ANEMİK HASTALARDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU PREVALANSI VE ANEMİ DERECESİ İLE SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANEMİK HASTALARDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU PREVALANSI VE ANEMİ DERECESİ İLE SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ ARASINDAKİ İLİŞKİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BEZM-İ ÂLEM VALİDE SULTAN VAKIF GUREBA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ NÖROLOJİ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ.DR. ARİF ÇELEBİ ANEMİK HASTALARDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU PREVALANSI VE ANEMİ DERECESİ İLE SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ ARASINDAKİ İLİŞKİ UZMANLIK TEZİ DR. ENVER ARSLAN İSTANBUL 2006

2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ 4-6 GENEL BİLGİLER -HUZURSUZ BACAK SENDROMU PREVALANS..7-8 KLİNİK FORMLAR VE RİSK FAKTÖRLERİ RLS VE GENETİK PATOFİZYOLOJİ NÖROFİZYOLOJİK ÇALIŞMALAR TANI KRİTERLERİ SEMPTOMLAR VE KLİNİK ÖZELLİKLER AYIRICI TANI TEDAVİ RLS TARAMA FORMU RLS ŞİDDET DERECELENDİRME SKALASI ANEMİ VE RLS GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR VE İSTATİSTİKSEL ANALİZ TARTIŞMA VE SONUÇ KAYNAKLAR

3 ÖNSÖZ Asistanlõk eğitimim süresince engin bilgi ve deneyimleri ile bize yol gösteren, kişisel girişimleri destekleyen tutumuyla yeni tecrübeler edinmemize fõrsat tanõyan değerli hocam Doç. Dr. Arif Çelebi ye, Rotasyon eğitimim süresince deneyimlerinden faydalandõğõm Prof. Dr. Mefküre Eraksoy a, Doç.Dr. Sefa Saygõlõ ya ve Doç. Dr. Tufan Tükek e, Asistanlõk eğitimim süresince bilimsel ufkumu geliştiren, edindiğim klinik tecrübelerde büyük emeği olan, bilgi ve deneyimlerinden sürekli yararlandõğõm Uzm. Dr. Ahmet Hakyemez e, tezimin hazõrlanmasõnda yardõmcõ olan Uzm. Dr. Aysun Güneri, Uzm. Dr. Esra Gürsoy ve Uzm. Dr. Mehmet Kolukõsa ya, Aynõ zamanda eğitime başladõğõmõz ve çalõşma ortamõnõ keyifle paylaştõğõmõz yardõm ve desteklerini benden esirgemeyen asistan arkadaşlarõmõz Dr. Nilgün Vardar ve Dr. Selma Kaya ya, Sonradan bizlere katõlan ve varlõklarõndan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarõm Dr. Banu Atasoy, Dr. Şule Deveci, Dr. Sancar Terzi, Dr. Esra Erdem, Dr. Orçun Tehneldere ve Dr. Gözde Küreli ye, Her zaman yanõmda olan sevgili eşim Gülhan ve çocuklarõm Emre, Ömer, Yusuf Alper e tüm kalbimle teşekkürlerimi sunarõm. İstanbul, Nisan 2006 Dr. Enver ARSLAN 3

4 GİRİŞ VE AMAÇ Huzursuz bacak sendromu (RLS), ekstremitelerde özellikle de bacaklarda tarifi mümkün olmayan anormal bir duyum, bir çeşit dizestezi ile karakterize bir hastalõktõr. Bununla birlikte, bu sendrom aynõ zamanda altta yatan genetik veya çevresel faktörlerin veya her ikisinin de bulunduğu karmaşõk bir bozukluk olarak da tanõmlanabilir. RLS nin tipik klinik özelliği uykuya dalmayõ engelleyen, dizestezinin eşlik ettiği, özellikle bacaklarda karşõ konulmasõ mümkün olmayan hareket etme dürtüsü ve motor huzursuzluktur. Semptomlar hastalõğõn başlangõcõnda tek taraflõ olabilmekle birlikte zaman içinde her iki alt ekstremiteyi de etkiler. Semptomlarõn sirkadiyen özelliğe sahip olmasõ; yani akşam saatleri ve geceleri daha belirgin olmasõ, istirahat halinde ortaya çõkmasõ ve artmasõ RLS için karakteristiktir (10). Araştõrmalar, RLS nin uykuyu (12), kognitif fonksiyonlarõ (13) ve yaşam kalitesini (14) negatif etkilediğini göstermiştir. Semptomlar medikal tedavi gerektirecek kadar sõk ve rahatsõzlõk vericidir (7) te Uluslararasõ Huzursuz Bacak Sendromu Çalõşma Grubu (IRLSSG- International Restless Legs Syndrome Study Group) tarafõndan huzursuz bacak 4

5 sendromu tanõ kriterleri belirlemiştir Mayõs õndaki Ulusal Sağlõk Enstitüsü Konferansõ sõrasõnda aralarõnda IRLSSG üyeleri ve epidemiyoloji ve ölçek tasarõmõ otoritelerinin bulunduğu uzmanlar bu kriterleri netleştirmek için tekrar düzenlemiştir. RLS tanõsõ klinik sorgulama ve değerlendirmeye dayanmaktadõr. Gerekli durumlarda laboratuar ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanõlabilir. Nörolojik muayene sõklõkla normaldir. Kesin tanõ için dört temel kriterin hepsinin karşõlanmasõ gerekmektedir. Literatürde RLS nin görülme sõklõğõ ilgili farklõ sonuçlar bildirilmiştir. Genel olarak bildirilen oranlar %3 15 arasõnda değişmektedir. Hastalõktan etkilenen bireylerin yüksek sõklõğõna rağmen, deneyimler tedavi için uygun bulunan hastalara yeterli tanõ konulmadõğõ ileri sürülmüştür (3). Ortak patofizyolojiye sahip olduklarõ düşünülen RLS ve PLMS (uykuda periyodik hareket bozukluğu) den sorumlu olan fizyolojik mekanizma veya anatomik bölgeler bilinmemektedir (8). Ancak RLS ve PLMS in beyin sapõ düzeyinde ortaya çõkan ve spinal eksitabilitede değişikliklere neden olan supraspinal bir ritmin parçasõ olduğu ve bunda SSS deki dopamin ve demir azlõğõnõn rol oynadõğõ düşünülmektedir (10). Düşük demir düzeylerinin hangi mekanizmayla RLS ye yol açabildiği konusu demirin dopamin yolağõna katõlmasõ ile açõklanmaktadõr. Tirozinin levodopaya dönüşmesi için demir gereklidir, levodopa da dopamine dekarboksile olur. Levodopa ve dopamin agonistleriyle etkin RLS tedavisi sağlanmasõ, dopamin düzeylerinin azalmasõ veya reseptör afinitesinin değişmesinin RLS de önemli rol oynadõğõna kanõt sağlamaktadõr. 5

6 Demir eksikliğinin semptomatik huzursuz bacak sendromunun üremiyle birlikte en sõk nedeni olduğu düşünülmektedir. Kandaki ferritin konsantrasyonlarõ, sõklõkla kan verirken düştüğünde huzursuz bacak sendromu belirti verebilir veya kötüleşebilir. Çoğu hastada demir eksikliği saptanamaz, çünkü anemi yoktur ve düşük ferritin tek patolojik parametredir (4). Huzursuz bacak sendromuna sõklõkla demir eksikliği eşlik ettiği için, tüm hastalarda demir eksikliğinin en hassas göstergesi olduğu düşünülen serum ferritin konsantrasyonu ölçülmelidir (4). Demir eksikliği anemisi olan hastalarõn %25-45 inde RLS saptanõrken, RLS olgularõnõn %25 inde demir eksikliği anemisi olduğu bildirilmiştir. Ancak bu RLS olgularõnõn idiyopatik olabileceği unutulmamalõdõr. Serum demir düzeyleri vücuttaki demir düzeylerini değerlendirmede yararlõ bir gösterge değildir. Ferritin ise demir depolarõnõn bir göstergesi olarak kabul görmüş olup serum demir düzeyi düşmeye başlamadan ferritin düzeyi düşer ama akut faz reaktanõ olmasõ nedeniyle bazõ durumlarda anormal sonuçlarla karşõlaşõlmasõ nadir bir durum değildir. Huzursuz Bacak Sendromu hastalarõnõn kanõndaki demir ve ferritin düzeylerinin düşük olduğu ve semptom şiddetiyle ferritin düzeyinin ters orantõlõ olduğu gözlenmiştir. Buradan yola çõkarak; bu çalõşmada amaçlanan demir eksikliği ve megalobastik anemi tanõsõ alan hastalarda RLS sõklõğõnõn saptanmasõ, RLS olgularõnda demir ve ferritin düzeyleri ile semptomlarõn şiddeti arasõndaki ilişkiyi tayin etmekle birlikte, RLS hastalarõna yönelik tanõ değerlendirmeleri ve semptomlarõn özelliklerini incelemektir. 6

7 HUZURSUZ BACAK SENDROMU PREVALANS Literatürde RLS nin görülme sõklõğõ ilgili farklõ sonuçlar bildirilmiştir. Genel olarak bildirilen oranlar %3 15 arasõnda değişmektedir. Demir eksikliği anemisi olan hastalarõn %25-45 inde RLS saptanõrken, RLS olgularõnõn %25 inde demir eksikliği anemisi olduğu bildirilmiştir. Hastalõktan etkilenen bireylerin yüksek sõklõğõna rağmen, deneyimler tedavi için uygun bulunan hastalara yeterli tanõ konulmadõğõ ileri sürülmüştür (3). Huzursuz bacak sendromu prevalansõ geçmişte azõmsanmõştõr ve toplum tabanlõ epidemiyolojik çalõşmalar toplumun %3-10 unda kardinal semptomlarõn bulunduğunu göstermektedir (4 5). RLS herhangi bir yaşta başlayabilmekte fakat en fazla orta ve ileri yaşlarda görülmekte ve kronik ilerleme göstererek ömür boyu sürmektedir (8). Barbara Phillips ve arkadaşlarõnõn genel popülasyondaki RLS semptomlarõnõn prevalansõna yönelik yaptõğõ bir çalõşmada, bir ayda beş veya daha fazla gece RLS semptomlarõnõn görülmesi yaş aralõğõndaki katõlõmcõlarõn %3, yaş arasõ katõlõmcõlarõn %10, 80 yaş üzerindekilerin %19 u tarafõndan tanõmlandõğõnõ bildirmiştir. Bu çalõşmada tüm katõlõmcõlarõn %9,4 RLS olarak değerlendirilmiştir (9). RLS den muzdariplerin prevalansõ, 79 yaşõna kadar artar ve sonra azalõr (7). Semptomlarõ hafif 7

