OMURĐLĐK YARALANMALI HASTALARDA ÜRODĐNAMĐK TETKĐK SIRASINDA GELĐŞEN SESSĐZ OTONOMĐK DĐSREFLEKSĐ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "OMURĐLĐK YARALANMALI HASTALARDA ÜRODĐNAMĐK TETKĐK SIRASINDA GELĐŞEN SESSĐZ OTONOMĐK DĐSREFLEKSĐ"

Transkript

1 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ĐSTANBUL FĐZĐK TEDAVĐ REHABĐLĐTASYON EĞĐTĐM VE ARAŞTIRMA HASTANESĐ 1. KLĐNĐK OMURĐLĐK YARALANMALI HASTALARDA ÜRODĐNAMĐK TETKĐK SIRASINDA GELĐŞEN SESSĐZ OTONOMĐK DĐSREFLEKSĐ Dr. BORA AKYÜREK UZMANLIK TEZĐ ĐSTANBUL

2 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ĐSTANBUL FĐZĐK TEDAVĐ REHABĐLĐTASYON EĞĐTĐM VE ARAŞTIRMA HASTANESĐ 1. KLĐNĐK OMURĐLĐK YARALANMALI HASTALARDA ÜRODĐNAMĐK TETKĐK SIRASINDA GELĐŞEN SESSĐZ OTONOMĐK DĐSREFLEKSĐ Dr. BORA AKYÜREK UZMANLIK TEZĐ Tez Danışmanı: Doç. Dr. BELGĐN ERHAN ĐSTANBUL

3 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim süresince her zaman ve her konuda desteğini esirgemeyen değerli hocam, klinik şefim Doç. Dr. Belgin ERHAN a, Asistanlık eğitimim süresince katkılarından dolayı değerli şef muavinlerim Dr. Berrin GÜNDÜZ ve Ayşe Nur BARDAK a, Hastanemiz 2. Klinik Şefi Dr. Nurdan PAKER e, Klinik deneyimlerini benden esirgemeyen hastanemizin değerli uzmanlarına, Uzmanlık eğitimim süresince sağladıkları olanaklar için hastanemiz Başhekimi Doç. Dr. Kadriye ÖNEŞ ve hastanemiz eski Başhekimi Op. Dr. Sırrı AKSU ya, Tez çalışmalarım sırasında yardımlarından dolayı ürodinami hemşireleri Nilgün TEKĐN ve Aysel HASANÇEBĐ ye, Birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum değerli asistan arkadaşlarıma, kliniğimiz fizyoterapistlerine, hemşire ve tüm personeline, Tez çalışmamın istatistiksel analizlerini yapan Dr. Ebru YILMAZ YALÇINKAYA ya TEŞEKKÜR EDERĐM. Dr.Bora AKYÜREK 3

4 ĐÇĐNDEKĐLER Sayfalar GĐRĐŞ VE AMAÇ 1 GENEL BĐLGĐLER 2 GEREÇ VE YÖNTEM 25 BULGULAR 27 TARTIŞMA 40 SONUÇLAR 47 ÖZET 48 KAYNAKLAR 51 4

5 GĐRĐŞ VE AMAÇ Hareket sisteminin en önemli komponenti olan omuriliğin çeşitli nedenlerle yaralanması sonucu ortaya çıkan lezyonlar hastaları morbitide ve mortalitesini etkileyen bir çok problemle karşı karşıya bırakmaktadır. Pek çok vücut fonksiyonunda meydana gelen kayıplar sonucu bazıları hayatıda tehdit edebilen bir çok komplikasyon ortaya çıkar. Bu komplikasyonlardan en önemlilerinden biri torakal (T6) ve daha üst seviyeli omurilik yaralanmalı hastalarda ortaya çıkan hayatı tehdit edebilen akut bir sendrom olan otonomik disrefleksidir (OD). Genellikle T6 ve üstü yaralanmalarda görülse de, T8 ve altındaki yaralanmalarda da görüldüğü bildirilmiştir (1,2). OD dışarıdan bir uyarıyla tetiklenen kontrolsüz refleks sempatik boşalımlar sonucu kan basıncında ani yükselme ile dikkat çeken bir semptomlar bileşimidir. Paroksismal hipertansiyon, baş ağrısı, terleme, nazal konjesyon, yüzde kızarıklık, piloereksiyon ve refleks bradikardi ile karakterizedir. Tetikleyici faktör olarak en sık görülen neden mesane distansiyonudur. Son yıllarda omurilik yaralanmalı hastalarda nörojenik mesane disfonksiyonunu değerlendirmede ürodinamik incelemeler yapılması gerekli incelemeler olarak kabul edilmektedirler. Nörojenik mesaneye bağlı gelişebilecek komplikasyonlar, erken dönemde mesane rehabilitasyonuna başlanması ve yapılacak ürodinamik inceleme ile uygun tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi ile önlenebilir. Ürodinamik incelemeler OD yi tetikleyebilen invazif incelemeler olduğundan, ürodinamik çalışmalar sırasında kan basıncı monitorizasyonu önerilmektedir (3). Hipertansiyon atakları serebral hemoraji ve ölüm gibi ciddi sonuçlara sebep olabileceğinden OD nin semptom ve bulgularını tanımak ve tedavisini düzenleyebilmek çok önemlidir. Bunun yanında literatürde OD ataklarının OD nin semptomları olmadan da gelişebileceğini ve ürodinamik incelemeler sırasındaki kan basıncı monitorizasyonunun bu sessiz OD ataklarını tespit etmede yararlı olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur (4). Bu çalışmanın amacı ürodinamik tetkik sırasında gelişen sessiz OD insidansını belirlemek, klinik ve ürodinamik bulgularla ilişkisini araştırmaktır. 5

6 GENEL BĐLGĐLER OMURĐLĐK YARALANMASI Omurilik yaralanması(oy) ile ilgili ilk kaynak M.Ö yıllarında yazılmış olan Edwin Smith Cerrahi Papirüsü dür ve burada tedavi edilemeyen bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Omurilik yaralanması yüzyıllarca hastayı kısa bir sürede ölüme götüren bir durum olarak bilinirken, 1930 lardan sonra bu konuda organize girişimlerin başlamasıyla akut bakım ve rehabilitatif yaklaşımlarda ciddi yenilikler olmuştur (5). Hareket sisteminin en önemli komponenti olan omuriliğin çeşitli nedenlerle yaralanması, beraberinde getirdiği fiziksel, psikososyal ve ekonomik sorunlar ile hem bireysel hem de toplumsal boyutu olan önemli bir problemdir. Günümüzde OY lı hastaların sadece hayatta kalmaları değil, aynı zamanda üretken bir yaşam sürmeleri amaçlanmaktadır (5). OY genç erişkin erkeklerde daha sık görülür. Kadın erkek oranı 1:4 tür. ABD verilerine göre yaralanma sırasında ortalama yaş 31.8 olup, hastaların %59 u 30 yaş ve altındadır (6). OY sı birçok sebebe bağlı olarak çıkabilmektedir. Etiyolojik nedenler arasında en sık karşılaşılanlar; motorlu araç kazaları (% 36-48), şiddet olayları (%5-29), düşmeler (%17-21), spor ve eğlence aktiviteleri (%7-16) dir (6,7) yılında yayınlanan Türkiye verilerinde ise trafik kazası (%48.8), düşme (%36.5), bıçaklanma (%3.3) ve suya dalış (%1.2) olarak bildirimiştir (6-8). Omurilik Yaralanmalarında Nörolojik Sınıflandırma Omurilik yaralanmalı hastaların değerlendirme ve izleminde standart metodlar uygulanmasının klinisyenler arasında doğru iletişimi sağlamak açısından gerekli olduğu yaklaşık 38 yıl önce ifade edilmiştir (9). 6

7 Omurilik yaralanmalı bir hastayı değerlendirmenin en iyi yolu American Spinal Injury Association (ASIA) tarafından tanımlanan standart nörolojik muayenin yapılmasıdır de ASIA tarafından başlatılan bu yaklaşım en son 2000 yılında gözden geçirilmiş ve 2002 de yeniden basılmıştır. Nörolojik muayenenin duyusal ve motor nörolojik muayene olmak üzere iki temel bileşeni vardır. Bozukluk; duyu skoru, motor skor, yaralanmanın komplet olup olmaması şeklinde tanımlanır. Nörolojik muayeneden elde edilen bilgiler standart formlara işlenir. Duyusal muayene için iğne ve hafif dokunma ile test edilen vücudun her iki yarısında yer alan 28 anahtar dermatom vardır. Duyu muayenesi için 3 puanlı skala (0-2 aralığında) kullanılır. Derin anal duyu için rektal muayene yapılır. Parmak ile rektum duvarına basınç uygulanırken hastaya dokunma veya basınç hissinin olup olmadığı sorulur. Derin anal duyu var ya da yok olarak değerlendirilir. Motor muayenede bilateral on anahtar kasın kuvvetini derecelendirmeyi içerir. Beş üst ekstremitede (C5-T1 miyotomları) ve 5 alt ekstremitede (L2-S1) olmak üzere 10 anahtar kas grubu bilateral olarak değerlendirilir. Motor muayene hasta sırt üstü yatar pozisyondayken yapılır ve 0-5 skorlanır. Đstemli anal kontraksiyon, hekimin parmağı çevresinde eksternal anal sfinkter kontraksiyonunun hissedilmesiyle test edilir ve var ya da yok olarak değerlendirilir. Nörolojik seviye, vücudun her iki tarafında motor fonksiyon ve duyunun normal olduğu en kaudal seviyedir. Anahtar kası olmayan segmentlerde (C4 ve üzerini içeren yüksek servikal seviyeler, T2-L1, S2-5 sakral seviyeler) nörolojik seviye duysal seviye ile belirlenir (10,11). Komplet hasar, en alt sakral segmentlerde motor ve duysal fonksiyon yokluğu olarak tanımlanır. Đnkomplet hasar ise en alt sakral segmentleri içermek üzere nörolojik seviyenin altında motor ve/veya duyusal fonksiyonun korunması olarak tanımlanır. ASIA tarafından tanımlanan standart nörolojik muayenede kullanılan terimler ve ASIA skalası aşağıda açıklanmıştır. Tetrapleji: Spinal kanal içindeki nöral elemanların hasarına bağlı olarak spinal kordun servikal segmentlerindeki motor ve/veya duysal fonksiyon bozuklukğunu veya kaybını ifade eder. Tetrapleji kollarda, gövdede, bacaklarda ve pelvik organlarda 7

