BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİNDE HASTANE KÖKENLİ ENFEKSİYONLAR VE RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİNDE HASTANE KÖKENLİ ENFEKSİYONLAR VE RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KLİNİK BAKTERİYOLOJİ VE ENFEKSİYON HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Aygül DOĞAN ÇELİK BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİNDE HASTANE KÖKENLİ ENFEKSİYONLAR VE RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Deniz KAHRAMAN UYGUN 2 EDİRNE

2 TEŞEKKÜR Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı ndaki uzmanlık eğitimim süresince olan katkılarından dolayı Anabilim Dalı Başkanımız Prof. Dr. Filiz AKATA ya, tez yöneticim Yrd. Doç. Dr. Aygül DOĞAN ÇELİK e, Doç. Dr. Figen KULOĞLU na, Doç. Dr. Özlem TANSEL BOZKURT a, Yrd. Doç. Dr. Zerrin YULUĞKURAL a, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat TUĞRUL a, Biyoistatistik Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma Nesrin TURAN a, rotasyonda bulunduğum ana bilim dallarındaki hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim Ayrıca yardımlarından dolayı Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim üyeleri, doktorları ve hemşirelerine, sağlık teknisyeni Cem Eriş e, Ercüment Özkeçeci ye, Dr. Tolgay Akıncı ya teşekkür ederim. 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 HASTANE ENFEKSİYONUNUN TANIMI... 3 HASTANEDE GELİŞEN PNÖMONİ... 5 CERRAHİ ALAN ENFEKSİYONU HASTANE KÖKENLİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ ENFEKSİYONLAR 17 HASTANE KÖKENLİ ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONLARI GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER 3

4 SİMGE VE KISALTMALAR AIDS APACHE ASA BOS CAE CDC CLSI CRP DM DSÖ GKS GSBL HE HGP IDSA İBL KBY KDE KE KOAH MHA : Acquired Immune Deficiency Syndrome : Acute Physiology and Chronic Health Evaluation : American Society of Anesthesiologists : Beyin Omurilik Sıvısı : Cerrahi Alan Enfeksiyonu : Centers for Disease Control : Clinical Laboratory Standarts Institute : C Reaktif Protein : Diabetes Mellitus : Dünya Sağlık Örgütü : Glasgow koma skalası : Genişlemiş Spektrumlu Beta-Laktamaz : Hastane enfeksiyonu : Hastanede Gelişen Pnömoni : Infectious Diseases Society Of America : İndüklenebilir beta-laktamaz : Kronik Böbrek Yetmezliği : Kan Dolaşım Sistemi Enfeksiyonu : Kateter enfeksiyonu : Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı : Mueller-Hinton Agar 4

5 MİK MODS MRSA MSSA MSSE MV NNIS SBİP SENIC TMP-SMX USG ÜSE VİP YBÜ : Minimal İnhibitör Konsantrasyon : Multipl Organ Dysfunction Syndrome : Metisiline dirençli Staphylococcus aureus : Metisiline duyarlı Staphylococcus aureus : Merkezi Sinir Sistemi Enfeksiyonu : Mekanik Ventilatör : National Nosocomial Infections Surveillance : Sağlık Bakımı ile İlişkili Pnömoni : Study on the Efficacy of Nosocomial Infection Control : Trimetoprim-sulfametoksazol : Ultrasonografi : Üriner Sistem Enfeksiyonu : Ventilatör İlişkili Pnömoni : Yoğun Bakım Ünitesi 5

6 GİRİŞ VE AMAÇ Hastane enfeksiyonları (HE), günümüzde en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Girişimsel tıp alanındaki ilerlemelere bağlı olarak yeni cerrahi teknikler ve invaziv girişimlerin kullanımı giderek artmaktadır. Uzun süreli yoğun bakım desteği sonucu hastanede yatış süresi uzamaktadır. Tüm kontrol önlemlerine rağmen HE her yıl giderek artan oranlarda karşımıza çıkmaktadır (1). Hastane enfeksiyonları yüksek tedavi maliyet oranları, neden oldukları morbidite ve mortalite nedeniyle önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Tanı ve tedavi amacıyla uygulanan çeşitli invaziv girişimler ve cerrahi girişimlar ile bir yandan yaşam süresi uzarken, öte yandan bu girişimlerin neden olduğu dirençli mikroorganizmalarla oluşan HE ler artmaktadır (2). Hastane enfeksiyonu hızları hastaneden hastaneye değişmekle birlikte %1,7 17,9 arasında olduğu bildirilmektedir (3-4). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, hastanede yatarak tedavi gören yaklaşık her 10 hastadan birinde hastane enfeksiyonu ortaya çıkmaktadır. DSÖ ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde sıhhî koşulların yetersizliği, HE lerin ve enfeksiyon kontrolünün yeterince önemsenmemesi nedeniyle gelişmiş ülkelere oranla sorunun daha büyük boyutlarda olduğunu vurgulamaktadır (5). İyi uygulanan enfeksiyon kontrol programları ile HE ler azalır, hastanede yatış süresi kısalır ve hastane harcamaları düşer (1). Sağlık sistemleri gelişmiş olan ülkeler HE ile mücadele konusundaki çalışmalara önem vererek iyi bir enfeksiyon kontrol programı sağlamakta ve hastane bakım şartlarının kalitesini arttırmaktadırlar. Hastane enfeksiyonları ile mücadeleye verilen önem hasta bakım kalitesi ve hastane kalitesi ile doğru orantılıdır (6). 1

7 Günümüzde HE ler giderek ciddi klinik tablolar ile karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedeni daha uzun ve komplike ameliyatların uygulanması, yaşlı ve kronik hastalıkları olan hasta popülasyonunun artması, yabancı cisimlerin kullanıldığı yeni ameliyatların yapılıyor olması, bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olan organ nakilleri, bakteriyemi riskini artıran ve vücut direncini zayıflatan tanı ve tedavi yöntemlerinin kullanılması gibi faktörlere bağlanabilir. Hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde en öncelikli aşama bu enfeksiyonların gelişiminde rol oynayan risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ve yüksek riskli grubun tanımlanmasıdır (7,8). Doğru yöntemler kullanılarak HE lerin engellenmesi yaşam süresini uzatır, kalitesini artırır, hastanede yatış süresi ve tedavi maliyetlerini azaltır. Bu nedenle HE leri engellemek için hastanelerin ve servislerin hasta profili, HE sıklığı ve dağılımı, hastane florasını oluşturan mikroorganizmalar ve bu mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç özellikleri belirlenmelidir. Beyin ve Sinir Cerrahisi hastaları cerrahi girişim sırasında ve sonrasında enfeksiyonlara karşı duyarlıdır. Beyin ve Sinir Cerrahisi girişimlerinde mikroorganizmalara karşı bir savunma mekanizması olan fiziksel ve mekanik bariyerler bozulmaktadır. Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği nde izlenen hastalar çoklu travma, kafa travması, nörolojik defisitler, koma ve immobilizasyon gibi risk faktörleri nedeni ile çoğu zaman birden fazla hastane enfeksiyonu riski taşımaktadırlar. Cerrahi girişim alanının özelliğinden dolayı; genel olarak hastane enfeksiyonları içinde az bir oranda görülen Merkezi Sinir Sistemi (MSSE) enfeksiyonları Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği nde oldukça sık görülmektedir. Bu durum hastanede yatış süresini uzatmakta, tedavi maliyetini ve mortaliteyi arttırmaktadır. Bu nedenle erken tanı ve uygun tedavi çok önemlidir (9). Bu çalışmada, Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği nde 1 Ocak Ocak 2009 tarihleri arasında, 12 aylık süre içerisinde HE gelişen hastaların epidemiyolojik, klinik özellikleri ve laboratuvar bulguları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amacı Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği nde yatan hastaların HE sıklığını, enfeksiyon gelişen vücut bölgelerini, enfeksiyon etkenlerini, etkenlerin antibiyotik duyarlılıklarını ve HE risk faktörlerini saptayarak hastalarda, ampirik antibiyotik tedavi yaklaşımlarını belirlemek, HE ile mücadelede doğru yöntemlerin geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. 2

8 GENEL BİLGİLER HASTANE ENFEKSİYONUNUN TANIMI Hastane enfeksiyonları önemini ve güncelliğini koruyan sağlık sorunlarının başında gelir. Yüksek maliyete; mortalite ve morbiditede belirgin artışlara yol açar (6). Hastane enfeksiyonları çeşitli nedenlerle hastaneye yatan hastada yatış anında bulunmayan veya inkübasyon döneminde olmayan, hastaneye başvurduktan saat sonra veya hastaneden taburcu olduktan sonraki 10 gün içinde gelişen enfeksiyonlara denir (10). Hastanelerde tedavi amacıyla invaziv alet kullanımının yaygınlaşması ve yeni teknolojik cihazların uygulamaya girmesi ile 1960 lı yıllardan sonra HE sürekli bir sorun haline gelmiştir (11). Hastaneye yatırılan hastalara uygulanan endoskopi, kateterizasyon, biyopsi, mekanik ventilasyon, trakeostomi gibi girişimler konak savunması ve bütünlüğünde bozulmaya ve hastanın kendi florası yerine hastane florası ile kolonize olmasına yol açar. Hastane florası genellikle metisiline dirençli stafilokoklar, çoğul dirençli gram negatif enterik basiller gibi tedavisi güç mikroorganizmalardan oluşur. Çoğunlukla bu etkenlerle oluşan HE leri tedavi etmek için daha geniş etki spektrumu olan ve genellikle daha pahalı antibiyotikleri kullanmak gerekir. Bu nedenle HE ler toplum kökenli enfeksiyon hastalıklarına kıyasla daha ağır, tedavisi daha güç ve tedavi maliyeti daha yüksek enfeksiyonlardır (1). Yoğun bakım üniteleri (YBÜ) ve cerrahi servisler hastane enfeksiyonu gelişmesi açısından en riskli bölümler arasında yer alır. Yoğun bakım üniteleri klinik seyri ciddi hastaların takip edildipi birimlerdir. Hastaların sıklıkla invaziv tanı ve destek uygulamalarına maruz kalmaları, altta yatan hastalıklarının ağırlıkları, uzun süre YBÜ de kalma ve zaman içinde geniş spektrumlu antibiyotiklerin daha fazla kullanılması HE lerin diğer birimlere göre daha sık gelişmesine yol açar. Cerrahi servislerdeki hastalar ise cerrahi girişim sırasında gerek 3

9 ameliyathane florası gerekse cerrahi girişimi yapan doktor, hemşire gibi sağlık çalışanlarının hatalarından kaynaklanan nedenlerle, cerrahi girişim sonrası ise çeşitli kateter uygulamaları yara bakımının uygun yapılmaması gibi nedenlerle enfeksiyonlara açıktırlar (6).Yoğun bakım üniteleri hastane yataklarının %5-10 unu oluşturmalarına karşılık, bütün HE nın %30 u YBÜ lerde gelişmektedirler. Hastane enfeksiyonu ile mücadele doktor, hemşire, hastane yönetimi, yardımcı sağlık personeli, hasta ve hasta yakınlarından oluşan bir ekip ile yapılmalıdır. Bu ekibin herhangi bir basamağındaki aksama HE ile mücadeleyi başarısız kılabilir. Sadece uygun şekilde el yıkamak gibi basit bir önlemle HE sıklığının 1/3 oranında azaldığı düşünülürse bu konudaki eğitimin önemi anlaşılmış olur (12). Gelişmiş ülkelerde hastanede yatarak tedavi gören hastaların %5-10 unda HE görülürken, bu sorunun gelişmekte olan ülkelerde %25 e kadar çıktığı bildirilmektedir (3,4). Hastane enfeksiyonlarının epidemiyolojik ve klinik özellikleri ülkeler arasında ve aynı ülkede hastaneler arasında bile farklılık göstermektedir. ABD de hastane enfeksiyonu nedeniyle yılda kişinin yaşamını yitirdiği, hastanede kalış süresinin hasta başına 7 10 gün uzadığı ve yılda 5 10 milyar dolar ek maliyetin oluştuğu vurgulanmaktadır. İyi uygulanan enfeksiyon kontrol programları ile HE azalır, hastanede kalış süresi kısalır ve hastane harcamaları azalır (3,13). Cerrahi girişimle ilişkili enfeksiyonlar cerrahi alan enfeksiyonu(cae) olarak adlandırılır. Bu enfeksiyonlar insizyonel, organ veya cerrahi girişim esnasında müdahele edilen organ/boşluk alanlarında gelişen enfeksiyonlar olarak sınıflandırılır. Cerrahi alan enfeksiyonlarının (CAE) azaltılmasında en önemli yöntemlerden biri hastane enfeksiyon kontrol komiteleri tarafından yapılan izlemler ve değerlendirmelerdir (14). Bu amaçla hastanenin tümüne ve belirli servislere ait CAE oranları ve etken patojenlerin antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi gerekir. Duyarlılık profillerinin her hastane hatta her bölüm için farklı olabileceği unutulmamalıdır. Bu değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar cerrahi ekiple paylaşılmalı ve enfeksiyonların azaltılması için sürekli kalite iyileştirilmesi çalışmaları yapılmalıdır (1). Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık 27 milyon cerrahi girişim yapıldığı, yıllara göre değişmek üzere bunların bininde CAE ortaya çıktığı bildirilmektedir (15). National Nosocomial Infections Surveillance (NNIS) sistemi verilerine göre CAE hastane kaynaklı enfeksiyonlar içerisinde üçüncü (%14-16), cerrahi cerrahi girişim geçirmiş olgularda gelişen enfeksiyonlar içinde ise ilk sırada (%38) yer almaktadır (14). Çalışmalarda 4

10 her bir CAE nin hastanede yatış süresini 5-24 gün uzattığı saptanmıştır(15). Cerrahi girişim sonrası ölümlerin nedeni olgularının 3/4 ünde enfeksiyondur ve bunların da %90 ında organ ve boşluk enfeksiyonu saptanmıştır (16). HASTANEDE GELİŞEN PNÖMONİ Epidemiyoloji Hastanede gelişen pnömoni (HGP); genellikle hastaneye yatıştan 48 saat sonra gelişen ve hastanın yatışında inkübasyon döneminde olmadığı bilinen pnömoni olguları ile hastaneden taburcu olduktan sonraki 48 saat içerisinde ortaya çıkan pnömoni olarak tanımlanır. Hastaneye yatan hastalar arasında %0.5-2 oranında görülür. Dünyada hastane enfeksiyonları içindeki HGP oranı %15 düzeyinde bildirilirken, ülkemizde %11-30 arasında (ortalama %19) değişmektedir. Ancak hastanın bulunduğu kliniğe göre sıklığıdeğişebilmektedir. Yoğun bakım birimlerinde tedavi edilen hastalarda HGP görülme sıklığı 5-10 kat fazla olup ülkemizde yapılan bir çalışmada ise bu oran 20 kata ulaşmaktadır (17). Farklı araştırma sonuçlarına göre ventilatör desteği gören hastaların %28-85 inde VİP (ventilatörle ilişkili pnömoni) gelişebilmektedir. Yoğun bakımda kalış süresi dikkate alındığında 1000 hasta yatış gününde 12,5, ventilatöre bağlanan hastalarda 1000 ventilatör gününde 2,5-39; ülkemizde yapılmış çok merkezli çalışmalarda ise 1000 ventilatör gününde 16,4-26,5 olarak bildirilmektedir. Hastanede gelişen enfeksiyonlar arasında mortalite oranı en yüksek olan pnömonilerdir. Ülkemizde HGP saptanan olgularda mortalite oranı %30-87 arasında değişmektedir. Bu oran pnömoniye bağlı mortaliteyi göstermemekle birlikte yapılan bir çalışmada pnömoni gelişmesinin yoğun bakım birimi hastalarında mortaliteyi 3 kat artırdığı gösterilmişti. Bakteriyemi gelişen olgularda, Acinetobacter spp, Pseudomonas aeruginosa (P. aeruginosa) gibi sorun bakterilerle oluşan pnömonilerde, yaşlı hastalarda(>60 yaş), uygunsuz antibiyotik kullananlarda ve VİP lerde doğrudan pnömoniye bağlı mortalite oranı daha da artmaktadır (17). Hastanede gelişen pnömoni tanısı koymak zordur. HGP de hastanede kalış süresinin uzadığı ve hastane maliyetlerinin 4-5 kat arttığı bildirilmektedir. Ventilatör ilişkili pnömoni gelişmesi mekanik ventilasyon süresini ortalama 10 gün, yoğun bakımda kalış süresini 6,5 5

11 gün uzatmaktadır. Bu nedenle HGP düşünüldüğünde doğru tanıya ulaştıracak yöntemlerin yerinde ve zamanında kullanılması, sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gereklidir. Genel olarak ele alındığında, pnömoni görülme sıklığının hastane yapısı ile yakın ilişkili olduğu gözlenir. Tanı ve tedavi olanakları gelişmiş, tıbbi ve cerrahi yoğun bakım birimleri olan hastanelerde sıklık daha yüksektir. Hastanede gelişen pnömoni prognozunun belirlenmesinde enfeksiyonun geliştiği birim, altta yatan hastalık, konağın savunma mekanizmalarındaki yetersizlik, etken mikroorganizmaya ait özellikler ve tedavi yaklaşımındaki uygunsuzluk önemlidir. Yüksek mortalite hızı yanında, hastanede kalış süresinin uzaması ve hastane maliyetlerini arttırması yönleri ile de HE içinde ayrı bir öneme sahiptir (17). Patogenez Hastanede gelişen pnömoni patogenezinde temel unsur orofaringeal sekresyonların aspirasyonudur. Hastanede yatan kişide başlangıçta orofarinkste gram pozitif etkenler kolonize iken giderek hastane florasını oluşturan dirençli gram negatifler ve metisiline dirençli S. aureus (MRSA) kolonize olur. Hastada hastaneye yatışı gerektiren ileri yaş, nörolojik problemler, bilinç kaybı gibi nedenler ise mikroaspirasyona yol açar (17). İnhalasyon yolu ise daha çok kontamine solunumsal cihazlardan kaynaklanır. Enfekte nebülizatörler, ventilatörler ve devreleri, nemlendiriciler HGP gelişimine yol açabilir. Entübe edilerek mekenik ventilatör (MV) desteğine alınan bir hastada subgingival plağa komşu yapılar, periodontal alan, orofarenks, sinüsler, mide ve trakea endojen veya ekzojen mikroorganizmalarla kolonize olur. Özefagus ve gastrik içeriğin aspirasyonu dışında hematojen yol, komşuluk yolu ile plevral bir enfeksiyonun akciğerlere ulaşması da söz konusu olabilir. Entübe hastalarda bakımı üstlenen personelin el yıkama alışkanlığının olmaması nedeni ile doğrudan bakteri inokülasyonu da HGP patogenezinde çok önemli yer tutan bir diğer mekanizmadır (17). Etiyoloji Hastanede gelişen pnömonide çoğunlukla hastanın endojen florasına ait mikroorganizmalar etkendir. Bu etkenler hastaneye yatış sırasında hastanın orofarinksinde mevcut olabileceği gibi (primer endojen), hastaneye yatış sonrasında kolonize olan dirençli hastane bakterileri de (sekonder endojen) olabilir. HGP etyolojisinde yer alan mikroorganizmalar, altta yatan hastalık, risk faktörlerinin varlığı ve pnömoninin ortaya çıkış 6

12 süresi ile değişebilmektedir. Hastaneye yatıştan sonra ilk dört gün içinde ortaya çıkan pnömonilerle (erken dönem), daha sonraki dönemde ortaya çıkan pnömonilerin (geç dönem) etkenleri arasında farklılıklar mevcuttur (17). Sınıflama 1. Erken dönem pnömoniler: Hastaneye yatıştan sonraki ilk dört gün içinde ortaya çıkan ve sıklıkla iyi prognozlu pnömonilerdir. Bu gruptaki hastalarda sıklıkla etkenler enterik gram negatif çomaklar, Metisiline duyarlı S. aureus (MSSA), Haemophilus influenzae (H. influenzae), Moraxella catarrhalis (M. catarrhalis) ve Streptecoccus pneumoniae (S. pneumoniae) dir. Ayrıca, bazı risk faktörlerinin varlığında aşağıdaki mikroorganizmalar da etiyolojide düşünülmelidir. a) Aspire etmiş veya torakoabdominal cerrahi girişim geçirmiş hastalarda anaerobik bakteriler, b) Diyabet, koma, kafa travması, kronik böbrek yetmezliği, intravenöz ilaç kullanımı ve yakın zamanda influenza geçirme öyküsü bulunanlarda S. aureus (metisiline duyarlı, eğer önceden antibiyotik kullanımı varsa metisiline dirençli olabilir), c) Yüksek doz kortikosteroid kullanan bir olguda Legionella pneumophila, P. aeruginosa ve Aspergillus türleri, d) Kronik akciğer hastalığı (KOAH, bronşektazi, kistik fibroz) olanlarda P. aeruginosa, e) Hastanın önceden antibiyotik kullanımı ya da uzun süreden beri hastanede yatması, pnömoninin YBÜ de gelişmesi P. aeruginosa, MRSA gibi dirençli mikroorganizmaların etken olma olasılığını düşündürmelidir. 2. Geç dönem pnömoniler: Hastaneye yatıştan sonraki beşinci veya daha sonraki günler içerisinde genellikle antibiyotiklere dirençli patojenlerle ortaya çıkan, mortalitesi ve morbiditesi yüksek pnömonilerdir.dirençli gram negatif basiller (P. aeruginosa, Enterobacteriaceae, Acinetobacter spp. gibi) ve gram pozitif koklar; özellikle de S. aureus olguların %20-30 unda etken olarak görülmektedir. Bunların önemli bir kısmı metisiline dirençli kökenlerdir. İnfluenza virüs enfeksiyonu, koma, kafa travması, merkezi sinir sistemi cerrahisi, diabetes mellitus, böbrek yetersizlği gibi risk faktörlerinin varlığında S. aureus sıklığı artmaktadır. 3. Ventilatörle ilişkili pnömoni: Ventilatörle ilişkili pnömoni %25 46 oranında polimikrobiyaldir. Mekanik ventilatör (MV) desteğinin ilk dört günü gelişen VİP te sıklıkla 7

13 etkenler S. pneumoniae, H. influenzae, MSSA,, enterik gram negatif çomaklar ve M. catarrhalis tir. Mekanik ventilatör tedavisinin beşinci günü ve daha sonra gelişen VİP te ise etkenler P. aeruginosa, MRSA, Acinetobacter spp. ve Enterobacter spp. dir. Ülkemizde de benzer etken dağılımı izlenmektedir. Her hastanenin hatta hastane içindeki değişik birimlerin etken dağılımı farklılık gösterebilir. 4. Sağlık bakımı ile ilişkili pnömoni: Sağlık Bakımı ile İlişkili Pnömoniye (SBİP) ait yayınlar sınırlıdır. Ancak tanı ve tedavilerinin HGP de tanımlananlar gibi yapılması önerilmektedir. Aşağıdaki özelliklerden birine sahip kişilerde gelişen pnömonilerdir. Son 90 gün içinde iki gün veya daha fazla hastanede yatma Sağlık bakımı için uzun süreli bakım evinde kalma Evde infüzyon tedavisi (antibiyotik dahil) Evde bası yarası bakımı yapılması Son 30 gün içinde hemodiyaliz merkezine tedavi amaçlı devam etme Aile bireylerinde çok ilaca dirençli bakteri enfeksiyonu varlığı Hastanede Gelişen Pnömoni İçin Risk Faktörleri Pnömoni gelişme riski hastane koşullarında toplumdakilere oranla, YBÜ de ise hastanenin diğer birimlerine göre çok daha fazladır. YBÜ hastalarının büyük bir bölümü entübe ve mekanik ventilatöre bağlı oldukları için bu hastalarda gelişen HGP ler ventilatörle ilişkili pnömoni (VİP) olarak adlandırılır. Çok sayıda çalışmada HGP açısından risk faktörleri incelenmiştir ve bu risk faktörleri genel olarak; hastaya ait risk faktörleri, girişimlere ait risk faktörleri ve hastaneye ait risk faktörleri olmak üzere üç grupta sınıflandırılmıştır. 1. Hastaya ait risk faktörleri: Hastaya ait risk faktörleri aşağıda belirtilmiştir. a) İleri yaş b) Konak savunma mekanizmalarının zayıflaması: Koma, malnütrisyon, uzun süre hastanede kalma, hipotansiyon, metabolik asidoz, sigara, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akut sıkıntılı solunum sendromu, hipoalbüminemi, kistik fibroz, bronşektazi, diabetes mellitus (DM), alkolizm, solunum yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği veya diyaliz uygulaması, nöromüsküler hastalıklar, havayolu reflekslerinin azalması, merkezi sinir sistemi patolojileri, APACHE II >16, travma, 8

14 kafa travması, sinüzit, erkek cinsiyet, sonbahar, kış mevsimi, aspirasyon, organ yetersizlik indeksinin yüksek olması konak savunma mekanizmalarının zayıflamasına neden olur. c) Eşlik eden hastalıklar: Kronik obstriktif akciğer hastalığı, kistik fibroz ve bronşiektazi gibi kronik akciğer hastalıkları; konjestif kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği ve böbrek yetmezliği gibi organ yetmezlikleri; çeşitli hematolojik ve bağışıklık sistemini baskılayan durumlar HGP riskini artırmaktadır. Bilinci bozulmuş veya komadaki hastalar, nörolojik veya özefajiyal bozukluk nedeniyle disfajisi olan hastalar, alkolizm veya üremi gibi sistemik nedenlerden dolayı kusma eğilimi olan hastalar da aspirasyon riski nedeniyle HGP gelişimi açısından risk altındadır. Hipoalbuminemi, hipotansiyon, alkol kullanımı alt solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili bulunmuştur. 2. Tanı ve tedavi uygulamaları ile ilgili faktörler: Risk faktörleri aşağıda belirtilmiştir. a)antimikrobik ajanlar: Önceden antibiyotik kullanımı çoklu direnç gösteren bakterilerin ortaya çıkışına neden olur. b) Stres ülser profilaksisi: Hastanede yatan hastalarda, YBÜ de daha sık olmak üzere stres ülseri ve gastrointestinal kanamalar sık görülmektedir. Bu amaçla verilen mide ph ını azaltan H 2 reseptör blokerleri ve antiasit gibi ilaçlar, midede gram negatif bakteri kolonizasyonunu arttırmakta ve gastropulmoner yoldan HGP gelişimine yol açmaktadır. c)entübasyon: Pnömoni gelişiminde konak savunmasını bozması, lokal travma ve inflamasyona yol açması ve biriken subglottik sekresyonların aspirasyon riskini arttırması nedeniyle entübasyon başlı başına hazırlayıcı bir faktördür. Endotrekeal tüpün HGP için oluşturduğu risk yanında yineleyen entübasyon HGP riskini daha da artırmaktadır. Endotrakeal tüpte mikroorganizmaları içeren biyofilm tabakası oluşabilir ve yapılan müdahaleler sırasında akciğerlere giderek enfeksiyon kaynağı olabilir. d) Nazogastrik tüp ve enteral beslenme: Nazogastrik tüp pnömoni için çok önemli risk faktörü oluşturmasa da orofaringeal sekresyonların birikmesine ve aspirasyon riskinin artmasına neden olmaktadır.yoğun bakım hastalarında erken dönemde enteral beslenmeye 9

15 geçilmesi tercih edilmektedir, ancak bu durum mide kolonizasyonu, gatroözafagial reflü, aspirasyon ve pnömoni riskini arttırabilmektedir. e) Mekanik ventilasyon ve solunum cihazı parçaları: Mekanik ventilatöre bağlanan bir hastada, ilk haftada VİP gelişme oranı her gün %3 artarken, ikinci haftada bu oran gün başına %2, üçüncü hafta ve sonrasında ise günlük %1 artmaktadır. Mekanik ventilasyon HGP için en önemli risk faktörüdür. Kırk sekiz saatten daha uzun süre MV uygulanan hastaların %9-40 ında pnömoni gelişebilmektedir. Mekanik ventilatöre bağlanmanın ilk 48 saatinde gelişen pnömonilerde önemli risk faktörleri arasında büyük oranda aspirasyon, sedasyon, bilinç bulanıklığı, Glasgow koma skalası(gks) nin 9 un altında olması, acil girişim, kardiyopulmoner canlandırma ve entübasyon endikasyonunun pulmoner ya da kardiyak arrest olması bulunmaktadır. Bir çalışmada MV uygulanan hastalarda HGP gelişme oranı %12,1 iken, MV uygulanmayanlarda %0,7 olarak bildirilmiştir. f) Sinüzit: Hastane kökenli sinüzit gelişiminde nazotrekeal entübasyon ve nazogastrik tüp bulunması önemli rol oynamaktadır. Bakteriyel sinüzitin HGP için risk faktörü olduğunu bildiren raporlar vardır. Sinüziti olan hastalarda gelişen VİP oranı %29 67 iken, sinüziti olmayanlarda %5 43 olarak bulunmuştur. Hastane kökenli sinüzit gelişen ve tedavi edilmeyen hastalarda gelişen HGP de mortalite oranı %46 iken, sinüziti tedavi edilen grupta HGP mortalite oranı %36 olarak bulunmuştur. Orotrekeal entübasyonda sinüzit riski nazotrakeal entübasyona göre daha düşük oranda bulunmuştur. g) Sedatif ve kas gevşetici ilaçlar: Sedatiflerin kullanılması bilinç durumunda değişikliklere yol açarak, öksürük refleksini baskılayarak ve dolayısıyla aspirasyon riskinin artmasına neden olarak enfeksiyon riskini artırır. h) Kortikosteroid ve sitotoksik ilaçlar: Değişik amaçlarla uygulanan bu ilaçlar hastaların savunma mekanizmasını baskılamak suretiyle özellikle hücre içi patojenlerle enfeksiyon riskini arttırır. ı) Cerrahi girişim: Cerrahi uygulanan hastalar postoperatif dönemde artmış pnömoni riski altındadır. Postoperatif dönemde pnömoni insidansı %17,2 olarak bildirilmiştir. 10

16 Pnömoni gelişimi ile altta yatan hastalığın ağırlığı, sigara öyküsü, uzun cerrahi öncesi hastanede yatış süresi, uzun cerrahi girişim ve üst abdominal ya da torasik cerrahi girişimler ilişkili bulunmuştur Cerrahi YBÜ hastalarında, dahili YBÜ hastalarına göre yaklaşık iki kat daha sık pnömoni geliştiği gösterilmiştir. Bağımsız risk faktörü olarak cerrahi YBÜ hastalarında iki gün ve daha uzun süreli MV uygulaması ile APACHE II Acute Physiology, Age and Chronic Health Evalution skoru, dahili YBÜ hastalarında ise iki gün ve daha uzun süreli mekanik ventilasyon gösterilmiştir. 3. Enfeksiyon kontrolü ile ilgili faktörler: Pnömoniye neden olan patojenler özellikle YBÜ lerde olmak üzere hastanenin her yerinde bulunur. Bu mikroorganizmaların hastalara geçişi çoğunlukla hastadan sorumlu sağlık çalışanlarının bu mikroorganizma ile kolonize veya kontamine olmuş elleri aracılığıyla olur. Trakeal aspirasyon, ventilatör hortumlarının değiştirilmesi, entübasyon gibi yöntemler çapraz kontaminasyon olasılığını arttırır. Tedavi (nebülizatör, ventilatör vb.), tanı (bronkoskopi, spirometri vb.) veya anestezi amaçlı kullanılan çeşitli solunumsal aletlerin kullanımlarında uygun sterilizasyon ve dezenfeksiyon kurallarına uyulmazsa bu solunumsal aletler HGP ye yol açan mikroorganizmarla için potansiyel kaynak oluşturur. Bu işlemler sırasında mikroorganizmalar solunumsal aletten hastaya, hastadan hastaya, aynı hastada vücudun herhangi bir yerinden alt solunum yollarına geçebilir. 4. Hastanede gelişen pnömoni de mortaliteyi arttıran risk faktörleri: a) HGP nin uygun olmayan antibiyotiklerle tedavisi, b) Önceden antibiyotik kullanımı, c) Pnömoni gelişmeden önce hastanede yatış süresi veya yoğun bakımda kalma, uzamış mekanik ventilasyon, d) Yüksek riskli patojenlerle enfeksiyon; P. aeruginosa, Acinetobacter spp., Stenotrophomonas maltophilia (S.maltophilia), MRSA, e) Multilober ve/veya bilateral pulmoner infiltratlar, f) Altta yatan hastalığın ciddiyeti, APACHE II, SAPS Simplified Acute Physiology Score, g) Ağır sepsis/ septik şok, multiorgan disfonksiyon sendromu (MODS), h) İleri yaş (>65), 11

17 i) Solunum yetmezliğinin ağırlaşması. 5. Yüksek riskli bakterilerle hastanede gelişen pnömoni oluşumuna yol açan risk faktörleri: a) Son 90 gün içerisinde antibiyotik kullanımı b) Hastaneye yatışın 5. günü veya sonrasında pnömoni gelişmesi c) Toplumda ya da hastanın tedavi edildiği birimde yüksek antibiyotik direnci olması d) Bağışıklığı baskılayıcı tedavi ve/veya hastalık e) SBİP kriterleri olması P. aeruginosa, Acinetobacter spp., S.maltophilia, MRSA gibi çoklu ilaca dirençli bakteriler yüksek riskli olarak değerlendirilmektedir.çoklu ilaca direnç iki ve daha fazla gruptan antibiyotiğe direnci ifade eder (Örn: penisilinler ve sefalosporinler). Tanı Pnömoni tanısında, klinik, laboratuvar ve radyoloji bir arada değerlendirilmelidir. Genel olarak balgam kültürleri pnömoni tanısında yararlı değildir, ama yararlı olabilecek antimikrobiyal duyarlılık verileri sağlar. Hasta takibi süresince çekilen birden fazla akciğer grafisi tek bir grafiden daha yararlı olabilir. Trakeostomisi olan, entübe olan ve hastane kökenli pnömoni tanısının konduğu günden önceki 48 saat içinde kalan dönemde solunuma destek olmak veya kontrol etmek amacıyla bir solunum cihazına bağlı olan hastalarda tanı ventilatörle ilişkili pnömoni olarak belirtilmelidir. Pnömoni için aşağıdaki kriterlerden biri bulunmalıdır (10): a) Fizik incelemede raller veya perküsyonda matite bulunması ve aşağıdakilerden birinin olması: 1. Hastanın pürülan balgam çıkarmaya başlaması veya balgamın niteliğinde değişiklik olması, 2. Kan kültüründe mikroorganizma izole edilmesi, 3. Transtrakeal aspirat, bronşial fırçalama veya biyopsi ile elde edilen örnekten patojen izole edilmesi, b) Akciğer grafisinde yeni veya progressif infiltrasyon, konsolidasyon, kavitasyon veya plevral effüzyon saptanması ve aşağıdaki bulgulardan birinin olması: 1. Hastanın pürülan balgam çıkarmaya başlaması veya balgamın niteliğinde değişiklik olması, 12

18 2. Kan kültüründe mikroorganizma izole edilmesi, 3. Transtrakeal aspirat, bronşial fırçalama veya biyopsi ile elde edilen örnekten patojen izole edilmesi, 4. Solunum sekresyonlarından virüs izole edilmesi veya viral antijen saptanması, 5. Patojene özgü IgM antikorların bir serumda, IgG antikorlarında dört katı artışın aralıklı iki serumda gösterilmesi, 6. Histopatolojik olarak pnömoninin saptanması. Hastanede gelişen pnömoni, VIP ve SBİP ye klinik yaklaşımda aşağıdaki kriterler önerilmektedir: Akciğer grafisinde yeni ya da ilerleyici infiltrasyon saptanan hastada aşağıdakilerden iki veya daha fazlası varsa HGP düşünülmelidir, - >38 C ateş, - Lökositoz ya da lökopeni, - Pürülan sekresyon, - Oksijenizasyonda azalma (17). Tedavi Hastanede gelişen pnömoni altta yatan risk faktörleri, etyoloji ve gelişen komplikasyonları nedeniyle homojen bir hastalık değildir. Hastanede gelişen pnömoninin erken veya geç evrede olması, altta yatan risk faktörleri ve pnömoninin ağır olup olmaması ampirik tedaviyi biçimlendirir. Ampirik tedavinin düzenlenmesinde her birim, kendi mikrobiyolojik verilerini temel almalıdır. Erken evrede başlanan uygun ampirik tedavi, hastaların prognozunda en önemli faktördür. Hastaneye yatıştan sonra dört güne kadar gelişen ve yüksek riskli çok ilaca dirençli bakteri enfeksiyonu olasılığı, mortaliteyi artıran risk faktörleri ya da SBİP olasılığı yoksa Grup 1, Grup 1 le aynı özelliklere sahip ancak beşinci gün ve sonrasında ortaya çıkanlar Grup 2, erken ya da geç ortaya çıkan, yüksek riskli çok ilaca dirençli bakteri enfeksiyonu olasılığı, mortaliteyi artıran risk faktörleri ya da SBİP kriterlerinden biri bulunursa Grup 3 olarak isimlendirilmişlerdir (17). Hastanede Gelişen Pnömoni Tedavisinde ampirik tedavi yaklaşımı Tablo 1 de gösterilmiştir. 13

19 Tablo 1. Hastanede Gelişen Pnömonide de ampirik tedavi yaklaşımı (17) Erken< 4 gün Grup 1 Monoterapi A.Yüksek riskli, potansiyel çoklu dirençli bakteri enfeksiyonu olasılığı varsa; B.Mortaliteyi artıran diğer faktörler veya C.SBİP kriterleri varsa Geç >5 gün Grup 2 Monoterapi Ampisilin sulbactam Amoksisilin -Klavulonik asit Sefuroksim/sefotaksim Solunum yolu kinolonları Grup 3 Monoterapi/Kombine Ampisilin sulbactam/ Sefuroksim/sefotaksim/ Ofloksasin/Solunum yolu kinolonları/ Piperasilin-tazobaktam Piperasilin-tazobaktam/ Seftazidim,sefaperazon-sulbaktam,sefepim/ İmipenem,meropenem±aminoglikozid/kinolon/ Kolistin Linezolid,vankomisin,teikoplanin MRSA a özgü risk faktörü varsa ampirik tedaviye eklenmelidir SBİP: Sağlık bakımı ile ilişkili pnömoni, MRSA: Metisilin dirençli Staphylococcus aureus 1. Hastanede gelişen pnömoni tedavisinde genel ilkeler: Erken ve uygun tedavi yaklaşımı prognozu önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle en kısa sürede tanının konulması ve etyolojik tanı için gereken örnekler alındıktan sonra uygun ampirik tedavinin başlanması gerekir. Hasta gruplarının çeşitliliği, etkenlerin ve antibiyotik duyarlılıklarının hastaneler/birimler arasındaki farklılığı nedeniyle standart tedavi yaklaşımı mümkün olmamakta, her grup hasta için etken patojen spektrumu dikkate alınarak hazırlanan alternatif tedavi yaklaşımları önerilmektedir. Öneriler yalnızca ampirik antibiyotik uygulanması için geçerli olup, etken izole edildikten sonra antibiyotik duyarlılığına göre spektrum daraltılmalıdır. Ampirik tedavide seçilecek antibiyotiğin farmakolojik ve farmakokinetik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Örneğin solunum sekresyonlarına penetrasyonu düşük olan aminoglikozitler, pnömoni gelişimine bağlı düşük ph de inaktive olabileceği göz önüne 14

20 alınarak HGP de asla tek başına kullanılmamalıdır. Ancak Grup 3 teki endikasyon durumunda kombinasyon tedavisinde yer almalıdır. Ampirik tedavide antibiyotiklerin farmakodinamik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Örneğin aminoglikozitler konsantrasyona bağlı bakterisid etkileri ve postantibiyotik etkileri nedeniyle günde tek doz şeklinde uygulanmalıdır.ileri yaşta ve renal fonksiyonları bozuk hastalarda aminoglikozitler dikkatli kullanılmalıdır. Hastanede gelişen pnömonili tüm olgularda tedaviye parenteral yoldan başlanmalıdır. Klinik yanıt elde edilmiş olgularda ardışık tedavi ilkelerine uygun olarak oral tedaviye geçilebilir. P. aeruginosa, Acinetobacter spp. ile oluşan pnömonilerde mutlaka kombine tedavi uygulanmalıdır. İki beta-laktam antibiyotiğin birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır. Sinerjistik olmayacağı gibi antagonist etkili olabilir; beta-laktamaz indüksiyonu nedeniyle her iki ajan inaktive olarak tedavi başarısız olabilir. P. aeruginosa enfeksiyonlarında ortak direnç mekanizmalarını indüklemesi nedeniyle karbapenem+kinolon kombinasyonlarından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Glikopeptidler ampirik tedavide yer almamalıdır. Ancak invaziv olmayan ya da invaziv yöntemle alınan alt solunum yolu örneğinin Gram boyama incelemesinde stafilokok morfolojisi destekleniyorsa Grup 3 te ampirik tedaviye glikopeptid eklenmelidir. Bu hastalarda ampirik olarak başlanan glikopeptid etkenin stafilokok olmadığı saptanınca kesilmelidir. Tedavi süresi HGP olgularında ortalama gün olmalıdır.ancak tedavi süresi pnömoninin ağırlığı, klinik yanıtın alınması için geçen süre ve etken olan mikroorganizmaya göre ayarlanmalıdır (17). CERRAHİ ALAN ENFEKSİYONU Cerrahi yara enfeksiyonlarının tanımlanması 1992 yılında CDC tarafından genişletilmiş ve isim değişikliği ile cerrahi alan enfeksiyonları (CAE) denilmiştir. Bu enfeksiyonlar tutulumun derinliğine göre sınıflandırılmakta ve klinik parametreler ve/veya mikrobiyolojik çalışmaların sonuçları kullanılarak belirlenmektedir. Cerrahi alan enfeksiyonları üç alt gruba ayrılır; yüzeyel insizyonel, derin insizyonel ve organ/boşluk (10). Cerrahi alan enfeksiyonlarının sınıflandırılması Şekil 1 de gösterilmiştir. 15

21 Şekil 1.Cerrahi alan enfeksiyonu sınıflandırması (17) Yüzeyel İnsizyonel Cerrahi Alan Enfeksiyonu Ameliyattan sonraki 30 gün içinde gelişen, sadece insizyon yapılan cilt ve cilt altı dokusunu ilgilendiren ve aşağıdakilerden en az birinin olduğu enfeksiyon yüzeyel insizyonel cerrahi alan enfeksiyonu olarak değerlendirilir: 1) Yüzeyel insizyondan pürülan drenaj olması, 2) Yüzeyel insizyondan aseptik olarak elde edilen sıvı veya doku kültüründe mikroorganizma izole edilmesi, 3) Enfeksiyon belirti ve bulgularından en az birinin ağrı veya hassasiyet, lokal şişlik, kızarıklık, ısı artışı bulunması ve insizyon kültür negatif değilse cerrahın insizyonu yeniden açması, 4) Cerrahın veya konsültan doktorun yüzeyel insizyonel cerrahi alan enfeksiyonu tanısı koyması(10). Derin İnsizyonel Cerrahi Alan Enfeksiyonu Kalıcı olarak yerleştirilmiş implant (prostetik kalp kapağı, insan dokusundan olmayan damar grefti, mekanik kalp veya kalça protezi gibi insan dokusu kökenli olmayan implante edilmiş yabancı cisim) yoksa ameliyattan sonraki 30 gün, implant varlığında bir yıl içinde gelişen, ameliyata bağlı görünen, insizyon bölgesinde derin yumuşak dokuları (fasiya ve kas tabakaları) ilgilendiren ve aşağıdakilerden en az birinin olduğu enfeksiyon derin insizyonel cerrahi alan enfeksiyonu olarak ele alınmalıdır: 1. Organ veya boşluk komponentinden kaynaklanmayan, derin insizyondan pürülan drenaj olması, 16

22 2. Hastada ateş (>38 C), lokal ağrı veya hassasiyetten en az birinin olduğu durumda ve insizyon kültür negatif değilken derin insizyonun spontan açılması ya da cerrahın açması, 3. Doğrudan doğruya muayenede, yeniden ameliyatta ya da histopatolojik veya radyolojik incelemede derin insizyonu ilgilendiren apse veya başka bir enfeksiyon bulgusu saptanması, 4. Cerrahın veya konsültan doktorun derin insizyonel cerrahi alan enfeksiyonu tanısını koyması. (10). Organ/Boşluk Cerrahi Alan Enfeksiyonu Kalıcı olarak yerleştirilmiş implant yoksa ameliyattan sonraki 30 gün, implant varlığında bir yıl içinde gelişen, ameliyata bağlı görünen, ameliyat sırasında açılan veya manipüle edilen, insizyon dışında kalan anatomiyi (organ veya boşlukları) ilgilendiren ve aşağıdakilerden en az birinin olduğu enfeksiyon organ/boşluk cerrahi alan enfeksiyonu olarak ele alınmalıdır: 1. Organ veya boşluğa yerleştirilmiş bir drenden pürülan drenaj gelmesi, 2. Organ veya boşluktan aseptik olarak alınan sıvı veya dokuda organizma izole edilmesi, 3. Doğrudan doğruya muayenede, yeniden ameliyatta veya histopatolojik ya da radyolojik incelemede organ veya boşlukta apse veya enfeksiyona ilişkin diğer belirti ve bulguların olması, 4. Cerrahın veya konsültan doktorun organ veya boşluk cerrahi alan enfeksiyonu tanısını koyması (10). HASTANE KÖKENLİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ ENFEKSİYONLARI Merkezi sinir sistemi (MSS) enfeksiyonları hastane kökenli enfeksiyonlar içinde nispeten daha az görülmekte, fakat önemli morbidite ve mortalite nedeni olduklarından en ciddi hastane kökenli enfeksiyonlar arasında yer almaktadırlar. Hastane kökenli merkezi sinir sistemi enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunu bakteriyel menenjit ve beyin omurilik sıvısı (BOS) şant enfeksiyonları oluşturmaktadır. Hastane kökenli bakteriyel menenjit, hastanede yatış sırasında leptomeninkslerin enfekte olması ile meydana gelmektedir. Erişkinlerde hastane kökenli bakteriyel menenjit genellikle Beyin ve Sinir Cerrahisi sonrası yara enfeksiyonunu takiben gelişmektedir. Daha genç hastalarda ise hastane kökenli menenjit genellikle şant enfeksiyonları ile ilgilidir (9). 17

23 Hastane kökenli merkezi sinir sistemi enfeksiyonlarının tanısı güçtür. Bu enfeksiyonların önlenebilmesi için etkili profilaksi yapılmalı, tanı alan hastalara uygun tedaviler verilmelidir. İntrakraniyal Enfeksiyonlar 1. Beyin dokusu veya duradan alınan kültürde mikroorganizma üremesi, 2.Ameliyat sırasında veya histopatolojik incelemede apse veya intrakraniyal enfeksiyona ilişkin bulguların saptanması, 3. Başka nedenlerle açıklanamayan ateş ( >38 º C), baş ağrısı, fokal nörolojik belirtiler, bilinç durumunda değişiklik veya konfüzyondan ikisinin bulunması ve aşağıdakilerden biri, - İğne aspirasyonuyla veya cerrahi sırasında veya otopside biyopsi ile alınan beyin veya apse dokusunun mikroskobik incelenmesinde mikroorganizmanın saptanması, - Kan veya idrarda pozitif antijen testi, - Radyolojik incelemelerde enfeksiyon bulgularının olması, - Patojene özgü tanısal tek IgM antikor titresi veya iki serum örneğinde IgG tipi antikorlarda dört kat titre artışı(10) Menenjit veya Ventrikülit 1. Beyin omurilik sıvısından mikroorganizma izole edilmesi, 2. Başka nedenlerle açıklanamıyan ateş ( >38ºC), baş ağrısı, ense sertliği, meningeal belirtiler, kranial sinir belirtileri veya irritabiliteden birinin bulunması ve aşağıdakilerden biri, BOS ta lökosit artışı, protein düzeyinde yükselme ve/veya glukozda düşme, BOS gram yaymasında mikroorganizmanın görülmesi, Kan kültüründe mikroorganizma izole edilmesi, BOS, kan ve idrarda pozitif antijen testi, Patojene özgü tanısal tek IgM antikor titresi veya iki serum örneğinde IgG tipi antikorlarda dört kat titre artışı (10). Menenjit Olmaksızın Spinal Apse 1.Spinal, epidural veya subdural boşluktaki apsenin kültüründe mikroorganizma üremesi 2.Ameliyat, otopsi veya histopatolojik incelemede spinal, epidural veya subdural boşlukta apse saptanması 18

24 3.Başka nedenlerle açıklanamayan ateş ( >38 º C), sırt ağrısı, fokal hassasiyet, radikülit, paraparazi veya paraplejiden birinin bulunması ve aşağıdakilerden biri Kan kültüründe mikroorganizma izole edilmesi Radyolojik incelemelerde spinal apseye yönelik bulgularının olması (10). HASTANE KÖKENLİ ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI Hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonu (ÜSE), en sık görülen hastane enfeksiyonlarındandır (10). Hastaneden edinilen enfeksiyonların yaklaşık %40-60 ını oluşturmaktadır (18,19). Hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonu gelişen olguların önemli bir kısmında üriner sisteme yönelik bir girişim vardır. Bu girişimlerin en önemlisi üretral kateterizasyon olup ÜSE lerin yaklaşık %80 inden sorumlu tutulmaktadır (18). Üriner kateter kaynaklı non bakteriyel üretrit, üretral yapışıklık ve mekanik travma nadiren ortaya çıksa da, gerçekte üriner kateterizasyonun komplikasyonlarının çoğu bakteriüriye bağlı gelişir (20). Ülkemiz için üriner kateterle ilişkili ÜSE oranını vermek mümkün olmamakla birlikte, yapılan araştırmalarda en sık hastane kökenli enfeksiyon olduğu görülmektedir (21,22). Ülkemizde yapılan çok merkezli bir araştırmada, ÜSE lerin %65 i üriner kateterle ilişkili bulunmuştur (23). Epidemiyoloji Üriner kateterler, ventilatör veya diğer tıbbi araçlar gibi hastanenin sadece belirli bölümlerde değil, tamamında kullanılmaktadırlar. Bu nedenle endemik ÜSE ler hastanenin bütün alanlarında görülebilir (24,25). Hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonları sıklıkla komplike ÜSE şeklindedir ve aşağıdaki komplike eden faktörleri içerir: 1. Ürodinamik etkiye sahip olan üriner sistemdeki anatomik, yapısal veya fonksiyonel değişiklikler (stentler, alet uygulamaları, böbrek taşları, tümörler, nörolojik bozukluklar) 2. Renal, prerenal veya postrenal nefropatiler (analjezikler, renal yetmezlik, kalp yetmezliği) ile renal fonksiyonların bozulması 3. Bağışıklık sistemini bozan eşlik eden hastalıklar (diabetes mellitus (DM), karaciğer yetmezliği, immünsüpresyon, edinsel immün yetmezlik sendromu AIDS ) (19). Çeşitli nedenlerle hastaneye kabul edilen hastaların yaklaşık %15-25 ine üriner kateter uygulanmaktadır (24). Kateter uygulanmasına bağlı bakteriüri için bağımsız risk faktörleri tanımlanmıştır. Bunlar; kateterizasyonun süresi, cerrahi girişim odası dışında kateter takılması, drenaj torbasının mikrobiyal kolonizasyonu, diğer bir alanda aktif inflamasyon 19

25 varlığı, diabetes mellitus, malnutrisyon, sistemik antibiyotik kullanımı, kadın hasta, kateterin cerrahi veya idrar ölçümü dışında kullanımı, anormal serum kreatinini, kateter bakımındaki hatalar, idrar ölçmek için kateter uygulanması, üretral stent varlığıdır (26). Kateterizasyon süresi bakteriüri gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Kısa süreli kateterizasyon (30 günden az), uzun süreli kateterizasyon (30 günden uzun) ve aralıklı kateterizasyon olarak üç sınıfa ayrılabilir. Bakteriüri riski kateter takılmasından sonraki her gün için %5 8 oranında artış gösterir. Kateterizasyon uygulanan kişilerin büyük çoğunluğunda 30 gün içinde bakteriüri gelişmektedir. Bakteriüri gelişen hastaların %10-30 unda semptomatik enfeksiyon ve bakteriyemi görülmektedir (27). Kateterin aseptik şartlarda takılmaması, uygulamanın travmatik yapılması, büyük çaplı kateterlerin takılması, meatal bakımın iyi yapılmaması, kapalı drenaj sisteminin olmaması, idrar torbası ve kateterin mesanenin üzerinde tutulması, refakatçilerin idrar torbasını boşaltması, kateter uygulamasından önce ellerin yıkanmaması, üriner sistemde taş veya tümör olması, böbreklerdeki fonksiyon bozukluğu katetere bağlı ÜSE gelişimini arttıran diğer faktörlerdir (21). Kateter kullanımından kaçınmak veya kateter kullanım süresini kısaltmak enfeksiyondan korunmanın en önemli basamağını oluşturmaktadır (28). Leblebicioğlu ve ark. (29) yaptıkları 29 merkezde hastayı kapsayan tek günlük nokta prevalans çalışmasında üriner kateterlerin %23 ünün gereksiz yere kullanıldığı gösterilmiştir. Diyabetik hastalarda da granülosit işlev bozukluğu, Tamm-Horsfall proteininin atılımının azalması sonucu idrarın bakterisidal etkinliğinin azalması gibi nedenlerle ÜSE ye yatkınlık vardır. Ek olarak diyabetik hastaların mesane epitel hücrelerinin bakteriyel adezyon kapasitesi de artmıştır. Diyabetik hastalarda üst üriner sistemin parankimatöz hastalıklarının ortaya çıkma sıklığı, diyabeti olmayanların beş katıdır (19). İdrar yollarındaki taşların yaklaşık %15 i magnezyum-amonyum-kalsiyum-fosfat içerir ve çoğunlukla üreaz üreten bakteriler (Proteus spp, Morganella morganii, Klebsiella spp.) tarafından oluşturulurlar. Üreaz, üreyi parçalayarak amonyaka dönüştürür ve böylece idrarın ph sını yükseltir. İdrarın ph sı yükseldiğinde de yukarıda belirtilen maddeler çöker ve taş oluşur (19). Taş üriner akımı engeller ve ÜSE ye yatkınlık sağlar. Hasta yaşının artması bir ürolojik hastalık nedeniyle kateterize edilme riskini de arttırır. Dolayısıyla ÜSE riski de artmış olur. Aynı zamanda yaşlı hastalarda DM, dehidratasyon, senil kaşeksi ve senil demans gibi eşlik eden hastalıklar da enfeksiyona eğilimi 20

26 arttırır. Kadın hastalarda katetere bağlı bakteriüri daha sık görülmektedir. Buna üretranın kısa olmasının neden olduğu düşünülmektedir (26). Etiyoloji Hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonu etkeni olan mikroorganizmalar hastanın bağırsak florasından veya hastane florasından kaynaklanır (30). Ülkemizde 29 merkezin katılımıyla gerçekleştirilen bir nokta prevelans çalışmasında etkenler; Escherichea coli (E. coli) %32,4, Klebsiella spp %17, Candida spp. %12,8, P. aeruginosa %11,7, Enterococcus spp %8,5 oranlarında tespit edilmiştir (31). Etkenler E. coli başta olmak üzere Proteus spp, Enterococcus spp, P. aeruginosa, Klebsiella spp, Enterobacter spp gibi gram negatif ve gram pozitif bakterilerdir. Candida spp de sık gözlenen etkenlerdendir.(32) Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği dışı ülkeleri içeren, 228 hastanenin katıldığı bir nokta prevelans çalışmasında ÜSE etkenleri; E. coli %35,6, Enterococcus spp. %15,8, Candida spp. %9,4, Klebsiella spp. %8,3, Proteus spp. %7,9, P. aeruginosa %6,9, Enterobacter spp. %3,5, S. aureus %2,3, koagülaz negatif stafilokoklar %2,1, Citrobacter spp. %2,0 Acinetobacter spp. %1,8 oranlarında tespit edilmiştir (33). Kısa süreli kateterizasyon uygulanan hastalarda en önemli etken E. coli dir. Diğer önemli etkenler: P. aeruginosa, Klebsiella pneumoniae(k. pneumoniae), Proteus mirabilis(p. Mirabilis), Staphylococcus epidermidis, Enterococcus spp ve Candida spp dir. Bu hasta grubunda bakteriüri epizodları genellikle tek mikroorganizmadan kaynaklanır. Sadece %15 i polimikrobiyaldir (20). Uzun süre kateterize kalan hastalara çok iyi bakım yapılsa da bakteriüri gelişir. Yüksek oranda yeni bakteriüri epizodları görüldüğü gibi bazı bakteri türlerinden kaynaklanan bakteriüri haftalarca hatta aylarca devam edebilir. Bundan dolayı bu hastaların yaklaşık %95 inde etken polimikrobiyaldir. Etkenlerin en önemlileri: E. coli, K.pneumoniae, P.aeruginosa ve P. mirabilis tir. Daha nadir olarak Providencia stuartii ve Morganella morganii etken olarak görülebilir (20). Patogenez Hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonu; nadiren deri enfeksiyonu, apse veya bakteriyel endokardite bağlı gelişen bakteriyemi sonucu ortaya çıksa da, üriner kateteri olan ve olmayan hastalarda çoğunlukla assendan yolla gelişir. Genellikle etken mikroorganizmalar, hastanın kolon florasına ya da hastane florasına aittir. Hastane florası kaynaklı bakteriler 21

27 sağlık personelinin elleri, kontamine sıvı veya aletlerin kullanımı sonucu bu bölgeye yerleşir ve periüretral alanda kolonize olur. Kateter varlığında mikroorganizmalar iki şekilde üriner sisteme girer: a. Kateter lümeni aracılığıyla (intraluminal yol) b. Kateterle üretral mukoza arasından (transüretral yol) İntraluminal yolda mikroorganizma kateter sistemine, kateterle toplama tüpünün birleşim yerinden veya toplaama torbasından girer. Transüretral yolda meatus kolonizasyonu çok önemlidir ve kadın hastalarda daha çok gözlenir. Bu yol kadınlarda bakteriürinin %70 80 nedeni iken, erkeklerde %20 30 nedenidir (18,20,32-33). Uygulanacak kateterlerin özellikleri katetere bağlı enfeksiyon gelişme riskini etkilemektedir. Kateterin kendisi yabancı cisim olduğu için üretrada, mesanede mekanik ve kimyasal olarak inflamasyonun gelişmesine neden olabildiğinden, hastaya en uygun tip ve büyüklükteki kateter seçilmelidir. Küçük çaplı kateterler ile teflon, silikon, silikon-elastomer ya da hidrojel kateterler üretrayı daha az irrite ederler. Çoğu gram negatif bakteride genel olarak adezinler şeklinde isimlendirilen, pili veya fimbria denen yüzey organelleri bulunmaktadır ve bu organeller bakterinin mukoza yüzeyine tutunmasını sağlar. Bu tutunma enfeksiyon gelişimi açısından temel basamaktır (34). HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONLARI Hastaneye yatan hastalarda teşhis ve tedavi amaçlı birçok girişim yapılmaktadır. Her girişim enfeksiyon riskini de beraberinde getirmektedir. İmmün sistemi bozuk hastalar sık sık hastaneye yatmakta, tedavileri için birçok tıbbi destek gerekmektedir. Konak savunmasının bozulması veya organizmanın virülansının artması sonucu hastalık ortaya çıkar. Hastane kökenli bakteriyemi gelişmesi için risk faktörleri dört başlık altında değerlendirilebilir: 1- Konağa Ait Faktörler: İleri yaş, daha önce mevcut hastalıklar, altta yatan hastalığın şiddeti ve beslenme bozukluğu. 2- Mikrobiyal Faktörler: Mikroorganizmanın tipi ve virulansı, bakteriyel inokülum, konak kolonizasyonu, antimikrobiyal dirençlilik. 3- Tedaviye Ait Faktörler: Hastanede veya yoğun bakım ünitesinde kalış süresi, invaziv işlemler, yabancı cisim konulması, primer enfeksiyon için uygun olmayan tedavi. 4- Çevresel Faktörler: Ekzojen faktörler, yoğun bakım ünitesinde yatış, hemşire/hasta oranı (10). 22

28 Kan dolaşımı enfeksiyonunda (KDE) en sık enfeksiyon kaynağını damar içi kateterler, daha az sıklıkla da deri ve yumuşak doku, karın içi enfeksiyonlar, pnömoni, genitoüriner sistem, kemik ve eklemler, daha az oranda da diğer odaklar oluşturmaktadır (35). Primer Kan Dolaşımı Enfeksiyonları ve Kateter Enfeksiyonları Primer kan dolaşımına ilişkin enfeksiyonlar laboratuvar olarak kanıtlanmış enfeksiyonları ve klinik sepsisi içerir. Laboratuvar olarak kanıtlanmış kan dolaşımı enfeksiyonu için aşağıdaki kriterlerden biri bulunmalıdır: a- Kan kültüründen patojen olduğu bilinen bir mikroorganizmanın izole edilmesi ve bu patojenin başka bir yerdeki enfeksiyon ile ilişkili olmaması: Başka bir yerdeki enfeksiyonla ilişkili patojen kan kültüründe ürerse bu sekonder kan dolaşımı enfeksiyonu olarak kabul edilmelidir. İntravasküler katetere bağlı bakteriyemi ise primer kan dolaşımı enfeksiyonu olarak ele alınır (10). b- Ateş, titreme veya hipotansiyondan biri ve aşağıdakilerden birinin olması: 1. Cilt flora üyesi bir mikroorganizmanın (difteroidler, Bacillus spp, Propionibacterium spp, koagülaz-negatif stafilokoklar veya mikrokoklar) iki farklı kan kültüründe üremesi ve başka bir bölgedeki enfeksiyonla ilişkisinin olmaması, 2. Hastada intravasküler bir cihaz varsa kültürde cilt flora üyesi bir organizma üremesi ve doktorun uygun antimikrobiyal tedaviyi başlaması, 3. Kanda patojene ait antijenin saptanması ve başka bir bölgedeki enfeksiyonla ilişkisinin olmaması (10). Klinik sepsis tanısı için aşağıdaki kriterlerden biri olmalıdır: Başka bir nedene bağlanamayan ateş (>38 C), hipotansiyon (sistolik kan basıncı < 90 mm Hg) veya oligüriden (< 20 ml/saat) birinin ve aşağıdakilerden hepsinin olması: 1. Kan kültürü alınmamış olması, kültürde üreme olmaması veya kanda antijen saptanmaması, 2. Başka bir bölgede enfeksiyon olmaması, 3. Doktorun sepsis için uygun antimikrobiyal tedaviyi başlaması (10). 23

Türk Toraks Derneği. Erişkinlerde Hastanede Gelişen Pnömoni (HGP) Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

Türk Toraks Derneği. Erişkinlerde Hastanede Gelişen Pnömoni (HGP) Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Erişkinlerde Hastanede Gelişen Pnömoni (HGP) Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON Mikroorganizmanın bir vücut bölgesinde, herhangi bir klinik oluşturmadan

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3. Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır.

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3. Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır. Slayt 1 Slayt 2 Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır. Slayt 3 Cerrahi kliniklerinde yatan hastalar içinde en sık görülen nozokomiyal enfeksiyondur

Detaylı

Hastane kökenli pnömonide antibiyotik kullanımı endikasyonunun konulması ve seçimi

Hastane kökenli pnömonide antibiyotik kullanımı endikasyonunun konulması ve seçimi Hastane kökenli pnömonide antibiyotik kullanımı endikasyonunun konulması ve seçimi Doç. Dr. Akın KAYA Ankara Ün. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Sunum Planı Tanım ve Epidemiyoloji Tanı Yöntemleri

Detaylı

PROFİLAKSI. Doç. Dr. Gönül Şengöz Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 9 Mart 2014

PROFİLAKSI. Doç. Dr. Gönül Şengöz Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 9 Mart 2014 PROFİLAKSI Doç. Dr. Gönül Şengöz Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 9 Mart 2014 Sunum planı Tanım Amaç Cerrahi alan infeksiyonları CAİ ile ilişkili riskler CAİ için alınması gereken önlemler Profilaksi

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Hastane (nozokomiyal) enfeksiyonları, bir hastanede bulunma ile sebep ilişkisi gösteren, yatan hasta sağlık personeli ziyaretçi hastane

Detaylı

Hastane Enfeksiyonları. Prof. Dr. Oğuz KARABAY

Hastane Enfeksiyonları. Prof. Dr. Oğuz KARABAY Hastane Enfeksiyonları Prof. Dr. Oğuz KARABAY Nozokomiyal: Hastane kaynaklı veya kökenli Nazokomiyal 2 Hastane Enfeksiyonları Hasta hastaneye başvurduğunda inkübasyon döneminde olmayan, daha sonra gelişen

Detaylı

Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi

Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi Prof. Dr. Necla TÜLEK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Streptococcus pneumoniae H. influenzae M.catarrhalis

Detaylı

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI Prof. Dr. Abdullah Sayıner Akut bronşit Beş günden daha uzun süren öksürük (+/- balgam) Etkenlerin tamama yakını viruslar Çok küçük bir bölümünden Mycoplasma, Chlamydia,

Detaylı

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Prof.Dr.Halit Özsüt İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 2007 Yoğun Bakım Üniteleri Hasta bakımının en karmaşık Masraflı Teknoloji ile içiçe Birden fazla organı ilgilendiren

Detaylı

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımı Primer (hemokültür

Detaylı

Direnç hızla artıyor!!!!

Direnç hızla artıyor!!!! Direnç hızla artıyor!!!! http://www.cdc.gov/drugresistance/about.html Yoğun Bakım Üniteleri (YBÜ) Fizyolojik bakımdan stabil olmayan hastaların yaşam fonksiyonlarının düzeltilmesi Altta yatan hastalığın

Detaylı

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Neden? Daha az yan etki Ekonomik veriler DİRENÇ! Kollateral hasar! Kinolon Karbapenem Uzun süreli antibiyotik baskısı Üriner Sistem

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Prof Dr Salim Çalışkan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi FC 12y K Tekrarlayan İYE İYE dikkat çeken noktalar Çocukluk çağında 2.en sık enfeksiyondur Böbrek parankimi zarar görebilir (skar) Skara

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Aycan Gundogdu, Ph.D. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim

Detaylı

Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HKP Prognostik Faktör Tedavi Önceden antibiyotik kullanımı (90 gün içinde), 5 gün

Detaylı

'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur

'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur 'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur 'nosus' hastalık 'komeion' icabına bakmak 'nosocomial' tıbbi tedavi altında iken hastanın edindiği herhangi bir hastalık Tanım Enfeksiyon Hastaneye yatırıldığında

Detaylı

Ventilatör İlişkili Pnömoni Patogenezi ve Klinik

Ventilatör İlişkili Pnömoni Patogenezi ve Klinik Ventilatör İlişkili Pnömoniler: Ventilatör İlişkili Pnömoni Patogenezi ve Klinik Tevfik ÖZLÜ* * Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, TRABZON VİP terminoloji VİP

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI Uriner enfeksiyon Üriner kanal boyunca (böbrek, üreter, mesane ve

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tanımlar / Ateş Oral / Aksiller tek seferde 38.3 C veya üstü Bir

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD ÜSE Tüm yaş grubu hastalarda en çok rastlanılan bakteriyel enfeksiyonlar İnsidans 1.000 kadının

Detaylı

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Gülden Kocasakal 1, Elvin Dinç 1, M.Taner Yıldırmak 1, Çiğdem Arabacı 2, Kenan Ak 2 1 Okmeydanı Eğitim ve Araştırma

Detaylı

ANESTEZİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDEKİ NOZOKOMİYAL ENFEKSİYONLAR

ANESTEZİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDEKİ NOZOKOMİYAL ENFEKSİYONLAR T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI ANESTEZİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDEKİ NOZOKOMİYAL ENFEKSİYONLAR UZMANLIK TEZİ DR. AHMET GÜRBÜZ TEZ DANIŞMANI PROF. DR.

Detaylı

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere

Detaylı

Ulusal Hastane Enfeksiyonları Sürveyans Ağı (UHESA)

Ulusal Hastane Enfeksiyonları Sürveyans Ağı (UHESA) Ulusal Hastane Enfeksiyonları Sürveyans Ağı (UHESA) Doç. Dr. Mustafa Gökhan Gözel Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı ve Klinik

Detaylı

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla Akılcı Antibiyotik Kullanımı Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla 1 Tanım Akılcı (rasyonel, doğru) Antibiyotik Kullanımı; Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar verilmiş Doğru

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ Dr. Nazan ÇALBAYRAM Bir hastanenin yapmaması gereken tek şey mikrop saçmaktır. Florence Nightingale (1820-1910) Hastane Enfeksiyonları

Detaylı

DİRENÇLİ GRAM NEGATİF BAKTERİLERLE HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONU GELİŞMESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER

DİRENÇLİ GRAM NEGATİF BAKTERİLERLE HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONU GELİŞMESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER DİRENÇLİ GRAM NEGATİF BAKTERİLERLE HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONU GELİŞMESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER Alpay AZAP*, Özgür ÜNAL*, Gülden YILMAZ*, K. Osman MEMİKOĞLU* *TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Komplike İdrar Yolu Enfeksiyonları

Komplike İdrar Yolu Enfeksiyonları Komplike İdrar Yolu Enfeksiyonları Dr.Kenan HIZEL Gazi Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. İçerik 1. Kompike İYE 2. Piyelonefrit 3. Kateterli hastada İYE 4. Asemptomatik bakteriüri

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI DERYA YAPAR, ÖZLEM AKDOĞAN, İBRAHİM DOĞAN, FATİH KARADAĞ, NURCAN BAYKAM AMAÇ Kateter ile ilişkili enfeksiyonlar,

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016 ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ Mehmet Ceyhan 2016 PNÖMONİ Akciğer parankiminin inflamasyonudur Anatomik olarak; Lober pnömoni Bronkopnömoni İnterstisiyel pnömoni Patolojik olarak: Alveollerde konsolidasyon ve/veya

Detaylı

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Bakterilerde antimikrobiyal direncinin artması sonucu,yeni antibiyotik üretiminin azlığı nedeni ile tedavi seçenekleri kısıtlanmıştır. Bu durum eski antibiyotiklere

Detaylı

KISITLI ANTİBİYOTİK BİLDİRİMİ

KISITLI ANTİBİYOTİK BİLDİRİMİ KISITLI ANTİBİYOTİK BİLDİRİMİ YAYIN TARİHİ 01/07/2011 REVİZYON TAR.-NO 00 BÖLÜM NO 04 STANDART NO 11 DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTÜ 00 Kısıtlı Bildirim : Duyarlılık test sonuçları klinikteki geniş spektrumlu antimikrobik

Detaylı

Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya

Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya 1 Mikrobiyal çevreyi bozmayacak En uygun fiyatla En etkin tedavinin sağlanması temeline dayanır. 2 Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar

Detaylı

Enfeksiyon odaklarından izole edilen Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde antimikrobiyal duyarlılık sonuçları

Enfeksiyon odaklarından izole edilen Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde antimikrobiyal duyarlılık sonuçları Enfeksiyon odaklarından izole edilen Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerde antimikrobiyal duyarlılık sonuçları Doç. Dr. Gönül Şengöz 13 Haziran 2015 KAYIP DİLLERİN FISILDADIKLARI SERGİSİ-İSTANBUL Antimikrobiyal

Detaylı

Cerrahi Enfeksiyonlar. Dr.A.Özdemir AKTAN Marmara Universitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı 19 Nisan 2014

Cerrahi Enfeksiyonlar. Dr.A.Özdemir AKTAN Marmara Universitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı 19 Nisan 2014 Cerrahi Enfeksiyonlar Dr.A.Özdemir AKTAN Marmara Universitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı 19 Nisan 2014 Komplike Intraabdominal Enfeksiyon Tanı ve Tedavisi IDSA (Infectious Diseases Society of America)

Detaylı

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 OLGULAR EŞLİĞİNDE GÜNDEMDEKİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Olgu E.A 57 yaşında,

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi

Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi 1 Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum planı Yoğun bakım infeksiyonları Yoğun

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC SUNUM PLANI 1. AMAÇ 2. GEREÇ-YÖNTEM 3. BULGULAR-TARTIŞMA 4. SONUÇLAR 2 AMAÇ Hastanemizde

Detaylı

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Dr.Sibel Doğan Kaya Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Detaylı

Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır.

Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır. Spesifik bir cerrahi girişimin herhangi bir düzeyinde ortaya çıkan post operatif enfeksiyonlardır. Cerrahi kliniklerinde yatan hastalar içinde en sık görülen nozokomiyal enfeksiyondur (%38). Önemi; Hastanede

Detaylı

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyb. Hemş. Dr. Selda ÇELİK İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim

Detaylı

Türkiye de Yoğun Bakım Gerektiren Toplum Kaynaklı Pnömonide Mortalite Belirteçleri

Türkiye de Yoğun Bakım Gerektiren Toplum Kaynaklı Pnömonide Mortalite Belirteçleri Türkiye de Yoğun Bakım Gerektiren Toplum Kaynaklı Pnömonide Mortalite Belirteçleri Hakan Erdem, Hulya Turkan, Aykut Cilli, Aysun Yalçı, Turker Turker, Zuhal Karakurt, Uğur Bilge, Ozlem Yazicioglu-Mocin,

Detaylı

HASTANE KAYNAKLI ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Oğuz KARABAY

HASTANE KAYNAKLI ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Oğuz KARABAY HASTANE KAYNAKLI ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI Prof. Dr. Oğuz KARABAY Hastane Enfeksiyonu; Hastaneye yatış sırasında enfeksiyonun klinik bulguları olmayan ve Enfeksiyonun kuluçka dönemi yatış tarihini içine

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS

HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İÇERİK Sürveyansın tanımı Amaçlar CDC Hastane enfeksiyonu

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü Doküman No: ENF.TL.11 Yayın Tarihi:19.11.2008 Revizyon Tarihi: 27.03.2013 Revizyon No: 02 Sayfa: 1 / 9 GENEL İLKELER : Cerrahide profilaktik antibiyotik kullanımının genel kabul gören bazı temel prensipleri

Detaylı

Dirençli Gram Negatif İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

Dirençli Gram Negatif İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Dirençli Gram Negatif İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Dr. Önder Ergönül Sağlık Bakımıyla İlişkili İnfeksiyonlar Çalışma Grubu 7 Mart 2014, İstanbul Giriş Gram negatif bakterilerin oluşturdukları infeksiyonlar,

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 15.07.2014 Madde 5.5 teki Konsültasyon Formu yerine CureMed te 01 ilgili haneye kayıt edilmesi gerektiği, madde 5.16 daki Hasta Tedavi Takip ve İzlem

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ ÖNEMİ VE TANIMLAR

HASTANE ENFEKSİYONLARININ ÖNEMİ VE TANIMLAR HASTANE ENFEKSİYONLARININ ÖNEMİ VE TANIMLAR TANIM Bireyin hastaneye yatışında kendisinde var olmayan, ancak hastaneye yattıktan en erken 48 72 saat içinde ya da taburcu olduktan sonra 10 gün içinde ortaya

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Sunum Planı Kan kültürlerinin önemi Kan kültürlerinin değerlendirilmesi

Detaylı

TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETİ İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLAR SÜRVEYANS VERİLERİ 2016

TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETİ İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLAR SÜRVEYANS VERİLERİ 2016 TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETİ İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLAR SÜRVEYANS VERİLERİ 2016 Can Hüseyin Hekimoğlu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı Sağlık Hizmeti ile İlişkili Enfeksiyonların Kontrolü

Detaylı

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ TANI VE TEDAVİSİ

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ TANI VE TEDAVİSİ VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ TANI VE TEDAVİSİ Yrd.Doç.Dr.ġua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD VENTĠLATÖR ĠLĠġKĠLĠ PNÖMONĠ Tanım??? Patogenez Risk

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ YILIN SES GETİREN MAKALELERİ Dr. Yeşim Uygun Kızmaz SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğt. ve Araş. Hastanesi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Aylık Toplantısı 25.12.2018,

Detaylı

OLGULARLA PERİTONİTLER

OLGULARLA PERİTONİTLER OLGULARLA PERİTONİTLER Stafilacocus Epidermidis Sevgi AKTAŞ Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Periton Diyaliz Hemşiresi Peritonit Perietal ve visseral periton membranının enflamasyonudur. Tanı

Detaylı

Oya Coşkun, İlke Çelikkale, Yasemin Çakır, Bilgecan Özdemir, Kübra Köken, İdil Bahar Abdüllazizoğlu

Oya Coşkun, İlke Çelikkale, Yasemin Çakır, Bilgecan Özdemir, Kübra Köken, İdil Bahar Abdüllazizoğlu 1 Ocak 30 Mart 2012 Tarihleri Arasında Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitelerinde İzole Edilen Bakteriler Ve Antibiyotik Duyarlılıkları Oya Coşkun, İlke Çelikkale, Yasemin Çakır,

Detaylı

Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Ventilatörle İlişkili Pnömonili Hastalarda Serum C-Reaktif Protein, Prokalsitonin, Solubl Ürokinaz Plazminojen Aktivatör Reseptörü (Supar) Ve Neopterin Düzeylerinin Tanısal

Detaylı

Dr.Önder Ergönül. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Dr.Önder Ergönül. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Nozokomiyal Pnömoni Dr.Önder Ergönül Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Nozokomiyal Pnömoni Hastane enfeksiyonlarının 2. en sık nedeni Görülme

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta M. Bülent ERTUĞRUL, M. Özlem SAYLAK-ERSOY, Çetin TURAN, Barçın ÖZTÜRK, Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

SIK KARŞILAŞILAN HASTANE İNFEKSİYONLARI ve BUNLARIN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK KAYIPLAR. İlhan ÖZGÜNEŞ *

SIK KARŞILAŞILAN HASTANE İNFEKSİYONLARI ve BUNLARIN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK KAYIPLAR. İlhan ÖZGÜNEŞ * SIK KARŞILAŞILAN HASTANE İNFEKSİYONLARI ve BUNLARIN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK KAYIPLAR İlhan ÖZGÜNEŞ * İnsanlık tarihi hastalıklardan korunma ve hasta bakımını yetkinleştirme ile ilgili girişimlerle doludur.

Detaylı

Antibiyotik Direncini Önlemek! (Hastane Bakış Açısı) Dr Gökhan AYGÜN İÜC- CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Antibiyotik Direncini Önlemek! (Hastane Bakış Açısı) Dr Gökhan AYGÜN İÜC- CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Antibiyotik Direncini Önlemek! (Hastane Bakış Açısı) Dr Gökhan AYGÜN İÜC- CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Sunum Giriş Felsefe Yapılabilecekler Öneriler Sonuç Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD

Detaylı

PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM. Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir

PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM. Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir PNÖMOKOK ENFEKSİYONLARINDA SON DURUM Doç.Dr. Ener Çağrı DİNLEYİCİ 20 Ocak 2014 Eskişehir Amaç: Hastalıkları oluşmadan Önlemek!!!! PNÖMOKOK Streptococcus pneumoniae Gram pozitif diplokok Polisakarid kapsül

Detaylı

ÇIKAR ÇATIŞMALARI. Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur

ÇIKAR ÇATIŞMALARI. Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur ÇIKAR ÇATIŞMALARI Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur Araştırma desteği Türk Toraks Derneği GlaxoSmithKline 32 yaşında hasta, beş

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Nurcan Arıkan, Ayşe Batırel, Sedef Başgönül, Serdar Özer

Detaylı

ETYOLOJİ ve PATOGENEZ Doç. Dr. Füsun ALATAŞ

ETYOLOJİ ve PATOGENEZ Doç. Dr. Füsun ALATAŞ ETYOLOJİ ve PATOGENEZ Doç. Dr. Füsun ALATAŞ ESOGÜ Tıp Fakültesi Göğüs hastalıkları AD, Eskişehir Etyoloji niçin önemli? Başlangıç tedavisi mortalitenin en önemli belirleyicilerinden birisidir. Gereksiz

Detaylı

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin Dr Emel YILMAZ UÜTF-Enf Hast ve Kl Mikrob AD İEÇG-KLİMİK 21.10.2017 İnfektif Endokardit Koruyucu uygulamalara

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.10.0.THG.0.10.0.THG.012.00.03-216/99/ Konu : Yoğun Bakım Hemşireliği 13.05.2008/ 17438 Eğitim Programı Uygulama Yönergesi BAKANLIK MAKAMINA

Detaylı

MONİ RLERİ VE KORUNMA. Dr. Feza BACAKOĞLU Ege Üni. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD.

MONİ RLERİ VE KORUNMA. Dr. Feza BACAKOĞLU Ege Üni. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD. VENTİLAT LATÖRLE İLİŞKİLİ PNÖMON MONİ RİSK FAKTÖRLER RLERİ VE KORUNMA Dr. Feza BACAKOĞLU Ege Üni. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD. YBÜ Ü nde yatan hastaların n oranı %5-10 AMA Hastane infeksiyonlarının % 25 i

Detaylı

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER Dr. Kaya Süer Near East University Medical Faculty Infectious Diseases and Clinical Microbiology Pnömoni : Akciğer parankiminde inflamasyon ve konsolidasyon ile seyreden yangısal

Detaylı

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Melisa Akgöz 1, İrem Akman 1, Asuman Begüm Ateş 1, Cem Çelik 1, Betül Keskin 1, Büşra Betül Özmen

Detaylı

Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum

Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 17.11.16 Ç.Büke KLİMİK-İstanbul 2016 1 Konuşma içeriği Antibiyotik

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Yoğun bakım hastası Klinik durumu ciddidir birden fazla tanı multi organ yetmezliği immunsupresyon sepsis travma Klinik durumu ilerleyicidir

Detaylı

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde 2008-2009 Yıllarında İzole Edilen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde 2008-2009 Yıllarında İzole Edilen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları 13 ƘŰƬƑƊ Özgün Araştırma / Original Article Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde 2008-2009 Yıllarında İzole Edilen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları Microorganisms

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Hastalarında Rektal Kolonizasyon ve Bakteriyemi İlişkisinin Araştırılması Asiye Karakullukçu 1, Mehtap Biçer 2, Gökhan Aygün 1 Şeniz Öngören 3, Cem Ar 3, Elvin

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

12007864-02 CEFT 081201P7 Sayfa 2

12007864-02 CEFT 081201P7 Sayfa 2 CEFTĐNEX 300 mg FĐLM KAPLI TABLET FORMÜLÜ: Her film kaplı tablet 300 mg sefdinir, ayrıca boyar madde olarak titanyum dioksit içerir. FARMAKOLOJĐK ÖZELLĐKLER: Farmakodinamik özellikleri: Ceftinex Tablet,

Detaylı

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE GÖREV YAPAN SAĞLIK PERSONELİNİN EĞİTİMİNE VE SERTİFİKALANDIRILMASINA DAİR YÖNERGE

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE GÖREV YAPAN SAĞLIK PERSONELİNİN EĞİTİMİNE VE SERTİFİKALANDIRILMASINA DAİR YÖNERGE YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE GÖREV YAPAN SAĞLIK PERSONELİNİN EĞİTİMİNE VE SERTİFİKALANDIRILMASINA DAİR YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukukî Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - Bu Yönergenin amacı; Sağlık

Detaylı

Dirençli Bakteri Yayılımının Önlenmesinde Laboratuvarın Rolü

Dirençli Bakteri Yayılımının Önlenmesinde Laboratuvarın Rolü Dirençli Bakteri Yayılımının Önlenmesinde Laboratuvarın Rolü Dr. Özlem Kurt Azap Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 29 Mart 2017, KLİMİK-Ankara 1 Antonie

Detaylı