Rio+20 Zirvesine Doğru 5 Haziran Dünya Çevre Günü

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Rio+20 Zirvesine Doğru 5 Haziran Dünya Çevre Günü"

Transkript

1 TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Rio+20 Zirvesine Doğru 5 Haziran Dünya Çevre Günü ŞEYTANIN BACAĞINI KIR! BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN Yaşamak Bir Ağaç Gibi Basit yaşa ki, başkaları da var olabilsin Mahadma Gandhi 1

2 Haziran 2012, Ankara ÇEVRE YE NELER OLDU? ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YAPILANMASI EKOLOJİK BÜTÜNSELLİKTEN UZAKTIR! 12 Haziran 2012 seçimlerinden sonra, Çevre ve Orman Bakanlığı ortadan kaldırılarak yerine, yıllardır bu kurumda yapılan projeler ve emeklerle hazırlanan tüm stratejik planların tersine; Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur. Herhangi bir bilimsel, teknik ve çevresel düşünce sistemine uymayan bu yaklaşım, yangından mal kaçırırcasına, anti-demokratik ve TBMM yi hiçe sayarak Kanun Hükmünde Kararname yöntemi ile gerçekleştirilmiş ve hükümetin çevre ye, doğa ya yaklaşımını açıkça ortaya koymuştur. Son 1 yılın en büyük çevresel felaketi yapılan bu idari ve hukuki düzenlemedir. Çevre sorunlarının önlenmesi ve çözülmesi ile görevli olması gereken idari yapının, paramparça edilmesi ekolojinin bütünselliğine aykırıdır. Çevre, vahşi kentleşmenin altında ezilmektedir. Çevre mevzuatının uygulayıcı ve yaptırımcı kurumları birbirinden koparılmış, su çevreden bağımsız ele alınmıştır. Öte yandan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın çevre kısmı, iki genel müdürlük altında toplanmıştır. Ülkemizin çevre ile ilgili idari yapısı iki genel müdürlük ile sınırlandırılmıştır. ÇEVRESEL DENETİM DURMUŞTUR! Çevre ve Orman Bakanlığı nda başlatılan projelerle birlikte ülkemizde birleşik çevre denetimi yaklaşımı hayata geçirilmeye çalışılmış, taşra ve merkez teşkilatlar uzun soluklu eğitimler almıştır. Bu yeni yaklaşımla çevresel denetimler yetersiz olmakla beraber yetişmiş personel kapasitesi ile belirli bir ivme kazanmaya başlamış ancak ne yazık ki mevcut kapasite idari parçalanma ile birlikte dağılmıştır. Çevresel hassasiyeti ve teknik birikimi olan kadrolar atıl duruma getirilmiş, eğitimli, yetişmiş personel iki bakanlık arasında dağıtılmıştır. Onlarca emek, maddi kaynak boşa harcanmıştır. 12 Haziran 2012 seçimlerinden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın merkez ve taşra teşkilatı planlı ve sistematik çevresel denetimi yapamaz hale gelmiştir. VERİLEN ÇEVRE İZİN-LİSANS İSTATİSTİKLERİ ÇEVRESEL DURUMUN GÖSTERGESİ DEĞİLDİR! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, tarihinde çevre izni ve lisansı verilen işletmelerin sayıları ve faaliyet alanlarını belirten bir istatistiki veri yayımlanmıştır. Çevre mevzuatı kapsamında faaliyet yürüten tesislerin sayısına ve alanına dair bilgileri 2

3 içermesine rağmen, ülkemizin çevresel durumunu yansıtan herhangi bir bilgi ortaya konulmamıştır. Çevresel izin ve lisans sayıları, kirliliğin ne kadar azaltıldığını göstermemektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, görevi gereği, yaptığı çalışmaların yansımalarını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Yapılması gereken, bakanlığın gerçekleştirdiği düzenlemeler ve teşviklerle ile çevresel kirliliğin ne kadar önlendiği ve azaltıldığına dair verilerin oluşturulması ve kamuoyu ile paylaşılmasıdır. İL ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLERİNDEN SADECE 4 Ü ÇEVRE MÜHENDİSİDİR! Çevre sorunlarına dair yeterli hassasiyeti ve teknik bilgisi bulunmayan kişiler il müdürlüğü görevine getirilmiştir. İdari kurumların özelliklede çevre sorunları ile ilgili çalışma yapan kurumların taşra teşkilatları oldukça önemlidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın taşra teşkilatında il müdürü olan kişilerin çevre konusunda teknik bilgiye sahip olması gerekmektedir. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI NDA YAPILACAK İSTİHDAMDA KPSS YOK SAYILMIŞTIR! TORPİL YASALAŞTIRILMIŞTIR! 3 Mayıs 2012 tarihinde 2012/3064 Karar Sayısı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Dair Esaslar" hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı meslektaşlarımız, memur ve işçi adaylarımız ve siyasal ve ekonomik haklarımız için bir hezeyandır. Söz konusu karar, Bakanlıkta çalıştırılacak 90 mühendis, 25 mimar, 25 şehir bölge plancısı, 10 avukat ve 20 uzman kadrosuna alınacak personelin 4c statüsünde sözleşmeli çalıştırılmasını öngörmektedir. Kararda, oldukça açık ifadelerle, KPSS nin uygulanmasına gerek kalmadan, Bakanlığın yazılı ve sözlü veya sadece sözlü yapacağı sınav (!) ile sözleşmeli personel istihdam edileceği belirtilmektedir. Bu kararname ile KPSS`nin işlevsizleştirildiği görülmektedir. Alınan Bakanlar Kurulu Kararı, 2010 yılında KPSS`ye giren 6500 meslektaşımız ve bu yıl düzenlenecek sınava girecek binlerce aday için eşitsizliği muştulamaktadır. Daha açık bir ifadeyle "torpil" olarak bilinen haksız, adaletsiz ve kayırmacı uygulamaya kapı aralamaktadır. ORMAN ALANLARINDA TALAN ONAYLANDI! Kamuoyunda 2B olarak anılan, orman talanının affedilmesi yasası 26 Nisan 2012 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş, öte yandan Orman Kanunu 2A bendinin uygulanması ile arazi üzerinde hak iddia edeceklerin sadece orman köylerinin değil, orman bitişiğindeki köylerin de olduğu belirtilmiş ve 21,2 milyon olduğu öne sürülen tüm orman sayılan arazilerin orman olarak muhafaza edilmesinde yarar görülmediği gerekçesiyle 3

4 yerleşime açılabilmesi alabildiğine kolaylaştırılmış; ii) bu kolaylıktan yararlanabileceklerin sayısı Anayasada öngörülenin yaklaşık üç katına çıkarılmıştır. "Orman Köylülerinin Kalkındırılmalarının Desteklenmesi" kılıfı altında ha. Orman alanı işgalcilerine satılması karara bağlanırken, bununla da yetinilmeyip, hazineye ait ha. Arazinin de tarım vb. amaçlarla kiracılarına veya isteklilerine satışı, bir başka ifade ile ülkemizin 8. Büyük ili olan Eskişehir ili ile eşit yüzölçüme sahip bir alanın satışı kabul edilmiş durumdadır. 2B alanlarına orman vasfını geri kazandırmaya yönelik bir çabanın yerine her fırsatta bu alanlardaki mevcut işgalleri meşrulaştırmaya yönelik yasal düzenlemelerin dayatılmasının ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE VE YENİLENEBİLİR-TEMİZ ENERJİDE ÇOK GERİLERDEYİZ! Enerji üretimi ülkemizdeki çevre sorunlarının başında gelmektedir. Dünya temiz enerji üretiminde yol kat etmeye, yeni teknolojileri hayata geçirmeye çalışırken, ülkemizde kirli bir enerji politikası piyasa koşullarının gereği arz güvenliği üzerinden yürütülmektedir. Dışa bağımlı enerji politikası yurt dışından getirilen ithal kömür ile kurulan, denizi doldurma ve doğayı katletme yoluyla yapılması hedeflenen termik santraller, doğalgaz santralleri ve suyun asıl amacından uzak ve yerüstü sularının flora-faunaya zarar verecek şekilde kullanılması ile şekillenmektedir. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi geri ve dışa bağımlı, kirli bir enerji üretim biçimi olan nükleer santraller ile süreç daha da karmaşık hale getirilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisi ve jeotermal enerji, ülkemizdeki potansiyel çok yüksek olmasına rağmen ne yazık ki üretim paydasında sadece %2 lik bir kısma sahiptir. Öte yandan, güneş enerjisi ise halen ülkemizde bir enerji kaynağı olarak ne yazık ki görülmemektedir. Dolayısıyla, ileri teknolojiler olan, gelişmiş ülkelerde üniversiteler ve devlet kurumlarında ARGE çalışmaları hızla devam eden yenilenebilir enerji kaynakları ülkemizde kullanılmamakta, kirli teknolojiler ülkemize ihraç edilmektedir. Enerji sadece üretim süreci ile değil, tüketimi ile de değerlendirilmelidir. Bu anlamda, ısınma, ulaşım gibi başlıklar da mutlaka değerlendirilmeli ve kent yönetimlerinde bu hassasiyet geliştirilmelidir. Başkent Ankara da Büyükşehir Belediyesi nin rant odaklı politikalarından dolayı, yıllardır metro çalışması tamamlanamamış ve ülkemizin kaynakları gerek ulaşım süreci ve gerekse çevre kirliliği açısından boşa harcanmıştır. Tüm bunların yanında, enerji verimliliği konusunda, evlerdeki ampulleri değiştirmekten öteye gitmeyen bir yaklaşım sürdürülmekte, enerji verimliliğine dair herhangi istatistiki bir veri sunulamamaktadır. %20 kayıp-kaçak oranının olduğu ülkemizde, kirli teknolojileri cennet topraklara kurmaktansa, enerji verimliliği ciddiyetle ele alınmalı ve 5 adet nükleer santrale bedel olan kayıp kaçak oranları azaltılmalıdır. Enerji verimliliği projesi olan ENVER Projesi, enerji verimliliğinin ülkemizdeki istatistiki verilerini yaratabilmeli ve enerjinin verimli kullanılması prensibi ile mevcut enerji kaynaklarının teknolojileri geliştirilerek verimliliği arttırılmalı ve mümkün olduğunca yeni enerji santralleri yapmamak üzerine politika geliştirilmelidir. 4

5 NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ İNADI DEVAM EDİYOR! Hükümet tarafından, uluslar arası anlaşma ile hukukun etrafından dolanılarak yürütülen nükleer santral yapım süreci ne yazık ki her türlü yoğun halk tepkisine rağmen devam ettirilmektedir. Çalakalem hazırlanmış bir ÇED başvuru dosyası ile karşımıza çıkan nükleer enerji; atık sorunu çözülmemiş, çok riskli, pahalı ve gelişmiş ülkelerce terk edilen bir enerji türü olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir. Japonya da, 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen deprem ve tsunami, Fukuşima nükleer santralinden radyoaktif sızıntıya neden olmuştur. Yaşanan felaket sonucu oluşan Nükleer Risk hala devam etmektedir. Gelinen aşamada, tehlike düzeyinin Çernobil le eşdeğer olduğu açıklanmış ve santral etrafındaki 20 km yarıçapındaki alana girilmesi yasaklanmıştır. Son yapılan değerlendirmelere göre, santralin güvenli bir şekilde faaliyetlerini durdurması için en az 30 yıla ihtiyaç olduğu ve kapatma işleminin maliyetinin 19 milyar doları bulacağı hesaplanmaktadır. Japonya gibi yüksek teknolojiye sahip bir ülkede yaşanan bu kaza, tüm gelişmiş ülkelerin nükleer enerji politikalarını yeniden gözden geçirmelerine neden olmuştur. Almanya ve İsviçre den sonra İtalya da nükleer enerjiden vazgeçme kararı almıştır. Yapılan referandum sonucu, İtalyan halkının yaklaşık yüzde 95'i nükleer enerjiye hayır demiştir. Ülkemizde ise; Hükümet tarafından Rusya ile nükleer enerji üretimi konusunda yürütülen süreç, ne yazık ki tüm bunlar yaşanmamış gibi devam etmektedir. Fukuşima ya da Çernobil benzeri bir kazanın Akkuyu veya Sinop ta yaşanması durumunda ülkemiz ve bölgemizin nasıl bir risk altında kalacağını belirlemek için Odamız bünyesinde bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada; ABD-NOAA kurumu tarafından geliştirilen HYSPLIT ( Tek Parçacık Entegre Yörünge Modeli) modeli kullanılarak, Akkuyu ve Sinop tan olacak bir radyoaktif serpintinin izleyeceği yollar hesaplanmıştır. Her 2 nokta için, atmosfere salınan parçacıkların 4 günlük (96 saat) güzergahları belirlenmiştir. Bu çalışma 2010 yılına ait tüm günler için tekrarlanmış ve aşağıda verilen sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan çalışmada, Türkiye alanı küçük hücrelere bölünmüş, Sinop ve Akkuyu dan salınan parçacıkların bu hücreler üzerinde ne kadar zaman (saat) geçirdiği hesaplanmıştır yılı için yapılan hesaplama sonuçlarına göre, hem Akkuyu, hem de Sinop ta meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının Türkiye nin büyük bölümünü etkileyeceği hesaplanmıştır. Bu etkiler her 2 noktanın 300 km ye kadar olan çevresinde daha yoğun bulunmuştur. Özellikle Sinop için yapılan çalışmada, Karadeniz Bölgesinin tamamı ile İç Anadolu Bölgesinin Kuzeyinin daha yüksek risk taşıdığı görülmektedir. Son dönemde potansiyel santral sahası olarak belirtilen Kırklareli-Kıyıköy ise, yaklaşık 20 milyon kişinin yaşadığı ve nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgede bulunması nedeniyle en riskli alanlardan birisi olacaktır. Enerji Bakanlığı tarafından 5-10 yıllık periyodu kapsayan ve doz hesaplamalarını da içeren daha kapsamlı bir çalışma yapılarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. 5

6 Diğer taraftan; Ermenistan ve Bulgaristan da sınırımıza yakın bulunan Nükleer santraller de büyük tehlike arz etmektedir. Benzer bir çalışma bu noktalar için yapılırsa, bu santrallerin de Türkiye için büyük risk yarattığı görülecektir. Bu santralleri bahane ederek, Türkiye ye santral inşa etmek yerine, bu santrallerin kapatılması için uluslararası girişimde bulunulması gerekmektedir. Nükleer Atıklar Hala En Büyük Sorundur Nükleer Santrallerin en önemli sorunlarından birisi radyoaktif atıklardır. Ortalama gücü 1000 MW olan bir nükleer santral, yaklaşık 27 ton yüksek düzeyli, 250 ton orta düzeyli, 450 ton düşük düzeyli atık üretmektedir. Bu atıklar ve tükenmiş yakıt çubukları, yıl reaktörün içindeki ya da yanındaki havuzlarda bekletilerek radyasyon seviyesi düşürülmektedir. Nükleer Santraller son yıldır faaliyette iken, henüz dünyanın hiçbir bölgesinde, nükleer atıkların saklanması ve imhası için, lisanslı nihai bir çözüm ve depolama alanı bulunmadığı unutulmamalıdır. ABD Enerji Ofisi tarafından hazırlanan Ülke Değerlendirme Özet Raporu nda Nükleer Atıkların büyük sorun olduğu belirtilmektedir. Amerikan Kongresi tarafından 9 Temmuz 2002 tarihinde, Nevada Eyaletinde bulunan Yucca Dağının Ulusal Nükleer Atık Deposu olarak kullanılması onaylanmıştır Milyar ABD Dolarına mal olacak bu tesiste toplam ton nükleer atığın depolama maliyetinin de Milyar ABD Doları civarında olacağı hesaplanmaktadır (1 ton ~ ABD Doları). Sanayi atıkları ile evsel atıksu (kanalizasyon) ve evsel katı atıklarının (çöp) çağdaş mühendislik normlarına göre yönetilemediği Türkiye de, nükleer atıkların nasıl yönetileceği ayrı bir sorundur. Bu sorunun en bariz örneği, 8 Ocak 1999 günü İkitelli de radyoaktif hastane atıklarının yönetilememesi nedeniyle meydana gelen ve son dönemde dünyada yaşanan büyük nükleer kazalardan biri olarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunca tescil edilen İkitelli radyoaktif kazasıdır. Nükleer Enerji Gelişmiş Ülkeler Tarafından Terk Edilmektedir Gelişmiş ülkeler Nükleer Enerji Programlarından vazgeçerken, bu seçenek bizlerin karşısına bir dayatma olarak çıkmaktadır. ABD Enerji Ofisinin öngörülerine göre,

