ÖZET. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖZET. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir."

Transkript

1 - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p , ANKARA-TURKEY TÜRKÇEDE YAPMAK İLE ALMANCADA MACHEN FİİLLERİYLE OLUŞTURULMUŞ DEYİMLERİN ANLAM EŞDEĞERLİLİĞİ VE SÖZCÜK TÜRÜ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ * Faik ÖMÜR ** ÖZET Bu çalışmanın amacı Almanca machen ve Türkçe yapmak fiiliyle oluşturulan deyimlerden seçilmiş bazı örnekleri karşılaştırmaktır. Alınan örnek deyimler Almancada Duden II Redewendungen adlı kitaptan, Türkçedeki deyimler ise İsmail Parlatır ın Atasözleri ve Deyimler II adlı eserinden seçilmiştir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, deyim kavramı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, Türkçede yapmak ile Almancada machen fiilleriyle yapılmış olan deyimlerin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi, ele alınan deyimlerin Almancadan Türkçeye ve Türkçeden Almancaya çevirileri tablo şeklinde alfabetik olarak verilmiştir. Seçilmiş bu deyimlerin; anlam bakımından tam eşdeğerliliği olan deyimler (bunlar tablo içinde kalın yazı tipi ile gösterilmiştir), anlam bakımından birbirine yakın olan deyimler (bunlar tablo içinde italik yazı tipinde gösterilmiştir), anlam bakımından birbirine hiç benzemeyen deyimler (tablo içinde normal yazı tipinde gösterilmiştir) şeklinde sınıflandırılması verilmiştir. Deyimlerin biçimsel özellikleri karşılaştırılmıştır. Burada deyimler sözcük türü açısından ele alınmıştır. Deyimlerin isim, fiil, sıfat, zarf, zamir veya edat gibi sözcük türlerinden hangisiyle veya hangileriyle oluşturulduğu tablo içinde grup numarasıyla birlikte verilmiştir. Ele aldığımız deyimlerden bazıları aynı anlama gelmekte, fakat değişik kelimelerden oluşmaktadır. Bazı deyimler argo anlamlarıyla kullanılırken, bazıları ise atasözü biçimindedir. Üçüncü bölümde yabancı dil dersinde deyim öğretimi işlenmiş ve machen fiiliyle ilgili deyimlerin didaktik ve metodik açıdan öğrencilere sözcük bilgisi öğretiminde nasıl faydalı olabileceği ile ilgili görüşlere yer verilmiştir. Bu deyimlerin günlük hayatta sık kullanılanları dil öğretiminde metodik yaklaşım yoluyla kullanılırsa öğrencilerin konuşma ve yazma becerilerine katkısı olacağı düşünülmektedir. Sonuç bölümünde ise genel bir değerlendirme yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Deyim, anlam eşdeğerliliği, machen, sözcük öğretimi. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı, El-mek: intelligent- 77@hotmail.com

2 1024 Faik ÖMÜR COMPARATIVE RESEARCH ON THE IDIOMS FORMED WITH THE VERBS YAPMAK IN TURKISH AND MACHEN IN GERMAN LANGUAGES IN TERMS OF SYNONYMOUSNESS AND LEXICAL TYPES ABSRACT The aim of this study is to compare some specific examples among the idioms formed with machen in German and yapmak in Turkish (to make). The idioms formed with machen are taken from Duden II (Redewendungen und sprichwörtliche Redensarten- idiomatisches Wörterbuch der deutschen Sprache) and yapmak in Turkish from Deyimler Sözlüğü II by İsmail Parlatır; both underlie the basis of this study. The study is includes of four parts. In the first part, the main emphasis is put on the idioms. In the second part, we present a comparison and evaluation of the idioms constructed with yapmak (to make) in Turkish and machen in German and the translation of these idioms from Turkish to German, and from German to Turkish. The idioms are given in table format in an alphabetic order. In the table; a) Paralel idioms that are formed with the same verbs and have similar meanings in both languages (column 4, written in bold), b) Idioms which have similar meanings but are formed using different verbs (column 5, written in italics), c) Idioms, that are completely different in both languages (no equivalence in the target language, column 6, in normal type Times New Roman 11). The structural features of idioms are compared. In this study the idioms are handled in terms of parts of speech. Idioms formed with nouns, verbs, adjectives, adverbs, pronouns or prepositions are shown in table format with group numbers. Some idioms have the same meaning although they are formed with different words. While some idioms are used as slangs, some are used as proverbs. The third chapter is about teaching idioms in foreign language teaching classes and there are views about how idioms with the verb machen can be useful in teaching students vocabulary in German didactically and methodologically. It is thought that idioms which are used commonly in daily life can contribute considerably to speaking and writing skills of students if they are covered with a methodological approach. In the conclusion, an overall evaluation is provited. Key Words: Idiom, equal meaning, machen, vocabulary teaching. Giriş Deyimler, günlük hayatımızda sıkça başvurduğumuz söz kalıplarıdır. Söz kalıpları sözce, söylem ve eksiltili bildirim, söz eylem ve ifade bütünlüğü olan bir cümle, bazen tek başına bir metin olabilir. İfade gücü bakımından ele alındığında bazen birkaç cümleyle anlatılamayan bir düşünce veya olgu bir deyimle kolayca anlatılabilir. Deyimlerin dilbilimsel özelliğinin yanında bir dil öğrenirken ve öğretirken de önemli işlevlere sahip olduğunu biliyoruz. Yabancı dil öğretiminde konuşma becerilerinin geliştirilmesinde deyimlerin ve iletişimsel kalıp ifadelerin çok yönlü işlevleri vardır. Günümüzde yabancı dil eğitimi ve öğretimi çoklu ya da eklektik yöntemlere göre yapılmaktadır. Bağlam içinde bütüncül olarak öğretilmektedir. Klasik yöntemlerde ve alternatif güncel yöntemlerde deyim aktarımları,

3 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş 1025 kalıplaşmış ifadeler yoğun öğretim aracı olarak kullanılmaktadır. Çoğu klasik yaklaşım ve yöntemlerle model cümleler, günlük hayatta kullanılan iletişimsel ve işlevsel ifadeler kullanılmaktadır. Deyim öğretimi sürecinde birçok dilsel unsur da bağlam içinde öğretilebilmektedir. Doğal yaklaşım (nativist) ya da öncelikli anlam öğretimine dayalı yöntemlerde, özellikle beyin temelli yabancı dil öğretiminde deyimler çağrışımsal tekniklerle öğretilebilmektedir. Deyim öğretimi en zor konuların başında gelmektedir. Ülkemizde yabancı dil eğitiminde sadece alıcı, tüketici ve ezber becerisine dayalı olarak öğretildiği için, öğretilmesi ve öğrenmesi de zor olmaktadır. Soon Hong a göre ise bir kişinin yabancı dildeki dil bilgisi kurallarını veya sözcük dağarcığını bilmesi o kişinin deyimlere veya atasözlerine de tam anlamıyla hâkim olduğunu göstermez. Çünkü deyimler veya atasözlerinde mecaz anlamlar ağırlıkta olduğu için anlamları kolayca çıkarılamayabilir. Bu yüzden bazen yanlış anlamalara da sebep olabilir (2005: 58-70). Deyim öğretimi, kullanılan yöntem ve tekniğe göre kolay ya da zor olmaktadır. Ancak mecâzi anlama dayalı deyim aktarımları, durumsal, bağlamsal olarak ve çoklu zekâ gruplarına yönelik uygun teknik ve araçlarla öğretilirse kolay olacaktır. Deyimler, aynı zamanda dil öğretiminde kültürlerarası farkı ortaya koyan ifade araçlarıdır. Ulusal dillerde aynı konu veya aynı anlam farklı sözcüklerle ifade edilir. Aynı dil ailesinden gelen deyimler benzer şekilde ifade edilirken, farklı dil ailesinden gelenler farklı biçimde ifade edilirler. Bazen de o deyimin karşılığı hedef dilde olmaz. Tersi durumlar da mevcut. Özellikle anadili Türkçe olanlar Almanca deyimlerin öğrenilmesinde zorluk yaşamaktadırlar. Çünkü bu iki dil hem dil ailesi olarak hem de dillerin yapısı (ses, anlam, dil mantığı vb.) bakımından birbirinden farklıdırlar. Bu engeli aşmak için sözcük bilgisi öğretiminde deyimlerin öğretilmesi önem arz etmektedir. Bu yüzden yabancı dil öğretiminde kalıplaşmış ifadeler, deyimler ve günlük hayatta kullanılan iletişimsel kalıp ifadeler bağlam içinde etkili teknik ve araçlarla yaparak yaşayarak öğretilmelidir. Deyimler her dilin kendi yapısına uygun olarak ortaya çıkmıştır. Bazen bir deyimin karşılığı başka dilde olmayabilir; bu durumda onun ne manaya geldiği tercüme edilir, bazen bu durumda yapısal ve anlamsal bozulmalar görülebilir. Bazen de anlamını karşılayacak benzer bir deyim bulunur ve kullanılır. Ama bunun yanında her iki dilde tam eşdeğer deyimler de mevcuttur. Bu çalışmada günlük hayatımızda sıkça kullandığımız basit, fakat işlevleri bakımından önemli olan machen (yapmak) fiiliyle oluşturulmuş deyimlerin karşılaştırılması yapılmıştır. 1. Deyimler ve Özellikleri Türkçe Sözlük te deyim, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir olarak tanımlanır (TDK 1988: 576). Ömer Asım Aksoy deyimi şöyle tanımlamaktadır: Bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce (1988: 52 ). İsmail Parlatır ise En az iki söz varlığından oluşan ve gerçek anlamları dışında mecâzi anlam ile pekiştirilmiş bulunan kalıplaşmış söz öbeği ya da deyiş şeklinde tanımlamaktadır (2007:1). Bunun yanında Genellikle gerçek anlamından az çok sıyrılarak ilgi çekici anlam taşıyan söz öbeklerine deyim denir. Deyimler anlatıma güzellik, çekicilik, canlılık katar. Türkçe, deyimler bakımından zengin bir dildir ( biçiminde açıklamalar da mevcuttur. Ömer Asım Aksoy deyimlerin özelliklerini şöyle sıralamıştır:

4 1026 Faik ÖMÜR 1. Deyimlerin en önemli bölüğü; kavramları, değişmece (mecaz) yoluyla, anlatım güzelliği ve özgünlüğü içinde belirten kalıplaşmış sözcük öbekleri ya da tümcelerdir. Örneğin; abayı yakmak, ağzı bozuk, pireyi deve 2. Kimi deyimlerin yan özelliği, iki yargılı ve uyaklı olmasıdır. Bunların bir bölüğünde anlamca gerekli olmayıp sadece uyak hatırı için getirilmiş bir parça vardır. Bu çeşit deyimler de anlatım güzelliği taşırlar. Örneğin; anca beraber, kanca beraber; babamın adı Hıdır, elimden gelen budur; doluya koydum almadı, boşa koydum almadı. 3. Kimi deyimlerin yan özelliği öykücük ya da konuşma biçiminde olmasıdır. Örneğin; -Adın ne? Mülayim Ağa. Sert olsan ne halt edersin. 4. Kimi deyimlerin yan özelliği, bir öyküye ya da bir olaya dayanmasıdır. Örneğin; altından Çapanoğlu çıkmak; bir Köroğlu bir Ayvaz; cemaziyelevvelini bilmek. 5. Kimi deyimlerin yan özelliği adetleri, inanışları, gelenekleri bildirmesidir. Örneğin; ağzından yel alsın; cinleri başına çıkmak; darısı başına. 6. Kimi deyimler (anlatım güzelliği düşünülmeyerek) bir kavramı belirtmek için kurulan, kalıplaşmış söz topluluğudur. Örneğin; adet yerini bulsun diye; bir bu eksikti; canı sağ olsun. 7. Kimi deyimlerin özelliği, belli dilbilgisi kurallarıyla değil, özel biçimlerle kurulmuş olmasıdır. Örneğin; aç acına; ayak üstü; körü körüne. 8. Kimi deyimler, eksiltili anlatım biçimidir. Yani bir ya da birkaç sözcüğü söylenmemiş söz öbeğidir. Örneğin; Allah bana ben de sana; bilir bilmez; büyümüş de küçülmüş. 9. Deyimlerin bir türü de ikilemelerdir. Örneğin; abuk sabuk; abur cubur; apar topar. 10. Kimi deyimler, bir sözcüğün özel bir yardımcı eylemlikle (mastarla) kurulmasından oluşmuştur. Bunların deyim sayılmasının nedeni, o sözcüğün ancak o eylemlikle bir araya gelmesinden belli bir anlamın ortaya çıkması, başka bir eylemlikle o anlamın belirmemesidir. Sözcük yalın ya da takılı olabilir. Örneğin; abayı yakmak, ağız yapmak; damarına basmak, nikâh kıymak. (1988: ) Deyimler aynı zamanda düz anlamdan yan ve mecaz anlama geçiş aracıdır. Deyimler; toplumsal dil ve kültür ürünleridir, evrensel mesaj taşırlar. Her dilde, kültürde ve toplumda karşılığı vardır. Fakat söyleniş biçimi, dil mantığı, anlam ilişkileri farklıdır. Her dilin bir mantığı vardır, buna göre özgün olan dil mantığına deyimler yoluyla yeni bir anlam kazandırmak ve dili zenginleştirmek esastır. Nitekim deyimlerle, atasözleriyle kalıplaşmış veciz sözlerle, fıkralarla vb. üst dille konuşan toplumlar, dil kültürü zenginliğine sahip toplumlardır. 2. Türkçede yapmak ile Almancada machen Filleriyle Yapılmış Olan Deyimlerin Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi Bu çalışmada Türkçede yapmak ve Almancada machen fiilleriyle yapılmış olan deyimler anlam ve biçim eşdeğerliliği bakımından karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalar tablo halinde yapılmıştır. Tablo Türkçe-Almanca ve Almanca- Türkçede 13 sütundan oluşmaktadır. Tabloda yer alan sütunlar şu şekilde oluşturulmuştur: Sütun 1: Sıra no: Deyimlerin sıra sayısı belirtilmektedir. Sütun 2: Türkçe deyimler: Önce Türkçe deyim verilmiş, iki nokta işaretinden sonra deyimin açıklaması verilmiştir. Almanca deyimler: Önce Almanca deyimler verilmiş, iki nokta işaretinden sonra deyimin açıklaması verilmiştir.

5 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş 1027 Sütun 3: Almanca karşılıkları: Türkçe deyimlerin Almanca karşılıkları verilmiştir. Benzer anlamda olan Almanca deyimler eğik çizgi ile gösterilmiştir. Fakat farklı anlama gelenler rakamla gösterilmiştir. Türkçe karşılıkları: Almanca deyimlerin Türkçe karşılıkları verilmiştir. Benzer anlamda olan Türkçe deyimler eğik çizgi ile gösterilmiştir. Fakat farklı anlama gelenler rakamla gösterilmiştir. Sütun 4: Türkçe deyimler ile Almanca deyimlerin tam eşdeğerliliği olan deyimler sütun içinde X işareti ile verilmiştir. Sütun 5: Türkçe ve Almanca deyimlerden birbirine benzeyen deyimler X işareti ile işaretlenmiştir. Sütun 6: Türkçede yapmak eylemiyle deyim olan ancak Almancada benzemeyen (karşılığı deyim olmayan) veya Almancada machen eylemiyle deyim olan ancak Türkçede benzemeyen (karşılığı deyim olmayanların) karşısına X işareti konmuştur. Sütun 7. Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 1. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 8: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 2. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 9: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 3. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 10: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 4. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 11: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 5. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 12: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 6. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Sütun 13: Türkçe ve Almancadaki deyimlerin yapısal özelliği 7. gruba giren deyimler grup numarası ile verilmiştir. Çalışmada ele alınan Türkçe deyimler, biçimsel olarak sözcük türleri bakımından incelendiğinde aşağıdaki gruplandırma yapılabilir: 1. İsim + fiil (basit veya birleşik fiil) 1.1.Bir isim + fiil. 1.2.İki isim + fiil. 1.3.Üç isim + fiil. 2. İsim tamlaması + fiil. 3. Sıfat tamlaması + fiil. 4. Sıfat fiil grubu + fiil 5. İsim + fiil. 6. İkileme + fiil 7. Birleşik isim + fiil

6 1028 Faik ÖMÜR Çalışmada ele alınan Almanca deyimler sözcük türleri bakımından biçimsel olarak incelendiğinde aşağıdaki gruplandırma yapılabilir: Sıra No 1.İsim + Fiil (Olumlu veya olumsuz) 1.1. Bir isim+ fiil 1.2. İki isim+ fiil 1.3. Üç isim + fiil 1.4. Bir isim+ iki fiil 2. Sıfat+ fiil 2.1. Bir sıfat+fiil 2.2. İki sıfat+fiil 2.3. İki sıfat+ isim+ fiil 3. İsim+sıfat+fiil 3.1. Bir isim+bir sıfat+fiil 3.2. İki isim+ sıfat+fiil 4. Zamir +fiil veya (Modalverb) 5. Zamir+ sıfat+ fiil 6. Präposition (edat) +fiil 6.1. Präposition+ fiil 6.2. Präposition+ iki fiil 7. Imperativsatz (emir/ ünlem cümlesi) +fiil Türkçe- Almanca Karşılıkları Türkçe Ağız yapmak: Birini kandırma, avutma veya yanıltma amacıyla duygularını, düşüncelerini olduğundan başka türlü gösterecek biçimde konuşmak. Ağzı laf yapmak: Konuşmasını iyi bilmek. Ahenk yapmak: Çalgılı eğlence düzenlemek. Ahretini mamur etmek/yapmak: Kendini hayır işlerine vererek sevap kazanmak. Aklına geleni yapmak: Her istediğini düşünmeden yapmak istemek, düşüncesizce hareket etmek. Akort yapmak: Sazların tellerini, ses veren araçlarını ayarlamak. Almanca Gut zureden, prahlerische Reden führen, überreden, Ausflüchte versuchen. 2. jmdn. durch falsche Darstellungen zu etwas überreden wollen. (grosse Reden schwingen/führen). Tam Eşdeğer Benzeyen Benzemeyen 1.Grup Gut zureden/ Überredungskunst X 2. Party veranstalten/ Sich engagieren, fromme Taten verrichten. Sich bedenklos verhalten/ gedankenlos verhalten. X 2. Stimmen/ abstimmen (Musikinstrument). 2. Grup 3. Grup X 4. 4.Grup 5. Grup 6. Grup 7. Grup 7 Alavere dalavere çevirmek/ yapmak: Oyun yapmak, hileye başvurmak, göz boyamak, yalanla dolanla iş görmek. Lug und Trug/ irreführen. X 6.

7 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Alem yapmak: Sazlı sözlü eğlence düzenlemek. Alış veriş yapmak: Pazara çıkmak, alım satım işini gerçekleştirmek. Anlaşma yapmak: Anlaşma belgesi düzenleyerek karşılıklı imza etmek, uzlaşmak. Apse yapmak: Bir doku içinde iltihap oluşmak. Arayı yapmak: 1. Araları açılmış iki kişiyi barıştırmak. 2. Arası açılmış kimse ile barışmak. Arabuluculuk yapmak: Anlaşamayan tarafların arasını bulmaya çalışmak, küsleri barıştırmak için girişimde bulunmak. Arama yapmak: Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak, yakalamaya çalışmak. Aşk etmek/ yapmak: Cinsel ilişkiye girmek, biriyle sevişmek. Ayrı seçi yapmak: Birkaç farklı durum karşısında zorda kalmak, tereddüt etmek. Bağlantı kurmak/yapmak: İletişimi sağlamak, iletişimi sağlamak amacıyla ilişki kurmak; anlaşma veya sözleşme Baskı yapmak: 1. Bir kimseyi bir işi yapmaya zorlamak, zor kullanmak. 2. Eser basmak. Baskın yapmak: Ansızın ve habersiz girivermek, aniden saldırıda bulunmak. Bayram yapmak: 1. Bayramı mutlu bir biçimde geçirmek. 2. Bir başarıdan dolayı çok sevinmek. Beste düzmek /yapmak: yeni bir müzik eseri yaratmak veya oluşturmak. Bildiğini yapmak: Kimseyi dinlemeden ve verilen öüğütlere aldırmadan kendi işini kendisi Büyü yapmak: Birini büyü yoluyla etki altına almaya çalışmak. Cümbüş yapmak: Toplu halde eğlenmek, sazlı sözlü eğlence düzenlemek. Çalım atmak/ yapmak: 1. Böbürlenmek, çalım satmak. 2. Futbolda ayak veya vücut hareketi ya da oyunu ile rakibini geçmek. Çıkış yapmak: 1. Bir tartışmada, karşı düşüncede olanları susturmak için sert davranışta bulunmak. 2. Uçak, herhangi bir görevle rotasına göre havalanmak. 3. Atletizmde toplu olarak yarışa başlamak. Çocuk peydahlamak/ yapmak: Bilerek ve isteyerek çocuk dünyaya getirmek. Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak: Aslı olmayan bir konu üzerinde varmış gibi konuşmak veya hayali konularda gereksiz söz söylemek. Denk yapmak: Uyumlu duruma getirmek. 30 Ders Dili damağına yapışmak: Yorgunluktan veya susuzluktan dolayı çok susamak. Dolmuş yapmak: 1. Tek tek yolcu alarak önceden belirlenmiş yerlere toplu olarak yolcu taşımak. 2. Birkaç kişi bir araya gelerek ortaklaşa bir taşıt tutmak. Eine Party organisieren. Einkaufen. X 7. Ein Abkommen treffen. X 5. Abszess. 1. Vermitteln. 2. sich versöhnen (jmdm. die Hand zur Versöhnung reichen). Rolle eines Vermittlers. X 7. Durchsuchen. X 5. Sich lieben/ Liebe Einen Unterschied machen (zwischen)/ verschieden beurteilen. Kontakt aufnehmen/ Verbindung. 1. Dringen, drängen/ Druck machen/ jmdn. unter Druck setzen. 2. veröffentlichen Angreifen/ überfallen/ Überfall 1. Feiern/ zelebrieren 2. sich freuen aufgrund eines Erfolgs/ 3. Freudentänze aufführen. X 3. Komponieren. Eigensinnig sein/ handeln/ selbstfällig sein. Verzaubern/ verherrlichen. Ausgelassenheit/ feiern/ vergnügen/ rummel/ einen Drauf 1. Stolzieren. 2. Trick/ fummeln. X Tadeln 2. aufsteigen 3. starten. X 5. Ein Kind zur Welt bringen. Dummes Gerede/ prahlen. X 2. Ausgleichen. Unterrichten. Dursten/ trockenen Hals haben/ verdursten. Durst haben wie ein Brunnenputzer. Fahrgemeinschaft/ Fahrgäste im Minibus transportieren. X 5.

8 1030 Faik ÖMÜR Dümen yapmak: Oyun çevirmek, hile ile birini kandırmak, aldatmaya çalışmak. Ense yapmak: Rahatını bozmadan, hiç çalışmadan rahatça yaşamak. Donuna yapmak: 1. Donuna küçük veya büyük abdestini kaçırmak veya 2. Çok korkmak. Felsefe yapmak: 1. Olayların sebep ve sonuçları üzerine kendince soyut birtakım yorumlar 2. Anlamsız, değersiz ve mantıksız sözler sarf etmek, bilgiçlik taslamak. Fena yapmak: Birini kötü duruma düşürmek. Gaf yapmak (pot kırmak):yersiz ve karşısındakine dokunacak söz söylemek, gaf Gargara yapmak: Bir sıvı ile ağzı veya boğazı çalkalamak. Gösteriş yapmak: 1. Başkalarını korkutmak veya aldatmak amacıyla sahte davranışlarda bulunmak. 2. Kendini büyük göstermeye çalışmak. Guguk yapmak: Biriyle eğlenmek veya onu kızdırmak için başparmağı burnunun ucuna götürerek guguk! diye seslenmek. Gürültü yapmak: 1. Düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak. 2. Kavga veya tartışma çıkarmak. Habbeyi kubbe yapmak: Önemsiz bir şeyi abartmak, olduğundan büyük göstermek. Hacamat yapmak: 1. Hacamat denilen aletle vücuttan kan almak. 2. Kesici aletle hafifçe yaralamak. Hacetini yapmak: 1. İsteğini yerine getirmek. 2. Küçük veya büyük abdesti Jmdn. betrügen/ etwas im Schilde führen. Es sich gut gehen lassen und nichts tun/ auf die faule Haut legen. Sich in die Hose machen/ fürchten Unsinn reden/ Selbstkommentar machen/ philosophieren /wie ein Blinder von der Farbe reden. Abscheulich handeln/ Böses antun. Einen Fauxpas begehen. Gurgeln. Prahlen/ sich in die Brust werfen. X 5. Einen Kuckuck Lärm machen/ einen Streit herausbeschwören. Ein Lärm wie in einer Judenschule. Aus einer Fliege Elefanten Hijama tun. 1. Sein Geschäftchen machen: Seine Notdurft verrichten. 2. sich seinen Wunsch erfüllen. 46 Hamam yapmak: Yıkanmak. Baden. 47 Harman yapmak: Birden çok çeşit üründen birer parça alıp yeni bir Eine Mischung birleşim veya karışım oluşturmak. 48 Harp yapmak: Savaşmak. Krieg führen. 49 Hasar 1. Zarar 2. Schaden anrichten/ einen Schaden Bir kaza yapmak ve zarara sebep verursachen/ zu Schaden kommen. olmak. Hatim yapmak: Kur an-ı Kerim i 50 başından sonuna kadar okuyup bitirmek, hatmetmek. Gesamtverlesung des Korans Hile yapmak: 1. Aldatmak. 2. Çıkar sağlamak amacıyla bir şeyin saflığını bozmak, değersiz bir şeyi içine karıştırmak. İğne yapmak: İğne ile vücuda sıvı bir ilaç vermek. İndirim yapmak: Fiyatları düşürmek, ıskonto İsim yapmak: Bir alanda ün kazanmak, nam almak. İstasyon yapmak: Duraklamak, bir yerde beklemek. Jimnastik yapmak: Vücudu dinç ve sağlıklı tutmak, çevikleştirmek ve güçlendirmek için spor Kapısını yapmak: Biri işin zeminini hazırlamak, alt yapısını kurmak. Kapı yapmak: 1. Bir iş için karşısındakini önceden hazırlamak, güzel sözlerle konuya giriş 2. Ev gezmesi yapmak, kapı kapı dolaşmak. Kediyi camiye mütevelli yapmak: Hırsıza kolaylık sağlamak. Betrügen/ mogeln/ verfälschen/ listig/ vorspielen/ mit List und Tücke. Injizieren. Rabatt machen/ Reduzierung. Sich einen Namen Aufenthalten/ eine Station Turnen/ Gymnastik Vorbereiten/ vorrichten/ Basis gründen. Jmdn. motivieren. 2. von Tür zu Tür (gehen) die Nachbarn besuchen. Den Bock zum Gärtner X 1.3

9 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Kızak yapmak: Fren yaptığı halde Nicht bremsen können/ rutschen/ duramayıp kaymak. ins Schleudern kommen. Kontak yapmak: Karşıt elektrik taşıyan iki uç birbirine dokunmak. Kurzschluss machen (entstehen). Konuşma yapmak: Topluluk karşısında bir konuda konuşmak. Eine Rede halten. X 5. Kopya yapmak: Soruları cevaplamak için kurallara aykırı olarak gizlice bir Spicken. kaynağa bakmak. Kovuşturma yapmak: Soruşturma ve kovuşturma işlemini yürütmek. Verfolgen. X 5. Kur yapmak: Karşı cinsten birine ilgi göstererek onun gönlünü Den Hof machen/ liebeln/ kazanmaya çalışmak, onu elde umwerben. etmeye çalışmak. Laf yapmak: Dedikodu çıkarmak, Klatschen/ Lästermaul/ Klatsch kovuculuk und Tratsch Meme yapmak: Motorlu araçlarda platin elektrik akımını geçirmeyecek Zündungsfehler ölçüde oksitlenmek, işlevini yapmaz olmak. Mesele yapmak: Basit bir konuyu Aus einer Mücke einen Elefanten büyütmek ve önemli bir sorun durumuna getirmek. Muhit yapmak: İlişkili olduğu veya Freundekreis vergrössern/ dostluk kurduğu kimselerin sayısını Umgebung bilden. çoğaltmak. Mülakat yapmak: Söyleşi yapmak, bir kimsenin belli bir konu veya sorunla Interviewen. ilgili olarak görüşlerini almak. Nağme yapmak: 1. Sözü edilen Vorschützen/ gezierte Ablehnung/ konuyu bilmezmiş gibi görünmek Fisimatenten machen/ faule veya öyle davranmak. 2. Bahane ileri Ausreden gebrauchen. sürmek. Nanik yapmak: Baş parmağını Jmdm. eine lange Nase machen/ burnuna koyarak alay işareti jmdn. verspotten/ auslachen. Nankörlük yapmak: Vefalı davranmamak. Undankbarkeit. Nazire yapmak: Bir söze, bir Nachdichtung. Eine Nachdichtung davranışa aynen karşılık vermek. schaffen. Nispet yapmak: Karşısındakini kızdırmak için ona gösteriş Jmdm. etw. zum Trotz tun. Nişan yapmak: Nişan töreni düzenlemek. Verlobungsfeier Numara yapmak: Bir hareketi yalandan yapmak veya yapar gibi görünmek. Nükte yapmak: Nükteli ince ve zarif söz söylemek. Oyun yapmak: Güreşte rakibe oyun uygulamak. Para yapmak: Para kazanıp biriktirmek, para üstüne para kazanmak. Pireyi deve yapmak: Sıradan bir olayı gereksiz yere büyütmek, abartmak. Piyasa yapmak: 1. Gezintiye çıkmak, dolaşmak. 2. Kötü kadın olmak, fahişelik Politika yapmak: Politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek. Posta yapmak: Bir yere gidip gelmek, sefer Pot yapmak: Dikişte kabarıklık veya büzülme oluşmak. Rejim yapmak: Sağlığı korumak amacıyla önceden belirlenmiş yiyecekleri yemek, perhiz Rol oynamak/yapmak: 1. Oyunda rol almak. 2. Bir işte önmeli etkisi veya katkısı olmak. 3. Bir olayı gerçekmiş gibi göstermeye çalışmak. Sermaye yapmak: İş yeri açmak için gereken parayı biriktirmek, vermek. Theater machen/ nur zum Schein/ nicht im Ernst/ nur so tun, als ob Einen Witz machen/ Pointe Hereinlegen/ austricksen. Geld scheffeln/ Geld wie Heu haben. Aus einer Mücke einen Elefanten 1. Die Gegend bekunden. 2. Prostutieren/ seinen Markwert prüfen Durch Politik etw. versuchen zu lösen. Eine Reise Falte machen/ zerknittern. Diät 1. Vorspielen. 2. Eine wichtige Rolle spielen 3. Sich so benehmen, als ob es wirklich wäre. Geld sparen/ Kapital anlegen.

10 1032 Faik ÖMÜR 89 Sol yapmak: Araçta direksiyonu sola doğru çevirerek hareket ettirmek. Nach links abbiegen. 90 Sürgit yapmak: Uzatmak, sürdürüp Unnötiges Gerede/ um den heissen durmak. Brei reden. 91 Şaka yapmak: Şaka niteliğinde bir Scherz/ Spass machen/ Witze davranışta bulunmak. Tam bakım yaptırmak: Sağlık 92 bakımından genel bir kontrol Check-up. X 3. yaptırmak, çekap yaptırmak. 93 Tecrübe yapmak: Denemek, sınamak. Probieren/ Erfahrungen 94 Terbiye yapmak: 1. Eğitmek Erziehen. 2. Das Essen nach Yemeği kıvamına göre hazırlamak. seinem Garpunkt kochen. Teyel yapmak: 1. Dikilecek parçaları 95 birbirine teyelle tutturmak. 2. Kumaşın üzerinde dikilecek yerleri teyelle Heften/ tackern. belirlemek. Tezgah başı yapmak: Meyhanelerde, 96 masaya oturmadan tezgah başında An der Theke etwas trinken. X 2. içmek. Tuluat yapmak: Tiyatroda oyun 97 metninin dışına çıkarak içinden geldiği Spontan vorspielen/ improvisieren. gibi oynamak. 98 Turşusunu kurmak/yapmak: Bir malın satılması gerektiği halde buna bir türlü Etwas lange aufbewahren. kıyamamak. 99 U dönüşü yapmak: 1. Yüz seksen Rückkehr/ sein Versprechen nicht derece geriye dönüş 2. Verdiği halten/ widerrufen. sözden dönmek. X Ün yapmak: Ünlenmek, meşhur Ruhm machen/ einen Namen olmak. Üstüne başına yapmak/ etmek: Aşırı 101 derecede sövmek, ağza alınmayacak Schimpfen/ fluchen. X 6. küfür etmek. Üstüne geçirmek/ çevirmek/ yaptırmak: Bir malın tapusunu kendi adına 1. Adoptieren 2. registrieren/ yazdırmak. 2. Evlatlık olarak aldığı bir überschreiben. çocuğun nüfusunu kendi üzerine yazdırmak. Vücut yapmak: Kas geliştirici hareket 103 ve sporlarda bedeni güçlü duruma Bodybuilding/ Muskeln trainieren. getirmek. 104 Yolunu yapmak: Bir iş için girişimlerde bulunmak, ön hazırlık gerçekleştirmek. Vorbereiten. 105 Yol yapmak: 1. Yol oluşturmak, 1. Vorbereitung 2. betrügen/ hazırlık 2. Kandırmaya Betrug. çalışmak, avutmak. 106 Yuva kurmak/ yapmak: Evlenmek, aile Heiraten/ sich ein Heim schaffen/ sahibi olmak. ein Nest bauen. 107 Yuvasını yapmak: Birine gereken ceza Es jmdm. tüchtig geben/ es jmdm. veya cevabı vermek, hakkından gelmek. zeigen. 108 Yüz yapmak: Makyaj yapmak, yüzünü gözünü süslemek. Make-up/ schminken. 109 Zam yapmak: Fiyatını yükseltmek. Den Preis erhöhen. 110 Zikzak yapmak: 1. Sık sık sağa sola yön Im Zickzack gehen/ unbeschlüssig değiştirmek. 2. Sıkça düşünce unentschlossen /zögernd. değiştirmek, kararsızlık göstermek. X 6. Toplam

11 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş 1033 Almanca - Türkçe Karşılıkları Sıra NO Almanca Machen: (das) macht nichts: das ist nicht schlimm. Mach s/ macht s gut: Abschiedsformel. Etwas aus sich machen: 1. Erfolg haben, etw. im Leben erreichen. 2. sich sehr vorteilhaft darstellen. Sich (et)was/ nichts/nicht viel aus jmdm., aus etwas machen: jmdn., etwas mögen/ nicht mögen. Sich nicht daraus/draus machen: sich nicht ärgern, bekümmern. Es mit jmdm. machen können: mit jmds. Gutmütigkeit rechnen können, keinen Widerstand von jmdm. zu erwarten. Mach (keine) Sachen! Ausdruck des Erstaunens. Aa machen: (Kindersprache) seine große Notdurft verrichten. Einen Abgang machen: Fortgehen, verschwinden. Mach dich vom Acker! Verschwinde! Jmdn. alle machen: Jmdn. umbringen. Jmdn. fertig Aus alt mach neu: Etwas Alles wurde aufgearbeitet/ soll aufgearbeitet werden. Den Anfang machen: Anfangen; der erste sein Jmdm. Angst und Bange machen: Jmdn. in Angst versetzen. Sich anheischig machen: Sich bereit erklären. Anstalten zu etwas machen: (Anstalten treffen/zu etw. machen): Sich anschicken, etw. zu tun. Ganze/ gründliche Arbeit leisten/ tun/machen: Etwas so gründlich tun, dass nichts mehr zu tun übrigbleibt. Nur halbe Arbeit machen: Etwas nur unvollkommen ausführen. Ein Arbeiterdenkmal machen: Untätig (auf sein Arbeitsgerät gestützt) herumstehen. Viel Aufheben(s) von etwas machen: Einer Sache großer Bedeutung beimessen. Kein Aufheben(s) von etwas machen: Einer Sache keine große Bedeutung beimessen. Jmdm. seine Aufwartung machen: Jmdm. einen Höflichkeitsbesuch abstatten. Kleine Augen machen: Sehr müde sein, (und die Augen kaum noch offenhalten können). Große Augen machen: Staunen, sich wundern. Jmdm. (schöne) Augen machen: Jmdn. verführerisch ansehen; flirten. Türkçe Tam Eşdeğer Benzeyen Önemi yok/ ziyanı yok. X 4 Kendine iyi bak. X Başarmak/ bir şeye erişmek. 2. Kazançlı çıkmak. Birisini (bir şeyi) sevmek/sevmemek/ önemsemek/önemsememe k. Kızmamak/ endişe etmemek/ dert etmemek. Yumuşak yüzlü olmak. Benzemeyen X 1.Grup 2.Grup X 2.2 X 3. Grup 4. Grup X 4.2 Yok artık! X 7 Donuna X 7 Toz olmak, ayrılmak. Kaybol, def ol! X 7 Öldürmek/ işini bitirmek. Onarmak, yenilemek, işi tamamlamak, ((mecaz) sarf ederek bitirmek). Başlamak, ilk olmak / ilk adımı atmak. Birine korku vermek, salmak. X 2.2 Hazır durmak, olmak. Başlamak. İşi tertipli, titiz Yarım yamalak yapmak, eksik Çalışmadan durmak, dolaşmak. Bir işe çok büyük önem vermek. Bir işe önem vermemek. Bir kimseyi ziyaret etmek. Gözlerini açamamak (yorgunluktan). Çok şaşırmak. Birini gözleriyle süzmek. 5.Grup 6.Grup Grup

12 1034 Faik ÖMÜR Jmdm. verliebte Augen machen: Jmdn. verliebt ansehen. Augenschondienst machen/haben: Schlafen. Jmdn. etwas ausfindig machen: Jmdn. etwas (nach längerer, schwieriger Suche) finden. Ausflüchte machen: Ausreden vorbringen. An jmdm., an etwas Ausstellungen machen: Etwas an jmdm., an etwas auszusetzen haben. Jmdm. Avancen machen: 1. Jmdm. zu erkennen geben, dass man an einer (sexuellen) Beziehung interessiert ist. 2. Jmdm., deutliches Entgegenkommen zeigen, weil man sich davon Vorteile verspricht. Einen Bach/ ein Bächlein machen: Urinieren. Backschaft machen: Das Essgeschirr säubern und wegräumen. Bange machen gilt nicht: Keine Angst, ich lasse mich nicht einschüchtern! Bankrott machen (gehen): Zahlungsunfähig werden. Den Bärenführer machen: Die Rolle des Fremdführers übernehmen, jmdn. herumführen. Ein Bäuerchen machen: Aufstoßen, rülpsen. Sich auf die Beine machen: (schnell) Weggehen. Sich auf den Weg machen Jmdm. (lange) Beine machen: 1. Jmdn. Fortjagen. 2. jmdn. antreiben, sich schneller zu bewegen. Ein langes Bein machen: Den Ballführenden Gegner durch einen Spreiz oder Grätschritt vom Ball zu trennen suchen. Die Beine breit machen: Sich (als Frau) zum Geschlechtsverkehr bereitfinden. (Jmdn., mit jmdm.) Bekannt machen: Jmdn., jmdm. vorstellen. Mit etwas Bekanntschaft machen: Mit etwas Unangenehmem in Berührung kommen. Sich bemerkbar machen: 1. Auf sich aufmerksam 2. Sich zeigen, seine Wirkung spüren lassen. Das Beste aus etwas machen: Die größtmöglichen Vorteile aus etwas (das gar nicht so vielversprechend ist oder zu sein scheint) ziehen. Sich bezahlt machen: Den Aufwand lohnen. Eine Biene machen/drehen: Sich rasch/ (unbemerkt) entfernen. Bilanz machen: Seine persönlich verfügbaren Mittel überprüfen. Sich ein Bild von jmdm., etwas machen: Sich über jmdn. etwas informieren und eine Meinung bilden. Bitte, bitte machen: Durch mehrmaliges Zusammenschlagen der Hände eine Bitte ausdrücken. Böses Blut machen/schaffen: Unwillen erregen. Birisine aşık gibi bakmak. Uyuklamak. (Arayıp) bulmak. Bahane uydurmak. Birisinin kusurunu bulma, ayıplama. Kırılıp dökülmek, kuyruk sallamak, pas vermek. İşemek, idrarını Bulaşıkları yıkayıp kaldırmak. Korkmak yok/caymak yok. X 1.4 İflas etmek. Birini oyalamak, kafaya almak/ birini sevk ve idare etmek/ yönlendirmek. Geğirmek. Hızla kaçmak, gitmek, yola koyulmak. Birini harekete geçirmek/ birini kovmak. Çelme takmak. Bacaklarını açmak. Birini takdim etmek. Birisiyle istenmeyen biçimde temas kurmak/ istenmeyen bir kişi veya şeyle yüzyüze gelmek. Dikkati üzerine çekmek. En büyük avantajı yakalamak, elde etmek. Harcanan emeğe veya zamana değdi. Sıvışmak, göze görünmeden kaçmak. Bilançoyu kontrol etmek. Birisi hakkında bir kanaate varmak, kanaat edinmek. Defalarca lütfen lütfen diye ricada bulunmak. Öfkeye, kızgınlığa sebep olmak.

13 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Den Bock zum Gärtner machen: Einen völlig ungeeigneten mit einer Aufgabe betrauen. Einen Bogen um jmdn. um etwas machen: Jmdn. etwas meiden. Sich einen Bonbon ins Hemd machen: Sich übervorsichtig anstellen, ängstlich sein. Bruch machen: / Bruchlandung: So landen, dass das Flugzeug beschädigt oder zerstört wird. Eine lange Brühe um etwas machen: Viele unnütze Worte über etwas reden. Einen krummen Buckel /Rücken machen auch den Buckel/Rücken krumm machen: Sich unterwürfig zeigen. Buhei machen: Großer Aufheben von etwas Bunte Reihe machen: Sich so gruppieren, dass jeweils eine männliche und eine weibliche Person nebeneinandersitzen. Einen Charlottenburger machen: Sich die Nase zwischen Daumen und Zeigefinger ohne Taschentuch schnäuzen. Jmdm. Dampf machen: Jmdn. bei der Arbeit antreiben. Jmdn. dick machen: Jmdn. schwängern. Sich (mit etwas) dick(e) tun/ machen: (mit etwas) angeben, prahlen. Mach keine Dinger! : Ausruf des Erstaunens, der Überraschung Jmdn. Dingfest machen: Jmdn. verhaften, festnehmen. Eine Doktorarbeit aus etwas machen: Etwas äußerst umständlich, mit viel zu großem Aufwand angehen. Druck hinter etwas machen: Dafür sorgen, dass etwas beschleunigt erledigt wird. Sich etwas zu eigenes machen: Sich etwas aneignen, erlernen, übernehmen. Jmdm. (alle) Ehre Jmds. Ansehen fördern. 70 Ei(ei) machen: Streicheln Mit etwas ein Ende machen: Etwas beenden. Einer Sache ein Ende machen: Etwas beenden, abschaffen. Epoche machen: Durch eine besondere Leistung für einen (neuen) Zeitabschnitt bestimmend, in Aufsehen erregender Weise wichtig sein. Sich erbötig machen, etwas zu tun: Sich anbieten etwas zu tun. (mit etwas) Ernst machen: Etwas verwirklichen, in die Tat umsetzen. Eine Eroberung machen: Jmdn. für sich gewinnen, jmds. Liebe, Zuneigung gewinnen. Sich auf etwas gefasst machen: Sich seelisch auf etwas Unangenehmes einstellen, es erwarten. Kediyi camiye mütevelli heyeti Birisiyle karşılaşmamak, uzak durmak. Haddinden fazla korkak davranmak. Kırıma uğramak, düşmek. Ani iniş Gereksiz konuşmak, malayani konuşmak. Yalakalık etmek, boyun bükmek. Abartmak, büyütmek. Karışık sıraya koymak (bir erkek bir bayan). Burnunu çekmek, sümkürmek. İşi hızlandırmalısın/ baskı Birisini hamile bırakmak. Böbürlenmek, kurumlanmak. Ya, öyle mi? Ne diyorsun? Birisini tutuklamak. Bir şeyi gereksiz yere uzatmak/ zor olanı Bir şeyin hızlanması için baskı Bir şey öğrenmek, bir şeye sahip çıkmak, benimsemek. Birinin yüzünü ağartmak, birine iftihar (şeref) vesilesi vermek. Okşamak, sevmek/ cici yapmak (çocuk dilinde). Bir şeyi sonlandırmak, bitirmek. X 7 X 4.1 Bir şeye son vermek. Çığır açmak, öncü olmak, son derece önemli bir iş başarmak, hayret uyandırıcı bir şey yapmak/ devrim Bir şeyi yapmaya hazır olmak, amade olmak. Bir şeyi gerçekleştirmek. Fikriyattan fiile çıkarmak. Birinin sevgisini kazanmak, gönlünü fethetmek. Kötü bir duruma ruhen hazır olmak/ istenmeyen bir duruma hazırlıklı olamak (tehditvari).

14 1036 Faik ÖMÜR Nicht viel Federlesens mit jmdm. mit etwas Keine Umstände machen, nicht zaudern. Fettlebe machen: Gut und üppig essen, angenehm leben. Eine gute/schlechte/traurige Figur machen: Durch Auftreten oder Erscheinung positiv/negativ beeindrucken. Lange/krumme Finger machen: Stehlen. Keinen Finger krumm machen: Nichts tun. Sich nicht gern die Finger schmutzig machen: Sich nichts zuschulden kommen lassen, sich an keiner ungesetzlichen Handlung beteiligen. Etwas mit dem kleinen Finger machen: Etwas ohne Mühe machen, nebenher erledigen. Fisimatenten machen: Faule Ausreden gebrauchen. Die Flatter machen: Weggehen, verschwinden. Sich einen Fleck ins Hemd machen: Sich dumm, ängstlich anstellen, sich zieren. Eine Fliege machen: Sich davon machen, verschwinden. Einen Flunsch machen: Mürrisch, verdrießlich dreinblicken. Sich in den Frack machen: Angst haben. Sich ein Fressen aus etwas machen: Etwas mit Freude tun, was andere ärgert, anderen schadet. Seinen Frieden mit jmdm., mit etwas machen: Sich mit jmdm. aussöhnen, etwas nicht länger bekämpfen. Frikassee aus jmdm. machen: Jmdn. verprügeln und dabei übel zurichten. Front gegen jmdn. gegen etwas machen: Sich gegen jmdn., gegen etwas wenden. Fuffzehn machen: Eine Pause bei der Arbeit Kurze Fuffzehn machen: Keine Umstände machen, nicht zögern. Furore machen: Aufsehen erregen, großen Beifall erringen. Jmdm. den Garaus machen: Jmdn. umbringen. Von etwas Gebrauch machen: Etwas ausnutzen. Sich Gedanken machen: Über etwas länger nachdenken. Sich auf etwas gefasst machen: Sich seelisch auf etwas Unangenehmes einstellen, es erwarten. Die Gegend unsicher machen: Sich an einem Ort, in einem Gebiet aufhalten. (das große) Geld machen: (sehr viel) Geld verdienen. Etwas zu Geld machen: Etwas verkaufen. Gelegenheit macht Diebe: Eine günstige Gelegenheit verführt dazu, etwas zu stehlen, etwas Unrechtes zu tun. Sadede gelmek. Keyif içinde bol bol yiyip içmek. Vücuduyla iyi/ kötü/ üzgün bir etki Eli uzun olmak. Parmağını kımıldatmamak. Istenmeyen olaylara karışmamak, burnunu her şeye sokmamak. Zahmetsiz elde etmek, beleş elde etmek. Kaçamaklı sözler söylemek, bahaneler uydurmak. Kaybolmak, kaçmak, uzaklaşmak. Direnmek, nazlanmak, kendini ağırdan satmak. X 3.3 Uçmak, kaçmak. Dudağını bükmek, yüzünü ekşitmek, buruşturmak. Korkmak/ donuna Başkasına zarar veren bir şeyden zevk almak, mutlu olmak. Biriyle barışmak, uzlaşmak. Birini pataklamak, birine kötü muamelede bulunmak. Birine karşı cephe almak, kendini savunmak Mola vermek. Tereddüt etmemek, çekinmemek. X 2.2 Sansasyon uyandırmak. Birini öldürmek. Bir şeyden istifade etmek. Bir şeyden dolayı endişelenmek. Tekrar (77) Bir yerde kalmak, bir yeri mesken tutmak/ tehlikeli işlere kalkışmak/ etrafa zarar vermek. Büyük para kazanmak. Bir şey satmak, bir şeyi paraya çevirmek. Bal tutan parmağını yalar.

15 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Etwas geltend machen: Auf berechtigte Ansprüche o.ä. hinweisen, um sie durchzusetzen. Sich geltend machen: Sich auswirken, bemerkbar Sich mit jmdm. gemein machen: Sich mit jmdm., der als sozial oder moralisch tieferstehend angesehen, wird in Beziehung treten; sich mit jmdm. einlassen. Sein Geschäftchen machen: Seine Notdurft verrichten. Ein (gutes) Geschäft mit/ bei etwas machen: Finanziellen Gewinn aus etwas erzielen will, darf man keine Skrupel haben. Geschichte machen: Historisch bedeutsam werden. Mach keine Geschichten: 1. Tu nichts Dummes! 2. Zier dich nicht! Ein langes Gesicht/ lange Gesichter machen: Enttäuscht dreinblicken. Ein schiefes Gesicht machen: Missvergnügt dreinschauen. Ein Gesicht machen wie eine Gans, wenn s donnert: Ein verdutztes Gesicht Ein Gesicht wie frei/sieben Tage Regenwetter machen: Verdrießlich dreinschauen. Jmdn. zum Gespött machen: Dafür sorgen, dass jmd. verspottet wird. Sich ein Gewerbe machen: Unter einem Vorwand eine Beschäftigung in der Nähe anderer suchen, um etwas zu erfahren. Sich ein Gewissen aus etwas machen: Gewissensbisse haben. Jmdn. etwas glauben machen: Jmdm. etwas einzureden versuchen. Gluck, gluck machen: Alkohol trinken. Sein Glück machen: Erfolgreich sein, es zu etwas bringen. Seinen Frieden mit Gott machen: Sich beim Nahen des Todes in Gottes Willen ergeben. Die große Grätsche machen: Sterben. Gross machen: Seine große Notdurft verrichten. Hackfleisch aus jmdm. machen: Jmdn. fürchterlich verprügeln, übel zurichten. (mit jmdm.) halb und halb/halbehalbe machen: Halbpart (nun/jetzt) mach halblang: Übertreibe nicht. (mit jmdm.) halbpart machen: Etwas (unrechtmäßig) Erworbenes (mit jmdm.) zur Hälfte teilen. Mach s (nur) halbwegs: Übertreibe nicht! Einen langen Hals machen: Neugierige Blicke werfen. Jmdn. zu seinem Hampelmann machen einen Hampelmann aus jmdm. machen: jmdn. völlig von sich abhängig, zu seinem willenlosen Werkzeug Viele Hände machen der Arbeit schnell ein Ende: Zu mehreren kann man eine Arbeit schneller erledigen. Ağır basmak, nüfuzunu kullanmak, iddia etmek, ileri sürmek. Baş göstermek, ehemmiyet kesbetmek. Kendinden aşağı olan insanlarla düşüp kalkmak. Defi hacet etmek, abdest bozmak. Büyük bir kazanç sağlamak. X 2.. Tarih yazmak. Budalalık etmek. X 7 Hayal kırıklığına uğramak/ surat asmak. Yüzünü ekşitmek. Ağzı açık kalmak afallamak şaşakalmak/ bön bön bakmak./ Öküz trene bakar gibi bakmak. Karadeniz de gemileri batmış gibi suratını asmış. X 3.2 Birini alaya almak. Bir şeyi kazanç yolu yapmak/ dostlar alışverişte görsün/ bir bilgi edinmek için sözde iş yapmak, ticaret Vicdan azabı çekmek. X 11 Birini kandırmaya çalışmak. Alkol almak, glu glu etmek. Hayatta muvaffak olmak, kısmeti ayağına gelmek. X 2.2. Allah a kavuşmak. Ölmek nalları dikmek. Defi hacet etmek, büyük abdestini Birini fece şekilde dövmek, benzetmek. Koz paylaşmak. X 2.2 Abartma canım. Haksızca paylaşmak. Abartma! X 7 Boyun uzatmak, meraklı meraklı bakmak. Birini kendi kuklası yapmak, oyuncağı Birlikten kuvvet doğar /El ele vermek.

16 1038 Faik ÖMÜR 134 Eine hohle Hand machen: Bestechlich sein. Rüşvetçi, rüşvet almak. 135 Etwas aus dem Handgelenk Ceffelkalem, taş atıp machen: Etwas ohne Mühe, leicht kolun mu yoruldu? und schnell Gelobt sei, was hart macht 136 (ironischer) Kommentar zu etwas Zorluklar insanı sehr Unangenehmem (das einem güçlendirir. X 2.3 bevorsteht). 137 Einen Haufen machen: Seinen Tamamen boşaltmak Darm entleeren. (bağırsaklarını). Eine Haupt-und Staatsaktion aus 138 etwas machen: Etwas Unbedeutendes aufbauschen, in Bir şeyi abartarak anlatmak/ Devlet meselesi übertriebener Weise darstellen, mit übertriebenem Aufwand betreiben. 139 Kein(en) Hehl aus etwas machen: Etwas nicht verheimlichen, nicht Bir şeyi gizlememek. verbergen. 140 Heia machen: Schlafen. Yatmak, uyumak. Auf müden Heinrich machen: Beim Ağırdan almak. 141 Arbeiten langsam sein, sich nicht anstrengen. Jmdn. hellhörig machen: Jmdn. 142 stutzig machen und seine Aufmerksamkeit für weitere Kulak kabartmak. Entwicklungen schärfen. 143 Mach dir nicht ins Hemd: Stell dich nicht so an. (Altına yapma) Korkma! X 7 Aus seinem Herzen keine 144 Mördergrube machen: Offen Dobra olmak, açık sözlü aussprechen, was man denkt und olmak. fühlt Seinem Herzen Luft machen: Sich von seinem Ärger befreien; das, was einen ärgert und bedrückt, aussprechen. Einer Frau den Hof machen: Sich um die Gunst einer Frau bemühen, eine Frau umwerben. Jmdm. das Leben zur Hölle machen: Jmdm. das Leben unerträglich Jmdm. die Hölle heiß machen: Jmdm. heftig zusetzen. Aus dem Holz sein, aus dem man macht: Die Eigenschaften, Fähigkeiten besitzen, die für eine bestimmte Funktion, ein Amt o.ä. eine sehr gute Voraussetzung sind. Die Honneurs machen: Die Gäste (bei einem Empfang) begrüßen und willkommen heißen. Sich in die Hosen machen/scheißen: Angst haben. Derdini dökmek, yüreğini boşaltmak. Kur Birini hayatı cehenneme çevirmek, zehir etmek. Tehditlerle birini korkutmak. Biçilmiş kaftan. Hoşbeş etmek. 151 Donuna yapmak (korkudan). 152 Şapkadan tavşan Etwas aus dem Hut machen: çıkarmak, doğaçlama Etwas improvisieren. 153 Ein Kalb machen: Sich übergeben. Kusmak. 154 Karriere machen: Beruflich aufsteigen. Kariyer 155 Kasse machen: Die Ciroyu hesaplamak, Tageseinnahmen abrechnen. bilanço çıkarmak. Kassensturz machen: 1. Den 156 Kassenbestand feststellen 2. Feststellen, über wie viel Geld man Hesaplamak. verfügt Katzenwäsche machen: Sich nur flüchtig waschen. Jmdn. etwas kenntlich machen: Jmdn. etwas erkennbar, auffällig, unterscheidbar Jmdm. ein Kind machen: Eine Frau schwängern. Sich bei jmdm. lieb Kind machen: Sich bei jmdm. einschmeicheln. İyice yıkanmamak. Birini işaretlemek, belli etmek. Hamile bırakmak. Yaltaklık yapmak, yalakalık

17 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Kippe machen: Etwas gemeinsam unternehmen. Birlikte 162 Kleider machen Leute: Gepflegte, gute Kleidung hebt das Ansehen. İnsanı kıyafet gösterir. 163 Klein machen: Wasser lassen. Küçük su dökmek. 164 Aus etwas Kleinholz machen: Parçalamak, paramparça Etwas zertrümmern. etmek. Aus jmdm. Kleinholz/jmdn. zu 165 Kleinholz machen: Jmdn. fürchterlich verprügeln, Birini pataklamak. zusammenschlagen. 166 Kleinvieh macht auch Mist: Auch kleinere Erträge sind nützlich, weil Damlaya damlaya göl olur/ bazan küçük şeyler sich zu größeren summieren. de insana zarar verebilir. 167 Sich einen Knoten ins Taschentuch machen: Sich bestimmt an etwas erinnern, nicht vergessen, etwas zu Içinde ukde kalmak. tun. 168 Kommissionen machen: Einkaufen. Satın almak. 169 Jmdn. einen Kopf kleiner/ kürzer machen: Jmdn. köpfen. Boynunu vurmak. Sich (um etwas/ über etwas) einen 170 Kopf machen: Sich Gedanken Endişelenmek. machen, (über etwas) nachdenken. 171 Jmdn. Kopfscheu Kuşkulandırmak Sich über/ wegen etwas (keine) Kopfschmerzen /(kein) Kopfzerbrechen Jmdm. Kopfschmerzen/Kopfzerbrechen Einen Kotau machen: Sich unterwürfig verhalten, nachgeben. Nicht viel/ keinen Kram machen: Keine Umstände Mach doch deinen Kram alleine: Erledige das selbst, ich will nichts (mehr) damit zu tun haben. Seinen Kratzfuß (bei jmdm.) machen: Sich bekannt machen, jmdn. begrüßen. Das Kraut nicht fett machen: Nichts mehr ändern, nichts verbessern können. Das Kreuz machen: Sich bekreuzigen, das Kreuzzeichen Drei Kreuze (hinter jmdm. etwas) machen: Froh sein, dass jmd. gegangen, dass etwas erledigt ist. Birinini zihnini kurcalamak, başını ağrıtmak. Birinin başını ağrıtmak. Birine yaltaklanmak, tabasbus etmek. Zahmet etmememk. Kendi işini kendin gör. X 7 Yere eğilerek selam vermek. Bu saatten sonra artık durum değişmez. Ne yaparsan yap boşuna. İstavroz çıkarmak. Hele şükür kurtulduk demek (cansıkıcı bir misafir için). 181 Was macht die Kunst? Wie geht es? İşler ne alemde? 182 Es kurz Kısa tutmak. X Es nicht mehr lange machen: Bald sterben. Çok yakında ölmek. X 5 Sich auf die Lappen machen: 184 Aufbrechen, sich auf den Weg Yola koyulmak. 185 (jmdm.) Laune machen: Jmdm. Spaß, Freude Zevk almak, eğlenmek. 186 Seinem Leben ein Ende machen: Selbstmord begehen. İntihar etmek. 187 Jmdn. um etwas leichter machen: Jmdm. etwas abnehmen, stehlen. Birinden bir şey aşırmak. 188 Liebe machen: Geschlechtsverkehr haben. Cinsi münasebet. Liebe macht blind: Wer einen 189 anderen liebt, der sieht dessen Aşık olan kördür. Fehler und Schwächen nicht. 190 Etwas locker Gevşek 191 Seinem Ärger/ Kummer o.ä. Luft Korkularını veya machen: Seinen Ärger / Kummer endişelerini anlatarak o.ä. mitteilen, sich aussprechen, sich rahatlamak. beschweren. 192 Sich (über jmdn./etwas) lustig machen: (über jmdn./ etwas) spotten. Bir kimseyle/ şeyle alay etmek.

18 1040 Faik ÖMÜR Jmdm. etwas madig machen: Jmdm. etwas verleiden. Jmdn. madig machen: Jmdn. herabsetzen, schlecht Den wilden Mann machen: Unbeherrscht (ohne Berechtigung) wütend sein, toben. Ein gemachter Mann sein: Erfolgt gehabt haben, in wirtschaftlich gesicherten Verhältnissen leben. Männchen machen: (von Tieren) Sich aufrecht auf die Hinterpfoten stellen. Die eine/ schnelle Mark machen: (auf bequeme Weise) schnell Geld verdienen. Das Maß vollmachen: Über die Grenzen des Erlaubten hinausgehen. Mauer machen: Beim (Taschen) Diebstahl den Dieb gegen Beobachtung abschirmen. Sich mausig machen: Sich frech und vorlaut äußern, benehmen. Einen Metzgersgang machen: Einen Weg vergeblich Miene machen, etwas zu tun: Sich nach außen erkennbar anschicken, etwas zu tun. Jmdn. zur Minna machen: Jmdn. grob ausschimpfen, zurechtweisen. Jmdm. von etwas Mitteilung machen: Jmdm. etwas mitteilen. Jmdn. mobil machen: Die Armee kampfbereit Eine/ die Mücke machen: Sich davon machen, verschwinden. Aus einer Mücke Elefanten machen: Etwas unnötig aufbauschen, weit übertreiben. Jmdm. den Mund wässrig machen: Jmdm. Appetit, Lust auf etwas Jmdn. mundtot machen: Jmdn. zum Schweigen bringen, ihm jede Möglichkeit nehmen, seine Meinung zu äußern. Die Nacht zum Tage machen: Die ganze Nacht hindurch arbeiten, feiern o.ä. Nägel mit Köpfen machen: Etwas richtig anfangen, konsequent durchführen. Die Nagelprobe machen: Auf jmds. Wohl ein Glas ganz leer trinken. Sich einen Namen machen: Berühmt werden. Seinem Namen Ehre machen: Sich als genau das erweisen, was der Name ankündigt. Jmdn. etwas namhaft machen: Jmdn. etwas (be)nennen, ausfindig Jmdm. eine lange Nase machen: Jmdn. verspotten, auslachen. Jmdn. nass machen: 1.Jmdn. beim Fußball o.ä. ausspielen 2. Jmdn. hoch besiegen. Sich nicht nass machen: Sich nicht unnötig erregen, nicht zimperlich sein. Sich ins gemachte Nest setzen: 1. In gute Verhältnisse einheiraten 2. Von den Vorarbeiten anderer profitieren. Birini bir şeyden tiksindirmek, ağzının tadını bozmak. Yermek, kötülüklerini söylemek. Hiddetlenmek. Başarılı olmak. Salta durmak, sustaya kalkmak. Hızlı para kazanmak. Haddi aşmak. Perdelemek. Küstahlık etmek, kendine önem vermek. Beyhude teşebbüs. Bir işe koyulmak. Azarlamak, ağzının payını vermek. Bir şeyden haberdar etmek. Seferberlik. Kaçmak. Pireyi deve Birinin ağzını sulandırmak. Şiddet ve zor kullanarak susmaya mecbur etmek, birinin ağzını tıkamak. Geceyi gündüz etmek. Kararlı çalışmak, azimli çalışmak. Birinin şerefine, sağlığına içmek. Ün yapmak, şöhret kazanmak. Adına yaraşır olanı İsmini söylemek. Birine nanik Mağlup etmek. Gereksiz yere telaşlanmamak, korkmayan. Hazıra konmak.

19 Türkçede Yapmak İle Almancada Machen Fiilleriyle Oluşturulmuş Aus der Not eine Tugend machen: Einer unangenehmen Sache noch etwas Gutes abgewinnen. Sich nützlich machen: (mit)helfen, (mit)arbeiten. Lange/ spitze Ohren machen: Neugierig lauschen. Die Pace machen: Das Tempo im Rennen bestimmen. Eine gute Partie machen: Einen vermögenden Ehepartner bekommen. Sich patzig machen: Sich aufspielen. Die Pferde scheu machen: Aufregung verursachen, andere (grundlos) irritieren. Bükemediğin eli öp de başına koy. Faydalı olmak yardım etmek. Meraklı meraklı dinlemek. Yarışın akışını belirleyen, hızı artırıp azaltan. Zengin bir kısmeti çıkmak. Küstahça boy göstermek. Ürkütmek. 228 Keinen Piep mehr machen: Tot sein. Tıs dememek, ölmek. 229 Pipi machen: Die kleine Notdurft verrichten. Çiş Jmdm. Platz machen: Jmdm. einer 230 Sache weichen, die eigene Position Yer açmak, yer vermek. überlassen. 231 Pleite machen: Zahlungsunfähig werden, Bankrott Meteliksiz olmak, züğürt. 232 Die Probe aufs Exempel machen: Denemek, teoriden pratiğe Etwas (an einem praktischen dökmek. Beispiel) nachprüfen Proselyten machen: Sich (mit fragwürdigen Methoden) Anhänger, Gesinnungsgenossen schaffen. Jmdm. dem Prozess machen: Gegen jmdn. ein Gerichtsverfahren durchführen. (mit jmdm. mit etwas) kurzen Prozess machen: Energisch, rasch, ohne grosse Bedenken und ohne Rücksicht auf Einwände (mit jmdm. mit etwas) verfahren. Nun/ jetzt mach aber (endlich) einen Punkt: Jetzt ist es aber genug! Mach dir keinen Pup ins Hemd: Stell dich nicht so an. Başkalarını içlerinden inandırmadan çabucak başka bir inanca döndürmek/ misyoner/ hırslı. Dava etmek. Kısa kesmek/ birisiyle hesaplaşmak. Eh artık dur bakalım. X 7 Yellenme. X Pupillen machen: Staunen. Gözleri açılmak. 239 Quartier machen: Übernachten, Unterkunft nehmen. Karargah hazırlamak. 240 Sich rar machen: Sich nur selten Kendisini aratmak, sehen lassen, der Begegnung mit gelmez olmak. anderen ausweichen. Jmdn. etwas rebellisch machen: 241 Jmdn. aufscheuchen, in Unruhe, Aufregung o.ä. versetzen. Asi olmak Die Rechnung ohne den Wirt gemacht haben: Etwas nicht erreichen, weil man die entscheidende Person übergangen hat. Jmdm. etwas recht machen: Etwas zu jmds. Zufriedenheit (viel) von sich reden machen: Aufmerksamkeit erregen. Nicht viel Redens von sich, von etwas machen: Nicht viel über sich, über etwas reden. Sich seinen Reim auf etwas machen: Schlüsse aus etwas ziehen. Sich keinen Reim auf etwas machen können: Etwas nicht begreifen, nicht verstehen. Sich auf die Reise machen: Aufbrechen, eine Reise antreten. 249 Das Rennen machen: Gewinnen. Kendi kendine gelin güvey olmak, evdeki hesap çarşıya uymamak. Birini memnun etmek. Kendisinden bahsettirmek. Kendisinden bahsettirmemek. Bir işin hikmetini anlamak. Hikmetini anlayamamak. X 1.4 Seyahata çıkmak. Yarışı kazanmak, rakiplerini gölgede bırakmak.

20 1042 Faik ÖMÜR Einen krummen Rücken machen: Unterwürfig sein. Etwas rückgängig machen: Etwas widerrufen, ungeschehen machen, aufheben. Einen Rückzieher machen: Zu seinem Versprechen nicht stehen, seine Ankündigung nicht wahr Die Runde machen: 1. Überall bekannt werden 2. Von Hand zu Hand gereicht werden. Einen (langen) Ruß machen: Umständlich herumreden. Seine Sache gut machen: Ordentlich erledigen, was einem aufgetragen wurde. (mit jmdm.) gemeinsame Sache machen (mit jmdm.) etwas (Schlechtes, Übles) gemeinsam machen, sich (mit jmdm.) zu einer schlechten, üblen Tat) zusammentun. Mach keinen Salat: Reg dich nicht auf! Eğilmek/ boynunu eğmek/ köleleşmek. 2. Doğru dürüst olmayan/ sahtekar/ samimiyetsiz. Geri çekmek, feshetmek, iptal etmek. Tükürdüğünü yalamak. Yayılmak, kulaktan kulağa fısıldanmak. Eveleyip geveleme. Yüz akıyla iş Birisiyle birlikte kötü bir iş Endişe etme! X Salz und Brot macht Wangen rot. Tuz ile ekmek yanakları al al yapar (basit besinler insanı sağlıklı tutar). Atasözü 259 Mach nen Satz: Verschwinde! Def ol! X Jmdm. zu schaffen machen: Jmdm. Schwierigkeiten Mühe, Sorgen bereiten. Sich an etwas zu schaffen machen: An etwas (unbefugt, unsachgemäß) herumhantieren. Sich zu schaffen machen: Eine Tätigkeit, Arbeit vortäuschen. Allzu scharf macht schartig: Übertrieben strenges Vorgehen schadet nur. Eine Schau machen: Sich in Szene setzen, sich aufspielen. Birine çok zahmet vermek, uğraştırmak, eziyet etmek. Kendisini ilgilendirmeyen bir şeyle meşgul olmak. Bir işler çevirmek, numaradan iş X Keskin sirke kabına zarar verir. X 2.2 Gösteri 265 Mach kein Scheiß. Pislik yapma! X Schicht machen: Eine Arbeitspause einlegen, Feierabend Paydos, mola. Klar Schiff machen: 1. Das Schiff 267 saubermachen, aufräumen. 2. Eine Bir işi yoluna koymak, bir Angelegenheit bereinigen, alles in şeye açıklık getirmek. Ordnung bringen. Eine Schippe/ ein Schippchen 268 machen: Unwillig die Unterlippe Surat asmak, somurtmak. vorschieben (bes. von Kindern). Schlagzeilen machen: Über die 269 Presse in der Öffentlichkeit Aufsehen erregen. Manşet olmak Sich, jmdn. Schlau machen: Sich, jmdn. (über eine bestimmte Sache) informieren. (mit jmdm.) Schluss machen: Eine Liebesbeziehung, eine Freundschaft (mit jmdm.) beenden/ mit sich Schluss machen/ mit etw. Schluss Jmdm. etwas schmackhaft machen: Jmdm. etwas als annehmbar oder erstrebenswert darstellen, erscheinen lassen Schumu machen: Einen leichten Betrug begehen, schummeln. Schmus machen: Etwas frei nach Schnauze Birini bir konuda kendini yetiştirmek/ usta olmak/ birine bir şey öğretmek. X X Ilişkiyi bitirmek. Çeşnilemek. Aldatmak. Plansız hazırlanmadan

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar Tarladakı esrarengiz şekilleri çiftçiler yapmış olsalar da, UFOların varlığına inanır. ve köylülerle konuşmak için köy birahanesine giderler. ve buğday tarlalarındaki şekillerle

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11.05. Görevini tamamlamak için 65 dakikan var.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11.05. Görevini tamamlamak için 65 dakikan var. Bölüm 14 Gelecek Đçin Geçmişe Anna zaman makinesini bulur ve teröristlerin tarihi bir olayı silmek istediklerini öğrenir. Ama hangi olayı? Oyuncu onu 1961 yılına gönderir. Sadece 60 dakikası vardı. Rahibe

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK DANIġMAN: Faik GÖKALP SOSYOLOJĠ ALANI ORTAÖĞRETĠM ÖĞRENCĠLERĠ ARASI ARAġTIRMA PROJE YARIġMASI BURSA TÜRKĠYE BĠLĠMSEL VE

Detaylı

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Sıkça Sorulan Sorular Başvuru Başvuru ne zaman bitiyor? 25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Bursluluğun

Detaylı

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler

Detaylı

KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK

KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK KARTAL İMAM HATİP ORTA OKULU OKUL KURALLARI GEÇ GELME, DEVAMSIZLIK Öğrenci ilk derse 10 dk. dan geç girdiğinde yok yazılır. İlk derse girdiği halde diğer bir veya birden fazla derse girmediğinde bir gün

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

Der kleine Hase möchte lesen lernen

Der kleine Hase möchte lesen lernen Der kleine Hase möchte lesen lernen Der kleine Hase kann nicht lesen. Er will es aber lernen. Doch wie lernt man lesen? Er geht zum dicken Bären, der in einem Baum lebt. Der kleine Hase fragt den dicken

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an!

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an! Test-Umfrage Sevgili öğrenciler, ne düşündüğünüz bizim için önemli! Okulumuzun daha da iyi olmasını istiyoruz. Okulumuzun hangi alanlarda başarılı olduğunu ve hangi alanlarda olası iyileştirmelere ihtiyaç

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA A. DENEYİN AMACI : Protoboard kullanımını öğrenmek ve protoboard üzerinde basit direnç devreleri kurmak. B. KULLANILACAK ARAÇ VE MALZEMELER : 1. DC güç kaynağı, 2. Multimetre, 3. Protoboard, 4. Değişik

Detaylı

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion Önsöz Bu kitap, Almanca dersinin yanı sıra gramer açıklamaları ve alıştırmalarına ihtiyaç duyan temel seviyedeki Almanca öğrencileri için hazırlanmıştır. Kitaptaki örnek ve alıştırmalarda kullanılan kelimeler

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri, 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (09 Eylül 2013 25 Ekim 2013 ) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda; PYP disiplinler üstü temaları ile

Detaylı

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum Bald komm ich in die Schule ist der Text: Yakında Okula Başlıyorum ald komme ich in die Schule ϝ ΧΩ ϑϭ γ Ύ Α ϳέ ϗ Δ γέω ϣ ϟ ϝ ΧΩ Δ γέω ϣ ϟ ϑϭ γ Ύ Α ϳέ ϗ nregungenanregungen zur Vorbereitung auf die Schule

Detaylı

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler Marie und Charly Da kommt ein anderer kleiner Marienkäfer vorbei. Er hat auch einen Malkasten und einen Pinsel und trägt eine viel zu große Mütze. Er sagt zu Marie: Hallo Marie. Ich bin Charly und ein

Detaylı

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern Bald komm ich in die Schule Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern 1 Liebes Kind, Anna und ihre Freunde freuen sich auf die Schule! Sie zeigen dir hier, was sie schon alles können.

Detaylı

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir. Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Fransızca II BİS312 6 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Fransızca II BİS312 6 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Fransızca II BİS312 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Fransızca Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin Koordinatörü

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler 1.Temel Kavramlar Abaküs Nedir... 7 Abaküsün Tarihçesi... 9 Abaküsün Faydaları... 12 Abaküsü Tanıyalım... 13 Abaküste Rakamların Gösterili i... 18 Abaküste Parmak Hareketlerinin Gösterili i... 19 2. lemler

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 (1) Bu Yönergenin amacı; Amasya Üniversitesi bünyesinde kurulan Etik Kurulun oluşumunu, görevlerini

Detaylı

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2009 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi TEOG SINAVLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Yeni sınav sistemi TEOG, yani Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavlarında öğrenciler, 6 dersten sınav olacaktır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, T.C. İnkılap Tarihi

Detaylı

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ MAYIS, 2016 MESLEK SEÇİMİ VE KARİYER PLANLAMADA VELİNİN ROLÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE İÇİNDEKİLER: Meslek Seçiminin Önemi Meslek Nedir? Kariyer Meslek Seçiminde Dikkat Edilecekler

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI)

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI) T.C. MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI) 2011 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde sanat dallarının değişim ile karşı

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. OTİZM NEDİR? Otizm, sosyal ve iletişim Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. GÖRÜLME SIKLIĞI Son verilere göre 110 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir

Detaylı

Bülten Başlığı. Birincil Yazı Başlığı. İkincil Yazı Başlığı. İş Adı. İlgi çeken özel konular: Bu sayıda:

Bülten Başlığı. Birincil Yazı Başlığı. İkincil Yazı Başlığı. İş Adı. İlgi çeken özel konular: Bu sayıda: İş Adı Bülten Başlığı Cilt 1, Sayı 1 Bülten Tarihi Birincil Yazı Başlığı İlgi çeken özel konular: Burada ilginizi çeken konuyu kısaca vurgulayın. Burada ilginizi çeken konuyu kısaca vurgulayın. Burada

Detaylı

ALOHA MENTAL ARİTMETİK TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ TÜRKKAN EĞİTİM HİZMETLERİ TURİZM TEKSTİL VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.

ALOHA MENTAL ARİTMETİK TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ TÜRKKAN EĞİTİM HİZMETLERİ TURİZM TEKSTİL VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. ALOHA MENTAL ARİTMETİK TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ TÜRKKAN EĞİTİM HİZMETLERİ TURİZM TEKSTİL VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. ŞİRKET PROFİLİ Aloha International SDN BHD. 1993 yılında Malezya da kurulan 5 kıtada,

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı Ocak 15, 2013-3:55:02 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın himayesinde kurulan ''İşte Eşitlik Platformu'' tanıtıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikle mücadele

Detaylı

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor?

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor? Bölüm 09 Eksik Đpuçları Anna tiyatrodan kaçar ama kırmızılı kadın onu Paul un dükkanına kadar takip eder. Heidrun un yardımı sayesinde Anna tekrar kaçabilir. Şimdi elinde yapbozun bir parçası vardır, ama

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım Bölüm 07 Meçhul Düşman Anna motosikletlilerden kurtulmak için bir variété tiyatrosuna saklanır. Orada Heidrun la karşılaşır ve Komiser Ogur dan RATAVA nın kendisini takip ettiğini öğrenir. Oyuncu Anna

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

Mehrsprachiger Elternabend

Mehrsprachiger Elternabend Mehrsprachiger Elternabend zum Zweitspracherwerb Ein Beispiel aus dem Regionalen Bildungs- und Beratungszentrum Hamburg Wilhelmsburg Standort Krieterstraße 1 Wie helfe ich meinem Kind dabei, in der deutschen

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri Bölüm 26 Zaman Deneyleri Anna şimdiki zamana dönünce Paul ile birlikte zaman makinesini bloke etmeye çalışır. Ama bunun için gerekli şifreyi bilmiyordur. Anna müziği takip eder ve kırmızılı kadın ortaya

Detaylı

1) Öğrenci kendi başına proje yapma becerisini kazanır. 1,3,4 1,2

1) Öğrenci kendi başına proje yapma becerisini kazanır. 1,3,4 1,2 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Bitirme Projesi BIL401 7 0+4 2 5 Ön Koşul Dersleri Yok Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Seçmeli / Yüz Yüze Dersin

Detaylı

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Yrd.Doç.Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ Orman Endüstri Makinaları ve İşletme Anabilim Dalı 1. Proje Konusunun

Detaylı

Uzaktan Kumanda (Yalnızca Belirli Modellerde)

Uzaktan Kumanda (Yalnızca Belirli Modellerde) Uzaktan Kumanda (Yalnızca Belirli Modellerde) Kullanıcı Kılavuzu Copyright 2006 Hewlett-Packard Development Company, L.P. Microsoft ve Windows, Microsoft Corporation kuruluşunun ABD'de tescilli ticari

Detaylı

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS İngilizce İletişim Becerileri II ENG 102 Bahar 2 2 0 3 4 Ön Koşul

Detaylı

ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA KENDİMİZİ İFADE ETME BİÇİMİMİZ: Düşünceleri duyguları, doğayı, kültürü, inançları, değerleri keşfetme ve ifade etme yollarını

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM

TEKNOLOJİ VE TASARIM TEKNOLOJİ VE TASARIM YAPIM KUŞAĞI SINIFLAR ODAK NOKTALARI 7. SINIF Üretiyoruz 8. SINIF Üretelim Tanıtalım Öğrencinin: Adı Soyadı: Aslı KARTAL Sınıf, No: 7/C, 2729 Yahya KARAKURT Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Detaylı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİNİN TANIMI Yetişkinler din eğitimi kavramını tanımlayabilmek için önce yetişkinler eğitimini tanımlayalım. En çok kullanılan ifade ile yaygın

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ANKARA, 2015 1 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Ölçme ve Değerlendirme MB 302 6 3+0 3 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Ölçme ve Değerlendirme MB 302 6 3+0 3 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Ölçme ve Değerlendirme MB 302 6 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu / Yüz Yüze Dersin

Detaylı

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Bu araştırmada Fen Bilgisi sorularını anlama düzeyinizi belirlemek amaçlanmıştır. Bunun için hazırlanmış bu testte SBS de sorulmuş bazı sorular

Detaylı

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir.

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir. 2. Niceleme Mantığı (Yüklemler Mantığı) Önermeler mantığı önermeleri nitelik yönünden ele aldığı için önermelerin niceliğini göstermede yetersizdir. Örneğin, "Bazı hayvanlar dört ayaklıdır." ve "Bütün

Detaylı

GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI

GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI NEDİR? Yarışma ortamı olmadığı için öğrencilerimizin üzerindeki baskı kaldırılarak

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö G R ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö rencilerin Türkçe ö renirken yapt anla malardan dolay,

Detaylı

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal müzeler vb.) Bilgi ve iletişim teknolojileri, bilgiye

Detaylı

Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk

Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk Languages Fetullah Icyer Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk Otobiografik metinler ve bir ders modeli Seminar paper İÇİNDEKİLER Sayfa İçindekiler 1 Giriş 2 1. Kitap Üzerine İncelemeler 3 1.1. İlk

Detaylı

İngilizce İletişim Becerileri I (ENG 101) Ders Detayları

İngilizce İletişim Becerileri I (ENG 101) Ders Detayları İngilizce İletişim Becerileri I (ENG 101) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS İngilizce İletişim Becerileri I ENG 101 Güz 4 0 0 4 4.5 Ön Koşul

Detaylı

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınların Yaşam Koçu Tuğba Güneş, kadına şiddetti ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kahramanmaraş ın tek yaşam ve wellness

Detaylı

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın. Bölüm 24 Zaman Geçiyor Anna 1961 yılında sakladığı metal kutuyu bulur ama kutu paslandığı için açamaz. Açmayı başardığında içinde eski bir anahtar bulur. Bu, sırrın anahtarı mıdır? Zaman su gibi akıp gider

Detaylı

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü - Allgemeines [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar komisyon

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Levent ÖZBEK Fikri ÖZTÜRK Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü Sistem Modelleme ve Simülasyon Laboratuvarı 61 Tandoğan/Ankara

Detaylı

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an!

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an! Muster-Fragebogen allgemeinbildende Schule Sevgili Veliler, ne düsündügünüz bizim için önemli! Okul içerisindeki çalismalarimizin kalitesini sürekli yükseltmek istiyoruz. Okulumuzun hangi alanlarda basarili

Detaylı

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt - Allgemeines [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar komisyon

Detaylı

T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Tanımlar

T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Tanımlar Senato Tarihi: 29/07/2015 Senato No : 12 Amaç T.C. KĠLĠS 7 ARALIK ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRGÜN EĞĠTĠM ÖĞRENCĠLERĠNE YÖNELĠK UZAKTAN EĞĠTĠM YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Tanımlar MADDE 1- (1) Bu yönergenin

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

SÜRE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜNİTE 1: : BİLGİ VE TEKNOLOJİ DERS SAATİ: 7

SÜRE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜNİTE 1: : BİLGİ VE TEKNOLOJİ DERS SAATİ: 7 7. 30Ekim - 2Kasım 202 6. AFTA 22-23Ekim 202 5. 5-9 Ekim 202 4. 8-2 Ekim 202 3. -5 Ekim 202 EYLÜL 2. 24-28 Eylül 202 EYLÜL. 7-2 Eylül 202 202 203 ÖĞRETİM YILI BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÜNİTE : : BİLGİ VE TEKNOLOJİ

Detaylı

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim Kurulunun önerileri doğrultusunda bu çalışma yapılmıştır. GENEL KONULAR: Madde 1.Tanım: 1.1.

Detaylı

Sorular. İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir?

Sorular. İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir? Sorular İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir? Paydaş gözüyle işletme nasıl tanımlanabilir? Yöneticilik doğuştan mı geliyor? Yönetim bilgisi

Detaylı

Yolsuzlukla Mücadele Politikası

Yolsuzlukla Mücadele Politikası Yolsuzlukla İçindekiler Amaç 1 1. Kapsam 2 2. Tanımlar 3 3. Görev ve Sorumluluklar 4 3.1. Yönetim Kurulu 4 3.2. Kurumsal Yönetim Komitesi 4 3.3. Çalışanlar 5 3.4. Uygulamaların İzlenmesi ve Politika ile

Detaylı

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Halkla İlişkiler ve Organizasyon Halkla İlişkiler ve Organizasyon A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri alanı, küreselleşen dünya içinde kurum ve kuruluşlar için bir ihtiyaç olarak varlığını hissettirmektedir.

Detaylı

Junis putzt zweimal am Tag seine Zähne. Aber warum?, fragt er seine Mutter. Mama erklärt ihm: Alle Menschen müssen Zähne putzen, ansonsten werden die Zähne krank. Sie können kleine Löcher kriegen und das

Detaylı

İÇİNDEKİLER SAYFA Önsöz 4 Stratejik Planlama ve Bütçe Yol Haritası 5 Örnek İşletme Hakkında 6 Gider Yükleme Sistemi 8 Satış Bütçesi Oluşturma 9 Faaliyet Gider Bütçesi Oluşturma 12 Bütçe Sistem Otomasyonu

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir.

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir. Kök Kavramı Örneklerle Konu Anlatımı 1 TÜRKÇE DERSİNDE ATATÜRKÇÜLÜK 2104 sayılı Tebliğler dergisinde yayımlanan Temel Eğitim ve Orta Öğretim Kurumlarında Atatürk İlke ve İnkılaplarının Öğretim Esasları

Detaylı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. Soru : Din nedir? Din, Allah tarafından gönderilmiştir. Peygamberler

Detaylı

ERGONOMĐK ĐŞ ARAÇLARI ve ALETLERĐ. Đş Araçlarının Đnsana Uyumu. Tutma yeri konstrüksiyonlarında şu hususlara dikkat etmek gerekir

ERGONOMĐK ĐŞ ARAÇLARI ve ALETLERĐ. Đş Araçlarının Đnsana Uyumu. Tutma yeri konstrüksiyonlarında şu hususlara dikkat etmek gerekir ERGONOMĐK ĐŞ ARAÇLARI ve ALETLERĐ MAK4091 Ergonomi 1 Đş Araçlarının Đnsana Uyumu 1. El ile yönetilen iş aletleri 1.1 Kas kuvveti ile çalıştırılanlar 1.1.1 Tek bacaklılar: Bıçak, çekiç, tornavida v.b. 1.1.2

Detaylı

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN Århus Kommune Børn og Unge Århus Belediyesinde Yaşayan 3 Yaşındaki çocuklar için Dil Durum Değerlendirmesi/Dil Tarama Testi Önsöz Sevgili ebeveynler İyi

Detaylı

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

İşletme Gelişimi Atölye Soruları İşletme Gelişimi Atölye Soruları Şemsettin Akçay Satış Pazarlama ve İnovasyon Mühendisi İşletmenizi Başarıya Götüren 50 Soru! Bir gün küçük kızımız Lara (o zaman 3.5 yaşındaydı): Baba deniz gölgesi nedir,

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Geleneksel Türk El Sanatları I Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans (X) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (x ) Uzaktan

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Senato: 2 Mart 2016 2016/06-6 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1- Bu Yönergenin amacı, Kahramanmaraş

Detaylı

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor.

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor. Der Computer-Kurs Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor. 2/5 Frau Graf: Ist das Ihre Zeitung? Könnte ich die kurz haben? Herr Müller: Ja, gern.

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu yönetmeliğin

Detaylı

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2008 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI Oturum Tarihi : 21 Kasım 2013 Oturum No : 70 BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI 1- Cumhuriyet Savcılığından Bursa Tabip Odasına intikal eden belgelere dayanarak 04, 05, 06 ve 20 Mart 2010 tarihlerinde

Detaylı