T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER HELICOBACTER PYLORI GASTRİTİ VE NONSPESİFİK GASTRİTLERDE ERKEN İNTESTİNAL METAPLAZİDEKİ HÜCRESEL DEĞİŞİKLİKLERİN CDX2 İLE GÖSTERİLMESİ VE BULGULARIN HİSTOKİMYASAL YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI (Uzmanlık Tezi) Dr. Çiğdem ÖZDEMİR EDİRNE

2 TEŞEKKÜR Eğitimimde ve tezimin hazırlanmasında yakın ilgi ve yardımlarını eksik etmeyen Hocam Sayın Prof. Dr. A.Kemal Kutlu ya, eğitimim ve tez çalışmamda derin bir özveri ile beni yönlendiren Yrd. Doç. Dr. Şemsi Altaner e ayrıca eğitimim ve çalışmalarımda bana destek veren Anabilim Dalımız öğretim üyelerinden Prof. Dr. Filiz Özyılmaz a, Yrd. Doç. Dr. Ömer Yalçın a, Yrd. Doç. Dr. Ufuk Usta ya, Yrd. Doç. Dr. Fulya Öz Puyan a, ayrıca immünohistokimyasal boyamalarda yardımcı olan Yük. Biyolog Muzaffer Tudan a, asistan ve teknisyen arkadaşlarıma, tezimin istatistik analizinde yardımlarını esirgemeyen Halk Sağlığı Anabilim Dalı ndan Yrd. Doç. Dr. Burcu Tokuç a saygılarımla ayrı ayrı teşekkür ederim. 2

3 İÇİNDEKİLER Sayfa GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 MİDENİN ANATOMİSİ VE HİSTOLOJİSİ... 3 İNTESTİNAL METAPLAZİ... 5 MUC MUC5AC... 9 HELICOBACTER PYLORI GASTRİTİ... 9 CDX GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER 3

4 SİMGE VE KISALTMALAR AB : Alcian Blue H. Pylori : Helicobacter Pylori HE : Hematoksilen Eosin İM : İntestinal Metaplazi LPH : Lactase-Phlorizin Hydrolase PAS : Periodic Acid Schiff PAS-AB : Periodic Scid-Schiff-Alcian Blue RT- PCR : Reverse Transcriptase- Polymerase Chain Reaction SI : Sucrase-Isomaltase 4

5 GİRİŞ VE AMAÇ Helicobacter Pylori ( H. Pylori) gram negatif bir bakteri olup, sadece insan midesinde kolonize olma yeteneğine sahiptir. Gelişmekte olan ülkelerde H. Pylori enfeksiyonu yaygınlığı %90 ın üzerindedir (1). H. Pylori enfeksiyonu başlangıçta kronik gasrit ve nonatrofik gastritin nedeni olup, daha sonraki aşamada atrofik gastrit ve intestinal metaplaziye yol açmaktadır. Atrofik gastrit ve intestinal metaplazinin intestinal tip gastrik kanserin öncü lezyonları olduğu kabul edilmektedir (2,3). İntestinal metaplazi (İM), gastrik mukozanın ışık ve elektron mikroskopik olarak intestinal epitelin bütün özelliklerini taşıyan epitel ile yer değiştirmesidir (4). İM çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bu gruplandırma temelde histopatolojik ve histokimyasal özelliklere dayanmaktadır (5). Son zamanlarda İM deki müsin değişimleri immünohistokimyasal yöntemlerle gösterilmiş ve buna göre sınıflandırılmıştır (6). Reverse transcriptase- polymerase chain reaction (RT- PCR) yöntemi kullanılarak mide biyopsilerinde yapılan bir çalışmada, H. Pylori ile enfekte olmuş hem İM li hem de İM siz mide mukozasında CDX2 varlığı tespit edilmiştir (7). H. Pylori ile enfekte mide mukozasında İM olsun ya da olmasın, CDX2 nin İM li mukozada nükleer, metaplazi dışındaki inflamasyonlu mukozada ise sitoplazmik reaksiyon verdiği immunohistokimyasal olarak gösterilmiştir (8). Helicobacter Pylori nin İM deki rolü, hangi mekanizmalarla bu değişimi yaptığı ve İM yi sınıflamaya yönelik çok sayıda immünohistokimyasal çalışma yapılmaktadır. Bu amaçla; intestinal epitelin oluşumu ve diferansiasyonunu sağlayan gen olan CDX2 nin (9), İM de oluşup oluşmadığı; H. Pylori nin yaptığı gastritin CDX2 salgılanmasına etkisinin olup olmadığı ve acaba İM ye dönüşecek mide epitelini öncesinde tanımanın mümkün olup 1

6 olmadığını belirlemeyi hedefledik. Ayrıca İM deki müsin değişimlerinin immünohistokimyasal belirteçler ile tespit edilip edilmediğini ve immünohistokimyasal yöntemlerin histokimyasal yöntemler kadar seçici olup olmadığını araştırmak istedik. Bu çalışmada Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı ında yılları arasında 85 hastanın aynı anda alınan mide antrum ve korpus endoskopik biyopsilerinde immünohistokimyasal yöntem ile CDX2, MUC2, MU5AC ekspresyonlarına bakılıp histokimyasal bulgularla karşılaştırılmıştır. 2

7 GENEL BİLGİLER MİDENİN ANATOMİSİ VE HİSTOLOJİSİ Mide, abdominal boşlukta epigastrik, umbilikal ve sol hipokondriak bölge boyunca yerleşim gösterir. Hacmi doğumda 30 ml iken yetişkinde 1000 ml hacime kadar ulaşır. Mide dört anatomik bölgeden oluşur. Kardia, kardiak orifis çevresindeki bölge olup sınırları keskin değildir. Fundus, kardia boyunca çekilen yatay çizginin yukarısında kalan bölgedir. Korpus, fundus ve antrum arasında kalan bölgedir. Antrum, midenin distal üçte bir kısmı ve dar pilorik kanaldan oluşan bölgesidir ki buradan duodenuma açılır. Mide duvar kalınlığı, yetişkinlerde 3-7 mm arasında değişmektedir. Histolojik olarak dört tabakadan oluşmaktadır. Birinci tabaka mukoz membran ya da mukozadır. Bu da luminal yüzey tabaka ya da epitelden oluşur. İkinci tabaka gastrik pitler ve bezlerden oluşur. Üçüncü tabaka lamina propriadan oluşur. Dördüncü tabaka ise lamina muskularis mukozadır. Midenin yüzeyini döşeyen epitel, midenin tüm bölgelerinde aynı niteliktedir. Bu epitel basit kolumnar epitel olup, bazalda yerleşim gösteren belirgin olmayan nükleolusa sahip nükleuslu, berrak ya da soluk eozinofilik, müsin içeren vakuollü sitoplazmalıdır. Yüzey epitel hücreleri nötral müsin salgılar periodic acid Schiff (PAS) ile pozitif reaksiyon verir (10). Yüzey epiteli mukozanın destek dokusu içine girerek mide pitlerini, kript ya da foveola denen yapıları oluşturur. Mide pitleri tübüler yapıdadır. Bu pitler daha sonra midenin bölgesine göre özelleşmiş mide bezleri ile devam eder. Bu bezlerin ve pitlerin özelliklerine dayanılarak midede üç tip mukoza tanımlanmıştır. Kardia mukozası, korpus ya da fundus mukozası, pilor ya da antrum mukozası (11). 3

8 Kardia Mukozası Kardia mukozası özofagial skuamo-kolumnar bileşkeden başlayıp mide içerisinde 0,5-4 cm lik alanı içerir. Pit derinliği tüm mukoza kalınlığının yaklaşık yarısını oluşturur. Derin tabakadaki bezler basit tübüler veya birleşik tübülo-resamöz yapıdadır. Birbirleriyle birleşmiş muskularis mukoza çıkıntıları ile gruplara ayrılmış olup, kistik genişleme sık olarak gözlemlenir. Bezleri döşeyen epitel, yüzey epiteli gibi nötral müsin salgılayan hücrelerden oluşur. Bunların arasında endokrin hücreler, daha az olarak parietal ve çok nadir de esas hücreler içerirler. Korpus Mukozası Mide mukozasının en geniş kısmını oluşturur. Hem fundus hem de korpusu döşemektedir. Pitlerin derinliği mukoza kalınlığının dörtte biri kadardır. Bezler basit, düzgün tübüler yapı gösterir. Bezlerde kistik genişleme nadirdir. Üç ile yedi arasında bez hafif bir dallanma veya boyun bölgesi ile her bir pitin tabanına açılır. Dört tip hücre tanımlanmıştır, müsin salgılayan boyun hücreleri, parietal ya da oksintik hücreler, esas ya da zimojen hücreler ve endokrin hücreler. Pilor Mukozası Antrum mukozası da denir. Midenin 1/3 alt kısmını oluşturur. Pitlerin derinliği mukoza kalınlığının yaklaşık yarısı kadardır. Bezler basit ya da dallanmış tübüler yapı yaparlar. Kardia mukozasına benzer şekilde nötral müsin salgılayan hücrelerle döşelidir. Bazen az miktarda sulfomüsin salgıladıkları da gözlenir. Antrum bezlerinde seyrek olarak parietal hücrelere ve az sayıda endokrin hücrelere rastlanır. Antrum mukozasını korpus mukozasından ayıran en önemli özellik zimojen hücrelerin olmayışıdır. Midenin Epitelyal Hücre Tipleri Parietal (Oxyntic ) hücreler: Bu hücreler büyük, siferik veya piramidal şekilde olup çekirdekleri hücre merkezinde, sitoplazmaları eozinofilik ve vakuollüdür. Golgi çekirdeğin ya altında ya da bir yanındadır. Sitoplazmalarında kristası belirgin çok sayıda mitokondri vardır. Bu hücreler özellikle glandların boyun ve isthmus bölgesinde yerleşim gösterir. Parietal hücreler hidroklorik asid, intrensek faktör, kan grubu maddeleri, potasyum klorür salgılar. Esas (Chief, Zymogenic) hücreler: Bu hücre tipi gastrik bezlerin tabanında yer alır ve tipik olarak protein salınımı yapan hücre görünümüne sahiptir. Piramidalden kolumnara kadar olana değişik şekillere, bazalda yerleşen bir ya da daha çok nükleol bulunduran 4

9 çekirdeğe sahiptirler. Bu hücreler pepsinojen, proteolitik enzimler ve çeşitli elektrolitler salgılar. Mukus boyun hücreleri: Bu hücreler gastrik bezlerin boyun bölgesinde nadiren bazal bölümünde parietal hücreler arasında küçük gruplar halinde ya da tek tek yerleşim gösterirler. Hemotoksilen eozin (HE) boyamada belirsizdir, fakat PAS ile çok kolay saptanabilir. Nükleusları bazalde olup sitoplazmaları hafif bazofilik ve granülerdir. Sitoplazmik müsinleri yüzey epitelinden farklı olarak göreceli dağınıklık gösterir, genelde apekste sınırlıdır. Bu hücreler asidik müsin sekrete ederler, sekrete ettikleri müsin yüzey epiteli müsininden daha koyu kıvamlıdır. Bu hücrelerin sekresyon haricinde proliferasyon ve mukozal rejenerasyon görevleri vardır (10). Endokrin hücreler: Pilorik antrum ve genellikle bezlerin tabanında (11) zimojen hücreler ve bazal membran arasına dağılmış küçük yuvarlak, piramidal şekilli, gümüş tuzları ile boyanan granüllere sahip hücrelerdir. Bu hücreler gümüş ve kromiyum tuzlarını indirgeyen enterokromaffin hücrelerdir. Serotonin, gastrin, somatostatin gibi biyolojik aminleri sekrete ederler. Midede yedi tip endokrin hücre varlığından söz edilmektedir. Ürettikleri maddelere göre en çok rastlanan hücreler şunlardır: G hücreleri gastrin üretir, D hücreleri somatostatin üretir, enterokromaffin hücreler serotonin üretir ve enterokromaffin benzeri hücreler histamin üretir (12). İNTESTİNAL METAPLAZİ İntestinal metaplazi mide mukozasının ışık ve elektron mikroskopik olarak bütün özelliklerini taşıyan intestinal epitel ile yer değiştirmesidir (4). İM normalde mide mukozasında bulunmayan, barsak epitelinde bulunan goblet hücreleri, emici hücreler, Paneth hücreleri ve endokrin hücrelerin varlığı ile tanınır (13). Silialı hücreler de bulunabilir (4). Ancak her zaman bu elemanların tümünü metaplastik epitelde görmek mümkün değildir. İM her zaman barsak epitelinin bütün özelliklerini göstermez. Tüm bu nedenlerden dolayı İM çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bu gruplandırma temelde histopatolojik ve histokimyasal özelliklere dayanmaktadır (5). Tüm mide-barsak kanalında epitel hücrelerinin büyük bir kısmı epitelyal müsin dediğimiz mukopolisakkarit yapısında bir tür madde üretir ve salgılar. Epitelyal müsin kimyasal yapısına göre, histokimyasal boyanma yöntemleri ile farklı boyanma özelliğinde olan, nötral ve asidik müsin olmak üzere iki temel gruba ayrılır. Midede baskın olarak nötral müsin, ince ve kalın barsaklarda ise baskın olarak asidik müsin mevcuttur. Asidik müsinin baskın olduğu ince ve kalın barsak epitelinde de farklılıklar vardır. İnce barsakta asidik 5

10 müsinlerin alt grubu sialomüsinler ön planda iken kalın barsakta ise sülfomüsinler ve o-asetil sialomüsinler ön plana çıkar (14). Çeşitli özel boya yöntemleri ile mide barsak kanalındaki müsinlerin boyanma özellikleri Tablo 1 (5,14,15) ve Tablo 2 de görülmektedir (16). Tablo 1. Histokimyasal boyama yöntemleri ile mide barsak kanalındaki epiteliyal müsinlerin boyanma özellikleri (5,14,15) Boya Yöntemleri Nötral Müsin N-asetil Sialomüsin O-asetil Sialomüsin Sülfomüsin Alcian Blue ph2.5/periodic Acid Schiff (ABpH2.5/PAS) High Iron Daimine/ Alcian Blue ph2.5 (HID/ABpH2.5) Periodic Acid Borohydride/Potassium Hydroxide (saponification)/ Periodic Acid Schiff (PB/KOH/PAS) Koyu Pembe* Mavi Mavi Boyanmaz Mavi Mavi Mavi Kahverengi Siyah** Boyanmaz Boyanmaz Koyu Pembe Boyanmaz * Aynı hücrede nötral ve asidik müsinler bir arada ise, hücrede mor renkte boyanma görülür. ** Aynı hücrede sulfomüsin ve sulfatsız asidik müsinler bir arada bulunuyorsa hücrede kahverengi ve mavi boyanma birlikte görülür. Tablo 2. Müsin tiplerinin Alcian Blue ph /periodic Acid Schiff ile boyanma özellikleri (16) Boyama Yöntemleri Alcian Blue ph2.5/periodic Acid Schiff Alcian Blue ph0.5/periodic Acid Schiff 6 Müsin Tipleri Nötral Müsin Sialomüsin Sulfomüsin AB(-) PAS(+) AB(-) PAS(+) AB: Alcian Blue, PAS: Periodic Acid Schiff AB(+) PAS(+) AB(-) PAS(+) AB(+) PAS(zayıf +) AB(+) PAS(zayıf +)

11 İntestinal metaplazi bir çok araştırmacı tarafından komplet tip ya da Tip I ve inkomplet tip ya da Tip II olarak iki gruba ayrılmıştır. Bu sınıflama müsin tiplerine, histopatolojik görünüme göre yapılmıştır. İnkomplet tip intestinal metaplazi de kendi arasında iki gruba ayrılmıştır Tip IIA ya da Tip II, TipIIB ya da TipIII (5,17-18). Tip I (Komplet Tip) Genellikle ince barsağa benzer, kriptler düz ve düzenli bir yapıya sahiptir. Kriptleri matur absortif hücreler ve goblet hücreleri döşer. Bazen goblet hücreleri kriptin 1/2 yarısında yoğunlaşmış olarak izlenir. Müsin histokimyası olarak ince barsağa benzer, goblet hücreleri N-acetyl sialomüsin sekrete eder nadiren sülfomüsin içerebilir. Goblet hücreleri arasında kalan absorptif hücreler sekresyon yapmaz. Paneth hücreleri sıklıkla vardır. TipII, Tip IIA (İnkomplet Tip) Kriptlerde hafif biçim bozukluğu, hafif düzensizlik olup kriptleri goblet hücreleri ve farklılaşmasının değişik evrelerinde kolumnar mukus hücreleri oluşturmuştur. Absorbtif ya da emici hücreler çok azdır ya da yoktur. Kriptleri oluşturan hücreler karışık özellikte nötral ve sialomüsin sekrete ederler. Goblet hücreleri sialomüsin nadiren sülfomüsin sekrete ederler. Tıp I İM den farklı olarak ya kolumnar hücrelerde ya da goblet hücrelerinde O-acylated sialomüsin izlenmez. Kolumnar hücreler başlıca nötral müsin sekrete ederler. Sekrete edilen materyal ya hücrenin en yukarısında ya da bütün hücrenin tamamını kaplar şekilde izlenir. Bazen küçük miktarlarda N-acetyl sialomüsin de olabilir, ancak sülfomüsine çok az rastlanır. Paneth hücreleri ise çok çok nadir bulunabilir. TipIII, Tip IIB (İnkomplet Tip) Bu tip İM de bezlerin yapısında farklı derecelerde biçim bozukluğu görülür. Hücresel atipi ve farklılaşmadaki bozukluk TipII İM den daha fazladır. Kolumnar hücreler baskın olarak sülfomüsin salgılar. Bu hücreler çoğunlukla müsin ile dolu olarak izlenir. Goblet hücreleri ise sialomüsin ya da sulfomüsin salgılarlar. HE ile yapılan mikroskopik incelemede epitel çoğunlukla hiperplastik kolon mukozasına benzer. Paneth hücrelerinin sayısı azalmıştır. İntestinal metaplazide görülen değişiklikler sadece müsin tipleri ile sınırlı değildir. Işık mikroskobu, elektron mikroskobu düzeyinde yapısal farklılıkların bulunduğu, enzim özelliklerinin ve immünohistokimyasal yöntemler ile çeşitli antijenik özelliklerinin de farklı olduğu saptanmıştır (5,19). Müsinler yüksek oligosakkarit içerikli (%50 90), yüksek moleküler ağırlıklı epitelyal glikoproteinlerdir. Bu oligosakkaritler serin ve/veya treoninle O-glikozit bağı yapmış N-asetil galaktozaminden oluşan nisbeten kısa oligosakkaritlerdir. Pek çok organ birden fazla müsin salgılamakla birlikte belirli bir organda belirli bir müsin tipi yoğunluk gösterir. Günümüzde 7

12 bilinen müsin türleri (MUC1-MUC16) salgılanan müsinler ve membrana bağlı müsinler olarak iki ana gruba ayrılırlar. Membrana bağlı müsinler ailesi üyelerinin tümü bir transmembran bir de sitoplazmik domainden oluşur (20). Müsinler, mukus tabakasının major komponenti olup gastrik epiteli kimsayal ve mekanik etkilerden korur (21). Salgılanan müsinler MUC2, MUC5AC, MUC5B ve MUC6 olup ve bu genlerin ürünlerini içerirler, kromozom 11p15 de, yer almaktadırlar (22). Membrana bağlı müsinler ise MUC1, MUC3A, MUC3B, MUC4, MUC12 ve MUC 17 olup genlerinin ürünlerini içerirler (21). Bunlardan MUC1 haricindekiler kromozom 7q22 de MUC1 ise 1q21 de lokalize olmuştur (23). Normal mide mukozası MUC1, MUC5AC, MUC6 salınımı ile karakterizedir. MUC2, MUC3, MUC4 salınımı yoktur. MUC1 ve MUC5AC süperfisial foveolar epitelde salgılanmasına karşın MUC6 korpusun boyun mukus hücrelerinde, antrumun derin bezlerinde salgılanmaktadır (6). İntestinal metaplazide müsin salınımı şu şekilde tanımlanmıştır: Komplet tip İM de MUC1, MUC5AC, MUC6 salınımı azalırken veya olmazken MUC2 nin de novo salınımı görülür. İnkomplet tip İM de ise MUC1, MUC5AC, MUC6 ve MUC2 nin birlikte salınımı bulunmaktadır (6,21,24). MUC2 Salgılanan müsinlerden olup spesifik olarak gastrointestinal mukozanın goblet hücrelerinde salgılanmaktadır. MUC2 serin ve treoninden zengin tandem ve düzensiz tekrarlayan sekanslarla karakterizedir, bu sekanslar oligosakkarit zincirlerinin bağlandığı noktalardır. MUC2 gen ürünü en sık görüldüğü allelic formda 5100 amino asitten oluşmaktadır. Bu miktar müsin glikoproteininin beşte birini oluşturur. MUC2 proteini disülfit bağları ile uç uca polimerize olup büyük sekrete edilen polimerik jel oluşturan müsinleri yapar. Mukozal yüzeylerde koruyucu bariyer olarak görev yapar. MUC2 diğer müsinlerden saflaştırılabileceği gibi, intestinal mukus sekresyonunun ana bileşenidir. MUC2 nin dimer glikolizasyonu golgide gerçekleşir. MUC2 de kollojen ve heparin bağlayan bölümler bulunması MUC2 nin hücre dışı makro moleküllerle etkileşiminin olabileceğinin kanıtıdır (25). MUC2 salınımı homeobox genler olan CDX1 ve CDX2 tarafından düzenlenir (7-8,26). Ayrıca MUC2 salınımı p53 tarafından da düzenlenmektedir. MUC2 geni p53 bağlayan bölgeye sahiptir (27). Hücresel stres durumlarında p53 hücresel çoğalmayı ve DNA onarımını aktive eder. p53 apoptozisi tetiklediğinde tamir çabaları boşa gider (28). Gerçekte p53, MUC2 salınımını tetikler, bu stresten sorumlu programın parçasıdır (27). 8

13 MUC2, İM programının parçasıdır. MUC2 gastrik, özofagiyal ve biliyer mukozanın stres durumlarında artar. Tek başına onkojonik olmayabilir fakat koruyucu mekanizmalarda rol oynayabilir. MUC2 karsinojenlerin etkisini önlemede aktif rol oynar (29). Müsin sekresyonu ve MUC2 salınımı birçok stresten sorumlu olayların parçasıdır. Bunlar; solunum yolları, mide ve biliyer sistemdir. Bunun tersine kolorektal kanserlerde sıklıkla MUC2 salınım kaybı vardır (6). MUC5AC MUC5AC salgılanan müsinlerden olup (22), normal midede yüzey epiteli ve trakeobronşial hücrelerde salgılanırken, normal kolon mukozasında salgılanmaz (30). MUC5AC, MUC2 de olduğu gibi değişik sayıda tekrar eden tandemlerden oluşan santral bir bölgeye sahiptir ve bu bölgeler treonin, serin ve prolinden zengin tekrar eden peptitleri kodlarlar (20). Mide kanserlerinde müsin polipeptitinde değişiklikler rapor edilmiştir. MUC5AC nin salınımının kaybı müsin çeşitliliğinde artmaya neden olmaktadır (6). Bu gözlemler müsin değişikliklerinin mide mukozasının malign değişiminin moleküler markerleri olarak hesaba katılabileceğini düşündürmektedir. H. Pylori ekstraselüler ve epiteliyal hücrelerde MUC5AC üretimi ile oldukça yakından ilişkilidir. Bu da MUC5AC nin H. Pylori nin gastrik mukozaya yapışmasında rol oynadığını göstermektedir (31). HELICOBAKTER PYLORI GASTRİTİ Helicobacter Pylori gram negatif bir bakteri olup, sadece insan midesinde kolonize olma yeteneğine sahiptir. Bazı gelişmekte olan ülkelerde H. Pylori enfeksiyonu yaygınlığı %90 ın üzerindedir (1). H. Pylori enfeksiyonu kronik gasrit ve nonatrofik gastritin nedeni olup bu gastrit, atrofik gastrit ve İM ye ilerler. İM nin intestinal tip gastrik kanserin öncü lezyonu olduğu kabul edilir (2,3). H. Pylori mide epitelinde kolonize olduğunda inflamatuar bir reaksiyon oluşturur ve hastanın yaşamı boyunca devam eden kuvvetli yerel immün reaksiyona neden olur. Mide mukozasındaki bu inflamasyonun yaygınlığı ve şiddeti bakterinin virulansı, konağın genetik yapısı, immün cevap, enfeksiyonun başlangıç zamanının hangi yaşta olduğu ve çevresel faktörlere bağlıdır (32). H. Pylori nin normalde yaşadığı ortam midenin mukus jel tabakasıdır. Ancak bazı vakalarda epitelyal yüzeye girdiği görülmektedir (33). H. Pylori gastrik müsinlere bağlanma yeteneğine sahip olması bakterinin gastrik epitele yapışmasını destekleyebilir ya da baskılayabilir (30). H. Pylori normal yolunda gitmesi gereken dinamik bir denge olan hücresel proliferasyonu ve programlı hücre ölümü olan apopitozis dengesini değiştirmektedir: Hücresel proliferasyonu artırırken, apopitotik indeksi 9

14 azaltmaktadır (34). Apopitozisin inhibisyonu karsinogenezisin erken safhasıyla yakından ilişkilidir (35). Atrofik gastrit vakalarının %80 inde H. Pylori infeksiyonu görülmüş iken, %10 unda H. Pylori infeksiyonu varlığı izlenmemiştir (36). İM gelişimi ve H. Pylori arasındaki sebepsel ilişki karşıt-seçilmiş (37), takip eden (38) ve Mongolian gerbil model çalışmalarında gösterilmiştir (39). CDX2 Hücresel proliferasyon, diferansiasyon ve yaşlanmanın tam anlamıyla düzenlenmesi intestinal epitelin sürekli yenilenmesi ve doku yapısının korunması ile sonuçlanır. Barsak epiteli hücrelerinde hem proliferasyon hem de farklılaşmayı düzenleyen ve bir transkripsiyon faktörü olan intestin spesifik homeobox gen CDX2 dir (9). Homeobox genler, metazoanların gelişimi sırasında biçimlendirilme ve hücre faklılaşmasında yer alan nükleer transkripsiyon faktörleridir (40). Bunlar aynı zamanda yeni bir grup protoonkogen olarak tanımlanmışlardır (41). Çeşitli çalışmalar homeobox gen değişimlerinin tümör genezisinde de yer aldığını göstermiştir. Homeobox genlerin fonksiyonunu anlamadaki önemli süreç hücre adezyon molekülleri ve ekstraselüler matriks komponentleri gibi hücresel ilişkilerde yer alan molekülleri düzenlediklerine dair bulgudan ortaya çıkmıştır (42). Homeobox genler kendi kendileri ve diğer homeobox genler (43), retinoidler (44) ve/veya büyüme faktörleri tarafından regüle edilirler (45). Caudal familyanın homeobox genleri olan CDX1 ve CDX2 intestinal epitelden salgılanırlar. CDX1 ve CDX2 ile ilgili ilk çalışmalar farelerde yapılmıştır. Farelerde barsak epiteli arası embriyonik günlerde başlayan ve dört haftalık doğum sonrası dönemde de devam eden sütten kesilmeyle sonuçlanan karmaşık geçişler serisi boyunca visseral endodermden gelişmektedir (9). Tamamiyle gelişmiş barsak epiteli intestinal kriptlerde yer alan kök hücreden sürekli yenilenmektedir. Bu hücreler dört adet morfolojik ve biyokimyasal olarak büyüme tipi içerir. Bunlar, enterositler, değişik tipteki endokrin hücreler, mukus sekrete eden goblet hücreleri ve paneth hücreleridir (46). Proliferasyonun, farklılaşmanın, gen salınımının, hücre geçişinin ve yaşlanmanın alansal belirlenen yapıları epitelin hızlı yenilenmesi esnasında korunmaktadır. Çoğu sistemdeki işleyişten fazlasıyla belli oluyor ki hücresel fenotip herhangi verilen bir zamanda hücrede var olan transkipsiyon faktörlerinin tümü tarafından düzenlenmektedir. Bundan yola çıkarak bu genler ya da başka genlerle ilgili çok detaylı bilgileri insan genom yapısına çok yakın olan Drosophilia melanogaster adı verilen bakteriden elde edilmiştir (47). Bu genler, bu bakterinin caudal, anterior posterior yapılanmasını içermektedir ve intestinal farklılaşmayı düzenlemektedir (48). Bu genlerden memelilerde ilk bulunan CDX1 dir ve endodermde bulunmuştur (49). Bu 10

15 gen barsağın dikey ekseni (aksisi) boyunca artan bir gradientte salgılanmaktadır. Bu salgılanma baskın olarak indiferansiye kript hücrelerinde olmaktadır (50). Barsakta bulunan diğer cauda ile ilişkili gen CDX2 olup, nükleer transkripsiyonel faktör tarafından kodlanır ve diferansiye enterositlerde salgılanır (47). CDX1 ve CDX2 fare embriyosu gelişirken barsak gelişiminde kritik transformasyon olan visseral endodermin nascent villili basit kolumnar epitele dönüşümü sırasında salgılanır. Transgenik farelerde yapılan deneyler, epitelyal hücre silsilesinde ve intestinal traktın kranio kaudal ekseni ve kript-villus boyunca gen traskripsiyonu yapılarını yönlendirmek için karmaşık programlar olduğu hakkında kanıt sunmaktadır. İşte CDX2 intestinal epitelde barsak hücre morfogenezisinde ve farklılaşmış fenotipin korunmasında farklı gen ürünlerinin transkripsiyonunu destekleyerek erken safhaları yönlendirmede önemli bir rol almaktadır. Buradan da anlaşıldığı üzere CDX2 intestinal epitelde gen salınımının, proliferasyonun, morfogenezisin orkestra şefidir. CDX2 çok sayıda intestinal genin transkripsiyonunu regule etmektedir. Farelerde CDX2 geninin gelişimsel paternine ek olarak intestinal diferansiasyondaki rolü olan intestin spesifik genler (enterositik markerler) CDX2 için hedeftir (9). CDX2 enterositik markerlerin gen promoterlerde var olan cis elementelerine bağlıdır. Bu enterositik markerler sucrase-isomaltase (SI), Lactase-phlorizin hydrolase (LPH), apolipoprotein B, carbonik anhidrase 1 ve calbindin D9K dur (48). CDX2 özellikle Sİ gen promoterinin transkripsiyonal aktivasyonu için çok önemlidir (47). CDX2 invitro çalışmalarında IEC (indiferansiye intestinal hücre dizileri) hücrelerinde polarizasyonu ve SI ekspresyonunu tetiklemektedir (9). Caudal familyaya ait bu genler ile yapılan daha geniş çalışmalarda bu genler intestinal diferansiasyona katılmaktadırlar ve onların ekspresyonu epitel konnetif doku etkileşimine bağlıdır. Ayrıca intestinal ontogeny sırasında hücresel diferansiasyonun kontrolunde, matür organda devam eden hücresel yenilenmesinin sırasında epitelial mezenkimal hücre etkileşimleri gösterilmiştir (48). Bu karşılıklı etkileşimler değişik doku rekombinantlarının deneysel graftingleri ile kanıtlanmıştır. Bazal membran, epitelial ve mezenkimal hücreler arası ilişkiye yüzey olarak katılmaktadır. Hem mezenkimal hemde epitelyal hücrelerce salgılanan laminin -1 invitro olarak barsak hücre diferansiasyonunun prometeri olarak bulunmuştur (51). Laminin -1 in üretimi antisensrna sı ile inhibe edildiği zaman intestinal epitelin diferansiasyonu tamamen durmaktadır (SI ve LPH yokluğunda oluşan değerlendirmeler gibi). Bir dizi kolonadenokarsinom hücrelerinde yapılan çalışmalara göre CDX2 overekspresyonu 11

16 farklılaşan enterositlerin özellikleri ile ilgilidir. Matür enterositlerden salgılanan SI ve LPH, CDX2 varlığında yükselme göstermektedirler. Bunlarda Beta 4 integrin subünitini stimüle etmektedirler. Bunun ile bağlantılı olarak invivo olarak bu bazal membran reseptörü kript-villus aksisi boyunca artan bir gradyent sergiler. CDX2 overekspresyonu desmosomların yapısında bulunan integrinlerin salgılınmasını ve toplanmasını uyarmaktadır (48). Laminin 1 tarafından verilen ekstraselluler sinyaller CDX2 homeoproteininin salınımında modifikasyona yol açar ki bu da sekrete bazal membran moleküllerinde değişimi provoke eder (laminin α1 in bozulması ve laminin γ2 mrna sının artması). Ayrıca CDX2, selüler bağlanma özelliklerini ve transduksiyon sinyallerininde değişimini sağlar ki bunlar ise integrinlerin repertuarında modifikasyona yol açar. İntegrin β1 de bozulma integrin β4 subünitinde stimulasyon ile sonuçlanır (52). Birkaç laminin 1 zinciri ve integrin sub ünitleri kript villus aksisi boyunca spesifik dağılım göstermektedir. Bunun sonucunda sürekli yenilenen intestinal epitelin bu sürecinde proliferasyon artık diferansiasyon yönüne kaymaktadır. Diferansiasyonun başladığı gibi bir yerde de durması lazımdır. Bunu sağlayan faktörler nelerdir? Bu amaçla neonatal rat ileumundan elde edilen IEC-6 hücreleri üzerinde çalışma yapılmıştır. Bu hücreler kript tip intestinal hücre özelliğini göstermekte fakat gen ekspresyonu ve farklılaşan morfolojiyi sağlamamaktadır ve ayrıca CDX1 veya CDX2 yi eksprese etmemektedirler. Bu hücreler CDX2 salgılamak için zorlandığı zaman hem diferansiasyonda hem de proliferasyonda kayda değer değişiklikler oluşmuştur. Bu hücre kültürlerinde özellikle diferansiasyonun moleküler markeri olan Sİ nin RNA sını eksprese etmişlerdir (9). Bu hücrelerde oluşan proliferasyon birkaç gün sonra arreste uğramakta bu da myod (53), C/ERB (54), Pit1/GHF1 i (55) de içine alan diferansiasyonu uyaran transkripsiyon faktörlerinin habercisidir. İlginç olarak karmaşık ekstrasellüler matriks üzerindeki bu hücrelerin kültüründe diferansiasyonun bazı göstergeleri ile ilişkisinin olduğuna yol açmaktadır. Hücre-hücre, hücre matriks ilişkilerinin hücre morfogenezisinde önemli olduğu düşünülmüştür. Çünkü bunlar CDX2 salgılamaktadırlar. Bu ilişkilerdeki proteinler CDX2 için hedef (target) olmuşlardır. Farklılaşmanın en önemli markeri olan SI nın prometeri ise CDX2 dir. SI ise farklılaşmanın terminal olarak korunmasında önemli bir gendir (9). CDX2 overeksprese eden hücrelerde ayrıca APC, E-cadherin nin salınımının arttığı (up regülasyon) görülmektedir. Bunlar ise tümör ya da invazyon süpressörüdür (56). Yine CDX2 overekspresyonu izlenen Caco2 hücre kültürlerinde (bu hücreler kolon adenokarsinom hücreleridir), bcl-2 mrna düzeylerinde önemli azalmalar gözlemlenmiştir (48). Ayrıca 12

17 CDX2 birçok kanserde anti apopitotik protoonkogenleri deregüle etmiştir (57). İnsan kolon tümörlerinde ve ratlarda yapılan indüklenmiş tümörlerde CDX2 bozulmasının dramatik sonuçlara yol açtığı bulunmuştur (58). CDX2 nin tümör süpressör rolünün olduğu gösterilmiştir (48). Heterozigot CDX2 knock-out farelerde kolonda çok sayıda adenomatöz polipler ve metaplazi gelişmiştir (59). CDX2 nin salınımının azaldığı kolon kanserleri yüksek dereceli karsinomlardır. CDX2, IEC6 ve HT-29 ki bunlar human kolon kanser hücre dizileridir, bu hücrelerde proliferasyonu inhibe etmiştir. Onkojenik Ras ın HT-29, Caco-2 hücrelerinde CDX2 yi azalttığı bilinir (48, 60). Fakat bir yandan da nude micelere CDX2 over eksprese eden hücreler enjekte edildiğinde kontrol gruplarına göre daha büyük tümörler oluşmaktadır. Bu beklenmedik sonuçların nedeni ise bu hücrelerde yüksek düzeyde bulunan laminin γ2 zincirlerinin β4 integrinlere bağlanmasıdır. Bu molekül gerçekte tümör formasyonu ve invazyonu ile muhtemelen bağlantılıdır (48). CDX2 nin intestinal yapıların gelişiminde ve hücre fenotipinde özel rolü olmasından dolayı çok sayıda çalışma bu genin kolorektal tümöregenezis ile olan ilişkisine odaklanmıştır. CDX2 kaybı gösteren knockout fareler kullanılan modellerde kolorektal tümör gelişimi önemlidir. CDX2 nin total kaybı embriyogenezis sırasında ölümcüldür (59). Diğer bir çalışma ise mutant farelerde Apc gen ve CDX2 heterozigositesi birlikte değerlendirilmiştir. Apc delesyonları tek başına sadece ince barsakta çok sayıda adenomlara yol açmıştır. Fakat iki genin eskpresyonunun azalması ise distal kolonda artmış sayıda adenomotöz poliplere neden olmuştur. Bu çalışmalar CDX2 nin, kalın barsakta tümör süpressör rolünü düşündürür. CDX2 salınımının kaybı kolorektal tümör ilerlemesi ve gelişmesinde çok önemli rol oynayabileceğini gösterir (3). CDX2 mrna sı normalda çekum ve kolonda yüksek seviyelerde, intestinal kanalın diğer bölgelerinde düşük düzeylerde bulunmuş, midede ise bulunamamıştır (61). CDX2 transgenik farelerde mide epitelini intestinal epitele transforme etmektedir (62). CDX2 nin ektopik olarak intestinal metaplazide overeksprese edildiği ve normal gastrik epitelin intestinal epitele transforme olmasında rol aldığı bulunmuştur (7,63). Reflü özefajit (64) ve kronik H. Pylori enfeksiyonu gibi kronik inflamasyonun CDX2 salınımını indüklediği gösterilmiştir (7,8,65) 13

18 GEREÇ VE YÖNTEMLER Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul un onayı alınarak çalışmaya başlandı (Ek 1). Bu çalışmada Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı nda yılları arasındaki hem antrum hem de korpus bölgesinden alınan mide endoskopik biyopsileri incelendi. Bu vakalar arasından mide karsinomu, mide peptik ülseri olmayan, H. Pylori için hiçbir tedavi almayan, aynı anda hem antrum hem korpusa ait endoskopik biyopsileri bulunan 85 olgu çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan 85 olgunun hem antrum hem de korpus endoskopik biyopsilerine ait HE kesitleri retrospektif olarak Sydney Update sisteme (66) göre yeniden değerlendirildi. Bu sistemde bütün parametreler ki bunlar ( inflamasyon, aktivite, metaplazi, atrofi, displazi, H. Pylori dir), yok (0), az (+)/(+++), orta (++)/(+++) ve çok (+++)/(+++) olarak değerlendirilmektedir. Çalışmamızda istatistiksel sonuçların sağlıklı değerlendirilebilmesi için bütün parametreler var ya da yok şeklinde birleştirilmiştir. Çalışmamızda, hem antrum hem de korpusdan alınan biyopsilerin bu parametreleri en iyi yansıtan bir kesite ait parafin bloktan hem immünohistokimyasal hem de histokimyasal inceleme için 4μm kalınlığında seri kesitler alındı. Gerek seçilen kesitlerde gerekse ayrıca konulan kontrol dokularından elde edilen kesitlerde immünohistokimyasal ve histokimyasal belirleyiciler için pozitif ve/veya negatif kontrol oluşturacak doku alanı bulunmasına dikkat edildi. Tüm olgularda immünohistokimyasal olarak Avidin Biotin Peroksidaz yöntemi kullanılarak CDX2, MUC2, MUC5AC antikorlarının ekspresyonları araştırıldı. Kullanılan antikorlar ve özellikleri (Tablo 3) dedir. Ayrıca tüm olgularda histokimyasal olarak periodic acid-schiff-alcian Blue (PAS-AB) PH 2,5 ve PAS-AB PH 0,5 da müsin varlığı araştırıldı. Kullanılan histokimyasal boyaların özellikleri (Tablo 4) dedir. 14

19 Helicobacter Pylori değerlendirmesi HE boyalı preparatlarda immersiyon yağı damlatılarak yapıldı. İMMÜNOHİSTOKİMYASAL YÖNTEM İmmünohistokimya; immünolojik ilkelere dayanılarak, varlığı araştırılan antijenlere karşı geliştirilmiş, poliklonal veya monoklonal antikorlar aracılığıyla dokudaki antijeni göstermek amacıyla kullanılan bir yöntemdir (67). Çalışmamızda indirekt immunperoksidaz yöntemi uygulanmıştır. Yöntemin Uygulanışı CDX2 ve MUC5AC için: 1. Tüm parametreleri en iyi örnekleyen kesite ait parafin bloklardan 1/10 luk Poly-L-Lysine ile muamele edilmiş lamlara 4μm kalınlıkta kesitler alındı. 2. Kesitler 12 saat süreyle 56 C etüvde bekletilerek deparafinize edildi. 3. Boyama öncesi deparafinizasyona ksilen ile devam edildi. Bu işlem 60 C etüvde 3 kez 10 ar dakika bekletme ve her 10 dakikanın ardından 5 er dakika dışarıda soğumaya bırakma şeklinde uygulandı. 4. Ksilenin giderilmesi için %96 lık alkol muamelesine geçildi. Kesitler 60 C etüvde 4 kez 10 ar dakika tutuldu. 5. Lamlar 3 kez distile sudan geçirildi. 6. Antijen geri kazanımı için DAKO ChemMate tm Buffer for Antigen Retrieval (kod no. S2031 DAKO, Carpinteria, CA, ABD) solüsyonu kullanıldı. 90 ml distile suya 10 ml bu solüsyondan eklenerek sitrat buffer solüsyonu hazırlandı. 7. Kesitler hazırlanan solüsyon içerisine konularak mikrodalga fırında önce 700 watta 25 dakika daha sonra 350 watta 20 dakika kaynatıldı 8. Kesitler dışarıda oda sıcaklığına gelinceye kadar 20 dakika bekletildi. 9. Dört kez 1 er dakika distile sudan geçirilen lamlara, dokularda bulunan endojen peroksiti bloke etmek için 37 C etüvde 20 dakika, 100 cc distile su içerisine 8,7 cc H2O2 katılarak hazırlanmış %8,7 lük H2O2 uygulaması yapıldı. 10. Üç kez distile sudan geçirilen lamlar ph 7.4 olan PBS solüsyonunda 10 dakika bekletildi. 11. Lamlardaki kesitlerin etrafı reaktiflerin kesit dışına taşmasını engellemek için DAKO- Pen (Kod No. S2002)ile çizildi. 12. Her bir lama Large Volume Ultra V Blok (Kod No: TA-125-UB, Neomarkers, Fremont, CA, ABD) damlatıldı ve 7 dakika bekletildi. Sonra solüsyon lamlar üzerinden uzaklaştırıldı. 15

20 13. Her bir vaka için ayrı ayrı numaralandırılmış lamlara, oda sıcaklığında, ancak nemli ortamda Anti CDX2 (CDX2-88), (Kod No. MU392A-UC, BioGenex, San Ramon, CA, ABD) konsantre antikoru Antibody Dilue ile 1/10 oranında dilue edilerek, MUC5AC (Kod No. NCL-MUC-5AC, CLH2, Novocastra,) toz halindeki konsantre antikoru 1 ml bidistile su ile sulandırıldı daha sonra Antibody Dilue ile 1/20 oranında dilue edilerek damlatıldı. Antikorun her alana eşit dağılması için lamların üzeri lamelle kapatıldı. Bir saat bekletildi. 14. Lamlar üzerindeki antikorlar distile su ile uzaklaştırılıp PBS solüsyonuna alınarak 5 dakika bekletildi. 15. UltraVision Large Volume Detection System Anti-Polyvalent, HRP kitinin (Kod No. TA 125-HL, Neomarkers, Fremont, CA, ABD) 1 nolu Biotinylated Goat Anti-Polyvalent (Kod No. TP-125_BN, Neomarkers, Fremont, CA, ABD) solüsyonu damlatıldı ve 15 dakika bekletildi. 16. PBS solüsyonu ile 5 dakika yıkanan lamlara, 2 nolu biotine bağlanacak olan işaretleyici Streptavidin Peroxidase (Kod No. TS-125-HR, Neomarkers, Fremont, CA, ABD) damlatıldı ve 15 dakika daha bekletildi. 17. Distile su ile yıkanan lamlar PBS solüsyonunda 5 dakika bekletildi. 18. UltraVision Detection System Large Volume AEC Substrate System (RTU) (Kod No. TA-125-HA, Neomarkers, Fremont, CA, ABD) kitinden karıştırılarak hazırlanan renklendirici solüsyon kesitler üzerine damlatılarak 10 dakika bekletildi. 19. Distile su ile yıkanan lamlar Mayer hematoksilen solüsyonunda 1 dakika tutularak zıt boyama yapıldı. 20. Musluk suyunda yıkandı. 21. Lamlar %5 lik amonyak solüsyonuna bir kez batırılarak morartma işlemine tabi tutuldu. 22. Musluk suyunda yıkandı. 23. Gliserol jel kullanılarak lamelle kapatıldı. MUC2 için: 1. Tüm parametreleri en iyi örnekleyen kesite ait parafin bloklardan 1/10 luk Poly-L-Lysine ile muamele edilmiş lamlara 4μm kalınlıkta kesitler alındı. 2. Kesitler 12 saat süreyle 56 C etüvde bekletilerek deparafinize edildi. 3. Boyama öncesi deparafinizasyona ksilen ile devam edildi. Bu işlem 60 C etüvde 3 kez 10 ar dakika bekletme ve her 10 dakikanın ardından 5 er dakika dışarıda soğumaya bırakma şeklinde uygulandı. 16

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? PROF. DR. SÜLEN SARIOĞLU¹, DR. EVREN UZUN¹, DOÇ. DR. MEHTAT ÜNLܹ, PROF. DR. HÜLYA ELLİDOKUZ² DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIBBİ

Detaylı

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ Dinç Süren 1, Mustafa Yıldırım 2, Vildan Kaya 3, Ruksan Elal 1, Ömer Tarık Selçuk 4, Üstün Osma 4, Mustafa Yıldız 5, Cem

Detaylı

Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ

Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ 1 BÖ Tanımında tarıtışmalar olmasına rağmen genellikle endoskopik distal ösefagus biyospisinde normal stratifiye squamöz hücre yerini goblet hücreli özelleşmis intestinal metaplazi

Detaylı

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS I ÖZ Bu çalışmada Kepez/AYDIN dan Haziran 2005 tarihinde toplanan 10 yetişkin L. stellio nun (5, 5 ) sindirim kanalının bir bölümünü oluşturan ince barsak ve kalın barsağının genel histolojik yapısı ortaya

Detaylı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller

Detaylı

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ Aslı ÇAKIR 1, Özgür EKİNCİ 2, İpek IŞIK GÖNÜL 2, Bülent ÇETİN 3, Mustafa BENEKLİ 3, Ömer ULUOĞLU 2 1 Çorlu Devlet Hastanesi

Detaylı

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus Tümörleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus tümörleri Benign / iyi huylu tümörler Malign / kötü huylu tümörler daha fazla! Skuamöz /yassı hücreli karsinom (SCC) Dünyada en çok görülen özofagus

Detaylı

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın

Detaylı

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU Ezgi Işıl Turhan 1, Nesrin Uğraş 1, Ömer Yerci 1, Seçil Ak 2, Berrin Tunca 2, Ersin Öztürk

Detaylı

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ Sait Murat Doğan, A. Pınar Erçetin, Zekiye Altun, Duygu Dursun, Safiye Aktaş Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, İzmir Slayt 1 / 14 Meme Kanseri

Detaylı

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI Olgu 1: Yaşlı mide kanserli olgu OLGU 1: 77 yaşında, erkek hasta, 2 yıl önce antrum lokalizasyonunda mide kanseri tanısıyla opere edildi subtotal gastrektomi- D1 lenfadenektomi

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I HÜCRE BİLİMLERİ 2 KOMİTESİ. İmmunohistokimya teknikleri ve Kullanım Alanları. Doç.Dr.

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I HÜCRE BİLİMLERİ 2 KOMİTESİ. İmmunohistokimya teknikleri ve Kullanım Alanları. Doç.Dr. DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I HÜCRE BİLİMLERİ 2 KOMİTESİ İmmunohistokimya teknikleri ve Kullanım Alanları Doç.Dr. Engin DEVECİ İmmunohistokimya Hücre ve doku içinde bulunan bazı enzimlerin ya

Detaylı

FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON

FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON Sağlık Teknikeri Hande ÇOLAKOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji AD SIVI ve DOKULARIN FISH UYGULAMASI ÖNCESİ HAZIRLIK İŞLEMLERİ FISH Çalışmalarında Ön Uygulama

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polipte Kanser Dr.Cem Terzi Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polip ve polipoid karsinoma POLİP Epitelyal yüzeyden kaynaklanan çıkıntı HİSTOLOJİK POLİP TİPLERİ

Detaylı

SERVİKAL PREKANSER VE KANSERLERİN TESPİTİNDE P16/Kİ 67 DUAL BOYAMA YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARAMA TRİAGE KULLANIMI PROF. DR. M.

SERVİKAL PREKANSER VE KANSERLERİN TESPİTİNDE P16/Kİ 67 DUAL BOYAMA YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARAMA TRİAGE KULLANIMI PROF. DR. M. SERVİKAL PREKANSER VE KANSERLERİN TESPİTİNDE P16/Kİ 67 DUAL BOYAMA YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARAMA TRİAGE KULLANIMI PROF. DR. M.YAVUZ SALİHOGLU İ.Ü. İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Seher YÜKSEL 1, Berna SAVAŞ 2, Elçin KADAN 3, Arzu ENSARİ 2, Nazmiye KURŞUN 4 1 Gümüşhane

Detaylı

IMMUN PEROKSİDAZ TESTİ (PEROXİDASE LİNKED ANTİBODY ASSAY-PLA)

IMMUN PEROKSİDAZ TESTİ (PEROXİDASE LİNKED ANTİBODY ASSAY-PLA) IMMUN PEROKSİDAZ TESTİ (PEROXİDASE LİNKED ANTİBODY ASSAY-PLA) Tanım: Enzim ile işaretli antikorlar ve substrat kullanılarak, şüpheli materyalde bulunan etken (ya da Ag) ya da bunlara karşı oluşmuş antikor

Detaylı

Hücre Apoptozu. Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü

Hücre Apoptozu. Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü 1 Hücre Apoptozu Apoptoz: Programlı Hücre Ölümü Apopto%k hücreler organizmanın bazı dokularında ve hücrelerinde sürekli olarak oluşmaktadırlar ve bu oluşum ömür boyu devam etmektedir. Böylece ölüm (apoptozis)

Detaylı

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ Klinik ve patolojik özellikler Neslihan KURTULMUŞ,, Mete DÜREN, D Serdar GİRAY, G Ümit İNCE, Önder PEKER, Özlem AYDIN, M.Cengiz

Detaylı

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR?

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hast. Ve Doğum AD Jinekolojik Onkoloji Ünitesi Serviks Epiteli Skuamoz epitel: Ektoserviks Kolumnar epitel: Endoserviks

Detaylı

KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE CDX2 BOYANMA ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ

KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE CDX2 BOYANMA ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ PATOLOJİ LABORATUVARI Şef V Doç. Dr. Gözde Kır KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ Ruksan ELAL 1, Arsenal SEZGİN ALİKANOĞLU 2, Dinç SÜREN 2, Mustafa YILDIRIM 3, Nurullah BÜLBÜLLER 4, Cem SEZER 2

Detaylı

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik nın Karşılaştırılması Dr.M.Çisel Aydın, Doç.Dr.Sevgen Önder, Prof.Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe

Detaylı

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 AMAÇ Mide kanserini en erken aşamada yakalamak Cerrahi tedavisini erken gerçekleştirip, topluma ekonomik ve sosyal fayda sağlamak YÖNTEM

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 61 y/ K Sol parotiste kitle Makroskopi: 2.3x2.2x0.7 cm ölçülerinde kirli beyaz-kahverengi, kesitinde

Detaylı

N-asetilglukozaminiltransferaz IVa enziminin CD147 nin glikozilasyonu ile fare hepatokarsinoma hücrelerinin metastatik potansiyelini düzenlemesi

N-asetilglukozaminiltransferaz IVa enziminin CD147 nin glikozilasyonu ile fare hepatokarsinoma hücrelerinin metastatik potansiyelini düzenlemesi N-asetilglukozaminiltransferaz IVa enziminin CD147 nin glikozilasyonu ile fare hepatokarsinoma hücrelerinin metastatik potansiyelini düzenlemesi Kerem YANAR-122204040 N-asetilglukozaminiltransferaz nedir?

Detaylı

OLGU SUNUMU. Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü

OLGU SUNUMU. Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü OLGU SUNUMU Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü Olgu 1 Klinik Özellikler 82 yaşında kadın hasta Halsizlik ve yorgunluk Özgeçmişinde Diabetes Mellitus Soygeçmişinde

Detaylı

PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU. ve REGÜLASYONU. (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler)

PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU. ve REGÜLASYONU. (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler) PROKARYOTLARDA GEN EKSPRESYONU ve REGÜLASYONU (Genlerin Gen Ürünlerine Dönüşümünü Kontrol Eden Süreçler) Nihal EYVAZ (050559015) Şerife OKAY (050559025) Prof. Dr. Figen ERKOÇ Gazi Eğitim Fakültesi Gen

Detaylı

Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi

Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi Doç. Dr. Şahin Çoban Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği Gastrik polipler Menetrier hastalığı Parsiyel

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD İnvaziv Mesane Karsinomları Mesane karsinomlarının %30 u Papiller tümörün tabanında veya içinde Karsinoma in-situ beraberinde

Detaylı

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D Arş gör. Dr Cansu ABAYLI Çöliak hastalığı; Buğday, arpa ve yulaf gibi tahıllı gıdalarda bulunan, gluten proteinleri ile oluşan, toplumun %1 inden fazlasının

Detaylı

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı 28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı 1- Sunumum / Araştırmamız ile ilgili ticari ya da finansal herhangi bir çıkar ilişkisi bulunmamaktadır. 2- Sunumum, amacını aşan herhangi bir tartışma

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER OLGU SUNUMU Dr Tülin Öztürk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 25. Ulusal Patoloji Kongresi 14-17

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Amiloidozis Patolojisi Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Tanım Amiloid = Latince amylum (nişasta, amiloz) benzeri Anormal ekstrasellüler protein depozisyonu Fizyolojik eliminasyon mekanizmaları

Detaylı

OLGU SUNUMU. Prof. Dr. Yeşim Gürbüz

OLGU SUNUMU. Prof. Dr. Yeşim Gürbüz OLGU SUNUMU Prof. Dr. Yeşim Gürbüz HİKAYE 48 yaşında bayan hasta, 2 senedir nefes darlığı olan hasta dahiliyeye başvurmuş, Tiroit palpasyonunda sol lopta 3x2 cm boyutunda kitle ele gelmiş, MNG tanısı

Detaylı

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi 17.11.2011 İzmir Adenokarsinom WHO 1967 1981 Bronkojenik o Asiner o Papiller Bronkiolo-alveoler

Detaylı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA Dr. Oktay Arda 2 Kalın Barsak Mukoza Villi yoktur Kıvrımlar yoktur Distal bölümde (Rectal) vardır 3 Kalın BarsakGuddelri Uzundur Çok sayıda: Goblet Hücresi Absorbsiyon Hücresi Silindirik Kısa, düzensiz

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

GASTRİN. Klinik Laboratuvar Testleri

GASTRİN. Klinik Laboratuvar Testleri GASTRİN Kullanım amacı: Pernisiyöz anemi, kronik atrofik gastrit, Zollinger Ellison sendromu ve gastrinoma gibi hastalık olasılıklarının değerlendirilmesi amacıyla kullanılır. Genel bilgiler: En önemli

Detaylı

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ)

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) MOLEKÜLER

Detaylı

Servikal Erozyon Bulgusu Olan Kadınlarda HPV nin Araştırılması ve Genotiplerinin Belirlenmesi

Servikal Erozyon Bulgusu Olan Kadınlarda HPV nin Araştırılması ve Genotiplerinin Belirlenmesi Servikal Erozyon Bulgusu Olan Kadınlarda HPV nin Araştırılması ve Genotiplerinin Belirlenmesi Doç Dr Ayşen BAYRAM Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D. GİRİŞ İnsan Papilloma Virus

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Canlının en küçük birimi Hücre 1665 yılında ilk olarak İngiliz bilim adamı Robert Hooke şişe mantarından kesit alıp mikroskopta

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) TRANSKRİPSİYONU (ÖKARYOTİK) STOPLAZMA DNA Transkripsiyon hnrna RNA nın işlenmesi mrna G AAA Eksport G AAA NÜKLEUS TRANSKRİPSİYONU (PROKARYOTİK) Stoplazma

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

DR. OKTAY ARDA. İnce Barsak. Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu

DR. OKTAY ARDA. İnce Barsak. Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu Dr. Oktay Arda İnce Barsak Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu İnce Barsak Uzunluğu ~ 5 m Temasın Uzun Süreli olması Yiyecekler Sindirim Enzimleri Sindirilmiş Ürünler

Detaylı

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ I (TBG 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL MOLEKÜLER HÜCRE BİYOLOJİSİ

Detaylı

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması Araş.Gör. Yener KURMAN İSTANBUL

Detaylı

Patoloji laboratuarında incelenen materyaller

Patoloji laboratuarında incelenen materyaller yasemin sezgin Patoloji laboratuarında incelenen materyaller Tanısal amaçla gönderilen biyopsiler Operasyon materyalleri Otopsilerden elde edilen organ ve dokular Araştırma materyalleri Biyopsi, lezyon

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Prof. Dr. Şahsine Tolunay Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 17.10.2015 OLGU 43 yaşında kadın 2 çocuğu var Sol memede ağrı ve kitle yakınması mevcut

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven LİZOZOMLAR Doç.. Dr. Mehmet GüvenG Lizozomlar tek bir membran ile çevrili evrili veziküler yapılı organellerdir. Lizozomlar eritrosit dışıd ışındaki tüm t m hayvan hücrelerinde h bulunur. Ortalama olarak

Detaylı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Cover Page. The handle  holds various files of this Leiden University dissertation Cover Page The handle http://hdl.handle.net/1887/38405 holds various files of this Leiden University dissertation Author: Balcıoğlu, Hayri Emrah Title: Role of integrin adhesions in cellular mechanotransduction

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Yeliz Çağan Appak¹, Hörü Gazi², Semin Ayhan³, Beyhan Cengiz Özyurt⁴, Semra Kurutepe², Erhun Kasırga ⁵

Yeliz Çağan Appak¹, Hörü Gazi², Semin Ayhan³, Beyhan Cengiz Özyurt⁴, Semra Kurutepe², Erhun Kasırga ⁵ Helicobacter pylori enfeksiyonlu çocuklarda klaritromisin direncinin ve 23s rrna gen nokta mutasyonlarının parafin bloklarda polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile belirlenmesi Yeliz Çağan Appak¹, Hörü

Detaylı

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara Konuşmanın başlığı üzerine GİS patolojisinde Kolon ve ince bağırsağın Nontümöral

Detaylı

PODOSİT HÜCRE MODELİNDE PROTEİNÜRİDE, SLİT DİYAFRAM PROTEİNLERİ GENLERİNİN EKSPRESYONU VE FARMAKOLOJİK MODÜLASYONU

PODOSİT HÜCRE MODELİNDE PROTEİNÜRİDE, SLİT DİYAFRAM PROTEİNLERİ GENLERİNİN EKSPRESYONU VE FARMAKOLOJİK MODÜLASYONU PODOSİT HÜCRE MODELİNDE PROTEİNÜRİDE, SLİT DİYAFRAM PROTEİNLERİ GENLERİNİN EKSPRESYONU VE FARMAKOLOJİK MODÜLASYONU Mesude Angın 1, Ender Hür 1, Çiğdem Dinçkal 1, Cenk Gökalp 1, Afig Berdeli 1, Soner Duman

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? Dr. Nebil BAL Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Adana Arş ve Uyg Mrk 1 Malign Melanoma Deri Mukozal 2 Malign Melanoma Biyopsi

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi Bakır M¹, Engin A¹, Kuşkucu MA², Bakır S³, Gündağ Ö¹, Midilli K² Cumhuriyet Üniversitesi

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Kök Hücre ve Farklılaşma

Kök Hücre ve Farklılaşma Kök Hücre ve Farklılaşma Kök Hücre Erişkin ve embriyonik kök hücreler farklılaşarak soma7k hücreleri oluştururlar. Kök hücre Progenitör hücre Farklılaşmış hücre Neden Farklılaşmaya İh7yaç Duyulur Tek hücreli

Detaylı

PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ

PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ Uzm. Dr. Nilhan KAYA* Prof. Dr. Kutsal YÖRÜKOĞLU* *Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim

Detaylı

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1 Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1 Spesifik tanı yöntemleri: 1. Direk (kült ltür r ve bakterinin gösterilmesi) g 2. Antikorların n gösterilmesig 1.Standart tüp aglütinasyonu 2.Rose Bengal

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 Kolorektal Kanserler; Sunum Planı Genel bilgiler Moleküler

Detaylı

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ Dr. Derin KÖSEBAY OVER KANSERİ Over kanseri tanısı koyulduktan sonra ortalama 5 yıllık yaşam oranı %35 civarındadır. Evre I olgularında 5 yıllık yaşam

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı / Histoloji ve Embriyoloji Başkan Yardımcıları: Doç. Dr. Ayşegül Çört / Tıbbi Biyokimya / Üyeler: Prof. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / / Dersin AKTS

Detaylı

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr.

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr. ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç Dr. Sıddıka Fındık Ülkemizde ve tüm dünyada sıklığı giderek artmakta olan endometrial

Detaylı

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Çevre Mikrobiyolojisi Dersi Laboratuvar Uygulama 6 BOYAMA TEKNİKLERİ Mikrobiyolojide çeşitli organizmaları ve bunların farklı bölgelerini boyamak için

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı / Histoloji ve Embriyoloji / Üyeler: Doç. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / Dersin AKTS Kredisi: 9 Kurul Başlangıç Tarihi: 16

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

Çocukluk çağı yuvarlak hücreli tümörleri 21.Ulusal Patoloji Kongresi İzmir. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD

Çocukluk çağı yuvarlak hücreli tümörleri 21.Ulusal Patoloji Kongresi İzmir. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD Çocukluk çağı yuvarlak hücreli tümörleri 21.Ulusal Patoloji Kongresi İzmir Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 15 yaşında kız 1 yıldır farkettiği giderek büyüyen karın şişliği

Detaylı

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! DERS : BİYOLOJİ KONU: HÜCRE BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimidir.( Virüsler hariç) Şekil: Bir hayvan

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ Emine Yeşilyurt, Sevgi Özyeğen Aslan, Ayşe Kalkancı, Işıl Fidan, Semra Kuştimur Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji

Detaylı

Protein Ekstraksiyonu

Protein Ekstraksiyonu Protein Ekstraksiyonu Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Proteinler tüm canlı organizmalar için en önemli makromoleküllerden biridir. Bazıları yapısal komponentleri

Detaylı

WESTERN BLOT. Yrd. Doç. Dr. Eda Becer. Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

WESTERN BLOT. Yrd. Doç. Dr. Eda Becer. Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı WESTERN BLOT Yrd. Doç. Dr. Eda Becer Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Northern Blot (RNA) James Alwine George Stark Western Blot (Protein) Eastern Blot (??) George Stark

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

LİPİDLERİN GÖSTERİMİ

LİPİDLERİN GÖSTERİMİ LİPİDLERİN GÖSTERİMİ Basit tekniklerle gösterilebilen lipid miktarı genellikle kimyasal analizle gösterilen miktardan çok daha azdır. Karaciğer, böbrek ve kalp gibi organların kesitlerinde bulunan lipidler

Detaylı

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Dünya üzerinde kanserden ölümler içinde en sık rastlananlardan Özellikle endüstrileşmiş ülkelerde sık Metastatik potansiyellerine göre benign veya

Detaylı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. GİRİŞ: Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. Foliküler adenomlar iyi sınırlı tek lezyon şeklinde olup, genellikle adenomu normal tiroid dokusundan ayıran kapsülleri vardır. Sıklıkla

Detaylı

PLASENTAL KAYNAKLI MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİNİN KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE PROLİFERASYON VE APOPTOZ MEKANİZMALARINA ETKİSİ

PLASENTAL KAYNAKLI MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİNİN KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE PROLİFERASYON VE APOPTOZ MEKANİZMALARINA ETKİSİ PLASENTAL KAYNAKLI MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİNİN KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE PROLİFERASYON VE APOPTOZ MEKANİZMALARINA ETKİSİ 33. Ulusal Nefroloji Kongresi Büşra Çetinkaya 1,Gözde Ünek 2,Aslı Özmen 2,Müge

Detaylı