İLACA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMELERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İLACA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMELERİ"

Transkript

1 TC. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PERİODONTOLOJİ ANA BİLİM DALI İLACA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMELERİ (BİTİRME TEZİ) Hazırlayan Stj. Dişhekimi Bengi Koçanalı Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Baylas Bornova İZMİR

2 ÖNSÖZ İlaca Bağlı Dişeti Büyümeleri konulu tez çalışmamda bana tecrübesiyle yol gösteren, yardımlarını ve iyi niyetini esirgemeyen değerli hocam sayın Prof. Dr. Haluk Baylas a ayrıca tezimi hazırlama aşamasında bilgi ve deneyimlerini benimle paylaşan Dt. Buket Han a ve son olarak da manevi olarak hep aynımda olan annem, babam ve kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. 2

3 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ GİRİŞ 1. Sağlıklı Dişeti Dişeti Büyümesine Neden Olan İlaçların Listesi a. Antikonvülzanlar b. İmmunsüpresanlar c. Kalsiyum Kanal Blokerleri İlaca Bağlı Dişeti Büyümesinin Histopatolojik Özellikleri İlaca Bağlı Dişeti Büyümesinin Risk Faktörleri a. Yaş b. Büyüme Faktörleri c. Plağın İndüklediği Enflamatuar ve İmmunolojik Değişkenlerin Rolü d. Periodontal Faktörler e. İlaca Bağlı Dişeti Bağ Dokusu Homeostazındaki Değişiklikler f. İlaca Bağlı Faktörler f -1. İlaçların Farmakokinetiği f -2. İlaçların Farmakodinamiği g. Kombine İlaç Kullanımı h. Genetik Faktörler SONUÇ... KAYNAKLAR... 3

4 GİRİŞ Günümüzde dişetinde görülen rahatsızlıklardan biri de dişeti büyümeleridir.dişeti büyümelerinde rol oynayan faktörleri ise şöyle sıralayabiliriz : 1-Enflamatuar Büyüme Kronik Akut 2-Enflamatuar Olmayan Büyüme İlaca Bağlı Ailesel, kalıtsal veya hiperplastik büyüme 3-Kombine Büyüme (Enflamatuar + Enflamatuar Olmayan Büyüme) 4-Diğer Faktörler Hormonal Büyüme ( hamilelik-puberte) Lösemik Büyüme Vitamin C Eksikliğine Bağlı Büyüme Nonspesifik Büyüme ( pyojenik granülom) 5- Neoplastik Büyüme Benign Malign Bu faktörler içindeki ilaçlar 3 ana grupta toplanmaktadır.bunlar: Antikonvülzanlar İmmünsüpresanlar Kalsiyum kanal blokerleridir. Antikonvülzanlar;epilepsi tedavisinde kullanılırken immunsüpresanlar;organ nakli uygulanmış hastalarda organ reddini engellemek için,romatoid artrit ve multiple 4

5 skleroz vb.immunolojik hastalıkların tedavisinde kullanılır.kalsiyum kanal blokerleri ise ventriküler aritmi,angina ve hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaç grubunu oluşturur.bu ilaçların en önemli yan etkilerinden biri bizim için de önem taşıyan dişeti büyümesidir. İlaca bağlı dişeti büyümelerinde hekimin hastaya uyguladığı tedavinin başarısı olumsuz yönde etkilenir.bu nedenle hekim böyle bir durumla karşılaştığında öncelikle ilaç kullanan hastada büyümenin ve tekrarının oluşmasını önlemek için girişimde bulunmalıdır. 1. Sağlıklı Dişeti Bugün için sağlıklı dişetinin tarifi klinik ve histolojik olarak kesinleşmiştir.dişeti; pembe renkli,sıkı kıvamlı,dişlere komşu olarak seyreden,kron-kök doğrultusunda 2.5-5mm.genişliğinde,dişeti kenarında dantela tarzında bir görünüme sahiptir.yüzeyi çok katlı yassı epitele örtülüdür.serbest dişeti bölümü hariç altındaki kemiğin periostuna ve dişin sement dokusuna sıkıca bağlanmıştır.interdental papiller sıkıdır ve sondalamada kanama olmaz.sağlıklı dişeti;diş üzerinde bıçak sırtı şeklinde sonlanır. Resim-1:Sağlıklı dişetinin uçuk pembe rengi, stippling yüzey özelliği, keser dişler üzerinde serbest ve yapışık dişetinin görünümü. 5

6 Dişeti yüzey özelliklerine göre üç kısma ayrılır: Serbest dişeti Yapışık dişeti Dişeti papili Resim-2: Mukogingival bağlantı ve yapışık dişeti Serbest dişeti;dişetinin dişlere en yakın bölümüdür ve dişeti kenarı adını da alır.bu kısım ile yapışık dişeti arasında serbest dişeti oluğu bulunur. Yapışık dişeti;mukogingival birleşim ile serbest dişeti oluğu arasında kalan bölümdür.altındaki alveol kemiği ve semente sıkıca bağlanmıştır. Dişeti papili ise dişlerin arasını dolduran,dişlere bakan iki tarafı hafifçe konkav olan,üçgen şeklinde dişeti bölümüdür. 6

7 Şekil-1: Dişetinin çeşitli kısımları ve alveol mukozası sınırı.dp: Dişeti Papili,SD: Serbest Dişeti,SDO:Serbest Dişeti Oluğu, YD:Yapışık Dişeti,MGB: Mukogingival Birleşim,ALM:Alveol Mukozası,DK: Dişeti Konveksliği Şekil-2: Vestibül-Oral düzlemde diş ve dişin destek dokularını gösteren şema.1.mine,2.dentin,3.pulpa,4.dişeti,5.periodontal Membran,6.Alveol Kemiği,7.Mukogingival birleşim,8.sement,9.dişeti kreti,10.dişeti oluğu,11.serbest dişeti oluğu,12.epitelyal ataşman,13.yapışık dişeti,14.dişeti epiteli,15.dişeti bağ dokusu,16.alveol mukozası. 7

8 Şekil-3: Dişin bukkal yüzeyindeki normal marjinal gingivanın şematik olarak histolojik görünümü. GS:gingival sulkus,oe:oral epitel,ose:oral sulkuler epitel, JE:Bağlantı epiteli, N:nötrofilik granülosit, L:lenfosit, V:gingival pleksus kanalları, Co: kollagen fibriller, Fi:fibroblast, P:plazma hücreleri, MAB:marjinal alveolar kemik, PDL:periodontal ligament. 8

