KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE CDX2 BOYANMA ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE CDX2 BOYANMA ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ PATOLOJİ LABORATUVARI Şef V Doç. Dr. Gözde Kır KRONİK GASTRİT VE MİDE KANSERİNE EŞLİK EDEN İNTESTİNAL METAPLAZİLER İLE MİDE KANSERLERİNDE CDX2 BOYANMA ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ Dr. Şenay ÇETİN İstanbul- 2008

2 TEŞEKKÜR Asistanlık eğitimim süresince bilgi ve tecrübesi ile daima yol gösterici olan klinik şef yardımcımız Doç.Dr. Fügen Vardar Aker e, asistanlık eğitimimin ilk günlerinden itibaren değerli bilgilerinden faydalandığım Doç. Dr. Önder Peker e, Uzm. Dr. Güray Kılıç a, Uzm. Dr. Dilek Benek e, Doç.Dr. Gözde Kır a zorlu asistanlık süresince bilgi ve tecrübe yanında dostluklarını da esirgemeyen, eğitimime büyük katkı sağlayan uzmanlarım; başta tezimin hazırlanmasında büyük emek harcayan tez danışmanım Dr. Selvinaz Özkara olmak üzere, Dr. Gülistan Gümrükçü ye, Dr. Pembegül Güneş e, Dr. Murat Erkan a ve Dr. Nilgün Özdemir e, birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarıma, bu çalışmanın teknik desteğini sağlayan teknisyenlerimize, ömür boyu benden desteğini esirgemeyen aileme, her zaman yanımda bana destek olan sevgili eşim Erhan Çetin e ve biricik kızım Zeynep e en içten teşekkürlerimi sunuyorum i

3 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR... i İÇİNDEKİLER... ii ŞEKİLLER... iii TABLOLAR... iv KISALTMALAR... v 1. GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER MİDENİN EMBRİYOLOJİSİ MİDENİN ANATOMİSİ Midenin Arterleri Midenin Venleri Midenin Lenf Drenajı Midenin Sinirleri MİDENİN HİSTOLOJİSİ Mukoza Submukoza Muskularis Eksterna Seroza MİDE TÜMÖRLERİ Adenokarsinom Epidemiyoloji Etiyopatogenez MİDEDE GÖRÜLEN METAPLAZİLER Pilorik Metaplazi Silialı Hücre Metaplazisi Pankreatik Asiner Metaplazi İntestinal Metaplazi CDX2 GENİ, İNTESTİNAL METAPLAZİ GELİŞİMİ VE KARSİNOGENEZDEKİ ROLÜ MATERYAL-METOD Olgu seçimi İmmunohistokimyasal İnceleme İmmunoreaktivitenin değerlendirilmesi İstatiktiksel değerlendirme BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR RESİMLER KAYNAKLAR ii

4 ŞEKİLLER Şekil 1. Correa nın Mide Karsinogenez Kaskadı Şekil 2. CDX2 nin fonksiyonları Şekil 3. Kronik İnaktif Yüzeyel Gastrit tanılı olguda hafif inflamasyon, inkomplet İM (H&EX100) Şekil 4. Kronik İnaktif Yüzeyel Gastrit tanılı olguda hafif inflamasyon, inkomplet İM (PAS-ABX100) Şekil 5. Kronik Aktif Yüzeyel Gastrit tanılı olguda orta derecede inflamasyon, komplet tipte İM (H&EX200) Şekil 6. Kronik Aktif Yüzeyel Gastrit tanılı olguda orta derecede inflamasyon, komplet tipte İM (PAS-ABX200) Şekil 7. Az diferansiye Adenokarsinom tanılı olguda hafif inflamasyon, orta derecede atrofi ve komplet tipte İM ( H&EX200) Şekil 8. Az diferansiye Adenokarsinom tanılı olguda hafif inflamasyon, orta derecede atrofi ve komplet tipte İM (PAS-ABX200) Şekil 9. CDX2 için kontrol amaçlı kullanılan kolon epitelinde nükleer pozitif boyanma ( immunohistokimyax200) Şekil 10. İnkomplet tipte İM de +3 ve +2 yoğunlukta nükleer boyanma Şekil 11. İnkomplet tipte İntestinal Metaplazi de CDX2 ile +2 şiddetinde nükleer boyanma, eşlik eden sitoplazmik boyanma (immunohistokimyax200) Şekil 12. Komplet tipte İntestinal Metaplazi de CDX2 ile +3 ve +2 şiddetinde nükleer boyanma, olgu (immunohistokimyax200) Şekil 13. İnkomplet tipte İntestinal Metaplazi de CDX2 ile +2 ve +1 şiddetinde nükleer boyanma, sol alt kesimde boyanmayan alan (immunohistokimyax100) Şekil 14. İnkomplet tipte İntestinal Metaplazi de CDX2 ile +1 şiddetinde nükleer boyanma (immunohistokimyax200) Şekil 15. Komplet tip İntestinal Metaplazi de +1 şiddetinde nükleer boyanma ve eşlik eden sitoplazmik boyanma (immunohistokimyax200) Şekil 16. Orta derece Diferansiye Adenokarsinom tanılı olguda CDX2 ile +2 ve +1 yoğunlukta pozitif nükleer boyanma, (immunohistokimyax400) Şekil 17. Az Diferansiye Adenokarsinom tanılı olguda +3 ve +2 yoğunlukta pozitif nükleer boyanma (immunohistokimyax400) iii

5 TABLOLAR Tablo 1. Mide Tümörleri (WHO 2000)... 8 Tablo 2. Müsin tiplerinin histokimyasal boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri 16 Tablo 3. Metaplazi tiplerinin histokimyasal boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri Tablo 4. Olguların Endoskopik Biyopsi Materyalleri ve Rezeksiyon Piyeslerinde Demografik ve Morfolojik Özelliklerinin Sayısal Dağılımı Tablo 5. İM de CDX2 Pozitivitesinin Cinsiyet ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 6. İM de CDX2 Pozitivitesinin Cinsiyet ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 7. İM de CDX2 Pozitivitesinin Yaş ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 8. İM de CDX2 Pozitivitesinin Yaş ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 9. İM de CDX2 Pozitivitesinin Lokalizasyon ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 10. İM de CDX2 Pozitivitesinin Lokalizasyon ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 11. CDX2 Pozitivitesinin Metaplazi Tipleri ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi). 33 Tablo 12. CDX2 Pozitivitesinin Metaplazi Tipleri ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 13. İM de CDX2 Pozitivitesinin Aktivite Durumu ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 14. İM de CDX2 Pozitivitesinin Aktivite Durumu ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 15. İM de CDX2 Pozitivitesinin Atrofi Durumu ile İlişkisi ( Endoskopik Biyopsi) Tablo 16. İM de CDX2 Pozitivitesinin H.Pilori Varlığı ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 17. İM de CDX2 nin Sitoplazmik Boyanmasının H.Pilori Varlığı ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 18. İM de CDX2 Pozitivitesinin Aktivite Şiddeti ile İlişkisi ( Endoskopik Biyopsi) Tablo 19. İM de CDX2 Pozitivitesinin İnflamasyon Derecesi ile İlişkisi (Endoskopik Biyopsi) Tablo 20. İM de CDX2 Pozitivitesinin İnflamasyon Derecesi ile İlişkisi (Rezeksiyon) Tablo 21. İM de CDX2 Pozitivitesinin Atrofi Derecesi ile İlişkisi ( Endoskopik Biyopsi) Tablo 22. İM de CDX2 Pozitivitesinin Atrofi Derecesi ile İlişkisi (Rezeksiyon) iv

6 KISALTMALAR AB: Alcian-blue Cag A: Cytotoxin-associated gene A CDX2:caudal-type homeobox 2 COX 2: cyclo-oxygenase 2 HID: High iron diamine H&E: Hemotoksilen&Eozin İM: İntestinal metaplazi MSI: mikrosatellit instabilitesi NO: Nitrik oksit ODC: ornitin dekarboksilaz PAS: Periodic asid-schiff PCS: Paradoxical concanavalin A ROR: reaktif okijen radikalleri v

7 1. GİRİŞ VE AMAÇ Mide kanserleri dünyada en sık görülen ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sırada yer almaktadır. Tanı anında mide adenokarsinomlarının %90 kadarı ileri evrede olduğu için sağkalım oranı oldukça düşüktür. Bu nedenle etiyopatogenez diğer malignitelerde olduğu gibi mide kanserlerinde de önemlidir. Diyet, H.pilori enfeksiyonu gibi çevresel faktörler ile genetik yatkınlık gibi çeşitli bireysel faktörlerin etkileşimi mide kanseriyle sonuçlanır. Bugün birçok araştırmacı tarafından kabul edilen Correa nın mide karsinogenez kaskadı, H.pilori enfeksiyonu ile başlayarak yüzeyel gastrit, kronik atrofik gastrit, İM, displazi ve son olarak mide kanserine giden bir yol izler. Bu yolda İM ara basamağı oluşturur ve özellikle intestinal tip mide adenokarsinomuna yüksek oranda eşlik eder. H.pilori Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1994 yılında birinci derecede karsinojen kabul edilmiştir. Uzun süreli H. Pilori enfeksiyonlarının atrofik gastrit ve İM gelişimiyle yakın ilişkisi anlaşılmıştır. Bu nedenle H.pilori eradikasyonunun mide karsinogenez kaskadındaki rolü, özellikle atrofi ve metaplaziyi geri döndürüp döndürmediği araştırılmaya devam etmektedir. Ayrıca İM nin mide kanserine yüksek oranda eşlik etmesi, İM ve alttiplerinin kanser gelişiminde etkisini de önemli kılmıştır. Özellikle inkomplet (tip III) İM nin mide kanseriyle birlikteliği sık olarak saptanmıştır. Ancak sadece alttiplemenin bu yönde yeterli olmadığı, metaplazinin yaygınlığı, lokalizasyonu ve biyopsi örnekleme hatalarının da mide kanseri için yüksek riski belirlemede etkili olduğu bildirilmektedir. Mide kanserinde erken tanı sağkalım oranını artırmaktadır. Bu da çalışmaları etiyolojik faktörlerin, patogenezin ve gastrik karsinogenezdeki genetik mekanizmaların üzerine yoğunlaştırmıştır. Mide karsinogenez kaskadında yer alan İM gelişiminde de genetiğin rolü halen araştırılmaya devam etmektedir. CDX2 bir proliferasyon ve diferansiasyon belirteci olması yanında tümör baskılayıcı görevleri de olduğu saptanan bir gendir. CDX2 nin İM gelişiminde etkili olduğu, mide kanserleriyle olan ilişkisi moleküler genetik çalışmalarda ve hayvan deneylerinde gösterilmiştir. Çalışmamızda yılları arasında bölümümüzde tanı konulan 70 adet komplet veya inkomplet İM nin eşlik ettiği gastrit tanılı endoskopik biyopsi materyali ile 54 adet komplet veya inkomplet İM nin eşlik ettiği adenokarsinom tanılı mide rezeksiyon materyalinde immunhistokimyasal yöntemle CDX2 ekspresyonu 1

8 araştırılmıştır. Amacımız gruplar arası CDX2 boyanma farklılıklarını değerlendirmek, CDX2 nin kanser riskini belirlemedeki rolünü saptamaktır. 2

9 2. GENEL BİLGİLER 2.1. MİDENİN EMBRİYOLOJİSİ Embriyo gelişiminin 4. haftasında, 7 mm iken, ön barsağın fusiform genişlemesi şeklinde mide belirir (1, 4). Daha sonraki haftalarda, midenin şekli ve pozisyonu, duvarının değişik bölgelerdeki farklı büyüme hızı ve çevresindeki organların pozisyonlarında meydana gelen değişiklikler sonucu önemli ölçüde farklanır. Mide uzun ekseni etrafında saat yönünde 90 derece dönerek sol tarafı öne ve sağ tarafı da arkaya bakar hale gelir. Bu dönüş sırasında midenin orijinal arka duvarı, ön duvardan daha hızlı büyür ve bu olay büyük ve küçük kurvaturların oluşumuyla sonuçlanır. Buna bağlı olarak özofagusun sol ve sağ yanında seyreden nervus vaguslar yer değiştirerek sol vagus öne, sağ vagus arkaya geçer. Midenin ön-arka eksen etrafında rotasyon yapmasının bir sonucu olarak dorsal mezogastrium aşağı istikamette balonlaşır ve omentum majoru oluşturur, omentum minör ise ventral mezogastriumdan gelişir (1). Mide endodermden gelişir ve mukozanın erken glandüler differansiasyonu fetus boyu 80 mm ye ulaştığında oluşur. Enzim ve asit üretimi ilk olarak fetal hayatın 4. ayında oluşur. Yenidoğanda mide tamamen gelişmiştir ve erişkininkine benzer (4) MİDENİN ANATOMİSİ Sindirim kanalının en geniş yeri olan mide, özofagus ile duodenum arasında, abdomenin epigastrium ve sol hipogastrium bölgelerinde yer alır.(2, 3) Boş mide, fundusunun çıkıntısı hariç, hemen hemen tubuler veya J şeklindedir. (3,4) Mide; kardiya, fundus, korpus ve pilor olmak üzere dört anatomik bölgeye ayrılır. Midenin superomedial sınırı küçük kurvatur, inferolateral sınırı büyük kurvaturdur. Kardia gastroözofageal bileşkenin 1 3 cm yakınındaki bölgedir (4). Fundus gastroözofageal birleşim düzeyinin yukarısında yer alır, havayla doludur ve diafragma ile komşuluk gösterir.(2, 3) Korpus midenin en büyük bölümüdür, insisura angularise kadar uzanır. Fundus ile korpus arasında belirgin bir sınır bulunmaz. Distal olarak yer alan pilor antrum, pilor kanalı ve pilor sfinkteri olmak üzere 3 bölgeye ayrılır. (3) Antrum geniş, pilor kanalı ise 1 2 cm uzunluğunda dar bir kanaldır. Pilor sfinkteri ise gerçek bir sfinkter olmayıp düz kastan yapılmıştır. Boş midenin mukozasında plica gastrika denilen kalın plikalar vardır. Bunlar genellikle midenin uzun eksenine paralel olarak 3

10 uzanırlar. (2) Organ dolarak genişlediği zaman plikalar düzleşirler. (2,4) Fundus ve korpus mukozasında plikalar özellikle büyük kurvaturda daha belirginken antrumda plikalar düzleşirler. (2, 4, 5) Plikalar histolojik olarak mukoza, muskularis mukoza ve submukozanın bir kısmını içerir Midenin Arterleri Mide, kan damarları açısından zengin bir organdır. Tüm arterleri çölyak trunkusdan çıkar. Mide çölyak trunkusun her üç dalından da kan alır. (2, 3) Küçük kurvaturda ilerleyen sol gastrik arter (çölyak trunkusun dalı) ve sağ gastrik arter (ana hepatik arterin dalı) ; büyük kurvaturda ilerleyen sağ gastroepiploik arter ( gastroduodenal arterin dalı), sol gastroepiploik arter ve kısa gastrik arter ( splenik arterin dalları) mideyi besler. (2) Bu arterlerden ayrılan dallar, peritonun altında uzanarak kas lifleri arasına girer, daha sonra da submukozaya giderek bir ağ oluşturur. (2,4) Midenin Venleri Midenin venleri arterlerine eşlik eder. Bunlar portal sisteme açılırlar. Kardia bölümündekiler de özofagusun venleri ile önemli anastomoz yaparlar (2) Midenin Lenf Drenajı Mukozada derin interglandüler bölgeden başlayan lenfatik damarlar önce submuköz lenfatik ağlarını, sonra kas tabakasını delerek subseröz ağlarını ve serozayı da delerek mide dışı lenf yollarını meydana getirirler (2, 4, 5). Bu düzenlenim erken mide kanserindeki lenfatik metastazı açıklar. Mide dışı lenf yolları mide arter ve venlerine komşu olarak seyreder (5). Mide dışı lenfatik kanallar hemen midenin yakın çevresindeki lenf bezlerine, oradan mide arterleri etrafındaki lenf bezlerine, daha sonra çölyak lenf bezlerine ulaşır (2) Midenin Sinirleri Midenin innervasyonu sempatik ve parasempatik sinirler aracılığıyla olur. Parasempatik lifleri vagal sinirden, sempatik sinir lifleri çölyak pleksusdan gelir (2, 4). Serozal yüzde gerçek sinir pleksusları bulunmaz ancak submukozadaki Meissner plekuslarında ve muskuler tabakadaki Auerbach pleksuslarında yoğunlaşırlar (4). 4

11 2.3. MİDENİN HİSTOLOJİSİ Mide duvarı tüm sindirim kanalının karakteristiği olan 4 genel katman sergiler: Mukoza, submukoza, muskularis propria veya eksterna, seroza Mukoza Mide mukozası üç tabaka içerir: Yüzey epiteli, lamina propria, muskularis mukoza. Yüzey Epiteli: Tüm mide mukozası mukus ve bikarbonat sekrete eden yüksek kolumnar bir epitel ile döşelidir (5, 11, 12). Salgılanan bu mukus kalın bir jel tabakası oluşturarak hücreleri mide tarafından salgılanan kuvvetli asidin etkisinden korur. Yüzey ve foveolar hücrelerin etrafındaki sıkı bağlantılar da aside karşı engelin bir parçasını oluşturur (11). Bu mukus PAS boyası ile pozitif boyanma gösteren nötral müsindir, alcian blue negatiftir (4). Yüzey epiteli lamina propria içine uzanarak foveolaları oluşturur. Histolojik olarak mide mukozası kardiak, fundik ve pilorik olmak üzere 3 tiptir: o Kardiak ve Pilorik Mukoza: Kardiak ve pilorik zonda foveolalar mukozal kalınlığın yaklaşık olarak yarısını tutar (4). Kardiak ve pilorik glandlar mukus sekrete eden kolumnar hücrelerdir. Az sayıda endokrin hücre de içermektedirler. Nadiren özellikle geçiş bölgelerinde oksintik ve esas hücreler bulunabilir. Kardiak ve pilorik glandlar genellikle kıvrımlıdır, kardiak glandlar tek tük mukus sekrete eden kistik yapılar oluşturabilir. Pilorik glandlar sadece nötral müsin salgılar. Kardiak glandlar nötral müsine ek olarak küçük bir miktar sialomüsin de salgılar (4). o Fundus ve Korpus Mukozası: Mukozal kalınlığın dörtte birinden daha azını kaplayan foveolalara sahiptir (4). Fundus ve korpusta glandlar kardiak ve pilorik bölgeden farklı olarak kıvrımlı değil, düzdür. Oksintik mukoza 6 farklı hücre tipi içerir: yüzey foveolar hücreler, istmik muköz hücreler, paryetal hücreler, müköz boyun hücreleri, esas hücreler, endokrin hücreler (5, 12). Esas hücreler(zimojen hücreler): Glandların bazal bölgesinde bulunur. Bir veya daha fazla küçük nükleol içeren, bazale uzanmış bir nükleusa sahip, soluk mavi-gri sitoplazmalı küboidal hücrelerdir. Pepsinojen içeren zimojen granülleri bulunur. 5

12 Paryetal hücreler: İstmik bölgede bulunur. Bu hücreler düzgünce dağılmış kromatinli, santrale lokalize nükleusa sahip, H&E kesitlerde koyu pembe sitoplazmalı, bazal membran boyunca aralıklı olarak dizilen üçgen şekilli hücrelerdir. Asit( HCl) ve B12 vitamininin intestinal absorpsiyonu için gerekli intrinsik faktör salgılarlar. Müköz boyun hücreleri: İstmik bölgede paryetal hücrelerin arasında tek tek ya da küçük gruplar halinde bulunur. Bunların H&E ile ayırd edilmesi zordur. Bu hücreler nötral ve asidik müsin, özellikle sialomüsin üretir. Müköz boyun hücreleri istmik bölgede de bulunur. (4) Müköz boyun hücreleri boyun bölgesindeki mitotik aktif kök hücrelerden gelişirler, mukozal proliferasyon ve rejenerasyon gibi major fonksiyonlara sahiptirler (5,12). Endokrin hücreler: Mide, hormon üreten hücrelerin geniş bir çeşidini içerir. Antrum bölgesinde bütün endokrin hücre populasyonunun %50 si G (Gastrin üreten) hücreleridir. %30 u, serotonin üreten enterokromaffin hücreler ve %15 i, somatostatin üreten D hücreleridir. Bununla birlikte, fundik mukozada endokrin hücrelerin büyük bir kısmı enterokromaffin benzeri (ECL) hücrelerdir. Bunlar histamin sekrete eder. Fundik mukozada bu hormonları sekrete eden hücreler glandlarda özellikle tabana doğru lokalize olmuştur. Pilorik mukozada hemen foveolaların altında boyun bölgesinde en yaygındırlar. Lamina Propria: Mukoza içerisinde bazal membran altına kondanse olmuş olan kollajen ve elastik lifler ile iyi organize olmuş bir retikülin şebekesi ile yapısal destek sağlayan alandır (12). Fibroblastlar, histiositler, plazma hücreleri ve lenfositleri içeren çok sayıda hücre tipleri içerir. Lenfositler baskın olarak IgA üreten B hücreleridir. Ayrıca lamina propria kapillerler, arterioller ve nonmyelinize sinir lifleri de içerir. (4,5) Lenfatikler muskularis mukozaya bitişik derin lamina propriada bulunur. Üst ve orta lamina propriada lenfatik yoktur. (5) Muskularis Mukoza: Mukozanın alt sınırını sirküler bir iç tabaka ve longutidunal bir dış tabaka içeren düz kasların ince bandlarının oluşturduğu muskularis mukoza oluşturur. (4,12) 6

13 Submukoza Muskularis mukoza ve muskularis propria arasında lokalize olmuş, gastrik rugaların merkezleri formundadır. Çoğu elastik lifler bulunduran gevşek konnektif doku içerir. Venler, arterler, lenfatikler ve Meissner in otonomik sinir pleksusu burada bulunur (4,12) Muskularis Eksterna Her biri farklı planlarda yerleşmiş, düz kasın 3 tabakasını içerir. En iç oblik tabaka kesintili bir tabakadır ve her kesitte görülmeyebilir. Ortada sirküler ve en dışta da longutidunal düz kas tabakası vardır. Sirküler ve longitidunal tabaka arasında myenterik (auerbach s) sinir pleksusu mevcuttur (4,12) Seroza Mide duvarının en dışında bulunan bağ dokusunun ince bir tabakasıdır. (5,11) Peritonla devam eden bir mezotel ile döşelidir (5,12) MİDE TÜMÖRLERİ Mide tümörleri malign ya da benign olabilir. Bu tümörler histopatolojik özelliklerine dayanılarak sınıflanabilir. EPİTELYAL TÜMÖRLER İntraepitelyal Neoplazi-Adenom Karsinom Adenokarsinom İntestinal tip, Diffüz tip Papiller adenokarsinom Tubuler adenokarsinom Müsinöz adenokarsinom Taşlı yüzük hücreli karsinom Adenoskuamöz karsinom Skuamöz hücreli karsinom Küçük hücreli karsinom İndiferansiye karsinom NONEPİTELYAL TÜMÖRLER Leiyomyom Schwannom Granüler hücreli tümör Leiomyosarkom Glomus tümör Gastrointestinal stromal tümör Kaposi sarkom Diğerleri Malign lenfomalar: Marjinal zon B hücreli lenfoma Mantle hücreli lenfoma 7

14 Karsinoid tümör( iyi diferansiye endokrin neoplazm) Diffüz büyük B hücreli lenfoma Tablo 1. Mide Tümörleri (WHO 2000) Mide malign tümörlerinin yaklaşık %90 kadarı adenokarsinomlardır. Non-Hodgkin lenfomalar ve leiyomyosarkomlar geri kalan %10 luk dilimi oluşturur. (16,52) Adenokarsinom Adenokarsinomlar, Lauren sınıflamasına göre histolojik olarak 2 kategoriye ayrılır: 1- intestinal tip (diferansiye): gland benzeri tubüler yapılar oluşturan, koheziv neoplastik hücrelerden oluşur ve genellikle ülsere olur. 2-diffüz tip (indiferansiye): hücre kohezyonu yoktur, mide duvarı belirgin bir kitle oluşturmaksızın infiltre olur ve kalınlaşır (16, 52). Mide kanserlerini intestinal ve diffüz olarak sınıflamak epidemiyoloji, etiyoloji, patogenez ve klinik davranış bakımından farklılıklar göstermesi açısından önemlidir. Bu sınıflama aynı zamanda cerrahi prosedürü de etkiler, özellikle tümörün rezeksiyonu gerektiğinde cerrahi sınırlarda güvenlik marjını belirlemek için gereklidir (52). İntestinal tip erkeklerde ve daha yaşlı gruplarda daha sıkken, diffüz karsinomlar genç yaş gruplarında daha sıktır. Kadın ve erkekte görülme oranı eşittir (16). İntestinal tip mide kanserlerinin % i antrum küçük kurvaturda gelişir (25). Mide kanserleri sıklıkla radyoterapi ve kemoterapiye dirençlidir. Aslında cerrahi tedavi küratif potansiyeli olan tek tedavidir. Ancak çoğu batı ülkesinde mide kanseri cerrahinin sadece palyatif olduğu ileri evrede saptanmaktadır. Japonya da ise daha erken dönemde ve daha genç ve daha sağlıklı hastalarda teşhis edilmektedir. Günümüzde bu hastalığın insidansını ve mortalitesini azaltmanın yolu birincil ve ikincil önlemlerdir. Bununla birlikte başarılı olmanın yolu, etiyolojik faktörlerin ve gastrik karsinogenezdeki genetik mekanizmaların bilinmesidir (14) Epidemiyoloji Mide kanseri dünyada akciğer kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen ve kanserden ölüme yol açan kanserdir (16, 23). Bazı ülkelerde hala 1. sıradaki yerini korumakta ve insidansı ülkeler arasında değişiklik göstermektedir (8, 52). Özellikle düşük ve yüksek risk bölgelerinde görülme oranları arasında kata kadar fark bildirilmiştir (5,6). Yüksek riskli bölgeler içinde Batı Asya, Güney Amerika, ve Batı Avrupa yer alırken, düşük riskli bölgeler Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa, çoğu Afrika ülkesi ve güney Batı Asya dır. Asya ülkelerinde yüksek insidans ve mortalite oranlarıyla gözlenen 8

15 mide kanserlerinde diete bağlı faktörlerin, özellikle tuzlu ve nitratlı besin tüketiminin birincil sorumlu olduğu düşünülmektedir. Yüksek oranda tuz tüketimi midede irritasyona ve sonuçta atrofik gastrit gelişimine yol açmaktadır. Tuz aynı zamanda aşırı hücre replikasyonuna yol açmakta ve nitratlı besinlerin mutajenitesini artırmaktadır (46, 52). İntestinal tip adenokarsinomlar daha çok yüksek riskli bölgelerde görülürken, diffüz tip adenokarsinomlar düşük risk bölgelerinde daha sıktır. Son birkaç dekadda mide karsinomunda azalma, hemen hemen bütünüyle intestinal tip karsinom insidansındaki azalmaya bağlı olmuştur. Bunun yanısıra diffüz tipin insidansı değişmemiştir (6,16). Mide kanseri 30 yaşından daha genç hastalarda nadirdir. 5. dekadda sık ortaya çıkmakla birlikte yaşla sıklığı artar (6, 8, 16). 50 yaş sonrası görülme sıklığı erkeklerde 2 kat fazla iken, daha genç yaş grubunda kadın/erkek oranı eşittir ( 5, 6, 8) Etiyopatogenez Mide kanseri kardiada gelişebileceği gibi daha distalde de gelişebilir. Epidemiyolojik veriler bu iki tip kanserin hem etiyolojik faktörler hem de olası patogenezler açısından farklı olduğunu göstermektedir. Kardia kanseri gastroözofageal reflü ile yakın ilişkiliyken, kardia dışı kanserler birbiriyle etkileşim içindeki çeşitli faktörlerin (diyet, çevresel, bireysel genetik yatkınlık gibi) sonucudur (53). Aşağıda sözü edilen faktörler daha çok kardia dışı kanserleri ilgilendirmektedir. Çevresel Faktörler o Helikobakter Pilori ile Enfeksiyon Helikobakter Pilori bakterisi insan gastrik karsinogenezde en önemli etiyolojik role sahiptir ve Dünya Sağlık Örgütü 1994 yılında, Helikobakter pilori nin özellikle intestinal tip mide kanseri gelişiminde karsinojen bir bakteri olduğunu kabul etmiştir. Bazı prospektif çalışmalarda H.Pilori ile kronik enfekte olan bireylerde mide karsinomu riskinin 2 6 kat arttığı gösterilmiştir (14, 17, 21). H.Pilori primer olarak çocukluk çağında kazanılmış ve hayat boyu devam eden kronik gastrit ile ilişkilenmiştir (5, 9). Bakteriyal infeksiyon, multifokal atrofik gastrit, İM, displazi ve karsinom ile takiplenmiş kronik gastritlere neden olur (5, 6, 8, 9, 13, 14, 46, 78). Bununla birlikte mide karsinomu H.Pilori ile enfekte olan kişilerin az bir kısmında gelişir. Bu durum 9

16 H.Pilori nin patojenitesine, çevresel faktörlere, konağın yatkınlığına ve bunlar arasındaki ilişkiye bağlıdır (5, 13,14). H.Pilori ye karşı gelişen immun cevap inflamatuar mediatörlerin komplex bir ağını kapsar. Bunlar IL-8 gibi kemokinler; IL-1, IL-6 ve tümör nekroz faktör alfa gibi proinflamatuar sitokinler ve IL-10 gibi immunosupresif peptidlerdir (52). Böylece mukozada polimorfonükleer lökositler, makrofajlar, T lenfositler ve B lenfositlerin infiltrasyonu ile giden inflamatuar cevap ortaya çıkar. H.Pilori tarafından indüklenen CD11a/CD18 ve CD11b/CD18 lenfositleri ICAM 1 (intercelluler adhesion molecule) ile birleşir ve enfeksiyon alanına nötrofillerin göçüne ve yüzey epiteline yapışmasına neden olur. Lamina propriaya infiltre olan inflamatuar hücreler süperoksit ve hidroksil iyonları gibi reaktif oksijen radikallerinin (ROR) salınımına yol açar. ROR mide epitelinde oksidatif stresi artırır (53). H.Pilori ile kronik enfeksiyonun epitel hücre replikasyon artışı, hücre ölüm oranının artışı (apoptoz) ve oksidanların üretimini de içeren hücre siklus değişikliklerine yol açtığına inanılmaktadır. Bu durum, antioksidan savunmaların tükenmesiyle birleşip DNA mutajenite olasılığını artırarak karsinogenezi etkiler (5, 6, 12, 14, 52). Ayrıca diğer H.Pilori zincirleriyle karşılaştırıldığında Cag A virülans faktörü H.Piloriye karşı artmış antikor yanıtı ile ilişkilidir (5, 6, 16, 52). Cag A geni pozitif H.Pilori enfeksiyonu artmış atrofi ve İM prevelansı ve yoğunluğu, buna ek olarak artmış gastrit derecesi ile ilişkilidir. Bu da artmış mide adenokarsinomu riski için iyi bir parametre olabilir (19, 20, 52). Konağa ait genlerde IL 1 beta polimorfizminin saptanması da H. Pilori ile enfekte kişilerde artmış karsinom riskiyle ilişkilidir (53). o Diyet Beslenme ile mide kanseri arasında direkt ve önemli bir ilişki vardır. Belirli yemek pişirme yöntemleri gastrik karsinomun yüksek riski ile ilişkilenmiştir. Soğutmanın yokluğu; korunmuş, tütsülenmiş, konserve ve tuzlanmış gıdaların tüketimi; nitratlarla su kontaminasyonu; taze meyve ve sebzelerin yokluğu yüksek risk alanlarında yaygın konulardır. Karşılık olarak yeşil, lifli sebzelerin alımı ve askorbat (vit C), alfatokoferol (vit E), beta karoten ve selenyum içeren turunçgillerin tüketiminin antioksidan özelliklerinden dolayı gastrik kanser riskini azalttığını gösterilmiştir (5, 15, 16). 10

17 o İyonize Radyasyon Bazı araştırmalar iyonize radyoasyonun gastrik kanser riskini 2 4 kat arttırdığını vurgulamıştır (16). Ancak bu risk radyologlar ve radyoloji teknisyenleri için gösterilememiştir. Çünkü Japonya da atom bombasından kurtulan ve terapödik olarak maruz kalanlara kıyasla karşılaştıkları dozlar oldukça düşüktür. (52, 53). o Alkol Kullanımı Gastrik kansere yakalanma riskinin alkol içenlerde, içmeyenlere göre 2 kat fazla olduğu söylenmiştir (16). o Pernisiyöz Anemi 4517 pernisiyöz anemi vakasının 20 yıllık takibinde gastrik kanser riskinin 3 kat arttığı bulunmuştur (16). o Sigara Kullanımı Sigara içimi ile ilgili veriler çelişkilidir. Bir kısım araştırmacılar sigaranın mide kanserini arttırdığını ve bunun doza bağlı olduğunu, bir kısım araştırmacılar dozla ilgisi olmadığını belirtirken yine bazı araştırmacılar da sigara ile mide kanseri arasında ilişki olmadığını belirtmektedirler (5, 16). o Parsiyel Gastrektomi Uzun süreli takiplerde parsiyel gastrektomiden yıl veya daha sonrasında artmış mide kanseri riski saptanmıştır (5, 16, 22). o Sosyoekonomik Durum Midede kanser gelişme riski, düşük sosyo ekonomik ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha fazladır (16). Kişisel Faktörler o A Kan Grubu A Kan grubuna sahip olan kişilerde diğer kan gruplarına sahip kişilere göre mide kanser riski daha yüksektir. (5,52,53) A kan grubu özellikle diffüz tiple ilişkilidir. o Pozitif Aile Hikayesi Pozitif aile hikâyesi de predispozan bir faktördür (5, 53). Zanghieri ve arkadaşları ailesinde mide kanseri olanlarda 3 kat artmış riskden bahsetmişlerdir (54). 11

18 o Genetik faktörler Moleküler genetik çalışmalar, karsinogenezin çok basamaklı yolağında ve tümör gelişiminde genetik değişimlerin rolü hakkında ipuçları sunmuştur. Onkogenlerin etkisi, mutasyon yoluyla tümör baskılayıcı genlerin etkisizleştirilmesi, tümör baskılayıcı genleri taşıyan kromozomlarda heterojenite kaybı (LOH), ve DNA replikasyonunda hataların oluşması (özellikle basit tekrarlayan sekanslarda) gastrik malignite bağlamında tartışılmıştır (52). P53 mutasyonu, p16 kaybı ve hipermetilasyonu, APC (adenomatosis polyposis coli), RB1 (retinoblastoma) ve DCC (deleted in colorectal carcinomas) gibi tümör baskılayıcı genlerin inaktivasyonu, cyclind1 ve c-met gibi bazı onkogenlerin overekspresyonu, EGF, TGF, c-erb- B2 gibi büyüme faktörlerinin overekspresyonu, E-cadherin, alfa-katenin kaybı ve ß-katenin ekspresyonu, 1p, 5q, 7q, 12q, 13q, 17p, 18q ve y gibi kromozomlardaki LOH nin gastrik karsinogenezde rolleri olduğu düşünülmektedir (5, 18, 52, 55, 67, 68). Predispozan Durumlar o Kronik Atrofik Gastrit ve İntestinal Metaplazi Kronik atrofik gastrit ve İM uzun süren kronik inflamasyona adaptif bir cevap olarak ortaya çıkar ve her iki lezyon da özellikle yüksek riskli bölgelerde intestinal tip adenokarsinoma eşlik veya öncülük eder. Kronik atrofik gastrit ve İM nin mide karsinomuyla ilişkisi yaygın olarak çalışılmıştır ve birçok kaynak tarafından derlenmiştir. İntestinal tip mide kanseri birçok genetik mutasyon ve hücre transformasyonun son evresi olarak ortaya çıkar (5, 46). Kronik gastrit bu olayda başlatıcı ve gerekli bir olaydır. Gastritin erken dönemlerinde gastrit, korpus-antrum bileşkesinde multipl küçük odaklar olarak başlar. Her odak giderek genişler ve komşu odaklarla birleşerek antrum ve fundusun daha geniş alanlarını kaplar. Bu durum özellikle küçük kurvaturu etkiler. (5,22) Eğer gastrit devam ederse atrofi ve devamında İM gelişir. Bu durum neoplaziye kadar giden zinciri başlatır (5). Atrofik gastrit gelişimine neden olan 2 önemli etken H. Pilori ve otoimmün faktörlerdir (23). Ancak otoimmün gastrit nadir görülen bir hastalık olduğu için H. Pilori atrofik gastrit gelişimi için en önemli faktördür (22,23,24). Atrofik gastrit ve İM muhtemelen tek başlarına premalign durumlar değillerdir ancak gerçek premalign durum olan displaziye giden yolu aralarlar (22). Her 12

19 iki durumda da karsinom gelişimi hem çevresel faktörlere ( diet, aspirin ve NSAİİ tedavisi, sosyoekonomik durum, sigara kullanımı, H. Pilori zinciri vs ) hem de kişiye ait faktörlere bağlıdır. İM ile ilgili daha geniş bilgi ilgili başlıkta verilecektir. o Gastrik Epitelyal Displazi Gastrik displazi gerçek prekanseröz bir durumdur (22, 28). Yapılan bir çalışmada intestinal tip mide karsinomlarının % 23,3 üne diffüz tip karsinomların ise % 3 üne eşlik ettiği saptanmıştır (29). Gastrik displazinin iki morfolojik tipinden ilki adenomatöz displazidir. Villöz ve flat yapıda olabilir. İkincisi hiperplastik displazidir ve inkomplet metaplazi zeminde gelişir (27) yılında Padova da batılı ve Japon patologlar gastrik displazi için preinvaziv neoplazi tanımını getirmişler, daha da ötesi gastrik neoplazi için yeni bir sınıflama üzerinde fikir birliğine varmışlardır. Bu sınıflamaya göre; 1- displazi için negatif, 2- displazi için kesin değil, 3- non-invaziv neoplazi, 4- invaziv kanser için şüpheli, 5- mide kanseri şeklinde sınıflanmış ve böylece tanı ve tedavide var olan farklılıkları gidermek amaçlanmıştır (30,31). Gastrik displazinin sınıflaması nükleer atipi ve yapısal bozulmaya bağlı olarak low grade ve high grade (düşük dereceli ve yüksek dereceli) olarak ayrılır. Displastik nükleus irileşmiş, hiperkromatiktir, şekilde düzensizlik ve polarite kaybı vardır. Yapı bozuktur, düzensiz lümenli birbirine sıkıca paketlenmiş tubuler yapılar oluşturur. Displazide tüm nükleer değişiklikler tubuler yapılara sınırlıdır ve eğer bazal membranı aşarsa invaziv karsinom haline dönüşür (9). Low- grade displazilerin %38-75 i gerilerken, %19-50 si ilerlemez ve % 0-15 i high- grade displaziye ilerler. Bu yüzden low-grade displazide tekrar biyopsi ile takip yeterli bir tedavidir. High grade displazi ise önemli bir bulgudur; %0 15 geriler, %14 58 i aynen devam eder, %25-80 i ise invaziv kansere ilerler. Polip ya da ülserle ilişkili high grade displazili vakalarda tanı anında invaziv kanser eşlik etme olasılığı yüksektir. High grade displazisi tanısı konduğunda tedavi endoskopik rezeksiyon veya gastrektomi olmalıdır (27). 13

20 o Gastrik Adenomlar Adenoma- karsinom sekansı kolonik karsinomun patogenezinde iyi anlaşılmıştır. Kolonik adenomatöz polipler genelde mukozadan kabarık displastik lezyonlardır. Karsinomların çoğu bu lezyonlardan gelişir. Midede ise durum tersinedir. Midede adenom zemininde karsinom gelişebilir ancak adenom nadirdir. Mide adenomları da flat ya da mukozadan kabarık polipoid lezyonlar olabilirler. Mide displazileri daha çok flat mukozada gelişir (22). Mide adenomlarından karsinom gelişme riski % 5 15 arasındadır (27). Mide adenomları prekanseröz kabul edildikleri için endoskopik olarak çıkarılmalı ve hasta takip programına alınmalıdır (26). o Hiperplastik Polipler Hiperplastik polipler de prekanseröz lezyon olarak gösterilebilir; literatürde bu lezyonlardan malignite gelişime riskinin %0,6 ila %6,6 arasında olduğu gösterilmiştir. Bu yüzden de bu lezyonlar tamamen çıkarılmalıdır (26). o Menetrier Hastalığı(Hipertrofik Gastropati) Uzun süreli takiplerde kanserle ilişkisi olduğu ileri sürülmüştür ancak nadir görülen bir durum olduğu için doğrulanamamıştır (22). o Kronik Gastrik Ülser Gastrik ülserin antrum-korpus bileşkesinde olduğu vakalarda mide kanseri riski yüksektir. Ancak kanserin ülser zemininden mi geliştiği ya da ülserin küçük bir karsinom yatağında mı geliştiğini tesbit etmek zordur. Kanser ve ülser birlikteliği de nadir değildir, bazen küçük kanserler benign ülserle devamlılığı olmayan mukozadan gelişebilir. Ülser-kanser terimi önceki peptik ülser alanında gelişen kanser için kullanılır. Bu zeminden gelişen kanserler % 1 i aşmaz (5). Son zamanlarda yapılan çalışmalarda H. Pilori kolonizasyonu olmayan vakalarda mide karsinomu riskinin minimal olduğu varsayımına gidilmiştir (16). o Barret Özofagusu Kardia ve gastroözofageal bileşke kanserleri için predispozandır MİDEDE GÖRÜLEN METAPLAZİLER Midede dört tip metaplazi görülür. Bunların saptanmasında morfolojik, histokimyasal ve enzimatik paternler kullanılır. Pilorik ve İM en sık rastlanan metaplazi tipleridir, 14

21 silialı hücre metaplazisi ve pankreatik asiner metaplazi ise daha nadir görülen tiplerdir Pilorik Metaplazi Pilorik metaplazide fundik glandların asid ve enzim sekrete eden hücrelerinin yerini mukus sekrete eden pilorik tip glandlar alır. Yaşla ilgili bir süreç olup distalden başlayarak proksimale doğru ilerler. Pilorik metaplazi aynı zamanda H. Pilori enfeksiyonuna cevap olarak insisurada görülebilir. Bu durumda mukozal atrofi ve İM ile ilişkilidir Silialı Hücre Metaplazisi Ülser, displazi ve adenokarsinomlu mide mukozasında İM nin derin bölgelerinde gelişir. Silialı hücreler kistik dilate glandları döşer. Sebebi ve önemi bilinmemektedir (5) Pankreatik Asiner Metaplazi Mide rezeksiyonlarının %16 kadarını etkiler. Otoimmün gastritle ilişkilidir. Daha çok kardiada diğer gastrit tipleriyle birlikte görülür. Gastrik glandların arasında veya altında tek ya da çok sayıda küme ve lobüller şeklinde görülür (5, 27) İntestinal Metaplazi Midede en sık görülen metaplazidir (50). İM yüzeyel ve foveolar epitelin hem morfolojik hem de histokimyasal olarak değişmesiyle karakterize kompleks bir olaydır (5). İntestinal mukoza, mide kök hücrelerinin yönünü mideye has hücreler yerine ince barsak tipi hücrelere (absorptif hücreler, goblet hücreleri ve paneth hücreleri) dönüştürmesi sonucu oluşur. Bu olayda tetikleyici etken mide mukozasının özelikle H.pilori tarafından sürekli irritasyonudur (37, 50). İM Correa nın mide karsinogenez kaskadında ara basamaktır ve premalign durum kabul edilerek yaygın olarak çalışılmıştır (32, 37, 46). Bununla birlikte İM nin patogenezi ve mide karsinomu ile ilişkisi hakkında çok sayıda soru işareti vardır. İM aynı zamanda Barrett özofagus ta, safra taşları ile ilişkili olarak safra kesesinde, koledok kistleri ve taşlarla ilişkili olarak safra yollarında prekanseröz bir durum olarak da görülebilir (64). İM değişik formlarda olabilir ve farklı yazarlarca da değişik tanımlamalar ve sınıflamalar yapılmıştır. 15

22 İntestinal Metaplazi de Kullanılan Sınıflamalar: İM sınıflamasında en yaygın kullanılan Paneth hücresinin varlığına göre komplet ve inkomplet tipleri öneren Kawachi ve arkadaşlarının sınıflaması olmuştur. Müsin sekresyon paternine ek olarak morfolojiyi de esas alan diğer bir grup araştırmacı da ince barsak tipi ve kolonik tip olarak sınıflamıştır. Jass ve Filipe 1979 da morfoloji ve klasik müsin boyaları (PAS, AB, HID) kullanarak İM yi 3 evrede tanımlamışlardır (Tip I, II ve III). Tip I komplet tipe, Tip II ve III ise inkomplet tip, sırasıyla hafif ve ciddi glandüler distorsiyonu karşılar (32). Jass ve Filipe nin önerdiği ve bugün sıklıkla kullanılan subtipleme şöyledir (33, 36, 41, 47): o Tip I (komplet): belirgin brush border a sahip matür absorptif hücreler ve goblet hücreleri vardır, goblet hücreleri sialomüsin salgılarlar. Paneth hücrelerinin varlığı karakteristiktir ancak her zaman bulunmaz. Mide mukozası ince barsağa benzer. o Tip II (inkomplet): absorptif hücre azdır veya yoktur, değişik evrelerde diferansiasyon gösteren, nötral müsin ve asid sialomüsin salgılayan kolumnar intermediate hücreler ve sialomüsin ve/veya nadiren sülfomüsin salgılayan goblet hücreler vardır. o Tip III (inkomplet): hücre dediferansiasyonu tip II ye göre daha belirgindir, intermediate hücreler baskın olarak sülfomüsin salgılar, goblet hücreleri sialo- ve/veya sülfomüsin salgılar. Bu tipte epitel hiperplastik görünür ve metaplastik glandlarda belirgin glandüler distorsiyon ve dallanma vardır. Sulfomüsinler, sialomüsinlerden HID/AB boyası kullanılarak ayırt edilir (37). Çeşitli müsin tiplerinin özel boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri ve komplet ve inkomplet metaplazide bulunan hücre tiplerinin özel boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri tablo 2 ve 3 de gösterilmiştir. Boyama nötral müsin sialomüsin sülfomüsin yöntemleri AB ph 2.5/PAS koyu pembe mavi mavi HID/AB ph 2.5 boyanmaz mavi kahverengi-siyah Tablo 2. Müsin tiplerinin histokimyasal boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri 16

23 Boyama yöntemleri AB ph2.5/pas AB ph2.5/hid Komplet tip İM (tip I) İnkomplet tip İM (tip II) (tip III) Kolumnar goblet Kolumnar goblet Kolumnar goblet PAS(+) PAS(+) PAS(+) PAS(+) PAS(zayıf PAS(+) AB(-) AB(+) AB(+) AB(+) +) AB(+) AB(-) HID(-) AB(+) HID(-) AB(+) HID(-) AB(+) HID(+/-) AB(+) AB(+) HID(+) AB(+) HID(+) Tablo 3. Metaplazi tiplerinin histokimyasal boyama yöntemleriyle boyanma özellikleri Yaygın olarak kullanılan bu sınıflamalar gastrik fenotipin korunmuşluğunu dikkate almamaktadır, ince barsaktaki hücrelerin özelikleri vurgulanmaktadır. Bu yüzden Inada ve arkadaşları hücrenin farklılaşma durumuna dayanan hem gastrik hem de intestinal fenotipik belirteçler; MUC5AC, MUC6, PCS gibi gastrik ve MUC2, CD10 ve villin gibi intestinal belirteçler kullanarak yeni bir sınıflama geliştirmişlerdir (32, 41, 42, 43, 44). Bu sınıflamaya göre İM 2 ana gruba ayrılmıştır; gastrik ve intestinal(gi) mikst tip ve sadece intestinal(i) tip. Bu sınıflamaya göre I- tip İM glandları sadece intestinal fenotipik hücreler içerirken, GI-mikst tip İM glandları aynı zamanda gastrik fenotipik hücreler içerirler. İzole glandlar pilorik glandların korunmuşluğu ve goblet hücrelerin varlığı göz önüne alınarak gastrik(g), GI mikst ve I tip olarak sınıflanmıştır. Pilorik glandlar PCS, goblet hücreleri ise AB histokimyasal boyalarıyla gösterilmiştir. G tipte pilorik glandlar korunmuştur ve goblet hücreleri yoktur. I tipte intestinal metaplastik glandlar paneth hücresi olsun veya olmasın goblet ve absorptif hücreler içerir. GImikst tip İM de gastrik ve intestinal fenotipik özellikler hücresel ve glandüler düzeyde birlikte bulunur. İntestinal metaplastik glandlar H&E boyası ile goblet hücrelerinin varlığı ve epitelin apikal yüzeyinde brush border varlığı ile kolayca saptanır. Goblet hücrelerinin intestinal fenotip gösterdiği MUC2 ile gösterilebilir. MUC2 gastrik epitelde bulunmaz. Brush border normal ince barsak epitelinde olduğu gibi villin pozitiftir. MUC5AC ise gastrik müsinini koruyan goblet ve absorptif hücrelerde izlenir. MUC5AC boyanmayan hücreler ve glandlarla birlikte bu tip İM, GI-mikst tip İM dir. Bu durum o glandda gastrik fenotipten intestinal fenotipe değişimi işaret eder. Böylece İM subtipleri birbirinden bağımsız antiteler değil, daha çok mideden intestinal karaktere aşamalı dönüşümü gösterir (41, 44). GI mikst tipten I tipe dönüşüm deneysel olarak X ışınlarına maruz bırakılan fare 17

24 midelerinde de gösterilmiştir (45). GI mikst tip İM, gastrik ve intestinal tip hücrelerin rasgele karışımlarından ziyade çeşitli derecelerde intestinal fenotipik kayma gösteren hücrelerin karışımlarından oluşur. Bu da İM nin anormal kök hücre farklılaşmasının belli bir sırayı takip etmesi sonucu olduğunu düşündürebilir. (kök hücre metaplastik değişim İM(Gİ-mikst tip İ tip)) (44). Başka bir çalışmada Niwa ve arkadaşları gastrik ve intestinal mikst tip İM nin iki yönde farklılaşan hücrelerden meydana geldiği, benzer şekilde GI-mikst tip IM hücrelerinin multifenotipik olduğu ve GI-mikst tipten I tipe zaman içinde dönüşümün olduğunu göstermişlerdir. (48). Bu stabil olmayan fenotiplerin kök hücrelerin transkripsiyon faktörleri (CDX1 ve CDX2 gibi) ve DNA metilasyonu ile indüklendiği düşünülebilir. Yapılan çalışmalarda İM tiplerinde müsin kor proteini (MUC) ekspresyonun değiştiği saptanmıştır. Normal mide mukozasında MUC1, MUC5AC ve MUC6 eksprese edilir. Komplet tip İM de MUC1, MUC5AC ve MUC6 ekspresyonu azalırken veya yokken inkomplet tipte( tipii III) ise korunur (37, 38, 39). İM nin tüm tiplerinde ise de novo MUC2 eksprese edilmeye başlar. Bu durum tip I İM de mukozanın ince barsak fenotipi yönüne tam olarak diferansiye olduğunu gösterir. Tip II ve tip III metaplazide ise mikst gastrik ve intestinal fenotip gösterir. Tip II ve III İM de müsin ekspresyon paternleri benzerdir. Tip II ve III İM arasındaki ayrım müsin sekrete eden hücrelerin histokimyasal özelliklerine dayanmaktadır. Kolumnar hücrelerde nötral ve /veya sialomüsin varlığı tip II İM yi, sülfomüsinlerin varlığı tip III İM yi gösterir. Histokimyasal bulgularla birleştirildiğinde tip II ve tip III İM de benzer müsin ekspresyonunun varlığı sialo ve sülfatlı rezidülerin ekspresyonunun protein kor müsinlerine bağlı olmadığını düşündürmüştür (38). Hem gastrik tip müsinler( MUC1, MUC5AC ve MUC6) hem de MUC2 İM de saptanan sialo ve sülfatlı karbonhidrat yapılarını taşır. Böylece Tip III İM de artmış malignite riskinin (34, 36, 40) müsin ekspresyon paterninden ziyade müsin glikozilasyonuna bağlı olduğu gösterilmiştir (38). Reis ve arkadaşlarının yaptığı çalışma İM nin değişik tiplerindeki ardışık gelişmeyi açıklamada katkıda bulunmuştur. Buna göre 2 hipotez ortaya çıkmıştır. a) komplet İM de gastrik müsinlerin belirgin olarak kaybı ve inkomplet metaplazide bunların korunması her iki tipte başlangıçta çeşitli farklılaşma programlarının olduğunu gösterebilir; veya b) inkomplet tip II İM, İM ye dönüşüm basamağında birinci basamaktır; gastrik müsin ekspresyonunun kaybı 18

25 ile komplet İM ye dönüşür, veya sülfatlanma yoluyla müsin glikanların yeniden düzenlenmesiyle inkomplet tip III İM ye dönüşür. Bu durumda tip II ara yoluyla tip I den tip III e dönüşümden bahseden İM nin klasik yoluna karşı bir görüş ortaya atılmıştır. (38). İntestinal Metaplazi nin Patogenezi: Midede İM nin patogenezi hala araştırılan bir konudur. Bu konuda akla en yatkın olanı hem H.pilori hem de konağa ait genetik yön, hem de çevresel faktörlerin bu prekanseröz duruma sebep olmalarıdır (50). Japonya da yapılan bir çalışmada mide kanseri risk indeksi kullanarak İM nin intestinal-tip mide kanseri gelişiminde tek kriter olduğu saptanmıştır (49). Çin in mide kanseri için yüksek ve düşük risk taşıyan 2 eyaletinde IM prevelansı yüksek riskli bölgede çok daha fazla orandadır (56). Benzer bir prevelans çalışmasında yaşdan bağımsız olarak H.Pilori prevelansı atrofik gastrit ve İM li hastaların %90 dan fazlasında görülmüştür (66). 10 yıl süren prospektif bir çalışmada H.pilori ile enfekte vakalarda atrofik gastrit ve İM de ilerleme saptanmıştır (51). Çin in mide kanseri için yüksek riskli bir eyaletinde 5 yıllık prospektif bir çalışmada H.Pilori eradikasyonunun İM gelişimini geciktirdiğini belirtmişlerdir. H.Pilori, İM gelişimi için en önemli nedendir. Ancak H.Pilori İM yi başlatmak için diğer faktörlerle birlikte hareket eder. H.Pilori ye ait Cag A virülans faktörü ve konakçıya ait IL 1 ß gen polimorfizminin saptanması ve mide kanserli hastaların 1. derece akrabalarında H.Pilori enfeksiyonuyla birlikte IM nin artmış prevelansı olayın genetik zeminini destekler (37, 50). IM yi başlatan diğer faktörler C vitamini eksikliği, sigara kullanımı, yüksek tuz alımı, hipoklorhidri ile birlikte bakteriyel aşırı çoğalma ve safradır (37, 50). Ayrıca 45 yaş üstü bireylerde İM nin gelişmesi daha genç olanlara göre 2 3 kat fazladır (63). Deneysel olarak n-nitrozo bileşikleri ve X-ışınlarının da İM ye yol açtığı gösterilmiştir (65). İntestinal Metaplazi ve Subtiplerinin Mide Karsinomu ile İlişkisi: İntestinal metaplaziyi değişik subtiplere sınıflamak prognostik açıdan önemlidir (37). Slovenya da yapılan geniş kapsamlı bir kohort çalışmada 10 yıllık takipte İM ye sahip grupta İM olmayana göre kanser riski 10 kat artmış olarak saptanmıştır (57). Tip III IM li vakalarda ise tip I e oranla 4 kat artmış karsinom gelişme riski saptanmıştır. Japonya da yapılan bir çalışmada İM nin kansere ilerleme rölatif 19

26 riski 6,4 olarak bulunmuştur (58) vaka ile Kolombiya nın yüksek riskli bölgesinde yapılan kohort bir çalışmada 5 yıllık takip programında metaplaziden displaziye ilerleme oranı yılda 100 vaka başına 40 yaş altı grupta 2.1, daha yaşlı grupta 4 olarak bulunmuştur.(9) Erken mide kanseri tanısı alan vakaların % 59 unun, biyopsilerinde tip III IM saptanan ve 6 12 aylık aralarla takip edilen mide ülserli vakalar olduğu saptanmıştır. Bu çalışma tip III IM nin endoskopik takip programına alınmasının yararlı olabileceğini göstermiştir (40). Başka birkaç çalışmada da tip III IM nin mide karsinomlu ve displazili vakalarda benign mide patolojilerine göre daha sık olduğu saptanmıştır. Tip I ve II İM ise hem benign hem de malign durumlarda görülebilir (33, 36, 60) da Silva ve Filipe (34) tip I IM nin gastritin şiddetine ve aktivitesine bağlı olarak erken dönemde ortaya çıkan reaktif bir süreç olduğunu, tip III İM nin ise uzamış hasar ve kronisiteyle ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Kanser gelişme riski ve İM subtipleri arasındaki ilişki tüm dünyada kabul edilmemektedir. Kato ve ark. (61) subtiplemenin güvenilir bir risk belirteci olmadığını savunmuşlardır de El-Zimaity ve ark. (35) tip II ve III İM leri 6-12 aylık aralarla endoskopik takip programına almışlar, 9 yıllık süre sonunda hiçbir vakada displazi veya karsinoma ilerleme saptamamışlardır. Bu da inanılanın aksine İM tiplerinin gelecekteki displazinin habercisi olamayacağını göstermiştir. Matsukuma ve ark. (59) da benzer şekilde tip III IM ve mide karsinomuyla diğerlerinden farklı bir ilişki saptamamışlar ve bu durumun preneoplastik değil paraneoplastik bir durum olduğunu savunmuşlardır. İntestinal metaplazinin subtipinden ziyade yaygınlığının prediktif değeri daha yüksek olabilir. Cassaro ve ark. (62) kardiadan pilora kadar küçük kurvaturu veya tüm mideyi tutan İM nin, fokal ya da antrum-baskın İM ye oranla mide kanseri için daha yüksek riskle ilişkili olduğunu göstermişler, daha da ötesi inkomplet tip İM nin midedeki İM miktarıyla korrele olduğuna dikkat çekmişlerdir. İntestinal Metaplazi Gelişiminde Moleküler Olayların Rolü: Mide karsinogenezinde moleküler değişiklerinin temelini genetik ve epigenetik olmak üzere 2 mekanizma oluşturur. Genetik değişiklikler DNA sekansındaki değişikliklerden oluşur ve geri dönüşümsüzdür. DNA hipermetilasyonunu içeren epigenetik mekanizma ise tetikleyici etmenler ortadan kaldırıldığı takdirde veya 20

27 terapödik ajanlar veya kimyasal ajanların kullanımıyla geri dönüşümlüdür. Eğer H.Pilori, sabit mutasyonlar gelişmeden önce eradike edilirse, mide kanseri riski önlenebilir. Böylece H.Pilori eradikasyonu diffüz tip mide kanseri riskini hemen azaltırken, eğer karsinojenik sürecin geç döneminde tedavi edilirse intestinal tip mide kanserini önleme açısından daha az sonuç verici olabilir (14). Mide epitel hücrelerinin H.pilori ye maruz kalmaları reaktif oksijen radikallerinin (ROR) üretimi ve nitrik oksit (NO) sentazın artışıyla sonuçlanır (14). NO sentaz DNA yı deamine eder ve mide epitel hücrelerindeki genetik değişikliklerin ilk basamağı denebilecek mutasyonlara neden olur (69). Oksidatif stresin iyi bilinen belirteci 8-hidroksideoksi-guanozin in (8-OH-dG) daha yüksek konsantrasyonları, atrofik gastrit ve İM nin eşlik ettiği H.pilori pozitif hastalarda bildirilmiştir (14). Daha da ötesi ROR ve NO hücre proliferasyonunu artırır. Hücre proliferasyonu ve apoptozis arasındaki dinamik denge normal mukozal bütünlüğün devam ettirilmesi için gereklidir. Apoptozisin uzun süre devam etmesi sonuçta aşırı hücre kaybına ve ülser gelişimine neden olurken, apoptozisin inhibisyonu da karsinogenezin erken basamaklarıyla ilişkili olarak bildirilmiştir (14). Anormal hücrelerin uzamış sağ kalımı tümör oluşumuyla sonuçlanabilecek ardışık genetik mutasyonların birikimini destekler. Moss ve ark. (68) ve Leung ve ark. (37,74) H. pilori enfeksiyonunda hücre proliferasyon oranının arttığından ve apoptotik indeksin düştüğünden bahsetmişlerdir. Epitel hücre proliferasyonun artışı H. Pilori enfeksiyonu sırasında erken gözlemlenen bir olaydır (14). COX 2 (cyclo-oxygenase 2) hücre proliferasyonu ve apoptozis arasındaki dengeyi engeller, apoptozisi inhibe eder ve H.Pilori yle enfekte mukozada anormal şekilde eksprese edilir. COX 2 overekspresyonu H.Pilori pozitif gastritlerde, prekanseröz lezyonlarda ve mide kanserinde saptanmıştır (14, 37, 72). H.Pilori nin eradikasyonundan 1 yıl sonra COX 2 ekspresyonu azalmıştır (72). Bu bulgular da bize COX 2 ekspresyonunun mide karsinogenezindeki erken rolünü gösterebilir (14, 37, 72). H.pilori nin neden olduğu uzun süreli inflamasyon, mide kanseri histogenezinin ilk önemli basamağı sayılan atrofik gastrite neden olur. Japonya da yapılan geniş kapsamlı bir çalışmada H.pilori ile enfekte bireylerde atrofi % 80 oranında görülürken, H.pilori negatif bireylerde % 10 olarak bildirilmiştir (66). Atrofi, özellikle korpusun geniş alanlarını etkilediği zaman, asit hiposekresyonu ve azalmış pepsinojen seviyeleri ile ilişkilidir. Mide salgısının azalmış asiditesi diğer 21

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus Tümörleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus tümörleri Benign / iyi huylu tümörler Malign / kötü huylu tümörler daha fazla! Skuamöz /yassı hücreli karsinom (SCC) Dünyada en çok görülen özofagus

Detaylı

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI Olgu 1: Yaşlı mide kanserli olgu OLGU 1: 77 yaşında, erkek hasta, 2 yıl önce antrum lokalizasyonunda mide kanseri tanısıyla opere edildi subtotal gastrektomi- D1 lenfadenektomi

Detaylı

Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi

Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi Doç. Dr. Şahin Çoban Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği Gastrik polipler Menetrier hastalığı Parsiyel

Detaylı

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polipte Kanser Dr.Cem Terzi Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polip ve polipoid karsinoma POLİP Epitelyal yüzeyden kaynaklanan çıkıntı HİSTOLOJİK POLİP TİPLERİ

Detaylı

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? PROF. DR. SÜLEN SARIOĞLU¹, DR. EVREN UZUN¹, DOÇ. DR. MEHTAT ÜNLܹ, PROF. DR. HÜLYA ELLİDOKUZ² DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIBBİ

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE ve ABD de ERKEKLERDE GÖRÜLEN KANSERLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye (1986-1990)

Detaylı

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 AMAÇ Mide kanserini en erken aşamada yakalamak Cerrahi tedavisini erken gerçekleştirip, topluma ekonomik ve sosyal fayda sağlamak YÖNTEM

Detaylı

Op. Dr. Bülent AKSEL CERRAHİ ONKOLOJİ BİLİM DALI TIPTA YANDAL UZMANLIK TEZİ. DANIŞMAN Prof. Dr. Ali Ekrem ÜNAL

Op. Dr. Bülent AKSEL CERRAHİ ONKOLOJİ BİLİM DALI TIPTA YANDAL UZMANLIK TEZİ. DANIŞMAN Prof. Dr. Ali Ekrem ÜNAL TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TÜRK TOPLUMUNDA MİDE KANSERİ OLGULARINDA KLF-5 GEN EKSPRESYON DÜZEYİNİN ARAŞTIRILMASI Op. Dr. Bülent AKSEL CERRAHİ ONKOLOJİ BİLİM DALI TIPTA YANDAL

Detaylı

Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama

Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama Banu Bilezikçi Güven Hastanesi Patoloji Bölümü, Ankara 25. Ulusal Patoloji Kongresi 6. Sitopatoloji Kongresi 14-17 Ekim 2015, Bursa 2014

Detaylı

MIDE KANSERİ. Prof.Dr.Yusuf ÇİÇEK GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI

MIDE KANSERİ. Prof.Dr.Yusuf ÇİÇEK GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI MIDE KANSERİ Prof.Dr.Yusuf ÇİÇEK GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI GENEL BİLGİLER %95 adenokarsinom Hastaların %80 i ileri evrelerde müracaat eder, metastaz nedeniyle kaybedilir 20.000 yeni vaka 30 yıl öncesine

Detaylı

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ Aslı ÇAKIR 1, Özgür EKİNCİ 2, İpek IŞIK GÖNÜL 2, Bülent ÇETİN 3, Mustafa BENEKLİ 3, Ömer ULUOĞLU 2 1 Çorlu Devlet Hastanesi

Detaylı

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde

Detaylı

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ Dinç Süren 1, Mustafa Yıldırım 2, Vildan Kaya 3, Ruksan Elal 1, Ömer Tarık Selçuk 4, Üstün Osma 4, Mustafa Yıldız 5, Cem

Detaylı

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Dünya üzerinde kanserden ölümler içinde en sık rastlananlardan Özellikle endüstrileşmiş ülkelerde sık Metastatik potansiyellerine göre benign veya

Detaylı

OLGU SUNUMU. Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü

OLGU SUNUMU. Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü OLGU SUNUMU Dr Esra Paşaoğlu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Bölümü Olgu 1 Klinik Özellikler 82 yaşında kadın hasta Halsizlik ve yorgunluk Özgeçmişinde Diabetes Mellitus Soygeçmişinde

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Seher YÜKSEL 1, Berna SAVAŞ 2, Elçin KADAN 3, Arzu ENSARİ 2, Nazmiye KURŞUN 4 1 Gümüşhane

Detaylı

Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ

Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ Hazırlayan: Dr.Ufuk MEMİŞ 1 BÖ Tanımında tarıtışmalar olmasına rağmen genellikle endoskopik distal ösefagus biyospisinde normal stratifiye squamöz hücre yerini goblet hücreli özelleşmis intestinal metaplazi

Detaylı

Özofagus ve özofagogastrik bileşke karsinomlarında mikroskopik alt tipler ve prognostik faktörler

Özofagus ve özofagogastrik bileşke karsinomlarında mikroskopik alt tipler ve prognostik faktörler Özofagus ve özofagogastrik bileşke karsinomlarında mikroskopik alt tipler ve prognostik faktörler Dr. Banu Bilezikçi Ankara Güven Hastanesi 22. Ulusal Patoloji Kongresi 7-11 Kasım 2012, Antalya Bu konuşmada

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK KOLOREKTAL KANSER Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK Tanım En sık görülen 3.kanser Kanserden ölümlerde 2.sırada 80-90 milyon insan risk altında Gelişiminde iminde Genetik Değişiklikler iklikler Normal Kolon Hiperproliferatif

Detaylı

MİDE ENDOSKOPİK BİYOPSİLERİNDE TANI ZORLUKLARI

MİDE ENDOSKOPİK BİYOPSİLERİNDE TANI ZORLUKLARI MİDE ENDOSKOPİK BİYOPSİLERİNDE TANI ZORLUKLARI Prof. Dr. Ayşe DURSUN Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı 16 Kasım 2011, İzmir,21.Ulusal Patoloji Kongresi Mide Endoskopik Biyopsi Hastalığın

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ Ruksan ELAL 1, Arsenal SEZGİN ALİKANOĞLU 2, Dinç SÜREN 2, Mustafa YILDIRIM 3, Nurullah BÜLBÜLLER 4, Cem SEZER 2

Detaylı

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dr. Koray TOPGÜL Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü/ SAMSUN 35 yaşında erkek hasta, İlk kez 2007

Detaylı

MİDE KARSİNOMLARINDA COX-2 EKSPRESYONUNUN İMMÜNHİSTOKİMYASAL YÖNTEMLE ARAŞTIRILMASI. Dr. KORKUT BOZKURT PATOLOJİ ANABİLİM DALI UZMANLIK TEZİ

MİDE KARSİNOMLARINDA COX-2 EKSPRESYONUNUN İMMÜNHİSTOKİMYASAL YÖNTEMLE ARAŞTIRILMASI. Dr. KORKUT BOZKURT PATOLOJİ ANABİLİM DALI UZMANLIK TEZİ T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİDE KARSİNOMLARINDA COX-2 EKSPRESYONUNUN İMMÜNHİSTOKİMYASAL YÖNTEMLE ARAŞTIRILMASI Dr. KORKUT BOZKURT PATOLOJİ ANABİLİM DALI UZMANLIK TEZİ DANIŞMAN Yrd.

Detaylı

Mide Kanseri. Anahat. Mide Kanseri: Epidemiyoloji. Anahat. Mide Kanseri: Epidemiyoloji. Epidemiyoloji Klinik bulgular Tanı Evreleme Tedavi Tarama

Mide Kanseri. Anahat. Mide Kanseri: Epidemiyoloji. Anahat. Mide Kanseri: Epidemiyoloji. Epidemiyoloji Klinik bulgular Tanı Evreleme Tedavi Tarama Mide Kanseri Dr.Ömer ŞENTÜRK Mide Kanseri: 1980 e kadar kanserden ölümler için ilk sırada 1996 dan itibaren kanserden ölümler için ikinci sırada Her yıl 628.000 ölüm Özellikle Uzakdoğu olmak üzere belirgin

Detaylı

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU Ezgi Işıl Turhan 1, Nesrin Uğraş 1, Ömer Yerci 1, Seçil Ak 2, Berrin Tunca 2, Ersin Öztürk

Detaylı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller

Detaylı

Sağlık Bakanlığı Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği Klinik Şefi: Doç. Dr. Nusret Erdoğan

Sağlık Bakanlığı Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği Klinik Şefi: Doç. Dr. Nusret Erdoğan T.C Sağlık Bakanlığı Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği Klinik Şefi: Doç. Dr. Nusret Erdoğan GASTRİK ADENOKARSİNOM LARDA HER-/neu (c-erbb-) EKSPRESYONUNUN KLİNİK VE PATOLOJİK PARAMETRELER

Detaylı

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ Gökhan Erdem GATA Tıbbi Onkoloji BD 19 Mart 2014 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, 19-23 Mart 2014, Antalya EPİDEMİYOLOJİ Epidemiyoloji, sağlık olaylarının görünme

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği Lauren Sınıflaması İntestinal tip Diffüz tip Dünya Sağlık

Detaylı

MİDE KANSERİ OLGULARINDA AMELİYAT SONRASI SAĞKALIMA ETKİ EDEN PROGNOSTİK FAKTÖRLERİN ANALİZİ

MİDE KANSERİ OLGULARINDA AMELİYAT SONRASI SAĞKALIMA ETKİ EDEN PROGNOSTİK FAKTÖRLERİN ANALİZİ T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ III.GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ ŞEF:PROF.DR.MEHMET MİHMANLI MİDE KANSERİ OLGULARINDA AMELİYAT SONRASI SAĞKALIMA ETKİ EDEN PROGNOSTİK FAKTÖRLERİN

Detaylı

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS I ÖZ Bu çalışmada Kepez/AYDIN dan Haziran 2005 tarihinde toplanan 10 yetişkin L. stellio nun (5, 5 ) sindirim kanalının bir bölümünü oluşturan ince barsak ve kalın barsağının genel histolojik yapısı ortaya

Detaylı

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD İnvaziv Mesane Karsinomları Mesane karsinomlarının %30 u Papiller tümörün tabanında veya içinde Karsinoma in-situ beraberinde

Detaylı

Premalign Mide Lezyonları

Premalign Mide Lezyonları güncel gastroenteroloji 18/1 Premalign Mide Lezyonları Özgür HARMANCI, Murat KORKMAZ Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara GİRİŞ Mide adenokanserleri 1960 lardan beri Lauren

Detaylı

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Erken Evre Akciğer Kanserinde Erken Evre Akciğer Kanserinde Görüntüleme Dr. Figen Başaran aran Demirkazık Hacettepe Universitesi Radyoloji Anabilim Dalı Kasım 2005 Mayıs 2006 Müsinöz ve nonmüsinöz tipte bronkioloalveoler komponenti

Detaylı

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir

ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER. Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi İzmir ADENOKARSİNOMLARDA HİSTOLOJİK ALT TİPLER Prof. Dr. Ali VERAL Ege ÜTF Patoloji A.D. 21. Ulusal Patoloji Kongresi 17.11.2011 İzmir Adenokarsinom WHO 1967 1981 Bronkojenik o Asiner o Papiller Bronkiolo-alveoler

Detaylı

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Safra Kanal Sistemi; Safranın hepatositten safra kesesine Safra kesesinden bağırsağa aktığı Çapı giderek artan kanallar sistemi En küçük dalı,

Detaylı

DR. OKTAY ARDA. İnce Barsak. Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu

DR. OKTAY ARDA. İnce Barsak. Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu Dr. Oktay Arda İnce Barsak Sindirimin Sona Erdiği Yer Besin Maddesi Absorbsiyonu Endokrin Sekrasyonu İnce Barsak Uzunluğu ~ 5 m Temasın Uzun Süreli olması Yiyecekler Sindirim Enzimleri Sindirilmiş Ürünler

Detaylı

GASTRİK KARSİNOMLAR VE METAPLAZİLERDE HOMEOBOX GEN EKSPRESYONU VE HELİKOBAKTER PİLORİ İLİŞKİSİ

GASTRİK KARSİNOMLAR VE METAPLAZİLERDE HOMEOBOX GEN EKSPRESYONU VE HELİKOBAKTER PİLORİ İLİŞKİSİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. A. Kemal KUTLU GASTRİK KARSİNOMLAR VE METAPLAZİLERDE HOMEOBOX GEN EKSPRESYONU VE HELİKOBAKTER PİLORİ İLİŞKİSİ

Detaylı

Gastrointestinal Sistemde Displazi Kavramı ve Raporlanması Prof. Dr.Gülen Bülbül Doğusoy

Gastrointestinal Sistemde Displazi Kavramı ve Raporlanması Prof. Dr.Gülen Bülbül Doğusoy Gastrointestinal Sistemde Displazi Kavramı ve Raporlanması Prof. Dr.Gülen Bülbül Doğusoy Gastrointestinal Kanalda Displazi Displazinin tanımı Displazi için tanı kriterleri ve derecelendirme Displazi tanısında

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

YENİ TANI KONULMUŞ MİDE KANSERLİ HASTALARIN PRİMER EVRELEMESİNDE 18F- FDG PET/BT NİN ROLÜ. Dr. Mustafa FİLİK NÜKLEER TIP ANABİLİM DALI

YENİ TANI KONULMUŞ MİDE KANSERLİ HASTALARIN PRİMER EVRELEMESİNDE 18F- FDG PET/BT NİN ROLÜ. Dr. Mustafa FİLİK NÜKLEER TIP ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ YENİ TANI KONULMUŞ MİDE KANSERLİ HASTALARIN PRİMER EVRELEMESİNDE 18F- FDG PET/BT NİN ROLÜ Dr. Mustafa FİLİK NÜKLEER TIP ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ Sait Murat Doğan, A. Pınar Erçetin, Zekiye Altun, Duygu Dursun, Safiye Aktaş Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, İzmir Slayt 1 / 14 Meme Kanseri

Detaylı

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ A C I B A D E M Ü N İ V E R S İ T E S İ T I P F A K Ü L T E S İ İ Ç H A S T A L I K L A R I A N A B İ L İ M D A L I A C I B A D E M A D A N A H A S T A N E

Detaylı

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 61 y/ K Sol parotiste kitle Makroskopi: 2.3x2.2x0.7 cm ölçülerinde kirli beyaz-kahverengi, kesitinde

Detaylı

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara Konuşmanın başlığı üzerine GİS patolojisinde Kolon ve ince bağırsağın Nontümöral

Detaylı

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu 29 yaşında erkek aktif şikayeti yok Dış merkezde yapılan üriner sistem ultrasonografisinde insidental olarak sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması üzerine hasta polikliniğimize

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI MİDE ADENOKARSİNOMLARINDA SONİC HEDGEHOG, MÜSİN ve HER-2(CERBB2) EKSPRESYONLARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ UZMANLIK TEZİ DR. BAYRAM YILMAZ DANIŞMAN

Detaylı

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR?

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hast. Ve Doğum AD Jinekolojik Onkoloji Ünitesi Serviks Epiteli Skuamoz epitel: Ektoserviks Kolumnar epitel: Endoserviks

Detaylı

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi Nöroendokrin tümörlerde 2004 WHO sınıflaması Tümör Tipi Tipik Karsinoid Atipik Karsinoid Büyük Hücreli nöroendokrin

Detaylı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA Dr. Oktay Arda 2 Kalın Barsak Mukoza Villi yoktur Kıvrımlar yoktur Distal bölümde (Rectal) vardır 3 Kalın BarsakGuddelri Uzundur Çok sayıda: Goblet Hücresi Absorbsiyon Hücresi Silindirik Kısa, düzensiz

Detaylı

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011)

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011) Anormal Kolposkopik Bulgular-1 Genel Değerlendirme Lezyonun lokalizasyonu T/Z içinde veya dışında Saat kadranına göre yeri Lezyonun büyüklüğü Kapladığı kadran sayısı Kapladığı alan yüzdesi Grade-1(Minör)

Detaylı

T. C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

T. C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI T. C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI PRİMER MİDE KARSİNOMLARININ HİSTOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI Dr. Güneş GÜNER UZMANLIK TEZİ Olarak Hazırlanmıştır

Detaylı

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19 1) Çocuklarda en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir? (1998 NİSAN) a) Klasik seminom b) Teratom c) Yolk sak tümörü d) Kariokarsinom e) Spermatositik seminom Testisde en sık görülen tümör

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER OLGU SUNUMU Dr Tülin Öztürk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 25. Ulusal Patoloji Kongresi 14-17

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI MİDE KANSERİNDE R0 REZEKSİYON YAPILAN HASTALARDA upa, upar VE PAİ-1 İN PROGNOZ VE SAĞKALIM ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI. UZMANLIK TEZİ

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik

Detaylı

PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİNDE TÜMÖR TANISI. Dr. Duygu Kankaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİNDE TÜMÖR TANISI. Dr. Duygu Kankaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİNDE TÜMÖR TANISI Dr. Duygu Kankaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Prostat İğne Biyopsisi Anormal digital rektal inceleme- Endurasyon, asimetri, sert nodülasyon Serum PSA 4mg/dl

Detaylı

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon KOLANJİOKARSİNOMA Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Safra kanalı epitelinden köken alır (en sık adenokarsinom) Anatomik olarak 3 gruba ayrılır icca (intrahepatik) pcca (perihiler)

Detaylı

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM Tanım Az diferansiye tiroid karsinomları, iyi diferansiye ve anaplastik

Detaylı

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D.

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D. Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN İ.Ü.. Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Genel Cerrahi A.B.D. Polip:Epitelyal yüzeyden doğan bir çıkıntı anlamındad ndadır Kolon Polipleri 1. Neoplastik:adenomatöz poliplerdir. a)tubüler

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

HELĠKOBAKTER PĠLORĠ GASTRĠTĠ VE DĠĞER GASTRĠTLERDE TANIYA YAKLAġIM. Dr. Başak Doğanavşargil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji A.

HELĠKOBAKTER PĠLORĠ GASTRĠTĠ VE DĠĞER GASTRĠTLERDE TANIYA YAKLAġIM. Dr. Başak Doğanavşargil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji A. HELĠKOBAKTER PĠLORĠ GASTRĠTĠ VE DĠĞER GASTRĠTLERDE TANIYA YAKLAġIM Dr. Başak Doğanavşargil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji A.D, İzmir Gastrit nedir? Gastropati nedir? Nasıl sınıflanır? Gastrit

Detaylı

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik nın Karşılaştırılması Dr.M.Çisel Aydın, Doç.Dr.Sevgen Önder, Prof.Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe

Detaylı

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 Kolorektal Kanserler; Sunum Planı Genel bilgiler Moleküler

Detaylı

Anormal Kolposkopik Bulgular. Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Anormal Kolposkopik Bulgular. Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Anormal Kolposkopik Bulgular Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Anormal transformasyon zonu muayenesinde nelere bakılmalıdır? Asetik asit öncesi ve

Detaylı

Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK HASTA SUNUMU 47 yaşında erkek hasta; midede yanma, ekşime, bulantı, kusma, geğirme hissi ve epigastrik rahatsızlık hissi.. Progresif olarak katı gıdaları yemede güçlük İki defa olan

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ Prof.Dr.Fikri İçli ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNDE 1990 YILINDA GÖRÜLEN KANSERLERİN DAĞILIMI (PATOLOJİ KAYITLARI) Erkek 1898

Detaylı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz Olgu Sunumu Olgu: 60y, E 2 ayda 5 kilo zayıflama ve karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş. (Kasım 2009) Ailede kanser öyküsü yok. BATIN USG: *Karaciğerde en büyüğü VIII. segmentte 61.2x53.1 mm boyutunda

Detaylı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı

Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Amiloidozis Patolojisi Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Tanım Amiloid = Latince amylum (nişasta, amiloz) benzeri Anormal ekstrasellüler protein depozisyonu Fizyolojik eliminasyon mekanizmaları

Detaylı

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya Meme Olgu Sunumu 3 Kasım 2016 Antalya Gürdeniz Serin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Olgu 35 yaşında kadın Sağ meme de kitle Özgeçmişinde: SLE - Renal Tx Radyoloji Mamografi: Sağ

Detaylı

Doç. Dr. Abdullah BÖYÜK

Doç. Dr. Abdullah BÖYÜK 1 Doç. Dr. Abdullah BÖYÜK KOLOREKTAL KANSERLER GİS in en çok rastlanan tümörleridir. Dünyada erkeklerde KRK lar AC Ca'lardan, kadınlarda meme Ca'lardan sonra 2. sıklıkta görülürler. Ülkemizde ise KRK malign

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ ve MOLEKÜLER PROGNOSTİK FAKTÖRLER Prof. Dr. Levent Türkeri Üroloji Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mesane Tümörü (Transizyonel Hücreli Karsinom) Yüzeyel

Detaylı

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Tiroid kanserleri bütün kanserler içinde yaklaşık % 1 oranında görülmekte olup, özellikle kadınlarda

Detaylı

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ Dr. Nimet Karadayı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği Lenf nodları metastatik malignitelerde en

Detaylı

GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler

GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler GÖREV Mesane ve üreter hastalıklarınd a GÖREV ANALİZİ 1. YAZILMA DÜZEYİ ulaştırılmasında kritik danışmanlık. GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA DÜZEYİ Mesane ve üreterin normal ve Makroskopik inceleme ve örnekleme.

Detaylı

Over kanseri ve Endometriosis ilişkisi var mı? Yrd.Doç.Dr.H.Çağlayan ÖZCAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınHastalıkları ve Doğum AD

Over kanseri ve Endometriosis ilişkisi var mı? Yrd.Doç.Dr.H.Çağlayan ÖZCAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınHastalıkları ve Doğum AD Over kanseri ve Endometriosis ilişkisi var mı? Yrd.Doç.Dr.H.Çağlayan ÖZCAN Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınHastalıkları ve Doğum AD Endometriozis Endometrial gland ve stromanınuterinkavite dışında

Detaylı

Endometrium Karsinomları

Endometrium Karsinomları Endometrium Karsinomları Prof. Dr. Türkan KÜÇÜKALİ Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Ankara Endometrium Adenokarsinomlarının Histolojik Tipleri Endometrioid adenokarsinom Silli

Detaylı

ULUSAL KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. Liberty Hotels Lykia - Ölüdeniz / Fethiye - Muğla AMAÇ

ULUSAL KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. Liberty Hotels Lykia - Ölüdeniz / Fethiye - Muğla AMAÇ KÖPEK MEME TÜMÖRLERİNDE TEDAVİ SEÇENEKLERİ AMAÇ Yaşam kalitesini ve süresini uzatmak Nüks veya yeni tümör oluşumlarını engellemek Yrd.Doç.Dr. Nilgün GÜLTİKEN Metastaz oluşumunu engellemek Tümör dokusunda

Detaylı

NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N. yasemin sezgin

NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N. yasemin sezgin NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N yasemin sezgin Neoplazi Yeni bir doku oluşmasını ifade eder. Oluşan bu kitleye neoplazm denir. Aslen şişlik anlamına gelen tümör deyimi de neoplazm anlamında kullanılmaktadır.

Detaylı

Genel tümör bilgisi ve kanser cerrahisinin temel prensipleri. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

Genel tümör bilgisi ve kanser cerrahisinin temel prensipleri. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Genel tümör bilgisi ve kanser cerrahisinin temel prensipleri Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Tanımlar Tümör şişlik anlamına gelir Onkos tümor anlamına

Detaylı

KANSER KAYITÇILIĞI AÇISINDAN PROSTAT VE KOLOREKTAL KANSERLERDE PATOLOJİ RAPORLARININ OLMAZSA OLMAZLARI Dr. Mehmet UHRİ

KANSER KAYITÇILIĞI AÇISINDAN PROSTAT VE KOLOREKTAL KANSERLERDE PATOLOJİ RAPORLARININ OLMAZSA OLMAZLARI Dr. Mehmet UHRİ KANSER KAYITÇILIĞI AÇISINDAN PROSTAT VE KOLOREKTAL KANSERLERDE PATOLOJİ RAPORLARININ OLMAZSA OLMAZLARI Dr. Mehmet UHRİ Kanserle mücadelede üç düzey A. Hücre düzeyi B. İnsan organizması düzeyi C. Toplum

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ Dr. Derin KÖSEBAY OVER KANSERİ Over kanseri tanısı koyulduktan sonra ortalama 5 yıllık yaşam oranı %35 civarındadır. Evre I olgularında 5 yıllık yaşam

Detaylı

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Şemsi ALTANER HELICOBACTER PYLORI GASTRİTİ VE NONSPESİFİK GASTRİTLERDE ERKEN İNTESTİNAL METAPLAZİDEKİ HÜCRESEL

Detaylı

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Neden Embryoloji? Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Fonksiyonlarını daha

Detaylı

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Giriş En son WHO sınıflandırması 2004 yılında Son 12 yılda hatırı sayılır yenilikler

Detaylı

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster 2 ( ID: 63)/lenfomalı iki olguda meme tutulumu Poster 4 ( ID: 87)/Olgu Sunumu: Meme Amfizemi Poster 6 ( ID:

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ. Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ. Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİ MEME VE AKCİĞER KANSERİNDEN

Detaylı

Yeliz Çağan Appak¹, Hörü Gazi², Semin Ayhan³, Beyhan Cengiz Özyurt⁴, Semra Kurutepe², Erhun Kasırga ⁵

Yeliz Çağan Appak¹, Hörü Gazi², Semin Ayhan³, Beyhan Cengiz Özyurt⁴, Semra Kurutepe², Erhun Kasırga ⁵ Helicobacter pylori enfeksiyonlu çocuklarda klaritromisin direncinin ve 23s rrna gen nokta mutasyonlarının parafin bloklarda polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile belirlenmesi Yeliz Çağan Appak¹, Hörü

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis.

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis. Genel olarak bakıldığında soru dağılımı beklenen dışında değildi. Her sınavda sorulan bazı başlıkların sorulmaması dahi olasılık dahilindeydi. Zorluk yönünden geçen sınavlardan pek farklı değildi. Yine

Detaylı

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 31 y, erkek Göğüs ön duvarında sternum üzerinde lokalize Yaklaşık 1 yıldır varolan Son 3-4 aydır büyüme ve renk

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı