ÖRNEK SAYI. enerji. çevre. şebekeleşme. ekoloji. destek

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖRNEK SAYI. enerji. çevre. şebekeleşme. ekoloji. destek"

Transkript

1 ÖRNEK SAYI enerji şebekeleşme çevre ekoloji destek

2 TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI TTGV Yayın Sahibi Dr. A.Mete ÇAKMAKÇI Yayın Yönetmeni Tülay AKARSOY ALTAY İdare Merkezi Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı CYBERPLAZA B-Blok Kat:5-6 Bilkent ANKARA İletişim Yayın Kurulu Tülay AKARSOY ALTAY Yrd.Doç.Dr. Bahar ÇELİKKOL ERBAŞ Prof.Dr. Nesim ERKİP Özcan KAHRAMANGİL Doç.Dr. M.Teoman PAMUKÇU Danışma Kurulu Serdar AK, Doç. Dr. Orhan ALANKUS, Volkan BAYRAKTAR, Prof. Dr. Dilek ÇETİNDAMAR Prof. Dr. Metin DURGUT, Prof. Dr. Aytul ERCİL, Doç.Dr. Erkan ERDİL, Prof. Dr. Haluk GERAY Prof. Dr. Levent KANDİLLER, Prof. Dr. Ferhat KARA, Okan KARA, Prof. Dr. Sinan KAYALIGİL Dr. Baha KUBAN, Altan KÜÇÜKÇINAR, Burak PEKCAN, Prof. Dr. Erol TAYMAZ, Refik ÜREYEN Düzeltme Çiğdem YALÇIN Tasarım Kırmızı Tasarım Atölyesi Karikatür Özgür H. ASLAN ISSN: YENİLEŞİM Yayımlanan yazılar izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yeniden yayımlanamaz. Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir.

3 BAŞLARKEN Ulusal ekonomi politikalarının amacı toplumun yaşam düzeyini sürekli olarak iyileştirmektir. Bu sebeple sürdürülebilir ekonomik gelişme modelleri öne çıkartılırken teknoloji temelli ekonomik kalkınma modelinde yeni ürün ve süreçler elde etmek üzere üretim kaynaklarını geliştiren, bunlardan yararlanan yenileşim sistemindeki neden-sonuç ilişkisi politika koyanlar tarafından iyi anlaşılmalıdır. (F. Yücel 2009) Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), 1991 yılında Türkiye nin teknolojik altyapısını geliştirmek ve sanayinin uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü artırmak amacı ile kurulmuştur. Başlangıçta bu amaca kendisine önerilen teknoloji geliştirme projelerini doğrudan desteklemekle katkıda bulunan TTGV, zaman içinde bu desteği genişleterek fikrin oluşmasından ticarileşmesine kadar varan çeşitli aşamalarda uygulamalar başlatmıştır. Buna ilaveten ülkemizde girişimciliğin desteklenmesinde kullanılacak fonların oluşumuna da katkıda bulunmaktadır. Kuruluşundan kısa bir süre sonra Montreal Protokolu çerçevesinde Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Giderilmesi Projesi ile başladığı çevre ile ilgili etkinlikleri Çevre Teknolojileri, Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği destekleri ile genişletmiştir. Firmaların rekabet gücünü artırmada bilgi ve teknoloji transferinin, üniversite sanayi işbirliğinin, bölgesel ve sektörel tabanda kümeleşmelerin önemi açıktır. Bu bağlamda TTGV iki önemli teknoparkın (Cyberpark Cyberplaza ve Arı Teknokent) kurulmasına katkıda bulunmuş, bir bölgesel (Eskişehir), bir de sektörel (otomotiv-bursa) kümenin gelişmesini sağlamıştır. Bunlar içinde işbirliklerinden sinerji yaratılması, ilişkilerin geliştirilmesi ve etkileşim konularında çalışmalar sürdürülmektedir. Kısaca, TTGV, yenileşim sisteminin her alanına katkıda bulunmak çabası içindedir. Üniversiteler, endüstri ve kamu araştırma kurumları arasındaki etkileşimin yeterli olmaması bir genel şikayet konusudur. Bilim ve iş hayatı arasında hep bir aralık bulunmuştur. Bir taraf bilgi seviyesini yükseltmek amacı ile temel araştırmaya odaklanmakta, diğer taraf ise, ticari kazançlar sağlayacak uygulamalı araştırmalara önem vermektedir. Bu bağlamda, Endüstriyel teknolojik gelişme bilimsel gelişmenin önüne geçmeli midir? suali sorulmakta ve böyle olduğu taktirde, gelecekte teknolojik gelişmenin yavaşlayacağı endişesi bulunmaktadır. Kuşkusuz, temel araştırmaların yenilikçi yaklaşımlara dönüştürülmesine ihtiyaç vardır. Bilim parklarının veya üniversiteler ve araştırma merkezleri etrafında yeni teknoloji tabanlı sanayi şirketleri kümelerinde, teknoloji ya da bilgi transfer merkezlerinin kurulması bilgi transferinin iyileştirilmesine önemli yardımda bulunur. Diğer yandan bilimsel araştırmaların ticarileştirilmesini kolaylaştırıcı kuruluşların yaratılması da bu amaca hizmet eder. Nihayet bazı büyük firmaların araştırma programlarını genişleterek temel araştırmaya yer vermeleri de fayda sağlar. Kullanılan bütün bu yollara karşın bilgi ve teknoloji transferindeki tatminsizlik devam ediyor. Bu nedenle iyileştirme konusunda yeni yaklaşımlar, yeni yol arayışları sürdürülüyor. Ülkemizde konu henüz bu genişlikte ele alınmış değil. Bu fırsattan yararlanarak yayın hayatına yeni giren önünüzdeki derginin faydalı ve başarılı olmasını diliyorum. Dr. T. Fikret YÜCEL TTGV Yönetim Kurulu Başkanı

4 Bu Sayıda... Bu Sayıda... Yenileşim dergisinin ilk sayısı elinizde. Dergimizin özelliklerinden ve içeriğinden kısaca söz ederek tanışalım istedik. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı olarak amaçlarımız doğrultusunda, araştırma, teknoloji geliştirme ve yenileşim konularında, bu alanların yönetimini, bunlarla ilgili politikaları, yeni iş modellerini, destek mekanizmalarını, uygulama araçlarını içeren bir tartışma ve paylaşım platformu oluşturmayı hedefledik. Uçuculuğa karşın kalıcılığı tercih ederek sanayi kuruluşlarının Ar-Ge birimlerinde çalışanlara, kamu kurumlarının bilim teknoloji politikalarını oluşturan ve uygulama araçlarını yönlendirenlere ve üniversitelerde uygulamalı Ar-Ge çalışmaları yapan akademisyenlere yönelik bir dergi oluşturmaya çalıştık. Ülkemizde sanayiye Ar-Ge desteklerinin verilmeye başlandığı 1990 lı yıllardan bu yana başarılı ve başarısız pek çok deney yaşadık, söz konusu alanlarda kurumsal ve bireysel olarak paylaşılabileceğimiz yoğun deneyim ve bilgi biriktirdik, kadrolar oluşturduk. Bu birikimlerimizi konuyla ilgili diğer aktörlerle çeşitli ortamlarda paylaşmaya çalışsak da, yanlış anlaşılma ihtimalinin verdiği çekingenlikle yetersizliklerimizden, başarısızlıklarımızdan söz etmemeye gayret gösterdik. Oysa ki, öğrenmenin önemli bir kaynağının başarısızlıklardan dersler çıkartmak olduğunu hepimiz biliyorduk. Var olan yayınların genellikle bilgilendirme, bilgi kaynağı gösterme işlevleriyle sınırlı olmaları, buna karşın tartışma, çözüm üretme işlevlerinin olmayışı belki de bu yüzdendir. Yaşamı dönüştürmenin aracı olan bu kavramları öğrendik ama yaşamı hedeflediğimizce dönüştüremedik, kısmen dönüştürdüğümüzde de neyi ne kadar başardığımızı ölçmedik. Halbuki, daha iyiyi inşa etmek adına ve açık yüreklilikle tüm yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı tartışabilmeliydik. Algılarımızı bütün dünyaya açık tutarak, bu soyut araçları Türkiye deki uygulamalar ile pekiştirebileceğimiz bir dergi çıkarmak istedik. Doğal olarak odaklandığımız konular teknolojide öncü ülkelerden gelen kavramlarla dolu. Bilim ve teknolojiye hakim olanlar kavramları da kendi dillerinde üretiyorlar. Türkçe bilim ve teknoloji alanında giderek fakirleşiyor. Bu konuda da elimizden geleni yapmalıyız diye yola çıkarak derginin adını Yenileşim koyduk, Prof. Dr. Akalın ın dediği gibi: Sözün Fransızca söylenişiyle inovasyon olarak kullanılması hem halkımız tarafından kavramın anlaşılırlığını güçleştirmekte, hem de dilimizin söz varlığını yabancılaştırmaktadır... İnovasyon yerine TDK nin de benimsediği yenileşim sözünün kullanılması dilimizin söz varlığına yeni bir katkı olacaktır. (Türk Dili Dergisi, 2007) Bu sayının teması yenileşim için işbirlikleri olarak belirlendi. Kavramsal ağırlıklı ilk yazıyı Türkiye de yapılmış çalışmaları içeren iki yazı bütünlüyor. Kümeler ve yenileşim ile ilgili 2009 Eylül ünde hazırlanmış bir raporun çevirisi AB 7. Çerçeve Programı na üye ülkelerin mekanizmaları ne kadar önceden tartışmaya başladıklarını görmek açısından da önemli. Kavramsal içerikli açık yenileşim yazısını Avrupa Birliği nden bir rapor çevirisi ve Türkiye den üniversite sanayi işbirliğinin özgün bir örneği izliyor. Bu sayıda işbirlikleri açısından patentin ele alındığı bir yazıya da yer veriliyor. Türkiye nin de katıldığı uluslararası işbirliği ağlarından birini derinlemesine irdeleyen yazı EUREKA dan söz ediyor. Son yazı TTGV ve Türkiye deki Araştırma Teknoloji Geliştirme alanındaki işbirliklerine verilen destekleri konu alıyor. Gelecek sayılarda bilimin uç verdiği noktalarda Türkiye deki uygulamaları ve Türkiye nin bu alanlardaki şansını tartışan yazılara ve endüstrinin öğrenmenin başat etmenlerinin izini sürerek sistemli denemeleriyle oluşturduğu yenileşim yöntemlerine de yer vereceğiz. Saygılarımla. 4

5 İçindekiler İçindekiler İlişkiler ve Şebekeler 4 Metin DURGUT Bölgesel Kalkınma, Kümeler ve Sanayi Ağları: Ankara Bölgesi nden Makine ve Mobilya Sektörleri Araştırması 9 Erkan ERDİL, M.Teoman PAMUKÇU, Mustafa H.ÇOLAKOĞLU, H.Tolga GÖKSİDAN Otomotiv Kümeleri İçin Kapasite Oluşturma Projesi OKÜMKAP 21 Tülay AKARSOY ALTAY Yenileşimin Kümeler Yoluyla Teşvik Edilmesi 34 Çeviren Gökhan ASLAN Açık Yenileşimin Artan Önemi 42 Deniz BAYHAN Yenileşimin Değişen Doğası 48 Çevirenler Derya FINDIK, Berna Beyhan BOZKIRLIOĞLU, Elif DAYAR Üniversite-Sanayi İşbirliği ve Yenilikçilik 56 Ferhat KARA Yenilik ve İşbirliklerinde Buluşlar, Patent, Rekabet Gücü 60 M.Kaan DERİCİOĞLU Uluslararası ATGİ İşbirlikleri İçin Modeller Yaratan ve 66 Model Alınan Bir Program: EUREKA Mahmut KİPER Ar-Ge de İşbirlikleri ve Özgün Bir Teşvik Kurumu Olarak TTGV nin Rolü 73 Yücel Telçeken Tanıtım 76 Avrupa İşletmeler Ağı 5