8 fonksiyon bozukluğu oluşturur. Tetrapleji brakial pleksus lezyonlarını veya nöral kanal dışındaki periferik yaralanmaları kapsamaz. Parapleji: Spinal kordun torasik, lomber veya sakral segmentlerinin spinal kanal içerisindeki hasarı sonucu motor ve/veya duysal fonksiyon bozukluğu anlamındadır. Paraplejide kolların fonksiyonu korunmuştur. Lezyona göre gövde, bacaklar veya pelvik organlar tutulmuş olabilir. Bu terim lumbosakral pleksus lezyonlarını veya nöral kanal dışındaki periferik sinir yaralanmalarını kapsamaz. Motor seviye: Kendisinin üzerindeki anahtar kasların normal olarak (5/5) derecelendirildiği, en azından 3/5 değerindeki en kaudal anahtar kasın ait olduğu seviyedir. Duyusal seviye: Vücudun her iki tarafında iğne ve hafif dokunma duyusunun normal olduğu en kaudal seviyedir. Nörolojik seviye: Vücudun her iki tarafında normal motor ve duyusal fonksiyona sahip olan en kaudal seviyedir. Normal fonksiyon seviyesi vücudun sağ ve sol tarafında farklılık gösterebilir. Bunun yanında motor ve duysal seviyelerde aynı olmayabilir. Bu yüzden nörolojik seviyenin tespitinde sağ duysal, sol duysal, sağ motor ve sol motor seviye olmak üzere değerlendirme yapılabilir. Bu gibi durumlarda, yani seviyelerin sağ ve sol vücut yarısı ile motor ve duyusal seviye farklılığında, bu seviyelerin her birinin ayrı ayrı kaydedilmesi ve yanlışlığa yol açacağı için tek bir seviye kullanılmaması tavsiye edilir. Đskelet seviyesi: Radyolojik incelemede en fazla hasarlanmış vertebra seviyesidir. Komplet lezyon: En alt sakral segmentlerde duyusal ve motor fonksiyon yokluğudur. Đnkomplet lezyon: En alt sakral segmenti içermek üzere nörolojik seviyenin altında motor ve/veya duyusal fonksiyonun korunduğu durumlarda lezyon inkomplet olarak tanımlanır. Parsiyel Korunmuş Alan: Komplet yaralanmalar için kullanılan bir terimdir. Nörolojik seviyenin altında kısmen inerve dermatom ve/veya miyotomları ifade eder (10). 8

9 American Spinal Injury Association (ASIA) Đmpairment Skalası A (Komplet): Sakral segmentlerde motor ve duyusal fonksiyon korunmamıştır. B (Đnkomplet): Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon yoktur, duyusal fonksiyon devam eder ve sakral segmentlere (S4-5) kadar uzanır. C (Đnkomplet): Nörolojik seviyenin altında motor ve duyusal fonksiyon korunmuştur. Đstemli anal kontraksiyon ve/veya motor seviyenin altında anahtar kasların en az yarısından fazlasının 3/5 kas gücünün altında olmasıdır. D (Đnkomplet): Nörolojik seviyenin altında motor ve duyusal fonksiyon korunmuşur ve bu seviyenin altındaki anahtar kasların en az yarısından fazlasının 3/5 kas gücü ve üzerinde olmasıdır. E(Đnkomplet): Motor ve duysal fonksiyon normaldir. OMURĐLĐK YARALANMASI SONRASI GELĐŞEN KOMPLĐKASYONLAR Bası yaraları Basınca bağlı gelişen iskemik doku hasarıdır. OY nın en sık morbitide nedenlerindendir. Sıklıkla sakrum, trokanterler, iskiyum ve topuklarda gelişir. Bası yaraları hem diğer komplikasyonlara zemin hazırlayabilirler hemde enfekte oldukları zaman sepsis hatta ölüme neden olabilirler (10,12). Nörojenik Mesane OY sonrası gelişen mesane disfonksiyonu iki başlık altında incelenebilir: 1) Suprasakral lezyonlar 2) Sakral lezyonlar 9

10 T11 vertebra ve üzerindeki yaralanmalarda suprasakral lezyonlar görülürken L1 vertebra altındaki yaralanmalarda sakral lezyonlar görülmektedir. T12-L1 seviyesi her iki tip mesane disfonksiyonunun da görülebildiği seviyedir (13). Akut OY sonrası yaralanma seviyesinin altında nöral aktivitenin azaldığı veya olmadığı, flask paralizinin olduğu ve refleks aktivitenin kaybolduğu döneme spinal şok dönemi denir. Spinal şok döneminde mesane disfonksiyonunun tipi maskelenir. Bu dönemde mesanede arefleksi görülür. Spinal şok döneminde kateterizasyon uygulanmazsa taşma inkontinası ortaya çıkar (13,14). Genel olarak suprasakral lezyonlar overaktif mesaneye, sakral lezyonlar akontraktil mesaneye yol açarlar. Ürodinamik incelemelerde bu lezyonların her zaman aynı sonucu doğurmadığı görülmüştür (15,16). Omurilik yaralanmasından sonra gelişen mesane fonksiyon bozukluklarını dört ana grupta toplayabiliriz. Alt üriner sistem hastalıklarıyla ilgilenenler arasında ortak bir terminoloji oluşturmak amacıyla International Continent Society (ICS) 2002 yılında yapmış olduğu klasifikasyonda mesane ve mesane çıkışının aktivitesi üzerinde durmuştur. Detrüsor overaktivite teriminin hiperrefleks detrusör yerine kullanılması önerilmiştir (17,18). Overaktif detrusör/ normoaktif sfinkter Đnkomplet suprasakral spinal kord yaralanmasından sonra görülebilir. Detrusörde inhibe edilemeyen kontraksiyonlar oluşur ve sfinkterler genellikle koordinedir. Bu durum, pons bölgesinden sakral bölgeye kadar olan yolların korunmasıyla oluşmaktadır. Đşeme refleksi korunmuştur. Đşemenin istemli kontrolünde kayıp vardır. 10

11 Overaktif detrusör/ Overaktif sfinkter (dissinerjik sfinkter) Pons ile sakral işeme merkezi arasındaki spinal yolların lezyonu sonucu detrusörde inhibe edilemeyen kontraksiyonlar ve dış sfinkterde dissinerji görülür. Yüksek intravezikal basınca karşın, fazla miktarda rezidüel idrar kalır. Sistometrogramda istemsiz detrusör kontraksiyonları ve bunlarla senkron olarak dış sfinkterde elektriksel aktivite artışı görülür. Akontraktil Detrusör/ Normoaktif Sfinkter Sakral spinal kord lezyonları veya daha periferik nörolojik lezyonlara bağlı olarak gelişir. Sistometride akontraktil mesane saptanır. Bu hastalar Crede manevrasıyla mesanelerini boşaltabilirler. Akontraktil Detrusör/ Overaktif Sfinkter Sakral spinal kord lezyonlarında, periferik sinir lezyonlarında (diabetik veya travmatik nöropati) görülür. Sistometride arefleks mesane saptanır. Bu hastalarda idrar retansiyonu saptanır. Đdrar yapma gayreti esnasında, dış sfinkter elektriksel aktivitesi artar. Nörojenik mesaneye bağlı üriner sistem infeksiyonları, hidronefroz, mesane taşı, vezikoüretral reflü gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir. OY lı hastalarda nörojenik mesane ve buna bağlı komplikasyonlar en önemli mortalite ve morbitide nedenlerindendir (14,19). Spastisite Desendan inhibitör etkilerin kaybı ve spinal korddaki alfa motor nöronlarda intrinsik hipereksitabilite ile ilişkilidir. Spinal şoku takiben gelişen spastisite, artmış derin tendon refleksleri ve istemsiz kas spazmları ile karakterizedir. Yaralanmadan bir yıl sonra hastaların %70 inde spastisite ortaya 11

12 çıkar. Günlük yaşam aktivitelerini etkileyip etkilemediği ve ağrıyla birlikte olup olamadığı araştırılmalıdır (10,12). Heterotopik Ossifikasyon Doku oksijenizasyonunun azalmasına veya bilinmeyen bazı faktörlere bağlı olarak multipotansiyel bağ dokusu hücrelerin kondroblast ve osteoblastlara metaplazisidir. Paraartiküler ossifikasyon ile karakterizedir ve sıklıkla büyük eklemlerin fleksor yüzlerinde oluşur. En sık kalça, diz, omuz ve dirsekler etkilenir. Derin Ven Trombozu Pulmoner emboliye yol açabileceği için önemli bir morbitide ve mortalite nedenidir. Etiyolojide immobilitenin yanı sıra, kanın koagulabilitesindeki değişiklikler rol oynar. Kesin tanı venografi ile konur (20). Gastrointestinal Komplikasyonlar OY sonrası görülen ölümlerin %10 u akut intraabdominal olaylara bağlıdır (21). Bu dönemde ileus, fekal impakt ve üst gastrointestinal kanama riski artar. Bu durum yüksek seviyeli ve komplet yaralanmalarda daha fazladır. OY lı hastalarda intraabdominal patolojinin klasik semptom ve bulgularına rastlanmayabilir. Anoreksi, bulantı, vital bulgularda ve spastisitede değişiklik veya omuz ağrısı gibi refere ağrılar olabilir. Metabolik Sorunlar ve Endokrin Değişiklikler OY lı hastalarda hiperkalsemi, osteoporoz, parathormon ve D vitamini düzeylerinde baskılanma gibi komplikasyonlar gözlenebilir. Hiperkalsiüri yaralanma sonrası ilk haftada gelişir ve 6 ay ya da daha uzun sürebilir. Hiperkalsemi çocuk ve genç erişkinlerde daha sık gözlenir. Parathormon ve 12

13 vitamin D düzeylerindeki baskılanmanın 6 ay içinde normale döndüğü bildirilmiştir (22,23). Kardiovasküler Komplikasyonlar Lezyon seviyesi T6 üzerinde olan hastalarda ortostatik hipotansiyon görülebilir. OY lı hastalarda egzersiz kapasitesi, bazal metabolizma ve venöz dönüş azalır. Lezyon seviyesinin altında sempatik aktivitede azalma, venöz göllenme, istirahat kan basıncı düşüklüğü, refleks bradikardi ile sonuçlanır. Tetraplejik ve yüksek paraplejik hastalarda ciddi koroner iskemiye rağmen semptomlar fark edilmeyebilir (24). Pulmoner Disfonksiyon Göğüs kafesi, abdominal kaslar ve/veya diyafram paralizisine bağlı olarak servikal ve yüksek torasik OY lı hastaların çoğunda pulmoner disfonksiyon gelişir. Atelektazi, pnömoni ve respiratuvar yetmezlik en sık görülen komplikasyonlardır. T6-T12 arası komplet yaralanmalarda abdominal ve alt interkostal kaslar tutulur ve öksürme refleksi bozulur. C4 spontan solunum için korunması gereken en üst seviyedir. Daha üst seviyeli yaralanmalarda mekanik solunum desteği gerekir (25). Ağrı OY lı hastalarda ağrı prevalansı %94 lere ulaşabilmektedir. Ağrı genellikle yaralanma sonrası ilk bir yılda ortaya çıkar ve şiddeti ve sıklığı zaman içinde azalır. Hastaların %5-45 i günlük yaşam aktivitelerinde ağrı ile ilgili sorunlar yaşarlar. 13

14 Posttravmatik Siringomyeli Yaralanma sonrası 2 ay-25 yıl arasında ortaya çıkabilir (22,26). Semptomları segmental ve radiküler ağrı, geç motor ve duyusal kayıp, spastisitede artış ve hiperhidrozistir. Tanı manyetik rezonans görüntüleme ile konur. Cinsel Sorunlar ve Đnfertilite OY sonrası cinsel yaşamda özsaygı, vücut imajı, libido, duyu, ereksiyon, lubrikasyon, koitus ve fertilite ile ilgili sorunlar yaşanır. Erkeklerde ejakülasyon problemleri ve semen kalitesinde bozulma sonucu infertilite gelişir. Kadınlarda OY sonrası cinsel istek ve tatmin azalır. Menstruasyon 3-6 ay içinde normale döner. Otonomik Disrefleksi OY sonrası görülen, hayatı tehdit edebilen komplikasyonlardan biri olan OD ileriki bölümlerde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 14

15 OTONOMĐK DĐSREFLEKSĐ Otonomik disrefleksi majör sempatik splanknik çıkışın üst kısmında kalan torakal 6 (T6) ve daha üst seviyeli omurilik yaralanamalı hastalarda ortaya çıkan, lezyon seviyesinin üstünde yoğun, kontrolsüz refleks sempatik boşalımların yol açtığı hayatı tehdit edebilen akut bir sendromdur. Bu sendrom hipertansiyon, zonklayıcı başağrısı, aşırı terleme, kızarma, bradikardi ve piloereksiyon ile karakterizedir. Her ne kadar T6 üzerindeki lezyonlar sonucu ortaya çıkmakla birlikte T8 seviyesine kadar görülebilmektedir (1,2,27). Đlk olarak A. Bowlby (1890) 18 yıllık omurilik yaralanmalı bir hastada aşırı terleme ile baş ve boyun bölgesinde eritematöz lezyonların ortaya çıktığını fark etmiştir. Daha sonra Head ve Riddoch (1917) omurilik yaralanamalı hastalarda mesane distansiyonu ve küme (mass) refleksini provake eden uyarıların aşırı bir terleme yaptığını bildirmişler, ancak ilk kez Guttman ve Witteridge bu klinik tablonun paroksismal hipertansiyonla birlikte gelişen bir sendrom olduğunu fark etmişlerdir (28). Literatürde OD, otonomik hiperrefleksi, spinal poikilopezis, paroksismal nörojenik hipertansiyon, otonomik refleks, sempatik hiperrefleksi, mass refleksi ve nörovejetatif sendrom olarakta bilinmektedir (29-31). Bir çok çalışmada tetraplejik ve yüksek paraplejiklerde otonomik disrefleksi görülme sıklığı %48 ile 90 arasında bildirilmiştir (27,32,33). Hem komplet, hem de inkomplet omurilik yaralanmalarından sonra görülebilse de, inkomplet yaralanması olan hastalarda semptomlar daha hafif seyreder (29,34). Nadir olmakla birlikte T8 seviyesine kadar lezyonu olan hastalarda da görülebilmesine rağmen, bu hastalardada reaksiyon zayıf olmaya meyillidir (1). OD spinal şok devresinden sonra herhangi bir dönemde görülebilir. Spinal şok evresinde de görülebileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur (35). Fakat çoğunlukla ilk atak yaralanmadan sonraki ilk 6 ay içinde görülmektedir (32). Đnsan organizmasında arteryel kan basıncında oluşan ani değişimlerin kontrolünde splanknik alanın kan dolaşımının otonomik kontrolü gereklidir. Majör sempatik splanknik yolu T6-L2 gelen splanknik sinirler oluştururlar. Majör sempatik splanknik çıkış T6 düzeyinin altında gerçekleşmektedir. Bu nedenle T6 ve daha üst seviyeli omurilik yaralanmalarında splanknik alanın otonomik regülasyonu mümkün olmaz. Yaralanma seviyesi altında intakt duysal sinirlerin spinal korda ilettiği impulslar 15

16 (viseral organların kontraksiyonu ve gerilmesi, derinin taktil ve termal uyaranları vb. sonucu oluşan), spinal talamik ve dorsal kolon yolları ile çıkıp intermedial lateral gri cevherdeki sempatik nöronları uyarırlar. Normalde bu reaksiyonu zayıflatacak olan T6 nın üzerinden köken alan inhibitör impulslar, lezyon seviyesinde bloke oldukları için, sempatik deşarj karşılıksız kalır. Sonuçta norepinefrin, dopamin ve β-hidroksilaz salınımı, vazokonstriksiyon ve kan basıncında artışa neden olur. Karotis ve aortadaki sağlam baroreseptörler, hipertansiyonu sezip vazomotor beyin sapı refleksleri ile kan basıncını düşürmeye çalışırlar. Vücudun ilk kompansasyon mekanizması vagal sinir aracılığıyla kalbin parasempatik inervasyonunu arttırmaktır ve bu bradikardiye neden olabilir. Đkinci refleks mekanizma, lezyonun üzerindeki vazomotor merkezlerden sempatik inhibitör akışta artmadır ve bu vazodilatasyon ve yüzde kızarmaya yol açar. Otonomik disrefleksi bulgu ve semptomları Otonomik disrefleksinin bulgu ve semptomları sempatik aşırı aktivite ve bunun sonucu olarak parasempatik sinir sistemince oluşturulan kompansatuvar reaksiyon sonucu oluşur. OD atağı sırasında bu semptom ve bulgulardan bir veya birkaçı bulunabilir. Hastanın değerlendirilmesinde kognitif ve verbal iletişimin yeterli olup olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır, çünkü bazı semptomları hasta tam olarak ifade edemeyebilir. OD episodiktir ve yüksek kan basıncı değişmez bulgudur. OY lı bir hastada kan basıncında mmhg lik bir artış OD bulgusu olabilir. OD ye bağlı hipertansiyon başlangıç değerinde mmhg yükselme veya kalp atım hızında değişiklikle beraber sistolik kan basıncında başlangıç değerine göre en az %20 lik artış olarak tanımlanır (35-39). Literatürde OD atağı sırasında sistolik kan basıncının mmhg, diastolik kan basıncının mmhg seviyelerine çıkabildiği rapor edilmiştir (39,40). Hipertansiyon, başağrısı, terleme, flushing, midriazis ve nazal konjesyon lezyon seviyesi üzerinde, ekstremitelerde solukluk ve soğukluk, piloereksiyon, mesane ve intestinal sfinkter kontraksiyonları, ereksiyon ve seminal sıvı emisyonu lezyon seviyesinin altında görülen semptomlardır. Hipertansiyon, bradikardi ve anksiyete ise genel bulgu ve semptomlardır. Vagal stimulasyona sekonder gelişen refleks bradikardi sık görülse de, hastalarda taşikardiye de rastlanabilir (29,32,39). 16

17 OD ye bağlı başağrısı zonklayıcı karakterde olup, hastaların %50 sinden fazlasında frontal, temporal ve oksipital bölgeye lokalizedir (29). Parasempatik cevaba bağlı olarak ağrıya duyarlı intrakranial arterlerin vazodilatasyonu sonucu oluşur. Pupiller değişiklikler lezyon seviyesinin T1 seviyesinin üstünde olup olmamasına göre değişiklik gösterir. Gözün sempatik inervasyonun sağlandığı T1 seviyesi üstündeki lezyonlarda midriazis oluşur. Piloereksiyon lezyon seviyesi altında kıl folliküllerinin sempatik stimulasyonu sonucu meydana gelir. Hastada OD atağı prekardial basınç hissi ve anksiyete görülebilir. OD atağı sırasında görülebilen semptomlar çok çeşitlidir. Daha az görülen semptomlar arasında görmede bulanıklık, titreme, mide bulantısı, kafada ağırlık hissi, göz kapaklarında retraksiyon, spastisitede artış, solunum güçlüğü, ağızda metalik tat, göğüs ağrısı, konjuktival konjesyon ve Horner sendromu sayılabilir (29,41).Bazen de OD atağı sırasında kan basıncında yükselme olmasına karşın hasta hiçbir semptom tariflemeyebilir (2,4). Otonomik Disrefleksiyi Tetikleyebilen Nedenler OD lezyon seviyesi altından köken alan periferik afferent bir stimulusun izole spinal kordu uyarmasıyla tetiklenir. Bu stimulus lezyon seviyesi altında kalan viseral organların gerilmesi veya kontraksiyonu ile veya ağrı reseptörlerinin aktivasyonuyla oluşabilir. Birden çok uyaranın aynı anda etkili olduğu durumlarda reaksiyon daha kolay oluşur ve daha ciddi seyredebilir (39). OD atağı altta yatan bir hastalık tarafından tetiklenebilse de, iyatrojenik olarak da görülebilir. Tetikleyici faktör olarak en sık görülen neden mesane distansiyonudur. OD ataklarının %75 ile %85 inde tetikleyici neden mesane distansiyonudur (32,40). Tıkanmış bir kateter veya düzensiz uygulanan temiz aralıklı kateterizasyon programı mesane distansiyonuna sebep olabilir. Bunlara ek olarak üriner sistem infeksiyonu, mesane taşları, ürodinamik incelemeler, mesane irrigasyonu, sistoskopi veya kateterizasyon gerektiren diğer ürolojik testler OD atağını tetikleyebilir. 17

18 Đkinci en sık görülen neden fekal tıkaca bağlı gelişen barsak distansiyonudur. Fekal tıkaca bağlı gelişen barsak distansiyonu vakaların %13 ila %19 unda tetikleyici faktör olarak rol oynar (32,40). Anorektal fissürler, hemoroidler ve rektal tuşede OD atağını tetikleyebilen faktörlerdir. Gastrik ülser, gastroözafajial reflü gibi üst gastrointestinal sistem hastalıkları ve akut batın gibi acil durumlarda OD atağını tetikleyebilir. OD ye en sık sebep olabilen ürolojik işlemler sistoskopi ve ürodinamik incelemelerdir. Sistoskopi sırasında fleksibl sistoskopların kullanımı OD riskini azaltsa da, tamamen ortadan kaldırmaz (42,43). Ürodinamik çalışmalar OD gelişmesi için bir risk faktörü olduklarından tetkik sırasında kan basıncı monitorizasyonu önerilmektedir (3,44). Omurilik yaralanmalı hastalar ürolitiazis açısından artmış riske sahip olduklarından, tedavide kullanılan ekstrakorporeal şok dalga litotropsi ve perkütan nefrolitotomi sırasında OD gelişebilir (45,46). Omurilik yaralanmalı erkek hastalarda infertilite tedavisinde kullanılan elektroejakülasyon ve vibroejekülasyon teknikleri OD gelişimine zemin hazırlayabilir (47). Cinsel ilişki her iki cinstede OD yi tetikleyebilir. Jinekolojik muayene ve over kistleri de OD ataklarına sebebiyet verebilirler. Gebelikte OD ataklarının sıklığında artma görülebilir. Doğum sırasında T6 seviyesi üzerinde lezyonu olan hastaların üçte ikisinde OD geliştiği rapor edilmiştir (36). Kan basıncı yükselmesi çok fazla olabilir ve literatürde doğum sırasında OD gelişimine bağlı intraventriküler hemoraji geçiren 2 vaka bildirilmiştir (36). Syringomyeli genellikle ağrı, motor güçsüzlük, duysal değişiklikler, hiperhidrozis ve spastisitede artış ile ortaya çıkar. Syringomyelinin başlangıç bulgusu OD olabilir. Nazal dekonjestanlar ve misoprostol gibi medikal tedavilerde OD atağını tetikleyebilirler (32,48). OD yi tetikleyebilecek diğer nedenler arasında bası yaraları, tırnak batması, meteorizm, epididimit, testis ve over torsiyonu, safra kesesi taşı, cerrahi girişimler, sıcak ve soğuğa maruz kalma, sıkı giysiler ve ateller sayılabilir (27). 18

19 Cerrahi girişim uygulanacak T6 ve daha yüksek seviyeli omurilik yaralanmalı hastalar OD açısından belirli bir risk altındadırlar. Genellikle anestezinin indüksiyon fazında kullanılan anestezi tekniğinden bağımsız olarak OD meydana gelir (49). Spinal (intratekal) anestezi OD ye sebep olan otonomik refleks arkı kırdığı için bu tip hastalarda kullanılabilecek en uygun anestezi şeklidir (49). Tedavi Başarılı bir OD atağı tedavisi semptomların tanınması ve en çabuk şekilde atağı tetikleyen faktörün bulunup ortadan kaldırılmasıyla başlar. Tanıda ve tedavide gecikme ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonların meydana gelmesine sebep olabilir. OD tedavisinde ilk adım hasta yatıyorsa hemen oturur pozisyona alınması ve kanın bacaklarda göllenmesini sağlayarak kan basıncının azaltılmaya çalışılmasıdır. Giysiler ve diğer baskı unsuru olabilecek tüm etkenler kontrol edilerek gevşetilir. Tansiyon ve nabız stabil oluncaya kadar 2-5 dakika ara ile kontrol edilir. OY olan hastaların otonomik regülasyonları bozuk olduğu için kan basıncında çok hızlı değişimler olabileceği unutulmamalıdır. Tedavi sırasında hasta olayı tetikleyen nedenler yönünden incelenmelidir (50). OD nin en sık nedeni mesane distansiyonu olduğu için ilk olarak mesane distansiyou varlığı araştırılır. Neden ne olursa olsun distansiyon varsa mesane boşaltılmalıdır. Đdrar sondası kontrol edilir, yerinden çıkmışsa yeniden takılır. Kateterizasyon OD yi kötüleştirebileceği için sonda takılmadan önce üretraya %2 lik lidokain jel sürülür ve etki etmesi için 2 dakika kadar beklenir. Sonda tıkanmış ise ml vücut ısısında salin ile irrigasyon yapılır. Mesane kaynaklı neden saptanamıyorsa fekal tıkaçtan şüphelenilir. Varsa fekal kitle rektuma topikal anestezik jel uygulandıktan 2-3 dakika sonra manuel olarak çıkarılır. Bu işlem sırasında OD kötüleşirse topikal anestezik tekrar verilir ve 20 dakika beklendikten sonra işlem tekrarlanır. Eğer sistolik kan basıncı 150 mmhg nın üzerinde ise fekal tıkacı kontrol etmeden önce farmakolojik tedavi verilmesi önerilir. 19

20 Farmakolojik tedaviyi gerektiren kan basıncı düzeyi ile ilgili görüş birliği yoktur. Omurilik yaralanmalı hastalarda sistolik kan basıncının normalde mmhg düzeylerinde seyrettiği akılda tutulmalıdır. 150 mmhg sınırındaki sistolik basınçlar ciddi hipertansiyon kabul edilir ve farmakolojik olarak tedavi edilmelidir (4,51). Tedavide hızlı ve kısa etkili antihipertansif ilaçlar tercih edilmelidir. Nifedipin ve nitratlar en sık önerilen ilaçlardır. Nifedipin bu amaçla en sık kullanılan ilaçtır (34,38,39,40,41). Sistometrik tetkikten kısa bir süre önce verilmesi sonucu atakları önleyebildiği gösterilmiştir (52). Nifedipin 10 mg dozunda sublingual olarak verilir. Ancak yaşlı ve koroner arter hastalığı olan kişilerde kan basıncında ani düşmelere neden olabileceği için dikkatli kullanılmalıdır. Ani ve şiddetli hipotansiyon meydana gelme riski dolayısıyla, son zamanlarda omurilik yaralanmalı hastalarda erektil disfonksiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan sildenafil ile nitratların kullanımı kontrendikedir (39,40). Nitratlar ile tedavi edilecek hastanın son 24 saat içinde sildenafil kullanıp kullanmadığı sorgulanmalıdır. Hidralazin, diazoksit, fenoksibenzamin, beta blokerler, terazosin, kaptopril diğer kullanılabilecek ilaçlardır (53,54). Tüm medikal tedavilere rağmen kan basıncı düşürülemeyen hastalarda uygun monitorizasyonla IV nitroprusid verilebilir. OD atağı sırasında görülen baş ağrısı hipertansiyon tedavi edildikten sonrada saatlerce sürebilir; genellikle asetominofene iyi cevap verir. Kan basıncı ve semptomlar atak sonrası 2 saat süreyle yakından izlenmelidir. Çünkü olayı tetikleyen neden ortadan kalkmadığı halde medikasyona bağlı olarak semptomlar yatışmış olabilir. Olayı tetikleyen neden hala bulunamadıysa daha ayrıntılı bir gözden geçirme ve altta yatan nedene yönelik tedavi gerekir (50). Ciddi bası yarasına bağlı oluşan dışarıdan stimulusun önlenemediği, tekrarlayan OD atakları olan bazı hastalarda alta yatan problem çözülene kadar profilaktik tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Bu gibi durumlarda en sık kullanılan ajanlar terazosin gibi alfa blokerlerdir (55). Atakların tekrarını önlemek uygun mesane, barsak ve cilt bakımını gerektirir. Ayrıca hasta ve ailesinin OD den korunma, OD nin bulguları ve tedavisi yönünden eğitimi çok önemlidir. Hastaneden taburculukta OD riski olan hastalara acil durumlarda kullanacakları uygun antihipertansif ilaçlar önerilmelidir. 20

21 Otonomik Disrefleksiye Bağlı Oluşabilen Komplikasyonlar OD ye bağlı gelişen komplikasyonlar genellikle şiddetli hipertansiyona bağlıdır. Hipertansiyon, konfüzyon, görme bozukluğu, bilinç kaybı, ensefalopati, retinal kanama, intraserebral ve subaraknoid kanama, epileptik nöbet, elektrokardiyografik değişiklikler, atrial fibrilasyon, akut myokard yetmezliği, ölüm gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlarla sonuçlanabilir (49). Bası yarası gelişimi OD ye bağlı direkt komplikasyonlardan biri olmasa da, derinin sempatik denervasyonu sonucu oluşan arteriovenöz şantlar iskemiye sebep olarak bası yarası gelişimini kolaylaştırırlar (56). Epileptik nöbetler genellikle hipertansiyona bağlı subaraknoid hemorajiye sekonder gelişse de, intraserebral bir patoloji olmadanda gelişebilir (57). Omurilik yaralanmalı bireylerin yaşam sürelerinin artması, bu hastaların yaşla birlikte serebrovasküler olay yönünden normal populasyonla aynı riski taşımalarına sebep olmuştur. OD sırasındaki ani ve şiddetli kan basıncı artışları bu hastaların serebrovasküler olay geçirme riskini arttırır. Nörojenik pulmoner ödem uzamış OD atağı sonucu gelişebilen komplikasyonlardan biridir (39,58). Uzamış yoğun vazokonstrüksiyon sonucu kanın sistemik vaskuler yataktan daha düşük dirençli pulmoner vaskuler yatağa yönelmesi ile oluşur (39). Kan basıncının yükselmesi ile birlikte kalp atım hızındaki değişiklikler prematür erken atımlar, ikinci derece A-V blok gibi gibi aritmilere yol açabilir (39). OD ataklarından sonra EKG kayıtlarında iskemik patern gözlenebilir. Kalp hastalıgı için başka risk faktörü olmayan OY lı hastalarda OD atakları sonrası atrial fibrilasyon epizotları rapor edilmiştir. 21

22 ÜRODĐNAMĐK ĐNCELEMELER Ürodinami mesanenin depolama ve işeme fonksiyonunu etkileyen faktörlerin değerlendirilmesinde kullanılır (59). Ürodinamik çalışmalar, alt üriner sistemin değerlendirilmesinde, mesane ve üretral fonksiyon bozukluklarının teşhis ve tedavisinde önemli veriler sunar. Mesane disfonksiyonunun tanısında ürodinami altın standarttır. Basit su manometrisi sistometresinden, komplike kombine video-ürodinami çalışmalarına kadar değişik metodları içerir. Video-ürodinami çalışmaları fizyopatolojiyi en doğru şekilde gösteren çalışmalardır (60). Omurilik yaralanmalı hastalarda ürodinamik tetkik: a) altta yatan anomaliyi saptamak ve nörojenik mesane disfonksiyonu tipini belirlemek, b) tedavi edilmediğinde uzun dönemde mortalite ve morbitideyi etkileyen detrusör sfinkter dissinerjisi ve azalmış kompliansı tespit etmek, c) hastanın motivasyonuna ve disabilitesine göre uygun tedaviyi düzenlemek amacıyla yapılır. Uzun süre ürodinamik çalışmalarda kullanılan terminolojiler ve görülen anormalliklerin klasifikasyonları üzerinde fikir birliği olmaması nedeniyle, çalışma sonuçlarının karşılaştırılmasında güçlükler yaşanmıştır. Ürodinamik incelemeleri daha detaylı anlatmadan önce ürodinamik incelemelerde kullanılan terminolojiyi anlamak gereklidir. Ürodinamik Đncelemelerde Terminoloji International Continence Society (ICS) ürodinamik çalışmalarda kullanılan terminolojinin standardizasyonu üzerinde çalışmalar yapmış ve 2002 yılında önceki tanımlamaları genişletmiştir (17). Sistometri Ürodinamik çalışmaların en önemlisidir. Mesanenin basınç akım ilişkisini gösterir. Detrusör aktivitesi, mesane duyusu, kapasitesi, kompliansı ve işeme kontrolü hakkında bilgi verir. Ürodinamik çalışmada genel olarak, işeme siklusunun dolma fazını ifade eder. 22

23 Dolma sistometrisi: Mesanenin dolma fazında, basınç/hacim ilişkisinin incelendiği metoddur. Dolma fazı mesane doldurulmaya başlandığında başlar, hastanın veya ürodinamiyi yapan işeme izni vermesiyle biter. Basınç-üroflov çalışmaları: Mesane boşalımı sırasında (işeme), mesanenin basınç/üroflov ilişkisinin incelendiği metoddur. Đşeme fazı işemeye izin verildiğinde başlar, hasta işemenin son bulduğunu söylediğinde biter. Đntravezikal basınç (Pves): Mesanenin içindeki basınçtır. Abdominal basınç (Pabd): Mesanenin dışındaki mesaneyi çevreleyen ve ona etki eden basınçtır. Rektal basınç ölçümü ile ortaya konur. Detrusör basıncı (Pdet): Mesane basıncının mesane duvarı içindeki kuvvetle oluşturulan bölümüdür. Mesane basıncından abdominal basıncın çıkarılması ile hesaplanır (Pdet= Pves-Pabd). Dolma Sistometrisi Đlk mesane dolumu hissi: Dolma fazında, hastaların mesane dolumunu ilk hissettikleri andır. Đlk işeme isteği: Dolma sistometrisi esnasında, istendiği zamanda idrarın yapılabileceği ancak gerektiğinde geciktirilebileceği andır. Kuvvetli işeme isteği: Kuvvetli idrar yapma gereksiniminin olduğu andır. Artmış mesane hissi: Đlk idrar, normal idrar ve kuvvetli idrar hislerinin düşük hacimlerde hissedilmesidir. Mesane hissi yokluğu: Hastanın idrar hissinin olmamasıdır. Dolma Sistometrisi Sırasında Detrusor Fonksiyonu Normal detrüsor fonksiyonu: Basınçta hiç değişiklik olmadan veya çok az değişiklikle mesanenin dolabilmesidir. Detrüsor overaktivitesi (DOA): Ürodinamik bir bulgu olup dolma fazında ortaya çıkan detrusör kontraksiyonları ile karakterizedir. Bu kontraksiyonlar spontan veya provokatif olabilirler. 23

24 Detrusör overaktivite inkontinansı: Đstemsiz bir detrusör kontraksiyonu ile birlikte inkontinansın oluşmasıdır. Mesane kompliansı: Mesane hacmindeki değişiklik ile detrusör basıncındaki değişiklik arasındaki ilişkiyi belirtir (ml/cmh2o). Mesane kapasitesi Sistometrik Kapasite: Dolma sistometrisi sonunda, genellikle işeme izninin verildiği hacimdir. Maksimum sistometrik kapasite: Normal duyusu olan hastalarda, işemenin daha fazla geciktirilemeyeceği hacimdir. Dolma Sistometrisi Sırasında Üretral Fonksiyon Normal üretral kapanma mekanizması: Dolma fazında abdominal basınçta artış olsa bile pozitif üretral kapanma basıncının devam ettirilmesidir. Yetersiz üretral kapanma basıncı: Detrusör kontraksiyonu olmaksızın idrar kaçırma varlığı olarak tanımlanır. Dolma Sistometrisi Sırasında Üretral Fonksiyonun Değerlendirilmesi Üretral basınç: Üretra boyunca üretranın basıncıdır. Üretra kapanma basıncı profili: Üretral basınçtan intravezikal basıncın çıkarılması ile hesaplanan basınçtır. Maksimum üretral Basınç: Profildeki en yüksek basınçtır. Maksimum üretral kapanma basıncı: Üretral basınçla mesane basıncı arasındaki maksimum farktır. Abdominal idrar sızıntısı noktası basıncı: Abdominal basınç artımına bağlı olarak meydana gelen idrar kaçırma esnasındaki intravezikal basınç. Detrusör idrar sızıntısı noktası basıncı: Đdrar sızıntısının oluştuğu minimal detrusör basıncı (detrusörde kontraksiyon ve abdominal basınç artışı yok). 24

25 BASINÇ-ÜROFLOV ÇALIŞMALARI Đşeme fonksiyonu, hem detrusör hem de üretral fonksiyonlar olarak ele alınır ve idrar akım oranı ve işeme basınçları ölçülerek değerlendirilir. Đşeme fazı işeme izni verildiğinde veya kontrol edilemeyen işeme ile başlar ve hastanın işemesinin bittiğini söylemesiyle biter. Üroflovmetri (Đdrar Akım Ölçümü) Ürodinamik çalışmalarda diğer önemli bir inceleme metodu üroflovmetridir. Üroflovmetri, idrar akım pikini ve aynı zamanda işeme paternini grafik olarak kaydebilen bir aletle hastanın işetilmesiyle yapılan invazif olmayan bir tetkiktir. Detrusör kontraktilitesi ve mesane çıkışı obstrüksiyonu hakkında bilgi verir. Terminoloji Akım oranı (flow rate): Birim zamanda yapılan idrarın hacmidir ve ml/sn olarak belirlenir. Đşenen hacim: Üretra yoluyla atılan total hacimdir. Akım zamanı: Đdrar akımının devam ettiği süredir. Maksimum akım oranı: Ölçülen en yüksek akım oranıdır. Ortalama akım oranı: Yapılan idrar miktarının akım zamanına bölünmesiyle hesaplanır. Đşeme zamanı: Đşemenin total zamanıdır. Basınç-Üroflov Çalışmaları Esnasında Mesane Basıncı Ölçümleri Asağıdaki ölçümler intravezikal, abdominal ve detrusör basınçları için kullanılabilir. Đşeme öncesi basınç: Başlangıç izovolumetrik kontraksiyondan hemen önce kaydedilen basınçtır. Açılma basıncı: Đdrar akımı başladığındaki basınçtır. 25

26 Maksimum basınç: Ölçülen en yüksek basınçtır. Maksimum akımdaki basınç: Ölçülen maksimum akım oranı esnasındaki basınçtır. Açılma basıncı: Detrusör basıncındaki inisyal yükselmeden idrar akımının başladığı ana kadar geçen süredir. Kapanma basıncı: Ölçülen akımın sonundaki basınçtır. Minimal işeme basıncı: Ölçülebilen idrar akımı esnasındaki minimal basınçtır. Đşeme Esnasında Detrusor Fonksiyonu Detrusör aktivite azlığı: Kontraksiyon kuvveti ve/veya süresi azalmıştır. Akontraktil detrusör: Ürodinamik çalışma boyunca mesanede kontraksiyon oluşmaz. Đşeme sonrası rezidüel idrar: Đşeme sonunda mesane içinde kalan idrar miktarıdır. Đşeme Esnasında Üretral Fonksiyon Mesane çıkış obstrüksiyonu: Đşeme sırasındaki obstrüksiyondur. Artmış detrusör basıncı ve azalmış idrar akım hızı ile karakterizedir. Detrusör sfinkter dissinerjisi: Detrusör kontraksiyonu ile birlikte, üretral ve/veya periüretral çizgili kaslarda istemsiz kontraksiyon oluşmasıdır. Sfinkter elektromiyografisi: Đğne elektrodla yapıldığında üretral sfinkterin inervasyonu hakkında bilgi verir. Ayrıca sistometrik incelemede, mesanenin dolma ve boşalma fazlarında, sfinkter aktivitesi hakkında global bir fikir verebilir. Ayrıntılı elektromiyografi: Aktif kontinans mekanizmasında yer alan çizgili kasların elektriksel aktivitelerinin kaydıdır. Üretral çizgili kas sfinkterinin veya dış anal sfinkterin aktivitesini kaydetmek için kullanılabilir. 26

27 DOLUM ĐÇĐN SUYUN KULLANILDIĞI NORMAL ÜRODĐNAMĐ ÇALIŞMASI Dolum için suyun kullanıldığı ürodinami çalışması mesane fonksiyonunun iki evresini inceler. Đlki mesanenin su ile doldurulduğu dolum evresidir. Bu evrede incelenebilen ürodinamik parametreler; mesane duyusu, mesane kapasitesi, mesane kompliyansı ve mesane stabilitesidir. Çalışmanın ikinci bölümü boşaltım (işeme) evresidir. Boşaltım evresi kişiye işemesi söylendiği anda başlar. Nörojenik mesanesi olan ve refleks olarak işeyenlerde, boşaltım evresi kişinin baskılanamayan kontraksiyonlarına bağlı işeme başladığında başlar. Boşaltım evresinde incelenebilen ürodinamik parametreler; açılma ve idrar kaçırma sırasındaki basınç (işemenin başladığı mesane basıncı), maksimum işeme basıncı, üretral sfinkter aktivitesi, akım hızı, işeme hacmi ve işeme sonrası rezidüdür. OD olanlarda işeme öncesinde, sırasında ve sonrasındaki kan basıncı değişiklikleri de incelenebilir. Dolum sistometrisi fizyolojik olmamasına karşın normal mesane, iç basıncında bir değişiklik olmadan da hızla doldurulabilir. Şüphelenilen mesane disfonksiyonunun doğasına göre mesaneyi değişik hızlarda doldurarak sistometri ile altta yatan anormallikler ortaya konulabilir. Dolum hızlarına göre sistometrik tetkik 3 e ayrılır. 1) Hızlı dolum sistometrisi: 100 ml/dakika hızda, özellikle detrusör instabilite olmak üzere altta yatan her hangi bir detrusör disfonksiyonunu uyarmayı amaçlar. Öksürmek, postür değiştirmek gibi provakatif yöntemlerle mesane hızla doldurulurken belirgin olmayan detrusör instabilite ortaya çıkartılabilir. 2) Orta dolum sistometrisi: ml/dakika hızda, hızlı doluma alternatif olarak kullanılabilir. Özellikle aşırı duyarlı mesanesi olan, sık idrara çıkan, noktürisi olan hastalarda tercih edilebilir. 3) Yavaş dolum sistometrisi: ml/dakika hızda, detrusör instabilite ya da detrusör overaktivitesi olan hastalarda ya da mesane kompliyansının kötü olması beklenen hastalarda tavsiye edilir. Yavaş dolum sistometrisi doğal yavaş dolumu taklit edecek şekilde hazırlanmıştır. Testin dolum aşamasında, mesane kontraksiyonlarının, mesanenin idrar depolayabilme kapasitesi ile ilgili faydalı bilgiler elde edemeden, inkontinansa yol açacak şekilde erkenden başlaması ihtimalini azaltır. 27

28 Mesane boş iken mesane içinde sıvı hissi olmamalıdır. Dolum fazı sırasında mesane doluluğunun ilk hissi genellikle mesane içinde ml sıvı varken oluşur ml ile ilk işeme isteği ve ml ile kuvvetli işeme isteği hissi başlar. Bununla birlikte erişkinlerde mesane kapasitesinde ml arasında değişen farklılıklar vardır. Normal mesane duvarı kompliyansını gösteren intravezikal basınçta değişiklik hiç olmamalı veya çok az olmalıdır. Kompliyansı normal olan bir mesanede, tüm dolma fazı boyunca intravezikal basınçta 15 cmh20 dan fazla bir artış olmaz. Ayrıca dolum fazında istemsiz mesane kontraksiyonları olmamalıdır. Đşeme evresi sırasında detrusör basınçları genellikle kadınlarda 30 cmh20 dan azdır, erkeklerde ise cmh20 arasındadır. Normal bir üroflovmetri çan eğrisi şeklindedir. Maksimum ve ortalama akım oranları kadınlarda erkeklere göre daha yüksektir. Maksimum akım oranı, erkeklerde 15 ml/sn, kadınlarda 20 ml/sn den fazladır. Bu oran yaşa, işenen idrar miktarına ve pozisyona bağlı olarak değişebilir. Oturma ve ve ayakta durma pozisyonları sırtüstü pozisyondan daha yüksek akım oranları oluşturur. Maksimum akım oranı hiçbir yaş grubunda 10 ml/sn in altında olmamalıdır. Maksimum akım hızı işenen idrar miktarınada bağlı olduğundan anlamlı bir tetkik için işenen hacim 150 ml nin altında olmamalıdır (61). Üretral sfinkter işeme boyunca açık kalmalı ve intraabdomial basınçta artış görülmemelidir. Đşeme sonrası rezidü idrar kalmamalıdır. Rezidüel idrar miktarının yaşlanma ile birlikte artış gösterebileceği akılda tutulmalıdır. Ürodinamik tetkik sırasında saptanan tek bir yüksek rezidüel idrar miktarı dikkatli değerlendirilmelidir. Tetkik sırasında hasta strese bağlı istemli olarak işemeyi kesebilir. Rezidü miktarını doğrulamak için, kateter veya ultrason ile birkaç kez rezidüel idrar bakılmalıdır. Üretral basınç profili üretra boyunca üretra duvarları boyunca oluşturulan basıncın kaydıdır. Mesane dolum veya boşalım fazlarında uygulanabilir. Mesane dolum fazındaki çalışma istirahat veya stres durumunda yapılabilir. Maksimal üretral basınç değerleri, kadında ortalama cm H2O, erkekte cm H2O dur. Stres üretral basınç profilinde mesane içi ve üretra basıncının eş zamanlı olarak ölçülmesi gerekir. Normal olarak stres altında (öksürme, ıkınma), üretral basınçtaki yükselme, mesane içi basıncına eşit veya daha yüksek olmalıdır. 28

29 GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmaya Ocak 2007-Ağustos 2007 tarihleri arasında OY sonrası rehabilite edilmek üzere Đstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi gören ve hastanemiz Omurilik Yaralanmaları Takip Polikliniğinde kontrolleri sırasında ürodinamik tetkik istenen 43 hasta dahil edildi. Çalışma için Đstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulundan onay alındı. Çalışmaya alınan hastalar çalışma hakkında bilgilendirilerek yazılı onayları alındı. Çalışmaya spinal şok döneminden çıkmış olan hastalar dahil edildi. Bası yarası, infeksiyonu, heterotopik ossifikasyonu, tırnak batması, daha önceden hipertansiyon öyküsü olan, kan basıncı ve otonom sistemi etkileyen ilaç kullanan ve kognitif fonksiyonları semptom ve bulguları ifade etmeye yeterli olmayan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastalar yaş, cinsiyet, yaralanma süresi, yaralanmanın etiyolojisi, OD öyküsü, mesane boşaltım metodu, antikolinerjik ilaç kullanımı yönünden değerlendirildi. Ürodinami öncesi tüm hastaların nörolojik muayeneleri ASIA kriterlerine göre yapılarak nörolojik seviyeleri belirlendi. Nörolojik seviyelerine göre hastalar T6 ve üstü seviyeli hastalar (Grup 1) ve T6 altı seviyeli hastalar (Grup 2) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. OD nin T6 ve üstü seviyeli hastalarda görülmesi beklendiğinden, T6 altı seviyeli hastalardan oluşan grup (Grup 2) kontrol grubu olarak kabul edildi. Tetkik öncesi tüm hastalar OD ve OD nin semptom ve bulguları açısından sözel olarak bilgilendirildi. Tetkik sırasında bu semptomlardan herhangi biri ortaya çıkarsa haber vermeleri istendi. Ürodinamik tetkike başlamadan hemen önce hastaların sistolik ve diastolik kan basınçları ve nabız değerleri ölçülerek kaydedildi. Semptomları olup olmadığı sorgulandı. Ürodinamik tetkik olarak tüm hastalara supin pozisyonda videoürodinami uygulandı. Sistometri hasta supin pozisyonda, 37 ºC derecede serum fizyolojik ve kontrast madde kullanılarak 7F çift lumenli kateterle, mesane dolum hızı dakikada 20 ml olacak şekilde uygulandı. Abdominal basınç ölçümü için 7F intrarektal kateter kullanıldı. Dolum fazı hastanın inhibe edilemeyen kontraksiyonları başladığında veya 29

30 mesane doluluğu 500 ml ye ulaşınca veya hastanın kan basıncı tehlikeli seviyelere ulaşınca sonlandırıldı (190/110 mmhg). Kan basıncı ve nabız dolum fazı esnasında iki dakika aralarla manuel olarak ölçüldü. Ayrıca sistometri esnasında basınç artışlarında ve/veya inhibe edilemeyen kontraksiyonlar sırasında da kan basıncı ve nabız değerleri kaydedildi. Her ölçüm sırasında ve ölçüm aralarında hasta OD nin semptomları açısından sorgulandı. Hastaların tarif ettiği semptom ve bulgular, kan basıncı ve nabız değerleri kaydedildi. Đnhibe edilemeyen detrusor kontraksiyonları sırasında veya işeme bitene kadar kan basıncı 30 saniyede bir ölçüldü. Çalışmamızda OD kalp atım hızında değişiklikle beraber, tetkik öncesi ölçülen sistolik kan basıncında en az %20 lik artış olarak tanımlandı (35,39,62). Ürodinamik tetkik sırasında OD gelişen hastalarda gerekli olduğu durumlarda kullanılmak üzere nifedipin 10 mg. tabletler hazır bulunduruldu. Đstatistiksel Analiz Đstatistiksel değerlendirmede "SPSS for Windows (Version 13.5)" bilgisayar paket programı kullanıldı. Tanımlayıcı istatistiklere ek olarak grup içi Wilcoxon testi, grup oranlarının karşılaştırılmasında ki-kare testi veya Fisher exact testi,, iki grup karşılaştırmada Mann Whitney-U testi kullanıldı. Sonuçların değerlendirilmesinde p<0,05 anlamlı olarak kabul edildi.. 30

31 BULGULAR Çalışmaya omurilik yaralanmalı 43 hasta alındı. Çalışmaya alınan hastaların %62,8 i erkek (n=27), %37,2 si kadındı (n=16). Hastaların yaş ortalaması 37,65±12,26 yıl, ortalama hastalık süresi 40,79±43,37 (Median 26, min. 3-maks. 213 ay) ay idi. Etiyolojide birinci sırada trafik kazaları, ikinci sırada yüksekten düşme ve üçüncü sırada ateşli silah yaralanmaları görülmekteydi. Hastaların etiyolojilerine göre dağılımları Şekil 1 de verilmiştir. Şekil-1: Hastaların etiyolojilerine göre dağılımı. 7% 9% 12% 35% Trafik kazası Yüksekten düşme Ateşli silah yaralanması Đyatrojenik 9% Đnfeksiyon Suya dalma 12% 16% Diğer Hastaların %58,1 i paraplejik (n=25), % 41,9 u tetraplejikti (n=18). Hastaların %53,4 ünde komplet (n=23), %46,5 inde (n=20) inkomplet yaralanma mevcuttu. Hastaların lezyon seviyelerine göre dağılımı Tablo-1 de verilmiştir. Tablo-1: Hastaların lezyon seviyelerine göre dağılımı. Seviye Hasta Sayısı (n) Yüzde (%) Komplet tetrapleji 9 20,9 Đnkomplet tetrapleji 8 18,6 Komplet parapleji 14 32,5 Đnkomplet parapleji 12 27,9 31

32 ASIA sınıflamasına göre 23 (%53,5) hasta ASIA A, 8 (%18,6) hasta ASIA B, 6 (%14) hasta ASIA C, 6 (%14) hasta ASIA D idi. Hastaların ASIA sınıflamasına göre dağılımları Tablo-2 de görülmektedir. Tablo-2: Hastaların ASIA sınıflamasına göre dağılımları. ASIA-A ASIA-B ASIA-C ASIA-D ASIA-E Tetrapleji Parapleji Çalışmaya katılan hastaların 37 si ( %86) temiz aralıklı kateterizasyon uygularken, 3 hasta (%7) daimi kateter kullanıyordu. Üç hasta (%7) ise idrarını spontan olarak yapıyordu. Hastaların %53,5 i (n=23) antikolinerjik ilaç kullanırken, %46,5 i (n=20) antikolinerjik ilaç kullanmıyordu. Çalışmaya katılan 20 (%46,5) hastada yaralanma sonrası OD öyküsü mevcuttu. Lezyon seviyesi T6 ve üstü olan hastalardan oluşan Grup 1 de 25, kontrol grubu olarak alınan lezyon seviyesi T6 altındaki hastalardan oluşan Grup 2 de 18 hasta vardı. Grup 1 deki hastaların 10 u kadın, 15 i erkek, Grup 2 deki hastaların 6 sı kadın, 12 si erkekti. Grup 1 deki 20 (%80) hastada yaralanma sonrası OD öyküsü varken, Grup 2 deki hastaların hiç birisinde yaralanma sonrası OD öyküsü yoktu. Her iki grup arasında OD öyküsü açısından istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu (p=0,00). Her iki grup arasında yaş, cinsiyet, ortalama hastalık süreleri açısından anlamlı fark yoktu (p>0,05) (Tablo 3). Tablo 3: Grupların yaş, cinsiyet ve ortalama hastalık sürelerine göre dağılımı. Grup 1 Grup 2 p (T6 ve üstü) (T6 altı) Cinsiyet(kadın/erkek) 10/15 6/12 0,66 Yaş ortalaması(yıl) 36,32±13,13 39,5±11,42 0,39 Hastalık süresi(ay) 44,44±48,31 35,72±36,13 0,63 32

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. Rehabilitasyonun Tanımı Fizyolojik veya anatomik yetersizliği

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ Rev. No : 01 Rev.Tarihi : 13 Haziran 2012 1/ 1. Amaç: UÜ-SK da organ ve doku nakli hizmetlerinden yararlanacak hastaların ve/veya canlı vericilerinin başvuru kriterlerinin ve organ bekleme listelerine

Detaylı

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 08.11.2012 Acil Servis Hemşire İzlem Formu ifadesi kaldırıldı. 01 Yerine Acil Servis hasta Değerlendirme ve Gözlem Formu ndaki hemşire izlem notları

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 151 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda iletişimin en önemli araçlarından biri olan ses, kişinin duygusal yapısını yansıtan bir olaydır. Yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma konuşma

Detaylı

SAĞLIK TAZMİNAT ÖDEMELERİ

SAĞLIK TAZMİNAT ÖDEMELERİ KULLANIM REHBERİ İÇİNDEKİLER 3S SAĞLIK SİGORTA SİSTEMİ KULLANIM REHBERİ... 2 SİGORTALI TANITIM KARTI... 4 ANLAŞMALI KURULUŞLAR... 6 SAĞLIK TAZMİNAT ÖDEMELERİ YATARAK TEDAVİ TEMİNATI... 8 AYAKTA TEDAVİ

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

T.C S.B. İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2.KLİNİK. Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan PAKER

T.C S.B. İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2.KLİNİK. Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan PAKER T.C S.B. İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2.KLİNİK Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan PAKER OMURİLİK YARALANMALI HASTALARIN UZUN DÖNEM TAKİPLERİNDE ÜRODİNAMİK BULGULAR VE ÜROLOJİK

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik Tarih:10 Eylül 1983 Sayısı : 507 10 Eylül 1983 Tarih ve 18161 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar. 1 / 5 1. Amaç: Bu prosedür, UÜ-SK da yaşam desteğine gerek duyan ve komadaki erişkin ve çocuk hastalara sunulacak yoğun bakım hizmetlerinin eşit, standart ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00 Müşteri : Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sok. No: 14 K2 Plaza Kat: 11 Kadıköy 34742 İstanbul Türkiye Konu : Seçilen Yakıt Özelliklerin Belirlenmesi için Dizel Yakıtlara İlişkin Testlerin, Doğrulanması

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak.

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. KAPSAM: Tüm ayaktan ve yatarak tedavi gören hasta ve hasta

Detaylı

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA STRES YANIT VE AĞRI KONTROLÜ ÜZERİNE ETKİSİ KARTAl KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİ VE REANİMASYON

Detaylı

MedDATA SAĞLIK NET KURULUMU

MedDATA SAĞLIK NET KURULUMU MedDATA SAĞLIK NET KURULUMU 1-) MedData nın sitesinden MedData SağlıkNet Sistemi exe sini indirin. 2-) Hastane kullanıcısından bölümler kısmına 4050 bölüm numaralı sağlık net bölümü eklenir. 3-) Hastane

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Çökelme sertleştirmesi işleminin, malzemenin mekanik özellikleri (sertlik, mukavemet vb) üzerindeki etkisinin incelenmesi ve çökelme sertleşmesinin

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN Kalça ve alt taraf kemiklerinin kırık, çıkık ve burkulmaları, üst taraf kemiklerinde olduğu gibi düşme, çarpma ya da trafik

Detaylı

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim Ayı Tüketici Fiyat Endeksi ne (TÜFE) ilişkin veriler İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Kasım 2015 tarihinde yayımlandı. TÜİK tarafından aylık yayımlanan

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

MAK 4026 SES ve GÜRÜLTÜ KONTROLÜ. 6. Hafta Oda Akustiği

MAK 4026 SES ve GÜRÜLTÜ KONTROLÜ. 6. Hafta Oda Akustiği MAK 4026 SES ve GÜRÜLTÜ KONTROLÜ 6. Hafta Oda Akustiği Sesin Oda İçerisinde Yayınımı Akustik olarak sesin odada yayınımı için, sesin dalga boyunun hacmin boyutlarına göre oldukça küçük olması gerekmektedir.

Detaylı

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Murat TUNCER Sunu planı: ED tanım, prevalans

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man 214 EK M-ARALIK DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 214 y dördüncü çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 9 Ocak 215

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

DR. ERGÜN ÇİL. www.erguncil.com

DR. ERGÜN ÇİL. www.erguncil.com DR. ERGÜN ÇİL www.erguncil.com TAŞİARİTMİLER BURSA TABİP ODASI 2014 2 TAŞİARİTMİLER BURSA TABİP ODASI 2014 3 DR. ERGÜN ÇİL www.erguncil.com Taşiaritmiler: Dar QRS li ( 0.08 sn) taşikardi Sinüzal taşikardi

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Buradaki bilgiler özet olup genel hatları ile tanımlamalar bulunmaktadır. Derste anlatılan örnekler ve analizler bu dokümanda yer almaktadır.

Buradaki bilgiler özet olup genel hatları ile tanımlamalar bulunmaktadır. Derste anlatılan örnekler ve analizler bu dokümanda yer almaktadır. Buradaki bilgiler özet olup genel hatları ile tanımlamalar bulunmaktadır. Derste anlatılan örnekler ve analizler bu dokümanda yer almaktadır. GİRİŞ İnşaat sektörü, barınma ihtiyacı başta olmak üzere insanların

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON

AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON AYDINLATMA DEVRELERİNDE KOMPANZASYON Dünyamızın son yıllarda karşı karşıya kaldığı enerji krizi, araştırmacıları bir yandan yeni enerji kaynaklarına yöneltirken diğer yandan daha verimli sistemlerin tasarlanması

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ATAÇ Bilgilendirme Politikası ATAÇ Bilgilendirme Politikası Amaç Bilgilendirme politikasının temel amacı, grubun genel stratejileri çerçevesinde, ATAÇ İnş. ve San. A.Ş. nin, hak ve yararlarını da gözeterek, ticari sır niteliğindeki

Detaylı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ PEDİATRİK RESÜSİTASYON HİZMETLERİ YÖNERGESİ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ PEDİATRİK RESÜSİTASYON HİZMETLERİ YÖNERGESİ DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ PEDİATRİK RESÜSİTASYON HİZMETLERİ YÖNERGESİ (Sağlık Bakanlığının 29.04.2009 tarihli Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve Korunmasına

Detaylı

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini), 31 Mart 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28250 Selçuk Üniversitesinden: YÖNETMELİK SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1 BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ DENEY SORUMLUSU Arş.Gör. Şaban ULUS Haziran 2012 KAYSERİ

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Yrd.Doç.Dr. Soner METE Ders Hakkında Çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden etmenleri, bu etmenlerin önlenmesine ilişkin yürütülen politikalar, işverenlerin

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor Ahmet KARAYİĞİT Makroekonomik göstergeler açısından başarılı bir yılı geride bıraktık. Büyüme, ihracat, faizler, kurlar, faiz dışı fazla gibi pek çok ekonomik

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 30 Temmuz 2012 ĐÇĐNDEKĐLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

PLATFORM VE KÖPRÜ UGULAMALARINDA KULLANILAN AKIŞ BÖLÜCÜLER

PLATFORM VE KÖPRÜ UGULAMALARINDA KULLANILAN AKIŞ BÖLÜCÜLER 279 PLATFORM VE KÖPRÜ UGULAMALARINDA KULLANILAN AKIŞ BÖLÜCÜLER Ahmet DİNÇER ÖZET Akışı bölmek, hidrolik uygulamalarda karşılaşılan en büyük problemlerden birisidir. Hidrolik enerji en kolay hareket ettirebildiği

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI Ali ÖZKURT Orman Yüksek Mühendis Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü PK.18 33401 TARSUS 1.GİRİŞ Türkiye'de orman varlığının

Detaylı

ZOR VAKALAR Doç. Dr. Cuma Yıldırım

ZOR VAKALAR Doç. Dr. Cuma Yıldırım ZOR VAKALAR Doç.. Dr. Cuma YıldY ldırım SORU: Hangi vaka ZOR vakadır? OLGU-1 17 yaşında erkek hasta, 3 gündür olan göğüs ağrısı tarifliyor. Gece 23. 00 de acil servise kardeşleri tarafından getirildi.

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

4. Numaralandırdığımız her boru parçasının üzerine taşıdıkları ısı yükleri yazılır.

4. Numaralandırdığımız her boru parçasının üzerine taşıdıkları ısı yükleri yazılır. 4. KOLON ŞEMASI VE BORU ÇAPI HESABI Tesisatı oluşturan kazan, kollektörler, borular,,vanalar, ısıtıcılar,genleşme deposu ile diğer donanım ve armatürlerin tümünün düşey görünüşünü iki boyutlu olarak gösteren

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Anatomisi Boyun Anatomisi Omurganın en hareketli parçasıdır. Karotis, vertebral arter, omurilik ve spinal sinirleri

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir? Aile Hekimliği Sürekli Mesleki Gelişim Programı Hayatınız boyunca öngöremediğiniz ve hayat kalitenizi düşürecek pek çok sorun yaşayabilirsiniz. Şeker hastalığı(kısa olarak Diyabet diyebiliriz) ve obezite

Detaylı

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı; Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İş Sağlığı

Detaylı

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı I. Giriş Türkiye elektrik piyasasında dağıtım sisteminin kullanımına

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir. A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka arz tarihi: 16 Temmuz 2014 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Fonun Yatırım Amacı Portföy Yöneticileri Fon Toplam Değeri Portföyünde

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) Sayı : 90792880-155.15[2013/2901]-889 02/09/2015 Konu : TÜBİTAK tarafından desteklenen

Detaylı

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4 İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4 1) İlkyardımla ilgili yazılanlardan doğru olan hangisidir? a) İlkyardım esnasında ilaç kullanılır. b) İlkyardım eldeki mevcut araç gereçlerle yapılır. c)

Detaylı