Değerli dinleyicilerimiz yılının yeni bir Ülkemizden Kadın gündemiyle karşınızdayız. Önce haber başlıklarına bakalım.

Transkript

1 ÜLKEMĠZDEN KADIN GÜNDEMĠ HAZIRLAYAN: ZEYNEP YILDIRICI Değerli dinleyicilerimiz yılının yeni bir Ülkemizden Kadın gündemiyle karşınızdayız. Önce haber başlıklarına bakalım. - ÇOCUK GELĠN HAREKÂTI SONRASI BĠNLERCE KIZ ÖĞRENCĠ OKULU BIRAKTI. -"DOĞUM KONTROL HAPI HAKTIR, SGK KAPSAMINA ALINSIN" - TRT'YE GÖRE 'MÜHENDĠSLĠK ERKEK ĠġĠ. - ERKEK SIĞINMA EVLERĠ BOMBOġ. - ĠMAM NĠKÂHIYLA ÇOCUK EVLENDĠRMEK SUÇTUR. - KADIN GAZETECĠLERDEN AÇIK MEKTUP: "CĠNNET" DEĞĠL CĠNAYET. - KADIN HEM EVDE, HEM ĠġTE ÇALIġIYOR. - KADINA ġġddete 'KEMAN' CEZASI. -'KIZLI - ERKEKLĠ' EĞĠTĠM KAMPANYASI. - KOMĠK HABERLER - KUZEY KIBRISLI FEMĠNĠSTLER KAZANDI. - REDHACK'TEN BĠR HACK DAHA. - SĠNEMADA DURUMUMUZ MECLĠSTEN BETER. - YOL KESĠP GÖĞÜS SIKMAK TACĠZ DEĞĠLMĠġ. -TBMM'DE KADIN VE ERKEK VEKĠLLER AYRI TOPLANTI YAPMALI. -ÇOCUK GELĠN HAREKÂTI. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, son olarak 12 sinde evlendirilip 14 ünde ölen Kader Erten in dramıyla gündeme gelen çocuk gelin sorununa çözüm için Adalet, Gençlik ve Spor, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile çalışma başlattı. Toplumsal duyarlılığın artırılması için çalışma yapacak olan kurumların belirlediği işbirliği başlıkları şöyle:

2 MUHTARLARA BİLGİ Bakanlıklar ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan personelin bu konuda duyarlılıkların arttırılmasına yönelik eğitimler ve çalışmalar yürütülecek. Kanuni düzenleme için çalışmalar yapılacak. Muhtarlar bilgilendirilecek ve muhtarlar kanalıyla konu ailelere bildirilecek. Zorunlu eğitime devam etmeyen çocuklar eğitime yeniden kazandırılacak. HUTBEYE GİRECEK Okullarda velilere bilgilendirme yapılacak. Erken gebeliklerin zararları anlatılacak. Hutbe ve vaazlarla toplum bilinçlendirilecek. Kanaat önderleriyle işbirliği yapılacak. ÇOCUK Gelinlere Hayır Platformu ile de görüşme yaptıklarını belirten Bakan Ayşenur İslam: Hem yasama, yürütme, yargı organları ile hem de STK lar ve gönüllü kuruluşlarla birlikte yapılacak çalışmalarla, Türkiye nin bu önemli problemden kurtulacağına inanıyorum. dedi SONRASI BĠNLERCE KIZ ÖĞRENCĠ OKULU BIRAKTI. İki yıl önce eğitime getirilen yeni sistemi protesto etmek isteyen 502 KESK üyesine açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Kızılay'da iki yıl önce düzenlenen ve polis müdahalesiyle sona eren eylemine ilişkin 502 KESK yönetici ve üyesine açılan davanın görülmesine başlandı. "Sanık" KESK Başkanı Lami Özgen, savunmasında yasayı eleştirirken "Bu yasa pedagojik değildir; özgür, eşit, laik değildir. Elbette buna karşı çıkacağız, karşı çıkmayıp da ne yapacağız" diye sordu. Eğitim-Sen Başkanı Ünsal Yıldız, Siirt'te 14 yaşındaki çocuk gelinin intihar ettiğine dikkat çekerek "Bu yasadan sonra on binlerce kız öğrenci okulu bıraktı. Çocuk gelinler çoğalacak" dedi.

3 Bu yasanın hiçbir tarafının eğitim bilimleri ile ilgisi yok. İnanç özgürlüğüne ciddi engeller getiriyor. Yasayla erkekler çıraklığa gidecek, kızlar eve kapatılacak. -DOĞUM KONTROL HAPI HAKTIR, SGK KAPSAMINA ALINSIN. Doğum kontrol haplarının SGK kapsamına alınması için kampanya başladı. İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu, hapların sadece tedavi amaçlı değil, gebelik önleme için de ücretsiz olması gerektiğini söylüyor. Doğum kontrol haplarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alınması için change.org da imza kampanyası başlatıldı. Berna Karael in başlattığı kampanyada, önceden sağlık ocaklarınca ücretsiz verilen, SGK reçeteleriyle ücretsiz alınabilen bu hapların şu anda güvence dışında olduğuna ve birçok kadının ilaca erişimi olmadığına dikkat çekiliyor. Eczanelerin verdiği bilgilere göre, doğum kontrol hapları 26 Haziran 2012 den beri SGK sisteminde pasif ilaç kategorisinde. Yani SGK ilaç ücretini hiçbir koşulda karşılamıyor. Doktorlar, doğum kontrol haplarının sadece tedavi amaçlı değil, gebelik önleme amaçlı kullanıldığında da devlet tarafından karşılanması, bunun bir üreme sağlığı hakkı olduğu görüşünde. Doğurganlık baskıyla teşvik ediliyor İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu ndan jinekolog Gülnihal Bülbül, doğum kontrol haplarının gebeliğin önlenmesinin yanı sıra kist tedavisi, adetlerin düzenlenmesi, adet sancısının ortadan kaldırılması, yumurtalık kanserinden korunma gibi ana nedenlerle tedavi amaçlı kullandığını hatırlattı. Doğum kontrol haplarının hem gebelikten korunma hem de üreme sağlığı açısından vazgeçilmez bir yeri olduğunu vurguladı. Eskiden bu hapların tedavi amacıyla kullanıldığında sosyal güvence kapsamında olduğunu söyleyen Bülbül, Devlet kürtaj hizmetini kısıtlıyorsa, kadının gebe kalmaması için tüm hizmetleri ücretsiz ve erişilebilir sunması lazım dedi. Devlet üreme sağlığı haklarını önemsiyorsa, bu hizmeti de sunması lazım. Doğum kontrol hapları SGK kapsamına alınırken bir takım şartlar konması da doğru değil.

