde gerçekleştirilir. Ergonomi, insana ait özellikleri, kullandıkları araç ve gereçleri ve çevre koşullarını incelemek üzere; anatomi, fizyoloji ve mühendislik disiplinlerinden yararlanır. Temel üretim faktörlerinden insanın yeniden tasarlanması mümkün olmadığına ya da her istenen boyut ve özellikte insan bulunmayacağına göre; üretim disiplininin sağlanması için insan ölçülerinin dağılımının bilinmesi ve insan makina sistemlerinin tasarımının bu ölçülere göre yapılması gerekir. Bir makina ne kadar üstün özellikler taşısa da, onu kullanan insanın ölçülerine ve biyomekanik özelliklerine uygun değilse verimli bir çalışma sağlanamaz. Antropometri, antrhopos (insan) ve metrein (belirleme) kelimelerinden türemiştir. Antropometri; insan vücudunun boyutları ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Antropometri, insan vücudunun çeşitli kısımlarının ölçümüyle insan yapısının ilişkilerinin belirlenmesi yöntemidir. Bu boyutlar; uzunluk, genişlik, yükseklik, ağırlık, çevre boyutları gibi farklı teknikleri içerir. Antropometrik ölçümler, insan vücudundaki çeşitli boyutları ölçmeye yarayan antropometre ve benzeri ölçü aletleri ile yapılır. Uygulamalı antropometri, insanın antropometrik boyutlarına göre çalışma ortamının uygun tasarımını amaçlar. Antropometrinin biyomekanik yaklaşımı da hareket sınırları, kuvvet gereksinimi, davranış hızı gibi yaklaşımlarda insan vücudu boyutlarının etkilerini inceler. Benzer yaklaşımlara bağlı olarak uygulamalı antropometriye biyometri, biyodinamik ve biyomekanik gibi uygulama alanlarından bazı ölçüm teknikleri girmiştir ANTROPOMETRİNİN UYGULAMA ALANLARI Antropometrinin belli başlı özellikleri; İnsan vücudunun tümünün ve iş açısından baş, el, kol, ayak, bacak gibi önemli organlarının boyutları Vücudun doğal konumu Eklemlerin hareket alanı, eklemlerle birbirine bağlı elemanların boyutları ve buradan elde edilen ulaşım mesafeleri Ulaşılabilen hacim içerisinde uygulanabilen kuvvetler Antropometrinin belli başlı uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır. Anatomik-optik, bakış ve görüş alanlarının sınır şartlarını ve gözün rahat bakış eksenini de dikkate alarak hacimsel olarak görülebilecek bölgenin belirlenmesi İnsan topluluklarının fiziksel yapı itibariyle göstermiş olduğu benzerlik ve farklılıkların araştırılması

62 62 İnsan tarafından kullanılan her türlü araç gereç ve mekanların o toplumun yapısına uygun biçimde düzenlenmesi için topluma özgü fiziksel standart ve normların oluşturulması Gerek bireysel düzeyde, gerek toplumsal düzeyde genel sağlık durumunun belirlenmesi amacıyla uygun antropometrik standart ve normların oluşturulması Çocukların vücut yapılarına göre başarılı olabilecekleri spor dallarına yönlendirilmesi ve yetişkin sporcuların performanslarının ölçülmesi. İnsanın evrim sürecinde geçirdiği fiziksel değişimlerin anlaşılması ve pratik uygulamalara (adli tıp, adli antropoloji v.b.) yönelik laboratuvar çalışmaları ANTROPOMETRİK YÖNTEMLER Ergonomik amaçlarla antropometri yaklaşımlarında Statik ve Dinamik antropometri olarak bilinen iki farklı metot geliştirilmiştir Statik Antropometri İnsanın statik duruş ve oturuşlarındaki boyutsal ölçülerini içerir. İnsanların 140 kadar fiziksel boyut ölçüleri alınabilmektedir. Statik antropometri kapsamında; geçitler, oturma yeri, okul sırası, masa, sandalye, gaz maskesi, elbise, vb. gibi durağan halde kullanılan gereç boyutları düşünülür. Statik antropometri ile elde edilen sayısal veriler, çalışma hayatında çeşitli amaçlarla kullanılabilir. İnsanların kullandığı geçitler, pek fazla hareket etmeden durduğu hacimler ve oturma yeri gibi boyutsal yaklaşımlarda doğrudan doğruya statik antropometri bulgularından yararlanılır Dinamik Antropometri Hareket halindeki ortamlardaki ölçüler için dinamik antropometri yönteminden yararlanılır. Endüstri ve iş düzeninde insanlar sürekli hareket halindedirler. İnsanların çalışma düzeninde, çeşitli yönlere uzanması, eğilme, dönme ve görevlerini yerine getirmek üzere kol, bacak ve gövdesini değişik boyutlarda ve devamlı hareket ettirmesi nedeniyle, çeşitli dinamik boyutların ölçülmesine gerek vardır. Dinamik haldeki boyutsal verilerin sınırları iş düzeni ve insan makine arakesitinin tasarımında optimizasyon açısından önem taşır. Bu ölçülerin hesaplanmasında dinamik antropometri verilerinden yararlanılır Vücut Boyutları Kemiklerin yapısı ve hareketli eklemler vücudun iş görmesini sağlarlar. Makina teçhizat ve donanımı tasarımında bunların çalışma şekil ve rahatlığı göz önüne alınmalıdır. Bu eklemlerin hareketleri 45 yaşından sonra yavaş yavaş azalır. Kadınların erkeklere, zayıfların şişmanlara oranla daha fazla harekete sahiptirler. Ayrıca ırk, alıştırma, mesleki yorgunluk ve hastalık da eklem hareket aralarını etkileyen etmenlerdir. Bundan başka, güdülenme, sağ ve sol taraf (genellikle sağ

63 63 üstündür), vücudun durumu, sıfır ivme kuvveti, elbiseler ve kişisel donanım da yeteneğini etkileyen faktörlerdir. Çalışan her insan belirli bir çevre içinde hareket eder. Bu nedenle, çalışan kişiye verilecek görevleri en iyi şekilde gerçekleştirebileceği hacimlerin tasarlanması gerekir. Oturarak çalışan işgörenlerin kullandığı hacim genellikle sınırlı ölçüde değişir. Bu hacimler, kol, bacak ve gövdenin dinamik antropometrik ölçüleri esas alınarak tasarlanmalıdır. Oturan ya da ayakta duran bir işgörenin omurgası, omuz eklemi, kalçası ya da ayak basma noktaları sabit iken hareket hacimleri ve çeşitli açılarda uzanma ve kavrama mesafeleri iş ve insan uyumu için önemli boyutları verirler. Dinamik antropometri ölçüleri zaman zaman dinamometrik ölçümlerle (en kolay erişilen, en rahat kavrama yapılan, en güçlü kavrama yapılabilecek noktaların belirlenmesi) desteklenir. Ayrıca, eklemleri zorlamayacak, mekanik açıdan avantajlı ve uzun süre işlem yapılabilecek işlem alanlarının incelenmesi gerekir. Sınırlı hacimlerin kullanımı halinde, işlerin normal giyimle ya da özel teçhizat ile yapılabileceği hacimler antropometrik teknikler kullanılarak belirlenir. İşlem alanları, insanların sığacağı hacimler, işyeri boyutları, işgörenlerin kullanacakları araç, gereç ve makinalar ile uyumu bakımından yapılacak antropometrik ölçümlerin seçimi ve amacı önemlidir. Bu nedenle, bütün antropometrik yaklaşımlarda ölçülerin, tasarımı sözkonusu araç, gereç ve makinayı kullanacak kişilerden istatistik yöntemlerle alınmalıdır. İnsanların boyutlarının antropometrik ortalamasına göre iş yeri ve donanım tasarlanamaz. İşyerinde en küçükten en büyüğe kadar bütün boylar dikkate alınmalıdır. Bir işyerinde kapı yükseklikleri aritmetik ortalamaya göre belirlenirse, işçilerin %50 si kapılardan geçerken başlarını eğmek zorunda kalırlar. İnsanların boyları normal dağılıma (Gauss dağılımı) uyar. Normal dağılımda ortalama (X) yanında standart sapma (S) değerinin de bilinmesi gerekir. Normal dağılım eğrisinde X-S ve X+S değerleri arasında toplam ölçümlerin %68 i yer alır. Benzer şekilde, X-1,65S ve X+1,65S arası bölge tüm ölçüm değerlerinin %90 ını içerir ve sadece %5 en küçükler ile %5 en büyükler bu alanın dışında kalır. Şekil 5.1 de normal dağılım eğrisi gösterilmiştir. Boyları ölçülen insanların, %68 i, X ± S aralığında %90 ı, X ± 1.65S ( m) aralığında kalır. Boyları ölçülen insanların %5 nin boyu 1.60 m den küçük, %5 inin boyu 1.90 m den büyüktür. Antropometri uygulamalarında kullanılan yüzdelik değerlerinden 5 yüzdelik değeri; ölçümü yapılan kişilerin %5 inden daha büyük olanların boyunu, 95 yüzdelik değeri ise; ölçümü yapılan kişilerden %95 inden daha büyük olanların boyunu ifade eder.

64 64 Şekil 6.1. Normal dağılım eğirisi Almanya da kadınların %5 inin boyu 151 cm den küçük, %95 inin boyu da 173 cm den küçük; erkeklerin %5 inin boyu 163 cm den küçük, %95 inin boyu da 184 cmðen küçüktür. İş yeri düzenlemede genelde çalışacak grubun (sadece kadınlar, sadece erkekler veya kadın ve erkek birlikte) 5 yüzdelik ve 95 yüzdelik sınırlar içerisinde kalanların rahat çalışabileceği bir düzenlemeye gidilirse, gruba dahil olanların tamamının %90 ının rahat çalışabileceği rahat çalışabileceği bir düzenleme sağlanır. Grup elemanlarının %100 ünün rahat çalışabileceği bir düzenleme yapabilmek hem teknik hem de ekonomik açıdan mükün değildir. İş düzenlemede genel kural olarak iç boyutlar en büyük büyüklük, dış boyutlar da en küçük büyüklük dikkate alınarak belirlenir. Böylece küçük boylu kişiler de iç mekanlara rahatlıla sığar ve dışarıdaki alet, göstrege, düğme vb. araca ulaşabilir, büyük boylu kişiler de iç mekana sığmakta zorluk çekmez, küçük boylulara göre düşünülmüş dış mesafelere de kolayca ulaşırlar. Orta Avrupa insanının boyutları Şekil 6.2 ve Tablo 6.1 de verilmiştir. Akdeniz ülkelerinde ve Türkiye de bu boyutların değeri biraz daha (3-5 cm) küçüktür. Antropometrik tasarımda insan boyutlarının gelişiminde etkili olan aşağıdaki oluşumlar dikkate alınmalıdır: Toplumların boyları zamanla değişebilmektedir. Bu nedenle alınan ölçüm değerlerinin zamanı önemlidir. Boy uzaması kadınlarda 18, erkeklerde 20 yaşında son bulmakta, 35 yaşından sonra boylar kısalmaya başlamaktadır. Gelişmenin tamamlandığı yaşlarda erkeklerin boyu kadınlara göre yaklaşık 10 cm büyüktür. Kadınlarda kol ve bacak uzunluğunun boya oranı erkeklere göre daha kısa, kalça bölgesi biraz daga geniş, omuzlar daha incedir. Boy gün boyunca, omurgada disklerin sıkışması nedeniyle 2 cm kadar kısalabilmektedir.

65 65 Şekil 6.2. Vücut ölçüleri Tablo 6.1. Orta Avrupalılarda vücut ölçüleri, DIN33402

66 66 Antropometrik ölçüler ırk, yaşanan bölge, sosyal sattü vb. Faktörlere göre değişebilmektedir. Aynı boya sahip insanlarda organların birbirlerine göre oranı farklılık göstermektedir. Leptosom tip: Zayıf, uzun boyun, kol ve bacak yağsız, ince gövdeli, Atletik tip: Geniş omuzlu, iri el ve ayaklı, kaslar gelişmiş, Piknik tip: Tıknaz, kuvvetli yapı, kol ve bacak kısa, yağlanmaya müsait ANTROPOMETRİK VERİLERİNİN KULLANILMASI Çalışma yerleri antropometrik veriler kullanılarak tasarlanır. Bu düzenleme ilkesi, iş görenin daha rahat çalışmasına olanak sağlarken iş yerinde verimliliğini artırır. Antropometrik veriler kullanılırken, tasarım için kullanılan verilerin ürünü kullanacak kitleye veya işyerinde çalışanlara uyum sağlaması önem taşımaktadır. Antropometrik verilerin tasarım amaçlarına uygun olarak kullanılmasında uyulması gereken bazı ilkeler vardır Uç Değerler İçin Tasarım Tasarım çalışmalarının en önemli amacı kullanıcı kitlesinin tamamına yakın bir kısmına uyum sağlayabilecek tasarım standartlarının geliştirilmesidir. Vücut ölçüleri ile ilgili araştırmalarda bu ölçülerin normal olarak dağıldıkları varsayılmıştır. Şekil 6.3. Uç değerler tasarımı Yine bu çalışmalarda %90'lık bir kullanıcı kitlesi hedef alınmıştır. Alttaki %5'lik kısımla üstteki %5'lik kısımlar standart kapsamın dışında tutulmuşlardır. Tasarım çalışmalarında, %5-%95 değerleri arasında yer alan kitle hedef alınır. Hacimle ilgili tasarımlarda %95'lik dağılım değeri, erişimle ilgili tasarımlarda ise %5'lik yüzde dağılım değerleri dikkate alınır. Örneğin bir asansör tasarımı yapılırken asansör kabininin boyutlandırılması sırasında %95 lik değerler, asansör içindeki kontrol panelinin döşemeden itibaren yüksekliği için %5 lik değerler dikkate alınmalıdır.

67 67 Buradaki temel düşünce, uzun boyluların sığabileceği bir kabine kısa boylular zaten sığabilecektir. Kısa boyluların erişebildikleri kontrol paneline de uzun boylular erişebilecektir Ortalama Değerler İçin Tasarım Ortalama değere göre yapılan tasarımlar, düşünüldüğünün aksine, büyük bir kullanıcı kitlesini karşılamamaktadır. Buna rağmen bazı eşya ve araç gereçlerin tasarımında ortalama değere göre boyutlandırma yapılmaktadır. Örneğin; kazak, çorap ve eldiven gibi giysiler ortalama değerlere göre yapılmaktadır Ayarlanabilir Aralıklar İçin Tasarım Bir donanımın belirli ölçüleri, değişik boyutlardaki kullanıcı kitlesini kapsayacak şekilde ayarlanabilir ölçülerde yapılabilir. Örneğin bir otomobil ön koltuğunun ileri-geri hareketi, bir sandalyenin oturak kısmının aşağı-yukarı hareketi gibi. Ayarlanabilir özelliklere sahip olan araç gerecin %5 ve %95 lik dağılım içerisinde herhangi bir noktaya göre ayarlanabilecek şekilde tasarımlanması önerilmektedir. Şekil 6.4. Ayarlanabilir sandalye İş araçları boyutlarının değişken/ayarlanabilir olmasına dikkat edilir. Büro sandalyesinin ayarlanabilen yüksekliği, oturma düzleminin eğimi ve arkalığın yüksekliği Otomobillerde şoför sandalyesinin yüksekliği, direksiyon yüksekliği Şoförün ağırlığına göre ayarlanan koltuğun hidrolik yaylandırma sistemi Otomobillerde başlık konumları Yüksekliği ayarlanabilir bilgisayar ve yazıcı masaları 6.5. ANTROPOMETRİK ÇALIŞMA ORTAMI İLKELERİ Çalışma Alanı Çalışma alanı işgörenlerin işini yaptıkları alan veya bölgedir. Bu alanda makinalar, göstergeler, masa ve sandalye veya bilgisayar bulunabilir.

68 68 İyi planlanmış çalışma alanı kötü koşuların oluşturduğu olumsuzlukları önler. Çalışma alanı işgören ile birlikte işin gerektirdiği koşulara göre etkin bir şekilde tasarlanmalıdır. Uygun biçimde tasarlanmayan alanlarda önemli sağlık sorunları ile karşılaşılır. Çalışma ortamında oluşan sağlık sorunlarının muhtemel sebepleri şunlardır: Kötü tasarlanmış sandalye Uzun süre ayakta durma Uzak bölümlere uzanma Yetersiz aydınlatma nedeniyle işçinin işine yakın durması Bir çalışma ortamı düzenlenirken vücut ölçülerinin bilinmesi çok önemli olup, bu konuda uyulması gereken ilkeler aşağıda verilmiştir: Baş yüksekliği: En uzun boylu işçinin çalışabilmesi için gerekli alan hazırlanmalıdır. İşgörenler aşağıya doğru daha rahat bakabildikleri için görüntü ekranları ve göstergeler göz seviyesinin altına yerleştirilmelidir. Omuz yüksekliği: Kontrol panelleri insanın beli ile omuz arasına yerleştirilmeli, sık kullanılan malzemelerin omuz seviyesinin üstüde olmamasına dikkat edilmelidir. Kol uzanma mesafesi: Malzemeler en kısa kolun yetişebileceği uzaklıkta olmalı ve malzemelere uzanırken eğilme veya bükülme yapılmamalıdır. Uzun boylular malzemelere ulaşırken aşağıya doğru eğilmemelidir. Malzemeler vücudun ön kısmına yakın olmalıdır. Dirsek yüksekliği: Çalışma yüzeyi yüksekliği yapılan işin niteliğine göre ayarlanarak masanın altında veya üstünde olmalıdır. El yüksekliği: Kaldırılan malzemelerin el ve omuz yüksekliği arasında olduğuna dikkat edilmelidir. Ayak uzunluğu: Sandalye yüksekliği ve çalışma yüzeyi yüksekliği (masa veya tezgah) bacak uzunluğuna göre ayarlanmalıdır. Özellikle uzun ayaklılar için rahat hareket edebileceği ve uzanacağı yeterli alan bırakılmalıdır. Ayarlanabilir ayak koyma (istirahat) sayesinde ayaklar sarkmaktan kurtulacak ve vücudun pozisyonu kolay değişebilecektir. El büyüklüğü: Kullanılan araç gereçler ele tam olarak oturmalıdır. Büyük eller için büyük, küçük eller için küçük malzemeler seçilmelidir. Büyük eller için yeterli hareket alanı sağlanmalıdır. Vücut ölçüleri: Geniş vücutlu işçiler için çalışma alanı yeterli büyüklükte olmalıdır Oturarak Çalışma Eğer bir iş yapılırken yeterli çalışma alanı yok ise ve fazla fiziksel aktivite gerekmiyorsa o iş oturarak gerçekleştirilebilir. Bütün gün oturarak çalışmak vücut ve özellikle sırt için iyi değildir. Bu nedenle çalışanlar bazan görev değişikliği yaparak ayakta çalışma imkanına sahip olmalıdırlar. Oturarak çalışma için iyi

69 69 seçilmiş bir sandalye şarttır. Sandalye işçinin bacak ve genel pozisyonunu kolayca değiştirebileceği özellikte olmalıdır. Oturarak çalışma sırasında uyulması gerekli antropometrik kurallar şunlardır: İşçi tüm alanlara rahatlıkla ulaşabilmeli ve bu sırada vücudu eğilip bükülmemelidir. İyi oturma pozisyonu işçinin önündeki va yanındaki çalışma alana karşı dik olmasıdır. Çalışma masası ve sandalye iyi dizayn edilmeli ve çalışma düzeyi ile dirsek aynı düzlem içinde (aynı yükseklikte) olmalıdır. Sırt dik ve omuzlar rahat olmalıdır. Mümkünse, dirsekler, eller ve kollar için ayarlanabilir destekler kullanılmalıdır. Ergonomik gereksinimler için uygun sandalye seçimi gereklidir. Bu amaçla aşağıdaki ergonomik özellikler izlenmelidir; Sandalye, çalışma masası ve çalışma tezgahı yüksekliğine ve işin performansına uygun olmalıdır. İdeal olarak, oturma yeri ile sırt desteği ayarlanabilmelidir. Ek olarak sırt desteği tilt hareketi yapabilmelidir. Sandalye, işçinin ileri ve geri hareketini kolayca sağlamalıdır. İşçinin masa altında ayaklarını uzatabileceği ve vücut hareketini kolayca değiştirebileceği alan olmalıdır. Ayaklar rahatça yere basmalıdır. Bu mümkün değilse ayak desteği kullanılmalıdır. Ancak ayak desteği diz ve bacak kaslarına uygulanan basıncı elimine etmelidir. Sandalye, vücudun alt sırt kısmını destekleyen sırt desteğine sahip olmalıdır. Sandalye, rahatça dönmelidir. Sandalyedeki ayak sayısı dengeyi sağlamak amacıyla beş adet olmalıdır. Mümkünse kol destekleri çıkarılabilir olmalıdır. Çünkü bazı işlerde kol desteği rahatsızlık verebilir. Bazı durumlarda kol destekleri işçinin çalışma tablasına yeteri kadar yakınlaşmasını engeller. Sandalyenin oturma alanı hava alıp verebilen bir kumaş ile kaplanmalıdır. İşyerlerindeki bir çok sağlık ve güvenlik problemleri yetersiz ergonomik koşullarından kaynaklanır. Ergonominin yeteri düzeyde anlaşılması ile birlikte işçiler çalışma ortamlarının değiştirilmesine, işverenler ise, üretim ile ergonomik prensipleri arasında ilişkiyi görmeye başlayacaklardır Ayakta Çalışma Eğer mümkünse ayakta uzun süre çalışılmamalıdır. Aksi halde, sırt ağrısı, ayaklarda şişmeler, kan dolaşım sistemlerinde problemler ve kas yorgunlukları meydana gelir. Aşağıda ayakta çalışma sırasında uyulması gereken kurallar; Eğer bir iş mutlaka ayakta çalışmayı gerektiriyor ise, ek olarak belirli aralıklarla oturabilecekleri bir sandalye veya tabure sağlanmalıdır.

70 70 İşçi kollarının uzanabileceği alanlar dışına çıkmamalı ve bu alan dışına ulaşmak için sırtı dönme, eğilme ve uzanma hareketleri yapmamalıdır. Çalışma masası veya tablası farklı yükseklikteki işlere göre ayarlanabilir olmalıdır. Eğer çalışma alanının ayarlanması mümkün değil ise uzun işçiler için çalışma tablası destekle yükseltilmeli, kısa boylu işçiler için bir platform kullanılmalıdır. Acı ve ağrı hislerini engelleyecek ve işçinin pozisyon değiştirebilmesine olanak sağlayacak ayak dinlenme destekleri kullanılmalıdır. Ayak yüksekliğinin zaman zaman değişmesi sırt ve bacaklardaki acı ve ağrıları önler. İşçiler sert olmayan bir malzeme üzerinde çalışmalı, beton veya metal yüzeyler şokları absorbe edici malzeme ile kaplanmalı, yerler temiz, düz ve kaymaz olmalıdır. Ayakta iş yapan işçiler alçak topuklu ve tabanı destekli iş ayakkabısı giymelidir. İşçiler pozisyonlarını değiştirebilmeleri işçin yeterli diz hareketi yapabilmeli ve bu iş için gerekli alan bulunmalıdır. İşçiler işine uzanmamalı ve vücudunun önünde mm lik bir uzaklıkta çalışmalıdırlar. En küçük kalp hızı ve enerji tüketimi için en uygun depolamanın yerden yüksekliği cm dir (ayakta el parmak ucu göz mesafesi). Çalışma masası yüksekliği uygun yüksekliğe çıkarıldıktan sonra; işçinin dirsek yüksekliği, yapılan işin tipi, üretilen malzemenin boyutları, kullanılan araç gereç vb. önemli faktörler göz ardı edilmemelidir; Ayakta çalışırken unutulmaması gerekli koşullar ise şunlardır; Yüz işe dönük olmalı, Vücut işe yakın olmalı, Eğer bir tarafa dönülecek ise bel ve omuz bükülerek değil, ayaklar üzerinde dönülerek sağlanmalı Ağır Fiziksel Çalışma Manuel çalışmalar, işçilerde bel ağrısı ve kas ağrılarına neden olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Uzun süreli ağır fiziksel çalışma işçilerin nefes alma hızı ile kalp atışlarını arttırır. Eğer işçiler yeterli fiziksel koşullara sahip değilse, çabuk yorulacaktır. Eğer mümkün ise ağır işler için yardımcı araç gereç kullanılmalıdır. Mekanik güç işçilerin maruz kaldığı riski azaltacak ve verimini arttıracaktır. Ağır işleri organize ederken aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir: Ağır iş işçinin fiziksel kapasitesini aşmamalıdır. Ağır işler gün içine yayılmalı ve arada hafif işler yapılmalıdır. Günlük çalışma içinde istirahat periyotları bulunmalıdır. Ağır fiziksel işlerin düzenlenebilmesi için aşağıdaki faktörlerin bilinmesi gereklidir: Yükün şekli ve ağırlığı İşçinin yükü ne sıklıkta taşıdığı Taşınma şekli ve uzaklığı Yükü taşımak için gerekli zaman.

71 71 Özellikle elle taşımanın olduğu işlerde yapılması gerekli iyileştirmeler şöyle sıralanabilir: Yükün ağırlığı azaltılmalıdır. Bunun için; Yükün ağırlığı azaltılır. Bir seferde taşınacak yük miktarı (sayısı) düşürülür. Fazla yükler için birden fazla kişi devreye sokulur. Daha kolay taşıma sağlanmalıdır. Bunun için; Yükün ağırlık merkezi işçiye yakın olacak şekilde planlanmalıdır. Vücudun eğilmesini engellemek için depolama yapılan yer bel hizasında veya daha yukarıda olmalıdır. Yük, bel yüksekliğine kadar mekanik kaldıraçlarla taşınmalıdır. Yükü taşımak için birden fazla kişi gerekebilir. Daha rahat taşıma için yük yuvarlanan malzemeler üzerinden kaydırılmalıdır. Yükü transfer etmek için kemer, kayış ve el tutamakları kullanılmalıdır. Depolama teknikleri geliştirilmelidir. Bunun için; Uygun yükseklikte raflar, paletli standlar ve destekler kullanılmalıdır. Paletlerde yük taşırken, yaymak amacıyla yük paletin ortasına yerleştirilmelidir. Taşıma mesafesini en aza indirilmelidir. Bunun için; Çalışa alanını yeniden düzenlenmelidir. Üretim ve depolama alanı yeniden planlanmalıdır. Taşınması gerekli yük sayısı azaltılmalıdır. Bunun için; Yük taşıma için daha fazla kişi görevlendirilmelidir. Mekanik sistemlerden yararlanılmalıdır. Depo ve çalışma alanı yeniden gözden geçirilmelidir. Taşıma sırasında vücudun dönmesi engellenmelidir. Bunun için; Yük daima vücudun önünde bulunmalıdır. Tüm vücutla birlikte dönmek için yeterli alan sağlanmalıdır. Vücut ekseni üzerinde değil ayak hareketi ile dönme yapılmalıdır El Aletleri ve Kontrol Düzenleri El aletleri ergonomik ihtiyaçlara göre tasarlanmalıdır. İşçiye uygun şekilde tasarlanarak üretilmemiş el aletleri genellikle olumsuz sağlık etkileri yaratacağı gibi işçinin üretkenliğini düşürür. Bu problemleri önlemenin ve üretkenliği arttırmanın yolu el aletlerinin işçiye ve işine uygun olmasıdır. İyi planlanmış el aletleri vücudun pozisyonunu ve hareketlerini bozmadığı gibi üretimi olumlu yönde etkiler. El aletleri seçiminde dikkat edilecek noktalar şöyle sıralanabilir: Kalitesiz el aleti kullanılmamalıdır. Parmak ve bilek gibi küçük kasları çalıştıran el aletleri yerine bacak, kol ve omuz kaslarını gibi uzun kasları çalıştıran el aletleri seçilmelidir.

72 72 Ağır el aletlerinin sürekli olarak yukarda tutulması engellenmelidir. Uygun tasarlanmış el aletleri bilekleri daima vücudun yanında tutmaya imkan verir ve böylece omuz ve kolların kazaya uğramasına engel olur, vücudun eğilmesini, dönmesini önler. Kaldırılması gereken malzemelerin tutacak yeri olmalıdır. Tutacaklar ellere daha fazla uyum sağlar. El ve parmaktaki eklemler üzerine ve avuç içine fazla basınç uygulanmasını önler. Cildin ve parmakların sıkışacağı boşlukların olduğu el aletleri kullanılmamalıdır. Makas gibi çift tutacağı olan aletleri seçilmeli. Bu aletlerin arası açık olduğu için el sıkışması görülmez. El aletlerinin tutamaklar kolayca kavranmalı, elektriğe karşı izolasyonlu olmalı, keskin kenar ve uçları bulunmamalı ve kaymaya karşı yumuşak plastik ile kaplı olmalıdır. Çıkıntı şeklindeki tutamaklar ellere fazla basınç uyguladığı için seçilmemelidir. Kullanılırken eğilme ve dönme hareketi gerektirmeyen el aletleri satın alınmalıdır. Ağırlık dengesi uygun aletler seçilmelidir. El aletlerinin uygun bakımının yapıldığından emin olunmalıdır. El aletleri sağ ve sol elini kullanan kişiler için farketmemelidir. Kontrol anahtarları, kolları, ve şalterler işçiye ve işin gerektirdiği yapıya uygun olarak düzenlenmelidir. Kontrol düzenlerine ilişkin bazı öneriler aşağıda sunulmuştur: Kontrol anahtarları, kontrol kolları ve şalterler makina operatörünün oturduğu veya ayakta durduğu yerden rahatlıkla uzanabileceği yerde bulunmalıdır. Özellikle sık tekrarlana işler için bu özellikler çok önemlidir. İşe uygun olarak yapılmış kontrol düzenlerini seçilmelidir. Örneğin, yüksek hızları hassas kontrol etmede el kontrol düzeni, kuvvet gerektiren kontrollerde ayak pedalları tercih edilmelidir. Bir operatöre bir pedaldan fazla kontrol verilmemelidir. İki el ile kumanda edilen kontrol düzenleri seçilmeli veya eski kontrol düzenleri iki elle kontrol edilir hale dönüştürülmelidir. Acil kontrol düğmeleri ile normal kontrol düğmeleri arasında belirgin bir fark olmalıdır. Ek olarak acil düğmelerin rengi farklı seçilmeli, fiziksel olarak ayrılmalı, uyarı işareti ile belirtilmeli veya üstü kapalı olmalıdır. Kontrol düzenleri kazalara neden olmamalıdır. kontrol düzenleri arasında yeterli aralık bulunmalı ve belli bir güç uygulanmakla devreye girmeli ve koruyucusu bulunmalıdır. Kontrol düzenlerinin kullanımı basit bir süreç izlemeli ve her ülkede aynı izlenimi uyandırmalıdır.

73 İş Düzenleme İyi tasarlanmış ve organize edilmiş bir iş, işçinin sağlık ve güvenlik koşullarını arttıracağı gibi onun ruhsal ve fiziksel yaşamını olumlu yönde etkiler. İş düzeninde dikkat edilecek noktalar şöyle sıralanabilir; İşin gerektirdiği görevlerin belirlenmesi. Her görev için gerekli olan performans özellikleri. Performans için kaç adet görevin gerektiği. Görevin tamamlanabilmesi için gerekli araç-gereç. İşin tamamlanabilmesi için gerekli görevler. İyi düzenlenmiş bir iş planı aşağıdaki özellikleri içermelidir; İş sırasında işçinin vücut pozisyonu değişmelidir. Ruhsal olarak motive edici faktörler bulunmalıdır. Çalışma çevresi, çalışma alışkanlıkları, personel gereksinimleri doğrultusunda işçi kendi kararı doğrultusunda çalışma aktivitesini değiştirebilmelidir. İşçi sorumluluk duygusunu hissedebilmelidir. İşçi işin gerektirdiği eğitimi almalıdır. İşçiler işin tamamlanabilmesi için ihtiyaç duyulan çalışma ve dinlenme sürelerine sahip olmalıdırlar. Yeni bir iş için işçiler çalışma periyotlarını düzenleyebilmelidirler İŞ YERİ BOYUT TASARIMI Çalışma Yeri Boyutları Her insan çalışırken hareket halindedir. İnsanın görevini en iyi şekilde yapabilmesi için hacimlerin insan vücut boyutları ile uyumlu tasarımı zorunludur. Hacimlerin belirlenmesinde çoğunlukla kol, bacak ve gövdenin dinamik antropometrik ölçümleri esas alınarak iş yeri tasarımı yapılır. Örneğin; uzanma ve kavrama mesafelerini tespit ederken omurga, kalça, omuz ve ayak ölçümlerinden yararlanılır. Dinamik antropometri ölçüleri dinametrik ölçümler ile de desteklenebilir. Örneğin; en kolay erişilen, en rahat kavrama yapılan, en güçlü kavrama yapabilecek noktaların saptanması gibi. Bazı iş yerlerinde, iş görenlerin sınırlı hacimlerde hareketi gerekebilir. Böyle işlerin, normal kıyafetle ya da özel donanım ile yapabileceği hacimleri saptamak için de antropometrik ölçümler kullanılmaktadır (Şekil 6.6). Tablo 6.2. Küçük gecitlerde önerilen boyutlar Boyutlar Ai Derinlik Bi Genişlik Giysi İnce Kalın İnce Kalın Üst ve alt noktlara erişim Kenara erişim

74 74 Şekil 6.5. Uzanma-kavrama mesafeleri Şekil 6.6. Küçük geçitlerden geçiş için önerilen boyutlar Oturarak Yapılan İşler İçin Boyutlar Çalışmaların büyük bir çoğunluğu montaj tezgahları, çizim masaları, banko gibi alanlarda gerçekleşir. Bu alanlarda iş görenlerin büyük bir kısmı oturarak çalışırlar. Çalışma yüzeylerinin boyutlarında dirsek ekleminden hareket ile elin işlem alanları dikkate alınır. Örneğin; masa yüksekliği alçak ya da yüksek olan bir durumda çalışan iş görenin verimliliğinin yüksek olmayacağı aşikardır. Masa ve iş görme yüzeyinin yüksekliğini saptamakta oturma yüzeyi ile çalışma yüzeyi arasındaki yükseklik farkı önemlidir. Bu fark cm kabul edilmektedir Oturma Yüzeylerinin Tasarımı Oturma yerlerinin standartlarını belirleyen ekonomiklik, rahatlık ve fonksiyonel olması kurallarının oturma yüzeylerinin tasarımında uygulanması önemli iyileştirmeler sağlar. Ergonomik yaklaşımlarda, oturma yüzeyinde vücut ağırlığının desteklenmesi ve ağırlık dağılımı, oturma yüksekliği, derinliği ve çeşitli

75 75 pozisyon değiştirme hareketlerine elverişli olması gibi özel gereksinimlere çözüm aranır. Oturan bir insanın vücut ağırlığının önemli bir bölümü (% 60 80), kalça kemiği üzerinde bulunduran ischium kemiği üzerine düşer. Düz ve sert bir yüzey üzerinde oturulduğu zaman bu bölgelere düşen ağırlık oranı artar. Düz oturuşta her bir kalçaya eşit ve yaklaşık 200 N yük binerken, bacak bacak üstüne atıldığında tek kalçaya yaklaşık 300 N yük gelmektedir. Bu nedenle, kalçanın anatomik yapısına göre şekillendirilmiş oturma yüzeyleri tercih edilir Oturma Yüksekliği Oturma yüksekliği, çalışanın arkaya yaslanarak rahatça oturabileceği şekilde tasarlanır. Boy farklılıkları, farklı insanların aynı boyutta tasarlanmış yerlerde oturmalarında önemli bir engeldir. Oturma yüksekliği, optimum bir çözüm olarak % 90 olasılıkla; erkekler için mm ve kadınlar için mm arasında seçilebilir. Oturma yerlerinin yüksekliği, en kısa boylu bulguların % 5 dağılımına göre; erkekler için 380 mm, kadınlar için 350 mm olarak kabul edilmiştir. Oturma yüksekliğinin sabit bir değer olarak alınması halinde ise; erkekler için 419 mm, kadınlar için mm, hem erkekler ve hem de kadınlar için 410 mm olması uygun görülmüştür. Bu değerler erkekler için % 75, kadınlar için % 40 geçerlidir. Tablo 6.3. Oturmalı işlerde tezgah yüksekliği için önerilen değerler (cm) İş Tipi Bay Bayan İnce işler Hassas işler Hafif montaj işi Kaba/Orta işler Okuma/Yazma işi Daktilo işleri Bilgisayar klavye işi Oturulacak Yerin Boyut ve Şekli Hooton tarafından 1945 yılında yapılan araştırmalara göre % 90 olasılıkla oturulacak yerlerin uzunlukları; kadınlar için mm, erkekler için mm olarak önerilmiştir. Eğer baldır mesafesi olarak 50 mm bir mesafe bırakılması düşünülürse, oturma yeri uzunluklarının kadınlar için mm olması uygundur. Oturma yüzeyinin genişliği % 95 istatistik dağılıma göre belirlenir. Tek sandalye için oturma yeri genişliği mm olarak alınır. Ancak, yan yana konarak oturulacak sandalyelerde, dirsek dayama için ayrıca antropometrik boyutlardan yararlanılmalıdır.

76 76 Oturma sandalye ve koltuklarına alt kol desteği ilave edilecekse, alt kol desteğinin kollar rahat bir şekilde sarkıtılmış bir duruş halinde dirseğin yüksekliğinde olması sağlanmalıdır. Kol dayama yerleri halinde, iki kol arasındaki mesafe 483 mm olmalıdır. Kol dayanan yerler, oturma yüzeyinden mm yukarıda bulunmalı ve oturulan yerden öne doğru uzantı mm olmalıdır. Oturma yüzeyinin, baldırların temas ettiği ön kısmı düzeltilmelidir. Oturma yüzeyleri, kaymayı önlemek maksadıyla, geriden başlayarak eğimle yükseltilir. Dinlenme yerlerinde bu eğim 8 0 alınabilir Oturulacak Yerin Arkalığı Endüstride kullanılan, oturulacak yerlerde lumbar bölgesini takviye için arkalık kullanılmaktadır. Bu tür bir arkalığın eğrilik yarıçapı 406 mm olmalıdır. Oturma yerinin arkalığı oturma yüzeyi ile açı yapacak şekilde tasarlanır. Oturma yüzeylerinin tasarımına ilişkin bu veriler araştırmanın yapıldığı ülkelerdeki insan boyutları hedef alınarak ortaya konduğu düşünülerek, uygulayıcıların, bölgelerinde genel ve geçerli ise özel verilerin elde edilmesine yönelik çalışmalar yapmaları gerekebilir. Örnek: Çalışma sandalyesinin boyutları Oturma yüzeyi: - Yerden yüksekliği : mm - Genişliği : mm - Boyu : mm - Eğimi : Arkalık: - Sırt yüzeyi : mm - Genişliği : 330 mm - Geriye yatış açısı : Kolçak yüksekliği (oturma yüzeyinden): 200 mm Çalışma Yüzeylerinin Tasarımı Yatay ve eğimli çalışma yüzeyleri, işgörenlerin rahat çalışabilecekleri boyutlarda tasarlanmalıdır. Çalışmalar çoğunlukla, tezgahlar, bankolar, masalar, çizim masaları, daktilo masaları, montaj tezgahları gibi yatay ya da düz alanlarda gerçekleştirilir. Bu tür düzlemler üzerinde optimal erişim ve iş görme alanlarının belirlenmesi, çalışma yüzeylerinin boyutları konusunda önemli bilgiler verir. Normal alan hesaplarında, işgörenin omuzları sabit, dirsek eklemi hareketli halde elin işlem alanı dikkate alınır. Maksimum erişme noktasının hesaplanmasında, gövde hareketleri ve omuz ekleminin hareketi sözkonusudur.

77 77 Pratikte, masaların ve tezgahların yüksekliklerinin sabit tutulması benimsendiğinden, oturularak çalışılan yerlerde oturma yüksekliği de optimize edilir. Tezgah yüksekliğinin ortalama 750 mm önerildiği araştırmaların bir kısmında mm arasında ayarlanabilir olması yeterli görülmektedir. Oturma ve çalışma yüzeyi arasındaki yükseklik farkı mm arasında kabul edilmiştir. Ayakta çalışılan yerlerde tezgah yüksekliğinin cm arasında değişebileceği kabul edilmiştir. Ayrıca, masanın üst seviyesi işgörenin dirseğinden mm aşağıda bulunmasının verimi artırdığı ifade edilmiştir. Tezgah yüksekliğinin ayarlanabilir tasarımı çalışma verimini artırmaktadır. Şekil 6.7. Tezgah ve masa üstünde işlem alanları Ayakta Yapılan İşler İçin Boyutlar Ayakta yapılan işler için, rahat çalışma yüksekliklerinin boyutları hesaplanırken gözle izleme, kolay ve becerili iş görme, hassas işlerde motor koordinasyonu, el ve kollardaki serbestlik ve malzeme yüksekliği gibi kriterler göz önüne alınır. Masa yüksekliği = 0.61x Çalışanın boyu 6.4 Masanın üst seviyesinin iş görenin dirseğinden 5-10 cm daha aşağıda bulunmasına dikkat edilmelidir. Tablo 6.4. Ayakta durarak yapılan işlerde önerilen tezgah yüksekliği (cm) İş Tipi Cinsiyet Sabit Ayarlı Bay Dirsek destekli hassas işler Bayan Hafif montaj işleri Ağır işler Bay Bayan Bay Bayan

78 ANTROPOMETRİK TASARIM Antropometrik tasarım sırasında hacim ölçüleri için en büyük ölçüye (% 95) göre, uzanma alanı tasarımında ise en küçük ölçüye (% 5) göre ayarlamalar yapılmalıdır. % 5 için seçilen boyutlar, % 95 toplumun da ihtiyaçlarını karşılayan boyutlardır. Tasarım sırasında ayarlanabilir sandalye ve masa gibi yardımcı araçların kullanılması büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ancak bu araçların ayar aralıkları da % 5 - % 95 arasında olmalıdır. İşyerlerinde antropometrik bulguların üst değerleri kullanılmalıdır. Örneğin, geçitler, kapılar. Bazı makinalarda ise, operatörlerin % 95 ve % 99 unun rahat kullanacağı uygun mesafeler dikkate alınır. L x * Z (6.1) Koltuk gibi bazı düzenekler ise, koltukta oturacak herhangi birinin rahat ve etkin görev yapacağı şekilde ayarlanabilir şekilde tasarımlanır. Bunun için % 5 alt sınır ve % 95 üst sınır değerleri dikkate alınır. Alt sınır Üst sınır L1 x * Z 0.05 (6.2) L2 x * Z 0.90 (6.3) Üretim ve satış yerlerinde rafların yüksekliği istatistik ortalama değerlere göre ayarlanır. L x (6.4) Uzanma yükseklikleri için, belirlenen güven düzeyinde alt sınır değerleri alınır. L x * Z (6.5) Dağılımların ortalaması xi x (6.6) n standart sapması 2 ( x i x) (5.7) n eşitlikleri ile hesaplanır. Bir tezgah üzerinde çalışmada, tezgah yüksekliği belirlenirken, çalışma yüksekliği için parça yüksekliğinin yarısı dikkate alınır. Genel yaklaşım, tezgah yüksekliğinin, parça yüksekliğinin yarısı kadar düşük seviyede olmasıdır.

79 79 7. FİZİKSEL ÇEVRE KOŞULLARI 7.1. GİRİŞ Gerek bedensel ve gerekse zihinsel her türlü çalışmada işgörenin performansı bir taraftan yaş, cinsiyet, sağlık durumu, iş alışkanlığı, iş deneyimi gibi kişinin kendinden kaynaklanan içsel (endojen) faktörlerin, diğer taraftan da iş yerinde iklim, gürültü, aydınlatma, titreşim, ortamdaki buhar, gaz ve iş yerinin düzenleniş biçimi gibi çevreye bağlı, dışsal (eksojen) faktörlerin etkisi altındadır. İşgörenin yapısal özelliği olan içsel faktörleri değiştirebilmek mümkün olmaz; ancak, işe yatkınlığı, alışkanlığı zaman içinde deneyim kaznacağı için geliştirilebilir. Buna karşılık çalışma hayatı ile ilgili olarak değiştirilebilecek faktörler dışsal faktörlerdir. İnsan organizması dışsal faktörlerin etkisi karşısında, faktörlerin şiddetiyle orantılı olarak tüm yaşamsal fonksiyonlarında değişiklik gösterir. İş performansının azalmaması, sağlığın zarar görmemesi açısından bu faktörlerin bilinmesi ve organizmanın bu etkilere vereceği fizyolojik cevapların tanınması gerekir. Çevre faktörleri ve organizma arasındaki etki-tepki ilişkisi bilinirse, işgören için yükün ve zorlanmanın sınırları da belirlenebilir ve bu sınırların aşılmamasını sağlayacak önlemler alınabilir. Bu önlemler örneğin, gürültüyü sönümleme, işyerinde klima cihazı kullanma gibi teknik önlemler, sessiz ortamda dinlenme, ek molalar verme gibi organizasyon önlemleri veya soğuktan ya da sıcaktan korunmak için özel elbise giymek gibi kişisel önlemler olabilir. İş yeri düzenlenirken, çevre koşulları açısından seçilen hedef aşağıdaki gibi ifade edilebilir: İş yüzünden sağlığın tehlikeye girmesini önlemek Bilgi algılamayı ve anlamayı kolaylaştırmak Yanlış iş yapmayı önlemek İş huzurunu artırmak İşi işgörenden beklenebilir düzeyde tutmak İş yeri çevre koşulları aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır: Hava koşulları Aydınlatma Gürültü Mekanik titreşimler Zararlı maddeler

80 HAVA KOŞULLARI Temel Kavramlar İnsanın iş görmesinde ve hatta hayatını sürdürebilmesinde en önemli çevre faktörlerinden biri iklimdir. İş yeri açısından iklim, işin yapıldığı ortamda aşağıda sıralanan dört faktörün sahip olduğu değerlerden oluşan hava koşulları anlamına gelir. - Havanın sıcaklığı - Havanın nemi - Havanın hızı - Isıl radyasyon, ışınım İnsanın çevresiyle ısı alış verişini bu iklim faktörlerinin yanında kullanılan giysinin yalıtım değeri ve yapılan işin zorluk derecesine göre organizmanın ürettiği ısı miktarı etkiler. Kişinin klima algılamasında bunlara ek olarak vücut yapısı / konstrüksiyonu ve o anki durumu / kondisyonu da rol oynar. Nemli hava, kuru hava ile su buharının belli oranlardaki bir karışımıdır. Atmosfer havası içerisinde her zaman bir miktar su buharı bulunabilir. Havanın kimyasal bileşimi, bağıl nemi, sıcaklığı, hızı ve değişimi, basıncı işgörenler ve iş verimi üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Olumsuz hava koşulları işgörenler üzerinde istenmeyen etkiler yaratmakta ve böylece iş ve iş gücü kaybı, iş kazası ve verim düşüklüğü gibi olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuzlukların azaltılması için işgörenlerin rahat çalışacağı uygun hava koşulları sağlanmalıdır. Nem, nemli hava içerisinde bulunan su buharının bir fonksiyonudur. Havanın nem; özgül nem, mutlak nem, doyma derecesi ve bağıl nem kavramları ile tanımlanır; bağıl nem, yaygınca kullanılan nem kavramıdır. Bağıl nem, belli bir sıcaklıkta havada bulunan su buharı miktarının, aynı sıcaklıktaki doymuş havada bulunması gereken su buharı miktarına oranıdır; [%]. Bağıl nemi, doyma halinde %100, kuru halde %0 dır. Pratikte bağıl nem doyma derecesine ( ) eşit alınır. Çiğ noktası, belirli koşullarda bulunan nemli havanın, taşıdığı su buharı ağırlığı değişmeksizin, aynı basınçta tamamen doymuş hale geldiği sıcaklık derecesine çiğ noktası denir. Nemli hava sıcaklığında azalma olduğu zaman, belli bir süre sonra su buharının bir miktarı yoğuşmaya başlar. Efektif sıcaklık: Havadaki nem oranı, hava hareketi ve ortam sıcaklığının etkisi altında (sıcaklık 25 0 C, bağıl nem % 100, hava hızı 0.1 m/s), bir kişinin hissettiği sıcaklıktır. Kış ve yaz aylarında konfor değerlerini belirleyen efektif sıcaklıklarda farklılıklar oluşur. Kışın ve yazın insanın metabolik faaliyeti kendini o iklime göre ayarlayabilme yeteneğine sahiptir. Kışın, yaza oranla daha düşük bir sıcaklık insan için konfor bölgesini oluşturabilir.

81 81 Yaş termometre sıcaklığı: Haznesinin etrafı ıslak pamuklu bez veya keçe ile örtülü termometre ile ölçülen termometre sıcaklığıdır. Ölçüm esnasında ıslak bölgeden meydana gelen buharlaşma nedeniyle haznede bir soğuma meydana gelir. Dolayısı ile aynı anda, aynı ortamda ölçüm yapıldığında kuru termometre sıcaklığına göre daha düşük bir sıcaklık derecesi elde edilir. Doymuş havada buharlaşma olmayacağından kuru ve yaş termometreler aynı sıcaklık derecesini gösterir. Kuru termometre sıcaklığı: Normal bir termometre ile ölçülen hava sıcaklığına kuru termometre sıcaklığı denir İnsan ve Çevresi Arasında Isı Transferi İnsanla çevresi arasında ısı transferi dört şekilde oluşur; 1) Isı iletimi (Kondüksiyon) 2) Isı taşınımı (Konveksiyon) 3) Isı ışınımı (Radyasyon) 4) Terleme ve solunum Isı geçişi; faklı sıcaklıktaki iki ya da daha fazla cisim arasında sıcaklık farklarına bağlı olarak, ısının sıcak cisimden soğuk cisme doğru aktarımına ısı geçişi / transferi denir. Isı transferini etkileyen faktörler: - Havanın sıcaklığı - Havanı hareketi ve hızı - Duvar, tavan, taban ve makina yüzeyi gibi yüzey sıcaklıkları - Havanın bağıl nemi Isı geçişi üç şekilde meydana gelir; kondüksiyon, konveksiyon ve radyasyon. a) Kondüksiyon (Isı iletimi); bir maddenin veya malzemenin içinde veya temas ettiği maddeler arasında, sıcak oldukları için kinetik enerjileri daha küçük olan komşu molekülleri direkt moleküler tesir ile ısı enerjisini iletmelerine kondüksiyon yolu ile ısı iletimi denir. Kendisinden daha sıcak veya soğuk bir cisme temas eden insan vücudu ile temas edilen cisim arasındaki ısı transferidir. Bu durumda ısı iletimi, öncelikle deriye temas eden maddenin ısı iletim katsayısına (k) bağlıdır. Aynı sıcaklıkta ama soğuk çelik ve odunu tutan kişi farklı sıcaklık algılar. Bu, çeliğin ısı iletim katsayısının odununkinden yüksek olmasından kaynaklanır. Isı iletimi ile ısı geçişi Fourier denklemine göre (7.1) şeklinde ifade edilir. Burada; [ ]: İletimle ısı akısı yoğunluğu, [ ]: Isı iletim katsayısı, [ ]: Temas eden cisim sıcaklığı ile deri sıcaklığı arasındaki fark, [ ]: Ortam kalınlığı İnsan dokusunun ısı iletim katsayısı oldukça küçüktür:

82 82 Çoğu zaman deri ile katı bir cisime temas eden yüzey çok küçük olduğu için bu yolla oluşan ısı geçişi insanın ısıl dengesi üzerinde fazla etkili olmaz. Bununla birlikte ısı iletimiyle enerji kaybı rahatsız edici olduğu için iş yerinde deriye temas edecek donanımların yalıtımı önerilmektedir. b) Konveksiyon (Isı taşınımı); molekülleri serbestçe hareket edebilen akışkanların içinde ısıl enerjileri fazla olan moleküllerin özgül ağırlıklarının düşük olması sebebiyle soğuk moleküllerle yer değiştirmesi suretiyle akışkan içinde ısının bir noktadan başka bir noktaya geçişine konveksiyonla ısı geçişi denir. Akışkanda sıcaklık farklarının neden olduğu özgül ağırlık değişimlerinden kaynaklanan konveksiyona doğal konveksiyon; akışkanın pompa, vantilatör gibi araçlarla yer değiştirmesinden kaynaklanan konveksiyona zorlanmış konveksiyon denir. Vücut sınırını oluşturan deri ile onu çervreleyen hava arasındaki ısı alış verişi ısı taçınımıdır. Taşınımla ısı transferi öncelikle havanın hızına bağlıdır. Toplam ısı transferinin %15-25 i taşınımla gerçekleşir. Taşınımla ısı geçen enerji Newton un soğuma kanunu na göre ( ) (7.2) şekilnde ifade edilir. Burada; [ ] : Taşınımla geçen ısı akısı yoğunluğu, [ ]: Isı taşınım katsayısı (Katı cismin şekline, boyutuna, yüzey kalitesine ve akışkanın özelliklerine bağlıdır), [ ]: Deri sıcaklığı ile çevre havası sıcaklığı arasındaki fark c) Radyasyon (Isı ışınımı); bir sıcak kaynaktan tek renkli dalga biçiminde ışın ve muhtemelen bu dalgaya eşlik eden parçacıklarla enerji iletimine radyasyon (ışıma) ile ısı iletimi denir. Radyasyon, maddenin olmadığı ortamda meydana gelebilen bir ısı transfer şeklidir. Çalışanları bu ısıdan korumak maksadıyla çalışanla radyasyon kaynağı arasına alüminyum yapraklı perde yerleştirilir. Sıcak yaz günleri dışında insan ışınım yoluyla çevresine, çevre sıcaklığına da bağlı olarak yaklaşık kj enerji verir. Bu, insanın dışa verdiği enerjinin %40-60 ı arasında değişir. Radyasyonla ısı transferi Stefan-Boltzmann kanununa göre [( ) ( ) ] (7.3) eşitiliği ile hesaplanır. Burada; [ ]: Radyasyonla geçen ısı akısı yoğunluğu, [ ]: İki cisim arasında radyasyon ısı katsayısı, [ ]: Deri ce çevre yüzey sıcaklıkları İletim, taşınım ve radyasyonla gerçekleşen toplam ısı akısı yoğunluğu (7.4) denklemiyle hesaplanabilir. Burada; [ ]: Toplam ısıl direnç, [ ]: Kan damarları düzeyinde, deri içi sıcaklık, [ ]: Çevre sıcaklığı

83 83 Çevre ile ısı alış verişinde önemli bir faktör de giyilen elbise ve elbisenin yalıtım değeridir. Elbiselerin yalıtım değeri clothing unit clo ile ifade edilir. Elbiselerin yalıtım değeri (7.5) şeklinde ifade edilir. Yalıtım değeri 1 clo olan bir elbise iç ve dış yüzeyleri arasında 1 0 C sıcaklık farkı var ise 1 saatte değerinde ısı geçişine izin verir demektir. Tablo 7.1 de bazı giysilerin ısıl yalıtım değerleri verilmiştir. Tablo 7.1. Giysilerin ısıl yalıtım değerleri YALIN GİYSİLER Giysi Değer (clo) Giysi Değer (clo) İç çamaşırı, atlet Çorap Uzun kollu 0,10 Diz boyu 0,10 Kısa kollu 0,08 Kısa 0,04 Kolsuz 0,06 Naylon çorap 0,01 İç çamaşırı, külot Ayakkabı Uzun 0,10 Çizme 0,08 Kısa 0,06 Ayakkabı 0,04 Slip 0,04 Sandalet, terlik 0,02 Gömlek/Bluz İş pantolonu 0,25-0,45 Uzun kollu 0,22-0,29 Etek 0,10-0,22 Kısa kollu 0,14-0,22 Elbise 0,22-0,70 Pantalon Yelek 0,15-0,29 Uzun 0,25-0,32 Ceket 0,17-0,37 Kısa (şort) 0,10 Manto/palto 0,50-1,00 GİYSİ KOMBİNASYONLARI Yaz giysileri: Kısa kollu gömlek, ince pantolon, kısa çorap, ayakkabı 0,4-0,5 Hafif iş giysisi: Kısa çamaşır, kısa kol gömlek, iş pantolonu, çorap, ayakkabı 0,5-0,7 Normal iş giysisi: Uzun çamaşır, tek parça iş elbisesi, çorap, ayakkabı 1 Hafif sokak giysisi: Kısa çamaşır, gömlek, hafif ceket veya kazak, pantolon, çorap, ayakkabı 0,8 1,2 Normal giysi: Uzun çamaşır, uzun kollu gömlek, kazak/yelek, ceket, pantolon, çorap, ayakkabı 1,2 1,5 Kış giysisi: Uzun çamaşır, uzun kollu gömlek, kalın ceket veya kazak, pantolon, kalın palto, 1,5 2 kalın çorap, çizme Kutup elbisesi 3 4 Terleme; insan vücudununun ısı bilançosunu dengede tutan en önemli olaydır. Buharlaşan ter aracılığı ile vücuttan ısı enerjisi alınıp dış ortama verilir. Dışa verilen ısının yaklaşık %60 ı bu yolla gerçekleşir. 1 gr terin buharlaşmasıyla verilen ısı 2,5 kj kadardır. Günde ortalama 1 litre terleme olmakta ve bu şekilde 2500 kj enerji bu yolla dışarıya verilmektedir. İşin ağırlığıan göre terleme artar.

84 84 Terin buharlaşabildiği derinin alanı, deri üzerindeki sınır tabakadaki ve dış ortam havasındaki su buharı basınçları arasındaki fark, havanın bağıl nem oranı terlemede ve terleme ile bedenin sğumasında etkilidir. Havanın nemi ne kadar az ise terleme o ölçüde artar. Rüzgar hızı ısı transferini artırarak derinin soğumasına yol açtığından buharlaşmayı yavaşlatır. Çevre sıcaklığının 25 0 C nin üzerine çıktığı ve vücut sıcaklığıan yaklaştığı durumlarda ısı taşınım ve radyasyonla ısı geçişi azalacağından, bu durumd vücut sıcaklığı ancak terleme ile dengelenebilir Isıl Konfor Çalışanların ısı, sıcaklık, nem, hava akımı gibi iklim koşulları bakımından fiziksel ve zihinsel faaliyetlerini yerine getirirken rahatlık için olmalarına ısıl konfor denir. Konfor etkisi kişiden kişiye değişir. Örneğin, yaşlılar ve zayıf insanlar şişmanlara oranla daha sıcak bir havayı tercih ederler. Bu şartlar cinsiyete, yetişme ortamına vb. göre değişebilir. Havanın sıcaklığı, nemi, hareketi, temizliği, kokusu, ısıl radyasyon, duvar, döşeme ve tavan gibi yüzeylerin ortalama sıcaklığı, çalışma düzeni, giyinme şekli ve insanların hareketi ile birbirleriyle etkileşimleri ısıl konforu etkileyen faktörlerdir. Şekil 7.1 de termik konforu oluşturan parametreler gösterilmiştir. Konfor halinin meydana gelmesi için gerekli fizyolojik esaslar olarak insanların içinde bulundukları hacimlerdeki havanın rahat teneffüs etmeye yetecek miktarda ve temizlikte olması, içindeki su buharının belirli sınırlar arasında bulunması, CO 2 miktarının zararsız oranda olması ve ısıl konfor koşullarının sağlanmış olması gerekmektedir. Şekil 7.1. Termik konforu oluşturan parametreler Konfor halini en fazla etkileyen dış sıcaklık ve iç sıcaklıktır. Sıcaklığın değişmesi ile vücudun ısı kaybı hızla azalır veya çoğalır. Bu durum insanlarda rahatsızlık hissi uyandırır. Konfor hali üzerinde, nemin tesiri de oldukça önemlidir. Nemli sıcak, nemli soğuk ve kuru havaya tahammül etmek zor olduğu gibi insanları rahatsız etmektedir.