8 olan hastalarõn çoğunun herhangi bir farmakolojik tedaviye ihtiyacõ yoktur. Devamlõ tedaviye ihtiyacõ olan hastalarõn çoğu 50 yaşõn üzerindedir, bu da sendromun tedavisi için gerçekleştirilen çalõşmalardaki ortalama popülasyon yaşõyla uyumludur (4). Geniş çok uluslu bir temel tedavi nüfusunda huzursuz bacak sendromu (RLS) sõklõğõ ilgili yapõlan çalõşmada RLS semptomlarõnõn herhangi bir derecesinin yaygõnlõğõ % 11 bulunmuş olup, hasta nüfus özellikleri dikkate alõndõğõnda kadõnlar RLS hastalarõnõn %68 ni teşkil etmişlerdir (3). Aynõ çalõşmada RLS semptomu başlangõcõnõn ortalama yaşõ 45 olarak bildirilmiştir (3). Çeşitli çalõşmalarda kadõn hasta sayõsõnõn daha çok olduğu saptanmõştõr (4 6). Huzursuz bacak sendromu prevalansõ üzerine yapõlan REST çalõşmasõnda ise RLS prevalansõ kadõnlarda erkeklerin iki katõ olarak bildirilmiştir (7). RLS için tüm standart tanõ kriterlerini kullanan toplum tabanlõ çalõşmalarda, batõ sanayi ülkelerinde %5 ten %10 a varan bir prevalans; fakat Asya toplumlarõ için daha düşük bir prevalans bildirilmiştir (7). 8

9 KLİNİK FORMLAR VE RİSK FAKTÖRLERİ RLS idiyopatik ve semptomatik olmak üzere iki farklõ şekilde ortaya çõkabilir. İdiyopatik formda, hastalarõn birinci derece akrabalarõnda %50 oranõnda ortaya çõkõyor olmasõ otozomal dominant bir geçişin varlõğõnõ desteklemektedir. Literatürde RLS de otozomal dominant geçiş net olarak gösterilmiş ve bu grubun tedaviye daha dirençli olduğu bildirilmiştir. İdiyopatik RLS de hastalõk başlangõç yaşõ genellikle 20 yaş altõndadõr (10). Semptomatik RLS ise medikal, nörolojik veya diğer bir primer uyku bozukluğuna bağlõ olarak ortaya çõkar. Bu hastalõklar arasõnda demir eksikliği (anemi ile birlikte ya da olmaksõzõn), DM, romatoid artrit ve üremi özellikle önemlidir (10). Burada RLS nin semptomatik formunda eşlik eden anormalliklerin klinik belirtilerinin olabileceği unutulmamalõdõr (8). Hastalõğõn seyri kroniktir; hafifleme gösterebilir ancak gebelikte, kafein alõmõnda ve demir eksikliğinde şiddetlenebilir (8). Demir eksikliğinin semptomatik huzursuz bacak sendromunun üremiyle birlikte en sõk nedeni olduğu düşünülmektedir. Kandaki ferritin konsantrasyonlarõ kan verirken sõklõkla düştüğünden dolayõ huzursuz bacak sendromu belirti verebilir veya kötüleşebilir. Çoğu hastada demir eksikliği saptanamaz çünkü anemi yoktur ve düşük ferritin tek 9

10 patolojik parametredir. Sõk eşlik eden bir diğer durum renal yetersizliktir. Üremik huzursuz bacak sendromu bulunan hastalarõn uyku kalitesi kötüdür ve morbidite yüksektir. Ek olarak, bu sendrom sõklõkla romatoid artrit, fibromiyalji ile birlikte veya gebelik sõrasõnda görülebilir. Bazõ kadõnlarda bu hastalõk ilk kez gebelik sõrasõnda ortaya çõkar veya semptomlarõ bu sõrada geçici olarak kötüleşir; gebelik sõrasõnda semptomlarõ olan bireylerde sõklõkla hastalõğõn aile öyküsü vardõr. Huzursuz bacak sendromu periferik nöropati veya radikülopatiyle birlikte görülebilir (4). Huzursuz bacak sendromu, görünür bir nedeni bulunmayan idiyopatik bir hastalõk olarak veya sõklõkla demir eksikliğine, gebeliğe veya son evre renal hastalõğa eşlik eden semptomatik bir sendrom olarak tanõmlanmaktadõr. Bununla birlikte, bu sendrom aynõ zamanda altta yatan genetik veya çevresel faktörlerin veya her ikisinin de bulunduğu karmaşõk bir bozukluk olarak da tanõmlanabilir. Çocuklukta başlamasõ sendromun güçlü bir genetik bileşeni olduğunu düşündürmektedir, gerçi başlangõç yaşõ genel olarak büyük değişkenlik göstermekte ve çocukluk çağõndan 80 yaş üzerine kadar uzandõğõ bilinmektedir. Klinik deneyimler şiddetli huzursuz bacak sendromunun çoğunlukla bir kez başlayõnca yaşam boyu tedavi gerektiren progresif bir bozukluk olduğunu göstermektedir. Klinik gidişteki varyasyonlar, remisyon dönemleriyle birlikte, genç erişkinlerde özellikle yaygõndõr ( 4). 10

11 SEMPTOMATİK (SEKONDER) RLS NEDENLERİ(8) Nörolojik hastalõklar -Polinöropati -Lumbosakral radikülopati -Amiyotrofik Lateral Skleroz -Myelom -Multipl Skleroz -Parkinson Hastalõğõ -Poliomyelit -İsaac s Sendromu -Hyperexplexia sendromu Medikal hastalõklar -Demir eksikliği anemisi -Folat eksikliği -Diabetes mellitus -Üremi -Amiloidozis -Gastrektomi -Kanser -Kronik obstrüktif akciğer hastalõğõ -Periferik vasküler hastalõklar -Romatoid artrit -Hipotiroidizim İlaç ve kimyasal maddeler -Kafein -Nöroleptikler -Sedatif ve narkotiklerin kesilmesi -Lityum -Kalsiyum antagonistleri 11

12 GENETİK Ekbom 1945 te bu sendromun ailesel bileşenini tanõmlamõştõr ve o zamandan bu yana hastalõğõn ailesel formlarõyla ilgili birçok çalõşma yayõnlanmõştõr. Klinik olarak bu formlar sporadik veya semptomatik formlardan ayõrt edilemez. Klinik bulgular ve hastalõk süreci birlikte ele alõndõğõnda, idiyopatik ve semptomatik formlar farklõ değildir. Genetik çalõşmalarda semptomlarõn ortaya çõkmasõnda çevresel faktörler önemli bir rol oynamaktadõr. Erken başlangõcõn sadece aile öyküsü pozitif olan bireylerde ortaya çõkmasõ, majör bir genetik duyarlõlõğõn bu sendromu açõklayabileceğine dair en güçlü kanõttõr (4). İdiyopatik formun yaklaşõk yarõsõnda otozomal dominant bir geçiş söz konusu olup 9, 12, 14. kromozom ile ilişkisi gösterilmiştir. Moleküler genetik çalõşmalar Kanada, İtalya, ABD ve Almanya daki büyük ailelerde en az üç adet yatkõnlõk taşõyan lokus tanõmlanmõştõr, gerçi araştõrõlan ailelerin büyüklüğünden ötürü lod (olasõlõk logaritmasõ) skoru sonuca ulaştõrmaktan çok uzaktõr. Bu sendroma, örn. Huntington hastalõğõnda olduğu gibi, tek bir genetik defekt yol açmõyor olabilir, fakat Alzheimer, demans veya migren gibi birçok nörolojik hastalõkta olduğu gibi karmaşõk bir kalõtõm gösteren hastalõk olabilir (4). Huzursuz bacak sendromuna duyarlõlõk içeren ilk lokusun haritasõ 2001 de çõkarõlmõştõr. Bu lokus kromozom 12q üzerinde yer almaktadõr ve otozomal resesif kalõtõm şekli gösteren bir dizi komşu mikrosatellit belirteçle bağlantõlõydõ. Bununla 12

13 birlikte, bu bulgular 1 yõl sonra üç Avrupalõ ailede doğrulanmamõştõr. Kromozom 12 ile bağlantõlõ Kanadalõ ailelerde nörotensin ve diğer dopaminerjik iletim modülatörleri hedef bölgede yerleşmişti ve muhtemelen sorumlu genler değillerdi. Kromozom 12 deki Kanada lokusu 5 ailede daha doğrulanmõştõr, fakat araştõrmacõlar genetik heterojenliğin göz önüne alõnmasõ gerektiği sonucuna varmõşlardõr. 30 üyelik 3 kuşaklõ bir İtalyan ailesinde kromozom 14q13 21 bölgesinde bir lokus daha bulunmuştur ve daha sonra bir başka Kanadalõ ailede doğrulanmõştõr. Spinoserebellar ataksi tip 3 lokusundaki fazla CAG trinükleotid tekrarlarõ idiyopatik huzursuz bacak sendromu ile ilişkili değildir. Bununla birlikte, spinoserebellar ataksi hastalarõnda semptomlarõn prevalansõ, genel nüfusa göre 1 3 kat daha yüksektir. Otozomal dominant kalõtõm şekli olduğu varsayõlan model tabanlõ bir bağlantõ analizi, ABD deki iki büyük ailede huzursuz bacak sendromu için bir 9p24 22 bağlantõsõnõn bulunduğunu göstermiştir 101*(4). Tüm bu sonuçlar incelendiğinde; Huzursuz bacak sendromu genetiğinde, otozomal dominant bir geçiş olduğu ancak kesin bir kromozom veya lokusun belirlenemediği söylenebilir. 13

14 PATOFİZYOLOJİ Ortak patofizyolojiye sahip olduklarõ düşünülen RLS ve PLMS (uykuda periyodik hareket bozukluğu) den sorumlu olan fizyolojik mekanizma veya anatomik bölgeler bilinmemektedir (8). Ancak RLS ve PLMS nin beyin sapõ düzeyinde ortaya çõkan ve spinal eksitabilitede değişikliklere neden olan supraspinal bir ritmin parçasõ olduğu ve bunda santral sinir sistemindeki dopamin ve demir azlõğõnõn rol oynadõğõ düşünülmektedir (10). RLS ve PLMS nin patofizyolojisinde başta dopaminerjik olmak üzere opioderjik ve noradrenerjik nörotransmitterler rol oynar. Son yõllarda yapõlan çalõşmalarda ise, dopaminerjik hipofonksiyonda demirin rol oynadõğõ gösterilmiştir. Düşük demir düzeylerinin hangi mekanizmayla RLS ye yol açabildiği konusu demirin dopamin yolağõna katõlmasõ ile açõklanmaktadõr. Demir, dopamin sentezinde hõz belirleyici enzim olan tirozin hidroksilazõn kofaktörüdür. Tirozinin levodopaya dönüşmesi için demir gereklidir, levodopa da dopamine dekarboksile olur. Levodopa ve dopamin agonistleriyle etkin RLS tedavisi sağlanmasõ, dopamin düzeylerinin azalmasõ veya reseptör afinitesinin değişmesinin RLS de önemli rol oynadõğõna kanõt sağlamaktadõr (19). Özel bir manyetik görüntüleme metodu ile beyinde RLS nin şiddeti ile doğru orantõlõ olarak, substansiya nigra ve putamende demir konsantrasyonunun düşük olduğu saptanmõştõr (10). 14

15 Etyolojik olarak ileri sürülen eksik-toksik durumlar, damar hipotezi ve çevresel nöropati hipotezi yeterli bulunmamõştõr. En muhtemel hipotez beyin sapõ bölgesinde fonksiyonel değişimdir fakat gerçek bölge belirlenmemiştir (8). Aşõrõ uyarõlabilir beyin sapõ reflekslerinin varlõğõ konusunda yapõlan bazõ çalõşmalar tutarsõz bulunmuştur (8). Yapõlan birçok çalõşma lokalizasyonu belirlemeye yönelik planlanmõş, bu çalõşmalarda kortikal, subkortikal, beyin sapõ, spinal kord ve periferik sinir sisteminin bu hastalõklarõn gelişimindeki rolü araştõrõlmõştõr (10). Bir fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemesi çalõşmasõ; RLS ve PLMS li hastalarda kontraleteral talamusta ve red nükleusta, bilateral serebellum ve beyin sapõnda artmõş aktivite göstermiştir (4,8). Patofizyolojik değerlendirmelerde RLS nin dopaminerjik tedaviye olan olumlu yanõtõ ve bu sendromun semptomlarõnõn sirkadiyen özelliği dikkat çekmiştir. Dopaminerjik A11 hücre grubunun sendromla olasõ bir patofizyolojik bağlantõ olarak hedeflenmesi ilgi çekici bir yaklaşõmdõr (11). A11 hücreleri spinal korda dopaminerjik akson veren tek hücre tipidir. Muhtemelen spinal kordda intrensek dopaminerjik hücre bulunmamaktadõr. Bu hücrelerde disfonksiyon veya atrofi, dopaminerjik ilaçlara verilen mükemmel tedavi yanõtõnõ ve sendromun sirkadiyen ritmini açõklayabilir, çünkü bu hücreler hipotalamik sirkadiyen pacemakera çok yakõndõr. A11 nöronlarõnda yanõnda bulunan yapõlara zarar gelmeden selektif lezyon oluşmasõ neredeyse imkansõzdõr. Dolayõsõyla ve diğer metodolojik nedenlerle bu bulgular tam olarak ikna edici değildir. Yine de A11 hücreleri stratejik yerleşimlerinden ötürü gelecekteki patofizyolojik araştõrmalarõn odağõ olmaya devam etmelidir (4). 15

16 Aslõnda normal olan presinaptik dopaminerjik bağlanma çalõşmalarõnda huzursuz bacak sendromu hastalarõnda F-dopa PET veya CIT-SPECT kullanõlmõş ve A11 dopaminerjik nöronlarõnõn ve spinal yolaklarõn bu sendromun patofizyolojik mekanizmalarõna nigrostriatal sistemden daha fazla katõlõyor olabileceği hipotezini destekleyen kanõtlar elde edilmiştir (4). NÖROFİZYOLOJİK ÇALIŞMALAR Hastalarda soleusun H-refleks geri dönme eğrileri (eşli tibial yanõt stimülasyonundan sonra stimuluslar arasõndaki aralõk süresince H-yanõtõ/M-yanõtõ) geç fasilitasyonun arttõğõnõ ve geç inhibisyonun deprese olduğunu göstermiştir, her ikisi de postsinaptik santral aktiviteden ve muhtemelen desendan spinal yollarõn fonksiyonunun değişmesinden, periferik etki veya spinal düzeyde internöral devrenin kendisindeki değişikliklerden veya bu üç olasõlõğõn kombinasyonundan ötürü inhibisyonun azaldõğõnõ göstermektedir. Bir başka nörofizyolojik çalõşmada, fleksör refleksin uyku sõrasõnda daha belirgin olmak üzere eşiğinin düşmesi ve uzaysal yayõlõmõnõn yükselmesi, hastalarda spinal kord eksitabilitesinin büyük ölçüde arttõğõnõ göstermiştir. Tüm hastalarda ve eşiği artmõş olan bazõ kontrollerde, uyku sõrasõnda süresi uzun olan ve gecikme aralõğõ ms arasõnda değişen çoklu geç yanõtlar kaydedilmiştir (4). Semptomatik hastalarõn %72 sinde ve idiyopatik huzursuz bacak sendromu bulunan hastalarõn %55 inde õsõ algõlamasõnõn bozulduğu bulunmuştur. Araştõrmacõlar 16

17 aynõ zamanda semptomatik hastalarda spesifik olarak test edilen periferik C lifi bozulmasõnõn muhtemelen küçük lif nöropatisinden ileri geldiğini, oysa ki idiyopatik huzursuz bacak sendromunda normal C lifi fonksiyonunun santral somatosensoriyel işlemede bozukluk olduğunu gösterdiğini bildirmişlerdir. Bir başka çalõşmada, 22 hastadan sekizinde nöropati vardõ. Huzursuz bacak sendromu hastalarõnda aynõ zamanda önemli statik hiperaljezi de vardõr, fakat muhtemelen nöropatide olduğu gibi yüksek eşikli bir A-delta lifi mekanoreseptör girdisine karşõ santral duyarlõlaşmanõn aracõlõk ettiği dinamik mekanik hiperaljezi ya da allodini yoktur. İğne batmasõna karşõ olan bu statik hiperaljezi, sadece uzun süreli, bireye göre uyarlanmõş dopaminerjik tedaviyle geri dönmektedir (4). Periferik somatosensoriyel girdi, bu sendrom için mutlaka gerekli olan bir koşul değildir: Bilateral diz üstü amputasyon geçiren bir hastanõn bacaklarõnõn bulunmayan kõsõmlarõnda hissettiği huzursuz bacak sendromu semptomlarõ, dopamin agonisti tedaviye iyi yanõt vermiştir. Santral ağrõ algõlamasõnõn da huzursuz bacak sendromunun patofizyolojik mekanizmalarõnda bir rolü olabilir. 12 huzursuz bacak sendromu hastasõnda ve kontrollerde selektif olmayan bir opioid ligandõ olan (11 C) diprenorfin ile opioid reseptörüne bağlanma ölçülmüştür. Hastalardaki bağlanma sendromun şiddetiyle bağlantõlõdõr: Hastalõk ne kadar şiddetliyse, medial ağrõ sisteminden endojen opioid açõğa çõkõşõ o kadar fazladõr (4). 17

18 RLS VE PLMS TANI KRİTERLERİ RLS tanõsõ klinik sorgulama ve değerlendirmeye dayanmaktadõr. Gerekli durumlarda laboratuar ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanõlabilir. Nörolojik muayene sõklõkla normaldir ancak sekonder (semptomatik) RLS de olasõ nedenlerden dolayõ anormal olabilir. Eğer nörolojik muayene, ilintili bir periferik nöropati ya da radikülopati düşündürüyorsa, bu hastalõklarõ ortaya koymak için EMG ve sinir iletim çalõşmalarõna baş vurulmalõdõr (4) te Uluslararasõ Huzursuz Bacak Sendromu Çalõşma Grubu (IRLSSG- International Restless Legs Syndrome Study Group) tarafõndan huzursuz bacak sendromu tanõ kriterleri belirlenmiştir Mayõs õndaki Ulusal Sağlõk Enstitüsü Konferansõ sõrasõnda aralarõnda IRLSSG üyeleri ve epidemiyoloji ve ölçek tasarõmõ otoritelerinin bulunduğu uzmanlar, bu kriterleri netleştirmek için tekrar düzenlemiştir. Bu kriterler IRLSSG tarafõndan tekrar gözden geçirilmiş ve 2003 te yayõnlanmõştõr. Bu panel sendromun klinik özelliklerini sõralamõştõr. Kesin tanõ için dört temel kriterin tümünün karşõlanmasõ gerekmektedir (4.1.2). IRLSSG RLS tanõ kriterlerini şu şekilde belirlemiştir (4). 18

19 TEMEL KRİTERLER 1.Bacaklarõ hareket ettirme isteğine sõklõkla eşlik eden rahatsõzlõk ya da nahoş hisler. 2.Nahoş hisler ya da hareket ettirme isteğinin yatma ya da oturma gibi hareketsizlik dönemleri sõrasõnda başlamasõ ya da kötüleşmesi. 3.Nahoş hisler veya hareket etme dürtüsünün yürüme, bükme, esneme gibi hareketlerle en azõndan aktivite devam ettiği sürece kõsmen veya tamamen iyileşmesi. 4.Nahoş hisler veya hareket etme dürtüsünün akşam veya geceleri gündüze göre daha kötü olmasõ ya da akşam/gece ortaya çõkmasõ. DESTEKLEYEN KRİTERLER Dopaminerjik tedaviye olumlu yanõt. Periyodik ekstremite hareketleri (uyanõkken veya uykuda). Otozomal dominant kalõtõmõ düşündüren ailede huzursuz bacak sendromu öyküsü. 19

20 EŞLİK EDEN ÖZELLİKLER * Hastalõğõn doğal klinik gidişi Herhangi bir yaşta başlayabilir, fakat klinik pratikte görülen hastalarõn çoğu orta yaş veya üzerindedir. Klinikte görülen hastalarõn çoğunda progresif bir klinik gidiş vardõr, fakat bazen statik bir klinik gidiş de görülebilir. Bazen bir ay veya daha uzun süren remisyonlar bildirilmiştir. * Uyku bozukluğu Bacak rahatsõzlõğõ ve hareket etme ihtiyacõ uykusuzlukla sonuçlanõr. * Tõbbi araştõrma/nörolojik inceleme Sendromun idiyopatik ve familiyal formlarõnda nörolojik muayene olağandõr. Periferik nöropati veya radikülopati bazen hastalõğõn familiyal olmayan formlarõnda görülebilir. Sendromda serum ferritini düşük olabilir (<50 mcg/l). 20

21 PLMS TANISI RLS hastalarõnõn en az %80 inde PLMS görüldüğü bildirilmiştir. Ancak PLMS saptanan insanlarõn yaklaşõk %30 unda RLS ye rastlanõr (8). PLMS EMG kriterlerine göre çoğunlukla distoniktir ama ender olarak miyoklonik olabilir (8). PLMS primer bozukluk olarak ortaya çõkabileceği gibi antidepresan ve MAO inhibitörlerinin kullanõmõ sõrasõnda veya terminal dönem böbrek hastalõklarõna eşlik edebilir (8). PLMS tanõsõ PSG (polisomnografi) ile konur. PSG kayõtlarõnda Coleman kriterleri olarak bilinen, 4 ile 90 saniye aralõklarla tekrarlayan, 0,5 ile 5 saniye süreli en az dört hareket bir hareket epizodu olarak kabul edilmektedir. PLMS epizodlarõ her biri dakikalar veya saatlerce süren kümeler halinde ortaya çõkar ve gecenin ilk yarõsõnda daha belirgindir. PLMS den bahsetmek için bir saatlik uykuda ortaya çõkan hareket sayõsõnõn yani hareket indeksinin 5 in üzerinde olmasõ gerekmektedir. Uykudaki periyodik hareketler, özellikle NREM uykusunun 1. ve 2. dönemlerinde yoğun olarak ortaya çõkmakta, 3. ve 4. NREM uykusu ile REM uykusunda ise azalma ve kaybolma eğilimi göstermektedir (10). Sonuçlar geceden geceye oluşan değişiklikler dikkate alõnarak yorumlanmalõdõr (8). 21

22 PLMS KRİTERLERİ (8) NREM sõrasõnda tekrarlayõcõ ve genellikle stereotipik hareketler. Genellikle ayak başparmağõnda ekstansiyon, ayak bileğinde dorsifleksiyon, diz ve kalçada fleksiyon. Periyodik ortalama sn ve en az dört ardõşõk hareket. Her yaşta olabilir ancak yaşla birlikte artar. Tek başõna ya da nörolojik, tõbbi nedenlere bağlõ veya uyku bozukluklarõna bağlõ olarak görülebilir. RLS hastalarõnõn en az %80 inde PLMS görülebilir. 22

23 SEMPTOMLAR VE KLİNİK ÖZELLİKLER RLS in tipik klinik özelliği uykuya dalmayõ engelleyen, dizestezinin eşlik ettiği, özellikle bacaklarda karşõ konulmasõ mümkün olmayan hareket etme dürtüsü ve motor huzursuzluktur. Semptomlar hastalõğõn başlangõcõnda tek taraflõ olabilmekle birlikte zaman içinde her iki alt ekstremiteyi de etkiler. Semptomlarõn sirkadiyen özelliğe sahip olmasõ, yani akşam saatleri ve geceleri daha belirgin olmasõ ve istirahat halinde ortaya çõkmasõ ve artmasõ RLS için karakteristiktir (10). Klinik deneyimler şiddetli huzursuz bacak sendromunun çoğunlukla bir kez başlayõnca yaşam boyu tedavi gerektiren progresif bir bozukluk olduğunu göstermektedir. Klinik gidişteki varyasyonlar, remisyon dönemleriyle birlikte, genç erişkinlerde özellikle yaygõndõr (4). Araştõrmalar, RLS nin uykuyu (12), kognitif fonksiyonlarõ (13) ve yaşam kalitesini (14) negatif etkilediğini göstermiştir. Semptomlar RLS uzmanlarõnõn görüşlerine göre, medikal tedavi gerektirecek kadar sõk ve rahatsõzlõk vericidir (7). Sendromun ana özelliği bacaklarõ hareket ettirme dürtüsüdür (4). Sõklõkla beraberinde geniş bir duysal semptomlar aralõğõ vardõr. Bu semptomlara çoğunlukla ekstremitelerin derinlerinde hissedilen çok tatsõz hisler eşlik eder, bu hisler unilateral ya da bilateral olabilirler, ayak bileği, diz veya tüm alt ekstremitede hissedilebilirler. 23

24 Hastalõk ilerledikçe hastalarõn %48 ine varan oranda kollarõn da tutulduğu tanõmlanmõştõr (4). Bazõ hastalarda tabloda ağrõ belirgindir ve sendroma yanlõşlõkla kronik ağrõ sendromu olarak tanõ konulmasõna yol açabilir. Bu semptomlar uyanõkken, çoğunlukla hasta oturur ya da uzanõrken ve geceleri ortaya çõkar. Hareket etmek, özellikle yürümek, gerinmek veya bacaklarõ bükmek bu rahatsõzlõğõn geçici olarak ve kõsmen giderilmesini sağlar (4). RLS nin motor belirtileri üç gruba ayrõlabilir; istemli motor hareketler, istemsiz motor hareketler ve PLMS. İstemli motor hareketler genellikle bacaklarda nadiren de kollarda görülür. Hareketler çoğunlukla simetriktir fakat bazen asimetrik ve eşzamanlõ olmayan hareketler de görülebilir. Motor hareketler genellikle yürümeyi, ayağõ germeği, burkmayõ, zemine sürtmeyi ve yatakta dönmeyi kapsar. Uykuda istemli motor hareketler miyoklonik ve distonik hareketleri içerir. Miyoklonik hareketler düzensiz olabilir ve grup halinde meydana gelir. Distonik hareketler; miyoklonik silkinmelere göre daha devamlõ ve uzun sürelidir. PLMS ise RLS hastalarõnõn %80 inde saptanõr. PLMS; NREM uykusu sõrasõnda çõkan tekrarlayõcõ ve stereotipik hareketlerdir. Periyodik ortalama sn süren ve en az dört ardõşõk harekettir. Genellikle ayak başparmağõnda ekstansiyon, ayak bileğinde dorsifleksiyon ve dizkalçada fleksiyon şeklindedir (8). PLMS bulgularõ uyku sõrasõnda görüldüğünden hastalarõn bunlarõ yakõnma olarak ifade etmesi zordur. Bundan dolayõ yakõnmalarõ daha çok uyandõktan sonra bacaklarda ağrõ ve yorgun uyanma şeklindedir. 24

25 Uykuyu etkilediği için sadece can sõkõcõ olmakla yaşam kalitesini medikal tedavi gerektirecek kadar ciddi şekilde etkilemek arasõnda değişen geniş bir şiddet aralõğõna sahiptir (7). REST çalõşmasõnda; semptomlar bildiren RLS muzdariplerinin oranõ; duyusal semptomlar için %88, uykuyla ilişkili semptomlar için %75, günlük aktivitelerdeki sõkõntõ için %55 hareketi etkileyen semptomlar için %37 ve duygu durum sõkõntõlarõ için %26 olup RLS semptomlarõ ile bağlantõlõ ağrõ bildirenlerin oranõ %59 dõr (7). Bu çalõşmada uyku ve yaşam kalitesi üzerine etki ile ilgili değerlendirmede; RLS muzdariplerinin %75 ten fazlasõ, en az 1 tane uykuyla ilişkili semptom bildirmiştir (7). Hastalar RLS semptomlarõ ile ilgili olarak doktora başvurduklarõnda uyku ile alakalõ semptomlarõn en önemli özellik olmasõ muhtemeldir; bu nedenle hastalarõn uyumada ve geceleri uyanma konusunda sorunlar nedeniyle doktora başvurduklarõnda RLS de olasõ bir tanõ olarak özellikle dikkatle araştõrõlmalõdõr (3). Bozulmuş uyku, uykuya dalma yetersizliği ve yetersiz uyku saati; RLS nin duysal motor anormalliklerinin beklenen sonuçlarõdõr. Geceleri ve dinlenme sõrasõnda daha kötüdürler. Pek çok RLS muzdaripi, tahminen RLS ile ilişkili uyku bozukluğundan kaynaklanan, gündüz uyuklamasõ ve ilerleyen güne konsantre olmada güçlük gibi performans bağlantõlõ etkiler bildirmiştir. Uyku bozukluğu, RLS li hastalardaki kognitif fonksiyon üzerine negatif etkiler ile de bağlantõlõdõr. Bu yüzden hasta; uykuya dalma yetersizliği ve gece sõk sõk uyanmak gibi uyku anormalliklerinden söz ediyorsa RLS, ayõrõcõ tanõ içinde düşünülmelidir (7). 25

26 RLS hastalarõ hem duysal hem de uyku ile ilgili semptomlar göstermektedir. Duysal semptomlar RLS ye yönelik standart tanõ kriterlerinin bir parçasõnõ teşkil etmektedir ancak uyku ile ilgili semptomlar da RLS nin klinik tanõsõna yardõmcõ olabilir. Yüksek yüzdeye sahip hafif veya şiddetli RLS li hastalar RLS semptomlarõ çekerken uykuya dalmak için 30 dakikadan daha fazla zaman harcadõklarõnõ ve (yaygõn kullanõlan bir uykusuzluk belirtisi) gece üç veya daha fazla kez uykudan uyandõklarõnõ belirtmişlerdir (3). Benzer sonuçlar Uluslararasõ RLS Çalõşma Grubu kriterlerince RLS tanõsõ konulan 133 hasta üzerinde çalõşma yapan Montplaisir ve arkadaşlarõ tarafõndan da rapor edilmiş ve bu hastalarõn %85 inin uykuya dalmada veya uykulu kalmada güçlükten şikâyet ettiklerini bulmuşlardõr (15). RLS nin hastalarca tanõmlanan çoğu sonucu uyku bozukluğu ile ilişkilendirilebilir; örneğin ertesi gün enerji ve konsantrasyon eksikliği, RLS semptomlarõnõn uykuya etkisi de RLS ve zayõflamõş genel sağlõk durumu arasõndaki ilişkiyi açõklayabilir (3). 26

