Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri"

Transkript

1 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri NEWCASTLE HASTALIĞI (ND) Yalancı Tavuk Vebası Avian Paramyxovirus-1 Enfeksiyonu facebook.com/tavder twitter.com/tavder

2

3 Başyazı Başyazı Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Başkan Değerli Meslektaşlar Öncelikle içinde bulunduğumuz 2012 yılının tüm insanlık, ülkemiz, mesleğimiz ve sektörümüz için güzelliklerle dolu olmasını diliyor ve geçtiğimiz yıla kısaca bir göz atıp bu yıldan beklentilerimizi sıralayabiliriz diye düşünüyorum. Haziran 2011 de genel seçimler yapıldı, partilerin TBMM sindeki sıralaması değişmedi. Bakanlığın adı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak değiştirildi ve Bakanlık görevini de yine Dr M. Mehdi EKER üstlendi. Dünyada Veteriner Hekimlik Eğitiminin 250 yılı ülkemizde de kutlanmıştır. Türkiye de 2011 yılı, Milli Marşımızın Şairi Veteriner Hekim Mehmet Akif ERSOY un vefatının 75. ve İstiklal Marşı mızın kabulünün 90. yılı olarak ilan edilmiştir. Bu anlamlı yıl, gerek meslek örgütlerimiz ve gerekse resmi ve özel birçok kuruluş tarafından değişik etkinliklerle gündemde tutulmuş, anılmıştır. Türkiye deki tavukçuluk üretim faaliyetleri 2011 yılında artarak devam etti. Beyaz ette üretim milyon tona, fert başına yıllık tüketim de 20 kg a ulaştı. İhraç edilen piliç eti 196 bin ton ve karşılığı da 341 milyon dolar oldu. Yumurta üretimi de çok ciddi artışlar gösterdi. Üretim 14 milyar adede tüketim de fert başına yıllık tüketim köy yumurtaları dahil edildiğinde yaklaşık 200 adede ulaştı. Yumurta ihracatı bin tona -başka bir ifade ile 3,5 milyar adede- ve karşılığı da285.7 milyon dolar oldu. Yumurta tüketiminin kalp damar hastalıkları yönünden sağlık üzerine olumsuz etkiler yaptığına ilişkin tereddütlerden artık hiç söz edilmemekte olup yumurta tamamiyle hak ettiği itibara kavuşmuştur. Yumurta içindeki kolestrolün insan sağlığına zarar verecek boyutlarda olmadığı uzman tıp doktorları tarafından artık açık açık ifade edilmektedir. Beyaz et tüketimine ilişkin ise hala eksik ve yanlış bilgilerden kaynaklanan şehir efsaneleri ortada dolaşmaktadır. Yeterince bilgi sahibi olmayanlar piliçlerin 42 günde 2.5 kg canlı ağırlığa ulaşabileceğine birtürlü akıl erdirememektedirler. Bu konuda biz akademisyenlerinde son 10 yıl içersinde yaptığı bilimsel proje çalışmalarında 6 hafta sonunda bu canlı ağırlık değerlere rahatlıkla ulaşılabileceği kanıtlanmıştır. Bu konularda VTD nin de dahil olduğu ihtisas derneklerine beyaz etin ne derece sağlıklı ve besleyici değerlere sahip olduğu konusunda tüketiciyi aydınlatmak adına ciddi görevler düşmektedir. Bu yıl bir başka önemli gelişme de mevzuat konusunda olmuş, AB Gıda mevzuatına uyum sürecinde bir aşama daha geçilmiştir sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu yürürlüğe girmiştir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 5996 Sayılı Kanun kapsamında yumurta sektörünü yakından ilgilendiren yönetmelikleri Aralık 2011 de peş peşe yayımlamıştır. Hastalıklarla mücadeleden, yem üretim ve arzına, kanatlı refahına, kadar çok sayıda yönetmelik uygulamaya girmiştir. Üretimden-tüketime yumurta sektörü yeni bir vizyona kavuşmuştur. Üretimde 2015 den sonra, geleneksel kafes sistemleri yerini alternatif kafes modellerine bırakacaktır. Yem hijyeni daha bir ön plana çıkacak özellikle Salmonela insidansı ve azaltılmasına yönelik programlar kesinlikle yürütülecektir. Tabiatı ile bu uygulamalar kanatlı sağlığını ve ürün kalitesini artırmak suretiyle halk sağlığını olumlu etkileyecek, tüketimin artmasını teşvik edecektir. >> devamı 32 de Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 MEKTUP ANKARA 1

4 Yerel Süreli Yayın Veteriner Tavukçuluk Derneği nin yayın organıdır. Yılda 4 kez 3 ayda bir yayımlanır. Veteriner Tavukçuluk Derneği Adına Sahibi Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ Yayın Kurulu Prof. Dr. Mehmet AKAN Prof. Dr. Erol ŞENGÖR Dr. Serdar ERTAŞ Uzman Vet. Hek. Mücteba BİNİCİ Vet. Hek. Ekrem T. YÜCESAN İdare Yazışma Adresi İrfan Baştuğ Caddesi No: 26/3 Dışkapı / ANKARA Tel: Faks: Banka Hesapları REKLAM GELİRLERİ Türkiye İş Bankası Dışkapı Şubesi IBAN No: TR ÜYE AİDATLARI Türkiye İş Bankası Dışkapı Şubesi IBAN No: TR Dergide yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Alıntı Yapılamaz. Grafik Tasarım ve Baskı Elma Teknik Basım Matbaacılık Ltd. Şti. Çatal Sok.11/A Maltepe/ Ankara Tel: Fax: elma@elmateknikbasim.com.tr Basım Tarihi: MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

5 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar BİYOTEKNOLOJİDE SON NOKTA; GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR Prof. Dr. Ayhan Filazi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı E-posta: Türkiye de Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunda Biyogüvenlik Yasasının hazırlanması ve yayınlanması ile başlayan tartışmalar son olarak Biyogüvenlik Kurulu nun 13 genetiği değiştirilmiş mısırın ithalatına izin vermesiyle iyice artmaya başladı. Tartışmaların dozu medyanın ilgisine göre değişmekle beraber bitmeyeceğe benzemektedir. Konuyla ilgili özellikle bazı sermaye kesimleri ile bunlara yakın bilim insanları genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) tamamen zararsız olduğunu savunurken, bazı sivil toplum örgütleri ile bunlara yakın bilim insanları zararlı olduğu gerekçesiyle GDO lara karşı çıkmaktadır. Konuyu tam olarak anlamakta zorluk çeken tüketici kesimin ise kafası oldukça karışmış durumda. GDO zararlı mı değil mi? Biz kime inanalım? Şimdiye kadar yapılan tartışmalar kafaları bulandırmaktan başka bir işe yaramadı. Bu makale yayına hazırlandığı sırada ise Risk değerlendirme raporları tamamlanan 9 mısır çeşidi daha Biyogüvenlik Kurulu tarafından kamuoyu görüşüne sunulmuştu. Görüş verme süresinin ise de dolacağı belirtilmişti. Kamuoyu görüşüne açılan Bilimsel Komite Raporlarında genetiği değiştirilmiş 6 mısır geninin ithal edilmesi riskli, diğer 3 genin ise risksiz olduğu ifade edilmiş. Raporlardan anladığımıza göre MIR604, T25, MON863, MON863xNK603, MON863xMON810, MON863xMON810xNK603 mısır çeşitlerinin riskli, MON810, 59122xNK603 ve MON88017 mısır çeşitlerinin ise riskli olmadıklarını görüyoruz. Öncelikle daha önce ithalat izni verilmiş genetiği değiştirilmiş tüm mısır ve soya çeşitleriyle yukarıda adı geçen 9 mısır çeşidinin tümünün Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) tarafından hem gıda hem de yem amaçlı kullanımının uygun görüldüğünü belirtmek gerekir. O halde EFSA nın yem ve gıda olarak kullanıldığında herhangi bir risk taşımayacağını belirttiği ama Türkiye deki Bilimsel Risk Değerlendirme Komitelerinin yem olarak kullanılmasında sakınca gördüğü riskler nelerdir? Yine raporlardan anladığımıza göre MIR604 çeşidinin oldukça yeni olduğu ve ortaya çıkabilecek riskler konusunda yeterli veri bulunamadığı için oy çokluğuyla, T25 mısır çeşidinin ise yine aynı nedenle uygun olmadığına (oy çokluğu olup olmadığı belli değil), MON863 mısır çeşidinin hepato-renal toksisite başta olmak üzere, dalak, immun sistem, genito-üriner sistem dahil çoklu organ ve sistem zedelenmesini rapor eden yayınların varlığı, nptii antibiyotik direnç geni (neomisin direnç geni) taşıması ve bu genin bitkiden bakterilere yatay gen geçişinin mümkün olabileceğine ilişkin yayınların varlığı dikkate alınarak risk taşıyabileceğine ise oybirliği ile karar verilmiş. Diğer 3 çeşit ise MON863 çeşidini içeren melez çeşitler olduğundan oy birliğiyle uygun görülmemiş. Yalnız burada ilginç olan nokta MON863xMON810 ile MON863xMON810xNK603 mısır çeşitlerinde bulunan MON810 geni için her iki raporda da genetik yapı yönünden kararsızlık ve toksikolojik (hepatorenal toksisite ve bağışıklık sistemini baskılayıcı) yönden olumsuzluğa işaret edilirken, yine aynı zamanda görüşe açılan MON810 mısır çeşidinde herhangi bir risk bulunmaması nedeniyle yem olarak kullanılmasının uygun olacağı oy çokluğuyla kabul edilmiş. Görüldüğü gibi Bilimsel Komitelerde de tam olarak bir görüş birliğinden söz etmenin olanağı bulunmamaktadır. Bir Komitenin uygun bulduğunu diğer komite uygun bulmamış veya komitelerin içinde bile kararlar oy çokluğuyla alınmıştır. Bu da GDO konusundaki tartışmaların daha çok süreceğini göstermektedir. Burada tartışmaya neden olan konular üzerinde durup onları değerlendireceğiz. Yazının sonunda umarım çoğu kişinin kafasındaki soru işaretleri yanıtlanmış olacaktır. GDO Nedir? Dünya Sağlık Örgütüne göre GDO lar veya transgenik ürünler, genetik materyali doğal olmayan bir yolla değiştirilmiş organizmalardır. Burada altı çizilmesi gereken nokta GDO nun genel bir isim olduğu ve tek bir çeşidi ifade etmediğidir. Belli bir amaçla seçilen bir gen, bir organizmadan farklı türdeki başka bir organizmaya biyoteknolojiyle aktarıldığında GDO ortaya çıkar. GDO lar virüs, bakteri, hayvan veya bitkilerden genler içerirler. Biyoteknoloji ise günümüzde Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 MEKTUP ANKARA 3

6 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar gıda, tıp, tarım ve hayvancılık, çevre ve endüstriyel alanda sürekli yaygınlaşma eğiliminde olan 21. yüzyılın teknolojisi olarak göze çarpmaktadır. Hekimliği ilgilendiren alanlardan en önemlisi olan tıbbi biyoteknolojide enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinde ilaçların geliştirilmesi (antibiyotik penisilin ve streptomisin ve poliklonal antikorlar, aşı üretimi), hücre füzyonu (monoklonal antikorlar, gen terapisi) ve rekombinant DNA uygulamaları yer alır. Rekombinant DNA teknolojisi ile üretilen ilaçlara rekombinant ilaç denir ve antikorlar, aşılar, kanın pıhtılaşma faktörleri, hormonlar, büyütme faktörleri, sitokinler, enzimler, süt proteinleri, kollajen ve fibrojen bu tür ilaçlara örnek olarak gösterilebilir. Bunlardan diyabet hastalarında en çok kullanılan ilaçlardan biri olan insülin 1982 den beri insanlarda sorunsuzca kullanılmaktadır. Hayvancılık alanında ise genetiği değiştirilmiş (transgenik) hayvanlar, genomlarında kendilerine ait olmayan bir geni taşıyan hayvanlar olarak tanımlanır ve tıp, biyoloji, hayvancılık gibi yaşam bilimleri içinde geniş bir uygulama alanı bulurlar. Transgenik hayvan üretmek için gen transferi uygulamaları 1980 yılında ilk defa farelerde gerçekleştirilmiş ve bu fareler moleküler düzeydeki temel araştırmalarda karmaşık biyolojik işlemleri aydınlatmada kullanılmışlardır. Canlının bedenine dair yeni bilgilerin öğrenilmesi, genetik şifrenin çözülmesi, fizyolojik sistemlerin genetik kodunun öğrenilmesi, genetik olarak hastalık modellerinin geliştirilmesi, yeni özellikli hayvanların ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, çiftlik hayvanlarının büyümesinin hızlandırılması, yem tüketimin azaltılması, karkas ve süt kompozisyonunun ve/ veya üretiminin iyileştirilmesi ve hastalıklara direncin arttırılması biyoteknolojinin hayvancılıktaki en önemli amaçları arasında sıralanmaktadır. Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere yıllardan beri kullanılan bu yöntem, günümüzde gıda üretiminde kullanılması ve bu yolla üretilen gıdaların insan ve hayvan tüketimine sunulması nedeniyle tartışılmaya başlanmıştır. GDO taraftarları bu tür ürünlerin üretiminin tarımsal ilaç kullanımını azalttığı, verimlilikte ve raf ömründe artış sağladığı, uygun olmayan iklim koşullarında ürün alınabildiği, besin değerinin zenginleştirilebildiği ve bu üretim biçiminin dünyadaki açlığa çare olabileceğini iddia etmektedir. GDO karşıtları ise bunların çevresel, sosyal ve ekonomik risklerinin yanı sıra sağlığa da zarar verdiğini ayrıca açlık ve kıtlığın sadece gıdanın azlığından değil onun eşit dağıtılmamasından kaynaklandığını savunmaktadırlar. Ancak her iki taraf da iddialarını hep veya hiç prensibine göre, yani tümü zararlı veya tümü zararsız şeklinde savundukları için kavram kargaşası yaşanmasına neden olmaktadır. Çünkü GDO ların tümü zararsızdır demek ne kadar yanlış ise GDO ların tümü zararlıdır demek de o kadar yanlıştır. Tümü zararlı olsa yaklaşık 30 yıldır sorunsuzca kullanılan insülini de reddetmemiz gerekecektir. Buna ilişkin olarak Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve EFSA gibi kuruluşlar genetiği değiştirilmiş organizmaların toksikolojik ve besleyici özellikleri, geleneksel olarak yetiştirilen eşdeğerine benziyor ise güvenli olur şeklinde görüş belirtmişlerdir. Ancak bu görüşün eleştirilere maruz kalması üzerine Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2000 yılındaki toplantısında genetiği değiştirilmiş gıdanın güvenlik değerlendirmesi yapılırken bunun sadece bir başlangıç noktası olarak ele alınmasını ve karşılaştırmanın tüm yönleriyle yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca FAO, gen aktarımının kontrolsüz olması ve aktarılan genin farklı sonuçlara yol açabilmesi nedeniyle güvenlik değerlendirmelerinin her bir toprak, iklim ve üretim biçimine özgü her olguda ayrı ayrı (case by case) yapılması gerektiğini öne sürmektedir. GDO lardaki Tartışma Konusu Nedir? 4 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

7

8 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Çevresel risklerle ilgili olarak GDO ların çevreye salınması ile mevcut türlerin kaybı, zararlı türlerin ortaya çıkışı, biyolojik çeşitliliğin azalması, bakteriden gelen genlerin kelebek, arı ve kuşların ölümüne yol açması, antibiyotiklere dayanıklılık genlerinin toprak bakterilerine geçmesi ve ekolojik denge üzerinde tahmin edilemeyen etkilerin ortaya çıkması üzerinde durulmaktadır. Ancak bunların birer varsayımdan ibaret olduğu ve kanıtlanmaya muhtaç olduklarını da belirtmek gerekir Sosyal ve ekonomik risklerin, birkaç çok uluslu şirketin tüm dünyanın tüketim kararları üzerinde etkili olacağı, gelecekteki nesillerin genetik özelliklerinin belirlenmesiyle hastalık riski olanların sigortalanmaması, tohumluk ve ilaç bakımından dışa bağımlılık, doğanın değiştirilmesi ile Tanrı rolü oynanması ve nihayetinde insan klonlanması ile ikinci sınıf yurttaş yaratılabileceği iddia edilmektedir. Benim düşünceme göre günümüz dünyasına hakim olan vahşi kapitalist sistem göz önüne alındığında mantık sahibi hiçbir insan bunun aksini iddia edemez. Sağlığa yönelik risklerin ise GDO daki aktarılmış genin bunu alan canlıların genomuna eklenmesi ve böylece genetik yapının değişmesi, insan ve hayvan sağlığına yönelik olumsuz etkiler, gen aktarılmasında kullanılan antibiyotik direnç genlerinin patojen bakterilere geçmesi, genetiği değiştirilmiş gıdadaki genin bağırsaklardan emilmesi ve alerji oluşturabileceği şeklinde olduğu belirtilmektedir. Uzmanlık alanımız sağlık olduğuna göre bunları biraz daha açmakta yarar vardır. ile ilişkili olan nptii geninin kullanımını serbest bırakır, ikinci gruptaki kloramfenikol (CmR geni), ampisilin (ampr geni) streptomisin ve spektinomisin (aada geni) genlerinin alan deneylerine izin verir, ama pazara sunumunu yasaklar, üçüncü gruptaki amikasin (nptiii geni) ve tetrasikline (teta geni) direnç oluşturan genleri içeren GDO ların deneylerini dahi yasaklar. Ayrıca 2004 te DSÖ nün Uzman panelinde de hücreye gereksiz işaretleyici genleri katan yöntemlerin bırakılması yönünde bir tavsiye kararı çıkmıştır. Ama bu uyarının dikkate alınmadığı ve biyoteknoloji endüstrisinin kullanışlı bulunan ve performansı beğenilen antibiyotiğe dirençli genleri kullanmaya devam ettiği ve alternatif işaretleyici gen arayışlarına da girmediği görülmektedir (Ergin ve Karababa,2011). Günümüzde antibiyotiklere direncin artması da bu görüşü destekler niteliktedir. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki hekimlikte akılcı antibiyotik kullanımı bilinci yerleşmemesi dirençli suşların ortaya çıkmasında hala en önemli faktördür. GDO ya Aktarılan Gen Sindirim Kanalından Emilir ve Hayvansal Gıdalarda Kalıntı Bırakır mı? Buradaki endişe, bitkiye yerleştirilmiş genlerin hayvanların bağırsaklardan emilmesi ve et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerde kalıntısına rastlanması ola- Antibiyotik Direnç Genleri Patojen Bakterilere Geçebilir mi? Buradaki endişe, genetiği değiştirilmiş ürünlerde işaretleyici gen olarak kullanılan antibiyotik direnç genlerinin bağırsaklardaki patojen bakterilere de geçmesi ve bu nedenle antibiyotik tedavisinin etkinliğinin azalmasıdır. Örneğin nptii geni ile direnç gelişen kanamisin ve neomisin, DSÖ tarafından oldukça önemli antimikrobiyaller sınıfında yer almaktadır. Özellikle kanamisin çoklu ilaç direnci gösteren tüberküloz vakalarında ikinci tercih edilebilecek ilaçtır ve giderek artan küresel tüberküloz direncinde önemli silahlardandır. Bu ilaca direnç gelişmesi olasılığı sağlık yönünden önemli bir tehdittir. EFSA, Avrupa İlaç Birliği (European Medicines Agency-EMEA) nin de uyarısıyla uygulanan genleri üç gruba ayırmıştır. Birinci grupta bulunan kanamisin ve neomisin direnci Global Expertise. Local Solutions. Dünya Çapında Uzmanlık. Yerel Çözümler. Pfizer Kanatlı Sağlığı olarak bizler; dünya çapında uzmanlığımızı ve sektörel tecrübemizi kullanarak, kanatlı sağlığında size özel çözümler sunuyoruz. Kanatlı sağlığı alanında uzmanlaşmış ekiplerimizle, damızlık, ticari yumurtacı ve etlik piliç yetiştiriciliğinde en iyi sonuçları almanız için çalışmaktayız. Araştırma ve Geliştirme faaliyetlerine verdiğimiz önemle, sektörün en güvenilir ilaç, aşılarını ve inovo aşı makinelerini üretmekteyiz. Sağlıklı bir sonuç için, size özel müşteri servislerimiz ve geniş ürün yelpazemizle hizmetinizdeyiz 6 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