85 85 Kış aylarında daha düşük bir sıcaklıkta konfor hissinden dolayı kış konforu, yaz konfor derecesinden yaklaşık 2.5 efektif sıcaklık derecesi (ES 0 ) daha aşağıdadır. Kış konfor derecesi, kısa süreli kalınan ortamlar için ES 0 dir. Uzun süre, bu koşullarda kalanlara rahatsızlık verir. Aktif hareketlerin az olduğu yerlerde rahatlığın hissedildiği efektif sıcaklık 22 ES 0 dir. Efektif sıcaklığın belirlenmesinde hava hareketi ve ortamın bağıl nemi de dikkate alınır. Örneğin, en iyi konfor için 19 ES 0 seçilir, kışın bağıl nem % civarında tutulmuşsa bu değer % 10 kadar düşük seçilebilir. Bu takdirde efektif sıcaklığın 19 ES 0 olabilmesini temin etmek üzere kuru termometre dereceleri C sınırlarına kadar yükseltilebilir. Eğer klimalı ortamda bağıl nem % civarında tutulursa 19 ES 0 lik sıcaklık, kuru termometre derecelerinin C ye düşürülmesi ile sağlanır. İdeal klimatik ortam için çeşitli işlerde önerilen minimum, optimum ve maksimum klima değerleri Tablo 7.2 de verilmiştir. Tablo 7.2. Çeşitli işlerde önerilen klima değerleri Yapılan iş Hava sıcaklığı ( 0 C) Havanın bağıl nemi (%) Maksimum Min Ort Maks Min Ort Maks Rüzgar hızı (m/s) Büro ,1 Oturarak hafif iş ,1 Ayakta hafif iş ,2 Ağır iş ,4 Çok ağır iş ,5 Sıcakta iş ,0-1, Isıl Denge Isıl denge, vücut ısı tutumu ile çevresel ısı alışverişi arasında oluşan dengedir. Sürekli rejim modelleri, vücudun ısıl dengede olduğunu ve enerji depolamasının ihmal edilebileceğini kabul eder. Sürekli rejimde vücutta üretilen ısıl enerji çevreye olan duyulur ve gizli ısı kayıplarına eşittir. Bu varsayıma göre vücut sıcaklığı değişmez. Vücudun enerji dengesi aşağıdaki eşitlikle ifade edilebilir. ( ) ( ) (7.6) : giyinik vücuttan olan toplam ısı kaybını verir ve aşağıdaki eşitlikle ifade edilir. ( ) (7.7) Bu eşitlikte, ortalama ışınım ve çevre havası sıcaklıklarının fonksiyonu olan sıcaklığı (7.8)

86 ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ 86 bağıntısı ile ifade edilir. Işınım ile ısı geçişi katsayısı için iç ortamda yeterli doğruluğu sağlayan [ ] ve taşınım ile ısı geçişi katsayısı için aşağıda verilen eşitlik kullanılır. ( ) (7.9) Solunum yoluyla olan duyulur ve gizli ısı kayıpları ( ) (7.10) ( ) (7.11) Bu bağıntılarda; (7.12) (7.13) (7.14) ifadelerinden bulunur. Vücudun ısıl dengesi eşitliğinde yapılan işi gösteren değeri, vücudun mekanik verimi %5 alınarak eşitliği ile bulunur. (7.15) Deriden buharlaşma yoluyla ısı kaybı, deri yüzeti ıslaklığına, deri yüzeyi ile ortam arasındaki su buharının kısmi basınç farkına ve giysinin buharlaşma direncine bağlıdırç. Deriden olabilevek maksimum buharlaşma potansiyeli derinin tamamının ıslak olması hali için bulunabilir. Bu durumda buharlaşma yoluyla maksimum ısı kaybı (7.16) şeklinde ifade edilebilir. Esasında deriden buharlaşma ile olan toplam ısı kaybı, vücudun sağlamış olduğu terin buharlaşması ve deriden difüzyonu ile gerçekleşir. Bu durumda ile bulunabilir. Burada; (7.17) (7.18) ( ) (7.19) eşitlikleriyle bulunabilir. Deri yüzeyindeki su buharının doyma basıncı [ ( ) ] (7.20) ifadesi ile bulunabilir. İç vücut ve deri tabakası arasındaki kan dolaşımı sıcaklık denetim sinyallericinsinden matematiksel olarak aşağıdaki gibi ifade edilebilir.

87 ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ 87 [( ) ( )] (7.21) Burada; ve sıcaklık denetim sinyalleridir ve vücut iç bölme sıcaklığının nötr değeri ( ) aştığı durumda ve deri bölme sıcaklığının nötr değerinin ( ) altına düşmesi durumunda gönderilir. Sinyaller sayısal olarak gerçek sıcaklık ile nötr sıcaklık arasındaki fark olarak tanımlanır ve (7.22) (7.23) şeklinde ifade edilir. Kan debisindeki değişmeler, deri ve iç vücut bölmelerinin bağıl kütlelerini etkilemektedir. Bu etki (7.24) bağıntısı ile verilmektedir. Isı dengesi, tek başına konfor için yeterli değildir. Çünkü vücudun ısıl dengesinin sağlanabileceği çok geniş çevre koşulları vardır. Bu geniş çevre koşullarından dar bir bölgede ısıl konfor sağlanabilmektedir. Belirli bir metabolik ısı üretiminde ısıl konforu sağlayan vücudun deri bölme sıcaklığı ve terleme ile oluşan ısı kaybı miktarı aşağıdaki ampirik bağıntılardan bulunabilir. ( ) (7.25) ( ) (7.26) Hareketlilik düzeyi yani metabolik etkinlik arttıkça fizyolojik denetim emkanizmaları normal vücut sıcaklığını korumak için harekete geçer ve vücut deriye doğru kan akışını artırır. Bu şekilde deriden çevreye olan ısı geçişi artar. Vücutta ısı tutumunda 225 KJ lük artış vücut sıcaklığında 1 0 C lik artışa yol açar Havanın Nemi ve Etkileri Çalışılan ortamda aşırı düşük ve aşırı yüksek bağıl nemden kaçınılmalıdır. Terleyen ve giysileri terle ıslanan işçilerin çok başarılı olmaları beklenmemelidir. Çalışma ortamının bağıl neminin % arasında olması gerekmekle birlikte, bazı hafif iş kollarında % sınırlarına kadar genişletilebilmektedir. Çevre sıcaklığı yükseldikçe bağıl nemin düşük tutulması gerekir. Bağıl nem ve ortam sıcaklığının yüksek olması çalışanlarda bunalma hissine neden olur ve verimi azaltır. Bağıl nemin yüksek, ortam sıcaklığının düşük olması halinde ise, çalışanlarda ürperme ve üşüme hissi meydana gelir. Çok kuru hava, solunum sistemi rahatsızlıklarına neden olur; burnun için, ağız boşluğunu ve yollarını, gözün dış tabakasını kurutur. Bu etki ortam sıcaklığı yükseldikçe artar. Yüksek düzeydeki nemlilik ise, kapalı bir ortamda çalışan insanların burun ve boğazlarında bir dolgunluk ve tıkanıklı duygusu yaratır. Çalışılan iş nedeniyle, çalışma boyunca nemli ortam oluşumu önlenemiyorsa, işçi az çalıştırılmalı ve dinlenme süreleri uzun ve sık olmalıdır. Ortamdaki nemin

88 88 kontrol edilmesi büyük yatırımlar gerektirebilir. Sıcak ve nemli havalarda biraz hava akımı vermek teri buharlaştırıp rahatlık vermesi açısından yararlıdır. Ortamdaki fazla nem hem mikroorganizmaların kolayca faaliyet gösterebilecekleri ortam bulmaları hem de soğuk ve sıcak etkisini daha kolay ilettiği için oldukça zararlıdır. Havanın, çalışma koşullarına uygun bağıl neme sahip olmasını sağlamak üzere, kuru havanın nemlendirilmesi ya da nemli havanın kurutulması gerekebilir. Kuru havanın nemlendirilmesi için kuru hava su havuzundan veya su fıskiyesinden geçirilebileceği gibi, hava içerisine su buharı püskürtülerek de nemlendirme işlemi yapılabilir. Aynı şekilde nemi yüksek olan bir havadan değişik yöntemlerle nem çekilmesi işlemi yapılabilir. Nemli hava, daha soğuk bir yüzeyden geçirilerek, soğuması ölçüsünde içerisindeki bir miktar su buharı yüzeyler üzerinde yoğuşarak ayrılır. Bu hava istenen düzeye kadar ısıtıldığında daha kuru bir hava elde edilmiş olur. Nem düzeyinin istenen değerlerin dışında olması halinde, klima cihazları ve vantilatörler kullanılarak nemin istenen değerlerde tutulması sağlanmalıdır. Bunların çalışması ile iş yapma süresince rahat bir ortamda verimli bir çalışma yapılabilmektedir Havanın Sıcaklığı ve Etkileri Sıcak Ortam Etkileri ve Önlemler Sıcaklık dağılımı bakımından insan vücudu çekirdek ve kabuk diye iki kısma ayrılır: Çekirdek: Beyin, göğüs, karın ve bu bölgedeki iskelet kaslarından oluşur. Kişiye göre değişmekle birlikte toplam kütlenin %65-80 ini oluşturur. İnsan vücudunun işlevini yapabilmesi için dışarıdan aldığı, kendi ürettiği ve dışarıya verdiği ısı enerjisi arasında bir dengenin oluşması ve bu denge halinde vücut çekirdek sıcaklığının 36,5 0 C civarında olması gerekir. Kabuk: Kol, bacak ve göğüs-karın bölgesinin dış kısmı kabuk bölgesini oluşturur. Toplam kütlenin %20-35 ini oluşturur. Kabuk bölgesi çekirdek bölgesinin ısıl dengesini korumda tampon görevi görür. Kabuk bölgesi çevre sıcaklığına veya kan dolaşımının hızına göre vücudun ürettiği ısıya bağlı olarak farklı sıcaklıklara sahip olabilir. Çekirdek sıcaklığının sabit tutma mekanizması; Kan yoluyla ısı transferi Terleme Kas titremesiyle ısı üretiminden oluşur. Aşırı sıcakta çalışmadan dolayı, insanların bedensel ve zihinsel faaliyetleri olumsuz yönde etkilenir ve insan verimi önemli ölçüde düşer. Sıcaklığın çalışanlar üzerindeki etkileri ortamın nem durumu, yapılan işin niteliği, çalışanın giyimi, yaş ve cinsiyeti gibi faktörlere bağlıdır. Vücut iç sıcaklığı 37 0 C civarında olup, fazla bir değişmeye tahammülü yoktur. Vücut sıcaklığında 1 0 C lik artı

89 89 yöndeki bir sapma vücut ısısında 225 KJ lük bir ısının depolanmasına neden olur. Yüksek sıcaklıkta; vücudun ısı dengesinin bozulmasıyla vücut sıcaklığının 41 0 C ye çıkması halinde ısı çarpması, aşırı terlemeden dolayı kaslarda ani kasılmalar şeklinde ısı krampları, deri bozuklukları, moral bozuklukları, aşırı duyarlık, endişe ve uyum bozuklukları meydana gelebilir. Düşük sıcaklıkta ise; uyuşukluk, uyku hali, organlarda hissizlik ve donma tehlikesi gibi durumlar meydana gelebilir. Sıcaklık değişiminin performans üzerindeki etkisi Şekil 7.2 de gösterilmiştir. Şekil 7.2. Sıcaklık ve çalışma kapasitesi ilişkisi Vücut iç sıcaklığı kan dolaşımı yardımı ile düzenlenir. Termoregülasyon denen bu olayda sıcak bir ortamda, kan deri yüzeyine yayılarak içerideki sıcaklığı ısı iletimi (kondüksiyon) yolu ile dış kısma doğru taşır. Kan dolaşımının kondüksiyonla ısı iletimi yanında insan metabolizmasının başka ısı düzenleme yöntemleri de vardır. Örneğin, soğuk havalarda titreme, sıcak ortamda terleme (buharlaşma), konveksiyon (ısı taşınımı) ve radyasyon (ısı ışınımı) sayılabilir. İnsan vücudunun kendi içerisinde ısı artışı meydana gelebildiği gibi, dışarıdan ışınım, taşınım ve iletim yolu ile de ısı artımı sözkonusu olabilir. Bu ısı artımı aşağıda sıralanan çalışma yerlerindeki etkenlere bağlı olarak meydana gelir: aydınlatma araçları, çalışan cihaz ve makinaların motorları, yüksek fırın, kızgın metal ve yüzeyler, diğer işgörenler. İnsanın ısı alışverişini ortam sıcaklığı, hava akımı ve hızı, havanın nemi ve yansıma yoluyla gelen ısı etkiler. Bu faktörlerin dengesiz olarak bir araya gelmesi halinde insan vücudunda ısıl dengenin korunması güçleşir ve fizyolojik baskılar ortaya çıkmaya başlar. İnsan vücudunun uzun süreli olarak iklim koşullarına uyumu sözkonusudur. Akklimatizasyon (uzun dönemli) denen bu olayda örneğin, aşırı sıcak bir ortamda 1 3 haftalık bir süre o iklime uyum sağlaması için yeterlidir. Soğuk bölgede yetişen insan, birkaç haftalık alışma süresinden sonra sıcak bölgede yetişen insanlar kadar sıcak ortamlarda verimli çalışabilir. Bu, 1 3 haftalık alışma süresi

90 90 içerisinde şu durumlar gözlenir: terleme artar, cilt sıcaklığının artışı azalır, vücut sıcaklığının artışı azalır, terde tuz oranı azalır. Bünye bu ayarlamaları yaparak kendini ortama alıştırdıktan sonra, sıcak bir ortamda mesai süresince çalışan bir işçinin serbest zamanında gününü dışarıda normal bir ortamda geçirmesi bu uyumu bozmamaktadır. Ancak, böyle bir ortamdan çıkıldıktan birkaç gün sonra bu uyum bozulur ve bünye eski normal düzeyine doğru kayar. 1 3 hafta sonra ise tamamen bu iklim şartlarına uyum sağlamadan önceki metabolizmanın değerlerine döner. Sıcaklık değişmeleri zihni çalışmalarda da verimlilik düşüşüne, konsantrasyon zorluğuna, kararsızlıklara ve pasifliğe yol açmaktadır. Bu nedenle, bazı ülkelerde yaz aylarında öğleden belli bir saatten itibaren iş yerleri aşırı sıcak nedeniyle kapanmaktadır. İşyerlerinde en az iş kazaları C dolayında meydana gelmektedir. Sıcaklık 25 0 C değerinden yukarıda ve 13 0 C değerinden aşağıda olduğu zamanlarda kazalarda önemli oranda artış gözlenmiştir. Yapılan araştırmalar sıcaklık artışı ile verimlilik azalışı ve aynı şeklide artışı arasında önemli ilişki düzeyi olduğunu göstermiştir. Isıl konfor açısından çalışma ortam sıcaklıkları Tablo 7.3 de verilmiştir. Bununla birlikte, radyant ısının ve havanın neminin de kontrol edilmesi gerekir. Tablo 7.3. Isıtılan ortam sıcaklıkları Oda tipi Sıcaklık ( 0 C) Çoğunlukla oturularak görülen işler 19 Çoğunlukla oturmadan görülen işler 17 Ağır bedeni çalışmalar 12 Bürolar 20 Satış yapılan kapalı yerler 19 Sıcak ve nemli havalarda nabzın artmasından dolayı böyle havalarda uzun süreli kassal çalışmalardan kaçınılmalıdır. Aşırı sıcakta çalışanlarda dolaşım bozuklukları, cilt bozuklukları, kanamalar, sıcak çarpmasından dolayı termik doku bozuklukları, özellikle merkezi sinir sisteminde tahribat ve çok yüksek vücut sıcaklığı meydana gelir. Aşırı sıcak için aşağıdaki standart önlemler alınmalıdır: Fizyolojik koruyucu önlemler (insanın iç yapısı ile ilgili). İnsanın üzerinde alınabilecek önlemler (kişisel koruyucu giysilerin giyilmesi vb.). Çalışma yerlerinde alınacak teknik tedbirler. İş organizasyonunda yapılacak düzenlemeler (çalışma ve dinlenme zamanlarının düzenlenmesi vb.). Bu genel kalıpların içerisinde yer almakla birlikte biraz daha ayrıntıya girerek aşağıdaki önlemler de alınabilir:

91 91 İş gereği çalışma ortamında ısı yayan kaynak işyerinin ortasına yerleştirilmelidir. Isı kaynağı çalışma ortamından ayrılacak şekilde yalıtılmalıdır. Işınım yolu ile gelen ısıya karşı, parlak metal paravanlar yerleştirilmelidir. Açığa çıkan ısı en kısa yoldan vantilatörler ve benzeri sistemlerle dışarı atılmalıdır. Isı kaynağının etrafı, içinde su dolaşan çift katlı metal koruyucularla çevrilirse hem ısı yalıtımı sağlanmış hem de değişik yerlerde kullanılabilecek sıcak su elde edilmiş olur. Aşırı sıcak için, bina yüksek olmalı ve çatıları havalandırma bacalı olmalıdır. Bina içerisinde hava akımı oluşturulmalı ya da soğuk hava verilmelidir. Güneş ışınlarının etkisiyle meydana gelen ısıyı azaltmak için pencereler panjur ya da perde, çatı ve duvarlar da içinde boşluk oranı fazla olan cam yünü, delikli tuğla gibi yalıtkan malzemeler kullanılmalıdır. Yaz günlerinde organizasyonel tedbir olarak mesai saatleri erken başlatılıp erken sonlandırılabilir. Aşırı zayıf, şişman ve yaşlı kişilere dikkat edilmelidir. Terlemeden dolayı meydana gelen su ve tuz kayıpları çeşitli yollarla karşılanmalıdır. Aşırı sıcakta çalışanlar için koruyucu elbise, eldiven, gözlük veya maske verilmelidir Soğuk Ortam Etkileri ve Önlemler Dış ortam ile içerideki ortam arasındaki sıcaklık farkının fazla olması, ortamlardan birbirlerine enerji geçişini hızlandırmaktadır. Aynı şekilde duvarlar ve iç sıcaklık arasındaki fark 2 0 C den fazla olmamalıdır. Kış aylarında, içerideki enerjinin büyük kısmı pencere ve duvarlardan kaybolmaktadır. Isı etkilerinden korunma aşağıda verilen ilkelere bağlıdır: Hacmi sınırlandıran ve koruyan yapı elemanlarının (duvar, vb.) ısı iletim katsayıları. Hacmi dış havadan ayıran yapı elemanlarının (derz, yarık, porozite) hava geçirgenliği. Yapı elemanlarının ısı depolama yeteneği. Yapı elemanlarının ısı yalıtma yeteneği, ısı geçirgenlik direnci ile belirir. Isı geçirgenlik direnci, yapı elemanını meydana getiren malzemelerin cinsine, ısı iletim katsayısına ve kalınlığına bağlıdır. Yapı elemanının ısı yalıtma yeteneği kalınlığın büyümesi veya ısı iletkenliği katsayısının küçülmesiyle artar. Katı maddelerin ısı iletkenliği malzemenin gözeneklilik derecesine, gözeneklerin büyüklük ve dağılım durumuna ve malzeme içinde bulunan miktarına bağlıdır. Durgun havanın ısı iletkenliği çok az olduğundan, gözenekli malzemelerde gözenek içindeki hava ısı yalıtımı işlevi görür. Gözenekli malzemelerde özgül ağırlık azalır ve özgül ağırlık azaldıkça malzemenin ısı iletkenliği de o ölçüde küçülür. Rutubet durgun havaya nazaran daha çok ısı iletme özelliğine sahip

92 92 olduğundan, malzemenin rutubetlenmesi halinde ısı geçirgenliği de o nispette artar. Genellikle yapılarda ısı yalıtım malzemesi olarak; cam yünü, perlit, plastik köpük, mantar levhalar, sentetik elyaf, odu lifi, yonga, ahşap rende talaşı levhaları, gaz betonu, boşluklu beton, delikli tuğla vb. kullanılır. Soğukta çalışma sırasında insanlar çeşitli soğuk algınlıkları, sürekli çalışmalarda kalıcı solunum ve dolaşım yolu rahatsızlıkları, romatizma, kalp ve ciğer hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara maruz kalabilirler. Parmak uçları ve vücudun bazı diğer bölgelerinde donmalar, soğuk yanıkları, gözlem ve reaksiyon yeteneğinde azalmalar meydana gelir. Sıcaktan olduğu gibi soğuktan da korunmak için insanın iç yapısı ile ilgili fizyolojik önlemler, insanın üzerinde alınacak önlemler, çalışma yerindeki teknik önlemler, iş organizasyonundaki önlemler olarak sayabileceğimiz yöntemlere başvurabiliriz. Buna göre, soğuk etkilerinden korunmak maksadıyla aşağıdaki önlemler alınmalıdır: İşyerindeki hava cereyanı ve akımının önüne geçilmelidir. Dışarıya açılan kapılar açık unutulduğundan büyük ısı kayıplarına neden olurlar. Bu kapılara otomatik kapı kapayıcıları takılmalıdır. Çatı, duvarlar ve pencereler iyi bir şekilde yalıtılmalıdır Çalışılan yerin taban kısmı masif malzeme ile döşenmelidir. Binaların ısıtılması yapılan işe ve amaca göre değişmektedir. Ancak soba gibi tek ve büyük bir ısıtıcıdan ziyade ortamda bir çok yerde bulunan ısıtıcılar daha sağlıklı bir ısıtma sağlayabilirler. İçeriye değişik yollardan giren hava soğuk girmemelidir. İşgörenlere eldiven, kalın giysiler, kulaklıklar ve uygun ayakkabılar verilmelidir. İşgörenlerin beslenmelerine dikkat edilmelidir. Soğuk ortamda incelikli işler yapan ellerin iş yapabilme yeteneği azalır. Ellerin çalıştığı bölgenin hemen üst kısmına lamba yerleştirilerek bu kısmın hem aydınlatılması hem de ısıtılması sağlanabilir. Bazı işyerlerinde hem ağır işler hem de hafif kas çalışmaları birlikte yapılmaktadır. Örneğin, kereste fabrikalarında tam otomatik biçme makinasını kumanda eden operatörün işi, keresteyi tasnif eden, taşıyan ve ayıranlara göre daha az kassal ve daha fazla zihni çalışma gerektirir. Az hareket eden işgören soğuktan daha fazla etkilenir. Onun için böyle kısımlar yerel olarak ısıtılabilir, çalışma alanı ısıya ve gürültüye karşı koruyucu malzemelerle çevrilebilir ya da işgörenin koruyucu giyecekler giymesi sağlanmalıdır Hava Kalitesini Etkileyen Faktörler Çalışma süresince işgörenin temiz havaya ihtiyacı vardır. Havanın kalitesi gerek insan ve gerekse çevreden kaynaklı aşağıdaki kirleticilerle bozulur: 1) Kokulu maddeler

93 93 2) Su buharı 3) Isı etkisi 4) Karbondioksit üretimi 5) Dışarıdan gelen veya iş yöntemi ile oluşan kirleticiler Karbondioksit, karbon monoksit, ozon ve azot oksit iş yerinde hava kalitesinibozan etkenlerle havada belirli oranı aşarsa zehirleyici olabilirler. Bu nedenle bunlarla birlikte diğer zararlı maddeleri içeren havayı iş ortamından uzaklaştırarak yerine temiz hava temin edilmelidir. Taze havanın temiz olması yanında uygun sıcaklıkta, hızda ve nemde olması önemlidir Havalandırma Efektif sıcaklık derecesini etkileyen faktörlerden birisi de havanın hareketidir. Efektif sıcaklığın belirlenmesinde kuru termometre sıcaklığı, yaş termometre sıcaklığı ve hava hızı diyagramlarının oluşturduğu çizelgeler kullanılır. Çalışma ortamında hem ısıl konforu sağlamak hem de sağlığa zararlı olan gaz ve tozları uzaklaştırmak için hızı uygun ayarlanmış bir hava akımı oluşturulmalıdır m/s lik bir hava durgun kabul edilir. Normal ortam sıcaklığı ve yayılan ısı koşullarında, insanların kış aylarında kendilerini konfor içinde hissetmeleri için uygun hava hızı m/s dir. Bu oranın aşılması halinde, hava rutubeti ve sıcaklığı istenilen düzeyde olsa dahi hava cereyanından şikayetler başlayabilir. Yaz aylarında ise 0.5 m/s lik bir hız bu sınırı belirleyebilir m/s den yüksek hızlarda hava esintili kabul edilebilir. Çalışma ortamında sağlığa zararlı toz, duman, zehirli gaz ve buhar ile kokuların uzaklaştırılması için m/s hava akım hızı uygulanmalıdır. Daha düşük hızlar istenen amacı gerçekleştiremez, yüksek hızlarda çalışanları rahatsız eden esintiler meydana gelir. Bina içerisinde hava hızları üniform olmalıdır. Aksi halde, işgörenlerin bir grubu aşırı, bir grubu da durgun hava akımı etkisinde kalarak şikayetlere yol açar. Bayat hava, durgun, oksijen oranı azalmış, karbondioksit oranı artmış, negatif ve pozitif iyon sayısı normal havaya oranla çok azalmış havadır. Psikolojik açıdan zararlı olan bayat hava, yorgunluk hissini artırır, iştahın azalmasına ve ortamın konfor ortamı olmamasına neden olur, verimliliği de olumsuz yönde etkiler. Durgun bir hava da bayat hava gibi, insanlar üzerinde nahoş bir etki bırakır. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için yerden 1 2 m yükseklikler arasındaki bir kesit boyunca, özellikle sıcak hava için m/s arasında hava hareketi oluşturulmalıdır. Ortamdaki havanın sıcaklığı veya hareketli havanın sıcaklığı düşük olunca hızın fazla olmasından şikayet edilebilir. Isıl konfor için ortam havası sıcak ise hava hızı artırılmalıdır. İş yerinde ihtiyaç duyulan hava miktarı aşağıdaki faktörlere bağlıdır: İş ortamının hacmi

94 94 İş ortamındaki işgören sayısı Enerji tüketimine bağlı harcanan oksijen ve verilen CO 2 miktarı İşte uygulanana yöntemlerin oluşturdukları havayı kirletici zararlı maddelerin cinsi ve miktarı İşte uygulanan yöntemlerin neden olduğu sıcaklık ve nem artışı İş dışı faktörlerden kaynaklanan kirleticiler (sigara, ter, vb.) Tablo 7.4 de işin ağırlığına bağlı olarak kişi başına saatlik hava ihtiyacı ve hacmi verilmiştir. Bu hacimler, işyerleri gereksiz eşya ve yer kaplayan malzemelerle işgal edilerek azaltılmamalıdır. Tablo 7.4. İşin ağırlığına göre kişi başına hava ihtiyacı ve hacmi İş tipi Kişi başı gerekli hacim (m 3 ) Kişi başı gerekli hava ihtiyacı (m 3 /h) Minimum Öneri Minimum Öneri Çok hafif bedensel iş (büro elemanı, saatçi) Hafif bedensel iş (çizim, laboratuvar çalışması, ince mekanik işler, vb.) Orta ağır bedeni iş (Tornacılık, kaynakçılık, marangozluk) Ağır bedeni iş (Kalıp, döküm, temizleme, tamir, tesfiye işleri) Hava yenileme katsayısı, bir ortamdaki hava hacminin bir saatteki değişim sayısıdır. Hava yenileme katsayısı, bürolarda ve oturarak çalışına yerlerde saatte 4 8, atölyelerde 8 12, hava kirliliğinin ve neminin yüksek olduğu ortamlarda kez olması gerekir. Tablo 7.5 de ortam sıcaklığı ve işin ağırlık derecesine bağlı olarak hava hızı sınırları verilmiştir. Tablo 7.5. Ortam sıcaklığına ve işin ağırlık derecesine bağlı olarak hava hızının sınır değerleri Ortam sıcaklığı ( 0 C) Hava hızı (m/s) Ofis çalışması Hafif bedensel iş Ağır bedensel iş 18 < 0,1 Z 0,1 Z 0,2 20 0,1 0,15 0,1 0,2 0,2 0,3 22 0,15 0,2 0,2 0,3 0,3 0,4 24 0,2 0,25 0,3 0,4 0,4 0, AYDINLATMA

95 Aydınlatma Kavramları Çevremizdeki olayların %80 ini gözle, %10 unu kulkla ve %5 ini de dokunma yoluyla algılarız. Bu nedenle görme ve görmeyi sağlayan aydınlatma düzeyi ergonomik açıdan önemlidir. Aydınlatma, gün ışığının olmadığı, yetersiz kaldığı ve uygun olmayan koşullarda çevrenin ve nesnelerin gereği gibi görülebilmesini sağlamak amacıyla ışık uygulamaktır. İnsanın en önemli bilgi algılama organı gözdür. Bütün algılamaların % 80 den fazlası göz aracılığı ile gerçekleştiğinden, iş yorgunluğunun büyük kısmı da göz zorlanmasından ileri gelebilir. Göz yorgunluğun işgücü, üretim ve kalite kaybına yol açmaması için yeterli aydınlatma düzeyi uygulanmalıdır. Bununla birlikte, insan gözün gösterdiği toleranslar, aydınlık gereksiniminin gün boyu değişimine uyumunda önemli kolaylıklar sağlar. Görünebilirlik, parça büyüklüğü, görüş uzaklığı, görüntü algılanması, ışık yoğunluğu, işlenen parçanın rengi, zemine göre ışık düzeyi ve renk kontrastı gibi faktörlere bağlıdır. Yansıtma özelliği fazla olan maddeler aynı aydınlatma şartlarında daha parlak görünürler. Aydınlatma şiddeti / düzeyi, ışık akısının aydınlatma yüzeyine oranıdır. Işık şiddeti mesafenin karesi ile azalır. Bir mum ışık kaynağının 33 cm uzaktaki aydınlatma şiddeti 10 lüx tür (1 lüx = 1 lümen/m 2 ). Çeşitli el işleri ve okuma yazmada aydınlatma gereksiniminin en düşük değeri 10 lüx, optimum değeri 300 lüx tür. Uygulamada aydınlatma şiddeti ölçülür, yansıtma oranları ise tablolardan alınır. Yansıtma oranı saf beyaz için % 100, saf siyah için ise % 0 dır. Bir cismin bulunduğu ortam ile arasındaki renk ve yapı değişikliklerinden doğan ışıklık farkına kontrast denir. K cismin ve K zeminin yansıtma katsayısı olmak C üzere, kontrastlık ( K K ) / K 1 bağıntısı ile ifade edilir. İyi bir görüş C Z Z sağlamak için bu bağıntının 1 den büyük olmasıdır. Kontrastlık az ise daha iyi bir görüş sağlamak için aydınlatma artırılmalıdır. Kontrast üç grupta değerlendirilir: 1) Yüksek kontrast: Beyaz veya beyaza yakın renkli fon üzerine siyah işaretler. 2) Orta kontrast: Gri fon üzerine siyah işaretler. 3) Zayıf kontrast: Siyaha yakın veya siyah fon üzerine siyah işaretler. Gözün baktığı cismin birbirlerinden en uzak iki noktasını gözün optik merkezine birleştiren doğruların arasında kalan açıya görünüm açısı denir. Görünüm açısını büyütmek için ya cismi göze yaklaştırmak ya da cismin boyutlarını büyütmek gereklidir. Z Aydınlatma Parametreleri

96 96 Aydınlatmaya ilişkin dört temel büyüklük vardır; ışık akısı, ışık şiddeti, aydınlatma şiddeti ve ışık yoğunluğu. Işık akısı ( ): Işık kaynağından yayılan ve bir alana ya da göze gelen ışık miktarına ışık akısı denir. Işık akısının birimi lümendir ve ile gösterilir. Bir aydınlatma sisteminde aydınlatan lambanın gücü P (W) değil, aydınlatan alana gelen ışık akısı önemlidir. Lambaların aydınlatmada ışık akısı verimine bağlıdır. Aydınlatma verimi, lambanın aydınlatma için harcadığı gücünün, yanı ışık akısının gücüne oranı olarak tanımlanır. [ ] (7.27) Lamba verimleri; akkor lambada 15 lm/w, flüorasan lambada 50 lm/w tır. Işık şiddeti ( ): Işık akısının incelenen yöndeki hacimsel açıya oranına ışık şiddeti denir. (7.28) Hacimsel açı küre alanının kürenin yarıçap karesine bölünerek elde edilir. Birimi Steradyant tır [ ]. Tüm küre alanı için dir. Işık şiddeti candela (cd) olan ve bir kürenin merkezindeki nokta şeklindeki ışık kaynağının kürenin tüm alanına yaydığı toplam ışık akısı lümendir. Aydınlatma şiddeti ( ): birim alana düşen ışık akımıdır, birimi lüks tür. [ ] (7.29) Şekil 7.3. Hacimsel açı tanımı Işık incelenen alana dikey gelmiyorsa aydınlatma şiddeti: (7.30) ifadesinden hesaplanır. Burada, ışığın geliş yönü ile düzlem arasındaki açıdır. Bir noktadaki aydınlatma şiddeti kaynağın ışık şiddeti mesafesi nin yardımıyla ile noktanın kaynağa olan (7.31) denkleminden hesaplanır. Işık eğik gelirse

97 97 (7.32) denklemi kullanılır. Tablo 7.6 da DIN5035 e göre aydınlatma şiddeti değerleri, Tablo 7.7 de ise önerilen değerler verilmiştir. Nominal aydınlatma şiddeti E (lüks) Tablo 7.6. DIN5035 e göre hazırlanan aydınlatma şiddeti listesi İş ve işyeri örneği 100 Geçici bir süre bulunulan yerlerde, yer ve yön bulmaya yetecek aydınlık 120 Soyunma odası, tuvaletler, merdivenler 130 Yüksek kontrastlı, iri detaylı, görme yönünden kolay işler 300 Mülakat odaları, selfservis lokantalar, çamaşır yıkama, ütüleme 500 Nominal kontrastlı, nominal detaylı orta zorlukta işler, bürolar, mutfaklar 1000 Küçük detaylı, kontrastı az, zor işler, montaj masaları 2000 Çok küçük detaylı, çok az kontrastlı, görme yönünden çok zor işler, hassas cihaz montajı, kuyumculuk 5000 Özel işler; ameliyathane Işık/aydınlatma yoğunluğu: Bir yüzeyim yaydığı, gözümüze parlak veya loş gelmesi, yaydığı veya yansıttığı ışığa bağlıdır ve ışık yoğunluğu ile ifade edilir. Birimi dir. Fizyolojik açıdan görme koşullarının değerlendirilmesinde görüş alanında ışık yoğunluğunun nasıl dağıldığının bilinmesi gerekir. Işık yoğunluğu birim alanın yaydığı ışık şiddetidir. [ ] (7.33) Tablo 7.7. Önerilen aydınlatma şiddeti değerleri Aydınlatma ortamı Lüks Kaba çalışma, depolar, ardiyeler Orta hassasiyet, paketleme, sevkiyat Basit montaj, kalın telle bobin sarma, takım tezgahında çalışma Hassas çalışma, okuma, yazma, araştırma laboratuvarı, hassas makina montajı, marangoz tezgahlarında çalışma, hassas aletlerle iş Çok hassas işler, teknik resim çizme, renk kontrolü, hassas alet ayarı, saat vb. Montajı, elektrikli alet kontrolü Sözkonusu alana bakış noktasının doğrultusu ile alanın normali arasında varsa ışık yoğunluğu açısı (7.34) şeklinde ifade edilir.

98 98 Sadece yansıtıcı parlak yüzeyler için ışık yoğunluğu [ ] (7.35) olarak ifade edilir. Burada, yayma derecesidir. Tablo 7.8 de bazı renklerin ve yüzeylerin yansıtma oranları verilmiştir. Tablo 7.8. Çeşitli yüzey ve renklerin yansıtma oranları ( ) Yüzey / Renk Yansıtma oranı Yeni beyaz boyanmış duvar Açık renk sıva Pastel renkler Koyu ren duvar boyaları Temiz, paslanmamış çelik 0.60 Üzeri yalı çelik 0.30 Alüminyum folye 0.80 Beton, yeni 0.5 Beton, eski 0.15 Islak asfalt cade Kuru asfalt cadde Tuğla Sunta Ceviz ağacı, doğal Ceviz ağacı, koyu Çok açık renk perde Koyu renk perde Yüksek bir görüş performansının gerektiği yerlerde en az 100 cd/m 2 yoğunluğuna ihtiyaç vardır. ışık Yayma derecesi ile absorpsiyon derecesi arasında (7.36) bağıntısı geçerlidir. Yayma derecesi renk, yüzeyin yapısı, pürüzlülük, boyanın yeniliği, kirlenme durumu gibi faktörlerden etkilenir. Renklerin ve bazı malzemelerin yansıtama oranları ile çalışma ortamları için önerilen yansıtma oranları Tablo 7.9 da verilmiştir Aydınlatma Biçimi ve Çeşitleri İşgörenlerin rahat ve istekli bir şekilde çalışabilmeleri maksadıyla yeterli ve tatmin edici bir aydınlatma düzeyi gerçekleştirilmelidir. Yeterli aydınlatma verimliliği doğrudan etkiler. Hızlı ve doğru görme, zaman tasarrufu ve kalite yükselmesi sağlar. Yetersiz aydınlatma, verimliliği azaltır ve işçinin moral ve göz sağlığını olumsuz etkiler. En uygun nitelikte hijyenik ışık gün ışığı gibi beyaz

99 Yüzeyler Malzemeler Renkler ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ 99 ışıktır. Gün ışığının yetersiz olduğu yerlerde bu ışığa yakın fluoresan lambalarla aydınlatma tercih edilebilir. Tablo 7.9. Yansıtma oranları Sıra Malzeme Yansıtma oranı (%) 1 Beyaz Açık sarı Açık yeşil Koyu yeşil Açık kırmızı Gök mavisi Granit, asfalt yol 10 2 Baskı mürekkebi 15 3 Maun rengi, ceviz rengi 20 4 Yaş beton, harç 45 5 Çinko 50 6 Parlak çelik, gazete kağıdı 55 7 Kayın ağacı, ak ağaç, beyaz mermer 60 8 Krom, bakır 65 9 Beyaz mine Fildişi, pirinç, alüminyum Beyaz üstübeç, beyaz kağıt Yüksek kalitede beyaz kağıt Parlak cilalı gümüş Beyaz alçı 95 1 Tavan Duvarlar Zemin Mobilyalar Makinalar, aparatlar Kumanda tablosu, iç kısmı Kumanda tablosu, dış kısmı Işık yaymanın yönüne göre aydınlatma sistemleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir: Direkt aydınlatma, ışığın % 90'ı aşağıya doğru. Yarı direkt aydınlatma, ışığın % 60-90'ı aşağıya doğru. Karışık aydınlatma, ışığın % 40-60'ı aşağıya doğru. Yarı endirekt aydınlatma, ışığın % 60-90'ı yukarıya doğru. Endirekt aydınlatma, ışığın % 90'ı yukarıya doğru. Biçim ve çeşitlerine göre ise aydınlatma altı grupta toplanmaktadır: gün ışığı ile aydınlatma, yapay aydınlatma, genel ve yerel aydınlatma, dikey aydınlatma, fabrika ve atölye aydınlatması, dinlenme yerlerinin aydınlatılması.bazı çalışma yerleri için önerilen aydınlatma düzeyleri de Tablo 7.10 da verilmiştir. Tablo Çalışma yerleri için önerilen aydınlatma düzeyleri

100 100 Sıra Ortam Çalışma Alanları Aydınlatma şiddeti (lüx) Genel Alanlar 1 Arama gerektiren çeşitli depolar Koridorlar 20 3 Satış veya servis tezgahı Spor salonları Soyunma odaları, tuvaletler, vb. 100 Büro ve Benzeri Yerler 6 Teknik çizim, proje masası Toplantı odaları Sürekli çalışanın bulunduğu yerler Laboratuvarlar Bilgisayar odaları, vb. 500 Çimento, Seramik, Cam Fabrikaları 11 Fırın Emaye kaplama, hadde pres Vasat kalitede kristal taşlama, oyma İnce işler, vb Demir Çelik Tesisleri, Haddehaneler, Döküm Fabrikaları 15 Otomatik tesisleri Kalite kontrol Kalın sac işleme, soğuk hadde, kaba montaj İnce montaj, kalıp verme Boya, taşlama, cila İnce cila Kontrol, inceleme, vb. 750 Elektroteknik 22 Kablo imalatı, basit montajlar, bobin sarma İnce cihaz montajı, sigorta yapımı, vb Elektronik montaj, vb Saatçilik, Ziynet Yapımı 25 Süs eşyası yapımı Değerli taşların işlenmesi Optik işleri, gözlükçü, saat tamircisi 1500 Kereste ve Ağaç İşleri 28 Testere makinası Planya, tutkallama, montaj Kaplama seçimi, oyma işleri, model yapımı Kalite kontrol, vb. 750 Kağıt Endüstrisi 32 Kağıt makinaları Ciltcilik, matbaacılık Çelik ve bakır baskı, vb Sıra Ortam Çalışma Alanları Aydınlatma şiddeti (lüx) Dericilik 35 Tabaklama Dikiş, kesim, cila Kalite kontrol, vb Tekstil Endüstrisi 38 Yıkama, ütü, iplikçilik Dikiş, basma ve konfeksiyon, vb Gıda Endüstrisi 40 Yıkama, soyma, pişirme Ürün yıkama, öğütme, ambalajlama Mutfaklar, temizlik kontrolu, tasnif vb. 500 Hizmet Sektörü 43 Resepsiyon, lokanta Otel mutfağı, kuaför Büfe vb. 300 Dış Mekanlar 46 Benzin istasyonu İnşaatlar Tren istasyonunda peronlar vb Gün Işığı İle Aydınlatma

101 101 Aydınlatma şiddeti, bulutsuz bir yaz gününde açık havada lüx, kapalı günde 3000 lüx tür. Gün ışığı ile ortamı aydınlatma, ekonomiklik, insanın sağlığı ve psikolojisi açısından yararlıdır. Ancak, geniş alana ve yüksekliğe sahip mekanlarda, çoğu zaman yeterli olmayan gün ışığı ile aydınlatmanın yapay aydınlatma ile takviye edilmesi gerekir. Yeterli bir gün ışığı girişini sağlamak için, pencerelerin yerden yüksekliği ortalama cm olmalı ve tavana kadar uzanmalıdırlar. Üst kenarı fazla yukarıya çıkmayan büyük ve geniş pencerelere göre küçük ama yüksekte bulunan pencereler daha iyi bir gün ışığı aydınlatması sağlar. Ancak, insanın dış ortamla ilişkisi kesilmemelidir. Pencere, ortam yüzölçümünün en az % 10 u büyüklüğünde olmalıdır. Bir yerdeki gün ışığı oranını belirlemek için gün ışığı katsayısı kullanılır. Gün ışığı katsayısı pencere yakınında en yüksek değere ulaşır ve içe doğru hızla düşer. Gün ışığının ortama girebileceği güney, doğu ve batı yönlerinde göz kamaşmasını önlemek için pencerelerde güneşlikler gibi yardımcı gereçler kullanılabilir. Gün ışığı ile aydınlatmada ortamın her yerinin olabildiğince eşit ve homojen ışık almasını sağlamak gerekir. Büyük hacimli alanlarda ise en iyisi çatıdan aydınlatma yapılmasıdır Yapay Aydınlatma Yapay aydınlatma her ortam için gereklidir. Bazı çalışma yerlerinde gündüzün çalışıldığı için yapay aydınlatma pek fazla kullanılmamaktadır. Ancak sadece gündüzleri çalışılan işyerlerinde dahi, kış mevsimlerinde gündüzlerin kısa olması, mekanın geniş ve hacimli olması, yapılan işin incelikli olmasından dolayı yapay aydınlatma ile desteklenme zorunluluğu vardır. O halde, yapay aydınlatma sistemi, gece çalışmaları için aydınlatma ve gündüz çalışmaları için destekleyici aydınlatma şeklinde tasarlanmalıdır. Eğer bütün gün boyunca doğal aydınlatma yeterli değilse sürekli yakılmalı, hava kararırken lambalar kademeli olarak devreye sokulmalıdırlar. Aydınlatma tasarımı yapılmadan önce ortamın duvar, taban, tavan, kolon vb kısımları dikkatle incelenmelidir. Lambalardan gelen ışınların girişim sağlayarak homojen aydınlatma sağlaması için lambalar yükseğe monte edilmelidir. Işık kaynağından çıkan ışınların çalışana geliş açısı da önemlidir. Işık kaynağı, görüş açısının 45 0 dışına ve pencere ışığının geldiği tarafa yerleştirilmelidir. Dışarıya doğru ışık sızmasını önlemek için geceleyin pencereler açık renk perdelerle kapatılmalıdır. Gün ışığının desteklendiği yerlerde gün ışığının rengine yakın renklerde ışık kullanılmalıdır. Bu açıdan fluoresan lambalar uygundur. İşgörenin çalıştığı yerin çevresindeki aydınlık, çalışma yerindeki aydınlıktan fazla, 1/3 ünden az olmamalıdır. Fluoresanla yapılan aydınlatmalarda biraz hassas ve özenli yerleştirme ile aşırı gölgeler ve titreşimler önlenebilir. Ancak, gölgeler üç boyutlu görmeyi kolaylaştırdıklarından, bazen tamamen yok edilmeleri doğru

102 102 değildir. Gölgesiz düzgün bir ışık dağılımında cisimlerin yüzeylerindeki pürüz ve girinti, çıkıntıları görmek çok zordur. Işık bir yüzeye çok eğimli düştüğü zaman gölgelemeler oluşur. Kalite kontrol ve benzeri işlerde bu tekniklerden yararlanılır. Kötü ve aşırı aydınlatma göz yorgunluğuna sebep olur. Çalışanın, gözlerini işten ayırdıktan sonra çevresindeki az ışıklı ortama uyum sağlamaya çalışması kasların yorulmasına ve uzun vadede hassasiyetlerinin bozulmasına neden olacaktır. Bulunulan ortamda duvarların açık ve parlak renklerle boyanması, bu yüzeylere gelen ışığın emilmeden tekrar çalışma alanına dönmesini sağlar. Bu, çalışılan ortamın daha aydınlık olması bakımından, psikolojik açıdan ve enerji tasarrufu açısından yararlıdır Genel ve Yerel Aydınlatma Genel aydınlatma, geniş ve yüksek hacimli çalışma yerlerinde ve çalışma yerlerinin sabit olmadığı yerlerde daha çok gereklidir. Uygun bir genel aydınlatma kullanılan alanın geniş görülmesini sağlar. Genel aydınlatmada göz kamaşmasını önlemek ve homojen ışık dağılımı sağlamak için lambalar yükseğe yerleştirilir. Eğer yeknesak bir ışık dağılımı istenirse, ışık kaynakları birbirine daha yakın yerleştirilir. Genel aydınlatmada tavandaki iki lamba arasındaki uzaklık, lamba - çalışma yüzeyi mesafesinin 1.5 katını aşmamalıdır. Yerel aydınlatma genellikle çok hassas işlerde, güçlü bir ışık kaynağı ile aydınlatılması gereken yerlerde veya yaşları daha ileri olanların çalıştıkları yerlerde kullanılmaktadır. Bundan dolayı, örnek olarak 20 yaşlarındaki bir işgörenin çalıştığı yerde ışık ihtiyacı 120, 300, 900 lüx ise; aynı değerler 60 yaşındaki bir işgören için 250, 550, 1100 lüx olmaktadır Dikey Aydınlatma Bazı çalışma yerlerinde dikey aydınlatma yapılır. Örnek olarak, kütüphanelerde raflar, bazı makinaların çalışılan yüzeyleri vb. dikey yüzeylerdir. Bu kısımların aydınlatılması, ayrı bir teknikle; özel ve iyi dağılım yapan lambalarla gözleri kamaştırmadan yapılması gerekir Fabrika ve Atölye Aydınlatması Büyük alan ve hacimlere sahip atölye ve fabrikaların hem genel hem de yerel aydınlatmaya ihtiyacı olabilir. Genellikle büyük çalışma alanlarının tavanları da yüksek olduğu için bu derece geniş bir hacmi aydınlatmak maksadıyla çok güçlü lambalara ihtiyaç vardır. Yapılan işte eğer renk ayrımı önemli ise, renkleri gerçeğe yakın gösterme özelliği olan lambalar kullanılmalıdır. Üzerinde çalışılan parça tezgahta yatay duruyorsa, aydınlatma Şekil 7.4.a da görüldüğü gibi, lambalar uzunlamasına sıralanarak yerleştirilmelidir. Yapılan işin dikey kısımlarının da iyi görünmesi gerekiyorsa, Şekil 7.4.b de görüldüğü gibi, lambalar tezgah uzunluğuna göre enine yönde sıralanmalıdır. Şekil 7.4.c deki gibi, lambaların belirli bir açı ile yerleştirilmesi daha uygun bir aydınlatma sağlayabilir. Burada ışık işçiye sol taraftan gelir. Daha güçlü, gölgesiz ve

103 103 yeknesak bir aydınlatma isteniyorsa, lambalar Şekil 7.4.d de görüldüğü gibi, enine ve boyuna olmak üzere karışık yerleştirilir. Üzerinde çalışılan iş incelikli çalışma ve hassas görme istiyorsa, genel aydınlatmanın yanında özel aydınlatma da kullanılmalıdır. Bütün aydınlatma şekillerinde ışığın yansıyıp göze gelmemesine dikkat edilmelidir. Genellikle tezgahların açık ve mat renkli olmasına özen gösterilmelidir. Şekil 7.4. Tezgahların aydınlatılması Yansımanın önlenmesi için Şekil 7.5 de görüldüğü gibi, ışık 45 0 lik görüş açısının dışına yerleştirilmelidir. Yansımalar ve göz kamaşmasının önlenmesi için ışıklar ya göz hizasındaki çizgiden biraz aşağıya, ya da bu çizgiden yaklaşık 45 0 yukarıya yerleştirilirler. Şekil 7.5. Tezgah ve masaların aydınlatılması Dinlenme Yerlerinin Aydınlatılması Dinlenme yerlerindeki aydınlatma çalışma ortamlarındakinden daha farklı olduğundan dolayı ışık yoğunluğu, ışık rengi, duvar ve tavan rengi vb. gibi özelliklerde de farklılıklar olur. Genellikle dinlenme yerlerinde fluoresan lambaların verdiği beyaz ışık yerine, loş bir hava veren lambalıklarla örtülmüş sarı ışık kullanılır. Dinlenme yerlerinde çok düzgün ve yüksek bir aydınlatma gerekli değildir. Bu tip yerlerin yapay aydınlatılmadan ziyade doğal gün ışığı sağlayacak geniş pencerelerle aydınlatılması her açıdan daha olumludur. Bu ortamlarda duvarlar insana rehavet ve sıcaklık veren değişik renklerle boyanabilir. Dinlenme yerlerinde lüx arasında bir aydınlık yeterlidir Aydınlatmada Kullanılan Lambalar Aydınlatmada kullanılan lambalar genel olarak üç grupta incelenebilirler: 1) Akkor lambalar. 2) Fluoresan lambalar

104 104 3) Cıva buharlı lambalar. Akkor lambalar, kullanma kolaylığı ve ucuzluğundan dolayı çok yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Ancak bu lambalar az ışık verirler, çevrelerine ısı yayarlar ve ömürleri diğer lambalara göre kısadır. Bu lambalar yapay aydınlatmaya ara sıra başvurulduğu, aydınlatılacak yerin küçük olduğu, pek fazla incelikli işlerin yapılmadığı durumlarda kullanılır. Fluoresan lambaların ışık verimi yüksek ve kullanım ömürleri fazladır. Fluoresan lambalar özellikle genel aydınlatmalar için oldukça uygundurlar. Ancak, renk seçiminin önemli olduğu yerlerde bu lambaların kullanılması sakıncalıdır. Uzun süre genel yapay aydınlatmanın kullanıldığı, beyaz ışığın istendiği yerlerde kullanılırlar. Ayrıca, fluoresan lambalar psikolojik olarak insanı çalışmaya sevk eder. Eğer renk ayrımı önemli ise, halojen metal buharlı lambalar, neon veya xenon lambalar kullanılır. Cıva buharlı lambalar, yüksek tavanlı ve büyük boyutlu yerlerin aydınlatılmasında kullanılırlar. Bu lambalar fluorsan lambalara göre çok daha güçlü ışık verirler. Bundan dolayı yansıma ve parlamalara karşı gerekli önlemler alınmalıdır Aydınlatmada Kritik Noktalar İyi bir aydınlatma projesinin tasarımında uygulanacak yeterli aydınlatma düzeyi için kullanılacak kriterler şunlardır: çalışanların göz sağlığı, yüksek düzeyde iş becerisi, optimal verimlilik, çalışanların kendilerini rahat hissetmeleri. Bir aydınlatma düzeninin niteliğinin belirlenmesinde rol oynayan faktörler şunlardır: aydınlatma şiddeti ve düzeyi, ışık yönü ve gölge etkisi, ışık dağılımı, ışık rengi ve renksel yansıma, ışık yansıması, ışıktan yararlanma. İşyeri aydınlatılmasındaki kritik noktalar ve alınması gereken tedbirler ile yapılması gerekenleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: Yapılan iş için yeterli ve homojen ışık sağlanması Parlamanın önlenmesi (göz kamaşması) Işık titreşimlerinin önlenmesi (stroskobik etki) Gölgeleme tekniğinden yararlanılması Uygun renkte aydınlatma araçları ve yeterli ışıklandırma düzeninin sağlanması Gözlerin dinlendirilmesi Duruş ve oturuş zorluklarına göre aydınlatma sisteminin kurulması Aydınlatma araçlarının temizlik ve bakımı Çevrelerine bakan insanların dikkatini en çok parlak ve renkli ışıklar çeker. Bu sebeple, iş görenin çalıştığı işyeri kendine göre en iyi aydınlatılmış yer olmalıdır. Ortamın mevcut aydınlığı, çalışmanın yapıldığı makine teçhizat ve donanımı ile malzemede yeterli detay algılamasını sağlamıyorsa, iş istasyonunun özel ihtiyaçlarına uygun özel aydınlatma yapılmalıdır. İş istasyonunun aydınlatılmasında kontrast esası üzerinden aydınlatma önemlidir. İşlemlerin yapıldığı tezgah üzerindeki hakim renkler ile iş görenin işleme tabi tuttuğu

105 105 malzeme arasında renk farkının yüksek, orta ya da zayıf oluşuna göre aydınlatma düzeyi de değişir. Ayrıca yapılan işin ve incelikli görme gerekli yüzey ve malzemelerin parlama özellikleri de dikkate alınmalıdır. Bu şekilde, tezgahla malzemenin kolayca ayırdedilmesi olanağı sağlanır. İşgörenlerin yaptıkları incelikli işleri kolayca görebilmesi için çalışma yüzeylerinin aydınlatılması sağlandıktan sonra genel çevre aydınlatılması standartlarının saptanması öngörülür. Aydınlatmada en önemli problem göz kamaşmasıdır. Göz kamaşması parlamadan ileri gelir. Parlama, aydınlatılmış yüzeylerden bir bölümünün diğerlerine göre daha fazla ışık yansıtması, aşırı ışıklı görünmesi ya da kaynaktan yansıyan ışığın doğrudan göze yansıtması olarak ifade edilebilir. Üzerinde işlem yapılan cisim ve yüzeylerin parlaması, esas yapılan işin görülmesini güçleştirdiği gibi göz uyumunu da zorlar. Göz kamaşması ve göz yorgunluğunun nedenleri ya göze gelen ışıktır ya da aydınlık yoğunluğundaki yüksek farktır. Bu iki çeşit tehlikeyi ortadan kaldırmak için etrafta gözün alabileceği eşya ve cisimler açık ve mat renklerle boyanmalıdır. Göze direkt gelen ışık için ya aydınlatma araçlarının yeri ya da oturuş şekli değiştirilmelidir. Göz bakış hizasının 45 0 üzerinden aşağıda ışık kaynağı olmamalıdır. Lamba uzaklığı fazla ise bu açı küçülür. Bu durumda da ya ışık kaynağı lambalık gibi siperlerle kapatılmalı ya da eğer fluoresan gibi lamba ise göz bakış istikametine paralel olarak yerleştirilmelidir. Çalışılan ortama ışık sol üst taraftan gelmelidir. Üzerinde çalışılan iş ile uzak ve yakın çevresi arasındaki ışık yoğunluğu farkının yüksek olması işten gözlerin ayrılması durumunda göz uyumu açısından sakıncalıdır. Bundan dolayı, çalışılan yer ile çevresi arasında aydınlık farkı fazla olmamalıdır. Aydınlatmada bir kritik nokta da, ışık kaynaklarında meydana gelen titreşim problemidir. Işık titreşimi, kullanılan lambaların alternatif akımla çalışmaları nedeniyle akım yönünün değişmesine göre yanıp sönmelerinden ileri gelir. Bu titreşimler uzun süreli çalışmalarda insanın gözünü yorar ve görme verimini düşürür. Titreşimlerden dolayı, göz aldanmaları da olabilir (stroskobik etki). Özellikle, makinaların hareketli kısımlarının sabitmiş gibi durduğu algısı yarattığı için bu durum tehlikelidir. Işık titreşimlerini önlemek için ya farklı devirlerde yanıp sönen ayrı lambalar kullanılmalı ya da üç fazlı ışık kaynakları kullanılmalıdır. Uzun süre kullanılan yıpranmış lambalar değiştirilmelidir. Ayrıca, fluoresan lambalarda uçlarda meydana gelen titreşimler bu kısımların yalıtkanla kaplanması ile önlenebilir. Bir malzemenin üzerine düşen ışığın geliş doğrultusunu değiştirerek, bazı kısımların daha kesin hatları ile görünmesini sağlamak ya da bazı kısımların göz alıcı, keskin görüntüsünü matlaştırmak mümkündür. Gölgeleme olarak bilinen böyle bir işlem, endüstrilerde ve özellikle kalite kontrol hizmetlerinde detayların görünmesini kolaylaştıran bir yaklaşımdır. Normal koşullarda çok iyi görülemeyen yüzeylerin daha iyi aydınlatılarak ve ortam ışığında parlayan yüzeylerin gölgelendirilerek, netlikle görünmesi ve incelenmesi sağlanmalıdır. Renkli bir yüzeyin iyi görülebilmesi, o yüzeyden yansıyan ışınların yeterli yoğunlukta olmasına bağlıdır. Ayrıca, ortam aydınlatmasının yapay olduğu

106 106 hallerde çeşitli renkler, gün ışığı altındaki görüntülerinden, bir miktar farklı görünebilirler. Renk görmenin önemli olduğu kalite kontrol gibi hizmetlerde, doğal renk algılamasını sağlayabilecek yeterli bir aydınlatma önemlidir. Gün ışığının doğal renkleri algılamada en güvenilir aydınlatma olduğu bilinmekle birlikte, gün ışığı ile yapılan aydınlatmanın şiddetinde sürekli bir değişim olduğundan renk ayrımı ve kalite kontrol gibi işlemlerde yapay ışık tercih edilir. Yapay ışığın değişmeyen düzeyi, gün ışığına göre daha standart bir değerlendirmeyi sağlayabilmektedir. Uzun süreli ince işlerde ve özellikle kalite kontrol çalışmalarında, göz yorgunluğunun önlenmesi için dinlenme araları vermek gerekir. Dinlenme aralarında işgörenler, uzak mesafelere bakmalı (örneğin, pencereden dışarı bakmak gibi) ve genellikle fazla parlamayan uzak cisimlere bakmayı tercih etmelidirler. Güneş ışınlarının içeri girdiği bir pencereden dışarı bakmak ya da parlak ışık ile aydınlatılmış uzaktaki cisim ve yüzeylere bakmak, gözlerin bu parlaklığa uyumunu zorladığı gibi, böyle bir uyumdan sonra iş görenin kendi işine döndüğünde gözler yeni bir uyum döneminden geçerler. Böyle bir uyum çabası, dinlenme etkisini azaltır ve gözleri zorlayabilir. Bir işyerinde aydınlatma düzeyinin düşük olmasına karşılık, incelikli iş görme ve detay algılama zorunluluğu varsa, iş görenler işlerini yakından görebilmek için öne eğilmek ve uzun süre bu duruşta çalışmak zorunda kalabilirler. Yetersiz ışık göz yorgunluğuna neden olurken, öne eğilmiş duruş ve statik kas çalışmaları sonucu çeşitli kaslarda da yorgunluklar oluşur. Böle bir durum iş hevesi kayıplarına ve gereksiz ağrılarına neden olur. Yeterli düzeyde bir aydınlatma bu sakıncaları ortadan kaldırır. Aydınlatma araçlarının temizlik ve bakımı periyodik aralıklarla yapılmalıdır. Lambalar ve lambalıklar yavaş yavaş ve homojen bir şekilde kirlendikleri için pek farkedilmezler. Kirlenme ile faydalanılan ışık giderek azalır. Kolaylıkla çıkarılıp takılabilen lambalıklar kullanılmalı ve temizlikleri ihmal edilmemelidir. Bunlardan başka, göz sağlığı açısından, gözlerin arasıra dinlendirilmesi gerekir. Bunun için yakına bakarak çalışanlar arasıra uzağa, uzağa bakarak çalışanlar da arasıra yakına bakarak gözlerini dinlendirmelidirler. Yorgunluğu gidermek açısından ve psikolojik açıdan ışık renginin seçimi de önemlidir. Genellikle yüksek aydınlık veren sarı beyaz ışıklar tercih edilmelidir. Aydınlatma ile ilgili bazı önemli kurallar aşağıda sıralanmıştır: Işık, aydınlatılacak alana veya nesnelere yönlendirilmeli, kesinlikle göze gelmemelidir. Gözün ışık kaynağını görmesi, rahatsız edici ve yorucu olup, oluşturulan aydınlıktan yararlanmayı azaltır, karanlık görünmesine neden olur. Bir yüzeyde girinti ve çıkıntıların algılanması istendiğinde, baskın doğrultulu bir ışık alanı oluşturulmalı ve yüzeydeki girinti ve çıkıntıların eğimine göre ayarlanmalıdır. Aydınlatma ortamında yumuşak ve saydam gölgeli bir aydınlık oluşturmalıdır. Kara gölgeli aydınlıklar, oluşturdukları ışıklılık karşıtlıkları nedeni ile ilgi çekici,

107 107 fakat yorucudur. Bu tür aydınlıklar, vitrin ve sahne gibi kısa süre bakılan yerlerde kullanılır. Sert gölgeli aydınlıklar düzlem olmayan yüzeylerde var olmayan çizgiler oluşturabilir, sert ve gerçek dışı görüntülere neden olabilir, özel amaçlar için kullanılmalıdır. Çalışma yüzeyi, çevre alandan daha aydınlık olmalı, fakat ışıklılık oranları yorucu karşıtlıklar (kontrastlar) oluşturmamalıdır. Büyük karşıtlıklar, küçük karşıtlıkların görülebilmesini engeller. Mat nesneler, üzerlerinde oluşturulan aydınlık ile görünür duruma gelirler. Parlak nesneler ise üzerlerinde oluşan çevre görüntüsü ile algılanırlar. Çok küçük mat ve parlak yüzeylerden oluşmuş iki boyutlu dokuların vurgulanması mat ve parlak yüzey elemanları arasında yeterli ışıklılık ayrımı oluşturmakla elde edilir. Parlak nesnelerin yansıttıkları yüzeylerde büyük ışıklılık karşıtlıkları varsa, bu nesneler oldukça parlak görünür. Işıklılık karşıtlığı olmayan ya da çok az olan bir ortam içindeki parlak nesneler mat görünür. Işık kaynağı ile iş uygun renklerde olmamalıdır. Değişik spektrumlu ışıklar, maddelerin renklerinde çok büyük renk türü değişiklerine neden olabilir Renk Renk, ışığın bir etkisidir. Parlak renkler mat renklerden daha iyi ayırt edilir. Genellikle çok miktarda yoğun ve doygun tonların kullanımı veya yüksek kontrastlı renk çiftlerinin kullanımı çalışma ortamı için uygun bulunmaktadır. Renk (kırmızı veya mavi yeşil gibi), parlaklık (aydınlık veya karanlık), yoğunluk (açıklık veya koyuluk), kombinasyonlar (yüksek ve düşük kontrastlar, tamamlayıcı renkler) renklerin kullanımını etkileyen faktörlerdir. Bu değişken faktörleri göz önüne almak üzere işyerinde uygun renk veya renk kombinasyonlarının seçimi yapılabilir. Renkler, iş güvenliği tedbirlerinin sağlanması amacıyla yangın araç gereç ve cihazlarının, basınçlı sistemlerin, elektrik malzemelerinin işaretlenmesinde kullanılabilir. Renklerin psikolojik etkileri olarak; Şarabi kırmızı veya kardinal kırmızısı kuvvet ve güç, saygınlık, gösteriş hissi, Pembe kiber, ince ve güçsüz, Alev kırmızısı ateşli, heyecanlılığı, Gök mavisi arzulanan bir huzuru, Siyah uyanık, aklı başında, Sarı ile birlikte siyah canlılık, tazelik, hareketlilik çağrıştırır GÜRÜLTÜ Temel Kavramlar

108 108 Ses, elastik bir ortam olan havada, mekanik titreşimlerden oluşan ve havanın basıncına ek olarak gelen basınç değişiklikleridir. Değişik varlıkların hava veya su gibi taşıma ve titreme özelliği olan maddelerde meydana getirdikleri titreşim ve dalgalanmaların algılanışıdır. Gürültü, insanların karakter ve yapı özelliklerine bağlı olarak rahatsız eden, hoşa gitmeyen, işitme kaybına ve verim azalmasına yol açan seslerdir. Bu nedenlerle gürültünün ölçümü, insana etkileri, insanı gürültüden koruma yöntemleri ergonomi açısından önemlidir. Sesin üç özelliği vardır: sesin şiddeti, sesin frekansı ve fon. Sesin şiddeti, sesin doğmasına neden olan titreşimlerin sesin yayıldığı ortama yaptıkları basınçtır. Ses basınç düzeyi de denen bu kavram logaritmik olarak artan db (desibel) ölçü birimi ile ifade edilir ve aşağıdaki formülle hesaplanır. ( ) [ ] (7.37) Burada, [ ] sesin şiddeti, [ ] ölçülen ses basıncı, [ ] duyma eşiği için referans alınan standart ses basıncıdır ( ). Duyma eşiğindeki ses basıncında ( ) ses şiddeti 0 db iken, basınçta 120 db olur. Bazı gürültü kaynaklarının ses şiddeti değerleri Tablo 7.11 de verilmiştir. Tablo Gürültü ile ilgili bazı örnekler Sıra Gürültü örneği Ses şiddeti (db) 1 Duyma eşiği / Kesin sessizlik 0 2 Yaprak hışırtısı / Tam algılanamayan ses 10 3 Kitap sayfalarının açılması, cep saati cm uzaklıktan saat sesi 30 5 Alçak sesle konuşma 40 6 Normal sesle konuşma 50 FİKRİ ÇALIŞMALARDA ÜST SINIR 55 7 Yüksek sesle konuşma 60 BÜRO ÇALIŞMALARINDA ÜST SINIR 70 8 Aynı odada birkaç daktilo makinası 80 GÜRÜLTÜ ÜST SINIRI 85 İSTİSNAİ DURUMLAR İÇİN ÜST SINIR 90 9 Otomatik torna Basınçlı hava perçin tabancası Pnömatik tabanca Jet motoru Gürültü bombası 200 Sesin frekansı, sesin saniyede yaptığı titreşim sayısıdır. 1 f Hertz (7.38) T

109 109 Sesin 1 saniyede yaptığı titreşim 1 Hz (Hertz) olarak değerlendirilir. Tiz seslerde frekans yüksek, tok seslerde ise düşüktür. İnsan kulağı frekansı (20.000) Hz arasında olan değişiklikleri ses olarak algılayabilir. Kulak N/cm 2 (0 desibel) basıncındaki sesi ancak 1000 Hz lik frekansa sahip olursa duymaya başlar. Kulağın en hassas olduğu sesler saniyede titreşim yapanlardır. Fon, ses şiddetinin sübjektif veya öznel hissedilişidir. Fon un ölçü birimi yoktur, yani boyutsuzdur. Ses şiddeti aynı fakat frekansı farklı olan sesler değişik şiddette hissedilirler. Bunun değerlendirilmesi uzman kişilerce yapılır. Sesin fon diyagramları çıkartılmıştır Gürültünün İnsan Üzerindeki Etkileri Gürültü, beyin merkezinin yorulmasını artırır ve bu organa ait fonksiyonlar üzerinde olumsuz etki yapar. Gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkileri; geçici ve kalıcı sağırlık, sinir ve ruh sistemi üzerinde olumsuz etki, kalbin hızlı çalışması, kasların gerginleşmesi, nefes daralması, damarların daralması ve tansiyonun artması, cildin doğal rengini kaybetmesi, göz bebeklerinin donuklaşması ve sık sık göz kırpma, yorgunluk, baş ağrısı, dikkatin azalması, sindirim ve dolaşım sistemleri üzerinde olumsuz ektileri, iç salgı bezlerinin düzensizliği şeklinde sıralanabilir. Gürültü ayrıca sosyal iletişimi de zayıflatır. Gürültünün insan üzerindeki etkisi genellikle olumsuz olmakla birlikte, bazı hallerde ortamdaki monotonluğu kırdığı söylenmektedir. Gürültünün insanları etkileme şekli ve düzeyi onların kişisel karakterlerine de bağlıdır. Ancak, bütün bunlara rağmen, gürültü kirliliği kandaki kolesterolü yükseltmekte, fiziki ve ruhi dengeyi bozarak sinir krizlerine yol açmaktadır. Gürültülü yerlerde çalışanlarda sürekli baş ağrısı ve tahammülsüzlük gözlenmektedir. Kulak çınlamaları ve belli bir yaştan sonra ağır işitme ve sağırlık oluşmaktadır. Yine insanda sabırsızlıkla bağlantılı olarak en küçük bir kıvılcımda parlamalar görülmektedir. Stres, bunalım, fizyolojik değişiklikler, yetenek değişiklikleri, deride enfeksiyonlar ve solunumda yavaşlamalar da genellikle gürültüden kaynaklanmaktadır. Gürültülü ortamda çalışan insanlar bilinçsizce huzursuzluk çıkarmaya eğimlidirler. Genellikle gürültünün zararından bahsedildiğinde ani ve şiddetli bir sesin kulak zarını patlatması akla gelmektedir. Oysa, gürültü ani ve şiddetli olmasa da etkisi sinsi ve yavaşça olmaktadır. Uzun süre şiddetli olmasa da gürültülü ortamlarda çalışanlarda iç kulaktaki ses dalgalarını sinirsel uyarılara çeviren çok hassas yapılı algı organlarında zararlar meydana gelir. Böyle bir tahribat başlarda kişi tarafından farkedilmez. Ancak, gerçekçi bir kontrol algısına sahip kişi, belli bir süre sonra işitmede meydana gelen azalmanın farkına varacaktır. Monotonluk ve dalgınlığın kırılması açısından ortamda bir miktar gürültünün olması istenir. Ancak hassas çalışmalarda, özellikle zihni çalışmalarda sessizlik önemli olmaktadır. Yine yapılan araştırmalar da gürültünün iletişimi kestiği, fiziki ve zihni performansı düşürdüğü, insanların titizlik ve incelikli iş görme

110 110 alışkanlıklarını olumsuz bir şekilde etkileyerek iş kazalarına neden olduğu belirlenmiştir. İnsanda işitme kaybı öncelikle tiz seslerden başlamaktadır. Tiz sesler tok seslere oranla daha fazla frekansa sahiptirler. İnsanın vejetatif sinir sistemi gürültü yüklenmesine doğrudan doğruya ve bilinçsiz bir şekilde tepki verir. Bu tepki kendisini şu şekilde gösterir: Kan damarlarının daralması. Göz bebeklerinin büyümesi. Kalp atış hacminde azalma. Metabolizmanın yüklenmesi. Kan bileşiminde değişiklikler. Gürültüyü, verimliliğe ve insan üzerindeki etkisi bakımından aşağıdaki gibi sınıflandırmak mümkündür. Devam eden gürültü: Gürültünün belli bir seviyede sabit kalarak devam etmesidir. 85 db den sonrası her çalışmada tehlike sınırını oluşturur, ancak hassas ve zihni çalışmalarda daha az olmalıdır. Kesik kesik (aralıklı) fakat beklenmeyen gürültü: Gürültünün nöbet nöbet fakat tahmin edilmeyen zamanlarda oluşmasıdır. Bu gürültü, insanı fazlaca rahatsız eder ve organizmanın bütün sistemlerini olumsuz yönde etkiler. Devamlı gürültüden daha zararlıdır ve alışma özelliği yoktur. Kesik kesik fakat tekrarlı gürültü: Sesin belli aralıklarla standart olarak tekrar etmesi ile oluşan gürültüdür. Yüksek yoğunluktaki kesik kesik gürültü, düşük yoğunluk ya da belli bir düzeyde değişmeyen sabit gürültülerden daha fazla performans ve verimliliği azaltıcı yönde etkilemektedir. Gürültünün performans üzerindeki olumsuz / zararlı etkisi, işin güçlüğü ile artar. Gürültüye karşı gösterilen reaksiyonlarda, bireysel farklılıklar büyük önem taşır. Yüksek frekanslı tiz seslerde, gürültüden dolayı sağlıkta oluşan risk daha küçük basınç (db) değerlerinde başlar. Örneğin, saniyede titreşimlik bir frekansa sahip gürültü db nin tehlike sınırı olduğunu her zaman geçerli kabul etmemek gerekir. Tehlike sınırının belirlenmesinde frekans düzeyinin de büyük önemi vardır. Şekil 7.6 da gürültü şiddeti ile frekansın tehlike sınırı için gürültü zararı üzerindeki etkileşimi gösterilmiştir. Şekil 7.6. Gürültünün zararının karşılaştırmalı gösterimi (tehlike sınırı için) Gürültüye Karşı Alınabilecek Önlemler

111 111 Gürültü, insan üzerindeki olumsuz etkileri olmakta ve buna bağlı olarak verimliliği kötü yönde etkilemektedir. Bu bakımdan, gürültülü ortamların iyileştirilmesi gerekmektedir. Genel olarak kişileri gürültünün zararlı etkisinden korumanın üç yolu vardır: 1) Gürültünün oluşmaması veya azaltılması 2) Gürültünün yayılmasının azaltılması 3) Kişisel koruyucular kullanma En önemli gürültü önlemleri aşağıda sıralanmıştır: 1) Daha az ses çıkaran malzeme veya malzeme çifti kullanmak (metal/metal yerine metal/plastik) 2) Daha az gürültülü iş yöntemi seçme (Parçin yerine kaynak, torna yerine matkapla delme) 3) Aynı iş yönteminde değişiklikler yapmak (İçten yanmalı motorla tahrik yerine elektrik motoru, zincirli mekanizma yerine dişli mekanizması, rulman yerine kaymalı yatak, vb.) 4) Konstrüksiyon elemanlarında parametre değişiklikleri (hızı düşürme, şekil değişikliği, düz dişli yerine helisel dişli, hassas yüzeyler, vb.) Gürültünün oluşması; ürün değişikliği, iş yöntemi değişikliği, tezgahlarda konstrüktif değişiklikler yapılarak azaltılabilir. Gürültünün yayılması; kapatma, katı madde üzerinden yayılmayı azaltma, havadan yayılmayı azaltma yolu ile azaltılabilir. Gürültünün oluşmaması için öncelikle kaynağında müdahale edilmelidir. Bunun için uygun makine-teçhizat seçilmeli, makinalar uygun zemine yerleştirilmeli, planlı periyodik bakım yapılmalı, eskiyen elemanlar değiştirilmeli, gevşeyen elemanlar sıkıştırılmalı, makine gücünün üzerinde yüklenmemelidir. Yalıtma, gürültü kaynağı ile etkilenen kişi arasına bir duvar çekmektir. İşletmelerde özellikle tasarım, muhasebe, personel, kalite kontrol gibi bölümler daha çok zihinsel çalıştıkları için gürültülü makinaların bulunduğu atölyelerden ayrılmaları gerekir. Örnek olarak, çok gürültü çıkaran bir makinanın etrafı tuğla duvarla çevrilip duvarın iç kısmı köpük, sunta veya keçe gibi sönümleyici malzemelerle kaplanabilir. Tablo 7.12 de bazı yalıtım malzemeleri ve yalıtım değerleri verilmiştir. Gürültünün bir ortamdan diğer bir ortama geçmemesini sağlayan veya aynı ortamda sert yansıtıcı özellikte olan malzemelere çarparak dolaşmasını önleyen yöntemlerden birisi de gürültünün absorbe edilmesi, yani sönümlemedir. Bu bakımdan, çalışılan ortamın yer, tavan ve duvarları halı, lambri, perde vb. gibi malzemelerle kaplanır. Ayrıca ortamda değişik çiçek, bitki ve eşyaların olması işgöreni hem psikolojik açıdan rahatlatır hem de ses sönümlemesine yardımcı olur. Bitkilerden, sesin işyeri dışına çıkmasını önlemekte de yararlanılabilir; tesisin etrafına geniş ve sık yapraklı ağaçlar dikilerek tesiste oluşan gürültüsünün dışarıdaki sosyal hayatı olumsuz etkilemesinin önüne geçilebilir.

112 112 Malzeme Tablo Yalıtım malzemeleri ve yalıtım değerleri Ortalama yalıtma (db) 6 mm kalınlıkta sunta 20 8 mm kalınlıkta sunta 27 8 mm kalınlıkta alçı plaka 29 7,5 mm cam yünü, iki tarafı kaplı cm duvar tuğlası, 1,5 cm sıvalı cm duvar tuğlası, sıvanmış 50 Normal kapı Çift kapı Tek camlı pencere Çift camlı pencere Son yıllarda gürültüye önlemek üzere geliştirilen bir yöntem de, zararlı gürültüyü önlemek için bu gürültüden farklı bir zamanda hareket eden aynı düzeydeki başka bir gürültü dalgasını yayınlayarak gürültünün sönümlenmesidir. Dalgaların sönümlenmesi prensibinden hareket edilerek tasarlanan bu yöntem henüz uygulamaya girmemiştir. Alınan önlemlere rağmen gürültü düzeyi db den aşağı düşmüyorsa, bu durumda koruma kişisel önlemlerle sağlanmaya çalışır. Kişisel önlemler; tıkaç, kulaklık, özel baret ve özel elbise olmak üzere dört gruba ayrılır. Bir diğer önlem de organizasyonel önlemlerdir. Çok gürültülü yerler için doğuştan sağır olanlar alınıp çalıştırılabilir. Böylece, bu insanların da ekonomik hayata aktif olarak katılmaları sağlanmış olur. Ayrıca, yine böyle yerlerde sık sık dinlenme araları vermek, çalışma süresini kısa tutmak, rotasyon uygulamak gibi organize önlemler alınabilir. İşyerinde sürekli odiyometrik test ve muayeneler yapılmalıdır. Böylece, işgörenlerin gürültüye karşı hassasiyetleri ve işitmede azalma düzeyleri gibi çeşitli bilgiler edinilebilir. İnsanı ve verimliliği olumsuz etkileyen gürültünün önlenmesinde ilgili kamu kurumları, üniversiteler, işçi ve işveren kuruluşları da gerekli önlemleri almalıdırlar. Gürültü, sosyal hayatı yakından etkileyen bir sorun olup, buna karşı mücadele de sosyal yapıyı oluşturan bütün kurumlarca yapılmalıdır. Bütün işlerin büyük fakat aynı yerde yapılması da gürültüden etkilenmemesi gereken insanların etkilenmesine neden olan ayrı bir organizasyonel hatadır. Böyle ortamlarda değişik yerlerden gelerek birbirine katılan gürültüler herkesi olumsuz bir şekilde etkiler. İş yöntemi yeniden tasarlanarak gürültü azaltılabilir. Örneğin, çekiçle vurma yerine, basınçlı darbe uygulanarak o kısımdaki gürültü ortadan kaldırılabilir. Birden fazla kaynaktan gelen sesin düzeyi için aşağıdaki denklem kullanılabilir. [ ( ) ] (7.39)

113 113 Bir ortamda birden fazla gürültü kaynağı varsa, şu hususlar gözönüne alınmalıdır: Aynı miktarda gürültü üreten iki ses kaynağı, ses düzeyini 3 db oranında artırırlar. Ses aralarında 6 db lik fark bulunan iki ayrı ses kaynağından geliyorsa, ses düzeyi, gürültünün daha fazla olduğu kaynağın sesinin 1 db üzerine çıkar. İki kaynak arasındaki fark 20 db nin üzerinde ise, az gürültü üreten kaynak genel ses düzeyini etkilemez Gürültü Denetimi Kuralları Gürültü denetimi çalışmaları, mimari avan proje aşamasında, teknik donanım ve statik yapı sistemi konusundaki kararlar kesinleşmeden başlatılmalıdır. Aksi halde, aynı sonucu elde etmek için çok daha büyük zorluklar, çok daha büyük harcamalar ya da olanaksızlıklar söz konusu olabilir. Gürültü denetiminde alınacak önlemler, kolaydan zora, az masraflıdan çok masraflıya ve çok güvenilirden daha az güvenilire doğru aşağıdaki gibi bir sıra ile alınmalıdır: Gereksiz gürültü kaynaklarını yok etmek Aynı işi gören daha gürültüsüz çalışan makina teçhizat ve donanımlar seçmek Gürültüyü, kaynağında alınacak önlemlerle azaltmak Gürültüyü kaynağına hapsetmek, kaynak dışına çıkmasını engellemek Kaynak dışına yayılan gürültüyü en dar sınırlar içinde durdurmak Yayılmış gürültünün giremiyeceği bölümler oluşturmak. Gürültü denetiminde Hz frekanslar, alçak frekanslar, yani kalın sesler; Hz frekanslar yüksel frekanslar, yani ince sesler olarak düşünülebilir. Kulak, alçak frekanslara daha az duyarlıdır. Yüksek frekanslar ise havada daha çok yutulur. Gürültü kaynağı yakında ise yüksek frekanslar, uzakta ise alçak frekanslar daha etkili olur. Bu nedenle, gürültü kaynağının özellikleri, mümkünse kaynağın uzaklığı ve sesin geçeceği yolun özellikleri dikkate alınarak seçilmelidir. Alçak frekanslı sesler, deliklerden, aralıklardan, kenarlardan doğrultu değiştirerek, dönerek geçer ve yayılır. Bir ses ışınının, böyle bir engeli aşarken, önceki doğrultusundan ayrılma açısı, frekansına göre değişir. Yüksek frekanslı seslerde bu açı, belirgin olmadığından çoğu kez dikkate alınmaz. Ses yutucu gereçlerin yerleştirilmesi, engellerle akustik gölge oluşturulmasında buna dikkat edilmelidir. Rüzgar, bir havalandırma kanalının içindeki hava akımı ya da havanın bir vantilatör ile yer değiştirmesi gibi hava hareketleri sesin yayılmasını önlemez. Hava hareket hızı en çok m/s, ses hızı ise havada 340 m/s dir. Bu nedenle, havalandırmada sistemlerinin kanallarında ve emme ağızlarında büyük gürültüler meydana gelir.

114 114 Havalandırma ve benzeri kanallarında, basınçlı su borularında türbülanslı akışlar mümkünse önlenmeli, dirsekler, kesit değişiklikleri, ek yerleri vb. laminer bir akışı sağlayacak biçimde düzenlenmeli, gerekirse, kesit büyütülüp akış hızı azaltılmalıdır. Havalandırma kanalları boyunca, uygun yerlerde ses yutucu birimler oluşturulmalıdır. Titreşen yüzeylerin oluşturduğu gürültü, yüzey büyüklüğü ile artar. Gürültü kaynakları, büyük yüzeyli elemanlara rijit biçimde bağlanmamalı, büyük yüzeyli elemanlar yerine delikli levhalar ya da tel kafesler kullanılmalıdır. İç mekanlarda, gürültü kaynağı yansıtıcı yüzeylerden uzağa konulmalıdır. Makina ve bunların boru, kanal vb. bağlantılarının duvar, tavan, döşeme gibi yapı elemanları ile bağlantıları, esnek ve titreşim iletmeyen detaylar ile gerçekleştirilmeli, bağlantı detaylarında ses köprülerinin oluşmamasına dikkat edilmelidir. Teknik donanımın ve çalışma biçimlerinin seçimlerinde sistemler yerine basınçlı sistemler seçilmelidir. Örneğin, topuk gürültüsü için yumuşak döşeme kaplamaları. Gevşek bağlantılarda ve buna benzer durumlarda, titreşim etkisi ile birbirine vuran sert nesnelerin ve parçaların bu vuruşları, uygun gereç ve detaylarla önlenmelidir. Titreşen levha, pano, plaka vb. yüzeylerin öz frekanslarını yükseltmek için küçük parçalara bölünerek rijitlikleri artırılmalıdır. Komşu mekanlarla hava bağlantısı kesilmiş yerlerde hacmin iç yüzeyleri ses yutucu gereçlerle donatılarak gürültü düzeyinin yükselişi azaltılmalıdır. Bir hacmin havasına yayılmış gürültünün yükselişini azaltmak için kullanılacak ses yutucu gereçler, gürültünün tayfsal özelliklerine göre seçilmeli, biçimlendirilmeli, gerekiyorsa değişik türler bir araya getirilmeli ve en etkili olacakları yerlerde ve konumlarda düzenlenmelidir. Gürültünün hacmin dışına çıkmasını azaltmak için, hacmi sınırlayan yapı elemanlarının özgül ağırlıkları arttırılmalıdır. Bu yeterli olmayacaksa, yüzer döşeme, çift duvar, asma tavan, çift kapı gibi çözümlere gidilebilir. Gürültü geçişi ısı geçişinden farklıdır. İşitilen gürültü logoritmik bir büyüklüktür. Gürültü denetiminde alınan önlemler eksik ya da kendi aralarında dengesiz olursa, başarı sağlanamaz. Gürültü denetiminde ölçüsüz ve aşırı önlemlere de gidilmemelidir. Gürültü denetimi çalışmaları, ciddi, kapsamlı ve ayrıntılı ölçmelere dayandırılmalı, izin verilen gürültü düzeyleri ile gürültü kaynakları arasında alınacak önlemler titizlikle belirlenmelidir. Kullanılacak olan gereçlerin ve uygulanacak detayların özelliklerinin zamanla değişmemesine dikkat edilmelidir MEKANİK TİTREŞİMLER Titreşim Kavramı

115 115 Mekanik titreşim, bir katı cismin parçacıklarının statik denge konumu etrafında düzenli veya düzensi yaptığı harekettir. Denge durumu etrafında periyodik bir hareket yapan bir cisme genellikle titreşim yapan cisim denir. Titreşim yapan bir cismin yer değişiminin zamana göre fonksiyonu x f (T ) Şekil 7.7 de gösterilmiştir. Şekil 7.7. Harmonik hareket Titreşimin etkisini belirleyen faktörler genliği, frekansı, etki süresi, zamana göre değişimi, titreşim yönü ve titreşim etki noktasıdır. Titreşimin insan üzerindeki etkisinin değerlendirilmesinde ayrıca bedenin konumu, el ve kolun eklemlerdeki açıları, iş yapabilmek için uygulanan kuvvet, işin statik veya dinamik yapılı oluşu, soğuk ortam gibi iş fizyoloji faktörleri de dikkate alınmalıdır. Mekanik titreşimin temel büyüklükleri titreşim sayısı (frekans), titreşimin genliği (amplitüt), titreşimin faz farkıdır. Titreşimin parametreleri Şekil 7.8 de gösterilmiştir. Şekil 7.8. Titreşimin üç parametresi T ile gösterilen aralığa peryot denir, birimi saniyedir. Bir titreşimin peryodu T = 0.2 saniye olursa, 1 saniyedeki titreşim sayısı veya frekansı f 1/ 0.2 5Hz olarak hesaplanır. Titreşimin maksimum yer değişimine genişlik / genlik (x 0 ) ya da amplitüt denir. Mevcut iki titreşimden birisi diğerine göre daha geç başlamışsa, aralarında zaman açısından bir fark olacaktır. Bu farka faz farkı veya kısaca faz denir.

116 116 Titreşimler serbest olarak veya herhangi bir dış kuvvetin zorlaması sonucunda meydana gelebilirler. Serbest olarak meydana gelen titreşimlerin ömürleri kısa olup, değişik dirençlerle kısa sürede sönerler. Enerji bitene kadar veya dış dirençler baskın çıkana kadar titreşim devam eder. Bu süre içerisinde titreşime maruz kalanlar için de önemli problemler doğabilecektir Titreşimin Ölçülmesi Ölçümde titreşimin parametreleri önemlidir. Faz farkı yaygın ölçülen parametre değildir. Titreşimin şiddeti (db), frekansı (1/saniye, Hz veya cyps) olarak ölçülür. Ölçülen frekans, titreşimin çeşidi ve sebebi hakkında önemli bilgiler verir. Titreşimlerin ölçülmesinde önceleri çubuklu vibrometreler kullanılıyordu. Sonraları elektrikli ve daha gelişmişleri yapılmıştır. Ancak ölçümdeki temel prensip, titreşimde rezonans sağlanmasıdır Titreşimin Zararları İnsanın yaşantısını kolaylaştıran titreşimin insan sağlığına verdiği zarar kadar alet, makina ve yapılara da çeşitli zararları vardır. Titreşimden dolayı çabuk aşınan ve yıpranan makinalar, dengesiz kurulan makinaların çalışmasından dolayı çatlayan binalar vb. buna örnek verilebilir. Ancak bütün bunların yanında teknikte titreşimlerden birçok faydalı alanda yararlanılmaktadır. Sarsıntılı elekler, taşıma olukları, taşıyıcıların yük boşaltma kısımları, zımparalama makinaları gibi sistemler uygulama alanlarına örnek olarak gösterilebilir. Titreşimin neden olduğu şikayetler kişiden kişiye bazı farklılıklar göstermekle birlikte genelde aşağıdaki şikayetlere sıkça rastlanmaktadır: Nefes alma zorluğu (1 4 Hz) Karın ağrısı, göğüs boşluğunda ağrı Kas reaksiyonları, çene rezonansı Genel huzursuzluk (4 10 Hz) Sırt ağrıları (8 12 Hz) Kas gerilmeleri, baş ağrısı Görme bozukluğu, boğaz ağrısı Konuşma zorluğu, tuvalet ihtiyacı hissi (10 20 Hz) Deniz tutması, kusma (0,2 0,7 Hz) Titreşimin yönü dikey, yatay, döner ve bunların karışımı şeklinde olabilir. Bunlardan en fazla dikey ya da düşey yöndeki titreşimler insanı olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü yatay yöndeki titreşimler dikey yöndekilere oranla daha kolay absorbe edilebilmekte ve sönümlenebilmektedir. Dikey yöndeki mekanik bir titreşimin aşağıdaki zararlı etkileri vardır: nefes zorluğu, boyun ağrıları, göğüs ağrıları, bel ağrıları, sırt ağrıları, baş ağrıları, kol ağrıları, kas kasılmaları, sindirim bozukluğu, iştahsızlık, genel yorgunluk. Şekil 7.9 da titreşim şiddeti ile özel algılama arasındaki ilişki gösterilmiştir.

117 117 Şekil 7.9. Değerlendirilmiş titreşim şiddeti - öznel algılama ilişkisi Titreşim iç kulağı etkileyerek insanın dengesini bozar (seyahat eden kimi insanlarda önemli rahatsızlık verebilir). İnsan vücudu titreşimlerden rahatsız olduğu kadar, titreyen bir yere veya ekrana bakması durumunda da benzer şekilde rahatsız olur. Titreşimden etkilenmede en önemli etken rezonans (uyum) olayıdır. Titreşim, maddelerin rezonans göstermeleri sayesinde yayılır. İnsanın da değişik organları farklı ölçülerde titreşime rezonans gösterirler. Göz yuvaları, boyun ve baş en fazla rezonans sağlayan kısımlardır. Titreşimden dolayı deri, solunum yolları, kulak, omurga ve dolaşım sistemlerinde çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebilir. Titreşimin frekansına bağlı olarak aşağıdaki rahatsızlıklar görülebilir: Küçük titreşimler (2 Hz den az): Vasıta tutmasına benzerler. Bulantı ve denge bozukluğu yaratırlar. Orta derece titreşimler (2 20 Hz): Kamyon, greyderlerde vb. olur. Kullananlarda bel ve sırt ağrıları, damar bozuklukları olur. Yüksek titreşimler (>20 Hz): Titreşimin neden olduğu bir sendroma yol açarlar. Ayak bileklerinde şişmeler, kaslarda zayıflamalar meydana gelir. Titreşimin fizyolojik etkilerinden kas, dolaşım sistemi ve solunum sistemine etkilerine göre görsel algılama ve psikomotorik performansa etkisi daha önemlidir Titreşimle Mücadele

118 118 Bütün makinalar çalışmaları sırasında titreşim meydana getirirler. Pistonlu makinalarda ve çeşitli takım tezgahlarında atalet kuvvetleri, makinalarda yeterli derecelerde dengelenmeyen kuvvetler vb. titreşim oluştururlar. Periyodik hareket yapmayan makinalar da rahatsız edici titreşimlere neden olabilirler. Bu şekildeki kuvvetler, çevrelerinde de titreşimler meydana getirirler. Değişik ortamlarda titreşimin müsaade edilen değerleri de farklıdır. Titreşimlerle mücadelede, öncelikle titreşim yalıtılmalıdır. Titreşim izolasyonunu iki kısma ayrılır: birinci sınıf ikaz kaynaklarının izolasyonu / aktif titreşim izolasyonu, ikinci sınıf hassas takım tezgahlarının vb. makina ve aletlerin korunmasında uygulanan izolasyon / pasif izolasyon. İzolasyon için çeşitli firmalar tarafından üretilen malzemeler kullanılır. Yaylar, lastik, kese, mantar gibi malzemeler iyi birer izolasyon malzemeleridir. Titreşimle mücadelede ayrıca aşağıdaki kurallar uygulanmalıdır: Rotasyon uygulanarak, titreşimli ortamda çalışanlar sık sık yer değiştirmelidir. Makina bağlantı boruları vb. elemanların elastik montajı yapılmalıdır. İşgörenin üzerinde hava yastıkları, lastik eldivenler gibi koruyucu önlemler alınmalıdır. İşgörenin yeri yumuşak, titreşimi absorbe edecek malzemelerle kaplanmalıdır. Tasarım/çizim aşamasında titreşim/önlemleri gözönüne alınmalıdır. Titreşim amortisörleri kullanılmalıdır. Aşırı titreşim yapan devirlerde makina çalıştırılmamalıdır. Titreşimi az makine ve donanımları kullanılmalıdır ZARARLI MADDELER Çalışma ortamındaki zararlı kimyasal maddeler; tozlar, gazlar, buhar, sis, duman, radyasyondur. Gelişmiş teknolojiler tarafından kullanılan, üretilen ve depolanan bir çok maddenin neden olduğu bu maddeler, çalışanların organizmalarında yarattıkları kayıplarla işgücünü önemli ölçüde azaltmaktadırlar. Zararlı maddelerin yol açtığı sorunlar ergonomik yaklaşımlarla çözülmelidir Zararlı Maddeler ve İnsan Üzerindeki Etkileri Kimyasal maddeler, ortamda katı, sıvı, gaz, buhar ve havada asılı toz parçacıkları şeklinde bulunur ve inana solunum, deri teması ve sindirim yoluyla etki ederler. Buharlaşma sıcaklıkları düşük olan maddeler düşük sıcaklıklarda parlayıp patlayabilirler. Bunların taşınmaları, depolanmaları ve kullanılmaları konularında özellikleri bilinmelidir. Zararlı maddeler; tozlar, gaz ve buharlar ile çözücüler olarak gruplandırılır Tozlar

119 119 Tozlar, çeşitli organik ve inorganik maddelerden aşınma, parçalanma, öğütme ve yanma sonucu oluşan ve büyüklükleri mikron arasında değişen, ayrıldıkları maddenin özelliklerini taşıyan maddelerdir. a) Fibrojenik tozlar: Silis, asbest, talk ve alüminyum tozları fibrojenik tozlardır. Bu tozlar akciğer üzerinde olumsuz etkiler yaparlar. b) Toksik tozlar: Kurşun, kadmiyum ve mangan tozları toksik tozlardır. Kadmiyum böbreklerde, mangan merkezi sinir sisteminde toksik etki yaparken, kurşun ise, çoğu sistem üzerinde toksik etkiler gösterebilmektedir. c) Kanserojen tozlar: Asbest, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları kansere yol açmaktadır. d) Radyoaktif tozlar: Her an parçalanmaya hazır, dayanıksız atom gruplarından oluşan maddelere radyoaktif madde, bunların parçalanırken etrafa yaydıkları ışınlara da radyasyon denir. Uranyum, toryum, seryum ve zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum radyoaktif tozları, insan hücre ve dokularını hasara uğratarak genetik bozukluklara neden olmaktadırlar. e) Alerjik tozlar: Duyarlı insanlarda çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. f) İnert tozlar: kömür tozu, demir tozu, baryum bileşikleri tozu, mağnezyum oksit, kireç taşı, mermer, alçı taşı tozları ve tütün tozu inert tozlardır. Akciğerlerde etki yaparak birikim meydana getirirler. Bir çok çalışma yerinde gerek işin özelliğinden gerekse ortam kirliliğinden dolayı sürekli toz altında çalışılmaktadır. Tozlar çok küçük partiküller olup, çalışma ortamının dışındaki ortamlarda da aktif ve pasif olarak bulunurlar. Durağan havalarda daha ağırları yere çökmekle beraber, diğerleri havada asılı kalırlar. Çok küçük hava akımlarında bile bir yerden başka bir yere kolayca taşınabilirler. Nemli havalarda tozların havadaki oranları ve hareket kabiliyetleri, ortamda bulunan buhar moleküllerinin engellemesi nedeniyle azalmaktadır. Tablo 7.13 de 20 0 C sıcaklık ve 760 mmhg basınçta bazı tozların maksimum iş yeri konsantrasyonları verilmiştir. Toz, odun işleyen endüstrilerde önemli problemler doğurmaktadır. Özellikle meşe ve kayın tozları kanser tehlikesi olan odun tozları sınıfına sokulmuşlardır. Almanya teknik talimnamesine göre, eski tesislerde 5 mg/m 3 olan odun tozu emisyonu 2 mg/m 3 olarak sınırlandırılmıştır. Yonga levha tesislerinde, zımparalama makinalarında da toz emisyonu 50 mg/m 3 ve kurutma makinalarında 150 mg/m 3 iken, artık zımparalamada 10 mg/m 3 ve kurutmada 50 mg/m 3 değerine indirilmiştir. Huş, kavak ve kızılağaç odun tozlarına maruz kalanların % 16 sında burun kanseri, % 36 sında ise başka hastalıklara rastlanmıştır.

120 120 Tablo Tozların iş yeri konsantrasyon sınırları Tozlar mg/m 3 Duman halinde bakır 0.1 Toz halinde bakır 1 Cıva 0.01 Çinko oksit dumanı 5 DDT 1 Demir oksit 8 Sarı fosfor 0.1 Anorganik kalay bileşenleri 2 Organik kalay bileşenleri 0.1 Kobalt 0.5 Kuartz 0.15 Kurşun 0.1 Magnezyum oksit 8 Mangan 5 Nitrik asit 1 Pamuk tozu 1.5 Kadmiyum oksit dumanı Gaz ve Buharlar a) Boğucu gazlar: Basit boğucular; karbondioksit, metan, etan, propan, bütan, hidrojen ve azot olup; havadaki oksijenin yerini alarak boğucu etki yaparlar. Kimyasal boğucular; karbonmonoksit, hidrojen sülfür ve hidrojen siyanür olup; vücutta bazı kimyasal reaksiyonlara girerek boğucu etki yaparlar. b) Tahriş edici gazlar: Üst solunum yolları ile akciğer dokusunda tahrişe yol açan amonyak, kükürt dioksit, klor, azot oksitleri ve asit buharlarıdır. Tablo 7.14 de 20 0 C sıcaklık ve 760 mmhg basınçta bazı gazların maksimum iş yeri konsantrasyonları verilmiştir. c) Sistemik zehirler: Karbontetraklorür, alkol, kurşun buharları, kurşun toz ve dumanı, çinko dumanı, karbonsülfür ve hidrojen sülfür; vücutta dolaşıma girerek belirli sistemler üzerinde toksik etki yaparlar. d) Uyuşturucu buharlar: Toluen, benzen, benzol, triklor etilen ve tetrakloretilen buharları; çalışanlarda uyuşukluk hali yaratır ve uyku verirler Çözücüler Gerek buharların solunmasıyla ve gerekse deri yoluyla temas halinde, çalışan üzerinde olumsuz etkiler yapan çözücüler, etkilerine göre iki gruba ayrılmaktadır. a) Primer tahriş ediciler: Genellikle deri hastalıklarına yol açan maddelerdir. Sert sabun, deterjan, asit ve alkaliler, reçineler, yağların temizlenmesinde kullanılan çözücüler bu gruba girerler.

121 121 b) Alerjik maddeler: Deri hastalıklarının % 20 si bu maddelere temas yoluyla meydana gelir. Kömür katranı türevleri, azot boyaları vb. bu gruba örnek olarak gösterilebilir. Krom, sülfürik asit, anilin ve benzeri bir çok madde ile temasta bulunulduğunda derinin ya bu maddeleri emmesi ya da tahriş olması yoluyla değişik zararlar meydana gelebilir. Sanayide oldukça yoğun olarak kullanılan bu maddelerle manuel işlemler yapmaktan olabildiğince kaçınılmalıdır. Eğer temas kaçınılmazsa, eldiven, gözlük, uygun elbiseler vb. gibi koruyucu malzemelerden faydalanılmalıdır. Tablo Gazların iş yeri konsantrasyon sınırları Gazlar ppm (ccm/m 3 ) mg/m 3 Amonyak Aseton Etanol Bütan Cıva Klor Fluor Formaldehid Karbondioksit Metanol Naftalin Nikotin Ozon Kükürtdioksit 5 13 Azotdioksit Zararlı Maddelere Karşı Alınabilecek Önlemler Kimyasal maddelerin solunum yoluyla zararını ortadan kaldırmak için iyi bir havalandırma sistemi kurulmalı, iyi bir depolama ve taşıma yöntemi kullanılmalı, zeminin ıslak tutulması ve sulu çalışma yöntemlerinin uygulanması gibi önlemler alınabilir. Toz emme sisteminin bulunmadığı biçme, planyalama, freze, zımparalama hatlarında teneffüs edilen hava içerisinden 20 mg/m 3 ten daha çok toz bulunur. Bunun önlenmesi için iyi bir toz emme sisteminin kurulması gereklidir. Yonga levha tesislerinde buhar ve gaz halinde formaldehit, fenol ve isosiyanat gibi ortama karışan zararlı organik maddeler vardır. Bu tozların, çalışma ortamında her m 3 levha için 0.12 mg değerini geçmemesi gerekir. Zararlı maddelere karşı alınabilecek aşağıdaki koruyucu önlemler sıralanabilir: İş metodunun değiştirilmesi ya da işlenen materyal değiştirilerek zararlı madde oluşumu önlenmelidir.

122 122 Kapalı sistem, sulu çalışma sistemi uygulanarak, emme sistemini geliştirmek, uygun havalandırma düzenleri kullanarak zararlıların ortama yayılmadan toplanması sağlanmalıdır. Maske, gözlük, önlük, eldiven gibi kişisel koruyucu malzemeler kullanılarak zararlıları insandan uzak tutmak gerekir. İşgörenlerin, ortamda oluşabilecek zararlı maddeler konusunda eğitilmesi sağlanmalıdır. İşgörenlerde periyodik sağlık kontrolleri yapılmalıdır. Aşırı toza karşı çalışma yüzeyleri ıslak tutulmalıdır. Ortam havasında, sürekli zararlı madde ölçümleri yapılarak müsaade edilebilen değerin aşılmamasına dikkat edilmelidir. Radyasyondan korunmak için alınacak tedbirler: Mümkün olduğunca radyasyon kaynağından uzak durulmalıdır. Radyoaktif kirlenmeye maruz kalmış yiyeceklerden yenilmemelidir. Radyasyon kaynağı ile çalışanlar arasına radyasyon soğurucular yerleştirilmelidir. Alınan radyasyon miktarının dozu sürekli kontrol edilmelidir. Kişisel koruyucu önlemler alınmalıdır.

123 İŞ ETÜDÜNÜN TEMEL KAVRAMLARI 8.1. İŞ ETÜDÜNÜN TANIMI İş etüdü, verimlilikle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, üretimi, çok az ya da hiç yatırım gerektirmeksizin artırmak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. İş etüdü, İngiliz Standartlar sözlüğünde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır; İş etüdü, gelişme olanağı yaratabilmek amacıyla, belirli bir olayı ya da etkinliği ekonomiklik ve etkenlik yönünden etkileyen tüm kaynakları ve etmenleri sistematik olarak araştırmaya yönelik ve insan çalışmasını geniş kapsamda inceleyen bir teknik olup, özellikle metot etüdü ve iş ölçümü teknikleri için kullanılan genel bir terimdir. Bu tanıma göre, iş etüdü için insan faktörü, kaynak, yöntem, gelişme, etkinlik, ekonomiklik, etkenlik, sistematiklik, araştırma, uyum, metot etüdü ve iş ölçümü önemli kavramlardır İŞ ETÜDÜNÜN AMAÇLARI Ana amacı verimliliği artırmak olan iş etüdünün alt amaçları şunlardır: 1) Gereksiz faaliyetlerden kurtulmak: Gereksiz faaliyetlerden kurtulma amacının temel felsefesi, bir işi yapmanın en iyi yolunun onu en az hareketle gerçekleştirmektir. Burada, özellikle emek ile ilgili gereksiz faaliyetler elimine edilmeye çalışılır. Tanımlanmış bir işin yapılışında, gereksiz faaliyetlerden kurtulmak genel olarak; üretim miktarını artırırken dolaylı olarak mekanizasyona ve otomasyona geçişi kolaylaştırır, işgücü maliyetlerini azaltır ve rekabet gücünü artırır. 2) Gerekli faaliyetleri mümkün olan en ekonomik şekilde düzenlemek: İş etüdünün önemli bir varsayımı, bir işin yapılış biçiminin hiçbir zaman optimal bir çözümünün olmadığı şeklindedir. Her zaman daha iyi bir yöntem bulunabilir. Burada önemli olan, bir işin yapılışı ile ilgili olarak daha iyi bir yöntemin araştırılmasına gerek ya da ihtiyaç var mıdır? sorusuna verilecek cevaptır. Mevcut koşullar altında bir işin yapılış biçimini en ekonomik şekilde yeniden düzenlemek, her şeyden önce nitelikli işgücünden daha iyi yararlanmayı hedefler. Günümüzde, nitelikli işgücünün artması iş etüdünün önemini de artırmıştır. 3) Uygun çalışma yöntemlerini standartlaştırmak: Uygun olduğuna karar verilen yöntemin tanımlanmasına ve standartlaştırılmasına çalışılır. Tanımlamaktan amaç, işin yapılış biçimini formal olarak belgelemektir. Standartlaştırmada ise, işin yapılış biçimi, kişiye ve zamana bağlı olmaksızın hep aynı hareketle sağlanmaya çalışılır. İş, ayrıntılı biçimde tanımlanabilecek faaliyetlere ve daha alt düzeyde hareketlere veya elemanlara ayrılır.

124 124 4) İş ile ilgili doğru zaman standartlarını belirlemek: İşe uygun nitelik taşıyan işçinin belirli bir faaliyeti normal hızda ne kadar standart zamanda yapabileceği belirlenir. Faaliyetlerin zaman standartları belirlenirse, planlama, programlama, maliyetlerin tahmini, işçi ücretlerinin kontrolü ve teşvikli ücret sistemlerinin oluşturulmasına yönelik çalışmalar için temel girdi bilgilerden biri elde edilmiş olur. 5) Üretimde kullanılan faktörlerden yararlanma oranını artırmak: Verimlilik artışının temel göstergelerinden biridir. İş etüdü çalışmaları sonucunda, başta işgücü olmak üzere, diğer üretim faktörlerini de kapsayacak şekilde yararlanma oranı artar. Bu artış, aynı çıktıyı daha az faktör kullanımı ile elde etmek ya da aynı faktör kullanımı ile daha fazla çıktı elde etmek şeklinde ortaya çıkabilir. 6) İşgücünü eğitmek: Uzun ve yorucu çaba gerektiren iş etüdünden beklenen sonuçların elde edilebilmesi için bu çalışmayla ilgili tüm çalışanların eğitilmesi gereklidir. Bu eğitimin üç ana boyutu vardır; etüt uzmanının eğitimi, etüt sonuçlarını uygulayacak işçilerin eğitimi ve yöneticilerin eğitimi. 7) Mevcut çalışma koşullarından daha iyi çalışma koşullarına geçmek: Yukarıda belirtilen amaçların yanı sıra iş etüdünün dolaylı bir amacı da çalışma koşullarını iyileştirmektir. Çalışma koşulları, ergonominin desteğinde gerçekleştirilir. Diğer taraftan iş barışı açısından ise iş değerlendirme, ücretlendirme, iş zenginleştirme ve motivasyon gibi yönetim teknikleriyle birlikte önemli bir yere sahiptir İŞ ETÜDÜNÜN KAPSAMI VE BİLİMSEL YÖNTEM İş etüdü çalışması genellikle emek faktörünü ve onunla ilgili faaliyetleri kapsar. Tanımlı bir işin gerçekleştirilmesinde nitelik, nicelik, süre ve benzeri nedenlere göre belirleyici rol oynayan faktöre, o iş için baskın faktör denir. Buna göre iş etüdü, amaçlarını gerçekleştirmek üzere işgücü baskın faaliyetlerdeki analizlerde kullanılır. Ancak, işin yapılmasında işgücü ile birlikte bir üretken birim kombinasyonu oluşturan diğer üretim faktörleri (malzeme, araç gereç, tezgah ve yerleşim gibi) üzerinde de dolaylı analizler gerçekleştirilebilir. Bu tür analizlerde yapılacak değişikliklerin boyutu, alacağı süre ve maliyeti sınırlıdır. Bu nedenle, iş etüdü çalışmasında, işgücü dışındaki faktörlerde radikal değişiklikler yaratacak politika ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. İş yerinin yeniden düzenlenmesi, teknolojik değişiklik yapılması gibi maliyeti yüksek, uzun sürede gerçekleştirilebilecek kararların alınması önemli ölçüde sermaye gerektireceği gibi, istihdam sorunları da yaratır. Çalışma metodunun tasarlanması ve geliştirilmesi, gerçekte, üretim ve diğer fonksiyonel bölümlerin karşılaştıkları sorunları çözme çabasıyla ilgilidir. İş etüdü, bir sorun çözme tekniği olarak, bilimsel yöntem uygulayan ve gelişimini bu temele dayayan bir özellik taşımaktadır. Bilimsel yöntem, sorun çözmede,

125 125 sistematik bir yaklaşım mantığı izler. Böylece problem, bir bütünsellik içinde fakat adım adım, yaratıcılığa da olanak tanıyarak çözümlenmeye çalışılır. İş etüdü ve özellikle metot etüdünün bir tür yaratıcı problem çözme tekniği olması dolayısıyla bilimsel yöntemi kullanması kaçınılmaz bir gerekliliktir. İş etüdünün temel görüşü; bir işin belirli ve o anda var olan koşullar altında en iyi şekilde yapılmasını sağlayan tek yöntem vardır ve bu yöntem bilimsel yaklaşımla belirlenebilir. İş etüdü bu yaklaşımdan hareket ederek sorunları bilimsel bir yöntemle ele alır ve çözer. İş etüdü bir sorunu çözümlemek için aşağıdaki soruların cevabını bulmaya çalışır; İş nasıl yapılıyor? İş nasıl yapılmalıdır? Yapılan sorgulama ile en iyi yöntem bulunduktan sonra, işin bu yöntemle ne kadar zamanda yapılacağı hesaplanır. İş etüdü bu etkinliklerini metot etüdü ve iş ölçümü olarak iki aşamada gerçekleştirir ve bu teknikler uygulamada birbirinden ayrılmaz. Bilimsel yöntem uygulayarak problem çözmede kullanılan terimlerin veya izlenen aşamaların farklı olmasının bir önemi olmayıp, önemli olan, soruna yaklaşımdaki genel eğilim ve tutarlılıktır. Aşağıda, iş etüdü çalışmalarında da kullanılan, bilimsel yöntem uygulayarak problem çözmede uygulanan altı aşama sıralanmıştır: 1) Problemi Tanımlama: Önce soruna ilişkin konular basitleştirilerek sınıflandırılır. Böylece çözüm için gerekli sınırlar ve kapsam belirlenmiş olur. İşletmelerde çoğu kez maliyetler yüksek, üretim seviyesi düşük, fire oranı yüksek şeklinde ifade edilen sorunlarla karşılaşılır. Problemin ortaya konur ve tanımlanır; ayrıca, problemin çözümünün işletmeye ne kazandırabileceği ve ne zaman ele alınmasının uygun olacağı da dikkate alınmalıdır. 2) Verilerin derlenmesi (Bilgi Toplama): Problemle ilgili veriler belirlenir, araştırılır ve amaçlara uygun biçimde derlenerek analizlerde kullanılabilir bilgilere dönüştürülür. 3) Problemin analizi (Bilgi Analizi): Analiz, bir bütünü oluşturan elemanları ayrı ayrı ve bütünle olan ilişkiler yönünden incelemek ve irdelemektir. Buradaki en önemli araçlardan biri sistem modellendirme yaklaşımlarıdır. Zira gerçek yaşam problemleri genel olarak karmaşık olduğundan, sembolik, şematik, matematik vb. bir modellendirmeye gitmek ve onun üzerinde analizleri gerçekleştirerek elde edilen çözümleri gerçek sorunlar sistemine uyarlamak daha gerçekçi bir davranış tarzı olacaktır. 4) Mümkün çözüm yollarının araştırılması (Karşılaştırma): Belirlenen kriterlere ve özelliklere uygun problemle ilgili alternatif çözümler üretilir. Hayal gücünün, yaratıcı yeteneğin ve sorgulama mantığının en yoğun kullanıldığı aşamadır. Bu aşamada, beyin fırtınası, Delphi tekniği ve grup tartışmaları en çok kullanılan yöntemlerdir. 5) Alternatiflerin Değerlendirilerek Seçimi (Seçme): Bu aşamada, mümkün çözümler içerisinden, belirlenmiş kriterlere en uygununun seçimi yapılır.

126 126 Bu seçim işlemi, birbirleriyle çelişik amaçlar bir ara kesit göstermeyebileceğinden, her zaman bir optimalliği işaret etmeyebilir. 6) Çözümün Uygulanması ve Uyarlanması (Uygulama Düzeltme): Model üzerinde tüm değerlendirmeler yapıldıktan ve çözüm elde edildikten sonra, alınacak bir dizi kararlar kümesi ile söz konusu çözümün gerçek sisteme uygulanması ve uygulama sonuçlarının izlenerek gerekli düzenlemelerin yapılması gerekir. Çünkü üretilen çözüm ne kadar uygulanabilir nitelikte olursa olsun, önceden tahmin veya kontrol edilemeyen bir takım nedenlerden dolayı uygulama aşamasında bazı sapmalar ortaya çıkabilir. Önemli olan izleme ve düzeltme fonksiyonlarını olması gerektiği gibi çalıştırarak uyarlamayı sağlamaktır. Uygulama ve düzeltme ayrı iki aşama olarak da uygulanabilir: 1) İş etüdü, genel olarak yukarıda aşamaları ve özellikleri açıklanmaya çalışılan bilimsel yöntemi uygularken kendi disiplinine özgü aşamaları takip eder. Ancak bu aşamalar, temel yaklaşım itibariyle yukarıdaki adımlardan türetilmiştir. 2) İş etüdü, üretim faaliyetleri ile ilgili işleri, etkileyici faktörleri de dikkate alarak analize tabi tutar. Genel olarak işleri etkileyen altı faktör mevcuttur; ürün, malzeme, kullanılan makina teçhizat ve donanımı, çalışılan yer, işlem sırası, uygulanan yöntem. Analiz sırasında bu faktörler incelenirken doğal olarak birincil ve en yoğun ilgi, uygulanan yöntemde toplanır ve bu analizin temelini oluşturur. İş etüdünün yapısı gereği bu faktör, işgücünün çalışma sırasında uyguladığı yöntem olarak anlaşılmalıdır. Diğer faktörler ise analizin özelliğine göre değişen ağırlıkta olmak üzere birer destek unsuru oluştururlar. Üretim süreci boyunca tanımlanmış faaliyetler, üretken birimlerin yönetsel ya da fiziksel nitelikli işlerini yerine getirmeleriyle gerçekleştirilir. Buna, işin fonksiyonel kapsamı denir. Diğer taraftan, genellikle adam saat veya makine saat birimiyle ölçülen ve işin tamamlanma süresi olarak ifade edilen bir iş kapsamından daha bahsedilir. İş etüdü, her iki iş kapsamının analizinde de önemli bir yere sahiptir İŞ ETÜDÜNÜN YARARLARI VE SAKINCALARI İş etüdünün başlıca yararları: İş etüdü, işi yeniden düzenleyerek bir tesisin verimliliğini artırma yoludur. Bu yöntem, normal olarak yapı ve donatım için çok az yatırım gerektirir ya da hiç gerektirmez. İş etüdü sistematiktir. Bütün uygulamaların çözümlenmesinde ve yeni uygulamaların geliştirilmesinde, bir işlemin etkinliğini etkileyen bütün etmenleri geri bırakılmaksızın incelemeye alır.

127 127 İş etüdü, etkin bir üretim planlaması ve denetimi için temel sayılan performans standartlarının belirlenmesinde günümüze kadar geliştirilmiş en doğru yoldur. Başarılı iş etüdü uygulamaları sonucunda getirileri hemen hemen kendini gösterir ve bu başarılı uygulama sürecinde artırım sağlanmasına devam eder. İş etüdü, her alanda uygulanabilen bir araçtır. El işlerinin yapıldığı ya da makinanın kullanıldığı yerlerde de (mal ve hizmet endüstrilerinde) başarılı bir şekilde uygulanır. İş etüdü, yönetimin elinde etkin bir inceleme aracıdır. Bir sorunlar dizisini incelerken, onu etkileyen bütün diğer etmenlerin zayıf yönlerini zamanla ortaya çıkaracağı için herhangi bir örgütün etkinliği incelemeye başladığından itibaren etkili bir araç olarak görev yapar. İş etüdü, sistematik olduğu ve belirli bir işlemin etkinliğini etkileyen bütün unsurların hatalı ve kusurlu taraflarını hemen ortaya koyabilir. Örneğin, yapılan gözlem, üretim işindeki bir işçinin zamanının malzemenin gelişini beklemek ya da makinanın bozulması nedeniyle durması yüzünden kaybolduğunu gösterebilir. Bu durumda, ya malzeme denetiminde ya da bakım işlerinde başarısız olunduğu sonucuna varılır. Kaybolan zamanlar uzun bir etüt sonucu ortaya konabilir. İşletmeler için iş etüdünün yararlı olduğu alanlar: İşçi ücretleri. Maliyet hesapları. Malzeme, makine ve işgücü kayıplarının önlenmesi. Gereksiz taşıma, beklemelerin önlenmesi. İş veriminin ve etkinliğinin artırılması. İşin elemanlarına ayrılması ve standart zaman hesaplamalarında. Performansın ve temponun belirlenmesi. Tesis düzenleme. İş etüdünün uygulanmasında karşılaşılabilecek çeşitli sakıncalar söz konusudur. İş etüdü uygulamasında muhtemel sakıncalar ve çözüm önerileri aşağıda sıralanmıştır: İş etüdü sistematik çalışmaları zaman alıcıdır. Bu nedenle, küçük işletmeler dışında diğer bütün işletmelerde iş etüdü çalışmaları yönetimin diğer faaliyetlerinden ayrılmalıdır. Tesis yöneticisi tesisteki bir etkinliğin etüdüne kesintisiz ve uzun bir süre ayıramayacağından, söz konusu faaliyetler hakkında tam bir bilgi sahibi olamaz. Tesisteki faaliyetler tam ve doğru bilinmedikçe, uygun yöntemler uygulanamaz. Geçmiş deneyimler, işçilerin ve ustabaşıların da faaliyetlere yönelik bilgi sağlamalarının yetersiz olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, iş etüdü, işi sürekli yapan birinin sorumluluğunda olmalı ve bu kişiye ayrı bir yönetim görevi verilmemelidir. İş etüdü, bir işletmenin iyi ya da kötü bütün etkinliklerini ve işleyişini ortaya çıkarır. İş etüdü uzmanı insanları ele alırken, iyi bir yaklaşım kullanamazsa, yönetici ve işçilerin olumsuz tepkilerini kazanır ve işlerini istenen şekilde yapmalarını engeller.

