ÜÇÜNCÜ İDDİANAMEDE GEÇEN YERLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

Transkript

1 ÜÇÜNCÜ İDDİANAMEDE GEÇEN YERLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER RUHSATSIZ TABANCA: Oktay YILDIRIM, Ali YİĞİT, Gazi GÜDER, Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Ergün POYRAZ, Hüseyin Gazi OĞUZ, Emin Caner YİĞİT, Tanju OKAN, Ali YASAK, Vedat YENERER, Aydın GERGİN, Yusuf TUNCER, Mahir Cayan GÜNGÖR, Murat ÇAĞLAR Birol BAŞARAN, Siyami YALÇIN, Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ, Turgut BÜYÜKDAĞ, Necati DAĞHAN, Hüdayi ÜNLÜER, Ersin GÖNENCİ, Oğuz BULUT, Taylan Özgür KIRMIZI, Coşkun UMUR, Bedrettin DALAN, Ergin GELDİKAYA, Köçero SALUCİ, Sadık DÜZGÜN, Mustafa Hüseyin BUZOĞLU, Sabih KANADOĞLU, Gülseven YAŞER isimli şahıslardan BİRER adet, Fikret EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Arif DOĞAN, Ahmet Tuncay ÖZKAN, Ali KALKANCI, ABDURRAHİM DOĞRU, İbrahim ŞAHİN isimli şahıslardan İKİŞER adet, Sami HOŞTAN ve Mehmet KORAL isimli şahıslardan ÜÇER adet, Mustafa DONMEZ'den DÖRT adet olmak üzere toplam (57) adet ruhsatsız tabanca bulunarak el konulmuştur. AÇIKLAMALARIMIZ: Müvekkilimizin evinde yapılan aramada ruhsatsız bir adet silah bulunduğu yönündeki bilgi gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilimiz evindeki polis araması sırasında silahı ile ilgili olarak, ruhsatlı olduğunu belirtmiş ancak o an bulundurma ruhsatının nerede olduğunu bilemediği için ibraz edememiştir. Polis ifadesi sırasında ibraz edilen ruhsat tutanağa geçmiş, sonraki aşamada gerek savcılık ifadesi gerekse hâkim sorgusunda herhangi bir soru yöneltilmemiştir. Ayrıca bu hususa iddianamede de ruhsatlı silah olarak değinilmiştir. Bütün bu süreç sonunda Mahkemenize sunulan Sanık Murat AĞIREL'den ele geçirilen S10UJD0PB34635 seri numaralı hard disk üzerinde yapılan incelemede muhtelif "contact" dosyaları tespit edilmiştir, "contact" dosyaları incelendiğinde; 8879 kişiden oluşan telefon ve adres bilgilerini içeren contact list olduğu, dosyada; Adnan BULUT, Adil Serdar SAÇAN, Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK, Erdal ŞENEL, Erhan GÖKSEL, Güler KÖMÜRCÜ, Gürbüz ÇAPAN, Kemal ALEMDAROĞLU, Kemal GÜRÜZ, Kemal YAVUZ, Mesut ÖZCAN, Tanju GÜVENDİREN, Vedat YENERER, İlhan SELÇUK, Mustafa ÖZBEK, Şener ERUYGUR, Yalçın KÜÇÜK, Kemal AYDIN, Birol BAŞARAN, Evrim BAYKARA, Serhan BOLLUK, Kahraman ŞAHİN, Mustafa Hüseyin BUZOĞLU, İlker GÜVEN, Barış (Bedrettin DALAN'ın Oğlu), Bedrettin DALAN, Coşkun UMUR, Hurşit TOLON, Mustafa BALBAY, Sabih KANADOĞLU, Sinan AYGÜN ve Turhan ÇÖMEZ'in isimlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.

