BU ODTÜ NE ARTİST BİR NE HABER! NB:Sizin için önce televizyon mu gelir, tiyatro mu? ŞIK ve KONFORLU

Transkript

1 BU ODTÜ NE ARTİST BİR OKUL BÖYLE!(3. sayfa) NE HABER! YAZARLARIMIZ: Ayda ACAR Genel Yayın Yönetmeni Şimal İZOL Öğrenci İlişkileri Temsilcisi Melisa KARAKULLUKCU Editör Sinem ÇİÇEK Baş Sıla SEVİNMİŞ Beril KAPLANCIK Deren ÇAKAR Mehmet Can ÇETİN Barış KARAHAN Sedef ŞAYAN Serhat DOĞAN Soner KİRAZ Boran ER Yedi ler Seni Yemiş Oğlum! 21 Aralıkta Mayaların kehaneti tutmadıysa da en az onun kadar heyecan verici bir olay yaşandı okulumuzda. Renan BİLEK bizi ziyarete geldi. Konferans salonunda gerçekleşen söyleşide esprinin biri bin paraydı. Kendini tanıtan ve bunu yaparken de samimi bir dil kullan Renan Bey, öğrencilerin kalbini kazanmayı bildi. Bir arkadaşımız Okula Ferrarinizle mi geldiniz? 7.sınıflardan öyle duyduk. deyince verdiği Yediler seni yemiş oğlum! cevabı salonu kahkahaya boğdu. Gazetecilik kulübü olarak biz de üstümüze düşeni yaptık ve Renan Bey le bir röportaj gerçekleştirdik. NB:Dizideki karakterinizle kendi karakteriniz arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir? R.B: Ben kişilik olarak Renan ım Süleyman değil ancak hiç mi benzerlik yok? Var elbette. Yönetmen ile bir arkadaşlığımız bulunduğundan yönetmenin beni, elindeki malzemeyi kullanması daha kolay oluyor. Örneğin, Süleyman motosiklet kullanır, ben de. Süleyman Galatasaray Lisesi mezunu, ben de. NB: Biz sizi televizyon vasıtasıyla tanıdık. Önceki yaşantınız hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz? R.B:Ben sanat yaşantıma lise yıllarında başladım. Müzisyen ve tiyatrocuyum. 44 yaşındayım ve yaklaşık 25 yıldır sanat ile uğraşıyorum. Tiyatroyu, sahnede durmayı öğrenmek için yapıyordum. Meslek olarak bu işe girmeme ailem karşıydı. Bu işte tutunamayacağımı söylüyorlardı. NB:Sizin için önce televizyon mu gelir, tiyatro mu? R.B: Benim için kesinlikle tiyatro daha önce gelir. Yıllardır tiyatrocuyum ve tiyatroyu televizyondan çok daha fazla seviyorum. Televizyon sadece benim şöhretimi yayıyor. Bir bakıma tiyatroya reklam yapıyor. ŞIK ve KONFORLU Okul bahçelerini özel ve güzel kılan unsurlardan bir tanesi de banklardır. Arkadaşlıklar burada pekişir, sınavlar hakkında burada tartışılır ve en mahrem sırlar burada kulaklara fısıldanır. Hadi doğrusunu söyleyelim, bir nevi dedikodu merkezleridir. Artık okul bahçemizde daha çok bank var. Hem işlevsel hem de çok şık. ODTÜ nün renklerini de taşıyan banklar son derece konforlu. Dilediğinizce kullanın ama dedikodulardan uzak durun.

2 SAYFA 2 Hepimiz İnsanız, Haklarımızla Varız! 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle J M U N ( J u n i o r M o d e l U n i t e d Nations) Kulübü bize okulumuzun konferans salonunda İngilizce bir sunum yaptı. Sunumda insan haklarından en çok ihlal edilenler sıralandı. Sunum İngilizce olmuş olsa bile çoğu kişi durumun ciddiyetinin ve öneminin farkındaydı. Hepimiz insanız, haklarımızla varız. NE HABER! ABİ BİR ÖĞRENCİ ALIR MISIN! Geçen haftalarda aldığımız bir habere göre eskiden öğrenciler için 1 TL olan dolmuş ücreti şimdi 1.25 olmuş. Tabii ki bu durum hepimizi üzdü ve isyankar tavırlar takınmamıza neden oldu. Bu günleri de mi görecektik! Hepimiz öğrenciyiz ve 1.25 bizi çok zorluyor. BU İNSANLAR KİM? NEYİN PEŞİNDELER? Bugünün değersizmiş gibi görünen o kısacık anları gün gelir en değerli hazinemiz olur. Tabii o anı ölümsüzleştirebildiyseniz. Bunun en kolay yöntemi de fotoğraf makinesi ya da video kamera kullanmaktır. Bu gerçeğin pek tabii farkında olan anne babalarımız bazen bizi utandırmak pahasına her anımızı kayıt altına almak isterler. Bu da en çok özel kutlanan günlerde, bayramlarda ve okul programlarında gerçekleşir. Yandaki görüntü geçen aylarda yapılan bir kutlama programından. İlk başta, bir kaza anını ya da bir doğal felaketi görüntüleyen sıradan ve meraklı vatandaş izlenim oluştursalar da onlar annelerimiz, babalarımız. Tek dertleri de mini minnacık yavrularının sahne heyecanını paylaşmak. Size de bu görüntüleri yıllar sonra çocuklarınızla izleyip geçmişin kalbinizde uyandırdığı tatlı hatırlarla gülümsemek kalıyor.

3 NE HABER! BU ODTÜ NE ARTİST BİR OKUL BÖYLE SAYFA 3 İnsan yaşamının temel gereksinimleri ne diye sıralasak ekmek, su ve medya diyebiliriz herhalde. İster yazılı ister görsel olsun medya hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. Bu gerçeğin farkında olan okulumuz daha çok insana ulaşabilmek adına olağanüstü bir tanıtım filmi hazırlattı. Profesyönel bir kadronun çektiği filmde okulumuz öğrencileri ve öğretmenleri oynadı. Meğer bizde ne yetenekler varmış! En küçüğünden en büyüğüne kadar herkes gerçek bir aktör ve aktrist edasında rolünün hakkını vermiş. Peki sonunda ne mi olmuş? Ortaya harika bir tanıtım filmi çıkmış. Reklam filminde okulumuzun misyon ve vizyonu vurgulanmış. Okul müdürümüzün de oyunculuk adına üstün bir performans sergilediği bu filmi izlemenizi ve izletmenizi öneririz. Filme okulun internet sayfasından ulaşabilirisiniz. İyi seyirler. ÖĞRETMENİM, PİYANGODAN PARA MI ÇIKTI? Yeni bir yıl beraberinde pek çok heyecanı da getirir. Belki de bunlardan en bilineni ve en klişesi yıl başı çekilişleridir. Ama inanın hiçbir klişe insanı bu kadar çok heyecanlandırmaz. Okulumuz da, bu geleneğin rüzgarında yılbaşı çekilişleri yaptı. Kim kime çıktı, kim ne hediye ister muhabbetleri de okul koridorlarında ve sınıflarda bir fısıltı halinde dolaştı. Bu etkinliği çocuksu ve sıradan mı buluyorsunuz? O halde asıl haberimize kulak verin. Bu çekilişleri öğretmenlerimiz de kendi aralarında yapıyorlar ve onlar hediyeleşmeye bir hafta önceden başlıyor. Fotokopi odasında bulunan öğretmen kutularına her öğretmen çektiği öğretmene gizlice küçük hediyeler koyuyor. Biz bir keresinde şahit olduk. Kutuda hoş bir hediye ile karşılan öğretmenimiz sevincinden nerdeyse el çırpıp oynayacaktı. Eee, yılbaşı coşkusu bu. Herkesin sevinmeye ve mutlu olmaya hakkı var. NEREDE KONSER, ORADA BİZ Müzikseverler için bir cazibe merkezi olan Mersin bir konsere daha ev sahipliği yaptı. Rock müziğin asi çocuğu Hayko Çepkin hayranlarıyla buluştu. Bizi de pek heyecanlandıran bu organizasyon, haber yapma iştahımızı kabarttı. Duyan duymayan söylesin. Hayko Çepkin Mersin deydi ve harika bir geceye imza attı.

4 SAYFA 4 NE HABER! YÜZME TAKIMI Esra GÖKAYAZ öğretmenimizle, hepimizin heyecanla beklediği yeni yüzme takımımız hakkında konuştuk, ona ilginizi çekebilecek sorular sorduk. NB: Yüzme takımını oluşturma fikri aklınıza nerden geldi? NB: Yüzme takımı ne gibi projelerde yer alacak? Esra GÖKAYAZ: Okullar arasında yüzme yarışmaları yapmayı planlıyoruz. NB: Yüzme takımındaki yüzücüleri iyi yüzmeleri dışında neye göre seçtiniz? Esra GÖKAYAZ: Yüzücülerimizi iyi yüzmeleri dışında spor ahlaklarına ve özellikle bu konudaki ilgi ve isteklerine göre seçtik. Esra GÖKAYAZ: Öğrencilerimizin yüzme alanında aldığı ödüllerden dolayı aklıma yüzme takımı oluşturma fikri geldi. NB: Siz de iyi bir yüzücü müsünüz? Esra GÖKAYAZ: Evet, iyi yüzerim ama profesyonel değilim. NB: Yüzme takımında yeterli kişi olduğuna inanıyor musunuz? Esra GÖKAYAZ: Önümüzdeki yıl profesyonel ve planlı bir şekilde sayımız artacak. İNGİLİZCE MASAL OKUMA ETKİNLİĞİ Okulumuzda, İngilizce dersinin beceri ve kazanımları doğrultusunda ders dışı etkinlikler tasarlanıyor. Bunlardan en çok ilgi çekeni İngilizce Kitap Okuma Etkinliği oldu. Etkinlik okul kütüphanesinde 1-3.sınıflara yönelik olarak gerçekleştiriliyor. Kütüphane kullanımını artırmak ve çocuklara eğlenceli saatler yaşatmayı amaçlayan program, içeriğini düzenlediği yarışmalarla da zenginleştiriyor. Öğrenciler okdukları "I Looked Through My Window" adlı kitaba yeni kapak tasarladılar. Yarışmayı 3B sınıfından Sena Okur kazandı. Öğrencimize ödül, okul müdürümüz Seval Karakuş tarafından Cuma günü yapılan törende verildi.

5 NE HABER! SAYFA 5 VE OPERA... Güzel kentimizi güzel yapan unsurlardan bir tanesi de Türkiye de sadece altı şehirde bulunan Devlet Opera ve Balesi.Kısaltması DOB olan kurum hazırladığı birbirinden güzel gösterilerle Mersinli sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatıyor. Bu arada genç izleyicileri de unutmuyor tabi. DOB, aralık ayı içerisinde küçük sanatseverleri Opera Zamanı adlı oyunla buluşturdu. Amacı çocuklara operayı tanıtmak ve onlara operayı sevdirmek olan gösteri hayli ilgi çekiciydi. Oyun güzel olmasına güzeldi ama kimi seyirciden aynı performansı göremedik ne yazık ki. İsmini açıklamak istemediğimiz bir okul oyunun ortasında geldi ve yaptığı gürültü ile oyunu sekteye uğrattı. Oyun boyunca da bir mahalle maçı izlermiş havasında bağrışmalar, çığlıklar hiç eksik olmadı. Seyircinin sahnedeki bir oyuncuya bazen ne büyük zorluklar yaşatabileceğini de böylece görmüş olduk. Bizi mutlu eden şey ise oyunculardan ve oyunu sahneye koyan sanatçılardan, ODTÜ Koleji olarak oyun boyunca sergilediğimiz tutumdan dolayı teşekkür almamızdı. ÇOK ÜŞÜDÜM Okulumuzda son zamanlarda soğuk espriler moda oldu. Nerdeyse herkes birbirine soğuk espri yapıyor. Bu da ilimizde ılık ve yağışlı geçen mevsim şartlarını daha ağırlaştırıyor. Bu espri yağmurunun tüm okulu sardığını düşünsenize, bunları 1. sınıflardan duymak nasıl bir his olurdu acaba... En çok duyduğumuz espriler: Kol kasını gösteren bir arkadaş: Kasımda aşk başkadır... Bir yılbaşı klişesi: Seneye görüşürüz... -Hoca seni sordu? -Hangi Hoca? -Nasrettin Hoca!!! Gerçekten soğuk...haberi okurken sıkı giyinin. KÜTÜPHANE DOLUP TAŞIYOR Şu sıralar İngilizce dersliklerinde büyük zarflar gözünüze çarptıysa bunun tek bir açıklaması var: İngilizce kitap okuma, özet çıkarma ve tabii ki büyük ödüle konma arzusu. Aslında hepimiz biliyoruz ki İngilizce kitap okumanın temel hedefi ödül kazanmak değil. Ama bu işin eğlenceli ve heyecanlı yanı... Etkinliğe göre okuduğumuz kitapları özetliyor ve bu zarflara koyuyoruz, sonra da özetler bununla ilgili yapılan yarışmalara gönderiliyor...yarışma ödülleri de dudak ısırtacak cinsten... Neler var neler... Tabi en büyüleyicisi yurt dışı tatili. Haydi, bu yaz yolculuk var. Eğer İngilizce kitap okuyorsanız tabi...

6 SAYFA 6 NE HABER! Efsanevi Futsal Takımımız Bu yıl il çapında düzenlenen ve futsal adıyla bilinen salon futbolu turnuvasına okulumuz da katıldı.i lk maçında rakip gelmediği için hükmen galip sayılan okulumuz ikinci maçında mağlubiyetle tanışmış oldu. Turnuvaya erken veda eden okul takımımız önemli olan katılmaktı sloganıyla duygularını dile getirdiler. Konu hakkında görüştüğümüz Beden Eğitimi öğretmenimiz Utku Gençkaya asıl amacın öğrencileri farklı türde spor branşları ile buluşturabilmek olduğunu dile getirdi. Merak ettiğimiz ancak cevabını buladığımız diğer bir konu maçların neden seyircisiz oynanmış olması idi. Gençlik İl Spor Müdürlüğü böyle bir karar almış. Seyirci olarak ODTÜ ruhunu sahaya yansıtıp oyuncularımızı destekleyebilseydik bu haber bugün takımımızın şampiyonluğundan bahsederdi... Kim bilir? Aralık tarihleri yine midelerimizin bayram ettiği bir zaman dilimi oldu.1-3. sınıflarda kutlanan, en çok bildiğimiz adıyla Yerli Malı Haftası olan etkinlik daha çok doğal besinlerle kutlanmaya çalışıldı. Öğrenciler hem yöresel ürünleri tanıdılar hem de bir nevi ders araç gereci olan bu ürünleri afiyetle yediler. Yerli Malı TENİS TAKIMI Okulumuzda yeni kurulan takımlardan bir tanesi de Tenis takımı. Hakan Uyanık ve Emre Yapıcı dan oluşan takım, okul adına katılacakları turnuvaların heyecanı içerisindeler. Amaçlarının okulumuzu en iyi şekilde temsil etmek olduğunu öğrendiğimiz arkadaşlarımıza şimdiden bol şans diliyoruz.

7 NE HABER! O DA GAZETEMİZE HAYRAN! SAYFA 7 Koordinatör röportajlarından bir yenisini geçtiğimiz günlerde ilkokul sınıf öğretmenleri zümrelerinden sorumlu Asunay Hanım la gerçekleştirdik.yoğun zümre programı arasında bize vakit ayırabilmesi ona olan sempatimizi artırdı NB: ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları nda neden koordinatörlük sistemi var? NB: Okulumuz ilkokul zümresinin yürüttüğü çalışmalar sizi tatmin ediyor mu? A: Koordinatörlük sisteminin sebebi, bütün okulların aynı müfredata bağlı kalıp kalmadıklarını kontrol etmek ve öğretmenlerimizin yeterliliğini arttırmaktır. A: Açıkçası çok faal öğretmenlere sahipsiniz. Bu şansı kaçırmayıp öğretmenlerinizden daha çok faydalanmaya çalışmanızı öneririm. NB: Gazetemiz hakkındaki fikirleriniz nelerdir? A: İlk sayı beklentilerimin çok ötesinde olmuş. Beni şaşırttınız. Amatör olmadığınızı kanıtladınız, bu yüzden hepinizi tebrik ediyorum. Biri Bizi Gözetliyor Mu? Bir rivayete göre sınıflarda kamera varmış ve bu kameralar direkt müdüriyete görüntü yansıtıyormuş. Bizce bu rivayet sadece koca bir...muş.. tan ibaret. Sınıflarda olmasa da okulumuzun büyük bir bölümünde kamera sistemi var. Koridorlar, bahçeler... Amaç tabii ki güvenlik. İnsan izlendiğini bildiğinde davranışlarını kontrol altına almaya çalışır ama biz öğrenci milleti bu kameraların varlığını unuttuğumuz ya da çok kanıksadığımız için dilediğimiz gibi davranmaya devam ediyoruz. Kameraların da öğrenci davranışlarını kontrol altına almak gibi bir derdi yok zaten. Yine de birtakım dijital gözler tarafından izlendiğimiz bilmek çok heyecan verici... Küresel Isınma, Sabrımızı Taşırma! Çevreye ve insana duyarlı öğrencilerimiz Eco-Okul çalışmalarına desteği son hızla devam ediyor. Bu çalışmalardan bir tanesi de aralık ayı içerisinde gerçekleştirildi. 4.Sınıflar, küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekmek için afişler tasarladılar. Afişler değişik türde boyalarla kolaj çalışması şeklinde tasarlandı. Toplumda bu konuda farkındalık yaratmayı amaçladıklarını söyleyen arkadaşlarımızın afişleri hayal güçleri kadar zengin ve ilgi çekiciydi.

8 KÖŞE KAPMACA: Sinem ÇİÇEK YENİ YILIN AREFESİNDE :GERİ SA- YIM Gözlerimizi dünyaya açtığımız anda, saatimiz geri sayıma başlar. Bu geri sayımın ne zaman biteceğini bilmememiz, hayatı gizemli kılar. Herkes gibi biz de bu saatin varlığını hissetmeden yaşarız. Mesela çocukluğumuz çok güzeldir. Üstlenmemiz gereken sorumluluklarımız yok denecek kadar az, bizi mutlu edecek olaylar ise sayılamayacak kadar fazladır. Hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye daha çok vaktimiz vardır. İşin kötü yanı, bu vakit çok çabuk geçer. Biz farkında olmadan, geri sayımın bir evresi tamamlanmıştır bile. Çocukluktan sonra bizi daha zorlu bir dönem bekliyordur. Çoğu kişinin deyimiyle ergenlik fakat ben gençlik dönemi demeyi tercih ediyorum. Bu dönemde dersler, sınavlar bizi yorar. Kendimize, hayatımıza, çevremize çok zaman ayıramayız. Hayatın en zor döneminde olduğumuzu düşünürüz ve hep büyümek isteriz. Büyümenin bize getireceği kolaylıklar ve ayrıcalıklar olduğuna inanırız. Büyüyünce de tamamen yanıldığımızı anlarız. Demek istediğim çocukken büyümek, büyüyünce de çocuk olmak isteriz. Bulunduğumuz dönemin tadını çıkarmak varken hep farklı şeylere imreniriz. Tüm bunlar yaşanırken geri sayımın bir evresi daha tamamlanır. Tekrar yaşayamayacağımız en güzel zamanlar geride kalmıştır. Yavaş yavaş geri sayım kavramının anlamını öğrenmeye başlarız. Sorumluluklarımız artar, belki bir aile, bir ev geçindirmek zorunda kalırız. Ne kendimize ne de mutlu olmaya zamanımız kalır. Büyümekle mutluluk ters orantılı sanırım. Büyüyünce bir şeylerin farkına varıyor insan. Yapması gereken şeyler oluyor. Sürekli huzursuz oluyor. Oysa zaman, bizim mutlu olmamızı beklemez. Saat, biz üzgünken durmaz. Demek istediğim, hayat kendinizi üzmeniz için çok kısa. Hayat bir şeyleri çok fazla umursamak için çok kısa. Mutlu olmaya ve geri sayımın tadını çıkarmaya bakalım.