ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ"

Transkript

1 AÐUSTOS 1998 SAYI: 11 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK ZORUNDAYIZ DURSUN KARATAÞ mayanlara, düzeniçi reformlarla yetinenlere, Marksist-Leninistlere karþý oligarþi adýna i- deolojik mücadele yürütenlere dokunmuyorlar. Hatta teþvik ediyorlar. Örgütlenmede, yaþamýn içinde, her alanda bu tür kiþi ve örgütlenmeleri devrimcilerin karþýsýna çýkartýp, doðru düþüncelerin kitlelere gitmesini engellemek veya gerçekleri Savaþ örgütleri, sürekli olarak düþmanýn imha politikasýyla karþý karþýya olmalarýnýn sonucudur ki; eðitim faaliyetine herkesten daha çok önem vermek zorundadýr. Açýk ki, öðrenme ve öðretme faaliyeti temel bir görev olarak kavranmazsa düþmanýn imha ve tutsak etme politikalarý baþarýya ulaþýr. Öðrenim, öðretim veya genel olarak eðitim sorunu, üzerinde önemle durmamýz gereken bir konudur. Yaþadýðýmýz süreçte bir çok eksiðin, zaafýn kaynaðý buradadýr. Her düþünce daha geniþ kitlelere ulaþmak için düþünce taþýyýcýlarýna ihtiyaç duyar. Düþünce taþýyýcýlarý örgütün kadrolarý ve militanlarýdýr. Elbette biz burjuvazinin empoze etmeye çalýþtýðý, meþrulaþtýrmak istediði tipte, sadece düþünen, düþüncelerini örgütlemeyen, savaþmayan bir düþünce taþýyýcýlýðý anlayýþýný savunmuyoruz. Devrimi, mücadeleyi öðrenmek ve öðretmek ve örgütlemek için düþüncemizin kavgasýný veriyoruz. Ülkemizde bizim düþüncemiz daha öðrenme aþamasýnda iken suç ve ceza kavramlarýyla karþýlaþýr. Bir çok ceza yasasý bunlar için konulmuþtur. Kuþkusuz iktidarý alma düþüncesi olçarpýtarak etkisizleþtirmek istiyorlar. Devrimci kavganýn düþüncesini taþýyan her türlü yayýn, propaganda, ajitasyon, örgütlenme ve çok deðiþik pratikler hemen her dönem düþmanýn baský ve zoruyla karþýlaþmýþtýr. Düþüncelerin, devrimci iktidar kavgasýna silahlý mücadeleye dönüþtüðü aþamada ise hemen tüm iktidarlarýn imha politikalarýyla karþýlaþýlmýþtýr. Ýktidara karþý silahlý mücadele çizgisini esas alan hiçbir devrimci örgüt, emperyalizmin ve oligarþinin imha ve tutsaklýk politikalarýyla karþý karþýya kalmadan zafere ulaþmamýþtýr ve ulaþamaz. Düþman kendisini ciddi olarak tehdit edenlere karþý sýnýfsal yapýsý gereði iktidardan düþürülene kadar savaþacak ve her türlü imha politikasýný uygulayacaktýr. Bu gerçeði kabul etmeden düþmanýn bu politikalarýyla savaþamayýz. Bu gerçeði kabul etmek, ona teslim olmak, kaderci düþünmek deðildir. Tersine düþmanýn bu politikalarýný nasýl bozacaðýmýzý, kayýplarýmýzýn yerlerini nasýl doldurmamýz gerektiðini düþünme zorunluluðumuzu gösterir. Oligarþi birçok yönetici kad- Devamý 3. Sayfada

2 2 ÝÇÝNDEKÝLER Öðrenmek ve Öðretmek Zorundayýz...1 Kahramanlýk Parti-Cephe'yle Süreklileþmiþ, Kitleselleþmiþtir...8 Kim Kadro, Kim Taraftar, Kim Partili, Kim Cepheli...16 Faþist Terörün Mantýðý Devrimci Þiddetin Amacý...25 MGK'cýlýk...31 Kimin Ýçin Kime Karþý Birlik...38 DHKP-C Alman Emperyalizminin Yasaklamalarýný Boþa Çýkaracaktýr...45 Propaganda ve Ajitasyonda Cephe Tarzý...50 Kýrlarda ve Þehirlerde Savaþýmýz Sürüyor...58 Yoldaþlarýmýzýn Hesabýný Soruyoruz, Soracaðýz...59 Devrimci Basýn Teslim Olmayacak...61 Cephe'den...64 Devrimci Eylemin Kurallarý...68 Kürt Milliyetçiliðinin Muhasebe Zorunluluðu...77 Eðitim Notlarý (Tabancalar)...87 Emperyalizme Karþý Birleþelim, Savaþalým...96 STRATEJÝK TEJÝK HEDEFÝMÝZ ANTÝ-EMPERYALÝST ALÝST, ANTÝ-OLÝGARÞÝK DEMOKRATÝK HALK DEVRÝMÝDÝR KIRLARDA VE ÞEHÝRLERDE BÝRLEÞÝK DEVRÝMCÝ SAVAÞ AÞ ZAFERÝN STRATEJÝSÝDÝR TEJÝSÝDÝR

3 3 Baþtarafý 1. Sayfada ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK ZORUNDAYIZ Gerek Parti- Cephe nin gerekse de dünyadaki tüm silahlý mücadele örgütlerinin, savaþýn niteliði gereði kadro sorunu hep olmuþtur. Bu noktada neden sorusunun cevabý savaþýn niteliðidir. Ancak iktidarý almak için mücadele etmeyenlerin, düzenle uzlaþanlarýn, düzeni koruyanlarýn kadro diye bir sorunlarý olamaz. (...) Bizim savaþýmýzda genç kadrolar temel bir öneme sahiptir. Düþüncenin ve savaþýn taþýyýcýsý onlardýr. romuzu, birçok önder nitelikli kadro ve savaþçýmýzý imha ettiðini söylüyor. Tümden yanlýþ deðil. Kuþkusuz bu söylem abartýlýdýr ve psikolojik savaþ ögeleri içermektedir, ama gerçeklik payý da var. Diyebiliriz ki; Türkiye sol hareketi tarihinde oligarþinin en büyük imha politikalarý Kýzýldere den günümüze kadar bize karþý uygulanmýþtýr. Bu gerçek, kimi kendini bilmezlerin, mücadeleyi tanýmayanlarýn, bedel ödeme nedir bilmeyenlerin ve de küçük hesapçý, tüccar zihniyetlilerin burun kývýrmalarýna raðmen böyledir. Bunu bütün dünya bilmektedir. Yine bütün dünyanýn bildiði bir baþka gerçek, bu imha politikalarýnýn Parti-Cephe yi yoketmeyi baþaramadýðýdýr. Çünkü bu tarih; imha olurken bile, direniþ destanlarýnýn yazýldýðý ve her koþulda Marksizm-Leninizm bayraðýnýn doruklara dikildiði bir tarihtir. Oligarþinin çaresizliði ve yokettik demagojilerinin yerlebir olmasý da bu noktada baþlamýþtýr. Her imha operasyonu çok daha büyük bir devrimci potansiyeli, sempatiyi ortaya çýkarmýþtýr. Sorunumuz tam da buradadýr. Parti-Cephe örgüt olarak siyasi arenaya çýktýðý andan itibaren hep büyük bir kitle gücünü arkasýna almýþ, savaþýyla bunu daha da büyütmüþtür. Bugün Ýstanbul dan, Anadolu nun en ücra köþelerine kadar her yerde, bütününe ulaþamadýðýmýz, harekete geçiremediðimiz büyük bir Parti-Cephe potansiyeli vardýr, ve iþte biz bu büyük kitle gücünü ve giderek daha da geniþ kesimleri eðitme ve dönüþtürme açýsýndan kadro sorunuyla karþý karþýyayýzdýr. Gerek Parti-Cephe nin gerekse de dünyadaki tüm silahlý mücadele örgütlerinin, savaþýn niteliði gereði kadro sorunu hep olmuþtur. Bu noktada neden sorusunun cevabý savaþýn niteliðidir. Ancak iktidarý almak için mücadele etmeyenlerin, düzenle uzlaþanlarýn, düzeni koruyanlarýn kadro diye bir sorunlarý olamaz. Bu kesimlerde her zaman yaþlanmýþ ve yataðýnda hastalýktan ölen ve ölümünü de sadece gazete i- lanlarýndan duyduðumuz insanlar fazlasýyla vardýr. Savaþ örgütlerinin kadrolarý ise savaþýn içerisindedir. Farklý düþünceler farklý bir yaþam biçimini, farklý bir kültürü yaratmýþ ve düþman da buna göre politika belirlemiþtir. Bu nedenle bizim savaþýmýzda genç kadrolar temel bir öneme sahiptir. Düþüncenin ve savaþýn taþýyýcýsý onlardýr. Savaþ örgütleri, sürekli olarak düþmanýn imha politikasýyla karþý karþýya olmalarýnýn sonucudur ki; eðitim faaliyetine herkesten daha çok ö- nem vermek zorundadýr. Açýk ki, öðrenme ve öðretme faaliyeti temel bir görev olarak

4 4 Bizim yok edilemediðimiz, edilemeyeceðimiz, artýk herkesin gözünde açýktýr; Türkiye sol hareketi tarihinin en büyük imha operasyonlarýna raðmen, çok kýsa sürede toparlandýðýmýza ve yeniden savaþý yükselttiðimize düþman da, bütün dünya halklarý da tanýktýr. Bu süreç hem bize hem de tüm devrimcilere çok þey öðretmiþtir. Bu artýk geride kalmýþtýr. Bununla yetinemeyiz. Savaþý büyütmeyi, geliþmeyi, her alanda daha nitelikli silahlý ve kitlesel örgütlenmeleri yaratmayý hedeflemeliyiz. Bunun için daha çok parti kadrosu ve savaþçý eðitmek temel hedefimiz olmalýdýr. kavranmazsa düþmanýn imha ve tutsak etme politikalarý baþarýya ulaþýr. Þimdiye kadar düþman bu politikalarýnda istediði sonucu alamamýþtýr. Bunun için bugün de dahil hemen her süreçte bütün gücüyle üzerimize gelmektedir. Bizim için sorun yok olup olmama sorununu çoktan aþmýþtýr. Bunu düþman da bilmektedir. Sorun bu deðildir. Ýktidarý almak için yola çýkmýþ bir örgüt bunun için savaþý büyütür ve iktidarý alýr. Düþman da iktidarýný korumak ister. Sorun bugün bu noktadadýr. Bizim yok edilemediðimiz, edilemeyeceðimiz, artýk herkesin gözünde açýktýr; Türkiye sol hareketi tarihinin en büyük imha operasyonlarýna raðmen, çok kýsa sürede toparlandýðýmýza ve yeniden savaþý yükselttiðimize düþman da, bütün dünya halklarý da tanýktýr. Bu süreç hem bize hem de tüm devrimcilere çok þey öðretmiþtir. Bu artýk geride kalmýþtýr. Bununla yetinemeyiz. Savaþý büyütmeyi, geliþmeyi, her alanda daha nitelikli silahlý ve kitlesel örgütlenmeleri yaratmayý hedeflemeliyiz. Bunun i- çin daha çok parti kadrosu ve savaþçý eðitmek temel hedefimiz olmalýdýr. Nasýl eðiteceðiz sorusuna cevap vermeden nasýl öðreneceðimizin cevabýný bulmalýyýz. Hiç de küçümsenmeyecek oranda bir çok sorumluluk üstlenmiþ kadro görünümündeki insanýmýz yeterince okumuyor, öðrenmiyor, a- raþtýrmýyor, tartýþmýyor. Bu ne demektir? Açýk ki bu kadro öðretmiyor, örgütlemiyor, dahasý mücadelenin sorunlarýný ciddiye almýyor. Boþuna aylar, belki de yýllar geçiriyor. Bu tür insanlar devrimci görünüm altýnda büyük bir bencillik, inançsýzlýk ve kültürel yozlaþmayý barýndýrýyor demektir. Mücadeleye yeni atýlmýþ birinin çarpýk düþünceleri, düzen eðilimleri hoþ görülebilir ve o kiþi eðitime muhtaçtýr þeklinde açýklanabilir. Ama devrimci mücadelenin, kadronun ne demek olduðunu bilenler için sorun bu kadar basit ve masum deðildir. Kadronun görevlerini bilip de bu görevlerini yapmayýp gerekçelere sýðýnanlar önce kendilerine bakmalýdýr. Ben kimim, görevim nedir, ne yapmalýyým þeklinde uzatýlabilecek sorulara cevaplar aramaya baþladýklarýnda, yaþadýklarý olumsuzluklarýn, öne sürdükleri gerekçelerin odaðýnda kendilerini görürler. Genellikle bu tür kadrolar aldýðý sorumlulukla tatmin olmuþ, yeterlilik duygusuna kapýlmýþ, kendini yenilemeyen kiþiliklerdir. Bu tabloda sekterlik, liberalizm, emek vermeme, bireycilik, alttakinin düþüncelerine önem vermeme, adaletsizlik, yozlaþma her þey vardýr. Yoksa da kaçýnýlmaz olarak ortaya çýkacak ve sonuçta o kiþinin devrimci görünümü de ortadan kalkacak, bir biçimde düzene geri dönecektir. Hiç bir gerekçe, bir kadro-

5 5 Bütün önlemlere, nitelikli kadrolara raðmen operasyonlar olacaktýr. Ama sorun bu operasyonlarýn genelde veya herhangi bir alanda mücadeleyi geriletmemesidir. Dünyada hiç bir örgütlenme biçimi, hiçbir önlemler zinciri düþman operasyonlarýný tümden yokedemez. Ama bunu savaþýmýzýn geliþimini engelleyemeyecek bir düzeye çekmek mümkündür. Silahlý silahsýz, bütün çalýþmalarýmýzýn odaðýna devrimci eðitimi oturtmadan bunu baþarmak mümkün deðildir. (...) Bir kadro için, hayatýn her alaný, her an, eðitim faaliyetidir. nun öðrenmesini engelleyemez. Farklý koþullar, yoðun pratik okuma faaliyetini kýsmen engelleyici olabilir. Ama pratiðin kendisi bizzat öðreticidir. Hem de çok daha kýsa sürede, yoðun bir eðitim saðlar. Kadro geliþen her eylemi, görev yaptýðý alaný, insanlarý, kitleleri sürekli deðerlendirir, kolektif bir çalýþmayý esas a- lýr, olumluluk ve olumsuzluklarý ortaya çýkartýr, yeniden pratiðe dönerek eðitim faaliyetini sürdürür. Eski ve soyut bilgiler somutlanýr. Yeni bilgiler edinme ihtiyacý zorunlu olarak doðar. Nerede hata yaptým, ne yapmalýydým sorularýnýn cevabý yakýcý hale gelir. Bu gerçekten kaçan kadro, kadro misyonuna son veriyor demektir. Onlarca sorun çözülmeden birikir, bunaltýr ve inançsýzlaþtýrýr. Heyecansýzlýk, inançsýzlýk yavaþ yavaþ alta yayýlýr. Düþmanýn gireceði a- çýk kapýlar çoðalýr. Düþman da boþ durmaz. Operasyonlar birbirini kovalar. Kýsýrlýk kaçýnýlmaz hale gelir. Bütün önlemlere, nitelikli kadrolara raðmen operasyonlar olacaktýr. Ama sorun bu operasyonlarýn genelde veya herhangi bir alanda mücadeleyi geriletmemesidir. Dünyada hiç bir örgütlenme biçimi, hiçbir önlemler zinciri düþman operasyonlarýný tümden yokedemez. Ama bunu savaþýmýzýn geliþimini engelleyemeyecek bir düzeye çekmek mümkündür. Silahlý silahsýz, bütün çalýþmalarýmýzýn odaðýna devrimci eðitimi oturtmadan bunu baþarmak mümkün deðildir. Ýktidarý alma bilincinde olan her kadro; kadro ve savaþçý yetiþtirmeden, kitleleri eðitmeden devrim heyecanýný, coþkusunu ve düþüncesini taþýyamaz. Bir kadro için, hayatýn her alaný, her an, eðitim faaliyetidir. Yöneticiler kimi nasýl eðiteceði sorusunun cevabýný her alan ve bölge özelinde somut olarak vermek zorundadýr. Genel alýþkanlýk; hazýr, aðzý laf yapan insan beklentisidir. Bu beklentide olanlar nereden ve nasýl sorusunun cevabýný düþünmemektedir. Düþünmek zorundadýr. Bir kadro kendi sorumluluk alanýnda kadrolaþma ve pratiðin sorunlarýnýn çözümü için dýþarýdan beklenti içerisine girdiðinde o alandaki çalýþma daha baþtan olumsuzluklarla baþlamýþ demektir. Hazýr insanlarla, hazýr olanaklarla iþ yapmaya alýþmýþ olanlar, genellikle emek vermeyi sevmeyen, tembel, hazýrlopçu tiplerdir. Hep isterler, verilir. Bir operasyon hepsini alýp götürür, tekrar isterler. Bunun sonu yoktur. Bir alanda komiteler, silahlý birlikler daðýlabilir. Ama bizim oradaki örgütlenmemiz, yaygýn eðitim faaliyetlerimiz, kayýplarýmýzýn yerini telafi edecek durumda deðilse, insanlarýmýzý bu amaçla eðitmemiþsek, dýþarýdan tüm desteklere raðmen o alanda kalýcý olamayýz. Kalýcý olmanýn yolu, yaygýn ve sürekli bir eðitim içinde yeni insanlar çýkarmak, kadrolaþmak, kadro-

6 6 Biz eðitimi kendi tarihimizden, halk gerçeðimizden kopararak ele alamayýz. Elbette bilgi büyük bir güçtür. Baþka halklarýn tarihini, kültürlerini bilmek bir zenginliktir. Ama önce kendi tarihimizi, kendi gerçeðimizi, kendi mücadelemizi öðreneceðiz. Kendi tarihiyle, kendi halkýyla yaþamayanlar, ona sahip çýkmayanlar, devrimci mücadeleyi bu tarihin zenginlikleri üzerine inþa etmeyenler baþarýya ulaþamaz. (...) Eðitimci, insan gerçeðimizi bilerek eðitim biçimleri bulmak zorundadýr. Kendi tarihimize yaslanarak, kendi yaþadýklarýmýzý önümüze alarak, kendi üslubumuzla eðitmek zorundayýz. laþtýrmaktýr. Eðitimde sonuç almak, eðitimi yaygýnlaþtýrmak ve süreklileþtirmek kadar, nasýl eðiteceðiz, ne öðreteceðiz sorularýna da doðru cevap vermekle mümkündür. Biz eðitimi kendi tarihimizden, halk gerçeðimizden kopararak ele alamayýz. Elbette bilgi büyük bir güçtür. Baþka halklarýn tarihini, kültürlerini bilmek bir zenginliktir. Ama önce kendi tarihimizi, kendi gerçeðimizi, kendi mücadelemizi öðreneceðiz. Kendi tarihiyle, kendi halkýyla yaþamayanlar, ona sahip çýkmayanlar, devrimci mücadeleyi bu tarihin zenginlikleri üzerine inþa etmeyenler baþarýya ulaþamaz. Binlerce genç insan bu gerçeðe yabancý bir þekilde yaþýyor ve bu durumda saflarýmýza geliyor, kendisine devrimciyim diyor. Þu veya bu nedenle düzene tepki duymakta, savaþmak istemektedir. Ama nasýl düþünmesi gerektiðini, sosyalizmi, devrimi, tarihimizi, hatta kendisinin kim olduðunu bilmemektedir. Devrimci görünüm altýnda düzenin bir çok yozluðunu ve kültürünü taþýmaktadýr. Asalak, hazýrlopçu kadro tipi bu konuda da kolay ve kestirme yolu seçer. Çok geri, düzen kültürünü taþýyor veya yoz, bundan iþ çýkmaz þeklinde yaklaþýp onu eðitmek gerektiðini reddeder. Bu anlayýþtaki kadro tüm tersi söylemlerine raðmen içinde yaþadýðý düzeni, düzenin eðitimini, sýnýflarýn özelliklerini adeta unutmuþtur. Ýdeolojik mücadeleyi ve eðitimi neden yapmak gerektiðini unutmuþtur. Kitlelerle devrim yapýlacaðýný u- nutmuþtur. Doðrudur, hiç okuma alýþkanlýðý olmayan insanlara kitap okutmak zor bir iþtir. Ama bu böyledir diye o insaný eðitmekten, savaþtýrmaktan hatta kadrolaþtýrmaktan vazgeçmek halk kitlelerine inançsýzlýktýr. Devrimi halktan kopuk aydýnlarýn görevi olarak görmektir. Okuma yazma bilmiyorsa, öðreteceðiz. Okuma alýþkanlýðý yoksa, kazandýracaðýz. Kadronun devrimci eðitimdeki yaratýcýlýðý burada gündeme gelmelidir. Tek ve düz bir eðitim biçimi yoktur. Eðitimi, þu kitaplarý oku demek veya üç beþ kiþiyi bir araya getirerek kitap okutma faaliyeti olarak kavramak, eðitim deðil, kendini aldatmaktýr. Elbette bunlar da yapýlmalýdýr. Ama önce, bireysel veya kolektif, hangi biçimde olursa olsun kitap okuyanlarýn nasýl düþünmesi, nasýl okumasý gerektiðini öðretmek zorundadýr. Hiçbir birikimi olmayanlar onlarca anlamadýðý kelimeyle ve bilmediði geliþmelerle dolu kitaplardan birþey anlamadýðýndan kýsa sürede sýkýlacak, anlamýyorum deyip, býrakacaktýr. Eðitimci, insan gerçeðimizi bilerek eðitim biçimleri bulmak zorundadýr. Kendi tarihimize yaslanarak, kendi yaþadýklarýmýzý önümüze alarak, kendi üslubumuzla eðitmek zorundayýz. Felsefeyi, sosyaliz-

7 7 mi, devrimler tarihini kendi üslubumuzla anlatmanýn yöntemlerini bulmalýyýz. Teorinin devrimimizle, hatta günlük mücadelemiz ve yaþamýmýzla, Mücadeleye katýlanlarý, katýlmak isteyenleri, henüz katýlmayanlarý, halk kitlelerini eðitme biçimlerini bulmak ve hayata geçirmek her devrimcinin vazgeçilmez görevidir. Bu görevi yerine getirmeyenlerin devrimci niyetlerinden þüphe etmek gerekir. Bu görevi yerine getirmeyenler, halký örgütlemiyor, devrimcileþtirmiyor, kadrolaþma yapmýyor, objektif olarak düþman operasyonlarýna hizmet ediyor demektir. (...) Hangi tür faaliyet içinde olunursa olunsun, eðitim faaliyetini bizzat üstlenmeyenlerin devrimci çalýþma yaptýklarýndan sözedilemez. inançlarýmýz ve duygularýmýzla baðýný kurmalýyýz. Bunu yapmazsak, eðitimi soyut bir olgu olmaktan çýkaramayýz. Eðitim hayatýn her alanýnda pratikle birlikte yaþayan ve her gün biraz daha yetkinleþen bir faaliyet olarak kavranmalýdýr. Halk gerçeðimizi, kendi yaþadýklarýmýzý öðrenmeyenler, kendi deneylerini yaþayacaklardýr. Herkesin kendi deneyini yaþamasý ise, açýktýr ki ayný hatalarýn tekrarý demektir. Düþmanýn girdiði açýk kapýlarýn kapanmamasý demektir. Okumayanlar, araþtýrmayanlar, baþkalarýndan öðrenmeyi reddedenler geliþmemizin önünde engel oluþtururlar. Öðrenmenin temeli sorumluluk duymak, sormak, cevap bulmaktýr. Düþmana karþý daha güçlü olmayý isteyen her kadro, bulduðu cevaplardan coþku duyacak, bunu kendi altýndaki insana taþýyacaktýr. Bir eðitici eðitimin heyecanýný yaþamadan, önemini kavramadan eðitemez. Eðitmek herþeyden önce öðreteceði konuyu ciddiye almak ve bir öðrenci gibi hazýrlanmak demektir. Çok rastlanýr, nasýl olsa konuyu biliyorum deyip, hiçbir hazýrlýk yapmadan kitle karþýsýna çýkar. Ortaya ilgisiz, ruhsuz bir anlatým çýkar. Dinleyicilerin belleðinde fazla bir þey kalmadýðý gibi yeni bir þey de öðrenmemiþlerdir. Harcanan zaman, katlanýlan risk, verilen emek, herþey boþa gitmiþtir. Bir eðitici böyle olamaz. O anlatacaðý konuya çalýþacak, vakýf olacak, hatta üslubunu, ses tonunu ayarlayacak; kitle karþýsýna öyle çýkacaktýr. Eðitim doðrudan kitleye deðil tek kiþiye de verilebilir. Bu, konunun hafife alýnmasýný gerektirmez. Bu kez hazýrlýk o kiþinin bilincine, özelliklerine göre de farklý bir þekil alýr. Kiþiler veya kitleler her zaman emeði, ciddiyeti, inandýrýcý olaný büyük ölçüde görür ve bunun karþýlýðýný verirler. Mücadeleye katýlanlarý, katýlmak isteyenleri, henüz katýlmayanlarý, halk kitlelerini eðitme biçimlerini bulmak ve hayata geçirmek her devrimcinin vazgeçilmez görevidir. Bu görevi yerine getirmeyenlerin devrimci niyetlerinden þüphe etmek gerekir. Bu görevi yerine getirmeyenler, halký örgütlemiyor, devrimcileþtirmiyor, kadrolaþma yapmýyor, objektif olarak düþman operasyonlarýna hizmet ediyor demektir. Ayrýmsýz her yöneticinin, kitleyle ilgili herkesin, her kadronun doðrudan eðitimini üstlendiði gruplar olmak zorundadýr. Yeri, zamaný, koþullarý nasýl olursa olsun, bu görev yerine getirilmek zorundadýr. Hangi tür faaliyet içinde olunursa olunsun, eðitim faaliyetini bizzat üstlenmeyenlerin devrimci çalýþma yaptýklarýndan sözedilemez. Hayatýn her alanýný eðitim okullarýna dönüþtürmeliyiz. Ancak bu þekilde düþman faaliyetlerini boþa çýkartýr ve daha büyük geliþmelerin önünü açabiliriz.

8 8 Bu Toprak, Tüm Olumsuzluklara Raðmen Kahramanlar Yaratmaya Devam Ediyor BU TOPRAKLARDA ARDA KAHRAMANLIK PARTÝ-CEPHE YLE SÜREKLÝLEÞMÝÞ, KÝTLESELLEÞMÝÞTÝR Yýllardýr emperyalizmin askeriyle, kültürüyle, dolarlarýyla kirlettiði bu topraklar, yýllardýr halký susturmak, sindirmek için terörün her türünün uygulandýðý bu topraklar, kahramanlar yaratmaya devam ediyor. Bu toprak bütün olumsuzluklara, bütün vahþete, bütün yalanlara ve aldatmacalara raðmen kahramanlar yetiþtiriyor. Onlar, ölümlerinde ölümsüzleþiyorlar. Ölürken büyük darbeler vuruyorlar düþmana. Halkýmýzýn yüreðine, beynine iþleyen mesajlar veriyorlar son nefesleriyle birlikte sýnda olanlarý da var içlerinde, sinde olan da. Genç kýzlarýmýz ve kadýnlarýmýz var. Yozlaþmanýn, korkunun, tereddütlerin, bireyciliðin, saðcýlýðýn ortasýnda onlar parýl parýl parlýyorlar. Burjuva ideolojisine karþý üstünlüðümüzün, bu topraklardan ve halkýmýzdan asla ve asla umut kesilmeyeceðinin, en açýk kanýtlarý onlardýr. Onlarýn yaydýðý ýþýk, her türlü teslimiyetin, umutsuzluðun önündeki en büyük engeldir. Bu toprak üzerinde elbette kahramanlar olduðu gibi, hiçbir ideoloji, uðruna ölünecek kadar deðerli deðildir deyip, kendilerinin yanlýþlýðýný kanýtladýðý için kahramanlara düþmanlýk duyanlar, onlarý küçümseyenler, kahramanlýklarý savunup farklý siyasal hesaplar ve kaygýlarla onlarý yok sayanlar da var. Bu toprak bütün olumsuzluklara, bütün vahþete, bütün yalanlara ve aldatmacalara raðmen kahramanlar yetiþtiriyor. Onlar, ölümlerinde ölümsüzleþiyorlar. Ölürken büyük darbeler vuruyorlar düþmana. Halkýmýzýn yüreðine, beynine iþleyen mesajlar veriyorlar son nefesleriyle birlikte sýnda olanlarý da var içlerinde, sinde olan da. Genç kýzlarýmýz ve kadýnlarýmýz var. Yozlaþmanýn, korkunun, tereddütlerin, bireyciliðin, saðcýlýðýn ortasýnda onlar parýl parýl parlýyorlar. Bir siyasi harekete karþý, utanmazca, pervasýzca ne kadar þehit verirse versin... diyebiliyorlar. Bu topraklarda Sizin de, þehitlerinizin de... diyen siyaset tarzýna da tanýk olunuyor. Bunlar siyasi ahlak a- çýsýndan sorgulanabilir. Ama bu bir yana, anti-bilimseldirler. Kahramanlýðýn siyasal, toplumsal anlamýndan bihaberdirler. Kahramanlar bir halkýn direnme ve savaþma gücünün, sahip olduðu dinamiklerin en üst düzeydeki ifadeleridir. Onlarýn olmadýðý bir yerde, halk teslim olmuþ, direnme dinamiklerini büyük ölçüde kaybetmiþ demektir. Ýçinden kahramanlar çýkarmayan bir halk umudu ölmüþ, deðerleri, inançlarý körelmiþ, geleceðinden vazgeçmiþ haldedir. Ayný þey halkýn temsilcisi olma veya devrime önderlik etme iddiasýndaki siyasi hareketler için de geçerlidir. Elbette tek ve mutlak bir ölçü deðildir, ama þu ya da bu gücü deðerlendirirken, onun iddiasýný, kararlýlýðýný tartarken, tartýþmasýz ve kaçýnýlmaz olarak bakacaðýmýz yanlardan biri, kavgada bedel ödemeyi göze alýp almadýðý, þehitler verip vermediðidir. Yani baþka bir deyiþle kahramanlar yaratýp, yarat-

9 9 madýðýdýr. Ama bu bir hareket için mutlak bir fikir edinmek açýsýndan yetmeyebilir; hemen ardýndan bakacaðýmýz, kahramanca bir çizgide yürüyüp yürümediði, yani kahramanlýðý çizgileþtirip çizgileþtiremediðidir. Kahramanlýðýn kitleselleþtirildiði ve çizgileþtirildiði nokta, bir halk için kurtuluþ umudunun netleþmesi, kesinleþmesi demektir. Anadolu topraðýnda bu umut Parti-Cephe çizgisinde netleþmiþtir. Çünkü kahramanlýk, Parti-Cephe de kitleselleþmiþ ve çizgileþmiþtir. Ölüm Orucu üzerine söylediklerimizle, Ölüm Orucunun bir Cephe tarzý olduðunu ortaya koymamýzla ilgili olarak kimileri hala tartýþýyor, benmerkezcilik eleþtirileri yapýyor. Evet, Ölüm Orucu Cephe tarzýdýr dedik. Ýtiraz edenler tek tek þunu cevaplamalýdýrlar: Senin tarzýn mý? Hangi pratikler içinde, hangi dönemlerde oluþturdun bu tarzý? Süreklileþtirdin mi? Açýkla, göster, herkes öðrensin. Hayýr, bunlar ortaya konulmaksýzýn sadece itiraz ediyorlar. Kendisinin de bir parçasý olduðu Biz Cephe tarzý derken, 84 ve 96 Ölüm Oruçlarýyla sýnýrlý bir tartýþma da yürütmüyoruz. Bunlar Cephe Tarzý içinde birer parça, birer sonuçturlar. Biz bir bütünden bahsediyoruz. Düþmana teslim olmamanýn, çatýþmanýn, direnmenin çizgileþtiði, onyýllara yayýlýp yüzlerce örneðin, destanýn yaratýldýðý bir bütünden sözediyoruz. kahramanlýða karþý rekabetçilik duygularý içinde savaþýyor. Elinden gelse yok sayacak. Geçmiþi yok sayacak. Rahatlýkla yok sayabiliyor, çünkü kendisinde çizgi haline gelmiþ bir þey deðildir bu. Üstelik bu büyük kahramanlýk Parti-Cephe tarzý olarak nitelenmese bile, bu sürecin hemen bütünüyle Parti-Cephe önerileriyle þekillendiðini bilmeyen veya en azýndan buna itiraz edebilecek kimse yoktur. Mesele, bu kahramanlýðý ortaya çýkaran anlayýþý ortaya koymak, netleþtirmektir. Bu çizgiyi süreklileþtirmenin yolu bu netleþtirmeden geçer. Cephe Tarzý olduðuna yönelik itirazlarsa yalnýzca bunu muðlaklaþtýrýr. Ve bu kahramanlýðý yok saymaya uzanýr. Rekabetçilik, kýskançlýk, benmerkezcilik tam da budur iþte. Biz bunlarý tartýþmak, bunlar üzerinde tekrar tekrar durmak istemiyoruz. Hatta bu tarz itiraz ve tartýþmalarý görmezden de gelebiliriz. Ancak tarihin ve gerçeðin böylesine ayaklar altýna alýnmasý, hýrslara, küçük hesaplara kurban e- dilmesi, bunlarý görmezden gelmemizi engelliyor. Cephe tarzýdýr diyoruz. Rekabetçiliðin kýskacýndaki mantýk, farklý kanýtlar(!) gösteriyor. Diyarbakýr diyor. Ölüm Orucu nun ilk orada yapýldýðýný söylüyor. Diyarbakýr daki teslimiyeti de, kahramanlýk örneklerini de biliyoruz, ve asla yok saymýyoruz. Ama oradaki tarzýn bizim ortaya koyduðumuz tarzla bir ilgisi olmadýðýný da herkes biliyor, kahramanca direniþlerdir, ama ne 84, ne de 96 Ölüm Orucuyla ayný muhtevada, ayný iradilikte deðillerdir, siyasi sonuçlarý da farklýdýr bu yüzden. Boby Sands diyorlar. Bilmiyorduk, öðrenmiþ olduk, saðolsunlar. Fakat Ölüm Orucu nun Cephe Kahramanlar bir halkýn direnme ve savaþma gücünün, sahip olduðu dinamiklerin en üst düzeydeki ifadeleridir. Onlarýn olmadýðý bir yerde, halk teslim olmuþ, direnme dinamiklerini büyük ölçüde kaybetmiþ demektir. Ýçinden kahramanlar çýkarmayan bir halk umudu ölmüþ, deðerleri, inançlarý körelmiþ, geleceðinden vazgeçmiþ haldedir. Ayný þey halkýn temsilcisi olma veya devrime önderlik etme iddiasýndaki siyasi hareketler için de geçerlidir. tarzý olmadýðýný kanýtlamak için Boby Sands'larýn 1982 de Ýngiltere de yaptýðý Ölüm Orucunu örnek verenler, rekabetçiliðin kör mantýðý içinde, þu ayrýntýyý gözden kaçýrýyorlar: Biz oradan esinlendik de siz niye esinlenmediniz? Siz de bu örneði biliyordunuz da niye yapmadýnýz? te tek tip elbise giymenin teorisini yaparken, hatta bu ricatýnýzý haklý çýkarmak için Lenin in düþmanla yaptýðý Brest Litovsk Anlaþma"sýný bile örnek verirken, Boby Sands larýn Ölüm O- rucu örneðini hiç vermiyordunuz, onlardan sözetmiyordunuz bile. Brest Litovsk dan esinleneceðinize siz de Boby Sands lardan esinlenseydiniz ya! Evet, Cephe Ölüm Orucu konusunda dünyada ilk yaygýn bilinen örneklerden biri olan ÝRA lýlarýn Ölüm Orucundan tabii ki

10 10 esinlenmiþtir, fakat sorun Cephe nin onlardan esinlenmiþ olmasý deðil, sizin niye esinlenmemiþ olduðunuzdur de Ölüm Orucu tartýþmalarý yapýlýrken, daha yakýn zamanda yaþanmýþ böyle kahramanca bir örnek sizin de gözünüzün önündeyken, onun için mi intihar dediniz Ölüm Orucu na? Burunlarý sürtülsün diye düþünürken, Ýngiliz emperyalizminin Boby Sands larýn burunlarýný sürttüðünü mü düþünüyordunuz? Biz Cephe tarzý derken, 84 ve 96 Ölüm Oruçlarýyla sýnýrlý bir tartýþma da yürütmüyoruz. Bunlar Cephe Tarzý içinde birer parça, birer sonuçturlar. Biz bir bütünden bahsediyoruz. Düþmana teslim olmamanýn, çatýþmanýn, direnmenin çizgileþtiði, onyýllara yayýlýp yüzlerce örneðin, destanýn yaratýldýðý bir bütünden sözediyoruz. Bu topraklarýn, bu topraklarda yaþayan her ulus ve milliyetten halklarýmýzýn sahip olduðu deðer ve geleneklerin kahramanlýklara dönüþmesi kendiliðinden olmamýþtýr. Halkýmýzýn yeniden kahramanca ayaða kalkýþýnýn tarihi 1970 lerle baþlar. Yani THKP-C ve silahlý devrim cephesiyle. Kýzýldere deki Biz buraya dönmeye deðil, ölmeye geldik tavrý bu topraklarda bir ilktir. Ama tek kalmamýþtýr. Kýzýldere, bir zincirin baþlangýç noktasýndaki en güçlü halkadýr. Bu zincir, Parti-Cephe çizgisidir. Bu çizgide, Kýzýldere tekil bir örnek olarak kalmamýþ, süreklileþtirilmiþtir. Kuþatýldýklarý her üste çatýþma ve bu üslerde tereddütsüz ölümü kucaklama tavrý arasýnda yer yer farklý çizgideki savaþçýlarýn da alabildiði bir tavýrdýr, Parti-Cephe çizgisinde süreklileþtirilmiþtir... Asýl siz teslim olun diyen bir direniþ tavrý ilktir... Bir 17 Nisan sonrasý bir baþka yerde, bir baþka harekette yaþandý mý?.. Düðüne gider gibi ölümü tilililerle kucaklayan Baðcýlar direniþi gibi bir direniþ nerede, ne kadar yaþandý?.. Parti-Cephe çizgisinden önce ve bu çizginin dýþýn da kuþatýlan üslerden sosyalizmin bayraðý dalgalandýrýldý mý bu ülkede?.. Ölümsüzlüðe giderken daðda, kentte onlarca savaþçý tarafýndan inançlar duvarlara, taþlara kanla nakþedildi mi?.. Düþman yalnýz bizim kapýmýzý çalmýyor, ama bunlar yalnýz bizim kapýmýzý çaldýðýnda yaþanýyor. Biz bu bütünü ortaya koyuyoruz; Cephe tarzý bu bütünün adýdýr. Biz böyle kahramanlýklar yaratmýþýz, kim ne diyebilir? Topraðýn ve Parti-Cephe nin gücü budur. Bu direniþlerin yaratýcýsý Parti- Cephe ydi. Parti-Cephe nin ise kökleri saðlam ve güçlüydü. Bu yüzden mirasý geliþtirmede zorlanmadý Cepheliler. Ölümle her karþý karþýya geliþlerinde onu teslim almasýný, onunla alay etmesini, onu yenmesini bildiler. Yaratýlan bu tarz ve bunun sonucu açýða çýkan kiþilikler Parti-Cephe nin ideolojisinden, iktidar iddiasýndan, savaþma kararlýlýðýndan, tarihinden ayrý ele alýnamaz. Ayrý ele alýndýðý noktada sürekliliði görülemez. Bir geleneðin halkalarý olduðu kavranýlamaz. 84 Ölüm Orucu yok olma pahasýna teslim olmayan Kýzýldere çizgisinin sürdürücüsüdür. 12 Temmuz, 17 Nisan bu yüzden Ölüm Orucunun bir devamýdýr. Ölüm Orucu her koþulda baþ eðmeyen, teslim olmayan direniþ geleneðinin tutsaklýk koþullarýnda þekilleniþidir. Kýzýldere nin ihtilalci ruhu Ölüm Orucu nda Apolar da, Haydarlar da, Hasanlar'da yaþamýþtýr. Kuþatma altýnda Sabo - nun Çatýþacaðýz. Niyaziler in, Apolar ýn, Haydar larýn yanýna gideceðiz ve Eda nýn Kýzýldere de, 12 Temmuz da ölümü gülerek kucaklayan yoldaþlarýmýz gibi biz de ölümü gülerek, çarpýþarak karþýlayacaðýz sözleri bu gerçeðin belki de en özlü ifadesidir. Toplumsal muhalefetin geliþtiði, oligarþinin belli mevzilerde geriletildiði koþullarda kendine devrimci demek, meydana çýkýp sosyalizm, devrim propagandasý yapmak bir yanýyla kolay dýr. Çünkü savaþ geliþmiþ, mevziler kazanýlmýþtýr. Ama en olumsuz koþullarda, her þeyin devrimin aleyhinde olduðu

11 11 koþullarda devrimcilikte ýsrar etmek, örgüt için, devrim için ölebilmek herkesin harcý deðildir. Bu ne tek baþýna bireysel kahramanlýklarla, ne de yiðitlikle açýklanabilecek bir þeydir. En olumsuz koþullarda devrim için ölebilmek, yok olma pahasýna ölümü tercih etmek bir kültürdür. Mayasý bu kültürle yoðrulmamýþ bir örgütün içinden bunu baþaran unsurlarýn çýkmasý çok zordur. Ama bir örgüt bu mayayla yoðrulmuþ, kadrolarýný bununla þekillendirmiþ ise yaþanan en olumsuz koþullarda dahi kahramanlýklarýn kapýsý o örgütün kadrolarýna açýktýr artýk. Hiçbir güç o kapýyý kapatmaya yetmez. Ardý arkasý kesilmeyen kahramanlýklarla sürer akýþ. Bizden, bütün bunlardan bir parça almayan mý var? Bunlarýn, yani bu tarzýn yaygýnlaþmasý bizim için yüksüneceðimiz bir þey deðil, bir onur, gurur vesilesidir. Bu bizim onurla, gururla taþýdýðýmýz mirastýr. Ama Türkiye solu, bir yandan etkilenir, bir yandan sözde sahip çýkar, bir yandan taklit etmeye çalýþýrken, bir diðer yandan da büyük bir tahammülsüzlük duymuþtur. Bu mirasla þurasýndan burasýndan baþkalarýnýn da iliþkisi olmuþtur. Ama bu mirasý taþýyamadýklarý için, yani bunlarý bir çizgiye, bir tarza dönüþtüremedikleri, kahramanlýklarý süreklileþtiremedikleri için mirasa da sahip çýkamamýþlardýr. Mirasý Taþýmak, En Az Onu Yaratmak Kadar Zor Ýþtir Devrimci bir mirasý omuzlamak da, taþýmak da belli koþullara sahip olmayý gerektirir. Mirasý taþýmak, en az onu yaratmak kadar zordur. Kýzýldere nin mirasýný niye taþýyamadýlar? 1984 Ölüm Orucu nun mirasýný En olumsuz koþullarda devrim için ölebilmek, yok olma pahasýna ölümü tercih etmek bir kültürdür. Mayasý bu kültürle yoðrulmamýþ bir örgütün içinden bunu baþaran unsurlarýn çýkmasý çok zordur. Ama bir örgüt bu mayayla yoðrulmuþ, kadrolarýný bununla þekillendirmiþ ise yaþanan en olumsuz koþullarda dahi kahramanlýklarýn kapýsý o örgütün kadrolarýna açýktýr artýk. niye taþýyamadýlar? 1996 Ölüm Orucu nun mirasýný niye taþýyamadýlar ve taþýyamýyorlar? Bunlarýn cevabý bizi hep ayný noktaya götürür. Devrimci mirasý taþýyabilmenin ve yaþatabilmenin ön koþulu, o mirasý yaratan temel deðerlere sahip olabilmektir Türkiye sinde THKP-C nin mirasýna sahip çýkan veya çýkma iddiasýnda olan pek çok grup vardý. Ayný þey THKO için de geçerlidir. Ama bu mirasçýlar, bu mirasý taþýyabilecek siyasal deðerlerden yoksundular. THKP-C mirasýnýn temelinde halka ve devrime baðlýlýk, devrimci savaþý geliþtirmede ýsrar ve cüret, kendini feda etme vardý. Oysa mirasa sahip çýkma iddiasýndakilerin önemli bir bölümü tekkecilik, tasfiyecilik peþindeydi. THKP- C nin mirasýnýn temelinde silahlý mücadele vardý. Mirasa sahip çýkma iddiasýndakilerin önemli bir kesimi ise kopkoyu bir inkarcýlýk içinde THKP-C çizgisini doðrudan veya sinsice tasfiye etmek peþindeydiler. Yani, her iki temelden de yoksundurlar. Böyle olduðu içindir ki, 74 sonrasýnýn THKP-C mirasýna sahip çýkma iddiasýndaki onlarca grubu, tarihe yalnýzca bu mirasý istismar etmeye çalýþanlar olarak, mirasyediler olarak geçmiþlerdir. Kitleleri bu konuda geçici dönemler için þu veya bu ölçüde kandýrabilseler de gerçek eninde sonunda açýða çýkmýþtýr. Bugün DHKP-C dýþýnda býrakýn bu mirasý taþýmayý, taþýma iddiasýnda bulunan kimsenin kalmamasý bunun kanýtýdýr. Miras 74 lerden bu yana Parti-Cephe çizgisinde mücadeleyi sürdüren DHKP-C nin omuzlarýndadýr. Ve layýkýyla taþýnmaktadýr. 84 Ölüm Orucu, Türkiye devrim mücadelesi tarihinde en karanlýk dönemlerde yazýlmýþ en parlak sayfalardan biri olarak Türkiye devriminin mirasýnýn en deðerli bölümlerinden birini oluþturur. Bu miras Devrimci Sol ve TÝKB önder kadro ve savaþçýlarýnýn cüretle, fedakarca ö- ne atýlmalarýyla, þehitlikleriyle yaratýlmýþtýr. Bu mirasýn taþýyýcýlarýnýn bu iki siyasi hareket olmasý doðaldýr. Ama öyle olmamýþtýr. TÝKB için bu kahramanca eylem, siyasi çizgisinde bir istisna olarak kalmýþ, dahasý TÝKB küçük hesaplarý ve rekabetçilik duygularýyla direniþin bütününü sahiplenme olgunluðu ve kapasitesini gösterememiþ, yine rekabetçi duygularla Ölüm Orucu nu o günkü koþullarda kimin, nasýl gündeme getirdiðini, hangi anlayýþ temelinde biçimlendiðini muðlaklaþtýrmayý seçmiþtir. Bu muðlaklaþtýrma, esasýnda Ölüm Orucunu mümkün kýlan anlayýþýn, bu devrimci çizginin muðlaklaþtýrýlmasýydý. Nitekim 1996 Ölüm Orucuna katýlmayan TÝKB nin, bu

12 12 katýlmayýþýný gerekçelendirmek için geliþtirdiði teoriler, ayný zamanda 84 Ölüm Orucunun da açýk bir siyasal inkarý olmuþtur. Bu somut örnekte aslýnda bir mirasýn nasýl sahiplenilip, nasýl sahiplenilmeyeceði çok açýk görülüyor. Sürekli olarak bu eylemdeki Devrimci Sol damgasýný silmeye uðraþan TÝKB nin eline kendini bu mirastan, bu kahramanlýk çizgisinden koparmaktan baþka bir þey geçmemiþtir. Çünkü eylemdeki Devrimci Sol damgasýný silmeye çalýþýrken, bu kahramanlýðý yaratan siyasi çizgiden uzaklaþmýþtýr Ölüm Orucu, Türkiye solunun geniþ bir birlik temelinde yarattýðý ilk büyük mirastýr. Ancak bu mirasýn taþýnmasýnda da ayný sorunlar ve yaklaþýmlar yaþanmýþ, 1996 Ölüm Orucu kahramanlýðýný yaratan çizgiye sadýk kalýnmamýþtýr. Cephe Tarzý olduðunu reddetmeye uðraþmakla, TÝKB nin konumuna sürüklenmektedirler. Bu sürükleniþin onlarý yarýn bu kahramanlýðý inkara da götürmesi uzak ihtimal deðildir. Savaþ saflaþtýrýr. Direnenle direnmeyenler, keskin görünüp ikisinin arasýnda idare etmeye çalýþanlar ayrýþýr. Ölüm Orucu karþýsýnda intihar, cinayet diyebilmek, kadro eylemi yapýyorsunuz, kitleler hazýr deðil ve benzeri teoriler yapmak özünde savaþtan kaçýþtý. Çünkü bu savaþýn bedeli aðýrdý. Sýrf bu bedeli ödemekten kaçýþý haklý ve mazur gösterebilmek için Ölüm Orucu nun yenilgiyle sonuçlanmasýný isteyecek kadar savaþ dýþý bir tavra düþülmüþtü. Ölüm Orucu her koþulda savaþý sürdürme ve direnme kararlýlýðýný ifade ediyordu. Tarzýmýzýn özü de budur. Yýllar sonra tabii her þey çok daha net görülmüþtür. O dönem, kimileri için unutturulmaya çalýþýlan bir süreç olmuþtur. Hapishanelerin cunta sonrasý dönemine iliþkin hemen herkes pek çok þey anlattý, yazdý, o döneme iliþkin kimi belgeler yayýnlandý. Ama hiçbir siyaset Ölüm O- rucunun arifesinde kurulan ve TTE nin giyilmesinin teorisini yapan platform adý verilen TTE cilerin birliðinin bildirilerini, açýklamalarýný, kararlarýný yayýnlamadý. Yayýnlayamadý. Çünkü, Ölüm Orucunun zaferi ýþýðýnda artýk o belgeler yalnýzca teslimiyetin, utancýn belgeleri durumundadýrlar. Ölüm Orucu Parti-Cephe tarzýdýr, Parti-Cephe geleneðidir derken anlaþýlmasý gereken, bu tarzý, bu geleneði açýða çýkaran doðru devrimci çizgi, doðru önderlik ve doðru politikalardýr. Ölüm orucu hemen herkese içerinin dýþarýyý nasýl etkilediðini, Sürecin önüne koyduðu görevleri omuzlayamayanlar, bunun bedelini göze alamayanlar, doðru taktik ve politikalarý üretemeyen veya uygulayamayanlar, hiç bir miras yaratamazlar. Bu noktada en azýndan yaratýlan mirasýn taþýyýcýsý olmak, ancak özeleþtiri yapmakla mümkündür, bu da yapýlmadýðýnda ne mirasýn yaratýldýðý süreçte, ne de o mirasa göre þekillenecek olan sonraki süreçte hiç bir belirleyicilik sözkonusu olamaz, hiç bir söz hakký kalmaz. doðru politikalar üretilip doðru zamanda hayata geçirildiðinde bu politikalarýn devrim mücadelesinde önemli basamaklar yaratabildiðini göstermiþtir. Oportünizmin Cezaevlerinde siyasal mücadele verilmez, cezaevleri merkez deðildir türü safsatalarý iflas etmiþtir. Oportünizmin dün söyledikleriyle 96 Ö- lüm Orucu sonrasý söylediklerine bakýldýðýnda bile bu gerçek çok açýk biçimde görülmektedir. Oportünizm açýktan ifade etmese de gerçeði kabullenmek zorunda kalmýþtýr. Ancak belirttiðimiz gibi, asýl görülmesi, kavranmasý gereken þey politikalara neyin yön verdiðidir. Devrimci Sol un, Cephe nin hapishaneler politikasýna yön veren onun devrim iddiasý, bu iddiayý gerçekleþtirmek için benimsediði strateji, ve bu stratejiyle yarattýðý deðerler ve gelenekler bütünüdür. Sürecin önüne koyduðu görevleri omuzlayamayanlar, bunun bedelini göze alamayanlar, doðru taktik ve politikalarý üretemeyen veya uygulayamayanlar, hiç bir miras yaratamazlar. Bu noktada en azýndan yaratýlan mirasýn taþýyýcýsý olmak, ancak özeleþtiri yapmakla mümkündür, bu da yapýlmadýðýnda ne mirasýn yaratýldýðý süreçte, ne de o mirasa göre þekillenecek olan sonraki süreçte hiç bir belirleyicilik sözkonusu olamaz, hiç bir söz hakký kalmaz. Oportünizm, 84 ten sonra böyle bir süreç yaþamýþtý. 96 Ölüm Orucu öncesinde de durumu buydu. 96 Ölüm Orucu sonrasýnda ise; katýlan herkes, sonucu zafer olarak deðerlendirmiþtir. Ancak ayný siyasetlerin 84 Ölüm Orucunu, yalnýzca sonuçta TTE nin kaldýrýlmasýný kabul ettirip ettirememesiyle bakýp yenilgi olarak deðerlendirdiði de biliniyordu. Ve bu deðerlendirmelerinde bir deðiþiklik yoktu. Burada bir tutarsýzlýk olduðu açýktýr. Kimse 96

13 13 Ölüm Orucunu zafer olarak deðerlendirirken, talepleri ve bu talepler itibarýyla sonuçlarý esas alan bir deðerlendirmeye gitmemiþtir. Böyle bir ele alýþý yalnýzca reformistler ve Kürt ulusalcýlarý yapmýþtýr, bu talepler için ölünür mü? demiþlerdir da þehitler veren siyasi hareketler, 1984 Ölüm Orucunda iþte bu reformistlerin konumundaydýlar. Elbette o noktadan þehitler veren bir çizgiye gelmeleri olumludur. Ama birincisi, bu geliþte 84 Ö- lüm Orucunun siyasal sonuçlarýnýn belirleyiciliði çok açýktýr; ikincisi, bu muhasebesi yapýlmamýþ geliþ, bu hareketleri dün ile bugün arasýnda sürekli bir tutarsýzlýk içine düþürmektedir. Çünkü ya bugünkü, ya da dünkü deðerlendirmeleri doðrudur. Bu tutarsýzlýðý ortadan kaldýracak hesaplaþma yapýlmadan, doðrular ve eðriler yerli yerine oturtulmadan sürekliliðini koruyan doðru bir tarz yaratabilmek de mümkün deðildir. Tarz dediðimiz þey, iki günde, bir kaç eylemle oluþmaz elbette. Reformizmin, oportünizmin göremediði yanlardan biri de budur. Teslim olmama tavrýnýn, kahramanlýklarýn bir tarz haline dönüþmesi, uzun ve mutlaka istikrar gerektiren bir sürecin sonucudur. Devrimci çizginin netleþtirilmesinden, geliþtirilmesinden, bir çalýþma tarzý oluþturulmasýna ve bu çizgiyi hayata geçirecek devrimci kiþiliklerin yaratýlmasýna kadar çok yönlü bir savaþý gerektirir. Topraklarýmýz, halklarýmýz gerçekten de tarihsel olarak direnme geleneðiyle yüklüdür. Ama ayný topraklarda onyýllarca katliamlar yaþanmýþ, halkýn deðerlerini, ruhunu, beynini öldürmek için her þey yapýlmýþtýr. Direnme geleneðinin yeniden açýða çýkarýlýp kahramanlýklara taþýnmasý bu çok yönlü savaþla mümkün olmuþtur. Bunda devrimci Devrimci kiþilikte ise bütün bu bencilliklerle, ahlaksýzlýklarla savaþ vardýr. Özveri vardýr. (...) Düzenin kendini düþün anlayýþý yerini halký ve ülkeni düþün e terketmiþtir. (...) Ýþte bu devrimci kiþiliktir. Kiþinin beyninde böyle bir deðiþim olmaksýzýn Ölüm Orucu kahramanlýklarý, kuþatmalarda ölümün tereddütsüz kucaklanmasý düþünülemez bile. Düzen ideolojisinden dolayýsýyla reformizmden tamamen kopamayanlar, düþmanýn fiziki ve ideolojik saldýrýlarý karþýsýnda devrimci düþüncelerini rahatlýkla reddederek düzene dönerler, teslim olurlar. bir stratejik çizginin tespit edilmesi, bu doðrultuda savaþýlmasý ne kadar önemliyse, ki THKP-C nin baþardýðý budur, bu savaþý sürdürecek devrimci kiþiliðin oluþturulmasý da o kadar önemlidir. Çünkü kahramanlýklar bu devrimci kiþiliklerde ete kemiðe bürünür. Parti- Cephe iþte ayný zamanda bu devrimci kiþiliðin yaratýlmasýnda da kopuþlarý, statükolarýn yýkýlýþýný, halk kurtuluþ savaþçýlýðýnýn biçimlendirilmesini temsil eder. Kahramanlýðýn Çizgi Haline Getirilmesi, Devrimci Kiþiliðin Yaratýlmasýyla Mümkündür Ýnsanlarýn kiþiliklerinin oluþumu sýnýfsal konumlarý, aldýklarý kültür, aileleri, verilen eðitim gibi olgularla þekillenir. Ama bir insan devrimci, sosyalist düþünceleri benimsemeye baþladýktan ve bu düþünceler için savaþa girdiði andan itibaren eski, feodal, burjuva, küçük burjuva kiþilikler deðiþmeye baþlar. Bu kiþiliklerin özünde ne pahasýna olursa olsun düzen içinde yaþamak, bencillikler, kültürel erozyon, giderek halkýn deðerlerinin reddedilmesi vardýr. Devrimci kiþilikte ise bütün bu bencilliklerle, ahlaksýzlýklarla savaþ vardýr. Özveri vardýr. Düzen eðitiminden, ailelerinin düzenden kopmamayý öðütleyen gerici düþüncelerinden tamamen bir kopuþ vardýr. Düzenin kendini düþün anlayýþý yerini halký ve ülkeni düþün e terketmiþtir. Düzenden tamamen kopmuþ, kendileri için deðil halklarý ve vatanlarý için her türlü özveride bulunan, yaþamlarýný hiçe sayan, dünya düzenine baþkaldýrmýþ, farklý bir yaþamý hayata geçirmiþ kiþilikler oluþmuþtur. Ýþte bu devrimci kiþiliktir. Kiþinin beyninde böyle bir deðiþim olmaksýzýn Ölüm Orucu kahramanlýklarý, kuþatmalarda ölümün tereddütsüz kucaklanmasý düþünülemez bile. Düzen ideolojisinden dolayýsýyla reformizmden tamamen kopamayanlar, düþmanýn fiziki ve ideolojik saldýrýlarý karþýsýnda devrimci düþüncelerini rahatlýkla reddederek düzene dönerler, teslim olurlar. Bu gerçek dünya ve ülkemiz devrim tarihi sürecinde hep böyle olmuþtur. Devrimci kiþiliði yaratma sa-

14 14 vaþýnda hesaplaþma en þiddetli haliyle, oligarþiye karþý açýk savaþla birlikte yaþanmaya baþlanmýþtýr. Parti-Cephe nin ilk silahlý eylemlerinden sonra düzenden kopamayanlar, düzen kiþiliklerini göstermiþler ve devletin güçlülüðü üzerine teoriler yaparak Parti-Cephe nin çizgisini deðiþtirmeye çalýþmýþlardýr. A- ma Mahir de simgelenen devrimci kiþiliðin uzlaþmazlýðý ve kararlýlýðý bu tasfiyeci akýmý safdýþý ederek yoluna devam etmiþtir. Hesaplaþma bitmemiþti elbette. Savaþ, kahramanlýklarý ve ihanetleri birlikte doðuruyordu. Türkiye halklarý 1972 Mart ýnda, onyýllardýr beklenen bir çýkýþa, büyük bir kahramanlýða tanýk oldu. Anadolu topraðýnýn yeni bir kahramanlýk döneminin baþlangýcýydý bu. Bu yeni kahramanlýk dönemi, Maltepe de Hüseyin Cevahir le, Arnavutköy de Ulaþ Bardakçý yla Türkiye halklarý 1972 Mart ýnda, onyýllardýr beklenen bir çýkýþa, büyük bir kahramanlýða tanýk oldu. Anadolu topraðýnýn yeni bir kahramanlýk döneminin baþlangýcýydý bu. Bu yeni kahramanlýk dönemi, Maltepe de Hüseyin Cevahir le, Arnavutköy de Ulaþ Bardakçý yla mayalanmýþ, Kýzýldere de doruða çýkmýþtý. Anadolu topraðý bu kahramanlýk tohumlarýný filizlere dönüþtürmekte gecikmeyecekti. mayalanmýþ, Kýzýldere de doruða çýkmýþtý. Anadolu topraðý bu kahramanlýk tohumlarýný filizlere dönüþtürmekte gecikmeyecekti. A- ma dediðimiz gibi kahramanlýklarýn yanýnda döneklikler, ihanetler de görülecekti. Kýzýldere de Mahir in de þehit olmasýndan sonra zindanlara doldurulanlar burjuvazinin ideolojik baskýsýný göðüsleyecek ve Parti-Cephe hareketini kaldýðý yerden devam ettirecek kiþilikler yerine, yýlgýn, yorgun ve inkarcý kiþilikler sergilediler. Bunlar gerçekte Parti-Cephe nin tarihsel çýkýþýna ve halk kitlelerinde yarattýðý etkiye yabancýlaþmýþlardý. Burjuvazinin þiddeti daha büyük bir devrimci þiddeti gerektirirken onlar þiddetten kaçarak burjuvazinin þiddetinden kurtulma yolunu seçtiler. Aralarýndaki farklýlýklara raðmen esas olan buydu de zindanlardan çýkan birçok eski devrimci artýk eski düþüncelerini savunmuyordu. En olumlularý Parti-Cephe çizgisini özellikle de silahlý mücadelenin temel olmasý anlayýþýný çeþitli biçimlerde reddederek düzeniçi mücadelenin önünü açýyorlardý. Parti-Cephe yi tümden reddetmeleri imkansýzdý. Zindanlarda yaþadýklarý açýk Parti-Cephe inkarcýlýðýný dýþarýda sürdüremezlerdi. Çünkü Parti-Cephe nin mücadele çizgisi, Kýzýldere deki devrimci kiþilikler baþta gençlik olmak üzere halk kesimlerinde büyük bir potansiyel yaratmýþtý. Bu potansiyel ü- zerine oynamak onlarýn çýkarýnaydý. Belirli gruplar arasý bu oyunu oynadýlar. 12 Eylül 1980 bir yanýyla bu potansiyel üzerinde halen oynamaya devam eden gruplarýn gerçek yüzlerinin de ortaya çýkmasý oldu. Bu tarihten itibaren de, 74 den sonra oportünistçe savunduklarý Parti-Cephe çizgisini tümüyle reddederek yokolan Bunlar artýk kahramanlýktan, halka baðlýlýktan söz bile edemez haldedirler. Bu yeni dönemlerinde faþizme, zulme karþý þu direniþi gerçekleþtirdik diyebilecekleri tek bir tavýr, devrimci deðerleri þöyle savunduk, böyle koruduk diyebilecekleri tek bir örnek yoktur. THKP-C mirasýný tasfiyeci çizgileriyle ele geçirmeye çalýþan dünün sað sapma sý, bugün burjuva politika sahnesinin eteklerinde kendilerini avutan zavallýlardýr artýk. (...) Parti-Cephe tarihi ve Parti-Cephe kiþiliði ülke topraðýna saðlam basarak kitlelerle bütünleþerek varolmuþ ve geliþmiþtir. Bunun dýþýna çýkanlar yok olmaktan kurtulamamýþlardýr. TKP nin yerini aldýlar. Ve bugün ülkemizde reformizmin esas temsilcileri bu akýmlardýr. Bunlar artýk kahramanlýktan, halka baðlýlýktan söz bile edemez haldedirler. Bu yeni dönemlerinde faþizme, zulme karþý þu direniþi gerçekleþtirdik diyebilecekleri tek bir tavýr, devrimci deðerleri þöyle savunduk, böyle koruduk diyebilecekleri tek bir örnek yoktur. THKP-C mirasýný tasfiyeci çizgileriyle ele geçirmeye çalýþan dü-

15 15 nün sað sapma sý, bugün burjuva politika sahnesinin eteklerinde kendilerini avutan zavallýlardýr artýk. Her cunta sonrasý veya zindanda birkaç yýl kaldýktan sonra kendini, siyasi çizgisini inkar edenlerin, herhangi bir devrimci mirasýn taþýyýcýsý olmalarýndan da, devrimci kiþiliklerinden de sözedilemez. Onlarýn kiþiliklerinde somutlanan hem siyasi, hem ahlaki bir çöküþ ve çürümedir. Binlerce insaný, bir siyasi çizgi adýna eyleme, ölüme gönderip, tutsak düþmesine neden olup, sonra da bu siyasi çizgiyi inkar ve tasfiyeye giriþen, þehitlerin ve tutsaklarýn üstüne bir kalem çekenler sorgulanmalýdýr. Bütün bunlarý yaptýktan sonra, bütün yaptýklarým yanlýþtý deyip düzene dönmek, devrime karþý iþlenmiþ suç kabul edilmelidir. Bu, devrimci mirasýmýza, kahramanlarýmýza ve kahramanlýklara layýk olma sorumluluðudur. Devrimci mirasýn nasýl sahiplenilemeyeceðinin bir baþka örneði, THKP-C çizgisini savunma iddiasýndaki sol sapma dýr. Parti- Cephe yi karikatürize eden, Parti- Cephe yi revizyonistlerin anladýðý gibi anlayan sol sapma içerisindeki küçük gruplar da bugün tamamen yok olmuþlardýr. Yokolmalarýnýn veya reformistleþmelerinin nedeni Parti-Cephe düþüncesini içselleþtirememeleri, bu düþünceleri kitlelere götürüp, kitle mücadelesini geliþtirmemeleri, silahlý ve silahsýz mücadele biçimlerini birlikte ele almamalarý ve bu mücadele içerisinde düzen yanlarýný atýp, devrimci kiþiliklerini geliþtirmemeleridir. Parti-Cephe tarihi ve Parti-Cephe kiþiliði ülke topraðýna saðlam basarak kitlelerle bütünleþerek varolmuþ ve geliþmiþtir. Bunun dýþýna çýkanlar yok olmaktan kurtulamamýþlardýr. Bu topraklara yabancýlaþan- Gazi ler de, 96 Ölüm Orucu da bu kahramanlýk çizgisi olmaksýzýn düþünülemez, yaþanamazdý. Kuþatýldýklarý üslerde yüzlerce ölüm mangasýna meydan okuyan gencecik delikanlýlar, kýzlar, herkesin kafasýndaki kalýplarý, statükolarý yýktý. Bu toprak Sabo larla, Sibel lerle, Özlem lerle, Süleyman larla, Yemliha larla, Ýdil lerle kaynýyor. lar, düzenin gücü, terörü karþýsýnda bedel ödeme cesareti ve kararlýlýðý gösteremeyenler, bu topraklarýn gücünü kendi gücü yapamayanlar erir, düzene döner, yokolurken; THKP-C nin ektiði tohumlardan çýkan filizler, Anadolu topraklarýna derinlemesine kök salarak, o topraðýn gücünü gücüne katarak kahramanlýk çizgisinden yürümeye devam ettiler, destanlarý destanlara eklediler. Parti-Cephe çizgisi düþmanla açýk savaþ içinde, bir an bile mücadele arenasýný terketmeyi düþünmeden, bir an bile çizgisini saða sola saptýrmadan, kahramanlar yaratmaya devam etti. Bu çizgi, gelenekselleþti, kitleselleþti. Artýk yaþýndaki savaþçýlar Kýzýldere deki gibi çatýþýyor, beþaltý aylýk savaþçýlar, Cephe nin halký koruma geleneðini örnek bir titizlikle uyguluyor, genç ya da yaþlý, kadýn veya erkek, Cephe savaþçýlarý, Kýzýldere deki iktidar bilinciyle teslim olmayý reddediyor, düþmaný teslim olmaya çaðýrýyordu. Görülmesi gereken de buydu iþte. Öylesine militanca, öylesine kahramanca davranabilmek için ne beþon yýllýk devrimci, ne merkez komite üyesi olmak falan da gerekmiyordu. Cephe çizgisi, Cephe geleneði içinde, Kýzýldere den Ölüm Orucuna, 12 Temmuz dan Çiftehavuz lara, Baðcýlar dan, Adana ya, Dersim e, Küçükesat a, Cephe savaþçýlarý tarihi kanlarýyla yazýyorlardý. Gazi ler de, 96 Ölüm Orucu da bu kahramanlýk çizgisi olmaksýzýn düþünülemez, yaþanamazdý. Kuþatýldýklarý üslerde yüzlerce ö- lüm mangasýna meydan okuyan gencecik delikanlýlar, kýzlar, herkesin kafasýndaki kalýplarý, statükolarý yýktý. Bu toprak Sabo larla, Sibel lerle, Özlem lerle, Süleyman larla, Yemliha larla, Ýdil lerle kaynýyor. Ve onlar Parti-Cephe çizgisiyle buluþuyorlar... Düþmanýn terörü, bu dönemde de ihanetleri, saða savrulmalarý ortaya çýkarmaya devam etti. Ama artýk çizgi öylesine yerleþmiþ, öylesine kökleþmiþtir ki, hiç biri halk kurtuluþ savaþýný kesintiye uðratmayý baþaramamýþtýr. Bu topraklar feda kuþaklarý yetiþtiren topraklardýr. Bunlar artýk savaþý her koþulda sürdürecek, zafere ulaþmadan da silahlarýný elden býrakmayacaklardýr. Parti-Cephe kiþiliði her esen rüzgarda saða-sola savrulmamaktýr. Dünyada tek baþýna kalsa dahi düþüncelerini hayata geçirendir. Düþmana teslim olmayandýr. Halka ve ülkeye baðlýlýktýr. Parti-Cephe Anadolu topraðýnda kök salmýþ, bu topraktan güç almýþtýr. Böyle olduðu içindir ki, bu topraklarda, kahramanlýklar, Parti-Cephe çizgisinde süreklileþmiþ, bu çizgide kitleselleþmiþtir.

16 16 KÝM KADRO, KÝM TARAFTAR? KÝM PARTÝLÝ, KÝM CEPHELÝ? Kadro ve taraftarlarýn mücadelenin geliþimi içinde zaman zaman kendilerine Acaba benim konumum ne? Kadro muyum, taraftar mýyým? sorusunu sorduklarý bilinir. Veya bu soru Ben Partili miyim, Cepheli miyim? þekline de bürünebilir. Bu soru genellikle kadro veya taraftarýn mücadele içinde geliþip üstlendiði görevlerin farklýlaþtýðý, örgütsel iþleyiþteki sorumluluklarýnýn artmaya baþladýðý süreçlerde daha çok sorulur. Soru, bu sýfatlarýn onurunu, gururunu taþýma isteði ve coþkusunun bir ürünüdür. Daha istisna olarak da konum sorunu olan, konum sorununu hak-hukuk sorunu olarak gören küçük-burjuvazinin gündeme getirdiði bir sorudur. Bu tür sorular, klasik, revizyonist örgüt modellerine baðlý kesimler için garip de görülebilir. Öyle ya, kim kadro, kim taraftar, kim aday üye, bunlar resmi olarak belirlenmiþtir her zaman. Resmi hiyerarþi ve konumlandýrmanýn dýþýnda kimse tek adým atamaz! Ama faþizm koþullarýnda hayatýn, mücadelenin, halk kurtuluþ savaþýnýn gerçeði bu deðildir. Biz hiç bir dönem bürokratik bir örgüt olmadýk. Programlarý, tüzükleri idealleþtiren, onlarý her derde deva gören bir anlayýþa sahip olmadýk. Türkiye solu, ideolojik saðlamlýðýn, ideolojik birliðin olmadýðý yerde hiç bir Program ýn, yoldaþlýk iliþkilerinin olmadýðý, harcýnda güvenin ve paylaþýmýn olmadýðý yerde hiç bir Tüzük ün, hiç bir þeye çare olmadýðýna çok zengin örnekler sunmuþtur. Cephe, bu konuda her türlü þabloncu anlayýþlarý reddederek, bunlara savaþýmýzýn özgünlüðü i- çinde bir rol yüklemiþ, Program ve örgütsel iþleyiþ sorunlarýný buna göre Biz hiç bir dönem bürokratik bir örgüt olmadýk. Programlarý, tüzükleri idealleþtiren, onlarý her derde deva gören bir anlayýþa sahip olmadýk. Türkiye solu, ideolojik saðlamlýðýn, ideolojik birliðin olmadýðý yerde hiç bir Program ýn, yoldaþlýk iliþkilerinin olmadýðý, harcýnda güvenin ve paylaþýmýn olmadýðý yerde hiç bir Tüzük ün, hiç bir þeye çare olmadýðýna çok zengin örnekler sunmuþtur. biçimlendirmiþtir. Bu nedenle, ne bol keseden merkez komite, bilmem ne komitesi payeleri daðýtýldý, ne de sýrf tüzüðe uysun diye, kiþilerin gerçek durumuna uyup uymadýðýna bakýlmaksýzýn üye, aday ü- ye, kadro gibi sýfatlar verildi. Bu kategoriler bir örgütlülük i- çinde þu veya bu þekilde olacaktýr elbette. Vardýr da. Ancak bu sýfatlarýn örgüt tarafýndan resmileþtirilmesi, esas olarak bir sonuçtur; kiþilerin geliþiminin geldiði noktada adýnýn konulmasýdýr. Devrimci Sol olarak siyasi arenada yeralmaya baþlamamýzdan i- tibaren, Partileþme Süreci nin uzun bir dönemi boyunca üyelik, aday üyelik, kadro veya taraftarlýk konusunda resmi bir konumlandýrma olmadý. Ancak mücadele içinde çok daha canlý, dinamik bir örgütsel konumlandýrma ve hiyerarþi oluþmuþtu. Alan ve birimlerdeki komiteler, FTKSME ler ve SDB ler bu örgütsel þekilleniþin kadro adaylýðý, kadro ve yönetici düzeyindeki basamaklarýydý. Bu dönemde oportünist, revizyonist gruplar, devrimci harekete yönelik tüzüðünüz, programýnýz bile yok tarzýnda küçümseyici eleþtiriler yapmaktaydýlar. Ancak, kapý gibi programlarýna raðmen o zamandan bugüne hiç bitmeyen ideolojik ayrýlýklarý, bölünmeleri, keza daha somut bir gösterge olarak 12 Eylül sonrasý hapishanelerde yaþananlar, tüzüklerin, programlarýn ne anlam yüklendiðini, dahasý, kimin daha þekilli, daha yerine oturmuþ bir örgütsel iþleyiþe sahip olduðunu çok açýk biçimde ortaya koydu. Hapishane idareleri eylemleri kýrmak, tutsaklarýn iç örgütlülüklerini daðýt-

17 17 Bir halk hareketi açýsýndan, Partililik, Cephelilik ülkemizin ve halkýmýzýn sosyal, kültürel özelliklerine, ülkemizdeki savaþ gerçeðine göre kendine özgü biçimlerini yaratarak geliþecektir. Öyle de geliþmektedir. (...) Bu bakýþ açýsýnýn sonucu olan þekillenmeyle, bazen hiç bir resmi adlandýrma, konumlandýrma yapýlmadan yüzlerce, binlerce insanýmýz, hayatýn içinde Partili ve Cepheli olarak görevler üstlendiler, Parti- Cephe nin misyonunu sürdürdüler. resi nde, Devrimci Sol üyeliklerinin gözden geçirilip, Parti ve Cephe üyeliklerinin de bu süreçle birlikte düzenleneceði kararý alýndý. (Kongre Belgeleri-2, Karar No:2) Partiye Ve Cepheye Üye Alýmý, Eleþtiri-Özeleþtiri Kampanyasý Üzerine baþlýðýný taþýyan bu karar, þu sözlerle sona eriyordu: Bütün yoldaþlarýmýz, bütün taraftarlarýmýz parti üyeliðini kazanmak için, parti üyesi olmanýn coþku ve hazzýný yaþayarak, büyük bir yarýþ içerisine girmelidir. Bundan sonra, Partili Olmak kavramý ve hedefi, tüm Parti-Cephelilerin literatürünün ayrýlmaz parçasý oldu. Her düzeyde, her konumda yoldaþlarýmýz kendilerini bu hedefin ýþýðýnda deðerlendirdiler. Bir halk hareketi açýsýndan, Parmak için sýk sýk sevkler yapýyor, her sevk sonrasý tutsaklarýn örgütsel yapýsý da bir anlamda yeniden oluþturuluyordu. Tüzüklü, programlý pek çok siyaset iþte bu dönemlerde çokça örgüt içi sorun lar yaþar, kimin sorumlu olacaðý konusunda dýþa da yansýyan çekiþmeler, hatta ayrýlýklar çýkarken, Devrimci Sol tutsaklarý ne Ýstanbul, ne de Anadolu hapishanelerinde bu tür sorunlarý hemen hiç yaþamadýlar. Herkesin yeri belliydi, dahasý iliþkilerin temelindeki güven, belirsizliklerin olduðu durumlarý da sorunsuz çözüyor, örgütsel iliþkilerinde sorunlar yaþanmýyordu. Partileþme sürecinin bu dönemi boyunca ideolojik ve örgütsel birlik doðrultusunda önemli mesafeler katetmiþtik, ama partiye ulaþmada bu da yeterli görülemezdi sonlarýnda, hapishaneler de dahil olmak üzere tüm alan ve bölgelerde, kimin üye, kimin taraftar olduðunun belirlendiði bir örgütsel iþleyiþe geçilmesi kararý alýndý. Yaygýn bir rapor alýþveriþi ve eleþtiri-özeleþtirinin, deðerlendirmelerin ardýndan, hemen tüm ülke çapýnda kim kadro, kim taraftar, kim üye, kim aday üye, yeniden belirlendi. Bu esas olarak hayatýn her alanýnda, mücadelede, örgütlenmede, askeri yapýda partiye giden yolda atýlan adýmlarý tamamlayan bir geliþmeydi. Bu süreç darbe ihanetiyle bir yerde kesintiye uðrasa da Parti Kuruluþ Kongresi ne böyle gelindi. Partimiz de asla bürokratik bir iþleyiþe sahip olmayacaktý kiþinin, hemen hiç bir ideolojik ve pratik netleþme süreci yaþamaksýzýn partileþebildiði ülkemizde, onyýllarýn mücadele birikimi üzerinde partileþen devrimci hareketimiz, geleneklerini daha da yetkinleþtirerek Parti-Cepheli süreçte de sürdürecekti elbette. Parti Kuruluþ Kongtililik, Cephelilik ülkemizin ve halkýmýzýn sosyal, kültürel özelliklerine, ülkemizdeki savaþ gerçeðine göre kendine özgü biçimlerini yaratarak geliþecektir. Öyle de geliþmektedir. Biz örgütsel yöntemlerimizde, geleneklerimizde þu veya bu þablona ne kadar uyuyor diye deðil, mücadeleyi, insanlarýmýzý, örgütsel yapýmýzý ne kadar, nasýl geliþtiriyor diye baktýk. Bu bakýþ açýsýnýn sonucu olan þekillenmeyle, bazen hiç bir resmi adlandýrma, konumlandýrma yapýlmadan yüzlerce, binlerce insanýmýz, hayatýn içinde Partili ve Cepheli olarak görevler üstlendiler, Parti-Cephe nin misyonunu sürdürdüler. Ýnsanlarýmýz kendilerinin Partili mi, Cepheli mi, kadro mu, taraftar mý olduklarýna bu bakýþ açýsý içinde cevaplar buldular. Partimiz bu cevaplarý istisnalar hariç onayladý. Ýlla bir taným gerekirse þöyle diyebiliriz: Ýnsanlarýmýz, kendini nasýl hissediyorsa, örgütsel iþleyiþte ve mücadelede hangi konuma denk düþen bir sorumluluðu üstleniyorsa, odur. Bunun Parti-Cephe tarafýndan bir ad verilerek onaylanmasý, yalnýzca resmiyet açýsýndan sözkonusu olabilir. Ama zaten Parti-Cephe, kadronun gösterdiði sorumluluk üstlenme düzeyine baðlý olarak, onu, bu düzeye uygun bir görev içinde istihdam ederek konumunu belirlemiþ ve onaylamýþ olur. Partililiði, Cepheliliði iþte bu þekilleniþ içinde tanýmlayabiliriz. Parti li olmak, Parti nin ve Cephe nin kadrosu olmak, yöneticisi, komutaný olmak, tüm yoldaþlarýmýzýn hedefi olmalýdýr. Bunu hedeflemeyen, böyle bir iddia taþýmayan geliþemez. Bu, kadro ve taraftarlarýmýz, savaþçýlarýmýz arasýndaki sosyalist yarýþtýr. Ama rekabet deðildir. Olmamýþtýr. Dünya ve ül-

18 18 kemiz solunda adeta kronik bir hastalýk halini almýþ olan yönetici ve kadrolar arasýndaki birbirinin ayaðýný kaydýrmaya çalýþmak, birbirinin kuyusunu kazmaya çalýþmak gibi kariyerist, burjuva rekabetçi anlayýþlar bize uzaktýr. Parti nin, Cephe nin kadrosu olmayý hedefleyen her insanýmýz, kadronun ne olup olmadýðýný kafasýnda net olarak þekillendirmelidir. Önce kadro nedir, kimdir, bunu bir kez daha tanýmlayalým. Daha önce çeþitli yazýlarýmýzda yaptýðýmýz, yine keza çeþitli devrimci önderlerin yaptýðý tanýmlar vardýr. Bunlarý tekrarlamadan Che den kadronun çeþitli özelliklerinin oldukça isabetli tarif edildiði bir alýntýyla cevaplayalým bu soruyu. Kadro nedir? Kadro, merkezdeki yetkililerden gelen talimatlarý doðru yorumlayabilecek siyasi geliþim düzeyine yükselmiþ, bu emir ve talimatlarý benimseyen, bunlarý yönelimler olarak kitlelere ileten bir kiþi, kitlelerin en derin isteklerini, iç dürtülerini gösteren belirtileri algýlayabilen bir kimsedir. Kadro, hem ideolojik hem de yönetsel bakýmdan disiplinli, demokratik merkeziyetçiliði bilen ve uygulayan, çeþitli yönlerinden en iyi biçimde yararlanmak üzere yeni yöntemlerimizin çeliþkilerini farkedebilen bir bireydir. Ortaklaþa tartýþma, tek karar ve sorumluluk ilkesini üretim alanýna uygulamayý bilir. Kadrolarýn dürüstlüðü ve baðlýlýðý denenmiþ, fiziksel ve moral cesareti, ideolojik geliþimiyle birlikte her zaman her çeþit mücadeleye girmeye, devrimin yürüyüþüne gerektiðinde hayatýný ortaya koyarak uyum saðlamaya hazýr durumda bulunacak biçimde çelikleþmiþtir. Ayný zamanda kiþisel çözümleme yapmaya yeterli biridir, bu özelliði gerekli kararlarý almasýný ve disipline ters düþmeyen yaratýcý inisiyatifini kullanmasýný saðlar. (Che, Politik Yazýlar, sayfa 115) Þimdi bunlar ýþýðýnda kadronun bazý niteliklerini daha da somutlaþtýrýp, ayrýntýlandýrabiliriz. Ýnsanlarýmýz, kendini nasýl hissediyorsa, örgütsel iþleyiþte ve mücadelede hangi konuma denk düþen bir sorumluluðu üstleniyorsa, odur. Bunun Parti-Cephe tarafýndan bir ad verilerek onaylanmasý, yalnýzca resmiyet açýsýndan sözkonusu olabilir. Ama zaten Parti- Cephe, kadronun gösterdiði sorumluluk üstlenme düzeyine baðlý olarak, onu, buna uygun bir görev içinde istihdam ederek, onun konumunu belirlemiþ ve onaylamýþ olur. Parti nin Cephe nin Kadrolarý, Halkýn Üstünde, Dýþýnda Deðillerdir; Halktan Biridirler ve Halkýn Ýçindedirler: Kadro halkla iç içedir. Halkýn mücadelesine yol gösteren, eðiten, örgütleyen, sevincini, acýsýný, kaygýsýný paylaþandýr. Böyle olmak zorundadýr. Böyle olmazsa orada ne saðlýklý bir kadrolaþmadan, ne de halkýn mücadelesine öncülük edebilmekten bahsedilemez. Bu nedenledir ki halkla iç içe olan kadrolar partinin gözü, kulaðýdýr. Kadro halktan öðrendiklerini, onun düþüncelerini, duygularýný, taleplerini, kuþku ve tereddütlerini partiye iletmekle yükümlüdür. Halkýn nabzý ancak bu iþleyiþ hýzlý ve saðlýklý olarak yerli yerine oturmuþsa tutulabilir. Her alandan, her ilden kadrolardan gelen bu bilgiler sayesinde politikalar, taktikler tespit edilir. Veya izlenen politikalarýn yarattýðý sonuçlar, eksiklikleri, fazlalýklarýyla gözden geçirilip saðlýklý sonuçlara varýlabilir. Bu nedenledir ki kadrolarýn sözlü ve yazýlý olarak partiye verecekleri düzenli raporlarýn önemi büyüktür. Ancak istenildiðinde, ayda yýlda bir zorla rapor yazan kadro, yapmasý gereken önemli bir görevini yerine getirmiyor demektir. Her faaliyeti, geliþmeyi detaylarýyla birlikte düzenli olarak rapor etmek, belli dönemlerde bir deðerlendirme çalýþmasý olarak rapor yazmak, bir alýþkanlýk, bir tarz haline getirilmek durumundadýr. Bu kadro misyonunu yüklenmenin önemli bir parçasýdýr. Hiçbir kadronun, sorumluluklar üstlenmiþ hiçbir kadro adayýnýn bunu aksatmaya, savsaklamaya hakký yoktur. Partili, Cepheli, Parti-Cephe nin politikalarýný, taktiklerini kitleye taþýyandýr: En doðru politikalar, en parlak fikirler dahi onlarý hayata geçirebilecek kadrolar yoksa birer hiçtirler. Kaðýt üzerinde kalmaya mahkumdurlar. Bu yanýyla kadrolar partinin sadece gözü, kulaðý deðil, ayný zamanda eli, ayaðýdýrlar. Politikalar, taktikler, stratejiler kadrolarla hayata geçer. O halde kadrolar Partinin, Cephenin stratejisini, taktiklerini herkesten iyi, politikalarýný herkesten hýzlý ve doðru olarak kavramak

19 19 zorundadýr. Partinin ne dediðinden haberi olmayan veya ne dediðini kavrayamamýþ, yanlýþ kavramýþ kadro þaþkýn ördek gibidir. Ya ne yapacaðýný ne edeceðini bilmiyordur, oturuyor ya da kendi baþýna sonuçsuz koþturuyordur; ya da farklý mecralarda yol alýp, çevresindeki iliþkileri de partinin politikalarýndan, çizgisinden farklý bir biçimde þekillendiriyordur. Kadrolar, en alttan en üst kademelere kadar, yatay ve dikey örgütlenmede aldýklarý görev ve sorumluluklarla örgütsel iþleyiþi saðlayan esas halkadýr. Dolayýsýyla bir hareketin kadro organizasyonu ve hayatýn içinde farklý görevler üstlenmiþ kadrolarý arasýndaki iliþki ne kadar düzenli, ne kadar ahenkli, birbirini bütünleyen, eksik ve gedikleri kapatan biçimde, saðlýklý ve hýzlý olarak saðlanabiliyorsa örgütlenme de, partinin politikalarýnýn hayata geçirilmesi ve sonuç a- lýnmasý da o kadar saðlýklý olur. Belirlenen hedeflere o oranda ulaþýlýr. Bu noktada örgütsel iþleyiþte disiplini saðlamada, hýzlý bir iletiþim aðý oluþturmada, partinin politika ve talimatlarý doðrultusunda Parti- Cephelileri ve kitleleri harekete geçirmekte en büyük görev ve sorumluluk yine kadrolarýn omuzlarýndadýr. NASIL BÝR PARTÝLÝ ÝSTÝYORUZ? Ülkemiz ve halklarýmýz 12 Eylül gibi bir baský, terör ve dejenerasyon dönemi yaþamýþtýr. Bu sürecin halkýmýz, halkýmýzýn kültürü ve sol üzerinde aðýr etkileri olmuþtur. Halkýn ve devrimcilerin deðerleri sarsýlmýþ, zedelenmiþ, yerine burjuva, küçük-burjuva kültürü ikame edilmiþtir lerden i- tibaren devrimci mücadeleyi geliþtirmeye çalýþan, giderek oligarþiyle boyutlanan bir savaþ yürüten devrimci hareket, bu dönemden itibaren en büyük savaþý bu alanda vermiþtir. Düzenin þu veya bu þekilde bozduðu, örselediði kiþilikleri devrimcileþtirmek, en büyük enerjiyi almýþtýr. Çünkü insan malzemesi buydu, bu insanlarýmýzla mücadeleyi ve Kadro halkla iç içedir. Halkýn mücadelesine yol gösteren, eðiten, örgütleyen, sevincini, acýsýný, kaygýsýný paylaþandýr. Böyle olmak zorundadýr. (...) Bu nedenledir ki halkla iç içe olan kadrolar partinin gözü kulaðýdýr. Kadro halktan öðrendiklerini, onun düþüncelerini, duygularýný, taleplerini, kuþku ve tereddütlerini partiye iletmekle yükümlüdür. savaþý geliþtirecektik. O halde bu alanda da savaþacaktýk. Terörün gölgesi altýnda yoðun bir karþý-devrimci propagandanýn sürdürüldüðü, solun bazý kesimlerinin bu terör ve propaganda altýnda savrulmalar yaþadýðý ideolojinin þekilsizleþmesinin had safhaya ulaþtýðý bu sürecin sonuçlarýndan En doðru politikalar, en parlak fikirler dahi onlarý hayata geçirebilecek kadrolar yoksa birer hiçtirler. Kaðýt üzerinde kalmaya mahkumdurlar. Bu yanýyla kadrolar partinin sadece gözü, kulaðý deðil, ayný zamanda eli, ayaðýdýrlar. Politikalar, taktikler, stratejiler kadrolarla hayata geçer. biri, devrimci, kadro tipinin de çeþitli eksikliklerle, zaaflarla biçimlenmesi olmuþtur. Tek yanlý, çok bilmiþ, tembel, hak-hukuk peþinde ve meþruluðu düzen içinde, legalitede arayan, korkularýný, kaygýlarýný statüleþtiren bir devrimci tipi, bu tür kadrolar çýkmýþtýr ortaya. Bu konuda diyebiliriz ki, en büyük savaþý yürüten hareketizdir ve herþey bir yana þehitlerimiz, bu savaþtan baþarýyla çýktýðýmýzýn göstergesidir. Bu nedenle, her türlü saðcý düþüncenin, Avrupa komünizmi nden veya sivil toplumculuktan çalýnmýþ örgüt ve kadro anlayýþlarýnýn, bireyciliðin devrimcilik adýna savunulup meþrulaþtýrýldýðý bir ortamda, Partili kiþiliði tarif ederken, klasik özeklikleri itibarýyla deðil, bu sürecin öne çýkardýðý nitelikleri ve çok yönlülükleriyle ortaya koyacaðýz. Partili Halklaþan, Halký Devrimcileþtirendir; Türkiye solunun adeta klasikleþmiþ bir kadro kalýbý vardýr. Bu kalýp devrimci hareketin kadro kaynaðýnýn aðýrlýklý olarak öðrenci gençlik olduðu dönemin ortaya çýkardýðý bir kalýptýr. Ne var ki savaþýn ve Cephenin halklaþmasýna baðlý olarak bu kalýp deðiþmek zorundadýr. Deðiþmesi gereken elbette yalnýzca sonuç olarak ortaya çýkan kadro kalýbý deðildir. Eðitim ve kadrolaþma süreçleri de döneme uygun olarak þekillendirilmek zorundadýr.

20 20 Hemen her söylenileni anýnda kapan, entellektüel birikimi yüksek insanlar aramak durumunda deðiliz. Kaldý ki, bu niteliklere sahip olanlarýn her zaman iyi bir kadro adayý olduðu sanýsý da doðru deðildir. Mao bir çalýþma programý için öðrenci seçiyor: seçimi yaparken entellektüel yetenek yerine düþüncelere, coþkuya ve köktenciliðe ö- nem veriyor. Taraftarlarý, kadro adaylarýný çok yönlü deðerlendirmeliyiz. Þu veya bu açýdan yetersiz, hatta yeteneksiz görünen herhangi bir insanýmýzýn daha özel bir konuda yeteneði, kapasitesi olabilir, bunlar yeterince deðerlendirilmeden, insanlara dar bir bakýþ açýsýyla bakarak yapýlacak eðitim ve istihdamýn geliþtirici olmayacaðý, hareketin kadro ihtiyaçlarýný karþýlayamayacaðý açýktýr. Kadro adayý olarak eðitmek için seçerken, çeþitli görevler i- çin istihdam ederken aðzý laf yapan ölçüsünü deðil, iþ yapma ölçüsünü esas almalýyýz. Partiye baðlýlýk, görev ve sorumluluklarýný yerine getirmek için azami çaba harcama, fedakarlýk temel olmalýdýr. Partili olan, olmayý hedefleyen, Parti-Cephe nin kadrosu olmaya çalýþan her insanýmýz, hangi sýnýf kökeninden gelmiþ olursa olsun, halklaþmak zorundadýr. Bu halkýn deðerleriyle donanmaktýr. Bununla ayný süreçte halký devrimcileþtirmekle yükümlüdür. Partili Öðrenen ve Öðretendir; Ne Parti-Cephemizin, ne de halkýn çok bilmiþ, ukala, üstenci kadrolara ihtiyacý yoktur. Ama ayný Ne Parti-Cephemizin, ne de halkýn çok bilmiþ, ukala, üstenci kadrolara ihtiyacý yoktur. Ama ayný zamanda eðitmeyen, bildiðini etrafýna yaymayan, öðretmek için emek sarfetmeyen tembellere de ihtiyacý yoktur. Öðrenmeyen, öðretmeyen, Partili olma sýfatýna layýk olamaz. Çünkü Parti en büyük öðretmen, en büyük okuldur; Partililer, ise bu büyük okulun halk ve kadro okullarýnda görevlendirdiði öðretmenlerdir. Ama büyük öðretmeninden öðrenmeyen, Parti okuluna kulak vermeyen, doðal ki, bulunduðu alanýn öðretmeni de olamaz. Partili Denetlenen ve Denetleyendir; Biz iðneyle kuyu kazýyor, hassas elektronik devreler yapar gibi, en küçük hatanýn büyük tahribatlara yolaçtýðý bir yapýyý sürdürmeye çalýþýyoruz. Kitlelere ulaþmamýzý engellemek, örgütlenmelerimizi daðýtmak için her türlü terörü uygulayan, her türlü hatadan, gevþemeden yararlanarak Parti-Cephemize darbe vurmaya çalýþan bir düþman karþýsýnda, denetim mekanizmalarýna sahip olmayan bir örgütlülük, uzun süre direnemez, saðlýklý bir faaliyet yürütemez, örgütlenmeleri geliþtiremez. Bir savaþ örgütü için, tüm birim ve alanlarýnda hem aþaðýdan yukarýya, hem yukarýdan aþaðýya bir denetim hayati önemdedir. Denetim görevi de, esas olarak örgütsel iþleyiþin a- na halkalarý olan kadrolardadýr. Bu yapý içinde denetlenmeyi, kendisine verilen herhangi bir talimatýn tekrarýnýn istenmesini biz aptal mýyýz diye gurur sorunu yapan, hata yapmaya da açýk demektir. Tersinden, yalnýz talimat vermeyi seven, ama daha çok enerji ve emek sarfezamanda eðitmeyen, bildiðini etrafýna yaymayan, öðretmek için emek sarfetmeyen tembellere de ihtiyacý yoktur. Taraftarlar kadrolardan, kadrolar taraftarlardan öðrenecektir. Herkes halktan öðrenecektir. Partiden, þehitlerimizden öðrenecektir. Çok bilmiþ veya çok emek gerektiren iþlerden kaçmaya çalýþan kadro ve yöneticilerde, alttan ve Partiden gelen önerilere karþý genel olarak bir küçümseme vardýr; çünkü koþullarý en iyi o biliyordur. O ne alttakiler, ne de üsttekiler, Bizim ne durumda olduðumuzu bilmiyorlar ki diye düþünür ve aþaðýdan veya yukarýdan gelen önerileri, sayýsýz gerekçeyle savuþturmaya çalýþýr. Oysa sadece çok bilmiþtir, ama bilmemektedir. Parti, ve bizzat birimin içinde olan alttakiler, olan bitene ondan daha fazla vakýftýrlar. Çok bilmiþtir, hatta herþeyi bilir, bu yüzden araþtýrmaz, teknolojiyi izlemez, halkýn nabzýný tutmaz. Bu defa gelen öneri ve talimatlara o öyle olmuyor, bunlar öyle düþünmüyor cevaplarýyla direnir. Bu, bilmemenin direncidir. Öðrenmeyen, öðretmeyen, Partili olma sýfatýna layýk ola- maz. Çünkü Parti en büyük öðretmen, en büyük o- kuldur; Partililer, ise bu büyük okulun halk ve kadro okullarýnda görevlendirdiði öðretmenlerdir. Ama büyük öðretmeninden öðrenmeyen, Parti okuluna kulak vermeyen, doðal ki, bulunduðu a- lanýn öðretmeni de olamaz.

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin OCAK 1999 SAYI: 12 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ DURSUN KARATAÞ... Beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz.

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR NÝSAN 1999 SAYI: 13 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR 30 MART 17 NİSAN DEVRİM ŞEHİTLERİNİ ANMA VE DHKP-C NİN KURULUŞUNU KUTLAMA GÜNLERİ PARTÝMÝZÝN YOLU

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine 2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi,

Detaylı

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1) Dershanede doðru þýkkýnýz SOSYAL BÝLÝMLER1 TESTÝ (Sos1) Bu testte sýrasýyla, Tarih (113) Coðrafya (1423) Felsefe (2430) ile ilgili 30 soru vardýr. 1. Tarih öncesinde yaþayan insanlar, araç gereç yapýmýnda

Detaylı

Endi eli yimserlik Kamuoyu Beklentilerinde Pozitif Trend Devam Ediyor Genel Seçim Sürecine AKP Önde Giriyor, CHP Takipte de Bahar Havasý Türkiye nin LoveMarklarý Arçelik-Adidas-Nokia-LCWaikiki-Beko Türkiye

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý nýn katkýlarý ile Tüketici ve Çevre Eðitim Vakfý (TÜKÇEV) ve Hacettepe Üniversitesi, Tüketici - Pazar - Araþtýrma - Danýþma - Test ve Eðitim Merkezi (TÜPADEM) ortak çalýþmasý

Detaylı

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ Ekim 2002/Sayý 25 HABER BÜLTENÝ TMMOB 37. DÖNEM 1. DANIÞMA KURULU 14 EYLÜL 2002 DE TOPLANDI 20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ Ülkemize, Mesleðimize, Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz

Detaylı

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR : NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ YANGIN YÖNETMELÝÐÝ VE UYGULAMALARI Türk Tesisat Mühendisleri Derneði ile Þubemizin ortaklaþa düzenlediði Yangýn Yönetmeliði ve Uygulamalarý Semineri 20 Ekim 2010 tarihinde Þubemiz Eðitim Salonunda gerçekleþtirildi.

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur,

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, POLÝTÝK MÜCADELE Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, komünizmdir. Bu amaca ancak politik mücadele yoluyla varýlýr. Bunun dýþýndaki yollar, yalnýzca iþçi sýnýfýný amacýndan uzaklaþtýrýr

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Theo Nichols Nadir Suður Önsöz Bu araþtýrma Sivil Toplum Diyaloðu: Ortak Çalýþma Kültürü Aracýlýðýyla AB ve Türkiye den Ýþçilerin Bir Araya Getirilmesi projesinin bir parçasý olarak gerçekleþtirilmiþtir.

Detaylı

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki Yeni Evrede Başyazı Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde

Detaylı

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89 8 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da yapýlacak olan "TMMOB mitingi" için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Eylül 2005 tarihinde basýn açýklamasý yaptý. ÖZGÜRLÜKTEN, EMEKTEN, DEMOKRASÝDEN VE BARIÞTAN

Detaylı

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam) ve referanslar ve elbette tarihsel ve entelektüel ardalan ileri derecede önemlidir. Çünkü genelde Batýlý kavramlar, kendilerinde ne olduklarý na bakýlmaksýzýn (aslýnda akademik ve entelektüel bir soruþturmanýn

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI Türk Kardeþlik Merkezi GENELKURMAY BAÞKANI ORGENERAL ÝLKER BAÞBUÐ UN TELEVÝZYON PROGRAMINDA YAPTIKLARI AÇIKLAMALAR(TAM METÝN)( 05 Temmuz 2010 ) Uður DÜNDAR : Sayýn Genelkurmay

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç.

Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç. 3 Prof. Dr. Berna ARDA Biyolojik yapýlar için yaþlýlýk kaçýnýlmaz bir süreç. Zaman zaman yeryüzündeki ve uzaydaki çeþitli yapýlar için bile kullanýyoruz ayný sözcüðü. Yaþlý dünyamýzdan, yaþlanmýþ gezegenlerden

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

Pratisyen Hekimlerin Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Konusunda Bilgi ve Tutumlarýnýn Deðerlendirilmesi

Pratisyen Hekimlerin Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Konusunda Bilgi ve Tutumlarýnýn Deðerlendirilmesi Pratisyen Hekimlerin Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Konusunda Bilgi ve Tutumlarýnýn Deðerlendirilmesi Dr. Ahmet Akýcý*, Dr. M. Ümit Uðurlu*, Dr. Narin Gönüllü*, Dr. Þule Oktay*, Sibel Kalaça** Akýlcý olmayan ilaç

Detaylı

Liderlik Üzerine Bir Analiz

Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Gerçekte lider ve liderlik kavramlarý iþletme yönetimi ve örgütsel davranýþ literatüründe her zaman önem taþýmýþtýr. Liderlik ile bilimsel çalýþmalar

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı

Marksizm Nedir? Karl Marx

Marksizm Nedir? Karl Marx ÝÇÝNDEKÝLER Birinci Bölüm: MARKSÝZM NEDÝR? Giriþ Marksizmin sýnýf temeli Marksizmin bilimselliði Pratikten teoriye -Marksizmin birliði Ýkinci Bölüm: MARKSÝZMÝN REVÝZYONLARI Giriþ Kautskyizm Stalnizm Üçüncü

Detaylı

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ Cumhuriyet Halk Partisi 25.Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Efsane Başkan Kamil Dalkara memleketi Pazarcık ta Gövde gösteri yaptı. CHP Kahramanmaraş Milletvekili

Detaylı

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009 sayý yýl : 7 MART - NÝSAN 200 TEKNÝK GEZÝLERÝMÝZ DEVAM EDÝYOR eskisehir.mmo.org.tr No lu telefonu çevirin en yakýn Makina Mühendisleri Odasý Þubesi karþýnýzda olacaktýr. Cep telefonu ile arayan üyelerimiz

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Ýþçi Bülteni Özel Sayýsý: 69 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Mayýs 2006 Fiyatý 25 YKr Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Geçtiðimiz kýþ aylarýnda

Detaylı

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Dr. Ali Asker (*) AGÝT Minsk Grubu = AGÝT Turizmi Son birkaç aydan beri Azerbaycan siyasi terminolojisine yeni bir terim dahil edilmiþtir: AGÝT Turizmi.

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR ERÝÞ YAYINLARI Karl Marks 1 ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS [75], Aralýk 1847 nin ikinci yarýsýnda kendisi tarafýndan verilen

Detaylı

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 1 2 Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 3 Can Yayýnlarý: 1658 Türk Edebiyatý: 475 Ferit Edgü, 2007 Can Sanat Yayýnlarý Ltd. Þti., 2007 1. basým: Eylül 2007 2. basým: Kasým 2007 Kapak

Detaylı

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ Merhaba, Bu sayýmýzý da aðýrlýklý olarak Türkiye de yapýlan NATO Zirvesi gündemiyle çýkarýyoruz. Zirve süresince yaþanan sýcak geliþmeler, internet üzerinden baþka basýn yayýn kuruluþlarýna gönderildi.

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne N i k o l a y S e m y o n o v i ç L e s k o v Aptalcýk1 Çeviren: Birsen Karaca Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne anladýklarýný kontrol edersek, hiçbirinin

Detaylı

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda

Detaylı

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk siyasi lider olan Perinçek, onurlarına verilen yemek sırasında bir konuşma gerçekleştirdi. ABD'nin savaş

Detaylı

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar ÖÐRENME Öðrenme, bireyin çevresi ile etkileþimi sonucu kalýcý olan davranýþ kazanmasýdýr. Öðrenme planlý ve düzenli etkileþim sonucu olur. Eðitimde hedef, toplumun geliþimine katký saðlayacak bireyi geliþtirmektir.

Detaylı

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi?

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sungur Savran Günümüzde sosyalistler arasýnda sendikalar konusundaki en yaygýn tavýr aðlaþmaktýr. En yaygýn kelime ise kriz. Sosyalist solun çok büyük bir

Detaylı

Lenin ve Çarlýk subaylarýnýn Kýzýl Ordu'da görevlendirilmesi

Lenin ve Çarlýk subaylarýnýn Kýzýl Ordu'da görevlendirilmesi 14 Lenin ve askeri cephe Stalin zamanýnda ve onun ölümünden sonraki dönemde, resmi Rus tarihçileri iç savaþ sýrasýnda Kýzýl Ordu nun baþýnda Troçki nin bulunduðunu gerçeðini gizlediler. Bu ordunun tüm

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz Cihan Demirci Damdaki Mizahçý Mizah Dergilerimizde Yazýnýn Serüveni 135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz epeyce bir süredir dergilerinde mizah öyküsü

Detaylı

Þiddete Maruz Kalan Kadýnlara Sunulan Hizmetler Þiddete Maruz Kalan Kadýnlara Sunulan Hizmetler Hazýrlayan Ebru Özberk T.C. Baþbakanlýk Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü Ekim 2008 Bu kitabýn basým, yayýn,

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 11. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Bir sözcüðü, A seçeneðinde eþit, ayný anlamýnda kullanýlmýþtýr: Nasýl isterseniz, benim için hepsi ayný (eþit). 5. A,

Detaylı

İbrahim Yalçın ın Biz kaç kişiyiz sorusuna kendi açımdan cevap vermeye çalışayım

İbrahim Yalçın ın Biz kaç kişiyiz sorusuna kendi açımdan cevap vermeye çalışayım İbrahim Yalçın ın Biz kaç kişiyiz sorusuna kendi açımdan cevap vermeye çalışayım Biz kaç kişiyiz? sorusunun cevabı, duruma göre değişir. Ya da yapılacak işe göre değişir Filanca işi şu kişilerle falanca

Detaylı

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR Prof. Dr. Ýlter TURAN 63 TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR GÝRÝÞ Prof. Dr. Ýlter TURAN Türk-Rus iliþkileri tarih boyunca rekabetçi bir zeminde geliþmiþ,

Detaylı

TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE. Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17

TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE. Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17 TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17 RAPOR NO: 17 Terör ve terörle mücadele NOT: BÝLGESAM farklý disiplin ve görüþlere sahip bilim adamlarýný sinerji saðlayacak þekilde biraraya

Detaylı

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp. Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun

Detaylı

A NADOLU I SUZU Y ILLIK R APOR. isuzu ANADOLU GRUBU

A NADOLU I SUZU Y ILLIK R APOR. isuzu ANADOLU GRUBU A NADOLU I SUZU Y ILLIK R APOR 2001 isuzu Y ý l l a r c a Y o l l a r c a Þ a m p i y o n ANADOLU GRUBU 2 Ý ÇÝNDEKÝLER Yönetim Kurulu Baþkaný nýn mesajý 3 Genel Müdür ün mesajý 4 Anadolu Grubu 5 Anadolu

Detaylı

2 Temmuz 2011 Staja baþlama sorularý ve cevaplarý Gönderen : guliz - 05/07/2011 16:30

2 Temmuz 2011 Staja baþlama sorularý ve cevaplarý Gönderen : guliz - 05/07/2011 16:30 2 Temmuz 2011 Staja baþlama sorularý ve cevaplarý Gönderen : guliz - 05/07/2011 16:30 2 TEMMUZ 2011 SMMM STAJA BAÞLAMA SINAVININ SORU VE CEVAPLARI 1) / 129 ÞÜPH. TÝC ALACAK KARÞ. 128 ÞÜPH.TÝC.ALAC. Cevap:

Detaylı

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ SOSYAL BÝLGÝLER - DÝN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ 1 [ 9 ] A kitapçýðý soru numarasý B kitapçýðý soru numarasý 1[9] Anadolu uygarlýklarýndan Ýyonyalýlar denizcilik ve deniz ticaretiyle uðraþmýþlardýr.

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 16. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Silkelemek sözcüðü; 1. cümlede üstündeki þeyleri düþürmek, 2. cümlede kuvvetle sarsmak, 3. cümlede etkilemek ve 4. cümlede

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ

FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ Elde edilebilen ilk fotoðrafý. Yazý, kendi el yazýsýdýr. (1950 li yýllar) TAZÝYE DEFTERÝ Baþkaldýrýnýn ve haksýzlýða direniþin, yobazlýða karþý çýkýþýn kalesinin bir burcunu

Detaylı

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 1 2 ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 3 ÞÝÝR DÝZÝSÝ Dizi Editörü HÝLMÝ YAVUZ Yayýn Yönetmeni : Ýlknur Özdemir Dizgi : Serap Kýlýç Düzelti : Fulya Tükel Montaj : Mine Sarýkaya Kapak Düzeni : Semih Özcan Ýç Baský

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

"GDO Yönetmeliði" tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!.

GDO Yönetmeliði tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!. "GDO Yönetmeliði" tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!. GDO Yönetmeliði Resmi Gazete de yayýnlandý. Üreticileri ve tüketicileri büyük tehdit altýna sokacak yönetmenliði yayýnlýyoruz. Tarým ve Köyiþleri

Detaylı

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl Koordinasyon Kurulu nun düzenlemiþ olduðu ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU 28-2 Þubat tarihinde Eskiþehir Anemon

Detaylı

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil. Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95 Marktstraße 13 e-mail: bettina.knab@gmx.de 86866 Mickhausen - Münster Sayýn annebaba, Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür.

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür. DÜNYA PROLETARYASI Proletarya Kapitalizmin geliþmesi ve sermaye birikiminde artýþ demek, proletaryanýn da büyümesi anlamýna gelmektedir. Bu büyüme, belli alanlardan, dünyaya doðrudur. Kapitalizm görüldüðü

Detaylı

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220 HUKUKÝ NET Onaylayan Ökkeþ Kadri BAÇKIR Pazar, 04 Mayýs 2008 Son Güncelleme Cumartesi, 04 Ekim 2008 öncelikle vakit ayýrýp bu konuyla ilgilendiðiniz için çok teþekkür ederim. eðer mümkünse o kararýn tamamýný

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

ESKÝÞEHÝR'DE ÇOÞKULU 1 MAYIS

ESKÝÞEHÝR'DE ÇOÞKULU 1 MAYIS 200 ESKÝÞEHÝR'DE ÇOÞKULU MAYIS Ýþçilerin birlik, mücadele ve dayanýþma günü olan Mayýs, Eskiþehir'de coþkuyla kutlandý. Türk - Ýþ ve DÝSK'e baðlý sendikalarýn yaný sýra TMMOB, KESK, Demokratik Kitle Örgütleri,

Detaylı

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Ýmece Evi. Ziyaret-2016 Ziyaret-2016 Ýmece Evi Merhaba, Ýmece Evi ni öðrenme merkezi olmasýna neden olan öðrenme odaklý ziyaretçiler bizi daha çok araþtýrmaya yönlendirip sorumluluklarýmýzý hatýrlamamýza neden oluyor. Yaþamýný

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği kazanmıştır. Özel mülkiyet ilişkilerine dayalı düşünce biçimi

Detaylı

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ 7 MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ Dosya Editörü Nurcihan Doðmuþ Kadýoðlu H. Ali Ulusoy TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesi Ekim ayý bülteninin dosya konusu Avrupa Birliði Sürecinde Mimarlýk Eðitiminin Dönüþümü

Detaylı

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR Savaþ SARI Makina Mühendisi EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR 1. Giriþ Ýçersinden geçtiðimiz dönemde insan ve toplum yaþamýndaki birçok olgunun metalaþtýðý ve bu anlamý ile de

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL KURTULUÞ EFSANESÝ VE KOMÜNÝZM geocities.com/icgcikg/turkish ÖNSÖZ YERÝNE Ýlkin 1981 yýlýnda ispanyolca yazýlmýþ ve yayýmlanmýþ bu makale, daha sonra fransýzca

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

11 II. BÖLÜM Zaman Ýçindeki Eðilimler: Kadýnlarýn Ýþgücüne Katýlýmý Neden Düþüyor? Bu bölüm Türkiye de kadýnlarýn iþgücüne katýlýmýnýn son yirmi yýlda neden düþmekte olduðunu anlamayý amaçlamaktadýr. Yapýlan

Detaylı

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý H Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede KURTULUÞ CEPHESÝ Zafer Bizim Olacaktýr! http://www.kurtuluscephesi.com YIL: 13 SAYI: 70 Kasým-Aralýk 20 Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse Yeni Evrede Baþyazý DEV RÝ ME Ý YÝ HA ZIR LAN MAK Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse de, devrimlerin ortak yönleri ve ortak yasalarý var. Bu ortak yasalar, kendi somutunda yapýlan devrimlerin

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ... ÝÇÝNDEKÝLER TÜRKÇE 1. TEMA ANLAM BÝLGÝSÝ...................................................................................13 YAZIM BÝLGÝSÝ....................................................................................23

Detaylı

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. İSTANBUL TAYAD lı Aileler Bayram Kahvaltısında Bir Araya Geldiler Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. Kahvaltıdan önce yapılan

Detaylı

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele On5yirmi5.com PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele Prof. Abbas Vali, PKK yönetiminin, aktif olarak barış sürecinde yer almak isteyeceğini söyledi. Yayın Tarihi : 4 Şubat 2013 Pazartesi (oluşturma

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ*

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ* Yazan: Josep Ladou Çeviren: Mustafa N. ÝLHAN Giriþ 1970 yýlýnda Amerikan Kongresi, ABD'de çalýþan her erkek ve her kadýn için güvenli ve saðlýklý çalýþma koþullarýnýn saðlanacaðýný garanti eden Ýþ Güvenliði

Detaylı

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim:

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim: Hemen başlangıçta belirteyim: Bu yazı Mihrac Ural ile ilgilidir. Suni denge ile Mihrac Ural ın ne ilgisi var? diye düşünüyorsanız, okuyunca görürsünüz. Suni dengenin tanımını biliyorsunuz: Halkta potansiyel

Detaylı

eylem! YÖK ten týp fakültesi öðretim üyelerine rotasyon mahkumiyeti: Ya git, ya istifa et!

eylem! YÖK ten týp fakültesi öðretim üyelerine rotasyon mahkumiyeti: Ya git, ya istifa et! 15 Mart 2009 Sayý:162 ACIL eþit ve ücretsiz saðlýk can güvencesi iþ güvencesi demokrasi eylem! Türk Tabipleri Birliði, SES ve Dev-Saðlýk Ýþ tarafýndan 14 Mart Týp Haftasý dolayýsýyla saðlýk sistemindeki

Detaylı