Evgin'den Durak'a tam not. Kemeraltı nda KONSER sevinci. Yeşilova Höyüğü ne ilk kazma Başkan Sındır'dan SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI.

Transkript

1

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Evgin'den Durak'a tam not Karşıyaka Belediyesi tarafından yenilenen Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu yaza hızlı girdi. Boş gecesi geçmeyen Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu, geçtiğimiz günlerde, Tük Pop Müziği nin efsanelerinden birini ağırladı. Sanat yaşamının 44. Yılını özel konserlerle kutlayan Erol Evgin i, Karşıyakalı hayranlarıyla buluşmasında, Belediye Başkanı Cevat Durak da yalnız bırakmadı. Türk müziğinin 44 yıldır zirvedeki ismi Erol Evgin, Karşıyakalı sevenleri için muhteşem bir müzik ziyafeti sundu. Yıllardır dillerden düşmeyen şarkılarını sevenleriyle birlikte söyleyen Erol Evgin, konser öncesinde sahneye davet ettiği Belediye Başkanı Cevat Durak a da övgüler yağdırdı. Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu nun eski halini hatırlatan Evgin, Burasının eski halini biliyorsunuz. Ben daha önceki yıllarda da geliyordum. Hakikatten muhteşem bir konser salonu olmuş. Biliyorum ki, yeni konser salonları da yapıyor. Şarkıların ve mizahın gücünü hepimiz gördük. Şarkıların ve sanatın gücüne çok inanırım. Onun için böyle salonlara ihtiyacımız var. Sevgili başkanıma çok teşekkür ederim dedi. Erol Evgin in sözleriyle konseri izlemeye gelenler tarafından büyük alkış alan Cevat Durak, Yeni Girne Bulvarı üzerindeki 750 kişi kapasiteli Konser Salonu ile Çarşı Tiyatro nun yapımının devam ettiğini belirterek, bir de müjde verdi. Başkan Durak, Salon ve dolayısıyla da nitelikli koltuk sayımızı arttırdık. 7 kültür ve sanat merkezi yaptık. Ama, bununla yetinmedik. İçlerini de doldurduk. dedi. Faustina da Kadın Müzesi ne geliyor Dünyanın en önemli ilk on kadın müzesi arasına gireceği belirtilen ve kapılarını açmak için gün sayan Konak Belediyesi Kadın Müzesi nde ziyaretçileri imparator eşi Faustina karşılayacak Yeşilova Höyüğü ne ilk kazma Başkan Sındır'dan İzmir in tarihini 8500 yıl öncesine dayandıran Yeşilova Höyüğü nde 2013 yılı kazı sezonu açıldı. Alana ilk kazmayı Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır vurdu. Törende, Kazı Başkanlığı ve Bornova Belediyesi arasında işbirliği protokolü de imzalandı. Başkanımızın uğuruna inanıyoruz. Daha önce de ilk kazmayı kendisi vurmuştu ve çok verimli bir sezon geçirmiş, alandan çıkardığımız 200 değerli buluntuyu İzmir Arkeoloji Müzesi ne göndermiştik diyen başlayan Kazı Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Zafer Derin, verdiği destek nedeniyle Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Sındır a teşekkür etti. Bornova Belediyesi nin Uluslararası Mimarlık ödülü aldığı Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi nin hızla yükseldiği inşaatın yanı başındaki kazı çalışmaları törenle başladı. Kazı Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Zafer Derin, kazı ekibi ve Karacaoğlan ve Yeşilova Mahalleleri Derneği (KAYED) yöneticilerinin katıldığı törende, ilk kazmayı Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır vurdu. Başkan Sındır, Yardımcı Doç. Dr. Zafer Derin ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ege Üniversitesi adına çalışmaları yürüten Kazı Başkanlığı ve Bornova Belediyesi arasındaki kurumsal işbirliğini ortaya koyan protokolünü de imzaladı. İmzalanan protokolün Üniversite ve Kültür ve Bakanlığı ile yapılan ortak çalışmalar anlamında tüm Türkiye nin örnek alması gerektiğini söyledi. Kentin tarihini gün yüzüne çıkararak halkla buluşturan Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, Agora nın gülümseyen yüzü Faustina yı Kadın Müzesi ne taşıyor. Agora kazı çalışmalarında ortaya çıkan en önemli bulgulardan Batı Stoa Faustina Kapısı kilit taşı üzerindeki Faustina portresinin birebir kopyası Kadın Müzesi nde ziyaretçilere Merhaba diyecek. Üç yılda üç butik müzeyle kentin müzecilik, tarih, kültür ve turizm algısını geliştiren Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, çok yakın zamanda kapılarını açacak Kadın Müzesi için tarihi bir adım attı. Başkan Tartan, İzmir tarihine ışık tutan Agora da 2 bin yılı aşkın süredir kente gülümseyen Faustina portresinin birebir kopyasını Kadın Müzesi ne kazandırdı. İzmir Necdet Alpar Mask Müzesi Atölye eğitmenlerinden Eylem Sürer Kaya, çok özel bir teknikle Faustina kabartmasının yüz kalıbını aldı. Bundan sonra Konak Belediyesi Kadın Müzesi nde ziyaretçileri karşılayacak olan Faustina figürünün birebir kopyasının hazırlanması için işlemlere başlandı. Yaklaşık 45 dakika süren ve tarihi dokuya en ufak bir zarar vermeden gerçekleşen mask kalıbı alma işlemini yakından takip eden Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan İzmir in, kültür ve sanatın ışığında, tarihi değerleri ve doğal yapısıyla gelişeceğinin bir kez daha altını çizdi. Kadın Müzesi, Radyo ve Demokrasi Müzesi, Basmane Semt Merkezi, 960 Sokak projesi ve Arkeopark ile Basmane bölgesi ve İzmir in merkezini binlerce yıllık tarihine yakışan bir hareketliliğe yeniden kavuşturacaklarını dile getiren Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, tarihi bir olaya tanıklık ettiklerini i- fade ederek şöyle konuştu: İlçe belediyesi o- larak Türkiye de tarihin gün yüzüne çıkmasına en çok katkı koyan belediyeyiz. Basmane Altınpark ta yapılacak Arkeopark için çalışmalara başladık. Arkeopark ın hemen yanı başında Türkiye nin ilk Kadın Müzesi ile Radyo ve Demokrasi Müzesi yer alacak. Türkiye de hatta dünyada eşine az rastlanır böyle bir çalışmayı, tarihi bir gün yaşayarak taçlandırdık. Tarihle, kültürle, sanatla iç içe bir yaşam alanı inşa ediyoruz. Dünyada kendi s- tatüsünde ilk on kadın müzesi arasında yer alan Kadın Müzemizde, İzmir de anutlaşmış bir kadının yüzünün yer alması çok önemli. Bakanlığın özel izniyle tarihi bir olay gerçekleştirdik. Uygulaması zor ve özen gerektiren bir yöntemle Faustina nın yüz kalıbını aldık. İzmir i ziyaret edenler bu köklü tarihi Kadın Müzesi nde de görecek. Bir kez daha İzmir in tarihi kimliğine dikkat çekmiş olduk. Faustina kimdir? Agora Kazı Başkanı Yrd. Doç.Dr Akın Ersoy da Faustina nın yüz kalıbı alınma işlemini i- zledi ve Faustina nın tarihi önemini şu sözlerle özetledi: Faustina, Roma imparatorları içerisinde beş en iyi imparatoru arasında sayılan Marcus Areullus un eşidir. İzmir ile Faustina ve Areullus u buluşturan iki nokta var. Bunlardan bir tanesi, dönemin entelektüellerinden Aristides, ikincisi ise İzmir depremi. Aristides in Areulles e yazdığı mektuplardan bu dostluğu anlıyoruz. 178 yılında bir deprem oluyor ve Aristides in tanımına göre İzmir yer yarılıp da içine geçiyor. Kent çok kötü durumdadır. İmparator bu acıklı mektuptan yola çıkarak İzmir in vergilerini bağışlar. Aynı zamanda Roma Senatosundan İzmir e ödenek çıkarır. Birkaç yıl içinde kent yeniden ayağa kalkar. İzmirliler iki kemerli kapıyı inşa ederler sağ taraftakine Faustina nın portresini, sola da (henüz ortaya çıkmadı) imparatorun portresini koymuşlardır. Bu olayda Faustina nın gözyaşlarından ve İzmir i ne kadar çok sevdiğinden söz edilir. Kemeraltı nda KONSER sevinci İKSEV, Barok müziğin önde gelen isimlerinden Alman viole sanatçısı Hille Perl ile theorbo sanatçısı Lee Santana yı Konak Belediyesi nin katkılarıyla yarın Abacıoğlu Han da ağırlıyor Nihal ÖZKEN Kemeraltı Çarşısı nın tarihi hanlarından olan Abacıoğlu Han 11 Temmuz akşamı ilk kez bir konsere ev sahipliği yapacak. Konak Belediye Başkanı Dr.Hakan Tartan, tarihi çarşıda yer alan ve Avrupa Mimarlık ödülü sahibi Abacıoğlu Hanı nda bir ilk yaşanacağını belirterek, esnafa can suyu olacak konserlerin devamının geleceğini söyledi. Kültür ve Sanat Kenti İzmir sloganıyla çalışmalarını sürdüren İK- SEV, bu yıl 27 incisini gerçekleştirdiği Uluslararası İzmir Festivali kapsamında Barok müziğin önde gelen isimlerinden Alman viole sanatçısı Hille Perl ile theorbo sanatçısı Lee Santana yı Konak Belediyesi nin katkılarıyla Abacıoğlu Han da ağırlıyor. 25 yıldır oda müziği çalışmalarını sürdüren İzmir Barok ile birlikte sahne alacak olan Perl ve Santana çok özel bir repertuara imza atacak. Alanlarında dünyanın en önemli isimlerini İzmir e getirerek Türkiye nin ve İzmir in tanıtımını başarıyla yerine getiren İKSEV, perşembe akşamı İzmirlileri Barok müziği ile buluşturacak. Bu özel konser, dünyanın en eski ve en büyük açık alışveriş merkezlerinden Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nı kurtarma projelerine destek vermek amacıyla Konak Belediyesi tarafından restore edilen ve Avrupa Mimarlık ödülü alan Abacıoğlu Han da gerçekleşecek. Tarihi mekanda 11 Temmuz akşamı saat da başlayacak olan konserin biletlerine Biletix ten sahip olabilirsiniz. Dünyanın en iyi viola da gamba müzisyenlerinden Hille Perl, Bremen de doğdu. Solo kariyerinin yanı sıra 17. ve 18. yüzyıl topluluk repertuarına yoğunlaşan Perl, Fransız Barok müziğine ilgi duydu. 7 telli viola da gambasıyla neredeyse insan sesi saflığında bir ton yakalayan bu nadide müzisyen, İspanyol, İtalyan ve Alman repertuarının seçkin örneklerine yer verdiği kayıtlar yaptı. Yıl: 2 Dağıtım: Yayın türü:. Sayı: 611. İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Hakkı SARIÖZ Yerel - Süreli (Pazar günleri yayımlanmaz) Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3

4 SAYFA 04 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SAYFA 05 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI gündem 4 gündem 5 İZMİRLİ Mardinliler Bayraklı'ya taşınacak! CHP'den Bayraklı Belediye başkanlığı için aday adayı olan Susmuş'a İzmir Mardinliler Federasyonu'ndan tam destek geldi. Pehlivanoğlu, "Pınar Hanım'a hayran kaldık" dedi Bayraklı'yı sivil toplum kuruluşlarının Başkenti yapacağını ilan eden CHP Belediye Başkan Aday Adayı Avukat Pınar Susmuş'a, İzmir Mardinliler Federasyonu'ndan somut bir öneri ile destek geldi. Susmuş'u ağırlayan ve ilçede Din Kültürleri Merkezi isimli bir projesi daha olduğunu öğrenen İzmir Mardinliler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Salih Pehlivanoğlu, " İlk kez STK'lara bu kadar değer veren ve böylesine vizyon sahibi bir kadın belediye başkan adayı gördüm. Pınar hanımla birlikte biz de Federasyon Merkezimizi Bayraklı'ya taşırız" dedi. CHP'nin Mart 2014 yerel seçimlerine yönelik en somut çalışmaları yürüten kadın belediye başkan aday adayı Avukat Pınar Susmuş, önceki gün İzmir Mardinliler Federasyonu'nu ziyaret ederek, Genel Başkan Yardımcıları Pehlivanoğlu, Edibe Dinçel ve yönetim kurulu üyeleri ile biraraya geldi. Ziyarette sivil toplum kuruluşlarına ve gerçekleştirdiği faaliyetlere verdiği önemi vurgulayan Susmuş, " Mardin, hoşgörüsüyle, insan sevgisiyle, farklı din ve etnik kimlikleri bünyesinde barındırmasına karşın kardeşçe yaşam kültürüyle örnek bir kentimiz. Yaşamlarını İzmir'de sürdüren Mardinli vatandaşlarımızın biraraya gelerek, dayanışma ve birliktelik örneği sergilediği federasyonu ziyaret etmek benim için oldukça anlamlı" dedi. KÜÇÜK BİR TÜRKİYE GİBİ Bayraklı'nın bünyesinde barındırdığı kimlik ve kültürel yapısı ile bir Türkiye mozaiği olduğunu, bu açıdan Mardin le de benzer özellikler taşıdığını vurgulayan Susmuş, " Bayraklı'da her kentten her mezhepten ve her etnik kökenden binlerce vatandaşımız yaşamlarını sürdürmektedir. Bayraklı bu nedenledir ki adeta küçük bir Türkiye'dir. Öyle ki var olan sorunları ile bile önemli benzerlikler taşımaktadır. Bayraklı'yı sorunlarından arınmış, modern, İzmir'in gözbebeği, çekim merkezi bir ilçe haline getirmek için çıktığımız bu yolda her fikre, her görüşe, her türlü desteğe ihtiyacımız var. İnşallah Mardinliler Federasyonu ile birlikte ilçemizde yaşayan çok sayıdaki Mardinli hemşehrimizin de sesi olacak, sorunlara ortak çözümler üreteceğiz" diye konuştu. DİN KÜLTÜRLERİ MERKEZİ Susmuş, Bayraklı'yı STK'ların Başkenti yapacaklarını açıklayarak, konuya verdikleri önemi ortaya koyduklarını da dile getirdi. Susmuş, şunları söyledi: " Bunun yanısıra Bayraklı'da büyük yankı uyandıracak projelerimizden biri de Din Kültürleri Merkezi'dir. İzmir çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Hem tarihsel anlamda hem de günümüz itibariyle. Pek çok milletten insanı ve sosyokültürel fikri kucaklayan bir yerdir. (HA- BER MER- KEZİ) İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com RAMAZAN AYI VE MÜSLÜMANLIK Ramazan ayına girdik, hayırlı olsun diyelim. Ama İslam aleminin kan revan içinde olduğu, Mısır da insanların öldürüldüğü, Suriye'de insanlarının kanının akıtıldığı ve benzeri yerlerde kan revan içinde yaşayan bir islam dünyasına nasıl hayırlı olacak takdirini size bırakıyorum. Ama ülkemizde her yıl yaşanan ve Müslümanlık ile, insanlık ve insan olma ile hiç alakası olmayan ve müslümanlık sömürüsünden başka bir şekilde anlatamayacağımız olayları bir kez daha yaşıyoruz. Nedir O? Ramazan ayı birlik, beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ayı, insanların birbirlerini daha çok sevdiği, herşeyini paylaştığı, açlık ve nefis terbiyesi yapılarak aç ve yoksul insanların halinin anlaşılması gereken bir ay olması lazım. Ama nerde? Tam tersi. Ramazan daha girmeden çarşı pazarda yiyecek ve gıda maddelerinin fiyatları nerdeyse misli misline artmaya başlar. Fırsatçılara yeni bir gün daha doğar ve bu din adına, müslümanlık adına yapılır. Halbuki dinin ve islamın ruhu tam tersidir. Bu ayda olan olmayana, alan alamayana, tok açlara bakacak ve onların halini anlayarak onlara elinden geldiğince dininin gereği, kardeşine yardım edecek. Ama biz de üzgünüm ki ne böyle bir din, ne böyle bir kardeşlik kesinlikle göremezsiniz. Aksine bu ay ve kutsal sayılan gün ve geceler hepsi birer sömürü, fırsatçılık aracı olarak kullanılır. Din tüccarlarının ve güya din adamlarının show yaptıkları, tv ve basın organlarını parselleyip, kitap ve cd sattıkları bir fırsat ayı olur. Satışların artırılması, fahiş fiyatlarla daha çok ve ölçüsüz kazançların sebebi haline getirilir. Peki neden ülkemizde böyle, diğer islam ülkelerinde bu böyledir. Hata dinde midir? Asla. Hata müslüman geçinen ve müslümanlığı bir menfaat aracı, hükmetme aracı ve saltanat aracı olarak gören güya müslüman geçinen insanlardadır. Nitekim bütün dinlerde bu olmuştur, islamiyet de bu yozlaşma ve bozulmalardan kendini kurtaramamıştır. Yine de bu güzel ay ve günlerin yardımlaşma, birlik, beraberlik, aynı duyguları paylaşma, başkalarının haklarının gözetildiği, empati yapıldığı bir ay olması dileğimle iyi bir ramazan geçirilmesini diliyorum. 25 yıl sonra gelen mutluluk Rize'den ayrıldıktan sonra 40 il gezen engelli Bayar'a, Afyonkarahisar Belediyesi sahip çıkarak prefabrike konut verdi. Bayar, "Ailem sokağa attı ama yıllar sonra benim de bir evim oldu" dedi Doğuştan elleri ve bacakları olmayan, 25 yıl önce memleketi Rize'- den ayrıldıktan sonar 40 il gezen 52 yaşındaki Halit Bayar'a, Afyonkarahisar Belediyesi sahip çıkarak prefabrike konut verdi. Rize'den 25 yıl önce ayrılan, il il gezerek tartı işinin yanı sıra pişmaniye satarak geçimini sağlayan engelli Bayar, 3 ay önce Afyonkarahisar'a geldikten sonra Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ile görüştü. Afyonkarahisar'a yerleşmek istediğini belirten engelli Bayar'a, Afyonkarahisar Belediyesi ile Afyonkarahisar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (SYDV) işbirliğiyle Van Depremi'nde kullanılan ve boşa çıktıktan sonra Afyonkarahisar'a gönderilen bir oda bir salondan oluşan ve içi döşenen prefabrike konut hediye edildi. Halit Bayar, gazetecilere yaptığı açıklamada, 25 yıldır gurbet hayatı yaşadığını, il il gezerek tartı işi yaptığını ve pişmaniye sattığını söyledi. Afyonkarahisar'a gelmeden önce Isparta'da bir hafta kaldığını anımsatan Bayar, şöyle konuştu: "Isparta'da belediye başkanı benimle görüşmek istemedi. Bana yer göstermesi için zabıta müdürüyle görüştüm. Bir haftalık yer gösterdiler. Ben de Isparta'ya yakın olduğu için Afyonkarahisar'a geldim. Belediye başkanına çıktım bana çok ilgi, alaka gösterdi. Beni burada ev sahibi yaptı. Engelli maaşı bağlandı. Eşya almam için yine SYDV'den bin 500 lira para verildi. Ailem beni dışladığı için 25 yıldır gurbetteyim. Engelli vatandaşlara Afyonkarahisar'da çok yardımcı olunuyor. O yüzden Afyonkarahisar'a yerleşmeye karar verdim. Bir tane de bakıcı verilmesini istiyorum. Kendi ihtiyaçlarımı görebiliyorum ama bakıcı olursa iyi olur." Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban da prefabrike evin tesliminde yaptığı konuşmada, yaklaşık bir ay önce Bayar'ın kendilerini ziyarete geldiğini anımsattı. Bayar'ın Afyonkarahisar'a tesadüfen geldiğini belirten Çoban, şöyle konuştu: "Bizden önce bir otel sahibi bir kaç gün kalmasına müsade etmiş esnaf da Süne: Bu görevi en iyi şekilde biz YAPARIZ Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) PM eski Üyesi Mehmet Süne, Seyhan Mahallesi nde bulunan esnafı ziyaret ederek dertlerini dinledi. CHP Buca Belediye Başkan Aday Adayı ve CHP PM eski Üyesi Mehmet Süne, Seyhan Mahallesi nde sanayi esnafını ziyaret ederek, sorunlarını dinledi ve 2014 Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde CHP ye destek istedi. Mahalle mahalle, sokak sokak esnaf, dernek, sivil toplum örgütleri ve ev ziyaretlerini durmaksızın sürdüren CHP PM eski Üyesi Mehmet Süne, son olarak sanayi esnafıyla buluştu. Seyhan Mahallesi nde bulunan iş yerlerini tek tek ziyaret ederek, esnafın sorunlarını ve isteklerini dinleyen Süne, esnaftan büyük ilgi görerek destek Ramazan davuluna da kadın eli değdi! Ramazan ayı Karşıyaka da coşkuyla karşılandı. Karşıyaka Belediyesi nin Radyo Romantik Türk işbirliğiyle düzenlediği Hoş Geldin Ramazan etkinlikleri Karşıyaka Çarşısı ve Bostanlı Rekreasyon Alanı nı renklendirdi. Etkinliklerin gözdesi ise bayan Ramazan davulcuları oldu. Gündüz, geleneksel kıyafetler içindeki kortej tarafından fermanla vatandaşların davet edildiği akşamki etkinlikte de eğlence doruğa çıktı. Karşıyaka Belediyesi nin Ramazan etkinlikleri kapsamında düzenlenen Hoş Geldin Ramazan eğlencesi, Karşıyaka ve Bostanlı Çarşılarındaki kortejle başladı. Bayanlardan oluşan Ramazan davulcuları eşliğinde Karşıyaka ve Bostanlı Çarşısı nda dolaşan kortej, fermanla Karşıyakalıları akşam Bostanlı Rekreasyon Alanı nda düzenlenecek eğlenceye davet etti. Kortej güzergahı üzerindeki vatandaşlara ayrıca şerbette dağıtıldı. Vatandaşlardan yoğun ilgi gören bayan davulcular, akşam Bostanlı Rekreasyon Alanı ndaki performanslarıyla da alkış aldı. Gecede, Karşıyaka Belediye Bandosu ve Pozitive Band Orkestrası nın mini konserleriyle eğlenen Karşıyakalılar, Radyo Romantik Türk ün 70 ve 80 li yıllara damga vuran şarkılardan oluşan Nostalji Partisi ile de adeta geçmişe yolculuk yaptı. yardım etmiş. Böyle bir ilgi karşısında bu şehirdeki vatandaşlar ilgili hayırseverler diye kimsesi olmadığı halde burada kalmaya karar vermiş. Daha sonra bizi ziyaret etti. İki eli ayağı yok ancak içinde müthiş bir yaşam ve mücadele azmi var. Afyonkarahisar'a yerleşmek istediğini söyleyince bir ev hazırlayalım dedik. İkametini buraya aldırdık. SYDV ile evi hazırladık ve kendisine göre evi düzenledik." SYDV Müdürü Süleyman Arı ise Bayar'e engelli maaşı bağladıklarını, vakfın desteklerinin devam edeceğini söyledi. mesajları aldı. Sanayi esnafı daha çok işsizlikten yakınırken bazı günler siftah bile yapamadan kepenk kapattıklarını söylediler. Esnafın sorunlarını içtenlikle dinleyen Süne, Bende sizler gibi iş dünyasında yer alan biriyim. Sizlerin sorunlarını çok iyi biliyorum. Buraya sizlerle bütünleşmeye, sizlerle birlikte olmaya geldim. Sizi yakinen bilen, içinizden biri olarak sizlerin hizmet beklentisinin neler olduğunu iyi bilen arkadaşınız. CHP nin hem Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Çeşme de yapılmak istenen Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) konutları hakkında, ilçede 4 katlı konut taraftarlarının çok katlı yapıları ve betonlaşmayı iyi bir şeymiş gibi gösterme çabalarını değerlendirdi, belediyenin bu konudaki betonlaşma karşıtı duruşuna yönelik yapılan eleştirilere de yanıt verdi. Çeşme nin Reisdere Mahallesi nde yapılmak istenen TOKİ konutları projesinin birkaç seçimdir, seçime bir yıl kala tekrar tekrar diriltilen bir çalışma olduğunu hatırlatan Başkan Tütüncüoğlu, Buradaki amacın ne olduğu çok açık ortadır dedi. Çeşme Belediyesi nin Gecekondu Önleme Projesi ile dar gelirliler için yaptığı konut çalışmalarını anlatan Tütüncüoğlu, Biz daha önce ilçede evi olmayan vatandaşlarımız için 192 konutlu Belkent ve 72 konutlu Çeşmekent i yaptık. Nisan 2010 dan beri de Bakanlıklardan 300 den fazla aileyi ev sahibi yapacak projemize onay bekliyoruz. Son proje de dahil bunların tamamı 2 katlı Biz buna rağmen TOKİ ye değil konutların 4 katlı olmasına karşıyız diyoruz. Fakat hala daha AK Parti İlçe Teşkilatı TOKİ olmasın mı, Yoksul yaşamasın mı söylemlerle projeyi doğru göstermek için bu insanları kullanıyor. Madem konu sadece dar gelirli vatandaşlar neden 4 katlı konut yapılması için çaba göstermek yerine bizim 3 yıl 3 aydır onay bekleyen 2 katlı konut projemizin taraftarı olmuyorlar diye konuştu. İmarı iki katlı olan Çeşme ye yapılmak istenen 4 katlı konutları şirin ve doğru göstermek adına yapılan söylemlerin çelişkilerden ibaret olduğunu belirten Tütüncüoğlu, Betonlaşma taraftarları, TOKİ konutlarının yapılacağı yerde beton yoğunluğunun yüzde 20 olacağını söylüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ndan gelen planlarda ise inşaat yoğunluğunun yüzde 120 ye kadar ulaştığı açıkça belirtiliyor. Ayrıca Çeşme de konutlar izin verilen yükseklik 6 metre 80 santim ve biz bu konutların imar yüksekliği için ağaç boyunda terimini kullanıyoruz. Son dönemde TOKİ için yaptıkları açıklamalarda, konutların yüksekliği 13 metreyi geçmeyecek diyerek konut yüksekliğinin ne kadar olduğunu da kabul ediyorlar. Çeşme nin düşük katlı evleri için kullandığımız ağaç boyu cümlesini 13 metrelik 4 katlı ucube gibi konutlar için de kullanıp konutları sanki yüksek değilmiş, olağanmış gibi göstermeye çalışıyorlar dedi, Gerçekten konutların olağan olduğu düşünülüyorsa, bu ağaç boyu ve sadece yüzde 20 si bina gibi doğru olmayan söylemler neden diye sordu. Hastane ve eksik planlar oy getirmiyor mu? Çeşme de herkesin bildiği öncelikli eksikliğin hastane ve eksik imar planları olduğunu kaydeden Faik Tütüncüoğlu, Yıllardır hastane yapılsın diye kendimizi paralıyoruz. Bunun için de kamulaştırmasında yardımcı olmaya kadar elimizden gelenin ve yapmamız gerekenin çok daha fazlasını yaptık. Buna rağmen yazın nüfusu 1 milyon 200 binlere kadar çıkan Çeşme için sadece 50 yataklı hastanenin ihalesine bile yıllar süren çalışmalarımız sonucunda çıkıldı. Bırakın biz yapalım diyoruz ona da izin vermiyorlar dedi. İddialarının aksine Çeşme nin en büyük sorunun konut olmadığını vurgulayan Tütüncüoğlu, Çeşme nin öncelikli ihtiyacı konut değil. Tam 21 yıldır yapılmayan Altınkum, Şifne planları yüzünden sadece 3-5 ay ile sınırlı kalan turizm ve kadrolu doktorların gelmediği hastane ilçenin kanayan yarası. Sürekli fakir diyerek isim taktıkları, küçümsedikleri insanlar da belki buradaki iş kaynakları doğmadığı için dar gelirli. Fakat hastane ve planlar yeteri kadar oy getirmeyecek ki biz diğerleri için on yıllardır beklerken ve mücadele ederken TOKİ nin planları bir haftada onaylanıyor diye konuştu. Konutların 4 katlı olması hakkında Zaten yerelde hem de genelde güçlü iktidarına gönül vermiş nefer olarak ayrımız gayrımız olmadan tüm Bucamızı kucaklamak için bu yolda çıktık. Buca nın esnafıyla, sanayicisiyle, çiftçisiyle, işçisiyle, memurlarıyla, kadınlarıyla, gençleriyle, öğrencileriyle yani tüm yaşayanlarıyla el ele verip katılımcı, objektif, hesap verebilir, şeffaf, demokrat, çağdaş ve ahlaklı bir yerel yönetim yapısı inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu yolda sizden destek istemeye, CHP ye yani halkın partisine TOKi, Başbakan'ı bile dinlemiyor! 4 katlı TOKİ konutlarının Yoksullar yaşamasın mı söylemiyle aklanmaya çalışıldığını söyleyen Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Hastaneye hayır, betonlaşmaya evet diyen bir zihniyet var" dedi Bundan sonra bizim sözümüz de geçecek AK PARTi, muhtarlardan BAŞLADI AK Parti Karabağlar İlçe Teşkilatı, muhtarlarla biraraya geldi. Toplantıya İzmir Milletvekili İlknur Denizli, İl Başkan Yardımcısı ve İl Genel Meclisi Grup Başkan Vekili Nazmi Kalyoncu, Karabağlar İlçe Başkanı Erol Körüklü, ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri ve muhtarlar katıldı. Toplantıda konuşan İlçe Başkanı Körüklü, bundan sonra muhtarlarla sık sık biraraya geleceklerini belirterek, "AKP AK Parti yapan millî iradeye saygısı, millî irade üzerindeki hassasiyetidir. Bu iradenin temsili noktasında muhtarlarımız ayrı bir yere sahiptir. Vatandaşlarıyla beraber olan, derdiyle sıkıntısıyla ilgilenen muhtarlarımızdır." dedi. İl Başkan Yardımcısı Kalyoncu ise, "Muhtarlarımızla koordineli çalışmalarımıza daha da hız kazandıracağız. Karabağlar ı her konuda yaşanır bir ilçe haline getirmek için istişare ve çalışma yapacağız. Muhtarlarımızın, mahallelerinde sadece problemleri değil, geleceğe yönelik projeleri, nasıl mahalle istediğiyle ilgili düşüncelerini ve isteklerini belirtmesi için çalışacağız." dedi. (CİHAN) Geçen ay yapılan seçimle güven tazeleyen TTO yönetimi, çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyor. Bir yandan üyelerine yönelik bilgilendirme ve geliştirme çalışmaları sürdüren yönetim, bir yandan da tanıtım ziyaretleri düzenleniyor. TTO Başkanı Olgun, Meclis Başkanı Behçet Çınar ve yönetim kurulu üyeleri, Küçük Menderes Havzası ndaki ticaret odaları başkanlarını ziyaret etti. Ödemiş Ticaret Borsası Başkanı A.Latif Aka, Selçuk Ticaret Odası Başkanı Koray Yolcu ve Meclis Başkanı Yusuf Dereli, Tire Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Çapkınoğlu, Bayındır Ticaret Odası Başkanı Adnan İnanır, Ödemiş Ticaret Odası Başkanı Kasım Sevin ve Meclis Başkanı Alim Korkmaz ile biraraya geldiler. Oda başkanları, bundan sonra ortak hareket etme kararı aldı. Birlikten kuvvet doğacağını ifade eden başkanlar, sık sık biraraya gelip hem hizmet kalitesini arttırma hem de yenilikleri Çeşme merkezinden 12 kilometre uzağa yapılacak konut hiçbir şeyi etkilemez söylemlerini trajikomik olarak yorumlayan Başkan Tütüncüoğlu, Bugün ülkenin yaşadığı tüm sorunların ardında bu bir defadan bir şey olmaz anlayışı yatıyor. Hala daha Biz yapalım zaten 12 kilometre var turistler onları görmez diye de ekliyorlar. Biz burada betonlaşmanın önüne engel koyduk, set çektik. Şimdi o 4 katlı konutlarla bu seti, bloğu delmek istiyorlar. Burada o konutlar yapılırsa yarın bir gün konut yapacak kişiler, 8 katlı, 10 katlı konutlar ve gökdelenler yapmaya kalkacak. Bugün vizyonu eksik söylemlerle Ya yapalım bir şey olmaz diyenler de o gün çok katlı yapıların karşısında nasıl durabilirler. Gökdelen dikenlere yüksek katlı yaptı, silueti bozdu diye ben o arkadaşa küstüm gibi faydasız söylemlere mi girecekler yoksa hala daha biz oyumuzu alalım gerisi önemli değil mi diyecekler diye konuştu. Onlar hariç herkes karşı Tütüncüoğlu, Başbakan ın 4 ncü Yerel Yönetimler Sempozyumu nda yüzde 100 imar artışını bile, Ölü kent ve Allah aşkı için vazgeçilmesi gereken bir davranış şekli olarak nitelendirdiğini, yoğunluk ve kat artışına şiddetle karşı çıktığını fakat Çeşme de yüzde 500 yoğunluk artışı yapılmaya çalışıldığını kaydetti. İzmir in önemli sanayi kuruluşlarına evsahipliği yapan Menderes Ovası nın ticaret odaları, güç birliği kararı aldı. Torbalı Ticaret Odası Başkanı Olgun, Dört ilçe birlikte hareket edecek dedi. hayata geçirme yönünde görüş alışverişinde bulunacak. Ortak seminerler düzenlenecek, bölgenin meselelerinde ortak inisiyatif geliştirip çalışmalar yapılacak. Alınan kararla ortak meclis toplantıları yapılıp bölgeyle ilgili konularda birlikte hareket edilecek. İzmir ekonomisinin can damarı sanayi kuruluşlarına evsahipliği yapan bir bölgenin ticaret odası başkanları olarak işbirliğinin önemini vurgulayan Olgun, Ticaret odaları olarak, bulunduğumuz yerlerin ticari ve ekonomik gelişmesinde önemli rol oynayan sivil toplum kuruluşlarıyız. Diğer odalarla yakın işbirliği içinde etkili çalışmalarla yöremizin gelişmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ortak hareket edersek, bölge meselelerinde inisiyatif kullanabileceğiz. Ortak toplantılar düzenleyip gerek üyelerimize gerekse bölgemizin kalkınmasına yönelik faaliyetler düzenleyebiliriz. Odaların güç birliğiyle bölgemizi yakından ilgilendiren olaylarda daha çok söz sahibi olabiliriz. En kısa zamanda ortak akılla güzel işler başaracağımıza inanıyorum. diye konuştu. BAŞKANLARDAN TAM DESTEK Tire Ticaret Odası Başkanı Aka da birlikte hareket etmenin seslerini daha iyi duyurma yönünde faydalı olacağını belirterek, ortak yapılacak her harekete destek sözü verdi. (CİHAN) 2014 yerel seçimlerinde güç vermenizi istemeye geldim dedi. Adaylık çalışmaları hakkında önemli açıklamalar yapan çalışkan siyasetçi Mehmet Süne, Parti tabanımızdan ve Bucalı hemşerilerimden çok büyük destek alıyorum. Partili arkadaşlarımın ve Bucalı hemşerilerimin şahsımı aday olarak görmek istemeleri elbetteki gurur vericidir. Benim ve ekip arkadaşlarımın en büyük önceliği CHP nin başarısıdır. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu önderliğinde partimizin hem yerelde hem de Türkiye genelinde iktidara gelmesi bizim için aslolandır. Yani bizim için önemli olan neferi olduğumuz partimiz CHP nin başarısıdır. dedi. Demirtaş: Doğalgaz ZORUNLU OLMALI! İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir de hava kirliliğinin önlenebilmesi için doğalgaz kullanımının zorunlu hale getirilmesi ve geçiş sürecinin bir yılla sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Birçok ilde benzer uygulamaların hayata geçirildiğini belirten Demirtaş, Kentimizde daha temiz bir hava teneffüs etmek istiyorsak, mutlaka doğalgaz kullanımını yaygınlaştırmalıyız. dedi. İZTO Başkanı Demirtaş, 72. İklimlendirme ve Doğalgaz Tesisat Grubu Meslek Komitesi üyeleriyle birlikte İzmirgaz A.Ş. Genel Müdürü Burçin Yandımata yı ziyaret etti. İzmirgaz Genel Koordinatörü Halil Tataş, Kolin İnşaat CEO su Dr. Cantekin Dinçerler, İZTO 72. Grup Meclis üyeleri Lütfi Kılıç ve Melih Göktanır, Meslek Komitesi üyeleri Salih Mümtaz Karaaslan ve Abdülhalim Çelik in katıldığı görüşmede, İzmir de hava kirliliğinin önlenebilmesi için doğalgaz kullanımının arttırılmasına yönelik ortak çalışma yapılması yönünde fikir birliğine varıldı. TOPLANTI DÜZENLEYECEĞİZ Doğalgazın ekonomik olmasının yanısıra hava kirliliğine de yol açmadığına dikkat çeken Demirtaş, şöyle konuştu: Problemin önemi konusunda İzmirgaz ile hemfikiriz. İzmir de son beş yıllık hava kirliliği konusunda araştırma yaparak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirgaz ve 72. Meslek Komitemiz ile geniş katılımlı bir toplantı konusunda çalışmalara başlayacağız. Geçen hafta da konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik İI Müdürü Ata Erpolat ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Mehmet Özsakarya yı ziyaret ettiklerini, görüşmelerden olumlu sonuçlar aldıklarını aktardı. Doğalgaz kullanımı konusunda İzmir Valiliği nin karar alması gerektiğini söyleyen Genel Müdür Yandımata ise, Türkiye nin birçok ilinde doğalgaz kullanımını zorunlu hale getiren karar var ancak İzmir de bu konuda düzenleme yapılmadı. Bugün ulaşılan doğalgaz aboneliği sayısı, tamamen İzmirgaz ın başarısıdır. İstanbul, Ankara, Denizli, Eskişehir, Bursa, Şanlıurfa ve daha birçok ilde bu konuda düzenleme yapıldı. Benzer bir düzenlemenin İzmir de de yapılmasını istiyoruz. Bu konuda yapılacak girişimlerde işbirliği yapmaya hazırız. Özellikle kamu kurumlarının doğalgaz kullanımına geçişi, kamuoyunda bir güven yaratıyor. Bu nedenle kamu kurum ve kuruluşlarında da doğalgaza geçilmesini önemsiyoruz. diye konuştu. (CİHAN) SIZ- Şükran KAHRAMAN sukrank196074@hotmail.com AÇ TAVUKLARA yem olma MISIR Mısır'da 25 Ocak devrimiyle yönetimden uzaklaştırılan zihniyet geni döndü. Dikta artığı kadrolar Mürsi başkan seçilince önce bir bahaneyle millet meclisini feshettiler, başkanın yetkilerini budadılar, adeta Mürsi'yi çalışmaz hale getirdiler, attığı her adımın önüne bir engel çıkardılar, sonra da Tahrir'i dolduran organize hareketi bahane ederek Ezher şeyhinin, Selefilerin temsilcisinin, Kıptilerin papasının ve batının maşası Beradey'in fetvasıyla seçilmiş başkanı azlettiler, halkın oyuyla yürürlüğe girmiş anayasayı rafa kaldırdılar. Mısır'da ilk kez demokratik seçimle iş başına gelen bir Cumhurbaşkanı, görevinde sadece bir sene kalabildi! Mursi, kendi atadığı Genelkurmay Başkanı El Sisi tarafından hançerlendi: Mısır'daki Arap Baharı'nı 'Darbe' silahıyla çekip vuran kovboydur, El Sisi! Bizdeki 'Ulusalcı' Takımı 'Mısır'ın Tayyip'i gitti' diye darbeyi alkışlıyor. Gezi kıyafetine bürünmüş kalkışmadan 'eli boş dönenler' şimdi Mısır'daki darbeden medet umuyorlar! İki yıl önce Mübarek devrildiğinde, 'Mısır'daki Arap Baharı'nı ABD inşa etti' yalanını pazarlayan 'Ulusalcı Cephe' değil miydi? Şimdi bu 'gayrı milli' ulusalcılar Mursi'nin darbe ile devrilmesine İsrail, Derin ABD ve de Şam Rejimi ile birlikte seviniyorlar! Arap Baharı sonrasında 30 yıllık Mısır zırhını yitiren İsrail Mısır'da Müslüman Kardeşler'in iktidara gelişini 'Devasa bir tehdit' olarak değerlendiriyordu. Batı'daki demokrasi havarilerinin Tam da şu sıra ne yaptıklarına dikkatlice bakınız Mısır'daki ayan beyan darbeye Darbe' bile diyemiyorlar! Mısır'da darbe oldu diye, kapalı kapılar ardında ellerini ovuşturuyorlar Darbeci Sisi'yi değil Seçilmiş Mursi'yi suçluyorlar! Sadece dışarıda değil; içeride de Yeni Mısır'ı istemeyenler, Yeni Türkiye'ye de karşı çıkanlardır. Gezi kalkışmasıyla Mısır'da yaşananlar peş peşe sahne aldı; 'şahane tesadüfler' deyip geçmeliyiz, değil mi, ya! Mısır, alabora olmuşken Mesele sadece Mısır değil arkadaş Kardeşler; sen hala anlamadın mı, haydi gel!' diye tweet atmalarının tamda zamanıdır.. İlk kez demokratik bir seçimle iş başına gelen, halkın seçtiği lider darbe ile devrildi; Teknokrat ükümeti' mi Mısır'ın sorununu çözecek? Bu 'Arap Baharı' hamuru, daha çok su kaldırır.diplomatik çabalara, Mısır'ın en kısa zamanda normalleşmesi için yürütülen temaslara rağmen gerçek şu ki; Mısır'a demokrasi tekrar gelecekse, bunu demokrasiye sahip çıkmak için darbeye karşı direnen ve seçilmişlere sahip çıkmak için meydanları dolduran Mısır halkı yapacak. Gerisi '' LÂF''

5 SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Yoğurt, peynir, yumurta ve suyu ihmal etmeyin! Sahurda beslenmenin önemine dikkkat çeken Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) diyetisyeni Çağrı Kitiş, "İftarda, önce hurma, zeytin ve çorba sonra da az yağlı yemekler tercih edilmeli" dedi AFYON Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) diyetisyeni Çağrı Kitiş, oruç tutanların Ramazan ayında günde en az 2,5 litre su tüketmesi gerektiğini söyledi. Kitiş, Ramazan'ın son yıllarda sıcak döneme denk gelmesinden dolayı insanların en çok su eksikliği sorunu yaşayacağını söyledi. Özellikle sahurda sindirimi zor olan yağlı gıdaların yerine kahvaltılık ürünler gibi hafif gıdaların tüketilmesi gerektiğini belirten Kitiş, "Oruç tutanların Ramazan ayında günde en az 2,5 litre su tüketmesi gerekir" dedi. "Sahurda peynir, yumurta, meyve, süt ve yoğurttan mutlaka tüketmek gerekiyor" önerisinde bulunan Kitiş, şöyle konuştu: "İftarda ise sofralarımızda olması gereken hurma ya da zeytin ile başlayıp daha sonra çorba ve sonrasında ise az zeytinyağlı yemekler ve az yağlı et yemekleri gibi gıdalarla devam etmek gerekiyor. Onun dışında iftarda yemekleri yayarak yemek gerekiyor. Tabi uzun bir açlık dönemi olacağı için sofraya oturduğumuz zaman kan şekerimiz düşük olacak. Bu nedenle biraz daha hafifle başlayıp sonrasında yavaş yavaş çorbayla devam edilmesi gerekiyor." 4 yapraklı yonca Kitiş, iftar ve sahur arasında 2,5 litre su içilmesinin vücuttaki suyun dengelenmesi açısından önemli olduğunu ifade ederek, sıvı gereksiniminin su dışında daha çok su muhteva eden karpuz, kavun gibi meyvelerle de sağlanabileceğini dile getirdi. Ramazan ayında yağda kızartılmış tatlılar yerine süt tatlıları tüketilmesi gerektiğini kaydeden Kitiş, şunları söyledi: "Alternatif o- larak karpuz, kavun gibi su içeriği daha yüksek olan meyveler tüketmek gerekir. Yine iftar menüsünde salatalara ve yoğurda yer vermek gerekiyor. Şeker veya kolesterol ve tansiyon hastalarına oruç tutmayı önermiyoruz. Özellikle diyabet hastalığı olanlar buna dikkat etmeli çünkü kan şekeri uzun açlık olduğu için çok kötü etkileyebilir. Diyabet hastalarını özellikle daha çok etkiliyor. Bu hastaların oruç tutmasını tavsiye etmiyoruz" Türk toplumunun sağlıklı beslendiğini i- fade eden Kitiş, Ramazan'da genellikle çorba, pilav, et yemeği, zeytinyağlılar, ara sıcaklar, salata ve yoğurt tüketildiğini anlattı. Kitiş, "Bunlar hep bizim 4 yapraklı yonca dediğimiz. Pilav ve makarna ekmek grubu, tavuk ve balık ise et grubu gıdalar o- larak geçiyor. Bununla beraber sebze meyve gurubu da var ki tüm bu grup gıdalar Ramazan soframızda var. Aslında sofralarımız, sağlıklı ama gıda tüketimine özellikle iftarda bir anda yüklenmemeliyiz. Ramazan ayında tükettiğimiz gıdalara daha fazla dikkat edilmesini ve mutlaka ara vererek yemek yenmesini tavsiye ediyorum." Yaz aylarında besin zehirlenmeleri artıyor Sahurda çay içmeyi unutmayın Muğla Halk Sağlığı Müdürü Mustafa Nuri Ceyhan, Ramazan ayında doğru beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Ceyhan,Ramazan ayını daha sağlıklı geçirebilmek için oruç ibadetinin gereklerinden sahura kalkılması ve iftarda çok fazla yemek yemekten kaçınılması gerektiğini söyledi. Sahura kalkmadan oruç tutmanın oruçlu geçirilen süreyi çok uzattığını, bünyeyi zorladığını vurgulayan Ceyhan, iftardan sonra da yürüyüş yaparak kas kitle azalmasının önlenebileceğini kaydetti. Ceyhan, iftar ve sahur arasında sıvı ihtiyacını karşılayacak ortalama bardak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda ve sebze sularının sıklıkla tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini ifade etti. İftarda yiyecek ve içeceklerin mümkün olduğunca yavaş tüketilmesi gerektiğine dikkati çeken Ceyhan, şöyle devam etti: "Bu yıl Ramazan ayının sıcak yaz günlerine rastlaması nedeniyle oruç tutanların sağlıklarına daha fazla önem vermeleri, iftar ve sahur menüleri konusunda daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Gün boyunca açlık ve susuzluk yaşamış vücudumuz ani ve çok fazla besin tüketimine hemen adapte olamaz. Çok hızlı ve çok fazla tüketilen iftardan sonra yorgunluk ve uyku hali gelişebilir. Özellikle iftarda ağır hamur işi tatlılar tüketilmemelidir. İçecek olarak meşrubat ve gazlı içecekler yerine ayran ve su tüketmek daha yararlı olacaktır." Sahurun Ramazan ayında en önemli öğün olduğuna işaret eden Ceyhan, şöyle dedi: "Sahurda tüketilen besinler kişinin daha sağlıklı ve zorlanmadan oruç tutmasını sağlar. Uzun süre tokluk sağlayan posalı ve protein içeren besinler sahur öğününde mutlaka yer almalıdır. Sahurda çok yağlı ve tuzlu besinler tüketmek daha sonrasında rahatsızlanmamıza ve oruç tutarken daha fazla susamamıza neden olabilir. Uşak Halk Sağlığı Müdürü Hasan Kaya, yaz aylarında besinlerin daha çabuk bozulduğuna dikkati çekerek, besin zehirlenmelerine karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi Uşak Halk Sağlığı Müdürü Hasan Kaya, yaz aylarında besinlerin daha çabuk bozulduğuna dikkati çekerek, besin zehirlenmelerine karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz döneminde besin zehirlenme vakalarının arttığını söyledi. Besinlerin sıcak ortamlarda çok daha çabuk bozulduğunu ve bozulan besinlerin tüketilmesinin insan sağlığı açısından ciddi riskler oluşturduğunu bildiren Halk Sağlığı Müdürü Hasan Kaya, vatandaşların bu konuda dikkatli olması gerektiğini belirtti. Besin zehirlenmelerinin belirtileri ve yapılması gerekenlerle ilgili bilgi veren Kaya, hijyenik yönden uygun olmayan koşullarda hazırlanan besinlerde üreyen bakterilerin besin zehirlenmelerine neden olduğunu kaydetti. Besin zehirlenmelerinin çoğunlukla hafif ve kısa süreli olduğunu ama bazı faktörlerin hastalığın daha ağır seyretmesinde, hatta ölümcül sonuçlar oluşturmasında etkili olabileceğini ifade eden Kaya, "Besin kaynaklı hastalığa herkes yakalanabilir ancak bağışıklık sistemi zayıf olanlar, bebekler, çocuklar, gebeler ve yaşlılar çok daha çabuk etkilenir" dedi. Kaya, besin zehirlenmelerinin belirtileriyle ilgili de şu bilgileri verdi: "Zehirlenme, neden olan bakteri veya toksinin özelliği, besinin ne oranda bakteri veya diğer ajanlar ile kirlendiği, tüketilen miktar ve kişinin bakteriye karşı gösterdiği duyarlılığa göre değişiklik göstermekle birlikte, pek çoğunda mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, karında kramplar şeklinde ortaya çıkar. Besin zehirlenmeleri genellikle ani başlar ve hastalık belirtisi 30 dakika ile 72 saat arasında ortaya çıkar. Besin zehirlenmesinde kusma ve ishal oluşması doğaldır. Çünkü bu tepkiler vücudun zehire gösterdiği tepkilerdendir. Bu nedenle şikayetlerin başlamasını takiben 24 saat içerisinde kesinlikle bulantı ve ishali önleyici ilaçlar kullanılmamalı. İshal ve kusmayı arttıracak düşüncesiyle hiçbir şey yememek yanlış bir davranıştır. İshal tedavisinin en iyi şekli dinlenmek ve bol miktarda sıvı (temiz içme suyu, ayran, maden suyu, şekersiz çay vb.) tüketmektir" Besin zehirlenmesinin seyretiği dönemlerde doğru beslenmenin çok önemini vurgulayan Hasan Kaya, yorgun düşen vücudun doğru besinler alınarak güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Zehirlenmeyle karşılaşan kişinin yoğurt, pirinç lapası, haşlanmış patates gibi besinler tüketmesini öneren Kaya, "İshal geçene kadar kişi bağırsak hareketliliğini arttıran çiğ sebze, erik, kayısı, incir, üzüm, karpuz gibi meyveler tüketmemeli" dedi. Kaya şu önerilerde bulundu: "Besin zehirlenmesinden korunmak için besinleri güvenilir yerlerden satın alınmalı. Her türlü gıda maddesi satın alırken etiket bilgisi okunmalı, üretim ve son kullanma tarihi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından üretim izni olup olmadığı ve saklama koşullarına dikkat edilmeli. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kesinlikle kullanılmamalı. Kırık, çatlak, dışkı ile kirlenmiş yumurta satın alınmamalı,yumurtalar kullanılmadan hemen önce mutlaka yıkanmalıdır. Dondurulmuş besinleri satın alırken ambalajı altında ve içinde buz kristalleri olmamasına dikkat edilmeli, orijinal paketlerinde - 18 C'de satın alınmalıdır. Dondurulmuş besinler, buzdolabı sıcaklığında veya mikrodalga fırında çözdürülerek kullanılmalı, çözdürme işlemi oda sıcaklığında veya kalorifer, soba üstüne bırakılarak kesinlikle yapılmamalı. Bir kez çözdürülmüş olan besinler kesinlikle tekrar dondurulmamalı. Çabuk bozulabilen besin maddeleri satın alındıktan sonra açıkta ve oda sıcaklığında bırakılmamalı, tüketilene kadar buzdolabı ısısında muhafaza edilmeli. Sıcak havalarda kalp sağlığına dikkat Denizli Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Gökhan Saçkan, aşırı sıcak ve nemli günlerde kalp krizi geçirme oranlarında artış görüldüğünü bildirdi. Saçkan, yaptığı açıklamada, hava sıcaklıklarının yükselmesinin kalp hastaları açısından risk oluşturduğunu belirtti. Yaz aylarında, kalp hastalarına sağlıklarına dikkat etmeleri uyarısında bulunan Saçkan, terlemeyle vücudun su ve mineral kaybı yaşadığına dikkati çekerek, "Bu durumlar koroner arter, kalp yetmezliği, hipertansiyon hastalarını olumsuz yönde etkilemektedir" dedi. Aşırı sıcakların bazı kalp hastalıklarını tetiklediğini, kalp hastaları açısından risk oluşturduğunu ifade eden Saçkan, "Aşırı sıcak ve nemli günlerde kalp krizi geçirme oranlarında artış görülmektedir, kalp ve damar hastalığı nedeni ile yaşamını yitirmeler olmaktadır. Sıcak havalarda terlemeyle beraber kaybedilen sıvının geri alımı için sıvı gıdalar tüketilmeli ve su takviyesi yapılmalıdır" diye konuştu.

6 SAYFA 07 S?YAH MAVR KIRMIZI SARI İzmir kulüpleri yetkilileri, Alsancak Stadı'nın yenilenmesi için Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Sanayi Odası'nı ziyaret ederek destek isteyecek Kulüplerden Alsancak Altay dan transfer bombardımanı Kulüpten yapılan açıklamada, kulüp başkanı Niyazi Konuşmaz'la bir araya gelen Şehmus Özer'in boş mukaveleye imza attığı belirtildi. Altay'da daha önce de forma giyen Şehmus Özer, Altay'ın 100. yılının kadrosunda yer almak istediğini belirterek, "Hiçbir şart koşmadan imzamı attım. Hayırlısı olsun. Bu büyük camianın 100. yılında şampiyonluğunda pay sahibi olmak istiyorum" dedi. Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, PTT 1. Lig ekiplerinden Karşıyaka'nın futbolcusu Şehmus Özer'e, geçen sezonun 26. haftadaki Göztepe maçında hakeme yönelik sportmenliğe aykırı hareket, ihraç sonrası hakeme yönelik saldırı ve hakareti nedeniyle 14 maç men cezası vermişti. Golcü oyuncu geçen yıl son 8 maçta forma giyememişti. Stadı'na tam destek Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) İcra Kurulu Üyesi ve Profesyonel Kurul Başkanı Arif Koşar'ın düzenlediği yemekte Karşıyaka S- por Kulübü Başkanı Fatih Diniz, Genel Sekreteri Mehmet Yaya, Göztepe A.Ş. Başkanı Hüseyin Altınbaş, Altay Spor Kulübü Başkanı Niyazi Konuşmaz, Altınordu Kulübü Başkan Vekili İbrahim Gürbüzoğlu, Balçova Belediyespor Yöneticisi Onur Üçkan, TFF Temsilciler Kurulu Başkanı Fatih Tanfer ile İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Metin Kaplan bir araya geldi. Arif Koşar, burada yaptığı konuşmada yakın bir tarihte kuraların çekileceğini fakat Karşıyaka, Göztepe, Altay ve Altınordu'nun nerede oynayacağının belli olmadığını belirtti. BUCASPOR ile Balçova Belediyespor'un aralarında anlaşıp Buca Stadı'nda oynayacağını aktaran Koşar, "Karşıyaka, Göztepe, Altay ve Altınordu'nun nerede oynayacağı belli değil. Bu sorunun bir İzmirliye yakışır şekilde çözülmesi için mutabık kaldık. İzmir kulüplerinin gelirlerini, sıkıntılarını biliyoruz. Buradan çıkan karar stadın yenilenmesi için Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Sanayi Odası'na ziyaret yapılacak" dedi. İZMİR'DE yaşayan herkesin ticarette, turizmde ellerini taşların altına soktularını ve çok başarılı sonuçlar aldıklarını belirten Koşar, şöyle konuştu: "Futbolumuzda da bu değerli büyüklerin bu konuda da ellerini taşların altına koyması gerekiyor. Şehirdeki 6 kulübümüz birlik ve beraberlik içerisinde. Bu takımlar İzmir'in menfaatlerinde ve sporun bir adım daha ileriye gitmesinde birlik ve beraberlik içerisinde. Stat konusuna gelince, s- tat Altay kulübünün. GENÇLİK Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nün de kullanma hakkı var. Altay da bu konuda bencillik yapmayıp, 3 tane daha kulubü burada misafir etmekten zevk duyacağını ama stadın drenajı ile üstünün de değişmesi gerektiğini belirtti. Bununla ilgili TFF'nin ve kulüplerin belli fedakarlıkları var. Bu fedakarlıklarla bu işi aşmaya karar verdik. Biz nasıl elimizi taşın altına soktuysak şehirde yaşayan büyüklerimizde bu işle ilgili ellerini taşın altına sokacaklar." ALTAY KULÜBÜ Başkanının bu işlerle ilgili etkili ve yetkili bir isim olduğunu dile getiren Koşar, 4 kulüp başkanının bir komisyon kurup düğmeye basacaklarını belirterek, "Stat maçlara 1-2 hafta yetişmiyorsa Atatürk S- tadı'nda oynayacaklar. Stadın dinlenmesi için aralarında centilmenlik anlaşmasıyla bütün Türkiye kupası maçlarını herkes Atatürk Stadı'nda oynayacak" dedi. Spor Toto 2. Lig temsilcisi, eski oyuncusu Yüksel Kayaalp ile sözleşme imzaladı. Spor Toto 2. Lig ekiplerinden Altay, eski oyuncusu Yüksel Kayaalp ile 1 yıllık sözleşme imzaladı. Kulüpten yapılan açıklamada, ve sezonlarında takımda forma giyen Kayaalp'in Kulüp Başkanı Niyazi Konuşmaz ile görüştüğü, bir yıllık boş mukaveleye imza attığı belirtildi. Kayaalp, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 100. yılda Altay forması giymek istediğini, bunun gerçekleştiğini kaydettti. Kulübe faydalı olmak ve şampiyonluk yaşamak istediğini belirtti. Aysal: Fenerbahçe'yi zor durumda bırakacak bir çalışmamız olmadı Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Galatasaray'ın Fenerbahçe aleyhine bir çalışmasının olmadığını belirtirken, Şampiyonlar Lig'inde ise kalıcı olmak istediklerini söyledi Galatasaray ve Daikin Türkiye arasında imzalan sponsorluk anlaşmasında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Galatasaray Kulüp Başkanı Aysal, Türkiye Futbol Federasyonu'nun vermiş olduğu kararının yanlış olduğunu Galatasaray olarak gerekeni yapacaklarını ifade etti. Aysal, Futbol Federasyonu'nun almış olduğu bu karar konusunda daha görüşlerini açıkladığını belirterek, şöyle konuştu: "Biz elimizden geldiği kadarıyla ülkemizi güzel bir şekilde temsil etmeye çalışıyoruz ama bu iş meşakkatli bir iş. Onun için TFF'nin önümüzü açması lazım, hadi açmadı yeni zorluklar getirmemesi lazım. A- ma federasyonumuz bu sağduyu içerisinde olmadı. Tersine önümüzü kapatan davranışlar içerisinde oldu. Ama Galatasaray vaat ettiği tedbirleri alacaktır. Ama hiç bir şey hesaplanmadan yapılamaz. Biraz zaman alabilir ama netice olarak gereken yapılacaktır." Ünal Aysal, Fenerbahçe'nin UEFA'da ki durumu hakkında herhangi bir çalışmalarının olmadığını tekrarlayarak, "Ben bir dost tavsiyesinde bulundum. Kulağıma gelen bazı şeyler oldu. Galatasaray'ın değil ama daha önce federasyonda çalışan iki arkadaşımızın Fenerbahçe aleyhine bilgiler verdikleri çalışmalar yaptıkları şeklinde ki duyumlarımı dile getirdim." ifadelerine yer verdi. O konuşulanların raporta yer almaması gerektiğini de ifade eden Aysal, "Böyle şeyi raporlara koymasınlar dedim. Fenerbahçeli kardeşlerimiz bunu bilmeseler dahi UEFA çok iyi biliyor ki ne Galatasaray tarafından ne de yöneticiler tarafından Fenerbahçe aleyhine herhangi bir çalışma ve gayret olmamıştır. Ben sadece bir uyarı yaptım. Ama bunu savunmalarına koymuşlar, koymamışlar bu onların bileceği bir iş. Bu sadece bir dost sohbeti sırasında benim vermiş olduğum bir öneriydi." Galatasaray'ın bundan sonra Şampiyonlar Lig'inde devamlı katılımını sağlamak istediklerini kaydeden Aysal, "Hedefimiz Şampiyonlar Ligi'ne devamlı katılımı sağlamak ve orada ki duruşumuzu sürekli hale getirmektir. Dışarı ile ne kadar maç yaparsak o s- por dalında gelişme çok süratli oluyor. Aynı şeyi voleybol ve basketbolda da uygulamak zorundayız. Esas çalışmamız voleybolcularımızı basketbolcularımızı devamlı yurt dışında tutabilmek ve ayakta tutabilmektir." ifadelerini kullandı. Transferler konusuna da değinen Başkan Aysal, "Galatasaray'ın ön liberosunda eksiklikler var önceliğimiz orası. Her iki oyuncumuzla bir yere kadar gelmiştir. Teknik ekip seçimini yapacaktır ve biriyle imza atacağız. Hocamızda hem mali açıdan olsun hem de oyuncunun yeteneklerini göz önüne alarak kararını verecektir ve bizde hafta sonuna kadar bu işi bitireceğiz." diye konuştu. Aysal ayrıca Umut Bulut'un son durumunu da açıklayarak, "Çalışmalarımız sürüyor önümüzdeki günlerde tahmin ediyorum bitecek." diyerek sözlerini tamamladı. (CİHAN)

7 SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Yüzünü değiştirmek isteyen kişilerin hızla artmasıyla estetik cerrahi mesleğinde naylon diploma skandalı yaşandığını söyleyen Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kuran, "Bazıları, bir-iki kursa gidip kendilerini plastik cerrah ilan ediyorlar" şeklinde konuştu Estetikte büyük tehlike 7.5 milyon kişi ölümden DöNDü Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Kuran, estetik cerrahiye ilginin artmasıyla, aslında plastik cerrahi eğitimi almamış, farklı branşlardan birçok doktorun bazı sertifikalar ile kendilerini plastik cerrah o- larak tanıttıklarını belirterek, "Görüşülen kişinin Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanlık belgesini sormak lazım. Bir diğer pratik yol, Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği üye listesini kontrol etmek" dedi. İsmail Kuran, modern dönemlerde insanların daha sağlıklı, daha aktif yaşam arzularının içinde daha güzel ve genç görünme isteklerinin belirginleştiğini, bunun da estetik cerrahiye olan ilgiyi artırdığını anlattı. Televizyon, yazılı basın, internet ve sosyal medyanın bu ilgiyi daha da artırdığına işaret e- den Kuran, "Estetik cerrahiye olan ilgi artarak gelişti. Bunun bir diğer nedeni de genç ve güzel olanın daha çok ilgi ve kabul görmesi, daha iyi ücretlerle iş bulma gibi sebepler" dedi. Yaşa göre değişiyor Yaş grupları ve cinse göre yapılan estetik ameliyatların değiştiğini, 20'li yaşlarda kadınlarda burun, meme büyütme ve yağ aldırma, 40'lı yaşlardan sonra doğuma bağlı değişiklikleri gidermek üzere karın, meme dikleştirme veya küçültme, yağ aldırma ameliyatlarının ön planda olduğuna dikkati çeken Kuran, şöyle konuştu: "40 lı yaşların sonu ve 50-60'larda ise göz kapağı, yüz gençleştirme ameliyatları öne çıkıyor. Erkeklerin estetik cerrahiye olan ilgisi her geçen gün artmakta. Erkeklerde, saç ekimi ilk sırada. Yağ aldırma, burun ve yüz ameliyatları da artmakta. Görünümüne özen, erkeklerde her yaş grubunda artıyor. Günlük bakım ürünlerinin kullanımından saç ekimine, yağ aldırmaya, yüz estetiğine olan ilgi ve uygulama sayıları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de yükselmekte. Her iki cinste de, ameliyatsız yöntemler olarak, botox, dolgu ve lazer uygulamaları hızla artıyor." Beğendiği sanatçı Estetik tercihlerini dizi filmler gibi ya da beğendiği sanatçıdan esinlenerek yaptıranların nadir de olsa bulunduğunu ifade eden Kuran, "Elindeki resimle gelerek beğendiği sanatçının burnu veya dudağını gösterenlerin, çoğu zaman aslında o sanatçıya öykündüklerini anlayabiliyoruz. Aslında, hedeflenen beğenilen sanatçının yaşamı, başardıkları da olabilir. Bu ayrımın ortaya konulmasında yarar var. Aksi takdirde büyük hayal kırıklıkları yaşanabilir. Bu anlamda, plastik cerrahların başvuran kişilerin ruh hali, beklentilerini anlamak için görüşmelerinde ciddi ve kaliteli bir zaman harcamaları gerekiyor" diye konuştu. Estetik yaptırmak isteyenlere uyarı Estetik yaptırmak isteyenlere çeşitli uyarılarda da bulunan Kuran, şunları kaydetti: "Estetik yaptırmak isteyenlerin öncelikle doğru bilgiye ulaşmaya çalışmaları gerekiyor. Bu noktada, estetik cerrahiye ilginin bu kadar çok artmasının, aslında plastik cerrahi eğitimi almamış, farklı branşlardan birçok doktorun ilgisini çektiğini, katıldıkları bazı kurslar ve aldıkları sertifikalar ile kendilerini Plastik Cerrah o- larak tanıttıklarını görüyoruz. Bu da gerçekten kimler Plastik Cerrahtır, sorusunu gündeme getiriyor. Aslında yapılması gereken şey çok basit. Görüşülen kişinin Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanlık belgesini sormak lazım. Bir diğer pratik yol, adresinden Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği üye listesini kontrol etmek. Bir diğer önemli konu ise, cerrahi ve cerrahi dışı uygulamaların hepsinde az da olsa istenmeyen sonuçların olabileceği konusu. Bu konularda, kaçınma yolları ve sorun olursa çözüm yolları konusunda da önceden bilgi edinmelerinde yarar var. Ayrıca her geçen gün bir mucize gibi ortaya atılan yeni uygulamalar ve cihazlarla ilgili temkinli olmalarını öneririm. Bu uygulamalar genellikle para karşılığı tanıtım imkanı sağlanan başta televizyon olmak üzere değişik mecralarda anlatılıyor ve abartılarak sunuluyor. Bilinmesi gereken, gerçekten değerli bir uygulama ve cihazın zaman testinden geçmesi gerektiği. Gerçekten işe yarayan bir uygulama zaman geçtikçe daha çok kabul görüyor, sabun köpüğü olanlar unutulup gidiyor." Denizli ye güneş enerjisi santrali Denizli nin Serinhisar ilçesinde, 1 milyon Euro yatırımla 10 bin metrekarelik alana kurulan güneş enerji santrali törenle hizmete açıldı. Ayaz köyünün santral bölgesinde düzenlenen açılış törenine Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Belediye Başkanı Osman Zolan, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Serinhisar Kaymakamı Zeyit Şener, İl Emniyet Müdürü Zeki Bulut, İl Genel Meclis Başkanı Hüseyin Gürlesin, DSO Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili, yatırımcı işadamı Hüseyin Erikoğlu ve davetliler katıldı. Törende bir konuşma yapan Vali Demir, Denizli'nin çalışkan insanlarıyla öne çıkan bir il olduğunu, sahip olduğu doğal kaynaklar ve yapılan yatırımlarla enerji alanında da Türkiye'de söz sahibi durumda bulunduğunu söyledi. Enerji alanındaki hedeflerin artık daha büyük, bu noktada da en çağdaş kaynağın güneş enerjisi olduğunu ifade eden Demir, Burada Denizli ve Türkiye açısından tarihe tanıklık ediyoruz. Güneş enerjisi konusunda ne kadar çok başarılı olabilirsek, bu inanılmaz kaynağı çok daha iyi değerlendirmiş olacağız fakat yapmamız gereken ve katetmemiz gereken çok aşama var. Bu daha bir başlangıç bizim için. Denizli artık ileride bu güneş panellerini üretebilecek kent olacak. (CİHAN) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yılları arasında tütün ürünlerinin kullanımına yönelik 41 ülkede uygulanan kısıtlayıcı önlemler sayesinde dünya genelinde 7,5 milyon kişinin erken ölümünün engellendiği bildirildi. DSÖ'nün aylık bülteninde yer alan açıklamaya göre, örgütün 2005 yılında üye ülkelerin imzasına açtığı "DSÖ Tütün Kontrolü Çerçeve Anlaşması"nın sonuçlarını ve etkilerini inceleyen araştırma, alınan önlemlerin etkili olduklarını ortaya koydu. Araştırmaya önderlik eden ve sonuçlarını kaleme alan Washington Georgetown Kanser Merkezi yöneticilerinden Dr. David Levy, sonuçların "olağanüstü" olduğunu belirterek, sadece basit önlemlerin hayata geçirilmesinin dahi çok sayıda insanı kurtardığını, başarının sürekliliği için yeni önlemler alınması gerektiğini vurguladı. DSÖ, 2005 yılında imzaya açtığı çerçeve sözleşmeye ek olarak, 2008 yılında tütün kullanımını önlemeye yönelik altı başlıktan oluşan planını açıklamış, Türkiye'nin de öncüleri arasında yer aldığı 41 ülke planda yer alan önerileri kendi yetki alanları içinde uygulamaya başlamıştı. Söz konusu planda, tütün kullanımı ve kullanımın önlenmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılması, pasif içicilerin korunması, sigarayı bırakmak isteyenlere destek verilmesi, sigara kullanımıyla ilişkili olası hastalıklar hakkında bireylerin bilgilendirilmesi, sigara reklamlarına yasaklama getirilmesi, tütün firmalarının sponsorluklarının kabul edilmemesi ve tütün ürünlerindeki vergilerin artırılması bulunuyordu. Türkiye'nin de aralarında olduğu 8 ülke, DSÖ'nün planındaki maddeleri büyük ölçüde hayata geçirirken, 32 ülke de planda yer alan önerilerin en az birini uygulamaya koydu. Uygulamaların sonuçlarını değerlendiren Dr. Levy, hazırladığı raporda, önlemlerin yalnızca 7,5 milyon insanın erken ölümünü engellemekle kalmadığını, hamilelikte sigara kullanımının azalmasıyla düşük doğum ağırlığıyla dünyaya gelen çocukların sayısının da azaldığını, ayrıca sigaraya bağlı hastalıkların uzun ve maliyetli tedavi süreçleri değerlendirildiğinde, genel sağlık harcamalarına da azalma olduğunu kaydetti. Üye ülkelere çağrıda bulunan Levy, daha fazla sayıda ülkenin söz konusu önlemleri uygulamasıyla milyonlarca insanın daha erken yaşta hayata veda etmesinin önüne geçilebileceğini bildirdi. Rapora göre, sigara kullanımı "önlenebilir ölüm nedenleri" arasında ilk sırada yer alıyor ve dünyada her yıl 6.5 milyon insan tütün kullanımına bağlı hastalıklardan hayatını kaybediyor. Bu bahçede kötü söz yasak Afyonkarahisar'ın Başmakçı ilçesindeki bir sebze bahçesinde Japon yaşam sanatı "shumei" yöntemine göre sebze yetiştiriliyor. Kötü sözün söylenmediği bahçede, bitkilere iltifat ediliyor. Üreticilerlerle tüketicilerin birlikte çalıştığı bahçede başlıca kuralların başında "kötü söz söylememek, dedikodu yapmamak" geliyor. Yorulanların hemen dinlendirildiği bahçede, negatif olanlar çalıştırılmıyor. Bahçe Sahibi Vehbi Ersöz, 20 yıldır kendi arazisinde ekolojik tarım, 4 yıl önce de tanıştığı Japonlarla da shumei (ışık, aydınlık) yöntemine göre üretim yaptıklarını söyledi. Japon tüketicilerin bahçeyi 10 günde bir gelip kontrol ettiklerini belirten Ersöz, "Hep birlikte ekip, biçip, hasat ediyoruz. Daha sonra yetiştirdiğimiz ürünleri müşterilerimizin adreslerine gönderiyoruz" dedi. Tarlada hiçbir şekilde gübre kullanılmadığını vurgulayan Ersöz, şöyle konuştu: "Tarlada verimi artırmak için çiçekler ekiyoruz. Çiçekler görsel bir güzelliği sağlıyor, insanlara pozitif enerji veriyor. Ayrıca yararlı böcekleri tarlaya çekiyor. Burada ilk olarak organik tohum kullandık. Daha sonra hasat ettiğimiz bitkinin tohumlarını toprağımızda kullanmaya başladık. Çünkü toprağın bitkiyi tanıması çok önemli. Tarlada asla iki işçi tartışmamalıdır. Hem verimi düşürür, hem ortamı gerer, hem de saygıyı bitirir.