Türk Medyasının ve Türk Futbolunun ünlü yüzü Ali Ece, Sondakika Gazetesi ne keyifli açıklamalarda bulundu

Transkript

1 SAYFA 1 Türk Medyasının ve Türk Futbolunun ünlü yüzü Ali Ece, Sondakika Gazetesi ne keyifli açıklamalarda bulundu Ali Ece: Türk Futboluna bakınca içim kararıyor İZMİR DE EN GÜZEL ARAÇ TABANVAY Kimine göre futbol filozofu kimine göre ise futbol ansiklopedisi olan, damarına basıldığı zaman yaptığı keskin çıkışları ve endüstriyelleşme adı altında sıradanlaşan futboldaki kendine has yorumlarıyla tanıdığımız Ali Ece ile farklı bir röportaj gerçekleştirdik. İşte o röportaj; Kimine göre futbol filozofu kimine göre ise futbol ansiklopedisi olan, damarına basıldığı zaman yaptığı keskin çıkışları ve endüstriyelleşme adı altında sıradanlaşan futboldaki kendine has yorumlarıyla tanıdığımız Ali Ece ile farklı bir röportaj gerçekleştirdik. Başta yeni sezon ve futboldaki sorunlar olmak üzere birçok konuyu ve görüşlerini Sondakika Gazetesi ile paylaşan Ali Ece, futbolla ilgili yazmaya başladığı kitabı ve bitirmek üzere olduğu solo albümü ile ilgili de ipuçları verdi. 8-9 röportaj röportaj röportaj röportaj röportaj Vandallar ve teşvikçileri Türkiye hiç beklenmedik bir yola sokulmak istendi. Direkt olarak hiç ilgisi olmadığı halde, Işid zulmünden ve kobaniden sorumlu tutulmaya uğraşıldı. Sorumsuz ve ahlaksız bir parti başkanı utanmadan halkı sokağa çağırdı. İşte ondan sonra olanlar oldu. Afrika da belgesellerde izlediğimiz doğal hayattaki hayvanlardan daha vahşice olanına bu insan kılıklı yaratıklarda rastladık. İşkence ile öldürmeler, gasplar, yağmalar, yakıp yıkmalar, saymakla bitmez rezalet tablosu. Bütün bu olup bitenlerde TC. devletinin dış politikasının zerre kadar hatası, kusuru olmamıştır. Zaten bu hatasız politikayı sindiremeyenler bu vandalların değirmenine su taşımışlardır. Barış süreci başarılırsa korkusu yaşayan emperyalist güçler ve onların yerli maşaları bu Vandallığı tezgahlamışlardır. Buradan savcılarımıza suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Selahattin Demirtaş mutlaka hesap vermelidir. Türkiye PYD nin hangi iyiliğine karşı destekçisi olsun? İşbirliği yaptığı Türkiye düşmanlarına sağınsın yardım istesin bize ne IŞİD-PYD kavgasından. Bir Osmanlı paşasının dediği gibi. Bir iti, bir ite boğdurur Allah, la havle vela kuvvete illa billah der geçeriz. Yazıklar olsun emperyalizmin yerli yalakaları (muhalefet partileri, paralelciler, PKK). Kırk a yakın cana kıydınız. Kürt halkının yolunu kararttınız, 50 küsür yatırımcı Diyarbakır yolcusu iken güvensizlik oluşturup geri adım attırdınız. Şimdi hepiniz oturun kına yakın. Şunu iyi belleyin ki şu günkü Türkiye sizlerin topyekün hainliğinizin üstesinden gelecektir. Bu mümtaz lider kadrosu ile barışı getirecek, ülkeyi yatırımlar ülkesi haline dönüştürecek, Türkiye içerde ve dışarıda itibarını yücelterek yoluna devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde İsrail e one minute diyen, Birleşmiş Milletlerde Dünya beşten büyüktür diyebilen bir lider görmedi. Bütün baskılara rağmen Türkiye tek başına bir savaşa girmeyecektir, ancak BM kararı olursa görevi ne ise onu yapacaktır. Türkiye tarihinde hiçbir zaman böyle başarılı dış politika izlemedi yılında bütün Arapları karşısına alıp İsrail in yanında yer aldı yılında Fransa ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren Cezayir in yanında değil Fransa nın yanında yer aldık Lübnan ın iç karışıklığında nüfusu azınlıkta olmasına rağmen Hristiyan olduğu için Emin Cemayel in yanında yer aldık. Türkiye şimdilerde bu ve bunlar gibi yüzlerce yarayı sarmakla, tedavi etmekle meşgul. Suriye de %12 orana sahip Nusayrilere destek vermekle değil %80 küsür halkın da işirak edebileceği bir yönetim şeklini iyi niyetle kardeşçe Beşşar Esed e nasihat etmekle Arap Baharı başladığında, sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 62 görüşme yaparak Esed i doğru olana ikna ile meşgul olmuş, ancak Beşşar Esed halkını katletmeyi tercih etmiştir. Halkımız bu olup bitenleri doğru okuyor artık. Onun için de %52 diyor. Sandık çaresi bitenler onun için başka yollara destek veriyorlar. Ama o yolların önü kapalı, karanlık bunu öğrenin artık. 15 Ekim 2014 Çarşamba İPA, İzmir'deki gerçek işsizliği ortaya çıkardı Diploma çok meslek yok! Talep duyulan meslekler konusunda bir araştırma yapan İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, en çok makineci, gaz altı kaynakçısı ve güvenlik görevlisi arandığını açıkladı Müdüre serbest çalışana yasak! Kalın Kalın sağlıcakla sağlıcakla Eflatun Eflatun Saygılı Saygılı Burnumuzun dibini görmek için buluşalım İş ağı konusunda doğru uygulamalarla tanışmayı ve bu uygulamaları hayata geçirmeyi amaç edinen genç işadamları, EGİAD Ticaret Köprüsü etkinliğinde bir araya gelmeye hazırlanıyor. 14 te İŞTE ARANAN MESLEKLER Araştırma hakkında bilgi veren İl Müdürü Kadri Kabak, "En fazla, makineci (dikiş), gaz altı kaynakçısı, güvenlik görevlisi, garson (servis elemanı), beden işçisi (genel), satış danışmanı, ütücü, kalite kontrolcü-tekstil, temizlik görevlisi, sıvacı, çağrı merkezi ve cnc torna tezgâhı operatörü görevlisi aranıyor. 30 Haziran 2015 tarihinde en yüksek net istihdam artışı beklenen üç sektörün yüzde 38,7 ile imalat, yüzde 20,7 ile inşaat ve yüzde 14 ile idari ve destek hizmet faaliyetleri sektörleri olduğu görülecektir" dedi. ÖĞRETMENLİK İSTENMİYOR Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ndeki otopark yasağına idarecilerin uymadığını iddia etti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Doğruyol, Hastane bahçesinin otopark olarak kullanılması yasaklayıp yeşil alan olarak kullandırdıklarını ifade eden hastane yöneticileri, onkoloji hasta yakınlarına ve çalışanlara vermedikleri hakkı kendilerinde görebilmekteler dedi. 14 te Bazı mesleklerde hızlı bir düşüş yaşandığını söyleyen Müdür Kabak, "30 Haziran 2015 tarihi itibariyle en fazla net istihdam artışı beklenen mesleklerdir. Buna karşılık beton transmikser operatörü, ortaöğretim öğretmeni, taş duvarcı (inşaat), karıştırıcı (inşaat elemanları), yapı yalıtımcısı, inşaat marangozu, depo sorumlusu, Fen Bilgisi öğretmeni-ilköğretim, Türkçe öğretmeni ve boru döşemecisi meslekleri ise 30 Haziran 2015 tarihi itibariyle en fazla net istihdam azalış beklentisinin olduğu mesleklerdir" dedi. 16 da Başkan adayından yeşil pasaport vaadi Ekim tarihlerinde Fuar Atlas Pavyonu'nda gerçekleştirilecek İzmir Barosu Olağan Genel Kurulu için çalışmalar hız kazanırken Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, seçime iddialı hazırlanıyor. Başkanlık yarışını kazanacağını açıklayan Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Özcan, "CMK kapsamındaki gece görevlendirilmelerinde meslektaşlarımızı baro araçları görev yerlerine götürüp getirecek. Yeşil pasaport verilecek" dedi. 12 de Nihayet uyandı Nejat Yalçın Alanında Türkiye'nin en büyükleri arasında bulunan Susurluk Şeker Fabrikası'nda çarklar, 4 yıl sonra yeniden dönmeye başladı. İki ayda 410 bin ton pancar işlenecek fabrikanın faaliyete geçmesi, başta nakliye olmak üzere birçok sektöre canlılık getirecek. 16 da Sabit İNCE yazdı KEYFİNİZİ KAÇIRMAYIN 8 de >> Sedat Kaya yazdı HSYK...!!! >> 10 da

2 SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 15 Ekim 2014 Çarşamba Düğün-dernek kuruldu, Ece İle Musa mutlulukla yoruldu Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Oğuzhan Kavaklı nın kızı Ece ile Muğla dan İsmail Dural ın oğlu Musa nın ;gelinin baba evinden çıkışından itibaren tüm merasimde uygulanan ritüellerle evlenmesi davetlilere nostalji yaşattı.araştırmacıların Edirne den Kars a kadar tüm ülke ve Türk Dünyası nda araştırarak ortaya çıkardığı ritüellerin büyük bir kısmının uygulandığı merasimler gelin Ece nin baba evinden nikaha uğurlanmasıyla başladı NİKAH ŞAHİTLİĞİNİ BELEDİYE BAŞKANI YAPTI Bornova Nikah sarayı nda gelin ve damadın arkadaşları Ömer Güzin Özkurt ile Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila nın nikah şahitlilklerini yaptığı törende ayağa basma mücadelesini damadın da rızasıyla gelin kazandı.basın camiasının seçkin isimleri ve akademi dünyasının her kademeden öğretim elemanları ve personelin doldurduğu salonda İzmir e 3 saatliğine nikah için gelen Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da yetişti.ege İletişim Fakültesinin ilk Dekanı Prof.Dr.Özcan Önal,Prof.Dr.Seyide Parsa ve bugünkü Dekan Prof.Dr.Müge Elden ve basın kuruluşlarının temsilcileri;bu mutlu gününde Oğuzhan Kavaklı hocanın yanındaydı.tebrik salonunu Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,İzmir Milletvekilleri,basın ve akademi dünyasının zarif çiçekleri süsledi. KINA GECESİNDE GELİNİN ELİNİ DAMAT,DAMADIN ELİNİ GELİN YIKADI Kına gecesi nostaljik bir mekan olan Vefa Cafe Restourant ta yapıldı.davetliler lokumla karşılandı.gece boyunca;macun,demirhindiba şerbeti ve kahveci güzellerinin ellerinden kahve ikramları,kuş lokumu,çerez ve kına dağıtımı ile devam etti. ÇAKAR AİLESİ İLE ASUMAN ERTEKİN SALONU İNLETTİ Gecenin konuk sanatçıları TRT Türk Halk Müziği Sanatçısı Ali Çakar,eşi Ege Üniversitesi Türk Sanat Müziği Öğretim Görevlisi Dilek Şafak Çakar ve Kültür Bakanlığı Klasik Türk Sanat Müziği Sanatçısı Asuman Ertekin çeşitli yörelerin ve özellikle İzmir ve Muğla yöresinden şarkı ve türkülerle davetlileri coşturdu. KIRIM VE ESKİŞEHİR EKİPLERİ Gecede sadece şarkı-türkü değil halk oyunları da vardı.izmir Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği nin Kırım ve Eskişehir ekipleri,başkanları Erdim Boray la birlikte salonu inletti.bornova Belediyesi önceki Başkanı Prof.Dr.Kamil Okyay Sındır ve duayen gazeteci Öcal Uluç bu coşkuya tanıklık etti. Salona kırmızı bir halı üzerinde ışıklar içinde,maytaplar arasından geçip giren Ece-Musa çifti ilk dansları ve zeybekle mutluluklarını piste yansıttı.mutlu çiftin ikinci gelişlerinde gelin bindallı giymiş,damat omuzunda yeşil örtüyle mutluluk konvoyunda yerini almıştı.önde Kına Tepsisiyle gelinin yengesi Zehra Kavaklı,ardında gelin ve damat ve avuçlarında mumlar ve maytaplarla genç kızlar salona girdiğinde Asuman Ertekin gelini ağlatmak için ilk türküyü başlattı: Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar,aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Ezgilerinden sonra avuçlar açıldı,kınalar yakıldı.ve gelinle damat, içi uğur parası,buğday,pirinç,nar taneleriyle dolu testiyi yere atarak parçaladı.saçılanlar Türk toplumunun uğurunu,ürününü ve bereketini temsil ediyordu.daha sonra gelinin başının üzerinde,tepsi içinde şeker parçalandı.gelinin dili tatlı,yaşamları mutlu olsun diye..ve gecenin nihayetinde sıra kınalı ellerin yıkanmasına geldi. Önce damat,gelinin kınasını temizleyip ellerini yıkadı; sonra da su testisi gelinin eline geçti.bu defa da gelin damadın ellerini yıkadı. Verilen mesaj: Biz bundan sonra eş ve eşitiz.bu yuvayı birlikte kurduk, ömür boyu birlikte yöneteceğiz oldu.avukat gelin savunmasını cübbesiyle adaleti savunurken,asker damat komutları kışlasında verecek;yuvada demokrasi hüküm sürecek DÜĞÜN MUĞLADA YAPILDI Düğün yemeği ve düğün Muğla daydı.muğla da 750 kişiye düğün yemeği verildi.yemekler tabiki gelenekseldi.kaşıklar keşkeğe ve etli pilavlara daldı.yemek sırasında damada Damat tıraşı yapıldı. Gelini Muğlalılar damadın sokağında davul-zurna ile karşıladı.gelin damadın evine girmeden önce kapıda,ayağının dibinde kurban kesildi.hayır duaları edildi. Düğün salonunda,sabahın 02,00 sine kadar süren bir eğlence maratonu vardı.muğlalılar ağırladı.izmirliler oynadı.sık sık davulun da eşlik ettiği Ege yöresi oyunlarında Muğla-İzmir birlikteliği vardı.türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Prof.Dr.Metin Feyzioğlu düğüne gelemedi ama zarif çiçeğiyle mutluluk dileklerini iletti. Gün ağarırken genç çiftler önce otele sonra balayı için Antalya ya uğurlandı İZMİR(Ege Ajans) Yıl: 4. Sayı: Ekim 2014 Çarşamba Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Ekim Şubat Çarşamba Perşembe 21. Genelkurmay Başkanı Güreş vefat etti Türk Silahlı Kuvvetleri nin (TSK) 21. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, tedavi gördüğü Ankara daki GATA da 88 yaşında hayatını kaybetti. Güreş, görev süresi bitmesinin ardından Doğru Yol Partisi ile politikaya giren, 20 ve 21. dönemde Kilis Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yaptı. Adana da 1926 yılında dünyaya gelen Doğan Güreş, 1945 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden, 1947 yılında Nakliye (Ulaştırma) Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'ndan mezun oldu yılında Ulaştırma Sınıf Okulu'nu bitirdi. Muhtelif karargâh ve birliklerde Kısım Amirliği, Bakım Subaylığı, Takım ve Bölük Komutanlığı yaptı yılında girdiği Harp Akademisi'ni 1965 yılında bitirerek Kurmay oldu yılına kadar çeşitli karargâh ve birliklerde, Atina'da görev yaptı yılında Tuğgeneral, 1977 yılında Tümgeneral, 1981 yılında Korgeneral, 1985 yılında Orgeneralliğe yükseldi. Tuğgeneral rütbesi ile Kara Kuvvetleri Tayin Daire Başkanlığı, SHAPE Lojistik ve Silahlanma Dairesi Başkan Yardımcılığı ve Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tugay Komutanlığı, Tümgeneral rütbesi ile Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı, Korgeneral rütbesi ile Genelkurmay Personel Başkanlığı ve 3. Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Harp Akademileri Komutanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı. 23 Ağustos 1989 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 4 Aralık 1990 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı. 30 Ağustos 1994 tarihinde emekliye ayrıldı. (CİHAN) Kalbimize gömdük Kocaeli'nin Şehit Deniz Pilot Üsteğmen Çağrı Ceyhan, Radar Kıdemli Kartepe ilçesindeki Cengiz Astsubay Çavuş Ömer Burak Ögüt, Üstçavuş Mehmet Karakaşoğlu, Benim Deniz Pilot Binbaşı Deniz Akdeniz Topel Havalimanı'ndan kalk- için Kartepe ilçesindeki Cengiz çocuğuma Topel Havalimanı'nda bulunan D- eniz Hava Üs Komutanlığı'nda tıktan bir süre tören yapıldı. Törene, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim, kim babalık sonra düşen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri S-70B Skorsky Işık, Genelkurmay Başkanı Necdet yapacak Özel, Deniz Kuvvetleri Komutanı tipi helikopterde Bülent Bostanoğlu, Donanma Komutanı Veysel Kösele, Kara Kuvvet- şehit olan görevli leri Komutanı Orgeneral Hulusi personel için Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Hava Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Ko- askeri tören düzenlendi caeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Sivas ın İmranlı ilçesinde devrilen otobüste şehit olan 3 polis memurundan Fatih Çevik'in Mersin'in Erdemli ilçesindeki cenaze töreninde eşi Hilal Çevik feryatları yürek dağladı. Cenazeye 3 aylık bebeği Elif Sena ile katılan şehidin öğretmen eşi, "Kocamı kim geri getirecek. Benim çocuğuma kim babalık yapacak." diye ağıtlar yaktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gümüşhane ziyaretinde görev alan ve Malatya ya dönerken Sivas ın İmranlı ilçesinde polis otobüsünün devrilmesi sonucu şehit olan 3 polisten bir olan Fatih Çevik'in cenazesi Malatya dan toprağa verilmek üzere memleketi Mersin'in Erdemli ilçesine getirildi. Ulu Camii'de düzenlenen törene Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocama, İl Emniyet Müdürü Arif Öksüz, şehidin babası Bekir Çevik ile annesi Elif Çevik ile kardeşleri, meslektaşları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenaze camiye getirildiği sırada şehidin acılı eşinin feryatları ise yürek dağladı. Protokol mensuplarının yanına kucağındaki kundağa sarılı 3 aylık Elif Sena bebekle gelen öğretmen eş Hilal Çevik, "Benim kocam nerede, bu acıyı kim dindirecek. Kocamı kim geri getirecek. Benim çocuğuma kim babalık yapacak. Bunu bana emanet etti. Giderken Allah'a ısmarladık dedi. Allah'a emanet etti" diye göz yaşları döktü. Yanındakilerin bebeğini almak istemesi üzerine Hilal Çevik, "Bırakmam çekmeyin." diye konuştu. Acılı eş, eşinin tabutuna uzun süre sarılarak 'ağlamıyorum' dedi. Anne Elif Çevik ise oğlunun fotoğrafını öpüp tabutuna sarıldı. İl Emniyet Müdürü Hasan Hüseyin Bahar'ın eşlik ettiği baba Bekir Çevik de gözyaşlarını tutamadı. Özgeçmişinin okunmasının ardından şehidin cenazesi, kılınan namazının ve okunan duaların ardından Limonlu Mahallesi'nde toprağa verildi. (CİHAN) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli İl Emniyet Müdürü Levent Yarımel, CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, CHP İl Başkanı Yalçın Kuşkan, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sezer Komsuoğlu, askeri erkan ve şehit aileleri katıldı. Bakanlar ve kuvvet komutanları, şehit ailelerinin yakınlarına giderek taziyelerini iletti. Askeri tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Törende bir konuşma yapan Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Ercan İncioğlu, "Dört kahraman Türk deniz havasını sonsuzluğa uğurlamak üzere toplanmış bulunuyoruz. Kahraman şehitlerimizin çok değerli anne, baba, eş kardeş ve yakınları gözyaşlarınızı yürekten hissediyoruz. Şehitlerimiz, bu kutsal mesleği seçerek vatan ve millet sevgisi, asker için en yüksek makam olan şehitlik mertebesine ulaşmışlardır. Vatan ve millet uğruna hayatlarınızı ortaya koyarak Türk milli şanlı tarih sayfalarına adınızı altın harflerle yazdırdınız. Sizleri sonsuzluğa saygı ve vefa ile Allah'tan rahmet değerli kederli aileleriniz ve silah arkadaşlarınıza baş sağlığı diliyoruz."dedi. Konuşmadan sonra Kocaeli Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu dua yaptı. Duanın ardından şehit naaşları cenaze araçlarına konuldu. Cenaze araçları tören alanından giderken askerler selam durdu, aileleri gözyaşlarına hakim olamadı ve el salladı. Törenin ardından şehitlerin cenazeleri memleketlerine gönderildi. Deniz Pilot Binbaşı Deniz Akdeniz'in cenazesi, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, Deniz Pilot Üsteğmen Çağrı Ceyhan İstanbul Ataköy'de, Radar Kıdemli Üstçavuş Mehmet Karakaşoğlu Ankara'da, Astsubay Çavuş Ömer Burak Öğüt Eskişehir'de toprağa verilecek. (CİHAN) Sahte polis kimliğiyle gasp yapan zanlı: Bundan sonra herkesi gasp edeceğim Beyoğlu nda kendilerine polis süsü vererek silahlı gasp yapan 2 kişi yakalandı. Zanlıların üstünden tabanca, sahte polis kimliği, cop ve gasp ettikleri telefonlar çıktı. Sorguları tamamlanan zanlılar adliyeye sevk edildi. Sorguları tamamlanan zanlılar adliyeye sev edilirken kendilerini görüntüleyen basın mensuplarına Bundan sonra herkesi gasp edeceğim lan.. diye bağırdı. Olay, Beyoğlu Tepebaşı Caddesi nde gece saat sularında meydana geldi. Yolda yürüyen Ferhat Ö. İsimli bir vatandaşa yaklaşan 2 şüpheli, kendilerini polis olarak tanıtıp sahte rozetleri gösterdi. Gasptan sabıkalı Mehmet Y. ve Yiğit K., Ferhat Ö. yü sıkıştırarak üst araması yaptı. Mağdur Ö. nün 175 lirasını, cep telefonunu ve kolyesini gasp eden iki zanlı, copla tehdit ettikten sonra kuru sıkı tabancayla havaya ateş ederek olay y- erinden ayrıldı. Mağdur Ö. nün ihbarı üzerine bölgeye gelen Beyoğlu Asayiş Şube ekipleri, iki zanlıyı kısa süre sonra yakaladı. Emniyete getirilen zanlıların üst aramasında bir oyuncak, bir kuru sıkı tabanca, 2 adet sahte polis rozeti, bıçak, cop ve gasp ettikleri çok sayıda telefon çıktı. Sorguları tamamlanan zanlılar adliyeye sev edilirken kendilerini görüntüleyen basın mensuplarına konuştu. Küfür eden zanlı Yiğit K, Bundan sonra herkesi gasp edeceğim lan.. diye bağırdı. Muhabirin, Polis kimliği de taşıyormuşsunuz doğru mu? sorusu üzerine de, Evet doğru. diye cevapladı. (CİHAN) Ambulans geçişi için kırmızı ışık ihlaline ceza yok, teşekkür var Trafikte geçiş üstünlüğü bulunan araçlara yol vermek amacıyla kırmızı ışıkta geçen sürücülere ceza kesilmiyor. Bu duyarlılığı gösteren sürücüler daha sonra polis tarafından aranıp teşekkür ediliyor Sürücülerin kırmızı ışık ihlali yapmaması için bazı önemli kavşaklara Elektronik Denetim Sistemi (EDS) kameraları yerleştirildi. Türkiye nin birçok yerleşim birimin deki kavşaklara y- erleştirilen kameralar sürücüleri 24 saat gözetliyor. Kırmızı ışık ihlali yapılan sürücülere otomatik olarak kesilen cezalar daha sonra adreslerine gönderiliyor. 172 TL olan kırmızı ışık ihlali cezasını almak istemeyen sürücüler kurallara azami ölçüde riayet ediyor. Ancak bu durum trafikte geçiş üstünlüğü bulunan araçların geçişi sırasında sürücülerde kısa süreli tereddüde yol açıyor. Sürücülerin kararsız hali, özellikle zamanla yarış yapan ambulansların olay yerine veya hastanelere zamanında ulaşmasını engelliyor. Konuyla ilgili sürücüleri rahatlatan açıklama Edirne Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü Fahrettin Soydan dan geldi. Şehrin değişik noktalarında Elektronik Denetim Sistemi nin bulunduğunu hatırlatan Soydan, trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlara yol veren sürücülere herhangi bir cezai işlemin uygulanmadığını vurguladı. Soydan, Ambulansa yol verirken kırmızı ışıkta geçen sürücülerin endişe etmemesi gerekiyor. Görüntülerimiz görevli personelimiz tarafından tek tek incelenerek ambulansa, itfaiye veya polis araçlarına bu şekilde yol veren sürücülere herhangi bir cezai işlem uygulanmamaktadır. Aksine bu sürücülerimize u- laşılarak teşekkür edilmektedir." diye konuştu. VATANDAŞ ÖNCE CAN DEDİ Ambulansı fark ettiği anda kırmızı ışıkta geçeceğini belirten sürücülerden Kenan Çınar, Yol veririm, niye vermeyeyim. Kırmızı ışıkta geçeceğiz, yapacak bir şey yok. Önemli olan can güvenliği. dedi. Yılmaz Baykuş ise ambulansla karşılaştığında ilk yapacağı şeyin yol vermek olacağını dile getirdi. dedi. (CİHAN) Terör eylemlerinde 348 gözaltı İstanbul Emniyet Müdürlüğü, PKK yandaşlarının 6-13 Eylül tarihleri arasında Kobani saldırılarını bahane ederek yaptığı eylemler sonrasında 348 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul emniyeti 6 Eylül - 13 Eylül arasında terör olayları ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "P- KK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan YPG ile IŞID mensupları arasında Suriye Ülkesi Ayn-El Arap (Kobani) bölgesinde devam eden çatışmaları protesto etmek amacıyla tarihlerinde ilimiz genelinde gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak; Eylemler sonrasında yapılan müdahalelerde 102 si yaşı küçük 246 sı yaşı büyük olmak üzere toplamda 348 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 336 şahıs adli makamlara sevk edilmiş, 12 şahsın gözaltı işlemleri devam etmektedir. Adli makamlara sevk edilen şahıslardan 10 şahıs tutuklanmış, 10 şahıs hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmış, 12 şahıs mahkemece serbest bırakılmış, diğer şahıslar Cumhuriyet Savcılığınca i- fadeleri alındıktan sonra salıverilmiştir. Eylemler sırasında gerçekleştirilen müdahaleler ve eylemler sonrasında yapılan operasyonel çalışmalar neticesinde; 111 adet atıma hazır Molotof kokteyli, 19 adet havai fişek rampası, 2 adet ruhsatsız tabanca ve bu tabancalara ait şarjör ve dolu fişekler, 3 adet pompalı tüfek, 9 adet maske, 11 adet eldiven, molotof yapımında kullanılan 10 litre benzin, 3 adet el yapımı parça tesirli patlayıcı madde, gaz maskeleri, patlayıcı olarak kullanılmak üzere temin edilen piknik tüpleri, kesici aletler ve sopalar ele geçirilmiştir. Şahıslar hakkında yürütülen soruşturma işlemlerine ve eylemlerin aydınlatılmasına, faillerin tespit edilerek yakalanmalarına yönelik yürütülen çalışmalara devam edilmektedir. Kamuoyunun bilgisine sunulur. Öte yandan yapılan operasyonlarla ilgili görüntülerde dağıtıldı. Görüntülerde; zanlılara yapılan baskınlar ve ele geçirilen malzemeler yer alıyor. (CİHAN) Hüseyin Üzmez hayatını kaybetti Hüseyin Üzmez, Ankara'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Bursa'da yaklaşık 6 yıl önce 14 yaşındaki B.Ç.'ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltında alındıktan sonra hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Üzmez, Ankara da tedavi gördüğü hastanede öldü. Üzmez in avukatı, işlemlerin yetiştirilmesi durumunda cenazenin bugün ikindi namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığı nda toprağa verileceğini söyledi. Hüseyin Üzmez 2008 yılında Bursa'nın Mudanya ilçesinde 14 yaşındaki B.Ç.'ye cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla gözaltına alındı. 13 yıl 1,5 ay hapis cezasına çarptırılan Üzmez'in cezası Yargıtayca onandı. Üzmez ayrıca 'hürriyeti tahdit, alıkoymak' suçlamasıyla da 3 yıl 1,5 ay hapis cezasına mahkum edildi. Üzmez'in bu davası ise Yargıtay'da. Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde cezasını çekerken psikolojik rahatsızlık yaşayan Üzmez, 22 Şubat 2013'te Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi edilmek üzere İstanbul Metris Cezaevi'ne nakledildi. Yaklaşık 1,5 yıldır İstanbul'da cezaevinde bulunan 83 yaşındaki Üzmez'in psikolojik rahatsızlığı, prostat hastalığı ve kulaklarının iyi duymaması gibi rahatsızlıkları bulunuyordu. Üzmez'in rahatsızlıklarını gerekçe göstererek müracaatının ardından Cumhuriyet savcılığı 'hastalıkları iyileşinceye kadar' tahliyesine karar verdi. (CİHAN)

4 15 Ekim 2014 Çarşamba Başbakan Yardımcısı Babacan,"2009'dan bu yana 6 milyon, son bir yılda da 1 milyon 200 bin kişiye iş imkanı yaratıldı. Dolayısıyla, büyümemiz istihdam yaratan bir büyüme. Demokrasimiz ve insan hakları uygulamalarımız çok gelişti. Hukukun üstünlüğü de geçmişte olduğundan daha iyi işliyor. Bu alanda uzun bir yapılacaklar listemiz var"şeklinde konuştu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009'dan bu yana 6 milyon, son bir yılda da 1 milyon 200 bin kişiye imkanı sağlandığını bildirdi. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının Yıllık Toplantıları kapsamında AB- D'nin başkenti Washington'da bulunan Babacan, Uluslararası Finans Enstitüsünün (IFF) düzenlediği özel bir oturuma katılarak, IFF Başkanı Tim Adams'ın Türkiye ekonomisine ilişkin sorularını yanıtladı. Babacan, Türkiye'nin son 12 yılda gerçekleştirdiği en önemli başarılardan birinin gayri safi milli hasılanın (GSMH) 230 milyar dolardan, 820 milyar dolar seviyesine çıkarılması olduğunu belirterek, artan gelirlerin de ülke geneline dengeli bir şekilde dağıldığını söyledi.türkiye'de istihdamın özellikle son 5-6 yılda hızla arttığını dile getiren Babacan, "2009'dan bu yana 6 milyon, son bir yılda da 1 milyon 200 bin kişiye iş imkanı yaratıldı. Dolayısıyla, büyümemiz istihdam yaratan bir büyüme" dedi.türkiye'nin siyasi açıdan da büyük gelişme gösterdiğini i- fade eden Babacan, şunları kaydetti:''demokrasimiz ve insan hakları uygulamalarımız çok gelişti. Hukukun üstünlüğü de geçmişte olduğundan daha iyi işliyor. Bu alanda uzun bir yapılacaklar listemiz var. Geleceğe baktığımızda, siyasi açıdan nelerin eksik olduğuna baktığımızda, kendimizi birçok farklı yönden geliştireceğimiz siyasi reformlara yönelik uzun bir yapılacaklar listemiz var.'' Babacan, öte yandan yakalanan ekonomik başarının cari açık gibi bazı yan etkilerinin de olduğuna değinerek, yükselen enerji fiyatlarının büyümek için yüksek düzeyde enerji ithal eden Türkiye'nin dış ticaret ve cari açıklarını artırdığını bildirdi. Cari açığın artmasındaki ikinci faktörün düşen tasarruflar olduğunu aktaran Babacan, "Tüketicilerimiz çok iyimser ve geleceğe dönük güvenleri yüksek, şirketlerimizin geleceğe yönelik güvenleri de yüksek. Ancak bu yüksek güven insanların daha fazla harcaması ve daha az tasarruf yapmasına neden oluyor" değerlendirmesini yaptı. Babacan, hükümetin düşük tasarruf oranlarını daha sıkı mali politikalarla artırmaya çalıştığını, bu alanda başarı sağlandığını dile getirdi."bu seneki bütçe açığımızın GSMH'ye oranı yüzde 1,4. Bunun yüzde 1,9 olacağını hedeflemiştik ama ondan daha düşük olacak itibarıyla de bütçe açığımızı GSMH'nin yüzde 3'üne indirmeyi hedefliyoruz, böylece neredeyse denk bütçeye ulaşacağız" diyen Babacan, dikkatle ayarlanmış para politikalarının ve etkili makro i- htiyati tedbirlerin de tasarrufların artmasına katkıda bulunduğunu vurguladı.babacan, bankaların kredilerinin büyük bölümünü şirketlere ve KOBİ'lere yönlendirilmesini amaçladıklarını aktarırken, kredi büyüme hızını kontrol altına aldıklarının altını çizdi. Uyguladıkları politikaların çok iyi sonuçlar verdiğini kaydeden Babacan, geçen sene başlattıkları devlet destekli özel emeklilik sistemine 4,6 milyon insanın kayıt olmasıyla ciddi bir tasarruf birikimine başlandığını söyledi.türkiye'nin bankacılık sistemine övgüde bulunan IFF Başkanı Adams, Babacan'a ülkedeki inşaat faaliyetlerinin aşırılığından endişe duyup duymadığını sordu.bu soruya, "Henüz değil. Ancak inşaat yakından izlenmesi gereken bir alan" yanıtını veren Babacan, inşaat faaliyetlerinin alışveriş merkezleri, rezidanslar, işyeri ve benzeri gibi özel sektöre ait projelerin yanı sıra altyapı yatırımlarını da kapsadığını hatırlatarak, altyapının çok önemli olduğunu ve artırılması gerektiğini ifade etti.babacan, altyapı yatırımlarının devletin bütçesiyle sınırlanmaması için bu tür projelerin kamu ve özel sektör ortaklığı kapsamında gerçekleştirildiğini anlattı. İnşaat çalışmaları süren 3. boğaz köprüsü, tüp geçit projeleri, İstanbul - İzmir otoyolu ve dünyanın en büyük havaalanı olacak 3. İstanbul havaalanının kamu ve özel sektör ortaklığı dahilinde hayata geçirileceğini belirten Babacan, "Bu projelerin hiçbiri için devletin parasını harcamıyoruz" dedi. Babacan, Avrupa Birliğine (AB) üyelik sürecine ilişkin bir soru üzerine, AB kriterleri ve ölçütlerinin Türkiye'nin siyasi reform sürecine büyük katkısı olmasına rağmen sürecin beklenenden yavaş ilerlediğini söyledi. Babacan, buna karşın Türk toplumunun AB sürecine hala olumlu yaklaştığını ve destek verdiğini bildirdi.türkiye'nin ekonomi alanındaki AB standartlarına çok dikkatli yaklaştığının altını çizen Babacan, "AB'nin bazı alanlarında çok fazla regulasyon olduğunu düşünüyoruz. Bazı alanlarda rekabet sınırlandırılmış. Avrupalı meslektaşlarımız da aslında yaptıklarından memnun değil. Bu nedenle bu konuya yaklaşırken çok dikkatli davranıyoruz. Çünkü ekonomimizde iyi işleyen bir rekabet istiyoruz. Gereğinden fazla değil, doğru sayıda düzenleme yapmak istiyoruz" i- fadelerini kullandı. Babacan, AB'nin halen Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olduğunu ve Avrupa ekonomisinde görülen ölçülü iyileşmenin Türkiye'nin ihracatında kayda değer artış sağladığını dile getirdi. Avrupa ülkelerine ihracatın bu yıl yüzde yükseldiğini aktaran Babacan, benzer şekilde ABD'ye yapılan ihracatın da yüzde 20 artarken, Rusya, Ukrayna ve Irak'a ihracatın düştüğünü söyledi. Babacan, Türkiye'nin 2013'te 153 milyar dolara ulaşan toplam ihracatının, bu sene 160 milyar doların üstüne çıkmasının beklendiğini açıkladı.ukrayna ve Rusya arasındaki gerilimin bölgede faaliyet gösteren Türk şirketlerini çok fazla etkilemediğini söyleyen Babacan, "Şirketlerimiz çok esnek. Eğer bir ülkede zorluklarla karşılaşırlarsa, başka bir ülkeye çok çok hızlı bir şekilde geçiş yapıp, işlerine devam ederler. Biz son yılda daha kötü durumları da gördük. Ancak, Türk şirketleri bunların her birinin üstesinden gelmeyi başardı" şeklinde konuştu. Türkiye'nin küresel varlığının giderek arttığına işaret eden Babacan, Afrika'daki elçilik sayısının son 5 yılda 12'den 35'e çıkarıldığını, Afrika ile Ortadoğu'ya yapılan ihracatın neredeyse AB'ye ihracat seviyesine yaklaştığını kaydetti.babacan, Türkiye'nin 2013 yılında resmi olarak yaptığı insani yardımların toplamda 3,5 milyar dolar olduğunu, bu ÇEBİD Genel Sekreteri Zeren,"Sektörümüzün hammadde olarak kullandığı yassı çelik ürünlerine uygulanan vergiler üreticilerimizin iç piyasadan aldığı hammadde maliyetlerini yükseltiyor. Böylece rekabet gücümüz azalıyor"şeklinde konuştu rakamın Türkiye'yi, ABD ve İngiltere nin ardından en çok insani yardımda bulunan üçüncü ülke durumuna getirdiğini ifade etti. Başka bir soru üzerine, bölgedeki güvenlik sorunları ve mülteci akınına da değinen Babacan, "1,6 milyon Suriyeli şu an Türkiye'de. Bazı Iraklılar da bu rakama dahil. İki hafta önce, çoğu Kürt olan 200 bin insan Suriye'den kaçarak, bizden yardım istedi, biz de kapılarımızı açtık. 26 Avrupa ülkesine son 5 yılda giren mülteci sayısı yaklaşık 200 bin, biz bunu iki günde aldık" dedi. (AA) İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) ile Zorlu Enerji arasında indirimli elektrik protokolü imzalandı. Fatura borcu olmayan ve akıllı sayaca sahip esnaflar, elektriği aylık net yüzde 11 daha ucuza kullanacak.

5 1Şubat 15 Ekim Çarşamba Perşembe Ekonomi Bakanı Zeybekci,"Türkiye her geçen gün yeni dış yatırımlar için çekim merkezi olmaya devam ediyor. Singapurlu şirketlerin de bu fırsatları doğru bir şekilde kullanmalarını ve Türkiye'ye yatırım yapmalarını bekliyoruz"şeklinde konuştu TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,"Bugün milletimizin arasına nifak sokulmasına, evlatlarımızın yeniden böyle bir oyuna kurban gitmesine izin veremeyiz. Kendi geleceğimize, kendi huzur ve zenginliğimize kastedilmesine müsaade edemeyiz. Bu oyunu bozmak zorundayız"dedi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, IŞİD bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilere ilişkin, "Bugün milletimizin arasına nifak sokulmasına, evlatlarımızın yeniden böyle bir oyuna kurban gitmesine izin veremeyiz. Kendi geleceğimize, kendi huzur ve zenginliğimize kastedilmesine müsaade edemeyiz. Bu oyunu bozmak zorundayız" dedi.başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında TOBB Konferans Salonunda düzenlenen TOBB İstişare Toplantısı'na Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), HAK- İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yöneticileri ve temsilcileri katıldı.hisarcıklıoğlu, açılış konuşmasında, toplantıda her fikirden, her siyasi görüşten, her inançtan üyeleri bulunan Türkiye nin işçileri, memurları, çiftçileri, esnafları ve işverenlerinin bulunduğunu, Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere Türkiye'nin farklı şehirlerinden gelen başkanlar, yerel kanaat önderlerinin toplantıda yer aldığını ifade etti.başbakan Davutoğlu'nun gerek Dışişleri Bakanlığı gerekse Başbakanlığı döneminde kadim devlet geleneğinin önemli ilkelerinden istişareye büyük önem verdiğini, sadece Başbakanlığı döneminde 3 kez sosyal tarafı oluşturan bu kuruluşlarla bir araya geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, konuya büyük bir hassasiyet gösteren Başbakan Yardımcısı Akdoğan'a da şükranlarını sundu. Son günlerde Türkiye'de istenmeyen görüntüler yaşandığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Kendi şehrini yakıp yıkan, kendi insanının canına kast eden bir akıl tutulması yaşanıyor" diye konuştu. Saldırı sonucu hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet dileyen, saldırıya uğrayan esnaf ve vatandaşlara şifa temennisinde bulunan Hisarcıklıoğlu, evi, işyeri yağmalanan, bu süreçte mağdur olan vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi için başlattığı hızlı çalışmadan dolayı hükümete teşekkürlerini iletti. "Şurası çok açık ki, bu yaşananlar ne ülkemizin, ne de komşu coğrafyamızın huzuruna, istikrarına bir katkı sağlıyor. Bölgemize ve bölge insanımıza katkı sağlamıyor. Tam tersine Türkiye'deki kardeşlikten ve istikrardan rahatsız olanların ekmeğine yağ sürüyor. Dinine, diline, ırkına bakmadan, coğrafyamızdaki çatışmalarda mağdur olan herkese kapısını sonuna kadar açan Türkiye'- den rahatsız olanları memnun ediyor. Geçmişte, farklılıklarımızın, ayrılıklara dönüştürülmeye çalışıldığı karanlık günleri, ülkemizde oynanan kirli oyunları hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bugün milletimizin arasına nifak sokulmasına, evlatlarımızın yeniden böyle bir oyuna kurban gitmesine izin veremeyiz. Kendi geleceğimize, kendi huzur ve zenginliğimize kastedilmesine müsaade edemeyiz. Bu oyunu bozmak zorundayız."son birkaç yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ilk defa yatırım, istihdam, ekonomi ve zenginliğin konuşulmaya başlandığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:"gelecekle ilgili umutlar ve hayaller konuşulmaya başlandı. İlk defa, Diyarbakır ı, Van ı, Urfa yı bir sanayi ve turizm kenti yapmanın hayalini kurduk. Ülke o- larak, büyük Türkiye nin hayalini kurduk. Hayal kurmaktan öte, bunlarla ilgili yol haritaları çizdik, hedefleri ortaya koyduk. Bunu bizzat bölge insanı kendisi yaptı. Bu salonu dolduran kanaat önderleri yaptı. İşte bütün bu hayallere, hedeflere ulaşmanın ilk şartı huzurdur. Çünkü huzur, ticaret ve zenginlik birbirinden ayrılmayan bir bütündür. Huzur olmadan ticaret olmaz, ticaret olmadan zenginlik olmaz. Şunu iyi bilmeliyiz ki içinde bulunduğumuz coğrafyanın istikrarı da Türkiye nin daha güçlü, daha zengin ve daha istikrarlı olmasına bağlıdır. Bu coğrafyanın, bu ülkenin, bu milletin geleceğini düşünen; şehri için, çocuğu için daha müreffeh bir gelecek isteyen herkesin en önemli önceliği huzur olmak zorundadır."türkiye nin birliği ve kardeşliğini her türlü çatışmadan uzak tutmanın herkesin görevi olduğunu, israf edilen toplumsal enerjinin farkına varılması ve Türkiye için ortak geleceğe yönelik çalışmaların devam etmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Türkiye yi bütün bu coğrafyadaki huzur, istikrar ve zenginliğin teminatı yapmak zorundayız. Bunu da ancak 78 milyon hep birlikte başarabiliriz. (AA) Genç nüfusu ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye nin gelecekte bu pazarın önemli oyuncularından birisi olacağı tahmin ediliyor. Ancak tekafülün başlaması için gerekli yasal düzenlemeler hala hayata geçirilemedi

6 1Şubat 15 Ekim Perşembe Çarşamba Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Demokrasi ve güvenlik arasında mutlaka bir dengeyi kurmak mecburiyetindeyiz. Hem şehirlerimizin güvenliğini sağlamak ama bunu yaparken de asla bu anlamda şehirlerde yaşayan sıradan vatandaşımızı, bu olaylarla hiç ilgisi olmayan vatandaşımızı, kanaati ne olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir şekilde rahatsız etmemek görüşünden hareket eden bir takım tedbirler gündeme gelecek" dedi CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, AK Parti Alaşehir ve Sarıgöl ilçe başkanlarının Orman Genel Müdürlüğü ne ait yangın söndürme helikopteriyle gezi yaptıkları iddisıyla TBMM ye soru önergesi verdi AK Parti iktidarının kamu kaynaklarını nasıl kendi çıkarları için kullandığının vatandaşların malumu olduğunu iddia eden Ören, Cumhurbaşkanı'ndan başlayan bu anlayış, ilçe başkanlarına kadar inmiştir. Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık resm uçağı ile Ürdün e düğün davetiyesi gönderince ilçe başkanı da yangın helikopteriyle turistik geziye çıkmayı kendine hak görmektedir. dedi. Orman yangınlarında kullanılması gereken söndürme helikopteriyle AK Parti ilçe başkanlarının şehir turu yaptıkları iddiasının Manisa gündemini meşgul ettiğini belirten Milletvekili Ören, İddiaların sahibi, 19 ve 20. dönem Manisa Milletvekili Tevfik Diker. AK Parti Alaşehir ve Sarıgöl ilçe başkanlarının kamuya ait yangın söndürme helikopteriyle turistik hava gezisi yaptıklarını, geziye ilişkin fotoğrafları şahsi sosyal medya hesaplarında paylaştı fakat sonradan, gelen tepkiler üzerine iki ilçe başkanının resimlerini kaldırdığı iddia edilmektedir. Buna rağmen helikopter içinde çekilmiş fotoğraflar, Manisa basınında boy boy yayımlanmıştır. Ayrıca AK Parti Alaşehir ilçe başkanının babasının Alaşehir Girelli köyü bölgesinden orman arazisi kiraladığı ve gezinin de yeni devlet arazileri kiralamak için keşif amaçlı olduğu iddiaları da bulunmaktadır. diye konuştu. (CİHAN)

7 7 15 Şubat Ekim Perşembe Çarşamba MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde yaşanan felaket dolu günlerin vebalinin öncelikle HDP'nin üzerinde olduğunu belirterek, "Söyler misiniz bana, 'Kobani düşerse Ankara düşer' diyenlerin Yunan işgal kuvvetlerinden ne farkı vardır?" dedi Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Kocaeli'deki helikopter kazasında ve Sivas'taki trafik kazasında şehit olan askeri personel ve polislere rahmet, ailelere ve millete başsağlığı diledi. Kobani'deki (Ayn el Arap) gelişmeler nedeniyle yapılan izinsiz gösterileri değerlendiren Bahçeli, şiddet, yağma ve talan olaylarının milleti tedirginliğe ve endişeye sevk ettiğini belirtti. HDP'yi "PKK şubesi" olarak niteleyen ve yandaşlarını yakmaya, yıkmaya davet ettiğini ifade eden Bahçeli, "Türkiye yi karıştırmak, kardeşi kardeşe kırdırmak için alçakça provokasyon yapmışlardır" diye konuştu. HDP'nin, Anayasa ve yasalara alenen karşı geldiğini, şiddet ve vahşete bulaştığını savunan Bahçeli, şunları söyledi: "Bir siyasi partinin Anayasa ve yasaları kasten, taammüden çiğnemesinin hukuk devletinde bir karşılığı, demokrasi nezdinde de bir diyeti vardır ve bellidir. Türkiye nin dört günlük kan ve karanlık çıkmaza sürüklenmesinde baş aktörlük görevini üstlenen mazbatalı bölücülere başta Gazi Meclis, ardından adalet ve yargı camiası inanıyorum ki suskun kalmayacaktır. PKK ile arasına mesafe koymayan, milli ve üniter devletimizi yıkmak, vatanımızda isyan ve kaos çıkarmak için fitne yayan vicdansızlara hukuku öğretmek, Türkiye ve Türk milletinin büyüklüğünü göstermek kaçınılmazdır. Söyler misiniz bana, 'Kobani düşerse Ankara düşer' diyenlerin Yunan işgal kuvvetlerinden ne farkı vardır? Bu milletin ekmeğini yiyen, suyunu içen, nimetlerinden istifade eden güruhun Kobani kılıfıyla can almasının, kan dökmesinin, vurup kırmasının özgürlükle, insanlıkla, insan haklarıyla nasıl bir bağı olacaktır? Askeri taşlayan, polise tokat atan, devlete söven, millete hakaretler yağdıran omurgasızların milli mücadelenin kutlu bir eseri olan Gazi Meclis te bulunmaları en başta demokrasiye ihanettir. Kandil deki terör şeflerinden emir alanlarla aynı çatıyı paylaşmak, aynı koridorlardan geçmek bizim için başlı başına züldür. Yaşanan buhran ve felaket dolu günlerin vebali öncelikle HDP isimli PKK hesabına çalışan siyasi ucubenin üstündedir." -"Hiçbir meşum eylem karşılıksız bırakılmamalı" Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın olayların bilançosunu açıkladığını anımsatarak, terör örgütü üyelerinin Kobani bahanesiyle 37 ilde bin 419 olay çıkardığını kaydetti. Türkiye'nin hainlerin nefretiyle sarsıldığını dile getiren Bahçeli, "Bitiyor denilen terör şehirlere üşüşmüş, 'barış ve huzuru getirdi' diyerek övülen sözde çözüm süreci haydutları yüreklendirmiştir" dedi. Bahçeli, olaylarda Türk Bayrağı'nın ve Atatürk büst ve heykellerinin ataşe verildiğini de anlatarak, Türkiye nin hak ve hukukuna, milletin kutsal miras ve kazanımlarına sistematik saldırıları şiddetle kınadıklarını ve lanetlediklerini vurguladı. Kimsenin, Türkiye'nin sahipsiz olduğunu düşünmemesini isteyen Bahçeli, "Hiçbir meşum eylem ve girişimin karşılıksız bırakılmamasını, aksi halde doğabilecek sonuçların telafi edilemeyecek boyutlara ulaşabileceğini muhataplarına önemle duyuruyorum" diye konuştu. Türk milletinin badireleri yenme konusundaki tecrübesinin ihanetin cüretine soluk aldırmayacağını i- fade eden Bahçeli, "Aziz milletimizin sindiğini, korktuğunu, yıldığını ve çekindiğini sananlara tavsiyem, sadece geçmişimizdeki en karanlık dönemlerde milli ruhun nasıl ayağa kalktığına bakmaları ve ders çıkarmalarıdır" dedi. -"Bayrak yakılıyorsa düşünme zamanı" Bahçeli, "Kobani için timsah gözyaşı dökenlerin milli servete hıyanet ettiğini" belirterek, şöyle devam etti: "Ne Erdoğan ne Davutoğlu süreç ihanetini müdafaa ettikleri ölçüde milli değerlerimizin arkasında duramamışlardır. Erdoğan geçtiğimiz pazar günü Gümüşhane de; '12 yıllık sürede bayrağımız, paramız, pasaportumuz daha fazla itibar kazandı' sözleriyle siyasi propaganda yaparken, Türk Bayrağı düşmüş, yanmış, yerlerde sürünmüştür. Bu Erdoğan, sözde çözüm sürecinde bayrak düşmanlarıyla el ele verip onları pışpışlarken, bağımsızlığımıza göz diken, varlığımıza diş bileyen şerefsizler meydanı boş bulmuşlardır. Bayrak yakılıyorsa, bayrak saldırı ve hakaret görüyorsa sağduyulu ve vatansever kardeşlerimin ellerini vicdanlarına koyup düşünme zamanı gelmiş demektir. Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayrağımız bu kadar düşmanlık görmemiş, bu kadar hücuma uğramamıştır. Türk milleti bunu hak etmemektedir. Bayrak namustur, bayrak şereftir, bayrak onurdur; namustan, şereften ve onurdan haberi olmayanların bayrağı sevmesi, bayrağı savunması, bayrak için dertlenmesi akla ziyandır. PKK ile yürütülen pazarlıklarda ipliği pazara çıkanların, Aralık ta kirli çamaşırları villalardan taşanların Türk milletinin safında ve yanında durması hayal mahsulü bir beklentidir. AKP, CHP, PKK, HDP, PYD ve küresel örgütler Türkiye nin aleyhine, Türklüğün zararına, milletin felaketine olacak şekilde halka halka dizilip birbirlerini doyururken, yalnızca MHP hakkın, adaletin, doğrunun, milli olmanın ve dün başkent oluşunun yıl dönümünü kutladığımız Ankara nın hizasında durmuştur." -"Yüreğiniz yetiyorsa IŞİD'in karşısına çıkın" Türkiye'de IŞİD protesto edilirken terör yöntemleri kullanıldığına işaret eden Bahçeli, "Zulümden şikayet edenler, zulüm yapmıştır. Şiddetten yakınanlar şiddette sınır tanımamıştır. Bunların asıl meseleleri Kobani değildir. Bunların asıl gayesi Kobani nin düşmesi de değildir. Bu ahlaksızların maksadı Türkiye nin düşürülmesi, Türk milletinin şiddet aracılığıyla rehin alınması, bölünmeye ve Kürdistan a razı edilmesidir" dedi. Bingöl'de Emniyet Müdürü Atalay Ürker, yardımcısı Atıf Şahin ve koruma görevlisi komiser Hüseyin Hatipoğlu'na suikast düzenleyen katillerin insanlık ve Kobani ile ilgisi olmadığını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Soruyorum, Atıf Şahin in şehit olması Kobani yi kurtarmış mıdır? Hüseyin Hatipoğlu nun şehit düşmesi IŞİD terörünü durdurmuş mudur? Geçtiğimiz hafta Gaziantep te, dört kişinin hayatına mal olan hadiseler esnasında, evinde yemek yerken bedenine kurşun isabet eden 18 yaşındaki Sevgi Alıcı nın vefatı kansızları, haysiyetsizleri mutlu etmiş, Kobani deki karanlığı bitirmiş midir? Türkiye nin baştan ayağa yakılıp yıkılması Kobani ye katkı sağlamış mıdır?" Kobani'ye koridor açılması ve TSK'nın terör örgütü ile PYD hesabına Kobani'ye girmesi için olmadık oyunlar tertip edildiğini belirten Bahçeli, tezkereye "hayır" oyu veren CHP'nin de yeni tezkereden bahsetmeye başladığını anımsattı. Bahçeli, "Türkiye nin, IŞİD e karşı PKK- PYD nin hesabına savaşmasını dillendirenlerin ya şuurları kapalı, ya zihinleri bulanık ya da milli hafızaları tamamen siliktir" diye konuştu. Sadece Kobani'de kan akmadığına dikkati çeken Bahçeli, "nehir gibi Türkmen kanı akıtılmasına ve Arap katliamına yüz çevirenlerin Kobani için ayağa kalkmasının tarifi olmayan rezillik" olduğunu söyledi. Bahçeli, "Türkiye de terör estirenlere ve bunları destekleyen odaklara sesleniyorum; kendinize güveniyorsanız, sıkıysa, yüreğiniz yetiyorsa IŞİD in karşısına çıkın da görelim. Bingöl de polise pusu kurduran, kurulmasına seyirci kalan, emzikli bebekleri kurşuna dizen, dağlarda fitne kazanı kaynatan, sokakları savaş alanına çeviren hainler, insanlık düşmanları size söylüyorum; Kobani de IŞİD terörü sizi bekliyor, ne duruyorsunuz, ne korkuyorsunuz?" dedi. Devlet Bahçeli, Kobani için koridor açılmasının, silah yardımı yapılmasının ve buna sıcak bakılmasının vatana ihanet olacağını öne sürdü. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Ekim Şubat Çarşamba Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Ekim Şubat Çarşamba Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com KEYFİNİZİ KAÇIRMAYIN... Bugün sizlere yine sevgili Dilek Çoşkun'dan aldığım çok güzel bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Pozitif düşünmek, keyfimizi kaçıran kişi, olay ve gelişmelerden nasıl pozitif düşünerek etkilenmeyeceğimizi, pozitif düşünmenin hayatımızda ne kadar etkili ve önemli olduğunu, hayatın kısa ve yaşamaya değer olduğunu bir kez daha hatırlatarak Sevgili Dilek Çoşkun'a kulak verelim. Vurguladıkları ve yazdıklarını iyice içimize sindirerek neler yapmamız, bu olumsuzluklardan nasıl kurtulmamız gerektiğinin de yollarını ve kısa bir özetini sunuyor bizlere... Gelin Dilek Çoşkun'a bir kez daha kulak verelim, bakalım bizlere neler tavsiye ediyor: "Bazen öyle olaylar veya kişilerle karşılaşıyoruz ki maruz kaldığımız davranış şekli gerçekten çok moral bozucu oluyor. Haksızlığı uğradığımız, bize saygısızlık yapıldığı, işlerin doğru dürüst yapılmadığı, ne kadar uğraşsak da bir şeylerin değişmiyor olduğu kanısına varıyoruz. Bu tür ortamlar aile, iş, arkadaş gibi yakın veya hiç tanımadığımız insanlar aracılığı ile dış çevremizde ortaya çıkabiliyor. Öfkelenmek, şikayet etmek, sinir olmak, kırılmak, küsmek, savunmaya veya karşı atağa geçmek doğal olarak verebileceğimiz tepkiler arasında. Görünürde çok haklı da olabiliyoruz fakat bu duyguların her biri sonuç olarak bizi kısa ya da uzun bir süre boyunca olumsuzlukla besliyor ve keyfimizi kaçırıyor. Peki, her durumda haklılığımızı kanıtlamak için mücadele etmek yerine hoşgörülü davranarak durumdan sıyrılırsak ne olur? Olumsuz düşünce ve duygu halinden daha kolay ve çabuk kurtulabiliriz. Duruma yapıcı şekilde yaklaşmış olmak kendimizi çok daha iyi hissettirecektir. Pozitif yaklaşım sergileyerek pozitif durumları ve insanları kendimize çekebiliriz. Bu arada, hoşgörülü davranmak kesinlikle kendimizi ezdirmemiz, gerçekten hakkımızı aramamız gereken durumlarda sessiz kalmamız anlamına gelmemelidir. Her ne kadar bildiğimiz bir davranış şekli olsa da, günlük yaşamın akışı içinde zaman zaman atlayabilir, unutabiliriz hoşgörülü olmayı. Önemli olan sıkıntı yaşadığımızda vereceğimiz tepkiler arasında böyle bir alternatifin var olduğunu hatırlamak ve deneyimlemektir. Ne kadar sık deneyimlersek o kadar iyi uygulayıcısı haline gelir ve o kadar çok nimetlerinden faydalanabiliriz. Saygı ve sevgilerimle, Dilek Coşkun " Türk Medyasının ve Türk Futbolunun ünlü yüzü Ali Ece, Sondakika Gazetesine keyifli açıklamalarda bulundu İZMİR DE EN GÜZEL ARAÇ İZMİR DE EN GÜZEL ARAÇ TABANVAY Futbol sevgisiniz nasıl başladı ve Beşiktaşlılık nereden geliyor? Rahmetli dedem ve ağabeyi Kars'ın Kağızman ilçesinde okurken, okuma bayramında tahtaya En güzel takım Beşiktaş yazmışlar. Yani ben de Türkiye'deki birçok kişi gibi henüz dünyaya gelmeden 47 yıl önce, hiç maçını bile izlemeden takımımı seçmişim! Beşiktaşlı olduğum için de çok mutluyum. Tıpkı Beşiktaş'ın rakiplerinden birisini benim Beşiktaş'ı sevdiğim kadar sevip dededen o takımı tutan milyonlarca insandan birisi gibi... Çocukken dedeyle babayla maça gitmekten daha güzel ne olabilir ki? Kesin vardır ama benim için dünyanın en güzel çocukluğu. Babaannem 1984'te bana bir Beşiktaş beresi örmüştü, halen duruyor. Daha da güzel Beşiktaş beresi görmedim,kesin vardır ama bana daha güzel gelmiyor! Çocukken dünya futbolunu da dedemin açtığı yoldan öğrenmeye başladım, çok sevdim. Borussia Mönchengladbach'ın altyapı başarılarını anlatan Die Fohlen diye bir video vardı dedemde. Onu en az 100 kere falan beraber izlemişizdir. İkimiz de tek kelime dahi Almanca bilmeden!.. Cruyff, Netzer, Best, Eusebio vs. gibi muhteşem yıldızların da videolarını izlerdik hep. Ve tabii ki dedem tek kanallı televizyon döneminde yayınlanan bütün maçları ve futbol özetlerini videoya çekerdi, defalarca izlerdik. Bir de her erkek çocuk gibi top peşindeydim. Çocukluk fotoğraflarımın olduğu albümdeki fotolarımın yarısında elimde hep top var. Sünnet fotom var yine elimde top var. Bir sürü sünnet hediyesi gelir ya, bana gelenlerin bazıları Commodore 64'te oynanan Microprose Soccer, Emlyn Hughes Soccer gibi oyunların kasetleri. Kardeşim benden 3 yaş küçük ama oyunun 'bug'ını keşfedip taç çizgisinden girip benim kalenin altıpasından çıkıp beni yenerdi! SÜLEYMAN SEBA: BÜTÜN TAKSİLER BENİM MAKAM ARACIM Ali Ece nin hayatında olmasa olmaz dediği şeyler nelerdir? Ülkedeki babaların % 90'ı gibi eşimin ve çocuğumun gönüllü askeriyim! Hayatımda olmazsa olmaz dediğim çok sevdiğim insanlar dışında sadece futbol ve müzik var. 2 elektro, bir akustik, 2 de bas gitarım ve bir mini orgum ile davulum var. Bağlamam kırıldı, maaş yatınca yenisini alacağım. Arabam yok küçük bir motorum var ama İstanbul'da hiçbir arabaya değişmem. İzmir'de en güzel araç zaten tabanvay. Süleyman Seba, Stankoviç'le anlaştıktan sonra onu kulübe götürmek için taksi çevirmiş, efsane hoca Başkan, makam aracın yok mu? diye sorduğunda Bütün taksiler benim makam aracım demiş. Ben de İstanbul'da o kafadayım. Ancak en çok taksi değil de denizden giden motorları severim. Hayatım en çok yaşadığım Kadıköy'le Beşiktaş arasında geçtiği için sanırım. İstanbul'da insanlar neden arabalarına bu kadar düşkün, hiç anlayamam. Herhalde bu şehrin akıl almaz trafiğinde bir gün içinde en çok zamanı arabalarında geçirdikleri için! TABANVAY Ali Ece: Football Me- Ali Ece: Football Menager oynarken,takım elbise giymiştim Ali Ece: Türk Futboluna bakınca içim kararıyor Ali Ece en çok kiminle program yapmayı ister yada istemediği biri oldu mu? İki kişi hariç hep program yapmaktan en çok zevk aldığım insanlarla yaptım zaten. Bu sezon NTVSPOR'a geçince kısa sürede yıllardır aynı masanın etrafında olmaktan şeref duyacağımı hissettiğim kişilerle de program yapma heyecanını yaşadım. Özellikle Ercan Taner ustayla Süleyman Seba özel programı yapmam ömür boyu kızım Lal Ece'ye anlatmaktan gurur duyacağım en özel anılarımdan birisi. TRTSPOR'dayken Yalçın Çetin ve Erdoğan Arıkan'la hiç program yapmamış olmak içimde ukde olarak kaldı. Bir de Uğur Meleke ile sadece radyo programı yaptım. Onunla da bir gün elbet yapacağız ve çok mutlu olacağım. Kimine göre futbol filozofu kimine göre ise futbol ansiklopedisi olan, damarına basıldığı zaman yaptığı keskin çıkışları ve endüstriyelleşme adı altında sıradanlaşan futboldaki kendine has yorumlarıyla tanıdığımız Ali Ece ile farklı bir röportaj gerçekleştirdik. İşte o röportaj; BREZİLYA KENDİ EKOLÜNE İHANET ETTİ 2014 Brezilya Dünya Kupasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Brezilya ve İspanya sistemi çöktü mü? Almanya başarısını devam ettirebilir mi? Brezilya kendi ekolüne büyük ihanet etti, negatif anlamda karşılığını buldu! İspanya sistemi kesinlikle çökmedi çünkü daha yeni 1 yaz önce Thiago Alcantara'ların olduğu U21 takımı Avrupa Şampiyonası'nda şampiyon oldu. Tabii ki dilerim İspanya'nın son zamanlarda tek boyutlu haline gelen aşırı pas stratejisi biter artık çünkü çok daha çeşitli, varyeteli ve farklı taktiksel boyutlarda da oynayabilecek oyunculara sahipler. Alttan çok iyi oyuncular yetiştirdiler, onların A takıma entegre olacağı ölçüde yeniden çok başarılı olabilirler, en azından ilk turda elenmezler. Altyapısına bakarsak Almanya daha yeni başlıyor! 2014 Dünya Kupası'nda kadroya giremeyen genç kaleci ter Stegen, büyük bonservis bedeliyle Barcelona'ya kaleci sorununu çözmesi için transfer edildi. Draxler, Kramer jenerasyonunda her mevkide en az 2 büyük yıldız potansiyeli olan oyunculara sahipler. Hepsinden önemlisi, Marco Reus sakatlığından dolayı 2014 Dünya Kupası'nda forma giyemedi. Klose gibi yeni bir altın 12. adam- acil durum golcüsü ve yeni bir Lahm da yaratabilirlerse Euro 2016'nın da en büyük favorisiler. TÜRK FUTBOLUNA BAKINCA İÇİM KARARIYOR Türk futbolu ve milli takımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca Mesut Özil le zirve yapan milli takım tercihleri için neler söyleyeceksiniz? Başarı için milli takım seçimi ne kadar önemli? Türk futbolunu ve milli takımımızı düşününce başıma ağrılar, mideme sancılar giriyor. A Milli Takım yine genel anlamda Türk futboluna göre kurtarılabilir vaka, Fatih Terim'le bile olmazsa Şenol Güneş ya da Mustafa Denizli gibi değerli hocalar kısa vadede en azından yeni bir turnuvaya katılmamızı sağlayabilirler. Zaten statü de değişti, finallere katılacak takım sayısı arttığı için Euro 2016 finallerine gruplarda 2. sırayı alacak hatta 3. olup play-off'ta başarılı olacak takımlar da katılabiliyor. E artık katılalım bir zahmet! Genel anlamda Türk futbolu dersen, ülke futbolunu yönetenlerin % 90'una bakınca... Bakmıyorum, sen de bakma, okuyucular siz de bakmayın... Daha fazla içimiz kararmasın! Mesut Özil bizi seçseydi keşke ama durumu Nuri Şahin gibi de olabilirdi. Bu arada 1994 Dünya Kupası'ndan beri (Belçika'nın santrforu Hırvat-Yugoslav Josip Weber'in adı Federal Yugoslavya'nın kurucusu Josip Weber Tito ya sebep öyle konulmuş) artık milli takımların önemli kısmı o ülkede ekmek yiyen her futbolcuya milli olma imkanı veriyor FUTBOL KİTABI YAZMAYA BAŞLADIM Futbol dışında müzik ve edebiyat başta olmak üzere birçok alanla ilgileniy orsunuz. Müzikle ilgili çalışmalarınız nasıl gidiyor? 2 tane roman yazdınız. Futbol üz erine kitap yazacak mısınız? Dinar Bandosu'ndan ayrıldığımın ertesi günü solo albüm kaydetmeye başladım. Ancak tüm aletleri kendim çaldığım daha doğrusu çalmaya çalıştığım için halen bitmedi. Zaten davul çalmayı öğrenene kadar 6 ay geçti! Solo albüm biterse internet sitem aliece.com'a tüm şarkıları beleş indirmek isteyenler için koyacağım. Plak olarak da basarsam en fazla maliyet fiyatına satacağım. Şarkılar, Prekazi, Süleyman Seba, Şenol Güneş, Alex, Muhammed Ali, Gode Cengiz, Ali Artuner, Ernst, Zeki Demirkubuz, eşim-çocuğum, Brian Eno ile ilgili yazdığım şarkılar. Yani yaşadığım hayatımla ilgili. Sahi ya, Türkiye'de milyon liralar kazanıp halen Çok mutsuzum, fakirim, sürünüyorum, ruhum yaralı diye şarkılar söyleyenler listelerde hep 1 numara değil mi? O yüzden benim için tek kriter, Erkan Oğur arayıp Tebrikler genç kardeşim, gitarda Ebow'u çok iyi kullanmışsın demesi. Ya da İsmail Soyberk'in Sen perdesiz bas gitarı ne ara bu kadar geliştirdin? diye sorması olur. Eşim ve arkadaşlarımın fikirleri de değerli tabii. Eşim çok beğendi hatta bir şarkıda sağolsun vokalleriyle destek oldu. Bir de arkadaşım Yener the Fener(bahçe) o da çok beğendi. Zaten plağı bir onlar bir de yakın arkadaşlarım alır, bana yeter! Futbol kitabı ise yazmaya başladım zaten ancak henüz beğenmiyorum yazdıklarımı. Yazdığım 2. romanı hiç beğenmiyorum. İlkini de çok beğenmiyorum. Geçenlerde bir edebiyat öğrencisi aradı, bitirme tezi olarak ilk romanımı işlemek istiyormuş. Beni seviyor musun kardeşim? diye sordum. Tabii ki abi dedi. Ben de O zaman bitirme tezinde Ahmet Hamdi Tanpınar ya da Ece Ayhan'ı işle dedim... çünkü yaşadığımız dünya nasılsa futbolu da öyle işte. Nasıl İsviçre'de yüzbinlerce Kosova-Makedonya- Türkiye göçmeni ekmeğini kazanmak için çalışıyorsa aynı o şekilde onların çocukları Drmiç, Mehmedi, Shaqiri, Gökhan İnler de milli takımlarını temsil ediyor. Ben Almanya'ya kızamıyorum, Mesut'u aldılar ama bize Nuri, Gökhan Töre, Ömer Toprak gibi yetenekleri de verdiler. Almanya futbolu altyapısından Allah razı olsun! Türkiye de birçok kulüp için sorun haline gelen ve oyuncu çıkarmakta zorlanan altyapı sistemi için neler söyleyeceksiniz? Ayrıca Scout sistemi Türkiye de nasıl? Türkiye'de modern altyapı dersen Altınordu ve Mehmet Seyit Özkan'ın projesini izleyin derim. Başarılı oldu mu? Kralı oldu! Amatör seviyeye gerileyen takımdan PTT 1. Lig'e çıkan yakın zamanda Süper Lig'e çıkarsa hiç şaşırmayacağım çok büyük bir başarıyı gerçekleştirdiler. Herkes Kuşadası'nda turistlerden para kazanmak için otel alır. Altınordu başkanı ise 12, 13 yaşındaki kendi deyimiyle Futbol Meslek Okulu nda eğitim alacak geleceğin futbol yıldızlarının en iyi şartlarda gelişmesi için Kuşadası'nın en güzel yerinde otel aldı. Demek ki olabiliyormuş. Altınordu başkanı Almanya'da olsa hemen Almanya Futbol Federasyonu başkanı yaparlardı. Scout sistemi Türkiye'de düzelmeye başladı. Şimdi gidip yurt dışındaki en yüksek seviyelerle karşılaştırıp moral bozmayalım. 10 yıl öncesindeki Türkiye ile karşılaştıralım. Bir ara (kişi olarak sevdiğim, saydığım) Selim Soydan abi Real Madrid Barcelona arasında futbol yangını nın üzerine en pahalı benzin dökülmeden birkaç gün önce Barcelona'dan Real Madrid'e gidecek olan Figo'yu izleyip beğendiğinden, yöneticisi olduğu takıma almaktan bahsediyordu! TFF MAÇI TEKRARLATMAK ZORUNDA KALDI Beşiktaş ın hakkını yiyorlar çıkışınızla bir anda gündemi değiştirdiniz. TFF de maçı tekrarlatmıştı. Bunun için söyleyecekleriniz nelerdir? Ben sadece Futbol 2 topla oynanmaz, saçmalamayın demeye getirdim. Oynanır mı sizce? Mourinho, İstanbul'a gelince bu olayı sordular adam ciddiye bile almadı Olmaz öyle şey dedi ve geçti. Hakkı yenilen sadece Beşiktaş değil tabii ki. Bu ülkede çok takımın ve çok futbolcunun, hocanın hakkı yeniyor. 2 top saçmalığına ve ona sert çıkışıma gelirsek, sonradan bir mekanda gördüğüm TFF çalışanının Sırf o çıkışına sebep maçı tekrarlatmak zorunda kaldık demesine kaç puan veriyorsunuz? TÜRK FUTBOLUNUN EN BÜYÜK EKSİĞİ SENDİKA Futboldaki sendikal faaliyetlerle ilgili görüşünüz nedir? Genelde futbolda sendika oluşumu pek ilgi görmüyor Türk futbolunun en büyük eksiği. 2 sezon önce İspanya La Liga'da yapılan grevi hatırlayın, o yüzden lig geç başlamıştı. Barcelona ve Real Madrid'de oynayıp en yüksek maaşları alan oyuncular 3. Ligdeki meslektaşlarının hakkını aramak için grev yaptılar! Passolig ile ilgili görüşleriniz nedir? Fişleme mi? Daha rahat maç izleme mi? Her sene değişen yabancı futbolcu sınırlaması ile ilgili görüşünüz nedir? Bazı kulüpler kuralı fırsat bilip Türk futbolculara çok yüksek değer biçiyor Yabancı sınırı büyük bir saçmalık. Hatta saçmalıktan da öte. Mesela Süper Kupa finalinden önce son yılların en değerli teknik adamlarından Cesare Prandelli stoper yerine başka stoper değil de sol açık oynatıp oynatmayacağı üzerine düşünmek zorunda kaldı. İlk 11'de Chedjou oynamazsa Bruma oynayacaktı! Yuh bile demiyorum artık o kadar! Bu saçma ötesi yabancı sınırı yüzünden, Edirne ya da Kars-Iğdır'ı geçince bonservisi 500 bin Euro bile etmeyen, 1 milyon Euro maaşa bile layık görülmeyen futbolcular 5 milyonluk bonservis bedeline transfer olup 3 milyon Euro maaş alıyorlar. Sonra Efendim yeterli sayıda Türk futbolcusu yurt dışına neden gitmiyor? Gitmez tabii çünkü burada 4 katı maaş alıyor. Gitmez tabii çünkü kulübü 500 bin Euro verene değil 5 milyon Euro bonservis ücreti verene gönderiyor. Mesela son model akıllı telefonlardan yola çıkalım: Fiyatı Londra'da, Berlin'de, İstanbul'da birbirine çok yakın. Ama bizim futbolcu İstanbul'da 5 milyon Euro ederken, Berlin'de 500 bin Euro dahi etmiyor... Keşke yabancı sınırı değil de futbola yabancı yönetici sınırı olsa. Valla bana ve Türkiye'deki futbolseverlerin büyük çoğunluğuna yabancı gelenler Alex, Drogba, Cardozo, Demba Ba değil Mehmet Topuz'un bonservisine 9 milyon vermek için yarışan yöneticiler. O bonservis bedeli yüzünden Mehmet Topuz'a da yazık oldu açıkçası. Kayseri'deyken milli takımın önemli bir oyuncusu olmaya yaklaşmıştı. Yabancı sınırı ha? Maşallah sizin alışveriş merkezlerinde hiç yabancı sınırı yok, mesela Meksika restoranı o gün açmazsa, köfteci Halim abi onun yerine o dükkanda faaliyet göstermiyor. Her gün atar tutarla Efendim endüstriyel futbol lagaluga vırvır! Sizinkisi tamamen kendine endüstriyel futbol. Ülkedeki kendine müslüman ya da kendine sosyalist olanlar gibi. Nasıl bir endüstriyellik ki arztalep dengesi, gelir-gider dengesi hiç gözetilmiyor. Aynı mevkide oynayan Alman oyuncu, Türk mevkidaşından daha iyi ve daha az maaş alıyor ama diğerinin pasaport endüstrisi hormonlu kurdan ödeniyor! Böyle saçmalık olmaz! Hem bizim Türk çocuk, oynadığı takımdaki Alman oyuncuyu kesemesin hem de sonra çık milli takım seviyesinde o Türk gencinin Alman'ı yenmesini boşuna bekle! Kendi takımında kesemiyor, önüne geçemiyor ki milli takımda rakip olunca onu yensin, önüne geçsin! İspanya, Dünya Kupası'nda ilk turda elendi çünkü yabancı sınırı yok diyenler var. Kendilerine katılıyorum ama gülmekten katılıyorum! Yahu o yabancı sınırı olmayan İspanya'dan başka üst üste Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası sonra tekrar Avrupa Şampiyonası'nda şampiyon olmayı başaran milli takım var mı? İstatistiksel açıdan tarihin en büyük sürdürülebilir başarısına imza atmış milli takımı. Zaten İspanya Milli Takımı'nda oynayan adam kendi takımında Messi ile çalışıp sonra Ronaldo'ya rakip olduğu için sürekli gelişiyor. Hele hele İngiltere ilk turda elendi çünkü liglerinde yabancı sınırı yok demek, artık buna cevabı İlber Ortaylı ya da en sevdiği futbolcu Tim Cahill versin! Yahu, İngiltere liglerinde 1970'lerde takım başına ortalama 1 yabancı bile düşmüyordu ama 1974 ve 1978 Dünya Kupaları'na hiç katılamadılar. 1994'te ligde takım başına düşen ortalama yabancı sayısı en fazla 4'tü, babalar yine katılamadılar, Dünya Kupası finallerini evlerinde ya da pub'larda izlediler. Kimse mi hatırlamıyor, İngiltere o zaman bizimle aynı Röportaj Futbol taraftarı ve halkın büyük kısmı kabullenmedi, yani toplumda karşılık görmedi. İtalya'da benzeri denendi orada da olmadı. Bizde öyle bir yanılgı var ki çok vahim yani yine tam İlber Ortaylı'nın en güzel yorumlayacağı büyüklükte bir yanılgı. Ülkedeki tribün, maç olaylarının sebebi futbol maçları değil! Maçta sahaya atlayan adam zaten metrobüste, dolmuşta yaşlı teyze ya da engelli vatandaşı ezmeye kalkıp önüne geçmeye çalışan adam. Ana avrat küfür eden adam trafikte veya maalesef evde çocuğunun yanında da aynı galiz küfürleri ediyor. Toplumdaki tüm hastalıkları tribünlere mal edemezsiniz. Tribünler düzelince toplum düzelmez, toplum düzelince tribünler düzelir! Mesela İngiltere'de holiganizmi Thatcher falan bitirmedi tam tersine onun insanların işsiz kalmasına sebep olan ekonomi politikaları holiganizmin tavan yapmasına sebep oldu. Dikkat edin: İngiliz taraftarların olay çıkarmadığı ilk turnuvalar Euro 92 ve kendi ülkelerinde düzenledikleri Euro 96, yani Thatcher iktidarı bıraktıktan sonra katıldıkları ilk 2 turnuva! Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Hay atında yaptığı en sıra dışı şey nedir? Müzik dinler, müzik enstrümanı çalarım. Yaptığım en uç şey askerdeyken (komutanların haberi olmadan) mayın taramak. Çünkü sadece zaten ailesi fakir olduğu için üniversite okuyamayıp er yapılan uzun dönem askerlerin mayın tarayıp bazılarının hayatını kaybetmesinden nefret etmiştim. KOLOĞLU NDAN ÇOK FEYZ ALDIM Futbol üzerine yazı yazma düşüncesi nasıl oluştu? Birçok kişi futbol üzerine yazılar yazıyor ve Ali Ece yi örnek alıyor. Sizin tavsiyeleriniz nelerdir? Ben 15 yaşıma kadar ağır kekemeydim. Maalesef o zamanlar kekeme olanlarla pek kimse konuşmak istemezdi. Ben de defterler alır futbol ve müzik yazar, çizerdim kendi kendime. Dedem benle konuşan bir avuç insandan birisi olmasının yanı sıra o da hep defterler tutardı; ben doğmadan önce de tutarmış, onları okurdum. Bazı sayfalara İslam Çupi, Hakkı Yeten, Metin Oktay, Necmi Tanyolaç, Doğan Koloğlu gibi üstatların yazılarını kesip yapıştırmıştı. Onları okur, onlar gibi yazmaya çalışırdım. Sonra hayata atılınca daha doğrusu hayattan atılınca yani çalışmaya aşlayınca bir ara Doğan Koloğlu ile aynı yerde çalışma şerefine eriştim. Yazılarını da bilgisayara ben aktarırdım zaman zaman. Büyük usta Doğan Koloğlu'ndan kısa sürede çok feyz aldım. Beni niye örnek alıyorlar, bilmiyorum. Örnek alınacak bir şey yaptığımı ya da yazdığımı düşünmüyorum. Ama illa Hayır alacağız diyorlarsa iki tavsiyem var: 1-İçinizden geleni, pazarlıksız ama mutlaka insan hayatını gözeterek yazın. Asla sevdiğiniz takıma iltimas geçmeyin, torpil yapmayın. Uzun vadede sadece o sevdiğiniz takıma kötülük yaparsınız. 2- Uğur Meleke'nin yazılarını mutlaka okuyun. eleme grubundaydı, Norveç ve Hollanda çıktı gruptan! DEMBA BA İLE ALMEIDA ARASINDAKİ FARK... Yeni sezonda Beşiktaş için söyleyecekleriniz nelerdir? Bu sene taraftarın özlediği başarı gelecek mi? İnşallah! Demba Ba ile Almeida arasındaki büyük fark bile ayaklarımı yerden kesiyor, beni uçuruyor ama konuşmakiçin erken çünkü bu cevabı verirken ligde tek maç bile oynanmamıştı. Saha içinde kim hak ederse o kazansın, gerisi önemsiz. Beşiktaş hak ederse mutluluğum tarifsiz! Beşiktaş ve Türk futbolunda yeni Süleyman Seba lar olmamasının nedeni nedir? Süleyman Seba'yı anlatmaya cümlelerim, cevaplarım yetmez. İsteyenler Süleyman Seba'nın rahmetli olduğu gece ve ertesi sabah internet sitem aliece.com'da yayınladığım 2 yazıyı okuyabilirler. Yeni Seba'ların olmamasının nedenleri ne ise, o nedenler inşallah Cuma gecesi İstanbul trafiğinin tam ortasında kalsın, üzerinden sarhoş filler geçsin, Roy Keane onlara yere yatarak müdahale yapsın, ayakta kalırlarsa Vinnie Jones'la kafa topuna çıksınlar! Yenilenen İnönü stadıyla ilgili görüşünüz nedir? Beşiktaş statla beraber kalıcı başarı sağlanacak mı? Valla 2 yıl boyunca Olimpiyat Stadı'na yani kimine göre zulümpiyata gittikten sonra artık açılsın da bir olumsuzluk olursa 2 yıl boyunca yollarda tarifsiz çileler çekenler onların hepsini olumluya çevirir. Yalnız kalıcı başarının tek kriteri maalesef yeni stat değil. Arsenal, Highbury'den Emirates'e geçtiğinden beri ligde şampiyon olamadı. (Bu röportajı yıllar sonra okuyacak olanlar için bu cevabın tarihi ) FM OYNARKEN TAKIM ELBiSE GiYMEK! Menajerlik oyunlarının sıkı takipçisi olduğunuzu biliyoruz. FM yada CM ile ilgili ilginç anınız var mı? FM-CM oynarken bütün anılarım bana göre ilginç. 61 saat aralıksız oynamışlığım var bir arkadaşımla, sanırım Selim Ay ya da Hüseyin Doğanca ile. Sonra bir keresinde yalnız oynadığım bir sefer, üst üste 14. sezon Napoli'yi çalıştırırken Totti oyunda Lazio'ya gitmişti, hiç düşünmeden Bu ne saçmalık, bu oyuna hiç yakışıyor mu? deyip 14 sezonu bir saniyede sildim, kapattım. Başka? Hah bir de tabii Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi finaline çıkarınca maçtan önce (gece 3 gibiydi evde herkes uyuyordu) babamın takım elbisesini giymem var... Yaşım küçük de değildi, ilk çıktığında, yani 25 yaşımdayken! TEK SORU TEK CEVAP Futbol: Hayattaki kusurlara karşı özür niteliğinde bir yaşam formu. Beşiktaş: Benim hayatımdaki kusurlara karşı özür niteliğinde uhrevi bir yaşam formu. Süleyman Seba: Dünyanın en güzel çocukluğu için milyonlarca kez teşekkür ederim. İnönü Stadı: Süreyya Abinin üstüne yapsınlar mümkünse, yenisini de tabii ki! George best: 5. Beatles, 6. Rolling Stone. Cantona: Bilmeyen varsa ben kesinlikle Manchester United'lı değilim ama Cantona'lıyım! Liverpool: Raheem Sterling yeni John Barnes bence. Bunu ilk söyleyen ben değilim, bizzat John Barnes'ın kendisi. Endüstriyel Futbol: Tarih düz çizgi olarak ilerlemez, ama tarihin bazen dalgalı ve bulanık olan suyu akar, yolunu bulur. Biz en sancılı dönemlerinden birine denk geldik. Bandana: Sen niye takmıyorsan ben de o yüzden takıyorum! İçimizdeki İrlandalı: Mustafa Denizli hoca bana anlattı, kast ettikleri %100 Türk vatandaşı. Ama o zamandan beri toplumdaki her acayiplikte önüne gelenin bu sözü kullanması tarihsel açıdan mantıksız çünkü Türkiye İstiklal Savaşı'nı başta İngilizlere karşı verirken aynı anda İrlanda da İngiltere'ye karşı bağımsızlık savaşına girişmişti ve her iki cephenin aynı anda direnmesi İngilizlerin tarih boyunca bir savaşta değil iki savaşta birden yenilmelerine sebep oldu. Valla Kuşadası yazları plajı olan Dublin gibi, maşallah orada hiçbir Türk esnaf kimseye hakaret için İrlandalı demiyor, tam aksine her yer İrlanda bayrağı, Celtic forması, rugby takımlarının kaşkolleri!

9 SAYFA Ekim 2014 Çarşamba SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER 971Şubat 2013 Perşembe GÖZLEM Sedat KAYA Hakim, Savcılar ve Adalet... Bir ülkede Adalet yoksa, huzur da olmaz... Bir ülkede Adalet yoksa, güven de olmaz... Bir ülkede Adaletin kontrol mekanizmalarını çalıştıracak, güvenli kişilerin kontrolü altında olmazsa Adalette olmaz... Başı boşluk bir Adalet sistemi içinde yaşayan halkın, güvenli ve huzurlu olduğuna da inanmamız şaşırtıcı olur... HSYK HSYK...!!! Bir seçim daha geçti, ama bu seçim çok farklı bir seçim olarak tarihe geçti... Kimine göre hükümetin yargısı, kimine göre cemaatin yargısı, kimine göre derin devletin yargısı, kimine göre de kimin yargısı olduğunu bilmeden yapılan yorumlar... Yargıda böyle bir saçmalık olursa, böyle bir adaletsizlik olursa, ilerleyen yıllarda her şey tersine dönebilir ve onun, bunun, şunun yargısı olursa, bundan en büyük zararı yine halkın göreceğini söyleyebiliriz... Yeni seçilen HSYK üyeleri mutlaka Adaletli çalışmalıdırlar... Başından da belirttiğimiz üzere yargı onun ve bunun yargısı değil, ülkenin güvenini sarsmayacak bir yargı olmalıdır... Yargı, kişilere göre şekillenmemeli, ülkenin durumuna ve düzenine göre belirlenmelidir... Seçimin galibi Hükümetin desteklediği üyelerden kazanıldığının haberini izliyoruz... Benim açımdan bu sistemde yanlıştır. Yargıda kimler oy kullanacaksa onların içerisinde çıkacak bir ve bir kaç adayın yarışacağı bir sistemde yapılmalıdır... Türkiye'de şimdi herkes bu yargı hükümetin yargısı, yarın hükümet giderse kimin yargısı g- elecek diye düşünmeye başlamazlar mı...? Yargı sancılı bir süreçten geçti, özellikle son 2 yıl içerisinde... Bu sancılı sürecin bir daha ülkemiz üzerinde yaşanmamasını diliyoruz... İşin özüne vardığımızda her şey Adaletli bir şekilde olmalıdır... Yeni seçilen HSYK üyelerine de Adaletli olacaklarına inancımızı yenileyerek, başarılı bir yargı dönemi geçirmelerini dilerim... Denizli de Minibüs şoförlerine eğitim Denizli'de bulunan 23 minibüs hattındaki 780 şoföre Denizli Büyükşehir Belediyesi, Denizli Emniyet Müdürlüğü ve Denizli Şoförler Odası işbirliğiyle eğitim verildi. Minibüs şoförleri trafik, hat minibüsü işletmeciliği ve yönetmelikleri, halkla ilişkiler konularını kapsayan eğitim programına yoğun ilgi gösterdi Denizli Büyükşehir Belediyesi, Denizli Emniyet Müdürlüğü ve Denizli Şoförler Odası nın işbirliğinde Denizli de bulunan 23 minibüs hattında çalışan 780 şoföre yönelik eğitim programı düzenlendi. Denizli Şoförler Odası seminer salonunda düzenlenen eğitim programı iki hafta sürdü. Eğitim programına, Denizli Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) Şube Müdürlüğü nden Ramazan Yamaç, Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Ekipler Amiri Mithat Tüzüner, Şoförler Odası ikinci Başkanı Osman Şimşek ve çok sayıda hat minibüs şoförü katıldı. Eğitim kapsamında Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı, Şoförler Odası yetkilileri uzman oldukları konular hakkında şoförlere bilgi verdi. Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, anonim ve limited şirketlerde sınırlı yetkiye ilişkin iç yönergenin tescil ve ilanı zorunlu hale getirildiğini bildirdi. Başkan Necdet Özer, yaptığı açıklamada, kamuoyunda Torba Yasa olarak bilinen 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunu ile anonim ve limited şirketler için bazı değişikliklerin yapıldığını hatırlattı. Özer, sınırlı yetkiye sahip ticari vekil Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Ekipler Amiri Mithat Tüzüner, katılımcılara genel trafik bilgileri eğitim verirken Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı UKOME Şube Müdürlüğü nden Ramazan Yamaç ise hat minibüsü işletmeciliği ve yönetmelikler hakkında yeni gelişmeleri sürücülerle paylaştı. Şoförler Odası Genel Sekreteri Sadık Dağdeviren ise şoförlere halkla ilişkiler konusunda bilgi verdi. Minibüs hattı şoförleri, yoğun ilgi gösterdikleri eğitim programının düzenli olarak tekrarlanması temennisinde bulundu. (HABER MERKEZİ) Başkan Özer, Şirketlerde sınırlı yetkiye ilişkin iç yönergenin tescil ve ilanı zorunlu hale getirilmiştir ve diğer tacir yardımcılarının tescil ve ilanını yaptırabileceklerini belirterek, Ana sözleşmede yönetim kurulu İç yönergesi ile ilgili hüküm bulunması gerekir. Türk Ticaret Kanunu nun 367. maddesindeki yönetim kurulu iç yönergenin tescil ve ilanı yapılacaktır. Sınırlı yetkiye sahip ticari vekil ve diğer tacir yardımcılarının atamalarının tescil ve ilanı yapılacaktır. Bu üç aşama aynı anda tescil edilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken sınırlı yetkililer iç yönerge ile atanmayacak, yetkililerin atanması ile ilgili karar iç yönerge kararından sonra alınmış olacak. dedi. (HABER MERKEZİ) Hastalara plaket ve karanfil Denizli Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Denizli Devlet Hastanesi bünyesinde bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) nde 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü kapsamında, Denizli Kamu Hastaneleri Birliği ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından ortaklaşa bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte; Merkezde takipleri yapılan hastalara birer plaket ve karanfil verildi 1992 yılından bu yana Ülkemizde her yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak kutlanmaktadır. Bu aktivitenin öncelikli hedefi, ruh sağlığının korunması konusunda kamu bilinci oluşturmaktır. Bu süreçte ruhsal bozukluklara karşı koruyucu çalışmaları ve tedavi hizmetlerinin tanıtılmasını ön plana çıkarmak amaçlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre depresyon; dünya genelinde birçok farklı yaş, cinsiyet ve milletten yaklaşık 350 milyon kişiyi etkilemekte ve küresel hastalık yükünde üçüncü sırada bulunmaktadır; 2030 yılında ise bu konuda birinci sırada olması öngörülmektedir. Kayıtlı hasta sayısı 425, aktif hastası 219, ziyaret hasta sayısı ile toplam 583 hastası, 104 şizofreni ve 72 şizoaffektif bozukluğu olan hasta takibi yapılmakta olan Denizli Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Denizli Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle Denizli Kamu Hastaneleri Birliği ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından ortaklaşa bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Mahmut Tekin, Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Ahmet Pişkin, Halk Sağlığı çalışanları, Kamu Hastaneleri Birliği çalışanları ile TRSM çalışanları ve hastaları katıldı. Etkinlik kapsamında hastalar, hastalıktan sonra hayatlarında neler değiştiğini şizofreniyle yaşamak temalı çizdikleri resimler ile ortaya koydular. Hastalar tek tek çizdikleri resimleri ve neler düşündüklerini anlattılar. Etkinlik sonunda hastalara birer plaket ve karanfil verildi. Etkinlik öncesi katılımcılara etkinlik ile ilgili bilgi veren Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Psikiyatri Uzmanı Dr. Sevil Altınkılıç, şizofreni hastalığının, yaşamda mücadelesi zor bir hastalık olduğunu vurguladı. Altınkılıç: Hastalarımıza bugüne özel şizofreni ile yaşam temalı bir resim çizdirdik. Hepsinin elinde şu anda çizilmiş resimleri var. Şizofreni bildiğiniz gibi yaşamda mücadelesi zor bir hastalık. Hem aile ortamını hem iş ortamını, sosyal ilişkilerini etkileyen psikososyal bir hastalık. Bu hastalarımıza, bu merkezimizde hep birlikte destek olmaya çalışıyoruz. Onları tekrardan yaşama kazandırmaya çalışıyoruz. Büyük ölçüde işe giren, çalışmaya başlayan, aile ortamı düzelen hastalarımız var. Şimdi onlar hastalıktan ve bu Merkezimize geldikten sonra hayatlarında neler değiştiğini çizdikleri resimler ile bizlere anlatacaklar dedi. Etkinlikte konuşan Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Mahmut Tekin, Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin toplum sağlığı için öneminin büyük olduğunu belirterek şöyle konuştu: Öncelikle bugün bu organizasyonda emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyorum. Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin görevi toplumumuzda asıl burada başlıyor herhalde. Aslında bu Merkezler yapmamız gereken, hep ihmal bıraktığımız ama toplumun en önemli yarasına parmak basıyorlar. O yüzden farkındalık adına Ruh Sağlığı Günü etkinliği kapsamında bugünü hazırladığınız için hem Merkez çalışanlarımıza hem Merkezin sorumlusu doktor hanıma çok teşekkür ediyorum. Gerçekten hastalarımız, yaptıkları açıklamalar ile Toplum Ruh Sağlığı Merkezinin önemini özetliyorlar. Onlara da teşekkür ediyorum dedi. Denizli de ikinci TRSM yi çok yakında açacağız Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Osman Acar, Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin Sağlık Bakanlığının faaliyete geçirdiği çok önemli bir sosyal proje olduğunu söyledi. Acar: Ben de yeni bir haftaya böyle bir program ile başlamaktan son derece mutluyum. Özellikle bu program da Halk Sağlığımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten güzel bir program oldu. Tabii ki Toplum ruh Sağlığı Merkezleri devletimizin, sağlık Bakanlığımızın sosyal yönünü gösteren önemli bir projedir. Gerçekten şu an Türkiye de bütün illerde Toplum Ruh sağlığı Merkezi açıldı. Bazı illerimizde birden fazla Merkez bulunmaktadır. İnşallah Denizli ye de ikinci bir Toplum Ruh sağlığı Merkezi çok yakında açacağız. Bundan böyle ilimizde 2 Merkezimiz olacak. Şizofreni gibi hastalığı olan hastalarımızı topluma kazandırmak adına bu Merkezlerimizin önemi çok büyüktür. Biz de bu amaçla hizmet etmekteyiz. O anlamda ben gerçekten bugün ki etkinlikten çok mutlu oldum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. İnşallah bu aktivitelerin daha artarak devamını diliyorum diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Şubat Ekim Çarşamba Perşembe Bu ölçüdeki akılsızlığa ilk defa tanık olmuyoruz ki Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ 2'nci Dünya Savaşı'nda Türkiye'de halk arasında "Bitli Çörçil" diye isimlendirilen tipler vardı... Hitler'in orduları Avrupa'yı esir alırken, Londra bombalanır, İngiliz orduları Kuzey Afrika'da da, Uzakdoğu'da da Almanlara ve Japonlara yenilirken, biz Türkler bu savaşa ilişkin haberleri sansürlü gazetelerden ve radyodaki resmi duyurulardan izlerdik. İşte bu bilgilerle dolu ileri zekâlı bazıları mahalle kahvelerinde "Ben Çörçil'in yerinde olsam öyle yapmaz böyle yapardım" diyerek, kahve cemaatine nutuklar atarlardı. İşte bu tiplere "Bitli Çörçil" denirdi. Bunların daha gelişmişleri 1946 sonrasında siyasete de girdiler ve "İnönü Türkiye'yi savaşa sokmayarak erkekliğimizi öldürdü" içerikli eleştiriler de seslendirdiler. Bugün de bunların benzerlerini oldukça fazla görmüyor muyuz? Post modern Bitli Çörçil'ler Bir yandan "Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükledi" diyorlar, aynı anda da "Neden askerlerimiz Kobani'deki savaşa katılmıyor" diyerek, erkeklik gösterisi yapıyorlar. Bunların en ileri geri zekâlıları da, Kobani'yi vesile edip Türkiye kentlerini iki gün iki gece kana ve şiddete boğacak çağrılar yapmadılar mı? Ve bu post-modern Bitli Çörçiller'den bazıları da kendilerini "Siyasetçi", bazıları da Ortadoğu ve Kürt uzmanı "Siyasi yorumcu" olarak sunmuyorlar mı? Bu akılsızlar öncelikle "Savaş" nedir bilmiyorlar. Kıbrıs'taki kayıplar Hatırlayın sınırlarımız ötesindeki son sıcak askeri müdahalemizi... "Kıbrıs Barış Harekâtı" adını verdiğimiz bu askeri müdahale ile turistik bir Akdeniz adasına gitti askerlerimiz. Sonuçta Türk Silahlı Kuvvetleri 415 Kara, 65 Deniz, 5 Hava, 13 Jandarma olmak üzere toplam 498 şehit ve yaralı verdi... Bu harekât sırasında Kıbrıslı Türklerden de 70'i mücahit, 270'i sivil insan hayatını kaybetti. Nihai tabloda Kıbrıs Türkleri genel olarak 1672 şehit ve binlerce yaralı verdi. Rumların ve Yunanlıların kayıpları ise 4 bin ölü, yaralıdır. Barış korunacak Kimin ne olduğu ve hangi gücün kim tarafından kullanıldığının bilinmediği Suriye ve Irak topraklarına Türk askerlerini göndermeyi önerenler, acaba kaç şehit ve kaç yaralı ile sonuçlanacak bir serüveni hesaplıyorlardı. Her gün yürekleri yakan cenaze törenlerini sona erdiren "Barış Açılımı"nı sabote edip "Kobani için sokağa çıkın" çağrısı yapan post modern Bitli Çörçil'leri, Türkiye kentlerinde dökülen kanlar doyurdu mu acaba? Bereket halkın sağduyusu var ve halkın seçtiği yöneticiler de bilinçli... Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel siyaset ilkesi "Barışı korumak"tır. "Savaşta gençler, barışta yaşlılar ölür" kuramını değiştirip, barışta gençleri öldürmeyi planlayanlara meydan bırakılamaz Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ HSYK sonrası HSYK seçimleri sonuçlandı. Sonuç paralel yapı için tam anlamı ile bir felaket oldu.. Basında öyle bir hava oluşturmuşlardı ki, yargının üçte ikisi paralelci idi.. İktidar, sadece bakan, müsteşar ve Çankaya nın atayacağı üyelerle sınırlı kalacaktı. Evdeki h- esap çarşıya uymadı ve Paralel yapının bütün planları çöktü. Paralelciler kazanacak diye onlara yakın duranlar şimdi pozisyonlarını yeniden gözden geçirecekler. YARSAV cılar da bu koalisyondan ciddi anlamda umutlanmışlardı. HSYK seçimlerini kazansalardı, yargı ellerinde olacaktı. Kendi adamlarını aklayacaklar, karşı görüşte olanları cezalandırabileceklerdi. Böylece yargı bürokrasisi, siyaset ve kamu bürokrasisi üzerinde Demokles in kılıcı gibi sallanıp duracaklardı. Paralel yapıya karşı başlatılacak operasyonun başarısı da bu seçimin sonuçlarına bağlı idi. Şimdi bu konudaki tehlike bu seçimle bertaraf edilmiş oldu. Hatta paralelci savcı ve hakimlerin yargı sisteminden ayıklanmasının bu şekilde önü açılmış oldu. Artık hiç bir paralelci bürokrat, beni görevden alamazsınız, yargıdan döner gelirim diyemeyecek. Hiçbir paralelci iş adamı yaptığı usulsüzlükleri kendi usulü ile aklayamayacak,, Erdoğan ın sözünü ettiği büyük operasyon, önümüzdeki haftadan itibaren başlayabilir. Öyle sanıyorum ki, açılacak dava Ergenekon ve Balyoz - dan daha büyük bir dava olacaktır. Ergenekon ve Balyoz da Media, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK ayağının üzerine gidilememişti.. Şimdi bütün bunların üzerine gidilecek. Derin devlet davaları, Terör ve Mafia örgütlerinin de üzerine gidilecek.. Fetullah Gülen in Zaman ve Bugün ün tirajlarının 10 kat, yüz kat artırılması talimatı boşuna değil.. Bayram haftası Media tam bir çöküş yaşadı. Toplam kayıp oldu. Son hafta Zaman gazetesi yine rekor bir kayıpla, okurunu kaybederek haftayı kapattı. Bir önceki haftaki kayıpları idi. İlk 5 gazetenin toplam tiraj kaybı civarındaydı. Bu süreçte paralel yapının media desteğine çok ihtiyacı o- lacak. Hem ufukta seçim var, hem kendi seslerini kitlelere duyurma ihtiyaçları sözkonusu. Ama büyük ölçüde i- nanılırlıklarını ve ciddiyetlerini kaybettiler. Sosyal mediadaki şecaat arzeden, tehdit eden, hakaret eden, meydan okutan üslupları ile kendi kendilerinin işini bitirdiler.. ABD de darbe yahut Richard Nixon nasıl devrildi? Fehmi KORU HABERTÜRK GAZETESİ CUMHURBAŞKANLIĞI na yeni seçilen Tayyip Erdoğan ı sandıkta deviremeyen güçler, onu etkisizleştirmek hatta mümkünse yerinden etmek için içerideki huzursuzlukları, dış olayları mı kullanıyorlar? Bir komplo ya mı muhatap Türkiye? Bu soruya benim vereceğim olumlu veya olumsuz cevap hiç önemli değil; önemli olan Tayyip Erdoğan ve çevresinin bu konuda ne düşündükleri... Onların söylem ve eylemleri, yukarıdaki soruya, Evet, bize yönelik bir komplo var cevabı verdiklerini belli ediyor... Onları bilmem, ama ABD de zamanında beğenilen, seleflerinin çekindiği pek çok konuya el atarak ülkesinin siyasi tarihinde silinmez izler bırakmış Richard Nixon un, 1972 yılında yeniden başkan seçilmeyi başarınca, bir komplo ile karşı karşıya kaldığını bilirim. ABD de başkan devirme oyununu kurgulayanlar, Nixon u, siyasete pislik bulaştırarak demokratik sisteme karşı komplo yapmak ile suçlamışlardı. Newsweek Dergisi nin son sayısında olayın medya eliyle nasıl kotarıldığı uzun uzadıya anlatılıyor. Devlet içerisinden birileri önce Washington Post un iki genç muhabirini konunun içine çekiyorlar... Konu şu: Beyaz Saray la irtibatlı bir ekip, seçim öncesinde, rakip partinin karargâhına giriyor, hırsızlık yoluyla kampanyada kullanılacak malzeme ararken suçüstü yakalanıyor. Karargâhın bulunduğu binanın adından mülhem Watergate adı veriliyor bu olaya... Halk, medyada yer alan skandal boyutundaki o- laya aldırmayıp oyunu kullanıyor ve Nixon u yeniden seçiyor. Oyun kurgulayanlar yılmıyor ve aylarca süren haber sızdırmalarla konu üzerindeki medya ilgisinin sönmemesini sağlıyorlar. Hem de aradan geçen bunca yıla, yargılama sırasında ortaya saçılan belgeler ve tanıklıklara rağmen hırsızlar ile Nixon ve yakın çalışma arkadaşları arasında bire bir ilişki de kurulamadığı halde... Nixon istifa ediyor... Hani Batılı ülkelerde darbe olmaz diye bilinir ya, 1974 te, ABD de, bal gibi bir darbe gerçekleşti. Merak edenler, o zaman neden böyle bir darbe yapıldığını kolaylıkla öğrenebilirler... Beyaz Saray da krizi yönetirken Nixon un yaşadığı çaresizlik dikkat çekicidir. En yakınlarından bile kuşku duymakta, kendisinin başına bu derdi saranları iş dünyasında, etnik azınlıklar arasında ve dost bilinen ülkelerde aramaktadır. Herkesi dinlemek üzere Beyaz Saray da kurduğu uzun kulak sistemi kendisinin bütün konuşmalarını da kayda aldığı için, yaşadığı hayal kırıklıkları ettiği küfürlere kadar biliniyor. Darbe biraz da Nixon un bu ruh hali sayesinde başarıya ulaşıyor. Bizde olan biteni AK Parti hükümetine karşı bir darbe girişimi veya komplo olarak görenlerin, Nixon un son iki yılını biraz daha yakından incelemesinde yarar var. Mücadelede yapılmaması gerekenleri yaptı Nixon; daha doğrusu oyunu kuranların kendisinden bekledikleri gibi davrandı. Küfürler etti. Sağı solu suçladı. Tehditler savurdu. Attığı her adımda elindeki kozları belli etti; kozları kalmayınca da... Sonu geldi. Peki, şimdilerde ülkemizde bir komplo yla karşı karşıya olduklarını düşünenler nasıl davranıyor? Gözlerimizi kapatalım ve 12 yıldır siyasi hayatımızın değişmez figürlerinin kendilerine yönelik bir oyun kurulduğunu fark edince insiyaki olarak nasıl davranacaklarını düşünelim... Evet, aynen öyle, kendilerinden beklendiği gibi davranıyorlar... Katılanların çoğunun üzerlerinde oynanan oyun u fark etmediği gösterilere katılanları cezaevlerine gönderecek tedbirler almaya kadar... Ben yine de umutluyum, bunun bilinmesini isterim Öyle anlaşılıyor ki, kamu kaynaklarını hortumladıkları iktisadi kuruluşları ve finansal kaynakları ve para trafiğini yöneten kripto elemanları ile, dinleme ekipleri ile, uluslararası bağlantıları ile büyük ölçüde deşifre oldular ve düğmeye basılması için geri sayım başladı. Aslında HSYK seçimleri sonrası kedileri düğmeye basarak topyekûn bir saldırı başlatacaklardı. Hükümeti teröre yardım ve yataklık yapmakla suçlayacaklardı. Yeni bir siyasi oluşum için harekete geçeceklerdi. Semiramis y- atındaki buluşma aslında bu iki konudaki çalışmanın, harekete geçmeden önceki bir nabız yoklama ve çalışmaları gözden geçirme toplantısı idi. Bal ın konuşmasındaki mesajlar bu kampanyanın şifrelerini vermekteydi. Katılımcıların kimlikleri de bu çatıda ya da koalisyonda kimlerin olduğunun ipuçlarını vermekteydi. Sonuçta beklenmeyen bir şey oldu ve HSYK seçimleri cemaat için bir felakete dönüştü. Aslında bu seçimler, hangi ilde kim hangi çizgide bir bakıma yargının MR ının görülmesine sebeb oldu.. Yine aynı şekilde yargı mensupları, paralel yapı ve YARSAV a hayır dediler.. Bu sonuç malum çatı için Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra büyük bir yenilgi oldu.. Şimdi paralel yapının yeni adımını görmek gerek.. AK Parti içinden birilerini koparıp yeni bir siyasi oluşum gerçekleştirebilecekler mi? Gerçekleştirseler bile barajı aşacak bir güce ulaşabilecekler mi? Eğer ulaşamazlarsa bu çabaları AK Parti nin işine yarayacak. Onun farkındalar. Ama öte yandan CHP ve MHP nin seçimlerde başarı şansları çok az. İki arada bir derede kaldılar. Zaten operasyonların başlaması ile, paralelcilerin dibe vuran itibarları daha da ağır bir yara alabilir.. El mi yaman, bey mi göreceğiz. Ava giden avlanır. Cemaatin durumu Tosya ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmaya benziyor sanki. Bakalım şimdi tabanlarına umut vermek için hangi mesajı verecekler.. Görelim. Selam ve dua ile

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 Bankas AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Dünya Bankas Çok Tarafl Sahil Güvenlik 158 Yat r m Orman Yangınları Garanti Ajans 177 MIGA n n cra Kurulu Ba kan (CEO) Keiko Honda, zmir YANGIN TELEFONLARI Büyük ehir Belediye Ba kan Kocao lu nu İzmir ziyaret etti. Honda, 110 Sizinle Karşıyaka birlikte çal t k 372 ve gelecekte Kadifekale de çal aca z Bize 99 Bornova i birli i f rsat verdi iniz için Bostanlı te ekkür ederiz. dedi. Ziyarette Buca MIGA Risk Yönetimi Üst Düzey Karabağlar Yetkilisi Çamdibi Franciscus Linden, 433 K demli Sigorta Çiğli Uzman Christopher Millword, Balçova Dünya Bankas Uluslararas Finans Evka 4 Kurulu u (IFC) Avrupa, Evka 1 Ortado u ve Kuzey 452 Afrika Yat r mlar Sorumlusu Gaziemir 251 Elif 00 Çevik 44 Hatay ile Büyük ehir Belediyesi Narlıdere bürokratlar da haz r bulundu. Güzelbahçe Büyük ehir Belediyesi nin çe itli HASTANE TELEFONLARI projeleri için IFC den kredi ald n hat rlatan -Devlet Hastaneleri- Honda, Size Aliağa nas l daha iyi hizmet 616 veririz, onun N.S. için İşgören buraday z. Alsancak diye 463 konu tu Dünya Alsancak Bankas n n Acil Servis misyonu hakk nda Ağız ve Diş bilgi Sağlığı veren Honda, zmir e Alsancak daha Diş Hast. önce kredi 464 verdi imiz gemi, Atatürk tramvay Devlet ve trafik sistemi gibi 44 projeler Behçet var. Uz Gelecekte de Bornava Dev. Hast çal aca z. Bize i birli i Bozyaka Eği. Hast f rsat verdi iniz için te ekkür Buca S.D. Hastanesi ederiz. dedi. Dünyada sadece üç Çeşme A. Çizgenakat belediyeyle Foça çal t klar n belirten Göğüs CEO Hastanesi Honda, bunlar n Sao Paulo, Konak stanbul Diş Hastanesi Büyük ehir ve 81 zmir Karşıyaka Büyük ehir oldu unu aç. Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Ba kan Kocao lu ise, Finans Seferihisar Hastanesi yap s n belirli bir noktaya Selçuk Dev. Hast getirmeden, kendi Urla Dev. Hastanesi özkaynaklar n zla yat r m Tepecik Dev. Hast yapmadan zaten dünya kredi sahnesine ç ans n z -Belediye Hastaneleriyok. Bizim de bir haz rl k Eşrefpaşa evremiz Bel. Hast. oldu, bugünlere 00 kolay gelmedik. Finans ve borç yap m za -Özel özen Hastaneler- gösterdik. Kararl ve Anadolu istikrarl çal malar m z Tıp Merkezi sonras nda Agora Tıp Merkezi art k Hazine ye 425 vadesi geçmi borcumuz Atakalp Kalp Hastanesi kalmad. 483 Bugün Atakent Tıp Merkezi çok farkl bir noktaday z. diye Atagöz Göz Hastalıkları konu tu. Kocao lu, tüketim için Atafizik, Fizik Ted. Mer kredi almad klar n, sadece Batıgöz Hastanesi finansal Bornova geri Tıp dönü Merkezi Bornova Özel Tıp Mer klar n ve Bornova Özel daha dü nda Sağlık Tıp Merkezi kredi almaya çal t klar n kaydetti. Buca Tıp Merkezi Kocao lu, Buca Sağlık Dünya Merkezi Bankas heyetine Büyük ehir Central Hospital Belediyesi nin 341 önemli Can Tıp Merkezi projeleri hakk nda bilgi de sundu. Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Ekim 2014 Çarşamba SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe CUMHURİYETÇİ AVUKATLARDAN 60 İDDİALI PROJE Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Özcan, "CMK kapsamındaki gece görevlendirilmelerinde meslektaşlarımızı baro araçları görev yerlerine götürüp getirecek. Yeşil pasaport verilecek" dedi Ekim tarihlerinde Fuar Atlas Pavyonu'nda gerçekleştirilecek İzmir Barosu Olağan Genel Kurulu için çalışmalar hız kazanırken Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, seçime iddialı hazırlanıyor. Grup, aylar süren çalışmanın ardından devrim niteliğinde sayılabilecek 60 projeyi hayata geçirmek için seçime odaklandı. Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Aydın Özcan hazırladıkları bildirgede projeleri meslektaşlarına duyurduklarını belirterek aidatların düşürülmesi ve taksitle tahsili, CMK görevlendirilmelerinde bizzat mesai dışında gece görevlendirilmelerinde meslektaşlarımızı baro araçları görev yerlerine götürüp getirecek, CMK raporlama sisteminde bürokrasiye son verilecek, internet üzerinden raporlama yapılacak, meslektaşımız internet üzerinden raporunu gönderip makbuzunu düzenleyip emeğinin karşılığını anında alacak, adli yardım görevlendirmelerinde anında ücret ödeme, adli yardımda şeffaflık ve adil görevlendirme, yeşil pasaport hakkından yararlandırma konusunda baskı grubu oluşturacaklarını, baro biriminde meslektaşların vize işlemlerini takip servisi oluşturacaklarını, stajyer avukatların SGK kapsamına alınmaları ve onlara aylık bağlanması, genç avukatlar meclisi ile tüm gruplardan baro meclisi oluşturulması gibi pek çok konuda projenin hazırlandığını, seçilmeleri halinde bunları birbir hayata geçireceklerini söyledi. Özcan, "Meslektaşlarımıza güveniyoruz, seçimi kazanacağız." dedi. İzmir Barosu'nda seçim heyecanı tüm hızıyla devam ederken Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu da çalışmalarına hız kattı. İzmir'in 30 ilçesini karış karış dolaşan ve hazırladıkları kitapçıkla 60 projeyi meslektaşlarına anlatan Cumhuriyetçiler, Ekim'de yapılacak seçimleri kazanacaklarını iddia ettiler. Cumhuriyetçi Avukatlar birlik ve beraberlik içinde birlikte aylardır seçime hazırlandıklarını ve gerçekleştirdikleri çok sayıda toplantıyla projeler ürettiklerini belirten Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Av.Aydın Özcan, İzmir Barosu'nda ciddi eksiklikler ve uygulamalar tespit ettiklerini, bu eksiklikleri ve yanlışları gidermek için de görev ve sorumluluk almaya hazır olduklarını söyledi. Hazırladıkları 60 projeye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Aydın Özcan, söz konusu projeleri hayata geçirerek meslektaşlarının çalışma yaşamlarını kolaylaştıracaklarını, İzmir Barosu'na da hak ettiği prestiji kazandıracaklarını, özgür ve öncü baro haline getireceklerini ifade etti. Meslektaşlarımızın yaşamını kolaylaştıracağız Özcan, Arkadaşlarımızla birlikte aylardır yoğun bir mesai harcıyoruz. Baronun iyi yönetilmediğini, uygulamalarda ciddi eksikliklerin ve yanlışların olduğunu savunuyoruz. Çok sayıda meslektaşımızdan gelen talep üzerine Cumhuriyetçi avukatlar grubu olarak hep birlikte tek yürek olarak yola çıkma kararı aldık. Bu bağlamda çok sayıda gerçekleştirdiğimiz toplantıların ardından 60 maddeyi kapsayan sorunlarımızı ve çözümlerimizi tespit ederek bir yol haritası hazırladık. Bu projeler arasında İzmir Barosu Vakfı nın yeniden canlandırılması ve kimlik kazandırılması çalışması da var. Bunun yanı sıra stajyer avukatlarımızın SGK kapsamına alınmaları ve onlara ücret bağlanması gibi projelerimiz var. Yine tüm gruplardan oluşacak baro meclisinin oluşturulması gibi çok sayıda projemiz Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center var. İzmir Barosunu tekrar ülke gündemini belirleyici barolar arasına taşıyacağız, uluslararası tanınırlığını da diğer ülke baroları ile kuracağımız kardeş baro uygulamaları, stajyer değişimi ve sair sosyal ve kültürel karşılıklı aktiviteler ile mesleki konularda bilgi paylaşımı sağlayacağız. Adliyede meslektaşlarımızın kullanımına sunulan lokal, tuvalet, baro odaları ve duruşma salonlarındaki lcd ekranlar tek tek elden geçirilerek var olan eksiklikler anında tamamlanarak meslektaşın hizmetine sunacağız. Özetle; sosyal hizmetler, spor, kültür, sanat, temel haklar, meslek içi eğitim, toplumsal yaşam gibi pek çok alanda ürettiğimiz ve hayata geçirmeyi amaçladığımız çalışmalarımız var. Bu uygulamalarla inanıyorum ki meslektaşlarımızın çalışma hayatında önemli eksiklikleri gidereceğiz. Onların çalışma hayatını kolaylaştıracağız. Onlara maddi ve manevi katkı sunacağız. İzmir Barosu nun da hak ettiği kimliğe kavuşması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm meslektaşlarımı bu projelere sahip çıkmaya, seçimde Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu na destek olmalarını istiyorum. Baro hepimizindir. Kazanırsak İzmir Barosu nu da bu anlayışla yöneteceğiz. diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Bornova da yaz-kış yüzme keyfi İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi Dünya POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Bornova Belediyesi nin düzenlediği olimpik havuzlarda verdiği yüzme yetişkinlere sadece hafta içerisinde veriliyor. Kursiyerler bir aylık periyotta -Kan Merkezleriyüzme kurslarında, Kış dönemi Ekim kursları, 25 Ekim'de başlayacak. Devam eden kayıtlar, 23 Ekim'de sona haftada iki gün olmak üzere profesyo- Kızılay Ayı'nın son haftasında başlıyor. Haziran'a kadar devam edecek kursların kayıtları devam ediyor. Engelliler de özel adet fotoğraf, kimlik fotokopisi ve fiz- Havuzlarda cankurtaran da bulunuyor. Ege Üni erecek. Kursa katılmak isteyenlerin 2 nel antrenörlerden 8 saat eğitim alıyor. Çocuk Hastanesi bir program çerçevesinde eğitim Işıkkent Spor sinde Bornova Belediyesi'nin yüzme yolojik raporla Engelliler de özel bir program çerçeve- Tepecik Kan Merkezi alıyor. Kurslar, Bornova başvuru yap- yararlanmak isteyen engelli vatandaş- ULAŞIM TELEFONLARI Tesisleri'ne kurslarına katılabiliyor. Bu olanaktan Belediyesi nin Işıkyor. Yetişkinlediyesi Yazı İşleri Müdürlüğü'ne başması gerekiların engelli raporları ile Bornova Be- Denizyolları THY Rezervasyon kent Spor ler için ayrıca vurmaları gerekiyor. Bornova Belediye Tesisleri içerisinde bulunan rapor da isteki yatırımların yanında eğitim, kültür, Alsancak Gar dermatolojik Başkanı Olgun Atila, rutin işlerin, fizi- Basm. Rezervasyon Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi yarı olimpik niyor sanat ve spor alanlarında da Bornovalıların yanında olduklarını belirterek, Santral Garaj Dünyaca ünlü uluslararas kredi Çankaya Tıp Merkezi havuzlarda veriliyor. Bornoçükler için "Bu anlamda yüzme kurslarımız bü- yaş arası kü- derecelendirme Çesav Tıp Merkezi kurulu u Moody s, va Belediyesi nin Işıkkent sonu, hem rında verdiğimiz yüzme eğitimi kışın Konak hem hafta yük ilgi görüyor. Yarı olimpik havuzla- -Körfez Ulaşım İskelelertemmuz Çeşme ay sonunda Sissus Has yay mlad son Çınarlı Hastanesi raporunda Spor Tesisleri'ndeki yarı olan kurslar, (HABER MERKEZİ) de hafta içi da devam ediyor" diye konuştu. Karşıyaka zmir Çiğli Özel Büyük ehir Sağ. Belediyesi nin Alsancak ulusal Diyabet ölçek Hastanesi kredi notunu Aa3, Bostanlı küresel Diamed ölçekte Dah. Dal kredi Mer. notunu 465 Baa Bayraklı İskele olarak Doğa aç t. Tıp Mer. zmir, Pasaport İskele Moody s Dr. Sıhhat taraf ndan Tıp Merkezi verilen 367 söz 67 konusu 47 notlar iki -Türk y ld r Telekom- korumay ba ar yor. Avşar Palmiye Raporda zmir 277 Büyük ehir in Sema güçlü Sineması faaliyet marjlar, dengeli Göztepe nakit ak n n İskele ba ar l Efes K.B.B. Merkezi yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini Arıza finanse etme kapasitesi sa lad ve 121 Cinemaximum bu durumun, geçen 278 be y l içinde Konak toplam Sineması gelirlerinin 483 yakla k yüzde Üçkuyular 4 üne İskele denk gelen 259 finansman Ege Sağlık Hastanesi fazlal ndan da anla ld ifade Bilinmeyen edilmi ti. Numara Moody s, belediyenin Cinemaximum bugüne kadar bütün borçlar n n anapara Desem Sineması ve faiz geri ödemelerini fazlas yla kar lamaya yeterli Ege Tüp Bebek Merkezi miktarda nakit rezervi bulundurdu unu, bunun Danışma da istikrarl bir nakit yönetimi 44 Cinemaximum stratejisi izlemesinden (Ykm) kaynakland n vurgulam t Karşıyaka Sineması Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Ekim Şubat Çarşamba Perşembe "Hastalık hastası" değil fibromiyalji olabilirsiniz ESOGÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaşifoğlu, "Açıklanamayan genel vücut ve eklem ağrınız varsa, yıllardır bir tanı konulamadıysa ve çevrenizdekiler artık size 'hastalık hastası' olarak bakıyorsa, mutlaka romatizma doktoruna gidin" dedi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, açıklanamayan genel vücut ve eklem ağrılarına yıllardır tanı konulamaması ve kişiye çevresindekilerin "hastalık hastası" olarak bakmasının, fibromiyaljiden kaynaklanabileceği uyarısında bulundu.kaşifoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "yumuşak doku romatizması" olarak da bilinen fibromiyaljinin, en sık görülen romatizmal hastalıklardan olduğunu söyledi. Polikliniğe gelen her üç hastadan birinin yumuşak doku romatizması olduğunu belirten Kaşifoğlu, "Hastalar genellikle kadındır. S- abah kalktıklarında yorgun, bitkin, gece uykuları iyi değildir, açıklanamayan genel vücut ve eklem ağrıları vardır" dedi. Söz konusu hastalığı ortaya çıkarabilecek bir kan testi bulunmadığı bilgisini veren Kaşifoğlu, tanının sadece fiziki muayeneyle konulabileceğine dikkati çekti. Kaşifoğlu, şöyle devam etti: "Bu kişiler, ağrıları nedeniyle çok sayıda hekim tarafından görülmüş, buna rağmen birçoğuna tanı konulamadığı için ümitsizlik içindedir. 15 yıldır doktor doktor gezen insanlar var. Fibromiyalji, yaşam kalitesini bozuyor. Ağrıları dolayısıyla kişi kendini kötü, mutsuz hissediyor. Üstelik doktora da gidiyor, bir şey çıkmıyor. Bunun üzerine eşi, ailesi de şüphe duyuyor. Çoğu kişi artık toplumda 'hastalık hastası' gibi adlandırmalara maruz kalıyor ve ağrılarla yaşamaya mahkum oluyor. Bazı hastalarımıza tanı koyduğumuzda dönerler eşlerine ve 'Bak gördün mü benim de bir hastalığım varmış' der ve tedavisi olduğunu öğrenince mutlu olur." - "Hassas, duyarlı ve mükemmeliyetçi kişiler yakalanıyor" Kaşifoğlu, fibromiyaljinin, kişileri psikolojik bakımdan etkilemesi dışında kalıcı bir sakatlığa yol açmadığını anlattı. Bu hastalığa daha çok hassas, duyarlı ve mükemmeliyetçi kişilerin yakalandığını dile getiren Kaşifoğlu, "Açıklanamayan genel vücut ve eklem ağrınız varsa, yıllardır bir tanı konulamadıysa ve çevrenizdekiler artık size 'hastalık hastası' olarak bakıyorsa, mutlaka aklınıza fibromiyalji hastalığı gelmeli ve romatizma doktoruna muayene olmalısınız. Çünkü tedavisinde kullanılabilecek ilaçlarla hastalarda belirgin bir rahatlama olur. Bu nedenle engellenebilecek bir nedenden dolayı ağrı çekmenize gerek yok" diye konuştu. (AA) Bir paket sigara ömrü 10 yıl kısaltıyor Alman Kanser Araştırmaları Merkezi (DKFZ), sigara, içki ve sağlıklı olmayan hayat tarzının insan ömrünü kısalttığına dair daha net sonuçlar ortaya koyan bir araştırma gerçekleştirdi. 25 bin Almanın 20 yıla dayanan hayat tarzını ele alan D- K- Halk arasında "iltihaplı eklem romatizması" olarak bilinen ''romatoid artritin (RA), yaşam kalitesini ve evlilik hayatını olumsuz etkilediği belirtildi. Romatizma ve Ağrı Derneği (RADER) Genel Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, 12 Ekim Dünya Artrit Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye de yaklaşık 350 bin RA'lı, 200 bine yakın ankilozan spondilitli hasta bulunduğunu söyledi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı da olan Kuru, hastalıktaki bu yüksek sayılara rağmen toplumdaki farkındalık düzeyinin çok düşük olduğunu belirtti. RA'da, ağrıların hayatı olumsuz etkilediğini belirten Kuru, deformasyonlar ve ağrı nedeniyle hastaların günlük işlerini yapmakta çok zorlandığını ve yaşam kalitesinin bozulduğunu kaydetti. Hastalık seyri sırasında yoğun bir iltihabik aktivite bulunduğunu, bu nedenle hastanın gün içerisinde kendini çok yorgun ve halsiz hissettiğini anlatan Kuru, bu durumun zamanla evlilik yaşamını da olumsuz etkilediğine dikkati çekti. Prof. Dr. Kuru, şöyle devam etti: ''RA'lı hastalarda boşanma oranları, hasta olmayanlara göre daha yüksektir. Boşanmış hastaların yeniden evlenme oranları ise boşanmış ancak romatoid artriti olmayanlara göre daha düşüktür. Ağrı ve fonksiyon kayıplarıyla seyreden kronik bir hastalıktır. Bunun sonucunda hastaların yüzde 40'ında depresyon gelişmekte ve depresyon etkili şekilde tedavi edilmezse, hasta sosyal çevreden i- zole olmaktadır dedi. -Kadınlarda daha çok görülüyor RA'nın, dünyanın her yerinde ve her ırkta görülebilen bir hastalık olduğunu, ancak yine de ülkeler arasında bazı farklılıklar bulunabileceğini anlatan Kuru, bu rahatsızlığa Asya ve Güney Avrupa'da, Amerika ve Kuzey Avrupa'ya göre daha az rastlandığını söyledi. Hastalığın kadınlarda, özellikle de menopoz öncesinde sık görüldüğüne işaret eden Kuru, ''Bu dönemde hastalığa; her dört kadına karşılık, bir erkekte rastlanmaktadır. Yaş ilerledikçe bu oran azalır ve 70 yaşından sonra eşitlenir'' şeklinde konuştu. FZ, her bir risk faktörünün bugün 40 yaşında olan birinin ortalama ömründen ne kadarına mal olduğunu hesapladı. Ortaya çıkan sonuca göre insan ömrünü en fazla kısaltan risk faktörü sigara. Günde on sigaradan fazla içen bir erkeğin ömründen 9,4 yılını alırken, aynı miktarda sigara bir kadının hayatının 7,3 yılına mal oluyor. Araştırmaya göre günde ondan fazla sigara içmeyen kadın ve erkekler de hayatlarını beş yıl kadar kısaltıyor. Alkollü içecekler de ortalama ömrü tehdit eden risklerin başında. Araştırmaya göre günde 5 -Ağrı nedeniyle basit hareketler bile yapılamıyor Bu rahatsızlığın, kanser ya da koroner kalpdamar hastalıklarına benzer şekilde ölümcül seyredebildiğini belirten Kuru şunları kaydetti: ''Ölüm oranları, hasta olmayanlara göre iki-üç kat daha fazladır. Yaşam süresi de hasta olmayanlara göre 5-10 yıl daha kısadır. En önemli ölüm nedenleri kalp-damar hastalıkları, enfeksiyonlar ve mide-bağırsak kanamalarıdır. Vücuttaki şiddetli iltihap, damarları da etkileyerek damar sertliğine neden olmaktadır. Romatoid artrit, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında Multipl Skleroz ve kalp hastalıklarıyla beraber en üst sırada yer almaktadır. Hastalar eklemlerdeki ağrı nedeniyle, düğme açıp kapama, çatal bıçak tutma, kavanoz açma gibi basit hareketleri yapamayabilir.'' -Sigara önemli bir risk faktörü kadeh alkol ve daha fazlası erkeklerde 3,1 yıla mal oluyor. Bilimadamları, kadınların aynı miktarda alkol tüketmeleri durumunda ömürlerinden ne kadar gittiği ile ilgili net bilgiye ise henüz u- laşamadı. Bununla birlikte çok miktarda kırmızı et kadınlar açısından erkeklere kıyasla daha riskli. Kadınlar bu sebeple ömürlerinden 2,4 yıl kaybederken, erkeklerde bu rakam 1,4 yıla düşüyor. İnsan ömrünü önemli ölçüde kısaltan faktörler arasında kilo fazlalığı ve kilo azlığı da geliyor. DKFZ araştırmasına göre, vücut kitle endeksi 30 un üzerinde olan erkekler 3,1 kadınlar ise 3,2 yıl kaybediyor. Vücut kitle endeksi 22,5 in altında kalan erkeklerde kayıp 3,5 yıl o- larak hesap edilirken, kadınlar da ömürlerinden 2,1 yılını kaybediyor. (CİHAN) Romatoid artrit evlilik hayatını OLUMSUZ ETKİLİYOR Romatizma ve Ağrı Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Kuru, "Halk arasında 'iltihaplı eklem romatizması' olarak bilinen romatoid artritte hastaların boşanma oranları, hasta olmayanlara göre daha yüksektir, yeniden evlenme oranları ise boşanmış ancak romatoid artriti olmayanlara göre daha düşüktür'' dedi Hastalığın ortaya çıkışında yüzde 60 genetik, yüzde 40 oranında çevresel faktörlerin etkili olduğuna işaret eden Kuru, sigara içilmesinin romatoid artritin hem ortaya çıkışında, hem de hastalığın ağır seyretmesinde önemli rol oynadığını söyledi.kuru, bu nedenle özellikle RA hastalarının sigarayı bırakması gerektiğini vurguladı. Söz konusu vakalarda erken teşhisin çok önemli olduğuna dikkati çeken Kuru, belirtilerin ortaya çıkmasından itibaren ilk 12 hafta içerisinde doktora gidilmesi ve tedaviye başlanması durumunda hastalığın yok olma ihtimalinin olduğunu bildirdi. Kuru, ''Son yıldır kullanıma giren yeni tedavi ajanlarıyla (biyolojik a- janlar), romatoid artrit tedavisinde çok önemli bir aşama kaydedilmiştir. Biyolojik ajanlar sayesinde; hastaların yarısından fazlasında, RA'yı durdurmak mümkün hale gelmiştir'' görüşüne yer verdi. (AA) Strese karşı "ceviz" tüketin Yağ, protein ve vitamin yönünden zengin ceviz tüketiminin, stresi azalttığı belirtildi. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cevizin asırlar önce krallara ikram edilen çok kıymetli ürünlerin başında geldiğini söyledi. Cevizin çok faydalı bir yemiş olduğunu anlatan Karadeniz, cevizin çerezlik dışında günlük de tüketilmesini önerdi. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar için de oldukça faydalı cevizin taze tüketilmesini aktaran Karadeniz, şöyle konuştu:"ceviz, içerdiği yağ oranı, vitamin ve proteiniyle özel bir meyvedir. Cevizin k- abuğu kırıldığında içinin beyne benzediği görülür. Dolayısıyla yapılan klinik araştırmalarda cevizin insan beyninde çok önemli bir eksikliği giderdiği tespit edilmiştir. Omega 3 bakımından özellikle beyne ve kalp damar hastalıklarına çok iyi geldiği bilinmektedir. Ceviz aynı zamanda bir diyet meyvesidir." Cevizin hem yumuşaklığı hem de özel aromasıyla tatlı ve baklavalarda tercih edilen bir meyve olduğuna değinen Karadeniz, "Çerezlik olarak da ifade edilmektedir ancak biz artık cevizin temel gıda maddesi olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda endüstriyel bir ürün. O nedenle ceviz her an, her gün tüketilmesi gereken bir meyve o- larak tanımlanmaktadır" i- fadelerini kullandı. - "Çocukların beyin gelişimine katkı sağlıyor" Cevizin yaşlıların tüketmeleri durumunda unutkanlığı azalttığını, çocuklarda ise beyin gelişimine katkı sağladığını belirten Karadeniz, "Cevizin taze olarak tüketilmesini öneriyoruz, kabuğunun kırılmasından sonra uzun süre raflarda bekletilmemesi gerekir. Kabuklu olarak saklanıp günlük taze tüketilmeli" dedi. - "Stresi azaltıyor, aileye huzur getiriyor" Prof. Dr. Karadeniz, cevizin içeriğinin zengin olması nedeniyle tüketenlerin stresini azalttığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Cevizin içerdiği bileşenler sayesinde insanları stresten uzaklaştırdığı, ailede huzuru getirdiği ve kavgaları azalttığını bilmekteyiz. Bu, Amerikan bilim adamları tarafından da tespit edilmiştir. Bunların yanında cevizin suyunun içilmesi durumda ise kolesterolü düşürdüğü ve şekeri dengelediği bilinmekte. O nedenle ceviz günlük mutlaka tüketilmesi gereken faydalı meyve türlerinin başında gelmektedir. Yaşlı, genç ve çocuk demeden herkese ceviz tüketmelerini öneriyoruz." (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 15 1ubat Ekim Perşembe Çarşamba Egeli işadamları Ticaret Köprüsü nde buluşacak! Türk Sağlık Sen: Araç parketmek personele yasak, idarecilere serbest Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi nin uygun bölümlerini onkoloji hastası yakınları ve çalışanların o- topark olarak kullanırken hastane yönetiminin bu duruma önce yasak getirdiğini, ardından da kendi arabalarını hastane bahçesine koyduğunu iddia etti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Doğruyol, Hastane bahçesinin otopark olarak kullanılması yasaklayıp yeşil alan olarak kullandırdıklarını ifade eden hastane yöneticileri, onkoloji hasta yakınlarına ve çalışanlara vermedikleri hakkı kendilerinde görebilmekteler. Hastane bahçesini otoparktan yeşil alana çevirdiğini ifade eden hastane yöneticilerine, hangi aracın parkettiği yere çim döşediklerini ya da çiçek, ağaç diktiklerini de sorgulamakta yarar görüyoruz. Hastane bahçesinin otopark olarak kullanılmasını yasaklayıp personeli ücretli olarak okul bahçelerine, otel otoparklarına yönlendirmeye çalışan idarecilerin etik olmayan bu davranışlarını kamuoyunun takdirine sunuyoruz. (HABER MERKEZİ) Bugün yapılacak etkinlik hakkında bilgi veren EGİAD Başkanı Kaya, Çoğu zaman çok büyük iş fırsatlarının çok yakınımızda hatta bazen hemen yanı başımızda olduğunun farkına varamıyoruz. Yapacağımız toplantı bu açıdan çon önemli" diye konuştu İş ağı konusunda doğru uygulamalarla tanışmayı ve bu uygulamaları hayata geçirmeyi amaç edinen genç işadamları, E- GİAD Ticaret Köprüsü etkinliğinde bir araya gelmeye hazırlanıyor. EGİAD, üyelerinin en temel beklentilerinden biri olan İş Ağlarını (networking) kurmak ve genişletmek amacıyla EGİAD Ticaret Köprüsü başlığı altında Speed Dating Hızlı Tanışma olarak da bilinen organizasyonun ikincisi 15 Ekim Çarşamba sabahı SwissOtel Büyük Efes te gerçekleşecek. 100 ün üzerinde işadamının katılımda bulunacağı toplantı sayesinde birçok iş bağlantısına ve ortaklığa zemin hazırlanmış olunacak. Ege iş dünyasındaki canlanmayı arttıracak sözkonusu organizasyon öncesinde açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, rekabet ve iş modellerinin hızla değiştiği, yeni ve yenilikçi sistemlerin her geçen gün iş yaşamını farklı boyutlara taşıdığı bir süreçten geçildiğini hatırlatarak, Hangi iş kolunda olursak o- lalım sektörümüzle ilgili müşterilerimiz, meslek kuruluşları, destekleyici diğer organizasyonlar ve karar vericilerden oluşan y- erel, ulusal ve küresel ağlar bugün işimizin bir parçası ve başarının koşullarından biri oldu. Bu ağlarda dokunduğumuz ve ilişkide bulunduğumuz her isim, her firma bizim entellektüel sermayemize yaptığımız bir y- atırım olarak görülmelidir. Bunun süreklilik kazanması ve gelişerek büyümesi işlerimizde başarı şansını artıracaktır dedi. Düzenli olarak gerçekleştirilecek EGİAD olarak üyeler arası ve diğer iş ortaklarıyla ticaret ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi konusuna önem verdiklerini söyleyen Kaya, geçtiğimiz Nisan ayında ilk kez düzenlenen Ticaret Köprüsü etkinliğinin bu hedef doğrultusunda ikinci kez düzenlendiğini belirterek, Rekabetin her geçen gün daha kırıcı olduğu günümüzde iş fırsatlarının ve potansiyelin olduğu her y- erde görünür olmak önem kazanmaktadır. Çünkü çoğu zaman çok büyük iş fırsatlarının çok yakınımızda hatta bazen hemen yanı başımızda olduğunun farkına varamıyoruz. Bu tür toplantılar potansiyel iş ortaklarımızı tanımak açısından çok yararlıdır. Üyelerimizi ve yakın iş ortaklarımızı ürünleri, hizmetleri ve firmaları ile daha iyi tanımak açısından bu ve benzeri etkinlikleri düzenli olarak gerçekleştirmeyi ilke edindik dedi. Az zamanda en iyi performans Düzenlenen etkinlikte katılımcıların birkaç dakikalık aralıklarla aynı anda yer değiştirerek kısıtlı sürede en fazla kişinin profesyonel anlamda birbirleriyle tanışmaları sağlanacak. Asansör konuşması o- larak tanımlanan görüşmelerde, firma ile ilgili bilinmesi istenen en önemli noktalar anlatılacak. Çok kısa sürede kendi işini anlatabilme, karşı tarafa da doğru soruları sorabilme esasına dayanan bu uygulama, E- GİAD üyelerinin ve üye şirketlerinin kendi aralarında işbirliğini arttırmasını hedeflemekte. (HABER MERKEZİ) Atila: Muhtarlık binaları yenileniyor Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila Bornovada'ki mahalle muhtarlarıyla Şahin Tepesi Restoran'da gerçekleşen kahvaltıda bir araya geldi. Başkan Atila, her gün yüzlerce vatandaşın hizmet aldığı muhtarlık binalarının yenileneceği müjdesi verdi. Pilot mahalle olarak Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü nce projeleri hazırlanan Evka-3, Yeşilova ve Pınarbaşı mahallelerindeki muhtarlık binaları yenilenecek. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, ihtiyaç ve sorunları belirlemek için düzenlediği kahvaltıda muhtarlık binalarının, Tasarım Müdürlüğü ve üniversitelerin işbirliği çerçevesinde yenileneceği müjdesini verdi. Toplantıya katılan Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Ziya Çavdar ise organik tarım ile ilgili çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Başkan Atila; muhtarlık binalarıyla ilgili kentsel tasarım müdürlüğünün çalışmaları doğrultusunda Türkiye'de farklı bir tasarım oluşturarak örnek olmak istediklerini dile getirdi. Pilot mahalle olarak projeleri hazırlanan Evka- 3, Yeşilova ve Pınarbaşı mahallelerindeki muhtarlık binaları Üniversite öğrencilerinin de desteği ile tasarlanacak. Ofis projelerinin hepsinin standart olduğu ve terası da olan proje örnekleri muhtarların beğenisine sunuldu. 30 Mart seçimleri sonrası mahalleye dönüşen eski köy yerleşimlerinin kalkınması yönünde çalışmalara ağırlık verildiğini dile getiren Başkan Atila; bu yöndeki projeleri anlattı. Atila, Ege Üniversitesi'nin de işbirliği ile hem Bornova'da yaşayan öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak hem de eski köy yerleşimlerine katkı sağlamak amacıyla köy pansiyonculuğu yapılabileceğini dile getirdi. Böylece öğrencilerin yurtların dışında ev ortamında barınması ve mahalle statüsü kazanan köylere tarım ve hayvancılık dışında bir gelir kaynağı oluşturulacağına dikkat çekti. Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Ziya Çavdar ise organik tarım ile ilgili yapılan çalışmalardan bahsederek, organik tarım konusunda muhtarları bilgilendirdi. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Pamuk ipliğinden ince dokunmuş tülbent. Sarp geçit. 2. Bir gezegen. Kayısı, erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu. 3. Subay. Bir nota. 4. Sinirli. Tahılın tarladaki adı. 5. Garaj. 6. Kayak. Üstten sağa doğru eğik olan basım harfi. 7. Uzaklık anlatır. İpliklerin boyanmak istenmeyen bölgelerinin ağaç kabukları ve balmumuna sararak boyama tekniği. Bir nota. 8. Gözün renkli bölümü. Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 9. Milli İstihbarat Teşkilatının kısaltması. Itırlı bir bitki. 10. Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı cariye. Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne. 11. Deniz kuvvetlerinde bir aşama. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. 12. Konut, hane. Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık. 13. Genellikle içine sulu şeyler konulan metalden yapılmış kap. Tahıl için kullanılan, sekiz kiloluk ölçek. 14. Halkın aşağı tabakası. Bitki. 15. Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları şakul ipi. 16. Dördül, murabba. Yer kırığı, fay. 17. İkiyüzlü. Eski Mısır da bir tanrı. 18. Bir renk. Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp gözden geçirme. 19. Sert bir içki. Şaşma anlatan ünlem. Çocuk sahibi olmuş kadın. 20. Sevgide aldatma, sadakatsizlik. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Bir çeşit küçük atmaca. Dolma kalem. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri. Mihrace. 2. Bir çalgı. Sık sık küçük ve önemsiz kazalar yapan kimse. Avukat sayısı beşten az olan yerlerde avukat yetkisini taşıyan meslek adamı. 3. Kuramsal, teorik. Cemaate namaz kıldıran kimse. Tekirdağ ilinin bir ilçesi. Nikelin simgesi. 4. Kara taşıtlarından biri. Sıcaklık veya terlemekten vücutta meydana gelen küçük pembe kabartılar. Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek. 5. Çavuş kuşu, hüthüt. Saç ya da sakal kestirme işi. Kaliforniya da yetişen, metre boyunda, büyük bir orman ağacı. 6. İstikbal, gelecek. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. Bakanlar Kurulu. Saha, meydan. 7. Bir tür sağlam, yumuşak dana veya öküz derisi. Eski dilde yuva, aile ocağı, ev. Eski dilde otlar. 8. Yemek yemesi gereken. Keçi tüyü. Antalya ilinin bir ilçesi. Giysi. Kavşak. 9. Bir yerde toplanıp yığılma, birikme. Geçim parası. Asya da bir ülke. 10. Evliya, veli. Hareket olaylarını inceleyen bilim dalı. Alacak, borç.

14 SAYFA 15 İzlanda, Hollanda'yı da eli boş gönderdi EURO 2016 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu maçında geceye İzlanda sürprizi damgasını vurdu. A Grubu üçüncü maçında Hollanda'yı konuk eden İzlanda, güçlü rakibi karşısında ilk yarıda bulduğu gollerle 2-0 galip ayrıldı. İzlanda, grupta ilk maçında Türkiye'yi, ikinci maçında ise deplasmanda Letonya'yı 3-0'lık skorlarla yenmişti. Türkiye'nin de yer aldığı grubun favorisi olarak gösterilen Hollanda, İzlanda deplasmanında 10. dakikada Glyfi Sigurdsson'un penaltıdan attığı golle 1-0 geriye düştü. İzlanda'nın yıldızı Sigurdsson, 42. dakikada bir kez daha sahneye çıktı ve skoru 2-0'a getiren isim olurken ilk yarı bu skorla sona erdi. İkinci yarıda yapılan oyuncu değişikliklerine rağmen Hollanda'nın baskısı sonuç vermeyince İzlanda sahadan 2-0 galip ayrıldı ve 9 puana ulaştı. Hollanda ise 3 puanda kaldı. Galatasaraylı Wesley Sneijder, ilk 11'de çıktığı karşılaşmanın ikinci yarısında yerini Klaas-Jan Huntelaar'a bıraktı. Hollanda gruptaki dördüncü maçında 16 Kasım'da sahasında Letonya'yı ağırlarken İzlanda deplasmanda Çek Cumhuriyeti ile karşı karşıya gelecek. (CİHAN) DIŞ MEKAN YER DÖŞEME MALZEMESİ ALIMI İŞİ KARŞIYAKA BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ DIŞ MEKAN YER DÖŞEME MALZEMESİ ALIMI İŞİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/ İdarenin a) Adresi : LATİFE HANIM MAHALLESİ ÇOSKUN SAHIN SOK. NO: ÖRNEKKÖY KARŞIYAKA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : info@karsiyaka.bel.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 4 KALEM DIŞ MEKAN YER DÖŞEME MALZEMESİ ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Karşıyaka Belediyesi Örnekköy Şantiyesi c) Teslim tarihi : Sözleşme tarihinden itibaren işe başlanacaktır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Toplantı Salonu Coşkun Şahin Sk. No.129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka b) Tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticâret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler; Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a)imalatçısı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b)yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c)türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, Adayın veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite raporu, Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi, Adayın veya isteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlarca düzenlenen ve aday veya isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Coşkun Şahin Sk. No.129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Coşkun Şahin Sk. No.129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 15/10 Basın: Resmi İlanlar: de SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Ekim Şubat Çarşamba Perşembe Fatih Terim: Bu seferki HEPSİNDEN TESADÜF 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri A Grubu'nda 1-1 tamamlanan Letonya maçının ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Fatih Terim, Letonya ile geçmişte yapılan maçlara atıfta bulunarak, "Bu seferki hepsinden daha tesadüf. Atamadığımız 10 pozisyon var. Penaltıyla beraberliği buldular. Başka türlü gol atamazlardı. İlk yarı kalemize geldiklerini hatırlamıyorum ama futbol böyle bir A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim, Letonya ile 1-1 berabere kaldıkları maçın ardından skorun tesadüf olduğunu belirterek, "Maçtan sonra 1-1'e bayram ettiklerine göre ne kadar tesadüfi olduğu açık" dedi oyun. Zaman zaman sizi bu durumla karşı karşıya bırakabilir. Zaten sorunun cevabı sahada gizli. Maçtan sonra 1-1'e bayram ettiklerine göre ne kadar tesadüfi olduğu açık" şeklinde konuştu. A Milli Futbol Takımı'ın bir puanla grubun sonunda yer almasıyla ilgili olarak Fatih Terim, "Böyle bir manzarayı beklemek mümkün değil. Gruplar çekildiğinde grubun sert olduğunu ifade ettim; ama bu manzarayı ne bekledim, ne ümit ettim ne de düşündüm. Ancak seçen benim, oynatan benim, doğal olarak da hata benim. Oyuncularım oynuyor, atıyor, atamıyor veya yiyor. Açıkçası bu durumdan dolayı üzgünüm. Hiç kimsenin beklemediği kadar canımın yandığı da açık. Ben aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu'nun Türkiye futbol direktörüyüm. Sonuç olarak hem buna hem de Türk futbolunun genel sıkıntılarına çareyi de benim bulmam lazım. Hakikaten bu gece bir başlangıç yapabilirdik. Letonya ile berabere kalmanın özrü yok. Bunu kabullenemem. Bir yanlışımız ve eksiğimiz var" ifadelerini kullandı. Bu arada milli futbolculardan konuşan olmazken, karşılaşmada omzu üzerine düşen Oğuzhan Özyakup'un kolunun maçtan sonra askıya alındığı görüldü. Milli futbolcunun omuzunda kısmi çıkık bulunduğu kaydedildi. (CİHAN) KUMANYA ALIMI (2015 YILI İÇİN) İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRE BAŞKANLIĞI MAL ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KUMANYA ALIMI (2015 YILI İÇİN) alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/ İdarenin a) Adresi : CUMHURIYET BULVARI No:1 K: KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@izmir.bel.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : KUMANYA (İKRAM) 7500 ADET KUMANYA 8000 ADET Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : İZMİR İL SINIRLARI İÇERİSİNDE İDARENİN BELİRLEYECEĞİ ETKİNLİK YAPILACAK YERLERE PEYDERPEY TESLİM EDİLECEKTİR. c) Teslim tarihi : KUMANYALAR YÜKLENİCİ İLE İDARE ARASINDA SÖZLEŞMENİN İMZALANMASINDAN SONRA TARİHİNDEN TARİHİNE KADAR İDARENİN İHTİYACINA GÖRE PEYDERPEY TESLİM EDİLECEKTİR. 3-İhalenin a) Yapılacağı yer : İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 429 Konak/İZMİR) b) Tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKAN- LIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 15/10 Basın: Resmi İlanlar: de

15 SAYFA 16 Gediz Üniversitesi'nden KREDi KARTI UYARISI Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, bankacılıkta yeni bir döneme geçildiğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Türkmen,"Bankalar, ödenmeyen kart üyelik ve hesap ücreti için artık icra takibi yapamayacak" diye konuştu. Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, bankacılıkta yeni bir döneme geçildiğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Türkmen, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK) 3 Ekim 2014'te Resmî Gazete de yayımlanan yönetmeliğiyle finansal tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde, faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon, masraf türlerine ilişkin düzenleme yaptığını açıkladı. Yrd. Doç. Dr. Türkmen, tüketiciyi koruyan birçok madde bulunduğunu belirterek, Bankalar, yıllık ücreti olmayan kredi kartı da vermek ve ücretli kartı, limiti aynen geçerli olmak üzere ücretsiz kartla değiştirmek zorunda. 180 gün kullanılmayan kartlar ve h- esaplar için bundan böyle ücret alınamayacak. Kredi kartları, borç olsa bile tüketicinin talebi halinde iptal edilecek. Bankalar, ödenmeyen kart üyelik ve hesap ücreti için artık i- cra takibi yapamayacak. dedi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, tüketicinin aleyhine olarak değerlendirebilecek bazı düzenlemelerin de yer aldığını dile getirdi: 28 Mayıs ta yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun la bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde, tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türlerine ilişkin düzenleme yapma yetkisi BDDK ya verilmişti. BDDK da buna dayanarak Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hazırladı. Böylece finansal işlemler bakımından tüketiciyi koruyucu birçok yeni düzenleme getirildi. Tüketiciyle yapılacak işlemlerde alınacak ücretler 20 kalemde toplandı, bunlara yenilerinin eklenmesi BDDK iznine tâbi tutuldu. Bankalar artık istedikleri gibi masraf tahsil edemeyecek. Bunların yanısıra tüketici aleyhine de başta dosya masrafı ve hesap işletim ücreti olmak üzere bazı ücret kalemleri yasal dayanağa kavuşturuldu. NELER DEĞİŞTİ? * Bankalar, yıllık üyelik ücreti ve benzeri ad altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmak zorunda. Yıllık üyelik ücreti alınan kredi kartları, tüketicinin talebi üzerine ve limiti aynı kalmak kaydıyla ücret alınmayanla değiştirilecek. * Kesintisiz olarak en az 180 gün süreyle hareket görmeyen kredi kartları ile banka hesapları hareketsiz kart kabul edilecek ve bu kartlara ve hesaplara hareketsiz kaldığı müddetçe yıllık üyelik ücreti ve h- esap işletim ücreti yansıtılamayacak. * Kuruluşlar, tahsil edemedikleri kredi kartı üyelik ücretleri ve hesap işletim ücretleri için icra takibi yapamayacakları gibi bunlar, tahakkuk tarihinden itibaren en fazla son 12 aylık dönem için sonradan tahsil edilmek üzere bekletilebilecek. 12 ayda tahsil edilemeyen bu ücretler iptal edilecek. Kuruluşlar, bu ücretleri tahsil etmek için tüketiciyi kredilendiremeyecek. (HABER MERKEZİ) Çin kotası ''beyaz altın''ı VURDU D ünyanın en büyük pamuk ithalatçısı Çin'in bu yıl pamuk ithalatına kota getirerek pamuk alımını azaltması tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pamuk fiyatlarını düşürdü. Güneydoğu Anadolu, Çukurova ve Ege Bölgesi'nde pamuk hasadı devam ediyor. Geçen yıl Türkiye'de 550 bin ton üretilen pamuğun, üreticisine "para kazandırması" nedeniyle bu yıl pamuk ekim alanları Dünyanın en büyük pamuk ithalatçısı Çin'in, bu yıl kota getirerek pamuk alımını azaltması Türkiye'de de fiyatları düşürdü. Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Kocagöz, "Hatta Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki pamuk, dünyanın en ucuz pamuğu" dedi genişlediği ve pamuk rekoltesinin 750 bin tonun üzerinde beklendiği ifade edildi. Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada rekolteki bu artışa karşın, fiyatların üreticinin beklediği düzeyde gerçekleşmeyeceğini savundu. Piyasaya Çin yön veriyor "Bu sene ne yazık ki geçen seneden kötü olacak" diyen Kocagöz, pamuk fiyatlarının düşük olmasına dünyanın en büyük pamuk ithalatçısı Çin'in mevcut pamuk stoklarının fazla olması nedeniyle ithalata kota koyup mal alımını azaltmasının neden olduğunu belirtti. Kocagöz, dünyada pamuk s- toğunun yarısının Çin'in elinde olduğuna dikkati çekerek, "Çin'in 'bu yıl ben kendi stoğumu kullanacağım ithal etmeyeceğim' demesi fiyatları aşağıya çekmeye yetiyor" i- fadesini kullandı. Dünya emtia piyasalarında pamuğun kilogram fiyatının 77 centlerden 60 centlere doğru indiğine işaret eden Kocagöz, şunları söyledi: "Bu iniş az değil, yüzde 20-25'lere denk geliyor. Geçen seneki fiyatlarla verimin iyi olması üreticiyi pamuğa yöneltti ve ekili pamuk alanımız arttı. Geçen sene 550 bin ton olan pamuk üretimimizin bu yıl 750 bin tona çıkmasını bekilyoruz. Hal böyle olunca hasat döneminde bir arz fazlası ortaya çıkıyor." "Pamuk fiyatları çok düşük" Kocagöz, Çin'in pamuktaki tutumu ve Türkiye'deki arz artışı göz önüne alındığında pamuk üreticisinin beklendiği fiyatların gerçekleşmeyeceğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Pamuk üreticisi için tehlike çanlarının çaldığını söyleyebilirim. Şu anda ülkemizde ne yazık ki pamuk fiyatları çok düşük. Hatta Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki pamuğa, dünyanın en ucuz pamuğu diyebiliriz. Şu an lif yani işlenmiş pamuğun kilogramı Güneydoğu'da 3,2, Ege Bölgesi'nde ise 3,6 lira civarında. Üreticinin eline geçen kilogram başına Güneydoğu'da 1,3 ile 1,6 lira arasında değişiyor. Geçen yıl bu rakamlar 1,6 ile 2 lira arasındaydı." Kocagöz, Türkiye'nin pamuk veriminde Avustralya'nın ardından dünya ikincisi olduğunu belirterek, "Verimdeki bu başarı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın prim desteği olmasaydı Türkiye'de pamuk asla ekilmez" dedi. (AA) İzmirli diploma değil meslek istiyor İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, İzmir de işgücü piyasasının talep boyutunu tespit etmek amacıyla 12 Mayıs-27 Haziran 2014 arasında İzmir İşgücü Piyasası Talep Araştırması yaptı. Araştırmaya göre en çok garson ve güvenlik görevlisi aranıyor İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, İzmir de işgücü piyasasının talep boyutunu tespit etmek amacıyla 12 Mayıs-27 Haziran 2014 arasında İzmir İşgücü Piyasası Talep Araştırması (İPA) yaptı. Bu talep araştırması ile İzmir deki işgücünün yapısı, sektörler bazında çalışanların mesleklere ve cinsiyete göre dağılımları, ihtiyaç duyulan işgücü için talep edilen eğitim ve beceri durumları, temininde güçlük çekilen meslekler ve teminde güçlük çekme sebepleri, 2015 yılı ortasında işgücü piyasasında mesleki değişim beklentilerine ilişkin bilgiler derlendi. Yapılan araştırma hakkında bilgiler veren İl Müdürü Kadri Kabak, Alan çalışması, Türkiye İstatistik Kurumu ile birlikte tespit edilen, İzmir deki özel sektörde faal olan 10+ istihdamlı işyerlerinde gerçekleştirildi. Uluslararası sektörel ve mesleki sınıflandırmalar kullanılarak yapılan araştırmada İzmir de örneklem yöntemi ile çalışıldı. Toplamda 6276 işyeri bizzat ziyaret edildi, bu işyerlerinin 5254 tanesine ise işyeri bilgi formu uygulandı. diye konuştu. Çalışma kapsamında İzmir de 13 bin 310 kişilik açık iş bulunduğunu kaydeden İŞKUR İl Müdürü, İzmir in açık iş oranı yüzde 3,2 olarak hesaplandı. Başka bir deyişle İzmir de her 100 kişilik kadronun 96,8 i dolu 3,2 si ise boş olup doldurulmaya hazır. Saha çalışması sonuçlarında ziyaret edilen işyerlerinin yüzde 20,5 i açık işi olduğunu gösteriyor. Başka bir deyişle her 5 işyerinden 1 inin açık işi bulunuyor. Açık işler için yaklaşık olarak yüzde 65,5 oranında asgari bir eğitim düzeyi talep edilmekte. Açık işler için yüzde 4,7 oranında çıraklık eğitimi, yüzde 24,2 oranında lise altı eğitimliler, yüzde 25,9 lise ve dengi eğitimler ve yüzde 10,7 lise üstü eğitimliler talep edilmekte. Açık işler için talep edilen ek beceriler incelendiğinde açık işlerin yüzde 5 i için yabancı dil yeterliliği, yüzde 16,8 i için bilgisayar kullanımı, yüzde 11,3 ü için satış ve pazarlama, yüzde 20,6 sı için proje tabanlı çalışma, yüzde 29,1 i için etkin h- esap yapabilme, yüzde 25,2 si için sorun çözme ve bağımsız karar verme becerileri, yüzde 46,1 i 15 Ekim 2014 Çarşamba için iletişim ve ifade etme, yüzde 66 sı için takım çalışması becerileri, yüzde 61,6 sı için mesleğe ilişkin yeterli bilgi ve tecrübe, yüzde 67 si için fiziksel yeterlilik, yüzde 52,9 u için fazla mesaiye kalabilme, yüzde 75,3 ü için iş ahlâkına sahip olma, yüzde 12,9 u için seyahat edebilme esnekliği talep edildiği tespit edildi. dedi. Sektörlere göre en yüksek açık iş oranının yüzde 9,3 ile Diğer Hizmet Faaliyetleri sektöründe tespit edildiğini söyleyen Kadri Kabak, Diğer Hizmet Faaliyetleri sektörünü yüzde 5,1 açık iş oranı ile Bilgi ve İletişim sektörün ve yüzde 3,9 luk açık iş oranı ile Konaklama ve Yiyecek Hizmeti Faaliyetleri sektörünün i- zlediğini belirtti. İPA sonucunda İzmir de açık işlerin en fazla olduğu meslekler şöyle sıralandı: Makineci (dikiş), gaz altı kaynakçısı, güvenlik görevlisi, garson (servis elemanı), beden işçisi (genel), satış danışmanı, ütücü, kalite kontrolcütekstil, temizlik görevlisi ve çağrı merkezi görevlisi. Kadri Kabak, şöyle devam etti: 30 Haziran 2015 tarihinde sektörler itibariyle net istihdam değişimine oransal olarak bakılacak olursa en yüksek net istihdam artışı beklenen üç sektörün yüzde 38,7 ile imalat, yüzde 20,7 ile inşaat ve yüzde 14 ile idari ve destek hizmet faaliyetleri sektörleri olduğu görülecektir. Temizlik görevlisi, makineci (dikiş), beden işçisi (inşaat), çağrı merkezi görevlisi, satış danışmanı, sıvacı, gaz altı kaynakçısı, garson (servis elemanı), güvenlik görevlisi ve cnc torna tezgâhı operatörü meslekleri, 30 Haziran 2015 tarihi itibariyle en fazla net istihdam artışı beklenen mesleklerdir. Buna karşılık beton transmikser operatörü, ortaöğretim öğretmeni, taş duvarcı (inşaat), karıştırıcı (inşaat elemanları), yapı yalıtımcısı, inşaat marangozu, depo sorumlusu, Fen Bilgisi öğretmeni-ilköğretim, Türkçe öğretmeni ve boru döşemecisi meslekleri ise 30 Haziran 2015 tarihi itibariyle en fazla net istihdam azalış beklentisinin olduğu mesleklerdir. (CİHAN) "Uyuyan dev" 4 yıl sonra uyandı Alanında Türkiye'nin en büyükleri arasında bulunan Susurluk Şeker Fabrikası'nda çarklar, 4 yıl sonra yeniden dönmeye başladı. Nakliyeciler, taşınacak pancarlarla yaklaşık 700 bin tonluk yük çekecek, 120 bin ton küspe hayvancılıkta maliyetleri düşürecek, esnafta dönen para miktarı artacak Türkiye'nin, alanında en büyükleri arasında yer alan Susurluk Şeker Fabrikası, 4 yıl sonra tekrar faaliyete geçirildi. Tesiste iki ayda 410 bin ton şeker pancarı işlenecek. Türkiye Gıda ve Şeker Sanayii İşçileri (Şeker-İş) Sendikası Susurluk Şube Başkanı İsmail Karadayı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Şeker Fabrikaları bünyesindeki en büyük iki tesisten biri olan Susurluk Şeker Fabrikası'nın, Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale çiftçisi olduğu kadar bölge esnafı ve hayvan yetiştiricileri için de büyük önemi bulunduğunu söyledi. Temeli, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından 1954 yılında atılan ve açılışını 1955'te Başbakan Adnan Menderes'in yaptığı tesisin, bundan önceki üç kampanya dönemini sessiz geçirdiğini belirten Karadayı, "2010'da 248 bin ton pancar işledik. Bunun ardından ham madde eksikliği nedeniyle çarklar durdu ve bölgede üretilen pancarlar uzak fabrikalarda işlendi" dedi. Karadayı, 10 Ekim'de başladıkları pancar alım kampanyasıyla tesiste çarkların 4 yıl sonra tekrar dönmeye başladığını dile getirdi. Balıkesir, Bursa, Çanakkale ve Manisa bölgesinde bu dönem yaklaşık 230 bin ton şeker pancarı üretildiğini anlatan Karadayı, "140 bin ton Konya'daki Ilgın Şeker Fabrikası, 40 bin ton da Alpullu'daki tesisten gelecek. Toplam 410 bin ton şeker pancarını iki ay gibi bir sürede işleyeceğiz. Fabrikanın tekrar hizmete girmesinde destek veren siyasilerimize, genel müdürlerimize ve çiftçilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Çok mutluyuz, fabrikada özlediğimiz şeker kokusuna tekrar kavuştuk" ifadesini kullandı. Fabrikanın oluşturacağı katma değer Tesisteki üretimden, hayvan yemi olarak kullanılan 120 bin ton civarında küspe çıkacağını bildiren Karadayı, 410 bin pancar, 50 bin ton şeker, 120 bin ton küspe ve kömür, kireç gibi taşınanlarla yaklaşık 700 bin tonluk bir yükü yurdun dört bir yanından nakliyecilerin çekeceğini belirtti. Sadece nakliyecilerin değil, hayvancılıkla uğraşanlarla esnafın da kazanacağını söyleyen Karadayı, şunları kaydetti: "120 bin ton küspe, hayvancılıkta maliyetleri düşürecek. Bugün küspe, en ucuz hayvan yemidir. Hayvancılıkta ve kırmızı et üretiminde ilk sıralarda gelen Balıkesir'de üreticilerimiz, küspeyi uzaklarda aramayacak. Çiftçi ve nakliyecilere ödenen para, şeker ve küspeden elde edilen gelirlerle fabrikadan piyasaya milyonlarca liralık bir para akışı olacak. Bu para, esnafta alışverişi artıracak, piyasayı hareketlendirecek. Bu yıl kampanyada 236 arkadaşımız taşeron firmalar aracılığıyla iş başı yaptı. Bunları birçoğu yaş aralığında ve ilk defa sigortalı oldular. Bu gençler en az üç ay ailelerine yük olmayacak. Bu fabrika, bölgede yaklaşık 150 milyon dolarlık bir katma değer oluşturacak. Fabrikaya günde ortalama 8 bin ton pancar getiriliyor ve bunun tamamına yakını işleniyor. 700'ün üzerinde işçi ve memur, tam kapasiteyle çalışıyor. (AA)