27 AYIRICI TANI RLS nin tanõ kriterlerinin net olmasõ nedeniyle genellikle ayõrõcõ tanõda güçlük çekilmez. RLS tanõsõ klinik sorgulama ve değerlendirmeye dayanmaktadõr. Gerekli durumlarda laboratuar ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanõlabilir. Tanõ değerlendirmeleri RLS tanõ kriterlerinin daha iyi anlaşõlmasõ ile ve uykuya dalmada sorun yaşayan ve geceleri uykusu kaçan hastalarõn farklõ tanõlarõnda RLS yi de göz önünde bulundurmalarõ ile geliştirilebilir. Yapõlan çalõşmalarda RLS nin çoğunlukla tanõsõz kaldõğõ veya yanlõş tanõ konulduğu görüşü mevcuttur. REST çalõşmasõnda RLS hastalarõnõn çoğuna RLS tanõsõ konulmadõğõ veya RLS ye yönelik kabul edilmiş bir tõbbi tedavi verilmediği ki bu durumun hastanõn rahatsõzlõğõnõn artmasõ ve olasõ konsültasyonlarõn tekrarõ ve/veya hastanõn uzmana havale edilmesine neden olduğu belirtilmiştir (3). RLS Yİ TAKLİT EDEN DURUMLAR (8) Nöroleptik kullanõmõna bağlõ akatizi Musküler ağrõ-fasikülasyon sendromu Miyokimi Causalgia-distoni sendromu Ağrõlõ noktürnal bacak kramplarõ Miyoklonus Hipnik jerkler Anksiyete depresyon Büyüme ağrõlarõ Ağrõlõ bacak ve hareketli parmak sendromu PLMS 27

28 Huzursuz bacak sendromu aynõ zamanda dopamin reseptörlerini bloke eden antipsikotik ajanlarõn neden olduğu bir motor huzursuzluk olan nöroleptiklere bağlõ akatiziden de ayõrt edilmelidir. Bu bozuklukta hastalar, özellikle bacaklarõnõ hareket ettirmek yerine içten gelen bir huzursuzluk hissi nedeniyle hareket etme zorunluluğu duyar (4). Akatizideki motor rahatsõzlõk; vücut sallanma hareketleri, bir yöne ilerleme, ayakta sabit durma yeteneğinin olmamasõ, ritmik/aritmik ve simetrik/asimetrik istemli ekstremite hareketleri şeklinde olup motor rahatsõzlõk en çok gündüzleri olur. Muayenede ekstrapiramidal belirtiler saptanõr ve antikolinerjikler ile yapõlan tedaviye iyi cevap verir (8). Klinikte görülen hastalarõn çoğu orta yaş ve üzerinde olmakla birlikte, huzursuz bacak sendromu çocuklarda da görülebilir. Bu sendromun görüldüğü ailelerle yapõlan çalõşmalardan semptomlarõn şiddetle etkilediği hastalarda çocukluk çağõnda başlayabildiğini (17,18) ve büyüme ağrõsõ olarak yanlõş tanõ konulabildiğini (16) biliyoruz. Çocuklarda huzursuz bacak sendromu, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromundan ayõrt edilmelidir. Bacaktaki rahatsõzlõktan ötürü hareket etme ihtiyacõ bulunmasõ, huzursuz bacak sendromunu dikkat eksikliği hiperaktivite sendromundan ayõrõr. Bununla birlikte durum daha karmaşõktõr, çünkü huzursuz bacak sendromu olan olgularda dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu normal olgulardan daha sõk görülmektedir (4). Her ne kadar huzursuz bacak sendromu periferik nöropati veya radikülopatiyle tetiklenebiliyor olsa da, bu hastalõklarõn ayõrõcõ tanõsõ yapõlmalõdõr. Saf periferik nöropati ve radikülopatide hastalar bacak rahatsõzlõğõnõ gidermek için hareket etme 28

29 zorunluluğu duymazlar ve semptomlar istirahatte veya geceleri kötüleşmez. Eğer nörolojik muayene beraberinde periferik nöropati veya radikülopati olduğunu gösteriyorsa, bu hastalõklarõ kanõtlamak için elektromiyografi ve sinir iletimi incelemeleri yapõlmalõdõr (4). Huzursuz bacak sendromu pozisyonel rahatsõzlõktan ayõrt edilmelidir. Eğer tek hareket ihtiyacõ basõncõ azaltmak için yapõlan kõsa bir pozisyon değişikliğiyse (örn. artritli bir kalçadan ötürü) bu rahatsõzlõk huzursuz bacak sendromu değildir (4). Hastalarõn rahatsõzlõklarõnõ gidermek için yaptõğõ gönüllü hareketlere ek olarak, uykuda veya uyanõkken de istemsiz hareketlerde bulunabilir. Bu hareketler periyodik olarak tekrarlar ve periyodik ekstremite hareketleri olarak adlandõrõlõrlar. Uykudaki periyodik ekstremite hareketlerinin tanõsõ, Amerikan Uyku Bozukluklarõ Derneği nin tanõmõna dayanmaktadõr. Bu hareketler, tibialis kasõndan yüzey elektromiyografisiyle ölçülür ve sn süren ve 5-90 sn aralõklarla tekrarlayan en az 4 kas kontraksiyonu şeklindeki kas aktivasyonunu gösterir. Kas kontraksiyonlarõnõn, bir uyku çalõşmasõna başlamadan önce hastadan kalibrasyon için yapmasõ istenen istemli bacak hareketlerinin amplitüdünün en az %25 i kadar olmasõ gereklidir. Uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketleri kalça, diz ve ayak bileklerinin üçlü fleksiyonuna ve Babinski belirtisine benzer. Bu hareketler uyandõrabilir veya uyandõrmayabilir ya da uyanõkken olabilir (4). Huzursuz bacak sendromu hastalarõnõn %80 kadarõnda uyku sõrasõnda periyodik ekstremite hareketleri vardõr. Bununla birlikte, bir hastada geceden geceye hareket sayõsõnda büyük değişme vardõr ve eğer 2. bir gece kaydõ yapõlõrsa hastalarõn 29

30 %87 sinde kayõt yapõlan iki geceden en az birinde periyodik ekstremite hareketleri olacaktõr. Bu hareketler huzursuz bacak sendromu tanõsõ için spesifik değildir, çünkü başka hastalõklarda ya da izole olarak da ortaya çõkabilirler (4). Bu sendromun bulunduğu bireyler aynõ zamanda uyanõk durumda bacaklarõnda otururken ya da yatarken ortaya çõkan istemsiz seğirme hareketlerinden de yakõnabilirler. Bu hareketler periyodik olabilir ve uyanõklõk sõrasõnda periyodik ekstremite hareketleri formunu alabilir ya da aperiyodik hareketler olabilir. Huzursuz bacak sendromunda uyanõkken ortaya çõkan hem periyodik hem de periyodik olmayan tipteki istemsiz hareketleri tanõmlamak için diskinezi terimi kullanõlmaktadõr. Uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerinin aksine, uyanõkken ortaya çõkan diskinezi bazen daha hõzlõ veya miyoklonik hõzda olabilir. Bu sendromun bulunduğu hastalarõn sadece %15 kadarõnda başlõca şikâyetin bir parçasõdõr. Muhtemelen bunun nedeni hafif diskinezi bulunan hastalarõn uyanõkken ağrõyõ gidermek için hareket etmeleri ve gelecekteki şiddetli diskineziyi başarõyla baskõlamalarõdõr. Bununla birlikte, eğer hastalardan tamamen hareketsiz kalmalarõ istenirse, uyanõkken periyodik ekstremite hareketlerinin ortaya çõkmasõ, huzursuz bacak sendromu hastalarõnõn güvenilir bir özelliği olarak görünmektedir ve bir immobilizasyon testiyle ölçülebilir. Bu testte hastalardan hareketsiz uzanmalarõ ve tibialis anterior kasõnõn elektromiyografisi sõrasõnda hareket etmemeleri istenir. Sendromun şiddetine bağlõ olarak, hastalar dakika sonra duyusal semptomlardan ve bacaklarõnõ hareket ettirme dürtüsünden yakõnmaya başlar. Uyanõkken oluşan periyodik ekstremite hareketleri bu sõrada ortaya çõkar ve 1 saatten uzun süre kaydedilir. Önerilen immobilizasyon testi huzursuz bacak sendromunu ölçmek ve tedaviyi izlemek için kullanõlabilir (4). 30

31 Aktigrafi, önerilen immobilizasyon testi ve genel motor aktivite sõrasõnda uyanõkken veya uykuda ortaya çõkan periyodik ekstremite hareketlerini ölçmek için kullanõlan diğer bir yöntemdir (4). Günümüzde uyku sõrasõndaki periyodik bacak hareketlerinin sadece huzursuz bacak sendromunun ağrõsõz hafif bir formu mu olduğu, yoksa farklõ bir bozukluğu mu temsil ettiği hala kesin olarak bilinmemektedir. Sendromun sübjektif yakõnmalarõnõn sirkadiyen bir ritmi olduğu açõktõr, gece varyasyonlarõ uyku sõrasõndaki ve uyku veya uzanma durumundan bağõmsõz olarak uyanõklõk sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketleriyle benzer zamanda görülebilir. Sirkadiyen ritmin bir göstergesi olan melatonin sekresyonundaki değişiklikler, bu sendromun bulunduğu hastalarda duysal ve motor semptomlardaki artõştan önce gelen tek değişmedir ve bu durum melatoninin akşam ve geceleri santral dopamin sekresyonu üzerinde inhibitör bir etki göstererek semptomlarõn kötüleşmesinde rol oynayabileceğini düşündürmektedir (4). 31

32 TEDAVİ Tedaviye başlamadan önce, bu hastalõklara neden olabilecek ve birliktelik gösterebilecek hastalõklar sorgulanmalõ ve tetkik edilmelidir. Diğer bir ifadeyle, idiyopatik/semptomatik form ayõrt edilmelidir. İlk amaç, altta yatabilecek hastalõklarõn tedavisi olmalõdõr. Böylece tam bir düzelme sağlanabileceği gibi, verilecek ilaç dozunun düşürülmesi de mümkün olabilir (10). A.DOPAMİNERJİK TEDAVİ Dopaminerjik tedaviye mümkün olan en düşük dozla başlanmalõdõr. Hafif veya aralõklõ huzursuz bacak sendromunda levodopa yeterli olabilir. Orta ya da şiddetli hastalõkta veya gündüz semptomlarõnda ya da her ikisi birden olduğunda, ilk tedavi olarak bir dopamin agonisti kullanõlmalõdõr (4). Titrasyon yavaşça ve dikkatle yapõlmalõ ve dopaminerjik ajanlarõn bulantõ, arteriyel hipotansiyon, baş dönmesi ve bazen gündüz uyku hali gibi olasõ yan etkilerine dikkat edilmelidir. Dopaminerjik ilaçlarla, özellikle levodopayla uygulanan herhangi bir tedavi sõrasõnda olasõ semptom artõşõ gelişimi göz önünde bulundurulmalõdõr. Hastalara ilaca başladõğõndan beri gün içinde herhangi bir erken semptom başlangõcõ kanõtõ olup olmadõğõ sorulmalõdõr. Eğer semptom artõşõ persistan bir sorun haline gelirse, dopaminerjik ajan gündüz semptomlarõ kayboluncaya ve gece saatlerinde tekrarlayõncaya kadar azaltõlmalõ veya kesilmelidir. 32

33 Huzursuz bacak sendromu hastalarõnda dopaminerjik tedavi semptom artõşõna neden olur. Artõş, sendromun semptomlarõnõn günün erken saatinde başlamasõ, semptom şiddetinin artmasõ ve diğer vücut kõsõmlarõnõn tutulmasõ olarak tanõmlanmaktadõr (augmentation) (20). Artõşõ tanõmlamak için tüm bu kriterlerin gerekli olup olmadõğõ bilinmemektedir, çünkü semptomlarõn erken başlamasõ en sõk ve güvenilir kriter olarak görülmektedir. Artõş durumunda, kõsa süreli dopaminerjik ajanlarõn gece dozlarõ verilmesine rağmen, eskiden geceyle sõnõrlõ olan semptomlar ertesi gün öğleden sonra erken saatlerde ilaç sistemden çõkarken görülebilirler. Gece bir kez alõnan levodopa veya karbidopa tedavileri için semptom artõşõ şiddetli bir sorun olabilir. Öğleden sonra ve akşamõn erken saatlerinde, bir sonraki gece dozunu almadan önce ortaya çõkan bu semptom artõşõ, bir seride hastalarõn %31-82 sinde görülmüştür (20). Artõş, sendromun semptomlarõnõn şiddetli olduğu hastalarda en yüksekti, fakat cinsiyet, yaş ve başlangõçtaki sendrom şiddetinden bağõmsõzdõ. Artõş sõrasõnda semptomlar diğer vücut bölümlerini de etkileyebilir ve sendromun daha önceki semptomlarõndan daha şiddetli olabilir (20). Semptom artõşõ, pramipeksol gibi dopaminerjik ajanlarla tedavinin bir sonucu olarak tanõmlanmaktadõr (21). Daha küçük açõk etiketli çalõşmalarda pergolid tedavisi sõrasõnda semptom artõşõ olduğu bildirilmiştir (22), Gerçi olgular genellikle hafifti ve ilacõn değiştirilmesini gerektirmemişti. Kontrollü pergolid ve ropinirol çalõşmalarõ ya kõsa süreli araştõrmalardõ ya da semptom artõşõ güncel tanõmõna uygun olarak prospektif şekilde araştõrõlmamõştõ. RLS semptomlarõnõn şiddettindeki artõş çoğunlukla ilacõn kesilmesiyle düzelir, hafif formlar, günün erken saatlerinde bir ilaç dozu eklenmesiyle tedavi edilebilir (80). 33

34 Semptom artõşõ çoğunlukla ilacõn kesilmesiyle düzelir ve dozu düşük tutarak en düşük seviyede tutulabilir. Semptom artõşõnõn tedavisi için henüz kõlavuz yayõnlanmamõştõr. Dopaminerjik olmayan ajanlarla rebound ya da semptom artõşõ çalõşmalarõ bulunmamaktadõr (4). Semptom artõşõnõ açõklayan bir hipotez; dopaminerjik tedavinin sendromun semptomlarõn ortaya çõkõşõnõn sirkadiyen zamanlamasõnõ günün daha erken bir saatine kaydõrmasõdõr. Bu durum striatal, hipotalamik veya spinal dopaminerjik sistem içinde oluşabilir. Semptom artõşõna çoğunlukla levodopanõn en yüksek dozlarõ eşlik eder (23). Semptom artõşõ huzursuz bacak sendromu hastalarõnda dopaminerjik tedavinin en ciddi problemidir ve bu hastalarõ tedavi eden tüm hekimler bu durumun farkõnda olmalõdõr. Klinik deneyimlerden ve izlemeli tedavi çalõşmalarõndan doz artõrõmõnõn huzursuz bacak sendromunda ek bir tedavi sorunu olabileceği görülmektedir, fakat kontrollü çalõşmalardan gelen veriler azdõr. Rebound, semptom artõşõndan ayõrt edilmelidir. Rebound, semptomlarõn ilacõn yarõ ömrüyle uyumlu bir zamanda, yani ilacõn etkileri kaybolurken ortaya çõkmasõdõr ve yoksunlukla eşdeğerdir. Rebound ilk kez levodopayla tedavi edilen hastalarõn dörtte birinde sabah bacak hareketlerinin artmasõyla fark edilmiştir. Rebound sabah uyandõktan sonra ortaya çõkar ve sendromun semptomlarõ tedavi edilmediği zamandan daha şiddetlidir (4). 1.DOPAMİN AGONİSTLERİ Dopamin agonistleri idiyopatik/semptomatik RLS de birinci secenek tedaviyi oluştururlar. 34

35 Ergot türevi dopamin agonistleri olan bromokriptin, pergolid ve kabergolin ve ergot olmayan dopamin agonistleri pramipeksol, ropinirol ve rotigotinin etkili olduklarõ çift kör çalõşmalarla gösterilmiştir Uzun etkili ergot türevi dopamin agonisti kabergolinle 85 şiddetli huzursuz bacak sendromu hastasõnda gerçekleştirilen yeni bir kontrollü klinik çalõşmada 1 yõl boyunca günde 2.2 mg kabergolinle tüm etkinlik ölçütlerinde (IRLS, klinik global izlenim) stabil, klinik anlamõ olan bir iyileşme gösterilmiştir. Bu uzun süreli tedavi sõrasõnda ilaçla tedavi edilen 66 hastadan 6 sõ hafif semptom artõşõndan etkilenmiştir. Pramipeksol, huzursuz bacak sendromu bulunan 10 hastada 1 aylõk kontrollü tedavi çalõşmasõ sõrasõnda mg lõk tek bir dozla hem uyku indeksi sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerini normal değerlerine getirmiş, hem de uyanõklõk sõrasõndaki indeksi anlamlõ derecede iyileştirmiştir. 2 yõlda 60 hastalõk retrospektif bir olgu serisindeki uzun süreli gözlemler pramipeksol dozunun 0.38 mg dan 0.63 mg a çõkarõlmasõyla stabil tedavi sonuçlarõ sağlamõş ve hastalarõn %33 ünde hafif semptom artõşõ olmuş ve günün erken saatlerinde alõnan dozlarla tedavi edilebilmiştir (25). 2. LEVODOPA Levodopa, huzursuz bacak sendromunun noktürnal semptomlarõnõn tedavisinde etkilidir ve kontrollü idiyopatik ve üremik hastalõk çalõşmalarõnda sübjektif ve objektif uyku kalitesini artõrmõştõr. Levodopa artõ benserazid Almanya, İsviçre ve Avusturya da yõllardõr bu sendromun tedavisinde onaylõ olarak kullanõlmaktadõr (4). Levodopa kõsa 35

36 etkili bir ilaçtõr ve hafif ve aralõklõ hastalõğõn tedavisi için uygun bir tedavidir, gerçi bugüne dek yapõlan tüm tedavi çalõşmalarõ orta-şiddetli ve daha persistan hastalõğõ olan hastalarla gerçekleştirilmiştir. Yavaş salõnõmlõ levodopayla standart levodopanõn kombinasyonu tek başõna standart levodopadan üstündür. Levodopanõn etkisinin hõzla başladõğõ ve hõzla bittiği kaydedilmiştir. Tüm bu tedavi çalõşmalarõ randomize kontrollü bir tasarõmla gerçekleştirilmiştir. B. OPİODLER Opioidler (oksikodon, hidrokodon, metadon, pentazosin, kodein, morfin) ikinci tedavi seçeneği olarak görülmektedir. Dopaminerjik ajanlarõ tolere edemeyen hastalarda opioidler ilk seçenek olarak verilmektedir. Mümkün olduğu zaman, opioidler bağõmlõlõktan kaçõnmak ve daha şiddetli huzursuz bacak sendromu olgularõnda devamlõ etkinlik sağlamak için uzun salõnõmlõ formlar halinde uygulanmalõdõr. Opioidlerle tedavi edilen az sayõdaki hastada sedasyon ve uyku apnesinin presipite olduğu veya şiddetlendiği gözlenmiştir. Bugüne dek semptom artõşõ bildirilmemiştir. Bağõmlõlõk ve tolerans uzun süreli izlem çalõşmalarõnda düşük görünmektedir (4). Opioidler Willis ve ark. tarafõndan 1684 te tedavi seçenekleri olarak tanõmlanmõştõr. Çift kör, randomize, çaprazlama bir çalõşmada ortalama 15,8 mg dozundaki oksikodon bacak duyularõnõ ve motor huzursuzluğu azaltmõş ve sendromun gündüz semptomlarõnõ iyileştirmiştir. Kontrollü bir çalõşmada uyku indeksi ve uyanma indeksi sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerinde polisomnografiyle anlamlõ bir azalma kaydedilmiştir. Opiyatlarla yapõlan ikinci bir çift kör çalõşmada oksikodondan daha zayõf bir opioid olan dekstropropoksifenin düşük bir dozunun (levodopadan daha az 36

37 etkili olmakla birlikte) uyku indeksi sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerinin tedavisinde etkili olduğu bildirilmiştir. Uzun süreli veriler sadece olgu serileri şeklinde mevcuttur ve minimum bağõmlõlõk riski göstermektedir, fakat bazen kronik opioidlerle uyku apnesi kötüleşebilir (4). C. GABAPENTİN VE DİĞER ANTİKONVÜLSANLAR Antikonvülsanlara gelince, gabapentin etkinliğinden ve aynõ zamanda muhtemelen karbamazepinden daha iyi tolere edilmesinden ötürü tercih edilmektedir, gerçi kontrollü bir karşõlaştõrmalõ çalõşma yapõlmamõştõr. Çalõşmalar gabapentinin optimum etkinlik için mg a titre edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu dozlardaki yan etkileri sedasyon ve baş dönmesidir. Düşük dozlarda ( mg) yan etkileri azdõr veya yoktur. Benzodiyazepinler yararlõ ek ilaçlardõr. Her ne kadar benzodiyazepin reseptörüne bağlanan benzodiyazepin dõşõ hipnosedatif ilaçlarla (örn. zolpidem) yapõlan kontrollü çalõşmalar bulunmasa da, bu ilaçlar benzodiyazepinlerin yerine kullanõlabilirler. Gabapentinin huzursuz bacak sendromunun tedavisinde etkili olduğu, ortalama 1855 mg/gün dozunda kullanõldõğõ kontrollü bir çalõşmada gösterilmiştir (26). Daha sonraki kontrollü bir çalõşmada, ortalama 800 mg dozundaki gabapentin ve ortalama 0.78 mg dozundaki ropinirol, idiyopatik huzursuz bacak sendromu hastalarõnda uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerinin ve sensorimotor semptomlarõn tedavisinde benzer şekilde iyi tolere edilen ve etkili bir tedavi sağlamõştõr. Hemodiyaliz hastalarõnda her diyalizden sonra dozun mg azaltõlmasõ gerekmektedir. 37

38 Huzursuz bacak sendromu hastalarõyla gerçekleştirilen ilk kontrollü çalõşmada karbamazepin kullanõlmõş ve 6 hastada %50 lik bir başarõ oranõ elde edilmiştir. Karbamazepinin etkinliği daha sonra çift kör bir çalõşmada 174 hastada gösterilmiştir (4). 200 mg yavaş salõnõmlõ levodopa 600 mg yavaş salõnõmlõ valproik asidle karşõlaştõrõldõğõ zaman, etkinlikte büyük bir fark yoktur. Periyodik ekstremite hareketleri uyku indeksi ve uyanõklõk indeksi levodopayla anlamlõ derecede azalmõştõr. Bununla birlikte, uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerinin eşlik etmediği uyanmalarõn levodopayla anlamlõ derecede artarken valproik asidle artmamõş olmasõ, yavaş salõnõmlõ valproik asidin huzursuz bacak sendromu hastalarõnda uyku sõrasõndaki bu hareketlerin tedavisi için bir tedavi alternatifi olabileceğini göstermektedir. D. BENZODİYAZEPİNLER Klonazepam çeşitli çalõşmalarda uyku sõrasõnda periyodik ekstremite hareketleri bulunan huzursuz bacak sendromu hastalarõnda uykuyu iyileştirmekte etkili olmuştur. İki çalõşmada indüklenen uyku değişikliklerinin uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketlerini azaltmaksõzõn genel olarak sedatif benzodiyazepinlerle oluşturulanlarla tutarlõ olduğu sonucuna varõlmõştõr. Klonezapamõn (1 mg) tenazepamla (30 mg) karşõlaştõrõldõğõ çaprazlama bir çalõşmada, 6 huzursuz bacak sendromu hastasõnõn total bacak hareketleri ve uyku sõrasõndaki periyodik ekstremite hareketleri her iki tedavi sõrasõnda da değişmemiştir; ancak mg triazolam total uyku süresini, uyku etkinliğini ve gündüz fonksiyonunu artõrõrken uyku evresi değişikliklerini azaltmõş, fakat total bacak hareketlerini değiştirmemiştir (4). 38

39 E. DEMİR 28 huzursuz bacak sendromu hastasõyla gerçekleştirilen randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalõşmada demir sülfat hastalõkta anlamlõ düzelme sağlamamõş, fakat hastalar demir eksikliğini teşhis ve tedavi etmek için önemli görünen bir parametre olan ferritin konsantrasyonlarõna göre seçilmemiştir. Bir diğer çalõşmada, yüksek dozda demir dekstran infüzyonu son evre renal hastalõğõ bulunan huzursuz bacak sendromu hastalarõnda anlamlõ fakat geçici bir semptom azalmasõna yol açmõştõr. 10 huzursuz bacak sendromu hastasõnõn tek bir 1000 mg intravenöz demir infüzyonu aldõğõ açõk bir çalõşmada, 7 hastanõn semptomlarõnda 2 hafta sonra önemli bir iyileşme olmuştur. Ölçülen serum ferritin değerleri intravenöz demir yüklemesinden sonra beklenenin üzerinde demir kaybõ olduğunu göstermektedir (4). F. DİĞER TEDAVİLER Klonidin, uykuyu bozan çok sayõda periyodik ekstremite hareketi bulunmayan fakat bacaktaki hisler ve ardõndan gelen motor huzursuzluk yüzünden uykuya dalõşõn geciktiği bazõ huzursuz bacak sendromu hastalarõ için etkin bir tedavidir. Kör bir çalõşmada baklofen periyodik ekstremite hareketlerinin süresini değiştirmeksizin gücünü ve amplitüdünü azaltmõştõr. G. GENEL TEDAVİ ÖNERİLERİ Farmakolojik bir tedaviye başlamadan önce uyku hijyeni önlemleri alõnmalõ ve semptomatik huzursuz bacak sendromunu tedavi edecek tüm olasõlõklar 39

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Narkolepsi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Klasik Tanım Gündüz z aşıa şırı uykululuk Katapleksi Uyku paralizisi Hipnogojik halüsinasyonlar Genişletilmi letilmiş

Detaylı

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Tanı; Dört tanı kriteri Destekleyici tanı kriterleri Eşlik eden özellikler Bu skala; 10 sorudan oluşmaktadır en fazla 40 puan verilmektedir skor sendromun

Detaylı

KANDIRA İLÇESİ HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU PREVALANSI, SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ VE BİRLİKTE GÖRÜLEN HASTALIKLAR

KANDIRA İLÇESİ HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU PREVALANSI, SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ VE BİRLİKTE GÖRÜLEN HASTALIKLAR T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği ŞEF: DOÇ. Dr. Ülkü TÜRK BÖRÜ KANDIRA İLÇESİ HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU PREVALANSI, SEMPTOMLARIN ŞİDDETİ VE BİRLİKTE

Detaylı

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Hareket Bozuklukları Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi İçerik Periyodik Ektremite Hareketleri - PLM Bruksizm RBD Periyodik Ekstremite Hareketleri (PLM) Stereotipiktir,

Detaylı

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

ULUSLARARASI UYKU BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI

ULUSLARARASI UYKU BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI ULUSLARARASI UYKU BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI Diagnostic and Coding Manual, American Academy of Sleep Medicine (AASM) The International Classification of Sleep Disorders (ICSD) ICSD II, 2005 / ICSD III 2014

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

ICDS 3 İnsomnia sınıflaması. Dr. Fuat Özgen

ICDS 3 İnsomnia sınıflaması. Dr. Fuat Özgen ICDS 3 İnsomnia sınıflaması Dr. Fuat Özgen Uykusuzluğun Genel Kriterleri: A. Uykuya başlamada güçlük, uykuya devam ettirmede güçlük ya da çok erken uyanma ya da kronik nitelikte dinlendirici olmayan düşük

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

14 Aralık 2012, Antalya

14 Aralık 2012, Antalya Hamilelerde Uyku Bozukluğunun Sorgulanması ve Öyküden Tespit Edilen Huzursuz Bacak Sendromunda Sıklık, Klinik Özellikler ve İlişkili Olabilecek Durumların Araştırılması A Neyal, G Benbir, R Aslan, F Bölükbaşı,

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Huzursuz Bacaklar Sendromu/ Wıllıs-ekbom Hastalığı; Tedavi Ve Komplikasyonları İle Başa Çıkma

Huzursuz Bacaklar Sendromu/ Wıllıs-ekbom Hastalığı; Tedavi Ve Komplikasyonları İle Başa Çıkma Huzursuz Bacaklar Sendromu/ Wıllıs-ekbom Hastalığı; Tedavi Ve Komplikasyonları İle Başa Çıkma Prof. Dr. Derya KARADENİZ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları

Detaylı

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının

Detaylı

Huzursuz Bacak Sendromu ve Uykuda Periyodik Hareket Bozuklu u: Olgu Sunumu

Huzursuz Bacak Sendromu ve Uykuda Periyodik Hareket Bozuklu u: Olgu Sunumu Nöropsikiyatri Arflivi, 2005; 42(1-2-3-4): 29-33 Huzursuz Bacak Sendromu ve Uykuda Periyodik Hareket Bozuklu u: Olgu Sunumu Fazilet H z, H. Ali Erdo an, Ayfle Öztürk, Meral Ç nar 31 yafl ndaki erkek hastam

Detaylı

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Suna ve İnan Kıraç Vakfı Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı Tel/ Fax: 0212 359 72 98 www.alsturkiye.org HASTA BİLGİLERİ Hasta adı-soyadı : Cinsiyeti : Kadın Erkek Doğum tarihi

Detaylı

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Prof. Dr. Hakan Kaynak Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi Normal Uyku Uykunun Dönemleri Nasıl Uyuyoruz? Richardson GS: The human circadian system

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca

Detaylı

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Complex Regional Pain Syndromme yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ Genellikle travmalardan sonra ortaya çıkar Belirgin bir sinir hasarı

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ Konu: Nörolojik bilimlere giriş Amaç: Merkezi ve Periferik Sinir Sistemi nin çalışma prensiplerini ve ilgili klinik durumları anlamak. Serebrum,serebellum,

Detaylı

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı. Horlama ve Uyku Apne Sendromu BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Polikliniği rtibat : 0212 453 17 00 GH-02 V;01/2010 Horlama ve Uyku Apne Sendromu

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

PARASOMNİ. Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay

PARASOMNİ. Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay PARASOMNİ Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay Sunum Plan: Giriş REM/nREM Nedenler Tedavi Parasomniler Uyku, kısmi uyanıklık ya da uykuya geçiş sırasında yapılan anormal hareket ve davranışlardır

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Hareketlerinde Siklik Alternan Patern Analizi Eser Buluş,Gökçen

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR Dr. Sibel Özkurt Pamukkale Üniversitesi Tıp T p Fak. Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlar

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR BAŞKORDİNATÖR YRD. BAŞKORDİNATÖR YRD.

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku-uyanıklık ritmi Sirkadiyen ve homeostatik süreçlerin etkileşimi sonucu uyku ve

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

TRIVASTAL 50 RETARD KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. sürekli salım sağlayan kaplı tablet / 50 mg

TRIVASTAL 50 RETARD KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. sürekli salım sağlayan kaplı tablet / 50 mg TRIVASTAL 50 RETARD KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. TIBBI FARMASÖTIK ÜRÜNÜN ADI: TRIVASTAL 50 RETARD 2. KALITATIF VE KANTITATIF TERKIBI Piribedil sürekli salım sağlayan kaplı tablet / 50 mg 3. FARMASÖTIK ŞEKLI

Detaylı

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur. Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur. Travma Sonrası Stres Bozukluğu Askerî Harekâtlar Sonrası Ortaya Çıkan Olguların Tedavisi Bir asker, tüfeğini

Detaylı

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:.

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. Tüm Uyku Teknologları Derneği Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu Tarih: A) ÇALIŞANLAR 1. Uyku laboratuarının Adı:? Adres:? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. 2. Uyku laboratuarı Yönetimi:? Uyku

Detaylı

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay 14. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi, 6-10 Ekim 2013, Bodrum Anlatım Planı Normal (fizyolojik) yaşlanmada değişiklikler uykudaki Demansta (AH tipi) uyku REM Uykusu Davranış

Detaylı

UYKU ĠLE ĠLĠġKĠLĠ HAREKET BOZUKLUKLARI

UYKU ĠLE ĠLĠġKĠLĠ HAREKET BOZUKLUKLARI UYKU ĠLE ĠLĠġKĠLĠ HAREKET BOZUKLUKLARI Dr. Derya KARADENĠZ deryak6609@yahoo.com.tr Ġstanbul Üniversitesi CerrahpaĢa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi UYKU BOZUKLUKLARI SINIFLAMASI,

Detaylı

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

TEŞHİSTEN TEDAVİYE > ALT EKSTREMİTE ATARDAMARI HASTALIĞI

TEŞHİSTEN TEDAVİYE > ALT EKSTREMİTE ATARDAMARI HASTALIĞI TEŞHİSTEN TEDAVİYE > ALT EKSTREMİTE ATARDAMARI HASTALIĞI Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Mahmut Şahin Düzenleme, Gözden

Detaylı

muayenesi 11 KASIM ÇARŞAMBA 09:30-10:20 Pratik: Konjuge göz hareketleri, pupil ve göz dibi Prof.Dr.Tülay Kurt İncesu

muayenesi 11 KASIM ÇARŞAMBA 09:30-10:20 Pratik: Konjuge göz hareketleri, pupil ve göz dibi Prof.Dr.Tülay Kurt İncesu İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI NÖROLOJİ STAJI GRUP 1 TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (09.11.2015 27.11.2015) 9 KASIM PAZARTESİ 08:30-09:20 Pratik: Genel ve

Detaylı

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Uyku tanımı Uyku Fizyolojisi (uyku evreleri) Sirkadiyen ritim Uyku yoksunluğu İdeal uyku Uyku ile ilgili bazı hastalıklar

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU Hasta Kitapçığı PROF.DR ARZU YAĞIZ ON POLİOMYELİT (ÇOCUK FELCİ) NEDİR? Poliomyelit, çocukluk çağında görülen

Detaylı

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ Doç.Dr. Cemil ÇELİK Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Sunumun Hedefleri Genel Bilgiler mtbi

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Amaç Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Uyku Bozuklukları Laboratuvarı nda tetkik edilen 86 hastanın klinik ve polisomnografik

Detaylı

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir KÜÇÜK DAMAR HASTALIĞINDA KLİNİK BULGULAR Yok Özel fokal nöroloik semptomlar Sinsi gelişen global nörolojik

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAK/YO/MYO. BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAK/YO/MYO. BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAK/YO/MYO. BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU Bölüm Nöroloji Yıl/yarıyıl 5/1-2 Dersin adı Ders düzeyi (önlisans, lisans,vb) Dersin türü (Z/S) Dersin dili Kodu Nöroloji Lisans

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

AROMATĠK AMĠNO ASĠT DEKARBOKSĠLAZ AKTĠVĠTESĠNDE ARTIM TETĠKLEME NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN PĠRANOZĠN TÜREVLERĠNĠ HAĠZ BĠR KOMPOZĠSYON VE

AROMATĠK AMĠNO ASĠT DEKARBOKSĠLAZ AKTĠVĠTESĠNDE ARTIM TETĠKLEME NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN PĠRANOZĠN TÜREVLERĠNĠ HAĠZ BĠR KOMPOZĠSYON VE 1 Tarifname AROMATĠK AMĠNO ASĠT DEKARBOKSĠLAZ AKTĠVĠTESĠNDE ARTIM TETĠKLEME NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN PĠRANOZĠN TÜREVLERĠNĠ HAĠZ BĠR KOMPOZĠSYON VE BU KOMPOZĠSYONUN DOPAMĠNERJĠK DEFEKTLERĠN TEDAVĠSĠ AMAÇLI KULLANIMI

Detaylı

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Doç. Dr. Osman Sabuncuoğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocukluk ve Uyku elele gider Anne baba ve hekimler

Detaylı

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır

Detaylı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Özgün Problem Çözme Becerileri Özgün Problem Çözme Becerileri Research Agenda for General Practice / Family Medicine and Primary Health Care in Europe; Specific Problem Solving Skills ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı

UÜ-SK AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

UÜ-SK AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 5 1 HİZMET KAPSAMI: Aile Hekimliği Anabilim Dalı yaş, cinsiyet, yakınma, hastalık ayrımı yapmaksızın, yaşamın bütün evrelerinde ve süreklilik içinde, sağlığın

Detaylı

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Olgu Sunumu Dr. Mustafa Akgün*, Dr. Zehra Akgün**, Dr. Christoph Garner**** Bursa Devlet Hastanesi,

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu Prof. Dr.Hidayet Sarı Tanım Özellikle omurgayı tutan ve ankiloza götüren kronik iltihabi sistemik romatizmal hastalıktır. Sakroiliak eklem iltihabı oluşturmak ana bulgusudur.

Detaylı

Derleme / Review Huzursuz Bacak Sendromu ve Periyodik Ekstremite Hareketi Hastalığı

Derleme / Review Huzursuz Bacak Sendromu ve Periyodik Ekstremite Hareketi Hastalığı ISSN 1300-2961 Tüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır Derleme / Review Huzursuz Bacak Sendromu ve Periyodik Ekstremite Hareketi Hastalığı Restless Leg s Syndrome and Periodic Limb

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme Prof. Dr. Işın ÜNAL ÇEVİK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Duyu Muayenesinde Lezyonun lokalizasyonu Serebrospinal

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Dr Efdal AKKAYA Nöroloji ABD Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

PARKİNSON HASTALIĞI. Dr Efdal AKKAYA Nöroloji ABD Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi PARKİNSON HASTALIĞI Dr Efdal AKKAYA Nöroloji ABD Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Bazal Ganglionlar Serebral hemisferlerin derininde yer alan gri cevher kitleleridir. Nucleus caudatus Striatum Putamen Globus

Detaylı

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Anatomisi Boyun Anatomisi Omurganın en hareketli parçasıdır. Karotis, vertebral arter, omurilik ve spinal sinirleri

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

CABASER 1 mg Tablet FORMÜLÜ: CABASER 1 mg Tablet: Bir tablet 1 mg kabergolin içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikler

CABASER 1 mg Tablet FORMÜLÜ: CABASER 1 mg Tablet: Bir tablet 1 mg kabergolin içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikler CABASER 1 mg Tablet FORMÜLÜ: CABASER 1 mg Tablet: Bir tablet 1 mg kabergolin içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikler CABASER Tabletin etken maddesi olan kabergolin, güçlü ve uzun süreli

Detaylı

DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama. 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z saat 2 FTR 501 Ortopedik saat 4 FTR 522 Nörolojik Reh.

DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama. 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z saat 2 FTR 501 Ortopedik saat 4 FTR 522 Nörolojik Reh. DERS PLANI 1. YARIYIL SIRA DERS KODU DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama KREDİ AKTS 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z 2+2 3 7.5 saat 2 FTR 501 Ortopedik S 2+2 3 7.5 rehabilitasyon 1 saat 3 FTR 520 Kardiyopulmoner

Detaylı

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar

Detaylı

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Çocukluk çağı santral sinir sistemi demiyelinizan hastalıkları. Prof.Dr. Sebahattin VURUCU

Çocukluk çağı santral sinir sistemi demiyelinizan hastalıkları. Prof.Dr. Sebahattin VURUCU Çocukluk çağı santral sinir sistemi demiyelinizan hastalıkları Prof.Dr. Sebahattin VURUCU Santral sinir sistemi demiyelinizan hastalıkları Genetik olarak yatkın kişilerde Çevresel etkenler tarafından tetiklenen

Detaylı

Göğüs Ağrısına Yaklaşım. Uzm Dr İsmail Altıntop T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği

Göğüs Ağrısına Yaklaşım. Uzm Dr İsmail Altıntop T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği Göğüs Ağrısına Yaklaşım Uzm Dr İsmail Altıntop T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği Giriş Tanım Etiyoloji Patofizyoloji İlk yaklaşım Anjina ve eşdeğerleri

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım Bileşenler KORONER YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK REHABİLİTASYON NASIL OLMALIDIR? Prof. Dr. Mehmet Uzun GATA Haydarpaşa Hastanesi Psikososyal yaklaşım 1 4 Tanım Koroner yoğun bakım merkezi = coronary care unit

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu D O K U Z E Y L Ü L Ü N I V E R S I T E S I N Ö R O L O J I A N A B I L I M D A L ı ( D a m l a Ç e l i k, Ö z l e m A k d o ğ a n, N u r h a k D e m i r, U l u

Detaylı

İDİYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMUNUN GÖRÜLME SIKLIĞI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ

İDİYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMUNUN GÖRÜLME SIKLIĞI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ T.C. Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği Başhekim: Opr. Dr. Haldun Ertürk Şef: Doç. Dr. F.Feriha Özer İDİYOPATİK PARKİNSON HASTALIĞINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMUNUN GÖRÜLME

Detaylı