6 İlișkiler ve Șebekeler İlișkiler ve Șebekeler Metin DURGUT ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü nden 1968 yılında mezun oldu. State University of New York at Stonybrook da fizik yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı yılında ODTÜ Fizik Bölümü nde göreve başladı yılında Fizik Bölümü nden emekli oldu. Halen ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü ile Bilim ve Teknoloji Politikaları Çalışmaları Yüksek Lisans Programı nda öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Diğer görevleri arasında, Elektrik Mühendisleri Odası yayın ve yönetim kurulu üyelikleri, TMMOB Sanayi Kongreleri danışmanlığı, DPT 5 Yıllık Kalkınma Planları Komisyon üyelikleri, TTGV danışmanlığı, TÜBİTAK-BİLTEN danışmanlığı, TUBİTAK Başkan danışmanlığı, TÜBA Bilim Politikaları Komitesi üyeliği olup bilim-teknoloji-yenileşim alanlarındaki çalışmalarını sürdürmektedir. İlgi alanları arasında; yenileşim-rekabetçilik ilişkisi, bilim-teknoloji-yenileşim politikaları ve sistemleri, bölgesel sistemler, karmaşık sistemler, ağyapılar ve kümeler yer almaktadır. Sınai-ticari ilişkilerde önemli olan, iki kuruluşun birbirlerini nasıl algıladıklarından çok birbirlerine nasıl davrandıklarıdır. Bu nedenle kuruluşlar arası ilişki kavramı, zaman içinde etkileşimin ve davranışların karşılıklı olarak biçimlenmesini temsil eder. Zaman faktörü ilişki için önemlidir; deneyimler ve beklentiler ilişkinin içerdiği etkileşmelere taban oluştururken, geçmiş ve gelecek tarafların şimdiki tutumlarını etkiler. Bu nedenle, tekil işlemlerin kaydı yanında bunların zaman içinde dış çevreleriyle birlikte nasıl evrildikleri ve gerektiğinde nasıl müdahale edileceği ilişki analizinin eğildiği temel sorulardır. İlişkilerin davranış çerçevesinde ele alınmasının ilk sonucu kuruluşların ilişkisiz var olamayacaklarıdır. Her kuruluş; müşterileri, tedarikçileri, hizmet sağlayıcıları, düzenleyici makamları vb. ile birlikte bir ilişki ağının odağında yer alır. Bu ilişki ağı içinde kuruluş, diğer kuruluşlarla kaynak ve yetenek mübadelesi yapar. Mübadele ile değer yaratıldığı için, kuruluş için mesele mevcut ilişkilerden gereğince yararlanmak ve gerekli yeni ilişkileri kurmak olan ilişki portföyü meselesine dönüşür. Bu yönüyle ilişki yönetimi, ilişkilerdeki karmaşıklığı ve bundan doğan şebeke yapılarını (ağyapı) kapsayan kritik bir sınai-ticari ödevdir. 1. İlișki Yapısı İlişkilerde aşağıdaki yapısal özellikler gözlenmektedir. Süreklilik: Alıcı-satıcı ilişkisi gibi ana ilişkiler ilginç biçimde süreklilik ve istikrar arzetmektedir. İşlemlerin uzun gerçekleşme süreleri içinde yürütülebilmesi ve yıllar boyu tekrarlanabilmesi, kuruluşları birbirine bağlayan güvenin işaretleridir. İlişkinin yaşı onun taraflarca daha kapsamlı yeni amaçlar için kullanılmasına olanak verirken, ilişkinin istikrarı değişim ve gelişim için önkoşul haline gelmektedir. Karmaşıklık: İlişkiler genelde birey sayısı, tipi ve temas biçimi yönünden çeşitlilik gösterirler. İlişki taraflarının statüleri, organizasyon rolleri ve bireysel geçmişleri karmaşıklığa katkı yapan diğer bir etkendir (örneğin imalat, ArGe, idare, muhasebe, satış bölümlerinden personel, başka bir kuruluştaki benzer pozisyonlardan personelle etkileşirler). Geniş bir üretim/servis yelpazesinin şirketler arasındaki mübadelesinde olduğu gibi, mevcut ilişkilerin kapsamı ve kullanımı da karmaşıklığı arttırır. 6

7 İLİȘKİLER VE ȘEBEKELER Simetri: İlişki içindeki kuruluşların kaynakları ve yetenekleri genelde farklıdır. Bu dengesizlik (asimetri) doğal olarak güç dengesizliğine yol açar. Taraflar, kaynak ve yetenek üstünlüklerine dayanarak ilişki sürecini (başlatma, geliştirme ve bitirme) kontrol etmeye çalışırlar. Enformellik: İlişkiler, gelişimleri sırasında belli bir formellik kazanır. Bununla beraber, yaygın olarak başvurulan sözleşme veya garanti gibi formel araçların rolü, belirsizliğin yüksek olduğu konularda sınırlı kalmaktadır. Sonuçların ve davranışların tahminine, ilişkilerin sadeleştirilmesine yardım eden formellik, açık ama kırılgan yapıdadır. Belirsizlik koşullarında önemli olan iyi niyetin tahminidir. Bu nedenle, formelliğin kırılganlaştığı koşullarda güven ve inanç gibi geçmiş deneyimi içeren enformel mekanizmalar, dayanıklı ilişkilerin gelişmesinde daha etkin olurlar. 2. İlișki Süreçleri Adaptasyon: İki kuruluş arasındaki ilişkinin gelişmesi ve süreklilik kazanması, zaman içinde tarafların karşılıklı olarak adaptasyonuna bağlı olmaktadır. Bu olgu, kuruluş faaliyetlerinin ilişkiye göre koordine edilmesi ihtiyacından doğmaktadır. İlişki içindeki kuruluşlar mübadele ettikleri ürünleri, firma işleyiş rutinlerini veya hareket usullerini birbirlerine göre değiştirip uyarlarlar. Ürün ve proseslerdeki teknik adaptasyonlar, idari ve lojistik adaptasyonlar, kuruluşları istikrarlı ve bağlayıcı işbirliklerine yönlendirir. İşbirliği ve çatışma: İlişkiler; işbirliği ve çatışma unsurlarını birlikte bünyelerinde barındırır. Amaçların belirlenmesinden çıktıların paylaşımına kadar pek çok çatışma alanı zaman içinde ortaya çıkabilir. Aslında belli bir çatışma/rekabet, kuruluşların kendi varlıkları açısından önemli de olabilir. Bununla beraber, ilişkinin bir tür sıfır toplam oyununa dönüşmesini önlemek için işbirliği gerekir (pozitif toplam-birlikte kazançlı çıkmak). İşbirliği sonucu yaratılan değer ilişki maliyetlerini karşılarken, çelişkilere rağmen tarafları yapıcı çözümlere yönlendiren ana etmenler adanmışlık ve güven olmaktadır. Sosyal etkileşim: Temelde ticari nitelikte davranışlar ve değerlendirmeler bağlamında kurgulanmalarına karşı, bireysel bağlar ve kanaatler ilişki formasyonunda önemli rol oynar. İlişkiler mekanik ve otomatik değildir; sosyal mübadele sürecinin taraflara kazandırdığı adanmışlık, görev tanımlarını aşan içeriği veya iş ilişkisine paralel bir katman olarak gelişen bireysel ilişkiler ağı (sosyal şebeke), kuruluşlar arası uzun vadeli işbirliği koşulu olarak anlaşılmalıdır. Güven, bu sosyal mübadeleye bağlı olarak var olan bir işbirliği kolaylayıcısıdır. Rutinleştirme: Genelde karmaşık ve enformel olabilen işbirlikleri zaman içinde kurumlaşarak yeni kuruluş rutinlerinin ortaya çıkmasına neden olurlar. Alışılmış işler ve davranışlar anlamına gelen rutinler, bir bakıma öğrenme sonucu kazanılan kuruluş yetenekleridir. Kuruluşlar arası ilişkilerin önemine bağlı olarak ve bu ilişkileri desteklemeye yönelik olarak çıkan yeni rutinler; işlem maliyetlerinin düşürülmesi, kaynak ve yeteneklerin paylaşımı, çatışmaların çözümlenmesi gibi konularda kolaylayıcı rolü oynarlar. İlişki bağlamında faaliyetlerin koordinasyonundaki karmaşıklıkla başedilmesine yardım ederler. 3. İlișki Katmanları İlişkiler, Şekil 1 de gösterildiği gibi aktörler yanında kaynakları ve faaliyetleri de etkileşime sokarlar (aktör bağları, faaliyet eklenmeleri, kaynak bağlantıları). Șekil 1 - Temel ilișki katmanları Aktör bağları: Etkileşime giren aktörler, karşılıklı konumları, öğrenecekleri ve öğretecekleri, ilişkiye katacakları ve ilişkiden beklentileri 7

8 METİN DURGUT hakkında farkındalık geliştirir. Bu öğrenme süreci sayesinde ilişkiye değin belirsizlikler azalır ve aktörler birbirlerini birlikte iş görecek düzeyde tanırlar. Aktörler arasında tesis edilen güvene bağlı olarak uzun vadeli karşılıklı yararlar ve adanmışlık işbirliği gündemine girer. Aktörlerin birbirlerini algılamaları aralarındaki bağlardan etkilenir. kuruluşlar karşılıklı ilişkiler çerçevesinde konumlanır. Yeterince aktör şebeke mantığını benimsediği sürece, şebeke varlığını sürdürür. Şebeke yapısı, giderek pazar tabanlı işlemlerin ve hiyerarşik organizasyonların yerini almaktadır. Faaliyet eklemlenmeleri: Bireyler arasında başlayan etkileşimin kuruluşlar arasında iş ortaklığı yaratabilmesi, kuruluş davranışları arasında örtüşmeleri gerektirir. Zaman içinde ve tekrarlanan işlemler nedeniyle örtüşme, faaliyetler arasında eklenmelere yol açar, kuruluşların teknik, idari, ticari ve diğer faaliyetleri (örneğin tasarım, üretim, lojistik, teknoloji edinme) değişik biçimlerde ilişkilendirilir. Kaynak bağlantıları: İlişki başlı başına bir yatırımdır. İlişkilerine önem veren kuruluşun, ortağıyla temas, ekipman veya çalışma pratiği geliştirme/sağlama, bilgi kaynaklarını açma, öğrenme gibi bir takım yatırımı yapması gerekecektir. Bu yatırımlar ilişkiye özel olarak geliştiği ölçüde kuruluşlar arasında adaptasyona ve dolayısıyla karşılıklı bağımlılığa yol açar. Kaynakların karşılıklı adaptasyonu, ilişki içinde kaynaklar arası bağlantıyı ortaya çıkarır ve bu kaynaklar katmanı, kuruluş için bizzat kaynak haline gelir. 4. Șebekeler Şebeke, aralarında ilişkilendirilmiş olan sınaiticari ilişkiler kümesidir. İlişkilendirme, bir ilişkideki mübadelenin kümedeki diğer ilişkilerin etkisi altında gerçekleştiği anlamına gelir. Aktörlerin tanımlı ortak hedefleri olabilir veya olmayabilir, ama paylaşılmış beklentiler ve kaynaklar mevcuttur. Aktörler arasındaki işlemler mütekabil, tercihli ve destekleyici faaliyetler aracılığıyla gerçekleşir. Bir şebekenin açık sınırları veya belli bir merkezi bulunmaz; faaliyetleri, kaynakları ve aktörleri bir düzen içinde yerleştiren bir organizasyon olarak görülmelidir. Bu organizayonda Șekil 2 - İkili yapıdan șebekeye geçiș Şebeke, elemanlarının hareketlerini kısıtlayan bir yapıdır. Kuruluşlar kendi amaçları veya oluşan koşullar açısından istedikleri gibi serbest davranamazlar. Şebeke üzerindeki kısıtlı kontrole sahip olan kuruluş, planlarını şebekenin tümünden gelen kararları, faaliyeti ve baskıyı hissederek yapar ve uygular. Bu nedenle, şebeke içinde işbirliği fırsatlarını bulan kuruluş, bunun karşılığında mevcut işleyişini ve konumunu değiştirmekte şebeke bağları yüzünden eskisi kadar özgür değildir. Benzer biçimde, kuruluş için şebeke hem etkileneceği hem de etkileyeceği bir yapı olduğundan ayrıca bir dizi şebeke yetkinliğini geliştirmesi gerekir Aktör-Kaynak-Faaliyet Şebeke Modeli İlişkilere geniş bir görüş açısından baktığımızda; bire bir ilişkinin resmin bütününü yansıtmadığı ikili ilişkinin bağımsız olarak gelişmediği, iki uçtaki ortakların aynı zamanda başka kuruluşlarla ilişki içinde olduğu bu nedenle ikili ilişkilerin daha büyük bir ilişki sisteminin, bir şebekenin içine gömülü olduğu görülecektir. Örneğin tedarik zincirindeki kuruluşun performansını açıklarken, zincirin değişik konumlarında yer alan diğer kuruluşlara bakılacak, daha doğrusu bu kuruluşlarla ilişkilerini yürütme yeteneği dikkate alınacaktır. Şekil 3 te bir şebeke modeli sunulmuştur. 8