9 Şekil-4:Dentogingival bağlantı 9

10 2. Dişeti Büyümesine Neden Olan İlaçların Listesi (26): Kategori Sınıfı Jenerik isim Ticari isim İmmunsüpresanlar Siklosporin-A Sandimmum,Neoral Antiepileptikler Barbitüratla Fenobarbital Aparoxal, Kaneuron r Fenitoin Gardenol, Di-hydan Dilantin Valproik asid Depakine chronol, Depakin Urgabatrin Sabril Kalsiyum kanal blokerleri Fenilalkil Amin Verapamil Isoptine, Verapamil Benzodiaze pin Dihidropirid in Diltiazem Nifedipin Nifedipine+atenolol Nitrendipin Amlodipin Felodipin Nicardipin Nimodipin Locidipin Verapamil-ratiopharm Cardiostal, Cardiazem Mono-tildiem, Diacor Diltiazem-ratiopharm Tildiem Diltiazem-LP, Bitildiem Dilrene Adalat,Chronoadalat, Nifedipine-ratiopharm Beta-adalat,Tenordate Baypress,Nidrel Amlor Flodil Loxen Nimotop Caldine 10

11 Resim-3: Genç bir hastada alt anterior dişler bölgesinde enflamatuar değişikliklerin eşlik ettiği reaktif dişeti büyümesi.kızarıklık ve şişlik gibi enflamatuar degişiklikler marginal gingivada açıkça görülmektedir.stilman yarıkları interdental papillanın büyümesinin bir sonucudur. 2.a - Antikonvülzanlar Fenitoin (5-5 diphenylhydantoin (DPH))(Dilantin,Epanutin) : İlk kez 1938 de tıbbın hizmetine sunulan fenitoin;epilepsi hastalığının ana tedavi edici ajanıdır.paracelcus tarafından Yıldırım Hastalığı olarak tanımlanan bu hastalık;klasik bilgilere göre tarihle neredeyse yaşıttır. Grandmal ve petit mal nöbetlerini önlemek için kullanılır.ayrıca beyin ameliyatı ya da kafa travması sonrasında da kullanılır.fenobarbital türü;osteomalasi,hipokalsemi,depresyon gibi çeşitli nörolojik bozuklukların tedavisinde de kullanılır. Fenitoin;beyin korteksinde sinir blokajı yaparak etkisini gösterir.ancak bu ilacın epilepsi nöbetlerini önlemedeki başarısının yanında uzun süreli kullanımı sonucu yan etkileri de mevcuttur.kemikte bazı patolojiler oluşabilir.çünkü parathormonun salgılanmasını inhibe ederek kemikten kana kalsiyum geçişine neden olur.böylece osteoporoza yol açar.bunun yanında kan,deri,karaciğer,endokrin sistem ve immün sistem üzerinde de yan etkileri kanıtlanmıştır. Ancak dişhekimliği yönünden önemli bir yan etkisi de dişeti büyümesidir.ilk defa 1939 yılında Kimball tarafından bildirilen (22) bu yan etkisi; 11

12 günümüzde fenitoin kullanan hastaların %50sinde meydana gelmektedir.ancak bazı kaynaklara göre bu ilacı kullanan hastalarda dişeti büyümesinin görülme sıklığınınyaklaşık %3-%84.5 arasında değiştiği bildirilmiştir. Fenitoin e Bağlı Dişeti Büyümesinin Klinik Özellikleri Fenitoin kullanımında dişeti büyümesinin ilaç kullanımına başladıktan sonra 1 ila 6 ay içinde başlayabileceği bildirilmiştir. Bazı kaynaklarda ise ilacın bu yan etkisinin klinikte gözlemlenmesinin 6-9 ayı bulabileceği bildirilmiştir (12).Ancak oluşmaya başlayan dişeti büyümesi 1 yıl içinde en üst safhasına ulaşır. Fenitoine karşı verilen hiperplastik cevabın ilk belirtisi genellikle interdental papilin büyümesi şeklindedir.papil başlangıçta kırmızı ve yumuşaktır,sonra yumuşak dokuda meydana gelen fibrozis nedeniyle papil daha sıkı bir hale gelir.interdental papillanın genişlemesi ve marginal dişetinin kalınlaşması ile başlayan hiperplazi dişlerin interproksimal boşluklarını doldurur ve zamanla labiale ve linguale doğru yayılarak lobüler bir görünüm almaya başlar.bu durumda dişeti kolay kanamayan, fibrotik bir yapıdadır.ancak plak ve diğer irritanların neden olduğu iltihap ile doku; kırmızı, ödemli, süngerimsi, ülserli ve kanamaya meyilli bir hal alır.bu durum sekonder enflamasyonun işaretidir. 12

13 Resim-4:Fenitoin e bağlı dişeti büyümesi. Resim-5: Fenitoin hiperplazisi. Aşırı büyümüş dokular dişlerin anatomik kronlarını kısmen örterler.bazen de hiperplazi; bazı dişleri ya da ağızdaki dişlerin tümünü bütünüyle örtecek boyutlara ulaşabilir.bu durumda konuşma ve çiğneme gibi fonksiyonlar da engellenebilir. Büyüme karakteristik olarak dişeti kenarından çizgisel bir biçimde ayrılmıştır.büyüme; dişsiz alanlarda gözlemlenmemesine rağmen Poppel ve Collins (31); dişsiz bölgede fenitoine bağlı dişeti büyümesi tespit ettiklerini bildirmişlerdir. 13

14 Hiperplazinin alt ve üst çenede ön dişlerin vestibül yüzlerinde daha şiddetli olduğu tespit edilmiştir (5).Bazı kaynaklarda ise üst çenede alt çeneden daha ileri boyutta olduğu belirtilmiştir.bunun nedeninin de sürekli hava teması dolayısıyla oluşan dişeti kuruması olduğu söylenmiştir.ancak ağzın posterior bölgelerinde hatta palatinal mukozada gingival büyümenin daha ciddi boyutlarda olduğunu tespit eden araştırmacılar olmuştur (5). Fenitoine bağlı dişeti büyümesinin şiddetinde etkili olan faktörler: Oral hijyen eksikliği Enflamasyon varlığı ve miktarı Plak birikimi Diştaşı oluşumu Pseudoceplerin derinliği Resim-6: Kötü ağız hijyeninin eşlik ettiği Fenitoin e bağlı dişeti büyümesi. Oral hijyen; büyümenin yer ve miktarında etkilidir (12).Gingival hiperplazi sonucu pseudocepler oluşur ve bu kısımlarda hijyen sağlamak zorlaşır.böylece biriken plak dişeti enflamasyonunun artmasına neden olur. Sekonder enflamasyon adı verilen bu durumda dokunun görünümü değişir.oysa enflamasyonla komplike hale gelmemiş gingival hiperplazi vakalarında dokular yoğun,sıkı,kanamasız ve ağrısızdır. 14

15 Özetle;dişeti büyümesi fibröz büyümeyle başlayıp sekonder olarak enflame olur ya da enflamasyonla başlayıp sekonder olarak fibrozis gelişir.enflamasyonun eşlik etmediği büyüme dut görünümüne sahip,lobüler tarzda,açık pembe renkli, kanamaya meyili olmayan bir yapıda ve sıkı kıvamdadır. Fenitoin e bağlı dişeti büyümesine sekonder enflamatuar değişimler eklendiğinde kırmızı,kırmızı-mavimsi renk değişimi olur,lobüler görünüm kaybolmaya başlar ve kanamaya eğilim artar (Resim-6). Bazı çalışmalarda fenitoin kullanan hastalarda dişeti hiperplazisi derecesinin tükrükle atılan fenitoin miktarı ile ilgili olabileceği ve fenitoinden zengin tükrükle temas eden dişetinde hiperplazinin artabileceği belirtilmektedir.doku kültürü çalışmaları; fenitoinin fibroblast proliferasyonu üzerinde direkt stimülatör etkisi olduğunu göstermiştir. Antikonvülzan ilaçların serumdaki folik asit seviyelerini azalttığı gösterilmiş ve hücresel düzeyde kullanımını bloke ettiği belirtilmiştir.bu vitamin eksikliğinin de lokal irritanlara karşı asıl fiziksel bariyer olan gingival sulkus epitelinde dejeneratif değişikliklere neden olarak dişeti büyümesine yardım ettiği ileri sürülmektedir. Fenitoin alan hastalarda immunolojik açıdan hiperplazi; tükrükte daha düşük konsantrasyonlarda IgA bulunmasına bağlanmaktadır.iga daki bu azalmanın, dişeti büyümesi için hazırlayıcı bi faktör olan lokal enflamasyonu arttırdığı belirtilmektedir. Hiperplazi; temizliği sınırlayan doku büyümesi olduğu, çiğneme fonksiyonunu engellediği ve estetik olarak istenmediği için tedavi edilmelidir.ilacın alımı kesildiğinde hiperplazinin kısmen veya tamamen geri döndüğü bilinmekteyse de epilepsi tedavisi sonuçlanmadan ilacın kesilmesi söz konusu değildir.çünkü fenitoin, grand-mal ve psikomotor epilepsi tedavisinde etkin bir ilaçtır.bir diğer çözüm; hiperplazik dişetinin cerrahi olarak çıkarılması olmasına karşın olguların çoğunda kötü ağız hijyeni ile hiperplazi tekrar oluşmaktadır. 15

16 2.b- İmmunsüpresanlar Siklosporin-A (CsA): Cyclic bir polipeptid olan CsA; 1972 yılında Sandoz Laboratuarları tarafından keşfedilmiş çok etkili bir immunsüpresiftir.organ nakli yapılan hastalarda nakledilen organın reddini önlemek için kortikosteroid ve azatioprin ile birlikte yaygın olarak günümüzde kullanılmakla birlikte diabetes mellitus (Tip2), romatoid artrit,sarkoidoz,lupus eritematozus,multiple skleroz ve immunolojik hastalıkların tedavisinde de etkin olan bir ilaçtır (12). En önemli özelliği;non-steroid immunsüpresifler arasında myelotoksik etkisi olmamasıdır. Ancak nefrotoksisite,hepatotoksisite,hipertansiyon,lenfadenom,dişeti büyümesi,hirsutizm,tremor,iştahsızlık,mide bulantısı gibi çeşitli yan etkileri bildirilmiştir. Böbrek ve karaciğerde meydana gelebilen toksik yan etkisi geri dönüşümlüdür ve bu durum tedavinin başarısını bozmadan toksik etkilerin tamamen elimine edilene kadar dozun azaltılmasıyla sağlanır.nefrotoksisite ve hipertansif etkisini azaltabilmek için ayrıca nifedipin ve diltiazem gibi Ca antagonistleri hastalarda kullanılmaktadır. Günümüze kadar yapılmış araştırmalarda CsA kullanan hastalarda dişeti büyümesi görülme sıklığının %25-81 arasında olduğu bildirilmiştir (3). Siklosporin e Bağlı Dişeti Büyümesinin Klinik Özellikleri Siklosporine bağlı dişeti büyümesinin oluşumu diğer ilaç gruplarındaki gibi öncelikle interdental papilden başlar.anterior bölgede posterior bölgeye göre daha sık gözlenir.kötü ağız hijyeni ile daha da artar.oluşumu haftalar içinde yavaş bir şekilde gelişir.dişeti kısmen eritematöz, genellikle marginal gingiva ve interdental papiller ödematöz olup küçük mekanik travmalarda kanamaya yatkındır ve palpasyon bulgusu olarak belirli bir sertlik dikkati çeker ama hidantoin hiperplazisine göre yine de daha az fibröz görüntü vermektedir.ayrıca siklosporin hiperplazisinde; dişlerin bulunmadığı alveol mukozasında hiperplazi görülmemektedir. Tüm ilaç gruplarında dişeti büyümesinin klinik 16

17 görünümü benzer olup birbirinden ayırt edilmesi klinik olarak zordur.ancak siklosporine bağlı dişeti büyümesinde görülen farklılık; lobuler tarzda dişeti büyümelerinin üzerinde papiller tarzda büyümelerin görülmesidir (23) (Resim-7).. Resim-7:Siklosporin e bağlı dişeti büyümesi. Resim-8: Siklosporin e bağlı dişeti büyümesi. 17

18 Resim-9: Siklosporin e bağlı dişeti büyümesi. Resim-10: Siklosporin e bağlı dişeti büyümesi. Atilla ve ark. (3); siklosporin kullanan hastalarda görülen dişeti büyümesi ile CsA kullanma süresi ve CsA serum seviyesinin ilişkili olmadığını ortaya koymuştur.ancak yapılan bu araştırmada 6 aydan kısa süre CsA kullanan hastalarda dişeti büyümesinin,ilacı kullanma süresiyle pozitif ilişkili olduğu; 6 aydan daha uzun süre CsA kullananlarda ise böyle bir ilişkinin olmadığı belirlenmiştir.ayrıca yine aynı araştırmada; CsA kullanımını takiben dişetinde büyüme ile ilgili değişikliklerin ilk 6 ayda hızlı oluştuğunu ve 12 ayda ulaşabileceği en üst seviyeye geldiği tespit edilmiştir. 18

