METALLERDE MUKAVEMET ARTIRICI MEKANİZMALAR. (Ders Notları) Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Gençağa Pürçek

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "METALLERDE MUKAVEMET ARTIRICI MEKANİZMALAR. (Ders Notları) Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Gençağa Pürçek"

Transkript

1 METALLERDE MUKAVEMET ARTIRICI MEKANİZMALAR (Ders Notları) Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Gençağa Pürçek Trabzon, 2007

2 GİRİŞ Malzemelerin mekanik özellikleri büyük ölçüde metalürjik yapılarına bağlıdır. Metalürjik yapı ise kimyasal bileşim ile malzemeye uygulanan mekanik ve ısıl işlemlerle değiştiğinden, dolaylı olarak malzemenin mekanik özelliklerinin bu faktörlere de bağlı olduğu söylenebilir. Mukavemet en önemli malzeme özelliklerinden biridir ve diğer özellikler de buna bağlı olarak değişir. Malzeme biliminde dayanım, malzemenin plastik şekil değiştirmeye olan direnci şeklinde tanımlanır. Metallerin plastik şekil değişimi ise esas olarak dislokasyon adını verdiğimiz çizgisel kusurların kristal içerisinde ilerlemesiyle meydana gelmektedir. Dolayısıyla dayanım, sertlik, süneklik gibi mekanik özellikler, metallerin iç yapılarındaki dislokasyonların gerek yoğunluğu, gerekse hem kendileri, hem de diğer kusurlarla olan etkileşimleri ile açıklanma yoluna gidilmiştir. Metallerin iç yapısında bulunan dislokasyonların hareketini zorlaştıracak veya engelleyecek her türlü etken malzemede dayanım artışına yol açacaktır. Bunun tersi olarak, dislokasyon hareketlerini kolaylaştıracak her türlü etken ise plastik şekil değişiminin daha kolay gerçekleşmesini sağlayacaktır. Dislokasyonlar kristal yapıda plastik şekil değişimini çok küçük gerilmeler yardımıyla gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Ancak bu durumda gerçek kristallerin, dislokasyon hareketi için gereken gerilmelere oranla neden daha yüksek dayanımlara sahip olduğunun açıklanması gereği ortaya çıkmaktadır. Bu ise kristal yapıdaki dislokasyonların hareketine karşı koyan aşağıdaki faktörlere bağlanmaktadır. 1. Peierls-Nabarro sürtünme gerilmeleri, 2. Tane ve alt tane sınırlarının engellemesi, 3. Yoğunluğu artan dislokasyonların birbirini engellemesi, 4. Dislokasyonların diğer noktasal kusurlar tarafından engellenmesi, 5. Dislokasyonların gerek ikinci faz parçacıkları, gerekse makro partiküller tarafından engellenmesi. Peierls-Nabarro sürtünme gerilmesi kristal kafesin periyodik yapısı nedeniyle dislokasyon hareketlerine karşı gösterdiği dirençtir. Buna aynı zamanda kafes sürtünme kuvveti de denilmektedir. Tane sınırları kayan dislokasyonların kristal içerisindeki hareketlerinin bittiği ve yığıldığı yerlerdir. Bu nedenle, tane sınırları dislokasyonların ileri hareketlerini büyük oranda engellemektedirler. Aynı etkiyi alt taneler de yapmaktadır. Alt tane sınırları (küçük açılı tane sınırları) tam bir tane sınırı özelliği göstermemekle beraber kristalde eğilme neticesi bir çarpılma oluşturduğundan dislokasyon hareketini zorlaştırıcı etkisi vardır. Aynı kayma düzlemelerinde hareket eden dislokasyonların sayısı arttığında yığılmalar gerçekleşmekte ve dislokasyonların ileri hareketi için daha fazla gerilme gerekmektedir. Aynı şekilde farklı düzlemlerde hareket eden dislokasyonlar ya Cottrell-Lomer engelleri gibi kaymayan dislokasyonlara dönüşmekte, ya da orman dislokasyonları ile etkileşim neticesi basamak oluşturup ileriye hareketlerini zorlaştırmaktadır. Bu ise pekleşmeye neden olduğundan malzemede deformasyondan kaynaklanan sertleşmeye neden olur. Yabancı atomlar veya noktasal hatalar dislokasyon civarındaki elastik şekil değişimi miktarını azalttığı için dislokasyonların öz enerjisini düşürmektedir. Öz enerjideki bu azalma, dislokasyon hareketi için dışarıdan daha büyük iş sarf edilmesine neden olarak dayanım artışını sağlar. İkinci faz çökeltileri ve partiküller kafese bağlı olup olmamalarına göre çevrelerinde oluşturdukları ve çarpılmadan kaynaklanan gerilme alanları ile dislokasyon hareketini 2

3 engellerler. Kafese bağlı olan çökeltilerin oluşturduğu gerilme alanı bağlı olmayanlara göre daha büyük olduğundan, bunlar sertleşme üzerinde daha etkin rol oynarlar. Malzemelerde mukavemet artışı aşağıdaki temel mekanizmaların çalıştırılması ile gerçekleştirilmektedir. 1. Alaşım sertleştirmesi, 2. Çökelme ve dispersiyon sertleştirmesi, 3. Deformasyon sertleştirmesi, 4. Tane sınırı sertleştirmesi, 5. Deformasyon yaşlanması sertleşmesi, 6. Karma (Composite) malzeme sertleştirmesi 7. Martenzitik dönüşüm sertleştirmesi, 8. Tekstür oluşumu ile sertleşme, 9. Fiber sertleştirmesi, 10. Radyasyon etkisi ile sertleşme Mukavemet artırma mekanizmaların iyi anlaşılabilmesi için dislokasyonların ve dislokasyon hareketlerinin iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle, mukavemet artırma yöntemlerine geçmeden önce dislokasyonlar konusunda genel bazı bilgiler verilecektir. 1. DİSLOKASYONLAR 1900 lü yılların başında mükemmel bir kristal yapısı esas alınarak teorik olarak hesaplanan malzemelerin mukavemet değerleri ile gerçek değerler arasında çok büyük farkların olduğu görünmüştür. Bunun nedeni uzun yıllar tam olarak ortaya konulamamıştır lı yıllarda bu farkın malzemenin iç yapısında bulunabilecek bazı çizgisel hatalardan kaynaklanabileceği öne sürülmüştür. Ancak 1950 yıllarında malzemelerin iç yapılarının direk olarak elektron mikroskopları ile incelenmesi sonucunda bu çizgisel kusurlar belirlenebilmiştir. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, bir demir çubuğun kesit alanı boyunca metalik bağların hepsi kopartılarak kırılma gerçekleştirilseydi her cm 2 için milyonlarca kg lık kuvvet sarf etmek zorunda kalınırdı. Bunun yerine, kayma olayının herhangi bir anında sadece metalik bağların çok küçük bir kısmının kırılmasına gerek duyulan kaymayı sağlamakla çubuğun şekli değiştirilebilir. Demir çubuğun kayma ile şeklinin değiştirilmesi için sadece 70 MPa lık bir gerilme yeterli olabilir. Öte yandan, dislokasyonların varlığı yapıda süneklik de sağlar. Dislokasyonlar olmasaydı demir çubuk gevrek olurdu ve metal şekillendirme yöntemleriyle şekillendirilemezdi. Ayrıca, dislokasyon hareketini etkilemekle metal veya alaşımların mekanik özellikleri de kontrol edilebilmektedir. Kristal içerisinde oluşturulan bir engel, dislokasyonun hareketini kısıtlar ve kaymanın devam edebilmesi için daha yüksek gerilmelerin uygulanmasını gerektirir Kristallerin teorik mukavemeti Kristal yapılı malzemelerin gerçek mukavemetlerinin teorik mukavemet değerlerinin çok altında olduğu bilinmektedir. Bu büyük fark dislokasyonlardan kaynaklanmaktadır. Kristallerin teorik mukavemetini ilk defa belirleyen kişi Frankel dir. Frankel modelinde, aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi iki sıra atom tabakasının kayma gerilmesi altında olduğu varsayılmıştır. Bu nedenle atom tabakaları arasındaki mesafe a, kayma yönündeki atomlar arasındaki mesafe ise b dir. τ kayma gerilmesi altında iki atom tabakası birbiri üzerinde kaydığında a ve b, denge konumlarına tekabül etmektedir ve bu konumu muhafaza etmek için gerekli olan gerilme miktarı sıfırdır. Benzer şekilde, iki atomun üst üste olduğu C 3

4 ve D konumları için de gerilme miktarı sıfırdır. Bu konumlar arasında ise gerilme değişimi periyodiktir. Dolayısıyla τ gerilmesinin neden olduğu öteleme miktarı x, b periyotlu bir fonksiyon olacaktır. Bu fonksiyon için en basit kabul, sinüssoidal ilişki olup, 2πx τ = k.sin( ) b şeklinde ifade edilebilir. Küçük ötelemeler için ise bu bağıntı, 2πx τ = k. b yazılabilir. Diğer taraftan Hooke kanununa göre τ, Gx τ = a yazılabilir. Burada; G kayma modülü, ve x/a kayma şekil değiştirme oranıdır. Gb k = a τ nun maksimum değeri, dengesiz konuma tekabül eden b/4 ötelemesinde olduğu varsayıldığına göre, Gb τ max = = τ 0 2πa Burada, τ 0 kritik kayma gerilmesidir. a b kabul edilirse, τ 0 =G/2π olur. Bu netice Cu tek kristaline uygulandığında teorik mukavemetin τ 0 =730kg/mm 2 olduğu görülür (G=4600 kg/mm 2 ). Oysa, Cu tek kristalinin gerçek mukavemeti, τ=100 gr/mm 2 olarak ölçülmüştür. Bu örnekten de görüldüğü gibi malzemenin mukavemeti teorik mukavemet değerlerinin çok altındadır. Bu sonuca ilk tepki, yapılan analizin yanlış olduğu yolunda idi. Oysa sonradan yapılan bütün realistik varsayımlara rağmen aradaki bu büyük fark kapatılamamıştır. Daha sonra bu basit modelin kristallerde gerçek durumu yansıtmadığı belirtilerek kristal kusurlarının mukavemeti azalttığı ileri sürülmüştür. 1912de Griffith cam gibi gevrek malzemelerde, mikro çatlakların malzemenin kırılma mukavemetini önemli ölçüde düşürdüğünü vurgulamıştır. Bununla beraber, teorik mukavemet ile ölçülen mukavemet 4

5 arasındaki farkın açıklanması 1934 yılına kadar sürmüştür yılında Polanyi, Orowan ve Taylor birbirlerinden habersiz olarak geliştirdikleri dislokasyon kavramını ortaya atarak, kristal içerisindeki kusurların nedeniyle deformasyonun çok kolay olabileceğini ileri sürmüşlerdir de kavram olarak ortaya atılan dislokasyonlar ancak 1956 yılında Hedgas ve Hitchell tarafından AgCl kristalinde gözlenmiştir. Bugün ise dislokasyonlar TEM ile görüntülenmektedirler. Dislokasyonlar hatasız bir kafesteki çizgisel kusurlardır. Vida, kenar ve karışık dislokasyon olmak üzere üç tipi vardır. Bunlar metallerde kaymaya neden olarak plastik şekil değişimine olanak sağlamaktadırlar. Tablo 1.1. Mazı malzemelerin teorik olarak hesaplana ve gerçek mukavemet değerleri [Bowman]. Şekil 1.1. Bazı malzemelerde dislokasyon yoğunluğuna bağlı olarak akma gerilmesinin değişimi [Bowman] 5

6 1.2. Dislokasyon türleri Kenar dislokasyonu (Edge dislocation) Kenar dislokasyonları kayma düzlemi adı verilen bir düzlem üzerinde ek yarı düzlemin yerleşmesi veya çıkarılması sonucunda oluşmaktadır. Şekil 1.2. Kenar dislokasyonunun oluşumu. Bu ek yan düzlem, kayma düzleminin üzerinde kalan kristal bölgenin sıkışıp çarpılmasına neden olmaktadır. Dislokasyon çizgisi, ek yarı düzlemin kayma düzleminde yer alan atomlarını birbirlerine bağlayan doğrudur (CD doğrusu). Bu tip dislokasyonlar pozitif kenar dislokasyonu ( ) olarak anılır. Bunun aksi olarak ek yarı düzlemin kayma düzleminin altında olması durumunda dislokasyon negatif kenar dislokasyonu (Τ) adını alır. Bir dislokasyonu tanımlayan temel büyüklük Burgers Vektörü( b ) dür. Burgers vektörü, dislokasyonun yönünü ve şiddetini vermektedir. Dislokasyonun bağıl hareketinin hem yön hem de şiddetini veren bu vektör aynı zamanda Miller indisi ile de tanımlanabilmektedir. Bilindiği gibi kristal yapılarda kayma atomların en yoğun olarak dizildikleri düzlemler ve bu düzlemler üzerinde en yoğun oldukları doğrultularda gerçekleşmektedir. Buna göre, kaymanın en yoğun atom düzlemleri üzerinde en kısa Burgers vektörü yönünde en kolay gerçekleşmesi doğaldır. Bir kenar dislokasyonun ait Burgers çevrimi aşağıda verilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi, bir kenar dislokasyonun etrafında eşit adımlar ile hareket edildiğinde çevrimin kapanmadığı görülür. Kenar dislokasyonunda Burgers vektörü dislokasyon çizgisine diktir. Şekil 1.3. Kenar dislokasyonuna ait Burgers çevrimi. 6

7 Kenar dislokasyonu aynı zamanda kristal içerisinde kayan ve kaymayan bölgeleri birbirinden ayıran sınırlardır. Kenar dislokasyonunun kayma düzlemi içerisindeki yaptığı harekete kayma (slip, glide), kayma düzlemine dik doğrultuda yaptığı harekete de tırmanma (climb) denir. Tırmanma, atom veya boşlukların kristal içerisinde yayılması sonucu oluştuğu için ısıl aktivasyon gerektirir ve dolayısıyla nispeten yüksek sıcaklıklarda gerçekleşen bir olaydır. Dislokasyonlar kayma sırasında sadece kristalin iç sürtünme kuvvetini yenerek hareket ederler. Ancak, pratikte kristaller dislokasyon hareketini engelleyebilecek hata ve unsurlar içerdiği için kaymayı sağlayacak kuvvetin sürtünme kuvvetini yenmesinin yanında diğer engellerden doğacak direnci de yenmesi gerekmektedir. Şekil 1.4. Dislokasyonların ilerlemesini gösteren şematik resim. Şekil 1.5. Kenar dislokasyonunun kayması sonucu oluşan deformasyon. Dislokasyonların hareketi malzemelerin plastik olarak deforme olmasına neden olur. Dislokasyonların hareketi için gerekli olan gerilme değeri teorik kafes mukavemetinin çok altındadır. Dislokasyonların hareketini, daha kolay anlaşılabilmesi açısından bazı fiziksel olaylara da benzetmek mümkündür. Aşağıdaki şekilde pozitif bir kenar dislokasyonunun hareketi bir tırtılın hareketine benzetilmiştir. Tırtıl hareket ederken bütün gövdesini sürüklemez. Bunun yerine gövdesinde bir tümsek oluşturarak bu tümseği kuyruktan baş kısma doğru öteler. Her kıvrımın ilerlemesiyle bir miktar öteleme sağlayan tırtıl, daha az bir kuvvetle kolayca ilerlemiş olur. Bu örnekte, bir kıvrımdan doğan öteleme miktarı tek bir dislokasyon Burgers vektörüne tekabül eder. Öte yandan büyük bir halının kıvrımlar sayesinde kolayca yer değiştirmesi de dislokasyon hareketine benzetilebilir. Oysa halıyı bir ucundan çekerek tümünü yerinden oynatmak oldukça güçtür. 7

8 Şekil 1.6. Kenar dislokasyonunun bir tırtılın hareketine benzer olarak ilerlemesi. Şekil 1.7. Bir halının ve solucanın hareketinin dislokasyon dislokasyon hareketine benzetilmesi. Bir dislokasyon çizgisinin yapıya girmesi nedeniyle çizginin altında atomlar bir baskı altındadır. Dislokasyon çizgisinin üzerinde atomlar normal bulunabileceği yerden uzaktır ve bu durum bölgenin gerilmesine neden olur. Bu etki çok yaygındır. Dislokasyon çizgisine yakın atomlar önemli ölçüde orijinal pozisyonlarının dışındadır ve atomların diziliş düzeni bozulmuştur. Normal düzende bulunamayan atomlar yakındaki pek çok atomun da düzeninin bozulmasına neden olurlar. Şekil 1.8. Kenar dislokasyonunun etrafında oluşan gerilme alanları. 8

9 Vida dislokasyonu (Screw dislocation) Bir kristal kayma gerilmesi etkisiyle belirlenmiş olan kayma düzlemi üzerinde kısmen kaymıştır. Vida dislokasyonu çizgisi kayan ve kaymayan kristaller arasındaki sınır olarak tanımlanabilir. Şekil 1.9. Vida dislokasyonunun oluşumu ve bu dislokasyonun etkisiyle kaymanın meydana gelişi Vida dislokasyonuna ait Burgers çevrimine bakıldığında çevrim tamamlanamamakta ve tamamlanması için dislokasyon çizgisine paralel bir Burgers vektörüne ihtiyaç duyulmaktadır. Vida dislokasyonu sadece kayma hareketi gerçekleştirir, tırmanma hareketi yapamaz. Bunun yerine bir engelle karşılaştığında ancak çapraz kayma (cross-slip) hareketini yapabilir. Vida dislokasyonun kayma düzleminde kayarken, bu düzlemi kesen diğer bir düzleme geçip burada kaymasına devam etmesine çapraz kayma denir. İkinci kayma düzleminden tekrar ilk kayma düzlemine paralel bir düzleme geçerek kayması ise çifte çapraz kayma olarak isimlendirilir. Şekil Vida dislokasyonunun çapraz kayması Karışık dislokasyonlar Kristal içerisindeki kaymış ve kaymamış bölgeyi ayıran sınırda çok sayıda kenar ve vida dislokasyonu bir arada bulunabilir. Karışık karakterdeki bir dislokasyon aşağıdaki gibi vida ve kenar bileşenlerine ayrılabilir. 9

10 b b 1 2 = b.sinθ : Kenar bileşile ( Dis. çiz. dik) = b.cosθ : Vida bileşile ( dis. çiz. paralel) b = b + b 1 2 Şekil Karışık dislokasyonlarda kenar ve vida dislokasyon bileşenlerinin belirlenmesi Kısmi dislokasyonlar ve dizi hataları (stacking faults) Atomlar sert küreler şeklinde düşünüldüğünde, belirlenen kayma yönünde zig-zaglar yaparak daha rahat hareket imkanı bulurlar. Bu durumda dislokasyonların ayrışması söz konusu olur. Örneğin, YMK yapılı kristalde b 1 dislokasyonunun ilerlemesi zor olduğundan ilerleme hareketini iki farklı dislokasyon hareketleri toplamı şeklinde gerçekleştirmektedir. Reaksiyona giren dislokasyon b 1 =(a/2)[101], çıkan b 2 =(a/6)[2 1 1] ve b3 =(a/6)[112] olduğuna göre reaksiyon b + 1 b2 b3 Şekil Kısmi dislokasyonların oluşması. Bu tür bir reaksiyonun gerçekleşebilmesi için ayrışma sonrası toplam dislokasyon enerjisinin başlangıçtakinden düşük olması gerekir b2 b3 b + 10

11 Bu şekilde meydana gelen iki aşamalı kayma, kristalde dizi hatası (stacking fault) meydana getirmektedir. Kısmi dislokasyonlar arası mesafe veya bunların oluşturduğu bölgenin alanı Dizi hatası enerjisi (stacking fault enery) kavramı ile açıklanmaktadır. Şekil Dizi hatasının oluşumu Dizi hatası enerjisi şekil değişimi özelliklerinde önemli rol oynar. Bu durum genellikle YMK yapılı metallerde önem kazanmaktadır. Dizi hatası bölgesi dar olanlar yüksek dizi hatası enerjisine, geniş olanlar ise düşük dizi hatası enerjisine sahiptirler. Örnek olarak bakır 40 erg/cm 2 lik, alüminyum ise 200 erg/cm 2 lik dizi hatası enerjisine sahiptir. Dolayısıyla aynı kristal yapıda olan metallerin deformasyon karakteristiklerinde görülen farklar bu kavram ile açıklanmaktadır. Genelde düşük dizi hatası enerjisine sahip paslanmaz çelik, bakır ve nikel gibi YMK yapılı metallerde çapraz kayma mekanizması çalışmamakta veya çok büyük şekil değişimlerinden sonra aktif duruma geçmektedirler. Yüksek dizi hatası enerjisine sahip Al da ise çapraz kayma çok etkin bir mekanizma olup deformasyona uğrayan yapının daha düşük enerji seviyeli alt yapılara dönüşmesi daha kolay gerçekleşmektedir. Özetle düşük dizi hatası enerjisine sahip metaller daha kolay ve çabuk pekleşmektedir Dislokasyon enerjisi Dislokasyon civarındaki atomlar normal kafes konumlarından farklı bir yerde bulunmalarından, dislokasyon etrafında bir gerilme veya deformasyon alanı oluşur. Bunların varlığı kristalin serbest enerjisini daima artırır. Bu gerilme alnında birikmiş elastik enerjiye, dislokasyon elastik enerjisi veya kısaca dislokasyon enerjisi denir. Yapılan hesaplamalar sonucunda birim uzunluğa tekabül eden enerji miktarı vida dislokasyonu için; 2 Gb R E = ln( ) 4π r0 Benzer şekilde kenar dislokasyonu için; E = elde edilir. 2 Gb R ln( ) π (1 ν ) r

12 Burada; υ: Poisson sayısıdır ve değeri 1/3 alındığında, kenar dislokasyonunun enerjisi vida dislokasyonunun enerjisinin 3/2 si kadar olur. Öte yandan elastik bölge için lnr/r 0 4π yaklaşımı yapılırsa, E=Gb 2 olur. Bu netice çok önemli olup, dislokasyonlar enerjilerini küçük tutmak için en kısa Burgers vektörünü tercih ederler. Diğer bir ifade ile, Burgers vektörü en sıkı istif edilmiş doğrultuda olan dislokasyonlar en kararlı olanlarıdır. Burgers vektörü büyük olan dislokasyonlar ise enerjilerini düşürmek için parçalanma eğilimi göstereceklerdir Dislokasyonların çoğalması ve plastik deformasyondaki önemi Dislokasyonlar metallerde plastik deformasyonu sağlayan en önemli faktörlerden birisidir. Çizgisel karakterdeki bu yapı kusurları bir gerilme vasıtasıyla kristal içerisinde hareket etmeye zorlanmakta ve bunun sonucunda plastik deformasyon meydana gelmektedir. Dislokasyonlar; a) Katılaşma sırasında kristal yapı oluşurken, b) Uygulanan gerilmenin zorlamasıyla, c) Kendini sürekli yenileyen mekanizmalar yardımıyla çoğalırlar. Tavlanmış, yani herhangi bir pekleşme etkisi taşımayan bir kristaldeki dislokasyon yoğunluğu 10 6 adet/cm 2 mertebelerindedir. Ancak plastik şekil değişimi için adet/cm 2 mertebesinde dislokasyona ihtiyaç vardır. Bunun için uygulanan gerilmenin de yardımıyla bazı kaynaklar dislokasyon doğurucu olarak çalışırlar. Bu tür mekanizmaların en önemlisi Frank-Read kaynağı olarak bilinmektedir. Aşağıdaki şekilde Frank-Read tipi bir kaynakla dislokasyonların çoğalması şematik olarak verilmiştir. Frank-Read kaynağı ilk defa 1956 da silisyum tek kristalinde görülmüştür. Dislokasyonlar plastik deformasyon sırasında birbirlerini keserler ve bu kesim noktaları arasındaki dislokasyon parçası Frank-Read kaynağı olarak çalışır. Şekilden de görüldüğü gibi kristal içerisinde l boyunda bir dislokasyonun iki ucundan ilerlemeye karşı engellendiği görülmektedir. Başlangıçta kayma gerilmesi sıfır olup, artmaya başladığında dislokasyon çizgisine dik olarak ilerlemeye çalışmakta, ancak dislokasyonu sabitleyen engeller buna izin vermemektedir. Böylece ilerleme belirli bir eğrilik yarıçapında dairesel karakterde gerçekleşebilmektedir. Eğrilik yarıçapı R=l/2 olduğunda bu harekete karşı koyan kuvvet en büyük değeri almakta, bu noktanın ötesinde ise kararsız hale geçerek dislokasyon halkasının hızla büyüyüp gelişmesine neden olmaktadır. Genişleyen dislokasyon çizgisinin düğüm noktaları birbirlerine temas ettiğinde, temas noktaları ters işaretli oldukları için birbirlerini yok etmekte ve kristal düzgün hale geçmektedir. Böylece halka ile segman (kaynak) birbirinden ayrılmakta, halka kayma hareketi yapmaya devam ederken segman yeni dislokasyon halkaları üretmeye devam etmektedir. Dislokasyon yoğunluğunun artması plastik deformasyonda çok önemlidir. Dislokasyonların mevcudiyeti plastik deformasyonu kolaylaştırırken, yoğunluğunun artması dislokasyon hareketini sınırlar ve malzemenin plastik deformasyonunu güçleştirir. Deformasyon sertleşmesinin esası dislokasyon yoğunluğunun artmasıdır. 12

13 Şekil Frank-Read kaynağında dislokasyonun çoğalması (hertzbeg) 13

14 Şekil Frank-Read kaynağı [Bowman] 14

15 Şekil Bir silisyum kristalinde Frank-Read kaynağının görünümü (hertzbeg) 1.5. Kenar dislokasyonunun tırmanması Kenar dislokasyonu, Burgers vektörüne dik olacak şekilde de hareket edebilir. Kenar dislokasyonunun bu hareketine tırmanma (climb) adı verilir. Tırmanma hareketi için atomların (veya atom boşluklarının) yer değiştirmesi gerekmektedir. Aşağıdaki şekilde bir kenar dislokasyonunun tırmanma hareketi görülmektedir. Ekstra tabakadaki atomlar atom boşluklarını doldurarak kenar dislokasyonunun yukarı doğru ilerlemesini sağlarlar. Tırmanma olayı atomların yer değiştirmesi ile meydana geldiğinden ancak yüksek sıcaklıklarda, difüzyonun mümkün olabileceği koşullarda meydana gelir. Dolayısıyla tırmanma difüzyon kontrollü bir olay olup genellikle malzemelerin yüksek sıcaklıktaki deformasyonunda söz konusu olur. Örneğin sürünme deformasyonunda etkin mekanizmalardan biri de dislokasyon tırmanmasıdır. Tırmanma, ayrıca malzemenin yükleme şekline bağlı olarak kuvvet etkisi ile de meydana gelebilir. Şekil (a) Boş noktanın kenar dislokasyonuna yayılması, (b) dislokasyonun bir üst kayma düzlemine tırmanması Bu olayı daha iyi açıklayabilmek için, kayma düzlemleri üzerinde bulunan çeşitli çözelti partikülleri nedeniyle, kaymanın engellendiği durumu düşünelim. Kayma kuvveti (birim uzunluk başına τb), çökeltideki f 0 reaksiyon kuvveti ile dengelenir. Eğer dislokasyon çökeltinin merkez noktasına çarpmış ise, dislokasyona kayma düzleminden dışarıya doğru itmeye çalışan τbtanθ değerinde bir kuvvet bileşeni oluşur. Atom düzlemlerinin kayması ile dislokasyon yukarı doğru hareket edemez, fakat yarım düzlemin altındaki atomların 15

16 yayınması söz konusu olursa dislokasyon yukarı doğru hareket edebilir. Yayınma için gerekli itici güç, konsantrasyon farkından kaynaklanmakta olup, yayınmada Fick kanunu geçerlidir. Bu işlem tırmanma olarak adlandırılır. Tırmanma sonucu çökeltiler ile etkileşimi azalan dislokasyonlar, serbest hale gelirler ve böylece yeniden kaymaya neden olurlar. Benzer durumlar, dislokasyon hareketlerinin çökelti atomları ve diğer dislokasyonlarla engellenmesi halinde de kendini gösterir. Serbest hale geçen dislokasyonlar komşu engele rastlayıncaya kadar kayar ve benzer olaylar zinciri tekrarlanır. Şekil Bir dilokasyona etki eden tırmanma kuvveti Aşağıdaki şekilde kenar dislokasyonunun tırmanması şematik olarak gösterilmiştir. Şekil Dislokasyonun tırmanma hareketi yaparak yolunadevam etmesi 1.6. Dislokasyonların birbirlerini kesmesi Dislokasyonlar kristal içerisinde sadece paralel düzlemler üzerinde hareket etmezler. Diğer bir değişle, birbirini kesen kayma düzlemlerinde de hareket etmeye çalışırlar. Bu durumda farklı sitemlerde kayan dislokasyonlar birbirleriyle kesişirler ve geometrik bazı değişiklikler yaratarak yollarına devam etmeye çalışırlar. Genellikle iki dislokasyonun kesişmesiyle bir basamak (Jog) meydana gelir. Bu durumda dislokasyonun boyu uzar, enerjisi artar ve kesişme öncesi kolay ilerleme özelliğinin yitirir. Bu sayede pekleşme olayına katkıda bulunurlar. Bu olayın oluşumu aşağıdaki şekilde verilmiştir. Bu şekilde hareket eden XY dislokasyonu duran AD kenar dislokasyonu ile karşılaştığında bunun üzerinde PP basamağını oluşturmaktadır. Böylece AD dislokasyonunun boyu artmakta ve bu da yapıdaki dislokasyon yoğunluğunu artırıcı etkide bulunmaktadır. Eğer basamak hareket eden dislokasyonun üzerinde oluşursa bun king adı verilir. 16

17 Deformasyon sertleşmesi (pekleşme) sadece dislokasyonların parçacıklara takılmasıyla gerçekleşmez. Kayma düzlemine dik olarak uzanan dislokasyonlar da düzlem üzerinde kaymaya çalışan dislokasyonları yukarıda anlatıldığı gibi engellemeye veya basmak oluşturarak hareketlerini kolay gerçekleştirmemelerine neden olurlar. Bu şekilde dislokasyon ormanı oluşur. Deformasyon sırasında dislokasyonların bu şekilde birbirlerini kesmesi malzemenin mukavemetinin artmasına neden olur. Aslında deformasyon sertleşmesi diye bilinen olayı meydana getiren temel mekanizma da budur. Şekil İki kenar dislokasyonunun birbirini kesmesi (Dieter) 1.7. Dislokasyonların yığılması Dislokasyonlar kayma düzlemleri üzerinde tane sınırları, kaymayan dislokasyonlar, ikinci faz parçacıkları gibi engeller tarafından durdurulduklarında engel tarafına doğru daha sıkı aralıklı olmak üzere yığılırlar. Bu aynı zamanda dislokasyon kaynağına doğru gittikçe artan bir geri basıncın doğmasına neden olur. Eğer bu basınç yeterli bir seviyeye ulaşırsa dislokasyon kaynağı faaliyetini durdurur. Engele etkiyen kuvvet, F=n.b.τ s şeklinde tanımlanmaktadır. Burada, n yığılan dislokasyon sayısı, τ s kaymanın gerçekleşmesi için gereken kritik gerilme, b ise Burgers Vektörünün şiddetidir. Bir kristal içerisinde en fazla yığılabilecek dislokasyon miktarı, n l.π.τ s /G.b 17

18 şeklinde hesaplanabilmektedir. Burada l kaynak ile engel arasındaki mesafedir. Eğer söz konusu engel bir tane sınırı ve kaynağı d ortalama çapındaki bu tanenin merkezi ise, bu durumda dislokasyon sayısı yaklaşık olarak, n d.π.τ s /4.G.b ifadesi ile belirlenir. Yığılan dislokasyonlar engel üzerinde büyük gerilmeler doğurur ve bu yığılma ancak kayma düzleminin değişmesi, dislokasyonların engeli ya keserek ya da tırmanarak aşmaları, engelde bir çatlak oluşumu veya kayma olayının bitişik tanede devam etmesi gibi durumlarda çözülebilir. Şekil Dislokasyonların bir engel önünde yığılması (Dieter) 1.8. Orowan dislokasyon çevrimler Dislokasyon hareketleri (kayma) kristal içerisinde çeşitli engeller tarafından engellenmeye çalışılır. Bu engellerden birisi de ikinci faz parçacıklarıdır. Dislokasyonlar eğer bu engeller zayıfsa onları keserek hareketlerini sürdürmeye çalışırlar. Ancak kuvvetli engeller söz konusu ise bu durumda parçacık etrafında bir çevrim yaparak hareketlerine devam ederler. Bu şekilde parçacıklar etrafında oluşan dislokasyon çevrimlerine Orowan Dislokasyon Çevrimleri denir. Şekil Orowan dislokasyon çevriminin oluşumu ve (b) Al-Li alaşımında bu oluşumun görünümü (Hertzberg) 18

19 2. ALAŞIM SERTLEŞMESİ Alaşım sertleştirmesi, kimyasal bileşimin alaşım elementi ilavesi ile değiştirilmesi ve bu sayede mukavemetin artırılması işlemidir. Alaşım elementini saf metal içerisinde çözerek tek fazlı bir yapı oluşturulması durumunda katı çözelti sertleşmesi (solid solution hardening), ikinci bir faz oluşturulması durumunda ise ikinci faz sertleşmesi (scond phase hardening) adını almaktadır Katı çözelti sertleşmesi Herhangi bir saf metale, matris yapısı içerisinde tamamen eriyen atomların ilavesi ile elde edilen katı çözeltiler yer alan ve ara yer katı çözeltileri olmak üzere iki gruba ayrılır. Şekil 2.1. Yer alan ve ara yer katı çözeltileri Ara yer katı çözeltisi, çözünen atomların (solute atom) çözen kafes (solvent lattice) atomlarına göre çok daha küçük olduğu durumlarda, kafes içerisindeki atomların boşluklarına yerleşmesi ile gerçekleşir. Daha çok; H, B, C ve N gibi atom yarıçapı çok küçük olan element atomlarının geçiş elementlerinin atomları arasına yerleşmesi ile oluşur. Örnek olarak, C un α-fe içerinde çözünmesi ile oluşturduğu katı çözelti gösterilebilir. Çözünen atomların kafes yapısında çözen matris atomlarının yerlerini alarak alaşım oluşturması durumunda yer alan katı çözeltisi oluşur. Yer alan katı çözeltisi oluşabilmesi için bazı şartların sağlanması gerekir. Home-Rothery ilkeleri olarak bilinen bu şartlar aşağıda verilmiştir. 1. Çözünen ve çözen atomların boyutları arasındaki fark %15 den az olmalıdır, 2. İki metalin birbirleri içerisinde tam olarak çözünebilmesi için bunların aynı kristal yapıya sahip olmaları gerekir, 3. Elektronegativite özellikleri birbirine yakın olan metaller yer alan katı çözeltisi yapabilirler. Bu fark arttıkça metaller arası bileşik yapma eğilimi de artar. 4. Çözen ve çözünen atomlarının valans seviyelerinin aynı olması durumunda her oranda bir biri içerisinde eriyerek katı çözelti yapabilirler. Katı çözeltiler, saf metallere göre daha yüksek mukavemete sahiptir. Bunun nedeni, eriyen ve eriten atomların boyut farklılığı sonucunda oluşan kafes çarpılmaları ile eriyen atomlarla 19

20 hareket halindeki dislokasyonların etkileşimi sonucu oluşan iç gerilmelerdir. Bu durumda, dislokasyon hareketleri engelleneceği veya yavaşlatılacağı için malzemenin sertlik ve mukavemet değerleri artmaktadır. Cu-Ni sisteminde, orijinal bakır kafesine, bilinçli olarak nikel ara yer atomları sokulduğu için, Cu-Ni alaşımı saf bakıra göre daha fazla dayanıma sahiptir. Benzer şekilde, %40 dan daha az çinko bakıra ilave edildiğinde çinko yer alan atomu olarak davranır ve Cu-Zn alaşımı bu sayede mukavemetlendirilir. Bu alaşım saf bakıra göre çok daha mukavemetlidir. Şekil 2.2. Çeşitli alaşım elementlerinin bakırın akma dayanımı üzerine etkisi. Ni ve Zn atomlarının boyutları yaklaşık olarak aynı, fakat Be ve Sn atomlarının boyutları Cu atomlarının boyutlarından çok daha farklıdır. Atom boyutları arasındaki fark ve alaşım yüzde miktarları artırıldığında katı çözelti mukavemetlenmesinin etkisi de artmaktadır. Katı çözelti sertleşmesi sonucunda malzemenin akma dayanımı artar ve gerilme-birim şekil değiştirme eğrisi yukarı doğru kayar. Bu durum aşağıdaki şekilde verildiği gibi, Cu içerisinde çözünen Zn (%30 dan az) nun oluşturduğu α-pirinci nde rahatlıkla gözlenebilir. 20

21 Şekil 2.3. Katı çözelti yapan alaşım elementi miktarının gerilme-birim şekil değiştirme eğrisine etkisi Katı çözelti sertleşmesinin düzeyi iki faktöre bağlıdır. Birincisi, orijinal (eriten) ve ilave (eriyen) atomlar arasındaki boyut farkı, diğeri ise ilave edilen alaşım elementi oranıdır. Çözen ve çözünen atom çaplarındaki büyük boyut farkları, kafes yapıyı daha fazla bozarak daha çok distorsiyona neden olur ve böylece dislokasyonların kafes yapısı içerisindeki hareketleri daha fazla engellenir. Başka bir değişle kafes yapının dislokasyon hareketine karşı direnci artar. Öte yandan, daha fazla miktarda alaşım elementi ilavesinin daha büyük mukavemet ve sertlik artışına neden olacağı da açıktır. Nitekim, Cu-%20Ni alaşımının mukavemt değeri Cu-%10Ni alaşımının mukavemet değerinden çok daha fazladır. Alaşım elementi konsantransonu ile malzemenin akma dayanımı arasında genellikle, σ a =σ i + K c C 1/2 şeklinde bir ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir. Burada; σ a : Katı çözeltinin akma mukavemeti σ i : Saf matrisin iç sürtünme gerilmesi K c : Malzeme sabiti C : Alaşım elementi konsantrasyonu Kafes çarpılmalarının geometrik şeklinin de mukavemet artışında önemli bir rolü vardır. Örneğin küresel bir çarpılmanın neden olduğu dayanım artışı en alt düzeyde iken, eliptik veya disk şeklindeki bir çarpılmada mukavemet artışı daha üst seviyelerdedir. Katı çözelti sertleşmesinin alaşımın mekanik özelliklerin etkisi aşağıdaki gibi özetlenebilir. 1. Katı çözelti oluşumuyla meydana gelen alaşımın akma ve çekme dayanımları ile sertlik değerleri saf metalden daha büyüktür, 2. Alaşımın süneklik değeri çoğunlukla saf metalden düşüktür. Bazen, Cu-Zn alaşımlarında olduğu gibi, katı çözelti sertleştirmesi dayanım ve sünekliği birlikte artırır, 3. Alaşımın elektriksel iletkenliği saf metalden düşüktür. Bundan dolayı katı çözelti halindeki Cu ve Al alaşımlarının elektrik iletiminde kullanılması tavsiye edilmez, 21

22 4. Sürünme dayanımı veya yüksek sıcaklıklarda dayanım azalması, katı çözelti sertleşmesi ile iyileştirilir. Yüksek sıcaklıklar, katı çözelti sertleştirmesi uygulanmış alaşımlarda çok büyük özellik değişimlerine neden olmaz. Şekil 2.4. Bakıra çinko ilavesinin alaşımın özellikleri üzerindeki etkisi. Katı çözelti oluşturan bakır-nikel alaşım sisteminin mekanik özelliklerindeki değişim, aşağıdaki şekilde verilmiştir. Bakıra yaklaşık, %60Ni ilave edilene kadar bakırın dayanımı katı çözelti sertleşmesi ile artar. Diğer taraftan, saf nikele %40 a kadar bakır ilavesi ile katı çözelti mukavemetlenmesi sağlanır. Monel olarak bilinen Cu-%60Ni alaşımı ile maksimum dayanım elde edilir. Maksimum dayanım faz diyagramının saf nikel tarafına yakındır. Çünkü saf nikel saf bakırdan daha dayanıklıdır. Şekil 2.5. Bakır-nikel alaşımının mekanik özellikleri. 22

23 2.2. İkinci faz sertleşmesi Metallerin alaşım elementi ilavesi ile her oranda çözünen katı çözelti oluşturmasının da bir sınırı vardır. Bu sınıra ulaşıldığında, fazla alaşım elementinin de içyapıda bulunabilmesini sağlayacak yeni bir oluşumuna ihtiyaç vardır. Bu durum ise ikinci bir fazın oluşumu ile sağlanır. Ticari olarak kullanılan alaşımların çoğu birden fazla faz içeren alaşımlardır. Şekil 2.6. İki fazlı bir alaşımın faz diyagramı ve oluşan mikroyapısı İkinci fazlı yapının sertleşmesi genel olarak katı eriyik sertleşmesine eklenebilir. İki fazlı alaşımlarda, ikinci faz, matris fazı içerisinde bölgesel iç gerilmeler oluşturması nedeniyle alaşımın mekanik özelliklerini etkilemektedir. Her faz ayrı özelliklere sahip olduğundan, bunların ortaklaşa olarak alaşım üzerindeki etkisi yapıdaki hacimsel oranları dikkate alınarak belirlenmektedir. İki fazlı bir alaşımda, f 1 birinci fazın hacimsel oranı, f 2 ikinci fazın hacimsel oranı ise bunların toplamları da 1 e eşit olacaktır. İki fazlı yapıların özellikleri, fazların karakteri ile birlikte bunların yapıdaki konumlarına da bağlı olarak değişiklikler gösterir. Bu tür alaşımlara örnek olarak Cu a %30-47 arasında Zn ilavesi ile oluşturulan α+β pirinci gösterilebilir. a) İki sünek faz içeren alaşımlar: Bu tür alaşımların akma özellikleri, eşit birim şekil değişimi veya eşit gerilme kriteri göz önüne alınarak belirlenir. Aşağıda verilen ilk şekilde, her iki fazın da eşit oranlarda bulunduğu bir alaşımın akma eğrisinin eşit birim şekil değişimi kriterine göre saptanması verilmiştir. Bu hipotezde her iki fazda da eşit birim şekil değişiminin oluğu kabul edilir. Kesikli çizgi ile temsil edilen bu diyagramın elde edilmesinde belirli bir birim şekil değişimi miktarı için alaşımın sahip olması gereken ortalama gerilme değeri, σ or = f 1 σ 1 + f 2 σ 2 şeklinde saptanmaktadır. Burada, f 1 ve f 2 : alaşımdaki fazların hacimsel oranları, σ 1 ve σ 2 : fazların mukavemet değerleri Eşit gerilme hipotezinde alaşımın iki fazının da eşit gerilmelere sahip oluğu varsayılır. Bu durumda alaşımın ortalama birim şekil değişimi (ε or ), sabit bir gerilme durumunda 23

24 aşağıdaki gibi hesaplanır. Eşit gerilme hipotezine göre fazların hacimsel oranının 0.5 olması halinde alaşımın deformasyon gerilmesinin hesaplanması aşağıdaki şekilde verilmiştir. ε or = f 1 ε 1 + f 2 ε 2 Şekil 2.7. İki fazlı bir alaşımın deformasyon gerilmesinin hesaplanması. (a) Eşit birim şekil değiştirme durumu, (b) eşit gerilme durumu b) Sünek bir faz ile sert ve kırılgan bir faz içeren alaşımlar Bu durumda plastik deformasyon düşük dayanımlı matris fazında başlamaktadır. Sert fazın hacim oranı %30 a ulaşana kadar deformasyon büyük oranda yumuşak fazda oluşmaktadır. Bu oran aşıldığında yumuşak faz sert fazın etrafındaki sürekliliğini kaybetmekte ve deformasyon her iki faz tarafından da neredeyse eşit sayılabilecek ölçüde paylaşılmaktadır. Sert fazın oranı %70 in üzerine çıktığında mekanik özellikler tamamen bu fazın şekil değişimi özellikleriyle kontrol edilmektedir. Bu tür alaşımlarda mekanik özellikler, kırılgan fazın alaşımın yapısındaki dağılımına bağlıdır. Eğer kırılgan faz tane sınırlarında ince ve sürekli bir tabaka halinde bulunursa (ötektoid üstü çelikler ve bakır bizmut alaşımları) alaşım kırılgan olur. Ancak bu faz tane sınırlarında süreksiz küçük tanecikler şeklinde bulunuyorsa daha az kırılgan özellik gösterir. Örnek olarak, çelikteki sementit fazı tane sınırlarında sürekli şekilde bulunuyorsa malzeme kırılgan özellikler göstermekte, diğer bir değişle düşük süneklik ve tokluk özellikleri ile tehlikeli bir durum arz etmektedir. Ancak bu yapı uygulanan ısıl işlemle değiştirilip sementit fazı süreksiz küresel (tanecikli) formlara dönüştürülebilirse o zaman yapı daha az gevrek ve kırılgan olur. Ayrıca çelik içerisindeki kalıntı elementlerin de alaşımın deformasyon özelliklerine önemli etkileri vardır. Örneğin çelikte kükürt, demir sülfür halinde tane sınırlarında toplanırsa sıcak kırılganlık, fosfat ise demir fosfür halinde tane sınırlarında toplanırsa soğuk kırılganlık oluşturur. Fazların yapıda kütlesel olarak dağıldığı iki fazlı alaşımlarda mukavemetin artması, genellikle kaymanın ikinci faz ile engellenmesi sonucunda yapıda homojen olmayan plastik deformasyonun oluşmasına bağlanmaktadır. 24

25 3. ÇÖKELME VE DİSPERSİYON SERTLEŞTİRMESİ 3.1. Çökelme sertleşmesi (Precipitation hardening) Yaşlandırma sertleşmesi (age hardening) adı da verilen bu yöntemde, ikinci faz küçük tanecikler halinde matris fazı içerisinde çökeltilerek oluşturulur. Yaşlandırma veya çökelti sertleşmesi, yumuşak ve daha sünek matriste sert ve uyumlu çökeltinin üniform dağılımını sağlamak için tasarlanır. Çökelme sertleşmesi uygulanabilen alaşımlar sıcaklık yardımıyla aşırı doymuş katı çözelti oluşturabilen alaşımlardır. Aşırı doymuş katı fazdan zaman ve sıcaklığın etkisi ile yeni bir fazın çökelmesi sonucunda malzemenin sertlik ve mukavemeti artar. Genellikle demir dışı alaşımlar (Al, Mg, Ti alaşımları gibi) ve çok yüksek mukavemetli çelikler bu yöntemle sertleştirilebilir. Al-%4Cu (duralümin) alaşımı yaşlandırılabilen alaşımların klasik örneğidir. Bu yöntem denge diyagramında solvüs eğrisi (katı durumda kısmi çözünürlük gösteren) içeren alaşım sistemlerine uygulanabilir. Alaşımlara uygulanan çökelme sertleşmesi aşağıda gösterildiği gibi üç aşamada gerçekleştirilir. 1. Çözeltiye alma, 2. Aşırı doymuş katı çözelti oluşturma (veya su verme), 3. Yaşlandırma, Şekil 3.1. Çökelme sertleşmesinin safhalarını gösteren şematik resim. a) Çözeltiye alma: c 1 bileşimindeki alaşım önce tek fazlı yapı elde etmek amacı ile T 1 sıcaklığına kadar ısıtılır ve bu sıcaklıkta β-fazı α-fazı içerisinde tamamen çözülünceye kadar beklenir. Bu durumda tek fazlı (α-fazı) homojen bir çözelti oluşturulur. Bu işlem çözeltiye alma olarak adlandırılır. Bu aşamada, alaşımda herhangi bir mikro oluşumun varlığı sıcak yırtılmaya neden olabilir. O nedenle, ötektik karışımın erimemesi için çözündürme işlemi genellikle solvüs çizgisi ile ötektik nokta arasındaki bir sıcaklıkta gerçekleştirilir. b) Su verme (aşırı doymuş katı çözelti oluşturma): Çözündürme uygulamasından sonra, alaşım herhangi bir atomsal yayınma mekanizmasının çalışmasına fırsat verilmeyecek şekilde su verilerek hızlı bir şekilde oda sıcaklığına soğutulur. Bu durumda β-fazı tekrar oluşmaya fırsat bulamaz ve alaşım elementlerine ait tüm 25

26 atomlar α-fazı içerisinde aşırı doymuş bir durumda zoraki olarak kalırlar. Bu işlem aşırı doymuş katı çözelti oluşturma veya sı verme işlemi olarak bilinir. c) Yaşlandırma: Bu aşamada alaşım, ya çok uzun süreler oda sıcaklığında tutularak doğal yaşlandırma (natural aging), veya oda sıcaklığından daha yüksek sıcaklıklarda (solvüs çizgisinin altında), nispeten daha kısa sürelerde tutularak yapay yaşlandırma (artificial aging) işlemine tabi tutulur. Bu işlem sırasında, ısıl aktivasyonun teşviki ile alaşım elementi atomları tercihen önce kenar dislokasyonlarının altında toplanmaya başlar. Bu atom kümeleri GP bölgeleri (Guinier Preston Zones) olarak tanımlanırlar. Bu bölgeler kafeste bölgesel iç gerilmeler yarattığından belli oranda çarpılmaya neden olurlar ve dolayısıyla yapının az da olsa sertleşmesini sağlarlar. Yaşlandırmanın devam etmesi ile bu kümeler α-matris fazına yapışık β-çökeltileri oluşturmaya başlar. Bu bağdaşık (cohorent) çökeltiler sertliğin artmasında büyük rol oynar. Yaşlandırma işlemi devamında bağdaşık çökeltiler büyürler ve kritik bir boyuta ulaşırlar. Bu anda yapıda en büyük sertlik artışı sağlanmış olur. Bundan sonra yaşlandırma işlemine devam edilmesi durumunda çökeltilerin kafesle olan bağdaşıklığı yavaş yavaş ortadan kalkar. Ayrıca bazı çökeltiler birbirleri ile birleşerek sayılarını azaltırlar. Bu iki faktörün ortak etkisi ile yapı giderek yumuşamaya başlar ve aşırı yaşlanma (overaging) oluşur. Bu safha korozyona karşı direncin arandığı bazı uygulamalar dışında istenmez. Aşağıdaki şekilde, aşırı doymuş, bağdaşık ve aşırı yaşlanmış katı çözeltiler verilmiştir. Şekil 3.2. %15 oranında B atomu içeren (85A-15B) alaşımın mikroyapısını gösteren şematik resimler. (a) Tavlanmış orijinal yapı, (b) Çözündürüldükten sonra su verilmiş (aşırı doymuş) yapı ve (c) yaşlandırılmış yapı. Şekil 3.3. Yaşlandırma safhalarını gösteren şematik şekil 26

27 Yaşlandırmayı sıcaklık ve süre değişkenleri kontrol etmektedir. Aşağıdaki şekilde bu iki değişkenin etkileri gösterilmiştir. Sıcaklık arttıkça en büyük sertliğe ulaşma süresi azalmakta, ancak daha düşük sıcaklıklarda yapılan yaşlandırmalara oranla daha düşük sertlik değerleri elde edilmektedir. Süneklik değerleri ise yaşlandırma süresiyle devamlı olarak düşüş göstermektedir. Bu nedenle uygulama açısından ekonomikliği de dikkate alarak en uygun sıcaklık-süre kombinasyonunun seçilmesine özen gösterilmelidir. Yaşlanma eğrileri aşağıdaki şekilde verilen Al-%4Cu (duralumin) alaşımının yaşlandırılması sırasında, dengeli θ (CuAl 2 ) meydana gelmeden önce seri çökeltiler oluşur. Yaşlanmanın başlangıcında, bakır atomları matriste (100) düzlemlerinde yoğunlaşırlar ve Guinier-Preston veya GP-1, bölgesi olarak adlandırılan çok ince bakır kümeleri oluştururlar. Yaşlanma devam ettiğinde daha çok bakır atomları çökeltilere yayılır ve GP-1 bölgeleri kalın disklere veya GP-2 bölgelerine dönüşür. Daha sonra GP-2 bölgeleri çözünür ve dengeli θ ya benzer θ oluşur ve dengeli θ fazı tamamen çökelir. Dengesiz çökeltiler, GP-1, GP-2 ve θ kafes yapısıyla uyumlu çökeltilerdir. Isıl işlemin başlangıç aşaması sırasında bu uyumlu fazların boyutu büyüdüğünde, alaşımın dayanımı yaşlanma zamanı ile artar. Bu uyumlu çökeltiler varlıklarını korudukları sürece, alaşım yaşlanma şartları içindedir. Şekil 3.4. Yaşlandırma sıcaklığı ve zamanın Al-%4Cu alaşımının akma dayanımı üzerindeki etkisi Yaşlandırma sertleştirmesi için dört temel şartın oluşması gerekmektedir. Bunlar; 1. Faz diyagramı azalan sıcaklıkla birlikte azalan katı çözünürlük sergilemek zorundadır, Bir başka değişle, alaşım solvüs eğrisinin üzerine ısıtıldığında tek fazlı bir yapı oluşturmalı, daha sonra soğutulduğunda iki fazlı yapıya dönüşmelidir. 2. Matris nispeten yumuşak ve sünek, çökelti ise sert ve kırılgan olmalıdır. Çoğu yaşlandırılabilir alaşımlarda çökelti sert ve kırılgan metaller arsı bileşiktir. 3. Alaşıma su verilebilmesi zorunludur. Bazı alaşımlara ikinci fazın oluşumunu engellemek için yeterince hızlı su verilemez. 4. Maksimum sertlik ve dayanımı oluşturmak için çökelti matris yapısı ile uyumlu olmak zorundadır. Bundan başka, çökeltinin boyutu, şekli ve dağılımı kontrol edilebilmelidir. 27

28 Aşağıdaki şekilde, yaşlandırma süresine bağlı olarak malzemelerin özelliklerinde meydana gelen değişimler verilmiştir. Buna göre, yaşlanma süresi ile malzemenin mukavemet değerleri artarken süneklik değerleri azalmaktadır. Ancak, aşırı yaşlanma devresi ile beraber bu durum tersine dönmekte ve malzeme eski orijinal özelliklerine geri dönmeye başlamaktadır. Şekil 3.5. Yaşlandırma süresinin malzemelerin özelliklerine etkisi [savaşkan] Yaşlandırma ile mukavemetlendirilmiş Al-%4Cu (duralümin) alaşımı yüksek sıcaklıklarda kullanım için seçilmez. Oda sıcaklığından 500 C ye kadar olan sıcaklık aralığında alaşım aşırı yaşlanır ve dayanımı hızla kaybeder. 500 C nin üzerinde matris içerisinde ikinci faz yeniden çözünür ve dağılım mukavemetlenmesi bile elde edilemez. Genellikle Al gibi yaşlandırma ile mukavemetlendirilen alaşımlar oda sıcaklığına yakın sıcaklıklarda kullanılırlar. Buna karşın, bazı Mg alaşımları dayanımlarını yaklaşık 250 C ye kadar korurlar. Belirli Ni alaşımları ise 1000 C de bile aşırı yaşlanmaya direnç gösteririler. Yaşlandırma ile mukavemet artışı sağlanan alaşımlarda kaynak edilebilme problemi vardır. Çünkü kaynak esnasında kaynağa bitişik metal ısınır. Isıdan etkilenen kısım iki bölge içerir. Esas metale yakın, ısıdan etkilenmiş düşük sıcaklık bölgesi solvüsün hemen altındaki sıcaklıklara maruz kalır. Yüksek sıcaklık bölgesinde ise çözündürme uygulanmıştır. Kaynak uygulaması bu bölgede yaşlandırma etkisini yok eder. Eğer çözündürme uygulanmış bölge çok yavaş soğursa, tane sınırlarında dengeli θ oluşabilir ve kaynak bölgesini kırılganlaştırabilir. 28

29 Şekil 3.6. Ergime kaynağı sırasında yaşlandırma ile sertleştirilmiş alaşımlarda iç yapısal değişimler. (a) Kaynak sırasında oluşan maksimum sıcaklıklar, (b) Maksimum sıcaklıkta kaynak bölgesindeki iç yapı, (c) oda sıcaklığına yavaş soğutulmadan sonra kaynak bölgesinde oluşan mikro yapı. Çökelen parçacıklar küçük ve kafes yapıları matris yapısına uyumlu olduğu zaman çökelme sertleşmesi en etkin düzeye ulaşır. Bunun nedeni şekil değiştirmenin dislokasyonların şekil değiştirme alanları ile etkileşerek itme gerilmeleri oluşturmasıdır. Çevreye uyumlu parçacıklar nispeten daha az sayıda atom bulundurur. Bundan dolayı, ikinci fazın belirli bir toplam miktarı için uyumlu parçacıkların sayısı çok daha yüksek olacaktır. Aynı zamanda bunların sayısı çok olduğu için parçacıklar arası uzaklık da son derece küçük olur. Dislokasyonların çapraz kaymaları veya tırmanmaları sonucu oluşan toparlanma olayı, dislokasyonların bazı ayrışmış parçacıkların etkisinden kurtulmasına da neden olabilir Dispersiyon sertleşmesi Bu mekanizma prensip olarak çökelme sertleşmesinin aşırı yaşlandırılmış durumuna çok benzemekle birlikte, esas olarak ikinci faz parçacıkları yerine makro-partüküllerin matris fazında fiziksel olarak dağıtılmasında ibarettir. Dayanım artışı bu partiküllerin dislokasyon hareketlerini engellemesi ile meydana gelmektedir. Aşağıda, partiküllerin dislokasyon hareketleri önünde oluşturduğu etkiler gösterilmiştir. Uygulanan τ gerilmesi dislokasyonları partiküller arasından geçirmeye çalışmaktadır. Bu bir kuş kafesi içerisinde bir balonu şişirmeye benzer. Balonun çubukların arasından geçerek şişmesi için çok yüksek basınca 29

30 gerek vardır ve balonun herhangi bir kısmı çubuklar arasından geçmiş ise, o kısım kolaylıkla daha fazla şişebilir. Dislokasyonun engellerden kurtulabilmesi (ve yenilerinin meydana gelmesi) için, τ a =(2Gb/L) değerinde bir gerilme malzemeye uygulanmalıdır. Burada, G, kayma modülü, b, Burgers vektörü ve L partiküller arasındaki mesafedir. Partiküllerin oluşturduğu direnç ise, f b =(2Gb 2 /L) değerindedir. Bu denklemden anlaşılabileceği gibi, mukavemetteki en yüksek artış partiküller sert ve birbirlerine çok yakın olduğunda meydana gelir. Şekil 3.7. Çökeltilerin dislokasyon hareketlerini ve malzemenin plastik deformasyonunu engellemeleri. Alaşımın mekanik özellikleri, partiküllerin boyutuna, şekline, hacimsel oranına, dağılımına ve matris fazı ile uyumuna bağlı olarak değişmektedir. Bu tür uygulamalara örnek olarak Al içine karıştırılan Al 2 O 3 (alümina) partikülleri ve Ni içine katılan ThO 2 (Thoria) gösterilebilir. Özellikle partiküllerin yüksek sıcaklıkta dengeli durum gösterenleri (sıcaklıktan kolay etkilenmeyenleri) kullanıldığında yüksek sıcaklıklara dayanıklı metal yapılar elde etmek mümkün olmaktadır. Gerek çökelti ve gerekse parçacıklarla yapılan sertleştirmelerde aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. 30

31 1. Parçacık veya çökeltinin sertliği: Sert veya kesilemeyen parçacık veya çökeltiler dayanımı daha çok artırır. Bu tür çökeltiler dislokasyonların kaymasına çok kuvvetli bir engel olarak davranır. Buna karşın matris alaşımın bütününe en azından biraz süneklik sağlar. 2. Parçacık veya çökeltinin şekli: Küresel tipteki parçacıklar dayanımı en alt düzeyde artırır, disk veya çubuk şeklinde olanların katkısı daha fazladır.öte yandan çökelti parçacıklarının iğnesel ve keskin köşeli olması yerine yuvarlak olması istenir. Çünkü, yuvarlatılmış bir şeklin çatlak başlatma veya çentik olarak davranma ihtimali daha azdır. 3. Parçacık veya çökeltinin büyüklüğü: Küçük parçacıkların yarattığı sertlik büyük boyutta olanlara göre daha fazladır. Dolayısıyla çökelti parçacıkları küçük ve çok sayıda olmalıdır. Küçük çökelti sayısının artması, kayma işlemiyle kesişme ihtimalini artırır. 4. Parçacık veya çökeltinin hacimsel oranı: kritik bir değere kadar artan oranlardaki parçacık ve çökeltiler dayanımı da artırır. 5. Parçacık ve çökeltilerin yapıdaki dağılımı: Eğer bunların yapıdaki dağılımı homojen ise ve birbirleri ile arasındaki mesafeler küçük ise dayanım daha yüksek oranda artar. Sert kırılgan çökeltiler süreksiz olmalıdır. Çökelti sürekli olsaydı çatlaklar yapının her yerine doğru büyüyebilirdi. Fakat kesintili kırılgan çökeltideki çatlakların büyümesi, çökelti-matris arayüzeyinde tutularak önlenir. 31

32 4. DEFORMASYON SERTLEŞTİRMESİ (Deformation hardening, work hardening) Deformasyon sertleşmesi, metallere soğuk deformasyon bölgesinde uygulana plastik deformasyonla sağlanır. Soğuk deformasyon veya soğuk şekil değişimi, en genel olarak metallerin ergime sıcaklığının (Kelvin cinsinden) yarısından daha düşük sıcaklıklarda, ve genellikle de oda sıcaklığında gerçekleştirilir. Bu sıcaklık aralığında yapılan deformasyon işlemi metalik yapıda pekleşmeye (strain hardening) neden olur. Deformasyon sertleşmesi, dislokasyonların birbirleri ile ve dislokasyonların hareketini zorlaştıran çeşitli engellerle etkileşimi sonucunda oluşur. Ayrıca, soğuk deformasyon sırasında yeni dislokasyonların doğması da buna katkıda bulunur. Plastik şekil değişimine uğramamış tavlanmış durumdaki bir metalin iç yapısında dislokasyon yoğunluğu cm/cm 3 mertebesinde olduğu belirlenmiştir. Bu değerlerdeki bir dislokasyon yoğunluğu büyük oranda plastik deformasyon için yeterli değilse de, plastik şekil değiştirdikten sonra kristal içerisindeki dislokasyon yoğunluğu cm/cm 3 mertebelerine yükselmektedir. Bu durum ise plastik deformasyon sırasında dislokasyon doğuran kaynakların varlığını kanıtlamaktadır. Yoğunluğu artan dislokasyonların gerek birbirleriyle ve gerekse başka engeller ile etkileşimi neticesinde pekleşme ve buna bağlı olarak da dayanım artışı meydana gelir. Özellikle ısıl işlemle sertleştirilemeyen metal ve alaşımlar deformasyon sertleşmesi ile sertleştirilirler. Deformasyonu sıcaklığa bağlı olarak sınıflandırılmasında ve soğuk deformasyon aralığının belirlenmesinde bilimsel anlamda benzeş sıcaklık (T b ) (Homologous Temperare) kavramından yararlanılmaktadır. T b = T d / Te [K] 0<Tb <Tb <Tb<1 :Soğuk deformasyon :Ilık deformasyon :Sıcak deformasyon Burada; T b : benzeş sıcaklık, T d : deformasyon sıcaklığı, Te: ergime sıcaklığı Yukarıdaki kritere göre, metalin soğuk şekil değişimine uğraması belirli sıcaklığın altında şekil değiştirmesiyle mümkün olmaktadır. Plastik deformasyon sonucunda malzeme yapısında meydana gelen dislokasyon yoğunluğunun malzemenin mukavemetine etkisi aşağıdaki bağıntı ile hesaplanabilir. σ a = σ i + α G b ρ 1/2 Burada; σ a : Akma gerilmesi σ i : Sürtünme gerilmesi G: Kayma elastisite modülü b: Burgers vektörü ρ: dislokasyon yoğunluğu α: Bir sabit (genellikle arasında) Soğuk deformasyon sırasında sarf edilen enerjinin bir kısmı dislokasyon enerjisine çevrilir, bir kısmı ise ısı halinde kaybolur. Böylece enerjinin büyük bir kısmı dislokasyon enerjisi olarak iç yapıda depo edilir. 32

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER Malzemenin Mukavemeti; a) Kimyasal Bileşim b) Metalurjik Yapı değiştirilerek arttırılabilir Malzemelerin Mukavemet Arttırıcı İşlemleri: 1. Martenzitik Dönüşüm 2. Alaşım Sertleştirmesi

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler MALZEME BİLGİSİ Dr.- Ing. Rahmi ÜNAL Konu: Katı Eriyikler 1 Giriş Endüstriyel metaller çoğunlukla birden fazla tür eleman içerirler, çok azı arı halde kullanılır. Arı metallerin yüksek iletkenlik, korozyona

Detaylı

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır.

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır. Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır. Bütün metal ve alaşımlarda bulunan dislokasyonlar, katılaşma veya plastik deformasyon sırasında veya hızlı soğutmadan

Detaylı

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER Malzemelerin mekanik özelliği başlıca kimyasal bileşime ve içyapıya bağlıdır. Malzemelerin içyapısı da uygulanan mekanik ve ısıl işlemlere bağlı olduğundan malzemelerin

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KRİSTAL KAFES NOKTALARI KRİSTAL KAFES DOĞRULTULARI KRİSTAL KAFES DÜZLEMLERİ DOĞRUSAL VE DÜZLEMSEL YOĞUNLUK KRİSTAL VE

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞMESİ (YAŞLANMA) DENEYİ

ÇÖKELME SERTLEŞMESİ (YAŞLANMA) DENEYİ 1. DENEYİN AMACI: Alüminyum alaşımlarında çökelme sertleşmesinin (yaşlanma) mekanik özelliklere etkisinin incelenmesi ve sertleşme mekanizmasının öğrenilmesi. 2. TEORİK BİLGİ Çökelme sertleşmesi terimi,

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ Prof. Dr. Ramazan YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe Kampüsü, 54187, SAKARYA ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (Yaşlandırma

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Kristalleşme ve kusurlar Kristal Yapılar

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Kristalleşme ve kusurlar Kristal Yapılar Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN Kristalleşme ve kusurlar Kristal Yapılar İçerik Kristalleşme Kristal yapı kusurları Noktasal kusurlar Çizgisel kusurlar Düzlemsel kusurlar Kütlesel kusurlar Katı

Detaylı

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri Dislokasyonlar ve Güçlendirme Mekanizmaları Bölüm - 2 Dr. Ersin Emre Ören Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü TOBB Ekonomi

Detaylı

CALLİSTER FAZ DÖNÜŞÜMLERİ

CALLİSTER FAZ DÖNÜŞÜMLERİ CALLİSTER FAZ DÖNÜŞÜMLERİ Faz dönüşümlerinin çoğu ani olarak gerçekleşmediğinden, reaksiyon gelişiminin zamana bağlı, yani dönüşüm hızına bağlı olarak gelişen yapısal özelliklerini dikkate almak gerekir.

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 WEBSİTE www2.aku.edu.tr/~hitit Dersler İÇERİK Metalik Malzemelerin Genel Karakteristiklerİ Denge diyagramları Ergitme ve döküm Dökme demir ve çelikler

Detaylı

ELASTİK PLASTİK. İstanbul Üniversitesi

ELASTİK PLASTİK. İstanbul Üniversitesi ELASTİK PLASTİK HOMOJEN HETEROJEN dislokasyon birkristalideformeetmekiçinharcananenerji, teorik ve hatasız olan kristalden daha daha az! malzemelereplastikdeformasyonuygulandığında, deforme edebilmek için

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5. MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARı) Bölüm 5. Mekanik Özellikler ve Davranışlar Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR ÇEKME TESTİ: Gerilim-Gerinim/Deformasyon Diyagramı Çekme deneyi malzemelerin mukavemeti hakkında esas dizayn

Detaylı

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER Malzemenin Mukavemeti; a) Kimyasal Bileşim b) Metalurjik Yapı değiştirilerek arttırılabilir Malzemelerin Mukavemet Arttırıcı İşlemleri: 1. Martenzitik Dönüşüm 2. Alaşım Sertleştirmesi

Detaylı

Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME

Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME SÜRÜNME Malzemelerin yüksek sıcaklıkta sabit bir yük altında (hatta kendi ağırlıkları ile bile) zamanla kalıcı plastik şekil değiştirmesine sürünme denir. Sürünme her ne kadar

Detaylı

Malzemelerin Deformasyonu

Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin deformasyonu Kristal, etkiyen kuvvete deformasyon ile cevap verir. Bir malzemeye yük uygulandığında malzeme üzerinde çeşitli yönlerde ve çeşitli şekillerde yükler

Detaylı

CALLİSTER - SERAMİKLER

CALLİSTER - SERAMİKLER CALLİSTER - SERAMİKLER Atomik bağı ağırlıklı olarak iyonik olan seramik malzemeler için, kristal yapılarının atomların yerine elektrikle yüklü iyonlardan oluştuğu düşünülebilir. Metal iyonları veya katyonlar

Detaylı

Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan

Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan ISIL İŞLEMLER Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan ısıtma ve soğutma işlemleridir. İşlem

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 3 Şekillendirmenin Metalurjik Esasları Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2012-2013 Güz Yarıyılı 3. Şekillendirmenin

Detaylı

Geometriden kaynaklanan etkileri en aza indirmek için yük ve uzama, sırasıyla mühendislik gerilmesi ve mühendislik birim şekil değişimi parametreleri elde etmek üzere normalize edilir. Mühendislik gerilmesi

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ HOŞGELDİNİZ

FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ HOŞGELDİNİZ FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ Malzeme Malzeme Bilgisi Bilgisi PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ Prof. Dr. Hüseyin UZUN-Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü 1 /94 İkili Faz Diyagramından Hangi Bilgiler

Detaylı

Yeniden Kristalleşme

Yeniden Kristalleşme Yeniden Kristalleşme Soğuk şekillendirme Plastik deformasyon sonrası çarpıtılmış ise o malzeme soğuk şekillendirilmiş demektir. Kafes yapısına göre bütün özelikler değişir. Çekme gerilmesi, akma gerilmesi

Detaylı

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ Metalik malzemelerin geriye dönüşü olmayacak şekilde kontrollü fiziksel/kütlesel deformasyona (plastik deformasyon) uğratılarak şekillendirilmesi işlemlerine genel olarak

Detaylı

Faz ( denge) diyagramları

Faz ( denge) diyagramları Faz ( denge) diyagramları İki elementin birbirleriyle karıştırılması sonucunda, toplam iç enerji mimimum olacak şekilde yeni atom düzenleri meydana gelir. Fazlar, İç enerjinin minimum olmasını sağlayacak

Detaylı

şeklinde, katı ( ) fazın ağırlık oranı ise; şeklinde hesaplanır.

şeklinde, katı ( ) fazın ağırlık oranı ise; şeklinde hesaplanır. FAZ DİYAGRAMLARI Malzeme özellikleri görmüş oldukları termomekanik işlemlerin sonucunda oluşan içyapılarına bağlıdır. Faz diyagramları mühendislerin içyapı değişikliği için uygulayacakları ısıl işlemin

Detaylı

Faz Dönüşümleri ve Faz (Denge) Diyagramları

Faz Dönüşümleri ve Faz (Denge) Diyagramları Faz Dönüşümleri ve Faz (Denge) Diyagramları 1. Giriş Bir cisim bağ kuvvetleri etkisi altında en düşük enerjili denge konumunda bulunan atomlar grubundan oluşur. Koşullar değişirse enerji içeriği değişir,

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY.

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KIRILMANIN TEMELLERİ KIRILMA ÇEŞİTLERİ KIRILMA TOKLUĞU YORULMA S-N EĞRİSİ SÜRÜNME GİRİŞ Basınç (atm) Katı Sıvı Buhar

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ HOŞGELDİNİZ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ HOŞGELDİNİZ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ Malzeme Malzeme Bilgisi Bilgisi PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ 1 ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (Yaşlandırma Sertleşmesi) Bazı metal alaşımlarının sertlik ve mukavemeti, soğuk deformasyon

Detaylı

Bölüm 4: Kusurlar. Kusurlar

Bölüm 4: Kusurlar. Kusurlar Bölüm 4: Kusurlar Malzemelerin bazı özellikleri kusurların varlığıyla önemli derecede etkilenir. Kusurların türleri ve malzeme davranışı üzerindeki etkileri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Saf metallerin

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 11 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 11 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 11 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA DEMİR ESASLI ALAŞIMLAR DEMİR DIŞI ALAŞIMLAR METALLERE UYGULANAN İMALAT YÖNTEMLERİ METALLERE UYGULANAN ISIL İŞLEMLER

Detaylı

KRİSTAL MALZEMELERİN DAYANIMLARININ ARTIRILMASI. Turgut GÜLMEZ

KRİSTAL MALZEMELERİN DAYANIMLARININ ARTIRILMASI. Turgut GÜLMEZ KRİSTAL MALZEMELERİN DAYANIMLARININ ARTIRILMASI Turgut GÜLMEZ DAYANIMIN ARTIRILMASI Kristal malzemelerin dayanımların artırılması için dislokasyon hareketinin (kaymasının) engellenmesi gerekir. Bu amaçla

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

ÇELİĞİN SERTLEŞTİRME MEKANİZMALARI

ÇELİĞİN SERTLEŞTİRME MEKANİZMALARI ÇELİĞİN SERTLEŞTİRME MEKANİZMALARI Malzemelerin mekanik özellikleri, metalürjik yapılarına bağlıdır. Metalürjik yapı ise kimyasal bileşim ile malzemeye uygulanan mekanik ve ısıl işlemlerle değiştirilebilir.

Detaylı

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir.

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Gerilme ve şekil değiştirme kavramları: Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Bir mühendislik sistemine çok farklı karakterlerde dış

Detaylı

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir.

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir. Günümüz endüstrisinde en yaygın kullanılan Direnç Kaynak Yöntemi en eski elektrik kaynak yöntemlerinden biridir. Yöntem elektrik akımının kaynak edilecek parçalar üzerinden geçmesidir. Elektrik akımına

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Atomsal Yapı ve Atomlararası Bağ1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin

Detaylı

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok parçaya ayırmasına "kırılma" adı verilir. KIRILMA ÇEŞİTLERİ

Detaylı

Faz dönüşümünün gelişmesi, çekirdeklenme ve büyüme olarak adlandırılan iki farklı safhada meydana gelir.

Faz dönüşümünün gelişmesi, çekirdeklenme ve büyüme olarak adlandırılan iki farklı safhada meydana gelir. 1 Faz dönüşümlerinin çoğu ani olarak gerçekleşmediğinden, reaksiyon gelişiminin zamana bağlı, yani dönüşüm hızına bağlı olarak gelişen yapısal özelliklerini dikkate almak gerekir. Malzemelerin, özellikle

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Yrd. Doç. Dr. Ayşe KALEMTAŞ Ofis Saatleri: Perşembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi,

Detaylı

ALUMİNYUM ALA IMLARI

ALUMİNYUM ALA IMLARI ALUMİNYUM ALA IMLARI ALUMİNYUM VE ALA IMLARI Alüminyum ve alüminyum alaşımları en çok kullanılan demir dışı metaldir. Aluminyum alaşımları:alaşımlama (Cu, Mg, Si, Mn,Zn ve Li) ile dayanımları artırılır.

Detaylı

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri BMM 05 Malzeme Biliminin Temelleri Dislokasyonlar ve Güçlendirme Mekanizmaları Bölüm - 1 Dr. Ersin Emre Ören Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü TOBB Ekonomi

Detaylı

Malzemeler yapılarının içerisinde, belli oranlarda farklı atomları çözebilirler. Bu durum katı çözeltiler olarak adlandırılır.

Malzemeler yapılarının içerisinde, belli oranlarda farklı atomları çözebilirler. Bu durum katı çözeltiler olarak adlandırılır. KATI ÇÖZELTİ Malzemeler yapılarının içerisinde, belli oranlarda farklı atomları çözebilirler. Bu durum katı çözeltiler olarak adlandırılır. Katı çözeltilerin diğer bir ismi katı eriyiktir. Bir çözelti

Detaylı

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri Grup 1 Pazartesi 9.00-12.50 Dersin Öğretim Üyesi: Y.Doç.Dr. Ergün Keleşoğlu Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Davutpaşa Kampüsü Kimya Metalurji Fakültesi

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR

PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR METALLERİN KRİSTAL YAPISI Metallerde en sık rastlanan üç çeşit kristal kafes yapısı : Kayma Düzlemleri Metaller, ya kocaman tek kristalden ya da çok taneli çok

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler.

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler. MALZEMELER VE GERĐLMELER Malzeme Bilimi mühendisliğin temel ve en önemli konularından birisidir. Malzeme teknolojisindeki gelişim tüm mühendislik dallarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir.

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM 1. Giriş Malzemelerde üretim ve uygulama sırasında görülen katılaşma, çökelme, yeniden kristalleşme, tane büyümesi gibi olaylar ile kaynak, lehim, sementasyon gibi işlemler

Detaylı

Paslanmaz Çelik Gövde. Yalıtım Sargısı. Katalizör Yüzey Tabakası. Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot

Paslanmaz Çelik Gövde. Yalıtım Sargısı. Katalizör Yüzey Tabakası. Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot Paslanmaz Çelik Gövde Yalıtım Sargısı Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot Katalizör Yüzey Tabakası Egzoz Gazları: Hidrokarbonlar Karbon Monoksit Azot Oksitleri Bu bölüme kadar, açıkça ifade edilmese

Detaylı

BÖLÜM 2. Kristal Yapılar ve Kusurlar

BÖLÜM 2. Kristal Yapılar ve Kusurlar BÖLÜM 2 Kristal Yapılar ve Kusurlar 1- ATOMİK VE İYONİK DÜZENLER Kısa Mesafeli Düzenler-Uzun Mesafeli Düzenler Kısa Mesafeli Düzenler (SRO): Kısa mesafede atomların tahmin edilebilir düzenlilikleridir.

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır. PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Metallerin katı halde kalıp olarak adlandırılan takımlar yardımıyla akma dayanımlarını aşan gerilmelere maruz bırakılarak plastik deformasyonla şeklinin kalıcı olarak değiştirilmesidir

Detaylı

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU Turgut Gülmez METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI :Kayma, ikizlenme, tane sınırı kayması ve yayınma sürünmesi METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Mekanizma ve etkileyen faktörler Difüzyon

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Mekanizma ve etkileyen faktörler Difüzyon Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN Mekanizma ve etkileyen faktörler Difüzyon İçerik Difüzyon nedir Difüzyon mekanizmaları Difüzyon eşitlikleri Difüzyonu etkileyen faktörler 2 Difüzyon nedir Katı içerisindeki

Detaylı

(A) Çekme. (B) Basınç. (C) Dengesiz İki eksenli çekme. (D) Dengeli İki eksenli çekme. (E) Hidrostatik Basınç. (F) Kayma Gerilmesi.

(A) Çekme. (B) Basınç. (C) Dengesiz İki eksenli çekme. (D) Dengeli İki eksenli çekme. (E) Hidrostatik Basınç. (F) Kayma Gerilmesi. İki eksenli gerilme Hidrostatik gerilme 1 (A) Çekme. (B) Basınç. (C) Dengesiz İki eksenli çekme. (D) Dengeli İki eksenli çekme. (E) Hidrostatik Basınç. (F) Kayma Gerilmesi. 2 Uygulamada yapı elemanları

Detaylı

MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI)

MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI) MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI) Bölüm 3 Atomik ve İyonik Dizilmeler Düzenlerde Hatalar Hedefler 1) 3 temel hatayı tanımlamak: Noktasal Hatalar Çizgisel Hatalar (dislokasyonlar) Yüzey Hataları 2) Değişik

Detaylı

Paslanmaz Çeliklerin Kaynak İşlemi Esnasında Karşılaşılan Problemler ve Alınması Gereken Önlemler Paslanmaz çeliklerin kaynak işlemi esnasında

Paslanmaz Çeliklerin Kaynak İşlemi Esnasında Karşılaşılan Problemler ve Alınması Gereken Önlemler Paslanmaz çeliklerin kaynak işlemi esnasında Paslanmaz Çeliklerin Kaynak İşlemi Esnasında Karşılaşılan Problemler ve Alınması Gereken Önlemler Paslanmaz çeliklerin kaynak işlemi esnasında karşılaşılan ve kaynak kabiliyetini etkileyen problemler şunlardır:

Detaylı

Gaz. Gaz. Yoğuşma. Gizli Buharlaşma Isısı. Potansiyel Enerji. Sıvı. Sıvı. Kristalleşme. Gizli Ergime Isısı. Katı. Katı. Sıcaklık. Atomlar Arası Mesafe

Gaz. Gaz. Yoğuşma. Gizli Buharlaşma Isısı. Potansiyel Enerji. Sıvı. Sıvı. Kristalleşme. Gizli Ergime Isısı. Katı. Katı. Sıcaklık. Atomlar Arası Mesafe İmal Usulleri DÖKÜM Katılaşma Döküm yoluyla üretimde metal malzemelerin kullanım özellikleri, katılaşma aşamasında oluşan iç yap ile belirlenir. Dolaysıyla malzeme özelliklerinin kontrol edilebilmesi

Detaylı

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Mühendislik malzemeleri rijit olmadığından kuvvet altında deforme olup, şekil ve boyut değişiklikleri gösterirler. Malzeme özelliklerini anlamak üzere mekanik testler yapılır.

Detaylı

Malzemelerin Mekanik Özellikleri

Malzemelerin Mekanik Özellikleri Malzemelerin Mekanik Özellikleri Bölüm Hedefleri Deneysel olarak gerilme ve birim şekil değiştirmenin belirlenmesi Malzeme davranışı ile gerilme-birim şekil değiştirme diyagramının ilişkilendirilmesi ÇEKME

Detaylı

Bölüm 4: Kusurlar. Kusurlar. Kusurlar. Kusurlar

Bölüm 4: Kusurlar. Kusurlar. Kusurlar. Kusurlar Bölüm 4: Kusurlar Malzemelerin bazı özellikleri kusurların varlığıyla önemli derecede etkilenir. Kusurların türleri ve malzeme davranışı üzerindeki etkileri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Saf metallerin

Detaylı

Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU

Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Tozların Şekillendirilmesi Toz metalurjisinin çoğu uygulamalarında nihai ürün açısından yüksek yoğunluk öncelikli bir kavramdır.

Detaylı

2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması

2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması 1. Deney Adı: ÇEKME TESTİ 2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması Mühendislik tasarımlarının en önemli özelliklerinin başında öngörülebilir olmaları gelmektedir. Öngörülebilirliğin

Detaylı

CERRAHİ İĞNE ALAŞIMLARI. Microbiologist KADİR GÜRBÜZ

CERRAHİ İĞNE ALAŞIMLARI. Microbiologist KADİR GÜRBÜZ CERRAHİ İĞNE ALAŞIMLARI Microbiologist KADİR GÜRBÜZ Bileşimlerinde en az % 12 krom bulunan çelikler paslanmaz çeliklerdir.tüm paslanmaz çeliklerin korozyon direnci, çok yoğun ve koruyucu krom oksit ince

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Difüzyon

MALZEME BİLİMİ. Difüzyon MALZEME BİLİMİ Difüzyon Difüzyon D E R S N O T U Difüzyon; ısıl etkenlerle teşvik edilen atomsal mertebedeki parçacıkların (atom, iyon, küçük moleküller) kafes parametresinden daha büyük (ve tam katları

Detaylı

ÇELİKLERİN ISIL İŞLEMLERİ. (Devamı)

ÇELİKLERİN ISIL İŞLEMLERİ. (Devamı) ÇELİKLERİN ISIL İŞLEMLERİ (Devamı) c a a A) Ön ve arka yüzey Fe- atomları gösterilmemiştir) B) (Tetragonal) martenzit kafesi a = b c) Şekil-2) YMK yapılı -yan yana bulunan- iki γ- Fe kristali içerisinde,

Detaylı

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. YORULMA 1 Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. Bulunan bu gerilme değerine malzemenin statik dayanımı adı verilir. 2 Ancak aynı

Detaylı

25.03.2010. Sürünme (Sünme) Deneyi (DIN 50118, DIN 50119, TS 279, EN 10291) σ = sabit. = sabit

25.03.2010. Sürünme (Sünme) Deneyi (DIN 50118, DIN 50119, TS 279, EN 10291) σ = sabit. = sabit Sürünme (Sünme) Deneyi (DIN 50118, DIN 50119, TS 279, EN 10291) 25.03.2010 Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER 1 Sürünme (Sünme) Deneyi (DIN 50118, DIN 50119, TS 279, EN 10291) Sürünme: Sünme: Sürekli uzama (Creep)

Detaylı

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller Kompozit malzemeler İki veya daha fazla malzemeden üretilirler Ana fikir farklı malzemelerin özelliklerini harmanlamaktır Kompozit: temel olarak birbiri içinde çözünmeyen ve birbirinden farklı şekil ve/veya

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 Elektron Kütlesi 9,11x10-31 kg Proton Kütlesi Nötron Kütlesi 1,67x10-27 kg Bir kimyasal elementin atom numarası (Z) çekirdeğindeki

Detaylı

Faz dönüşümleri: mikroyapı oluşumu, faz dönüşüm kinetiği

Faz dönüşümleri: mikroyapı oluşumu, faz dönüşüm kinetiği Faz dönüşümleri: mikroyapı oluşumu, faz dönüşüm kinetiği Faz dönüşümleri 1. Basit ve yayınma esaslı dönüşümler: Faz sayısını ve fazların kimyasal bileşimini değiştirmeyen basit ve yayınma esaslı ölçümler.

Detaylı

YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN

YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN Yüksek Mukavemetli Yapı Çelikleri ve Zırh Çeliklerinin Kaynağı (09 Aralık 2016) YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN ODTÜ Kaynak Teknolojisi ve Tahribatsız Muayene

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 2 Malzemelerin Mekanik Davranışı Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2013-2014 Güz Yarıyılı 2. Malzemelerin

Detaylı

FRACTURE ÜZERİNE. 1. Giriş

FRACTURE ÜZERİNE. 1. Giriş FRACTURE ÜZERİNE 1. Giriş Kırılma çatlak ilerlemesi nedeniyle oluşan malzeme hasarıdır. Sünek davranışın tartışmasında, bahsedilmişti ki çekmede nihai kırılma boyun oluşumundan sonra oluşan kırılma nedeniyledir.

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Atom, birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacıktır. Atom, elementlerin özelliklerini taşıyan en küçük yapı birimi olup çekirdekteki

Detaylı

ANİZOTROPİ. Schmid s Tek kristle uygulandığında:

ANİZOTROPİ. Schmid s Tek kristle uygulandığında: ANİZOTROPİ Schmid s Tek kristle uygulandığında: En büyük kayma gerilmesi için: λ = φ = 45 o olmalıdır. Diğer düzlemlerde daha düşük gerilmeler elde edilir. Tek kristalde atom düzlemleri farklı açılar yapabilir.

Detaylı

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 1 Deformasyon ve kırılma mekanizmalarına giriş

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 1 Deformasyon ve kırılma mekanizmalarına giriş MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 1 Deformasyon ve kırılma mekanizmalarına giriş Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2012-2013 Bahar Yarıyılı 1. Deformasyon ve kırılma mekanizmalarına giriş 1.1. Deformasyon

Detaylı

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ Herhangi bir yapının projelendirmesi ve inşaatı aşamasında amaç aşağıda belirtilen üç koşulu bir arada gerçekleştirmektir: a) Yapı istenilen işlevi yapabilmelidir,

Detaylı

KIRILMA MEKANİĞİ Prof.Dr. İrfan AY MALZEME KUSURLARI

KIRILMA MEKANİĞİ Prof.Dr. İrfan AY MALZEME KUSURLARI MALZEME KUSURLARI Deformasyonda Birinci Özelliğe Sahip Hatalar: A. Noktasal Hatalar: Kafes düzeninin çok küçük bölgelerindeki (1-2 atom boyutu) bozukluğa verilen addır. Bunlar ; 1. Boşluklar : Kafeslerde

Detaylı

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ MAK-LAB15 1. Giriş ve Deneyin Amacı Bilindiği gibi malzeme seçiminde mekanik özellikler esas alınır. Malzemelerin mekanik özellikleri de iç yapılarına bağlıdır. Malzemelerin

Detaylı

İmal Usulleri. Fatih ALİBEYOĞLU -7-

İmal Usulleri. Fatih ALİBEYOĞLU -7- Fatih ALİBEYOĞLU -7- Giriş Malzemeler birçok imal yöntemiyle şekillendirilebilir. Bundan dolayı malzemelerin mekanik davranışlarını bilmemiz büyük bir önem teşkil etmektedir. Bir mekanik problemi çözerken

Detaylı

FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ HOŞGELDİNİZ

FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ HOŞGELDİNİZ FAZ DİYAGRAMLARI ve DÖNÜŞÜMLERİ Malzeme Malzeme Bilgisi Bilgisi PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ Prof. Dr. Hüseyin UZUN-Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü 1 /94 Ötektik bileşim Birbirlerini sınırlı

Detaylı

Faz kavramı. Kristal yapılı malzemelerin iç yapılarında homojen ve belirli özellikler gösteren bölgelere faz (phase) adı verilir.

Faz kavramı. Kristal yapılı malzemelerin iç yapılarında homojen ve belirli özellikler gösteren bölgelere faz (phase) adı verilir. Faz kavramı Kristal yapılı malzemelerin iç yapılarında homojen ve belirli özellikler gösteren bölgelere faz (phase) adı verilir. Fazlar; bu atom düzenlerinden ve toplam iç yapıda bu fazların oluşturdukları

Detaylı

KİMYA -ATOM MODELLERİ-

KİMYA -ATOM MODELLERİ- KİMYA -ATOM MODELLERİ- ATOM MODELLERİNİN TARİHÇESİ Bir çok bilim adamı tarih boyunca atomun yapısı ile ilgili pek çok fikir ortaya atmış ve atomun yapısını tanımlamaya çalışmış-tır. Zaman içerisinde teknoloji

Detaylı

İKİLİ ÖTEKTİK FAZ DİYAGRAMLARI

İKİLİ ÖTEKTİK FAZ DİYAGRAMLARI İKİLİ ÖTEKTİK FAZ DİYAGRAMLARI Prof. Dr. Ramazan YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe Kampüsü, 54187, SAKARYA İKİLİ ÖTEKTİK FAZ DİYAGRAMLARI

Detaylı

Metallerde Özel Kırılganlıklar HASAR ANALİZİ

Metallerde Özel Kırılganlıklar HASAR ANALİZİ Metallerde Özel Kırılganlıklar HASAR ANALİZİ Prof. Dr. Akgün ALSARAN 11 Giriş Hidrojen gevrekliği Sıvı metal kırılganlığı Temper gevrekliği Ana Hatlar 22 Malzemelerin servis koşullarında performanslarını;

Detaylı

MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI)

MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI) MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARI) Bölüm 4. Malzemelerde Atom ve İyon Hareketleri Doç.Dr. Özkan ÖZDEMİR Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR Hedefler Malzemelerde difüzyon uygulamalarını ve prensipleri incelemek. Difüzyonun

Detaylı

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI YORULMA P r o f. D r. İ r f a n K A Y M A Z P r o f. D r. A k g ü n A L S A R A N A r ş. G ör. İ l y a s H A C I S A L İ HOĞ LU Aloha Havayolları Uçuş 243: Hilo dan Honolulu

Detaylı

Kırılma nedir? Bir malzemenin yük altında iki veya daha fazla parçaya ayrılması demektir. Her malzemede kırılma karakteri aynı mıdır? Hayır.

Kırılma nedir? Bir malzemenin yük altında iki veya daha fazla parçaya ayrılması demektir. Her malzemede kırılma karakteri aynı mıdır? Hayır. KIRILMA İLE SON BULAN HASARLAR 1 Kırılma nedir? Bir malzemenin yük altında iki veya daha fazla parçaya ayrılması demektir. Her malzemede kırılma karakteri aynı mıdır? Hayır. Uygulanan gerilmeye, sıcaklığa

Detaylı

MalzemelerinMekanik Özellikleri II

MalzemelerinMekanik Özellikleri II MalzemelerinMekanik Özellikleri II Doç.Dr. Derya Dışpınar deryad@istanbul.edu.tr 2014 Sünek davranış Griffith, camlarileyaptığıbuçalışmada, tamamengevrekmalzemelerielealmıştır Sünekdavranışgösterenmalzemelerde,

Detaylı

DENEYİN ADI: Çeliklerin Isıl İşlemi. AMACI: Çeliklerde ısıl işlem yoluyla mikroyapı ve mekanik özelliklerin değişiminin öğretilmesi.

DENEYİN ADI: Çeliklerin Isıl İşlemi. AMACI: Çeliklerde ısıl işlem yoluyla mikroyapı ve mekanik özelliklerin değişiminin öğretilmesi. DENEYİN ADI: Çeliklerin Isıl İşlemi AMACI: Çeliklerde ısıl işlem yoluyla mikroyapı ve mekanik özelliklerin değişiminin öğretilmesi. TEORİK BİLGİ: Metal ve alaşımlarının, faz diyagramlarına bağlı olarak

Detaylı

İmal Usulleri. Döküm Tekniği

İmal Usulleri. Döküm Tekniği İmal Usulleri Döküm Tekniği Örnek Heterojen Çekirdeklenme Alışılmamış laboratuar deneyleri dışında, sıvı metal için homojen çekirdeklenme asla olmaz. Uygulamadaki sıvı metallerin içinde hemen her zaman

Detaylı

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması.

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. 1 Deneyin Adı Çekme Deneyi Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. Teorik Bilgi Malzemelerin statik (darbesiz) yük altındaki mukavemet özelliklerini

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI DENEY ADI: EĞİLME (BÜKÜLME) DAYANIMI TANIM: Eğilme dayanımı (bükülme dayanımı veya parçalanma modülü olarak da bilinir), bir malzemenin dış fiberinin çekme dayanımının ölçüsüdür. Bu özellik, silindirik

Detaylı

Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ 1

Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ 1 MAKİNE PROGRAMI MALZEME TEKNOLOJİSİ-I- (DERS NOTLARI) Prof.Dr.İrfan AY Öğr. Gör. Fahrettin Kapusuz 2008-20092009 BALIKESİR Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ 1 DEMİR-KARBON (Fe-C) DENGE DİYAGRAMI

Detaylı

TEKNOLOJİSİ--ITEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ

TEKNOLOJİSİ--ITEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ MAKİNE PROGRAMI MALZEME TEKNOLOJİSİ--ITEKNOLOJİSİ (DERS NOTLARI) Prof.Dr.İrfan AY Öğr. Gör. Fahrettin Kapusuz 2008-2009 2008BALIKESİR 1 DEMİR-KARBON DEMİR(Fe--C) (Fe DENGE DİYAGRAMI 2 DEMİR KARBON DENGE

Detaylı