Guleman Kromit Yatakları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Guleman Kromit Yatakları"

Transkript

1 Guleman Kromit Yatakları Yazan: Müh. V. KOVENKO Türkiye'de en büyük krom cevheri rezervlerini taşıyan Guleman kromit yatakları 1914 senesinde mühendis A. H. Guleman (6) tarafından bulunmuştur. Bu yataklar, Malatya - Diyarbakır demiryolu üzerindeki maden istasyonundan 18 km. uzakta yer almaktadırlar. Guleman madeni cevherinin öz nisbeti, çok yüksektir: % 48. % 50 Cr2O3. Bu makalede, Guleman madeninde manyetometrik istikşafla incelenmiş olan ve tarafımdan 1/1000 lik jeolojik hartaları çıkarılmış bulunan iki bölgeden birini anlatacağım (l No. lu hartaya bakınız). Aynı zamanda, Gölcük, Ergani ve Palu (SE yönünde) arasındaki bölge jeolojisinin genel çizgilerini tarife çalışacağım. Arada sırada Guleman madenlerinin imtidadı olan Sorudağ krom madenlerinde müşahede edilen türlü olayları da anacağım. STRATİGRAFİ Guleman madeni bölgesinin stratigrafisi karışık değildir. Burada, Ergani madeninde görülen ve B. Chaput (5) tarafından tarif edilmiş bulunan arazi ile yaşıt olan arazi görülmektedir. Her iki maden (Ergani ve Guleman) bölgesindeki sahreler serisinin temelinde, daha ziyade nadir olmak üzere, üst Kretasenin zirvesi (Maestriktien - Danien) vardır. Fakat, Gölcük dolaylarında üst Kretase çok daha yaygındır; burada, gölün şimalinde, kırmızı şistler arasındaki küçük gre tabakalarında Siderolitler buldum. Üst Kretase tabakalarının hiçbir stratigrafik boşluk olmaksızın Paleosenden (B. Chaput (5), Ergani madeni yakınlarında Miscellanea Miscella d'arch. bulmuştur) büyük Nummulitli kütlevî Lutesien kalkerlerine geçtikleri söylenebilir. Bazı yerlerde üst Kretase molas fasiyesi göstermektedir: greli şistler marnlı yumuşak greler. Çok zaman fosil taşımayan bu rüsuplar, sahrelerin tabakalanma plânları üstünde güçlükle ayırdedilebilen nadir nebat izlerinden anlaşıldığı üzere, kara rüsuplarıdır. Üst Kretase, Guleman madeni yakınlarında greli marnlardan ve yumuşak grelerden terekküp eden bir kompleksten müteşekkildir. B. Rosier (7), Jireminella Pfenderae LUGEON bulmuştur ki, bu da üst Kretase rüsuplarının bu kısmının Maestriktiene ait olduğunu gösterir. Kırmızı şistler serisi adını verebildiğimiz serinin (üst Kretase - Lutesien) görülebilir kalınlığı m. kadar olsa gerektir. Serinin temeli görülmemiştir, üst kısmı da (orta Eosen) muhtemel olarak kısmen itikâle maruz kalmıştır. Bahis mevzuu bölge, nin cenup doğusu yönünde jist serisi gittikçe daha kalınlaşmakta ve nihayet, kısmen itikâl geçirmiş olan orta Eosen serisi üstünde diskordans halinde duran Neojen (Büridigalien) rüsupları altına dalmaktadır. İSTİHALE ETMİŞ SAHRELER: Bazı yerlerde serpantinlerin ve gabroların altında kloritli şistler bulunmaktadır. Bunların bazılarının anfibol ihtiva etmesi bile mümkündür. Bu yeşil şistler ancak kırmızı şistlerle serpantinler arasındaki kontaktlar yakınında bulunmaktadırlar (görebildiğim kadar). Buna göre, yeşil şistleri, istihale etmiş 425

2

3 İŞARETLER 1. Kırmızı Eosen şistleri 2. Hornblendli diyabazlar 3. Nadir diyallajlar taşıyan serpantinleşmiş olivinli kara dayaklar 4. Daha diyallajlı ayni sahre 5. Gabro (ekseriya olivinli) 6. Manyetitli dünit 7. Lerzolit 8. Diyallaj bakiyeleri taşımayan veya pek az taşıyan ve hemen hemen bastitsiz yeşil serpantin ; «serpantinit» adını verdiğimiz sahre 9. Monoklinik piroksen bakiyeleri taşıyan ve tâli manyetit bakımından oldukça zengin olan serpantin 10. Olivin bakiyeleri taşıyan serpantin 11. Piroksenitler 12. Kromit 13. Numune alınan yerler (1-38) LEĞENDE 1. Schistes rouges de l'eocene 2. Diabases â hornblende 3. Dykes noirs â olivine serpentinisee avec rares diallages 4. Meme roche avec plus de diallage 5. Gabbro (souvent â olivine) 6. Dunite avec magnetite 7. Lherzolite 8. Serpentine verte şans ou presque şans restes de diallage et presque şans bastite; roche que nous avons appelee «serpentinite» 9. Serpentine avec des restes de pyroxene monocl'nique et assez riche en magnetite secondaire 10. Serpentine avec des restes d'olivine 11. Pyroxenites 12. Chromite 13. Places de prises d'echantillon (1-38) kırmızı şistler serisine ait sahreleri sayıyorum. İNDİFAÎ Entrüzif sahreler. SAHRELER: a) Peridotitler: En eski entrüzyonlar serpantinlerin entrüzyonlarıdır. Serpantinlerin ana sahresi (peridotit), kırmızı şistler serisi içine girerek bunları istihaleye uğratmıştır ve bu hâl bütün bu bölgede görülebilmektedir. Divrik ve Kırıkkale tipi serpantin içinde yerleşmiş kalkerlere Guleman'da sık rastlanılmaktaysa da bu kalkerler, muhakkak surette serpantinlerin tamamiyle katılaşmasından sonra araya sıkışmışlardır. Guleman bölgesi serpantinleri ekseriya ne olivin ne piroksen bakiyeleri, ne de bu minerallerin psödomorfozu bakiyelerini taşımamaktadırlar. Menşeleri tayin edilmiyen bu sahreler hemen münhasıran antigoritten, daha nadir olarak krizotilden ve manyetitten ve pek az kromitten müteşekkildirler. Lodotchnikoff'un Rusya'daki bu nevi sahrelere verdiği «serpantinit adını biz de kullanabiliriz. Bizdeki sahreler de aynı sahrelerdir, fakat ayrıca azçok bu. yük miktarda bastit taneleri ihtiva etmektedirler ki, bu da bahis mevzuu sahrenin harzburjit lerden hasıl olduklarını gösterir. Bu iki sahre, yani «serpantinit» lerle harzburjitler, bu bölgenin entrüzif sahreleri arsında en fazla yaygın olan sahrelerdir. Bunlar tektonik hareketlerin tesirine maruz kalmışa benzemektedirler, çünkü ya ezilmiş yahut da birçok faylarla kesilmiş vaziyettedirler. Daha ziyade «stress» lerin tesirine maruz kalmış olduklarını kabul etmek icabeder. Peridotit veya serpantinleşmiş harzburjit adı verilebilecek olan başka serpantinler vârdır. Bu sahreler nisbeten az ezilmiştirler ve mikroskopla bakıldıkta hâlâ olivin ve rombik piroksen tanesi 427

4 bakiyeleri taşıdıkları görülmektedir. Bu harzburjit, hartasını çıkardığım bölgenin NW kesimini kaplamaktadır (l No. lu hartaya bakınız). Şunu da kaydedelim ki, bu masifte sınaî değerde kromit tekasüfleri mevcut olmadığı gibi pek çok dağınık kromit taneleri de yoktur. İki masif, yani «serpantinit» ve serpantinleşmiş harzburjit masifleri, başlıca olivinle az piroksen rombikten müteşekkil bir sahreye ait kara dayk lar tarafından vazıhan kesilmiştir (l No. lu hartada: 3, 5, 6, 7, 8). Bu sahre şiddetle serpantinleşmiş olup örgülü bir nesiç göstermekte ve binaenaleyh krizotilden müteşekkil bulunmakta ve serpantinleşme esnasında teşekkül eden büyük miktarda manyetit taşımakta, dır. Kalınlıkları 5-10 metre olan bu daykların cidarları yerinden oynamış olduğun, dan ezilmiştirler ve simdi karbonatlarla çirnentolaşmış bir breş taşımaktadırlar. Bu bölgenin manyetometrik lövesi yapılırken görülen manyetik anomaliler bu sahrenin mevcut olmasından ileri gelmiştir. Kaydedelim ki, «serpantinit» ler, hemen kamilen monoklinik piroksenlerden müteşekkil piroksenitler taşımaktadırlar (l No. lu hartada 4 ve 9 No. lu noktalar). Alüvyonların teşkil ettiği örtü yüzünden, bu sahrenin nekler seklinde «serpantinitler» içine mi girdiği yoksa sadece magmatik segregasyon topakları mı teşkil ettiği söylenemez. b)gabro. İki türlü gabro vardır: biri magmanın yerleştiği yerdeki segregasyonundan hasıl olan gabrodur. Mücavir sahreyle bu gabro enklüzyonu arsında geçiş hadleri bile bulunmaktadır. Öteki gabro serpantinlerinden muhakkak surette daha gençtir; bu gabro l No. lu hartanın SE köşesinde veya cenubundaki gabrodur. Bu sahre Eosene ait kırmızı şistler içine bile girmektedir. Umumiyetle serpantin içinde dayklar teşkil etmektedir. Bu gabro yer yer uralitleşmiş monoklinik piroksenlerden ve takriben%75 anortit taşıdığı güçlükle tayin edilebilen şiddetle sosüritleşmiş bitovnitten müteşekkildir. Bazı yerlerde nadir olmak üzere rombik piroksenler de bulunmaktadır. Gabro içindeki küçük kasürler bazan kalsit, klorit ve prenitle doludur. Gölalan tepesinde, tarif ettiğimiz sahrelerclen çok daha genç bir sahreye ait az ehemmiyette aflörmanlar buluyoruz. Bu sahrede olivin oldukça bolsa da kısmı azamı krizotile ve daha nadir olmak üzere antigorite tahavvül etmiştir. Olivinin optik mihverlerinin acısı 2 V = 85 dir; binaenaleyh olivin oldukça demirlidir. Küçük küçük primer hornblend enklüzyonları taşıyan rombik piroksenler de görülmektedir; aralarında, tipik çizikler (100) gösteren diyallajlara raslanan monoklinik piroksenler daha nadirdir. Şu halde bu sahre lerzolit tir. Bu sahrenin taze bir halde bulunmasına göre, daha yeni bir entrüzyona atfedilmesi temayülü hasıl olmaktadır; fakat daha hamızî bir sahre olan az olivinli gabronun ortasında bulunması, bu iki taze piroksenli sahrenin olivinli gabro içinde daha kalevi bir segregasyon olabileceğini düşündürmektedir. c) Diyabaz. Bu havalide teşhis edilen en genç entrüzif sahre (hipabisal), hornblendli diyabaz day klandır; bunlar ofitik bünyelidirler ve hayli hamızî olan kaolenleşmiş plajiyoklazları (% anortitli) hornblende nisbetle hemen hemen idyomorfturlar. Hornblend boldur, kısmen kloritleşmiştir ve epidot ihtiva etmektedir; bu sonuncu, plajiyoklazların yerini de almaktadır. Fer'î mineral olarak, biraz lökoksenle birlikte bulunan titane demir çubukları ve kristal-iskeletleri görülmektedir. Hornblend ve plajiyoklaz kristallerinin aralıklarında zücacî hamur görülmemektedir. Bu sahre (l No. lu hartaya bakınız) alt Eosene ait şarabî şistleri kesmekte ve bizzat ken- 428

5 disi de keza epidot kristalleri taşıyan santimetre kalınlığında küçük kuvars fi. lonları tarafından kesilmektedir. Effüzif sahreler. Jeolojik hartalarını çıkardığım iki bölgede epansman sahreleri yoktur. Fakat Guleman dolaylarının sahrelerini tarif ettiğimizden, Üst Kretase - Paleosene ait kırmızı şistler alt serisi arasında bulunan şarabî kışırlı kırmızımsı boz renkli sahre akıntılarımı mevcudiyetini de zikretmemiz icabeder. Bunlar kesecikleri başlıca kalsitle ve biraz kuvarsla dolu olan amigdaloid nesiçli çok tagayyür etmiş lavlardır. Şiddetle yeniden kristalleşmiş hamur içinde tayin edilmiyen ve kaleviye benzemiyen çok küçük plajiyoklaz mikrolitleri görülmektedir. Femik mineraller görülmüyor. Zannımca bu sahre bazı müelliflerce «melafir» olarak gösterilmiştir. Daha yukarıda, umumiyetle çok tagayyür etmiş muhtelif andezitlere ve dasitlere rastlanılmaktadır. Bunlar Pliosen - alt Eosene aittirler. Simdi, Gölcük gölünün SW nihayetiyle Palu kasabasının NEE yönündeki Murat nehri arasındaki bölgenin entrüzif sahrelerinin (serpantin, gabro ve diyabaz) teşekkül cağlar mı tekrar gözden geçirelim. Bu bölgenin muhtelif yerlerinde yaptığımız gezilerde bu sahrelerin mücavir sahrelerle olan kontaktlarını gördük. Serpantinitlerle kırmızı şistlerden ve kalkerlerden müteşekkil üst Kretase - orta Eosen serisi arasın, daki kontaktın büyük bir kısmı mihaniki ve hemen hemen şakulîdir. Umumiyetle yalnız yassılaşmış doruklarda ve bunların kenarlarında magmatik olması muhtemel kontaktlar görülmektedir. Bu kontaktları muayene edince, bugün «serpantin» olan ana sahrenin kırmızı-yeşil şistler serisi içine girmiş olduğuna kanaat getirdim. «İstihale etmiş sahreler» bahsinde de söylemiş olduğumuz üzere kırmızı şistler, kontaktlar yakınında, kuvars ve bazan hornblend taşıyan serisit-kloritten müteşekkil istihale etmiş şistlere inkılâp etmiştir. Zahiren metamorfik olan bu şistler, kırmızı-yeşil şistler normal serisine geçmektedirler. Şurada burada, içerisinde birkaç küçük Nümmulite rastladığım sübkristalen kalkerler (mermerler) de bulunmaktadır. Bu anlattıklarımıza göre serpantinlerin orta Eosen sonrasına ait olmaları icap eder. Filhakika Maraş şimalindeki ve Elbistan cenubundaki (Zevtindağ) aynı bir hat üzerinde, büyük Nummulitler taşıyan mermerleşmiş kalker içine giren mühim serpantin entrüzyonları gördüm; bu serpantinler bazan küçük çıkıntılar şeklinde olup Nummulitli kalker enklüzyonları da ihtiva etmektedirler. Burada kontaktlar tektonik hâdiselerin tesirine maruz kalmamıştır. Bilhassa müsait olan bu şıkta serpantinlerin Lütesienden sonraya ait oldukları iyice anlaşılmaktadır. Gabrolar serpantinlerden daha gençtir, çünkü gabro daykları serpentinleri kesmektedirler. Bu sahre de üst Eosen serisi içine girdiğinden bunun da orta Eosenden sonraya ait sayılması lâzımgelir. Nihayet bu havalide çok yayılmış olan bir sahre de, kırmızı şistler serisi içinde filonlar şeklinde bulunan diyabaz dır. Bu sahre tabiatiyle Lutesien sonrasına aitse de, bu yastaki temel konglomeraları bol miktarda yuvarlanmış diyabaz çakılları ve bazan da serpantin çakılları taşımakta olduklarından, her halde orta Miosenden önce teşekkül etmiştir. TEKTONİK Doğu Anadolu Toroslarının Guleman ve Ergani madenlerini barındıran kısmı ya kamilen Nummulitli kalkerle taçlanmış kırmızı-yeşil şistler serisi içinde, ya temeli «serpantinit» lerden (nadiren gabrodan) müteşekkil aynı seri içinde, yahut da he- 429

6 men kamilen şiddetle itikâle uğramış azçok mühim rüsubî örtü bakiyeleriyle kaplı olan bu entrüzif sahreler içinde açılmış derin vadilerden müteşekkil bir bölgedir. Tektonik üslûp bize bir dereceye kadar Hasançelebi (5, 10) ve Keban madenindekini hatırlatır. Keban madeninin tektoniği bana bahis mevzuu bölgeninkinden daha karışık gibi gelmektedir. En mühim dağlarla sıradağları bir tarafa bırakacak olursak geriye kalan kısım, uzunlukları boyunca sahrenin ezilmiş olduğu hemen hemen şakulî faylarla mahdut lambolardan ibaret gibi görünmektedir. Başlıca ters fayların istikameti N E dir. Bu faylar, NE yönünde Guleman madenlerini aşan ve SW yönünde Gölcük gölü ötesinde yayılan geniş bir ezilmiş saha teşkil etmektedirler. İstikameti N 140 E olan ve binaenaleyh birinci fay manzumesine amut olan bir fay manzumesi daha vardır. NW yönünden gelme tazyiklerden hasıl olan ve üst Eosenle alt Miosen arasındaki zamana ait olan bu faylardan başka bir de alt Miosen sonrasına ait normal genç faylar mevcuttur. Guleman'da iki böl. gede yapılan manyetometrik löveler sayesinde (birinci bölgeye ait l No.lu hartaya bak.), «serpentinit»ler içinde hemen hemen hiç görülmeyen ortogonal faylar manzumesinin meydana vurulmasına imkân hasıl olmuştur. Maamafih bu faylar ezilmiş kara serpantin dayklariyle de belli olmaktadırlar. Rüsup tabakaları, nadir istisnalardan sarfınazar edilecek olursa (faylar yakınında) nisbeten az meyillidirler (15 20 ye kadar). Bu lambolara ait rüsupların yatımları değişikse de, hâkim meyillerin istikameti bölgemizin NW kısmında NW yönüne doğru, Kretase-Eosen serisinin alt Miosene değdiği Osmaniye yakınında da SE yönüne doğrudur. Eosen ile Miosen arasındaki kontakt çizgisi (transgresyon) NE-SW istikametini takip etmektedir (bu kontakt umumiyetle mihanikidir). Miosen faylarla da kesilmiştir; bu fayların normal olması muhtemeldir. Bu yaştaki arazide milonitize sahalar yoktur ve Miosen arazisinin iltivaları büyük dalgalıdır. Bu anlatılanlardan çıkan neticeye göre, bu havalinin mühim orojenik safhalarından biri olması muhteml bulunan Oligosen zarfında NW yönünden tazyikler gelmiş ve, WNW yönüne doğru takriben 100 km. mesafede bulunan Keban madeninde galerilerle tesbit edilen tipten (ve belki daha mühim) iltivalar ve bazı şövoşmanlar hasıl olmuştur. Nihayet Palu ile Gölcük gölünün SW ni. h ayeti arasındaki geniş bölgede, kalker ara tabakaları taşıyan kırmızı şistler serisi lamboları içinde, üst Kretasenin ve Eosenin aynı stratigrafik seviyeleri bulunmaktadır. Bu lambolar, muhtelif cins faylar tarafından birbirine nazaran çökertilmiş veya kaldırılmıştır. Binaenaleyh, tedricen SE yönüne doğru dalarak Osmaniye Bürdigalieni ve Diyarbakır bazaltları altında kaybolan aynı stratigrafik seviyeler bu havalinin her tarafında takip edilebilmektedir. MİNERALİZASYONLARIN HUSUSİ - YETLERİ VE MÜCAVİR SAHRE İLE MÜNASEBETLERİ I. Cevher birikintilerinin morfolojisi: Guleman yatakları iki maden grupu teşkil etmektedir: batı grupu (Saysın ve Tosin) ve doğu grupu (Sayver ve Gölalan).) Cevher umumiyetle uzun ve pek intizamsız adeseler şeklindedir. Hemen kamilen tüketilmiş olan büyük Saysın adesesinde uzunluğun genişliğe nisbeti takriben 5:1 idi. Tosin krom yatağı, Saysın yığınına nisbetle adeseye daha da az benziyen yığınlardan müteşekkildir, maamafih bu yığınları üç mihverli yassı ellipsoidler saymak müm- 430

7 kündür. Tosin'deki başlıca «adese» nin ufkî maktamı muayene edecek olursak bu adeseyi, içerisine büyük körfezler şeklinde «serpantinit» girmiş bulunan bir kromit ellipsi addedebiliriz (mihverlerin nisbeti 10:7). Bu adesevî cisimlerin kalınlığı ve derinliği cenuba doğru artmaktadır. Halen yapılmakta olan kazima ameliyeleri belki bu adesenin kendisine refakat eden küçük adeselerle tek bir cisim teşkil ettiğini gösterecektir. Sayver yatağı (l No. lu hartaya bakınız), Saysın ve Tosin yataklarındakinden daha da intizamsız olan 7 küçük yığından müteşekkildir. Kanaatimce bu 7 yığın, evvelce mevcut büyük bir yığının tektonik tazyiklerle parçalanmasından hasıl olmuş olmayıp bidayetten beri böyle 7 ayrı yığın halinde bulunmuşlardır. Nihayet bu iki grupun SE nihayetinde, gerek miktar gerek öz nisbeti bakımından en ziyade dikkate değen yatak olan Gölalan yatağı bulunmaktadır. Gölalan'daki büyük yığın şekil itibariyle bir adeseye pek yaklaşmaktadır. Bu adese tarif edegeldiğimiz adeseler gibi yer yüzüne çok yakındır ve birçok küçük sondaj ve birkaç kuyu ile muayene olunmuştur; kuyular mücavir sahre olan serpantine varıncıya kadar cevherin bir tarafından öbür tarafına geçmiştir. Kuyuların içinde görülen vaziyete nazaran adese, serpantin enklüzyonları taşımamakta olup mütecanis görünmektedir, fakat manyetometrik löveler, kromit kütlesi içinde kısır sahre bulunabileceğine dair alâmetler göstermektedir. Bu adese civarındaki diğer iki yığın daha az mühimdir. Fakat bu büyük kütlelerin civarında yapılan sondajlı araştırmalar henüz sona ermiş olmaktan uzaktır. Bu kromit adeselerinin hepsi WNW istikametinde sıralanmışlardır. Bütün bu kromit yataklarının civarında pek mühim miktarda cevher vermek isti. dadında olan pek zengin allüvyonlar vardır. II. Guleman bölgesi kromspinellerinin kimyevî hassaları: Elimizdeki Guleman cevheri tahlilleri tam değildir. Bu cevherdeki FeO ve Fe 2 O 3 miktarı tayin edilmemiştir. Dört kütlevî cevherin tahlilleri şöyledir: Gölalan (D Tosin (2) Saysın (3) (4) SiO 2 0,45 0,54 2,24 CrO 3 51,50 51,62 51,86 52,37}lNo.lu fotoya Fe 2 O 3 +Fe 14,01 13,69 Fe : 12,97 13,64}bakınız A1 2 O 3 17,20 17,76 MgO 17,04 17,27 (1) ve (2) No. lu cevher muhtemelen krompikotite tekabül etmektedir: (Mg Fe) (Cr AI) 2 O 4. (3) No. lu cevher mikrogrönü bir cevhere (4) ait küçük bir filon tarafından kesilmiş olan kütlevî cevherdir. Şunu da kaydedelim ki, Sorudağ filonlarıııın pnömatolitik mineralller bakımından zengin olan cevheri, Cr 2 O 3 bakımından umumiyetle daha fakirdir; Kapın ve Kef cevheri A1 2 O 3 bakımından çok zengindir; Yunusyayla cevheri (kütlevî) A1 2 O 3 bakımından Gölalan ve Tosin cevherinden 431

8 daha fakirse de MgO itibariyle çok zengindir; Ayıdamar cevheri bilhassa demir bakımından zengindir. Diğer taraftan, şekli bir filona (Sorudağ) benziyen Kef yatağında (A1 2 O 3 bakımından zengin cevher) pnömotolitik mineraller hemen hemen mevcut değildir. Fakat şunu da söyliyelim ki, Kef yatağındaki kontaktlar bundan önce anılan Ayıdamar, Uzundamar ve Yunusyayla yataklarındakiler kadar vazıh değildir. Fethiye'nin muhtelif mıntakalarında bulunan ve bazan birbirinden çok aralıklı olan birçok kromit yataklarında aynı vazıh filon vaziyeti vardır. Burada filonlar krom-diyopsid, krom-anfibol ve krom-klorit bakımından çok zengindirler ve bunlar bazan kromitle müterafık bulunmaksızın filonlar teşkil etmektedirler (Göcek yakınındaki Paterson madenleri mıntakası). III. Gölalan, Sayver, Tosin ve Saysın yataklarının parajönezi: Veregeldiğimiz malûmattan çıkan neticeye göre Guleman madenleri grupunun (Yani Gölalan - Tosin) cevheri A1 2 O 3 ba. kınımdan zengindir; Gölalan cevherinin kasürlerinde kromlu yeşil gröna (uvarovit) ve kromlu klorit (kemmererit) ve Tosin ve Sayver'de leylâk rengi klorit bulunmasının bundan ileri gelmesi muhtemeldir. Bu A1 2 O 3 bakımından zengin cevherler, Betechtin'in (3) Saranovsky yataklarında işaret etmiş olduğu gibi, umumiyetle kromitlere (krom-pikotit) refakat etmektedirler. Buna mukabil, Halilovsky madeninde ve Kafkasya'da olduğu gibi A1 2 O 3 tenoru % i geçmiyen A1 2 O 3 bakımından fakir yataklarda bilhassa krom-diyopsidlere rastlanılmaktadır. Sayver yatağında nadir birşey olarak, kütlevî cevher içinde bir diyopsid damarcığı buldum (2 No. lu foto). Yunusyayla «filonu» nun A1 2 O 3 bakımından fakir ve MgO bakımından zengin olan cevheri ile birlikte bol bir krom-diyopsid ve krom-klorit gangı vardır, fakat Kef ve Kapın cevheri hemen hemen hiç diyopsid ve krom-klorit taşımamaktadır. Şunu kaydetmemiz icabeder ki, esas Guleman adeseleri cevheri, pnömotolitik ve idrotermal mineraller bakımından umumiyetle çok fakirdir. Türkiye'de ziyaret ettiğim birçok krom madenlerinde edindiğim tecrübeye göre pnömatolitik ve idrotermal mineraller (silikatlar) bakımından zenginlik, yatakların şekliyle de alâkadardır. Nitekim Sorudağ'ın hakikî filonlar seklindeki Yunusyayla, Ayı. damar ve Uzundamar yatakları bazan gröna bakımından, bazan klorit bakımından, bazan da kromlu piroksen bakımından pek zengindirler. IV. Cevherin künyesi ve nesiçleri: Kütlevî cevherle dağınık cevherin bünyesi hipidyomorf, ve daha nadir olarak idyomorftur. Kütlevî cevherin bazan küçük taneli olduğu vâki ise de umumiyetle büyük tanelidir. Bazan ilk bünye görülmemektedir ve cevher tazyikler neticesinde breşoid bir nesiç almakta veya daha nadir olarak haddelenmektedir. Guleman'ın tuvönan cevheri umumiyetle % Cr 2 O 3 taşıdığından cevher tabiatiyle hemen kamilen kütlevî nesiçlidir. Serpantinler içine dağılmış kristalen şeklindeki fakir cevherler Guleman'da nadirdir, ve bunlara kütlevî cevherlerle mücavir sahre arasındaki kontaktlarda rastlanıldığı söylenemez. Fakir cevherin nesici ekseriya «ataxitique» tir*. Bu nesiç gayri mütecanis olup dağınık cevher yanında gayri muntazam kütlevî cevher anklavları arzeder (Sayver, 3 No. lu foto); bu anklavlar müphem bir surette bir magma bresini *) Bu terim Loevinson-Lessing tarafından kullanılmıştır. 432

9 hatırlatırlar; bu breşte, fakir cevher içinde bulunan zengin cevherin hudutları keskin değildir. Şurada burada kurdele nesiçli cevher ele görülmekteyse de, bunlar büyük kütlevî cevher kütleleri içinde ancak pek küçük plajlar işgal etmektedirler. Nodüllü cevher için de aynı şey söylenebilir. (4 No. lu fotoya bakınız). Binaenaleyh, kütlevî cevherden gayri cevherler, pek intizamsız bir şekilde, hiçbir kanuna tâbi olmaksızın kütlevî cevher içine dağılmış, lardır. Gölalan madeni ocaklarında nodüllü ve dağınık cevhere halen hemen hiç rastlanmamaktadır, fakat buradaki maden çalışmalarına henüz başlanılmış olduğunu da söyliyelim. V. Guleman ve Sorudağ yatakları cevheriyle birlikte bulunan minerallerin teşekkül sırası: Serpantinler içindeki fakir cevheri teşkil eden kromit kristali terakümlerinin mikroskopla muayenesi, kromspinellerin azçok idyomorf kristaller halinde bulunduklarını göstermektedir. Fakat istihale etmemiş ışıkgeçiren krom cevheri ya olivin kristalleri (2V=r - 87 ), ya serpantin taşımaktadır. Bundan çıkan netice, kromitlerin olivinlerden önce katılaştıkları, fakat diğer taraftan olivinlerin kromitlerden evvel buharlaştıklarıdır. Fakat piroksenlerin billûrlaşması daima olivinlerinkinden ve kromitlerinkinden sonra vukubulmaktadır (Betechtin'in I No. lu levhasına bakınız), I. No. lu levha Guleman bölgesi cevheri üzerinde mikroskopla ve gözle yapılan müşahedeler bu levhanın donelerine iyice uymaktadır. Şimdi, Guleman yatağı yığınları cevherinin mahallinde tetkikinden, kromite re. fakat eden cevherlerin nisbî yaslarının tesbiti bakımından ne gibi neticeler çıkarılabileceğine bakalım. Sayısın ocağında, dağınık tipten fakir (müphem surette nodüllü) cevherden geçen küçük taneli yekpare bir cevhere ait 2-4 santimetre kalınlığında bir filona rastladım. Bu vaziyet, bu küçük filonun, çimentosu serpantinleşmiş olivin olan fakir cevher içinde teşekkül eden bir kasüre zerk edilmiş olduğunu, ve nodüllü cevherin filonun cevherinden daha eski bir magma safhasına ait bulunduğunu açıkça göstermektedir (5 No. lu foto). Sayver ocağında iri taneli kromlu demirden monoklinik piroksen filoncukları geçmektedir; bu filoncuklar dalbudak salarak cevherin içinde ince yollar teşkil etmektedirler (2 No. lu foto). Bu misal, filonumuzu magmatik saydığımız takdirde, yatağımızın kısmı azamı nin (kütlevî cevher) piroksenlerin ve piroksenitlerin billûrlaşmasından önce teşekkül etmiş olduğunu açıkça gösterir (2 No. lu fotoya bakınız). Binaenaleyh cevher, pnömatolitik safhanın başlangıcından daha eskidir. Kromdiyopsid, Betechtin ve Kaschin (4) tarafından, pnömatolitik safha başında teşekkül eden ve bu safhada kendisinden önce yalnız uvarovit gelen (kısmen) bir mineral olarak gösterilmektedir. Bu son minerale gelince, onun da nisbî yaşını tayine imkân veren numuneler topladım. Uvarovit, Guleman ve Sorudağ yığınları cevherinde, her yerde olduğu gibi, kasürler içinde ve kayma satıhları üzerinde bulunmaktadır. Uvarovitle dolu kasürler tarafından kesilmiş kromdiyopsid damarcıklarını* Sorudağ kromit yataklarında buldum. Bundan çıkaracağımız netice, bölgemizdeki kromlu grönanın, normal ola- 433

10 rak pnömatoliz safhasını açan piroksenden sonra teşekkül etmiş olabileceğidir. Bu son II. No. lu Betechtin ve Kaschin (4) levhası Halilovsky yatağı mineralleri. vaziyet ile aşağıya dercettiğimiz II No. lu Betechtin levhası arasında taarruz yoktur. Başka bir yerde, kemmererit tarafından kesilmiş olan kromdiyopsidli bir cevher filonu görülmektedir; şu halde kemmererit diyopsitten gençtir. Nihayet, idrotermal safhaya ait 5-10 santimetrelik «asıl» serpantin damarcıkları tarafından kesilmiş aynı tipten filonlar da bulunmaktadır. Sülfürlere gelince, bu hususta yalnız pirite rastlanılmıştır. Fakat bunun teşekkülü çok daha yeni olup diyabaz dayklarının eyice yerleşmesinden sonra teşekkül etmiştir. Bu mevrudatla birlikte epidot da gelmiştir. Epidot, ya diyabaz içinde bakirli piritle ve kuvarsla birlikte damarcıklar şeklinde, yahut da serpantinler içinde bulunmaktadır. VI. Mücavir sahre: Cevher, serpantinler veya harzburjitler içinde bulunmaktadır. Kromit tekasüflerinin dunitle içtimai (bu içtima sıktır) mücavir sahrenin mikroskopla inceden inceye tetkikine rağmen görülememiştir. Kromitle serpantinlerden ve peridotitlerden baş. ka sahreler (piroksenit, gabro, diyabaz, ilh) içinde de rastlanmamıştır. VIl. Cevherle mücavir sahre arasındaki kontaktlar ve bu iki sahrenin nisbî yaşları: Gölalan yığınları cevheriyle mücavir sahre arasında hakikî kontaktlar çok nadirdir ve cevher hemen daima kayma satıhlariyle tahdit edilmiştir. Fakat kontakt bölgelerinin daha ince bir tetkikten geçirilmesi cevherin serpantinle tek bir vücut teşkil ettiği yerler görülmesine imkân vermektedir. Bu hâl ekseriya küçük cevher yığınları kontaktında vâki olmaktadır. Nihayet, kontaktın hayli keskin olduğu da bu- 434

11 rada görülebilmektedir, fakat bununla beraber, iki sahre arasında 1-3 santimetrelik küçük bir intikal sahası vardır, ve kontakt civarında serpantin 1-2 milimetrelik küçük kromit taneleri taşımaktadır. Pek ince bir manyetit bakımından zengin kara serpantin de kontakt yakınında kromitin içine girmektedir (6 No. lu foto). Kayma satıhları bana kısmen tekotnik mahiyette görünmektedir; çünkü bu fayların aynalarının istikametleri bahis mevzuu bölgenin başlıca kasürlerinin istikametlerinin aynıdır. Aynalardaki çizikler kromitlerin yer değiştirme istikametlerini gösterir gibidirler: NW den SE ye doğru. Fakat bu yer değiştirmelerinin mühim olmuş olduğunu zannetmiyorum. Orojenik kuvvet, lerden hasıl olan bu kaymalardan başka, çiziklerinin istikametleri çok karışık olan ve menşeleri tektonik olmamak icabeden birçok kayma aynaları mevcuttur. Rus mü elliflerinin çoğu, kromit yataklarında istikametleri iyice tayin edilmiyen fayların bol olusunu, peridotitlerin serpantinleşmeleri (idratlaşma - otometamorfizm) zarfında hacımlarının çok büyümesiyle izah etmektedirler. Binaenaleyh, Guleman'daki kontaktlar, magmatik ve ortomagmatik segregasyon tipinden fakir cevherli yataklarda olduğu gibi belirsiz değildirler (bundan sonraki bahse bakınız), fakat Sorudağdaki bazı kromit filonlarmda olduğu kadar da vazıh değildirler; bu son yerde cevherin mücavir sahreye nisbetle epijenetik olduğu söylenebilir. Kontaktların mahiyeti ve mineralizasyonların nesiç (dağınık cevherin nadir oluşu) ve şekilleri hakkında verdiğimiz malûmat (evvelki bahislere bakınız) bize Gu leman cevherinin mücavir sahrenin katılaşmıya başlamasından sonra teşekkül ettiğine dair bir fikir vermektedir. Aşağıda göstereceğimiz delil de, kromlu magmadan diğer bir kısım henüz mayi halindeyken mücavir sahre ile cevherin bir kısmının katılaşmış bulunduğunu isbat eder. Evvelce de söylemiş olduğum, üzere Saysın madeninde, iri taneli kütlevî kromitin pek küçük taneli ve 2 santimetre kalınlığında küçük bir filon tarafından kesildiği bir yer buldum (II. bahisteki kimyevî tahlillere ve I No. lu fotoya bakınız). Tahlillere göre bu iki kromitin mahiyeti birdir; iri taneli kromitte küçük miktarda kısır bir kısım vardır ki bu da cevherin Cr 2 O 3 ve Fe tönörünü düşürmektedir. GULEMAN YATAĞININ TEŞEKKÜLÜ: Yatağımızın teşekkül tarzını incelemeden önce magmatik yataklara dair mevcut tasnifleri gözden geçirelim. Böylelikle Guleman yatağının teşekkül tarzının tahlili işi kolaylaşacaktır. Ahiren A. M. Bateman (1) in «Magma and Ores» adlı çok alâka verici bir makalesi intişar etmiştir. Bu zat bu makalesine magmatik yatakların tasnifini gösteren bir levha koymuştur (III. No. lu levhaya bakınız). A. Betechtin (3) ultrabazik sahneler içinde kromit tekasüfü yollarını su şekilde tasnif etmektedir: I) Kromspinelidlerin segregasyonu: A. Sahrelerin fer'î mineralleri olarak kromitler. B. Kromspinelidlerin «Schlieren» leri C. Kalevi sahreler içinde ağırlık yoluyla vukubulan differansiyasyon neticesi teşekkül etmiş kromit tabakaları şeklinde yataklar (Buschveld)*. II) Tortu magmalardan krom yataklan hasıl olması: A. Magma preselerinin ortemagmatik safhası. *) Bushveld tarafından ilâve edilmiştir. (Bateman'ın I-B tipi) 435

12 III. No. lu levha 1) Pek belirsiz çevreli cepler halinde cevher 2) Rübane ve ataksitik nesiçli dağınık cevher adeseleri 3) Nodüllü cevher yatakları B. Magma proselerinin histeromagmatik safhası. 1) Keskin çevreli adeseler, bağırsaklar ve filonlar şeklinde kütlevî cevher 2) Breşoid cepler ve sütunlar 3) «Fusive» tipe yaklaşan cevher (titanlı manyetit yatakları tipi) III) Serpantinleşme zarfında kromun hic-, reti: A. Kromspinelidlerin metamorfizmi. B. Şiddetli serpantinleşme yerlerin, de tadil edilmiş kromspinelidlerin teressübü. IV) Krom yataklarının sathî değişimi: A. Bateman levhasında yatağımızın yerini bulmak istediğimiz zaman evvelâ cevherin başlıca kısmının (kütlevî cevherin) katılaşma hâdisesinin birinci devresine mi (I) yoksa gecikmiş devresine mi (II) ait olduğunu tetkik edeceğiz. Yukarıdaki tariflerimize göre cevher hemen kamilen kütlevîdir ve bu tip cevher nadir dağınık cevher toplulukları içine çıkıntılar salmaktadır ve cevher serpartinleşmiş peridotitleri kesen filonlar teşkil etmektedir. Kromitlerimizin kısmı azaminin kendileriyle 436

13 birlikte bulunan «pyrogenics» silikatlardan sonra katılaşmış olduğu aşikârdır (Bateman (1) tasnifinde I ve II No. lu tiplerin ayrılmasında esas)*. Binaenaleyh, yataklarımız Bateman tasnifindeki gecikmiş katılaşma devresine ait olan II No. lu. tipten yataklardandır. Fakat yataklarımızı aynı levhanın A ve B kategorilerinden hangisine ayırmak lâzımgeldiğinin tesbiti güçtür. II No. lu tipin (Bateman) A kategorisi için gösterilen teşekkül tarzları diferansiyasyonla yığılmadır; B kategorisi için de «filter pressing» ve cevherin enjeksiyonudur. Guleman yataklarını şekli (Gölalan - Saysın) B tipine uymamaktadır; çünkü bu kategoriden olan yataklar Kiruna yatakları gibi yüzlerce metre derinliğe de imtidat etmektedirler (pegmatit için nadiren vâki olur); halbuki asıl Guleman yığınları, zerkedilen maddeye yol teşkil etmiş olabilecek velev az derin köklere bile malik olduğunu gösteren alâmetler arzetmemekte. dir. Bununla beraber, yarı mayi tortu magma halinde muayyen bir noktada toplanmış olan Guleman kromitinin muayyen bir oynaklığı olduğu kabul edilebilir. Bu faraziye arazi üzerinde görülen vaziyete uymaktadır: Evvelâ kromit yığınlarının NW - SE istikametinde sıralanmış vaziyetleri (I No. lu hartaya bakınız). Bu vakıanın sebebinin, kromitin tekasüfü ve tortu magmanın katılaşması zarfında vukubulan tektonik hareketler olması mümkündür. Bize magma breşini hatırlatan numuneyi muayene ederken de aynı intibaı edinmekteyiz (IV. bahise ve 3 No. lu fotoya bakınız). *) Econom. Geol. N. l, 1942, sayfa 9. Bu, A. Bateman tasnifinin zayıf noktasıdır. Hattâ bu yüzden mumaileyh Kiruna yatağını hem I hem de II No. lu tiplere ithale mecbur olmaktadır. Bu nesicin, cevherin teşekkül halindeyken maruz kaldığı bir yer değiştirmeden ileri gelmiş olması mümkün değil midir? Bütün bunları gözönünde tutarak yataklarımıza (Sorudağ müstesna olmak üzere) Bateman tasnifinin II No. lu tipinin A ve B kategorileri arasında yer verilmesinin muvafık olacağı kanaatindeyim; çünkü bu yataklar enjeksiyon tipinde olmamakla beraber kromitli magmanın oynaklığını gösteren alâmetler mevcuttur. Sorudağ yatakları enjeksiyon tipine daha da yakındırlar ve bu yatakların pegmatitlerle müşterek olan vasıfları da vardır. Şimdi Guleman yatağının muhtelif kısımlarını Betechtin levhasının nerelerine koyacağımızı inceliyelim: Bölge sahreleriniıı bir kısmı (I No.lu hartaya bakınız) iyice «differencie» olmuş magmadan hasıl olmuşa benzememektedirler, çünkü magma şu muhtelif sahrelerin yerlerine yerleşmesinden sonra cüzülerine ayrılmıştır: gabro, olivinli gabro, piroksenit, lerzolit, harzburjit, piroksen bakımından fakir olan ve pek değişik miktarda manyetit taşıyan dünit (bizzat olivin de azçok fayalit ihtiva ediyordu) ve nihayet tipik dünit. Bu sahreler ekseriya, bir sahreden diğerine intikal hadleri arzeden «Schlieren» ler şeklindedirler. Cevher civarındaki «serpantinitler» içinde «Schlieren» e rastlamlmamaktadır ve yalnız dayklarla nekler vardır. Bunun sebebi, cevher yakınındaki sahrelerin (serpantinit) magmasının diferansiyonuna devam edecek halde bulunmamış olması olabilir. Fakat şunu da kaydedelim ki, cevher yakınındaki sahrelerde tenevvü olmamasının bir diğer sebebi de, kromit yığınları civarındaki serpantinlerin daha fazla ezilmesi dolayısiyle peridotitlerin daha fazla tagayyür etmiş olmalarıdır. Diferansiyasyon hâdisesinin müşahede 437

14 edildiği serpantinleşmiş sahreler bölgesinde, biraz önce söylediğimiz gibi dunitler bulunabilmektedir. Binaenaleyh, bu yataklar I - A grupuna (Betechtin) ait yatklardır. Kütlevî cevherle birlikte az miktarda bulunan «fakir cevher» (ataksitik, rübane ve nodüllü cevherler ve bilhassa son ikisi) terakümleri tortu magmanın ilk katılaşma safhalarına ve binaenaleyh Betechtin levhasındaki II A 2 ve II1 A 3 No. lu ortomagmatik proselere aittirler. Bu proseler sonunda, yani histeromağmatik safhanın başında bazı tektonik hareketlerin mevcudiyeti müşahede olunmaktadır. Yarı katılaşmış nodüllü kromit, fisürler hasıl etmeden sekil değiştirmişe benzemektedir, o derece ki bu tip cevherin büyük bir kısmı nodüllü nesice pek az benzemektedir. Daha sonra, artık katılaşan bu cevher tazyik altmda fisürler hasıl etmiş ve bu fisürlere histeromagmatik safhanın mayi halindeki kromitleri girmiştir (5 No. lu fotoya bakınız), ve nihayet, bu son safhaya ait kütlevî cevherin bir kısmı aynı «stress» ler altında azçok katılaştığı zaman, «fakir cevher» içindeki belirsiz hudutlu breş teşekkül edebilmiştir (3 No. lu resime bakınız). Binaenaleyh, histeromagmatik safha zarfında kütlevî cevher teşekkül etmiş, sonra iyice katılaşan bu tip cevher orojenik hareketler tesiriyle ezilmiş, ve daha sonra idrotermal safha zarfında serpantin tarafından yeniden çimentolanmıştır. A. Betechtin'in tasnifinde, Culeman'dakiler gibi adeseler, ve Dağardı'dakiler (Türkiye'de) ve' Sorudağ'dakiler gibi bağırsaklar ve filonlar aynı II - B l kategorisinde bulundukları halde Guleman ve Sorudağ yatakları arasındaki fark pek barizdir. Mikroskopla yapılan müşahedelre göre bir de, metamorfizm yoluyla teşekkül eden ve her hangi bir amelî ehemmiyeti olmayan bazı kromspinelid tekasüfleri mevcuttur (Betechtin III - A). Bunun diyabazların eııtrüzyonundan ileri gelmesi mümkündür. Bu prosesüsler, A1 2 O 3 ile Cr 2 O 3 ün hicretini, kromitlerin demir bakımından zenginleşmesini ve plâkmenslerde ışık geçirmeyen kromitin teşekkülünü ihtiva eder. Otometamorfizm prosesi olarak serpantinleşme muhtemelen pnömatolitik safha sonunda başlamakta ve idrotermal safhaya ait bulunmaktadır. Cevher, evvelce de söyldiğimiz gibi, yazıhan serpantin filonları tarafından kesilmiştir. Bazı mikroskopik kromit tekasüfleri bu III - B derecesine aittir. Bay Rosier (7) nin 5 No. lu resimi bize Guleman'da serpantinleşme zarfında kromit teşekkülüne bir misâl vermektedir. E. Sampson'a göre (9), idrotermal safha zarfında metazomatoz yoluyla sınaî ölçüde kromit yatakları teşekkül imkânı vardır. Betechtin ve Kaschin, eserlerinde (3 ve 4) sınaî kromit tekasüfleri faraziyesini reddetmektedirler. Les gîtes de chromite de Guleman (Turquie) par V. KOVENKO Ingenieur des mines et geologue Les gîtes de chromite de Guleman, qui contiennent les plus grandes reserves de minerai de chrome en Turguie, on ete decouverts en 1914 par l'ingenieur A.H. Gu- 438

15

16

17 leman (6). Ces gîtes se trouvent à 18 km. de la station Maden de la ligne de chemin de fer Malatya - Diyarbakir. La teneur du minerai de Guleman est de 48 % - 50 % Cr 2 O 3. Dans le présent article je donnerai la description d'une des deux (voir la carte No. 1) régions de Guleman Maden qui ont été étudiées par la prospection magnétométrique et où j'ai effectué des levés géologiques sur la base topographique à l'échelle 1:1000. En même temps je tâcherai d'exposer les lignes générales de la géologie de la région qui se trouve entre Göl. cûk, Ergani et Palu (au SE). De temps à autre je citerai aussi les divers faits observés aux mines de chrome de Sorudağ qui sont le prolongement des mines de Guleman. STRATIGRAPHIE La stratigraphie de la région de la mine de Guleman n'est pas compliquée. On trouve ici les terrains du même âge qu'on voit à Ergani Maden et qui ont été décrits par Mr. Chapnt (5). Tout à fait à la base de la série des roches de la région des deux mines (Ergani et Guleman) existe, mais plutôt rarement, le sommet du Crétacé sup. (Maestrichtien - Danien), mais le Crétacé sup. est beaucoup plus répandu aux environs de Gölcük où j'ai trouvé des Sidérolithes au Nord du lac dans les petites couches de grès interstratifiées dans les schistes rouges. On peut dire que les couches du Crétacé supérieur passent sans lacunes stratigraphiques par le Paléocène [M. Chaput a trouvé la Miscellanea Miscella d'arch près d'ergani Maden (5)] aux calcaires massifs du Lutétien à grandes nummulites. Le Crétacé supérieur montre par endroits le faciès des molasses: des schistes grésex et des grès tendres et marneux. Souvent ces sédiments ne contiennent pas de fossiles et appartiennent aux sédiments terrestres, ce qui est prouvé aussi par la présence d'empreintes végétales rares et mal visibles sur les plans de stratification de ces roches. Près de Guleman Maden le Crétacé supérieur est constitué par un complexe de marnes gréseux et de grès tendres. M. Rosier (7) a trouvé Jireminella Pfenderae LUGEON, ce qui prouve l'âge Maestrichtien de cette partie des sédiments du Crétacé sup. La série (Crétacé sup. - Lutétien) que nous pouvons appeler la série des schistes rouges, doit avoir une puissance visible de Pordre de m. Sa base n'a pas été observée, et la partie supérieure (Eocène moyen) est, probablement, en partie érodée. Vers le Sud-Est de la région en ques. tion la série de schistes devient de plus en plus puissante et plonge enfin sous les dépôts du Néogène (Burdigalien), qui repose en discordance sur la série en partie érodée de l'eocène moyen. ROCHES MÉTAMORPHISÉES: Ça et là au-dessus des serpentines et des gabbros on trouve des schistes à chlorite. Il se peut même que certains d'entre eux contiennent des amphiboles. Ces schistes, verts ne se trouvent que près des contacts des schistes rouges avec les serpentines (autant que j'ai pu obesrver). Donc, provisoirement je considère les schistes verts comme roches de la série des schistes rouges métamorphisés. ROCHES ÉRUPTIVES: Roches intrusives. a) Peridotites: Les intrusions, les plus anciennes sont celles des serpentines. La roche mère des serpentines (péridotite); a 439

18 pénétré dans la série des schistes rouges et les a métamorphisés, ce qu'on peut voir dans toute cette région. Les calcaires ancrés dans la serpentine du type Divrik et de Kırıkkale sont très fréquents à Guleman, mais ici ces calcaires sont sûrement pinces dans les serpentines après leur consolidation complète. Les serpentines de la région de Guleman ne contiennent souvent ni de restes d'olivines, ni de pyroxènes, ni de pseudomorphoses d'après ces minéraux. Ces roches dont l'origine ne peut pas être déterminée, sont formées presque exclusivement d'antigorite, plus rarement de chrysotile et de magnétite, avec très peu de chromite. Appelons cette roche «serpentinite» comme le fait pour ce genre de roche en Russie Lodotschnikoff. Nous avons aussi les mêmes roches, mais contenant en quantité plus ou moins grande des grains de bastite qui démontrent déjà que la roche en question provient des harzburgites. Ce deux roches: les «serpentinites» et les harzburgites ont la plus grande étendue parmi les roches intrusives de cette région. Elles ont l'apparence d'avoir subi les effets des mouvements tectoniques, car elles sont soit écrasées, soit recoupées par de nombreuses failles. On doit admettre plutôt qu'elles étaient soumises à l'action de «stress». Il existe d'autres serpentines qui peuvent bien être appelées péridotites ou harzburgites serpentinisées. Ces roches sont comparativement peu écrasées, et on voit au microscope qu'elles conservent encore des restes de grains d'olivine et de pyroxène rhombique. Cette harzburgite occupe la partie NW de la région qui a été l'objet de mes levés (voir carte No. 1). Notons que ce massif ne contient pas de concentrations industrielles de chromite et n'est pas ricfhe non plus en petits grains disséminés de chromite. Les deux massifs de «serpentinites" et de harzburgites serpentinisées sont recoupés nettement par des d y k e s ri c i r s (voir 3, 5, 6, 7, 8, de la carte No. 1) d'une roche constituée principalement d'olivine avec peu de pyroxène rhombique. Cette roche est fortement serpentinisée et montre la structure maillée, elle est donc composée de chrysotile et contient en grande quantité de la magnétite formée durant la serpentinisation. Les parois de ces dykes noirs ayant rejoué les dykes (de 5-10 m. d'épaisseur) ont été broyées et contiennent maintenant une brèche cimentée par des carbonates. C'est à la présence de cette roche que sont dues en partie Jes fortes anomalies magnétiques constatées durant le levé magnétométrique de cette ré.gion. Noton aussi que les «serpentinites" contiennent des pyroxénites constitués presque entièrement de pyroxénes monocliniques (voir les points 4, 9 carte No. 1). Il est difficile de dire par suite des recouvrements par des alluvions si cette roche pénètre en forme de necks dans les serpentinites ou si elle ne présente que des boules de ségrégation magmatique. 6) Gabbro. Il existe deux sortes de gabbros: l'un est le produit de la ségrégation du magma déjà mis en place. On en trouve même les termes de passage entre la roche encaissante et les inclusions de ce gabbro. Un autre gabbro est sûrement plus jeune que les serpentinites; c'est celui qui se trouve dans le coin SE ou au Sud de la carte No. 1. Cette roche pénètre même dans les schistes rouges de l'eocène. Elle forme souvent des dykes dans la serpentine. Ce gabbro est constitué de pyroxénes monocliniques par places ouralitisées, de bytownite fortement saussuritisée 440

19 qui peut difficilement être déterminée comme contenant environ 75% d'anorthite. Ça et là on trouve aussi de rares pyroxènes rhombiques. Les cassurettes dans le gabbro sont parfois remplies de calcite, chlorite et prehnite. Sur le Gölalan Tepe nous trouvons des affleurements très peu importants d'une roche beaucoup plus fraîche que celles que nous venons de décrire. Dans cette roche l'clivine est assez abondante mais elle est transformée en grande partie en chrysotile, plus rarement en antigorite. L'angle axes optiques de l'olivine est 2V= -85. On voit aussi des pyroxènes rhombiques avec de petites inclusions de hornblende primaire; moins fréquents sont les pyroxènes monocliniques parmi lesquels sont visibles les diallages avec des stries typiques (100). Cette roche est donc Iherzolite. Vu l'état frais de cette roche, on est enclin à la considérer comme appartenant à une intrusion plus récente, mais sa position au centre d'une intrusion plus acide qui est du gabbro avec peu d'olivine nous laisse supposer que cette roche à deux pyroxènes frais peut être une ségrégation plus basique dans le gabbro à olivines. c) Diabase: La roche intrusive (hypabyssale) la plus jeune connue dans ces parages est celle des dykes de diabase à hornblende à structure ophitique où les plagioclases kaolinisés assez acides (à % An) sont presque idiomorphes par rapport à la hornblende. Cette dernière est abondante. Elle est partiellement chloritisée et contient de l'épidote qui remplace aussi les plagioclases. Comme minéraux accessoires on voit des barres et des cristaux squelette de fer titane accompagnés d'un peu de leuçoxene. On ne voit pas de pâte vitreuse dans les interstices des cristaux de hornblende et de plagioclases. Cette roche (voir carte No. 1) recoupe les schistes couleur lie de vin de l'eocène inférieur et est elle-même recoupée par les filonnets de quartz de cm. d'épaisseur qui contiennent aussi des cristaux d'épidote. Roches effusives: Dans les deux régions où j'ai fait les levés géologiques, les roches d'épanchement n'existent pas. Mais comme nous faisons la description dés roches des environs de Guleman, nous devons citer aussi la présence des coulées de la roche gris-rouge à patine lie de vin qui s'intercalent dans la série inférieure des schistes rouges du Crétacé supérieur-paléocène. Ce sont des laves très altérées à texture amygdaloïde, dont les vésicules sont principalement remplies de calcite avec un peu de quartz. Dans la pâte fortement recristallisée on voit de très petites microlithes indéterminables de plagioclase qui ne semble pas être basique. Les minéraux fémiques ne se voient pas. Il me semble que cette roche a été désignée par certains auteurs comme «mélaphyre». Plus haut on rencontre diverses andésites et dacites ordinairement très altérées. Elles sont de l'âge de Pliocène Eocène inférieur. Faisons ci-dessous une révision rétrospective de l'à g e de la mise en place des roches intrusives- serpentine, gab bro et diabase. de la région comprise entre l'extrémité SW du lac Gölcük et le fleuve Murât au NEE. de la bourgade Palu. A travers ce pays nous avons effectué divers itinéraires qui nous ont permis d'observer les contacts de ces roches avec les roches encaissantes. Une très grande partie des contacts entre les «serpentinites» et la série des schistes, rouges avec calcaires (Crétacé supérieur - Eoeène moyen) sont mécaniques et sub-verticaux. Ce n'est ordinaire- 441

20 ment que sur lès sommets aplatis et à leurs bords qu'on peut voir des contacts probablement magmatiques. L'examen de ces contacts m'a convaincu que c'est la rocheactuellement serpentine, qui a pénétré dans la série des schistes rouge - vert. Comme nous avons déjà dit dans le chapitre «Roches métamorphisées",les schistes rouges sont transformés près des contacts en schistes métamorphisés composés de séricite-chlorite avec quartz et parfois hornblende. Ces schistes d'apparence métamorphique, passent à la série normale des schistes rouge-vert. Ça et là on trouve aussi des calcaires sub-cristallins (marbres) où j'ai rencontré quelques petites nummulites. D'après ce qui a été exposé, l'âge des serpentines doit être attribué au post-eocène moyen. En effet, sur la même ligne tectonique au Nord de Maraş et au Sud d'elbistan (Zeytin dag) j'ai connu d'importantes intrusions de serpentine qui pénètrent dans le calcaire marmorisé à grandes nummulites parfois sous forme de petites apophysettes et où on trouve aussi des inclusions de calcaire à nummulites dans les serpentines. Ici les contacts n'ont pas subi l'effet de mouvements tectoniques. Dans ce cas particulièrement favorable on peut bien se rendre compte de l'âge post - Lutétien de ces serpentines. Les g a b b r o s sont plus jeunes que les serpentines, car les dykes de cette roche recoupent les serpentines. Etant donné qu'ils pénètrent dans la série de l'eocènc supérieur, ils doivent être aussi considérés comme d'âge post-eocène moyen. Enfin, une roche très répandue dans ce pays est la d i a b a s e nous forme de filons dans la série des schistes rouges. Elle est naturellement post-lutétien, mais antérieure au Miocène moyen, car les conglomérats de base de cet âge contiennent en abondance des cailloux roulés de cette roche et parfois de serpentine. TECTONIQUE La partie du Taurus de l'est d'anatolie où se trouvent les mines de Guleman et d'ergani, est un pays de profondes vallées entamées, soit entièrement dans la série des schistes rouge-vert et couronnées de calcaires à nummulites, soit dans la même série à soubassement de «serpentinites» (rarement gabbro), soit enfin presque entièrement dans ces roches intrusives recouvertes par des restes plus ou moins importants des manteaux sédimentaires, fortement érodés. Le style tectonique nous rappelle jusqu'à un certain point celui de Hasançelebi (5) (10) et de Keban Maden. La tectonique de ce dernier endroit me semble être plus compliquée que celle de la région en question. Faisant abstraction des montagnes et des chaînes de montagnes plus importantes le reste nous semble être des lambeaux limités par des failles presque verticales le long desquelles la roche a été écrasée. La direction des failles (inverses) principales est N E. Elles forment une large zone broyée qui dépasse au NE les mines de Guleman et qui s'étend au SW au delà du lac Gôlcûk. Il existe un autre système de failles dont la direction est N 140 E donc perpendiculaire au système précédent. A ces failles qui proviennent des poussées venant du NW et qui datent du temps entre l'eocène supérieur et le Miocène inférieur, s'ajoutent les failles jeunes normales du post - Miocène inférieur. Les levés magnétométriques des deux régions de Guleman (voir carte No; 1 de la première région) nous ont permis de déceler la présence du système des failles orthogonales qui ne se voyaient ou 442

BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ

BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ Muzaffer ANDAÇ Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara Etüdü

Detaylı

KOÇHÎSAE LÎNYİT SAHASI

KOÇHÎSAE LÎNYİT SAHASI 572 KOÇHÎSAE LÎNYİT SAHASI Dr. Emin İ L.HAN G i r i ş : Koçhisar linyit sahası hakkında 1936 danberi bir çok raporlar tanzim edilmiştir. Fakat bu raporlarda kömür sahasının değeri, damarların sayısı ve

Detaylı

Gümüşanenin Simli Kurşun Madenleri

Gümüşanenin Simli Kurşun Madenleri Gümüşanenin Simli Kurşun Madenleri Yazan: V. KOVENKO UMUMÎ MALÛMAT VE MORFOLOJİ: Simli kurşun madenleri Gümüşane şehri hudutları içinde ve civarında kâin olup mezkûr şehir de Trabzon-Erzurum-İran transit

Detaylı

Fethiye ve Dağardı bölgeleri kromit yatakları

Fethiye ve Dağardı bölgeleri kromit yatakları Fethiye ve Dağardı bölgeleri kromit yatakları FETHİYE BÖLGESİ Fethiye yatakları, Muğla ilinde, Akdeniz kıyısının pek yakınında, Rodos a- dası karşısında bulunmaktadır, (1No lu hartaya bakınız.) Fethiye

Detaylı

Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım

Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım Türk musikisinde makam tanımları günümüzde çoğunlukla Çargâh makamı temelinde 24 perdeli Arel Ezgi Uzdilek () sistemine

Detaylı

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız 1 2 TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız Tunç Tort a ve kütüphane sorumlusu Tansu Hanım

Detaylı

Origami. Bu kitapç n sahibi. Haz rlayan: Asl Zülal Foto raflar: Burak Murat Bayram Tasar m: Ay egül Do an Bircan Çizimler: Bengi Gencer

Origami. Bu kitapç n sahibi. Haz rlayan: Asl Zülal Foto raflar: Burak Murat Bayram Tasar m: Ay egül Do an Bircan Çizimler: Bengi Gencer Origami Bu kitapç n sahibi Haz rlayan: Asl Zülal Foto raflar: Burak Murat Bayram Tasar m: Ay egül Do an Bircan Çizimler: Bengi Gencer A ustosböce i 1 2 Kâ d üçgen Üçgenin uzun kenar n n iki kö esi üçüncü

Detaylı

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015 AFET YÖNETİMİ Afyonkarahisar il merkezi 2. derece deprem bölgesi olmakla birlikte ilin önemli bir kısmı 1. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Afyonkarahisar ve çevresini etkileyen tektonik sistemler;

Detaylı

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu Soma Belediye Başkanlığı Birleşme Raporu 2012 i GİRİŞ 1 MEVZUAT 2 2 SOMA NIN NÜFUSU 3 SOMA-TURGUTALP ARASINDAKİ MESAFE 4 GENEL İMAR DURUMU 5 TEMEL ALT YAPI HİZMETLERİ 8 DİĞER HUSUSLAR 13 25. Coğrafi Durum;

Detaylı

18O. Küre'deki eski bakır yatağı ile yeni keşfedilen Aşıköy yatağının ve Karadeniz orta ve doğu kesimleri sahil bölgesinin metallojenisi

18O. Küre'deki eski bakır yatağı ile yeni keşfedilen Aşıköy yatağının ve Karadeniz orta ve doğu kesimleri sahil bölgesinin metallojenisi Küre'deki eski bakır yatağı ile yeni keşfedilen Aşıköy yatağının ve Karadeniz orta ve doğu kesimleri sahil bölgesinin metallojenisi Bu makalede Küre bölgesindeki iki bakır yatağının metallojenisi ile meşgul

Detaylı

PLASER TİP MADEN YATAKLARI

PLASER TİP MADEN YATAKLARI PLASER TİP MADEN YATAKLARI Kayaçların çeşitli şekillerde ayrışması sonucunda, serbest hale geçen minerallerden fiziksel ve kimyasal ayrışmaya karşı dirençli olanların, uygun ortamlara taşınıp birikmeleriyle

Detaylı

Cebir Notları. Bağıntı. 1. (9 x-3, 2) = (27, 3 y ) olduğuna göre x + y toplamı kaçtır? 2. (x 2 y 2, 2) = (8, x y) olduğuna göre x y çarpımı kaçtır?

Cebir Notları. Bağıntı. 1. (9 x-3, 2) = (27, 3 y ) olduğuna göre x + y toplamı kaçtır? 2. (x 2 y 2, 2) = (8, x y) olduğuna göre x y çarpımı kaçtır? www.mustafayagci.com, 003 Cebir Notları Mustafa YAĞCI, yagcimustafa@yahoo.com (a, b) şeklinde sıra gözetilerek yazılan ifadeye sıralı ikili Burada a ve b birer sayı olabileceği gibi herhangi iki nesne

Detaylı

Araştırma Notu 15/188

Araştırma Notu 15/188 Araştırma Notu 15/188 10 Kasım 2015 ÇALIŞAN 757 BİN KİŞİ İŞ ARIYOR Seyfettin Gürsel *, Gökçe Uysal ** ve Mine Durmaz *** Yönetici özeti İşsizlerin ve çalışmak istediği halde iş aramaktan vazgeçmiş olan

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir. Bursa nın 25 Büyük Firması araştırması; -Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir. -Bu çalışma Bursa il genelinde yapılmış,

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

GÜNLÜK VE HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİ

GÜNLÜK VE HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİ GÜNLÜK VE HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİ Çalışan (işçi) ile çalıştıran (işveren) arasında oluşan ihtilafların çoğu çalışma süreleriyle ilgili. Çalışma süresi konusunda menfaat çatışması olması, çeşitli ihtilaflara

Detaylı

Bülent Gündağ Mert ile Söyleşi

Bülent Gündağ Mert ile Söyleşi Bülent Gündağ Mert ile Söyleşi Dürüst olmak, artı bir özellik değildir. Dürüst olmak, bir insanın nefes alması kadar doğal bir davranış olmalıdır. Bir hayatın içine yalan girdiyse, ne olursa olsun eşler

Detaylı

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler 1.Temel Kavramlar Abaküs Nedir... 7 Abaküsün Tarihçesi... 9 Abaküsün Faydaları... 12 Abaküsü Tanıyalım... 13 Abaküste Rakamların Gösterili i... 18 Abaküste Parmak Hareketlerinin Gösterili i... 19 2. lemler

Detaylı

TÜRKİYE PETROL ARAŞTIRMALARI

TÜRKİYE PETROL ARAŞTIRMALARI 63 TÜRKİYE PETROL ARAŞTIRMALARI Emin Dr. Jeolog İLHAN Öze t Son 30-40 yıl içinde, hemen, hemen bütün memleketlerde ve bütün stratigrafik formasyonlarda petrol yatakları, veya hiç olmazsa kuvvetli idrokarbür

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: 2012.03.08.XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33 e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: 2012.03.08.XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33 e-posta: gurbuz@metu.edu.tr ARAŞTIRMA RAPORU (Kod No: 2012.03.08.XX.XX.XX) Raporu İsteyen : Raporu Hazırlayanlar: Prof. Dr. Bilgehan Ögel Tel: 0.312.210 41 24 e-posta: bogel@metu.edu.tr : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33

Detaylı

Karadeniz Ereğlisi Bölgesindeki Bazı Manganez Madeni Numunelerinin Mineralojik Etüdü

Karadeniz Ereğlisi Bölgesindeki Bazı Manganez Madeni Numunelerinin Mineralojik Etüdü Karadeniz Ereğlisi Bölgesindeki Bazı Manganez Madeni Numunelerinin Mineralojik Etüdü Yazan: Dr. Orhan Bayramgil W. Chazan Karadeniz Ereğlisi bölgesinde (bundan evvelki makaleye bakınız : Karadeniz Ereğlisi

Detaylı

Uzaktan Algılama Teknolojileri

Uzaktan Algılama Teknolojileri Uzaktan Algılama Teknolojileri Ders 9 Hiperspektral Görüntülemenin Sivil, Endüstriyel ve Askeri Uygulamaları Alp Ertürk alp.erturk@kocaeli.edu.tr Arkeoloji: Eser Analizi Arkeoloji: Eser Analizi Hiperspektral

Detaylı

Biçimli ve güzel bacaklara sahip olmak isteyen kadınlar, estetik cerrahların

Biçimli ve güzel bacaklara sahip olmak isteyen kadınlar, estetik cerrahların Plastik Cerrahlar Biçimli Bacaklar için Çalışıyor Biçimli ve güzel bacaklara sahip olmak isteyen kadınlar, estetik cerrahların kapısını çalıyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel,

Detaylı

DÜZLEM AYNALAR ÇÖZÜMLER . 60 N N 45. N 75 N N I 20 . 30

DÜZLEM AYNALAR ÇÖZÜMLER . 60 N N 45. N 75 N N I 20 . 30 Tİ Tİ 49 3 75 75 4 5 5 80 80 6 35 7 8 0 0 70 70 80 0 0 80 9 0 50 0 50 0 DÜZE AAAR DÜZE AAAR BÖÜ BÖÜ AŞTRAAR AŞTRAAR DÜZE AAAR ÇÖZÜER 5 9 3 3 3 6 0 3 3 3 3 7 3 3 3 4 8 3 3 3 50 Tİ 3 5 9 6 0 3 7 4 8 Tİ 5

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Bu konuda cevap verilecek sorular? MANYETİK ALAN Bu konuda cevap verilecek sorular? 1. Manyetik alan nedir? 2. Maddeler manyetik özelliklerine göre nasıl sınıflandırılır? 3. Manyetik alanın varlığı nasıl anlaşılır? 4. Mıknatısın manyetik

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

BİLGİSAYAR PROGRAMLARI YARDIMIYLA ŞEV DURAYLILIK ANALİZLERİ * Software Aided Slope Stability Analysis*

BİLGİSAYAR PROGRAMLARI YARDIMIYLA ŞEV DURAYLILIK ANALİZLERİ * Software Aided Slope Stability Analysis* BİLGİSAYAR PROGRAMLARI YARDIMIYLA ŞEV DURAYLILIK ANALİZLERİ * Software Aided Slope Stability Analysis* Mustafa Özgür KESKİN Maden Mühendisliği Anabilim Dalı Ahmet M. KILIÇ Maden Mühendisliği Anabilim Dalı

Detaylı

ÖZELLĠKLERĠ DĠKKATE ALINMADAN YAPILAN SONDAJ

ÖZELLĠKLERĠ DĠKKATE ALINMADAN YAPILAN SONDAJ AKĠFERLERĠN HĠDROLOJĠK ve GEOMETRĠK ÖZELLĠKLERĠ DĠKKATE ALINMADAN YAPILAN SONDAJ ÇALIġMALARI SONUCU YOK OLAN AKĠFERLER ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA. ÖRNEK: SURUÇ OVASI ÖZET: * Yazan : Hasan KIRMIZITAġ Türkiye

Detaylı

KAYNAĞIN UYGULAMA TEKNİK VE METOTLARI

KAYNAĞIN UYGULAMA TEKNİK VE METOTLARI KAYNAĞIN UYGULAMA TEKNİK VE METOTLARI Bu bahse geçmeden önce, buraya kadar gördüklerimizin ışığı altında bir kaynağın tarifini yeni baştan ele alalım: bir kaynak, birleşmenin unsurları arasında malzemenin

Detaylı

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 9

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 9 DERS 9 Resim 1. Kapadokya - Zelve Vadisi nde bir peri bacası. (, Kapadokya, 2012) 4. TAŞ ESERLERDE BOZULMA TÜR VE NEDENLERİ Koruma biliminde taş eserlerde bozulma terimi, doğal taşların bünyesinde taşın

Detaylı

TÜRKİYE KROM CEVHERİ YATAKLARINDA YAPILAN ETÜDLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ *

TÜRKİYE KROM CEVHERİ YATAKLARINDA YAPILAN ETÜDLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ * TÜRKİYE KROM CEVHERİ YATAKLARINDA YAPILAN ETÜDLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ * Hermann BORCHERT Clausthal Maden Akademisi) Almanya DETAYLI HULÂSA 1. Müşahedelerin 1952 senesindeki durumu a) Guleman/Soridağ krom

Detaylı

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI 23 Kasım 2013 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), hazırladığı araştırmaya dayalı olarak aşağıdaki görüşleri bildirdi: 2001 Krizi sonrasında

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Çökelme sertleştirmesi işleminin, malzemenin mekanik özellikleri (sertlik, mukavemet vb) üzerindeki etkisinin incelenmesi ve çökelme sertleşmesinin

Detaylı

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları TURİZM Kütahya ya gelen yabancı turistler Merkez ve Tavşanlı ilçelerinde; yerli turistler ise Merkez, Emet, Simav ve Tavşanlı ilçelerinde yoğun olarak konaklamaktadırlar. 2012 yılı içerisinde ildeki işletme

Detaylı

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara I. GİRİŞ 1965 yazında Jeolog G. Pasquare Çukurköy havalisinin jeolojik etüdünü yapmıştır.

Detaylı

Kursların Genel Görünümü

Kursların Genel Görünümü Yayınlanma tarihi: 15 Haziran 2013 YÖNETİCİ ÖZETİ İlki 15 Mart 2012 tarihinde yayınlanan UMEM Beceri 10 Meslek Kursları İzleme Bülteni, geçmiş dönemlere ait verilerin sistematik olarak takip edilmesi ihtiyacına

Detaylı

DER NER BARAJI VE HES N AATI PERDE ENJEKS YONU TEST ÇALI MALARI

DER NER BARAJI VE HES N AATI PERDE ENJEKS YONU TEST ÇALI MALARI DER NER BARAJI VE HES N AATI PERDE ENJEKS YONU TEST ÇALI MALARI Dr. Bünyamin ÜNAL 13 Devlet Su leri Genel Müdürlü ü 1.G R Bu çalı manın amacı, ülkemizin en yüksek barajı olan Deriner Barajında, baraj temeli

Detaylı

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi) KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi) 1 Giriş.. Değişkenleri nitel ve nicel değişkenler olarak iki kısımda inceleyebiliriz. Şimdiye kadar hep nicel değişkenler için hesaplamalar ve testler yaptık. Fakat

Detaylı

Bilardo: Simetri ve Pisagor Teoremi

Bilardo: Simetri ve Pisagor Teoremi Bilardo: Simetri ve Pisagor Teoremi Meral Tosun 30 Ağustos 2015 Bilardo, uzunluğu genişliğinin iki katı olan masalarda en az 3 top ile oynanır. Oyundaki toplam top sayısına ve vuruş kurallarına göre değişik

Detaylı

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ HABER BÜLTENİ 05.09.2012 Sayı 7 Konya Ticaret Odası (KTO) İstihdam İzleme Bülteni, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerinin bir araya getirilerek

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK 13 298 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P k ). t xlo )+( 2 t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P m ).

t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P k ). t xlo )+( 2 t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P m ). 3. KES (KİRİŞ) SİSTEM HESI 3.1 Kafes Sistem Yük nalizi Kafes kirişler (makaslar), aşıkları, çatı örtüsünü ve çatı örtüsü üzerine etkiyen dış yükleri (rüzgar, kar) taşırlar ve bu yükleri aşıklar vasıtasıyla

Detaylı

18.034 İleri Diferansiyel Denklemler

18.034 İleri Diferansiyel Denklemler MIT AçıkDersSistemi http://ocw.mit.edu 18.034 İleri Diferansiyel Denklemler 2009 Bahar Bu bilgilere atıfta bulunmak veya kullanım koşulları hakkında bilgi için http://ocw.mit.edu/terms web sitesini ziyaret

Detaylı

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi TEOG SINAVLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Yeni sınav sistemi TEOG, yani Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavlarında öğrenciler, 6 dersten sınav olacaktır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, T.C. İnkılap Tarihi

Detaylı

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir CANLILIK HÜCREYLE BAŞLAR 1- Canlıların Ortak Özellikleri : Çevremizdeki varlıklar canlı ve cansız varlıklar olarak iki grupta toplanırlar. Cansız varlıklar katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerden oluşur.

Detaylı

Çılgın Yıldızlar. Soru:

Çılgın Yıldızlar. Soru: Çılgın Yıldızlar Ayşe'nin dört adet plastik yıldızı vardır. Her yıldızın büyüklüğü, rengi, kenar kalınlığı ve köşe sayısı farklıdır. Ayşe, yıldızlarını bu özelliklerine göre sıralamayı seviyor. Örneğin,

Detaylı

TÜRKİYE MADENCİLİK FAALİYETİ

TÜRKİYE MADENCİLİK FAALİYETİ TÜRKİYE MADENCİLİK FAALİYETİ Bu sene içinde Türkiye'de başlıca maden işletmelerinde istihsâlin arttırılması- için, yapılan çalışmalar ve elde edilen istihsaller aşağıda, memleket ekonomisindeki tesirleri

Detaylı

SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini. Bölüm C: Diğer Bilgiler

SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini. Bölüm C: Diğer Bilgiler SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini Bölüm C: Diğer Bilgiler SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini İdari Uygunluk Değerlendirme Tablosu Teklif No: Adı: Yeni Ürün ile İhracat ve Kapasitenin

Detaylı

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı de yer alan öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı sorularının çoğunluğu kolay, bir kısmı da orta düzeydedir. Sınavda siz öğretmen adaylarını

Detaylı

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş 1 ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş Gazi Üniversitesi Arş. Gör. Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1- Giriş Bir ülke ekonomisine ilişkin değerlendirme yapılırken kullanılabilecek ölçütlerden birisi

Detaylı

Brexit ten Kim Korkar?

Brexit ten Kim Korkar? EDAM Türkiye ve Avrupa Birliği Bilgi Notu Brexit ten Kim Korkar? Haziran 2016 Sinan Ülgen EDAM Başkanı 2 23 Haziranda İngiliz halkı, İngiltere nin AB de kalıp kalmayacağına dair bir halkoyuna katılacak.

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Fransızca-Hintçe

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Fransızca-Hintçe Dilekler : Evlilik Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde. त म ह र श द क अवसर पर बध ई ह. म र आश र व द ह क त म सद स ख रह. Yeni evli bir çifti Félicitations et meilleurs

Detaylı

http://acikogretimx.com

http://acikogretimx.com 09 S 0- İstatistik sorularının cevaplanmasında gerekli olabilecek tablolar ve ormüller bu kitapçığın sonunda verilmiştir.. şağıdakilerden hangisi istatistik birimi değildir? ) Doğum B) ile C) Traik kazası

Detaylı

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1995 yılından bu yana, hazırladığı ve titizlikle uygulamaya çalıştığı Stratejik

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN Finansal Sistem; fonun arz ve talebini dengeleyen ve fonları zaman, miktar, vade ve kişiler bazında kullanılabilir hale getiren bir sistemdir. Finansal Sistemin görevleri: Malların,

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI KISA DÖNEMLİ AMAÇLAR (ünite-konu amaçları)

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI KISA DÖNEMLİ AMAÇLAR (ünite-konu amaçları) UZUN DÖNEMLİ AMAÇLAR (yıl sonunda) RİTMİK SAYMALAR BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI KISA DÖNEMLİ AMAÇLAR (ünite-konu amaçları) 100 e kadar ikişer ritmik sayar. ÖĞRETİMSEL AMAÇLAR BAŞ. BİTİŞ (Kazanımlar)

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

TAVŞANLI-DAĞARDI ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ VE SERPANTİN ÎLE KALKERLERİN YAŞI HAKKINDA NOT

TAVŞANLI-DAĞARDI ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ VE SERPANTİN ÎLE KALKERLERİN YAŞI HAKKINDA NOT TAVŞANLI-DAĞARDI ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ VE SERPANTİN ÎLE KALKERLERİN YAŞI HAKKINDA NOT Adnan KALAFATÇIOĞLU Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara ÖZET. Hersinien ve Alp orojeniğini geçirmiş bulunan

Detaylı

HİZMET ALIMINA İLİŞKİN BASINDA ÇIKAN SON HABERLER

HİZMET ALIMINA İLİŞKİN BASINDA ÇIKAN SON HABERLER HİZMET ALIMINA İLİŞKİN BASINDA ÇIKAN SON HABERLER TDB GENEL BAŞKANI, HİZMET ALIMI UYGULAMASININ HAYATA GEÇERİLMEMESİNİ ELEŞTİRDİ Anadolu Ajansı 15.09.2009 ANKARA (A.A) - 15.09.2009 - Türk Dişhekimleri

Detaylı

Faaliyet Alanları. 22 Aralık 2014. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Faaliyet Alanları. 22 Aralık 2014. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 22 Aralık 214 Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 214 eğitim yılında doldurulmuş olan Bölümü Değerlendirme Anket Formları Raporu. Öğrencilerin staj yaptıkları firmaların doldurduğu

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7 İÇİNDEKİLER 1 Projenin Amacı... 1 2 Giriş... 1 3 Yöntem... 1 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6 5 Kaynakça... 7 FARKLI ORTAMLARDA HANGİ RENK IŞIĞIN DAHA FAZLA SOĞURULDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI Projenin Amacı : Atmosfer

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Zeki Aslan YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Yıldız nedir sorusunu insanlık yüz binlerce belki de milyonlarca yıldır soruyordu? Fakat yıldızların fiziksel doğası ve yaşam çevrimleri ancak 1900 lü yıllardan sonra

Detaylı

Merhaba! Fatih ALKAN Yasin UĞURLU Mehmet ÜZER. Biz buradayız çünkü sizi ve yazılımı seviyoruz. Bize ulaşabilirsiniz: www.codingistanbul.

Merhaba! Fatih ALKAN Yasin UĞURLU Mehmet ÜZER. Biz buradayız çünkü sizi ve yazılımı seviyoruz. Bize ulaşabilirsiniz: www.codingistanbul. «MERHABA DÜNYA» Merhaba! Fatih ALKAN Yasin UĞURLU Mehmet ÜZER Biz buradayız çünkü sizi ve yazılımı seviyoruz. Bize ulaşabilirsiniz: www.codingistanbul.com PROGRAMLAMA NEDİR? Yeni bir dünya için hazırlanın!

Detaylı

KASTAMONU İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

KASTAMONU İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI KASTAMONU İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI Kastamonu ili bulunduğu jeolojik yapısı nedeniyle yer altı kaynaklarıı bakımından zengin potansiyellere ve çeşitliliğe sahip bir ilimizdir. Genel Müdürlüğümüzün

Detaylı

KARA SINIRLARININ KORUNMASI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK

KARA SINIRLARININ KORUNMASI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK Resmi Gazete Tarihi: 21.03.1991 Resmi Gazete Sayısı: 20821 KARA SINIRLARININ KORUNMASI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - Bu Yönetmeliğin

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) Sayı : 90792880-155.15[2013/2901]-889 02/09/2015 Konu : TÜBİTAK tarafından desteklenen

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

OBEB - OKEK Test -1. 6. OKEK( 14, 20) kaçtır? 1. OBEB(16, 20, 48) kaçtır? 7. OBEB, 2. OBEB(56, 140, 280) kaçtır? 3. OKEK(10, 15, 25) kaçtır?

OBEB - OKEK Test -1. 6. OKEK( 14, 20) kaçtır? 1. OBEB(16, 20, 48) kaçtır? 7. OBEB, 2. OBEB(56, 140, 280) kaçtır? 3. OKEK(10, 15, 25) kaçtır? OE - OKEK Test -1 1. OE(16, 0, 8) kaçtır? A) ) ) ) 6 E) 8 6. OKEK( 1, 0) kaçtır? A) 10 ) 160 ) 180 ) 10 E) 0. OE(56, 10, 80) kaçtır? 7. OE, 15 5 kaçtır? A) 1 ) 0 ) ) 8 E) A) 75 ) 75 ) 5 ) 5 E) 5. OKEK(10,

Detaylı

KASIM 2010 DÖNEM 2010 YILI KASIM AYINDA BÜTÇE AÇI I B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 88,3 ORANINDA AZALARAK 365 M LYON TL OLMU TUR.

KASIM 2010 DÖNEM 2010 YILI KASIM AYINDA BÜTÇE AÇI I B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 88,3 ORANINDA AZALARAK 365 M LYON TL OLMU TUR. KASIM 2010 DÖNEM 2010 YILI KASIM AYINDA BÜTÇE AÇI I B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 88,3 ORANINDA AZALARAK 365 M LYON TL OLMU TUR. 2010 YILI KASIM AYINDA VERG GEL RLER B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA

Detaylı

TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI

TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI Prof. Dr. Sabahat Tezcan H.Ü. Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü 22 Haziran 2005 - İSTANBUL Bebek ve Çocuk Ölümlülüğü 0-4 Yaş Dönemindeki Ölümler Perinatal

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011 EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ HAREKETLERİ.. 2 İTHALAT

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir. Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği

Detaylı

KILAVUZ SORU ÇÖZÜMLERİ Matematik

KILAVUZ SORU ÇÖZÜMLERİ Matematik FRAKTALLAR -. Ünite 9. A seçeneğinde verilen şekil adet doğru parçası, B seçeneğinde bulunan şekil 6 adet doğru parçası C seçeneğinde bulunan şekil ise 0 adet doğru parçası kullanılarak oluşturulmuştur.

Detaylı

Ölçme ve Kontrol Ders Notları

Ölçme ve Kontrol Ders Notları Ölçme ve Kontrol Ders Notları Namık Kemal Üniversitesi Hayrabolu Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Ahmet DURAK ÖLÇME Bilinen bir değerin aynı cinsten bilinmeyen bir değer içinde ne kadar olduğunun

Detaylı

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız? Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız? 3 Eylül 2015 tarihinde Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel TUTAL ve İzmir Çağdaş Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Halit KESER ile birlikte Bayındır

Detaylı

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama DE/11/LLP-LDV/TOI 147 420 Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama 1. Adınız: 2. İşletmenin Adı: 3. Tarih: Evet Hayır Bilmiyorum 1. Mevcut işinizde mesleki eğitim fırsatlarına erişebiliyor musunuz?

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

ÖDEME TALEP FORMU GIDA, TARIM VE HAYVANCLIK İL MÜDÜRLÜĞÜNE İZMİR

ÖDEME TALEP FORMU GIDA, TARIM VE HAYVANCLIK İL MÜDÜRLÜĞÜNE İZMİR ÖDEME TALEP FORMU GIDA, TARIM VE HAYVANCLIK İL MÜDÜRLÜĞÜNE İZMİR Ek listede belirtilen makine ve ekipman alımlarına ilişkin faaliyetleri Hibe Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak gerçekleştirdiğimizi; ilgili

Detaylı

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR Sektörlere Göre Dağılım 60 %52 50 %39 %46 Tarım 40 Sanayi 30 % 14 %19 %21 İnşaat 20 %8 10 % 1 Hizmetler 0 KADIN ERKEK 2

Detaylı

1.0. OTOMATİK KONTROL VANALARI UYGULAMALARI

1.0. OTOMATİK KONTROL VANALARI UYGULAMALARI 1.0. OTOMATİK KONTROL VANALARI UYGULAMALARI Otomatik kontrol sistemlerinin en önemli elemanları olan motorlu vanaların kendilerinden beklenen görevi tam olarak yerine getirebilmeleri için, hidronik devre

Detaylı

3- Kayan Filament Teorisi

3- Kayan Filament Teorisi 3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

TOPOĞRAFYA Takeometri

TOPOĞRAFYA Takeometri TOPOĞRAFYA Takeometri Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ JDF 264/270 TOPOĞRAFYA DERSİ NOTLARI http://geomatik.beun.edu.tr/marangoz http://jeodezi.karaelmas.edu.tr/linkler/akademik/marangoz/marangoz.htm

Detaylı

Temel Bilgisayar Programlama

Temel Bilgisayar Programlama BÖLÜM 9: Fonksiyonlara dizi aktarma Fonksiyonlara dizi aktarmak değişken aktarmaya benzer. Örnek olarak verilen öğrenci notlarını ekrana yazan bir program kodlayalım. Fonksiyon prototipi yazılırken, dizinin

Detaylı

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler.

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler. ALGILAMA Duyum Algı ALGILAMA - ALGI Duyum Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler. Algılama Duyu verilerini örgütleyip yorumlayarak çevredeki

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM 1 2 VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM 3 VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Yayın No.10 ISBN 975 94473 6 3 Kapak tasarım: Şule İLGÜĞ - ilgug75@hotmail.com Baskı Yeri:

Detaylı

II- İŞÇİLERİN HAFTALIK KANUNİ ÇALIŞMA SÜRESİ VE FAZLA MESAİ ÜCRET ALACAKLARI

II- İŞÇİLERİN HAFTALIK KANUNİ ÇALIŞMA SÜRESİ VE FAZLA MESAİ ÜCRET ALACAKLARI I- GİRİŞ 1475 sayılı İş Kanunu nun 61. maddesinde işçilerin haftalık çalışma süresi 48 saat olarak belirlendiği için, 30.07.1983 tarihine kadar, 1475 sayılı Kanunu na göre çalışan işçilere, bir aylık dönemde,

Detaylı

TÜBİTAK TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU BİLİM ADAMI YETİŞTİRME GRUBU ULUSA L İLKÖĞRETİM MA TEMATİK OLİMPİYADI DENEME SINAVI.

TÜBİTAK TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU BİLİM ADAMI YETİŞTİRME GRUBU ULUSA L İLKÖĞRETİM MA TEMATİK OLİMPİYADI DENEME SINAVI. TÜBİTAK TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU BİLİM ADAMI YETİŞTİRME GRUBU ULUSA L İLKÖĞRETİM MA TEMATİK OLİMPİYADI DENEME SINAVI Birinci Bölüm Soru Kitapçığı Türü DENEME-7 Bu sınav iki bölümden

Detaylı