TERCÜME KOALİSYONU NASIL KURACAKLAR? ABD: Türkiye DAEŞ ile mücadelede kilit ülke. Gazetemizi Gazetemizi.

Transkript

1 13 Haziran 2015 Cumartesi Fiyatı 25 Kr Mamaklı çevreciler Mamak Belediyesi öğrencileri bilinçlendirmeye devam ediyor. Mamak Belediyesi ilçede bulunan okullarda öğrencilere yönelik geri dönüşüm bilinçlendirme seminerleri ve Katı Atık Depolama Alanı na gezi düzenledi. HABERİ 4. SAYFADA Liderler ve gençler ayrı dil kullanıyor Siyaset diline Sağlıklı yaşam alanı: Lozanpark Çankayalılar, sağlıklı yaşam için Çankaya Belediyesi nin Lozan Park Tesisleri nde bulunan Çankaya Spor Merkezi ne koşuyor. HABERİ 4 TE Keçiören de evsiz aileye gıda yardımı Keçiören Belediyesi bu sefer de evsiz bir ailenin imdadına yetişti. Aktepe de sokakta yaşadığı belirlenen 4 kişilik ailenin yardım sesini duyan Zabıta ekipleri yine gönülleri fethetti. Hatay dan geldiklerini ve iki gündür sokakta yaşadıklarını ifade eden aileye mahallelinin sağduyusu ile barınabilecekleri bir ev temin edilerek gıda ve erzak yardımında bulunuldu. HABERİ 5 TE AVRUPA oyunlarına HAZIRIZ Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek Avrupa Oyunları'na hazır olduklarını belirterek, "Tam kadro yer alacağımız oyunlarda sporcularımızın hepsinin madalya şansı var" Şahin,, Haziran'da gerçekleştirilecek oyunları, 2016 Rio Olimpiyatları'na puan verdiği için önemsediklerini SPORDA Fehmi Koru Kim beni sahaya sürdü? 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada TERCÜME KOALİSYONU NASIL KURACAKLAR? ABD: Türkiye DAEŞ ile mücadelede kilit ülke 22 ÇEYREKTİR BÜYÜYORUZ Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile piyasa beklentisinin üzerinde büyüyerek, kesintisiz büyüme dönemini 22. çeyreğe taşıdı. Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) ilk çeyrekte piyasa beklentisi olan yüzde 1,6'nın üstünde yüzde 2,3 büyürken, bunda iç talepte geçen yılın son çeyreğinde başlayan canlanma etkili oldu. 12. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jeff Rathke, "DAEŞ'e karşı mücadelenin tüm kollarında Türkiye ile güçlü bir ortaklığımız var. Türkiye burada kilit bir rol oynuyor" Rathke, günlük basın toplantısında bir soru üzerine ABD Başkanı Barack Obama'nın G7 Zirvesi'nin yapıldığı Almanya'dayken sarf ettiği, "Irak ve Suriye'ye yabancı savaşçı akışını engellemek için daha fazla gelişme sağlanması gerektiği" yönündeki sözlerine atıfta bulundu. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi Türkiye seçim sonrası oluşan siyasi tablodan çıkacak koalisyonu tartışırken, Habertük teki bir haber çarpıcıydı. Osman Girgin soruyor gençler yanıtlıyor. Sorular ve bazı cevaplar çok düşündürücüydü. (Özetle) SORU: Koalisyon nedir? CEVAP: Ekmeleddin İhsanoğlu! SORU: Azınlık hükümeti nedir? CEVAP: Azınlıkların kurduğu hükümet mi?... Yabancıların gelip kurduğu hükümet olabilir! Bu sorulara gençler tarafından böyle cevapların verildiği Türkiye nin Cumhurbaşkanı ve siyasi partilerin genel başkanları kurulacak koalisyonun şeklişemali üzerine tezler geliştiriyor. Gençlik böyle ama siyasiler de hem kendi arasında hem de gençlerle ayrı dilden konuşuyor. Bunların siyaseten bir tercümesi var... YAZISI 12. SAYFADA Keçiören de kadınlar YALNIZ DEĞİL! Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesindeki Keçiören Kadın Danışma Merkezi, çalışmalarını sürdürüyor. HABERİ 5. SAYFADA Partilerin ekonomi kurmayları piyasalara nasıl bakıyor? ENDİŞE YERSİZ TBMM'de temsil edilmeye hak kazanan partilerin ekonomi kurmayları, seçimlerinin ardından piyasalardaki gelişmeleri değerlendirdi. Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Gaziantep'ten yeniden milletvekili seçilen AK Parti Ekonomi İşleri Başkan Yardımcısı Nejat Koçer, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile beklentilerin üzerinde büyüdüğünü belirterek, bunun AK Parti'nin bir başarısı olduğuna Seçimlere gidilirken istikrar vurgusu yaptıklarını anımsatan Koçer, "AK Parti istikrar arayışına devam edecektir. Partimiz sorumluluk duygusu olan, ülkenin kazanımlarını korumak zorunda olan bir partidir. Dolayısıyla toplumdan gelen uzlaşı çağrılarını en iyi şekilde okuyup, yeniden Türkiye'nin hayatına monte etmek zorundadır. Bu anlamda AK Parti'nin hükümet kurma noktasında sorumluluk duygusuyla hareket edeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı. HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 13 Haziran 2015 Cumartesi ABD li ünlü top model Jenner, Antalya da Türk hamamına girdi ANTALYA- Antalya'da düzenlenen 20. Dosso Dossi Fashion Show, ABD'li ünlü top model Kendall Jenner'in yer aldığı defile ile başladı. Yerli üreticilerle yabancı alıcıları buluşturan moda organizasyonu Dosso Dossi Fashion Show'un Antalya Expo Center'daki açılış defilesi öncesinde Kendall Jenner, podyumu gezdi. Dosso Dossi Fashion Show Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan ile çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçinin izlediği defilede Jenner, sirk temalı podyumda beş kıyafet sergiledi. Şov yıldızı Kim Kardashian'ın da kızkardeşi olan Jenner, defile sonunda izleyicileri selamladı. Defile sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Jenner, Türkiye'ye ilk defa geldiğini ve ülkeyi çok beğendiğini Türkiye'ye yeniden gelmek için fırsat arayacağını ifade eden Jenner, "Benim için yapılan ürünler, koleksiyonlar çok hoş. Çok severek giydim. Benim için eğlenceli ve hoş bir anı oldu. Türkiye'ye gelmeden önce bazı arkadaşlarımla tartıştım, konuştum. Güzel ve iyi bir yer olduğunu söylediler. Burada olduğum için mutluyum" Öte yandan Mardan Palace Otel'den yapılan yazılı açıklamada, Kendall Jenner'a özel odasında baklava çeşitlerinden oluşan "baklava köşesi" hazırlandığı bildirildi. Baklavaların tadına baktığı belirtilen Jenner'ın oteldeki Türk hamamına da girdiği kaydedildi. Vizyona yeni girecek filmler "Jurassic World" Chris Pratt, Bryce Dallas Howard, Ty Simpkins ve Nick Robinson'un oynadığı "Jurassic World", haftanın bir başka aksiyon ve macera içerikli filmi. Çığır açan Jurassic Park serisinin uzun süredir beklenen yeni filmi Jurassic World'ün sorumlu yapımcılığını Steven Spielberg üstlenirken, filmin yönetmen koltuğunda Colin Trevorrow bulunuyor. "Ajan" Paul Feig'in yönettiği filmin başrollerinde Melissa McCarthy, Jason Statham, Jude Law ile Rose Byrne yer alıyor. Komedi türündeki filmin konusu şöyle: "Susan Cooper (Melissa McCarthy) masa başı çalışan alçak gönüllü bir CIA analisti, aynı zamanda en tehlikeli görevlerin ardındaki duyulmamış kahramandır. Ancak partneri (Jude Law) ve diğer gözde ajan (Jason Statham) deşifre olunca, öldürücü silah tüccarlarının dünyasına sızmak ve dünya çapında bir felaketi önleme görevi ona düşer." "Küçük Karmaşa" Kate Winslet, Matthias Schoenaerts, Alan Rickman ve Stanley Tucci'nin oynadığı filmin yönetmenliğini Alan Rickman yaptı. Rickman'ın hem yönetip hem rol aldığı film, Kral 14. Luis zamanında mesleğini icra etmek için sınıf ve cinsiyet ayrımlarıyla boğuşmak zorunda kalan bir kadın peyzaj mimarının (Kate Winslet) hikayesini anlatıyor. 05:53 İstiklal Marşı ve Günün 05:55 Mazi Kalbimde Yaradır 07:20 Osmanlı Tokadı 09:00 Rüzgar Gülü 10:00 Yabancı Sinema "Çılgın Köpek" 11:40 1'de Bugün 11:55 6 Mantı 13:10 Savaşta Barışta Türk Ordusu 13:35 1'de Bugün 13:50 Türk Sineması "Hasan Boğuldu" 15:35 Gezelim Görelim 16:15 1'de Bugün 16:30 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Beni Böyle Sev 23:00 Yabancı Sinema "Görevimiz Tehlike 2" 01:20 Türk Sineması "Hasan Boğuldu" 02:50 Gezelim Görelim 06:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Adanalı 10:35Yahşi Cazibe 12:45Alemin Kıralı 15:40 Truvalı Helen - 18:45 Hafta Sonu atv Ana Haber 20:00 Kertenkele 23:20 Yabancı Sinema 02:05 Aliye 03:05 Hayat Devam Ediyor 05:00 Şöhret 07:00 GAGGUK 08:30 BURADA NE YENİR? 09:30 SON TREND 10:30 DİZİ DOKTORU 11:30 HAFTASONU 12:50 GAGGUK 13:45 GÜRKAN ŞEF İLE MANGAL ZAMANI 15:00 DOLU DOLU ANADOLU 16:20 YABANCI SİNEMA 18:15 EMRE BUGA İLE ANA HABER 19:00 THE UNIT (EKİP) 20:00 SİNEMA 22:00 YABANCI SİNEMA ÖDÜL PEŞİNDE 23:50 BOKS GECESİ BEST OF KICKBOKS GECESİ 02:20 THE UNIT (EKİP) 06:00 Dila Hanım 07:30 Akasya Durağı 10:00 Melek 12:00 Yerli Dizi 14:00 Yerli Dizi 16:30 Yerli Sinema 19:30 Star Haber Sinema 00:30 Yerli Dizi 03:00 Yerli Sinema 04:30 Yerli Sinema 08:00 Ver Fırına 10:30 Ütopya 12:15 Ütopya 14:00 Kaçak Gelinler 16:45 Çok Güzel Hareketler 18:00 Yabancı Sinema 20:00 Bu Tarz Benim 01:15 Yabancı Sinema 03:15 Yabancı Sinema 05:00 Arda nın Mutfağı 05:45 Ütopya 06:00 Kanal D Çocuk Kulübü 07:15 Akasya Durağı 09:30 Magazin D 12:15 Çok Güzel Hareketler Bunlar 13:15 Yerli Dizi 16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Yabancı Sinema 23:00 Arkadaşım Hoşgeldin 01:30 Yerli Sinema 02:45 Yabancı Sinema 04:00 Yabancı Sinema 20:00 KERTENKELE İmkansız bir aşkın acayip hikayesi... Zekâsı ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel bir hırsız olan KERTENKELE'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Dizi, yapımcı Yalçın Şen imzasını taşıyor. Yapım Atölyesi tarafından yapılan dizinin senaryosu Savaş Korkmaz ve Hakan Kandal'a ait. Hasan Burakın konsept danışmanı Ayşe Özerin proje koordinatörü olduğu dizinin uygulayıcı yapımcısı da Erdoğan Sevinç. Orjinal İsmi: The Bounty Hunter Yönetmen:Andy Tennant Oyuncular:Jennifer Aniston, Gerard Butler, Jason Sudeikis Yapım Yılı:2010 Tür:Aksiyon/Komedi/Romantik Talihsiz bir ödül avcısı olan Milo Boyd (Gerard Butler), hayalini kurduğu işe, muhabir olan kanun kaçağı eski eşi Nicole Hurly nin (Jennifer Aniston) izini sürmekle görevlendirilince kavuşur. Sadece basit bir görevin onu beklediğini ve paraya kolayca ulaşabileceğini düşünmektedir, ama Nicole onu atlattığında, kendisi ve Nicole ile arasında hiçbir şeyin hiçbir zaman basit gitmediğini görür. Sürekli birbirlerini alt etmenin yolunu bulurlar, ta ki kendilerini aynı hedef üzerinde bulana kadar... 22:00 ÖDÜL PEŞİNDE 19:30 MUHTEŞEM YARATIKLAR 17 yaşındaki Ethan Wate (Alden Ehrenreich), aylardır aynı rüyayı görmektedir. Gizemli bir genç kız, kendisini bir İç Savaş alanında beklemektedir. Ethan karşı konulamaz biçimde onunla olmak istemektedir fakat bilinmeyen bir tehlike vardır - ve her seferinde bir yıldırım çarpar ve Ethan kıza ulaşamadan onu öldürür. Bu rüyalar dünyasındaki tehlike bile Ethan ın gerçek hayatta Gatlin, Güney Carolina da uyadığı hayatına tercih edilirdir. Burası küçük ve 21.yüzyıla ayak uyduramamış, tutucu bir kasabadır; burada hiçbir şey asla değişmez ve hiçbir şey olmaz. Annesinin ani ölümünün ardından tamamıyla içine kapanın babasıyla eve tıkılan Ethan, ancak kitaplarda okuyabildiği hayatlara hasret duyar.

3 bölge haberleri 13 Haziran 2015 Cumartesi 3 Ramazan öncesi gıda sektöründe denetimler arttı ANKARA - Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, ramazanın yaklaşmasıyla gıda sektöründe hareketlilik yaşandığını, bu durumu göz önünde bulundurarak denetimlerini sıklaştırdıklarını bildirdi. Temel, yaptığı yazılı açıklamada, hedeflerinin Ankara halkının sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlamak olduğunu belirterek, bu konuda son derece titiz ve kararlı olduklarını ifade etti. Ankaralıların sağlığıyla oynanmasına kesinlikle müsamaha göstermeyeceklerinin altını çizen Temel, ramazanın yaklaşmasıyla gıda sektöründe hareketlilik yaşandığını bu durumu göz önünde bulundurarak denetimlerini sıklaştırdıklarını kaydetti. Temel, Ankaralılardan da bir denetçi gibi, gördükleri aksaklıkları "174 ALO Gıda Hattı"na iletmelerini istediklerini belirterek, "Bilinçli tüketicilerin duyarlılığı gıda denetimlerimizdeki etkinliği ve verimliliği artırıyor. Bu yıl Ankara'dan 174 ALO Gıda Hattı'na 2 bin 200 başvuru yapıldı. Bu başvurular ekiplerimizce anında değerlendirilmiş ve bu şikayetler sonucu yapılan denetimlerde 472 bin 204 lira idari para cezası uygulanmıştır. Ankaralıların bu konudaki duyarlılığını ramazanda da bekliyoruz" ifadesini kullandı. Ramazan ayının yaklaşmasıyla beraber özellikle unlu mamuller ve et ürünleri tüketiminin artmasını, lokantalar gibi toplu tüketim yerlerinde de hareketlilik yaşanmasını beklediklerini ifade eden Temel, denetimlerin bu yönde ağırlık kazandığını bildirdi. Gıda işletmelerine de uyarılarda bulunan Temel, gıda üretim ve satışı sırasında genel hijyen kurallarına ve mevzuat hükümlerine harfiyen uyulmasını isteyerek, şöyle devam etti: "Denetimlerde amacımız kesinlikle ceza yazmak değil. Uyarıcı, eğitici ve yol gösterici bir anlayışla Ankaralılara güvenilir gıda sunulmasını amaçlıyoruz ancak mevzuata uygun olmayan gıda üretim ve satışına da kesinlikle müsaade etmeyiz. Gıda işletmelerinin, artan iş yoğunluğunun arkasına sığınarak sağlıksız gıda üretimi ve satışına yönelmelerini kabul etmemiz mümkün değildir. Gıda üretim ve satışı yapan işletme ve kuruluşlardan bu konuda duyarlılık bekliyoruz. Ramazanda belediyeler tarafından vatandaşlarımızın kolay ulaşabileceği yerlere iftar çadırları kurulacak. Bu iftar çadırları görevlendirilen denetim elemanları tarafından denetlenecek." (AA) Türkiye'de 7 ilçenin nüfusu, bağlı bulunduğu ilden daha fazla ERZURUM - Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne göre Türkiye'de 7 ilçenin nüfusu, bağlı bulunduğu ilden daha kalabalık. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgiye göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2014 verilerinde Bilecik'in merkez nüfusu 57 bin 117, Bozüyük ilçesinin nüfusu ise 62 bin 846. Bozüyük, bağlı bulunduğu Bilecik'in yanı sıra Türkiye'deki bazı illerden de daha kalabalık olmasıyla dikkati çekiyor. Bitlis'in merkez nüfusu 47 bin 904 iken ilçesi Tatvan'da 68 bin 157 kişi yaşıyor. Yaklaşık 5 bin yıllık bir tarihi bulunan Tatvan'ın, merkezinden daha eski bir yerleşim yeri olması, nüfusunun da fazla olmasının nedenlerinin başında geliyor. Hakkari'nin merkez nüfusu 57 bin 585 olmasına rağmen Yüksekova 68 bin 757 kişi ile merkezinden daha kalabalık. Milattan Önce 7000'li yıllarda yerleşim yeri olan Yüksekova'nın, Hakkari merkezden daha eski yerleşim yeri olması ve tayinle gelen memur yoğunluğu nedeniyle nüfusu daha fazla. Kırklareli'nin merkez nüfusunun 70 bin 161 olmasına karşın Lüleburgaz ilçesi 108 bin 576 olan nüfusuyla dikkat çekiyor. Kurtuluş Savaşı'nda Lüleburgaz Kongresine ev sahipliği yapan ilçe, sanayisi nedeniyle çevre il ve ilçelerden de göç alıyor. Şırnak'ın Cizre ilçesi, il merkezini nüfus bakımından neredeyse ikiye katlarken, Silopi'nin nüfusu da Şırnak merkezden fazla. Şırnak'ın 63 bin 47'lik nüfusuna karşılık Cizre'nin nüfusu 112 bin 973. Bir efsaneye göre Nuh tufanı sonrası geminin Cudi Dağına oturması nedeniyle Cizre tufandan kurtulanların ilk yerleşim yeri olmuş. Benzer bir durum Şırnak ile Silopi ilçesi arasında da yaşıyor. Asurların yerleşim yerlerinden olan Silopi de tarihten gelen kültürü dolayısıyla il merkezinden daha fazla nüfusa sahip. Silopi ve Cizre'nin nüfus yoğunluğunun sebeplerinden biri de tayin dolayısıyla ilçelere yerleşen asker, polis, öğretmen ve doktor. Zonguldak'ın 108 bin 213 olan nüfusu 113 bin 63'lük nüfusa sahip Ereğli ilçesinde daha az. Ağır sanayi faaliyetleri nedeniyle Türkiye'nin her bölgesinden göç alan Ereğli, birçok insana iş olanağı sunuyor. Ereğli, Karadeniz Bölgesi'nde büyükşehir dışındaki illerin en büyük ilçesi konumunda. (AA) Çamlıca Camisi'nin yüzde 90'ı tamamlandı "Cumhuriyet tarihinin en büyük camisi" olacağı belirtilen Çamlıca Camisi'nin kaba inşaatının yüzde 90'a yakını tamamlandı. İSTANBUL - İstanbul Cami ve Eğitim Kültür Hizmetleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, temeli 6 Ağustos 2013'te atılan Çamlıca Camisi'nde yapılan çalışmalarla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, inşaatta yaklaşık 550 kişilik bir ekibin 7 gün 24 saat esasına göre çalıştığını Camiyi, cuma günü ve Kadir Gecesi'ne denk gelen 1 Temmuz 2016'da açmayı hedeflediklerini belirten Külünk, "Çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Caminin kaba inşaatının yaklaşık yüzde 90'ını tamamlamış bulunuyoruz. Bunun yanında da atölyelerde, ince inşaatla alakalı ahşap, mermer, seramik, çini, kapı, pencere, alçı gibi ürünlerin üretimleri devam ediyor" Külünk, camideki detay ve ince işlerle alakalı çalışmalar ile minarelerin boyasının yapıldığını ifade etti. Şerefelerin yerine montajlandığını aktaran Külünk, "Avludaki ANKARA - Türk Kızılayı, "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulduğu 1868'den bu yana yardıma muhtaçların yaralarını sarıyor. Türk Kızılayından kuruluşunun 147'nci yıl dönümü nedeniyle yapılan açıklamada, yardımseverlerin her geçen gün artan güveni ve desteğiyle ihtiyaç sahiplerinin umutlarının yeşertilmeye devam edildiği belirtildi. Kurulduğu ilk günden bu yana bilgi, deneyim ve operasyonel güç bakımından Türk Kızılayının kendini donattığı ifade edilen açıklamada, 8 bölge afet yönetim ve lojistik merkezi, 25 yerel afet müdahale ve lojistik merkezi, acil haberleşme sistemleri, tam donanımlı haberleşme araçlarıyla afet bölgesine en geç 2 saatte ulaşılabildiği ve 300 bin kişiye acil barınmayla beslenme imkanı sunulabildiği kaydedildi. Açıklamada, Türk Kızılayının 2005'te Güvenli Kan Temini Programı'nı hayata geçirdiği anımsatılarak, o günden bugüne kan bağış oranının yüzde 443 oranında artırıldığı, 2014 sonu itibarıyla da 1 milyon 860 bin 226 ünite kan bağışına ulaşıldığı vurgulandı. Ülke genelindeki 17 bölge kan merkezi bünyesindeki 82 hizmet biriminde 3 bine yakın personelle hizmetlerin sürdürüldüğü bildirilen açıklamada, "Kızılay, Türkiye'nin yıllık kan mermer sütun kaplama işleri devam ediyor. Avlu kubbelerimizi tamamlıyoruz. Cami içindeki fil ayakları, beton duvarları hızla devam ediyor" diye konuştu. Külünk, kaba inşaatın sonuna yaklaştıklarını belirtti. Bir numaralı minarenin ilk külahının da yerleştirildiğine değinen Külünk, şöyle devam etti: "Kubbelerin inşaatına yaklaşmaktayız. Zaten onlar da işin son adımı olacak. Birkaç ay içinde kubbeye bayrağımızı asacağız inşallah. Minarelerin külahları da geldi. Onları biten minarelere ekliyoruz. Daha sonra alemler gelecek. Onları da yerleştireceğiz. Bugün de bir numaralı minaremizin külahını yerine koyduk. Minarelerdeki külahlar 14 ton civarında ağırlığı olan, 3 parçadan oluşuyor. Daha önce 2 parçasını yerine koymuştuk. Son parçasını da koyduk. Tamamen çelikten yapılmış, sağlıklı bir külah. Bunun üzerine kurşun kaplanacak." Külünk, cami inşaatını yurtiçi ve dışından çok sayıda kişinin ziyaret ettiğini Çamlıca Camisi'nin çok merak edildiğini ifade eden Külünk, şunları anlattı: "Çok merak edilen bir yapı ve doğal olarak da ziyaretçisi çok oluyor. Bireysel ziyaretlerin yanında grup halinde gelenler de oluyor. Mesela, kısa süre sonra Hollanda'dan 40 kişilik öğrenci grubu gelecek. Bunun haricinde Almanya, Afrika, Suudi Arabistan, Amerika, Belçika gibi ülkelerden de gruplar halinde ziyaretçiler geldi." Külünk, cami inşaatında iş güvenliğini üst düzeyde tuttuklarını belirterek, "8 iş güvenliği uzmanımız var. Sürekli denetim yapıyorlar. Ayrıca, inşaat alanında 24 saat ambulans duruyor. Gündüzleri de bir doktor sürekli burada olumsuz durumlar için hazır bekliyor" ifadelerini kullandı. (AA) Türk Kızılayı 147 yaşında ihtiyacı olan 2 milyon 300 bin ünitenin tamamını gönüllü ve güvenli kan bağışçılarından sağlamayı hedeflemektedir. Kemik iliği bekleyen hastalara şifa olmak için Türkök Projesi'ni hayata geçiren Türk Kızılayı, 2015 sonunda 50 bin, 5 yıl sonra ise 250 bin donöre ulaşmayı hedefliyor" ifadelerine yer verildi. Kızılayın yardım elinin, ülke sınırlarının dışına uzandığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Orta Doğu'dan Afrika'ya, Güney Asya'dan Kafkaslar'a kadar dünyanın neresinde bir insan acısı varsa onu dindirmek için çaba gösteriyor. 147 yıllık tarihinde 90 farklı ülkede ihtiyaç anında Türk Kızılayı vardı. Uluslararası arenada gerçekleştirilen bu yardım çalışmaları Türkiye'nin tanıtılmasına da kuşkusuz büyük katkı sağladı. Bugün Suriye, Irak, Somali, Nepal, Gazze ve daha birçok ülkede başarılı insani yardım operasyonu yürüten Türk Kızılayı, ülke sınırları içinde ise her yıl milyonlarca insana yardım eli uzatmayı sürdürüyor. Ülke genelindeki 700'e yakın şubesi, yüz binlerce üyesi ve gönüllüsüyle Türk Kızılayı, tüm bu çalışmaları yardımsever halkımızdan aldığı güçle gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye devam ediyor." (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Kim beni sahaya sürdü? fkoru@htgazete.com.tr AK Parti bir zamanlar stratejik düşünür, kendisinden nasıl olsa istenecek fedakârlıkları, baskı altında kaldığını hissettirmemek için, ön alarak yerine getirirdi. Usta bir satranç oyuncusunun, birkaç hamle sonrasında şah-mat çekebilmek için gerekirse veziri feda etmesi gibi... Son 15 yıl içerisinde stratejik düşüncenin birden fazla örneği vardır. Bu hamle üstünlüğünü son seçim sırasında gösteremedi AK Parti; adım adım 276 milletvekili çizgisi altına gidildiği, gören gözler için sürpriz olmadığı halde... Uyarılara da aldırılmadı. Diğer partiler, her biri ayrı ayrı, AK Parti ile koalisyon yapmayız diyorlarsa bugün, sebebini başka yerde aramamak gerekiyor... AK Parti stratejik düşünme yetisini yeniden harekete geçirmeli. Sandığa yansıyan irade koalisyona zorluyor; Meclis te temsil edilen diğer partiler AK Parti yi hükümet dışı bırakma niyetlerini belli ediyor. Bazı akıl hocaları, AK Parti ye Yıkmayı becerdiniz, hadi yapın da görelim diye meydan okuma tavsiyesinde bulunuyor. 1. parti olarak sandıktan çıkan ve 258 milletvekiliyle en kalabalık Meclis Grubu na sahip olan AK Parti 13 yıldır yoruldum, hükümete girmiyorum tavrını benimseyebilir elbette. Hükümet kurma sorumluluğunu CHP, MHP ve HDP nin sırtına yıkarak... Hükümette kalmaya devam etmek niyetinde ise... Kendisini koalisyon pazarlıklarına hazır hale getirmeli... Benim AK Parti den stratejik düşünce hamlesi beklentim burada devreye giriyor işte. Pazarlık yürütülecek üç partinin liderlerinin açıklamaları, daha ilk günden AK Parti nin zayıf halkalarının neler olacağını belli etti. Önceki gün burada, zayıf halkaları, saray ve Davutoğlu nun durumu olarak iki maddede özetledim. Sandıktan çıkacak iradenin HDP yi barajın altında bırakıp kendilerine fazladan 60 kadar milletvekili kazandıracağı beklentisi vardı AK Parti nin... Bunun başkanlık sistemi yolunda Anayasa değişikliğine geçit vereceği umuduyla, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha önce başbakanlık ve ilgili birimleri için inşasına başlanmış olan Beştepe külliyesini, başkanlık sarayı na dönüştürmüştü. O ümit -hiç değilse şimdilik- kaybolduğuna göre, Cumhurbaşkanlığı yeniden Çankaya Köşkü ne taşınabilir; koalisyon pazarlıklarında üstünlük sağlamak amacıyla... Başbakan Ahmet Davutoğlu da, seçimden tek başına iktidarı kaybederek çıkmış bir lider olarak, partisinin birkaç ay sonra yapılacak kongresinin tarihini öne çeker ve delegelerden desteklerini ister. O desteği bulursa eli güçlenmiş olur; bulamaz ise diğer partilerle pazarlıkları kongreden seçilerek çıkacak bir başkası yürütür... Bana göre stratejik düşünce bunu gerektiriyor... Anladığım kadarıyla, Stratejik Derinlik kitabı yazarı Ahmet Davutoğlu da saray konusunda benden farklı düşünmüyor... Şu sözler Başbakan Davutoğlu na ait: Biz başkanlık sistemine geçmeyi tasavvur ettik. Halk bunu uygun görmedi, verdiği oylarla bu yetkiyi vermedi bize. Kişi nerede ise makamı orasıdır. Sistem değişmediğine göre, artık taşların yerine oturtulması lazım. Yazımla aynı günün akşamı TRT de sarf ettiği bu sözler Davutoğlu nun zihninde de saray sorunu olduğunu gösteriyor... Peki, elini güçlendirebilsin diye kongreyi erkene çekme girişimine başvurur mu Başbakan? Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Herkes egosunu bir kenara koysun cümlesiyle bunu mu sağlamak istedi acaba? Muhtemeldir. Elbette saray konusunda karar vermesi gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan dır. Deniz Baykal a görüşme daveti için saray değil de konut adresini vermesi stratejik düşündüğünü gösteriyor. Beni sahaya Davutoğlu ve Erdoğan birlikte sürmüş olmasın? 12 Haziran 2015/ HABER TÜRK HDP, yurtdışında 2. parti oldu ANKARA - Yurtdışı temsilcilikleri ve gümrük kapılarındaki sandıklarda, AK Parti yüzde 49,88, HDP 20,29, CHP yüzde 17,21, MHP yüzde 9,25 oya ulaştı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yurtdışı temsilcilikleri ve gümrük kapılarında oy kullanma hakkına sahip 2 milyon 848 bin 695 seçmen bulunmasına karşın, 10 bin 866 sandıkta kullanılan geçerli oyların sayısı 1 milyon 41 bin 479 oldu. AK Parti 519 bin 474 oyla yüzde 49,88, HDP 211 bin 299 oyla yüzde 20,29, CHP 179 bin 277 oyla yüzde 17,21, MHP 96 bin 377 oyla yüzde 9,25 rakamına ulaştı. Diğer partilerin yurtdışı ve gümrük kapılarındaki oy sayıları ise 35 bin 52'yi buldu. Bu partilerin oy rakamları şöyle gerçekleşti: "Doğru Yol Partisi bin 302, Anadolu Partisi 644, Hak ve Özgürlükler Partisi bin 575, Komünist Parti 283, Millet Partisi 166, Hak ve Adalet Partisi 595, Merkez Parti 296, Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi 880, Halkın Kurtuluş Partisi bin 806, Liberal Demokrat Parti 451, Saadet Partisi 16 bin 508, Demokratik Sol Parti bin 912, Yurt Partisi 178, Demokrat Parti 572, Vatan Partisi 6 bin 462, Bağımsız Türkiye Partisi bin 422" (AA)

4 413 Haziran 2015 Cuma ANKARA Çankayalılar, sağlıklı yaşam için Çankaya Belediyesi nin Lozan Park Tesisleri nde bulunan Çankaya Spor Merkezi ne koşuyor. Pursaklar dan Urfa'ya kültür yolculuğu Çankayalılar, sağlıklı yaşam için Lozanpark a koşuyor Çankaya Belediyesi nin sağlık ve sosyal hizmetlerini tek çatı altında topladığı Çankaya Halk Sağlığı Merkezi, kapasite ve hizmet sayısını artırmaya devam ediyor. Evde Sağlık, Ağız ve Diş Sağlığı Birimi, Aile Danışmanlığı, Çocuk ve Aile Sağlığı Eğitimi, Cenaze Hizmetleri gibi çok sayıda hizmeti içinde barındıran merkezdeki hizmetlerden biri olan Evde Temizlik Hizmeti önceki aylara göre kademeli bir şekilde artarak mayıs ayında 103 haneye ulaştı. Evde Temizlik Hizmeti almak için başvuran vatandaşların, maddi karşılıkla temizlik elemanı çalıştıracak durumu olmayan, engelli ya da engelli bir yakınına bakmakla yükümlü olan ve yaşı gereği kendi işini yapabilecek durumda olmayıp ilgilenebilecek yakını da bulunmayan kişilerden olmasını öncelikleyen Çankaya Belediyesi, bu hizmeti ücretsiz olarak veriyor. Çankaya Belediyesi nin siyasi görüşü ne olursa olsun herkese eşit mesafede hizmet götürdüğünü ve ihtiyaç sahiplerine öncelik verdiğini belirten Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Sosyal belediyecilik anlayışımıza ve dünya görüşümüze göre biz kim olduğuna bakmaksızın önce insan olmasını önemsiyor ve hizmetlerimizi bu yönde gerçekleştiriyoruz. Çankaya Belediyesi bu ilçede yaşayan herkesin belediyesidir diyerek vatandaşların Çankaya Halk Sağlığı Merkezi nin tüm hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabileceğini kaydetti. Çankaya da ikamet eden vatandaşların yararlandığı Çankaya Belediyesi Evde Temizlik Hizmeti, başvuru yapan ihtiyaç sahiplerine periyodik olarak hizmet veriyor. Çankaya Belediyesi nin kadın işçilerinden oluşan evde temizlik ekibi, evin kapı, cam, halı silme, süpürme, toz alma gibi komple temizliğini gerçekleştiriyor. Pursaklar Belediyesi kültür gezileri kapsamında rekor başvuru oldu. Uzun yıllardır devam eden kültür gezilerinde hava ulaşımı döneminin başlamasıyla çok sayıda kişi Şanlıurfa ya uçak ile seyahat etmek için Halkla İlişkiler Müdürlüğüne başvuru yaptı. Kültür gezileri için müracaat eden 6 bin kişi arasından çekilen kura sonucu toplam 750 kişi Şanlıurfa ya uçaklarla götürüldü. Her hafta 46 kişilik gruplar, Şanlıurfa gezisine katılarak Türkiye nin güzelliklerini yerinde görme imkanı buldu. Günübirlik gezinin bütün masraflarını karşılayan Pursaklar Belediyesi, bu hizmetiyle ilçe sakinlerine konforlu seyahat etme imkânı sundu. Özellikle hanımlar ve ihtiyarlar için otobüslerle uzun süre yolculuk etmenin zorluklarına değinen Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin Hemşerilerimiz için en güzel hizmeti sunma gayretindeyiz. Yaklaşık 750 kişiyi Şanlıurfa ya götürdük. Uçakla seyahat etmenin konforunu ve ülkemizin güzelliklerini görmenin mutluluğunu birlikte yaşadılar. Son olarak 9. Dedeler ve Neneler İkinci Bahar Yürüyüşündeki çekilişte isimleri çıkan 46 dede ve nenemizi göndereeğiz. Hemşerilerimizin gezilerimize gösterdiği ilgi bizleri memnun etti. Hepsine teşekkür ediyorum Pursaklar halkı hizmetten duydukları memnuniyeti belirterek Başkan Çetin e teşekkür etti. Gezi kapsamında şu ana kadar 750 kişi Şanlıurfa ya uçakla seyahat etti. Son kafileyi ise Dedeler ve Neneler İkinci Bahar Yürüyüşünün talihleri oluşturacak. Çanakkale Müzesi Gölbaşı'nda Genç çevreciler Mamak ta yetişiyor Etimesgutlu gaziler Çanakkale Şehitliği nde Etimesgutlu gaziler, Çanakkale şehitleriyle buluştu. Türkiye Gaziler Vakfı Etimesgut- Sincan Temsilciliği üyeleri için Etimesgut Belediyesi tarafından Çanakkale ye gezi düzenlendi. Geziye katılan gaziler hüznü ve gururu bir arada yaşadılar. Gazi kafilesi hem Çanakkale şehitleri hem de şehit Mehmetçiklerimiz için dualar okudular. Çanakkale şehitliğinde ecdadın vatan ve milletin bekası uğruna koyun koyuna yattığına şahit olan gaziler, birlik ve beraberlik mesajları verdiler. Gaziler, Çanakkale Şehitleri Anıtı başta olmak üzere, zaferin kazanıldığı Eceabat, Seddülbahir, Kilitbahir, Conkbayırı, Anafartalar ve daha birçok tarihi savaş alanlarını gezdiler. Tarihi anları ölümsüzleştirmek için bol bol fotoğraf çektiren gaziler, zaman zaman duygusal anlar yaşadılar. Gaziler ayrıca kendilerine bu imkanı sunan Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel e teşekkür ettiler. Etimesgut Belediyesi kültür gezileri kapsamında bu yıl 6 bin kişilik Çanakkale, 5 bin 500 kişilik de Konya gezi programı düzenledi. Mamak Belediyesi öğrencileri bilinçlendirmeye devam ediyor. Mamak Belediyesi ilçede bulunan okullarda öğrencilere yönelik geri dönüşüm bilinçlendirme seminerleri ve Katı Atık Depolama Alanı na gezi düzenledi. Mamak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü nün düzenlediği Katı Atık Depolama Alanı gezisiyle öğrenciler tesiste bulunan ayrıştırma, depolama gibi bölümleri gezerek yapılan çalışmaları yakından inceleme fırsatı buldu. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül; Çevre bilincinin erken yaşlarda kazanılması son derece önemlidir. Ağaç yaşken eğilir. Mamak ta bulunan okullara yönelik başlattığımız çeşitli çevre projeleriyle birlikte öğrencilerin çevre bilinci çok daha artırıyoruz Katı Atık Depolama Alanı nı otobüslerle gezen öğrenciler yapılan dönüşüm çalışmaları hakkında çevre mühendislerinden bilgi aldı. Katı Atık Depolama Alanı na düzenlenen geziye Mamak ta bulunan çeşitli okullardan 400 öğrenci katıldı. Katı Atık Depolama Alanı gezisinin ardından öğrenciler tesis içerisinde bulunan ve domates başta olmak üzere çilek, orkide gibi üretimlerin yapıldığı serayı da gezdi. Sera hakkında detaylı olarak bilgi alan öğrenciler burada yetiştirilen domateslerin de tadına baktı. Çanakkale Savaşlarının 100. Yılı etkinlikleri çerçevesinde Çanakkale Savaşı malzemeleri gezici müzesi, Gölbaşı Belediyesi'nce İlçeye getirildi. Gölbaşı Belediyesi nin katkıları ile Çanakkale Savaşlarının 100. Yılı etkinlikleri çerçevesinde, Gaziler Vakfı Çanakkale 1915 Savaşı malzemeleri gezici müzesi 5 gün boyunca Gölbaşı Belediyesi Alparslan Türkeş Kültür Sarayında ziyarete açıldı. Müze 9 Haziran - 13 Haziran tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Gaziler Vakfı Çanakkale 1915 Savaş malzemeleri gezici müzesi için düzenlenen açılış programına Gölbaşı Belediyesi Başkan Vekili Behsat Aydemir, Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyeleri, Bürokratlar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Açılış öncesi Gölbaşı Belediyesi Meclis Üyesi Murat Bey Balta, öğrencilere Çanakkale savaşları ve Çanakkale müzesi hakkında kısa bilgiler verdi. Protokol hep birlikte müzenin kurdelesini keserek, ziyarete açtılar. Gölbaşı Belediye Başkan Vekili Behsat Aydemir, Çanakkale ye gidemeyen vatandaşımız için müzenin açılmasının iyi bir fırsat olduğunu belirterek; İlçe vatandaşlarımız ve gençlerimize Çanakkale Destanından kalan materyalleri inceleyerek Türk Milletinin nasıl bir durumda zaferi kazandığını göstermek istedik. Atalarımızın kanlarıyla sulandığı bu vatanımıza, hep birlikte sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum Müze 13 Haziran tarihine kadar açık olup ila saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek. Müzede 1000 e yakın savaş malzemesi sergilenecek.

5 ANKARA 13 Haziran 2015 Cumartesi 5 Kızılcahamam ve Çamlıdere ilçelerindeki göletlerde kaçak avcılıkla mücadele etmek için Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nce yeni bir tekne alındı. Keçiören de kadınlar yalnız değil Kızılcahamam ve Çamlıdere göletlerine kontrol teknesi Kızılcahamam ve Çamlıdere ye ait Çamlıdere, Kurtboğazı, Akyar ve Eğrekkaya Baraj Gölleri nde görev yapmak üzere alınan kontrol teknesi ile ticari amaçlı kaçak avcılıkla etkin mücadele edilmesi hedefleniyor. Ticari Amaçlı Su ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ gereğince Kızılcahamam ve Çamlıdere İlçeleri sınırları içinde kalan su ürünleri istihsal sahalarında ticari amaçlı avcılığın yasak olduğunu hatırlatan Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, göletlerdeki canlı popülasyonun korunması ve sürdürülebilir balıkçılık için denetimlerin aralıksız sürdüğünü Kaçak avcılarla daha etkin mücadele etmek amacıyla yeni bir tekneyi de filolarına eklediklerini kaydeden İl Müdürü Temel, Göletlerdeki canlı popülasyonun korunması için mesai kavramı olmaksızın, gecegündüz sulara iniyor, denetim gerçekleştiriyoruz. Kaçak avcılarla mücadelemiz yıl boyu devam edecek. Şimdiye kadar yapılan denetimlerde göletlerde 24,400 metre misina balık ağı ile 900 metre balık pinteri yakalanmış ve imha edilmiştir Pakistan Büyükelçisi Başkan Ak'ı ziyaret etti Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesindeki Keçiören Kadın Danışma Merkezi, kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın önlenmesi ve kadınların toplumsal yaşamın her alanında güçlendirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Hukuksal, sosyal, psikolojik destek hizmetlerinin de verildiği mağdur kadınların çocuklarıyla birlikte geçici barınmasına da imkan tanınıyor. Geçtiğimiz 1, 5 yıl içinde 512 kadın ve çocuğa danışmanlık hizmetinin verildiği merkezde, 479 kadın ve çocuk da sağlık hizmetinden yararlandı. Kreş, eğitim desteği, işe yerleştirme konusunda yardım gibi hizmetlerin de olduğu merkeze hem telefonla hem de yüz yüze yönlendirme yapılabiliyor. Kadınlara özel moral günleri, geziler de düzenlenen Kadın Danışma Merkezinde öncelik kadınların seslerinin duyulması ve şiddetten korunmaları... Öfke kontrolü eğitimlerinin de verildiği merkezde 1463 kişi bilgilendirme hizmeti almış. Keçiören Zabıtası ndan evsiz aileye yardım Yahyalı Camisi nin duvarlarını hattat Sakoğlu süslüyor 16 yıldır hat sanatıyla uğraşan hattat Kadir Sakoğlu da 3 yıldır kalede yurt içi ve yurt dışından gelen konuklarla hat sanatının inceliklerini paylaşıyor ve gelen ziyaretçilere zaman zaman uygulamalı olarak gösteriyor. Kalede yer alan atölyelerin konukları arasında üniversitelerin güzel sanatlar fakülteleri de oluyor. 17. Devlet Türk Süsleme Sanatlarında birincilik ödülünün de sahibi olan Kadir Sakoğlu yakında hizmete açılacak Yahyalar Merkez Caminin iç yazılarını düzenlemiş, Sakoğlu sanatıyla ilgili şu bilgileri paylaştı; "İyi bir eseri ortaya çıkma süresi yaklaşık 6 aydır... Ben eserlerimde zemini de boyayarak esere özgünlük katmaya çalışırım, hiçbir eserim bu nedenle diğerinin aynısı değildir. Işığı yansıtmayan müze camı ile tablolaştırdığım eserlerimde ateş isi ile arap zamkının eritilip dövülmesiyle elde edilen is mürekkebini kullanıyorum." Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Süsleme Sanatları Sanatkarı ünvanı da bulunan Sakoğlu, bir hat ustasının yetişmesi süresinin ortalama 10 yıl olduğunun altını çiziyor, Keçiören Sanat ve Meslek Edindirme Kurslarında eğitmenlik yapan Kadir Sakoğlu Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak'ın sanatı desteklemesine de değinerek bu konuyla ilgili şunları söyledi; "KEÇMEK'lerde öğretmenlik yaparak yeni hat ustaları kazandırmayı amaçlıyor ve işlerin niteliğinin artırmak için kalede de atölye çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Başkanımız bizi bu alanda destekliyor ve biz de eserlerimizi ortaya koyarak bu eserleri değerli insanlara ulaştırma fırsatı yakalıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Keçiören'de konser veren Mustafa Ceceli'ye hediye edilen eser benim ortaya çıkardığım bir eserdi." Pakistan'ın yeni Ankara Büyükelçisi Sohail Mahmood, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak'a nezaket ziyaretinde bulundu. Makam odasındaki görüşmede Büyükelçi Mahmood'u "Türkiye'ye ve Keçiören'e hoş geldiniz. Yeni görevinizde başarılar diliyorum" diyerek karşılayan Başkan Mustafa Ak, Pakistan'ın önceki büyükelçisi ile kurdukları güzel ilişkinin yeni dönemde de devam edeceğine duyduğu inancı dile getirdi. Keçiören Belediyesi olarak Ankara'daki bütün büyükelçilikler ile aralarında sıcak ilişkiler bulunduğunu vurgulayan Başkan Ak, "Birlikte güzel projeler gerçekleştiriyoruz. Her yıl Uluslararası Ramazan Etkinlikleri'ni düzenliyoruz. Bu yıl düzenleyeceğimiz etkinliklerde Pakistan'ı da Keçiören'de görmek istiyoruz. İlk günkü iftarımıza sizleri de davet ediyoruz" Büyükelçi Mahmood ise, misafirperverliği, dostluğu ve sıcak karşılamasından ötürü Başkan Ak'a teşekkür ederek "Keçiören kalbimizde özel bir yere sahiptir. Pakistan'da gerçekleştirilen terör saldırısında Türk hükümeti ve bütün Türkiye bizim yanımızdaydı ve acımızı paylaştı" diye konuştu. AK Parti Hatıra Ormanı'na terör saldırısında şehit olan gençler adına dikilen ağaçları hatırlatarak Keçiören'in kendileri için özel bir yere sahip olduğunu söyleyen Mahmood, "Bu anlamlı çalışmanızla çocuklarımızın anısını yaşatıyorsunuz. Türkiye'de 1994 yılında görev yapmıştım. O zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapmış olduğu hizmetler ile belediyecilik anlayışında bir devrim gerçekleştirdi. 20 yıl sonra Türkiye'ye geldim ve Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiğini gördüm ve sevindim" Büyükelçi, Türkiye'nin belediyecilik açısından çok ileri bir düzeyde olduğunu belirterek "Biz de Keçiören gibi güçlü belediyeler ile işbirliğine giderek, kardeş belediye anlaşması yaparak sizlerin tecrübesinden faydalanmak istiyoruz. Yapmış olduğunuz birbirinden güzel kültürel aktiviteler için sizi tebrik ediyoruz. Uluslararası Ramazan Etkinliklerinize de katılacağız" mesajını verdi. Büyükelçiye "Keçiören sizin eviniz" diyen Başkan Ak, Pakistan ve Türkiye'nin sadece iyi günler de değil, kötü günlerde de birlikte oluşuna dikkat çekerek "Bizim kötü günlerimizde yanımızdaydınız. Biz de sizin kötü günlerinizde yanınızda olduk. Sizinle kardeş belediye anlaşmaları yapmaya ve yerel yönetimler olarak tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız" diye konuştu. Görüşmede Uluslararası Ramazan Etkinlikleri ve konuk ülkelerin açtığı kültür evleri hakkında bilgi veren Başkan Ak, konuğuna ziyaretin anısına Esma-ül Hüsna Hat Koleksiyonu ve Uluslararası Ramazan Etkinlikleri kitapları ile Türk kahvesi fincan takımı hediye etti. Pakistan Büyükelçisi de Başkana Pakistan ve Türk bayraklarının yan yana olduğu bir plaket, ülkesinin kültür ve coğrafyasını tanıtan bir kitap ile Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerini konu alan fotoğrafların yer aldığı Dostluğun Yolculuğu adlı bir katalog takdim etti. Görüşmenin ardından Büyükelçi Pakistan'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlerin anısına dikilen ağaçları görmek için AK Parti Hatıra Ormanı'na gitti. Keçiören Belediyesi bu sefer de evsiz bir ailenin imdadına yetişti. Keçiören in Aktepe Mahallesinde sokakta yaşadığı belirlenen 4 kişilik ailenin yardım sesini duyan Keçiören Belediyesi Zabıta ekipleri yine gönülleri fethetti. Hatay dan geldiklerini ve iki gündür sokakta yaşadıklarını ifade eden aileye mahallelinin sağduyusu ile barınabilecekleri bir ev temin edilerek gıda ve erzak yardımında bulunuldu. Keçiören Belediyesi Zabıta ekipleri, sokakta yağmur altında yaşam mücadelesi veren çaresiz aileye bir yuva bulmanın verdiği huzurdan mutlu olduklarını belirtirken, böyle yardımsever ve sağduyulu insanların yaşadığı bir mahallede de görev yapmaktan gurur ve mutluluk duyduklarını ifade ettiler. Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, uzattıkları şefkat eliyle ilgili şunları söyledi; "Biz zor durumda olan insanlara yardım eli uzatma konusunda daima hassas davrandık. Keçiörenli vatandaşlarımız da bu konuda duyarlı ve örnek bir tutum sergilediler, böylece Hataylı ailemizi sokaktan kurtardık. Mazluma yardım etmek bizim kültürümüzde ve geleneğimizde var. Duyarlı vatandaşlarımıza da ayrıca teşekkür ediyorum."