19 2.c- Kalsiyum Kanal Blokerleri: Kalsiyum kanal blokerleri antihipertansif ilaçların genel grubundadır.kutanöz reksiyonlarla da yakından alakalıdır (18). En çok görülen yan etkilerinden biri dişeti büyümesidir (18). Daha az görülen yan etkileri; purpuric exanthem, pemfigoid, fasial telenjiektazi, subakut kutanöz lupus eritematozus, fotosensitivite reaksiyonları, oral ülserler ve eritromelaljidir (18). Kalsiyum kanal blokerlerinden dişeti büyümesine sebep olan ilaçlar ise Verapamil, Felodipin (35), Nimodipin, Nicardipin, Nifedipin, Amlodipin (21), Manidipin (17), Nitrendipin (7) olarak tespit edilmiştir.bir dihidropiridin olan İsradipin in ise dişeti büyümesini indüklemediği ortaya konmuştur (21).).Bu ilaçlar arasında en sıklıkla kullanılanı Nifedipin dir.1986 da Norveç te yapılan bir araştırmada kalsiyum kanal blokeri olarak kullanılan ilaçların %39 unun Nifedipin, %27 sinin Verapamil, %21sinin Amlodipin, %10 unun Diltiazem, %3 ünün Felodipin olduğu, böylece en büyük oranın Nifedipin e ait olduğu belirlenmiştir (4). Nifedipin: İlk olarak İstail de 1977 yılında kullanılmaya başlanılan nifedipin; kalsiyum kanal blokeri ilaçlar içinde en sık kullanılan ilaçtır. Dihidropiridin grubundandır. Nifedipin; hipertansiyon, vazoplastik anjin ve ventriküler aritmiler ve postmyokardial sendrom tedavisinde kullanılmaktadır.farmakolojik olarak birincil etkisi; serum konsantrasyonunu değiştirmeksizin kalp ve damar düz kaslarının membranındaki kalsiyum kanallarından extrasellüler kalsiyumun hücre içine girişini bloke etmektir. Kalsiyumun hücre içerisine girmesinin engellenmesiyle O2 gereksinimi azaltılır, kontraksiyon yanıtı inhibe edilir, böylece koroner ve sistemik arterler genişletilmiş olur (4).Bu vazodilatatör etkisiyle kan basıncı düşürülmüş olur (7). Nifedipin gibi pek çok 19

20 kalsiyum kanal blokeri vasküler düz kas ve fibroblastların büyüme ve proliferasyonunu inhibe eder. Bunun yanında ekstrasellüler matriks proteinlerinin (kollagen, fibronektin, proteoglikan) sentezini inhibe eder (7). Nifedipin kullanımının dişeti büyümesine yol açtığı ilk kez Lederman ve ark. tarafından bildirilmiştir (24). Nifedipin e Bağlı Dişeti Büyümesinin Klinik Özellikleri: Nifedipin kullanan hastalarda da diğer ilaç gruplarında olduğu gibi interdental bölgeden başlayan dişeti büyümesinin olduğu belirlenmiştir (4). Ayrıca hem anterior hem de posterior bölgede büyüme gözlenmiştir.lezyonlar başlangıçta lokal olup,sıkı kıvamlıdır.papilde başlayan büyüme zamanla lobüler bir şekle bürünüp mobil hale gelir.zamanla renk değişimi göstererek çevresine göre daha kırmızı bir hal alır, süngerimsi kıvamlı ve kanamaya meyilli bir hale gelir (4). İlerledikçe pseudocepler oluşur,derin fissurlar meydana gelir.büyümedeki artış ilerlerse dişeti; klinik olarak dişlerin kron kısımlarını kısmen ya da tamamen örter (7). Resim-11: Nifedipin e bağlı dişeti büyümesi. 20

21 Resim-12: Nifedipin e bağlı dişeti büyümesi. Brown ve ark. (7); Nifedipin ve fenitoin e bağlı dişeti büyümesinde klinik olarak bazı benzerliklerin olduğunu gözlemlemişlerdir.dişeti büyümesinin nodül şeklinde olduğunu ve lokalizasyononun alt ve üst çenelerde anterior bölgenin vestibül yüzeylerinde oluştuğunu tespit etmişlerdir.bazı vakalarda ise maksiler molar ve premolarların bukkal,palatinal ve distal dişetinde büyümenin görüldüğünü bildirmişlerdir. Resim-13: Nifedipin e bağlı dişeti büyümesi. Nifedipin kullanımında; dişsiz alanlarda dişeti büyümesinin görülmediği bildirilmiştir. Ioulios ve ark. (18) da yaptıkları çalışmayla bu görüşü desteklemişlerdir. 21

22 Mikrobiyal dental plağın ve dişeti iltihabının nifedipine bağlı dişeti büyümelerindeki yeri konusunda çeşitli görüşler vardır. Ayrıca Heijl ve ark. da (16) köpeklerde bir dihydropiridine olan Nitrendipine kullanarak yaptıkları çalışmada; dişeti büyümelerinin daima mikrobiyal dental plağın yoğun olduğu noktalardan başladığını belirtmişlerdir.buna karşılık Morisaki ve ark. (28) dişeti iltihabı olan ve olmayan ratlar üzerinde araştırma yapmışlar ve her iki grupta da Nifedipin e bağlı dişeti büyümesini gözlemlemişler ve iltihabın bu büyümeyi daha da şiddetlendirdiğini belirlemişlerdir. Baylas ve ark. da bu konuda yaptıkları bir araştırma sonucunda Morisaki ve ark.nın vardığı sonucla aynı görüşte olduklarını ortaya koymuşlardır (4). Sonuç olarak; Nifedipin in dişeti büyümesi için doku yüzeyinde hazırladığı uygun ortama mikrobiyal dental plak gibi, iltihabi periodontal hastalıkların ana etkeninin eklenmesi ile klinikte rastladığımız Nifedipin e bağlı dişeti büyümeleri ortaya çıkmaktadır. Kalsiyum kanal blokerlerinin kullanımına ara verilmesi ile semptomlar azalmaya başlar hatta tamamen ortadan kalkabilir.ancak ilaca tekrar başlanmasıyla belirtiler tekrar geri döner.ilaç kullanımına son verilmesinden bir hafta sonra dişetinin vertikal boyutunda belirgin bir azalma gözlenir.dişeti büyümesinin tamamen yok olması ise başlangıçtaki büyümenin boyutuna bağlı olarak 15 gün-2 ay içinde olduğu bildirilmiştir (29). İlaca Bağlı Dişeti Büyümesi aşağıda belirtilen hastalıklardan ayırt edilmelidir: Kronik gingivitis Hiperplastik gingivitis Herediter gingival fibromatozis Hamilelik gingivitisi Sarkoidoz Crohn s hastalığı 22

23 Lösemi Amiloidoz Wegener s granülomatozu Mukolipidoz Mukosakkaridoz dur. 3. İlaca Bağlı Dişeti Büyümesinin Histopatolojik Özellikleri : Hiperplazi terimi ancak özel bir hücre tipinin hacim ve miktarındaki artış olarak değerlendirilir.oysa dişeti büyümesinin; hücre sayısındaki artış sonucu değil, ekstrasellüler matriks hacmindeki artış sonucu oluştuğu görüşü günümüzde kabul edilmektedir. Brown ve ark. da (6) ilaca bağlı dişeti büyümesinin nonkollagen matriks birikimi ve bağ dokusundaki artış sonucu oluştuğunu belirtmişlerdir.dişeti büyümesinde rol oynayan ilaç kategorilerinin tümü için lezyonun histopatolojisi benzerdir.büyüme; epitelde ve bağ dokusunda artış şeklinde görülür. Dişeti büyümesinin histopatolojik olarak incelenmesi için başvurulan ışık mikroskop tekniğinde; dişeti bağ dokusunun artmasıyla dişetinde boyut artışı olduğu tespit edilmiştir.ayrıca dişeti kesitlerinde epitelde akantoz ve parakeratoz, dişeti bağ dokusunda da düzensiz yerleşimli,bol kollagen lif demetleri gözlemlemlenmiştir. Elektron mikroskop çalışmalarına göre; artmış olan bu bağ dokusunun içinde büyük oranda kollagen olmayan matriks ve ana madde (substans) vardır.çevrede bağ dokusuna doğru uzanan retepegler mevcuttur. Bazı kaynaklara göre; ilaca bağlı olan büyümelerin granülasyon dokusu tarzında olduğu bildirilmiştir.bu doku pek çok fibroblast, genç kapiller damarlar ve düzensiz yerleşimli fibrillerin yanında tek tük lenfosit hücrelerini içerir. 23

24 Fenitoin e bağlı dişeti büyümelerinin histopatolojik incelemesinde; en dıştaki cok katlı yassı epitelde kalınlaşma (akantoz) ve yer yer parakeratotik bölgeler görülmüştür. Epitel papilla tarzında ince ve sık tepecikler halinda stromaya doğru ilerlemiştir (1). Bağ dokusundaki başlıca değişiklikler ise; lamina propriada kollagen liflerde ileri derecede bir çoğalma,fibroblast sayısında artma ve retepeg proliferasyonudur.proliferasyon, bağ dokusunda olduğu gibi konnektif doku stromasındaki kapillerlerde de mevcuttur.kan damarları çoğalmış ve genişlemiş olup irregülerdir (1). Siklosporin kullanımı sonucu dişeti büyümesi oluşmuş hastalarda yapılan gingivektomi sonucu elde edilen histopatolojik preparatlarda lezyonun; düzgün olmayan, inişli çıkışlı genişlemiş, bazı bölgelerde odak şeklinde parakeratinize çok katlı yassı epitel ile kaplı olduğu görülmüştür. Epitelin altında düzgün bir dağılım göstermeyen, lenfosit ve çok sayıda plazma hücrelerinden oluşan infiltrasyon odakları ve sıklaşmış bağ dokusu görülmüştür. Çok sayıda iltihap hücreleriyle infiltre olmuş bazı bölümlerde yüzeydeki yassı epitelde defekt ve bunun etrafında cerahatli granülasyon dokusu da göze çarpmıştır. Lemair ve ark. (25), kan lipoprotein komponentlerinin kişiden kişiye farklılık göstermesi nedeniyle dokulara bağlanan CsA düzeyinin de farklı olabileceğini, bunun sonucunda da dişeti içindeki lokal CsA düzeyinin fibroblasların sentez ve proliferasyon özelliklerini değiştirebileceğini ileri sürmüşlerdir. 4. İlaca Bağlı Dişeti Büyümesinin Risk Faktörleri: Seymour ve ark.nın (34) yaptığı bir çalışmaya göre ilaca bağlı dişeti büyümesinde; yaş, büyüme faktörleri, plağın indüklediği immunolojik ve enflamatuar değişkenler,periodontal faktörler, ilaca bağlı dişeti bağ doku homeostazındaki değişiklikler, ilaçların farmakodinamik-farmakokinetiği, kombine ilaç kullanımı ve genetik özellikler; risk faktörleri olarak ortaya konmuştur. 24

25 4.a- Yaş: Girgis ve ark. (13) ; yaptıkları bir çalışmada Fenitoin e bağlı dişeti büyümesinin özellikle çocuk ve genç erişkinlerde daha sık görüldüğünü belirtmişlerdir.bazı araştırıcılar da; yaşlı ve orta yaşlı hastalara kıyasla gençlerde dişeti büyümesinin daha sık oluştuğunu belirleyerek Girgis ve ark. na katılmışlardır. Buna rağmen Penarrocha-Diago ve ark. (30) Fenitoin e bağlı dişeti büyümesi ile yaş arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını rapor etmişlerdir. Nishikawa ve ark. (29) ratlar üzerinde yaptıkları bir araştırmada; Nifedipin e bağlı dişeti büyümesinin genç erkeklerde daha sıklıkla oluştuğunu vurgulamışlardır. Bazı araştırmacılar; cinsiyetin kalsiyum kanal blokerlerine bağlı dişeti büyümesinde önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir ve erkeklerin kadınlara göre üç kat daha fazla risk altında olduklarını bildirmişlerdir. Radwan-Ockzo ve ark. (32) da, cinsiyetin bir risk faktörü olduğunu vurgulamışlar ve 124 böbrek hastası üzerinde yaptıkları arştırmada Siklosporin in etken olduğu dişeti büyümesine erkeklerin kadınlara göre iki kat daha fazla yatkın olduğunu belirtmişlerdir. 4.b- Büyme Faktörleri: Literatürde; transforme büyüme faktörü (TGF), epidermal büyüme faktörü (EGF), ve keratinosit büyüme faktörü (KGF) üzerine yapılan çalışmalar mevcuttur. Bu büyüme faktörlerinden transforme büyüme faktör-beta 1 (TGF-β1) dişeti büyümesinde ana role sahiptir.tgf; fibroblastları, kollagen,fibronektin ve proteoglikan gibi ekstrasellüler matriks proteinlerinin sentezini arttırmaları için stimüle eder.yapılan araştırmalarda; TGFβ1 in ekstrasellüler matrikste latent halde bulunduğu, ancak bir yaralanma ya da bakteriyel plak sonucu oluşan kronik gingivitiste salgılanmasının uyarıldığı ortaya konmuştur. 25

26 Bazı araştırmacılar Siklosporin in sitokin ve büyüme faktör seviyelerinde etkili olarak dişeti fibroblast aktivitesini değiştirebileceğini öne sürmüşlerdir. James ve ark. (20) TGF-β1 i hem sağlıklı hem de Siklosporin e bağlı büyümüş dişetinde bağlantı epitelinde saptamışlardır.ancak enflamatuar hücrelerin yoğunlukta olduğu alanlarda TGF-β1 miktarının az olduğunu tespit etmişlerdir.aynı çalışmada; içine Siklosporin konmuş fibroblast kültürlerinde ortama daha sonradan TGF-β1 eklenmesi sonucu total protein ve kollagen sentezinin arttığı gözlemlenmiştir.siklosporin ile TGF-β1 kültürlere beraber konulduğunda ise sadece TGF-β1 in bulunduğu kültür gruplarına göre matriks sentez stimülasyonunun azaldığı görülmüştür (20). Buduneli ve ark. (8) dişeti oluğu sıvısındaki TGF-B1 seviyelerini, sağlıklı ve Siklosporin kullanan iki ayrı hasta grubunda incelemişler ve Siklosporin tedavisinin dişeti oluğundaki TGF-B1 düzeyini arttırdığını tespit etmişlerdir. Bazı araştırmacılar (4), ilaca ağlı dişeti büyümesi olan hastalarda tükrük içeriğini inceleyerek epidermal büyüme faktörü (EGF) ve sinir büyüme faktörünü (NGF) glandüler ve total tükrükte saptamışlar ve EGF ile NGF nin Siklosporinden etkilenmediğini rapor etmişlerdir. Nicardipin kullanan hastalarda Matsumoto ve ark.nın (27) yapmış olduğu bir araştırmaya göre; bu hastalardan kültüre edilen dişeti fibroblaslarında EGF reseptör sayısının arttığı saptanmıştır. Yapılan bazı araştırmalarda, Fenitoin e bağlı dişeti büyümesi olan dokularda bağ dokusu büyüme faktörünün; Siklosporin-A veya Nifedipin e bağlı dişeti büyümesi olan dokulardaki bağ dokusu büyüme faktörünün seviyesine oranla daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir. Epidermal büyüme faktörü reseptörleri de Nifedipin, Verapamil ve Diltiazem kullanılması durumunda daha yüksek olarak tespit edilmiştir (27). 26

27 4.c-Plağın İndüklediği Enflamatuar ve İmmunolojik Değişkenlerin Rolü: Sitokinler enflamasyon durumunda temel olarak lenfosit ve makrofajlardan salınır. Başlıca enflamatuar sitokinler ise interlökin-1(il-1), interlökin-2 (IL-2), lökotrien- B4 (membran lipid mediatörü),tümör nekroz faktör alfa(tnf-α), interlökin-1 alfa(il1-α), interlökin-6(il-6), interlökin-8 (IL-8), platelet aktivasyon faktörü (PAF) dür. Monosit ve T hücrelerinin başlıca ürünü IL-1 dir.bu faktör fibroblast proliferasyonu ve kollagen sentezinin stimülasyonundan sorumludur. Heijl ve ark. (16), ilaca bağlı dişeti büyümesinin; sitokinlerin arttırıcı etkisiyle oluştuğunu belirtmişlerdir. Nötrofiller,makrofajlar ve eozinofiller tarafından, araşidonik asit 5 lipooksijenaz enzimi yolu ile üretilen LTB4; nötrofil kemotaksisi ve endoteliyal hücrelere adezyondan sorumludur.bunun yanında lizozomal enzimlerin açığa çıkmasını, bağ doku yenilenmesindeki fibroblast aktivitesini ve yara iyileşmesini düzenler. PAF fibroblastların aktive olmasını sağlayarak proliferasyonunu arttırır. IL-2 sentezini inhibe ederken IL-1 üretimini aktive eder. Emingil ve ark.(11), sağlıklı ve Siklosporin kullanan, böbrek nakli uygulanmış kişilerden oluşan iki ayrı gruptan aldıkları dişeti oluğu sıvılarında LTB4 ve PAF düzeylerini incelemişlerdir.sonuçta; dişeti oluğu sıvısındaki LTB4 ve PAF düzeylerinin Siklosporin kullanımıyla önemli bir ilişki içerisinde olmadığını saptamışlardır ve bu sitokinlerin enflamasyon nedeniyle var olduklarını düşünmüşlerdir. IL-6 nın değişik sitokinleri inhibe ettiği ve bu sitokinlerin de fibroblast aktivitesini stimüle ettiği belirtilmiştir. James ve ark.(20), IL-6 ve (TGF-β) seviyesinin artmasıyla fibroblastların kollagen sentezi yapmasının kolaylaşabileceğini ileri sürmüşlerdir. Cebeci ve ark. (10) siklosporin kullanımına bağlı dişeti büyümesi olan hastaları hafif şiddette dişeti büyümesi ve şiddetli dişeti büyümesi gösterenler olarak iki grupta toplamış ve bu hastaların periferik kandaki lökosit dağılımını incelemişlerdir.bu çalışmaları 27

28 sonucunda; sadece CD2 nin şiddetli dişeti büyümesi gösteren hastalarda artmış olduğunu tespit etmişlerdir.ayrıca Bulut ve ark. da (15) yine Siklosporin e bağlı dişeti büyümesi olanların bağ dokusunda doğal öldürücü hücreleri(natural killer hücreler) düşük olarak saptamışlardır. Weinzweig ve ark. (92), kalsiyum kanal blokerlerinin hücre içine kalsiyum iyonlarının geçişini inhibe etmesiyle T hücre proliferasyonunu ve IL-2 üretimini inhibe ederek dişeti büyümesinde rol oynayabileceklerini belirtmişlerdir.ayrıca Verapamil in mast hücre salınımını, nötrofil fonsiyonlarını ve trombosit fonksiyonunu inhibe ettiğini Nifedipin in de trombosit aggregasyonunu azaltıcı etkisinin olduğunu rapor etmişlerdir. Ruhl ve ark. (33) ilaca bağlı dişeti büyümesi görülen ve sağlıklı kişilerden oluşturulmuş iki ayrı grubun tükrük içeriklerini inceleyerek bu iki grup arasında albumin ve IL-6 seviyelerinin önemli oranda farklılık olduğunu saptamışlardır.ancak tükrük proteinlerinini tümünde toplam bir değişiklik gözlememişlerdir.buna göre; ilaca bağlı dişeti büyümesinde enflamatuar sitokin ve albuminlerin rol aldığı sonucuna varmışlardır. 4.d-Periodontal faktörler: İlgenli ve ark. (19) Siklosporin in periodontal dokular üzerindeki etkisini sıçanlar üzerinde yaptıkları bir çalışmade incelemişlerdir.150 adet sıçan üzerinde yapılan bu çalışmada Siklosporin in periodontal dokular üzerinde değişiklik yaratacak etkilere sahip olduğunu, oluşturduğu değişikliklerin de plak retansiyonuna bağlı olarak daha da çok olabileceğini belirtmişlerdir. Penarrocha-Diago ve ark. (30) Dişeti büyümesinin oluşumunda oral hijyen ve dişeti enflamasyonunun önemli rol oynadığını ortaya koymuşlardır.ayrıca diş fırçalama sıklığı ile dişeti büyümesinin şiddeti arasında anlamlı bir ilişki olduğunu bulmuşlardır.bunun yanında zayıf ağız hijyeni olan pek çok hastada dişeti büyümesinin 28

DİŞ ETİ BÜYÜMESİNE NEDEN OLAN İLAÇLAR VE TEDAVİLERİ

DİŞ ETİ BÜYÜMESİNE NEDEN OLAN İLAÇLAR VE TEDAVİLERİ ŞT.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI DİŞ ETİ BÜYÜMESİNE NEDEN OLAN İLAÇLAR VE TEDAVİLERİ BİTİRME TEZİ Stj.Diş Hekimi Gülçin SARI Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Murat OLUKMAN

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DİŞETİ HASTALIKLARI. Prof.Dr. Gül ATİLLA PROF. DR. GÜL ATİLLA. Periodontoloji Anabilim Dalı BORNOVA-İZMİR

EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DİŞETİ HASTALIKLARI. Prof.Dr. Gül ATİLLA PROF. DR. GÜL ATİLLA. Periodontoloji Anabilim Dalı BORNOVA-İZMİR EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DİŞETİ HASTALIKLARI Prof.Dr. Gül ATİLLA Periodontoloji Anabilim Dalı BORNOVA-İZMİR İÇİNDEKİLER I. DİŞETİ HASTALIKLARI A. Dental plak kökenli Dişeti Hastalıkları,

Detaylı

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

Prof. Dr. Gökhan AKSOY Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 SİNOVİTLER Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 Sinovyal Dokunun Non-tümöral ve Tümör-benzeri Lezyonları Non-tümöral Lezyonlar Reaktif Tümör-benzeri Lezyonlar

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

BÖBREK NAKLİ SONRASINDA CsA KULLANAN HASTALARDA DİŞETİ BÜYÜMESİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI

BÖBREK NAKLİ SONRASINDA CsA KULLANAN HASTALARDA DİŞETİ BÜYÜMESİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI İ Ü Dİş Hek Fak Der 1995: 29: 65-70 BÖBREK NAKLİ SONRASINDA CsA KULLANAN HASTALARDA DİŞETİ BÜYÜMESİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI Gül Atilla 1 Nezih Azmak 2 Mustafa Cirit 9 Yayın kuruluna teslim tarihi : 07 07 1994

Detaylı

Dt. Gülen KAMAK * Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZGÖZ **

Dt. Gülen KAMAK * Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZGÖZ ** Olgu Sunumu/ Case KAMAK, Report ÖZGÖZ FENİTOİNE BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMESİNİN TEDAVİSİ VE UZUN DÖNEM TAKİP SONUÇLARI: OLGU RAPORU # THE THERAPHY OF GINGIVAL OVERGROWTH CAUSED BY PHENYTOIN AND LONG-TERM FOLLOW-UP

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA C5aR 450 C/T GEN POLİMORFİZMİ: GREFT ÖMRÜ İLE T ALLELİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA C5aR 450 C/T GEN POLİMORFİZMİ: GREFT ÖMRÜ İLE T ALLELİ ARASINDAKİ İLİŞKİ RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA C5aR 450 C/T GEN POLİMORFİZMİ: GREFT ÖMRÜ İLE T ALLELİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Ramazan GÜNEŞAÇAR 1, Gerhard OPELZ 2, Eren ERKEN 3, Steffen PELZL 2, Bernd DOHLER 2, Andrea RUHENSTROTH

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

Dt. Abdulsamet TANİK * Dt. Fatih DEMİRCİ **

Dt. Abdulsamet TANİK * Dt. Fatih DEMİRCİ ** Olgu Sunumu/ TANĠK, DEMĠRCĠ, Case Report DOĞRU İLACA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMESİ İKİ VAKA SUNUMU DRUG-INDUCED GINGIVAL ENLARGEMENT TWO CASE REPORT Dt. Abdulsamet TANİK * Dt. Fatih DEMİRCİ ** Doç. Dr. Arzum Güler

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ Konak modülasyon tedavisi (KMT); konak-bakteri etkileşiminin konak tarafını desteklemek anlamına gelir. Tedaviden çok doku yanıtını düzenlemektir. Periodontal hastalık, biofilm

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Dr. Dt. Şivge KURGAN * Dr. Dt. Canan ÖNDER * Dt. Ayşe TAYMAN * Dt. Ardita KOÇİ * Prof. Dr. Hamit BOSTANCI *

Dr. Dt. Şivge KURGAN * Dr. Dt. Canan ÖNDER * Dt. Ayşe TAYMAN * Dt. Ardita KOÇİ * Prof. Dr. Hamit BOSTANCI * Olgu KURGAN, Sunumu/ ÖNDER, Case Report TAYMAN, KALSİYUM KANAL BLOKÖRÜ (AMLODİPİN) KULLANIMINA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMESİ:5 YIL TAKİPLİ VAKA RAPORU Makale Kodu/Article code: 2576 Makale Gönderilme tarihi: 01.02.2016

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

PERİODONTOL HASTALIKLAR

PERİODONTOL HASTALIKLAR T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı PERİODONTOL HASTALIKLAR BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Ekin Su ERTÜRK Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Tahir GÜRLER

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 1 YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 3 Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik

Detaylı

Araş. Gör. Dr. Gülnihal Emrem DOĞAN * Araş. Gör. Dt. Ebru SAĞLAM * Doç. Dr. Mehmet Cankat KARA ** Doç. Dr. Turgut DEMİR *

Araş. Gör. Dr. Gülnihal Emrem DOĞAN * Araş. Gör. Dt. Ebru SAĞLAM * Doç. Dr. Mehmet Cankat KARA ** Doç. Dr. Turgut DEMİR * Olgu Sunumu/ DOĞAN, Case SAĞLAM, Report KARA, SİKLOSPORİN-A VE AMLODİPİN KULLANIMINA BAĞLI DİŞETİ BÜYÜMESİNİN ND:YAG LAZERLE TEDAVİSİ: OLGU SUNUMU TREATMENT OF CYCLOSPORIN A AND AMLODIPINE INDUCED GINGIVAL

Detaylı

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? Muhittin Ertilav 1, Özge Timur 2, Ender Hür 5, Devrim Bozkurt 5, Haşim Nar 2, Turan Koloğlu 3, Pınar Çetin 2, Özlem Purçlutepe 2, Sait Şen 4,

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Başvuru: 14.02.2013 Transplant Recipient: A Case Report. Kabul: 18.04.2013 Nefroloji. Abstract

Başvuru: 14.02.2013 Transplant Recipient: A Case Report. Kabul: 18.04.2013 Nefroloji. Abstract Böbrek Nakilli Hastada Düşük Doz Siklosporinin Neden Olduğu Diş Eti Büyümesi: Olgu Sunumu Low Dose Cyclosporine-Induced Gingival Hyperplasia In A Kidney Başvuru: 14.02.2013 Transplant Recipient: A Case

Detaylı

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı

Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı Normal Doku: Erken ve geç etkilerin patogenezi Yeniden ışınlamada doku toleransı Klinik Radyobiyoloji Kursu 19-20 Şubat 2010 Ankara Dr. Mine Genç minegenc@gmail.com Radyasyona bağlı doku reaksiyonlarını

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu Kemik Doku Prof.Dr.Ümit Türkoğlu 1 Kemik Dokusu İskelet sistemi başlıca işlevleri: Mekanik destek Hareket için kasların yapışma yerlerini sağlama Medüllasında yer alan, hemapoetik sistem elemanı kemik

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Yara iyileşmesi Üst düzey organize edilmiş bir kaskad Hemostaz, inflamasyon, proliferasyon ve remodeling Hasarlı dokunun normal mimarisini

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İDEAL FARMAKOLOJİK TEDAVİ * Etkilerin spesifik olması * Aynı düzeyde öngörülebilir

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011

Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011 Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011 Cell growth differentiation Inflamation Cytokine production Extracellular-regulated

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

81. Aşağıdaki antipsikotik ilaçlardan hangisinin ekstrapiramidal yan etkisi en azdır?

81. Aşağıdaki antipsikotik ilaçlardan hangisinin ekstrapiramidal yan etkisi en azdır? 81. Aşağıdaki antipsikotik ilaçlardan hangisinin ekstrapiramidal yan etkisi en azdır? A) Haloperidol B) Klorpromazin C) Flufenazin D) Tiotiksen E) Klozapin Referans: e-tus İpcucu Serisi Farmakoloji Ders

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

ROMATİZMAL HASTALIKLARDA SİTOKİN HEDEFLİ TEDAVİLER

ROMATİZMAL HASTALIKLARDA SİTOKİN HEDEFLİ TEDAVİLER ROMATİZMAL HASTALIKLARDA SİTOKİN HEDEFLİ TEDAVİLER H. Direskeneli Marmara Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı İnflamasyon Doku Yanıtı (McInnes, Nature Clin Prac Rheumatol 2005; 31) RA da Sitokin Ağı (Firestein,

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Klinik gözlemlerle, endokrin bezleri içeren neoplastik sendromlar tanımlanmıştır. Paratiroid, hipofiz, adrenal,tiroid ve

Detaylı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Bağışıklık sistemini etkileyen (uyaran veya baskılayan) maddeler özellikle kanser ve oto-bağışıklık hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar Organ nakillerinde reddin

Detaylı

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı Devitalizan Maddeler Ağrılı bir pulpayı, devital hale getirmek için çeşitli maddeler kullanılagelmiştir. Hızlı bir etki göstererek pulpayı birkaç gün içinde

Detaylı

EPİLEPSİ HASTALIĞI VE DİŞ HEKİMLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ

EPİLEPSİ HASTALIĞI VE DİŞ HEKİMLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ T.C Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı EPİLEPSİ HASTALIĞI VE DİŞ HEKİMLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Davut BULUT Danışman Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Ahmet ACARER

Detaylı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Prof. Dr. Ahmet Gül İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Romatoid Artrit Kronik simetrik poliartrit q Eklemde İnflammasyon

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Genelde hepsi kalıtsal ve otozomal resesifir

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM DENSITY PLATELET GEL ONARICI TIPTA

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi PLAVİX FİLM TABLET 75 mg KISA ÜRÜN BİLGİSİ 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Farmakogenetik CYP2C19

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı İlhan Onaran Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır? Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır? Çağlar Ruhi 1, Nilgün Sallakçı 2, Fevzi Ersoy 1, Olcay Yeğin 2, Gültekin

Detaylı

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK YAŞLILIK VE KANSER Prof.Dr.A.Önder BERK Kanser ve diğer hastalıkların yaşla değişen sıklığı (%) YAŞ HASTALIKLAR 45 45-59 60-74 75+ Kanser 3,8 8,3 14,0 16,0 Kalp Hastalıkları 0,4 14,0 14,0 20,0 Periferik

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır Arı Sütü Arı sütü koyu kıvamda jelatinöz vasıfta olup beyaz-sarı renktedir. Arı sütü için uluslararası üretim standartları bulunmayıp Brezilya, Bulgaristan, Japonya ve İsviçre de uygulanan ulusal standartlar

Detaylı

CELLULITE CONTROL BODY SMOOTHING CREME

CELLULITE CONTROL BODY SMOOTHING CREME CELLULITE CONTROL BODY SMOOTHING CREME - Yağı hedefler - Yağı parçalar - Yeni yağ depolarının oluşumunu engeller - Hücrenin metabolizmasını arttırır Normal Cilt Selülit Cellulite Control, selülit görünümünü

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ÖZET: Birçok araştırma periodontal sağlıkla sigara kullanımı arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu gerçeği

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Cover Page. The handle  holds various files of this Leiden University dissertation Cover Page The handle http://hdl.handle.net/1887/38405 holds various files of this Leiden University dissertation Author: Balcıoğlu, Hayri Emrah Title: Role of integrin adhesions in cellular mechanotransduction

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı