Sevgili oğlum Ahmet Selim e UKDE.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sevgili oğlum Ahmet Selim e UKDE."

Transkript

1 Sevgili oğlum Ahmet Selim e UKDE. 1

2 UKDE KİTAPLIĞI: 86 MARAŞ KÜLTÜRÜ EDEBİYAT SERİSİ: 20 Editör: Yaşar ALPARSLAN Serdar YAKAR Görsel Yönetmen: Lütfi ALICI Mine BAŞIBÜYÜK Baskı-Cilt: ÖNCÜ BASIMEVİ Tel: Kahramanmaraş Ajans Kapak Tasarım: Hakan PARS Noya Medya Baskı Tarihi: Ocak 2011 ISBN Yazışma Adresi: Vefa Kitap Kırtasiye İsmetpaşa Mah. Borsa Cad. Buket Sitesi Altı No 17/C Tel: mahmutseyithan@hotmail.com KAHRAMANMARAŞ 2

3 SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ LUTFİYYE-İ VEHBÎ ÇEVİRİ YAZI-GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ-TIPKIBASIM Hazırlayan Gülcan TANIDIR ALICI Kahramanmaraş

4 Gülcan TANIDIR ALICI 1975 yılında Kahramanmaraş ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra 1993 yılında kazandığı KSÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1997 yılında mezun oldu. İki yıl Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı da KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı nda yüksek lisans öğrenimine başladı yılı itibarıyla aynı enstitüde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı yılında Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı na araştırma görevlisi olarak atandı. Dîvân-ı Vuslatî adlı teziyle yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Hâlen aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmakta olan Gülcan Tanıdır Alıcı nın, Mevlid Mar aşî Kurrâ-zâde Nâdirî (Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Eserleri) adlı yayınlanmış kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk annesidir. Elektronik posta: tlf: /

5 İÇİNDEKİLER Takdim...9 Ön Söz.15 Kısaltmalar Dizini 17 Çeviri Yazı Alfabesi 18 I. Giriş.19 1.Sünbülzâde VehbÎ.19 A. Hayatı 19 B. Edebî Şahsiyeti.22 C. Eserleri Dîvân Tuhfe-i Vehbî Nuhbe-i Vehbî Şevk-engîz Münşeât Sünbül ü Gülzâr Latife-i Vehbî/Manzume-i Letâfet Nasihatnâme Lutfiyye-i Vehbî Lutfiyye-i Vehbî nin Nüshaları Lutfiyye-i Vehbî nin Özeti...29 II. Metnin Çeviri Yazısı.37 Lutfiyye-i Vehbî Der-Hitâb-ı Ferzend-i Hîş/Kendi Oğluna Hitabı Der-Fezâ il-i İlm-i Şerîf/Kutsal Olan İlmin Faziletleri Hakkında Der-Ta zîm-i Üstâd/Hocaya Saygı Hakkında Der-Sebeb-i Takdîm-i Bahs-i İlm/İlim Konusunun Öncelik Sebebi Hakkında Der-Ulûm-i Nâfi a/faydalı İlimler Hakkında Der-Ulûm-i Tıbb/Tıp İlmi Hakkında Der-İlm-i Hikmet/Felsefe İlmi Hakkında Der- İlm-i Mantık/Mantık İlmi Hakkında

6 Der-Mübâhase Be-Vech-i Âdâb/Karşılıklı Konuşmanın Usulü Hakkında Der-İlm-i Hendese/Geometri İlmi Hakkında Der-İlm-i Nücûm/Yıldız İlmi Hakkında Der-Reml/Remil Hakkında Der-İlm-i Cifr/Cifr İlmi Hakkında Der-İlm-i Ta bîr/tabir İlmi Hakkında Der-İlm-i Vefk/Tılsımlı Dua (Muska) Hakkında Der-Sihr ü Nüshakârî/Sihir ve Muskacılık Hakkında Der-Nâr-ı Neciyyât/Ateşli Tılsımlar Hakkında Der-İlm-i Kîmyâ/Kimya İlmi Hakkında Der-Kıssa-i Kîmyâcı/Kimyacı Hikâyesi Hakkında Der-İlm-i Sîmyâ/Simya İlmi Hakkında Der-İlm-i Ta vîr/ta vîr İlmi Hakkında Kırtâsiye/Kırtâsiye (İlmi Hakkında) Der-Tılsımât u Himyâ/Tılsımat ve Himya Hakkında Der-İlm-i İhfâ/İhfa İlmi Hakkında Der-İlm-i Tasavvuf/Tasavvuf İlmi Hakkında Der-Ahvâl-i Melâhide-i Zamân/Zamanın İmansızlarının Durumu Hakkında Der-İlm-i Mûsıkî/Musiki İlmi Hakkında Der-İlm-i Ferâset/Ferâset İlmi Hakkında Der-Edebiyyât ü Târîh ü Siyer/Edebiyat, Tarih ve Siyer Hakkında Der-Şi r ü İnşâ/Şiir ve İnşa Hakkında Der-İlm-i Mu ammâ/muamma İlmi Hakkında Der-Hüsn-i Hatt u İmlâ/Güzel Yazı ve İmla Hakkında Der-Bâzîçe-i Nerd ü Şâtranc/Tavla ve Satranç Oyunu Hakkında Der-Men-i Menâhî vü Fısk u İsyân/İsyan, Fesat ve Haram Şeylerden Sakınılması Hakkında Der-Men-i Ta assub u Riyâ/Taasup ve Riyânın Men i Hakkında Der-Âdâb-ı Sühan/Konuşma Usulü Hakkında Der-Men-i Kizb/Yalancılıktan Kaçınılması Hakkında Der-Men-i Istılâh-Perdâzî/Tuhaf Konuşmanın Uygunsuzluğu Hakkında Der-Men-i İstihzâ vü Nemîme/Alay ve Dedikoduculuğun Yasaklanması Hakkında Der-Men-i Havâdis/Havâdisten Kaçınma Hakkında Der-İdbârân-ı Devlet/Makam ve Mevkiini Kaybedenler Hakkında Der-Muvâneset-i Kirâm-ı Nâs/Büyük İnsanlarla Dostluk Konusunda Der-Men-i Tasaddur/Baş Köşeye Geçmenin Sakıncası Hakkında

7 Der-Tevâzu/Alçakgönüllülük Hakkında Der-Men-i Kibr-i Şeytânî/Şeytana Yakışır Kibirden Kaçınılması Hakkında Der-Libâs-ı Edîbâne/Edebe Uygun Giyinme Hakkında Der- Men-i Keşf-i Uyûb/Ayıpların Açığa Çıkarılmaması Hakkında Der-Hilm ü İnsâf/Yumuşak Huyluluk ve İnsaf Hakkında Der-Sabr u Afv-ı Cemîl/Affın ve Sabrın Güzelliği Hakkında Der-Gayretkârî/Gayret Sahibi Olma Hakkında Der-Lezzet-i İntikâm/İntikamın Lezzeti Hakkında Der-Men-i Hased/Hasedin Yasaklanması Hakkında Der-Tevkîr-i Ehl-i İlm/İlim Sahiplerinin Ağırlanması Hakkında Der-Tevkîr-i Pîrân/İhtiyarların Ağırlanması Hakkında Der-Ta zîm-i Ebeveyn/Anne Babaya Saygı Gösterme Hakkında Der-Keyfiyyet-i Hîşân ü Hased-i Îşân/Akrabaların Özellikleri ve Onların Çekememezliği Hakkında Der-İncâz-ı Va d/vaadini Yerine Getirme Hakkında Der-Va d-ı Ma zûlîn/görevden Uzaklaştırılanların Vaadi Der-Men-i Ez-Devr-i Ebvâb Berây-ı Taleb-i Rızk/Dilenerek Kapı Kapı Dolaşmaktan Sakınılması Hakkında Der-Edâ-yı Şükr-i Ni met/nimete Şükretme Hakkında Der-Mihmân-Nevâzî/Misafirperverlik Hakkında Der-Et ime-i Hasîsân/Cimrilerin Yemekleri Hakkında Der-Men-i Hisset/Cimriliğin Meni Hakkında Der-Beyân-ı Sehâvet ü Men Ez-İsrâf u Sefâhat/Cömertliğin Açıklanması İsraf ve Sefâhattan Kaçınılması Hakkında Der-Keyfiyyet-i Cerrâr u İtâ-yı Sadaka Be-Fukarâ-yı Sâbirîn/Dilencilerin Hâli ve Sabırlı Fukaraya Sadaka Verme Hakkında Der-İ tibâr Be-Rüsûm-ı Şer -i Şerîf/İslam Şeriatının Emir ve Yasaklarının Değeri Hakkında Der-Şehâdet/Şahitlik Hakkında Der-Men-i Vesâyet ü Vekâlet ü Kefâlet/Vesayet, Vekâlet ve Kefaletten Uzak Durmak Hakkında Der-Vekâlet/Vekâlet Hakkında Der-Kefâlet/Kefalet Hakkında Der-Men-i Tevliyyet ü Cibâyet/Vakıf İşleri ve Vergi Tahsili Görevinden Uzak Durulması Hakkında Der-Hayâ vü İstignâ/Utanma ve Tokgözlülük Hakkında Der-Karz u Düyûn/Ödünç Verme ve Borç Hakkında Der-Men-i Ez-Beytü l-mâl ü Mâl-i Mîrî/Hazine ve Devlet Malından Uzak Durulması Hakkında

8 Der-Men-i Zulm/Zulmün Yasaklanması Hakkında Der-Hubb-ı Câh/Mevki Sevgisi Hakkında Der-Men-i Tebdîl-i Tarîk/Meslek Değiştirmenin Yasaklanması Hakkında Der-Tarîk-i Ulemâ/Ulema Mesleği Hakkında Der-Tarîk-i Hacegân/Hocalık Mesleği Hakkında Der-Terk-i Unvân u Hâzm-ı Devlet/Unvanın Terk Edilmesi ve Olana Razı Olunması Hakkında Der-Adem-i Âsâyiş-i Ehl-i Câh/Makam Sahiplerinin Huzursuzluğu Hakkında Der-İttisâf-ı Esnâf Be-Adem-i İnsâf/İnsaftan Yoksun Esnafın Tanımı Hakkında Der-İhtirâz Ez-Hîlekârân u Hâ inân/hainlerden ve Hilekârlardan Sakınılması Hakkında Der-Men Ez-Keşf-i Râz/Sırları Açığa Çıkarmanın Yasaklanması Hakkında Der-Meşveret-i Umûr/İşlerin İstişaresi Hakkında Der-Tedbîr-i Umûr-ı Beyt/Ev İşlerinin İdaresi/Düzeni Hakkında Der-Emr-i İzdivâc/Evlenme Hakkında Der-Hüsn-i Ülfet-i Be-Hem-sâye/Komşuyla Ahbaplık Etmenin Güzelliği Hakkında Der-Ahvâl-i Hademe/Hizmetlilerin Durumu Hakkında Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât/Keyif Veren Şeylerden Sakınılması Hakkında Der-Men-i Kuşbâzî/Kuşçuluğun Yasaklanması Hakkında Der-Men-i Şükûfekârî/Çiçekçiliğin Yasaklanması Hakkında Hâtime/Son Târik Li- Nazmihi/Eserin Yazılış Tarihi Sonnotlar Kaynaklar III. Tıpkıbasım.281 8

9 TAKDİM Maraş kitaplığı oluşturmaya başladığımızda evvela maksadımız tarihini aydınlatmaktı. Hiç olmazsa Osmanlıya kadar olan dönemi bir bütün hâlinde yazmak, yazdırmak, ortaya çıkarmaktı. Fakat iş yürüdü. İş büyüdü, meylimiz bir de edebiyat alanına yöneldi. Bir miktar halk edebiyatı ile alakalı yayın geliştirdik. Bu defa aynı duygular divan edebiyatına yöneldi. Temerküz etti. Bizi baskı altına aldı. Sanki bizden; -Maraş ta divan edebiyatı ile alakalı görünen bir damar var. Bu işin içine gir, bir de görünmeyen bir damar var. Girdikçe, çalıştıkça göreceksin. Bunları ortaya çıkar, dedi. Gerçekten de girdik. Girdikçe o damarları gördük. Gördükçe o damarları ortaya çıkardık. Sağolsun Lütfi Alıcı Bey ve eşi Gülcan Tanıdır Alıcı Hanımefendi güçlerini güçlerimize kattılar. Memleket aşkıyla gece gündüz çalıştılar. Eserler ortaya çıkardılar, çıkardık. Çalışıyoruz. Olgunlaşanı öne çıkarıyoruz. En son yapılacakları yapıyoruz. Elimizden geldiği kadar olgunlaştırıyoruz. Miâdını dolduranı, sırası geleni yayınlıyoruz. Milletin hizmetine sunuyoruz. Gerekli yerlere ulaştırıyoruz. Maraş ta divan edebiyatının görünen damarında en büyük isim; Sünbülzâde Vehbî. Allah lutfetti. Biz yıllar evveli itibarıyla divanı dâhil bütün eserlerini topladık. Gördük. İnceledik. Bir ara divanındaki naatları bir yerde yayınlarız diye yeni Türkçeye aktardık. Kısmet olmadı. Yayınlayamadık. Sünbülzâde Vehbî, Maraşlı. İlmini, irfanını Maraş ta tamamlamış. Fakat Maraş kendine küçük gelmiş. Daha bir büyüyebilmek için İstanbul a gitmiş. İstanbul büyük göl. Orada bütün yeteneklerini ortaya koymuş. Büyüyebildiği kadar büyümüş. Divanını III. Selim e sunmuş. Sultanü ş-şuarâ sıfatını almış. Evveli, ahiri birçok padişah dönemini idrak etmiş. Ben gerileme demem. Dünyada dengelerin Osmanlının aleyhine döndüğü dönemde, 9

10 teknoloji medeniyeti olan Avrupa medeniyetinin el sanatları ve insan medeniyeti demek olan İslam medeniyetine, âlemine galebe çaldığı çağda şair Nedim den sonra zirveyi yakalamış. Tutmuş. Bırakmamış. Şair kimliğine göre şiir yazar. Bazan şair pek âlim olmaz. Cezbe insanı olur. Bir çeşit şiir yazar. Eğer bunun hakka istinat eden tarafı varsa o şiire doyum olmaz. Şiir keyf verir. Kalp doyurur, heyecan yaratır. İnsanın aklını başından giderir. Ruhu dinlendirir. Tabii insanda güçlü şair, şiir olgusu yaratır. Bazan da şair âlim olur. Dil bilir, dilin inceliklerini bilir. Biraz da cezbe, his insanı olur. Bu da bir çeşit şiir yazar. Bu çeşit şiirde o kadar akıcılık olmaz. His, heyecan bulunmaz. Ancak bu çeşit şiirde noksanlık da bulunmaz. Şiir kalbi doyurur. Kafayı zonklatır. Satır satır sanat kokar. Cümle cümle, satır satır, mısra mısra, beyit beyit ilim ifade eder. İrfan saçar. Kullanılsın bir konuya şahitlik eder. İnsanlar onu ezberler. Bir fikri isbatta kullanır. Zaten şiir divan şiirine ait bir şiirse böyle olması gerekir. Yani biraz sanat eseri, biraz fikir, biraz his, heyecan. Bunları ne diye yazdık. İşte Sünbülzâde ve şiiri bu diyebilmek için. İlim sahibi bir insan. Kadılıkta en büyük mertebeye gelmiş. Dilci. Farsça-Türkçe, Arapça-Türkçe manzum lügat yazmış. Ve şâir. His heyecan insanı. Yazdığı şiir divan şiiri. Yani sanat isteyen bir şiir dalının şairi. Onda bu özelliklerin hepsi var. Ve şiiri bu. Sanat, ilim, heyecan, marifet. Almış aynı cins kafiyeleri. Kullanmış kâmilen. Ve doldurmuş içini. Tezatsız. Tenakuzsuz. Dizmiş dizeleri. Tek konu. Tek başlık. Sünbülzâde nin doğum yeri, kendini yetiştirdiği muhit Maraş. Geliştirip isbat ettiği yer İstanbul ve bütün bir memâlik-i Osmâniyye. Demek tarihte Maraş bir kültür muhiti. Halk şiirinin ötesinde daha çok sanat ve meharet isteyen divan şiirinin yaşadığı yer. Bir çeşit bu işin mektebi. Tedris inşâ icrâ noktası. 10

11 Anadolu da mektep aileler çok. Doğarlar. Az yaşar çok yaşarlar. Ölürler. İnhizam görürler. Marifetlerin yitirirler. Genetiklerin bozarlar. Ruhî tevarüslerin birbirlerine aktaramazlar. Sünbülzâdeler de öyle. Bir dönem azımsanmıyacak âlimleri, müderrisleri, müftüleri var. Çıkış noktaları Maraş. Yetiştirdiklerin burada kullanmışlar. İstanbul a ihraç etmişler. Gidenler oralı olmuş. İstanbul da kaybolmuş. Bürokrasinin çarkları içinde parçalanmış. Maraşlı olduğu unutulmuş. Ama yine de belli bir zaman ses getirmiş. Markalaşan isimlerini kullanmış. Varlıkların korumuş. Dayanmış. Sonra kaybolmuş. Ailenin şehir dışına çıkanı olduğu gibi şehir içinde kalanı da olmuş. Fakat aile zamanla mektep hüviyetini kaybetmiş. Bir çeşit ölmüş. Ailenin son zamanlara kadar Ulu Cami müştemilatı içinde vakıfları olmuş. Vakıf, fakir fukaraya yemek çıkarmış. Sünbülzâde şairliğinin yanında dilci. Farsçayı ve Arapçayı çok iyi biliyor. Farsçayı çok iyi bildiği için İran a elçi olarak gidiyor. Kendisinden önce az da olsa manzum lügat varken iki manzum lügat yazıyor. Lügatta çığır açıyor. Hasseten Farsça-Türkçe lügat olan, adı da Tuhfei Vehbî olan lügatı mekteblerde okutuluyor. Ezberletiliyor. Çokça basılıyor. Şerhediliyor. Taklit ediliyor. Benzerleri yazılıyor. Sünbülzâde Vehbî ye karşı Maraşlılar görevini yapmamış. Onu tanıtan bir kitap yayınına öncülük etmemiş. Ne belediyesi ne başka bir kurumu Maraş ile onun ismini beraber andıracak bir teşebbüste bulunmamış. Yaptıysa bir aklı başında Süreyya A. Beyzadeoğlu yapmış. O da Sivas Divriği doğumlu. Bir Lutfiyye sini yayınlamış. Bir kimliğini, kişiliğini, sanatını işleyen biyoğrafi çalışması yapmış. Süreyya A. Beyzadeoğlu, Kahramanmaraş ta bulunmuş, Maraşlılara muhabbeti olan iyi bir akademisyendir. Maraşlılar ona şükran borçlular. Bildiğim kadarı ile biyoğrafi çalışmasının İklim, Beyan ve arkasından Şule yayınlarından üç baskısı yapılmış. ( ). Lutfiyye sinin ise tek baskısı var. Bedir yayınları Yapılalı da epey zaman olmuş. 11

12 Tabi edebiyat tarihleri içinde bilgi var. Ama o ortalama özet bir tanıtım. Öğretim amaçlı. Yani durum bu. O halde kurum değiliz ama bir de biz yayın yapalım dedik. Ve bu işe Lutfiyye ile başlıyalım istedik. Lutfiyye nin ayrı baskısı olduğu gibi divan içinde de divanla beraber özet, (mekteb-i âli, 1266) ve bir de Münşeat-ı Aziziye içinde (sh ) bir baskısı var (1303). Yayınından sonra bir Osmanlı klasiği olmuş değerini korumuş. Kaybolmamış. Adından söz ettirmiş. Lutfiyye Sünbülzâde Vehbi nin oğlu Lutfullah için yazdığı bir nasihat kitabı. Tıpkı Nâbî nin Hayriye si gibi bir kitap. Kendi elli yaşlarında iken doğan ve adı Lutfullah konulan oğlunun adını taşıyan bir kitap. Eskiden beri var olan bir geleneği sürdürüyor. İlimler anlatılıyor. Tasnif ediliyor. Kârları, zararları ortaya konuluyor. Sonra kârları dairesinde ilimler, ilimlerle aklanma tavsiye ediliyor. Maksat ilimlerle mücehhez ahlaklı, faziletli bir nesil yetiştirmek. Büyüttüğün evlattan hayır beklemek, hayır görmek. Memlekete, millete zararlı olmaktan çıkarmak. Evlat imtihanını kazanmak. Canavarlaşmasını engellemek. Teâlisini, tekamülünü sağlamak. Kemâl insanı yapmak. Tabii kitap yazılalı çok olmuş (H. 1205/M. 1791). O bakımdan bu güne tamı tamına gelmeyebilir. Bu sebebten bu günün okuyucusu kitaptaki bilgileri yer yer ma kul karşılamalı. Ama yine de istifade etmeli. Dünya böyledir. Bizden sonrakiler de bizi okuduklarında bir miktar garibseyeceklerdir. Şaşacaklardır. Biz bu kitabın hazırlanmasını Gülcan Tanıdır ALICI Hanımefendiye havale ettik. O da kitabı, matbu ve yazma nüshalarını nazara alarak ilmî usüllere göre hazırladı. Olmuşken kibar olsun dedik. Eksik olmasın, adam içine çıkar olsun istedik. Bu yüzden iş uzadı. Gecikti ama nihayet bitti. Kitabın el yazması ve baskı nüshaları tespit edildi. Bunlardan en kıymetli olanları karşılaştırılmak suretiyle metin oluşturuldu. Eserin sonuna da bunlardan biri konuldu. Biz büyüklerimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Çıkmazsak bu ihmal vatana ihanet gibi olur. Vatana ihanete eş değer olur. Onun için 12

13 büyüklere sahip çıkmalıyız. Büyükleri orta yere çıkarmalıyız. Çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çocuklarımızı başsız, büyüksüz bırakmamalıyız. Ahmet Duran BALSUYU muhterem bir insan. Eskilerin bütün ahlakına sahip. Bilgiye istekli. Âlime saygılı. Her türlü hizmette himmeti olduğu gibi kültürel hizmet için can atan bir insan. Himmeti, gayreti olan bir insan. Biz bu kültür hizmetine başladık başlayalı üzerine düşeni fazlasıyla yapar. Ayrıca bize der: - Böyle bir hizmette payım olsun. Hissem olsun. Zira ele geçmez bir hizmet bu. Memleketin kültürü tespit ediliyor. Hafızalardan kaleme alınıyor. Dağınıklıktan, ölümden kurtarılıyor, kayda düşürülüyor. Biz de ona ta baştan bir kitap tahsisini hem de adını koyarak yaptık. Ve söyledik. Biraz gecikti ama bitirdik. Güç oldu ama temiz oldu. O da biz de muradımıza eriştik. Ona memleket namına teşekkür ediyoruz. Kazancına bereket diliyoruz. Çalıştı, çabaladı. Bu eseri ortaya çıkardı. Hilkaten hanımefendi olan Gülcan Tanıdır ALICI Hanımefendiye ellerine sağlık diyor devamını diliyoruz. Yazılanları kitaplaştırmak şekle ş e kavuşturmak Serdar YAKAR Bey in üstüne. Serdar YAKAR Bey ile birlikte eserin şekle ş e kavuşmasında emeğini esirgemeyen Lütfi ALICI Bey e de teşekkür ediyoruz. Allah tan yolumuzu açsın diye nusret diliyoruz. O yolumuzu açtıkça biz yol yürüyor, mesafe alıyoruz. İnsanın olursa pek güzel huyu, Bir de asâleti tertemiz soyu, Güzel işler yapar îcâbı budur, Ad verirler Ahmet Duran BALSUYU. Yaşar ALPARSLAN 13

14 14

15 ÖN SÖZ Aslen Maraşlı olan Sünbülzâde Vehbî XVIII. asırın maruf divan şairlerindendir. Divan şiiri bu yüzyılda hâlâ kudretli şairler yetiştirmektedir. Asrın başında Nedim, sonunda ise Şeyh Gâlib divan şiirinin hiç şüphesiz iki büyük temsilcisidir. Sünbülzâde Vehbî, bu iki büyük şair arasında kendine has hususiyetleriyle yer bulabilmiş, günümüze sesini ulaştırabilmiş önemli şairlerimizdendir. Sünbülzâde Vehbî, uzun ömrü boyunca devlet hizmetlerinde bulunmuş, âlim bir şairdir. Her ne kadar eserleri çeşitlilik arz ederse de onun üslup bakımından daha çok Nedim, Sâbit ve Nâbî tesirinde kaldığını söylemek mümkündür. Nitekim bu çalışmamızın konusunu teşkil eden Lutfiyye hikemî tarzda yazılmış bir mesnevidir. Şair, oğlu Lutfullah ın şahsında gençliğe nasihatta bulunur. Nasihatname türünün en tanınmış örneklerinden biri olan Lutfiyye, değer ve kıymetler açısından bugün de istifade edilebilecek muhtevaya sahiptir. Eserin yeniden neşri bu açıdan oldukça önemlidir. Sünbülzâde Vehbî, Maraşlı şairler içinde ilim âlemince en çok tanınan divan şairidir. Bunda hiç şüphesiz başta sayın hocamız Süreyya Beyzadeoğlu olmak üzere yapılan diğer çalışmaların büyük katkısı olmuştur. Kahramanmaraş kitaplığı çerçevesinde hazırladığımız bu çalışmada söz konusu neşirlerden memuniyyetle istifade edilmiştir. Sünbülzâde Vehbî nin Lutfiyye sini konu alan bu çalışma; giriş, metnin çeviri yazısı/türkçeye aktarımı ve tıpkıbasım olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Eser bu alanda kabul gören ilmî disiplin çerçevesinde hazırlanmıştır. Eserin giriş bölümünde Sünbülzâde Vehbî nin hülasa olarak hayatı, edebî şahsiyeti ve eserleri söz konusu edilmiştir. İkinci bölümde, Lutfiyye nin çeviri yazısı ile Türkçeye aktarımı verilmiştir. Bu bölüm ayrıca eserdeki önemli hususları açıklayıcı notlar ile faydalanılan kaynakları da ihtiva etmektedir. Eserin üçüncü bölümü ise Lutfiyye nin Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Bölümü, TY Nu.: 2883/10 da kayıtlı nüshasının tıpkıbasımından oluşmaktadır. 15

16 Söz konusu çalışma hizmet amaçlı yapılmış ve aynı düşünceyle basılmıştır. Bu sebeple eksik ve noksanlarımızın hoşgörü ile karşılanacağını ummaktayız. Bununla birlikte yapılacak iyi niyetli tenkitlerden memnuniyetle istifade edilecektir. İnsan odur ki bıraka geride bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser kavlince bizden sonra adımızı yaşatacak bir eser bırakmamıza vesile olan sayın Yaşar ALPARSLAN hocama hasseten teşekkürlerimi sunarım. Çalışma süresince her türlü yardımda bulunan kıymetli eşim Yrd. Doç. Dr. Lütfi ALICI ile eserin dizim ve basım sürecini sabır ve nezaketle üstlenen Serdar YAKAR Bey e de ayrıca teşekkür ederim Gülcan Tanıdır ALICI Kahramanmaraş 16

17 KISALTMALAR DİZİNİ bk.: Bakınız C: Cilt Ef.: Efendi fel.: Felsefe H: Hicri Hz.: Hazret hzl.: Hazırlayan Ktb.: Kütüphane M: Miladi/Bulak baskısı matbu nüsha MEB: Millî Eğitim Bakanlığı MÖ: Milattan önce Nu.: Numara öl.: Ölüm, ölümü s.: Sayfa S: Sayı/Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa nüshası SAV: Sallallahu aleyhi ve selem tec.: Tercüme TDK: Türk Dil Kurumu TDV: Türkiye Diyanet Vakfı TDVİA: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi TTK: Türk Tarih Kurumu TY: Türkçe Yazma vd.: ve diğerleri 17

18 ÇEVİRİ YAZI ALFABESİ (ا ) ا (ا ) ا ء ب پ ت ث ج چ ح خ د ذ ر ز ژ س a, ā a,e, i, u, ü ʾ b p t c ç ḥ ḫ d ẕ r z j s ش ş ص ṣ ض ḍ, ż ط ṭ ظ ẓ ع ʿ غ ġ ف f ق ḳ ك k, g ك ñ ل l م m ن n ū) v (o, ö, u, ü, و e) h (a, ه ) i, y (ı, ى Tenkitli Metinde Uyulan Kurallar: 1) İlmî eserlerde uyulagelen çeviri yazı sistemi kullanılmıştır. 2) Farsçadaki vâv-ı ma dûle, ˇ (hˇâce) şeklinde gösterilmiştir. 3) Arapça ve Farsçadaki ön ekler ayrı, son ekler birleşik yazılmıştır. 4) Arapça ve Farsça birleşik kelimeler arasına bir çizgi (-) konulmuştur. 5) Mısra başları ve özel isimler büyük harfle yazılmıştır. 18

19 I. GİRİŞ 1.SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ A. HAYATI Asıl adı Mehmed olan Sünbülzâde Vehbî, Maraş ta doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte H 1203/M 1788 yılında Şeyhü l-islâm Mehmed Kâmil Efendi için yazdığı kasidesinde: Yetmişe yitmiş bu sinn ü sâl ile bu hâl ile Üstine etfâl çıkmak lâyık u ahrâ mıdur beytiyle yaşının yetmişe eriştiğini söylediğine göre, H 1132/1133 civarında M 1719 dan evvel doğduğu tahmin edilmektedir (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 7, Akün, 1993: 11. C, 238). Maraş ta Sünbülzâdeler unvanı ile maruf bir aileye mensup olduğu için Sünbülzâde diye tanınmıştır. Babası Râşid Efendi âlim ve şair bir zat olduğu gibi, büyük babası Maraş müftüsü Mehmed Efendi de fıkıh ilmiyle alakalı muhtelif eserleri bulunan bir şahsiyettir. Bir rivayete göre babasının, Halep te Vehbî-i Evvel diye tanınan şair Seyyid Vehbî nin yanında bulunduğu sırada doğum haberi geldiğinden, kendisine Seyyid Vehbî nin arzusu üzerine Vehbî adı verilmiş, gerek divanında ve gerekse diğer eserlerinde şair bu adı mahlas olarak kullanmıştır (Akün, 1993: 11. C, 238). Vehbî nin çocukluk ve gençlik yılları Maraş ta geçer, Maraş ın âlimlerinden özel ders alır, medreselerde okur ve icazet aldıktan sonra da devletin geniş imkânlarından yararlanmak ve yükselmek arzusuyla İstanbul a gider. Adını, devrin ileri gelen şahsiyetlerine sunduğu kaside ve tarihlerle duyurur. Rumeli Kalemi nde çalışırken kadılık mesleğine geçer. Sırasıyla Yaş, Bükreş, Eflak, Boğdan ve Siroz şehirlerinde kadılık yapar. İnşâdaki kabiliyeti göz önüne alınarak kendisine, devletin resmî yazışmalarını düzenleme görevi verilir. Daha sonra başarıları devlet adamlarından Yenişehirli Osman ve Râif İsmail Efendiler tarafından III. Mustafa ya anlatılır ve daha fazla maaş verilen hâcegânlık (mâlî işler) sınıfına terfi etmesi sağlanır (Beyzadeoğlu, 1996: 11 ). 19

20 Yedi sene süren bu hâcegânlık görevinden sonra Sünbülzâde Vehbî, Farsçayı iyi bildiği için H 1189/M 1775 yılında I. Abdülhamid tarafından İran a, Bağdad valisi Ömer Paşa dan şikâyet ile Basra yı muhasara altında tutan Kerim Han Zand nezdine ihtilafı görüşmek üzere elçi gönderilir. Kerim Han ile Vehbî arasında dostane ilişki kurulur ve ihtilaf çözümlenir (Akün, 1993: 11. C, 239). Ancak bir müddet sonra Ömer Paşa yla araları açılır. Her ikisi de ayrı ayrı iddialarla birbirlerini saraya şikâyet ederler. Vehbî, Kerim Han ın şikâyetlerinin doğru olduğunu, bütün kabahatin Ömer Paşa da bulunduğunu iddia ederken, Ömer Paşa da Vehbî yi Kerim Han la kurduğu dostluk uğruna devletin menfaatlerini feda etmekle itham eder. Ayrıca Ömer Paşa Vehbî nin işret ve zina gibi uygunsuz hâllerinin olduğunu da şikâyetine ekler. Bu rapora dayanarak padişah I. Abdülhamid tarafından şairin idamı ferman buyurulur (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 11). Gizlice İstanbul a gelip bir dostunun evinde saklanan Vehbî nin, hamilerinin telkiniyle yazdığı Tannâne adlı kasidesi, hükümdara sunulur ve tahkikat yenilenerek affedilir ancak kendisine yeni bir görev verilmez. Şair, yedi sene bekleyişten sonra sadrazam Halil Hamid Paşa nın alakasını görerek terk ettiğinden üç derece üst rütbe ile H 1197/M 1782 yılında kadılığa döner. Vehbî bir şükran nişanesi olmak üzere, İran seyahatinden beri yazmayı tasarladığı Tuhfe-i Vehbî yi paşanın iki çocuğu namına kaleme alarak sadrazama takdim eder (Akün, 1993: 11. C, 239). Vehbî, Şahin Giray ın idamı sırasında Rodos kadısıdır ve idam hükmünün infazında büyük rol oynar. Tayyâre adlı kasidesinde bu olayı geniş bir şekilde anlatmaktadır. Şâhin Giray ın Osmanlı Devleti nden fazlasıyla yardım gördüğünü, adeta kuş sütüyle beslendiğini sonra da ona ihanet edip, bir eşkıya gibi Rodos u bastığını, halka eziyet ettiğini, fakat sonunda cezasını bulduğunu şu beyitleriyle dile getirir: Havâdan indürüp ez-cümle şeh-bâl-i kerâmetle Kafes-bend eyledi Şâhin Girây-ı nâ-be-hemvârı Tüyin düzmek hevâsında gezerken dûş olup dâma Şikest oldı per ü bâli kırıldı çeng ü minkârı Nevâl-i saltanatdan kuş südiyle beslenüp âhir Kımız içdükde izhâr eyledi küfrâne inkârı Rodos da bâğı mesken eylemişken bâğî-i hâ in Getürdüm kal a-bend itdüm o çakır gözli mekkârı O tâvûsü l-cahîmî tâ ir-i meş ûmdur bildüm Uçunca murg-ı cânı zevk ü şâdî tutdı aktârı 20

21 Feleklerden melekler de anı recm eyleyüp gûyâ Ebâbîl-i felâket başına yağdurdı ahcârı (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 13,14). Vehbî, bu idam olayındaki başarısından dolayı büyük kadılıklardan sayılan Silistre ye kadı vekili olarak tayin edilir. Avusturya seferi sırasında Ordu-yı Hümâyûn kadılığı naipliğine atanır. Orduyla birlikte Edirne, Sofya ve Niş bölgelerinde dolaşır, sefer sonunda Eski Zağra kadılığı verilir. Rodos ta Şahin Giray ın yakalanmasına ve idamına yardımcı olduğunu bir türlü affetmeyen Tatarlar, Vehbî, Zağra kadısıyken mahkemesini basarlar, evini talan ederler. Vehbî, ailesi ve adamlarıyla birlikte kırk beş gün tutuklu kalır. Vehbî nin M yıllarındaki bu görevinde şair Sürûrî de kethüdasıdır. Aynı olaydan dolayı Sürûrî de tutuklanmıştır. Vehbî, bu feci durumu, Şâhin Giray ın idamındaki ısrarından dolayı Tatarların intikamı olarak niteler ve bir kasidesinde şu beyitlerle dile getirir: Eşkiyâ basdı gelüp mahkememi hâkim iken Buna râzî mi olur Kâdî-i Hâcât-ı Hakîm Soydı dilki gibi Eski Zağra halkı beni Çıkarup postum idince yakamı böyle dü-nîm Mülk ü sâmânuma Tâtâr virüp çapulı Gitdi yağmaya bütün faht u besâta zer ü sîm Sayd-ı Şâhin Giray a nice kıydun diyerek O çakır pençelüler gördi bana kayd-ı azîm Peder-i pîri Tatar kurdı helâk itdi deyü Kanlar ağlatdılar etfâlüme mânend-i yetîm (Beyzadeoğlu, 1996: 13; Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 15). Sürûrî, Vehbî nin Eski Zağra da kadı iken bir sürü yolsuzluk yaptığını, ayrıca bir kadınla ilişkisi bulunduğu için bu olayın başına geldiğini söyler ve bunu fırsat bilerek Vehbî yi şöyle hicveder: Târih Der-Hakk-ı Vehbî İki hasmın birisi kâfir ise Mü minün hakkın iderdi tebdîl Kâfiristânda urunmış şapka Acemistânda sarınmış mendîl Avreti kollar idi hükminde Gelse da vâya halîleyle halîl 21

22 Bu olay üzerine Vehbî, görevinden azledilir. Bu olayın arkasından III. Selim e bir kaside yazarak yeni bir görev ister fakat bu isteğine bir cevap alamaz. Vehbî, bir müddet sonra İstanbul a gelir ve III. Selim adına düzenlediği Divan ını padişaha sunar. III. Selim buna karşılık birçok armağanlarla birlikte şahsi elbiselerinden bir bohça hediye eder, bu hediyeler her mevsim tekrar edilir ve III. Selim zamanında Vehbî en rahat yıllarını yaşar (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 16). Vehbî, bu devrede Manisa, daha sonra Siroz kadılığına yükselir. Bunun hemen ardından H 1211/M 1796 da Manastır kadılığına tayin edilir. Son olarak da kendisine Bolu kadılığı verilir. Ömrünün kalan kısmını İstanbul da geçiren şair, ihtiyar yaşına rağmen zevk ve eğlenceden geri kalmaz. Muasırları onu, delikanlı hayatı yaşayan pir olarak tavsif ederler. Bir ara delirdiği ve gözleri görmez olduğu söylenen Sünbülzâde, hayatının son iki senesinden fazla kısmını nikristen (mafsal romatizması) mustarip olarak yatakta geçirir. Vehbî, yaşı doksanı aşmış olduğu hâlde 14 Rebiül-evvel 1224/29 Nisan 1809 da vefat eder. Edirnekapı dışına defnedilmiştir (Akün, 1993: 11. C, 240). Sünbülzâde Vehbî nin ölümü üzerine Sürûrî şu tarihleri düşürmüştür: Cennet olsun rûhına Vehbî Efendi nün mekân Gitdi şeyhü ş-şu arâ Vehbî-i sâhib-âsâr Bü l-heves pîr-i vivân-tab ı idi fevka l-âde Lâle vaktinde vefât itdi didüm târîhin Gülşen-i cennet-i me vâ kıla Sünbülzâde Şeyh ü şâb-ı büleğâ defn idüp oldı mahzûn Ki civân-tab idi pâkîze edâ Vehbî-i pîr Seri üzre dikilüp serv didüm târîhin Oldı nâ-bûd reîsü ş-şu arâ Vehbî-i pîr" (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 18). B. EDEBÎ ŞAHSİYETİ Bir asra yakın ömür sürerek Sultan III. Ahmed ile II. Mahmud arasında sekiz padişah devrini idrak eden Sünbülzâde Vehbî, divan şiirinin büyük üstatlardan mahrum bulunduğu bir zamanda yaşamış, bundan dolayı da hemen hemen boş olan meydanda ön safta yer almıştır. 22

23 Önce III. Mustafa devrinde edebiyat sahnesinde görülen şair, I. Abdülhamid ve III. Selim zamanında eski şiirin tanınmış isimlerinden biri olur. Vehbî, nazma hâkim ve kolayca şiir söyleme kudretine sahip bir şairdir. Bu sebeple hayatta iken kendisine muasırları tarafından Sultânü şşuarâ namı verilmiştir (Akün, 1993: 11. C, 240). Vehbî, aynı zamanda âlim bir şairdir. Onun ilmî kudretinin şiirlerine yansıması, Gibb de şu şekilde ifade edilir: Vehbî nin şiir sanatının teknik yönleriyle ilgili oldukça bilgi sahibi olduğu görülmektedir; şiiri meydana getiren geleneksel kaideleri fazla ihlal etmediği, hatta kendisinden çok daha büyük şairlerin şiir sanatında düştüğü yanlışlara bile düşmediği görülür. Şiir için fazla ümit verici olmayan bir malzemeyle güzel olmasa da en azından bunları bir şiir çerçevesi içerisine sokmaktaki ustalığı ve becerikliliği dolayısıyla bu şairi takdir etmemek mümkün değildir (Gibb, 1999: IV. C, 441). Vehbî, Arapçayı ve Farsçayı lügatlerini yazacak kadar iyi bilmektedir. Divanının başındaki Arapça şiirleriyle, Farsça Dîvânçe si bir Arap ve Acem şairinin kaleminden çıkmış gibidir (Beyzadeoğlu, 1996: 15). İran a elçi olarak gönderilmesi de Farsçaya olan vukufiyeti dolayısıyladır. Vehbî yi bir Nâbî ve Nedim takipçisi olarak kabul eden görüşler de bulunmaktadır. Vehbî nin bir Nedim hayranı olduğu, onun gibi şiirlerinde İstanbul güzellerinin ve güzelliklerinin yer aldığı ve şiirlerinde mahallileşme cereyanının her hâliyle görüldüğü Beyzadeoğlu tarafından tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Vehbî üzerinde asıl etkili olan şair Sâbit tir. Zaten kendisi de bir gazelinde Sâbit vadisinde at oynatmak gibi güç bir iş başardığından bahsetmektedir: Sarp iken vâdî-i Sâbit bir eyü dizgin idüp Vehbiyâ anda dahi atumuzu oynattuk Onun Sâbit e bir hayli nazîresi vardır. Mahallî ve farklı bazı mevzuları seçişinde de Sâbit in ayrıca tesiri görülmektedir. Özel hayatında maddi hazlara ve sefaya düşkün olan şair, bu yönünü şiirlerinde samimiyetle yansıtmıştır. İran, Rodos, ordu-yı hümâyûn kadılığı gibi şahsî hayat macerası ile ilgili bazı cihetleri şiirine sokmuş olması, devrin toplumsal hayatını yansıtması bakımından da şair namına kaydedilecek hususlardan biridir (Akün, 1993: 11. C, 240; Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 24). Vehbî ye göre şiir hikmetli söz söyleme sanatıdır, bunun bizzat Hz. Muhammed den rivayet edildiğini söyler. 23

24 Olundı Fahr-i âlemden rivâyet Beyâna sihr dinmek şi re hikmet Yine şairliğin Tanrı vergisi olduğunu, kendisinde bu özelliğin mevcut olduğunu bu yüzden de kendisine şairlerin sultanı dendiğini de şu şekilde dile getirir: Egerçi herkes ister ola şâ ir Hudâ feyz itmese ammâ ne kâdir Odur bî-şübhe Vehbî-i ilâhî O râha olamaz bîgâne râhî Degül mi fahre şâyeste bu ünvân Ki dirler şâ ir-i üstâda sultân Şair, ayrıca suhan kasidesinde şiir ve devrinin şairleri hakkında dikkate değer fikirler ileri sürer. Devrin şairlerini beğenmeyerek medrese kaçkını birçok kişinin kendisini şair sandığını, bir kısmının ise para karşılığı şiir söylediklerini, şairle dilencinin farkının kalmadığını, konakların kapısında dilenci yerine şair bulunduğunu ifade eder. İlimle şiirin birbirinden ayrılamayacağını, şairlerin, ilm-i meâniyi, Arapça ve Farsçayı çok iyi bilmeleri gerektiğini söyleyen şair, bütün divan şairlerinde olduğu gibi kendisini ünlü Arap, Acem ve Türk şairlerle kıyaslamış ve onlara her zaman üstün çıkmıştır. Belâgat defterümden cümle hâricdür hisâbumda Egerçi kendüsin şâ ir sayan bî-hadd ü ihsâdur (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 25-29). C. ESERLERİ 1. DÎVÂN: Şairin, başında Arapça kasideleri ile Farsça divançesi yer alan bu eseri, eski edebiyatın en hacimli divanlarından sayılır. H 1205/M 1790 yılında tamamlayıp III. Selim e sunduğu Dîvân ı 5732 beyit ihtiva etmektedir. İstanbul daki kütüphanelerde sekiz el yazması tespit edilen Dîvân ı, H 1253 M 1837 te Bulak ta basılmıştır. Bu baskıda şairin 1205 ten sonraki şiirleri yer almadığı gibi, muhtelif gazel ve tarihleri, ayrıca III. Selim hakkındaki 15 kasidesi de bulunmamaktadır (Akün, 1993: 11. C, 241; Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 44). 24

25 2. TUHFE-İ VEHBÎ: Elçi olarak gittiği İran dan dönüşünde H 1197/M 1782 de yazdığı Farsçadan Türkçeye değişik vezinli 58 kıtalık manzum bir lügattir. Vehbî, eserin mukaddimesinde, İsfahan a, Nihâvend e, Irak a gittiğinden bahisle, bizde bilinen Farsçanın yanlış kelimelerle dolu olduğunu şöyle dile getirerek; Keşf ü hâl itmiş idüm nice lûgat Var imiş bizde meger çok galâtât Fârisî anlara mahsûs zebân Istılâhâtı dahi bî-pâyân eserin yazılış sebebini şu beyitlerle ifade eder: Abes olmaya deyü bu seferüm Kalmak ümîdi ile bir eserüm Yâdigârum ola her mahdûma Yazayum bir lûgat-i manzûme Baş vezir Halil Hamid ve iki oğluna ithaf edilen eser, yaklaşık olarak 800 beyittir ve her beyitte en az üç kelimenin anlamı vardır. Kelimeler kolayca hatırda tutulacak tarzda sıralanmıştır. Lügatte Farsça kelimeler parantez içine alınmıştır: Tanrı adı (Şebdür) ve (Yezdân) ü (Hudâ) Yaradıcı (Âferînende) (Büzrekî) vü (Kibriyâ) Vasfıdur (Perverdigâr) ü (Girdgâr) ü (Amiz-kâr) Hem dahi (Pâyende) bâkîdür (Hemîşe) dâimâ Eserin sonunda da on sayfalık uzun bir mesnevi ile Farsçanın terimleri anlatılmaktadır. Şairin, kelimeleri kolayca hatırda tutulacak tarzda sıralayıp kafiyelendirmekteki başarısı, esere büyük bir rağbet kazandırmış, o zamana kadar rağbette olan Şâhidî nin Tuhfe si ile birlikte diğer manzum lügatleri itibardan düşürmüş ve onların yerine medrese ve rüşdiyelerde (ortaokul) ders kitabı olarak okutulmuştur. Kendisi hayatta iken H 1213/M 1798 te basılan eserin tarihsizlerle birlikte 30 baskısı yapılmıştır. Tuhfe üzerinde Elbistanlı Ahmet Hayâtî ve Lebib Efendiler ayrı ayrı şerhler yapmışlardır. Hayâtî nin, şair hayatta iken yaptığı ansiklopedik bir değer taşıyan şerhi, Tuhfe kadar 25

26 rağbet görerek 5 defa basılmıştır (Akün, 1993: 11. C, 241; Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 49). 3. NUHBE-İ VEHBÎ: Tuhfe nin gördüğü büyük rağbet dolayısıyla Vehbî nin H 1214/M 1799 yılında III. Selim e ithafen Arapça-Türkçe olarak yazdığı manzum lügattir. Tuhfe nin iki misli ve geniş bir çalışma mahsulü olan bu lügatin 120 eserin özü olduğu Vehbî tarafından belirtilmiştir. İlk baskısı şairin sağlığında (H 1220/M 1805) yapılmıştır. Ders kitabı olarak okutulan bu eserin de Tuhfe kadar olmasa da birçok baskısı vardır. Nuhbe hakkında Yayaköylü Râşid Efendi büyük bir şerh yazmıştır (Akün, 1993: 11. C, 241). 4. ŞEVK-ENGÎZ: Kadın ve erkek vücut güzellikleri ve ten hazları üzerine iki kişi arasında geçen, mesnevi tarzında yazılmış münazaradır. Kadın düşkünü (Zanpara) ile oğlan düşkünü (Kulampara) olan iki ayrı tip tasvir edildikten sonra bunlar arasında geçen tartışma anlatılır. Sonunda her ikisi hakemliğine müracaat ettikleri bir şeyhin irşadı üzerine ilahî aşka yönelirler. Mesnevide geçen yer, eşya ve şahıs isimleri cinsî telmihlerle dile getirilmiştir. Manisa da yazılan 779 beyitlik bu eserin çok sayıda yazması vardır. İstanbul da eski harflerle H 1253/M 1837 ve H 1286/M 1869 yıllarında Enderunlu Fâzıl ın Defter-i Aşk ve Zenân-nâme si ile birlikte iki kez basılmıştır (Büyük Türk Klasikleri, Tarihsiz: 7. C, 110). 5. MÜNŞEÂT: Bazı parçalarına, yazma mecmualarda, Letâif-i İnşâ ve Münşeât-ı Azîziyye gibi müntehabât (seçme eserler) kitaplarında rastlanan bu eserin bütünü, şairin şu beytiyle de belirttiği gibi bir yangında yanıp yok olmuştur: Husûsâ Münşeât-ı bî-bahâne Müsellem dürr-i mensûr-ı yegâne Ki îcâd eylemişdüm çok zamânda Yanup bir anda kalmadı cihânda Elde bulunan 7 parça inşası da Üniversite Ktp. TY 433 numarada kayıtlı yazma divanın sonuna eklenmiştir (Beyzadeoğlu, tarihsiz: 50). 26

27 6. SÜNBÜL Ü GÜLZÂR 1 : Osmanlıca bu yazma eser, Süleymâniye Kütüphanesi, İzmirli İ. Hakkı Bölümü, 3664 te bulunmaktadır. Bu nüshanın yazısı nesih olup 89 varaktır (Dikici, 2005: 41). 7. LATİFE-İ VEHBÎ/MANZUME-İ LETÂFET 2 : Eserin Kütüphanelerde birçok yazma ve baskısı nüshaları bulunmaktadır. 8. NASİHATNÂME 3 : Sünbülzâde Mehmed Vehbî Efendi adına kayıtlı H 1296/M 1878 tarihinde istinsah edilmiş manzum bir eserdir. 9. LUTFİYYE-İ VEHBÎ: Sünbülzâde Vehbî nin, oğlu Lutfullah için, hayatta nasıl bir yol tutması gerektiğini göstermek üzere H 1205/M 1790 te kaleme aldığı manzum bir nasihat kitabıdır 4 (Akün, 1993: 11. C, 241). Yaptığımız araştırmalar sonucunda Lutfîyye nin yurt içi ve yurt dışı birçok nüshasının olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada söz konusu nüshaların hepsi kullanılmamışsa da eserin gördüğü rağbeti ifade edebilmek ve daha değişik çalışmalarda yararlı olabileceği düşüncesiyle Lutfiyye nin tespit edilebilen nüshaları buraya alınmıştır. 3. LUTFİYYE-İ VEHBÎ NİN NÜSHALARI: 1. Yurt Dışı Nüshaları: 1. İngiltere Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY. Nu.: İngiltere Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY. Nu.: Avusturya Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 436/2. 4. Zürih-İsviçre, Boşnak Enstitüsü, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Bosna-Hersek, Gazi Hüsrev Ktp., Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Eser üzerindeki çalışmamız sürmektedir. 2 Latife-i Vehbî üzerinde çalışmamız sürmektedir. 3 Nasihatname üzerinde Yrd. Doç. Dr. Lütfi Alıcı nın çalışmaları sürmektedir. 4 Nasihatname/Pendname: Arapça nasihat ve Farsça pend, öğüt, tavsiye, ibret verici ders anlamına gelir. İslam dinine dayanan ahlak kuralları ve gelenekleri veciz ifadelerle dile getirilerek insanlara, özellikle gençlere öğüt vermek gayesiyle yazılmış esere nasihatname/pendname gibi adlar verilmiştir. Nasihatnameler müstakil eser olarak mesnevi nazım şekliyle yazıldığı gibi değişik nazım şekilleriyle küçük manzumeler hâlinde yazılabilir. Nâbî nin Hayriyye si ile Sünbülzâde Vehbî nin Lutfiyye si bu türün mesnevi tarzındaki ölmez iki eseridir. (Keskin vd.: 2007: 309; Pala, 1998: 308). 27

28 6. Bosna-Hersek, Gazi Hüsrev Ktp., Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: New Jersey-Amerika Birleşik Devletleri, Princeton Üniversitesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Garrett Collection Yahuda Series Ottoman Turkish 1997 Y/3. 8. Kahire- Mısır Milli Kütüphanesi, Mecâmi Türkî Talat, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Kahire- Mısır Milli Kütüphanesi, Mecâmi Türkî Talat, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Kahire-Mısır Milli Kütüphanesi, Mecâmi Türkî Talat, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Fransa Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, Decourdemanche. 12. Almanya Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Almanya Milli Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: ( ). 2. Yurt İçi Nüshaları: 1. Topkapı Sarayı Müzesi Türkçe Yazmaları, Küllîyât, TY Nu.: Topkapı Sarayı Müzesi, Küllîyât, TY Nu.: Topkapı Sarayı Müzesi, Lutfiyye-i Vehbî, Emanet Hazinesi. 4.Topkapı Sarayı Müzesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 142/1. 6. Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbi, TY Nu.: Manisa İl Halk Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 2780/2. 8. Manisa İl Halk Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 4969/1. 9. Milli Kütüphane, Mecmûa-i Eşâr ve Fevâid, TY Nu.: 7215/ İstanbul Hüseyin Kocabaş Kitaplığı, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 307/ İstanbul Hüseyin Kocabaş Kitaplığı, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 336/ Süleymaniye Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Ktp., Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.:191/ Konya Mevlana Müzesi, Lutfiyye-i Vehbî, TY Nu.: 1160/ Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: 8438/ Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: 2891/ Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: 448/ Milli Kütüphane, Lutfiyye, TY Nu.: Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesi, Lutfiyye-i Vehbi, TY Nu.:

29 24. Edirne Selimiye Yazma Eser Ktp., Lutfiyye-i Vehbi, TY Nu.: 6540/2. ( ). 25. Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Bölümü, TY Nu.: 2883/ Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi Bölümü, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, Esat Efendi Bölümü, TY Nu.: 3695/ Süleymaniye Kütüphanesi, Mihrîşâh Bölümü, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, İzmirli İsmâil Hakkı Bölümü, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mehmet Ef. Bölümü, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, İzmirli İ. Hakkı Bölümü, TY Nu.: 3664/ Süleymaniye Kütüphanesi, Nazîf Paşa Bölümü, TY Nu.: Süleymaniye Kütüphanesi, Hafîd Efendi Bölümü, TY Nu.:?. 34. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY Nu.: Millet Kütüphanesi, Derviş Mehmet Ali Bölümü, TY Nu.: Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Mustafa Rıfkı Bölümü, TY Nu.: Bu yazmalar dışında Lutfiyye nin ilk taş baskısı Divan ile birlikte H 1253 te Bulak ta yapılmıştır. Daha sonra İstanbul Muhît Matbaası nda H 1286 da, Yahyâ Efendi Matbaası nda H 1292 de iki baskısı yapılmıştır. Ayrıca H 1286 da basılan Münşeât-ı Azîziyye nin sayfalarında yer verilmiştir (Beyzadeoğlu, 1996: 19-21). Yukarıda da ifade edildiği gibi Lutfiyye nin yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere toplam 54 yazma nüshası tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra baskı nüshaları da bulunmaktadır. Bu çalışmada; okunaklı ve sıhhatli olması sebebiyle Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Bölümü 2883 numarada kayıtlı nüshası ile Bulak ta basılan ilk taşbaskısı karşılaştırılmış, nüsha farkları dipnot olarak verilmiştir. Ayrıca bu çalışmanın sonuna Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Bölümü 2883 numarada kayıtlı nüshanın tıpkıbasımı da ilave edilmiştir. 3. LUTFİYYE-İ VEHBÎ NİN ÖZETİ Sünbülzâde Vehbî nin, oğlu Lutfullah için yazdığı manzum bir nasihat kitabı olan Lutfiyye aruzun Fe ilâtün Fe ilâtün Fe ilün kalıbıyla yazılmış 1184 beyitlik bir mesnevidir. Eserinin ismine oğlu Lutfullah ın adına izafeten Lutfiyye diyen yazar, kendinden bir asır önce yazılmış olan Nâbî nin 29

30 Hayriyye sinden etkilenmiştir. Zamanında Lutfiyye, medreselerde ve rüştiyelerde o günün gençliğini terbiye maksadıyla okutulan bir öğüt kitabı olmuştur (Beyzadeoğlu, 2005: 104). Lutfullah doğduğu zaman Vehbî, elli yaşındadır. İhtiyarlıkta bir erkek evlada sahip olmanın verdiği sevinçle oğluna manzum bir nasihatname hediye etmek istemiş ve bu eseri kendi ifadesiyle bir haftada yazmıştır. * Vehbî, eserde çeşitli ilim ve sanat dalları ile bunların mensuplarının hâllerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmiş, âdâb-ı muâşeret ve ahlak bakımından gözetilecek değerlerin neler olduğunu belirtmeye çalışmıştır (Beyzadeoğlu, Tarihsiz: 47; Akün, 1993: 11. C, 241). Eser besmeleyle başlar. İnsanı bir avuç topraktan yaratan, onu akıl ve ilimle yücelterek yaratılmışların en şereflisi kılan Allah a hamd, Hz. Muhammed e ve diğer peygamberlere salavat edip onlarla birlikte kurtuluşa ermeyi dilediği 15 beyitlik mukaddimeden sonra asıl konuya girilir. Konu oğlu Lutfullah a neyi yapıp neyi yapmaması hususunda nasihattir. Gözünün nuru, gönlünün neşesi, ömrünün varı olan Lutfullah ahir ömründe Allah ın ona bahşettiği bir lütuftur, bundan dolayı ne kadar şükretse azdır. Lutfullah, soyuna layık bir evlattır, nasihate ihtiyacı yoktur ama şair, bir baba olarak nasihat etmeyi görev bilir. Bu sebeple bu kitabı yazdığını ve adını Lutfiyye-i Vehbî koyduğunu söyler. Bu minval üzere yazılmış birçok eser olduğundan ve bunlardan birinin de Nâbî nin Hayriyye si olduğundan bahisle kendinden bir asır önce yazılmış Hayriyye ile Lutfiyye yi kıyaslar. Ona göre, Hayriyye manalarla dolu öğüt kitabıdır fakat Nâbî sözü fazla uzatmış, uzun uzadıya anlatmıştır. Lutfiyye ise, söylenmesi gereken ne varsa özet hâlinde söylenmiş derli toplu bir kitaptır. Bu sebeple oğluna, babasının sözlerinin değerini anlamasını tavsiye eder. Şair, bu nasihatlerden sonra ilmin önemine değinir. İlmin babadan oğula geçemeyeceğini, âlim olmanın büyük bir devlet/zenginlik olduğunu, âlimlerin peygamberlerin varisleri olduklarını söyler. Mal ile ilmi eş tutmaması gerektiğinden bahisle bu ikisini kıyaslayarak zenginliğin gelip geçici, ilmin ise ebedi olduğunu, ilmin özelliklerinin anlatılmakla bitmeyeceğini, hadislerde de âlimlerin önemine değinildiğini belirterek oğlunu âlim olmaya yönlendirir. Hz. Ali ye nispet edilen Bana bir harf öğretenin kölesi olurum." sözü mucibince hocalara son derece saygı gösterilmesi gerektiğine işaret eden şair, daha sonra oğlunun öğrenmesini istediği faydalı ilimleri sıralamıştır. Oğlunun, öncelikle manevi ilimleri öğrenmesini; tefsir, hadis, fıkıh okumasını ister. Daha sonra dünyevi ilimleri tanıtır. * Sünbülzâde Vehbî, Lutfiyye yi yazdığında oğlu Lutfullah 21 veya 22 yaşındadır. 30

31 Bunların başında tıp gelir. Tıp ilmi, fıkıhla eş değerdedir. Sağlıklı bir vücuda sahip olması, sıhhatini koruyabilmesi için oğlunun, tıp ilmini öğrenmesini ister. Fakat bunu meslek edinmesini, hasta insanlar üzerinden mal kazanmasını istemez. Şair aynı zamanda işinin ehli doktor kalmadığından, zamanın hekimlerinin çoğunun güvenilmez olduğundan da yakınır. Felsefe, Vehbî nin faydasız olduğunu düşündüğü bir ilimdir. Filozofların sözlerinin kuruntu ve hayalden ibaret, ayet ve hadislere aykırı olduğunu söyleyerek oğlunun felsefeyle uğraşmasını tavsiye etmezken, her ilmin temeli, esası olarak gördüğü mantık ilmini öğrenmek için gayret göstermesini ister. Oğlunun, karşılıklı konuşmalarda edepli olmasını, usulüne uygun konuşmasını, muhatabını sustursa bile gönlünü hoş tutmasını tavsiye eden Vehbî nin tasvip etmediği ilimlerden biri de geometridir. Kubbe, kare, beşgen diyerek düşüncelere dalıp sonra sen de pergele dönmeyesin diyerek bu ilme ehemmiyet vermesini istemez. Şair, yıldız ilmini de tavsiye etmez. Müneccimlerin sözlerinin yalan olduğunu, gaipten haber verdikleri için taşlanmış şeytan gibi olduklarını, gaibi ise sadece Allah ın bileceğini söyler. Astronomi için de uzaktan uzağa göğe çıkmak gibidir diyerek Lutfullah ın bu ilimle de ilgilenmesini istemez. Kum falı (remil), cifr (gaipten haber veren ilim), sihir, muskacılık, nâr-ı neciyyat, rüya tabiri bunların hepsi batıl şeylerdir. Şair oğlunun bunlara inanmamasını ister. Kimya ve simya, ilmini de batıl ilimler arasında zikrederek hayal ve vehimden ibaret gördüğü bu ilimlerle uğraşmayı oğluna yakıştırmaz. Tılsım, himya ve ihfa ilmi de uğraşılmaması gereken ilimlerdir. Vehbî, tasavvuf ilminin kalbi temizleyeceğini, tasavvuf ehli olanların gerçeği bulan, hâl ehli kişiler olduğunu, bunlara dil uzatılmaması gerektiğini söyleyerek oğlunun tasavvuf okumasını ister. Şeriatla tarikatın birbirinden ayrı şeyler olmadığından, Nakşibendi tarikatının saf ve temiz bir nakış gibi olduğundan bahisle Nakşibendiliği tavsiye eder. Devamında ise döneminde sahte dervişlerin çoğaldığından, tekkelerin ahlaksızların yuvası hâline dönüştüğünden yakınarak oğluna kitap ve sünnet yolundan ayrılmamasını tembihler. Şair, musiki ilminin yeteneğe sahip olanların ilmi olduğunu, musikinin insan ruhunu rahatlattığını söylemekle birlikte herhangi bir enstrüman çalmanın ve şarkı söylemenin oğluna yakışmayacağını ifade eder. Ayrıca musiki ile ilgilenirse ayıplanacağını belirtir ve dönemin değer yargılarını da göz önüne serer. Edebiyat, tarih ve siyer okunulması gereken bilimlerdir. Bunları bilmeyenler ne kadar ilim sahibi de olsalar gaflete dalmış cahillerdir. 31

32 Şiir ve inşa, marifetlerin en güzelidir diyen Vehbî, oğlunun şair olmasını ister. Usta şairin nasıl olması gerektiğinden bahisle İran da çok kabul görmüş olan muamma üzerinde çalışmasını tavsiye eder. İnşa (nesir) ise şiirin ikizi gibidir ama daha önemlidir. Veysî ve Nergisî tarzının modası geçtiği için nesirde yeni bir yol tutulması gerektiğini vurgular. Bu ilimlerde iyi olabilmek için Arapça ve Farsçayı iyi öğrenmek gerektiğini belirtir. Hüsn-i hat (güzel yazı) sanatı ile ilgili olarak şair, oğlunun güzel yazıyı bilmesini fakat bunun için fazla zaman harcamamasını ister. Yazının güzel olmasından ziyade imlanın doğru olması daha önemlidir. Bu sebeple zihnini, manaya ulaştıracak olan imlaya yormalıdır. Dünya, oyun ve eğlenceden ibaretken akıllı olana başka oyun gerekmez diyen şair, insanı boş yere meşgul ettiği için satranç ve tavla gibi oyunları tavsiye etmez. Oğluna, nefsine ve arzularına yenilmemesini, Allah ın emir ve yasaklarına uyup isyan etmemesini, günah işleyip de tövbe edenler durumuna düşmemesini söyleyerek ikiyüzlülük ve riyakârlık yapmamasını öğütler. Konuşma usulü hakkında oğluna sözü usulüne göre söyle, boşboğazlık yapma, ağzı bozuk olma, güzel sözlü ol, yumuşak sözlerle kırmadan konuş. Bazı meclislerde dinleyici ol, çok konuşma, sözü önceden düşünüp de konuş diye öğüt veren şair aynı zamanda hiç yalan söylememesini, kimseyle alay etmemesini, kimsenin aleyhinde bulunmamasını ve tuhaf, manasız sözler söylememesini de tembihler. Şair, Lutfullah tan, evini havadis yeri yapmamasını, özellikle evinde devletle alakalı sohbetin yapılmasına mani olmasını ister. Yine devlete ve varlıklı kimselere düşman kesilen, ümitsizlik içinde ne söylediğini bilmeyen azledilmiş devlet adamlarından uzak durmasını ister. Bunların yeri cennet dahi olsa yanlarına gitme diyerek oğlunun bunlardan dolayı devletle başının derde girmesini önlemeye çalışır. Daha sonra şair, oğlunda görmek istediği erdemleri ve görmek istemediği, hoş karşılamadığı davranışları sıralar. Lutfullah a, mayası bozuk olanlarla dost olmamasını, soyu temiz, edepli, namuslu kişilere saygı göstermesini, uygunsuz meclislere girmemesini, gittiği yerde başköşeye oturmamasını, alçakgönüllü olmasını, kibirlenmemesini, insaflı ve yumuşak huylu olmasını, öfkesine hâkim olmasını, sabırlı ve affedici olmasını tavsiye eder. Yine devamında kıskanç olma, ilim sahiplerine ikramda bulun, ihtiyarlara yardım et, onların tecrübelerinden yararlan, ana babaya son derece saygılı ol, başına vursalar dahi öf deme, rızalarını almaya çalış, akraba hasedi meşhurdur dikkat et ve onlarla hoş geçin diyerek öğütte bulunur. Lutfullah, verdiği sözü mutlaka tutmalı, boş vaatlerde bulunmamalıdır. Rızkı veren Allah tır. Bu sebeple, rızık için kapı kapı 32

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayın Kataloğu 2013 2 TAHRÎRU USÛLİ L-HENDESE VE L-HİSÂB EUKLEIDES İN ELEMANLAR KİTABININ TAHRİRİ Nasîruddin Tûsî (ö. 1274) Meşhur Matematikçi Eukleides in (m.ö.

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

OSMANLI ARAŞTIRMALARI SAYI 38 2011 OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES Kitâbiyat saraya mensûbiyet dönemini veya saraya sunduğu eserleri dolayısıyla sarayla olan bağlantısının ne oranda sürdüğünü/sürekli olduğunu

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM Uygur Harfli OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM FERRUH AĞCA Ankara / 2016 TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2016. Türk Kültürünü Araştırma

Detaylı

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI EDEBİYAT Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI GENC-NÂME HAZİNE KİTABI DÜN BUGÜN YARIN YAYINLARI, 2016 DBY: 20 Edebiyat: 3 ISBN: 978-605-4635-15-3 Sertifika No: 18188 Birinci Baskı: İstanbul,

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları KLASİK ÜSLUP Günlük konuşma diline ait unsurların yoğun bir şekilde kullanıldığı folklorik üslup, klasik estetiğin derinlik ve zarafetinden yoksun olması sebebiyle basit bulunmuş, folklorik üslubun yüzeyselliğine

Detaylı

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ Ahmet AKDAĞ 1. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ : Şenödeyici, 1981 yılında Kocaeli de doğdu. İlk ve ortaöğrenimi bu şehirde tamamladıktan sonra 1999 yılında

Detaylı

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar Eda Yeşilpınar Hemen her bölümün kuşkusuz zorlayıcı bir dersi vardır. Öğrencilerin genellikle bu derse karşı tepkileri olumlu olmaz. Bu olumsuz tepkilerin nedeni;

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yazar Ferhat Korkmaz ISBN: 978-605-9247-84-9 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 252 Web: grafikeryayin.com

Detaylı

MAKEDONYA KÜTÜPHANELERİNDE BULUNAN TÜRKÇE YAZMA ESERLER ÜZERİNE

MAKEDONYA KÜTÜPHANELERİNDE BULUNAN TÜRKÇE YAZMA ESERLER ÜZERİNE 69 MAKEDONYA KÜTÜPHANELERİNDE BULUNAN TÜRKÇE YAZMA ESERLER ÜZERİNE AYDEMİR, Yaşar * TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Bildirimiz, Makedonya Kütüphanelerinde bulunan Türkçe el yazması eserlerin genel bir tanıtımını konu

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Doç. Dr. Mustafa Alkan Doç. Dr. Mustafa Alkan, Manisa nın Kula ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Manisa da tamamladı. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu.

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I. YAZILI SINAVI SORULARI Öğrencinin Adı ve Soyadı : Sınıfı: Numarası:

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-51-0 1. Baskı:

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ÇOK AMAÇLI SALONUMUZA KAVUŞTUK OKUL MÜDÜRÜMÜZ TURGAY YOLCU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINI DEĞERLENDİRDİ. Hazırlayan: MÜCAHİT KARAKUŞ Sayfa: 1

ÇOK AMAÇLI SALONUMUZA KAVUŞTUK OKUL MÜDÜRÜMÜZ TURGAY YOLCU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINI DEĞERLENDİRDİ. Hazırlayan: MÜCAHİT KARAKUŞ Sayfa: 1 Y A K A M O Z G A Z E T E S İ HAZİRAN 2013 EĞERCİ İLKOKULU / ORTAOKULU YIL: 2 SAYI: 4 OKUL MÜDÜRÜMÜZ TURGAY YOLCU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINI DEĞERLENDİRDİ Saygıdeğer öğretmenlerimiz, sevgili öğrenciler

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

Mesnevi den (ş 7 irli) r H i k â y ele

Mesnevi den (ş 7 irli) r H i k â y ele Mesnevi den (şiirli) H 7 i k â e y r l e ÖNSÖZ Sevgili Çocuklar, Cömertlik ve Yardım Etmede Akarsu Gibi Ol Mevlânâ Celâleddîn Şehrimizde büyük, güçlü ve kalıcı bir proje başlattık. Projemiz şehrimizden

Detaylı

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Esmâu l-hüsnâ Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları

Detaylı

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ 1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime

Detaylı

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye Zehra Aydüz, 1971 Balıkesir de doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda Tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI 13.00-14.15 Sarf ve Nahiv 13.00-14.15 İmla İnşa ve Okuma 1-A-B-C SINIFLARI (NORMAL VE

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER İnsana eliyle kazandığından başkası yoktur. Simyacılık gafil işidir HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER BU BÖLÜMDE: Kim vardı diyâr-ı kîmyâya (Ayrıca bakınız: Gaflet içinde yaşamak) Allah bes, baki

Detaylı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur. Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik

Detaylı

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh) Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh) Anadolu da yaşayan evliyânın ve ulemânın büyüklerindendir. Babası Osman Efendi de evliyâdan bir zât idi. İbrâhim Hakkı 1115 (m. 1703) senesinde Erzurum un Hasankale

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en genel ifadeyle milletimize yazmıştır. Bu mısralar, aziz

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu Arap ve Türk Edebiyatında Dinî Edebiyatın Müşterekleri Prof. Dr. Mehmet Akkuş 1 Hiç şüphe yok ki İslâm, Türk milletinin hayatında büyük ve köklü değişiklikler meydana getirmiştir.

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi OSMANLILAR 1 2 3 Osmanlılarda Eğitimin Genel Özellikleri Medreseler çok yaygın ve güçlü örgün eğitim kurumları haline gelmiş, toplumun derinden etkilemişlerdir. Azınlıkların çocuklarını üst düzey yönetici

Detaylı

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845)

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) C. Yunus Özkurt Osmanlı döneminde ilk genel nüfus sayımı, II. Mahmud döneminde 1831 (Hicri: 1246) yılında alınan bir karar ile uygulanmaya başlamıştır (bundan

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel

Detaylı

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan Pir Sultan ABDAL Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan Yaşadığımız çağda da maalesef geçen on dört asırda olduğu gibi oklar, mızraklar yeniden

Detaylı

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Asıl adı: Abdülkadir Nesebi: Seyyid( Hazreti Hüseyin(R.A) ın Efendimizin Soyundandır) Doğum yeri ve tarihi:m.1897/h.1315,muş un Bulanık İlçesi Abri(Esenlik)Köyü

Detaylı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Çarşıları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Çarşıları ve İş Merkezleri................ 4 0.1.1 Alipaşa Çarşısı(Kapalı Çarşı).............. 4 0.1.2

Detaylı

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim Öksürük şurubu Temel odanın içinde zıplayıp duruyormuş. Arkadaşı sormuş : - Ne oldu, ne yapıyorsun böyle? - Öksürük şurubu içtim. - E, niye zıplıyorsun peki? - Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRK DİLİ I TRD103 1 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

ŞÜKRÜ ELÇİN 1. 1 Bilgilerin tamamı bizzat kendisinden alınmıştır.

ŞÜKRÜ ELÇİN 1. 1 Bilgilerin tamamı bizzat kendisinden alınmıştır. ŞÜKRÜ ELÇİN 1 Halk edebiyatı bilim adamı, öğretim üyesi, 23.9.1912 tarihinde Florina da doğdu. Babası Mehmed oğlu Murad, annesi Ayşe Elçin dir. Baba soyu, Germiyan-Kütahya dan Rumeli ye geçen Çelenklioğlu

Detaylı

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni KTSO BAŞKANLARINDAN KARAMAN OSB DE ÇIKAN BÜYÜK YANGIN A GEÇMİŞ OLSUN MESAJI Odası Meclis Başkanı M. Gökhan Alkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Odası Meclis Başkanı Toktay, Organize Sanayi Bölgesinde

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı. B130214028 Nil ÜSTER OSMANLI MEDRESELERİ Medrese, Müslüman ülkelerinde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adıdır. Medrese kelimesi Arapça ders kökünden gelir. Medreselerde ders

Detaylı

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!. HEY GİDİ KOCA SİNAN.. MEKANIN CENNET OLSUN!.. Kanuni Sultan Süleyman devri.. O vakitler İstanbul da su sıkıntısı var.. Problemi çözmek için Sultan Süleyman, Mimar Sinan ı makama çağırır ve Mimarbaşı, milletin

Detaylı

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ EYLÜL 1-2 (16-27-EYLÜL 2013) DOĞA VE EVREN İSTİKAL MARŞI-İKİNDİLER Türkçe Dersine Yönelik Tutum Ölçeği İLKÖĞRETİM SI 1. Okuma kurallarını uygulama:1.5 Okuma yöntem ve tekniklerini kullanır.2. Okuduğu metni

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele 8 Mesnevi den (şiirli) H i k â e y r l e ÖNSÖZ Cömertlik ve Yardım Etmede Akarsu Gibi Ol Mevlânâ Celâleddîn Sevgili Çocuklar, Şehrimizde büyük, güçlü ve kalıcı bir proje başlattık. Projemiz şehrimizden

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi 8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963 Muhterem Bey Efendi Yılmaz öztuna Beye 20/8/1968 tarihiyle yazdırınız mektubu gördüm. Orman Mektebinin Sami Paşa tarafından tesis edildiği "lalnamei

Detaylı

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım. ABUZER KARA 1.Kendinizi tanıtırımsınız. Ben Abuzer Kara 1961 Samsat doğumluyum.ilk ve orta öğrenimimi Samsat ta bitirdim.19 82 yılında evlendim.1983-1984 Yılları arasında askerlik görevimi ifa ettim.1987

Detaylı

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE Eğitim Resul KESENCELİ EĞİTİMDE MEDRESE VE VAKIFLARIN ROLÜ Osmanlılar, medrese eğitimi ve dolayısıyla ilim ve bu sahanın adamlarına değer verdiklerinden, bunların tahsil ve eğitim konusunda karşılaşabilecekleri

Detaylı

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI Sayfa 2 Kuşadası Kurşunlu Han-Kervansaray Kuşadası Güvencin ada Kalesi Sayfa 3 01-03 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Kuşadası ve Civarında Tasavvufî Hayat

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? İlk kitabı KAPAN AĞZI Eylül'de raflarda yer alacak olan, üniversite öğrencisi Muhammed Şimşek büyük hedefleri olan bir yazar!' Söyle söylüyor hedefini: : "Ben yazacağım kitapların çok beğenileceğine ve

Detaylı

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı Muğla Valisi Amir Çiçek in katılımı ile Menteşe Belediyesi nin katkıları ile Konakaltı Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen törenle sanatçı Eda Özdemir in Bir Kadın Üç Sanat

Detaylı

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A.,

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A., Ali Emirî, Yemen Hatırâtı, Çev: Yusuf Turan Günaydın, Hece Yayınları, Ankara 2007, 119 S. Yemen Memories, Trans: Yusuf Turan Gunaydin, Hece Puslishing, Ankara 2007, 119 P. Yahya YEŞĐLYURT Ali Emirî Efendi

Detaylı

Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543

Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543 Ankara 2008 Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543 İmtiyaz Sahibi Aseray ltd. Şti. adına Aytekin Çelebi Editör Editör Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Şimşek Dr. Vahit Göktaş Yayın

Detaylı

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No 14420 ISBN 978-975-995-900-5 1. Baskı Mayıs 2018 Dizi Editörü Cahid Şenel Dizi Kapak Tasarımı Işıl Döneray Kapak Uygulama Ercan Patlak

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH 102 2 4+0 4 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAP DİLİ VE EDEBİYATI I İLH 103 1 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım

Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım Eyicil: Kahramanmaraş ın Sevdalısıyım Prof Dr. Ahmet Eyicil de AK Parti Saflarında Son zamanlarda, Yakın Çağda Kahramanmaraş ın Siyasi Tarihi üzerine yaptığı akademik araştırmalar ile sık sık gündeme gelen

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

ZAMBAK 7.Sınıf Din Kültürü Konu Başlıkları

ZAMBAK 7.Sınıf Din Kültürü Konu Başlıkları ZAMBAK 7.Sınıf Din Kültürü Varlıklar Âlemi Meleklere İman Kur an a Göre Cin ve Şeytan ÜNİTE 1 Şeytanın Kötülüğünden Korunma Konusunda Kur an ın Öğütleri Toplumda Yaygın Olan Bazı Batıl İnançlar Ahirete

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) Manevi ve maddi rızkın artması, lütuf ve ikramlara mazhar olmak için elimizdeki imkanlara göre en güzel bir şekilde çalışmalı ve en güzel bir şekilde

Detaylı

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ. OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ. Osmaniye de yaşayan Kahramanmaraş lılar tarafından kurulan Osmaniye Kahramanmaraşlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği nin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ ÖZGEÇMİŞ Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ Adı Soyadı: Hacı YILMAZ Doğum Yeri ve Yılı: Yozgat/Yerköy - 1968 Akademik Unvanı: Yard. Doç. Dr. Görevi: Öğretim Üyesi Çalıştığı Birim: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi,

Detaylı

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan Cilt/Volume: I Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2015 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan İstanbul: Klasik Yayınları 2014 (İkinci Basım), 240 sayfa. İslâm

Detaylı

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ. III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE V A K IF M Ü H Ü R L E R İ SERGİSİ 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ H azırlayanlar : Dr. GÜNAY KUT NİM ET BAYRAKTAR Süleyman şâh

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı