LAZLARIN KÖKENÝ. Yazan: Muhsin EROL Araþtýrmacý-Gazeteci

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "LAZLARIN KÖKENÝ. Yazan: Muhsin EROL Araþtýrmacý-Gazeteci"

Transkript

1 LAZLARIN KÖKENÝ Yazan: Muhsin EROL Araþtýrmacý-Gazeteci Bugün Türkiye de Laz olarak adlandýrýlan toplumun çok eski tarihten beri Güney Kafkasya bölgesinde yaþadýklarý biliniy Fakat Lazlar buraya nereden gelmiþtir? Baþka bir deyiþle Lazlarýn kökeni hangi millettir? LAZLARIN KÖKENÝ Lazlarýn kökenine geçmeden önce Laz isminin üz Laz ismini farklý kimseler ve farklý topluluklar için kullananlar vardýr. Genellikle Trabzon un doðusunda yaþayan halka Lazlar deniyor. Sinop un doðusundan Gürcistan a kadar Karadeniz kýyýsýnda yaþayanlara da ayn ad verildiðine de sýk sýk tanýk oluyoruz. Lazca konuþanlar, yani asýl Lazlar ise Rize nin doðusunda yer alan Ardaþen, Fýndýklý, Arhavi ve Hopa kazalarýnda yaþayanlardýr. Borçka nýn bazý köylerinde ve Pazar ilçesinin yarýs Lazlar yaþarlar. Bunlarýn dýþýnda, Düzce ve Adapazarý gibi Marmara bölgesinin bazý kaza ve köylerinde de Lazlar vardýr. Lazc konuþan Lazlarýn toplam nüfusu yarým milyona ulaþmaz. Buna karþý, Laz ya da Laz kökenli olup da büyük kentlerde ya da Anadolu nun çeþitli yerlerinde yaþayan ve Lazcayý bilmeyenlerin sayýsý ise bir hayli fazladýr. Tahminen üç milyona yakýndýr.türkiye nin dýþýnda da, yurdumuzdaki Lazlarla ilgisi olmayanlara, hatta kökeni Orta Asya ya deðil de, baþka ýrka dayanan bazý gruplara da Lazlar deniyor. Doðu Karadeniz den Yunanistan a göç edip halen orada yerleþenlere ve orada yaþayanlara Lazoi, baþka deðiþle, Laz deniyor. Bunlarýn bizim Lazlarla en küçük bir ilgileri yoktur. Dilleri H Avrupa dil grubundadýr. Örf ve adetleriyle, kültürleriyle Orta Asya kökenli olan Türkiye deki Lazlardan tamamen farklýlar. Bunlardan baþka, Gürcistan ýn Tsalki, Bolnisi, Borcomi ile Rusya nýn da Döneski ve Krasnodar bölgelerinde yaþayan Rumlara da Laz deniyor. Bunlarýn da, Türkiye deki Lazlarla hiçbir ilgisi olmadýðý gibi Orta Asya kökenli bile deðiller. Laz ismini ilk kez, Milattan sonra, I. Yüzyýlda, Romalýlar kullandý ve bu isim, her ne hikmetse ç kabullenildi. Laz isminin ortaya çýkmasýna iliþkin çeþitli görüþler vardýr. Profesör M. Fahrettin Kýrzýoðlu, Lazla Alazlar olduðunu savunuyor. Kýrzýoðlu, Kafkasya da, sesli harfle baþlayan isimlerin ilk sesli harfinin yutulmuþ biçimiyle telaffuz edildiðine ve zamanla da o harfin tamamen kaybolduðuna dikkati çekiyor. Böylece, zamanla, Alazlar ýn baþýndaki A harfi kaybolmuþ ve yerine Lazlar olarak kalmýþtýr. Alazar ve Çanar boylarýnýn, her ikisi de, eskiden Kaspi ve Milattan Önce V Yüzyýldan sonra da, Alban (Alplar) diye tanýnan Saka/Ýskit uruðunun, Kür Irmaðý solunda ve Ýber sýnýrýnda yaþayan ikiz boyu idi. Batýlý bilim adamlarýna göre, Laz&rdq Çani ayný topluluktur. Bir Etnos adý olan Çani, Bizans ta, Tzannoi ya da Tzanoi formülüyle literatüre girdi. Bizans Yazarý Estate Tesalonikeli de, bu görüþe katýldý ve buna dayanarak Tzanoi kelimesinin Çani kelimesine dönüþtüðünü ortaya attý. Daha sonralarý, Çani kelimesi de Lazi kelimesine dönüþtü. Trabzon Patrikliði Neokesar, Rum Metropolitiliði nden baðýmsýzlýðýný kazanýnca, Laz&rdqu bu bölgenin adý olarak kullanýlmaya baþlandý. Böylece Çani yerine Laz deyimi yerleþti. Bu yeni a o derece etkili oldu ki, bölgede çeþitli adlarla bulunan eski ulusal adlarý bile unutturdu. Bazý yabancý yazarlar tarafýndan, Laz terimi, Pont halklarýný topluca ifade etmek için kullanýldý. Bazýlarý da, o yörede yaþayan ve tamamen Bizanslaþmamýþ halklar için Lazori terimini kullandýlar. Lazlarýn Lezgi soyundan geldiðine iliþ de vardýr. Lezgilerin Avar kökenli olduðu biliniyor. Avarlar ise Orta Asya kökenli ve Türk tür. Bu görüþe göre, Laz ismi, Lez kelimesinin zaman içinde aldýðý baþka bir biçimden ibarettir. Bunlara göre, Lazlar, Lezgilerin yaþadýðý Daðýstan dan bat göç etmiþ, Doðu Karadeniz in kýyý Bölgesine gelip yerleþmiþler. Deðiþik yazarlarýn, Laz isminin kullanýlm iliþkin deðiþik görüþleri vardýr. Tek birleþtikleri nokta ise, Türkiye de Laz olarak adlandýrýlan halka, eskide Laz denmediði ve bu ismin Bizanslýlar tarafýndan verildiðidir. *L Bizanslýlar verse de, Ýslamlýðýn çýkýþýndan beri yazýlý kaynaklar, Laz adlý boyun, þimdiki Çoruh ýrmaðý aðzýn Karadeniz kýyýsýndaki ormanlýk dar bir bölgede yaþadýðýný gösterirler. Ýslamlýðýn çýkýþýndan 150 yýl kadar önce, Lazlarýn b ve Roma Ýmparatorluðuna baðlý olarak yaþadýklarýný da, Bizans kaynaklarýndan öðreniyoruz. Baþka kaynaklar, Bizanslýlarýn Lazika adýný verdikleri bu krallýðýn içinde Lazlarýn dýþýnda, güney Kafkasya da yaþayan baþka halklarýn bulunduðunu hatýrlatýyorlar. Gerçekten de, Kafkasya bölgesinde, Lazlarýn dýþýnda çok sayýda halk vardýr. Ama bu halklar içind Lazlar dahil, hiçbirisi kendi baþýna bir devlet kuramamýþtýr. Bu bölgede kurulan devletler ise, birçok ya da bütün halklarýnýn katý olmuþtur. Sadece Lazlardan oluþan ve Karadeniz e egemen bir krallýk, hiçbir zaman kurulmamýþtýr.bu kurulan devletlerin birçoðuna, Bizanslýlar Lazika derlerdi. Bu nedenle, çoðu kez, bu devletlere, gerçeði ifade etmemesine raðmen Laz devleti denmiþtir. Hâlbuki bu kurulan devletlerin bazýlarýnda Lazlar yönetici bile deðillerdi.lazlar bu kurulan devletlerin bazýlarýnda, uzun süre yönetici ya da baþkaný, yaný kral oldular. Lazlarýn yönetimindeki Lazika Devleti, Milattan Son 2. yüzyýldan itibaren güçlendi ve 4. yüzyýlda yönetim alanýný hemen hemen Trabzon a kadar geniþletti. Burada ise, Rom Ýmparatorluðunun, 395 te, ikiye bölünmesi Lazika Krallýðýnýn güçlenmesine imkân saðladý.v. yüzyýl, Lazlarýn yönetimin için sýkýntýlý yýllar oldu. Bizans ve Presler tarafýndan cendere içine alýndý. Bu durumda, Lazika krallarý esnek politika izlemek zorunda kaldýlar. Bazen Bizans tan, bazen de Preslerden yardým istediler. Her iki durumda da Lazlar çok eziyet çektiler. Lazika, böylece, VII. Yüyýla kadar çekiþme sahasý oldu. Lazlar, bu tarihte, bir ara, 50 yýl kadar bir süreyle, Araplarýn hegemonyasý altýnda yaþadýlar. VIII. Yüzyýla gelindiðinde, artýk, Lazika krallýðý yoktu. Lazlar da, bölgede kurulan baþka krallýk içinde yaþamlarýný sürdürdüler. Lazlarýn çilesi, Osmanlýlarýn, Doðu Karadeniz bölgesini ele geçirmelerine kadar sürdü. Bölgenin Osmanlýlarýn eline geçmesi üzerine, Lazlar rahatladýlar. Toplu olarak Osmanlýlarýn hizmetine girdiler ve toplu olarak Müslüman benimsediler.lazlar, daha önce de Osmanlý devletiyle temasa geçmiþlerdi bile ve Trabzon un fethi sýrasýnda Osmanlýlara yardým etmiþlerdi. Selçuklular Anadolu ya girdiklerinde, Anadolu da bulunan Türklerin Alp

2 Aslan a yardým ettikleri gibi, Lazlar da, Trabzon un fethi sýrasýnda Osmanlýlara yardým ettiler. Lazlarýn Osmanlýlara yardým etmelerinin, Müslümanlýðý hemen ve toplu olarak kabul etmelerinin asýl nedeninin, Lazlarýn kendi ýrktaþlar karþýlaþmalarýna baðlanýyor. *Bugün Türkiye de Laz olarak adlandýrýla bölgesinde yaþadýklarý biliniyor. Fakat Lazlar buraya nereden gelmiþtir? Baþka bir deyiþle Lazlarýn kökeni hangi millettir? Kafka bölgesi, özellikle de, Milattan önceki dönemlerde, çeþitli uygarlýklardaki ve kültürdeki halklara yurtluk etmiþtir. Bugün Türkiye&rsq Laz diye tanýnan topluluk da bunlarýn içindedir. Günümüzde Kafkasya bölgesinde yaþayan halklarýn hemen hepsi Türk tü Orta Asya kökenlidir. Hepsi de, Orta Asya dan çeþitli tarihlerde bölgeye gelip yerleþmiþlerdir. Hazar Deniz in kuzeyi ve Kafkaslarýn güneyi, Orta Asya dan batýya açýlan en emin ve en emniyetli yoldur o zamanlar için. Ayrýca, buralardan geçmek de çok kolaydýr. Buralardan geçenler, yollarda, yiyecek bir þeyleri her zaman bulabilirlerdi. Hazar Deniz in güneyse, her þeyden önce, Hazar Deniz in kuzeyi gibi rahat deðildi. Üstelik bu yollar, o zamanýn en güçlü devletlerinden biri olan Ýranlýlarýn kontrolündeydi. O zamanlarda Orta Asya Türklerinin Ýran üzerinden batýya göç etmeleri zord savaþla ve Ýranlýlarý yenmekle olabilirdi. Nitekim Selçuklular Ýranlýlarý yendikten sonra, bu yoldan, baþka deðiþle, Hazar Deniz in güneyinden Anadolu ya girmeye baþladýlar. Daha önceleri ise batýya göç etmek için, Hazar Denizinin kuzeyi, yani Kafkas bölgesi kalýyordu.hemen bütün Türk masallarýnda Kafdaðý ve bu daðýn arkasýnda, cennet gibi güzel bir yer Bu yerde, bol akarsular, bol aðaçlar, bol meyveler ve bol av hayvanlarý bulunurdu. Türk Masallarýnda sözü edilen Kaf daðýnýn, günümüzdeki Kafkas daðlarý olduðu ve cennet gibi güzel yerin de Doðu Karadeniz bölgesinde, deniz kýyýsýnda ve bugün Lazlar topraklar olduðu bildiriliyor.eskiden, özellikle Milattan önceki asýrlarda, Orta Asya da yaþayan Türkler, bu Kaf daðýný aþm ve bu cennet gibi bahçeye gitmeyi hayal ederlerdi. Fýrsat bulanlar bu bölgeye gelip yerleþtiler. Bu nedenle, burada bulunan Derbent Geçidi ne, Türk Kapýsý da denirdi. Türkler, bu Türk Kapýsýndan, çeþitli tarihlerde, geçmiþler ve K bölgesine yerleþmiþlerdir. Bu geliþlerin çeþitli nedenleri olabilir. Ya boylar arasý çatýþma sonucu, çatýþmayý kaybedenler yerlerin ayrýlmak zorunda kalmýþlar ve ideal ettikleri Kaf daðýnýn arkasýna, yani Kafkasya bölgesine gelmiþlerdir. Ya da çeþitli nedenler düþman edinenler, baþlarý belaya girenler ve buna benzer sebeplerle bulunduklarý yeri terk etmek zorunda kalan Türkler, Hazar Deniz in kuzeyinden Karadeniz kýyýsýna gelmiþlerdi. Bu göçlerin bazen küçük gruplar halinde, bazen de bir ya da birkaç aileyle olabileceðini söyleyen yazarlar da var. Zira buralarda göç etmek zor deðildir. Tek bir aile bile, Orta Asya dan Kafkasya ya kadar gelebilir. Buradan geçenler, daha önce de belirtildiði gibi, her zaman için yiyecek bir þeyler bulabilirler ya da hayvanlarý avlayabilirlerdi. Kafkasya Bölgesi ne göç edenlerin ve o bölgede yerleþenlerin çok büyük çoð Ural-Altay dil ailesinden bir dil konuþur. Bölgede yaþayanlarýn arasýnda, sadece biri, Türk kökenli olmasýna raðmen Hint-Avrupa ailesinden bir dille konuþur. Bu halk Osetlerdir. Baþka deðiþleþ, Kafkas haklarýnýn tümü Orta Asya kökenli, yani Türk tür. yani Osetler hariç hepsi Ural Altay dilini konuþur. Lazlar da bunlar arasýnda yer alýyor. biçimlerinde de ortak nokta vardýr. Bu ortak noktalardan ilki, ikisinin de göçe dayalý bir yaþam biçimi benimsemiþ olmalardýr. Lazlarda, ayrýca, eski Türklerde olduðu gibi, gökyüzü, güneþ ve ay kutsal sayýlýyor. Kafkas haklarýnýn yönetim þekli eski Türkle þekline benziyor. Orta Asya kökenli olanlarda, yani eski Türklerde devletlerin baþkanlarý, Arý ýrkýnda ve baþka ýrklarda olduðu k ille babadan oðluna geçmiyordu. Krallýk bazý ailelerinin mutlak hakký olarak görülmüyordu. Lazlarda ve öteki Kafkas halklarýnda eski Türklerde olduðu gibi krallar, ille bir kral ailesinden olmalarý zorunluluðu yoktu. Bazen devlet baþkanlarý seçimle gelirlerdi. Bu, Lazlar için de geçerlidir. Bu da, Lazlarýn Orta Asya dan geldiklerine dair baþka bir kanýttýr.lazlar iþgalci Roma, Bizans ve Pontus un baskýlarý sonucu Hýristiyanlýðý kabul etmek zorunda kalmýþlardýr. Ancak yayýlmacýlarýn, Lazlarýn yaþadýklarý yörelerde açtýklarý kiliseler siyasi kurumlar olarak kalmýþtýr. Bu kiliseler yayýlmacý Bizans ve Pontus&rsqu dayatmacýlýklar sembolleri olarak görülmüþ, Lazlar kendi otantik inançlarýný ve þeklen Hýristiyan olduklarý dönemlerde de sürdü Dolayýsýyla Bizans la çatýþma halinde olan Lazlarýn, Osmanlý devletinin resmi dini olan Ýslamiyet i süreç içinde k etmeleri, Roma/Bizans ve Pontus a duyduklarý doðal tepkinin bir sonucuydu (Ali Ýhsan Akzsamaz)Ali Ýhsan Aksamaz ýn bu görüþlerine yüz de yüz katýlmakla birlikte bazý eksiklikleri de vardýr. Osmanlýlardan önce Araplar da bölg gelmiþler ve bir süre bölgede kalmýþlardýr. Hatta Lazlar, bir süre Araplarýn yönetimi altýnda yaþadýlar. Lazlarýn o zamanlarda, P Rumlara, Romalýlara ve Binaslýlara ayný tepkileri vardý. Lazlar o zamanlar neden Müslüman olmadýlar? Lazlarýn Osmanlýlarla iþbirliðine girmeleri ve toplu olarak Müslüman olmalarýnýn asýl nedeni, Osmanlýlarýn kendi ýrklarýndan olduklarýný hissetmeleri Nitekim Selçuklular Anadolu ya girdiklerinde ayný þey oldu. Anadolu da bulunan ve bunlarýn büyük çoðunluðu Müslüman olmayan Türkler Alpaslan ýn tarafýna geçtiler ve daha sonra da Müslüman oldular. Fahrettin Kýrzýoðlu da, Kafkasya bölgesinde bulunan halklarýn hemen hepsinin, Orta Asya kökenli olduklarýný ve çeþitli tarihlerde Orta Asya dan geldiklerini söyler. Kýrzýoðluna göre, bu bölgenin tarihi sadece Türk halklarýn konteksti içinde tartýþýlabilir. Ünlü Profesör Georg de, ölmeden önce, bir Fransýz televizyon kanalýnda düzenlenen bir programda, Kafkasya halklarýn Orta Asya kökenli olduðunu söyledi. Bazý kaynaklar, Lazlarýn yuvarlak baþlý (brakisefal), çoðu kumral tipli, düz ve dalgalý saçlý güzelce yüzlü olduklarýný ve dilli (Orta Asya da konuþulan dilin bir kolu, baþka bir deyiþle Ural-Altay dil grubunun bir kolu olan dili) konuþtuklarýný bildiriyorlar.ýstiklal Savaþý komutanlarýndan ve Atatürk ýn silah arkadaþlarýndan General Kazým Karabekir Paþa da, Ermeniler Türk müdür baþlýklý yazýsýnda, Doðu Anadolu da, Kafkas Daðlarý na ve Hazar denizini batýsýna kadar olan yerlerde, Orta Asya dan muhtelif tarihlerde ve muhtelif istikametten gelip, birbirine karýþan Türk topluluklarý olduðunu söylüyor.sonuç olarak, Türkiye de, adýný Bizanslýlar verse de ve asýl adýný bilmezsek de, Laz den topluluk vardýr. Bu topluluðun Orta Asya dan gelerek Doðu Karadeniz in kýyýsýna yerleþtikleri kesindir. Türk olduklarýna baþka kanýtlar da, Lazlarýn dili, örf ve adetleri, masal ve efsaneleridir. Bunlar da, Lazlarýn Orta Asya dan geldiklerini, baþka deðiþle, Türk olduklarýný gösteriyor.tarihin ilk devirlerinde Asya da ortaya çýkan ve günümüzde birçok kollara ayrýlan dört dil grubunun bulunduðunu biliyoruz. Birincisi, Arý ýrkýnýn konuþtuðu, yani Avrupalýlarýn, Ý Hintlilerin ve Pakistanlýlarýn konuþtuðu Hint-Avrupa dilidir. Ýkincisi Ýsraillilerle Araplarýn konuþtuðu Hami-Sami dilidir. Üçüncüsü Uzakdoðu da konuþulan Çin-Tibet dilidir. Dördüncüsü ise, Orta Asya da, eski Türklerin konuþtuðu Ural-Altay dilidir. diller, zamanla çeþitli kollara ayrýldýlar. Ama kendilerine has temel özellikleri ayný kaldý. Bu dört dil grubun, her birinin, kendine has ayrý ve gruplarý birbirinden kesin çizgilerle ayýran özellikleri vardýr. Tarihçiler, tarihin ilk devirlerinde, milletler henüz oluþurke Orta Asya da, tek bir milletin olduðunu ve tek bir dilin konuþulduðunu bildiriyorlar. Çinliler bu millete Türk, diline de Türkçe adýný vermiþlerdi. Bu dil doðal olarak, zaman içinde, çeþitli nedenlerle, ilk iki kola ayrýldý. Bu ayrýlan iki kol, zamanla kendi içind

3 bölündü ve yeni kollar ortaya çýktý. Böylece Türklerin dili birçok kollara ayrýlmýþ oldu. Bu kollar bulunduklarý bölgenin durumuna þartlara ya da birbirleriyle olan baðlantýlarýna göre farklý bir þekilde geliþti ve birbirlerini anlayamayacak duruma geldi. Fakat büt bu Türk dil kollarýnýn temel özellikleri ayný kaldý ve kesinlikle deðiþmedi.tarihte kurulun büyük Türk devletleri, farklý Türk dil koll konuþan çeþitli Türk boylarýnýn birleþmesinden oluþmuþtur. Büyük Türk devletlerinin liderleri, bu nedenle, farklý Türk dilleri konu arasýnda çeviri yapabilecek yüzlerce tercümaný da yanlarýnda bulunduruyorlardý.günümüzde de farklý Türk dillerini konuþanlar kez, birbirlerini anlamazlar. Bu dillerin her biri, ayrý birer dil olarak gözükürler. Fakat söz konusu bu dillerin, kendilerine has ortak bir özelliði var. Zaten biz bu özelliklerine bakarak dünyadaki dilleri, daha önce de belirtilen, dört dil grubunda toplayabiliyoruz.bu dil gruplarý yaratýlýrken, her dil kendilerine has özelliklerini de yaratý. Türklerin atalarý, bir konuda meramlarý belirtirken, ilk olarak o meramýn kendisini, yani tümleci, daha sonra da, o iþ için yapýlan eylemi, yani yüklemi, son olarak, bu eylemi yapaný yani özneyi dile getirmiþlerdir. Hint-Avrupa dilinde ise Türklerin tersine bir yol izlenmiþtir. Ýlk olarak eylemi yapan kiþi, yani özne, ikinci olarak yapýlan eylem yani yüklem, son olarak da yapýlan eylemin sonuçlarý, yani tümleç belirtiliyor. Dillerin cümle yapýsýna da sentaks denir. Dört dil grubunun kendilerine has bir sentaksý vardýr. Sentaks dillerin temel yapýsýný oluþtururlar. Diller tarih içinde, her türlü ve çeþitli deðiþikliðe uðrarlar, yabancý dilden kelimeler alýrlar ve yabancý dile kelime veri Fakat dillerin temel yapýsý, yani sentaksý asla deðiþmez Hint-Avrupa dilinin cümle yapýsý, yani sentaksi, az önce de belirtildiði g Özne +Yüklem+Tümleç þeklindedir. Bu kural, istisnasýz olarak, Hint-Avrupa dil grubuna giren tüm dillerde geçerlidir. Baþka bir deyiþle, bu kural, Hindistan, Pakistan, Ýran ve bütün Avrupa ülkelerinde ya da Avrupa kökenli milletlerin bütün dillerde geçerlidir. bir istisnasý yoktur. Hint-Avrupa dil grubuna giren dillerin sayýsý da on binlere varýr. Bunlarýn hepsinde kesinlikle bu kural vardýr. Ural-Altay dilinin ise cümle yapýsý Hint-Avrupa dilin tamamen tersidir. Ural-Altay dilinde, yüklem tümleçten sonra gelir Özneler de, yüklemin sonuna takýlan bir harf ya da bir hece ile belli edilir. Bazý durumlarda öznenin baþa geldiði olur. Ama bu, cümlenin anlamýný güçlendirmek içindir. Bu durumda, Ural-Altay dil grubunda, cümle yapýsý, yani sentaksý, Tümleç +Yüklem + þeklinde ortaya çýkar:bu açýdan Lazca ile Türk dil kollarýndan biri olan Anadolu Türkçe sinde ayný kural geçerlidir. Buna örnek vermek için, ayný anlama gelen Anadolu Türkçe si ve Lazca cümleleri alt alta yazalým. Ayný anlama gelen kelimele de alt alta, yani ayný hizaya gelecektir. Ben, bu akþam, çocuklarý alacaðým ve denize gideceðim. Ma, ha sey, berepe ebzdare do zuðaþe bidare. Bu iki örnekte, baþ tarafa konan özneleri kaldýrýrsak cümlenin anlamý deðiþmiy hem Lazcada ve hem Türkçede, baþa konan özneler vurgu yapmak içindir. Cümlenin asýl özneleri sonunda, fiile yapýlan bir taký belli oluyor.örnekte görüldüðü gibi, Anadolu Türkçe si cümlenin içindeki kelimelerin Lazca karþýlýðý konursa cümlenin ya bozulmaz. Bu, bütün Türk dilleri, yani Ural-Altay dil grubu içindeki bütün diller için de geçerlidir. Ural-Altay dilinin baþka bir özellið kelimelerde büyük ve küçük ses uyumunun bulunmasýdýr. Ural-Altay dillerinden birinin bir kelimenin ilk hecesindeki sesli harf kalýn ise sonraki sesli harfler kalýn olur. Ýlk sesli harf inceyse sonraki sesli harfler ince olur. Bu kural Lazca için de aynen geçerlidir. Bir örnek verelim:horoz - Mamul Çocuklar - Berepe Kadýn - Oðhorca Civciv - Z da vardýr. Ural-Altay dilerin hepsinde, bir kelimede ilk sesli harf, a, e, i harflerinden biriyse, ayný kelimede, ondan sonra gelen hecelerin sesli harfleri a, e, i olur. Ýlk hecedeki sesli harf o ve u harflerinden biriyse, bundan sonra gelen hecelerin sesli harfleri de o ve u olur. Bu kural Lazca için de geçerlidir. Örnek verelim:bayrak - Bandara Ýðne - LemþiÇiç Noston Ural-Altay dilinin baþka bir özeliði ise kelimeler eklemelidir. Kelimelerin sonuna ya da baþýna heceler tak anlamda kullanýlabilir. Ya da yeni kelimeler üretilebilir. Lazca dilinde de, kelimeler eklemelidir. Ural Altay dilinin dýþýndaki dillerin hiçbirisinde kelimeler eklemeli deðildir. Yine Ural-Altay dilinin kelimelerin eklemeli olma özelliðinden ismin halle ortaya çýkmaktadýr. Anadolu Türkçe sinde, isimlere i, e, de, den takýlarý ekleri eklenir ve ona göre isimler anlam kazanýr. Bu isim halleri baþka hiçbir dilde bulunmaz. Hint-Avrupa dillerinde ise böyle bir taký eklenmez. Ýsimlere ayný anlamý vermek için, isimden ayrý olarak yardýmcý kelimeler ya da harfler kullanýrlar. Lazca da da isim halleri vardýr. Lazcadaki ve Anadolu Türkçe sindeki ayný anlama gelen isim hallerini görelim:oðhor - Ev Oðhoriþen - EvdenOðhoriþe - EveUral-Altay dil grubunda, yani bütün Türk dillerinde, Hint-Avrupa ya olduðu gibi isimler, erkek ya da dýþý diye ayrýlmaz. Türk dillerinde, Erililik, diþilik, orta kip gibi, kelime ve kavramlarda cinsiyet bildiren biçimlerin olmamasý, Ural-Altay dillerinin temel bir özelliðidir. Her þeyden önce bu, dünyaya bakýþla ilgilidir. Türklerde de ana da kaðandýr, baba da; erkeðe de kadýna da sultan denir. Ýþlerin bölüþülmesinde cinsiyet ayrýmý gözetilmez. D en basitinden, makam ve unvanlarda bile cinsiyetin ifadesine ihtiyaç duyulmamýþtýr. Türk dünyasýnda genel olarak bakýþ buydu Bu bakýþýn köklerini çok derinden aldýðý ve ona akraba olan ve olmayan belli bir dünyanýn tüm toplumlarýný etkilediði açýktýr.& (Osman Karatay, Ýran ile Turan) S:45, Pr:4 Bu özellikler Lazca dilinde de vardýr. Baþka deðiþle, Lazca dilinde di kelime erkek diye ayrýlmaz. Bu açýdan bakarsak, Lazcanýn Ural-Altay dil grubundan biri olduðu görülüyor. Ural-Altay dil grubunun birer kollarý olan Moðolca ve fince de çoðul, t ve d eki ile yapýlýr. Anadolu Türkçe sinde de, bir zamanlar, bu ekin kullanýldýðýnýn izleri bulunur. Yani bitiþken dillerde, en fazla kullanýlan ve ortak özellik gösteren ek budur. (Osman Karatay, Ýran ile Turan) Sf: 163, pr: 4) Lazcada da, t ve d harfleri çoðul takýsý olarak kullanýlýr. Lazca ile Anadolu Türkçe sini, kullandýklarý ortak kelimelere baka bu iki dili karþýlaþtýrmak yanlýþtýr. Zira dünyanýn bütün dillerinde yabancý kelimeler girmiþtir. Bütün diller arasýnda kelime alýþ olmuþtur. Anadolu Türkçe sine çok sayýda, Ýran, Arap ya da Avrupa dilinden kelimeler girdiði gibi Lazca ya da yabancý kelimeler girmiþtir. Bu arada, Türkçe kelimeler de birçok yabancý dillere girmiþtir. Mesela, Ýngilizce de, dört yüzd fazla, Türkçe kelime bulunuyor. Dünyada, yabancý dillere giren Türkçe kelimelerin sayýsý on binlere ulaþýyor. Bu nedenle, bazý kelimelerin anlamýna ve köklerine bakarak dil grubunu belirlemek insaný aldatabilir ve hatalý sonuç verebilir. Fakat yine de, dünyanýn hiçbir dilinde ve Anadolu Türkçe sinde de olmayan bazý eski Türk ve Orta Asya kökenli kelimelerin Lazca da kullanýlmasýnýn bir anlamý var. Bunun yaný sýra, Anadolu Türkçe sine göre belli anlamlarý olan bazý kelimeler Lazca da bulunuyor. Mesela, Lazca da, karakýþ anlamýna kullanýlan Zemðheri kelimesi, Anadolu Türkçe sinde pek yer almaz. Belki vardýr ama kullanýlmýyor. Bu kelime, Lazcada olduðu gibi Orta Asya nýn birçok dillerinde, bugün bile kullanýlmaktadýr. Yine, Lazca da, Þubat ayýna Kuçuðay adý verilir. Bu kelime, Þubat ayýnýn küçük olduðunu ifade eden Küçük Ay kelimelerin deðiþik bir þekilde telaffuz edilm oluþmuþtur. Lazcada Temmuz ayýna da Çuruðay denir. Bu kelimenin anlamý Çürük Ay demektir. Yani Temmuz ayýnda havalarýn sýcak geçmesinden ve bazý þeylerin çürümesinden ötürü, bu aya Çuruðay adý verilmiþtir. Lazca

4 yüzümüzde bir çýkýntý olarak bulunan buruna Çðindi denir. Bu isim, Çýkýntý kelimesinin zamanla telaffuz edilmesinden oluþmuþtur. Büyük ihtimalle, bu kelime Anadolu Türkçe sinde de vardý ve zamanla unutulmuþtur. Yerine de, nereden alýndýðý bilinmeyen þimdiki Burun kelimesi getirilmiþtir. Bacaklarýmýzýn bükülmesini saðlaya dizin Lazcada karþýlýðý Burguli dir. Bu kelime bükülen bir þeyin, yaný dizin bükülen bir þey olduðu ifade eder. Ku isminin karþýlýðý olan Uci kelimesi de, kulaðýn, insan vücudunun bir ucu olarak görüldüðü için, bu kelime, kulak i olarak kullanýlmýþtýr. Bunlarýn yaný sýra, Lazcada, Allah ýn iki karþýlýðý vardýr. Ýlk karþýlýðý Tangri dir. Kelime eski Türklerin Gök tanrýsýna benzer. Lazlarda da, eski Türklerde olduðu gibi, Tangri dan korkulmaz. Zira Lazcada, Tanngri kelimenin anlamýna göre, Tangri, insanlara ceza vermez ve sadece iyilik yapar. Bu nedenle Targri sadece sevilir. Lazlarda, Allah ýn ikinci karþýlýðý ise Ðormoti dir. Lazcada, Ðormoti, insanlara ceza veren bir Tanri olarak anlaþýl Eski Türklerin yer altý tanrýsýna tekabül eder. Lazca ile Anadolu Türkçesi arasýnda, bütün bu benzerliðe raðmen, ikisi de Ura ailesinden olmalarýna raðmen, birbirlerinden farklý bazý özellikler vardýr. Bunlardan biri, Anadolu Türkçe sinde, bir kelimenin içinde, istisnalarýn dýþýnda, birden fazla sessiz harf yan yana gelmez. Ýkiden fazla sesli harfin yan yana geldiði pek görülmez. Lazcada, iki ya da daha fazla sessiz harfin yan yana geldiði kelimelerin sayýsý pek çoktur. Lazcanýn, bu farklý özelliði, Göktürklerde ve bazý Türk boylarýnýn dillerinde var. Uygur Türkçe sinde hala vardýr. Uygur Türkçe sinde de, birço sessiz harfler bir arada ve yan yana gelmektedir. Ýkinci fark ise, Lazcada, içeri ve dýþarý, yukarý ve aþaðý, içinde ve dýþýnda, altýnda gibi yer zarflarýn yerine fiillerin önüne bir ön ek gelerek ayný anlam veriliyor. Birer örnek verelim Ntaro = DolapNtaros molapðhe = Dolabýn içinde oturuyorumntaros eboðhe Dolabýn yanýnda oturuyorumntaros ezebuðhe = Dolabýn altýnda oturuyorum Lazcada bulunan bu özellik, Macar dilin Asya da yaþayan bazý Türk boylarýn dilinde de bulunuyor. Lazcanýn Anadolu Türkçe sinden baþka bir farký da, h sayýsý ayný deðildir. Anadolu Türkçe sinde, sekizi sesli olmak üzere 29 harf bulunmaktadýr. Lazcada ise, beþi sesli olmak üzere, 36 harf bulunur. Bu fark, Göktürk Kitabelerinde kullanýlan dille, günümüzde, Anadolu Türkçe sindeki dilde de vardý Anadolu Türkçe sinde, 21 sessiz, 8 sesli olmak üzere 29 harf vardýr. Göktürk Kitabelerinde kullanýlan Türkçe de is 34 sessiz ve dört sesli olmak üzere 38 harf vardýr. Sesli harf olarak, sadece, A, Ý, O ve U kullanýlýyor. Göktürklerde kullanýlmay E sesi A olarak, I sesi Ý olarak, Ö sesi O olarak ve Ü sesi U olarak aðýzdan çýkýyordu. Göktürk dilinde, ayrýca, bazý kelimelerde da daha fazla sessiz harfler yan yana yer alýyor. Göktürk dili, bu bakýmdan Lazcaya çok benziyor. Lazcada, esas olar harf vardýr. Bunun beþi (A, E, Ý, O ve U ) sesli harftir. Kalýn I sesini veren harf yoktur. Ö ve Ü sesini veren harfle de yoktur. Ancak, Fiil çekimlerin bazý zamanlarýnda Ö ve Ü sesleri çýkmaktadýr. Ö ve Ü seslerini yazýya dökmek için O ve U ha önüne, inceltmek için bazý harfler ya da iþaretler konur. Anadolu Türkçe sinde böyle bir durum yoktur. Ama Uygur Türkçe sinde bu özellik vardýr. Uygur Türkçe sinde de, Lazca gibi, A, E, Ý, O ve U olmak üzere beþ sesli harf vard Uygur Türkçe sinde de, bazý fiillerin çekimlerinde Ö ve Ü sesleri çýkmaktadýr. Bu sesleri yazý dökmek için O ve U harfleri önüne, incelemek için bazý harfler ya da iþaretler konur. *Lazlarýn milli inançlarýna, ör bakýlýrsa, onlarýn kökeninin Orta Asya olduðunu daha kesin bir þekilde anlaþýlýr. Orta Asya da, Türk milleti oluþurken ve dili geliþirken, Türklere has bir din de geliþti. Eski Türkler tarafýndan geliþtirilen bu dine, Þamanizm denir. Türkleri kültürü de bu Þamanizm e dayanýr. Türk boyundan olan her topluluðun kültüründe olduðu gibi Lazlarýn da kültüründe Þam izlerine rastlanýr.þamanizm de, ayýn tutulmasýný, kötü ruhlarýn ayý iþgal ettikleri anlamý çýkarýlýrdý. Kötü ruhlarýn ayda de, halk bir yerde toplanýr, gürültüler ve patýrtýlar yapardý. Bugün, Orta Asya kökenli topluluklarda, yani bütün Türk boylarýnda, tutulduðu zaman halk toplanýr ve gürültü yapar. Tencere gibi ses çýkaran þeyleri birbirine çarparlar, hatta silah atarlar. Laz toplumunda da bu uygulamanýn aynýsý vardýr. Lazlar da, Ay tutulduðu zaman, gürültü ve patýrtý yaparlar, hatta silah atarlar.þamanizm dininde, insanlar öldükten sonra, ruhlarýnýn ebedi olarak yaþadýðýna inanýlýrdý. Ölülerin ruhlarýnýn, zaman z dünyaya döndüklerine ve mezarlarýnýn baþýnda oturduklarý inancý da vardý. Bu nedenle, eski Türkler, mezarlara ayak basmakt da mezara parmak doðrultmaktan kaçýnýrlardý. Böyle þey yapýldýðýnda, mezarda oturan ruhlar rahatsýz olurlardý ve insanlara çarparlardý. Ýnsana ruhlarýn çarpmasý durumunda, insanlar delireceðine ya da parmaklarýnýn kuruyacaðýna inanýlýrdý. Yine Þamanizm e göre, ölü insanlarýn ruhlarýnýn evlerinin kapý eþiðine de oturur. Þayet kapý eþiðine ayak basýlýrsa ya da üs oturulursa, kapý eþiðinde oturan ruhlar rahatsýz olurlar ve insanlarý çarparlar. Çarpýlan insanlar delirirler ya da bir tarafýna bir zarar gelirdi. Bu nedenle de eski Türkler kapý eþiðinde ayak basmaktan ya da oturmaktan kaçýnýrlardý. Bu inanç, Anadolu nun bazý bölgelerinde biraz kaybolmasýna karþýn, bütün Türk boylarýnda hala vardýr. Lazlarda hala bu inanç geçerliliðini koruyor.ýnsanlarýn nazarlýk takmalarý bir Orta Asya geleneðidir. Þamanizm inancýna göre, kötü ruhlu insanlarýn, ço beðendikleri ya da gýpta etkileri insanlara ya da eþyalara baktýklarýnda, o insanlara ya da eþyalara zarar gelirdi. Kötü ruhlu insanlarýn bu bakýþlarýndan sakýnmak için, insanlarýn kendilerine eþyalarýna nazarlýklar takarlardý. Nazarlýklar, genellikle, insa için mavi boncuk ve evler için de at nalý olurdu. Günümüzde de, Türk toplumlarýnda at nalý ve mavi boncuklar ya da bunlara benzer nazarlýklar takýlýyor. Lazlarda da, ayný inanýþ ve uygulama vardýr. Nazýrlýk takýlmasý ya da böyle bir þeye inanýlmasý dýþýnda hiçbir millette bulunmaz. Hatta böyle bir þey onlara saçma gelir. Nazarlýk takýlmasýnýn, baþka bir deyiþle, nazar deðme Ýslamiyet le de hiçbir ilgisi yoktur. Türklerin dýþýnda hiçbir Ýslam ülkesinde nazar deðmesi inancý yoktur. Böyle bir inanç da saçma gelir.anadolu da Türklerinde pek görülmeyen ama Lazlar ve bazý Türk topluluklarýnda hala görülen, Orta Asya kökenli adetler de vardýr. Düðünlerde kýz taraflarýnýn ayak diremesi ve erkek evinden bir þeyler aþýrmasý ya da eniþte davetler erkek tarafýnýn kýzýn evinde, bir þeyler kýrmasý ya da aþýrmasý Orta Asya geleneðidir. Bu gelenek, günümüzde, Orta Asya kök halklarda, baþka deðiþle Türklerde hala uygulanýyor.günümüzde, baþta Lazlar olmak üzere Karadeniz Bölgesinde kullanýlan Kemence, sadece eski Türklerde, yani Orta Asya da kullanýlmýþtýr. Baþka hiçbir millette ve baþka hiçbir yerde kemençe kullanýlmamýþtýr.eski Türklerin, yine Þamanizm den kaynaklanan bir özellik daha vardýr. Bu da, bir kimseden korkup ona boyun eðmeme özelliðidir. Þamanizm e göre, bir kimseden korkup ona boyun eðen biri, öldükten sonra, yani ebedi hayatta sürekli olarak ona boyun eðmek zorunda kalacaktýr. Bu ve buna benzer inanýþlar, Türklerde, öteki milletlerde kesinlikle olmayan bazý özellikler geliþtirdi. Bu nedenle, tarihte, hiçbir millet, tehdit ya da korkuyla, Türklere boyun eðdiremedi. Onlarý köle yapamad Bazýlarý zincire vuruldu ve köle olarak götürüldü. Fakat, ilk fýrsatta kaçtýlar ve köleliði kabul etmediler. Köle olmaktansa ölümü y Buna karþý köle de kullanmadýlar.bütün bu özellikler Lazlarda da var. Lazlardan hiçbirisi, eski Türklerde de olduðu gibi, korktuðu birisine boyun eðmez, itaat etmez ve ona haraç vermez. Ýtaat ettikleri kiþi, sevdikleri ve saydýklarý kiþilerdir. Bunlar da daha çok

5 ailenin ileri gelenleri olurlar. Bu nedenle, Lazlar arasýnda, yine eski Türklerde olduðu gibi, aðalar, efeler ve benzeri kabadayýlar oluþmamýþtýr. Hatta haydutlar bile barýnamamýþtýr. Çünkü hiçbir Laz, eski Türkler gibi, korkudan sebep haydutlara haraç verme Türklerde kadýnlara önem verilirdi. Gerçi kadýn, daha çok ev iþini yaparlardý. Mesela çocuklara bakar, yemekleri piþirirdi. Erkek dýþarýdaki iþleri yapardý. Mesela tarlada çalýþýrlar ya da avlanýrlardý. Ama gerektiði zaman, erkek yemek piþirir ve çocuklara b Kadýnda, tarlaya gider, avlanýrlar, hatta savaþýrlardý. Bu özellik, Türklerin dýþýnda hiçbir millet ya da toplumda yoktur. Onlarda, kadýnlar daima ikinci sýnýf insanlardýr. Erkekler kadýnlarýn iþini yapmazlardý. Kadýnlarý da erkeklerin iþine karýþtýrmazlardý. B Laz toplumunda da vardýr. Lazlarda da kadýnlar, çoðunlukla evin iþlerini yaparlar ve çocuklara bakarlar. Erkekler de dýþarýdaki i yapar. Fakat gerektiðinde, bunun tersi de olur. Bir erkek kadýnýn iþlerini de yapar, kadýnlar da erkeklerin iþlerini yapar.eski Türklerde olduðu gibi, Laz toplumunda da kadýnlara önem verilir. Hemen her köyde, herkesin saygý gösterdiði ve herkesin danýþ ya da birkaç yaþlý kadýn bulunur. Bütün köyüler, erkeði ve kadýný, bir konuda zorlandýðý zaman bu kadýna giderler, ondan öne kadýnlar, tüm anlaþmazlýklara ara bulunur. Bu da Lazlarda, kadýnlara verilen deðeri gösteriyor. Bu uygulama, hemen tüm Türk boylarýnda, Anadolu nun çeþitli bölgelerinde ve özellikle Yörük Türklerinde de görülüyor.lazlarda, kadýn evin direði sayýlý kadýna verilen isimden de bu anlaþýlýyor. Zira kadýna, Laz dilinde, Oðhorca denir. Bu kelime, ev anlamýna gelen Oðhor ve aðaç direði anlamýna gelen Nca kelimelerin birleþmesinden oluþur. Yani Lazlarda kadýn karþýlýðý olan Oxorca kelimesinin anlamý da Evin direði gibi bir anlam çýkýyor. Günümüzde, Lazlarda, kadýnlar sayýlýyor. Birkaç istisnanýn dýþýnda, erkek kazandýðý parayý kadýna býrakýr. Kadýn bu parayý idare eder. Evi geçindirir. Eve b alýnmasý gerekiyorsa kendisi karar verir. Ondan sonra da kocasýna fikrini söyler. Kocasý da, genellikle onayýný verir. Þayet kadýnýn atladýðý bir mahzuru ya da bir durum varsa, onu söyler ve alýnmasýný önerir. Kocanýn burada veto hakký diye bir þey s konusu bile olmaz.þayet erkeðin özel iþyeri varsa, bütün parasýný kadýna vermesi normal olamaz. Bu durumda, kadýn ihtiyaç duyduklarýný veresiye satýn alýr. Kocalarý da daha sonra öder. Ya da, kadýn kocasýndan gerektiði kadar parayý alýr ve alýþ ver yapar. Bu konuda belki kocasýna bilgi verir, ama izin almaz.laz toplumunda evlilik iþlerini de kadýnlar yürütür. Bir süre öncesine kadar evlilik erken yaþlarda olurdu. On dört ve on altý yaþlarýndaki gençlerden birbirini sevenler, annelerine açarlar. Her iki gencin anneleri bu konuda konuþur ve evliliðe karar verirler. Daha sonra konu babalara intikal ettirilir. Babalar da, önemli bir neden yoksa evliliði onaylar.on altý yaþlarýna kadar birbirlerini sevmeyen gençleri de kadýnlar görücü usulüyle evlendirirler. Bu durumda, erkeðin annesi, baþka kadýnlara danýþarak oðluna münasip bir kýz arar. Kýz bulunduktan sonra, kýzýn annesiyle konu anne gençlerin evlenmesine karar verirler. Daha sonra konu babalara intikal ettirilir. Babalar da, önemli bir neden yoksa evliliði onaylarlar. Dünyaca ünlü Etnolog Georges Dumezil, her milletin kendine has bir efsanesinin ve masallarýnýn olduðunu ortaya çýkardý. Baþka bir deyiþle her milletin masal ve efsanelerinde milli karakterlerini yansýtan özellikler vardýr. Buna baðlý ola farklý milletlerin masallarý ve efsaneleri farklý özellikler gösterirler. Orta Asya, yani Türklerin, masal ve efsaneleri, Arý ya da Sam milletlerinin, hatta uzak doðu milletlerinin masal ve efsanelerinden farklý özellikler taþýrlar. +++Lazlarda da, Orta Asya ya dayanan töreler vardýr. Ama bu töreler, Anadolu da olan törelerden oldukça farklýdýr ve daha mantýklýdý Mesela, Lazlarda da, evlilik dýþý cinsel iliþkiler kötü karþýlanýr. Þayet evli bir kadýn ya da erkek, evlilik dýþý cinsel iliþkide bulunm duyulmuþsa onlar öldürülür. Ama bu iliþki bekâr bir kýzla bekâr bir erkek arasýnda olmuþsa, ilk onlar Namusunuzu temizleyin diye uyarýlýr. Namuslarýnýn temizlenmesinin tek bir yolu vardýr. Birbirleriyle evlenmeleridir. Birbirleriyle evlenirlerse, normal insanlar gibi evliliklerini sürdürürler. Evlenmeden önce yaptýklarý iliþki unutulur. Evlenmeyi reddederlerse öldürürler. Þayet evlenmeyi erkek reddederse, sadece erkek öldürülür. Kýza da dul bir kadýn muamelesi yapýlýr ve her normal d gibi ileride evlilik bile yapabilir.baþka bir töre de birden fazla kadýnla evlenmekle ilgilidir. Lazlarda, evli bir adam ikinci evliliði yaparsa, bu ilk eþinin ailesine bir hakaret sayýlýr ve onlar tarafýndan öldürülür. Bu nedenle, ikinci evliliði yapmak isteyen evli bir adam, ilk karýsýný ikna etmek zorundadýr. Ama bu da yeterli deðildir. Karýsý da kendi ailesini bu konuda ikna etmek zorundadýr Böyle bir uygulamadan sonra ikinci evlilik gerçekleþebilir. Bu nedenle, evli adamlarýn ikinci evliliði genellikle, zihinsen ya da fiziksel kadýnla yapabilir. Zira hiçbir zaman normal bir kýz, kuma olarak gitmek istemez. Ailesi de buna razý olmaz. Adamýn kendi ailesi de buna izin vermez. Arý milletlerin masallarýnda, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrýlmýþ üç sýnýf vardýr. Bu sýnýfla arasýnda, evlilik, aþk ya da dostluk gibi iliþkiler olmaz. Kral olabilmek için kral ailesinden gelinmesi zorunluluðu vardý. Krallar sadece kral ailesiyle evlenebilirler. Prensler ya da prensesler, baþka prens ya prenseslere aþýk olurlar, sadece kendi aralarýnda evlenebilirler. Asiller de asillerle, köylüler de köylülerle iliþki kurarlar. Bu sýnýflar arasýnda en küçük iliþki bile kurulma milletlerinin, yani Hint-Avrupa toplumuna ait milletlerde, bunun tersi bile düþünülemez.georges Dumezil, Hindistan dan Avrupa nýn en ücra köþelerine kadar bütün masallarý incelediðini ve bu kuralýn dýþýnda tek bir masala, tek bir istisnaya rastlamadýðýný söylüyor. Zira sýnýf farký, Arý milletlerinin yapýsýndan gelen ve ruhlarýna iþleyen bir özelliktir. Avrupalýlar, günü bundan kurtulamamýþlardýr. Yunanlýlar, bazý Avrupa ülkelerinin desteðiyle baðýmsýzlýklarýný kazandýklarýnda, Belçika kral ail birini ithal ettiler ve kendilerine kral yaptýlar. Bir Yunanlýnýn kral olmasý, kral ailesinden olmadýðý için, düþünülemezdi.gerçi esk devletlerin büyük çoðunluðu hakanlýklarla, baþka deðiþle krallýkla yöneltildi. Hakanýn çocuklarý da, genellikle, babalarýnýn ölüm tahta geçiyorlardý. Ama bu ilahi bir hak deðildi. Hakan çocuklarýnýn, babalarýnýn yerine tahta geçmek için daha iyi imkânlarý old bu gerçekleþiyordu. Türk tarihinde, hakan ailesinden olmadýklarý halde, hakan olanlara, yani kral olanlara çok sýk rastlanýyor ve bunlara Karahan deniyordu.yine Georges Dumezil in araþtýrmalarýna göre, Türklerde durum tamamen tersine. Türk masallarýnda, sýnýf farký kesinlikle yok. Bir köylünün ya da bir çobanýn kral olabileceði gibi, köylü erkeðin ya da kýzýn, kralýn ký oðlunu sevebilir, birbiriyle evlenebilirler. Eski Türklerde böyle sýnýf farký olmadýðý için, Türk efsane ve masallarýnda da böyle so rastlanmýyor. Ayný araþtýrmaya göre, Türk masallarýnda kölelere ve köleliðe asla rastlanmaz. Lazlarýn masallarýnda da, öteki T boylarýnýn masallarý gibi, insanlar arasýnda sýnýf farký yoktur. Kralýn kýzý ya da oðlu köylülerle evlenirler, köylülerden biri kral o Masallarýnda köle bulunmaz. Lazlar da hiçbir zaman köle olmadýlar ve köle kullanmadýlar. Bu açýdan da bakýldýðý zaman Lazla Orta Asya kökenli yani Türk olduklarýnýn bir kanýtý olarak ortaya çýkar. *Sonuç olara kesindir. Bu kesin. Ancak günümüzde bir sorun var. Ülkemizde Türk kavramý yanlýþ kullanýlýyor. Daha doðrusu Türk kavramýnd kargaþa vardýr. Türk kavramýnýn gerçek anlamýný bilenlerin sayýsý çok azdýr. Bazýlarýna göre, Türkler, sadece Oðuz soyunda gelenlerdir. Daha doðrusu Oðuz diliyle konuþanlar Türk tür. Bunun dýþýnda kalanlar ise, ya ikinci sýnýf Türk sayýlýyorlar böylece zimmen Türklükten dýþlanýyorlar. Ya da yabancýdýrlar. Yani onlara göre, Lazlar, Kürtler, Tacikler, Moðollar, Kafkasya topluluklarý ve Selçuklu diliyle konuþmayan bütün Türrkler, yabancýlar.bunlar arasýnda da görüþ birliði yoktur. Kimilerine göre, b

6 Gürcüler yabancý, kimilerine göre sadece Müslüman Gürcüler, yani Acaralýlar Türk ve Hýristiyan Gürcüler yabancý. Türk milliye bu farklý algýlama vardýr. Türk milliyetçiliði adý altýnda Oðuz milliyetçiliðini yapanlar da vardýr. Bunlar, Oðuz diliyle konuþmayan zimmen, bazen de açýk olarak Türlükten dýþlýyorlar. Bunlarýn büyük çoðunluðu da, Oðuz diliyle konuþmayan ama farklý Türk bo gelenlere kuþkuyla bakýyorlar. Onlarýn bu davranýþý, farklý boydan gelen Türkleri incitiyor, bazen de isyan ettiriyor. Yanlýþ buradadýr. Türk kelimesi, Orta Asya insanlarýnýn ortak adýdýr. Bilindiði gibi, Türk kelimesi, ilk kez, Çinliler tarafýndan kullanýlmý Çinliler, Orta Asya da yaþayanlara Türk, onlarýn konuþtuðu dile de Türkçe derlerdi. Bu tabir, daha sonra bütün dünyaya y Bugün bütün dünya, Türk denince Orta Asya kökenli olanlar anlamýnda kullanýyorlar. Türk adý da, dünya literatüründe bu anlam geliyor.bugün Anadolu da yaþayan Türkler, bütün Türk boylarýnýn bir karýþýmý ya da bir sentezidir. Tarih boyunca, milatt ve milattan sonra, sürekli olarak, az ya da çok, çeþitli sayýlarda, bütün Türk boylarýndan Anadolu ya göçler gelmiþtir. Kem Atatürk, bu nedenle, yeni bir devlet kurduðunda, devletin adýna Türkiye, halkýna da Türk adýný vermiþtir. Atatürk resmi dili, Türk arasýnda en yaygýný olan Oðuz dilini kabul etmiþtir. Bu dilin adýný da, yeni kurulan Türk devletine dayanarak Türkçe&rdq demiþtir. Atatürk, Oðuz boyunun dýþýndakilerin de Türk, Oðuz dilinin dýþýnda baþka Türk diliyle konuþan Türk boylarýnýn bulun biliyordu. Zaten bu nedenle Atatürk Türk Dil Kurumu nu ve Türk Tarih Kurumu nu kurdurmuþtu. Bunlar kanalýyla Türklerin kökeni ve Türk dili üzerinde bir dizi araþtýrmalar yaptýran Atatürk, tarihten silinmiþ olan bazý Türk devletlerinin adlarýný bankalar kurdurmuþtur. Sümerlerin anýsýna Sümerbank ýn ve Etilerin anýsýna Etibank ýn kurulmasý gibi. Sümerl Etiler Orta Asya kökenliydiler. Türk dilinden ayrýlan bir dille ve oðuz dilinden farklý bir dille konuþuyorlardý. Fakat Atatürk bu giriþimi, ölümünden sonra, Sabataistler, Masonlar ve bunlarýn etkisinde kalan Alafranga Türkler tarafýndan yozlaþtýrýldý. Bun Oðuz diliyle konuþanlara Türk denilmesi, konuþmayanlar da Türklükten dýþlanmasýna çaba harcadýlar. Bunda kýsmen de olsa b oldular. Lazlar gibi öteki Türk boyundan gelenler, ama Oðuz dilinden farklý bir dille konuþanlarýn Türk olmadýklarýný iddia edenle sayýsý bir hayli kabarýktýr. Buna bir çözüm getirilebilir. Nasýl, farklý dille konuþanlara, Laz, Çerkez, Gürcü ve Kürt dendiði gibi, O konuþanlara da Türkmenler denebilir. Ya da bunlara uygun bir isim bulunabilir. Bütün bunlarýn hepsini kapsayanlara Türk denebilir. Türk ismi, bütün Türk boylarýnýn ortak adý olur. Belki de tek çözüm budur.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk A) Göçler Göçler ikiye ayrýlýr. a. Ýç göçler: Bir ülke içinde bir bölgeden bir baþka bölgeye ya da bir kentten bir baþka kente yapýlan göçtür. Kýsaca ayný ülke içinde yapýlan göçlerdir. Ýç göçler ülkenin

Detaylı

LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM)

LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM) LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM) Permütasyon Kombinasyon Binom Açýlýmý Bu yayýnýn her hakký saklýdýr. Tüm haklarý bry Birey Eðitim Yayýncýlýk Pazarlama Ltd. Þti. e aittir. Kýsmen de

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 11. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Bir sözcüðü, A seçeneðinde eþit, ayný anlamýnda kullanýlmýþtýr: Nasýl isterseniz, benim için hepsi ayný (eþit). 5. A,

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE Kümeler KÜMELER... 13 Ölçme ve Deðerlendirme... 19 Kazaným Deðerlendirme Testi - 1... 21 Kazaným Deðerlendirme Testi - 2 (Video lü)... 23 KÜMELERLE ÝÞLEMLER... 25 Ölçme ve Deðerlendirme...

Detaylı

YAZILI ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. w w w. g e o m e t r i g o r m e t e k n i k l e r i. c o m. { } : boþ küme demek deðildir. ÇÖZÜMÜ:

YAZILI ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. w w w. g e o m e t r i g o r m e t e k n i k l e r i. c o m. { } : boþ küme demek deðildir. ÇÖZÜMÜ: KONU BİLGİSİ 1.KÜME TNIMI VE GÖSTERÝM ÞEKÝLLERÝ Belli özellikleri saðlayan nesneler topluluðuna küme denir. Kümede tüm elemanlar net olmalýdýr. Kümeler büyük harflerle gösterilir. Bir kümede bir eleman

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR Prof. Dr. Ýlter TURAN 63 TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR GÝRÝÞ Prof. Dr. Ýlter TURAN Türk-Rus iliþkileri tarih boyunca rekabetçi bir zeminde geliþmiþ,

Detaylı

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi Ýlaç Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi SSK ilaç üreticisi konumundadýr, SSK Türkiye'de en fazla ilacý alýcý konumunda olan kamu kurumudur, SSK'nýn saðlýk sigortacýlýðý

Detaylı

AKIL OYUNLARI ŞAMPİYONASI DENİZLİ İLKÖĞRETİM OKULLAR ARASI. Yarı Final 13 Nisan 2010 Final 21 Mayıs 2010

AKIL OYUNLARI ŞAMPİYONASI DENİZLİ İLKÖĞRETİM OKULLAR ARASI. Yarı Final 13 Nisan 2010 Final 21 Mayıs 2010 DENİZLİ İLKÖĞRETİM OKULLAR ARASI AKIL OYUNLARI ŞAMPİYONASI Yarı Final 13 Nisan 2010 Final 21 Mayıs 2010 ÖDÜLLER Yarıfinal ve finale katılan tüm öğrencilere,guru E.Y.D. tarafından, eğitimine katkı yardımı

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ... ÝÇÝNDEKÝLER TÜRKÇE 1. TEMA ANLAM BÝLGÝSÝ...................................................................................13 YAZIM BÝLGÝSÝ....................................................................................23

Detaylı

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1) Dershanede doðru þýkkýnýz SOSYAL BÝLÝMLER1 TESTÝ (Sos1) Bu testte sýrasýyla, Tarih (113) Coðrafya (1423) Felsefe (2430) ile ilgili 30 soru vardýr. 1. Tarih öncesinde yaþayan insanlar, araç gereç yapýmýnda

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

17 ÞUBAT 2016 5. kontrol

17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. Tuna ve Coþkun un yaþlarý toplamý 23, Coþkun ve Ali nin yaþlarý toplamý 24 ve Tuna ve Ali nin yaþlarý toplamý 25 tir. En büyük olanýn yaþý kaçtýr? A) 10 B)

Detaylı

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar ÖÐRENME Öðrenme, bireyin çevresi ile etkileþimi sonucu kalýcý olan davranýþ kazanmasýdýr. Öðrenme planlý ve düzenli etkileþim sonucu olur. Eðitimde hedef, toplumun geliþimine katký saðlayacak bireyi geliþtirmektir.

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme ARAŞTIRMANIN KAPSAMI Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011 35 il 134 ilçe 200 mahalle/ köy 2366 görüşme ARAġTIRMANIN KAPSAMI Türkiye nüfus 73,7 milyon 15-30 YaĢ nüfus 17,3 milyon Araştırma saha uygulama Araştırma

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem Giriþ Bu yazýda TODAÝE KYUP (Türkiye ve Ortadoðu Amme Ýdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi Lisans Üstü Uzmanlýk Programý) gereðince hazýrlanan Bireysel Ýþ Uyuþmazlýklarýnda Hak Arama baþlýklý tez de yer alan

Detaylı

Ğ Ğ ö Ş Ş Ğ Ş Ş Ü Ş Ğ Ğ Ğ ö ö Ğ Ş Ş Ğ Ğ ö Ğ ö ö ö ö ö ö ö ö Ü Ş Ö Ö Ö Ş Ş Ç Ü ö Ü Ü Ğ ö «ö ö ö Ğ Ş ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö Ş ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö Ö ö ö Ö Ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö Ö Ö ö ö Ç Ö ö Ü ö

Detaylı

Ğ Ğ Ü Ü Ö Ü Ö Ö Ö Ü Ö Ü Ü Ü Ü Ü İ İ Ü Ü Ö Ö Ü Ö Ü Ö Ü Ö İ Ü Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ü Ö İ Ö Ü Ö İ Ö İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö İ Ü İ Ü İ İ İ İ İ İ İ Ö İ Ü İ İ İ Ö İ Ö Ö İ İ Ö Ö İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ Ö

Detaylı

ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ

ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ İ Ş Ş İ İ Ö İ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ ğ ğ ğ ğ Ö Ö Ç ğ ğ ğ ğ ğ Ü ğ İ ğ ğ Ç İ ğ ğ Ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ş ğ ğ ğ Ü ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ Ö ğ ğ ğ

Detaylı

Ü Ğ Ğ Ş Ö Ü Ü Ğ Ğ ü ü ü ü ü Ö Ü ü ü ü Ş ü ü Ş Ş ü ü ü ü üü ü Ş ü ü ü ü ü ü ü Ç ü ü ü ü ü ü ü üü ü ü ü üü ü ü ü ü ü ü ü ü Ş ü ü Ö ü ü ü ü ü ü ü ü Ç Ş Ç üü Ş ü ü ü ü üü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü Ş ü ü ü Ü ü ü

Detaylı

İ Ç Ü ö üğü İ ö üğü ü öğ ü ü ü ü Ö ği İ ü ö İ ğ Ğ Ü Ç ö üğü ö ü ü Ç ğ ü ğ Ş ğ ü ü ü ü ü ğ ö ü ü ü ü ü ö Ö Ş Ö ğ ö ü Ç ğ İ Ç Ü Ç ğ ğ Ü Ü ü «ü ö üğü İ Ü Ö Ü İ Ş İ Ü ü ö ü ö ğ ü İ «Ö ü ö ü İ ğ Ş ü Ş ö ö ü

Detaylı

ü ü ü ö ü ü Ö Ö Ö öğ öğ ü ü İ ç ö ü ü ü Ü ü ö ü ü ö ö ö ö ö ç ö ö ü ö ü İ Ö Ü ü ü ü ü ö ü ö ü ü ü ü ü ç ü ö ç Ö ü ç ö ö ö ü ü ö ö ö ç ü ç ö ç ö ö ü ö ö ç ü ç ç ö ü ü ü ü ö ü ü ö ü Ö Ö ö ü ü Ö ö ö ö ü ü

Detaylı

ü ü üğü ğ Ö ü ö üş ö İ ü ü üğü ş ğ ç İ ç Ş ç ş ğ ş ş ğ ç ö ç ğ ş ş ş ö ü ğ ş ğ ü ü üğü ü ğ ö ü ü üğü ş ğ ş ş ş ö ü ç ğ ö ü ğ ö ü ü üğü ş ö ğ ç ğ ü ü üğü ü ğ ü ü üğü ü ü ü üğ ü ğ ö ü ğ ş ö üş ü ü üğü ü

Detaylı

ö Ü Ü ö Ö ğ ğ ğ ö Ü Ş ö Ü Ğ ö Ü ö Ü ö ğ ö ğ ö ö ğ ğ Ş Ü ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ Ş Ş ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ ö ö Ş ğ Ç ğ Ç Ş ö Ç ö ğ Ç ğ ö ğ ö ö ğ ö ğ ö Ş ğ Ç ğ Ç ğ ğ Ç Ş ö ö ö ğ Ç Ş Ç ö ö ğ ğ ğ ğ Ü Ü ö ğ «ğ ğ ğ ö ö «ö ğ ğ

Detaylı

ç ç ö Ğ Ö Ş ö ü ü Ş ç ö ü ç ğ ü ç ç Ğ Ü Ü ÜĞÜ ç ö ö ü ç ü üç ç ğ ü ü Ş ğ ü ü üğü ç ö ö ü ç ü ö ç Ş Ş ü ü üğü Ğ Ğ Ş ü üğü Ğ ç ü ö ğ ü ö Ö Ü Ş ü ü ü Ğ ğ ü ö ğ ü ü üğü ğ Ö Ğ ğ ü ü ü ç ö ö ü ö ü ü ğ ç ç ö

Detaylı

İ Ç Ü ş ö üü ş ş ö üü Ü ü ü ö ü ç ü ü ü Ö Ü Ü Ö ç ç ş ş ç ç ü İ ü ç Ü ç ş ö üü ö ü ü ç ş ş ü ş ş ç ş ş ü ü ü ç ü ş ü ç Ş ü Ü ç ü ü ü ç ş ş ö ş Ö ş Ö ş ö ü ç ş Ç Ü Ç ş Ç İ Ü İ Ü Ş ş ü ş ö çü ü Ç Ü ü ö ş

Detaylı

Ç Ç ü Ş ç Ü İ İ İ İ İ Ü İ İ Ş ğ ü Ö ç ç ü ç İ Ü ç İ İ ü ç ü ç İç ö ö ö ö ü ü ü ü ü ü ö Ü İ Ö İ ç ö ğ ü ö ç ç ö ç ö ü ğ ğ Ş ç Ç Ç Ş ü ö ç ğ ç ü ü ü ö ö ü ö ü ü ü ğ ğ ç ğ ğ ü ü ü ç ö ğ ç ğ ö ğ ğ ğ ç ü ü

Detaylı

ü Ğ İ Ğ ü İ ç ü ü ü ç Ç ü ü ç Ç ü ü ç ü ü Ü Ç Ü ç ü ü ü ü ü ç Ç ü ü ç İ ü Ğ Ş İ İ ü Ğ İ Ğ ü İ Ö üçü ü Ö Ö ü Ö ü İ İ Ş Ğ İ İĞİ ü ü ü Ğİ İ Ğ İ Ğ ü Ö Ö Ü İĞİ ü Ü İ İ Ğİ ü ü Ğ İ İ İ İ İ İ ç ü ç ü ç ü ü ç ü

Detaylı

İ İ İ Ğ İ İ İ İ Ğ Ğ Ş Ç Ş Ö Ş Ç İ Ç İ Ç Ş Ç Ü İ İ İ Ş Ş Ş Ş Ö Ç Ş Ş Ğ Ş Ç Ö Ş Ö Ö İ Ş Ç Ş Ş Ç Ş Ğ Ğ Ğ Ç İ Ğ Ş Ş Ç Ç Ş İ Ç Ş Ş Ş Ş İ Ğ Ö Ö Ş Ç Ş Ç Ş Ş Ş Ü Ö Ö Ö Ö Ö Ç Ç Ç Ö Ş Ç Ö Ö Ş İ İ Ç Ş Ş Ğ Ü Ş İ Ö

Detaylı

İ Ç Ü ö üğü İ Ö ö üğü Ş ü öğ ü ç Ç ü ü ü Ç Ü ç ğ ç ğ Ğ ç Ş ğ ç ö ğ ğ ü ç Ü Ç ö üğü ö ü ü İİ Ç ğ ü ğ ç ğ ü ü ü ç ü ü Ş ü ğ ç ü ü ç ü ü ç ö Ö Ş Ö ğ ö ü ç ğ İ Ç Ü Ç ğ Ç ğ Ü Ü İ ü ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ ç Ç ç ü ç Ş

Detaylı

ç Ğ Ü ç ö Ğ «ö ç ö ç ö ç ç ö ç ç ö ö ö ç ç ç ç ö ç ç ö ç ç ç ö ö ö ç ç ç Ç Ö Ü ç ç ç ç ç ç ç Ü ç ç ö ö ç ç ç ö ç ç ç ö ö ç ç ö Ç ç ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ü ö ç ç ç ç ç Ç Ç ç ç Ç

Detaylı

Ü İ İ İ İ ö İ ö ğ ğ Ü ö Ş Ç ğ İç Ş Ç ğ Ü ö İ İ ğ Ü ö ğ Ü ö İ İ Ş Ç ğ İ İ ğ Ü ğ ğ ğ ç ç ö ğ ö ö ğ ğ ğ ö ç ç Ç Ç ö Ö ğ ğ ç ç Ş ğ ğ Üç Ç ğ ç ö Ş Ç ğ ğ Ş Ü ğ ğ Ş ğ ç ç ç ğ ö ö ğ ö ö İ ç ç ğ ğ Ü ö İ İ ğ Ş ğ

Detaylı

Ç Ü ö ö Ü ö ç Ö Ü ç ö ç ç Ğ ç ç ç ö ö ç ç Ü ç ö ö ç ç ç ç ç ç ö Ö Ş Ö ö ç Ç Ü Ç Ç Ü Ü ö ç ö ç ç ç ç ö ç ç ç ö ç ö ö ö ç ö ö Ü ç çö çö Ü ç çö Ö ö ö çö ç Ü ö ç ç ç çö ç ç ç ö ç çö çö ö ö ö ç Çö çö çö ö ç

Detaylı

Ç ö Ü ğ ö Ş ç ç Ş Ü Ö Ü Ü ö Ü ğ ğ ö ö ç ç Ü ğ ç ç ğ ğ ğ Ü ğ ö ö Ş ö ç ğ ö ç ç ğ ç ç ö Ş Ş ö ğ ç Ç ç ö ö ç Ç ö ğ Ü ö ğ ğ ç ö ç ğ ç ğ ö ç ö ö Üç ğ ö ç ö ç ö ç ğ ö ğ ö ç Ç ğ ç ç ğ ö ö ç ç ç ğ ğ ç ğ ç ğ ç

Detaylı

Ü ş ğ ğ Ü ş Ç ğ ş ş Ç ğ ş Ü ğ Ü ş ğ Ü Ç ğ ğ Ü ğ ğ ğ ş ğ ğ ğ ş ş ğ ş ş ş Ç Ç Ö ş ğ ş ş ğ ş ğ ğ ş Ü Ç ğ ş ğ ş ş ğ Ü ğ ş ş ğ ş ş ş ş ş ş ğ ğ ş ş ş ş ş ş ş Ü ğ ş ş Ü Ç ğ Ç Ç ş ş ş ğ ş Ö ÇÜ Ö ş ğ Ö ş ş ğ ş

Detaylı

ç ü ü ç ç ş İ Ç Ü ş İ Ç Ü ç ş ü İ Ç Ü ş ş ç ş ü Ö ü Ö İş ş ç İ Ç Ü ş ş ç ü ç ş ş İ Ç Ü ş ç Ü İ Ç Ü İ Ç Ü ü ç ş ş ş İ Ç Ü ç ü ş İ Ç Ü İş ş ş ü ş İ Ç Ü ş ü ş üç ü ş ş ş ç ü ü ç ş ş ş ş ü ş ü ü ş ç ü ç ç

Detaylı

ç ğ ğ ğ ç ç ç ğ ç ğ ğ ç ğ ğ ç ğ ç ğ ğ ğ ç ğ ğ ç ğ ğ ç ç ğ ğ ğ Ü ç ğ ç ç ç ğ ç ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ü ğ ğ ç ç ç ğ ç ğ ğ ç ğ ç ç ğ ğ ç ğ ğ ğ ğ ğ ç ğ ğ ğ ğ ç ğ ç ğ Ü ğ ğ ğ ç ç ğ ç ğ Ü ç ğ ğ ğ ç Ü ç ç ç ç ğ ç ğ ğ

Detaylı

İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ Ö İ İ İ İ İ Ü Ç İ Ş Ş İ İ Ü İ İ İ İ İ İÇİ Ö Ö Ç Ç Ç İ Ü Çİ İ Ü Ü İ İ İ İ İ İ İİ İ Ç Ş İ İ İ İ Ü Çİ Ö İ Ü Çİ İ İ Ü İİ İ Ç Ö İ Ö İ Ç Ç İ Ç Ö İ İ İİ İ Ç Ç Ç Ü İ Ç İ Ç İ Ş Ç İ Ğ İ İ İ İ

Detaylı

İ Ç Ü ş ö ğ ş ö ğ Ü öğ ç ş Ö Ü ğ ç ö ç ş ş ğ Ğ ç ç ğ ğ ö ş İ ç Ü ç ş ö ğ ö ç ç ş ş İ ğ ş ğ ş ç ş ğ ş ç ş ğ ç ç ş ş ö ş Ö Ş Ö ğ ş ö ç ş ğ Ç Ü Ç ğ ş Ç ğ İ Ü İ Ü ö ş ş ş ğ ç ş ö ğ çö ğ ş ş ç ö ş ş ş ğ ç ş

Detaylı

Ü Ö Ö ö ö Ü Ü Ö ö ç ç ö ç ö ç ç ö ö ö ö ö ç ö ö ç ç ç ç ç ç ö ö ö ö ç ç ö ç» ö ö ö ö ç ö ö ö ö ç ö ç ö ç ö ç ö ö ç ç ç ç ö ö ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ö ç ç ö ç ç ç ç ç ç ö ö ö ç ç ç ö ö ö ç ç ç ç ö ç ç ç ç

Detaylı

Ç Ü ğ Ç ç Ğ ç Ü ç ğ ç ğ ğ ç ğ ç ç ğ ç ç Ö Ş Ö ğ ç ğ Ç Ü Ç ğ Ç ğ Ü Ü Ç Ü ğ ğ Ü ğ ç Ç ğ Ü ç ç ğ Ğ Ğ ç ç ğ ğ ğ ğ ğ Ğ Ğ Ğ Ğ Ğ Ş Ş Ç Ö Ö ç Ç ğ ç ç ğ ç ğ ç ç ç ğ ç ç ç Ü ç ç ç ğ Ö Ü Ç Ş Ş ç Ö ç ğ ğ ğ ç ğ ğ ğ

Detaylı

Ç Ç ç Ğ ç Ö Ğ Ş ç Ö Ö Ğ Ğ Ö Ö Ç Ü ç Ç Ü ç Ö ç ç ç ç Ğ ç ç Ç Ç ç Ç Ü ç ç Ç ç ç ç Ö ç Ö Ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ö Ş ç ç ç ç ç ç ç ç Ü ç ç Ü ç ç ç ç ç ç ç Ö Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ö ç ç Ğ Ç Ü ç ç Ç Ü ç ç Ç

Detaylı

İ» Ö İ İ ğ ğ İ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ ö ö ç ğ ğ ğ ğ ğ Ö Ü Ü ğ ğ ğ ö ğ ğ ğ ğ ö ğ ğ İ İ İ İ ğ ğ ğ ö İ ğ ğ ğ ğ ğ ö ğ ğ ö ö ğ öğ ğ ğ ğ İ ö ç ç ğ ö ö ç ğ ç ç ğ ç ğ ö ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ Ü Ş İ ö İ ğ ğ İ İ ğ ğ ğ ç ğ ğ

Detaylı

Ş İ İ İ ç İ İ İ İ ç ç ç Ç ç ç ç ç İ Ö İ ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ö Ö ç ç ç ç Ö ç Ö ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ç ç Ö ç ç ç ç Ç ç Ö Ç ç ç Ş ç ç Ç Ş ç İ ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç

Detaylı

Ş İ İ ç İ İ İ İ ç Ş ü ü ü ü ç ü üç ü ü ü ç ü ü Ü İ Ğ Ş üç ü İ ü ü ü ç ü ç Ç ç İ ü üç ü Ç üç ü ç ç Ç ü Ç ç üç ü ç Ç ç ç ç ç Ğ Ğ ç İ ü ü ç ç ç ü ü ü Ü ç ç ü ç ç ü ü ü Ö ü ü ü ü Ü ü ü ç ü ç ç ü ü ü ü ç ü

Detaylı

ğ Ş ğ ş ğ İ ö ç ö ö İ ğ ş ş ç ç ğ ç ğ ş ğ İ Ş Ü İş ö Ö ğ Öğ ş ğ ğ İ ö ö Çğ ö İ ö ç İ ş ş ş ç ş öğ ş Ş ğ ö ğ ş ö ğ İ ğ ö ş ş ş ğ ğ İ ş ğ çö ğ ğ ş ö öğ ç öği İ ğ ğ ğ ğ öğ ö ş ğ İ ç ş İ İ ğ ç İ İ Ö ÖĞ İ ğ

Detaylı

Ü Ü Ğ Ş Ş Ş Ş Ş Ü Ğ ç Ş Ğ Ü Ü Ğ Ü Ş Ö ç ç Ğ Ğ Ü Ş Ü Ş Ş ç ç Ç Ü Ş Ç Ç Ü Ş Ş Ü Ü Ü Ü Ü Ü ç Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ş Ğ Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ş ç ç ç Ç ç ç ç ç ç ç Ç ç Ç ç ç ç

Detaylı

Ğ ü ü ç ş ş ğ ğ ğ ğ Ö ü ğ ş ğ ü ş Ç ş ş Ç ş ü ü ü ğ ç ç ş ü ş ş Ç ş ü ü ü ü ğ ş ş ü ü ş ş ş ü ü ğ ü üğü ş ç ü ü Ç ç ğ ü ü üğü ğ ü ç ş ş ş ş ğ ç ü ü ü ş ş ş Ç ş Ç ğ Ç ğ Ç Ç ü ş ş ü Öğ ü ş ş ğ ç Ç Ç ş Ç

Detaylı

İ Ğ Ş İ» Ğ Ğ ö Ğ ö ö Ç ö Ç İ Ş ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö Ç ö ö ö ö ö ö İ İ ö ö ö Ü ö ö ö ö ö ö ö Ş ö ö İ ö ö İ ö ö İ İ ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö Ç İ İ ö İ İ İ İ Ö İ Ç ö ö Ö Ç ö ö ö ö ö ö ö ö ö ö

Detaylı

Ğ Ğ Ö İ İĞİ» Çö İ İ İĞİ Ç İ İĞİ Ü İ İĞİ İ İ ö ö ö Ğ İ ç Ö Ö ö ö ö ç ç ö Ö ö ö ö ö ö Ö ç ç ç ç ç Ğ ç Ğ İ Çö öğ ö İ İ İ ç ö ö ç Ğ İ ö ö İ İĞİ İ İĞİ Ğ Ç Ğ ö ö ö Ğ ç Ö Ö ö ç ö Ö ö ö ç ö ö ö ç Ö ç ç ç ç ç Ğ

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız 1 2 TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız Tunç Tort a ve kütüphane sorumlusu Tansu Hanım

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 7. SINIF DENEME SINAVI / 19. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. A, C ve D seçeneklerindeki altý çizili sözcük, akla gelen ilk anlamýyla kullanýlmýþtýr; ancak B seçeneðindeki altý çizili

Detaylı

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ 1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ Kaynak bakımından birbirine yakın olan diller bir aile teşkil ederler. Dünya dilleri bu şekilde çeşitli dil ailelerine ayrılırlar. Bir dil ailesi tarihin bilinmeyen devirlerinde

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı