HASAT. fanzin SENE:3-5.HASAT - NİSAN BELEŞ. Tek yaptığımız tutanak tutmak gerisi takdir-i mutlak.

Transkript

1 HASAT fanzin SENE:3-5.HASAT - NİSAN BELEŞ Tek yaptığımız tutanak tutmak gerisi takdir-i mutlak. E KİNSU SAAT.O NUR YAMAN.S ABRİYE VARİŞ.N EVZAT ULUCA. E CE ÖZKIRMAZ.C EVAT GALİP.E LİZ AVCI.B ELİZ AVCI.S AMED ATAŞ. T AHİR EMRE T.M UAMMAR SOYER.O ĞUZHAN KAYACAN. Ü MRAN SAATÇİ.E REN EKİN ERCAN.Y EŞİM SAĞLAM.

2 BİLDİRİ Asırlardır süregelen ve birçok kişinin bünyesinde bulunduğu bu camia (edebiyat dünyası) yaşadığımız yüzyılda ipin ucunu kaçırmış ve bize de bunu kabul etmek düşmüştür. Sözümüz kapısı çalana! Peki gayemiz nedir? Hasat Fanzin, artık yazarı kazandırmak değil, bu coğrafyada okuru kazandırmak isteyecektir. Değinmek istenilen noktada şu önemlidir ki; Edebiyat dünyasını bir tarla varsayarak ve bu tarlada çalışan ekip biçen biz oldukça,edebiyat adının geçtiği her coğrafyada ektikçe gözümüz gönlümüz açılacaktır. Hasat Fanzin,bu tarlada ekin ekip biçmekte olan bir yayındır. Bir tarla ki,yusuf Has Hacip ten Yaşar Kemal e kadar gelmiş geçmiş ne ustalar görmüştür. Ayrım gayrım yoktur biline! İsteriz ki bitsin raflardaki vahşet ve isteriz ki sürmesin pazardaki yazarlık. Hasat Fanzin; Hem Neşet Ertaş ı sevdirecek hem de Bülent Ersoy u. Sevgi ile,muhabbet ile. Ekin ki hasat olsun! Tüm imla kuralları okumayı kolaylaştırmak amacıyla kullanılmıştır. HASAT FANZİN

3 İÇİNDE OLMAYANLAR Sık sık tekrar eden, yıl sonu merasiminde okunacak eserler yoktur. Önceden belirlenmiş satır sayısı yoktur. Sınırlı tema yoktur. Para kaygısı yoktur. Beğeni toplama arzusu yoktur. Reklam yoktur. Sansür yoktur. Magazin yoktur. Çalıntı eser yoktur. Daha sonra okuman için ayraç yoktur. Kiralık yazar yoktur. Yaş sınırı yoktur. Ben, sen, o, biz, siz, onlar yoktur. Siyasi emel, yalakalık yoktur. Burada 2+2=4 etmeyebilir. Çıkar yoktur.

4 V E D A Doğdum, Büyüdüm. Büyüdüğüme pişman oldum. Kuruyan gözyaşlarımın Yanağımdaki iziyle Şimdi ölüyorum Sana, Hasretle. EKİNSU SAAT

5 AVUTULMUŞLUKLAR KASABASI Sapsarı başaklarla örtülü, Ucu gözükmeyen düzlükler değildi Şimdi avutulduğumuz yer. Sıska yılların bitişiğinde Köksüz tütün tarlaları kuşatmıştı etrafı. Kara kuru yeni yetmeler Katık yapıyordu umutlarını ıslıklarla. Çıkınımda toy kaybedişler Rutubetin teslim aldığı duvarlar kadar, Terazinin kefesini kıracak denli ağır basıyordu. Hamalların bile boyunu aşan cinsten. Hüznün, hasretin ısrarını anlamaksa En az okumuş adam işi. Bacası tüten evlerin resmi İkinci sınıf defterimde talan olmuş. Montunun üzerine montumu astığım sevgiliyse İkinci sınıf meyhanelerde alıyormuş soluğu Her gün batımında. Öyle ya... Yoksa nasıl var olur insan. Çamurla bezeli sıska yollarıyla Çorak, tek damsız tepelerine bakınca Hayli kalabalık, avutulmuşluklar kasabası. Ben de bir vakit bulundum, Bir çeyrek var oldum, Bir çeyrek ziyan... ONUR YAMAN

6 Sen öyle sonsuz gülme Öyle sonsuz gülme, Ben fânîyim. Bilirsin bu ölümcül bir hastalık. Öyle sonsuz gülme, Ben hastayım. Bu ne kalabalık bir dans. On iki nota bir müzik. Ne büyüleyici bir resim. Başında beyaz bir gelin, Altında yedi tonda kaos. Sonsuz gürültüde bir film, Ne kalabalık bir dans Helâlinden haram bir şölen Tümüyle ellerinden sıyrılmanın bu varlığın, Başımda bekliyor aidiyetsizliğim. Doğru notayı arıyorum. Çıplaklığımla dalga geçiyor tanrı. Yalnızca tanrı güler, Onu alt edebileceğimi sandım. Yarattığım en zor düşman. Aynadan gaddar, Başımda bekliyor hâlâ. İşte bunu ben yaratmadım, O yarattı beni. Ey sevimsiz dostum, Sana bu yetkiyi kim verdi? Yasaklanan her şey gibi güzel. Bu nevruz mudur içimde yanan ateş Bu, üstünden çocuklarım atlıyor. SABRİYE VARİŞ Bu cennet midir suya değen gözler Bu bengi yok oluşta kayboluyor varlığım, Var mıyım? Bir aşk şiirinde çizmek isterim seni. Öyle alaycı dalgalanıyor eteklerin Öyle ciddiyetsiz, öyle aykırı. Bir hengame kopuyor aklım mahşerinde. Küllü kavanoza dökülüyor nehirleri, Bu ölmek midir yaşamak mı? Sorgunun ta kendisi besbelli. Sen tanrı sesinde bir melodisin. Tanımlamak istiyor kelime hapsindeki kalemim. Kâğıtla sevişen mürekkebe hapsedeceğim. Aklımın olmadığı yerlerde geziniyorsun. Bir kelimeyle aklıma çekeceğim Ne dersin var mıdır bir yolu,

7 Ç Ü R Ü K Çürümüş hissediyorum. Bir elmanın büzüşmesi, Ekmeğin yeşermesi gibi. Kokuşmuş ve çokça yorulmuş. Her sabah karanlık, her gece su altında. Gözyaşlarım uykumu bıçaklamakta. Tat almıyorum artık. Tatsızlaştım, Sanki bir ham meyve, tuzsuz yemek gibi. Boğuluyorum artık, Ne tat alıyorum, ne tat katıyorum. Bedenim şimdi; çürük ve kokuşmuş. NEVZAT ULUCA

8 N E D E N N E İşte karşımda, çarşaf gibi bi deniz. Işığı kendine bile yetmeyen, tek bi yıldız. Bi kaç evin yanan boğuk ışığı. İçinde aceleci ve gergin insanlar, Böyle izlerken, değişik ve gülünçler uzaktan, Ne anlamalı ki zaten böyle bakarak, Uzaktan... Şimdi şu kadın ne düşünüyor derken, İç çekişimle kendime döndüm, Aslen anlatmak istediğim, Yazmak istediğim ne? beni etten ve kemikten bu bedene bürüyen tanrım, Asıl neden ne? ECE ÖZKIRMAZ

9 Ş A T A F A T L I Ş İ İ R İleriyi düşünüyorum, Çok ileriyi. Sen otuz de Ben kırk sene. Gözümün önüne geliyor ihtiyarlığım. Halim yerindedir, Çamdan bastonum vardır, Hala seviyorumdur patates salatasını. Yediğim önümde, Yemediğim ardımdadır. Seni çoktan unutmuşumdur bile. Şatafatlıdır yani hayatım. İleriyi düşünüyorum, Çok ileriyi Öyle ya, Yaşlanası geliyor insanın. CEVAT GALİP

10 H I S S I Z L I K Kızın yaşı hayattaki tüm hisleri tadabilecek kadar yaşlı, yaşaması gerekenleri henüz yaşamamış kadar gençti.gecenin en karanlık, sabahın en erken saatlerinde gözlerini kapattı. Ne olduğunu anlamadan kaybolmuş bir bilinmezliğin içinde buldu birden kendini.uyumaya mı çalışıyordu? En geç gece yarısıydı hep uyumaları.ipek çarşafının üstünde olduğuna emin olamadı.en son nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı.nerede gözlerini kapatmıştı? Gözlerini açmaya çalıştı. Karanlık...Karanlık değil, hiçlik. Duyabildiği, hissedebildiği tek şey kalp atışlarıydı. Göğüs kafesini zorlayan atışların nefesini daralttığını hissetti. Aldığı nefesler bulunduğu sonsuz darlığa sığamıyordu. Sağ elini kalbine götürdü.boşluk...hissetmesi gereken saten geceliği hissedemedi. Elini göğüsünde gezdirdi. Ne geceliğini ne de yüreğini buldu. Yoksa ölmüş müydü? Korkusu tüm bedenini sardı, bunu bildi.rüyalarımızda olduğunu gibi, hissetmezsin yalnızca bilirsin. Hayır hissizlik değil. Acı uzun, siyah saçlarından çıplak ayaklarına kadar varlığını hissettiriyordu. Gözlerini zorlayan yaşlar dayanamayıp serbest kaldı. Islaklığı hissedemedi. Yanaklarında oluşması gereken ufak gıdıklanmayı hissedemedi. Gözbebeklerini oynattı, hiçbir şey göremedi.gözlerinin açık olup olmadığını bilmeden, mekanı, zamanı çözemeden koşmaya başladı.alabildiğine hızlı koştu.ona öğretildiği gibi durmadı.yorgunluğu hissedemedi.kaçmaya çalıştı.gözyaşlarıyla, kalp atışlarıyla, ruhuyla, hissizliğiyle, hiçliğiyle koştu.neyden kaçtığını, neye yetişmeye çalıştığını bilmeden... ELIZ AVCI

11 İ N S A N Bir lahzadır hayat göz açıp kapayıncaya değin. Mevtâlar anladı hayatın felsefesini ibrikten, Meşakkat içinde geçen saatler aslında bir an, Sayhalar içinde bir müjde değil midir insan? TAHIR EMRE T. *Lahza: En kısa zaman *Sayha: Haykırış, korkunç gürültü

12 D U R U Ş U Ş Ne fark eder dedim Ne fark eder. Sol kulağım açıkta, Dev mantar misali yokluk, Kısılıp kalmışız 25 metre solukta. Tepeler berrak, Keman sonda. Keman omuzda yine Ve yine hayat bilgisi performans. Zalim sessizlik bana bakan. Belki de hayat onda. Duvarlar arası atlama kapışması Gözlerin kamışması. Karanlık bir kantoda Son mektup paltoda Şiir yazacak ruhum kalmamış. SAMED ATAŞ

13 A R I N M A G Ü N Ü Bir kere daha buradasın, hoş geldin. Hafızamda eskimiş kirli yalnızlıklarla, bana yarattığın o cehennemsi cennette kendimi buldum. Çok iyiyim! Kendimle barıştım önce, biraz sohbet edip kızgınlıklarımla yüzleştim.inan çok kolaydı.ölmemek için uyumak kadar kolaydı. Sessizliğe alışmak,sessizlikle bir olmak kadar kolaydı.yüzüme bakıp bir şeyler söylüyorsun. Suçsuzluğunu ilan ediyorsun; suçluluğu kaldıramayacak kadar yorgun bakıyorsun.arınma gününü tek başına geçirmiş bir köpek gibi.duvarlarındaki tek sesin, sana ait olması gibi.sadakat arıyorsun üstelik ilahi bir sadakat.sonsuz ve sorgusuz! Hesaplaşmalarının hepsinde hala haklı çıkıyorsun.sürekli soğuyan bardaklarda, gece kabuslarında, kendine yarattığın cennette karşılaşmayı bekliyorum. Korkma, bu bir hesaplaşma olmayacak. Sadece selamlaşacağız ve göreceğim; Gözlerinde beslendiğin o yaratığı göreceğim. Çirkin, nefret dolu, bencil ve kendini affedemeyecek kadar korkak olan o yaratığı.o güne kadar kendine çok iyi bak! Sonra... BELIZ AVCI

14 HAYATIMDAN MEMNUN DEĞİLİM Nasıl yapıyorsunuz? Avokado salatası, spor, meditasyon. Çakralarınız hep açık ve yıldızınız yüksek. Yani aynı yerde yaşamasak, Yani Pelin Hanım az ötemde oturmasanız. Lütfen! Nasıl beceriyorsunuz böyle bissürü bi şey yapmayı? Hem o fotoğraflar ne öyle? Alfredo Fettucini gelse tanıyamaz o makarnayı. Üstelik #nofilter. Ki bazen siz bile onun yanında solda sıfır. Çok sepya ve kötü ışık. Ben çok üzgünüm Pelin Hanım. Affedersiniz, Raporları masanıza bıraktım bu arada. Ama yine de, Yani ne bileyim, Siz böyle kusursuzken, Ben çok pürüzlüyken, Utanmıyor musunuz bizi utandırmaya? E aynalara bakamıyorum ben. Şampuanımı değiştirdim yine de çok kepek. Akşam yemekleri ham hum şorolop. Cumartesileri pazartesiden farksız. Ağlıyor muyum hay allah! Storylerinizden gördüğüm kadarıyla, Mutluluk göbek adınız. Ben mi? Çok uzun zamandır söylemesi ayıp, Hayatımdan memnun değilim. MUAMMER SOYER

15 D Ü N Onu gördüm ve buldumdu, Neden kaybettim sonrasını? Aradım durdum. E, yoruldum! Onsuz boydan boya ölümdüm. Bilemem, yalnız sızılı bir rüya mıydı, Hiç kendimi görmediğim... Düştümdü yalnızlığa, Gerisi felaket getirdi Ve sonsuzluğa yürürken Varsam da korkmam dedim. Bunların hepsi dündü, Şimdi yıldızların kıpırdanışları Ve şarabın eski tadının hayali... Sabahları selam ederim boşluğa. Yaşamda en tatmin eden şey beni Acısız, sancısız bir ölümdü. OĞUZHAN KAYACAN

16 BEN KİMİM Carl Sandburg Kafam yıldızlara tosluyor. Ayaklarım doruklarda. Parmak uçlarım evrensel yaşamın vadilerinde ve kıyılarında. İlkel şeylerin sesli köpüğü içinde Ellerime uzanıyorum ve oynuyorum kaderin çakıl taşlarıyla. Çok kez cehenneme gittim geldim. Cennet hakkında her şeyi biliyorum, konuştuğum için Tanrı yla. Kanlar içinde ve dehşetin yüreğinde salınıyorum. Güzelliğin tutkulu zaptını biliyorum ve Uzak Dur mânasındaki bütün işaretlerde insanlığın müthiş isyanını. Benim adım Hâkikat ve ben kâinattaki en anlaşılmaz tutsağım. ÇEV: ÜMRAN SAATÇI

17 SÖYLE BANA Shel Silverstein Söyle, zeki olduğunu, Söyle, kibar olduğunu, Söyle, yetenekli olduğunu, Söyle, tatlı olduğunu, Söyle, hassas olduğunu, Zarif ve bilge olduğunu, Söyle, mükemmel olduğunu- Ama söyle bana, gerçeği. ÇEV: EREN EKIN ERCAN

18 YEŞIM SAĞLAM

19 YATAĞIM Ben ki her akşam yatağımda Onu düşünüyorum. Onu sevdiğim müddetçe Yatağımı da seveceğim. ORHAN VELİ KANIK Sevgili Orhan Veli Kanık ın anısana. Saygıyla... (13 Nisan Kasım 1950)

20 H A S A T F A N Z İ N f hasatfanzin d hasatfanzin 4 hasat.ekinn@gmail.com lhasat Fanzin