9 Protexin ile Daha Yüksek Broyler Performansı Daha iyi FCR 1 Daha az ölüm oranı 2 Daha güçlü kemik yapısı 3 Isı stresinin etkilerinde azalma 4 Protexin, yüksek miktarda ve çok suşlu probiyotik bakteri içeren bir yem katkısı olup 90 C de 3 dakikaya kadar peletleme ısısı ve düşük asitlik derecelerine dayanıklılık gösterir. Protexin ile hayvanlarınızın doğal savunma mekanizmalarını güçlendirirken verimlerini artırın. 1. Zakeri, A. ve Kashefi, P Ticari saha çalışma sonuçları, Ziaie, H. et al Sohail, M. U. et al

10 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar sılığıdır. Bu olasılığı dile getiren çevrelerin en önemli dayanağı İtalya da 2006 yılında yapılan bir araştırmada marketlerden elde edilen süt örneklerinde genetiği değiştirilmiş yemlere ait DNA tespit edilmesi ve pastörizasyon işleminin transgenik DNA yı yıkımlayamadığının rapor edilmesidir (Agodi ve ark.2006). Ancak makale tam olarak okunduğunda araştırmayı yapanlar bile sütteki bu DNA nın kaynağının tam olarak bilinemeyeceğini ve GDO ların sütte kalıntı bıraktıklarını söylemenin bu çalışmayla mümkün olmadığını ifade ettikleri görülmüştür. Ayrıca kontrollü olarak yapılan bazı çalışmalarda bunların hayvansal dokulara geçmediği bildirilmiştir. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar değerlendirildiğinde DNA nın sindirim kanalında tam olarak parçalanmadığı ve az da olsa sistemik dolaşıma geçebildiği herkes tarafından kabul edilmektedir. Bilimsel raporlar genetiği değiştirilmiş DNA nın sindirim kanalının hücrelerine alınmasının normal olduğunu ve DNA nın hücrelerde parçalanacağından bunun biyolojik bir önemi olmadığını göstermektedir. Bilimsel hiçbir veriye dayanmayan bu türden iddiaları ortaya atmak halkın zaten zorlukla temin ettiği hayvansal gıdalardan uzaklaşmasına neden olabilir. Bu olasılığı göz önünde bulundurduğumuzda halkta ortaya çıkabilecek yetersiz beslenme olgusu daha vahim bir durumdur ve mesnetsiz iddiaların dile getirilmesi doğru bir yaklaşım değildir. çocuklarda %6-8, yetişkinlerde ise %1-3 oranında görüldüğü saptanmıştır. Gıdaya bağlı allerjik reaksiyonların hemen hemen tamamına sekiz tür gıdanın (yer fıstığı ve diğer fıstıklar, soya fasulyesi, buğday, süt, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri) neden olduğu iyi bilinmektedir. GDO larla ilgili allerji yaptığı iyi bilinen bir örnek, metionin içeriğini artırmak amacıyla Brezilya fıstığından gen aktarılan soya fasulyesidir. Sonuçta, Brezilya fıstığına allerjisi olan ancak soya fasulyesine karşı allerjisi olmayan bireylerde, genetiği değiştirilmiş soya fasulyesine karşı IgE aracılığıyla immun yanıt geliştirilmiş ve allerji oluşmuştur. Bu nedenle, bu gen aktarımı ile üretilen genetiği değiştirilmiş soya fasulyeleri piyasaya Allerjiye Neden Olur Mu? Allerjik reaksiyonların önemli bir kısmını oluşturan gıda allerjilerinin 8 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

11 Biyoteknolojide Son Nokta; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar sunulmamıştır. Ancak birçok çeşit üzerinde yapılan araştırmalarda bu ürünlerin alerjiye yol açma olasılığının geleneksel olarak üretilen benzerlerinden farklı olmadığı bildirilmiştir. Bunların yanında, genetiği değiştirilmiş gıdaların üretiminin de arttığı son 10 yılda, gıda allerjilerinin neden olduğu anafilaktik şok insidansında beş kat artış olduğunun saptanması, genetiği değiştirilmiş gıdaların olası allerji riskleri ile ilgili şüpheleri kısmen desteklemiştir (Büyüktuncer ve ark., 2011). Hayvan Sağlığına Olumsuz Etkileri Var Mı? Bu konuyla ilgili yapılmış çalışmaların çoğunluğu uluslar arası firmaların sponsorluğu ve gözetiminde yapılmış olup, genellikle hiçbir GDO çeşidinde olumsuz bir durumla karşılaşılmadığı belirtilmektedir. Ancak az sayıda da olsa bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmış çalışmalara baktığımızda olumsuz sonuçlar elde edildiği görülmektedir. Yer darlığı nedeniyle bunlara ayrı ayrı değinemeyeceğiz. Ancak bu konuda da tam bir fikir birliği sağlanamadığını ve halen açıklanması gereken pek çok nokta olduğunu belirtmek gerekir. Kısaca tüm çeşitlerle ilgili olumsuz sonuçlar elde edilemediği bazı çeşitlerde bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalarda bile olumsuzluğa rastlanmadığı vurgulanmalıdır. International Jurnal of Hygiene and Environmental Health, 209: Büyüktuncer, Z. ve ark. (2011). Genetik modifiye besinlerin olası allerji riskleri. Hacettepe Tıp Dergisi, 42: Dona, A. ve Arvanitoyannis, I.S. (2009). Health Risks of Genetically Modified Foods. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 49: Ergin, I. Ve Karababa, A.O. (2011). Genetiği değiştirilmiş organizmalar: Sağlığa zararlarını kanıtlamak neden zor? Sorunlar ve riskin ipuçları. Türkiye Halk Sağlığı Dergisi 9(2): Filazi, A. (2012). Mutfağımızdaki Düşman: Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. Performans Gazetesi No. 157 ve Ruminant No. 1. Ocak 2012 sayıları. 6. Filazi, A. ve İnce, S. (2006): Genetiği değiştirilmiş organizmalar. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi, 77: Rhee, G. S. Ve ark. (2005). Multigeneration reproductive and developmental toxicity study of bar gene inserted into genetically modified potato on rats. Journal of Environmental and Science Health, Part A, 68: Seralini, G. E. ve ark. (2007). New analysis of a rat feeding study with a genetically modified maize reveals signs of hepatorenal toxicity. Archives of Environmental Contamination and Toxicology, 52(4): Singh, A. K. Ve ark. (2006). Allergenicity assessment of transgenic mustard (Brassica juncea) expressing bacterial coda gene. Allergy. 61: Sonuç ve Öneriler Daha uzun süre tartışılacağı tahmin edilen bu konuyu bitirmek için birçok objektif her bilim insanının üzerinde durduğu öneriler aşağıda sıralanmıştır; 1. GDO ların toksik etkilerini belirlemek için sıçanlarda yapılan 90 günlük subkronik besleme çalışmaları yetersizdir ve daha uzun süreli yedirme denemelerine (en az 3 nesil süren) gereksinim vardır. 2. Toksisite testlerinde daha fazla hayvan kullanılmalıdır. 3. GDO ların toksisite testleri, ilaçlara uygulanan toksisite testleriyle uyumlu olmalıdır. Hatta genetiği değiştirilmiş gıdalar her insan ve hayvan tarafından tüketilebileceği için ilaçlardan daha ciddi bir şekilde test edilmeli ve mutagenik ve kanserojenik etkileri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Kaynaklar 1. Agodi, A. ve ark. (2006). Detection of genetically modifieed DNA sequences in milk from The Italian market. Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 MEKTUP ANKARA 9

12 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri KANATLI ETİ ÜZERİNE IŞINLAMANIN ETKİLERİ Sevda PEHLİVANLAR ÖNEN Yrd.Doç.Dr., Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı HATAY E.mail: Özet Işınlama işlemi gama ışınları, elektron demetleri ve x- ışınları kullanılarak polimerlerde yapı değişikliği (çapraz bağlama) oluşturmak suretiyle, polimerleri güçlendiren ileri teknoloji bir işlemdir. Gıda ışınlama işlemi, gıdada dekontaminasyonun sağlanması ve raf ömrünün uzatılması amacı ile, radyoaktif kaynaklar ve elektron demetleri Co 60 ve Cs 137 kullanılarak elde edilen iyonize enerjinin gıdaya uygulanması olarak tanımlanabilir. Kanatlı eti, yüksek rutubet içermesi, kanatlı kesim prosesinde çapraz kontaminasyon riskinin çok fazla olması, özellikle de Salmonella, Listeria ve Campylobacter türleri gibi pek çok önemli gıda patojeni açısından halk sağlığını tehdit etmektedir. Kanatlı etine ışınlama uygulaması ile mikrobiyolojik yönden güvenirliklerinin sağlanması, kısmen de kalitelerinin korunması ve raf ömürlerinin uzatılması esas alınmaktadır. Bu amaçla; taze veya dondurulmuş kanatlı eti, kırmızı et ve et ürünleri için; patojen mikroorganizmaların kontaminasyon düzeyini azaltmaya yönelik 7 kgy, ürünün raf ömrünü uzatmak ve paraziter kaynaklı enfestasyonların kontrolü için 3 kgy lik ışınlama dozu uygulanması önerilmektedir. Gıda kaynaklı hastalık ve zehirlenmelere karşı geleneksel yöntemlerin her zaman yeterli olmaması, kimyasalların kullanımının zararları; Işınlama uygulamalarının yağlar, proteinler ve vitaminler üzerinde oluşturduğu etkiye rağmen, diğer kalite koruma yöntemlerine kıyasla daha faydalı olduğunun anlaşılması, tüketiciyi ışınlanan gıdalara yöneltmektedir. Bu derleme çalışması, ışınlama yöntemleri, ışınlama uygulamaları üzerine etkili faktörler, kanatlı etinde ışınlamanın mikroorganizmalar üzerine etkisi, Işınlamanın oluşturduğu kimyasal değişiklikler ve tüketicilerin ışınlamaya bakış açısı yönünden bilgi vermektedir. Anahtar Kelimeler: Işınlama, Kanatlı eti, Kontaminasyon Giriş Gıda ışınlama işlemi; gıdalarda bozulmaya sebep olan mikroorganizmalar ve biyokimyasal olayların miktar ve faaliyetlerinin engellenmesi, azaltılması, yok edilmesi, gıdaların raf ömürlerinin uzatılması, olgunlaşma süresinin kontrolü veya müteakip işlemlerdeki istenen değişiklikleri sağlamak amacıyla, uygun teknolojik ve hijyenik koşullarda uygulanan işlemlerin bütünüdür (20). Işınlama uygulamaları, teknolojik amacına ve uygulanan doza göre radurizasyon, radisidasyon ve radappertizasyon olmak üzere 3 e ayrılır. Radurizasyon, bozulmaya neden olan mikroorganizmaların sayısının azaltılmasını ve gıdaların buzdolabındaki raf ömrünün uzatılmasını hedefler. 1 kgy e yaklaşan doz uygulaması ile bozul- Yem Eğer en önemli maliyet kaynağı ise; Cobb, düşük yoğunluktaki yemlerden en iyi şekilde yararlanarak maliyetlerin aşağıya çekilmesini sağlar. Cobb, paranızın parmaklarınızın arasından akıp gitmesine engel olur. cobb-vantress.com 10 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

13 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri maya neden olan mikroorganizmalar inaktive edilirken, ışınlamaya dirençli ve metabolik olarak yavaş türler (Moraxella, laktik asit bakterileri ve mayalar) canlı kalır. Soğuk depolama süresince, ışınlanma sonucunda canlı kalan mikroorganizmalar, ışınlanmamışlara göre daha yavaş gelişir ve buna bağlı olarak bu ürünlerin raf ömrü 3-4 misli daha uzundur (4). Radisidasyon, spor oluşturmayan canlı patojen mikroorganizmalar ve parazitlerin sayısını azaltmak için yapılan işlemdir. Böylece hijyenik kalite artırılmış, belirli patojenlerin oluşturduğu sağlık riski ortadan kaldırılmış ve bozulmaya neden olan mikroorganizmaların sayısı azaltılarak da gıdaların raf ömrü uzatılmış olur (1,15,17,24). Bu amaçla, genelde 2.5 kgy ile 5 kgy arasındaki ışınlama dozu uygulanmaktadır. Radappertizasyon, gıdada bulunan mikroorganizmaların çok azını yaşayabilir durumda kılan veya tamamen yok etmek için gerekli olan dozun gıdaya uygulanması işlemidir. Bu uygulamada özellikle radyasyona dirençli bakteri sporlarının kontrolü amaçlanmaktadır. Radappertizasyon için gerekli ışınlama dozu ışınlamaya en dirençli mikroorganizma baz alınarak hesaplanır. Asitliği ve tuz konsantrasyonu düşük olan gıdalarda Clostridium botulinum Tip A sporları hedef alınır. Güvenli radappertizasyon prosesi için bu sporlar hedef alındığında desimal indirgeme düzeyi 12 D dir ve bu indirgenme kgy ile sağlanmaktadır. Bu işlem özellikle bağışıklık sistemi ile sorunları olan hastaların diyetlerinde uygulanmaktadır (15,17,24). belirlenmesine 1940 larda başlanmış (4). Işınlama konusunda ilk patent Fransa da alınmış ve 1958 de ABD de ışınlama kaynakları gıda katkı maddesi olarak kabul edilmiştir (47). Ancak asıl gelişme, konu ile ilgili en yetkili kuruluş olan FAO/IAEA/WHO Ortak Eksperler Komitesi; çok sayıda araştırma sonucunu dikkate alarak; 1980 de gıda ışınlamada en yüksek dozu 10 kgy olarak saptamış ve bu dozun istenmeyen hiçbir biyolojik, nutrisyonel ve kimyasal etki yapmadığını, toksik olmadığını açıklamıştır yılında ışınlamanın FAO /WHO Kodex Alimantorius a girmesi ve gıda ışınlama tesislerinin kodekste tanımlanması ile ticari boyuta erişmiştir ( 33). Türkiyede de 1999 yılında çıkartılan Gıda Işınlaması Yönetmeliği ile Gıda ışınlaması başlamıştır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu yetkililerinin birlikte yürüttüğü çalışmalar sonucunda Gıda Işınlama Yönetmeliği 6 Kasım 1999 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikteki bazı maddeler Avrupa Birliği ne uyum yasaları çerçevesinde revize edilerek, ilk değişik 15 Ekim 2002 tarih ve sayılı Resmi Gazete de, ikinci değişiklik ise 19 Aralık 2003 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir sayılı ve tarihli Gıda ışınlama yönetmeliğine İyonize ışınların bakterileri öldürebildiği ve gıdalarda bozulma nedeni olan bakterilerin de öldürülmesinde kullanılabileceği uzun yıllardan beri bilinmektedir. Bununla birlikte gıdaların ışınlanarak muhafazası, ancak iyonize ışın üretebilen ve yapay olarak radyoaktif hale getirilmiş Co 60 ve Cs 137 gibi maddelerin bu amaçla kullanılabileceğinin anlaşılmasından sonra mümkün olmuştur (2). Gıdalar ışınlamanın dozuna bağlı olarak tüm mikroorganizmaları öldüren (sterilizasyon) veya pastörizasyon gibi mikroorganizmaların çoğunu yok eden fakat hepsini yok edemeyen yöntemlerle muhafaza edilirler (44). Işınlama işlemi ilk defa 1920 li yıllarda domuz etinde parazitlerin (trichinella spiralis) elimine edilmesi için uygulanmıştır (5). Gıda ışınlama prensiplerinin Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 MEKTUP ANKARA 11

14 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri göre belirlenmiştir. İlgili dozlar uluslararası standartlardan uyarlanmıştır. Türkiye de halen 2 tane gıda ışınlama tesisi bulunmaktadır (4). Işınlama Yöntemleri Gıda ışınlama işlemlerinde gamma ışınları, beta ışınları, ultraviyole ışınları ve x-ışınları olarak 4 farklı ışınlama yöntemi kullanılır. Ancak günümüzde en yaygın kullanılanı gama ışınlama yöntemidir. 1. Gamma ışınları: Gıdaların muhafazasında en yaygın kullanılan iyonize ışın, gamma ışınlarıdır. Gamma ışınları yüksek enerjili, elektromanyetik ışınlar olup dalga boyları kısadır. Gamma ışınlarının üretiminde Co 60 veya Cs 137 ışın kaynağı olarak kullanılmaktadır. Uygulandıkları gıdalara radyoaktif özellik vermezler. Nüfuz etme özellikleri fazladır. Kalınlığı 20 cm olan su tabakasından geçirilirse aktiviteleri %50 oranında azalır. Paketlenmiş gıdaların ışınlanmasında da kullanılabilirler. Patates, soğan, sarımsak gibi bitkisel ürünlerde çimlenmeyi önlemek, baharat ve hububatta böcekleri öldürmek amacıyla kullanılabildiği gibi, meyvelerin küfler tarafından bozulmalarına karşı korunması amacıyla da kullanılabilir. Ayrıca gıdaların muhafazasında kullanılabilen ışınların en ucuzudur ( 2). 4. X- Işınları (Röntgen ışınları): X ışınlarının, hızlandırılmış elektronlardan farklı olarak nüfuz yetenekleri çok fazladır. Gıda endüstrisinde kullanılan röntgen ışını jeneratörleri tıpta kullanılan jeneratörlere benzerler (2). Işınlama Uygulamaları Üzerine Etkili Faktörler Işınlama uygulamalarında mikrobiyal hücrelerin yaşaması, hücrelerin dayanıklılığına ve kendilerini onarabilmelerine, ışınlamanın dozuna, ph ya, sıcaklığa, gıdaların içerisinde bulunduğu atmosfer koşullarına ve gıdaların kimyasal kompozisyonuna bağlıdır (16,42). Canlı hücre sayısını azaltmak ve depolama boyunca gelişimi kontrol etmek için ışınlama uygulamaları ile diğer koruma yöntemleri birlikte kullanılmaktadır (36). Ingram ve Farkas (1977), ışınlama ile mikroorganizmaların direnci arasındaki ilişkiyi belirlemişlerdir. Işınlamaya karşı en duyarlı hücreler bakterilerin vejatatif formudur (42). Virüsler ve bakteri sporları ise ışınlamaya karşı en dirençli olanlardır (43). Genelde ortamın kompleksliği arttıkça, sudan oluşan serbest radikaller için ortamdaki diğer bileşenlerin Geleneksel yöntemlerin uygulandığı teknikler, duyusal kalitede değişikliğe neden olmamasına rağmen, patojenik bakterilerin gıdalara kontaminasyonuna karşı yetersiz kalmaktadırlar. Buna rağmen gamma ışınları istenilen hedefe ulaşmayı başarmışlardır (35). 2. Beta Işınları:Beta ışınları, bir elektrik alanında, elektron hızlandırıcı düzenlerde,gerekli enerji verilmiş olan elektronlardır. Beta ışınların yararlanılabilir maksimal sızma derinliği yaklaşık 5 cm kadardır. Bu nedenle gıdaların yüzey ışınlamalarında kullanılır (2). 3. Ultraviyole Işınları (UV): Ultraviyole (UV) ışınları elektromanyetik ışınlar olup, oldukça düşük enerjili ışınlardır. Birçok ülkede, UV ışınlarının içme suyu, meyve ve sebzelerin yüzey mikrofloralarının azaltılmaları amacıyla kullanılmasına izin verilmektedir. UV ışınlarının gıdaların muhafazasında yaygın olarak kullanılmamasının nedeni derinliğine nüfuz edememesidir. Bu nedenle yalnızca yüzey sterilizasyonuna elverişlidir (2). 12 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

15

16 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri rekabeti artmakta, ışınlama ile oluşan moleküller aktive olmakta ve bu durum mikroorganizmalar için koruyucu etki oluşturmaktadır. Kompleks yapıya sahip gıdalardaki bakteriyel hücrelerin radyasyona dirençliliğini veya duyarlılığını tahmin etmek ise mümkün olmamaktadır (12,14,24). Işınlanacak ürünün bulunduğu sıcaklık derecesi mikroorganizmaların radyasyona karşı direncini etkilemektedir. 45 ºC nin üzerinde sıcaklık uygulaması bakterilerin vejetatif formları için sinerjik olarak radyasyonun öldürücü etkisini artırmaktadır. Bu durum tümüyle DNA nın kendini yenileme yeteneği ile ilişkilidir ve gelişme sıcaklığının üzerindeki değerlerde bu mekanizma inaktive olmaktadır (19,24). Mikroorganizmalar üzerinde ışınlamanın öldürücü etkisi oksijen varlığında artmaktadır. Nemli şartlarda ve oksijen yokluğunda genellikle radyasyona dirençlilik 2-4 kat artarken, kuru şartlarda ve oksijen yokluğunda 8-17 kat artmaktadır (17,24). Işınlamanın mikroorganizmalar üzerindeki öldürücü özelliğini etkileyen diğer bir faktör de hedef hücrenin içerisinde bulunduğu atmosfer koşullarıdır. Bazı bakterilerin vejetatif hücreleri O 2 varlığında ışınlamaya karşı daha hassastır. Çeşitli atmosfer koşullarında ışınlama ile Lactobacilli nin direncinin değiştiği hava, vakum veya N 2 ile karşılaştırıldığında en düşük D 10 değerinin %100 CO 2 altında elde edildiği belirtilmiştir (27). Kanatlı etinin ışınlamasındaki amaç ürünün raf ömrünün uzatılmasıdır. Bu uygulama ile soğuk muhafaza koşullarında bu etlerin kısmen mikrobiyolojik yönden güvenirliklerinin sağlanması, kısmen de kalitelerinin korunması esas alınmaktadır. Fakat uygulama esnasında kullanılacak ışınlama dozunun amaca uygun olarak belirlenmesi oldukça önemlidir ( 4). Işınlamanın hücre üzerinde direk ve indirek olmak üzere iki etki şekli söz konusudur. Direk etkisi; mikroorganizmaların genetik materyaline zarar vererek, yaşamsal fonksiyonlarını inaktive etmesiyle göstermektedir. Canlı hücrede radyasyon sonrası oluşan genetik hasar, hücre bölünmesi sırasında DNA sentezini inhibe ederek çoğalmayı engeller ve hücredeki birçok yaşamsal faaliyeti sonlandırır. Işınlama DNA da pürin, pirimidin ve deoksiriboz şekerine kimyasal olarak zarar verirken, fizikokimyasal zararları ile de fosfodiester bağlarında tek veya çift iplikçik kırılmalarına neden olmaktadır. İndirek etkisini ise; özellikle radyasyonun etkisi ile su molekülünden bir elektron ayrılması ve su ile oluşan radyolitik ürünler olan serbest radikaller ve genetik materyal arasında gerçekleşen reaksiyonlar oluşturmaktadır (5,14,17,18,24). Kanatlı eti 1980 li yıllardan sonra tüketimi artan ve sevilerek tüketilen bir ürün haline gelmiştir. Ortalama kanatlı eti % 68 ile 75 arasında rutubet içerir. Bu da mikroorganizmalar için uygun üreme ortamı sağlar. Modern kanatlı üretim hattında her aşamada Salmonella türleri ile kontaminasyon meydana gelebilir. Yumurtadan çıkmayı takiben, çevresel koşullar, personel, yem, su ve diğer portörler ile bulaşma meydana gelebildiği gibi kesimhanede de çapraz bulaşma olabilir. Kesim prosesine bakıldığında; haşlama tankı, tüy yolma, iç organ çıkartma ve soğutma tankları, kritik kontrol noktalarıdır. Bunlar, sadece Salmonella ile değil diğer gıda kökenli patojenler ile de bulaşmaya neden olmaktadırlar. Işınlama işlemi, tesis için başlangıçta büyük yük olmasına rağmen, Neden Pulmotil 1 AC, Mikoplazma ile mücadelede 1 numaralı ürün. Kanatlı Etinde Işınlamanın Mikroorganizmalar Üzerine Etkisi Beşeri üretim standartları garantisinde Ekonomik kayıpları durduran hızlı ve uzun kalite, güvenilirlik ve sağaltıcı etki klinik etkinlik 2,3 Yüksek ürün safiyeti, potensi ve Enfeksiyonla mücadele eden stabilitesi sağlayan tek süreçli sıvı makrofaj ve heterofiller içinde yüksek formülasyon üretimi konsantrasyon 4 Ürünü 3 yıla kadar UV ışını, oksidasyon Solunum yolu enfeksiyonlarındaki gücü ve neme bağlı degradasyondan koruyan ile klinik etkinlik ve performans arasında orijinal ambalaj* denge sağlar 5 Pulmotil AC hakkında daha fazla bilgi için lütfen bizi arayın. Elanco Hayvan Sağlığı Lilly İlaç Tic. Ltd. Şti *Kullanmadan önce lütfen prospektüsü okuyunuz. 1 Elanco tarafından yürütülen pazar araştırması sonuçları; Şubat Abd El-Aziz, et.al, Tavuklarda enrofloxacin in farmakokinetik değerlendirmesi. British Poultry Science, 38: , Warren et.al, Tavuklarda tilmikosinin oral yolla uygulanmasını takiben akciğer ve hava kesesi konsantrasyonları. Journ. Vet. Pharm. and Ther., 20(supl.1): , Scorneaux, B. and Shryock, T. Tavuk fagositlerinde tilmikosinin hücre içi birikimi, dağılımı ve efluksu. Poultry Science, 77(10): , Elanco denemeleri, T5DTL9901 & T5DJD9901. Data mevcuttur. Pulmotil is a trademark for Elanco s brand of tilmicosin. Elanco, Pulmotil and the diagonal color bar are trademarks of Eli Lilly and Company Elanco Animal Health. All rights reserved. (PO0626) 14 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 pulmotil 12x8cm.indd 1 5/3/11 2:48:18 PM

17

18 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri ilerleyen aşamalarda çapraz bullaşmanın engellenmesi ve raf ömrünün uzaması ile tüketici tercihine neden olacak ve ekonomik kazanç getirecektir. Bu amaçla, ışınlamanın hava soğutmayı takiben 1 kgy düzeyinde uygulanması hem tüketici kabul edilebilirliğini hem de ürün kalitesini sağlayacaktır. Işınlanmanın depolama ömrünü uzatmakla birlikte Salmonella gibi belirli patojen bakterilerin sayısını da azalttığı belirtilmektedir. Ortalama olarak 7 kgy i geçmeyen doz uygulaması raf ömrünü uzatmakta ve patojen mikroorganizmaların inaktivasyonu sağlanmaktadır (13). Gıdalar ile insanlara geçen patojenlerin sayısı yaklaşık 200 kadardır. Başta Salmonella spp., Campylobacter jejuni, Listeria monocytogenes ve E. coli O157:H7 olmak üzere insan sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedirler. Buna karşın, bu hastalıkların bir yandan ekonomik kayıp olarak görülmesi, öte yandan bunların bireysel ya da salgınlar sonucu ölümlere neden olması, gıda kaynaklı patojenler üzerinde yoğun indirgeme ve inaktivasyon programlarının uygulanmasına yol açmıştır (24,53,54). Kanatlı karkaslarından Salmonella ve Listeria monocytogenes inaktivasyonu için önerilen ışınlama uygulamaları Campylobacter için de yeterli olmaktadır. Kanatlı etinde C. jejuni (3 suş), C. coli (3 suş), C. fetus (1 suş) ve C. lari (1 suş) nun ışınlama duyarlılığı incelenmiş, D 10 değerleri 0.12 den 0.25 kgy e kadar değişmiş ve farklı Campylobacter spp. arasında ve aynı türün suşları içinde de radyasyon duyarlılığı değişkenlik göstermiştir. Elde edilen değerler, benzer koşullarda ışınlanan Campylobacter spp. lerin Salmonella ve L. monocytogenes e göre radyasyona karşı daha duyarlı olduğunu göstermiştir (48). Thayer, farklı dozlar uygulanarak, ışınlama ile önemli bazı patojenlerin inaktivasyonu sağlandığını, 5.0 kgy doz uygulaması ile organları yeni çıkarılmış tavukta Salmonella sayısında 10 logaritma birimi azalma olduğunu, 3.0 kgy doz uygulaması ile güvenilir bir etki elde edildiğini, bu ışınlama dozunda Campylobacter jejuni, Escherichia coli O157:H7, Staphylococcus aureus, Salmonella spp., Listeria monocytogenes ve Aeromonas hydrophila gibi çoğu enterik patojenin belirgin olarak azaltılabilir ya da inaktive edilebilir olduğunu bildirmiştir (57). Enterobacteriaceae familyasına 1.0 kgy ışınlama dozu uygulaması ile mikroorganizmaların sayısında 10 logaritma birimi azalma olurken, 2.5 kgy ışınlama dozu ile 25 logaritma birimi azalma sağlamaktadır. Soğutulmuş taze kanatlı etinde kgy, donmuş kanatlı etinde ise 3-5 kgy arasındaki ışınlamanın bu familyaya ait bakterilerin inaktivasyonunda etkili olduğu gösterilmiştir (13). Düşük doz ışınlama uygulaması Salmonella inaktivasyonu için oldukça etkilidir ve ürünün tazeliğinin korunmasında da fayda sağlamaktadır. Taze tavuk karkaslarının, parçalarının veya kemiği uzaklaştırılmış tavuk etinin 2.5 kgy de ışınlanması genelde çok düşük düzeylerde (1 den 30 hücre/100 g) bulunan doğal Salmonella kontaminasyonunun inaktivasyonunda yeterli olmaktadır. Dondurulmuş tavukta Salmonella inaktivasyonu için 2.5 kgy den daha yüksek dozlar gereklidir. Test edilen değişik Salmonella serotipleri için geniş D 10 değeri aralığı mevcuttur; en yüksek değer 22 0 C de Salmonella Oranienberg için 0.72 kgy dir. Bu nedenle, 2.5 kgy e en dirençli Salmonella serotipi 4 logaritma birimi ve sık rastlanan serotipler (D 10 değerleri 0.3 den 0.4 kgy e) ise 6 logaritma biriminden daha yüksek düzeyde azalmaktadır. 2.5 kgy Campylobacter jejuni ve Yersinia enterocolitica gibi diğer bakteriyel patojenlerin inaktivasyonu için de yeterli olmaktadır. Radapertizasyon uygulaması ise (-30 ºC da yaklaşık 45.0 kgy veya daha yüksek dozda) enzimleri inaktive edilmiş tavuk etinin raf ömrünü oda sıcaklığı koşullarında depolamada yıl bazında uzatmaktadır (52). Izgaralık piliçlerde ve butlarda, Salmonella sayısına elektron demetlerinin etkisinin incelenmesi ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, ızgaralık piliç göğüs ve but parçalarının, 100, 200, 300, 400, 500 ve 600 krad değişen dozlarda ışınlanması, 100 krad kadar düşük doz uygulamalarının Salmonella yı inaktive edebildiğini göstermiştir (28). Elektron demetlerinin ticari tavuk göğüs etinde Salmonella Typhimurium ve psikrotrof bakterilerin gelişimi üzerine etkisi ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, Salmonella ile kontamine edilen ve 1.0, 2.0 veya 3.0 kgy de ışınlanan tavuk göğüslerinde doğrudan dökme yöntemi ile saptama da, Salmonella da 4 logaritma birimi azalma olduğunu göstermiştir. İnkü- 16 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