6 6 ANKARA 13 Haziran 2015 Cumartesi Ankara Büyükşehir Belediyesi, evcil hayvan ticareti yapan pet-shop sahipleri için eğitim programı düzenleyecek Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Pet-Shop sahiplerine EĞİTİM PROGRAMI Yenimahalle Belediyespor genç yeteneklerin peşinde Yenimahalle Belediyesi Spor Kulübü, bünyesine yeni yetenekler kazandırmak ve gençlerin içindeki amatör ruhu profesyonel aşamaya taşımak için, altyapı seçmelerine başladı. Spor kulübü, yaş arası futbol meraklısı gençlerin yeteneklerini sergilemeleri için bir şans verecek. Gençleri, hayallerine bir adım daha yaklaştırmak ve spor kültürüyle büyüyen sağlıklı bireyler yetiştirmek isteyen Yenimahalle Belediyesi Spor Kulübü nün, Hasan Doğan Spor Tesisleri nde gerçekleşecek altyapı seçmelerinde 15 Haziran Pazartesi doğumlular, 16 Haziran Salı doğumlular, 17 Haziran Çarşamba günü ise doğumlular yeteneklerini sergileyecek. Seçmelerin başlama saati her 3 gün için saat olarak belirlendi. Seçmelere katılacak genç yeteneklerin iki haftayı geçmeyen sağlık raporu, 18 yaşından küçük olanların için veli izin belgesi ve adayların sentetik zeminde giyebilecekleri spor ekipmanlarını yanlarında bulundurması yeterli olacak. Adayların kendi yaşlarına ait günlerde seçmelere katılması öngörülürken, kayıt öncesi ve sonrası hiçbir ücret talep edilmeyecek. Detaylı bilgi almak isteyen Yenimahalleli vatandaşlar 0 (312) numaralı telefondan kulüp yetkililerine ulaşabilir. Eğitim programına katılarak programı başarıyla tamamlayanlara sertifika verilecek. Sertifikası olmayan işlerlerinin ruhsatları iptal edilecek sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına dair Uygulama Yönetmeliği ile ev ve süs hayvanı satan dükkan (pet-shop) sahiplerinin ruhsat alabilmeleri için eğitim sertifikası zorunlu kılınıyor. Evcil hayvan ticaretine yasa ile sertifika zorunluluğu gelmesi sonucu, Büyükşehir Belediye Meclisi, Büyükşehir Belediyesi nce Ankara daki pet-shop sahipleri ve Ankaralı yerel hayvan görevlilerine özel sertifika eğitimi verilmesine ilişkin karar almıştı. Karar kapsamınca; Ankara İli sınırları içerisinde hayvanların korunması, bakımı ile ilgili herhangi bir dernek, vakıf gibi tüzel kişilik bünyesinde faaliyette bulunan hayvan severler de bu kursa katılacaklar. Yerel hayvan görevlileri katılacakları kurs sonunda girecekler sınavda başarılı olmaları halinde, alacakları belge ile yerel sınırlar dahilinde hayvan hakları konusunda tasarruflarda bulunabilmek için özel yetki sahibi olacaklar. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı nca düzenlenecek sertifika eğitim programında Ankara daki ev ve süs hayvanı satıcılarına 24 saat, Yerel Hayvan Koruma Görevlilerine ise 13 saat teorik eğitim verilecek. Eğitim programının tamamlanmasının ardından daha önce geçici ruhsat almış olsalar bile sertifika sahibi olmayan Pet-shop sahiplerinin ruhsatları iptal edilecek. Ev ve süs hayvanları satış yeri açmak isteyenlere, sertifikaları yoksa ruhsat verilmeyecek. Yenimahalleli minikler satranç turnuvasında Büyükşehir'den Ankapark dinozorlarına ilişkin açıklama Gençlik Parkı nda Yenimahalle rüzgarı Yenimahalle Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Türk Sanat Müziği Korosu, Ankaralılara müzik dolu bir akşam keyfi yaşattı. Gençlik Parkı Necip Fazıl Konser Salonu nda gerçekleşen konsere sanat müziği tutkunları büyük ilgi gösterdi. Türk Sanat Müziği nin en güzel eserleri ile kulakların pasını silen ekip, salonu dolduranlardan tam not aldı. Uzun süre alkış alan Türk Sanat Müziği korosu, profesyonel ses sanatçılarına taş çıkarttı. Gecede katılanları hoş bir sürpriz de karşıladı. TRT Ankara Radyosu sanatçıları da sahne alarak seslendirdikleri eserlerle geceye renk kattı. Sanatçılar Celal Abacı, Osman Babuşcu, Orhan Saygıcı koro ile birlikte muhteşem bir performansa imza attı. Ankaralıların unutulmaz saatler geçirdiği gecede, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın sanata ve sanatçıya verdiği desteğe vurgu yapan sanatçılar, Yenimahalle Belediyesi ne teşekkürlerini sundu. HABER MERKEZİ - Yenimahalle Belediyesi, her yıl düzenlediği Satranç Turnuvası ile minikleri hem eğitiyor hem de eğlendiriyor. Bu kez de Yenimahalle de bulunan 3 anaokulunun öğrencilerini satrançla buluşturdu. Belediyenin 80'inci Yıl Anaokulu, Batıkent Anaokulu ve Şehit Yüzbaşı İlker Aydın Gündüz Bakım Evi nde 1 yıl boyunca satranç eğitim alan 6 yaş grubu 70 minik, birbirleriyle kıyasıya yarıştı. Heyecanla satranç oynayan minikler, turnuvada bulunan ailelerinin de tezahüratlarıyla daha da güzel bir yarış sergileyerek, bir yıl boyunca öğrendikleri satranç oyununu dikkatle oynadılar. Yarışmanın sonucunda, Satranç Turnuvası Katılım Belgesi ve satranç takımı hediye edilen öğrencilerin hepsi birinci olurken, minikler Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ı çok sevdiklerini ve teşekkür ettiklerini Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Avrupa nın en büyükleri arasında yer alacak olan ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı süren Ankapark taki bir adet 10 bin, 2 adet de 5 bin metrekarelik, toplam 3 adet dev dinozor çadırlarının dış cephe ve çevrelerinde kullanılmak üzere çeşitli boyutlarda birçok malzeme alımının açık ihale sistemiyle alımının yapıldığını belirttiler. Yayınlanan haber başlığının ve içeriğinin birçok konuda gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: Açık ihale usulü ile 2 ay önce gerçekleştirdiğimiz ihale kapsamında, haberde bahsedildiği gibi sadece dinozor heykel ve iskeletleri değil, Çadırların cephe ve çevrelerinde kullanılmak üzere; ağaçlardan, büfelere, oturma gruplarına, gölgeliklere, dev boyutlardaki şelalelere kadar pek çok malzeme alımı yapılmıştır. Yapılan açıklamada; ajansın haberinde yer aldığı gibi, şehrin dört bir tarafına Dinozor heykelleri konulmadığı, sadece Ankapark'ın tanıtımı amacıyla Ankapark'ın girişindeki İstanbul yolu üzerindeki Çiftlik Kavşağı'na sembol olarak dinozor konulduğu hatırlatılarak, 2 ay önce açık ihale sistemi ile yapılan alımların Ankapark taki dev çadırlar ile çevrelerinde kullanılmak üzere çeşitli malzemelerden oluştuğu kaydedildi.

7 7 EKONOMİ 13 Haziran 2015 Cumartesi GAP, Güney Afrika ülkelerine model olacak ŞANLIURFA - Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında suyun verimli kullanımındaki tecrübeleri, Fas, Uganda ve Burkina Faso'ya model olacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) öncülüğünde Fas, Uganda ve Burkina Faso'dan gelen yüksek mühendislerden oluşan uzmanlara, Şanlıurfa'da bir hafta boyunca Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi konumundaki GAP'a anlatılacak. Özellikle tarımsal su yönetiminin kritik noktaları ve su analizlerine ilişkin GAP'ın deneyimli koordinatörleri, Afrika ülkelerinde tarımsal sulamada verimlilik ve üretkenliğin arttırılması çalışmaları kapsamında tecrübelerini teorik ve uygulamalı paylaşacak. GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) Başkanvekili Mehmet Açıkgöz, gazetecilere yaptığı açıklamada, GAP'ın tarımdan sağlığa, eğitimden ekonomiye kadar çok sayıda sektörle ilişkisi olan Türkiye'nin ilk ve en büyük bölgesel kalkınma projesi olduğunu GAP ile 9 ilde yaklaşık 1 milyon 800 bin hektar tarım alanının doğrudan sulanmasının hedeflendiğini belirten Açıkgöz, bu bağlamda bölgede 16 baraj ile 13 hidroelektrik santralinin tamamlandığını ifade etti. Bölgenin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği potansiyeline ilişkin de ciddi çalışmalar yaptıklarını anlatan Açıkgöz, özellikle güneş enerjili sulamalara ilişkin de pilot projelerin sahalarda uygulanmaya başlandığını kaydetti. FAO ile suyun etkin ve verimli kullanımına yönelik ortak eğitim programı düzenlediklerini vurgulayan Açıkgöz, "Şu anda GAP bölgesinde yaklaşık 424 bin hektarlık alanı sulamaya açmış durumdayız. Bu sulama alanlarının yönetimi, işletilmesi ve bakımı ile özelilikle suyun etkin ve verimli kullanılması bizim için çok önemli. FAO'nun sulamaya ilişkin geliştirdiği bir teknik yazılım programı var. Daha çok sulamada kullanılan suyun verimliliğine artırıyor. Eğitimle hem bizim, hem de konuk uzmanlarımızın suyun etkin ve verimli kullanımını konusunda yapılacak bilgi alışverişiyle kapasiteleri artırılmış olacak. Edindiğimiz tecrübeleri uluslararası alanda çalışan uzmanlara aktarmaya devam edeceğiz. Bu eğitimle hem deneyim paylaşımı olacak hem de farklı ülkelerin imkanlarından ekibimiz faydalanacak" ifadelerini kullandı. FAO Arazi ve Su Danışmanı Maher Salman da özellikle GAP'ın dünyadaki devasal sulama projelerinden biri olduğu için örnek alınması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi. GAP'ın deneyim ve tecrübelerinden yararlanmak amacıyla Türkiye'ye geldiklerini belirten Salman, "GAP'ın bölgesel kalkınmada uzun yıllara dayanan deneyimini kendi ülkemizde uygulanmasını sağlamak istiyoruz. Afrika'dan gelen katılımcıların FAO'nun geliştirdiği araçları kullanıp GAP'ın tecrübelerini de ekleyerek kendi ülkelerinde uygulamalarını bekliyoruz" diye konuştu. Salman, söz konusu ülkeler, sulama alanında ciddi potansiyele sahip olmasına rağmen sulanabilir arazilerin halen 1 milyon hektar civarında olduğunu sözlerine ekledi. (AA) Otomotiv sanayisinde üretim ilk 5 ayda yüzde 19 arttı KONYA - Hadim ilçesinde hasadına başlanan asma yaprağının kilogramı 5 liradan satılıyor. İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Erol İşcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede 39 bin dekar arazide üzüm yetiştirildiğini İlçede asma yaprağı üretiminin yoğun olarak Gaziler ile Yağcı mahallelerinde yapıldığını ifade eden İşcan, hasadın haziran ayının ilk günleri itibarıyla başladığını aktardı. İşcan, ilçede bağcılığın en önemli geçim kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Yaprak hasadında Gaziler mahallesi birinci sırada yer alır. Bunun nedeni ise salamuraya uygun, hasadı yapılabilecek en kaliteli bağ, 'esebalı' türüdür. Esebalı cinsinin özelliği ise ekşi, tüysüz ve parlak oluşudur. Ekşi olmasından dolayı limona bile ihtiyaç duyulmamaktadır. Salamura halinde 2 yıla kadar dayanır. Sezonda 100 ton civarında yaprak toplanır. Şu anda İSTANBUL - Türkiye otomotiv sanayisinde ocak-mayıs döneminde toplam üretim yüzde 19 artarak 543 bin seviyesinde gerçekleşti. Mayıs ayında ise otomotiv sektöründe gerçekleşen iş bırakma eylemlerinin etkisiyle toplam üretim yüzde 13 azalarak 88 bin 69 düzeyinde oldu. Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) "2015 Mayıs Ayı Üretim, İthalat, İhracat, Satış Değerlendirme Raporu"na göre, yılın beş aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 19, otomobil üretimi ise yüzde 8 arttı. Bu dönemde, toplam üretim 543 bin adet, otomobil üretimi ise 318 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Ticari araçlarda ocak-mayıs döneminde üretim, minibüste yüzde 136, kamyonet ve büyük kamyonda yüzde 32, otobüste yüzde 22, küçük kamyonda yüzde 11 artarken midibüste ise yüzde 1 azaldı. Bu dönemde, traktör üretimi yüzde 1 azalarak 19 bin 959 düzeyinde oldu. Otomotiv sektöründe gerçekleşen iş bırakma eylemlerinin etkisiyle toplam üretim, mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 azalarak 88 bin 69 adet, otomobil üretimi ise yüzde 18 azalarak 52 bin 339 adet olarak hesaplandı. Söz konusu dönemde 247 bin adedi otomobil olmak üzere, toplam 394 bin adet taşıt ihraç edildi. Ocakmayıs döneminde gerçekleşen taşıt aracı ihracatı, 2014 yılı aynı dönemine üreticilerimiz bu yaprakları kilosu 5 liraya toptancıya satmaktadır. Burada hasat edilen yaprakların tamamına yakını toptancılar vasıtasıyla ülke geneline dağıtımı yapılıyor." İlçede asma yaprağı üreticisi İlyas Topal ise bir bağdan ortalama 3-4 kez hasat yapıldığını dile getirdi. Yaprak hasadının zahmetli bir iş olduğuna işaret eden Topal, göre yüzde 7 arttı. Ekonomi Bakanlığı Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği verilerine göre, 2015 yılı Ocak-Mayıs döneminde toplam ihracat değer bazında, ağırlıklı olarak avro/dolar paritesi nedeni ile 2014 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 azaldı ve 8,7 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu dönemde, ana sanayi yüzde 10, yan sanayi ihracatı ise yüzde 14 azaldı yılı Ocak-Mayıs döneminde toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 artarak 365 bin düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarındaki artış yüzde 46 oldu ve pazar 260 bin adede yükseldi. Hafif ticari araç pazarı ocak-mayıs döneminde bir önceki yılın ilk beş ayına göre yüzde 42 artarak 86 bin düzeyine yükseldi ve toplam pazardaki artışa önemli destek oldu yılı Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yıla göre ağır ticari araç pazarı yüzde 23 artarak 19 bin düzeyinde gerçekleşti. İnşaat sektöründeki gelişmelerin etkisiyle 2015 yılında geçen yılın aynı dönemine göre kamyon pazarı yüzde 26 artarak 16 bin adede yükselirken, otobüs pazarı ise yüzde 7 artarak 757 adet olarak gerçekleşti. Son 10 yıllık ortalamalara göre toplam pazar yüzde 33 otomobil pazarı ise yüzde 44 hafif ticari araçlar pazarı ise yüzde 9, kamyon pazarı yüzde 29 artarken, otobüs pazarı ise yüzde 18 düşüş gösterdi. (AA) Asma yaprağı, üreticinin yüzünü güldürüyor "Mahallenin tamamına yakını üzüm yetiştiriciliği ile uğraşmaktadır. Bağların hem meyvesinden hem yaprağından faydalanıyoruz. Yaprak hasadını imece usulü ile yapmaktayız. Her hafta bir ailenin bağını hasat ediyoruz. Yaprak hasadı ile birçok genç kızımız çeyiz masraflarını karşılayabiliyor" ifadelerini kullandı. (AA) Mayıs ta ihracat yüzde 17,82 azaldı ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanlığının resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, mayısta ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,82 azalarak 11 milyar 63 milyon dolar oldu. Söz konusu dönemde ithalat ise yüzde 14,35 gerileyerek 17 milyar 876 milyon dolara düştü. Bakanlığın mayıs ayı dış ticaret, şirket ve esnaf geçici idari verilerine ilişkin bülteni yayımlandı. Buna göre, mayısta ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,82 düşüşle 11 milyar 63 milyon dolar oldu. İthalat ise yüzde 14,35 azalarak 17 milyar 876 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen ay dış ticaret hacmi yüzde 15,71 azalışla 28 milyar 939 milyon dolar olurken, dış ticaret açığı ise yüzde 8,04 düşüşle 6 milyar 813 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da geçen yılın mayıs ayında yüzde 64,5 iken, bu yılın aynı ayında yüzde 61,9 olarak belirlendi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, mayısta en çok ihracat yapılan fasıl, 1 milyar 154 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları oldu. Bakanlığın, mayıs ayı dış ticaret, şirket ve esnaf geçici idari verilerine ilişkin bülteni yayımlandı. Buna göre, geçen ay en çok ihracat yapılan fasıllar, 1 milyar 154 milyon dolar ile "motorlu kara taşıtları", 970 milyon dolar ile "kazan, makina ve cihazlar, aletler, parçaları" ve 693 milyon dolar ile "örme giyim LONDRA - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, genel seçim sonucunun Türkiye'de siyasi ve ekonomik politika belirsizliğini artırdığını belirtti. Fitch Ratings'den yapılan açıklamada, kesin bir sonuca işaret etmeyen genel seçim sonucunun Türkiye'nin yakın vadeli belirsizliklerini artırdığı vurgusu yapıldı. Fitch açıklamasında, "Seçimin sonucu ekonomik politikaya ilişkin gerilimi artırabilir. Bu durum politika oluşumunun nasıl etkileneceğine bağlı olarak kredi profiline ilişkin risklerin artmasına neden olabilir" değerlendirmesinde bulundu. Kredi derecelendirme kuruluşu açıklamasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 13 yıldan sonra ilk kez parlamentoda çoğunluğu elde edemediğini belirterek, olası koalisyon senaryolarını da değerlendirdi. Açıklamada, "Müzakereler başladıktan sonra değişebilecek olsa da HDP ve MHP, AK Parti önderliğinde bir koalisyona katılmayacaklarını açıkladı. AK Parti, dışarıdan HDP eşyası ve aksesuarları" olarak belirlendi. Mayıs ayında en çok ithalat yapılan fasıl ise 3 milyar 364 milyon dolar ile "mineral yakıtlar, mineral yağlar ve müstahzarları" oldu. Bu ayda en fazla ihracat 1 milyar 20 milyon dolarla Almanya'ya yapıldı. Bu ülkeyi sırasıyla 692 milyon dolarla İngiltere ve 662 milyon dolarla Irak izledi. En fazla ithalat ise 1 milyar 935 milyon dolar ile Çin'den gerçekleştirildi. Bu ülkeyi sırasıyla 1 milyar 847 milyon dolarla Almanya ve 1 milyar 770 milyon dolarla Rusya takip etti. Gümrük idareleri tarafından mayıs ayında tahsil edilen vergiler, bir önceki aya göre yüzde 2,28 azalarak 7 milyar 74 milyon lira oldu. Mayıs ayında 4 bin 592 limited şirket, 3 bin 743 ticari işletme, bin 980 şube, bin 13 anonim şirket ve 84 kooperatif kuruldu. Türkiye genelinde mayıs itibarıyla toplam 1 milyon 592 bin 55 esnaf ve sanatkar bulunuyor. Söz konusu ayda Türkiye genelinde toplam 14 bin 311 esnaf ve sanatkar işletmesi kuruldu, 6 bin 416 esnaf ve sanatkar işletmesi ise kapandı. Mayısta tescil ve terkin durumları incelendiğinde, geçen yılın aynı ayına göre daha az tescil ve terkin yapıldığı görüldü. Söz konusu ayda en fazla artış gösteren meslek, "servis aracı işletmeciliği", en çok azalan meslek ise "şoförlük" oldu. (AA) Fitch ten seçik sonrası için risk uyarısı ya da MHP'nin desteği ile azınlık hükümeti oluşturmaya çalışabilir. CHP - MHP - HDP koalisyonu olasılığı ise MHP ve HDP arasındaki antipati sebebiyle olası görünmüyor. Eğer 45 gün içerisinde hükümet kurulamazsa, yeniden genel seçim çağrısı yapılabilir ve bu politik belirsizliğin devam edebileceği anlamına gelir" ifadelerine yer verildi. Genel seçim sonuçlarının Türkiye'nin ekonomi politikasına ve bu politikayı yürütecek isimlere ilişkin belirsizliği artırdığını kaydeden Fitch, Türkiye'nin aynı reyting notuna sahip olan ülkelerle kıyaslandığında daha zayıf durumda olduğunu belirtti. Fitch, "Koalisyon kurulması ılımlı bir etkinin oluşmasına neden olabilir. Fakat bu kesin olmaktan uzak. Tersine artan politik belirsizlik, yeniden genel seçim olma olasılığı, kur üzerinde artan piyasa baskısı, Merkez Bankası'nı teste tabi tutabilir. Bu durum var olan gerilimleri ve daha gevşek para politikası baskısını artırabilir. Sonuçta bütçe açığının artmasına neden olabilir" ifadelerini kullandı. (AA)

8 813 Haziran 2015 Cumartesi EKONOMİ Pamuk rekoltesinde düşüş YAZIHANE beklentisi ANTALYA - Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ANTBİRLİK'te 5 bin kayıtlı ortak bulunduğunu, bunun 2 bininin aktif olarak üretimin içinde yer aldığını belirtti. Birliğe bağlı kooperatifler aracılığıyla geçen sezon üreticilerden 20 bin 850 ton kütlü pamuk alımı yapıldığını ifade eden Erdoğan, üretici beyannamelerine göre bin ton civarında olması öngörülen rekoltenin bu sezon olumsuz hava koşulları nedeniyle düşeceğini kaydetti. Geçen sezon üretim dönemindeki yoğun yağışın ekim alanlarının hazırlanmasını geciktirdiğini anlatan Erdoğan, "Bu da hasat döneminin uzamasına neden oldu. Hasat dönemi de yağışların başladığı döneme denk geldi. Bu nedenle önemli oranda ürün tarlada kaldı. Genellikle ORDU - Türkiye'nin yeşil altını olarak nitelendirilen fındığın nem ve yağışlı havaya bağlı olarak küllenme (küf) hastalığı tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Karadeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son bir aydır nem ve yağışlı havaların etkili olmasıyla fındıkta mantar oluştuğunu Mantarın fındığı olumsuz etkileyerek çotanağın çürümesine neden olduğunu anlatan Karadeniz, bir çok bölgeden küllenme hastalığıyla ilgili şikayet aldıklarını belirtti. Konuyla ilgili Ordu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün üreticilere ilaç önerisinde bulunduğunu kaydeden Karadeniz, üreticilerin bunu dikkate alarak bahçelerinde kullanmalarını istedi. Küllenme hastalığının bahçelerde hızlı yayıldığına işaret eden Karadeniz, "Hastalıkla mücadele edilmezse bahçelerimizde ciddi hasarlar oluşturabilir. Zaman kaybetmeden kimyasal mücadeleye başlanması gerekir" Prof. Dr. Karadeniz, küllenme hastalığı sonucu dallarda gözle görülür bir eksilmenin olmayacağını ancak, hasat sonrası fındığın harmanlanmasının ardından üreticilerin ürün kaybı yaşayabileceğini sözlerine ekledi. Öte yandan Altınordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt, nem ve yağışlı havaya bağlı olarak görülen küllenme hastalığının Fındıkta küllenme hastalığı tehdidi fındığın gelişimini engellediğini belirtti. Gelişemeyen fındığın erken döküldüğünü anlatan Cörüt, "Bu durum rekolteye de olumsuz yansıyacak. Üreticilerimiz önerilen ilacı bir an önce kullanarak bahçelerini bu hastalıktan kurtarmalıdırlar" diye konuştu. Resmi kurumların önerdiği ilacın ziraat odalarında bulunduğunu ifade eden Cörüt, üreticilere bunu kullanmak için geç kalmamalarını önerdi. Diğer taraftan Ordu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünce yapılan açıklamada da üreticiler uyarıldı. Yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bakanlığımız Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı ve Karantina Dairesi Başkanlığı, Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Fındık Araştırma İstasyon Müdürlüğü tarafından Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde saha çalışması yapılmıştır. Yapılan bu çalışma sonucu, hastalığın yapmış olduğu epidemi, bitkinin etkilenmiş olduğu kısımları incelenmiştir. Neme bağlı olarak artış gösteren külleme hastalığı bitkinin yaprak ve çotanaklarda etkisini gösterdiği ve ilimizde nem, sıcaklık durumuna göre yüzde oranında yaygınlığı tespit edilmiştir. Fındıkta külleme hastalığı görülmesi durumunda, önerilen ilacın üreticilerimizce bahçelerinde kontrollü bir şekilde kullanması gerekmektedir." (AA) ürün alımına ekim ayında başlar, kasım veya aralık ayında bitirirdik ama ilk kez geçen sezon nisan ayında kütlü pamuk alımına devam etmek durumunda kaldık. Hatırladığım kadarıyla ANTBİRLİK tarihinde böyle bir durum olmamıştı" diye konuştu. Bu sezon bin dekarlık alanda ekim yapıldığına işaret eden Erdoğan, "Bu sezon bin ton kütlü pamuk rekoltesi bekliyoruz. Geçen yıla göre 2 bin-2 bin 500 ton gibi azalma öngörülüyor" Erdoğan, pamuk üretim alanlarının her geçen gün azaldığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Pamuk üretimi oldukça emek gerektiren ve maliyetleri yüksek bir iştir. Fiyatlar üreticinin istediği oranlarda değil. Bu da üretime olumsuz yansıyor. Üretici ektiği üründen kazanamadığı zaman alternatif ürünlere yöneliyor. Antalya Ovası verimli bir ova. Her türlü ürünü elde etmek mümkün. Pamuktan kazanmayan üretici, farklı ürünlere veya sektörlere geçebiliyor. Pamuk üreticisiyken turizm sektöründe çalışmaya geçen üreticilerimiz mevcut." Üretimin her geçen yıl azalmasının bir nedeninin de pamuğun fiyatı olduğuna işaret eden Erdoğan, üreticinin maliyetinin kilogramda 1,80-85 lira civarında bulunduğunu, geçen sezon ANTBİRLİK'in 1,55 lira fiyat verdiğini Erdoğan, 55 kuruşluk destekleme primi ile kütlü pamuğun kilogramının 2,1 liraya ulaştığını kaydetti. Üreticinin 1,80 liralık maliyete göre kar ediyor göründüğünü belirten Erdoğan, "Destekleme primi genellikle haziran ayında ödenmeye başlar. Üretici ise tarlayı ekmeye mart ayında başlıyor. Bu dönemde ADANA - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesinin KKTC Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı ile yürüttüğü çalışmalarla KKTC'de yetişen keçiboynuzu, dikenli incir (hint inciri), alıç gibi bazı meyvelerin gen kaynakları koruma altına alınıyor. ÇÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayzin Küden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fakültenin 1998'den bu yana KKTC ile Tarımsal Araştırma ve Geliştirme Projesi'ni yürüttüğünü Küden, 2005'te 10 yıl süreyle uzatılan projeyle KKTC tarımına yönelik çok sayıda çalışma başlatıldığını, bunlarda fakültenin öğretim üyelerinin görev aldığını, yararlı projeleri hayata geçirdiklerini ifade etti. KKTC için stratejik ürünlerde çeşit seleksiyonu ve gen kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmalara başladıklarını anlatan Küden, şöyle devam etti: "Gen kaynakları açısından son derece önemli olan KKTC, Akdeniz'e özel bazı bitkilerde çok güzel bir potansiyele sahip. Bunlardan biri keçiboynuzu. Orada yetişen keçiboynuzu çok kaliteli ve insana zararsız şeker oranı çok yüksek. Gıda endüstrisi de dahil olmak üzere farklı alanlarda değerlendirilebiliyor. Keçiboynuzunun besleyici özelliği ve vitamini açısından da birçok avantajı var. O nedenle buradaki potansiyeli bir araya toplayalım istedik. O çalışmalar devam ediyor. Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİRLİK) Genel Müdürü Hasan Erdoğan, geçen sezon üretim dönemindeki yoğun yağışın ekim alanlarının hazırlanmasını geciktirdiğini, bunun etkisiyle bu sezon pamuk rekoltesinde düşüş öngörüldüğünü girdileri ortaya çıkıyor. Üretici hasada borçlu girdiği zaman kendini finanse edecek kurum ve kuruluşları bulamıyor. Bu da üretimden kaçmasına neden oluyor" diye konuştu. Bu sezon destekleme priminin kilogramda 65 kuruş olarak açıklandığını, fiyatın ise alım döneminde belirleneceğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Pamuk üretiminde daha yüksek oranlarda düşüş bekliyorduk ancak bu destekleme oranı yeterli olmasa da üreticilerimiz için bir umut oldu. Pamuk desteklemesinin biraz daha yüksek tutulmasını ve üreticiye ekime başlamadan verilmesi gerekiyor. Oysa şu anda destekleme haziranda ödeniyor. Bakanlığımız üreticilerimizden gelen bu talebi değerlendirirse memnun olacağız." (AA) KKTC'nin meyve gen kaynakları korunacak Keçiboynuzunun yanı sıra dikenli incir ve alıçta da çalışmalar yürütüyoruz." Küden, keçiboynuzu, dikenli incir ve alıcın Akdeniz'e uygun, kuraklığa dayanıklı meyveler olduğunu aktararak, "İklim değişikliği yaşıyoruz. Bazı yıllar kurak geçiyor. Ne olacağını tam olarak bilemiyoruz. O nedenle kuraklığa dayanıklı bitkiler geleceğimiz için çok önemli. KKTC'de de Adana'da da bu alanda çalışmalar yürütüyoruz" Yürütülen çalışmalarda KKTC'de yetişen bu ürünlerin gen kaynaklarının koruma altına alınacağını belirten Küden, şunları kaydetti: "Bir ülkenin gen kaynaklarını koruması son derece önemli. Bu bitkilerde, tohumlarda, hayvancılıkta, her alanda olmalı. Bu konuda bakanlığımızda da çok iyi çalışmalar yapılıyor. Ancak meyvecilik için yapılması gereken yerinde koruma. O yapılamıyorsa alıp başka yerde bahçe tesis ederek onu koruma altına almak gerekiyor. Biz bu türleri belirledik, bunları aynı ortamda bir araya getirip bahçe tesis edeceğiz ve mümkün olduğunca ikamesini tahsis edeceğiz." Küden, gen kaynaklarının korunmasına öncelikli olarak keçiboynuzundan başladıklarını vurgulayarak, analiz çalışmalarını KKTC Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı ile işbirliği içerisinde Adana'daki laboratuvarlarda gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi. (AA) Aydın UZKAN aydınuzkan@hotmail.com SEVGİ AÇLIĞI İnsanları hem birbirine hem de hayata bağlayan görünmez bir bağ vardır. Bu öyle bir bağdır ki,, atomun içindeki nötron, proton ve elektronları birbirine bağlayan çekim kuvveti gibi, canlılar arasında çekimi sağlar. Ali Şeriati Sevgi, bilinçlice bir bağ ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur. der. Eskilerin kuvve-i cazibe dedikleri bu bağ sayesinde acılar tatlılaşır, bakırlar altın olup dertler şifa bulur. Karanlığı aydınlığa çeviren bu ruhsal güzelliğin adı sevgidir. Kâinat dahi, gücü inkâr edilemez bu sevgi uğruna yaratılmıştır. Her insan adanmış ve koşulsuz bir sevgiye ihtiyaç duyar. Verdikçe çoğalan bu bereketli duygu ne yazık ki, yüreklerde stoklanmışçasına bekletiliyor. Yürekler sevgi açlığı yüzünden gurulduyor. Yeterli miktarda ve gerektiği kalitede karşılanamadığında ise sevgi açlığı dediğimiz sancı başlıyor. Cehennem insan yüreğindeki sevginin bittiği yerdir diyen Mevlana nın işaret ettiği sancılı insan modeli ortaya çıkıyor. Sevgisizlik ikliminde nice canlar sancıyarak heder oluyor. İnsanları açlıktan çok sevgisizlik öldürüyor. İnsanlar caddelerde her gördüğü insanı yaşıyor sanıyor. Oysa ki caddeler, yaşayan ve yürüyen ölülerle dolu. Çoğu, hissiz ve ruhsuz bir şekilde sevgi açlığı çekerek hayatı adımlıyor. Sevgi açlığı yediden yetmişe herkesi kuşatmaya devam ediyor. Kimi insanın güçsüzlük olarak algılanıp suistimal edilmesinden korktuğu için belli etmekten bile çekindiği ve gizlediği bu durum gittikçe halkasını genişletiyor. İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında insanlar mekânsal olarak aynı yerde olsalar da her geçen gün birbirlerinden ve çevrelerinden uzaklaşıyor. Birbirinden uzaklaşan ve etkileşime giremeyen insanlarda haliyle sevgisizlik artıp yerini nefrete bırakıyor. Bu da sinsice gelişen bir tümör gibi hayatın tüm hücrelerine yayılıyor. Çağımızın sevgi özürlü toplumunu tanımlayan Vitrinler dolu gönüller boş cümlesi durumu daha iyi açıklıyor. Modern(!) insan parasal sermayenin arttığı ama duygusal sermayesinin azaldığı bir zamanda yaşıyor. Sevgiyi sadece isim olarak bilip ruhlarında tatmayanlar haliyle bunu başkalarına da veremiyor. Etrafındakileri sevgi açlığına mahkum ediyor.oysa ki sevgi insanın doğal bir ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç doğumdan önce başlar. Anne karnındaki bebek dahi, son üç ayından itibaren duygusal belleği oluştuğu için sevilip sevilmediğini, istenip istenmediğini algılar. Özellikle beynin sevgiyle ilgili bölümünün geliştiği ilk dört yılda çocukla yaşanan ilişki son derece önemlidir. Çocuğun bir bakış ya da dokunuşla bile olsa sevildiğini hissetmesi, bu alandaki hislerinin gelişmesine yardımcı olur. Sevgi, aynı zamanda beynin nörofizyolojik bir ihtiyacıdır. Bu sebeple hayatının ilk yıllarında sevgi eksikliği yaşayan çocukların bazılarında beyin büyüme hormonu salgılanmaz. Yapılan araştırmalar, sevgi dolu ortamlarda büyüyenlerin zeka düzeylerinin, sevgisi ihmal edilenlerden daha yüksek olduğunu, bu kişilerin suça karışma olasılıklarının diğerlerinden daha düşük olduğunu ve sevgisiz kalan insanların beynin acı merkezlerinin aşırı hassasiyet kazandığını göstermiştir. Hatta çocuk yuvalarında hospitalization denen ve yuva hastalığı diye adlandırılan bir hastalık vardır. Bu hastalığın temelinde sevgi açlığı yatar. Çocukların bu hastalıktan kurtulmalarının yolu sevgi ihtiyaçlarının karşılanması ile olur. Midede hissedilen açlıklar gibi doyurulması kolay olmayan, kalpte hissedilen ve insanı çok zorlayan sevgi açlığı doyurulmadığında, bireyin bir ömür boyu tökezleyerek yaşama sebep olur. Bu nedenle tabii ki en başta çocukların, fiziksel ihtiyaçların giderilmesi kadar ruhsal doyumlarının sağlanması özellikle sevgi ihtiyaçlarının giderilmesi de şarttır. Bir çocuk için değerli olan şey kendisine sevgiyle bakan anne ve babadır. Çalışan bir annenin beş yaşlarında ki çocuğunun, bir gün annesine: anne, ben hiç oyuncak istemem, sen çalışma yanımda ol. cümlesi yaşanan sevgi açlığını gayet iyi anlatır. Öyle ki çocuğun sevgiye olan açlığı, oyuncağa olan tutkusundan bile vazgeçirmiştir. Hal böyleyken kimileri çocuklarının ihtiyacını karşılamak için gözünü kırpmadan para harcarken, onlara sevgisini gösterme konusunda ya cimrilik yapar yada güçlük yaşar. Bunun sebebi genelde ebeveynlerden öğrenilen geleneksel tutumlar ve takıntılardır. Bu tutumu benimseyenler anne babasının yanında çocuğunu kucağına almaktan imtina eder. Sevgi sözcüklerini çocuğunun kulağına fısıldamayı bile garipser. Çocuğunu kucağına alınca hep kucağa alınmak isteyeceği, bir defa yanında yatmak istediğinde, hep yatmak isteyeceği yada bir kere sallarsa hep sallanmak isteyeceği gibi takıntılar yüzünden çocuklar sevgisiz bırakılır. Oysa ki dozajı ayarlandığında bunların da çözümü vardır. Geleneklerin dini inanç gibi algılandığı toplumlarda bu durum daha vahim sonuçlara yol açar. Çocuklar hem ruhen incinir hem de sevgisizlik girdabına itilir. Bu konuda yaşanan şu olay bir uyarı levhası hükmünde hep hatırlarda olmalıdır. Bir gün Peygamberimiz'in torununu öptüğünü gören bir bedevî: 'Vallahi benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim' der. Sözlerin efendisi ona şöyle buyurur: 'Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.' Küçüklükte başlayan sevgi açlığı giderek büyür ve yürekler zamanla sevginin Afrikası olur. Kişiler doyacağını düşünür ama doymaları kolay değildir. Sevgi açlığını doyurmak için çalışıp çabalarlar. Sonu meçhul arayışlara girerler. Kız yada erkek olması fark etmeden, ergenlik çağına giren çocuklar, içlerindeki bu boşluğu doldurabilmek için adresten adrese koşarlar. Yaşadıkları ilgisizlik ve değersizlik duyguları ile baş edebilmek için çabalar dururlar. Büyüyüp yetişkinlik yıllarına geldiklerinde, sevgisizliğin verdiği açlıktan dolayı kendilerine ilgi gösteren karşı cinsten bir arkadaşının peşinden çok çabuk giderler. Kendilerine güzel iki laf edeni hemen yüreklerinin en diplerine konduruverirler. Sevgiyi buldukları anda onu sünger gibi hemen içlerine çekerler.yaşadıkları anlık mutluluğun gerçek sevgi olup olmadığından habersiz pembe hayallerle yola çıkarlar. Karşılaşılan kişiler sorunlu, kişilere ve toplumsal huzura zarar veren nitelikte kişilerse durum daha da vahim bir hal alır. Vaktinde ve yeterince alınmayan sevgi onları hayatın yokuşlarında susatır durur. Sevgi eksikliği, parçalanmış ailede büyüyen çocukların kabuk bağlaması zor bir yarasıdır. Sevgi ile büyüyen çocukların gözleri ben sevgi doluyum dercesine ışıl ışılken, bunun eksikliğini yaşayanların gözlerinde ne bir canlılık ne de bir ışıltı vardır İçine kapanarak hayatına devam eden bu sevgi açları, zamanla dünyadan biraz daha kopup adeta otistik bir hayat yaşarlar. Korku, üzüntü, hastalık, nefret gibi olumsuzluk yüklü güçlere karşı savunmasız kalırlar. Etraflarına boş gözlerle bakar durular. Dünyaya açılan pencerelerini, teker teker kapatırlar.dinledikleri müziklerden ve hareket tarzlarından sevgiye aç olduklarını aşikarsa görünür. Üstelik sevgiye aç bu çocuklar, büyüdüklerinde "sevme engelli" olmaya aday bireylerdir. Sevilmeye aç çocuklar, sevemeyen yetişkinler olurlar. Sevginin diğer adı muhabbettir. Sevgi eksikliği bir muhabbet eksikliğidir. Sevginin olmadığı yerde ne kuvvetli bağlantılar oluşur ne de etkili bir iletişim sağlanır. Eğer bir ortamda sevgi eksikliği varsa, orada güvenin tesis edilmesi de zordur.sevgi, kalemin içindeki mürekkebe benzer. Mürekkebin varlığını anlamak için nasıl yazmak gerekiyorsa, sevgiyi de göstermek gereklidir. Öyle ki, sevgi ilgiyi gerektirir. İnsan sevdiğini iddia ettiği ile ilgilenir. Anne baba sevdiğini söylediği çocuğuyla, eşler birbirleriyle ilgilenir. İlginin olmadığı ortamlarda sevginin varlığı tartışılır. Çiçekleri sevdiğini iddia edip de onları sulamayan, bakımlarını yapmayan birinin çiçekleri sevdiğine inanmak zordur. Sevginin herkes tarafından farklı bir ifadesi vardır. İnsan sevgisini çocuklarına, ailesine ve etrafınızdakilere göstermek için illa sevgi sözcüklerini her an haykırmak zorunda değildir. Karşınızdakilerin sevgi açlığını bastırmak için sıcak bir tebessüm yada birkaç dakikalık güzel söz bile yeter bazen. Çocuklara çok pahalı oyuncak almak yerine onları kucağınıza oturtup ellerini tutmak, eşinize her şeyin son sürümlerini hediye etmek yerine iltifat içeren birkaç cümle söylemek sevgi açlığına giden yolu kapatan en basit eylemlerdir. Her insan önemsenmeyi, ilgi görmeyi ve sevilmeyi ister. Bunlardan yoksun kalan insanlar, yüreklerinde merhemi olmayan nice yaralar taşırlar. Bu nedenle bir annenin, babanın yada eşin, sevdiklerini duygusal olarak ihmali, sadece bencillik yapmak değil acı da çektirmektir. Kimsenin kimseye bu acıyı yaşatmaya hakkı yoktur. Sevgisiz geçen bir hayat, israf edilmiş bir hayattır. Bu durum hayatının anlamsızlaşması demektir. Bu anlamsızlık girdabına yakalanmamak için sevgi odaklı bir yaşam seçerek yolunuza devam edin. Yunus Emre nin sevelim sevilelim sözündeki sırırı kuşanın. İçinizdeki sevgi bankasında biriktirdiğimiz sevgileri sevgisiz kalanların hesabına yatırın. Paranız olmasa da sevginiz vardır. Bilin ki, tek bir insanın sevgisizliği tüm mutlulukları yok saymak için yeterli bir sebeptir. Sevgiyle kalın.

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN 13 Haziran 2015 Cumartesi9 Artvin deki festivalde BİR VEZİRKÖPRÜ MASALI: AZRAİL VE ADAM Bir adam şehire pazara gitmiş. Pazarını yapmış, köye dönüyormuş. Yolda kendisine birisi arkadaş olmuş. Bu adam «Azrail Aleyhisselam» imiş. Konuşurken, konuşurken kendisini Azrail tanıtmış. Adam, Azrailin hoşuna gitmiş. Demiş ki: Sana ben bir iyilik yapmak istiyorum. Seni çok zengin bir kişi yapacağım. Adam bunun nasıl olacağını sormuş. Azrail: Ben seni hekim yapacağım demiş. Sen git ailenle helâlleş gel. Adam ailesi ile helâlleşmiş, izinini almış, gelmiş. Azrail buna şehrin birinde bir muayenehane açmış, hekim levhasını asmış. Adam : Ancak ben hekimliği bilmem, bu işi nasıl yapacağım, demiş. Azrail: Bu iş kolay. Sana getirdikleri hastanın başucunda beni görürsen bu hasta ölecek demektir. Kendilerine bunun öleceğini açık açık söylersin. Eğer hastaların ayak ucunda durursam bu hasta yaşayacak demektir. Benim söyleyeceğim ilaçları yazar verirsin, demiş. O zamanlar hekimlik diploma ile değilmiş, herkes hekimlik yapabilirmiş. Neyse adama hastalar gelmeye başlamış. Azraili hastanın başında görürse, hasta sahiplerine: Hiç bununla uğraşmayın. Bu adam nasıl olsa ölecek. Evinize götürün dermiş. Eğer Azraili hastanın ayak ucunda görürse, hasta ölümcül dahi olsa; Hiç üzülmeyin bu hasta iyi olacak. Şu ilaçları alın ve gidin. Hiç merak etmeyin, dermiş. Bu adam o kadar ün sağlamış ki hastaları çoğalmış. Adam apartmanlar, mal, mülk sahibi olmuş. Çok zengin olmuş. Bir akşam kanepede uzanmış yatarken, bakmış ki Azrail kendi başının ucunda duruyor. Anlamış ki Azrail canını alacak. Hemen ayak ucunu dönmüş. Karyolasını ters çevirmiş falan ama, faydasız, hemen Azrail odamın başı ucuna geliveriyormuş. Adam Azraile demiş ki: Sen ne yapmak istiyorsun? Benim canımı mı alacaksın? Azrail: Evet, ben bir emir kuluyum, senin vaktin geldi. Senin canını alacağım. Allah tan öyle emir geldi. Adam: Ya! Demek bu emri Haktealâ veriyor öyle mi? Azrail: Evet! Adam: O halde senden bir ricam var. Seninle bunca zamandır arkadaşız. Bana bir iyilik yap. Allah a git söyle bana «Üç kulhuvallahü bir elham» okumama müsade etsin. Benim canımı ondan sonra al, demiş. Azrail gitmiş Allaha durumu anlatmış, Allah ta: Tamam, müsade ettim! demiş. Azrail adama gelmiş durumu anlatmış müsade verildiğini söylemiş. Adam «Üç Kulhuvallahü» yi okumuş ama «Elham» ı okumamış. Azrail: Haydi oku bakalım, bitir şunu demiş. Adam: Sana ne! Ben Allah tan öyle izin aldım. Elhamı istediğim zaman okurum, demiş. Azrail aldatıldığını gitmiş Allah a söylemiş. Allah ta git canını al, demiş. Allahı kandırmak mümkün değildir. Azrail de gitmiş adamın canını almış. Masalı Anlatanın: Adı ve Soyadı: Nurettin GÜMÜŞKAYIŞ Yaşı: 52 Öğrenimi: İlkokul Mesleği: Vezirköprü Özel İdare Memurluğundan emekli Masalı: Vezirköprü'de bir sohbet sırasında 20 yıl önce dinlemiştir. Derleme Tarihi: 14 Şubat 1982 Pazar KONYA - Akşehir ilçesinde bu yıl 56'ncısı düzenlenecek "Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri"nde, temsili "Nasreddin Hoca"lığı Hasan Kaçan üstlenecek. Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya, yaptığı yazılı açıklamada, geçen yıl Münib Engin Noyan'ın üstlendiği temsili "Nasreddin boğalar kıyasıya güreşti Artvin'de bu yıl 35'incisi düzenlenen "Kafkasör Kültür, Turizm ve Sanat Festivali"nin ilk gününde, etkinliğin ana temasını oluşturan boğaların da katılımıyla kortej yürüyüşü gerçekleştirildi. ARTVİN - Valilik önünde, sağanak altında gerçekleştirilen açılış törenine, Artvin Valisi Kemal Cirit, AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Cumhuriyet Başsavcısı Aydın Turhan, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Mesut Toktaş, boğa sahipleri ile yaklaşık 2 bin vatandaş katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu. Halk ozanlarının atışmasının ardından kortej yürüyüşüne geçildi. Festivalin ana temasını oluşturan boğa güreşlerini temsilen kortej yürüyüşüne 6 boğa getirildi. Yürüyüş, Cumhuriyet Caddesi boyunca akordeon eşliğinde horon oynanarak gerçekleştirildi. Boğa sahipleri, yürüyüş sırasında, zaman zaman hayvanlarını kontrol etmekte zorlandı. Yürüyüşün ardından boğalar, dualarla kamyonlara yüklenerek festivalin yapılacağı Kafkasör Yaylası'na uğurlandı. Vali Cirit, yaptığı konuşmada, Kafkasör'ün Artvin için çok büyük bir marka değeri olduğunu belirterek, geleneksel kültürün yaşatılmasıyla ilgili organizasyon yaptıklarını Kafkasör Yaylası'nda düzenlenen festivalin dünyadaki benzerlerine göre en barışçıl ve doğa dostu festival olduğuna dikkati çeken Cirit, "Biz doğada hem insanlar hem de boğalar nasıl birliktelik sağlayabiliyor, doğada nasıl bir yaşamı paylaşabiliyor, bunu göstermek arzusundayız" Tebriz'de Trabzon Kültür Günleri başladı TAHRAN - İran'ın kuzey batısındaki Tebriz şehrinde "Trabzon Kültür Günleri"nin açılışı yapıldı. Tebriz'deki "29 Behmen Kültür Merkezi"nde gerçekleşen açılış töreninde konuşma yapan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, "iki kentin halkları arasındaki kardeşlik ruhunun değerinin bilinmesi gerektiğini" "Trabzon ve Tebriz, aralarındaki kardeşlik ruhunun değerini bilmeli, bu ruhu korumak için ortak kapasiteleri en güzel şekilde kullanmalıdır" diyen Gümrükçüoğlu, "sosyal, kültürel, ekonomi ve turizm gibi birçok alanda karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi için hiçbir çabadan kaçınılmayacağını" vurguladı. Tebriz Belediye Başkanı Sadık Necefi de açılış Hoca"lık için bu yıl oyuncu ve film yapımcısı Kaçan'a teklif götürdüklerini belirtti. Teklifi kabul eden Hasan Kaçan'a teşekkür eden Akkaya, "Kendisini Akşehir'de görmekten büyük mutluluk duyacağız. Bu yıl 5-10 Temmuz tarihlerinde 56'ncısı düzenlenecek 'Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri' ile ilgili program çalışmalarımız yoğun şekilde sürüyor. Bu yıl Nasreddin Hoca'mızın adına, onun felsefesine ve mübarek Ramazan ayına yakışan dolu dolu etkinlikler yapacağız" Öte yandan, Akşehir Belediye Başkan Yardımcısı Yahya Yıldız ile Akşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İbrahim Öncel, Hasan Kaçan'ı İstanbul'daki evinde ziyaret etti. Ziyarette Kaçan'a, Nasreddin Hoca'nın kavuğu ile cübbesi giydirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre Hasan Kaçan, ziyarette, Nasreddin Hoca gibi dünyaya mal olmuş bir filozof ve düşünürü canlandırma görevini Cirit, Artvin'deki boğa güreşleri festivalinin İspanya'dakinden çok farklı olduğunu vurgulayarak, "İspanya'dan farkımızı tüm dünya biliyor. Orada boğayı öldürmek gibi bir organizasyon var. Orada boğaya karşı insanın zaferi var. Burada ise boğaların kendi aralarındaki liderliği ortaya çıkarıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Bu yılın Nasreddin Hoca sı Hasan Kaçan oldu yerine getirebilmenin kendisi için onur ve şeref kaynağı olacağını Bu görevi seve seve kabul ettiğini ifade eden Kaçan, bu temsili yapmanın önceki yıllarda da kendisine nasip olduğunu anımsattı. Hasan Kaçan, bu yıl da temsili "Nasreddin Hoca"lığı üstlenecek olmasının kendisi için büyük bir bahtiyarlık olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Tabii ki Nasreddin Hoca'nın kıssalarını sadece fıkra olarak değerlendirmek, zannımca pek doğru değildir. Nasreddin Hoca'nın küçücük bir kıssası, belki ansiklopediler dolusu mana içerir. Bu kadar büyük ve kıymetli değerimizi gelecek nesillere aktarmak için gayret eden herkese teşekkür ediyorum. Sadece ismini duyduğumuzda hem gülümsediğimiz hem de idrak edemediklerimizi 'nevi şahsına münhasır' ifadesiyle bizi farklı bir tefekkür alemine daldıran, ruhumuza 'kendi mayasını çalan' Nasreddin Hoca'mızın ruhu şad olsun." Akşehir Belediyesi ile Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği tarafından düzenlenen Anma ve Mizah Günleri'nde, temsili Nasreddin Hoca görevini daha önce tiyatro sanatçıları merhum Erol Günaydın ve Cenk Koray'ın yanı sıra Levent Kırca, Ferhan Şensoy, Kadir Çöpdemir, Halit Akçatepe, Emin Olcay, Deniz Oral ve Rasim Öztekin gibi ünlü isimler üstlenmişti. (AA) Belediye Başkanı Kocatepe de boğa güreşlerinin Artvin'in kültüründe olduğunu dile getirdi. "Hayvanlarımızı barıştırıyoruz. Bunun amacı da zaten hayvanlarımızın uygun ortamlarda barıştırılmasıdır" diyen Kocatepe, "İspanya'ya nazire olsun diye boğa, doğa, insan iç içe, dostça, kardeşçe yürüyoruz" ifadesini kullandı. (AA) programında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin farklı şehirleri ile ilişkilerin geliştirilmesinin Tebriz'in öncelikleri arasında olduğunu" belirtti. "Kardeş şehirler ile ilişkilerimizi geliştirmeyi sadece ortak tecrübelerden yararlanmak için değil, vatandaşlar arasında kalıcı ve etkili bir diyalog zemininin oluşması için de zaruri ve yapıcı olarak görüyoruz" diyen Necefi, "Türkiye'nin faklı şehirleriyle olan ilişkilerimizi korumak ve geliştirmekte kararlıyız. Bu Tebriz'in öncelikli politikaları arasınadır. Trabzon ile Tebriz ise her ikisi de İpek Yolu üzerinde bulunmaları nedeniyle, geçmişten bu yana geniş ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkilere sahip olmuşlardır" şeklinde konuştu. İki belediye başkanı, açılış konuşmalarının ardından, Metin Öztürk'ün, kültür günleri kapsamında düzenlenen fotoğraf sergisinin açılış kurdelesini beraber kesti. Başkanlar daha sonra fotoğraf sergisini gezip, bir süre sohbet etti. Gümrükçüoğlu, Trabzon'un İran'da tanıtılması amacıyla Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen kültür günlerine katılmak için, aralarında sanatçı, öğrenci, akademisyen, turizm alanında faaliyet gösteren şirket temsilcilerinin yer aldığı 80 kişilik bir kafileyle Tebriz'e gelmişti. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER BİR GÜLÜŞ, BİN ÖLÜŞE BEDELDİR Yârin bir gülüşü için bin defa ölsem az Sevdamla, sevdiğimle bana her mevsim yaz Gözlerimde bir dünya var benim. Yârimden başkasına gözlerim hep duvar benim. Gönlümün gizli köşelerinde ellerine, kokusuna öldüğüm; kalbine, gözlerine vurulduğum hiçbir şeyine doyamadığım biri var. Gözbebeğim, kıyamadığım bebeğimsin sen yâr! Saklasam da, gizlesem de yazdıklarım seni eder aşikâr Ey her şeyi aşk kokan sevgili! Ben aşkla; ben aşkınla, sevdanla, varlığınla var ım Mevlâ nın izniyle yârim, ben sonsuza dek ve sonrasında da sadece sana yâranım. Yârin gülüşü; onun şen kalbi cennet bana Rabbim affetsin lakin onsuz aldığım her nefes kıyamet bana. O gülünce kalbim sürûra koşar; o mutlu olsun ruhum ve yüreğim coşar Onla aldığım her nefes; her ân bir asra bedel; onsuz susan dilim; onsuz atan kalbim her dem ama her ân yârimi özler Onun gülüşü gülleri, onun gözleri yıldızları, onun bakışı deryaları kıskandırır Çok düşündüm, çok aradım lakin bulamadım; benim gönlümü yârdan başka acep ne kandırır? Gözümün gördüğü her şey Rabbimden sonra neden bu kadar hep yâri andırır? Sözlerim ve hâllerim yanardağları besler; ateş ateşliğinden utanır içimin yangınında Âh bu geceler boyu duyduğum sesler; içimdeki hüzün ağacının dallarını bir rüzgâr gibi sallayıp hep hasret şarkısı söyler. İbrahim gibi korkmaz içim ateşten; bilirim ki ateşin içindeki kor bile korkar aşka teslimiyetimden Ey Yüceler Yücesi! Ey aşkın ve her şeyin sahibi! Çizdiğin kadere teslimim ben; duâlarla şükürde; zikirlerle her zaman sadece seni tespih ederim ben. Yârim gülsün gönlünce; o hep mutlu olsun ömrümce Razıyım onun bir gülüşü için bin defa ölmeye; razıyım onunla acıyı, kederi, sevinci ikiye bölmeye Senden dileğim, âşık olduğum yârin hem dünyasını hem de sonsuzluğunu rızanla bana ver Ey Rabbim! Hangi âşık sevdiğini senden sonra benim kadar çok sever? Dayandığım sensin, güvendiğim sadece sen Şükürler olsun Rabbim verdiğin nimetlere; hamd ü senâlar olsun vereceklerine GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Sensin benim mahşerim; sensin benim ruh eşim. Gel gör bendeki hâli; sahibimsin, güneşim. "Öl" de bana ölürüm; seve seve ölürüm Sana yanarım ancak senle düşer âteşim...

10 10 13 Haziran 2015 Cumartesi SAĞLIK Doğuma pilatesle hazırlanıp bebek yıkamayı öğreniyorlar ÇORUM - Çorum Halk Sağlığı Müdürlüğünce Gebe Bilgilendirme Projesi kapsamında verilen eğitimlerde hamile kadınlar pilatesle doğuma hazırlanıyor, çocuk bakımı konusunda pratik öğreniyor. Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı T.C. ANKARA BATI 7. İCRA DAİRESİ 2015/6283 TLMT. TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 12/05/ İhale Tarihi : 25/06/2015 günü, saat 09:00-09:05 arası. 2. İhale Tarihi : 10/07/2015 günü, saat 09:00-09:05 arası. İhale Yeri : Ankara Batı (Sincan) Adliyesi mezat salonunda. No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %18 06AN6335 Plakalı, 2014 Model, VOLK- SWAGEN Marka, 7J0 Tipli, WV17777 HZ FH Motor No'lu, Beyaz renkli, kapalı kasa, ön koltukları mevcut, arka koltukları yok, lastikleri sağlam, muhtelif çizikler mevcut, anahtar ve ruhsatı yok kamyonet. 1. İhale Tarihi : 25/06/2015 günü, saat 09:10-09:15 arası. 2. İhale Tarihi : 10/07/2015 günü, saat 09:10-09:15 arası. İhale Yeri : Ankara Batı(Sincan)Adliyesi mezat salonunda. No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %18 06FF2926 Plakalı,2014 Model, VOLK- SWAGEN Marka, 7J0 Tipli, WVI7777HZEH Motor No'lu, Siyah renkli, kapalı kasa, ön koltukları var, arka koltukları yok, lastikleri mevcut, muhtelif yerlerinde çizik ve ezikler mevcut, anahtar ve ruhsatı yok kamyonet. Resmi İlanlar Olmayan Hastalıklar, Programlar ve Kanser Şube Müdürü Dr. Sevil Dirlik Zaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığının genelgesiyle başlatılan proje hakkında bilgi verdi. Müdürlükleri bünyesindeki Sağlıklı Yaşam Merkezindeki eğitimlerde gebelere doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olmak üzere üçer aylık dönemlerde üçer seans halinde eğitimler verildiğini belirten Zaman, eğitimlerde gebelere, gebelik sırasında sağlıklı doğumu etkileyecek pilates başta olmak üzere çeşitli egzersizlerin yaptırıldığını, doğum Basın ( TEMİZLİK MALZEMESİ ALIMI 4. KOR. K.LIĞI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK Temizlik Malzemesi Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : SAMSUN YOLU ORGENERAL EŞREF AKINCI KIŞLASI MAMAK/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : 4korihkombsk@kkk.tsk.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 13 KALEM TEMİZLİK MALZEMESİ ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : 28 inci Mekanize Piyade (Barış Gücü) Tugay Komutanlığı 625 Taşınır (Tük./Day.) Mal Saymanlığı Mamak /ANKARA c) Teslim tarihi : Sözleşmenin yapılmasını müteakip 20 (yirmi) takvim günü içerisinde defaten teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : 4 üncü Kor.K.lığı İhale Kom.Bşk.lığı Mamak/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı 4 üncü Kor.K.lığı İhale Kom.Bşk.lığı Mamak/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar : 4 üncü Kor.K.lığı İhale Kom.Bşk.lığı Mamak/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar Basın ( sonrası için ise yeni doğan bakımının uygulamalı olarak uzmanlar tarafından öğretildiğini vurguladı. "Sağlıklı bir gelecek, sağlıklı bir gebelikle başlar" sloganıyla yürüttükleri çalışmalarda hedefin anne ve bebek ölümlerini de azaltarak sağlıklı gebelik sürecinin sonunda sağlıklı nesillerin yetiştirilmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Zaman, "Eğitimli personelimizle uygulamalı eğitimler veriyoruz. Hedefimiz gebelerimizin doğuma hazırlanması ve toplumda yeni annelik rollerinin kabul edilmesinde onlara yardımcı olmak. Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası, yeni doğan bakımı ve doğum sonrasındaki koruyucu bilgiler bu eğitimlerle verilmekte. Bu bilgiler gebelerimize sadece pasif dinleyici oldukları değil aktif olarak da katıldıkları interaktif eğitimlerle verilmektedir" Eğitimlerin fizyoterapist, psikolog, diyetisyen, çocuk gelişimci ve doğum uzmanlarınca verildiğini, eğitimlerde gebelik öncesi ve sonrasının tüm aşamalarıyla ele alındığını dile getiren Zaman, kadınların egzersizlere büyük ilgi gösterdiğini ifade etti. Doğum sırasında yapılması uygun görülen egzersizlerin uzmanlarca titizlikle belirlendiğinin altını çizen Zaman, "Fizyoterapist tarafından kadınlarımıza uygun egzersizler belirlenmektedir. Başta pilates olmak üzere çok sayıda egzersiz kadınlarımıza öğretilmektedir. Normal doğuma hazırlanma ve doğru nefes alma tekniklerinin üzerinde durulmaktadır. Daha çok kasları güçlendirici, ağrı kontrolünü sağlayan onları normal doğuma hazırlayacak egzersizler yapılmakta. Pilates de egzersizler arasında. Bu egzersizlerle de sağlıklı doğumun gerçekleşmesini hedeflemekteyiz" diye konuştu. Gebelerin televizyonlardaki programlar ve sosyal medya üzerinden çeşitli bilgiler aldığını ancak bu bilgilerin yanlış yönlendirmeye sebebiyet verebildiğini ifade eden Zaman, bu eğitimlerle öncelikli olarak teorik bilgilerin sunulduğu daha sonra en doğru uygulamaların gebelere gösterildiğini anlattı. Eğitimlerdeki bir diğer amacın da doğum sırası ve doğum sonrasındaki ölümleri önlemek olduğunu vurgulayan Zaman, şunları dile getirdi: "Anne ve bebek ölümlerinin önlenmesini amaçlıyoruz. Gebelikteki tehlike işaretleri konusunda da bilgiler verilmekte. Sağlıklı hayat, sağlıklı gebelikle başlamakta. Annenin gebelik sırasında yaşadığı olumsuz koşullar bebeği de etkilemekte. Annenin yaşamış olduğu sağlık sorunları, ruhsal sorunlar olabilir. Gebeliğin başladığı ilk andan itibaren çocuğun ilerideki hayatını bu yaşanan koşullar etkilemekte bu nedenle de gebelerimize destek olup çocuklarımızın hayata sağlıklı bir şekilde başlamasını hedeflemekteyiz. Gebeliğin ilk ayından, tamamlanması ve doğum sonrasına kadar uzanan bu süreçte gebelerimize bilgilerimizle, uygulamalı eğitimlerimizle destek veriyoruz." Eğitimlerde sadece yüzeysel bilgilerin değil hangi uygulamaların hangi şekilde yapıldığını doğru olarak anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Zaman, bu kapsamda doğum sürecinin ardından annelere yeni doğan bakımı kapsamında bebeğin ilk banyosunun nasıl yaptırılacağını, nasıl korunması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdiklerini Eğitimlere katılan kadınların aynı zamanda sosyalleştiğini ve sorunlarını da tanıştıkları yeni kişilerle paylaşmaya başladığını dile getiren Zaman, eğitimleri tamamlayan annelere diploma verdiklerini, bilinçli, sağlıklı ve diplomalı annelerle sağlıklı yeni nesiller yetiştirilmesinin amaçlandığını sözlerine ekledi. (AA) Çeyrek asır sonra ilk adımını attı KAHRAMANMARAŞ - Kahramanmaraş'ta yaşayan Parkinson hastası Bedriye Bolat, bölgede ilk kez uygulanan özel bir tedavi sonucu 25 yıl sonra desteksiz yürümeyi başardı. Merkez Dulkadiroğlu ilçesi Dereli Mahallesi'ndeki evinde eşi ve çocuklarıyla ikamet eden 55 yaşındaki Bolat, 25 yıl önce yakalandığı Parkinson hastalığı nedeniyle kaybettiği yürüme kabiliyetine yeniden kavuştu. Necip Fazıl Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Şeyda Çevik, Bedriye Bolat'a yaklaşık bir ay önce "Apomorfin" isimli ilacı alt karın bölgesinden cilt altına doğrudan uygulayarak tedavi gerçekleştirdi. Tedavi süreci hastanede takip edilen Bolat, gözle de görülen hızlı iyileşmenin ardından el ve ayak fonksiyonlarını yeniden kazandı. Bedriye Bolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen çeyrek asrın ardından desteksiz olarak yürümeyi başarmanın mutluluğunu yaşadığını Tedavi sonrası destek almadan yerinden kalkabildiğini ve birçok işini de kendisinin yaptığını ifade eden Bolat, "Çocuklarım beni yürürken gördüğünde çok mutlu oldu. İlaçlarımı düzenli olarak kullandığım sürece hiç problem yaşamıyorum. Çok şükür iyileştim artık. Her işimi kendim yapıyorum. Bu hastalığa yakalanan varsa beklemesin, gelsin tedavisini olsun" Ahmet Bolat ise eşinin yıllardır çeşitli merkezlerde tedavi gördüğünü, ancak yürüyemediğini belirterek, şifayı Necip Fazıl Şehir Hastanesinde yapılan tedavide bulduklarını kaydetti. Doktor Şeyda Çevik'in uyguladığı tedavisiyle eşinin ilk defa kendi başına ayağa kalkıp, kendi işini yapmaya başladığını anlatan Bolat, "Çok mutluyuz, teşekkür ederiz" diye konuştu. Nöroloji Uzmanı Şeyda Çevik de 30 yaşından bu yana Parkinson hastalığıyla mücadele eden Bedriye Bolat'a daha önce piyasadaki tüm tedavi yöntemlerinin uygulandığını, fakat vücudunun hiçbirisine cevap vermediğini ifade etti. Bağımsız hareket kabiliyetini kaybettiği için Bolat'a daha önce bölgede hiç uygulanmayan "Apomorfin infüzyon" tedavisini uygulamaya karar verdiklerini dile getiren Çevik, şunları kaydetti: "Hasta bize geldiğinde ileri Parkinson evresindeydi. Aşırı derecede titremesi ve hareketlerinde belirgin yavaşlama vardı. İlk adımı bile atmakta güçlük çekiyordu. Parkinson hastalığının tedavisi çok sınırlı sayıdadır. Hastamız piyasadaki tedavilere artık cevap veremez hale gelmişti. Biz de hastamızı 'Apomorfin infüzyon' açısından değerlendirdik ve tedaviye olumlu yanıt verdi. Artık bağımsız şekilde yatağından kalkabiliyor ve kendi isteğiyle ilk adımını atabiliyor." Şeyda Çevik, bu tarz hastaların tedavileri için bundan sonraki tedavi takip sürecinin önemli olduğunu da sözlerine ekledi. (AA)

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Önce sağlığına sonra annesine kavuştu İç savaş nedeniyle ülkesinde sığındığı barınakta ateş yakmaya çalışırken çıkan yangında ağır yaralanan Suriyeli kadın ile bebeği, Türkiye'de sağlığına kavuştu. EDES'le 750 bin engelliye ulaşıldı ANKARA - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Engelliler Destek Programı (EDES) kapsamında desteklenen projelerle, yaklaşık 750 bin kişiye doğrudan ulaşıldı, oluşturulan veri tabanlarıyla engelli bireylerin ve ailelerinin kamu hizmetlerine erişimi artırıldı. Genel bütçeden aktarılan kaynakla engellilik alanında gerçekleştirilen en büyük bütçeli ilk program olan EDES kapsamında, 2015'te desteklemek üzere seçilen 20 ilden gelecek projeler için teklif çağrısında bulunuldu. Engellilik konusunda farkındalık yaratmak, engellilerin psiko-sosyal ve tıbbi rehabilitasyonu ile engelliliğin önlenmesine katkı için başlatılan EDES, 2011 yılından itibaren her yıl düzenleniyor. Yerel dinamikleri harekete geçirerek engellilik konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen programın teklif çağrısı çerçevesinde, Afyon, Bilecik, Burdur, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Edirne, Giresun, Isparta, Karaman, KAHRAMANMARAŞ - İdlib'de yaklaşık 3 ay önce sığındıkları barınakta üşüyen çocuklarını ısıtmak için ateş yakmaya çalışan 12 çocuk annesi Fatma Hayrok, çıkan yangında 3 çocuğuyla birlikte yaralandı. Yakınları tarafından önce Suriye'deki bir hastaneye, daha sonra da ambulansla Türkiye'ye getirilen yaralılardan anne Gaziantep'te, çocuklarından ikisi Hatay'da, 1 yaşındaki diğer çocuğu ise Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Vücudunun büyük bölümünde yanıklar olduğu için 20 gün boyunca yoğun bakım ünitesinde tutulan 1 yaşındaki Kaser bebek, yaşam savaşını kazanarak, sağlığına kavuştu. Tedaviye olumlu cevap vermesine rağmen sürekli ağlaması üzerine bebeğin ailesini araştırmaya başlayan sağlık çalışanları, 25 gün sonra Kaser'in annesini Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesinde olduğunu tespit etti. Girişimlerin ardından Kahramanmaraş'a getirilen anne Fatma Hayrok ile buluşan Kaser bebek ağlamayı keserken, yaraları da hızla iyileşti. Fatma Hayrok, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin savaşta hayatını kaybettiğini, çocuklarıyla birlikte barındıkları çadırda topladığı odunları yakmaya çalıştığı sırada yangın çıktığını Yangında kendisi ve bebeği Kaser'in ağır yaralandığını belirten Hayrok, diğer iki çocuğunun ise tedavisinin ardındın Suriye'ye gönderildiğini dile getirdi. Yangından sonra yaşananları hatırlamadığını ifade eden anne Hayrok, "Kendime geldiğimde burada çocuğumla buluşturuldum. Daha sonra Hatay'da tedavi gören iki çocuğumun da Suriye'ye gönderildiğini öğrendim. Yaklaşık 2 aydan bu yana tedavi görüyorum. Şu anda sağlık durumumuz çok şükür iyi. Allah, Türk doktorlardan razı olsun" Hastanenin yanık ünitesi sorumlusu Abdülkadir Ciğer de anne ve bebeğin tedavilerinin ardından taburcu edildiğini kaydetti. Bebeğin hastaneye geldiğinde çene kısmı hariç vücudunun yüzde 35'inde 2'nci ve 3'üncü derece yanıklar bulunduğunu aktaran Ciğer, "Yoğun bakımdan çıktıktan sonra bir dizi ameliyat geçiren Kaser bebek, annesine kavuşmasının ardından hızla iyileşti. Onları mutlu ve sağlıklı görmek tüm hastane personelini mutlu etti" diye konuştu BUL- MACA Soldan sağa: 1. Küçük kitap, broşür. Deha sahibi kimse, dahi. 2. Kökboyası. 3. Bukalemun. 4. İslam ın beş şartından biri. Alkollü sert bir içki. 5. Soy, baba soyu. Kimi örtü veya çamaşırların kenarına makineyle yapılan bir tür süs. 6. Kesintilerden sonra geri kalan miktar, safi. Bir cetvel türü. Bir renk. 7. Yürek. 8. Binek hayvanı. Metal bir yüzeyi nikelle kaplama işi. 9. Boşa gitme. Yeryüzü parçası. 10. Rize yöresinde dokunan ince bez. 11. Çamaşırcı ayı. Uzaklık anlatır. 12. Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme makbuzu. İlkel silah. 13. Çocuk sahi olmuş erkek. Avrupa da bir başkent. 14. Hıristiyan, Nasranî. Yapılan iş, edim, fiil. 15. Koşut, muvazi. Berilyumun simgesi. 16. Ruh. Gözlem. 17. Matematikte sabit bir sayı. Müslüman inanışına göre, kıyamet günü bütün ölülerin toplanacakları yer. 18. Kısırlık, verimsizlik. 19. Bir halk sazı. Mimarlıkla ilgili, mimarlığa ilişkin. 20. Hastalıklı, sakat. Kaşındırıcı bir deri hastalığı. Yukarıdan aşağıya: 1. Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. Satrançta bir taş. Doktor, hekim. Oyunda kazanan ya da kaybedenin olmaması durumu, berabere. 2. Duyuru yoluyla. Vurmalı bir çalgı. Ortalama. Alüminyumun simgesi. 3. Politika. Genellikle Uzakdoğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden dolayı görülen bir hastalık. Çıplak, özgür, hür. 4. Görkem, heybet. Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. Fazla bön, enayi. 5. Takılmış ad. İlgi eki. Yankı, akis. Vilayet. Boyun eğen, kendini başkalarının buyruğuna bırakan. 6. Acıbadem ağacı. Gürültü, patırtı. Dul kadınlar. 7. Vilayet. Harmani. Akdeniz anemisi. 8. Teklif. Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak. Gümüş. Eskiden türlü eşya ve öteberinin satıldığı pazar yeri. 9. Yaprakları salata olarak yenen bir bitki. Havada beşte dört oranında bulunan, rengi, tadı, kokusu olmayan gaz. Bitki. Bir nota. 10. Köken bilimi. Tembellik. Mezar. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu Hastanenin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Arzu Şirikçi ise vücudunun büyük bölümünde yanık oluşan bebekle tüm hastane çalışanlarının ilgilendiğini belirtti. Getirildiğinde yanında kimsesi olmadığı için hemşirelerin bebeği sahiplendiğini anlatan Şirikçi, şunları kaydetti: "Arkadaşlarımız ona çok iyi baktı. Bezinden mamasına kadar akla gelebilecek tüm ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşıladılar. Adeta servisin maskotu olmuştu. Sabah mesaiye geldiğimizde ilk önce onu sevip, sonra görev yerlerimize gidiyorduk. Fakat, bu kadar ilgiye rağmen mutlu olmadığını fark ettik. Daha sonra annesini bulmak için başhekimden destek istedik. Onun da girişimleriyle anneye Gaziantep'te ulaştık ve onları kavuşturduk." (AA) Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Tekirdağ, Uşak ve Yalova'dan uygun görülen projeler kabul edilecek. Kamu kurum ve kuruluşları, il özel idareleri, belediyeler, meslek odaları ve üniversiteler programa, 21 Ağustos 2015'e kadar başvuru yapabilecek. Projelerle, bu zamana kadar yaklaşık 750 bin kişiye doğrudan ulaşıldı. Oluşturulan veri tabanlarıyla engelli bireylerin ve ailelerinin kamu hizmetlerine erişimi artırıldı. Kültür, sanat ve spor eğitimleri ve kaynaştırma etkinlikleriyle engelli bireylerin toplumla bütünleşmesi ve psiko-sosyal rehabilitasyonuna katkıda bulunmasına, engelli bireylerin ve ailelerinin görünür kılınmasına, engelliliğin ve engellilik nedenlerinin gündeme taşınmasına, farkındalığın ve bilinç düzeyinin geliştirilmesine, bilginin sosyal gruplar arasında yaygınlaşmasına destek sağlandı. EDES, uygulandığı illerde engellilik alanında sorunun kaynağında çözülmesi için fırsat oluşturmakta ve sorunu yaşayanların kendi projelerini üretmelerine, bölgedeki kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine ve dolayısıyla farklı toplum kesimlerinin bölgesel ve ulusal düzeydeki bütünleşmesine, engelli bireylerin ve ailelerinin görünür kılınmasına katkıda bulunuyor yılı EDES, Bartın, Bolu, Düzce, Karabük, Kastamonu, Sinop ve Zonguldak'a Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir ve Nevşehir eklenerek yaygınlaştırıldı, 21 ilin valiliklerine 2 milyon 999 bin 950 lira 85 kuruş kaynak aktarıldı. (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA Haziran 2015 Cumartesi TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com ANADOLU TÜRKÜNÜN HİKÂYECİSİ EMİR KALKAN B. İçerik ri ve bu amaçla içine girdikleri Emir Kalkan ın hikâyelerinin ön mücadele süreçleri zekâ ve bedensel plana çıkan unsuru içeriğidir. güç sarfıyla her yolu deneme çabaları bütün renkliliği ve canlılığı ile Kurguyu, dil ve üslubu öylesine geri plana atıyor ki varlıkları hissedilmiyor bile. Bu yönüyle bir takım tıkız tuyla sergileniyor. Fakat yazar bu tür hem dramatik hem de mizahi boyu- ve kabız modern öykülerden ayrılıyor. Kurgu, teknik, dil ve üslup hiç- ideolojik anlamda halkı sömürme hikâyelerinde Marksist yazarlar gibi bir zaman ön plana geçmemeli, yoluna gitmiyor. Onları tamamen daima içeriğin en iyi şekilde sunumu ferdî, insanî gerçeklikleri içinde için zemin ve çerçeve işlevine sahip sunuyor. olmalıdır. Yoksa kurgu, teknik, dil ve Ayrıca özellikle 12 Eylül 1980 üslup oyunlarıyla hikâye gölgede askerî darbesi öncesi dönemde kalıyor ve edebiyatın edebî olma emperyalist devletlerin tezgâhıyla vasfı yok oluyor. Emir Kalkan bu Türk gençleri sağcı solcu adı altında bağlamda oldukça başarılı bir hikâyeci olarak karşımıza çıkıyor. lar hem ülkücüler vatanı, devleti, birbiriyle savaştırılmıştı. Hem solcu- Emir Kalkan hikâye toplamının milleti emperyalizme karşı korumak içeriği geneli itibariyle Anadolu isteyen idealistlerdi. Ancak emperyalistler bir kısım solcuları zaman için- Türklüğü üzerinde yoğunlaşıyor. Özellikle de fakir, çaresiz, kendi de vatan, bayrak, devlet ve Türk düşmanı yaptılar ve kör bir Komünizm halinde, kırık hayatlar yaşamış, talihsiz, itilip kakılmış, tutunamamış, savunucusu halinde ne idüğü belirsiz ezilmiş, hayatın hep kenarında yaşamış ama zorluklarla mücadele etmiş, nalizm yönünde dönüştürdüler. Tabii milliyetsiz ve dinsiz bir enternasyo- toplumsal ve ekonomik konum itibariyle halk dediğimiz tabakanın hayatı yerli ve millî kalan solcular da oldu. bu dönüşüme direnenler de oldu yani onun hikâyesinin merkezinde yer alıyor. O, büyükşehir insanını, zenginlarını, idealist fikirler uğruna ferdî Türkiye nin bu döneminin acı sonuçleri, milletine, kimliğine yabancılaşmış, yoz, kozmopolit, eğreti tiplere olduğunu, kaybedenin Türk milleti; hayatların, aile hayatlarının nasıl yok yer vermiyor. Özellikle ama kazananın, kardeşi kardeşe kırdıran emperyalizm olduğunu anlatır. arası Anadolu Türklüğünün bütün toplumsal, kültürel, ekonomik hayatını onun hikâyeleri üzerinden izle- Emir Kalkan, Türkiye üzerinde oynanan emperyalist oyunları çok güzel mek mümkündür. Tabii daha önceki analiz eden bir hikâyecidir. ve sonraki dönemlere de göndermeler var. Milliyetçi, yerli feraseti oldukça güçlüdür. Zira bu oyunlar bugün de Emir Kalkan hikâyelerinde hem devam ediyor. olumsuz hem olumlu, hem karamsar hem iyimser, hem çirkin hem güzel Oğlunu okutmak için köyden şehre durumları iç içe görebiliyoruz. O salt taşınan, ama şehir hayatına bir türlü bir kötülük, çirkinlik ve yanlışlık alışamayıp geri köyüne dönen köylünün dramatik hayatına yer verir. yazarı değil; aynı zamanda güzellikleri, iyilikleri, olumlu değerleri de Ayrıca kahvehanede çalışan bekâr, gören bir yazar. Bu bakımdan onun yalnız, orada yatıp kalkan, devamlı hikâyelerini ikiye ayırmak durumundayız: 1. Olumsuz değer yüklü hikâşın evlenme hayallerini istismar ede- içki içen, gariban bir çaycı vatandayeleri, 2. Olumlu değer yüklü hikâyeleri. ona oynadıkları oyunları anlatır. rek onunla alay eden mahallelinin Yazarın üzerinde yoğunlaştığı başlıca konular şunlar: sıcak çorba, cıvıl cıvıl çocuklar, Mektup oyunu ve sonunda sıcak ev, I. Olumsuz Değer Yüklü yalınayak dolaşan etli butlu hatun Hikâyeleri: hayalleri suya düşen ve mekteplilerin 1. Tutunamayanlar acı şakasına dayanamayıp ölen çaycının acıklı hayatı çok etkileyicidir. Normal bir hayat içinde organik bir toplumsal konum sahibi olamamış, ya da bu konumunu kaybetmiş, de aklî melekelerini kaybetmiş, mec- Bir başka tutunamayan hikâyesin- toplum dışına itilmiş ya da kendi iradesiyle kendisini sıradan bir toplum- sonuna yer verir. zup, gariban, yalnız bir kişinin trajik sal figür olmaktan çıkarmış, kıyıda Diğer yandan köyünden şehre göçmüş, at arabacılığı yaparak geçimini kenarda kalmış, yalnız, fakir, çaresiz kişilerin hayatı yazarın dikkatini çok sağlamaya çalışan, evi olmayan ve çekiyor. hayatı boyunca ev hayaliyle yanıp Değişik sebeplerle yalnızlığa mahkûm edilmiş kişilerin dramatik jik bir şekilde ölen bir garibin hikâ- tutuşan ama ev sahibi olamadan tra- hayatları da yazarın ilgisini çeken yesi de çok etkileyicidir. konular arasındadır. Eşi ölmüş, yalnız kalmış yaşlıların acınacak yaşande de kültürlü, eğitimli, bilgili, ente- Bir başka tutunamayan hikâyesintıları, yalnızlık acısını duyumsamaları derin bir psikolojik tahlile tabi ruh hastalığı yüzünden kenarda kallektüel, iyiliksever ama geçirdiği bir tutulmuş. mış ve sonunda trajik bir şekilde intihar eden birinin hayatına yer verilir. Özellikle fakir ve gariban vatandaşların hayata tutunma çabaları, ev, Sevda vurgunu, ayyaş, rind kişilerin hayatları da oldukça ilgi çekicidir. iş, aile sahibi olma gayretleri, herkes gibi normal bir hayat yaşama taleple- (DEVAM EDECEK) Çölyak hastası Elif'e koruyucu aile SAMSUN - Samsun'da bir çocuk yuvasında kalan dört yaşındaki çölyak hastası Elif'in yaşamı, yuvada çalışan Gülümser Horuz'un minik kıza koruyucu aile olmasıyla değişti. Horuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Süleyman Yançatoral Çocuk Yuvası'nda bir yıl önce çalışmaya başladığını, yuvadaki çocuklardan Elif'in kısa sürede kendisine bağlandığını anlattı. Horuz, küçük kızın, iş çıkışlarında "Beni bırakma" diye ağlamasına dayanamayarak koruyucu ailesi olmaya karar verdiğini ifade etti. Kararını iki çocuğu ve eşiyle paylaştığını, onların da olumlu yaklaşmasıyla altı ay önce Elif'in koruyucu ailesi olduklarını belirten Horuz, karar aşamasında minik kızın çölyak hastası olmasının kendisini korkuttuğunu söyleyerek, "Çünkü yediği her şey ayrı. Ama öyle bağlandım ki artık o da gözüme görünmedi" Horuz, Elif'in evlerine geldikten sonra kreşe gittiğini, kendisinin de işe devam ettiğini anlatarak, işteyken Elif'i özlediğini, onunla daha çok vakit geçirmek, gezdirmek, eğitimiyle ilgilenmek için işinden ayrılmaya karar verdiğini aktardı. Horuz, şunları söyledi: "Bir hafta önce de işten kesin olarak ayrıldım. Şimdi oyun oynuyoruz çoğunlukla. Gezmeye parka gidiyoruz. Sahile gidiyoruz, denize taş atmayı seviyor. Lise çağında bir kızım var, onunla arası çok iyi. Ağabeyiyle arası çok iyi." Elif'in altı ayda konuşmasının düzeldiğini söyleyen Horuz, "Bakışları bile değişti. Görenler öyle söylüyor. Kendine öz güveni geldi. Yuvadakinden çok farklı, daha mutlu. Kendine ait bir şeyleri oldu. Yatağı, giysisi. Orada ortaktı. Eşim, kızım çok destek oldular. Yakınlarım çok destek verdi. Teyzemi, anneanne biliyor" diye konuştu. Horuz'un OMÜ Ziraat Fakültesi'nde öğretim üyesi eşi Ayhan Horuz (47) da Elif'i çok sevdiğini, evden uzaklaştığında küçük kızı çok özlediğini, iş dönüşü Elif'in kendisini kapıda karşıladığını Horuz, "Öz çocuklarımdan hiçbir farkı yok. Sanki yıllardır tanıyor gibiyiz" ifadelerini kullandı. (AA)

12 12 haber 13 Haziran 2015 Cumartesi Liderler ve gençler ayrı dil kullanıyor Siyaset diline tercüme! Partilerin ekonomi kurmayları piyasaları değerlendirdi WASHINGTON - ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jeff Rathke, "DAEŞ'e karşı mücadelenin tüm kollarında Türkiye ile güçlü bir ortaklığımız var. Türkiye burada kilit bir rol oynuyor" Rathke, günlük basın toplantısında bir soru üzerine ABD Başkanı Barack Obama'nın G7 Zirvesi'nin yapıldığı Almanya'dayken sarf ettiği, "Irak ve Suriye'ye yabancı savaşçı akışını engellemek için daha fazla gelişme sağlanması gerektiği" yönündeki sözlerine atıfta bulundu. Bu konuda Türkiye ile işbirliği de İSTANBUL - Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile piyasa beklentisinin üzerinde büyüyerek, kesintisiz büyüme dönemini 22. çeyreğe taşıdı. Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) ilk çeyrekte piyasa beklentisi olan yüzde 1,6'nın üstünde yüzde 2,3 büyürken, bunda iç talepte geçen yılın son çeyreğinde başlayan canlanma etkili oldu. Bu verilerin ardından Türkiye ekonomisi 2009 yılı 3. çeyrekten itibaren 22 çeyrektir kesintisiz büyümesini sürdürmüş oldu. Büyümenin alt detayları incelendiğinde, bu yılın ilk çeyreğinde özel tüketim harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye seçim sonrası oluşan siyasi tablodan çıkacak koalisyonu tartışırken, Habertük teki bir haber çarpıcıydı. Osman Girgin soruyor gençler yanıtlıyor. Sorulara ve bazı cevaplar çok düşündürücüydü. (Özetle) SORU: Koalisyon nedir? CEVAP: Ekmeleddin İhsanoğlu! SORU: Azınlık hükümeti nedir? CEVAP: Azınlıkların kurduğu hükümet mi?... Yabancıların gelip kurduğu hükümet olabilir! Bu sorulara gençler tarafından böyle cevapların verildiği Türkiye nin Cumhurbaşkanı ve siyasi partilerin genel başkanları kurulacak koalisyonun şekli-şemali üzerine tezler geliştiriyor. ERDOĞAN Gençlerin genel kültürü böyle diye ülke hükümetsiz kalacak değil elbette! Buna vurgu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne dedi? "Tüm siyasi partileri ülkenin geleceği için sorumluluk almaya davet ediyorum. Kimse ben deme hakkına sahip değil. Herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümeti kurmalı " Cumhurbaşkanına göre; hangi siyasi olursa olsun, "ben" deme hakkına sahip değildir. "Biz" demek zorunda Ki, 7 Haziran seçimleri hayırlara vesile olsun Erdoğan bunun da çağrısını yaptı: Tüm siyasi partileri ülkenin geleceği için sorumluluk almaya davet ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak görevimi yerine getireceğimden kimse şüphe duymasın. Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda da aynı yönde çağrıda bulundu: "Herkes egosunu bir kenara koymalı, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı ve devlette devamlılık esastır anlayışıyla devam edilmelidir." Siyaset diline tercümesi: Tarafsız bir cumhurbaşkanı gibi davranacağım DAVUTOĞLU AK Parti nin 81 ilde miting yapan tek parti olduğunu, bu yönüyle gerçek bir Türkiye partisi olduğunu, 37 ilde temsil edilemeyen bir partinin ülkeyi idare etme iddiasının olamayacağını söyleyen AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millete küsmek olmaz diyerek, sonuçları herkesin sindirmesi gerektiğini ifade etti. AK Parti nin yenilenerek yoluna devam edeceğinin altını çizen Davutoğlu, Bundan sonra da belirleyici aktör olmak üzere, biz hiçbir alternatifi devre dışı bırakmadan, hangi adımı atmak gerekiyorsa bunu atacağız. Biz kapıları hiçbir zaman kapatmadık. Siyaset kapılarını hep açık tuttuk. Bu çerçevede daha ilk geceden başlayarak siyasi kapıları kapatanların tekrar değerlendirme yapmaya ihtiyaçları var. AK Parti de yerleşmiş bir ahlaki ilke var. Şahsi çıkarlarımızdan daha önemli olan partimizin geleceğidir. Partimizden de daha önemli olan ülkemizin çıkarlarıdır Türkiye DAEŞ ile mücadelede kilit ülke dahil koalisyon çabalarında bazı ilerlemeler katettiklerini belirten Rathke, "Ancak yabancı savaşçılarla mücadelede daha fazlasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. DAEŞ'e karşı mücadelenin tüm kollarında Türkiye ile güçlü bir ortaklığımız var. Türkiye burada kilit bir rol oynuyor ve onlarla ortaklığa ve yakından çalışmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı. Rathke, başka bir soru üzerine, "Türkiye'nin bu konuda zaten ek adımlar attığına" işaret ederek, "Yabancı savaşçı akışını durdurmada tüm koalisyon üyelerinin yapabileceği daha fazla şeyler yüzde 4,5 ile beklentilerin üzerinde artış kaydederken, ilk çeyrek büyümesine yüzde 3,5 katkı yaptı. Aynı dönemde devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 2,5 artarken, mal ve hizmet ihracatı yüzde 0,3 daraldı. Halk Yatırım'ın Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı ise ilk çeyrek büyüme oranındaki düşüşün, hizmetlerin beklenenden yüksek katkısıyla kısmen sınırlandığını ifade etti. Büyüme modeli olarak, geçen yılın son çeyreğinde gözlemledikleri geleneksel modele dönüşün, yani iç talebin ağırlıklı olduğu büyümenin, bu yılın ilk çeyreğinde Siyaset diline tercümesi: Koalisyona hazırız KILIÇDAROĞLU CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı gibi, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. "Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıları çözmek istiyoruz" mesajı veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Herkes bilsin ki, verdiğimiz sözleri hayata geçirmek için, değerlerimizi koruyarak, parti içinde ortak akılla değerlendirmeler yapacağız. Amacımız, ülkemizi bulunduğu sıkıntılı durumdan bir an evvel çıkarmaktır. Bu amaçla, var gücümüzle çalıştığımızdan kimsenin şüphesi olmasın." Siyaset diline tercümesi: Koalisyon kurmaya hazırlanıyoruz BAHÇELİ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki gün Twitter da, Her seçim bir yenilenme ve önümüzdeki yıllar için yepyeni bir sayfa açılması demek. Fakat bu temiz sayfa yazılırken dünü unutmak ne mümkün! demesinin ardından, partisinin il başkanları ve milletvekillerine koalisyon modelleri hakkında konuşma yasağı getirdi. Yasak, cep telefonu mesajı ile iletildi. Buna göre il başkanları ve milletvekilleri seçim sonuçları ve koalisyon modelleri hakkında basına herhangi bir açıklama yapamayacak. Siyaset diline tercümesi: Kurmak istediğimiz koalisyona kimse zarar vermesin DEMİRTAŞ HDP Genel Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, koalisyon tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Parlamentoda sıkı bir muhalefet yapmaya hazırız. Koalisyonlardan da, erken seçimden de korkmayalım" Siyaset diline tercümesi: Siz koalisyon kurun biz yükselişimizi sürdürelim var" diye konuştu. Suriye ile sınırı olan Türkiye'nin sığınmacı akışı, insani kriz gibi konularda savaştan en fazla etkilenen ülkelerden biri olduğuna işaret eden Rathke, Türkiye'nin DAEŞ ile mücadeledeki istekliliğine dikkati çekti. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest da günlük basın toplantısında bir soru üzerine, yine Obama'nın sözlerini hatırlattı ve "Türkiye'nin attığı bazı adımlar bu konuda yapıcı olmaya yönelik istekliliğini gösteriyor ama daha fazlasını yapabileceklerine ve yapmaları gerektiğine inanıyoruz" Türkiye 22 çeyrektir büyüyor... daha da belirginleştiğini vurgulayan Tokalı, zayıf küresel büyüme ortamında net dış talebin "eksi" katkısı belirginleşirken, özel sektörün hem tüketim hem de yatırım harcamalarındaki kıpırdanmasının büyümeye destek olduğunu belirtti. Odeabank Başekonomisti İnanç Sözer de Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde beklentilerin ötesinde yüzde 2,3 büyüdüğünü aktararak, özel tüketim harcamalarının yüzde 4,5 ile tahminlerin üzerinde artarak iç talebin büyümeye yüzde 3,5 katkı yaptığı ilk çeyrekte, dış talebin büyümeyi yüzde 1,2 aşağı çektiğini Endişe yersiz ANKARA- TBMM'de temsil edilmeye hak kazanan partilerin ekonomi kurmayları, seçimlerinin ardından piyasalardaki gelişmeleri değerlendirdi. Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Gaziantep'ten yeniden milletvekili seçilen AK Parti Ekonomi İşleri Başkan Yardımcısı Nejat Koçer, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile beklentilerin üzerinde büyüdüğünü belirterek, bunun AK Parti'nin bir başarısı olduğuna Seçimlere gidilirken istikrar vurgusu yaptıklarını anımsatan Koçer, "AK Parti istikrar arayışına devam edecektir. Partimiz sorumluluk duygusu olan, ülkenin kazanımlarını korumak zorunda olan bir partidir. Dolayısıyla toplumdan gelen uzlaşı çağrılarını en iyi şekilde okuyup, yeniden Türkiye'nin hayatına monte etmek zorundadır. Bu anlamda AK Parti'nin hükümet kurma noktasında sorumluluk duygusuyla hareket edeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı. Koçer, erken yapılan agresif açıklamaların vatandaşlar tarafından izlendiğine işaret ederek, Türkiye'nin kazanımlarını kaybetmemesi gerektiğini vurguladı. Koalisyon görüşmelerinin hızının da bu noktada önem taşıdığını kaydeden Koçer, "Seçmen bir mesaj vermiştir. Ülkeyi kaosa sokmayacak bir model bulunursa, ekonomik istikrar süreci bundan daha az etkilenir. Ancak herkes kendi menfaatini ortaya çıkarır, kapılar şimdiden kapatılırsa, bunun ekonomiye etkileri farklı olur. Türkiye için böyle bir şey dilemiyoruz. Sorumluluk duygusu içerisinde şartların en iyi noktada olmasını arzu ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Koçer, iş dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının çağrısını da olumlu bulduklarını söyleyerek, "Türkiye'de uzlaşı esas olmalı. Sadece koalisyon dönemleri değil, her dönemde uzlaşının esas olması gerekir. Uzlaşı kültürünün gelişmesi de önemlidir" diye konuştu. Kişilerin ve kurumların geleceğinden korkması, yatırımların durması durumunda, ekonominin farklı bir noktaya geleceğine dikkati çeken Koçer, böyle bir ekonomiyi toparlamanın daha zor olacağını dile getirdi. İzmir'den milletvekili seçilen CHP'nin ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke de yıpratılmış demokrasi değerleri ve bunların ekonomiye yansımalarının makro ekonomik dengelerin 2008'den itibaren bozulmasına neden olduğunu savunarak, bu bozulmaya müdahale etmek ve müdahale ederken de bunun uzlaşı içinde yapılması talebini halkın sandıkta söylediğini ifade etti. Bugün seçim sonrası ekonomide karşılaşılan dalgalanmanın bozulmuş dengenin üzerine yöneticilerin bina ettiği gereksiz koalisyon korkusunun sonucu olduğunu savunan Böke, piyasaların bundan sonraki seyrinin tamamen demokratik teamüllerin ve hukuk kurallarının tam işletilip işletilmemesine bağlı olduğunu kaydetti. Böke, "Eğer Cumhurbaşkanı, demokrasinin kuralları içinde kalarak hükümetin oluşmasına ilişkin demokratik teamülleri sırasıyla gerçekleştirirse piyasalar sakinleşecek ve her şey rayına oturacaktır" ifadesini kullandı. İş dünyasının uzlaşı çağrısını da olumlu bulduğunu dile getiren Böke, sorunların çatışarak değil, uzlaşı ile çözümleneceğini Böke, "Bu anlamda yaptıkları çağrı olumludur ve sandıklar da gösteriyor ki halk bizden kavga değil uzlaşı bekliyor. İş adamlarının çağrısı da sandıklardan çıkan sonuç doğrultusundadır" şeklinde konuştu. CHP'nin hazırladığı ekonomi programında, ekonomi politikalarında yapılan tüm hataların tek tek tespit edildiğini ve ekonomiyi tekrar büyüme kanalına sokacak kapsamlı bir modelin kamuoyuna sunulduğunu anlatan Böke, "Türkiye'nin gündemini iyi okuyan, meselelere soğukkanlı yaklaşabilen, belirsizliği ortadan kaldırabilecek CHP, milletin verdiği mesajı sorumluluk olarak üzerine almıştır ve diğer partilerin de bu mesajı iyi değerlendirmesi gerekmektedir" MHP'den Uşak milletvekili seçilen eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da siyasi parti liderleri ve partilerdeki karar alıcıların, uzlaşmacı bir görüş ortaya koymalarının gerekli olduğunu belirtti. Yılmaz, "Bunun sonucunda da bir hükümet ortaya çıkarmak için herkes gayret ederse, bu ülkemize faydalı olacaktır. Bunun da kısa sürede yatırımcının nezdinde risk algılamasını azaltması ve dolayısıyla ülkeye olan güvenin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Parlamentoda HDP İstanbul Milletvekili olarak görev yapacak Sezai Temelli de piyasalarda yaşanan hareketliliğin seçim öncesi başladığını belirterek, "Piyasalardaki ilk tepki doğal bir tepki. Piyasalarda yine AK Parti'nin tek başına hükümet kurma beklentisi hakimdi. AK Parti'nin tek başına hükümet kurma olasılığı ortadan kalktıktan sonra böyle bir tepki, defansif bir tepkidir, normal karşılıyoruz" Temelli, kısa zaman sonra siyasetteki gelişmelere göre piyasaların tepkilerini daha normal değerlere çekeceğini ifade ederek, "Hükümet kurma olasılığı var olduğu sürece piyasalar normalleşir. Hükümet kurma olasılığı da bugünkü dağılıma baktığımızda var, gözüken bir şey" şeklinde konuştu. Erken seçimin piyasaları olumsuz etkileyeceğini savunan Temelli, "Çünkü şu an için Meclis tablosu erken seçimden öte bir hükümet kurulabilirliğini gösteriyor. Buna rağmen bir hükümet çıkartamazsa bu parlamento, doğal olarak erken seçim kararına bağlı olarak piyasalar olumsuz etkilenir" değerlendirmesinde bulundu. (AA)

13 dış dünya 13 Haziran 2015 Cumartesi 13 Enbar'daki 1,5 milyon kişi için destek çağrı yapıldı KONYA - AA muhabirine bir süre önce bölgeye yaptığı ziyarete ilişkin izlenimlerini aktaran Beyatlı, DAEŞ'in Irak'taki bütün illerde insanlık dışı muamelelerde bulunduğunu Tuzhurmatu'nun Emirli kasabasında onlarca Türkmen'in DAEŞ tarafından hunharca katledildiğini ifade eden Beyatlı, "Emirli, ambargoya tabi tutularak haftalarca gıdasız ve susuz kaldı. Gerçekten çok acı günler yaşıyoruz. İslamiyet ile alakası olmayan bir örgüt. Bunlar Şii'sini, Kürt'ünü, Türk'ünü, Arap'ını açıkça vurmaktadır" diye konuştu. Enbar vilayetinin kent merkezini kontrolü altında tutan DAEŞ'in, geçen hafta Ramadi Barajının kapaklarını kapattığını anımsatan Beyatlı, bölgedeki Habbaniye başta olmak üzere birçok ilde su sıkıntısı yaşandığını bildirdi. Beyatlı, Fırat üzerindeki barajın bölgenin en önemli su kaynağı olduğunu vurgulayarak, "DAEŞ'in Ramadi Barajını ele geçirmesiyle kapakları kapatması o bölgenin tümüyle ölümü demektir. Enbar'da yaşayan 1,5 milyon insanın etkileneceği kesindir. Bu insanlar ya ölecek ya da göç etmek zorunda SARAYBOSNA - ABD'li Tuğgeneral Giselle Wilz, Bosna Hersek'teki NATO Karargahı Komutanlığı görevini, Tuğgeneral Christopher Petty'den devraldı. Başkent Saraybosna'daki NATO Karargahı'nda düzenlenen devir teslim töreninde konuşan yeni NATO Karargahı Komutanı Wilz, Saraybosna'daki NATO Karargahı'nın komutanlığını yapacak olmaktan onur duyduğunu belirterek, NATO'nun Bosna Hersek vatandaşlarının hizmetinde olmaya devam edeceğini vurguladı. Bosna Herseklilerin güvenliği ve refahı için çalışacağını aktaran Wilz, "Sabırsızlıkla görev bekliyorum. Bu görevin benim için büyük bir tecrübe olacağına inanıyorum" ifadesini kullandı. Bosna Hersek'teki görevi sona eren Petty de bir yıllık görev süresi içerisinde yakın işbirliği içinde olan kurum ve kişilere teşekkür ederek, yerine göreve başlayan yeni komutanın bilgisi, tecrübesi ve eğitimiyle NATO'nun bu ülkedeki çalışmalarına önemli katkı sağlayacağını söyledi kalacak. Enbar'ın en önemli geçim kaynağı tarım. Buna dünyanın dikkatini çekmek gerekir. Böylesine bir insanlık dramı yaşanmadan gerekenin yapılması lazım" ifadesini kullandı. DAEŞ'in Irak'ın kuzeyindeki bazı barajları ele geçireceği yönünde bilgi aldıklarını aktaran Beyatlı, terör örgütünün güneydeki Ramadi Barajına ineceğinin ise tahmin edilmediğini belirtti. Beyatlı, Irak ordusu ve Haşd-i Şa'bi milislerinin Musul'u DAEŞ'in elinden kurtarmaya çalışırken Enbar'ın unutulduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Musul'u düşünürken Enbar elden gitti. DAEŞ gün geçtikçe daha da yayılmaktadır. Şii bölgesinin sınırlarına dayanmıştır. Su verilmezse Irak'ın sadece bir bölgesi değil güneyi de çok ciddi etkilenecektir. DAEŞ çok ciddi bir stratejik hamle gerçekleştirdi. Bu hamle oradaki insanları göçe zorluyor. Geçmişte Ramadi'den Bağdat'a göç eden insanlar bu kente alınmazken bu olaydan sonra Bağdat sınırında büyük yığılmalar olacaktır. Bağdat insanlık dramının merkezi olacaktır." Enbar'da yaşayanların büyük Ailesine kavuşacak olmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Petty, "Yine de bugün benim için üzücü bir gün. Burada iyi arkadaşlıklarım oldu" Devir teslim törenine ayrıca, Bosna Hersek Savunma Bakanı Marina Pendeş, Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri yetkilileri, ABD'nin Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Aydın Beyatlı, Irak'ta terör örgütü DAEŞ'in Ramadi Barajının kapaklarını kapatmasından Enbar'da yaşayan 1,5 milyon insanın etkilenmesinin beklendiğini belirterek, "Bu insanlar ya ölecek ya da göç etmek zorunda kalacak. Buna dünyanın dikkatini çekmek gerekir. Böylesine bir insanlık dramı yaşanmadan gerekenin yapılması lazım" çağrısında bulundu. çoğunluğunun Araplardan oluştuğuna işaret eden Beyatlı, şunları kaydetti: "Enbar'daki Sünni kardeşlerimiz, Necef ve Kerbela'daki göçmen Şii kardeşlerimiz, Kürtler ve Araplar DAEŞ'ten zarar görmektedir. DAEŞ'in bu zulmü karşısında birlikteliğimizin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu etnik gruplar DAEŞ karşısında bir araya gelmelidir. Terörün karşısında tek yumruk olmalı. Bugün Enbar'da bu tehlike yaşanıyor, dün Musul ve Kerkük'te yaşandı, yarın Erbil ve Zaho'ya da sıçrayacaktır. Birliktelik olursa DAEŞ'i başımızdan defederiz." DAEŞ'in 2 Haziran'da Fırat nehri üzerindeki Ramadi Barajının tüm kapaklarını kapattığı ve kentin doğu bölgelerine giden suyu kestiği bildirilmişti. Irak'ın yüz ölçümü bakımından en büyük vilayeti Enbar'ın merkezi Ramadi, yaklaşık iki haftadan bu yana DAEŞ'in kontrolünde bulunuyor. Irak ordusu ve Haşd-i Şa'bi milisleri, kentin geri alınması için 26 Mayıs'ta operasyon başlatmıştı. (AA) Bosna Hersek'te NATO'ya kadın komutan Saraybosna Büyükelçisi Maureen Cormack, İngiltere'nin Saraybosna Büyükelçisi Edward Ferguson, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Bosna Hersek Delegasyonu Şefi Jonathan Moore ve diğer konuklar katıldı. (AA) Ukrayna'nın amacı NATO'ya üye olmak KİEV - Ukrayna Parlamento Başkanı Yardımcısı Andriy Parubiy, ülkesinin amacının NATO'ya üye olmak olduğunu belirtti. Başkent Kiev'de, Ukrayna-NATO Parlamentolar arası konsey toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Ukrayna-NATO Parlamentolar Arası Konsey Eş Başkanı Andriy Parubiy, parlamentonun Avrupa- Atlantik entegrasyonunun önceliklerini öngören ulusal güvenlik, iç ve dış politikasının prensiplerini belirleyen yasal değişiklikleri yaptığını hatırlatarak, Ukraynalıların büyük bir kısmının ülkesinin NATO'ya üyeliğini desteklediğini belirtti. "Bizim amacımız, Ukrayna'nın amacı, NATO'ya üye olmaktır" diyen Parubiy, "Doğuda savaşan askerler, sadece Ukrayna'yı değil, belki de, çağdaş dünyayı da savunuyor. Çünkü, Putin, sadece Ukrayna'ya karşı değil, belki de yıllar önce kurulan ve NATO'nun da garantörlerinden olan dünya güvenlik sistemi için meydan okuyor" diye konuştu. Ukrayna- NATO Parlamentolar arası Konsey Eşbaşkanı, NATO Parlamenterler Asamblesi üyesi Reinel Andreychuk da, yıllarında Kiev'deki olaylar sırasında şiddet uygulayanlara karşı yaptırımların uygulanmasını istediklerini hatırlatarak, Ukrayna'nın geçmiş ile gelecek arasında bir seçim yaptığını, bunun Rusya tarafından bir tehdit olarak algılandığını ve Kırım'ı yasa dışı olarak işgal ettiğini ve doğuda saldırganlıklara başladığını dile getirdi. Andreychuk, Ukrayna'nın bağımsızlık için mücadele verdiğini kaydederek, uluslararası topluluğun bu durum karşısında Ukrayna'yı desteklemesi gerektiğini "Rusya'nın bir bedel bedel ödemesi gerektiğini" de belirten Andreychuk, ülkesinin NATO'ya üye olmayı isteyip istemediğine Ukrayna halkının kendisinin karar vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Toplantıda konuşan Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak da, günümüzde Ukrayna'nın doğusunda 42 bin 500 Rus askeri ve ayrılıkçı güçlerin bulunduğunu kaydederek, bunun 33 binden fazlasının yasa dışı ayrılıkçı silahlı çete üyesi olduklarını dile getirdi. Poltorak, günümüzde ayrılıkçılara karşı operasyonların sürdürüldüğü doğuda, 53 bin Ukrayna askerinin yer aldığını, ülkesinin 5 ayda savunma sektörüne ayrılan bütçenin yüzde 80'nini harcadığını hatırlatarak, hiç bir ülkenin Ukrayna'ya silah satmak istemediğini ve ülkesinin sadece kendi savunma sanayinde ürettiği silahları kullandığını (AA) Ban: Din adına işlenen suçlar aslında dine karşı BULMACANIN ÇÖZÜMÜ ASTANA - Kazakistan'da düzenlenen 5. Dünya ve Geleneksel Din Liderleri Kongresi'nde, dinlere en büyük zararın din adına işlenen suçların verdiği düşüncesi ifade edildi. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in ev sahipliğinde, üç yılda bir yapılan, Dünya ve Geleneksel Din Liderleri Kongresi'nin beşincisi, başkent Astana'daki Barış ve Uyum Sarayı Piramit'te yapıldı. Kongreye Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto'nun yanı sıra 42 ülkeyi temsilen 80 heyet katıldı. İslamiyet, Hristiyanlık, Musevilik, Budizm, Şintoizm, Taoizm ve diğer geleneksel dinlerin liderleri ile temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen kongrede, dinler arasında diyalog ve ortak alanların geliştirilmesi konuları ele alındı. Tolerans kültürünün gelişmesi, karşı görüşlere ortak saygı ile medeniyetler çatışmasına karşı ortak çabanın gösterilmesi amacıyla düzenlenen kongrenin bu yılki teması "barış ve kalkınma adına dini liderler ve politikacıların diyalog oluşturması" oldu. Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev, konuşmasında İslam dinini kendi aşırılıkları ve terörizmlerine gerekçe olarak kullananların dinlerine kötülük yaptığını Dünya güvenliği için diyaloğu artırmanın şart olduğunu belirten Nazarbayev, etnik, dilsel, dinsel ve kültürel farklılıkların her zaman olacağını ama barış ve manevi uyum içinde yaşamayı öğrenmek gerektiğini vurguladı. Gelişen teknoloji nedeniyle, dinler arasındaki düşmanlık ve çatışmadan kaçınmanın daha önemli hale geldiğine dikkati çeken Nazarbayev, "İslam dinini kendi aşırılıkları ve terörizmlerine gerekçe olarak kullanan kimseler dinlerine en büyük kötüğü yapıyor" Etnik ve dini çatışmaların yanlış politikalar doğurduğunu savunan Nazarbayev, iç çatışma yaşayan ülke sayısının günümüzde arttığını kaydetti. Soğuk Savaş'ın yeniden yaşanmaması için uyarılarda bulunan Nazarbayev, savaşlar ve anlaşmazlıkları çözmek için BM ve tüm uluslararası güvenlik mekanizmalarının kullanılması gerektiğini BM Genel Sekreteri Ban da din adına işlenen suçların aslında dine karşı olduğunu vurgulayarak tüm dini liderleri tolerans ve uzlaşı etrafında kalmaya çağırdı. Ban, Kazakistan'ın 15 yıl önce başlattığı Dünya ve Geleneksel Din Liderleri Kongresi'nin, dünyanın aşırılık ve terörizmden muzdarip olduğu bu günlerde farklı anlam kazandığını ifade etti. İki 2003 yılında Avrupa, Asya ve Afrika'dan 13 ülkeden din, liderlerin katılımıyla gerçekleşen kongre 3 yılda bir yapılıyor. Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev inisiyatifiyle başlatılan etkinliğe ilk desteği Vatikan vermişti. (AA)

14 14 13 Haziran 2015 Cumartesi TURİZM Güneydoğu'nun "Boğaz Köprüsü" feribotcuları turizme yönlendirdi Karadenizlinin gözü Kuveytli turistlerde TRABZON - THY'nin Ramazan Bayramı'ndan itibaren Kuveyt'ten Trabzon'a direkt sefer başlatmasıyla, Körfez ülkelerinden gelen turistlerin en fazla ilgi gösterdiği bölgeler arasında yer alan Doğu Karadeniz'de turizmde hareketliliğin artacağı öngörülüyor. DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuveyt'ten Trabzon'a yapılacak direkt seferler kapsamında, DOKA ve THY tarafından Kuveyt'in en büyük alışveriş merkezlerinde bir süre önce ortak bir tanıtım etkinliği düzenlediklerini anımsattı. Kaldırım, Kuveyt'ten Doğu Karadeniz'e yoğun bir ilginin olduğunu belirterek, "Bu yoğun ilgi, bölge ekonomisine de önemli bir katkı yapacak. Bölgeye hayran kalan Kuveytli yatırımcı ve turistler bölgeye akın edecek" Trabzon ve Rize'nin, Arap turistler konusunda önemli mesafeler aldığını vurgulayan Kaldırım, "Yeni destinasyonlar olarak Ordu, Giresun, Artvin ve Gümüşhane illerini de tanıtımlarımızda ön plana çıkarıyoruz. Bu illerimizde çok ilgi çekiyor. Ordu-Giresun Havalimanının açılması da Kuveyt'te bulunan acenteler tarafından ilgiyle karşılandı. Havalimanımız da bölge turizmine büyük katkısı olacak" şeklinde konuştu. Kaldırım, bölgeye gelmek isteyen turizmcilerin önceliğinin kaliteli hizmet olduğuna dikkati çekerek, "Kaliteli konaklama talebi bize çok geliyor. Bölgemizde doluluk oranları yüzde 100. Bazen gelen talepleri karşılamakta yetersiz kalıyoruz" ifadesini kullandı. Doğu Karadeniz ile ilgili yapılan etkinliklerden memnun ayrıldıklarını dile getiren Kaldırım, Kuveytli turist ve yatırımcıların ilgisinden memnun olduklarını Kaldırım, bölge turizminde istenilen hedefe ulaşması için önemli bir adım daha attıklarına işaret ederek, şunları kaydetti: "Ramazan Bayramı'ndan itibaren ilk seferler bu ülkeden başlayacak. Haftada düzenlenecek 3 sefer ile en az 500 turist ilimizi ziyaret edecek. Bu rakam çok daha artacaktır. Böylelikle artık Trabzon, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olmaya adaydır. Her geçen yıl artan turist sayısı, yapılacak olan yatırım ve tanıtımlarla daha da artacaktır." ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Haziran 2015 Cumartesi Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT ADIYAMAN - Güneydoğu'nun "Boğaz Köprüsü" olarak nitelendirilen 610 metre uzunluğundaki Nissibi Köprüsü'nün açılmasıyla atıl duruma düşen feribotların sahipleri, doğacak turizm fırsatından yararlanmak istiyor. Adıyaman'ın Gerger ilçesi ile Şanlıurfa'yı birbirine bağlayan Nissibi Köprüsü'nün hizmete açılmasıyla yöredeki feribot taşımacılığı da sona erdi. Bölgede iki yaka arasındaki geçişlerini 25 yıldır feribotlarla yapan vatandaşlar, köprünün hizmete girmesi üzerine hem daha kısa sürede hem de daha az maliyetle geçiş sağlamaya başladı. Köprünün kullanılmaya başlamasıyla atıl duruma düşen feribotların sahipleri ise geçimlerini turistik turlar düzenleyerek sağlamaya hazırlanıyor. Feribot işletmecisi Musa Yılmaz (66), yaklaşık 25 yıldır taşımacılık yapan ve günlük ortalama 100 araç geçişi sağlayan iki feribotun atıl duruma geldiğini Yıllardır hiç kaza yaşamadan yolcu ve araç geçişini sağladıklarını belirten Yılmaz, "Bölgede 25 yıl boyunca 10 ortaklı iki feribotla 200 kişi geçimini sağladı" Köprünün yapılmasını bölge halkı için "büyük bir nimet" olarak değerlendiren Yılmaz, kendilerinin de köprünün yapılmasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. Bölgedeki insanların yıllardır iki yaka arasındaki geçişleri feribotla sağladığını anlatan Yılmaz, Antik kentte 2 bin yıllık tuz sahası bulundu MUĞLA - Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi'ndeki 3 bin yıllık tarihe sahip Kaunos antik kentinde yürütülen çalışmalar sırasında, 2 bin yıllık tuz sahası gün yüzüne çıkarıldı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İztuzu Plajı'nın üniversitelerine devredilmesinin ardından bölgede bilimsel anlamda da çalışma yürüttüklerini Prof. Dr. Cengiz Işık başkanlığındaki ekibin bölgede çalışma yaptığını belirten Harmandar, doğal güzellikleri bakımından "cennetten bir köşe" diye nitelendirilen Dalyan ağzının antik dönemlerden kalan pek çok tarihi eserle önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Bölgedeki çalışmalar sırasında tuz üretilen bölgeye rastladıklarını vurgulayan Mansur Harmandar, şöyle konuştu: "Çalışmalar sırasında, İztuzu bölgesinde tuz üretilen 48 tava ortaya ortaya çıkarıldı. Önümüzdeki günlerde alan için proje hazırlayarak, turizme kazandıracağız. Antik dönemde yapılan çalışmaların canlandırılacağı bir proje üzerinde çalışıyoruz. şunları kaydetti: "Çocukluğumuzda 'kelek' adı verilen ilkel sallarla karşıya geçilirdi. 25 yıldan beri benim de içinde bulunduğum 10 ortaklı iki feribotla ulaşımı sağlıyorduk. Günde ortalama 100 araç ve onlarca yayayı iki yaka arasında taşıyorduk. Köprünün açılmasıyla iki feribot da atıl duruma düştü. Bu köprü bölgede yaşayan insanların hayaliydi ve nihayet o günler geldi. İşletmecilik açısından kayıp yaşayabiliriz ama önemli olan vatandaşın sağlıklı ve kolay ulaşımı." Yılmaz, atıl durumda kalan iki feribotun modernize edilerek turizmde kullanılabileceğini ifade etti. Bu konuda Adıyaman Valiliği ve Gerger Kaymakamlığına müracaat ettiklerini belirten Yılmaz, "Artık turistlere yöneleceğiz. Adıyaman ve Şanlıurfa'daki turistlere görsel zenginliklerle dolu bir yolculuk vadediyoruz. Bu konuda tek isteğimiz, bunun altyapısının oluşturulması, turistlerin yönlendirilmesi ve iyi bir tanıtım. Şayet bu tanıtım gerçekleşirse ulaşım konusunda bizler hazırız. Turistler, Gerger, Çünküş ve Adıyaman arasında onlarca tarihi mekan ve Nemrut Dağı'nı görme fırsatı bulacak" diye konuştu. (AA) Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 13 Haziran 2015 Cumartesi Galatasaray, Prandelli ile anlaştı... İSTANBUL - Galatasaray Kulübü, görevine son verilmesinin ardından Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) 4,5 milyon avroluk tazminat davası açan İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli ile anlaştı. Sarı-kırmızılı kulüp, İtalyan çalıştırıcı ve yardımcılarına toplam 2 milyon 990 bin avro ödenmesi konusunda anlaşmanın sağlandığını açıkladı. Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar AŞ'nin, Borsa İstanbul'a gönderdiği ve Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda da yer alan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Futbol takımımızın eski teknik direktörü Cesare Prandelli ve yardımcıları Renzo Casaletto, Giambattista Venturati, Gabriale Pin, Silvia Berti ve Vincenzo Di Palma tarafından Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar AŞ aleyhine CAS nezdinde açılan davalarda taraflar arasında uzlaşmaya varılarak, Prandelli ve yardımcılarına toplam 2 milyon 990 bin avro ödenmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır. Tüm ödemeler yapıldıktan sonra, CAS nezdinde askıya alınan davalar konusunda, davacılar tarafından CAS'a bildirim yapılarak davalar sona erdirilecektir." Avrupa Oyunları'na hazırız Beşiktaş'ta oynuyor olmak heyecan verici ANKARA - Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek Avrupa Oyunları'na hazır olduklarını belirterek, "Tam kadro yer alacağımız oyunlarda sporcularımızın hepsinin madalya şansı var" Şahin, AA muhabirine, Haziran'da gerçekleştirilecek oyunları, 2016 Rio Olimpiyatları'na puan verdiği için önemsediklerini Rusya'da düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası'nda 2 altın, birer gümüş ve bronz madalya aldıklarını hatırlatan Şahin, aynı başarıyı Azerbaycan'da tekrar etmek istediklerini dile getirdi. Şahin, 4'ü erkek 8 milli tekvandocunun Bakü'de tatamiye çıkacağını belirterek, "Avrupa Oyunları'na hazırız. Tam kadro yer alacağımız oyunlarda sporcularımızın hepsinin madalya şansı var. Avrupa'da ilk 16'ya giren ülkeler oyunlara kotayı aldı. Dolayısıyla çok güçlü ülkeler gelecek. Ancak sporcularımız, son dönemki performansını gösterir ise Azerbaycan'da iyi ve başarılı sonuç alacakları kanaatindeyim. 'Dört madalya alırız' diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Dünya Tekvando Şampiyonası'ndan sonra milli sporcuların aynı ciddiyetle çalışmalarını sürdürdüğüne dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti: "Bir rehavet kesinlikle söz konusu olamaz yılından 2015'e geçerken bazı sporcularımız çok iyi gitmedi. Ancak 2015'in başından itibaren teknik heyet çok ciddi çalışmalarla 5 ayın içinde çok muazzam başarılar elde etti. Hem turnuvalarda hem de dünya şampiyonasında arka arkaya gelen başarılarla toparlandılar. Tarihi bir başarıya ulaştılar. En son 1996 ve 2001 yıllarında dünya şampiyonu çıkarmıştık. Bu da rehavet olmadığını, hırslı bir şekilde çalıştıklarını gösteriyor." Avrupa Oyunları'nın açılış töreninde, oyunlar bayrağını milli tekvandocu Servet Tazegül'ün taşıyacağına dikkati çeken Şahin, bunun "güzel bir karar" olduğunu Servet'i dünyanın tanıdığını belirten Şahin, "Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu sporcu. Türkiye için de büyük onur, gurur. Bütün Avrupa içinde bayrağı Servet'e taşıtmak güzel bir hadise, biz bununla gurur duyuyoruz" diye konuştu. Şahin, Servet Tazegül'ün sadece şampiyon bir sporcu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Dünya tekvandosunda çok farklı bir yere sahip. Son dünya şampiyonasında en teknik, en iyi sporcu seçildi. Bundan bir yıl önce Servet'in problemleri de vardı. Bazı maçlarda yenildi ama her zaman unutmamak lazım, 'altın çamura düşmekle değerini kaybetmez'. Zaman zaman sporcuların performansı düşebilir, bu çok normaldir. Büyük sporcu, büyük zamanlarda çok büyük işler yapabilen sporcudur." (AA) İSTANBUL - Beşiktaşlı futbolcu Tolgay Arslan, siyah-beyazlı takımın formasını giymenin kendisini mutlu ettiğini Tolgay Arslan, kulübün çocuklara yönelik çıkardığı Yavru Kartal Dergisi'nin haziran ayı sayısında yer alan röportajında, "Beşiktaş'ta oynuyor olmak heyecan verici. Almanya'da da mutluydum ama Beşiktaş bir başka" ifadelerini kullandı. Kulübe yeni geldiğini ancak uzun yıllar aynı kulüpte oynayıp şampiyonluklar yaşayacağına inandığını belirten Tolgay, iyi bir futbolcudan önce iyi insan olmayı hedeflediğini vurgulayarak, "Sonrası zaten kendiliğinden gelişecektir. Hele ki Beşiktaş gibi bir takımda forma giyiyorsanız kötü bir insan olarak burada hiç şansınız olmaz. Beşiktaş felsefesi olan bir kulüp" diye görüş belirtti. Geride kalan sezonda göçebe hayatı yaşadıklarını kaydeden siyah-beyazlı futbolcu, "Biliyorum ki tüm Beşiktaşlılar yuvalarını yani Vodafone Arena'yı çok özlediler. Umuyorum ki bir an evvel orada maçlarımızı oynamaya başlarız ve nice şampiyonluklara ulaşırız. Taraftarımız bunu hak ediyor" değerlendirmesinde bulundu. Gaziantepspor a hoca dayanmıyor GAZİANTEP- Okan Buruk ile yollarını ayıran Gaziantepspor, son 10 yılda 17'inci teknik direktörünü eskitti. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, sezonundan beri şimdiki adıyla Spor Toto Süper Lig'de kesintisiz olarak yer alan Gaziantep ekibi, teknik direktör konusunda istikrarı yakalayamadı. Sezon başında teknik direktörlüğe getirilen Okan Buruk'la yolların ayrılmasıyla son 10 yılda 17'inci teknik direktörünü eskiten kırmızı-siyahlı ekipte yeni teknik direktör arayışları sürüyor. Gaziantepspor, yeni hocasıyla anlaşmasıyla 10 yılda teknik direktörlük koltuğuna 18. ismi oturtmuş olacak. Gaziantepspor'un son 10 yılda hocalığını yapan isimler arasında Tolunay Kafkas'ın farklı bir yeri bulunuyor. Genelde puan bandında sezonu tamamlayan Gaziantepspor, Kafkas ile 59 puan topladı ve sezonu 4. sırada tamamlayarak Avrupa vizesi aldı. Kafkas yönetimindeki Gaziantepspor, UEFA serüvenine ikinci ön eleme turunda başladı. Bu turda Rusya'nın Minsk takımıyla eşleşen kırmızı-siyahlı ekip, Minsk'te oynanan ilk karşılaşmayı 1-1'lik eşitlikle tamamlarken, sahasındaki maçı 4-1 kazanarak bir üst tura yükseldi. Üçüncü ön eleme turunda Polonya'nın Legia Varşova takımıyla eşleşen Gaziantep ekibi, ilk maçta sahasında 1-0 mağlup oldu. Deplasmanda aradığı golleri bulamayınca karşılaşma golsüz berabere bitti. Bu sonuçla Gaziantepspor'un Avrupa macerası da sona erdi. Işıl Alben yuvaya döndü İSTANBUL - Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nin son şampiyonu Galatasaray Odeabank, eski oyuncusu Işıl Alben'i yeniden kadrosuna dahil etti. Sarı-kırmızılı formayla sezonunda lig şampiyonluğunun yanı sıra Avrupa Ligi ve Türkiye Kupası sevinci yaşayan tecrübeli oyuncu, 1 yıllık aranın ardından yuvaya döndü. Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Can Topsakal, geçen sezonu Rusya'nın Dinamo Kursk takımında geçiren Işıl Alben ile 2+1 yıllık anlaşma sağladıklarını açıkladı.

16 13 Haziran 2015 Cumartesi Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri, yaşlı ya da felçli oldukları için kollarını kullanamayan insanların hayatını kolaylaştırmak için, kafa hareketiyle kontrol edilebilen tekerlekli sandalye yaptı. Kafa hareketiyle çalışan tekerlekli sandalye yaptılar TRABZON - Proje danışmanı olan KTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Sevim gözetiminde, son sınıf öğrencileri Ahmet Yüksel ve Sedat Dikici tarafından hazırlanan "Elleri ve Kolları Olmayan ya da El ve Kol Becerisini Kaybetmiş Kişilerde Engelli Aracı Kullanımı" projesi, elini ve kolunu kullanamayan insanların hayatını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Projeyi hazırlayan öğrencilerden Ahmet Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir gün yolda gezerken kolu olmayan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir vatandaşın dikkatini çektiğini belirterek, "Tek koluyla tekerlekli sandalyesini hareket ettirmekte oldukça zorlanıyordu. Bu durum beni üzdü. Bu gibi engelleri bulunan insanlara nasıl yardımcı olabilirim diye düşündüm. Bu kapsamda arkadaşım Sedat Dikici ile bir araya geldik. Yaptığımız araştırmalar sonunda söz konusu projeyi hazırlayarak çalışmalara başladık" Yüksel, projenin hayata geçmesinin Süpürgeciler teknolojiye direniyor BALIKESİR - Balıkesir'in Manyas ilçesinde, yok olmaya yüz tutmuş süpürgecilik mesleğini sürdüren 4 Roman aile, gelişen teknoloji karşısında ayakta kalma mücadelesi veriyor. İlçede, eşi Gülnazik Açıl ile 40 yıldır süpürgecilikten geçimini sağlayan Fikri Açıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu işten eskisi kadar iyi para kazanamadıklarını Manyas'ta 20 yıl öncesine kadar tarım alanlarının çevresinde süpürge otu yetiştirildiğini belirten Açıl, "Tarla sahipleri, bu otları süpürgecilere verir, karşılığında evlerinde kullanmak üzere süpürge alırdı" Son yıllarda ilçede süpürge otu yetiştiren kalmadığını, tarlaların tamamında çeltik üretildiğini dile getiren Açıl, bu nedenle süpürge otunu Edirne ve Bulgaristan'dan temin ettiklerini anlattı. Açıl, bir kilogram süpürge otunu 6-7 liraya aldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: "Bir kilogram süpürge yaklaşık 6 aylarını aldığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hedefimiz öncelikle elleri, kolları olmayan ya da bu uzuvlarını kullanamayan insanların hayatını kolaylaştırabilmek adına, basit kafa hareketleriyle engelli aracının kullanımı sağlamak. Bu kapsamda engelli bireylerin kimseye ihtiyaç duymadan tekerlekli sandalyelerini kullanabilmelerini sağlamak için elektronik tasarım hazırladık. Hazırladığımız projeyle engelli insan sayısını azaltamayız ama onların insanlara bağlı yaşamasını engelleyebiliriz." Sedat Dikici de projelerinin, TÜBİ- TAK sanayi odaklı bitirme projeleri kapsamında 4 bin lira destek aldığına işaret ederek, "Projeye ilk olarak tasarım olarak başladık. Ardından uygulama aşamasına geçtik ve projemiz yaklaşık 6 aylık bir süreci kapsadı" ifadesini kullandı. Projeyi titiz bir çalışma sonucunda hayata geçirdiklerini vurgulayan Dikici, "Projemizin kas erimesi hastalığı olan insanlar için de önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Sonuçta yaş ilerledikçe, kasların zayıflaması ve vücudun ağırlaşmasıyla el ve kol becerileri yeterli olmuyor. Kas erimesi hastalığıyla yaşamını sürdüren yakın bir arkadaşım var. Bu projenin arkadaşıma ve onun gibi olan hastalara gerçekten fayda sağlayacağını düşünüyorum" Dikici, ürettikleri aracın çok kolay çalıştığını da dile getirerek, şunları söyledi: "Prototip olarak ürettiğimiz aracımız bir şapka yardımıyla çalışıyor. Şapkanın içerisinde sensörler var ve bu sensörler gerekli sinyalleri üretiyor. Açılar değiştiği zaman oluşan farklı değerlere göre tekerlekli sandalye hareket ediyor. Bu farklı değerleri kullanarak sandalyenin kontrolünü sağlamış oluyoruz. Yapmamız gereken sadece kafa hareketleriyle aracımıza yön vermek. O nedenle herhangi bir kas gücü gerektirmiyor." (AA) otundan bir süpürge zor çıkıyor. Bir süpürgeyi ise 10 liraya zor veriyoruz. Süpürgeleri Eskişehir, Afyonkarahisar ve Konya'ya toptan satıyoruz. Balıkesir civarında perakende olarak da satıyoruz ancak fazla değil. Haftada yaklaşık 200 süpürge imal ediyoruz. Eskiden her evin kapısının arkasında bir süpürge bulunurdu, şimdi ise rağbet yok. Çocuklarımızın da bu işe merakı yok çünkü kazancı çok düştü. İşin zorluğu, aldığımız paraya değmiyor. Bu işin fırınlaması, ayırması ve bağlaması hepsi ayrı bir iş, onun için emeğimizin karşılığını alamıyoruz." Bu gidişle süpürgeciliğin Manyas'ta tamamen yok olacağını vurgulayan Açıl, ilçede bunun dışında gelir sağlayacak uğraş bulmakta zorlanacaklarını sözlerine ekledi. (AA) İnci kefalinin zorlu yolculuğu belgesel olacak VAN - Dünyada sadece Van Gölü'nde yaşayan ve her yıl üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde tatlı su kaynaklarına gerçekleştirdiği göçle eşsiz görüntüler oluşturan inci kefalinin zorlu yolculuğunu kayıt altına almak için YYÜ Su Ürünleri Fakültesi, Doğa Gözcüleri Derneği ve sualtı görüntü yönetmeni Ceylan tarafından çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, balık göçünün en iyi izlendiği Erciş ilçesindeki Deliçay bölgesinde çalışma yapan Doğa Gözcüleri Derneği Başkanı ve YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ile yönetmen Ceylan, inci kefalinin suyun akışının tersine yüzerek üremesini belgeliyor. Prof. Dr. Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, inci kefalinin Van Gölü'nün endemik türü olduğunu anımsatarak, görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan ile göl suyunun tuzlu ve sodalı olması nedeniyle üremesini tatlı sularda gerçekleştiren inci kefalinin göç esnasındaki sırrını su altında görmeye çalıştıklarını İnci kefalinin, göç sırasında önüne çıkan doğal ve yapay engelleri büyük bir çabayla aştığını anlatan Sarı, "Tahsin hocam balıkların su altı kamerasıyla görüntülerini çekiyor. Göç, yumurtlama, sürü oluşturma ve atlama davranışlarını, Tahsin hocamın çektiği görüntülerle anlamaya çalışıyoruz. Bunu anladığımız zaman, göçteki bilinmeyenleri biraz daha azaltmış olacağız. Azalttığımızda da inci kefalinin korunmasında önümüzdeki yıllarda geliştireceğimiz stratejileri, bunların üstünde kurgulamış olacağız" diye konuştu. Sualtı görüntü yönetmeni Ceylan ise "inci kefali babası" olarak gördüğü Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın isteği üzerine kente geldiğini bildirerek, inci kefali göçünün en iyi izlendiği Deliçay'da çekim yaptıklarını ifade etti. İnci kefalinin neslinin tehlike altında olduğunu ve korunması gerektiğini Doğa Gözcüleri Derneği ve sualtı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan işbirliğiyle hazırlanan proje ile Van Gölü'ndeki tek balık türü olan inci kefalinin üreme döneminde gerçekleştirdiği zorlu yolculuğun bilinmeyenleri çözülmeye çalışılıyor. vurgulayan Ceylan, doğaya ve yaşama katkı sağlamak amacıyla balıkların göçünden görüntüler aldığını dile getirdi. Ceylan, önceki yıllarda da dünya serbest dalış rekortmeni Şahika Ercümen ile Van Gölü'ne dalış gerçekleştirdiğini hatırlatarak, gölün bambaşka bir ekosistem ve bilim insanları için laboratuvar olduğunu kaydetti. Akdeniz, Ege Denizi yerine Van Gölü'ne gelmeyi tercih ettiğini ve Van'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirten Ceylan, bu yıl ekim ayında da gölde çekimler yapacaklarını ve ortaya çıkan bilgileri bir kitapta toplayacaklarını sözlerine ekledi. (AA) Yetersiz beslenmenin ilacı: Spirulina BANGUİ - Dünyanın en yoksul ülkelerinden Orta Afrika Cumhuriyeti'nde çocuklardaki yetersiz beslenmeyle mücadeleye protein ve vitamin bakımından zengin deniz yosunu spirulina yardımcı oldu. Bu bitki, bazı tıp merkezlerinin yardımıyla çocuklardaki yetersiz beslenmenin ilacı haline getirildi. Kapsül, tablet ya da toz haline getirilebilen bitki, şubatta başkent Bangui'deki 5 merkezde tedavi amacıyla kullanılmaya başlandı. Başkentin 7. bölgesindeki bir kliniğin müdürü olan Andre Freddy Lemmonier, AA muhabirine açıklamasında, 0-5 yaşındaki çocuklara ücretsiz olarak spirulina bazlı tedavi uygulandığını Lemmonier, "Sardalyaya eklenen spirulina, çocuklardaki yetersiz beslemeyle mücadelede ideal bir besin. Spirulina, C hariç çocukların güçlerini toplaması için gereken neredeyse tüm vitaminleri içeriyor" Aynı bölgedeki 30 çocuğun tedavi gördüğü başka bir merkezin sağlık görevlilerinden Natacha Dapounet de muayene ve testlerden sonra yetersiz beslenen çocuklara sardalya ile spiruliana tozu takviyesi yapıldığını vurguladı. Dapounet, daha sonra tedavinin devamı amacıyla ebeveynlere çocukları için bir miktar spirulina verildiğini belirtti. Bangui'nin 7. bölgesindeki başka bir merkezin beslenme uzmanlarından Felicienne Magout ise bu tedavinin uygulandığı merkezleri ziyaret edenlerin sayısının her geçen gün arttığını, başkentin uzak bölgelerinden bile gelenler olduğunu ifade etti. Ancak bu tedavinin uygulandığı merkezlerde çalışan uzmanlar, yardımların sınırlı olduğuna, teknik ve maddi imkanların yetersizliği nedeniyle spirulina ekiminin çok az yapılabildiğine dikkati çekti. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) son raporuna göre, ülkede yetersiz beslenme oldukça vahim durumda. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), geçen yıl Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki iç savaş nedeniyle sağlık sisteminin çöktüğünü, 2,5 milyondan fazla çocuğun tamamen insani yardıma muhtaç olduğunu belirtmişti. UNICEF, ağır yetersiz beslenme sorunu yaşayan 5 yaş altındaki 5 bin çocuğun da tedavi göremediğini vurgulamıştı. (AA)