Üretici- market fiyat uçurumu kapanmıyor

Transkript

1 TURFANDA kiraz 70 lira Üretici- market fiyat uçurumu kapanmıyor EFSANE RÖPORTAJLAR Türkiye'nin önemli kiraz üretim merkezlerinden İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde turfanda kiraz hasadına 20 gün gecikmeli başlandı. Kemalpaşa'nın Bağyurdu Mahallesinde kiraz alımı yapan Sezgin Saydan da ilk ürünün 70 liradan alıcı bulduğunu, ürün çoğaldıkça bu fiyatın gerileyeceğini söyledi. HABERİ 12. SAYFADA 6 Mayıs 2015 Çarşamba Fiyatı 25 Kr Biçare değiliz SEÇİM VAR! Tartışmalı makam aracını iade etti 1 milyonluk makam aracı tartışmalarıyla ilgili iddialara canlı yayında cevap veren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Ben bir gün dahi o araca binmedim. İtibarsızlaştırma kampanyası var. Ve o aracı ibreti alem için iade edeceğiz' dedi. Yenimahalle hentbolda Türkiye Kupası'nı kazandı Yenimahalle Belediyespor Bayan Hentbol Takımı, Spor Toto Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Bayan hentbolculara kupa sevincini Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile paylaştı. Bursa Nilüfer Spor Salonu ndaki şampiyonluk maçına Yenimahalle Belediyesi Tatalovic, Esra, Chumak, Yeliz, Dmitrovic, Lenche ve Marina yedilisiyle çıkan Yenimahalle Belediyesi, rakibini yenerek Türkiye Kupası'nın sahibi oldu. HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN Fehmi Koru Gül ile Davutoğlu neden farklı konuşuyor? 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarladan markete fiyat farkının yüksek seyretmeye devam ettiğini belirterek, "Fiyat farkında yüzde 490 farkla martta olduğu gibi nisanda da incir ilk sırayı alırken, bu ürünü yüzde 459,48'le maydanoz, yüzde 248,84'le elma, yüzde 223,15'le kuru üzüm, yüzde 212,04 ile kuru kayısı, yüzde 206,75 ile nohut izliyor" ifadelerini kullandı. Bayraktar yaptığı açıklamada, TZOB olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip ettiklerini belirtti. HABERİ 12. SAYFADA Ünlü psikiyatrist Prof. Bütün sorunların çaresi demokrasi ise, demokrasinin içindeki tüm hastalıkların en etkili ilacı da seçimdir. Üstelik, birçok etkiye açık olmasına rağmen toplum bünyesine yan etkisi yoktur seçimin. 7 Haziran yaklaşırken, kimi siyasilerin dilindeki seçim güvenliği ne dair olumlu, olumsuz söylemler, bünyenin bu etkili ilaca farklı tepki vermesine sebep olabilir. Kediden elektrik kesintisine, seçim hilesinden silahların gölgesine kadar birçok tevatürün dolaştığı siyaset ortamı herkesin birbirine şüpheyle bakmasına sebep oluyor. Oysa, Türkiye deki seçimleri yurtiçi ve yurtdışından ulusal ve uluslararası yasalarla, kriterlerle denetleyen o kadar çok gözlemci var ki, bunların içinde partilerin görevlendirdiği kendi elemanları bile bulunuyor. Günü geldiğinde ya da biçare kalındığında çare olarak görülen seçimler için yaratılacak güvensizlik ortamı kimseye bir yarar sağlamaz. Sandık sonucu, herkesin rıza göstermesi gereken demokratik bir milli irade beyanıdır. Buna rağmen bir olumsuzluk varsa onun yolu da yasalarla belirtilen bir itiraz yöntemidir. DURSUN ERKILIÇ DEVAMI 12. SAYFADA Kobani ye dönüşler sürüyor Türkiye'ye sığınan Suriyeli Kürtlerin Kobani'ye (Ayn el Arap) dönüşleri sürüyor. DAEŞ ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalardan kaçarak yaklaşık 8 ay önce Türkiye'ye sığınan Suriyeli Kürtler, terör örgütünün bölgeden çekilmesinin ardından gruplar halinde ülkelerine dönmeye devam ediyor. Çatışmaların ardından yurdun çeşitli kentlerine yerleşen yaklaşık bin kişi, yanlarında getirdikleri bazı eşyalarla Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı önüne geldi. Güvenlik noktasında üst aramasından geçirildikten sonra Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) oluşturulan mobil merkezde kayıt altına alınan sığınmacılar, Türkiye'de verilen geçici kimlik kartlarını teslim etti. İşlemleri tamamlanan sığınmacıların ülkelerine geçmelerine izin verildi. Ülkesine dönen Halid İbrahim, AA muhabirine yaptığı açıklamada yeniden evine kavuşacağı için mutlu olduğunu söyledi. Gazetemizi Gazetemizi Çankaya Belediyesi, Atasülün İlkokulu öğrencilerini Anadolu Medeniyetleri Müzesi ne götürdü. Anadolu nun arkeolojik eserlerinin sergilendiği ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetler Müzesi nde saatlerce vakit geçiren çocuklar drama çalışması da yaptılar. 4. SAYFADA /yedigun.gazetesi Mehmet Sungur anlatıyor Acı çekmeyen var mı? Koç, psikiyatrist mi? Efsane Güzeldereli nin bu haftaki röportaj konuğu ünlü psikiyatrist Prof. Mehmet Sungur oldu. Dünya Kognitif Derneği'ne ilk defa bir Amerikalı yerine seçilen ve alanında önemli bir isim olan Sungur, Güzeldereli nin, özel hayatından özel hayatlara kadar tüm sorularını yanıtladı. Üç bölüm halinde yayımlayacağımız röportajın ilk bölümünde, Güçlü insan kimdir? Acıların insan üzerindeki etkisi nedir? Acı çekmeyen var mıdır? gibi soruların yanıtlarını veren Prof. Mehmet Sungur un hayatındaki bazı özellikler de dikkat çekici. Örneğin; annesi, merhum Turgut Özal ın annesi Hafize Özal ile yakın dostmuş. Hem de evlerine sık gelip giden bir dost. İlk eşinin İngiliz olması bir sorun yarattı mı? Hafize Özal ın önerisi neydi? Yaşam koçu psikiyatristin yerini tutar mı? Ünlü illüzyonist Zati Sungur ile akraba oluşu da önemli bir ayrıntı. O zaman, Prof. Mehmet Sungur Ama illüzyon yapabiliyor mu? Her şeyi anlattı. Okuyalım Efsane Güzeldereli nin röportajı 13. SAYFADA Türkiye nin ilk uydu merkezi bu ay açılacak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) bünyesinde Göktürk-1 Uydu Programı kapsamında kurulan Türkiye'nin ilk Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi (UMET), bu ay açılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışının yapılması planlanan merkezde, Göktürk-1 Uydusu ile Türkiye'nin ilk yerli uydusu Türksat 6A'nın montajyapımı, ileri entegrasyon ve çevresel testleri gerçekleştirilecek. 12 DE Romanlar Kakava şenliklerine hazır Edirne'de yaşayan Romanlar, "Kakava" olarak adlandırdıkları Hıdrellez kutlamalarına heyecanla hazırlandı. Baharın gelişini, Kakava ile bayram havasında kutlayan Romanlar, hazırlıklara evlerini temizleyerek başladı. Roman Çeribaşı Fikri Ocak, Kakava'nın Romanlar için "bayram" anlamına geldiğini söyledi. DEVAMI 12 DE Çankayalı öğrenciler MÜZE GEZİSİNDE

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 6 Mayıs 2015 Çarşamba Suriyeli Lena Chamamyan, İstanbul da konser verecek İSTANBUL - Etnik caz müziğinin önemli isimlerinden Suriyeli Lena Chamamyan, İstanbul'da konser verecek. Oryantal klasik müzik ile modern dünya müziği arasında kurduğu köprü ile müzik çevrelerince "etnik cazın büyüleyici sesi" ve Ortadoğu'nun kendi tarzını yaratan birkaç kadın sanatçısından biri olarak anılan Chamamyan, "6. Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri" kapsamında sanatseverlerle buluşacak. Şarkı sözü yazan, prodüktörlük yapan, enstrüman çalan ve şarkılarını seslendiren Chamamyan, 15 Mayıs'ta İstanbul Kongre Merkezi'nde sahne alacak. Sufi, Hint ve Türk halk müziğinden etkilenen Lena Chamamyan, kariyerine 5 yaşında verdiği konserle başladı. Ermeni asıllı Suriyeli sanatçı, ilk çıkış albümü Hal Asmar Ellon ile 2006'da Mısır'da "Kültürel Kaynak" ve "Radyo Monte Carlo Ortadoğu" ödüllerini aldı. 2008'de Avusturya basını tarafından ''Dünya Müziği Şarkıcısı'' dalında beş yıldız verilen Chamamyan, 2011'de ise Arabian Business (Arap İş Dünyası) Dergisi tarafından Arap dünyasındaki en etkili 500 kişiden biri olarak gösterildi. Kültürel çalışmalara aktif şekilde destek veren ve savaş karşıtı projeler üreten sanatçının 2006'da çıkarttığı Hal Asmar Ellonve, 2007'de çıkarttığı Shamat ve 2013'te çıkarttığı Ghazal El-Banat adlı 3 albümü bulunuyor. Hülya Koçyiğit: Jön olarak damadımı tek geçerim İSTANBUL - Hülya Koçyiğit katıldığı bir ödül töreninde şaşırtıcı açıklamalar yaptı. Türkiye deki jönler hakkında konuşan Hülya Koçyiğit, torunu Neslişah ın eşi Engin Altan Düzyatan ı tek geçtiğini belirtti. Ünlü sanatçı, Genç oyunculardan jön diyebileceğim çok sayıda isim var. İlk başta Erkan Petekkaya, Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ ve en önemlisi hepsinden başarılı damadım Engin var dedi. Uzun süredir ekranlarda olmamasının sebebine de değinen Koçyiğit, Birikim sahibi olan sanatçılar biraz daha seçici olurlar. Sürekli teklifler geliyor ama ben beğenmiyorum dedi. Vizyona yeni girecek filmler "İntikam Kapanı" Salma Hayek, Hiroyuki Watanabe, Laura Cepeda ile Togo Igawa'nın oynadığı "İntikam Kapanı", aksiyon sahneleriyle dikkati çekiyor. Gösterdiği performansla eleştirmenlerden tam not alan Salma Hayek'in başrolünde olduğu filmin yönetmenliğini kendine has tarzı ile adından söz ettiren Joe Lynch üstlendi. Uzun zamandır ekranlardan uzak olan Hayek'in "Everly" karakterini canlandırdığı filmin konusu şöyle: "Everly tam da evden çıkıp gidecekken ihanete uğradığını düşünen eski sevgilisinin tuzağına düşer. Kapının ardında beliren kiralık katiller, mafya lideri olan sevgilisinin talimatıyla onu kapana kıstırmıştır. "Citizenfour" Edward Snowden, Glenn Greenwald, William Binney ve Jacob Appelbaum'un oynadığı belgesel türündeki "Citizenfour" adlı filmin yönetmenliğini Laura Poitras yaptı. Oscar ödülü dahil 40'ın üzerinde ödül kazanan filmin konusu şöyle: "Belgeselci ve gazeteci Laura Poitras ve gazeteci Glenn Greenwald, 'Citizenfour' takma adını kullanan Edward Snowden'la Hong Kong'da buluşuyor. Üst düzey CIA analizcisi Snowden, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın özel hayatın gizliliğini hukuk dışı yollarla ihlal ettiğini kanıtlayan gizli belgeleri kameralar önünde gazetecilere teslim ediyor. "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili 2" İzleyici ile 2012'de buluşan "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili" filminin ikinci serisi "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili 2", Judi Dench, Maggie Smith, Bill Nighy ve Dev Patel ile aynı kadroyu tekrar bir araya getirdi. Yeni seride otelin yeni misafirleri Richard Gere, Tamsin Greig ve David Strathairn olacak. John Madden'in yönettiği komedi türündeki film, hayatlarının ikinci baharını yaşayan kişilerin, yaşamlarını ve ilişkilerini saygı ve sevgilerini sürdürerek nasıl devam ettirdiklerini anlatıyor. 05:23 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:25 Sarayın Doktoru 06:30 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:00 İyi Fikir 12:45 Böyle Bitmesin 14:30 Beni Böyle Sev 16:35 1'de Bugün 16:50 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Diriliş Ertuğrul 23:00 Yedikule Hayat Yokuşu 01:05 Beni Böyle Sev 03:05 1'de Bugün 03:20 Dizi Klip 03:30 Zengin Kız Fakir Oğlan 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Kara Para Aşk 23:40 Kim Milyoner Olmak İster? 00:55 Bitmeyen Şarkı 02:20 Aşk ve Ceza 03:50 Beyaz Gelincik 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DİLARA KOÇAK İLE İYİ YAŞAM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:50 YABANCI SİNEMA ÇARPIŞMA NOKTASI 21:46 YABANCI SİNEMA 23:10 BUNU KONUŞALIM YAŞAM-CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA TEKRAR 01:30 YABANCI SİNEMA TEKRAR 06:00 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Güzel Köylü 23:30 Aşktan Kaçılmaz 07:30 Aile Doktoru (Yeni) 08:45 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 11:45 Sekizde 8 12:30 Ütopya Panorama 13:45 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya 20:00 O Ses Türkiye Düelo 23:15 3 Adam 01:15 Bu Tarz Benim 04:45 Ver Fırına 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Hayat Yolunda 23:15 Yerli Dizi 01:30 Abbas Güçlü ile Genç Bakış 19:55 DİRİLİŞ ERTUĞRUL 13. Yüzyıl Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek. Orjinal İsmi:Fire From Below Yönetmen:Andrew Stevens Oyuncular:Kevin Sorbo, Gigi Erneta, Maeghan Albach Yapım Yılı:2009 Tür:Macera Filmin Konusu : Bir mağara yakınlarında gerçekleştirilen endüstriyel kazı çalışmaları esnasında saf bir Lityum kaynağı yeryüzüne çıkar ve oluşan kaza sonucu bölge genelinde patlamalar olmaya başlar 19:50 ALEV TOPU Gül ve Kaan ihaleyi kaybediyor. Gül, Cemal ve Hüsnü belediyenin açtığı ihaleye girerler. İhalede rakiplerinin Yusuf ve Bünyamin olduğunu öğrenince Gül inat ederek ihaleyi almak için arabasını satmaya karar verir. Ancak Kaan'ın yapacağı bir süprizle ihaleyi Yusuf'lar karşısında kaybederler. Kamuran ve Dudu derede kayboluyor! Öte yandan kadınların eski günlerdeki gibi derede çamaşır yıkaması ise tam bir maceraya dönüşür. Kamuran ve Dudu derede kaybolur. Kamuran'dan umudu kesen aile perişan olur. Sultanana nın Gül ve Kaan a kızgınlığı geçiyor. Sultanana Yusuf'ların ihaleyi aldığını duyunca oldukça sinirlenir. 20:30 GÜZEL KÖYLÜ

3 bölge haberleri 6 Mayıs 2015 Çarşamba 3 Ankara dan, yurtdışına direkt uçuşların artırılması konusu masaya yatırıldı Ankara'dan direkt uçuşların artırılması amacıyla yapılan toplantıda çalışma grubu oluşturuldu. Türk halkı, yardım çağrılarını karşılıksız bırakmıyor ANKARA - Türkiye, dünyanın farklı coğrafyalarındaki ihtiyaç sahiplerinin ve deprem, sel, kuraklık gibi doğal afetlerden zarar görenlerin yardımına koşuyor. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, AA muhabirine, 7,8 büyüklüğündeki depremle sarsılan Nepal'e insani yardım ekibi gönderdiklerini, ilk etapta battaniye, çadır ve temel gıda maddelerinden oluşan yardımların deprem mağdurlarına ulaştırıldığını söyledi. Palakoğlu, doğal afetler sonrası vatandaşların dil, din, ırk ayrımı yapmadan iyilik refleksi gösterdiğini, mağdur ve mazlumların yardımına koştuğunu aktardı. Vakfın, yurtiçinde 997 şubesi ve 102 ülkedeki faaliyetleriyle Türkiye'nin dünyadaki "iyilik sesi" haline geldiğini ifade eden Palakoğlu, son 4 yılda yaşanan deprem, sel, kuraklık gibi doğal afetler için düzenlenen kampanyalar kapsamında, camilerde toplanan yardımlar, SMS ve bankalar aracılığıyla yapılan bağışlarla 292 milyon liralık yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını kaydetti. Balkanlar'dan Filistin'e, Kafkasya'dan Afrika'ya, Türk cumhuriyetlerinden Latin Amerika'ya ve Uzak Doğu ülkelerine kadar geniş bir coğrafyada ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştuklarını vurgulayan Palakoğlu, "Yardım çağrılarımız her zaman milletimizden karşılık buldu" dedi. Türkiye Diyanet Vakfının son yıllarda düzenlediği insani yardım kampanyaları hakkında bilgi veren Palakoğlu, şöyle konuştu: "Vakıf olarak Somali'de yaşanan kuraklık sonrası yardım kampanyası başlattık. Somali için 77,1 milyon TL bağış topladık. Somali halkına insani ve eğitim yardımı olarak ulaştırdık. Suriye'de 2011 yılında başlayan siyasi kriz ve iç savaşın mağdur ettiği Suriyeli kardeşlerimize ensar olduk. Başlattığımız yardım kampanyasında 13,5 milyon TL bağış topladık. Bu bağışı Suriyeli kardeşlerimize ulaştırdık. Irak halkını yalnız bırakmadık yılında Ramadi, Felluce, Selahaddin, Tazehurmatu ile Beşir köyünden Kerkük'e iltica eden Türkmen ailelere gıda, giysi ve insani yardım malzemesi ulaştırdık. İşgal altındaki Filistin'in her dönemde yanında olduk. 2008'den bugüne kadar Filistin'e 34,8 milyon TL değerinde ayni, nakdi ve insani yardım yaptık. Ayrıca saldırılarda zarar gören 9 caminin yeniden yapılması için çalışma başlattık. Proje çalışmaları devam eden bu camiler için 18 milyon TL ödenek ayırdık." Palakoğlu, yıllarında açlık ve şiddet olaylarında mağdur olan Çad, Etiyopya, Kenya, Eritre, Uganda, Tanzanya, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ne 69,3 milyon TL değerinde insani yardım malzemesi ulaştırdıklarını anlatarak, "Zor durumdaki Mali halkı için 19,5 milyon TL bağış topladık. Mali halkının ihtiyaç duyduğu yardımları oluşturduk. Kardeş Boşnak halkının daima yardımına koştuk yılında aşırı yağışlar sonucu yaşanan sel felaketinden etkilenen binlerce insan için 14,5 milyon TL tutarında yardımı bölgeye ulaştırdık. 'Şimdi Arakan'a Yardım Zamanı' kampanyasında toplanan 12,5 milyon TL tutarında insani yardım malzemesini, Bangladeş'teki kamplara sığınan Arakanlı mültecilere ulaştırdık" ifadesini kullandı. 2013'te Filipinleri vuran, 10 binden fazla kişinin ölümüne ve kaybolmasına yol açan Haiyan tayfununun yaralarını sarmak için "Şimdi Filipinlere Yardım Zamanı" kampanyası başlattıklarını anımsatan Palakoğlu, "14,7 milyon TL tutarında acil ihtiyaç malzemesi, gıda ve barınma yardımı yaptık yılında da Hagupit tayfunu sonrasında 454 bin TL yardımı vakıf ekipleri tarafından bölgeye ulaştırdık. 2014'de Afganistan'da meydana gelen sel felaketi sonrasında 1,1 milyon TL tutarında insani yardım malzemesini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Afganistan'a yıllarında 4,5 milyon TL insani yardım yaptık" diye konuştu. İsmail Palakoğlu, 2010 yılında meydana gelen ve 20 milyondan fazla kişiyi etkileyen sel felaketinin ardından "Pakistan Zekat Dağıtımı Projesi" kapsamında topladıkları 8 milyon liralık yardımı "Aile Gıda Paketi" ve "Aile Mutfak Seti" şeklinde Pakistan halkına ulaştırdıklarını anlatarak, "2010 yılında meydana gelen deprem sonrası 1,5 milyon kişinin çadır kamplarda yaşamaya başladığı Haiti'ye de 7,3 milyon TL tutarında yardım topladık. Toplanan bağışlarla bölge halkına insani yardım malzemesi ulaştırdık" dedi. ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir'in ev sahipliğinde yapılan toplantıya, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özkan Poyraz, Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, THY Genel Müdürü Temel Kotil, TAV Esenboğa Genel Müdürü Nuray Demirer ve diğer ilgililer katıldı. Özdebir, ASO'da yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara'dan bazı illere ve ülkelere direkt uçuşların gerçekleştirilmesi amacıyla 2009'da TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında çalışma yaptıklarını ve uçuşların artırılmasıyla ilgili karar alındığını söyledi. Söz konusu kararlar doğrultusunda Ankara'dan direkt uçuş sayısının 400'den 600'e çıktığını, yolcu trafiğinde de yüzde 18'lik artış olduğunu ifade eden Özdebir, "Ancak daha sonra THY bu uçuşların bir kısmını geri çekmek mecburiyetinde kaldı. Ankara'da ucuz uçuş yapmak için Anadolujet ile yurtdışına uçuşları yapmak istediler. Söz konusu havayolu şirketi de gerek hizmet gerekse koltuk rahatlığı açısından müşteriyi tatmin etmediği için insanlar, Ankara'dan uçmak yerine İstanbul aktarmalı THY ile uçmayı tercih ettiler. Bu yanlışın tekrar yapılmaması lazım" diye konuştu. Geçen yıl yaptıkları çalışmaya göre 875 bin yolcunun Ankara'dan İstanbul aktarmalı yurtdışına uçtuğunu ifade eden Özdebir, bu rakamın Ankara için önemli olduğunu belirtti. Özdebir, Ankara'nın 5 milyonluk bir şehir olarak düşünülmemesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Ankara mücavir illeriyle beraber 13 milyon potansiyeli olan bir şehir. Hızlı tren bağlantılarının da artmasına bağlı olarak insanlar, Yozgat, Konya gibi çevre illerden Ankara'ya gelip uçmayı tercih edeceklerdir. Ankara Ticaret Odası da Ankara'nın mücavir illerinin oda başkanlarının bu konudaki taleplerini toplamış. Bu da görüşlerimizin doğru olduğunu göstermekte. Ankara'dan THY'nin uçması lazım. Bu toplantıda, THY Genel Müdürü Temel Kotil, önümüzdeki yıllarda Anadolujet'in uçaklarını revize edeceği ve kalitesinin artacağı gibi taahhütlerde bulundu." İstanbul'un hava ulaşımı açısından dünyanın kavşak noktalarından biri olduğunu ifade eden Özdebir, Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarının kapasitelerinin üzerinde yoğunluk taşıdıklarını, bu nedenle de uçakların iniş ve kalkışta sıraya girmeleri nedeniyle ciddi zaman kayıplarının yaşandığını söyledi. Özdebir, Ankara'ya gelen heyetlerin direkt uçuş olmaması nedeniyle şikayette bulunduklarını anlattı. Özdebir, Ankara'ya direkt uçuşların artırılmasını isteyerek, bu konuda ASO, ATO ve sivil toplum örgütleri olarak kendilerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olduklarını dile getirdi. THY Genel Müdürü Kotil, DHMİ Genel Müdürü Yıldırım, Sivil Havacılık Genel Müdürü Ekşi'nin de aralarında bulunduğu bir çalışma grubu oluşturulduğunu belirten Özdebir, "Söz konusu çalışma grubu, frekansların sıklaştırılması için neler yapılması gerektiği konusunda daha detaylı çalışma yapacak" dedi. Ankara'dan şu anda 18 destinasyona çeşitli havayollarının uçuşları olduğunu ama bunun artırılması gerektiğini ifade eden Özdebir, şunları kaydetti: "Mesai günleri içinde Londra'ya gidecek potansiyel var. 36 bin kişi Londra'ya gidiyorsa bunlar tekrar Ankara'ya dönecekler. Hollanda'ya geçen sene 40 bin 731 kişi uçmuş. Bu da aşağı yukarı 270 uçak eder. Bunlar İstanbul aktarmalı uçanların sayısı. Şu anda potansilyeli olan ilk Amsterdam (Hollanda), Londra (İngiltere), Paris (Fransa), Viyana (Avusturya), Brüksel (Belçika), Stockholm (İsveç), Düseldorf ve Frankfurt (Almanya), New York (ABD) ve Bakü'ye (Azerbeycan) uçuşların Ankara'dan sayılarını artırmak, olmayanların da uçuşlarının koyulmasını istiyoruz." Altın Tencere Türkiye Ödülleri sahiplerini buldu İSTANBUL - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, engelli ve engelsiz bireylerin katıldığı "Birlikte Yemek Yapıyoruz" projesi kapsamında dereceye giren yarışmacılara ödüllerini verdi. Bozkır, Bağcılar Belediyesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın işbirliğiyle Engelliler Sarayı'nda düzenlenen "2. Geleneksel Türkiye Yemek Yarışması ve Altın Tencere Türkiye Ödülleri" etkinliğine katıldı. Burada konuşan Bozkır, her bireyin toplum içinde eşit muamele görmeyi hak ettiğini, engellilerin de imkan ve fırsat verildiğinde başarılarını gösterebileceğini söyledi. Bağcılar'da bir engelliler sarayını düşünmenin ve bunu toplumun hizmetine sunmanın önemine değinen Bozkır, çeşitli projelerin aslında Türkiye'nin ve belediyecilik anlayışının vizyonunu da gösterdiğini kaydetti. Volkan Bozkır, bugünkü yarışmada 7 bölgede dereceye girenler arasından seçim yapılacağını ifade etti. Son 10 yılda yapılanları da hatırlatmak istediğini dile getiren Bozkır, "İlk kez geniş kapsamlı engelliler yasası 2010'da çıktı. Türkiye'de yaklaşık 700 bin görme engelli için beyaz bastonun ücreti devlet tarafından karşılanmaya başlamıştır. Engellilere evde bakım çok yeni bir kavram gibi görünüyor ama yıllarca beklenen, olması gereken bir kavram. 1 milyon 90 bin kardeşimize evde bakım hizmeti sağlanmaktadır. Yatılı bakım ve rehabilitasyon merkezleri de açılmış, geliştirilmiştir. 6 bin engelli bireyimiz yatılı bakım hizmeti almaktadır. İşitme cihazları reçeteyle ödenmeye başlamıştır" diye konuştu. Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr Gül ile Davutoğlu neden farklı konuşuyor? ABDULLAH Gül ün hoşnutsuzluğu, telefondaki sesine de yansıyordu. Benim de zihnim berrak; ayrıca konu hakkında önceden haberdar edilmediğim için, öğrendiğimde duyduğum ve etrafımla da paylaştığım rahatsızlık yüzünden de unutmam mümkün değil dedi. Konuyu anladınız sanırım. Başbakan Ahmet Davutoğlu, kendisinin Pennsylvania ya kadar gidip Fethullah Gülen le görüşmesini kalemlerine dolayanlara cevap olarak, Ben oraya dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakan ının onayıyla gittim demişti de, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, O beyanın benimle ilgili kısmı yanlış; ben sonradan öğrendim düzeltmesini yapmıştı. Başbakan Davutoğlu ise Cumhurbaşkanı Gül ün gidişten haberi olduğuna emin; zihninin berrak olduğunu özellikle belirterek, Hiçbir görüşmeyi devlet kaydı dışında yapmadım deme ihtiyacı duydu. Ne oluyor? Merak edip konuşmacılarından olduğu 3. Küresel Açık Toplumlar Forumu toplantısı için gittiği Bakü den henüz dönmüş olan 11. Cumhurbaşkanı Gül ile görüştüm. Konunun bu noktaya varmasından müthiş rahatsızdı. Bana şunları söyledi: Birleşmiş Milletler Zirvesi için New York a gittiğimizde gerçekleşmiş bu görüşme. Dışişleri Bakanı olarak Ahmet Davutoğlu da BM deydi. Ben oradan erken döndüm. Döndükten bir hafta kadar sonra, geride bıraktığımız heyetten geçici olarak Cumhurbaşkanlığı nda görevli biri, gidişin bilgisini benimle paylaştı. Davutoğlu nun Pennsylvania ya gitmesini gereksiz bulduğu için kızmış ve kızgınlığını ilk görüştüğü bazı siyasilerle de paylaşmış Cumhurbaşkanı Gül... Giderken yanında Köşk te görevli biri bulunduğu için Cumhurbaşkanı Gül ün haberi olduğunu düşünüyor olabilir Başbakan Davutoğlu. Ama Gül ün kendisinin önceden haberi yokmuş işte... New York ta BM Zirvesi ne katılan Cumhurbaşkanı Gül ü izleyen gazeteciler arasındaydım. Gül, her gezisinde olduğu gibi, New York ta da yanında götürdüğü gazetecilerle her gün bir araya geliyor ve programıyla ilgili açıklamalar yapıyordu. Tabii, kendisine yöneltilen soruları da cevaplayarak... Etraftan duyulanlar bile kendisine soru olarak yöneltiliyordu. Orada bulunduğumuz süre içerisinde Davutoğlu nun Pennsylvania ya gittiği veya gideceği yönünde hiçbir bilgiye sahip olmadık. Konunun beni ilgilendiren bir yönü daha var: Döneceğimize yakın, bir gece, kendisinin davetiyle oteldeki odasında, Ahmet Davutoğlu yla hayli uzun bir baş başa görüşmem oldu; yalnızca dış politika alanına giren konuları değil, ülkeyi ve iç siyaseti ilgilendiren her konuyu etraflıca konuştuk. Saatler boyu... O görüşmede de Pennsylvania ya gitme niyeti gündeme gelmedi. Genel başkan ve başbakanlık görevini üstlendiğinden beri, ayak üzeri bir arada bulunmalar ötesinde karşılıklı görüşme fırsatı bulamadığım Davutoğlu ile son ayrıntılı konuşmamız olduğu için, zihnim o gece konuştuklarımızla ilgili berrak. Cumhurbaşkanı Gül ü birileri ısrarla hiç ilgisi olmadığı irtibatlar içerisine çekmeye çalışıyor; böyle bir durum olmasa, seçime gidilen günümüz ortamında, kamuoyunun kafasını karıştırma potansiyeli taşıyan böyle bir çıkış yapmazdı. Telefon görüşmemizde, Ahmet Davutoğlu nu siyasetle ilgilendirenin kendisi olduğunu, bu sebeple başarısının en çok kendisini memnun edeceğini ısrarla tekrarladı Cumhurbaşkanı Gül... Sonuç? Galiba farklı ifadelerin sebebi, Pennsylvania ya giderken yanında götürdüğü bir görevlinin, konumu sebebiyle Cumhurbaşkanı Gül ü önceden bilgilendirdiğini düşünüyor olması Başbakan Davutoğlu nun; anlaşılan, haber, en az bir hafta sonra, heyetin geri kalanı Türkiye ye döndüğünde Abdullah Gül e iletilmiş... Ben artık aradan çekilebilirim. 5 Mayıs 2015/ HABER TÜRK Arazisinden izinsiz geçirilen yolu kazarak trafiğe kapattı ADIYAMAN- Adıyaman da bir kişi, tapulu arazisinden geçirildiğini iddia ettiği yolu kepçeyle kazarak trafiğe kapattı. Yolun kazılmasından dolayı sanayi esnafı bir müddet iş yerine gedemedi. Karapınar Mahallesi Organize Sanayi Bölgesi Koca Sokak'tan geçen asfaltlı yolun kendi arazisinden geçtiğini ileri süren Mehmet Ali Karaaslan, getirdiği iş makinesiyle kazdığı yolu trafiğe kapattı. Mermerciler Sitesi ne ulaşımı sağlayan yolun kazılması nedeniyle esnaflar iş yerlerine gidemedi. Karaaslan, yaptığı açıklamada, arazinin babasından kendisine kaldığını ve Adıyaman Belediyesi nin araziyi kamulaştırmadan yol yaptığını iddia etti. Yolun kendisine herhangi bir tebligat yapılmadan Mart 2014 yılında asfaltlanarak açıldığını söyleyen Mehmet Ali Karaaslan, Bu arazi bana ait. Belediye burayı kamulaştırmadan yol açtı. Bu bir suçtur. Sıra vatandaşın malına mı geldi? Her şey kanun nizamsa kamulaştırma yapılır, vatandaşa parası ödenir, ondan sonra yol açılır. Belediye, vatandaşa ben bu yolu açıyorum, sen git beni mahkemeye ver diyemez. Burası muz cumhuriyeti değil. Eğer kanunlarla yönetiliyorsa, her şey gereği kanunun gerektiği şekilde yapılsın. Burada bu kadar esnaf mağdur oluyor, ben mağdur oluyorum. Bu arazi 20 yıldan beridir spor alanı, fuar olarak gösteriliyor. Etrafımızdaki bütün her yer özel imarla açılmış, her yer imara açıldı. Organize sanayinin 5 metrelik yolu var. Fen İşleri İmar Müdürlüğü'ne dilekçe verdim, hiçbir dilekçeme cevap gelmedi. Bu yol belediye başkanlığı seçimlerine bir hafta kala asfaltlandı. Burası her seçim vatandaşın bir şeylerini al, ondan sonra vatandaşlara vaat et... Bu araziler 20 yıldan bu yana bu şekilde duruyor, çözüm üretmiyorlar. Burası açıldığı zaman kime ne zararı olacak?" şeklinde konuştu. (CHA)

4 46 Mayıs 2015 Çarşamba Çölyak hastaları için Hacettepe Üniversite ile başlattığı Glutensiz ürün üretim çalışmaları yapan Ankara Halk Ekmek Fabrikası, ürünlerine bir yenisini daha ekledi. ANKARA Gökçek, muhtarlarla bir araya geldi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, mahalle (köy) muhtarıyla bir araya gelerek, çalışmaları ve ilçelere yapılacak yatırımları anlattı. Çankaya Belediyesi, park ve bahçelerini güzelleştirmek için kullanacağı bitkileri ithal etmek yerine başkentin bitki varlığında bulunan ve Ankara nın iklim şartlarında yaşayacak bitkileri kendisine ait Çansera da yetiştiriyor. Aynı zamanda belediyenin en önemli mesire alanlarından da biri olan Çansera da görevli 12 personel, bin 600 metrekarelik sera alanında rengârenk bir dünya yaratıyor. Çankaya nın park ve Halk Ekmek'ten yeni bir ürün: GLUTENSİZ ÇEREZ bahçelerini süsleyecek bitkiler arasında, Ateş, Kadife, Vapur Dumanı, Petunya, Horoz İbiği, Aslan Ağzı, Begonya, Vinka, Yaprağını Döken Muşmula, Kartopu, Berberis ve Ardıç gibi çiçek ve çalılar yer alıyor. Gül, Kızılcık, Titya, İnci Çalısı, Keçi Sakalı gibi bitkiler de son olarak vitamin takviyesi yapıldıktan sonra parklardaki yerini alacak. Halen parklarda bulunan kışlık çiçekler yerini şimdi rengârenk yaz çiçeklerine bırakacak. Belçika'nın Namur kentinde düzenlenen Grumiaux Genç Kemancılar Yarışması nda dereceye giren Bilkent Üniversitesi Müzik ve Bale İlköğretim Okulu Hazırlık sınıfı öğrencileri ve öğretmenleri Bilkent Üniversitesi Keman Dalı Öğretim üyesi Muhammedjan Turdiev, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ın misafiri olmuşlardı. Ziyarette Cumhurbaşkanı nın nezaketi karşısında ne kadar gururlandıklarını ifade eden küçük kemancılar ve öğretmenleri, Cumhurbaşkanı nın hediye ettiği kemanı kendilerine takdim eden Vali Kılıçlar a bir teşekkür ziyaretinde bulundu. Ziyaretleri esnasında Vali Kılıçlar a, anneler günü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşine mini bir konser vererek kendilerine hediye edilen kemanlar için de teşekkür etmek istediklerini belirtti. Vali Kılıçlar, bu nazik tavırlarından dolayı küçük kemancılar ve öğretmenlerine teşekkür ederek: Böylesi büyük uluslararası bir organizasyonda kazanmış olduğunuz başarı, sadece kendinizi değil kendinizle birlikte taçlandırdığınız ülkemizi de yüceltmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın siz değerli yavrularımıza göstermiş olduğu hassasiyet, bu ilgi ve iltifatlar hiç şüphesiz sizlerin başarılarını perçinleyecek önemli manevi bir destektir. Edindiğiniz bu planlı ve disiplinli çalışma alışkanlığı, şüphesiz sanatsal başarılarınızın yanında diğer alanlarda da sizlere yeni yeni başarılar getirecektir. Emek, yetenekle buluşunca çok güzel şeyler ortaya çıkıyor. Halk Ekmek, Çölyak hastaları için Glutensiz Çerez üretimini başlattı. Çerez, 50 kuruştan satılacak. Glutensiz Ekmek ve Glutensiz Un üreten Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, şimdi de Glutensiz Çerez i Çölyak hastaları ile buluşturarak, örnek çalışmalarını sürdürdü. Buğday, arpa, çavdar ve yulafta yoğun bir şekilde bulunan ve gluten diye bilinen proteinleri yiyememeleri Çölyak hastalarının en büyük sorunu. Ankara Halk Ekmek Fabrikası ise bu hastaların temel besin ihtiyaçlarını gidermeleri için daha önce başlatmış olduğu ekmek ve un üretiminden sonra Glutensiz Çerez i de üretim listesine ekledi. Glutensiz Çerez in tüm hazırlıklarının tamamlandığını Glutensiz Çerez in başta bayiler, büfeler, okullar ve muhtelif yerlerde satışa sunulduğunu söyleyen Ankara Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar, hastaların tedavilerine yardımcı olmak için kar amacı gütmediklerini, fiyatın 50 kuruş olarak belirlendiğini açıkladı. Çölyak Hastalığı nın Türkiye de yaygın olarak görüldüğünü ve ilk tespitlerinde Ankara da 4 bin kişiye kadar Çölyak hastasına ulaştıklarını anlatan İlkbahar, Glutensiz ürünlerin hassasiyet ve titizlik gerektiren bir çalışma ile üretildiğini ifade etti. Ürünlerin hijyenik ortamlarda üretilmesi gerektiğini önemle vurgulayan İlkbahar, şunları söyledi: Hacettepe Üniversitesi ile yürüttüğümüz projemizle ilk önce ekmeğini sonra da ununu satışa çıkarttık. Şimdi de başta çocuklar olmak ÇANSERA RENGARENK Küçük kemancılardan Valilik ziyareti Çankaya Belediyesi, Atasülün İlkokulu öğrencilerini Anadolu Medeniyetleri Müzesi ne götürdü. Anadolu nun arkeolojik eserlerinin sergilendiği ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetler Müzesi nde saatlerce vakit geçiren çocuklar drama çalışması da yaptılar. Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği (ASTAD) ile birlikte yürütülen çalışmada Atasülün İlkokulu ndan gelen 28 öğrenciye müze hakkında genel bilgi verildi. Müzelerin anlam ve öneminin da üzere her yaşta insanın rahatlıkla yiyebileceği yağda kızarmayan, fırınlama sistemi ile yapılan çerezi, kar amacı gütmeden 50 kuruştan satışa çıkartıyoruz. Sadece çerezde değil Çölyak Hastalığı ile ilgili ürettiğimiz ürünler de tedavi amaçlı olduğu için kar amacı gütmüyoruz. Bu çerezleri hasta olmayan insanlar da yiyebilir. Daha önceleri gluteni alınmış gıdalar yurtdışından geliyordu ve maliyeti oldukça yüksekti. Hacettepe Üniversitesi ile ortak yürüttüğümüz proje sayesinde kendimiz üretmeye başladık. Biz faaliyete geçirdikten sonra değişik illerde de yapılmasına yardımcı olduk. Şu an bazı illerden gelen talepler üzerine kargo ile de gönderiyoruz. Ama biz bu hastalığın yoğun olduğu illerde Glutensiz ürünleri kendilerinin üretmeleri için gerekli yardımları yapıyoruz. Çankayalı öğrenciler müze gezisinde anlatıldığı gezi programında minikler müzeyi hayranlıkla gezdi. Çankaya Belediyesi tarafından her türlü hizmetin karşılandığı müze gezisi programı çerçevesinde öğrencilere içerisinde kil, çivi yazısı kalemi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi nin anlatıldığı rehber içeren çantalar dağıtıldı. Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği eğitmenlerinden Hale Zehra Sekmen gözetiminde müzeyi gezen ve müze drama çalışması yapan çocuklar, kendilerine dağıtılan kilden tabletler yaparak üzerine çivi yazısı yazdılar. Bin civarında muhtarla ATO Congresium da bir araya gelen Başkan Gökçek, Yıldız Ülkenin Marka Şehri adı altında Büyükşehir Belediyesi nin çalışmalarını anlattı. Başkan Gökçek, yaklaşık 2 saat süren brifingini, dev ekrandan çalışmaların eski-yeni fotoğraf ve görüntülerinin yer aldığı 1200 slaytlık sinevizyon gösterimi eşliğinde yaptı. Ankara Milletvekili Emrullah İşler ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de katıldığı brifingde sözlerine, Zaman zaman muhtar arkadaşlarımızın istek ve taleplerini almak ve birlikte çeşitli değerlendirmeler yapmak için bir araya geliyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim. Büyükşehir Belediyesi olarak, geçtiğimiz yıl içerisinde belediye meclis kararı almak suretiyle sizlerle irtibatımızı daha sık yapabilmek ve taleplerinizi alabilmek amacıyla Belediyeler, Muhtarlıklar Ve Sivil Toplum Kuruluşları Daire Başkanlığı kurduk. Bunu da sizlere arz etmek isterim diyerek başladı. Kongre merkezini dolduran Muhtarların ve katılımcıların slogan ve alkışları eşliğinde sunumuna geçen Başkan Gökçek, Büyükşehir Belediyesi nin hedeflerinden, dünyanın en büyük temaparkı olacak Ankapark taki çalışmalardan, Başkent in dört bir tarafında yapımı gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinden bahsetti. Dikmen Vadisi 4.ve 5. Etap kanayan yaramız diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, Buranın yapımını da ideolojik bir grup olaylar çıkartarak 7 senedir engelledi. Seçim sonrası yıkacağız ve sorunu çözeceğiz dedi. Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi nin de süratle devam ettiğini, 19 binada kamulaştırma sıkıntıları nedeniyle değişiklik yapılamadığını anlatan Başkan Gökçek, bölgenin eski ve yeni fotoğrafları eşliğindeki sunumunda, Ayın 26 sında Hacı Bayramı Cumhurbaşkanımızla resmen açmış olacağız dedi. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Başkan Gökçek, 2014 yılında yapılan köprü, alt-üst geçit, yaya üst geçidi, yeni açılan ve genişletilen yollar ve bulvarları da anlatarak, Asfalt çalışması 2014 yılında tarihi bir rekordur. 4 milyon 807 bin 582 ton asfalt serilmiştir. Yani bu da 4 bin 807 kilometre uzunluğunda 6 metre genişliğinde yol yaptığımız anlamına gelir diye konuştu. Okullara ve üniversitelere yapılan yardımlardan, ilçelerdeki inşaat işlerine, aydınlatma, kaldırım ve bordur çalışmalarından, kentin estetiği için yürütülen çalışmalara kadar pek çok konuda istatistiki bilgi ve fotoğrafları izleyenlerle paylaşan Başkan Melih Gökçek, yeşillendirme çalışmaları kapsamında da Başkent teki ağaç ve çalı dikiminden de bahsederek, 1994 yılında 2.08 metrekare olan kişi başına düşen yeşil alan miktarının, 19,54 metrekareye çıktığını söyledi. Ankara da 1994 yılında 19 olan park sayısının 352 ye çıktığını da kaydeden Başkan Gökçek, yine Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı gerçekleştirilen Esertepe Parkı nın da Mayıs ayının 21 in de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın katılımıyla açılacağını söyledi. Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen sosyal belediyecilik faaliyetlerini de anlatan Başkan Gökçek; konserler, yayınlar, sergiler, önemli gün ve hafta kutlamalarını da rakamlarla muhtarlara aktardı. Gıda ve Temizlik malzemesi, ekmek, bot, kaban, çanta, kırtasiye, yakacak, sığınmacılara yapılan yardımlar, sünnet şölenleri, evlilik yardımları, Ramazan Çadırları gibi Büyükşehir Belediyesi nin çeşit çeşit yardımlarından da bahseden Başkan Gökçek, daha sonra da engellilere, yaşlılara, hanımlara, gençlere ve çocuklara yönelik hizmetleri yine sinevizyon eşliğinde anlattı. Sesli Kütüphane de kitap sayısı 100 ü buldu HABER MERKEZİ- Çankaya Belediyesi Sesli Kütüphane de yer alan kitap sayısı 100 ü buldu. Gönüllü okuyucular tarafından seslendirilen ve kaydedilen kitapların görme engelli vatandaşlar tarafından dinlenmesinin sağlandığı kütüphanenin arşivi romandan denemeye, bilimsel yayınlardan den kişisel gelişime kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Okunacak kitapların seçiminde görme engelli vatandaşların taleplerini ve kitabın başka bir kütüphanede seslendirilmemiş olmasını dikkate alan kütüphane yetkilileri, çocukları da unutmuyor. Son olarak Çankaya Belediyesi nin öğrencilerin bilimsel meraklarını teşvik etmek ve eğlenerek öğrenmelerini sağlamak için hazırlattığı ve 80 binden fazla çocuğa ulaşan 10 kitaplık Bilim Hikâyeleri Serisi nin seslendirildiği kütüphanede, arşive çocuk kitaplarının eklenmesine de devam ediliyor.

5 ANKARA 6 Mayıs 2015 Çarşamba5 Yenimahalle Belediyespor Bayan Hentbol Takımı, Spor Toto Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Bayan hentbolculara kupa sevincini Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile paylaştı. Hamamönü Söyleşileri mayısta da dopdolu Yenimahalle hentbolda Türkiye Kupası'nı kazandı ÖZEL HABER HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN Bursa Nilüfer Spor Salonu ndaki şampiyonluk maçına Yenimahalle Belediyesi Tatalovic, Esra, Chumak, Yeliz, Dmitrovic, Lenche ve Marina yedilisiyle çıkan Yenimahalle Belediyesi, rakibini yenerek Türkiye Kupası'nın sahibi oldu. Karşılamayı Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın yanı sıra, Belediye Başkan Vekili Mehmet Kartal, Belediye Başkan Yardımcıları Başar Bal, Erhan Aras, Hüseyin ÇODAM dan psikolojik destek Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sınavına giren çocuklara, sınav kaygılarını azaltmak amacıyla Keçiören Belediyesi ÇODAM (Çocuk Danışma Merkezi) psikolojik destek verdi. Çocukların psikolojik ve sosyal gelişimlerine yönelik birçok çalışma gerçekleştiren ÇODAM, TEOG sınavına hazırlanan öğrencileri de unutmadı. Öğrencilerin kariyer hedefleri yolunda önemli bir sınav olan TEOG dan kaynaklanan stres ve kaygı seviyelerini azaltmak için Hayalden Hedefe adlı bir proje geliştirildi. Keçiören deki ortaokulların 8 inci sınıf öğrencileri arasından okul rehber öğretmenleri tarafından seçilen çocuklar ÇODAM a yönlendirildi. Merkez bünyesinde görevli psikologlar Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma Yolları konulu psiko-eğitim grup çalışmasıyla öğrencileri 6 hafta boyunca TEOG a hazırladılar. Çalışmayı tamamlayan öğrenciler eğitimden çok memnun kaldıklarını, sınav kaygılarının azaldığını ve artık sınavın kendileri için kabus olmaktan çıktığını ifade ederek, kendilerine bu imkanı sunan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak a teşekkürlerini ilettiler. Boran, Yaşar Neslihanolğu, belediye meclis üyeleri, birim müdürleri ve vatandaşlar birlikte izledi. Şampiyon sporcuları tek tek kutlayarak çiçek veren Başkan Yaşar, kupayı torunu Kerem ve Fethican ile birlikte kaldırdı. Başkente kupayla dönen Yenimahalle nin meleklerine belediye binası önünde bir karşılama töreni düzenlendi. Büyük bir çoşkuyla karşılanan takım, daha sonra Yenimahalle Belediye Başkanı Fetihi Yaşar'ı makamında ziyaret ederek, sevinçlerini paylaştı. Yenimahalle nin adını artık Türkiye biliyor diyen Yaşar İlçemiz her gün eğitimde sağlıkta, kültürde sporda her konuda başarıdan başarıya koşuyor. Artık sadece Ankara da değil sporcularımız, engellilerimiz, yaptığımız hizmetler ve sosyal belediyecilik anlayışımız sayesinde Türkiye de Yenimahalle konuşuluyor, konuşulmaya da devam edecek. Çünkü biz Yenimahalle yi seviyoruz. Bu kızlarımızı Yenimahalle halkı adına ne kadar alkışlasak yeridir. İnşallah önümüzdeki maçlarda da çok güzel başarılara imza atacaklar. Yurt dışında da Türkiye Cumhuriyeti ni temsil edecekler. Bize bu gururu yaşattıkları için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum dedi. Hentbolcu bayanlar daha sonra Belediye Başkan Yardımcısı Erhan Aras'ın odasında diğer başkan yardımcılarıyla bir araya geldi. Osmanlıca Kursu nda ilk mezuniyet heyecanı Altındağ Belediyesi tarafından Hamamönü ndeki tarihi Kabakçı Konağı nda düzenlenen söyleşiler, Mayıs ayında da dopdolu. Sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği söyleşiler, yıl boyunca olduğu gibi yine en seçkin sanatçılara kapılarını açacak. Ankaralı sanatseverler, her akşam saatleri arasında unutulmaz akşamlara Hamamönü nde tanıklık edecek. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, tarihi Kabakçı Konağı nda tam 6 yıldır düzenledikleri etkinliklerle Ankara nın kültür, sanat ve edebiyat hayatına önemli katkı sağladıklarını belirtti. Hamamönü Söyleşileri nin sanata yön verdiğini dile getiren Tiryaki, tüm Ankaralı vatandaşları Hamamönü ne davet etti. Başkan Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: Ankaralı hemşehrilerimiz, yıl boyunca Hamamönü nde keyifli anlar yaşıyor. Yediden yetmişe herkes, hem müzikle buluşuyor hem de ilime giden yolda emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyet in ilk yıllarında Ankara nın kalbi durumunda olan Hamamönü, bugün de kültüre, sanata, tarihe ve edebiyata verdiği katkıyla yine Ankara nın kalbi durumunda... Mayıs ayında da en güzel dörtlükler Hamamönü nden yükselecek. Başkentli Şairler Platformu, Şiir Otağı akşamıyla unutulmaya yüz tutan mısralara yeniden can verecek. Hamamönü Söyleşileri nde sağlık ile sanat buluşacak ve Kabakçı Konağı ndaki şiir dinletisi kuklaların pasını silecek. Dünya Âşıklar, Şairler, Yazarlar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği de yine birbirinden güzel şiirlerle Ankaralıların karşısına çıkacak. Hamamönü Söyleşileri, çok sayıda farklı kültüre ve felsefi konulara da ev sahipliği yapacak. Kadın ve Felsefe isimli programla bilgi yelpazesini açacak olan söyleşilerde Avrasya Yazarlar Birliği üyeleri, Düşüncelerimizin Temelleri programıyla bilime ışık tutacak. Hamamönü Söyleşileri nde insanın serüveni de masaya yatırılacak. Türkiye deki Halkla İlişkiler Tarihi konulu söyleşi Ankaralıları engin bilgilere kavuştururken, etkinliklerde anlatılacak olan bir diğer konu ise Kent Kültürü ve Sanat olacak. Yenimahalleli kadınlar matinede buluştu Keçiören Zabıtası na sürüş eğitimi verildi Keçiören Belediyesi zabıta eğitimlerini hız vererek sürdürüyor. Keçiören Belediyesi Motosikletli Zabıta Ekipleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı tarafından organize edilen, Motosiklet temel sürüş eğitimi ve ileri sürüş teknikleri konusunda eğitime katılarak sürüş tekniklerini geliştiriyorlar. Teorik ve pratik olmak üzere bir hafta sürecek olan eğitime Zabıta Müdürlüğünün motorize ekipleri katıldı. Motosikletli zabıta personeli, daha canlı, daha aktif olmaları amacıyla yapılan eğitimden son derece memnun olduklarını ve büyük oranda fayda sağladıklarını ifade ettiler. Keçiören Belediyesi nce düzenelenen Osmanlıca kursu ilk mezunlarını vermeye hazırlanıyor. İlk Osmanlıca kursu açan Belediye unvanını taşıyan Keçiören Belediyesi 4 kurdan oluşan kursların gördüğü yoğun ilgiden memnun... KEDEM (Keçiören Belediyesi Eğitime Destek Merkezi) bünyesinde 10 KEDEM şubesinde yedi yüze yakın 8-13 yaş arası öğrencinin yoğun katılım ve ilgisiyle başlayan Osmanlı Türkçesi Kursları ilk dönem mezunlarını Mayıs ayı içerisinde verecek. "Osmanlı Türkçesi Katılım Belgeleri alacak öğrenciler böylece eserleri orijinalinden okuma imkanına kavuşacaklar. Ayrıca Osmanlıca yazma kabiliyeti de kazanan öğrenciler bunun ilk örneği için kolları sıvadılar. Osmanlı Türkçesi kursiyerleri küçük yaşlarına rağmen Üstat Necip Fazıl Kısakürek in şiirlerini Osmanlıca el yazılarıyla bir hattat gibi kaleme aldılar. KEDEM öğrencilerinin bu çalışmaları Necip Fazıl Kısakürek ten Seçme Şiirler olarak yayına hazırlanıyor. Dört kurdan oluşan kurslarda ilk kurda temel başlangıç düzeyi adıyla harfleri ve bunları birleştirme, ikinci kurda Osmanlıca'nın Türkçe grameri, üçüncü kurda Arapça, Farsça kaideler, dördüncü kurda da arşiv belgeleri okuma çalışmaları öğretiliyor. KEDEM, yaz dönemi için bütün şubelerinde Osmanlı Türkçesi Kursları ön kayıtlarını almaya devam ediyor. Yenimahalleli kadınlar, Yenimahalle Belediyesi nin her ay düzenlediği Kadınlar Matinesi nde eğlenmeye devam ediyor. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın eşi Azize Yaşar ın ev sahipliğinde İlkadım Düğün Salonu ve Batıkent Meydan AVM La Mode Düğün Salonu nda düzenlenen iki ayrı matinede salonu hıncahınç dolduran kadınlar danslar edip, oyunlar oynadı. Kadınları günlük dertlerinden ve yorgunluklarından bir nebze de olsa uzaklaştırmak için düzenlenen kadınlar matinesi Yenimahalleli kadınlardan tam not alırken, yeni dostlukların da başlamasına vesile oldu. Canlı müzik eşliğinde söylenen türkülerle duygulanan hanımlar, Ankara oyun havalarında göbek atarak eğlenceli bir gün geçirdi. Birbirini tanımayan yüzlerce kadın, 4 saat boyunca kaynaşarak şarkılara ve türkülere eşlik etti. Düzenlenen sandalye kapmaca ve oryantal yarışlarını kazanan kadınlara da çeşitli ödüller verildi. Eğlencenin tadına doyamayan kadınlar Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar a Ayda bir günü de bize ayırıp bu matineyi düzenleyen başkanımıza çok teşekkür ederiz. Bütün derdimizi şu kapıda bırakıp, gönlümüzce eğleniyoruz. Yeni dostluklar kurduk. Hep birlikte olmak için de her ay bugünün gelmesini iple çekiyoruz diye teşekkür etti.

6 6 ANKARA 6 Mayıs 2015 Çarşamba ŞEBNEM ÜNAL- Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Artık trafik kazalarında başka hayatların kaybedilmemesi gerektiğinin belirten 2014 yılında meydana gelen 376 bin 769 trafik kazasında 3 bin 524 kişinin hayatını kaybettiğini ve 285 bin 59 kişinin de yaralandığını söyledi. Sergideki resimlerin kamuoyu tarafından yakından tanınan ve hayatlarını trafik kazalarında kaybedenlerden oluştuğunu belirten Palandöken, Recep Yazıcıoğlu, Metin Oktay, Ercan Arıklı, Ahsen Çetiner, Hande Mumcu, Mustafa Taşar, Adnan Kahveci, Kıvırcık Ali, Barış Akarsu, Vedat Dalokay, Tevfik Lav bu kazalarda kaybettiğimiz değerlerden sadece bir kısmı. Son olarak da dizi ve sinema oyuncusu Huban Öztoprak ı 26 yaşında kaybettik. Trafik kazalarının önüne geçilemiyor yılında 3 bin 524 kişi olay yerinde hayatını kaybederken 285 bin vatandaşımız yaralandı. Trafik kazalarında kaybettiğimiz her vatandaşımız değerlidir. Bu kazalarda hayatlarını kaybeden sadece kamuoyunun yakından tanıdığı kişilerin resimlerini sergiliyoruz. Sergiyi gezen herkes Trafik kazalarında kimleri kaybetmişiz? diye soracak. Bu sergiyi açmamızdaki amaç; bu kazaların önüne geçmek için insanların duyarlılıklarını artırmaktır dedi. Tüm vatandaşlarımızın sergiyi gezerek ibretlik dersler alması gerektiğinin altını çizen Palandöken, BU KAZALARDA KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER sergisi sanat galerimizde açılıyor. Sergi, ünlülerin anılarını yaşatıyor ve sürücülerin yollarda daha dikkatli olması gerektiği mesajını veriyor diye vurguladı. TRAFİK KURBANI ÜNLÜLER BASININ Mehmet Tacettinoğlu (2005), Ercan Arıklı (2003), Ahsen Çetiner (1997), Teoman Erel (1994), Sincan Belediyesi nde staj başvurusu sona eriyor Sincan Belediyesinde stajyer olmak isteyen öğrenciler için son başvuru tarihi 12 Mayıs olarak açıklandı. Sincan Belediyesi staj başvuruları sona eriyor Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu hükümleri gereğince teknik eğitim okulu öğrencilerine yaptırılan beceri eğitimleri için Sincan Belediyesi de 25 öğrenciye kapılarını açıyor. Göreve geldiği gün stajyer alımlarına bir düzenleme getiren Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, herhangi bir Sanatın kalbi Mamak ta atıyor Mamak Kültür Merkezi Başkentlilerin kültür durağı olmayı sürdürüyor. THM, TSM, Halk Oyunları ve Tiyatro Bölümleri ile Belediye konservatuarı olarak da hizmet veren Mamak Kültür Merkezi nde enstrüman kursları, meslek edindirme kursları dallarında da eğitim veriliyor. Tiyatro, sergi ve konser salonu, bilgisayar donanımlı büyük bir kütüphanenin de yer aldığı MKM, sanatsever başkentlilerin uğrak noktalarından biri olmaya devam ediyor. Sanatın nabzının attığı MKM, görsel anlamda da göz doldururken, zemindeki aydınlatma uygulamalarıyla da geceleri ışıl ışıl. Mamak Kültür Merkezi nde kültür ve sanatın en güzel örneklerinin sergilendiğini belirten Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, MKM ye sahip olmak ilçemiz için çok önemli bir değer. Belediye olarak bu değeri orjinal haliyle koruyor ve gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Amacımız Mamak Kültür Merkezimiz içindeki konservatuar ve kurslarımızdan binlerce gencin faydalanmasıdır. Mamak Kültür Merkezi mizde kültür ve sanatın en güzel örneklerini sergiliyoruz dedi. Akgül ayrıca MKM deki ışıklandırma çalışmalarıyla da şehircilik açısından estetik vurguyu öne çıkardıklarını kaydetti. Deneyimli eğitimci kadrosu ile Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Halk Oyunları ve Tiyatro bölümlerinde eğitim veren Mamak Kültür Merkezi konservatuarını başarıyla tamamlayan kursiyerler Devlet Konservatuarı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TRT konservatuar sınavlarında büyük başarı sağlıyor. ayrımcılığın söz konusu olmaması için stajyerleri noter huzurunda belirliyor. Dürüst, şeffaf ve adil yönetim anlayışını stajyer alımına da yansıtan Başkan Tuna, başvuruların 12 Mayıs ta sona ereceğini söyledi. Staj eğitiminin önemine değinen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; Stajyer öğrencilerimizi, noter huzurunda yapılan kura çekilişi ile hiç kimseye ayrıcalık tanımadan adil bir biçimde seçiyoruz. Kurada çıkan öğrencilerimiz belediyemizde staj eğitimini tamamlıyor. dedi. Mamak ta, sene başından bu yana 900 çift dünya evine girdi Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, nikâh ve düğün törenlerine katılarak genç çiftlerin mutluluklarına ortak oldu. Çiftleri mutlu günlerinde yalnız bırakmayan Akgül, Hasan ve Hilal çiftinin nikahını kıydı. Çifte mutluluklar dileyen Akgül, Mamaklı hemşerilerimin iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmak bizim görevimiz dedi. Geçtiğimiz yıl 3900 gencin nikahının kıyıldığı Mamak ta hayatlarını birleştiren çiftlerin sayısının yılsonuna kadar 4 Hande Mumcu (1994). SİYASET Recep Yazıcıoğlu (2003) - Denizli Valisi, Adnan Kahveci (1993) - Maliye Bakanı, Vedat Dalokay (1991) - Ankara B.Bld.Bşk, Mehmet Aydın (1990) - Sağlık Bakanı Mustafa Üstündağ (1983) Mustafa Taşar- Tarım ve Köy işleri Eski Bakanı SANAT Boran Kaya (2000) Tv sunucusu, Ajlan Büyükburç (1999) Şarkıcı, Kerim Tekin (1998) Şarkıcı, Gökhan Semiz (1998) Şarkıcı, Önder Somer (1997) - Sinema oyuncusu, Barış Akarsu (2007)- Şarkıcı, Oyuncu, Kıvırcık Ali (2011)- Şarkıcı, Huban Öztoprak (2014) SPOR Tevfik Lav (2004) - Teknik direktör, Mete Adanır (1998) Futbolcu, Muzaffer Badaloğlu (1998) Futbolcu, Tomiç Zoran (1998) Futbolcu, Metin Oktay (1991) Futbolcu. bin 5 yüz ü geçmesi bekleniyor. Evlenecek yeni çiftler bu özel günlerini daha da özelleştirmek için gün ay ve yıl tarihlerinde birbirine benzeyen rakamlı günleri seçiyor. Nikâh günlerini unutulmaz bir güne denk getirmek isteyen 56 çift, tarihinin uğur getireceğine inanarak nikahlarını bu tarihte kıymak için Mamak Belediyesi Evlendirme Memurluğu na başvuruda bulundu. Sabah da başlayacak nikah hareketliliği, saat a kadar devam edecek. Her beş dakikada bir TESK ve TŞOF tarafından ders çıkarılması için trafik kazalarında kaybettiğimiz değerlere ait resim sergisi, TESK Sanat Galerisi nde açıldı. İbretlik sergi Akgül, genç çiftin nikahını kıydı nikahın kıyılacağı Mamak ta, Mamak Kültür Merkezi bünyesinde bulunan evlendirme memurluğuna yapılan başvurular yasal mevzuata uygunsa çiftlerin istekleri doğrultusunda salon ya da oda nikahı şeklinde nikahları kıyılıyor. Yılda birkaç kez bu tür yoğunluğun olduğunu belirten Akgül, 05 Mayıs 2015 günü dünya evine girecek 56 çifte de huzur ve mutluluklar diledi. Akgül, Evlenecek çiftlerimize Allah tan (c.c.), ömür boyu mutluluklar diliyorum. Mutlu toplumlar mutlu ailelerden oluşuyor diye konuştu. İDDİA YOK Abdullah Cengiz Eğitimci/Yazar cengizicyer@hotmail.com SEYAHAT SIHHAT DEMEKTİR(4) (DELİ PETRO NUN ŞEHRİ-2) Hem vicdanlarımız sızlatan -özellikle anatomi bölümü- hem de insanoğlunun yaptıkları karşısında bizleri hayrete düşüren Kustkamera müzesinin tamamını olmasa da bir kısmını dolaştıktan sonra 1950 lerde yapılan ve şimdilerde müzeye çevrilen denizaltı ziyaretine gittik. Altmış yıl öncesinde yapılmasına rağmen olağanüstü imkanlara sahip bir askeri araçtı: Otuz kişinin aynı anda beraber yaşayabileceği, suyun altında yüz saat kalabilen, içerideki dürbünle etrafını görebilen, atılacak füze başlıkları suyun altında on kilometreye kadar hedefini vurma imkanına sahip, mutlaka her araçta bir doktorun olması şartına bağlı, dört bölümden oluşan, askerlerin morallerini canlı tutmak için film seyir yeri, kalanların 1.60 cm boyu ve 40 cm yüksekliği olan yatakları bulunan, görev yapanların iradeli ve dayanıklı kişilerden oluşması gereken sağlam bir denizaltısıydı. Yoğun gezi temposundan ve yağmurun altında ıslanmadan sonra kısa kendi insanımıza ait bir lokanta olan Galata Lokantası na gittik. Yolu Petersburg'a düşenlere tavsiyem buraya gitmeleridir. Her ne kadar yemek yaparken biraz bekletiyorsalar da güzel bir yemek yediğimiz söyleyebilirim. Kendi ağız tadımıza uygun, en azından da güvenle yemek yiyeceğiniz bir yerdir. Biraz beklettiler dedim ya, meğer burada yapılan Türkçe Olimpiyatlardan dolayı yoğunluk varmış. Önceliği kırk kişiye yakın o misafirlere vermişler. Öyle de olsa gitmemize değdi. Beklerken Galatsaray- Gaziantep maçını da seyretmiş olduk. Fanatik olmayan bir Galatasaraylı olarak Hakan Balta nın attığı golle sevindik. Burdan evine misafir olacağımız gönül insanı, Tokat delikanlısı, dünyaya yayılan hoşgörü hizmetlerine katkıda bulunmak üzere, annesini, babasını, yurdunu ve yuvasını geride bırakarak kilometrelerce uzaklara gelen bir karasevdalı Evine misafir olmada sıkıntı çekmedik. Allah(c.c) iyi niyetinde muvaffak kılsın. Kendimizi kendi evimizde gibi, rahat ve huzurlu hissettik. O gece rahat ve huzurlu bir dinlenmeden sonra ertesi günkü ilk uğrağımız İsakevskiy Katedrali oldu. Bu Katedral 19. Yüz yılda yapılmış önemli bir kilisedir. Sanattan, sanatın inceliklerinden, mimariden çok fazla anlamam. Ancak ciddi bir emeğin ve aklın ürünü olduğunu anlıyorsunuz. Söylenenlere göre kırk yılda tamamlanan görkemli bir ibadet yeri. Sütunları, sütunların altına yerleştirilen tunç metaller, Katedral in içindeki resimler, işlemeler, el emeği, göz nuru sanat yansımaları, kubbeler, üzerinde ve dış mekanlarda yapılan heykeller ve kabartma motifler çok zorlu ve samimi bir emeğin ürünü olduğunu yansıtmaktadır. 211 merdivenden oluşan seyir yerine çıkıp oradan St. Petersburg u seyretmek gidenlere güzel bir nefes aldırıyor. Benim gibi yaşını başını almış kimseler için çıkışı biraz yorsa da, yorgunluğumuza ve çıkış zahmetimize değdi. Çünkü St. Petersburg un her tarafını gören, çekmek istediğiniz şehrin her yerine ait resimlerin burada bulabiliyorsunuz. Hele hava güneşli ve açık ise zevkine diyecek yoktur. Bizim de öyle oldu Asırların eskitmediği bu güzel yapının güçlü bir inancın ve samimiyetin ürünü olduğunu görmüş olduk. Bir saate yakın süren ziyaretimizden döndükten sonra bizi bekleyen sürprizle karşılaştık: Sayısızca arabanın park ettiği yerden, arabamız çekici ile götürülmek üzereyken yakaladık. Uzun bir pazarlığın sonunda, iki yüz dolar ceza vermeye mecbur bırakıldık. Meğer burası sadece engelli ziyaretçilerine aitmiş. Oysa park ettiğimizde en az on otomobil ve bir o kadar da otobüs park halindeydi. Halbuki yere bir çizgi çekilip engelli işareti yapılsa ziyaretçiler bu sıkıntıyı yaşamayacaklar. Avrupa ülkelerinde bu uygulamayı çok rahat görmektesiniz. Böyle garip bir kazayı sizlerle paylaşmadan edemedim. Hayırlısı (Ziyaretimize yarın devam edelim) Uygur kardeşler Pursaklar da Pursaklar Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Süheyl Uygur ve Behzat Uygur kardeşleri tiyatroseverlerle buluşturdu. HABER MERKEZİ- Pursaklar Belediyesi Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi nde düzenlenen tiyatroyu Belediye Başkan Yardımcısı Nedim Erçetin, belediye meclis üyeleri, birim müdürleri ve çok sayıda tiyatro sever izledi. Tiyatronun usta isimleri Süheyl Uygur ve Behzat Uygur, performanslarıyla izleyenleri büyüledi. Kültür sanat etkinlikleri kapsamında Pursaklar Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü nün düzenlemiş olduğu tiyatro gecelerinde ilçe halkı tiyatronun keyfini çıkartıyor li yalların sonunda İstanbul da varlıklı ve despot bir paşa ile ailesinin köşkünde iç güveysi damat olarak alınan Hayrullah ın eşine aşık olmasına rağmen bir türlü aynı evin içinde kavuşamaması ve mutluluğa giden süreci sahneye yansıtan Uygur kardeşler, oyunlarıyla ayakta alkışlandı. Mutluluk mesajı veren usta isimler, seyirciden tam not aldı. Pursaklar da ikinci defa seyirci ile buluşan Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler Pursaklar da çok seçkin bir tiyatro seyircisi var. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Sayın Belediye Başkanımıza bizleri Pursaklar halkı ile bir kez daha buluşturduğu için şükranlarımızı sunuyorum dedi. Oyunculara çiçek takdim eden Pursaklar Belediye Başkan Yardımcısı Nedim Erçetin, Mutluluk bir masal sanki bir varmış bir yokmuş. Çok güzel bir akşam yaşattılar. Kendilerine ve kıymetli hemşerilerimize teşekkür ediyorum. Mutlulukları daim olsun diye konuştu.

7 6 Mayıs 2015 Çarşamba7 bakü - Aliyev, Asya Kalkınma Bankası'nın (AKB) Bakü'de düzenlenen 48. yıllık toplantısının resmi açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Aliyev, dost ve ortak ülkeler sayesinde başarılı enerji politikası yürüttüklerini söyleyerek ülkesinin açık denizlere çıkışı olmadığı için boru hatları inşa ettiklerini kaydetti. Tarihte ilk kez Hazar Denizi'ni, Akdeniz ve Karadeniz'le birleştirdiklerini ifade eden Aliyev, "Enerji güvenliğinin sağlanması günümüzde doğalgazla doğrudan bağlantılıdır. Biz bu süreçte öncü rolünü üstlendik. TANAP ve TAP projelerine önayak olduk. Güney Gaz Koridoru 45 milyar dolarlık çok büyük bir proje. Bu proje tamamlandıktan sonra 100 yıl boyunca komşularımıza ve Avrupa ülkelerine enerji temin edeceğiz" diye konuştu. Azerbaycan'ın kendi coğrafi konumundan çok iyi yararlandığını ve ülkenin ulaştırma merkezi haline geldiğini söyleyen Aliyev, "Hazar kıyısında büyük yük limanı inşa ediyoruz. Bakü- Tiflis-Kars Demiryolu hattı ise 'Demir İpek Yolu' olacaktır" dedi. Son 10 yılda ülke ekonomisinin 3 kat büyüdüğünü, dış borcun gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 10'u seviyesinde bulunduğunu bildiren Aliyev, "Bağımsızlık yıllarında ülkeye 200 milyar dolar sermaye çektik. Ülkemiz dış yatırımcılar için hala çok cazip bir ülke. İşsizlik oranı yüzde 5 civarındadır. En büyük başarımız ise yoksulluğu yüzde 5 oranına indirmemiz oldu" diye kaydetti. borsa, İLK SEANSI YÜKSELİşLE tamamladi doğu Anadolu da İran ile ortak osb kurulacak ANKARA - ZEYNEP AKYIL - Doğu Anadolu Projesi (DAP) Eylem Planı ile kapsamında başta İran olmak üzere komşu ülkelerle ticari ilişkiler geliştirilecek. AA muhabirinin Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan DAP Eylem Planına göre, bölgede mevcut kara gümrük kapıları modernize edilecek. Bu kapsamda Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, yıllarında Hakkari'de Esendere sınır kapısı, Iğdır'da Dilucu sınır kapısı Van'da Kapıköy sınır kapısı "yap-işletdevret" modeliyle modern hale getirilecek. Pasif durumdaki kara gümrük kapıları da faaliyete geçirilecek. Bölgenin sahip olduğu Irak ticaret potansiyelinin ekonomiye daha fazla katkıda bulunması amacıyla Üzümlü ve Derecik sınır kapılarının fiilen faaliyete geçebilmesi için fiziki altyapı tesis edilecek. Başta İran olmak üzere komşu ülkelerle ticari ilişkiler geliştirilecek. Bu kapsamda da öncelikle Doğubayazıt ilçesinde İran ile Türk sanayicilerinin kullanımına yönelik özel destekli ortak bir organize sanayi bölgesi (OSB) kurulması amacıyla çalışmalar gerçekleştirilecek. Ayrıca benzeri uygulamaların diğer komşu ülkelerle de gerçekleştirilmesi için analiz, etüt ve fizibilite çalışmaları yapılacak. Bölgede sınır ötesi işbirlikleri geliştirilecek. Gürcistan, Irak ve İran ile sınır ötesi işbirliği programları geliştirmek amacıyla sınır ötesi işbirliği imkanları araştırılacak. SERbESt bölge KuRuLmASINA YöNELİK ANALİZLER YAPILAcAK Eylem Planına göre bölgede bir serbest bölge kurulmasına yönelik analizler gerçekleştirilecek. Doğu Anadolu Bölgesinde serbest bölge kurulmasının ekonomiye katkısının irdelenmesi amacıyla gerekli fizibilite çalışmaları yapılacak. Öte yandan bölgeye büyük ölçekli yatırımları çekmek için çalışmalar gerçekleştirilecek. Bölgenin büyük ölçekli ve nitelikli yatırımlar başta olmak üzere potansiyel yatırım imkanlarının yatırımcılara tanıtılmasına ve yerelde desteklenmesine yönelik bölge ve il düzeyinde stratejiler hazırlanacak. ANtALYA - AKTOB'dan yapılan yazılı açıklamada, araştırmanın sonuçlandığı bildirildi. Buna göre, Rusya'dan Türkiye'ye geçen yıl gelen 4 milyon 479 bin turistten 3 milyon 489 bininin Antalya'yı tercih ettiği, kentin bu ülke ziyaretçilerinden aldığı payın yüzde 77,9 olduğu ifade edildi. Bu yıl ve sonrasında Rusya pazarında yaşanacak olası durumların özetlendiği araştırmada, "Rusya'da yaşanan düşüşün yalnızca Türkiye ile sınırlı olmadığı dikkate alınmalıdır. 20 yılın son 10 yılında oluşan köpük, şirket iflasları da hesap edildiğinde kriz diye tabir edilen durumun aslında istikrarlı bir dengeye giden sürecin başlangıcı olarak kabul edilmesi, iktisadi ve siyasi olarak daha tutarlı görünmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu. DoLAR-RubLE PARİtESİNDEKİ DEğİşİm Araştırmada, Rusya'da yurtdışına seyahat talebinin dolar-ruble paritesindeki değişimlerden net biçimde etkilendiğine dikkat çekildi. Kurdaki kayıpların bu yılın turist beklentilerini geçmiştekinden daha fazla etkileyeceği öne sürülen araştırmada, Rusya'nın 2014 yılı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Güney Gaz Koridoru Projesi tamamlandıktan sonra komşu ülkelere ve Avrupa'ya 100 yıl boyunca enerji temin edeceklerini söyledi. Alİyev: Güney GAz Korİdoru 45 milyar dolarlık çok büyük bir proje Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, ilk seansı önceki kapanışa göre 218,31 puanlık yükselişle ,35 puandan tamamladı. Borsa İstanbul'da işlem gören pay piyasaları ilk seansta önceki kapanışa göre ortalama yüzde 0,26 değer kazandı, toplam işlem hacmi 1,7 milyar lira olarak gerçekleşti. İlk seansta bankacılık endeksi yüzde 0,54 yükseldi, holding endeksi yüzde 0,64 düşüş kaydetti. Yatırımcısına en çok kazandıran sektör endeksi ise yüzde 2,20 ile "bilişim" oldu. Güne yatay başlayan BIST 100 endeksi, açıklanan nisan ayı TÜFE'nin beklentilerin üzerinde yüzde 1,63 yükselmesinin ardından seans içinde ,22 puana kadar geriledi. Bu seviyelerden gelen tepki alımlarıyla toparlayan endeks, artıya geçerek puanın üzerinde dengelenirken, dolar/tl'nin ve gösterge tahvilin bileşik faizinin de yükseliş eğiliminde olması dikkati çekti. Dolar/TL 2,72'ye çıktıktan sonra 2,71 seviyelerinde dengelenirken, 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi ise yüzde 10,46 ile son bir yılın en yüksek seviyesini gördü. Analistler, öğleden sonra ABD'de açıklanacak imalat sanayi ve fabrika satışları verilerinin takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinin seviyesinin destek, seviyesinin direnç konumunda olduğunu kaydediyor. rusya ekonomisi 2 yılda milyar dolar kaybedecek Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) yapılan "Rusya'da Ekonomik Sosyal Durumun Türkiye ve Pazara Olası Yansımaları" araştırmasında, Rusya'da kriz diye tabir edilen mevcut durumun ekonomik ve siyasi açıdan istikrarlı bir dengeye giden sürecin başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği belirtildi. başından bu yana yaşadığı Ukrayna ve Kırım siyasi krizleri, yaptırımlar, 2014'ün sonlarına doğru başlayan petrol fiyatları gerilemesi, devalüasyon süreçlerinin bu ve gelecek yıl için önemli sonuçlar üreteceği ifade edildi. KoNuşuLAN İKİ SENARYo Ekonomik kalkınması, ihracatı, döviz gelirleri genelde petrol arzına bağlı olan Rusya'da 2015 ve 2016 için iyi ve kötümser iki senaryonun konuşulduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Birincisi, var olan iktisadi durumun ve göstergelerin değişmemesi durumunda son 3 yılda 2 trilyon dolar düzeyine oturan milli gelirin, 2015'te ortalama yüzde 4 daralması bekleniyor yılı için beklenti ise yüzde 1 dolayında küçülme. Böylece Rusya'nın 2015 ve 2016'da kaybedeceği gelirin 100 ila 125 milyar doları bulması bekleniyor. Petrol fiyatlarının yeniden yükselmesi, yaptırımların kalkması şeklinde ortaya konan ikinci senaryoya göre, Rusya milli geliri gelecek 2 yılda 50 ila 60 milyar dolarlık bir daralma yaşayacak. Turizm açısından söz konusu senaryolara bakılarak Rusya'nın 50 milyar doları bulan yurtdışı seyahat harcamaları milli gelirinin yüzde 2,5'luk dilimine denk düşüyor. Yani iyimser senaryoya göre gelecek 2 yılda kaybedilecek milli gelir düşüşü, yurtdışı seyahat harcamaları kadar bir büyüklüğe karşılık geliyor. Kötümser daralmaya göre ise kaybedilecek olan 100 milyar dolarlık milli gelir, yurtdışı harcamaların 2 katı büyüklüğündedir." KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com ASIL SOYKIRIMCILAR Ezeli Türk düşmanları, (e)rmenilerin ortaya sürdüğü Osmanlı nın kendilerine soykırım uyguladığı oltasına rahatlıkla geldiler/geliyorlar. Bundan güya yararlanacaklar ve kendilerinin uyguladığı soykırımın üstüne de sünger çekecek. Haydi, tarihi iyi okumayan, bilmeyen insanları yanılttınız diyelim; kendinizin yaptığı o ağır insanlık suçlarıyla ilgili tarihinizi nasıl değiştireceksiniz? Bu mümkün mü? Elbette değil. Son olarak Avrupa Parlamentosu nun kabul ettiği Soykırım yalanı (Osmanlının Ermenilere soykırım uyguladığı yalanı) Avrupalının Türklere bakış açısını açıkça bir kez daha göstermiştir. Şimdi o soykırımlarınızdan bazılarını aşağıya alalım da görün; İspanyol ve Amerikalıların yerlilere uyguladığı soykırım; 1492 yılında Kristof Kolomb un ayak bastığında nüfusu 8 milyon olan Arawaks yerlilerinin sayısı 22 yıl içinde 28 bine indi. Amerika kıtasında öldürülen yerli sayısı 40 milyon civarında tahmin ediliyor. İngilizlerin Avustralyalı yerlilere uyguladığı soykırım; İngilizler, Avustralya da yerli halk olan Aborjinleri katlettiler.750 bin Aborjinden geriye 31 bin kişi kaldı. Almanların Batı Afrika da Namibyalılara uyguladığı soykırım: Almanlar 1891 yılında işgal ettiği Namibya daki zengin altın ve zümrüt madenlerini ele geçirmek amacıyla resmen katliam yaptılar. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bin kişi kaldı. Almanların Yahudi ve Çingenelere uyguladığı soykırım; Almanlar yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğunu kurmak ve üstün Alman ırkını yaratmak amacıyla başta Yahudiler ve Çingeneler olmak üzere 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında fırınlarda yakarak ve gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Amerikalı ve İngilizlerin Almanlara uyguladığı soykırım; Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üstüne 3 gün bomba yağdırdılar ve yaklaşık 200 bin masumu katlettiler. Amerikalıların Japonlara ve Iraklılara uyguladığı soykırım; Japonya nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombaları yüzünden 250 bin insan bir anda öldü. Saddam ı yok etmek amacıyla Irak ı işgal eden Amerika şuana kadar 1 Milyon masum Iraklıyı katletti. Amerikalıların Vietnam, Kamboçya ve Laos ta yaptığı Soykırım; Amerika nın Kennedy, Johnson ve Richard Nixon un başkanlık dönemlerinde Toplam 5 milyon Vietnamlı öldürüldü. Ayrıca ülkelerinin sömürüsüne karşı çıkan 1 milyon Kamboçyalı ve Laos lu soykırıma uğradı. Ermenilerin Türklere uyguladığı soykırımlar: yılları arasında Türk katledildi. Fransa nın Cezayir ve Arnavutluk ta uyguladığı soykırımlar; Charles De Gaulle ( ) döneminde Fransızlar 1 milyon Cezayirliyi katlettiler. Ayrıca Arnavutluk u işgal ederek binlerce Arnavut u katlettiler. Danimarkalıların Alman Mültecilere uyguladığı soykırımlar; Rus ordusundan kaçan 250 bin alman mülteci Danimarka ya sığındı. Toplama kampında binlercesi öldü. Rumların Kıbrıs ta Türklere uyguladığı soykırım; İngilizler yılları arasında Kıbrıs adasında Rumların ENOSİS i gerçekleştirmelerine göz yumup Türklere saldırttılar. Binlerce Türk ün ölmesine ve 25 bin Türk evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bulgarların Türklere karşı uyguladıkları Etnik ve Kültürel soykırım; yılları arasında Bulgar hükümeti Bulgarlaştırma adı altında 1,5 Türk, Pomak ve Çingene ye karşı bir asimilasyon kampanyası başlattı. 310 bin Türk ün zorla isimleri değiştirildi. Türkçe eğitim ve sünnet gibi dini vazifeler yasaklandı Türk Belene kampına gönderildi. 360 bin Türk Türkiye ye göç etmek zorunda kaldı. Belçikalıların Kongolulara yaptığı soykırım; Belçika sömürmek için girdiği Kongo da 1908 yılına kadar 10 milyon Kongoluyu katletti. İngiltere nin Hindistan ve Kenya da yaptığı soykırımlar; İngiltere sömürmek amacıyla girdiği Hindistan da 1876 yılına kadar 25 milyon insanı katletti. İngiltere sömürü amacıyla girdiği Kenya da 300 bin insanın ölümünden sorumlu tutuldu. İtalya nın Etiyopya da yaptığı soykırım; İtalya sömürü amacıyla girdiği Etiyopya da işgale direnen 200 bin insanı katletti. Sırpların Boşnaklara yaptığı soykırımlar; Sırplar Boşnaklara saldırıp 250 bin Boşnağı katlettiler. 2,5 milyon Boşnak evlerini terk etti. Portekiz Angola da yaptığı soykırımlar; Portekizler sömürmek acıyla girdiği Angola da 10 bin Afrikalıyı katletti. Köle ticareti yapan batılıların zencilere yaptığı soykırımlar; Amerika kıtasında yalnızca A.B.D. de 50 milyon zenci yaşıyor. Batılı köle tacirleri 1 köle yakalamak için en az 10 Afrikalıyı katlettiler. Bu da en az 500 milyon Afrikalının öldürüldüğünün ispatıdır. Rusların Türk ve diğer milletlere yaptığı soykırımlar Ruslar 1850 li yıllardan başlayarak işgal ettiği Orta Asya da ülkelerini savunan milyonlarca Türk ü katletti. Bunu 1 ve 2. Dünya savaşı sonrasında öldürülen milyonlarca Türk, Kafkas milletleri ve Ruslar takip etti. SONSÖZ; 6000 bin yıllık Türk tarihinde hiçbir tane kara leke yoktur. Kendilerini uygar gören Batılı milletlerin geçmişleri insanlık dışı katliamlarla doludur ve elleri kanlıdır. Ey sözde uygar Avrupalı ülkeler, siz önce Asya da, Afrika da, Amerika ve Avrupa da katlettiğiniz milyonlarca, masum insanın hesabını verin de, ondan sonra gelin ERMENİ meselesini konuşalım.

8 86 Mayıs 2015 Çarşamba EKONOMİ Ekmeğe zam yok TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. ANKARA ŞEKER FABRİKASI İHALE İLANI Fabrikamız 2015/2016 Kampanya Dönemi Kireç Ocağı Tahmil Tahliye Hizmet Alımı işi T.Ş.F. A.Ş. Genel Müdürlüğü Mal ve Hizmet Alımı Yönetmeliği Esaslarına Göre Açık İhale Usulü İle İhale Edilecektir. İhale Kayıt No : 2015/ İdarenin a-) Adresi : Ayaş Yolu 18 Km Etimesgut/ANKARA b-) Telefon No : c-) Faks No : İhale Konusu Malın a-) Niteliği, Türü ve Miktarı : Fabrikamızın 2015/2016 pancar kampanyası süresince her vardiyada 6 işçi olmak üzere toplam 18 işçi ile (+- % 20 toleranslı) tahmini 114 gün Kireç Ocaklarında günlük tahmini 200 ton, toplam tahmini ton kireç taşının bant ile vagonete, günlük tahmini 15 ton, toplam tahmini ton kok kömürünün dirgen ile kovalara doldurularak vagonete boşaltılması ve vagonetin elle itilerek ocak asansörüne verilmesi, ayrıca kok kömürünün elekten elenmesi, kok kömürü ve kireç taşının iri olanlarının çekiç veya balyozla kırılması, taş balastı ile kok tozunun kepçe alabilecek şekilde kenara istif edilmesi temizliği işidir ve kireç ocağı maniplasyon sahası b-) Yapılacağı Yer : Ankara Şeker Fabrikası c-) İşin Süresi : ile tarihleri arası olup (tahmini 114 gün) Ankara Şeker Fabrikası 2015/2016 kampanya dönemidir. 3-İhalenin a-) Yapılacağı Yer : Ankara Şeker Fabrikası Ofis Toplantı Salonu b-) Tarihi ve Saati : Saat 10:00 4)- İhale dokümanı Ankara Şeker Fabrikası Ticaret Servisi (Ayaş Yolu 18 Km. Etimesgut/ANKARA) adresinde görülebilir ve TL. 100,00 (Y.Yüztürklirası) bedel karşılığında aynı adresten temin edilebilir. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları zorunludur. 5- İstekliler teklif ettikleri bedelin % 3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 6- İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7- Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren en az 60 (Atmış) takvim günü olmalıdır. 8- Mezkûr alım 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa (ceza ve yasaklamalarla ilgili hükümleri hariç) tabi olmayıp, ihale Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel müdürlüğü mal ve Hizmet Alımı Yönetmeliği esaslarına göre yapılacaktır. Teşekkülümüz ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta serbesttir. Resmi İlanlar T.C ANKARA 22. İCRA DAİRESİ 2015/118 TLMT. TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Basın ( Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 30/04/ İhale Tarihi : 28/05/2015 günü, saat 14:15-14:20 arası. 2. İhale Tarihi : 30/06/2015 günü, saat 14:15-14:20 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU SIHHİYE No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %18 33 D 2322 Plakalı, 2010 Model, VOLKSVVAGEN Marka, TRANSPORTER GP 2.0 TDI CITYVAN Tipli, Yakıt Tipi Dizel, Vites Tipi Manucl, Rengi Gri, volkswagen transporter TDI, ön tampon çarpma sonucu kırık, arka bagaj kapısında çarpma sonucu ezik, aracın muhtelif yerlerinde sürtmeye bağlı ezik ve çizikler mevcut, anahtar ve ruhsat yok, anahtar olmadığı için aracın KM'si ve çalışıp çalışmadığı tespit edilemedi. Resmi İlanlar Basın ( Hidrojen Teknolojileri Laboratuvarı Yapım İhalesi yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Mustafa Kemal Mahallesi Eskişehir yolu 7.km No: ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : yegm@yegm.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 Kalem Hidrojen Teknolojileri Laboratuvarı Yapım İhalesi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 15 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Eskişehir Yolu 7.Km No: Çankaya /ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, zor durumda kalmadıkça ekmek fiyatlarına zam yapmayacaklarını bildirdi. BALIKESİR - Balıkesir'in Bandırma ilçesinde esnaf ziyaretinde bulunan Balcı, gazetecilere yaptığı açıklamada, iki yıldır girdi maliyetlerinde artışlar olmasına rağmen ekmek fiyatlarına zam kararı almadıklarını hatırlattı. Türkiye'de ekmek tüketiminde büyük israf görüldüğünü vurgulayan Balcı, "Sağlıksız ve hijyenik ortamda ekmek üretilmediği zaman kalitesiz ekmek, israfını da beraberinde getirmektedir. Bundan 1,5 yıl önce ülkemizde günlük ekmek israfı 6 milyondu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde başlatılan ekmek israfını önleme kampanyasıyla günlük ekmek israfı 4 milyon 900 bine düştü. Bu sayı yeterli değildir, daha da düşmesi gerekir" diye konuştu. Balcı, ülkede hem ekmek israfının önlenmesi hem de maliyetlerinin düşmesi için fırın enflasyonunun önüne geçilmesi gerektiğini savundu. Buna ilişkin olarak bakanlık nezdinde girişimlerinin sürdüğünü dile getiren Balcı, "Zor durumda kalmadıkça ekmek fiyatlarına zam yapmayacağız" ifadesini kullandı. KEÇİÖREN BELEDİYESİNE AİT ŞENLİK MAHALLESİNDE İMARIN 4134 ADA 1 PARSEL ÜZERİNDE VE NURİ PAMİR CADDESİ N0:2 ADRESİNDE BULUNAN MEVCUT BİNANIN YÜKLENİCİ TARAFINDAN YIKILARAK PROJESİNİN ÇİZİLİP BELEDİYE TARAFINDAN ONAYLANMAK ŞARTIYLA YAPILACAK OLAN TESİSİN KİRAYA VERİLMESİNE İLİŞKİN İHALE İLANI 1 - Mülkiyeti Belediyemize ait İlçemiz Şenlik mahallesinde imarın 4134 ada 1 sayılı parsel üzerinde ve Nuri Pamir Caddesi No: 2 adresinde şu an mevcutta bulunan m x m =1350 m2 kullanım alanlı ( 1 adet restoran, 1 adet mutfak, 1 adet çay ocağı ve 1 adet döner kesim yeri ) Sultan Sofrası Restaurantın tüm müştemilatı ile birlikte yıkılarak mevcut arazi üzerindeki ağaçların korunması şartıyla yüklenici tarafından hazırlanacak olan ve Belediye tarafından onaylanmak şartıyla yapılacak olan tesis 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45. maddesine göre Açık Teklif Usulü ile yapılacak ihale neticesinde 10 yıllığına kiraya verilecektir. 2- İhale 27 /05/2015 Çarşamba Günü saat de Belediye Encümen Salonunda yapılacaktır 3 - Muhammen Bedel : İhale konusu kiralama işinin aylık muhammen bedeli 1.000,00 TL. + KDV. TL/Ay (Bin Türk Lirası + Katma Değer Vergisi) dır. 4 - Geçici Teminat Bedeli : İhale konusu kiralama işinin geçici teminat bedeli, 10 yıllık muhammen kira bedelin % 3' ü tutarındaki 3.600,00 ( Üçbinaltıyüz TürkLirası ) TL. dir. (2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 26. maddesinde belirtildiği üzere; Geçici Teminat Bedeli, Tedavüldeki Türk Parası ya da Bankalar ve Özel Finans Kurumlarının verecekleri süresiz Teminat Mektupları cinsinden verilebilir.) 5- İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler : a. İhaleye iştirak Dilekçesi. b. Nüfus Cüzdanı veya T.C. kimlik numarası yazılı kimlik fotokopisi. c. İkametgah Belgesi. d. Yasal tebligat adresini belirten imzalı adres beyanı. (İhaleye vekaleten katılanlar da yukarıdaki belgeleri ibraz edeceklerdir.) e. Geçici Teminat bedelinin Belediye Veznesine ödendiğine dair makbuz. f. Şartname bedelinin Belediye veznesine veya belediyenin banka hesabına ödendiğine dair makbuz. g. Kiracılık ilişkisinden, Emlak Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisinden dolayı Belediyemize borcu olmadığına dair belge. ( Belediye Mali Hizmetler Müdürlüğünden alınacaktır.) h. Kiracılık ilişkisinden dolayı, Belediye ile icralık ya da mahkemelik bir davanın devam edip etmediğine dair bilgi içeren belge. ( Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğünden alınacaktır.) ı. Tüzel Kişiler için Noter tasdikli Tescil Belgesi. j.tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin Noter tasdikli Yetki Belgesi. k.tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin Noter tasdikli İmza Sirküsü. Belgeleri eksik ya da yanlış ibraz edenler ihaleye alınmayacak ve teklifte bulunmayacaktır. 6 - İhaleye Katılamayacak olanlar : a sayılı Devlet İhale Kanununun 6. maddesinde belirtilen kişiler, doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye katılamazlar. b - Belediyemizde kiracı iken sözleşmeye aykırı fiillerinden dolayı tahliye edilenler ile bunların eşleri ya da şirket ortakları doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye katılamazlar 7 - Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta ve uygun bedeli tesbit etmekte serbesttir. 8 - Müracaat Belgelerinin Verilmesi Müracaat belgeleri kapalı bir zarfa konularak; Encümen Başkanlığına sunulmak üzere, ihale günü saat ye kadar Belediye Yazı İşleri Müdürlüğüne verilecektir. 9 - İhale şartnamesi, mesai günlerinde mesai saatleri içerisinde Keçiören Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü İhale Servisinden 250 TL şartname bedeli karşılığında temin edilebilir. (Adresimiz : Güçlükaya Mah. Cumhuriyet Cad. Kalaba Kent Meydanı KEÇİÖREN/ANKARA) KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI Resmi İlanlar Basın ( BİNA İNŞAATI YAPTIRILACAKTIR ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Resmi İlanlar Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 75 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 11/06/2011 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Yapım İşlerinde Benzer İş Grupları Tebliğde yer alan Benzer İş Gruplarından (B) Grubu Üst Yapı (Bina) Grubu İşlerden III. Grup:Bina İşleri benzer iş olarak değerlendirilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisi veya Mimar 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İhale doküman bedeli Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğüne yatırılıp ihale dokümanı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünden alınacaktır. adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (Genel Evrak) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın (

9 KÜLTÜR-SANAT 6 Mayıs 2015 Çarşamba 9 KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com Bir Çorum Masalı: EŞE İLE PADİŞAHIN OĞLU (Sungurlu'nun Şekerpınar mahallesinde 1970 yılında bir masal derledik. Masalı, ev kadını olan 32 yaşlarında Güler Vural anlattı. Güler Vural masalı 15 yıl önce büyüklerinden dinlediğini söyledi. Masal şöyledir: Ülkenin birinde, vakti zamanında üç teyze kızı varmış. Bir de o ülkenin padişahının iyi yürekli, yiğit, güzel oğlu. Bu üç teyze kızı padişahının oğluna âşık olmuşlar. Üçü de padişahın oğlunun geçeceği yol üzerine otururlar ellerinde nakışlarla onun gelmesini beklerlermiş. Adları da Eşe, Fatma, Huri imiş bu kızların. Yalnız, Eşe içlerinde üveymiş. Neyse, bunlar otururlar ve, «Padişahın oğlu seni sevmiyor, beni seviyor» diye tartışırlarmış. Hiç birisi de birbirini çekemezmiş. Hele öbürleri Eşe'yi hiç çekemezlermiş. Bir gün kızlar yine yolun kenarında otururlarken padişahın oğlu yanlarından geçmiş. Aslında padişahın oğlu bunlardan birine aşıkmış. Bu yoldan bile bile geçermiş. Huri adlı kız : Benim adım benli Huri Benlerim var sürü sürü Yiğit oğlan doğru yürü Bunlar mı, ben mi güzelim, diye söylenmiş. Bunu duyan Fatma : Benim adım benli Fatma Benlerim var çatma çatma Yiğit oğlan hile katma Bunlar mı, ben mi güzelim, diye söylemiş. Bu kez Eşe dayanamamış sormuş padişahın oğluna: Benim adım benli Eşe Benlerim var köşe köşe Yiğit oğlan binler yaşa Bunlar mı ben mi güzelim. Oğlan bunlar: duyunca : Siz hepiniz yerin dibine batın. Eşe hepinizden güzel, demiş. Eşe'yi sevdiğini açıklamış. Ondan sonra her gün buluşmuşlar. Bir gün padişahın oğlu, feneri yakmış ve Eşe'nin odasına gitmiş. İkisi konuşurlarken uyuyakalmışlar. Sabahleyin onları öylece Fatma va Huri görmüş. Hemen annelerine haber vermişler. Üvey anne onların ikisini de zaptiyeye bastırmış ve padişaha da haber vermiş. Padişah, oğlunun halktan bir kızı sevmesine çok kızmış ve ikisini de zindana attırmış. Araya aracılar falan girmiş padişah yumuşamış, ikisini birer ata bindirmiş ve bir heybe de altın vermiş. Gözüm sizleri görmesin, başınızı alıp çekin gidin buralardan, demiş. Oğlan ve Eşe yola düşmüşler. Yolda oğlan Eşe'ye: Eşe'm seni Eşe'm seni Karlı dağlar aşam seni Kızlarınan çok konuştum Gelinlere koşam seni, Demiş. Bulundukları ülkeden çok uzaklaşmışlar. Ansızın önlerine Kırkharamîler çıkmış. Oğlanın elinden atı da, altını da ve Eşe'yi de alıp onu dağda yalnız bırakmışlar. Oğlan peşlerine düşmüş ama bulamamış. Aramadığı dağ, sormadığı kent kalmamış. Tam yedi yıl «Eşe'm, Eşe'm diye deli gibi gezmiş maniler söylemiş. Eşe'yi, Kırkharamiler kaçırınca Eşe yalvarmış : Ne olur bana dokunmayın, ben sizin bacınız olayım, sizler de benim ağabeyim olun, demiş. Kırkharamiler razı olmuşlar. Ve bir kentte hepsi de yerleşmiş. Onlara yedi yıl bacılık yapmış. Oğlan, bir gün dağda bir çeşme başına gelmiş. Yaşlı bir dede su içiyormuş. Ona güzel maniler söylemiş, derdini anlatmış. Ondan Eşe'sini sormuş. Meğerse bu yaşlı dede Hızır'mış : Yiğit benim ciğerimi parçaladın, gözünü yum ve benim sırtıma bin, demiş. Oğlan dedenin sırtına binmiş ve gözünü kapamış. Gözünü açtığı zaman kendini bir konağın önünde bulmuş. Başlamış maniler söylemeye. Konağın hizmetçisi hemen Eşe'ye haber ulaştırmış : Eşe abla, bir dilenci geldi, senin adını anarak mani okuyor, demiş. Eşe hemen anlamış bakmış ki sevgilisi gelmiş. Oğlanın saçı, sakalı, tırnağı uzamış, giysileri paramparça imiş. Eşe, oğlana: Yolcu isen git yolunca Urbalar kestir boyunca Kırk kardeşim var duyunca Öldürürler yiğit seni Eşe'nin bu sözlerine karşılık oğlan : Yolculuktur benim işim Yoluna koymuşum başım İster olsun yüz kardeşin Atmayınca gider miyim. diye cevap vermiş. Eşe'nin yüzü peçeyle örtülü imiş. Oğlan : At peçeni ak yüzünden Irma gözünü gözümden Gel öpeyim sağyüzünden Eşe diye diye geldim. Meğer Kırkharamilerin başı evde imiş. Konuşulanları duymuş. Dağda yedi yıl önce bıraktıkları oğlanın bu olduğunu anlamış ve iki sevgiliye de acımış. Onlara birer at ve bir heybe altın vermiş : Tanrı işinizi rast getirsin, demiş ve onları yollamış. İki sevgili yola koyulmuşlar. Oğlan : Ay mısın sen yıldız mısın Gece misin gündüz müsün Gelin misin hey kız mısın Sen bana ne demelisin demiş. Eşe : Ay değilim yıldızım ben Gece değil gündüzüm ben Gelin değilim kızım ben Sözlerinden utan oğlan demiş. Oğlan: Eline kına yakmalı Gözüne sürme çekmeli Öyleyse gelin etmeli Seni bana güzel Eşe demiş. Kız da cevap vermiş : Elim Allahtan kınalı Gözüm kudretten sürmeli Hak beni sana vermeli Sözllerinden utan oğlan. Böyle söyleşe söyleşe oğlanın babasının ülkesine gelmişler. Padişah da aradan geçen bunca zamanda oğlunu çok özlemiş ve yaptığına çok pişman olmuş. Hatta onların öldüğünü sanıyormuş. Oğlunu ve gelinini karşısında görünce çok sevinmiş. Oğlu ve gelinine kırk gün kırk gece düğün yaptırmış. Böylece oğlan ve Eşe muratlarına ermişler. İran sinemasında başarının sırrı kültürel devamlılık Sinema eleştirmeni ve yazar İhsan Kabil, İran sinemasının çeşitli yönleriyle örnek alınabilecek nitelikler taşıdığını belirterek, bu başarıda kültürel devamlılığın belirleyici olduğunu söyledi. TAHRAN - 33'üncü Uluslararası Fecr Film Festivali'nin konuğu olarak Tahran'a gelen Kabil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ev sahibi ülke İran'ın sinema alanında kendini ispatladığını ve özgün bir estetik dile ulaştığını dile getirerek, bunun kültürel devamlılığın getirdiği bir başarı olduğunu kaydetti. İran'ın İslamiyet öncesi dönem, uzun bir İslamiyet dönemi ve daha sonra Türkiye'de olduğu gibi modernleşme ve Batılılaşma süreçlerini yaşadığına işaret eden Kabil, "Daha sonra da İslam devrimi. Ama burada kültürel devamlılık söz konusu. Aynı alfabeyi kullanıyorlar. Kendi şiirleri, edebiyatları, resimde, minyatürde olsun, musiki, tiyatro şeklinde karşımıza çıkmakta. Bunların hepsi mündemiç İran sinemasında. İran sineması imgelem dünyasına baktığımızda bunların izlerini görüyoruz. İran sinemacıları da bu kültürü özümsemiş ve kendilerine yedirmiş, giydirmiş durumda. Hepsi birer entelektüel pozisyonunda" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de ise genel olarak sanat ve kültür, özelde ise sinema alanında bir kesinti yaşandığına işaret eden Kabil, "Bizde bu açıklar yavaş yavaş kapatılıyor. Bizler Tanzimattan bu yana kültürel kırılmalardan geçmişiz. Cumhuriyette çok keskin bir şekilde çok değişiklikler yapmışız. Geriyi adeta bir kenara koymuşuz, ihmal etmişiz, zaman zaman reddiye düzeyine gelmiş bunlar. Ama bu günlerde bu köprüler yeniden kurulmakta, yeniden o kültürel zenginlik, kökler bir şekilde keşfedilmekte. Ve onlardan beslendikçe zannediyorum ki biz de bu yeni dili daha doğru bir şekilde ifade edebileceğiz" şeklinde konuştu. Uzun zamandır İran sinemasını yakından takip eden Kabil, "İran sineması daha sanat ağırlıklı, ama toplumsal olandan da bireysel olandan da asla taviz vermiyor, ikisini çok güzel bir şekilde harmanlıyor, dozajı çok güzel ayarlıyor. Dünya sinemasının, İslam sinemasının biraz örnek alabileceği veya analiz edebileceği yön bu olmalı diye düşünüyorum" dedi. Kabil, İran sinemasının bu yönleri ile İslam dünyası içerisinde önemli bir örnek teşkil ettiğini belirterek şöyle devam etti: "Daha ağırbaşlı, olgun ve az oyuncuyla gelişen, bu yönüyle zaten Fransız yeni dalga sinemasına daha yakın duran, oradan da karakterin iç dünyasına yaklaştığımız, insanın hüzünlerini, kırılganlıklarını, acılarını, geleceğe dair düşüncelerini ve ufak coşkularını da işleyen çok dozunda bir sinema." Türkiye ve İran filmleri arasında zaman zaman benzerlikler olduğu görüşünü kabul eden Kabil, "Neticede kültürler birbirine yakın, bu beslenme de kaçınılmaz. Belki İranlı bazı yönetmenler de Türk sinemasının bazı örneklerinden etkilenmiş olabilirler. Bunda yadırganacak bir durum yok diye düşünüyorum. Çünkü sanat da bir yerde ortak bir dildir ve insanların etkileşim içinde bulunduğu bir ortamdır. Bu bir zenginliktir. Bizim ortak hissiyatımız var, hayata, dünyaya ve hatta dünya sonrasına ortak bakışımız var. Dolayısıyla o ortak tasavvur, o ortak muhayyile sanat ürünlerinde de bir şekilde tezahür ediyor olabilir" diye konuştu. Konuk olarak katıldığı Fecr Film Festivali'nde bu yıl bir ilk gerçekleştirildiğini hatırlatan Kabil, festivali şu sözlerle değerlendirdi: "Fecr Film Festivali bu yıldan itibaren bölge sinemalarına ağırlık verecek gibi görünüyor. Orta Asya, Ortadoğu, Uzak Asya, Kafkaslar, Balkanlar gibi. Bu yıl ilkini gerçekleştirdiği bu bölüm için Türkiye'yi seçti. Türkiye'nin de yükselen bir yıldızı var, yılda ortalama yüz civarında film çekiliyor. Dolayısıyla bu görmezden gelinemez. İran'ın da bu yükselişten dolayı ilk olarak Türkiye ile başlamak istediğini düşünüyorum." Festivalin, iki ülke arasındaki kültürel temas ve yakınlaşma açısından önemli bir fırsat sunduğunu vurgulayan Kabil, "Çok sayıda sinemacı davet edildi, yönetmenler, yapımcılar, akademisyenler yazarlar. İki ülke akademisyenleri ve yönetmenleri ortak paneller düzenleyerek İran ve Türkiye sinemasını enine boyuna tartışma fırsatı buldu. Bu önemli bir şey, Yakınlaşmamız lazım. Kültürel yakınlık, ekonomik veya siyasi yakınlık kadar hatta onlardan daha önemli diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. TRT Radyo Köyü açıldı İSTANBUL - TRT'nin 6 Mayıs Radyo Günleri kapsamında Beşiktaş İskele Meydanı'nda hazırladığı Radyo Köyü, TRT Genel Müdürü Şenol Göka'nın katılımıyla açıldı. TRT Genel Müdürü Göka, Radyo Köyü açılışından önce davetlilere ve vatandaşlara yaptığı konuşmada, TRT Radyo Günleri'nin fikir aşamasını ve bu günlere geliş sürecini anlattı. Türkiye'de radyoculuğun geçmişinden bahseden Göka, "Radyo bir sestir, nefestir. O sesle dünya tek nefestir. Buna inanan insanlar olarak görmeden sevmenin ve sevilmenin kahramanları olarak, önemli bir ekolü de yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla o görünmeden sizlere yayın yapmaya çalışan ve sizin dost bildiğiniz arkadaşlar etkinlik süresince karşınızda olacak. Görünecekler. Radyocular görünmekte biraz nazlıdırlar. Kendilerini çok ortaya atmazlar, siz onları görmeye gayret ederseniz daha iyi olur" dedi. Göka, halkla radyocuları bir araya getirmek için bir çadır oluşturduklarını dile getirerek, vatandaşların radyoculuk hakkında merak ettiklerini bu çadırda bulacaklarını söyledi. İnsanların radyodan ayrılmamalarını, sürekli dinlemelerini temenni eden Göka, özel radyo yayını yapanların da etkinlikte yer alacağını kaydetti. Şenol Göka ardından etkinlik için oluşturulan cam stüdyoya geçerek, canlı yayında radyoculuk geçmişi hakkında soruları yanıtladı. Türkiye'de radyo yayıncılığının 88. yılı kapsamında düzenlenen organizasyonda Beşiktaş ve Kadıköy'de kurulan cam stüdyolardan yayınlar yapılacak. Çarşamba gününe kadar devam edecek Radyo Günleri'nde eğitimler, radyo tiyatrosu, karaoke, kendi programını kendin yap, "Önce Radyo Vardı" fotoğraf sergisi gibi etkinlikler yer alacak. Açılış öncesinde TRT İzmir Radyo'su çalışanları halka kısa bir konser verdi. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER GÜNÜMÜZ ŞİİRİ VE ŞAİRLERİ HAKKINDA ELEŞTİRİLER Şiirin her devirde tartışma yaratan bir sanat dalı olması, bir anlamda, onun cazibesinden ileri gelir. Friedrich Hegel in, Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı şiir sanatıdır. söyleminin altında yatan gerçek de, bu olmalı herhalde. Geçenlerde bir şair, Hocam, şiir sanat için midir, yoksa toplum için mi? diye sorunca, bu meselenin hâlâ hallolmamış olduğunu gördüm. Cevap vermeden önce, sizce hangisi? dediğimde, Valla, şiiri ben, kendim için yazıyorum; hangi şair şiirini, sanatı ve toplumu düşünerek yazmış ki? sözlerine karşılık, bir anlamda haklısın; ama kendin için yazdığını paylaştığın zaman, şiir toplumun hizmetine girmiyor mu, yazdığının güzel olması için sanat yapmıyor musun, sonuçta yazdığın şiir, bir sanat eseri olmuyor mu? dedim. Haklısınız oluyor ve ben bunu hiç düşünmemiştim cevabına sonra, T. S. Eliot ın, şu sözlerini hatırlattım, o şair arkadaşa: Hiçbir ozanın, hiçbir sanatçının tek başına tam bir anlamı yoktur. Onun anlamı, değerlendirilmesi, ölmüş ozan ve sanatçılarla olan bağının değerlendirilmesidir. Şiir yazıyoruz ama niye yazdığımızı ve nasıl güzel mısralara ulaşacağımızı, pek düşünmüyoruz gibi geliyor bana. Günümüzde, bazı şairlerin aklını sırf meşhur olmak konusuna taktığını görüyorum. Oysaki bu arkadaşlarımız şunu iyi bilmelilerdir ki, yazdıkları şiir, her yönüyle güzel olduktan sonra, o ün, onları mutlaka bulacaktır. Bu konuda Selahattin Eyüboğlu, Şöhret, sanatın samimi gayesi ve mükâfatıdır. der; ancak, okumadan, geleneği ve şiir tekniklerini bilmeden, yazacaklarımızda, hem duygu hem de mana noktasında, neyi nasıl anlatacağımızı düşünmeden, bu yolda muvaffakiyet elde edileceğimiz hayali pek inandırıcı gelmiyor bana. Valery in, şiir ve sanat eseri konusunda söylediklerini, mantık süzgecinden geçirip kabullerimiz ölçüsünde kendimize bir yol çizmemiz gerektiğine inanıyorum: Gerçek şiirin, asıl sanat eserinin kendi varlığından başka bir amacı yoktur. Şiir, kendisiyle başlar, kendisiyle biter. Bütün soyluluğu da buradan gelir. Günümüz şairlerinin çoğu, şiiri sadece duygudan ibaret zannediyor ve yanılıyorlar. Şiirde bir biçim kaygısı olamadan, söyleyişte bir incelik bulunmadan, duygu ve mananın çatısı altında teknikleri birleşmeden, şiirin sadece ilhamla ortaya çıkabileceğini iddia etmek, gerçek şiirden ne kadar uzaklaştığımızın göstergesidir. Bugünkü şairlerin içine düştüğü durum, işte budur. Kelimelerin şiirdeki yeri ve önemini anlamazsak, Türkçenin güzelliğini yazdığımız şiirlerde duyuramazsak, işimiz gerçekten de çok zordur. Bu sözlerimle yanlış anlaşılmak istemem; şiire bu konuda vakıf olmayanların şiir yazmaması değildir demek istediğim, sadece, şairliğin ne kadar zor bir iş olduğunun anlaşılması adına, bunların bilinmesi gerektiğini söylüyorum. Melih Cevdet Anday ın- ki bu şairimiz O. Veli yle beraber serbest şiirin ve Garip akımının başlatıcısıdır- söylediği şu sözlere, aslında bütün şair ve müteşairlerin, kulak vermesi lazım: duygular, düşünceler sözcükleri değil; sözcükler duygularımı, düşüncelerimi yönetiyor. Ressam Degas ın: Çok güzel duygularım var, ama şiirde başarıya eremiyorum. Neden? diye sorması üzerine Mallarme, çok ünlüdür, Dostum demiş, Şiir sözcüklerle yazılır. Herkesin duyguları, düşünceleri var, yetseydi herkes şair olurdu. Anlaşılamayan budur. İçinden geldiği için mimar ya da mühendis olmaya kalkanı görmüyoruz. Demek sanatların en kolayı şiir ki, duygulara, düşüncelere dayanılarak şair olunabileceğine inanılıyor. Haşim in, O Belde şiirinde geçen, Melâli anlamayan nesle aşina değiliz mısraındaki gizli gerçeği göremeyenlerin, gerçek şiire ulaşabileceklerine inanmıyorum. Şiir sanatını anlayabilmek için, bu konu hakkında kafa yormuş şairlerin poetikalarını, sorgulayıcı bir üslupla okumanın şiirimize ve şiire bakış açımıza katacağı o kadar çok şey var ki Şu inadımızdan vazgeçip de bir okumaya başlasak, şiirin ne kadar ciddi bir iş olduğunu anlayacağız. Şiiri gereksiz yere uzatanların, Fazıl Hüsnü Dağlarca nın, En az sözcükle yazılmalıdır şiir tanımından haberleri yok herhalde. Gelenek noktasında, büyük şiire ulaşmış şairlerin şiirlerinden ders almayanların, Cemal Süreyya nın deyimiyle, şiirin, şiirle öğrenileceğini bilmeyenlerin, kendilerini tatminden öte yol alamayacaklarını düşünüyorum. İnsanın kendini kandırması kolaydır, dinletilerde ve şiir çevrelerinde aldığımız alkışlar bizleri yanıltmasın; çünkü yanlışlarımızdan dönmezsek ve kendimize ait bir şiir dili oluşturamazsak, bu şair bolluğu içinde, özgün niteliklerimizi ortaya koyamazsak, sonuç hiç de tahmin ettiğimiz gibi olmayacaktır. Zaman kaybetmeden, Şimdi ne güzel yeni baştan- Yürümeye ve sevmeye başlamak diyen Melih Cevdet gibi, şiirimiz adına okumaya, araştırmaya, başta kendi şiirimizi ve sonra evrensel şiiri öğrenmeye başlamamız lazım. Şiirimizi ilimle, teknikle ve bilgiyle yoğurmazsak; ilimsiz şiir, harcı ve hesabı olmayan duvar gibidir diyen Fuzuli, bu sözünde haklı çıkacak ve şiirimizi sağlam temeller üzerine oturtmadığımız sürece, zaman, emek ve uğruna birçok şeyimizi harcadığımız şiirlerimiz kağıttan duvarlar gibi sanatın acımasız eleştirisi ve zamanın yıpratıcılığı karşısında, yıkılıp gidecektir. Bu konuda ciddi düşünenlerin, Ziya Osman Saba nın, Geç Kaldık adlı şiirindeki gibi, şiirleri adına geç kalmaktan dolayı hayıflanmamalarını diliyorum. Geç kaldık, Yârâb, geç kaldık!.. Şu hayât işte, gök, dallar, gün, Bizi sardı, Yârâb, geç kaldık Bırakıp fazlasını ömrün Koşup sükununa ermeğe, Koşup sana hesap vermeğe Geç kaldık, Yârâb, geç kaldık... GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Ayrılık bir kâbustur görünür hançer gibi, Şükrü her dem soludum kendimden geçer gibi. Bir tarafta dünya var, diğer tarafta mahşer İçim çok şükür rahat huzuru içer gibi.

10 10 6 Mayıs 2015 Çarşamba SAĞLIK Prof. Dr. İlhan: Kanserin sonu kök hücre tedavisiyle gelecek Kök Hücre Vakfı Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, ''mucizevi bir tedavi'' olarak adlandırılabilecek kök hücre sayesinde kanserin kökünün tamamen kazınabileceğini belirterek, "Özellikle lösemi, lenfoma ve kemik iliği gibi kanser türleri tedavi edilemeyen hastalık olmaktan çıkacak" dedi. KAYSERİ - İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkati çekti. Dünyada yaşlı nüfusla beraber kanser hastalarının sayısının da arttığını, 2030 yılında dünyada en çok ölümün kalp damar hastalıklarından değil, kanserden olacağı yönünde öngörüler bulunduğunu aktaran İlhan, Türkiye'de de 2023 yılına kadar 20 bin yeni lösemi, lenfoma ve kemik iliği kanser hastası olacağı tahminini anımsattı. Kanser hastalarının, uzun ve maliyetli bir tedavi sürecine tabi tutulduğunu dile getiren İlhan, ilaç, kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerinin yüzde 100 sonuç vermediğini, bilim adamlarının yıllardır yeni yöntemler üzerinde araştırma yaptığını belirtti. Bu alandaki en önemli araştırmaları, kök hücre tedavisi ve kök hücreden ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAŞKANLIĞI EGO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ULAŞIM DAİRESİ BAŞKANLIĞI Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlan içerisinde 2015/05 sayılı UKOME kararı ile sayısı artırılan"c" plakanın 2015/16 sayılı UKOME kararı doğrultusunda 38 adet plakanın dağıtımının yapılması ihalesi. 1. İdarenin: a) Adresi: Hipodrom Caddesi No:5 Yenimahalle / ANKARA b) Telefon numarası: (312) Faks numarası: (312) c) Elektronik Posta Adresi: ukome@ankara.bel.tr. ukome@ego.gov.tr ve ulasim@ego.gov.tr 2. İhale Konusu: "Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde 38 adet ticari "C Plaka" dağıtılması İhalesi". 3. İhalenin; İhale için Müracaat Süresi: saat 09.00'da başlar, saat 17.00'de biter. İhale İçin Müracaat Yeri :EGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Dairesi Başkanlığı Emniyet Mah. Hipodrom Cad. No:5 A Blok 1. Kat Yenimahalle/Ankara İhaleye Katılım Hakkı Elde Edemeyenlerin İlan Tarihi: günü Saat: İhale için geçici teminat yatırma süresi: günü Saat: ile günü Saat arası İhale İçin Teklif Verme Zamanı: Saat arası İhale Tarihi: günü Saat:13.30 İhalenin Yapılacağı Yer: ASKİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu Kazım Karabekir Caddesi No:70 Altındağ/ANKARA 4. İhaleye Katılabilmek İçin Gerekli Belgeler: a) Gerçek Kişiler İçin: 1- Muhtarlıklardan veya Nüfus İdarelerinden alınmış "Nüfus Cüzdanı Sureti" aslı, 2- Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları İçerisinde ikamet ettiğini belirtir "Yerleşim Yeri ve Diğer Adres Belgesi" aslı, 3- " Sürücü Belgesi"nin Noter veya İdarece "Aslı Gibidir" onaylı fotokopi veya sureti. 4- Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 12/c Maddesi'nin son paragrafında tarif edilen suçlardan sabıkalı olmadığını belirtir "Adlî Sicil Kayıt Belgesi" aslı, 5- UKOME Karar Tarihi olan 15/04/2015 gün ve 2015/16 sayılı karardan önce şoför esnaflığını seçmiş olduğunu ve fiili olarak İcra ettiğini belirtir "Oda Kayıt Belgesi" aslı, 6-15/04/2015 tarihinden önce yolcu taşımacılığı işi İle iştigal ettiğini belirtir, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğince son altı ay içinde düzenlenmiş, "Esnaf ve Sanatkar Sicil Tasdiknamesi" aslı, 7- Başvuru Dilekçesi ekinde telli naylon dosya içinde yukarıda sayılan belgeler bulundurulur. b) Tüzel Kişiler İçin: 1-15/04/2015 tarihinden önce şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunduğunu ve bu faaliyeti sürdürdüğünü belirten "Ankara Ticaret Odası Faaliyet Belgesi" aslı, 2-15/04/2015 tarihinden önce kaydının bulunduğunu gösteren ve son altı ay içinde alınmış "Ticaret Sicil Tasdiknamesi" aslı/'veya Noter tasdikli sureti. 3- Şirketin adresinin Ankara Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde olduğunu ve yolcu taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini belgelendiren "Şirket Ana Sözleşmesi" veya "Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi" onaylı sureti veya "Ticaret Odası İkametgah Belgesi" aslı, 4- Şirketin imza sirküleri ve "Vergi Levhası" fotokopisi. -Şirket Ortakları veya temsilde yetkilinin; 5- Nüfus Müdürlüklerinden veya Muhtarlıklardan alınmış "Nüfus Cüzdan Sureti" aslı, 6- Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde ikamet ettiğini gösteren Nüfus İdaresinden alınmış "Yerleşim Yeri ve Diğer Adres Belgesi" aslı, 7- Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 12/c Maddesi'nin son paragrafında tarif edilen suçlardan sabıka kaydının bulunmadığını gösteren "Adli Sicil Kayıt Belgesi" aslı, 8- Başvuru Dilekçesi ekinde telli naylon dosya içinde yukarıda sayılan belgeler bulundurulur. 5. İhale Kuralları: 1. İhale "Kapalı Teklif Usulü" ile yapılacaktır. 2. İhale için "C Plaka" serbest piyasa bedeli ,00-TL (Altıyüzonbinlira), ihaleye çıkış bedeli (KDV hariç) TL (Dörtyüzseksensekizbinlira) olarak belirlenmiştir. 3. Belgelerin incelenmesinden sonra ihaleye katılma hakkını elde edemeyip ihaleye katılamayacak olanlar belirlenerek hazırlanan liste Saat 14.00'den itibaren günü saat 13.30'a kadar EGO Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde ve ilan panolarında duyurulacaktır. 4. Belgelerin incelenmesinden sonra ihaleye katılma hakkı elde edenler ihaleye çıkış bedelinin 1/5 ini (97.600,00-TL) EGO Muhasebe Başveznesine yatırdıktan sonra tahsilat makbuzu ve imzalı teklif mektubu bir zarfa konularak, ihalenin yapılacağı Çarşamba günü saat: ile arasında ihale yerinde Ulaşım Koordinasyon Merkezine teslim edilecektir. 5. İhaleye katılma şartlarını sağlayanların teklif zarfları kendisi veya noter kanalıyla vekil olarak tayin edilmiş bir kişi tarafından elden verilecektir. 6. "Kapalı Teklif Zarfları" İhalenin yapılacağı günü saat 13.30'da UKOME Genel Kurulu ve Noter huzurunda açılarak ve en yüksek bedel üzerinden sıralama yapılacaktır. 7. İhaleye katılanlar arasında en düşük teklifi verenlerin birden fazla olması durumunda 38 kişinin belirlenmesi amacıyla eşit ücret teklif edenler arasında Noter huzurunda kura çekilecektir. 8. İhale sonucunda "C Plaka" alma hakkını elde edenler EGO Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde ve ilan panolarında ayrıca duyurulacaktır. 9. "C Plaka" alma hakkını elde edenler, EGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Dairesi Başkanlığınca Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne bildirilecektir. 10. "C Plakası" almaya hak kazananların teklif zarflarında yer alan bedellerinin tamamı ile Katma Değer ve damga Vergi bedeli; ihale sonucunun açıklanmasını takiben 90 gün içerisinde, EGO Genel Müdürlüğü Muhasebe Baş Veznesine yatırılacaktır. Söz konusu bedellerin, 90 gün içinde tamamının yatırılmaması durumunda daha önce yatırılmış olan 1/5 teminatın iade edilmeyerek "C" plaka alma hakkı iptal edilecektir. 11. İhaleyi kazanamayanların teminatları iade edilecektir. 12. İhale bedeli ve vergiler, EGO Muhasebe Başveznesine yatırıldıktan ve buna ilişkin alınan tahsilat makbuzu EGO Genel Müdürlüğü Ulaşım Dairesi Başkanlığına teslim edildikten sonra 10 gün İçinde EGO Ulaşım Dairesi Başkanlığınca 'Ticari Taşıt Tahsis Belgesi" düzenlenecektir. 13. "Ticari Taşıt Tahsis Belgesi" alımını takiben 90 gün İçerisinde "C Plaka" ile ilgili yapılması gereken bütün tescil işlemlerinin; Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü İl Trafik Tescil Şubelerinde yapılması zorunludur. Bu süre içerisinde "C Plakası" ile ilgili gerekli tescil işlemlerini yaptırmayıp, plakayı araca tescil ettirmeyenlerin "C Plaka" alma hakları iptal edilerek ve yatırılmış olan ihale bedeli kişiye iade edilmeyecektir. 14. İhale sonucu "C Plakalı" Araç sahibi olan kişinin beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunun yetkililerce tespit edilmesi halinde aldığı "C Plaka"sı UKOME Genel Kurulunca iptal edilerek, ayrıca yalan beyanına ilişkin işlem yapılmak üzere adli mercilere bildirilecektir. Resmi İlanlar Basın ( yapılacak ''kişiye özel'' aşıların oluşturduğunu vurgulayan İlhan, şu bilgileri verdi: "Hastanın kardeşinden veya diğer birinci derece yakınlarından kök hücre alarak kanseri tedavi edeceğiz. Radyoterapi ve kemoterapi tedavisi uyguladıktan sonra kök hücreden ürettiğimiz aşıyı yapacağız. 'Mucizevi bir tedavi' olarak adlandırabileceğimiz kök hücre sayesinde kanserin kökünü tamamen kazıyacağımızı düşünüyoruz. Özellikle lösemi, lenfoma ve kemik iliği gibi kanser türleri, tedavi edilemeyen hastalık olmaktan çıkacak. Şu anda kanser türlerine baktığımızda en ölümcül kanserler, lösemi, lenfoma ve kemik iliği kanserleridir. Özellikle bu kanser türlerine yönelik tedavi çalışmaları ağırlık kazanıyor. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa'nın ve dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde bilim adamları kanserin kökünü tamamen kazımak için çalışıyor." Kök hücre tedavisi konusunda dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle yarışan Türkiye'nin, Avrupa'da kök hücre nakli sayısı bakımından üçüncü, kalite bakımından da ilk sıralarda yer aldığını dile getiren İlhan, 2014 yılında yaklaşık 350'si yabancı olmak üzere 3 bin 340 hastaya nakil yapıldığını söyledi. Prof. Dr. Osman İlhan, dünyanın birçok ülkesinden gelen hastaya, Türkiye'de kök hücre nakli yaptıklarını belirterek, "Paris'te, Londra'da, New York'ta yapılan tedavinin aynısını hatta zaman zaman daha kalitelisini Türkiye'de yapıyoruz. Dolayısıyla, Hawaii'den bile gelen hastalarımız var. Türkiye'de bu tedavinin hem ucuz hem de kaliteli olması dolayısıyla yabancı hastalar bizi tercih ediyor. Kök hücre tedavisindeki başarı oranımız yüzde 80'lerde. Avrupa'nın en gelişmiş nakil merkezlerinde de bu oran yüzde 80'lerde. Kalite olarak dünyayla yarışıyoruz" diye konuştu. Kök hücre tedavisinin, sadece kan hastalıklarında değil, aynı zamanda karaciğer, kalp, beyin gibi hastalıkların tedavisinde de çok etkili olduğunu belirten İlhan, kök hücre sayesinde eskiyen organın tamiri yapabileceklerini kaydetti. Prof. Dr. İlhan, "İlerleyen yıllarda kişi sağlıklıyken kandan kök hücresini alacağız. Bu sağlıklı hücreleri dondurarak 10 yılda bir tekrar kişiye vererek yaşlanmayı geciktirebileceğiz" ifadesini kullandı. T.C.POSTA VE TELGRAF TEŞKİLATI A.Ş. SATINALMA DAİRE BAŞKANLIĞI Microsoft Premier Stnd235 Destek Paketi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası:2015/ İdarenin a) Adresi:Sehit Teğmen Kalmaz Caddesi No:2 F Blok Kat: Ulus ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası: c) Elektronik Posta Adresi:ihale@ptt.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı :1 adet Microsoft Premier Stnd235 Destek Paketi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer:ptt A.Ş. Bilgi Teknolojileri Altyapı Daire Başkanlığı Ulus / ANKARA c) Süresi :İşe başlama tarihinden itibaren 5(Beş) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Satınalma Daire Başkanlığı Şehit Teğmen Kalmaz Caddesi No:2 F Blok Kat: Ulus/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ait belgeler ve kapasite raporu: İstekliler, üretici firmadan alınacak, Microsoft Premier Stnd235 Destel Paketi satmaya yetkili olduğuna dair yetki belgesini teklifleri ile birlikte vereceklerdir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası)karşılığı Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Satınalma Daire Başkanlığı Yatırım Malzemeleri Şube Müdürlüğü Şehit Teğmen Kalmaz Caddesi No:2 F Blok Kat: Ulus/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Satınalma Daire Başkanlığı Şehit Teğmen Kalmaz Caddesi No:2 F Blok Kat: Ulus/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Resmi İlanlar Basın (

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Doğanın mevsimlik işçisi karıncalar ın zorlu yolculuğu Isparta'da iğne uçlu sedir ağaçlarına zarar veren böceklerle biyolojik mücadelede kullanılan yüz binlerce kırmızı karınca, doğal yaşam alanlarından güneşin ilk ışıklarıyla alınarak araçlarla kilometrelerce uzaktaki başka ormanlık alanlarına naklediliyor. Orman yangınlarıyla mücadele için 45 hava aracı göreve hazır MUĞLA - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bu yıl orman yangınlarıyla mücadele kapsamında, ülke genelinde 45 hava aracının çalışmalara başladığını bildirdi. Eroğlu, Gökova Körfezi kıyısındaki Sakar mevkisinde, Muğla Valisi Amir Çiçek, Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez ve ormancılarla zeytin ağaçlarını aşıladı, bazı ağaçları budadı. Türkiye ve Muğla'da zeytin ağaçlarının varlığını artırmak için çalışma yürüttüklerini belirten Eroğlu, 2023 hedeflerinin, ülke yüzölçümünün yüzde 30'unu ormanlarla kaplamak olduğunu kaydetti. Aşıladıkları fidanları bölge halkına emanet edeceklerini vurgulayan Eroğlu, vatandaşların ormanları sahiplenmesinin önemine işaret etti. Veysel Eroğlu, Bakanlığın tüm birimleriyle yangın sezonuna hazır olduklarını belirterek, "Yangın uçaklarımız ve helikopterlerimiz eğitimli personellerimizle sezona hazır. Dünyada ilk defa bizde kameralı takip sistemi var. Herhangi bir ISPARTA - Isparta Orman Müdürlüğü ekipleri, iğne uçlu sedir ağaçlarına zarar veren böceklerle mücadele amacıyla kullanılan kırmızı karıncaları ormanlık alanlara taşımak için doğal yaşam alanları olan Senirket ilçesindeki bin 600 rakımlı Kapıdağı'na ulaşmak üzere güneş doğmadan yola çıkıyor. Ekipler, karıncaların yuvalarından çıkmadan taşınmasını sağlamak amacıyla zorlu arazi şartları altında önceden tespit edilen yerlere ulaşıyor. Taşıyacakları bölgede koloninin devamı için kraliçe karıncalara ihtiyaç duyan ekipler, amaçlarına bazen saatler süren çabanın ardından ulaşabiliyor. Kraliçe karıncayı bulmak için yuvanın merkezini oluşturan kütüğü kırmak zorunda kalan ekipler, avuçladıkları toprağı koydukları tahta üzerinde binlerce karınca arasından büyüklüğü ve rengiyle diğerlerinden ayrılan kraliçe karıncaları tespit ediyor. Yeteri kadar alınan kraliçelerin, içinde yüz binlerce karınca bulunan kasalara konulmasının ardından ekipler, karıncaları yeni yaşam alanlarına taşımak için tekrar yola çıkıyor. Isparta'nın en doğusunda bulunan Şarkikaraağaç ilçesi Çarıksaray beldesi mevkisinde bulunan bin 600 rakımlı dağlara yüzlerce kilometre yol gittikten sonra ulaşabilen ekipler, karıncaları her yuvada bir kraliçe bulunmak üzere birden çok yuvaya paylaştırıyor. Ekipler, taşıdıkları yerde oluşturulan yuvalara, yabani hayvanlara karşı diken ve kafeslerle koruma altına aldıktan sonra karıncalar geldikleri bölgeyi keşfedene kadar besin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şeker bırakıyor. Isparta Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlıları ile Mücadele Şube Müdürü Nevzat Sicimli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müdürlük olarak biyolojik mücadeleyi önemsediklerini, bu şekilde zararlılarla mücadelenin doğayla en uygun şekilde gerçekleştirildiğini söyledi. Biyolojik mücadelede kullanılan yöntemlerden birinin "formica rufa" denilen kırmızı orman karıncaları olduğunu ifade eden Sicimli, bu türün salgıladığı formik asitle ağaçlara zarar veren birçok canlıyı bölgede yangın çıktığı zaman 360 derece dönen kameralarımız dumanı alarak takibe başlıyor. Buradan da en yakın işletmeye alarm veriyor ve ekiplerimiz derhal müdahale için çalışmaya başlıyor" diye konuştu. Yürüttükleri çalışmalar ve yangına müdahalede kullanılan ekipmanlarla yangına müdahale süresini kısalttıklarını anlatan Eroğlu, eskiden ancak 45 dakikada yangın mahalline gidilirken, bu süreyi Muğla'da 15 dakikaya kadar indirdiklerini bildirdi. Bu süreyi daha da aşağıya çekmeye BUL- MACA Soldan sağa: 1. Futbolda savunucu. Kayıp, zayi. 2. İstanbul ilinin bir ilçesi. Parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan bitki. 3. Bağırsaklar. Sahip, ıs, malik. 4. Evrensel alıcı kan grubu. Şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen bölüm. 5. Gümüş. Nitelik. 6. Deniz suyunda bulunur. Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri. 7. Alacak, borç. Arapçada su. 8. Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad. Serbest bırakma. 9. Yüz, çehre. Kayınbirader. 10. Kül gibi toz durumunda olan şeyleri karıştırmak. 11. Ruh. Düz yazı. 12. Yumurtanın bir bölümü. İtalya nın eski para birimi. 13. Bir tür sağlam, yumuşak dana ya da öküz derisi. Jamaika nın plaka işareti. 14. Biriyle dalga geçme, eğlenme. Bir doğa olayı. 15. Argoda çok sarhoş. Kurt, köpek gibi hayvanlar için, ısırma, dişleme. 16. Denizlerin çekilmesiyle oluşmuş yurtlanmaya elverişli bölge. 17. Bozma, bozukluk. Bir kümes hayvanı. 18. Kemiklerin toparlak ucu. Elma, armut gibi meyvelerin kurutulmuşu. Uğursuzluk. 19. Yumruları toprak altında olan bir sebze. Olumsuzluk anlatan önek. 20. Mukavele, sözleşme. Karşıtlık. Yukarıdan aşağıya: 1. Baryumun simgesi. Hamız. Göçüşme, yer değiştirme. Artvin ilinin bir ilçesi. 2. Yazın, literatür. Danışıklı dövüş. Uygun bulmak, tasvip etmek. 3. Şamanlarda din adamı. Kısa ökçeli, bağsız ayakkabı. Mikroskop camı. Boru sesi. 4. Kaba bir seslenme sözü. Dinlence. Parlak kırmızı renkte değerli bir taş. Namazın bölümlerinden her biri. 5.Şaşma anlatan ünlem. Bir renk. Nesnenin kendisi. Değişiklik. 6. Taneleri siyah renkte ve iri olan, çekirdekli bir üzüm türü. Operasyon. Engel, mani. 7. Dalkavuk. Sabah yeli. Arnavutluk un para birimi. Tavlada bir sayı. 8. Muhteva. Tanrının adını art arda söyleme. Eğreti yapı. 9. İlgi eki. Rus Kazaklarda başkan. Bir devletin yönetim biçimi. Sinir uçlarının ağrılı iltihabı. 10. Riyaziye. Plan. Donuk renkli. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu bayıltarak yediğini vurguladı. Karıncaların ağaçların en uç dallarına ulaşabilmesinin biyolojik mücadeleyi etkin hale getirdiğine dikkati çeken Sicimli, şöyle devam etti: "Bu karıncalar, orman ekosistemine çok faydalı bir türdür. Özellikle ormanlarımızdaki kabuk böcekleri, yaprak arıları, yaprak kelebekleri, yaprak bitleri gibi zararlılara karşı. Karıncalar ormana zarar veren bu böceklerin hepsini yemek suretiyle doğal olarak biyolojik bir mücadele yapmış oluyor. Bu nedenle bu karıncalara ekosistemin doğal dengenin koruyucusu diyebiliriz." çalıştıklarını belirten Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orman yangınları ile mücadele için Türkiye genelinde 45 hava aracımız çalışmalara başladı. Muğla'da konuşlanan helikopterimiz de başladı. Bakanlığımız tüm ekipleri ile şuanda teyakkuz halinde. Yangın Hareket Merkezimizde her bir bölgemiz gözetim altında. Ormanları korumak ve yaşatmak bizim görevimiz. Çünkü bu ormanlar bizim akciğerlerimiz." Muğla'nın orman yangınlarında hassas bir bölge olduğuna değinen Eroğlu, kentte ekiplerin geçen yıl canla başla mücadele ederek, çok büyük orman yangınlarında başarı gösterdiklerini dile getirdi. Eroğlu, havaların ısınmasıyla vatandaşların orman yangınları konusunda daha dikkatli olmasını, duman gördükleri takdirde ücretsiz Alo 177 orman yangın ihbar hattını aramalarını istedi. Programın ardından yangın söndürme helikopteri gösteri uçuşu yaptı. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 11 6 Mayıs 2015 Çarşamba TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com GAVUR PROJESİNDE UYGULAMA MEMURU OLMAK Devlet demek, kendi coğrafî ve siyasî sınırları içinde tam hâkimiyet kurmak, kararlılık ortaya koymak ve bağımsız siyasi iradesini özgürce icraya dökmek demektir. Siz, kendi sınırlarınız içinde kendi milletinizin meselelerinin üstesinden gelme, kendi milletinizin ihtiyaçlarını karşılama, kendi hâkimiyetinizi koruma konusunda zaaf içindeyseniz, başka devletlerin ve emperyalist odakların sizin iç işlerinize karışmasına zemin hazırlamışsanız, devlet olma iddianızdan vazgeçmişsiniz demektir. Siz, yabancı devletlerin kendi milletinizin bir kısmını ayırıp bölerek devletinize karşı örgütleme, silahlandırma, sizi onlarla siyasi müzakereye sokma gibi had bilmezliklerine boyun eğiyorsanız, devlet olma iddianızdan vaz geçmişsiniz demektir. Yönettiğiniz devlet üzerinde bağımsız siyasi iradeniz hâkim değil de kendinizi Amerika ya da Avrupa gibi emperyalist devletlerin plan ve projelerine bağımlı hissediyor ve bunlara teslim olarak onların projeleri doğrultusunda siyasi ve idarî tasarrufta bulunuyorsanız, devlet olma iddianız yok demektir. Devlet hâkimiyetine sahip olma gibi bir iddianız yoksa, niye siyaset yapıyorsunuz? Bugün Türkiye miz ve Türk devletimiz, batılı emperyalist devletler tarafından üretilen, beslenen, korunan, silahlandırılan bir terör örgütü ile eşit iki devletmiş gibi ve sanki karşımızda savaştığımız başka bir devlet varmış gibi barış müzakeresine zorlanıyor. Bu da milletimize yüksek bir siyaset ve anaların ağlamaması projesi gibi pompalanıyor. PKK, uluslararası seviyede bir uyuşturucu kaçakçılığı, dolandırıcılık, haraç toplama, hırsızlık, gasp ve cinayet şebekesidir. Bu şebeke, Türk milletinin bir kısım vatandaşlarının siyasi temsilcisi sayılarak Türk Devleti ile egemenliği ve vatanı paylaşma amaçlı bir müzakere masasına oturamaz. Hiçbir meşru devlet, böyle bir durumu kabullenemez. Çünkü egemenlik, bağımsız siyasi irade, bir devletin namusudur. PKK, emperyalist Batılı devletler tarafından bu coğrafyada Türk milletini ve devletini yok etmek için, bu coğrafyadaki yer altı ve yer üstü kaynakları ve zenginlikleri kolayca yağmalayabilmek için, İsrail e kalkan olmak üzere, paravan bir Kürt devleti hülyasını gerçekleştirmek için bir tetikçi olarak kurulmuştur. Nitekim bunun böyle olduğunu Arapları I. Dünya Savaşı nda Osmanlı Devleti ne karşı ayaklandıran İngiliz ajanı Lawrence şöyle itiraf etmişti: Bir Kürt Devleti kurabilseydim, tarihten Türkleri silecektim, ama başaramadım. AYDIN - Aydın'ın Germencik ilçesinde Celal Gürgen (84), çevresinde hem hayırseverliği hem de hayvan sevgisiyle tanınıyor. Arsasına yaptırdığı öğrenci yurdunu bağışlayan Gürgen, emekli maaşının bir bölümünü evinin bahçesindeki küçük barınaklarda baktığı sahipsiz hayvanlara harcıyor. Uzun yıllar Almanya'da çalışan, emekli olduktan sonra memleketi Germencik'e yerleşen Gürgen, 20 yıldır evinin bahçesine yaptığı küçük barınaklarda sahipsiz hayvanlara bakıyor. Hayvanların da can taşıdığını, onları korumanın insanlık gereği olduğunu belirten Gürgen, emekli maaşının bir bölümünü ailesine ayırdığını, kalanıyla da sokak hayvanları için yiyecek aldığını ifade etti. Gürgen, ''Çevremdeki başıboş hayvanlara el uzatıyorum. Bu sevgi anlatılmaz. Hayvanlar benim her şeyim. Üç çocuğumu da bu sevgiyle büyüttüm'' dedi. Batılı emperyalist devletlerin bu PKK eşkiyasını nasıl sahiplendiklerini ve eşkıya şebekesinin onların kontrolü altında olduğunu kendileri itiraf etmekten kaçınmıyorlar. Nitekim son günlerde Paris te 3 PKK lı kadının öldürülmesi üzerine Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Öldürülen üç kişiden biri sık sık bizimle görüşmeye geldiği için hem benim hem de birçok siyasi aktörün tanıdığı bir isim diye açık açık söylemiştir. Diğer yandan Mahir Kaynak, bir köşe yazısında şöyle diyor: 1970 lerde yabancı bir istihbarat görevlisi ile sohbet ederken bana, Ülkenizde Kürt var mı? dedi. Ben de, Sosyolojik olarak varlar ama siyasi açıdan yoklar dedim. Bana, Yakında siyasi açıdan da var olduklarını görürsün dedi. Demek ki PKK yı siyasi bir temsilci gibi karşımıza dikmek, emperyalist Haçlı Batının işidir ve PKK hadisesi, Kürt Devleti kurma projesi, emperyalist Haçlı-Siyon cephesinin projesidir. PKK ve yandaşları da bu projede sadece figürandırlar. Öte yandan Amerikan hükûmeti tarafından kurulan ve sayılı yasa çerçevesinde faaliyet yürüten ve internet üzerinden yayın yapan Amerika nın Sesi (VOA), Amerika'dan PKK'yla Görüşmelere Yeşil Işık başlıklı haberinde Amerikan yönetiminin, PKK'yla görüşmeleri olumlu gelişme olarak değerlendirdiğini bildirmiştir. Türk devleti, tarih sahnesine yeni çıkmış bir kabile devleti değildir. Binlerce yıllık bir tarihsel devlet aklına ve tecrübe birikimine sahiptir. Türk milleti tarih boyunca birçok büyük badireleri atlatmıştır. Emperyalistlerin oyuncağı olan PKK eşkıya şebekesini bir tek üyesi kalmayıncaya kadar tamamen temizlemek, büyük Türk devleti ve milleti için iş bile değildir. Türk milletinin bağımsız siyasî iradesi, Türk devletine tamamen hâkim olduğu gün, PKK diye bir varlığın bütünüyle yok edileceği görülecektir. Tarihin efendisi olan koskoca Türk milletinin, emperyalizmin projelerine uygun olarak PKK gibi sefil bir çapulcu güruhuna muhatap edilmesi, onun elini, ayağını, eteğini öpecek seviyeye düşürülmesi, Türk milletinin şahs-ı manevisine hakarettir. El, ayak, etek öpmeyi tıynet haline getirenler, o işi bireysel olarak kime istiyorlarsa ona yapabilirler. Ama biz şerefiyle, asaletli duruşuyla Allah tan başka kimsenin önünde eğilmemek gibi bir soylu tavra ve anamızın babamızın elini öpmekten başka kimsenin elini, ayağını, eteğini öpmemek gibi bir kültüre sahip olan Türk milletiyiz. Kimse Türk milletinin şahsiyetini iğdiş ederek zillet haline düşüremeyecektir. Hayvan sevgisi yüzünden karıncayı bile ezmiyor Hayvanlara duyduğu sevginin, sadece kedi ve köpeklerle sınırlı olmadığını, tüm canlılara karşı sevgi beslediğini ve yaşamaları için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştığını dile getiren Gürgen, tarıma elverişli olmasına rağmen karınca yuvalarının bozulmaması için bahçesini ekmediğini söyledi. Gürgen, ''Doğada yalnız yaşamıyoruz. Tüm canlıların doğada hakkı var. Evimin bahçesini karınca yuvalarını bozmamak için hiç ellemiyorum. Doğal olanı neyse o şekilde bırakıyorum, korumaya çalışıyorum'' ifadesini kullandı. Hayvanlara eziyet edenlere tepki gösteren Gürgen, hayvan sevgisi olmayanlardan uzak durduğunu kaydetti. Birkaç yıl önce arsasına yaptırdığı 4 katlı öğrenci yurdunu bağışlayan Gürgen, miras kalan 5 bin 356 metrekarelik bir başka arsayı da okul ve barınak yapımı için Hazine'ye bağışladığını söyledi.

12 12 haber 6 Mayıs 2015 Çarşamba Biçare değiliz SEÇİM VAR! ANKARA- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarladan markete fiyat farkının yüksek seyretmeye devam ettiğini belirterek, "Fiyat farkında yüzde 490 farkla martta olduğu gibi nisanda da incir ilk sırayı alırken, bu ürünü yüzde 459,48'le maydanoz, yüzde 248,84'le elma, yüzde 223,15'le kuru üzüm, yüzde 212,04 ile kuru kayısı, yüzde 206,75 ile nohut izliyor" ifadelerini kullandı. Bayraktar yaptığı açıklamada, TZOB olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip ettiklerini belirtti. Gıda, tarla ile market fiyatları arasındaki farkın yüksek seyretmeye devam ettiğini, nisanda da geçmiş aylarda olduğu gibi bu farkın bazı ürünlerde 4-5'e katlandığını ifade eden Bayraktar, üretici ve market arasında fiyat farkının mart ayında olduğu gibi en fazla kuru incirde görüldüğüne işaret etti. Kuru incirde yüzde 490'a ulaşan fiyat farkının, maydanozda yüzde 459,48, elmada yüzde 248,84, kuru üzümde 223,15, kuru kayısıda 212,04, nohutta yüzde 206,75 olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Kuru incir 5,9, maydanoz 5,6, elma 3,5, kuru üzüm 3,2, kuru kayısı ve nohut 3,1 kat fiyat artışıyla tüketiciye satılmaktadır. Bugün üreticide kilogramı 5 lira 50 kuruş olan kuru incir, markette 32 lira 45 kuruştur. Yine üreticide adedi 17 kuruş olan maydanoz, markette 95 kuruşa, kilogramı 1 lira 5 kuruş olan elma, markette 3 lira 66 kuruşa, 3 lira 60 kuruş olan kuru üzüm 11 lira 63 kuruşa,12 lira olan kuru kayısı 37 lira 45 kuruşa, 2 lira 26 kuruş olan nohut 6 lira 93 kuruşa satılmaktadır. Fiyat farkı, önemli sebzelerden patlıcanda Bütün sorunların çaresi demokrasi ise, demokrasinin içindeki tüm hastalıkların en etkili ilacı da seçimdir. Üstelik, birçok etkiye açık olmasına rağmen toplum bünyesine yan etkisi yoktur seçimin. 7 Haziran yaklaşırken, kimi siyasilerin dilindeki seçim güvenliği ne dair olumlu, olumsuz söylemler, bünyenin bu etkili ilaca farklı tepki vermesine sebep olabilir. Kediden elektrik kesintisine, seçim hilesinden silahların gölgesine kadar birçok tevatürün dolaştığı siyaset ortamı herkesin birbirine şüpheyle bakmasına sebep oluyor. Oysa, Türkiye deki seçimleri yurtiçi ve yurtdışından ulusal ve uluslararası yasalarla, kriterlerle denetleyen o kadar çok gözlemci var ki, bunların içinde partilerin görevlendirdiği kendi elemanları bile bulunuyor. Günü geldiğinde ya da biçare kalındığında çare olarak görülen seçimler için yaratılacak güvensizlik ortamı kimseye bir yarar sağlamaz. Sandık sonucu, herkesin rıza göstermesi gereken demokratik bir milli irade beyanıdır. Buna rağmen bir olumsuzluk varsa onun yolu da yasalarla belirtilen bir itiraz yöntemidir. Onun için Seçim ile bell olur bir ülkeyi yöneten Seçimdir o ülkeyi demokratça tanıtan Seçim yoksa darbedir yürekleri kanatan Yedi haziran derde derman olur inşallah Kimi başkanlık için diyor olmazsa olmaz Parlamenter sistemi savunan diyor olmaz Bir uzlaşı yok ise derdimiz derman bulmaz Yedi haziran derde derman olur inşallah Ekonomi seçimin oldu en büyük kozu Geçim derdi milletin yüreğindeki sızı Millet sandığa gidip söyleyecek son sözü Yedi haziran derde derman olur inşallah Seçimi çare olmaktan çıkaracak hiçbir yol, yöntem ve söylem, siyaseti ve siyasetçiyi demokrasi kulvarında tutamaz. Maazallah! Üretici-market fiyat uçurumu kapanmıyor... Romanlar "Kakava" şenliklerine hazır... EDİRNE- Edirne'de yaşayan Romanlar, "Kakava" olarak adlandırdıkları Hıdrellez kutlamalarına hazırlanıyor. Baharın gelişini, Kakava ile bayram havasında kutlayan Romanlar, hazırlıklara evlerini temizleyerek başladı. Sobalarını söküp borularını temizleyen, atlarını tımarlayan ve evlerini boyayan Romanlar, Kakava Şenlikleri'nde giyecekleri giysileri de sandıktan çıkardı. Gelenekselleşen ve turizmcilerin tur paketleri içinde yer verdikleri Kakava Şenlikleri, Edirne Belediyesi himayesinde dün akşam Kakava ateşinin, protokol üyeleri ve Roman çeribaşı tarafından yakılmasıyla başladı. Renkli görüntülere sahne olacak etkinlikler çerçevesinde, yurtiçi ve yurtdışından gelenler için konserler ve at yarışları düzenlenecek. Bu sabah ise yüzde 195,82, ıspanakta yüzde 181,29, sivri biberde yüzde 178,16, domateste yüzde 167,05, patateste yüzde 152,91, kuru soğanda yüzde 127,71'i bulmaktadır. Meyveler içinde portakalda fiyat farkı yüzde 153,02, limonda yüzde 163,56'dır. Pirinçte fiyat farkı yüzde 157,13, sütte yüzde 173,91'dir." Bayraktar, nisanda market fiyatlarında lahana, nohut, yeşil mercimek, fındık, yumurta, süt, toz şeker, tavuk eti ve marul fiyatlarında değişim görülmediğini, fiyat düşüşünün yüzde 49,32 ile en fazla sivri biberde olduğunu bildirdi. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 36,70 ile salatalık, yüzde 35,78 ile patlıcan, yüzde 15,4 ile yeşil soğan, yüzde 8 ile kuru soğan, yüzde 7,64 ile kabak, yüzde 5,42 ile kuru üzüm, yüzde 4,28 ile kuru incir izlediğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti: "Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 39,36 oran ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 33,03 ile havuç, yüzde 32,15 ile portakal, yüzde 22,45 ile patates, yüzde 20,56 ile limon, yüzde 14,63 ile elma izledi. Fiyat, maydanozda yüzde 8,91, zeytinyağında yüzde 8,62, pirinçte yüzde 7,9, kuru kayısıda yüzde 7,15, ıspanakta yüzde 6,52, pırasada yüzde 6,18, dana etinde yüzde 5,09, kuzu etinde yüzde 1,95 arttı." oturdukları mahallelerden Sarayiçi'ndeki Tunca Nehri kenarına gelecek Romanlar, yüzlerini nehir suyunda yıkayacak ve gelenek gereği evlerinin kapılarına asacakları ağaç dallarını koparacak. Evlilik çağındaki kızlar da gelinlikleriyle nehir kenarında bir araya gelecek. Birçok fotoğraf sanatçısı ve basın mensubu, bu görüntüleri çekebilmek için şimdiden hazırlıklara başladı. Roman Çeribaşı Fikri Ocak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kakava'nın Romanlar için "bayram" anlamına geldiğini söyledi. Edirne Roman Dernekleri Federasyonu ve Kakava Şenlikleri Araştırma Derneği Başkanı Erdem Güyümgüler de Kakava'nın kış mevsiminden bahara geçişi simgelediğini belirtti. Yanan Kakava ateşinin yazın müjdesini veren bir ışık anlamına geldiğini ifade eden Güyümgüler, "Kakava Romanlar arasında çok farklı ve özel kutlanır. Kakava için temizlikler yapılır. Kutlamalarda da Kakava ateşinden atlamak ve Tunca Nehri suyunda yüz yıkamak, sağlık, sıhhat ve bereket anlamını taşır" diye konuştu. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Turfanda kiraz 70 lira İZMİR - Türkiye'nin önemli kiraz üretim merkezlerinden İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde turfanda kiraz hasadına 20 gün gecikmeli başlandı. Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl etkili olan zirai don ve yağışlar nedeniyle normal şartlarda 80 bin ton olan kiraz rekoltesinin 60 bin tonlara kadar düşebileceğini söyledi. Oray, kuzey yarım kürede ilk kirazın Kemalpaşa'da yetiştiğini savunarak, "Bu yıl 20 Mart, 21 ve 24 Nisan tarihleri arasında yaşanan olumsuz hava, üretimde yüzde 30'a yakın düşüşe neden oldu" dedi. Sezonun ilk kirazının kilogramı 70 liradan satıldığını belirten Oray, şunları kaydetti: "Üretimde düşüş olduğu için bu yıl turfanda fiyatları 70 liradan açıldı. Ürün çoğaldıkça bu fiyatların düşeceğini tahmin ediyoruz. Şu an alımlar 40 ile 50 lira arasında, kirazın kalitesine göre yapılıyor. Bölgede 3 milyon kiraz ağacı varlığı var. Bunların 1 milyon 800 bin tanesi tam randımanlı meyve vermektedir. Kiraz ürününden 7 bin aile bölgemizde üreticilik yaparak geçimini sağlamaktadır. Yetiştirilen kiraz ürünlerimizin çoğu yurtdışına ihraç edilirken, az bir kısmı iç piyasaya sevk edilmektedir." Türkiye'nin ilk uydu merkezi bu ay açılacak ANKARA - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) bünyesinde Göktürk-1 Uydu Programı kapsamında kurulan Türkiye'nin ilk Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi (UMET), bu ay açılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışının yapılması planlanan merkezde, Göktürk-1 Uydusu ile Türkiye'nin ilk yerli uydusu Türksat 6A'nın montajyapımı, ileri entegrasyon ve çevresel testleri gerçekleştirilecek. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, yatırım maliyetleri Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TÜRKSAT AŞ tarafından karşılanan merkezin işletmesi TUSAŞ tarafından yapılacak. Yaklaşık 3 bin 800 metrekarelik merkezde, kütlesi 5 tona kadar olan birden fazla uydunun aynı anda montaj, entegrasyon ve test faaliyetleri gerçekleştirilecek. Uluslararası uzay projelerine de hizmet verilecek merkezde, ilk olarak Göktürk-1 Uydusunun ileri entegrasyon ve çevresel testleri gerçekleştirilecek. Uydu bu testlerin ardından fırlatma sahasına TUSAŞ'tan gönderilecek. Türkiye, dünyada az sayıda ülkede bulunan bu tesis sayesinde uzay sistemleri montaj, entegrasyon ve test hizmetleri alanında uluslararası oyuncu konumuna gelecek. Bu ay açılışının yapılması planlanan merkez, askeri havaalanına doğrudan bağlantısı sayesinde uydunun kara yoluyla taşınması gerekliliğini ortadan kaldıracak, emniyet, maliyet ve risk yönetimi açısından büyük avantaj sağlayacak

13 6 Mayıs 2015 Çarşamba13 EFSANE RÖPORTAJLAR Acı çekmeyen var mı? Efsane GÜZELDERELİ Koç, psikiyatrist mi? -1- Efsane Güzeldereli nin bu haftaki röportaj konuğu ünlü psikiyatrist Prof. Mehmet Sungur oldu. Dünya Kognitif Derneği'ne ilk defa bir Amerikalı yerine seçilen ve alanında önemli bir isim olan Sungur, Güzeldereli nin, özel hayatından özel hayatlara kadar tüm sorularını yanıtladı. Üç bölüm halinde yayımlayacağımız röportajın ilk bölümünde, Güçlü insan kimdir? Acıların insan üzerindeki etkisi nedir? Acı çekmeyen var mıdır? gibi soruların yanıtlarını veren Prof. Mehmet Sungur un hayatındaki bazı özellikler de dikkat çekici. Örneğin; annesi, merhum Turgut Özal ın annesi Hafize Özal ile yakın dostmuş. Hem de evlerine sık gelip giden bir dost. İlk eşinin İngiliz olması bir sorun yarattı mı? Hafize Özal ın önerisi neydi? Ünlü illüzyonist Zati Sungur ile akraba oluşu da önemli bir ayrıntı. O zaman, Prof. Mehmet Sungur Ama illüzyon yapabiliyor mu? Her şeyi anlattı. Okuyalım AŞAĞILANDIM, PSİKİYATRİST OLDUM... E.G: Türkiye'nin ve hatta dünyanın sayılı psikiyatristlerinden birisiniz. Nasıl karar verdiniz meslek seçiminizi yaparken? Bu mesleğe yönelişinizi etkileyen bir olay oldu mu hayatınızda? M.S: Oldu. Liseden mezun olduğum zaman bir iddia üzerine Tıp Fakültesine girdim. Çok sevdiğim, çok etkilendiğim, yaşça benden büyük biri. Çünkü ben futbol oynuyordum. Futbolcu olmak istiyordum. Ama bana dediler ki; futbolcular, ne köy, ne kasaba olur. Senden de ne köy, ne kasaba olur. Peki nasıl köy, kasaba olunur dedim. ''Doktor olursun, hukukçu olursun'' dediler. Ben hayran olduğum bu adama o zamanki çocuk kafamla, bir şeyleri ispat etmek istiyordum. Çünkü ben Adana'da büyüyordum. O Adanalıları aşağılıyordu. Biliyorsun, aşağılamak güç sağlamak içindir. Bu da benim üstümde güç sağlamıştı. E.G: Kimdi o hayran olduğunuz, sizi aşağılayan adam? M.S: Hem akrabamdı. Hem de bir taraftan benim özel hocamdı. Bir dershanenin sahibiydi. Ben ona dedim ki; Bu sınava gireceğim ve Tıp Fakültesini kazanacağım. Senden de yüksek puan alacağım. ''Nasıl? Sen benim öğrencimsin. Ben senin hocanım'' dedi. Bizde bir laf vardır; Boynuz kulağı geçer. ''Deneyeceğim'' dedim. Non-stop çalıştım. Bana inek demesinler diye beni soranlara hasta demelerini istedim anne ve babamdan. Türkiye'nin ilk 50'si arasında Tıp Fakültesine girdim. Girdiğim zaman şunu farkettim; Burada ne işim var? Küçücük bir sınıftan gelmiştim kişinin olduğu bir amfiydi Hacettepe'de. Mesleğimle dünya görüşümün bir olabileceği tek yer farkettim. O da psikiyatriydi. Dünya görüşüm insanı, dünyayı tanımak ve anlamaktı. Psikiyatri 2. sınıftan beri benim aşkım oldu. Benim psikiyatri aşkımı perçinleyen hocalar da oldu. Tam tersi hocalar da oldu. Çünkü o yıllarda TUS yoktu. Farklı bölümlerden hocalar, kendi bölümlerine gitmemi istedi. Ama benim aşkım hiç değişmedi. Daha sonra da bir şey gördüm. Ya yazı yazacaktım. Ya da dünyayı dolaşmanın bir yolu var mıydı? Çünkü istediğim şey de aslında biraz dünyayı dolaşmaktı. Babam ya futbol ya ben diyince, ben babamı seçtim. Dolayısıyle tıbbı seçtim. Bir koltuğun üzerinde sadece hasta görmek, o anlatsın, ben dinleyeyim. Ben onun acılarını sarmaya çalışayım yahut da onu iyileştirmeye çalışmanın ötesinde dünyayı tanımakla ilgili bir düşüncem olduğu için, nasıl olur da elime çantamı alıp, dünyayı dolaşırım diye düşününce, bunun da bir yolu olduğunu gördüm. O da uluslararası eğitimlerdi. Daha sonra yavaş yavaş kendimi bugün Kognitif davranış tedavileri diye bilinen bilişsel davranış tedavileri diye bilinen alanda elimdeki her fırsatı değerlendirdim. Mümkün olan her eğitimi alarak ulusal ve uluslararası alanda bir süre sonra o alanı temsil eden kişi oldum ve Türkiye'de bu alanın öncülüğünü yaptım. Önce Avrupa Birliğinin Başkanlığını daha sonra Dünya Kognitif Derneği Başkanlığını yaptım. Hem sevdiğim bir işi yapıyorum. Hem para kazanıyorum. Benden mutlu bir adam olamaz. Prof. Mehmet Sungur KİMDİR? Orta öğrenimini Tarsus Amerikan Koleji nde tamamlamış ve 1982 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olmuştur yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı nda uzmanlık öğrenciliğine başlamıştır yılında Avrupa Konseyi bursiyeri olarak İngiltere ye gitmiş ve Nottingham ve Londra da Toplum (Community) Psikiyatrisi konusunda çalışmıştır. Çalışmaları sonucunda hazırladığı rapor Avrupa Konseyi nce başarılı bulunmuş ve kendisine bir burs fırsatı daha verilmiştir. Bu süreçte toplum ruh sağlığı hizmetleri konusunda farklı modeller üzerine çalışmış ve kronik hastalıkları olan bireyleri büyük akıl hastanelerinden tekrar topluma entegre etmeye yönelik toplum psikiyatrisi modellerini inceleme fırsatını bulmuştur yılında British Council bursu kazanarak 1988 yılına kadar Londra da Psikiyatri Enstitüsü nde (Institute of Psychiatry) ve Maudsley ve Bethlem Royal Hastaneleri nde asistan olarak görev yapmıştır. Bu süre içinde özelikle Davranış Tedavileri, Cinsel İşlev Bozuklukları-Seks Terapileri, Evlilik Terapileri ve Kaygı Bozuklukları (fobiler, obsesyonlar, panik, travma gibi) alanlarında eğitim almış ve İngiltere-Amerika-Kanada ekiplerinin ortaklaşa yürüttüğü çalışmalarda İngiliz ekibinin terapisti olarak görev yapmıştır yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ndeki görevine dönmüş ve 1990 yılında Psikiyatri Uzmanı, 1992 yılında Psikiyatri Doçenti unvanını almıştır. Doçentlik sonrasında çalışmalarını özellikle Kognitif ve Davranış Terapileri, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Cinsel Tedaviler, Evlilik Terapileri ve Kaygı Bozuklukları konularında yoğunlaştırmış ve 1996 yılında Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği nin Kurucu Başkanlığını, 1998 yılında ise Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği nin kurucu üyeliğini ve Türkiye Psikiyatri Derneği Kognitif-Davranışçı Psikoterapiler çalışma birimi nin koordinatörlüğü görevlerini yapmıştır. Halen Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği nin başkanlığını ve Türkiye Psikiyatri Derneği Aile ve Çift Terapileri çalışma birimi nin koordinatörlüğü görevlerini yürütmektedir yılında Cinsel İşlev Bozuklukları ve İnfertilite adlı uluslararası katılımlı multidisipliner bir kongrenin başkanlığını yapmış, 1998 yılında Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Günleri I, 1999 yılında ise Cinsel Sorunlar ve Tedavileri adlı uluslararası katılımlı kongrelerin düzenlenmesinde görev almıştır. Ulusal Sigara ve Sağlık Komitesi nin üyesi olup, 1990 lı yılların ortalarında Türkiye de ilk Sigara Bırakma Merkezi ni Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde Göğüs Hastalıkları Anabilimdalı ile birlikte kurmuştur yılında ise 1. Avrupa Cinsel İşlev Bozuklukları Konvansiyonu (1st European Convention on Sexual Disorders) adlı uluslararası katılımlı kongrenin düzenlemesini ve Konvansiyon Başkanlığı görevlerini yapmıştır yılında Avrupa Davranış ve Kognitif Terapiler Birliği (EABCT) başkanı seçilmiştir. Bu görevi sırasında 2001 yılında 31. Avrupa Davranış ve Kognitif Terapiler Kongresi ni İstanbul da düzenlemiş ve bu kongrenin başkanlığını yapmıştır yılında bir dünya kongresi niteliğinde olan 7. Uluslararası Kognitif Terapi Kongresi nin (ICCP) başkanlığını ve İstanbul da düzenleme görev ve sorumluluğunu büyük bir onur ve memnuniyetle üstlenmiştir yılında ise 9. ANNEM VE HAFİZE ÖZAL SIKI DOSTTU... E.G: Anneniz ve Hafize Özal arasında çok yakın bir dostluk olduğunu biliyorum. Bize anlatabileceğiniz bir anekdot var mı? M.S: Hafize Hanım, evimize sık gelip giderdi ve annemi çok severdi. Annem Malatyalı ve bilinen ailelerinden birine mensup. Ben İngiliz bir hanımla evliydim. Hafize Hanım, hep bana ''Oğlum sen çok tatlı bir çocuksun. Ama yabancı biriyle evleniyorsun. Zor iştir. Senin gibi akıllı bir adamın bu zorluğa niye girdiğini anlamıyorum'' derdi. Çünkü onun oğullarından biri yabancı biriyle evliydi. Kaldı ki o hanım, Türkçeyi çok iyi bilen ve Türkiye'yi çok iyi değerlendiren biriydi. Onu o zaman anlamam zordu. Ama yıllar geçince zor olduğunu ben de anladım. Hala İngiliz eşim. Ama artık karım değil. Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Ulusal kongresi nin eşbaşkanlığı görevini yapmıştır yılında, meslektaşları ile birlikte hazırladığı şizofreni hastalarının tedavisi ve tekrar topluma kazandırılmasına yönelik proje, uluslararası bir ödül (Lilly Schizophrenia Reintegration Award) almıştır. Aynı yıl Ulusal Sigara ve Sağlık Komitesinin bir üyesi olarak yürütülen eğitim-tedavi hizmetleri ve sağlık alanına katkıları nedeniyle 1998 Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü almıştır yılında meslektaşlarıyla birlikte travma konusunda hazırladığı bir başka proje, Psikiyatri Derneği Bahar Sempozyumları 1999 Araştırma Projesi Teşvik Ödülü almıştır. Kognitif ve Davranış Terapileri, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Cinsel Tedaviler ve Evlilik Terapileri alanlarında yurt dışında yürüttüğü etkinlikler yanısıra, aynı alanlarla ilgili olarak çıkartılan bazı uluslararası dergilerin danışma kurulu üyesidir. Bu dergiler Behavioural and Cognitive Psychotherapy (An International Multidisciplinary Journal), Sexual and Relationship Therapy (Journal of the British Association for Sexual and Relationship Therapy) ve Clinical Psychology: Science and Practice ve Cognitive Therapy and Research adlı dergilerdir. Yurt içinde ise daha çok pratisyenlere ve psikiyatri asistanlarına yönelik Psikiyatri Dünyası adlı bir derginin editörlük görevini yürütmüştür. Yurt içi ve yurt dışındaki bilimsel dergilerde yayımlanmış 100 den fazla makalesi ve çeşitli kitap ve editörlükleri mevcuttur. Ayrıca yurt içi ve yurt dışında yüzlerce kongrede davetli konuşmacı olarak yer almış; çeşitli çalışma grupları yürütmüştür. Değişik ülkelerde yer alan profesyonellerin eğitiminde görev almış ve halen bu görevleri devam etmektedir. Dr. Sungur öncelikle İngiliz Psikoterapiler Birliği (UK Council for Psychotherapy) ve İngiliz Davranış ve Kognitif Terapiler Birliği (Biritish Association for Behavioural and Cognitive Therapies) tarafından Kognitif-Davranışçı Terapist olarak akredite edilmiş ve kayıtlı terapistler listesine alınmıştır. Halen Avrupa Kognitif ve Davranış Terapiler Birliği (EABCT) Akreditasyon ve Sertifikasyon Komitesi Yürütücü üyesi, Psikoterapilerde Ortak Dil Kullanımı komitelerinin yürütme kurulu üyeliğini, Uluslararası Kognitif Terapiler Derneği (IACP) Yönetim Kurulu üyesi, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) üyesi ve Beck Kognitif Terapi Akademisi (ACT) nin kurucu üyesi ve sertifiye edilmiş eğiticisi ve konsültanı olup ACT den diplomat ve süpervizör unvanları vardır. Dr. Sungur, halen yurt içi ve dışında psikiyatri alanında çalışan değişik disiplinlerden profesyonellere (psikolog, psikiyatr gibi) psikiyatride yeni ve güncel bir alan olan Kognitif ve Davranış Terapileri Eğitim Kursu vermektedir. Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur, 2015 yılında merkezi ABD de olan Uluslararası Kognitif Terapiler Birliği (IACP)nin bir sonraki dönem başkanı olarak seçilmiştir. Böylelikle kendisi bu uluslararası bilişsel terapiler birliğinin Amerikan kökenli olmayan ilk başkanı olmuştur yılında profesör olan Mehmet Zihni Sungur, halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesidir. (NOT: Hafize Özal Sungur'un annesi, Malatya'da, Vaizoğlu ailesine mensup.) E.G: İkinci eşiniz Türk mü? M.S: Evet. İLLÜZYONİST ZATİ SUNGUR DEDEMİN KARDEŞİ... E.G: Zati Sungur ile akraba olduğunuz konuşuluyor. M.S: Evet. Böyle bir iddia var. Babama göre; bu iddianın doğruluk derecesi tartışmalı. Ama çevreme göre dedemin kardeşi ne olursa o oluyor. Şunu söyleyebilirim ki; tek benzer tarafımız onun kadar usta değilim. Ama illüzyon yapabiliyorum. BEN DE İLLÜZYON YAPABİLİYO- RUM... E.G. Neler yapabiliyorsunuz? M.S: İllüzyon yapmamın sebebi, daha önce de söylediğim gibi İngiliz bir eşim ve çocuklarımın olması. Çocuklarınız İngiltere'deyken çocuklarınızın ilgisini çekebilmenin bir yolu da illüzyon yapmaktı. Ben de illüzyon yapmayı öğrendim. İsterseniz kolaylıkla bir mendili, bir kağıdı kaybedebilirim. Bir kağıt destesi içinden istediğim kartı seçebilirim. Sınırlı şeyler yapabiliyorum. O bir üstat tabi. DÜNYA KOGNİTİF DERNEĞİ'NE İLK TÜRK BAŞKAN... E.G: Evet. Dünya çapında hem de. Dünya Kognitif Derneği'ne ilk defa bir Amerikalı yerine siz seçildiniz. Hayatınızda, Türkiye'de ve Dünya'da ne değişecek? M.S: Dünya o kadar bizim yokluğumuzu hissetmeyecek bir yer ki. Dünyada hiç bir şey değişmeyecek. Keşke değiştirebilseydik. Ama o dünyanın içindeki o küçücük yeri anlamlı yapabilmek çok önemli. Dünyada belki yokluğumuzu kimse hissetmeyecek. Ama varlığımızı hissettirebiliriz. Eğer birilerinin hayatlarına değebildiysek bu çok güzel olacak. Hayatımı biraz daha rahatlatmaya karar verdiğim bir zaman diliminde böyle bir teklif geldi. Öncelikle tereddütsüz hayır dedi. Daha sonra bunun bana anlamını ve uzun vadede yapabileceklerimizi söylediler. Bizim tedavilerimiz diğer tedaviler arasında kanıta dayalı diye adlandırılır. Bir çok tedavinin arasında ilk tercih edilen tedavi yaklaşımı olduğu için dünya genelinde yaygınlaştırılmasında bir rolüm olabilecekse, bu rolü severek üstlenebilirim diye düşündüğümden zamanla kabul ettim. TERAPİYE GELENLER ACI ÇEKENLER... E.G: Size terapiye gelen hastalarınızın hepsi acı çeken insanlar mı? M.S: Psikiyatrinin iki tane amacı var. Bir tanesi acıları azaltmak ve dindirmek. İkincisi ruh sağlığını iyileştirmek. Bu ikinci amaç çok nadiren ele alınan bir amaç. Çoğu zaman insanlar bize ilk amaçla geliyor. Yani acılarını dindirmek ve azaltmak için. Sağlıklı dediğimiz popülasyona da hizmet verebilmeliyiz. Sağlıklı olmaları güzel bir şey. Ama daha mutlu, daha işlevsel olabilmeleri için. Ama genelde bize gelmiyorlar. Bunlar bize hastalık tanısı koyacak diye. Onlar koçlara ya da ona benzer şeylere gidiyorlar. YAŞAM KOÇU PSİKİYATRİST Mİ? E.G: Bir yaşam koçu bir psikiyatristin yerine geçebilir mi? M.S: Mümkün mü böyle bir şey? Tamamen birbirinden farklı alanlar bunlar. Bir psikiyatrist bir tıp alanını temsil ediyor. Bize başvuran kişilerin şikayetlerinin arkasında bazen bir beyin tümörü olabileceğini, bir fiziksel rahatsızlık olabileceğini başından ayırt edebiliyoruz. Bu bizi sadece yaşam koçlarından değil ruh sağlığı ile ilgili çalışan diğer profesyonellerden de ayırıyor. Psikoterapist ise bambaşka bir şey. Ne psikiyatrist olarak psikoterapist olabilirsiniz. Ne psikolog olarak ne de psikolojik danışman olarak olabilirsiniz. Psikoterapi bu üç alanın çok daha üstünde bir alan. Bu alanda özel bir eğitim almış olmanız gerekir. Bu eğitim sadece teori değil. Aynı zamanda da uygulama. Belli bir süresi vardır. Psikoterapi ile ilgili şu yanılgının altını çizmek isterim. Psikoterapiyi psikologlar verir sanılıyor. Bu psikoterapist ünvanı sizin mesleğinizden farklı olarak verilen bir ünvan. İnsanlar bize daha çok acılarıyla geliyorlar gerçekten. O acıları dindirmak için. Ama biliyorsunuz bazen acıları dindirmek mümkün değildir.bazen bizim yapmamız gereken şey acıları dindirmekten çok o acıya şapka çıkarabilmek. ACI ÇEKMEYEN İNSANLAR... E.G: Acı çekmeyen insan var mı? M.S: Acı çekmeyen insan umarım vardır. Ama ben acı çekmemiş bir insan düşünemiyorum. Acı eşiği insandan insana değişen bir şey. Birbirimizle acılarımızı yarıştırma şansımız yok. Acıları herkes yaşamasına rağmen herkes acısından öğrenmemiştir. E.G: İnsanlar bir nevi af buyrun ruhlarını üzerinize kusuyorlar. Siz nasıl arınıyorsunuz? M.S: (gülüyor) Arınıyoruz diye iddiası olan biri mi var? E.G: Zor bir şey. Ağır bir yük. M.S: Zor bir şey yapılmaz değil. İnsanlar size acılarını anlatacaklar. Bir ruh sağlığı uzmanı olarak o acılara tamamen kendinizi vereceksiniz. O acıların içinde durmayı becereceksiniz. Çünkü hastalarımıza acıyla birlikte kalmalarını öğretirken onlara acıdan bir şey öğrenmesini öğretiyorsunuz. O zaman biz de bir şey öğrenebiliriz. Aslında hepimiz o acıları, o seans içerisinde tamamen o kişiye veriyoruz. Dikkatimi, ilgimi, şefkatimi, ne varsa bildiğim o seans içinde ona veriyorum. Vaktim onun vakti. Biz problem çözmeyi, eğer çözemiyorsak kabul etmeyi, ama hepsinden önemlisi, çözecek miyiz, kabul mü edeceğizi ayırt etmeyi birlikte yapıyoruz. Sonra bu acıyla birlikte bir şekilde ne yapılabilire bakıyoruz. Acıyı yok saymak, görmemek değil. Ama acıyla birlikte var olabilmek. GÜÇLÜ İNSAN KİMDİR? E.G: Bir insanın gücü nasıl ölçülebilir? M.S: Bir insanın gücü, istemediği ortamda kalabilme gücüyle ilintilidir. Profesyonel olmak demek, bu acıların hepsine şapka çıkarmak. Ama oraya kilitli kalmamak demek. YARIN: EVLİLİK BİTİYOR MU?

14 14 6 Mayıs 2015 Çarşamba TURİZM SAKİN ŞEHİR de hareketlilik yaşanıyor ISSN Engelliler, Nemrut Dağı'nı gezdi ADIYAMAN - Adıyaman'da, "Rotary Engellilerle Zirvede, Nemrut'a Tırmanıyoruz Projesi" kapsamında Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen engelliler, Nemrut Dağı'na çıktı. Adıyaman Nemrut Rotary Kulübünce gelenekselleştirilen etkinlikte, Türkiye'nin yanı sıra ABD, Almanya, Meksika, Brezilya, Paraguay, Japonya, Avustralya, Hindistan, Kore, Bulgaristan ve Yeni Zelanda'dan engelliler, 2 bin 206 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı'nı gezdi. Engelliler, soğuk hava koşulların yaşandığı dağın zirvesine jandarma ve vatandaşların yardımıyla çıkarıldı. Devasa heykelleri ilk kez görmenin mutluluğunu yaşayan engelliler, hatıra fotoğrafları çektirdi. Çukurova Senfoni Orkestrası tarafından dağın zirvesinde gerçekleştirilmesi planlanan konser, hava koşulları nedeniyle burada yapılamadı. Rotary Kulübü Bölge Federasyonu Başkanı Korhan Atilla, sağlıklı insanların zor tırmandığı Nemrut Dağı'na engellileri çıkararak sıra dışı bir olay gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu yıl 15. kez düzenledikleri etkinliğe uluslararası boyut kazandırarak dünyanın çeşitli ülkelerinden engellilerin katıldığını ifade eden Atilla, etkinliğe engellilerle birlikte 200 kişinin katıldığını kaydetti. Adıyaman Nemrut Rotary Kulübü Dönem Başkanı Ferit Binzet ise engellilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenlediklerini belirtti. Engellileri Nemrut Dağı'na tırmandırarak onlara "engel tanımadık" mesajı vermek istediklerini vurgulayan Binzet, şöyle konuştu: "Evlerinde oturan engellilerin de bir şeyler yapabileceklerini, engel tanımak ya da tanımamak konusunda onların harekete geçmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu sene 11 ülkeden gelen misafirlerimiz de etkinliğimize katıldı ve yine Türkiye'nin dört bir yanından engellilerimiz katıldı. Çukurova Senfoni Orkestrası ile harika bir konser verme planımız vardı ancak hava şartları çok fazla müsait olmadığı için ertelemek zorunda kaldık. Buna rağmen herkesin bir coşkusu var. Sonuçta kötü hava şartlarına rağmen engellilerle birlikte zirveye ulaşmayı başardık. Engellilerin zirvedeki o heyecanı bize yetiyor." Bedensel engelli Zekeriya Ünal da Nemrut Dağı'na ilk kez çıktığını, çok mutlu olduğunu söyledi. En çok yapmak istediği şeylerden bir tanesinin Nemrut Dağı'na çıkmak olduğunu ifade eden Ünal, "Bugüne kadar zor çıkacağımı düşünüyordum. Çok güzel oldu, çok mutluyum, heyecanlıyım. Burası çok güzel, büyüleyici, harika bir yer" şeklinde konuştu. GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Mayıs 2015 Çarşamba Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT ŞANLIURFA - Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi'nin "sakin şehir" ağına dahil ettiği Halfeti'de turist yoğunluğu başladı. Birecik Baraj gölü nedeniyle sahil kentini andıran eski Halfeti'ye yerli ve yabancı turistlerin ilgisi artmaya başladı. Bir bölümü sular altında kalan, sakin ve huzur veren özelliğiyle Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi'nin "Sakin şehir" ağına dahil ettiği Halfeti, hafta sonlarında ziyaretçilerin tercih ettiği yerler arasında bulunuyor. Tarihi taş evleri ve doğal güzellikleriyle Güneydoğu'nun "saklı cenneti" olarak nitelendirilen Halfeti'ye gelen turistler, özellikle bir bölümü sular altında kalan "batık kenti" tekne turuyla geziyor. Ziyaretçiler, tur sırasında, birçok medeniyete ev sahipliği yapan Rumkale'yi uzaktan da olsa görme fırsatı buluyor. Su altında kalan caminin minaresi ve terk edilmiş eski yapıların bulunduğu Savaşan KARABÜK - Belgesel yönetmeni ve akademisyen Süha Arın'ın eserlerinin yer aldığı Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi, Safranbolu ilçesinde açıldı. Safranbolu Kaymakamı Murat Bulacak, Kent Tarihi Müzesi bahçesindeki açılış töreninde yaptığı konuşmada, merkezin açılmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Süha Arın'ın Safranbolu'ya çok şey kattığını ifade eden Bulacak, 40 yıl önce Safranbolu'yu sadece Safranboluluların bildiğini belirterek, köyü de ilgi gören yerler arasında bulunuyor. Bir kısmı su altında kalan kıyıdaki Ulu Cami'yi de gezen ziyaretçiler, tahta asma köprüden ise olası tehlikelere karşı kontrollü olarak geçiriliyor. Duba üzerine kurulu lokantaların hizmet verdiği ilçeyi ziyaret edenler, özellikle otopark sorunu ve gürültü kirliliğine çözüm bulunmasını istiyor. Halfeti Kent Konseyi Başkanı Nihat Özdal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun uğraşlar sonucu bir bölümü Birecik Baraj Gölü altında kalan eski Halfeti'yi "sakin şehir" (Cittaslow) ağına dahil ettirdiklerini söyledi. Ziyaretçi sayısının arttığına işaret eden Özdal, "Havaların ısınmasıyla yaşanan hareketlilik de arttı. Özellikle hafta sonları yoğunluk artıyor. Cumartesi günü tur otobüsleri hariç 2 bin civarında araç ilçeye gelmiş. Yoğun ilgi nedeniyle tur düzenleyen tekne sayısında da artış var" Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi açıldı "Safranboluluların Safranbolusu, 'Safranbolu'da Zaman' belgesel filmiyle beraber kapalı kutuyken açıldı, Türkiye'nin Safranbolusu oldu, 1994'te UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girdikten sonra dünyanın Safranbolu'su oldu. Şimdi 'Safranbolu' denince kültür, tarih ve doğa turizmi geliyor ve bu şekilde tanıyoruz. Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı sayesinde Safranbolu'yu kapalı kutuyken açan Süha Arın adına müzeyi açıyoruz. Bu insana mutluluk veriyor" diye konuştu. dedi. Halfeti'yi geçen yıl 800 bin kişinin ziyaret ettiğini vurgulayan Özdal, bu yıl bu sayının en az iki katına ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti. Yoğunluk nedeniyle otopark sıkıntısı yaşandığını vurgulayan Özdal, şunları kaydetti: "Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Kaymakamlığın bu konuda hazırladığı projelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Özellikle hafta sonları park konusunda sorun yaşanıyor. Ayrıca bazı tekne ve iş yerlerindeki yüksek müzik nedeniyle oluşan gürültü kirliliğinin de önüne geçilmesi gerekiyor. Kent konseyi olarak bu konuda bir kampanya başlatmayı planlıyoruz. Yaşanan tüm olumsuzluklar, güçlükle 'sakin şehir' ağına dahil ettirdiğimiz Halfeti'nin puan kaybetmesine neden oluyor. Herkesi adeta bir saklı cennet olan Halfeti'ye sahip çıkmaya çağırıyorum." Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 6 Mayıs 2015 Çarşamba Tekvandoda dünyada ilk dördün içindeyiz KONYA - Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Türk Milli Takımı'nın dünyada her zaman ilk 4'ün içerisinde yer aldığını söyledi. Milli takımın, Dünya Şampiyonası için kamp yaptığı Konya'da, AA muhabirinin sorularını cevaplayan Şahin, milli takımın son 2 ayda katıldığı turnuvalardan takım halinde birinci olarak döndüğünü ifade etti. Rusya'nın Nalchik kentinde düzenlenen 1. Olimpik Kategori Avrupa Şampiyonası'nda takım halinde birinci olduklarını, 8 sıklette 4 altın madalya kazandıklarını anımsatan Şahin, milli sporcuların son müsabakalardaki teknik ve taktik gelişimlerinin Avrupa Şampiyonası'na yansıdığını dile getirdi. Cim Bom, Beşiktaş'ın PEŞİNİ BIRAKMIYOR MANİSA - Spor Toto Süper Lig'de deplasmanda Akhisar Belediyespor'u 2-0 mağlup eden Galatasaray, sezonun bitimine 5 hafta kala ligde averajla ikinci sıradaki yerini korudu. Akhisar Belediyespor karşısında ilk yarıyı Burak Yılmaz'ın golleriyle 2-0 önde tamamlayan Galatasaray, ikinci yarıda da üstünlüğünü sürdürdü ve 29. haftayı 3 puanla kapattı. Puanını 64'e çıkarak tekrar ikinci sıraya yükselen Galatasaray, averajla Beşiktaş'ı takibini sürdürdü. Bu sezon dış sahada Beşiktaş'tan sonra en başarılı ekip olan Galatasaray, 15. deplasman maçında 10. galibiyetine ulaştı. Sarı-kırmızılı ekip, 10 galibiyetin dışında 1 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı. Bu müsabakalarda 26 gol atıp, kalesinde 17 gol gören Galatasaray, dış sahada 31 puan topladı. İki deplasman maçı daha bulunan Galatasaray, geçen sezon dış sahada 24 puan almıştı. Geçen hafta Gaziantepspor'u 1-0 yendiği müsabakayla ligde 10 maç aradan sonra bir müsabakayı gol yemeden tamamlayan sarı-kırmızılı ekip, bu hafta da Akhisar Belediyespor karşısında kalesini gole kapattı. Ligde son golünü 21 Mart'ta oynanan Kasımpaşa karşısında kaydeden Burak Yılmaz, Akhisar Belediyespor maçında takımının 2 golüne imza attı. Süper Lig'de 24. maçında 16. golüne ulaşan Burak Yılmaz, geçen sezon bu gol sayısını 32 karşılaşmada yakalamıştı. Galatasaray, Burak Yılmaz'ın bu sezon gol attığı 13. karşılaşmayı da galip tamamladı. Golcü futbolcu Akhisar Belediyespor'a karşı 6. maçında 8. kez bu sevinci yaşadı. Burak Yılmaz, maçın 84. dakikasında taraftarlarının alkışlarıyla yerini Umut Bulut'a bıraktı. Galatasaray'da sarı kartla cezalandırılan Alex Telles, cezalı duruma düştüğü için gelecek haftaki Torku Konyaspor maçında forma giyemeyecek. Sarı-kırmızılı ekipte Fernando Muslera, Semih Kaya, Yekta Kurtuluş, Olcan Adın, Umut Bulut ve sakatlığı bulunan Hamit Altıntop ise ceza sınırında bulunuyor. Son 3 sezonda Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'a karşı 20 puan elde eden ve bu ekiplerden en fazla puan toplayan ekip olan Akhisar Belediyespor, ligin ilk devresinde olduğu gibi Galatasaray'a mağlup oldu. Bu takımlarla Manisa'da oynadığı son 6 maçta yenilmeyen Akhisar Belediyespor'un bu serisi Galatasaray maçıyla sona erdi. Hoag ailesi, 3. şampiyonluğu bekliyor İZMİR- Erkekler Voleybol 1. Lig'de Arkas Spor'la şampiyonluğa ulaşan antrenör Glenn Hoag, oğullarından Christopher Hoag'un BAL Spor ChokOliva ile 1. Lig'e çıktığını, Fransa'nın Tours takımında forma giyen diğer oğlu Nicolas Hoag'un play-off finalinde mücadele edeceğini belirterek, aileleri için 3. şampiyonluğun gelebileceğini kaydetti. Hoag, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BAL Spor ChokOliva'da Arkas Spor'un genç oyuncularının olduğunu hatırlatarak, "Christopher, Gökhan Öner ve Vasili gibi tecrübeli isimler genç oyunculara destek verdi. Oğlum atletik bir oyuncu değil ancak tekniği çok iyi ve kafa olarak voleybola çok uygun bir sporcu. Bizim genç oyunculara çok destek verdi. Bu nedenle hem sportif olarak hem de gençlere yardımcı olarak çok başarılı oldu" diye konuştu. "Ailemiz için de iyi bir yıl oluyor, 3. şampiyonluk gelebilir" diyen Glenn Hoag, "Ben ve Christopher'dan sonra da diğer oğlum Nicolas, Fransa'nın Tours takımıyla Fransa play-off finalinde Paris takımıyla karşılaşacak" ifadelerini kullandı. Lig şampiyonluğunu da değerlendiren Hoag, sezon içinde sakatlıklardan veya takım içinde yaşanan olumsuzluklardan dolayı iniş çıkışların yaşanabileceğini kaydetti. Hoag, bu gibi durumlarda olayın çözümüne yönelik strateji belirlediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bu süreçte bazen oyuncularla bire bir konuşmak, bazen de bire bir çalışmak gerekiyordu. CEV Kupası'ndan sonra Süper Kupa'ya hazırlandık. Takımda nelerin yanlış gittiğini açıkladık, oyuncuların da buna odaklanması gerekiyordu. Feyyaz Uçar ın şampiyonluk sevinci MALATYA - Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup'ta ilk sırada tamamlayarak PTT 1. Lig'e yükselen Yeni Malatyaspor'un çalıştırıcısı Feyyaz Uçar, teknik direktör olarak ilk şampiyonluğunun sevincini yaşıyor. Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şampiyonluğun Malatya'da beklenen bir hasret olduğunu söyledi. Yeni Malatyaspor'un birkaç yıldır play-off'tan döndüğünü anımsatan Uçar, "Şampiyonluk kutlamalarını şehir gerçekten özlemiş. Biz, açıkçası bu kadar farkında değildik. Böyle bir başarı olunca tabi herkes için son derece güzel bir final oldu. Bunda da bizim biraz katkımız olduğunu düşünüyoruz. Takım sezon içerisinde iyi mücadele verdi. Sezonun sonuna doğru gerçekten tam bir takım hüviyetine büründük. Neticede de mutlu son geldi" diye konuştu. Şampiyonluk yarışının zor geçtiğini kaydeden Uçar, şöyle devam etti: "Bu sezon sıkıntılı dönemler yaşadık. 6 maçta 7 kez kırmızı kart gördük. Kırmızı kartları gördüğümüz dakikalar genelde ya da 46, en geç gördüğümüz kart 60. dakikada oldu. Toplamına baktığımız zaman da hemen hemen üç maçtan fazla eksik oynadık. Tabi bu şekilde olunca bütün her şeyiniz değişiyor. Planınız, taktiğiniz, yapacağınız hamleler. Genelde, özellikle eksik kaldığımız maçlarda skoru korumaya çalıştık. Öne bir hamle yapamadık. Eksik kaldığımız karşılaşmalarda sadece Bayrampaşa maçını kazanabildik. Diğer her maçta puanlar kaybettik." Bu sezon 4 maçta da seyircilerinden yoksun oynadıklarını hatırlatan Uçar, bir maç cezalarının öbür sezona kaldığını, kulüp başkanının, asbaşkanın ceza aldığını, sıkıntılı bir sezona rağmen başarmış olmanın gururunu yaşadıklarını aktardı. Futbolculuğu döneminde Beşiktaş ile 4 şampiyonluk yaşadığını anımsatan teknik direktör Uçar, "Futbolculuğumda 4, antrenörlüğümde Lucescu'nun yardımcısı olarak Beşiktaş'ın 100. yılında ve antrenör olarak da birer kez olmak üzere toplam 6 şampiyonluğum oldu. Teknik direktörlükte ilk şampiyonluğum. Ayrıca Beşiktaş'ın dışında ilk şampiyonluğun benim için ayrı bir önemi var" şeklinde konuştu. Uçar, Yeni Malatyaspor ile sözleşmesinin 31 Mayıs'ta biteceğine değinerek, yönetimle görüşmeleri sonucunda takımıyla devam etmek istediğini kaydetti. Kulüp Başkanı Adil Gevrek ve Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın şampiyonluk kutlamalarında takımın hedefinin Süper Lig olduğunu ifade ettiklerinin hatırlatılması üzerine Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğru söylüyorlar ama bunda doğru bir planlama yapmak lazım. Burada çok acı bir tecrübe var. Bunu kimse unutmasın. Burada bir eski Malatyaspor gerçeği var. Koca bir takımın amatöre düşmesi, yapılan bazı yanlışlar var. Onun için futbolda her adımınızı sağlam atıp istikbali düşünerek, ayaklarınız yere basacak şekilde hareket etmeniz lazım. Mutlaka ilelebet burada kalmayacak Malatyaspor. Mutlaka yukarısı için çalışmalar olacaktır. Bunun planlamasını ne şekilde yapacaklar onların takdiridir. Şampiyonluğa oynayan takımda hoca olmak benim hoşuma gider." Trabzonspor, Erkan Zengin'den beklediği verimi alamadı TRABZON - Spor Toto Süper Lig'de Beşiktaş'a 2-0 yenilen Trabzonspor'da devre arasında kadroya dahil edilen Erkan Zengin, beklenilen katkıyı sağlayamazken, eleştirilen futbolcuların da başında geldi. Eskişehirspor'dan 2 milyon 250 bin avro bonservis bedeliyle transfer edilen, kendisiyle de 2,5 yıllığına 4 milyon 200 bin avroluk anlaşma yapılan ve toplam 6 milyon 450 bin avroluk maliyeti olan Erkan Zengin, bordo-mavili takımda Lig, Ziraat Türkiye Kupası ve UEFA Avrupa Ligi'nde olmak üzere toplam 16 karşılaşmaya çıktı. Bu karşılaşmaların 14'ün de ilk 11'de olmak üzere bin 270 dakika sahada kalan futbolcu, 1 gol attı. Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Akhisar Belediyespor maçında 1 gol kaydeden Erkan Zengin, ligde ilk oynadığı ve 26 dakika sahada kaldığı Medicana Sivasspor maçında 2, Galatasaray maçında da 1 asist yaptı. Erkan Zengin, kart cezalısı olduğu İstanbul Başakşehir maçı ve performansı nedeniyle Akhisar Belediyespor lig maçlarında forma giyemedi.

16 6 Mayıs 2015 Çarşamba Almanya'da, iki ay önce "Devlet Liyakat Nişanı" ile onurlandırılan ve uyurken bile çıkarmadığı takkesinden dolayı "Yeşil Takkeli Adam" olarak adlandırılan Sosyal Pedagog Naci Şahin, farklı milletlerden insanların dostça yaşayabilmeleri amacıyla sosyal etkinlikler düzenlemeye ve insanların sorunlarına çözüm bulmak için gecesini gündüzüne katarak çalışmaya devam ediyor. Yeşil Takkeli Adam hayatını insanlara adadı KAYSErİ - MUSA ÖZYÜrEK - Eğitim için 1972'de Almanya'ya giden, ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle Köln Üniversitesi Kimya Bölümü'nü 2. sınıfta bırakmak zorunda kalan Şahin, gazete ve ekmek dağıtıp temizlik işlerine giderek hayatını kazanmaya çalıştı. Daha sonra birçok sektörde çalışan ve girdiği her ortamda özellikle gençlerle ilgilenerek, ırk, din, dil ayrımı yapmadan sorunlarına çözüm bulmaya çalışan Şahin, Euskirchen'e taşındıktan sonra yabancılara yönelik çalışmalarından dolayı Yabancılar Meclisi'ne başkanlık yaptı. Kayınvalidesinin ördüğü yeşil takkeyi, ona saygı ve sevgisinden dolayı başından hiç çıkarmayan ve sempatik davranışlarıyla insanların ilgi odağı olan Şahin, Yabancılar Meclisi'nde yaptığı konuşma sonrasında "Yeşil Takkeli Adam" olarak tanınmaya başladı. Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kimya bölümündeki eğitimini yarım bırakmasına rağmen yüksek tahsilini ilerleyen yıllarda Düsseldorf Gerresheim Yüksekokulu'nda "sosyal pedagoji" alanında tamamladığını söyledi. Şahin, Almanya'ya ilk gittiği zamanlarda Türklerin dil dahi bilmedikleri için çok büyük zorluklar yaşadığını ve onlara yardım etmek için her yere Manda salımı için festival düzenlendi Samsun'un Bafra ilçesinde Kaymakamlık, Bafra Belediyesi ve Samsun İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliğince " 1. Deltaya Manda Salınım Günü Festivali" yapıldı. koşturduğunu söyledi. Farklı ortamlara girdikçe çok daha fazla insanla tanışma imkanı bulduğunu anlatan Şahin, "Toplumda sorunlu olarak görülen başta gençlere ve farklı milletten insanlara yakınlaşmaya başladım. Çünkü bu insanlar toplum tarafından özellikle de Almanlar tarafından dışlanıyor, ayrıştırılmaya çalışılıyordu. Bunları sahiplendim, onlarla yatıp onlarla kalktım, yaşadıkları her türlü sorunla ilgilenmeye çalıştım. Özellikle gençler beni kendilerine yakın görür ve sorunlarını anlatmak için bana gelirdi. Ailelerine dahi anlatamadıkları dertlerini benimle paylaşırlar ve birlikte çözüm üretmeye çalışırdık" diye konuştu. "KÜLTÜrEL ETKİLEŞİMİ SAğLADıK" Almanların "soğuk duvarlarını" kırmak, farklı milletlerle kaynaşmalarını sağlamak için piknik, düğün, sünnet, spor, kermes, konferans gibi çok farklı sosyal etkinlikler düzenlediğini dile getiren Şahin, şöyle devam etti: "Almanya'ya gittiğim günden itibaren aldığım düğün, sünnet veya diğer etkinliklere yönelik davetiyelerin hiçbirini atmadım ve istisnasız hepsine gittim. Geniş katılımlı büyük sosyal etkinlikler düzenleyerek Türk, Alman ve diğer milletlerden, aynı semtte yaşayan insanları bir araya getirdim. Çünkü herkes tanımadığı için birbirlerine ön yargıyla bakıyor, uzak duruyordu. Bir araya geldiklerinde korkulacak, endişe edilecek bir durum olmadığını anlıyor ve sonraki organizasyonlarda dostluklarını iyice pekiştirme imkanları oluyordu. Bu sayede milletler arası kültürel etkileşimi sağladım, insanlara huzur ve güven içinde yaşayabileceklerini gösterdim." Yaşadığı şehirdeki insanların ısrarı üzerine Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 2005 yılında tek Türk olarak bağımsız adaylığını koyduğunu ve 950 oy aldığını ifade eden Şahin, "Yeşil Takkeli Adam olarak da tanındığım için Yeşiller Partisi'nden aday olduğumu sananlar olmuş, hem bana hem de Yeşiller Partisine oy vermişler. Bu nedenle oylar geçersiz sayıldı. Seçilemedim ama benim adıma güzel bir tecrübe oldu" şeklinde konuştu. Yaptığı çalışmalardan dolayı Alman devletinin kendisine liyakat nişanı verdiğini belirten Şahin, bu nişanı alabilmek için bölgedeki 4 parti ile kiliseler başkanı, insan hakları derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının onayının gerektiğini, kendisinin bu aşamaların tamamını geçtiğini söyledi. HAYATıNı İNSANLArA ADADı Naci Şahin'in eşi Fatma Şahin de eşini, "Kendisi için yaşamayıp, başkaları için yaşayan adam. Garibin, yolda kalmışın dostu" diyerek tanımlıyor. Eşinin evinden çok dışarıdaki insanların derdiyle dertlendiğini, ailesinden çok onları düşündüğünü ve zor durumda olanların sorunlarına çözüm bulabilmek için gecesini gündüzüne kattığını anlatan Fatma Şahin, şunları kaydetti: "Belediyede yer verirlerdi, haftada bir gün parasız yabancılara yardım ederdi. Şehrin ileri gelen insanlarıyla oturup kalkar, gençlere yönelik projeler geliştirirdi. Gençlerin ayağının kaymaması için kötü yola gitmemeleri için çok uğraşırdı. Küçük çocuk bile olsa önünde diz çöker onunla ilgilenir, ona bir şeyler anlatmaya çalışırdı. İnsanlar ona 'yabancılar muhtarı' derdi. Benim eşim normal bir 'Almancı' değil. Türkiye'den Almanya'ya gidenler genelde 'para kazanalım, ülkemizde ev arsa alalım sonra dönelim' diye düşünürler. Naci Bey'in hiç öyle bir düşüncesi olmadı, onun tek derdi insanlık oldu, her zaman insanlığa nasıl faydalı olurum diye düşündü, bu alanda da çalışmalar yaptı." Dünyanın 7 harikası kuma İşlenecek SAMSUN - Samsun'un Bafra ilçesinde Kaymakamlık, Bafra Belediyesi ve Samsun İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliğince "1. Deltaya Manda Salınım Günü Festivali" yapıldı. Yörede kışın ahırda beslenen, havaların ısınmasıyla birlikte beslenmesi ve yavrulaması için Kızılırmak Deltası'na salınan mandaların ve ürünlerinin tanıtımı için Doğanca Mahallesi Kuş Cenneti'nde yapılan festival, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Halkoyunları Folklor Ekibi'nin gösterileri ile başladı. Türkiye Damızlık Manda Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Hüseyin Yılmaz, festivalin açılışında yaptığı konuşmada, manda yoğurdu ve manda kaymağının besin değeri ve lezzetine vurgu yaparak hayvancılıkla uğraşan herkesin mut- sağlayacağına inanmaktayım. Bu güzel festivalin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederim" diye konuştu. Samsun Damızlık Ürün Yetiştiricileri Birliği Başkanı İsmail Metin ise Kuş Cenneti'ni içinde barındıran Kızılırmak Deltası'nın bir başka zenginliğinin mandalar olduğunu söyledi. Bafra Kaymakamı Halis Arslan, Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin ve Samsun Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Güven ise 1. Deltaya Manda Salınım Günü Festivali'nin hayırlı olmasını ve geleneksel hale gelmesini diledi. Konuşmaların ardından, 300'e yakın manda Kızılırmak Deltası'na salındı. Kaymakam Halis Arslan ve Bafra Belediye Başkanı Zihni Bu yıl "Dünyanın 7 Harikası ve Mitoloji" temasıyla düzenlenecek 9. Uluslararası Antalya Kum Heykel Festivali için 9 ülkeden 22 heykeltıraş çalışmalarına başladı. laka manda yetiştirmesi, hayvancılığa başlayacakların ise manda ile başlamalarının çok daha karlı olacağına inandığını dile getirdi. Türkiye'de manda varlığının artırılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Düzenlenen bu festivalin, Türkiye'de gerek manda yetiştiriciliğine, gerekse manda ürünlerine olan ilgiyi artıracağına ve tanıtımda büyük yarar Şahin festival ağalık seçimini 2 bin 500 lira ile başlattı. On kişinin katıldığı ağalık seçiminde, 2015 yılı 1. Deltaya Manda Salınım Günü Festivali ağalığını 10 bin TL ile Doğanca Mahallesi'nden Ahmet Taş aldı. Festivalde katılımcılara manda sütünden yapılan yoğurt ve kaymak ikram edildi. Festival yerel sanatçıların konserleri ile devam etti. ANTALYA- Global Design Art Works tarafından düzenlenecek festivalde, "Dünyanın 7 Harikası ve Mitoloji" teması işlenecek. Lara Birlik Plajları'ndaki 10 dönümlük alanda çalışan 9 ülkeden 22 heykeltıraş, 15 bin ton kum kullanarak 200'e yakın heykel yapacak. Festivali direktörü Cem Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lara Birlik Plajları'ndaki yeni yerlerinde 15 Mayıs'tan itibaren ziyaretçilere kapılarını açmayı hedeflediklerini söyledi. Festivalin, dünyanın en büyük kum heykel etkinliklerinden biri olduğuna işaret eden Karaca, bu yıl miktarı artırarak 15 bin ton kum kullanacaklarını anlattı. Mitoloji temasında yaklaşık 200 heykel yapılacağını belirten Karaca, "Ziyaretçilerimiz Yunan mitolojisinde yer alan Poseidon'dan Hint mitolojisindeki Ganeşa'ya kadar ve aralarında Mısır piramitleri ile Babil'in Asma Bahçeleri'nin de yer aldığı dünyanın 7 harikasını görme ve tanıma fırsatı bulacak" dedi. "GUİNNESS rekoru YEr DEğİŞİKLİğİ NEDENİYLE ErTELENDİ" Geçen yıl aldıkları kararla, "dünyanın en büyük kum heykelini yaparak Guinness Rekorlar Kitabı'na gireceklerini" açıkladıklarını hatırlatan Karaca, şöyle konuştu: "Son dakikada yer değişikliği yapma durumu ortaya çıkınca Guinness Rekorlar Kitabı ile ilgili çalışmayı da askıya almak durumunda kaldık. Böylesi büyük bir heykel için birkaç ay önceden başlayarak hazırlık yapmak gerekiyordu. Taşınma işlemleri nedeniyle bunun için vaktimiz kalmamıştı. Bu çalışmayı önümüzdeki yıla ertelemek zorunda kaldık."