19 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri basyon yöntemlerinin psikrotrof organizmaların geri kazanımı üzerine etkisinin belirlenmesi için psikrotrof sayımlar 7 ºC da 10 gün ve 25 ºC da 5 gün olarak gerçekleştirilmiştir (51). Et ve et ürünlerinde 10 kgy dan daha düşük dozlar patojen ve bozulma yapan bakterilerin (L.monocytogenes, S.typhimurium E.coli O157:H7 ve Y.enterocolitica) gelişimini kontrol etmek için kullanılmaktadır (40,42,58). Thayer ve arkadaşları, kemiksiz tavuk etinde, Bacillus cereus un vejetatif formu ve endosporlarının (beş enteretoksik ve bir emetik izolatının) gama radyasyon dirençliliğini araştırmışlardır. B. cereus ATCC için D 10 değerleri logaritmik faz hücreleri, durgun faz hücreleri ve endosporlar için 5 ºC da sırasıyla 0.184, ve 2.56 kgy dir. Işınlama sırasında oksijen varlığı ya da yokluğu vejetatif hücrelerin veya endosporların radyasyon dirençliliğini belirgin olarak etkilememiştir. Işınlama sıcaklığı (-20 den +20 ºC ye) durgun fazdaki vejetatif hücrelerin ve belirli bir seviyeye kadar sporların radyasyon dirençliliğini etkilememiştir. Impedans çalışmaları canlı kalan vejetatif hücrelerin ciddi hasar gördüğünü göstermiştir. Altı suşa ait endosporların karışımının radyasyon dirençliliği 1.91 kgy olarak belirlenmiştir (56). bağlı olması nedeniyle, verilerin değerlendirilmesinde birinci seviye azalma kinetiği ve Weibull modelleri kıyaslanmıştır. Nutrient Broth da patojenik olmayan E. coli DSM 498 kültürlerine 1.0 kgy ışınlama dozu uygulandıktan sonra 3-4 desimal birim azalmalar gözlenmiştir (D 10 = 0.27 kgy). Ancak aynı kültür, hindi kıymasına aşılandığında D 10 değerlerinin (D 10 = 0.47 kgy) daha yüksek olduğu belirlenmiştir ( 39). Lacroix ve Chiasson, tavuk göğsünde karvakrol, timol, trans-sinalmaldehit (Tc) ve tetrasodyum pirofosfat (Tp) ın Escherichia coli ve Salmonella Typhi nin radyasyon duyarlılığına etkisini belirlemişlerdir. Aktif bileşiklerin E. coli ye etkinliği timol, İyonlaştırıcı radyasyon ayrıca kanatlı eti ve ürünlerinde E. coli O157:H7 nin azaltılması için de etkili bir yöntemdir. Ancak, bakterilerin radyasyon duyarlılığının çeşitli faktörlere Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1 MEKTUP ANKARA 17

20 Kanatlı Eti Üzerine Işınlamanın Etkileri Tp ve karvakrol için sırasıyla % 32, % 10, % 3 ve % 0 dır. S. Typhi için tavuk göğsündeki etkinliği Tc, Tp, karvakrol ve timol için sırasıyla % 47, % 19, % 17 ve % 11 dir. D 10 değerleri aktif bileşikler kullanılmadığında, E. coli için ve S. Typhi için 0.64 iken, Tc kullanıldığında E. coli için ve S. Typhi için dir. Modifiye atmosfer paketleme ortamında ve Tc varlığında D 10 değerleri E. coli için ve S. Typhi için olarak bulunmuştur (34). Tavuk göğsü ve butları paketlenerek 0.0, 1.0, 2.0, 3.0, 4.0 kgy de ışınlanmıştır. 1.0 kgy ışınlama koliform bakteri sayısını 10 4 kob/g, E. coli sayısını ise 10 3 kob/g a indirgemiştir. Tavuk etinin raf ömrü büyük oranda kesim sırasında ürünün kontaminasyonuna neden olan mikroorganizma sayısına bağlı olduğu saptanmıştır (6). Çiğ yada dondurulmuş et ve tavuk etinde patojen mikroorganizmaları yok etmek ve bozulmayı önlemek amaçlı gerekli ışınlama dozu; 1-7 kgy (orta doz) arasındaki ışınlama dozudur. Gıda gruplarında belirli teknolojik amaçlara göre uygulanmasına izin verilen gıda ışınlamaları, taze veya dondurulmuş kanatlı eti, kırmızı et ve et ürünleri için ışın dozları; patojen mikroorganizmaların kontaminasyon düzeyini azaltmaya yönelik 7 kgy, ürünün raf ömrünü uzatmak ve paraziter kaynaklı enfestasyonların kontrolü için 3 kgy ışınlama dozu olarak bildirilmektedir (20). Işınlamanın Oluşturduğu Kimyasal Değişiklikler Işınlama uygulamalarının yağlar, proteinler ve vitaminler üzerinde oluşturduğu etkiye rağmen diğer kalite koruma yöntemlerine kıyasla daha faydalı olduğu belirtilmektedir. Etler yapılarındaki fosfolipidlerde bulunan çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonundan dolayı oksidatif bozulmaya karşı çok duyarlıdır (21). Işınlama ette bol miktarda bulunan suyu iyonize etmektedir. Böylece OH gibi hidratlanmış elektron ve H+ gibi gıda bileşenleriyle reaksiyona girebilen serbest radikaller oluşmaktadır. Oluşan serbest radikaller lipid ve proteinlerin bozulmasına neden olmaktadır ve bu bozulma sonucunda ışınlanmış etlerde istenmeyen tat gelişimi oluşmaktadır (41,21). Çoklu doymamış yağ asitleri hızla okside olduğundan, ışınlama esnasında önlem alınması gerekmektedir (41). Yapılan çalışmalarda salamura uygulamaları ve ışınlamanın birlikte kullanımının linoleik asit (C18:2), linolenik asit (C18:3) ve araşidonik asit (C20:4) üzerine daha iyi koruma etkisine sahip olduğu bulunmuştur (32). Sülfür içeren amino asitler ve aromatik amino asitler ışınlama ile oluşan bozulmaya karşı hassastır. Sülfür içeren amino asitlerden oluşan ürünler metil veya etil merkaptan, dimetil disülfit, karbonil sülfit veya hidrojen sülfittir. Oksijensiz ortamda sülfür içeren bileşikler ışınlamaya maruz kaldığında, bol miktarda hidrojen sülfit ve diğer sülfitler oluşmaktadır. Oksijen varlığında amonyak ve sülfürik asit üretimi artmaktadır. Işınlamaya en duyarlı amino asitler sistin, metiyonin ve triptofan gibi sülfür içeren amino asitlerdir (21). Kanatlı eti ve kıymalarda saptanan en düşük ışınlama dozu 2,5 kgy dır (25). Tavuk etindeki Salmonella spp. i tamamen yok edebilmek için 2,5 kgy dan daha yüksek dozlara gereksinim duyulmaktadır. Bir çalışmada kanatlı etleri biberiye ve kekik ekstraktları ile salamura edilerek etin duyusal özellikleri ve baharatlara karşı Salmonella spp. nın hassasiyeti araştırılmıştır. Havada, vakum altında ve salamura uygulaması ile kombine edilmiş ışınlanmış tavuk etlerinin raf ömrünün 3 kgy dozda sırasıyla 10, 11 ve 15 gün olduğu bildirilmiştir. Tüm örneklere 5 kgy dozunda ışınlama uygulandığında ise örneklerin raf ömürlerinin 15 günden daha fazla olduğu görülmüştür (38). Diğer bir çalışmada dana köfteleri oksijen geçirgenliği olan (poliolefin) ve olmayan (polietilen) materyaller ile paketlendikten sonra 2 kgy dozunda ışınlamaya tabi tutulmuştur. Örneklerin bir kısmı oda koşullarında, bir kısmı vakum altında ışınlanıp oda koşullarında depolanmış, bir kısmı ise vakum altında ışınlanıp vakum altında depolanmıştır. Örnekler 1 veya 7 gün süreyle -25 C da bekletilmiştir. Bu sürelerin sonunda vakum altında ışınlanıp oda koşullarında depolanan örneklerin daha gevrek, vakum altında depolanmış örneklerin daha nemli olduğu gözlenmiştir. Oda koşullarında ışınlanıp depolanmış örneğin ise damakta en az tat bırakan örnek olduğu belirtilmiş- 18 MEKTUP ANKARA Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 1

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

NORMAL ÖĞRETİM DERS PROGRAMI

NORMAL ÖĞRETİM DERS PROGRAMI NORMAL ÖĞRETİM DERS PROGRAMI 1. Yarıyıl 1. Hafta ( 19.09.2011-23.09.2011 ) Gıda maddelerinin kalite kriterleri Beslenmeyle ilgili genel bilgilerin verilmesi Gıda güvenliği Halk Sağlığı Zoonoz enfeksiyonlarla

Detaylı

Asidik suyun özellikleri. Alkali suyun özellikleri. ph > 11 ORP < -800mV Cl içermez. ph < 2,7 ORP < 1100mV Cl derişimi: 10-80 ppm

Asidik suyun özellikleri. Alkali suyun özellikleri. ph > 11 ORP < -800mV Cl içermez. ph < 2,7 ORP < 1100mV Cl derişimi: 10-80 ppm Et Endüstrisinde Elektrolize Yükseltgen Su Uygulaması Cem Okan ÖZER, Birol KILIÇ SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ Elektrolize yükseltgen su Kontaminasyon=problem Bakteriler otostopçudur.

Detaylı

Gıda Işınlamada Bilgi Eksikliği. Doç. Dr. Hilal B. Halkman Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi

Gıda Işınlamada Bilgi Eksikliği. Doç. Dr. Hilal B. Halkman Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Gıda Işınlamada Bilgi Eksikliği Doç. Dr. Hilal B. Halkman Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Radyasyon Radyasyonu ortamda yol alan enerji olarak tanımlamak mümkündür.

Detaylı

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi KONU etkisi İLGİ Tamponlanmış organik asit kombinasyonunun broyler performansına Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık

Detaylı

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ ve TEHLİKELERİN TANIMLANMASI, RİSK FAKTÖRLERİNİN VE KORELASYON İLİŞKİLERİNİN ORTAYA KONMASI Hayrettin

Detaylı

GIDA PATOJENLERİNİN BİYOKONTROLÜNDE YENİ YAKLAŞIM: BAKTERİYOFAJ UYGULAMALARI

GIDA PATOJENLERİNİN BİYOKONTROLÜNDE YENİ YAKLAŞIM: BAKTERİYOFAJ UYGULAMALARI GIDA PATOJENLERİNİN BİYOKONTROLÜNDE YENİ YAKLAŞIM: BAKTERİYOFAJ UYGULAMALARI Doç. Dr. Pınar ŞANLIBABA Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Doğal veya az işlem görmüş ve katkı

Detaylı

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Emine OLHAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü GDO GMO Transgenik Biyoteknolojik yöntemlerle

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların

Detaylı

Termofilik kampilobakterler

Termofilik kampilobakterler Kampilobakteriyoz Termofilik kampilobakterler C.jejuni C.coli C.lari (insan) C.upsaliensis (köpek) 42 0 C de üreme % 3 lük süksinik asit % 0.5 lik guluteraldehid Su tankları ve daldırma kazanlarında klor

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı GENEL MÜDÜRLÜK YAPISI GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-ORGANİZASYON ŞEMASI GENEL MÜDÜR GENEL MÜDÜR

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Tarihçe İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Bebekte septisimiyaya neden olmuştur 1958 ve 1961 de İngiltere de yine iki ölümcül menenjit vakasına neden olmuştur Enterobacter sakazakii

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ Sudan Sofraya Balık Güvenliği Ülkeler, insan yaşamı ve sağlığı için yüksek düzeyde bir koruma güvencesi sağlamak zorundadırlar. Bu yaklaşım çerçevesinde güvenli ve sağlıklı

Detaylı

GIDA PASTÖRİZASYONU Gıda pastörizasyonunda gelişmiş ülkelerde tercih edilen en etkili ve güvenilir yöntem E-Demet yöntemi

GIDA PASTÖRİZASYONU Gıda pastörizasyonunda gelişmiş ülkelerde tercih edilen en etkili ve güvenilir yöntem E-Demet yöntemi GIDA PASTÖRİZASYONU Gıda pastörizasyonunda gelişmiş ülkelerde tercih edilen en etkili ve güvenilir yöntem E-Demet yöntemi NERELERDE KULLANILIR? UYGULAMA ALANLARI? E-DEMET TESİS VE YAPILARI DÜNYADAKİ DAĞILIM

Detaylı

Süt ve Süt Ürünlerinde Hijyen ve Kontroller (27-31 Mayıs 2013, Brescia, İTALYA)

Süt ve Süt Ürünlerinde Hijyen ve Kontroller (27-31 Mayıs 2013, Brescia, İTALYA) Süt ve Süt Ürünlerinde Hijyen ve Kontroller (27-31 Mayıs 2013, Brescia, İTALYA) Dr. İLKNUR GÖNENÇ Gıda Mühendisi 30 EKİM 2013 ANKARA SUNU AKIŞI Eğitim; Amaç Yer Ġçerik Değerlendirme Eğitimle İlgili Bilgiler

Detaylı

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR 1. Kontaminasyonun önlenmesi 2. Mikroorganizmaların uzaklaştırılması a) Yıkama b) Kesme ve ayıklama c) Santrifüje etme d) Filtrasyon 3. Mikrobiyal

Detaylı

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. Gıda Enfeksiyonu: Patojen bir m.o ile kontamine olmuş bir gıdanın yenmesi sonucu oluşan

Detaylı

ISO 22000 TEHLİKE VE RİSK ANALİZİ TALİMATI

ISO 22000 TEHLİKE VE RİSK ANALİZİ TALİMATI SAYFA NO 1/5 1. AMAÇ Bu talimatta; - ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi içerisinde işletmede muhtemel olan bütün tehlikelerin veya risklerin tespit edilmesi, - Mevcut tehlike ve/veya risklerin tanımlanması,

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!

Detaylı

Gıdalarda İyonize Radyasyon Uygulamaları. Gıda Işınlama. Gıda ışınlama nedir? Gıda Işınlamanın Tarihsel Gelişimi

Gıdalarda İyonize Radyasyon Uygulamaları. Gıda Işınlama. Gıda ışınlama nedir? Gıda Işınlamanın Tarihsel Gelişimi Gıdalarda İyonize Radyasyon Uygulamaları Gıda Işınlama Gıda ışınlama nedir? Gıda ışınlaması, ışın teknolojisi kullanılarak, gıdaların teknolojik amacına uygun olarak yeterli dozda ışınlanması işlemidir.

Detaylı

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.)

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.) Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.) SAĞLIKLI BESLENME Vücudumuzda dakikada 10 milyon hücre ölür ve bir o kadarı da yenilenir. Ortalama 100 günde (beyin ve

Detaylı

1. GIDA VE BESLENME KONFERANSI

1. GIDA VE BESLENME KONFERANSI 1. GIDA VE BESLENME KONFERANSI Gıda Takviyesi Mevzuatı ve Onay Sistemi Oluşturmada Türkiye nin Başarı Hikayesi Harun TOKAY Şube Müdürü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü

Detaylı

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıda; Yetiştirilmesinde ve işlenmesinde tohumdan son

Detaylı

TEBLİĞ VE STANDARTLARDA MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER

TEBLİĞ VE STANDARTLARDA MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER TEBLİĞ VE STANDARTLARDA MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER P R O F. D R. M Ü K E R R E M K AYA A T A T Ü R K Ü N İ V E R S İ T E S İ Z İ R A A T F A K Ü L T E S İ G I D A M Ü H E N D İ S L İ Ğ İ B Ö L Ü M Ü E R

Detaylı

Meyve ve Sebzelerin Işınlanarak Muhafası

Meyve ve Sebzelerin Işınlanarak Muhafası Meyve ve Sebzelerin Işınlanarak Muhafası Gıdaların ışınlarla muhafazasında elektromagnetik enerjiden, diğer bir ifade ile iyonize eden enerjiden yararlanılmaktadır. Uygulandığı materyalde iyonizasyon gerçekleştiren

Detaylı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Doç. Dr. Seral YÜCEL Dr. Hale GÜNAÇTI Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu Dünyanın en önemli sorunlarından biri hızla artan nüfusudur. Dünya nüfusunun gittikçe

Detaylı

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların

Detaylı

FAQ-TIENS DICHO II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici

FAQ-TIENS DICHO II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici FAQ-TIENS DICHO II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici 1. II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici tam olarak nedir ve nasıl çalışılır? TIENS DICHO II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici bir temizleme ürünü olup, gerçek hayata

Detaylı

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır.

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Birbirine bağlı bu hücreler genellikle kendilerince üretilen hücre dışı

Detaylı

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler VI. ULUSAL MOLEKÜLER BİYOLOJ VE BİYOTEKOLOJİ KONGRESİ Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Kaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji

Detaylı

BVKAE www.bornovavet.gov.tr

BVKAE www.bornovavet.gov.tr Türkiye Veteriner İlaçları Pazarı Sorunlar ve Çözüm Önerileri Uluslararası Süt Sığırcılığı ve Süt Ürünleri Çalıştayı ve Sergisi 28-29 Nisan, 2008 - Konya İsmail Özdemir VİSAD - Veteriner Sağlık Ürünleri

Detaylı

YÜKSEK BASINÇ TEKNOLOJİSİ VE SU ÜRÜNLERİNDE KULLANIMI. Fatma ÖZTÜRK, Hatice GÜNDÜZ

YÜKSEK BASINÇ TEKNOLOJİSİ VE SU ÜRÜNLERİNDE KULLANIMI. Fatma ÖZTÜRK, Hatice GÜNDÜZ YÜKSEK BASINÇ TEKNOLOJİSİ VE SU ÜRÜNLERİNDE KULLANIMI Fatma ÖZTÜRK, Hatice GÜNDÜZ İzmir Katip Çelebi Üniversitesi 2016 YÜKSEK BASINÇ TEKNOLOJİSİ NEDİR? Yüksek basınç; ısıl işlem olmaksızın sıvı veya katı

Detaylı

Madde 2- Bu Tebliğ krema ve kaymağı kapsar. Bitkisel yağ esaslı köpük kremayı kapsamaz.

Madde 2- Bu Tebliğ krema ve kaymağı kapsar. Bitkisel yağ esaslı köpük kremayı kapsamaz. Krema ve Kaymak Tebliği R.G. Tarihi:27.09.2003 R.G. Sayısı:25242 Amaç Madde 1- Bu Tebliğin amacı, krema ve kaymağın, tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlaması, işlemesi, muhafazası, depolanması,

Detaylı

Gıda Işınlama. Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN Ankara Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü. 24 Nisan 2014, Bolu

Gıda Işınlama. Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN Ankara Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü. 24 Nisan 2014, Bolu Gıda Işınlama Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN Ankara Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü 24 Nisan 2014, Bolu Gıdalardaki Patojenler Yeryüzünde kaç tür mikroorganizma olduğu bilinmiyor; 0,5-6 milyon farklı

Detaylı

Buna göre, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği nin amacı şu şekilde tespit edilmiştir:

Buna göre, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği nin amacı şu şekilde tespit edilmiştir: TÜRK GIDA KODEKSİ Türk Gıda Kodeksi; Türkiye de satışa sunulan gıdalara ilişkin hijyen, etiketleme, pestisit ve veteriner ilaç kalıntıları, ithalat ve ihracat denetimi ve belgelendirme sistemi, tahlil

Detaylı

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki

Detaylı

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK Dünya nüfusundaki hızlı artış ile teknolojik gelişmeler insanları tarımsal

Detaylı

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir. 2.Homofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, 3.Heterofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, asetik asit, diğer organik asitler, etil alkol, gliserol, CO 2, 4.Koliform bakterileri

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TARIMDA DEĞİŞİM Dünyada 1970 li yıllarda; Tüketicilerin bilinçlenmesi, 1990 lı yıllarda

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI 10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların

Detaylı

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme.

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme. IDC Savunma Sanayii Biyolojik Tabanlı Tanımlama Sistemleri Antikor tabanlı tanımlama sistemleri, biyolojik madde ve mikroorganizmaların tespitinde sayısal ve ayırt edici sonuçlar ile ortamda bulunan biyolojik

Detaylı

BALIK HASTALIKLARININ KONTROLÜ

BALIK HASTALIKLARININ KONTROLÜ BALIK HASTALIKLARININ KONTROLÜ Hastalığın Çıkışını Engelleyici Önlemler Hastalıklardan korunma ile ilgili öncelikli emniyet tedbirleri, sağlıklı canlılarla, sağlıklı yumurtalarla uygun oranlarda stoklama

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015 Mikrobiyal Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde funguslarda görülen

Detaylı

19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması,

19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması, 19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması, mayaların fermantasyonda oynadığı temel rolün keşfi

Detaylı

Sami EROL Gıda Mühendisi Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Dairesi

Sami EROL Gıda Mühendisi Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Dairesi Sami EROL Gıda Mühendisi Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Dairesi 1 24 Aralık 2012-22 Mart 2013 Maryland Üniversitesi Amerika Birleşik Devletleri 2 3 Maryland Üniversitesi

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI 12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların genlerine

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm. Gıda Teknolojisinin Tarihçesi, Tanımı, Yöntemleri

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm. Gıda Teknolojisinin Tarihçesi, Tanımı, Yöntemleri İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm Gıda Teknolojisinin Tarihçesi, Tanımı, Yöntemleri Gıda Teknolojisinin Tanımı... 6 İşlenmiş Besin Satın Alırken Dikkat Edilecek Hususlar... 6 Gıdaların Geometrik Özellikleri...

Detaylı

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VETERİNER SAĞLIK ÜRÜNLERİ ve HALK SAĞLIĞI DAİRESİ BAŞKANLIĞI A Veteriner Hekimlik Alanında Antimikrobiyel

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR

ADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR ADIM ADIM YGS LYS 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR GEN KLONLAMA Seçilmiş bir genin plazmit ya da bir virüs içerisine yerleştirilerek bir bakteriye aktarılması ve bakteri aracılığı ile birçok

Detaylı

ET TEKNOLOJİSİNDE DÜŞÜK SICAKLIK UYGULAMALARI. K.Candoğan-ET

ET TEKNOLOJİSİNDE DÜŞÜK SICAKLIK UYGULAMALARI. K.Candoğan-ET ET TEKNOLOJİSİNDE DÜŞÜK SICAKLIK UYGULAMALARI Teknolojik Temel İşlemler Hamburger, köfte Küçük parça et ürünleri Sucuk Salam, sosis Jambon Büyük parça et ürünleri Pastırma Pişirme Soğutma Dondurma Kurutma

Detaylı

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE Ek1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ HİZMET ENVANTERİ SIRA NO 1 2 KURUM KODU. STANDART DOSYA PLANI KODU HİZMETİN ADI Klinik Muayene Klinik Bilimler nün Hasta muayenesini Radyografik Muayene Röntgen çekimini

Detaylı

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak, 15 Ağustos 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29089 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ DEVAM FORMÜLLERİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2014/32) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; devam

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Mikrobiyal kaynaklı Kimyasal kaynaklı Alerjik Diğerleri Zayıf hijyenik koşullar Gıda üretiminin büyük

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, gıdaların mikrobiyolojik kriterleri ile gıda işletmecilerinin uyması ve uygulaması gereken kuralları kapsar.

MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, gıdaların mikrobiyolojik kriterleri ile gıda işletmecilerinin uyması ve uygulaması gereken kuralları kapsar. TÜRK GIDA KODEKSİ MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER YÖNETMELİĞİ Yetki Kanunu: 5996 Yayımlandığı R.Gazete: 29.12.2011-28157 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı;

Detaylı

GMO GDO. Halime Nebioğu. İstanbul Üniversitesi

GMO GDO. Halime Nebioğu. İstanbul Üniversitesi GMO GDO Halime Nebioğu İstanbul Üniversitesi Canlıların genetik özellikleri, bir canlının DNA sının belli bir bölümünde değişiklik yapılarak ya da bir canlıya başka bir canlı türüne ait bir gen aktarılarak

Detaylı

Meyve ve Sebze Depolanması ve İhracatında Kullanılan Modifiye Atmosfer Ambalajlarındaki Gelişmeler Doç. Dr. Fatih ŞEN

Meyve ve Sebze Depolanması ve İhracatında Kullanılan Modifiye Atmosfer Ambalajlarındaki Gelişmeler Doç. Dr. Fatih ŞEN Meyve ve Sebze Depolanması ve İhracatında Kullanılan Modifiye Atmosfer Ambalajlarındaki Gelişmeler Doç. Dr. Fatih ŞEN Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü fatih.sen@ege.edu.tr Modifiye

Detaylı

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ Amaç MADDE 1- Kozmetik ürünlerin üreticileri tarafından raf ömürleri belirlenirken

Detaylı

6-Maddelerin daha az çözünür tuz ve esterleri kullanılabilir. 7-Isı, ışık ve metaller gibi katalizörlerin etkisi önlenebilir.

6-Maddelerin daha az çözünür tuz ve esterleri kullanılabilir. 7-Isı, ışık ve metaller gibi katalizörlerin etkisi önlenebilir. Hidrolize engel olmak veya hidroliz hızını yavaşlatmak için alınabilecek önlemler nelerdir? 1-pH ayarlanabilir. 2-Çözücü tipi değiştirilebilir. 3-Kompleks oluşturulabilir. 4-Yüzey aktif maddeler ilave

Detaylı

Biyogaz Temel Eğitimi

Biyogaz Temel Eğitimi Biyogaz Temel Eğitimi Sunanlar: Dursun AYDÖNER Proje Müdürü Rasim ÜNER Is Gelistime ve Pazarlama Müdürü Biyogaz Temel Eğitimi 1.Biyogaz Nedir? 2.Biyogaz Nasıl Oluşur? 3.Biyogaz Tesisi - Biyogaz Tesis Çeşitleri

Detaylı

FERMENTE ET ÜRÜNLERİ. K.Candoğan-ET

FERMENTE ET ÜRÜNLERİ. K.Candoğan-ET FERMENTE ET ÜRÜNLERİ Gıdalarda fermantasyon protein karbonhidrat Mikroorganizmalar Koruyucu etki Lezzet Yapı lipid enzimler Sağlık HAM MADDE STARTER KÜLTÜR YENİ ÜRÜN fermantasyon Etin uzun süreli muhafazasında

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.

Detaylı

YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM 29 Aralık 2011 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 28157 (3. Mükerrer) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: YÖNETMELİK TÜRK GIDA KODEKSİ MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ ) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ ) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; insan tüketimine yönelik yenilebilir kazeinler

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 1 Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

Sous vide. vakum ambalaj ve vakum altında pişirme

Sous vide. vakum ambalaj ve vakum altında pişirme Sous vide Aslında Sous vide 'vakumlu ambalajlanmış gıdalar daha sonra pişirilmiş, soğutulmuş ve soğuk zinzirde saklanan bir süreç' olarak ta tanımlanır. Bu yöntemde yüksek duyusal kalitedeki ürünler damak

Detaylı

Gıda Mühendisliğine Giriş. Ders-2

Gıda Mühendisliğine Giriş. Ders-2 Gıda Mühendisliğine Giriş Ders-2 Gıda mühendisi nedir? Gıda mühendisliği eğitimi Gıda mühendislerinin çalışma alanları Gıda mühendisliği nedir? Fiziksel, kimyasal ve biyolojik bilimlerin, gıdaların işlenmesinde,

Detaylı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU İçindekiler DÜNYA ÜRETİMİ... 3 DÜNYA TİCARETİ... 4 TÜRKİYE DE İLAÇ ve ECZACILIK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ... 5 Türkiye de Sağlık Harcamaları... 5 TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET... 6 İhracat... 7 İthalat...

Detaylı

STERİLİZASYON. Sterilizasyon Yöntemleri. Sterilizasyonu Etkileyen Faktörler

STERİLİZASYON. Sterilizasyon Yöntemleri. Sterilizasyonu Etkileyen Faktörler STERİLİZASYON Tüm canlı mikroorganizmaların tam olarak uzaklaştırılması veya öldürülmesi işlemidir. Türk Gıda Kodeksi Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş Sütleri Tebliği ne göre sterilizasyon; oda sıcaklığında

Detaylı

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ 1 Genetik mühendisliği canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim dalıdır. Genetik mühendisleri

Detaylı

22.04.2015 MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN. Döl almaşı

22.04.2015 MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN. Döl almaşı MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN Döl almaşı Angiospermlerde; Baskın döl sporofit, Gametofit indirgenmiş, Sporofit üreme yapısı olan çiçeği oluşturur. Ovaryum

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

Öğrenim Durumu. Verdiği Dersler

Öğrenim Durumu. Verdiği Dersler Kişisel Bilgiler Ad-Soyad : Süreyya SALTAN EVRENSEL Ünvan : Yrd.Doç.Dr E-posta : ssaltanev@ gmail.com Telefon :02242942342 Göreve Başlama Tarihi :29/12/1986 Uzmanlık Alanları : Laboratuar Teknikleri, Süt

Detaylı

Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum

Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 17.11.16 Ç.Büke KLİMİK-İstanbul 2016 1 Konuşma içeriği Antibiyotik

Detaylı

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak, 14 Şubat 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 28913 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ KİLO VERME AMAÇLI ENERJİSİ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2014/3) Amaç MADDE 1 (1)

Detaylı

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! KONU Yağ Asidi Profillerinin Hayvan Beslemedeki Önemi ve Analizleri İLGİ ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini,

Detaylı

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ 961 1. HAFTA İLAÇ Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL GDM-5501 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 GDM-5601 TEZ HAZIRLIK ÇALIŞMASI Z 0 1 1 0 1 20 1 21 12 30 İKİNCİ YARIYIL GDM-5502 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

GIDA KONTROLÜNDE HIFZISSIHHANIN ROLÜ. Mustafa ERTEK

GIDA KONTROLÜNDE HIFZISSIHHANIN ROLÜ. Mustafa ERTEK GIDA KONTROLÜNDE HIFZISSIHHANIN ROLÜ Mustafa ERTEK Gıda Güvenliği İnsanların sağlıklı yaşaması için yeterli miktarda gıda alabilmesi ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması gerekmektedir. FAO/WHO

Detaylı

GIDA IŞINLAMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GIDA IŞINLAMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar GIDA IŞINLAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; ışınlama tesislerinde iyonize radyasyona maruz bırakılan gıda ve gıda bileşenlerinin piyasaya

Detaylı

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ SÜRÜM 1.

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ SÜRÜM 1. TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERİN STABİLİTESİNE VE AÇILDIKTAN SONRA KULLANIM SÜRESİNE İLİŞKİN KILAVUZ SÜRÜM 1.0 Amaç MADDE 1- (1) Kozmetik ürünlerin üreticileri tarafından raf ömürleri

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ BİGA MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ DERS İÇERİKLERİ

T.C. ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ BİGA MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ DERS İÇERİKLERİ BÖLÜM: Bitkisel ve Hayvansal Üretim T.C. PROGRAM: Büyük ve Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği I. YARIYIL 00101 Matematik I (2 0 2), Sayılar, Cebir, Denklemler ve Eşitsizlikler, Fonksiyonlar, Logaritma, Trigonometri,Geometri

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı