Turkse taal elementair lees- en schrijfvaardigheid

Transkript

1 Staatsexamen VWO 2016 Turkse taal elementair lees- en schrijfvaardigheid Tijdvak 1 Maandag 23 mei uur College-examen schriftelijk Opgavenboekje VF-1008-w-16-1-o 1 / 12

2 Vwo Turkse taal elementair College-examen lees- en schrijfvaardigheid Bijgaande examenopgave bestaat uit: een schrijfopdracht een opdracht leesvaardigheid Bij de beoordeling wordt erop gelet of de opdracht taalkundig en formeel correct is uitgewerkt, of de uitwerking een goedlopend geheel is en of u zich aan de opdracht gehouden hebt. Veel succes! Aanwijzingen schrijfvaardigheid 1. Maak uw brief eventueel eerst in klad. 2. Let goed op de briefconventies zoals datering, aanhef, verdeling van de inhoud in alinea s, slotzin en een correcte afsluiting. 3. Verwerk alle gegevens in de volgorde zoals in de opdracht staat vermeld. 4. Probeer een goede pagina-indeling te realiseren. 5. Sla na elke alinea een regel over. 6. Gebruik minimaal 120 woorden. Adressering, datering, aanhef en naam tellen niet mee voor het aantal woorden. Bij te weinig woorden of het niet vermelden van het juiste aantal woorden volgt aftrek! 7. Vermeld het aantal gebruikte woorden in de rechterbovenhoek. 8. Het gebruik van een woordenboek is toegestaan. 2 / 12

3 Schrijfvaardigheid Yurtdışındaki Gençlerimiz İçin Gençlik Kampları Programı Bilindiği üzere, Türkiye deki gençlerimiz her yıl Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ülke genelindeki toplam 25 kampında düzenlenen doğa ve deniz kamplarına katılabilmektedirler. Bu yıldan itibaren gençlik kamplarında yurtdışında yaşayan gençlerimiz için de kontenjan ayrılmıştır. Bu yıl için pilot proje olarak başlatılan çalışma kapsamında, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın, Antalya, Bolu, Kırşehir, Kastamonu, Mersin ve Hatay illerindeki kamplarında yurtdışında yaşayan toplam gencimiz misafir edilecektir. Kamplar Temmuz, 31 Temmuz-06 Ağustos ve Ağustos tarihleri arasında birer haftalık dönemlerde gerçekleştirilecektir. Kamplar, yaş grubundaki gençler için deniz, ve yaş grubundaki gençler için doğa kampı olmak üzere iki ayrı seçenekle ve kız-erkek öğrenciler için ayrı dönemlerde düzenlenmektedir. Kamplarla ilgili ayrıntılı bilgiye adresinden ulaşılması mümkündür. Situatie U bent op internet deze advertentie tegengekomen. In verband met uw interesse in de natuur lijkt u dit een goed idee. U schrijft een aan de hand van de volgende opdracht. Opdracht 1. Verwijs naar de advertentie. Motiveer uw belangstelling voor het meedoen aan het kamp. Geef twee redenen waarom u geïnteresseerd bent. 2. Stel uzelf voor (naam, geslacht, leeftijd en nog twee relevante zaken). 3. Schrijf welke leeftijdscategorie het betreft en waarom u deze activiteiten leuk vindt, bijvoorbeeld door het noemen van leuke kampherinneringen. 4. Stel vragen naar aanleiding van de volgende punten: - Of het eten en de reiskosten inbegrepen is/zijn; - Tot wanneer de inschrijving mogelijk is; - Of u uw broertje/zusje van 12 jaar mag meenemen. Zo ja, of u met hem/haar op dezelfde kamer mag logeren? - Of u de kamplocatie zelf mag kiezen. Zo ja, vermeld dat u voor Antalya wilt kiezen, omdat u daar vorig jaar geweest bent en deze stad leuk vindt. 3 / 12

4 5. Informeer ten slotte naar de aanwezigheid van Turkse kinderen die ook in Turkije wonen. Noem twee voordelen van het contact tussen Turkse kinderen uit Turkije en uit het buitenland. 6. Dring aan op spoedige beantwoording van uw vragen en sluit uw op passende wijze af. 4 / 12

5 Leesvaardigheid Dit examen bestaat uit: 4 teksten met 19 vragen. Beoordeling. Voor deze toets zijn maximaal 20 punten te behalen. Let op! Open vragen mag u in het Turks of in het Nederlands beantwoorden. 5 / 12

6 Tekst 1 Enerji 1 Tüm dünyayı savaşların eşiğine getiren enerji mücadelesi doğayı tahrip eden fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere geçiş aşamasında bir başka cephe açmış durumda. Bu mücadeledeki tarafımızı evimizde ve ofisimizde kullandığımız cihazlarla da belli edebilme imkanımız var. Bu bir eğilim mi yoksa gerçekten insanlar verimliliği önemsiyor mu sorusu da önemli meselelerden bir tanesi, zira yenilenebilir enerji kaynaklarının önemli bir kısmı haricinde her şey birkaç düzine yıl içinde ya sıkıntıya girecek veya pratik olarak kullanılmaz hale gelecek. 2 Günün sonunda enerji ihtiyacımız belirli miktarlarda faturalar karşılığında bize sağlanan bir hizmet. Yeterince maddi imkanımız varsa parayı dert etmeden istediğimiz kadar enerjiyi, verimli veya verimsiz harcayabiliriz gibi yaklaşıma doğru gidiyoruz. Aslında bütün insan davranışlarını incelediğimizde durumun bu biçimde şekillendiğini fark edebiliriz. Tabii, işin kötü tarafı bu şekilde kararlar almaya meyledebilecek yedi milyar tane insanla aynı minik mavi küreyi paylaşıyor olmamız. Klasik bir benzetme olarak bir milyar Çinli aynı anda zıplasa örneğini sıkça kullanıldığını duyarız; peki neden milyarlarca insanın tasarruf edebileceği fikrini aklımıza getirmiyoruz? Tasarruf etmediğimiz her an aslında elektrik veya doğalgaz faturamızdan çok daha fazlasını, daha ağır bir bedeli ödemeye devam ediyoruz. 3 Ev ve ofis eşyaları, elektronik ürünler ve gündelik olarak kullandığımız motorlu taşıtlar konusunda yavaş yavaş tasarruflu modeller veya enerji verimliliği artırılmış ürünler gibi kavramlar hayatımızın içinde yer alıyor. Beyaz eşyalarla ilgili olarak bir mağazaya girdiğimizde buzdolabı, klima, çamaşır makinesi ve daha birçok üründe ilk gözümüze takılan etiket üzerindeki enerji verimliliği etiketi oluyor. Bu etiketler sayesinde ilgili cihazların hem elektrik faturamızda ne kadar az veya fazla gedik açacaklarını görüyor hatta yıllık olağan kullanımda ne kadar enerji harcayacaklarını anlayabiliyoruz. Aynı biçimde bir araç alırken artık ilk bakılan şey, özellikle de ülkemizdeki yakıt fiyatlarının geldiği nokta düşünüldüğünde, gündelik kullanımda ne kadar akaryakıt sarf ettiği ve bunun karşılığında bize ne kadar kilometre yaptırabildiği oluyor. Yıllar önce kendilerine bilgisayar kasası toplayan kullanıcılar için güç kaynakları açısından tek önemli olan şey yeterince güçlü ve kaliteli ürünler kullanmaktı. Sonrasında gelen verimlilik furyasıyla birlikte 80+ verimlilik sertifikaları aranmaya başlandı. Zaten yapılan hesaplarda da kullanıcılar verecekleri lira fazlayı elektrik faturalarından bir sene içinde çıkartabildiklerini fark ettiler. Şimdi ise önemli markaları sunan üreticiler bu konuda 80+ Silver ve Gold sertifikasyonları için birbirleriyle yarışıyorlar. 4 İşin endüstriyel tarafına baktığımızda karşımıza otomasyon sistemleriyle verimliliği artan sürekli işlemler geliyor. Bu anlamda önemli miktarda sanayi üretimi yapan ülkelerde ve bölgelerde sürdürülebilirlik alanında uzman firmalar tarafından sunulan tamamen otomatize edilmiş kontrol ve iletişim sistemleriyle mümkün olabiliyor. Hizmetlerin entegrasyonu ve teknolojik cihazların iletişimi, farklı ve bağımsız ürünlerin arasında kurduğu köprüler sayesinde verimliliği artırabiliyor. Aklınıza doğrudan bir fabrika gelmesin. Bir araç takip sistemiyle filonuz veya birkaç aracınız daha az yakıt harcayarak, daha ferah trafiğe sahip yolları kullanarak dağıtım 6 / 12

7 yapabilen bir hizmet ağı kurduğunuzu düşünün. Kulağa hoş gelmiyor mu? En nihayetinde verimlilik, insanın kas gücünden tutun da bilgisayarımızın monitörünün arka ışığına kadar her yere uyarlanabilecek çağdaş endüstrinin kalbine yerleşmiş bir kavram. Enerji harcamanın önüne geçemeyiz ama verimliliği artırabiliriz. Yazar: Ebru Yengin 1p 1 1p 2 1p 3 1p 4 1p 5 Birinci paragrafta geçen tarafımızı.. belli edelim sözcüğüyle ima edilen nedir? A doğaya sahip çıkalım B fosil yakıtlarını kullanalım C yenilenebilir enerjiden kaçınalım D yerli cihazlar kullanalım İkinci paragrafta geçen hiç aklımıza getirmediğimiz soru nedir? A Çin in kullandığı enerji kaç kişiye yeter? B Fakirler daha az mı enerji tüketiyor? C Milyarca insan tasarruf edebilir mi? D Zenginler harcamalarına dikkat ediyorlar mı? Beyaz eşya alırken gözümüze ilk çarpan nedir? A cazip fiyatı B enerji verimliliği C kullanım süresi D tanıdık markası Parçaya göre tüketicilerin geçmişle günümüz arasındaki davranışları arasındaki fark nedir? A Eşyaların garanti sürelerini önemsiyorlar. B Kaliteli ve güçlü malları tercih ediyorlar. C Ucuz mallara daha çok rağbet gösteriyorlar. D Yıllık enerji kullanımına dikkat ediyorlar. Yazara göre, çağdaş endüstrinin temeli sayılan kavram nedir? A çeşitlilik B kazanç C süreklilik D verimlilik Tekst 2 Buram Buram Karadeniz Uzun yolculuk, bir yaz sabahı, kuşluk vaktinde İstanbul dan başladı. Otoyol bitene kadar kayda değer bir görüntü gözüme çarpmadı. Gerede çıkışından otoyoldan ayrıldım. Hedefimde Amasya vardı. Normal karayoluna çıkınca hızım azaldı ama otoyolun tekdüze görüntüsü kayboldu. Çevredeki manzara canlı bir tabloya dönüştü. Yol kenarları çeşitli renklere boyandı. Dünyanın en kaliteli sarımsağının yetiştiği Taşköprü İlçesi ne nedense sapmadım. Belki de bu mevsimde sarımsak olmaz diye düşünmüşümdür. Kendimi yolun akışına 7 / 12

8 bıraktım. Karşıma önce çeltik tarlaları çıktı. Kimi kare, kimi dikdörtgen olan tarlalarda çeltikler neredeyse olgunlaşmıştı. Geometrik şekillerle süslenmiş topraklar, yeşilin çeşitli tonlarına boyanmıştı. Kimi açık, kimi koyu, kimi sarılı, kimi zümrüte yakın, kimi mavi ağırlıklı onlarca değişik yeşil, parsel parsel uzayıp gidiyordu. Kısa bir süre sonra bu renk cümbüşü yerini saman sarısına bırakacaktı. Amasya ya gelmeden önce, Sinop yol ayırımındaki Kargı kasabasına saptım. Yıllardan beri yediğim, dünyanın en lezzetli peyniri olan Kargı Tulumunun yapıldığı yeri görmek istedim. Kasabanın girişinde, Peynir, bamya ve pirinç diyarına hoş geldiniz yazıyordu. Bir dükkana girip peynir sordum. Bu mevsimde bulamazsın yanıtını alınca hayal kırıklığına uğradım. Bunu fark eden dükkan sahibi beni bir kenara oturtup, çay ısmarladı. Sonra da anlattı: Peynir kasım ayında olur. Mart ayında biter. Bundan sonra kim sana peynir var derse yalan söylemiş olur. Irmağa olta sarkıtıp, balık bekleyenleri seyrettikten sonra ara sokaklara dalıp, tarihin izlerini aradım. Amasya nın diğer bir adının da Şehzadeler Kenti olduğunu biliyordum. Tahta çıkmadan önce burada yönetim stajı yapan şehzadelerin adları aklımda kalanlarını sıraladım: Birinci Beyazıt, Çelebi Mehmet, Şehzade Murat, Ahmet Çelebi, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Sultan Üçüncü Murat... Kentin süsleri olan camileri, mescitleri, türbeleri, hamamları, medreseleri o günleri düşleyerek dolaştım. İki yanında duvar gibi yükselen dağların arasına sıkışmış bu kentin geçmişindeki medeniyetleri sıralamaya çalıştım: Hititliler, Frigler, Kimmerler, Lydialılar, Persler, Selçuklular, Osmanlılar... Geçmişe dalmış yürürken, kendimi birden ana caddede, kalabalıkların, biçimsiz apartmanların, klakson seslerinin arasında buldum. Yeni Amasya nın gürültüsünden kaçabilmek için, Çakallı Tepesi ne doğru tırmanmaya başladım. Kentin tümünü görebildiğim bir noktada durup, ona bütün isimleri ile seslendim: Amasaa, Amis, Amesia, Amazis, Amazus, Amasa, Amisia... Daha sonra Strabon un, Coğrafya Kitabının sayfalarını karıştırmaya başladım. Antik dünyayı karış karış dolaşan İlk Çağ ın ünlü gezgin-coğrafyacısı, bu kentte doğmuş ve Amasya ya dönüp, 17 kitaptan oluşan Geokraphika yı yazmıştı. Strabon un kendi kenti hakkında yazdıklarını merak ettim: Benim kentim, içinden İris Nehri nin (Yeşilırmak) aktığı geniş ve derin bir vadide kurulmuştur. İnsan emeği ve doğa buraya hem kent hem de kale karakterini olağanüstü bir şekilde sağlamıştır. Bu topraklar ağaçlarla doludur. Bir kısmı da atlar için otlaktır. Kentin kurulmuş olduğu yerde, kıyıda bir duvar ve her iki tarafta sivri tepelere doğru uzanan duvarlar vardır. Bu alan içinde kralların hem sarayları hem de anıt mezarları bulunur. Amaseialılar ın memleketlerinin üst tarafında Phazemonitis sıcak su kaynakları bulunur ki bunlar sağlık için çok iyidir. Amasya o kadar önemli bir kenttir ki, gezginler yollarını mutlaka buraya düşürürlerdi. Bunlardan biri de ünlü Fransız arkeolog Charles Texier di. Fransız bilim adamı Küçük Asya adlı kitabında 1800 lü yılların Amasya sı hakkında şunları yazmıştı: Amasya şehri, yalnız eski eserleriyle ünlü olmayıp, sürekli olarak bir hükümdarlık merkezi olma önemine sahiptir. Arap mimari tarzındaki eserlere bakılırsa, orta çağda da gelişmiş bir yer olduğu görülür. Bununla beraber şimdiki şehir, eski parlaklığa yakın derecede bir gelişmişlik sergilemez. Sokakları dar ve kaldırımları eksiktir. Halkı 8 / 12

9 şehirden çok, yazlıklarında ve civar tepelerin etrafındaki bahçelerinde ikamet ederler... Kafamda okuduklarımdan kalan bilgi kırıntıları, ayaklarımın altında akıp giden Yeşilırmak (İris ismi daha mı güzel yoksa), vadinin iki ucundaki ovalar, dünkü bugünkü Amasya derken dalıp gittim. Eski kale, kral mezarları, verimli vadi, ırmak, tarihi eserler, Ferhat adlı su kanalı, dik yamaçlı dağlar eski gezginlerin anlattığı gibi yerli yerinde duruyordu. Yani onların yazdıklarına ekleyecek bir şey yoktu. Bana da bugünün apartmanlarını, caddelerin kalabalığını, düzensiz büyümeyi, ırmak kıyısında balık tutanları anlatmak kalmıştı. Bu yüzden eski gezginleri kıskandım. 1p 6 1p 7 1p 8 1p 9 Parçada geçen Renk cümbüşü yerini saman sarısına bırakacak cümlesiyle anlatılmak istenen nedir? A gök kuşağının kaybolmasıyla oluşan görüntü B güneşin batımıyla ortaya çıkan manzara C kalabalığın yerini tenha yerlerin alması D yemyeşil alanların yerini bozkırlara bırakması Yazar, Kargı Kasabası nda kendisini nasıl hissetmektedir? A kızgın B mutlu C şaşkın D üzgün Yazar, neden Çakallı Tepesi ne tırmanmıştır? A kentin isimlerini haykırmak için B spor yapmak istediğinden C şehirden kaçmak istediğinden D tarihi bir anıtı görmek için Strabon a göre Amasya nın hangi özelliği sağlık için çok faydalıdır? A kaynak suları B oksijen dolu havası C taptaze meyveleri D yemyeşil vadileri 1p 10 Fransız arkeolog Amasyalıların çoğunlukla yazlıklarında yaşamalarını nasıl değerlendirmektedir? A insanların daha zengin olduklarını B insanların ilişkilerinin zayıfladığını C kırsal alanların daha cazip olduğunu D şehrin eski ihtişamını kaybettiğini 1p 11 Yazar, tarihteki ünlü gezginleri anarken nasıl bir duygu içindedir? A kıskançlık B kızgınlık C minnettarlık D mutluluk 9 / 12

10 Tekst 3 Hayat Zıtlıklarla Güzel Hayat zıtlıklar ile dolu. Her şeyin bir zıttı bir karşıtı var. Etrafınıza bakın mesela. Güzelliklerin içinde çirkinlikler, iyi insanların içinde kötü insanlar. Beyazın karşısında siyah var, ya da gecenin gündüzü var. Mutluluk var üzüntü var. Hiç düşündünüz mü neden böyle? Neden hemen hemen her şeyin bir karşıtı var? Ya da zıtlıklar olmasaydı ne olurdu? Ben biraz kafa yormuştum bu sorulara. Geçen bir arkadaşım ile yaptığım konuşmadan bu yazıyı yazmak istedim. Zıtlıkların olmasının bir amacı var değil mi? Mesela, iyinin karşısında kötü olmasaydı ne olurdu? Herkes iyi olsa. Hiç kötülük olmasa. Böyle düşününce çok daha güzel olurdu diye geçer aklımızdan. Benim de ilk önce öyle geçti aklımdan. Ama sonra düşündüm. Hiç de güzel olmazdı. Her şey iyi olsaydı eğer, iyinin değerini anlayamazdık. Her şey monoton bir iyilik ile devam ederdi. Kötü kavramı olmadığı için iyi kavramı değersiz, monoton gündelik bir şey olurdu. Kimseyi bir birinden ayırt edemezdik. Hiç kimsenin bir özelliği kalmazdı değil mi? Ya da gece ve gündüzden birisi olmasaydı? Gecenin olmadığı bir dünya hayal edin. Her gün gündüz. Karanlık yok. Gündüzleri uyumak zordur değil mi? Uyumakta zorluk çekerdik. Geceleyin Ay ı izleme lüksünden mahrum kalırdık. Yıldızlar da olmazdı keza. Sevgilimiz ile oturup yıldızları seyredemezdik. Tam tersi olsa, sadece gece. Her şey karanlık olurdu. İçiniz daralmaz mıydı karanlıktan? Ne kadar geceyi aydınlatmaya çalışsanız da aydınlığa hasret kalırdık. Güneşin doğuşunu batışını izlemek ne kadar güzeldir. Bundan da mahrum kalırdık. Demek istediğim o ki; yaşamımızdaki tüm zıtlıklar bizim için var. Hangisi olursa olsun Hepsi karşıtının değerini bilmemiz için var. Kötülüğün olmadığı bir yerde iyiliği nasıl ayırt edebiliriz ki? Kötü var ki, iyinin değerini biliyoruz. Üzüldüğümüz zaman da mutluluğun değerini biliyoruz. Mutlu olabilmek için çabalıyoruz. Emek harcıyoruz. Bir şeyler daha güzel hissediliyor değil mi o zaman? O yüzden yapmamız gereken, her sıkıntının ardından feraha ulaşacağımızı düşünmek gerek. O zaman hayatımız daha da anlamlı olur ve daha da yaşanılır hale gelir sanırım. Musa Özsarı 1p 12 Yazarın özellikle bu konu hakkında yazmasının sebebi nedir? A bir arkadaşıyla yaptığı sohbetten etkilenmesinden B yıllardır aradığı cevabı bulamadığından C zıtlıkların günlük hayatımızın bir parçası olması D zıtlıkların var olmasının sebebini merak etmesi 1p 13 Yazar a göre iyi kavramı ne zaman değerini yitirir? A gündelik bir kavram olarak kullanıldığında B herkesi ayırt edebildiğimizde C kimse iyilik yapmadığında D kötü kavramı olmadığında 10 / 12

11 1p 14 Yazar, bu parçayı yazarken özellikle hangi anlatım sanatını kullanmıştır? A betimleme B eleştirme C karşılaştırma D kişileştirme 1p 15 In de tekst staat wanneer we ons echt gelukkig gaan voelen. Schrijf de eerste en de laatste twee woorden van de zin waarin dat staat. Tekst 4 Hurda Araba Amasya'da bir samanlıkta 25 yıldır çürümeye terk edilen klasik otomobil, baştan aşağı yenilendi. Sekiz ay öncesine kadar hurdayı andıran otomobilin değeri şimdilerde yüz bin doların üstünde değer görüyor. Bol nikelajlı, göz alıcı renkleri, gösterişli tasarımı ve heybetiyle bir döneme damga vuran klasik otomobiller, yıllar geçse de en gözde haliyle trafikte seyrediyor. Eski filmlerde hayranlıkla izlediğimiz klasik otomobillerin birçoğu tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolup giderken, kimisi de hurda olmaktan kurtarılarak eski günlerine tekrar dönüyor. İşte bu şanslı otomobillerden biri de 1963 model Chevrolet Impala. Klasik otomobillerin önemli markalarından Chevrolet'in 1950'li yılların sonlarına doğru ürettiği modellerinden olan Impala serisi klasikler arasında yer alıyor. Chevrolet Impala'yı sıfır kilometre olarak alan Amasyalı bir işadamı, efsane otomobili uzun yıllar kullandıktan sonra memleketinde bir samanlığa terk etti. 25 yıldır samanlıkta unutulan otomobil adeta hurdaya döndü. İsminin açıklanmasını istemeyen işadamı, torununa doğum günü sürprizi için Impala'yı samanlıktan çıkardı. Her yeri paslanan, döşemeleri parçalanan ve adeta hurdaya dönen otomobil, Çorum'da faaliyet gösteren VIP Dizayn isimli firma tarafından yeniden ayağa kaldırıldı. Efsane otomobil, tam 8 aylık bir çalışmanın sonunda ayağa kaldırılabildi. Amerika'dan getirilen orijinal parçalarla yenilenen Impala, son haliyle lüks otomobilleri bile kıskandıran güzelliğe sahip. Restore çalışmalarının ardından 52 yaşındaki otomobil Çorum'un en işlek caddesi üzerinde sergilendi. İki günlük sergileme boyunca yüzlerce kişi ihtiyar delikanlıyla fotoğraf çektirmek için sıraya girdi. Otomobilin ilk geldiğinde çok kötü bir durumda olduğunu anlatan VIP Dizayn Tanıtım ve Pazarlama Müdürü Hüseyin Çalışkan, 8 aylık çalışma boyunca her parçasını tek tek elden geçirdiklerini açıkladı. Aracın yüzde 90'ının yenilendiğini ifade eden Çalışkan, halen 50 bin kilometrede olan otomobilin anahtarlarına kadar orijinal olduğunu söyledi. Aracın restoresinde hiçbir yan sanayi ürün kullanmadıklarını aktaran Çalışkan, "Aracı baştan aşağı yenilerken, ihtiyacımız olan tüm parçaları siparişle Amerika'dan getirttik. Tamamı orijinal parça. Otomobil 1963 yılında nasılsa şimdi de öyle. Aracı yenilemek 8 ayımızı aldı. Motor aksamından iç döşemelerine kadar ince işçilikle yeniledik. Böylesi efsane bir otomobili restore etmek bize büyük 11 / 12

12 keyif verdi. 6 silindirli Impala saatte 180 kilometre hıza ulaşabiliyor. Otomobilin değeri son haliyle 100 bin doların üstünde." Dedi. 1p 16 Parçaya göre klasik otomobillerin sonu ne olmaktadır? A Açık arttırmayla satılmakta. B Arada bir hatırlanmakta. C Parçalarıyla yeni araçlar yapılmakta. D Zaman içinde unutulmakta. 1p 17 Amasyalı işadamı Chevrolet i aldığında nasıl bir arabaydı? A Az kullanılmış, ikinci el bir arabaydı. B Döşemeleri yırtık, rengi soluktu. C Göz kamaştırıcı ama bozuktu. D Hiç kullanılmamış bir arabaydı. 1p 18 Parçada geçen ihtiyar delikanlı söz öbeğiyle yapılan anlatım sanatı nedir? A abartma B betimleme C eleştirme D kişileştirme 2p 19 Welke van de onderstaande beweringen zijn juist volgens de tekst en welke zijn onjuist? Neem de nummers over op uw antwoordblad en noteer achter elk nummer 'juist' of 'onjuist'. 1 De auto is volledig vernieuwd. 2 Hiervoor zijn ook tweedehands auto-onderdelen gebruikt. 3 Deze auto wordt als een verjaardagscadeau gegeven. 4 De auto heeft vele jaren in een schuur gestaan. 12 / 12 einde