128 128 İş etüdünün başarısı, sistematik olması ve her yerde sürekli olarak uygulanması ile mümkündür. İşlerde tek tek elde edilen artırım yerine işletmenin bütününde etkinlik sağlanmalıdır. Bunun için, çalışanların iş bilimini öğrenmesi gerekir İŞ ETÜDÜ TEKNİKLERİ İş etüdü tanımlarında da görüleceği gibi etüt iki ana teknikten oluşmaktadır: Metot etüdü ve İş ölçümü. Bu teknikler, ararda gerçekleştirilmesi gereken ana aşamalar olarak ifade edilmesine rağmen uygulamada, önceden tanımlanmış işler için gerektiğinde doğrudan iş ölçümü yapılabilmektedir. Zira, iş ölçümünün metot etüdüne göre daha kolay ve sonuçları itibariyle daha analitik bir yapısı vardır. Üzerinde metot etüdü çalışması yapılan işlerin, verimliliği ne kadar değiştirdiğini ölçebilmek için yeni bir iş ölçümü çalışması yapmak kaçınılmazdır. Metot etüdü ve iş ölçümü birbirine bağımlı iki iş etüdü tekniğidir. Metot etüdü, işlemin iş kapsamının azaltılmasıyla ilgilenir: işi kolaylaştırmak ve yapılışı için daha ekonomik yöntemler geliştirmek. İş ölçümü ise, metot etüdü ile belirlenen iş kapsamına dayanarak etkin olmayan sürenin incelenmesi, azaltılması ve işlem için standart zamanların korunması ile ilgilenir: işin ne kadar zamanda yapılacağını belirlemek. Her iki yöntemde ana amaç yüksek verimliliktir İŞ ETÜDÜNÜN TEMEL AŞAMALARI İş etüdü, Taylorizm olarak da bilinen bilimsel yönetim prensiplerini uygulayarak verimliliği artırmaya yönelik problemleri çözmeye çalışır. Problemlerin çözümünde uygulanan adımların sayısı değişebilir, ancak temel felsefe aynen korunur. Metot etüdü ve iş ölçümü bölümlerini kapsayan tam bir iş etüdü çalışması, sekiz ana aşamadan oluşur. Tablo 10.1 de iş etüdünün temel aşamaları verilmiştir. Tablo 8.1. İş etüdünün temel aşamaları Sıra Temel Aşama Açıklama Kullanım 1 SEÇME Etüdü yapılacak işin ya da sürecin seçilmesi Metot etüdü İş ölçümü 2 KAYDETME Seçilen işin ya da süreçle ilgili bilgilerin toplanması ve Metot etüdü uygun kayıt ortamlarına kayıt edilmesi 3 İNCELEME Kaydedilen olayların eleştirilerek incelenmesi ve yapılan her şeyin sırası ile işin amacı, yapıldığı yer, yapılma sırası, Metot etüdü yapan kişi, yapıldığı yol bakımından gözden geçirilmesi 4 GELİŞTİRME Bütün koşulları dikkate alınarak analiz sonucunda en Metot etüdü ekonomik yöntemin geliştirilmesi 5 ÖLÇME Geliştirilen yöntemin kapsadığı iş miktarının ölçülmesi ve İş ölçümü standart zamanın hesaplanması 6 TANIMLAMA Yeni yöntemin ve buna bağlı olarak standart zamanın Metot etüdü tanımlanması İş ölçümü 7 YERLEŞTİRME Yeni yöntemin ve sürenin onaylanarak, standart Metot etüdü uygulama olarak sisteme yerleştirilmesi İş ölçümü 8 SÜRDÜRME Yeni standartların iyi bir denetimle sürdürülmesi Metot etüdü İş ölçümü

129 129 İş etüdü aşamalarından; metot etüdünde 1/2/3/4/6/7/8 nolu aşamaları, iş ölçümünde ise 1/5/6/7/8 nolu aşamaları uygulanmaktadır. Buna göre; 1/6/7/8 nolu aşamaları metot etüdü ve iş ölçümü için ortak aşamalardır. 2/3/4 nolu aşamalar doğrudan metot etüdüne ve 5 nolu aşama ise sadece iş ölçümüne aittir İŞ ETÜDÜ İNSAN İLİŞKİLERİ İyi yönetilmiş bir iş etüdü çözümlemesi sistematik bir teknik olup, zamanın ve çabanın israf olduğu yerleri tek tek ortaya çıkarır. Ortaya çıkan israfı önlemek maksadıyla da nedenlerini araştırır. Kayıpların nedenleri genellikle kötü planlama, kötü örgütleme, yetersiz denetim ve işçilerin iyi yerleştirilmemesidir. İş etüdünün herhangi bir bölümde uygulanması tesisin her bölümüne yayılarak inceleme geliştirme çabalarını başlatır. Nitelikli bir işçi, uzun bir denemeden sonra kendi yöntemlerinin zaman ve çaba kaybına yol açtığını fark ederse kendisini acemi bulur ve yeni yöntemlere göre yetiştirilmiş yeni işçiler onu, üretim miktarı ve kalitesi bakımından geride bırakabilirler. Bu durumda, eski yöntemlerle çalışan işçinin güven duygusu sarsılır ve yerine başkasının alınacağı konusunda kendisini sorgulamaya başlar. Yöneticiler, ustabaşılar ve işçiler genellikle işlerini ellerinden geldiği kadar iyi biçimde yapmaya çalışan, çalışkan ve dürüst insanlardır. Kaynakları kullanmada başarısızlığa uğramalarının en önemli nedeni; iş etüdünün örgütlenme ve çalışma performansı sorununa sistemli yaklaşım konusunda yetiştirilmemiş olmaları ve iş etüdünün önemini bilmemeleridir. Üretim verimliliğinin sağlanması maksadıyla iş etüdü konusu çalışanlara ve yönetici personele başlangıçta açıklanmalıdır. İşletmede alt basamaktaki yöneticiler, davranışlarını üst basamaktaki yöneticilerin tutumlarına göre ayarlarlar. Bu nedenle, iş etüdü uygulamalarına, üst yöneticilerden başlanarak destek sağlanması gerekir. İş etüdü uygulamalarında, üst basamak yöneticilerin iş etüdünün önemine inanmaları kadar, ustabaşının tutumu da önemlidir. Ustabaşıların iş etüdüne inanmamaları ve buna bağlı olarak gösterecekleri olumsuz davranışları etkili iş yapmayı önler. İş etüdü uzmanı çalışmaya başlamadan önce, ustabaşına neyin, niçin yapılacağını, iş etüdünün amaçlarını ve yapılması gerekli işleri tam olarak açıklamazsa, ustabaşı aşağıdaki nedenlerle iş etüdü uzmanına zorluk çıkarabilir: Ustabaşı, iş etüdünden en çok etkilenen kişidir. İş etüdü, onun uzun zamandan beri sorumlusu olduğu işi hedef almaktadır. Eğer iş etüdü uygulaması, üretimde büyük ölçüde düzeltme sağlayabilirse, ustabaşı üstlerinin ve işçilerin gözlerinde kendi öneminin azalacağını düşünür. İşletmede, iş programlaması ve planlanması, iş yöntemlerinin geliştirilmesi, zaman çizelgesinin hazırlanması, parça başı ücretin belirlenmesi, işçi alma ve işçiye yol verme gibi bütün işler ustabaşı tarafından yapılır. Ustabaşı, bu

130 130 sorumluluklardan bir bölümü elinden alınınca, işletmedeki durumunun sarsılacağını düşünür. Anlaşmazlık çıktığı ya da işçilerin moralinin bozuk olduğu zamanlarda, sorunu çözmek için çağrılacak ilk kişi ustabaşıdır ve ortadaki sorunu anlamazsa, bu sorunu çözmek onun için güç olacaktır. Ustabaşılar iyi ve kıdemli işçiler arasından seçilir. İşlerini sürekli belli bir alışkanlıkla yaptıkları için, genç bireylerden öğrenecekleri bir şeyin olmadığını düşünürler. İş etüdü uzmanı, ustabaşının kaygılarını gidererek ortak çalışma ortamı sağlamak için aşağıdaki kurallara dikkat etmelidir: İş etüdü uzmanı hiçbir zaman işçilere doğrudan doğruya emir vermemeli, bütün yönergeler ustabaşı aracılığıyla verilmelidir. İş etüdünün teknik konuları dışındaki kararlar hakkında sorular soran işçiler, her zaman kendi ustabaşılarına gönderilmelidir. İş etüdü uzmanı hiçbir zaman herhangi bir işçiye, sonradan ustabaşının eleştirisi olarak yorumlanabilecek görüşlerini açıklamamalıdır. İş etüdü uzmanı işçilerin kendisini ustabaşına karşı koz olarak kullanmalarına meydan vermemeli ya da kendisinin işçilerin sert olduğunu düşündükleri kararları değiştiren biri olarak görülmesine izin vermemelidir. İş etüdü uzmanı etüdü yapılacak işlerin seçiminde ve süreçle ilgili bütün teknolojik konularda ustabaşının görüşünü almalıdır. Her araştırmanın başlangıcında, iş etüdü uzmanı, ustabaşı tarafından ilgili işçilere tanıtılmalıdır. Uzman hiçbir zaman kendi başına işe başlamamalıdır. İşçilerin üretkenliklerinde, insan gereksinimlerindeki hiyerarşik ilişkinin önemli etkisi vardır. Bu ilişkiye göre, gereksinimlerden ilki ya da bir önceki tam olarak karşılanmadıkça, sonraki gereksinimlerin güdüleyici etkileri ortaya çıkmaz. Maslow, insan gereksinimlerini beş basamakta toplamıştır: 1) Fizyolojik gereksinimler. 2) Güvenlik gereksinimi. 3) Sosyalleşme gereksinimi. 4) Tanınma ya da saygınlık gereksinimi. 5) Başarma ya da kendini gerçekleştirme gereksinimi. Gelişmiş ülkelerde fizyolojik ve güvenlik gereksinimleri karşılanmış olup, insanlar üst düzey gereksinimlerin karşılanmasına yönelik davranışlar gösterirler. İşçiler sosyalleşme gereksinimlerini karşılayabilmek için informal gruplar oluştururlar. Genellikle her örgütte formal ve informal yapı bulunur. Formal yapı, yönetim tarafından düzenlenen yetki ilişkilerini belirler. İş etüdü uzmanının bir işlemi ortadan kaldırmak için tek yönlü olarak alacağı bir karar genellikle bir işçinin ya da işçi grubunun işini kaybetmesi ile sonuçlanır. İşçi ya da işçi grubu buna tepki gösterecektir. İşçi veya işçi grubunun iş etüdü çalışmasına göstereceği sorunun aşılması için iş etüdü uzmanı aşağıdaki kurallara uygun olarak hareket etmelidir: Verimliliği artırma sorununa dengeli bir biçimde yaklaşılmalıdır.

131 131 İş etüdü uzmanı etüdün amacı konusunda açık ve dürüst olmalıdır. İşçi temsilcilerine neyin ve niçin etüt edildiği konusunda yeterli bilgi verilmelidir. İşçilerin yöntem geliştirmelerinde rol almaları sağlanmalıdır. İşçilere öneri ve görüşlerini dolaylı olarak sormak, onların tanınma gereksinimlerini az çok karşılamakla birlikte, uygun olan yerlerde bunun doğrudan gerçekleştirilmesine daha çok değer verilmelidir. İş etüdü uzmanı, amacının salt verimliliği artırma değil aynı zamanda iş doyumunu geliştirme olduğunu da unutmamalıdır. İş yorgunluğunu azaltacak, işi daha ilgi çekici hale getirecek ve doyurucu olacak yol ve yöntemler araştırılmalıdır. İş etüdü uzmanının sahip olması gereken nitelikler: Eğitim: İş etüdü uzmanı en az standart lise ya da dengi okul eğitimi almış olmalıdır. Ancak, iş etüdü uzmanının işletme yönetimi, mühendislik ve benzeri dallarda üniversite eğitimi almış olması daha uygundur. Uygulama: İş etüdü uzmanı adayları gelecekte çalışacakları endüstride önceden uygulama yapmalıdırlar. Bu uygulama aynı zamanda işçi, ustabaşı ve uzman ilişkilerinin gelişimine katkıda bulunur. Kişisel Nitelikler: İş etüdü uzmanı üretken ve gelişmeci bir yeteneğe, zaman ve çaba artırımı sağlayacak basit düzenler üretecek ve ilgili elemanlarla işbirliği kurabilecek kişiliğe sahip olmalıdır. İş etüdü uzmanının sahip olması gereken en temel nitelikler şunlardır: içten ve dürüst olmak, istek, insanlarla ilişki ve yakınlık kurmak, incelik, iyi görünüş ve kendine güven.

132 METOT ETÜDÜ 9.1. METOT ETÜDÜNÜN TANIMI VE AMAÇLARI Metot etüdü, daha kolay ve daha etken yöntemlerin geliştirilmesi, uygulanması ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla, bir işin yapılışındaki mevcut ve önerilen yolların sistematik olarak kaydedilmesi ve eleştirilerek incelenmesidir. Metot etüdü, işin birim başına daha az masrafla, daha kısa zamanda ve daha kolay yapılabilmesini sağlamak amacıyla bütün faaliyetlerin sistematik incelenmesi ve geliştirilmesidir. Metot etüdü, Frank B. Gilbreth tarafında ortaya atılan hareket etüdü çalışması ile önemli bir aşama yapmıştır. Ancak bugün, metot etüdü, hareket etüdüne oranla daha geniş kapsamda incelenmektedir. Metot etüdünün başlıca özellikleri şunlardır; Metot etüdü, olayları bilimsel yönetim prensipleri ile değerlendirir. Metot etüdü, bir yaratıcı problem çözme tekniğidir. Metot etüdü, içerisinde işgücü faktörü bulunan her düzeydeki faaliyet için uygulanabilir. Metot etüdü, bir işin en iyi yapılış biçimini bulan bir teknik değildir. Dolayısıyla aynı işin her zaman daha kolay bir yapılış şekli bulunabilir. Metot etüdü, doğrudan verimlilik artırma tekniğidir. Metot etüdü, işin yapılış biçimini önemser, sistematik bir yaklaşımla işi ya da iş gruplarını tanımlamaya, geliştirmeye ve standartlaştırmaya çalışır. Metot etüdüne ilişkin çalışmalarda terimler; Proses (Süreç): Bir üretim çalışması olarak hammaddenin ürün haline gelinceye kadar arka arkaya geçirdiği faaliyetler/evreler dizisidir. Faaliyet (Makrohareket): İş parçası üzerinde fiziksel, konumsal veya yapısal değişiklik ortaya çıkaran bir çalışma birimidir. Metot (Yöntem): Prosesin departmanlara ayrılmış şekilleridir. Herhangi bir departmanda, üretim faaliyetlerine yönelik çalışmaların yapılış biçimidir. Eleman (Mikrohareket): Başlangıç ve bitiş noktaları kesin olarak tanımlanabilen ve daha küçük parçalarına ayrılamayan iş modülleridir. Diğer bir deyişle, bir faaliyetin tanımlanabilir en küçük parçasıdır. Metot etüdünün iki temel amacı vardır: İşletmenin ekonomikliğini ve iş sistemlerinin etkinliğini artırmak. İş ve insanı birbirine uyumlandırmak. Bu ana amaçlara ulaşabilmek için aşağıdaki alanlarda metot etüdü çalışmaları yapılır: Süreçlerin ve yöntemlerin düzeltilmesi.

133 133 Tesisin, işyeri düzeninin, tesisat ve donatım tasarımlarının düzeltilmesi. İnsangücünde artırım sağlanması ve aşırı yorgunluğun azaltılması. Malzeme, makine ve insangücünün kullanılmasının düzeltilmesi. Çalışma koşullarının düzeltilmesi ve geliştirilmesi. Metot etüdünün, insancıl çalışma koşulları altında, verimi en yüksek seviyede tutma amacına ulaşmak üzere hedefine ulaşması halinde aşağıdaki yararlar sağlanır; Süreçleri ve yöntemleri düzeltmek. İşçinin boş bekleme süresini azaltmak. İşçinin gereksiz hareketlerini ortadan kaldırmak. İşçiler üzerinde adil iş yükü dağılımını sağlamak. İşçinin çalışma hızını yükseltmek. Daha iyi çalışma koşulları geliştirmek. Üretim süresi boyunca iş akışını dengelemek. Makinaların boş bekleme sürelerini azaltmak. Malzeme firelerini azaltmak. Kalite bozukluklarını azaltmak METOT ETÜDÜ ÇALIŞMASININ DÜZEYLERİ Metot etüdü ile analiz edilecek süreçler veya faaliyetler, iki ana kritere göre alt elemanlarına ayrılabilir: tanımlanabilirlik ve ölçülebilirlik. Tanımlanabilirlik, süreç veya faaliyetin başlangıç ve bitiş noktalarının kesin olarak belirlenme özelliğidir. Ölçülebilirlik ise, bu iki nokta arasında geçen sürenin ölçülebilir nitelikte olmasıdır. Dolayısıyla, başlangıç ve bitiş noktaları itibariyle tanımlanabilir ve süresi ölçülebilir hareketler grubu olan faaliyetler, bu özellikleri korunarak alt düzeylerine ayrılabilir. Herhangi bir faaliyetin iki alt elemanı ya da düzeyi vardır: makrohareket ve mikrohareket Makrohareket Etüdü Makrohareket, başlangıç ve bitiş noktaları itibariyle daha alt elemanlara ayrılabilen harekettir. Bu tanım, faaliyet kavramıyla eşdeğerdir. Örneğin tornalama, presleme, boyama, montaj ve taşıma gibi alt elemanlarına ayrılabilir nitelikteki faaliyetler bu düzeyden sayılabilir. Makrohareket etüdü, metot etüdü çalışması eğer faaliyet düzeyinde gerçekleştirilirse söz konusu olur. Mikrohareket etüdüne göre yapılması daha kolay ve daha düşük maliyetli olduğundan, endüstriyel uygulamaları itibariyle en yaygın olan metot etüdü düzeyidir. Ayrıca daha kısa sürede gerçekleştirilme özelliğine de sahiptir. Bu analiz, mal veya hizmet üreten tüm sistemlerdeki uygulama alanları itibariyle iki açıdan değerlendirilmeye alınabilir: süreç analizi ve faaliyet analizi. Bu analizlerden herhangi biri dikkate alınabileceği gibi, gerektiğinde her ikisinin amaca uygun bir kombinasyonu aynı zamanda gerçekleştirilebilir.

134 Süreç Analizi Süreç, önceden tanımlanmış bir işi tamamlamak üzere art arda gerçekleştirilen faaliyetler kümesidir. Süreç analizi, makrohareket etüdünün ilk değerlendirme alanıdır. Metot etüdünün en kapsamlı çalışmasını oluşturan bu analizde, süreçle ilgili faaliyetleri detaylı alt elemanlarına ayırmak gerekmez. Dolayısıyla, analiz sonucunda sağlanacak gelişmeler, süreç ya da onun bir alt düzeyindeki faaliyetlerle ilgili olacaktır. Süreç analizi ile tüm sistem hakkında bilgi sahibi olunabilir ve değerlendirme yapılabilir. Zira bu tür analizlerde kullanılan süreç ve gezi şemaları, ip diyagramları gibi analizin yapısına uygun kayıt ortamları, bu olanağı sağlayacak niteliktedir. Söz konusu kayıt ortamları, ilgili süreç ya da iş akışı ile ilgili bilgileri açıkça ortaya koyarak analitik ve grafik değerlendirmelerin yapılmasına ve dolayısıyla sürecin analiz edilerek aksaklıkların bulunup giderilmesine önemli ölçüde katkı sağlar Faaliyet analizi Makrohareket etüdünde inilecek detay düzeyi arttıkça, analizin kapsamı daralırken hassasiyeti artacaktır. Bunun için, sistemin ya da sürecin bütünü yerine, faaliyetlerle ilgili daha detay bilgilerin elde edilmesi ve değerlendirilmesi gerekecektir. Faaliyet analizinde diğer bir özellik de zaman boyutuyla ilgilidir. Bu analizde kullanılan faaliyet, çoklu etkinlik ve işçi makine şamaları gibi kayıt ortamları üzerinde zamanlandırılmıştır Mikrohareket Etüdü Mikrohareket, başlangıç ve bitiş noktaları itibariyle daha alt elemanlarına ayrılamayan, tanımlanabilir ve ölçülebilir nitelikli süreye sahip en küçük harekettir. Bu tür hareketlerin analizi, bir faaliyet therblig (Gilbreth in tersten okunuşu) elemanlarına ayrılarak yapılır. Frank ve Lillian Gilbreth tarafından geliştirilen mikrohareket etüdü, özellikle, bir faaliyetin çok daha detaylı incelenmesine ve geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. İşlemlerin ayrıntılı analizi için 17 temel mikrohareket tanımlanmıştır: arama, seçme, yakalama, boş taşıma, dolu taşıma, tutma, yükü bırakma, konumlandırma, önceden konumlandırma, muayene / kontrol / yoklama, montaj, demontaj, kullanma, kaçınılmaz gecikme, kaçınılabilir gecikme, planlama, dinlenme. Geliştirilmek ve standartlaştırılmak istenen çalışma metotlarına ait faaliyetler hangi düzeyde olursa olsun sonuçta yapılan çalışma bir metot etüdü çalışması olup, çoğu aşama büyük ölçüde ortaktır. Ancak yapılan çalışma faaliyet düzeyinde ise makrohareket etüdü veya iş basitleştirme, mikrohareket düzeyinde ise mikrohareket etüdü adıyla anılır. Mikrohareket etüdü çalışmasının temelini Hareket Ekonomisi İlkeleri oluşturmaktadır. Bu ilkeler, genel olarak insan vücudunun kullanılmasına, işyeri düzenine ve alet ve gereçlerin yapısına ilişkin olmak üzere 3 ana grupta toplanır. Mikrohareket etüdünde, son derece detaylı hareketler ve özellikler için genelleştirmeler yapıldığından, çalışma zor ve bazen de geçerliliği tartışmaya

135 135 açıktır. Her ne kadar hepsinin her durumda uygulanma olanağı olmasa da, bu prensipler yorgunluğu azaltmada ve etkenliği artırmada bir temel teşkil eder. Mikrohareket etüdü, yığın üretiminin yapıldığı ve çok sayıda tekrarlanan işlerde, tıbbi müdahaleler gibi hayati önem taşıyan olaylarda ve araştırma geliştirme faaliyetlerinde, diğer analiz tekniklerinin yeteri kadar detaya inemediği olaylarda, elin ve parmakların hareketlerinin özellikle, makrohareket etüdünde kullanılan sembollerle ifade edilemediği durumlardaki ihtiyacı karşılamak üzere kullanılan bir tekniktir. Mikrohareket etüdü, bir faaliyetle ilgili detay bilgilerin toplanmasına ve yapılacak iyileştirilmelerin tespitine yardımcı olur, doğru hareketlerle ve olması gereken koşullarla yapılmasına yol gösterir, detay hareketlerinin zamanlandırılmasına da olanak sağlar. Genellikle bilgi toplama ve kaydetme film üzerine yapıldığı için daha fazla doğruluğa sahiptir METOT ETÜDÜ ŞEMA VE DİYAGRAM TEKNİKLERİ Yeni bir metodun geliştirilmesinde halen uygulanmakta olan işlemler hakkında ayrıntılı bilgiler toplanarak incelenir. Böylece, işin nitelikleri öğrenilebileceği gibi, işin aksayan noktaları da daha kolay görülebilir. Faaliyetlerle ilgili değişik iş elemanlarının akışını ve yapısını sistematik biçimde etüt etmek üzere çeşitli ilkelere bağlı şemalar ve diyagramlar gibi teknikler geliştirilmiştir. Bu teknikler, bir işin yapılış yolunu iyileştirmezler, fakat metot etüdü uzmanına bir işlemi incelerken yararlı olabilecek soruları, bu soruları cevaplamada yararlanılacak analitik yolları gösterir. Tablo 9.1 de metot etüdünde kullanılan şema ve diyagramlar, Tablo 9.2 de şema ve diyagramların kullanım alanları verilmiştir. Tablo 9.1. Metot etüdünde kullanılan şema ve diyagramlar Grup Sıra Şema Diyagram Proses Esaslı Şemalar Zaman Esaslı Şemalar Hareket Esaslı Diyagramlar 1 Temel süreç şeması 2 İş akış şeması işçi tipi 3 İş akış şeması malzeme tipi 4 İş akış şeması donatım tipi 5 İki el süreç şeması 1 Çoklu etkinlik şeması 2 SİMO şeması 1 Akış diyagramı 2 İp diyagramı 3 Cyclegraph 4 Chronocyclegraph 5 Gezi şemaları Tablo 9.2. Endüstriyel sorunlar ve uygun metot etüdü teknikleri Şema ve diyagramlar, etüt edilen iş hakkında toplanan bilgileri kaydetmeye ve yararlanmak üzere hazır hale getirmeye yardımcı olurlar. Dolayısıyla, yöneticinin

136 136 / metot etüdü uzmanının etüt edeceği işe uygun tekniği, yani uygun şemaları / diyagramları seçmesi gerekmektedir. Şema ve diyagramlar sonraki bölümlerdeki örneklerde gösterilmiştir. İşin Tipi Örnek Uygulama Alanları Kullanılan Teknikler Üretimin bütün basamakları Tesis düzeni: Malzeme dolaşımı Tesis düzeni: İşçilerin hareketleri Malzeme aktarımı İşyeri düzeni Tarım işi ya da otomatik makina işleri İşçinin iş başında Hareketleri Hammaddeden dağıtıma kadar bir elektrik motoru üretimi. İplikten kumaş yapımı. Bir diesel motoru silindir başlığının tüm işlemler süreci boyunca hareketi. Değirmenden hububatın taşınması. Bobinli sarma makinasında işçilerin çalışması. Aş evi mutfağında aşçıların yemek hazırlamaları. Ambar malzeme girişi ve çıkışı. Arabaya son ürünlerin yüklenmesi. Tezgahta hafif montaj işi. El ile baskı harflerini dizme. Montaj hattı. Yarı otomatik tezgahı yöneten işçi. Kısa devreli, tekrarlı işlerde kadın işçiler. Aşırı el becerisi isteyen işler. Temel süreç şeması İş akış şeması Akış diyagramı Temel süreç şeması İş akış şeması malzeme tipi Akış diyagramı Gezi şeması İş akış şeması işçi tipi Akış diyagramı İp diyagramı İş akış şeması malzeme tipi Akış diyagramı İp diyagramı İş akış şeması işçi tipi İki el süreç şeması Çoklu etkinlik şeması Simo şeması PMTS şeması Cyclegrapg Chronocyclegraph Çoklu etkinlik şeması İş akış şeması araç tipi Filmler; Film çözümleri Memotion fotoğrafları Simo şemaları En küçük hareket çözümlemeleri Proses Esaslı Şemalar Temel Süreç Şeması Temel süreç şeması, yalnız temel işlem ve yoklamaların baştan sona sıralanarak kaydedildiği ve sürece ilişkin genel bir kuş bakışı görünüş veren bir süreç şemasıdır. Birden çok parçadan oluşan ya da parçaları ayrı iş istasyonlarında işlendikten sonra bir noktada montajı yapılan ürünlere ait metot etüdünde kullanılır. Metot etüdü çalışmasına ait düzey ne olursa olsun ele alınan sistem hakkında tam bilgilenmeye ihtiyaç duyulur. Böylece sistemin genel özellikleri ve akışı daha kolay değerlendirilebilir. Temel süreç şeması buna olanak tanıyan kayıt ortamlarındandır. Dolayısıyla bu şema, ele alınan sistemin ya da sürecin tamamı

137 137 hakkındaki özlü bilgiler, sıralı bir biçimde, işlem ve muayene (yoklama) için ayrı numaralandırma sistematiği ile yerleştirilir. Temel süreç şeması, sadece temel işlem ve yoklamaların baştan sona sıralanarak kaydedildiği ve süreçle ilgili genel bir görünüm veren bir akış şemasıdır. Sembollerin yanına kısa bir not (işlem veya muayene adı) ve biliniyorsa süresi yazılabilir. Şemalarda işlem ve muayenelerin numaraları ayrı ayrı 1 den başlanarak ardışık sürdürülür. Numaralamaya sağdan başlanır ve bir parçadan diğerine geçilir. Eğer bir süreçteki bir veya daha fazla temel faaliyet kendi içerisinde döngü oluşturuyorsa bu durum, geriye doğru ok ile ve döngü sayısı da belirtilerek gösterilir. Faaliyeti yapan kişi ve nerede yapıldığı ise şemada gösterilmez İş Akış Şemaları İş akış şeması, bir ürün ya da yöntemle ilgili bütün faaliyetlerin akışını uygun süreç şeması sembollerini kullanarak sırasıyla belirleyen bir süreç şemasıdır. Proses akış diyagramı olarak da ifade edilen bu şema, bir süreç hakkında temel süreç şeması yardımıyla genel bilgiler elde edildikten sonra, daha detaylı analizlere olanak sağlamak için kullanılır. Bu amaçla süreç düzeyinden faaliyet düzeyine geçilmelidir. İş akış şemaları, bir işin yapılış biçimiyle ilgili faaliyetleri Şekil 9.3 de gösterilen beş ana faaliyet sembolleriyle dizgisel olarak kaydeder. Başlıca üç tipi vardır: iş akış şeması işçi tipi, iş akış şeması malzeme ve iş akış şeması donatım tipi. İşçi tipli şema hazırlanırken, işçinin ne yaptığı genellikle etken yapılı cümlelerle ifade edilir. Malzeme ve donatım tipli şemalarda ise malzemenin nasıl taşındığı veya donatımın nasıl kullanıldığı genellikle edilgen yapılı cümlelerle ifade edilir. İş akış şemaları, ana işlemler şemasına bir ölçüde benzer. Ancak ondan çok daha detaylı ve karmaşıktır. Dolayısıyla, daha dar kapsamlı ve sistemin tamamı yerine, seçilmiş faaliyetlerle ilgili detaylı bilgileri edinmek üzere kullanılır ve genellikle tek bir hattan oluşur. Bu özelliği ile işlem akış şemaları, temel süreç şeması ile gösterilebilecek kadar çok işlemi kapsamaz, analize yardımcı olmak üzere ilave bazı bilgilerin elde edilmesine olanak sağlar. Bu bilgiler ve hizmet ettikleri amaçları dört ana başlıkta toplamak mümkündür: Sistemdeki veya süreçteki adımlarla ilgili daha detaylı tanımlar yapmak ve böylece her adımdaki faaliyet gruplarını daha iyi anlaşılabilir hale getirmek. Seçilen faaliyetleri işlem, muayene, taşıma, depolama, bekleme ve karma faaliyet özelliklerine göre sınıflandırmak. Doğrudan imalat ile ilgili ve katkısı yüksek işlem ile imalata katkısı olmayan taşıma, depolama ve bekleme gibi faaliyetler arasındaki oranı belirlemek Malzeme iletimindeki uzaklıkları belirlemek İş akış şemasında, işlem, taşıma, muayene, sürekli depolama ve geçici depolama (veya her iki depolama için yalnız depolama ) kullanılabilir; miktar, zaman ve uzaklık da gösterilir. Ayrıca, olanakların incelenmesine yönelik olarak

138 138 eliminasyon, birleştirme, sıra, yer, operatörler ve geliştirme gibi değerlendirme kriterleri şemada yer alabilir. Bir metot etüdü çalışması olan iş akışı şemalarında da standart kayıt ortamı kavramı önemli bir noktadır. Burada önem kazanan bir konu da, faaliyet gruplarını standart sembollerle ifade edebilmektir. Böylece ortak bir dil sağlanmış olur. Günümüzde en yaygın kullanılan sembol grubu, Amerikan Makina Mühendisleri Odası (ASME) tarafından önerilendir. ASME sembolleri olarak bilinen bu semboller ve tanımları Tablo 9.3 de verilmiştir İki El Süreç Şeması Endüstriyel uygulamaları itibariyle en yaygın kullanım alanına sahip mikrohareket etüdü kayıt ortamıdır. Özellikle, montaj ve fabrikasyona yönelik işlemlerde, işçinin ellerinin ya da kollarının etkinliklerinin birbiriyle ilişkili olarak sistemli biçimde kaydedildiği bir süreç şemasıdır. Tablo 9.3. İş akış şemaları için ASME faaliyet sembolleri Faaliyet Tanım Sembol İŞLEM TAŞIMA KONTROL (MUAYENE) DEPOLAMA (SÜREKLİ) BEKLEME (GEÇİCİ DEPOLAMA) BİRLEŞİK FAALİYETLER Prosesin ana adımları, malzemede fiziksel veya kimyasal işlem, zihinsel plan ve hesaplama işlemleri. İşçi, malzeme veya araçların bir yerden bir yere hareketi veya taşınması. Nitelik ve nicelik özelliklerin kontrolleri. Malzemenin izinsiz alınamayacak şekilde stoklanması. Ardışık işlemler arasında işin veya işçinin beklemesi, duraklama /gecikmeler. Aynı kişi tarafından aynı zamanda yapılan faaliyetlerde ilgili sembolleri iç içe gösterir. Örneğin kare içinde üçgen; muayene ve depolama aynı anda yapılır. İki el süreç şeması, tam bir iş çevriminin kaydında genellikle yinelenen işlemler için kullanılır. Bu yolla kayıtlar, işlem akış şemalarından daha ayrıntılı olarak tutulur. Dolayısıyla iş akış şemasında tek bir faaliyet olarak gösterilen bir etkinlik burada bir çok elemanlarına ayrılmış olarak gösterilebilir. İki el süreç şeması, süreç şemalarının özel bir şeklidir. Şema, işçinin hareketli ya da sabit duran ellerinin durumlarının birbirlerine ve bazen de zaman göstergesine göre durumlarını gösterir. İki el süreç şemasında kullanılan semboller, diğer akış şemalarındaki sembollerle aynıdır. Ancak bu şemada, daha fazla ayrıntılara inilmesi dolayısıyla semboller, ifade ettikleri anlamlar itibariyle bir takım farklılıklar göstermektedir. Şekil 9.4 de iki el süreç şeması için kullanılan ASME faaliyet sembolleri gösterilmiştir. İki el süreç şeması çeşitli montaj endüstrilerine, makina işlerine ve büro işlerine uygulanabilir.

139 139 İki el süreç şeması formunda genel bilgiler, işyeri yerleştirme düzeni taslağı, sağ ve sol elin hareketleri ile sembolleri, hareketlerin özeti ve boş sürenin çözümlenmesi gösterilir. İki el süreç şeması düzenlenirken aşağıdaki sıra izlenir: 1) Kaydetmeye başlamadan önce işlem devresi etüt edilir. 2) Her defasında bir elin şeması çizilir. 3) Bir çalışma devresinin başında, işlenmemiş bir parçayı almak ya da tutmak iyi bir kayıt için başlangıç noktasıdır. Parçayı çok tutan ya da çok iş yapan elden işe başlanır. İşlem bir devreyi tamamlayacağı için başlama noktası önemli değildir. Birinci kolona sol el, ikinci kolona sağ el tarafından yapılan işler işlenir. 4) Aynı anda meydana gelen hareketler aynı satıra kaydedilir. 5) Sırayla meydana gelen hareketlerin her biri şema üzerinde değişik satırlar üzerinde kaydedilir. 6) İşçinin yaptığı her şey kaydedilmeli ve aynı anda meydana gelmedikçe, temel işlemler, taşıma ya da yerleştirme işlemleri birbiriyle birleştirilmemelidir. Tablo 9.4. İki el süreç şeması için ASME faaliyet sembolleri Faaliyet Tanım Sembol İŞLEM KONTROL TAŞIMA DEPOLAMA BEKLEME Bu sembol, araçları, malzeme ve parçaları; kavrama, koyma, kullanma, bırakma hareketlerinde kullanılır. Çok az kullanılır. Çünkü, tutma, gözle yoklama, ölçme, vb. hareketler işlem sınıfına girebilir. Bu sembol elin veya kolun, işe/işten, araca/araçtan, malzemeye/malzemeden kombinasyonlarına ilişkin hareketleri göstermek için kullanılır. İşlem akış şemasındaki depolama faaliyeti yerine kullanılır. Eldeki işin, araç veya malzemenin tutulma durumunu gösterir Bu sembol, elin veya kolun (başka organlar çalışabilir) boş anlarını kaydetmek için kullanılır Zaman Esaslı Şemalar Çoklu Etkinlik Şeması Çoklu etkinlik şeması, birden çok sayıda üretim faktörüne (işçi, makina veya donanım) ait etkinliklerin ortak bir zaman ölçeği üzerinde birbirleri ile koordineli olarak kaydedildiği bir şemadır. Metot etüdünde, süreç ve faaliyet türlerinin özelliklerine ilişkin bilgilerin derlenerek kaydedilmesi kadar, zamanlamaya ve faaliyete katılan unsurların etkileşimlerine ilişkin bilgilerin derlenerek kaydedilmesi de analizlerde önemli bir yere sahiptir. Faaliyet şemaları bu ihtiyacı karşılamak üzere, birden fazla işçi ve makina gibi faktörün ortak bir zaman ölçeğine göre birbirleriyle olan etkileşimlerini sistematik olarak kaydetmekte kullanılır. Böylece analizlerde, zaman ve faktörler etkileşimleri de dikkate alınmış olur.

140 140 Çoklu etkinlik şemaları işçilerin grup olarak çalıştığı durumlarda, pahalı makinalarla çalışılması halinde, işçinin, çalıştırılması gerekli makina sayısının belirlenmesinde ve işe katılan her bir faktöre ait boş zamanların azaltılmasında kullanılır. Başlıca beş tür çoklu etkinlik şeması bulunmaktadır: Çoklu işçi çoklu makina şeması İşçi makina şeması İşçi çoklu makina şeması Çoklu işçi makina şeması Çoklu işçi şeması Çoklu etkinlik şeması, boş sürenin istenmediği pahalı endüstriyel üretim sistemlerindeki yığın üretim sürecinde ve bakım onarım işlerinde çalışan işçi gruplarının örgütlenmesinde, bir ya da birden çok işçinin bakması gereken makina sayısının belirlenmesinde kullanılabilir. Çoklu etkinlik şemasının hazırlanmasında işçilerin ve makinaların çalışma ve boş süreleri kaydedilir. Sürelerin ölçümünde kronometre veya saat kullanılabilir. Ölçü hassasiyeti fazla önemli değildir SİMO Şeması Mikrohareket etüdünün kayıt ortamlarındandır. İşçinin çalışması sırasında ellerinin veya kollarının mikrohareketlerini zamanlandırılmış olarak kaydetmeye yarar. Simo şemaları, genellikle film çözümlemelerine dayanarak, ortak bir zaman ölçeği üzerinde bir ya da bir kaç işçinin, vücutlarının çeşitli organları ile yaptıkları therblig lerin ya da therblig gruplarının kaydedildiği şemalardır. Genel olarak bir süreç ya da faaliyet filme alınırsa, bunun tam ve kesin bir kayıt niteliği taşıması dolayısıyla, süreç, işlem akış, faaliyet ve çift el şemalarıyla ilgili kayıtlar yapma olanağı doğar. Eğer film çekim hızıyla gösterilirse ve yeteri kadar bu işlem tekrarlanırsa zaman etüdü çalışması yapmak da mümkün olur. SİMO (simultaneus motion) olarak bilinen eş zamanlı hareket şemaları, bu tür film analizleriyle hazırlanır Hareket Esaslı Diyagramlar Akış Diyagramı Belirli bir işin yapıldığı yerin ve burada bulunan tezgahların ölçekli bir krokisi üzerinde, işçi ve malzeme hareketlerinin yönlü çizgilerle gösterilmesi ile elde edilir. Diyagram boş halde iken bir başlık ve ölçekli karelere bölünmüş bir gövde kısmından oluşur. Yönlendirilmiş çizgiler işçinin taşıma veya yalnız yürüme sırasında izlediği yollardır İp Diyagramı İp diyagramı, işçilerin, malzemenin ya da donanımın, belli olaylar dizisi boyunca hareket yollarını izlemek ve ölçmek için iplik dolaştırılarak yapılan ölçekli bir plan ya da modeldir.

141 141 Kayda alınan faktörün (işgücü, malzeme veya araç - gereç), süreç içerisindeki hareket yolları ve yoğunluğu ölçekli bir şema ile gösterilmek istendiğinde kullanılan bir kayıt ortamıdır. İp diyagramı da yukarıdaki şemalar gibi süreç temeline dayalı olarak hazırlanan, sürecin tamamını detaya inmeden gösteren bir niteliğe sahiptir. İş yerinin ölçekli bir krokisi üzerinde işçilerin, malzemenin veya araç gerecin, hangi istasyonlar arasında ve hangi yoğunlukta aktığı, istasyonlardan geçirilen iplerin sayısı ile belirlenmeye çalışılır. Metot etüdünün en basit ve kullanımı en yaygın kayıt tekniklerinden biridir. İp diyagramı ölçekli olarak çizilirler. Buna karşılık, akış diyagramında, uzaklıklar diyagram üzerinde verildiği için tam ölçekle yapılmaları gerekmez. İp diyagramının hazırlanmasına, diğer metot etütleri gibi doğrudan gözlemle bütün ilgili olayların kaydedilmesi ile başlanır. İp diyagramları, akış diyagramları gibi iş akış şemalarına yardımcı olarak kullanılırlar. İp diyagramı ve akış diyagramı birlikte yapılan işi açıkça ortaya koyar. Ancak, yeni bir yöntem geliştirilmeden önce, gereksiz bütün etkinliklerin ortadan kaldırıldığını görmek bakımından, ayrıca iş akış şemasının da eleştirilerek incelenmesi gerekir. İp diyagramı, malzemenin hareketlerinin çizilmesinde de kullanılabilir. Böylece, malzemenin ne kadar mesafede taşındığı kolayca görülür. İş etüdü uzmanı, ilgilendiği işçinin bir noktadan diğer bir noktaya doğru hareketini ve varış ayrılış zamanlarını uygun bir şekilde izleyerek not eder. İş etüdü uzmanı, çalışma kolaylığı bakımından işçinin uğradığı makinaları, depoları ve diğer noktaları harf ya da bir işaretle tanımlar / kodlar. İşçinin izlenerek ilgili noktalara varış ve ayrılış zamanlarına ilişkin kayıt işlemi, işçi hareketlerini gösterebilecek düzeyde yeterli bilgi elde edilinceye kadar sürdürülür. İp diyagramı için akış diyagramında kullanılan işyeri planı kullanılabileceği gibi, buna benzer ölçekli bir işyeri planı da hazırlanabilir. Ölçekli işyeri planında makinalar, tezgahlar, depolar uğranılan noktalar ölçeğe göre çizilir ve kapılar, direkler ve bölmeler plan üzerinde gösterilir. Tamamlanan plan, yumuşak bir tahta üzerine konur ve planda gösterilen duraklar toplu iğne ile tespit edilir. Yol üzerindeki dönüş noktalarına da (köşeler) toplu iğne konur. Uzunluğu ölçülen ip, etüt kağıdında izlenen sıraya göre, bütün hareketler tamamlanıncaya kadar iğnelere sarılır. İşçi, ne kadar fazla hareket ederse, hareket ettiği yollar o ölçüde fazla sayıda ip ile gösterilmiş olur. Artakalan ipin uzunluğu, ipin başlangıç uzunluğundan çıkarılarak işçi tarafından alınan yolun uzunluğu bulunur. Aynı işyerinde birden fazla işçi çalışıyorsa ve bunların her biri etüt ediliyorsa, her biri için farklı renklerde ayrı ipler kullanılır. İp diyagramı incelenerek işyeri yerleştirme düzeninin geliştirilmesi maksadıyla, iğnelerin yerleri değiştirilerek en az hareketle faaliyetlerin yapılabileceği düzen

142 142 bulunmaya çalışılır. İnceleme ve geliştirme ile elde edilen yeni düzende kullanılan ip uzunluğu, ipin ilk düzendeki uzunluğuna göre azaltılmaya çalışılır. Bu işlem, en kısa ipin kullanıldığı işyeri düzeni, yani muhtemel en iyi işyeri yerleştirme düzeni elde edilinceye kadar sürdürülür. İp diyagramı, önerilen değişiklikleri yönetime, denetçilere ve işçilere açıklayabilecek yararlı bir yoldur. İlk ve geliştirilmiş işyeri yerleştirme düzenini gösteren iki ayrı diyagram, iki düzen arasındaki farkı açıkça gösterir. Aynı etkinliği gerçekleştirebilecek, ancak daha az hareketle ve daha az çaba harcanacak bir çalışma yöntemi önemli avantajlar sağlar Çok Boyutlu Diyagramlar İşe katılan vücut organlarının hareket yörüngelerini belirlemek ve iş ile ilgili bir takım ilkeler ortaya çıkarmak amacıyla kullanılır. Oldukça pahalı olan bu çalışmalar genellikle laboratuar düzeyinde gerçekleştirilir. Hareket yörüngesinin belirlenmesi için işçinin ellerine birer ışık kaynağı bağlanır ve sürekli çalışan bir fotoğraf makinesi ile çalışma yörüngesi çizgisel olarak tespit edilir. Çok boyutlu diyagram olarak iki teknik geliştirilmiştir. Cyclegraph Tekniği : Bir film üzerine vücut organlarının hareketlerinin, o organa bağlı bir ışık kaynağı aracıyla kaydedilmesidir. Chronocyclegraph Tekniği: Cyclegraph ın özel bir şeklidir. Bu teknikte elektrik akımı, ışık kaynağının yanıp sönmesini sağlayacak şekilde kesikli olarak verilmektedir. Böylece hareketin hızını ve yönünü belirlemek mümkün olmaktadır Gezi Şemaları Gezi şeması, işçilerin, malzemenin ve donanımın belli bir zaman sürecinde çeşitli işyerleri arasındaki hareketlerini sayısal olarak çizelge üzerinde gösteren bir kayıt tekniğidir. Bu şemalar, metot etüdüne konu olan süreçteki iş istasyonları ya da faaliyetler arasındaki iş akış yoğunluğunu görmek amacıyla hazırlanır. Şema, gidilmesi muhtemel yerleri belirleyen sütunlarla hareket merkezlerini gösteren satırlardan oluşur. Her gidiş veya geliş, ilgili sütun ve satırın kesiştiği hücreye not edilir. Gezi şemaları belirli bir zaman dilimi veya ürün temeline dayalı olarak hazırlanabilir. Karmaşık yollar ve çok fazla hareketlilik sözkonusu olan işyerleri için ip diyagramının hazırlanması çok zaman alır ve çok karmaşık bir görünüm kazanır. Karmaşık hareketlerin olduğu durumlarda daha çabuk ve kolay hazırlanabilen gezi şemaları kullanılır. Gezi şeması, her bir kenarı durak sayısı (n) kadar kare olmak üzere toplam (n 2 ) kareden oluşur. Şemanın üst satırı çıkışları, soldan aşağı satırı girişleri gösterir. Aynı nolu giriş ve çıkıştan birbirlerine hareket sözkonusu olmadığı için, aynı numaraların kesiştiği kareler iptal edilir.

143 Şema Tekniğinin Yararları Şema tekniğinin uygulanması ve yararları aşağıda sıralanmıştır: Şemalama, bir araştırmanın sonuçlarını kaydetmek için kullanılır. Şema, yapılmakta olan işin kroki şeklinde, yani kuş bakışı görünüşünün anlaşılmasına, olayların ve birbirleri ile ilişkilerinin açıklanmasına katkıda bulunur. Şemada görülen ayrıntılar doğrudan gözlemle elde edilmelidir. Şemalar belleğe dayalı bırakılmadan, işin gözlendiği anda hazırlanmalıdırlar. Önerilen yeni bir yöntemi göstermek üzere kullanılacak şemalar önceden hazırlanmalıdır. Kaydedilen verilere dayanılarak şemalar hazırlanırken, ciddi bir düzen içinde hareket edilmelidir. Düzensiz bir şema, iş etüdünün değerine inandırılacak kişi üzerinde olumsuz etki uyandırır. Bütün şemalar aşağıdaki bilgileri verecek şekilde başlıklara sahip olmalıdır: Ürün ya da malzemenin isimleri, teknik resimleri ve kod numaraları. Yapılan işlemin ya da sürecin başlama ve bitiş noktaları, yöntemin mevcut yöntem mi, yoksa önerilen yöntem mi olduğu. İşlemin yapıldığı yer. Şemanın referans numarası, sayfa numarası ve toplam sayfa sayısı. Gözlemcinin ve gerektiğinde şemayı onaylayanın ismi. Etüdün tarihi. Kullanılan sembollerin listesi. Uzaklık, süre ve gerekiyorsa işçilik ve malzeme masrafları. Şema tamamlandıktan sonra aşağıdaki hususlar denetlenir: Olay doğru olarak kaydedilmiş midir? Gerektiğinde fazla basitleştirme yapılmış mıdır? Sürece katkıda bulunan bütün faktörler kaydedilmiş midir? 9.4. METOT ETÜDÜNÜN AŞAMALARI Bilimsel yönetim prensipleriyle problem çözmeye çalışan teknikler, sistematik bir sıra takip ederler. Metot etüdü çalışması da bu nitelikte bir tekniktir ve Tablo 9.5 de verilen aşamalar sıra ile izlenerek çalışma gerçekleştirilir. Sıra Temel Aşama Açıklama Tablo 9.5. Metot etüdünün temel aşamaları 1 SEÇME Üzerinde metot etüdü çalışması yapılacak işin seçilmesi. 2 KAYDETME Seçilen işin mevcut durumda nasıl yapıldığına ait bilgilerin toplanması ve standart kayıt ortamlarına kaydedilmesi. 3 İNCELEME Mevcut metodun eleştirel yaklaşımla incelenmesi ve irdelenmesi. 4 GELİŞTİRME Daha iyi bir metodun geliştirilmesi. 5 TANIMLAMA Seçilen yeni yöntemin belirlenebilmesi için tanımlanması. 6 YERLEŞTİRME Geliştirilmiş metodun uygulanmak üzere yerleştirilmesi 7 SÜRDÜRME Uygulamanın izlenmesi ve gerekli düzeltmelerim sürdürülmesi.

144 144 Metot etüdünün uygulanmasında, bu aşamalardan hiçbiri geri bırakılamaz, ertelenemez, bazen basit olduğu düşüncesi ile önemsiz olduğu düşünülemez. Kapsamlarına olduğu kadar sıralarına da dikkat etmek incelemede başarı için önemlidir Yapılacak İşin Seçimi İşletmelerde verimliliği artırmaya yönelik araştırma geliştirme faaliyetleri, diğer çalışmalar gibi, belirli bir süre alır. Metot etüdü boyunca işletmenin katlanacağı bu süre, ilk bakışta kayıp bir süredir ve işletmeye bir maliyeti vardır. Bu süre kaybı ve katlanılacak maliyet, metot etüdü çalışmasının kapsamı genişledikçe geometrik olarak artar. Zira, etüde konu alınacak faaliyetler genişleyerek arttıkça, analizler değişik nitelikli faaliyetler arasındaki sinerjik etkiler dolayısıyla çok daha karmaşık bir hale gelecektir. Böylece, muhtemelen çalışma amaçlarından sapılarak istenen sonuçlardan uzaklaşılır ve maliyetler de beklenenin üzerinde seyreder. Böyle bir başarısızlığa düşmemek için işletmelerdeki süreçler, işler veya faaliyetler, belirli kriterlere ve faktörlere göre değerlendirilerek önem seviyelerine ayrılmalıdır. Metot etüdü yapılacak iş istasyonunun seçiminde üç tip kriter dikkate alınır: Ekonomik faktörler. Teknik faktörler. Kişisel faktörler. İşin seçiminde, aşağıdaki sorular yukarıdaki kriterlere göre değerlendirilir. Bu iş için bir metot etüdü yapmaya değer mi? Bu etüde devam etmeye değer mi? Ekonomik faktörleri düşündüğümüzde temel kriter, bu çalışmanın yapılıp yapılmamasının ekonomik olarak değerli olup olmadığıdır. Yapılan çalışmanın sağlayacağı bilginin değeri getireceği maliyetten yüksekse çalışma ekonomik açıdan yapılabilir. Dengesiz iş yükü, kullanılmayan veya boş duran makina ve malzemelerin bulunduğu, darboğazların bulunduğu, fire oranlarının yüksek olduğu ve kalite problemlerin yaşandığı istasyonlar genellikle ekonomik açıdan büyük kayıp arz etmekte ve metot etüdü çalışmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Ekonomik açıdan, aşağıdaki hususlar iş seçimi önceliklerini özetler: Darboğazlar Tekrarlı malzeme aktarımı Tekrarlı işlemler Etüt için yeterli teknik bilgiye sahip olunması gerekir. Yetersiz teknik bilgi, mevcut sistemin yeterli düzeyde tanınmamasına yol açacağından, etüt edilecek işin seçimi konusunda sağlıklı karar alınamaz. Kişisel faktörler ya da kişisel tepkiler, işçilerin huzursuz olduğu, kaza oranlarının yüksek olduğu, işçi devir hızının yüksek olduğu süreçlerle diğer kriterler de gözönüne alındıktan sonra metot etüdü yapılması gereken istasyonların belirlenmesinde önem taşır. İşçiler arasında huzursuzluk yaratan bir işin etüdü, ekonomik olsa da yapılamayabilir.

145 145 Metot etüdü için iş seçiminde, incelenecek faktörleri dikkate alan ve özel ihtiyaçlara göre değiştirilmesi ve düzenlenmesi gereken bir liste aşağıda verilmiştir: ürün ve işlem, araştırmayı önerenin ve önerinin adı, araştırmanın sınırları, işin özellikleri, donanım, işyeri yerleştirme düzeni, metot etüdü sonucunda verimlilikte beklenen artış Seçilen İşe Ait Bilgilerin Toplanması ve Kaydedilmesi Etüt edilecek işin seçiminden sonra, uygulanan yöntemde yer alan bütün olaylar toplanarak kaydedilir. Kayıtlar, anlaşılır ve açık olmalıdır. Çünkü her kayıt, olayın ayrı bir yönünü ele alır ve analiste bununla ilgili analiz yapma olanağı tanır. Bu kayıt ortamlarının kullanılarak ne gibi bilgilerin toplanacağı, araştırılacak işin özelliklerine ve araştırmanın düzeyine bağlıdır. Burada aşağıdaki bilgiler belirlenmeli ve kaydedilmelidir: İş ile ilgili veya işi yapan kişinin faaliyetleri ve hareket biçimleri. İşçi makine etkileşimleri. Malzeme ve parça akışı ve bunlara yapılan işlemler. Tesis, tezgah ve araç gerecin kullanımı ile ilgili bilgiler. Kaydetmenin normal yollarından biri yazmak olmakla birlikte, etüt edilen alanda çok ve karmaşık süreçlerin oluşu, hem kayıt ve hem de inceleme yönünden önemli güçlüklere yol açar. Çok basit işlerin bile açıklaması çok yazı yazmayı gerektirmesi ve zaman alması ayrıntıların kaçırılmasına neden olabilir. Bu zorlukların önlenmesi maksadıyla, işlere ait bilgilerin sistematik bir şekilde toplanmasını sağlamak için başka kayıt teknikleri ve araçlarından yararlanılmaktadır. Böylece, bilgilerin ayrıntılı ve standart olarak formlara kaydedilmesi ile metot etüdü görevlileri tarafından kolayca anlaşılır olmaları sağlanır. Örnek 9.1: Temel Süreç Şeması / Mengene montajı Mengenenin montajına ilişkin kayıtlar için temel süreç şeması kullanılır. Şekil 9.1 de görüldüğü gibi, mengene dört elemandan oluşmaktadır: Sıkma vidası (1), sıkma kolu (2), hareketli çene (3) ve sabit çene (4). Hareketli ve sabit çenelerin dökümhanede dökülmesi ayrıntısına girilmemiştir. Şekil 9.2 de, mengenenin elemanlarına uygulanan işlemlerin akışına ilişkin temel süreç şeması gösterilmiştir. Şekil 9.1. Mengene

146 146 Şekil 9.2. Temel süreç şeması: Mengene Tablo 9.6 da mengene elemanları ve montajı ile ilgili işlemler ve yoklamalar gösterilmiştir. Temel süreç şeması ile gösterilenden daha ayrıntılı bilgilere ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda, yöntem geliştirme tekniği olarak iş akış şeması kullanılabilir. Örnek 9.2: İş Akış Şeması / Şerit testere bileme Bir şerit testerenin ambardan alınması, sökülmesi, temizlenmesi ve yağının silinmesi, bilenmesine ilişkin faaliyetlerle ilgili bilgiler iş akış şeması tekniğine göre kaydedilecektir. İş akış şeması, temel süreç şemasından daha karmaşık olduğu için fazla işlemi kapsamaz. Bir montajın her asıl parçası için ayrı bir iş akış şeması hazırlanır. İş akışı şemasının son sütunu genel olarak düşünceler ya da açıklamalar başlığı altında diğer görüşlerin açıklanması için ayrılmıştır. Şekil 9.3 de şerit testerenin bilenmesine ilişkin iş akış şeması malzeme tipi gösterilmiştir.

147 147 Tablo 9.6. Mengene için işlemler ve yoklamalar Olay No Açıklama Süre (h) (1) Sıkma vidası İşlem 1 Sıkma vidası çubuğu ölçülendirme (kesme) 0.02 İşlem 2 Çubuk kesme (yoklama) 0.08 Yoklama 1 Ölçü yoklama (ölçme) 0.03 İşlem 3 Delik için markalama (matkap) 0.02 İşlem 4 Sıkma kolu deliğinin delinmesi (torna) 0.08 Yoklama 2 Delik ölçüsü yoklama (ölçü) 0.02 İşlem 5 Vida profili için ölçülendirme (torna) 0.02 İşlem 6 Vida profili açma (yoklama) 0.12 Yoklama 3 Vida profilinin yoklanması (çapak alma) 0.02 İşlem 7 Çapak alma (yoklama) 0.03 Yoklama 4 Son yoklama (montaj) 0.03 (2) Sıkma kolu İşlem 8 Sıkma kolu uzunluğu ölçülendirme (kesme) 0.02 İşlem 9 Çubuk kesme (yoklama bölümüne) 0.08 Yoklama 5 Ölçü yoklama (torna bölümüne) 0.03 İşlem 10 Sıkma kolunun tornalanması (Yoklama) 0.15 İşlem 11 Çapak alma (yoklama) 0.03 Yoklama 6 Ölçü yoklama (boyama) 0.04 İşlem 12 Kaplama / boyama 0.08 Yoklama 7 Son yoklama (montaja) 0.02 İşlem 13 Sıkma kolunun sıkma vidasına takılması 0.04 (3) Hareketli çene İşlem 14 Döküm (çapak alma bölümüne) 0.50 İşlem 15 Çapak alma (yoklama bölümüne) 0.05 Yoklama 8 Boyutların yoklanması denetlenmesi (pahlama bölümüne) 0.05 İşlem 16 Kenarların pahlanması (yoklama) 0.12 Yoklama 9 Kenarların yoklanması (markalama) 0.02 İşlem 17 Sıkma kolu deliğinin markalanması (freze) 0.03 İşlem 18 Frezede sıkma kolu deliğinin açılması (taşlama) 0.08 İşlem 19 Yüzey taşlama işleminin yapılması (yoklama bölümüne) 0.10 Yoklama 10 Makina işlemlerinin son yoklanması (kaplama bölümüne) 0.06 İşlem 20 Kaplama / boyama (yoklama bölümüne) 0.14 Yoklama 11 Son yoklama (montaj bölümüne) 0.05 İşlem 21 Sıkma vidasının hareketli çeneye bağlanması 0.05 (4) Sabit çene İşlem 22 Döküm (çapak alma bölümüne) 0.75 İşlem 23 Çapak alma (yoklama bölümüne) 0.04 Yoklama 12 Boyutların yoklanması denetlenmesi (pahlama bölümüne) 0.03 İşlem 24 Kenarların pahlanması (yoklama bölümüne) 0.12 Yoklama 13 Kenarların yoklanması (markalama) 0.02 İşlem 25 Tespit deliklerinin markalanması (düşey freze) 0.03 İşlem 26 Frezede tespit deliklerinin delinmesi (yoklama) 0.18 Yoklama 14 Tespit deliklerinin yoklanması (matkap) 0.03 İşlem 27 Sıkma kolu deliğinin markalanması (freze) 0.02 İşlem 28 Frezede sıkma kolu deliğinin delinmesi (yoklama) 0.10 Yoklama 15 Sıkma kolu deliğinin yoklanması (markalama) 0.02 İşlem 29 Kılavuz markalama (freze) 0.02 İşlem 30 Frezede hareketli çene için kılavuz açılması (yoklama) 0.16 Yoklama 16 Kılavuzun yoklanması (torna) 0.02 İşlem 31 Sıkma kolu deliğine vida profili açılması (çapak alma) 0.32 İşlem 32 Çapak alma (taşlama) 0.06 İşlem 33 Yüzeylerin taşlanması (yoklama bölümüne) 0.10 Yoklama 17 Makina işlemlerinin son yoklanması (kaplama) 0.05 İşlem 34 Yüzey işlemlerin yapılması 0.10 İşlem 35 Kaplama / boyama (yoklama bölümüne) 0.15 Yoklama 18 Son yoklama (montaj bölümüne) 0.05 İşlem 36 Sıkma vidasının sabit çeneye bağlanması 0.05 Yoklama 19 Tamamlanmış montajın son yoklanması (son ürün deposuna) 0.05

148 148 İŞ AKIŞ ŞEMASI ŞEMA NO:1 SAYFA NO:1/1 KONU: Şerit testere İŞ: Şerit testere bileme YÖNTEM: MEVCUT/ÖNERİLEN YER: Bileme atölyesi İŞÇİ(LER) A.B. KART NO:12 ÇİZEN : ONAYLAYAN: TARİH : İŞÇİ/MALZEME/DONATI TİPİ ÖZET ETKİNLİK MEVCUT ÖNERİ ARTIRIM İŞLEM O 15 TAŞIMA 16 GECİKME D 4 2 DEPOLAMA 1 C.D. 34 UZAKLIK (m) 130 ZAMAN (adam-h) 64,8 MALİYET İŞÇİLİK MALZEME TOPLAM TANIM Miktar Uzaklık Zaman SİMGE (ad) (m) (dk) O D AÇIKLAMALAR Testereler ambarda depolanmış 5 O Testerenin alınması O El ile Sökme bölümüne taşıma 8 O El ile Sökme tezgahına bırakma O El ile Sökme O Yüzey temizleme bölümüne taşıma 5 O El ile Yere bırakma O El ile Kayıt için bekleme O Kayıt yapma ve yoklama O Temizlememasasına yerleştirme O El ile Testere yüzeyini temizlemne O Bırakma O El ile Taşıma için bekleme O Bileyhaneye taşıma 10 O El ile Bırakma O El ile Bileme için bekleme O Kasnaklara takılması O Sevk yatağına yerleştirme O Yatak yüksekliğini ayarlama O Sıkma çenelerini sıkma O İtme uzaklığını ayarlama O Bileme taşını ayarlama O Makinayı çalıştırıma O Bileme işlemini yapıma O Bileme taşını kaldırma O Makinayı durdurma O İtme çubuğunu kaldırma O Sıkma çenelerini açma O Testereyi çıkarma O Yere bırakma O El ile Yoklama için bekleme O Kaldırma O El ile Yoklama bölümüne taşıma 25 O El ile Yere bırakma O El ile Yoklama masasına yerleştirme O El ile Yoklama ve kayıt yapma O Kaldırma O El ile Ambara taşıma 10 O El ile TOPLAM Şekil 9.3. İş akış şeması malzeme tipi: Şerit testere bileme (ilk yöntem) Mevcut Metodun İncelenmesi ve İrdelenmesi İnceleme, metot etüdünün sistematik özelliğini en çok gerektiren tekniğidir. Her faaliyet sıralı ve ilerleyen bir soru dizisi ile eleştirilerek incelenir.

149 149 İş akış şemasında kaydedilecek faaliyetlerle ilgili sınıflandırma ve tanımlamalar: Hazırlama etkinlikleri Yapma işlemleri Uzaklaştırma etkinlikleri. Hazırlama ve uzaklaştırma etkinlikleri taşıma ve yoklama faaliyetlerini, yapma işlemi işlem faaliyetini içerir. Uzaklaştırma etkinliği, bir sonraki işlemin hazırlama etkinliğidir. Bu aşamaya gelindiğinde analist, metot etüdüne konu edilen faaliyet ve süreç ile ilgili gerçek sistemin, uygun kayıt ortamlarından oluşan sembolik bir modelini hazırlamıştır. Burada uygun bir sorgulama cetvelinden yararlanarak yorumlama işlemi kolaylaştırılabilir. Tablo 9.7 ve Tablo 9.8 de bu yönde kullanılabilecek sorgulama cetvelleri verilmiştir. Tablo 9.7. Birincil sorular AMAÇ YER SIRA KİŞİ YOL Gerçekte ne iş yapılıyor? İşin yapılması niçin önemlidir? Nerede yapılıyor? Niçin özellikle o yerde yapılıyor? Ne zaman yapılıyor? Niçin özellikle o zaman yapılıyor? Kim yapıyor? Niçin özellikle o kişi tarafından yapılıyor? Nasıl yapılıyor? Niçin özellikle o yoldan gidilerek yapılıyor? İşin gereksiz bölümlerini ORTADAN KALDIR Mümkünse BİRLEŞTİR Ya da Daha etkin sonuçlar elde etmek için işlemlerin sırasını YENİDEN DÜZENLEME İşlemi BASİTLEŞTİR Tablo 9.8. Birincil ve ikincil sorular AMAÇ YER SIRA KİŞİ YOL Birincil soru Ne yapılıyor? Niçin yapılıyor? Nerede yapılıyor? Niçin orada yapılıyor? Ne zaman yapılıyor? Niçin o zaman yapılıyor? Kim yapıyor? Niçin o kişi tarafından yapılıyor? Nasıl yapılıyor? Niçin o biçimde yapılıyor? İkincil soru Başka ne yapılabilir? Ne yapılmalıdır? Başka nerede yapılabilir? Nerede yapılmalıdır? Başka ne zaman yapılabilir? Ne zaman yapılmalıdır? Başka kim yapabilir? Kim yapmalıdır? Başka ne biçimde yapılabilir? Nasıl yapılmalıdır? Metot inceleme ve irdelemede uygulanacak temel kriterler; Toplam faaliyet sayısını en aza indir. En iyi şekilde sırala. Uygunsa faaliyetleri birleştir. Her faaliyeti mümkün olduğu kadar basitleştir. Ellerin çalışmasını dengele.

150 150 Elleri statik tutma faaliyeti için kullanma. Çalışma yeri insan ölçülerine uygun olsun. Metot inceleme ve irdelemede çözüm seçenekleri; 1) Faaliyet elimine edilebilir mi? Gereksiz olduğu için. İşin sırasını değiştirerek. Alet, araç ve gereçte değişiklik yaparak. Aletleri birleştirerek. Aletleri en uygun yere yerleştirerek. Tezgahların kol mekanizmalarını değiştirerek. Tezgahların yüksekliğini ayarlayarak. Kullanılan malzemeyi kısmen değiştirerek. Ürünü kısmen değiştirerek. 2) Faaliyetler birleştirilebilir mi? Aletleri birleştirerek. Daha iyi aletler kullanarak. Alet, araç ve gereçte değişiklik yaparak. Daha iyi malzeme kutuları kullanarak. Tutma işini yapacak bir alet kullanarak. Değişik kasları kullanarak. 3) Faaliyetler değiştirilebilir mi? Alet, araç ve gereçte değişiklik yaparak. İşin sırasını değiştirerek. Kullanılan malzemeyi kısmen değiştirerek. Aynı anda birden fazla parça üzerinde çalışarak. Hareketlerin yönünü değiştirerek. Kullanılan malzemeyi kısmen değiştirerek. 4) Faaliyetler basitleştirilebilir mi? Vücut organlarının yaptığı işleri değiştirerek. Vücut organlarının yaptığı işleri dengeleyerek. Görme ile ilgili işleri azaltarak. Kesikli hareketler yerine sürekli hareketler yaparak. Daha kuvvetli kasları kullanarak. Hareketlerin yönünü değiştirerek. Tutma süresini kısaltarak. Örnek 9.3: Sorgulama Tekniği / Akış Diyagramı Bir ürün ya da süreç için akış geliştirmekte genellikle iş akış şemaları ve akış diyagramları kullanılır. İş akış şeması, dolaşılan uzaklığı ve işler için gerekli zamanları kaydeder. Akış diyagramı ise, makinaların konumlarını ve çalışma yerlerini gösteren tesis ve bölümlerinin ölçekli bir planıdır. Yapılan gözlemlerle ürünlerin ya da parçaların hareket yolları akış diyagramında işaretlenir. Bazen de

151 151 temel süreç şeması sembolleri kullanılarak değişik yerlerde yapılan etkinlikler gösterilir. Birden çok ürün ya da sürecin aynı anda sözkonusu olması halinde, makina işyerlerinin uygun yerleşimini belirlemek için çapraz tablo kullanılır. Çapraz tablo tekniğinde, üretimin çeşitli aşamalarında, değişik ürünlerin geçirmiş oldukları işlemleri ya da üzerinde işlendikleri makinaları yatay ve dikey kolonlar üzerinde işaretleyerek hazırlanmaktadır. Burada sorgulama tekniği için Şerit testere bileme ile ilgili ünitenin mevcut yerleşim düzeni incelenecektir. Soruşturma tekniği bütün sistemi kapsayacak şekilde sistematik olarak sürdürülür ve uygulanan faaliyetlerin etkinlik ve verimlilik düzeyine, gerekli olup olmadığına, karmaşıklık durumuna göre; gereksiz olanlar ortadan kaldırılır, mümkünse birleştirilir, yeniden düzenlenir ya da basitleştirilir. Böylece düzeltilmiş yeni bir yöntem ortaya çıkar. Şerit testerenin bilenmesi ile ilgili örnek için sorgulama tekniği Tablo 9.9 da verilmiştir. Sıra Soru 1 Ne yapılıyor? 2 Niçin yapılıyor? 3 Başka ne yapılabilir? 4 Ne yapılmalıdır? 5 6 Tablo 9.9. Sorgulama tekniği: Şerit testere bileme Bileme sonrası kayıt yapıldığına göre öncesinde kayıt gerekli midir? Bileme taşını ayarlamaya gerek var mıdır? Cevap Şerit testereler el ile ambardan alınarak sökme ve silme bölümüne taşınıyor. Şerit testerelerin bir taşıma aracı ile taşınmasının planlanması ekonomik bulunmamıştır. Şerit testerelerin silinmesine gerek yoktur. Sökme işlemi bileme bölümünde yapılabilir. Yukarıdaki öneri uygulanmalıdır. Bu uygulama ile 4 taşıma etkinliği elimine edilir. Bileme öncesi kayıt gerekmez. Bileme sonrası kayıt ve yoklama işi bir testerenin bileme makinasında bilenmesi sırasında yapılabilir. Sürekli aynı işlemler yapıldığı için bileme taşı sabit konumda tutulabilir. Yerleşim düzeni ilk hali Şekil 9.4 de, geliştirilmiş hali Şekil 9.5 de gösterilmiştir. İş akış şeması incelenerek, önemli ölçüde verimsiz etkinliklerin olduğu görülmüştür. İlk yöntemde toplam 37 etkinlik ve taşıma uzaklığı şöyledir: 15 işlem, 2 yoklama, 16 taşıma, 4 depolama, 58 m uzaklık. Yapılan inceleme, sistemin sorunları olduğunu ve sorgulanması gerektiğini göstermiştir. Buna göre, aşağıdaki soruşturma tekniği uygulanabilir: Bazı faaliyetler, önceden bir anlamı olan nedenle sürdürülür. Daha sonra bu nedenler ortadan kalkarsa, yani bu etkinliklerin sürdürülmesi için inandırıcı bir neden bulunamıyorsa, bu etkinlikler tamamen ortadan kaldırılmalıdır.

152 152 Şekil 9.4. Akış diyagramı: Şerit testere bileme (ilk yöntem) Şekil 9.5. Akış diyagramı: Şerit testere bileme (geliştirilmiş yöntem) Düzeltilmiş Metodun Geliştirilmesi İnceleme aşamasında sorulan sorular cevaplandıktan sonra, iş etüdü uzmanı elde ettiği bulguları uygulamaya çalışır. Bunun için ilk adım, bir iş akış şeması üzerinde önerilen yöntemin kaydının yapılmasıdır. Bir önceki aşamanın sonunda mevcut metoda göre daha gelişmiş bir metot elde edilir. İlk ve geliştirilmiş metotlar karşılaştırılarak değişikliğin getireceği uzaklık ve zaman artırımı ile para tasarrufu ortaya konabilir. Şerit testere bileme örneği ile ilgili düzeltilmiş yöntemin iş akış şeması Şekil 9.6 da gösterilmiştir. Mevcut metodun geliştirilmesinde, sorgulama cetvelinin bir anahtar görevi vardır. Ancak metodun geliştirilmesine yönelik analizlerin kapsamının belirlenmesi, somut sonuçların elde edilmesi ve analizler sırasında gözden kaçabilecek noktaların kalmaması için bazı yardımcı ilkelerden yararlanılması gerekmektedir. Geliştirilen yeni yöntem, uygun kayıt ortamlarında gösterildikten sonra ikinci adımda, faaliyetlerden gerekli bulunanlar tanımlanırlar. Böylece faaliyetlerin başlangıç ve bitim noktaları ile kapsamları belirlenmiş olur. Bu tanımlama işleminden sonra üçüncü olarak, faaliyetlerin oluşturduğu yeni çalışma metoduyla ilgili iş emirleri üretilmelidir. Uygulama aşamasına gelindiğinde, işi yapacak işçinin neyi, nasıl ve ne zaman ne miktarda yapacağını eksiksiz anlamasına ve uygulamasına olanak tanıyan bu iş emirleri, metot geliştirmenin son aşamasını oluşturmaktadır. Böylece yeni yöntemin gerçek sistemde standart uygulama olarak hayata geçirilmesi için kağıt üzerindeki çalışmalar tamamlanmış olur. Geliştirime sonu etkinlikler: 12 işlem, 10 taşıma, 2 geçici depolama, 35 m uzaklık. Geliştirilen yöntemle, yoklama ve gecikmeler kaldırılmış, işlem sayısı, taşımalar ve uzaklık azaltılmış; şerit testerenin aldığı yol % 40 oranında azaltılmıştır.

153 153 İŞ AKIŞ ŞEMASI ŞEMA NO:1 SAYFA NO:1/1 KONU: Şerit testere İŞ: Şerit testere bileme YÖNTEM: MEVCUT/ÖNERİLEN ÖZET İŞÇİ/MALZEME/DONATI TİPİ ETKİNLİK MEVCUT ÖNERİ ARTIRIM İŞLEM O TAŞIMA GECİKME D DEPOLAMA YER: Bileme atölyesi İŞÇİ(LER) A.B. KART NO:12 C.D. 34 UZAKLIK (m) ÇİZEN: ONAYLAYAN: TARİH: TANIM Miktar (ad) ZAMAN (adam-h) MALİYET İŞÇİLİK MALZEME TOPLAM Uzaklık (m) Zaman (dk) SİMGE O D Testereler ambarda depolanmış 5 O Testerenin alınması O El ile Bileyhaneye taşıma 15 O El ile Bırakma O El ile Bileme için bekleme Kasnaklara takılması Sevk yatağına yerleştirme Yatak yüksekliğini ayarlama Sıkma çenelerini sıkma İtme uzaklığını ayarlama Makinayı çalıştırıma Bileme işlemini yapıma Bileme taşını kaldırma Makinayı durdurma İtme çubuğunu kaldırma Sıkma çenelerini açma O Testereyi çıkarma O Yere bırakma O El ile Yoklama için bekleme O Kaldırma O El ile Yoklama bölümüne taşıma 15 O El ile Yere bırakma O El ile Yoklama masasına yerleştirme O El ile Kaldırma O El ile Ambara taşıma 5 O El ile TOPLAM O O O O O O O O O O O AÇIKLAMALAR Şekil 9.6. İş akış şeması malzeme tipi: Şerit testere bileme (geliştirilmiş yöntem) Geliştirilmiş Metodun Tanımlanması Mevcut ve önerilen yöntemlere ilişkin ayrıntılı bir rapor hazırlanarak, aşağıdaki hususlar açıkça belirlenir: Her iki yöntem için malzeme, işçilik ve genel masraf tutarı ve beklenen artım. Gerektiğinde satınalınacak yeni donatımın ve atölye ya da çalışma yerlerinin yeniden düzenleme masrafları ile yeni yöntemi yerleştirme masrafı. Yeni yöntemin tamamlanması için yapılacak yürütme etkinlikleri.

154 154 Yeni yöntem, öncelikle bölüm yöneticileri ve denetçileri ile tartışılır, inandırıcılığı halinde, sırasıyla bölüm müdürüne, idari müdüre ve yönetim kuruluna iletilir. Makinaya ilişkin işlemler dışında bütün işler için standart uygulama formu (İşçi Yönerge Formu) hazırlanır. Bu formun amaçları aşağıda verilmiştir: İleride başvurulabilmesi için düzeltilmiş yöntemi gerektiği kadar ayrıntılı kaydeder. Yeni yöntem yöneticilere, ustabaşına ve işçilere açıklamakta kullanılabilir. Tesis organizasyonundaki ilgililere işyerinde yapılabilecek değişiklikleri öğütleyebilir. İşçilerin eğitimine / yeniden eğitimine yardımcı olur ve onların yeni yöntemi iyice öğreninceye kadar başvurulacak bir araç olur. İşin öğelerine ayrılması ile hareketlerinin öğelere ayrılması her zaman için aynı şey olmamakla birlikte, bu form, zaman standartlarının belirlenmesinde kullanılarak zaman etütlerine temel olabilir. İşçi yönergesi formunun düzenlenmesinde üç çeşit bilgi kullanılır: Kullanılacak araçlar, donatım ve genel çalışma koşulları. Yöntemin tanımı. İşyeri yerleştirme düzeni diyagramı, özel araçlarla bağlama düzenlerinin taslakları Geliştirilmiş Metodun Yerleştirilmesi Geliştirilen ve uygulamaya hazır duruma getirilen metodu gerçek sistemde uygulamaya başlamadan önce yapılması gereken son çalışma, yeni metotla çalışacak kişi veya kişilerin bu metodun getirdiği değişikler ve yaratacağı katkı konusunda eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve mutlaka ikna edilmesi gereklidir. Yerleştirme aşaması beş basamakta gerçekleştirilir: Bölüm denetçisinin değişikliği benimsemesini sağlamak. Bölüm müdürü ve genel müdürlüğün değişikliği onaylamasını sağlamak. İşçilerin ve işçi temsilcilerinin değişikliği benimsemelerini sağlamak. İşçileri, yeni yönteme göre çalışabilecek şekilde eğitmek. İşin istenen yola girdiğinden emin oluncaya kadar işin gidişini yakından izlemek. Yeni yöntemin mevcut işçi sayısını, çalışma ve ekip düzenini etkilemesi işçilerin direnmelerine yol açar. Bu nedenle, son üç basamak faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında, iş etüdünün uygulanmasıyla ilgili herkesin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi zorunludur. Yeni yöntemin geliştirilmesi işçiler için eğitim gerektireceğinden, sözkonusu eğitimin getireceği yük yeni yöntemin uygulanması sonucu sağlanacak tasarrufla karşılaştırılmalıdır. Yeni yöntemin işletmeye yerleştirilmesinde üç tip karar yaklaşımı mevcuttur: Radikal yaklaşım, Muhafazakar yaklaşım, Ilımlı yaklaşım. Radikal yaklaşıma göre yeni metot sisteme bütünüyle ve kısa sürede uygulanır. Ancak çok rijit bir yapısı vardır. Özellikle rekabetçi ve risk yönetiminin ağırlık

155 155 kazandığı piyasa koşullarında ağırlıklı olarak uygulanır. Firmanın rekabet gücünü artırmasına rağmen bu kararı almadan önce gözönüne alınacak hatalı bir bilgi eski duruma dönmeyi imkansız hale getirebilir ve hatta işletmeyi batmaya zorlayabilir. Muhafazakar yaklaşım ise yeni sistemin aşama aşama ve uzun zaman içinde uygulanmasını öngörür, ancak, bu son derece hızlı gelişen teknoloji ve piyasa koşulları için imkansız bir yaklaşımdır. Her iki uç yaklaşımın da dezavantajlarından kurtulabilmek için ılımlı yaklaşım vardır ve her işletmenin kendi yapısına göre bir ılımlı yaklaşım geliştirmek zorunludur Yeni Yöntemin Sürdürülmesi Yeni yöntem yerleştirildikten sonra sürdürülmeli ve işçilerin eski yöntemlerine dönmelerine ve geçerli bir neden olmadıkça bu yöntemin değiştirilmesine izin verilmemelidir. Yeni yöntemin sisteme, seçilen yaklaşımla uygulanması sırasında önceden görülmeyen veya dikkate alınmayan bazı aksaklıkları ortaya çıkabilir. Yöntemin özellikleri iyi kaydedildiğinde söz konusu sapmalar ve aksamalar kolayca izlenerek gerekli düzeltmeler yapılabilir. Dolayısıyla bu aşamada geri besleme çalışmasının ve buna bağlı uygun düzeltmelerin yapıldığı aşamadır. Yeni yöntemin uygulanmaya başlandığı ilk dönemlerde bu geri besleme bilgisi, bağıl olarak daha sık ve etkin bir izleme ile elde edilir. Uygulamanın başarısı arttıkça bu sıklık etkisini kaybetmelidir. Uygulamanın izlenmesi sonucunda gerekli görülen düzeltici tedbirler, çalışanların da görüşleri alınarak gerçekleştirilmelidir. Bu tedbirler, örneğin radikal uygulama yaklaşımından ılımlı veya muhafazakar yaklaşıma geçilmesi şeklinde olabileceği gibi yöntemdeki bazı aksayan faaliyetlerin yeniden gözden geçirilmesi şeklinde de olabilir. Bu gibi durumlarda yöntem yeniden incelenmelidir. Etüde ait aşamalar yeniden gözden geçirilmelidir. Özellikle birinci ve üçüncü aşamalar yeniden daha dikkatli incelenmelidir. Yöntem etüdünün bu son aşamasına, formal metot ile informal metot arasında fark kalmayıncaya kadar devam edilmelidir. Bu başarıldığında, yeni yöntemin sisteme uyarlanması veya adaptasyonu tamamlanmıştır denebilir.

156 MALZEME HAREKETLERİ Tesis Yerleştirme Düzeninin Tanımı Metot etüdünün önemli amaçlarından biri; işçilerin ve malzemenin tesis içindeki hareketlerinin eleştirici bir yaklaşımla dikkate alınarak tesis yerleştirme düzeninin bu doğrultuda incelenmesidir. Bunun muhtemel nedenleri; tesisin ilk yerleştirme düzeninin iyi yapılmamış olması ya da tesis genişledikçe veya bazı ürünler ve süreçler değiştirildikçe yeni makina ve donanımın rasgele boş alanlara yerleştirilmiş olmasıdır. Yerleştirme sorunları yüzünden, işçiler ve malzemeler üretim süreci boyunca çoğu kez uzun ve dolambaçlı yollar izlemek zorunda kalmaktadır. Böyle bir durum, ürün değerine hiç bir katkı yapmadan enerji ve zaman kaybına neden olmaktadır. İşletme için öngörülen örgütlemenin uygulanabilmesi, işletmede zaman, para ve işgücünden tasarruf sağlanabilmesi ve gelecekte doğabilecek ihtiyaçların kolayca karşılanabilmesi büyük ölçüde tesis düzenlemenin ortaya koyacağı imkanlara bağlıdır. Bu nedenle, yerleştirme düzeninin geliştirilmesi, iş etüdü uzmanının görevinin önemli bir kısmını oluşturur. İyi bir işyeri düzenini ortaya koyabilmek için tesis tasarımcısı, ürün tasarımcısı, proses tasarımcısı, programlayıcı ve iş etüdü uzmanı arasında organize bir işbirliği olmalıdır. Bir tesiste, üretimle ilgili işlemlerin amaca uygun biçimde yapılabilmesi için bütün fiziksel unsurların belli bir plan içinde ve işgörenle uyumlu olarak düzenlenmesi gerekir. Ekonomik bir üretim, insan ve makina güçlerini, malzeme ve hizmetlerle mevcut sermayeye göre en etkin bir şekilde koordine etmek suretiyle sağlanabilir. Kusursuz olarak planlanmış bir tesis, işgörenin rahat ve huzurlu bir ortamda çalışması yanında, kaliteli, ucuz ve verimli mal üretiminin gerçekleştirilmesine önemli katkı sağlar. Tesis yerleştirme düzeni, tesisteki makina ve donanımın yerlerinin, hammadde alımından son ürünün dağıtımına kadar geçen üretim süreci boyunca, ürünün en düşük maliyetle, en kolay akışını ve olabildiğince az dolaşımını sağlayacak bir biçimde planlanması ve yerleştirilmesidir. Temel yerleştirme düzenleri Şekil 9.7 de gösterilmiştir. Uygulamada 5 tip yerleştirme düzeni sözkonusudur: 1) Prosese göre yerleştirme düzeni (Process Layout): Aynı şekildeki işlemleri yapan makinalar bir grup oluşturur ve bu makinalar bir bölüme konur. Çok çeşitte ve az miktarda üretim için uygun bir düzenlemedir. 2) Ürüne göre yerleştirme düzeni (Product Layout): Belirli bir ürünün üretimi için gerekli bütün makinalar, ürünün üretim sürecindeki sıraya göre yerleştirilir. Sınırlı çeşitte, standart ve çok sayıda ürünün üretimi için kullanılır. 3) Sabit pozisyonlu ürüne göre yerleştirme düzeni (Project Layout): Bütün gerekli makina ve işgücünün malzemenin yanına getirilerek düzenleme yapılır. Gemi yapımı, büyük motor, buhar kazanı, uçak yapımı, vb. gibi.

157 157 4) Hücresel yerleştirme düzeni (Grup yerleştirme düzeni):benzer parça aileleri ve makina grupları oluşturularak yerleştirme yapılır. Hazırlık süreleri ve malzeme dolaşımı azaltılarak verimlilik artırılmıştır. 5) Hibrit yerleştirme düzeni (Karışık düzenleme): Karışık bir düzenlemedir. İşletmelerde genellikle bu yerleştirme tiplerinden bir tanesi yerine, özelliklerine bağlı olarak birden fazla yerleştirme tipi uygulanmaktadır. Şekil 9.7. Tesis yerleştirme düzeni tipleri Tesis Yerleştirme Düzeninin Kurulmasında Dikkate Edilecek Hususlar İşyeri yerleştirme düzeninin kurulmasında dikkat edilecek bazı hususlar: İki el de aynı işi yapıyorsa, iki el için de aynı malzemenin ya da parçanın sağlanması gerekecektir. İşçi malzemeyi seçmek için gözlerini kullanıyorsa, malzemeler baş çevrilmeden görülebilecek bir alan içine konmalıdır. Malzemenin cinsi ve şekli, işyeri yerleştirme düzeni içindeki yerini etkiler. El araçları, bulundukları yerden, hareketlerin uyum ve simetrisini bozmadan alınmalıdırlar. İşçi yapılan için bir parçasından diğerine geçerken, özel bir hareketi yapmaksızın aracı alabilmeli ya da yerine koyabilmelidir. Doğal hareketler eğriseldir, araçlar bu hareket eğrisinin yolu üzerine yerleştirilmelidir. Fakat tezgah üzerinde kaydırılan malzemenin hareket yolu üzerinde olmamalıdır. Araçlar kolaylıkla alınıp yerleştirilmelidir. Mümkünse otomatik olarak yerine yerleştirilmeli ya da sonra alınacak malzemenin yeri, elin bu malzemeyi almak üzere hareket ettiği sırada yerine gönderilen aracın hareketine olanak verecek biçimde olmalıdır.

158 158 İşin bitirilmesi halinde; Kaydırılarak ya da taşıma oluğuna konarak gönderilmeli, El, diğer çalışma devresindeki ilk hareketine başlarken, bir taşıma oluğundan kaydırılarak gönderilmeli, El hareketlerini en az sayıda tutacak biçimde yerleştirilmiş bir kutuya konmalı, Eğer işlem bir ara işlem ise, yandaki işçinin kolayca alabileceği bir kutuya konmalıdır. Mengene üzerinde ya da bitişi yapılan işleri yerleştirmeye yarayan araç üzerinde yapılacak sıkıştırma ve işaretleme işlemi için her zaman ayak pedalı kullanma olanağını araştırınız Tesis Yerleştirme Düzeninin Geliştirilmesi Bir tesisin yerleştirme düzeni tasarlanırken aşağıdaki sıra izlenir: Ürünlerin tiplerine uygun makine teçhizat ve donanımı tipleri belirlenir. Satış tahminlerine göre üretilecek ürün miktarı için gerekli makine teçhizat ve donanım miktarı belirlenir. Makinaların boyutları ve gerekli makina sayılarından yararlanılarak makina grubu için gerekli alan hesaplanır. Malzemeler, yarı ürünler ve malzeme taşıma araçları için boş alan ihtiyacı belirlenir. Destek hizmetleri için ek alan belirlenir ve ayrılır. Makina grupları, depolama ve destek hizmetleri için gerekli alanlar toplanarak tesis için gerekli toplam alan belirlenir. Üretim bölümlerinin konumları ve boyutları birbirleriyle ilişkili olarak ve en ekonomik iş akışını sağlayacak biçimde düzenlenir. Çalışma yerlerinin, depoların ve destek hizmetlerinin konumuna göre binanın planı hazırlanır. Tesis sahasının büyüklüğü ve tasarımında otopark, yükleme boşaltma ve yeşil alanlar için yeterli alanlar dikkate alınır. Bir ürün ya da sürece ilişkin akış geliştirmede kullanılan en geçerli yol, iş akış şemaları ile akış diyagramlarının kullanılmasıdır. İş akış şeması genellikle dolaşılan uzaklığı ve değişik işler için gereken zamanları kaydetmeye yarar. Akış diyagramı ise, makinaların konumlarını ve çalışma yerlerini doğru olarak gösteren tesisin ölçekli planıdır. Yapılan rastgele gözlemlerle bu diyagramlarda ürünlerin ya da parçaların hareket yolları işaretlenir, simgelerle değişik yerlerde yapılan etkinlikler gösterilir. Örnek 9.3 de verilen akış diyagramları tesis yerleştirme düzeni için de uygulanabilir. Tesis yerleştirme düzeni ile istenen amaçlara ulaşılması için şu ilkeler uygulanmalıdır: bütünlük ilkesi, en küçük hareket ilkesi, akış ilkesi, üç boyutluluk ilkesi, iş doyumu ilkesi, iş güvenliği ilkesi, esneklik ilkesi.

159 Malzeme Taşıma İşlemler sırasında malzemelerin bir işlem noktasından başka bir işlem noktasına taşınması nedeniyle önemli ölçüde zaman ve çaba harcanmaktadır. Bu taşımalar, üretim maliyetlerini artırmakla birlikte, ürünün kalitesine hiçbir katkıda bulunmamaktadır. Bu bakımdan, hiçbir taşıma ve aktarma faaliyetinin olmaması ideal sayılmaktadır. Ancak, üretimin sürdürülmesi için malzeme taşımanın tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmamaktadır. En uygun yol, güvenlik koşulları da gözetilerek malzemenin mümkün olan en düşük maliyetli, en uygun yöntem ve araçlarla taşınmasının sağlanmasıdır. Buna göre en uygun taşımanın sağlanması için aşağıdaki koşulların gerçekleştirilmesi gerekir: 1) Taşımayı ortadan kaldırmak ya da azaltmak 2) Taşıma etkinliğini artırmak 3) Uygun malzeme taşıma araçlarını seçmek Malzeme Taşımanın Ortadan Kaldırılması ya da Azaltılması Gerçekte malzeme taşımaların ortadan kaldırılması ya da azaltılması bakımından önemli alternatif uygulamalar mevcuttur. Düzenleme hataları olarak ortaya çıkan bazı belirtiler malzeme hareketlerinin hatalı oluşuna bağlanabilir. Örneğin; çok fazla yükleme ve boşaltma, ağır malzemelerin tekrar tekrar elle aktarımı, malzemelerin çok uzağa taşınması, bazı noktalarda yığılmaya yol açan dengesiz malzeme aktarımı, taşıma sonucu oluşan zararlar ve benzeri durumlar hatalı malzeme hareketlerinin belirtileri olarak görülebilir. Malzeme taşımada karşılaşılan bu sorunlar bir iş etüdü uzmanının niçin sorgulaması ile çözülebilir. Sorgulama tekniğinde temel süreç şemaları, iş akış şemaları ve akış diyagramları kullanılır. Bu çalışmalar işyeri yerleştirme düzeninden önce ya da aynı anda sürdürülür Malzeme Taşımanın Etkinliğinin Artırılması Taşıma etkinliğinin artırılması için aşağıdaki kurallar uygulanır; 1) Bir seferde taşınan ürün ya da malzeme miktarını artırmak. Bunun için ürün tasarımı ve paketleme yöntemleri üzerinde geliştirme çalışmaları yapılabilir 2) Mümkün ve ekonomik ise taşıma hızını artırmak 3) Olabildiğince yer çekiminden yararlanmak 4) Taşımaları kolaylaştırmak için yeterli sayıda paket, kutu, çekmelik ve sandık gibi araçlar kullanmak 5) Olabildiğince çok amaçlı taşıma araçlarından yararlanmak 6) Malzemelerin, olabildiğince düz hatlar boyunca taşınmasını sağlamak ve geçitleri açık bulundurmak Malzeme Taşıma Araçları Malzeme taşıma araçlarının seçimi için mevcut taşıma araçlarının bilinmesi gerekir. Uygulamada yaygınca kullanılan taşıma araçları aşağıda kısaca açıklanmıştır.

160 160 Konveyörler: Konveyörler, malzemeyi sabit bir hat üzerinde sürekli olarak veya gruplar halinde taşıyan araçlardır. İşlemleri ve işlem yerleri değişmeyen ürünlerin taşınması için uygundurlar. Malzemenin zaman, hız ve yer bakımından hassas ve kontrollü taşınmasını sağlarlar. Tahıl, maden filizi, kömür vb. gibi dökme maddelerin taşınması veya montaj hattı boyunca parçaların hareketi için kullanılırlar. Vinçler: Vinçler, ağır yükleri kaldırıp indirmede kullanılan araçlardır. Bir veya birden çok kasmağa sahip olabilirler. Kaldırma aracı olarak halatın ucuna kancalar bağlanır. Yüklerin kararlı bir şekilde indirilmesini sağlamak için vinçlerde bir fren tertibatı bulunur. Kısıtlı bir alana hizmet edebilirler. Krenler: Krenler, özellikle ağır yüklerin kaldırılması ve taşınması maksadıyla kullanılırlar. Krenlerde kaldırma aracı olarak kancanın ucuna asılan file, ip veya çelik halat kullanılır. Maden filizi, kum, toprak vb. dökme yüklerin kaldırılmasında ve taşınmasında birbirine geçmiş iki parçalı kepçelerden yararlanılır. Krenler, özellikle havadan taşıma için kullanılabildiklerinden yer tasarrufu sağlarlar. Köprülü ve kollu kren tipleri mevcuttur. Köprülü krenler döküm endüstrisinde, ağır makinaların ve parçalarının kaldırılmasında ve taşınmasında kullanılabilirler. Elevatörler: Elevatörler, tahıl ve benzeri ambalajsız dökme yüklerin bir seviyeden başka bir seviyeye olabildiğince dar bir alandan en kısa zamanda taşınmasında ekonomik olarak kullanılabilirler. Kovalı, pnömatik, zincirli ve Archimedes burgulu elevatör tipleri mevcuttur. Endüstriyel Arabalar: Endüstriyel yük arabaları, elevatörler ve konvöyerler gibi sabit izli taşıma araçlarına göre daha esnektirler. Bu bakımdan işlemleri ve işlem yerleri değişken ürünlerin ve değişken konumlu hammaddelerin taşınmasında kullanılabilirler. Genellikle kesikli üretimler ve farklı büyüklüklerdeki malzemelerin taşınmasında tercih edilirler. Çatallı istif arabaları, her yerde kullanılabilmeleri, yükün kaldırılabilmesi ve tek kişi tarafından kullanılabilmesi yönü ile avantaj sağlarlar. Asansörler: Asansörler, seviye farkı olan yerlerde yükleri düşey olarak hareket ettiren taşıma araçlarıdır. Yüksek fırınlarda kullanılan asansörlerin yolu ise eğiktir. Asansörler genellikle çok katlı yüksek binalarda ve maden kuyularında kullanılırlar. Kaplar: Kaplar, malzeme konarak saklanan veya taşınan araçlardır. Karton kutular, bidonlar, paletler, kızaklar, altlıklar hareketsiz kaplardır. Vagonlar, çekmelikler ve el arabaları hareketli kaplardır. Kaplar doğrudan taşıma işinde kullanılmazlar Malzeme Taşıma Araçlarının Seçimi Malzeme taşıma araçlarının seçiminde dikkat edilmesi gereken özellikler şunlardır; 1) Malzeme Özellikleri: Taşınacak malzemenin sıvı, katı ya da gaz olması, büyüklüğü, biçimi ve ağırlığı, kırılgan, toksik ya da paslanabilir olması taşıma

161 161 aracı ve tipinin seçiminde ilk dikkat edilecek özelliklerdir. geçeceği yol da taşıma aracı seçiminde etkilidir. Ayrıca, malzemenin 2) Binanın fiziksel özellikleri ve yerleşim düzeni: Binanın inşa niteliği, alanı, şekli, mukavemeti, tavan yüksekliği, salon ve kapı genişlikleri, kat sayısı ve benzeri yapısal özellikleri kullanılacak taşıma araçlarının belirlenmesinde önemli rol oynar. Alçak katlar kren kullanımını engeller. Yüksek katlı binalarda yükleme rampaları ve kaydırma olukları kullanılır, yer çekiminden yararlanılır. 3) Üretim akışı: Akış sabit iki nokta arasında gerçekleşiyorsa kaydırma olukları, konveyör, elevatör, kren gibi durağan araçlar, akış yönü ve miktarı değişkense hareketli taşıma araçları kullanılır. 4) Taşıma araçlarının alan ihtiyacı: Taşıma araçlarının bir kısmı zeminde, bir kısmı da tavanda asılı olarak kullanılırlar. Benzer şeklide bir kısmı bu alanı sürekli, bir kısmı da zaman zaman işgal ederler. Tesis içinde mevcut alanın özellikleri dikkate alınarak seçilecek araçlar konusunda karar verilir. 5) Taşıma kapasitesi: İki nokta arasında malzeme taşımanın yapılacağı araç belirlendikten sonra bu araçla taşınması gereken toplam malzeme miktarına uygun taşıma aracı kapasitesi ve sayısı belirlenir. Taşıma aracının kapasitesi bir defada kaldırıp taşıyabileceği yük miktarına ve hızına bağlıdır. Çeşitli taşıma araçlarında ortak yanlarından büyük kapasiteli olan tercih edilir. 6) Maliyet: Taşıma araçlarının seçiminde genellikle birden fazla uygulanabilecek alternatif ortaya çıkar. Bu durumda, maliyetler karşılaştırılarak en uygun araç türü belirlenir. Alternatiflerin gerektireceği yatırımlar, bu yatırımların faiz yükleri, araçların hizmet süreleri, gelecekteki hurda değerleri ve işletme maliyetleri (işçilik, bakım, vergiler, sigorta, enerji tüketimi, vb.) karşılaştırmada değerlendirilebilecek son karar maliyet unsurlarıdır İŞÇİ HAREKETLERİ İşçiler işyerinde malzeme ile ya da malzemesiz olarak hareket ederek çeşitli etkinliklerde bulunurlar. İşçi hareketleri etüdünde ip diyagramı, iş akış şeması, çoklu etkinlik şeması ve gezi şeması kullanılabilir İp Diyagramı İle İşçi Hareketlerinin İzlenmesi İp diyagramı, işçilerin, malzemenin ya da donanımın belli olaylar dizisi boyunca hareket yollarını izlemek ve ölçmek için iplik dolaştırılarak yapılan ölçekli bir plan ya da modeldir. Şekil 9.8 de bir işçinin hareketleri gözlenmiştir. İşçi A, B, C, D, E, F, G, H kodlu 8 bölüm arasında hareket etmiştir. Metot etüdü uzmanı işçiyi izleyerek, hazırlanan model üzerinde ipi dolaştırmıştır. Model ölçekli olup, sarılan ipin ölçüsü hareket mesafesini verir. Bu denemeden sonra, diğer seçenek yöntemlerde ölçülerek gerekli değerlendirmeler yapılır.

162 162 Şekil 9.8. İp diyagramı Çoklu Etkinlik Şeması ile İşçi Hareketlerinin İzlenmesi Tablo 9.10 da levha taslaklarının preslenmesine ilişkin etkinlikler, Tablo 9.11 de eleştirel inceleme ve geliştirilmiş yöntem gösterilmiş, Şekil 9.9 de ilk yöntem olarak çoklu etkinlik şeması gösterilmiştir. Şekil 9.10 da ise eleştirel inceleme sonucu elde edilen geliştirilmiş duruma ilişkin çoklu etkinlik şeması gösterilmiştir. Yapılan geliştirme sonucu 35 dakikalık bir sürenin tasarruf edilebileceği görülmüştür. Tablo Preste levha kaplama etkinlikleri (ilk yöntem). İlk Yöntem Saat Etkinlik pres işçisinin presi temizlemesi pres işçisinin şalteri açması 8.15 Presin yeterli sıcaklığa ulaşması 8.35 İki pres işçisinin levha taslağını prese yerleştirmesi 8.55 Pres ustasının işlemleri kontrol etmesi 9.05 Pres ustasının kontrolünde pres işleminin tamamlanması 9.30 Pres işçileri tarafından levhanın presten alınarak istife yerleştirilmesi Şekil 9.9. Çoklu etkinlik şeması: Pres (ilk yöntem)

163 163 Tablo Preste levha kaplama etkinlikleri (eleştirel inceleme ve geliştirilmiş yöntem) Eleştirel İnceleme 2. pres işçisi 1. pres işçisinin temizleme yapmasını beklemeyebilir. Pres hemen ısınmadığı 1 için 1. pres işçisi şalter açıkken de temizlik işini yapabilir. 2 Levha taslağının prese yerleştirilmesi için presin ısınmasını beklemeye gerek yoktur. 3 Pres ustasının işlemleri ön kontrolden geçirmesi gereksizdir. Geliştirilmiş Yöntem Saat Etkinlik pres işçisinin presi temizlemesi Pres işçisinin şalteri açması 8.10 İki pres işçisinin levha taslağını prese yerleştirmesi 8.30 Pres ustasının kontrolünde pres işleminin tamamlanması Şekil Çoklu etkinlik şeması: Pres (geliştirilmiş yöntem) Gezi Şeması İle İşçi Hareketlerinin İzlenmesi Şekil 9.11 de bir işçinin gezi şeması sonuçları verilmiştir. İşçi 9 durağa uğramaktadır. Şemanın üst tarafında soldan sağa doğru ilk satırda sıralanan numaralar hareketin başladığı durakları, soldan aşağı doğru ilk sütunda sıralanan numaralar ise gidilen durakları göstermektedir. Eleştirerek inceleme sonucunda en fazla uğranılan durakların sırasıyla; 8 nolu durağa 15, 5 nolu durağa 12, 4 nolu durağa 10 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Buna göre en yoğun durakların şeklinde bir hat oluşturması beklenir. Buna göre, hareketleri azaltmanın yolu bu durakları birbirine yakın konumda yerleştirmektir. Gezi şeması tekniği, malzeme hareketleri için de analiz edilebilmekte ve çapraz ilişki tekniği adı ile tesis düzenlemede kullanılmaktadır.

164 Gidilecek yer Duraklara gidişlerin özeti ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ HAREKET EKONOMİSİ Hareket ekonomisi, işçinin çalışma yerindeki hareketlerinin en küçük ayrıntılarına kadar incelenerek işçinin işini mevcut koşullarda en uygun biçimde yapabilmesi tekniğidir Hareket Ekonomisi İlkeleri İşyerinde düzeltilmiş yöntemlerin geliştirilmesinin esasını teşkil eden çeşitli hareket ekonomisi ilkeleri mevcuttur. Bu ilkeler, hareket etüdünün kurucusu F. Gilbreth tarafından etkinliği artırmak ve el işleri yorgunluğunu azaltmak üzere üç bölümde ele alınmıştır. 1) İnsan vücudunun kullanılması 2) İşyerinin düzenlenmesi 3) Araç ve donatımın düzenlenmesi Hareketin başladığı yer Duraklar Toplam 1 * * * * * * * * * 8 Toplam Duraklardan çıkışların özeti Şekil Gezi şeması: İşçinin işyerinde hareketleri İnsan Vücudunun Kullanılması İle İlgili Hareket Ekonomisi İlkeleri İnsan vücudunun kullanılması ile ilgili hareket ekonomisi ilkeleri şunlardır: İki el aynı anda harekete başlamalı ve aynı anda durmalıdır. İki el, dinleme süresi dışında, aynı anda boş kalmalıdır. Kolların hareketi simetrik ve zıt yönlü olmalı, hareketler aynı anda yapılmalıdır. El ve bacak hareketleri, işin yeterince yapılabilmesini sağlayabilecek en alt sınıflandırmaya göre yapılmalıdır. Momentum işçinin kolayına gelecek şekilde ayarlanmalı ve adale gücüyle önlenmesi gerekli yerlerde de en düşük düzeye indirilmelidir. Sürekli eğilerek yapılan hareketler, ani ve sert yön değiştirmeleri kapsayan doğrusal hareketlere tercih edilmelidir. Balistik serbest hareketler, sınırlı ya da kontrollu hareketlerden daha çabuk, daha kolay ve daha doğru olarak yapılır.

165 165 Bir işlemin otomatik olarak yapılmasında ve yumuşaklıkta uyum asaldır ve iş, gerektiği yerde kolay ve doğal bir uyuma olanak verecek şekilde düzenlenmelidir. Çalışma yeri, işçinin en az göz hareketini gerektirecek uygun bir görüş alanı içine yerleştirilmelidir İşyerinin Düzenlenmesi İle İlgili Hareket Ekonomisi İlkeleri İşyeri düzenleme ile ilgili hareket ekonomisi ilkeleri şunlardır: Alışkanlık sağlamak üzere bütün araç ve malzemeler için sabit yerler bulundurulmalıdır. Araçlar ve malzemeler aramayı azaltmak için önceden uygun yere konup, uygun biçimde düzenlenmelidir. Eğimli taşıma düzeni, sandıklar ve kaplar malzemelerin, çalışma noktalarının elden geldiğince yakınına ulaştırılmasını sağlayacak şekilde kullanılmalıdır. Araçlar, malzemeler ve yönetme kolları işçinin en geniş çalışma alanı içine yerleştirilmeli ve bunların işçiye mümkün olduğu kadar yakın olmaları sağlanmalıdır. Malzemeler ve araçlar en iyi hareket sırasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidirler. İşçinin biten işi göndermek üzere ellerini kullanmasını önlenerek, fırlatma / bırakma ile işin kendiliğinden bir sonraki yere gitmesini sağlayacak düzenler kurulmalıdır. Uygun ışıklandırma için gerekli önlemler alınmalı ve işe göre iyi bir oturma sağlayacak tip ve yükseklikte sandalye sağlanmalıdır. Çalışma yerinin ve sandalyenin yüksekliği, ayakta ya da oturarak çalışmaya elverecek şekilde ayarlanmalıdır. İşyerinin rengi, yapılan işin rengiyle zıt olmalı, böylelikle göz yorgunluğu önlenmelidir Donanımın Hazırlanması İle İlgili Hareket Ekonomisi İlkeleri İşin bir mengene ya da ayakla çalıştırılabilen bir araçla tutulabildiği hallerde ellerin bütün tutma hareketinden kurtarılması gerekir. Mümkünse iki ya da daha fazla araç birleştirilerek kullanılmalıdır. Her parmağın ayrı bir hareket yaptığı yerlerde (daktilo yazımı) yük, parmakların normal güçlerine göre dağıtılmalıdır. Büyük tornavida ve manivela gibi araçların sapları elle en iyi kavranacak şekilde yapılmalıdır. Özellikle sapın kullanılması büyük bir güç gerektiriyorsa bu gereklidir. Levyeler, araç kolları ve kolla çevrilen volanlar vücudun durumunu az değiştirerek ve mekanik avantajdan en çok yarar sağlanarak kullanılabilecek bir biçimde yerleştirilir.

166 Hareketlerin Sınıflandırılması İnsan vücudunu kullanmadaki hareket ekonomisinin dördüncü ilkesi hareketlerin en düşük sayıda olmasını öngörür. Hareketlerin sınıflandırılması, vücut organlarının, etrafında hareket ettiği eksenlere göre kurulmuştur. Tablo 9.12 de hareketlerin sınıfları verilmiştir. Üst hareketler alt hareketleri kapsar. Buna göre, en düşük sınıfın kullanılması ile harcanacak çaba azaltılabilir. İşyeri yerleştirme düzeninin kurulmasında gerekli nesnelerin kolay erişilebilecek yere yerleştirilmesi işçinin düşük hareket sınıfında çalışmasını sağlar. Sınıf Eksen Tablo Hareketlerin sınıflandırılması. 1 Parmak eklemi Parmak Hareket eden organlar 2 Bilek El ve parmaklar 3 Dirsek Ön kol, el ve parmaklar 4 Omuz Üst kol (pazu), ön kol, el ve parmaklar 5 Gövde Gövde, üst kol, ön kol, el ve parmaklar Mengene ve Bağlama Düzeni Modelleri Mengene, parçaları doğru durumda tutar ve parçayı işleyen takımın doğru kullanılmasını sağlar. Bağlama düzeni, parçaları tutmaya yarayan daha basit bir araçtır. Bağlama düzenleri iyi tasarlanarak işçinin gerekenden fazla çaba harcaması önlenmelidir. Bu bakımdan iş etüdü uzmanı ve model tasarımcıları arasında bir işbirliği kurulmalıdır. Mengene ve bağlama düzeni çalışmalarında dikkat edilecek hususlar: Mengene çeneleri kolay açılıp kapanabilecek şekilde olmalı ve parçanın hassas yerleştirilmesi gerekmedikçe sıkıştırılmamalıdır. Mengene, ellerin işlenecek parçaları mengeneye çok az bir zorlama ile yerleştirilebilmesine olanak sağlayacak biçimde tasarlanmalıdır. Mengene giriş noktası ile parçanın alındığı yer arasında bir engel olmamalıdır. Mengeneyi gevşetme işlemi aynı anda, takılan parçayı da dışarı atabilmelidir. Böylece ek hareketler önlenmiş olur. İki elle birden çalışmayı gerektirmeyen montaj işlerinde, bağlama düzenleri mümkünse aynı anda iki parçanın yerleştirilebileceği bir düzende yapılmalı ve aralarında iki elin kolaylıkla çalışabileceği yeterlikte bir boşluk bulunmalıdır. Kimi durumlarda, mengeneler birçok küçük parçayı alacak düzende yapılır. Birçok parça tek bağlamada yerleştirilebilirse yükleme zamanından artırım sağlanır. İş etüdü uzmanı takım bağlama düzenlerini de bilmek sorundadır. Frezelerde aynı anda birden fazla parçanın frezelenmesi olanağı bulunabilir.

167 167 Eğer mengenede parçaların düzgün yerleştirilmesini sağlayan yaylı pim kullanılıyorsa, bu yayların sağlamlıklarına dikkat edilmelidir. Bir parçayı mengeneye yerleştirirken, işçinin bütün işlem aşamalarında ne yaptığını görebilmesi önemlidir. Bu durum mengene modeli onaylanmadan dikkate alınmalıdır Kontrol Düzenekleri ve Göstergeler Fizyolog ve psikologlara göre, makinaları yöneten kişilerin yorgunluğunu azaltmak maksadıyla makina üzerindeki yönetme düzenleri ve göstergeler belirli düzen içerisinde olmalıdırlar. Bu düzenler ve göstergeler, başlangıçta insan faktörü de dikkate alınarak çalışma koşullarına uygun biçimde tasarlanmalıdır. Bu konunun önemli olması, gelişmesini ve ergonomi biliminde önemli yer tutmasını sağlamıştır İki El Süreç Şeması İki el süreç şeması için Şekil 9.12 de iki el süreç şeması gösterilen tapalama örneği alınmıştır. Bu yöntemde, tapalanacak boru elemanları mengenenin sonunda bulunan durdurma markasına kadar itilerek bağlanmakta, tapa boru ucuna bir anahtarla takılmaktadır. Mevcut yöntem eleştirel incelemeye tabi tutulduğunda bazı sorularla faaliyetlerin sorgulanmasının gerektiği görülür. Buna göre mevcut yöntem için aşağıdaki sorular sözkonusu olabilir: 1) Boru niçin mengenede tutma gereği duyulmaktadır? 2) Anahtarı elde saklayamaz mıyız? 3) Elemanter faaliyetlerin bu derece ayrıntılı olması kaçınılmaz mıdır? Bu sorulara verilebilecek cevaplar aşağıdaki gibi olabilir: 1) Boruyu mengenede tutma gereği yoktur. Bu işlemler atlanabilir. 2) Anahtarı sürekli elde saklamak mümkün olmaz. Çünkü aynı el mengenenin sıkılması için de kullanılmaktadır. 3) Elemanter faaliyetler için fazla ayrıntıya girilmeyebilir. Böylece işçilerin de faaliyetlerini kolay algılamasına imkan sağlanır. Bu cevaplara bağlı olarak elde edilecek yeni yöntem için oluşturulan iki el süreç şeması Şekil 9.13 de uygulanmıştır. Sol el için toplam faaliyetler 8 den 3 e, sağ el için ise 17 faaliyet 5 faaliyete düşürülmüş; depolama ve tutma etkinlikleri ortadan kaldırılmıştır En Küçük Hareket Etüdü Çok tekrarlı işlemlerde işçinin en az yorgunluk ve çaba ile işi yapabilmesine yönelik olarak hareket şekillerinin geliştirilmesi için yapılan ayrıntılı etüde en küçük hareket etüdü denir. En küçük hareket etüdü metot etüdü tekniğinin bir bölümüdür.

168 168 İKİ EL SÜREÇ ŞEMASI ŞEMA NO:1 SAYFA NO:1/1 İŞYERİ YERLEŞTİRME DÜZENİ RESİM VE PARÇA: 10 çapında boru ve manşon Mevcut yöntem İLK UZUNLUK: 420 mm İŞLEM: Manşon takma Yer: Montaj atölyesi İŞÇİ: K.M. ÇİZEN: K.Ü. TARİH: SOL EL TANIM O D O D SAĞ EL - TANIM 1) Boruya uzanır o o 1) Sıkma koluna uzanır 2) Boruyu tutar o o 2) Sıkma kolunu tutar 3) Boruyu mengeneye götürür o o 3) Çeneleri sıkıştırır 4) Boruyu mengeneye takar o o 4) Manşona uzanır 5) Boruyu konumlandırır o o 5) Manşonu tutar 6) Boruyu tutar o o 6) Manşonu boru ucuna götürür 7) Boruyu çıkarır o o 7) Manşonu boru ucuna tutturur 8) Boruyu masaya bırakır o o 8) Anahtara uzanır o 9) Anahtarı tutar o 10) Anahtarı tapaya götürür o Toplam o o o o o 11) Manşonu sıkar 12) Manşonu çevirir 13) Anahtarı gevşetir 14) Anahtarı masaya bırakır 15) Sıkma koluna uzanır o 16) Sıkma kolunu tutar 17) Çeneleri gevşetir Şekil İki el süreç şeması: Boruya manşon takma (mevcut yöntem) İKİ EL SÜREÇ ŞEMASI ŞEMA NO:1 SAYFA NO:1/1 İŞYERİ YERLEŞTİRME DÜZENİ RESİM VE PARÇA: 10 çapında boru ve Mevcut yöntem manşon İLK UZUNLUK: 420 mm İŞLEM: Manşon takma Yer: Montaj atölyesi İŞÇİ: K.M. ÇİZEN: K.Ü TARİH: SOL EL TANIM O D O D SAĞ EL - TANIM 1) Boruyu mengeneye takar, o o 1) Çeneleri sıkıştırır konumlandırır 2) Boruyu çıkarır, masaya bırakır o o 2) Manşonu borunun ucuna tutturur 3) Boruyu masaya bırakır o o 3) Manşonu çevirir ve sıkar o 4) Anahtarı masaya bırakır o 5) Çeneleri açar Toplam Şekil İki el süreç şeması: Boruya manşon takma (geliştirilmiş yöntem) En küçük hareket etüdü teknikleri insan etkinliklerini yapıldıkları amaçlara göre hareket bölümlerine ya da hareket gruplarına ayırma ilkesine dayanır. Bu hareketler, hareket etüdünün kurucusu Frank B. Gilbreth tarafından geliştirilmiş olup, Gilbreth in ters yazılışı olan therblig terimi ile ifade edilmiştir.

169 İŞ ÖLÇÜMÜ İŞ ÖLÇÜMÜNÜN TANIMI Bir işin oluşmasını sağlayan elemanlar makina, malzeme ve işgücüdür. Makina ve malzeme, kolay ölçülebilen, az değişken fiziksel faktörlerdir. Fakat insangücü; sosyal çevre, kişisel yetenekler, eğitim, tecrübe, teşvik, çalışma güvenliği ve benzeri çok ve çeşitli, ölçülmesi güç faktörlerin etkisi altındadır. Bu nedenle, iş ölçümü çalışmaları daha çok insangücü üzerinde yoğunlaşmıştır. İş ölçümü, işe uygun nitelik taşıyan bir işçinin, tanımlanmış bir performansla belirli bir işi yapması için gereken zamanı belirlemek amacı ile geliştirilmiş tekniklerin uygulamasıdır. İş ölçümü, bir işlemin veya işlemi oluşturan elemanın belirli çalışma koşulları altında ve belirli yöntemlerle yeteri kadar eğitim, bilgi ve yeteneğe sahip bir işçi tarafından, bir işgünü boyunca aşırı yorgunluk yaratmayacak bir çalışma hızı ile yapılması için geçen sürenin belirlenmesi amacı ile uygulanan tekniklerdir. İş ölçümü uygulanması zorunlu üç temel unsur içerir: Belirli bir iş: Tanımlanmış ve standartlaştırılmış bir çalışma metoduna sahip iştir. İşe uygun nitelik taşıyan işçi: Normal işçidir. Tanımlanmış performans: Etkin çalışma hızındaki normal tempodur İŞ ÖLÇÜMÜNÜN KAPSAMI VE YARARLARI İşin yapılmasına yönelik standart zamanın bulunmasında hangi teknik kullanılırsa kullanılsın, uygulama başlıca üç bileşeni kapsamaktadır: 1) Fiziksel işgücü çalışmasının ölçümü İş ölçümü çalışmalarının en yaygın alanını oluşturur. İşçilerin atölyede veya sekreterin bürodaki çalışmalarına yönelik iş ölçümü faaliyetleri bu kapsam içerisinde değerlendirilir. 2) Düşünsel işgücü çalışmasının ölçümü Faaliyetlerin tanımlanması ve elemanlarına ayrılması oldukça zor ve subjektif bir yapıya sahiptir. 3) Makina çalışmasının ölçümü Makinanın belirli bir parça üzerindeki tanımlı bir işi yapma süresi, makinanın kullanım kılavuzunda yer alabilir, bu süreyi ölçmek için detaylı analiz yapmaya gerek kalmayabilir. İş ölçümünün ana amacı, etken olmayan sürenin niteliğini ve derecesini belirlemek, bu süreyi ortadan kaldırmak üzere gerekli önlemleri almak ve standart süreyi belirlemektir.

170 170 İş ölçümü ile bulunan standart zamanların kullanımının sağlayacağı yararlar: Üretim plan ve programlarının hazırlanması. Standart maliyetlerin hesaplanması ve bütçelenmesi. Üretimine başlanmamış ürünün maliyetinin hesaplanması. Makine teçhizat ve donanımının üretkenliğinin belirlenmesi. Direkt işçilik ücretlerinin teşvik oranlarının belirlenmesi. Çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi ve verimin artırılması. Gerekli yatırım ihtiyacının belirlenmesi. Gözetim ve kontrol etkinliğinin artırılması. Ücret verim pazarlığında ölçülebilir kriterlerin belirlenmesi. Verimliliğin artırılması için yapılacak yatırımların ekonomikliğinin belirlenmesi. Alternatif yöntemlerin etkinliğinin karşılaştırılması. Takım halinde çalışan işçilerin iş yükü dağılımının sağlanması. Bir işçinin çalıştırabileceği makine sayısının belirlenmesi. Teslim tarihleri için tahmini bilginin sağlanması. Maliyetlerin azaltılması. Etkin bir kalite kontrol sisteminin kurulmasının teşvik edilmesi. Iskarta oranının düşürülmesi. Performans ölçümlerine olanak sağlanması. Bu yararlarına karşılık, iş ölçümünün ücrete ilişkin konulardaki uygulamalarında diğer konulara göre daha az başarı elde edilmektedir. Bunun nedenleri aşağıda sıralanmıştır; İşçi, halen aldığı ücretin azalacağı endişesi ile direnç gösterir. İşçi işveren ilişkilerindeki diğer sorunlar bu konuyu daha çok etkiler Zaman standartları daha düşük tutulduğu takdirde, işçi emeğinin karşılığını tam olarak alamayacağı endişesine kapılır İşçi, sonunda kendi ücretlerine yansıyacağını bildiği için, iş ölçümündeki küçük hataların uyarılmasına karşı sert tepki gösterir. Bazı endüstri dallarında işçiliğin toplam maliyeti içindeki payının az olması nedeniyle iş ölçümüne önem verilmez İŞ ÖLÇÜMÜNÜN TEMEL AŞAMALARI İş ölçümü de temelde bilimsel yöntem uygulayarak problem çözmeye çalışan teknikler grubudur. Uygulanan temel aşamalar Tablo 10.1 de verilmiştir. Sıra Temel Aşama Açıklama Tablo Hareketlerin sınıflandırılması 1 SEÇME Etüdü yapılacak işin seçilmesi. 2 KAYDETME İş ile bütün verilerin kaydedilmesi. 3 İNCELEME Kaydedilen bilgilerin sistematik bir biçimde incelenmesi. 4 ÖLÇME Uygun bir iş ölçümü tekniği yardımıyla her elemana ait zamanın ölçülmesi. 5 BULMA Gerekli paylar dikkate alınarak standart zamanın bulunması. 6 TANIMLAMA Bulunan standart zamanla ilgili yöntemlerin tanımlanması.

171 171 İş ölçümü eğer değişik metotlar arasındaki etkinlik karşılaştırması için veya metot etüdüne yardımcı olmak amacıyla yapılacaksa o zaman ilk beş aşama yeterli olacaktır. Yukarıdaki altı aşama, iş ölçümü teknikleri için genel süreci belirler. Ancak bunların uygulamaları sırasında, tekniğin özelliğine göre bazı alt detayları söz konusu olabilir İŞ ÖLÇÜMÜ TEKNİKLERİ İş ölçümü, aynı amaca yönelik alternatif teknikler grubudur. Ancak bu tekniklerden hangisinin seçileceği, iş ölçümü koşullarına bağlıdır. Bunun için, bu tekniklerin değişik koşullarda farklı avantajları ve dezavantajları ya da daha genel bir ifade ile baskın özellikleri dikkate alınmalıdır. Örneğin bir teknik daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle gerçekleştirilirken diğeri daha az sapmalı ölçümler sağlayabilmektedir. Burada dikkat edilecek husus işletmenin kısıtlarına ve iş etüdü çalışmasının amacına göre bir yöntemin belirlenmesidir. İş ölçümü teknikleri iki gruba ayrılabilir (Şekil 10.1). 1) Doğrudan iş ölçümü teknikleri: İş örneklemesi yöntemi, zaman etüdü yöntemi. 2) Dolaylı ölçme teknikleri: Önceden belirlenmiş zaman standartları yöntemi (PTS), standart verilerin sentezi yöntemi, analitik tahmin yöntemi, vb. Şekil İş ölçümü teknikleri ve uygulamada izlenen aşamalar

172 İŞ ÖRNEKLEMESİ İş Örneklemesinin Tanımı İş örneklemesi, belli bir etkinliğin oluş yüzdesini istatistiksel örnekleme ve rasgele gözlemler yolu ile belirleme yöntemidir. Doğrudan ölçme yaklaşımıyla ilgili bir tekniktir. Bütün parametrelerinin ölçülmesi çok zor olan bir yığının parametrelerini, aynı yığından alınan bir örnek grubu aracılığıyla tahmin etmeye imkan verir. İş örneklemesi, etkinlik örneklemesi, faaliyet örneklemesi, gecikme oranı etüdü, rasgele gözlem yöntemi, ani okuma yöntemi ve gözlem oran etüdü adalarıyla da anılır. Bir üretim sisteminde bulunan makinaların boş ve çalışır durumda olduklarını aynı anda ve sürekli kontrol ile belirlemek oldukça güç ve pahalı bir yoldur. Sürekli gözlem yerine, üretim sisteminde rasgele aralıklarla gezilerek çalışan ve duran makina ya da işçi nedenleri ile kaydedilir. Bu veriler, oransal olarak belirli olasılık ve güvenlik düzeyinde istatistik teknikleri ile belirlenir Etüdün Yönetilmesi Gözlemler başlamadan iş örneklemesinin amacı belirlenmelidir. En basit amaç herhangi bir makinanın çalışıp çalışmadığının belirlenmesidir. Bu durumda gözlemlerde iki olasılık vardır: makine boş ya da makine çalışıyor. Bu olasılıkların alt olasılıkları Şekil 10.2 de gösterilmiştir. Şekil Gözlem yönetimi İş örneklemesinde uygulanan aşamalar aşağıda sıralanmıştır: 1) Etüt edilecek işin seçimi ve amacının belirlenmesi. 2) p ve q nun yaklaşık değerlerini belirlemek üzere ön gözlem yapılması. 3) Seçilen güvenlik düzeyi ve kesinlik sınırlarına göre gerekli gözlem sayısının (n) belirlenmesi. 4) Rasgele sayılar tablosu kullanılarak gözlem sırasının belirlenmesi. 5) Etüdün amacına uygun olan kayıt formunun tasarlanması. 6) Gözlemlerin yapılması ve sonuçların çözümlenmesi. İş örneklemesi yönteminin üç uygulama alanı vardır:

173 Makina Boş ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ Standart zamanların hesaplanması. 2. Faaliyet veya gecikme oranı analizi. 3. Performans değerlemesi. Bu uygulamalarda örnekleme kuralları ve işlemleri aynıdır. Ancak, kullanılan kayıt formları ve sonuçların analizinde farklılıklar vardır. Faaliyet analizinde, makina ve işçilerin üretken çalışma ve boş kalma oranları ile gecikmelerin nedenleri belirlenir. Performans değerlendirmede, bir işçinin bedensel çaba ile yaptığı bir işte harcadığı zamanın üretken olan ve olmayan kısımlarının oranı belirlenir. Standart zamanın hesaplanmasında, gözlenen elemanların örnek hacmi içindeki payları sürelere dönüştürülür ve sonuç belirli güvenlik sınırları içinde bütün kütle için geçerli sayılır. İş örneklemesi; üretim, hizmet ve ofis işlerinde; iki bölümün etkinliğini karşılaştırmak, gruplarda eşit yük dağılımı sağlamak, etken olmayan süreleri ve bunların arkasındaki nedenleri değerlendiren bilgileri vermek amacıyla kullanılabilir. Böylece iş örneklemesi ile, nerede metot etüdünün uygulanacağı, nerede malzeme taşıma sisteminin geliştirileceği ve nerede daha iyi üretim yöntemlerinin kullanılacağı belirlenebilir. İş örneklemesinde kullanılacak kayıt formları, etütten istenen amaca bağlı olarak tasarlanır. Bu amaçla kullanılan kayıt formları aşağıda gösterilmiştir. Tarih: Gözlemci: A.B. Etüt no: X Gözlem sayısı: 40 Toplam Yüzde Makina çalışıyor Makina boş Toplam Şekil Basit iş örneklemesi kayıt formu Tarih: Gözlemci: C.D. Etüt no: Y Gözlem sayısı: 40 Toplam Yüzde Makine çalışıyor Onarım / Malzeme // Kişisel / Boş / Şekil Makinanın çalışması ve boş zamanların dağılımına ilişkin kayıt formu Tarih: Gözlemci: A.B. Etüt no: Z Gözlem sayısı: İş Elemanları İşçi No. 1 İşçi No. 2 İşçi No. 3 Şekil Üç işçi tarafından yapılan 10 elemanlı bir işte, zaman örneklemesi kayıt formu

174 Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi Pahalı olan, ancak pratik olmayan sürekli gözlem yönteminden farklı örnekleme yöntemi olasılık kuramına dayanır. Tam gözlem yapılmadığı için örnekleme yönteminin güvenlik düzeyinin belirlenmesi gerekir. Örnek büyüklüğünü ya da gözlem sayısını veren bağıntı, örnek sayısının normal dağılım göstermesi halinde geçerlidir. Normal dağılım eğrisi Şekil 18.6 da gösterilmiştir. Normal dağılım için yaygınca kullanılan güvenlik düzeyleri aşağıda gösterilmiştir: % 90 güvenlik düzeyi ya da eğri içindeki alanın % 95 i = 1.62 % 95 güvenlik düzeyi ya da eğri içindeki alanın % 95 i = 1.96 % 99 güvenlik düzeyi ya da eğri içindeki alanın % 99 u = 2.58 % 99.9 güvenlik düzeyi ya da eğri içindeki alanın % 95 i = 3.30 Şekil Normal dağılım eğrisi Örneğin, duyarlığın % 95 güvenle gerçekleşmesi istenirse, oluş yüzdesi p nin en fazla 1.96, en az 1.96 noktasında bulunabilir. Duyarlık derecesi p nin yüzdesi olarak verilmiştir. Buna göre, p nin % S kadar fazlası 1.96, % S kadar eksiği 1.96 noktasında bulunmalıdır. p = elemanın toplam süre içindeki % olarak payı ya da oluş yüzdesi (oluş yüzdesi dışındaki değer q olmak üzere; % olarak p + q = 100 dür), = eleman dağılımının standart sapması, S = Duyarlık ya da hata payı ( % p cinsinden), n = örnek sayısı olmak üzere; normal dağılım için aşağıdaki eşitlik geçerlidir. (10.1) Bu eşitlikten yararlanılarak örnek büyüklüğü için aşağıdaki eşitlik elde edilir. (10.2)

175 175 Örnek büyüklüğü, güvenlik düzeyine ve duyarlığa göre değişir. Bunun için normal dağılım standart normal dağılım olarak ele alınır ve standart değer (10.3) eşitliği ile hesaplanır. Duyarlık, tahminlerin, verilen olasılık düzeyinde güvenle gerçek değeri temsil edeceğini gösterir. (10.1) ve (10.3) eşitlikleri kullanılarak örnek büyüklüğü eşitliği ile de hesaplanabilir. (10.4) Örnek büyüklüğünün belirlenmesinde hata payı (S), gözlem sayısı (n), oluş yüzdesi (p veya q) güvenlik düzeyi arasındaki ilişkiden yararlanılarak hazırlanan nomogramlar da kullanılmaktadır Rasgele Gözlem Gözlemler sürekli yapılmayıp örnekleme yöntemi uygulandığında, bu gözlemlerin rasgele yapılması gerekmektedir. Rasgele gözlemlerin ne zaman yapılacağı rasgele sayılar tablosundan yararlanılarak belirlenir. Rasgele sayılar tablosundan, belirlenen bir sayıdan başlamak üzere gözlem sayısı kadar rasgele sayı seçilen atlama sayısına göre sura ile belirlenir. Bu sayılardan tekrar eden sayılar ve devre sayısına eşit sayıları aşan sayılar iptal edilerek yeni sayılar seçilir. Gözlem sayısı kadar seçilen rasgele sayılar küçükten büyüğe doğru sıralanır. Her sayı, gözlem süresi ile çarpılıp referans alınan başlama zamanına eklenerek rasgele gözlem zamanı belirlenir. Örneğin; gözlem süresi 20 dakika, ilk rasgele sayı 4 ve başlangıç saati 8.00 ise, ilk gözlem saati: 4 x = 9.20 olacaktır.

176 ZAMAN ETÜDÜ Zaman Etüdünün Tanımı Zaman etüdü, belirli koşullar altında yapılan belli bir işin elemanlarının zamanını ve derecesini kaydederek ve bu yolla toplanan verileri çözümleyerek, o işin tanımlanan bir çalışma hızında yapılabilmesi için gereken zamanı belirlemekte kullanılan bir iş ölçme tekniğidir. Kronometraj yöntemi olarak da bilinen zaman etüdü yöntemi en eski ve halen en yaygın kullanım alanına sahip olan bir iş ölçümü yöntemidir. Bununla birlikte, tempo takdiri gibi subjektif bir sabitin belirlenmesi dolayısıyla hatalara açık bir yöntemdir. Zaman etüdü, zaman etüdü uzmanının bir kronometre yardımıyla, işçinin yapması sırasında işi uygun sayıda ölçüp, gerekli işlemlerden sonra standart zaman bilgisine ulaşmayı sağlayan bir süreçtir Zaman Etüdü Araçları Zaman etüdünün yapılması için kullanılan temel araçlar; kronometre, etüt tablası ve zaman etüdü formları; yardımcı araçlar da; hesap makinası, saat, kalem ve diğer ölçüm araçlarıdır (mezure, çelik cetvel, mikrometre, kantar, hızölçer, vb.). Daha hassas ölçümlerde kronometre yerine sinema makinası ve zaman etüdü makinası (şeridi) kullanılmaktadır. Her iki ölçümde film veya kağıt şerit sabit bir hızla hareket eder, şeritle ölçmede ölçüm sonunda şerit uzunluğu ölçülerek zaman belirlenir Kronometre İstenen hassasiyete uygun kronometre seçilerek fiili süreler ölçülmelidir. Genellikle geriye dönüşlü ve geriye dönüşsüz olmak üzere iki tip kronometre, bazen de iki ibreli bir tip kronometre kullanılır. Bu kronometreler aşağıdaki üç türden biri olabilir: 1) Saniyenin beşte bir aralıklarla bölünmüş kadran üzerinde bir dönüşte bir dakikayı ve küçük ibrenin tam dönüşüyle 30 dakikayı kaydeden kronometre. 2) Dakikanın yüzde birine göre bölünmüş kadranı bir defa dönmekle bir dakikayı ve küçük ibrenin tam dönmesiyle yapılan 30 dakikalık süreyi kaydeden kronometre (ondalıklı dakika kronometresi). 3) Bir saatin on binde birine göre bölünmüş bir kadranda dönüşte 1/100 saati ve küçük ibre yüz dilim içinde bir saati kaydeden kronometre (ondalıklı saat kronometresi). Günümüzde daha çok geriye dönüşlü ondalıklı dakika kronometresi kullanılmaktadır. Şekil 10.7 de görüldüğü gibi, kronometre 1 sürgüsü ile çalıştırılır ve durdurulur. 2 nolu kurma çarkının üstüne basılınca ibreler saati durdurmadan 0 noktasına gelir ve oradan tekrar harekete başlar. 1 sürgüsü ile ibreler kadran üzerinde

177 177 herhangi bir noktada durdurulabilir ve sürgü serbest bırakılınca 0 noktasına dönmeden yeniden harekete başlarlar Etüt Tablası Etüt tablası düz bir tabla olup, üzerine zaman etüdü formları yerleştirilir. Formların boyutlarına uygun olan etüt tablası, kullanım için gereklik sertlikte olmalıdır. Normal olarak kronometre etüt tablasının sağ üst kısmına, sol elini kullananlar için ise sol üst kısmına yerleştirilir. Etüt tablasının kullanımında, kendilerine uyum sağlamak üzere, etüt uzmanları farklı yol ve yöntemler düşünebilirler. Şekil Ondalıklı dakika kronometresi Zaman Etüdü Formları Zaman etüdünde ölçülen sürelerin ve ilgili hesaplamaların yapıldığı kayıt ortamlarıdır. Zaman etüdü formları amaca uygun olarak hazırlanıp çoğaltılmalıdır. Zaman etüdü formları iki sınıfta ele alınabilir: 1) Zaman etüdü yapılırken, gözlem yerinde kullanılan kayıt formları. Bunlar etüt tablası ölçüsüne uygun olarak hazırlanırlar. 2) Etüt bölümünde, etüt sonrasında kullanılan çözümleme formları. Zaman etüdü kayıt formu olarak; zaman etüdü izleme formu, zaman etüdü devam formu, kısa devreli etüt formu kullanılır. Şekil 10.8 de görüldüğü gibi, zaman etüdü izleme formunda etüde ilişkin temel bilgiler, iş elemanları, çalışma hızı, iş elemanlarının ölçülen, çıkarılan ve normal (temel) zamanları yer alır. Basit işyeri planı izleme formunun arkasına, karmaşık işyeri planı ayrı bir kareli kağıda çizilerek etüt tablasına yerleştirilir. Zaman etüdü devam formu, gerektiğinde devam eden devrelerin kaydı için kullanılmak üzere ön formun kayıt kısmı olarak hazırlanır. Kısa devreli etüt formunda her eleman için çok sayıda ölçüm hücresi ayrılmıştır. Çözümleme formu olarak çalışma formu, etüt özet formu, etüt çözümleme formu, dinlenme paylı etüt formu kullanılır. Çalışma formunda elemanların temsili zamanları hesaplanarak gösterilir. Zaman etüdü özet formunda etüde ilişkin

178 178 genel bilgilerin yanısıra iş elemanlarına ait normal zamanlar, toleranslar ve standart zamanlar bulunur. Formda gerektiğinde kolonlara ayrılarak kullanılmak üzere boş yer ayrılır. Bir zaman etüdü özet formu örneği Şekil 10.9 da gösterilmiştir. Etüt çözümleme formunda işletmede yapılan etütle ilgili bütün sonuçlar gösterilir. ZAMAN ETÜDÜ İZLEME FORMU BÖLÜM İŞLEM: TESİSAT/MAKİNA EL VE ÖLÇÜ ARAÇLARI NO ETÜT NO: SAYFA NO: BAŞLANGIÇ TARİHİ: BİTİŞ SAATİ: GEÇEN SÜRE. ÜRÜN / PARÇA RESİM NO: KALİTE: NO MALZEME KART NO: ETÜDÜ YAPAN: TARİH: ONAYLAYAN: İŞYERİ YERLEŞTİRME PLANININ KROKİSİNİ BİR BAŞKA KAĞIDA ÇİZİP FORMA EKLEYİNİZ. Eleman D OZ ÇZ TZ Eleman D OZ ÇZ TZ D = Derece, OZ = Okunan Zaman, ÇZ = Çıkarılan Zaman, TZ = Temel Zaman Şekil Zaman etüdü izleme formu ETÜT ÖZET FORMU BÖLÜM SERVİS ETÜT NO: İŞLEM: M..S. NO. SAYFA NO: TESİSAT/ MAKİNE: NO: TARİH: BAŞLANGIÇ SAATİ: BİTİŞ SAATİ: EL VE ÖLÇÜ ARAÇLARI: GEÇEN SÜRE: KONTROL SÜRESİ: ÜRÜN / PARÇA: NO: NET ZAMAN: RESİM NO: MALZEME: GÖZLENEN ZAMAN: SAYILMAYAN ZAMAN: KALİTE: ÇALIŞMA KOŞULLARI SAYILMAYAN Z. % Sİ: ETÜDÜ YAPAN: İŞÇİ E/K KART NO: DENETLEYEN: Taslak ve notlar 1. sayfanın arkasında Eleman no Eleman tanımı TZ Ç G TZ=Temel zaman, Ç = Bir devrede herhangi bir elemanın oluşum sayısı; Çokluk, G = Gözlem sayısı Şekil Zaman etüdü özet formu

179 Zaman Etüdü Aşamaları Zaman etüdü 9 aşamada tamamlanır: 1) Zaman etüdü yapılacak işin, işçinin ve iş istasyonunun seçilmesi. 2) İş, işçi ya da işin yapılmasını etkileyen çevre koşulları ile ilgili bütün mevcut bilgilerin toplanması ve kaydedilmesi. 3) Yöntemin tanımının kaydedilmesi ve işlemin elemanlarına ayrılması. 4) En etken yöntem ve hareketlerin kullanılmasını sağlamak için ayrıntılı olarak elemanların incelenmesi. 5) Bir kronometre ile ölçmenin yapılması ve işlemin her elemanını yapabilmek için işçinin harcadığı zamanın kaydedilmesi. 6) Aynı anda, gözlemcinin, kendi standart çalışma hızı kavramına göre işçinin çalışması sırasındaki etken hızının derecelendirilmesi. 7) Gözlenen zamanların temel zamanlara dönüştürülmesi. 8) İşlemin temel süresine ek olarak ayrılacak payların belirlenmesi. 9) İşlemin standart zamanının belirlenmesi İşin, İşçinin ve İş İstasyonunun Seçimi Metot etüdünde olduğu gibi zaman etüdünde de hangi işler üzerinde zaman etüdü çalışması yapılacağı önceden belirlenmelidir. Zaman etüdünde işin seçimine ilişkin gerekçeler aşağıda sıralanmıştır: Sisteme yeni bir ürün sokulmak istendiğinde bunlarla ilgili zaman etüdü çalışması yapılmalıdır. Metot değişikliği yapılması durumunda yeni zaman standardının belirlenmesi gerekir. Bir işçi ya da işçi temsilcisinden işleme ayrılan süre ile ilgili bir şikayet gelmiştir. Dar boğaz niteliğindeki işler üzerinde, öncelikle zaman etüdü çalışması yapılmalıdır. Özendirme programlarına geçmek için standart zamanların belirlenmesi gerekmektedir. Düşük üretim ya da uzun süre boş kaldığı gerekçesiyle makine ve araçların kullanım durumunu araştırmak gerekmektedir. Metot karşılaştırma söz konusu olduğunda, yeni metodun eskisinden ne kadar üstün olduğunun belirlenmesi amacıyla zaman etüdü çalışması yapılmalıdır. Herhangi bir işin maliyeti gereğinden çok olmaktadır. Önceden yapılmış olan iş ölçümü çalışması sonuçları ile ilgili şikayetlerin giderilmesinde de zaman etüdü çalışması yapılmalıdır. Malzeme değişiklikleri eğer imalat süresini etkilemişse yine zaman etüdü çalışması yapılmalıdır. İşin seçimi işleminden sonra zaman etüdü yapılacak süreç ve faaliyetler ile ilgili işçiler ve işlerin yapıldığı istasyonların seçimiyle ilgili işlemler yapılır.

180 180 İş etüdü uzmanı, ilgili bölümde zaman etüdü çalışmalarına başlamadan önce işçi temsilcileri ve denetçilerle toplantılar düzenleyerek yapılacak işin amacını açık ve basitçe açıklamalıdır. İşçi seçiminde ustabaşı ve işçi temsilcilerinden yardım alınmalı, seçilecek işçinin işini iyi bilen ve dengeli özelliklere sahip bir işçi olmasına özen gösterilmelidir. Çok işçinin çalıştığı yerlerde seçilecek işçinin nitelikli işçi olması önemlidir. Bunların hepsinde zaman etüdü yaparak ortalamasını almak, etüdün tamamlanma süresini fazlasıyla artıracak ve maliyetini de yükseltecektir. Ayrıca, söz konusu işçilerin deneyimlilerinin, bilgi birikimlerinin ve diğer niteliklerinin farklı olması, bir ölçüde iş istasyonlarının sahip oldukları özelliklerin farklı olması dolayısıyla, ölçülen süre, olması gereken gerçek süreden önemli ölçüde sapabilir. Nitelikli işçi, elindeki işi belirlenmiş güvenlik, nitelik ve nicelik standartlarına uygun olarak yerine getirebilmek için gerekli fiziki yeteneklere, zeka ve eğitime, beceri ve bilgiye sahip olan bir kişidir. Temsili işçi, belli bir grup içinde ortalama beceri ve performansa sahip olan işçidir. Temsili işçi nitelikli bir işçi olmayabilir. Nitelikli işçi, istenen becerilere sahip deneyimli işçidir. Deneyimli işçi aşağıdaki özelliklere sahip olup, bu özellikleri ile deneyimsiz işçilerden farklıdır: Deneyimli işçi, düzgün ve dengeli hareket eder. Hareketleri uyumludur. İşaretlere daha çabuk cevap verir. Muhtemel güçlükleri önceden fark ettiğinden onları yenmek için hazırlıklıdır. İşi, bilinçli bir dikkat gösterdiğini hissettirmeden yapar, bu nedenle rahattır. Zaman etüdünde benzeri durumlarla karşılaşıldığında iş istasyonları, işçiler ve çalışma hızlarıyla ilgili olarak normal kriterlere göre uygun seçimler yapılır. Normal iş istasyonu, tanımlanmış işin yapılabilmesi için uygun çalışma koşullarına, teknolojiye ve planlamaya sahip iş istasyonudur. Ancak, iş istasyonunun tek olması halinde bir seçim sözkonusu olmaz. Normal işçi, tanımlanmış işi yapılabilmesi için uygun fiziksel niteliklere, bilgi birikimine ve deneyime sahip işçidir. Bu tanım, özürlü işçiyi kapsamadığı gibi işini refleks haline getirmiş son derece deneyimli işçiyi de kapsamaz. İşçiye yaklaşmada, öncelikle işçiye etüdün amacı ve sorumluluk düzeyi açıkça anlatılmalıdır. İşçi her zamanki hızında çalışmalı, alışkın olduğu dinlenmeleri yapmalıdır. İşçiye ustabaşı ve işçi temsilcisi ile yaklaşılmalıdır. Görüşmeden sonra, denetçi işçinin yanında kalmamalıdır. İşçinin işini yapmasında öğrenme eğrisine uyulmalı ve gereken süre beklenmelidir. Bu nedenle yeni işçiler zaman ölçümünde kullanılmamalıdır. İş etüdü uzmanı gözlem sırasında, işçinin yaptığı her şeyi ve özellikle ellerini, dikkatini dağıtmadan görebileceği bir yerde durmalıdır. Genellikle işçinin biraz arkasında, yan tarafında ve ona 2 m uzaklıkta durulması tavsiye edilir. Bu duruşta, işçi rahatsız olmaksızın etüt uzmanına kolayca soru yöneltebilir.

181 181 Hiçbir şekilde işçiye, bilgisi olmadan, saklanılarak ya da kronometre cepte çalıştırılarak zamanlamaya çalışılmamalıdır. İş etüdünün saklanacak hiçbir yönü yoktur. Hızlı çalışmaya eğilimli sinirli işçileri rahatlatmak maksadıyla ara sıra dinlenmeye bırakılmaları ya da onlarla sohbet edilmesi yararlı olabilir. Kimi zeki işçiler, normal bir yavaşlıkta çalışarak zamanı uzatmak için işe gereksiz hareketler ilave edebilirler. Kimi genç işçiler de kendi zekalarını iş etüdü uzmanınki ile karşılaştırmak için olumsuz davranış içinde bulunabilirler. Her iki durumda iş etüdü uzmanı dikkatli olmalı ve gerekli çözümleri üretmelidir. Bu konuda öncelikle ustabaşılardan yardım talep edilmelidir. Bundan başka, zamanın normalden farklı olması üzerinde makine ve malzemelerin etkileri olabilir. İş etüdü uzmanı olağan dışı hızların nedenlerini yapacağı incelemelerle belirlemeli ve ustabaşı ile iletişim kurmalıdır. Bazı ustalık işlerinde (zanaat) olumsuzlukları çözümlemek maksadıyla iyi bir metot etüdünün ortaya konması gerekir Bilgilerin Toplanması ve Kaydedilmesi Metot etüdündeki yaklaşımlara benzer nedenlerden dolayı, zaman etüdü çalışmasında da uygun seçimler yapıldıktan sonra sistematik olarak gerekli bilgilerin derlenmesi ve uygun standart kayıt ortamlarına kaydedilmesi gerekir. Aşağıdaki bilgiler, işletmedeki işin tipine göre seçilerek zaman etüdü formlarına işlenir: Etüdün kolay ve hızlı bulunmasını sağlayan bilgiler (etüt numarası, sayfa numarası, iş etüdü uzmanı, etüt tarihi, etüdü onaylayan). İşlenen ürünün ya da parçanın kesin olarak diğerlerinden ayırt edilebilmesini sağlayan bilgiler ( ürün adı, teknik resmi ya da numarası, parça numarası, malzeme, kalite gereksinimi). Sürecin, yöntemin, tesisatın ya da makinanın diğerlerinden kesin olarak ayırt edilmesini sağlayan bilgiler (bölüm, işlemin tanımı, standart form uygulama numaraları, tesisat ya da makine araç ve gereçleri, işyeri montaj parça taslağı, makinanın üretimi sınırlayan ısı basınç akım gibi özellikleri, ustabaşının ismi). İşçinin diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayan bilgiler (işçinin adı, kart numarası). Etüdün süresi (etüdün başlama zamanı, etüdün bitiş zamanı, geçen süre). Çalışma koşulları (Sıcaklık, nem, aydınlatma, gürültü, titreşim, toz, vb.) Yöntemin Tanımının Kaydedilmesi ve İşlemin Elemanlarına Ayrılması Eğer etüt, işçinin önceden yapılmış bir etüt sonucu konan çıktı miktarına erişilemeyeceğini ileri süren bir şikayet sonucu yapılıyorsa, kullanılan yöntem, ilk etüt yapılırken kullanılan yöntemle çok dikkatli bir şekilde karşılaştırılmalıdır.

182 182 Burada, işçi işi, önceden belirlenen biçimde yapmıyor olabilir. Kullanılan makina teçhizat ve donanımı, çalışma koşulları ve kullanılan malzemenin yetersiz oluşu, kesici takımların aşınması ya da yanlış bilenmesi gibi hallerde işler gözlenerek kaydedilen zamanlar, zaman standartlarının belirlenmesinde kullanılmamalıdır. Metot etüdü yapılmaksızın zaman standartlarının konması, ancak, bir yılda birkaç kez yapılan kısa süreli işlerde sözkonusu olabilir. İşçiler sözkonusu işi sürekli yapmadıklarından, iş etüdü uzmanının yönteme ilişkin kayıtları işçiler için önemli olacaktır. İşçi ve işlem ile ilgili konuların kaydedilmesinden sonra iş, elemanlarına ayrılır. Eleman, bir işin gözlemini, ölçümünü, çözümlenmesini kolaylaştırmak için seçilmiş o işe ait bağımsız bir parçadır. İş devresi, bir işin yapılabilmesi ya da bir birim üretimin elde edilmesi için gerekli elemanlar dizisidir. Daha önce seçilmiş olan işler veya süreçler, yapılacak olan etüdün detay düzeyine göre elemanlarına ayrılır. Ancak bu ayrımda dikkat edilmesi gereken husus, iş elemanlarının tanımlanabilir ve ölçülebilir bir süreye sahip olmasıdır. Böylece ölçme sırasında yapılacak hatalar minimuma indirilebilir. İşi elemanlarına ayırmakta uyulması gereken kriterler aşağıdaki gibi ifade edilebilir: El ile yapılan işlerle makina ile yapılan işler birbirinden ayrılmalıdır. El ile yapılan işlerde işçinin çalışma temposuna göre, değişken bir hız faktörü söz konusudur. Halbuki makina ile yapılan işlerde daha sabiti bir çalışma hızı geçerlidir. Her çevrimde tekrarlanan işlerle tesadüfi işler birbirinden ayrılmalıdır. Örneğin tornada kaleme talaş sarması, tesadüfi sayılabilir. Bu türden işler etüt dışında bırakılmalıdır. Farklı tempolu işler elemanlarına ayrılmalıdır. Zira her işlem aynı kolaylıkta değildir. İşin yapılması sırasında değişik fiziksel özelliklere sahip işlemler arasında tempo farklılaşması olağan karşılanır; ancak bunun dikkate alınması gerekir. İşin ayrıntılı olarak elemanlarına ayrılmasının gerekçeleri: Verimli işin (etken süre) verimli olmayan işten (etken olmayan süre) ayrılmasını sağlamak. Tam bir çalışma devresi temel alınarak belirlenen çalışma hızının daha doğru bir şekilde bulunmasını sağlamak (işçi bütün çalışma devresinde aynı hızda çalışmayabilir). Değişik tipte elemanların tanımlanmasını ve ayrıt edilmesini sağlayarak her tipe göre bir uygulama ayarlamak. Fazla yorgunluğa neden olan elemanların ayrılmasını ve yorgunluk paylarının daha doğru olarak belirlenmesini sağlamak.

183 183 Yöntemin denetlenmesini kolaylaştırmak ve böylece sonradan eklenen ya da çıkarılan elemanların kolayca ortaya çıkarılabilmesini sağlamak (gelecekte kullanma gereği). Ayrıntılı bir iş belirlemesinin yapılmasını sağlamak. Sık sık tekrarlanan elemanların zaman değerlerinin çıkarılmasını ve bileşik verilerin toplanmasını sağlamak (parça bağlama çözme). İşlere ilişkin elemanlar sekiz ayrı grupta toplanabilir: Tekrarlanan eleman: İşin her çalışma devresinde oluşan bir elemandır. Örnek: bir montaj işleminde parçayı alma, bir iş parçasını bağlama, işi biten parçayı kenara alma. Ara sıra oluşan eleman: Ancak her çalışma devresinde düzenli ya da düzensiz aralıklarla oluşan ve ortaya çıkmayabilen elemandır. Örnek: Maden taşlarını temizleme, basınç ayarlama, makine kurma, ustabaşından bilgi alma. Durağan eleman: Ne zaman yapılırsa yapılsın temel zamanı değişmeyen elemandır. Örnek: makinayı açma, çap ölçme, vidalama, sıkıştırma, makinaya kesme takımı yerleştirme. Değişken eleman: Temel zamanı ürün için kullanılan donanımın ya da sürecin özelliğine göre (boyut, ağırlık, kalite, vb.) değişen bir elemandır. Örnek: el testeresi ile kütükleri kesme, yer süpürme, parçaları el arabası ile diğer tezgaha taşıma). Fazla sayıda değişken eleman içeren işler için zaman ölçümünde gerekli duyarlık gösterilmelidir. Ölçüm sonuçları beklentileri karşılamayabilir. El ile yapılan eleman: İşçi tarafından doğrudan yapılan bir elemandır. El ile yapılan elemanlar için işçinin sürekli aynı tempoda çalışmayacağı dikkate alınmalıdır. Makina ile yapılan eleman: Enerji ile çalışan bir makine tarafından otomatik olarak yapılan elemandır. Örnek: boruların tavlanması, tuğlaların pişirilmesi, cam şişelerin biçimlendirilmesi, planyalama. Yöneten eleman: Aynı anda kendisi ile birlikte yapılan diğer elemanlardan daha uzun zaman alan elemandır. Örnek: zaman zaman ölçerek torna tezgahında çap ayarlama, çay demliği ve çay kaplarını düzenlerken çaydanlıkla su kaynatma. Yabancı eleman: Etüt sırasında gözlenen fakat çözümlemelerden sonra işin gerekli bir parçası olmadığı anlaşılan elemandır. Örnek: mobilya yapımında model henüz tamamlanmadan masayı zımparalama, daha sonra makinaya gönderilecek parçanın yağını temizleme. Bir eleman bu sınıflandırmalardan birkaçında birden yer alabilir. Bir işlemin elemanlarının karşılaştırılmasında gözetilecek bazı genel kurallar aşağıda belirtilmiştir: Elemanlar, başlangıçta ve bitişte kolayca belirlenebilmelidir. Elemanların başlama ve bitişleri sesle (makinanın durması, mengenenin gevşetilmesi, bir aracın yerine konması, vb.) ya da el veya kolun yön değiştirmesi ile tanınabilir.

184 184 Bunlara ayırma noktaları denir ve bu durum etüt formlarında açıkça belirtilmelidirler. Ayırma noktası, bir çalışma devresinde, bir elemanın bitip diğer elemanın başladığı an olarak kabul edilir. Elemanlar, eğitilmiş bir gözlemci tarafından iyi bir biçimde zamanlanabilecek kadar kısa olmalıdır. Burada kısa süre miktarı kullanıcılara göre değişir (0.04 dakika = 2.4 saniye, az eğitimli işçi için dakika, uzun süreli el işleri için 0.33 dakika olarak kabul edilmektedir). Elemanlar, mümkünse özellikle el ile yapılan elemanlar işlemin açıkça ayırt edilebilen ve doğal olarak birleşmiş parçaları arasından seçilmelidir. Elle çalışma süresi, makina çalışma süresinden ayrılmalıdır. Durağan elemanlar değişken elemanlardan ayrılmalıdır. Her çalışma devresinde görülmeyen elemanların (ara sıra oluşan ve yabancı elemanlar) her çalışma devresinde ortaya çıkanlardan ayrılması gerekir. İşin elemanlarına ayrılması zorunluluğu üretim tipine, işlemin niteliğine ve istenen sonuca bağlıdır. Elemanların belirlenmesinde ayrıntı düzeyi aşağıdaki faktörlere bağlıdır: Seyrek meydana gelen küçük parti üretimlerinde, sürekli büyük parti üretimlerine göre daha az ayrıntılı eleman belirlemesi gerektirir. Bir yerden bir yere hareket, el ve kol hareketlerinden daha az ayrıntı belirleme gerektirir Ölçme Sayısının Belirlenmesi ve Ölçme Ölçme sayısı veya örnek büyüklüğü istenilen güven aralığına göre belirlenir. Burada istatistik biliminden yararlanılır. İstatistiksel yöntemde önce birkaç ön gözlem (n ) yapılır. Sonra güven düzeyinde ve % 5 hata payı için aşağıdaki eşitlikle örnek büyüklüğü belirlenir ' n xi xi n (10.5) xi Burada; n belirlenmesi istenen örnek büyüklüğü, n ön etütle alınan gözlem veya okuma sayısı, okunan değerlerdir. Elemanlar seçildikten ve kaydedildikten sonra ölçmeye başlanabilir. Zaman ölçümü kronometre ile iki şekilde yapılır: sürekli (birikimli) zamanlama ve geriye dönüşlü zamanlama. Sürekli zamanlamada etüt süresince kronometre sürekli çalıştırılır. Ölçümü yapılacak ilk işin ilk elemanından ölçüm başlar ve etüt tamamlanıncaya kadar kronometre durdurulmaz. Her elemanın sonunda kronometre verisi kaydedilir. Her elemana ait süre, etüt tamamlandıktan sonra yapılan artarda çıkarma işlemleri ile elde edilir.

185 185 Geriye dönüşlü zamanlamada, her elemanın bitiminde ibre sıfıra döndürülür ve hemen tekrar başlatılır. Böylece, her elemana ait zaman doğrudan elde edilir. Kronometrenin işleyişi hiç durdurulmaz ve ibre hemen sonraki elemanın zamanını kaydetmeye başlar. Etütte kaydedilen elemanların ve diğer etkinliklerin sürelerinin, etken olmayan sürenin ve denetleme süresinin toplamına kaydedilen süre denir. Kaydedilen sürenin geçen süreye eşit olması gerekir. Ancak geriye dönüşlü zamanlamada, ibre sıfıra gelirken geçen zaman, hatalı okuma ve bazı elemanların kaydedilmemesi nedeniyle kaydedilen süre geçen süreden daha az çıkabilir. Sürekli zamanlamanın uygulanmasının nedenleri: Sürekli yöntemde, stajyerler kronometrenin kullanılmasında daha çabuk ustalık kazanmaktadırlar. Deneyimsiz gözlemcilerin bazen herhangi bir eleman süresini gözden kaçırmalarının, etüdün toplam süresi değişmeyeceğinden fazla önemi yoktur. Kronometre hiç durdurulmadığından, yabancı elemanlar ve duraklamalar otomatik olarak süreye eklenir. İşçinin çalışma hızını belirlerken (derecelendirme) sadece kronometre ibresinin gösterdiği rakamlar kaydedildiğinden ve gerçek rakamlar dikkate alınmadığından derecelendirme eleman için harcanan zamana göre belirlenemez. İşçiler ve temsilcileri eğer herhangi bir sürenin ihmal edilmeyeceğini görürlerse, özendirici ücret programlarına temel olmak üzere yapılan zaman etütlerinin dürüstlüğüne daha çok inanırlar. Zaman etüdü uygulaması kolaylaşır. Geriye dönüşlü yöntemde, kısa süreli elemanlarda hata yüzdesi artacağından, bu yöntem uzun süreli elemanlarda kullanılması daha doğru sonuçlar verir. Diferansiyel zamanlama, ölçümü güç olan kısa devreli ve kısa elemanlı işlerin kesin zamanlarını elde etmek için uygulanan zaman ölçme yöntemidir. Bu yöntemde elemanlar gruplandırılarak ölçülür. Her küçük eleman önce gruba eklenerek sonra çıkarılarak ölçüm yapılır ve böylece her eleman için zamanlar artarda yapılan çıkarma işlemleri ile elde edilir. Diferansiyel zamanlamada sürekli ya da geriye dönüşlü okuma yöntemleri uygulanabilir Derecelendirme (Tempo Takdiri) Derecelendirme, gözlemcinin standart hız kavramına göre, işçinin çalışma hızının değerlendirilmesidir. Tempo, işçinin çalışması sırasında ulaştığı hızdır. Makinenin çalışması sırasındaki hızı genellikle aynı sonucu vermesine rağmen, insanın hızı aynı çalışma koşullarında bile farklı zamanlarda ölçüldüğünde farklı değerlerde olur. Bu değişimin ve derecesinin etütte dikkate alınması, analizin geçerliliği açısından son derece önemlidir.

186 186 Normal tempo, bir işin belli standart ve niteliklere uygun eğitimli, belli birikim ve beceriye sahip bir işçinin, kendisini yormadan ve gerekli dinlenmeleri de gözönüne alınarak belirli bir işin harcadığı sürenin fonksiyonudur. Etütler nitelikli işçiler üzerinde yapılmalıdır. Ancak, etütlerin her zaman ortalama nitelikteki işçiler üzerinde yapılması mümkün olmadığı gibi, bu özelliklerdeki işçiler her an aynı düzeyde çalışamazlar. İş etüdü uzmanı, gözlediği işçinin çalışma hızını değerlendirmek ve standart hız ile ilişkisini kurabilmek için derecelendirme (tempo takdiri) yöntemini uygular. İşçi, çalışması sırasında sürekli normal zamana eşit çıktı yaratamaz. Genellikle bundan sapmalar gösterir. Bunun nedenleri, bedensel ve zihinsel yorgunluk, kişisel gereksinimler olabilir ve gecikme olarak bu payların belirlenmesi gerekir. Eğer etkin bir üretim sistemi kurulmuş ise verilecek gecikme toleransları sıfır olur. Yorgunluk toleransları ise işin özelliklerine göre değişir. Ancak mutlaka, kişisel ihtiyaçlarla birlikte dikkate alınmalıdır. Derecelendirme kavramına göre, iş etüdü uzmanı düşündüğü bir standart hız ile işçinin çalışma hızını karşılaştırır. Standart hız, işlerini benimsemiş ve doğru yöntemleri kullanan nitelikli işçilerin doğal bir çalışma ile ulaşabilecekleri ortalama hızdır. Bu çalışma hızı, standart derece olarak tanımlanır ve 100 ile gösterilir. Standart hız sürdürülürse ve uygun dinlenme sağlanırsa, bir işçi çalışma günü ya da vardiya süresince standart performansa ulaşabilir. Standart performans, belli bir yöntemi bilmeleri ve uygulamaları, işlerine kendilerini verebilmeleri için özendirilmiş olmaları koşuluyla nitelikli işçilerin aşırı bir çaba göstermeksizin bir iş günü ya da vardiya süresince, doğal olarak erişebilecekleri ortalama üretim düzeyidir. Normal tempo olarak da ifade edilen standart performans 100 olarak tanımlanır. Derecelendirme, iş etüdü uzmanının, deneyimlerine göre düşündüğü bir standart hız kavramı ile işçinin gözlenen çalışma hızını karşılaştırmasıdır. Standart hız, iş, işçi, malzeme, çevresel koşullar, coğrafik konum, kültür, işletme tutumu, çalışma zamanı ve süresi, vb. bir çok faktöre göre değişir. Çalışma hızı, aynı tip işler için normal hız kavramı dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu maksatla, zaman standartlarına ilişkin çalışmalara başlanmadan önce işe uygun bir metot etüdü yapılmalıdır. Belirli bir eleman için gerçek çalışma zamanındaki değişikliklerin bir kısmı işçinin denetimi altında, bir kısmı da denetimi dışındaki faktörlerden ileri gelebilir. İşçinin denetimi dışında çalışma hızını etkileyen faktörler şunlardır: Kabul edilebilir sınırlar içinde olmasına rağmen kullanılan malzemelerin özelliklerindeki değişmeler. Araçların ve donanımın yararlı ömürleri içerisinde iş görme etkinliğindeki değişmeler. İşlemin yöntem ve koşullarındaki küçük ve önlenemeyen değişimler.

187 187 Isı, ışık, gürültü, titreşim, toz, vb. gibi çevre koşullarındaki değişmeler. Derecelendirme ya da tempo takdiri, yukarıdaki subjektif özelliklerin baskın olması nedeniyle etüt uzmanı açısından zor aşamalardan biridir. Bu zorluğun bir ölçüde giderilebilmesi için, uzmanın işin normalde hangi hız ve etkinlik ile yapılması gerektiğini bilmesi gerekir. Bu bakımdan, derecelendirme, çeşitli tip işlerde uzun denemeler ve uygulamalar sonucu elde edilecek verilere göre yapılır. Denemelerin sayısı arttıkça derecelendirmenin doğruluğuna olan güven de artacaktır. Özellikle, çalışma koşullarının değişken olması (hava koşullarının, kullanılan malzemenin değişmesi, vb.) halinde her koşulda ayrı etüt yapılması gerekir. İşçinin denetiminde çalışma hızını etkileyen faktörler şunlardır: Ürün kalitesinde kabul edilebilir değişmeler. İşçinin becerisine bağlı değişmeler. İşçinin düşünceleri ve çalıştığı işletmeye karşı davranışlarındaki değişmeler. İşçinin denetimi altındaki bu faktörler işçinin hareket biçimini ve çalışma hızını etkileyerek iş süresini etkileyebilir. Zaman etüdü uzmanı, nitelikli bir işçinin izlemesi gereken hareket biçimini bilerek seçilen işçinin bu değişiklikler karşısında takınacağı tutum için öncülük yapmalıdır. İşçinin çalışacağı en iyi hız aşağıdaki faktörlere bağlıdır: İşin gerektirdiği fiziksel çaba. İşçinin göstermesi gereken dikkat. İşçinin eğitimi ve deneyimi. Bir iş için sarfedilmesi gereken fiziksel çaba ve gösterilmesi gereken dikkat (zihinsel çaba) arttıkça çalışma hızı azalır. Zaman etütçüsü, aşağıdaki durumlarda çok yüksek derecelendirme yapmamalıdır: İşçi kaygılı ve aceleci görünüyor. İşçi açıkça farkedilecek şekilde dikkatlidir. İş, etütçüye zor görünüyor. Etütçü, kısa süreli elemanları kaydederken çok hızlı çalışıyor. Zaman etütçüsü, aşağıdaki durumlarda çok düşük derecelendirme yapmamalıdır: İşçi işi kolay gösteriyor. İşçi düzgün ve uyumlu hareketler yapıyor. Etütçünün, işçinin düşünmesi gerektiğini sandığı anlarda düşünmek üzere duraklamıyor. İşçi ağır el işi yapıyor. Etütçü yorgun. Zaman etüdü öncesi özel beceri ya da çaba isteyen etkinlikleri azaltan iyi bir metot etüdü yapılmışsa, derecelendirme daha kolay yapılır. Yöntem basitleştirildiği ölçüde beceri gerektiren elemanlar o ölçüde azalacağından derecelendirme için sadece hızın değerlendirilmesi yeterli hale gelir.

188 188 Derecelendirme ya da tempo takdiri, subjektif özelliğinin baskın olması nedeniyle etüt uzmanı açısından zor aşamalardan biridir. Bu zorluğun bir ölçüde giderilebilmesi için uzmanın işin normalde hangi hız ve etkinlik ile yapılması gerektiğini bilmelidir. Çeşitli derecelendirme ölçekleri kullanılmakla birlikte burada ölçeği tercih edilmiştir. Bu ölçeğin aldığı değerlere göre çalışma hızları Tablo 10.2 de verilmiştir. aşağıda ifade edilmiştir. Tablo derecelendirme ölçeğine göre çalışma hızlarının tanımı Ölçek Tanım 0 Etkinlik yok 50 Çok yavaş; beceriksiz, kararsız hareketler; işçi işle ilgili değildir. 75 Dengeli, düşünceli, kaygısız performans, iyi bir denetim altında çalışan işçi gibi, zamanı isteyerek israf etmez. 100 Standart hız; düzenli performans, parça başı çalışıyor gibi, kalite standardı ve güven verir. 125 Çok hızlı; işçi eğitilmiş ortalama işçinin çok üstünde bir güven, beceri ve hareketlerinde uyum gösterir. 150 Son derece hızlı; çok fazla çaba ve dikkat gerektirir, uzun zaman sürdürülemez. Hatasız bir derecelendirme sonucunda, bir eleman için belirlenen derece ile gözlenen zaman çarpımı, şeklinde hep aynı kalır. Örneğin, gözlenen zaman 0.20 dakika için derecelendirme değeri 1.00 olarak takdir edilirse, sabit sayı 0.20 olur. Aynı elemanın gözlenen zamanı 0.25 olarak ölçülürse, sabit sayının 0.20 olması için derecelendirme değeri 0.8 olarak takdir edilmelidir. Tempo takdirini daha tutarlı ve sayısal hale getirebilmek için Westinghouse Faktörleri adında bir yöntem bulunmaktadır. Tempo takdirindeki subjektiflik özelliğini azaltarak yanılma payını düşürmek için Westinghouse Faktörleri ile dört faktörden oluşan bir sistem kurulmuştur. Bu faktörler ile alabilecekleri alt ve üst sınırlar Tablo 10.3 de verilmiştir. Tablo Westinghouse faktörleri Faktör Alt Sınır Üst Sınır Yetenek Çaba Çevre Koşulları Tutarlılık Etüt uzmanı, etüt sırasında işçinin çalışma temposunu takdir etmek için yukarıdaki faktörlerin uygun detaylarına göre puanlar verir. Daha sonra normal tempo 100 üzerine bunları toplar ve son tempoyu belirler.

189 Normal Zamanın Hesaplanması Ölçülen süre fiili süre adını alır ve etüt uzmanının, işçi normal çalışmasını sürdürürken kronometre ile yapmış olduğu ölçüm sonucu elde ettiği zaman değeridir. Bu zaman değeri, işçinin, ölçüme konu olan işi yapması sırasında işçi için takdir edilen tempo değeri ile çarpılırsa ölçümü yapılan iş için normal ya da temel zaman hesaplanmış olur. Temel zaman, bir iş elemanının standart derecede yapılma zamanıdır. Gözlenen ( ölçülen ) Zaman* GözlenenDerece TemelZaman S tan dartderece TZ GZxD (10.6) Uzatma, gözlenen zamandan yararlanılarak temel zamanın hesaplanmasıdır. Gözlenen zamanın temel zamana uzatılması Şekil da gösterilmiştir. Şekil Uzatmanın bir elemanın zamanına etkisi Payların Hesaplanması Ölçülen zamanın takdir edilen tempo ile çarpılması sonucu elde edilen normal zamana bazı eklemeler yapılarak standart zaman hesaplanır. Normal zamanın yüzdesi olarak hesaplanan eklere pay ya da tolerans denir. Normal zamana eklenecek payları etkileyen üç temel faktör vardır; 1) Bireyle ilgili faktörler: İşçinin şişman, zayıf, açıkgöz, iyi fizik, öğrenme yeteneği, beslenme ihtiyacı, vb. gibi özellikleri verilecek pay üzerinde etkili olur. 2) İşin niteliği ile ilgili faktörler: İşin ağır, hafif, ayakta ya da oturarak yapılması, vücudun duruşu, taşınması, koruyucu eldiven ya da giysi gerektirmesi, bozulma ya da kırılma riski, vb. faktörler farklı paylar gerektirir. 3) Ortamla ilgili faktörler: Ortamın sıcaklık, nem, gürültü, toz, titreşim, ışık yoğunluğu, kir, havalandırma gibi çevresel faktörler payların derecesini etkiler.

190 190 Paylar ya da toleranslar başlıca üç grupta toplanarak hesaplanır: 1- Kişisel İhtiyaçlar: İşçinin temizlik, su içme vb. kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için verilen paydır. Hafif işlerde % 2 oranında olup, en fazla % 5 alınabilir. Kişisel ihtiyaçlara ilişkin pay poplu sözleşmelerde belirlenir. 2- Yorulma Payları: Ağır bedensel veya düşünsel çaba isteyen işlerde normal zamana işçinin yorulmasını karşılayan paylar eklenir. İşçinin yorgunluğunu gidermek için dinlenme payları verilir. Tablo Yorulma payları Faktörler Pay (%) 1. Faktör: Bedensel çaba yoğunluğu ve beceri Çok hafif 2 Hafif ve ustalık isteyen 4 Orta ağırlıkta ve ustalık isteyen 8 Ağır 16 Çok ağır Faktör: Düşünsel çaba yoğunluğu (*) % yoğunluk 1 % yoğunluk 2 % yoğunluk 4 % 76 ve fazlası yoğunluk 8 3. Faktör: Çalışma sırasında duruş pozisyonu Oturma 1 Ayakta 2 Eğilme veya uzanma 4 Yürüme Faktör: Gürültü Normal sesle konuşmak 0 Konuşmak için sesi yükseltmek 1 Bağırarak konuşmak 2 Gürültünün konuşmayı engellemesi 4 Düzensiz, sürekli normal gürültü 1 5. Faktör: Göz yorgunluğu Çıplak gözle yapılan işler 0 Gözlük vb. alt kullanımı 4 Mikroskop vb. alet kullanımı 6 6. Faktör: Çevre koşulları Büro vb. yerler 0 Duman, yağ kokusu vb. faktörler 3 Aşırı rahatsızlık veren faktörler 6 Aşırı sıcak veya soğuk yerler 6 Zararlı kimyasal madde bulunan yerler 6 Dinlenme payı, belirli koşullar altında yapılan belli bir işin oluşturacağı fizyolojik ve psikolojik etkilerden işçiyi arındırmak ve işçinin kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için temel zamana eklenen bir paydır.

191 191 En elverişli durumda dahi en az % 4 yorgunluk payı verilmektedir. Tablo 10.4 de de görüleceği gibi, en yüksek yorgunluk payı ise % 58 olmaktadır 3- Gecikme Payları: İşin elemanları dışında kaçınılabilir ya da kaçınılamaz nitelikte olaylar gecikmeye neden olur ve işin normal süresinde bitmesine engel olurlar. Bu gecikmelerin önlenmesi için geçmiş kayıtlar incelenerek uygun paylar verilir. Arızi pay, seyrek ya da düzensiz oluşları nedeniyle kesin ölçümleri ekonomik olmayan geçerli ve beklenebilen işleri ya da gecikmeleri karşılamak üzere standart zamana eklenen paydır. Politika payı, olağanüstü durumlarda, belirlenen bir performans düzeyinde çalışan bir işçiye yeterli bir kazanç sağlamak için standart zamana eklenen prim payından ayrı bir paydır. Özel paylar, iş devresinin olağan bir parçası olmayan, fakat işin başarıyla yapılabilmesi için gerekli herhangi bir etkinlik için verilen paydır. Başlangıç payı, bitirme payı, temizlik payı, takım payı, hazırlama payı, sökme payı, iş değiştirme payı, öğrenme payı, eğitim payı, uygulama payı özel paylar olarak verilir ve sürekli ya da geçici olabilir Standart Zamanın Hesaplanması Standart zaman, bir işin standart performansta tamamlanması için gereken zamandır. Herhangi bir durağan elemanın temel zamanı olağan koşullarda aynı olması beklenir. Ancak, uygulamada ölçülen zamanlar arasında kabul edilebilir farkların dışında, aşırı farklı zaman değerleri bulunabilir. Bu şekilde belirlenen kurallara aykırı çok büyük ya da çok küçük değerler elimine edilmelidir. Standart hızdan daha büyük bir hızla yapılan bir işin standart zaman hesabı Şekil de gösterilmiştir. Paylar normal ya da temel zamanın bir yüzdesi olarak ifade edilir. Bazı hallerde, işgünü içindeki payın zaman birimi olarak belirtilmesi istenebilir. Örneğin, pay normal zamanın % 5 i ise, günde verilecek dinlenme payı 480 x 0,05 = 24 dakikadır. Şekil Standart zaman hesabı

192 192 Standart zaman (SZ); (4.6) eşitliğinden ve paylardan yararlanılarak aşağıdaki eşitlikle hesaplanır. SZ TZ( 1 ) (10.7) Burada; paylar ya da toleranslardır. Standart zaman yardımıyla birim zamandaki standart üretim miktarı bulunur. 1 SQ( b) (10.8) SZ Toplam üretim miktarı için, çalışma peryodu T olmak üzere (genellikle bir günlük mesai için 480 dakika) T SQ( t) (10.9) SZ eşitliği kullanılır.

193 DOLAYLI İŞ ÖLÇÜMÜ TEKNİKLERİ Önceden Belirlenmiş Zaman Standartları Yöntemi Elemanter hareket standartları (EHS) adı ile de anılan önceden belirlenmiş zaman standartları dolaylı iş ölçümü tekniğidir. Önceden belirlenmiş zaman standartları (PTS), doğrudan gözlemlere ve ölçümlere dayanmayan, çeşitli hareketler için önceden belirlenmiş zaman standartlarından yararlanılarak çeşitli işlemlerin yapılması için gereken zamanı belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Temel beden hareketleri için hesaplanmış zamanlardan yararlanılarak belli bir performans düzeyinde yapılan bir işin zamanının belirlenmesinde kullanılan bir iş ölçme tekniğidir. Önceden belirlenmiş zaman standartları için en yaygın kullanılan yöntem sentetik zamanlar yöntemidir (MTM - Methods Time Measurement). Önceden belirlenmiş zaman standartlarında kullanılan temel PTS bileşenleri (therblig), uzanma, kavrama, hareket ettirme, yerleştirme, bırakma ve beden hareketleridir. Bunlar, hareketin doğal özelliğine ve yapıldığı andaki koşullara göre önceden sınıflandırılmış olan temel beden hareketleri için laboratuvar çalışmaları ile ortaya konan zaman standartlarından oluşur ve ilgili değerler kataloglarda verilir. Kataloglarda verilen elemanter hareket standartlarından yararlanılarak üretilecek ürünün standart zamanları hesaplanır. Elemanter hareketleri önceden belirlenen ürünün üretimine geçmeden önce, kataloglardan alınan elemanter hareket standartlarına ilişkin değerler kullanılarak, ürünün standart zamanı ve üretim maliyeti EHS yöntemi ile belirlenebilir. Özellikle, seri üretimde işçilerin birbirlerine benzer yöntemle çalıştığı durumlarda uygun bir yöntemdir. Ancak, bu yöntemin uygulanması kronometraj ve iş örneklemesi yöntemlerine göre çok daha uzun sürer ve maliyeti yüksek olur, ancak elde edilen bilgiler çok daha hassastır ve aynı ölçüde az hataya sahiptirler Standart Verilerin Sentezi Yöntemi İşlemleri oluşturan faaliyetler iş parçasının şekli, kullanılan makina ve tipi, çalışma yöntemi gibi faktörlere göre önemli farklılıklar gösterirler. Ancak, özellikle makinaların ağırlık taşıdığı bazı durumlarda bazı işlerde benzerlik mevcuttur. Bu tür faaliyetlerde bazı faaliyetler değişken, diğerleri sabit tutularak belirli koşullarda işlem süreleri bulunabilir. Örneğin, yürüme, çalıştırma, sıkıştırma ve gevşetme, yerleştirme, vb. gibi bir çok faaliyette aynı şekilde tekrar eden elemanlar standart veriler olarak PTS sisteminden elde edilebilir. Bu şekilde belirlenen işlem süreleri çeşitli kombinasyonlarla tablolarda özetlenir ve bir veri bankası hazırlanabilir. İş, elemanlarına ayrılıp standart veriler bankasından her elemanın normal zamanı alınır, bu zamanlar toplanarak işin zamanı hesaplanır, normal zamana paylar ilave edilerek standart zaman hesaplanır. Laboratuvar deneyleri ile elde edilen bu verilerin güvenilirlik dereceleri oldukça yüksek, maliyetleri ise düşüktür. Ancak, işlemler işçinin gözü önünde yapılmadığı için işçiler ücretlemeye esas olacak bu yönteme güven duymayabilirler Analitik Tahmin Yöntemi Analitik tahmin yöntemi, belirli bir tempoda yapılan bir işin standart süresini, iş ile ilgili bilgi birikimine ve deneyimlere dayalı olarak tahmin etme yoludur. Genellikle tekrarlı veya sürekli olmayan işlerde (bakım, onarım gibi) ve sentetik verilerin yetersiz olduğu işlerde standart zamanı ölçmek için kullanılır. Bu teknikle iş ölçümü, kısa sürede ve düşük maliyetle gerçekleştirilebilir.

194 ÖĞRENMENİN İŞLEM SÜRESİNE ETKİSİ Zaman etüdünde kullanılacak işçiler, işi iyi bilen nitelikli işçiler olmalıdır. İşe yeni başlayan işçiler üzerinde zaman etüdü yapmak yeterli değildir. İşi öğrenmeleri beklenilmelidir. İşin ilk başlarında öğrenme hızlı bir artış sağlar, ilerleyen zamanlarda artış azalır ve belirli bir tekrardan sonra (işin ve işçinin niteliklerine göre) artık artış yok denecek kadar olur. Belirli bir süre sonra, işçinin yaşlanma ile melekelerini kaybetmesi ile öğrenme bir miktar azalır. Şekil de, öğrenmenin zamana göre değişimi gösterilmiştir. Şekil Öğrenmenin zamana veya tekrar sayısına göre değişimi Bir işlemin yapılış süresi zamanla azalır ve işçilik maliyeti düşer. Bir işlemin yapılış süresi ile o ana kadar yapılan tekrar, yani üretilen parça sayısı arasındaki ilişkiyi matematik bir bağıntı ile ifade etmek mümkündür. Bu bağıntının grafiği negatif exponansiyel bir eğri olarak görülür. Uygulamada öğrenme eğrisi veya gelişme eğrisi adları verilen bu eğrinin temel prensibi; üretilen kümülatif miktar iki katına ulaştığında işlem süresi sabit bir oranda azalır. Örneğin, ilk ünite 100 dakikalık bir sürede tamamlanıyorsa, % 20 sabit azalma ile 1. parça; 100 dakika 2. parça; 100 x 0,80 = 80 dakika 4. parça; 80 x 0,80 = 64 dakika 8. parça; 64 x 0,80 = 51,2 dakika 16. parça; 51,2 x 0,80 = 41 dakika, vb. olarak bulunur. Şekil de örneğe ilişkin öğrenme eğrisi gösterilmiştir. Belirli sıradaki bir ürünün üretimi için gerekli süre aşağıdaki eşitlikle hesaplanır. Y n KX (10.10) Burada; Y: X. ünitenin üretimi için gerekli süre (zaman / ünite), X: üretim miktarı (adet), K: birinci ünitenin üretimi için geçen süre (zaman), n öğrenme oranına bağlı sabittir. n, belirli bir öğrenme oranı (% olarak) için sabit bir sayı olarak aşağıdaki gibi hesaplanır. n log( ) / log 2 (10.11) Burada, sabit azalma oranı ile 1 arasındaki fark olup, öğrenme oranı olarak tanımlanır.

195 Üretim Süresi (dk/adet) ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ Öğrenme Eğrisi Üretim miktarı (adet) Şekil Öğrenme eğrisi Öğrenme eğrisi, insanın daha fazla ağırlık taşıdığı karmaşık montaj işlemlerinde geçerli sonuçlar verir. İşlemlerin çoğunluğunun makine tarafından yapılması halinde öğrenmenin süre üzerindeki etkisi azalır. Yapılan araştırmalar uçak endüstrisinde % 20 olan sabit azalma oranının, diğer endüstrilerde daha yüksek değerlere çıkabildiğini göstermiştir. Öğrenme eğrisinin başlıca uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır: Uçak endüstrisinde; maliyet tahmini, üretim programlarının hazırlanması, işgücü verimliliğinin belirlenmesi, araç gereç ihtiyacının belirlenmesi, ücret sınırlarının belirlenmesi. Yeni bir ürünün satış fiyatının üretime geçmeden önce tahmin edilmesi. İşgücü planlaması. Yeni işçilerin ustalık bakımından gösterdiği gelişmelerin izlenmesi. Mevcut tesislere yapılacak ek yatırımların planlanması. İmal etme veya satınalma kararının verilmesi. Ürün üzerindeki tasarım değişikliklerinin maliyetinin hesaplanması. Standart zamanların kontrolü. Finansal planlama. İşçilik kontrolü. Öğrenme eğrisinin sakıncalı yanları da vardır: Yeni bir işte bütün işlemler yeni değildir. Bazı iş elemanları üzerinde işçi önceden çalışmış ve deneyim kazanmış olabilir. İşçiler arasında tecrübe ve deneyim farkı bulunabilir. Dolayısıyla öğrenme eğrisi çalışan kişilere göre değişir. Buna karşılık, bütün işçilerin belirli bir işte aynı öğrenme eğrisine uygun gelişme gösterdikleri varsayılmaktadır. İşçi, üretim hızını bilinçli olarak yavaşlatmış olabilir. Sonuç olarak, öğrenme eğrisinin sürekli üretimde, insangücünün ağırlık taşıdığı karmaşık işlemlerde uygulanması önemli avantajlar sağlamakla birlikte, muhtemel sakıncalarına karşı gerekli özenin gösterilmesi gerekmektedir.

196 İŞ TASARIMI İŞ TASARIMININ TANIMI İş tasarımı, çalışanların iş deneyimlerini ve verimlerini artırmak amacı ile belirli bir iş ya da birbirine bağımlı işlerden oluşan sistemlerin yapı ve içeriğinin belirlenmesi ve değiştirilmesini içeren faaliyetlerdir. Örgütsel iş düzenleme, iş yapılandırma ve tekno yapısal müdahale kavramları ile de ifade edilen iş tasarımı, işgörenlerin çalışmaya özendirilmeleri, moral güçleri ve verimlilikleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. İş tasarımına dayalı değişiklikler, kişinin iş başında deneyim ve verimliliğinde artış sağlayacağı gibi, kişinin mevcut yetenek ve becerilerini de tam olarak kullanmasına ve yeni beceriler geliştirmesine imkan sağlar. Ondokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar uygulanan geleneksel yönetim anlayışında, işin olabildiğince küçük parçalara ayrılması, sürekli tekrar, uzmanlaşmayı artırmak, uygun çalışma koşulları sağlamak, değişiklikleri en aza indirmek ve özendirici ücret sistemleri gibi kriterler dikkate alınarak iş tasarımı yapılıyordu. Geleneksel yönetim anlayışı ile iş tasarımında bütün görevler ve işler kesin ve biçimsel olarak tanımlanmış olduğundan; işlerin rutin, monoton ve basit hale dönüşmesi işgörenlerde iş tatminsizliği, ruhsal ve bedensel yorgunluk, stres, iş ve çevreye yabancılaşma gibi sorunlar yaratmıştır. Bu sorunlar işletme içinde yüksek işgücü devri, devamsızlık, üretimde düşüş, kalitesizleşme, sosyal ilişkilerin bozulması ve şikayetlerin artması gibi olumsuzluklara yol açmıştır. İş basitleştirme döngüsünün hakim olduğu bu anlayışta yabancılaşma artar, iş tatmini azalır. Ancak, bu dönemde yapılan iş tasarımı çalışmalarında insan faktörü ve tatmini konularına yeterli önem verilmemiştir. Gerçekte, teknolojinin üst düzeyde gelişim gösterdiği son yıllarda dahi insan faktörü üretimin en temel faktörü olarak yerini ve önemini korumaktadır. Son yıllarda ise, davranış bilimcilerin çalışmalarının sonuçlarından yararlanan yöneticiler işgörenlerin birey ve grup olarak duygusal yönlerini, beklentilerini, düşünsel yeteneklerini ve çevresel etkileşimlerini kriter alarak iş tasarımı yapmaktadırlar. Bireylere ve onların tatminine önem verilirken, iş ve teknolojik değişim ikinci planda kalır. Kural ve sınırlamalar iş grupları tarafından yapılır. Esnek ve katılımlı bir sistemdir. Bu anlayışa göre; işgörenlere daha geniş kapsamlı yetki ve sorumluluk yüklenmekte, mücadele gerektiren ve ilerleme ve gelişme olanakları sağlayan işler verilmektedir. Günümüze kadar yapılan araştırmalar ve uygulamalar, işi etkileyen bütün iç ve dış değişkenler, işgören, biçimsel ve biçimsel olmayan örgüt yapısı, örgütteki mevcut rol ve statü düzeni, fiziksel koşullar ve çalışma ortamı birlikte ele alınarak işin tasarlanmasının en uygun yol olacağını göstermiştir.

197 İŞ TASARIMININ AMAÇLARI VE İLKELERİ Çalışma yaşamının kalitesini artırmak ve iş yüklerini azaltmak için uygulanan iş tasarımının amaçları iki grupta ele alınabilir; konu ile ilgili amaçları ve bireylerle ilgili amaçları. İş tasarımının konu ile ilgili amaçları şunlardır: Yeterli karlılık Esneklik; parça sayısı değişimi, tip çokluğu, çeşitlilik, işgörenlerin görevlendirilmesi, teknik değişim Üretim artımı; üretim araçlarından ileri derecede yararlanma, kalitenin yükseltilmesi, işe gelmeme zamanlarında azalma, dalgalanmalarda azalma İş tasarımının bireylerle ilgili amaçları şunlardır: Bireysel performans geliştirme olanaklarının yaratılması. Hareket ve karar özgürlüğünün artırılması; daha geniş iş içeriği, başkaları tarafından daha az denetim, kendini geliştirme olanağı, çalışma sonucu ile özdeşleşme. İş tasarımının ilkeleri: Bir işin kapsamına giren işlerin optimal çeşitliliği sağlanmalıdır. İş süresi optimal olmalıdır Üretimin nitelik ve niceliği için standartlar belirlenmeli ve sonuçların uygun şekilde geri beslenmesi sağlanmalıdır İşe bazı yardımcı ya da hazırlayıcı parça işler eklenmelidir İşi oluşturan parça işler toplumda saygı uyandıracak belli bir miktar dikkat, bilgi, beceri ve çaba gerektirmelidir İş, tüketicinin ürünü kullanmasına gözle görülebilir, belli bir katkıda bulunmalıdır. Ruhsal baskı yaratan ve birbirine bağımlı işlerin sözkonusu olduğu ya da işin nihai ürüne görülür katkısı olmadığı durumlarda birlikte çalışma, iş rotasyonu ya da fiziksel yakınlık sağlanması Birlikte çalışmayı gerektiren işler ya da iş rotasyonu nedeniyle birkaç işin birbirine bağlı olduğu durumlarda grup olarak işlerin; Ürünün kullanımına katkıda bulunacak şekilde işin tümüne benzer olması Standartların belirlenmesi ve sonuçların alınması gibi faaliyetler için fırsat tanıması Sınır işlerinin denetiminde söz sahibi olması İşçilerin minimum gereksinimlerinin yeni işlerin düzenlenmesinde dikkate alınması için haberleşme kanalları sağlanması İşçilerin onayladığı şekilde ustabaşı kademesinde yükselme kanallarının sağlanması Bu ilkeler, işlerin yeniden tasarımının etkisi, bireysel işlerden işçi gruplarının ve yardımcı hizmetlerin tasarımı ve hatta örgütün tamamının tasarımı üzerinde etkilidir.

198 İŞ TASARIMI TEKNİKLERİ Zaman Yönünden İş Düzenlemeleri İşin içeriği, zorluğu, bedensel veya zihinsel iş oluşu kadar, işin günün hangi saatlerinde, ne kadar süre yapıldığı da önemlidir. İşgörenin çalışma zaman dilimi ve süresi iş yükü yanında işgöreni sosyal açıdan da etkiler. İş yükünün insan üzerindeki etkisi insanın bedensel ve zihinsel özelliklerine ve yeteneklerine bağlıdır. İnsanların tüm fizyolojik fonksiyonları gün boyunca ritmik değişiklikler gösterir. Günlük ritim olarak bilinen fonksiyonel aktivite değişikliklerine göre sabah saat 4.00 civarında, vücut sıcaklığı, merkezi sinir sisteminin uyanıklığı, hormon salgıları ve benzeri beden fonksiyonları en alt düzeylerine inerler. Bu saatten akşam saat civarına kadar fonksiyonel aktivitelerde eğrisel bir artış ve bu saatten sonra yine eğrisel bir düşüş meydana gelir. Vücut sıcaklığında günlük aktiviteye bağlı olarak C bir fark ortaya çıkar. Çalışanlarla ilgili olarak çalışma sürelerinin belirlemesi bakımından günlük ritmin de dikkate alınması gerekir. Çalışma saatleri toplu sözleşme uygulamalarına bağlı olarak yasalarla belirlenmektedir. Haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saat olmakla birlikte, ülkelere ve işletme büyüklüklerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Gelişen teknoloji fiziksel işlerin güçlüğünü azaltmış olmakla birlikte, artan iş hızı ve iş hazırlama sürelerinin ortadan kaldırılması psikolojik ve fizyolojik iş yükünü artırmıştır. Bu nedenle, işçilere yorgunluklarını gidermeleri, fiziksel ve sinirsel enerjilerini yeniden kazanmaları için iş günü süresince aralar verilmelidir. Dinlenme aralarında ağır fiziksel iş yapan işçiler işlerini bırakmalı, oturmalı, mümkünse uzanmalı, zihinsel iş yapanlar çevrede dolaşmalı ve mümkünse jimnastik yapmalıdır. Yemek araları ve kazalanma sonucu verilen aralar, dinlenme araları yerine sayılmamalıdır. İş zamanı düzenlemeleri olarak; kesintisiz çalışma, yarı zamanlı çalışma, esnek çalışma, iş paylaşımı ve vardiyalı çalışma sistemleri mevcuttur Kesintisiz Çalışma Kesintisiz veya sürekli çalışma, iş süresi ortasında hafif bir yemek için verilen kısa bir ara dışında kesintisiz sürdürülen bir çalışma yöntemidir. Kesintisiz çalışma halinde işçilerin serbest zamanı artar, toplu taşıma gereği azalır, yorgunluk ve buna bağlı kazalanmalar azalır. Kesintisiz iş programına imkan vermesi ve sendikaların isteklerine uygunluk göstermesi ile verimliliği artıran bir uygulamadır Yarı Zamanlı Çalışma İşgörenin daha az kazanç karşılığında daha az süre çalışması yarı zamanlı iş olarak tanımlanır. Seçilen çalışma saatlerine bağlı çeşitli uygulamaları vardır. İşgören maddi açıdan sorun yaşamıyorsa, yarı zamanlı işten daha çok tatmin duyar. Hizmet sektörünün dışındaki sektörlerde yaygın uygulaması yoktur.

199 Esnek Çalışma Esnek çalışma saatleri, belirli bir zaman dilimi içinde (haftalık, aylık, yıllık) belli bir süre çalışmak koşuluyla, işgörenlere işe başlama ve bitirme saatlerini, bazı uygulamalarda ise günlük çalışma saatlerini seçme serbestisi veren bir zaman düzenleme programıdır. Şekil Esnek çalışma saatleri programı Ancak, vardiyalı ya da yarı vardiyalı işlerde ve üretimin çok bölümlü işlemlerden oluştuğu işyerlerinde uygulanması mümkün olmayabilir. Sistem, hizmet kesimindeki işler için daha uygun görünmektedir. Bu durumda işçiler kendi anlayışlarına, bireysel ve grup çalışma hızına uygun olacak şekilde çalışma saatlerinin seçimine izin verildiği için memnun olmaktadırlar. Esnek çalışma saatlerinin önemli kavramları (Şekil 9.1 de verilen değerlerle); Çekirdek zaman (ÇZ) : İşgörenlerin tümünün işletmede bulunmasının zorunlu olduğu zamandır. Günlük minimum çalışma süresini ifade eden asıl zamandır. ( ÇZ 4.5saat). Esnek zaman (EZ ) : Çekirdek zaman dışına düşen çalışma saatlerini içerir. ( EZ 5.5saat). İşletme çalışma saatleri (İÇZ ) : İşletmenin açık kaldığı süredir. İşletmenin açık kaldığı süre, çekirdek zamandan ve yasa veya sözleşmelerde belirtilen çalışma saatlerinden daha uzun olur. ( İÇZ 10saat) Toplam çalışma zamanı, çekirdek zamanla esnek zamanların toplamıdır. Yerleşik dönem (YZ ) : İşletmelerin borçlanma veya alacaklanmaya izin verdiği zaman miktarıdır. Borçlanma (BZ ) : Esnek çalışma saatleri, işgörenlere saatlerle ilgili alacak ve borçlarını bir yerleşik dönemden diğerine aktarabilme özgürlüğü sağlar. Örneğin, bir aylık dönemde çalışılması gereken zaman 160 saat iken, 170 saat çalışılmışsa, 10 saatlik fazlalık bir sonraki aya aktarılarak 150 saat çalışmak yeterli olabilecektir. Aksine, önceki ay 150 saat çalışılmışsa, sonraki aya 10 saat eksik ertelenerek 170 saat çalışılması gerekecektir. Esnek çalışma saatleri yöntemi, özellikle bireysel çalışmaların geçerli olduğu işlerde, aynı işi yapan fazla sayıda işgörenin çalıştığı işlerde ve fazla sayıda işgörenin çalıştığı işletmelerde başarıyla uygulanabilmektedir.

200 200 Esnek çalışma saatlerinin ortaya çıkışının bazı nedenleri aşağıda özetlenmiştir: İşletmelerin rekabet gücünü korumak Teknolojik gelişmeler ve yeni teknolojilerin endüstrilere uygulanmaya başlanması Değişen pazar ve müşteri ihtiyaçlarına uyum sağlamak için örgütlerin yeniden biçimlendirilme ihtiyacı İstenilen türde işgücünün bulunabilmesi Daha fazla boş zaman ve daha fazla bağımsızlık yönündeki baskı Genel giderlere daha fazla pay ayrılması, verimliliğin artırılması ve kalitenin geliştirilmesi ihtiyacı İstihdamın teşvik edilerek işsizliğin azaltılması Esnek çalışma saatleri uygulamasının çalışanlar ve işletmeler açısından yararları; İşe geç gelme ve devamsızlık azalır İşgörenlere meslekleri ile aile sorumlulukları arasında denge kurmalarını sağlar Sabit zamana uyma, aile iş çatışması gibi nedenlerden kaynaklanan stresi azaltıcı etki sağlar İşgörenler verimli oldukları zamanlarda çalışacak şekilde zamanlarını ayarlayabilirler İşgörenlere bağımsızlık hissi verir ve iş stresini azaltır Verimsiz zaman kaybını önleyerek boş zamanların artmasını sağlar. Böylece, işgörenlerin sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarına imkan verir Trafik sorununa azaltıcı bir etki yapabilir İş tatmini sağlanacağından, özellikle nitelikli işgörenlerin memnun ve mutlu olduğu bir işletmede istihdam, dolayısıyla verimlilik artar Çalışanların çalışma sürelerini iş yükü dalgalanmalarına göre ayarlama imkanı sağlar Esnek çalışma saatleri işletmenin daha uzun süre açık kalmasına ve makinaların daha fazla kullanılmasına imkan sağlar,böylece maliyetler düşer, verimlilik artar İşgören devir hızı azalır Esnek çalışma saatleri uygulamasının çalışanlar ve işletmeler açısından sakıncaları; Sürekli çalışılması gereken bazı işler için uygun olmayabilir. Üstlerin astlarıyla haberleşmesi ve onları yetiştirmesi açısından sorun oluşturabilir. Bazı işgörenlerin daha fazla çalışmasını gerektirebileceğinden işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunlar çıkarabilir. Fazla çalışma ve fazla çalışma ücretlerinin azalmasına yol açar. Geç kalma ve zaman kayıpları riski çalışana yükleneceğinden iş tatmini zedelenebilir. Çalışanların karşı oldukları saat tespiti ve imzalama yöntemlerinin kullanmasına neden olur. Sabit maliyetlerin artmasına neden olur.

201 201 Esnek çalışma sürelerinin çok dikkatli bir şekilde planlanması ve denetlenmesi gerekir. İşçilerin bireyselleşmesini artıracağı ve dayanışmayı azaltacağı endişesi ile sendikaların tepkisini çeker. Çok sayıda işçinin bağımsız olarak çalıştığı yerlerde yürütülmesi oldukça güçtür. Tamir bakım, telefon santrali gibi yerlerde uygulanma güçlükleri vardır. Çalışanların istedikleri saatlerde işe başlamaları ve ayrılmaları çatışmalara neden olabilir. Bu sakıncalarına karşılık, esnek çalışma saatlerinin uygulandığı işletmelerde başarılı sonuçlar elde edilmiştir İş Paylaşma Düzeni İş paylaşma düzeninde iki veya daha fazla sayıda işçi belirli bir işin yapılmasının sorumluluğunu üstlenirler ve iş yerinde bir işçi sürekli çalışıyormuş gibi üretim sağlanır. Tatil, hastalık veya özel işler nedeniyle işe gelmeyen işgörenlerin yerine bir işçi işte çalışır. Bu özelliği ile yarı zamanlı işe benzer. Özel yaşamlarının gereği ya da kendi istekleriyle daha az süre çalışmak isteyen işgörenler için uygun bir yöntemdir. Pratik uygulamarına az rastlanmaktadır. İş paylaşma düzeninin sakıncaları; Karşılıklı sürekli bilgi alış verişini gerektiren karmaşık işlerde uygulanması fazla yarar sağlamaz. Her işgören farklı yetenekte olduğu için aynı işte aynı performans sağlanamaz. Yükselma olanağı işgörenler arasında geçmsizliğe yol açar. Bu sakıncaları nedeniyle iş aylaşma düzeni; ancak üstün beceri ve bilgi gerektirmeyen, fazla sorumluluk yüklemeyen sıradan, basit işlerde iyi sonuç verebilir. İş paylaşma modelinin uygulanabilmesi halinde aşağıdaki yararları sağlayabilir. İşveren açısından yararları; Personel darboğazı ortadan kalkar Vardiya saatlerinin ayarlanmasında esneklik sağlar İşyerinde her zaman çalışan birisi bulunur Tatillerde, hastalıklarda, özel izinlerde takımdan birisi boşluğu doldurur Tam gün çalışmaya göre işgören daha az yorulur, işgörende performans düşüşü görülmez Ayrılacak veya emekli olacak işgörennin yerine yeni işgören hazırlanmasında kolaylık sağlar İşgören açısından yararları; Çalışma saatlerini kendi siteğine göre ayarlamada esneklik Eşlerin ikisinin de çalıştığı ailelerde çocukların bakımının kolaylaşması

202 202 Emekliliği yaklaşmış işgörenlerin kademe kademe iş hayatından ayrılmasına imkan sağlaması Çalışmak isteyen veya zorunda olan engelliler için iş yaşamına katılma kolaylığı sağlaması Bu yararlarına karşılık iş paylaşma düzeninin sakıncaları da vardır. İşveren açısından sakıncaları; Yönetim giderlerinde artış (her işçi için ayrı sigorta, vergi ve sosyal giderler) Takımlar arası uyumsuzluk ve kararsızlıklarla uğraşma Her yeni işe başlamadaki düşük performans süresinin takımdaki işgören sayısı kadar tekrarlanması İşgören açısından sakıncaları; Takımın diğer elemanları için de sorumluluk taşıma, her an işe hazır olma zorunluluğu Emeklilikte düşük gelir İşte ilerleme, yükselma şansı az, takım dışı başarı mümkün değil Çok Vardiyalı Çalışma Düzeni Vardiyalı çalışma çoğu endüstride, özellikle akış tipi üretim sistemlerinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Vardiya çalışmalarının zorunlu olduğu işletmelerde, vardiya tipi seçiminde, biyolojik, teknik ve sosyal kriterler kullanılmaktadır. Çok vardiyalı düzende çalışma, çalışmanın sürekli olarak günün aynı zaman diliminde yapılmadığını, zaman diliminin bir programa göre devamlı değiştiği çalışma düzenidir. İşveren, yatırımını iyi değerlendirebilmek için aynı makinayı gün boyu 2 ve hatta 3 vardiya çalıştırmak ister. Ayrıca, bazı işler organizasyon veya teknik yönden süreklilik gösteren işlerdir. İnsan organizmasının biyolojik ritmi gündüz çalışmaya, gece ise dinlenmeye uygun bir yapıya sahiptir. Vardiyalı çalışma uyku bozukluğuna neden olabilmenin yanında hem zihinsel hem de fiziksel performansın düşük olduğu saatlerde çalışma zorunluluğunu da getirdiği için üretim veriminin ve kalitesinin de düşmesine, iş kazalarının artmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte çok vardiyalı çalışma sistemi işgörene farklı saat dilimlerinde çalışma imkanı sağlamaktadır. Gece vardiyası çalışmalarında işgören performans sınırını daha fazla zorladığından iş sonrası daha yoğun bir dinlenme ihtiyacı duyar. Ayrıca gece vardiyasında çalışan işgören sosyal aktivitelerden yoksun kalır. Uygulamada vardiya sistemleri: 1- Sürekli aynı vardiyada çalışma (ABD uygulamaları) a. Sürekli erken vardiya

203 203 b. Sürekli geç vardiya c. Sürekli gece vardiyası d. Sabit zamanlı bölünmüş vardiya (8 saat: ve gibi) 2- Değişen vardiyada çalışma (Avrupa uygulamaları) a. Gece vardiyasız sistem; hafta sonu çalışmalı veya çalışmasız iki vardiya b. Gece vardiylı, hafta sonu çalışmasız c. Gece vardiyalı, hafta sonu çalışmalı Kısa süreli vardiya değişimleri uyum sorunları ortaya çıkarmaktadır. Vardiyalı çalışma programlarının hazırlanmasında işgören veya temsilcilerinin de görüşü alınmalı, programlara olabildiğince müdahale edilmemelidir İçerik Yönünden İş Düzenlemeleri Sosyal gelişmelere balı olarak insanların yaşamlarından, işlerinden beklentileri her geçen gün artmaktadır. Kalıplaşmış, yıllardır tek düze sürüp giden çalışma düzeni yerine işgörenler kendisine daha fazla serbestlik tanıyan, sorumluluk veren, kendi yeteneklerini gösterebilip takdir edileceği iş düzenleri istemekte, işten mutluluk duyma hissini ancak böyle tadabileceklerini ifade etmektedirler. İçerik yönünden uygulanabilecek iş düzenleri; iş rotasyonu, iş zenginleştirme, iş genişletme, iş kolaylaştırma, sosyo-teknik iş sistemleri olarak sıralanabilir İş Rotasyonu Sıralı ve tekrarlı işlerde çalışan işgörenlerin kısa veya uzun süreli olarak başka tür sıradan ve tekrarlı işlere geçirilmesi ya da makina teçhizat ve donanımını değiştirmektir. Bu değişiklikte işin yapısı aynı kalır. Değişim planlı veya plansız, işgörenin kendi isteği ile veya bir yöneticinin emriyle olabilir. İş rotasyonu, bütün işlerin monoton ve sıkıcı olduğu, diğer iş tasarım tekniklerinin uygulamalarından önemli yarar sağlanamadığı durumlarda uygulanır ve görevlerde çeşitlilik yaratarak monotonluk duygusunu ortadan kaldırır. Özellikle, montaj hatlarında tekrarlı ve basit faaliyetlerden oluşan işlerde çalışan işgörenlere iş rotasyonu programları uygulanarak işler daha anlamlı ve çekici hale getirilebilir. Benzer olarak, yöneticilere uygulanan iş rotasyonu, işletmeyi tanıma ve tecrübe kazanmalarına katkı sağlar. İş rotasyonunun işgörenler ve işletme açısından yararları aşağıda sıralanmıştır. İşgörenler açısından iş rotasyonunun yararları: Yükleme değişimi Nitelik açısından gelişme olanağı Daha ilgi çekici çalışma İşletme açısından iş rotasyonunun yararları: İş sisteminde arıza olasılığının azaltılması Personel niteliğinin yükseltilmesi Çalışma gruplarında uyumun artması Daha iyi üretim kalitesi

204 204 İş rotasyonunun en önemli sakıncası, çok farklı içerikli işler arasında yapılan sık değişimlerin yeni işlere alışma zorluklarına ve önemli yüklenmelere neden olabilmesidir. Farklı faaliyetler dolayısıyla daha büyük hata riski ve rutin çalışma payının azalması, işgörenler için iş gereklerinin derecesini yükseltir. Bu olumsuzlukların işgörenlerin üzerindeki etkileri işgörenlerin uygunluğuna göre farklı olabilir İş Genişletme İş genişletme, yatay aktarma noktalarının eskiye göre farklılaştırılması, sınırlarının genişletilmesidir. Buna göre iş genişletme, mevcut tanımlanmış işlere yenilerinin eklenmesi yoluyla işin içeriğinin ve tanımının genişletilmesidir. Şekil 9.2 de yatay aktarma noktalarında yapılan iş genişletme işlemi gösterilmiştir. İş genişletme ile işgörenlerin yerine getirdiği görevleri sayı ve çeşit olarak artırılır. Böylece, işin tekdüzeliği azaldığından işgörenin işine daha fazla ilgi duyması sağlanmaktadır. Şekil Yatay aktarma noktalarında yapılan iş genişletme İş zenginleştirme ve iş genişletme programları ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir. Her iki tekniğin sakıncalarına rağmen; motivasyon etkisi, bireyin özgür karar vermesinin artırması, hareket alanının genişletmesi ve benzeri yararları nedeniyle tercih edilen uygulamalardır. İş genişletmenin üstünlükleri: İşgörenlerin görevlendirilmelerindeki esneklik ve iş sisteminin esnekliği artar. İşe karşı ilgi artırılabilir. İşgörenin çalışma sonucu ile özdeşleşmesi kolaylaşır. Görev genişletme farklı yüklenme düzeylerindeki görev bölümlerini kapsıyorsa, yükleme değişimi mümkün olur. Daha büyük çalışma motivasyonu dolayısıyla ürün kalitesi de iyileştirilebilir.

205 205 İş genişletmenin sakıncaları: İşe alıştırma süresi, dolayısıyla maliyetler ve işgörenden istenen nitelikler artar. Bölümlere ayrılmış üretime oranla daha fazla üretim aracına gereksinim duyulur İş Zenginleştirme Bir sürecin bitmesiyle yeni bir sürecin başlaması arasındaki noktaya aktarma veya transfer noktası denir. İş zenginleştirme, dikey aktarma noktalarının eskiye göre farklılaştırılması, sınırlarının genişletilmesidir. Şekil 9.3 de dikey aktarma noktalarında yapılan iş zenginleştirme işlemi gösterilmiştir. Diğer bir ifade ile, işgörenin yerine getireceği görevlere belirli ölçüde planlama, yürütme ve denetleme faaliyetlerinin eklenmesi iş zenginleştirmedir. İş zenginleştirme ile işgören, belirli bir işin yalnızca belirli bir kısmını sürekli olarak tekrarlayıp yürütme yerine belirli bir işi başlangıcından sonuçlanmasına kadar yürütür veya izler. Bu uygulama, dış müdahaleyi (karışma) azaltır, işgörenin sorumluluğunu artırır, böylece işgörenin işe bağlılığını ve başarılı olma isteğini yükseltir. Şekil Dikey aktarma noktalarında yapılan iş zenginleştirme Dikey aktarma noktalarının sınırlarının genişletilmesi sonucu oluşan iş zenginleştirme ile işgörenin sorumluluk alanına giren dikey iş yükü artmaktadır. Dikey iş yükleme uygulaması ile iş zenginleştirmenin ilkeleri, üstünlükleri ve sakıncaları aşağıda belirtilmiştir. İş zenginleştirme ilkeleri: Sorumluluğu aynı bırakmak üzere bazı dışsal denetimleri kaldırmak. İşgörenlerin kendi işleri ile ilgili sorumluluklarını artırmak. İşgörene tam bir iş ünitesi vermek. İşgörene işle ilgili serbestlik veya kendi faaliyetlerinde ek yetki tanımak.

206 206 İşgörene yaptığı işlerin sonuçları hakkında doğrudan geri besleme vermek. İşgörene daha yeni ve güç işler vermek. Uzmanlaşmaya yardımcı olacak özel işler vermek. İş zenginleştirmenin üstünlükleri: İşgörenlerin hareket özgürlük alanlarının büyümesi. İşgörenin kendini geliştirme olanağı bulması. Organizasyonun alt düzeylerindeki enformasyon ve sürtüşme kayıplarının elenmesi. Daha çekici çalışma yerlerinin yaratılması. İş zenginleştirmenin sakıncaları: İşgörenlerin niteliklerinin yükseltilmesi, eğitim ve alıştırma ile sağlanabilir ve bu uzun zaman alır. Yöneticiler, değişikliklere ve özellikle işgörenlerin daha fazla sorumluluk ve karar yetkisine sahip olmalarına hazırlanmalıdır. İş zenginleştirme bir öğretim süreci olarak tasarlanmalıdır. Yani, işin zenginleştirilmesi işgörenin yükselen nitelik düzeyine sürekli olarak uyum sağlamalıdır. İş zenginleştirme sonucu oluşturulan iyileştirmelerin olumlu etkisinden önce, çalışma araçları, eğitim, çevre düzenleme giderlerinin arttığı görülür. İş zenginleştirme sonucunda fonksiyonel uyumsuzluk veya bireyler arası çatışma gibi nedenlerden dolayı başarı düzeyi düşmekle birlikte, çoğu zaman önemli ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir Bağımsız Çalışma Grupları Grup, birbiriyle oldukça düzenli olarak karşılıklı ilişkilere girişen, davranışlarını düzenleyen ortak değerleri ya da normları olan, çeşitli statü ve roldeki bireyler topluluğu olarak tanımlanabilir. Bağımsız çalışma grubu, bağımsız ya da kendi kendini yöneten çalışma grubu, tüm faaliyetlerin ve karşılıklı ilişkilerin grup tarafından konan normlara göre yürütüldüğü, işlerin ve görev ilişkilerinin yine grup tarafından düzenlendiği küçük çalışma birimleridir. Bağımsız çalışma grupları, biçimsel olmayan grupların örgütlerde doğal bir şekilde oluşumundaki mantığa dayanır. Biçimsel olmayan grupların doğasında bulunan özelliklerden yararlanarak çağdaş çalışma yaşamı koşullarında bir iş tasarımı tekniği olarak özerk ya da otonom çalışma grupları oluşturularak örgütsel etkinlik ve işgören tatmini sağlanmaya çalışılmaktadır. Bağımsız çalışma gruplarının üstünlükleri: Grup üyeleri iyi bir işbirliği ile kendilerine daha geniş bir hareket alanı yaratabilir. Sosyal ilişkilerin kurulması desteklenir. Dalgalanma ve işe gelmeme oranları azalır. Sürtüşmeler azalır.

207 207 Bağımsız çalışma gruplarının sakıncaları: Bütün işgörenler, grup içinde kişisel sorumluluklarını bilerek çalışmaya hazır olmayabilirler. Grup üyeleri arasında, grup aracılığı ile çözümü kolay olmayan anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Düşük performanslı grup üyelerinin gruba uyumunu sağlamak çoğunlukla mümkün değildir. Yönetim, kendi kendini yönetebilen grupları nasıl yöneteceğini bilememektedir Zenginleştirilmiş Sosyo Teknik İş Sistemleri Zenginleştirilmiş işler ve doğal çalışma gruplarının üzerinde daha ileri adımda zenginleştirilmiş sosyo teknik iş sistemleri uygulanır. Bu uygulama ile bir örgütün tamamı ya da büyük bir bölümü dengeli bir davranışsal teknik sistem haline getirilir. Özellikle uzmanlaşmış üretim hatları şeklinde tasarlanmış imalat süreçlerinde bu tür düzenleme önemli ölçülerde değişiklik gerektirir. Burada amaç, üretim gereklerine olduğu kadar insanların ihtiyaçlarına da hizmet eden bir yerleşme düzeni ve üretim süreci oluşturmaktır. Zenginleştirilmiş sosyo teknik iş sistemlerine örnek olarak montaj hattı üretim şekli yerine ekip çalışmasına geçilmesi, ekip elemanlarının işi kendi aralarında paylaşmaları, çalışma zamanlarında birbirlerini eğitmeleri, ekiplere tüm faaliyetlerde büyük bir özerklik tanınması, dolaysız gözetim, genişletilmiş işler ve benzeri örnek verilebilir. Bu tekniğin uygulamalarında genellikle monotonluğun azaldığı, doyumun ve verimliliğin arttığı, işgücü devri, devamsızlık, üretim kesintileri ve kalite sorunlarının azaldığı görülmüştür. Zenginleştirilmiş sosyo teknik iş sistemlerinin bazı avantajlarına rağmen birtakım sorunları vardır. İşgörenler ek işler öğrendiklerinde bazı ekip üyelerinin daha fazla ücret almasına karşı çıkmaktadırlar. Değişimin heyecan verici dönemi içinde bir tür Howthorne etkisi deneyleri başarılı kılmakta ve ilk çekicilik geçtiğinde gerileme başlamaktadır. Kesin bir sonuca varılabilmesi için daha çok tecrübe ve bilgi birikimi gerekmektedir İş Kolaylaştırma İnsan, belirli bir işte ve belirli bir tempo ile istenildiği kadar uzun süre aynı gücü veremez. Yorulma sonucu azalan güçle birlikte işin yapılma zorluğu da artar. Bu sorunun giderilmesi için yorgunluk dinlenme ile dengelenmeli, ancak daha da önemlisi işgörenlerin yorgunluk duymadan ya da daha az yorgunluk duyarak daha verimli iş yapabilmelerini sağlamak maksadıyla çoğu zaman işin yeniden düzenlenmesi ve bu amaçla iş kolaylaştırma prensiplerinden yararlanılması gerekebilir. İş kolaylaştırma, işi yaparken insan gücünden ve kullanılan diğer üretim faktörlerinden en yüksek düzeyde yararlanma yolları ile iş işgörenlerin en uygun koşullar altında, en az enerji harcayarak çalışmasını sağlayacak fiziksel çevre koşullarını ve olanaklarını araştıran bir disiplindir.

208 208 İş kolaylaştırma, işlerin daha etkili yollarla, hızlı ve güçlük çekilmeden daha kolay yapılabilmesi yollarının geliştirilmesi olarak da tanımlanabilir. Buna göre, işin kolaylaştırılması maksadıyla uygulanacak yeniden düzenleme prensipleri iş etüdü ve ergonomi prensiplerine dayanacaktır. İş kolaylaştırmada ilk adım her işle ilgili tutumların belirlenmesi ve işin doğru yapılıp yapılmadığının araştırılmasıdır. Bu uygulamada, işin eleştirel olarak incelenmesi ve bu maksatla aşağıdaki soruların cevaplanması gerekmektedir: İş niçin yapılıyor? İş nasıl yapılıyor? İş daha az zaman ve çaba harcanarak yapılabilir mi? Çalışma yeri ve araç gereçler yeniden düzenlenerek daha uygun bir çalışma ortamı sağlanabilir mi? İşin yürütülmesi için daha uygun düzenekler kullanılabilir mi? İnsanlar genellikle statikocudur. Hemen hemen hiçbir insan bir işin yapımı ile ilgili olumlu sonuçları görmeden mevcut alışkanlıklarını değiştirmek istemez. İşin yapım yöntemlerinin ve fiziksel çevre koşullarının yeniden düzenlenerek düzeltilmesi, yorgunluk ve çalışma süresini azaltarak faaliyetlerin daha kolay planlanmasını ve daha verimli yürütülmesini sağlayabilir. Yeni yöntemler, başlangıçta daha fazla zaman, zihinsel güç ve dikkat gerektirebilir. Ancak, işgören kolay ve kısa zamanda yapılamayan eski alışkanlıklarını bırakma eğiliminde ise, yeni yöntemleri daha kolay öğrenebilir ve uygulayabilir. Araştırmalar, çalışma ortamının yeniden düzenlenmesinin ve çalışma yöntemlerinin değiştirilmesinin işin daha kolay yapılması üzerinde olumlu etki yaptığını göstermiştir. Örneğin, uygun düzeneklerin kullanılması, araç gereçlerin depolama yerlerinin değiştirilmesi, gerekli olmayan bazı adımların elimine edilmesi hareketlerin azalmasını sağlayabilir ve iş yapımını kolaylaştırabilir. Çalışma yöntemlerinin düzeltilmesi için uygulanabilecek yöntemlerde, ilk basamaktaki bir değişiklik alt basamaklardaki faaliyetlerde de değişikliğe neden olacağından, işin yeniden düzenlenmesi ve kolaylaştırılması zincirleme faaliyetler oluşturur. İş kolaylaştırma yöntemleri 5 grupta ele alınabilir: 1) Vücut hareketlerini ve duruşunu değiştirme 2) Araç gereç, donanım ve çalışma ortamını değiştirme 3) İşin yapılmasındaki adımların sırasını değiştirme 4) Son üründe değişiklik yapma 5) Kullanılacak malzemeyi değiştirme 1) Vücut Hareketlerini ve Duruşunu Değiştirme: Bütün faaliyetlerinde, enerji ve zaman tasarrufu insan vücudu için önemli bir faktördür. Bu faaliyetlerde insan enerjisinin ve zamanının gereksiz tüketimine yol açan birçok iş adımı öncelikle düzeltilmelidir. İş adımlarından tasarruf sağlamanın ilk ve en kolay yolu bazı adımların elimine edilmesidir. Bazı gereksiz hareketler iyi bir planlama ile ortadan kaldırılabilir.

209 209 Kullanılan araç gereç ve malzemeler kullanım yoğunluklarına uygun yerlerde depolanarak işgörenin hareketleri ve dolayısıyla enerji tüketimi azaltılabilir. İş yaparken, ayakta dururken, otururken ya da hareket ederken benimsenecek duruş şekli, baş, gövde ve kalçanın dengeli şekilde tutulması gerekir. Duruşun dengeli olması, sırt ağrılarını ve kas gerilmelerini azaltır. Dengesiz duruş, doku ve sinir sistemleri zorlanır. Sürekli aynı duruşlar belli kas gruplarında sürekli kasılmaya yol açarak yorgunluğu artırır. Gerek oturarak ve gerekse ayakta çalışma düzeyi için dirsek yüksekliği önemli kriterdir. Çalışma düzeyinin yüksek olması çalışanın dirseğini ve kolunu aşırı derecede zorlar, düşük olması ise, işgören vücudunu öne doğru eğerek kendisini işe göre ayarlayacağından kötü bir vücut duruşuna neden olacaktır. Özellikle uzun süreli çalışmalar, normal çalışma düzeylerinde gerçekleştirilmelidir. Yatay düzlemde normal çalışma alanı, vücut doğal pozisyonda, üst kol dirsekten bükülü ve vücuda dik durumda alt kolun bükülmesi ile rahatça yetişebileceği alandır. Kolun omuzdan başlayarak uzatılması ile erişilebilen alan maksimum çalışma alanıdır. Araç gereç ve ekipmanların kolaylıkla erişilebilecek şekilde düzenlenmesi birçok işi kolaylaştırır. Sağ elin ve sol elin ayrı ayrı veya birlikte çalışabilmesi için mümkünse araç gereç ve ekipmanlar bu alan içinde bulundurulur. İşin vücut pozisyonunu değiştirmeden yapılamadığı durumlarda, maksimum çalışma alanında çalışma yapılabilir. Bu durum daha çok kullanılacak malzemelerin çalışma yüzeyi üzerinde depolanması halinde gözlenir. Maksimum çalışma alanına konan çalışma nesneleri, özellikle uzun süreli çalışmalarda kas gerilmelerine ve yorgunluğa yol açar. Çalışma sırasında vücudun aşırı gerginliğinden sakınılmalı, eğilme, bükülme, oturma ve ayakta durma sırasında vücut duruşuna dikkat edilmelidir. Uygun vücut duruşu, iş yaparken daha az enerji tüketimi gerektiren pozisyon olup, olabildiğince iş süresince bu pozisyon korunabilmelidir. 2) Araç Gereç, Donanım ve Çalışma Ortamını Değiştirme: Uygun olmayan araç gereç ve donanımların kullanılması ve donanımlar için ayrılan alanların yetersiz olması işgücü ve zaman tüketimini gereksiz yere artırır. Örneğin, bir kereste biçme tesisinde yan alma dışında bütün işlemler belli bir bölümde ve akış içinde gerçekleştirilirken, yan alma makinasının akışa aykırı ve uzak bir bölümde olması; cıvata üretiminde, bütün işlemler torna bölümünde yapılırken, çubuk kesme işleminin ayrı ve uzak bir bölümde yapılması; bir ofiste bir belgenin diskete/cd ye aktarılarak bilgisayar çıktısının başka bir bölümde alınması, evde çamaşır makinasının banyodan uzak bir yere konma zorunluluğu işlem süresini ve işgücü kullanımını önemli ölçüde ve gereksiz yere artıracaktır. Araç gereç ve donanım için uygun alan olması kadar çalışma yöntemlerinin de uygun olması önemlidir. Çalışma alanı düzenlemelerinden önce aşağıdaki soruların cevapları aranmalıdır:

210 210 Donanım uygun şekilde yerleştirilmiş mi? Çalışma ünitelerinin yüksekliği ve derinliği uygun mu? Kullanılan oturma düzeni çalışana uygun mu? Daha verimli ve fonksiyonel araç gereç ve donanımlar seçilebilir mi? Kullanılan nesneler kolayca erişilebilecek ve kullanılacak yere yakın depolanmış mı? Çalışma yüzeyleri uygun şekilde aydınlatılmış mı? Çalışma yerinde gerekli güvenlik tedbirleri alınmış mı? Donanım uygun şekilde yerleştirilerek iş adımlarından tasarruf sağlanabileceği gibi çalışma alanı da etkin bir şekilde kullanılabilir. Alan tasarımı için öncelikle işler, iş adımları ve harcanan zaman belirlenmelidir. Çalışma merkezleri arasındaki mesafenin gereğinden fazla olması çalışma verimini azaltır ve alan maliyetini artırırken, daha az olması işlerin yapılmasını zorlaştırır. Çalışma yüksekliği, bir faaliyetin sık tekrarlanmasında, ağır bir nesnenin kaldırılmasında, uzun süreli çalışmalarda ve işgücünün fiziksel problemleri olduğunda daha fazla önemlidir. Çalışma tezgahının yüksekliği işin boyutlarına ve işçinin antropometrik özelliklerine uygun olmalıdır. Yüksek çalışma yüzeyleri halinde işçi kollarını ve omuzlarını yukarı kaldırır, düşük çalışma düzeyleri halinde ise, işçi vücudunu öne doğru eğer ve kollarını ileri doğru uzatır. Her iki halde de gereksiz yorgunluk ve zorlanmalar ortaya çıkar. Çalışma alanı standartlara uygun tasarlansa da, insanların faklı boyutsal özelliklere sahip olması nedeniyle, her standart çalışma alanı her insan için uygun olmayabilecektir. Böyle durumlarda çalışma alanı değiştirilemiyorsa, örneğin, ayak koyma yeri gibi ek çözümlerle düzenleme yoluna gidilebilir. Çalışma ünitelerinin oturma yüksekliği, fazla fiziksel güç harcamadan iyi bir oturma pozisyonu sağlamalıdır. Uygun bir oturma düzeni aşağıdaki özellikleri taşımalıdır: İyi bir oturma düzeni vücut duruşunun çalışma sırasında değiştirilmesine uygun olanaklar sağlamalıdır. Oturma düzeni yüksekliği diz arkası yüksekliğinden fazla olmamalıdır. Maksimum derinlik, kalça diz arkası mesafesinden fazla olmamalıdır. Oturma düzeni genişliği en büyük kalça genişliğine uygun olmalıdır. Oturma düzenini yüzeyi düz olmalı, oturulan kısma uygun olmalıdır. Oturma yüzeyinin arkaya doğru eğik olması yeterli ve uygundur. Oturma yüzeyi, yapılan işe de uygun olacak şekilde arkalıklı olmalı, arkalık gerekli rahatlığı sağlayacak genişlikte olmalıdır. arkalık omurganın ve kolların hareketine engel olmamalı, arkalığın yüksekliği ve eğimi gerektiğinde ayarlanabilmelidir. Teknik olarak yetersiz donanım, fazla zaman ve enerji harcamasına yol açarken, yorgunluk sonucu psikolojik rahatsızlıklar da oluşabilir. Bu nedenle teknolojik gelişmelerden yararlanılmalı ve işe uygun donanımlar seçilmelidir.

211 211 Araç gereç ve donanımlar en çok kullanıldıkları çalışma noktalarında depolanarak gereksiz yürüme, kaldırma, eğilme ve erişme gibi faaliyetler elimine edilebilir. Sık kullanılan çalışma nesneleri mümkün olduğu kadar çalışma tezgahı yüksekliğinde, omuzu yukarı kaldırmayı gerektirmeyen, kolay erişilebilen bir alan içerisinde depolanmalıdır. Çalışma yerinin aydınlatılmasında öncelikle doğal aydınlatmadan yararlanılmalı, göz yorgunluğuna neden olan ve görmeyi engelleyen kamaşma önlenmelidir. Renkler ışığın verimli kullanımını sağlayacak şekilde kullanılabilir. Beyaz renk, ışığı iyi yansıtan bir renk olmakla birlikte göz yorgunluğuna yol açabilir. Ekranlı araçlarda, ekran ile aydınlatma arasında iyi bir uyum ve kontrast sağlanmalıdır. Ekranlı araçların yüzeyi, ışık doğrultusuna paralel tutularak yansımalar önlenmelidir. 3) İşin Yapılmasındaki Adımların Sırasını Değiştirme: Daha iyi çalışma yöntemleri bulunup geliştirilerek veya işin yapım yolları kolaylaştırılarak işle ilgili gereksiz adımlar ve hareketler önlenebilir ya da iş adımları değiştirilerek işin kolaylaştırılması sağlanabilir. İşin geleneksel ve rasgele yapılma yöntemleri gerektiğinde eleştirilerek işin doğru şekilde yapılmasının yolları bulunmalı ve öğrenilmelidir. 4) Üründe Değişiklik Yapma: Ürünün fonksiyonel ve kalite özelliklerini düşürmeksizin ve maliyetini artırmadan işlem süresini kısaltacak değişiklikler yapılabilir. Bu maksatla metot etüdü ve iş ölçümü tekniklerinden yararlanılabilir. 5) Kullanılacak Malzemeyi Değiştirme: Teknolojik gelişmeler sonucu çok ve çeşitli yeni malzemeler ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, yeni gelişmelerin ortaya çıkardığı yeni malzemeler kullanılarak işin kolaylaştırılması mümkün olabilir. Yeni malzemelerin kullanımı harcanan iş zamanının ve enerji tüketimini azaltıcı rol oynar.

212 İNSAN MAKİNA SİSTEMLERİ SİSTEM TASARIMI Ergonominin sistemi oluşturan üç temel elemanı mevcuttur: insan, makina ve çevre. Teknolojik gelişime rağmen, insan makina sisteminde insanın hala önemli bir yeri vardır. Başarı ve verimliliğin artırılması için insan ve makina, birbirini tamamlayan iki önemli unsur olarak ele alınmalıdır. Makinayı kullanan insan, eğitim ve deneyimle kazandığı bilgi ve karar verme yeteneği ile makinayı kontrolü altında tutar. Makinanın istenen biçimde çalışmasını sağlayabilmek için bu amaçla tasarlanan göstergeleri veya makinaları gözler. Duyu organları ile aldığı uyarı ve edindiği izlenimlere göre gereken görevleri yerine getirir. İnsan, bu çalışmaları sırasında ısı, ışık, nem, gürültü, titreşim, toz, radyasyon ve iş ortamı gibi olumsuz çevresel etkilerin baskısı altında kalır. Şekil 12.1 de insan makina sistemi gösterilmiştir. Şekil İnsan makina sistemi Ergonominin amacı, insanın iş yaşamı ile olan ilişkisini akılcı bir yöntemle inceleyerek işin ve çevresinin insanın özelliklerine ve yeteneklerine uyumunu sağlamaktır. Bunun için iş yükü ve çevre koşullarının ek yükler ölçülerek bu yüklerin hangi zorlanmalara yol açabileceği beklentisi ortaya konur. Bu zorlanmanın işçinin beklenebilir zorlanma sınırını aşmaması için alınabilecek önlemler analiz edilerek çözüm önerileri ortaya konur. İnsan makina ilişkisi açısından ergonominin hedefi; çalışan insanı, çalıştığı makina teçhizat ve donanımı, uyguladığı çalışma yöntemlerini ve içinde bulunduğu çevresel koşulları sistematik olarak incelemektir. İnsanın fizyolojik yapısının incelenmesi, iş için gerekli çalışma alanının fizyolojik yapıya uyumunun sağlanması, göstergelerin ve kontrol düzenlerinin duyma, görme, dokunma, uzanma, kavrama ve benzeri açılardan uygun biçimde tasarlanması, aydınlatma, ısıtma ve havalandırmanın uygun düzeyde sağlanması, bedensel ya da zihinsel yorgunluğa ve yıpranmaya ve çalışma hatalarına yol

213 213 açabilecek titreşim, toz, nem, gürültü, radyasyon, zehirli gaz ve maddeler gibi olumsuz çevresel etkilerin kontrol altına alınması ergonomi biliminin insan makina sistemi açısından uğraş alanlarını oluşturmaktadır. Sistem tasarımında makinanın fonksiyonu, kullanım kolaylığı, verimliliği, yapısı ve işlevlerinin insan faktörü ile işbirliğine yatkın olması, ekonomikliği ya da teknolojik düzeyi gibi unsurlar dikkate alınmalıdır. Sistem tasarımında insan makina uyumu öncelikli koşul olduğuna göre; bir makinanın tasarımı ve elemanları arasındaki uygumun sağlanması kadar insan ve makina arasındaki işbirliğinin sağlanması da önemlidir. Sistem tasarımında insan faktörü de sistemin önemli bir entegre elemanı olarak dikkate alınmalıdır. Sistem tasarımında amacın gerçekleştirilmesi için görevlerin yeterli olması ve aynı zamanda bu görevlerin insan ve makina arasında amaca uygun biçimde dağıtılması gerekir. Bu maksatla, sistemin tasarımı aşamasından itibaren sistem tasarımcıları, makina mühendisleri ve ergonomistler arasında uyumlu bir çalışma başlatılmalı ve sürdürülmelidir. Böylece, sistemi işleten insan faktörünün kapasitesi ile uyumlu ve kapasiteyi güçlendiren donanım tasarımı mümkün olur. Şekil 12.2 de görüldüğü gibi, ayrıntıya inildiğinde, tesis ve tasarım süreçleri çok sayıda alt sistemlerden oluşmaktadır. Sistemin karmaşıklığı arttıkça, öncelik ve uyum sorunlarının çözümü güçleşmekte, karmaşık sistemlerde birbirleri ile çakışan ve çelişen istekler ortaya çıkmaktadır. Sistem tasarımında genellikle aşağıdaki aşamalar izlenir; 1) Amacın belirlenmesi 2) Fonksiyonların ayırımı 3) Fonksiyonların dağıtımı 4) İşlemlerin tanımı 5) İş tarifleri 6) Ara kesit tasarımı Şekil Ergonomik yaklaşıma göre sistem tasarımının temelleri

214 Amacın Belirlenmesi Bir sistemin amacı, gerekli girdilerden yararlanılarak sistemden beklenen ürünleri istenen nitelik ve nicelikte elde etmektir. Bu maksatla, sistemin gerektirdiği girdilere ve çıktılara uygun programlar hazırlanarak yeterli ölçülerde insan makina sistemi kurulur. İnsan makina sistemi yaklaşımında amaç, çalışma düzenini değiştirmek, zor iş ve iş yöntemlerinin yerine daha kolay iş ve iş yöntemlerini yerleştirmek, işgöreni bedensel ve zihinsel güçlük ve sakıncalardan korumak, yorgunluğa neden olan gereksiz çabaları ortadan kaldırmaktır. Bu çabaların doğal sonucu olarak verimlilik ve buna bağlı olarak çalışanların gelir düzeyi ve işletmenin büyüme olanakları artar. Sistem tasarımı yaklaşımında mühendislik tekniklerinden belli ölçülerde taviz verilerek maliyet ve kullanıcı spesifikasyonlarına öncelik verilebilir. Zira, kullanıcı için ürün değeri uygunluk / fiyat oranı ile ifade edilir. Bu nedenle, sistemin amacı ve sistem için öngörülen yapısal ve fonksiyonel temeller açıkça belirlenmelidir. Sistem tasarımı için; hammadde, enerji ve güç kaynakları, kalite standartları, atıklar, teknik ve teknolojik bilgi kaynakları, piyasa hareketleri, ödeme dengeleri, sermaye ve firma ekonomisi, estetik görüşler gibi unsurlar dikkate alınmalıdır. Sistem devreye girdiğinde insan makina faktörleri temel amaca yönelik olarak verimli, ekonomik ve aksamadan işleyecek şekilde sürdürülebilmelidir Fonksiyonların Ayırımı Fonksiyonların ayırımında amaca uygun girdiler seçilir. Örneğin, kapalı mekanda malzeme taşıma aracı olarak fork lift tercihi, kullanılacak güç kaynağının ve enerjinin seçimini de ifade eder. Fonksiyonların belirlenmesi ve gerekli analizlerin yapılması ile tasarım kararlarında kolaylık sağlanır. Sonraki aşamada, belirlenen fonksiyonları gerçekleştirecek insan-makina yetenekleri belirlenir ve seçimi yapılır Fonksiyonların Dağıtımı Yirminci yüzyılın ortalarına kadar üretim hattındaki işlerin dağılımı, insan ve makinaların yeteneklerini karşılaştırma tekniği ile gerçekleştiriliyordu. Sonraki yıllarda, maliyet, entegre işlem gereksinimi ve eğitilmiş deneyimli insan faktörü kriterleri de önem kazanmaya başlamıştır. Entegre işlem gereksinimi kriterinin amacı, insan yeteneklerini gerektiği ölçülerde kullanmak ve insan faktörünün yetersizliklerine çareler aramaktır. Eğitilmiş deneyimli insan faktörü kriterinin amacı, karmaşık sistemlerde eğitilmiş deneyimli insan faktörünü devreye sokmaktır. Buna göre, fonksiyonların dağılımı yaklaşımında insan faktörü önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle, sistem ne derece büyük ve karmaşık olursa olsun, az sayıda işgücü kullanımı temel hedef olmalıdır İşlemlerin Tanımı Sistemin işlemleri tanımlanarak insan faktörüne verilecek fonksiyonlar belirlenir. Yeni kurulacak sistemlerde işlemlerin tanımı, sistemin fonksiyonel amaçlarından hangilerinin insan faktörü tarafından gerçekleştirileceğinin belirlenmesi

215 215 bakımından mantıklı ve teknolojik bir yaklaşımdır. Daha önce kurulmuş ve işler sistemlerde ise, gözlem ve yeniden değerleme ihtimalinin bulunması nedeniyle, insan ve makine fonksiyonlarının yeniden değerlendirilmesi ve geliştirme projelerinin hazırlanmasında sistem yaklaşımının önemli katkısı olur İş Tarifleri İşlemler tanımlanıp, makina ve insan faktörüne düşen görevler ayrılarak iş tarifleri hazırlanır. İş tariflerinin üç temel yararı vardır; Makinalara ait işletme ve bakımla ilgili direktiflerin hazırlanmasına yardımcı olur. İnsan faktörünün niteliklerini belirleyerek eğitim gereksinimini ortaya koyar. İnsan makina ara kesitinin temellerini verecek teknik bilgileri içerir Ara Kesit Tasarımı İnsan makina sisteminin boyut sorunları, göstergeler ve kontrol düzeneklerinin insan faktörünün özelliklerine ve temel gereksinimlerine cevap verecek şekilde bir sistem olarak mevcut bir ortam içerisine yerleştirilmesi ara kesit tasarımı olarak ifade edilebilir. Göstergeler (birinci ara kesit) ve kumanda elemanları (ikinci arakesit) insanın makina sistemiyle diyaloğunu gerçekleştiridği ara kesitlerdir. Göstergelerde insanın kontrol ettiği, izlediği, yönlendirdiği makinanın o andaki çalışma durumunu gösteren çeşitli büyüklükler (hız, devir sayısı, sıcaklık, basınç, yakıt miktarı, takımın kalan ömrü, vb.) ve makinada oluşabilecek arıza bilgileri, insana duyu organları tarafından doğrudan veya dolaylı algılanabilecek şekilde gelmektedir. Göstergelerden elde edilen bilgiler merkezi sinir sistemi tarafından işlenir ve bu bilgilerin gerektirdiği yönde, kumanda elemanları hareket ettirilir. İnsan ve makina faktörlerinden birinin teknik olanakları ile diğerinin becerilerini kaynaştırarak optimal verim sağlayan bir sistemi kurabilmek için makinaların vereceği bilgiler ve işaretler insan faktörünün algılama yeteneklerine göre sinyalleştirilmeli ve kontrol sistemleri insan faktörünün fiziksel ve beceri yetenekleri ile uyumlaştırılmalıdır. Gerek önceden geliştirilmiş makinaların işlemlerinin optimizasyonunda ve gerekse yeni geliştirilecek bir makinanın ara kesit tasarımında önemli ölçüde ergonomik prensiplerden yararlanılır. İnsan makina arakesitinde bilgi insana doğrudan veya dolaylı olarak gelebilir. Bilginin insana dolaylı olarak geldiği haller aşağıdaki gibidir: Bilgi kaynağı (makina) ayrı bir odada veya binadadır. Makinaya ulaşılamıyor. Bilgi duyu orgalarıyla algılanabilecek türde bir bilgi değildir (manyetik alan şiddeti gibi). Duyu organlarının algılama hassasiyeti yeterli değildir (hassas birimlerle ifade edilecek büyüklükler; mikrometre birimi ile çap ifadesi) Bilgi insan dışında, örneğin bir bilgisayarda depolanmıştır.

216 216 İnsana doğrudan bilgiler ise görme, duyma, dokunma, dokunarak kuvvet uygulama suretiyle gerçekleşir. İnsan makinadan aldığı bilgileri işledikten sonra makinaya şalter, düğme, manivela kolu gibi kumanda elemanları ya da klavye, maus, grafik, tablet, sesle kumanda gibi daha kompleks bir bilgi iletim sistemi üzerinden kurulur. Bugün çoğu makina gelişimlerine bağlı olarak bu bilgi iletişiminde önemli yardımcı elemanlarla takviye edilmişlerdir. Başarılı bir tasarım, insan makina ara kesitindeki işlemlerin gerektirdiği bütün bilgi ve yeteneklerin iyi belirlenmesi ile mümkündür. Belli talimatlara uyarak çalışan bir insan faktörü - makina ara kesit tasarımı, sistemin işleyişini bilen ve kontrol düzeneklerini gerektiği gibi kullanan insan - makina ara kesit tasarımından farklıdır. Özellikle, ileri teknolojik sistemlerde kontrol işlemleri basitleştirilerek sistemin kuruluş, bakım ve onarım hizmetlerinin teknik bilgileri yeterli personele gördürülmesi ara kesit tasarımı için kolaylık sağlamaktadır. Kontrol düzenekleri ve göstergelerin tasarımında, kontrol düzeneklerinin yerleşeceği konumlar, hareket doğrultuları, operatörün kuvvet kullanımı ve düzeyi gibi konular kadar, göstergelerin birbirinden ayrılabilir, algılanması kolay, yeterli sayıda ve duyarlıkta olması gibi ergonomik kriterler de önemlidir. Kontrol düzeneklerinin ve göstergelerin fonksiyonel ilişkilerine göre yerleşim yerinin seçimi, zamanlama ve yön ilişkileri ile kontrol düzeneklerinin güç kaynakları konularında ileri teknolojiler tercih edilmelidir. İnsan faktörü açısından ara kesit tasarımında, insanların genellikle tek kanallı bir algı ve işlem sistemi gibi çalıştığı kabulü dikkate alınmalıdır GÖSTERGELER Gösterge, makinaların kontrol sistemleri harekete geçirildiğinde, kontrol işleminin sayısal veya sayısal olmayan sonuçlarını gösteren düzeneklerdir. Göstergelerin temel amacı, öngörülen bilgileri en basit bir düzenek içinde, istenen sürede ve kolayca okunabilir bir şekilde görüntülemektir. İnsan makina arasında sürekli bir iletişimin kurulmasını sağlarlar. Bir makinanın etkili kullanımı ve aksaksız işleyişi, insan makina iletişiminin uygunluğuna bağlıdır. Bu nedenle, insan faktörünün yetenek ve kapasiteleri dikkate alınmalı, makinaların göstergeleri gerekli bilgileri açıkça göstermelidir. Fonksiyonel açıdan iyi tasarlanmış bir gösterge, makinaya ait bilgileri sürekli ve doğru bir şekilde kullanıcısına ulaştırabilmelidir. Göstergeler için bazı temel kurallar geçerli olsa da, her sistemin göstergesi sisteme özel insan makina ilişkileri dikkate alınarak tasarlanmalıdır. Göstergelerin tasarımına başlamadan, göstergelerde verilecek bilgilerin sınır değerlerini, bilgi vermede duyarlık derecesini ve sistemin aksaklıklarını her düzeyde ve hızla belirleyebilmek için göstergelerin konumuna uygun tasarım özellikleri incelenmelidir. Bir göstergenin fonksiyonel olabilmesi için dijital ya da analog tiplerden hangisinin seçileceği önemli olduğu kadar, bu teknik

217 217 yaklaşımlarda insan faktörünün beceri ve yetersizliklerinin de dikkate alınması gerekir. Göstergeler, ilettikleri bilgiler bakımından genellikle üç ana grupta toplanabilir; kalitatif, kantitatif ve temsili bilgiler veren göstergeler Kalitatif Göstergeler Kalitatif göstergeler tek değişkenli bilgi içerir ve sayısal değer göstermez. Bir makinanın açık kapalı, devrede devre dışı, çalışıyor çalışmıyor gibi tek değişkenli bilgilerini aktarır. Örneğin, şalter kalitatif bir göstergedir. Sesli, ışıklı ve renkli uyarıcılar kalitatif göstergelerde kullanılabilirler. Örneğin, zil sesi, bütün ilgililere aynı anda ulaşma avantajı sağlar. Işıklı ve renkli kalitatif göstergelerin renkleri, şekilleri ve büyüklüklerine göre farklı uyarı etkileri yaratılabilir. Ancak, renk farkına bağlı gösterge tipi, farkında olunmadan renk körlüğü taşıyan insanlar tarafından hatalı okunması nedeniyle her zaman güvenilir değildir. Yanar söner ışık sinyalleri ile ışık ses birleşimi sinyaller yaygınca kullanılan kalitatif göstergelerdir Kantitatif Göstergeler Sayısal bilgiler veren kantitatif göstergeler iki ana gruba ayrılırlar; analog göstergeler ve dijital göstergeler. Analog göstergeler olarak bilinen ibreli göstergeler, bir kadran üzerinde makinaya ait bir bilgi ya da özelliği temsili ya da sayısal değerlerle görüntülerler. Kadran göstergelerle kadranın farklı bölgeleri farklı renklerle boyanarak kalitatif bilgiler gösterilebilir. Göstergelerin derecelenmesi ve sayıların büyüklükleri göstergenin operatöre uzaklığına ve okuma hassasiyetine göre belirlenir. İbrenin hareket doğrultusu beklentilere uygun yönde olmalıdır. Yuvarlak yüzlü göstergelerde ibre saat ibreleri yönünde hareket etmelidir. Dik duran kadranlarda, dereceleme yukarı doğru, yatay kadranlarda ise sağa doğru artarak ilerlemesi benimsenir. Analog göstergeler, olabildiğince basit, kolay ve net görülebilen, çok kolay ve rahat okunabilen göstergeler olarak tasarlanmalıdır. İbreli sayaçlarda ibre iki tam sayı arasında durduğunda ve genel olarak ibre ile gösterge yüzeyi arasındaki yükseklik farkı nedeniyle ancak yaklaşık değerler okunabilir. Bununla birlikte, değerlerin hızlı değişimi, değişim derecesi ve doğrultusu için analog göstergeler tercih edilmektedir. Dijital göstergeler (sayaçlar), sayısal görüntü verirler. İbreli göstergelerden daha yaygın kullanım alanı bulmuşlardır. Ancak, hızlı değişim hallerinde okunma güçlükleri sözkonusudur. Göstergenin tam ve doğru değer göstermesi istendiğinde dijital sayaç tipi göstergeler tercih edilir Temsili Göstergeler Temsili göstergeler, bir sistemin işleyişini şematik olarak gösteren mini modelleridir. Uzaktan kontrol sistemlerinde kullanılırlar. Temsili göstergelerde,

218 218 gösterge modeli, sistemin önemli ölçülerde basitleştirilmiş bir teknik tablo üzerine, özel işaretler kullanılarak yerleştirilir Göstergelerin Tasarım İlkeleri Dereceli ve kadran şeklinde göstergelerin tasarlanmasında aşağıdaki yaklaşım ve ilkeler gözetilir: Kadran üzerindeki çizgi aralıkları, gösterge hareketlerinin hızı dikkate alınarak kolayca okunabilecek şekilde seçilmelidir. Kadran çevresindeki çizginin bölünmesinde, operatörün en kolay seçebileceği bölünme çizgileri seçilmelidir. Kadran üzerinde, okumaları yapacak insanların alışkanlıkları dikkate alınarak tasarım yapılmalıdır. Okuma mesafesi, okuma açısı, ışık durumu, insanların görme netliği ve insanların beklentisi de gösterge tasarımında dikkate alınmalıdır. Göstergenin dereceleme çizgileri, sayısal değerleri, ibre ve gösterge tabanı renkleri arasında ayrıntıyı seçebilecek düzeyde kontrast sağlanmalıdır. Kontrast etkisi yaratmak için gösterge aydınlatması yapıldığı zaman parlama etkisinin oluşması önlenmelidir. Başlangıç ya da sıfır noktası, göstergenin amaçlarına uygun olmak üzere, kadranın herhangi bir noktasında bulunabilir. Derecelemede başlangıç ve bitiş noktaları birbirinden ayrı olmalıdır. Ancak, saat yüzü benzeri işaretlemelerde başlangıç ve bitiş noktaları aynı yerde olabilir. Derecelemede eşit aralıklar kullanılmalı ve bu aralıklar aynı değerleri göstermelidir. Logaritmik ve benzeri eşel kullanılmamalıdır. Genel amaçlı kadranların çapları mm arasında olabilir. Daha incelikli okumalar için özel amaçlı kadranlarda mm çaplar seçilebilir. Bunun aksine, çok fazla sayıda göstergenin bir yere sığdırılması gerektiğinde, yer tasarrufu sağlamak için kadran çapı 45 mm değerine kadar düşürülebilir. Doğrusal dereceleme yapılmış kadran tiplerinde işaretli bölümün boyu mm öçlülerinde tercih edilir. Daha incelikli okumalar için derecelendirilmiş bölüm mm boyutlarına çıkarılabilir. Yer darlığı hallerinde ise, boyutlar küçültülür, ancak 55 mm altına düşürülmemelidir. İbre, kadran üzerindeki dereceleme çizgilerini ve sayıları kapatmamalı, kadran yüzeyine yakın olmalıdır. İbrenin işaret çizgilerine uzaklığı mm, kalınlığı mm olmalı, ucu dereceleme çizgilerinin kalınlığı kadar sivriltilmeli ve ibrenin tamamı görülebilmelidir. Kadran üzerine yerleştirilen ve dereceleme sayıların gösteren rakamlar; tek tek, beşer aralıklı, onar aralıklı, ellişer aralıklı seriler halinde yerleştirilir. Kadran dereceleme çizgilerinin temel bölümleri ve bir sayısal değere karşılık olanlar arasında mm mesafe olmalı ve bu değerler kadran boyutundan bağımsız tutulmalıdır. Ara değerleri gösteren çizgiler ise mm boyutlarında dik çizgiler olarak tasarlanmalıdır. En büyük okuma mesafesi olarak kabul edilen 900 mm mesafede her 300 mm okuma mesafesi için harf ve sayı yüksekliklerinde mm arasında

219 219 artma öngörülür. Harf, sayı ve çizgilerin boyu arttıkça kalınlıkları da ölçülü olarak artırılır. Harf ve sayılar düz ve sade olmalıdır. Göstergelerin tasarımı ve kullanımına yönelik olarak bazı öneriler aşağıda özetlenmiştir: Dijital göstergelerin rahat okunabilmesi için gösterilen değerlerin çok yavaş değişmesi gerekir. Birbirine benzer sayılar ve dizilerin yanlış okunma ihtimali vardır. Sayaçların rakam adedi arttıkça okunan ilk rakamların unutulma ihtimali vardır. Rakam adedi en fazla 4 olmalıdır. Okuma mesafesine uygun rakam boyutları ayarlanmalıdır. Aynı panel üzerinde aynı tip sayaçlar bir araya toplanmalı, ancak aralarında uygun mesafe bırakılmalıdır. Sayaçların tasarımında uygun renkler seçilmelidir KONTROL DÜZENEKLERİ İnsan makina sistemlerinde, göstergelerden alınan bilgilerle, makina fonksiyonlarının yönetimi ve makinaların işletilmesi, durdurulması, hızlandırılması ya da yavaşlatılması gibi işlemler kontrol düzenleri vasıtasıyla gerçekleştirilir. Kontrol sistemleri mekanik, elektrik ya da elektronik sistemlerle güçlendirilmişlerdir. Bu nedenle, kontrol hareketlerinin teknolojik etkinliği artarken, bunları kullanmanın da karmaşıklığı nedeni ile operatör eğitimi gereksinimi ortaya çıkmıştır. İnsan makina ara kesiti tasarımında insanların özelikleri olarak; fiziksel işgörme yetenekleri, insan bedeninin biyomekaniğine bağlı hareket hacimleri, makina özelliklerine bağlı olarak; kontrol düzeneğinin özellikleri ve konulacağı yer önemli kriterlerdir. Bu sorunlar, ergonomik yaklaşımlar, verimlilik araştırmaları ve iş zaman etüdü çalışmalarına dayanan bilgilerden yararlanılarak çözülür. Kontrol düzeneklerinin yer ve konumlarının tasarımında bunları kullanacak insanların yapısal özellikleri, cinsiyet ve yaş faktörleri ile insanın alt ve üst etraf hareketleri, gövdenin duruş ve oturuş özellikleri, statik ve dinamik çalışmalar, tutukluklar, yorgunluk gibi etkenler de gözetilmelidir. Kontrol düzenekleri belli ölçülerde kuvvet uygulamayı gerektirir. Son dönemde parmak ısısına veya ışık düzeyi değişikliklerine duyarlı ve daha az kuvvet gerektiren kontrol düzenekleri geliştirilmiştir. Ergonomik açıdan, kuvvet gerektiren kontrollerde ayak pedalı şeklinde kontrol düzenleri, hafif kuvvet gerektiren kontrollerde ise el kontrol düzenleri kullanılmalıdır. Ayak kontrollerinde, kullanılan pedalın yapısal özelliği ve makinanın mekaniğine göre kuvvet gereksinimi değişir. Pedal sayısı ikiyi geçtiğinde kontrol düzeneklerinin kullanımı güçleşmekte ve hata olasılığı artmaktadır. Araştırmalar, pedal sayısının en fazla 4 olabileceğini, fazla sayıda pedal kullanımı konusunda eğitimin hata engelleme açısından katkı sağlamadığını ortaya koymuştur. Kontrol pedallarından kuvvet alarak denge sağlama halinde kontrol etkinliği bozulmaktadır.

220 220 Ayakta duran bir insanın ayak pedalı şeklinde bir kontrol düzeneğini kullanması, değişik duruş sorunları ve zorluklar yaratır. Bu özellikleri ile ayak pedalları, az kullanılan ve kaba kontrol düzenekleri olarak tanımlanmıştır. Kontrol sistemlerinin tasarımında anatomik ve psikolojik yaklaşımlar, kullanılacak etraf, devreye giren eklem, kuvvet ya da incelikli kontrol gereksinimi, diğer kontrol düzeneklerinden ayrılabilmesi ve temel özellikleri gibi kriterlere başvurulur. Bir kontrol düzeneği üzerinde kuvvet uygulaması ve duyarlılığı, kullanıcının beden yapı özelliklerine, yaşına ve cinsiyetine göre değişir. Anatomik bakımdan, kullanılan organların (el, ayak) hareketliliği yüksek olan eklemleri daha duyarlı, fakat daha küçük kuvvet uygulamaktadır. Aksine, hareket yeteneği düşük eklemler daha az duyarlılık gösterirken, daha büyük kuvvet uygulama yeteneğine sahiptirler. Üniversal tip kontrol düzeneklerinde, en zayıf insanın bile kolayca harekete geçirebileceği sistemler kullanılır, hatalı kullanıma karşı gerekli emniyet tedbirleri alınır. İnsanların kontrol düzenekleri üzerine uygulayabilecekleri kuvvet, kontrol düzeneklerinin yer ve pozisyonuna göre değişir. Rahat bir yerleşme ve rahat erişilebilen kontrol noktaları kuvvet kullanımı açısından her zaman en verimli yer olmayabilir. Kontrol fonksiyonları ve kontrol tipleri seçiminden sonra, dinamik antropometri ve biyodinamik araştırma bulgularından yararlanılarak kontrol düzenlerinin en duyarlı bir şekilde kullanılabileceği pozisyon ve sıralama belirlenmelidir. Soğuk ortam, operatörlerin reaksiyon hızı ve kas kuvvetini azaltır, mekanik sistemlerde tutukluklar, yağ donmaları ve kilitlenme gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, farklı iklim koşullarında kullanılan makinalarda kontrol düzenekleri, farklı sıcaklık koşullarında ayarlanabilecek şekilde tasarlanmalıdır. Kontrol düzeneklerinin hareket doğrultuları operatör alışkanlıklarına uygun olmalıdır. İnsan beklentileri üzerinde sinir sisteminin özellikleri ve toplumsal alışkanlıklar da etkilidir. Genel alışkanlıklar; saatin dönme yönünde sağa, yukarı, ileri ve aşağı hareket doğrultuları üniversal olarak kabul edildiği halde, elektrik düğmelerinde bu kuralın tersi uygulanmakta ve bazı ülkelerde düğmeyi kaldırmakla ışık yakılırken, bazılarında söndürülmektedir. Kontrol süresi, kontrol düzeneklerinin sinyal tiplerine göre değişmektedir. Bu nedenle, her kontrol düzeneğinin reaksiyon zamanı beklentileri, gerçek sistemde yapılacak araştırmalarla belirlenmelidir. Operatör, belli bir öğrenme süresi ile kontrol etkinliğini artırabilir. Doğru kontrol için kontrol hareketlerinin kolaylığı, sistemin işlerliği, insanların beklentilerine göre tasarlanmış olması gibi doğrudan kontrol tasarımına bağlı etkenler olduğu gibi, en önemli faktör operatörün göstergelerden doğru ve iyi zamanlanmış bilgi almasıdır. Düğmeler, aç kapa, bas aç, çek aç gibi düzeneklerle çeşitli kontrol tipleri geliştirilmiştir. Kontrol düzenekleri olarak; basma düğmesi, aç kapa tipi düğme,

221 221 dereceli düğme, çevirmeli düğme, manivela, kol, çark, vb. kontrol elemanları kullanılmaktadır. Kontrol düzeneklerinin mekanik özellikleri, kullanıldığı yer, özel tasarım bilgileri, hız, duyarlık, kuvvet gereksinimi, hareket kolaylığı, insanın antropometrik boyutları ve biyomekanik özellikleri gibi özellikler etkili kontrol düzeneği seçiminde önemli yer tutarlar. Duyarlı ve incelikli kontrol düğmeleri büyük, az duyarlı düğmeler küçük tasarlanır. Kontrol elemanlarının yerleşimi, büyüklüğü, şekli ve üzerinde bulunan etiket şeklindeki talimatlar, bunların ayırımında ve hatasız kullanımında yardımcı olur. Kontrol elemanlarındaki farkın şekle dayalı olması, operatörlerin göz takibi gereksinimi duymadan daha kolay kullanabilmelerine imkan verir. Özel hallerde kullanılacak kontrol düzeneklerinin yanlışlıkla kullanılmasını önlemek maksadıyla özel tasarımlar ve yer seçimi uygulanmalıdır GÖSTERGE KONTROL İLİŞKİLERİ VE UYUMLULUK Uyumluluk, gösterge ve kumanda elemanlarının şekilleri, yerleştirilmeleri, hareket etmeleri/ettirilmeleri ile insanın beklentileri arasındaki uygunluktur. Beklentiler teknik ve sosyal çevrede öğrenilen ve kalıtsal olarak sahip olunan davranışlara dayanır. Bir elektrik lambasını kumanda eden anahtarın aşağı ya da yukarı hareketinde lambanın yanmasında alışılmış bir yön kumanda kolaylığı sağlar. Gösterge ve kumanda elemanlarının konumlandırılmasında hacimsel uyum da önemlidir. Bir otomobilde sürücünün otomobil parametrelerine ilişkin parametreleri veren gsötergelerin ve kumanda elemanlarının tamamının görüş alanı içerisine yerleştirilmesi çoğu zaman sorun yaratablir. Kontrol düzenekleri ile göstergeler arasındaki ilişki, kontrol işlemleri sonucunda meydana gelen etkilerin görülmesini sağlar. Kontrol düzenekleri ve göstergeler teknik açıdan iyi tasarlanmalı ve panellere yerleştirilmeleri bakımından önemleri ve kullanım sıklıklarına göre gruplanarak gerekli düzenleme yapılmalıdır. Göstergelerin ve kontrol düzeneklerinin sıralanması arasında fonksiyonel bir ilişkinin bulunması makina kullanımına kolaylık sağlar, operatörün başarısını artırır. Kontrol düzeneklerinin dizilişinde insanların en çok kullandıkları elleri ve en çok kullanılan kontrol düzeneklerinin ilişkisi dikkate alınmalıdır. En çok kullanılan kontrol düzenekleri, her iki elle kullanılabilir özellikler gösteriyorsa, bunlar kontrol panellerinin ortasına yerleştirilir. Kontrol düzeneklerinin ve göstergelerin seçimi ve fonksiyonlarının tanınması için hazırlanan etiketler, ilgili elemanların üst kısmına yerleştirilir.

222 ERGONOMİK İŞ İSTASYONU VE OFİS TASARIMI İŞYERİ SİSTEMİ Ergonomik işyeri sistemini oluşturan elemanlar; insan, makina ve çevre olup, tasarımda bu elemanların özellikleri ve aralarındaki etkileşimlere ilişkin veriler oluşturulmalıdır. İşyeri sisteminin tasarımında uygulanacak ilkeler ergonomiklik, fonksiyonellik ve yeterlilik kriterlerine uygun olmalıdır. Bu elemanlar ve arasındaki etkileşimler aşağıda verilmiştir. İnsan Faktörü Cinsiyet, yaş, boy, beden özellikleri, yetenekleri, deneyimi, eğitim düzeyi, iş hevesi. İşlemler; arama, izleme, yönetme, karar verme. İnsan İş Alanı İlişkileri Makinaların boyutları. Koltuk, sandalye, tezgah, masa, vb. Malzeme ve bina içi alan ve hacimleri. Çalışma ünitesinde pencere olup olmaması, gün ışığının yeterliliği. İnsan Makina ilişkileri Göstergeler. Kontrol düzenleri. Paneller; gösterge ve kontrol uyumu. Kişisel ve koruyucu eşyalar. İnsan Çevre İlişkileri Fiziksel çevre faktörleri; ışık, renk, gürültü, sıcaklık, havalandırma, elektromanyetik etki, nükleer radyasyon, iyonizan radyasyon, beden hareketleri etkisi. Kimyasal çevre faktörleri; iş verimini azaltan katı, sıvı ve gazlar. Biyolojik faktörler; Mikroplar, mikroorganizmalar ve hayvanlar. Psikolojik faktörler; ekip çalışması, otorite ve güç, ücret ve hayat pahası, vardiya etkisi, çeşitli huzursuzluklar, risk çekinceleri, işyeri ortamının psikolojik yapısı, arkadaşlık ve komşuluk ilişkileri, yerleşme sorunları ve endüstrinin kendine özgü psikolojik sorunları. Yönetim İşletmenin tipi ve büyüklüğü İşletmenin ekonomik durumu ve büyüme eğilimi. Organizasyon ve İş Akışı Takım işi veya bireysel iş. İş rotasyonu. İş akışı tipi (atölye tipi, akış tipi). İş Sekreterya işleri

223 223 Halkla ilişkili işler Hesap işleri Tasarım, çizim işleri Üretim işleri Taşıma işleri OFİS SİSTEMİ İnsan donanım sisteminde, insanın veriminin ve üretkenliğinin uygun araç gereçlerle desteklenerek yükseltilmesi hedeflenir. Çalışma donanımlarının seçimi, teknolojiye uyum sağlamak için yapılan değişikliklerin yeterliliği, çalışma alanının esnekliği ve ergonomikliği, çalışma ünitesinin niteliğini etkiler. Çalışma ünitesinde kullanılacak araçların özellikleri planlayan kişi tarafından çok iyi bilinmeli, tasarım aşamasında bu özellikler göz önünde tutulmalıdır. Bu nedenle, çalışma üniteleri konu uzmanlarınca planlanmalıdır. Çalışma ünitesi bireysel bir çalışma alanıdır. Bu yüzden her çalışma ünitesi onu kullanacak kişinin özelliklerine göre düşünülmelidir. İnsan donanım sisteminin niteliklerini, kişinin gereksinmeleri, cinsiyeti, yaşı, kültür düzeyi, aldığı mesleki eğitim ve işletme içindeki sosyal statüsü belirler. İnsan donanım sistemi ergonomik olarak planlanmalıdır. En yüksek performansı, ancak ergonomik çalışma ortamında çalışan kişiden almak mümkündür. Ergonomi, işteki verimi arttırmayı amaçlar. Ofis sisteminin ana elemanları, insan, masa, sandalye, bilgisayardır (veya fotokopi benzeri makinalar). Ofis işlerinde ayrıca; yazıcı, tarayıcı, klavye, raylı klavyelik, mouse, mouse altlığı, ekran filtresi, doküman, doküman tutucu, CD Disket, ayak dayanağı, telefon, gözlük gibi araç gereçleri de kullanmaktadır. Donanım elemanlarından enerji alan düzeneklerin elektrik bağlantıları da donanım kapsamında düşünülmelidir. Şekil Çalışma masası yüzeyi Sistem donanımlarından masa, sandalye ve benzeri yardımcı elemanlar büro mobilyası olarak adlandırılır. Ofis teknolojisinin gelişimi, elektronik araçların kullanımının artması ve yaygınlaşması sonucunda, mobilyalar standartlaşmaya başlamış ve kendi içinde farklı kombinasyonlar kurabilen esnek modüler

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 Ergonomi Türkçe anlamı ile iş bilim olarak adlandırılan ergonomi, insan çalışmasına ilişkin bilim

Detaylı

Ergonomi Yunanca. Ergos: iş Nomos: Yasa

Ergonomi Yunanca. Ergos: iş Nomos: Yasa 20-)ERGONOMİ Ergonomi Yunanca Ergos: iş Nomos: Yasa kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. İnsan, araç-gereç ve çevre koşullarının etkileşimini inceleyen ve bu etkileşmeyle ortaya çıkan fiziksel

Detaylı

İmalat. Hizmet. Ofis işleri. Ev işleri ve boş zaman aktiviteleri. Tüketici ürünleri. Ergonominin prensipleri: 1. Nötral pozisyonlarda çalış

İmalat. Hizmet. Ofis işleri. Ev işleri ve boş zaman aktiviteleri. Tüketici ürünleri. Ergonominin prensipleri: 1. Nötral pozisyonlarda çalış Ergonomi, insan ve sistemler arasındaki ilişkileri optimize etmek üzere alet, ekipman ve görev dizayn etmek alanında yapılan çalışmalardan oluşur. Ergonominin konusuna giren sektörler: İmalat Hizmet Ofis

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Giriş Birinci Bölüm ERGONOMİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. Giriş Birinci Bölüm ERGONOMİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER Giriş... 1 Birinci Bölüm ERGONOMİYE GİRİŞ I. Ergonomi... 5 II. Ergonomist... 7 III. Ergonominin Tarihi Gelişimi... 7 A. Dünya da Ergonominin Gelişimi... 8 B. Türkiye de Ergonominin Durumu...

Detaylı

ERGONOMİK RİSK ETMENLERİ

ERGONOMİK RİSK ETMENLERİ ERGONOMİK RİSK ETMENLERİ AMAÇ: Katılımcılar, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramlar, işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma ortamı tasarımları hakkında bilgi sahibi olabilecek. 1 HEDEFLER

Detaylı

KONUT MUTFAKLARINDA ERGONOMİK VE ANTROPOMETRİK YAKLAŞIMIN BİREY YAŞAMINA ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

KONUT MUTFAKLARINDA ERGONOMİK VE ANTROPOMETRİK YAKLAŞIMIN BİREY YAŞAMINA ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI MYO-ÖS 2010- Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu 21-22 EKİM 2010-DÜZCE KONUT MUTFAKLARINDA ERGONOMİK VE ANTROPOMETRİK YAKLAŞIMIN BİREY YAŞAMINA ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI İbrahim PINARCI 1 Bilecik

Detaylı

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir. TANIM Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir. A- GÖREVLER Biyologların görevleri araştırmacı ve uygulamacı olmalarına göre

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

MESLEK SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN ÖZELLİKLER FEN VE MÜHENDİSLİK ALANI MESLEKLERİNDEN BAZILARI

MESLEK SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN ÖZELLİKLER FEN VE MÜHENDİSLİK ALANI MESLEKLERİNDEN BAZILARI MESLEĞİNİZİ SEÇERKEN AŞAĞIDAKİ SORULARA CEVAP ARAYINIZ *Mesleğin Niteliği Nedir? *Çalışma ortamı nasıldır? *Mesleğe hazırlanma süreci nasıl ve ne kadar? *Mesleğe girmek için aranan özellikler nelerdir?

Detaylı

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi Verimlilik ve Toplam Kalite Yönetimi 10 Nisan 2010 Hatice EKSEN Uzman MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Ülke ekonomisinin

Detaylı

END303 İŞ ETÜDÜ 2. VERİMLİLİK

END303 İŞ ETÜDÜ 2. VERİMLİLİK END303 İŞ ETÜDÜ 2. VERİMLİLİK 1 Verimlilik tanımı 2. VERİMLİLİK Verimlilik artırma teknikleri 2 2. VERİMLİLİK Verimlilik (prodüktivite), israf ve savurganlıktan uzak, kaynakları en uygun biçimde kullanarak

Detaylı

İSG 5003 İş ve Sağlık İlişkisinde Temel Kavramlar

İSG 5003 İş ve Sağlık İlişkisinde Temel Kavramlar İSG 5003 İş ve Sağlık İlişkisinde Temel Kavramlar Güz 2014 Prof.Dr.O.Alp ERGÖR DEÜ Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı AD DEÜ İş Sağlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi İSAMER DEÜ Hastanesi Çalışan Sağlığı Birimi

Detaylı

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi,

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi, Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi, ***İnsanların trafikteki davranışlarını ve bu davranışların altında yatan psikolojik süreçleri inceleyen bir psikoloji alt alanıdır. Burada özellikle sürücülerin

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl Sosyal Bilimler Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl BES601 Spor Bilimlerinde Araştırma Yöntemleri K:(3,0)3 ECTS:10 Spor alanında bilimsel araştırmaların dayanması gereken temelleri, araştırmaların

Detaylı

FTR 331 Ergonomi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 331 Ergonomi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 331 Ergonomi yrd. doç. dr. emin ulaş erdem ERGONOMİDE KULLANILAN MODELLER Modelleme, farklı öğeler arasındaki ilişkilerin tanımlanmasında kullanılan bir yöntemdir. Modeller, kullanıldıkları alanlara

Detaylı

GRUP TEKNOLOJİSİ VE HÜCRESEL ÜRETİM

GRUP TEKNOLOJİSİ VE HÜCRESEL ÜRETİM GRUP TEKNOLOJİSİ VE HÜCRESEL ÜRETİM GRUP TEKNOLOJİSİ VE HÜCRESEL ÜRETİM Grup Teknolojisi Ve Hücresel Üretim Kavramları Grup teknolojisi oldukça geniş bir kavramdır. Üretim ve endüstri mühendisliği alanlarında

Detaylı

Sekreterlik ve Büro Hizmetleri. Ders-3 Büro Tasarımı ve Ergonomi

Sekreterlik ve Büro Hizmetleri. Ders-3 Büro Tasarımı ve Ergonomi Sekreterlik ve Büro Hizmetleri Ders-3 Büro Tasarımı ve Ergonomi Ergonomi Ergonomi, Yunancada iş anlamına gelen «ergon» ve doğal yasa ve düzen anlamına gelen «nomos» kelimelerinden türetilmiş «iş yasası»

Detaylı

Araç-gereç, makine, sistem, iş, çalışma akış ve düzeninin; insanlar tarafından rahat, etkili, verimli ve güvenli olarak kullanılmasını sağlamak için;

Araç-gereç, makine, sistem, iş, çalışma akış ve düzeninin; insanlar tarafından rahat, etkili, verimli ve güvenli olarak kullanılmasını sağlamak için; ERGONOMİ: Araç-gereç, makine, sistem, iş, çalışma akış ve düzeninin; insanlar tarafından rahat, etkili, verimli ve güvenli olarak kullanılmasını sağlamak için; insanların davranışı, yetenekleri, kısıtlılıkları

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 İş Ölçümünde Kullanılan Teknikler Zaman etüdü İş örneklemesi Önceden saptanmış zaman standartları

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ BÖLÜM 1 İÇERİK DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİ OLUŞTURAN BİLİMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş ERGONOMİ

Endüstri Mühendisliğine Giriş ERGONOMİ Endüstri Mühendisliğine Giriş ERGONOMİ Yrd. Doç. Dr. Selçuk scebi@ktu.edu.tr Sistem Nedir? Ortak amacı Sınırları Elemanları Elemanları arasında etkileşim 2EBİ İnsan Makina Sistemin Yapısal Analizi Girdi

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi TEMEL KAVRAMLAR Eğitim Öğrenme Öğretme Ortam Teknoloji Araç - gereç Öğretim materyali Eğitim teknolojisi Öğretim teknolojisi İletişim EĞİTİM: Davranışçı yaklaşıma göre eğitim, bireyin davranışında kendi

Detaylı

Doktora 6. Yarıyıl DERS KODU DERSLER TEO. UYG. KRD. AKTS Z/S. Doktora 8. Yarıyıl

Doktora 6. Yarıyıl DERS KODU DERSLER TEO. UYG. KRD. AKTS Z/S. Doktora 8. Yarıyıl AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ VE DERS İÇERİKLERİ Doktora 1. Yarıyıl ISGD 601 İş Sağlığı ve İş Hijyeni 3 2 3 Z ISGD 603 Meslek Hastalıkları

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME A. YÖNETİM, YÖNETİCİLİK VE LİDERLİK... 3 1.Yönetim Kavramı... 3 1.1. Yönetim Sürecinin Özellikleri... 4 1.2. Örgütlerde Yönetim Düzeyleri...

Detaylı

Konunun genel amacı Katılımcıların, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramları bilmelerini ve işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma

Konunun genel amacı Katılımcıların, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramları bilmelerini ve işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma Ergonomi Konunun genel amacı Katılımcıların, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramları bilmelerini ve işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma ortamı tasarımları hakkında bilgi sahibi olmalarını

Detaylı

FTR 331 Ergonomi. Bilgiye Dayalı İş Yeri Düzenleme. emin ulaş erdem

FTR 331 Ergonomi. Bilgiye Dayalı İş Yeri Düzenleme. emin ulaş erdem FTR 331 Ergonomi Bilgiye Dayalı İş Yeri Düzenleme emin ulaş erdem GİRİŞ Bilişsel ergonomi, geçtiğimiz asırda yaşanan bilgisayar devrimiyle hayat bulan Ergonomi disiplini içerisinde gelişen yeni bir teknolojidir.

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE TANIMI DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ BÖLÜM 1 İÇERİK DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ VE DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN UYGULAMA ALANI EĞİTİM KURUMLARINDA DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİ OLUŞTURAN BİLİMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ. Ergonomi. Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ. Ergonomi. Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Ergonomi Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD İçerik Ergonomi tanımı, temel kavramları İş fizyolojisi ve biyomekanik Stres Zorlanma Yorgunluk Ergonomi Yunanca; Ergon = Çalışma,

Detaylı

PROGRAMLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER

PROGRAMLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER PROGRAMLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER Ofis, bir işletmeyi veya bir hizmeti yönetmek üzere organizasyonel faaliyetlerin yapıldığı alandır. Ergonomi, maksimum iş güvenliği ve verimlilik sağlamak amacıyla, insanların

Detaylı

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders) Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders) Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Dersin Kodu Dersin Adı T U/L Kredi ECTS EYD-504 Eğitim

Detaylı

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ 7.Hafta: Risk ve Risk Analizi DYA 114 Çevre Koruma BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ RİSK ve RİSK ANALİZİ Risk Belirli bir tehlikeli olayın meydana gelme olasılığı

Detaylı

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN İnsan kaynakları bir organizasyondaki tüm çalışanları ifade eder. Diğer bir deyişle organizasyondaki yöneticiler, danışmanlar,

Detaylı

3. İşyerinde risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra önlemlere karar verilirken, hangi öncelik sıralamasının yapılması doğrudur?

3. İşyerinde risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra önlemlere karar verilirken, hangi öncelik sıralamasının yapılması doğrudur? ÇALIŞMA SORULARI-İŞ KAZALARI-Bilal ÇOLAK 1. Aşağıda verilenlerden hangisi tehlikeli kimyasal maddelerle yapılan çalışmalarda riskin elimine edilmesi ya da azaltılması adına diğerlerine göre önceliğe sahiptir?

Detaylı

12.10.2011. Mühendislik =f(analiz, tanı, çözüm, kontrol)

12.10.2011. Mühendislik =f(analiz, tanı, çözüm, kontrol) Endüstri Mühendisliğine ine Giriș BÖLÜM I. Temel Kavramlar ve Tanımlar Yrd. Doç. Dr. Selçuk ÇEBİ scebi@ktu.edu.tr http://scebi.ktu.edu.tr Karadeniz Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Sunum

Detaylı

TAM ZAMANINDA ÜRETİM (JUST IN TIME MANUFACTURING)

TAM ZAMANINDA ÜRETİM (JUST IN TIME MANUFACTURING) TAM ZAMANINDA ÜRETİM (JUST IN TIME MANUFACTURING) TAM ZAMANINDA ÜRETİM (JUST IN TIME MANUFACTURING) İstenilen zamanda İstenilen miktarda Her türlü kaynak israfını önleyecek şekilde yapılan üretim Tam Zamanında

Detaylı

Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir.

Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir. PROJE YÖNETİMİ Proje: Önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşabilmek için organize edilmiş faaliyetler zinciridir. Proje Yönetimi: Kısıtlı zaman, maliyet ve teknik durumları dikkate alarak, projenin en etkin

Detaylı

Katılımcı Risk Değerlendirme. Doç Dr Meral Türk Ege Üni. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD

Katılımcı Risk Değerlendirme. Doç Dr Meral Türk Ege Üni. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Katılımcı Risk Değerlendirme Doç Dr Meral Türk Ege Üni. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD endüstriyel hijyen döneminin başlangıcından itibaren; Sorun.Önleme Ölçümler Sınır değerler ile karşılaştırma Genel

Detaylı

Tedarik Zinciri Yönetimi -Bileşenler, Katılımcılar, Kararlar- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Tedarik Zinciri Yönetimi -Bileşenler, Katılımcılar, Kararlar- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Tedarik Zinciri Yönetimi -Bileşenler, Katılımcılar, Kararlar- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Tedarik Zinciri Bileşenleri Tedarik zincirlerinde üç temel bileșenden söz edilebilir: Aktörler: Tedarik zinciri

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ 2 İşçi Sağılığı Çalışan insanların fiziksel, ruhsal moral ve sosyal

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZLİ) 8.2. Ders İçerikleri

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZLİ) 8.2. Ders İçerikleri AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZLİ) 8.2. Ders İçerikleri 1. YARIYIL YLS 101-Sağlık Yönetimi ve Organizasyonu Sağlık yönetimi / işletme yönetiminin

Detaylı

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEK OKULU Müdür: Doç. Dr. ġahin Ahmedov - sahmedov@neu.edu.tr Yüksek Lisans Programları Program Yürütücüsü Telefon e-mail Beden Eğitimi ve Spor Anabilim D. Doç. Dr. Cevdet Tınazcı

Detaylı

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Bu Dersimizde; Kuruluşla İlgili Bazı Temel Kavramlar Genel Olarak İşletmenin Kuruluş Aşamaları Fizibilite Çalışmalarının

Detaylı

1. GİRİŞ ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ YRD.DOÇ.DR. KEMAL ÜÇÜNCÜ

1. GİRİŞ ERGONOMİ VE İŞ ETÜDÜ YRD.DOÇ.DR. KEMAL ÜÇÜNCÜ 1 1. GİRİŞ İnsanların refahı ve mutluğu, ihtiyaçlarını istenen nitelik ve nicelikte karşılamakla sağlanabilir. Bu ise üretimle karşılanır. Üretim, fayda yaratmaktır. İnsanların isteklerini karşılayacak

Detaylı

Öğrenme Hedefleri. Bu dersin sonunda katılımcılar; Ergonomiyi ve temel kavramlarını tanımlar. Ergonomik risklerin etkilerini belirler

Öğrenme Hedefleri. Bu dersin sonunda katılımcılar; Ergonomiyi ve temel kavramlarını tanımlar. Ergonomik risklerin etkilerini belirler ERGONOMİ 1 2 Konunun Genel Amacı Katılımcıların, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramları bilmelerini ve işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma ortamı tasarımları hakkında bilgi sahibi

Detaylı

İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve

İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve MESLEKİ RİSKLER VE İŞ HİJYENİ İş Hijyeni; İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve iyilik ilik halini i bozan, işçiler il ve toplumdaki bireyler arasında önemli ölçüde huzursuzluk ve verimsizlik

Detaylı

Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları

Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Endüstri Grafiği Tasarımı SGT 324 Seçmeli 1 2 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 Çevre Koşullarının İnsan Üzerindeki Etkileri Çevre: Bir elemanın dışında çeşitli olayların geçtiği

Detaylı

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) MÜZİK ALETLERİ YAPIMI ALANI ANKARA 2007 ÖĞRENME FAALİYETİ -31 AMAÇ MÜZİK ALETLERİ YAPIMI Bu faaliyette verilecek

Detaylı

SiSTEM ANALiZi ve TASARIMI

SiSTEM ANALiZi ve TASARIMI SiSTEM ANALiZi ve TASARIMI BIL3403 Öğ. Gör. ASLI BiROL abirol@kavram.edu.tr 01.10.2012 Dersin Amacı Bu ders ile öğrenci; edindiği mesleki bilgi birikimini kullanarak sektörde uygulanabilir bir projeyi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... BİRİNCİ BÖLÜM ÖRGÜT SİSTEMİ VE BÜROLARIN İŞLEVİ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... BİRİNCİ BÖLÜM ÖRGÜT SİSTEMİ VE BÜROLARIN İŞLEVİ İÇİNDEKİLER Önsöz... iii BİRİNCİ BÖLÜM ÖRGÜT SİSTEMİ VE BÜROLARIN İŞLEVİ 1.1. Örgüt İle İlgili Temel Kavramlar ve Tanımlar... 1 1.2. Sistem Olarak Örgüt... 5 1.3. Örgütlerin Nedenleri... 8 1.4. Büroların

Detaylı

Biyomühendislik nedir?

Biyomühendislik nedir? Biyomühendislik nedir? Doç.Dr. Semra HASANÇEBİ Trakya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Biyomühendisliğin tanımı Biyomühendislik = Biological engineering, Biotechnological

Detaylı

ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

Kamu İç Denetçileri Eğitim Programı

Kamu İç Denetçileri Eğitim Programı Kamu İç Denetçileri Eğitim Programı Performans Denetimi Paylaşım Sunumu Abdullah EFE İç Denetim Birimi Başkanı 06.05.2016 1 Performans Denetimi Deneyimleri 1- Kütüphane İşlemleri (İDKK Pilot Uygulama 2015)

Detaylı

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Yönetim Kavramı 12 1.1.1Yönetim Kavramının Kapsam ve Önemi 13 1.1.2. Yönetimin Tanımı 15 1.1.3. Yönetim Faaliyetinin

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl Sosyal Bilimler Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl BES505 Spor Bilimlerinde Araştırma Teknikleri K:(3,0)3 ECTS:8 Bilimsel araştırma niteliği ve tanımı özellikleri,

Detaylı

FTR 331 Ergonomi. Çalışma Yerinin Ergonomik Düzenlenmesi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 331 Ergonomi. Çalışma Yerinin Ergonomik Düzenlenmesi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 331 Ergonomi Çalışma Yerinin Ergonomik Düzenlenmesi yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ Bir bilim olarak ergonomi, sistem bileşenlerinin insan ara kesit yönünün tasarımıyla ilgili olduğu sürece, insan

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATANMA PUANLARI - SENATO ONAYLANAN - 09.09.2015

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATANMA PUANLARI - SENATO ONAYLANAN - 09.09.2015 113082 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 75.39 222.98 459.98 74.57 186.19 370.69 113628 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ ENSTİTÜSÜ * 56.55 167.24 406.2 55.93 139.65 278.02 113627 BİLİŞİM ENSTİTÜSÜ * 75.39 222.98

Detaylı

Ergonomi (IE 316) Ders Detayları

Ergonomi (IE 316) Ders Detayları Ergonomi (IE 316) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Ergonomi IE 316 Güz 2 2 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü Dersin Seviyesi

Detaylı

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. DR.HASAN ERİŞ İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle yönetimin temel görevlerinden birisi, örgütü oluşturan

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Hafta 2 Yrd. Doç. Dr. Semra BORAN Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan

Detaylı

İş Sağlığı Güvenliğine Genel Bakış ve Güvenlik Kültürü Güvenlik, yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/veya tehlike içermeme durumudur. Güvenliği sağlamanın üç ana kuralı vardır; 1- Güvenliği

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ. (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı )

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ. (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı ) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı ) Tebliğler Dergisi : ŞUBAT 2010/2629 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Dersin Adı Öğretim Dili Ergonomi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans (x) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim ( X) Uzaktan Öğretim( ) Diğer ( ) Dersin Türü Dersin

Detaylı

ENDÜSTRİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ MESLEK DALI ANA KOMİSYONU (EİM MEDAK)

ENDÜSTRİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ MESLEK DALI ANA KOMİSYONU (EİM MEDAK) İŞLETME MESLEK DALI ANA KOMİSYONU (EİM MEDAK) Endüstri İşletme Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu (EİM MEDAK), TMMOB Makina Mühendisleri Odası nda Endüstri ve İşletme Mühendislerinin (EİM) örgütlenerek

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Giriş... 1. Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Giriş... 1. Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Giriş... 1 Birinci Bölüm ÖRGÜTSEL PSİKOLOJİYE GİRİŞ A-ÖRGÜTSEL YAPI VE PSİKOLOJİK TASARIMI... 9 1. İş ve Çalışmanın Psikolojisi... 10 2. Çalışmanın Doğası... 13 3. Çalışma Koşulları

Detaylı

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yaşa bağlı organizmadaki değişimleri inceler Çocuk psikolojisi Ergen Psikolojisi Yetişkin Psikolojisi Deneysel Psikoloji Temel psikolojik süreçler

Detaylı

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU Risk Değerlendirme No: Tarih: İşveren: İşyeri Adresi: Yapılan İş Nedir? (Kısaca açıklayınız) İşçi sayısı: Erkek Kadın Çocuk Çırak Öğrenci RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILMASININ

Detaylı

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ 2012 1 PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ KAPSAM MADDE 1- Parti içi eğitim çalışmaları, Parti Tüzük ve Programında belirtilen amaç ve hedeflerini, partinin

Detaylı

GIDA TEKNOLOJİSİ HUBUBAT DEPOLAMA ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GIDA TEKNOLOJİSİ HUBUBAT DEPOLAMA ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü GIDA TEKNOLOJİSİ HUBUBAT DEPOLAMA ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile

Detaylı

Bursa Teknik Üniversitesi. Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi. Başvuru Dosyası

Bursa Teknik Üniversitesi. Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi. Başvuru Dosyası Bursa Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Başvuru Dosyası 1. Kurulması önerilen Merkezle ilgili üniversitede faaliyet gösteren bölümler ve bu bölümlerde uygulanmakta olan lisans

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not I Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Çağdaş Eğitim *Toplumların ihtiyaç ve beklentileri durmadan değişmiş, eğitim de değişen bu

Detaylı

HAS İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

HAS İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAS223-26 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ 1 Bacak uzunluğu ile ilgili ergonomik uygulamalarda aşağıdaki verilerin hangisi yanlıştır? Sandalye yüksekliği ve çalışma yüzeyi yüksekliği (masa veya tezgâh) bacak uzunluğuna

Detaylı

ERPİLİÇ ENTEGRE TESİSLERİ

ERPİLİÇ ENTEGRE TESİSLERİ ERPİLİÇ ENTEGRE TESİSLERİ İŞ KAZASI TALİMATI REVİZYON REVİZYON NO AÇIKLAMA TARİH 0 YENİ YAYIN 08.07.2013 İŞ KAZASI A) (Ilo)Uluslararası Çalışma Örgütü: Önceden Planlanmamış, Bilinmeyen Ve Kontrol Altına

Detaylı

İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde

İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının

Detaylı

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI. Kodu Dersin Adı T U K AKTS

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI. Kodu Dersin Adı T U K AKTS T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI BİRİNCİ SINIF I. YARIYIL PSI 101 Psikolojiye Giriş-I 3 0 3 5 PSI 103 Sosyolojiye Giriş 3

Detaylı

FEF LİSANS PROGRAMLARI DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ

FEF LİSANS PROGRAMLARI DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ FEN, EDEBİYAT, FEN - EDEBİYAT, DİL VE TARİH - COĞRAFYA FAKÜLTELERİ ÖĞRETİM PROGRAMLARI DEĞERLENDİRME VE AKREDİTASYON DERNEĞİ FEF LİSANS PROGRAMLARI DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ FEDEK FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT,

Detaylı

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. Yarıyıl (Güz Dönemi) Dersleri BİLİMSEL ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ VE YAYIN ETİĞİ Z 3 0 3 6 TOPLAM 12 0 12 30 II. Yarıyıl (Bahar Dönemi) Dersleri

Detaylı

İS SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İS SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ İS SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞ HİJYENİ PROF. DR. SARPER ERDOĞAN İş Hijyeni İş Hijyenisti tanımı Psikososyal riskler Yüklenme Yorgunluk Stres Monotoni

Detaylı

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır: Sınama Durumları Sınama durumları, öğrencide gözlemeye karar verdiğimiz istendik davranışların kazanılıp kazanılmadığı hakkında bir yargıya varma işidir. Her davranışı yoklayan bir ölçme aracı ya da test

Detaylı

BÜROLARDA ERGONOMİ 1

BÜROLARDA ERGONOMİ 1 BÜROLARDA ERGONOMİ 1 ERGONOMİ Ergonomi eski Yunancada iş anlamına gelen ERGON ve doğal yasa veya düzen anlamına gelen NOMOS tan üretilmiştir. Ergonomi de bilim adamları, işle değil bilakis iş üreten insanla

Detaylı

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ STAJ YÖNERGESİ

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ STAJ YÖNERGESİ Bu staj yönergesi Celal Bayar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencilerinin Üretim ve Yönetim stajları sırasında yapmaları gereken çalışmaları içermektedir. Staj, öğrencinin öğrenim hayatı boyunca

Detaylı

Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012

Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012 Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012 Üretim Yatırımı Girişim kapsamında hedeflenen ürün veya hizmetlerin üretilmesi için gerekli işletme faaliyetleri planlanmalıdır. Girişimcinin uzmanlığına da bağlı

Detaylı

EKLER. EK 12UY0106-5/A1-2: Yeterlilik Biriminin Ölçme ve Değerlendirmesinde Kullanılacak Kontrol Listesi

EKLER. EK 12UY0106-5/A1-2: Yeterlilik Biriminin Ölçme ve Değerlendirmesinde Kullanılacak Kontrol Listesi EKLER EK 12UY0106-5/A1-1: nin Kazandırılması için Tavsiye Edilen Eğitime İlişkin Bilgiler Bu birimin kazandırılması için aşağıda tanımlanan içeriğe sahip bir eğitim programının tamamlanması tavsiye edilir.

Detaylı

KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI

KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI KOBİ EĞİTİMLERİ Yaşanan ekonomik gelişmeler sonrasında büyük işletmeler uyum sorunu yaşarken, küçük ve orta ölçekli işletmeler

Detaylı

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu. İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.tr 1 HEDEFLER.Sağlığı, koruma ve geliştirme kavramlarını bilme İşyerlerinde

Detaylı

Ambalaj Grafiği Tasarımı (SGT 322) Ders Detayları

Ambalaj Grafiği Tasarımı (SGT 322) Ders Detayları Ambalaj Grafiği Tasarımı (SGT 322) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Ambalaj Grafiği Tasarımı SGT 322 Seçmeli 1 2 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Hafta 13 Yrd. Doç. Dr. Semra BORAN Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak

Detaylı

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Tasarım Psikolojisi GRT 312 Bahar 2 0 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili

Detaylı

YÖNETİM SİSTEMLERİ. TS EN ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi TS (OHSAS) 18001 İSG Yönetim Sistemi

YÖNETİM SİSTEMLERİ. TS EN ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi TS (OHSAS) 18001 İSG Yönetim Sistemi YÖNETİM SİSTEMLERİ Ülkemiz kuruluşları da Kalite, Çevre ve İş sağlığı ve güvenliği konularına verdikleri önemi göstermek, etkinlik ve verimliliği artırmak amacıyla Yönetim Sistemlerine geçiş için uğraş

Detaylı

DENİZ HARP OKULU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ

DENİZ HARP OKULU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ DENİZ HARP OKULU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ Dersin Adı Kodu Sınıf/Y.Y. Ders Saati (T+U+L) Kredi AKTS İŞ ETÜDÜ VE ERGONOMİ ENM- / +0 Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin

Detaylı

1 İŞLETMENİN TEMEL KAVRAMLARI

1 İŞLETMENİN TEMEL KAVRAMLARI ÖN SÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 İŞLETMENİN TEMEL KAVRAMLARI 11 1.1 İş 12 1.2 İşgören 12 1.3 İşveren 13 1.4 Yönetim ve Yönetici 13 1.5 İhtiyaç 14 1.6 Tüketim ve Tüketici 14 1.7 Bir Sistem Olarak İşletme

Detaylı

İşçi sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı Tim Tregenza İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı

İşçi sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı Tim Tregenza İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı İşçi sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı Tim Tregenza İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı Safety and health at work is everyone s concern. It s good for you. It s good for business. AB-İSG Avrupa Birliği

Detaylı

HASTA VE YAŞLI BAKIMI YAŞLI BAKIM ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

HASTA VE YAŞLI BAKIMI YAŞLI BAKIM ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü HASTA VE YAŞLI BAKIMI YAŞLI BAKIM ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile

Detaylı

Pınar SARIOĞLU ALTIN Bülent ORAL Bekir ORAL 07 Aralık 2017

Pınar SARIOĞLU ALTIN Bülent ORAL Bekir ORAL 07 Aralık 2017 İş Sağlığı ve Güvenliği Ön Lisans Programlarında İş Hijyeni Kavramının Ulusal Ölçütte Değerlendirilmesi Pınar SARIOĞLU ALTIN Bülent ORAL Bekir ORAL 07 Aralık 2017 Çalışmanın Amacı Kavram Tanımları Türkiye

Detaylı

Eğitim Bilimlerine Giriş

Eğitim Bilimlerine Giriş Eğitim Bilimlerine Giriş Yrd. Doç. Dr. Tuncay Sevindik E-posta: tuncaysevindik@hotmail.com Web: www.tuncaysevindik.com 1/44 Ders İçeriği Bu dersin amacı; eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin psikolojik,

Detaylı