ÇÖP TOPLAMAYI KARIZMATIK HALE GETIRECEGIZ

Transkript

1 ÇÖP TOPLAMAYI KARIZMATIK HALE GETIRECEGIZ Portal : İçeriği : Haber Tarih : Adres : Çöp toplamayı karizmatik hale getireceğiz Tüm Türkiye elinde faraşı ve çöp torbasıyla temizlik yapmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki hafta Let?s Do It Türkiye adlı grubun başlattığı kampanyayla Edirne?den Kars?a herkesin kapısının önünü süpürüp doğayı çöplerden arındırması bekleniyor. Elimize çöp torbası ve bir faraş alarak dünyayı temizleyebilir miyiz? Böyle sorulduğunda bize inanması güç hatta komik geliyor. Ancak Lets Do It adlı grup 2008 yılından beri bunu yapıyor. Estonyada başlayan hareket hızla tüm dünyaya yayıldı ve uluslararası bir hale geldi. 2012den beri Türkiyede de aktif olan grup bugüne kadar yaklaşık 105 bin ton çöp topladı. Lets Do Itin yaklaşık 12 milyon üyesi yılda bir günü temizlik günü ilan ediyor ve çalışmalara başlıyor. Onlar topladıkları atıklara çöp değil?değerlendirilmemiş kaynak diyor. Etkinliğe katılanları geri dönüşüm konusunda da bilinçlendiriyorlar. Türkiyedeki oluşumda çoğunlukla üniversite öğrencileri bulunuyor ve onlar bu yıl Türkiyenin arınma gününü 9 Mayıs olarak belirlenmiş. Grubun gönüllüleri belirledikleri rota dahilinde İstanbulda Belgrad Ormanı, Çekmeköy, Kilyos Sahili, Sarıyer ve Heybeli Adayı temizleyecek. Etkinlik, Türkiye genelinde de gönüllü liderler önderliğinde gerçekleşecek. Herkes kapısının önünü süpürsün Lets Do It, 2008 yılında Estonyada bir grup gencin ellerinde çöp poşetleriyle doğayı temizlemeye başlamasıyla ortaya çıktı. World Clean Up adı verilen bu girişim zamanla ülke geneline, daha sonra da uluslararası düzeye taşındı. Onlar her yıl belirli ülkelerde Clean World adı verilen konferanslar düzenleyip bireyleri kentsel atıklar, çevre kirliliği ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendiriyor. Grubun bugün 112 ülkede yaklaşık 12 milyon gönüllüsü var. Türkiye de 2012 yılında Derya Kaya adlı gönüllünün çalışmaları sayesinde bu oluşumun bir parçası haline geldi. Bugüne kadar 14 bin gönüllüye ulaşan grup genellikle üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Grup, etkinliklerini düzenlerken sivil toplum örgütleri, belediyeler, ilçe okulları gibi pek çok oluşumla iş birliği yapıyor, trekking ya da bisiklet gezisi düzenleyenlerden yardım alıyor. Amaçları Edirneden Karsa herkesi çalışmalarına katmak.?herkes kendi kapısının önünü süpürse Türkiyeyi temizleriz diyorlar. Clean World konferansının da 2016 yılında İstanbulda gerçekleşmesi bekleniyor. Grup üyelerinden İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü öğrencisi Zuhal Tunç, temizlik yaparken çevreden olumlu tepkiler aldıklarını anlatıyor yılında düzenledikleri ilk etkinlikte 50 kişiyle başladıkları temizlik gün sonunda mahalle sakinlerinin de katılımıyla 200 kişiye ulaşmış. Tunç,?Türkiyede kültür farklılığından kaynaklanan bir zorluk var. Bizde sigara izmaritini atmanın bile bir raconu var. Bu işi bile karizmatik hale getirmeyi başarmışız. Hedefimiz çöp toplamayı karizmatik hale getirmek diyor. Grubun Koordinatörü Metin Akına göre doğayı temizlemeye başladığınızda bu olay vücudunuzu bir virüs gibi sarıyor. Gördüğünüz her atık gözünüze batıyor, kendinizi dünyayı temizlemekten uzak tutamıyorsunuz. Onlar bu deneyimi herkese yaşatabilmek için çalışıyor. Kendilerine de?modern Çöpçüler diyorlar. Çünkü sadece çöp toplamıyor, aynı zamanda farklı renk poşetlerinden yararlanarak ayrıştırma yapıp geri dönüşüme katkı sağlıyorlar. Aplikasyonları var Lets Do It üyeleri temizlenmesi gereken yerleri bir akıllı telefon aplikasyonu sayesinde tespit ediyor. Trash Out adındaki uygulama sayesinde kullanıcılar gördükleri çöp yığınlarının fotoğrafını çekip niteliklerini belirterek yayınlayabiliyorlar. Harita üzerinde işaretledikleri bölgede ne kadar çöp olduğunu ve ne tür olduğunu belirtebiliyorsunuz. Böylece uygulamanın ana sayfasında bir çöp haritası oluşturuluyor. Temizlik ekibi de bu haritadan temizlenmeye en çok ihtiyaç duyulan bölgeyi seçip etkinlik düzenliyor. Çekmeköyde küvet ve gelinlik buldular Lets Do It üyeleri?çöpler insanın yaşam tarzını yansıtır diyor. O nedenle çöp yığınlarının da bölgelere göre değişiklik gösterdiğini anlatıyorlar. Örneğin Londrada en çok elektronik eşya çöpüne rastlanıyor. Türkiyede de genelde yiyecek atığı oluyormuş. Ormanlar piknikçilerin ardında bıraktığı pislikle, üniversite kampüsleri öğrencilerin yemek atıkları ve pet şişelerle dolu. Arada akla hayale gelmeyecek atıklara da rastladıklarını ekliyorlar. Çekmeköyde yaptıkları bir temizlik sırasında dört tane traktör lastiği bulmuşlar. Gelinlik, klozet, küvet gibi çok çeşitli nesneleri doğadan arındırdıklarını anlatıyorlar. çö karızmatik edirne

2 EN ÇOK ÖGRENCILERIM IZLERKEN GERILIYORUM! Portal : İçeriği : Gündem Tarih : Adres : En çok öğrencilerim izlerken geriliyorum! 'Tesir'deki rolüyle Afife Ödülleri'nde 'En Başarılı Kadın Oyuncu' seçilen Aslı Yılmaz, İ.Ü. Devlet Konservatuvarı'nda yardımcı doçent. Eski öğrencisinin yönettiği, yine eski öğrencileriyle rol aldığı oyunun provalarında en çok duyduğu söz 'Hocam kendinizi hiç beğenmiyorsunuz, yapmayın böyle!' olmuş... Çocukken girdiği AKM koridorlarından Afife'ye uzanan öyküsünü Aslı Yılmaz'dan dinledik... Bugün bir sanat enkazı, daha fenası bir polis karakolu haline gelen AKMnin her odasından başka bir sesin yükseldiği yıllar. Seksenlerin ortası. Küçük bir kız çocuğu, sekiz yaşında, annesinin müdür yardımcısı olarak mesai yaptığı odasına gidecekken yolunu şaşırıyor. Başını uzattığı kapının ardında Can Gürzap, yönettiği?julius Caesar oyunu için prova almakta.?afedersiniz diye usulca geri çıkacakken Gürzapın?Gel bakayım sen buraya sesiyle kendini içeride buluyor. Sonra da o gün provası yapılan oyunun içinde. Sonra da günler, geceler boyu, sayısız oyunla birlikte AKMnin sahnelerinde Yanlışlıkla girdiği odadan?çocuk oyuncu olarak çıkan, ilk oyununda ipleri çözülmüş ayakkabısını, seyirciye arkasını dönüp bağlayınca,?hah, sahnede rahat, bu çocuktan oyuncu olur yorumunu alan Aslı Yılmaz, pazartesi gecesi Afife Tiyatro Ödülleri Töreninde?En Başarılı Kadın Oyuncu olarak sahnedeydi Dilinde kendi deyişiyle?milyonlarca teşekkür, kızıla boyalı saçlarından ve mavi gözlerinden yayılan hakiki bir ışıltıyla O gece en çok öğrencilerine teşekkür etti; rol aldığı, Siyah Beyaz Renkli grubunun yapımı olan?tesirde birlikte çalıştığı eski öğrencileri, şimdilerde sahne arkadaşı olan ekibe İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında hoca olduğunu biliyordum ama eğitmen kimliğini oyunculuk kimliğinden çok daha özel bir yere koyduğunu, sahnedeyken de en büyük heyecanı öğrencileri tarafından izlenirken yaşadığını tahmin edemezdim Mezun olduğu okulda yrd. doç. unvanıyla diksiyon ve oyunculuk dersleri veren Aslı Yılmaz dört senedir tiyatro yapmıyormuş, bu aranın üstüne rol aldığı ilk oyunla da Afife jürisinin dikkatini üzerine çekmiş oldu. Önceki gece Aslı Yılmazı?Tesirde izlerken, jürinin onu aday göstermesine, sonra da tercihini ondan yana kullanmasına içtenlikle hak verdim kendimce. Bir antidepresan deneyinde tanışan iki gencin pek eğlenceli, seyir zevki yüksek öyküsünde deneyi gerçekleştiren doktor olarak sahnede Aslı Yılmaz. Kendisi de depresyondan mustarip ve kendini sürekli kontrol altında tutmaya çalışan doktor rolü için, duruşuyla da sesiyle de gözünüzü dikerek izleyeceğiniz, keskin ama incelikli hatlara sahip bir karakter yaratmış. Pazartesi gecesi törende ismi anons edildiğinde şaşırmış. Diğer adayları tebrik, üstünde emeği olan hocalara ve jüriye teşekkürün ardından sözü birlikte çalıştığı, aslında onu dört sene sonra yeniden tiyatro yapmaya bir anlamda?ikna eden öğrencilerine getirmiş:?bilin ki bu tiyatro ilk kurulduğunda, kurucuları henüz konservatuvar ikinci sınıf öğrencisiydi, dedim. Çağrı Şensoy ve Salih Bademci dokuz yıl önce kurdu Siyah Beyaz Renkliyi.?Cep harçlıklarıyla başladılar, dokuz yıldır fedakarca mücadele ediyorlar, bu değerlendirmenizin onları ve onlar gibi tiyatroları daha görünür kılacağını umuyorum, müteşekkirim bu açıdan dedim. Oyun ekibine tek tek teşekkür ettim. Salihe (Bademci) özel olarak?şakaların ve o bitmeyen taklitlerin olmasa depresyonda olan birini nasıl oynardım bilmiyordum diye... Çağrıya da (Şensoy)?Arayan sen olmasaydın kaçmıştım, bu sene sahnede değildim, dolayısıyla burada da değildim. Burada olmamın en önemli vesilesi sensin. Bunu söylemek bana gurur veriyor dedim.?seninle her şey iki kat anlamlı diyerek eşime ve geçen sene kaybettiğimiz, kendisi de oyuncu olan kayınvalideme teşekkür ettim. Sahne tasarımcımızın annesine teşekkür ettim. Prömiyer günü, hiç unutamayacağım bir görüntüydü: Sahne ve ışık tasarımcımız Emir Uğurçağın annesi gelmiş, üstelik hastaymış, dikiş makinesini kurmuştu. Perdeler kısa kalmış Afife Jale Sahnesine, onları dikiyor. Bazen gücüm kalmadığını düşündüğümde aklıma o an gelir,?hadi yürü derim. ÇOCUKLUĞU AKMDE GEÇTİ Aslı Yılmaza ilk?hadi yürünün Can Gürzaptan geldiğini söylemiştik. Ama aslında içine doğduğu; AKMde çalışan anne ile eğitimini aldığı hukukla değil de belgesel yazımı, yazarlık, caz müzisyenliğiyle meşgul bir babanın kurduğu,?başka türlü bir hayata açık ailedesi, ona ilk?yürü diyen?tiyatro mikrobu da bir kez girdi mi bünyeye temizlenmesi pek mümkün olmuyor, malum! Haliyle sekiz yaşından sonra hız kesmeden sürmüş Yılmazın tiyatro öyküsü. Bugünkü halini gördükçe çok üzüldüğünü söylediği AKM, çocukluk ve ilk gençlik yıllarının ana üssü gibi. AKMde birkaç dakika mesafedeki okulu Atatürk Lisesi ile sahne arasında mekik dokumuş okul hayatı boyunca. Şimdi oyuncu yetiştirmekteki emeği, sahne için harcadığı emekten daha kıymetli bulduğundan bahsetse de o zamanki hayaller bambaşka:?geceyarısı eve dönüp sabah derse giderdim. O zamanlar çok heyecanlıydım Lisedeyken?Tiyatroyu değiştiririm, Türkiye tiyatrosuna metinler yazarım, bambaşka oyunlar yaparız arkadaşlarımızla gibi hayallerimiz vardı. Dizilerde oynamayacağım falan derdim Sahnede olmayı çok seviyordum. 'KONSERVATUVARI?ŞÖHRET DİZİSİNDEKİ GİBİ SANIRDIM' Çocukken?balerin ve astronot olmak istermiş aslında. Ama sahneyle tanıştıktan sonra ilk ve tek hedefi konservatuvar olmuş. İlk denemede başarılı olmuş da. Öyle ki o zamanlar iki aşamalı olan sınav sisteminde ikinci aşama olan ÖYSye girmeyi unutmuş.?annem bir sabah uyandırdı,?kalk kızım bugün sınavın var! diye?fame dizisinden ithal hayallerle girdiği konservatuvarı beklediği gibi bulmamış olsa da müthiş isimlerin tedrisatından geçtiği için mutlu:?başta hayal ettiklerimizle sonradan karşılaştığımız şeyler farklı oluyor tiyatro mesleğinde. O konservatuvara girerken hayal ettiğiniz çok başka şeyler Fame (Şöhret) dizisi vardı; kan, ter, gözyaşı, insanlar boğuşuyor, hocalar harika?şöhret dizisi gibi düşünüyordum konservatuvarı. Çok iyi hocalarım oldu; Yıldız Kenter, Mehmet Birkiye, Suat Özturna, Engin Uludağların öğrencisiyim. Ama buna rağmen hayallerimi tutturamadım, beklentim çok yüksekti. İyi bir öğrenciydim, hocaların da sevdiği bir öğrenciydim ama daha içten, daha samimi, daha insanların birbirine destek attığı bir ortam bekliyordum. Ama kişisel kaygılar bazen tiyatral kaygıların önüne geçiyor?hocam ŞU TEKSTE BAKAR MISINIZ? Konservatuvar ertesi oyunculuk yüksek lisansı yapmak üzere bir sene Londrada okuyor, sayısız oyun seyrettiği,?bir dünya workshop a katıldığı aylar Parası tükenince İstanbula dönüp okulunda tamamlıyor eğitimini ve hocaların teklifiyle okulda eğitmenlik yapmaya başlıyor. O gün bugündür de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarının hocalarından. Londra dönüşü altı sene kadar Şehir Tiyatrolarında görev alıyor, çocukluk yıllarının geçtiği İstanbul Devlet Tiyatroları sahnelerinde de iki sene misafir oyuncu olarak yer alıyor. Bir yandan ilki 12 yaşındayken rol aldığı TRT dizisi?öncüler Kulübü olmak üzere pek çok dizide rol alıyor. Diksiyon konusunda teorik bir çalışma hazırladığı yüksek lisans tezi ve Türkçenin fonetiğine dair titiz bir çalışmanın ürünü olan doktora tezini hazırlıyor, öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor Üç sene önce dünyaya gelen kızı Elifle daha yoğun vakit geçirmeyi, eğitmenliğe yoğunlaşmayı tercih ettiği bir dönem geçiriyor. Ta ki eski öğrencisi, aynı zamanda arkadaşı Çağrı Şensoydan?Hocam şu tekste bir bakar mısınız? ricası gelene kadar:?tesirin tekstini okudum ve çok sevdim. Bizim için nispeten yeni bir konu. Aslında depresyon ve ilaç kullanımı meselesi bilim dünyasında epeydir tartışılıyor. Ama bizdeki tartışmalar biraz daha yüzeysel gidiyor. Bu ciddi konu bence çok iyi anlatılıyor metinde, Lucy Prebble çok iyi bir yazar.?bunu mutlaka yapın dedim Çağrıya. O da?hocam ben teksti size kadın rolü için yollamadım dedi. Hiçbir konuda ısrarlarına dayanamadığım insanlardır DEPRESYON ROLÜ İÇİN BOL GAZETE OKUMAK Rolü ilk okuduğumda hayalinde görmüş ama oyunun genç yönetmeni Çağrı Şensoyun hayaliyle kendisininkini buluşturmak için çabalamış:?ben daha duru bir şey arıyordum, o daha tempolu birini arıyordu, önce orada buluştuk. Bir de ben çok sözünü dinledim onun. Belki başkası olsa dinlemeyebilirdim ama öğrencilerinizle iş yapıyorsunuz, susmalıyım! (gülüyor)?tesir için psikiyatristlere de danışmış depresyonu da araştırmış:?gördüm ki depresyon söz konusu olunca tek bir bir tip, tek bir tarz yok. Tipik bir delirmiş kadını oynamak istemedim. Depresyon biziz çünkü, her günkü halimiz... Bir taraftan kadın kontrollü de bir kadın Depresif insanlarla çalışan, onlara ne yapması gerektiğini söyleyen biri; zorluğu da tam orada Genelde hep?çağrı iyi değildi diyordum,?hocam iyiydi, sizin hissettiğinizle bize geçen arasında fark var diyordu bana Çocuklar tarafından bayağı bir yaftalandım?hocam hiç beğenmiyorsunuz kendinizi, yapmayın böyle diye Ama yanlış anlamayın, onları çok beğeniyorum, hep!?tesirde bir antidepresan deneyini yürütmekte olan, çok kontrollü bir doktoru oynuyor Yılmaz. Ama sonrasında karakterinin de ağır depresyonda olduğu çıkıyor ortaya. Çeşitli araştırma ve görüşmeler bir yana, depresyonda birini oynayabilmek için sadece gazete ve dergi okuması yeterli olmuş:?onlara bakıyorum, moralim bozuluyor, dünya haline bakıyorum, bayağı geriliyorum. Çok kolay burada depresyona girmek

3 HER YÖNÜYLE HALDUN TANER Portal : İçeriği : Gündem Tarih : Adres : Her yönüyle Haldun Taner Ülkemizde hikayeciliğin ve oyun yazarlığının usta kalemlerinden, epik tiyatronun ve kabare tiyatrosunun öncüsü Haldun Taner, doğumunun 100. yılında, İstanbul Tiyatro Festivali ve Yapı Kredi Yayınları iş birliğinde gerçekleştirilecek bir panelle anılıyor. 5 Mayıs ta İKSV Salon da saat da yapılacak panelde, İstanbul Üniversitesinde bir tiyatro kürsüsü kurulması için gösterdiği çabalardan hareketle Haldun Taner in eğitmen ve tiyatrocu nitelikleri, dünya tiyatrosundaki yeri, edebi serüveni ve yaşamı ayrıntılı olarak ele alınacak. Haldun Taner in eşi Demet Taner, Edebiyat Eleştirmeni Prof. Dr. Handan İnci ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Karaboğa nın konuşmacı olarak katılacağı panel, tüm katılımcılara açık olarak gerçekleştirilecek. Ücretsiz olan panele katılmak için [ protected] adresine e-posta gönderilerek onay alınabilir. (KÜLTÜR SERVİSİ)

4 TÜRK BÖBREK VAKFI MEDYA ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU Portal : İçeriği : Aktüel Tarih : Adres : Türk Böbrek Vakfı Medya Ödülleri sahiplerini buldu Haber Saati: :07 Türk Böbrek Vakfının Çalışma alanları içinde yer alan konularda dahil olmak üzere tüm sağlık alanında toplumun bilinçlendirilmesi, farkındalığın arttırılması, kamu ve özel sağlık kuruluşlarınca bu alanda verilen hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlamak üzere düzenlenen?türk Böbrek Vakfı 2. Medya Ödülleri, Zorlu Center PSMde, düzenlenen tören ile sahiplerini buldu. Türk Böbrek Vakfının 30. kuruluş yıldönümü olması sebebiyle de ayrı bir heyecan ile gerçekleştirilen ve sunuculuğunu İpek Tanrıyarın yaptığı bu özel geceye, aralarında TBV Yönetim Kurulu Üyeleri, Jüri üyeleri, Semra Özal, Burak Kut ve Tuğba Melis Türkün de bulunduğu Çok sayıda isim katıldı. Ayrıca bu yıl ilk kez Türk Böbrek Vakfı Kurucusu ve Başkanı olan Sn. Timur Erk adına verilen?tbv TİMUR ERK ÖZEL ÖDÜLÜde, kamuoyunda sağlık konularına duyarlılığı ile adından söz ettiren deneyimli televizyoncu ve yazar Özge Uzuna verildi. Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Dr. Osman Akalın başkanlığındaki jüri komitesinde ise; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, deneyimli televizyoncu Lütfiye Pekcan, TBV İstanbul Memorial Hizmet Hastanesi Direktörü Dr. Tarkan Dizdar, Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmet Nane, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akıncı yer aldı. Ödülle layık görülen kurum ve isimler; Yazılı Basın Haber Araştırma Dalında,?Yaşamak İÇin Kuyruktalar Başlıklı Haberiyle; Cumhuriyet Gazetesi, Sibel BahÇetepe Yazılı Basın Haber Araştırma Dalında,?Ben Oğluma Ciğerimi O Bana Dünyayı Bağışladı Başlıklı Haberiyle; Mansiyon Ödülü Vatan Gazetesi, İlker Akgüngör Yazılı Basın Yazı Dizisi-Konu Dalında?Kampta Buluştular, NAKİL ORGANla yaşıyorlar Başlıklı Haberiyle;Türkiye Gazetesi, Ziyneti Kocabıyık Yazılı Basın Vaka-İnceleme Dalında,?Karı Koca Meme Kanseri Oldular Başlıklı Haberiyle; Hürriyet Gazetesi, Mesude Erşan Yazılı Basın Dergi Röportaj Dalında,?Türkiyede Organ Bağışı ve Organ Nakli Başlıklı Haberiyle; Sağlık ve İnsan Dergisi, Esra Öz Televizyon - Haber Araştırma Dalında,?Organ Nakli Dosyası Başlıklı Haberiyle; TRT, Fatma Demir Turgut Televizyon - Haber Araştırma Dalında,?Zayıflama Dosyası Başlıklı Haberiyle; Mansiyon Ödülü Habertürk, Arzu Çetik Tezeren Televizyon Vaka-İnceleme Dalında,?Kanser Hastalarını Tedavi Ederken Kansere Yakalanan Doktor Başlıklı Haberiyle; ATV Işıl AÇıkel İnternet Haber Araştırma Dalında,?Her Gün İstisnasız Tehdit, Şiddet ve Aşağılama İle Karşılaşıyoruz Başlıklı Haberiyle; Hurriyet.com.tr, Buse Özel İnternet Röportaj Dalında,?Doktorlar Komplike Ameliyata Girmek İstemiyor Başlıklı Haberiyle; Ntv.com.tr, Tülay Karabağ sosyette.com

5 STAR MEDYA GRUBUNDAN BOMBA TRANSFER! Portal : İçeriği : Medya Tarih : Adres : Star Medya Grubundan Bomba Transfer! Gazeteci Cem Küçük, haftanın 4 günü Star Gazetesinde yazılarıyla, 24 TV haber kanalında ise haber tartışma programıyla yer alacak ve yorumculuk yapacak. Haftanın 4 günü Star Gazetesi'nde yazıları yer alacak olan Cem KüÇük, 24 TV haber kanalında ise haber tartışma programı ve yorumculuk yapacak. Cem KüÇük kimdir? 1978 Zonguldak doğumlu Cem KüÇük, İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Yeni Şafak Gazetesi'nde yazarlık yapmış olan Cem KüÇükün yayımlanmış kitap Çevirileri de bulunmaktadır.

6 EN ÇOK ÖGRENCILERIM IZLERKEN GERILIYORUM! Portal : İçeriği : Gündem Tarih : Adres : En çok öğrencilerim izlerken geriliyorum! Bugün bir sanat enkazı, daha fenası bir polis karakolu haline gelen AKM'nin her odasından diğer bir sesin yükseldiği seneler. Seksenlerin ortası. Küçük bir kız çocuğu, sekiz yaşında, annesinin müdür yardımcısı olarak mesai yaptığı odasına gidecekken yolunu şaşırıyor. Başını uzattığı kapının ardında Can Gürzap, yönettiği?julius Caesar' oyunu için prova almakta. 'Afedersiniz' diye usulca geri çıkacakken Gürzap'ın 'Gel bakayım sen buraya' sesiyle kendini içeride buluyor. Sonra da o gün provası yapılan oyunun içinde. Sonra da günler, geceler boyu, sayısız oyunla beraber AKM'nin sahnelerinde Yanlışlıkla girdiği odadan?çocuk oyuncu' olarak çıkan, ilk oyununda ipleri çözülmüş ayakkabısını, seyirciye arkasını dönüp bağlayınca, 'Hah, sahnede rahat, bu çocuktan oyuncu olur' yorumunu alan Aslı Yılmaz, pazartesi gecesi Afife Tiyatro Ödülleri Töreni'nde?En Başarılı Kadın Oyuncu' olarak sahnedeydi Dilinde kendi deyişiyle?milyonlarca teşekkür', kızıla boyalı saçlarından ve mavi gözlerinden yayılan hakiki bir ışıltıyla O gece en çok öğrencilerine teşekkür etti; rol aldığı, Siyah Beyaz Renkli grubunun yapımı olan?tesir'de beraber çalıştığı eski öğrencileri, şimdilerde sahne arkadaşı olan ekibe İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda hoca olduğunu biliyordum fakat eğitmen kimliğini oyunculuk kimliğinden çok daha hususi bir yere koyduğunu, sahnedeyken de en büyük heyecanı öğrencileri tarafından izlenirken yaşadığını tahmin edemezdim Mezun olduğu okulda yrd. doç. unvanıyla diksiyon ve oyunculuk dersleri veren Aslı Yılmaz dört senedir tiyatro yapmıyormuş, bu aranın üstüne rol aldığı ilk oyunla da Afife jürisinin dikkatini üzerine çekmiş oldu. Önceki gece Aslı Yılmaz'ı?Tesir'de izlerken, jürinin onu namzet göstermesine, sonra da tercihini ondan yana kullanmasına içtenlikle adalet verdim kendimce. Bir antidepresan deneyinde tanışan iki gencin pek eğlenceli, seyir zevki yüksek öyküsünde deneyi gerçekleştiren hekim olarak sahnede Aslı Yılmaz. Kendisi de depresyondan mustarip ve kendini daimi denetim altında tutmaya çalışan hekim rolü için, duruşuyla da sesiyle de gözünüzü dikerek izleyeceğiniz, keskin fakat incelikli hatlara sahip bir karakter yaratmış. Pazartesi gecesi merasimde adı anons edildiğinde şaşırmış. Diğer adayları kutlama, üstünde emeği olan hocalara ve jüriye teşekkürün ardından sözü beraber çalıştığı, aslında onu dört yıl sonra yeniden tiyatro yapmaya bir anlamda?ikna eden' öğrencilerine getirmiş: 'Bilin ki bu tiyatro ilk kurulduğunda, kurucuları henüz konservatuvar ikinci sınıf öğrencisiydi, dedim. Çağrı Şensoy ve Salih Bademci dokuz sene evvel kurdu Siyah Beyaz Renkli'yi.?Cep harçlıklarıyla başladılar, dokuz yıldır fedakarca mücadele ediyorlar, bu değerlendirmenizin onları ve onlar gibi tiyatroları daha görünür kılacağını umuyorum, müteşekkirim bu açıdan' dedim. Oyun ekibine bir tek teşekkür ettim. Salih'e (Bademci) hususi olarak?şakaların ve o bitmeyen taklitlerin olmasa depresyonda olan birini nasıl oynardım bilmiyordum' diye... Çağrı'ya da (Şensoy)?Arayan sen olmasaydın kaçmıştım, bu yıl sahnede değildim, dolayısıyla burada da değildim. Burada olmamın en mühim vesilesi sensin. Bunu söylemek bana gurur veriyor' dedim.?seninle her şey iki kat anlamlı' diyerek eşime ve geçen yıl kaybettiğimiz, kendisi de oyuncu olan kayınvalideme teşekkür ettim. Sahne tasarımcımızın annesine teşekkür ettim. Prömiyer günü, hiç unutamayacağım bir görüntüydü: Sahne ve fer tasarımcımız Emir Uğurçağ'ın annesi gelmiş, üstelik hastaymış, dikiş makinesini kurmuştu. Perdeler kısa kalmış Afife Jale Sahnesi'ne, onları dikiyor. Bazen gücüm kalmadığını düşündüğümde aklıma o an gelir,?hadi yürü' derim.' ÇOCUKLUĞU AKM'DE GEÇTİ Aslı Yılmaz'a ilk?hadi yürü'nün Can Gürzap'tan geldiğini demiştik. Ama aslında içine doğduğu; AKM'de çalışan ana ile eğitimini aldığı hukukla değil de belgesel yazımı, yazarlık, caz müzisyenliğiyle meşgul bir babanın kurduğu,?diğer türlü bir yaşama' aleni ailedesi, ona ilk?yürü' diyen?tiyatro mikrobu' da bir defa girdi mi bünyeye temizlenmesi pek olası olmuyor, malum! Haliyle sekiz yaşından sonra sürat kesmeden sürmüş Yılmaz'ın tiyatro öyküsü. Bugünkü halini gördükçe çok üzüldüğünü söylediği AKM, çocukluk ve ilk gençlik yıllarının ana üssü gibi. AKM'de birkaç dakika mesafedeki okulu Atatürk Lisesi ile sahne arasında mekik dokumuş mektep yaşamı boyunca. Şimdi oyuncu yetiştirmekteki emeği, sahne için harcadığı emekten daha değerli bulduğundan bahsetse de o zamanki hayaller bambaşka: 'Geceyarısı eve dönüp sabah derse giderdim. O zamanlar çok heyecanlıydım Lisedeyken?Tiyatroyu değiştiririm, Türkiye tiyatrosuna metinler yazarım, bambaşka oyunlar yaparız arkadaşlarımızla' gibi hayallerimiz vardı. Dizilerde oynamayacağım falan derdim Sahnede olmayı çok seviyordum.' 'KONSERVATUVARI?ŞÖHRET' DİZİSİNDEKİ GİBİ SANIRDIM' Çocukken?balerin ve astronot' olmak istermiş aslında. Ama sahneyle tanıştıktan sonra ilk ve bir hedefi konservatuvar olmuş. İlk denemede başarılı olmuş da. Öyle ki o zamanlar iki aşamalı olan imtihan sisteminde ikinci aşama olan ÖYS'ye girmeyi unutmuş. 'Annem bir sabah uyandırdı,?kalk kızım bugün sınavın mevcut!' diye '?Fame' dizisinden ithal hayallerle girdiği konservatuvarı beklediği gibi bulmamış olsa da harika isimlerin tedrisatından geçtiği için mesut: 'Başta düş ettiklerimizle sonradan karşılaştığımız şeyler farklı oluyor tiyatro mesleğinde. O konservatuvara girerken düş ettiğiniz çok diğer şeyler Fame (Şöhret) dizisi vardı; kan, ter, gözyaşı, insanlar boğuşuyor, hocalar müthiş?şöhret' dizisi gibi düşünüyordum konservatuvarı. Çok iyi hocalarım oldu; Yıldız Kenter, Mehmet Birkiye, Suat Özturna, Engin Uludağ'ların öğrencisiyim. Ama buna karşın hayallerimi tutturamadım, beklentim çok yüksekti. İyi bir öğrenciydim, hocaların da sevdiği bir öğrenciydim fakat daha samimi, daha içten, daha insanların birbirine destek attığı bir ortam bekliyordum. Ama kişisel kaygılar kimi tiyatral kaygıların önüne geçiyor '?HOCAM ŞU TEKSTE BAKAR MISINIZ?' Konservatuvar ertesi oyunculuk yüksek lisansı yapmak üzere bir yıl Londra'da okuyor, sayısız oyun seyrettiği, 'bir dünya workshop'a katıldığı aylar Parası tükenince İstanbul'a dönüp okulunda tamamlıyor eğitimini ve hocaların teklifiyle okulda eğitmenlik yapmaya başlıyor. O gün bugündür de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın hocalarından. Londra dönüşü altı yıl kadar Şehir Tiyatroları'nda vazife alıyor, çocukluk yıllarının geçtiği İstanbul Devlet Tiyatroları sahnelerinde de iki yıl konuk oyuncu olarak yer alıyor. Bir yandan ilki 12 yaşındayken rol aldığı TRT dizisi?öncüler Kulübü' olmak üzere pek çok dizide rol alıyor. Diksiyon konusunda teorik bir çalışma hazırladığı yüksek lisans tezi ve Türkçe'nin fonetiğine dair titiz bir çalışmanın ürünü olan doktora tezini hazırlıyor, öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor Üç yıl evvel dünyaya gelen kızı Elif'le daha yoğun zaman geçirmeyi, eğitmenliğe yoğunlaşmayı tercih ettiği bir devre geçiriyor. Ta ki eski öğrencisi, aynı zamanda arkadaşı Çağrı Şensoy'dan 'Hocam şu tekste bir bakar mısınız?' ricası gelene kadar: 'Tesir'in tekstini okudum ve çok sevdim. Bizim için nispeten yeni bir konu. Aslında depresyon ve ilaç kullanımı meselesi ilim dünyasında epeydir tartışılıyor. Ama bizdeki tartışmalar biraz daha yüzeysel gidiyor. Bu ağırbaşlı konu bence çok iyi anlatılıyor metinde, Lucy Prebble çok iyi bir yazar.?bunu mutlaka yapın' dedim Çağrı'ya. O da?hocam ben teksti size kadın rolü için yollamadım' dedi. Hiçbir konuda ısrarlarına dayanamadığım insanlardır ' DEPRESYON ROLÜ İÇİN BOL GAZETE OKUMAK Rolü ilk okuduğumda hayalinde görmüş fakat oyunun genç yönetmeni Çağrı Şensoy'un hayaliyle kendisininkini buluşturmak için çabalamış: 'Ben daha berrak bir şey arıyordum, o daha tempolu birini arıyordu, evvel orada buluştuk. Bir de ben çok sözünü dinledim onun. Belki başkası olsa dinlemeyebilirdim fakat öğrencilerinizle iş yapıyorsunuz, susmalıyım!' (gülüyor)?tesir' için psikiyatristlere de danışmış depresyonu da araştırmış: 'Gördüm ki depresyon laf konusu olunca bir bir bir tip, bir bir tarz yok. Tipik bir delirmiş kadını oynamak istemedim. Depresyon biziz çünkü, her günkü halimiz... Bir taraftan kadın kontrollü de bir kadın Depresif insanlarla çalışan, onlara ne yapması gerektiğini söyleyen biri; zorluğu da tam orada Genelde hep?çağrı iyi değildi' söylüyordum,?hocam iyiydi, sizin hissettiğinizle bize geçen arasında fark mevcut' söylüyordu bana Çocuklar tarafından adi bir yaftalandım?hocam hiç beğenmiyorsunuz kendinizi, yapmayın böyle' diye Ama yanlış anlamayın, onları çok beğeniyorum, hep!'?tesir'de bir antidepresan deneyini yürütmekte olan, çok kontrollü bir doktoru oynuyor Yılmaz. Ama sonrasında karakterinin de ağır depresyonda olduğu çıkıyor ortaya. Çeşitli araştırma ve görüşmeler bir yana, depresyonda birini oynayabilmek için sadece gazete ve mecmua okuması yeterli olmuş: 'Onlara bakıyorum, moralim bozuluyor, dünya haline bakıyorum, adi geriliyorum. Çok basit burada depresyona girmek ' EN ÇOK ÖĞRENCİLERİM İZLERKEN GERİLİYORUM Aslı Yılmaz ile buluşma vesilemiz mükafat fakat konuştukça; oyunculuk konusunda kendisine karşı gayet gaddar olduğunu fark ediyorum. Hissettiklerimi onaylıyor: 'Kendime karşı acımasızımdır maalesef. Belki de bu role özgüdür. Ama genelde kendime karşı öyle olduğumu deler Konservatuvara girdikten sonra daha iyisini arama hissi başladı bende fakat bence hocalığın etkisi mevcut. Çok iyi eleştirmenler, ehil isimler, oyuncular, dostlarım seyretti fakat hiçbir vakit öğrencilerim geldiği zamanki kadar gerilmiyorum, o diğer bir

7 `TBV 2. MEDYA ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU Portal : İçeriği : Kadın Tarih : Adres : `Tbv 2. Medya Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk Böbrek Vakfı nın çalışma alanları içinde yer alan konularda dahil olmak üzere tüm sağlık alanında toplumun bilinçlendirilmesi, farkındalığın arttırılması, kamu ve özel sağlık kuruluşlarınca bu alanda verilen hizmetlerin geliştirilmesine... Türk Böbrek Vakfı nın çalışma alanları içinde yer alan konularda dahil olmak üzere tüm sağlık alanında toplumun bilinçlendirilmesi, farkındalığın arttırılması, kamu ve özel sağlık kuruluşlarınca bu alanda verilen hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlamak üzere düzenlenen `Türk Böbrek Vakfı 2. Medya Ödülleri, Zorlu Center PSM de, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, toplumda sağlık bilincinin gelişmesine yönelik yaptığı haberlerle İhlas Haber Ajansı ndan Ömer Kılıç ve Yazılı Basın Yazı Dizisi-Konu Dalında 'Kampta buluştular, nakil organla yaşıyorlar' başlıklı haberiyle, Türkiye Gazetesi nden Ziyneti Kocabıyık da ödüle layık görüldü. Türk Böbrek Vakfı nın 30. kuruluş yıldönümü olması sebebiyle de ayrı bir heyecan ile gerçekleştirilen ve sunuculuğunu İpek Tanrıyar ın yaptığı bu özel geceye, aralarında TBV Yönetim Kurulu Üyeleri, jüri üyeleri, Semra Özal, Burak Kut ve Tuğba Melis Türk ün de bulunduğu çok sayıda isim katıldı. Ayrıca bu yıl ilk kez Türk Böbrek Vakfı Kurucusu ve Başkanı olan Timur Erk adına verilen `TBV Timur Erk Özel Ödülü de, kamuoyunda sağlık konularına duyarlılığı ile adından söz ettiren deneyimli televizyoncu ve yazar Özge Uzun a verildi. Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Dr. Osman Akalın başkanlığındaki jüri komitesinde ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, deneyimli televizyoncu Lütfiye Pekcan, TBV İstanbul Memorial Hizmet Hastanesi Direktörü Dr. Tarkan Dizdar, Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmet Nane, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akıncı yer aldı. Ödül alan diğer kurum ve isimler şöyle: 'Yazılı Basın Haber Araştırma Dalında, 'Yaşamak İçin Kuyruktalar' başlıklı haberiyle; Cumhuriyet Gazetesi, Sibel Bahçetepe Yazılı Basın Haber Araştırma Dalında, 'Ben Oğluma Ciğerimi O Bana Dünyayı Bağışladı' başlıklı haberiyle; Mansiyon Ödülü Vatan Gazetesi, İlker Akgüngör Yazılı Basın Vaka-İnceleme Dalında, 'Karı Koca Meme Kanseri Oldular' başlıklı haberiyle; Hürriyet Gazetesi, Mesude Erşan Yazılı Basın Dergi Röportaj Dalında, 'Türkiye de Organ Bağışı ve Organ Nakli' başlıklı haberiyle; Sağlık ve İnsan Dergisi, Esra Öz Televizyon - Haber Araştırma Dalında, 'Organ Nakli Dosyası' başlıklı haberiyle; TRT, Fatma Demir Turgut Televizyon - Haber Araştırma Dalında, 'Zayıflama Dosyası' başlıklı haberiyle; Mansiyon Ödülü Habertürk, Arzu Çetik Tezeren Televizyon - Vaka-İnceleme Dalında, 'Kanser Hastalarını Tedavi Ederken Kansere Yakalanan Doktor' başlıklı haberiyle; ATV Işıl Açıkel İnternet Haber Araştırma Dalında, 'Her Gün İstisnasız Tehdit, Şiddet ve Aşağılama İle Karşılaşıyoruz' başlıklı haberiyle; Hurriyet.com.tr, Buse Özel İnternet Röportaj Dalında, 'Doktorlar Komplike Ameliyata Girmek İstemiyor' başlıklı haberiyle; Ntv.com.tr, Tülay Karabağ. Anadolu Ajansı ndan Andaç Hongur, Doğan Haber Ajansı ndan Uğur Demirkırdı ve Cihan Haber Ajansı ndan Orhan Fırat'.

8 MALATYA FIKRALARI ILE KEYIFLI SAATLER Portal : İçeriği : Haber Tarih : Adres : Malatya Fıkraları İle Keyifli Saatler Orta Değer Malatya Derneği tarafından organize edilen?malatya Anıları ve Fıkraları gecesi büyük ilgi gördü. Geceye katılan konuklar anlattıkları çoğu yaşanmış fıkralarla salondakilere keyifli saatler yaşattı. Ortak Değer Malatya Derneği tarafından ilki geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen sohbet toplantılarının ikincisi Sabancı Kültür Merkezi nde yapıldı.?malatya anıları ve fıkraları sohbet gecesine İstanbul Üniversitesi Eski Rektörlerinden Prof. Dr. Mesut Parlak, ünlü yönetmen Ünal Küpeli, emekli bürokrat Ertaç Önal, İşadamı Selahattin Bitlis, Gazeteci Yazar Raşit Kısacık ve Diş doktoru Cengiz Çağlayan konuşmacı olarak katıldı. Vali Süleyman Kamçı, eski Bakanlardan Malatya Eğitim Vakfı Genel Başkanı Metin Emiroğlu, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Gölbaşı Kaymakamı Ali Edip Budan, Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş ile daire müdürleri ve çok sayıda davetlinin izlediği gece, Ortak Değer Malatya Derneği Başkanı Ergün Kılıç ın konuşması ile başladı. Kılıç, Malatya nın değerlerine sahip çıkmak amacıyla kurdukları dernek hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra,?bu şehrin yetiştirdiği değerleri sahiplenmek amacıyla kurduğumuz derneğimizin faaliyetlerini önümüzdeki günlerde yeni organizasyonlarla devam edecektir dedi. Daha sonra Dernek Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Halil Kılıç ın yönettiği sohbet, Prof. Dr Mesut Parlak ın açış konuşmasıyla başladı. Yaklaşık 2 saat süren kahkahalarla dolu gecede konukların anlattığı?havlucu,?azet Bacı,?Mıho Osman,?Adıyamanlı Hacı ve Ahşan Ana fıkra ve anıları izleyicileri adeta yıllar öncesine götürdü. Fıkraların anlatımı sırasında kahramanlarının fotoğraflarının slayt gösterisi ile tanıtımı geceye ayrı bir renk kattı. Sohbet sonrası konuklara plaket veren Vali Süleyman Kamçı, geceden büyük keyif aldığını belirterek,?derneğimiz çok güzel bir faaliyet yapıyor, kendilerini kutluyorum, bu organizasyonların daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde devam ettirmelerini diliyorum dedi. Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise,?bir şehrin kimliğini kaybetmeden büyüyebilmesi için değerlerine sahip çıkması gerekir. Marka şehirlerden öte kimlikli şehirlerin gelecekte ön plana çıkacağına inanıyorum diye konuştu. Plaketlerini alan Prof. Dr Parlak konuşmasında,?derneğin yöneticilerini kutluyorum, Malatya nın değerlerine sahip çıkın ifadesini kullanırken, Yönetmen Küpeli ise Bu gecelere katılımı artırın, bir daha belki beni göremezsiniz dedi. MALATYA TÜRKÜLERİ SESLENDİRİLDİ Derneğin düzenlediği her iki sohbet toplantısına katılan konuklara plaketlerinin verilmesinin ardından gece Türk Sanat Müziği Sanatçısı Orçun Akgün ve Türk Halk Müziği sanatçısı İrfan Yılmaz ın birlikte seslendirdiği Malatya türkü ve şarkıları ile son erdi.

9 GENÇ ÇELLIST BERNA KONTAS'IN BÜYÜK BASARISI Portal : İçeriği : İletişim Teknolojileri Tarih : Adres : Genç çellist Berna Kontaş'ın büyük başarısı İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencesi Şule Berna Kontaş, Yunanistan'ın başkenti Atina'da düzenlenen 'emuse' Online Music Competion 2015 yarışmasında ödüle layık görüldü. Prof. Sevil Gökdağ'ın viyolonsel sınıfı öğrencisi Şule Berna Kontaş (15-19 yaş) D kategorisinde birincilik ödülü aldı.25 ÜLKE YARIŞTIÇeşitli dallarda 25 ülkeden 123 yarışmacının katıldığı yarışmada viyolonsel dalındaki katılımcıları değerlendiren jüri üyeleri; Prof. Igor Gavriş (Moskova Çaykovski Konservatuvarı), Prof. Galina Aronovitch (Telaviv Konservatuvarı) Christophor Miroshnikov (Moskova Çaykovski Konservatuvarı)Şule Berna Kontaş'ın daha önce aldığı dereceler: Bulgaristan'ın başkenti Sofya düzenlenen 11. Uluslararası Genç Virtüözler yarışmasında ikinci kategoride üçüncülük ödülü Bulgaristan'ın Dobrich kentinde düzenlenen 11. Uluslararası Genç Yetenekler yarışmasında B kategorisinde birincilik ödülü.14 yaşındaki Şule Berna Kontaş Kaynak: Hürriyet

10 'UFUKTAKI YENI TÜRKIYE SEMPOZYUMU' Portal : İçeriği : Gündem Tarih : Adres : 'Ufuktaki Yeni Türkiye Sempozyumu' TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, seçim barajının düşürülmesi halinde Meclise 20 partinin gireceğini, bu durumda ülkenin yönetilemeyeceğini belirterek, 'Bunun yolu var, biz AK Parti olarak diyoruz ki başkanlık sistemine geçelim, bütün barajlara paydos, sıfır baraj. Madem barajdan şikayetin var, bunu yapalım' dedi. Kuzu, Uluslararası Vuslat Derneğince Abant'ta bir otelde düzenlenen 'Ufuktaki Yeni Türkiye Sempozyumu' açılışında, muhalefet partilerinin eski seçim beyannamesine bakıldığında, sürekli laiklik ve irticayla ilgili maddelerin bulunduğunu söyledi. 'Şimdi onları bırakmış, ekonomi ağırlıklı metin yazmaya çalışmışlar' diyen Kuzu, 'Bize soruyorlar, 'sizinle farkı ne?' Bizimki evli adamın taahhüdüdür, onunki bekar adamın. Kemal bunları dağıtacak, sonra kaçacak, Kemal gidecek çünkü. Menderes, biriktirdi, koalisyon bitirdi. Tayyip Bey topladı, koalisyon bitirecek. Hepsi oturmuşlar, Türkiye için koalisyon modeli çiziyorlar' ifadesini kullandı. Kuzu, 7 Haziran'daki seçimlerin çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: 'Millet 'tamam' derse eski Türkiye'ye dönüş, 'devam' derse yeni Türkiye'nin ufukları. Koalisyonlarla ilgili bir defa toplum olarak 'ortakçılık' dediğimiz yöntemi yapamıyoruz. Bana sorarsan en önemli sebebi, hissi olmamız. Dolayısıyla bunu zorlamanın anlamı yok. Paralel meselesi tamam. Ortak bir konsensüs olsa 'olur' dersin, ama yok, bugüne kadar olmadı. Bazen örnek verirler, İsveç ve Norveç'te koalisyon yıllardır var. Konya kadar toprak, 70 bin dolar da kişi başı gelir. Adamın başında Kemal yok, Esed yok, orayı babam da yönetir. Bakın burada din adamlarımız var. Derler ki 124 bin peygamber bu bölgeye gelmiş. Ben onları bilmem ama kıyamet sanki bu bölgeden kopacakmış gibi geliyor. Sanki buralarda dönüyor gibi geliyor. Allah sonumuza hayır getirsin, ne diyelim. Bu bölgede nöbetçi lazım, sürekli uyuyamazsın. Mutlaka dirayetle Tayyip Erdoğan benzeri insanlara ihtiyaç var, bu bölgede.' 'Başkanlık modeli, Türkiye'yi bölecekse HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP'nin buna destek vermesi lazım ama 'zinhar karşıyız' diyorlar' ifadesini kullanan Kuzu, 'Ya 'sandığa gitmeyeceğim' diyor ama oy verme işlerinde eğer biz Türkiye'nin bu geçmiş yıllarındaki kötü tablosunu da hatırlatarak bir şeyler söyleyebilirsek ikna edebiliriz. Şu anki tüm kazanımlarımız küllenmiş vaziyette. Yeni gelecek başka ekipler, bunları her zaman diriltebilirler. Vuslata iş düşüyor' şeklinde konuştu. Türkiye'de geçerli yüzde 10 baraj sisteminin muhalefet tarafından yüksek görüldüğüne değinen Kuzu, sözlerini şöyle tamamladı: 'Barajı aşağıya çeksek (Meclise) 20 parti girer, hiç yönetemezsin. Tamamen kaldırsan hiç olmaz. Bunun yolu var, biz AK Parti olarak diyoruz ki başkanlık sistemine geçelim, bütün barajlara paydos, sıfır baraj. Madem barajdan şikayetin var, bunu yapalım. Açık söylüyorum bugüne kadar gelemeyen sol, bu sistemle gelir. Ancak bu haliyle gelemez. Kollarını herkese açarsa gelir. Herkes için bu geçerli, kim elini çok açarsa. 7 Haziran, bizim için işin bam teli.' Bolu Valisi Aydın Baruş, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, yurtiçi ve dışından yaklaşık 450 akademisyen, bilim insanı ve iş adamının katıldığı sempozyum, 3 Mayıs'ta sona erecek.

11 ODTÜ MÜHENDISLIK DÜNYADA ILK 100 DE Portal : İçeriği : Gündem Tarih : Adres : ODTÜ Mühendislik Dünyada İlk 100 de İNGİLTERE nin başkenti Londra merkezli uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS, sanat ve beşeri bilimler, mühendislik ve teknoloji, yaşam bilimleri ve tıp, doğa bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere 6 temel bilim ve 36 özel alanda, bu yıl da dünyanın en iyilerini belirledi. Türk üniversiteleri, 2015 sıralamasında, özellikle mühendislik ve teknoloji bilimlerinde ön plana çıktı. Tüm alanlarda Türk üniversiteleri arasında en iyi dereceyi ise, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yaptı. 14 ALANDA VARIZ ODTÜ, `havacılık, makine, imalat mühendisliği ve `inşaat mühendisliği dallarında en iyi bandında yer almayı başardı. Tüm sıralamalarda adını en çok ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi ve Bilkent duyurdu. QS, yıllık yayınlandığı 36 özel alanda en iyiler listesini, yükseköğretim kurumlarının akademik ve çalışan intibaları ve araştırma etkilerine göre hazırlıyor. Bu yılki listede Türk üniversiteleri çeşitli sıralarda 36 alandan 14 ünde yer buldu. En yüksek başarının mühendislik ve teknolojide olduğu sıralamada, Türk üniversitelerinin sanat ve beşeri bilimlerdeki başarısızlığı ise dikkat çekti. Türkiye'yi bu sıralamalarda ODTÜ 10, İTÜ 9, Bilkent 6, Boğaziçi 4, Hacettepe 2, Ankara, İstanbul, Koç ve Sabancı üniversiterileriyse 1'er kez temsil etti QS 6 temel bilim 36 özel alan sıralamasında Türk üniversitelerinin dereceleri şöyle: SANAT VE BEŞERİ BİLİMLER İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilkent Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi MÜHENDİSLİK VE TEKNOLOJİ Bilgisayar bilimleri Orta Doğu Teknik Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Bilkent Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-elektronik mühendisliği Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilkent Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Sabancı Üniversitesi Havacılık; Makine ve İmalat mühendislikleri Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Bilkent Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi İnşaat mühendisliği Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi YAŞAM BİLİMLERİ VE TIP Tıp İstanbul Üniversitesi Ankara Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi DOĞA BİLİMLERİ Fizik-Astronomi İstanbul Teknik Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Bilkent Üniversitesi Matematik Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre çalışmaları İstanbul Teknik Üniversitesi Deniz bilimleri İstanbul Teknik Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Malzeme bilimi İstanbul Teknik Üniversitesi SOSYAL BİLİMLER Eğitim Orta Doğu Teknik Üniversitesi Politika ve uluslararası İlişkiler Bilkent Üniversitesi Koç Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mutluluk ve cesaret veriyor Prof. Dr. Ahmet ACAR (Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü) ODTÜ, daha önceki sıralamalarda uluslararası düzeyde saygın bir üniversite olduğunu gösterdi. Sıralamalarda iyi dereceler elde edilmesi, yaptıklarımızın uluslararası alanda takdir edilmesi iyi bir şey. Bize mutluluk ve cesaret veriyor ama aynı anda sorumluluğumuzu da arttırıyor. ODTÜ yü her geçen yıl daha üst sıralara taşıyan akademik birimlerimizi ve öğretim elemanlarımızı kutlarım. Biz hiçbir zaman sıralamalarda yukarı çıkmak için özel bir çaba içinde olmadık. Her alanda daha iyisini aramak, daha iyiye ulaşmak için çalışmak ODTÜ nün kapısından içeri girdiğiniz anda aldığınız temel değerlerden biri. Hedefimiz her zaman en iyi eğitimi vermek, araştırma yapmak, bilgi birikimimizi endüstriye ve topluma aktarmak. Sıralamaya giren diğer Türk üniversitelerini de kutluyorum. Bilimsel açıdan rekabet ülkemizin gelişmesi için de çok önemli. Üniversitelerimiz arasındaki bilime dayalı bu rekabet bizleri her yıl daha da yukarı çıkartacak.

12 SIZCE DEPRESYONDA MISINIZ? TEST EDIN Portal : İçeriği : İletişim Teknolojileri Tarih : Adres : Sizce depresyonda mısınız? Test edin Halk arasında her türlü sıkıntı, çökkünlük hali için 'depresyon' tanımı kullanılıyor. Aslında tıp dilindeki kullanılan adıyla,,'majör depresyon' ciddi ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği nden Doç. Dr. Sibel Çakır, sorularımızı şöyle yanıtladı: Depresyon kendini nasıl belli eder, diğer sorunlardan ayırır?- Depresyon çoğu zaman sınırları, şiddeti net olmayan, pekçok depresif bozukluk tipleri için halk arasında kullanılan genel bir kavram. Biz hekimler bu belirsiz kavram yerine 'majör depresyon' kavramını kullanmayı tercih ediyoruz. Majör depresyon, Amerikan Psikiyatri Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü nün sınıflama sistemleri DSM-V ve ICD-10 tarafından iyi tanımlanmış, tedavi edilmesi gereken ciddi bir tıbbi bozukluk. Uluslararası bu tanımlamalara göre majör depresyonda, iki haftadan daha uzun süren, hemen her gün depresif duygudurum, eskiden yapılan etkinliklere karşı ilgi kaybı, zevk alamama, uyku bozukluğu (uykuya dalamama, gece sık sık uyanma, sabaha doğru erken uyanıp tekrar uyuyamama ya da her zamankine göre daha uzun uyuyup dinlenmiş hissetmeme), iştah ve kilo kaybı ya da kilo artışı, enerji azlığı, halsiz ve yorgun hissetme, zihinsel ve bedensel huzursuzluk ya da yavaşlık, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu ve bunun sonucu unutkanlık, kendini değersiz hissetme, kendini suçlama, ümitsizlik, ölüm ve intihar ilgili düşünceler, intihar tasarıları görülüyor. Bu belirtiler kişide sosyal, mesleki ve aile yaşantısında belirgin bozulmaya neden oluyor. Tıbbi anlamda depresyon ile halk arasında her türlü sıkıntı, çökkünlük hali için kullanılan depresyon arasındaki farkları hatırlatır mısınız?- Majör depresyon tedavi edilmesi gereken ciddi, bir tıbbi sorundur. Oysa çoğumuz günlük yaşantımızda zaman zaman sıkıntılar, keyifsizlikler, karamsarlıklar yaşayabiliriz. Her keyifsiz dönemi depresyon gibi algılamak doğru değil. Bu çökkün dönemlerin ne kadar sürdüğü, şiddeti, uyku, iştah, dikkat gibi bedensel işlevleri etkileyip etkilemediği, kişinin sosyal ve mesleki yaşamında değişiklik yaratıp yaratmadığının ayırt edilmesi, tıbbi anlamdaki majör depresyon tanısı için önemli.mutsuz olan illa depresyonda mıdır?- Kesinlikle hayır. Mutsuzluk bir algıdır. Eğer kişi yaşamı boyunca bu tür bir mutsuzluk algısı içinde ise, bunun bir kişilik özelliği, kişilik patolojisi olma ihtimali var. Yine sosyal şartlar, aile ya da iş yaşamındaki mutsuzluk, kişi mutsuz olduğu ortamdan ayrıldığında bu mutsuzluğu geçiyorsa buna da majör depresyon diyemeyiz. Yine bir yaş dönümü ya da yaşamda olmasını istediği değişikliklerin gecikmesi ya da hangi yöne gideceğini bilememe, travmatik ya da beklenmedik üzücü bir olayla karşılaşma, sevdiği birinden ayrılma sonrasındaki geçici ya da değişken mutsuzluklar da bu tanıma uymuyor. İki haftadan uzun süren, hemen her gün, gün boyu, her ortamda, mutsuzluk ve saydığımız diğer belirtilerin varlığı depresyona işaret ediyor. Depresyon ve anksiyete bir arada olabiliyor. İkisi sebep, sonuç ilişkili mi? - Majör depresyon ve anksiyete bozukluğu yaklaşık yüzde 50 gibi oranda bir arada bulunuyor. Bir arada olduklarında daha şiddetli bir tablo oluşturuyor. Tedaviye yanıt daha düşük ve yarattığı yeti yitimi daha büyük. Anksiyete bozukluğu daha erken yaşlarda başlıyor ve uzun süre iyi tedavi edilmemiş panik bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk ve fobiler gibi anksiyete bozuklukları depresyonu arkadan getirebiliyor. Majör depresyonun bazı alt tipleri yüksek oranda anksiyete belirtisiyle seyrediyor. Her ikisinin ortaya çıkışına neden olan ortak biyolojik mekanizmalar olabiliyor. DEPRESYONUNUZU TEST EDİN Aşağıdaki testten 17 ve üzeri puan almanız klinik anlamda bir depresyon olasılığını düşündürüyor: 1. (0) Üzgün ve sıkıntılı değilim. (1) Kendimi üzüntülü ve sıkıntılı hissediyorum. (2) Hep üzüntülü ve sıkıntılıyım. Bundan kurtulamıyorum. (3) O kadar üzgün ve sıkıntılıyım ki, artık dayanamıyorum.2. (0) Gelecek hakkında umutsuz ve karamsar değilim. (1) Gelecek için karamsarım. (2) Gelecekten beklediğim hiçbir şey yok. (3) Gelecek hakkında umutsuzum ve sanki hiçbir şey düzelmeyecekmiş gibi geliyor.3. (0) Kendimi başarısız biri olarak görmüyorum. (1) Başkalarından daha başarısız olduğumu hissediyorum. (2) Geçmişe baktığımda başarısızlıklarla dolu olduğunu görüyorum. (3) Kendimi tümüyle başarısız bir insan olarak görüyorum.4. (0) Her şeyden eskisi kadar zevk alıyorum. (1) Birçok şeyden eskiden olduğu gibi zevk alamıyorum. (2) Artık hiçbir şey bana tam anlamıyla zevk vermiyor. (3) Her şeyden sıkılıyorum.5. (0) Kendimi herhangi bir biçimde suçlu hissetmiyorum. (1) Kendimi zaman zaman suçlu hissediyorum. (2) Çoğu zaman kendimi suçlu hissediyorum. (3) Kendimi her zaman suçlu hissediyorum.6. (0) Kendimden memnunum. (1) Kendimden pek memnun değilim. (2) Kendime kızgınım. (3) Kendimden nefret ediyorum.7. (0) Başkalarından daha kötü olduğu sanmıyorum. (1) Hatalarım ve zayıf taraflarım olduğunu düşünmüyorum. (2) Hatalarımdan dolayı kendimden utanıyorum. (3) Her şeyi yanlış yapıyormuşum gibi geliyor ve hep kendimde kabahat buluyorum.8. (0) Kendimi öldürmek gibi düşüncelerim yok. (1) Kimi zaman kendimi öldürmeyi düşündüğüm oluyor ama yapmıyorum. (2) Kendimi öldürmek isterdim. (3) Fırsatını bulsam kendimi öldürürüm.9. (0) İçimden ağlamak geldiği pek olmuyor. (1) Zaman zaman içimden ağlamak geliyor. (2) Çoğu zaman ağlıyorum. (3) Eskiden ağlayabilirdim ama şimdi istesem de ağlayamıyorum.10. (0) Her zaman olduğumdan daha canı sıkkın ve sinirli değilim. (1) Eskisine oranla daha kolay canım sıkılıyor ve kızıyorum. (2) Her şey canımı sıkıyor ve kendimi hep sinirli hissediyorum. (3) Canımı sıkan şeylere bile artık kızamıyorum.11. (0) Başkalarıyla görüşme, konuşma isteğimi kaybetmedim. (1) Eskisi kadar insanlarla birlikte olmak istemiyorum. (2) Birileriyle görüşüp konuşmak hiç içimden gelmiyor. (3) Artık çevremde hiç kimseyi istemiyorum.12. (0) Karar verirken eskisinden fazla güçlük çekmiyorum.(1) Eskiden olduğu kadar kolay karar veremiyorum. (2) Eskiye kıyasla karar vermekte çok güçlük çekiyorum. (3) Artık hiçbir konuda karar veremiyorum.13. (0) Her zamankinden farklı göründüğümü sanmıyorum. (1) Aynada kendime her zamankinden kötü görünüyorum. (2) Aynaya baktığımda kendimi yaşlanmış ve çirkinleşmiş buluyorum. (3) Kendimi çok çirkin buluyorum.14. (0) Eskisi kadar iyi iş, güç yapabiliyorum. (1) Her zaman yaptığım işler şimdi gözümde büyüyor. (2) Ufacık bir işi bile kendimi çok zorlayarak yapabiliyorum. (3) Artık hiçbir iş yapamıyorum.15. (0) Uykum her zamanki gibi. (1) Eskisi gibi uyuyamıyorum. (2) Her zamankinden 1-2 saat önce uyanıyorum ve kolay kolay tekrar uykuya dalamıyorum. (3) Sabahları çok erken uyanıyorum ve bir daha uyuyamıyorum.16. (0) Kendimi her zamankinden yorgun hissetmiyorum. (1) Eskiye oranla daha çabuk yoruluyorum. (2) Her şey beni yoruyor. (3) Kendimi hiçbir şey yapamayacak kadar yorgun ve bitkin hissediyorum.17.(0) İştahım her zamanki gibi. (1) Eskisinden daha iştahsızım. (2) İştahım çok azaldı. (3) Hiçbir şey yiyemiyorum.18. (0) Son zamanlarda zayıflamadım. (1) Zayıflamaya çalışmadığım halde halde en az 2 Kg verdim. (2) Zayıflamaya çalışmadığım halde en az 4 Kg verdim. (3) Zayıflamaya çalışmadığım halde en az 6 Kg verdim.19. (0) Saağlığımla ilgili kaygılarım yok. (1) Ağrılar, mide sancıları, kabızlık gibi şikayetlerim oluyor ve bunlar beni tasalandırıyor. (2) Sağlığımın bozulmasından çok kaygılanıyorum ve kafamı başka şeylere vermekte zorlanıyorum. (3) Sağlık durumum kafama o kadar takılıyor ki, başka hiçbir şey düşünemiyorum. 20. (0) Sekse karşı ilgimde herhangi bir değiklik yok. (1) Eskisine oranla sekse ilgim az.(2) Cinsel isteğim çok azaldı. (3) Hiç cinsel istek duymuyorum.21. (0) Cezalandırılması gereken şeyler yaptığımı sanmıyorum. (1) Yaptıklarımdan dolayı cezalandırılabileceğimi düşünüyorum. (2) Cezamı çekmeyi bekliyorum. (3) Sanki cezamı bulmuşum gibi geliyor.değerlendirme: 1-10 puan arası normal, puan arası hafif ruhsal sıkıntı, puan arası sınırda klinik depresyon, puan arası orta depresyon, puan arası ciddi depresyon, 40 üzeri çok ciddi depresyon. Kaynak: Hürriyet

13 'SOYKIRIM OLMADI' BILDIRISI Portal : İçeriği : İletişim Teknolojileri Tarih : Adres : 'Soykırım Olmadı' Bildirisi Aralarında Ataol Behramoğlu, Süheyl Batum, Yusuf Halaçoğlu, Nihat Genç ve Birgül Ayman Güler gibi birçok aydın, 'soykırım' iddialarına karşı bir bildiri yayınladı. Aralarında Ataol Behramoğlu, Süheyl Batum, Yusuf Halaçoğlu, Nihat Genç, Birgül Ayman Güler'in yanısıra, Barış Tınay, Baro Genel Sekreteri Hüseyin Özbek ve Doktor Pelin Taşkıran'ın da bulunduğu birçok aydın, 'soykırım' iddialarına karşı ortak bir bildiri yayınladı. 'Ermeni soykırımı' iddialarının 100. yıl dönümü gerekçesiyle; birçok ülke parlamentosu tarafından Ermeni soykırımını tanıyan deklarasyonlar yayınlanmasına karşı, aydınlar ortak bir bildiri yayınladı. Soykırım dayatmalarının 100 yıllık emperyalist hırsların sonucu olduğununu belirtildiği açıklamada 'Çanakkale ve Lozan ile hesaplaşmakta kararlı emperyalist devletlerin, gerçeklikleri çarpıtarak, bilim dışı iftiralar ile Türk milletini soykırım yapmak ile suçlayan her türlü anlayışını reddediyoruz.' ifadeleri kullanıldı. İşte o bildiri ve imzacılar: 'Kamuoyuna, Ermeni soykırım iddialarının 100. yıl dönümü gerekçesiyle; birçok ülke parlamentosu tarafından Ermeni soykırımını tanıyan deklarasyonlar yapılmaktadır. Tarihi gerçeklere ve hukuka aykırı bu siyasi kararlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni haksız ithamlarla ve soykırım gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bulunduğumuz coğrafya üzerinde, bugün yaşananlara, taraflara, siyasi aktörlere, dış müdahalelere ve içeriye ihale edilen rollere baktığımızda, ulus olarak yüzleşmemiz gereken 'yegane' gerçek, 100 yıl önce oynanan oyunların benzeri ile karşı karşıya olduğumuzdur. BM Soykırım Sözleşmesi'ne göre bir olayın soykırım olup olmadığına bu işle görevlendirilmiş milli mahkemeler veya uluslararası ceza mahkemeleri karar verebilmektedir. 1915'te yaşanan olayları soykırım olarak niteleyen herhangi bir mahkeme kararı bulunmamasına ve AİHM'in 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceğini kararını almış olmasına rağmen, bu ülkelerin 'hukuku tanımayarak' aldığı kararlar, tamamen siyasi niteliktedir. Hukuki olarak birçok haklı gerekçeye ve karara rağmen, soykırım dayatmalarının siyasi olarak karşımıza çıkartılması, bu topraklardaki bitmeyen 100 yıllık emperyalist hırsların sonucudur. Bin yıllık geçmişe sahip iki kadim halkın, emperyalist ülkelerin çıkarları uğruna birbirine düşman edilmesi, birbirine kırdırılması bu topraklara yapılmış en büyük kötülüktür. Çanakkale ve Lozan ile hesaplaşmakta kararlı emperyalist devletlerin, gerçeklikleri çarpıtarak, bilim dışı iftiralar ile Türk milletini soykırım yapmak ile suçlayan her türlü anlayışını reddediyoruz. Bizler için 1915'te yaşanan olaylar ve Ermenistan devleti ile ilgili tüm hukuki süreçler, 16 Mart 1921 Moskova, 13 Ekim 1921 Kars ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşmaları ile tamamen kapanmıştır. Sevr'i yeniden önümüze getirmek için beyhude çabalar içerisine girenler, tam bağımsızlık inancı ve Kuvayi Milliye ruhu ile sürdürdüğümüz haklı mücadele sonunda bir kez daha kaybetmeye mahkum olacaklardır. Saygılarımızla.' İMZACILAR (ALFABETİK OLARAK) Adnan Bulut -Gazeteci Ahmet Kendigel -Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şube Başkanı Alev Coşkun -Gazeteci/Yazar Ali Özgündüz -CHP İstanbul Milletvekili Ali Çağrı Cüre -Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencisi Ataol Behramoğlu -Şair/Yazar - Sanatçılar Girişimi Aydeniz AlışbahTuskan -İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Yalçınkaya -CHP Gençlik Kolları E.Genel Başkanı Aysel Çelikel -ÇYDD Genel Başkanı Barış Terkoğlu -Gazeteci/Yazar Barış Tınay -Kadro Hareketi Dönem Sözcüsü Bedri Baykam -RessamSanatçı Prof.Dr.Birgül Ayman Güler -İzmir Bağımsız Milletvekili Cansu Üstün -Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisat Öğrencisi Cemal Şafak -Ahmet Yesevi Uluslararası Türk Kazak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Çağdaş Bayraktar -Çukurova Üniversitesi Tarım EkonomisiY.Lisans Öğrencisi Doğukan Kurnaz -Halkçı Liseliler Genel Başkanı Emir Kaya -Halkçı Liseliler İstanbul E.Eğitim Sekreteri Erdoğan Karaman -CHP Kadıköy İlçe Başkan Yardımcısı Ersel Koruk -İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğrencisi Ferhan Kalaylı -İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletme Y.Lisans Öğrencisi Gizem Batum -Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gültekin Sert -CHP Sarıyer İlçe Eğitim Sekreteri Hayriye Nükhet Gökaltay -KADER Kadıköy Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Hüseyin Çapar -CHP Erzurum Gençlik Kolları Başkanı Av.Hüseyin Özbek -İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Selami Çelebioğlu -Kastamonu Konfederasyonu Genel Başkanı İbrahim Öztürk -CHP Kütahya E.Gençlik Kolları Başkanı - Kurultay Delegesi Av.İrfan Koçana -RennanPekünlü Komitesi Dönem Sözcüsü Kaan Arslan -İnciraltı Tarih Cemiyeti Sekreteri Av.Kemal Polat -İstanbul Barosu Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı Mehmet Karamustafaoğlu -CHP Giresun E.İl Başkanı - Giresun Vakfı E.Başkanı Dr.Mehmet Perinçek -Tarihçi/Yazar Av.MetinYaltı -İstanbul Barosu Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr.Murat Emanetoğlu -Özgür Hekimler Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Erdi Çakır -CHP Trabzon Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Mutlu -Gazeteci/Yazar Mümtaz İdil -Gazeteci/Yazar Müyesser Yıldız -Gazeteci/Yazar Namık Kemal Boya -Cumhuriyet Okurları Koordinatörü - 68'liler Birliği Vakfı Kurucu Bşk. Nazan Moroğlu -İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nasuh Mahruki -AKUT Başkanı Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu -Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.NedimeKöşgeroğlu -KADER Eskişehir Şube Başkanı Nihat Genç -Gazeteci/Yazar Nilüfer Akaktan -Türk Kadınları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nurşen Persentili -Türk Kadınları Birliği İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Dr.Orhan Alan -CHP Ümraniye E.İlçe Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç -Tarihçi/Yazar Orhan Yeniköy -CHP Sivas Gençlik Kolları Başkanı Dr.Özgür Leylek -Özgür Hekimler Platformu Dönem Sözcüsü Dr.Pelin Taşkıran -Kadın Adayları Destekleme Derneği - KADER Yönetim Kurulu Üyesi Rahmi Turan -Gazeteci/Yazar