4 Kadının ne zaman, kaç çocuk sahibi olacağına karar verme hakkı vardır te Kahire de imzalanmış üreme sağlığı bildirgesinde Türkiye nin de imzası var. Üreme sağlığı haklarını savunan bir ülkeysek, bunun yöntemleri konusunda yardım etmemiz gerekiyor. Bu hapların SGK kapsamında olmaması, etik olmadığı gibi bilimsel de değil. Ayrıca bunlar güvence kapsamına alınmayacak kadar pahalı ilaçlar da değil. -TRT'YE GÖRE 'MÜHENDĠSLĠK ERKEK ĠġĠ. TRT Diyanet TV geçtiğimiz günlerde "Yeni Güne Merhaba" adlı program için Gıda Mühendisleri Odası'ndan "bay" gıda mühendisi katılımı talep etti. Etiketleme konusunda görüş bildirecek "bay mühendis" talebini GIDAMO 'ayrımcılık' gerekçesiyle geri çevirdi. Sonrasında da "erkek mühendis talep etme gerekçeleri" soruldu. TRT'nin verdiği yanıt dikkat çekiciydi: "Mühendislik gibi konularda ağırlıklı olarak erkek konuklara yer veriliyor." TRT Anadolu Kanal Koordinatörü Osman Gökmen'in imzalı olarak, Gıda Mühendisleri Odası'na gönderdiği cevapta adeta "bazı işleri kadınlar bazı işleri de erkekler yapar" denildi. Erkeklerin yapacağı işler olarak da itfaiye, kombi hizmetleri, kuru temizleme gösterildi. Kadınlar için ise psikoloji, çocuk, sanat, el becerileri gibi alanlar işaret edildi. Osman Gökmen adına verilen cevap şöyle : "Söz konusu program yaş grupları farklı da olsa; ağırlıklı hedef kitlesi kadınlardan oluşan bir programdır. Programda sağlık mühendislik günlük yaşam (itfaiye, Kombi ambulans hizmetleri, beyaz eşya, kuru temizleme) gibi konularda gerek stüdyoya davet edilen, gerekse röportaj yapılarak VTR şeklinde yayınlanan bölümlerde; ağırlıklı olarak erkek konuklara yer verilmektedir. Diğer taraftan psikoloji çocuk sanat el becerileri evlilik gibi alanlarda; izler kitlenin beklentilerini ele alarak, kadın konuk ağırlıklı bir tercihte bulunabilmektedirler." TMMOB'ne bağlı kadın mühendisler e-posta grupları üzerinden TRT'nin açıklamasına tepki gösterdi. Kadınlar bir devlet kanalının kadın mühendislerden görüş almamasını "ayrımcılık" olarak niteledi. Kadınlar ayrıca, "Gıda mühendisliği gibi oda üyeliklerine kadın oranının yüzde 58 olduğu bir meslek grubunda kadın temsili konusunda bunu yapanlar, diğer mühendisliklerde kadın temsiline dair neler yapmaz?" diye sordu.

5 -ERKEK SIĞINMA EVLERĠ BOMBOġ. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca Türkiye'deki 2 ilde erkekler için açılan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'ne (ŞÖNİM) aradan geçen 1 yılda sadece 1 erkek başvurmuş. Aynı dönemde ŞÖNİM'lere başvuran kadın sayısı ise 3 binin üzerinde. Şiddete maruz kalan kadınlar için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi'ne ilişkin kanun kapsamında Mayıs 2012'de Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) açılması kararı alındı. Kaçma, sığınma, barınma, sağlık, hukuksal destek gibi konularda 'Tek kapı' mantığı ile hizmet vermeyi amaçlayan ŞÖNİM'ler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kontrolünde 14 ilde kuruldu. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Denizli, Trabzon, Şanlıurfa, Antalya, Bursa, Malatya, Mersin ve Samsun'da bulunan ŞÖNİM'lere bağlı toplam 14 kadın sığınma evi varken, erkekler için ise ŞÖNİM'e bağlı sadece İzmir ve İstanbul'da birer erkek sığınma evi mevcut. Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) Müdürü Nermin Figen Özer, 2013 yılında İstanbul ŞÖNİM'e 4 bin 919 kişinin başvurduğunu belirtti. Başvuruların 3 bin 152'sinin kadın, bin 767'sinin ise çocuk olduğunu kaydeden Özer başvuruda bulunan 3 bin 152 kadından ise 2 bin 769'unun kadın konuk evine yerleştirildiğini söyledi. İstanbul ŞÖNİM'e bağlı erkek sığınma evi ise 2 ay önce açıldı. ŞÖNİM'e başvurup tedbir kararı alan erkek sayısı ise yalnızca 1. Mağdur olduğu gerekçesiyle erkek sığınma evine yerleşen erkek konuk evinde sadece 1 hafta kalmış. Erkek sığınma evinin bulunduğu bir diğer il ise İzmir. İzmir ŞÖNİM müdürü Gülsen Özkan'dan alınan bilgiye göre de 3 aydır açık olan konuk evine hiçbir erkek sığınma ihtiyacı olduğu gerekçesiyle başvuruda bulunmadı ve konuk evinde kalmadı. Türkiye'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı 2 erkek sığınma evi de şu anda bomboş. -ĠMAM NĠKÂHIYLA ÇOCUK EVLENDĠRMEK SUÇTUR.

6 Çocuk haklarını koruma sözleşmesine imza atmışız, kanun yapmışız, ama ne uygulayan ne de uygulamayana ceza veren var... Oysa çocuk evlilikleri resmen yasak, göz yumanlar da suçlu Nazan Moroğlu Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı, konuyla ilgili soruları yanıtladı. -Çocuk gelin yarası nasıl kurutulur? Her şeyin başı eğitim. Eğitim eğer her çocuğun insan hakkı olarak verilirse, kesintisi eğitim uygulanırsa, en azından ergenlik çağına kadar okulda kalacak. Türkiye eğer eğitim sisteminde çocukların kalmasını sağlayabilirse, çocuk gelinler olayı biter. Ama bu nasıl yapılacak? Bir yandan yoksulluk var. Çok çocuklu ailelerde sofradan bir boğaz eksilecek. Zaten anne eğitim almamış, o da Kader'in olayında olduğu gibi bir çocuk gelin. Çocuk gelin olmanın mağduriyetini yaşamış olsa bile kısır döngü içinde. - Bu kısır döngü nasıl kırılır? Yıllardır diyoruz ki, okul öncesi eğitimden başlayarak "kadın hakları", "çocuk hakları", "insan hakları" konusu ders müfredatına konsun. Aile içi şiddet, anlatma yolu seçilebilir ama okul öncesinden konulmalıdır. Okul öncesinden biz böyle bir nesil yetiştirmeye çalışırsak 10 yıl sonra yeni bir nesil ortaya çıkar, diyoruz. -Küçük bir kız çocuk bu, bilse ne fark eder? Çok fark ediyor. Okul öncesi rehber öğretmenlerle bu projeyi yürütüyoruz sayılı ailenin korunmasına dair bir yasa vardır, onunla başladık. Okullarla işbirliği içinde, Milli Eğitimin bizlere izin verdiği ölçülerde bu projeyi yürütüyorduk. Önce rehber öğretmenlere seminer veriyorduk, sonra da çocuklara yönelik eğitime geçiyorduk. Başlıca destek Ortaçağ'dan -Diğer ülkelerle karģılatırınca durum nedir?

7 Gelişmiş ülkelerde çocuk gelin sayısı çok düşük, belki göçle gelen grup var, ama gelişmekte olan Nijer, Kongo gibi ülkelerde yüzde 50'nin üzerinde. Kuveyt, Suudi Arabistan, BAE'de İslami kurallar var, İslami anlayışa göre buluğ çağına gelen her kız evlendirilebilir. Dolayısıyla 12 yaşında, hatta onun altında bile evlendiriyorlar. Şeri hükümlerle yönetilen ülkelerde böyle. Mısır'da medeni kanunları var, ama şer'i kanunları da seçebiliyorsunuz. Suriye'de anayasa var, evlilik yaşı var, ama aynı Türkiye'deki gibi İslami anlayışı sürdürenler anayasaya rağmen erken yaşta evlilikler yaptırabiliyor. -Türkiye laik bir ülke ama yasalar mı iģlemiyor? İmam nikahı diye "evlililiği kuruyorum" diyenler, Ceza Kanunu açısından suçlu. Bunu bilen, küçük yaşta çocuğunu evlendiren anne baba suçlu, ilköğretim çağında okuldan çocuğunu alan, Ceza Kanunu karşısında suçlu. İmam suçlu. Tanık olan ve yapan, onaylayan herkes suçlu. Hukuk uygulanabilse diyeceğiz, ama devletin çivisi çıktıysa, hukuk olmayınca nefes de almak mümkün değil. Sokakta kadın cinayeti de işlenir, çocuklar gelin de edilir. Ne yazık ki... Ne çocuk ne miras hakkı var -Sadece imam nikahı ile evlenen kadının hakları neler? Türkiye laik bir ülke ve bütün yurttaşlar Medeni Kanun'a uymak zorunda. Uymadığınız zaman yasadışı bir evlilik oluyor. Evlenen kızın hakları da kısıtlı. Hiçbir zaman eş olarak miras alamıyor, çocuğunun velayetini talep edemiyorlar. Medeni Kanundan yararlanamıyor. Evlilik yaşını 17'ye düşürdüler. Prof. Nazan Moroğlu, çocuk gelin sayısının vahim olduğunu söyledi. Daha da vahimi, bildiğimiz rakamların gerçeği tamamen yansıtmaması. İşte bazı veriler: arasındaki resmi rakamlara imam nikahı ile, yani evlilik yaģı altındaki çocukların evlendirildiği merasimler dahil değil! Hangisi geçiyor?

8 18 yaş altında, mesela 16 yaşında da hakim kararıyla evlendirildiyse, onları biliyoruz. 2002'de değiştirilen Medeni Kanun'la kız ve erkek çocuklar için evlilik yaşı 17 oldu. Halbuki Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış, pek çok uluslar arası anlaşmaya da imza atıyoruz, ama uygulama gelince uygulamıyoruz. Çocuk hakları Sözleşmesi diyor ki, 18 yaşını doldurana kadar herkes çocuktur". Ama Medeni Kanun'da evlilik yaşı 17. -KADIN GAZETECĠLERDEN AÇIK MEKTUP: "CĠNNET" DEĞĠL CĠNAYET. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu, "Cinnet değil cinayet" başlıklı bir açıklamayla gazetecilere "Erkek şiddetini, kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktan vazgeçin" dedi. Son günlerde gazetelerde yer alan erkek şiddeti haberlerinden örnekler veren kadın gazeteciler, cinayet haberlerindeki "cinnet getirdi" söylemine dikkat çekti. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, "cinnet"in anlamını açıklayan Türkiye Gazateciler Sendikası Kadın Komisyonu, haberlerdeki söylemi eleştirerek meslektaşlarına "Kadınları katleden tüm bu erkekler 'delirmiş' olabilir mi? Mesele bu kadar basit mi? Bu şekilde cinayeti meşrulaştırmış olmuyor muyuz?" diye sordu. Kadına yönelik erkek şiddetinin "delilik"le, "bir an için delilik belirtisi göstermek"le açıklanacak bir olgu olmadığına dikkat çekilen açıklamada "Bu ayrımcılığı, şiddeti, cinayetleri meşrulaştıran, olağanlaştıran ifadelere haberlerimizde ve yazılarımızda yer vermekten artık vazgeçmemiz gerekiyor" denildi. -KADIN HEM EVDE, HEM ĠġTE ÇALIġIYOR "Kadının Görünmeyen Emeği: İkinci Vardiya" araştırmasına göre, ev işlerinin paylaşımında lehine bir değişim olsa da esas sorumluluk hala kadınların omuzlarında. İş yerinin yanı sıra evde de mesai harcayan çalışan kadın, evde eşinden gerekli desteği göremiyor. Evde tamirat ve bakım işlerini yapan, salata yapmaya, sofra kurup kaldırmaya yardım eden erkek, kadının yükünü en çok çocuk bakımında paylaşıyor.

9 Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Anka Kadın Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Suna Başak, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevgi Kıngır ve Anka Kadın Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Şehnaz Yaşar'ın gerçekleştirdiği* "Kadının Görünmeyen Emeği: İkinci Vardiya" *başlıklı araştırma sonuçlandı. Geçen yıl Türkiye de kadınların is gücü ne katılım oranının yüzde 28,7 olduğunu gösteren OECD verilerine göre, Türk kadının yaklaşık dörtte biri, karşılığı ödenen çalışma yani "birinci vardiya" içerisinde yer aldı. Çalışma hayatında yeri artsa da kadınların ev içi işlerin yükünü taşımayı sürdürdüklerini ortaya koyan araştırmada, ev ve çocuk bakımı konularında harcanan emekte, kadınların eşlerinden destek aldığı ancak işlerin büyük kısmını tek başına yaptığı görülüyor. Araştırmaya göre, evde kadınların yaptığı işlerin başında çamaşır yıkamak geliyor. Kadınların yüzde 85,3'ü, erkeklerin yüzde 3,3'ü çamaşır yıkarken, evlerde bu işin birlikte yapılma oranı yüzde 8,2. Evde erkeklerin yemek pişirme oranı yüzde 2,9 olurken, yemek hazırlamak için çiftlerin mutfağa birlikte girme oranı ise yüzde 14,5. "Kadın işi" olarak adlandırılan bu işlerin yanında kahvaltı hazırlama, salata ve yardımcı yemek yapma, evin süpürülmesi ve ortalığı toplamada erkeğin yardımı artıyor. Evde erkeğin tek başına yaptığı işlerin başında yüzde 68,9'luk oranla tamirat, onarım ve bakım işleri geliyor. Taksit ve faturaların ödenmesini de yüzde 50,9'luk oranla erkekler üstleniyor. -Eşler, hasta çocukla birlikte ilgileniyor? Ev içi işlerle kıyaslandığında, kadın ve erkeğin birlikte en çok mesai harcadığı alan çocuk bakımı. Kadının sorumluluğu erkeğe göre daha fazla olsa da çocuk bakımını genellikle eşler birlikte yapıyor. Kadın ve erkeğin çocuk bakımındaki en büyük işbirliği ise çocuk hastalandığında ortaya çıkıyor. Hasta olduğunda kadın ve erkek yüzde 49,4'lük oranda çocukla birlikte ilgileniyor.

10 -Çalışan kadın aile bütçesinde daha çok söz sahibi Kadınların çalıştığı ailelerde, mali boyutlu işleri eşlerin daha çok birlikte yaptığı görülüyor. Ortak kazanılan hane geliri, özellikle yiyecek ve temizlik maddeleri, dayanıklı tüketim malları ve giyim eşyaları alınırken ortak harcanıyor. Aile bütçesinin planlanması da kadın ve erkeğin yüksek oranda birlikte yaptığı işler arasında yer alıyor. Bütçeyi planlama da kadın ve erkeğin birlikte hareket etme oranı çalışan kadınlarda yüzde 61, ev kadınlarında da yüzde 52 olarak belirleniyor. Araştırmada, kadının ev işi yükünün eğitim düzeyi arttıkça azaldığı da görülüyor. Eğitim düzeyi yüksek olan çalışan kadınların ve eğitim düzeyi yüksek olan erkeklerle evli kadınların ev işi yükleri azalıyor. Araştırma, ev içi işlerin bir kısmının çoğunlukla ücretli yardımcılar tarafından yapıldığına dair bulgular da içeriyor. -"Özel alanın demokratikleşmesi adaletli ikinci vardiyayla mümkün" -KADINA ġġddete 'KEMAN' CEZASI. Ayda bir kez huzurevine giderek yaşlıları eğlendiriyor. Bartın'da eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle 1 yıl 19 gün hapisle cezalandırılan müzisyen Hasan Nalbant (50), cezasını denetimli serbestlik uygulaması kapsamında huzurevi sakinlerine ayda bir kez keman çalarak çekiyor. Hasan Nalbant, "32 yıllık eşimle hayatımda ilk kez bir tartışma yaşadım. Onu ittiğim sırada kazayla yere düştü ve parmağı kırıldı. Tabii hastanede tutulan adli raporun ardından kamu davası açıldı ve hapis cezası verildi. Ayda bir Bartın Huzurevi'ne giderek orkestramı kuruyorum ve keman çalarak buradaki kişileri eğlendiriyorum. Hem cezamı çekiyor, hem de huzurevi sakinlerini eğlendirerek güzel bir iş yapmış oluyorum" dedi. -KIZLI - ERKEKLĠ' EĞĠTĠM KAMPANYASI

11 Kadına yönelik şiddetin beslendiği ana damarın; kadını hor gören ve ötekileştiren, 2. sınıfa indirgeyen patriarkal modeller olduğuna dikkat çeken uzmanlar; mücadeleyi kazanmanın tek yolunu, bu geleneksel kalıplardan kurtulmak olarak belirliyor. Kadına şiddeti tetikleyen unsurun "cinsiyetçilik" olduğunu vurgulayan psikologlar;"cinsiyetçiliği" kırmanın yöntemini "ağaç yaşken eğilir" hesabı, küçük yaştan itibaren"kızlı erkekli" ortamları çoğaltmak olarak görüyorlar. Kızların kızlarla, erkeklerin erkeklerle oynaması yerine örneğin "kızlı erkekli"oynamanın önemine vurgu yapıyorlar. Kız kıza, erkek erkeğe oyun ve eğitim, "kadını" ilerde başka ırk gibi algılayan bir bakışı şartlıyor ve "ötekileştirmeyi" kolaylaştırıyor. Türkiye'de hali hazırda yapılmakta olan "cinsler arası" duvar örme ve kız - erkek" ayrıştırmasının" kadına şiddeti körükleyen en birinci unsur olduğu özetle ortaya çıkıyor. -KOMĠK HABERLER. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü afişlerine ilişkin yürüttüğü soruşturmada, dünya kadın mücadelesinin öncülerinden Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin i de PKK üyesi olarak gördü. Duruma tepki gösteren Avukat Ruşen Seydaoğlu, Kadın mücadele tarihinden bihaber savcılar da PKK henüz kurulmamışken ölmüş olan Clara ve Rosa yı PKK üyesi sayarak her gün onlarca kadının öldürüldüğü bu ülkede kadın sorununa ne denli uzak olduklarını göstermişlerdir dedi. Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) Amed bileşenleri tarafından 3 Mart 2013'te Rosa lardan Sakine lere yolunuz yolumuz, sözünüz sözümüzdür şiarı ile gerçekleştirilecek olan 8 Mart mitinginin afişleri Diyarbakır 1 Nolu Hakimlik tarafından yasaklanmıştı. -KUZEY KIBRISLI FEMĠNĠSTLER KAZANDI

12 Kıbrıs'ın Kuzeyinde kabul edilen Ceza Değişiklik Yasası eşcinselliği suç olmaktan çıkarırken LGBT hakları ile birlikte kadın hakları, çocuk hakları ve engelli hakları açısından da yasal zafer olarak karşılandı. Kuzey Kıbrıs'ta İngiliz Sömürge İdaresi döneminden kalma "doğaya aykırı cinsel ilişki" suçunu kaldıran Ceza Değişiklik Yasası KKTC Meclisinde oy çokluğu ile onaylanarak kabul edildi. Meclise gelmeden önce ilgili komitede oybirliği ile geçen Ceza Değişiklik Yasası'nın oylamasına Ulusal Birlik Partisi (UBP) katılmadı. yapılan Meclis görüşmelerinde "eşcinsellik suçu"nu kaldıran 37. Maddeye "toplum hazır değil" gerekçesiyle karşı çıkan tek vekil olan Demokrat Parti-Ulusal Güçler Milletvekili (DP-UG) Zorlu Töre'nin red oyu verdiği yasa oy çokluğu ile onaylandı. Eşcinselliğin suç olmaktan çıkaran yasanın getireceği diğer değişiklikler şunlar: Ölüm cezasının kaldırılması, çocukların ve zihinsel engellilerin cinsel nitelikli suçlarla mağdur edilmesi halinde uygulanacak cezaların arttırılması ve kadınlara karşı cinsel şiddetle ilgili hükümlerin değiştirilmesi. Yasa kişilerin cinsel yönelimlerinden, cinsiyet kimliklerinden veya cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğramasını önlemeyi de öngörüyor. Yasa ile birlikte LGBT'lere yönelik nefret suçu ve cezası da düzenleniyor. REDHACK'TEN BĠR HACK DAHA. RedHack, Siirt'te, 11.5 yaşında imam nikahıyla evlendirilen ve 12.5 yaşında anne olan 14 yaşındaki K.E.'nin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın sitesini hackledi. Siteye, "Çocuk gelin değil, çocuk tecavüzü" mesajı bırakıldı. Operasyonun ardından siteye, çocukların evliliğini bildirmeyen muhtar ve imamlar cezalandırılsın! Kahrolsun kadın cinayetlerine seyirci kalan AKP ve işbirlikçileri! Yaşasın halkın 'hackli' mücadelesi! RedHack" yazan bir mesajı bakanlığın sitesine yerleştirdi. -SĠNEMADA DURUMUMUZ MECLĠSTEN BETER 2013'te Türkiye'de 88 yerli film vizyona girdi. Bunlardan 8'inin yönetmeni kadın. 2 filmde de ortak yönetmenler. yani vizyonda kadın yönetmen oranı %10!.

13 -YOL KESĠP GÖĞÜS SIKMAK TACĠZ DEĞĠLMĠġ. Mahkeme, yollarını kestikleri kadınların elbiselerini yırtıp göğüslerini sıkan şüphelilerin bu eylemini 'Objektif olarak şehevi nitelik taşımamaktadır' diyerek cinsel saldırı saymadı. Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianameye göre 22 Temmuz 2012'de Ahmet A., kız arkadaşları G.A., S.K., G.K. ile Gençlik Parkı'nda eğlendikten sonra evlerine yürümeye başladı. Grubun önü Dış Kapı mevkisinde, kendilerini polis olarak tanıtan Soner A., Emrah C. ve Yener G. Tarafından kesildi. Ahmet A., kimlik göstermelerini isteyince tartışma çıktı. Kadınlar uzaklaşmak isteyince de Emrah C., Soner A.'ya, "Bunları köprünün altına götürün" dedi. Soner A., kızları saçlarından sürükleyerek götürmeye çalıştı. Kızlar direnince, S.K.'nın elbisenin yakasında tutarak aşağıya çekti. Çevredekilerin müdahalesiyle olay sona erdi. Mağdurlar daha sonra polise giderek şikâyetçi oldu.16 yaşındaki S.K. ifadesinde, "Üzerimdeki elbiseyi yaka kısmından tutup aşağıya doğru çektiğinde göğüslerim ortaya çıktı ve göğüslerimi sıkarak tırnaklarını geçirdi" dedi. G.K. da ifadesinde, kız kardeşine saldırıldığını görünce araya girdiğini belirterek,"ben bir taraftan kardeşimi tutup bir taraftan da Soner ile mücadele ediyordum, sonrasında kardeşimi bıraktı, benim belimden tuttu ve kendisine doğru çekti, benim de göğüslerimi sıktı, vücudumu kendi vücuduna yapıştırdı. Bu sırada Soner hem bana hem de kardeşime, 'Gelin sizle köprünün altında görüşelim' dedi" sözleriyle olayı anlattı. Mahkeme, cinsel saldırı suçunun oluşabilmesi için eylemin "cinsel arzuların tatmin amacının" bulunması gerektiğini vurguladı. -TBMM'DE KADIN VE ERKEK VEKĠLLER AYRI TOPLANTI YAPMALI. Hukukun Egemenliği Derneği, 'TBMM'de kadın ve erkek vekiller ayrı toplantı yapmalı' diyerek TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un sözlerini eleştirdi.

14 TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yapmasının büyük bir yanlışlık olduğu, kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulmasının gerektiği ve bu yanlışlığın önümüzdeki dönemde düzeltileceği sözleri üzerine bir açıklama yapan Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Avukat A.Erdem Akyüz, "Bu mantığa göre öncelikle TBMM'de kadın ve erkek milletvekilleri ayrı salonlarda toplantılarını yapmalı, en azından oturma bölümleri ayrılmalıdır" dedi. Akyüz : "Bu sözleri söyleyen kişi sıradan bir vatandaş değildir. Hatta her hangi bir milletvekili de değildir. TBMM'nin Başkanvekilidir. Sözlerin söylendiği yer de özel bir sohbet ortamı değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Toplantı Salonunda yapılan kamuya açık bir resmi toplantıdır. Bu sözlerin muhatabı olan kişiler de 14. Ulusal Çocuk Forumuna 81 İl'den temsilci olarak katılan kız ve erkek öğrenciler, Çocuk Hakları Komitesi Üyeleri, öğretmenler ve görevlilerdir. Bu bakımdan söylenen sözler çok önem kazanmaktadır. Bu sözleri söyleyen kişi bir milletvekili olmasının ötesinde TBMM Başkanvekili olduğuna göre, öncelikle yapması gereken şey; kadın ve erkek milletvekillerinin toplantı salonlarını ayırmasıdır. En azından ve öncelikli olarak, şimdilik aynı salonda olsa bile, oturma bölümlerini ayırmak için çalışmalıdır. Böyle bir davranış sözlerine ve mantığına daha bir tutarlılık getirecek ve asıl amacını ortaya koyacaktır" dedi.