Ata mızı saygı ile andık

Transkript

1 Yıl: 1 / Sayı: 5 / Ata mızı saygı ile andık Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 2008 saat dokuzu beş geçe, yurdun dört bir yanında olduğu gibi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Üsküdar Yerleşkesinde de, öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından anıldı. Selcan Kırık Medya İletişim Sistemleri 2 Tören, saat dokuzu beş geçe yapılan saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı. Yrd. Doç. Dr. Nejat Çetinok, Cumhuriyetimizin ve İstanbul Ticaret Üniversitesinin genç kuşağı, merhaba! sözleriyle başladığı açış konuşmasında, Bu özel gün bildiğimiz bir gün; ama bir yas günü değil, bir hesap verme günü değil, bugünü nasıl yaşadığımızı ve geleceği nasıl yaşayacağımızı düşünme günü. Bu özel günde yine özellikle genç kuşak bilmelidir ki, eğer ışıklı bir yolda yürüyorsak o ışıklı yolun taşlarını döşeyenleri düşünmemiz gerekir. Bugünü ve yarını düşünmemiz gerekir; çünkü bu yolun baş tasarımcısı Mustafa Kemal Atatürk tür dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ateş Vuran sözlerine, Atatürk ün gençlere ne kadar güvendiğini vurgulayarak başladı. Vuran, Bugün anmak için toplanmış olduğumuz ulu önder, ülkeyi sizlere emanet etti. Atatürk o kadar ileri görüşlü ve o kadar aydındı ki, Türk gencinin yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını gayet iyi bildiği için sizlere bir hitabette bulundu dedi. Atatürk ün gençliğe hitabesini, öğrencilerine her yıl ilk dersinde okuttuğuna da değinen Vuran, Atatürk ün gençliğe hitabesini bir defa, bin defa, binlerce defa, sonsuza dek içinize sindirerek okursanız, Atatürk ün ne büyük bir deha olduğunu göreceksiniz dedi. Eğitim kalitesi ve deneyimli öğretim kadrosu bakımından vakıf üniversiteleri arasında önemli bir yere sahip olan İstanbul Ticaret Üniversitesi nin akademik yılı resmi açılışı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapıldı. Bir Dehanın Tartışılacak Yanı Olmaz Bir süre önce vizyona giren ve çok sayıda tartışmayı da beraberinde getiren Mustafa filmi nedeniyle yaşanan tartışmaları da değerlendiren Prof. Dr. Ateş Vuran, Atatürk, dünyada en son tartışılanacak insan ancak son günlerde maalesef tartışılmakta. Bir dehanın tartışılacak yanı olmaz. Mükemmel bir insanın tartışılacak yanı olmaz. O kadar ki hayıflandığım bir tek şey vardır hayatımda; o da Atatürk ün yaşadığı dönemde doğmuş, onun yüzünü görmüş olamamaktır dedi. Atatürk ile ilk tanışmasının ilkokul yıllarında olduğuna da değinen Vuran, İlkokul öğretmenimiz bize Atatürk ü anlattı; ama o zaman daha çocuk olduğumuz için zihnimiz henüz tam şekillenmemişti. Atatürk vardı ve herkes seviyordu; ama onunla ilk gerçek tanışmam ilkokul 5. sınıfta oldu. Atatürk ün ölümünün 15. yıl dönümünde aziz naaş ı o güne kadar durduğu Ankara İl Müzesinden, şimdiki yeri Anıtkabir e taşınıyordu dedi. Atatürk ün naaş ı taşınırken törenin sunumunu Ankara ve İstanbul rad- Atatürk ün gençliğe hitabesini bir defa, bin defa, binlerce defa, sonsuza dek içinize sindirerek okursanız, Atatürk ün ne büyük bir deha olduğunu göreceksiniz Prof. Dr. Ateş Vuran - Rektör Sayfa 2 Bir zamanlar Beyoğlu ve onun, anılarda kalan muhabirleri Yaklaşık 50 yıl önce İstanbul basını için en önemli haber alanı Beyoğlu ydu. O günlerin nabzını tutan, Beyoğlu nda görev yapan muhabirlerdi. Muhabirlik mesleğinde günümüze gelene kadar uzmanlık alanları arttı ve çeşitlendi; ama Beyoğlu muhabirliği anılarda kaldı. Sayfa 4 yolarının ortaklaşa gerçekleştirdiğini ve Faruk Yener, Baki Süha Ediboğlu gibi, zamanın büyük ustalarının anlatımını üstlendiğini de sözlerine ekleyen Ateş Vuran, Bu büyük ustalar Ankara da caddeye bakan evlerin camlarından ya da balkonlarından yayın yaptılar. İşte o zaman 9, 10 yaşında bir çocuk olarak, sabahtan akşama kadar ağladığımı hatırlıyorum; ancak sadece ben değil, o gün bütün Türkiye ağlıyordu dedi. Son günlerde bu denli sevgi ve saygıya mahzar olan Atatürk ün Prof. Dr. Ateş Vuran Rektör Prof. Dr. Mim Kemal Öke ve Tiyatro Kulübü Fotoğraflar: Coşan Göksel - Görsel İletişim Tasarımı 3 Üniversitemiz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ağırladı adı üzerinde yapılan tartışmaları tekrar hatırlatan ve bu tartışmaları ticari bir meta olarak yorumlayan Prof. Dr. Ateş Vuran, Bu tartışmaları keşke görmeseydim dedi. İşte Cumhuriyet Budur Atatürk ün bu ülkeyi kuran, demokrasiyi, cumhuriyeti getiren ve gençlere emanet eden büyük bir önder olduğunu anlatan Prof. Dr. Ateş Vuran, İstanbul Ticaret Üniversitesinin iki yıl önceki diploma töreninde Prof. Dr. Özcan Köknel in anlattığı bir anıdan da bahsetti. Ateş Vuran, Köknel in: Bir anda Cumhuriyet kuruldu. Ben de babama sordum Cumhuriyet nedir? diye. O güne kadar derslerimi hep mum ışığında yapardım. Birdenbire bir baktım ki, köye elektrik gelmiş, her taraf aydınlanmış. İşte o zaman babam dedi ki: Cumhuriyet budur sözlerine atıfta bulundu. Tören Prof. Dr. Mim Kemal Öke tarafından hazırlanan, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Tiyatro Kulübü üyeleri tarafından sergilenen Turan Oflazoğlu nun yazdığı Atatürk anlatısı ve okunan 10. Yıl Marşı ile son buldu. Belge ve Fotoğraflarla Atatürk ve Milli Saraylar Cumhuriyetin 85 inci yıldönümü dolayısıyla, Milli Sarayların kuruluşu ve sonrasındaki döneme ışık tutan Belge ve Fotoğraflarla Atatürk ve Milli Saraylar Sergisi Dolmabahçe Sarayında açıldı. Sayfa 4 Kadıköy ün 110 yıllık tarihi mekânı taşınıyor Kadıköy ün sembolü Salı Pazarı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından inşaatı tamamlanan Hasanpaşa daki yeni yerine taşınıyor; ancak esnaf bu taşınmanın, satışları büyük ölçüde azaltacağını düşünüyor. Sayfa 5

2 2 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Üniversitemizde Eğitim kalitesi ve deneyimli öğretim kadrosu bakımından vakıf üniversiteleri arasında önemli bir yere sahip olan İstanbul Ticaret Üniversitesi nin akademik yılı resmi açılışı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapıldı. Duygu Yıldırım Görsel İletişim Tasarımı 2 İstanbul Ticaret Üniversitesi, Küçükyalı Kampüsünde düzenlenen açılış törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün yanı sıra, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi Muharrem Keçeli, Rektör Prof. Dr. Ateş Vuran, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı na vekâleten Prof. Dr. Erman Tuncer ile Üniversite Mütevelli heyeti üyeleri, akademisyenler, öğrenciler ve kalabalık bir medya mensubu katıldı. Sunuculuğunu deneyimli spiker Murat Atıl ın yaptığı törende ilk olarak Üniversiteyi tanıtan kısa bir film gösterildi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ateş Vuran, yaptığı açış konuşmasında, İstanbul Ticaret Üniversitesinin kuruluşundan bugüne kadar olan sürece ve gelecekteki hedeflerine yönelik bilgiler verdi. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş ise İstanbul Ticaret Odasının 126 yıllık tarihine ve özgürlükçü eğitim anlayışına değindi. Yalçıntaş, Eğitimdeki bütün yasaklı uygulamalara daima karşıydık ve bugün de karşıyız. Özgürlükçü eğitimden yanayız ve özgür düşünen bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Biz, İstanbul Ticaret Odası camiası olarak inanıyoruz ki, Üniversitemiz ülkemizin dinamik gücüdür, Üniversitemiz geleceğimizdir dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise konuklara ve öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı. Gül, vakıf üniversitelerinin kuruluş aşamasındaki zorluklardan; bilimin, araştırmanın, teknolojinin ve üretimin öneminin yanı sıra son zamanlarda yaşanan dünyadaki ekonomik krize de değindi. Gül, Üniversiteler konusunda Türkiye nin yeni bir döneme geçmek üzere olduğunu tahmin ediyorum. Bununla şunu kastediyorum: Üniversitelerin yalnızca eğitim ve öğretim veren kurumlar olarak değil, aynı zamanda araştırma, bilim ve teknoloji üreten ve bunu hayata transfer eden kurumlar olarak da ön plana çıkması gerektiğine inanıyorum dedi; fakat bu konuda eksiklerin olduğunu ve bu eksiklerin giderilmesinin sadece üniversitelerin sorumluluğunda olmadığına değinen Gül, araştırma ve geliştirme kurumlarının ve devletin de sorumlu olduğunu belirtti. Dünyadaki ve Türkiye deki ekonomik krizden de bahseden Cumhurbaşkanı Gül, küresel krizden bütün ülkelerin etkileneceğini belirterek Türkiye nin bu duruma yönelik hazırlıklarını yapması gerektiğini söyledi yılının Ağustos ayında özellikle konut kredisinde yaşanan sıkıntının Amerika Birleşik Devletleri piyasalarına olumsuz yansıdığına işaret eden Gül, Amerika Birleşik Devletleri nde olanların Avrupa ya ve gelişmekte olan piyasalara da sirayet ettiğini dile getirdi. Küresel kriz dediğimize göre herkes az veya çok bundan etkilenecektir diyen Gül, söz konusu krizin 1929 daki büyük ekonomik buh- Soldan Sağa: Muammer Güler - İstanbul Valisi, Murat Yalçıntaş - İTO Yönetim Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Prof.Dr. Ateş Vuran - Rektör Üniversiteler konusunda Türkiye nin yeni bir döneme geçmek üzere olduğunu tahmin ediyorum. Bununla şunu kastediyorum: Üniversitelerin yalnızca eğitim ve öğretim veren kurumlar olarak değil, aynı zamanda araştırma, bilim ve teknoloji üreten ve bunu hayata transfer eden kurumlar olarak da ön plana çıkması gerektiğine inanıyorum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül randan sonraki en büyük kriz olduğunu belirtti. Küresel ekonomik kriz karşısında Türkiye nin tedbirini alması tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, Hazırlıklarımızı yapmalıyız. İş dünyasının, hükümetin, ilgili kurumların, herkesin çok daha fazla işbirliği içinde olması kaçınılmazdır. Bu yönde yapılan toplantılar oluyor. Bundan dolayı mutluluk duyuyorum. Milleti telaşa sevk etmenin, paniğe sevk etmenin hiç bir anlamı yok dedi. Tören sonunda Prof. Dr. Ateş Vuran iki öğrencisiyle birlikte Abdullah Gül e plaket takdim ederek teşekkür etti. Abdullah Gül de öğretim üyelerini ve yöneticileri sahneye davet ederek basına poz verdi. Fotoğraflar: Coşan Göksel - İdil D. Karabay Mete Bağcı

3 3 Belge ve Fotoğraflarla Atatürk ve Milli Saraylar Cumhuriyetin 85 inci yıldönümü dolayısıyla, Milli Sarayların kuruluşu ve sonrasındaki döneme ışık tutan Belge ve Fotoğraflarla Atatürk ve Milli Saraylar Sergisi Dolmabahçe Sarayında açıldı. Aybike Kaçalin Dolmabahçe Sarayında düzenlenen Belge ve Fotoğraflarla Atatürk ve Milli Saraylar Sergisi, TBMM Başkanı Köksal Toptan tarafından açıldı. Toptan, sergide otuz bin belgenin yer aldığını belirterek Atatürk ün, Samsun a çıktıktan sekiz yıl sonra İstanbul a ilk gelişinde Dolmabahçe Sarayında ikamet ettiğini ve sonradan da bu sarayın Atatürk tarafından kullanıldığını anlattı. Sergide Büyük Önder e ait 43 belge ve 14 fotoğraf yer aldı. Dolmabahçe Sarayı İdari Binasının giriş katında açılan sergide, Atatürk ün milli saraylarda çekilmiş 14 fotoğrafına yer verildi. Sergilenen belgeler içinde ise Atatürk ün Dolmabahçe Sarayında kalan üç şahsi eşyası ve ulu önderden iş talep edenlerin dilekçe örnekleri bulunuyordu. Bu belgelerin içeriği ile ilgili görsel dokümanlara da panolarda yer verildi. 16 Kasım a kadar saatleri arasında ücretsiz olarak gezilen sergide yer alan fotoğraf ve belgeler yaklaşık otuz bin arşiv malzemesi arasından seçildi. Belgelerin, hem Milli Sarayların kuruluş ve sonraki dönemine ışık tutması hem de buraların Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılması sürecini aydınlatması amaçlandı. Melih Hilmioğlu Görsel İletişim Tasarımı 3 Fotoğraf: Melih Hilmioğlu Fotoğrafa meraklı bir padişah: II. Abdülhamit Osmanlı İmparatorluğu nda fotoğrafçılığın en büyük destekçisi olarak anılan otuz dördüncü padişah Sultan II. Abdülhamid in, birçok ülkede ünlü fotoğrafçılara çektirdiği ya da kendisine hediye olarak gönderilen fotoğraflarının yer aldığı Sultan II. Abdülhamit in Arşivinden Dünya sergisi Topkapı Müzesinde açıldı. Kültür AŞ. tarafından düzenlenen serginin açılışına; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı nın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Kimi kaynaklara göre tahta çıktığında dünya dengelerinin tamamen Osmanlı aleyhine döndüğü bir dönemde II. Abdülhamit in, yaşanan gelişme ve olayları öğrenebilmek için fotoğrafı bir araç olarak kullandığı belirtiliyor. II. Abdülhamit in fotoğraf arşivindeki 35 Kitap Salvador Dali Sabancı Müzesinde yapıtları 20 Ocak 2009 a kadar sergilenecek olan sürrealist İspanyol ressam Salvador Dali nin hayat felsefesini, tarihe bakışını, ruhunun sanatla dantel misali işlenmiş etkilerini bu kitapta bulabilirsiniz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından 7 Mayıs 2008 tarihinde düzenlenen TGC Küresel Isınma Kurultayı nın kitabı yayımlandı. TGC Küresel Isınma Kurultayı kitabı; hükümet, bürokrasi, yerel yönetim, basın, üniversite, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör temsilcilerinin Küresel Isınma Kurultayı ndaki konuşma ve tartışmalarını kapsıyor. Binbirdirek Sarnıcı Rehberi TGC Küresel Isınma Kurultayı Sütunlar arasında tarihi bir mekân: Alp Yılmaz Kültür Sanat bin 535 fotoğraftan seçilen 80 kare, dünyadaki 19 ülkenin izlerini taşıyor. Rusya, Çin, ABD, Suudi Arabistan, Fransa, Mısır, İran, Hindistan, Japonya ve İtalya gibi çok sayıda ülkeden izlerin yansıtıldığı karelerden oluşan belgelerle, bir de kitap yayımlandı. Osmanlı İmparatorluğu nu Yıldız Sarayından yöneten II. Abdülhamit in; fotoğraflar sayesinde Balkanlardan Kafkaslara, Batı dan Uzak Doğu ya ve Arap Yarımadası na kadar çok geniş bir coğrafyaya hâkim olduğu biliniyor. Sergiyi izleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, Fotoğrafçılıkla bile olsa, Osmanlı nın bir teknolojiyle dünyayı nasıl takip ettiğini görüyoruz. O zamanın şartlarında dünyanın her köşesinden fotoğraflar çektirmenin ne kadar büyük ve önemli bir iş olduğunun eminim farkındasınızdır. sözleriyle serginin önemini vurguladı. Çok sayıda izleyiciyi ağırlayan sergi 16 Kasım da son buldu. Binbirdirek Sarnıcı, İstanbul daki ikinci büyük sarnıçtır. Eski Bizans kaynaklarına göre IV. yüzyılda yapılmıştır. İçinde 224 sütun bulunan, 3584 m2 büyüklüğündeki sarnıç zamanla kurumuş ve XVI. yüzyıldan itibaren atölye olarak kullanılmıştır. Sarnıçtaki sütunlar, üst üste bindirilmiş iki gövdeden meydana gelmekte; üstlerinde hiçbir işleme bulunmayan kesik piramit biçiminde başlıklar bulunmaktadır. Sütun gövdelerine işlenmiş Yunan harflerinin, sarnıcın yapımında çalışan ve sütunları işleyen taşçıların işaretleri olduğu bilinir. Sarnıçtaki sütunlar birbirinden 3,75 m aralıklarla inşa edilmiştir metreküp su kapasitesine sahip olan bu sarnıçta, Türk dönemi başladığında su bulunmadığı tahmin edilmektedir. XVI. yüzyılda İstanbul a gelen Alman seyyah R. Lubenau, sarnıçta ipek ipliği işleyenlerin çalıştıklarını bildirir. Hâlbuki 18. yüzyılda burada su olduğunu yazanlar da vardır. Osmanlı dönemi içinde Binbirdirek Su Haznesi üstünde bazı büyük konakların inşa edildikleri bilinir. Bunlardan biri Fazlı Paşa tarafından inşa ettirilen ve Sultan Ahmet in misafir edildiği ihtişamlı saraydır. Saray 1660 ta Ayazma Kapı yangınında yanmış, yerine sonraları bir ahşap konak inşa edilmiş, Defterdarlık Konağı olarak kullanılan bu bina da Hoca Paşa yangınında yok olmuştur. Sarnıcın, 1960 lı yıllarda İstanbul Valiliği tarafından yeniden bakım çalışmasına başlanmış ve buranın restoran olarak kullanılmasına karar verilmiştir ten itibaren sarnıcın işletmesi bir turizm şirketine devredilmiştir. Tiyatro İnsan Oğlu İnsan Barış Manço Kültür Merkezi Kasım Ocak 2009 Ali Erdoğan ın yazıp yönettiği İnsan Oğlu İnsan oyununun müziklerini Umut Deniz Topçuoğlu yazdı. Dekor uygulamasını Murat Kızıldağ, ışık tasarımını Süreyya Karaduman ve Sercan Büyükçınar yaptı. Oyun, insanoğlunun doğumundan ölümüne kadar kurduğu bire bir ve toplumsal ilişkileri hicvediyor. Sergi 50. Sanat Yılında Bir Fotoğraf Sanatçısı: Gültekin Çizgen Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi 21 Kasım 31 Fotoğraf ve sanat yaşamında 50. yılını dolduran; açtığı sayısız sergi, yayımladığı onlarca albüm ve teorik kitap ile sanatın değişik alanlarında birçok esere imza atan Gültekin Çizgen, bir sergi ile sanatseverlerle buluşuyor. Çizgen, Yaşamın İçindeyiz isimli sergisini; Doğrudan fotoğraf anlayışıyla, fotoğrafın geleneksel siyah beyaz yapısı içinde, yine insanımızı anlatıyor diye tanımlıyor. Hazırlayan: Tuna Çakır Uluslararası İlişkiler 1

4 4 Bir zamanlar Beyoğlu ve onun, anılarda kalan muhabirleri Yaklaşık 50 yıl önce İstanbul basını için en önemli haber alanı Beyoğlu ydu. O günlerin nabzını tutan, Beyoğlu nda görev yapan muhabirlerdi. Muhabirlik mesleğinde günümüze gelene kadar uzmanlık alanları arttı ve çeşitlendi; ama Beyoğlu muhabirliği anılarda kaldı. Emel Kedik Selcan Kırık Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı ülkesinde bulunan Venedik Elçisi Balyos un Taksim de bir konağı vardı. O dönemde Balyos a Beyoğlu denilmekteydi. Kimilerine göre Beyoğlu, ismini Balyos tan; kimilerine göre ise Trabzon Rum Pontus İmparatorluğu`nun son prenslerinden, İslam dinini kabul ederek Taksim e yerleşen ve yaşayan Aleksios Komninos tan almıştır. Kökeni ne olursa olsun, Beyoğlu genel olarak 19. yüzyılda gelişme göstermiş, giderek bir ticaret merkezi halini almış, Grand Rue de Pera denilen İstiklal Caddesi boyunca bir Avrupa kenti görünümüne kavuşmuştu. Basından Babıâli diye söz edildiği dönemlerde, İstanbul demek bir bakıma Beyoğlu demekti. Beyoğlu ise günümüze kadar oldukça kalabalıklaştı, ancak çehresinden çok bir şey kaybetmeden. İstanbul un merkezinin Babıâli ve Babıâli nin en büyük haber kaynağının Beyoğlu muhabirleri olduğu dönemler çok gerilerde kaldı. Muhabirlik mesleğinde çeşitli uzmanlık alanları ortaya çıkarken, Beyoğlu muhabirleri anılarda kaldı. Doğan Katırcıoğlu, Babıâli döneminden gelen usta bir gazeteci. Mesleğe 1954 yılında Türk Telgraf Ajansı nda başladı. Burada üç yıl çalıştıktan sonra Son Posta Gazetesine geçerek Gazeteci Orhan Erinç le birlikte Polis-Adliye Muhabiri olarak görev aldı. Katırcıoğlu, Hürriyet, Günaydın, Gece Postası, Cumhuriyet, Milliyet gibi pek çok gazetede çalıştı yılında Basın Şeref Kartı ile ödüllendirilen Katırcıoğlu; haber, röportaj, fotoğraf dalında da çok sayıda ödül aldı. Beyoğlu muhabiri, ülkeye kimin gelip kimin gittiğine bakan muhabirdi. Ben gazeteciliğe girdiğim zaman polisadliye, deniz-ulaştırma, parti muhabirleri, sağlık muhabirleri, esnaf muhabirleri, işçi muhabirleri yani sendika muhabirleri ve Beyoğlu muhabirleri vardı. Beyoğlu muhabirleri Galata, Haydarpaşa, Sirkeci den ve en önemlisi havaalanından sorumlu muhabirlerdi. Beyoğlu muhabiri, ülkeye kimin gelip gittiğine bakan muhabirdi. Havaalanı bu bakımdan çok önemliydi. Zaman zaman gelen bir devlet adamı, diplomat vs havaalanından ayrılıp Beyoğlu na gelirdi. Beyoğlu muhabirleri lisan bilen yüksek tahsilli insanlardı. Giyimlerine çok dikkat ederlerdi. Kolalı gömlekler giyer, düzgün bir Türkçe ile konuşurlardı; çünkü Beyoğlu na, Pera Palas Oteli ne ya da Hilton a kim gelirse, düzgün görünmek gerekliydi. Aslında Beyoğlu muhabirleri genel olarak polisiye habere bakıyordu; ancak gece yarısı mesela bir petrol kralı ülkemize geldiğinde gitmesi muhtemel en önemli yer Hilton Oteli. Bu yüzden onu takip eden Beyoğlu muhabiri oluyordu işte. Beyoğlu muhabirleri haber yapabilmek için kaynaklarını geniş tutmak zorundaydı. Örneğin orada şoförlerle bile ahbap olurduk; çünkü kimleri taşıdıklarını öğrenmek zorundaydık. rat servislerine bağlı polis-adliye muhabirleri ayrı birimlerdi ancak günümüzde tek bir muhabir olarak görev yapıyorlar. Teknoloji de çok gelişti günümüzde, örneğin eskiden Ankara daki haberleri de İstanbul daki muhabirler yapardı. Benim ellerim Ankara dan telefonla okunan meclis tutanağını yazarken mahvolurdu; ama nefes almam gerekirdi, bu yüzden dinlenmek için kalemi kırdığım bile olmuştur. Çok şey değişti o günlerden bugünlere Olayları ortaya koyabilecek cesur gazete yok Bugün olayları cesurca ortaya koyabilecek bir gazete var mı sizce? Kovulmadığım yer kalmadı; çünkü ben doğruyu konuşuyordum, hiç esneklik yapmadım. Benim ustalarım beni böyle yetiştirdi. Ben doğruyu konuşurum. İnsanın yetiştiği yer bir okul olabilir; ama okuldaki öğretmenin kaliteli olması, sana medeni cesaret vermesi lazım. Ustalarım bana, İti ısıran adamın peşinden koşmayı değil, olayların içindeki bit yeniğini gösterdiler. Yazmamayı değil, yazmayı öğrettiler. Bizim yetiştiğimiz maya güzel bir mayaydı, şimdi kalmadı öyleleri. Türk basınının duayen isimlerinden biri olan Doğan Katırcıoğlu, 1950 li yıllardan beri mesleğin içinde. Günümüzde her ne kadar muhabirlik yapmasa da, büyük bir azimle çalışmalarına devam ediyor. 73 yaşında olmasına rağmen Cağaloğlu ndaki bürosunda, kendisini hatırlayan genç meslektaşları ile tecrübelerini paylaşan Katırcıoğlu nun anılarını derlediği dokuz kitabı, özellikle mesleğe yeni adım atacak olan gazetecilik öğrencileri için bulunmaz bir kaynak niteliğinde. Fotoğraflar: Neval Aksu Beyoğlu muhabirliği tarihe karıştı Artık Beyoğlu muhabiri kalmadı, sadece muhabir var; çünkü günümüzde herkes lisan biliyor ayrıca iletişim teknolojileri de hızla gelişti. Günümüzde muhabirler artık, internetin karşısına geçip, ülkeye kimin gelip kimin gittiğini öğreniyorlar. Aslında günümüzde muhabirlik alanları da çok karıştı, daha doğrusu birbirine girdi. Eskiden işçi muhabirleri vardı, günümüzde bunlar sendika muhabirleri olarak anılıyorlar. Eskiden istihba- Beyoğlu muhabirleri lisan bilen yüksek tahsilli insanlardı. Giyimlerine çok dikkat ederlerdi. Kolalı gömlekler giyer, düzgün bir Türkçe ile konuşurlardı; çünkü Beyoğlu na, Pera Palas Oteli ne ya da Hilton a kim gelirse, düzgün görünmek gerekliydi. Doğan Katırcıoğlu

5 5 Kadıköy ün 110 yıllık tarihi mekânı taşınıyor Kadıköy ün sembolü Salı Pazarı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından inşaatı tamamlanan Hasanpaşa daki yeni yerine taşınıyor; ancak esnaf bu taşınmanın, satışları büyük ölçüde azaltacağını düşünüyor. Selcan Kırık Yaklaşık iki yıldır Taşındı, taşınacak derken, son günlerde gündemde oldukça yer alan Salı Pazarı, Hasanpaşa da yapımı tamamlanan yeni pazar alanına taşınacak. Belediye nin verilerine göre, 3 milyon 500 bin YTL ye yapımı tamamlanan yeni pazar yeri, 40 bin metrekarelik bir alan üzerine kuruldu. Yeni pazar yerinin ortasında, alışveriş yapan vatandaşların dinlenmeleri için yaklaşık 500 metrekare alan üzerinde ve içinde yirmi çeşme bulunan bir meydan hazırlandı. Pazar alanında ayrıca dört bin adet pazar yeri birimi, Pazarcılar Derneğine ait 400 metrekare büyüklüğünde bir çalışma ofisi ile büfeler, zabıta binası ve güvenlik birimleri bulunuyor. Pazarın taşınması pazara gelenlerin yanı sıra en çok pazar esnafını etkiliyor. Bu yüzden pazar esnafı dertli, düşünceli ve esnafın kafası oldukça karışık. Genel kanı, yerleşmiş bir pazarı başka bir yere taşımanın zaten az olan satışları daha da azaltacağı yönünde Yusuf KOÇAK Yaş: 41 / Penyeci Pazar taşınacak söylentisi İstanbul Anadolu Yakası Pazarcılar Odasının ortaya attığı bir dedikodu. Yeni yeri gördüm; ama oraya gidilip gidilmeyeceği belli değil. Orası bu alanın yarısı kadar. Gideceğimiz yerden memnun değiliz. Saat olmuş daha üç parça mal sattık. Burada kalsak da oraya gitsek de değişen bir şey olmayacak. Bahattin ÇELİK Yaş: 38 / Çeyiz Eşyaları Pazar taşınırsa bizim için değişen bir şey olmaz. Bir kabı boşalttığın zaman Bugün pazar hakkındaki kararlar belediye encümeninden çıkıyor. Belediye encümeni üyeleri mağazaları, marketleri savunuyor. Bizi savunan hiç kimse yok. Bu pazarların değerleri, ancak bu pazar yerleri kalktığında ve vatandaş mağazaya ya da markete mahkûm kaldığında anlaşılır. Burada salı günleri pazar var diye, marketler halk günü düzenleyip %70 indirim yapıyor; ancak görülecek ki, pazar kalktığı zaman indirim değil, tam tersi fiyat artışı olacak. İşte o zaman vatandaş eyvah! diyecek. Hasan DİŞ Yaş:48 / Kırtasiye Malzemeleri Satıyor Yaklaşık 30 yıldır pazarcılık yapıyorum. Pazarın taşınacağı kesinlik kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bize yer tahsis edildiğini ve bayramdan sonra büyük ihtimalle oraya taşınılacağını söylüyor. Yeni yeri gördük, eğer ulaşım rahat olursa Kadıköy Salı Pazarı orada da normal işini yapar; ancak burası Hasanpaşa ya göre merkezi bir yer. Yeni yerin ulaşım sorunu var. Bayanların oradan torbalarını, çantalarını evlerine taşımaları çok zor. Bu da esnafı iş bakımından çok etkiler tabii. Halk daha rahat ulaşabileceği yerleri seçer; pazara girip hemen alışverişini yapıp gitmeyi düşünür. Ayşegül ÇÖZDEMİR Yaş: 41 / Bijuteri aynısını dolduramazsın yerine. Geçmişte de bazı pazarların yeri değişti, hala işler eski rayına oturmadı. Örneğin Bostancı Pazarı Bir derenin dibine taşıdılar, alan olarak burası daha iyi; ancak buraya düzenleme lazım. Küçük esnaf 18 saat çalışıyor, zarar edip gidiyor. Aslına bakarsanız bu iş artık yapılacak iş değil! Niye mi? Hep büyük mağazalar yüzünden. Emekli olduktan sonra başladım ben pazarcılığa. Pazarın taşınacağı doğru. Yeni yeri görmedim; ama zaten yer sahibi değilim, burada kiracıyım. Bir pazarın yerini değiştirirseniz o pazarın yeni yerinde tutunması çok zor. Ben bu taşınmanın başarılı olacağını sanmıyorum. Fotoğraflar: Neval Aksu Basketbol Şeytanın bacağını kırdık! derken İhsan Eken Görsel İletişim Tasarımı 4 Basketbol Milli Takımımızın, 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonasında alınan ikincilikten sonra gelen büyük çöküşü, 2006 Dünya Basketbol Şampiyonasına kontenjandan girip 6. olmasıyla sonuçlanmıştı. Takımın bu yıl da başarısız olacağı düşünülürken, 2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası grup elemelerinde alınan başarı herkesi şaşırttı. Tam da Şeytanın bacağını kırdık! diye düşünmeye başlarken, kulüp düzeyinde devamlılığın olmadığı görünüyor. Euro Cup a katılmak için mücadele eden Beşiktaş Cola Turka, Galatasaray Cafe Crown ve Türk Telekom takımları Euro Cup a katılmak için yaptıkları mücadelede, Galatasaray Cafe Crown haricinde başarılı oldular; ama özellikle Beşiktaş Cola Turka nın ligde gösterdiği performans otoriteler tarafından sık sık eleştiriliyor. Türk Telekom un lige iyi başlaması, Euro Cup ta otoriteler tarafından iyi sonuçlar alınacağı umutlarını arttırıyor. Euro Challenge Cup da Bandırma Banvit Spor ve Antalya Büyük Şehir Belediyesi nin daha birinci turda elenmesi otoriteler tarafından hayal kırıklığı olarak nitelendiriliyor. Euro Cup tan elenerek Euro Challenge Cup a katılan Galatasaray Cafe Crown ise otoriteler tarafından geçen yılki performasından çok uzak olarak değerlendiriliyor. Euroleague e geldiğimizde Avrupa Kupası tarihindeki en başarılı takımımız olan Efes Pilsen in inişli çıkışlı performansı Avrupa daki Basketbol seyircisini şaşırttığı gibi bizi de şaşırtıyor. Avrupa kupalarındaki tek istikrarlı takımımız olan geçen yılın şampiyonu Fenerbahçe Ülker ise Euroleague de bir üst tura en yakın takımlardan biri olarak değerlendiriliyor.

6 6 Fotoğrafçılık Kulübü Yedigöller de Fotoğrafçılık Kulübünün girişimleriyle Yedigöller e giden fotoğrafçılar, bir yandan kendilerini doğa fotoğrafçılığı konusunda geliştirirken bir yandan da eğlenceli bir hafta sonu geçirdi. Alp Yılmaz 8 Kasım da Bolu ya doğru yola çıkan Fotoğrafçılık Kulübü gezisine 34 kişi katıldı. Bolu daki Yurdaer Otelinde bir gece konaklamalı düzenlenen Yedigöller gezisinde, fotoğrafçılar karşılaştıkları muhteşem doğa ve göl manzarası karşısında binlerce fotoğraf çekti. Öğrencilerin derslerinde öğrendikleri bilgileri uygulama ve doğa fotoğrafçılığı konusunda kendilerini geliştirme imkânı buldukları gezi, gece düzenlenen eğlence ve mangal partisiyle son buldu. Geriye ise bir fotoğrafçının gözünden yaşanılan anların ölümsüzleştiği bu kareler kaldı. Altın Çağ; Hollanda Grafik Tasarımınında Öne Çıkan Dönemler İletişim Kulübü İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi nde, yenilikçi ve etkileyici olarak tanımlanan Hollanda Grafik Tasarım Sergisini gezdi. İletişim Kulübünden yirmi öğrencinin katıldığı gezinin adresi Ünalan daki İstanbul Grafik Sanatlar Müzesiydi. Serginin önemi, eserlerin orijinallikleri ve karmaşıklıkları açısından günümüz grafik tasarımı için esin kaynağı olarak değerlendirilmesiydi. Tolerans ve eksiksiz özgürlük çerçevesinde sunulan ve uzun bir sanatsal gelenek ile desteklenen Hollanda grafik tasarımı, birçok çarpıcı kişisel yeteneğin, sanat alıcıları ve halk tarafından da ilgi görmesinin ve desteklenmesinin bir ürünü olarak görülüyor. Sergi, yaklaşık 1890 lı yıllarda başlayan ve grafik tasarımının büyük bir tekniksel yenilik içine girdiği dönemden, 1990 yılına kadar zengin bir bakış açısı sunmayı hedefliyor. Sergi, 20. yüzyıl Hollanda grafik tasarımının en ünlü ve dikkat çekici eserlerini içeriyor. Emre Gürsoy Medya ve İletişim Sistemleri 1 Ne Kadar Güzelsin Belami İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri yeni bir başarıya daha imza attı. İletişim Fakültesi öğrencileri bu yıl da uluslararası festivallerde finalist olmaya devam ediyor. Yapımını Mete Bağcı, İhsan Eken, Berktan Kuru, Ertan Can, Can Diker ile İdil Karabay ın üstlendiği Ne Kadar Güzelsin Belami 13. Boston Türk Festivali nde, Bir İnat Uğruna 5. Akbank Kısa Film Festivali nde belgesel dalında finalist oldu. Google kullanıcılarına görüntülü ve sesli sohbet imkânı tanıyor İnternet devi Google, elektronik posta servisi Gmail üzerinden kullanıcıların. görüntülü ve sesli sohbet edebilmelerine imkân tanıyan yeni bir hizmet başlattı. Bilgisayarlarında web cam bulunan Gmail kullanıcıları, videochat yazılımını kendi elektronik posta hesaplarına indirdikten sonra, yakınları ve arkadaşlarıyla doğrudan sesli ve görüntülü sohbet edebilecek. EBay e ait internet haberleşme servisi Skype ninkine benzer bu hizmetin yanı sıra Google, aktüaliteye yer veren web siteleri ve blogları gerçek zamanlı izlemeye olanak sağlayacak RSS dosya formatını, otomatik şekilde tercüme eden bir hizmet başlattı. Google Reader servisinden faydalanan bir internet kullanıcısı, örneğin Türkçe bir blog veya internet sitesinin içeriğini anında İngilizceye veya 20 farklı dile çevirebilecek. Otomatik tercüme hizmeti, Google Traduction yazılımı sayesinde yapılıyor. Kaynak: Ayda bir yayımlanan haber ve kültür - sanat gazetesidir. Yıl: 1 / Sayı: 5 / 2008 İstanbul Ticaret Üniversitesi adına sahibi Prof. Dr. Ateş Vuran (Rektör) Gazetem in sayısının sponsoru Dönmez Sigorta Aracılığı Limited Şirketine teşekkürlerimizi sunuyoruz sayılı kanunla sorumlu müdür Prof. Dr. Jale Sarmaşık (İletişim Fakültesi Dekanı) Adres: Selman-ı Pak Cad. Üsküdar İstanbul Tel: / Yayın Kurulu / Prof. Dr. Cüneyt Binatlı, Prof. Dr. Zafer Doğan Yrd. Doç. Dr. Nejat Çetinok, Öğr. Gör. Oğuz Haksever Yayın Danışmanı / Arş. Gör. Burak Yenituna Görsel Danışman / Öğr. Gör. Esra Gençkaya Reklam ve Halkla İlişkiler / Arş. Gör. Gülay Öztürk Yazı İşleri / Aybike Kaçalin, Gözde Sunal, Mete Bağcı Muhabirler / Alp Yılmaz, Duygu Yıldırım, Emel Kedik, Emre Gürsoy, İhsan Eken, Selcan Kırık, Melih Hilmioğlu, Neval Aksu Gazetem, İstanbul Tİcaret Üniversitesi öğrencileri tarafından İTA da hazırlanmıştır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Gazetem e aittir. Yazılı izin almadan alıntı yapılamaz.