7 yılında Dünya üzerinde Nükleer Santral Kurulu gücünde önemli bir değişiklik olmayacağı, ancak gelişmiş ülkelerde santral sayısı azalırken, yeni santrallerin sadece gelişmekte olan ülkelerde kurulacağı belirtilmektedir. Bu öngörülere göre yılları arasında, Nükleer Enerji Kurulu gücünde; Kuzey Amerika da % 20.5, Batı Avrupa da % 18.2, Sovyetler Birliği nde % 19.5 oranında bir azalma beklenirken, Asya da % 72.1, Orta ve Güney Amerika da % 32.0 ve Afrika da % 23.9 oranında bir artış beklenmektedir. Sonuç olarak Gelişmiş Batı nükleer beladan kurtulurken, bu bela ticari kaygılarla Gelişme Yolundaki Ülkelerin başına sarılmaktadır. Son 30 yıllık dönemde ABD de MW kapasitesindeki Nükleer Santral kapatılırken MW ın üzerinde Rüzgar Enerjisi Santrali kurulmuştur. Benzer şekilde; Almanya da MW kapasitesindeki Nükleer Santral kapatılarak MW Rüzgar Enerjisi Santrali kurulmuş, Fransa da MW kapasitesindeki Nükleer Santral kapatılarak MW Rüzgar Enerjisi Santrali kurulmuş, İngiltere de MW kapasitesindeki Nükleer Santral kapatılarak MW Rüzgar Enerjisi Santrali kurulmuş, İspanya da ise 600 MW kapasitesindeki Nükleer Santral kapatılarak MW Rüzgar Enerjisi Santrali kurulmuştur. Nükleer Enerji Pahalıdır Nükleer enerji anlaşması pahalı bir seçenek olarak Türkiye nin geleceğini ipotek altına almıştır. Türkiye, Nükleer Santraldan ortalama sent gibi çok yüksek bir tarifeden, 15 yıl boyunca elektrik satın almayı garanti etmiş durumdadır. Türkiye ortalama fiyat üzerinden, Rusya ya 15 yılda satın alacağı 415 milyar kilovat saatlik elektrik karşılığında 51 milyar dolar ödeyecektir. Nükleer santralden üretilen elektriğin kilovat saatine sent veren siyasi iktidar, aynı cömertliği yenilenebilir enerji kaynakları için göstermemektedir tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Hidroelektrik ve Rüzgardan üretilecek elektriğe 7.3 sent/kwsaat, Jeotermal kaynaklardan üretilecek elektriğe 10.5 sent/kwsaat, Biyokütle (çöp gazı dahil) ve Güneş enerjisinden üretilecek elektriğe ise 13.3 sent/kwsaat fiyat vermiştir. Diğer taraftan, Türkiye de üretilen elektriğin yüzde 50 ye yakını doğalgaz çevrim santrallerinden karşılanmaktadır. Elektrik fiyatlarının yüksek olmasında baş rolü oynayan Doğalgazın çok büyük bölümünün Rusya dan alınmasının yanı sıra, yüksek maliyetli nükleer enerjide de aynı ülkeye bağımlı olunması Rusya ya olan enerji bağımlılığını daha da artıracaktır. Zaten halkta çok büyük ödeme zorluğu yaratan elektrik faturaları, böylece daha da kabaracaktır. Sonuç olarak; hem Akkuyu, hem de Sinop ta meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının Türkiye nin hemen hemen tamamını etkileyeceği görülmektedir. Trakya da kurulacak bir santralin ise en az Akkuyu ve Sinop kadar risk taşıyacağı söylenebilir. Böylesine kritik bir kararda, bilimsel gerçekleri dikkate almadan çok aceleci davranan, bu konuda yıllardır görüş üreten sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile iletişime geçmeden halkımızın geleceğini belirsizliğe sürükleyen hükümet, yaşanacak tüm olumsuzluklardan sorumludur. 7

8 Türkiye Sera Gazı Salımında Dünya Liderliği ne Oynuyor! Türkiye nin toplam sera gazı emisyonları 2010 da da rekor kırarak artmaya devam etti. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Sekretaryası na TÜİK tarafından Nisan 2012 de teslim edilen Ulusal Envanter Raporu na göre, Türkiye nin 2010 yılı toplam sera gazı emisyonları 401,92 milyon ton CO2e (karbon dioksit eşdeğeri) olarak gerçekleşti. Bu, ülkenin emisyonlarını 1990 a göre %115 arttırdığı anlamına geliyor. Rapora göre Türkiye 2010 yılında 2009 yılına göre 32,3 milyon ton daha fazla CO2 saldı. Artışın en önemli kaynakları enerji ve sanayi sektörleri. Örneğin demir-çelik sektörü tek başına bir yıl içindeki artış miktarının üçte birinden sorumlu yılında 2009 a göre milyon ton daha fazla CO2 emisyonuna neden olan sektör, kendi emisyonlarını sadece bir yıl içinde ikiye katlamış durumda. Benzer bir şekilde, çimento sektörü de ciddi bir artış sağlayarak, anahtar sektörlerde bir basamak daha yukarı çıktı ve üçüncü en fazla salım kaynağı oldu. Ancak birincilik yine enerji sektöründe: 2010 yılında Türkiye nin sera gazı emisyonlarının %71 i enerji sektöründen kaynaklanmış durumda yılında sadece elektrik üretiminden dolayı ortaya çıkan 106,82 Milyon ton CO2 salımı, atmosfere bu sektörde 1990 a göre %252 daha fazla CO2 bıraktığımızı gösteriyor. Öte yandan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güveliği Stratejisi Belgesi nde 2023 yılına kadar bilinen tüm yerli linyit ve taşkömürü yatakları kullanılmasını hedeflediğini belirtiyor. Yine aynı Bakanlığın 2011 Mavi Kitap adlı raporunda, 2010 yılında MW olan termik santrallerin kurulu gücünün 2020 yılında MW a çıkarılması öngörülüyor. Yani, 2020 yılına gelindiğinde Türkiye nin elektrik ihtiyacını karşılamaya yönelik altyapısının %65 i hala fosil yakıt bazlı olacak. Öyle görünüyor ki, tüm bu planlamalar hayata geçirilirse, iklim değişikliği ile mücadeleye tersinden bir yaklaşımla Türkiye, sera gazı salımı artış hızında Dünya Liderliği ne oynamaya devam edecek! Türkiye yılları arasında ulusal iklim değişikliği politikalarını oluşturmak için birçok çalışma yürüttü. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (İDES) ve Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP) bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan iki önemli politika planlama belgesi. Ancak her iki belge de yakından incelendiğinde, içerdikleri strateji, politika ve eylemlerin, ülkenin hali hazırdaki çevresel, sosyal ve ekonomik olarak pek de sürdürülebilir görünmeyen ulusal ve sektörel kalkınma politikalarını aynen benimsediği gözlemleniyor. İklim değişikliği ile mücadeleye yönelik hazırlanan bu ulusal planlamalarda somut sayısal bir ulusal sera gazı azaltım hedefi yok. Yenilenebilir enerjinin toplam üretim içindeki payına dair bir hedef tanımlanmamış. Kömür yatırımlarının durdurulması veya azaltılması planlamalar dahilinde değil. Sanayiye İD ile mücadelede neredeyse hiçbir somut sorumluluk yüklenmemiş durumda. Ulaştırma sektöründe sektörün Ana Planı nın hazırlanması için bile 2023 yılına vade verilmiş. Dolayısıyla İDES de İDEP de sera gazı emisyonlarının kontrolü için gereken anlamlı katkıyı yapma kapasitesine sahip görünmüyor. Uluslararası düzeyde ise, Türkiye kendisini konjonktüre göre kâh dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında, kâh sanayileşmesini tamamlamamış gelişmekte olan ülkeler 8

9 sınıfında saymaya devam ediyor. Bu değişkenliğin en çarpıcı örneği Türkiye nin iklim değişikliği ile mücadelede aldığı konumda karşımıza çıkıyor. Türkiye nin iklim değişikliği ile uluslar arası mücadele çabalarında aktif rol alabilmesi için uluslar arası toplumun kendisini finansal ve teknolojik olarak desteklemesi gerektiğini, çünkü hala gelişmekte olan bir ülke olduğunu vurguluyor. Son beş yıldır BMİDÇS çerçevesinde devam eden ve Kyoto Protokolü ile başlayan ülkelerin sera gazı emisyonlarını nasıl ve ne tür sorumluluk alacaklarının tartışıldığı Uluslar arası müzakerelerde Türkiye nin masaya getirdiği tek somut öneri bu. Şu an Türkiye nin Sözleşme kapsamındaki yeri dolayısıyla, 2013 sonrasında BMİDÇS kapsamındaki finansman mekanizmalarından yararlanıp yararlanamayacağı belli değil. Öte yandan diğer uluslar arası finans mekanizmaları/kuruluşlarını ülkeye bu kapsamda ciddi yatırımlar yapmaya başladı. Örneğin, Türkiye iklim değişikliği için oluşturulmuş ve hâlihazırda işleyen en önemli çok-taraflı uluslararası fonun ilk kullanıcısı olmuş durumda. Koordinasyonunu Dünya Bankası nın yaptığı Temiz Teknoloji Fonu ve Dünya Bankası nın sağladığı eş finansman ile enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları için 2009 yılında 600 milyon dolarlık bir kredi desteği sağladı. Bu fondan Mart 2012 tarihine kadar 172 proje ile 250 milyon dolar kullanıldı. Benzer şekilde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi başka birçok uluslar arası finans kuruluşu da enerji sektöründe benzer yatırımlar için Türkiye de özel sektöre kredi sağlıyor. Tüm bu gelişmelerde asıl çarpıcı olansa iklim değişikliği ile mücadele adına yapılan bu finansal desteklerin Türkiye de büyük tartışma konusu olan HES projelerine de ciddi çevresel etki analizleri yapılmadan ve çevre yönetimi standartları getirilmeden veriliyor olması. Bu krediler kapsamında yenilenebilir enerji kaynağı olarak değerlendirilen HES lerin, şu anki uygulamalar değerlendirildiğinde hem proje aşamasında hem de işletim esnasında özellikle orman ve su ekosistemlerine ciddi zararlar verdiği bilim insanlarınca gözlemleniyor. İD ile mücadelede ormancılık sektörünün ve su yönetiminin önemi göz önünde bulundurulduğunda sormadan edemiyoruz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! SUYUN TOPLUMDAN KOPARILIŞINA VE HALK TEPKİSİNE RAĞMEN HİDROELEKTRİK SANTRAL (HES) İNŞAATLARINA DEVAM! Suyun varlık nedeninden uzaklaştırılıp, enerji üretme görevine hükümet tarafından atanması ile birlikte, zaten su fakiri olan ülkemiz hep toplumsal hem de çevresel sorunlar ile boğuşmak durumunda bırakılmıştır. Çağdaş yaşam standartlarında bir insanın su ihtiyacı 150 litredir. Sanayileşmiş ülkelerde bu ihtiyaç 266 litre iken, Afrika da 67 litre, Asya da 143 litre, Arap Yarımadasında 158 litre, Latin Amerika da 184 litre ve Türkiye de ise 111 litredir. Bir ülkenin su zengini olabilmesi için yıllık kişi başına düşen su miktarı metreküp olmalıdır. Ülkemizde ise bu miktar 1430 metreküptür. Bu verilerden görüleceği üzere ülkemiz su fakiridir. DSİ verilerine göre, 2030 yılında nüfusu 80 milyon olacak olan ülkemizde, bu tarihlerde kişi başına düşen yıllık su miktarı 1100 metreküp olacaktır. Bugünün istatistiklerine göre 2050 ve 2100 yıllarında Türkiye yi ciddi su krizleri beklemektedir. Hal böyleyken ve tüm dünya bu verileri bilirken, suyumuza, toprağımıza sahip çıkılması gerekirken, yaşam kaynağı olan su yun toplumdan koparılması, ticari bir meta olarak değerlendirilerek derelerimizin, akarsularımızın, nehirlerimizin ve yer altı sularımızın 9

10 kiralanması, varlık nedeninden kopartılarak enerji kartellerine terk edilmesi, bilimden ve teknikten ve kuşkusuz kamu yararından ne kadar uzak olunduğunu göstermektedir. Halkın tepkilerinin yine göz ardı edildiği bir alan olan HES projeleri biran önce durdurulmalı ve derelerin tekrar özgür akması sağlanmalıdır. Aksi halde, biyoçeşitliliğindeki yoğunluğu ile övündüğümüz ülkemizin flora ve faunasının tükenişine hep birlikte tanık olacağız. SULARIMIZIN TİCARİLEŞTİRİLMESİNDE YENİ BİR ARAÇ: 658 SAYILI KHK YLA KURULAN "bağımlı" TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ Ülkemizin çevre politikasını, çevre yönetimini ve bu alanlardaki tüm idari yapıları şekillendiren konular da TBMM den ve halkımızdan kaçırılan KHK lar arasında yerini almıştır. Dikensiz gül bahçesi yaratılması kaygısı ile yapılan değişikliklere Su Enstitüsü nün kurulması da eklenmiştir. 2 Kasım 2011 tarih ve 658 Sayılı KHK ile Türkiye Su Enstitüsü kurulmuş, görev ve yetkileri tanımlanmıştır. Doğa ve halk sağlığı açısından hayati olan ve ülkemizin idari yapısında yeni yaklaşımları içeren bir düzenlemenin halktan, bilim insanlarından ve bağımsız kurumlardan adeta kaçırılarak kurulması kaygı vericidir. KHK nın içeriğinde önemli çelişkiler ve soru işaretleri bulunmaktadır: - Diğer ülkelerde oluşturulan su enstitüleri bağımsız, bilimsel-teknik çalışmalar yapan ve bunu topluma, kurumlara sunan bir yapıya sahiptir. Bakanlıklar üstü, özerk bir yapıya sahip olması gereken enstitü hükümet güdümlü bir şekilde yapılandırılmıştır. - Devletin küçültüleceğini iddia eden bir iktidarın devlet bürokrasisini bilimsel yapıya sahip olması gereken bir kurumda kökleştirmeye çalışması ciddi bir çelişkidir. Türkiye Su Enstitüsü, bilimsel, özerk ve demokratik bir yapıya sahip olması gereken bir kurum halinde yapılandırılmalıdır. - Enstitünün yapacağı işler zaten başka kamu kurumlarının örneğin DSİ, Orman Su İşleri nin ilgili birimlerinin sorumluluğundadır. Sorumlulukların üst üste binmesine, yetkilerin çatışmasına yol açabilecektir. - Enstitü nün hangi "sularla" (göl, deniz, akarsu) ilgili çalışma yapacağı belirtilmemiştir. - Suyun "sektör" olarak algılanması, doğanın ve suyun ticari meta olarak değerlendirildiğini göstermektedir. Bu yaklaşım ile suların kamu yararı ilkesi doğrultusunda yönetilmeyeceği açıktır. - Enstitülerin, özellikle de yaşamla doğrudan bağlantılı olan "su" enstitüsünün ilkeler çerçevesinde yapılandırılması gerekmektedir. Bu anlamda, KHK da belirtilen projelerin neler olacağının ve ulusal-uluslar arası kurum ve kuruluşların çerçevesinin net çizilmesi için ilkelerin belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir enstitünün, suyun ticarileştirilmesi 10

11 sürecinin önüne geçilmesi adına kamu yararı, halk sağlığı ve çevre sorunlarının engellenmesi ilkeleri uyarınca yapılandırılması gerekmektedir. - Enstitü personelinin sözleşmeli olması öngörülmektedir. İş güvencesi olmayan, gelecek kaygısına sahip personel çalıştırılması güdümlü personel politikasının göstergesi ve kamu kurumlarının "şirket" mantığı ile yönetilme isteğinin yansımasıdır. Su Enstitüsü nde görev yapacak personelin bağımsız düşünmesinin önü açılmalı, görüşlerinde güdümlü, bürokrasi ve yönetici baskısından arındırılmalıdır. DERT ÜLKEMİZİN TABİATI VE BİYOÇEŞİTLİLİĞİ DEĞİL, TALANIN MEŞRULAŞTIRILMASIDIR! 2012 yılında gündemde yine önemli bir yer tutacak olan Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı, TBMM Çevre Komisyonu ndan tekrar görüşülmeye başlanmıştır. CENNET MEMLEKET, DEĞER BİLMEYEN YÖNETİCİLER VE İKTİDARLAR Türkiye, Avrupa kıtasında bulunan bitki türlerinin %75 ini barındırmakta olup, bunun üçte birini endemik bitkiler oluşturmaktadır. Ülkemiz, 'in üzerindeki türe ev sahipliği yapmaktadır. Kuş göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle, Türkiye pek çok kuş türü için anahtar ülke konumundadır. Ülkemizde yaklaşık 454 kuş türü olduğu bilinmektedir. Bunlardan bir kısmı küresel olarak tehdit altında olan türlerdir. TASARI BU HALİYLE ÜLKEMİZDEKİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİN YANİ YAŞAMIN TÜKENİŞİNİ İLAN ETMEKTEDİR! Hükümet tarafından Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun tasarısı tekrar gündeme getirilmiştir. TBMM Çevre Komisyonu nda görüşülmeye başlanan kanun tasarısı, mevcut haliyle ülkemizin doğal zenginliklerinin yok edilmesinin önünü açmaktadır. Genel olarak koruma kullanma düşüncesi üzerinde hazırlanan tasarı, benzer diğer kanunlarda olduğu gibi doğal varlıkları, ekonomik kaynak olarak görmekte ve doğal varlıkları kullanma fikri üzerinden hazırlandığı anlaşılmaktadır. Koruma-kullanma dengesinde koruma ihmal edilirken kullanım ağırlık kazanmaktadır. Doğal varlıkları ekonomik değer olarak kullanma anlayışı, günü kurtaran ekonomik girdiler sağlamayı hedeflemekte ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının yok sayılmasını göstermektedir. Bu yaklaşım; talanı, rantı, yok oluşu, ülkemizdeki insanların sağlıksızlığa itilmesi meşru kılmanın yanı sıra, ülkemizin taraf olduğu birçok uluslar arası sözleşme ve Anayasa nın 56. Maddesi ve diğer ilgili maddelere aykırı olduğu görülmektedir. KULLANMA DEĞİL! KORUMA ZAMANI Ülkemizdeki 1,876 tür yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Gün kullanmanın, kiralamanın, tahsisin, affında değil, korumanın ve yaşamın savunulmasının günüdür! Aksi halde, böylesine zengin biyoçeşitliliğe sahip ülkemizde, doğa yok olacak ve halk sağlığı tehdit altında kalacaktır. ÇALAKALEM HAZIRLANMIŞTIR Kanun tasarısının; anlaşılamayan anlatım dili sonucu, yetki ve sorumluluklar net olarak ifade edilmemektedir, bu durum kötü kullanım ve suiistimalleri mümkün kılmaktadır. 11

12 Yükümlülükler ve doğal varlıkların çeşitli vakıf, dernek ve üçüncü şahıslara kiralanmasına izin verilmesi gibi hükümlerle, çalakalem, yangından mal kaçırırcasına, doğayı ve çevreyi umursamayan bir yaklaşımla hazırlandığını göstermektedir. Tasarı ile koruma kullanma dengesi gözetilmeden ülkenin kara, kıyı, sucul ve deniz alanlarındaki ulusal ve uluslararası öneme sahip doğal değerler üzerinde ekonomik faaliyetler yapılacak, korunan alanlar (Milli Park-Doğal Sit-Özel Çevre Koruma Bölgeleri vb.) yatırımlara açılacaktır. Uluslararası sözleşmelere ve AB direktiflerinde yer alan koruma felsefesine uyumlu olarak hazırlanması zorunlu olan bir koruma kanunun gerekçe maddelerinde toplumsal kalkınma ve insan odaklı bir anlayışın olması söz konusu kanunun uygulama sonuçlarını daha şimdiden ortaya sermektedir. BELİRSİZLİKLER ARTTIRILMAKTADIR! Doğal Varlıkların korunması konusunda her türlü düzeyde plan yapma ve tescil yetkisinin, asıl amacı yapılaşma ve kentleşme olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na emanet edilmesi doğal varlık tahribatını ve yok edilmesini daha da kolaylaştırmaktan farklı bir sonuca ulaşamayacaktır. Söz konusu bakanlık, koruma alanlarını nasıl belirleyecektir? Bakanlık kadrosunda koruma alanı tescili konusunda, çevresel hassasiyeti olan uzman kadrolar bulunmakta mıdır? Üniversitelerin ve bilim insanlarının görüşleri alınacak mıdır ve nasıl bir yöntem izlenecektir? Bu sorular tasarıda cevap verilememektedir. YETKİ VE SORUMLULUK KARGAŞASI ARTACAKTIR! Çevre ve doğal varlıklar konusunda mevcut olan yetki ve sorumluluk karmaşası yeni kanun tasarısıyla daha da artacaktır. Kanun tasarında, yerel halkın karar verme sürecine katılmasını kolaylaştıracağının amaçlandığı belirtilse de mevcut uygulamalarda yerel halkın tüm direnişine rağmen doğal varlıkları tahrip eden yatırımlar (Örneğin HES ve Nükleer Santraller) engellenmemekte ve halkın talepleri, tepkileri göz ardı edilmektedir. TASARI BİLİMDEN YOKSUN HAZIRLANMIŞTIR! Gerekçe maddesinde yer alan katılım kavramı, doğal kaynakların yönetilmesi ve korunmasında izlenen son yönetim trendlerinden biridir ifadesi hem doğal kaynak yönetimini ve korunmasını popüler olmak adına yapılan bir kavram olduğunun zannedildiğini göstermekte hem de antik Yunandan beri demokrasinin ana ilkesi olan katılım kavramını son moda bir trend olarak görmektedir. Gerekçesi bu kadar üstün körü hazırlanan bir kanun tasarısı kabul edilmeden önce mutlaka bir kez daha gözden geçirilmelidir. TASARIDAKİ MADDELER ÜZERİNE GÖRÜŞLER: Madde 2: Uluslar arası dokümanlardan çeviri olabileceği düşünülen bazı tanımlar (Koruma Alanı, Korunan Alan v.b.) net değildir. Madde 3: a) Koruma ve Kullanma dengesi ilkesi kullanma yönünde kötüye kullanılabilecektir. e) Bu kanunda tanımlanan korunan alanların birden fazlasının özelliklerine sahip olsa dahi, koruma altına alınan bir alanın tek bir korunan alan adı altında ilan edilmesi ifadesi Madde 7/c/8 bendindeki Planlanan her korunan alan tek birim tarafından yönetilir. Aynı 12

13 koruma alanın farklı bölgelerinde veya bölgeleri içindeki farklı kısımlarda, farklı koruma ve kullanım kararları alınabilir. ifadesi ile çelişmektedir. Madde 4/2: Özel koruma alanı ifadesi yer almaktadır ancak bu ifadenin ne anlama geldiği tanımlar bölümünde açıklanmamıştır. Madde 6: Yeniden değerlendirme maddesi ile daha önceden koruma alanı olarak ilan edilmiş bir alanın sınırlarının değiştirilebileceği, kısmen veya tamamen farklı statü kapsamına alınabileceği veya koruma alanı kararının kaldırılabileceği hükmü yer almaktadır. Bu konuda yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hangi şartlarda bu yetkiyi kullanabileceği açık olarak ifade edilmemekle birlikte daha önceden koruma alanı ilan edilen doğal varlıkların istenildiğinde bu statüsünün kaldırılmasının önü açılmaktadır. Madde 8: Üstün kamu yararı tam olarak doğa korumayı sağlayacak şekilde tanımlanmamıştır. Mevcutta üstün kamu yararı ile ilgili olarak sadece bazı yargı kararları mevcut olmakla birlikte Yargıtay ve Danıştay üstün kamu yararını birbirinden farklı olarak tanımlanabilmektedir. Madde 10: Ulusal Çeşitlilik Danışma Kurulu nda özel sektörün olmasının sebebi anlaşılamamaktadır. Siyası ve ekonomik gücü olan özel sektörün kurulda yer alması doğal varlıkların korunmasında olumsuz sonuçlar doğurabilir, çıkar grubu olan bu yapıların bağımsız, tarafsız ve bilimsel yürütülmesi gereken bu sürece katkıdan çok zarar vereceği tarihsel bir gerçekliktir. Madde 14: Korunan alanların ilanından önce mevcut tesislere (burada yer alan tesis ifadesi bile endüstriyel tesislere izin verileceği anlamına gelmektedir.) izin verilmesinin önü açılmaktadır. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 3 yıl gibi çok uzun bir süre içinde ilgili yönetmeliklerin çıkacağı ve koruma alanlarının ilan edileceği göz önünde bulundurulduğunda koruma ilanı öncesinde birçok doğal varlığın işgal edilebileceği ve mevcut tesis statüsünde faaliyetlerine devam edebileceği anlaşılmaktadır. Madde 26: Bu tasarı ile doğal alanlar, ulusal ve uluslararası öneme sahip Özel Çevre Koruma Alanları kullanıma açılacak, doğada meydana gelen tahribat ise caydırıcı niteliği olmayan cezalara tabii tutulacaktır. Madde 28: Turizm Teşvik Kanunu ile çakışma olması durumunda koruma kalkınma dengesi kalkınma yönünde kullanılacak ve Turizm Teşvik Kanunu nun hükümleri uygulanacaktır. Bu maddede bile açıkça derdin doğal hayat veya biyoçeşitlilik değil, ekonomik girdiler olduğu çok açıktır. Tasarı, koruma esası üzerinden şekillendirilmeli, bilim çevrelerinin ve meslek örgütlerinin kamu yararı gözeten önerileri taslakta yerini almalıdır. Tasarının bu haliyle kanunlaşması durumunda; talanın, yok oluşun meşrulaştırıldığı ve gelecek nesillerin sağlıksız bir ülkede ve dünyada yaşayacağı su götürmez bir gerçektir. Ve tarih bu yok oluşun sorumlularını asla unutmayacaktır 13

NÜKLEER ENERJİ. Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı

NÜKLEER ENERJİ. Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı NÜKLEER ENERJİ Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dünyada Elektrik Enerjisi Üretimi (2005) Biyomas ve atık: %1,3 Nükleer: %16,5 Kömür: %38,8 Diğer yenilenebilir:

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE Dr. Mustafa ŞAHİN Genel Müdür Yardımcısı 2. ULUSLARARASI İNŞAATTA KALİTE ZİRVESİ 2 Kasım 2010, istanbul SUNUM İÇERİĞİ İklim değişikliği AB Süreci Çevre Yönetimi AB

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 1.1. Dünya da Enerji...1 1.1.1. Dünya Birincil Enerji Arzındaki Gelişmeler ve Senaryolar...1 1.2. Türkiye de Enerji...4 1.2.1. Türkiye Toplam Birincil Enerji

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 1 Kasım 2014/ İzmir Mimarlık Merkezi FOSİL

Detaylı

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ POTANSİYEL MEVZUAT VE DESTEK MEKANİZMALARI MEVCUT DURUM SONUÇ Türkiye Enerji

Detaylı

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum Politika ve Strateji Geliştirme Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti Ozon Tabakasının Korunması İklim Değişikliği Uyum 1 Birleşmiş Milletler İklim değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve ilgili uluslararası

Detaylı

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND KAPANIŞ KONFERANSI 2006 ENVANTERİ IŞIĞINDAINDA 1990-2004 DÖNEMD NEMİNDE NDE TÜRKT RKİYE NİN SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND ERLENDİRMESİ 9 Ocak 2008, Ankara Bilgi Kaynakları Sıra No. Belge Adı/Numara

Detaylı

türkiye de nükleer santral projelerinde göz ardı edilenler

türkiye de nükleer santral projelerinde göz ardı edilenler Baran Bozoğlu TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı türkiye de nükleer santral projelerinde göz ardı edilenler 69 Bilindiği üzere, 26 Nisan 1986 saat 01:23 de Ukrayna nın başkenti Kiev in 140 km

Detaylı

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Dünya Enerji Genel Görünümü Genel Görünüm Dünya Birincil Enerji Tüketimi 2013-2035 2013 2035F Doğalgaz %24 Nükleer %4 %7 Hidro %2 Yenilenebilir Petrol %33 Kömür

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan Biliyor musunuz? Enerji İklim Değişikliği İle Mücadelede En Kritik Alan Enerji üretimi için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımı sanayileşme devriminden beri artarak devam etmektedir.

Detaylı

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma

Detaylı

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER... İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...4 1.Yönetici Özeti... 11 2.Giriş... 12 3.Sektörel Analiz... 13 3.1 Birincil Enerji Kaynaklarına Bakış...13 3.1.1 Kömür... 13 3.1.1.1 Dünya da Kömür... 14 3.1.1.1.1 Dünya

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER AYŞE YASEMİN ÖRÜCÜ ODTÜ Mezunları Derneği Ankara, 2011 Tespitler Kopenhag-Cancun: İD BM kapsamında çözülebilecek bir konu mu? Kopenhag maliyeti: 1 trilyon $;belirsizlik

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 26. Toplantısı Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Prof. Dr. Yücel ALTUNBAŞAK Başkanı Enerji İhtiyacımız Katlanarak Artıyor Enerji ihtiyacımız ABD, Çin ve Hindistan

Detaylı

NKP

NKP 24 Haziran da Ülkemiz adım adım bir nükleer bataklığa doğru sürükleniyor. AKP, hayati önemdeki bu konuyu her türlü hukuksal ve siyasal denetimden kaçırıyor. Nükleer santrallerin ya da bu santraller gerekçe

Detaylı

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

Ülkemizde Elektrik Enerjisi: Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik-Bilgisayar Bilim Kolu Eğitim Seminerleri Dizisi 6 Mart 8 Mayıs 22 Destekleyen Kuruluşlar: Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

TÜRKİYE'DE YENİLENEBİLİR ENERJİ

TÜRKİYE'DE YENİLENEBİLİR ENERJİ TÜRKİYE'DE YENİLENEBİLİR ENERJİ Enerji İşleri Genel Müdürlüğü 18 Haziran 2009, Ankara YEK Potensiyeli Yenilenebilir Enerji Üretimi Yenilenebilir Kurulu Güç Kapasitesi YEK Hedefleri YEK Mevzuatı YEK Teşvik

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ Prof. Dr. Ferruh Ertürk Doç. Dr. Atilla Akkoyunlu Çevre Yük. Müh. Kamil B. Varınca 31 Mart 2006 İstanbul İçindekiler İÇİNDEKİLER...İ ÇİZELGELER LİSTESİ...İİİ ŞEKİLLER

Detaylı

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul Sera gazları ve kaynakları Kyoto Protokolü tarafından belirtilen 6 sera gazı: Karbon dioksit (CO

Detaylı

Türkiye nin Endüstriyel Emisyonlar Direktifine Uyumu: Enerji Sektörü Üzerindeki Muhtemel Maliyetler

Türkiye nin Endüstriyel Emisyonlar Direktifine Uyumu: Enerji Sektörü Üzerindeki Muhtemel Maliyetler tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye nin Endüstriyel Emisyonlar Direktifine Uyumu: Enerji Sektörü Üzerindeki Muhtemel Maliyetler Ankara, 24 Mart 2015 Çerçeve Temel endişe: İklim değişikliği

Detaylı

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE Türkiye önümüzdeki yıllarda artan oranda enerji ihtiyacı daha da hissedecektir. Çünkü,ekonomik kriz dönemleri

Detaylı

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi İbrahim M. Yağlı* Enerji üretiminde Rüzgar Enerjisinin Üstünlükleri Rüzgar enerjisinin, diğer enerji üretim alanlarına göre, önemli üstünlükleri bulunmaktadır:

Detaylı

ELEKTRİK ve PLANLAMA 21. YÜZYILDA PLANLAMAYI DÜŞÜNMEK. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Cengiz GÖLTAŞ 14 Mayıs 2011

ELEKTRİK ve PLANLAMA 21. YÜZYILDA PLANLAMAYI DÜŞÜNMEK. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Cengiz GÖLTAŞ 14 Mayıs 2011 ELEKTRİK ve PLANLAMA 21. YÜZYILDA PLANLAMAYI DÜŞÜNMEK Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Cengiz GÖLTAŞ 14 Mayıs 2011 TÜRKİYE DE ELEKTRİK ENERJİSİ KURULU GÜCÜ (Nisan 2011) TERMİK - İTHAL KÖMÜR

Detaylı

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar Technical Assistance for Implementation of the By-Law on Strategic Environmental Assessment EuropeAid/133447/D/SER/TR Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği'nin Uygulanması Teknik Yardım Projesi

Detaylı

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR Osman İYİMAYA Genel Müdür Enerji hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak başta sanayi, teknoloji,

Detaylı

BGT MAVİ ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM TİC. A.Ş. 8,566 MW SUKENARI HİDROELEKTRİK SANTRALI PROJE BİLGİ NOTU

BGT MAVİ ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM TİC. A.Ş. 8,566 MW SUKENARI HİDROELEKTRİK SANTRALI PROJE BİLGİ NOTU BGT Mavi Enerji Elektrik Üretim Dağıtım Pazarlama Sanayi ve Ticaret SU KENARI HİDROELEKTRİK SANTRALİ BGT MAVİ ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM TİC. A.Ş. 8,566 MW SUKENARI HİDROELEKTRİK SANTRALI PROJE BİLGİ NOTU

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ LİTİ Gürcan SEÇGEL Uzman 01 Mart 2010, GEBZE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENLERİ Fosil Yakıtların kullanılması (ısınma, ulaşım, sanayi, enerji) Endüstriyel üretim, Atık,

Detaylı

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri 2006 Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri Nurel KILIÇ Dünya da ve Türkiye de ulusal ve bölgesel enerji piyasaları, tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar ticaret, rekabet ve yabancı yatırımlara

Detaylı

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ Arazi Kullanımı ve Ormancılık 3. ORMAN, MERA, TARIM VE YERLEŞİM GİBİ ARAZİ KULLANIMLARI VE DEĞİŞİMLERİNİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEMESİNİ SINIRLANDIRMAK 5. 2012 yılında yerleşim alanlarında

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi İÇDAŞ A.Ş. Sürdürülebilirlik Yönetim Birimi Amaç ve İçerik Bu eğitim sunumu ile paydaşlarımıza Sürdürülebilirliği tanıtmak ve şirketimizin Sürdürülebilirlik alanında

Detaylı

Bina Sektörü. Teknik Uzmanlar Dr. Özge Yılmaz Emre Yöntem ve Duygu Başoğlu

Bina Sektörü. Teknik Uzmanlar Dr. Özge Yılmaz Emre Yöntem ve Duygu Başoğlu Bina Sektörü Teknik Uzmanlar Dr. Özge Yılmaz Emre Yöntem ve Duygu Başoğlu İçerik 1. Bina sektörü mevcut durum 2. Bina sektöründen kaynaklanan sera gazı salımları 3. İklim değişikliği üzerine AB politka

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 09 Nisan 2014 Çarşamba Dünyada Enerji Görünümü Dünyada, artan gelir ve nüfus artışına paralel olarak birincil enerji talebindeki yükseliş hız kazanmaktadır. Nüfus artışının özellikle OECD Dışı ülkelerden

Detaylı

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012 Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012 Yenilenebilir Enerji Türkiye için Neden Enerji Arz Güvenliği Önemli? Enerji ithalat oranı %70 in üzerinde (tüm ithalatın

Detaylı

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için AFD Sürdürülebilir bir gelecek için TSKB Önceliğimiz Çevre Konferansı 5 aralık 2007 AGENCE FRANCAISE DE DEVELOPPEMENT Misyonumuz 1. Kalkınmanın finansmanı Birleşmiş Milletlerin Bin Yıl Kalkınma Hedefleri

Detaylı

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE SEKTÖRÜ Türkiye birincil enerji tüketimi 2012 yılında 121 milyon TEP e ulaşmış ve bu rakamın yüzde 82 si ithalat yoluyla karşılanmıştır. Bununla birlikte,

Detaylı

ENERJİ. KÜTAHYA www.zafer.org.tr

ENERJİ. KÜTAHYA www.zafer.org.tr ENERJİ 2011 yılı sonu itibarıyla dünyadaki toplam enerji kaynak tüketimi 12.274,6 milyon ton eşdeğeri olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı itibarıyla dünyada enerji tüketiminde en yüksek pay %33,1 ile petrol,

Detaylı

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER Prof.Dr. Hasancan OKUTAN İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü okutan@itu.edu.tr 18 Haziran 2014 İTÜDER SOMA dan Sonra: Türkiye de

Detaylı

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme SANAYİ SEKTÖRÜ Mevcut Durum Değerlendirme Sera Gazı Emisyonaları 1990 1995 2000 2005 2008 CO 2 141,36 173,90 225,43 259,61 297,12 CH 4 33,50 46,87 53,30 52,35 54,29 N 2 0 11,57 16,22 16,62 14,18 11,57

Detaylı

SANAYİDE VE KOBİ LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI. Dr. Mehmet DUYAR

SANAYİDE VE KOBİ LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI. Dr. Mehmet DUYAR SANAYİDE VE KOBİ LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI Dr. Mehmet DUYAR Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Ankara- Haziran 2009 ENERJİ

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ENERJİ Artan nüfus ile birlikte insanların rahat ve konforlu şartlarda yaşama arzuları enerji talebini sürekli olarak artırmaktadır. Artan enerji talebini, rezervleri sınırlı

Detaylı

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı Konunun önemi Belediyelerin enerji kaynakları; Hidrolik Bio kütle Bu kaynaklardan belediyeler nasıl yararlanabilir, Yenilenebilir enerji

Detaylı

İzmir İli Enerji Tesislerinin Çevresel Etkileri - RES

İzmir İli Enerji Tesislerinin Çevresel Etkileri - RES TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi İzmir İli Enerji Tesislerinin Çevresel Etkileri - RES Hasan Sarptaş, Yrd. Doç. Dr. Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Ens. Türkiye de Rüzgar Enerjisinin Görünümü

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V. Neden Enerji Verimliliği? Fosil kaynaklar görünür gelecekte tükenecek.

Detaylı

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz EWEA-TWEA Policy Workshop Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz Mustafa Özgür Berke, WWF-Türkiye 27.03.2013, Ankara 27-Mar-13 / 1 Photo: Michel Roggo / WWF-Canon KISACA WWF +100 5 kıtada,

Detaylı

Yakın n Gelecekte Enerji

Yakın n Gelecekte Enerji Yakın n Gelecekte Enerji Doç.Dr.Mustafa TIRIS Enerji Enstitüsü Müdürü Akademik Forum 15 Ocak 2005 Kalyon Otel, İstanbul 1 Doç.Dr.Mustafa TIRIS 1965 Yılı nda İzmir de doğdu. 1987 Yılı nda İTÜ den Petrol

Detaylı

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımız ve Mevzuat. Hulusi KARA Grup Başkanı

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımız ve Mevzuat. Hulusi KARA Grup Başkanı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımız ve Mevzuat Hulusi KARA Grup Başkanı Sunum Planı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Potansiyelimiz ve Mevcut Durum İzmir ve Rüzgar Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına İlişkin

Detaylı

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk Tarih: 13.01.2013 Sayı: 2013/01 (RAPOR 13 OCAK PAZAR GÜNÜNE AMBARGOLUDUR) Türkiye Enerji İstatistikleri ve Vizyon Raporu na göre; Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk İstanbul Serbest Muhasebeci

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V. Neden Enerji Verimliliği? Fosil kaynaklar görünür gelecekte tükenecek. Alternatif kaynaklar henüz ekonomik

Detaylı

Hidroelektrik Santraller; Enerji ve Su Hakkı. TMMOB VII. Enerji Sempozyumu

Hidroelektrik Santraller; Enerji ve Su Hakkı. TMMOB VII. Enerji Sempozyumu Hidroelektrik Santraller; Enerji ve Su Hakkı TMMOB VII. Enerji Sempozyumu İnşaat Mühendisi Gökhan MARIM İnşaat Mühendisi Dr.Işıkhan GÜLER 29.12.2009 1 Hidroelektrik Santraller Enerji ve Su Hakkı Enerji

Detaylı

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER Prof.Dr. Hasancan OKUTAN İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü okutan@itu.edu.tr 24 Ekim 2014 29. Mühendislik Dekanları Konseyi Toplantısı

Detaylı

1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ

1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ 1 1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ Ulusal sera gazı envanterini hazırlamak ve bildirimini yapmak İklim değişikliğinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyumu

Detaylı

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7), ULUSAL M DEĞİŞİ ĞİŞİKLİĞİ FAALİYETLER YETLERİ LİTİ Mehrali ECER Şube Md. V. Sektörel İklim Koruma Potansiyelleri Türk Alman Ortak Çalıştayı 6 Mayıs 2010, ANKARA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ (BMİDÇS)

Detaylı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇEVRECİ ŞEHİRLERE DOĞRU Kadir DEMİRBOLAT İklim Değişikliği Dairesi Başkanı 7 Temmuz 2012, Gaziantep Çevreci Şehircilik; Yaşam kalitesi yüksek, Çevreye duyarlı, Tarihi ve kültürel

Detaylı

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI Doç. Dr. Cevdet DEMİR Uludağ Üniversitesi 06 Nisan 2007 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Karbon piyasası nedir? Ülkelerin ve şirketlerin sera gazları hedeflerine ulaşabilmeleri

Detaylı

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015 TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 25 Kasım 2015 1 Türkiye de Enerji Sektörü Ne Durumda? Fosil kaynaklar bakımından oldukça yetersiz olan Türkiye enerjide %73 oranında dışa bağımlıdır.

Detaylı

BAYINDIRLIK VE ĠSKAN BAKANLIĞI VE ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ. Sefer AKKAYA. Genel Müdür Yapı ĠĢleri Genel Müdürlüğü

BAYINDIRLIK VE ĠSKAN BAKANLIĞI VE ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ. Sefer AKKAYA. Genel Müdür Yapı ĠĢleri Genel Müdürlüğü BAYINDIRLIK ĠSKAN BAKANLIĞI Sefer AKKAYA Genel Müdür Yapı ĠĢleri Genel Müdürlüğü BAYINDIRLIK ĠSKAN BAKANLIĞI Ülkemizde tüketilen enerjinin yaklaşık %35 i binalarda kullanılmaktadır. Enerji Verimliliği

Detaylı

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ? İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ? Gülçin Özsoy REC Türkiye Proje Uzmanı İklim Platformu Program Yöneticisi 22 Mart 2012, İzmir REC Türkiye REC Kuruluş Sözleşmesi Ekim 2002 de imzalandı; Ocak 2004 te yürürlüğe

Detaylı

5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi. KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi

5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi. KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi 5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi Türkiye de kişi başına elektrik enerjisi tüketimi 2.791 kwh seviyesinde olup, bu değer 8.900 kwh

Detaylı

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks :

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks : RÜZGAR ENERJİSİ Cihan DÜNDAR Tel: 312 302 26 88 Faks : 312 361 20 40 e-mail :cdundar@meteor.gov.tr Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü A r a ş t ı r m a Ş u b e M ü d ü r l ü ğ ü Enerji Kullanımının

Detaylı

İZMİR İLİ ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ (Aliağa Bölgesi) TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

İZMİR İLİ ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ (Aliağa Bölgesi) TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi İZMİR İLİ ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ (Aliağa Bölgesi) TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Giriş Sanayi devriminin gerçekleşmesi ile birlikte; üretimde enerji talebi artmış, sermaye sınıfı

Detaylı

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak. 30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes rahat bir nefes alacak. 2/B Nedir? Anayasa nın 169 uncu maddesine göre 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybeden, 6831 sayılı Orman Kanunu nun 2/B maddesi

Detaylı

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31 İçerik Dünyadaki su potansiyeline bakış Türkiye deki su potansiyeline bakış Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Görevleri Mevzuat Çalışmaları Yapılan Faaliyetler Su Tasarrufu Eylem Planı Su Ayakizi Çalışmaları

Detaylı

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI 1. Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (The Vienna Convention on the Law of Treaties, 1969 (VCLT)), uluslararası hukuk araçlarının

Detaylı

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009 BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü ENOFİS 05 Şubat 2009 BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1994) Ulusal sera gazı envanterini hazırlamak ve bildirimini yapmak İklim değişikliğinin

Detaylı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği. Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği. Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı Günlük Hayatımızda Enerji Tüketimi Fosil Yakıtlar Kömür Petrol Doğalgaz

Detaylı

TELKO ENERJİ ÜRETİM TURİZM SAN. ve TİC. A.Ş. EDİNCİK BİYOGAZ PROJESİ PROJE BİLGİ NOTU

TELKO ENERJİ ÜRETİM TURİZM SAN. ve TİC. A.Ş. EDİNCİK BİYOGAZ PROJESİ PROJE BİLGİ NOTU TELKO ENERJİ ÜRETİM TURİZM SAN. ve TİC. A.Ş. EDİNCİK BİYOGAZ PROJESİ PROJE BİLGİ NOTU Ülkemizde, gıda ve elektrik enerjisine olan ihtiyaç, sanayileşme, ekonomik gelişme ve nüfus artışı gibi nedenlerden

Detaylı

Enerji Yatırımları Fizibilite Raporu Hazırlanması Semineri Enerji Yatırımlarının Çevresel ve Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi 29 Mart 2012

Enerji Yatırımları Fizibilite Raporu Hazırlanması Semineri Enerji Yatırımlarının Çevresel ve Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi 29 Mart 2012 Enerji Yatırımları Fizibilite Raporu Hazırlanması Semineri Enerji Yatırımlarının Çevresel ve Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi 29 Mart 2012 H.Bülent KADIOĞLU Çevre Mühendisi Golder Associates Sunum

Detaylı

ULUSLARARASI KARBON PİYASALARI ARENASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN AYAKİZİ DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TÜRKİYE NİN ROTASI

ULUSLARARASI KARBON PİYASALARI ARENASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN AYAKİZİ DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TÜRKİYE NİN ROTASI ULUSLARARASI KARBON PİYASALARI ARENASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN AYAKİZİ DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TÜRKİYE NİN ROTASI SONUÇ VE ÖNERİLER Karbon azaltımını sağlayan her türlü projelerin hayata geçirilmesi

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ŞUBAT 2012 İklim Değişikliği ve Türkiye Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş

Detaylı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Karbon Saydamlık Projesi Sektörel İklim Değişikliği Yaklaşımları Çalıştayı Tuğba ALTINIIŞIK DİNÇBAŞ 27 Şubat 2012 İstanbul İÇERİK Türkiye Sanayi Strateji Belgesi

Detaylı

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI 11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI MADEN DERECE MENŞEİ CFR(USD/MT) DEMİR %65 TÜRKİYE 152-154 DEMİR %60/59 TÜRKİYE 131-133 DEMİR %55/54 TÜRKİYE 112-114 11-16 ŞUBAT CEVHERİ PİYASA FİYATLARI MADEN

Detaylı

TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM)

TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM) TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM) 8. İLETİM TESİS VE İŞLETME GRUP MÜDÜRLÜĞÜ (İŞLETME VE BAKIM MÜDÜRLÜĞÜ) HAZIRLAYAN TEMMUZ 2008 Ankara 1 Gönderen: Recep BAKIR recepbakir38@mynet.com ENTERKONNEKTE

Detaylı

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013 Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013 21. Yüzyılda Planlama- Kaynaklarımız Su KaynaklarıYönetimi ve

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Dünya Enerji Görünümü 2012 Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Genel Durum Küresel enerji sisteminin temelleri değişiyor Bazı ülkelerde petrol ve doğalgaz üretimi

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar

Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar José Romero* İsviçre Federal Çevre Bakanlığı Berne, İsviçre Ankara,

Detaylı

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ 1970 yılında Roma Kulübü, insanlığın ikilemi adlı projesinde dünya bağlamında Nüfus artışı, Gıda üretimi, Endüstrileşme Doğal kaynakların tüketilmesi

Detaylı

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda

Detaylı

Ön Değerlendirme Raporu 16/04/2010. halka arz

Ön Değerlendirme Raporu 16/04/2010. halka arz Ön Değerlendirme Raporu 16/04/2010 halka arz 1 Özet Bilgiler HALKA ARZ VE ORTAKLIK YAPISI Afken Holding in altyapı yatırımları konularında uzmanlaşmış tecrübesi 1976 yılına dayanmaktadır. Günümüzde ana

Detaylı

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014 Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014 Küresel enerji sisteminde ciddi baskı belirtileri Piyasalardaki mevcut sakinlik önümüzdeki zor yolu saklamamalı Orta Doğu daki jeopoplitik gelişmeler

Detaylı

RES YATIRIMLARI VE EKOSİSTEM TEBLİĞİ. Ergün AKALAN Enerji Yatırımları Daire Başkanı yatirim@enerji.gov.tr

RES YATIRIMLARI VE EKOSİSTEM TEBLİĞİ. Ergün AKALAN Enerji Yatırımları Daire Başkanı yatirim@enerji.gov.tr RES YATIRIMLARI VE EKOSİSTEM TEBLİĞİ Ergün AKALAN Enerji Yatırımları Daire Başkanı yatirim@enerji.gov.tr SUNUM PLANI 1. RES lerin Enerji Sektöründeki Durumu 2. Strateji Hedeflerimiz 3. RES Yatırım Süreci

Detaylı

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

Detaylı

ENERJİ. Sürekli, Güvenilir ve Ekonomik olarak karşılanmalıdır.

ENERJİ. Sürekli, Güvenilir ve Ekonomik olarak karşılanmalıdır. ENERJİ Sürekli, Güvenilir ve Ekonomik olarak karşılanmalıdır. TÜRKİYE HİDROELEKTRİK ENERJİ POTANSİYELİ VE GELİŞME DURUMU Hidroelektrik Santral Projelerinin Durumu HES Adedi Toplam Kurulu Gücü (MW) Ortalam

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. Türkiye de Karbon Piyasası

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. Türkiye de Karbon Piyasası T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Türkiye de ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ekim 2012 Türkiye de Türkiye de KARBON PİYASALARI Türkiye, her ne kadar Kyoto Protokolü nün emisyon ticaretine konu olan esneklik

Detaylı

Karbon döngüsü (units = gigatons, 10 9 tons)

Karbon döngüsü (units = gigatons, 10 9 tons) FOTOSENTEZ Karbon döngüsü (units = gigatons, 10 9 tons) Kyoto Protokolü küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve.birleşmiş Milletler İklim Değişikliği

Detaylı

TMMOB PEYZAJ MiMARLARI ODASI

TMMOB PEYZAJ MiMARLARI ODASI Sayı: 2014-361 Tarih: 03.03.2014 Konu: Bakanlık teşkilat ve kadro planlamasında Peyzaj Mimarlığı hk. Sn. Alaattin BÜYÜKKAYA T.C. Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Bakanlığınız kuruluş amacı; Türkiye nin

Detaylı

HAVA YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi 09.03.2012

HAVA YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi 09.03.2012 HAVA YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi 09.03.2012 Ulusal Emisyon Tavanlarının Belirlenmesi Ülkemizin, Ø Uzun Menzilli Sınırötesi Hava Kirliliği Sözleşmesi (CLRTAP)

Detaylı

Mühendislik Çevre Danışmanlık Gıda Tarım Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ

Mühendislik Çevre Danışmanlık Gıda Tarım Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ Mühendislik Çevre Danışmanlık Gıda Tarım Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK Ülkemizde 2010-2011 yılı itibari ile çeşitli

Detaylı

GES Yatırımlarında Finansman

GES Yatırımlarında Finansman GES Yatırımlarında Finansman Enerji Sektörü ne Kısa Bir Bakış Son yıllarda Türkiye yüksek büyüme oranı ile dünyada en hızlı büyüyen ülkelerden biri olarak dikkat çekmektedir. 2001 & 2002 yıllarında yaşanan

Detaylı