TIP. TIP (tababet); hastalıkları iyileştirme, insan sağlığını koruma bilimi ve sanatıdır.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TIP. TIP (tababet); hastalıkları iyileştirme, insan sağlığını koruma bilimi ve sanatıdır."

Transkript

1 Temel Tıp

2 TIP TIP (tababet); hastalıkları iyileştirme, insan sağlığını koruma bilimi ve sanatıdır.

3 Temel Bilimler

4 Vücudu oluşturan sistemlerin normal yapısını ve normal yerleşimini inceleyen temel bilim dalı Anatomi

5

6 Fizyoloji Vücudu oluşturan hücre, doku ve sistemlerin normal çalışma süreçlerini ve etkileşimlerini inceleyen temel bilim dalı

7 Patoloji Hastalıklar bilimi. Özellikle altta yatan hastalıkla ilgili hücrelerdeki, dokulardaki ve organlardaki yapısal ve işlevsel değişikliklerin tanınması, araştırılması ve incelenmesiyle ilgilenir.

8 Canlı organizmadaki ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bilim dalı. Farmakoloji

9 Histoloji Doku bilimi. Bitki ve hayvan dokularının bileşimini ve yapısını özelleşmiş işlevleriyle bağlantılı olarak inceleyen bilim dalı. Mikroskobik anatomi olarak da tanımlanabilir. Akciğer dokusunun hematoksilin ve eosinle boyanmış bir bölümü.bu örnek bir empisema hastasından alınmıştır

10 Embriyoloji Embriyoloji, zigot oluşumunu, büyümesini ve gelişimini inceleyen bilim dalı. Gelişim biyolojisinin bir alt dalıdır. Zigot: Yumurta hücresi ile sperm hücresinin birleşmesi sonucunda oluşan yeni hücreye denir. Bir kaç hafta sonra embriyo olur. Embrio: Embriyo terimi, zigotun bölündüğü zamanla, gelişim basamağının başka basamağa geçmesine kadar olan ilk zamanlarını anlatmak için kullanılır. İnsanlarda 3. haftanın başından 8. haftanın sonuna kadar olan döneme denir. Fetus:Yunanca genç demektir. Gebeliğin 9. haftasından başlayarak doğuma kadar geçen süreye fetüs dönemi, bu dönemde anne karnındaki bebeğe de fetüs denir. 7 haftalık embriyo 9 haftalık Fetus

11 Balık Semender Kaplumbağa Tavuk Domuz Sığır Tavşan İnsan Embrio Fetüs

12 Mikrobiyoloji Mikrobiyoloji, mikropları ve "mikro" boyutundaki organizmaları inceleyen bilim dalı. Mikrobiyoloji bakteriler, virüsler, algler* vb. canlıların incelenmesini içerir. *Alg: Yosun türü tek hücreli canlılar

13 Yön Belirten Terimler Terim Medial Lateral İpsilateral Kontrlateral Bilateral Posterior Anterior Superior İnferior Santral Periferik Distal Proksimal Süperfisyal Frontal Dorsal Anlamı Vücudun orta çizgisine yakın, ortada Vücudun orta çizgisinden uzak, yanda Aynı tarafta Karşı tarafta İki taraflı Arkada Önde Yukarıda Aşağıda Merkezde, merkezi Uçta, merkezden uzakta Gövdeye uzak Gövdeye yakın Yüzeyel, derin olmayan Önde Arkada, sırtta Örnek: Karaciğere göre diafram İNFERİOR. Mideye göre Akciğerler SUPERİOR

14 Sık Kullanılan Ekler Terim Anlamı Örnek Hipo- Az, düşük Hipotermi (vücut ısısında düşüş) Hiper- Yüksek, fazla Hipertansiyon (kan basıncında artış ) Miyo- Kas ön eki Miyokard (kalp kası) Vazo- Damar ön eki Vazodilatasyon (damar genişlemesi) Peri- Etrafında, çevresinde Perinatal (doğum öncesi, sırası ve sonrası) Post- Sonrasında Postoperatif (ameliyat sonrasında) Pre- Öncesinde Premenopoz (Menopoz dönemi öncesi) Endo- İçinde Endoskopi (iç organlara bakmak) -emi Kan son eki Hiperfosfatemi (kanda yüksek fosfor) -ektomi Organın çıkarılması son eki Tonsillektomi (bademciklerin alınması) Osteo- Kemik ön eki Osteoporoz (kemik erimesi) Hemo- Kan ön eki Hemoliz (kan hücrelerinin parçalanması) Taşi- Hızlı Taşikardi (kalbin hızlı atması) Bradi- Yavaş Bradipne, bradikardi A- Yok Anemi (kansızlık)

15 Atomdan İnsana 1. Atom: Atomlar temel olarak Karbon (C), Hidrojen (H), Azot (N), Fosfat (P), Oksijen (O) ve benzeridir. 2. DNA: Deoksiribo Nükleik Asit. A (Adenin), T (Timin), C (Sitozin) ve G (Guanin) Nükleotidlerin birleşmesi ile oluşur. 3. Organel: Hücrenin organları denilebilir. Örneğin bir hücrenin organelleri Hücre zarı, Çekirdek (ve Çekirdekçik), Endoplazmik retikulum, Golgi aygıtı, Parentezom, Otofagositoz, Veziküller (Eksozom, Lizozom, Endozom, Fagozom, Koful) dir. 4. Hücre: Bir canlıyı oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir. Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. 5. Doku: Bitki ve hayvan organlarını meydana getiren, aynı görevi yapmak üzere bir arada bulunan, benzer hücre topluluklarının hücreler arası maddeyle beraber oluşturdukları yapı. Epitel, bağ, kas, sinirdokusu gibi. 6. Organ: Organizma içinde özel görevleri olan ve dokulardan oluşmuş, karaciğer; böbrek, kalp gibi yapılar. 7. Sistem: Organizmada aynı işlevleri gerçekleştirmek için birbirleriyle ilgili bağlantılı organların oluşturduğu birlik veya grup. Sinir Sistemi, Gastro İntestinal Sistem v.s. 8. İnsan

16 Hücreden Sisteme Aynı işi gören hücrelerin biraraya gelmesiyle DOKULAR oluşur. Farklı yapı ve işlevleri olan dokuların biraraya gelmesiyle ORGANLAR oluşur. Farklı yapı ve işlevleri olan organların biraraya gelmesiyle SİSTEMLER oluşur.

17 Hücre Bilgisi

18 Vücut Ortamı Kılcal damar Hücre Karbondioksitli Kan Oksijenlenmiş Kan Lenf damarları Arter Ven

19 Vücut Sıvıları İntraselüler (Hücre içi) Sıvı Ekstraselüler (Hücre Dışı) Sıvı İnterstisyel (Doku ve yapılar arasındaki boşluk ve alanlarla ilgili.dokuları meydana getiren hücreler arasındaki boşluğu dolduran sıvı; vücut ağırlığının yaklaşık %16 sını oluşturur; bileşimi lenf sıvısına benzer. ) Vasküler (Damar cinsinden, kan veya sıvı nakleden kanala ait olan) Vücudun %75 i sudur.

20 Vücut Sıvılarının Dağılımı * *BOS: Beyin Omurilik Sıvısı

21 Hücre

22 Hücre 3 ana bölüm Plazma Membranı Nükleus Sitoplazma

23 Hücre organeller 1. Nukleolus (çekirdekçik) 2. Nukleus (çekirdek) 3. Ribozom 4. Vezikül 5. Granüllü endoplazmik retikulum 6. Golgi cisimciği 7. Hücre iskeleti 8. Düz endoplazmik retikulum 9. Mitokondri 10. Vakuol (Koful) 11.Sitoplazma 12.Lizozom 13.Sentriol

24 Hücre organeller Membran (Hücre Zarı) 1-Nukleolus (çekirdekçik) Nukleolus ribozomların alt birimlerinin, protein sentezi sırasında bağlandıkları kısımdır. 2-Nukleus (çekirdek): Hücre aktivitelerini kontrol eden DNA (genetik materyali) içerir. 3-Ribozom: Sitoplazmada serbest veya ER (Endoplazmik Retikulum) üzerinde bulunur. Nukleolus ile yakın ilişki içindedir. Hücreye özgü proteinlerin sentezinde rol oynar. 4-Vezikül: Madde (ing:substance) depolayan veya taşıyan kapalı zardan oluşan, görece küçük hücre içi bir kesedir. Vezikülü sitozolden ayıran en az bir çift katlı lipit katmanı ile ayrılır. Eğer tek bir adet çift katlı lipit katmanı varsa unilamel vezikül bir taneden fazla ise multilamel vezikül olarak adlandırılmaktadır. Veziküller depolar, taşır veya hücre ürünlerini sindirir ve boşaltır.

25 Hücre organeller 5-Granüllü Endoplazmik Retikulum: Protein sentezinde rol oynar. Üzerindeki granüller Ribozom dur. 6-Golgi Cisimciği: ER de sentezlenen maddeler Golgi Cisimciği nde depolanır. 7-Düz Endoplazmik Retikulum: Hücre içinde lipid sentezi yapar. 1. Çekirdek zarı, 2. Por (gözenek), 3. Granüllü endoplazmik retikulum, 4. Granülsüz endoplazmik retikulum 5. Ribozom, 6. Makromoleküller, 7. Taşınım araçları, 8. Golgi aygıtı, 9. Golginin cis tarafı 10. Golginin trans tarafı 11. Golginin sisternası

26 Hücre organeller 8-Hücre İskeleti(sitoiskelet): Hücre iskeleti de hücreye destek sağlayan yapıların bütünüdür (tıpki insan ve hayvan iskeleti gibi). Hücre iskeleti sayesinde hücre belirli bir şekle sahip olur, sitoplazmada organellerin yerlerinin belirlenmesi yani hücrenin bir iç organizasyona sahip olması sağlanır. Ayrıca hücre iskeleti hücre içindeki yapıların ve hücrenin bütününün hareket etmesinde de görevlidir. Hücre iskeleti tüm ökaryot hücrelerde bulunur. Ancak en gelişmiş hücre iskeleti hayvan hücrelerinde görülür. Hücre iskeleti miktotübül, mikrofilement ve ara filament olmak üzere üç çeşit yapısal elemandan oluşur.

27 Hücre organeller Sitopilazma 9-Mitokondri: Karbonhidrat ve oksijenin reaksiyona girdiği, ATP sentezlenen organeldir. 10- Vakuol (Koful): Koful, sitoplazmada bulunan içi sıvı dolu boşluklardır. Vakuol de denilen koful, bütün bitkiler ve mantarlar ve bazı protistalar ve hayvanlar ile bazı bakterilerde bulunur 11- Stopilazma: Sitoplazma, yarı sıvı matriks olup, plazma zarı ile nükleus arasını doldurur. Sitoplazma organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı sıvı kısım (sitozol)dan oluşur. Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, RNA, aminoasitler, nükleotitler gibi yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su oluşturur. Sitoplazma solunum, fotosentez, beslenme, sindirim, boşaltım gibi bütün yaşamsal faaliyetlerin geçtiği yerdir. Bu olaylar ile ilgili tepkimeler sitoplazmanın sıvı kısmına dağılmış enzimler tarafından yapılırken bir kısmı da organellerde gerçekleştirilir. Sitoplazmanın miktarı hücrenin boyutuna göre değişir. 12-Lizozom: Hücre içinde bulunan, parçalayıcı enzim ile dolu keseciklerdir. Yabancı maddeleri parçalar.

28 Hücrenin içeriği % 15 protein: Hücrenin yapısında yer alır ve enzimlerin, bazı hormonların temel maddesidir. % 3 lipid: Yağ. Hücre zarında yer alır (fosfor ile birlikte). % 1 karbonhidrat: Enerji sağlar. % 1 nükleik asitler: DNA ve RNA nın yapısında yer alır. <%1 mineraller: Osmotik basınç ve kimyasal reaksiyonları düzenler, yapısal olarak da kullanılırlar. <%1 vitaminler: Enzim ve ko-enzim gibi rol oynayan besin maddesidir. % 80 su Hücre organelleri

29 Sinir Hücresi Hücre Tipleri Kas Hücresi Kemik Hücresi Çizgili (istemli) Düz (istemsiz) Bez Hücresi Kan Hücresi Kalp Üreme Hücreleri

30 Hücre gereksiz bilgiler

31 Hücre gereksiz bilgiler... İnsan vücudunda 100 trilyondan fazla hücre bulunur Birbirinden farklı şekillerde ve büyüklüktedirler. Bazıları gözle görülebilir... Bazıları ise bir milyon tanesinin biraraya gelmesiyle ancak bir iğne ucu kadar yer kaplar.

32 Hücre gereksiz bilgiler... Bir insandaki toplam hücre sayısı 100 trilyon Bir insandaki farklı hücre çeşitleri 210 kadar Her saniye ölen hücre sayısı yaklaşık 50 milyon Her saniye yeni yaratılan hücre sayısı yaklaşık 50 milyon Toplam sinir hücresi sayısı 30 milyar Bütün sinir hücrelerinin toplam sinaps sayısı 100 trilyon Günlük ölen sinir hücresi sayısı Bir hatırlama sürecinde faal olan beyin hücresi sayısı milyon

33 Hücre gereksiz bilgiler... Epidermis hücresinin ömrü 19,2 gün Trakea epitel hücresi ömrü 47,6 gün Akciğer alveol hücresi ömrü 8,1 gün Alyuvarların ömrü 120 gün Karaciğer hücresinin ömrü 222 gün Böbrek epiteli hücresinin ömrü 286 gün Tiroid epiteli hücresinin ömrü 287 gün Kemik hücresinin ömrü yıl Sinir hücresinin ömrü canlının yaşama süresi kadar.

34 Dokular

35 Dokular Epitel dokusu: Vücut yüzeyini örten ve vücut içindeki boşlukları sınırlayan devamlı bir tabaka ve örtüyü yapan hücrelerden meydana gelir. Bağ dokusu: Tüm dokuları birbirine bağlar. Beslenmelerini, korunmalarını, dokular arası alanların dolumunu, yağın depolanmasını, kan hücrelerinin üretimini, enfeksiyonlara karşı korunmayı ve doku onarımını sağlar. Kan dokusu: Kan kırmızı ve beyaz kan hücrelerini ve kanın hücresel olmayan sıvı kısmını içine alır Sinir dokusu: Nöron denen hücrelerden yapılmıştır. Üreme dokusu: Dişilerde yumurta hücreleri ve erkeklerde spermleri üretmek üzere değişime uğramış hücrelerden meydana gelen dokuya denir

36 Organlar

37 Organlar Kraniyel Boşluk: Beyin, beyincik, beyin sapı, omurilik Torakal Boşluk: Kalp, akciğer, özefagus, trakea Abdominal Boşluk: Mide, pankreas, karaciğer, safra kesesi, barsaklar, böbrekler Pelvik Boşluk: Mesane, rektum, iç genital organlar

38 Sistemler

39 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

40 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

41 Sinir Sistemi bölümleri Cerebrum, Cerebellum, Omurilik, Periferik sinirler, Duyu organları

42 Sinir Sistemi görevi Sinir Sistemi çok hücreli canlılarda gövdenin çeşitli etkinliklerinin birbiriyle uyum içinde ve eşgüdümlü olarak sürmesini, canlının çevredeki ve kendi gövdesinin içindeki değişiklikleri zamanında saptayıp bunlara yanıt vermesini sağlayan özelleşmiş yapıdır.

43 Sinir Sistemi görevi Sinir sistemine giren uyarı, kademeli bir şekilde sistemin üst merkezlerine iletilir. Burada değerlendirilen uyarı, uygun cevapların doğmasına neden olur. Üst merkezlerde hazırlanan yanıt yine sinir sistemi ile yapılacak iş yapacak organlara ulaştırılır. Sinir sistemi nin bu kesintisiz bağlayıcı ve haberleşme özelliği terimi ile ifade edilir.

44 Sinir Sistemi bölümleri Yerleşim özelliği dikkate alındığında Sinir Sistemi, Merkezi ve Periferik Sinir Sistemi olarak iki bölüme ayrılır. Beyin ve omurilik Merkezi Sinir Sistemi (MSS), bu iki yapıya bağlanan ve çevrede bulunan sinirleri, sinir ağlarını ve reseptörleri kapsayan sinir sistemi bölümüne Periferik Sinir Sistemi (PSS) denir.

45 Sinir Sistemi bölümleri

46 Sinir Sistemi nöron Sinir dokusunun, fonksiyonel ve morfolojik temel hücreleri nöronlardır. Herbir nöron, impuls* alma, impuls verme ve impuls üretme yeteneğine sahip çok özel bir hücredir. *İmpuls, uyarma sonucu bir sinir teli boyunca meydana gelen kimyasal ve elektriksel değişikliklerdir. Değişik şekil ve büyüklükteki nöronların hücre gövdesi ile dendrit ve akson olarak adlandırılan iki grup çıkıntısı vardır. Hücre gövdesi, uyarı alan, uyarıya cevap hazırlayan merkezi bölümdür. Dendritler, hücre gövdesinden sıklıkla çok sayıda çıkan kısa uzantılardır. Dendritler çevreden uyarıları alarak hücre gövdesine taşırlar. Akson, sinir hücre gövdesinden çıkan tek çıkıntı olup, sinir hücresini diğer hücrelere (sinir, kas ve bez hücresi) iletir.

47 Sinir Sistemi dikkat Miyelin kılıf bizim için önemlidir. Yağdan zengindir. Omega 3 tipi yağların yapısal olarak yoğun kullanıldığı dokudur. Özellikle DHA, miyelin kılıf yapımının ana maddelerindendir. Miyelin kılıf, sinir hücresinde (nöronda) bulunur. Nöronun çevresini bir yağ tabakası şeklinde sarar. Beyaz renktedir. İmpulsların (uyarıların) daha hızlı bir şekilde iletilmesini sağlar. Duyu sinirleri miyelin kılıf bulundururlar. Aksonun üzerinde yalıtkan bir madde olarak bulunurlar. Miyelin kılıf, merkezi ve çevresel sinir sistemlerindeki sinir hücrelerinde uyartıların hızını artıran, uyartı eşiğini düşüren, bunları sinir hücresinin çapıyla doğru orantıyla yapan, lipit ve proteinden oluşan bir dokudur.

48 Sinir Sistemi nöron Sinir hücrelerinden salınan ve diğer sinir hücrelerini uyararak uyaranların bir hücreden diğerine aktarılmasına sağlayan kimyasal maddeler vardır. Ör: Asetilkolin, noradrenalin, dopamin, serotonin İki sinir hücresinin birleştiği bölge olan sinapsta, hücrelerden birinin iletici uzantısı (akson), diğerinin alıcı uzanatısı (dentrit) ve iki hücre arasında mikroskopik bir aralık olan sinaps yarığı bulunur. Bu sinaps aralığında, iletici bazı kimyasalllar salınarak, uyarıların bir hücreden diğerine aktarılmasını sağlarlar. Uyaranlar yalnızca tek yönde ilerleyebilirler. Bu kimyasalların ortaya çıkardığı etkinin süresini sınırlayabilmek için asetilkolin, noradrenalin, dopamin, serotonin salınımından hemen sonra ortama verilen bazı enzimler etkiyi ortadan kaldırırlar.

49 Sinir Sistemi periferik sinir sistemi 1) Somatik Sistem: Hareket sinirlerinin, iskelet kaslarına dağılması (bilinçli, istemli hareketlerimizi denetler.) 2) Visseral - Otonom Sistem: İç organlara gider. Kalp, salgı bezleri, kan damarları, solunum, sindirim, salgı, boşaltım, üreme sistemlerini denetler. Merkezi ve periferik olmak üzere 2 bölümden oluşur. Merkezi bölüm, otonom sistemin çalışmasını düzenleyen ve kontrol eden merkezlerden oluşur. Periferik bölüm 2 alt bölüme ayrılır: a) Sempatik Sistem b) Parasempatik Sistem

50 Sinir Sistemi sempatik sistem Doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudun aktivitesini, enerji tüketimini artırıcı yönde hareket eder. Örneğin sempatik sinirler kalbin çalışma hızını ve atardamarlardaki kan basıncını artırır. Sempatik sistem aynı zamanda organizmanın korku, öfke, dehşet, heyecan ve şiddetli ağrı gibi stres yaratan durumlarda tepki oluşturmasını sağlar. Örneğin kas aktivitesi gerektiren stres durumlarında, sempatik sistem organizmada bazı değişikliklere yol açar. Bunlardan bazıları kandaki glikoz yoğunluğunun artışı, atardamarlarda kan basıncının yükselmesi ve kas gücünün artmasıdır. Bu değişiklikler organizmanın stresle baş etmesinde etkili olur.

51 Sinir Sistemi para-sempatik sistem Parasempatik sinir sistemi dinlenme anında devreye girer. Bu evrede aktif durumdadır. Vücut olaylarında yavaşlatıcı etkiye sahiptir. Kan basıncını, kalp atış hızını, kan şekerini düşürür. İdrar kesesini daraltır. Gözbebeğini küçültür. Akciğer alveollerini daraltır. Ancak sindirim etkinliklerinde tam ters etki gösterir ve hızlandırır. Örneğin; Tükrük salgısını arttırır..

52 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

53 Kardiyovasküler Sistem (KVS) görevleri Kan dolaşımı, besin maddeleri, solunum gazları, metabolizma ürünleri ve hormonların, kalpten vücuda pompalanması ve damarların içinde dolaşan kanla dokulara taşınmasına denir. Kan ve dokular arasındaki madde alışverişi kılcal damar aracılığı ile gerçekleşir.

54 Kardiyovasküler Sistem (KVS) bölümleri Kalp: Atrium (sağ sol) Ventrikül (sağ sol) Damarlar: Arter, ven, arterioller, kapilerler Dolaşım: Büyük dolaşım Küçük dolaşım

55 Kardiyovasküler Sistem (KVS) Büyük dolaşım: dolaşım Sol ventrikülden başlar. Oksijenlenmiş kan vücuda pompalanır, dokulara ulaşır ve karbondioksitli kan sağ atriuma geri döner. Küçük dolaşım: Kan temizlenmek için sağ ventrikülden akciğerlere gönderilir, ve oksijenle yüklenip sol atriuma geri döner.

56 Kardiyovasküler Sistem (KVS) kan basıncı Kanın damar duvarına yaptığı basınca KAN BASINCI (TANSİYON) denir. Normal hücre beslenmesi için, arter içindeki kan basıncının her zaman 120/80 mm Hg olması gerekir. Eğer arteriyel kan basıncı daha yüksek olursa buna HİPERTANSİYON denir. Hipertansiyon uzun sürdüğü durumlarda arter duvarına hasar verir ve ARTERİYOSKLEROZ ortaya çıkar. Tüm arterler bu kan basıncını sabit tutmak amacı ile sürekli olarak otonom bir şekilde kasılıp gevşer.

57 Kardiyovasküler Sistem (KVS) kalp kasını etkileyen faktörler Sodyum: Görevi osmotik ilişkiyi devam ettirmektir. Ekstrasellüler sıvıda bulunur. Az bulunması halinde kalp yavaşlar, iletim sürati azalır. Potasyum:Fizyolojik yoğunluklarda kalp kasının gevşemesini sağlar. Kalsiyum: Fizyolojik yoğunluklarda kalp kasının kasılmasını sağlar. Ayrıca kasılma gücünü arttırır. Potasyumun tersine etkisi vardır. Adrenalin:Kasılmayı güçlendirir, kalp ritmini arttırır. Anoksi (O2 eksikliği): İlk safhada ritm ve pompalanan kan hacmi artar. Sonra kalp yavaşlar, solunum ve dolaşım durur.

58 Kardiyovasküler Sistem (KVS) Şok: Dolaşım Sisteminin dokulara oksijen ve besin maddeleri gibi temel metabolizma gereksinimlerini karşılayacak ölçüde kan taşıyamamasıdır. Şokun Belirtileri : Nabız zayıflar ve hızlanır. Kan basıncı düşer. Deri soğuk ve terlidir.

59 Kardiyovasküler Sistem (KVS) Şok nedenleri: Şiddetli kanamalar Myokard enfarktüsü Yaygın enfeksiyonlar (damarların yaygın olarak genişlemesine yol açarlar.) Yabancı antijenler (anaflaktik şok) damarların genişlemesine yol açar. Kılcal damarlardaki kan akımı azalır.vücuda damardan sıvı verilmesi gereklidir. Antibiotikler, antihistaminikler ve adrenalin yardımcı olarak kullanılır.

60 Kardiyovasküler Sistem (KVS) Koroner dolaşım: Kalbi besleyen damarlardan oluşan sisteme koroner dolaşım denir. Koroner arterlerin damar sertliği nedeniyle tıkanması ya da daralması sonucunda kalp kasının yeterince kanlanamaması sonucu oluşan hastalıklara koroner kalp hastalıkları denir. Aşırı derecede hasarlı damarlar için stend ya da koroner by-pass ameliyatı uygulanır. Sağ Koroner arter Sol ana Koroner arter Kalp de tıpkı diğer organlarda olduğu gibi hücrelerden oluşur ve oksijenlenmesi (kanlanması) gerekir. Her ne kadar kalbin her dört odacığı kanla dolu olsa da kalp beslenmesini kendi içindeki kanla değil; aort damarından ayrılan sağ ve sol kalp atardamarlarından (koroner arterler) beslenir. Koroner arterler aorttan 2 ana dal halinde çıkarlar: A. sağ koroner arter (right coronary artery veya kısaca RCA) ve B. sol ana koroner arter. Sol ana koroner arter ise kısa bir mesafeden sonra 2 ye ayrılır: 1.sol ön inen arter (left anterior descending veya kısaca LAD), 2.sirkumfleks arter (circumflex artery veya kısaca Cx).

61 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

62 Lenf Lenf dolaşımı : Lenf, dokularda bulunan, vücudun sıvı dengesinin korunmasını sağlayan, bakteri ve yabancı hücreleri dokulardan uzaklaştıran kanallardan oluşan özel bir dolaşım ağıyla kan damarlarına dökülen renksiz bir sıvıdır. Başlıca bileşenleri lenfosit ve makrofajlardır. Kılcal damarlara giremeyecek kadar büyük olan proteinler ve metabolizma yıkım ürünleri, vücut sıvılarının kana dönüşü bu sistemle sağlanır. Lenf damarlarında basınç kan damarlarına göre daha düşüktür. Sıvı kandan daha yavaş akar. Lenf damarlarının duvar geçirgenliği kan damarlarından daha fazladır.

63 Kan nedir Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati bir sıvıdır. Kan ile ilgili tıbbi terimler genellikle hemo ve hemoto sözcükleri ile başlar. Kolloit bir madde olup homojen görünse bile, heterojen bir karışımdır.

64 Kan nedir Kan Hücreleri: Eritrosit (alyuvar) Lökosit (akyuvar) Trombosit Kan hücreleri özel organlarda, genellikle kemik iliğinde üretilir. Erişkinde kemik iliğinde haftada yaklaşık yarım litre kandaki kadar eritrosit yapılır. Eritrositlerin ort. %1 i hergün yenilenir.

65 Kan eritrosit Eritrosit (alyuvar) İçinde bulunan ve oksijeni bağlayarak dokulara taşıyan hemoglobin nedeniyle kırmızıdır ve kanın rengini oluşturur. Küçük, yassı ve yuvarlak hücrelerdir. En ince damarlardan bile geçmesini sağlayan esnek bir yapısı vardır. Bazı hastalıklarda şekil değişiklikleri gösterebilirler. Ortalama ömrü gündür. Kemik iliğinde üretilirler ve dalakta depolanırlar.

66 Kan eritrositler ve bebeklik Anne karnında O 2 gereksinimi göbek kordonundan sağlanır. Bu nedenle normalden çok fazla eritrosit vardır. Yeni doğanda normal solunum ile eritrositler yıkılır. Bilirubin açığa çıkar. Karaciğer bilirubini bağlamaya yetişemez ise fizyolojik sarılık oluşur. Kernicterus* gelişmemesi için dikkatle takip edilir. *Kernikterus, yeni doğan bebeklerin şiddetli sarılık geçirmeleri halinde, kanda yükselen bilirubinin kan-beyin bariyerini geçerek beynin bazı çekirdeklerine zarar vermesi durumudur. Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir.

67 Kan demir Demir, +2 değerlikli olarak barsaktan emilir. E ve C vitamini demirin emilimini kolaylaştırır. Transferin adlı taşıyıcı protein ile +3 değerlikli olarak taşınır. Kemik iliğinde hemoglobinin yapısına girer. Eritropoezi (Eritosit yapımı) başlatan eritropoetin hormonudur. Hemolizle açığa çıkan demir tekrar kullanılır. Demir vücuttan en çok kanama ile uzaklaşır. Demir eksikliği anemisi kadınlar ve çocuklarda daha sık görülür.

68 Kan lökosit Kanın yabancı maddeleri yok ederek ve antikor oluşturarak vücudu enfeksiyonlardan koruyan bileşenidir. 5 olgunlaşmış türü vardır: Nötrofiller, Monositler, Eosinofiller, Bazofiller, Lenfositler.

69 Kan lökosit Nötrofil, Eosinofil ve Monositler bakterilerden yayılan kimyasal maddelerle uyarılarak yara ya da enfeksiyon yerine ulaşır (kemotaksi). Nötrofillerin fagositoz yeteneği vardır. Enfeksiyon yerindeki bakterileri sararak içlerine alır ve bazen sindirirler. Daha büyük hücreler olan monositler tek hücrelileri ve yıpranmış alyuvarları yok ederler. Allerjik tepkilerde görev alan eosinofiller ise hem antijen-antikor bileşiğini sarar hem de yabancı cisme tepki olarak ortaya çıkan histamin gibi bazı kimyasal maddelerin etkisini kısıtlar. İyileşme döneminde yaralarda en çok bulunan akyuvar hücresi bazofillerdir. Lenfositlerin ömrü uzundur. Antijen tarafından uyarıldıkları anda antikor üreten hücrelere dönüşebilirler. Azlığına lökopeni, fazlalığına lökositoz denir.

70 Kan Lökosit 1. Nötrofiller: Granülosittir. Aktif fagositozlardır. Özellikle organizmayı mikroorganizmaların istilasından korurlar. Bazen küçük partikülleri de fagosite ederler. Bu yüzden büyük partikülleri fagosite eden makrofajlardan ayırmak için mikrofajlar da denir 2. Monositler: Monosit akyuvar (lökosit) türü. Monositler vücuttaki akyuvarların yaklaşık %7'sini oluştururlar μm çapındadırlar. Kemik iliğinde yapıldıktan sonra kan dolaşımına geçerler. Yaklaşık birkaç saat içinde kan dolaşımından çıkıp dokulara girerler. Dokularda bu monositler ayrı makrofaj türlerine olgunlaşırlar. Makrofaj dokularda bulunan monositlere verilen addır; her tür dokunun kendine özgü makrofajları vardır. Mikroskopik incelemede normal şartlarda, tipik at nalı benzeri çekirdekli görünürler. Fagositoz yetenekleri mevcuttur.fakat bu özellikleri makrofajlara dönüştüklerinde daha güçlü olur. Monositler ayrıca, enfekte edilmiş vücut hücrelerini bağışanların yardımıyla imha edebilirler; buna antikora bağımlı hücresel sitotoksisite (ADCC) denir. Yangı fizyopatolojisinde oldukça önemli rolleri vardır. 3. Eosinofiller: eozinofil granülosit veya asidofil olarak da adlandırılan lökosit hücresi. Granülosittir. Parazitlerce oluşturulan enfeksiyonlarla savaşırlar. Sahip oldukları granüller "eozin" isimli asidik boyayı tuttuğu için eozinofil olarak adlandırılmışlardır. Eozinofiller tüm lökositlerin %2.3'ünü oluştururlar. Ortalama μm büyüklüğündedirler.çekirdekleri iki lobludur Spesifik granüller Major Basic Protein (MBC) adlı protein içerir. Bu protein granüllerin eozinofilik olmasının başlıca sebebidir. Bu proteinin parazitlere karşı etkili olduğu düşünülmektedir.kandaki değerlerinin sayıca artmasına Eozinofili denir. Eozinofili, allerjik reaksiyonlarda ve paraziter infeksiyonlarda kendini gösterir.

71 Kan lökosit 4. Bazofiller: Lökositlerin bir grubu olan granülositlerden olan bazofil, (sitoplazmik) granülleri bazik boyaları tuttuğu için böyle adlandırılmıştır. Fagositiktir, yani fagositoz yapabilir. Lökositlerin içinde en az miktarda bulunan tiptir, kandaki lökositlerin %0.5-3'ünü oluştururlar. Bazofiller histamin ve heparin ihtiva eder, salıverebilirler. 5. Lenfositler: Lenfosit, bir lökosit (akyuvar) tipidir. Kanda dolaşan lökositlerin yaklaşık olarak yarısını oluştururlar. Pluripotansiyel kök hücrelerden (hemositoblast) ürerler. Kanda dolaşan lenfositler, alyuvarlardan biraz büyükçe oldukları halde yine de küçük hücre grubuna girerler. Ayrıca lenfosit bağ doku hücresidir. Perifer dolaşımda bulunan lenfosit alt grupları kabaca T, B ve NK (Doğal öldürücü) hücreler olarak sınıflandırılabilir. Kanda dolaşan lenfositlerin ortalama %80 ini T hücre, %10 unu B hücre geri kalan %10 unu ise NK hücreler oluşturmaktadır. Bu oranlar hücrelerin alındığı dokuya göre değişebilmektedir, timusta hücrelerin nerede ise %90 ı T hücre iken dalak ve lenf düğümünde %30-40 oranında T hücre görülmekte, B hücreler daha baskın oranda (%60-70) izlenmektedir. Işık mikroskobu altındaki görüntülerine göre lenfositler, "büyük granüler lenfositler" ve "küçük lenfositler" adında iki ana gruba ayrılır. Lenfosit alt kümeleri, işlevsel olarak da görünüşleriyle bağıntılıdır. Hepsi olmasa da çoğu büyük granüler lenfosit, çoğunlukla doğal öldürücü hücreler olarak bilinirler. Küçük lenfositler iste T lenfositleri ve B lenfositleridir.

72 Kan lökosit Doğal Öldürücü Hücreler (Natural Killer), doğal bağışıklığın bir parçası sayılırlar ve konağın Tümörlere ve virüslerle enfekte olmuş hücrelere karşı savunmasında en büyük rolü oynarlar. Doğal öldürücü hücreler, tümörleri ve enfekte olmuş hücreleri, normal ve enfekte olmamış hücrelerden ayırabilmek için sınıf 1 Major Histokompatibilite Kompleksi denen yüzey proteinlerinin hücrelerdeki düzeyini algılarlar. Doğal öldürücü hücreler, interferonlar denen sitokinlere yanıt olarak işlevsel konuma gelirler. İşlevsel doğal öldürücü hücreler sitotoksik granüller salgılayarak hedef hücreleri öldürürler. T-Lenfositleri (Thymus Dependent), kanda dolaşan bütün lenfositlerin % 80'ini oluştururlar. Hücresel bağışıklıktan sorumludurlar.ayrıca B lenfositlerin aktivasyonunda görevleri vardır.t lenfositler efektör hücre haline geldikleri zaman farklılaşarak Yardımcı ve Sitotoksik T lenfosit olarak görev yaparlar. B-Lenfositleri (Bond Marrow Dependent) ise sıvısal (humoral) bağışıklıktan sorumludur. Uyarıldıklarında antikor üretirler.

73 Kan trombosit Pıhtılaşmada rolü olan küçük, renksiz, çekirdeksiz ve yuvarlak bir hücredir. Pıhtılaşma sırasında trombositler bir araya gelerek kesik kan damarlarını tıkayıp fibrin iplikçiklerinin yapışabileceği bir yüzey oluştururlar. Daha önemlisi pıhtı oluşumu için pıhtılaşma faktörlerinin açığa çıkmasını sağlarlar. Yabancı maddeleri (virüsleri) fagositoz yoluyla sindirebilirler. Bazı kimyasallar (nikotin vs.) yaşam sürelerini ciddi olarak etkiler. Kemik iliğinde yapılır. Trombositopati : Sayılarının normal, işlevlerinin bozuk olmasıdır. Trombositopeni: Trombosit azlığı

74 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

75 Sindirim Sistemi (GIS) organlar Ağız Özefagus, Mide, İnce bağırsak Kalın bağırsak Pankreas Karaciğer Safra

76 Sindirim Sistemi (GIS) görevi Sindirim, aldığımız besinlerin mekanik veya kimyasal olaylarla parçalanarak bağırsaklardan emilecek duruma getirilmesidir.

77 Sindirim Sistemi (GIS) besin Proteinler: Amino aside dönüşür Karbonhidrat: Glukoza dönüşür Yağlar: Trigliseride dönüşür

78 Sindirim Sistemi (GIS) görevleri Besin maddeleri sindirim sisteminde mekanik olarak parçalanır, kimyasal olarak sindirilip, basit moleküllere ayrıştırırlır. Gerekli ve yararlı olan besinler emildikten sonra, vücut tarafından kullanılmayacak olanlar atılır. İnsan, gerekli enerjiyi besinlerden emilen kimyasal maddelerden alır.

79 Sindirim Sistemi (GIS) görevi Yediğimiz yiyeceklerin vücudumuzdaki hücreler tarafından kullanılabilir hale dönüştürülmesi 4 mekanizma ile gerçekleşir. Sekresyon : kimyasal Motilite : mekanik Sindirim : kimyasal ve mekanik Emilim : kimyasal

80 Sindirim Sistemi (GIS) önemli tanımlar Hidroliz: Sindirim sırasındaki kimyasal olaylarda, protein, yağ, karbonhidrat moleküllerine su eklenerek bunların dokular tarafından kullanılacak şekilde parçalanmasıdır. Su: Barsak hareketleri sırasında besinlerin süspansiyon durumunda kalmalarına yardım eder, peristaltik hareketleri kolaylaştırır ve besin parçacıklarının enzimlerle karışmasını sağlar. Müsin-Mukus: Mukozaya kayganlık özelliği veren müsin, mide ve barsakta salgılanır. Müsin, mide mukozasını asitlerin erezyonundan ve irritasyonundan korur. Müsinin kayganlık sağlayıcı özelliği ile, sindirim kanalında besinler kolaylıkla hareket eder. Enzimler: Kimyasal reaksiyonları katalize eden ve bazı kimyasal reaksiyonlar için gerekli olan maddelerdir. Hormonlar: Sindirim sırasındaki mekanik ve kimyasal olayları kontrol eden kimyasal habercilerdir.

81 Sindirim Sistemi (GIS) ağız, çiğneme, tükürük Ağız: Sindirimin başladığı yer Çiğneme: Mekanik parçalama kesme ezme Tükürük: Yutmayı kolaylaştıracak şekilde yiyeceği ıslatır. Nişastanın sindirimini başlatan amilazı içerir. Tad reseptörleri üzerinde yiyecek partiküllerini eriterek tad almayı kolaylaştırır. Dişleri mikroorganizmalara karşı korur.

82 Sindirim Sistemi (GIS) özefagus Özofagus, farinks ile mideyi birbirine birleştiren, yaklaşık olarak 25 cm uzunluğunda önemli bölümü kastan yapılmış tüp biçiminde bir organdır. Özofagus un 2 sfinkteri vardır. 1. Üst ucunda müsküler sfinkter: Mide içeriğinin ağıza geri tepmesini engeller. 2. Alt ucunda kardia sfinkter: Besinler mideye girdikten sonra bu sfinkter kapanarak besinlerin geriye gitmeleri önlenir. Özofagus, yiyeceği mideye taşır. peristaltik hareketleri vardır. Çocuklarda erişkinlere göre hareketleri yavaştır, mukus salgılar.

83

84

85 Sindirim Sistemi (GIS) mide Depolama Karıştırma Sekresyon

86 Sindirim Sistemi (GIS) mide Mide hacmi yenidoğanda ml. kadardır. İlk hafta sonunda ml. ye ulaşır. 3. ayda 150ml, 6. ayda 200 ml ye çıkar. Bir yaşına geldiğinde 300 ml. hacme ulaşır. ph yenidoğanda: 6,5 1 yaşında 3.75 dolayındadır. Yetişkinlerde civarındadır.

87 Sindirim Sistemi (GIS) mide Midede depolanan yiyecekler kimus kıvamına gelene kadar gastrik sıvı ile karıştırılır. (Günde yaklaşık 1-2 lt gastrik sıvı salgılanır). Ritmik kontraksiyonlarla kimus, pilora doğru ilerler ve ufak parçalar halinde pilorik sfinkterden duedenuma geçer. Gastrik salgı: pepsin + müsin + HCl den oluşur. Pepsin: proteinleri polipeptid adı verilen daha basit proteinlere parçalayan bir enzimdir. Musinin dehidrasyonu ile oluşan kaygan sıvıya mukus denir. Mukus, dokuların kimyasal ya da fiziksel bakımdan zarar görmesini engeller. HCl nin işlevleri : Mide asiditesini düzenler. Bakteri geçişine karşı bariyer görevi yapar. Pepsinojeni aktif hali olan pepsin e dönüştürür. Diğer sindirim hormonlarının duedenumdan salgılanmasını uyarır.

88 Sindirim Sistemi (GIS) Gastrik boşalma Hızlandıran faktörler Sıvılar Küçük Partiküller Karbonhidratlar İzotonik Besinler Düşük Ph Küçük Moleküllü Proteinler Yavaşlatan faktörler Katı besinler Yağlar Hiperozmolar besinler Not : Anne sütünün mide boşalma zamanı saattir. Bu süre inek sütünde saate çıkar. Prematürelerde mide boşalma zamanı normal bebeklerden daha uzundur.

89 Karaciğer Süngersi yapıda, kama biçimli, loblardan oluşan,vücuttaki metabolizma ve salgı işlemlerinin çoğunda önemli rol oynayan bir organdır.

90 Karaciğer görevleri Şeker Metabolizması Protein metabolizması Yağ metabolizması Detoksifikasyon Vitamin metabolizması ve depolaması Safra üretimi

91 Karaciğer görevleri Safra salgılamak ( ml/gün) Protein, yağ ve karbonhidratları vücuda yararlı hale getirmek Vitamin, glikojen, demir gibi maddeleri depolamak Kanı metabolik atıklarından, ilaçlardan, toksik maddelerden temizlemek Yıpranan eritrositleri parçalamak Albumin ve pıhtılaşma faktörleri gibi serum proteinlerini oluşturmak

92 Karaciğer işlev bozuklukları Karaciğer işlev bozukluklarında ilk ortaya çıkan belirti sarılık (ikter) dir. Kan bilüribin miktarının artması nedeniyle olur. Karaciğer yetmezliğinin başlıca belirtileri: Halsizlik, Tansiyon düşüklüğü, Batında asit (serum protein değerlerinin düşmesi nedeniyle), Hepatomegali (karaciğerin büyümesidir). Primer ve sekonder karaciğer hastalıklarında görülebilir. Bu belirtiler başlayınca hasarın boyutlarının anlaşılabilmesi için karaciğer fonksiyon testleri uygulanır. Kanda biluribin, kolesterol, serum proteinleri, üre, amonyak ve çeşitli enzim düzeylerine bakılır.

93 Pankreas Barsağa sindirim enzimlerini, ayrıca karbonhidrat metabolizmasında insülin ve glukagonu salgılayan salgı bezidir. Duedenuma yapışıktır. Boşaltım yolu olan Wirsung ya da pankreas kanalı ile duedenuma açılır. Sindirim enzimleri üzüm salkımına benzeyen asinüs hücrelerinde yapılır. Bunların arasına yayılan Langerhans adacıkları olarak isimlendirilen bölgelerde ise insülin ve glukagon salgısı yapılır. İnsülin vücut hücrelerinin kan şekerini alıp kullanmasını sağlar. Glukagon ise bunun tersi etkiye sahiptir. Hücrelerde depolanan şekerin serbest kalmasına yol açarlar.

94 Safra Karaciğerde yapılan ve dudenuma salınmadan önce safra kesesinde depolanan, sarı renkli (biluribin nedeniyle) salgıdır. Başlıca işlevi yağların sindirimine yardımcı olmaktır. Safra asitleri, safra tuzları, kolesterol, pigmentler, su ve elektrolitlerden oluşur. Safra taşı az miktardaki proteinle beraber genellikle kolesterol, pigment ve kalsiyum tuzundan oluşur. Kolesistit (Safra kesesi enfeksiyonu), karaciğer doku yıkımı veya kanser nedenli olabilir. Kolesistit in de en sık nedeni taşlardır. Sağ tarafta ağrı, bulantı, kusma gibi belirtilere neden olur. Yağlı yemeklerden sonra şikayetlerde artma olabilir.

95 Sindirim Sistemi (GIS) ince bağırsaklar Sindirimin büyük bir kısmı ince barsakta gerçekleşir. Bölümleri : Duedenum Jejunum İlleum

96 Sindirim Sistemi (GIS) ince bağırsaklar Mikroskobik yapı : Plikalar : Barsak duvarındaki derin kıvrımlar Villuslar : Plikalar üzerindeki parmaksı çıkıntılar Mikrovilluslar : Villus yüzey hücrelerinin üzerindeki çıkıntılar

97 Sindirim Sistemi (GIS) ince bağırsaklar Hücreler villus tabanındaki kriptalarda yapılır. 3-7 günlük bir sürede yukarı doğru göç ederler. İnce barsak yüzeyindeki bu fırçamsı hücreler enzim üreten ve emilim yapabilen hücrelerdir. Duedenumda bulunanlar mukozayı asidik kimustan koruyan mukus salgılarlar. Mukozanın altında her villusu besleyen lenf ve kan damarları vardır. Emilenlerden suda çözünenler kan, yağda çözünenler lenf yoluyla karaciğere taşınırlar.

98 Sindirim Sistemi (GIS) ince bağırsaklar 1) Safra: Yağ sindirimi için gereklidir. Yağ duedenuma girer girmez, kolesistokinin isimli hormon salgılanmaya başlar ve safra kesesinin kontraksiyonu ile safranın duedenuma atılmasını sağlar. Safra, yağları emülsiyon durumuna getirir. Asit kimusu nötralize eder ve barsak enzimlerinin etkili olabilmesi için gereken alkali ortamı hazırlar. 2) Asit kimus, duedenuma girer girmez pankreozmin adı verilen hormonlar salgılanır.

99 Sindirim Sistemi (GIS) ince bağırsaklar Bu hormonlar pankreasa giderek pankreas salgısını uyarır. Pankreastan gelen salgı: Amilaz: nişastayı maltoza Tripsin: proteinleri ve polipeptidleri daha ufak parçalara Lipaz: yağları yağ asitlerine ve gliserollere parçalar. 3) İnce barsak mukozasındaki bezlerden gelen salgı: Laktaz: laktozu glikoz+galaktoz monosakkaritlere Maltaz: maltozu glukoza+galaktoz monosakkaritlere Sukraz: sukrozu glukoz+fruktoz monosakkaritlere Peptidaz : protein ve polipeptidleri a.a. lere parçalar.

100 Sindirim Sistemi (GIS) kalın bağırsaklar Besin maddelerinin sindirim ve emilimi kalın bağırsağa gelmeden tamamlanır. Enzimatik sindirim yoktur. Bakteriolojik sindirim vardır. Temel işlevi su, elektrolit ve bazı vitaminlerin emilimi, artık maddelerin feçes şeklinde atılmasıdır.

101 Sindirim Sistemi (GIS) kalın bağırsaklar - bölümleri Çekum (ileo-çekal valv) Çıkan Kolon(Ascending) Transvers Kolon İnen Kolon (Descending) Sigmoid Kolon Rektum

102 Sindirim - özet SALGILAN DIĞI YER EN ZİM GÖREVİ ÜRÜN Ağız Pityalin(Amilaz) N işasta Hidrolizi Maltoz-Dekstrin Gastrin Mide Öz Suyu Salgılanmasını Uyarir HCl Lipaz Pepsinojen Mukus LAP Protein Hidrolizi Polipeptit Pepsinojen+Hcl=Pepsin Mide Kazein Hidrolizi Polipeptit Lipaz Yağların Hidrolizi Yağ Asitleri Ve Gliserol(Gliserin) LAP Süt Hidrolizi Kazein Duodenum Sekretin Pankreası Uyarmak Lipaz Yağların Hidrolizi Yağ Asitleri Ve Gliserol(Gliserin) Pankreas Amilaz N işaşta Hidrolizi Glikoz Tripsinojen - Kimotripsinojen Polipeptit Hidrolizi Peptit Aminoasit İnsülin Glikozları Glikojene Dönüştürmek Glikojen Safra Kesesi Safra Öz Suyu Yağların Mekanik Sindirimi Yağ Parçacıkları Enterogastrin Mide Hareketini Yavaşlatır Maltaz Maltoz Hidrolizi Glikoz Glikoz Sukraz=Sakkaraz Sukroz(Sakkaroz) Hidrolizi Glikoz Fruktoz İnce bağırsak Lâktaz Laktoz Hidrolizi Glikoz Galaktoz Enterokinaz Tripsinojeni Tripsine Çevirmek Erepsin Peptit Hidrolizi Aminoasit Lipaz Yağların Hidrolizi Yağ Asitleri Ve Gliserol(Gliserin) Kolesistokinin Safra Kesesini Uyarmak

103 Sindirim Sistemi (GIS) Vücutta bazı besinler sindirilemez veya emilemez. Normal koşullarda karbonhidratların %98 i, yağların %95 i, proteinlerin %92 si emilir.

104 Sindirim Sistemi (GIS) gıda emildikten sonra neler oluyor? İnce barsaklardan emilip kana karışan gıdalar damarlar yolu ile önce karaciğere gider. İleumdan sindirim son ürünlerini alarak dönen ven kanı gıdayı vücuda taşımadan önce vena porta denen damarlar sistemi ile karaciğere ulaşır. Sindirim sisteminden gelen gıda karaciğerden geçtikten sonra tüm vücuda dağılmak üzere yola çıkar. Karaciğer bir gümrük kapısı gibi davranır.

105 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

106 Solunum Sistemi bölümleri 1. Burun 2. Larenks (Gırtlak) 3. Trakea (Nefes borusu) 4. Bronşlar Bronşioller (Bronşların küçük olanı) 5. Akciğerler Loblar (Bölümler sağ ve sol) 6. Alveoller (hava keseciği) Akciğerlerin içinde bulunur. Kılcal damarlardaki karbondioksiti alırlar ve kılcal damarlara içlerinde olan oksijeni verirler. Buna madde alış-verişi denir. Alveoller kan dolaşımında da görevlidir. 7. Plevra (Akciğer zarı) 8. Diyafram (göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kas) 9. İnterkostal kaslar (kaburgalar arasındaki kaslar.) 10. Sternocleidomastoid kası (Boyunun her iki tarafında bulunan boyun kasıdır. hangi taraftan uyarı gelirse başı o tarafa doğru eğer. çift taraflı uyarıldığında ise sırt ve ense kaslarını birlikte çalıştırarak başın dik durmasını sağlar.)

107 Solunum Sistemi görevleri Solunum; yaşam için gerekli olan oksijenin vücuda alınıp, enerji harcama sonucunda açığa çıkan karbondioksitin vücuttan dışarı atılmasını sağlayan süreçtir. Oksijen vücutta eritrositlerdeki hemoglobin adlı proteine bağlı olarak taşınır. Hemoglobin aynı zamanda karbondioksitin dışarı atılmak üzere vücut dokularından akciğerlere getirilmesini de üstlenir.

108 Solunum Sistemi görevleri Akciğerler; oksijenin kapiller damardaki kana, kandaki karbondioksit in dışarıya verilecek havaya geçebileceği geniş bir yüzey meydana getirir. Akciğerlerin yüzey alanı: erişkinlerde 70 m 2, yeni doğanda 5 m 2. Soluduğumuz hava normalde %21 oksijen, %78 azot, %1 oranında diğer gazları içermektedir. Soluduğumuz havada bulunan %21 oranındaki oksijenin sadece %5-6 sını kullanırız. Solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir. Solunum sayısı erişkinlerde dakikada kez, çocukta kez, bebekte kez arasındadır.

109 Solunum Sistemi işleyişi Havayı içeri çekme yani nefes alma hareketine inspirasyon, Nefes verme hareketine ise ekspirasyon denir. Solunumu düzenleyen merkez beyinde medulla oblongata denen bölümde yer alır. Normal solunum ritmi dakikada 16 dır. Solunum, otonom sinir sisteminin kontrol ettiği bir süreçtir.

110 Solunum Sistemi işleyişi Solunum iki temel bölüme ayrılarak incelenir. 1. O2 ile yüklü havanın dış ortamdan alınarak akciğerlere (Akciğerlerdeki CO2 den zengin havanın dışarıya) iletildiği boru sistemi-hava iletici bölüm 2. Gaz alışverişinin (O2 nin alınıp, CO2 in verildiği) gerçekleştirildiği, gerçekte daha küçük borucuklar ve keseciklerden yapılı olan solunum organı, akciğerlerdir. Solunum yollarının yapısı, havanın serbest geçişi için elverişli olduğu gibi aynı zamanda temizleme, ısıtma ve nemlendirme fonksiyonlarını da yerine getirir.

111 Solunum Sistemi hastalıkları Solunum sistemi ve akciğerler dış ortamla sürekli ilişki içinde olduğundan pek çok hastalıkla karşılaşılabilir. Genel belirtiler, öksürük, zaman zaman kanla birlikte balgam, göğüs ağrısı, nefes alma güçlüğüdür (Dispne). Başlıca hastalıklar: Larenjit, Astım, Bronşit, Pnömoni, Plörezi, Kistik Fibrozis

112 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

113 Endokrin Sistem bölümleri 1. Hipotalamus 2. Hipofiz 3. Tiroid 4. Timus 5. Surrenal bez 6. Pankreas 7. Over 8. Testis

114 Endokrin Sistem görevi Özel bezler tarafından kana salgılanan ve kan yolu ile ulaştıkları organ ve dokularda fonksiyon düzenleyici olarak çok düşük miktarları ile görev yapan organik bileşiklere hormon denir. Hormon salgılayan tüm bu bezleri içeren sisteme Endokrin Sistem denir.

115 Endokrin Sistem geri bildirim Hormonların etkileri geribildirim yoluyla düzenlenir. Geribildirim, bir sinyale yanıt verirken, bu sinyali vericisinin de gerisin geriye etkilendiği bir olayı ifade eder.

116 Endokrin Sistem etkileri 1.Vücuttaki kimyasal kompozisyonu ve ekstraselüler sıvı hacmini düzenler. 2.Metabolizmanın düzenlenmesine ve enerji dengesinin sağlanmasına yardımcı olur. 3.Düz kas ve kalp kası liflerinin kasılması ve bezlerin salgılarının düzenlenmesine yardımcı olur. 4.Enfeksiyon, travma, emosyonel stres, dehidratasyon, açlık, kanama ve ani ısı değişikliklerinde homeostazın korunmasına yardımcı olur. 5.Bağışıklık sisteminin belirli aktivitelerini düzenler. 6.Büyüme ve gelişmenin uygun bir şekilde sürdürülmesini sağlar. 7.Yumurta ve sperm üretimi, döllenme, embriyo ve fetüsün beslenmesi, doğum ve yenidoğanın beslenmesi gibi süreçlerde etkili olarak, temel üreme süreçlerine katkıda bulunur.

117 Sistemler Sinir Sistemi (MSS, SSS) Beyin, omurilik, sinir hücreleri, duyular Kardiyovasküler Sistem (KVS) Kalp, damarlar Lenfatik Sistem = Lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf kanalları Sindirim Sistemi (GIS) Mide, barsaklar Solunum Sistemi = Burun, trakea, akciğerler Endokrin Sistem = Hormon salgılayan bezler İmmun Sistem = Bağışıklık organ ve hücreleri Kas İskelet Sistemi = Kemikler, eklemler ve kaslar Üriner Sistem = Böbrek, mesane, üreter ve üretra Genital Sistem = İç ve dış genital organlar

118 İmmün Sistem organları Adenoidler (Geniz eti) Tonsiller(Bad emcik) Timus Lenf nodülleri Lenf kanalları Dalak Peyer plakları Kemik iliği Deri

119 İmmün Sistem organları Adenoidler (Geniz eti) Tonsiller(Bademcik) Timus Lenf nodülleri Lenf kanalları Dalak Peyer plakları Kemik iliği Deri

120 İmmün Sistem organları Geniz eti (Adenoid) ve Bademcikler (Tonsil): Vücudun bağışıklık sisteminde rol alan, lenfosit üretmekle görevli lenfoid dokulardır.bademcikler boğaz girişinde dil kökünün iki yanında, geniz eti ise nasofarenks denilen burun arkasındaki geniz bölgesinde yer alır. Görevleri, ağızdan giren bakteri ve virüs cinsi mikropları yakalamak ve vücudun mikroplarla savaşmasına yardımcı maddeler olan antikorları üretmektir. Bademcik ve geniz eti tarafından üretilen lenfositler ve antikorlar lokal bağışıklık sisteminde sadece yardımcı bir role sahiptirler, ana rolde ise mukozal immünglobülinler ve sistemik üretilen lenfositler rol oynar. Bademcikler bir kapsülle sarılıdır ve yutak kaslarına bu kapsülle bağlanırlar, geniz etinin ise bir kapsülü yoktur ve geniz bölgesinde dokuların üzerinde yer alır. Tonsiller ağıza bakmakla görülürken Adenoidler görünmezler. Her iki doku alındığında da diğer immun sistem araçları onların işi yapabilirler.

121 İmmün Sistem organları TİMUS: Timus, göğüs kafesi içinde kalbin önünde ve göğüs kemiğinin arkasında yerleşmiş olan özel bir lenfoid dokudur. Yeni doğan bir çocuktaki ağırlığı, gr kadardır. Ergenlik çağına kadar büyüyüp, ağırlığı 40 gr kadar olur. Bu dönemden sonra timus küçülmeye ve yapısal değişikliklere uğramaya başlar. Orta yaşlı bir erişkinde yeniden gr ağırlığına döner. Timus, bağışıklık sisteminin T-lenfositlerinin. üretildiği organdır. Bu nedenle bağışıklık sisteminin, başka bir deyişle vücut savunmasının en önemli organlarından, komuta merkezlerinden biridir. Timus, çok sayıda lenf bezinin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir organdır. Doğumdan önce ve doğumdan hemen sonra kemik iliğinden köken alan T lenfositler timusa göç ederler. Timusa giren T hücreleri ya da diğer adıyla timositler önce kortekse yerleşirler. Timus T hücrelerinin son farklanma ve seçilme yeridir. Antijenlere yanıt vermeyen ya da kendi vücut antijenlerine yanıt veren hücreler apoptozis (hücrenin kendini öldürmesi) ile ortadan kaldırılır. Eğer bu lenfositler ortadan kaldırılmazsa otoimmun hastalıklar ortaya çıkar. Fazla heyecan, stres gibi durumlar da timüs atrofiye (körelme) uğrayarak görevini yapamaz hale gelebilir, immun cevap geriler. Bu gibi durumlarda gögüse vurmak veya dili üst damağın dişlereye yakın kısmına değdirmek timus u harekete geçirir. Genetik bir hastalık olan DiGeorge Sendromu gibi timusun yokluğu veya azlığı ile giden hastalıklarda immünyetmezlik sebebiyle hastalar infeksiyonlara açık hale gelir.

122 İmmün Sistem organları Lenf: Lenf beyaz kan hücrelerini, özellikle B hücreleri ve T hücreleri gibi lenfositleri içeren berrak bir sıvıdır. Lenf nodları: Lenf damarları, lenf nodları adı verilen küçük, yuvarlak doku kitlelerine bağlanmaktadır. Boyun, koltuk altı, göğüs, karın ve kasıkta lenf nodu grupları bulunmaktadır. Lenf nodları beyaz kan hücrelerini depolar. Bunlar lenf içinde bulunabilecek bakteri veya diğer zararlı maddeleri yakalarlar ve yok ederler. Lenf bezi, içindeki lenfositlerin yerleşme bölgelerine ve mikroskopik yapılarına göre kortex (Bir organ ya da yapının dış tabakası) ve medulla (Bir organ ya da dokunun merkezî kısmı, korteksin iç kısmı) denilen bölümlere ayrılır. Lenf bezlerine giren ve çıkan lenf damarları ve kan damarları vardır. Lenf damarları ile lenf bezine gelen yabancı (vücudun bağışıklık sistemini uyarıcı) maddeler burada makrofajların yardımıyla lenfositler tarafından tanınır ve gerekli bağışıklık cevabı ortaya çıkar. Belli grup lenf düğümleri vücudun belli bölgelerinden gelen lenfatik damarların uğrak yeri olduğundan bunların muayene ile büyüdüklerinin tespit edilmesi o bölgelerde iltihabi bir olayın olduğunu gösterir. Lenf damarları: Lenf adı verilen berrak bir sıvı taşıyan damarlar ağıdır. Lenf damarları tıpkı kan damarları gibi vücudun tüm dokuları içine dallar vermektedir. Lenf sisteminin diğer bölümleri: Lenf sisteminin diğer bölümleri tonsilleri, timus ve dalağı içermektedir. Lenf sistemi ayrıca mide, deri ve ince barsak gibi vücudun başka kısımlarında da bulunmaktadır

123 Lenf dolaşımı: Lenf veya Akkan, akyuvar içeren, kan plazmasına benzeyen renksiz sıvıya verilen isim dir. Başka bir tanımla lenf damarları içerisinde dolaşan, kan plazması ve lenf proteinlerinden oluşan dolaşım sıvısına denilir.l Lenf dolaşımında lenf iki yolla kana karışır: 1. İnce bağırsaklarda emilen yağ asidi ve gliserol ile vücüdün alt bölümünden toplanan lenfin taşındığı yol: Bağırsaklardan ve baçaklardan toplanan lenf kilüs boruları denen damarlar ile peke sarnıcı denen bölgeye gelir.buradan en büyük lenf damarı olan ğöğüs kanalı ile sol köprüçük altı toplar damarına bağlanır.bu damarda üst ana toplardamarı birleşerek kalbin sağ kulakçıgına açılır. 2. Baş gövdenin sağ yarısından toplanan lenf ile sağ koldaki lenfin taşındığı yol: Bu organlardaki lenf damarlarıboyun bölgesindeki büyük lenf damarına bağlanır.büyük lenf damarısağ köprüçük altı toplar damarıyla birleşir.üst ana toplar damar yolu ile kalbin sağ kulakçıgına açılır. Lenf sistemi akyuvar üretip vüçüdün savunmasında görev alırlar. ÖDEM:Doku boşluklarında sıvı birikimi ile oluşur. Ödemin nedenleri şunlardır: 1. Lenf akım yolunun tıkanması 2. Kılçallarda kan basıncının artması 3. Kılçallarda kan proteinleri miktarının azalması ve ozmotik basıncın düşmesi. 4. Kılçal damar geçirgenliginin artması. 5. Dokularda su ve tuz tutulması. 6. Dokularda ozmotik basıncın artması. Lenf Sisteminin Görevleri:Doku ve hücrelerdeki yabancı maddeleri, ölü ve yıpranmış hücreleri, bakteri ve mikropları uzaklaştırmak, kaybedilen proteinlerin bir kısmının tekrar dolaşıma kazandırmak, doku sıvısı ile kan sıvısının dengede kalmasını sağlamak, bağırsaklarda emilen yağ asitleri, gliserol, A, D, E, K vitaminlerini dolaşıma katmak ve vücudun savunma sistemine destek olmak lenf sisteminin görevileri arasındadır.

124 İmmün Sistem organları Dalak:karnın sol tarafında, mide ile diyafram arasında yer alan, süngerimsi yapıda, damarsal lenfoid organdır. Ömrünü doldurmuş kırmızı kan hücrelerini ortadan kaldırarak, içlerindeki demiri yeniden kullanıma verir. Görevlerinin birçoğunu, aslında başka organlar da görmektedir. Dalak, dolaşım sistemine bağlı bir çıkmaz sokağa benzetilebilir. Kan, dalak içerisindeki geniş kanallar ve damarlar sisteminde yol alırken, dalak hücreleri ile muhatap olur. Dalak, kan fizyolojisi ile yakından alakalıdır. Dalağın vücut savunmasında aldığı rol büyüktür. Normalde Anne karnındaki fetusda alyuvarların ve akyuvarların yapıldığı yer dalak iken doğumdan sonra kemik iliği bu işi devralır. Kemik iliğinin çalışmadığı veya başka dokularla (kanser dokusu) istila edildiği durumlarda dalakta yeniden alyuvar yapım görevi başlayabilir. Kan temizleyicisi olarak dalak: Vücudun savunma sisteminin işine paralel olarak dalak da vücudun mikroplara karşı koymasında rol aynayan hücreler yapar. Ayrıca mikroorganizmalara karşı koyacak özel maddelerin, yani antikorların yapımında da dalağın vazifeleri vardır. Akyuvar yapımı: Dalak, akyuvarların bir çeşidi olan lenfositleri yapar. Ayrıca dalak akyuvar yapımını akşamları yapamaz.kırmızı hücrelerin yıkımıyaşlanan alyuvarlar ve şekilleri normalin dışında olanlar, büyük dalak hücreleri tarafından alınır ve parçalanır. Hastalıklarda dalak: Büyük bir dalak birçok hastalığın seyrinde görülür. Kan hastalıkları, doğum metabolizma hastalıkları, sıtma gibi bazı enfeksiyon hastalıkları ve daha birçok hastalık dalağı büyütür. Sıtmada dalak büyüklüğü o derece karakteristiktir ki, bir bölgede sıtma yaygınlığını ölçmede dalak büyüklüğü ölçü olarak kullanılabilir. Dalak çıkarılırsa kişi ölmemektedir, yani dalaksızlık hayatla bağdaşan bir durumdur. Kan hücrelerinin aşırı derecede azaldığı durumlarda, büyüyen dalağın hastayı çok rahatsız ettiği bazı hastalıklarda dalak çıkarılarak hastanın rahatlaması sağlanabilir.

125 İmmün Sistem organları Peyer plakları (Peyer yamaları): İnce bağırsakları çevreleyen lenf dokusu plaklarıdır. İnce bağırsağın ileum bölgesinde, yoğunlaşmış lenfoid yapıları şeklinde bulunan bölgelerdir. Sindirim sistemini korumak üzere özelleşmiş bağışıklık hücreleri içeren lenf düğümleridir. Bağırsak lümenindeki patojenlerin kontrol altında tutulmalarını sağlarlar. Peyer plakları ince bağırsak immünolojisinde önemli rol oynarlar. Fetal hayatın 24. haftasında oluşmaya başlarlar yaşlarında en çok olarak bulunurlar ve ilerleyen yaşla birlikte azalmaya başlarlar.

126 İmmün Sistem organları Apandis: İnsan anatomisinde apandis (vermiform appendix), çekuma bağlı, ucu kapalı tüp. Embriyolojik olarak çekümden gelişir. Latince "vermiform" kelimesi "solucanımsı görünen" anlamına gelir. Çeküm karın boşluğundaki ilk kese türü yapıdır. Apandis, kalın bağırsak ve ince bağırsağın karşılaştığı noktanın hemen yanında kese şeklinde bir yapıdır. Apandis, insan türünde sindirim organı olarak bir işlev görmemektedir ve evrimsel süreçte yavaş yavaş yokolduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte apandisin bağırsaktaki bakteri popülasyonu düzenlediğine dair çalışmalar yapılmıştır. Zengin kan damarları ve özel histolojik yapısından dolayı körelmiş bir organ olarak kabul edilemeyeceği de iddia edilir.

127 İmmün Sistem organları Kemik İliği: Kan hücreleri vücutta kemik iliğinde üretilirler. Kemik iliği bazı kemiklerin içinde bulunan süngerimsi bir yapıdır. Hepsi " Kök hücre Stem Cell" denilen bir hücreden köken alırlar Kemik iliğinde hematolojik kök hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler çeşitli besleme faktörleriyle vücudun ihtiyaçlarına göre kırmızı, beyaz hücreler ve kan pulcukları ( platelet-trombosit) üretirler. * Kök hücreler her üç tip hücreyi de üretebilirler. Kendilerini çoğaltabilir ya da kopyalayabilirler. Bu kopya hücreler zaman içinde olgun kan hücrelerine dönüşürler. Olgunlaşan kan hücreleri zamanı geldiği zaman kemik iliğini terk ederler. Sağlıklı bir vücut rahatlıkla kendine yetecek kadar kan hücresi üretir. Bu hücrelerden herhangibi birisi eksik olduğu zaman doktorlar "sitopeni" ismini verirler.sitopeni tanımı herhangibi bir gurubu kapsayabilir. KK nin eksik olduğu durumlar için "Anemi" BK nin eksik olduğu zaman "Lököpeni" Plateletlerin eksik olduğu zaman "Trombositopeni" den bahsedilir. Bazen 2 tip hücre eksik olur. O zaman, latince iki anlamına gelen "bi" eki kullanılarak "bisitopeni" tanımı kullanılır. Eğer her üç seri eksikse o zaman "Pansitopeni"den bahsedilir. *Blast: Yeni hücreler verecek olan yapı veya hücreyi gösteren ön veya son ek. Yani olgunlaşmamış, genç hücreyi ifade eder.

128 İmmün Sistem organları Deri veya cilt: Vücudu kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan ve doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası vücudumuzu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2)oksijen yine difüzyonla atılır. CO2 'de difüzyonla atılır. bu canlıların gelişmiş organları yoktur.dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer.derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir. Derinin bütünlüğünün korunması üzerinde yaşayan zararlı mikroorganizmaların vücuda girmesini engeller. Bu nedenle bağışıklık sisteminin bir oganı kabul edilir. Ayrıca cilt bizi dışarıya karşı koruyan bir bariyerdir. Aynı zamanda vücut ısısını ve su dengesini korur, çeşitli zararlı maddelerin ter yoluyla vücuttan atılımını gerçekleştirir. Kabaca cilt üç tabakadan oluşur: Epidermis, Dermis, Hypodermis(cilaltı yap dokusunun olduğu bölge) Deri 3 tabakadan oluşur.

129 İmmün Sistem Görevi

130 İmmün Sistem görevi Bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder.

131 İmmün Sistem görevi Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir.

132 İmmün Sistem görevi Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir

133 İMMUN SİSTEM NASIL ÇALIŞIR

134 İmmun Sistem Nasıl Çalışır Canlı vücudu oldukça farklı moleküllerden, hücrelerden ve dokulardan oluşan birçok savunma sistemi tarafından korunmaktadır. Canlıların bağışıklık sistemlerini uyaran ve canlı için kendinden-olmayan tüm moleküllere "antijen" veya "immunojen" denir. Vücut kendinden olmayan "antijen"lere karşı vücudu korur. Bu koruma sırasıyla 1- Yüzey engelleri: Deri, solunum ve sindirim sistemi 2- Doğuştan gelen bağışıklık sistemi: Kemik iliği, timus, lenf bezleri ve dalak gibi özelleşmiş merkezlerde yer alan fagositler, makrofajlar, lenfositler gibi savunma hücreleri ve molekülleri 3- Edinilmiş bağışıklık sistemi: B ve T lenfositler ve B hücrelerinin ürettiği glikoprotein yapılı antikorlar yani İmmun Globülünler(IgA, IgE, IgM,IgG, IgD) dir. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi Yanıt özgül değil Hızlıca ve en büyük düzeyde tepki verir. Hücre aracılı ve humoral bileşenler Bağışıklık belleği bulunmaz Edinilmiş bağışıklık sistemi Patojen ve antijene özgül yanıt verilir Geç tepki verir. Hücre aracılı ve humoral bileşenler Bağışıklık belleği oluşturulur.

135 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 1. Yüzey Engelleri Mekanik, kimyasal ve biyolojik engeller gibi bazı bariyerler insanı enfeksiyonlardan korur. Deri, enfeksiyon karşısında ilk hatta bulunan mekanik engeldir. Vücudun diğer açıklıkları olan akciğerler, bağırsak ve idrar deliği gibi açıklıklarını korumak için ise Mukus salgılayan hücreler canlıda bağışıklığın mekanik olarak korunmasına yardımcı olurlar. Akciğerlerde öksürük ve hapşırma, solunum yollarını tehdit oluşturan patojenlerin ve diğer maddelerin dışarı atılmasını sağlayan mekanik korumalardandır. Gözyaşıyla yıkama, idrar, solunum ve sindirim yolundaki mukus salgıları da mikroorganizmaları mekanik olarak dışarı atma yollarındandır. Kimyasal engeller de enfeksiyona karşı koruma yaparlar. Deri ve solunum alanı, ß-defensinler olarak bilinen antimikrobiyal peptidleri salgılar. Tükürükteki lizozim, fosfolipaz A2 gibi enzimler, gözyaşı ve göğüs sütü de antibakteriyal vücut salgılarındadır. Vajinal salgılar hafif asidik özellikteyken; meni patojenleri öldürmek üzere çinko ve defensinleri içermektedir. Midede gastrik asit ve proteaz salgıları, yutulmuş patojenlere karşı oldukça güçlü koruma yapan kimyasallardandır.

136 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 1. Yüzey Engelleri Bağırsaklarda ve gastrointestinal alanlarda bulunan kommensal flora da, ortama yerleşmek isteyen patojenik bakterilerle mücadeleye girerek, bazı hallerde ortamın ph ve ulaşılabilir demir miktarı gibi şartlarını değiştirerek biyolojik bir engel olarak görev görür. Bu, patojenlerin hastalığa neden olacak kadar yeterli sayıya ulaşma ihtimalini azaltır. Bununla beraber antibiyotiklerin çoğu bakterilere özgül olarak hedeflenmezler, bu yüzden kullanıldıklarında bu florayı yok edebilirler, ayrıca mantarlara karşı da işlev görmezler bu yüzden bakterileri florasının azalmasıyla vajina gibi bazı bölgelerde mantarların çoğalmasına yol açabilirler. Burada, normalde yoğurtta bulunan Lactobacillus gibi canlılardaki Probiyotik floranın ve bunların selektif olarak gelişmesini sağlayan Prebiyotiklerin tekrar gündeme gelmesinin iyi bir kanıtı bulunmaktadır; bu flora çocukların intestinal enfeksiyonlarındaki mikrobiyal populasyonların sağlıklı bir şekilde dengelenmesine yardımcı olur ve bakteriyal gastroenteritis, enflamasyonlu bağırsak hastalığı, idrar yolu hastalıkları ve ameliyat-sonrası enfeksiyonlar için yapılan çalışmalarda öncü olan verilerdendir.

137 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 2. Doğuştan Gelen Bağışıklık Sistemi Lökositler (beyaz kan hücreleri) tek hücreli canlılar gibi bağımsız davranabilirler ve doğuştan gelen bağışıklık sisteminin ikinci kollarıdırlar. Doğuştan gelen lökositler; fagositleri, makrofajları, nötrofilleri, dendritik hücreleri, mast hücrelerini, eozinofilleri, bazofilleri ve doğal öldürücü hücreleri kapsar. Bu hücreler bütün patojenleri hatta büyük patojenleri bile tanımlar, yutarak (fagosite ederek) ya da temasa geçerek onları öldürürler. Doğuştan gelen hücreler ayrıca edinilmiş bağışıklık sistemini etkinleştiren aracı moleküller olarak da önemlidirler. Fagositler genellikle patojenleri arayarak vücutta dolaşırlar ve özelleşmiş bölgelere sitokinler tarafından çağırılabilinirler. Bir patojen bir fagosit tarafından yutulduğunda, hücre içinde bir kümeye konur ve bu küme fagozom olarak isimlendirilir, fagozom sonradan hücre içinde bulunan lizozom denilen bazı kümelerle birleşir ve fagolizozom olarak isimlendirilir. Patojen, fagolizozom içinde sindirim enzimlerinin etkinliğiyle ya da solunumsal (oksidatif) tepkimeyi izleyen serbest radikallerin fagolizozom içine bırakılmasıyla öldürülür. Fagositler gerekli besinlerini bu şekilde almak için evrilmişlerdir fakat bu rolleri fagositlere patojenleri bir savunma mekanizması şeklinde yutmalarını da sağlamıştır. Nötrofiller ve makrofajlar da vücutta saldırgan patojenleri takip eden fagositlerdir. Nötrofiller normalde dolaşım sisteminde bulunurlar ve fagositlerin en çok bulunan tipleridir; toplam kanda dolaşan lökositlerin %50-60'ını oluştururlar. Kısmen bakteriyal enfeksiyonun sonucu olan yangının (enflamasyon) akut fazlarında, nötrofiller yangının olduğu bölgeye doğru kemotaksi olarak bilinen süreçle göç ederler ve genellikle enfeksiyon bölgesine ilk ulaşan hücrelerdir. Makrofajlar ise, dokularda bulunan ve çok yönlü hücrelerdir, enzimler, kompleman proteinleri ve interlökin 1 (sitokin) gibi düzenleyici faktörleri kapsayan kimyasalların geniş çeşitliliğini üretirler. Makrofajlar ayrıca çöpçüler gibi de davranıp, etkin edinilmiş bağışıklık sisteminin antijen sunan hücrelerinin atıklarını veya vücudun parçalanmış hücreleri gibi döküntülerini de temizlerler.

138 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 2. Doğuştan Gelen Bağışıklık Sistemi Dendritik hücreler, dış çevreyle ilişkide bulunan dokularda bulunan fagositlerdir; bu yüzden ana olarak deride ("Langerhans hücreleri" olarak isimlendirilirler), burunda, akciğerlerde, midede ve bağırsaklarda bulunurlar. Sinir hücreleri nöronların dendritlerine benzemelerinden dolayı böyle isimlendirilmiş olsalar da, sinir sistemiyle ilgileri yoktur. Dendritik hücreler antijen sunumu sürecinde doğuştan gelen ile edinilmiş bağışıklık sisteminde arasında T hücrelerine antijen sunmaları gibi bir rolle bağlantı oluşturduklarından edinilmiş bağışıklık sisteminin anahtarlarından biridirler. Mast hücreleri, bağ dokuda ve muköz membranlarda yerleşik olarak bulunurlar ve yangı (enflamasyon) yanıtını düzenlerler. Mast hücreleri, patojenlere karşı savunmayla ve sıcaklıkla yakından alakalı, fakat daha çok alerji ve anafilaksi ile ilişkilendirilen doğuştan gelen bağışıklık sistemi hücrelerinin bir çeşididir. Bazofiller ve Eozinofiller nötrofillerle bağlantılı hücrelerdir. Bir patojence etkinleştirildiklerinde, parazitlere karşı savunmada ve (astım gibi) alerjik reaksiyonlarda önemli rolü olan histamini salarlar. Bu yüzden herhangi bir doku harabiyetinin önlenmesiyle oldukça ilişkilidirler. Doğal öldürücü hücreler (NK ya da DÖH hücreler), tümör hücreleri veya virüslerce enfekte edilmiş hücrelere saldırıp onları yokeden lökositlerdir. İsimleri olan 'doğal öldürücü', etkinleştirilmeye ihtiyaç duymadan "kendini-kaybetmiş" hücreleri öldürdüklerinden verilmiştir.

139 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 3. Edinilmiş Bağışıklık Sistemi Edinilmiş bağışıklık yanıtı antijene özgüdür ve kendinden-olmayan antijenleri, "antijen sunumu" diye bilinen süreçte tanımayı gerektirir. Eğer bir patojen vücuda tekrar girerse, bellek hücreleri sayesinde daha hızlı ve güçlü bir cevap alarak yok edilir. Lenfositler Edinilmiş bağışıklık sisteminin hücreleri lökositlerin özel tipleri lenfositler olarak isimlendirilir. Periferik kanda lenfositlerin %20-50'sini dolaşır, kalanı lenfatik sistemle hareket eder. B ve T hücreleri lenfositlerin kemik iliğindeki hematopoietik kök hücrelerinden köken alan iki temel tipidir. B hücreleri humoral(salgısal) bağışıklık yanıtını oluştururken, T hücreleri hücresel bağışıklığı oluştururlar. B ve T hücrelerinin her ikisi de özgül hedefleri tanıyan reseptör molekülleri taşırlar.

140 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 3. Edinilmiş Bağışıklık Sistemi T lenfositler: Kanda dolaşan bütün lenfositlerin % 80'ini oluştururlar. T lenfositlerin iki ana alt tipi bulunmaktadır. a. Öldürücü T hücreleri: Öldürücü T hücreleri virüslerle veya diğer patojenlerle enfekte olmuş ya da işlev göremeyen veya hasarlanmış hücreleri öldüren T hücreleridir. T hücreleri MHC* molekülleri sayesinde virüs parçaları, kanser hücresi molekülleri, hatta bir bakterinin iç bölümüne ait parçalar bile tanınabilir. Bu sayede, dost hücrelerin içine sızıp kendilerini kamufle eden virüslerin yerini dahi bulabilirler. *MHC (Major Hıstocompatıbılıty Complex), T hücrelerinin düşmanı tanıyabilmeleri için özel olarak yaratılmış bir moleküldür. Antijeni kimyasal işlemlerden geçirip T hücrelerine sunarlar. b. Yardımcı T hücreleri: Yardımcı T hücreleri doğuştan ve edinilmiş bağışıklık yanıtlarını düzenler ve belirli bir patojene vücudun bağışıklık yanıtı tiplerinden hangisinin verileceğine karar verirler. Bu hücrelerin öldürücü (sitotoksik) işlevselliği yoktur, enfekte hücreleri öldürmezler veya patojenleri doğrudan temizlemezler. Bunun yerine bu hizmetlerdeki diğer hücreleri yönlendirerek bağışıklık yanıtını kontrol ederler. Dinlenen bir T hücresinin etkinleştirilmesi, bazı hücre tiplerinin hareketlerini etkileyen sitokinlerin salınmasına neden olur. Bu durumda makrofajlar ve öldürücü T hücreleri aktive olurlar.

141 İmmun Sistem Nasıl Çalışır 3. Edinilmiş Bağışıklık Sistemi B lenfositler ve Antikorlar(IgE v.s): Bir B hücresi bir patojeni, yüzeyindeki antikorlara özgü yabancı antijenler bağlandığında tanımlar. Yardımcı T hücrelerinden gelen sinyal ile B hücresi plazma hücresine dönüşerek ve bölününerek milyonlarca antikor üretmeye başlar. Bu antikorlar kan plazmasında ve lenfde dolaşır, antijen sunan patojenleri bağlar ve onları kompleman sisteminin ya da fagositlerin yıkımı ve kaldırması için işaretler. Yani B hücresinin ürettiği antikorlar ( immun globülünler) antijene bağlanarak bir T hücresinin veya bir Fagositin onları farkedip yok etmesini sağlarlar. Antikorlar ayrıca bakteriyal toksinleri bağlayarak veya virüslerin ve bakterilerin enfekte hücrede kullandıkları reseptörlere müdahalede bulunarak istilacıları doğrudan da etkisizleştirebilirler.

142 Antikorlar Globulin proteini içerirler = İmmunglobulin İg A: Bağırsak, solunum, genital kanalda bulunur. Patojenlerin kolonizasyonuna karşı mukozayı korurlar. Ayrıca Tükürük, gözyaşı ve anne sütünde bulunur. İg M: Erken dönem immun yanıtta oluşur. insan organizması herhangi bir antijenle karşılaştığında, bu düşmanla savaşmak Üzere vücutta üretilen ilk antikor IgM dir. Bundan yaklaşık bir hafta sonra ise, IgG lerin kanda çoğalmaya başladıkları görülür. IgM, düşmana karşı güçlü bir eritici ve kümeleştirici etkiyle savaşır. İg G: Geç dönemde oluşur. Serum immunglobülinlerinin %75 ini oluşturarak predominant olanıdır. Total serum proteinlerinin ise % sini oluşturur. 4 adet alt sınıfı bulunan IgG nin IgG1 alt sınıfı en yüksek konsantrasyonda bulunur. Enfeksiyonlara karşı uzun süreli savunmada rol oynar. IgG eksikliği tekrarlayan şiddetli pyojenik enfeksiyonlara neden olur. Klinik olarak önemli otoantikorların pek çoğu IgG sınıfındadır. Multiple myelomun en sık rastlanan formu IgG tipindedir. Bunun da %77 si IgG1 alt sınıfına aittir. Plasentayı geçebilen tek immunglobülindir. Bu yüzden bebeklerin enfeksiyona direncinin temininde en önemli rolü oynar. İg E: Alerjilerden sorumludur. Parazit enfeksiyonları ve allerjik reaksiyonlar sırasında mast hücreleri ve bazofil hücrelerinin yüzeyine yapışarak bu hücrelerin başta histamin olmak üzere çeşitli kimyasal maddeler salgılamalarını uyaran antikorlara İMMUNOGLOBULİN E (IgE) ismi verilir. İg D : Bazofil ve mast hücrelerine bağlanarak onları aktive ederler. Bu sayede ürütilen antimikrobiyal faktörler solunum sisteminin korunmasında rol alırlar.

İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9

İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9 İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9 bölümden oluşmuştur. Ağız; dil, diş ve tükürük bezlerinden

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III Doç.Dr. Senem Güner MİDE Mide gıdaların depolandıgı, karıstırıldıgı ve sindirildigi organdır. Özefagustan gelen gıdalar midye altözefageal giristen girerler ve pilor pompası

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Karbonhidrat, protein, ya gibi besin maddelerinin yapı ta larına parçalanmasına, sindirim adı verilir. Sindirim iki a amada gerçekle ir.

Karbonhidrat, protein, ya gibi besin maddelerinin yapı ta larına parçalanmasına, sindirim adı verilir. Sindirim iki a amada gerçekle ir. Karbonhidrat, protein, ya gibi besin maddelerinin yapı ta larına parçalanmasına, sindirim adı verilir. Sindirim iki a amada gerçekle ir. Mekanik Sindirim: Besinlerin dil, di ve kaslar yardımı ile küçük

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi Fen Bilimleri 7. Sınıf Aşağıda, sindirim sistemi ile ilgili verilen ifadelerden doğru olanlarının yanına (, yanlış olanlarının yanına (Y) koyunuz. Aşağıda verilen resimde sindirim sistemi organlarının

Detaylı

Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir.

Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir. Sindirim sistemi Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir. Sindirim sisteminin ana organları ve yan organları bulunmaktadır.

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI 11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI DOLAŞIM SİSTEMİ İki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere kalpler dört odacıktır. Temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır.

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır. CANLILARDA ENERJİ Besinlerin Enerjiye Dönüşümü Besin öğeleri: Karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler, mineraller Besin maddelerindeki bu öğelerin vücut tarafından kullanılabilmesi için sindirilmesi

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

SİNİR SİSTEMLERİ. SANTRAL SİNİR SİSTEMİ Beyin. Anatomik Olarak PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ His Motor

SİNİR SİSTEMLERİ. SANTRAL SİNİR SİSTEMİ Beyin. Anatomik Olarak PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ His Motor ANATOMİ Anatomi, vücut bölümlerinin yapısını ve gelişimini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı, vücut bölümlerinin yapılaşması ve biçimleri ile ilgilendiği için, Morfoloji'nin bir alt grubu veya

Detaylı

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI Canlılarda Enerji Besinlerin Enerjiye Dönüşümü İnsanların gün boyunca hareketlerinin devamını, hastalanınca iyileşmelerini, fizyolojik ve psikolojik tepkilerinin devamlılığını

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 13 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 13 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 13 Sağkalım için hücreler çevreleri ile madde alışverişi yapmalıdır O2 ve besin maddelerinin alınıp, CO2 ve atık maddelerin verilmesi Difüzyon madde taşınımında kısa mesafeler için

Detaylı

Sindirim Sistemi Fizyolojisi

Sindirim Sistemi Fizyolojisi Sindirim Sistemi Fizyolojisi 1 Sindirim: Sindirim sisteminin fonksiyonu, vücuda alınan besin maddelerini mekanik ve kimyasal olarak parçalamak ve gerekli olanlarını kan dolaşımına absorbe etmektir (emilim).

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ. Prof. Dr. Taner Dağcı

SİNDİRİM SİSTEMİ. Prof. Dr. Taner Dağcı SİNDİRİM SİSTEMİ Prof. Dr. Taner Dağcı Sindirim Sistemi Organları GASTROİNTESTİNAL KANALIN YAPISI GASTROİNTESTİNAL KANALIN YAPISI Sindirim Sisteminin Görevleri Sindirim sistemi, alınan besin maddelerini

Detaylı

SİNDİRİM. . canlılarda dışarıdan alınan besinlerin hücreler tarafından kullanılabilir hale gelmesi için sindirilmesi gerekir.

SİNDİRİM. . canlılarda dışarıdan alınan besinlerin hücreler tarafından kullanılabilir hale gelmesi için sindirilmesi gerekir. SİNDİRİM. canlılarda dışarıdan alınan besinlerin hücreler tarafından kullanılabilir hale gelmesi için sindirilmesi gerekir. Sindirim : Büyük moleküllü besin maddelerinin. ayrılarak hücre zarından geçebilecek

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı Hayvan hücreleri mikroskop ile incelendiğinde hücre şekillerinin genelde yuvarlak

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü Proteinler, yağlar ve karbohidratlar balıklar amino asitlerin dengeli bir karışımına gereksinim tarafından enerji

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI

SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI Sindirim sistemi; İnsan, yaşam için gerekli enerjiyi ancak besinlerdeki kimyasal maddelerden alabilir. Sindirim

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 5 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 9 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 11 SİSTEMATİK... 13 BİTKİ VE HAYVANLARIN

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ. Kemiklerin Görevleri: - Destek ve hareket sistemimiz: iskelet sistemi, eklemler ve kas sisteminden meydana gelir.

DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ. Kemiklerin Görevleri: - Destek ve hareket sistemimiz: iskelet sistemi, eklemler ve kas sisteminden meydana gelir. DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ - Destek ve hareket sistemimiz: iskelet sistemi, eklemler ve kas sisteminden meydana gelir. İskelet Sistemi - İskelet sisteminin oluşturan yapılar kemiklerdir. - Kemikler şekillerine

Detaylı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 6 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 11 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 13 SİSTEMATİK... 34 BİTKİ VE

Detaylı

KAN VE KAN HÜCRELERİ İNSAN VÜCUDU KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER 33

KAN VE KAN HÜCRELERİ İNSAN VÜCUDU KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER 33 İNSAN VÜCUDU KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER 33 İlkyardım, sağlıkla ilgili bazı uygulamalar olduğundan, uygulamalarda başarılı olabilmek için ilkyardımcının, insan vücudunun yapısı ve işleyişi konusunda

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. SOLUNUM SİSTEMLERİ Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. 1. Dış Solunum Solunum organlarıyla dış ortamdan hava alınması ve verilmesi, yani soluk alıp vermeye

Detaylı

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar yapılarında.. (C),.. (H) ve. (O) atomu bulunduran organik bileşiklerdir. Karbonhidratların formülü ( ) ile gösterilir. Nükleik asitlerin, ATP nin, hücre, bitkilerde yapısına

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR ADIM ADIM YGS LYS 174. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR Dolaşım Sisteminde görev alan damarlar şunlardır; 1) Atardamarlar (arterler) 2) Kılcal damarlar (kapiller) 3) Toplardamarlar (venler) 1) Atardamar

Detaylı

Fizyoloji Nedir? 19/11/2015. FİZYOLOJİ KAVRAMI ve HÜCRE. Yaşayan organizmaların karakteristik özellikleri nelerdir?

Fizyoloji Nedir? 19/11/2015. FİZYOLOJİ KAVRAMI ve HÜCRE. Yaşayan organizmaların karakteristik özellikleri nelerdir? Fizyoloji Nedir? FİZYOLOJİ KAVRAMI ve HÜCRE Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Canlıyı oluşturan doku ve organların fonksiyonlarını ve bu fonksiyonların nasıl yerine geldiklerini inceleyen bilim dalıdır. Yaşayan

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010 IV. Kurul Gastrointestinal Sistem ve Metabolizma IV. Kurul Süresi: 5 hafta IV. Kurul Başlangıç Tarihi: 17 Şubat 2010 IV. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 22 23 Mart 2010 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ 2009-2010,Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin amacı Eritrositlerin yapısal özellikleri Fonksiyonları Eritrosit yapımı ve gerekli maddeler Demir metabolizması Hemoliz Eritrosit

Detaylı

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI 4. Laboratuvar: KAN DOKU Kan dokusunun görevleri 1 Kan dokusunun yapı elemanları 2 Kan grupları 12 İnce yayma kan preparatı tekniği 15 1. GİRİŞ Kan doku, atardamar, toplardamar

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI B) ÇEVRESEL (PERİFERAL) SİNİR SİSTEMİ Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir

Detaylı

Kardivasküler Sistem

Kardivasküler Sistem Kardivasküler Sistem Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir Metabolizma sonucu oluşan artık maddeler ve CO 2 nin dokulardan uzaklaştırılmasında

Detaylı

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi A. GAZ ALIŞ VERİŞİ Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi Canlılarda hayatsal olayların sürdürülebilmesi için gerekli olan enerji hücresel solunumla elde edilir. Genellikle oksijenli olarak gerçekleşen

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 TEK ZARLI ORGANELLER 4) Koful Hücre içerisinde çeşitli görevleri bulunan organeldir. Genel olarak hayvan hücrelerinde çok sayıda küçük küçük ;bitki hücrelerinde

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS

Detaylı

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi HÜCRE Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi Hücre Canlıların en küçük yapı taşıdır Bütün canlılar hücrelerden oluşur Canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilir Bitki ve hayvan hücresi = çok

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Outline (İzlence) 1. Hafta Biyokimya Nedir? Organizmadaki Organik Bileşiklerin Yapısı. 2. Hafta Enerji Sistemleri 3. Hafta

Detaylı

Yaşayan organiznaların karakteristik özellikleri nelerdir

Yaşayan organiznaların karakteristik özellikleri nelerdir FİZYOLOJİ 1 Fizyoloji Nedir? Canlıyı oluşturan doku ve organların fonksiyonlarını ve bu fonksiyonların nasıl yerine geldiklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Yaşayan organizmaları inceler Yaşayan organizmaların

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER Boşaltım Sistemi İNSANLARDA BOŞALTIMIN AMACI NEDİR? VÜCUDUMUZDAN HANGİ ATIK MADDELER UZAKLAŞTIRILIR? İDRAR SU TUZ KARBONDİOKSİT BESİN ATIKLARI ÜRE ATIK MADDELERİ VÜCUDUMUZDAN HANGİ

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞINIM

HÜCRE ZARINDA TAŞINIM HÜCRE ZARINDA TAŞINIM Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ YDÜ TIP FAKÜLTESİ BİYOFİZİK AD Küçük moleküllerin zardan geçişi Lipid çift tabaka Polar moleküller için geçirgen olmayan bir bariyerdir Hücre içindeki suda

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

Kan ve kan bozuklukları ile ilgili araştırmaların yapıldığı ve tedavinin geliştirildiği bilim dalına hematoloji (kan bilim) denilir.

Kan ve kan bozuklukları ile ilgili araştırmaların yapıldığı ve tedavinin geliştirildiği bilim dalına hematoloji (kan bilim) denilir. KAN KİMYASI Kan; atardamar, toplar damar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan ;akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati bir sıvıdır. Kan ve kan bozuklukları

Detaylı

DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI

DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI Tek hücreli canlılarda ve çok hücreli olup da hücreleri dış ortamla sıkı ilişkide olan canlılarda (hidra, planarya) özel bir dolaşım sistemi yoktur. Çünkü bunlarda gerekli maddeler

Detaylı

VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup

VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup normal yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan, yiyecekler içerisinde doğal olarak bulunan basit yapılı bileşiklerdir. VİTAMİNLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ=)

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak

Detaylı

İnsanda Destek ve Hareket Sistemi

İnsanda Destek ve Hareket Sistemi İnsanda Destek ve Hareket Sistemi A. HAYVANLARDA DESTEK VE HAREKET Canlı vücuduna desteklik görevi yapan, vücudun çeşitli kısımlarını koruyan ve hareketi sağlayan sisteme destek ve hareket sistemi denir.

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! DERS : BİYOLOJİ KONU: HÜCRE BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimidir.( Virüsler hariç) Şekil: Bir hayvan

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) 2017-2018 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 31 Biyofizik 4-4 Fizyoloji 22 5X2 27 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 18 Tıbbi

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında oluşmuş kanalcıklardır. Yumurta hücresi, embriyonik hücreler ve eritrositler(alyuvar)

Detaylı

6.Sınıf. Canlılık Hücreyle Başlar Konu Testi FEN BİLİMLERİ. Test-01 I II III. Yukarıdaki şekilde bir hayvan hücresi genel kısımlarıyla modellenmiştir.

6.Sınıf. Canlılık Hücreyle Başlar Konu Testi FEN BİLİMLERİ. Test-01 I II III. Yukarıdaki şekilde bir hayvan hücresi genel kısımlarıyla modellenmiştir. Canlılık Hücreyle Başlar Konu Testi FEN BİLİMLERİ 6.Sınıf Test-01 1. 4. I II III Yukarıdaki şekilde bir hayvan hücresi genel kısımlarıyla modellenmiştir. Buna göre I, II ve III numaralı yapılar aşağıdakilerden

Detaylı

Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur:

Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur: KAN FİZYOLOJİSİ Kan Dokusu Plazma veya serum adı verilen sıvıda, süspansiyon halindeki hücresel elementleri içeren dokuya kan dokusu denir. " Total miktarı vücut ağırlığının ~ % 8 idir." Kanın bileşimi

Detaylı

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1 Dolaşım Fizyolojisi Kan Kan, vücutta damarlar içinde devamlı halde dolaşan bir dokudur. Kan, plazma içinde süspansiyon halinde bulunan eritrosit

Detaylı

Besin Glikoz Zeytin Yağ. Parçalanma Yağ Ceviz Karbonhidrat. Mide Enerji Gliserol Yapıcı Onarıcı. Yemek Ekmek Deri Et, Süt, Yumurta

Besin Glikoz Zeytin Yağ. Parçalanma Yağ Ceviz Karbonhidrat. Mide Enerji Gliserol Yapıcı Onarıcı. Yemek Ekmek Deri Et, Süt, Yumurta SİNDİRİM SİSTEMİ KARBONHİDRAT PROTEİN Besin Glikoz Zeytin Yağ Parçalanma Yağ Ceviz Karbonhidrat Mide Enerji Gliserol Yapıcı Onarıcı Yemek Ekmek Deri Et, Süt, Yumurta Enzim Şeker Enerji Aminoasit YAĞ VİTAMİN

Detaylı

BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI

BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI BOŞALTIM SİSTEMİ BOŞALTIM NEDİR? O Vücudumuzda gerçekleşen olaylar sonucunda oluşan karbondioksit, üre, tuz, fazla miktarda bulunan su gibi atık maddelerin dışarı atılmasına boşaltım denir. BOŞALTIM SİSTEMİ

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Genel Sindirim Tipleri Hayvanlarda sindirim enzimlerinin etkisi ya vücut dışında (ekstraintestinal) ya da vücut içinde (intraintestinal) olur.

Genel Sindirim Tipleri Hayvanlarda sindirim enzimlerinin etkisi ya vücut dışında (ekstraintestinal) ya da vücut içinde (intraintestinal) olur. HAYVANLARDA SİNDİRİM SİSTEMİ Canlıların hayatsal faaliyetlerini devam ettirebilmek için gerekli besin maddelerinin (protein, yağ, karbohidrat, mineral madde, su ve vitamin) dışarıdan alınması işlemine

Detaylı