T.C SAĞLIK BAKANLIĞI DR. SİYAMİ ERSEK GÖĞÜS KALP VE DAMAR CERRAHİSİ EĞTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C SAĞLIK BAKANLIĞI DR. SİYAMİ ERSEK GÖĞÜS KALP VE DAMAR CERRAHİSİ EĞTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ"

Transkript

1 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI DR. SİYAMİ ERSEK GÖĞÜS KALP VE DAMAR CERRAHİSİ EĞTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ALKOLİK OLMAYAN YAĞLI KARACİĞER HASTALIĞI SAPTANAN OLGULARDA ENDOTEL FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. ALPER AYDIN KARDİYOLOJİ UZMANLIK TEZİ İSTANBUL, 2004

2 ÖNSÖZ Türkiye de Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisinin kurulması ve gelişmesinde büyük emeği olan, hastanemiz kurucusu, değerli insan merhum Prof.Dr.Siyami ERSEK hocamızı saygıyla anıyorum. Değerli başhekimimiz Prof.Dr.İbrahim Yekeler ve şahsında diğer eski başhekimlerimize, Tezimi hazırlarken yardımlarını esirgemeyen değerli hocamız, kardiyoloji şefi Dr.Tuna Tezel e, Birlikte çalışmaktan onur duyduğum, engin bilgi ve tecrübelerinden çok öğrendiğim hocalarım;dr. Aydın Çağıl, Dr. Birsen Ersek, Dr.Tanju Ulufer, Doç.Dr.Neşe Çam, Doç.Dr.Ahmet Narin, Doç.Dr.Kadir Gürkan, Doç.Dr.Kemal Yeşilçimen, Doç.Dr. Mehmet Eren, Dr.Hikmet Tezel, Dr.Dursun Ünal, Doç.Dr.Gülşah Tayyareci, Dr.Hasan Sunay, Dr.Öner Engin, Dr.Recep Öztürk, Doç.Dr.İzzet Erdinler, Doç.Dr.Osman Bolca, Doç.Dr.Mehtap Şişman, Doç.Dr.Enis Oğuz, Doç.Dr.Ayşe Emre, Doç.Dr.Ertan Ökmen e, Tez çalışmamda çok değerli yardımları olan Dr.Aydın Yıldırım ve Dr. Özer Soylu ya, Tüm cerrahi ve anestezi klinik şef ve şef muavinlerine, Uzman ve başasistanlarıma, asistan arkadaşlarıma, tüm hastane çalışanlarına teşekkür ederim. Dr.Alper Aydın

3 İÇİNDEKİLER Sayfa 1. Giriş Genel Bilgiler Normal Endotel ve Fonksiyonları....3 Endotel Fonksiyonları...4 Damar tonusu regülasyonu 4 Dolaşan hücre fonksiyonunun regülasyonu...9 Koagülasyon ve fibrinolizisin düzenlenmesi Endotel Disfonksiyonu Endotel disfonksiyonuna yol açan durumlar..13 Endotel disfonksiyonunun tedavisi 16 3.Endotel Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi NO bağımlı vazoreaktiviteyi ölçen testler Endotel fonksiyonunun dolaşımdaki belirteçleri Alkolik Olmayan Yağlı Karaciğer Hastalığı NAYKH da klinik ve laboratuar bulgular..29 NAYKH tanısı 30 NAYKH da tedavi Materyal ve Metod.35 Çalışmaya dahil edilme kriterleri..35 Çalışma dışı bırakılma kriterleri...35 Brakiyal arter doppler ultrasonografisi....36

4 İstatistiksel incelemeler Bulgular Tartışma Özet Kaynaklar...49

5 Son döneme kadar damar yapılarının 1. GİRİŞ içini döşeyen tek katlı hücre sırası olarak düşünülen endotel tabakasının yapılan çalışmalarla önemli otokrin, parakrin ve endokrin işlevlere sahip olduğu anlaşılmıştır. 1 Tek katlı basit yapısına rağmen vücut homeostazının sağlanmasında ve pıhtılaşma, trombosit aktivasyonu, vasküler geçirgenlik, inflamasyon, hücre proliferasyonu ve migrasyonunun düzenlenmesinde anahtar rol oynar. 2,3 Yapılan çalışmalarda endotel fonksiyonunu düzenleyen endotel kaynaklı gevşetici ve kasıcı faktörler olarak iki ana gruba ayrılan birçok molekül gün ışığına çıkarılmıştır. Bunlar arasında da endotel fonksiyonlarının düzenlenmesinde anahtar rol oynayan molekülün nitrik oksit olduğu düşünülmektedir. 4 Genel anlamda endotel disfonksiyonu tanımı ile de bu gevşetici ve kasıcı faktörler arasındaki dengesizlik belirtilmektedir. 5 Endotel disfonksiyonunun önemi aterosklerozun başlangıç lezyonu olduğunun düşünülmesidir. 6 Yağlı karaciğer hastalığı son yıllarda özellikle Batı toplumlarında en sık görülen karaciğer hastalığıdır ve sıklığı genel olarak normal popülasyonda % lere ulaşır. 7,8 Alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı karaciğere zarar verecek miktarda alkol tüketimi olmayan bireylerde histolojik olarak makroveziküler yağlanmanın baskın olduğu geniş bir tabloyu içerir. 8,9 Alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı inflamasyon ve fibrozisin eşlik etmediği sadece yağlı karaciğer ve yağlanma ile birlikte nekroinflamatuar aktivitenin olduğu alkole bağlı olmayan steatohepatit ( Nonalkolik steatohepatit, NASH ) olmak üzere iki ayrı hastalığı bir arada ifade etmek için kullanılır 7,8 Bugünkü bilgiler ışığı altında artık alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı nın obesite, insulin direnci, hiperlipidemi gibi patolojileri olan hastalarda sık olarak rastlandığı bilinmektedir. 10 Endotel disfonksiyonunun aterosklerotik lezyon tesbit edilmeyen fakat risk faktörlerine sahip olan hastalarda ateroskleroz gelişiminin öncüsü olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. 11,12,13 Alkolik olmayan karaciğer hastalığına sahip olan bazı hastalarda obesite, hiperlipidemi, insulin direnci gibi endotel disfonksiyonu etyolojisinde de rol oynayan patolojilerin bulunması, bu iki durumun sıklıkla beraber bulunabileceklerini düşündürmektedir. Böyle bir ilişki varlığında yağlı karaciğere sahip hastaların endotel disfonksiyonu ve dolayısı ile ateroskleroz gelişimi risk faktörleri açısından incelenmesi ve bu risk faktörlerine yönelik tedavi almaları

6 gerekecektir. Bu da toplumda önemli mortalite ve morbidite nedeni olan hastalıklar meydana getiren aterosklerotik sürecin klinik bulgu vermeden önceki erken dönemlerinde ilerleyişini durdurmaya yönelik tedbirlerin alınmasını kolaylaştıracaktır. Bütün yapılan çalışmaların ışığında, alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığında obezite, glikoz ve lipid metabolizma bozukluğunun gözlenmesi üzerine dikkatler ortak etyolojik faktörleri taşıyan endotel disfonksiyonu üzerine yönelmiştir. Bu çalışmada klinik pratikte sık olarak gözlenen ve karaciğer ultrasonografisi gibi basit bir testle tanısı konulabilen alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığında endotel disfonksiyonu araştırarak arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalıştık. Çalışmanın amacı yağlı karaciğer hastalarında ateroskleroz öncü göstergelerinden biri olarak endotel fonksiyon bozukluğunu ortaya koymak ve daha geniş bir alanda basit bir ultrasonografi tetkiki ile göstererek kullanımını sağlamaktır. 2. GENEL BİLGİLER

7 1. Normal Endotel ve Fonksiyonları Anatomik olarak keşfedildiği 19. yüzyıldan Furchgott ve arkadaşlarının 1980 li yıllarda endotele bağımlı vazoreaktiviteyi tanımladığı zamana kadar endotel su ve küçük moleküllerin değişimini sağlayan ve damar duvarının iç yüzeyini döşeyen basit bir bariyer olarak düşünülürdü. 2,14 Oysa endotel tek katlı basit yapısına rağmen dolaşan kan ve dokular arasında metabolik ve düzenleyici olaylarda rol alan, sentez fonksiyonu olan, sentezlediği moleküllerle vücüt homeostazının sürdürülmesine katkıda bulunan önemli bir organdır. 3 Yetişkin bir insanda 5500 m 2 alandan daha fazla yer kaplar ve yaklaşık 1 kg ağırlığındadır. 3 Dolaşan kan ve dokular arasında doğrudan ilişki sağlayacak şekilde stratejik bir yerleşimi olan endotel tabakasının görevleri arasında vasküler tonusun, hücre adezyonunun, inflamasyon, damar geçirgenliği ve koagülasyonun kontrolü sayılabilir. 2,3,4,14 Bu genel fonksiyonlarına ek olarak endotel çeşitli organlarda farklılaşarak o organa özgü fonksiyonların yerine getirilmesinde rol alabilir; örneğin akciğerde gaz değişiminin sağlandığı alveoler endotel hücreleri, kalpte miyokard fonksiyonunun kontrolü veya dalak ve karaciğerde fagositoz yapan endotel hücreleri gibi. 5 Pek çok mediayatörün kaynağı olan endotelin salgıladığı mediyatörler ve fonksiyonları aşağıda sıralanmıştır. - Antiplatelet: prostasiklin, NO (nitrik oksit), ecto ADPase - Antikoagülan: heparin benzeri proteoglikan, trombomodulin - Profibrinolitik: tpa (doku plazminojen aktivatörü), ürokinaz - Antifibrinolitik: PAI-1 (plazminojen aktivatör inhibitörü) - Vasküler tonusun düzenlenmesi: prostasiklin, NO, EDHF (endotel kökenli hiperpolarize edici faktör), ACE (anjiotensin dönüştürücü enzim), endotelin - Düz kas hücre büyümesinin kontrolü: heparin benzeri moleküller, NO, TGFβ (transforme edici büyüme faktörü β), platelet kökenli büyüme faktörü - Selektif geçirgen bariyer özelliği: endositik reseptörler, hücre yüzeyi glikokaliksi

8 - İnflamasyon ve hücre adezyonu: selektinler, ICAM-1 (interselüler adezyon molekülü), VCAM-1 (vasküler hücre adezyon molekülü), MCP-1 (monosit kemoatraktan protein), IL-8 (interlökin-8) Endotel Fonksiyonları Endotel fonksiyonları temel olarak şunlardan oluşur : 1.Damar tonusunun regülasyonu: Arteriyel sistemin görevi dokulara yeterli perfüzyonu sağlamak ve her kalp atımı sırasında kan basıncında ve akımında oluşabilecek değişiklikleri dengelemektir. Dokularda kapiller damarlar düzeyinde kan akımı arteriol ve postkapiller venül tonusundaki değişimlerle sabit tutulur. Akımın bu şekilde düzenlenmesi vasküler yatağın rezistansının değiştirilebilmesine bağlıdır. 16,17 Endotel lokal olarak etki eden ve böylece vasküler tonusun ayarlanmasını sağlayan nitrik oksit (NO), prostasiklin, anjiyotensin II, endotelin ve endotel kaynaklı hiperpolarize edici faktör gibi birçok mediyatör üretebilir ve bu mediyatörlere tepki verebilir. 18 Normalde bazıları vazodilatatör bazıları vazokonstriktör etkiye sahip bu mediyatörler doku perfüzyon ihtiyacına göre salınarak vasküler tonusu ve yeterli doku perfüzyonunu sağlarlar. a.nitrik oksit : Endotelyal gevşetici bir faktörün varlığı ilk olarak 1980 yılında Furchgott ve Zawadzki tarafından asetilkoline cevap olarak sağlam endotel varlığında tavşan aortik halkasının genişlediğinin gösterilmesi ile kanıtlanmıştır. 14 Bu faktörün NO olduğu daha sonra Palmer ve arkadaşları tarafından 1987 yılında gösterilmiştir. 4 NO L-arjininin guanidin-nitrojen terminalinden endotelyal nitrik oksit sentaz (enos) enzimi tarafından endotelyal hücre yüzeyine etki eden uyarıcılara yanıt olarak üretilir. 19 NO salınımına neden olan uyarıcılar Tablo 1 de gösterilmiştir. Asetilkolin Kan akımı (shear stress) Serotonin Histamin Trombin Kalsiyum gen ilişkili peptid Katekolaminler Bradikininler ADP,ATP Platelet aktive edici faktör Substance P

9 Tablo 1. NO salınımına neden olan uyarıcılar. NO sentezinden sorumlu olan enzim hücre içinde kaveoline bağlı olarak inaktif formda bulunur. Hücre içi kalsiyum düzeyinde bir artış kalmodulin oluşumuna, bu da enzimin kaveolinden ayrılarak aktif hale gelmesine neden olur. 20 Hücre içi Ca +2 artışı olmadan da NO üretilebilir. NO fosforilasyonu aracılığı ile shear stress NO düzeyini kontrol edebilir. NO serbest olarak diffüze olabilen bir gazdır ve damar lümeni yanı sıra çevreleyen düz kas ve dokularda da etkiye sahiptir. Vasküler düz kas hücrelerine giren NO guanilat siklaz aktivitesini ve sonucunda sikik 3 5 guanozin monofosfat (cgmp) seviyelerini arttırır. cgmp düz kas hücresi içindeki cgmp bağımlı protein kinazı aktive eder, bunun sonucunda potasyum kanalları fosforile, Ca +2 kanalları hiperpolarize olur. Hücre içi Ca +2 miktarı azalır ve bu da düz kas hücresinde gevşemeye yol açar. 21 NO cgmp yolundan başka sodyum ve potasyum kanallarını doğrudan aktive ederek de vazodilatasyona katkıda bulunur 22 N G -monometil-l-arjinin (L-NMMA) gibi arjinin analogları ile NO üretiminin tamamen bloke edilebilmesi NO etkilerinin ayrıntılı olarak çalışılabilmesine olanak sağlamıştır. Örneğin sağlıklı gönüllülerin brakiyal arterlerine yapılan L-NMMA infüzyonunun ön kolun kan akımında azalmaya yol açması NO in bazal vasküler tonusun ayarlanmasındaki önemini gösterir. 23 Buna benzer çalışmalar koroner 24 ve pulmoner dolaşımda da yapılmış ve kan akımı düzenlenmesinde NO in rolünün önemini göstermiştir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar NO aktivitesi için belirleyici olarak sadece üretimini etkileyen faktörlerin değil, yıkımını etkileyen faktörlerin de önemli olduğunu öne sürmüştür. 25 Tetrahidrobiyopterin enos aktivitesini düzenleyen bir kofaktördür. Sağlıklı insanlarda bu kofaktörün uygulanması herhangi bir etki yaratmaz, fakat hiperkolesterolemik veya sigara içen kişilerde bozulmuş olan NO aktivitesini düzeltebildiği gösterilmiştir. 26 NO biyoaktivitesinin en ilginç düzenleyicilerinden birisi de superoksit anyonudur. 27 Normal metabolizmanın bir ürünü olarak bazı reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan bu molekül diğer serbest radikallerle reaksiyona girebilir veya superoksit dismutaz tarafından hidrojen peroksit ve oksijene dönüştürülebilir. Superoksit ve NO unstabil moleküllerdir ve reaksiyona girerek peroksinitrit bileşiğini oluştururlar ve bu da diğer serbest oksijen radikali türlerini oluşturabilir. Yapılan çalışmalarda endotele bağlı superoksit dismutaz

10 (ecsod) enzim aktivitesinin NO bağımlı endotel fonksiyonu ile yakın ilişkili olduğu gösterilmiştir. 28 Buna rağmen azalmış NO biyoaktivitesinin ve artmış oksidatif stresin eşlik ettiği patolojik durumlarda superoksit dismutaz infüzyonu NO aktivitesini düzeltmez. Ancak bu patolojik durumlarda bazı antioksidan tedaviler NO aktivitesini düzelttiğinden bazı koşullarda reaktif oksijen radikallerinin NO i inaktive ettiği ileri sürülmüştür. 29 Bu sistemin normal fizyolojisini anlamak kardiyovasküler hastalıklardaki oksidatif stres hakkındaki tartışmaları rasyonel hale getirmek için önemlidir. b.prostaglandinler : Endotel hücreleri birçok çeşit prostaglandin molekülü üretebilir. Hangi prostaglandin molekülünün üretileceği endotelin bulunduğu dokuya bağlıdır. Prostasiklin (PGI 2 ) ve tromboksan A 2 (TXA 2 ) endotelin ürettiği başlıca prostaglandinlerdir. PGI 2 hedef hücre yüzeyindeki spesifik reseptörüne bağlanarak siklik AMP düzeylerini arttırır ve böylece vazodilatasyona yol açar. 30 Ek olarak PGI 2 trombosit agregasyonunun potent bir inhibitörüdür. TXA 2 tam tersi olarak vazokonstriktör ve trombosit agregasyonunu kolaylaştırıcı etkiye sahiptir. Normal fizyolojik koşullarda prostasiklinin etkisi hakimdir. 31 Bu fizyolojik durum bozulduğunda vasokonstriktör prostanoidlerin daha ön plana geçtiği düşünülmektedir. 32,33 c.anjiyotensinler ve kininler: Sistemik vasküler etkilerinin yanında renin-anjiyotensin sistemi lokal vasküler kontrolün sağlanmasında da önemli role sahiptir. Vazokonstriktör, protrombotik, oksidan ve aterojenik etkileri olan anjiyotensin II, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) tarafından damar duvarında oluşturulan bir peptittir. Anjiyotensin II aynı zamanda etki ettiği reseptör tipine (AT 1 ya da AT 2 ) göre tam tersi etkiler göstererek kendi etkisini dengeleyici özelliğe de sahiptir. Örneğin endotel hücrelerindeki AT 1 reseprörünün aktivasyonu NO ve vazodilatatör prostaglandinlerin salınımına yol açar. Düz kas hücrelerinde ise vazokonstriksiyon, NADP/NADPH oksidaz aktivasyonu ile superoksit oluşumu ve endotelin-1 salınımına yol açar. Ek olarak AT 1 reseptörleri büyüme faktörlerinin salınımını arttırarak düz kas hücrelerinde hipertrofi ve proliferasyonu uyarır. Sağlıklı işlev gören bir endotelin anjiyotensinin fizyolojik etkilerini düzenlediği söylenebilir.

11 Doku ACE konusundaki bilgiler arttıkça bradikininin fizyolojik etkilerinin önemi konusu da daha iyi anlaşılmaktadır. Bradikinin, kininojenden endotel tarafından da salınan kallikrein tarafından üretilir. Bradikinin endotel hücrelerindeki B 2 kinin reseptörlerine bağlanır ve vazodilatatör maddelerin salınımını sağlar. 34 Bradikinin ACE tarafından metabolize edilir. Hornig ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada ACE inhibisyonu ile radyal arterde NO bağımlı vazodilatasyonun arttığı gösterilmiştir. 35 Bu da ACE inhibitörlerinin yararlı etkilerinden bazılarının bradikinin üzerine yaptığı etkilerden dolayı olduğunu düşündürmektedir. 36 d.endotelinler: Endotelinler (ET) parakrin aktiviteleri ve potent vazokonstriktör özellikleri olan bir grup moleküldür. 37 Şimdiye kadar ET-1, ET-2, ET-3 ve ET-4 tariflenmiştir. ET-1 bilinen en kuvvetli vazokonstriktördür 5 ve bu grubun en önemli izoformudur (endotelin olarak adlandırılır). ET-2 nin fonksiyonu bulunamamıştır, beyin dokusunda bol bulunan ET-3 nöral endotelin olabilir. 38 ET-1 başlıca endotel olmak üzere lökosit, makrofaj, düz kas hücreleri tarafından üretilmektedir. 39 ET-1 ayrıca santral sinir sisteminde nöronlar ve astrositlerden, endometriyal hücrelerden, hepatositlerden, böbrek mezengiyal hücrelerinden, Sertoli hücrelerinden ve meme epitel hücrelerinden üretilir. 38 Endotelin genelde düşük plazma konsantrasyonlarına ve kısa yarılanma ömrüne (4-7 dakika) sahiptir. 40 Bu nedenle dolaşan bir endokrin hormonu gibi işlev görmez; aksine endotel hücresi tarafından salındığı zaman hızlı bir şekilde düz kas hücrelerinin yüzeyine bağlanarak parakrin etkiye sahip lokal bir hormon gibi işler. 2,40 Hücreler endotelin depolayamadıkları için, endotelin üretimi gen düzeyinde kontrol edilir. Endotelin sentezini uyarıcı bir etken olduğunda transkripsiyon başlayarak dakikalar içinde endotelin sentezi meydana gelmektedir. Endotelin sentezini uyaran ve inhibe eden olaylar Tablo 2 de gösterilmiştir. Endotelin sentezini uyaranlar

12 Hormonlar Adrenalin Anjiyotensin İnsulin Kortikosteroidler Vazopressin Fiziksel/kimyasal uyarılar Düşük shear stress Hipoksi Ozmolarite Endotelin sentezini inhibe edenler Prostasiklin Atriyal natriüretik peptid Heparin Peptidler Sitokinler Endotoksin Büyüme faktörleri Diğerleri Glikoz Okside LDL Trombin Nitrik oksit Yüksek shear stress Tablo 2 Endotelin sentezinin düzenlenmesi Endotelinin öncelikli etkisi vazokonstrikiyondur. Normal fizyolojide kardiyovasküler homeostaz (bazal koroner arter tonusunun sağlanması ve koroner kollateral kan akımının regülasyonu), tuz ve su dengesi ve pulmoner gelişimi içeren gelişimsel ve düzenleyici rolü bulunmaktadır. 40,41 Aynı zamanda endotelin mitogenez, fibrozis, vasküler hipertrofi ve inflamasyonu içeren bazı patolojik süreçlerde de yer alır. 40 Sürrenal hücrelerini kortizol, kortikosteron ve alodsteron üretmeleri için uyarabilir. 40 Endotelin ayrıca profibrotik aktivite ile de ilişkilendirilmiştir. Endotelin fibroblast kemotaksisini uyaran fibronektin üretimini ve salınımını indükler. 42 Ek olarak fibroblastların kollajen üretimini arttırır ki, sonuç olarak hücre dışı matriks sentezinde ve yeniden yapılanmasında önemli rol oynar. 40 Son olarak endotelin proinflamatuar sitokin rolünü nötrofilleri aktive ederek, elastaz sdalgılamalarını sağlayarak, mast hücrelerini ve monositleri aktive ederek, TNF ve TGF ve hücre uyarıcı faktörlerin salgılanmasını arttırarak sağlar. 42 e.endotel kökenli hiperpolarize edici faktör: Bu faktör ya da faktörlerin karakteristik özelliği düz kas hücrelerinde hiperpolarizasyona yol açmalarıdır. Yapılan çalışmalarda arginin analoglarıyla veya siklooksijenaz inhibitörleri ile etkilenmeyen ve endotelyal düz kas hücrelerinde hiperpolarizasyona yol açan bir maddenin varlığı anlaşılmıştır. 43,44 Düz kas hücrelerindeki kalsiyumla aktive olan potasyum kanallarının inhibisyonu bu hiperpolarizan etkinin ortadan

13 kalkmasına yol açmaktadır. Hiperpolarizasyonun endotel bağımlı vasküler relaksasyona katkısı arterlerin hacmine göre değişir ve rezistans damarlarında daha belirgindir. 45 Büyük arterlerde endotel bağımlı relaksasyona her iki madde de katılabilir ama normal şartlarda NO in rolü daha baskındır. Bu arterlerde eğer NO yapımı inhibe edilirse EDHF normale yakın endotel bağımlı relaksasyonu sağlayabilir. 46 Ateroskleroz gibi hastalıklarda NO in yapımı veya aktivitesi azaldığında bu fonksiyon vasküler tonusu düzenlemek için önem kazanır Dolaşan hücre fonksiyonunun regülasyonu Endotel kanda dolaşan hücreler ve çevreleyen dokular arasında bir sınır teşkil eder. Aynı zamanda lokal aktif moleküller sentez ederek veya dolaşan hücrelere uygun yüzey reseptörleri üreterek dolaşan hücrelerin fonksiyonlarını da kontrol eder. Sağlıklı bir arterde lökositler, eritrositler ve trombositler endotele yapışmaz veya dokulara göç etmez. Normal fonksiyone bir endotel doku hasarının olduğu bölgelere olan inflamatuar hücre göçünü de düzenler. Fakat bu mekanizmanın bozulmuş, yanlış işleyen durumları aterosklerozun erken lezyonlarından da sorumlu olabilir. 47,57 Hücrehücre adezyonu 3 ana hücre adezyon molekül ailesi arasındaki ilişkilere bağlıdır. Bu moleküller: (a) selektinler (P-selektin, L-selektin, E-selektin), (b) β 2 integrinler (CD11/CD18), (c) immunglobulin süperailesi (interselüler adezyon molekülü-1 (ICAM-1), vasküler hücre adezyon molekülü-1 (VCAM-1), platelet-endotelyal hücre adezyon molekülü (PECAM-1) den oluşur. Selektinler hücreler arasındaki ilişkinin erken döneminde rol alırlar. Aralarında en önemlisinin P-selektin olduğu düşünülmektedir. Trombositlerin alfa granüllerinde ve endotel hücrelerinin Weibel-Palade cisimciklerinin içinde bulunur. Endotelyal aktivasyonla hücre yüzeyinde hemen eksprese olur ve dolaşan nörtofil ve trombositlerin yüzeyindeki karşılığı olan reseptörlere bağlanır. Bu bağlanma zayıf bir reaksiyondur ve hücre yuvarlanmasına yol açar. Daha sonraki aşamada dolaşan hücrelerin yüzeyindeki β 2 integrinler, endotel hücre yüzeyindeki immunglobulin superailesi grubundaki adezyon moleküllerine bağlanarak daha güçlü bir bağlantı meydana getirir. Tumör nekrotizan faktör (TNFα ve TNFγ), IL-1 ve IL4 gibi sitokinler endotel hücreleri üzerine etki eder ve onları proadeziv hale getirirler. 49 NO in de in vitro olarak endotel hücre yüzeyindeki adezyon moleküllerinin ekspresyonunu düzenlediği gösterilmiştir. 50

14 Adezyon molekülleri endotel hücreleri tarafından dolaşıma salınır ve endotelyal hücre hasarı ile giden durumlarda (örneğin sistemik lupus eritematozus) bu moleküllerin kandaki miktarı artar ve bu hastalıkların prognozu ile de ilişkilidir. Giderek artan epidemiyolojik bilgilerle adezyon molekülleri ve bunların ekspresyonunu indükleyen sitokinlerin sağlıklı insanların dolaşımında artmış olarak saptanmasının kardiyovasküler riski öngörmek için kullanılabileceği düşüncesi oluşmuştur. 51,52 Hücre adezyonunun endotel tarafından düzenlenmesi gibi, dolaşan hücreler de salgıladıkları mediyatörlerle endotel fonksiyonlarını düzenleyebilirler. Trombositlerden salınan vazodilatatör maddeler olan ADP, seretonin ve tromboksan A 2, edotel hücreleri tarafından yine vazodilatatör özelliği olan prostasikline çevirilebilir. Trombosit agregasyonu sırasında da trombositler endotelin-1, von Willebrand faktörü (vwf) gibi prokoagülan ve vazokonstriktör maddelerin salınımı için endoteli uyarırlar. NO trombosit aktivasyonu ve agregasyonunu, trombosit yüzeyinde P-selektin oluşumunu ve fibrinojen çapraz bağlanma için gerekli olan β 2 integrin proteini glikoprotein IIb-IIIa konformasyonel değişimini inhibe edebilir. 53 Sağlıklı endotelde NO ve prostasiklin trombosit aktivasyonunu inhibe edebilir ve bu özellik endotelin NO üretiminin azaldığı ateroskleroz gibi durumlarda klinik önem kazanır Koagülasyon ve fibrinolizisin düzenlenmesi Trombüs oluşumu dolaşan kandaki trombotik ve fibrinolitik faktörler arasındaki dengeye bağlıdır. 55 Aterosklerotik durumun ilerlemesinde trombozun merkezi bir rolü vardır ve akut arteriyal tıkanmaya yol açarak akut koroner sendromların oluşumuna neden olur. Trombus oluşumu çok basamaklı bir olaydır. İlk olarak oluşan trombosit agregasyonu daha sonra trombin ve fibrin oluşumu ile sonuçlanan bir dizi olayı başlatır. Bu olaylar sırasında endotel tabakasının birçok yerde düzenleyici rolü bulunmaktadır. Endotel hücreleri vonwillebrand faktörü/vwf, fibronektin ve trombospondin gibi molekülleri sentezlerler. vwf trombositleri subendotelyal matrikse ve diğer trombositlere bağlayan yapıştırıcı görevi görür. Fibronektin fibrin monomerleri arasındaki çapraz bağları oluşturur ve trombospondin de lokal fibrinolizisi azaltarak platelet agregasyonunu kolaylaştırır.

15 Sağlıklı endotel esas olarak antikoagülan bir bariyer olarak iş görür. 56 Fibrinojenin fibrine dönüşümünde anahtar molekül trombindir ve endotel de trombin ve koagülasyon kaskadındaki diğer enzimlerin aktivitesinin başlıca düzenleyicisidir. 57 Bu enzimlerin birçoğu serin proteazlardır ve endotel de bir serin proteaz olan antitrombin (daha önceden antitrombin III olarak bilinen) üretir. Bu rölatif olarak zayıf bir moleküldür, fakat yine endotel yüzeyinden salgılanan heparin benzeri moleküllerle aktivitesi artar. Bir diğer endotelyal antikoagülan sistem de protein C sistemidir. Trombin endotel hücre yüzeyindeki trombomodulin reseptörüne bağlanınca protein C aktive olur ve koagülasyon kofaktörlerinin parçalanmasını ve plazminojen aktivatör inhibitör-1/pai-1 in inaktivasyonunu sağlar. Endotel hücreleri ayrıca ekstrensek yolu inhibe eden doku faktörü yolu inhibitörleri de üretirler. Fibrinolitik sistem fibrini parçalar ve pıhtı oluşumunu azaltır. Doku tipi plazminojen aktivatörü/tpa ve PAI-1 arasındaki denge kanın fibrinolitik aktivitesini belirler. Endotel tarafından sürekli olarak salınan bazal bir tpa aktivitesi ve çabuk aktive olabilecek sekretuvar bir depo da bulunmaktadır. Normal koşullarda endotel hücresinin PAI-1 üretimi kısıtlıdır. Son dönemde yapılan çalışmalarda nitrik oksit ve bradikininlerin de lokal koagülasyon ve fibrinolitik sistem üzerine düzenleyici etkilerinin olduğunu göstermiştir. 58,59 Normal fizyolojide endotel baskın olarak antiagregan, antikoagülan ve fibrinolitik özelliklere sahiptir Endotel Disfonksiyonu Endotel tabakasının normal işlev görmesi endotel kaynaklı gevşetici (EDRF) ve endotel kaynaklı konstriktör (EDCF) maddeler arasındaki dengeye bağlıdır. (Şekil 1) Bu denge bozulduğunda endotel disfonksiyonundan bahsedilir. 2 Endotel

16 disfonksiyonu terimi genellikle endotel bağımlı vazodilatasyondaki bozulmayı tanımlamak için kullanılmasında rağmen lökosit, trombosit ve düzenleyici maddelerle endotel arasındaki ilişkideki anormalliklerle, normal dışı endotel aktivasyonuna yol açan durumları da kapsar. 61 Genel olarak endotel disfonksiyonu üzerine yapılan çalışmalar aterosklerozu konu edinse de, endotel disfonkisyonunu sadece aterosklerozun bir erken belirteci olarak düşünmek doğru olmaz. Sağlıklı endotel kardiyovasküler kontrolde merkezi bir roldedir. Bu yüzden atersoklerozun yanında sistemik ve pulmoner hipertansiyon, kardiyomyopatiler, vaskülitler gibi birçok hastalığın patogenezinde de rol oynar. Şekil 1. Endotel tabakasının normal işlev görmesi endotel kaynaklı gevşetici (EDRF) ve endotel kaynaklı konstriktör (EDCF) maddeler arasındaki dengeye bağlıdır. Vasküler biyologlar arasındaki konsensüs aterosklerozun başlangıç lezyonunun endotel fonksiyon bozukluğu olduğu yönündedir. 62 Ayrıca koroner arter hastalığının manifestasyonlarında da önemli rol oynar. İlk olarak 1986 da ilerlemiş aterosklerozu olan hastaların koroner arterlerinde endotel disfonksiyonunun varlığı gösterilmiştir. 63 Sağlıklı endotelde endotele bağımlı NO salınımı sayesinde

17 asetilkoline yanıt vasodilatasyondur. Endotel fonksiyon bozukluğunda karşılıksız kalan muskarinik düz kas aktivasyonu vazokonstriksiyona yol açar. Ateroskleroz ayrıca asetilkolinle indüklenen koroner kan akım artışını da bozar. Ateroskleroz varlığında oluşan bu disfonksiyonunun bir nedeni de bozulmuş NOS aktivitesi olarak öne sürülmüştür. 64 Daha sonra hiperkolesterolemi ve sigara içiciliği gibi ateroskleroz için risk faktörlerine sahip semptomsuz gençlerde ve çocuklarda da endotel disfonksiyonu gösterilmiştir. 65 Anormal endotel fizyolojisi hem aterosklerozun erken dönemi ve oluşumunda, hem de geç dönemde dinamik plak kontrolünde rol oynamaktadır. Endotel bağımlı dilatasyonda bozulmaya neden olan durumlar Tablo 3 te gösterilmiştir. 61 Ateroskleroz Hiperkolesterolemi Düşük HDL kolesterol Yüksek Lp(a) Küçük yoğun LDL Hipertansiyon Hiperhomosisteinemi Yaşlanma Vaskülitler Transplantasyon aterosklerozu Sendrom X Variant angina İnsulin rezistansı Tip I ve Tip II diyabet Hiperglisemi Akut postprandiyal hiperglisemi Aktif-pasif sigara içiciliği Dilate kardiyomyopati Chagas hastalığı Koroner arter hastalığı için aile öyküsü Post menapozal kadınlar Kawasaki hastalığı Gebeliğin indüklediği hipertansiyon Preeklampsi Pulmoner hipertansiyon Metiyonin yüklemesi Tablo 3. Endotel bağımlı vazodilatasyonda bozulmaya yol açan durumlar Endotel disfonksiyonuna yol açan durumlar a. Hiperlipidemi Hiperkolesterolemi vasküler homeostazda birçok değişikliğe yol açar. NO biyoaktivitesini azaltır, superoksit üretimini arttırır ve endotelin reaktivitesini arttırır. 66 Ayrıca adezyon moleküllerinde artışa 67 ve endotel bağımlı vazodilatasyonda azalmaya 68 neden olduğu da gösterilmiştir. Kolesterolün indüklediği endotel disfonksiyonunun sadece LDL konsantrasyonuna bağlı olmayıp, esas olarak LDL oksidasyonu ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. 69 Serbest yağ asitleri ve trigliseritlerin kan

18 düzeylerinin akut yükselişi (post prandiyal durumda olduğu gibi) uzun saatler boyunca vazodilatatör yanıtı baskılayabilmektedir. 70 b. Hipertansiyon Kronik kan basıncı yüksekliği olan kişilerde endotel disfonksiyonu tesbit edilmiştir. Bunun hipertansiyonun nedeni değil, sonucu olduğu düşünülmektedir. 71 Bu durumun altında yatan sebepler arasında NO in artmış üretimi, fakat artmış superoksit anyonları üretimine bağlı aktivitesinin azalması veya endotelin-1 üretiminde artışa bağlı olarak NO üretiminin azalması sayılabilir (71). Yine artmış anjiyotensin II ve azalmış bradikinin seviyeleri hem NO üretimini, hem de aktivitesini baskılar. 2 c. Diyabetes mellitus Diyabetli hastalardaki endotel disfonksiyonunun ana mekanizması dislipoproteinemi ve reaktif oksijen radikallerindeki artmadır. 72 İlave olarak glikozun enzimatik olmayan yollarla oksidasyonu sonucu oluşan glikolizasyon son ürünleri de LDL oksidasyonunu arttırır ve sonuçta endotel disfonksiyonuna yol açar. 73 Hiperglisemi ayrıca pertusis toksini senstif G-protein sinyal yolunu inhibe eden endotelyal protein kinaz C yi aktive eder. Diyabetik endotelyal disfonksiyonda ET-1 in rolü araştırılmaktadır. d. Menapoz Yapılan klinik çalışmalarda vücuttaki östrojen azlığının endotele bağımlı vazodilatasyonda azalma ile ilişkili olduğu ve östrojen replasman tedavisi ile bu durumun düzeldiği gösterilmiştir. 74 Bu bulgular endotel bağımlı vazorelaksasyonun menstruel siklus sırasında değişen östrojen seviyelerine göre dalgalandığının gösterilmesiyle de kuvvetlenmiştir. 75 Kadınlarda postmenapozal durum, aynı yaştaki erkeklerden daha belirgin bir seviyede endotel fonksiyonlarında azalmaya neden olmaktadır. Postmenapozal kadınlarda serum NO seviyelerinde azalma tesbit edilmiştir. 76 e. Sigara

19 Çeşitli çalışmalarda kronik sigara içiminin endotelyal fonksiyonu üzerine olumsuz etkisi ve koroner arter hastalığı ilerlemesini hızlandırdığı gösterilmiştir. 77 Sigara dumanında bulunan birçok kimyasal madde arasında bulunan serbest radikallerin ve aromatik hidrokarbonların sigara içimine bağlı endotel disfonksiyonunun oluşmasında ana rol oynadıkları düşünülmektedir. Sigara içenlerde endotel fonksiyonlarının düzeltilmesi için uygulanan L-arjinin ve tetrahidrobiyopterin tedavilerinin etkinliği NO sentezinde de bozukluk olabileceği yönünde yorumlanmıştır. 78 f. İleri yaş Bilinen kardiyovasküler risk faktörlerinin olamdığı sağlıklı insanlarda 30 gibi erken bir yaşta bile endotel disfonksiyonu tesbit edilebilir. Bunun endotel hücresinin doğal yaşam süresine bağlı olduğu düşünülmektedir. Yani endotelin yaşlanması ve daha az fonksiyonel bir endotele dönüşmesi yaş ile ilgili endotel fonksiyonunun mekanizması olabilir. 11 Diğer bir mekanizma da siklooksijenaz yolu tarafından üretilen superoksit radikallerinin de dahil olduğu endotel kaynaklı kasıcı faktörlerin üretiminde artmadır. 79 Ek olarak yaş ile birlikte NO sentez genlerinin ekspresyonunda da değişiklik olabileceği öne sürülmüştür. 80 g. İnsulin direnci İnsulinin metabolik etkilerinin yanında sempatik sistem ve NO yolu ile kardiyovasküler etkileri de bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda insulinin L-arjininin hücre içine transportunu sağladığı ve NOS ı aktive ettiği gösterilmiştir. İnsulin direncinde ise NO sentezinde oluşan bozukluk sonucu endotel disfonksiyonu oluşmaktadır. 2 (Şekil 2) Genler Şekil 2. İnsulin direncinin endotel disfonksiyonu ile olan ilişkisi Çevre İnsulin Direnci Sitokinler S.Yağ Asitleri Okside Lipidler S.Radikaller Yüksek Glikoz ENDOTEL DİSFONKSİYONU

20 Endotel disfonksiyonunun tedavisi Yapılan çalışmalarda endotelyal disfonksiyonun hayvan modelleri ve insanlarda bazı girişimlerle düzeltilebileceği gösterilmiştir. Endotelyal disfonksiyonu düzeltici bu yöntemler Tablo 4 te gösterilmiştir. 61 Akut Plazmaferez ile LDL azaltılması ACE inhibisyonu Antioksidanlar (Vit C, E) Östrojen L ve D-arjinin Tetrahidrobiopterin Metiltetrahidrofolat Deferoksamin Glutatyon Kalsiyum kanal blokerleri Kronik Statinler ile LDL azaltılması ACE inhibisyonu Antioksidanlar (probukol, statinler) Östrojen L-arjinin Östrojen + progesteron Egzersiz Tablo 4. Endotel disfonksiyonunu düzelten tedaviler a. Kolesterol düşürücü tedavi Ohara ve arkadaşları ilk defa kolesterolden zengin beslenen tavşanların aortlarında superoksit oluşumunun arttığını göstermişlerdir. 81 Dietle alınan kolesterol miktarının azaltılması endotele bağımlı vazodilatasyonu düzelttiği gibi, süperoksit anyonlarının oluşumunu da azaltmıştır. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda LDL düşürücü tedavinin koroner arterlerin asetilkoline olan cevabını düzelttiği ortaya konmuştur. 82 b. Antioksidan tedavi Keaney ve arkadaşlarının yaptığı hayvan deneylerinde probukol ve antioksidan vitamin tedavisinin LDL kolesteroldeki azalmanın ötesinde endotel fonksiyonlarında düzelmeye neden olduğu gösterilmiştir. 83 Kardiyovasküler risk faktörlerine sahip hastalarda C vitamini ön kol endotel bağımlı vazodilatasyonunu düzeltmektedir. 84 Alfa tokoferolün LDL oksidasyonunu önlediği bilinmesine rağmen, insanlarda E vitamini ile yapılan çalışmalarda endotel bağımlı vazodilatasyon üzerine

21 herhangi bir etki gösterilememiştir. Hiperkolesterolemisi olan hastalarda E vitamini tedavisinin P-selektin düzeylerini azalttığı gösterilmiştir. 67 c. ACE inhibitörleri Anjiyotensin II reseptör blokerlerinin faydası bilinmemekle birlikte ACE inhibitörleri endotelyal fonksiyonları düzeltebilmektedir. 85 Anjiyotensin II membrana bağlı NADH/NADPH yolu ile superoksit radikalleri üretir ve endotel fonksiyonlarında bozulmaya yol açar. ACE inhibitörleri endotel fonksiyonlarını anjiyotensin II seviyelerini azaltarak ve bradikinin ve NO seviyelerini arttırarak düzeltir. ACE inhibitörlerinin doku etkilerindeki potansiyel farkları ortaya koymak ve bradikinin etkisini anlamak için koroner arter hastalığı olan 80 hastada quinapril, enapril, losartan ve amlodipin karşilaştırılmış, 8 haftalık tedavi sonunda brakiyal arter akım bağımlı vazodilatasyonunda düzelme sadece quinapril grubunda görülmüştür. Bu durum vazokaktif medikasyonlar arasındaki potansiyel farklılığı göstermektedir. 86 d. Hormon replasman tedavisi Östrojen replasman tedavisi LDL oksidasyonunu azaltarak endotel disfonksiyonun düzelmesine yol açar. 87 Postmenapozal kadınlarda yapılan çalışmalar asetilkolinle oluşan vazokonstriksiyonun, intarkoroner östrojen injeksiyonunudan sonraki 10 dakika içerisinde düzeldiğini göstermiştir. 88 Östrojenin bu şekildeki akut etkilerinin NO sistemi üzerinden olduğu düşünülmektedir. Östrojen tedavisine progesteron ilave edilmesi, östrojenin bu etkilerini zayıflatmamaktadır. 89 e. Diğer tedaviler L-arjinin desteği ile NO üretiminin arttırılmasının vasküler relaksasyon üzerine olumlu etkisi olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Tetrahidrobiopterin, metiltetrahidrofolat, deferoksamin, glutatyon gibi diğer bazı moleküller halen araştırma aşamasındadır. 3.Endotel Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi

22 Kan damarlarının içini döşeyen tabaka olan endotel önemli homeostatik rolleri olan bir organdır. 4 Normal endotelyal fonksiyonlar tromboz ve trombolizin kontrolü, vasküler duvar ile trombosit ve lökositlerin etkileşimi ve vasküler büyüme ve tonusun kontrolünü içerir. Sağlıklı endotel kardiyovasküler sistemin kontrolünde anahtar rol oynar. Hipertansiyon ve aterskleroz gibi hastalıklarda vazokonstriksiyon, inflamasyon, lökosit adezyonu, tromboz ve anormal vasküler büyüme süreçlerine neden olur. Aterosklerozun, semptomlar başlamadan önce uzun bir preklinik sessiz döneme sahip olduğunun anlaşılması, asemptomatik vakalarda erken vasküler bozuklukların tanısı için metotlar geliştirilmesi yönünde ilgi uyandırmıştır. Endotel disfonksiyonunun aterosklerozda başlatıcı lezyon olduğunun düşünülmesi, endotel disfonksiyonu tanısı için endotele bağlı vazodilatasyonun veya endotelden salınan hücresel veya moleküler ürünlerin tanı testi olarak kullanılabileceğini düşündürmüştür. 90 İdeal olarak endotel fonksiyonunu tesbit edecek olan testin güvenilir, invazif olmayan, kolayca ulaşılabilecek, subklinik aterosklerozu tesbit edebilen, riski belirleyebilen ve tedaviye cevap verebilen özelliklerde olması gerekir. Ek olarak endotel disfonksiyonu tek formda karşılaşılan bir olay olmadığı için aterojenik endoteli birden fazla özelliği ile değerlendirebilmelidir. Şu an pratikte böyle bir test varolmamakla birlikte çalışmalar endotel bağımlı vazoaktivite ile endotel fonksiyonunun dolaşan belirteçleri üzerine yoğunlaşmıştır. 90 NO bağımlı vazoaktiviteyi ölçen fonksiyonel testler Bu testler genel olarak farmakolojik ve fiziksel uyarılara karşı oluşan endotelyal vazodilatasyonu ve dolayısı ile endotelyal nitrik oksit salınımını ölçerler. a. İnvazif koroner testler İnsanlarda koroner endotel fonksiyonlarının değerlendirilmesi ilk kez Ludmer ve arkadaşlarının yaptığı testlerle gösterilmiştir. 63 Bu çalışmada intrakoroner astetilkolin enjeksiyonu öncesi ve sonrasında anjiyografik olarak koroner arter çapları değerlendirilmiştir. Sağlıklı endotele sahip bir damarda asetilkoline karşi oluşan yanıt NO salınımı ve buna bağlı vazodilatasyondur. Endotel disfonksiyonu varlığında ise NO salınımı bozulmuş olacağından asetilkolinin düz kas kasıcı etkisi belirgin hale gelir ve damar çapında azalma gözlenir. Daha sonra bu test endotelden bağımsız bir vazodilatatörün (nitroprussid) ilavesi ve koroner akımların direkt olarak doppler

23 kateterleri ile ölçümü yolu ile geliştirilmiştir. 91 Bu çalışmalar ateroskleroz ve endotel disfonksiyonu oluşumu, endotel disfonksiyonunun plak aktivasyonu ve vazokonstriksiyon üzerindeki etkilerini anlaşılır hale getirmiştir. Bu sayede bu tip hastalarda atersoklerotik ilerleme hızı ve uzun vadedeki kardiyovasküler risk tahmin edilebilmektedir. 92 Aynı zamanda bu tanı yöntemleri ile koroner arterlerdeki endotel disfonksiyonunun düzeltlmesinin değerlendirilmesi ve bu sayede tedavi yöntemlerinin yararlılığı değerlendirilebilir. 82 b. İnvazif ön kol pletismografi metodu Bu yöntem ön kol arteryel dolaşımına endotel bağımlı ve endotelden bağımsız vazodilatatör madde enjeksiyonu ve daha sonra venöz oklüzyon pletismografi teknikleri ile ön kol akımının değerlendirilmesine dayanır. 93 Sonuçlar deneysel elde edilen sonuçlar ve ön kol akım sonuçları oranlanarak bulunur. Genel olarak uygulanan protokolde NO sentezini inhibe etmek için asetilkolin ve L-NMMA karışımı kullanıllır. Böylece tam olarak asetilkoline bağlı akımın NO e bağlı kısmı değerlendirilebilir. Tek başına L-NMMA infüzyonu ile de NO e bağımlı bazal akım ölçülür. c. Pozitron emisyon tomografisi ile koroner akımın invazif olmayan yöntemle değerlendirilmesi Yukarıda bahsedilen intraarteriyel testlerin invazif olmaları ateroskleroz için risk faktörleri olan fakat semptomları olmayan hastalarda tarama testi olarak kullanımlarını kısıtlar. Pozitron emisyon tomografisi (PET) myokard kan akımının invazif olmayan yollarla kantitatif değerlendirilmesine olanak verir. Kan akımının istirahatte ve dipridamol veya adenozin gibi farmakolojik bir ajanla stimulasyonundan sonra değerlendirilmesi ile koroner akım rezervi hesaplanabilir. Akım rezervinin işaretli oksijen veya nitrojen molekülleri ile ölçülmesine dayanan yeni çalışmalarda sınırda hipertansiyonu veya hiperkolesterolemisi olanlarda koroner endotel vazoreaktivitesinde azalma gösterilmiştir. 94 Sağlıklı görünen ve ateroskleroz için risk faktörlerine sahip olan bu kişilerde endotel disfonksiyonunun gösterilebilmesi bu testin risk faktörlerine sahip insanlarda tarama testi olarak kullanılmasını düşündürmüştür. Endotel fonksiyonlarını düzeltmek için yapılan

24 tedavilerin etkinliği de PET ile araştırılabilir. Koroner arter hastalığı tanısı konmuş kişilerde statin tedavisi ile ve hiperlipidemik hastalarda düşük yağ içerikli diyetle endotel fonksiyonlarının düzeldiği gösterilmiştir. 95 Dipridamolle oluşan vazodilatasyona azalmış yanıtın mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Düz kas gevşetici etkisinin yanında, dipridamolle artan kan akımının yarattığı artmış shear stress in, endotelden vazodilatatör madde salınımını arttırdığı da düşünülmektedir. 96 Dolayısı ile dipridamole verilen cevap hem vasküler düz kas gevşemesini hem de endotel fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılabilir. Yüksek maliyeti ve radyasyon maruziyeti PET in major dezevantajlarıdır. Daha düşük maliyetli ve kolay ulaşılabilen yöntemlerin geliştirilmesi ile bu yöntemle yüksek riskli hastaların erken tanısı ve risk faktörlerinin modifikasyonu mümkün olacaktır. 90 d. Ultrasonografik metod İlk olarak 1992 de Celermajer ve arkadaşları tarafından femoral ve brakiyal arterde akıma bağlı vazodilatasyonu değerlendirmek için tanımlanmış bir yöntemdir. 65 Brakiyal arter yöntemi antekübital çukurun 5-10 cm üzerinden brakiyal arteri uzunlamasına görüntülemek için yüksek çözünürlüklü (>10 Mhz) ultrason kullanılarak uygulanır. (Şekil 3). Brakiyal arter çapı başlangıçta ölçülür ve daha sonra ön kol üzerinde tansiyon aleti manşonu şişirilerek 5 dk beklenir. Manşon transduserin yukarısına yerleştirilirse daha fazla hiperemi ve dilatasyona yol açar, aşağıya yerleştirilirse arter daha iyi görüntülenebilir. 97 Oklüzyon sonrası ölçüm manşon indirildikten 1 dakika sonra ve diyastolün sonunda yapılır ve akıma bağlı dilatasyon (FMD) = arter çap değişikliği / bazal arter çapı (%) formülü ile hesaplanır. 65 Arter çapı yakından uzağa kan-duvar aralığı (intima media tickness) ya da en yoğun eko çizgisi (M mode) ile ölçülür. Normal olarak sağlıklı genç bireylerde vazodilatasyon üst kolda ölçüldüğünde >%10, alt koldan ölçüldüğünde >%6 dır. 97 Akıma bağımlı vazodilatasyon damar çapı ile ters orantılıdır. (Şekil 4). Akıma bağlı vazodilatasyonu değerlendirdikten sonra endotelden bağımsız vazodilatasyonu değerlendirmek için nitrogliserin kullanılır. Nitrogliserin verilmeden önce bazal ve verildikten 5 dakika sonra hiperemi görüntüleri alınır. 65 Nitrogliserin brakiyal arteri yaklaşık olarak %20 genişletir. 98

25 Şekil 3. A-Brakiyal arterin 2 boyutlu görüntüsü. Ok arter çapını göstermektedir. İntima ve media ayrımı görülmektedir. B- Brakiyal arterin doppler görüntülemesi (Am Heart J 2003;145 ten alınarak modifiye edilmiştir.) Tansiyon aleti manşonunun şişirilmesi ile oluşturulan shear stress e cevaben brakiyal arterde oluşan dilatasyon esas olarak NO in endotelden salınmasına bağlıdır ve koroner endotelyal fonksiyonun invazif olarak değerlendirilmesi ile uyum gösterir. 99 Ayrıca koroner aterosklerozun yaygınlığı ve ciddiyeti ile de korelasyon göstermektedir. 90 Bu yöntemin en büyük avantajları invazif olmayışı ve güvenilirliğidir. Semptomsuz kişilere de tarama amaçlı uygulanabilmektedir. Bu yöntemle yapılan çalışmalar çocukluk çağı ve genç erişkinlerde erken ateroskleroz için çeşitli risk faktörleri hakkında bilgi sağlamıştır. Testin dezavantajları ise uygulama güçlüğü ve ultrasonografiyi yapan kişinin deneyimine bağlı olmasıdır.

26 Şekil 4. Brakiyal arter görüntülemesinde manşon yerleştirilme yerleri ve manevralara brakiyal arterin cevabının şematik gösterimi.(am Heart J 2003;145 ten alınarak modifiye edilmiştir.) Endotel fonksiyonunun dolaşımdaki belirteçleri a. Asimetrik dimetilarjinin NO sentazın endojen yarışmalı bir inhibitörüdür. Hiperkolesterolemiklerde, karotis arterlerinde ateroskleoruzu olan ve endotele bağlı vazodilatasyonu bozulmuş olan hastalarda plazma asimetrik dimetilarjinin (ADMA) seviyeleri yüksek bulunmuştur. 100 Risk faktörleri ve aterosklerozdaki ADMA yüksekliğinin nedeni bilinmemekle birlikte, özellikle hiperkolesterolemisi olanlarda ADMA parçalayıcı enzim aktivitesinde azalma sorumlu tutulmaktadır. 101 b. Endotelin-1 Ateroskleroz, hiperkolesterolemi, sigara içiciliği gibi endotel disfonksiyonunun eşlik ettiği durumlarda plasma endotelin-1 düzeyleri yükselmektedir. 102 Okside LDL de endotelin-1 üretimi ve salınımını arttırmaktadır. İnvazif koroner testlerle endotelyal

27 disfonksiyon saptanan grupta endotelin-1 düzeyleri de anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. 103 Muhtemelen vasküler endotel hücresinin yaralanması endotelin-1 üretimini stimüle etmektedir. Mitojenik özelliklerinin yanı sıra endotelin-1 in aterosklerozun başlangıç ve gelişim safhasında da rolü vardır. 104 Ayrıca endotelinin hipertansiyon, pulmoner hipertansiyon, kalp yetmezliğinde görülen uzamiş vazokonstriksiyon, myokard infarktüsü, Reyanud s hastalığı ve subaraknoid kanamada ortaya çıkan vazospazm durumlarında önemli rol oynadığı düşünülmektedir. 40,105 c. Von Willebrand faktörü Von Willebrand faktörü (vwf) başlıca endotel hücrelerinde sentezlenen glikoprotein yapıda bir moleküldür ve koagülasyon sisteminde önemli rol oynamaktadır. Son yapılan çalışmalarla yükselmiş plasma vwf seviylerinin kardiyovasküler hastalığı olanlarda, tekrarlayan olay riskini predikte edebileceği düşüncesi ortaya atılmıştır. 106 Ayrıca hiperkolesterolemik hastalarda da yüksek olarak tesbit edilen vwf, uygun antihiperlipidemik tedavi ile normal sınırlara gerilemektedir. 107 d. Doku plazminojen aktivatörü (tpa) ve plazminojen aktivatör inhibitörü-1 (PAI-1) Yapılan çalışmalarda sağlıklı insanlarda yüksek tpa antijen düzeylerinin miyokard enfarktüsü ve inme için risk faktörü olduğu gösterilmiştir. 108 İntima-media kalınlığının değerlendirildiği ARIC (Atherosclerosis Risk in Communities) çalışmasında da subklinik karotid aterosklerozda tpa ve PAI-1 düzeylerinin yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. 90 Bütün bunlar erken dönem aterosklerozun ilerlemesinde anormal fibrinolitik dengenin rol oynadığını ve kardiyovasküler komplikasyonların meydana gelmesinden yıllar önce fibrinolitik sistemin aktif hale gelebildiğini göstermektedir. e. Adezyon molekülleri Dolaşan lökositler ve vasküler endotel arasındaki ilişkileri düzenleyen adezyon molekülleri de endotel disfonksiyonu tanısı için kullanılabilmektedir. Çalışmalar en çok VCAM-1, ICAM-1, E-selektin ve P-selektin üzerinde yapılmıştır. 109,110

28 Obezite, diyabet, hiperlipidemi, gibi endotel fonksiyon bozukluğuna yol açan durumların yağlı karaciğer hastalığı oluşumunda da rol oynaması ortak etyolojik faktörler taşıyan bu iki durumun arasında bir ilişki olabileceğini düşündürmektedir. Yağlı karaciğer ve buna bağlı karaciğer hasarında en önemli ve başlatıcı mekanizmanın oksidatif stres ve buna bağlı lipid peroksidasyonu olduğu düşünülmektedir. Yine endotel fonksiyon bozukluğunun oluşmasında da oksidatif stresin önemli bir rolü bulunmaktadır. 4.Alkolik Olmayan Yağlı Karaciğer Hastalığı Son yıllarda özellikle batı toplumlarında en sık görülen karaciğer hastalığı yağlı karaciğer hastalığı/ykh olup sıklığı genel olarak % lere ulaşır. 7, YKH, alkole bağlı yağlı karaciğer ve non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı olarak 2 ye

29 ayrılır. non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı/naykh, karaciğere zarar verecek miktarda alkol tüketimi olmayan bireylerde histolojik olarak makroveziküler yağlanmanın baskın olduğu geniş bir tabloyu içerir. 8,9 NAYKH inflamasyon ve fibrozisin eşlik etmediği sadece yağlı karaciğer (SYK ) ve steatoz ile birlikte nekroinflamatuar aktivitenin olduğu alkole bağlı olmayan steatohepatit ( Nonalkolik steatohepatit, NASH ) olmak üzere iki ayrı hastalığı bir arada ifade etmek için kullanılır. 7 Bugünkü bilgiler ışığı altında artık NAYKH nın siroza ilerleme potansiyeli olan ve karaciğer le ilişkili zararlarından dolayı morbidite ve mortalitesi sık görülen bir kronik karaciğer hastalığı olduğu açıktır. 8,9 Özellikle son yıllarda bu konu ile ilgili araştırmalar hız kazanmış ve her geçen gün literatüre yeni görüşler eklenmektedir. Obez kişilerde enflamatuar değişiklikler ve fibrozisin hepatik makroveziküler steatoz ile birlikteliği eskiden beri bilinmektedir, fakat son yıllardaki bildirilere dek klinik anlamı ihmal edilmekteydi. 114 NASH ilk olarak 1980 yılında Ludwig ve arkadaşları tarafından tanımlamıştır. Alkol hikayesi olmayan, obez ve diyabetik kadınların karaciğer biyopsilerinde, makroveziküler yağlanma, karışık tipte enflamatuar infiltrasyon ve Malory cisimciği ile birlikte fokal nekroz gibi alkolik hepatit benzeri histopatolojik özellikler tanımlamışlardır. Bu hastaların %15 inde siroz tespit edilmiştir. NAYKH bir çok değişik klinik durum ve/veya hastalıklarla ilişkili olabilir. Dolayısı ile hastalığı primer ve sekonder olarak ayırmak mümkündür. 116 (Tablo 5) Primer Sekonder

30 İnsulin rezistans sendromu ile birlikte İlaçlar Metabolik Hastalık Besinsel olan durumlar Steroidler Galaktozemi TPN Diyabetes Mellitus (Tip II) Sentetik östrojen Tirozinemi Protein kalori malnütrisyonu Obesite Aspirin Früktoz intoleransı Scwachman sendromu Hiperlipidemi Metabolik sendrom Amiodaron Perheliksin Sistinüri Sandhoff hastalığı Diğer Leptin eksikliği veya direnci (lipodistrofiler, ailesel Ca kanal blokerleri (Nifedipin) Tetrasiklin Sistemik Hastalık Kaşeksi Wilson hastalığı Alkolik yağlı karaciğer hast. Hepatik iskemi sendromlar) Tamoksifen Isı çarpması İnce barsak divertikülosizi Metotreksat İnflamatuar barsak hast. Gebeliğin akut yağlı Antiviral ilaçlar Weber-Christian hast. karaciğeri Valproik asid Kistik fibrosiz Hızlı kilo veme Kokain alışkanlığı HCV,HBV Çevresel toksinler (fosfor, toksik mantarlar, organik Cerrahi nedenler Gastropleksi Jejunoileal by-pass Genetik Abeta/hipobetalipoproteinemi Ailesel hipobetalipoproteinemi çözücüler) Bacillus cereus toksini Aşırı ince bağırsak rezeksiyonu Biliopankreatik diversiyon Tablo 5. NAYKH etyolojisinde rol oynayan durumlar Hastalığın patogenezi üzerinde henüz fikir birliğine varılmamıştır fakat genel kabul görmüş birkaç hipotez mevcuttur. Hastalık genel olarak obezite, diyabet, protein malnütrisyonu, total parenteral beslenme, akut açlık, kortikosteroid tedavisi ve karbonhidrat aşırı yüklenmesi gibi durumlara eşlik eder. Tokluk fazında diyetle alınan trigliseritler enterositler içerisinde işlenerek şilomikronlar halinde lenf akımına salınır. Daha sonra bu şilomikronlar endotel hücrelerinde bulunan lipoprotein lipaz enzimi yardımı ile serbest yağ asitlerine hidrolize edilir. Serbest yağ asitleri de kullanılmak üzere karaciğere, enerji kaynağı olarak kaslara veya trigliserit olarak depolanmak üzere yağ dokusunda taşınır. Açlık

31 durumunda ise karaciğerin serbest yağ asiti ihtiyacı yağ dokusundaki trigliseritlerin hidrolizi ile sağlanır. Bu reaksiyon katekolaminler, glukagon ve büyüme hormonu tarafından aktive edilen, insulin tarafından inhibe edilen hormona duyarlı lipaz enzimi tarafından gerçekleştirilir. Karaciğerde tüm bu kaynaklardan gelen serbest yağ asitleri mitokondrilerde okside edilir, trigliserit sentezi veya kolesterol esterleri veya fosfolipit yapımında kullanılır. 115 (Şekil 5) Serbest yağ asiti metabolizmasında lipogenez lehine, lipoliz aleyhine bir kayma olduğu zaman hepatik trigliserit birikimi başlar. Bu da karaciğerin kullanabileceğinden daha fazla serbest yağ asitinin barsak veya yağ dokusundan salındığı zaman olur. Bu mekanizmanın obezite, diyabet, aşırı yağ ve karbonhidrat alımı, akut açlık ve total parenteral beslenme durumlarında oluşan yağlı karaciğerin sebebi olduğu düşünülmektedir. 116 Özellikle obezite ve diyabette hiperinsulinemi ve insulin rezistansı yağlı karaciğer gelişiminde anahtar rol oynamaktadır. Hiperinsulinemi yağ asiti oksidasyonunu azaltarak patolojide rol oynar. 117 Ayrıca liporotein sentezinde ve karaciğerden eksportundaki bozukluklar da yağlı karaciğere neden olabilir. Protein enerji malnutrisyonu, total parenteral beslenme ve protein kalori malnutrisyonundaki mekanizma budur. 118 Şekil 5. Normalde yağ asitleri trigliseritleri oluşturmak üzere esterifiye edilir ve VLDL (çok düşük dansiteli lipoprotein) olarak hepatosit dışına salınır. (N Eng J Med 2002; 346:1221 den modifiye edilerek alınmıştır.)

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Prof. Dr. A. Tuncay Demiryürek Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı TFD-Trabzon Ekim 2007 Endotel Endotel tabakası, - fiziksel bariyer

Detaylı

Aort Kapak Sklerozu ile Sistemik Endotel Disfonksiyonu. Arasındaki İlişkisinin Araştırılması

Aort Kapak Sklerozu ile Sistemik Endotel Disfonksiyonu. Arasındaki İlişkisinin Araştırılması T.C. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi İstanbul Aort Kapak Sklerozu ile Sistemik Endotel Disfonksiyonu Arasındaki İlişkisinin Araştırılması Kardiyoloji Uzmanlık Tezi Tez Yöneticisi

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ Dr. A. Gökhan AKKAN 1976 Moncada 1980 Furchgott ve Zawadzki (1998 Nobel Tıp Ödülü) EDRF = Endothelium- derived relaxing factor 1987 EDRF = NO Sentezi NOS L- Arginin

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof.Dr. ARZU SEVEN İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI DİSMETABOLİK SENDROM DİYABESİTİ SENDROM X İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU METABOLİK

Detaylı

TP II DABETES MELLTUS HASTALARINDA ENDOTEL DSFONKSYONUNUN VE KAROTS NTMA MEDA KALINLIININ KORONER ARTER HASTALII ÇN ÖNGÖRDÜRÜCÜ YER VAR MIDIR?

TP II DABETES MELLTUS HASTALARINDA ENDOTEL DSFONKSYONUNUN VE KAROTS NTMA MEDA KALINLIININ KORONER ARTER HASTALII ÇN ÖNGÖRDÜRÜCÜ YER VAR MIDIR? T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES TIP FAKÜLTES KARDYOLOJ ANABLM DALI TP II DABETES MELLTUS HASTALARINDA ENDOTEL DSFONKSYONUNUN VE KAROTS NTMA MEDA KALINLIININ KORONER ARTER HASTALII ÇN ÖNGÖRDÜRÜCÜ YER VAR MIDIR?

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

lanması Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı

lanması Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Nonalkolik karaciğer yağlanmas lanması Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı 9-10 yarıyıl l 2006-2007 2007 eğitim e yılıy Tanımlamalar Karaciğer yağlanması

Detaylı

26.09.2011. Preeklampsi. Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Preeklampsi Maternal Sendrom /Endotel Disfonksiyonu

26.09.2011. Preeklampsi. Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Preeklampsi Maternal Sendrom /Endotel Disfonksiyonu 26.9.11 Hipertansiyon (>14/ 9) ve Proteinüri ( >.3 g / 24-s) > gebelik hafta En sık medikal komplikasyon (%2-7) Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Maternal ve Perinatal Mortalite ve Morbidite

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

DAMAR DUVARI VE ENDOTELİN TROMBOZDA YERİ

DAMAR DUVARI VE ENDOTELİN TROMBOZDA YERİ DAMAR DUVARI VE ENDOTELİN TROMBOZDA YERİ Prof. Dr. Hale Ören Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı, İzmir 26.03.2016, TPHD OKULU ANKARA Pıhtı olușumu normal olarak çeșitli

Detaylı

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI Dr. Dilek TORUN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 13-17 Kasım 2013 30. Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

Diyabetin bir komplikasyonu : Yağlı karaciğer hastalığı. Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı

Diyabetin bir komplikasyonu : Yağlı karaciğer hastalığı. Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Diyabetin bir komplikasyonu : Yağlı karaciğer hastalığı Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Yağlı karaciğer Karaciğer ağırlığının %5 i veya hepatositlerin

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ T.C Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Preeklampsi Hipertansiyon (>140/ 90) ve Proteinüri (>0.3 g / 24-s) > 20 gebelik hafta En sık medikal komplikasyon

Detaylı

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU Abdullah Özkök¹, Esin Aktaş², Akar Yılmaz 3, Ayşegül Telci 4, Hüseyin Oflaz 3, Günnur Deniz², Alaattin

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA ENDOTEL DİSFONKSİYONUNUN VE KLİNİK ÖNEMİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Muzaffer AKKOCA

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA ENDOTEL DİSFONKSİYONUNUN VE KLİNİK ÖNEMİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Muzaffer AKKOCA TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA ENDOTEL DİSFONKSİYONUNUN VE KLİNİK ÖNEMİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Muzaffer AKKOCA GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV KAN AKIMININ KONTROLÜ Nöronal Humoral Lokal Otonom Sinir Sistemi Plazma Epinefrin, Anjiyotensin II, Vazopressin, İyonlar Akut Kontrol DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV Uzun Süreli Kontrol Dr. Nevzat KAHVECİ

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler: Obezite alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasıyla oluşur. Bunu genetik faktörler, metabolizma hızı, iştah, gıdaya ulaşabilme, davranışsal faktörler, fiziksel aktivite durumu, kültürel faktörler

Detaylı

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Endotel zedelenmesi ATEROSKLEROZ Monositlerin intimaya göçü Lipid yüklü makrofajlar Sitokinler İntimaya kas h. göçü

Detaylı

enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN

enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN T. C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI enos T786C VE G894T POLİMORFİZMLERİNİN KORONER ARTER HASTALIĞINDA RİSK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Şenay BALCI FİDANCI YÜKSEK

Detaylı

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom İnsülin direnci (İR) zemininde ortaya çıkan Abdominal obesite Bozulmuş glukoz toleransı (BGT) veya DM HT Dislipidemi Enflamasyon, endotel

Detaylı

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! Portal : www.takvim.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 09.03.2017 Adres : http://www.takvim.com.tr/yasam/2017/03/09/karacigerini-koru-sigortayi-attirma Karaciğerini koru

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS KEMORESEPTÖR REFLEKS DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VI Dr. Nevzat KAHVECİ Kemoreseptörler, kimyasal duyarlılığı olan hücrelerdir. Kan basıncı 80 mmhg nin altına düştüğünde uyarılırlar. 1- Oksijen yokluğu

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sık Görülen Kardiyolojik Sorunlarda Güncelleme Sempozyum Dizisi No: 40 Haziran 2004; s. 69-74 Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım Prof. Dr. Hakan

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Antianjinal ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Koroner iskemi, anjina, enfarktüs ve antianjinal tedavi Kalp dokusu, oksijene ihtiyacı bakımından vücuttaki pek çok organa göre daha az

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

GÜNÜN NOTLARI 10 Mayıs Perşembe. Sözlü Bildiriler. Poster Bildiriler. Prof. Dr. Ülver Derici Kongre Başkanı. 10 Mayıs 2018, Perşembe

GÜNÜN NOTLARI 10 Mayıs Perşembe. Sözlü Bildiriler. Poster Bildiriler. Prof. Dr. Ülver Derici Kongre Başkanı. 10 Mayıs 2018, Perşembe Değerli Meslektaşlarımız, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği olarak, 9-13 Mayıs 2018 tarihleri arasında yeniden sizlerle bir araya gelmiş olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu yıl yirmincisini

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Prof.Dr.Oktay Demirkıran İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Acil Yoğun Bakım Ünitesi Avrupa da yaklaşık 700,000/yıl

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR. Prof. Dr. Mustafa KUTLU

GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR. Prof. Dr. Mustafa KUTLU GLİSEMİK DEĞİŞKENLİK, ENDOTEL DİSFONKSİYONU VE MİKROVASKÜLER KOMPLİKASYONLAR Prof. Dr. Mustafa KUTLU Konuşma planı PPG KV risk ve Mortalite ilişkisi APG, PPG ve Ortalama glukozun Fruktozamin ve A1C ye

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prof Dr Füsun Saygılı EgeÜTF Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBD DM Mortalite ve morbiditenin

Detaylı

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemii id i Tedavisi i Prof.Dr. Oktay Ergene İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemi Gelişimiş VLDL Chylomicron Liver Defective Lipolysis Remnants

Detaylı

Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları

Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları Diyabette Endotel Fonksiyon Bozuklukları Doç. Dr. Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik A.D. ENDOTEL Doku ile madde alış-verişi Vasküler tonüs Lökositlerin

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ DİYABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ Sunum Planı Giriş Sağlıklı bireylerde

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

Diyabetik Periferik Nöropati; Çevresel ve Genetik Faktörlerin Etkisi

Diyabetik Periferik Nöropati; Çevresel ve Genetik Faktörlerin Etkisi Diyabetik Periferik Nöropati; Çevresel ve Genetik Faktörlerin Etkisi Emre BOZKIRLI Başkent Ünivesitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hst B.D. Nisan 2017 / Kıbrıs Diyabetik Periferik Polinöropati

Detaylı

Alkol-Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı

Alkol-Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı Alkol-Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı Doç Dr Yusuf Yılmaz Marmara Üniversitesi Tıp Fak Gastroenteroloji Bilim Dalı 1. TÜRKİYE-AZERBAYCAN ORTAK HEPATOLOJİ KURSU 18-19 Eylül 2015 Radisson Blu Otel, Şişli,

Detaylı

RATLARDA FRUKTOZ İLE OLUŞTURULMUŞ METABOLİK SENDROM MODELİNDE ALLOPURİNOLUN BÖBREK FONKSİYONLARI ÜZERİNE KORUYUCU ETKİSİ

RATLARDA FRUKTOZ İLE OLUŞTURULMUŞ METABOLİK SENDROM MODELİNDE ALLOPURİNOLUN BÖBREK FONKSİYONLARI ÜZERİNE KORUYUCU ETKİSİ RATLARDA FRUKTOZ İLE OLUŞTURULMUŞ METABOLİK SENDROM MODELİNDE ALLOPURİNOLUN BÖBREK FONKSİYONLARI ÜZERİNE KORUYUCU ETKİSİ Kadriye YILDIRIM 1, Mustafa DEMİR 2, Özlem ÜÇER 3, Mehmet TUZCU 4, Necip İLHAN 5,

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay PERİFERİK ARTER HASTALIĞI Dr Sim Kutlay ENDOTEL Nitrik oksit Endotelin-1 Anjiotensin II Nitrik oksit NF-kB aktivasyonu Anjiotensin II Aktivatör protein-1 aktivasyonu Nitrik oksit Doku faktörü Plazminojen

Detaylı

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, obeziteyi önleyici ve tedavi edici glukopiranosit türevleri ihtiva eden bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Osman Yüksekyayla, Hasan Bilinç, Nurten Aksoy, Mehmet Nuri Turan Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ Yaşar Çalışkan 1, Halil Yazıcı 1, Tülin Akagün 1, Nadir Alpay 1, Hüseyin Oflaz 2, Tevfik Ecder 1, Semra Bozfakıoglu

Detaylı

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014 Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici sistemler

Detaylı

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK Karaciğer Nakli Enstitüsü Problem Karaciğer nakli Kardiyak Problemler Hasta Sayısı Giderek Artıyor KC Problemi KPB New York Eyaletinde 1998

Detaylı

Ben deneysel hepatoloji ile uğraşmak istiyorum!

Ben deneysel hepatoloji ile uğraşmak istiyorum! Ben deneysel hepatoloji ile uğraşmak istiyorum! Dr Yücel Üstündağ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Gastroenteroloji Bilim Dalı Gerekenler Zaman Ekonomik güç-iyi bir laboratuvar

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastalıkları Hematoloji Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici

Detaylı

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon HİPERTANSİYON Dr. Hatice ODABAŞ Yüksek Kan Basıncının Nasıl Bir Tehlikesi Vardır?

Detaylı

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı Klinik Radyobiyoloji Kursu 19-20 Şubat 2010 Ankara Dr. Mine Genç minegenc@gmail.com Radyasyona bağlı doku reaksiyonlarını

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK Uzun süreli immobilizasyon sonucu: - Nitrojen ve protein dengesi bozulur. - İskelet kasının kitlesi, kasılma kuvveti ve etkinliği azalır. - İskelet kaslarında

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi

Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi Tarihçe Sıklık Tanım Mekanizma Klinik Tedavi Prognoz Önlemler Akış 2/4/2010 KMTD-2009-ANTALYA 2 I. TARİHÇE

Detaylı

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran Yağlı Karaciğer (Metabolik Sendrom) Modeli Geliştirilen Sıçanlarda Psikoz Yatkınlığındaki Artışın Gösterilmesi ve Bu Bulgunun İnflamatuar Sitokinlerle Bağlantısının Açıklanması Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji. Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji. Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kronik Total Oklüzyon (KTO) Tanım: Nativ koroner arter(ler)de 3 aydan daha

Detaylı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI. Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD. alev.gurgun@ege.edu.tr

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI. Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD. alev.gurgun@ege.edu.tr PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD alev.gurgun@ege.edu.tr HİPERKOAGÜLABİLİTE PRİMER 1. Anormal fibrin oluşumuna neden olanlar: AT III

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı Kolesterol Metabolizması Prof. Dr. Fidancı Kolesterol oldukça önemli bir biyolojik moleküldür. Membran yapısında önemli rol oynar. Steroid hormonların ve safra asitlerinin sentezinde öncül maddedir. Diyet

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı