Tasavvuf ve tarikat Soru: Rabıtayı bırakan kimse, sonra yapmak isterse bu hususta hangi şartlar gerekir?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tasavvuf ve tarikat 2315 - Soru: Rabıtayı bırakan kimse, sonra yapmak isterse bu hususta hangi şartlar gerekir?"

Transkript

1 Soru: Dindar geçinen birçok kimseler, "Biz falan tarikatın bağlılarıyız. Müntesip bulunduğumuz zat, şöyle büyüktür, böyle büyüktür, başkaca büyük mürşit tanımıyoruz. Siz hakikate bağlı değilsiniz, biz bağlıyız" diyerek kendilerinin bağlı olmadıkları bir zat hakkında, ağıza alınmayacak çirkin isnatlarda bulunuyorlar. Pek tabii bu durum, Müslümanlar arasında yan bakmalara ve düşmanlıklara yol açmaktadır. Bu hususta sizin tavsiyeniz nedir? Cevap: Hakikati bulmak ve bilmek, cahilane bir iddia ile olmaz. Kişi bir kimseyi ve bağlı bulunduğu zatı sevebilir. Fakat başkasına dil uzatmaktan çekinmeli ve edebini korumalıdır Soru: Vahdet-i vücut düşüncesi nasıldır? Mevlâna Celaleddin-i Rumi Hazretleri "ney"e üfürmüş müdür? Yoksa şimdiki Mevlevilerin yaptıkları uydurma mıdır? Cevap: Vahdet-i vücut; maneviyat erbabının, seyr-i sülük sırasında, taayyün mertebesine geçiş anında çok nurani bir halin gözleri kamaştırması üzerine hiçbir şeyi ve hatta kendi nefsini bile göremeyecek duruma gelmesi üzerine söyledikleri ve tashihe muhtaç bir sözdür. Bu söz manevi bir hazzın tesiri ile söylenmiş olduğu için sahibi mazur bulunmaktadır. O manevi hazzı o an tadanların dışındakilerin bunu sarfetmesi yanlış ve tehlikelidir. Cenab-ı Hak Vacibü'l Vücut'tur. Kâinat ise mümkinü'l vücuttur. Varlığı vacib olan Allah ile, olması ile olmaması müsavi bulunan kâinat nasıl bir olabilir? İmam Rabbani Hazretleri, "Vahdet-i vücut değil, vahdet-i şühud vardır" diyor. Allah'ın (cc) varlığı kâinatla birleşmiş olmamakta, görüş birliği olmaktadır. Yani o kimse, gözünün kamaşması sebebiyle, Allah'ın (cc) varlığından başka bir şey kalmamış sanmakta ve görüşteki birliği vücutta birlikmiş gibi his galatına düşmektedir. Elmalılı M.Hamdi Yazır (merhum) Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsirinin 8. cildinde ve Sure-i İhlas'ın tefsiri sırasında şöyle demektedir: "Vahdetçilik diye mümkinattan ibaret olan âlemi, vacibü'l-vücut görmek isteyen panteistlerin küfrü ilhadına düşmekten sakınmalıdır. Mümkinat vücuda gelmek için illete muhtaçtır. Varlığı kendisinden olmayan şeyler, haddi zatında kendine kalınca yok demektir." Soru: Varis-i nebide ve mürşid-i kâmilde bulunması gereken vasıflar nelerdir? Cevap: Allah'ın (cc) emirlerine ve Peygamber (sav) Efendimiz'in sünnetlerine tam ittiba, yasakların tamamından, mekruhlardan ve hatta mubah olan şeylerin fazlasından sakınmak; füyuzât-ı Rabbani'ye mazhariyet ve irşada manen mezun olmaktır Soru: Büyük bir zatın türbesine para atmakta bir beis var mıdır? Cevap: Hayatta paraya ve dünya malına değer vermemiş bir zatın vefatından sonra türbesine para atmak mânâsız bir hareket ve İslâm'a aykırı bir iştir Soru: Mektubat-ı Şerifin birinci cildinde Rabbani (ks), 286. mektupta şöyle diyor: "Gerçek tasavvufçu, keşfinde yanılsa müctehide benzer." Keşfinde yanılan bu tasavvufçuya uyan müridin hali ne olacaktır? Cevap: İmam Rabbani Hazretleri, diğer mektuplarında buna ışık tutacak cevaplar vermiştir. Mektubat-ı Şerifi bütün olarak inceleme imkânını bulursanız, sorunuzun cevabını bizzat O büyük zatın ifadelerinden almış olursunuz. Bilhassa 23. mektubu dikkatle okuyunuz Soru: On sekiz bin âlemi açıklayınız. Bunların hepsi dünyada mı ve hepsinde canlı var mı? Cevap: Bu ifade, ekseriyetle tasavvuf alimlerince kullanılmakta olup, dokuz felek, anasır-ı erbaa, cemad, hayvan ve insan, melekut âlemi ve bir de insan-ı kâmil olmak üzere sayılmış on sekiz olmaktadır. Bunlardan her biri, zuhur itibariyle bin kabul edilerek "On sekiz bin âlem" denilmiştir. 1 / 9

2 Soru: Rabıtayı bırakan kimse, sonra yapmak isterse bu hususta hangi şartlar gerekir? Cevap: Önce bir tesbih namazı kılmalı, daha sonra bu işe salahiyetli bir kimseden tekrar "destur" almalı ve aralıksız derslerine devam etmelidir Soru: İnsanların bazıları derler ki, "Bu zaman tarikat zamanı değildir, hakikat zamanıdır", siz bu hususta ne dersiniz? Cevap: Hakikat yolu tarikattan geçer. Şeriat, tarikat, hakikat ve marifet birbirine bağlıdır. Bunları birbirinden ayırmak veya ayrı olarak düşünmek, fikri sapkınlık içinde bulunanların düşüncesidir Soru: Tarikatla Şeriat arasındaki farklılık konusunda bir yazı okudum. Bunlar kafama takıldı. Bu hususta bizi aydınlatır mısınız? Cevap: Bizim gayemiz, başka bir görüşün üzerinde fikir beyan etmekten ziyade, tasavvufun ulvi prensiplerini dile getirmektir. Mektubunuzda belirttiğiniz maddeleri sırayla ele alıp cevaplandırmaya çalışacağız. a) "Tarikatlar, sadece kalbe ehemmiyet verir." Bu ifadedeki kayd-ı ihtirazi "sadece" değil, "başlıca" olacaktır. Zira, kalp, vücut ikliminin sultanıdır. Onun ıslahı da vücudun diğer uzuvlarının salahına medar olur. Kalp, Rahmani feyze nail olunca aklı da akl-ı maaş olmaktan çıkarak "akl-i meâd" derecesine ulaşır. Tasavvufun ehemmiyet derecesine göre, ön planda ele aldığı hususu dikkate alıp diğer cihetleri ihmal etmiş şekilde göstermek yanlış ve ilim ölçülerine aykırıdır. b) "Tarikatlar, geçmiş insanlara hitap eder." Bu iddia eksiktir. Çünkü, tasavvuf hem geçmiş asır insanlarına hitap etmiş hem de içinde yaşadığımız asrın insanlarını -ezeli istidadları nisbetinde- irşada çalışmaktadır. Hedef aldığı hizmet anlayışı içinde, gelecek asırların insanlarına da hitap edecektir. c) "Tarikatlar, belli bir şahsa bağlanmayı ve o şahıstan feyz almayı esas alır." Tarikat, Aksa'l-ğaye bulunan Hakk'ın rızasını tahsilde mürşid-i kâmilin terbiyesinden istifade için takip edilen bir usuldür. İnsan kalbi, küçük watlı ampul gibidir. Şehir ceryanından faydalanıp etrafına ışık saçabilmesi için mutlaka bir transformotore ihtiyacı vardır. Aksi halde, gelecek ceryana ampul tahammül gösteremeyip patlayacaktır. Mahzen-i feyz-i ilâhi ve maksem-i nûr-i Rabbani olan mürşid, kendisine rabt-ı kalb edenlerin istifadesine yardımcı olur. Bu usul, bir talebenin üstadının önünde diz çöküp onun ders ve terbiyesinden faydalanmasına benzer. d) "Tarikatlar, belirli bir insan grubunu tesiri altına alır." Bu iddia, yuvarlak bir lâftır. Mesele, yapılacak hizmetin şer-i şerife uygun biçimde ifa edilmesi ve maşeri vicdanda ma'kes bulup gönüllere maya tutması ve halkın hidayete erişmesine vesile olmasıdır. Asr-ı saadetten beri safiyetini korumuş bulunan tasavvuf yolları, tarih boyunca, on binlerin, yüz binlerin hak yolu bulmasına vesile olmuştur ve olmaktadır da. e) "Tarikat; müntesiplerini, dünyayı, hatta her şeyi terk ettirme yolu ile fani alemin gafletlerinden uzaklaştırmayı esas alır." Bu iddia, boşlukları bulunan bir izah ve eksik bir tariftir. Tasavvufun feda ettiği dünya, kişiyi Rabbinden alıkoyan dünyadır. Yoksa, tarik-i dünya olmayı istemek değildir. Hubb-ı nefsi değil, başkalarını kendinden önce sevmeyi emreden tasavvuf, elindeki imkânları insanlığın hayrına harcamaya teşvik eder ve fakat tazyikte bulunmaz. Hakiki tasavvuf erbabının elinde çok kere bir şey bulunmayışı, çalışmaya karşı olduğundan değil, elindeki varlığı beşeriyetin salâhına ve felahına feda etme gözü tokluğundan ileri gelmektedir. Tasavvuf erbabı, aşırı mal heveslisi değildir. Eline geçeni de "insanların hayırlısı, insanlara hayırlı 2 / 9

3 olandır" Hadis-i Şerifinde müjdelenen ufka erişmek için tereddüt göstermeden harcamaya gayret göstermiştir. Onun için aşk-ı mutlak, rıza-i hakdır. Ona erişmek için gönül buhurdanındaki ateşle tutuşturduğu hayırhâhlık, etrafa buram buram hoş kokular ve insanlık örnekleri saçar. Balı elde eden kovanı fedada tereddüt gösterir mi? Seyyid Ahmed er-rıfai Hazretleri'nin "el-bürhanü'l-müeyyed" adlı eserinde ifade buyurdukları üzere, "Şeriat ayni tarikat, tarikat ayni Şeriattır" düsturundan hareket eden tasavvuf erbabı, İslâm'ın nasları ile bu yolun edebini hacimde şekil gibi birbirine bağlı görerek hareket eder. f) "Tarikatlar, insanda mevcut olan imandan istifade cihetine gider." Bu iddia tasavvufun kucakladığı hizmet anlayışının ancak bir yönünü dile getirmek ve fakat diğer cihetlerini görmezlikten gelmek olur. Bu iddia ilmi olmaktan uzaktır. Tasavvuf daire-i feyzine girmiş bulunan mü'minlerden, taklidi inançlardan kurtulup iman-ı hakiki'ye ulaşmasını ister. Fakat tasavvufun hedef edindiği hizmet, bu kadarla son bulmuş değildir. Din kardeşlerimize tavsiyemiz şu olacaktır: "Semaya perde germekle ay karartılamaz. Güneşin balçıkla sıvanması hiç kabil değildir" diyerek, tasavvuf sevgisi içinde hak bildiğiniz yolda devam ediniz. Şair ne hoş demiş: "Bir acep sevdaya düşmüş, çalışır emsi müdam, Hakka makbul olmak ister, halka makhur olmadan" Soru: Bazı kimseler konuşurlarken, "İslâm felsefesine göre şöyledir" gibi lâflar etmektedirler. İslâm felsefesi tabiri doğru mudur? Cevap: Bu ifade doğru değildir. Çünkü İslâm'ın hüküm vermedeki ölçüleri ile, felsefenin ölçüleri tamamen farklıdır. Felsefe, kendi sahasına giren meselelerde kanun-ı akle göre hüküm verir. Velev ki o mesele dinle ilgili bir husus olsun. İslâm kanun-ı nakle göre meseleleri hükme bağlamaktadır. İslâm felsefesi tabirini bırakın, Müslüman felsefesi sözü bile tarizden ve tenkitten uzak kalabilecek bir ifade değildir. Ancak "Müslüman filozof" sözü bir dereceye kadar doğru görülebilir Soru: Gerçek ihlâsı elde edebilmenin yolları nelerdir? İhlâs başlı başına bir mevzu ise bunun şubeleri nelerdir? Var mıdır? Cevap: Allah'a (cc) karşı dini vazifelerini yaparken, Cenab-ı Hakk'ı görür gibi kulluk vazifesi yapmaya "ihlâs" adı verilmektedir. Yapılan her ibadeti yalnız O'nun rızası için yapmak ve katkısız bir kulluk anlayışı ile hareket etmektir. İhyâu'l-Ulûm'dan bu bahsi tetkik etmenizi tavsiye ederiz Soru: Kaç çeşit tarikat var, bunlardan bahseden bir kitap tavsiye eder misiniz? Cevap: Zikr-i cehri ve zikr-i hafi olmak üzere iki manevi yol (tarikat) vardır. Bu iki yolda yürüyüp, bunların usulüne göre hareket eden bazı büyük zatlara izafeten anılan ve bu iki yolun şubeleri durumunda olan yollar ve manevi kollar bulunmaktadır. Hatırımızda tavsiye edebileceğimiz bir isim yoktur Soru: Müctehid adı verilen bir kimse, her meselede ictihad edebilir mi? Cevap: Müctehid; Ayet-i Kerime ile veya Hadis-i Şerif ile hükme bağlanmış bir meseleye kıyasla ictihad edebilir. Mevrid-i nasda içtihada müsaade yoktur. Ayet-i Kerime ile hükme bağlanmış veya Hadis-i Şerifte ifadesini bulmuş bir meselede asla ictihad yapılamaz Soru: Mutasavvıflardan bazıları tarafından söylenen "Allah'ın (cc) huzuruna girdik, Allah'ın (cc) huzurundan çıktık" sözünün tevili nasıl olacaktır? Cevap: Cenab-ı Hak, mekândan münezzehtir. Buradaki huzur tabirinin mekânla asla bir ilişiği yoktur. Onların huzuru ile muradı, Aziz ve Celil olan Allah'ın (cc) huzurunda idrak ettiği şühud halidir. Şühud perdelendiği zaman kendini o huzurdan çıkmış saymaktadır. 3 / 9

4 Soru: Vahdet-i vücud fikri doğru sayılabilecek şekilde tevil edilebilir mi? Böyle bir sözü Muhyiddin bin Arabi söylemiş midir? Cevap: Vahdet-i vücud inancı kabul edilemez. Cenab-ı Hak (cc), hiçbir şeye hulul etmez. Hulul ancak aynı cinsten olan şeylerde olur. Allah (cc) cins değildir ki eşya ile ittihad etmiş eşyaya hulul etmiş bulunsun. Allah Teala, Vacibü'l-vücut, kâinat, bütün eczası ile mümkinü'l-vücuttur. Bunların ittihadı nasıl mümkün olur. Allah'ın (cc) eşyaya hululünü iddia etmek, eşyanın ilâhlaşmasını kabul mânâsına geleceğinden küfürdür. Buradaki hululü bir arazın cevhere hululü olarak kabul etsek, Allah (cc) araz değildir. Bir cevherin diğer cevhere hululü şeklinde düşünsek, Allah Teala cevher de değildir. Yaratılmışların arasında bile hululü mümkün değildir. İki adamın birbirine hulul ederek tek adam haline gelmesi mümkün değildir. Çünkü zatları birbirine zıt bulunmaktadır. Muhyiddin bin Arabi Hazretleri büyük bir İslâm alimi ve Allah (cc) dostu bulunmaktadır. Bu noktada, kalbinde yarası bulunandan gayri, her ilim adamı ittifak etmiş bulunmaktadır. Vahdetçilerin ona nisbetle söyledikleri söz, onun tarafından söylenmiş olamaz. Çünkü Muhyiddin bin Arabi'nin diğer eserlerinde bunu reddeden sarih ifadeler vardır. Şöyle ki: a) "Akidetü's-Suğra" adlı eserinde, "Sonradan olmuş varlıkların ona hulul etmesinden veya onun eşyaya hulul etmesinden Hak Teala Yüce (ve münezzeh)dir" b) Akidetü'l-Vüsta" adlı eserinde de şöyle ifade etmektedir: "Şunu kesin olarak bil: Allah Teala, icma ile birdir. Tek olanın makamı yücedir. Ona bir şeyin hululü veya onun bir şeye hululü, yahut onun bir şeyle birleşmesi (ittihadı) mümkün değildir." c) "Babü'l-Esrâr" adlı kitabında ise hululü şu ifadeler ile reddetmektedir: "Kim hulul iddiasında bulunursa o hastadır. Çünkü hulul ile hüküm, sahibinden ayrılmayan (devamlı) bir hastalıktır. İttihadı (Allah'ın (cc) eşya ile ittihad ettiğini) ilhad (ve küfür) ehlinden başkası söyleyemez." Kâinat Hakk'ın aynı değildir. Cenab-ı Hak eşyaya hulul etmiş de değildir. Muhalfarz, kâinat Hakk'ın aynı olsaydı Allah Teala kadim olmazdı. Şeyh İzzüddin bin Abdisselâm, "Kavaidü'l-Kübra" adlı eserinde şöyle demektedir: "Kim batıl bir inanca kapılarak Allah'ın (cc) insanların veya başka bir şeyin cismine hulul ettiğine inanırsa o kâfirdir." Allah Teala'nın eşyaya hulul veya eşya ile birleştiğini iddia etmek, sufilerin yolu olamaz. Bu lâfı ancak gulat (adı verilen dinin hudutları dışına çıkmış kimseler) söylemektedir. Ebu Yezid Bistami'nin "Sübhani mâ âzame şâni" sözü, hulul inancı ile söylenmiş olmayıp, Allah Teala'dan hikâye yolu ile söylenmiş bulunmaktadır. Yani "Allah Teala Sübhani mâ Âzeme şani buyurdu" takdirindedir. Bazı muhakkiklerin ibarelerinde vaki olan ittihad kelimesi, onlar tarafından tevhidin hakıykatine bir işarettir. Onlar katındaki ittihad, tevhitte mübalağadır. Tevhid, bir olan ile tek olan Allah'ı (cc) bilmektir. Anlayışı kıt olan kimseler, onların işaretlerini anlayamamış, bu sözü mahallinden başka yere haml etmiş ve hata edip helak olmuşlardır Soru: Tasavvuf nedir? Cevap: Tasavvuf bir ilimdir ki, kalbleri ıslah ve Allah Teala'ya tahsis edebilmek için masivadan ayırmaktır. Tasavvuf, her yüce ahlâkı kullanmak ve alçak huyları terk etmektir. Tasavvufun tamamı ahlâktır. Kim senin üzerinde ahlâkı artırırsa senin üzerine tasavvufu arttırmıştır. Tasavvuf, nefsi ibadete dadandırmak ve onu rububiyyet hükümlerine (itaate) çevirmektir. Batını rezaletlerden tasfiye edip, çeşitli faziletlerle bezemeye tasavvuf denilmektedir. Evveli 4 / 9

5 ilim, ortası amel ve sonu ilâhi bir mevhibeye erişme yoludur. İnsan nevinden bulunan kemâl ehlinin, saadet merdiveninde nasıl yüceldiğini bildiren ilme tasavvuf denilmektedir Soru: Tasavvuf ile tarikat ayrı ayrı şeyler midir? Cevap: Bunların tarif ve izahları bakımından aralarında fark varsa da gaye ve metod bakımından aralarında büyük bir fark yoktur. Hele uyuşmazlık hiç mevcut değildir. Seyyid Şerif Cürcani, Tarifât adlı eserinde tarikatı şöyle tarif etmektedir: "Menzilleri kat etmek ve makamlara yücelmekten ibaret bulunan Allah Teala'nın yoluna sâlik olanlara mahsus bir sirettir." Soru: Kâmil mürşid kimdir? Cevap: Mekteb-i nûr-i Nübüvvetin feyizli tariki ile yücelip, kemâle ermiş ve taraf-ı ilâhiden halkı ıslah ve irşada memur olmuş kâmil insandır. Tarih boyunca yetişen tasavvuf büyüklerinin hep bu yolda kemâle erdikleri bilinen bir gerçektir Soru: Bazı mutasavvıflara nispet edilen ve dini hükümlerle bağdaştırılması zor bulunan sözleri nasıl izah edersiniz? Cevap: Önce o sözün sâdır olduğu kimsenin İslâmiyet'in umdelerine sadık bir kimse olup olmadığı tetkik edilir. Şayet dinimizin icaplarına hakkıyla bağlı bir kimse olduğu anlaşılır ise sözünün sahih bir noktaya yüklenmesi ve tevili cihetine gidilmesi uygun olur. Eğer o kimsenin dinimizin haram kıldığı şeylerden kaçması ve emrettiği şeylere koşması görülemezse ağzından çıkan söz onu ya itaat dairesinden dışa çıkararak fasık kılar veya İslâm dininin tamamen dışına çıkarıp "kâfir" olarak damgalanmasına sebep olur Soru: Hallâc Mansur'un sarf ettiği "Enel-hak" sözünü nasıl tevil edersiniz? Cevap: Hallâc Mansur Hazretleri büyük bir veli ve ehl-i sünnet alimi, mütteki bir zattır. Ondan sadır olan bu sözün zahiri mânâsı, İslâm dininin esaslarına uymamaktır. Hallâc Mansur'un kendisi İslam dinine bağlı bulunduğu dikkate alınınca sözünün tevili yoluna gitmek gerekir. "Ene alelhak" şeklinde tevil edilir ve "Ben, hak olan yol üzereyim" mânâsına gelir. Hallâc'ın ağzından çıkan söz, hâşâ, "Enellah" şeklinde olsaydı tevile müsait görülmeyebilir idi. Fakat ondan sadır olan sözün tevili mümkün ve caizdir Soru: Tasavvuf terimlerinden bulunan "Bakaa billâh" ne demektir? Cevap: Bakaa billâh, kulun Allah Teala'nın bütün varlıkları üzerine kıyamını görmesi demektir. Bakaa billâh makamı, kulun Hakkın varlığı ile var olması ve Hakkın bakaası ile baki olması mânâsına gelmektedir Soru: Sahih bir nisbeti bulunan bir mürşidden ruhsat ve icazet almaksızın, bir şahsın kendi kendine (şeyhlik iddiasında bulunarak topladığı) müridlerini irşâd ve terbiye etmeye muktedir olabilir mi? Cevap: Olamaz. Bu fetva ile alâkalı olarak İmam Şar'ani'den nakil: Bir kimse için (tasavvufta) nisbet-i saliha bulunmazsa, o kimsenin, babası meçhul olup da sokağa bırakılan çocuk gibi olduğunda ittifak olunmuştur. O şahsın başa geçip, irşad mevkiine oturup da müridlerini irşada kalkması caiz değildir. Ancak, bu yolun kâmil bir mürşidinden tarikin edeblerine dair bilgi (ve feyz) aldıktan sonra, kendisinin irşada mezun olduğuna dair sarih bir izin verilmesini takiben irşad edebilir Soru: İrşada salâhiyeti bulunan mürşidin şartı ve alâmeti nedir? Cevap: Doğruluk, hayırhâhlık, şefkat ve merhamet gibi güzel huylar ile ahlâklanmış olması, kötü huylardan uzaklaşmış bulunması şarttır. Fetva ile ilgili nakil: Kendisi için irşad sahih olan mürşidin şartı, tertemiz dinimizin gerekli gördüğü işleri yapan, 5 / 9

6 haktan meyl ve inhiraf etmeksizin doğruluk üzere bulunan; halkı, dinin hükümlerine tabi olmaları ve huzur içinde Allah'ı (cc) zikretmeleri hususunda irşad eden ve insanlardan mümkün olanlara nasihatta bulunan kimse olması gerekir Soru: İrşada salâhiyeti olan mürşidin keramet ehli olması şart mıdır? Cevap: Şart değildir. Bu fetva ile ilgili Ruhu'l-Beyan'dan nakil: "Mürşidler için keramet şart değildir. (Onlarda kerametin görülmemesi, kendileri için bir eksiklik ve salâhiyetsizlik delili kabul edilmemelidir). Zira, kerametin ashabın ve tabiinin hepsinden (sadır olduğu) nakl olunmuş değildir. Ancak bazılarından zuhur ettiği bilinmektedir Soru: Kişinin bir şeyh edinmeksizin zikir ve fikirde bulunması, evrad-i şerife okuması caiz değil midir? Cevap: Caiz ise de hiç mesafe almış olamaz ve (manevi yolda) yükselme kaydedemez. Bu fetva ile ilgili nakil: Evet, o kimse zikrin ve vird okumanın adabını bilirse mümkün (ve caiz)dir. Fakat ruhani mesafeleri kat'edemez. Bunun izahı, dolaba koşulmuş canlının benzeridir. O canlı, yürümesi ile mesafeleri katediyorum sanmış olsa da, gözleri bağlı olduğu için hakikati göremez. O, dolabın etrafında dolanıp durmaktadır. (Ru. Beyan) Soru: Meşayih-i kiramın âdeti olduğu üzere, müridlerine zikir yapmalarını telkin edip (usulünü) öğretmek dinen sabit midir? Cevap: Sabittir. Bu fetva ile ilgili nakil: Peygamber (sav) Efendimiz sahabelerine gerek toplu oldukları halde, gerekse tek başına bulundukları sırada zikri telkin etmiş ve öğretmiştir. Hazret-i Ali (ra) Efendimiz'e cehri zikri, Hazret-i Ebu Bekir (ra) Efendimiz'e kalbi zikri tek başına bulundukları sırada telkin etmiştir. Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde tahric ettiği Hadis-i Şerifte şöyle ifade edilmektedir: Resulullah (sav) cemaat halinde veya tek başına bulunan sahabelerine zikri telkin etmiştir. Yusuf Kurani'nin ve başkalarına sahih senedi ile rivayet ettikleri Hadis-i Şerifte şöyle açıklanmıştır: Ali bin Ebi Talip (kv), "Allah Teala'ya en yakın olan, Allah'ın kulları üzerine en kolay bulunan ve Allah katında faziletçe en ileride bulunan yola (ulaşmam için) bana yol gösteriniz" diye istekte bulundu. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Açıkta ve tenha yerlerde Allah'ı zikretmen lâzımdır." Bunun üzerine Hazret-i Ali, "Nasıl zikredeyim?" dedi. Peygamber (sav), "İki gözlerini yum ve benden üç kere dinle sonra, sen söyle ben dinleyeyim" buyurdu da Aleyhissalâtü Vesselam Efendimiz, gözlerini yumarak ve sesini yükselterek üç defa "Lâ ilahe illallah" dedi. Hazret-i Ali (ra) de onu dinliyordu. Sonra Ali (ra) gözlerini yumup sesini yükselterek üç defa "Lâ ilahe illallah" dedi. Peygamber (sav) Efendimiz de onu dinlemişti. Nebi (sav) buyurdu ki: "Benim ve benden evvelki peygamberlerin söylediklerinin faziletçe en üstünü "Lâ ilahe illallah" (cümlesi)dir. Yeryüzünde Allah Allah denilmeyesiye kadar kıyamet kopmaz." İşte bu (beyan), Hazret-i Ali'ye zikr-i cehrinin telkin edildiğine dair bir nisbettir. Kalbi ve batini zikirlerin telkinine dair nisbete gelince, bu, Sıddık-ı Azam'a mahsus olup, başka bir sahabeye tahsis olunmamıştır. Resulullah (sav)'a teveccüh ederek batınan (bu dersi) almış bulunmaktadır. Zira Resulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: "Allah benim göğsüme hiçbir şey koymamıştır ki, ille onu Ebu Bekr'in göğsüne dökmüş bulunuyorum." Soru: Camilerde açıktan ve yüksek sesle Allah'ı (cc) zikretmek caiz midir? 6 / 9

7 Cevap: Kerahatsiz olarak caizdir Soru: Nakşi tariki sâdâtının mutadı olduğu üzere, dil kıpırdamadan, harf ve savt olmaksızın, sadece kalp ile Allah'ı (cc) zikretmek meşru mudur? Cevap: (Kalb ile zikir) meşrudur ve zikirlerin faziletçe en ileride olanıdır Soru: Nakşi sâdâtının mutadı olduğu üzere, (şeyhin) müridlerine teveccüh etmesi caiz midir? Cevap: Caizdir ve hata müstahsendir. Hadis-i Şerifte "Mü'min, mü'minin aynasıdır" buyrulmuştur. Teveccüh sırasında birbirinin kalbinde bulunan (envar) diğerinin kalbine akseder. Çok kere zikrin nuru kalp aynasından hizasında bulunan hayvan veya diğer eşyaya akseder de onu da zikirle dile getirir. Nitekim Davud Aleyhisselâm'da da böyle olmuştu. Bu Peygamber zikre başladığı zaman, dağlar, taşlar ve kuşlar kendisi ile birlikte zikre koyuluyorlardı Soru: Evliyanın kerameti hak ve sabit midir? Ehlullah'ın kerametini inkâr etmek caiz midir? Cevap: Evliyanın kerameti hak ve sabittir. Bunu inkâr etmek doğru değildir Soru: Zikr-i cehri ile meşgul bulunan bazı tasavvuf erbabı, ayakta zikir yaparken sallanmaktadır. Bu hareketleri doğru mudur? Cevap: Erbab-ı zikrin sallanması, zikrin tesiri ile vücudun neşat ve ferah duymasından ileri gelmektedir. Bu, kasti yapılmamaktadır. Bu itibarla hoş görülmüş bulunmaktadır. Peygamber (sav) Efendimiz'in asrında Habeşistan'dan birtakım kimseler gelmiş ve Mescid-i Nebevi'de, kılıç-kalkan oyununu andıran birtakım hareketler yapmaya başlamışlar ve bu sırada Arapça karşılığı "Muhammed salih bir kuldur" mânâsına gelen Habeş lisanı ile ve yüksek sesle tempo tutuyorlardı. Peygamber (sav) Efendimiz bunların hareketlerini gördü ve ne dediklerini sordu. Durumu öğrendiğinde onları ne hareketlerinden men etti ne de söylediklerini engelledi. Hadis-i Şerifi Ahmed bin Hanbel "Müsned"inde Enes (ra)'den rivayet etmiştir. Hadisin senedi sahihdir. Efendimiz (sav)'in bunları engellemeyişi, takrir hükmü ifade etmektedir. Niyet sahih olunca işlerin de iyiliğe hamli gerekir. Zira amellerin hükmü niyetlere bağlıdır. Ebu Erâke, Hazret-i Ali ile birlikte sabah namazı kıldığını ifade eden ve daha sonra Hazret-i Ali'nin şöyle konuştuğunu rivayet etmiştir: "Ben, Muhammed (sav)'in ashabını gördüm. Allah'a andolsun ki, bugün onlara benzeyen bir şey göremiyorum. Onlar secdede ve kıyamda gecelerler, Allah'ın kitabını okurlar, kâh bir ayağının kâh diğer ayağının üzerine ağırlık verirlerdi (namazlarını böyle kılarlardı) Sabaha erdiklerinde Allah'ı zikrederler, rüzgârlı bir günde ağaçların sallandığı gibi sarsılırlardı. Gözlerinden akan yaşlar elbiselerini ıslatırdı." Şeyh Abdü'l-Gani en-nablusi, bir risalesinde bu Hadis-i Şerif ile istidlal ederek zikirde sallanmanın mendup olduğunun delilini çıkarmış ve "Bu Hadis, Ashab-ı Kiramın zikir sırasında şiddetli sarsıntıya uğradıklarının sarih ifadesidir. Bu şekilde zikir sırasında ihtizaz'ın mubah olduğu sabit bulunmaktadır. Hazret-i Ali (ra) Efendimiz'in (sav) beyanındaki "Ashab, fırtınalı günde ağaçların sarsıldığı gibi sarsılırlardı" sözü, zikir esnasında sallanmanın bid'at olduğunu iddiaya kalkışan kimsenin sözünü iptal etmektedir. Şu ciheti bilhassa belirtmek isteriz ki, dinimizin müsaade etmediği çalgılı toplantılar tertip edip, onların tesiri ile sallanmalar, zikrin tesiri ile ve irade dışı sallanmalara kıyasla, asla meşru kabul edilemez. Onlar haramdır. Çünkü, irade ile ve nefse dayalı olarak işlenmektedir. Hadis-i Şerifte, Peygamber (sav), amcasının oğlu Cafer bin Ebi Talib (ra)'e hitaben: "Sen benim yaratılışıma ve huyuma benzemektesin" demiş. Bu sözden son derece büyük bir hazz-ı manevi duyan Hazret-i Cafer (ra), Peygamber (sav) Efendimiz'in önünde raks etmeye 7 / 9

8 başlamıştı. Sûfiyye'nin zikir esnasındaki vecd haliyle raks etmelerine bu Hadis-i Şerif bir asıl ve kaynak teşkil etmektedir Soru: Bir cemaatin ayakta iken zikir yapmaları caiz midir? Cevap: Bunun caiz olduğunda bir tereddüt yoktur. Hazret-i Aişe (ra), "Peygamber (sav) her halinde Allah'ı zikrederdi" demiştir. Cenab-ı Hak, göklerde ve yerde, gece ile gündüzün ihtilâfında akıl sahipleri için deliller olduğunu haber verdikten sonra, bu kimseleri, "Onlar; ayakta oturarak ve yanları üzerinde (uzanmış iken) Allah'ı zikrederler" diye medih buyurmaktadır Soru: Mürid ile mürşid arasında yapılan ahdin dini bir dayanağı var mıdır? Cevap: Tasavvuf yolunda kemâl sahibi olmak dileyen bir mürid, mürşid-i kâmilden kendisine ders vermesini istediğinde, şeyhinin ondan ahid almasının sarahat veya işaret yolu ile dini dayanağı vardır, şöyle ki, Peygamber (sav) Hudeybiye'de Ashab-ı Kiram ile Bey'atü'r-rıdvân"da onlardan ahid almıştı. Cenab-ı Hak buna işaret buyurarak, "Gerçek, sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmiş olurlar. Allah'ın eli onların elleri üstündedir." "Karşılıklı muahede yaptığınız vakit Allah'ın ahdini yerine getirin. Sapasağlam yaptığınız yeminleri bozmayın" buyurmaktadır. Peygamberimiz'in (sav) Buhari'deki bir Hadislerinde, erkek sahabelerle olan bey'ati şöyle açıklamakta: "Hiçbir şey'i Allah'a ortak tutmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendinizden uyduracağınız hiçbir yalanla (kimseye) iftira etmemek, maruf olan hiçbir işte isyan etmemek üzere bana bey'at ediniz." Kadınlarla olan bey'ati de hemen hemen bu ifadeleri taşımaktadır. Bir de kocalarınızın malını (sormadan) almayınız" ziyadesi vardır. Utbe bin Abd (ra), "Ben, Resulullah (sav) ile yedi bey'atte bulundum. Beşi taat, ikisi ise mahabbet üzerine olmuştur" demektedir. Bu beyanlar, tasavvuf yolunda mürid ile mürşid arasındaki ahidleşmenin dayanağını teşkil etmektedir Soru: Sohbet ne demektir ve va'z ile sohbet arasındaki fark nedir? Cevap: Sohbet, dost ve arkadaşça olan, samimi konuşma tarzına denilmektedir. Arapça'da sahip, arkadaş mânâsına gelmektedir. Bu kelime cemilendiği zaman sahb ve ashab denilmektedir. Va'z ile sohbet arasındaki farka gelince, va'zda bir kişi konuşur, diğerleri dinler. Arada bir sormak, izahat talebinde bulunmak, va'zda rastlanmaz. Sohbette sormak ve karşılıklı fikir teatisinde bulunmak mümkündür. Va'zı yapan konuşurken hakimane konuşmakla birlikte hakimce bir eda tarzı takip eder. Sohbette ise daha mülayim bir üslup, daha candan bir konuşma yolu takip edilir. Bundan dolayı sohbetin yapıcı tesiri daha fazladır Soru: O halde neden hep sohbet yapılmıyor da va'z yapılma ihtiyacı duyuluyor? Cevap: Va'z geniş kitlelere hitap tarzıdır. Sohbet ise daha dar bir zümreye mahsus kalmaktadır. Görüş, inanç ve harekette asgari müşterekte birleşen insanlara karşı sohbet edilmesi daha uygun olmaktadır. Bundan dolayı Şah-ı Nakşibend Hazretleri, "Bizim yolumuz sohbet yoludur" buyurmuştur Soru: Bu sohbette iyi arkadaşları seçme lüzumu var mıdır? Varsa, bu, ayırım ve bölücülük olmakta değil midir? Cevap: Peygamber (sav) Efendimiz, iyi kimse ile oturup sohbet etmeyi koku taşıyan kimseyle oturmaya, kötü arkadaşla oturmayı ise körük çekenin yanında bulunmaya benzetmiştir. Şu farkla ki, kötü kimsenin yanında zarara uğrayan elbise değil, inanç ve faziletlerdir. Çiçeği bulunan dikeni, dikeni bulunan çiçek (yani gül) ile denk tutmak mümkün ise, iyi kimse ile kötü şahsın sohbetini de birbirine eşit tutmak kaabil olur. Aksi halde, kişi iyi arkadaşların sohbetini 8 / 9

9 aramak ve tercih etmek durumundadır. Şair ne hoş ifade etmiştir: "Koyamam kargayı bülbül yerine, Çiçek açmış dikeni gül yerine!" İyi kimselerin meclisini tercih bölünmek değil, bölücülük yapmak hiç değildir. Ahlâksız insanların muhitinde imanını ve Kur'an'nı, ahlâkını ve faziletini çaldırmamak için iyi kimselerin etrafında perçinleşmektir. Bölücülük yapıldığı iddiası, bunları parçalamaya muvaffak olamayan kurtların iftiralarıdır. Peygamber (sav) Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde: "Kişi arkadaşının dini üzerine (hareket edecek)tir. O halde kimi dost edineceğine iyi baksın" buyurmaktadır. Allah Resulü'ne (sav) bir gün şöyle denildi: "Bizimle otur(up kalk)anın hayırlısı hangisidir?" Efendimiz (sav) şu hikmetli cevabı lütfetti: "Onu görmek, size Allah'ı hatırlatır, konuşması (hayırlı) işinizi arttırır ve onun işi size ahireti hatırlatır?" Soru: Tasavvuf yolunda takip edilecek sohbetin edeplerinden biraz bahseder misiniz? Cevap: Kişi bu yolun marifetlerine kemaliyle vasıl olmadan önce, üstadının emriyle hareket etmeye devam etmelidir. Çünkü o büyük bir tabibi andırmakta ve kendisini tedavi için tavsiyelerde bulunmaktadır. Her vücudun marifet-i zevkıyyesi ve Rabbani hüküm neyi gerektiriyor ise onu verir. Onun şifa bulması için lâyık olan ve gıdası için elverişli bulunan hangisi ise onu tevdi eder. Bir erin ve ermişin bin kişinin arasındaki hali, bir kişiye bin tane adamın va'zından faydalıdır. Kişi araştırmasını mürşidinden ders almadan önce yapar. Bu onun hakkı ve vazifesidir. Onu kitap ve sünnet üzerine hareket eden bir kimse olarak bulmuş ise ona sıkı yapışır ve onunla birlikte edeplenmeye çalışır ve onun halinden iktisap suretiyle derununu arıtmaya ve ağartmaya çalışır. Hareketlerinde, hayırlı işler arasından hangisini öne almak gerektiğini mürşidine sorar: Zira ashab da böyle yapmışlardır. Abdullah bin Ömer (ra)'den rivayet olunan bir Hadis-i Şeriften öğreniyoruz ki, bir adam gelip harbe gitmek için Peygamber (sav)'den izin istemişti. Resul-i Ekrem (sav): "Annen ve baban hayatta mı?" buyurdu. O da "Evet" deyince, "Git de onların arasında (yapacağın hizmetle) cihad vazifesini gör" buyurmuştur. Bu cihad, cihad-ı asgar'dır. Nefisle olan cihad-ı ekberde ise bu hususa daha fazla dikkat göstermelidir. Ashab bile kendi işinde re'sen karar vermemiş ve cihad gibi hayırlı bir işte Allah Resulü'ne (sav) sormadan yola çıkmamıştır. Bu yolun yolcularına lâyık olan da Ashab-ı Kiramın takip ettiği yoldan gitmektir. Mürşid-i kâmilin müride olan başlıca faydası, müridi Allah Teala'dan uzaklaştıran ayıbı açığa koymak, o kusuru teşhis edip müride göstermek ve tedavisinin ilacını haber vermektir. Bu da nefsinin dizginlerini şeyhine teslim edip onun dediği yoldan ayrılmayan sadık mürid için mümkün olur. Bunun için de mürid, nefsindeki hastalığı gizlemeyip mürşidine haber vermelidir. Velev ki onlardan bir tanesini olsun, gizler de haber vermezse, elbette şeyhinden kemâliyle faydalanamaz. 9 / 9

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Asr-ı Saadette İçtihat

Asr-ı Saadette İçtihat Mehmedkirkinci.com Asr-ı Saadette İçtihat Sual: Hazret-i Peygamber zamanında içtihat yapılmış mıdır? Her güzel şey, her hayır Nebi ler eliyle meydana geldiği gibi, küllî bir hayır olan içtihadı da ilk

Detaylı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Şeyh den meded istemek caizmidir? Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Şeyh den meded istemek caizmidir? Şeyh Eşref Efendi Esselamaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Hazihis Salatu tazimen bi hakkike ya Seyyiduna

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi Niçin Teravih Namazı denilmiştir? Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha"nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamına gelmektedir. Teravih namazı

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim 2010 07:38

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim 2010 07:38 Bütün mesele tam bir sevgi meselesidir. Sevgi kalpte başlar kalpte biter. Sevgi gönlün, kalbin eylemidir. Allah ın bir ismi de Vedud dur. Allah yarattıklarını sever ve bu dünya sevgi ile ayakta durur.

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü

Detaylı

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. Hadisinde geçen Abbasi melik kimdir?iki dişli yıldızdan maksat

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır. 45. MEKTUP MEVZUU : a) Şeyhinin vefatından sonra, Haniganın fukarasına (tekkenin dervişlerine) zahirî destek olması dolayısı ile teşekkür izharı.. b) Camiiyet-i İnsan (insanda her şeyin var olması) onun

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

İSLAM AHLAK ESASLARI

İSLAM AHLAK ESASLARI DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM AHLAK ESASLARI KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Bilge kişi, olayların düzenini bilen kişidir. İbn-i Arâbî. Bilgelik, erdemin annesidir. İbn-i Sînâ

Bilge kişi, olayların düzenini bilen kişidir. İbn-i Arâbî. Bilgelik, erdemin annesidir. İbn-i Sînâ Bilge kişi, olayların düzenini bilen kişidir. İbn-i Arâbî Bilgelik, erdemin annesidir. İbn-i Sînâ Bilgeliği körlerden öğrendim. Çünkü onlar, ellerindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Basacakları

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Lahor Müftüsü Şeyh Muhammed'in oğlu Şeyh Abdülmecid'e yazmıştır.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Lahor Müftüsü Şeyh Muhammed'in oğlu Şeyh Abdülmecid'e yazmıştır. 22. MEKTUP a) Ruhla nefis beynindeki taalluk şeklinin beyanı ve bunların urucu (yükselişi) ile inişlerinin beyanı.. b) Ruha ve cesede dair fena beyanı ile bunların bekası.. c) Davet makamının beyanı ve

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

Detaylı

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ ب[ KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ [ Türkçe ] حكم استعمال كلمة ) لو ( اللغة التركية [ Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye لشيخ الا سلام ابن تيمية Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz. 4 5 Ayetleri müşriklerin, Allah Teala ile ilgili uzak ilah anlayışlarını çürütmektedir. 6 Hazreti Peygamber de Allah ın (c.) kullarına yakınlığını müminlerin daima hissetmelerini istemiş ve bu çerçevede

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

toplu olarak zikir olmaz diyorlar. Önce Allah lafzı tek başına zikir olur mu, olmaz mı, o meseleyi ele alalım : TEK BAŞINA ALLAH LAFZI

toplu olarak zikir olmaz diyorlar. Önce Allah lafzı tek başına zikir olur mu, olmaz mı, o meseleyi ele alalım : TEK BAŞINA ALLAH LAFZI Önce zikir ne demektir, meselesini ele alalım? Ya da bu problem niye gündeme geldi, oradan başlayarak îzâhı yapalım: Tasavvufa karşı çıkanlar, zikir eylemine karşı çıkıyorlar ki, zikir iki türlü yapılır.

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

1BİLGE SOYAK ORTAOKULU

1BİLGE SOYAK ORTAOKULU 1BİLGE SOYAK ORTAOKULU 2BİLGE SOYAK ORTAOKULU 3BİLGE SOYAK ORTAOKULU 4BİLGE SOYAK ORTAOKULU 5BİLGE SOYAK ORTAOKULU 6BİLGE SOYAK ORTAOKULU 7BİLGE SOYAK ORTAOKULU 8BİLGE SOYAK ORTAOKULU 9BİLGE SOYAK ORTAOKULU

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

Peygamberler söylediklerinden başka şeylerde bilir fakat, onları söylemeğe memur olmadıkları için söylemezler.

Peygamberler söylediklerinden başka şeylerde bilir fakat, onları söylemeğe memur olmadıkları için söylemezler. İLİMLERİ: İsteyen herkes peygamber olabilir mi veya olabilmiş midir?şüphesiz ki hayır.peygamberler, hususi yaratılmış zatlardır ve yine bunların kendilerine mahsus hususi hal ve sıfatları vardır.allahü

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR Bu broşürün dağıtımı, tercümesi veya basımına katkıda bulunun. Zirâ iyiliğin yapılmasına vesile olan, o iyiliği yapan kimse gibi ecir alır. SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR ملايني احلسنات

Detaylı

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Question Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Answer: Muhammed b. el-hasan el-saffar ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder. Hak dostlarından Üftâde Hazretleri(*), bir gün müritleriyle bir kır sohbetine çıkar. Emri üzerine bütün dervişler, kırın rengârenk çiçeklerle bezenmiş yerlerini dolaşarak hocalarına birer demet çiçek getirirler.

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak «Rabbim beni terbiye etti, terbiyemi de güzel kıldı.» (Hadis-i Şerif, Kenz ül- Ummal) Allah, edebin her çeşidini Hz. Muhammed (sav) de bir araya getirmiş ve bizlere örnek

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez. Ders : 8 Konu : SALiH AMEL Amel kelimesi, sevap veya günahla karşılık bulan her türlü iş, çalışma ve fiil demektir. Kur ân-ı Kerim ve hadisi Şeriflerde daha çok emir, yasak ve tavsiyeler anlamında olup,

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Benim sorum şudur: Faizden kazanılan para ile yapılan evde kılınan namazın hükmü nedir? Cevap: Aleykum selam

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri بسم الله الرحمن الرحيم Meşhur Cibril hadisinde, din mefhumunu; iman, İslâm ve ihsan başlığıyla üç ana unsura ayıran Peygamberimiz (Sallallâhu aleyhi ve sellem),

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı