İZMİR ORTA KÖRFEZDEKİ PLANKTONİK ORGANİZMALARDA Pb-210 VE Po-210 DÜZEYLERİNİN AYLIK DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İZMİR ORTA KÖRFEZDEKİ PLANKTONİK ORGANİZMALARDA Pb-210 VE Po-210 DÜZEYLERİNİN AYLIK DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ"

Transkript

1 EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İZMİR ORTA KÖRFEZDEKİ PLANKTONİK ORGANİZMALARDA Pb-210 VE Po-210 DÜZEYLERİNİN AYLIK DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ Ebru TATAR Nükleer Bilimler Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu: Sunuş Tarihi: Tez Danışmanı: Prof. Dr. Güngör YENER Bornova-İZMİR

2 II

3 III Sayın Ebru TATAR tarafından yüksek lisans tezi olarak sunulan "İzmir Orta Körfezdeki Planktonik Organizmalarda Pb-210 Ve Po-210 Düzeylerinin Aylık Değişiminin İncelenmesi" başlıklı bu çalışma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuş ve tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oybirliği ile başarılı bulunmuştur. Jüri Üyeleri: İmza Jüri Başkanı : Prof.Dr. Uğur SUNLU... Raportör Üye: Doç.Dr. Aysun UĞUR Üye : Prof.Dr. Güngör YENER.

4 IV

5 V ÖZET İZMİR ORTA KÖRFEZDEKİ PLANKTONİK ORGANİZMALARDA Pb-210 VE Po-210 DÜZEYLERİNİN AYLIK DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ TATAR, Ebru Yüksek Lisans Tezi, Nükleer Bilimler A.B.D Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Güngör YENER Şubat 2007, 96 sayfa Deniz canlılarının, insanlar tarafından alınan radyasyon dozuna önemli katkıda bulunan 210 Po u yüksek konsantasyonda içerdiği literatürde pek çok çalışmada gösterilmiştir. Deniz ekosistemindeki doğal radyonüklidler üzerine yapılan çalışmalar sayesinde denizlerdeki besin zinciri ile radyonüklidlerin insanlara transfer mekanizması anlaşılabilir. Planktonik organizmalar deniz ortamlarında radyonüklidlerin dinamiği ve taşınmaları için önemlidir ve çeşitli radyonüklidleri yüksek konsantrasyonlarda biriktirebilirler. Bu özellikleri planktonik organizmaların sularda radyonüklid biyomonitörü olarak kullanılmalarına olanak sağlar. Bu çalışmada, plankton kepçesi (45 µm göz açıklığına sahip) ile Urla-İzmir den toplanan plankton örneklerinde 210 Po ve 210 Pb konsantrasyonları mevsimsel periyotlarla tayin edilmiştir. Örneklemeden sonra 120 µm lik plankton bezi ve 0.45 µm membrane filtreden süzülen ve etüvde kurutulan örneklere daha sonra radyokimyasal işlemler

6 VI uygulanmış ve polonyum elektrokimyasal depozisyon yöntemi ile bakır diskler üzerine toplanmıştır. 210 Po un alfalarının ölçülmesinde, silikon yarı-iletken ve PIPS dedektörlü iki ayrı alfa spektrometresi kullanılmıştır. İlk depozisyondan sonra kalan çözeltiler, 210 Po ve 210 Pb un dengeye gelmesi için yaklaşık 12 ay bekletilmiştir. Çözeltide tekrar edilen ikinci depozisyondan sonra ölçülen 210 Po aktivitelerinden 210 Pb aktiviteleri hesaplanmıştır. İlkbahar ve yazın ilk aylarında 210 Po aktivite konsantrasyonu diğer aylara kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Maksimum 210 Po konsantrasyonu 223 ± 5 Bq kg -1 (kuru kütle) olarak µ m aralığındaki ve minumum aktivite 40 ± 6 Bq kg -1 (kuru kütle) olarak 120 µ m plankton örneklerinde gözlenmiştir. Bunun küçük organizmalarda konsantrasyon faktörünün yüksek olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Plankton örneklerinde tayin edilen 210 Pb aktivite konsantrasyonlarının 19± ± 8 Bq kg -1 (kuru kütle) aralığında değiştiği gözlenmiştir. Anahtar sözcükler: Plankton, Urla-İzmir, 210 Po, 210 Pb, biyoizleyici.

7 VII ABSTRACT THE INVESTIGATION OF MONTHLY CHANGES OF Pb-210 AND Po-210 LEVELS IN PLANKTONIC ORGANISMS OF IZMIR MIDDLE BAY TATAR, Ebru MSc in Department of Nuclear Sciences ( Physics ) Supervisor: Prof. Dr. Güngör YENER February 2007, 96 pages Marine biota have been found to contain high concentrations of 210 Po, which is considered to be the major contributor to radiation dose consumed by man. Studies on natural radioactivity in marine ecosystems offer considerable scope for understanding the mechanism of radioactivity transfer to man through the marine food chain. Planktonic organisms are important in the dynamics and transport of radionuclides in the marine environments and also they can accumulate various radionuclides in elevated concentrations in their bodies so this ability has provide their use as biomonitors of radionuclides in waters. In this work, 210 Po and 210 Pb radionuclide concentrations in plankton samples collected with a plankton net (45µm nylon mesh ) from Urla-İzmir are determined seasonally. After collecting, the samples were filtered trough 120 µm nylon mesh and 0.45 µm membrane filters and oven dired. After radiochemical processes performed using

8 VIII electrochemical deposition technique, polonium was collected on the copper disks. Two different alpha spectrometers, one with surface-barrier Si detector and other with passivated implanted planar silicon (PIPS) detector were used for alpha measurements of 210 Po activity concentrations. The solutions were left for approximately 12 months to allow the ingrowth of 210 Po from 210 Pb. The solutions were then used for second depositions and 210 Pb activities were calculated from the measured 210 Po activies. In spring and early summer periods, the activity concentrations of 210 Po were found to be higher than those of other months. The maximum 210 Po was measured as 223±5 Bq kg -1 (dry wt) for the samples µm range and the minimum activity was found as 40 ± 6 Bqkg -1 (dry wt) in the samples with size >120µm. This could be because concentration factors are larger in smaller organisms. The activity concentrations of 210 Pb in the samples studied were found to vary between 19± ± 8 Bq kg -1 (dry wt). Keywords: Plankton, Urla-İzmir, 210 Po, 210 Pb, biomonitor.

9 IX TEŞEKKÜR Tezimin her aşamasında büyük bilimsel destek gördüğüm, derin bilgi ve görüşleri ile çalışmalarıma yön veren ve her imkânı sağlayan çok değerli tez hocam Sayın Prof. Dr. Güngör YENER e teşekkürlerimi sunarım. Tez çalışmam süresince daima bana yardımcı olan, sabrı ve anlayışı ile daima yüreklendiren Sayın Doç. Dr. Aysun UĞUR a içtenlikle teşekkür ederim. Her türlü çalışma olanağı sağlayan Enstitü Müdürümüz Sayın Prof. Dr. Meral ERAL e teşekkürlerimi sunarım. Örneklerin tür tayinlerini yapan, bilgi ve birikimleriyle çalışmaya destek olan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyeleri Sayın Prof. Dr. Tufan KORAY a, Prof. Dr. Uğur SUNLU ya ve Ar. Gör. Fatma Ç. SABANCI ya, arazi çalışmalarında ve örneklerin alımında yardımcı olan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Mesut ÖNEN e teşekkür ederim. Her konuda yardımcı olan Ar. Gör. Banu ÖZDEN e, çalışma grubundaki tüm arkadaşlarıma işbölümü ve yardımlarından dolayı ve Enstitümüzün akademik ve idari personeline teşekkür ederim. Yaşamım ve eğitim hayatım boyunca yanımda olan ve her an desteklerini hissettiğim ANNE ve BABAMA teşekkür ederim. Tüm öğrenim hayatımda hep yanımda olan ablam ve abime ve tez çalışmam süresince desteğini benden esirgemeyen enişteme teşekkürü bir borç bilirim.

10 X İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... V ABSTRACT... VII TEŞEKKÜR...IX ŞEKİLLER DİZİNİ...XIV ÇİZELGELER DİZİNİ... XV 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Po un Genel Özellikleri Akuatik Ortamda 210 Po Deniz Organizmalarında 210 Po Pb un Genel Özellikleri Akuatik Ortamlarda 210 Pb Plankton Plankton Populasyonlarında Mevsimsel Değişimler Planktonik Organizmaların Radyonüklidlerin Dinamiği ve Taşınımındaki Önemi Mevsimsel Değişimlerin Planktonik Organizmalardaki Radyonüklid ve Metal Biyobirikimine etkisi Metal ve Radyonüklidlerin Deniz Organizmalarındaki Biyobirikimi... 41

11 XI İÇİNDEKİLER (Devamı) Sayfa 3. MATERYAL VE METOD Örnek Toplama Alanı İzmir Körfezinin sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk profilleri Örnek Toplama Örneklerin hazırlanması Radyokimyasal İşlem Depozisyon Yarı İletken Dedektörlerin Genel Özellikleri Silikon Yarı İletken Yüklü Parçacık Dedektörü Canberra Model 7401 Alfa Spektrometresi ve PIPS Dedektör SONUÇLAR TARTIŞMA ÖNERİLER...75 KAYNAKLAR DİZİNİ...76 ÖZGEÇMİŞ...96

12 XII

13 XIII ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil Sayfa 2.1. U-238 in bozunum şeması Yeryüzü ile atmosfer arasındaki radyonüklid döngüsü Denizlerde besin zinciri Ciliate (mikron boyutunda) ve Porpita ( 10cm ) Fitoplankton (C.Radiatus) ve Zooplankton (Copepod) En büyük memeli olan balinaların planktonla beslenmesi Red-tide Olayı Plankton miktarı ve uygun gün ışığındaki değişiklikleri izleyen ideal diagram ve ılık-kuzey rüzgarlı mevsimdeki besleyiciler Bölgelere göre, fitoplankton ve zooplankton miktarının mevsimsel değişimi: a) Kutupsal b) Ilıman c) Tropik Fransız Polinezyası sularındaki zooplankton örneklerinde bulunan 210 Po konsantrasyonunun, zooplankton biyokütlesine bağlı grafiği Örnekleme yerinin haritası Örnekleme yerinin iki boyutlu uydu fotoğrafı Örnekleme yerinin üç boyutlu uydu fotoğrafı Deniz yüzeyinden plankton kepçesi ile yatay çekim Plankton kepçesi ile örnek toplama işlemi Membran filtre yöntemi Örneklere uygulanan radyokimyasal işlemler Depozisyon işlemi Silikon yarı-iletken yüklü parçacık dedektörü şeması...57

14 XIV ŞEKİLLER DİZİNİ (Devamı) Şekil Sayfa 4.1. >120 µm planktonik organizma örneklerinde 210 Po aktivite konsantrasyonlarının mevsimsel değişimi µm planktonik organizma örneklerinde 210 Po aktivitekonsantrasyonlarının mevsimsel değişimi >120 µm planktonik organizma örneklerinde 210 Pb aktivite aktivite konsantrasyonlarının değişimi µm planktonik organizma örneklerinde 210 Pb aktivite konsantrasyonlarının değişimi Ocak96- Ocak97 arası kuzey Wales kıyılarından (İngiltere) toplanan örneklerden 210 Po aktivite konsantrasyonu Kuzey Wales tan toplanan Littorina Littorea (deniz salyangozu) nın tüm yumuşak dokularında daki 210 Po aktivitesi... 68

15 XV ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge Sayfa 1.1. Fitoplankton ve yumuşakcalardaki bazı doğal radyonüklidler Farklı kaynaklardan derlenen çeşitli deniz organizmalarındaki 210 Po konsantrasyonlarının ortalama değerleri Yiyecekler ve havada 210 Po miktarı Deniz yüzey sularında doğal 210 Po seviyeleri Ege Denizinde farklı noktalardan alınan balık, midye ve sediment örneklerindeki Po-210 aktivite konsantrasyonları Deniz yüzey sularında doğal 226 Ra ve 210 Pb seviyeleri Bazı radyonüklidlerin konsantrasyon faktörleri Akdeniz makroplanktonunda, bunların dışkılarında ve yiyeceklerindeki radyonüklid seviyeleri Urla plankton örneklerinin mevsimsel dağılımı >120 µm planktonik organizma örneklerinde 210 Po aktivite konsantrasyonları µm planktonik organizma örneklerinde 210 Po aktivite konsantrasyonları >120 µm planktonik organizma örneklerinde 210 Pb aktivite konsantrasyonları µm planktonik organizma örneklerinde 210 Pb aktivite konsantrasyonları Po, 239,240 Pu ve 241 Am konsantrasyon faktörleri...69

16 XVI ÇİZELGELER DİZİNİ (Devamı) Çizelge Sayfa 5.2. Balık, midye ile yapılan diğer çalışmalarla planktonik organizmalardaki 210 Po konsantrasyonunun karşılaştırılması Ege Denizinde farklı noktalardan alınan balık, midye ve sediment örneklerindeki 210 Pb aktivite konsantrasyonları Kıyı sedimentlerinde toplam 210 Pb aktivite konsantrasyonlarının mevsimsel değerleri

17 1 1. GİRİŞ İnsanoğlu yüzyıllardan beri denizlerin kendisine cömertce sunduğu sınırsız zenginliklerden yararlanmaktadır. Okyanus ve denizlerin sahip olduğu büyük hacim göz önüne alındığında bu zenginlikler hiç bitmeyecek gibi görünmektedir. Fakat günümüzde deniz ekosistemine insanlar tarafından üretilen her türlü kirleticinin son durağı olarak bakılmaktadır. Endüstrileşme, nüfus artışı ve buna bağlı olarak yoğun nüfusa sahip olan deniz kıyılarında yetersiz planlanmış atık su deşarjları, petrol rafinerileri, termik santraller gibi endüstri kuruluşlarında bulunan eski teknolojili desarj sistemleri, ara ürün olarak kullanılan kimyasallar, boyalar, dezenfektanlar, ilaçlar ve diğer pek çok imalat sanayi yan ürünleri özellikle akuatik ortamlarda gün geçtikçe artan bir kirliliğe neden olmaktadır. Akuatik ortamlara kuru ve yaş çökelme şeklinde havadan giren radyoaktif kirleticiler, ayrıca akarsular yoluyla da denizlere taşınmaktadır. Diğer taraftan Çernobil kazasında olduğu gibi kontamine olmuş toprakların erozyonla denizlere taşınması da bu ortamların kirlenmesinde etkili olmaktadır (Güven ve Öztürk, 2005). Denizlere karışan atıklar, deniz ürünleri ile beslenen insanlara kolaylıkla ulaşabilmektedir. Deniz ürünleri tüketen milyarlarca insanı doğrudan etkilemesi nedeniyle, denizlerdeki radyoaktif kirlilikle ilgili yapılan araştırma ve incelemeler büyük önem taşımaktadır.

18 2 Akuatik ortamlardaki radyoaktivite doğal ve yapay radyoaktif çekirdeklerden kaynaklanmaktadır. Denizlerdeki doğal radyoaktivitenin en büyük kısmını uranyum, toryum serisi ürünleri ve 40 K izotopu oluşturmaktadır. Ayrıca 137 Cs, 239 Pu, 125 I, 99 Tc ve 90 Sr gibi yapay radyonüklidler de denizlerdeki radyoaktif kirliliğe sebep olurlar (Wildgust, et al., 1998; Fuhrmann, et al.,2001). Özellikle akuatik ortamlarda, fosfat işleme tesislerinin çoğalması, yapay gübre, deterjan, pestisit ve fosil yakıt kullanımına paralel olarak doğal radyonüklid konsantrasyonları hızla artmaktadır (Topçuoğlu,2005). Uranyum içeriği yüksek olan kömürlerle çalışan santral atıklarında, radyonüklid konsantrasyonu çok daha fazladır. İnorganik bileşenler farklı boyutlarda partiküller halinde cüruf, dip külü, uçucu kül ve baca gazları içinde konsantre olur. Bu partiküller içinde özellikle uranyum serisi radyonüklidleri, radyoaktif kirliliğe neden olan en önemli kaynaklardır (Yener and Uysal, 1995). Örneğin, 1 gigawatt güçle çalışan bir termik santralde kullanılan kömürden çevreye yılda Bq 220 Ra ve 222 Rn, Bq de 210 Pb, 210 Po, 226 Ra, 232 Th ve 238 U verilmektedir (Baxter,1993; Uğur, 1998). Denizlerdeki yapay radyoaktivite kaynakları arasında ise; atmosferdeki nükleer denemeler, geçmişte depolanmış nükleer atıklar, nükleer kazalar, radyoaktif kaynakların kaybolması, güç kaynağı olarak radyoizotop kullanan uzay mekikleri bulunmaktadır (Uğur, 2004) ve öncesi nükleer silah testleri ve 1986 yılındaki Çernobil kazası sonucunda geniş miktarda yapay radyonüklid kısa zamanda atmosfere yayılmıştır. Deniz çevresindeki yapay radyonüklidlerin dağılım ve

19 3 davranışlarını açıklamak için 90 Sr, 137 Cs ve kullanılmaktadır (Livingstone ve Povinec, 2000) Pu izotopları Ekosistemlerdeki radyasyon dozuna önemli katkıda bulundukları için doğal radyonüklidlerin oluşma basamakları ile ilgili bilgiler önemlidir (Hameed, 1997). Uranyum serisi ürünleri ( 226 Ra, 210 Pb, 210 Po) ve toryum serisinin ürünü olan 228 Ra in çeşitli ortamlardaki birikim davranışları ve toksikolojik etkileri incelenmelidir. Uranyum bozunum serisine ait doğal radyonüklidler olan 210 Pb ve 210 Po, deniz suyunda çözünebilir kararlı forma sahip olmayan element izotopları olduklarından, okyanuslarda en kısa kalış zamanına sahip gruplar içersinde yer almakta ve bu özellikleri sayesinde deniz biojeokimyasında doğal izleyiciler olarak kullanılmaktadır. Ana radyonüklidi 210 Pb olan 210 Po okyanuslarda düzenli bir dağılım göstermesine rağmen akuatik ortamdaki ve organizmalardaki birikim değerleri farlılıklar gösterir (Carvalho,1995 ). Yayımladığı doğal alfalar nedeniyle yaşam için toksik bir element olan 210 Po, parçacık reaktiftir. Alfa radyasyonu pozitif yüklü olup ışıması kısa mesafelidir bu nedenle organizmaya dışarıdan küçük miktarlarda nüfuz eder, iç alfa radyasyonu organizmaya zarar verebilir. Alfa parçacıkları taşınma mesafelerinde büyük enerji kaybına uğrarlar böylece yüksek iyonizasyon yoğunluğuna sahiptir. Alfa parçacıkları yüksek lineer enerji transferine sahiptir (LET) ve bu nedenle hücre ve dokuları tahrip etme potansiyeli yüksektir.

20 4 210 Pb ve 210 Po un her ikisi de sularda çoğunlukla çözünmüş (<0,2µm) halde bulunur (sırasıyla %90 ve %80). 210 Po genellikle 0.4 µm den daha küçük parçacıklarla birleşir (Cherry and Heyraud, 1988). 210 Po un parçacık (>0,2µm) ve çözünmüş fazlar arasındaki ayrışması ile ilgili çalışmalar, bu elementin Pb gibi parçacık-reaktif, yani parçacıklarla birleşme eğiliminde olduğunu gösterir (Fisher ve Stewart, 2003b). Bu nedenle organizmalarda güçlü şekilde birikerek besin zincirine katılır (Cherry and Shannon, 1974; Parfenov, 1974; Heyraud and Cherry, 1979; Skwarzec, 1988). Plankton terimi, su içinde serbest yaşayan küçük canlı grupları için kullanılır. Bu canlıların hareket yetenekleri yoktur, bulundukları su kütlesinde az veya çok pasif olarak taşınırlar. Fitoplankton (bitkisel) ve zooplankton (hayvansal) olmak üzere iki gruba ayrılırlar (Özel, 2005). Plankton akuatik ortamdaki radyonüklidlerin dinamiği ve taşınımında son derece önemlidir (Jeffree, et al.,1997). Plankton deniz suyunda bulunan radyonüklidler içersinde 210 Po u tercihen adsorbe ederler. Tek hücreli organizmalar olan plankton, partikül materyallerle absorblanabilen 210 Po u çok hızlı bir şekilde bünyelerine alıp uzun süre tutabilirler (Boisson et al., 2001). Fitoplankton ve zooplankton, her yerde ve çok fazla sayıda bulunmaları nedeniyle, dünya çapında deniz biyokütlesinin en geniş fraksiyonunu oluştururlar, bu yüzdende okyanuslardaki iz metallerin ve radyonüklidlerin biyojeokimyasal çevriminde önemli yere sahiptirler (Özel, 2005). Çeşitli radyonüklidleri vücutlarında tutabildiklerinden biyomonitör olarak kullanılan (Jeffree, et al.,1997; Carvalho,1995; Fowler, 2002) plankton denizlerdeki gıda zincirinin ilk halkasını

21 5 oluştururlar (Egemen ve Sunlu,1999). Bu halka sırasıyla fitoplankton, zooplankton, küçük ve büyük balıklardan ve kabuklulardan oluşmaktadır. Planktonla beslenen balıklar ve diğer deniz ürünleri aracılığıyla radyoaktivitenin insana geçişi mümkün olur (Carvalho,1995; Uğur, 1998). Gıda zincirinin bu ilk halkasındaki kirlenme öncelikli olarak insanı etkiler (Egemen ve Sunlu,1999). Besin zincirinin üst seviyelerinde bulunan su canlılarının dokularında, sindirim yoluyla gerçekleşen element konsantrasyonu artışı radyonüklid veya metal biyoçoğalımı olarak tanımlanabilir. Elementin biyobirikimi ve sonunda gerçekleşen biyoçoğalımı için transfer yolu kontamine avların vücuda alımıdır. Doğal bir radyonüklid olan 210 Po pelajik besin ağında biyoçoğalım gösterir (Heyraud and Cherry, 1979). Son yapılan çalışmalarla uyumlu olarak 210 Po kabuklu zooplanktonda yüksek akümülasyon verimi göstermiştir. (Stewart et al., 2005; Fisher et al., 1995; CIESM, 2002). Okyanuslarda, askıdaki materyalleri oluşturan elemanlardan önemli bir tanesi deniz suyundan kimyasal elementleri alarak ekolojik zincire dahil eden canlı organizmalardır. Radyoaktivite, suda yaşayan canlı organizmalar tarafından ya yüzeyden ya da besinden, adsorbsiyon veya absorbsiyon ile alınabilir. 210 Po un plankton tarafından alımı, onun biyolojik döngüdeki hareketine katkı sağlar. Plankton, radyonüklidleri çok hızlı (birkaç saatten, birkaç güne değişen süreyle) akümüle eder. Plankton, radyoaktivitenin balıktan ve diğer deniz besinlerinden insanlara transferinde akuatik zincirin önemli bir bağlantısını oluşturur (Parfenov,1974).

22 6 Planktondaki toplam alfa radyoaktivitesine ilişkin araştırmalardan olan bir çalışmada (Parfenov,1974) 12 pci g -1 kuru ağırlık (6,7 pci g -1 zooplanktonda ve 5,1 pci g -1 fitoplanktonda) olarak bulunmuştur. Daha sonra yapılan çalışmalarda zooplanktondaki 210 Po konsantrasyonları 4,7 pci g -1 kuru ağırlık (78 örnekte) ve fitoplanktonda 2,8 pci g -1 kuru ağırlık (20 örnekte) olarak belirlenmiştir. Yaş ağırlıkta ise bunlara karşılık gelen konsantrasyonlar 313 pci g -1 ve187 pci g -1 dir (Her iki tip plankton için ortalama değer 200 pci g -1 (yaş ağırlık) tır. Buna göre deniz suyundan planktona 210 Po için konsantrasyon faktörü 4000 dir. Çalışmanın sonuçları planktonun 210 Po u deniz suyundan yüksek derecede konsantre ettiği göstermektedir. Polonyumun yumuşakçalardaki akümülasyonu fitoplanktondan oluşan başlıca besinlere bağlıdır. Daha yüksek 210 Po konsantrasyonları yumuşakçalarda akümüle olur. Yumuşakçalardaki 210 Po konsantrasyonları, planktonla aynı seviyeye ulaşır ( pci kg -1 ve pci kg -1 ). Yumuşakçalardaki 210 Po/ 210 Pb oranı, 4-23 tür (Parfenov,1974). Woodhead (1984), fitoplankton ve yumuşakcaların içerdikleri bazı doğal radyonüklidlerin konsantrasyonlarını Bq/kg (yaş ağırlık) olarak hesaplamıştır (Çizelge 1.1).

23 7 Çizelge 1.1. Fitoplankton ve yumuşakcalardaki bazı doğal radyonüklidler (Woodhead 1984) Radyonüklid Fitoplankton Yumuşakçalar 226 Ra Pb Po F.P.Carvalho (1988), deniz organizmalarının çoğunda 210 Po konsantrasyonlarını incelemiştir. 210 Po konsantrasyon miktarlarını canlılar arasındaki besin zincirini göz önüne alarak bulmuştur. Karma zooplanktonda 210 Po konsantrasyonların Bq.kg -1 (yaş ağırlık) e kadar ulaştığını, özel gruplar örneğin copepodsların daha yüksek konsantrasyonlara (~ 90 Bq.kg -1 ) vardığını, buna karşılık gelatinous zooplanktonunda daha düşük düzeyler (~ 1 Bq.kg -1 ) gösterdiğini bulmuştur. Karasal organizmalara zıt olarak, birçok deniz türleri yüksek oranda 210 Po ve 210 Pb la zenginleşir. Örneğin fitoplanktonda 210 Po konsantrasyonu 40 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) farklı karides türlerinde 15 den 1700 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) ve balıklarda l den 7000 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) a kadar geniş aralık gösterir (Carvalho, 1993). Global olarak denizlerden insanoğluna ulaşan radyasyonun en önemli kısmını 210 Po oluşturmaktadır (yaklaşık %80), toplam radyasyon dozuna yaptığı katkı, 137 Cs ve 239,240 Pu gibi yapay radyonüklidlerden daha fazladır (Cherry and Heyraud, 1988). Ayrıca insanlar tarafından

24 8 besin tüketimi yoluyla alınan doğal radyasyonun en önemli kaynağı 210 Po dur. (Bulman et al., 1995; Dahlgaard, 1996; Carvalho, 1997; Stewart and Fisher, 2003b). İrlanda denizlerinde Sellafield nükleer yakıt tahliye işlemleri yapılan bölgede yaşayan organizmalardaki 210 Po konsantrasyonu, antropojenik radyonüklidlerin konsantrasyonlarından daha yüksek seviyede bulunmuştur (Pentreath and Allington, 1988). 210 Po, radyoekolojik bakımdan oldukça ilginçtir ve polonyumun biyolojik etkileşimini anlamak halk sağlığı ve ekolojik denge açısından önemlidir. Çizelge 1.2. Farklı kaynaklardan derlenen çeşitli deniz organizmalarındaki 210 Po konsantrasyonlarının ortalama değerleri (Stewart and Fisher, 2003b). 210 Po miktarı Referans Fitoplankton >148 Bq kg -1 Cherry, 1964 Karides hepatopankreası 3145 Bq kg -1 Cherry and Heyraud, 1981 Midyelerin yumuşak dokuları <700 Bq kg -1 Germain et al., 1995 Midye hepatopankreasları <1026 Bq kg -1 Stepnowski and Skwarzec, 2000 Balıklar <262 Bq kg -1 (pyloric caecum) Clulow et al., 1998 İnsanlar Bq kg -1 Cherry, 1964 Portekizliler üzerinde yapılan araştırmada, Portekiz halkının maruz kaldığı 210 Po un %70 ini deniz ürünleri ile aldıkları görülmüştür (Carvalho, 1995). Deniz ürünleri tüketicilerinin ortalama aldıkları efektif doz 85mSv/y dır. Bu değer deniz ürünü tüketmeyenlere göre yaklaşık 3,5 kat fazladır (Wildgust et al., 1998). Çizelge 1.3 de balıklardaki 210 Po

25 9 aktivite konsantrasyonunun diğer besinlere göre kat büyük olduğu görülmektedir. Çizelge 1.3. Yiyecekler ve havada 210 Po miktarı (UNSCEAR 2000 Report, Volume I: Sources) Yiyecekler ve Hava 210 Po Aktivite Konsantrasyonu (mbq kg -1 ) Balık 2000 Et ürünleri 60 Taneli yiyecekler 100 Yapraklı besinler 30 Meyveler 30 Süt ürünleri 60 Su 5 Hava 50 (µbq m -3 ) Birçok ülkede, akuatik ortamlardaki canlı organizmalarda, sedimentlerde ve sularda farklı radyonüklidler ve ağır metal içerikleri düzenli bir şekilde ölçülmektedir. Ülkemizde radyoaktif kirliliğe yönelik Karadeniz ve Marmara Denizi nde çok çeşitli araştırmalar TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) tarafından yapılmaktadır (Topçuoğlu, 2000). Ege Denizi nde ise kapsamlı bir çalışma bulunmamaktadır genellikle organizma ve sedimentlerde ağır metal analizleri yapılmıştır (Sunlu ve ark., 1999). İzmir Körfezi ekosistemine ait bazı organizmalar ve sedimentlerde ağır metal analizleri ile ilgili 1982 yılında Uysal ve

26 10 Tuncer, 1990 yılında Demirkurt ve arkadaşları, 1994 yılında Balcı ve Küçüksezgin tarafından yapılmıştır (Küçüksezgin, et al., 2002). Ege Üniversitesi Fen Fakültesi ne bağlı Hidrobiyoloji Enstitüsü nün 1970 li yıllarda kurulmasından sonra bu enstitü elemanları İzmir Körfezi odak olmak üzere Ege Denizi nin plankton, bentos ve balıkları üzerinde pekçok yayın yapmışlardır (Kocataş ve Bilecik, 1992; Sekkin, 2000). Son 15 yıldırda Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü ne ait K.Piri Reis araştırma gemisi ile Ege Denizi nde jeolojik, sismik, oseanografik ve biyolojik araştırmalar özellikle proje çalışmaları (UNEP, TÜBİTAK) şeklinde sürdürülmektedir (Kocataş ve Bilecik,1992). Ege Denizi Türkiye kıyılarının radyoaktif kirlilik açısından incelenmesi çalışmalarına 1992 de Enstitümüzde başlamıştır. Bugüne kadar çeşitli organizmalarda ve sedimentlerde bazı radyonülid ve ağır metal dağılımlarına ilişkin çalışmalar yapılmış ve yayınlanmıştır. Bu çalışmalardan bazıları aşağıda belirtilmiştir. Enstitümüzde bu konuda yapılan ilk yüksek lisans çalışmasında İzmir Körfezi nin değişik bölgelerinden alınan farklı balık örneklerinde bazı radyoaktif elementlerle ağır metallerin tayini yapılmıştır (Özkaya, 1992). Bir başka yüksek lisans çalışmasında Ege Denizi ndeki midyelerde radyoaktif polonyum düzeyinin elektrokimyasal depozisyon yöntemi ile ölçümü yapılmıştır (Sekkin, 2000).

27 11 Uğur ve Yener (200la, b), Gökova Körfezi nden toplanan sediment kor örneklerinde 210 Pb konsantrasyonlarının derinliğe bağlı değişimini inceleyerek, bölgedeki yüksek atmosferik 210 Pb akısına işaret etmişlerdir. Yine aynı bölgede yaptıkları bir başka çalışmada deniz sedimetlerinde 241 Am, 137 Cs ve plutonyum izotoplarının konsantrasyonlarını tayin etmişlerdir. Uğur ve arkadaşları (2002), Ege Denizi nden toplanan midyelerde iz metal ve 210 Po( 210 Pb) konsantrasyonlarını incelemişler, en yüksek 210 Po konsantrasyonlarını Foça dan toplanan örneklerde tayin etmişlerdir. Ege Denizi Milos Adası açıklarında hidrotermal bir alanda yaptıkları bir çalışmada sediment korlarında 210 Po, 210 Pb ve 137 Cs değişimlerini derinliğe bağlı olarak incelemişlerdir (Uğur ve Miquel, 2003). Saçan (2004), tarafından yapılan yüksek lisans tezinde İzmir Körfezi yüzey sedimentlerinde ve kara midyede (Mytilus galloprovincialis) 210 Pb ve 210 Pb birikiminin periyodik araştırılması yapılmıştır. Arslan (2005), tarafından yapılan yüksek lisans tezinde Ege Denizi nin farklı bölgelerindeki plankton örneklerinde 210 Po birikimi incelenmiştir. Plankton örneklerindeki 210 Po aktivite konsantrasyonları 7±5-232±20 Bqkg -1 (kuru ağırlık) aralığında bulunmuştur. Gönülalan (2006), tarafından yapılan yüksek lisans tezinde atmosferik radyoaktif kurşun akısı kirliliğini değerlendirmek için Ege

28 12 Denizi kıyı sedimentlerinde denge üstü 210 Pb birikimini alfa ve gama spektroskopisi ile incelenmiştir. İçhedef (2006), tarafından yapılan çalışmada İzmir Körfezi sediment korlarında radyoaktif kurşun dağılımı belirlenmiş ve ilk defa körfezde sedimentasyon hızları tayin edilmiştir. Enstitümüzde bu konuda yapılan en son yüksek lisans tezinde (Mat Çatal, 2006), Ege Denizi nde en çok tüketilen balık türlerindeki 210 Po ve 210 Pb konsantrasyonları tayin edilmiştir. Planktonla beslendiği bilinen sardalya ve hamsideki 210 Po konsantrasyonunun diğer balıklardan 4-5 kat yüksek olduğu saptanmıştır. Deniz ekosistemindeki doğal radyonüklidler üzerine yapılan çalışmalar sayesinde denizlerdeki besin zinciri ile radyonüklidlerin insanlara transfer mekanizması anlaşılabilir (Fowler,2002). Bu çalışmada besin zincirinin ilk basamağı olan İzmir Orta Körfezdeki planktonik organizmalarda 210 Pb ve 210 Po düzeylerinin mevsimsel değişiminin incelenmesi ilk kez yapılmıştır.

29 13 2..GENEL BİLGİLER Po un Genel Özellikleri 1898 yılında Marie Curie and Pierre Curie tarafından keşfedilen polonyum, ismini Curie'nin memleketinden almıştır. Polonyum periyodik tablonun VI-A grubunda yer alan, gümüşsü gri ya da siyah renkli radyoaktif bir elementtir. Polonyum atom numarası 84, atom ağırlığı 210, erime noktası C, kaynama noktası C, yoğunluğu 9.32 g cm - 3 dür. Kütle numarası 192 ile 218 arasında değişen 27 civarında izotopu vardır ve tamamı radyoaktiftir (Wildgust, et al 1998). Yarı ömürleri saniyenin kesirleri ile 103 yıl arasında değişen izotopların büyük çoğunluğu alfa yayıcıdır ve kısa ömürlüdür. Bu izotoplar içinde en önemlisi olan 210 Po, 238 U un bozunum serisi ürünlerindendir ve kısa yarı ömrü ile güçlü bir radyoaktif atomdur. Bozunum serisi içindeki en önemli ana radyonüklidler 226 Ra, 222 Rn ve polonyumun ana radyonüklidi 210 Pb dur. Yarı ömrü gün olan 210 Po, 5.3 MeV enerjili α-tanecikleri yayımlar. Yarı ömrü kısa olmasına rağmen yarı ömrü 22 yıl olan 210 Pb bozunumu ile doğadaki bolluğu kararlı bir şekilde devam etmektedir. Böylece doğadaki 210 Po miktarı büyük ölçüde 210 Pb un miktarına bağlı olmaktadır. 210 Po, radyotoksitesi oldukça yüksek olan bir radyoizotoptur ve buna bağlı olarak biyolojik etkileri 210 Pb a göre daha fazladır. 210 Po un tek bir bozunumundan açığa çıkan eşdeğer doz oranı 210 Pb un bozunumundan açığa çıkan dozdan binlerce defa daha fazladır (Uğur, 1998 ).

30 14 15 Kütle Numarası Atom Numarası Şekil 2.1. U-238 in bozunum şeması ( ) 1 mg 210 Po, 5 g 226 Ra un yayımlandığına eş olacak kadar α- tanecikleri yayımlar. Radyuma oranla bin kez daha radyoaktif olan polonyumun, işlenmesi sorun yaratmaktadır. Ayrıca elementin saf halde elde edilmesi de güçtür. Yaklaşık 16 ton uranyum fılizinden yalnızca 3 mg polonyum tuzu elde edilebilir. Bizmut ya da kurşunun nötronlarla veya hızlandırılmış yüklü parçacıklarla bombardımanı sonucunda yapay olarak da üretilir (Sekkin, 2000). Yerkabuğundaki 210 Po toplam miktarı, toplam ağırlığının yaklaşık % 2-3 x10-14 ü kadardır. 1 ton uranyum cevheri, 100 µg 210 Po içerir (10-8 %). Jeofiziksel bakış açısına göre, önemli bozunum enerjisi ve yerkabuğundaki ısı dengesine katkısı dolayısıyla çok önemli bir radyonükliddir (Uğur, 1998).

31 15 Yalnızca 208 Po, 209 Po ve 210 Po un yarı ömürleri diğerlerine kıyasla daha uzun olduğu için biyomedikal araştırmalarda kullanılabilirler. Ancak bunların içerisinde en çok kullanılan 210 Po dur. Polonyumdan yayınlanan alfalarla ilgilenilmesinin iki temel nedeni vardır; birincisi radon ürünü olmalasıdır ki bu sebeple önemli bir radyasyon dozu oluştururlar, ikincisi ise alfa ışıması yaparak kararlı kurşuna ( 206 Pb) bozunmasıdır. Polonyum, bu özellikleri sebebiyle uygun yan ömür ve yeterli enerjiye sahip bir alfa kaynağı gerektiren pek çok deneysel çalışmada sıklıkla kullanılır (National Research Council,1999). 210 Po, atmosferik araştırmalarda ve sualtı jeolojisinde iz element olarak kullanılmaktadır (Özden, 2003). 210 Po un alfa bozunumu ile yüksek enerji transferi, düşük gama radyasyon intensitesi ve büyük miktarlarda üretimin mümkün olması gibi bir takım özelliklerden dolayı, uzay araçlarında ısınma ve güç jeneratörleri için izotopik kaynak olarak kullanılmaktadır (Uğur, 1998) Akuatik Ortamda 210 Po U-238 in radyoaktif bozunumunun son alfa yayan (5,3 MeV) ürünü olan 210 Po (t 1/2 =138,4 gün), fosfat maden işletmeleri çevresi ve deniz volkanları tarafından bölgesel olarak daha fazla oluşturulmasına karşın, denizlerdeki 210 Po genel olarak 210 Pb un (t 1/2 =22 yıl) beta bozunumu ile oluşur (LaRock et al., 1996; Rubin, 1997). Denizlerde 210 Po un ana kaynağı 210 Pb un bozunumudur. Böylece 210 Pb un akuatik ortamlardaki kaynakları, aynı zamanda 210 Po un belirleyicisidir. 210 Po un deniz ortamındaki kaynakları:

32 16 Troposferden yayılan gazların veya katı parçacıkların serpintileri Nehirlerden gelen sediment taşınımı Sedimentlerdeki radyum Deniz altındaki jeolojik yapılardan kaçan radon gazıdır (Boisson, et al., 2001; Gasco et al., 2002; Saçan 2004 ). Hidrolojik döngüde, 210 Po genelikle ön izleyicidir ve 210 Pb u takip eder. Akuatik ortamlarda 210 Pb aktivitesine eşit 210 Po aktivitesi dengedeki 210 Po u verir. Bunun üstündeki 210 Po aktivitesi ise dengeüstü 210 Po olarak kabul edilir ve bu bileşenin ana kaynağı atmosferik yağıştır. 210 Po un atmosferden direkt depozisyonu, denizlere çoğunlukla atmosferik depozisyonla dağılan 210 Pb (Shannon et al., 1970; Carvalho 1997) yağışının %10 una karşılık gelmektedir ve yüzey sularında önemli konsantrasyona neden olmaz (Bacon et al., 1976). Şekil 2.2. Yeryüzü ile atmosfer arasındaki radyonüklid döngüsü

33 17 Akuatik ortamlardaki 210 Po miktarı, endüstriyel işlemler sonucu üretilen radyumca zengin fosfatlar nedeniyle de artabilir(germain,et al., 1995; Stepnowski,et al.,2000). 210 Po deniz suyunda bulunan 210 Pb sayesinde kendi doğal kaynağına sahiptir (Stepnowski,et al.,2000;uğur, et al.,2002). Polonyum yüzey deniz sularında mol l -1 veya mbq l -1 gibi düşük konsantrasyonlarda bulunmaktadır (Cochran et al., 1983; Hong et al., 1999). Çözünmüş polonyumun dikey profili besleyici elementlerinkine benzer, kuru ve yaş depozisyona sebep olan atmosferik kaynağa karşın yüzey sularında konsantrasyon en düşük seviyede olup, derinlikle birlikte artar (Cochran et al., 1983). Radyoizotop 210 Po un yüzey sularından ayrılışı hızlı olup kalış süresi yaklaşık 0.6 yıldır (Bacon et al., 1976; Cochran et al., 1983), bu değer dip sulardaki kalış süresinin yarısı kadardır (Kadko et al., 1987; Stewart and Fisher, 2003b). Çizelge 2.1 de, deniz sularında bulunan doğal 210 Po miktarlarını göstermektedir. Çizelge 2.1. Deniz yüzey sularında doğal 210 Po seviyeleri (NORSEDECOM, 2003). Radyonüklid Konsantrasyon Yer Referans 210 Po 0.80±0.2 mbq/l Verilmemiş Cherrry and Heyraud, Po 0.7 mbq/l Hollanda Köster et al., Po 0.5 mbq/l Hollanda Köster et al., 1992

34 Deniz Organizmalarında 210 Po Deniz ve okyanuslara giriş yapan 210 Po, deniz organizmaları tarafından güçlü bir şekilde biriktirilen ve konsantrasyon faktörü 10 3 ve 10 4 arasında değişen bir radyonükliddir. 210 Po, su kütlelerinden organik parçacık yüzeylerine adsorbsiyon ile geçer ve fitoplankton, zooplankton gibi organizmalar tarafindan alınır. 210 Pb ise, 210 Po aksine organik parçacıklardan ziyade inorganik parçacık yüzeylerine adsorblanır (IAEA, 1990). Denizel organizmalar deniz suyunda ve denizaltı kayaçlarında mevcut doğal radyonüklidlerden yılda 1-28 mrad alırlar. Aynı organizmalar kozmik ışınlardan gelen radyasyonuda bulundukları derinliğe göre alıp biriktirebilirler. Kozmik ışınlar yüzeyde 35 mrad civarında olduğu halde 100 m derinlikte hemen hemen sıfıra yaklaşır (Geldiay 2002). Kimyasal ve radyolojik açıdan oldukça toksik bir izotop olan 210 Po, çok güçlü bir şekilde birçok deniz organizması tarafından tutulur ve bu organizmalar yoluyla alınan doğal radyasyon temel vericisidir (Carvalho, 1995; Wildgust, et al., 1998; Stepnowski, al., 2000; Boisson, et al., 2001; Gasco, et al., 2002). Bugüne değin yapılan pek çok araştırma ile 210 Po deniz organizmalarında, deniz suyunda ve askıdaki parçacıklardaki spesifik aktivitesi belirlenmiştir (Wildgust, et al,1998). Deniz organizmalarında ilk defa 1970 yılında Kauranen ve arkadaşları tarafından midyelerde incelenen 210 Po ardından yıllarında McDonald ve arkadaşlarının İngiltere de yaptıkları bir çalışma ile midyeler, karidesler ve salyangozlarda analiz edilmiştir (McDonald, et al.,1996). İngiltere de

35 19 (Whitehaven) yapılan bu çalışmalarda 210 Po un midyelerdeki konsantrasyonunun 3120 Bq kg -1 düzeyine kadar çıktığı bulunmuştur (McDonald et al., 1996). Carvalho (1993), 210 Po konsantrasyonunun fitoplanktonda 40 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) farklı karides türlerinde 15 den 1700 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) ve balıklarda l den 7000 Bq.kg -1 (kuru ağırlık) a kadar geniş aralık gösterdiğini belirtmiştir. Japonyanın kuzey doğu bölgelerinden toplanan deniz organizmalarında, 210 Po konsantrasyonu belirlenmiştir. Bu radyonüklidin seviyesi ve dağılımının bulunması ve deniz ürünlerinden besin zincirine giriş seviyelerinin tahmin edilebilmesi çalışmaları yapılmıştır. Türlerdeki 210 Po seviyesi geniş bir aralık göstermiştir, balıklarda 0,6-26 Bq kg -1 (yaş kütle), çift kabuklularda 0,5-220 Bq kg -1 (yaş kütle), alglerde 2,8-4,3 Bq kg -1 (yaş kütle) değerleri bulunmuştur (Yamamoto et al., 1994). 210 Po, deniz suyunu süzerek beslenen midye gibi organizmaların genellikle yumuşak dokularında akümüle olur (Norsedecom, 2003). Ege Denizi nin farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda, midye, plankton ve sediment örneklerinde 210 Po konsantrasyonları (Bq/kg) kuru ağırlıkta saptanmıştır.

36 20 Çizelge 2.2. Ege Denizinde farklı noktalardan alınan balık, midye ve sediment örneklerindeki 210 Po aktivite konsantrasyonları. Örnek 210 Po (Bq kg -1 ) Referans Balık 0,43+0,1-88,3+7,9 (yaş kütle) Mat Çatal ve ark., 2005 Midye (kuru kütle) Aközcan ve ark., 2005 Plankton (kuru kütle) Arslan, 2005 Sediment Gönülalan ve ark., 2005 Portekizliler üzerinde yapılan araştırmada, Portekiz halkının maruz kaldığı un %70 ini deniz ürünleri ile aldıkları görülmüştür (Carvalho, 1995). Deniz ürünleri tüketicilerinin ortalama aldıkları efektif doz 85mSv/y dır. Bu değer deniz ürünü tüketmeyenlere göre yaklaşık 3,5 kat fazladır (Wildgust et al., 1998). Deniz ürünleri örneklerinde yapılan bütün analizlerde 210 Po konsantrasyonu 210 Pb dan daha yüksek bulunmuştur (Carvalho, 1995; Stepnowski, al., 2000; Saçan 2004 ) Pb un Genel Özellikleri Kurşun, periyodik cetvelin IV-A grubunda yer alan radyoaktif oldukça yoğun (11.34 g cm -3 ) gri bir metaldir. Kurşunun atom sayısı 82, kaynama noktası C ve erime noktası C dir. Kurşunun kütle numarası 194 ile 214 arasında değişen 20 izotopu bulunmaktadır. 210 Pb un yarıömrü 1969 yılında Hohndorf tarafından yapılan ölçümlerle ± 0.22 yıl olarak belirlenmiştir. 210 Pb, 222 Rn un

37 21 bozunması sonucunda meydana gelmektedir. Rama tarafından 222 Rn bozunumundan atmosferik 210 Pb akısının ortalama 15 atom / dakika cm 2 olduğu tahmin edilmiştir (Ivanovich ve Harmon, 1992; Uğur, 1998). 210 Pb, izlemeye uygun yarı ömrü ve diğer özellikleri nedeni ile tarihleme, erozyon, kirlilik izlenmesi gibi pek çok uygulamada yararlanılan bir radyonüklittir. 210 Pb yüksek intensiteli ve düşük enerjili bir beta (0.015 MeV, MeV) ve gama (0.47 MeV) yayımlayıcısıdır ve doğrudan sayılmalarında bazı güçlükler vardır yılında Gaeggeler ve arkadaşları düşük enerjili gamaları ayırma gücü yüksek Ge(Li) dedektörlerle göl sedimentlerinde dedekte etmişlerdir. Yener ve Yaprak (1991) tarafından, jeolojik örneklerde düşük enerji sintilasyon spektroskopisi ile 210 Pb u ve direkt olarak 238 U i ölçmeyi mümkün kılan bir yöntem geliştirilmiş ve uranyum içeriği yüksek kömür kullanan bir santrale uygulanmıştır (Yener and Uysal, 1995). Beta veya düşük enerji gama ölçümlerinde örnekteki atenuasyon önemli bir problem oluşturur. Bu nedenle 210 Bi un (t 1/2 = 5 gün) yüksek enerjili betaları (E max = 1.17 MeV) veya 210 Po dan (t 1/2 = 138 gün) yayımlanan alfa partiküllerinin ölçümleri 210 Pb un dolaylı olarak ölçüldüğü en yaygın olarak kullanılan iki analiz şeklidir (Uğur, 1998) Akuatik Ortamlarda 210 Pb Akuatik ortamda 210 Pb içeriği iki temel katkıya sahiptir. Toprak ve kaya parçalarında bulunan 226 Ra nın bozunumu ile oluşan dengede 210 Pb, diğer bileşen ise topraktan atmosfere yayılan 222 Rn atomlarının burada 210 Pb a bozunup ıslak ve kuru yağışlarla yeryüzüne, göllere,

38 22 denizlere ve okyanuslara inmesiyle oluşan dengede olmayan 210 Pb dur (Masque, et al., 2003). 210 Pb ve 210 Po, iyi bilinen ve kolaylıkla ölçülebilen radyonüklidler oldukları için kıyı bölgelerden açık denizlere madde taşınımı, scavenginig olayları ve sediment depozisyonlarının anlaşılmasında önemli izleyicilerdir (Uğur and Yener, 2001; Al-Masri et al., 2002). Ayrıca akuatik ortamdaki metal döngüsünün izlenmesinde de kullanılırlar. Akuatik ortamda bulunan ve tirbüditeye (bulanıklılık) neden olan parçacıklar (seston) organik ve inorganik olmak üzere iki bölümde incelenir. Organik parçacıklara örnek olarak çeşitli planktonik organizmalar, inorganik parçacıklara örnek olarak kum, kil, silt vb. gösterilebilir. 210 Pb ve 210 Po, parçacık maddelerle çok hızlı etkileşir ve su kolonunda çok hızlı hareket ederler (McCartney, et al., 2000; Bacon et al., 1976; Uğur, 1998). 210 Po un absorbsiyon karekteristiği ve uzun yarı ömrü yanında Pu, Am gibi parçacık etkileşimli (particle-reactive) elementlere benzediğinden sediment araştırmaları için ideal bir doğal elementtir. Bu sebeple sedimentlerde 210 Pb dağılımı incelendiğinde bu ortamdaki parçacık etkileşimli radyonüklidlerin dolaşım ve karışımı hakkında da tahminde bulunmak mümkün olmaktadır.

39 23 Çizelge 2.3. Deniz yüzey sularında doğal 226 Ra ve 210 Pb seviyeleri (NORSEDECOM, 2003). Radyonüklid Konsantrasyon Yer Referans 226 Ra mbq/l Verilmemiş IAEA, Ra 2.8 ±0.6 mbq/kg İngiltere Plaster et al., Ra 5.3 mbq/l Hollanda Köster et al., Ra 5.0 mbq/l Hollanda Köster et al., Pb 0.72 ± 0.4 mbq/l Verilmemiş Cherrry and Heyraud, Pb, yumuşakçalar, kabuklular, balıklar ve memeliler tarafından biakümülasyona uğraması ve 210 Po a bozunması nedeniyle akuatik çevrede çok önemli bir radyonükliddir Plankton Plankton kelimesi eski Yunancadan kökenlenen bir kelime olup, sürüklenen anlamında bir sıfattır. Plankton deyimi nehir, göl ve okyanuslarda su yüzeyinde veya içinde asılı kalabilen yada biraz yüzebilen, 2 cm. den daha küçük bitki ve hayvanlardan oluşan bir grup organizma için ilk kez Alman araştırıcı Victor Hensen tarafından 1887 de kullanılmıştır (Koray, 2002). Plankton çoğul bir ifadedir, tekil olarak planktonik bir organizmaya plankter veya planktont denir (Özel 2005). Günümüzde plankton: Hareket organelleri olsa bile bu organelleri yer

40 24 değiştirmelerinde etkin olmayan ve dolayısıyla denizlerdeki su hareketlerinin etkisinde pasif olarak yer değiştirebilen bitkisel ve hayvansal organizmaların oluşturduğu topluluk şeklinde tanımlanır (Geldiay, 2002). Plankton denizlerdeki gıda zincirinin ilk halkasını oluştururlar. Bu halka sırasıyla fitoplankton, zooplankton, küçük ve büyük balıklardan oluşmaktadır. Planktonla beslenen balıklar ve diğer deniz ürünleri aracılığıyla radyoaktivitenin insana geçişi mümkün olur (Carvalho, 1995; Uğur, 1998). Şekil 2.3. Denizlerde besin zinciri Yeryüzünün yaklaşık 3/4 ünü oluşturan ve ortalama derinliği 3800 m olan hidrosferin hemen her yerinde, 9000 m. derinlikte ve daha derin yerlerinde planktona rastlanır. Planktondan başka hiçbir canlı grubu, bu kadar geniş yaşama alanına sahip değildir. Mikrondan küçük boyutlardaki virüs ve bakterilerden, birkaç cm çaplı megaplanktona kadar değişen büyüklüklere sahip planktonik organizmalar bulunmaktadır (Özel, 2005).

41 25 Şekil 2.4 Ciliate ( mikron boyutunda) ve Porpita ( 10cm ) Planktonik organizmalar 2 mikrondan 2 metreye kadar değişen büyüklüktedirler. Fakat plantonik formların çoğu mikroskobik olup 1mm civarındadır ve büyüklükleri yaşadıkları derinlikle orantılıdır. Sular, özellikle çok küçük organizmalar için bazı avantajlara sahiptir. Suyun yoğunluğu ancak zarif çok küçük bitki ve hayvanların su içinde asılı kalmasını sağlar. Bu küçük organizmalar karalarda kendini bile taşıyamadıkları için yaşayamazlar. Genel olarak küçük bireyler yüzey sularında yaşar. Plankton deyimi altında yer alan canlılar, biyolojik, beslenme, boy, topoğrafik özelliklerine, şekillerine, dağılış derinliklerine, ışığa karşı tepki ve topluluk yapılarına, v.s. göre gruplandırılırlar. Bunlardan en önemlisi biyolojik yönden yapılan sınıflandırma olup, bu özelliklerine göre planktonik organizmalar Fitoplankton (bitkisel) ve Zooplankton (hayvansal) olmak üzere başlıca iki gruba ayrılırlar (Geldiay,2002).

42 26 Şekil 2.5 Fitoplankton (C. Radiatus) ve Zooplankton (Copepod) (bornova.ege.edu.tr/~korayt/plankweb/head.jpg) Fitoplankton bitkisel plankton olup, klorofil taşıyan basit yapıya sahip tek veya çok hücreli canlılardır. Fotosentez ile tonlarca organik karbon bileşikleri üretir. Fitotoplankton hareketi genellikle su türbülansı, hacim yoğunluğu ve diğer okyanus canlıları tarafından kontrol edilir. Ototrof olan fitoplankton tek başına veya koloniler oluşturarak su hareketleriyle pasif olarak yer değiştirirler( Levinton J. S.,1995). Zooplankton hayvansal planktondur. Ortamda bulunan organik partikül veya organizmalarla beslenen zoooplankton heterotroftur. Fitoplankton ve onların ürünleri zooplanktonun yemini oluşturur. Zooplankton tek hücreli formlardan larva balıklar gibi daha küçük omurgalılara kadar, fotosentetik olmayan planktonik tek hücreli canlılar ve hayvanlardan oluşur. Yüzebilmelerine rağmen temel su bileşenleri, türbülans ve hacim yoğunluğu genel hareketlerini belirler (Levinton J. S.,1995). Fitoplankton ve zooplankton, her yerde ve çok fazla sayıda bulunmaları nedeniyle, dünya çapında deniz biyokütlesinin en geniş

43 27 fraksiyonunu oluştururlar, bu yüzdende okyanuslardaki iz metallerin ve radyonüklidlerin biyojeokimyasal çevriminde önemli yere sahiptirler (Özel, 2005). Planktonik organizmalar yalnızca kendi besinlerini sağlamazlar, aynı zamanda diğer hayvanlarında doğrudan ya da dolaylı besinlerini oluştururlar. Plankton, hatta en büyük balık olan köpek balığı ile yine en büyük memeli olan balinaların besinini oluşturur. Şekil 2.6. En büyük memeli olan balinaların planktonla beslenmesi Midyeler, Clupedia ve Engraulidae familyası üyeleri (sardalya ve hamsi) gibi bazı balıklar planktonla beslenir. Scomber spp. gibi bazı balıklarda yılın belirli zamanlarında planktonla beslenirler. Pleuronectes platessa larvaları, ilk gelişim evrelerinde fitoplanktonla beslenirken daha sonraki evrelerde etçil olurlar ve daha çok kopepod nauplii ile molluskların veliger larvaları ile beslenirler. Dolayısıyla planktivor olan pelajik balıklar, aynı zamanda otçul zooplankterlerin yiyicileri olurlar. (Özel, 2003).

44 28 Planktondaki belirli mikroskobik algler tarafından üretilen toksinler kuvvetli fizyolojik ajanlardır. İnsanlarda ölüm ile sonuçlanan zehirlenmeler meydana getirirler. İnsanlar için normalde tosik etkisi olmayan midye, istridye gibi kabuklu deniz canlıları toksik fitoplanktonu besin olarak ürettiklerinde toksik özellik gösterirler. Kabuklu deniz canlıları hepatopankreas adı verilen ve toksik maddeyi içine alarak o canlının zarar görmesini engelleyen salgı bezi ile korunurlar. Toksin kabuklular aracılığı ile gıda zincirine katılıp bu canlıları yiyen insanlara ulaştığında bağlanmış toksik madde açığa çıkar (Koray, 2002). Balıklarda genel olarak 210 Po konsantrasyonu derinlikle azalmaktadır. Fakat maksimum 210 Po konsantrasyonu planktonla beslenen balıklarda görülmektedir ve bunlar orta derinlikte yaşarlar. Karadeniz de bulunan ve plankton ile beslenen hamsi ve çaça balıklarının 1 kg ında sırasıyla Bq lik 210 Po aktivitesi tayin edilmiştir (Lazorenko et al., 2002). Planktonik organizmaların yaşamları kısa olup besin maddeleri çok iyi bilinmektedir ayrıca gıda zincirinin en altında bulunmaları nedeniyle radyonüklid biyobirikim deneyleri içinde çok uygundurlar. Biyobirikim işlemi plankton populasyonlarında yüksek oranda gerçekleşir bunun sebebi türlerin adsorbsiyon yapan yüzeylerinin göreceli olarak büyük olmalarıdır. Yapılan bazı çalışmalar, 210 Po un bazı fitoplankton (Fisher et al., 1983c) ve bakteri (Cherrier et al., 1995; LaRock et al., 1996) türlerinin sitoplazmalarına katıldığını da göstermiştir (Fisher, 2003b).

45 29 Metalin organizmaya alımı açısından organizmadaki protein önemlidir. Zooplanktonik organizmalar içinde özellikle krustaseler önemli aminoasitler içerirler. Euphasuia souperba da %10,3 ham protein bulunur (Özel, 2003) Plankton Populasyonlarında Mevsimsel değişimler Bir bölgenin planktonunda, içeriğinde ve miktarında mevsime bağlı önemli farklılıklar oluşur. Bu durum fitoplanktonla birlikte zooplankton komunitelerinde de gözlenir. Bu durum araştırma yapılan bölgenin tropikal, subtropikal, ılıman bölgelerde ve yüksek enlemlerde oluşuna göre de değişiklik gösterir. Planktonla beslenen planktivor balıkların yumurta ve larvalarının sayısal artışı veya azalışı bu duruma paralellik gösterir. İlkbaharda oluşan fitoplankton miktarındaki artış ilkbahar patlamaları olarak tanımlanır. Yüzey sularında fazla miktarda birikmiş besleyici elementler bulunduğundan, ilkbahar aylarındaki aydınlanma ve sıcaklık artışı ile birlikte fitoplankton hızla çoğalır (Özel, 2005). Zararlı alg üremeleri deniz, acısu ve tatlısu ekosistemlerinde oldukça sık rastlanan olaylardır (Koray, 2002). Bunlar arasında bulunan Dinoglagellatlar (kamçılı fitoplankton) özellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında sık sık görülen ve içerdikleri kırmızı kahverengi zehirli pigmentlerinin suya aksi ile körfezi kızıllaştıran görüntüsü Red-tide olayı Şekil 2.7 de gösterilmektedir (Özel, 2005).

46 30 Şekil 2.7. Red-tide Olayı Fitoplanktonik formlar küçük olmaları sayesinde besleyici maddeleri çok çabuk kullanabilirler ve hızla bölünerek çoğalabilirler. Fitoplankton miktarındaki artışı zooplankton populasyonlarının büyümesi takip eder (Özel, 2005). Şekil 2.8 de yıl boyunca sıcak-kuzey kıyılarında fitoplanktonun, zooplanktonun, besin ve ışığın mevsimsel değişikliklerini göstermektedir. Genellikle sonbaharın başında fitoplankton dramatik şekilde artar ve bazı alg türleri tarafından domine edilir. İlkbahar fitoplankton artışı tam tarih, enlem ve yılla birlikte değişir. Fitoplankton daha sonra azalmaya başlar ve yazın çok fazla değildir. Yaz yaklaştığında diğer türlerin çoğalmasına yol açılır. Bazı bölgelerde fitoplankton sonbaharda ikinci kez çoğalır (Levinton J. S., 1995).

47 31 Yüzeydeki fosfat ve nitratlar İlkbahar fitoplankton artışı Uygun gün ışığı Kış ilkbahar Yaz Sonbahar Kış Şekil 2.8. Plankton miktarı ve uygun gün ışığındaki değişiklikleri izleyen ideal diagram ve ılık-kuzey rüzgarlı mevsimdeki besleyiciler (Russel Hunter den geliştirilerek 1970) Zooplankton, fitoplanktonun gelişmesinin zirveye ulaştığında artmaya başlar ve yazın başlarında da maksimum miktara ulaşır. Zooplankton sonbaharda fitoplankton azalmaya başladığında yılın maksimumum seviyesine ulaşmıştır(levinton J. S., 1995). Yaz aylarında besleyici elementlerin az olmasına karşın ilkbaharda görülen bazı türlere bu mevsimde yine rastlanır. Diatomlarla birlikte creatium ve peridinium türleri yaygın olarak bulunur. Yaz aylarında fitoplanktonların saçtığı fosforışı, yüzey sularında geceleri yakamoz olayını meydana getirir.

Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini

Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini Rukiye Çakır 1 ve Özlem Karadeniz 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Medikal Fizik Anabilim Dalı, İzmir;

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti Radyasyonun Keşfi 1895 yılında Wilhelm Conrad Röntgen tarafından X-ışınlarının keşfi yapılmıştır. Radyasyonun Keşfi 1896 yılında

Detaylı

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ Ekosistem, birbiriyle ilişkili canlı ve cansız unsurlardan oluşur. Ekosistem, bu unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besler ve yeniler. Madde döngüsü

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı OKYANUSLARDA OLUŞAN SEDİMANTASYON OLAYI Okyanus ve denizlerin çok dik olan veya şiddetli

Detaylı

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ 6. ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI Doç. Dr. Gaye Çakal ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI 1. ALKALİ TOPRAK METALLERİN EN ÖNEMLİ RADYONÜKLİTLERİ 2. ALKALİ TOPRAK

Detaylı

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur.

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur. 14 C İLE YAŞ TAYİNİ 14 C ün meydana gelişi atmosferde azot atomlarının sürekli olarak kozmik ışınlarla etkileşime girmesi sonunda ve patlatılan nükleer bombalar ya da nükleer ve fosil yakıt kullanan enerji

Detaylı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar Dr. Halil DEMİREL Radyasyon, Radyoaktivite, Doz ve Birimler Çekirdek Elektron Elektron Yörüngesi Nötron Proton Nükleon Atom 18.05.2011 TAEK - ADHK 2

Detaylı

Ekosistem ve Özellikleri

Ekosistem ve Özellikleri Ekosistem ve Özellikleri Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ekosistem Belirli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim halindeki canlılar (biyotik faktörler) ve cansız

Detaylı

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI Dokuz Eylül Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Tınaztepe Yerleşkesi, 35160 Buca/İzmir E-mail : mustafa.odabasi@deu.edu.tr Ders İçeriği Temel Element Döngüleri Karbon Döngüsü

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ

E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ 1. -84 NBE 001, Ege Bölgesinde Termal Suların ve Travertenlerin Radyoaktif Elementler Analizi ve Radyoaktif

Detaylı

Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in Turkey

Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in Turkey Bu makale, 2008. Uluslararası Katılımlı Tıbbi Jeoloji Sempozyumu Kitabı (Editör: Dr. Eşref Atabey), ISBN: 978-975-7946-33-5, Sayfa: 69-72 yayımlanmıştır. Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in

Detaylı

Çevre Biyolojisi

Çevre Biyolojisi Çevre Biyolojisi 115-02 Bölüm 03-02 Temel Ekolojik Kavramlar ve Süreçler Çağatay Tavşanoğlu 2017-2018 Güz Biyojeokimyasal döngüler ve madde geri kazanımı Ekosistem boyunca enerji akışı tek yönlü bir süreçtir

Detaylı

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ ÖĞRETİMİ PLANLAMA VE DEĞERLENDİRME Dr. Yücel KAYABAŞI ÖLÇME ARACI Hazırlayan : Hasan Şahin KIZILCIK 98050029457 Konu : Çekirdek

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tatlı su ve tuzlu su biyomları

Detaylı

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü LOGO Doç. Dr. Esin SUZER Prof. Dr. Aynur KONTAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü Deniz Kirliliği İnsan kaynaklı ya da doğal etkiler sonucu ortaya çıkan,

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

SU, HALDEN HALE GİRER

SU, HALDEN HALE GİRER Atmosferde yükselen buhar soğuk hava tabakasıyla karşılaştığında yoğuşur. Gaz halindeki bir madde dışarıya ısı verdiğinde sıvı hale geçiriyorsa bu olaya yoğuşma denir. Sıcak Hava Yükselir ve Soğuyup Yağış

Detaylı

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi Huri EYÜBOĞLU Şub. Müd. huri.eyuboglu@csb.gov.tr İSTANBUL SUNUM İÇERİĞİ SINHA PROJESİ Türkiye Kıyılarında Kentsel Atıksu Yönetimi: Sıcak Nokta ve Hassas Alanların

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri Ötrifikasyon Ötrifikasyon, göllerin olgunlaşma aşamalarında meydana gelen dogal bir olay. Genç göller düşük oranlarda besin içermekte dolayısıyla biyolojik aktivite az..oligotrofik göller Yaşlı göller,

Detaylı

Şekil Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan havuzlarda fosfor döngüsü (Boyd and Tucker 1998)

Şekil Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan havuzlarda fosfor döngüsü (Boyd and Tucker 1998) - Fosfor Doğal sularda fosfor, inorganik ve organik fosfatlar (PO 4 ) halinde bulunur. Fosfor, canlı protoplazmanın yaklaşık % 2 sini oluşturduğundan yetersizliğinde, özellikle fotosentezle üretim yapan

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri Ayrıca bitkilerin yapraklarına yeşil rengi de klorofil adı verilen bu yapılar verir. Besin Zinciri: - Aynı ekosistemde yaşayan canlıların

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler. Edafik Faktörler

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler.   Edafik Faktörler ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Edafik ve Biyotik Faktörler Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Edafik Faktörler İklimsel faktörleri değiştirebilen veya bu faktörlerin yerini alabilen faktörler.

Detaylı

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri

Detaylı

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI HATUN ÖZTÜRK 20338647 Küresel Isınma Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Fosil yakıtların

Detaylı

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar 1/36 İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, Dünya da ve Türkiye de gözlemler IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar Uluslararası Kuruluşlar, Aktiviteler için Sektörler

Detaylı

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA Ekosistemde kimyasal elementler sınırlı sayıda bulunur. Bu nedenle bu kimyasal elementeler organik ve inorganik formlarda devir halindedir. Bu devre,

Detaylı

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde

Detaylı

Çevre Biyolojisi

Çevre Biyolojisi Çevre Biyolojisi 115-02 Bölüm 03-01 Temel Ekolojik Kavramlar ve Süreçler Çağatay Tavşanoğlu 2018-2019 Güz Canlıların ve habitatların çeşitliliğine karşın tüm ekosistemlere ve ekosistemlerin bileşenlerinin

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

MOLEKÜLER EKOTOKSİKOLOJİ LABORATUARI

MOLEKÜLER EKOTOKSİKOLOJİ LABORATUARI MOLEKÜLER EKOTOKSİKOLOJİ LABORATUARI Laboratuvar Sorumlusu: Prof.Dr. Mustafa CANLI İletişim : Tel: 2559, Eposta: mcanli@cu.edu.tr Temel Araştırma Alanımız: Ağır metallerin sucul organizmalara olan toksik

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM

ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-E Janset GÜNEY Su Hazal ÇALLI DANIŞMAN ÖĞRETMEN Nilüfer DEMİR İZMİR 2014 İÇİNDEKİLER 1.PROJENİN AMACI...2 2. RADYASYON

Detaylı

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: 1. 2. 3. 4. 5. Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi Kullanımı Üzerindeki etkileri ASİT YAĞMURLARI

Detaylı

TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR

TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR TÜRKİYE'DEKİ ÇEVRE RADYOAKTİVİTESİNİN İZLENMESİ, 2010 2011 TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU 2690 sayılı kanun ile kurulmuş olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun ana

Detaylı

VIA GRUBU ELEMENTLERİ

VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bölüm 8 VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bu slaytlarda anlatılanlar sadece özet olup ayrıntılı bilgiler derste verilecektir. O, S, Se, Te, Po O ve S: Ametal Se ve Te: Yarı metal Po: Metal *Oksijen genellikle bileşiklerinde

Detaylı

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL Y.İ.B.O. ÖĞRETMENLERİ (FEN VE TEKNOLOJİ, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ VE MATEMATİK) PROJE DANIŞMANLIĞI Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ Proje Grubu KARINCA Grubu Üyeleri Asıl alt

Detaylı

Hayat Kurtaran Radyasyon

Hayat Kurtaran Radyasyon Hayat Kurtaran Radyasyon GÜNLÜK HAYAT KONUSU: Kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi KĐMYA ĐLE ĐLĐŞKĐSĐ: Radyoterapi bazı maddelerin radyoaktif özellikleri dolayısıyla ışımalar yapması esasına dayanan

Detaylı

Turkey) on Sea Urchin (Paracentrotus lividus) Fresenius Environmental Bulletin,

Turkey) on Sea Urchin (Paracentrotus lividus) Fresenius Environmental Bulletin, ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Selma KATALAY Doğum Tarihi: 24-10-1967 Ünvanı: Doç.Dr. Öğrenim Durumu Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Biyoloji/ Hidrobiyoloji Ege Üniversitesi,Fen

Detaylı

Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi DENİZ ÇAYIRLARI (Posidonia oceanica) KULLANILARAK BAZI METAL İYONLARININ BİYOSORPSİYONLA UZAKLAŞTIRILMASI Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

GENEL BAKIŞ. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi 2004 Senaryosu. Fosil Yakıt Rezervleri: Ekonomik olarak Kullanılabilir Kaynaklar Bilinen Tüm Kaynaklar

GENEL BAKIŞ. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi 2004 Senaryosu. Fosil Yakıt Rezervleri: Ekonomik olarak Kullanılabilir Kaynaklar Bilinen Tüm Kaynaklar BÖLÜM M 5 NÜKLEER KİMYA ÖZET Genel Bakış Radyoaktivite Çeşitleri Radyoaktivite Nasıl Ölçülür Çekirdek Kararlılığı Radyoaktif Bozunma Hızı Radyasyon Yağmurundan Nasıl Korunulur? Nükleer Füzyon Nükleer Fizyon

Detaylı

Fezalar Eğitim Kurumları MSO 2013. Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

Fezalar Eğitim Kurumları MSO 2013. Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır. GROUP A M S O Fezalar Eğitim Kurumları Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı (23 ŞUBAT 2013, CUMARTESİ) 2 0 1 3 6. SINIF AÇIKLAMALAR Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır. Matematik bölümünün

Detaylı

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları ENERJİ KAYNAKLARI 1 4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları A nın Yanıtları 1. Günümüzde kullanılan nin maliyetinin düşük, çevreye zarar vermeyen... yenilenebilir ve güvenli olmasına önem verilmektedir. 12.

Detaylı

Bitki büyümesi, yayılışı ve verim Yeryüzünde su Hücrenin önemli bileşeni (%70-80) Kuraklığa dayanıklı bitkilerde % 20, tohumlarda % 5 Su-oksijen

Bitki büyümesi, yayılışı ve verim Yeryüzünde su Hücrenin önemli bileşeni (%70-80) Kuraklığa dayanıklı bitkilerde % 20, tohumlarda % 5 Su-oksijen BÖLÜM 2 SU VE HÜCRE SU Bitki büyümesi, yayılışı ve verim Yeryüzünde su Hücrenin önemli bileşeni (%70-80) Kuraklığa dayanıklı bitkilerde % 20, tohumlarda % 5 Su-oksijen Metabolizma-kimyasal reaksiyonlar

Detaylı

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ Bilim adamlarınca, geçtiğimiz yıllarda insan faaliyetlerindeki artışa paralel olarak, küresel ölçekte çevre değişiminde ve problemlerde artış olduğu ifade edilmiştir. En belirgin

Detaylı

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)

Detaylı

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Prof. Dr. Gülen GÜLLÜ Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü E-mail: ggullu@hacettepe.edu.tr Ulusal Su ve Sağlık Kongresi Antalya-26-30 Ekim 2015

Detaylı

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ Besin Zincirindeki Enerji Akışı Madde Döngüleri Enerji Kaynakları ve Geri Dönüşüm Hazırlayan; Arif Özgür ÜLGER Besin Zincirindeki Enerji Akışı Bütün canlılar yaşamlarını devam

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ayşe Gülbin ÖZGER CEYHAN, YUMURTALIK VE POZANTI BÖLGELERİNİN DOĞAL RADYOAKTİVİTE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ FİZİK ANABİLİM DALI ADANA, 2005

Detaylı

FİTOPLANKTONİK ORGANİZMALARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

FİTOPLANKTONİK ORGANİZMALARIN GENEL ÖZELLİKLERİ MAKALE FİTOPLANKTONİK ORGANİZMALARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Atilla HAŞİMOĞLU, SUMAE Su kolonu içerisinde asılı olarak bulunan partiküllerden canlı organizmaları içerenlere plankton, cansız olanlara genel olarak

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) ADIM ADIM YGS LYS 100. Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) MADDE DÖNGÜLERİ Ekosistemde kimyasal elementler sınırlı sayıda bulunur. Bu nedenle bu kimyasal elementeler organik ve

Detaylı

DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI

DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI İlker BALCILAR, Abdullah ZARARSIZ, Yakup KALAYCI, Güray DOĞAN, Gürdal TUNCEL SEMPOZYUMU 7-9 EKİM 2015 İZMİR

Detaylı

NÜKLEER YAKIT ÜRETİMİ VE NÜKLEER ATIK DÖNÜŞÜMÜNDE HIZLANDIRICI KAYNAKLI SİSTEMLE FÜZYON-FİSYON (HİBRİD) SİSTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

NÜKLEER YAKIT ÜRETİMİ VE NÜKLEER ATIK DÖNÜŞÜMÜNDE HIZLANDIRICI KAYNAKLI SİSTEMLE FÜZYON-FİSYON (HİBRİD) SİSTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI NÜKLEER YAKIT ÜRETİMİ VE NÜKLEER ATIK DÖNÜŞÜMÜNDE HIZLANDIRICI KAYNAKLI SİSTEMLE FÜZYON-FİSYON (HİBRİD) SİSTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Adnan SÖZEN, H.Mehmet ŞAHİN, Mustafa ÜBEYLİ Gazi Üniversitesi, Teknik

Detaylı

ÖĞRENME ALANI : MADDE VE DEĞİŞİM ÜNİTE 4 : MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

ÖĞRENME ALANI : MADDE VE DEĞİŞİM ÜNİTE 4 : MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ÖĞRENME ALANI : MADDE VE DEĞİŞİM ÜNİTE 4 : MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ E BİLEŞİKLER VE FRMÜLLERİ (4 SAAT) 1 Bileşikler 2 Bileşiklerin luşması 3 Bileşiklerin Özellikleri 4 Bileşik Çeşitleri 5 Bileşik

Detaylı

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU Güneş ışınımı değişik dalga boylarında yayılır. Yayılan bu dalga boylarının sıralı görünümü de güneş spektrumu olarak isimlendirilir. Tam olarak ifade edilecek olursa;

Detaylı

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri On5yirmi5.com Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri Bir bölgedeki canlı varlıklarla cansız varlıkların oluşturduğu bütünlüğe ekosistem denir. Ekosistemdeki canlı ve cansız varlıklar birbiriyle

Detaylı

Konu 3 Ekosistemlerde Enerji

Konu 3 Ekosistemlerde Enerji Konu 3 Ekosistemlerde Enerji Konular Yaşamın enerjisi Termodinamik yasaları Fotosentez ve hücresel solunum Ekosistemlerde enerji akışı Üreticiler, Tüketiciler ve Ayrıştırıcılar Ekolojik piramit Ekosistem

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

İzmir-Urla Bölgesi Tarım Topraklarında Doğal Radyoaktivitenin Belirlenmesi

İzmir-Urla Bölgesi Tarım Topraklarında Doğal Radyoaktivitenin Belirlenmesi Türkiye de Tarımsal Yayım Sisteminde Çoğulcu Yapının Bir Görünümü Araştırma Makalesi (Research Article) Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2016, 53 (2):189-193 ISSN 1018 8851 Müslim Murat SAÇ Kıvanç EKİN İzmir-Urla

Detaylı

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ SU KALİTE ÖZELLİKLERİ Su kirliliği Su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik

Detaylı

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ Belli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar (biyotik) ile bunların cansız çevrelerinin (abiyotik) oluşturduğu bütüne EKOSİSTEM denir. EKOSİSTEM

Detaylı

HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15

HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15 HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15 1 TARİHÇE Dünyada her yıl bir önceki yıla nazaran ih5yaç duyulan demir- çelik mamullerine olan talep yıldan yıla artmaktadır. Dolayısıyla madenlerden demir- çelik üre5minin

Detaylı

1. Çevrede Kirletici Taşınımına Giriş

1. Çevrede Kirletici Taşınımına Giriş 1. Çevrede Kirletici Taşınımına Giriş ÇEV 3523 Çevresel Taşınım Süreçleri Prof.Dr. Alper ELÇİ Ders Tanıtımı Dersin Amacı Öğrenme Çıktıları Değerlendirme Yöntemi Ders Kitapları Ders Programı Çevresel Taşınım

Detaylı

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ DERS KODU SM6002 SM6003 SM6006 SM6007 SM6008 SM6010 SM6011 SM6012 SM6013 SM6014 SM6015 SM6016 SM6017 SM6018 SM6019 SM6021 SM6023 SM6024 SM6025 SM6026

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU SEÇERKEN ŞU SORULARIN CEVAPLARI ARANMALIDIR : 1. Proje yapmam için bir gerekçem var mı? 2. Niçin proje yapacağım? 3. Projemin amacı nedir?

Detaylı

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON Çevre Toksikolojisi ve Ekotoksikoloji Çevre toksikolojisi, fiziksel çevremizde bulunan kimyasalların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini inceleyen

Detaylı

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11 İÇİNDEKİLER Bölüm1: TEMEL KAVRAMLAR...1 1.1. İyon ve İyonizan Radyasyonlar...1 1.2. Radyoaktivite...3 1.3. Işınlama...3 1.4. Yarılanma Süresi...3 1.5. Radyolojik Birimler...4 1.6. Radyasyon Dozu...4 1.7.

Detaylı

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 İçindekiler 1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 1. BÖLÜM: BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI ve BİYOLOJİ... 12 A. BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ... 12 1. Bilim İnsanı ve Bilim... 12 B. BİLİMSEL YÖNTEMİN AŞAMALARI...

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 9.Çözünmüş İnorganik ve Organik Katıların Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK İnorganiklerin Giderimi Çözünmüş maddelerin çapları

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi

İÇİNDEKİLER. Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi İÇİNDEKİLER 1. bölüm Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi 1. Çevre Bozulması ve Çevre Eğitiminin Doğuşu... 1 2. Çevre Eğitiminin Anlamı, Amacı, Kapsamı ve İşlevi... 3 3.

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI Dr. Gülnur GENÇLER ABEŞ Çevre Yönetimi ve Denetimi Şube Müdürü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 06/02/2016 YENİLENEBİLİR ENERJİ NEDİR? Sürekli devam eden

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14 1- Katalaz bitki ve hayvan dokularında bulunan bir enzimdir. Katalaz hücre solunumunda oluşan hidrojen peroksiti (bir toksin) su ve oksijen gazı haline dönüştürerek birikimini önlemeye yardımcı olur. 10

Detaylı

İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması

İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması Öğr.Gör. Türkan ÖZBAY Doç. Dr. Özlem KARADENİZ Prof.Dr. Hatice DURAK Genel Bilgiler Çalışmanın Amacı

Detaylı

ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI

ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI Çevresel radyasyon kaynakları Doğal radyasyon kaynakları Kozmik radyasyon Topraktan gelen radyasyon Radon Vücuttaki radyasyon (besinle alınan) Yapaya radyasyon kaynakları

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra

I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra fiziksel ve ekonomik ömrünü tamamlar ve artık kullanılamaz

Detaylı

BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI

BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI HER ATOMUN YÖRÜNGE ZARFLARINDA (K,L,M,..) BULUNABİLECEK MAKSİMUM ELEKTRON SAYISI 2n 2 FORMÜLÜ İLE BULUNABİLİR. SON YÖRÜNGE ZARFINDA EN ÇOK 8 ELEKTRON BULUNUR. Helyum atomu BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI

Detaylı

Karadeniz ve Kıyılarının Çevresel Özellikleri ve Sorunları T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DENİZ VE KIYI YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Didem UĞUR ÇEVRE ve ORMAN UZMANI Sunum

Detaylı

DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir)

DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir) DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir) Hidrokarbonlar % 80-99 Metan (CH 4 ) Etan (C 2 H 6 ) (Azalan Propan (C 3 H 8 ) Konsantras Bütan (C 4 H

Detaylı

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ Atmosfer de bulunan su buharı başlangıç kabul edilirse buharın yoğunlaşarak yağışa dönüşmesi ve yer yüzüne ulaşıp çeşitli aşamalardan geçtik ten sonra tekrar atmosfere buhar

Detaylı

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Işık Enerjisinin Kimyasal Enerjiye Dönüştürülmesi Fotosentez, karbon (C), oksijen (O) ve hidrojen (H) atomlarını

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1.Hücresel yapıdan oluşur 2.Beslenir 3.Solunum yapar 4.Boşaltım yapar 5.Canlılar hareket eder 6.Çevresel uyarılara tepki gösterir 7.Büyür ve gelişir (Organizasyon) 8.Üreme

Detaylı

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla

Detaylı

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI Türkiye beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan, hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Ülkemizde halkın beslenme

Detaylı

Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi

Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi Bir ekosistemde üreticilerden tüketicilere doğru besin aktarımı meydana gelir. Üreticilerden başlayarak bir trafik

Detaylı

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

POPÜLASYON EKOLOJİSİ POPÜLASYON EKOLOJİSİ Herhangi bir türün populasyonuna ait bir fert bazı durumlarda (ya da özel durumlarda) o populasyonun temsilcisi olarak kabul edilebilir, ancak genel anlamda bir fert hiçbir zaman bir

Detaylı

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez. RADYOAKTİFLİK Kendiliğinden ışıma yapabilen maddelere radyoaktif maddeler denir. Radyoaktiflik çekirdek yapısıyla ilişkilidir. Radyoaktif bir atom hangi bileşiğin yapısına girerse o bileşiği radyoaktif

Detaylı

Fen ve Teknoloji 8. bakteri, protist ve bitkiler üreticileri oluşturur. 1.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 1.Besin Zincirinde Enerji Akışı

Fen ve Teknoloji 8. bakteri, protist ve bitkiler üreticileri oluşturur. 1.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 1.Besin Zincirinde Enerji Akışı 1.Ünite : Canlılar ve İlişkileri 1.Besin Zincirinde Akışı Anahtar Kavramlar: Üretici Tüketici Ayrıştırıcı Fotosentez Klorofil 1.1. Besin zincirlerinin başlangıcında üreticilerin bulunduğu çıkarımını yapar

Detaylı

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ - Kayaların ayrışması + organik maddeler - Su ve hava içerir - Bitki ve hayvanlar barındırır - Mineral maddeler TOPRAKLARI OLUŞTURAN ANA MATERYAL TİPLERİ - Toprak tipi-ana materyalin

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ Su ürünleri yetiştiriciliği açısından önemli su kalite özellikleri ve bu özelliklere ilişkin sınır (standart) değerler uzun yıllar süren araştırma ve deneyimler

Detaylı