Toplumsal Cinsiyet Ekseninde Savaş Deneyimleri. İstanbul - BİA Haber Merkezi 21 Mayıs 2012, Pazartesi
|
|
- Iskender Metin
- 2 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Toplumsal Cinsiyet Ekseninde Savaş Deneyimleri İstanbul - BİA Haber Merkezi 21 Mayıs 2012, Pazartesi Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet konfernsında, farklı ülkelerden kadın akademisyenler toplumsal cinsiyet ekseninde savaş ve siyasal şiddet deneyimlerinin nasıl hatırlandığını tartışacak. Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından, Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ortaklığı ile Mayıs 2012 tarihlerinde, Cezayir Toplantı Salonu'nda "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet" başlıklı bir konferans gerçekleşecek. İki gün sürecek olan, Türkiye'den ve dünyadan akademisyenlerin katılacağı uluslararası konferansın açılış konuşmalarını Orta Avrupa Üniversitesi Öğretim Üyesi Andrea Petö ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe Gül Altınay yapacak. Konferans, Clark Üniversitesi'nden Cynthia Enloe'nun, "Savaş Sonrasında Hangi Savaş Kadınları Hatırlanıyor, Hangileri Unutuluyor? Ve Bu Niçin Feministlerin Umrunda Olmalı?" başlıklı konuşması ile başlayacak ve panellerle devam edecek. 20. yüzyıl boyunca yaşanmış olan savaş ve siyasal şiddet deneyimlerinin nasıl hatırlandığının toplumsal cinsiyet ekseninde inceleneceği konferans, feminist araştırmaların hafıza ve savaş çalışmalarına yaptıkları katkıyı değerlendirmeyi ve açığa çıkarmayı amaçlıyor. İngilizce düzenlenecek konferansın tüm panellerinde Heinrich Böll Stiftung Derneği desteği ile İngilizce- Türkçe simültane tercüme olacak. (ÇT) * Programı görmek için tıklayın.
2 Savaş Evde de Devam Ediyor "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nda sakat gaziler ve fiziksel ve duygusal emekleri görünmez kılınan eşleri, ABD li kadın askerlerin eve dönüşte yaşadığı sorunlar ve Kıbrıs ta yaşanan mülkiyet iadelerinin kadınlar için anlamı konuşuldu. Çiçek TAHAOĞLU İstanbul - BİA Haber Merkezi 22 Mayıs 2012, Salı Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu'nun, Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ortaklığı ile düzenlenen "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nın üçüncü panelinde "Evdeki Savaşlar" konuşuldu. Teksas Üniversitesi'nden Salih Can Açıksöz, Kürdistan bölgesinde savaşan engelli gazilerle yaptığı çalışma üzerinden "bedensel savaş hafızaları ve erkeklikler" konusunu ele aldı. Onların savaştan nasıl etkilendiklerini, kayıplarını nasıl yaşadığını, bunları maddesel bağlarla nasıl ilişkilendirdiklerini anlattı. Savaş sonrası travmada duygusal ve maddesel olanın bağı 30'lu yaşlarında Kaya isimli gazinin sigarayla bağına değinen Açıksöz, askerdeki şartlar altında sigara içmenin onun için kendine özgü bir mekana ait olmak anlamına geldiğini, bunu askerlikten sonra da devam ettirdiğini söyledi:
3 "Dağlarda sigara içmek ölümle oyun oynama ve bir kez daha kazanmamın anlamını ifade ediyor. Çünkü iki km öteden yanan bir sigaranın ateşini görebilirsiniz. Askerliğinin sonunda yaralanan Kaya, hastanede kesik bacağının farkına varmadan sigara içme isteğiyle uyanmış. Onun hayat hikayesinde sigara içmek, yaralanma sonrası sıkıntı ve endişesine eşlik ediyor. Hiç parası yokken arkadaşlarından, babasından sigara parası istediğini, babasının önünde sigara içmeme zorunluluğu nedeniyle bunun ataerlik düzen ve otoriteyle ilişkisini, yani sigaranın marjinalizasyonunun simgesi olduğunu anlatıyor." Açıksöz, başka bir sakat gazinin tüm milliyetçiliğine ve futbolu sevmesine rağmen milli maçlardan sonra insanların havaya ateş etmesi nedeniyle maçı kaybetmek istemesine değindi. Son olarak asker dönüşü vejetaryan olan bir gazinin hikayesine değinen Açıksöz, et kokusunun ona mayına bastığında gelen kokuyu hatırlattığını anlattı. "Savaş deneyimlerini konuşurken travmayı bilişsel ve duygusal kapasiteleri yokeden yıkıcı bir güç olarak görürüz. Oysa ki kimi zaman tadları, zevkleri de tetikleyebilien yaratıcı bir yönü de var. Travmayı sadece acı ve ızdıraba ilişkin düşünmenin ötesinde, sıradan ve günlük etkileriyle de bunu anlamak zorundayız" diye konuştu. Savaşın takdir edilmeyen kurbanları: Gazi eşleri Sussex Üniversitesi'nden Nurseli Yeşim Sünbüloğlu, "savaşın takdir edilmemiş kurbanları olan, sakat gazilerin eşleri" üzerine yaptığı çalışmayı anlattı. Sünbüloğlu, kadınların bu bağlamda eşlerine bakma, devlet kurumları ile partnerleri arasında ilişki kurma gibi farklı rolleri olduğunu söylerken, kadınların fiziksel ve duygusal emeklerinin eşlerinin rehabilitasyonunun kritik bir parçası olmasına rağmen gözardı edildiğini, bu emeğin gazinin yükünün hafifletilmesi için doğal bir süreç olarak algılandığını belirtti. "Sakatlanan askerlerin vücutları bağımsızlığını kaybederek başkalarına (burada karılarına) bağımlı hale geliyor. Yoğun bakım gerektiği için 'kırılgan erkeklik' de zarar görüyor. Kadınlar ise, fiziksel yaraların yanısıra bunu da iyileştirilmesi gereken bir durum olarak görüyor, gazinin aile içindeki rolünü yeniden oluşturmaya çalışıyor. "Örneğin konuştuğum kadınlardan birinin 'Eşim birçok konuda bana bağımlı ama ben her şeyi yine ona danışırım, o sorunlarımızı çözer. Ne de olsa evin erkeğidir' demesi bunu açıklıyor." ABD'li kadın askerler Holy Cross Koleji'nden Stephanie E. Yuhl, ABD'deki kadın askerler ve eve dönüş süreçlerine değindi.
4 ABD'de ordusundaki askerlerin yüzde 10'unun kadın olduğunu söyleyen Yuhl, artık kadınların silahla ilişkilerinin değiştiğini, askeriye içinde giderek artan bir şekilde eskiden sadece erkeklere reva görülen konumlara geldiklerini yine de ayrımcılığa uğradıklarını anlattı. "Çatışma sonrası dönemlerde güvenlik genellikle politik ve sosyal statükonun korunması olarak algılanır. Ancak kadın askerlerim varlığı bile statükoya meydan okur. "Kadın askerler, sayıları ve savaş alanındaki becerileri artsa da tanınmıyorlar ve deneyimleri azımsanıyor. Görev dönüşü erkek askerlere göre daha yüksek oranda evsiz kalıyor ve boşanıyorlar. Meslektaşları tarafından taciz edildiklerinde, saldırıya uğradıklarında şikayet edebilecekleri kimse yok. Onları kimin savunacağı da meçhul. Kısacası kadınların, erkeklere göre düzenlenen bu askeri sistemden nasıl sıyrılacağı belli değil." Mülkiyet iadeleri travmatik geçmişi serbest bırakmanın anahtarı Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nden Rebecca Bryant, mülkiyet imhasının ve Kıbrıs'ta Rumlarla Türkler arasında yaşanan mülkiyet iadelerinin kadınlar açısından ne ifade ettiğine değindi. "Hem Rumlar hem Türkler kaçarken eşyalarını arkalarında bırakmış, ardından evler yağmalanmış ve imha edilmişti. "Kadınlar evlerine erkeklerden daha bağlı. Evin imhası, kültürel mahremiyetin saldırıya uğraması ve tecavüzle de özdeşleşiyor. Hepsi kaçmadan önce hangi eşyalarını kurtarmaya çalıştıklarını, o gün ne yemek yaptıklarını hatırlıyorlar. Karşı tarafın çeyizlerini yağmalayıp, kendi kızlarını evlendirmek için kullandıkları gibi şeyler anlatıyorlar. "Kaçıştan sonra, kadınlar yerleştikleri evlerde buldukları eşyaları senelerce muhafaza ettiler. 2003'te Rumların evlerine dönmelerine izin verildiğinde aileler eşyaları birbirlerine iade etti. Bu, medyada barış girişimleri, insani jestler olarak yer aldı ama aslında daha komplike hareketlerdi. "Kadınlar tamamen insani nedenlerle sakladıkları eşyaları iade ederken, evlerini temizlediklerini ve evi kendilerine ait hale getirdiklerini söylüyor. İade etme ve kabul etme eyleminin amacı sosyal bağlantı kurmak değil, karşılıklı unutma için bir ön koşul. Travmatik geçmişi serbest bırakmanın anahtarı." (ÇT)
5 Kadın Savaşın Neresinde? "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nda edebiyat ve sanatta savaş, hafıza ve toplumsal cinsiyet konuşuldu. Nilay VARDAR İstanbul - BİA Haber Merkezi 22 Mayıs 2012, Salı Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu'nun, Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ortaklığı ile düzenlenen "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nın birinci oturumunda "Hepsi Kurgu? Edebiyat ve Sanatta Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet" konuşuldu. Moderatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi'nden Başak Demirhan'ın yaptığı toplantı, Cezayir Toplantı Salonu'nda kadınlardan oluşan kalabalık bir kitleyle gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi'nden Hülya Adak, Birinci Dünya Savaşı'nda Türkiye Edebiyatı'nda Ermeni Soykırımı esnasında kadınlara yönelik cinsel tecavüzün yer almadığını, sadece düşmanın uyguladığı cinsel tecavüzün "ötekileştirme" üzerinden işlendiğini söyledi. "Halide Edip Adıvar, Ermenilere yapılan katliamları ve mülklerine el konmasını eleştirir ve suçluların cezalandırılmasını ister. Ancak romanlarında cinsel şiddetten bahsetmez. Adıvar, kadın dayanışması içinde yer alsa da yine Rumların tecavüzünden bahseder ve bundan öç alınması gerektiğini vurgular. Bu da ötekileştirmeyi getiriyor
6 "Yakup Kadri ve Falih Rıfkı Atay da tecavüzü ancak düşman üzerinden anlatır, mesela Yunanlıların Türklere yaptığı tecavüzden bahseder ve bunu bir utanç ve namus meselesi olarak görür. Bu utancın kapanmaz bir yara olduğunu söylerler ve kadının bu durumda ölmesi gereklidir. "Mıgırdiç Margosyan ise Diyarbakır'daki Ermeni cemaatini anlatarak Ermeni meselesinde dönüştürücü bir rol oynarken, o da kadınların cinsel tecavüzüne sessiz kalıyor." "Kadın şiddetinin savaşta araçsallaşması" İstanbul Şehir Üniversitesi'nden İrvin Cemil Schick, konuşmasına şu alıntı ile başladı: "Savaş cehennemdir ama kadınlar için özel bir cehennemdir; savaşta hem kadınların hem toprakların vücudu fethedilir". Schick, kadına karşı şiddetin, erkeğe ve ulusal onura bir saldırı olarak görüldüğünü ve bunun uluslar tarafından düşmanın ötekileştirilmesinde bir araç olarak kullanıldığını söyledi. 20.yy'ın başından günümüze "savaşta tecavüze uğramış kadın" resimlerinden örnekler gösteren Schick, gerek Osmanlı'ya karşı Avrupalı sanatçıların gerekse Almanya'ya karşı Fransız sanatçıların savaşı ve düşmanlıkları hep kadın bedeni üzerinden kışkırttıklarını söyledi. Özyeğin Üniversitesi'nden Çimen Günay, 12 Mart 1971 askeri darbesinin ardından yazılan romanlarda kadın ve erkek yazarların farklılaşma noktalarını anlattı. "Çetin Altan, Erdal Öz gibi erkek yazarlar, metinlerinde iktidar, işkence, baskı, siyasi kimlik, güçlü erkeğin yapılandırılmasını anlatır. "Sol ve sağcı kadın yazarlar ise ataerkil toplum yapısı ile siyasal tahakküm arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. Sevgi Soysal, Emine Işınsu, Sevinç Çokum, Pınar Kür, Adalet Ağaoğlu...Bu yazarlar, devrimci erkeklerin otoriter bakışla örtüştüğü, iktidar paylaşımında kadınların rolü, aşkın ve cinselliğin devrimci hayatın bir parçası olabileceği gibi tartışmalar yürütür." "Kadın anlatıları, tarihteki boşlukları dolduruyor" Brüksel Özgür Üniversite'den (Free University of Brussels) Sophie Milquet, İspanyol iç savaşındaki kadın anlatılarını Angeles Caso, Dolce Chacon, Jesus Ferero yazarlarının kitapları üzerinden değerlendirdi. "Kadınlarda sindirilmişliğin verdiği sessizliğin ötesinde bir travma sessizliği var. Konuşma ve sessizlik bir diyalektik içinde ilerliyor. Romanlar anı temsilleridir ve toplumsal hafızaya katkı sağlar. Bu yüzden de kadın anlatıları tarihteki kadın boşluğunu doldurmak için çok önemlidir."
7 Sofya Üniversitesi'nden Kornelia Slavova, Eve Ensler'in tiyatro oyunu ve Grbavica filmi üzerinden kadınların travmalarını yenmede diğer kadınlarla kurdukları iyi ilişkilerin etkisinden bahsetti. "Piyeste de filmde de tecavüze uğramış, ailesini yitirmiş kadınların travma ve terapi seansları yer alır. Her ne kadar iki seans da başarısız geçse de hatırlama ve paylaşmanın, diğer kadınlarla ilişki kurmanın kadınların iyileşmesine katkısı anlatılır." (NV)
8 May 23, Today s Zaman INTERNATİONAL ACADEMİCS CONTEST CONVENTİONAL MEMORİES OF WAR International academics contest conventional memories of war LATIFA AKAY ISTANBUL "B A selection of leading feminist writers and in, fl ternational experts on women's studies and the wider human rights disciplines are currently in town for "Gendered Memories of War and Political Violence, " atwo-day conference organized jointlyby Ayşe Gül Altınay of Istanbul's Sabancı University and Andrea Peto of the Central European University. Delivering the introductory address at Beyoglu's Cezayir Conference Hall on Tuesday morning, Altmay welcomed over 40 participants from pioneering academic institutes across the world, including Utrecht University, Goldsmiths College, the Eondon School of Economics, the University of Western Sydney, Eund University, Harvard University and SOAS University of Eondon. Highlighting the significance of memories of the past as wake-up calls for the present, Professor Cynthia Enloe of the Massachusetts-based Clark University emphasized the importance of exploring feminist explanations of women and war and looking beyond rigidly structured institutionalized memories of particular conflicts in order to gain a complete record of what they were really about. Questioning the role of feminists in stirring an already boiling pot of war commemoration, Enloe reflected that women are not the first to contest memories of war. "Every monument or exhibition or holiday to commemorate a war anywhere in the world has been contested? who should be remembered, what should be remembered and why?" According to Enloe, therefore, the consequences of feminist studies in this area are actually quite radical; not only do they raise the tally for the costs of war much higher than most people like to imagine, but they extend the length of the postwar period and challenge the rigid memory structure of individual nations. "We are saying that the costs of war are more than anyone is willing to admit. Conventional commemorations of war list men who die in uniform but a feminist reckoning of the costs of war is much greater, " Enloe said, adding that to argue that women's memories are not just worthy of being remembered but of being shared, radically expands the notion of a warzone beyond the geography of conventional warfare. Drawing to a close on Wednesday evening, the conference will host discussions on a broad range of issues, including Women's Narrative of War and Soldiering, Gendering Memories of Resistance, The Wars at "Home, " Visualizing Memories of War, and Reflecting on Feminist Memory Work.
9 TOPLUMSAL CİNSİYET İLE KADIN TARTIŞMALARI YAPILDI May 23, Özgür Gündem Toplumsal cinsiyet ile kadın tartışmaları yapıldı İSTANBUL / DİHA - Sabancı Üniversitesi ve Central European University tarafından düzenlenen Toplumsal Cinsiyet ve Kadın çalışmaları forumu başladı. Forumun ilk gününde, uluslararası katılımla, "Edebiyat ve Sanatta Savaş, Hafiza ve Toplumsal Cinsiyet" tartışıldı. Forumda söz alan Sabana Üniversitesi'nden Öğretim Üyesi Hülya Adak 20. yüzyıl içinde 1. Dünya Savaşı ile ilgili değişik yazılar yazıldığını belirterek, edebiyatta kadiamlardan savunmacı bir şekilde söz edildiğini, cinsel şiddet ve tecavüzün anlatdmadığını belirtti. İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim-Üyesi İrvin Cemil Schick de, "Savaş kadınlar için özel bir cehennemdir. Seksin ve savaşın birleştiği yerlerde kadının bedeni fethedilir. Tecavüzün rutin hale gelmesi mümkündür. Sanat ve edebiyat cin-. sel tacizin ve tecavüzün ortaya konulmasında önemli bir araç haline geliyor. Kadın vücudunun ulusal toprak yerine kullanılmasına varan bir söylem var" diye konuştu.
10 Hatırlamak Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Teminatıdır "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nın dördüncü oturumunda savaş ve çatışma deneyimi yaşamış kadınların savaş sonrası yaşadıkları travmayı hatırlamak ve tanıklık yoluyla iyileştirebilecekleri konuşuldu. Ece KOÇAK İstanbul - BİA Haber Merkezi 23 Mayıs 2012, Çarşamba BU HABERİN UZANTILARI Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ile ortak düzenlenen Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı'nın dördüncü oturumunda kadının savaş alanındaki varlığı ve rolü tartışıldı. Toplumsal Cinsiyet, Cinsel Şiddet ve Uluslararası Hukuk başlıklı oturum, Western Sydney Üniversitesi'nden Anna Reading moderatörlüğünde üç konuşmacı ile gerçekleşti. Etkin bellek çalışmalarıyla toplumsal cinsiyet güvenliği ve eşitliği sağlanabileceği, konuşmacıların ortak söylemi oldu. Çatışma sonrası toplumsal cinsiyet güvenliği mümkün mü? Oturum, Manchester Üniversitesi'nden Laura McLeod'un "Hatıralar ve Gündemler: Sırbistan'da Çatışma Sonrası Toplumsal Cinsiyet Güvenliği Vizyonları Üretmek" başlıklı makalesini sunmasıyla başladı.
11 Yerel ve uluslararası belleğin farklarına değinen McLeod, bu iki tip belleğin hedeflenen barış inşası için kolektif bir şekilde işlemesi gerektiğini söyledi. "Hatırlamak geçmişi değil bugünü de etkiliyor. Geçmişi yaşatmak için değil, geleceği iyileştirmek için hatırlamalıyız," diyen McLeod'a göre çatışma ve savaş deneyimlerinin her bireyde aynı kalmıyor ve herkeste farklı ortaya çıkıyor. Bu çoğulluk savaş sonrası travmaları iyileştirmek ve toplumsal cinsiyet güvenliği sağlamak için kullanılıyor Savaş deneyimine ve travmaya dışarıdan bakanlar konuya daha nötr yaklaşabiliyorlar. McLeod, bu tarafsız duruşu olumlu görüyor. Dışarıda kalanların da bu deneyimin bir parçası olması ve konuyla ilgili hatıralar biriktirmesi ise 'uluslararası hafıza'ya katkıda bulunuyor. Savaş sonrası üretilen uluslararası hafıza, savaşa maruz kalmış bireylerin yaralarını sarmasına ve toplumsal cinsiyet güvenliği sağlanmasına büyük ölçüde katkıda bulunuyor. McLeod, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) önderliğinde Sırbistan'da yerel aktivistler tarafından yürütülen bir inisiyatiften de bahsetti. Gündemini Birleşmiş Milletler'in belirlediği bu inisiyatif, batı Balkanlarda cinsel şiddet, çocuk istismarı ve savaş suçları gibi konularını takip ediyor. Yakın zamanda yaptıkları kayda değer işlerden biri ise Sırp ceza kanununa aile içi şiddeti engellemeyi sağlayacak bir yasa ekleme önerisi. McLeod, günümüzde Batı Balkan ülkelerinin şiddete fazlasıyla yatkın olduğunu da ekledi. Ancak Sırbistan'ın savaş esnasında 'saldırgan devlet' olarak yansıtılmasının uluslararası bir sorun olarak algılanmasına ve kadına yönelik şiddet bağlamından kopartıldığını da düşünüyor. Sırbistan'da yaptığı röportajlarda yerel aktivistlerlerin şiddetin (özellikle de aile içi şiddetin) siyasi bağlamdan uzaklaştırılarak işlenmesinden şikayetçi olduğunu belirtti. Aktivistler, Sırbistan'da günümüzde görülen aile içi şiddetin altında yatan en önemli sebebin 1990'larda işlenen savaş suçları olduğunu düşünüyor. İşlenen savaş suçlarıyla gerektiği gibi yüzleşemeyen Sırp halkının kolektif bilincinde kalan bu travmalar, günümüzde aile içi (ve dışı) şiddet olarak ortaya sıkça çıkıyor. Bu nedenle feminist Sırp aktivistler aile içi şiddetin insani ve psikolojik değil, siyasi bir sorun olarak tanınmasının savaş sonrası sağlanması hedeflenen toplumsal cinsiyet güvenliğine doğru önemli bir adım olduğu görüşünde. Dikkat, "kolay kadınlar" askeri ittifakı bozabilir! Helsinki Üniversitesi'nden Marjaana Jauhola ise kendi ülkesinden bir örnekten bahsetti. Jauhola'nın sunduğu makale, Finlandiya'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1325 nolu çözüm önerisini yeniden politikleştirmek gerektiğini savunuyordu. Konuşmasında 1325 nolu BM Güvenlik Konseyi kararından bahsetmeyen Jauohola, Finlandiya'nın cinsiyet eşitliğini sağlamış modern bir ülke olduğu illüzyonunu kritik etmeyi tercih etti. Bu eleştiri, Finlandiyalı kadınların
12 kolektif belleğinde Laponya Savaşı ardından yaşanan travmalara dayandırılmıştı. Jauloa, üçüncü nesil Finlandiyalı kadınların Laponya'da yaşananlar üzerine yürüttükleri eleştirel hafıza çalışmalarının feminist siyaset anlatısının bir parçası haline gelmesinin önemini de vurguladı. Jauhola argümanını kurarken Finlandiyalı yazar Katja Kettu'nun Ebe (Midwife) adlı romanından bolca yararlanmış. Roman, yıllarında Finlandiya'da gerçekleşen Laponya Savaşı sırasında yaşanan bir aşk hikayesini anlatıyor. Alman bir askerle aşk yaşayan Finlandiyalı bir kadın, sevgilisinin peşinden Alman savaş kamplarına kaçarak burada hemşirelik yapmaya başlıyor. Kadının görevi daha sonra askeri genelevlerde cinsel şiddete uğrayan kadınlarla ilgilenmek ve hamile kalanlara kürtaj yapmakla sınırlı kalıyor. Kitabın en sonunda ise genelevin kurbanlarından biri haline geliyor. Jauhola, hikayenin ana karakteri olan bu kadına roman boyunca bir isim verilmemesinin de önemli bir detay olduğunun altını çizdi. Jauhola konuşmasının büyük kısmında Finlandiya sınırları içine konuşlanmış yaklaşık 200 bin Alman askeri ve Finlandiyalı kadınlar arasındaki ilişki üzerinde durdu. Bu kadın-erkek ilişkilerinin savaş sonrası Finlandiya toplumu içinde tabu haline geldiğini ve sessizleştirildiğini de sözlerine ekledi. II. Dünya Savaşı sonrası dönemin Finlandiya milli tarihinde ulusu birleştiren ve birbirine bağlayan bir süreç olduğunun vurgulandığını söyleyen Jauhola, bu söylemi de eleştirdi. Pek çok Finlandiyalı kadın bu birleşimin dışında kaldı. Örneğin Ebe adlı kitaptakı ana karakter Finlandiya'ya dönüşünü "Bir Alman askerinin fahişesiydim ve kucağımda bir piçle evime dönüyordum," diye anlatıyor. Alman askerleriyle birlikte olan Finlandiyalı kadınların kamuoyu tarafından'gevşek, kolay kadın' ve 'fahişe' olarak damgalandığını söyleyen Jauhola, bu kadınlar hakkında "Ulusa ihanet ettiler ve Almanya ile olan askeri ittifakın zayıflamasına sebep oldular," şeklinde yorumlar yapıldığı, bu söylemin o dönemde Finlandiya medyasında sıkça kendine yer bulduğunu söyledi. Uluslararası hukukun cinsel savaş suçlarına bakışı Oturumun son konuşması ise Medica Mondiale'yi temsil eden Gabriela Mischkowskitarafından yapıldı. Mischkowski, savaş esnasında işlenen cinsel şiddet suçlarını detaylı bir şekilde inceledi. Yugoslavya savaşı sırasında işlenen tecavüz suçları sistematik bir 'etnik temizleme' aracı olarak görüldüğü için çoğu zaman feminist bağlamda incelenmiyor. Mischkowski, uluslararası hukuk bu suçların kadına değil, etnisiteye yönelik işlendiğini söylüyor. Bu bakış açısının fazlasıyla dar olduğundan yakınan Mischkowski, cinsel şiddetin bir savaş silahı olarak etnik temizlik için kullanıldığı fikrine karşı çıkmasa da, bu eylemlerin 'kadına yönelik işlenen suç' olarak da tanınması gerektiğini ve yargılama sürecinin feminist bağlamdan destekle ele alınması gerektiğini düşünüyor: "Günümüz söylemi, savaş sırasında işlenen cinsel şiddet suçlarının
13 pişmanlık uyandıran ve üzücü, ancak göz ardı edilebilecek savaş suçları olarak algılanmasına sebep oluyor." Mitschkowski'ye göre bu durumun sonuçlarından biri de, 'normal' olarak tanımlanan pek çok erkeğin savaş esnasında bir 'tecavüz canavarı'na dönüşüp, savaştan döndükten sonra herhangi bir utanç kırıntısı bile hissetmeden hayatına devam edebiliyor olması. "Savaş esnasında işlenen cinsel şiddet suçları, mahkemelerde yargılanan siyasi liderler konumundaki sanıklara mal edilebilir mi?" diye de soran Mischkowski, toplu tecavüz emrini veren ve şu an mahkeme karşısında olan Radovan Karadzic, Ratko Mladic gibi siyasi liderlerin mi, yoksa bu suçları bizzat işleyen bireylerin mi yargılanması gerektiğinin büyük bir hukuki çelişki olduğunun altını çizdi. "Bu suçları işleyen tüm bireyleri yargılamak neredeyse imkansız, ancak emri verenlerin mahkumiyeti de toplumsal vicdanı rahatlatmaya yeter mi? Şu an elimizde olanın en iyisi hali hazırda yargılanmakta olanların mahkumiyeti olur." Mischkowski, Eski Yugoslavya Uluslararası Savaş Mahkemesi'nin erkek çalışanlarına hangi tür davaları tercih ettiklerini sorduğunda 'cinayet' yanıtı aldığını söyledi. Erkek hukukçular, tecavüz davalarında rahatsızlık hissettiklerini ve konu hakkında rahatça konuşamadıklarını belirtmişler. Tanıklık yapan Bosnalı tecavüz kurbanı kadınlar da deneyimlerinden ötürü yoğun bir utanç duyarken, erkek hukukçuların da en az onlar kadar utanç duydukları için davaya sağlıklı yaklaşamadıklarını söyleyen Mischkowski, bu durumun uluslararası hukukçular tarafından üzerinde düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmanın en ilginç noktası, tecavüz suçlarının cinsellik ve şehvet ile bağlantısının konuşulması oldu.. Mischkowski, bu suçların 'cinsel' yönden değil, şiddet ve siyaset yönünden incelendiğini söyledi. Konu hakkındaki tartışma, konferansa katılan öğretim üyelerinden Cynthia Cockburn'ün sorusuyla devam etti. Tecavüz ve cinsel şiddet konuşulurken asla 'cinsel istek', 'şehvet', 'cinsel uyarılma' gibi faktörlerin dile getirilmediği ve tecavüz eleştirisi söylemlerinin çok sınırlı kaldığı konusunda salon hemfikirdi. Feminist düşüncenin tecavüz söylemlerinde daha geniş bir bakış açısı üretmesi gerektiğini düşünen panelistler, savaşın ve öldürmenin de aslında erotikleştirildiğini ve erkeklerin günümüz ataerkil kültüründe öldürme konusunda erotik bir takıntıya sahip olduğunu belirtti. Mischkowski konuşmasının sonunda oturumun dinleyicilerini düşündürücü sorularla baş başa
14 bıraktı. Mischkowski'nin sorduğu sorulardan biri şuydu: "Yugoslavya savaşı sırasında cinsel şiddet suçu işleyen erkekler, savaşın ardından 'sevgili', 'eş', 'koruyucu' erkek rollerini kimliklerinde nasıl barındıracaklar, kendi karakterlerini nasıl yeniden inşa edecekler?" (EK/HK)
15 Kocaya Değil, Savaşa Kaçan" Kadınlar "Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı"nın ikinci oturumunda İtalyan, Vietnamlı, Türkiyeli Abhaz, Yugoslav ve İsrailli kadın askerlerin savaş alanlarında yaşadıkları deneyimler ve savaşa katılma kararlarını meşrulaştırma şekilleri konuşuldu. Ece KOÇAK İstanbul - BİA Haber Merkezi 23 Mayıs 2012, Çarşamba Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ile ortak düzenlenen Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet Konferansı'nın ikinci oturumunda kadının savaş alanındaki varlığı ve rolü tartışıldı. "Kadınların Savaş ve Askerlik Anlatıları" başlıklı oturum, Cynthia Enloemoderatörlüğünde konuşan beş katılımcı ile gerçekleşti. Kadının savaş alanındaki rolünün tartışıldığı oturumda, "militarist kadın"ların tarih yazımında yok sayılmasının kabul edilemeyeceği ve günümüz feminist düşüncenin asker kadınların varlığını önyargısız bir şekilde tanıması gerektiği sonucuna varıldı. Ulusal onur için savaşa gittiler Bergamo Üniversitesi'nden Gianluca Schiavo, İtalyan iç savaşı sırasında Mussolini'nin silahlı kuvvetlerine gönüllü olarak katılan kadınların anılarından yola çıkarak savaş alanındaki kadın deneyiminin siyasiden çok manevi bir mücadele olduğundan bahsetti.
16 1943'te patlak veren iç savaş için Mussolini'nin halkı gönüllü askerliğe çağırmasının ardından pek çok İtalyan kadın, faşist orduya katılmak için orduya yazılmış; böylece "kadın yedek birliği" kurulmuştu. Altı bin kadın askerden oluşan birlik, 300 de şehit vermişti. Schiavo, iç savaşın ardından demokratik İtalya'nın kuruluşuyla birlikte bu kadınların varlıkları tamamen unutturulmak istendiğini söyledi; "Kadın askerler birden halk arasında tabu haline geldi". Cephede savaşan İtalyan kadınların, savaşın hemen sonrasında yaratılmak istenen 'iyi anne, sadık eş' modeline uymadığı için tarihten silindiğini belirten Schiavo, günümüz feminist düşüncenin ışığında İtalyan tarihindeki bu karanlığın aydınlatılması gerektiğinin altını çizdi. Schiavo'nun konuşmasında tekrarlanan motiflerden biri ise "ulusal onur" oldu. İtalyan kadın askerlerin büyük çoğunluğu ülkelerinin onurunun zedelendiğinden duydukları rahatsızlık sebebiyle orduya katılma ihtiyacı duymuştu. Savaşla olan bağlarını siyasetten ve ideolojiden arındıran kadınlar, verdikleri karara daha manevi bir anlam yüklüyordu. Savaşan İtalyan kadınlardan Lucia Cera'nın günlüklerinden derlenen alıntılar dikkat çekti: "Kaybetmek ve hatta ağlamak bile kabullenilebilirdi, ama onurunu kaybetmek asla!" "Solucanlar arasında başka bir solucan gibi hissetmemek için savaşa gittim, Mussolini'yi ya da onun faşist rejimini desteklediğim için değil." "Yenildik mi? Hayır! Görev tamamlandı. Ben kişisel savaşımı kazandım." "Erkekler gidiyorsa, ben de..." Çin hukuku tarihçisi Karen Turner ise Vietnam-ABD savaşı sırasında Amerika'ya karşı savaşmak için orduya katılan Kuzey Koreli kadınların anılarından yola çıkmıştı. Turner, savaşa giden Kuzey Koreli kadınların da tıpkı diğer ülkelerdeki kadın askerler gibi uzun bir süre tarihte hak ettikleri yeri bulamadığını söyledi. Coğrafyalar değişse bile ana akım tarihçilerin kadın askerleri yok saydığı gerçeği bir türlü değişmiyordu. Uzun bir süre tarihin bahsetmediği Vietnamlı kadın askerlerin, halk tarafından savaşın bitiminin 30. yıldönümü olan 1995'de televizyonda gösterilen bir belgesel sayesinde ilk kez fark edildiğini söyleyen Turner, kısaca konuştuktan sonra konu hakkında kendisinin Hanoi'de hazırladığı filmden klipler gösterdi. Ho Chi Minh'in 1963'te halkı gönüllü askerliğe çağırdığı Kuzey Kore'de gönüllülerin yüzde 70'i kadındı ve çoğu çocuk denecek yaştaydı.
17 Savaşa gönüllü olarak giden genç kadınların döndüklerinde fazlasıyla zayıf, hasta ve yaşlanmış olduklarından evlenemediklerini ve aile kuramadıklarını anlatan Turner, böylece bu kadınların toplum içinde marjinalleştirildiğini söyledi. Kadın askerleri toplumdan ve günlük hayatlarından uzaklaştıran başka etkenler ise savaş sırasında topraklarının satılması, evlerinin el değiştirmesi ve kimilerinin ailelerinin de onları savaş sonrasında eve almak istememesi oldu. Klipler, kadın askerle ile yapılan röportajlardan seçilmişti. Pek çoğunun anlattıkları İtalyan kadın askerler ile paralel bir şekilde ulusal onur vurgusu içeriyordu. Kadınlar savaşa gitme kararlarını gururlarını ve onurlarını koruma güdüsüyle savunuyorlardı. Bir kadın, annesinin savaşa gitmesine izin vermemesine rağmen iki erkek kardeşi savaşta şehit olduğu için kaçtığını anlatıyordu. "Kardeşlerimin öcünü almalıydım. Hem erkekler gidebiliyorsa, ben de giderim!" "O zamanlar 'devletimizin ihtiyacı var, üstelik arkadaşlarımız da gidiyor' diye düşünerek savaşa gitmiştik. Oysa şimdi baktığımda yetişkinlerin ailelerini korumak için, bizlerinse ülkemizi Amerika'dan korumak için gittiğini fark ediyorum." "Burada savaş var, biliyorsunuz değil mi?" Oturumda Türkiye coğrafyasından bir örnek de vardı. Yıldız Teknik Üniversitesi'ndenSetenay Nil Doğan, Türkiyeli Abhaz kadınlarının Abhaz savaşına olan katılımından bahsetti. Konuşma sırasında iki örneğe yoğunlaşıldı. Doğan'ın paylaştığı ilk örnek, üç çocuk annesi Birgül'dü. Gazeteci kimliğiyle savaş alanına giden Birgül, 11 ay boyunca bölgede kaldı. Kendilerine özgürlük savaşçısı diyen Abhaz silahlı güçlerinin içindeki tek kadın olan Birgül'ün hikayesi, kadının savaş alanındaki rolünün karmaşıklığını açıkça gösteriyordu. İğne yapmayı bile bilmemesine rağmen önce hemşire görevi verildi. Ancak bir süre sonra Birgül hem silahıyla nöbet tutmaya, hem topladığı meyvelerden reçel yapmaya, hem de yaralılara bakmaya başladı. "Böylece tüm askerlerin 'anne, kız kardeş' olarak gördüğü Birgül, savaştaki erkeklerin gözünde kadınlığından ve cinselliğinden arındı." Doğan, Birgül'ün çocuklarının savaştan döndüğünde annelerini tanıyamadığını ve oradayken "mutasyon geçirdiğini" söylediklerini belirtti. Birgül'ün mektuplarında savaş sırasında sıkça annelik ve askerlik rolleri arasında kaldığının görülüyordu; savaş şartları bile kadını annelik gibi
18 kendisine mal edilen rollerden arındıramıyordu. Diğer örnek Adapazarı'ndan dört genç Abhaz kızın oluşturduğu gruptu. Doğan'ın anlattığına göre kızlar, Abhazların onuru uğruna savaşa gittiklerini söylemelerine rağmen Türkiye'de bu kızların sevgililerine kaçmak için savaşa gittiği hakkında dedikodular çıkmış ve ailelerinin "kızlarına sahip çıkamadıkları" için kınanmıştı. Doğan, bu kızların aktif bir şekilde silahlı çatışmanın bir parçası olmamasına rağmen kamuoyunun çok ilgisini çektiklerinden bahsetti. Çoğunluğun geçici ve çocuksu bir heves ile savaşa gittiğini düşündüğü kızlar aslında çeyiz paralarını yol parası yapmışlardı. Üstelik "macera için gitmedik" ve "eteklerimizi erkeklere bırakıp cepheye gittik" gibi çarpıcı açıklamalarda da bulunan kızlar aktif olarak savaşmadıkları halde savaş eyleminin sadece erkeklere özgü olmadığını gösteren semboller haline geldiler. Türkiye'ye döndüklerinde kızların zorluk yaşadığından ve tepki gördüğünden de bahseden Doğan, savaşa kaçan kızlardan birinin annesinin "kocaya kaçsanız daha iyiydi," dediğini de söyledi. Savaş atmosferinde kadının yerinin ve adının olmadığını gösteren unsurlardan biri de Abhaz birliğinde onları karşılayan asker ve kızlar arasında geçen şu konuşma oldu: - Burada savaş var biliyorsunuz değil mi? - Biz de savaşa geldik! Bu dört cesur kız sayesinde Abhaz askerleri kadının da savaşı "bilebileceğini" ve aktif olarak bir parçası olmayı seçebileceğini fark etmeye başladı. Görünmez failler: Kadınlar da savaş suçu işler! Christina Morus ise Yugoslavya savaşı sırasında kadın askerler tarafından işlenen savaş suçlarının göz ardı edildiğini vurgulayan bir konuşma yaptı. "Savaşın Görünmez Failleri" adını verdiği konuşmaya Kenneth Burke'un ünlü sözü "Her görüş biçimi aslında bir de görmeyiş biçimidir" ile başlayan Morus, öncelikle asker kadınlar tarafından işlenen korkunç suçları anlatan birtakım alıntılar paylaştı. Morus, bu alıntıların kadın savaş suçlularının yargılanması gibi bir süreç esnasında değil, aksine erkek savaş suçluları yargılanırken rastgele anlatılmış hikayelerden ortaya çıktığını özellikle vurgulayarak kadınların işlediği savaş suçlarının neredeyse savaş suçu sayılmadığı bir noktaya gelindiğini gösterdi. "Kimsenin aklına, kadınların da savaş suçu işleyebileceği gelmiyordu. Savaş suçu işlediği
19 kanıtlanan kadınların ise aşık olduğu adamın peşinden gitmek için ya da ruhsal bozuklukları sebebiyle orduya katıldığı söylenebiliyordu. Anormalleştiriliyorlardı." Lahey'de bulunan Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi'nin şimdiye kadar yargıladığı pek çok suçludan yalnızca biri, yerel mahkemelerde yargılanan yaklaşık 3000 suçlunun ise otuzu kadındı. Morus, yargılananların da kadın kimliğinin arkasına sığındığından bahsetti. "Yargılanan kadın savaş suçluları, savaş ortamında sahip oldukları bu karmaşık rolün bilincinde olduğundan cinsiyetlerinin arkasına sığındı," diyen Morus, sanıkların "masum kız "ya da "fedakar anne" rollerine vurgu yaparak bu tür suçları işlemiş olamayacaklarını iddia ettiğini söyledi. Yargılanan kadınlar, haklarında çıkan haberlerde "eflatun elbisesi ve boynundaki altın hac ile çok zarif göründüğü..." gibi tabirlerle anlatılırken, savaş suçu ve askerlik kavramlarının erkillikten kurtulmasının zor olduğu çok açık. Kadın savaş suçlularının hem Yugoslavya'daki farklı etnik grupların milliyetçi hareketleri tarafından, hem de feministler tarafından ötekileştirildiğini ve iki tarafın söylemlerinde de yok sayıldığını belirten Morus, tarihin doğru anlatılabilmesi için öncelikle bu kadınların varlığının tanınması gerektiğini söyledi. "Günümüzde feminist teori, savaş alanında kurbanlaştırılan ve barışa katkıda bulunan kadınları fark etmenin ötesine geçmeli," diyen Morus, savaş öykülerinin eksiksizce anlatılabilmesi için kadınların da savaş suçu işlemiş olduğu ve işleyebileceği gerçeğinin tanınması gerektiğini vurguladı. "Tarihin savaş ve silahlı çatışma durumlarını yalnızca erkil bir bağlamda değil, kadınları da kapsayarak işleyebilmesinin tek yolu bu." İsrail'de sessizliği bozan savaş karşıtı kadınlar Son olarak Orna Sasson-Levy, "Sessizliği Kıran Kadınlar: Savaş Karşıtı Sesler Olarak İsrailli Kadın Askerlerin Tanıklıkları" başlıklı bir konuşma yaptı. Zorunlu askerlik yapmak durumunda olan İsrailli kadın askerlerin deneyimleri, diğer dört ülkedeki kadınlardan çok daha farklıydı. Levy, edindikleri deneyimleri tanık olarak anlatan bu askerlerin ordudaki tüm kadınları temsil etmediğini, yalnızca savaş karşıtı ve sol görüşlü kadınların araştırmaya katıldığını belirtti. Onlar tüm kadınların sesi olamasalar da, İsrail'in militarist aktivitelerine kadın gözünden getirdikleri eleştiriler çok değerli. Üstelik diğer konuşmalarda görüldüğü gibi anormalleştirilen, marjinalleştirilen bir pozisyonda değiller; kadın askerlerin varlığı İsrail'de oldukça olağan.
20 Ordunun maskülen yapısından yakınan tanık kadınlardan biri, erkeklerin askerlik hakkında fazla heyecanlı ve hevesli olmasını yadırgadığından bahsetmiş: "Önümde erkek askerler "Evlerini darmaduman ettik! Çok eğlenceliydi. Çok çılgın bir andı. Her şey birbirine girdi," gibi şeyler söyleyerek kahkaha atıyorlardı. Onların bu hevesi bence komik. Bunu duyduğumda benim ilk düşündüğüm şey, evdeki kadının şimdi ortalığı nasıl toplayacağı oldu." Filistinli ailelerinin evlerinde silah araması yapan İsrailli kadın askerler ise evin bir köşesinde hiç hareket etmeden korkuyla bekleyen kadınları gördüklerinde çok kötü hissettiklerini belirtiyorlar: "Aslında evrensel bir kadın dayanışması var ve ben bu eve girdiğim anda bu dayanışmaya ihanet ediyorum." Yani İsrailli kadınlar ülkelerinin onuru için ya da Filistin karşıtı oldukları için orduya katılmıyorlar. Büyük bir kısmı orduyu siyasi görüşlerini meşrulaştırmalarına yardımcı olacak bir deneyim olarak görüyor. Levy, bir tanığın İsrailli yerleşimci kadınlardan birinin bomba seslerinden ağlayan oğluna "Ağlama oğlum, bu kötü bir ses değil, bak müzik gibi!" demesinden tiksindiğini de belirtti. Böylece tanıklık yapanların Filistin topraklarında yaşayan İsrailli yerleşimci kadınlarla bir "dayanışma" içinde olmadığı anlaşılıyor. Bu noktada askerlerin siyasi görüşleri, kadın dayanışmasının önüne geçiyor ancak yine de hepsi savaşın erkilliğinin onlara ne kadar saçma ve komik geldiği konusunda hemfikir. (EK/HK)
Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet İstanbul Mayıs 2012
Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet İstanbul 22-23 Mayıs 2012 Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu Sabancı Central European -Sabancı Ortak Akademik Girişimi çerçevesinde Ayşe Gül Altınay ve Andrea
Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet İstanbul Mayıs Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu
Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet İstanbul 22-23 Mayıs 2012 Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu Central European University-Sabancı Üniversitesi Ortak Akademik Girişimi
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi
Kadınlar kimsenin namusu değildir
Kadınlar kimsenin namusu değildir Son dönemlerde medyada namus cinayetlerine sıkça rastlanmaya başlandı. Kadınlarımız vahşice öldürüldü. Bu tür insan hakları ihlallerinin yapıldığı olaylar karşısında sessiz
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
Soykırım Anma Etkinliği 26-28 Ocak 2015 - Krakow-Auschwitz
Soykırım Anma Etkinliği 26-28 Ocak 2015 - Krakow-Auschwitz KTOEÖS olarak Eğitim Enternasyonali'nin Polonya nın Krakow şehrine 26-29 Ocak 2015 tarihlerinde düzenlediği "70. Yılında Soykırımı Anma Etkinlikleri
ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016
TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik
Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2
Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2 Evde, Okulda, Sokakta, Kışlada, Gözaltında Şiddete Son 18-19 Mart 2006, Diyarbakır ŞİDDETE KARŞI KADIN BULUŞMASI 2 EVDE, OKULDA, SOKAKTA, KIŞLADA, GÖZALTINDA ŞİDDETE SON
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri
1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya
SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı
SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Af Örgütü ve Hakikat Adalet Hafıza Derneği'nin her ay düzenledikleri
FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ/SİYASET BİLİMİ ANABİLİM DALI FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA Doktora Tezi
Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanı; Yüksek Yargı Kurumlarının çok değerli Başkanları; Sayın Büyükelçiler; Avrupa Konseyinin çok değerli temsilcileri; Uluslararası Kuruluşların değerli temsilcileri
FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ
FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor
Mülteci topluluklarından herhangi birinde, evlerinden uzaklaşmış olan insanların yaklaşık yüzde ellisini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.
Mülteci kadınların özel bir durum yaşadıklarını söylemek mümkün görünmektedir. Mülteci ve sığınmacı kadınlar, kadınlar açısından geçerli tüm göç nedenlerine ek olarak daha farklı nedenler yüzünden de göç
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER
9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR
ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?
ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? Ebeveynler için Notlar Bu kitapçık, yaklaşık 4 ila 12 yaş aralığındaki, psikoterapi düşünülmüş çocuklar
21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi
21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin
Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!
On5yirmi5.com Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart! Üniversitelerin açılmasıyla birlikte geçen hafta İstanbul Polisi, Beyazıt ve Beşiktaş'ta bir dizi korsan fotokopi baskını gerçekleştirildi.
Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.
Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz
İSİPAB Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nun Sunumu
İSİPAB Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nun Sunumu Sayın Başkan, Değerli Meclis Başkanları, Değerli Katılımcılar, Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nu sunmak
Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi
Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi Isparta Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce düzenlenen Sosyal Güvenlik Reformunun
Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler
Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler Filistinli karikatürist sorgu esnasında bir kağıt parçası ve kurşun kalem çalmayı başardı ve dışarı çıktığında çizeceği karikatürlerin bir listesini yaptı. 12.05.2017
Suriyeli Mülteci Çocuklar ile Dışavurumcu Sanat
Suriyeli Mülteci Çocuklar ile Dışavurumcu Sanat Ezgi İçöz, MA 24 Haziran 14 Salı Tammam Azam Inside Outside Project: Gazeteci ve fotoğrafçılar ile çalışmak Motivasyon farklılıkları ve etik Çalışma süresi
Türkiye, e-ticarette yüzde 5 e ulaştı
Türkiye, e-ticarette yüzde 5 e ulaştı Mart 30, 2012-1:01:27 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ''Türkiye'de geçen yıl e-ticaret rakamı 20 milyar lira, 10 milyar doların üzerine
İş Yerinde Psikolojik Tacizle Mücadele Paneli. (Mobbing)
İş Yerinde Psikolojik Tacizle Mücadele Paneli (Mobbing) SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -BUGÜNE KADAR 103 PERSONELİMİZ TARAFINDAN KOMİSYONUNA BAŞVURUDA BULUNULMUŞTUR MOBBİNG İLE MÜCADELE
Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.
Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :
Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu
Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN
KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ Kuruluş: Ocak 2012
KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ Kuruluş: 1993 Ocak 2012 Biz kimiz? Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ), Türkiye de ve dünyada kadınların insan haklarını savunmak ve hayata
Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)
Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Huriye Tak Uzman Klinik Psikolog Türk Kızılayı Bağcılar Toplum Merkezi Sağlık ve Psikososyal Destek Programı Asistanı İÇERİK
Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.
Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.de www.wahreliebewartet.de Avrupa ülkelerindeki gençlik denilince
SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP
SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP Sunu 1. Savaş? Savaş Ortamı 2. Tarihe dokunmak 3. IŞİD in Irak ve Suriye de ardışık saldırıları ve sonrasında gelişen Halk Sağlığı sorunları 4.
23.03.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi
23.03.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Dünyada En Hızlı Yaşlanan İkinci Ülke: Türkiye 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası kapsamında,izmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek
Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!
Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! REC Türkiye tarafından, Almanya Büyükelçiliği desteğiyle düzenlenen geniş katılımı konferansta; BM İklim Değişikliği Marakeş COP22 - Taraflar
Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için
Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir
Batı Dünyasının 'Bireysel Silahlanma' İkilemi
Batı Dünyasının 'Bireysel Silahlanma' İkilemi Batı ülkelerinde yaşanan silahlı saldırılar bireysel silah edinimi konusundaki tartışmaları alevlendiriyor. Peki, bu konuda düzenleme yapan ülkeler hangileri?
Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti
Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını
KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA
KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini
ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU
10 Mart 2010 ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KIBRIS TAKĐ MÜLKĐYET SORUNUNA ĐLĐŞKĐN DAVALAR HAKKINDAKĐ KARARINI AÇIKLADI Can Mindek ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI [Metni yazın] www.ikv.org.tr
ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ
BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek
Dünyayı Değiştiren İnsanlar
Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği
Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu
GÜNÜN MANŞETLERİ 23 Temmuz 2016 Cumartesi 11:52 Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu FETÖ darbe girişimi olaylarında darbecilerin hedefinde UIC Yönetim
BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel
BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ - Basın Toplantısı Haber Küpürleri - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel 13.01.2015 Salı Adana İşi nde acayip soygun Bir Acayip Soygun Adana İşi adlı uzun metraj filmin çekimleri
Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu
Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan
Değerli Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri
Tarihi boyunca bağımsızlığını koruyabilmiş ve Afrika Kıtası'nın Avrupa devletlerince sömürge yapılamamış tek ülkesi olan Etiyopya (Habeşistan) dünya tarihinin en eski medeniyetlerinden biri olarak biliniyor.
BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi
2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI
Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot
Ece Ayhan Kardeşim Akif Akif Kurtuluş'a Mektuplar Hazırlayan Eren Barış sı "dipnot Akif Kurtuluş: 1959, Ankara. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1981 yılında bitirdi. İlk şiiri, 1980 yılında Türkiye
65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri
65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri 1. Etki, Nadiren Bazen Genellikle, her a. Personel bakım hizmetlerinin nasıl yapılması gerektiği konusundaki görüş ve isteklerinizi dikkate alıyor
Trans Terapi Toplantıları Devam Ediyor
Biz Kimiz? Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) bireylerin insan haklarının yanı sıra sosyal ve ekonomik haklarıyla
Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme CRC/C/TUR/Q/2-3 Dağıtım: Genel 16 Kasım 2011 Aslı: İngilizce Çocuk Hakları Komitesi Altmışıncı Oturum 29 Mayıs 15 Haziran 2012 Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin
Acilan Donemler Ders Ismi SU Kredi. Bahar Cinsiyet Mitleri: Kadınlar ve Erkekler Üzerine Kültürel Kuramlar 3
LİSANS DERSLERİ ANTH 340 Antropoloji, Toplumsal Cinsiyet ve Cinsellik Antropologlar 20. yüzyıl boyunca dünyanın farklı yerlerindeki toplumların toplumsal cinsiyet ve cinsellik kurgularındaki çeşitlilik
KOLEJLİ İŞADAMLARI İSTANBUL DA BULUŞTU
KOLEJLİ İŞADAMLARI İSTANBUL DA BULUŞTU TED Kolejli İşadamları, 25 Mayıs Çarşamba günü The İstanbul Edition Otel de düzenlenen yemekli toplantıda bir araya geldi. 90 a yakın katılımın olduğu yemeğe konuk
ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU
ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU ANADOLU Eğitim Sendikası nın 45 merkezde 679 öğretmenle birebir yüzyüze görüşerek yaptığı araştırma, öğrenci ve hatta öğretmenlerimizin uğradığı istismar ve baskıyı
- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."
- Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir." - Gerçek: Dünya üzerinde her ırk ve ülkeden dört aileden birinde aile içi şiddet görülür. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun yaptırdığı
KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ
KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ CİNSİYET TEMELLİ AYRIMCILIK VE TOPLUMDA KADININ YERİ ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz
KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ?
KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ? Aralık 2011 de kurulan Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Birimi (TPD-KTCÇB),TPD bünyesinde düzenlenecek toplumsal
Avrupa yı İnşaa Eden Gençler
Avrupa yı İnşaa Eden Gençler Gençlik Politikasi Geliştirme Sosyal Uyum İnsan Hakları Kültürlerarasi Diyalog Katılım Araştırma AVRUPA KONSEYI VE GENÇLER 40 YILI AŞKIN BIR SÜREDIR AVRUPAYI BIRLIKTE INŞA
YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı
YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan
Şiddete Karşı Kadın Buluşması I
Şiddete Karşı Kadın Buluşması I Evde, Okulda, Sokakta, Kışlada, Gözaltında Şiddete Son 10-11 Aralık 2005, Diyarbakır ŞİDDETE KARŞI KADIN BULUŞMASI 1 EVDE, OKULDA, SOKAKTA, KIŞLADA, GÖZALTINDA ŞİDDETE SON
Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015
Türkiye Cezasızlık Araştırması Mart 2015 İçerik Araştırma Planı Amaç Yöntem Görüşmecilerin Dağılımı Araştırma Sonuçları Basın ve ifade özgürlüğünü koruyan yasalar Türkiye medyasında sansür / oto-sansür
SPoD LGBTİ, Siyaset Okulu nun Üçüncüsünü Gerçekleştirdi. Trans Terapi Toplantıları Devam Ediyor
Biz Kimiz? Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) bireylerin insan haklarının yanı sıra sosyal ve ekonomik haklarıyla
Trans Grup Terapisi Devam Ediyor. IGLYO Genel Kurulu ve Yıllık Konferansına Katılım Sağlandı
Biz Kimiz? Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) bireylerin insan haklarının yanı sıra sosyal ve ekonomik haklarıyla
Kadına Yönelik Şiddet
Kadına Yönelik Şiddet Hitay Yatırım Holding firmalarından Türkiye nin en büyük online araştırma şirketi DORinsight 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Çalışan-Eğitimli Kadına Yönelik Şiddet konulu bir
Sunum: "Cinsiyetine Uymayanlar: LGBT nin T si. TransTerapi Toplantıları Devam Ediyor
Biz Kimiz? Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) bireylerin insan haklarının yanı sıra sosyal ve ekonomik haklarıyla
Cumhuriyet Halk Partisi
1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı
Paris İklim Değişikliği Taraflar Konferansı na bir adım atıldı
Bi Ul E Hi tl EP t E li h Paris İklim Değişikliği Taraflar Konferansı na bir adım atıldı L Agence Française de Développement (AFD), Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (MURCIR)
Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor
Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda
KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK
KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi
Uluslararası Genç Liderler Akademisi Eğitimleri. Sosyal Etki Analizi
Uluslararası Genç Liderler Akademisi Eğitimleri Sosyal Etki Analizi Hazırlayanlar: Zeynep Arslan ve Elif Kalan Ağustos, 2012. İstanbul, Türkiye GİRİŞ Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği nin koordinasyonunda,
Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.
Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar
Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler
Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler 9 Kasım 2010 Nobody s Unpredictable Çalışmanın Amacı 2010 Ipsos Türkiye de boşanma, ayrılık, ya da vefat nedeniyle ebeveynlerden birinin yokluğunun psikolojik ekonomik
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,
Pazartesi İzmir Basın Gündemi
04.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Kamu Hizmetlerindeki Verimlilik İKÇÜ de Tartışıldı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nca her yıl organize edilen, yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan
'Bir milleti yok etmek istiyorsanız, ordularının içine politika bulaştırın'
'Bir milleti yok etmek istiyorsanız, ordularının içine politika bulaştırın' Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çelik, "Türk Demokrasisinin
EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ
EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk
Aile içi şiddeti ihbar edin ve mahkemede yardımcı olun
DOMESTIC VIOLENCE HELP AT COURT Turkish AİLE İÇİ ŞİDDET Artık şiddetin sona ermesini istiyorsunuz Aile içi şiddeti ihbar edin ve mahkemede yardımcı olun Kadınlar İçin Aile İçi Şiddet Mahkemesi Savunma
bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da
YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,
Testversion Ej för ifyllnad
65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri turkiska 1. Evde bakım hizmeti hakkında genel değerlendirme Hiç memnun değilim Pek memnun değilim Ne memnunum ne de değilim Oldukça memnunum Çok memnunum
gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan
ÇOCUK HAKLARININ SINIFLANDIRILMASI Çocuk Hakları Sözleşmesi nde, çocukların sağlıklı yaşaması ve çok yönlü olarak gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan
Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü
Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti SPoD un ve Uzman Psikiyatrist Dr. Seven Kaptan ın gönüllü işbirliğiyle düzenlenen Trans Terapi Toplantısı nın yedincisi 4 Eylül Çarşamba
Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!
Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor! BAE Washington büyükelçisi Yusuf el-uteybe'ye ait olduğu iddia edilen ve bazı hacker gruplar tarafından yayınlanan
Müslüman kadın futbolcular Berlin'de buluştu ALMANYA...
Müslüman kadın futbolcular Berlin'de buluştu ALMANYA... http://www.dw.de/müslüman-kadın-futbolcular-berlinde-buluş... GÜNDEM / ALMANYA ALMANYA Müslüman kadın futbolcular Berlin'de buluştu 'Discover Football'
DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU
DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya
Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma
Elli-dokuzuncu Oturum Üçüncü Komite Gündem maddesi 98 Kadınların Konumunun Geliştirilmesi Almanya, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Brezilya, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı,
Amerika Birleşik Devletleri nin saygın yüksek öğretim kurumlarından Yale Üniversitesi nde tarih bölümü öğretim üyesi olarak çalışan ve eski LGBT
Amerika Birleşik Devletleri nin saygın yüksek öğretim kurumlarından Yale Üniversitesi nde tarih bölümü öğretim üyesi olarak çalışan ve eski LGBT çalışmaları kürsüsü başkanı Prof. Dr. George Chauncey, SPOD
Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı 25.01.2013, ODTÜ Emrah Kırımsoy
Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı 25.01.2013, ODTÜ Emrah Kırımsoy Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve Mitler «Gelecek nesil!» «Bugünün küçüğü yarının büyüğü.» «Çocuklar
SPoD, Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonuna Katıldı. SPoD Robert Koleji'ndeydi
SPoD, Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonuna Katıldı SPoD, 3-4 Nisan tarihlerinde Ankara'da Kaos-GL ve Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği ev sahipliğinde Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu'na katıldı.
SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı
SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -PERSONEL ODAKLI HİZMET ANLAYIŞINI ÖNEMSİYORUZ SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKAN YARDIMCISI MURAT
Uluslararası Sempozyum Duyurusu KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ
Uluslararası Sempozyum Duyurusu KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ 19 20 Nisan 2014/İstanbul /Yeditepe Üniversitesi KADIN HAYATLARINI YAZMAK: OTO/BİYOGRAFİ,
PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 3. Sayı / Şubat - Mart 2016 ŞUBAT AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ ŞUBAT AYI. sayfa 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. 2 de. sayfa.
ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ sayfa 2 de PDR ÇALIŞMALARIMIZ 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ sayfa 4 te ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ Sınıflarımızda Ben Yapabilirim etkinliğini uyguladık. Etkinlikte; öğrencilerimizin
Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,
ÇOCUKLARIN İNTERNET ORTAMINDA CİNSEL İSTİSMARINA KARŞI GLOBAL İTTİFAK AÇILIŞ KONFERANSI 5 Aralık 2012- Brüksel ADALET BAKANI SAYIN SADULLAH ERGİN İN KONUŞMA METNİ Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler,
Genel Kurul Tarafından Kabul Edilen Karar 1
Genel Kurul Tarafından Kabul Edilen Karar 1 [Üçüncü Komite raporu üzerine (A/63/425)] 63/155 Kadına yönelik her türlü şiddetle mücadelenin yoğunlaştırılması Genel Kurul, 19 Aralık 2006, 61/143 sayılı ve
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ «Mobbing», yıldırma, bastırma, sindirme, yok sayma, psiko-şiddet uygulama. «Mobbing», örgütlerde işgörene yapılan psikoloji saldır
2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 23 OCAK 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İHLALLERİ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi Öldürme,
Mölln Katliamı nın 22.yılında acılar hala taze
24 Kasım 2014 Mölln Katliamı nın 22.yılında acılar hala taze 24 Kas 2014 23 Kasım 1992 tarihinde Mölln de aşırı sağcıların kundakladığı evde can veren Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz
KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU
İHD İstanbul Şubesi dokümantasyon birimi tarafından, İHD Şubelerine yapılan başvuru, kadın örgütlerinin hazırladıkları araştırma ve inceleme çalışmaları, basın ve yayında çıkan haber, makalelerden yararlanarak
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı
ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)
ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (19 Aralık 2016-10 Şubat 2017) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca
SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ
SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi