câmi a câmi a mız hayırlı olsun Yaz Okulları sona erdi

Transkript

1 Gemeinde. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş» 05 Ekim 2012 Sayı 1 Hacca hazırız Okul Fobisi Camilerimiz IGMG Hac Umre Seyahat Şirketi, Küçük Yüreklerin Büyük Korkusu: Hannover Ayasofya Camii en iyi hizmeti verebilmek amacıyla çalışıyor. Okul fobisi ve Mobbing (Psikolojik Taciz) 30 yaşında s. 07 s. 08 s. 10 câmi a KURBANLARINIZ MAZLUMLARA BAYRAM OLSUN IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene Kurban Kampanyası devam ediyor. s. 20 câmi a mız hayırlı olsun Genel Başkanımız Kemal Ergün ropörtajımıza yeni yayın organımız câmi a ya hayır duasıyla başladı. İlhan Bilgü İslam Toplumu Millî Görüş ün teşkilat içi faaliyetlerini ve mesajını doğrudan hem camiasına hem de kamu oyuna ulaştırmayı hedefleyen câmi a isimli bültenimizin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk tan niyaz ediyorum. Allah tan başarılar diliyorum. İnşaallah zarif, nezih ve hikmetle çağıran bir metodu düstûr edinen bu camianın câmi a bülteni, mesajımızın en güzel bir biçimde yerine ulaşmasına vesile olur. câmi a üç açıdan çok önemli: Teşkilatlarımızın faaliyetlerinin kamuoyu tarafından bilinir kılınması, örnek faaliyetlerin teşkilatlar için yaygınlaşmasına vesile olması, mesajımızın bizzat bizim tarafımızdan ifade edilmesi ve sağlıklı bir iç ve dış iletişim için zemin oluşturması. - Bu hayır temennilerinizden dolayı teşekkür ederim hocam. Bir buçuk yıldır Teşkilatımızın Genel Başkanlık görevini yürütüyorsunuz. Müslümanların Avrupa da yer edinmesi bağlamında teşkilatınızın gelecekteki konumunu nasıl görüyorsunuz? - Teşkilatlar insanlarla var olduğuna göre, yerlilik ona göre gelişir. Avrupa daki en eski teşkilatlardan biri olarak bizim teşkilatımız gelişmelere göre program yapmıştır ve bu yüzden neredeyse daha 15 yıl öncesine kadar hep göçmen olmak gerçeğine göre çalışılmıştır; belirli bir zaman için buraya geldik, sonunda da döneceğiz diye. Bütün hizmetlerimiz adeta hareket halindeki bir kervan anlayışı ile yapıldı. Bu da çok normaldir. s. 19 Yaz Okulları sona erdi IGMG Yaz Okulları na 12 bin dolayında ögrenci katıldı IGMG Eğitim Başkanlığımızın düzenlediği Yaz Okulları (Yaz Tatili Kursları) bu yıl da başarı ile tamamlandı. Avrupa genelinde 22 yerde kız, 16 yerde ise erkek çocuklarına yönelik yatılı kurslar yapıldı. Yaz dönemi kurslarında gündüzlü ve yatılı kurslara 12 bin civarında çocuk katılırken, çalışma sezonunda ise toplamda 107 binden fazla çocuk ve gencimiz eğitim hizmetlerinden istifade etti. İş ve okul temposunun yoğunluğu ve yorgunluğunu atabilmek ümid ve heyecanıyla girdiğimiz bir yaz tatili dönemini daha geride bıraktık.yaz dönemini kimimiz Sıla-i Rahim ile kimimiz de bulunduğumuz ülkelerde tatil yaparak değerlendirdi. Bu yıl birçoğumuz, Ramazan ayını ve beraberinde Ramazan Bayramı nı Türkiye de geçirmenin tadını alarak evlerine döndü. Ajanda Notları s Ekim: Açık Cami Günleri: Almanya da genelinde camilerimizde Ekim: Avusturya Viyana: Hadis Kampanyası: (Citylights panoları) 06 Ekim: Genel Merkez Kadınlar Teşkilatı: 9. Kur an-ı Kerim Tilâvet Yarışması. Stadthalle Bielefeld. Saat: Düsseldorf Bölge Gençlik Teşkilatı: Gönül Sohbetleri. IGMG Duisburg Marxloh Kültür Merkezi. Saat: Avusturya Viyana: 10. Kur an Ziyafeti. Z. Friedhof Tor 2, Viyana. Saat: Ekim: Avusturya Viyana Bölgesi: (Hanımlara) Kur an Ziyafeti. Z. Friedhof Tor 2, Viyana. Saat: Ekim: Düsseldorf Bölgesi: Kızlar Yatılı Eğitim Kursu. Hotel Burick Wesel.

2

3 câmi a 05 Ekim Değerli Kardeşlerim, İçindekiler Avrupa çapında otuzu aşkın farklı bölgede hizmet veren en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşlarından biri olmanın sorumluluğuyla çalışmalarımıza her geçen gün bir yenisini ekliyor, mevcut hizmetlerimizin da kalitesini yükseltmeye gayret ediyoruz. Bu minvalde; bu ay itibari ile yayın çalışmalarımızda yepyeni bir girişimi başlatmış bulunuyoruz. Bu yeni yayınımız ile teşkilatımızın hizmetleri hakkında bilgi vererek, Genel Merkez, Bölge Teşkilatlarımız, Şubelerimiz, Camilerimiz, üyelerimiz ve cemaatimiz arasındaki kurum içi iletişimi sağlıklı ve düzenli bir zeminde güçlendirmeyi hedefliyoruz. Elinizdeki bu yayın, bu hedef doğrultusunda hayata geçirilmiştir. Teşkilatımızla ilgili güvenilir bir kaynak olacak, hedeflerimizi en güzel bir biçimde cemaatimize aktaracak, teşkilat çalışmalarımızı daha da teşvik edecek olan câmi a bültenimizin hayırlı olmasını diliyorum. IGMG olarak elhamdülillah çok sayıda camimizi, teşkilatımızı, eğitim merkezi ve eğitim kurumlarını bünyemizde barındırıyoruz. Gönülden isterim ki, her kardeşimiz camilerimizi ve kurumlarımızı daha yakından tanısın. Bu anlamda câmi a yı camilerimizi ve kurumlarımızı da tanıtmaya bir vesile kıldık. Her sayımızda birbirimizi de yakından tanıma imkanı bulacağız. Teşkilatımızın yapmış olduğu çalışma ve faaliyetlerin duyurulması amacıyla yola çıkılan câmi a bültenimizin bu anlamda önemli bir eksikliği gidereceğine inanıyor, çalışmalarımızı internet sitemizin yanı sıra câmi a aracılığı ile de size ulaştırmanın şevkini duyuyoruz. Gayret bizden, takdir ve başarı Allah tandır. Gündemden Almanya sünneti yasallaştırma yolunda S. 04 İslam peygamberine hakaret filmi S. 04 Arakan da değişen bir şey olmadı S. 04 Kayıp sloganlı afişler durduruldu ama kampanya devam ediyor S. 04 Genel Merkezimizden Yeni bir çalışma dönemi başladı S. 05 Gençlik Teşkilatı nde devir teslim töreni S.05 Yaz Okulları sona erdi S. 06 Hac hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor S. 07 Kadınlar Teşkilatı hacca hazır S. 07 Aile Küçük yüreklerin büyük korkusu: Okul fobisi S. 08 Mobbing (Psikolojik Taciz) S. 09 Camilerimiz Hannover Ayasofya Camii 30 yaşında S. 10 Hayatın İçinden Değerlerimizi rehber edindik S. 12 Neden Açık Cami Günleri? S. 12 Fıkıh Köşesi S. 13 Adab-ı Muaşeret S. 13 Bölgelerimizden Bölgelerimiz yeni sezona hazır S. 14 Hessen Bölgesi açılışı Gelnhausen da yaptı S. 14 Bremen de seminerli açılış S. 14 Norveçli idarecilerin eğitim semineri dolu dolu geçti S. 15 Ruhr-A Bölgesi Sosyal Hizmetler Başkanları toplandı S.15 IGMG Ruhr- A Yıldız Eğitimi başladı S.15 Gençlik Saraybosna da tefekkür, tezekkür ve terennüm S. 16 Mercek Altında Perspektif iniz yeni dönemde yepyeni bir tasarımla elinizde S. 19 Söyleşi Genel Başkanımız ile röportaj S. 19 Hasene Kurbanlarınız mazlumlara bayram olsun S. 20 Kültür ve Sanat IGMG kültürel faaliyetlere hız verdi S. 22 Paris te ilk Türk festivali gerçekleştirildi S. 22 Fotoğraflarla Faaliyetler S. 23 Bir sonraki sayıda buluşmak duasıyla... Kemal Ergün Genel Başkan Impressum Künye Herausgeber Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation Kurumsal İletişim Başkanlığı Mustafa Yeneroğlu (V. i. S. d. P.) Boschstr D Kerpen T: F: camia@igmg.de Postanschrift Adres câmi a Merheimer Str. 229 D Köln T: F: Chefredakteur Genel Yayın Yönetmeni Ilknur Küçük Redaktionsleiter Yazı İşleri Müdürü Ilhan Bilgü Redaktion Redaksiyon redaksiyon.camia@igmg.de T: /42/43 F: Ilknur Küçük, Ilhan Bilgü, Murat Kubat, Rahime Söylemez Anzeigen İlanlar ilanlar.camia@igmg.de T: F: Werbung Reklam reklam.camia@igmg.de T: F: Distribution Dağıtım dagitim.camia@igmg.de T: F: Design Satz Druck Tasarım Dizgi Baskı 99names communication GmbH Merheimer Str. 229 D Köln T: F: Auflage Tiraj Erscheint alle zwei Wochen Freitags. İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt. IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır.

4 04 Gündemden câmi a 05 Ekim 2012 Almanya sünneti yasallaştırma yolunda İslam peygamberine hakaret filmi Müslümanların Masumiyeti gibi masum bir isimle yayınlanana ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa yı aşağılayan ve O na hakaretlerle dolu olan film İslam dünyasında büyük bir infial uyandırdı. Gösteriler sonrasında ABD nin Libya Büyükelçisi hayatını kaybederken, Mısır ve Yemen de de ABD Elçiliklerine saldırılar oldu. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî nin, bu hakaretin kabul edilmeyeceğini ancak göstericilerin de taşkınlıklarına müsade edilmeyeceğini açıklamasından sonra elçiliğe saldırılmadı. Lübnan, Yemen, Pakistan ve Afganistan daki gösterilerde çok sayıda kişi öldü. Öte yandan Fransa da film karşıtı gösteriler yapılması yasaklandı. Ancak bir kişinin buna rağmen protesto yapması karşısında ağır donanımlı 60 polisin görev yapması da dikkat çekti. Gelişmeler üzerine Rusya dahil pek çok ülke filme internet ortamından erişimi yasakladı. Dünya çapında tepkilere neden olan ve Türkiye ile İsrail tarafından resmen kınanan sünneti yasaklayan mahkeme kararı ile ilgili olarak, Federal Adalet Bakanlığı yeni bir yasa taslağı hazırladı. Müslüman ve Yahudi cemaat ve sivil toplum kuruluşları tarafından memnuniyetle karşılanan taslak, sünnetin adam yaralama suçu olmaktan çıkarılmasına ve serbest bırakılmasına olanak sağlıyor. Bakanlık tarafından eyaletlere ve değişik kurumlara gönderilen yasal düzenlemeye göre sünnet, bundan sonra Ceza Kanunu yerine Medeni Kanun (Bürgerliches Gesetzbuch-BGB)kapsamında değerlendirilerek aile hakları kapsamına yerleştirilecek. Ne zaman kanunlaşacağı henüz kesinleşmeyen kanun tasarısı Müslümanlar ve Yahudiler tarafından erkek çocuklarına yapılan sünnet işlemine tıbbî şartların uygun olması halinde izin veriyor. Kararla ilgili tartışmalara son noktayı koyması beklenen tasarı, sünnet işleminin nedenini de dinî gerekçelerle sınırlamayarak anne-baba hakkı olarak öngörüyor. Sünneti yasaklayan mahkeme kararını Almanya Başbakanı Angela Merkel de eleştirerek Almanya yı tüm dünyada küçük düşüren bir uygulama olarak yorumlamıştı. Arakan da değişen bir şey olmadı Arakan Müslümanlarına yönelik Haziran ayında başlayan saldırılar tüm uluslararası girişimlere rağmen durmak bilmiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı öncülüğünde Türkiye, Malezya, Endonezya ve Suudî Arabistan gibi ülkelerin doğrudan siyasal girişimlerine rağmen, evleri yakılarak ormanlık ve dağlık alanlarda kamplarda yaşamak zorunda kalan Müslümanlara insanî yardımların ulaştırılmasına her zaman müsade edilmiyor. Bu arada Myanmar (Burma) hükümeti Arakan (Rohingiya) Müslümanlarının belirli kamplarda tutulmasını kendi politikaları açısında destekliyor. Arakan Müslümanlarının en önemli sorunu vatandaşlıklarının iptal edilerek, kendi topraklarında illegal kaçaklar statüsüne düşürülmeleriydi. Bu konuda hükümet geri adım atmadığı gibi, Budist rahiplerin de aralarında bulunduğu ülkenin önde gelen muhalefeti de hükümete destek oluyor. Kayıp sloganlı afişler durduruldu ama kampanya devam ediyor Federal Almanya İçişleri Bakanlığı nın başlattığı Kayıp sloganlı ve hemen her kesim tarafından büyük tepki gören afişlerin dağıtımı durduruldu. Ancak konuyla ilgili kampanya Kayıp sloganlı kartpostallar dağıtılarak devam ediyor. Öte yandan afiş kampanyasına tepki gosteren İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroǧlu, bakanlığın afişleri tehir edeceğini duyurması üzerine yaptığı basın açıklamasında, kampanyanın tehir edilmesinin yeterli olmayacağını ancak tehir kararının doğru istikamette atılan bir adım olduğunu söyledi. Yeneroğlu şöyle dedi: Bu karar, doǧru istikamette atılan ilk adımdır. İkinci adım ise kayıp kampanyasının tamamen durdurulması olacaktır. Anlaşılan o ki, Federal İçişleri Bakanlıǧı anlayış göstermeyi tercih etti. Hemen her kesimden gelen eleştirilere kulak vererek, Kayıp sloganlı afiş kampanyası girişimini şimdilik askıya aldı. Bakanlıǧın yaptıǧı duyuruya göre afiş kampanyası şimdilik sadece tehir edilmiş durumda, fakat bakanlıǧın yaptığı hata konusunda iknâ olduǧu ve bu afiş kampanyasından tümüyle vazgeçeceǧi olasılıǧı büyük. Ancak bakanlıǧın öne sürdüǧü gerekçeye bakıldıǧında, bu hatadan tamamıyla dönülmesi için daha çok çaba sarfedilmesi gerektiǧini görüyoruz. Zira afiş kampanyasını tehir etme kararı ʻFederal Kriminal Dairesi nin yaptıǧı tehlike deǧerlendirmesine binaen alınmıştır. Ancak ne tür bir tehlikeden söz edildiǧine dair Federal İçişleri Bakanlıǧıʼndan herhangi bir açıklama gelmemektedir ve tıpkı İslam karşıtı filmin yasaklanması konusuyla ilgili tartışmada olduǧu gibi, yine Müslümanlardan bir tehlike gelebileceği telkini yapılmaktadır. Buna katiyen itiraz ediyoruz.ˮ Daha genis bilgiye adresinden ulaşabilirsiniz.

5 câmi a 05 Ekim 2012 Genel Merkezimizden 05 Yeni bir çalışma dönemi başladı i IGMG Çalışma Yılı dolayısıyla Bölge Başkanları Genel Merkez de bir değerlendirme yaptı. Yaz tatilinin sona ermesi ile birlikte IGMG Çalışma Yılı başladı. Gerek yaz tatili ve gerekse Ramazan ayı çalışmalarını değerlendirmek ve yeni çalışma dönemi programlarını gözden geçirmek üzere bir araya gelen Bölge Başkanları toplantısında başkanlar, çeşitli konulara ilişkin dilek ve temennilerini de dile getirdiler. Genel Başkanımız Kemal Ergün ün kısa bir değerlendirme konuşmasıyla başlayan toplantı Birim Başkanlarının birimleri ile ilgili çalışma programını sunmalarıyla devam etti. Kemal Ergün toplantının sonunda bir değerlendirme konuşması daha yaparak Genel Merkez Birim ve Bölge Başkanlarına çalışmalarından dolayı teşekkür etti ve Teşkilat olarak Müslüman kimliğimizi korumak için yapacağımız çalışmalarla,bu konuda Müslümanların umudu ve heyecanı olacağız, kurumsallaşmamızı tamamlayacağız dedi. Ergün şöyle devam etti: Bizim temel ilkelerimiz bellidir. Bu ilkeler, kimin lehine veya aleyhine olursa olsun adalet merkezlidir. Çalışmalarımızı bencil, egoist bir yaklaşımla yapmayacak, paylaşımcı bir sosyal anlayışa göre yapacağız. Kendi nefislerimizi İslam ın öngördüğü şekilde terbiye edecek, anlayışımızı buna göre bina edeceğiz. Ve bu çalışmalarımızda da imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Kimlik oluşturma çalışmalarımız için ev sohbetleri programlarımızı genişleteceğiz, manevî motivasyonumuzu ve ruhumuzu genişletecek programlara yöneleceğiz. Bunun için de Kur an dersleri ve çeşitli zikirler ile evradları sürekli yapacağız. Gençlik Teşkilatı nda devir teslim töreni Kerpen deki IGMG Genel Merkezi nde gerçekleştirilen Gençlik Teşkilatı Bölge Başkanları toplantısı başkanlık devir teslim törenine de ev sahipliği yaptı. 8 Eylül de düzenlenen Bölge Başkanları toplantısında açılış Kur an-ı Kerim tilaveti ile güne başlandı. Teşkilatlanma Başkanı İsa Özer gündemi takdim ettikten sonra yoklamaya geçildi. Açılış konuşmasını yapmak üzere Genel Başkan Vekili ve Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri ye söz verildi. Geçen çalışma yılı için Gençlik Teşkilatı Bölge Başkanlarına teşek- kürlerini arz eden İleri, Hayra motor şerre fren olan bir teşkilatız, ahlak ve maneviyat bizim ölçümüzdür diyerek yapılan çalışmaların ehemmiyetini vurguladı. Teşkilatımızın felsefesi, ehil olan kişileri görevlendirmektedir. Ağustos ayına kadar yaklaşık sekiz yıldır Gençlik Teşkilatı na başkanlık eden Mesud Gülbahar da önceleri Gençlik Teşkilatı Başkanlığı na Bonn Şubesi nde, sonra da Köln Bölgesi nde devam etmiş ardından Genel Merkez Gençlik Teşkilatı Başkanı olarak hizmetlerde bulunmuştur. Kendisine bu hizmetlerinden dolayı teşekkür ediliyorum. diyen Murat İleri, IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene Başkanlığı na getirilen Mesud Gülbahar a yeni görevinde başarılar diledi ve bundan sonraki hizmetlerinin hayırlı olmasını temenni etti. Genel Merkez Gençlik Teşkilatları Başkanlığı, istişareler nihayetinde önceleri Köln Bölgesi nde vazife yapan ve sonrası Genel Merkezde uzun yıllar Orta Öğretim Başkanlığı nı sürdüren İsmail Karadöl e tevdi edildi. Devir teslim töreninde, Mesud Gülbahar a Murat İleri tarafından hizmetlerinden dolayı teşekkür niteliğinde çiçek takdim edilirken, aynı şekilde eski Gençlik Teşkilatları Teşkilatlanma Başkanı Bayram Kılıç tarafından da İsmail Karadöl e çiçek teslim edildi. Mesud Gülbahar konuşmasında, bugüne kadar yapmış olduğu hizmetleri bir ekip çalışması içerisinde icra ettiğini bildirdi. Gülbahar, kendisiyle beraber olan çalışma arkadaşlarına şükranlarını arz ederek, vazifeye yeni gelen İsmail Karadöl e muvaffakiyetler diledi. Hasene Derneği başkanlığında da herzaman için Gençlik Teşkilatı nın desteğini beklediğini bu senenin kurban hedefinin kurban olduğunu bildirerek, bu sayıya ulaşmayı bir vazife telakki ettiğini sözlerine ekledi. Yeni Gençlik Teşkilatları Başkanı İsmail Karadöl de sözlerine selamlamayla başladı. Mesud Gülbahar ın bugüne kadar kendisine yakınen abilik yaptığını ve uzun bir dönem kendisinin tecrübe ve bilgisinden istifade ettiğini hatırlattı. Birlik beraberlik içerisinde kalıcı çalışmalara odaklanılmasını hedeflediklerini ifade etti. Gençlik Teşkilatımızın Avrupa ortamındaki ortak gayesinin Allah a sevimli, insanlara faydalı nesiller yetiştirmek olduğunu vurgulayan Karadöl, çalışmalar aksamadan gençlerimize manevi değerler aşılanması gerektiğini kaydetti. Ekip ruhu içersinde tüm bölgelerle sinerji oluşturarak kollektif bir çalışma gerçekleşmesini temenni eden İsmail Karadöl, eğitim çalışmalarına ağrılık vererek zengin geçmişini bilen, gününü doğru yorumlayan ve gelecek ile ilgili olumlu düşünce ve gayretleri olan gençler yetiştirip bu çalışmaları onlara emanet edeceğiz diyerek sözlerini tamamladı. Karadöl ayrıca, yeni göreve gelen Gençlik Teşkilatı Bölge Başkanlarını tebrik etti. Devir teslim töreni sonunda toplu halde fotoğraflar çekildi.

6 06 Genel Merkezimizden câmi a 05 Ekim 2012 Yaz Okulları sona erdi Cengiz Kadırgan İnsanlarımız, uzun yıllardan beri belki de ilk defa Türkiye de Ramazan ayını geçirmenin, akabinde Ramazan Bayramı nı idrak etmenin tadına erişti. Bu yıl Ramazan Ayı nın yaz tatiline denk gelmesi, sıla-i rahim yapan çocuklarımız için bu manevî havayı yaşamaları açısından da çok iyi bir fırsat oluşturdu. Avrupa da yaşadıkları şehirlerde kalıp izinini burada geçirmek durumunda kalan veya çalışmak durumunda olanlarla da çocuklarını, IGMG Yaz Okulları na gönderdi. Yarım asırdır birçok alanda insanlığa hizmet sunan IGMG bünyesindeki bütün camilerde ve eğitim merkezlerinde organize edilen bu kurslar, çocuklarımızın kimlik ve kişiliğinin oluşması, toplum içerisinde ait oldukları yeri bilmeleri ve adapte olmaları açısından oldukça önemli. Kurslar IGMG nin cami, şube ve eğitim merkezlerinde gündüzlü ya da yatılı olarak düzenlendi. Yatılı kurslar Avrupa genelinde 22 yerde kız çocukları, 16 yerde ise erkek çocuklarına yönelik yapıldı. Doğu Fransa Bölgemiz ise 30 kız 30 erkek olmak üzere 60 kişilik katılımla Türkiye de Yaz Okulu çalışmasını gerçekleştirdi. Mekanları, fizikî açıdan yatılı kursa müsait olmayan bölgeler, otel veya Jugendheerberge (gençlik yurtları) kiralama yoluna giderek bu ihtiyacı giderdi. Bosna Hersek Yaz Okulu Eğitim Başkanlığımızın 30 kız 30 erkek kontenjanla planladığı Bosna Hersek Yaz Okulu da yoğun bir ilgi ve taleple, toplam 70 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi. Genç öğrencilerimiz savaş nedeniyle yaşanan insanlık dramının hâlâ yaşayan izlerine şahit olarak, Bosna sokaklarında tarihi yaşayarak ve hissederek eğitimlerini tamamladılar. Bunun yanında öğrencilerimiz Avrupa nın birçok köşesinden arkadaşlar edinmenin mutluluğunu da yaşadılar. IGMG Eğitim Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık ın yönetiminde eğitimci olarak, Mahmut Yavuz, Sinan İlhan (Avusturya), Rabia Ataş (Paris), Asiye Asalıoğlu (Hessen) görev yaptı. Ayşe Akova (Genel Merkez), Burak Kılıç (Avusturya), Mustafa Özcan (Lyon), Betül Başlık, Hanife Turan (Belçika) Bosna Yaz Okulumuzun abi ve ablaları olarak hizmet sundular. Bölgelerimizdeki üstün gayretleri ile teşkilatımızın hizmetlerini insanlarımıza ulaştıran Bölge ve Cemiyet Eğitim Başkanlarımız, idarecilerimiz ve eğitimcilerimizin de bu çalışmalardaki katkıları takdire şayandı. Eğitim ve tatil birarada Her eğitim sezonunda olduğu gibi, bu yıl da IGMG Eğitim Başkanlığı Yaz Okulları nın ana gayesi, öğrencilerin tatilde oldukları dikkate alınarak, temel dini bilgilerinin geliştirilmesinin yanında, uygun ortamlarda dinlenmeleri ve sosyal aktivitelerle eğlenmelerinin sağlanması oldu. Yaz kurslarında Temel Eğitim Müfredatı çerçevesinde seviyeye göre Temel Bilgiler 1, 2, 3 kitapları okutuldu. Bunların yanında Kur an, hadis, siyer, fıkıh ve âdâb-ı muaşeret konuları da ders olarak işlendi. Öğrencilerimiz arasında şiir, resim, kompozisyon gibi farklı alanlarda yarışmalar düzenlenerek, çocuklarımızın bu alanlarda kendilerini geliştirmeleri teşvik edildi. Öğrencilerin yaz kurslarına iştirakleri esnasında yeni arkadaşlar edinmeleri, birbirleriyle kaynaşma ve paylaşma duygularının gelişimine katkı sağladı. Okul hayatında çocuklarımızın yanındayız Avrupa da yaz tatilleri sona erdi, çocuklar ve gençler okullarına başladı. Bu dönemde aileler çocukların yeni eğitim sezonunda daha başarılı olmaları için eksiklikleri dikkate alarak yardımcı olmalıdırlar. Öğrencilerin zorlandığı dersler, okulda ve sınıfındaki davranışları, arkadaşlarıyla uyumu gibi konular öğretmenleri ile zamanında görüşülerek tesbit edilmelidir. Konu ile ilgili daha sağlıklı bilgi edinmek ve dayanışmayı sağlamak açısından veliler, bulundukları çevrede veli derneği varsa oraya üye olmalı, yoksa veli derneği açılması için gayret göstermelidirler. Bu konularda IGMG Bölge Eğitim Başkanlıklarına müracaat edilerek bilgi alınabilir. IGMG Eğitim Başkanlığı gerek camilerde, gerekse eğitim merkezlerinde, ev ödevleri ve okul derslerine yardım kursları düzenlemektedir. Çocukların başarısı için bu fırsatlar en iyi bir şekilde değerlendirilmelidir. Veliler, okul içindeki Okul Aile Birlikleri nde katılımcı ve aktif olmalıdırlar. Veli toplantılarına katılıp, üzerlerine düşen görevleri yerinde ve zamanında yapmalı, böylece çocuklarının eğitim sürecine başarıları açısından destek olmalıdırlar. Veliler olarak, çocuklarımızın boş zamanlarını değerlendirmeleri ve yaz döneminde aldıkları bilgileri daha da geliştirebilmeleri açısından, hafta içinde ve hafta sonunda cami ve eğitim merkezlerine göndererek, hem okul derslerinde başarılı olmaları, hem de İslamî temel bilgilerini geliştirmeleri yönünde yönlendirici olmalıyız. Temel dinî bilgilerini tamamlamış olan gençlerimizi de İslamî İlimler Okulları na teşvik ederek bilgilerinin daha da gelişmesini sağlamalıyız.

7 câmi a 05 Ekim 2012 Genel Merkezimizden 07 Hac hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor İlknur Küçük Abdullah Yıldırım IGMG Hac Umre Seyahat Şirketi, yaklaşan 2012 yılı hac döneminde organizeden faydalanacak olan 5000 üzerinde kişiye en iyi hizmeti verebilmek amacıyla çalışmalarını daha da yoğun bir şekilde sürdürüyor. Hac-Umre Birim Başkanı ve 2012 Hac Genel Sorumlusu Tahir Köksoy, verdiği bilgide organize kapsamında toplam 8 ayrı otelde hizmet verileceğini belirtti. Kafilelerde her 100 hacıya bir bayan görevli tahsis ettiklerini söyleyen Köksoy, Bu sayede bayan hacı adaylarımıza hizmeti daha kaliteli bir şekilde ulaştıracağımızı umuyoruz dedi yılında IGMG Hac Umre Seyahat Şirketi organizesi ile umreye gitmiş olan umrecilere anket ve CD gönderdiklerini hatırlatan Köksoy; aynı şekilde 2012 Hac organizesinde de hacı adayları için, hac malzemelerini kargo ile evlerine gönderdiklerini kaydetti. Köksoy, evlere gönderilen paketlerde bir hacı adayının ihtiyaç duyacağı; büyük çanta, omuz çantası, ihram, 10lt zemzem, dört çeşit kitap, video cd, terlik çantası, seccade, başörtüsü, diş fırçası ve macunu gibi malzemelerin yer aldığını, ayrıca kafile seminerlerinde hacı yelekleri, bavul etiketleri, telefon kartları ve kimlik kartlarının hacılara dağıtılacağını sözlerine ekledi. Kutsal topraklarda da hacılara yönelik ilave hizmetlerin olacağını bildiren Köksoy, otellerde kütüphane, genişletilmiş sağlık ocağı hizmeti, kafile ve grup başkanları için çalışma odaları, Wi- Fi internet bağlantısı gibi hizmetlerin de hacıların istifadesine sunulacağını aktardı. Köksoy, Ayrıca 22 kişilik sağlık ekibi hacılarımıza hizmet verecektir dedi Hac Organizesi nde, Mekke sorumluluğunu İhsan Taşkıran ın, Medine sorumluluğunu ise Dr. Mustafa Göksu nun yürüteceği açıklandı. Görevliler bilgilendirildi Hac hazırlıkları bağlamında organizede görev yapacak olan kafile ve grup başkanlarını ve Mekke ve Medine de görev yapacak hizmet görevlilerini bilgilendirmek amacıyla Kerpen deki IGMG Genel Merkezi nde iki ayrı toplantı gerçekleştirildi. 5 Eylül de yapılan Kafile ve Grup Başkanları Toplantısı nda, hacı adaylarına verilecek tüm hizmetler ayrıntılarıyla aktarıldı. Hac-Umre Birim Başkanı ve 2012 Hac Genel Sorumlusu Tahir Köksoy; organizede görev yapacak olan Hac Birim Başkanlarını tanıtanarak görev alanları ile ilgili de kısa bilgilendirmelerde bulundu. Bu yılki hac organizesinden 5000 üzerinde kişinin faydalanacağını belirten Hac-Umre Birim Başkanı Tahir Köksoy, kafile ve grup başkanlarına dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler verdi. Tahir Köksoy, bu yıl da uçuşların İstanbul bağlantılı olduğunu ve İstanbul Havalimanı nda alan sorumlusunun kafilelerimize yardımcı olacağını belirtti. Toplantıda ayrıca Türkiye den THY İstanbul İstasyon Müdürü Fatih Mere bir seminer verdi. IGMG Hac Umre ve Seyahat Şirketi nin çalışmalarını çok başarılı bulduklarını belirten Mere, uçuşlarda hava alanlarında ve uçak içinde dikkat edilmesi gereken hususları aktardı. Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran, kafile ve grup başkanlarının görev ve sorumlulukları hakkında bir seminer verdi. Kafile ve Grup başkanlarının A-Takımı olduğunu dolayısı ile çalışmaların profesyonelce olması gerektiğini söyleyen Taşkıran, kaybolma olaylarına karşı tedbirli olunması ve bölgenin cografi yapısının iyi bilinmesi gerektiğini söyledi. İrşad Birimi Sorumlusu Cemal Bolat da, manidar bir dua ile sözlerine başlayarak haccın özünün irşad olduğunu söyledi. Bolat, Hulisi Ünye nin hacılarımıza fıkhî alanda yardımcı olacağını da belirtti. Uçuşlar hakkında teknik bilgileri aktaran Hac Birimi Bilet İşleri Sorumlusu Tahir Özdamar ise, hacılarımıza iletilmek üzere uçuşlarla alakalı önemli bilgiler verdi. Tüm hacılarımızın uçuş noktalarının Avrupa merkezli olacağını belirtti. 8 Eylül de yapılan Mekke ve Medine Hizmet Görevlileri Toplantısı nda ise, IGMG Genel Başkan Vekili Murat İleri; haccın kulluğun zirve yaptığı bir ibadet olduğunu belirterek tüm görevlilerin ekip başarısı için yardımlaşmada bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğini söyledi. Tahir Köksoy IGMG Hac Umre Seyahat Şirketi ile hac yapmanın ayrıcalığını vurgulayarak, Allah ın misafirleri olarak nitelediği hacılara en iyi şekilde hizmet sunulması gerektiğini kaydetti. Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran da konuşmasında hizmet görevlilerinin dikkat etmesi gereken hususlar hakkında bilgi verdi. Mukaddes yolculuk başlıyor Lebbeyk Allahümme Lebbeyk... nidaları ile kafile-kafile Mekke ye girecek olan hacı adaylarımızdan oluşan ilk kafilelerimiz 29 Eylül de Frankfurt ve Düsseldorf Havaalanlarından hareket ettiler. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan 2012 Hac Genel Sorumlusu Tahir Köksoy şunları kaydetti 330 kişiden oluşan ilk kafilelerimizi yakınları ve sevenleri ile birlikte büyük bir coşku ve gözyaşları ile uğurladık. Diğer kafilelerimizi de 18 Ekim tarihine kadar belirli aralıklarla kutsal topraklara göndereceğiz. Şu ana kadar Elhamdülillah ciddi bir sıkıntı ile karşılaşmadık, inşallah 2012 Hac Organizesi ni sorunsuz bir şekilde tamamlayacağız dedi. Kadınlar Teşkilatı hacca hazır Nevfel Eren Ermiş IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) bünyesinde hacca gidecek görevlilerin eğitimi İrşad Başkanlığı ve KT Hac Komisyon Başkanı Cahide Yılmaz başkanlığında Eylül de Kerpen de gerçekleştirildi. Mekke ve Medine de hizmet verecek 26 kişinin katıldığı eğitim programında Kadınlar Teşkilatı İrşad Başkanı Tünay Ermiş, görevli hanımlardan beklentilerini dile getirdi. Genel Merkez Hatibesi ve Hac Komisyon Başkanı Cahide Yılmaz, katılımın beklenilenden yüksek olmasının sevindirici olduğunu ifade ederek, hacılarımızın düşebilecekleri hurafe ve yanlışlıklardan bahsetti. Görevlilerimizin bu gibi yanlış ve hatalar karşısında nasıl davranmaları gerektiğini örnekler vererek açıkladı. Hulusi Ünye, hac ibadeti ile alakalı gerekli açıklamaları yaptığı bir seminer verdi. Ünye, tecrübe ve birikimlerini aktardı. İnsanımıza hatasız hac yaptırabilmenin yollarını göstererek, Mik at mahallinden, kurban kesilinceye kadar yapılacakları ayrıntıları ile anlattı. Kadınlar Teşkilatı Başkanı Hatice Şahin ise bir saatlik seminerinde haccın hikmetlerinden bahsetti. Sembollerle dolu olan bu ibadetin şuurla yapılması gerektiğini vurguladı. Tünay Ermiş Haccın Manevî Boyutu başlıklı seminerinde, etkileyici ve eğitici sunumuyla ve umredeki özel çekimlerinden kesitlerle görevlilere adeta haccı yaşattı. İkinci günkü eğitim Mustafa Mullaoğlu nun etkileyici sohbeti ile başladı. İbadetlerin hikmetleri ile dersine başlayan hocamız zaman zaman gözleri yaşarttı. Hamd etmenin önemini vurgulayan Mullaoğlu, ibadetlerin ruhuna ve gayesine uygun yapılmasının önemine değindi. Namaz zekat ve hac ibadetlerinin hikmetlerini anlattı. Tecrübeli kafile başkanlarından Tayyib Sayan ise ilginç hesaplamalarla Kabe de kıldığımız ve Ravza da kıldığımız namazlardan elde ettiğimiz sevapları ayet ve hadislerle anlattı. IGMG Genel Başkanımız Kemal Ergün de bu toplantıya iştirak ederek hac ile ilgili kıymetli tavsiye ve tecrübelerini görevlilerimizle pay- laştı. Hac ve Umre Birim Başkanı Tahir Köksoy ise organizasyon ile ilgili geniş bilgi verdi. Köksoy hac organizesinde getirdikleri yenilikleri, yapılan hizmetleri ve yapılacak olan çalışmaları detaylı bir şekilde aktardı. Hizmet noktasında hacılarımızın memnuniyetlerinin esas alındığını söyledi. İki günlük eğitim programında görevliler ayrıca imtihana tabii tutuldu. Klasik soru tarzı ile görevlilerin bilgi ve ifade gücü ölçülürken, test tipi, sorularla da özel bilgilerin verilmesi hedeflendi.

8 08 Aile câmi a 05 Ekim 2012 Küçük yüreklerin büyük korkusu: Okul fobisi Rahime Söylemez Babaların da anneler ile işbirliği içerisinde oldukları görülür. Okul fobisinde diğer bir etken ise anne ve babanın çocuklarını okula başlamadan önce çocuk için bir ön hazırlık yapmamalarıdır. nızdır. Herhangi bir çocuğun ağlaması dahi anne yüreğini sızlattığına göre, muhakkak bu durum anneler için çok zordur ve taviz verebilirler.ancak unutmayın, ödün vermemeniz çözümün yarısıdır. Bir çocuğun okula başlaması çocuk ve ailesi için dönüm noktalarından biridir. Bu süreçte çocuklar ebeveynlerine bağımlı olmaktan bir nevi kurtulur ve ailesinden birkaç saatliğine de olsa ayrı kalmayı öğrenir. Ama maalesef bu her çocuk ve ailesi için geçerli değildir ve bu sebepten dolayı karşımıza hiç beklemediğimiz anda okul fobisi problemi çıkar. Okul fobisi çocukların kuvvetli bir heyecan ve belirsizliklerden dolayı duydukları endişe nedeniyle okuldan korkması ve okula gitmeyi reddetmesi ya da isteksiz görünmesi durumudur. Okula ilk başlayan çocuklarda daha sık görülen bu durum daha sonraki yıllarda da ortaya çıkabilir. Okul fobisi olan çocuklarda mide bulantısı, karın ağrısı, baş dönmesi, kusma, yüksek ateş gibi bedensel yakınmalar (psikosomatik) görülür. Hatta parmak emme, bebek gibi ağlama ve alt ıslatma gibi davranışlar da sergileye bilirler. Bu şikayetler genellikle sabahları okula gitme vaktinde uyanır uyanmaz başlar ve çocukların okula gitmemelerine karar verildikten sonra kendiliğinden kaybolur. Okul fobisinin nedenleri Okul fobisinin temel nedeni çocukların okuldan korkması değildir. Asıl nedeni çocuğun annesinden ayrılmasıdır. Okul fobisi olan çocuklarda anneye bağımlılık ve annenin de çocuklarına bağımlılığı ön plana çıkar. Okul fobisi çeken çocukların anneleri tarafından özen içinde büyütüldükleri, çocuklarının her isteklerine boyun eğdikleri ve onları her daim memnun etmeye çalıştıkları görülür. Bu tür anne-çocuk ilişkileri çocuğun okula sağlıklı bir şekilde başlamasında engel teşkil eder. Aile bireyleri dışında yabancı kimseler ile sosyal ilişki kuramayan, yabancı bir çevrede (okulda) tanımadıkları insanlar ile bütün bir günü geçirecek olma duygusu çocukları huzursuz ve tedirgin eder. Çocuğun okul fobisini sırf anneye mal etmek de yanlış olur. Okul korkusunun diğer nedenleri ise çocuğun kendisi evde yokken herhangi bir olay olabilir düşüncesidir. Örneğin evde çıkabiliecek bir yangın veyahut da hırsızlık ve hastalık gibi durumlar. Bu durumda çocuk evden uzaklaşmak istemez ve kendisine evde olma sorumluluğunu yükler. Bunun haricinde çocuğun hayatındaki değişikliklerde okul fobisini tetikleyebilir. Bu yeni aile ortamı, yeni ev, yeni koşullar ve başka bir okula veyahut da sınıfa geçme olabilir. Okul fobisinde okula bağlı nedenler de görülebilir. Örneğin; çocuğun öğretmeninden korkması, çocuğun sınıf önünde aşağılanması veya dersler konusunda zorlanması ve kendisini fiziksel olarak tehlikede hissetmesi. Okul fobisi kızlar ve erkeklerde eşit orandadır. Anne ve babalara öneriler Eğer çocuğunuz okula gitmek istemiyor ve ağlıyor ise yapacağınız en iyi davranış, onu okula götürmek konusunda tutarlı olma- Şayet çocuğunuz ayrılık endişesi yaşıyor ise sinirlenmeden sabırla çocuğa okulun önemini anlatın. Asla çocuğunuzu küçümsemeyin ve ağladığı için onunla alay etmeyin. Okula götürdüğünüzde vedalaşmayı kısa tutun. Vedalaşma süresi ne kadar çok uzarsa her iki tarafta da duygusallık artar ve taviz verilir. Çocuğunuza okuldan ayrıldıktan sonra gününüzü nasıl geçireceğinizi anlatın ve onun gününün nasıl geçtiği hakkında konuşmak faydalı olabilir. Çocuğunuzun endişeleri hakkında konuşmak ve onu dinlemek de işe yarayabilir. Çocuğun öğretmeni ile görüşmek ve durumu bildirmek de önem arz eder. Not: Eğer çocukta bu durum 4 haftadan uzun sürerse muhakkak bir uzmandan yardım alınmalıdır!

9 câmi a 05 Ekim 2012 Aile 09 Mobbing (Psikolojik taciz) Her zaman hatırlayacağım ve hiçbir zaman unutmayacağım. Pazartesi: Bugün param çalındı. Salı: İsim takıldı. Çarşamba: Elbisem yırtıldı. Perşembe: Vücudum kanadı. Cuma: Bu zulüm sona erdi. Cumartesi: Özgürlük. Bu şiiri bir kitapta okumuştum. Şiir okulda arkadaşlarından gördüğü baskıdan dolayı intihar eden Vijah Sing in günlüğünden alıntıdır. Mobbing yani psikolojik taciz ( dışlanma) okul zorbalığını maalesef birçok çocuk ve gençler yaşamakta ve yaşatmaktalar. Ailelerin vurdum duymazlığı ve bu konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmamaları işin cabası. Sanırım Vijah Sing in günlüğünün son yapraklarında yer alan şiir durumun vehametini bize anlatmakta. Olweus (1999), okulda mobbing bir öğrencinin yada birden fazla öğrenci tarafından sürekli olarak olumsuz eylemlere maruz bırakılması şeklinde tanımlamış ve okul zorbalığının, fiziksel ve sözel yollarla doğrudan gerçekleştirilen eylemlerin yanında gruptan dışlama veya jest ve mimikleri kullanarak bireyi rahatsız etme gibi dolaylı olarak gerçekleştirilen eylemleri kapsadığını ifade etmiştir. Çocuklarının mobbing kurbanı olduğunu anlamak ve onlara yardım elini uzatmak gerçekten zordur. Mobbinge maruz kalan çocuklar utanırlar ve bunu pek kimseyle paylaşmazlar çünkü sorunun kendilerinden kaynaklandığını düşünürler. Veyahut da durum karşısında sessiz kalırlar ve böylelikle durumun düzeleceğine inanırlar. Mobbing kurbanları bazen kendilerini güçlü göstermek ve zayıflıklarını bastırmak için başkalarına da mobbing uygulayabilir. Çocuklar, kendilerine sıra gelmesin diye mobbingden vaz geç(e)mezler. Bu durumda herkes mobbing mağduru olabilir. Peki mobbing nasıl gerçekleşir? Mobbingin dolaylı ve doğrudan olan birçok türleri vardır. Örneğin; Sözel; sürekli olarak kızdırma, alay etme, tehdit etme, isim takma ve dedikodu yayma. Fiziksel; itme, çimdik atma, tekme atma ve yumruklama. Duygusal; dışlama, alay konusu etme, utandırma. Saklama; elbise, kitap, oyuncak, para gibi değerli şeylerin kaybolması. Irkçı; bireyin etnik kökeni, elbisesi, beden yapısı, şivesi ile alay etme. Davranış; yumruk gösterme, yüz ekşitme, yakışıksız hareketlerde bulunma. Cinsel; istenmeyen fiziksel temas ya da küfürlü ifadeler ve hareketlerde bulunma vs. Siber zorbalık; telefon, internet, chat ortamlarında tehdit etme, alay etme vs. 1 Bireylerin mağdur olma nedenleri Mağdur olmanın birçok nedenleri vardır ama burada en önemlilerini saymakla yetineceğiz. Okula yeni gelmek, yaşça küçük olmak, psikolojik olarak örseleyici olaylar yaşamış olmak, insan ilişkilerinde boyun eğici bir tutum izlemek, kavga etmeye istekli olmamak, utangaç, çekingen ve aşırı duyarlı olmak, kurallara kolaylıkla uyum sağlayamamak, şişman ve zayıf, kısa veya uzun olmak, gözlük takmak, ergenlik sivilcelerinin çok olması veya çeşitli cilt hastalıklarına sahip olmak. 2 Mobbinge maruz kalan çocuklar Eğer çocuğunuz okuldan eve yırtık elbiselerle dönüyor, okula gitmekten korkuyor, okulun bitmesine ve hafta sonunun gelmesine aşırı seviniyor, psikosomatik belirtiler gösteriyor, duygu ve davranışlarında nedensiz olarak değişimler mevcut ise ve okulda başarılı bir öğrenciyken okulla ilgisi kaybolup derslerinde başarısızlık gösteriyorsa çocuğunuzun mobbing mağduru olma ihtimali bir hayli yüksektir. Anne baba olarak ne yapmalıyız? İlk etapta çocuğunuza bunun utanılacak bir durum olmadığını anlatmanız gerekir. Çocuğun sınıf öğretmenine durumu bildirebilir ve yardım isteyebilirsiniz. Mobbing uygulayan çocuğun ailesiyle görüşmek birçok gereksiz sorunlara yol açabilir. Aile durumu kabul etmeyip kendi çocuklarının da mağdur olduklarını iddia edebilir ve bu durum karşısında kendilerini tehdit altında hissedebilir. Dolayısıyla aileye düşen görev çocuğun özgüvenini güçlendirmek ve yalnız olmadığını ona hissettirmektir. Ayrıca, durumun ciddiyetine göre uzman bir psikolog tarafından acil yardım alınmalıdır ki geç kalınmasın. 1 (Kaynak: 2001, European Community European Social Fund) 2 (Kaynak: Colorosa 2003)

10 10 Camilerimiz câmi a 05 Ekim 2012 Hannover Ayasofya Camii 30 yaşında Mescidler yeryüzünde Allah ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar." (Heysemi, Mecmeuz-Zevaid 117) Hannover ın en köklü camiilerinden olan, şehrin ilk çift minareli ve kubbeli camiisi IGMG Ayasofya Camii bu sene 30. yaşını kutluyor. Caminin kuruluş hikayesini, caminin ilk kurucularından olan ve şu an Hannover Bölgesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Hüseyin Işık dan dinledik: Camimiz bu sene 30. yılını kutluyor ancak caminin öyküsü 1982 den gerilere dayanıyor. Camimiz ile ilgili ilk girişimi başlatan rahmetli Salih Cüre olmuştur yılında Salih Cüre kendi evinin kapılarını 6-10 yaşları arasındaki 15 kız çocuğuna açarak onlara Kur an dersleri verdi. Gittikçe artan talep üzerine bir cemiyet kurulması zorunluluğu doğdu ve 7 kişilik müteşebbis heyet ile 1973 Haziran ayında Hannover ve çevresinde Türk-İslam Ahlakını Yaşatma Cemiyeti adı altında cemiyetimizi kurduk. Müteşebbis heyette Başkan Muzaffer Yurdagül, Başkan Yardımcısı Halis Dereköy, Sekreter olarak ben, Muhasip Mustafa İlhan, Üyeler Salih Cüre, Ali Rıza Öztürk ve Muştak Keskin yer aldı. Bundan kısa bir süre sonra Salih Cüre izne giderken trafik kazasında hayatını kaybetti. Kendisini rahmetle anıyorum. Üye çalışmalarına hemen başladık ve kısa sürede 41 üyeye ulaştık de Herschel Strasse de bir kat kiraladık buranın bir kısmını Kur an kursu yaptık bir kısmını da üç odanın duvarlarını yıkarak tek oda haline getirip camiye dönüştürdük, bir odayı da mutfak olarak kullandık. Zamanla cemaat olgunlaştı ve artık cemiyeti devralmanın vakti gelmişti. 12 Şubat 1978 de yapılan Genel Kurul da başkanlığa getirildim. Aynı gün cemiyetimizin ismi Hannover ve Çevresi İslam Cemiyeti olarak değiştirildi ve Köln de bulunan Genel Merkezimize bağlandık. Hannover de böylece artık IGMG tescil edilmiş oldu. Kuruluşta tabii zorluklar yaşadık, mesela Herschel Strasse deyken çalışmalarımıza kaynak sağlamak için mutfakta köfte pişirip satıyorduk. (Gülümsüyor) Meğerse üst katta oturan komşumuz Krimal Şubesi nde çalışan bir polismiş bunu sonradan öğrendik, köfte yaptığımız için bizi bir kaç kez şikayet etmiş, ev sahibi olan Deutsche Bahn dan bu nedenle uyarılar aldık. Sonunda orada daha fazla kalamayacağımızı düşünerek, 1982 de Weidendamm 9 adresindeki bir mobilyacıya kiraya verilmiş olan dükkanı satın alarak camiiye dönüştürdük... Farklı alanlarda çocuklara, bayanlara, gençlere yönelik güzel çalışmalar yaptık ve hâlâ bu çalışmaların bir çoğuna devam ediyoruz. Mesela 1984 yılında Vahdet Sport Verein ı kurduk ve spor turnuvası düzenledik. Vahdet Spor un teknik direktörlüğünü yapıyordum o sıralar lı yıllarda Niedersachsen (Aşağı Saksonya) İçişleri Bakanı nı ve T.C. Başkonsolosu Acer Germen i davet ederek gençlik salonumuzda ağırladık, ziyaretten çok memnun kaldılar Camiimizi kurarken, fedakarlıklar yapmak gerekti çoğu zaman, bazen başkanlar ve kadrolar değişti, ben de kimi zaman başkan olarak kimi zaman farklı görevlerle çalışmaların içinde yer aldım den beri IGMG Hannover Bölgesi Bölge Başkan Yardımcısı, İdari İşler Başkanı ve Yurt Sorumlusu olarak görev yapıyorum. Bugün camiimizin ve Hannover teşkilatımızın geldiği noktaya baktığımda çektiğimiz tüm zorluklara değdi diyebilmekten mutluluk duyuyorum. Ayasofya Camii pek çok ilk lerin sahibi Hannover Ayasofya Camii IGMG nin Almanya daki ilk mülkü ve 1982 yılında Avrupa da kendi öz kaynakları ile satın alınan ilk camii olma özelliğini taşıyor. Diğer ilkleri de şöyle saymak mümkün: İlk yatılı eğitim yapılan ve hafiz yetiştiren camii. Hannover deki ilk çift minareli ve kubbeli camii. 80 li yıllarda IGMG Genel Kurullarına da ev sahipliği yapmış olan camiinin şu anki Başkanı Ayhan Aydın şunları anlatıyor: Ayasofya Camii Hannover de yaşayan Müslümanların inanç ihtiyacı dışında, sosyal ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hizmet vermeyi hep ön planda tutmuş bir camii. Camiimiz ilk yıllardan beri belediye tarafından İslamî konularda ilk adres olarak belirlendiğinden dolayı bugün de İslam ı kabul Camiin 30. yıl kutlamalarında mehter takımı büyük ilgi gördü

11 câmi a 05 Ekim 2012 Camilerimiz 11 edenlerin, dinî nikah kıyanların ilk adresi olarak gösterilmektedir. Camiimizde ilk yıllarda camiisi bulunmayan Arap kökenli kardeşlerimize bir oda tahsis edilmişti. Burada buluşan Arap kardeşlerimiz bugün Hannover in bir çok yerinde kendi camiilerini açmıştır ve bugün bizlerin yapmış olduğu çalışmalarda hep yanımızda yer almaktadırlar. Halihazırda 560 üyesi bulunan camiinin cuma namazlarına yaklaşık 1500 kişi katılıyor. Bünyemizde bulunan KSV Vahdet Spor, gençlerimize futbol ve teakwando bölümü ile hizmet ederken, bayanlar için de hem teakwando hem de spor yapma imkanı tanınıyor. Bir insan olarak bulunduğumuz topluma faydamız olması gerektiği bilincinden hareket ederek son yıllarda kan bağışı, kemik iliği donörlüğü kampanyaları düzenlemeya başladık. Zaman zaman şehir merkezinde iftar çadırı kurarak ve bu çadıra Hannover de bulunan toplum önderlerini çağırarak, iftar verilmesinin yanı sıra İslam tanıtımı yapılıyor. Bünyemizde bulunan Kadın Kollarımızın, Genç Kızlar Teşkilatımızın, Gençlik Teşkilatımızın kendilerine has büro ve faaliyet alanları mevcuttur. Bu sayede her birim kendi çalışmasını rahatlıkla yapma imkanına sahip ve bu konuya özel önem veriyoruz. İslamî çalışmaların akademik çevrelere de ulaştırılması için yılda iki kez Hannover Üniversitesi nde Almanca olarak seminer verilmektedir. Bünyemizde bulunan üniversiteli kardeşlerimiz kurmuş oldukları üniversite derneği ile bu çalışmaları gerçekleştirmektedirler. Ayrıca Müslümanların ihtiyacı olan helal gıda ihtiyacını karşılamak için bünyemizde market ve lokantamız mevcuttur, ihtiyaca cevap vermek üzere lokantamızda aile bölümleri oluşturduk. Eğitim çalışmalarına da özel önem veriyoruz. Eğitim alanında bulunduğumuz toplumda dilini iyi bilen, kendisine güvenen, dinini ve ana dilini bir artı olarak değerlendiren bir nesil için, gerekli olan tüm çalışmayı kendimize hedef seçtik. 500 kadar çocuk ve genç bu eğitim hizmetlerinden istifade ediyorlar. Camiinin Alman toplumuyla ve devletle ilişkilerini değerlendiren Hannover Ayasofya Camii Tanıtma Başkanı Adem Yiğit ise şunları ifade etti: Camiimizin Alman Toplumu ve devlet ile ilişkileri çok mükemmel. Tanıtma Başkanlığı altında ilk okullara, ana okullara, kiliselere, veliler birliklerine, üniversitelilere yönelik camii ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık ayda iki kez camii ziyaretimiz ve tanıtımımız oluyor. Onun dışında her sene Açık Camii Günleri tertip ediyoruz. İki senedir Aileler Günü altında yapmış olduğumuz etkinliklere Alman komşularımıza özel davetiye çıkarıp davet ediyoruz. Üniversitede ve kilisede sempozyumlara, açık oturumlara katılıyoruz, siyasi partilerin, belediye başkanının tertip etmiş programlara ve davetiyelere katılıyoruz (Bayram Resepsiyonu, Kültürler arası şenlikler vs.). Bu katılmış olduğumuz programlar dahilinde Hannover Belediye Başkanını camiimize davet ettik ve ilk defa bir Hannover Belediye Başkanını camiimizde ağırladık. Böylece teşkilatımızı tanıttık, bizler hakkındaki ön yargıların gerçek dışı ve kasıtlı olduğunu bizzat kendisi yapmış olduğumuz topluma faydalı çalışmalar ile görmüş oldu. Hannover Şubesi Başkan Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Recep Bilgen de 30. yıl nedeniyle Mayıs tarihleri arasında, Hannover Belediyesi nin destegi ile kapsamlı bir kutlama yaptıklarını aktardı. Bilgen, bu çercevede Hannover şehir merkezinden Ayasofya Camii ne kadar bir mehter yürüyüşü yapıldığını, camiinin arka sokağının trafiğe kapatılarak sokak şenliği yapıldığını belirterek gösterilen yoğun ilgiden ziyadesiyle memnun kaldıklarını belirtti. Biz de camiimize daha nice başarılı 30 yıllar diliyoruz. Hannover Belediye Başkanı Stephan Weil camiyi ziyaret etti

12 12 Hayatın İçinden câmi a 05 Ekim 2012 Değerlerimizi rehber edindik Murat Kubat İnsan olmamız ve Müslüman kimliğimiz bizlere bir değer yüklüyor. Var kılınışımız bir değer; varlık içerisinden canlı kılınışımız bir değer; canlılar içerisinden insan kılınışımız başka bir değer; insanlar içerisinden imanı seçip Müslüman oluşumuz ise başlı başına bir değer. Yüklenen değerin gereğini yapmak gibi de bir sorumluluğumuzun olduğu gözden ırak tutulmaması gereken diğer bir gerçek. Kur an da insanın yeryüzündeki misyonu yeryüzünün halifesi olarak tavsif edilir ve yeryüzünü imar etme gibi bir sorumluluğu olduğu hatırlatılır. Yeryüzünü imar etme sorumluluğunu insan yerine getirmez ise yeryüzünü nasıl imha ettiğine şahitlik etmişizdir ve halen de ediyoruz. Bu köşeden sizlere seslenirken; kardeşliği, dostluğu, dayanışmayı, paylaşmayı, tevhidi, adaleti, değerlerimizi ve gayelerimizi hatırlatacağız. İyiden, haktan, adaletten yana tavrımızı gösterecek yazılar yer alacak burada. Bizlerden sizlere, sizlerden bizlere güzel bir gönül köprüsü kurmak istiyoruz. Bu manada sizlerden de geri dönüşlerin olmasını arzu ediyoruz. Birbirlerimize doğruyu ve hakkı tavsiye edecek, yanlış ve hatalı olandan uzak durmamız gerektiğini hatırlatacağız. Bizden, bize dair olan konuları içtenlikle paylaşacağımız bu köşede birbirlerimize karşı emri bil maruf nehyi anil münker (İyiliği emretmek kötülükten nehyetmek) görevimizi îfa edeceğiz. Geçmiş, günümüz ve gelecek üzerine tefekkür edeceğiz. Ne tarihte yaşayıp şimdi ve geleceği ıskalayacağız ne de gelecekten kopuk bir şimdi ve gelecek inşa edeceğiz. Kur an ın ifadesiyle vasatı yani dengeyi, orta yolu kendimize şiar edindiğimize dair paylaşımlarımız olacak. Yoldaki bir engeli dahi kaldırmanın imanın bir cüzü olarak bilen bizlerin değerlerin bireysel ve toplumsal hayata yansımalarına değinecek, bu misyonun ne kadar kutlu bir görev olduğunu hatırlatacağız. Allah insan ilişkisinin insan insan ilişkisine ve hatta insan doğa/ eşya ilişkisine olan yansımalarını konuşacağız. İnsanlar ya insanlıkta eşimiz ya dinde kardeşimizdir Hz. Ali (ra) Ayrıştıran değil, birleştiren; iten değil, kucaklayan; eksilten değil, tamamlayan bir dil kullanacağız. Her türlü farklılığımıza bir tehdit unsuru olarak değil, bir zenginlik olarak bakan yazılar olacak. Hz. Ali nin ifadesiyle İnsanlar ya insanlıkta eşimiz ya dinde kardeşimizdir ilkesi doğrultusunda yazılarımızı kaleme alacağız. Kimi zaman, koruyacakları bir değeri olmayanların değeri olanları anlamadığını, hatta değerlerine saygı dahi göstermediklerini ibretle izleriz. Biz bu köşeden değerlerin tükendiği bir demde değerlerimize atıf yapacağız. Değersizlerin değerlerimize saldırdığı demlerde en güzel cevabın değerlerimizi en güzel bir şekilde temsil etmek olacağına söyleyeceğiz. Değerlerimizin değerini bilmemiz gerektiğini; biz değerlerimize sahip çıkarsak değerlerimizin de bize sahip çıkacağını vurgulacağız. Son söz; değerlerin fiyata indirgenerek buharlaştığı, niteliğin nicelik içerisinde kaybolup gittiği bir çağda iyi ki bizlerin koruduğu ve bizleri koruyan değerlerimiz var diyoruz. Neden Açık Cami Günleri? İlhan Bilgü Uzun yıllardan beri düzenlediğimiz Açık Cami Günü Almanya da büyük bir çoğunlukla 3 Ekim tarihinde yapılıyor. Diğer ülkelerdeki camiler ise farklı zamanlarda yaptıkları Açık Cami Günü ile bizleri ve camilerimizi tanımak isteyen herkese kapılarını açıyor. Aslında her zaman açık olan camilerimiz bu gün için özel bir program yapıyor İslam, Müslüman ve camilerle ilgili bilgilendirmelerde bulunuyorlar. Bu ziyaretlerde İslam ile ilgili her konu gündeme gelse de camilerimiz artık her yıl farklı bir konu ile ziyaretçilerinin karşısına çıkıyor. Açık Cami Günü nün be seneki ana konusu ise İslam Sanatı ve Kültürü olarak belirlendi. Açık Cami Günü nün konusu, Almanya daki cami cemiyetlerinin çok büyük bölümünün mensup olduğu çatı kuruluşlarının oluşturdukları Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi tarafından kararlaştırıldığı için, her camide aynı ortak konu üzerinde duruluyor. Açık Cami Günü her ne sebeple olursa olsun, Müslümanlar aleyhindeki toplumun büyük kesiminde oluşmakta veya yerleşmiş olan basma kalıp olumsuz önyargıların kırılmasının yanı sıra İslam ve Müslümanlara yönelik artan ilgiye cevap vermesi açısından da önemli bir fırsat oluşturuyor. En önemlisi de kapılarımızı açarak, muhatabımızla doğrudan ilişki kurmamız, sohbet edip tanışabilmiş olmamız toplumsal barışa katkı sağlıyor. Muhataplarımız, çevresindeki sorunlarla meşgul olan bir cami cemiyetinin var olduğunu görerek camimizin bu şehrin, köyün ya da mahallenin bir parçası olduğunu kavrıyor. Bu programlar dolayısıyla ziyaretçilere, özellikle Müslümanlarla irtibat kurma ve cemiyet yaşantısıyla ilgili bilgi edinme imkânı sunmaktayız ki, yerel toplumda var olan İslam hakkındaki olumsuz önyargılar ancak bu şekilde bir nebze azaltılabilir. Bu prensiplerden hareketle Açık Cami Günü organizasyonuyla, somut olarak şu hedefler göz önünde bulunduruluyor: Bilgi: İslam hakkında temel bilgilerin aktarılması en önemli hedeflerin başındadır. Günümüzde, gerek medyada yer alan yetersiz veya çarpık bilgiler gerekse kültürel yaklaşımların sebep olduğu önyargılar nedeniyle yerleşen çarpık İslam algısını gidermek için, İslam hakkında doğru bilgiye ciddi manada ihtiyaç vardır. Din hakkındaki bilgilerin doğru bir şekilde aktarılması insanlar arasında güven ortamının oluşmasını sağlar. Bu nedenle bu organizasyonda esas olan, teolojik temelli tartışmalara girmekten ziyade; karşılıklı tanışma, kaynaşma ortamlarının oluşturulması ve karşımızdaki insanların (varsa) sahip oldukları olumsuz önyargılarından kurtulmalarına yardımcı olunmasıdır. Tanışma: Her insan yabancı olandan korkabilir, bilinçsizce önyargılara sahip olabilir veya karşısındakine karşı kötü duygular besleyebilir. Bu önyargılar, Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasında olduğu gibi, ancak öteki ile buluşmakla ortadan kaldırılabilir. Diyalog: Bir diğer hedef ise farklı din, kültür ve kökene sahip insanlar arasında devamlı bir diyalog oluşturmaktır. Basit bir buluşma ile başlayabilecek bu diyalog, hayat içerisinde pratik, başarılı ve sürekli bir diyaloğa dönüşebilir. Katılım: Açık Cami Günü açısından önemli olan bir diğer konu da katılımdır. Bu tür organizasyonlar sayesinde cemiyet mensupları toplum ile kaynaşmakta ve diğer toplumsal grupların üyeleri ile irtibat kurmaktadırlar. Bu da toplumsal katılıma bütüncül bir şekilde katkı sağlamaktadır. Kabul görmek: Camiler toplumsal yaşama vazgeçilmesi mümkün olmayan katkılar sağlamaktadır. Fakat camilerin bu özelliği maalesef toplumun çoğunluğu ve hatta bazı Müslümanlar tarafından dahibilinmemektedir. Bir adım ileri gittiğimizde camilerin hiç de alakası olmayan vasıflarla kamuoyunda anıldığını görmekteyiz. Dolayısıyla cemiyetlerin toplumsal yaşama katkıları dışarıya takdim edilmelidir. Özellikle de caminin bulunduğu şehrin belediye başkanı ve okul müdürleri gibi şahısların, İslamî hayatın merkezi olan camiyi ve o camiye giden Müslümanları yakından tanıması katılım ve toplumsal kabul açısından çok önemlidir.

13 câmi a 05 Ekim 2012 Hayatın İçinden 13 Fıkıh Kösesi, Âdâb-ı muaseret, M.Hulusi Ünye İrşad alanında yapılan çalışmalar Teşkilatımızın yürüttüğü en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır. Câmi a mızda bizlere ayrılan bu köşe aracılığı ile her sayıda, irşad çalışmalarımızı sizlere ulaştırmaya ve merak edilen farklı fıkhî konularda soruları cevaplayarak sizlere yol göstermeye gayret edeceğiz. İçinde bulunduğumuz kurban dönemi nedeni ile ilk iki sayımızda bu konuları ele alacağız. Kurbanı kendi bulunduğumuz ülkede mi kesmek yoksa diğer ülkelerdeki ihtiyaç sahiplerine mi göndermek efdaldir? Soruya cevap verebilmek için önce kurbanın niçin kesildiğinin hikmetini kavramak gerekir. Allah (cc) buyuruyor ki: Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allah a ulaşmaz, ama sizin takvanız Allah a ulaşır. 1 Buradan anlıyoruz ki, kurban ibadetinin asıl amacı Allah ın rızasını kazanmak ve O na yakınlaşmayı arzu etmek ve böylece takvaya ulaşmaktır. Kurban kesmekte kesilen hayvanın değerlendirilmesi de önemlidir. Nitekim kurban kesildikten sonra birçok fıkhî hükmün terettüp ettiği de bir gerçektir. Örneğin Onlardan yiyin ve eli dar olana ve yoksula yedirin. 2 Etinden yiyin ve ondan dilenen, dilenmeyen yoksullara yedirin. 3 ayetleri bu hakikati bize gösteriyor. Hz. Peygamber (s.a.s) in kestiği kurbanlarına yapmış olduğu muamele sadedinde nakledilen şu hadis-i şeriften de bunu öğreniyoruz. O, üçte birini aile halkına yedirir, üçte birini yoksul olan komşularına yedirir, geri kalan üçte birini de tasadduk ederdi. 4 Böyle olunca kesilen kurbanların etlerini veya kesilecek hayvanların daha muhtaç olan yerlere ulaştırılması veya oralarda kesilmesi daha güzel ve daha efdaldir. Hayır kuruluşlarına yaptığım kurban bağışında vekâletlik durumu ve hükmü nasıldır? Vekâlet, dinimizde, bir kimsenin bizzat kendisinin de yapabileceği muamelattan olan bir işi yapması için, bir başkasını yetkili kılması karşılığında kullanılan bir tabirdir ve İslam ın caiz gördüğü bir akittir. Cumhur-u ulemaya göre, mal ile yerine getirilen ibadetlerin hak sahiplerine ulaştırılmasında vekalet vermek caizdir. 5 Vekalet, ya seni şu işi yapmaya vekil ettim gibi açıkça vekalet verme anlamını taşıyan sözlerle olur, ya da bu cümlelerde geçen tabirlere işaret ve delalet eden bir hal ve tavırla gerçekleşmiş olur. 6 Aslında efdal olan herkesin kendi kurbanını kendisinin kesmesidir. Çünkü Resulu Ekrem Efendimiz (as) kendi kurbanını kendisi kesmişti. 7 Ancak kurbanın kurban sahibinin hazır olmasına imkan olmadığı yerlerde kesilmesi halinde ise, kurban olarak kesilecek hayvanların kimin adına kurban edileceğinin işaret ve delalet yoluyla bilinmesi yeterlidir ve de kesilen kurbanlar geçerlidir. Kurbanını kestirmek üzere bir kuruma kurban bedellerini veren veya herhangi bir yolla havale eden bir Müslüman, delalet ve işaret yolu ile vekaletini vermiş demektir ve onun adına o kurumun kurbanı kesmiş olması yeterlidir. Kuruluşlara yaptığım bağışlarda kurban kesilirken ismim zikredilmezse kurban olur mu? Yukarda da ifade edildiği gibi, kurban bağışında bulunulan kurum, bağış yapan kişinin isimini listesine alır ve o listede bulunan şahıslar adına kurbanları kestiğine niyet ederek kurbanları keserse vacip yerini bulmuş, kurban kesilmiş olur. Nitekim Peygamber Efendimiz (as) iki tane kurban kesmiş, bir tanesini kendisi adına bir tanesini de bütün ümmeti adına kestiğini söylemiştir. 8 İlknur Küçük Dünya hayatında gerekli düzenin sağlanması için insanların yaşamlarını belirleyen hukuk kuralları olduğu gibi sosyal hayatta düzen getiren ve insanlar arasındaki ilişkileri olumlu yönde geliştiren önemli sosyal düzen kuralları da mevcuttur. Genel olarak Âdâb-ı Muaşeret olarak adlandırılan bu kurallar insanlar arasında bulunan ilişkileri düzenleyen ve hayatı anlamlandıran kurallardır. Her toplumun inandığı değerlere bağlı olarak, ahlâkî anlayışından kaynaklanan âdâb-ı muaşeret kuralları vardır. Bu kurallar zaman geçtikçe oluşur ve bütün topluma mâl olur. Müslümanlar olarak, her konuda olduğu gibi âdâb-ı muaşeret konusunda da önderimiz ve örneğimiz sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav) dır. Bizler öncelikle kendimizin, sonra da tüm insanların güzel ahlâklı olmasını ister, yaradılışları gereği tabiatlarında olan kabiliyetlerini en güzel yolda kullanmalarını dileriz. Bu amaçla bu serimizde; gerek Peygamber Efendimiz in sünnetinden, gerek sahabe-i kiram efendilerimizin uygulamalarından, gerekse toplumumuzda var olan âdet, gelenek ve göreneklerimizden örnekler vererek, dolayısıyla da bu hususları tekrar hatırlatarak, bireysel ve toplumsal hayata yansıtmamıza katkıda bulunmak istiyoruz. İçinde bulunduğumuz hac dönemi münasebetiyle ilk olarak hac ile ilgili konulara değineceğiz. Hac Geleneklerimiz Günümüzde hacca uğurlama şekilleri ve karşılama âdetleri eskiye göre değişikliklere uğramıştır. Hacca gitmeden bir-iki hafta önce hacı adaylarına herkes, dilediği şekilde hediyeler verir. Bazı yörelerde hacı adaylarının akrabaları, gidişten bir ay öncesinden itibaren onları yemeğe çağırmaya başlarlar ve Hacı Yemeği verirler. Hacı yemeği geleneği Avrupa da bazı camilerimizde de devam ettiriliyor. Hacılar havaalanlarında ya da otogarlarda yolcu edilir. Hacılar genelde ihramlarını giymiş bir vaziyette giderler. Hacılar giderken olduğu gibi hacdan döndüklerinde de havaalanında ya da otogarlarda karşılanır. Hacı evine geldiğinde hacı ziyaretlerine gidilir. Gelenlere zemzem takımı içinde zemzem suyu ile hacı yağı ve hurma ikram edilir. Genellikle akşam yapılan bu hacı ziyaretlerinde gelenlere seccade, tespih ve takke gibi hediyeler verilir. Yine bazı yörelerin âdetine göre, hacılar yaklaşık 10 veya 20 gün sonra ekonomik durumları uygunsa Hacı yemeği verirler. Surre Alayları Osmanlı da hacca dair geleneklerden biri de Surre Alayları ydı. Her yıl hacca gidecek kafileyle birlikte Mekke ve Medine halkına hediyeler gönderilirdi. Osmanlı hükümdarlarının gönderdiği bu para, hediye ve emanetlere surre, bunları götüren kafileye de surre alayı deniyor. Surre alayı İstanbul dan büyük bir törenle uğurlanırdı. Alay, Sirkeci den Üsküdar a Çekdiri denilen gemilerle geçer, gemiler de bugünkü Harem e yanaşırdı. Harem ismi de buradan geliyor. (Burası, Harem-i şerife bitişik toprakların başlangıcı olduğu için de Harem adını aldığı rivayet edilir.) Surre alayının götürdüğü en önemli şey, büyük ustalarca Sultanahmet Camii nin avlusunda yapılan Kâbe örtüsüydü. Bu örtü her yıl surre alayıyla Kâbe ye gönderilirdi. Kâbe örtüsü surre devesine yüklenir ve surre devesi çok gösterişli bir şekilde süslenirdi. Eski örtü de tekrar İstanbul a getirilirdi. 1 Hac Sûresi, [22:37] 2 Hac Sûresi, [22:28] 3 Hac Sûresi, [22:36] 4 Ebu Musa el- Asbahanî el-vezaif te rivayet etmiş ve hasen bir hadistir demiştir. 5 El-Fıkhu l İslamî ve Edilletuhu, Vehbe Zuheylî, c. 5, shf. 79. Kitabu l Fıkhı ale l Mezahibi l Erbaa, c. 3, shf. 185; 6 Kitabu l Bedai s Senaî, c. 5, shf Kitabu l Bedai s Senaî, c. 5, shf Kitabu l Bedai s Senaî, c. 5, shf. 72

14 14 Bölgelerimizden câmi a 05 Ekim 2012 Bölgelerimiz yeni sezona hazır Tatil dönemini geride bırakan bölgelerimiz yaptığı toplantılarla yeni çalışma sezonunun açılışını yaptı. Adnan Şahin Hollanda İslam Federasyonu nun 16 Eylül 2012 Pazar günü Leiden Fatih Vakfı salonunda yaptığı Genişletilmiş Şube Başkanları ve Yöneticileri Toplantısı nda hem geçen sezonun değerlendirilmesi yapıldı hem de yeni sezonda yapılması planlanan çalışmalar görüşüldü. Cemiyet başkanları, kadınlar teşkilatı başkanları, kadınlar gençlik teşkilatı başkanları ve sosyal hizmetler başkanları katıld. Toplantıya IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene Başkan Yardımcısı Mustafa Uyanık da katılarak yöneticilere Hasene nin bu zaman kadar farklı alanlarda yaptığı çalışmalar ve Ramazan yardımları hakkında bilgiler verdi. Irkçılar hezimete uğradı Başkan Mehmet Yaramış yöneticilere yönelik yaptığı konuşmada, yeni sezonda yapılacak olan çalışmaların Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlı ve bereketli olmasını diledi. Yaramış 12 Eylül de Hollanda da yapılan erken genel seçim sonuçlarına da değindi. Yaramış, geçen dönem ırkçı ve İslam düşmanı söylemler ile prim yaparak mecliste 26 sandalye elde eden bir partinin, bu seçimde 11 sandalye kaybederek büyük bir hezimete uğramasını sevindirici bir durum olarak nitelendirdi. Mehmet Yaramış, eğitim konusuna da değinerek okullarda ve camilerde verilen eğitimin çok iyi takip edilip, desteklenme- si gerektiğini kaydetti. Her geçen gün sayısı biraz daha artan öğrencilerimiz, esasen geleceğimizin teminatıdır, dolayısıyla bu evlatlarımızı en iyi ve en güzel şekilde geleceğe hazırlamak bizlerin asıl görevidir şeklinde konuşan Hollanda İslam Federasyonu Başkanı, Genel Merkez Eğitim Başkanlığı nın büyük bir itina göstererek hazırlamış olduğu eğitim müfredatının kesinlikle uygulanması gerektiğini söyledi. Ümmet şuuruyla dünyaya dağılacaklar Mustafa Uyanık önecelikle sosyal hizmetler başkanlarına ve bu yıl Hollanda dan kurban gönüllüsü olan on iki kişiye ayrı bir salonda hitap etti. Daha sonrada diğer yöneticilere hitap eden Hasene Başkan Yardımcısı, geçtiğimiz sezonda Hasene nin hangi ülkelerde ve nasıl bir çalışma yaptığına dair örnekler verdi. Yaklaşan Kurban Bayramı nda yine bir yoğunluk yaşanacağını belirten Uyanık, bu yıl yine Hasene kurban gönüllülerinin ümmet şuuru içinde dünyanın pek çok fakir ülkesine yardımlar götürerek oradaki kardeşlerimizle kucaklaşaklarını ve buradakilerin selamlarını götüreceklerini söyledi. Uyanık, Kurban gönüllülerinin oralara gitmeden önce çok çalışarak, daha çok kurban hissesi almalarını tavsiye etti. Kurban gönüllülerinin görevlendirildikleri ülkelere vardıklarında ve yolculuklarında nelere dikkat etmeleri gerektiği yönünde önemli ipuçları verdi. Hessen Bölgesi açılışı Gelnhausen da yaptı Bremen de seminerli açılış Sinan Aktürk Hessen Bölgesi çalışma sezonunu yüksek bir katılımla Gelnhausen da yaptığı salon programı ile açtı. 9 Eylül de gerçekleştirilen programın açılış Kur an-ı Kerim ini okuyan IGMG Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz, konuşmasında kısaca okuduğu Kur an-ı Kerim ayetlerinin açıklamalarını yaparak, sezon açılışı münasebetiyle teşkilatlanma konusuna da değindi. Bölge Birim Başkanları birimleri hakkında sinevizyon eşliğinde bilgilendirmeler yaptılar. IGMG Offenbach Mevlana Camii nin yaptığı çalışmalar, örnek çalışma olarak katılımcı cemiyet idarecilerine sunuldu. IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Boz- kurt programa katılarak bir konuşma yaptı. Daha sonra ise Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz program sonunda bir değerlendirme yaptı. Programda, daha önce görev yapmış ancak şu anda görevde bulunmayan idarecilere plaket de verildi. Hessen Güney Kadınlar Teşkilatı ise Frankfurt Eschborn da bulunan Cansu düğün salonunda 2012/2013 çalışma yılının birinci Genişletilmiş Şube Yürütme Kurulu Toplantısı nı gerçekleştirerek sezon açılışını yaptı. Hessen Güney Kadınlar Teşkilatı Başkanı Saime Tekdemir selamlama konuşması yaptı ve bu sezon gerçekleştirilecek olan yeni projeler hakkında bilgiler verdi. Ardından IGMG Hessen Kadınlar Güney Gençlik Teşkilatı Başkanı Ayşe Akgün faaliyetlerini sunum eşliğinde anlattı ve yeni projeler hakkında bilgiler verdi. Toplantı Genel Merkez hatibelerinden Zehra Dizman ın semineriyle devam etti. Toplantıda ayrıca, Ramazan döneminde kumanya dağıtımı için Balkanlara giden Nermin Şeker yaptıkları kumanya çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Hüseyin İnceler Haziran ayında okulların tatile girmesiyle birlikte çalışma sezonuna ara veren Bremen Bölgesi, 9 Eylül de IGMG Bremen Bölgesi Hizmet ve Eğitim Merkezi nde gerçekleşen çalışma yılı açılış toplantısı ile çalışma sezonunu açtı. Toplantıya tüm cemiyetler idarecileriyle birlikte iştirak etti. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Halil Altuntaş ın yaptığı şube yoklanmasının ardından, IGMG Genel Merkez Hatibi Adem Kaya bir seminer verdi. İnsanların Allah a olan inancı sayesinde hayatın anlam kazandığını vurgulayan Kaya, bunun için İslam a sıkı sarılınması gerektiğini kaydetti. Daha sonra altı Bölge Birim Başkanı nın yaptıkları çalışmaların takdimi ve yeni sezon için planladıkları çalışmalarının bilgilendirmeleriyle gündeme devam edildi. Dilek ve temennilerin ardından söz alan Bölge Başkanı Zeki Başaran, teşkilat çalışmalarının son hızla kaldığı yerden devam ettiğini belirterek, geçen dönem tertiplenen çalışmaların yanısıra dönemi çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bölge Kadınlar ve Gençlik Teşkilatlarının çalışmalarının bu güzellik ve içtenlikle devam etmesi dileğinde bulunan Başaran, IGMG olarak yolumuz Ehli sünnet ve l C emaat yoludur. Bunun için yapılan eğitim çalışmalarımızı eğitim başkanımız zikretti. Eğitim pahalıdır, ancak kaliteli ve bilinçli bir Müslüman yetiştirmek bu ümmetin boynunun borcudur dedi.

15 câmi a 05 Ekim 2012 Bölgelerimizden 15 Norveçli idarecilerin eğitim semineri dolu dolu geçti Ruhr-A Bölgesi Sosyal Hizmetler Başkanları toplandı IGMG Norveç Bölgesi idarecileri Eylül tarihlerı arasında Norveç in Rogaland bölgesinde bulunan Sirdal kasabasında TIES (Teşkilat İçi Eğitim Semineri) çalışmasını yatılı bir programla gerçekleştirdi. Genel Merkez den Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Mehmet Ateş, Gençlik Teşkilatı ndan Halit Erdemir ve Kadınlar Teşkilatı ndan İrşad Başkanı Tünay Ermiş in katıldığı program cuma akşamı misafirlerin yerleşmesi ile başladı. Cumartesi günü yapılan toplantıları spor aktiviteleri izledi. Toplantıda bölge ve şube yönetiminden görevlilerin ve gençlerin de bulunduğu yoğun bir katılım gerçekleşti. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Ali Çoksürer in başkanlığında başlayan toplantının açılışı Stavanger Şubesi İmam Hatibi İbrahim Yusuf Tefık in Ku ran-ı Kerim okuması ile yapıldı. Düzenlenen oturumlarda Teşkilatlanma Başkanı Mehmet Ateş IGMG Teşkilat yapısını ve sistemini anlattı. bölgenin hedeflerini ortaya koyan bir konuşma yaptı. Toplantıya Oslo Şube Başkanı Derviş Karakoç, Stavanger Şube Başkanı Fuat Erçin ve Kristiansand Şube Başkanı Hilmi Ekşi Şube yönetimindeki kardeşlerimizle toplantıya iştirak ettiler. Genel Merkez Kadınlar Teşkilatı ndan Tünay Ermiş teşkilatımızda görevli bayanlarla toplantı düzenleyerek Kadınlar Teşkilatı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kamp daha sonra gezi, yüzme ve diğer aktiviteler ile devam etti. Pazar günü kahvaltıdan sonra kamp sonlandırıldı. Katılımcılar toplantının verimli geçtiğini, yatılı olmasının ise hem zaman açısından hem de teşkilattaki kardeşlerimizin birbirlerini daha yakından tanımak için büyük bir fırsat olduğunu dile getirdiler. Recep Demiray Rahim Derin Ruhr-A Bölgemize bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren cemiyetlerin bay ve bayan Sosyal Hizmetler Başkanları, Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Adnan Sağlam başkanlığında bölge merkezinde toplandı. Yoğun bir katılımın olduğu toplantıda Adnan Sağlam ın yaptığı selamlama ve hoşgeldiniz konuşmasından sonra Adem Hendek hoca efendi bir seminer verdi. Hendek seminerinde, Sarp Yokuş Nasıl Aşılır?, Rabbimizin Yardımı Ne ile Mümkün?, Kalpler Ne ile Yumuşar?, Kalplerin Takvası gibi önemli konuları geniş açıklamalarla izah etti. Daha sonra Sosyal Hizmetler Komisyonu Üyeleri Ahmet Yazıcı (Kurban, Hac-Umre Sorumlusu), Hasan Kaplan (Cenaze Sorumlusu ), Göktürk Kaya (Üyelik Sorumlusu) sıra ile kendi birimleri hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler. Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Adnan Sağlam, Ramazan da yapılan çalışmaları değerlendirdi ve Kurban Bayramı nın yaklaşması nedeni ile başlatılan kurban kampanyasının IGMG Ruhr- A Yıldız Eğitimi başladı Rahim Derin son durumu hakkında müzakere yaptı. Sağlam, Geçen yıl bölgeler arasında en çok kurban toplayarak birincilik ünvanını elde tutan Ruhr-A Bölgesi, kendi hedefini iki buçuk kat arttırarak yeni rekorlara imza atacak dedi. Yapılan bilgilendirmelerden sonra programa davet edilen IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene eski Başkanı Zeki Toprak bir bilgilendirme konuşması yaptı. Hz. İsmail gibi kurban olamıyorsan, Hz. İbrahim gibi kurban ver diyen Toprak tüm kurban gönüllülerine başarılar diledi. Bölge Başkan Vekili Adnan Yıldız ise yaptığı konuşmada Peygamber efendimiz Hz. Muhammed in Müslümanların derdi ile dertlenmeyen Müslüman değildir hadis-i şerifine dikkat çekerek önemli bir görev yapıyorsunuz, Müslümanlar adına bu görevi yapmak büyük bir şereftir dedi. Yıldız konuşmasında Efendimizin hayatından, sahabe-i kiramın çektiği yoksulluk ve sıkıntılara yer verirken, salonda duygulu ve hüzünlü anlar yaşandı. Program, yapılan dilek ve temennilerden sonra, Adnan Sağlam ve sosyal hizmetler yetkililerinin değerlendirmeleri ile devam etti. Halit Erdemir Gençlik Teşkilatı için hazırlamış olduğu sunumu toplantıdaki katılımcılar ile paylaştı. Bölge Başkanı Murat Yüksel Ercan da göreve geldiği günden itibaren yaptığı bölge çalışmalarını ve IGMG Ruhr-A Bölgesi Gençlik Teşkilatı bünyesinde eğitim ve öğrenim faaliyetlerini sürdüren, Avrupa nın ilk Yıldız Eğitim Projesi, velileri bigilendirme toplantısı ile eğitim yılına start verdi. Bölge Merkezi salonunda düzenlenen programda IGMG Ruhr- A Bölge Başkanı Özcan Kuri velilere yönelik bir selamlama ve teşekkür konuşması yaparak eğitimin önemine dikkat çekti. Bölge Gençlik Teşkilatı adına katılan Hasan Aydoğan da misafirleri selamlayarak gençlerin eğitimine önem veren velilere teşekkür etti. Yıldız eğitim kursunun yeni sorumluları ve diğer görevliler kendilerini tanıtarak eğitim yılı sürecinde yapılacak olan faaliyetleri ve ders planını velilerle ayrıntılı bir şekilde paylaştılar. IGMG Ruhr-A Bölgesi Eğitim Başkanı Cevat Karabacak konuşmasında eğitimin önemi- ne, salih ve ahlaklı insan olmak konularına değindi. Yıldız Eğitim Kursu mezunlarından ve kurs görevlilerinden Rahman Derin sinevizyon eşliğinde yaptığı sunumda, Bölge Gençlik Teşkilatı eski görevlisi olan ağabeylerimiz Sami Serin, İbrahim Bacanak, Ahmet Kısa ve İsa Özer bu projeyi başlattılar. Allah onlardan razı olsun. Bizler de bu kurslardan çok faydalandık ve inşallah atılmış bu temeller üzerine faydalı insanların yetişmesi için çalışacağız dedi. Kurs muhasibi Ahmet Kısa nın bilgilendirmesinden sonra, Bölge çapında düzenlenen kısa film yarışmasında Yıldız Eğitim Projesini temsil eden film hep birlikte izlendi. Katılanlar için ikramlarının yapıldığı programda Ahmet Kısa genel değerlendirme yaparak gerçekleştirilmesi planlanan gezi ve kamplar hakkında bilgiler verdi.

16 16 Gençlik câmi a 05 Ekim 2012 Saraybosna da: Gazi Hüsrev Bey Camii avlusunda Saraybosna da tefekkür, tezekkür ve terennüm İbrahim Yavuz Yasin Salmaz IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Birimi Bosna da sıkı bir eğitim kampı yapmak üzere Ramazan Bayramı nın üçüncü günü olan tarihinde Genel Merkezimizden otobüsle yola çıktı. Yola revan olan 80 kişilik kafile, yaklaşık 24 saat yolculuk yaptıktan sonra Saraybosna ya ulaştı. IGMG nin şehir merkezinde bulunan kız ve erkek öğrenci yurtlarına yerleşen üniversiteli gençler, Saraybosna yı tanımak için şehre indi. İlk durakları, 90 lı yılların Avrupası na damgasını vuran Balkan savaşının, liderliği, sabrı ve zafere olan inancı ile en önemli aktörü olan nâm-ı diğer Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç in kabri oldu. Tüm mezar taşlarından Alija nın mezar taşını ayıran özellik ise, kabrinde vasiyeti üzere Abdullah yazmasıydı. İlginç bir ayrıntı da bu şehitliğin bulunduğu mevkinin savaştan evvel bir çocuk parkı olmasıydı. Alija nın zatında tüm şehitlerin ruhuna Kur an-ı Kerim okuduktan sonra şehri tanımak adına küçük çaplı bir tura çıkıldı. Küçük Bursa diye de adlandırılan Baščaršija, yani Başçarşı nın, ünlü Osmanlı Başmimarı Mimar Sinan tarafından 1531 yılında inşa edilen Gazi Hüsrev Bey Külliyesi, Bursa Sebili ve Bosna direnişini örgütleyen Mladi Muslimani (Genç Müslümanlar) teşkilatının merkezi gibi önemli noktalar gezildi. Uzun yıllar boyunca Osmanlı nın Bosna Sancak Beyliği ni yapan Gazi Hüsrev Bey tarafından bizzat yaptırılmış olan Ortodoks Kilisesi ve Avusturya Macaristan İmparatorluğu tarafından inşa edilen Katolik Katedrali de şehrin kültürel zenginliğinin en önemli örneklerindendi. Yine Saraybosna da bulunan ve Anadolu Tasavvuf geleneğinin bir aynası olan Eşref Bey Camii nde kurulu Meytaş Nakşibendi Tekkesi ni ziyaret ederek Şeyh Halil Brzina nın duası alındı. Ne gariptir ki, Saraybosna da savaşın izleri savaştan hemen sonra süratle silinmeye çalışılmış. Nitekim bazı binalarda kurşun izleri halen görülse de, geçtiğimiz yıllarda Bosna Hersek e defalarca gelen Üniversiteliler Başkanımız Celal Tüter, savaş izlerinin madden ve manen her geçen yıl daha fazla ve daha hızlı silinmeye çalıştırıldığını öğrencilere aktardı. Buna rağmen savaşın izleri görsel olarak silinse de, savaşı yaşamış insanlar arasında bir buruk hatıra tazeliğini koruyor. İkinci günde yine hatıralardan silinmesi nâmümkün olan, Srebrenica şehrinde bulunan şehitlik üniversiteli gençler tarafından ziyaret edildi. Başkent Saraybosna ya yaklaşık üç saatlik mesafede bulunan şehirde, 11 Temmuz 1995 günü Sırp askerleri tarafından gerçekleştirilen katliamın izlerini, insanların tıkıştırılıp zulme maruz kaldığı fabrika depolarında hala müşahade etmek mümkün. Bilindiği gibi, Hollandalı Birleşmiş Milletler askerî gücünün koruma kuvveti altında bulunan şehir bir gece Hollandalılar ve Sırplar arasında yapılan bir anlaşma sonucu Sırplara teslim edilir. Sırp komutanı Radko Mladič in emrinde bulunan Četnik ler tarafından hunharca katledilen kadın, çocuk, yaşlı ve genç erkeklerin çaresizliği izlenilen belgesel ve gezilen fotoğraf sergisinde bugün de görülebilmektedir. Hüzünlü gönül ve gözlerle kılınan öğlen namazını müteakiben Srebrenica mezarlığında yatan ve her gün yine bir yerlerde yenisi bulunan şehitlerin ruhuna Kur an okundu ve dualar edildi. Diğer bir gezi noktası da Saraybosna ya yaklaşık 100 km mesafede bulunan Travnik şehriydi. Bu şehir, kampa katılan öğrenciler için çok önemliydi, zira 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilen Bosna Hersek ten sadece Travnik şehri Osmanlı Devleti ne 11 Sadrazam çıkarmıştı. Memleketlerinde defnedilen bu sadrazamların ve ayrıca sayısız alimlerin türbesine bu güzide şehirde yine Osmanlı mimarisiyle yapılan camilerde ve her köşe başında rastlayabilirsiniz. Halen faaliyette bulunan Elçi İbrahim Paşa Medresesi, 1816 yılında inşa edilmiş olağanüstü güzel süslemeleri ve renkleriyle ünlü olan Süleymaniye Camii ve şehri tepeden izleme imkanı sağlayan kalesi gezilmeden Travnik geçilmemeli. Gezinin onuncu gününde Saraybosna nın güneyinde bulunan Mostar a hareket etmek üzere sabahın erken saatlerinde yola çıkıldı. Yol güzergahında bulunan ve 15. yüzyılda, fetihten önce Şeyh Sarı Saltuk tarafından İslam ı tebliğ amaçlı kurulan Blagaj Tekkesi Bosna da kurulan ilk tekke. Bugün faal olarak kullanılmayan, fakat ziyarete açık olan bu tekke, aynı zamanda üniversiteli gençlerimize Avrupa topraklarında Anadolu nun ruhunu izleme imkanı sağladı. Mostar şehrine ismini veren ve Mimar Sinan ın talebesi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında Neretva nehri üzerinde inşa edilen Mostar Köprüsü, dünyanın iki ayak üzerine kurulu en uzun taş köprüsü. Köprü, Bosna Hersek te başlayan savaş sırasında 1993 te Hırvat askerlerinin saldırısı sonrası yıkılmıştı. Savaştan sonra Türk müteahhitler tarafından yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü, bugün hâlâ, Hırvat ve Müslüman nüfusunu birbirinden ayırıyor. Bosna programı sadece gezilerden ibaret değildi hiç kuşkusuz. Programın asıl amacı, Türkiye den aramızda bulunan değerli Talha Hakan Alp hoca ile, fikrin formel yasalarını ortaya koyan mantık ve dinin/fıkhın formel yasalarını açıklayan usul-u fıkıh seminerlerinin peşinden koşmaktı. Ve yine, kıymetli hoca Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, el Munkız-u Mined-Dalâl eseri üzerinden, Hüccet-ul İslam İmam Gazalî şahsında metafizik, epistemolojik ve metodolojik boyutlarıyla İslam ilim-hikmet geleneğini, heyecanı herkesi saracak şekilde inceledi; meraklı zihinlerimizin faydasına sundu. Beş oturuma bölünen seminerler günde 6 saat sürdü ve akabinde talebelerin sunumlarıyla ve etüt dersleriyle nihayete erdi. Sunumlarda Eflatun Felsefesi, İslam Kültüründe Fikir Ayrışmaları, Âhilik ve Fütüvvet vb. konular işlendi. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, sabahları yoğunlaştırılmış ders programına tâbi tutulan talebelerin çoğu akşam dersler bitince soluğu Meytaş Nakşibendî Tekkesi nin zikir halkalarında almalarını ve ardından dergahta hâl ehli ile muhabbet fasıllarına katılmalarını kısaca şöyle özetler: Saraybosna da Anadolu ruhu: Gençlerle sabah medresede tefekkür; akşam tekkede tezekkür; gece dergahta terennüm. Yoldayız... IGMG üniversiteliler ekibi Saraybosna dan ayrılmadan önce tekrar Alija nın kabrine bir ziyarette bulundu. Eğitim programı sorumlusu Mehmet Erik, Alija nın kabrinde yazan Köle Olmayacağız tabirinin ifade ettiklerini kısaca şöyle açıkladı: Bilge Kral devlet başkanı iken, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nda yapmış olduğu bir konuşmada, Tarihte bilinen bir olayda küçük bir topluluk büyük bir topluluk karşısında savaşmak zorunda kaldığında şu cümleyi haykırdı: Köle Olmayacağız! Alija nın bahsettiği bu olay, Kerbela vakıasından başka bir vakıa değildir. Bunu ben de tekrarlıyorum. Köle olmayacağız!

17 câmi a 05 Ekim 2012 Genel Merkezimizden 17

18 18 Mercek Dosya Altında câmi a 05 Ekim PERSPEKTİF SAYI EYLÜL EKİM 2012 AYLIK HABER-YORUM DERGİSİ EYLÜL/EKİM 2012 YIL 18 NR./SAYI Kulluğun Arzı Minik Yüreklerin Büyük Aşkı: Kabe sayfa 47 İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) tarafından yaklaşık 17 yıldır yayınlanan ve yalnızca Genel Merkez üyelerine gönderilen aylık Perspektif dergisi Eylül-Ekim sayısından itibaren yeni tasarımı ile yayın hayatına devam ediyor. Her ay farklı bir dosya konusu ve gündeme ilişkin haber ve yorumları ile dikkatleri çeken Perspektif dergisi bu sayısında dosya konusu olarak İslam ın beş temel esasından birisi olan Hac ve en önemli ibadetlerimiz- ÂŞIK OLAN GELSİN BERİ* Güvenlik Ortaklığı Güven Vermiyor Güvenlik Ortaklığı girişimi, İslamî dindarlığı entegrasyon bağlamında sorunsallaştırmayı hedefliyor. Sayfa 8 Seçilmiş Hacılar İslam ile şereflenen Batılı hacıların hatıraları. sayfa 50 * Yunus Emre Kurban ve Bayram Doç Dr. Recep Cici ile söyleşi sayfa 32 den olan Kurban (Bayramı) hususunu ele alıyor. Perspektif in, haccın diriltici iklimini, hâlivakti yerinde her Müslüman a farz kılınışının hikmetini hatırlamak ve hatırlatmak istediği bu dosyasında, Esra Çöloğlu nun kaleme aldığı, İslam ile müşerref olmuş Batılı Müslümanların hac tecrübelerini aktaran yazısı, bu kutsî eyleme dışarıdan bakan gözlerin/kalplerin içinden geçenleri öğrenmek Perspektif iniz yeni dönemde yepyeni bir tasarımla elinizde adına hepimizi zenginleştirici nitelikte. Bununla birlikte yaklaşan Kurban Bayramı sebebiyle Kurban ve Bayramı üzerine Doç. Dr. Recep Cici ile yapılan bir söyleşinin yer aldığı Perspektif de çeşitli inançlardaki kurban gelenekleri de inceleniyor. Gündemi yakından takip eden Perspektif in Eylül-Ekim sayısında, geçtiğimiz günlerde gündemi meşgul eden konuların başında yer alan Almanya daki sünnet yasağı ve İçişleri Bakanlığı nın kimi İslamî çatı kuruluşları ile ortak olarak hareket ettiği, Güvenlik Ortaklığı İnisiyatifi nin Müslümanları ötekileştirici tavrını sürdürdüğü kampanya girişimi de ele alınıyor. Gündemin yine en önemli konularından olan, Efendimize (s.a.v.) hakaret ve iftira dolu sahneler içeren Müslümanların Masumiyeti isimli film, yönetmen ve yapımcılarının dahi gizlemediği provokatif amacına ulaşmış göründü haftalar boyunca. Film ile amaçlananın ne olduğunu ve bir Müslüman için soğukkanlı davranmaktan daha makul bir hareket tarzının olamayacağını da bu» ZEYNEP GENCER zeynepfeza@gmail.com Zat-ı celaline ve azim egemenliğine yakışır şekilde hamd olsun ki, bu yıl ikinci defa Beytullah ı ziyaret ederek umre yapmak ve de Rasulullah a kendi beldesinde, kabrinin önünde salat ve selam getirmek nasip oldu. Bilhassa eskiden, çok daha zor koşullar altında, meşakkatlerle dolu kutsal topraklara yolculuk yapanlardan biliyoruz ki, bu meşakkatler, elmasın yontuldukça pürüzsüzleşmesi gibi, Beytullah a doğru yolculuğa çıkan her Müslümanın zorluklara sabrettiği ölçüde günahlarından arınması ve dolayısıyla şahsiyetlerinin paklanmasına sebep olmaktaydı, bugün de öyledir kuşkusuz. Bu nedenden dolayı karşılaştığım meşakkat ve zorluklar ile Beytullah ı ziyaret etmeyi ve Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (sav) in huzurunda, O na selam vermeyi kıymeti biçilemez üstün bir nimet ve tarifi imkansız bir lütuf olarak değerlendiriyorum. Kutsal toprakları ve bilahassa Kabe yi ziyaret edip, o eşsiz duyguları tecrübe eden herkes, kendilerine intibalarını aktarmaları rica edildiğinde, sanki birbirleriyle anlaşmışlarcasına Anlatıl(a) maz! Yaşamak lazım. diyerek her biri aynı cevabı verir. Ben de bu soruya verilebilecek en uygun cevabın ancak bu cümleyle aktarılabileceğini düşünüyorum. Hac, tek kelimeyle muhteşem bir ibadet! İhtişamı, zarfında değil mazrufunda, yani taşıdığı ruh ve barındırdığı potansiyelde saklı. Hac, Kuran ın diliyle, Allah ın sembollerinden (min şe airillah) oluşan bir ibadet. Herkes bilir ki, her sembolün sembolize ettiği bir hakikat vardır. Taşıdığı hakikatleri bir yana itip sembollere sarılmak, önce insanı öldürüp sonra cesedine sarılmaya benzer. İşte Hac ibadetini muhteşem kılan bu ruh ve potansiyeldir. 1 Yani ancak neyi niçin yaptığının farkında olan insan hacı olabilmektedir. Kabe, her Müslümanın hayatında en az bir kez ziyaret etmek istediği mekanların en başında gelir ve gerekli şartları haiz olanlar için bu bir zorunluluktur. Ona bir yol bulabilen insanın haccetmesi Allah ın insanlar üzerindeki hakkıdır. (Ali İmran, [3:97]) ayetine tabi olan, bu mübarek beldeyi görmek isteyen Müslümanların, ve hatta Türkiyelilerin, özellikle de gençlerin sayısı ise şükürler olsun ki, şu son yıllarda hızla artmakta. Kutsal topraklara ayak basmanın verdiği manevîyat şüphesiz çok yüce. Allah ın evini ve Peygamberimiz in (sav) kabrini ziyaret etmenin ibadet yönü kadar, tarihi ve kültürel arka planı da çok önemli. Yıllardır okuduklarımız veya gidenlerden edindiğimiz bilgiler ile veriler bize kuşkusuz, orada bizi nelerin beklediğine dair bir zemin hazırlıyor. Fakat yine de Kabe, Mescid-i Nebevi ve bunlar dışındaki ziyaret yerleri fotoğraf ve televizyonda gördüklerimizden çok farklı. Bu mukaddes yerleri yakından görmek, günde beş vakit yöneldiğimiz Kabe ye doğrudan bakmak bambaşka bir duygu. Hiç süphesiz Harem-i Şerif, İslam âleminin küçük bir örneği ve yoğunlaştırılmış şekli gibi. Farklı coğrafyalardan yüzbinlerce Müslüman bir arada. Bütün yüzler ona dönük. Siyah bir küp ve etrafında adeta akan insan selleri. Buram buram sadelik ve derinlik yansıyor Kâbe den yüzümüze. Niçin bir küp? Niye böyle sade, dekorsuz, süslemesiz? Çünkü Allah şekilsizdir, renksizdir, benzersizdir. İnsanoğlunun hayal ettiği her türlü biçim ve modelden münezzehtir O. 2 EYLÜL EKİM 2012 SaY ı PersPektif sayımızda ifade etmeye çalıştık. Bununla birlikte yaklaşan Kurban Bayramı, kurbiyetin, Allah a yakınlaşma çabamızın en önemli simgelerinden biri olarak hatırlanmayı ve üzerinde yeniden düşünmeyi gerekli kılıyordu. Tüm dünyanın görmezden gelmeye devam ettiği Arakanlı Müslümanların durumunun her gün yüreğimizi yeniden dağladığı son günlerde, Arakanlı kardeşlerimiz gibi, dünyanın farklı yerlerinde zulm altındaki bütün kardeşlerimizi Kurban Bayramı vesilesiyle hatırlamak, onların her zaman yayında olduğumuzu tekrar etmek, Allah a yakınlaşma çabasındaki her Mü min gibi bizim de göz ardı edemeyeceğimiz bir vazife idi ve Perspektif te buna da değindik. Yenilenen tasarımıyla daha da zevkle okuyacağınız Perspektif e aşağıdaki irtibat bilgileri aracılığı ile abone olabilirsiniz. Perspektif aboneliği için: IGMG Üyelik Bürosu Boschstr D Kerpen uyelik@igmg.de 45

19 câmi a 05 Ekim 2012 Söyleşi 19 Tepkimiz hikmetli olmalıdır 1. Sayfadan devam. Ama teşkilatımız göçmenlik sürecinden yerleşik olma sürecine geçişi daha erken kavramış, bu konuda hep ilk adımları atmış; örneğin katılımı teşvik etmiş, vatandaşlığa geçişleri reklam kampanyaları ile desteklemiştir. - Bu vatandaşlık kampanyası tepki de almıştı ama? - O dönemlerde sizler kimliğinizden mi vazgeçtiniz diye eleştiri de aldık. Bu aslında bir simge idi. Kabullenme ve sahiplenmenin simgesi. Biz buralıyız. Dolayısıyla ortak geleceğimizi hep birlikte şekillendireceğiz. Bunun için öncelikle Müslüman oluşumuzu her alanda görünür kılma ve örnek olma sorumluluğumuz var. Yurdumuzun huzurundan, refahından ve istikrarından sorumluyuz. Müslümanlığımızdan dolayı, bu sorumluluğu yerine getirme bilincini insanlarımıza vermek istiyoruz. Artık insanlarımız kalıcı projeler istiyor, teşkilatımız da buna göre, yetişen neslin artık buraları vatan kabul etmelerinden dolayı bu şartlara uygun programlama yapıyor. Teşkilat olarak insanlarımızın artık göçmen olmayıp yerli olduğunu vurguluyoruz. İşvereni, öğretmeni, akademisyeni öğrencisi herkese göre bir hizmet gerekiyor. Bu da yerleşmiş ve ihtisaslaşmış bir kurumsallaşma ile mümkün olacaktır. Yapımızla, enstitülerimizle, okullarımızla ve özellikle de eğitim merkezlerimizle çalışıyoruz. Bugün, camilerimizin haricinde sadece eğitim veren müstakil 183 eğitim merkezimiz var. Öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ile birlikte nezih, kültürlü, aydın, bilinçli, inançlarına bağlı, topluma katkı sağlayacak nesiller yetiştirme gayretindeyiz. IGMG olarak yeni dönemde de kurumsallaşma, bu amaçla da profesyonelleşme ve kadroların etkin hale getirilmesi için adımlar atıyoruz. Gerek resmî okullarımız, gerek ana sınıflarımız, imam-hatip ve hafızlık okulu çalışmalarımız, ev sohbetlerimiz, eğitim materyallerimiz ve temel esaslarımıza bağlı olarak idarecilerimizin yeniden eğitilerek şekillendirilmesi gibi çalışmalar, bu toplumlarda artık göçebe değil yerli olma idrakinin yerleşmesine yönelik çabalardır. IGMG insanın yeryüzündeki serüveni açısından değerlendirmektedir aslında bu durumu. Varoluşumuzu Allah a teslim olmakla, Müslüman olmakla anlamlandıran bizler için, yaşadığımız coğrafyalarda Müslümanca bulunmak demek hayatın her alanına dair bir sorumluluk taşımak demektir. Ben Almanya da isem bu topluma karşı sorumluyum demektir. Bu sadece toplumla sınırlı değil. Mesela ben tabiata karşı sorumluyum. Dünyaya karşı sorumluyum. - Avrupa da, genelleme yanlış olsa da, Batı dünyasında yaşayan Müslümanlar olarak toplum bize istenmediğimizi hissettiriyor. Ön yargıları çok derin. Toplumda bir ses İslam buraya ait olamaz diyor. Müslümanlar içerisinde buna tepki olarak bizi zaten istemiyorlar gibi tepkiler de oluşuyor. Ama bütün bunlara rağmen hayat devam ediyor, nesiller boyu da devam edecek. Bir teşkilatın başında çok önemli bir toplumsal sorumluluğu yüklenmiş birisi olarak, bu ortamda ortak bir yaşam için Müslümanlara neler öneriyorsunuz? - Tartışmaların, gündemin yoruculuğu ümitlerimizi kırmamalı. Populist politikalar ve kendini tekrar eden sıradan polemikler de bizi bıktırmamalı, aksine çabamızı artırmamız için sebep olarak görülmeli. Çünkü biz gündelik tartışmalara değil, erdemin kök salmasına, yani kalıcılığına talibiz. Allah ın arzı, yeryüzünde O nun halifesi olduğumuza göre, hepimize bir emanettir. Müslümanca yaşayabileceğimiz yerlerde yaşarız, yaşayacağız. - Yaşamak biraz genel tanımlama olabilir. Buralarını yurt edindik mi? Müslüman hikmetle davranacak, her şeyi hikmetli olacak. Tepkinin illa ki, gösteriş, nümayiş yapmakla veya öfke sergilemekle yapılması gerekmez. Bazen gülüp geçebilmeyi de bilebilmeliyiz. - Avrupa da işçi göçü ile başlanan bir serüven var. Ama şu anda biz kendimizi bir göçmen olarak değil yerli olarak görüyoruz. Yani bu ülkeler bizim vatanımız; onları yurt edindik biz. Ancak, bu ülkelerdeki bir kısım insanların Müslümanlarla ilgili kaygıları var. İlk etapta bunu anlayışla karşılıyorum. Müslümanlarla ilgili üretilen propagandalardan dolayı insanların bir kısmının tedirgin olmasını normal karşılıyorum. Ama, Müslümanların artık bu ülkelerin bir gerçeği olduğunu kabullenen siyasîlerin, bundan sonra Müslümanların sivil toplum kuruluşları ile çok daha yakın bir işbirliğinde olması gerekli. Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler Körfez ülkelerine göre daha fazla Müslüman nüfusa sahip. Kabul edin etmeyin, Müslümanlık artık Avrupa nın bir gerçeği. Meselâ teşkilatımızın pek çok idarecisi, burada doğup burada büyümüş, burada okumuş ve burada iş kurmuşlar. Artık vatanları burası. O zaman yapmamız gereken ilk şey; yabancı olmadığımızı, göçmen olmadığımızı, bu ülkede sadece bir işçi sınıfı katmanı olmadığımızı, kültürümüzle, sanatımızla, estetiğimizle, bilgimizle, işgücümüzle hayatın tam ortasında, toplumsal yaşamın merkezinde olduğumuzu ispatlamaktır. Daha 50 yıllık bir geçmişimiz var. İlk neslin nerdeyse tamamen köy kültürü ile yetişmiş insanlardan oluştuğunu göz önüne aldığımızda intibakın hızlı bir şekilde olmayacağını anlayışla karşılamaları gerekir. Bu konuda hem siyasetçilerden hem de vatandaşlardan anlayış bekliyoruz. - İntibakın, uyumun ne olduğu çok tartışmalı değil mi? - Evet, ama, bizim burada intibaktan, uyumdan maksadımız, kendi öz benliğimize, inançlarımıza, değerlerimize, örflerimize, ananelerimize bağlı bir gençlik yetiştirerek, yaşadığımız ülkelerin de gerçeklerini bilerek buraya katkı ve katılım sağlamaktır. Uyumdan, intibaktan maksat, aynîleşmek, değerlerimizden, örf ve ananelerimizden vazgeçmek ise bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Tam aksine, Müslümanlığın bu ülkelere katkı sağlayacağına inanıyoruz ve her alanda katılımı teşvik ediyoruz. Zira, Müslümanlığın burada olması bir zenginliktir. Bu ülkelere çok şey kattığımıza ve aynı zamanda çok şey de aldığımıza inanıyorum. Mesele siyasîlerin ve etkili kişilerin İslam ın bu ülkelerin gerçeği olduğunu kabullenerek hareket etmeleri, bu durumda çok şeyin değişeceğine inanıyorum. Müslümanların da daha fazla katkı yapmak durumunda oldukları ise aşikardır. - Peygamber Efendimiz e (s.a.v.) hakaretler içeren bir film ile ilgili çeşitli tepkiler ortaya konuldu. Fakat burada kimi Müslümanların tepki verme biçimleri hiç de kabul edilebilir değil. Müslümanların tepki gösterme biçimi nasıl omalı/ydı? - Özellikle son dönemlerde malum film ile ilgili mevzuda teşkilatımız ve sivil toplum örgütleri ve dinî cemaatlerin basın açıklamalarını gördük. Bu açıklamalar çok yerindedir. Avrupa da yaşayan Müslümanlar olarak tepkimizi demokratik bir ortamda Müslüman a yakışır bir vakarla ortaya koyduk. Kutsallara saldırmak, hakaret etmek Alman ceza yasasının 166. maddesine göre de suçtur. Müslümanlar kendi kutsallarına yapılan saldırılara karşı elbette ki tepki verecektir. Ama bu saldırılara karşı verilen tepkileri hikmetle yapmalıdır. Belli ki de bu filmi yapanlar, bunu kasıtlı olarak yaptılar, dikkat çekmek istediler. Böylece çok ciddî bir reklam yapılmış oldu. Müslüman bazen tepkisini gülerek de vermeli. Hattâ gülüp geçebilmeli de. Bakıyorsunuz insanlar orayı burayı yakıp yıkıyorlar, hattâ öldürüyorlar. Bu, Efendimizin (a.s.v.) metodu değil. Haklı olmak kadar, haklı kalmak da önemlidir. - Peygamber Efendimizin metodu nasıl olurdu? - Allah Resûlü olaylar karşısındaki tepkisini hikmetle verirdi. Biz O nun ümmeti, talebeleri olduğumuza göre O nun metodunu takip etmemiz gerekiyor. Bu tepkilerin çoğunun yanlış olduğu ortadadır. Kaldı ki, yaşadığımız ülkelerdeki siyasîler de bu filmin yanlış olduğunu açıklamışlardır. Dolayısıyla bize düşen, bu hakaretleri Müslümanca bir tavırla kabul etmediğimizin tepkisini vermek ve temel değerlerin alay konusu olabileceğini kabul etmediğimizi ilan etmektir. Başka bir hak ihlaline düşmek Müslümanca bir tavır olamaz. Yine tekrar ediyoruz, bu film çok seviyesizdir ve insanlık onuru ile alay edilmektedir, bunun da insan hakları ve demokrasi ile de bağdaşmadığına inanıyoruz. Müslüman ise hikmetle davranacak, her şeyi hikmetli olacak. Tepkinin illa ki, gösteriş, nümayiş yapmakla veya öfke sergilemekle yapılması gerekmez. Bazen gülüp geçebilmeyi de bilebilmeliyiz. İşin doğrusu ben bu filmi duyduğumda gülüp geçtim. Elhamdülillah, bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa aleyhisselâtü vesselam peygamberliği ile, yaşantısı ile, örnekliliği ile, insanlığı ile tarihte gelmiş en önemli biricik şahsiyettir. - Teşekkür ediyorum hocam. - Biz de teşekkür eder, çalışmalarınızın hayırlar getirmesini niyaz ederiz.

20 20 HASENE câmi a 05 Ekim 2012 Kurbanlarınız, Mazlumlara BAYRAM OLSUN Yetim, su kuyusu, eğitim ve sağlık gibi farklı alanlarındaki projeleriyle mazlum ve mağdur coğrafyalardaki ihtiyaç sahiplerini yalnız bırakmayan IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene, bu sene üçüncüsü düzenlenecek olan kurban kampanyasında hedefledikleri 123 bin kurban ile dört kıtada yer alacak. IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene Başkanı Mesut Gülbahar, kurban kampanyası ile ilgili olarak şunları aktardı: Yeryüzünün değişik coğrafyalarında milyonlarca insan, iç savaşlar, doğal afetler, kıtlık, kuraklık ve değişik sebeplerden dolayı çok zor şartlar altında yaşam sürdürüyor. Bizler de Kurbanlarınız mazlumlara bayram olsun sloganıyla yola çıktığımız bu kampanyamızda kendilerine uzanacak bir yardım elini bekleyen bu kardeşlerimizi ziyaret ederek bayram sevincini yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Mesut Gülbahar, kurban kampanyası için belirledikleri hedef hakkında da, Geçtiğimiz sene 100 bin kurban bağış hedefini koyduk, çok şükür ki, hedefimizi aşarak 118 bini aşkın bağış aldık. Bu durumu gözönüne alarak bu sene 123 bin kurban bağışı toplamayı hedefliyoruz şeklinde konuştu. 4 kıtada, 65 ülke ve bölgedeyiz Derneğin Başkan Yardımcısı Mustafa Uyanık ise bu yılki kampanyada geçen yıllardaki kampanyalara oranla, ülke ve gözlemci sayısında değişiklik yaptıklarını vurguladı Kurban Kampanyası na Brezilya, Çin, Ukrayna, Libya gibi yeni 12 ülke daha dahil ettiklerini kaydeden Uyanık şunları kaydetti: Bu sene 4 kıtada, toplam 65 ülke ve bölgedeyiz. Türkiye de ise kuzeyden güneye, doğudan batıya tüm bölgelerde kurban dağıtımlarımız olacak. Ülke sayısını artırınca ülkelere gidecek gözlemci sayısını da 312 e çıkardık. Artan gözlemci sayımızla aynı zamanda her bir ülkenin ulaşılması güç her bir noktasına ulaşmayı amaçladık. Bir diğer değişiklik olarak ise; yeryüzü coğrafyasında her sene farklı farklı sıkıntılar ve acılar yaşanıyor Kurban Kampanyası nda Pakistan da yaşanan sel felaketinden dolayı Pakistan a ağırlık vermiştik Kurban Kampanyası nda gündemimize Somali de yaşanan kuraklık düşmüştü Kurban Kampanyası nda Somali nin yanısıra Arakanlı Müslümanlar ve Suriyeli mülteciler daha çok gündemimizde olacak. Kurban kesimleri yapılacak ülkeleri belirlerken mağduriyetin ve mazlumiyetin daha fazla yaşandığı bölgelere öncelik veren Hasene, Türkiye, Kafkaslar ve Balkanlarda da çalışmalarını yürütüyor. Mustafa Uyanık bu yıl öncelik verilecek ülkeler hakkında, Bu sene Arakanlı Müslümanlara yardım hususuna ağırlık vereceğiz; Bangladeş te yer alan Arakan mülteci kamplarında yoğun dağıtımlarımız olacak. Suriye de yaşanan iç savaştan dolayı mülteci durumuna düşmüş yüzbinlerce insanın yanında olacağız. Her ne kadar geçen sene daha çok gündemde olup, daha sonra gündemden düşse de Somali de açlık ve susuzluk devam ediyor. O yüzden bu sene ağırlık vereceğimiz ülkeler arasında Somali de yer alıyor. Böylece medyanın gündeminden düşmüş olsa da biz dikkatleri Somali de tutmak istiyoruz şeklinde konuştu. Gözlemcilerde aranan en önemli kriterin temsil kabiliyeti olduğunu belirten Mustafa Uyanık, Gözlemcilerimiz gittikleri ülkelerde resmî makamlarda, devlet kurumlarında üst düzey yetkililerle görüşüyorlar. Bu yüzden bizleri en iyi şekilde temsil etmeleri gerekiyor. Seçim yaparken temsil kabiliyeti yüksek arkadaşları önceliyoruz. Yine diğer bir kriter dil. Kurban gözlemcimizin hem resmî kurumlarla hem de ihtiyaç sahipleriyle iletişimde ülkede konuşulan dile hakim olması gerekiyor. Kurban gözlemcilerimiz arasında işadamlarımıza da yer veriyoruz. Bununla gidilen ülkelerin kalkınmasına katkı sağlayacak iş adamlarına da bu kampanyaya katılmaları noktasında imkan sağlıyoruz. Gözlemcilerimiz arasında medya mensuplarından da isimler göndererek kampanyamızın kamuoyuna yansımasını sağlıyoruz dedi. Bağışlarınızı son güne bırakmayın Ülkeden ülkeye kurban fiyatları değişse de, kesim yapılan ülke yelpazeleri dikkate alındığında ortalama kurban fiyatının yine 100 ya tekabül ettiğini belirten Mustafa Uyanık, kurban bağışlarını vermek isteyen yardımseverlerin Avrupa nın 11 ülkesinde 600 ün üzerindeki şehir temsilcilikleri aracılığı ile kendilierine ulaşabileceğini kaydetti. Uyanık, Bağış yapmak isteyenler kampanyamıza destek veren camiler üzerinden bizlere ulaşabileceği gibi ilgili hesap numaramızı kullanarak havale yoluyla da bağışlarını ulaştırabilirler. İnternet sayfamız üzerinden de online bağışta bulunabilirler. Biz kampanyamızı 1 Eylül itibari ile başlattık. Kampanyayı bayramın birinci günü akşamında kapatmayı planlıyoruz. Bağışcılarımıza tavsiyemiz kurban bağışlarını son günlere bırakmamaları. Her ne kadar bize son günde ulaştırılan kurbanı biz gözlemcilerimiz vasıtasıyla 65 ülkede kestirebilsek de, son günlere bırakılan bağış sayısı 10, 15, 20 bini bulduğunda organize noktasındaki bazı sıkıntılarıda beraberinde getiriyor şeklinde konuştu. Kampanya kapsamında çocuklar için de küçük hediyeler hazırlandı. 200 bin balon ve şeker her yıl olduğu gibi bu yıl da gidilen ülkelerde çoculara ikram edilecek. Aynı zamanda Hasene yetimlerinin bulunduğu ülkelerde yetimler de ziyaret edilip bayramlık hediyeler verilecek. Kurban kampanyası çalışmasıyla aynı zamanda yetim, su kuyusu, sağlık ve eğitim gibi diğer çalışmalar da takip etme imkanı elde ediliyor. Gözlemciler gittikleri ülke ve bölgelerdeki şartları bizzat gözlemleyip raporlar hazırlıyorlar. Bu raporlama sayesinde de hangi ülke ve bölgede ne tür eksiklikler var bunları daha bütüncül görebiliyor ve çalışmalar o doğrultuda yürütülüyor.