"Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak." Abraham LINCOLN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak." Abraham LINCOLN"

Transkript

1 BALTAYI BİLEMEK "Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak." Abraham LINCOLN Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırmıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş : "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?" İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş : "Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir." Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp,yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Delfi'deki ünlü tapınakta Sokrates'in şu sözü yer alır: "İnsan Kendini Tanı" Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında açı olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız... EŞEK Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş iste. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı, belki üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, üzerindeki toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm diye eşeği yuttu kuyu. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip baktı 1

2 ki vaziyet kütü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek ve hayvanı kuyuya gömmek Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe doktu. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz Daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu.köylüler ağzı açık kalakaldı.kıssadan hisse; Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.(ne bazeni, çoğu zaman.) Üstümüzü toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adim atmaktır. Kör kuyuda olsak bile! TEK KOLLU ŞAMPİYON Çoğu insan eksik düşündüğü yönlerini göstermek istemez. Eksikliklerini herkesten saklamanın daha büyük bir eksiklik olduğunu anlamaz. Aşağıdaki hikayeyi okuduğunuzda bir eksikliğin üstünlüğe nasıl dönüştüğünü göreceksiniz. 9 yaşındaki bir Japon çocuğun en büyük hayali günün birinde çok iyi bir judocu olmaktır. Fakat talihsiz bir trafik kazası sonucu sol kolunu tamamıyla kaybeder. Hem çocuk hem de ailesi yıkılır. Ailesi sırf çocuk oyalansın diye, Japonların en unlu hocalarından birini tutarlar. Hoca kolları sıvar, çocuğa tek kolla yapabileceği yegane fırlatma hareketini öğretir. Gece gündüz çocukla beraber bu hareketi çalışırlar. Bir müddet sonra çocuk hareketi gayet iyi ve hızlı bir şekilde yapmaya baslar, fakat hocası çocuğa her gün saatler boyu aynı hareketi adeta ezberletir. Çocuk bu hareketten sıkılır ve yeni hareketler öğrenmek istedikçe hocası bu hareketi dünyada en hızlı sen yapana dek çalışmasını ve başka hareket öğretmeyeceğini söyler. Bir müddet sonra çocuk bu hareketi yıldırım hızıyla yapmaya alışır. Bunun üzerine hoca çocuğa artık bir turnuvaya katılma zamanının geldiğini söyler. Olacak şey değildir. Tek kollu bir judocu tek hareketle turnuvaya katılacak. Çocuk itiraz ettikçe hocası "Evlat; sen öğrendiğin hareketi yap, gerisini merak etme" diye öğütte bulunur. 1. tur 2. tur derken çocuk turlar? gayet rahat geçer. En nihayet finale gelir. tek hareket bilgisi ile finale kadar gelen çocuğun finaldeki rakibi bölgenin en iyi judocusudur. Çocuk dev cüsseli rakibini görünce korkar. Hocası yine sakindir, "evlat sen bu harekette dünyada teksin, kendi 2

3 oyununu yap yeter" der. Çocuk rakibine kendi hareketini şimşek hızıyla uygular, rakip kalktıkça ayni hareketi yineler. İnanılır gibi değildir, çocuk tek kolla tek hareket sayesinde şampiyon olmuştur. Çocuk dayanamaz ve hocasına sorar "hocam inanamıyorum,ben nasıl şampiyon oldum?" der.hocası yine sakin ifade ile söyle cevaplar, "Bu zaferin iki sırrı var oğlum.birincisi judonun en güç hareketlerinden birini çok iyi yapabilmendir. İkincisi bu harekete karşı tek bir savunma vardır.o da hareketi yapanın sol kolunu tutmak!... KAZANAN VE KAYBEDEN Kazanan her zaman çözümün bir parçasıdır, Kaybeden her zaman problemin bir parçasıdır. Kazananın her zaman bir programı vardır, Kaybedenin her zaman bir özrü vardır. Kazanan "Bu isi senin için yaparım" der, Kaybeden "Benim isim değil ki" der. Kazanan her sorunda bir çözüm görür, Kaybeden her çözümde bir sorun görür. Kazanan "Uzak ama yolu biliyorum" der, Kaybeden "Yakın ama yolu bilmiyorum" der. Kazanan çakılların yanındaki çimeni görür, Kaybeden çimenin yanındaki çakılları görür. Kazanan "Zor olabilir ama mümkün" der, Kaybeden "Mümkün ama çok zor" der. Kazanan konuşmak yerine yapar, Kaybeden yapmak yerine konuşur. Kazanan ağlamak yerine çalışır, Kaybeden çalışmak yerine ağlar. Kazanan beynini çalıştırır, Kaybeden çenesini... 3

4 YETENEK YETMEZ BİR ŞEY DAHA...! Mutlu insan, karşısına çıkan engelli yolda bile manzaranın güzelliğinin hazzını yaşayabilen insandır. Beklenilenden fazlasını vermek, başarının kurallarından biridir. Bir ajansa çaycı olarak giren ilkokul mezunu Ömer, kapak düzeni yapan Selma nın bilgisayarda yeni motifler yaratmasını hayranlıkla izliyordu. Selma akşam saat tam altıda mesaisini bitirip evine gidiyor, Ömer ise bilgisayarının başına geçiyor, gün boyu göz ucuyla izleyerek öğrendiği bilgilerle bilgisayarı keşfetmeye çalışıyordu. Gece yarılarına kadar bilgisayarın başından ayrılmıyordu. Güvenilir bir eleman olduğu için patronu onun bilgisayar sevdasına engel olmuyordu. Ömer iki sene boyunca kendini geliştirdi. Patronu, hala Ömer in yapacak işi olmadığı için bilgisayarla oyalandığını sanıyordu. Bir gün iki kitap kapağının ertesi sabaha kadar bitmesi gerekiyordu. Selma, mesaisinin saat altıda bittiğini söyleyerek bir dakika daha fazla kalmayacağını söyledi. Aksi ve yeteneğine çok güvenen bir kadındı. Patron burnundan soluyordu. Sessizce olan biteni izleyen Ömer bilgisayarın başına geçti ve patronun şaşkın bakışları altında iki harikulade kapak yarattı. Son iki kapak eskilerden kat kat güzel olduğu için patron çok memnundu. Ömer, bugün grafiker. Selma ise cahil bir çaycıyı ona tercih eden patronu suçluyor. Haddini bilmediği için Ömer i suçluyor. Değerinin bilinmediğini söylüyor. Patronun onu sömürdüğünü söylüyor, söylüyor suçluyor söylüyor suçluyor. Selma bugünlerde iş arıyor. Ona iş vermek isteyeniniz var mı? Hem de okullu olduğu için kendisinin layık olduğunu düşündüğü bir maaşla? Ömer, bugünlerde TV de gördüğü reklamlara daha iyi metinler yazmaya çalışıyor. Bunu oyun olarak yapıyor ve etkili reklam sloganları yaratıyor. Daima deneyimli metin yazarı arayan reklam firmaları, ilkokul mezunu Ömer i ne zaman keşfedecek? Ömer kendisini geliştirmek, öğrenmek ve eğlenmek için düzenli çaba gösterdi. Patronun gözüne girmek, hatta grafiker olmak onun bilinçli amacı değildi. Sadece yaratıcılığını kullanmaktan zevk alıyordu Ömer. 4

5 İşinizde ve özel hayatınızda bir çaycı gibi hep aynı şeyi mi tekrarlıyorsunuz? Yoksa yaratıcılığınızı mı ifade ediyorsunuz? Kullan beni diyerek sabırla bekleyen öyle çok yeteneğiniz var ki. Sevgiyle hoşça olun. SEYAHATTEKİ MUTLULUK İki kardeş evlerinin arkasına büyük bir delik kazmaya karar vermişlerdi. Çalıştıkları sırada onlardan daha büyük iki çocuk da onları izliyordu. Ne yapıyorsunuz diye sordu? diye sordu çocuklardan bir tanesi. Diğer çocuklar kahkahalarla gülmeye başladılar ve onlara dünyanın içinden geçecek bir delik kazmanın imkansız olduğunu söylediler. Uzun bir sessizlikten sonra kazı yapan çocuklardan bir tanesi yerden içi örümcek solucan ve geniş bir böcek çeşidini içeren bir kavanoz aldı. Kapağı açarak kendileriyle dalga geçen ziyaretçilerine kavanozun içindeki muhteşem manzarayı gösterdi. Sonra da sakin ve kendinden emin bir şekilde Sonuna kadar kazamasak bile bakın yol boyunca neler bulduk dedi. Hedefleri elbette ki çok iddialıydı ama onların kazmaları için bir amaç teşkil ediyordu. Ki hedefler de zaten bunun için değil midir?hedefleri olmasa o yolda ilerleyebilirler mi? Şimdi kendinize sorun: Her hedefe eksiksiz bir şekilde ulaşılacak her iş başarılı bir şekilde tamamlanacak. Her umut gerçekleşecek her sevgi kalıcı olacak her çaba sonuçlanacak diyenlerden misiniz? Yoksa hedefine yürümenin zevkini tadabilen ve Evet ama yol boyunca elde ettiklerime bir bak! Bir şeyler yapmayı denediğim için kazandığım şu mükemmel şeylere bak! diyebilenlerden mi? HAYAT UZUN BİR MARATON Hava çoktan kararmış maraton koşusu sonuçlanalı bir saati geçmişti. Seyircilerin neredeyse hepsi stadyumu boşaltmış temizlik görevlileri etrafı toplamaya başlamıştı. Sona kalan birkaç seyirci de yerlerini terk etmeye hazırlanıyordu ki stadyumun giriş kapısından 5

6 zenci bir atlet gözüktü. Koşmuyordu sekme ile yürüme arasında bir hareketle bitiş çizgisine ulaşmaya çalışıyordu. Yüzünden aksayan ayağından dolayı ıstırap çektiği belli olan Tanzanyalı atlet John S. Akhwari sonunda bitiş çizgisine ulaşmayı başardı. Akhwari 1968 olimpiyatlarındaki bu koşuyla spor tarihine geçti. Ama bunun nedeni yarışı birinciden saatler sonra bitirmesi değil bitiş çizgisine ulaştıktan sonra gazetecilere söyledikleriydi. Tanzanyalı atlet yarış sırasında bir kaza geçirmiş ve yaralanmıştı. Tedavisi yapılmıştı ama bacağı hala kanıyordu. Buna rağmen devam etmeye karar vermiş ve kalan birkaç seyircinin takdir dolu alkışlarıyla yarışı bitirmişti. Şimdi yanına yaklaşan gazetecilere sordular: Yarışı kazanma şansınızı zaten yitirmişsiniz neden mutlaka bitiş çizgisine ulaşmak için kendinizi zorladınız? Atlet bu soruya şaşırdı ama verdiği cevap soruyu soran gazetecileri utandırmaya yetti: Çünkü halkım beni buraya yarışa başlamam için değil yarışı bitirmem için gönderdi. YAZI MI TURA MI? Savaşın en kritik anıydı. Japon general düşman ordusu kendi ordusundan sayıca fazla olmasın rağmen, hücum etmeye karar vermişti. Bu çarpışmayı ve dolayısıyla da savaşı kazanacaklarından emindi, ama askerlerinin bu zaferden şüphe duyduğunu biliyordu. Savaş meydanına ilerlerken, yolda bir mabedde mola verdiler. Adamlarıyla birlikte orada dua ettiler. Duadan sonra, general cebinden metal bir para çıkardı ve askerlerine şöyle seslendi: Şimdi bu parayı havaya atacağım. Eğer tura gelirse kazanacağız demektir. Yazı gelirse kaybedeceğiz demektir, o zaman geri döneceğiz. Kabul ediyor musunuz? Havaya atılacak para ile kendilerine ilahi bir mesaj gönderileceğini düşünen askerler bu teklifi kabul ettiler. Herkes nefesini tutmuş, çıkacak sonucu bekliyordu. General de aynı fikirdeydi: 6

7 Kaderimiz belki de bu parayla kendisini gösterecek. Bu sözlerden sonra parayı havaya attı. Metal para yere düştükten sonra bir müddet döndü, sonra durdu. Tura gelmişti! Askerler coşkuyla birbirlerine sarıldılar. Evet, kazanacaklardı! Kimsenin içinde şüphe kalmamıştı. Düşmana bu şevkle hücum ettiler ve sayıca az olmaların rağmen kendilerine duydukları güven sayesinde kısa sürede çarpışmayı da, savaşı da kazandılar. Zaferden sonra bir teğmen generalin yanına geldi ve sevinçle: Komutanım, bir kez daha gördüm ki, kimse kaderi değiştiremiyor. Doğru dedi general, sonra elini cebine sokup çarpışmadan önce havaya attığı metal parayı gösterdi teğmene. Paranın her iki tarafı da turaydı. BAŞARININ ORANI Hayatta hedeflediği şeyleri bir türlü başaramadığını düşünen bir adam, yaşlı bir baba dostunu ziyarete gitmişti. Yaşlı adam, çevresindeki insanların bilgi ve tecrübesinden istifade ettiği akıllı ve babacan bir adamdı. Halini hatırını sorduğunda, adam: Vallahi durumum pek iyi değil dedi ona. Bir türlü hayatımda istediğim noktaya gelebilmiş değilim. Bakıyorum da, yaptığım işlerin yarıdan fazlasında başarısız oldum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum. Yaşlı adam: Buna mı sıkılıyor canın? diye sordu. 7

8 Adam: Evet dedi, size de, akıl danışmaya geldim. Bu durumu düzeltmek için ne yapmam gerekiyor? Bunun üzerine yaşlı adam şu cevabı verdi: Sana tavsiyem, bugün evine giderken bir kütüphaneye uğrayıp New York Times ın 1970 almanağını bulman ve 930. sayfasına bakmandır dedi. Orada sana lazım olan şeyi bulacaksın. Adam, yaşlı baba dostunun evinden ayrıldıktan sonra, koşar adım bir kütüphaneye gitti. New York Times ın 1970 almanağını buldu ve 930. sayfasını heyecanla açtı. Ama hayal kırıklığına uğradı. Zira, bu sayfada, beyzbol oyunuyla ilgili istatistiklerden başka bir şey yoktu. Dünyanın en iyi beyzbol oyuncuları ve isabet yüzdeleri vardı yalnızca. Almanağın verdiği rakamlara göre, bu alanda birincilik, Ty Cobb a aitti. Ty Cobb, kendisine atılan her on topun 3.67 sine isabetle vurmayı başarmıştı. Beyzbol tarihinin en ünlü oyuncularından Babe Ruth bile bu orana ulaşabilmiş değildi. Adam, evine vardığında, ilk iş olarak yaşlı baba dostuna telefon etti: Almanağa baktım. Ty Cobb, 3.67 yazıyor dedi. Yaşlı adam, kısık kısık güldükten sonra: Gördün mü? dedi. Beyzbolda topa isabet bakımından bir numaralı oyuncu bile 3.67 de kalmış. Bunun anlamı nedir? Kendisine gelen her üç topun ancak birine doğru düzgün vurabilmiş. Sen ne umuyorsun ki? Adam: Şimdi anladım dedi, pek de başarısız olmadığımı, ama beklentilerimi makul bir düzeye indirmem gerektiğini söylüyorsunuz. 8

9 DENEMEZDİM George Dantzing anlatıyor: Berkley de California Üniversitesi Matematik bölümü öğrencisiydim Her zamanki gibi sınıfa geç girdim ve tahtadaki iki soruyu ev ödevi sanarak defterime geçirdim.o akşam,soruların üzerinde çalışırken bunun profesörün verdiği en zor ödev olduğunu gördüm.her gece,başarmasam da sırasıyla her iki problemin üzerinde saatlerce çalıştım.bir kaç saat sonra beynimde bir şimşek çaktı ve her iki problemi birden çözdüm. Ertesi gün cevapları okula götürdüm. Profesör masanın üzerine bırakmamı söyledi.masanın üzerinde kağıttan bir tepe olmuştu.benim kağıdımın bunların arasında kaynayacağını düşünüp sırama üzgünce oturdum.altı hafta sonra bir Pazar sabahı kapının vurulmasıyla uyandım.kapıda profesörü görünce dondum kaldım.- George George diye bağırıyordu.problemi çözmüşsün dedi.tabi ki diye cevap verdim. Çözmem gerekmiyor muydu? Diye sordum.profesör tahtaya yazılmış olan o iki problemin ev ödevi olmadığını dünyanın en önde gelen matematikçilerin şimdiye kadar çözememiş oldukları iki ünlü problem olduğunu açıkladı.bir kaç gün içerisinde ikisini birden çözebildiğime inanmıyordu. Birisi bana onların iki ünlü çözülmemiş problem olduğunu söyleseydi,sanırım onları çözmeyi denemezdim bile.. Everest'i Yenmek... Sir Edmund Hillary 29 Mayıs 1953 tarihine değin zirvesini kimsenin göremediği Everest'e tırmanan ilk kişiydi. Bunu o başardı ve bu başarısı nedeniyle Kraliçe Elizabeth tarafından kendisine şövalye unvanı verildi. Hillary'nin bu başarısının altındaki öyküsünü ve gizini, onun "High Adventure" (Yüksek Serüven) adlı kitabını okuyunca öğrendik. Sir Hillary, 1952 yılında da Everest'e çıkma girişiminde bulunmuş, fakat bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu girişiminden birkaç hafta sonra İngiltere'de bir okulun öğrencilerine konuşma yapmak için çağrılmıştı. Konuşmanın konusu, onun zirveye tırmanış girişimiydi. Edmunt Hillary, bu girişiminde başarısız olduğunu kabul ettikten sonra bir süre durdu ve mikrofonu bırakıp, konuşma kürsüsünün yanında duran Everest'in büyük boy fotoğrafı önüne doğru yürüdü. Sonra da fotoğrafa dönüp, yumruğunu havaya kaldırarak, yüksek sesle koca zirveye meydan okudu: "Beni bu ilk denememde yendin ama, senle davam bitmedi, ey Everest" diye haykırdı. 9

10 "Bekle beni, sana yine geleceğim ve seni bu kez, ayaklarımın altına alacağım..."everest'e bu meydan okumasından sonra Hillary salondaki öğrencilere döndü ve onlara, bir yıl sonra ulaşacağı başarısının gizini o gün açıkladı: "Beni bu kez yendiği için Everest gözümde şimdi daha da büyüdü ama" dedi. "Benim bunu bildiğim gibi, o da şunu iyi bilmek zorundadır: Onu yenemediğim için, bendeki inanç ve azim de daha büyüdü, daha güçlendi... "Bu konuşmadan bir yıl sonra Everest, Hillary'nin ayakları altındaydı... HEDEFİ GÖRMEYEN BAŞARAMAZ Florance Chadwick hem Fransa dan İngiltere ye hem de İngiltere den Fransa ya yüzerek Manş denizini her iki yönde geçen ilk bayan yüzücüydü. Bir ideali daha vardı. Catherina adasına California sahiline kadar ki 21 millik mesafeyi yüzen ilk bayan olmak istiyordu. Ama bu iş hiçte o kadar kolay olamayacaktı. Yılın en sıcak günlerinden 4 Temmuzda bile yüzeceği denizin suyu insanın bedenini uyuşturacak kadar soğuktu. Hava o denli sisliydi ki yüzücü kendisine eşlik eden tekneleri zorlukla seçebiliyordu. Üstelik o bölgede köpek balıklarına rastlanıyordu. Florance soğuğa ve köpek balıklarına rağmen 15 dakika yüzdü. Teknede bulunan annesi ve antrenörü ( başaracaksın! Az kaldı!) diye bağırıyorlardı. Televizyonların başında onu seyreden milyonlarca insan başarısı için dua ediyordu. Sonra 5 mil daha yüzdü. Hatta California sahillerşne sadece yarım mil kaldı. Teknedekilerin bütün teşviklerine rağmen kendisinin sudan çıkarılmasını istedi. Herkes hayal kırıklığı içerisindeydi. Sadece birkaç kulaçlık mesafe kalmışken başarılı yüzücü vazgeçmişti. Florans Chadwick daha sonra başarısızlığının nedenini şu şekilde açıkladı: Önümde hiçbir şey göremiyordum. Karayı görebilseydim başarabilirdim! onu durduran ne soğuk ne on altı saat kulaç atmanın yorgunluğu ne de köpek balkılarıydı. Başarısızlığına hedefini görememesi sebep olmuştu! İki ay sonra Florance yine denedi. Su yine soğuktu köpek balıkları yine vardı sis yine her şeyin üstünü örtüyordu. Ama bu defa Florance sisin ardında bir yerde kıyının olduğunu 10

11 düşünerek yüzdü hep. Sahilli hayal ederek attı kulaçlarını. ve başardı! Catherina kanalını geçen ilk kadın ünvanını kazandı. Hem de erkeklerinin rekorunu iki saat farkla geçerek! PARÇA VE BÜTÜN Henry Ford, her sabah New York un kuzey kesimindeki evinden çıkar, güney kesimindeki işine yürürmüş. Yürürken de, aklına o upuzun yolun tamamını getirmezmiş. Yola başladığında, Bir blok ötede çiçekçi vardı; bugün vitrininde ne tür çiçekler var acaba? diye düşünür, çiçekçiyi geçtikten sonra, iki blok ötedeki gazete bayisine ulaşmayı hedefler, onu da geçince daha ilerideki mağazayı düşünmeye başlarmış. Bu şekilde, her defasında kendisine birkaç yüz metrelik hedef seçtiğinden, kilometrelerce yürüyüşü gözünde hiç büyütmeden bitirirmiş. Çözümü parçalara bölmeyi, bu sayede düşünmüş. Yolu parçalara bölerek kolayladığı gibi, otomobil imalatını da bu şekilde kolay ve hızlı hale getirmenin mümkün olup olmadığını düşünmeye başlamış. Ve yürüyen bant üzerinde araba imal etme yolunu bu şekilde keşfetmiş. Motor, bir şerit önünde kayacak, bir işçi birbiri ardınca geçen motorlara hep aynı parçayı ekleyecek, her işçi bir parça eklerken, büyük bir hızla otomobil imal edilmiş olacak. Ve her bir işçi, işinin sadece bir parça ekleyip birkaç vida sıkmak olduğunu bilip, kolaylıkla onu uygulayacak KAYBETMEK Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yasarmış. Yasarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları.hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki,bir araya toplandılar mi kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları. Gerçi bir iki sıyrık alırlarmış ama.. yine de boyun eğmezlermiş aslanların zorbalığına.gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. Ancak tavsan, fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee, aslan bu, hiç fareyle doyar mi. - 'Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor' demiş aslanlardan birisi. - 'Evet' diye tasdik etmiş diğerleri. Nereye gideriz diye düşünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuşlar gerilerden. Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa.sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mi kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mış söze atılan. - 'Hayır' demiş, 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim bu isi.inanmamış kimse ona ama haydi bir şans verelim ne çıkar diye düşünmüşler.o da almış yanına bir iki aslan gitmiş öküzlerin yanına. 11

12 Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamış. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere beş iri kıyım öküz yaklaşmış onlara. Sormuşlar ne istediklerini. Topal aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş. - 'Saygıdeğer öküz efendiler' diye başlamış lafa. 'Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik, kim bilir kaçınızda su pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek yapmadık.biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele öküzlerle hiç bir alıp vermediğimiz olamaz. Ancak evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki Sari Öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz, ve sürünüze zarar veriyoruz. yoksa bizim sizinle hiç bir alıp veremediğimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan emin rahat rahatlayamıyorsunuz, belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sari Öküz'ün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım' demiş. Boz Öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli Öküz olmaz demiş ama kimseye dinletememiş sesini.zavallı Sari Öküz kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar zavallı öküzün üzerine. Bir ikisini fırlatmış üstünden ama bitkin düşmüş az sonra. Çırpınmış, haykırmış,yardım istemiş, yalvarmış, ama yokmuş onu işiten. Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için bir öküz...,gerekliymiş bu.gerçekten de günlerce sürüye hiç bir saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra. Acıktık demişler Topal Aslan'a daha bir kaç hafta bile geçmemişken. O da yine almış yanına bir kaçını,bir defa daha gitmiş Boz Öküz'ün yanına.- 'Selam' diye girmiş söze. ' Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalnız buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.' - 'Nedir?' demiş Boz Öküz merakla.. - 'Su sizin Uzun Kuyruk' demiş Topal Aslan. Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklimiz başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öylemi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da hayatini sürdürsün. Boz Öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece Benekli Öküz olmuş karşı çıkan. Hepsi de verelim gitsin demişler. İstişare daha da kısa sürmüş bu defa.dışlamışlar Uzun Kuyruk'u 12

13 sürüden.saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar. Alabildiğince güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış. 'Verin bize şu öküzü yoksa karışmayız' derlermiş sadece. Zavallı öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde.boz Öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı kalmış en sona. Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormuş biri Boz Öküz'e. - 'Biz' demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek 'Sari Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi...' MICHAEL STONE Avuçları terliyordu. Elini kurulamak için bir havluya gereksinimi vardı. Bir bardak buzlu su susuzluğunu giderdi ama duygularının yoğunluğunu gideremedi. Üzerinde oturduğu çim saha Ulusal Gençlik Olimpiyatında gördüğü rekabet kadar sıcaktı. Çıta 5,1 metreye kurulmuştu. Bu, onun şimdiye kadarki en iyi derecesinden bir santimetre daha yüksekti. Michael Stone sırıkla yüksek atlama mesleğinin en zorlu günündeydi. Son karşılaşma biteli bir saat olmasına karşın tribünlerde hala 20,000 kişi vardı. Sırıkla yüksek atlama rekabetin en çok kızıştığı alandı. Bir jimnastikçinin inceliği ile bir vücut geliştiricinin gücünün birleşmesini gerektiren bir spordu. Bir de uçma vardı elbette; iki katlı bir bina yüksekliğinde havalanma, böyle bir olayı izleyen herkes için yalnızca bir düş olabilirdi. Bu, şu anda Michael Stone'un yalnızca gerçeği ve hayali değil, aynı zamanda başlıca isteğiydi Michael anımsayabildiği kadarı ile uçmayı hep istemişti. Küçükken annesi ona uçmakla ilgili sayısız öykü okumuştu. Bu öykülerde dünya hep kuş bakışı betimlenirdi. Annesinin heyecanı ve ayrıntı tutkusu Michael'in düşlerinin çok renkli ve göz alıcı güzellikte olmasını sağlamıştı. Michael'in hep gördüğü bir rüya vardı. Kırda bir yolda koşuyordu. Ayaklarının altında taşları ve toprak parçalarını hissedebiliyordu. Sapsarı buğday tarlalarının içinde koşarken, demir yolunda lokomotiflerden daha hızlı gider, onları geçerdi. Derin bir soluk aldığı anda ayakları yerden kesilmeye başlar ve bir kartal gibi havada süzülürdü. Uçtuğu yerler hep annesinin öyküde anlattığı yerlerdi. Ayrıntıları çok iyi seçer ve annesinin sevgi dolu özgür ruhunu içinde hissederdi. 13

14 Öte yandan babası onun için bir hayalperest değildi. Bert Stone sert bir gerçekçiydi. Çok çalışmaya ve emeğe inanırdı. Parolası şuydu : Bir şeyi istiyorsan, onun için çalışmalısın. Michael 14 yaşından bu yana bunu yaptı. Çok dikkatli ve disiplinli bir ağırlık kaldırma programına başladı. Hergün ağırlık kaldırıyor ve zaman zaman da koşuyordu. Michael'in azmi, kararlılığı ve disiplini her çalıştırıcının hayalinde olan türdendi. Mükemmellik onun için hem bir takıntı hem de bir tutkuydu. Michaelin bugünkü atlayışlarının hepsi çok çalışmasının ödülleri gibi görünüyordu. 5,1 metrelik çıtayı aşıp aşamayacağı konusunda kaygılı mıydı, şüpheli miydi bilemiyoruz. Şişirilmiş yastığa düştükten sonra ayağa kalktı, kalabalığın önünde bir sonraki uçuşu için hazırlanmaya başladı. Şimdiye kadar ki en iyi derecesini 1 santim aştığının ve Ulusal Gençlik Olimpiyatının finale kalan iki sporcusundan biri olduğunun farkında değil gibiydi. Michael 5,2 ve 5,3 metreleri geçince de bir duygu belirtisi göstermedi. Aklında yalnızca sürekli hazırlık ve kararlılık vardı. Sırtüstü yatmış kalabalığın bağırışlarını dinlerken diğer atlayıcının son atlayışında başarısız olduğunu biliyordu. Şimdi sıra onun son atlayışına gelmişti. Diğer atlayıcının başarısız atlayışlarının sayısı kendisininkinden az olduğundan kazanmak için bu atlayışı yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Harekete geçti ve her zamanki üç parmak ucu üç Marine tarzı sıçrayışını yaptı. Sırığını eline aldı. 17 yıllık yaşamının en zorlu olayına giden yolun önünde durdu. Koşu yolu bu sefer onda farklı duygular uyandırdı. Kısa bir an korku duydu. Sonra birden olanları fark etti. Çıta en iyi derecesinden 2 santimetre daha yukarıdaydı. Bu ulusal rekorun yalnızca 1 santim altındaydı. Anın yoğunluğunu zihinsel kaygıyla doldurdu. Gerginliği bedeninden atmaya çalıştı. İşe yaramıyordu. Daha da gerildiğini hissetti. Annesini anımsadı. Onu gergin, kaygılı ya da korkmuş gördüğü her sefer derin soluk alıp vermesini söylerdi. O da annesinin söylediğini yaptı. Bacaklarındaki gerginliği attı ve zihninde, çıtayı kendi yüksekliğine getirdi. Kollarını ve bedeninin üst kısmını esnetti. Sırtından soğuk bir damla ter aktığını duyumsadı. Koşu yolunda hız almaya başladığı anda çok farklı ama aynı zamanda da tanıdık bir şey hissetti. Altındaki yüzey rüyasında gördüğü kır yoluna benziyordu. Derin bir soluk aldı ve uçmaya başladı. Hiç çaba harcamadan havalanmıştı. Şimdi çocukluk düşlerindeki gibi uçuyordu.yalnız bu sefer düş görmediğini biliyordu. Bu gerçekti... Ya tribünlerdeki bağırışlarla ya da kendi düşüşünden çıkan sesle dünyaya geri döndü. Yerde sırtüstü yatmış, yüzünde güneşin sıcaklığını duyumsarken yalnızca annesinin yüzündeki 14

15 gülümsemeyi hayal ediyordu. Babasının da gülümsediğini ve hatta kahkahalarla güldüğünü biliyordu. Heyecanlandığında hep böyle gülerdi. Bilmediği şey ise babasının annesine sarılmış ağlıyor olduğuydu. Karısının kollarında bir bebek gibi ağlıyordu ve hayat arkadaşı onu hiç böyle ağlarken görmemişti. Bayan Stone da yaşamında ilk kez övünç gözyaşları döktüğünün farkındaydı. Michaelin çevresi ona sarılan ve yaşamının en büyük başarısından dolayı onu kutlayan insanlarla çevrilmişti. Aynı gün Ulusal ve Uluslararası Gençlik Olimpiyatının sırıkla yüksek atlama rekorunu kırdı. Kitle iletişim araçlarından gördüğü ilgi, burs olanakları ve aldığı içten kutlamalar sayesinde Michael'in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. Bunun nedeni yalnızca Ulusal Gençlik Olimpiyatını kazanmış ve bir dünya rekoru kırmış olması değildi. Kişisel rekorunu üç santimetre aşmış olması da değildi. Bunun nedeni Michael'in kör olmasıydı... KAVANOZ Zamanın iyi ve üretken olarak kullanıma konusunda zaman zaman kurslar düzenleniyormuş. İşte bu kurslardan birinde zaman kullanma uzmanı öğretmen, çoğu hızlı mesleklerde çalışan öğrencilerine: Hadi, küçük bir sınav yapalım demiş. Ve masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış, dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş. Kavanozda taş parçası için yer kalmayınca sormuş: Kavanoz doldu mu Sınıftaki herkes, Evet, doldu yanıtını vermiş. Demek doldu ha demiş hoca. Hemen eğilip bir koca küçük çakıl taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler. Yeniden sormuş öğrencilerine: Kavanoz doldu mu? İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler, Hayır, tam da dolmuş sayılmaz demişler. Aferin demiş zaman kullanım hocası. Masanın altından bu kez de bir koca dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar dökmüş. Ve sormuş yeniden: Kavanoz doldu mu? 15

16 Hayır dolmadı! diye bağırmış öğrenciler. Yine Aferin demiş hoca. Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış. Sormuş: Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız? Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış: Su dersi çıkarttık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni isler için zaman bulabilirsiniz. Hayır demiş öğretmen. Çıkartılması gereken asil ders su: Eğer büyük tas parçalarını bastan kavanoza koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız. Ve tabii, herkesin kendi kendisine sorması gereken soruyu sormuş: Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk is olarak kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz? WANTED ONU TANIYORMUSUNUZ? Çocuk Pazar sabahı saat 8.30 da uyandı. Cuma günü okuldan gelirken bu hafta sonu önceki haftalardan farklı olacak. Kalan derslerimi tamamlayacağım ve önümdeki hafta içindeki sınavlara iyi hazırlanacağım.diye karar vermişti. Bu sebeple Cuma aksam üstünü ve geceyi çok iyi geçirdi. Televizyon seyretti, müzik dinledi, uzun uzun telefonla görüştü ve gece oldukça geç saatte yattı. Çünkü ders çalışması için daha önünde uzuuun uzuuun iki gün ve iki gecesi vardı. Cumartesi günü arkadaşlarıyla beraber oldu. Biraz dolaştılar her zaman gittikleri yere gittiler. Sohbet ettiler sohbete o kadar çok dalmışlardı ki zamanın nasıl akıp geçtiğini fark etmedi bile. Ders çalışmadığı için zaman zaman biraz rahatsızlık duyduğu oldu ancak içinden gelen bu huzursuzluğu daha önümde koskoca bir Pazar var diyerek bastırdı. Pazar sabahı, iste bu şartlar altında 9,00 da uyandı. Önce güzel bir sabah kahvaltısı yaptı. Sonra sabah gazetelerini söyle bir göz geçirdi. Ders çalışmak için sabah azimliydi. Saat olmuştu. Söyle bir televizyona göz atıp odasına geçmek istedi fakat film öyle heyecanlıydı ki bir türlü televizyonun başından kalkamıyordu. Önünde daha koskoca bir Pazar günü olduğunu düşünerek bu filmi izlemesinde bir sakınca olmadığına karar verdi. Film bittiğinde saat i geçiyordu. Hafta içi günlerde bu saatte yemek yemeğe alışkın olduğu için karni acıktı. Annesinin özenle hazırlamış olduğu yemekleri yerken evdekilerle koyu bir sohbete girdi. Yemekten sonra yine çalışma odasına yönelmişti ki televizyonda maç yayını başlamıştı. Haftanın en önemli maçıydı. Bu maçı seyretmek için insanların birbirini çiğneyip, dünyanın parasını verdiklerini düşününce ayağına kadar gelen bu maçı seyretmemenin büyük kayıp olacağını düşündü. Tüm hafta bu maç konuşulacaktı maç biter 16

17 bitmez ( nasıl olsa 90dak.) sıkı bir şekilde çalışmaya başlamaya karar vererek maçı izlemeye koyuldu. Maç bittiğinde hafta sonu yasadıklarını düşünmeye başlamıştı ki annesi içeriden çayın hazır olduğunu duyurdu. Oda çayı içip ders başına geçmenin doğru olacağına karar verdi çay bittiğinde üzerine bir ağırlık çökmüştü. Haftanın yorgunluğu, maçın gerginliği, sınav stresleri ve çayla birlikte yenilenler... onu iyice gevşetmişti nasıl olsa simdi çalışamam diye düşündü ve dinlendikten sonra çalışmaya karar verdi. Saat sıralarında içindeki huzursuzluğu bastırmaya gayret ederek çalışma masasına yönelmişti ki en sevdiği arkadaşıyla,ailesi onlara misafirliğe geldi. Misafir varken de ders çalışılmazdı ya... birlikte sevdikleri diziyi seyrettiler. Artık kalan zamanında sadece en önemli iki dersi çalışırım diye düşünüyordu. Fakat yavaş yavaş uyku bastırmaya başlamıştı. Eğer uyumazsa yeni başlayan haftaya yorgun ve uykusuz girecekti. Bu sebeple kendi kendine söyle dedi. Bugün çalışamadım. AMA YARIN SÖZ ÇALISACAGIM. Yarı sıkıntılı yarı huzurlu odasının yolunu son kez tuttu. Ancak çalışmak için değil, uyumak için... HASTA Dr. Paul Ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara su olayı okur : " Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor.bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor.zaman, yer ya da kişi kavramı yok.yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adi söylendiğinde tepki veriyor.son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor.onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor.dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde.yürümüyor.uykusu sürekli düzensiz.gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor.çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir sebep yokken sinirleniyor.biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor." Bu olayı okuduktan sonra, Ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar. Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylerler.ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar.daha sonra Ruskin hastanın fotoğrafını dolaştırmaya baslar. Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır. Dr. Ruskin, Amerikan Tip Birliği Dergisindeki makalesinde,(günümüzde çok yaşandığı gibi ) gülünç bir 17

18 yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır. Belki de hayatta yasadığımız birçok şey bize önyargılarımız ve bakış açılarımız tarafından dayanılmaz ve zor gözükebilir... Allen Klein"den AYAKKABI 20. yy başlarında makineleşmenin başladığı dönemlerde İtalyan bir ayakkabı firması iki temsilcisini araştırma yapmaları için Afrika' nın farklı bölgelerine gönderir. Bir ay sonra her ikisinden de iki farklı telgraf gelir. Birincisi; -Biz burada tutunamayız, çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor, derken İkincisi; -Biz burada çok iyi iş yaparız, çünkü hiç kimsenin giyecek ayakkabısı yok. şeklinde telgraf çekerler. SERVET Bir gün Avrupa'nın ünlü sanat merkezi kentlerinden birinde gezen çocuğun biri bir vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablo belli ki oldukça pahalıdır. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile o mağazaya gider. Şanslıdır tablo hala satılmamıştır. içeri girer ve tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve: "Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm paramda bu kadar" der. Ressam bir süre düşündükten sonra. Resmi paketler ve satar. Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar. Mağazada adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar: Sen ne yaptın o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar cüzi bir fiyata sattın? Adam cevap verir: Evet ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim... 18

19 NASIL BAKARSAN ÖYLE GÖRÜRSÜN Fransa da, ağır isçilerin isleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk isçiye yaklaşır ve sorar: Ne yapıyorsun? Nesin sen, kör mü? diye öfkeyle bağırır isçi. Bu parçalanması imkansız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir is, ölümden beter. Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci isçiye yaklaşır. Ayni soruyu sorar: Ne yapıyorsun? İşçi cevap verir: Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir sekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli sonuçta bir isim var. Daha kötü de olabilirdi. Biraz cesaretlenen görevli üçüncü isçiye doğru ilerler. Ya sen ne yapıyorsun? diye sorar. Görmüyor musun? der isçi kollarını gökyüzüne kaldırarak. Bir katedral yapıyorum. Bu hikayenin enteresan tarafı her üç isçinin de ayni isi yapıyor olmaları.görmeyi seçtiğiniz yol sizin tutumunuza bağlıdır. Bugün hava biraz bulutlu mu yoksa biraz güneşli mi? Güllerin dikeni mi vardır, dikenli dalların gülleri mi? Bardağın yarısı bos mudur, yarısı dolu mu? Yoksa bardak olması gerekenin iki kati büyüklükte midir? Seçim size ait... ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK Thomas Edison elektrik ampulünü çalıştırmak için tam iki bin farklı madde denemiş ama hiçbirisi işe yaramamıştı. Bilim adamının yardımcısı aylar süren bu çabaları sızlanarak şikayet etti: Bütün emeğimiz boşa gitti. Hiçbir şey elde edemedik. Edison kendinden emin bir sesle cevapladı yardımcısını 19

20 Hayır! Çok uzun bir yol kat ettik ve çok şey öğrendik. İyi bir ampulün çalışması için iki bin maddenin kullanılmayacağını öğrendik. ÇOCUK ZEKASI Dev bir kamyon bir üstgeçidin altından geçerken yüksekliği fazla geldiği için sıkışmıştı bir türlü oradan çıkamıyordu. Polis sorunu çözmek için hemen kentin en parlak mühendislerinin getirtti. Mühendisler yanlarında getirdikleri bilgisayarlarıyla hesaplar yaptılar saatlerce aralarında tartışıp uğraştılar ne var ki bir türlü üst geçide zarar vermeden kamyonu oradan nasıl çıkaracaklarına karar vermediler. Uzun süredir onları izlemekte olan yedi yaşlarında küçük bir oğlan çocuğu yanlarına gelip pantolonunu çekiştirdi ve saygılı bir ses tonuyla Bayım dedi. Lastiklerin havasının biraz indirirseniz Böylece bacak kadar çocuğun aklıyla koca problem çözülmüş oldu. YILDA İKİ KEZ ÜRÜN VEREN AĞAÇ Halife Harun Reşid Bağdat civarında gezerken bir ihtiyarın bahçesine hurma ağacı dikmekte olduğunu gördü. Yanına gitti ve merakla sordu: Meyvesini yiyemeyeceğin bir ağacı neden dikiyorsun? Bilmez misin ki hurma ağacı meyvesini ancak kırk yıl sonra veren bir ağaçtır. İhtiyar saygılı bir ifadeyle bahçesindeki öteki ağaçları gösterdi: Bu ağaçları dikenler meyvelerini yiyemediler ama bizim yıllar sonra şimdi yiyebilmemizi sağladılar dedi. Ben de bunu dünyaya bundan sonra gelecekler için dikiyorum. İhtiyarın cevabını beğenen Harun Reşid kesesinden bir altın çıkardı ve ihtiyara verdi. Yaşlı adam altını aldı ve Allah a şükürler olsun dedi. Harun Reşid bir kez daha meraklanmıştı. Adam kendisine şükür etmek yerine Allah a şükretmişti. Niçin şükrediyorsun? diye sordu. 20

21 İhtiyar bilgece gülümseyerek cevapladı: Elbetteki şükredeceğim. Herkes diktiği ağacın meyvesini kırk yıl sonra alırken ben bugün diktiğim ağacın meyvesini bugün alıyorum Harun Reşid bu akıl dolu cevabı da çok beğendi ve bir altın daha bağışladı Yaşlı adam ikinci altını alıp yine Allah'ım sana şükürler olsun dedi Sonra Harun Reşid e in sormasını beklemeden bunun da nedenini açıkladı. İkinci defa şükrettim. Çünkü başka kişiler bahçelerinden yılda bir kez ürün alırlarken ben bir günde hem de iki kez ürün alıyorum EN BÜYÜK DERS Bir adam, Büyük Okyanus un ortasında bir tahliye salında yolunu kaybetmişti. Yirmibir gün boyunca bu şekilde sürüklendikten sonra, yeri tesbit edilip kurtarılan adam, bu olay sonucu Amerika da büyük bir ün kazanacaktı. Ünlü Amerikalı yazar Dale Carnegie, bir gün Rickenbacker adlı bu adama, yaşadığı bu tecrübeden neler öğrendiğini sordu. Adamın verdiği cevap şuydu: Bu tecrübeden edindiğim en büyük ders, insanın içebileceği kadar tatlı suyu ve yiyebileceği kadar ekmeği olduktan sonra, hayatta hiçbir şeyden şikayet etmemesi gerektiğidir. ÖNYARGI Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu dogmadan ölmüş, tek basına yasayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye baslar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysaldır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır...gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. 21

22 Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvani. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur.anne odaya yönelir... Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür.einstein'in söylediği rivayet edilen bir söz var. "insanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor" YAŞLI ADAM VE GÜRÜLTÜCÜ ÖĞRENCİLER... Bora Çıracı - Bütün Dünya-Biz bize Yaşlı bir adam emekli olduktan sonra bir lisenin yanında küçük bir ev aldı. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirdi ama ders yılı başlayınca huzuru kaçtı.okulların açıldığı ilk günden başlayarak öğrenciler, dersten çıkar çıkmaz yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmeliyorlar, anlamsız sesler çıkararak bağırıp, çağırıyorlar, dayanılmaz gürültüler yapıyorlardı. Çocukların gürültülerinin dinmek tükenmek bilmeyeceğini anlayan yaşlı adam, bu işe bir son verebilmek için kurnazca bir çözüm buldu.ertesi gün çocuklar öğrenciler okuldan çıkıp, yine dayanılmaz gürültüler yaparak evinin önünden geçerken yaşlı adam dışarı çıktı, onlara bir öneride bulundu. "Siz hepiniz çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz" dedi. "Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı biçimde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım. Siz bana gençliğimi anımsatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün bir dolar veririm. Kabul mü?."bu öneri çocukların çok hoşuna gitti. Her gün hem eğleniyorlar, hem bol bol gürültü yapıyorlar, hem de bir dolar para kazanıyorlardı. Bu durum bir hafta bu biçimde sürdükten sonra bir gün yaşlı adam çocukları yine durdurdu ve onlara kısa bir açıklama yaptı: "Çocuklar, yaşam pahalılığı, enflasyon beni de etkilemeye başladı" dedi. "Bugünden sonra size ancak elli sent verebileceğim. Beni anlayışla karşılayacağınızı umarım." Bu durumdan pek hoşlanmamalarına karşın çocuklar yaşlı adama anlayış gösterdiler ve günlük gürültülerini elli sent karşıladığında yapmayı kabul ettiler. Aradan birkaç gün daha geçtikten sonra yaşlı adam birgün çocukları yine durdurdu ve onlara bir durum açıklaması daha yapmak zorunda kaldığını bildirdi:"bakın, bizim emekli paralarını gününde ödemiyorlar" dedi. "Durumum biraz sıkışık... Üzülerek söylüyorum ama yapabileceğim başka bir şey yok... Bundan sonra size ancak yirmi beş sent verebileceğim... Tamam mı?.. Anlaştık mı?" Yaşlı adamın bu son önerisi, çocukların hiç de hoşuna gitmedi. "Olanaksız bayım" dedi içlerinden biri. "Günde yirmi beş sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Kusura bakmayın ama, biz işi bırakıyoruz." 22

23 PARANIN DEĞERİ... Cimri, tüm mal varlığından emin olmak için her şeyini satar ve altına çevirir. Altınlarını yer altına gömüp ara sıra ziyaret ederek inceler. Bu hareketi işçilerinden birinin dikkatini çeker ve orada bir hazine olduğundan kuşkulanır.efendisinin sırtı dönükken o noktaya gider ve altını çalar. Cimri dönünce altının yerinde yeller estiğini görür, ağlayarak saçını başını yolar. Onu böyle perişan gören komşusu nedenini öğrenince şöyle der:"kendini üzme artık, bir tas alıp aynı çukura koy ve o taşın altınların olduğunu düşün. Çünkü kullanmayı hiç düşünmediğine göre tas da aynı işi görecektir."paranın değeri sahip olmakta değil, kullanmaktadır. BENİM İŞİM DEĞİL Kİ Öykümüz HERKES, BİRİSİ, HERHANGİ BİRİ ve HİÇ KİMSE adlı dört kişi hakkında.yapılması gereken önemli bir iş vardı ve HERKES, BİRİSİ nin bu işi yapacağından emindi.gerçi işi HERHANGİ BİRİ de yapabilirdi, ama HİÇ KİMSE yapmadı. BİRİSİ buna çok kızdı, çünkü iş HERKES in işiydi.herkes,herhangi BİRİ nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu ama HİÇ KİMSE, HERKES in yapamayacağının farkında değildi.sonunda HERHANGİ BİRİ nin yapabileceği bir işi HİÇ KİMSE yapmadığı için HERKES, BİRİSİ ni suçladı. SÜRÜYÜ SAYMAK Büyük savaş sırasında bir çiftlikte çalışıyordum. Görevim de çok basitti. Her sabah, kahvaltıdan önce tepenin öte tarafındaki geniş araziye gidip, çiftliğe ait inekleri sayıyordum. Her sabah gidiyor ve sayıyordum; hep, otuziki taneydiler. Sonra gelip kahyaya selam veriyor, Otuziki tane efendim diyor, sonra da gidip kahvaltımı yapıyordum. çiftçi: Bir sabah, yine inekleri saymaya gittiğimde, çiftlik kapısının yanında duran yaşlı bir Delikanlı dedi, her Allah ın sabahı sen burada ne yapıyorsun? Pek bir şey değil dedim. Sadece hayvanları sayıyorum. İhtiyar çiftçi başını salladı ve: 23

24 ki! dedi. O hayvanları birer odun yığınıymış gibi saymak sürüye de, sana da bir şey kazandırmaz Her sabah olduğu gibi sayma işlemini yaparak geri döndüm. Dönüş yolunda, ihtiyarın söylediklerini düşünüyordum. Yaptığım işin kahya için ne anlama geldiğini anlamayacak kadar yaşlı biriydi o. Bu işe bir anlam vermemesi normaldi. Bir sabah yine gittim, inekleri saydım, tekrar saydım: hayır, bu kez otuz iki değil, otuz bir taneydiler. Dönüp kahyaya hayvanların otuz bir tane olduğunu bildirdim. Kahya bu duruma çok kızdı. Kahvaltını yap, sonra oraya birlikte gideriz dedi. Gidip hayvanları tekrar saydık, kesinlikle otuz bir taneydiler. Sonra her yeri aradık. Hayvanlardan birini, bir çalılığın dibinde ölü halde bulduk. O an kendi kendime şunu düşündüm: Onları her Allah ın günü saymam ne işe yaradı ki? İhtiyar çiftçinin ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyordum. Aylardır o hayvanları birer odun yığını gibi saymıştım. Oysa, tek tek gözlerine, yüzlerine, bedenlerine baksam, derilerine dokunup karınlarını yoklasam bu otuz iki inekten birinin hasta olduğunu belki de fark edebilecektim. Ondan sonra, kahyaya gidip: Doğrusu, ineklerden birinin durumu iyi gözükmüyor diyebilecektim. Böyle yapsam, bu ineğin hayatını kurtarırlardı belki. İhtiyar çiftçinin demek istediği şey, herhalde tam olarak buydu 24

25 EN ASİL İNSAN Eski devirlerden birinde, bir kral, ülkesindeki en asil insanı ödüllendirmek istemişti. Vezirleri, bu insanı bulmak için aylar boyu araştırma yaptılar. Sonunda, kralın huzuruna, yaklaşık on adamdan oluşan bir liste getirdiler. Bu adamlardan biri, elindeki malı mülkü ihtiyaç sahiplerinin hayrına kullanmasıyla tanınmış biriydi. Bir diğeri, hukuk bilgisinin derinliğiyle taktire layık görülmüştü. Başka biri, başarılı bir doktordu. Bir diğeri ise, insanlar arasındaki gerilimleri çözmedeki başarısıyla takdire değer bulunmuştu. Vezirler, listeye aldıkları isimlerin soylu davranışlarını birer birer saydıktan sonra, ülkenin ücra bir kasabasında yaşamakta olan bir ihtiyardan da söz ettiler. Bu ihtiyar, küçük bir evde ölümü beklemekle meşguldü o sıralar. Gerçi ihtiyarın ne büyük bir serveti, ne müthiş bir hukuk bilgisi, ne de tıp alanında bir başarısı vardı; ama vezirler en asil insan olarak onun seçilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Kral, vezirlerine: Peki neden böyle düşünüyorsunuz? diye sordu. Baş vezir cevap verdi: Öncelilerin hayatta neler başardıklarını duydunuz haşmetmeab! İşte o insanların yarıdan fazlasına, bu adam öğretmenlik etmişti. KAPLUMBAĞA NE İSTERDİ? balık avlıyordu. Eski Çin bilgelerinden Chuang-tse, bir nehrin kıyısında oturmuş, elindeki kamışla O sırada, Chu ülkesinin prensinin gönderdiği iki elçi, bilgenin yanına geldiler. Elçilerden yaşlı olanı: Saygıdeğer prensimiz, sizi bir vilayetimize vali tayin etmek istiyor dedi. 25

26 Bilge Chuang-tse, başını bile çevirmeden balık tutmaya devam etti ve gelenlere şöyle cevap verdi: İşittiğime göre. Chu ülkesinin kutsal bir kaplumbağası varmış. Bu kaplumbağa üç bin yaşındayken ölmüş. Prensiniz de bu kaplumbağayı değerli taşlarla süslü bir kafese koyup kutsal mabedde saklamaya başlamış. Acaba bu kaplumbağa ölüp bu şekilde cesedine tapılmasını mı isterdi, yoksa canlı olup kendi cinsleri arasında çamurda kuyruk sallamayı mı? Yaşlı elçi: Elbette çamurda kuyruk sallamayı diye cevap verince, bilge Chuang-tse: Öyleyse dedi, beni rahat bırakın da, kendi çamurumda kuyruğumu sallayayım. AMELİYAT Adamın biri, bir yaz akşamı, karısıyla birlikte ıssız bir yolda arabasıyla gezintiye çıkmıştı. Birden bire kadına şiddetli bir başağrısı geldi. Karısının çok ciddi bir ızdırap çektiğini fark eden adam, geçtiği yol üzerinde bulunan küçük bir kulübenin kapısındaki doktor levhasını hatırlayıp geriye döndü. sonra: Kır saçlı, beyaz ceketli ve ufak-tefek bir adam olan doktor, kadına şöyle bir göz attıktan Çabuk onu içeri alalım. dedi. Muayenesini bitirince de: Karınızın hemen beyin ameliyatı olması gerekiyor. Şehre gitseniz, korkarım ki, geç kalmış olacaksınız. Ben ise burada yalnızım. Elimden geleni yapmaya çalışırım, fakat sorumluluğu kabul edemem dedi. Kadın perişan bir haldeydi. Doktorun sözleri karşısında, kocası: Tamam, başlayalım demeye mecbur kaldı. 26

BALTAYI BİLEMEK. "Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak." Abraham LINCOLN

BALTAYI BİLEMEK. Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak. Abraham LINCOLN BALTAYI BİLEMEK "Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak." Abraham LINCOLN Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş,

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ Adı, soyadı... : Sınıfı... : Tarih :.../.../2015 YÖNERGE: Okuduğunuz cümle sizin için her zaman veya genellikle geçerliyse sağdaki boşluğa " doğru " anlamına gelen D harfinin altına

Detaylı

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi? Alkollü İçecek: 18.12.2011 Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? -Akşam yemeğinden sonra saat 20:00 civarında. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? -Kendim satın almadım. Kız

Detaylı

7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET. 1. A: Adın ne? B:... a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex

7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET. 1. A: Adın ne? B:... a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex 7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET ADI SOYADI: SINIF: TARIH:.. 1. A: Adın ne? B:. a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex 2. Senin adın ne? a) Benim adım Sana b) Senin adım Sana

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM?

BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM? BU ÜÇ HAFTA NE YAPALIM? En az 6 aydır sınava hazırlanıyorsun. Ya gerçekten çalıştın hakkını vererek, ya da çalışmadığını düşündün. Ama dışarıdan biri baktığında senin saatlerce kendi geleceğini elleriyle

Detaylı

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler SINAV KAYGISI Kaygı, stresli bir durum karşısında hepimizin yaşadığı uyarılmışlık halidir. Ancak kaygının belli bir miktarda yaşanmasının olumlu işlevleri de vardır. Bir miktar kaygı günlük hayatta bizi

Detaylı

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür. Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür. Kullanılmayan beyinde kısmi ve genel büzülme meydana gelir. Bilim adamlarının araştırmaları,

Detaylı

Hayal-hedef farkı nedir? Bir gemi doğuya gider, biri batıya. Esen aynı rüzgârla. Hangi yöne gideceğini belirleyen. Rüzgâr değil, yelkendir

Hayal-hedef farkı nedir? Bir gemi doğuya gider, biri batıya. Esen aynı rüzgârla. Hangi yöne gideceğini belirleyen. Rüzgâr değil, yelkendir Herkesin bir hayali vardır. Ne istediğini bilen onu hayalden hedefe dönüştürür. Hayali hedefe dönüştürmek kolay değildir. Hayal sınırsızdır, biraz daha soyut ve belirsizdir. Ancak hedef öyle değildir.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

Verimli Ders Çalışma Yolları Recep Uysal >

Verimli Ders Çalışma Yolları Recep Uysal > Verimli Ders Çalışma Yolları Recep Uysal > Sınava hazırlık sürecini planlı ve verimli değerlendiren öğrenciler doğal olarak amaçlarına ulaşacaklardır. Dileğimiz hepinizin beklentilerinin gerçekleşmesidir.

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ Merhaba arkadaşlar, adım Öykü ilköğretim 2. sınıf öğrecisiyim. Gün içinde düşüncelerimi, duygularımı, hissettiklerimi yazdığım bir günlük defterim var. Günlük defterime bugün not aldığım,

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: ΤAZMA. Lütfen aşağıdaki konulardan birini seçerek, aşağı yukarı 150 180 kelimelik bir kompozisyon yazınız:

BİRİNCİ BÖLÜM: ΤAZMA. Lütfen aşağıdaki konulardan birini seçerek, aşağı yukarı 150 180 kelimelik bir kompozisyon yazınız: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΔΙΕΤΘΤΝΗ ΜΕΗ ΕΚΠΑΙΔΕΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Δ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ½ ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

ilk yar'larımızın sevgili dostları

ilk yar'larımızın sevgili dostları ilk yar'larımızın sevgili dostları Bu akşam da Mersin üniversitesinden sevgili İbrahim'in izlenimini paylaşıyoruz... Daha önce Mersin ekibinin her projemize gelişi ile verdiği eşsiz katkıya değinmiştik...

Detaylı

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi Asuman Beksarı J. Keth Moorhead Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. sözünü Asuman Beksarı için

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur. 33 Ders 4 Günah Bir dostunuzun size, içi güzel şeylerle dolu ve bütün bu güzelliklerin tadını çıkarmanız için bir saray verdiğini düşünelim. Buradaki her şey sizindir. Dostunuzun sizden istediği tek şey,

Detaylı

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri :١ mı, mi? baba ( ) uzaklaştım uzaklaştırmak uzaklaştırmak evin kapıları babam yetişiyorum eğitim görüyorum ecdadım, atam saygı otur! seviyorum seni seviyorum

Detaylı

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4 Bal kuşunun intikamı Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4 Bu hikaye bal kuşu Ngede ile Gingile adında aç gözlü bir genç adamın hikayesi. Bir gün Gingile avlanmaya gittiğinde Ngede

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

MATEMATİK ÖYKÜLERİ BİLGİÇ İLE SAYGIÇ NEŞELİ

MATEMATİK ÖYKÜLERİ BİLGİÇ İLE SAYGIÇ NEŞELİ NEŞELİ MATEMATİK ÖYKÜLERİ 1 BİLGİÇ İLE SAYGIÇ Bilgiç kurbağa ile Saygıç fare iyi arkadaşlardı. Neredeyse her gün göl kenarında buluşup sohbet ederlerdi. Bazen de çevredeki nesneleri sayarlar, hesap yaparlardı.

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

RAKAM ÇALIŞMASI 1 İÇİN SOL SERÇE PARMAĞIMIZI KULLANALIM. AŞAĞIDAKİ SATIRLARI 10'AR DEFA YAZALIM.

RAKAM ÇALIŞMASI 1 İÇİN SOL SERÇE PARMAĞIMIZI KULLANALIM. AŞAĞIDAKİ SATIRLARI 10'AR DEFA YAZALIM. RAKAM ÇALIŞMASI 1 İÇİN SOL SERÇE PARMAĞIMIZI KULLANALIM. 1 u1u u1u 111 1u1 111 uyu uyu 111 ulu cami 1111 2 1u1 1u1 saat 11'de 11.nci günde 1111 uyku saati 11 3 11 de 11.nci ders saat 11'de başlayacak.

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI MESLEK SEÇİMİ Çağımızın En Büyük Hastalığı: Sosyal Medya! SOSYAL AĞLARIN

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, İnsan yetiştirmek başka hiç bir canlıyı yetiştirmeye benzemez.

Detaylı

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. Sorular her ay panolara asılacak ve hafta sonuna kadar panolarda kalacak. Öğrenciler çizgisiz A5 kâğıdına önce

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI... 11 Freud Gerçeği...13 Brazelton ve Erken Tuvalet Eğitimi...15 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi...18 Tuvalet Eğitimine Alternatif...20 TUVALET İLETİŞİMİ...

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

Kitap okuma. Okula hazırlık. Kişisel bakım. Müzik dinleme. Saatler Pzt. Salı Çarş. Perş. Cuma Cmts. Pazar

Kitap okuma. Okula hazırlık. Kişisel bakım. Müzik dinleme. Saatler Pzt. Salı Çarş. Perş. Cuma Cmts. Pazar calisma kagidi 50 Gün boyunca yapabileceğiniz etkinlikleri öncelik ve önem sırasına göre numaralandırarak sıralayınız. Aşağıdaki tabloyu doldurarak haftalık ve günlük çalışma planınızı hazırlayınız. Ders

Detaylı

yaşam boyu bağlanırsanız.

yaşam boyu bağlanırsanız. Size nasıl tarif etsem ki... İlk görüşte âşık olmak gibi bir duygu. " İşte bu benim aradığım kadın," dersiniz ya, işte öyle bir şey. Önce teknenize âşık olacaksınız sonra satın alacaksınız. Eğer sevmeden,

Detaylı

AYLIK BÜLTEN-MAYIS 2013 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

AYLIK BÜLTEN-MAYIS 2013 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI AYLIK BÜLTEN-MAYIS 2013 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI OKUL KURUCUMUZ : ASİYE ÖZTÜRK OKUL MÜDÜRÜMÜZ : F.BİLGE ÖZALP ANAOKULU BİRİMİ ANAOKULU ÖĞRETMENLERİMİZ : TÜLAY DÖNMEZ : NURCAN SAYIN : FATMA ŞAHAP BRANŞ

Detaylı

TÜRKÇE DERSİ GÖRSEL OKUMA TESTİ Kubilay ORAL

TÜRKÇE DERSİ GÖRSEL OKUMA TESTİ Kubilay ORAL TÜRKÇE DERSİ GÖRSEL OKUMA TESTİ Kubilay ORAL. SORU 1 SORU 2 Aşağıdakilerden hangisi insanın çevreye verdiği zararları anlatmamaktadır? Yukarıdaki karikatür hangi deyimi anlatıyor olabilir? Göze girmek

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış Resimleyen: Reha Barış Süleyman Bulut ORMANDAKİ DEV ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 4. basım Süleyman Bulut ORMANDAKİ DEV Resimleyen: Reha Barış Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Kapak

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :15. Syf Sayfası :9. Syf Sayfası :5. Syf. SON DAKİKA GAZETESİ Sayfası :5. Syf. Sportmen ilavesi Sayfası :2. Syf Sayfası :31. Syf Sayfası :3. Syf Sayfası :İnternet Sitesi İZTO dan Selvitopu ve ekibine

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ 2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ TED İSTANBUL KOLEJİ Yıl:6 Hafta:10 Sayı: 8 06 Kasım 2015 Değerli Velilerimiz, İnsanın işini sevmesinin çok önemli olduğunu her gün yaşayarak bizzat deneyimliyorum.

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Serap Deliorman

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Serap Deliorman Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Serap Deliorman Bulgar Masalı Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Serap Deliorman Bulgar Masalı Bir varmış bir yokmuş. İki kirpi kardeş komşuları, kendisini çok beğenen

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce ÖDEV- 3 ADI SOYADI:.. HAYAT BİLGİSİ Tırnaklar, el ve ayak parmaklarının ucunda bulunur. Tırnaklar sürekli uzar. Uzayan tırnakların arasına kir ve mikroplar girer. Bu yüzden belli aralıklarla tırnaklar

Detaylı

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda... 4. ve 5. Değerlendirme Sınavları Puanlama Aşağıda... 4. Sınav Test Soruları 5 puan 6x5=30 Çetele tablosu 5 puan 10x5=50 Doğru-Yanlış 2 puan 5x2=10 Sayı örüntüsü 2 puan 5x2=10 5. Sınav Test Soruları 5 puan

Detaylı

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. AVCILIK İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. Avcılık İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen Avcılık eskiden; İnsanın kendisini korumak, Karnını doyurmak, Hayvan ehlileştirmek,

Detaylı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci

Detaylı

İLK OK UMA KİT APLARI

İLK OK UMA KİT APLARI İLK OKUMA KİTAPLARI Bu kitabın sahibi:... Altı yaşındaki Ugo bir sabah uyanmış ve bir de bakmış ki karnının üzerinde yeşil bir aslan oturuyor! Aslan şişman değilmiş ama pek ufak tefek de sayılmazmış.

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen SEVGİ BAŞMAN: 1986 da Tokat ta doğdu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi ve ardından İngiltere ye yerleşip üç yıl öğretmenlik yaptı. 2012 yılında Keele Üniversitesi

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium Derste biraz önce resim yaptık. Şimdi öğretmen resimlere bakıp neyi daha iyi yapabiliriz diye bize öneride bulunuyor. Öğlenleri okulumuzun yemekhanesinde yemek yiyorum. Yemekler çoğunlukla lezzetli ve

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar Bu kitabın sahibi:... Tüm zamanların insanları, bütün dünyada, her zaman içinde yaşadıkları ve barındıkları bir yaşam alanına, bir eve ihtiyaç duymuşlardır. Öncelikle, mimari,

Detaylı

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz, Sevgili Velilerimiz, Bizler çocuklarımızla birlikte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nı okulumuzda coşkuyla kutladık. Onlara vatan, millet sevgisini birliği, bütünlüğü yaşlarının alabildiği ölçüde aktarmaya

Detaylı