2 Murat AĞIREL e ait S10UJD0PB34635 seri numaralı hard disk üzerinde yapılan incelemede 8879 kişinin telefon numaralarının bulunduğu contact list adlı bir dijital belge içinde müvekkilin isminin de yer aldığı tespit edilmiştir. Dosyanın adından da anlaşılabileceği üzere bu listenin iletişim amaçlı tutulduğu sıradan bir kişi tarafından bile kolaylıkla tespit edilebilecek bir husustur. Konunun bu tarafı bir kenara bırakıldığında müvekkilin isminin ve telefon numarasının nasıl elde edilmiş olabileceği sorusu akıllara gelecektir. Bu sorunun cevabı gayet basittir: Dünyaca ünlü Google Arama Motoruna Birol Başaran Telefon yazdığınızda 8. sıradaki linkte müvekkilin iletişim bilgilerine kolaylıkla ulaşıldığı görülebilecektir. Ayrıca sayın savcılar iddianame içinde müvekkilin sadece telefon değil tüm özel hayatına ilişkin bilgi ve belgeleri de kamuoyuna açıklamışlardır. Kısacası Müvekkilimiz, hayatında hiç karşılamadığı, görüşmediği ve telefon yoluyla dahi iletişim kurmadığı Murat AĞIREL de bulunan telefon rehberinde adının geçmesi ile suçlanmaktadır. Bırakın çağdaş hukuk devletlerini, buna benzer suç isnatlarına az gelişmiş ülkelerde dahi rastlamak mümkün değildir. Erol MANİSALI, Birol BAŞARAN, İlyas ÇINAR, Tunç AKKOÇ, Hayati ÖZCAN'ı tanımadığını, ADD Danışma Kurulu Üyesi olduğunu, ancak bu üyeliğin formalite olduğunu, herhangi bir şekilde bir faaliyetine katılmadığı gibi Ankara'daki ADD'nin yerini dahi bilmediğini, hiç bir zaman toplantılarına katılmış olmadığını, Almanya'daki Türklerin kurdukları ADD'lerin bazı toplantı ve seminerlerine onlara destek amaçlı katıldığını, Erol MANİSALI nın da ifadesinde belirttiği gibi müvekkilimizle arasında kişisel bir dostluk ilişkisi bulunmamakta, Müvekkilimiz kendisini Cumhuriyet Gazetesi ndeki köşe yazılarından ve konuşmacı olarak katıldığı konferanslardan tanımaktadır.

3 Tutuklu sanıklardan Birol BAŞARAN'dan elde edilen dijital veriler içerisinde bulunan " DÖNEMİ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU' başlıklı belge içerisinde, "OCAK 2005 Aydınlanma Söyleşisi / Konuşmacılar: Prof Dr Nur Serter, Prof Dr Erol MANİSALI Konu: Türkiye İçin Yeni Dış Politika Arayışları" şeklinde şüphelinin isminin geçtiği, aynı şahıstan elde edilen "UNUTMA" isimli doküman içeriğinde, çeşitli şahısların isimlerin bulunduğu listede "Erol MANİSA - Avrupa" şeklinde şüphelinin isminin geçmesi ile ilgili olarak; bahsedilen belgenin Nur S. ile İstanbul Üniversitesi'nde katıldığı bir konferansla alakalı olduğunu, bu konferansı kimin organize ettiğini hatırlayamadığını, Müvekkilimizin bilgisayarında kayıtlı olan unutma.doc adlı dokümanda Erol MANİSALI nın isminin yanında Avrupa ibaresinin yer alması, MANİSALI nın uzmanlık alanı ile ilgili bir husustur. Erol MANİSALI, Avrupa Birliği sürecini yakından takip eden bu sürece ilişkin bilgi ve birikimlerini gerek Gazetedeki köşesinden gerekse konferanslar aracılığıyla kamuoyuyla paylaşan bir isimdir. Müvekkilimizin MANİSALI nın isminin yanına uzmanlık alanını yazması da dokümanın isminden anlaşılacağı üzere hatırlama amaçlı bir nottur. Daha önce yapmış olduğumuz açıklamalarda da hatırlanacağı üzere, müvekkilimizin ADD Kadıköy Şubesi Başkanlığını yürüttüğü 2005 yılında, İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği ile ortaklaşa Aydınlanma Söyleşileri adı altında konferans ve paneller düzenlenmiştir. Bu panellerden Ocak 2005 tarihinde düzenlenenin konusu da, Türkiye İçin Yeni Dış Politika Arayışları dır. Dış Politika ve Avrupa Birliği konularında uzman olan Erol MANİSALI, bu konferansa konuşmacı olarak davet edilmiştir. ADD Kadıköy Şubesi Faaliyet Raporu içinde yer alan bu konferansın iddianamede örgütsel irtibata dayanak olarak gösterilmesi bu sebepten mümkün değildir. Çünkü bu konferans iki farklı dernek tarafından haftalık olarak düzenlenen konferanslar zincirinin sadece bir halkasıdır. Tamamen yasal sınırlar içinde gerçekleşen ve kamuoyuna açık olarak yapılan etkinliklerdir. Bu tarz konferans ve paneller eğer sözde bir örgütün propagandasının yapıldığı yerler olarak addedilecek olursa bu durumda milyonlarca dinleyicinin de örgüt sempatizanı olarak tanımlanması gerekecektir ki bu akıl ve mantık dışı bir yaklaşımdır. Kısacası, müvekkilin hâlihazırda üyesi dahi olmadığı bir Derneğin düzenlemiş olduğu bir konferans nedeniyle örgütsel irtibat içine sokulması hukuk felsefecilerinin yakından incelemesi gereken ortaçağ engizisyon anlayışının günümüze bir yansıması olarak tanımlanabilecektir.

4 4- Şüpheli Fatih HiLMiOGLU Birol BAŞARAN ve Adnan TÜRKKAN' ı Atatürkçü Düşünce Derneği çalışmaları çerçevesinde tanıdığını, Müvekkilimiz, Fatih HİLMİOĞLU nu basında yer alan gazete ve TV haberlerinden tanımakta bunun yanında kendisiyle herhangi bir kişisel dostluğu ve iş ilişkisi bulunmamaktadır. Şüpheli Fatih HİLMİOĞLU'nun telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, 1 Kemal Yalçın ALEMDA ROĞLU 22 2 Osman Metin ÖZTÜRK 6 3 Mehmet HABERAL 24 4 Mustafa Ali BALBAY 7 5 Rıza Ferit BERNAY 80 6 Merdan YANARDAĞ 1 7 Mehmet ÜLGER 1 8 Mustafa Namık Kemal BOYA 2 9 Doğu PERİNÇEK 1 10 Birol BAŞARAN 2 11 Ahmet Hurşit TOLON Mehmet Şener ERUYGUR Halil Kemal GÜRÜZ Ferit İLSEVER 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir. İddianamenin 303. Sayfasında Müvekkilimiz ile Fatih HİLMİOĞLU arasında yapıldığı ileri sürülen telefon görüşmelerinin müvekkilimizin kurucu ortak olduğu eski şirketinin numaralı telefonundan yapıldığı iddia edilmektedir. Ancak bu telefon görüşmelerinin bu numaradan çalışanlardan herhangi birisi tarafından yapılmış olma ihtimali oldukça yüksektir. Müvekkilimizin Bilişim sektöründe faaliyet gösteren eski şirketinde o dönemde yaklaşık 100 kişi çalışmaktadır. Bu şirketin pazarlama bölümünde çalışan kişiler kimi zaman devlet ve özel kurumları arayarak hazırlanmış programların tanıtımlarını yapmaktadırlar. Müvekkilimizle irtibatlandırılan telefon görüşmelerinin içerik ve zaman bilgilerinin verilmemiş olması, yapıldığı iddia edilen telefon görüşmelerinin örgütsel irtibatlar noktasında delil niteliğinde olmadıklarını göstermektedir.

5 Şüpheli Rıza Ferit BERNAY IN telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, 1 Halil Kemal GÜRÜZ 57 2 Birol BAŞARAN 2 3 Mustafa Ali BALBAY 19 4 Ahmet Hurşit TOLON 1 5 Sinan Aydın AYGÜN 9 6 Mehmet Şener ERUYGUR 38 7 Doğu PERİNÇEK 1 8 Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU 2 9 Mustafa Namık Kemal BOYA 2 10 Mehmet HABERAL Mustafa Abbas YURTKURAN Fatih HİLMİOĞLU Muhittin Erdal ŞENEL 1 kez görüştüğü tespit edilmiştir. 3. İddianamenin 34. sayfasında Rıza Ferit BERNAY ın müvekkilimizle 2 kez telefon görüşmesi yaptığı belirtilmekte ve bu görüşmeler örgütsel bir temasa delil olarak gösterilmektedir. Ancak bu telefon görüşmelerinin zamanı ve içeriği hususunda hiçbir bilgi ve belgeye iddia makamı tarafından yer verilmemektedir. Bir iddianın gerçekçi olarak addedilebilmesi için bunun ciddi kanıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Oysaki bu husus, müvekkilimizle ilişkilendirilen örgütsel irtibatların hiçbirisinde bulunmamaktadır. Yapıldığı iddia edilen telefon görüşmelerinde kullanılan telefon numarası olarak belirtilmiştir. Söz konusu telefon numarası müvekkilimizin kurucu ortak olduğu eski işyerinin telefon numarasıdır. Bu işyerinde o dönemde yaklaşık 100 kişi çalışmaktadır. Söz konusu telefon görüşmesinin kim tarafından yapıldığı ise meçhuldür. Müvekkilimiz Rıza Ferit BERNAY ı kamuoyundan bildiği kadarıyla tanımakta, bunun yanında kişisel bir dostluk ve iş ilişkisi bulunmamaktadır. Ayrıca hiçbir toplantı, panel, konferans vb. bir organizasyonda da karşılaşmamışlardır. Müvekkilimizin eski şirketi bilişim alanında faaliyet göstermektedir. Hazırlamış oldukları programlar birçok şirket, üniversite ve kamu kurumları tarafından kullanılmaktadır. Her şirkette olduğu gibi, müvekkilimizin kurucu ortak olduğu şirkette de pazarlama konusu ile ilgilenen şirket çalışanları bulunmaktadır. O yüzden şirket telefonundan yapıldığı iddia edilen söz konusu telefon görüşmesinin zamanı ve içeriği konusunda yeterli bilgiye iddianame içinde yer verilmemiş olması ve iddia makamı tarafından savlanan telefon görüşmelerinin yürütülen soruşturma süreci ile ilgili olup olmadığı hususundaki detay dahi iddia makamı tarafından bilinmemektedir. Ortada olan bir gerçek vardır ki oda, müvekkilimizin savcılık makamının irtibatlandırmaya çalıştığı sözde bir örgüt ile hiçbir bağlantısının olmadığıdır. Örgütsel irtibata yetersiz, zamanı ve içeriği belli olmayan sözde telefon görüşmelerinin delil

6 olarak gösterilmesi hukuka aykırı olmasının yanında aynı zamanda da gayri ciddi bir yaklaşımdır. Mustafa YURTKURAN Polis İfadesinde, İlker GÜVEN ile arkadaşının şirketinde çalıştığı dönemde tanıştığını, bu kişi vasıtasıyla oluşan ailece görüşmelerinin olduğunu, arkadaşlıklarının halen devam etmekte olduğunu, kendisi ile Atatürkçü Düşünce Derneği içerisindeki faaliyetlerinden dolayı görüştüklerini, Birol BAŞARAN isimli şahsı şahsen tanımadığını, ancak Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesindeki görev sırasında kendisi hakkında oluşan bir takım olumsuzluklardan dolayı Başkan vekilliği döneminde hakkında soruşturma kararı verdirdiğini, onun da bu karardan dolayı dernek üyeliğinden istifa ettiğini, ( )Şüpheliye ait olan telefon ve sim kart rehber bilgisinde Ergenekon silahlı terör örgütü Soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan şahıslardan Ahmet Hurşit TOLON'a ait ( ) numara, Halil Kemal GÜRÜZ' e ait ( ) numara, Birol BAŞARAN' a ait ( ) numara, Mehmet Şener ERUYGUR' a ait ( ) numara ve Ahmet Tuncay ÖZKAN' a ait ( ) numaranın kayıtlı olduğu hususu sorulduğunda; Bu şahıslarla ilgili ilişkilerini yukarıda açıkladığını, aynı zamanda bu şahıslarla telefon ile görüşmelerini de yukarıda belirttiğini, ( ) Şüpheli Mustafa Abbas YURTKURAN ın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, 1 Mustafa Ali BALBAY 6 2 Mehmet Şener ERUYGUR 89 3 Halil Kemal GÜRÜZ Doğu PERİNÇEK 5 5 Birol BAŞARAN 6 6 Ahmet Hurşit TOLON 14 7 İlker GÜVEN 10 8 Rıza Ferit BERNAY Mustafa Namık Kemal BOYA 2 10 Nusret SENEM 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir. 3. İddianamenin 407. sayfasında müvekkilimizin, Abbas Mustafa YURTKURAN ile 6 kez telefonla konuştuğu iddia edilmektedir. Oysaki Müvekkilimiz, adı geçen kişi ile ne yüzyüze nede telefon yoluyla olmak üzere hiç görüşmemiştir. Müvekkilimizin kurucu ortak olduğu eski şirketinin nolu telefonundan yapıldığı iddia edilen görüşmelerin zaman ve içerik itibariyle hiçbir bilgi içermemesi, kurulmaya çalışılan örgütsel irtibatın ne kadar zayıf bağlarla tesis edilmeye çalışıldığını ortaya koymaktadır. Mustafa YURTKURAN ın Birol BAŞARAN isimli şahsı şahsen tanımadığını, ancak Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesindeki görev sırasında kendisi hakkında

7 oluşan bir takım olumsuzluklardan dolayı Başkan vekilliği döneminde hakkında soruşturma kararı verdirdiğini, onun da bu karardan dolayı dernek üyeliğinden istifa ettiğini şeklindeki ifadesi ise bir yanlış anlama sonucudur. Müvekkilimiz ADD Kadıköy Şubesi üyeliğinden 2005 Aralık ayında istifa etmiştir. EK-66. ADD Üyelik Durumunu Gösteren BelgeMustafa YURTKURAN ıngenel Başkan Vekilliğini üstelenmiş olduğu zaman ise 2008 yılı Kasım ayı sonrasıdır. Yapmış olduğumuz araştırmalar o dönemde ADD Kadıköy Şubesi Yönetim Kurulu ndan istifalar yaşandığını göstermektedir. Kuvvetle muhtemeldir ki Mustafa YURTKURAN, 2008 Aralık ayında Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa eden Şube Başkanı Coşkun GÜREL ile müvekkilimi karıştırmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak ADD Genel Başkanlığı ndan bilgi sorulmuş ve gelen cevabi yazıda müvekkilimiz hakkında, Prof. Dr. Mustafa YURTKURAN ın Genel Başkan Vekilliği döneminde hiçbir soruşturma açılmadığı bilgisine ulaşılmıştır. EK-66A. ADD Genel Başkanlığı ndan Gelen Yazı Müvekkilimiz hakkında üye olduğu dönemde hiçbir disiplin işlemi yapılmamış, kendisi daha önce yapmış olduğumuz açıklamalarda da değindiğimiz gibi kendi isteği ile ADD üyeliğinden istifa etmiştir. Sanık Murat AĞIREL'in Crea marka dizüstü bilgisayarının seri numarası S10UJD0PB34635 olan hard disk üzerinde yer alan "contact" isimli dosyaların yapılan incelemesinde; 8879 kişinin telefon ve adres bilgilerini bulunduğu liste olduğu, Ayrıca bahse konu listede operasyon kapsamında gözaltına alınan Adnan BULUT, Adil Serdar SAÇAN, Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK, Duygu DÎKMENOĞLU, Erdal ŞENEL, Erhan GÖKSEL, Güler KÖMÜRCÜ, Gürbüz ÇAPAN, Kemal ALEMDAROĞLU, Kemal YAVUZ, Mesut ÖZCAN, Tanju GÜVENDİREN, Vedat YENERER, İlhan SELÇUK, Mustafa ÖZBEK, Şener ERUYGUR, Yalçın KÜÇÜK, Kemal AYDIN, Birol BAŞARAN, Evrim BAYKARA, Serhan BOLLUK, Kahraman ŞAHİN, Mustafa Hüseyin BUZOĞLU, İlker GÜVEN, Barış DALAN, Bedrettin DALAN, Coşkun UMUR, Hurşit TOLON, Mustafa BALBAY, Sinan AYGÜN, Turhan ÇÖMEZ ve Halil Kemal GÜRÜZ isimli şahısların olduğu tespit edilmiştir. Murat AĞIREL e ait S10UJD0PB34635 seri numaralı hard disk üzerinde yapılan incelemede 8879 kişinin telefon numaralarının bulunduğu contact list adlı bir dijital belge içinde müvekkilin isminin de yer aldığı tespit edilmiştir. Dosyanın adından da anlaşılabileceği üzere bu listenin iletişim amaçlı tutulduğu sıradan bir kişi tarafından bile kolaylıkla tespit edilebilecek bir husustur. Konunun bu tarafı bir kenara bırakıldığında müvekkilin isminin ve telefon numarasının nasıl elde edilmiş olabileceği sorusu akıllara gelecektir. Bu sorunun cevabı gayet basittir: Dünyaca ünlü Google Arama Motoruna Birol Başaran Telefon yazdığınızda 8. sıradaki linkte müvekkilin iletişim bilgilerine kolaylıkla ulaşıldığı görülebilecektir.

8 Ayrıca sayın savcılar iddianame içinde müvekkilin sadece telefon değil tüm özel hayatına ilişkin bilgi ve belgeleri de kamuoyuna açıklamışlardır. Kısacası Müvekkilimiz, hayatında hiç karşılamadığı, görüşmediği ve telefon yoluyla dahi iletişim kurmadığı Murat AĞIREL de bulunan telefon rehberinde adının geçmesi ile suçlanmaktadır. Bırakın çağdaş hukuk devletlerini buna benzer suç isnatlarına az gelişmiş ülkelerde dahi rastlamak mümkün değildir. Hasan Ataman YILDIRIM, Birol BAŞARAN ile 15 sene önceki Bilgisayar Açık Sitem Kullanıcıları derneğinde karşılaştığını, herhangi bir samimiyetinin olmadığını, ( ) ( )d-)yeni oluşum ACİL toplantı.emi isimli e-posta iletisi Ataman YILDIRIM tarafından birol.basaran@vizyon.biz isimli e-posta adresine gönderildiği tespit edilmiştir, e-posta içeriği incelendiğinde 23 Ağustos 2005 Salı günü 09:44'de "Yeni oluşum ACiL toplantı Kıymetli Birol Başaran Bu oluşumun ilk toplantısı 5 Eylül Pazartesi akşamı olacak. Bu toplantıya hazırlık olarak önceden sizinle detaylı görüşmek istiyorum. Böyle bir oluşumun çekirdek kadrosunda çalışmak ister misiniz Ataman YILDIRIM " iletisinin gönderildiği görülmüştür. ( ) e-posta içinde yer alan 04 Temmuz 2005 tarihli, "[demokrasiplatformu] Şimdi artık bundan böyle devrim yasaları geçerlidir..'" konulu ve "Birol Başaran" <birol.basaran@vizyon.biz> " adresinden gönderilen iletide, "ŞİMDİ VATANI ARAPLARA SATTIK." başlıklı ve "Birol Başaran ADD Kadıköy Şube Başkanı" şeklinde yer alan bir yazıya yer verildiği görülmüştür. ( )Söz konusu e-postanın, e-posta grubunda yazılmış olan bazı yazılara atfen yazıldığı anlaşılmış olup, "Sayın Birol BAŞARAN güzel söylüyor da, siyasi alanda bir girişimde bulunulmuyor." şeklinde başlayan yazıda, "O zaman safraları ayıklamak daha kolay olacak. Takke düşüp kel görününce, peruk ile halkı kandırmak yolunu seçenleri, halkımız tanıyacak Gönül isterdi ki; CDP İstanbul İl Örgütünün, KUVA-Yİ MİLLİ hareketine destek olunsundu. Heyhat, Egemen güçler, düğmeye bastı. Gelişmeler sizin istediğiniz yönde gelişiyor. Ama aklı kıt olanların bu istekleri, memleket hayrına değil, tam tersine memleket zararınadır."şeklinde ifadelere yer verilmiş olup, "Saygılarımla Haluk H. O. İSTANBUL İL BAŞKANI ibaresiyle sona ermiştir. ( ) Şüpheli Hasan Ataman YILDIRIM'ın telefon irtibatlan ile ilgili yapıian yah~malar sonucunda... Şüpheli Hasan Ataman YILDIRIM'ın sanıklardan, Ahmet Tuncay ÖZKAN, Murat AĞIREL, Birol BAŞARAN, Gazi GÜDER, Erkut ERSOY, Sinan AYGÜN, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIMTa örgütsel irtibatlarının bulunduğu,

9 Hasan Ataman YILDIRIM ifadesinde müvekkille 15 sene önceki Bilgisayar Açık Sitem Kullanıcıları derneğinde karşılaştığını, herhangi bir samimiyetinin olmadığını ifade etmiştir. Bu bilgi doğrudur. Müvekkilimiz ile Hasan Ataman YILDIRIM ilk olarak kısa adı TRUUG olan Bilgisayar Açık Sistem Kullanıcıları Derneği nde tanışmışlar ve mesleki bir dernek olan TRUUG içinde faaliyet göstermişlerdir. Müvekkilimiz ile YILDIRIM arasındaki iletişim yılları arasında bununla sınırlı kalmış sonrasında telefon yoluyla yâda yüz yüze hiçbir görüşme gerçekleştirmemişlerdir. Hasan Ataman YILDIRIM ın telefon görüşmelerine ilişkin TİB Raporunda müvekkilimizle ilgili hiçbir bilgiye yer verilmemiş olması da bu hususun en önemli kanıtıdır. 3. İddianamede müvekkilin göndermiş olduğu 1 adet e-posta ve Hasan Ataman YILDIRIM ın göndermiş olduğu muhtelif e-posta mesajlarında da birbirini muhatap alan ve karşılıklı diyalog oluşturacak bir haberleşme de bulunmamaktadır. Bütün bu e-posta trafiği bazı e-posta gruplarına gönderilen ve yine o grup içinde yer alan yüzlerce kişiye ulaşan bir bilgi paylaşımından başka bir hususu ifade etmemektedir. Bu haberleşme gruplarından biri olan demokrasi platformu adlı grup adından anlaşılabileceği üzere karşılıklı görüşlerin paylaşıldığı bir tartışma ortamı işlevine sahiptir. Müvekkilin bu e-posta grubuna göndermiş olduğu ve özelleştirmeleri eleştiren Şimdi Vatanı Araplara Sattık başlıklı e-postası bir düşünce açıklamasını konu alan ve düşünceyi yayma hürriyeti kapsamında çeşitli e-posta gruplarına gönderilen bir elektronik mesajdır. Bu mesaj veya mesajlar zorlama yorumlarla savcıların irtibat kurmaya çalıştığı gibi sadece Hasan Ataman YILDIRIM a değil o grupta üye olan herkese gitmektedir. Tıpkı müvekkilin gönderdiği e-postada olduğu gibi bir düşüncenin açıklanması ve yayılması eğer Anayasa ve AİHS kapsamında güvence altına alınmış haklardan kabul ediliyor ve TCK ya göre de suç oluşturmuyorsa, savcıların bu e-posta mesajlarına neden iddianame içinde yer verildiği sorusunu sormak gerekmektedir. İhtimal vermemekle birlikte bu ya özgürlüklerin yorumlanması konusundaki dar bakış açısının yada suç isnat etmek hususundaki gayretkeşliğin bir ifadesi olacaktır ki, her ikisi de demokrasimiz ve hukuk devleti ilkesi için çok vahim gelişmelerdir. Sonuç olarak, birbirlerinde telefon numaraları dahi bulunmayan ve aynı şehirde yaşamalarına rağmen aralarında birbirlerini muhatap alan tek bir telefon görüşmesi, e-posta trafiği ve yüzyüze görüşme dahi gerçekleşmemiş olan iki kişi arasında örgütsel irtibat kurmak ancak kamuoyunda bilinen adıyla sözde Ergenekon İddianamesi nde olabilirdi ve oldu da.