9 İLİȘKİLER VE ȘEBEKELER Bir tekil faaliyet dursa bile, ortamdaki diğer faaliyetler bu eksikliği telafi ederek şebekenin işlevini sürdürmesine olanak tanıyabilir. iii. Kaynaklar Sınai-ticari faaliyet sırasında kaynaklar kombinasyonlar halinde dönüştürülür ve aktarılır. Değişik nitelikteki kaynakların kombinasyonu sonucu, bu kaynakları kontrol eden aktörler için elde edilecek pek çok çıktı ihtimali bulunmaktadır. Șekil 3 - Șebeke modeli i. Aktörler Aktörler faaliyetleri ve/veya kaynakları kontrol ederler. Bireyler, kuruluş bölumleri, kuruluşlar ve kuruluş grupları değişik düzeylerdeki şebeke aktörleridir. Aktörler; Aktarım ve dönüşüm kaynakları, kullanıldığı faaliyet çevrimine ve şebeke içindeki işlevlerine göre değer kazanır. Kaynak kullanımı bilgi ve deneyim gerektirir, kaynak kombinasyonundan ise yeni bilgi doğar. faaliyetleri yapar veya kontrol ederler mübadele süreçleri çerçevesinde aralarında ilişki kurarlar faaliyetlerini kaynak kontrolüne dayandırırlar hedefe yönelik çalışırlar faaliyetler, kaynaklar ve diğer aktörler hakkında değişik düzeylerde bilgi sahibidirler. ii. Faaliyetler Faaliyet, aktörlerin kaynakları bir araya getirdiği, geliştirdiği, mübadele ettiği veya yarattığı bir süreçtir. Dönüşüm (transformasyon) faaliyeti ve aktarım (transfer) faaliyeti olarak iki ana faaliyet tipi tanımlanabilir. Dönüşüm faaliyeti sırasında kaynaklar bir şekilde değişikliğe uğrar, aktarımda ise kaynak kontrolü bir aktörden diğerine geçer. Tekil faaliyetler, tekrar eden faaliyet çevrimleri için birbirleriyle ilintili olarak gerçekleşir. Bir işlem zinciri, aralarında güçlü bağlar nedeniyle bütünlük arz eden kaynaklardan oluşur. Şebeke içindeki faaliyetler, değişik derecelerde ve biçimlerde eşleşir. Bu nedenle, faaliyetler arasında doğrudan ve dolaylı çok sayıda ilişki bulunur. Kaynaklar, onları kontrol eden aktörler tarafından tanımlanır ve değerlendirilir Yenileşim Şebekesi Yenileşim faaliyeti etkileşimli bir süreç olarak değişik aktörlerin bulunduğu ortamlarda gerçekleşir. Hiç bir sınai-ticari iş tek başına gerçekleşmez ilkesi yenileşim için özellikle doğrudur; hiç bir girişimci tek başına yenileşim yapmaz. Yenileşim şebekesi, yenileşim yapmak için işbirliğine giden, değişik bilgi ve beceri kaynaklarını genellikle yeni kombinasyonlar içinde bir araya getiren ve, olası bir yenileşimi müzakere eden, yenileşim bağlamını ortaya koyan, yenileşimi gerçekleştiren, bir aktör şebekesi olarak tanımlanabilir. Bu yönüyle; kuruluşlar arası öğrenmeyi mümkün kılıp destekleyen önemli bir koordinasyon aracı olarak çalışır (teknoloji ve nasıl-bilgisi yayınımı). karmaşık görevler (teknoloji, proje gibi) için kritik olan tamamlayıcı unsurları kullanıma sunan ortamı sağlar. 9

10 yenileşim sürecini besleyen değişik yetkinlikleri bir araya getirerek sinerji yaratır. 5. Kümeler Bir moda olarak yeterince üzerinde durulduğu için küme kavramına kısaca değineceğiz. Özetlersek küme; aynı veya ilgili sanayilerden gelen benzer / tamamlayıcı teknolojilere ve becerilere sahip aralarında iş bağlantıları bulunan ve bu nedenle performansları karşılıklı bağımlılıklar arz eden firmalardan ve ilgili kuruluşlardan meydana gelir. Güçlü bağlara sahip şebekelerin varlığı kümenin sağlığına işaret eder. Kümelerden beklentilerin iyice yükseldiği günümüzde, bu beklentiler üç ana grupta toplanabilir: i. Verimlilik kazanımları: Uzman girdileri ve servisleri, yerel satıcı olanağı, ortaklaşa ihale/pazarlama olanağı, etkin proje planlaması (sürdürülebilirlik konuları). ii. Yenileşim kazanımları: Tedarikçi-müşteri etkileşmesi (kuruluşlar arası değişik boyuttan yakınlıkların varlığı), bilgi merkezlerine fiziki yakınlık, elemanları arasında örtük bilginin değişim kolaylığı. iii. Yeni iş geliştirme: Fırsatlar, niş ler vb. hakkında bilgi edinme kolaylığı, destek sistemlerinin (risk sermayesi vb.) etkinliği, teknoloji tabanlı yeni firma kurulması. Küme-tabanlı bir ekonomik kalkınma stratejisiyle, firma-tabanlı ufku dar stratejilerden bütüne bakan bir sistem yaklaşımına geçiş amaçlanmaktadır. Yaklaşımın önemli hedefleri arasında; rekabetçi tek kuruluş yetkinlikleri yanında kuruluşlar arasındaki işbirliklerinden doğan ortak yetkinlikleri de rekabetçi üstünlük olarak geliştirmek, geçmişte birbirinden kopuk olarak ele alınmış siyasa (politika) alanlarını tümleştirmek, ekonomik kalkınmaya daha bütünsel bakan bir ekonomik yönetişim tarzını yerleştirmek yer alır. Her modada olduğu gibi, küme modası da abartılı beklentiler üretmiştir. Bu abartıyı en güzel, hiç şansları olmadığı halde pek çok bölgenin silikon vadisi olma iddiaları yansıtmaktadır. Önemli bir kolaya kaçma yanlışı ise, işbirliğini ve rekabeti birlikte yürütmek amacıyla tasarlanan küme siyasalarının, çok değişik ekonomik koşullara sahip sanayiler için ayni araçları önermesidir. Ek olarak, kümelerin birer kulüp niteliğine bürünerek küme dışında kalan firmalara ayrımcılık yapılması veya aktörler arasındaki iletişim ve işbirliğinin zaman içinde katı alışkanlıklar yaratarak aktörlerin küme dışındaki değişimi izlemelerine engel olması gibi sakıncalar, küme siyasasını yakından ilgilendirmektedir. 10

11 Bölgesel Kalkınma, Kümeler ve Sanayi Ağları: Ankara Bölgesi nden Makine ve Mobilya Sektörleri Araștırması Bölgesel Kalkınma, Kümeler ve Sanayi Ağları: Ankara Bölgesi nden Makine ve Mobilya Sektörleri Araștırması Giriș Günümüzde, küreselleşen üretim süreçleri ekseninde bilgi ve üretim teknolojilerindeki gelişmelerin baş döndürücü hızı, toplumların sanayi kavramını kökten değiştirmekte ve toplumları klasik üretim ekonomilerden çıkararak büyük bir hızla bilgi toplumuna dönüştürmektedir. Bu önemli geçişe paralel olarak, sanayinin teknoloji ile bütünleşmesi, üretkenlik kavramı ekseninde piyasa sistemini kökten değiştirir. Esasen bu bütünleşme bilgi stoğunu artırıcı ve temelde bu bilgi stoğunu yeni uygulamalara yönlendirici yaratıcı yetkinlikler geliştirmeyi, teknolojik yenilik ve araştırma - geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerini süreçlerini ihtiva eder. Bu anlamda yapılan tüm yenilik faaliyetleri ve teknoloji kalkınmaya yönelik siyasa geliştirme projeleri, genel olarak teknolojik yenilik ve yenileşim sürecinden geçmekte, karmaşık ve değişken yeni bilgi ve teknoloji yaratımı süreçlerinden oluşmaktadır. Ulusal, bölgesel ve sektörel yapılara özgü farklılıklar olmakla birlikte genellikle Ar-Ge projelerinin, bu yapılara özgü olarak teknolojik bilgi ve üretkenlik anlamında ek katma değer yaratacak rekabet edebilirliğe yönelik yenilikler geliştirmesi beklenmektedir. Bu projelerle teknoloji yenilik gerçekleştirme süreçleri dahilinde, ülkelerin bilim ve teknolojide üstünlük sağlamaları amaçlanmaktadır. Bu bağlamda hedeflenen teknolojik yetkinlik geliştirme süreçleri, uluslararası rekabetin en önemli unsuru haline gelmiştir Ülkelerin ekonomik gelişme istatistiklerinin yanı sıra siyasi, kültürel ve eğitim değişkenlerinin de irdelenerek oluşturulan rekabet edebilirlik sıralamalarının değerlendirildiği küresel rekabet edebilirlik endeksi (the Global Competitiveness Index - GCI 2009/2010) ne göre, Türkiye 61. sıradadır ve bu ( değerlendirmelerinde 63. sırada idi) ülkemizin göreli zayıf konumunu gözler önüne seren önemli bir göstergedir. Öte yandan, ülkelerin refahı, ulusal ve bölgesel bazda insan, sermaye ve doğal kaynaklarından yararlanmadaki verimliliği ile belirlenebilmektedir. Rekabet edebilirliği tamamlayan unsurlar olarak, teknoloji tüketicisi değil üreticisi bir ülke olmak ve yüksek bilgi yoğun teknoloji gerektiren malların üretimi ihraç yeteneğini / koşullarını geliştirmek gereklidir. Özellikle, Türkiye yi rekabet edebilirlik göstergelerinde daha üst sıralara çıkarmak; yalnız ulusal yapıda değil bölgesel ve sektörel yapılarda da olgunlaştırılması gereken görece zayıf yetkinliklere bağlıdır. Aynı zamanda katma değer yaratacak ve bu durumu uzun vadede sürdürülebilir kılacak, yenileşim ve Erkan ERDİL Erkan Erdil lisans derecesini ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü nden aldı. Yüksek Lisans eğitimini ODTÜ İktisat Bölümü nde tamamladı. Doktora derecelerini ise Maastricht Üniversitesi ve ODTÜ İktisat Bölümü nden aldı yılından bu yana doçent olarak ODTÜ İktisat Bölümü nde çalışmaktadır. İki kez İktisat Bölümü başkan yardımcılığı görevini yürütmüştür yılından beri Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi (ODTÜ-TEKPOL) müdürlüğü görevini sürdürmektedir. İlgi alanları emek iktisadı, teknoloji iktisadı, bilgi ekonomisi ve belirsizlik ve uygulamalı ekonometridir. Ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde çalışmaları yayınlanmıştır. M. Teoman PAMUKÇU Hür Brüksel Üniversitesi (ULB) İktisat Bölümü nden lisans derecesini, daha sonra aynı üniversiteden ekonometri dalında yüksek lisans ve iktisat dalında doktora derecesini aldı. Belçika Planlama Teşkilatı nda uzman, Hür Brüksel Üniversitesi ve Lüksemburg Üniversitesi nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları Anabilim Dalı nda doçent olarak görev yapmaktadır. İlgi alanları teknoloji ve bilgi ekonomisi, GOÜ lerde teknoloji/yenileşim politikaları ve kalkınma arasındaki ilişki, Ar-Ge desteklerinin etki analizi, yabancı sermaye yatırımları, teknoloji transferi ve uygulamalı ekonometridir. Ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde ve kitaplarda çalışmaları yayınlanmıştır. 11

12 ERKAN ERDİL, M. TEOMAN PAMUKÇU, MUSTAFA H. ÇOLAKOĞLU, H. TOLGA GÖKSİDAN Mustafa H. ÇOLAKOĞLU Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü nden lisans derecesi aldı. Yüksek Lisans derecesini Hacettepe Üniversitesi nden, doktora derecesini ise Gazi Üniversitesi nden aldı. Kuruluşundan bu yana KOSGEB Başkanlığında çalışmakta olup halen Başkan Danışmanıdır. İlgi alanları KOBİ destekleri, inkübasyon merkezleri, KOBİ yenilik politikalarıdır. KOBİ ler ve yenilikçilik konusunda muhtelif yayınları bulunmaktadır. H. Tolga GÖKSİDAN Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü nden lisans derecesini aldı. Yüksek Lisans eğitimini ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikaları Çalışmaları nda tamamladı yılından bu yana ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi nde (ODTÜ - TEKPOL) araştırma görevlisi olarak çalışmakta ve halen aynı bölümde doktora çalışmalarına devam etmektedir. 1 DPT (2007), KOBİ stratejisi ve Eylem Planı ( ), DPT Yayınları, Ankara. yeni teknoloji geliştirme yeteneğine dayalı rekabet edebilirlik yönünde projeler geliştirilmesi gerekecektir. Bu bağlamda, üretim bazında ulusal rekabet gücünün ilk göstergesi olarak bölge firmalarının üretim teknoloji geliştirme faaliyetleri esas alınmalıdır. Ulusal rekabet edebilirliği belirleyen asıl değişken, bölge firmalarının rekabet edebilirlik seviyeleridir. Son dönemlerde özellikle iktisat yazınında; bölgesel kalkınma alanında, işletmelerin kümeleşmeleri ile birlikte işletmeler arasında kurulan şebekeler (ağ yapılar) ve bu şebekelerin yenileşim, teknolojik gelişme ve ekonomik kalkınma üzerindeki olumlu etkileri giderek daha fazla vurgulanmaktadır. Ekonomik faaliyetlerin mekansal kümeleşmesine ve işletmeler arası şebekelere yönelik araştırmaların artmasına yol açan bir başka unsur da, bu yönelimlerin gelişmiş olan ülkelerde yenileşim ve ekonomik büyümeye olumlu katkılarda bulunduğunun gözlemlenmesidir. Sözkonusu iktisat yazını, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) dünya ekonomisine eklemlenmesinin, bu ülkelerin kalkınma süreçlerinin mekansal boyutu açısından önemli yansımaları olduğuna dikkati çekmektedir. Küreselleşme süreci GOÜ lerde, iktisadi faaliyetlerin belli mekanlar ya da bölgelerde yoğunlaşması eğilimini de beraberinde getirmiştir. Her ne kadar ilgili yazın ve birçok somut örnek sanayi kümeleşmelerinin ekonomik büyümeye ve yenileşime olumlu etkisini doğruluyorsa da, bu olumlu katkı, işletmeler arası bölgesel şebekelerin harekete geçirdiği dinamiklere ve GOÜ işletmelerinin küresel tedarik zincirlerindeki konumlarına göre değişmektedir. Sanayi kümeleri ve işletmeler arası şebekelerin harekete geçirme özelliğine sahip olduğu ekonomik potansiyellerin analizi, özellikle Ankara bölgesi için yapılmış çalışmaların çıkış noktasını oluşturmaktadır. Ankara Bölgesi Makine ve Mobilya Sektörleri Araștırması: Genel Çerçeve ve Betimsel Bulgular KOSGEB ve ODTÜ TEKPOL (Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi) ortaklığı ve TÜBİTAK desteği neticesinde tamamlanan ve özellikle Ankara bölgesi için son derece önemli olan makine imalat ve mobilya sektörlerindeki işletmelerin oluşturdukları şebeke yapılarının kökenini, özelliklerini ve işleyişini irdelemeyi amaçlayan proje 2008 yılında gerçekleştirilmiştir. Projenin amaçları çerçevesinde, özellikle üreticiler arasındaki etkileşimlerde yaşanan sorun ve engellerin belirlenmesi hedeflenmiş ve hangi alanlarda iyileştirmelere gidilme si gerektiği ile Ankara ilindeki makine ve mobilya sektörleri arasında başarımın önündeki engellerin kaldırılması hususuna ilişkin ne tür önlemler alınabileceği konusunda analitik çalışmalar yapılmıştır. Türkiye de özellikle son yıllarda ivme kazanan makine sektörü, 1999 ve 2001 yıllarındaki ekonomik krizlerden oldukça etkilenmiş, küçük ve orta ölçekliler çoğunlukta olmak üzere çok sayıda KOBİ üretimini durdurmak zorunda kalmış ve daha fazla ihracata yönelen işletmeler ayakta kalabilmişlerdir. Öte yandan, krizlerden sonra makine sektörü toparlanma sürecine girmiş ve son beş yıl içerisinde yıllık olarak % 12 civarında bir büyüme gerçekleşmiştir (DPT, 2007). 1 Bugün (2005 yılına ait veriler gözetildiğinde) sektörde makine ve aksam imalatçısı ve 25 milyar dolarlık bir satış hacmi bulunmaktadır (İGEME, 2007). Öte yandan, Türkiye de mobilya sektörü, halen geleneksel üretim modelinin hakim olduğu bir sektör olarak kabul edilmektedir. El işçiliğinin yoğun olarak kullanıldığı bu sektör, hala el emeği yoğun olarak kullanılmakta ve bu nedenle de düşük seviyede teknoloji kullanılan bir sektör olarak ön plana çıkmaktadır. Doğal olarak, son yıllardaki küreselleşme ve enformasyon alanında yaşanan teknolojik gelişmeler neticesinde, bu sektörde de hızlı değişimler yaşanmaya başlamıştır. Dünya ihracatına açılan işletme sayısı artmış ve teknolojik yatırımlar sayesinde fabrikasyon üretim modeli oldukça gelişmiştir. Her ne kadar büyük işletmelerin sayısında artış olsa da, geleneksel yöntemlerle emek yoğun bir şekilde çalışan atölye tipi- küçük ölçekli üretim yerleri- iş yerlerinin sayısı hala çoğunluktadır. Mobilya sektörü son yıllardaki atılımlarla beraber şu anda Türkiye imalat sanayi üretiminde % 3 lük bir paya sahiptir (DPT, 2007). En son 2002 de yapılan TÜİK Genel Sanayi ve İş Yerleri Sayımı verilerine göre, Türkiye de 12

13 BÖLGESEL KALKINMA, KÜMELER ve SANAYİ AĞLARI civarında mobilya üretimi yapan işyeri vardır. Bu noktada belirtilmelidir ki, Türkiye de kayıt dışılık çok önemli bir sorundur. Şu anda Türkiye ekonomisinin yaklaşık % 47 lik bir kısmının kayıt dışı olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumda, mobilya üreticisi işyeri sayısının daha fazla olduğu aşikardır. Bu işletmelerin % 22 lik bir kısmı İstanbul da faaliyet göstermektedir. Mobilya üretiminde öne çıkan diğer iller sırasıyla Ankara (%18.3), İzmir (%8.1) ve Bursa (%7.3) dır. Yine dikkat edilmesi gerekilen diğer bir husus, bu işletmelerin yaklaşık % 98 inin küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğudur. (DPT, 2007). Yukarıda belirtilen ekonomik çerçeve neticesinde ve uygulama alanı olarak seçilen Ankara Bölgesi ndeki çalışmamızda, bu bölge içerisinden araştırma alanı olarak makine ve mobilya imalat sanayi seçilmiştir. Ankara bölgesi genelinde, 2008 yılı itibariyle makine imalat sanayinde Ankara Sanayi Odası na (ASO) üye 325 işletme bulunmaktadır. Özellikle, işletmelerin belli teknolojik yetkinlik, yenileşim ve üretim yetenekleri altyapıları göz önüne alındığında 25 ve daha fazla kişi çalıştıran işletmeler örnekleme dahil edildiğinden, çalışmada toplam 52 üst düzey makine üreticisi işletme ile görüşmeler yapılmıştır. Öte yandan mobilya sektörünün Ankara Bölgesi için önemi ortadadır. Mobilya üretiminde Ankara bölgesi, Türkiye de İstanbul dan sonra en çok katkı yapan bölgedir. Bu sektörün, küreselleşmenin hızlanmasından, yabancı işletmelerin Türkiye pazarına girmelerinden ve tüketici talep kalıplarında ortaya çıkan değişmelerden kaynaklanan köklü bir dönüşümle karşı karşıya olduğu gözlemlenmektedir. Mobilya üreticisi işletmeler genel olarak Ankara nın dört önemli bölgesinde faaliyette bulunmaktadır: Bunlar, Sincan OSB, OSTİM, Siteler ve Akyurt- Esenboğa 2 bölgeleridir. Bu bölgelerin dışında da işletmelerin analize dahil edilmesi ile birlikte, yine 25 ve daha fazla kişi çalıştıran işletmeler arasından toplam 44 mobilya üreticisi işletmenin yöneticileri ile görüşmeler yapılmıştır. Bu yazının girişinde de belirtildiği üzere, dışa açılma sürecinde arzulanan istikrarı henüz yakalayamayan Türkiye ekonomisinin daha rekabet edebilir ve yenilikçi bir yapıya kavuşması için gerekli siyasaların oluşturulmasını mümkün kılacak kritik çalışmaların yapılması gerekmektedir. Çalışmamız, yine yukarıda bahsedilen nedenlere dayalı olarak, rekabet edebilirlik seviyeleri özelinde makine imalat ve mobilya sektörleri alanında faaliyet gösteren önemli üreticiler ile yapılan görüşmeler sonucunda analitik olarak şekillendirilmiştir. Bahsettiğimiz bu görüşmelerden elde edilen bulgular neticesinde ve hedeflenen amaçlar çerçevesinde: İlgili sektörlerdeki (makine ve mobilya) sosyal şebekelerin (ağ yapılarının) yanısıra, üreticiler arasındaki tedarik zinciri şebekelerinin ve müşteri ilişkileri şebekelerinin teknik yapıları; İlgili sektörlerde yöneticilik faaliyeti gösteren kişiler arasındaki sosyal şebekenin işletmeler arasındaki ticareti ne derece etkilediği; Sosyal şebeke yapılarının ve eklemlenmenin, ilgili sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin ekonomik performanslarının üstündeki etkilerinin ne olacağı; İlgili sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin hem sosyal şebeke yapılarının hem de ticaret ağ ilişkilerinin, işletmelerin performans ölçütleriyle doğrudan ilişkisinin ne yönde olduğu; İşletmelerin sosyal ağ ve ticari ağ yapısı içerisindeki yeri açısından bakıldığında gelecekte yapılması muhtemel ortaklıkların ve kurulacak yeni ilişkilerin nasıl etkileneceği; Ve bilginin üretimi / birikimi / dağılımı esaslarına bağlı kalmak suretiyle bu sektörler arasında en iyi şebeke yapısının hangisi olduğu ve hangi politika araçları ile desteklenebileceği hususları incelenmiştir. Yukarıda belirtilen bu araştırma amaçları çerçevesince, özetle, bu çalışmada, Ankara Bölgesi nde çok önemli yeri olan makine ve mobilya üretim sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin şebeke yapıları ve yenileşim yetenekleri ortaya çıkarılmış ve bunları geliş- 2 Akyurt- Esenboğa bölgesi diğerleri gibi özel bir üretim merkezi değildir. Sadece görüşmelerin daha sağlıklı olması açısından tarafımızdan yapılmıştır. 13

14 ERKAN ERDİL, M. TEOMAN PAMUKÇU, MUSTAFA H. ÇOLAKOĞLU, H. TOLGA GÖKSİDAN tirebilmek için politika önerileri yapılmıştır. Bu iki sanayi kümesinde işletmelerin kurduğu ilişki ağ yapılarının haritasının çıkarılması, bu yapıların niteliğinin kavranması, başarımlarına etkisi ve yarattıkları olası sorunların incelenmesi, bu sektörlerin gelişmelerine yönelik ulusal ve bölgesel düzeydeki iktisat politikalarının tasarımı ve uygulanması açısından örnek bir çalışma olarak dikkate alınmalıdır. Çalışmamızın alan araştırmaları, 2007 yılının Temmuz ayı ortasından itibaren başlamıştır. Bu kapsamda 2008 yılı Ocak ayı ortalarına kadar geçen uzun süreçte toplam 96 tane işletme yöneticisi ile randevu alınarak bire bir görüşmeler yapılmıştır. 52 si mobilya, 44 ü makine sektöründen olan toplam 96 işletmenin 93 ü (%97) Ankara merkezli kurulan işletmelerdir. İşletmelerin kuruldukları il olarak belirtilen diğer faaliyet merkezleri olarak yoğunlukla Kırıkkale, Sivas ve İçel belirtilmiştir. Ancak tüm işletmelerin üretim merkezleri Ankara dadır. Mobilya ve makine sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ortaklık yapılarına bakıldığında ise 96 işletmenin 72 sinin (%75) aile işletmesi olarak kurulduğu görülmüştür. Örneklemimizde, 17 işletmenin (%17,7) aile dışı önemli ortaklarca kurulduğu ve sadece 2 (%2) işletmenin yabancı ortaklı işletme olduğu görülmüştür. Anket çalışması yapılan 96 işletmede, ortalama kişi istihdam edilmektedir. Çalışanlardan 750 tanesi işletmelerde yönetici pozisyonlarında çalışmaktadır. Bu yöneticilerden büyük çoğunluğu lisans mezunudur (429 kişi, %57 si). Doktora ya da yüksek lisansını tamamlamış yönetici sayısı 80 (%11) dir. Teknik lise, normal lise ve diğer okullardan mezun olanların sayısı da sırasıyla 78 (%10), 75 (%10) ve 88 (%12) dir. 96 işletmenin oluşturduğu örneklemimizde, üretimde ise yaklaşık kişi çalıştığı bildirilmiştir. Üretim biriminde çalışan doktora ya da yüksek lisans sahibi kişilerin sayısı 14 (%0,2) civarındadır. Üretim biriminde çalışan lisans mezunu sayısı 233 (%3) tür. Teknik lise mezunu olanların ise (%20) dir. Lise ve diğer okullardan mezun olanların sayısının ise in biraz üzerinde olduğu dikkati çekmektedir. Bu işgücü verileri dikkate alınarak ek olarak belirtilmelidir ki, mobilya ve makine sektöründe faaliyet gösteren bu işletmelerin çoğu (%80 i), son dönemde genelde makine ve teçhizat alarak işletmelerine bir şekilde teknoloji transferi yaptıklarını belirtmişlerdir. Bu durum, her iki sektör için teknolojinin verimli kullanımına yönelik yüksek vasıflı eleman ihtiyacını doğurmuş ve yine sonuç olarak nitelikli işgücü bulmada sorunlar ortaya çıkmıştır (%80,2 i). Bölgede faaliyet gösteren işletme sahiplerinin çoğu (yaklaşık %70), genellikle nitelikli elemanlarını elde tutmayı amaçladıklarını belirtmişlerdir. Bu durum, göreceli olarak elde ettikleri bilginin, piyasada sağlayacağı avantajların bir nebze de olsa farkında olduklarını yansıtmaktadır. Ancak genelde, her ne kadar nitelikli eleman ihtiyacı artmış gözükse de işletmeler düşük vasıflı işgücüne de ihtiyaç duymaktadır. Bu durum, özellikle yoğun üretim yapan işletmelerde görülmüştür. Öte yandan, bölge içinde faaliyet gösteren işletmeler (96 firma) arasından 38 işletme yöneticisi, herhangi bir Ar-Ge birimi ve/veya görev tanımı mevcut olduğunu bildirmişlerdir (24 işletme (%46) makine sektöründen, 14 işletme (%31) mobilya sektöründen). Toplamda, 58 işletme yöneticisi Ar-Ge birimi ve/ veya görev tanımı olmadığını belirtmiştir (28 işletme (%54) makine sektöründen, 30 işletme (%69) mobilya sektöründen). Yine bölge içinde faaliyet gösteren ve araştırmamıza katılan 96 işletme arasından 38 işletme yöneticisi, Ar-Ge bütçesi olduğunu belirtmiş (23 işletme (%44) makine sektöründen, 15 işletme (%34) mobilya sektöründen olmak üzere), 58 işletme yöneticisi ise Ar-Ge bütçesinin olmadığını bildirmiştir (29 işletme (%56) makine sektöründen, 29 işletme (%66) mobilya sektöründen). Yine 96 işletme arasından, 31 işletme yöneticisi firma dışından Ar-Ge hizmeti aldığını belirtmiş (21 işletme (% 40) makine sektöründen, 10 işletme (%23) mobilya sektöründen), 65 firma yöneticisi ise firma dışından herhangi bir Ar-Ge hizmeti almadığını (31 işletme (%60) makine sektöründen, 34 işletme (%77) mobilya sektöründen) belirtmişlerdir. Bu sonuçlardan hareketle, yenilik iktisadı ve yenileşimin temelinin önemli unsurlarından olan Ar-Ge faaliyetlerinin, Ankara Bölgesi makine ve mobilya üreticileri ekseninde ortalama 14

15 BÖLGESEL KALKINMA, KÜMELER ve SANAYİ AĞLARI % 40 oranında kurumsallaşabildiği ve ayrı bir bölüm - görev tanımı olarak işlerliklerinin olduğu görülebilmektedir. Maalesef, kurumsallaşabilen Ar-Ge birimlerinin %21 inin yeterli (ya da hiç) Ar-Ge bütçesine sahip olmadığı görülmüştür. Firma dışından Ar-Ge hizmet alımı süreçlerinde, herhangi bir Ar-Ge bölümü ve görev tanımı olup Ar-Ge şebeke yapılarını hayata geçiren firmaların oranı sadece % 24 olarak tespit edilmiştir. Çalışmamızda, araştırmaya katılan 96 işletmeden 43 tanesinin (yaklaşık % 44 ü) ne Ar-Ge biriminin, ne bütçesinin ne de dış Ar-Ge hizmet alımının olduğu bildirilmiştir. Bu oran olumsuz anlamda çok yüksektir. Şu halde, Ar-Ge nin maddi ve kurumsal olarak desteklenmesi yönünde her iki sektör için ayrı ayrı siyasalar geliştirilmeli; farkındalık yaratacak yönde çeşitli bilgilendirme toplantıları düzenlenmeli ve gerekli teşviklerin ivedilikle sağlanması hususları üzerinde durulmalıdır. Öte yandan, Ar-Ge nin birim, bütçe ve ulusal/uluslararası üretim şebeke yapılarına eklemlenme gibi kurumsal yapılanmaların teşviği ve sürdürülebilirliği için gerekli koordinasyon sağlanmalıdır. Yine bu bağlamda, çalışmada örnek alınan 96 işletme arasından 63 işletmede, bağımsız bir tasarım bölümü bildirilmişken (37 işletme (%71) makine sektöründen, 26 işletme (%59) mobilya sektöründen), örneklemimizin yaklaşık üçte birini (%33 ü), temsil eden 32 işletmede ise (15 işletme (%29) makine sektöründen, 18 işletme (%41) mobilya sektöründen) herhangi bir düzeyde rekabet avantajı sağlayacak, tasarım konusunda bağımsız bir tasarım biriminin olmadığı bildirilmiştir. Bilindiği üzere, bağımsız işletmelerde bağımsız bir tasarım biriminin varlığı, işletmelerin rekabet avantajı yaratmalarında ve yenileşim yeteneği geliştirme süreçlerinde önemli rol oynamaktadır. Ancak, bölge içinde tasarım hizmeti almayan 52 işletmenin (% 55) arasında, kendi tasarım birimleri bulunan işletmeler de mevcuttur. Toplamda 32 işletme (18 işletme (%34) makine sektöründen, 14 işletme (%32) mobilya sektöründen) tasarım hizmeti almadıklarını ancak bir tasarım birimleri olduğunu belirtmişlerdir. Böylelikle, bölge içinde dışardan tasarım hizmeti almayan ve aynı zamanda tasarım birimine sahip olmayan toplam 20 işletme (%21) belirlenmiştir. Bu bağlamda, bölgedeki önemli mobilya ve makine üreticileri arasında belli bir tasarım birimi olmasına rağmen % 50 oranında ayrıca dışardan tasarım hizmet alımı da gerçekleştiriliyorsa ve öte yandan bölge ve sektörlerde tasarım % 80 ler civarında etkin bir değişkenlik arz ediyorsa herhangi bir tasarım birimi olmadan firma dışından tasarım hizmeti alan ve toplamda örneklemimizdeki mobilya ve makine üreticilerinin %38 ini temsil eden işletmelerin tümünün gerekli tasarım hizmeti alımında %50 oranının altında kalması olumlu bir gösterge değildir. Bu durum, her iki sektörde de tasarım hizmet alımının şebeke yapılaşması adına (Makine % 49, Mobilya % 61 oranında) olumsuz bir gösterge olarak görülebilir. Özellikle Ankara bölgesinde tasarım üretim eksenli bilgi paylaşım ve yayılımında resmi (formal) ilişkilerin yanı sıra gayri resmi (enformal) ilişkilerin de varlığının belirli bir oranda önemli olduğu belirtilmelidir. Araştırmanın, ürün ve süreç yenilikleri analizlerinde ise, her iki sektördeki işletmelerin son beş yıl içerisinde yüksek bir oranda ürün geliştirme faaliyetleri olduğu görülmektedir (Bkz. Şekil 1). Makine sektöründe görüşülen işletmelerin vermiş oldukları yanıtlar dikkate alındığında, yılları arasında işletme başına ortalama geliştirilen mevcut ürün sayısının 17,17 adet olduğu ortaya çıkmaktadır. Aynı işletme kümelerinde ise, işletme başına 6,07 adet yeni ürün geliştirildiği belirtilmiştir. Benzer şekilde mobilya sektöründe görüşülen işletmelerin vermiş oldukları yanıtların analizi sonucu, işletme başına mevcut 16,73 adet ürünün geliştirildiği görülmektedir. Yine aynı işletme kümelerinin, yılları arasın- EVET 91 EVET 84 HAYIR 9 Makine Sektörü Ürün Geliștirme Faaliyeti (%) Șekil 1: Ürün geliștirme faaliyetleri istatistiği (%) Toplam 96 ișletme için. HAYIR 16 Mobilya Sektörü 15

16 ERKAN ERDİL, M. TEOMAN PAMUKÇU, MUSTAFA H. ÇOLAKOĞLU, H. TOLGA GÖKSİDAN da işletme başına 11,92 tane yeni ürün geliştirdiği rapor edilmiştir. Sonuçlar yorumlandığında, özellikle makine sektörünün mevcut ürünleri geliştirmeyi, mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ise yeni ürünler geliştirmeyi tercih ettiği ilk bakışta ortaya çıkmaktadır. Bu farkın ortaya çıkışında, pazardan gelen talebin önemli bir rol oynadığı aşikardır. Ayrıca, zaman zaman farklı ürün özelliklerinden dolayı her iki sektördeki işletmelerin yeni ürün geliştirme kavramını farklı anlamlandırdığı da gözlenmiştir. Diğer taraftan, her iki sektör arasındaki farkın yaklaşık iki kat olarak çıkmasında rol oynayan faktörlerden iki tanesi dikkat çekicidir: Birincisi, mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin her türlü değişikliği yenilik olarak addedebilmeleri; ikincisi ise, makine sektöründe bulunan işletmelerin genellikle kavramsal betimlemlerini model sayısı üzerinden verdiği, yani bir modelin değişik özelliklerini göz önüne alarak vermediği düşünülmektedir. Özelikle organizasyonel yapılardaki değişimler ve gelişmeler de, ürün ve süreç yeniliklerinde önemli birer unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Son dönemdeki ekonomik ve teknolojik gelişmeler nedeniyle birçok firma kendi içinde, piyasa koşullarının gereği olarak yeni düzenlemeler yapmaya başlamıştır. Özellikle firmaların ürün ve süreç geliştirme aşamalarında ne gibi düzenlemelere yöneldiğinin anlaşılması oldukça önemlidir. Zira çalışmamızdan da çıkarılacak en önemli sonuçlardan biri, işletmelerin etkin bir ürün geliştirme stratejisine sahip olup olmadığı ya da üretimden önce talep araştırması, fizibilite analizi gibi üretimi etkileyecek çeşitli unsurların işletmeler tarafından dikkate alınıp alınmadığıdır. Bu, işletmelerin pazara çıkma konusunda kendilerini ne ölçüde hazırlayabildiklerini ya da ne ölçülerde sorun yaşadıklarını görebilmemizi sağlamaktadır. Çalışmamızda, makine sektörü için ürün yeniliği (yenileşim ve teknolojik yenilik kabiliyetleri) açısından 0,96 (geliştirilen toplam mevcut ve yeni ürün / ticari değeri nedeniyle yenilik sayılan toplam mevcut ve yeni ürün) seviyesinde bir oran elde edilmiştir. Bu oran görece yüksek bir değerdir. Bu sonucu iki türlü yorumlamak mümkündür: Birincisi, makine sektöründe geliştirilen her ürün piyasaya verilmekte ve piyasa tarafından kabul edilmektedir. İkincisi, makine sektörünün önemli bir takip stratejisi izlediği görülmektedir. Zira, makine sektöründe yaygın olan yenileşim stratejisinin piyasada kabul gören ürünler izlenerek bunların üretilmesi olduğu görülmektedir. Diğer türlü, teknolojik yenilik ve yenileşim süreçlerinin gereği olarak, 0,96 oranında ürünlerin pazara sunumu ve pazar tarafından kabulü mümkün değildir. Bu durum, bize makine firmalarının yenilik stratejisi olarak bir taraftan piyasadan gelen sinyalleri yüksek bir dikkatle takip ettiğini, diğer taraftan firmaların genellikle yüksek risk/getiri yerine, düşük risk/getiriyi tercih ettiğini, diğer bir deyişle takip edici bir rol izlediklerini göstermektedir. Bu sonuçlar, bizlere makine sektöründe Ar-Ge faaliyetlerinde tersine mühendisliğin ve/veya ürün geliştirmenin (Ge), araştırmaya (Ar) göre daha etkin olduğunu düşündürtmektedir. Mobilya sektörü için ise, elde ettiğimiz bulgular değerlendirildiğinde (bkz. şekil 2 ve 3), EVET 51 Mobilya Sektörü (%) Ankara Türkiye Dünya Șekil 2: Ürün yeniliğinin bașarı istatistiği: Mobilya sektörü (%) Toplam 44 ișletme arasından. EVET 64 HAYIR 49 HAYIR 36 EVET 66 Makine Sektörü (%) EVET 67 HAYIR 34 HAYIR 33 Șekil 3: Ürün yeniliğinin bașarı istatistiği: Makine sektörü (%) Toplam 52 ișletme arasından. EVET 20 EVET 33 Ankara Türkiye Dünya HAYIR 80 HAYIR 67 16

17 BÖLGESEL KALKINMA, KÜMELER ve SANAYİ AĞLARI EVET 76 HAYIR 24 Makine Sektörü Teknoloji Transferi (%) EVET 81 Șekil 4: Teknoloji transferi istatistiği (%) Toplam 96 ișletme için. HAYIR 19 Mobilya Sektörü ürün yeniliği (yenileşim ve teknolojik yenilik kabiliyetleri) açısından karşımıza 0,18 (geliştirilen toplam mevcut ve yeni ürün/ticari değeri nedeniyle yenilik sayılan toplam mevcut ve yeni ürün) gibi bir değer çıkmaktadır. Bu oran, pazardaki yoğun rekabetin ve firmaların yapması gereken yatırımların bir göstergesi olarak oldukça anlamlıdır. Özellikle KOBİ lerin pazarlama konusunda işbirliğini artıracak mekanizmalar kurmaları gerekliliği belirtilebilir. Ayrıca bu oranı, firmaların yenilikçilik kapasitelerini geliştirmek için gerekli olan (ürün tasarımı ve Ar-Ge faaliyetlerini başlatmak/geliştirmek) yatırımları yapmamaları halinde, sektörde yaşanan yoğun rekabet sebebiyle zaman içerisinde sahip oldukları avantajları kaybedeceklerinin bir göstergesi olarak da okumak mümkündür. Ankara ve Türkiye kıyaslaması, makine sektörüne benzer bir şekilde mobilya sektöründe de Ankaralı üreticilerin oldukça yenilikçi olduklarını göstermektedir. Ayrıca, Ankara içinde mobilya sektöründe yenilikçilik bakımından yaşanan rekabetin, makine sektörüne göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Dünya ile kıyaslama yapıldığı zaman ise oranın % 0.20 ye kadar düştüğü görülmektedir. Makine sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için yapılan analizler sonucu, ilgili işletmelerin %76 sının (Bakınız Tablo 1 ve Şekil 4) teknoloji transferi yaptığı söylenebilir. Bu oranın yüksekliği, işletmelerin teknolojilerini güncel tutma isteklerinin bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Diğer taraftan makine sektörünün bilgi tabanlı değil üretim Tablo 1: Teknoloji Transferi Yöntemleri: Makine sektörü için Yöntem/ Önem Derecesi Lisans alımı % Makina ve teçhizat alımı % AR-GE için ișbirliği % Üretim için ișbirliği % Yeni uzman istihdamı % Firma birleșmesi % Danıșmanlık hizmeti alımı % Açık dıș bilgi kaynakları (fuar, sergi, yayın vb.) % Diğer % önemsiz 46,34 7,14 46,15 33,33 33,33 89,19 24,39 11,9 93,75 az önemli 2,44 7,14 10,26 7,69 12,82 2,7 12,2 2,38 - orta önemli 2,44 2,38 10,26 12,82 12,82 2,7 9,76 9,52 - çok önemli 9,76 19,05 17,95 20,51 17,95-26,83 28,57 - vazgeçilmez 39,02 64,29 15,38 25,64 23,08 5,41 26,83 47,62 6,25 Tablo 2: Teknoloji Transferi Yöntemleri: Mobilya sektörü için Yöntem/ Önem Derecesi Lisans alımı % Makina ve teçhizat alımı % AR-GE için ișbirliği % Üretim için ișbirliği % Yeni uzman istihdamı % Firma birleșmesi % Danıșmanlık hizmeti alımı % Açık dıș bilgi kaynakları (fuar, sergi, yayın vb.) % Diğer % önemsiz 53,85 6, ,56 32,14 88,46 39,29 3,23 - az önemli - - 3,57 3,7 3,57 3,85 7, orta önemli 3,85 6,67 7,14 11,11 7,14 3,85 7,14 3,23 - çok önemli 19,23 26,67 14,29 22,22 39,29 3, ,48 - vazgeçilmez 23, ,41 17,86-21,43 58,06-17

18 ERKAN ERDİL, M. TEOMAN PAMUKÇU, MUSTAFA H. ÇOLAKOĞLU, H. TOLGA GÖKSİDAN tabanlı bir yapısı olduğu görülmektedir. Sektörde ilk tercihin makine ve teçhizat alımı olması bunun bir göstergesidir. Açık dış bilgi kaynakları nın ikinci sırada gelmesi, firmaların aktif bir pazarlama stratejisi (ürünlerin tüketicinin ayağına götürülmesi) izlediğinin ve rakip firmaların geliştirdikleri ürünlerin yakından takip edildiğinin bir göstergesi olarak görülmektedir. Danışmanlık hizmeti alımı, sektörde çeşitli ulusal ve uluslararası pazarlara girmek için gerekli olan ISO, CE vb. belgelerin temini için yoğunlukla tercih edilmekte, bu hizmet üretimde karşılaşılan problemlerin giderilmesi için tercih edilmemektedir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, Lisans alımı na sektörün yaklaşık yarısı fazla öncelik (önemsiz ve az önemli) vermezken, diğer yarısı oldukça öncelik (vazgeçilmez ve çok önemli) vermektedir. Bu durum sektörün yaklaşık yarısının kendi know-how ve yetkinlik birikimi ile pazarda var olmayı sürdürme isteklerinin bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir (finansal, insan kaynakları vb. sebeplerin, firmalar için engel teşkil etmediği varsayılmıştır). Diğer taraftan, sonucun dengeli çıkması olumlu karşılanmıştır. Bu durum, dışardan yeni bilgilerin sektöre girdiğini, aynı zamanda da sektörün kendi imkanları ile bilgi ve yetkinlik birikimini artırmayı amaçladığını göstermektedir. Bu yapının, uzun vadede sektörün yenilikçiliğini artırıcı yönde etki yapacağı düşünülmektedir. Üretim için işbirliği, lisans a benzer bir dağılım göstermektedir. Bu durum, firmaların yaklaşık yarısının ürünlerine gelen talebin dönem dönem artış gösterdiğinin ve firmaların bu talebi karşılamak için üretim işbirliklerine girmeye hazır olduklarınının, geri kalan firmaların ise ürünlerine gelen talebin firmanın üretim kapasitesini aşmadığından, firmaların üretim için işbirliğine girmeyi tercih etmediğinin bir göstergesi olarak okunabilir. Mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için yapılan analizlerde % 81 (bkz. tablo 2 ve şekil 4) oranında teknoloji transferi yapıldığı belirlenmiştir. Bu oranın yüksekliği, yine işletmelerin teknolojik seviyelerini güncel tutmak isteğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Diğer taraftan sektörün makine sektörüne göre bilgi tabanlı değil daha fazla üretim tabanlı bir yapısı olduğu görülmektedir. Sektörde ilk tercihin makine ve teçhizat alımı olması bunun bir göstergesidir. Makine sektöründe olduğu gibi mobilya sektöründe de açık dış bilgi kaynakları (fuar, sergi, yayın vb.) nın ikinci sırada gelmesi sektörün aktif bir pazarlama stratejisi (ürünlerin tüketicinin ayağına götürülmesi) izlediğinin, rakip firmaların geliştirdikleri ürünlerin yakından takip edildiğinin bir göstergesi olarak görülmektedir. Danışmanlık hizmeti alımı sektörde çeşitli ulusal ve uluslararası pazarlara girmek için gerekli olan ISO, CE vb. belgelerin temini için yoğunlukla tercih edilmekte fakat yine bu hizmet, üretimde karşılaşılan problemlerin giderilmesi için tercih edilmemektedir. Lisans alımı na sektörün yarısından fazlası öncelik (önemsiz ve az önemli) vermezken, diğer kısmı ise oldukça öncelik (vazgeçilmez ve çok önemli) vermektedir. Sektörün çok fazla işletmeden oluşması, üretimin büyük çoğunluluğunun seri üretim olmaması ve sahip olunan yetkinliklerin istenen tür ve kalitede üretime olanak vermesinden dolayı böyle bir dağılımın çıktığı düşünülmektedir. Üretim için işbirliği, lisans alımı ndan daha az tercih edilmektedir. Oysa ki üreticilerin nihai ürün üretmenin yanı sıra, rekabet edebilirlik gücünü ve yenilikçiliği çok daha fazla artıracak bir model anlayışı içerisinde örgütlenmesi de gerekmektedir. Ankara Bölgesi Makine ve Mobilya Sektörleri Ağ Yapıları Çalışmanın devamında, yenileşim ile şebeke yapılanması arasındaki ilişki irdelenmeye çalışılmıştır. Yenileşim, şebeke (ağ) yapılaşma ve kümelenme arasında bağlantı olduğu açıktır. Bu noktada önemli olan husus, ağ yapı içerisindeki işletmelerin pazar ile ilgili en yeni bilgilere, en nitelikli işgücüne ve en uygun tedarikçi işletmelere erişimini sağlamaktır -ki bu unsurlar başarılı ve etkin bir yenileşim sürecinde çok önemli rol oynar. Ayrıca bu unsurlar, yenilik yapan işletmelerin yeni piyasalara girerken taahhütlerini en aza indirgemelerini sağlamaktadır. Yenileşim ile sanayi bölgeleri arasındaki ilişkiler ele alınırken iki nokta gözden kaçırılmamalıdır. Birincisi, işletmeler arası etkileşimlerin biçimlerine ve kaynaklarına 18

19 BÖLGESEL KALKINMA, KÜMELER ve SANAYİ AĞLARI göre değişik şebeke yapılaşmalarının ve kümeleşmelerin olabileceği; ikincisi, yenileşime olumlu etki yapabilecek olan işletmeler arası etkileşimlerin ve bilgi akışlarının her bir farklı yapıda değişik biçim alacağıdır. Günümüzde, işletmelerin, bilgiye sınırlı olarak eriştikleri durumlarda, oluşturacakları olası şebeke (ağ) yapılarından elde edecekleri önemli bazı kazanımlar aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir: Bilgiye daha hızlı erişim, Bilginin daha hızlı yayılımı, Bilginin daha hızlı kazanımı, İşletmeler arası yetenek transferi ve Pazar ağ yapılarının kuvvetlenmesi vb. Yukarıda bahsedilen açılardan ele alındığında, işletmelerin, kendi doğal şebekeleri içerisinde ilişki ağ yapıları (relation networks), kişisel ilişki ağ yapıları (personal contact networks - PCN), sosyal ağ yapıları (social networks), endüstriyel ağ yapıları (industrial networks) ve pazar ağ yapıları (marketing networks) ile hem bölgesel hem de global anlamda rekabet edebilirliklerini artırabilecekleri gözlemlenmiştir. Ayrıca, şebeke içerisindeki tüm işletmeler, kümelenmeden kaynaklanan avantajlardan, sadece diğer işletmelere çeşitli yakınlık ölçütlerine göre (mekansal yakınlık, organizasyonel yakınlık, vb.) yararlanabilir. Öte yandan, aynı sanayi dalında yer alan işletmelerin belli bir bölgede toplanmasından kaynaklanan avantajlar önemlidir. Bu seviyede olan avantajlar, işletmelerin ekonomik faaliyetlerini üretim fonksiyonları aracılığıyla olumlu etkilemekte ve özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ ler) için standart ürünlerin seri üretimini yapan işletmelere kıyasla daha fazla önem arz etmektedir. Bu bağlamda, Ankara Bölgesi nde görüldüğü üzere sanayi öbeklerinin oluşması KOBİ lere, yüksek üretim hacminden kaynaklanan içsel ölçek ekonomilerini dışsal ölçek ekonomileri ile ikame etme olanağını sağlamaktadır. Tüm bunlara ek olarak, işletmeler arası bilgi akışı, işletmeler ve bireyler arasında çeşitli resmi ve gayri resmi şekillerde gerçekleşen ilişkilerden kaynaklanan dışsallıklar olarak belirtilebilir. Bu bakımdan, artan ağ yapılaşmaya eşlik eden artan yenilik hızı ve teknolojik değişim, işletmeleri dışsal işbirliklerine çok daha fazla bağımlı kılmaktadır. Bu şebekeleşme (ağ yapılaşma) sürecinin doğal bir sonucu olarak işletme, bilginin sürekli yayıldığı daha geniş bir ağ yapı içerisinde, karmaşık iletişim bağlarının ve organizasyonların bir göbeği olmaktadır. Çalışmamızda, mobilya ve makine sektöründe faaliyet gösteren 96 adet işletme için yapılan şebeke (ağ) analizi ile bölge işletmelerinin şebeke yapıları incelendiğinde, işletmeler arası bilgi paylaşım mekanizmaları, yine işletmelerin ağ yapıdaki yerleri ve birbirleri ile olan ilişkileri seviyesinde incelenmiştir. Ancak, analiz aşamasında uyguladığımız tüm bu bahsedilen farklı nitel ve nicel yöntemler sonucunda elde ederek sunduğumuz sonuçlar pasif olmamış, ötesinde, gelecekte bu konularda (bölgesel ve ulusal kalkınma, sektörel analiz) yapılacak detaylı ilişkisel analizlerin kavramlaştırılmasını kolaylaştıracak, aktörler arasındaki ilişkileri tanımlandırmada pratik çıkarımlar sağlayacak ve en nihayetinde aktörler arasındaki bilgi akış mekanizmalarının ve ilişkilerin güçlendirilmesini sağlayacak uygulamalara ışık tutmuştur. Projede öngörülen yöntemler bütününde, üç analitik aşamada veriler her bir sektör için analiz edilmiştir: tüm ağ yapının incelenmesi, ağ yapıdaki alt ağ yapıların (varsa kümelerin) tespiti ve ağ yapıda firmaların konumlarının incelenmesi. Bu analitik yaklaşım çerçevesinde, makine ve mobilya sektörlerini ayrı ayrı incelediğimizde elde ettiğimiz bazı ilişki alt ağ yapıları ve kümeler, firmalar arasında görmeyi düşündüğümüz aralarında yoğun ilişkiler olan ya da uzun süreli ilişkiler olan diğer ilişki kümeleri olarak ortaya çıkmıştır. Bu seviyedeki analizler de tüm ağ yapının özelliklerini belirlemede çok önemli bir yaklaşımdır. Ayrıca, ağ yapı analizine bağlı kalarak, aralarında zayıf ilişki bulunan düğümler (firmalar) arasında bilginin aktarımını ve yayılımını sağlayacak 19

20 darboğazların bulunabileceği öngörülmüştür. Bu darboğazlar, alt şebekelerde (ya da kümelerde) birkaç firmanın kendi aralarında daha etkin iş ve bilgi paylaşımını sağlayacak biçimde daha güçlü bağların yapılandırılmasıyla oluşmuştur. Bu anlamda, dikkat çekmek istediğimiz diğer bir husus, alt şebeke yapılarında (ya da kümelerde) ilişki seviyeleri güçlü ya da zayıf ne olursa olsun her koşulda düğümler (firmalar) arasındaki bağların doğru bir biçimde analiz edilmesi gerektiği olacaktır. Yine aynı yaklaşım içerisinde, çalışmamızda bazı düğümler arasında, istasyon (göbek) görevi üstlenen işletmelerin varlığı söz konusu olmuştur. İlgili bazı mobilya ve makine sektöründe faaliyet gösteren ve aynı zamanda istasyon görevi üstlenen bu işletmeler, şebekedeki diğer firmalar arasında kritik bir arabuluculuk (destek noktası) görevi gerçekleştirerek, çoğu zaman ağ yapıdaki bilgi akış yollarında önemli roller üstlenmektedir. Ayrıca bilinmelidir ki, dışsal ve içsel bilgi akışı; ve bilginin yayılımının sağlanması adına; böylesine kritik bir görev yüklenen istasyonlar içeren ağ yapı içersindeki diğer işletmeler, çok güçlü bağlar ile bu istasyonlara yakınlık ve bağlılık derecesi içerisinde olma eğilimindedir. ERKAN ERDİL, M. TEOMAN PAMUKÇU, MUSTAFA H. ÇOLAKOĞLU, H. TOLGA GÖKSİDAN Çalışmamızın amaçlarından biri olarak; mobilya ve makine sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin aralarındaki müşteri ve tedarik ilişkilerinin firmaların yenileşim faaliyetlerine nasıl yansıdığını anlamak için; özellikle işletmeler arasındaki güçlü dikey ilişkilerin incelenmesi bağlamında (taşeron kullanımından da kaynaklanan bir biçimde), ASO ve KOSGEB destekli olarak yüzlerce firmadan sadece üretim yapan ve yenileşim yeteneği/potansiyeli olan (son beş yıl içerisinde teknoloji transferi yapan ve 25 daha fazla Gelișmekte olan sanayi bölgeleri için olușturulan modellere uygulandığı biçimde, böylesine bir birliktelik sorununun çözümü için ağ yapı içerisindeki firmalar ortak çalıșarak etkin bir șekilde maliyet ve riskleri paylașmak zorundadırlar işçi çalıştıran işletmeler araştırmamızda kriter olarak gözetilmiştir) yaklaşık 150 firma arasından doğru firmaların seçilimine özen gösterilmiştir. Öte yandan, bölgesel yapıda, iş ilişkileri ekseninde ve işletmeler arasındaki bu dikey ve yatay ilişkiler bütününde, yenleşimi tetikleyici bir biçimde işletmeler arasındaki işbirlikçi yapılanmalar kolaylıkla izlenebilmiştir. Özellikle mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için yapılan şebeke analizlerinde (bkz. Şekil 5 ve 6), genel anlamda, aralarında yakın, kuvvetli ve güçlü ilişki bağları bulunan fakat çoğu durumda ticaret anlamında oldukça bağımsız bir yapıda olan firmalardan oluştuğu görülmektedir. Bu aşamadaki analizimizde, şansımız firmalar arasındaki ilişkilerin daha net ve kolay görülmesi olmuştur. Ayrıca yine bu firmaların, ciddi ve kuvvetli ilişki içerisinde olmalarına rağmen, yapısal anlamda tek bir vücut olma yani sektörü beraber yapılandırma ve geliştirme yaklaşımından oldukça uzak oldukları görülmüştür. Böylesine bir ayrımın temelinde, firmaların birbirlerini oldukça iyi tanımaları ve ilişkilerinin gruplandırılmasına olanak tanımaları vardır. Bu ayrımın, sektörün sınırlarının belli olmasına rağmen, firmaların son karar aşamasında üretim işbirlikleri dışına çıkarak pazarın darlığı ve ciddi rekabet şartlarından dolayı satış ve pazarlama işbirliklerine gitmekten kaçınmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Öte yandan çalışmada tespit ettiğimiz bulgular çerçevesinde, mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yaklaşık % 80 den fazlasının iş ilişkilerinde siparişe dayalı çalıştığını ve geriye gelen %5 den az olan kısmının ise sipariş ile birlikte ortak üretim planlama yaptığını göstermektedir. Yine oldukça büyük bir kısım mobilya üreticisi işletme, iş ilişkilerinde resmi anlaşmalar yerine firma yöneticilerinin kendi kişisel ilişkilerini 20

Sınai-ticari ilişkilerde önemli olan, iki kuruluşun birbirlerini nasıl algıladıklarından çok birbirlerine

Sınai-ticari ilişkilerde önemli olan, iki kuruluşun birbirlerini nasıl algıladıklarından çok birbirlerine İlișkiler ve Șebekeler İlișkiler ve Șebekeler Metin DURGUT ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü nden 1968 yılında mezun oldu. State University of New York at Stonybrook da fizik yüksek lisans ve doktora derecelerini

Detaylı

ÖRNEK SAYI. enerji. çevre. şebekeleşme SAM. ekoloji. destek

ÖRNEK SAYI. enerji. çevre. şebekeleşme SAM. ekoloji. destek ÖRNEK SAYI enerji şebekeleşme çevre destek ekoloji TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI TTGV Yayın Sahibi Dr. A.Mete ÇAKMAKÇI Yayın Yönetmeni Tülay AKARSOY ALTAY İdare Merkezi Türkiye Teknoloji Geliştirme

Detaylı

İhtiyaç Analizi Uygulama Süreci ve Yöntemi

İhtiyaç Analizi Uygulama Süreci ve Yöntemi İhtiyaç Analizi Uygulama Süreci ve Yöntemi Tülay Akarsoy Altay, TTGV Baş Uzman 22 Eylül 2011, Başkent OSB İhtiyaç Analizi Uygulama Yöntemi Firmanın teknolojik yeteneklerinin, yenileşim süreç ve bileşenlerinin

Detaylı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Destek Programı Fadime YILMAZ San. ve Tek. Uzmanı 1 Küme Kümeler, özellikle de aynı faaliyet alanında hem rekabet içinde olan hem de birbirleriyle işbirliği

Detaylı

Erkan Erdil METU-TEKPOL Araştırma Merkezi ve İktisat Bölümü Teoman Pamukçu METU-TEKPOL Araştırma Merkezi. Middle East Technical University

Erkan Erdil METU-TEKPOL Araştırma Merkezi ve İktisat Bölümü Teoman Pamukçu METU-TEKPOL Araştırma Merkezi. Middle East Technical University Erkan Erdil METU-TEKPOL Araştırma Merkezi ve İktisat Bölümü Teoman Pamukçu METU-TEKPOL Araştırma Merkezi Middle East Technical University ÜSİMP 2013 VI. Ulusal Kongresi Düzce Üniversitesi 9-10 Mayıs 2013

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ... Semih ERDEN EGE MODELİ 1994 den bu yana faaliyetini sürdürmektedir. Üniversitemiz: Ar-Ge ve Sanayi ilişkilerini Türkiye için tamamen özgün bir yapısı

Detaylı

Bursa Yenileşim Ödülü Başvuru Raporu

Bursa Yenileşim Ödülü Başvuru Raporu 1- YENİLEŞİM YÖNETİMİ / LİDERLİK Liderler, yenilikçi bir kurum için gerekli olan ihtiyaçlar doğrultusunda; Yenileşim doğrultusunda vizyonu oluştururlar, Strateji ve politikaları tanımlarlar, Farkındalık

Detaylı

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve Düzce Üniversitesi 2015-2019 stratejik planında Düzce Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) doğrudan yer almakta olup, bu plan kapsamında ortaya konulan hedeflere ulaşılmasında önemli bir işleve sahiptir. Bu

Detaylı

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 İÇERİK Amaç, Vizyon Hazırlık Süreci İnovasyona Dayalı Mevcut Durum Stratejiler Kümelenme ile ilgili faaliyetler Sorular (Varsa) İNOVASYON & KÜMELENME

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ Prof. Dr. Candeğer YILMAZ,... Ege Üniversitesi Rektörü EGE MODELİ 1994 den bu yana faaliyetini sürdürmektedir. Üniversitemiz: Ar-Ge ve Sanayi ilişkilerini

Detaylı

TTGV İnovasyon Esaslı Rekabetçilik Analizi Modeli. Mayıs 2015

TTGV İnovasyon Esaslı Rekabetçilik Analizi Modeli. Mayıs 2015 TTGV İnovasyon Esaslı Rekabetçilik Analizi Modeli Mayıs 2015 Uluslararası Rekabetçi Olmak Uluslararası rekabetçi endüstriler, rekabetçi üstünlük yaratmak ve sürdürülebilir kılmak için firmalarının yeterli

Detaylı

www.novusens.com 2012, Novusens

www.novusens.com 2012, Novusens www.novusens.com İNOVASYON VE GİRİŞİMCİLİK ENSTİTÜSÜ Vizyon... Ulusal ve uluslararası paydaşları ile sürdürülebilir büyüme ve rekabeti amaçlayan, ekonomiye ve toplumsal kalkınmaya katma değer yaratacak

Detaylı

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs 17 7 Mart 17, Ankara İÇERİK Ankara Kalkınma Ajansı Onuncu Kalkınma Planı Bölge Planı 11-13 Bölge Planı 14-23 Ankara Kalkınma Ajansı Tarafından Sağlık

Detaylı

Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri. Mahmut Kiper TTGV, Başuzman

Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri. Mahmut Kiper TTGV, Başuzman Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri Mahmut Kiper TTGV, Başuzman Misyonlar: Üniversite: bilimsel ilerlemenin temel üreticileri Sanayi : yeni teknolojilerin ve buna bağlı

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 8. Toplantısı Yeni Kararlar İÇİNDEKİLER. Yeni Kararlar.. Üniversitelerin Ar-Ge Stratejilerinin Geliştirilmesine Yönelik Çalışmalar Yapılması [05/0].. Doktora Derecesine

Detaylı

Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri

Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri Toplam Faktör Verimliliği Politika Çerçevesi Geliştirilmesi için Teknik Destek Projesi Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri 29 Mart 2018, İstanbul Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye

Detaylı

Örgütsel Yenilik Süreci

Örgütsel Yenilik Süreci Örgütsel Yenilik Süreci TEKNOLOJİ VE İNOVASYON YÖNETİMİ -Hafta 5 Örgütsel Yenilikçilik Süreci-Planlaması Dr. Hakan ÇERÇİOĞLU 1 2 1 Örgütsel Yeniliğin Özellikleri Örgütsel bağlamda yenilik, örgütü ve üyelerini

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) İKY Gelişimi İKY Amaçları İKY Kapsamı İKY Özellikleri SYS BANKASI ÖRNEĞİ 1995 yılında kurulmuş bir

Detaylı

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE Eskişehir Sanayi Odası 25 Kasım 2015 Mali Yardımlar IPA Fonları 2014-2020 Döneminde 4.453,9 milyon avro Ana yararlanıcı kamu, bakanlıklar Türkiye AB Programları Toplam bütçe

Detaylı

08 Kasım 2012. Ankara

08 Kasım 2012. Ankara 08 Kasım 2012 Ankara KOBİ ler ve KOSGEB Türkiye de KOBİ tanımı KOBİ tanımı 250 den az çalışan istihdam eden, Yıllık bilanço veya net satış hasılatı 25 milyon TL yi geçmeyen işletmeler Ölçek Çalışan Sayısı

Detaylı

Sunum İçeriği TÜBİTAK

Sunum İçeriği TÜBİTAK Sunum İçeriği 2 TEYDEB KURULUŞ AMACI Teknoloji veyenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB); ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini desteklemek

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı ? UR-GE Tebliği nin Çıkış Noktası UR-GE Tebliği nin Vizyonu ve Yapıtaşları UR-GE

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 E-mail:cluster@konyacluster.com Konya Kümelenme Merkezi Konya da kümelenme faaliyetleri 2006-2007 yılında Konya

Detaylı

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9 Ocak 2013, Ankara

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9 Ocak 2013, Ankara BİLDİRİ İÇERİĞİ 1. Ordu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Oluşumu 2. İşbirliği Süreci 3. Yaşanan Sıkıntılar 4. İşbirliğinin / Projenin Çıktıları 5. Deneyimden Öğrenilenler 6. Başarı İçin Öneriler ORDU - ÜNİVERSİTE

Detaylı

TÜBİTAK PROJE DESTEKLERİ

TÜBİTAK PROJE DESTEKLERİ TÜBİTAK PROJE DESTEKLERİ Ulusal fon mekanizmalarının ana kaynağı TÜBİTAK destekleridir. TÜBİTAK destek leri 4 ana grupta özetlenebilir: (1) Sanayi Ar-Ge Proje Destekleri (2) Akademik Ar-Ge Destekleri,

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON Z. Güldem Ökem, PhD Research Fellow Centre for European Policy Studies (guldem.okem@ceps.eu) 23 Şubat 2011, Ankara Türkiye nin Avrupa Birliği

Detaylı

Sürdürülebilir Büyümeyi Hızlandırmak için... KOBİ DÖNÜŞÜM GELİŞİM PROGRAMI

Sürdürülebilir Büyümeyi Hızlandırmak için... KOBİ DÖNÜŞÜM GELİŞİM PROGRAMI Sürdürülebilir Büyümeyi Hızlandırmak için... KOBİ DÖNÜŞÜM GELİŞİM PROGRAMI İzmir, 9.Aralık.2016 AB Ağlarıyla Güçlenen Girişimcilik Projesi HEDEF KİTLEMİZ SİVİL TOPLUM DİYALOĞU PROGRAMI İÇİNDE AB AĞLARIYLA

Detaylı

ADANA ÜNİVERSİTE-SANAYİ ORTAK ARAŞTIRMA MERKEZİ. Rekabet Edilebilirlik Açısından Adana Sanayisinin Teknolojik Yetenek Envanterinin Belirlenmesi

ADANA ÜNİVERSİTE-SANAYİ ORTAK ARAŞTIRMA MERKEZİ. Rekabet Edilebilirlik Açısından Adana Sanayisinin Teknolojik Yetenek Envanterinin Belirlenmesi ADANA ÜNİVERSİTE-SANAYİ ORTAK ARAŞTIRMA MERKEZİ Rekabet Edilebilirlik Açısından Adana Sanayisinin Teknolojik Yetenek Envanterinin Belirlenmesi Proje Ortakları Proje Başlama-Bitiş Tarihi: 07. 07. 2009 07.

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON Z. Güldem Ökem, PhD Research Fellow Centre for European Policy Studies(CEPS) 23 Şubat 2011, Ankara Türkiye nin Avrupa Birliği ne Üyelik

Detaylı

ARGE DESTEKLERİ Betül ASAN Pamukkale Üniversitesi Üniversite Sanayi İşbirliği Koordinatörlüğü

ARGE DESTEKLERİ Betül ASAN Pamukkale Üniversitesi Üniversite Sanayi İşbirliği Koordinatörlüğü ARGE DESTEKLERİ Betül ASAN Pamukkale Üniversitesi Üniversite Sanayi İşbirliği Koordinatörlüğü 28 Aralık 2009 DENİZLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ KÜRESEL REKABETİN YOLU AR-GE Bilgi toplumunun yolu özel sektörün

Detaylı

İzmir Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu

İzmir Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu 2018, İZKA Tüm hakları saklıdır. Bu eserin tamamı ya da bir bölümü, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kullanılmadan önce hak sahibinden 52. Maddeye

Detaylı

ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI. ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO

ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI. ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO Gazi TTO nun Amacı Gazi Üniversitesi bünyesindeki bilimsel ve teknolojik bilginin toplumsal faydaya ve ekonomik değere dönüşümünü ve

Detaylı

Güncelleme: 15 Nisan 2012

Güncelleme: 15 Nisan 2012 İNOVİTA için Gözden Geçirilmiş Sürüm Dünya Bankası Türkiye Ulusal İnovasyon Sistemi Raporu ndan Özet Notlar Haziran 2009 Güncelleme: 15 Nisan 2012 1 2007 ve 2013 yılları arasını kapsayan 9. Kalkınma Planı,

Detaylı

YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY

YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY «Arayüz yapılarının kullanıcı odaklı yaklaşımlarla ihtiyaca yönelik hizmetler verebilmesi için kapasitelerinin ve yetkinliklerinin arttırılması» Proje Ekibi Yürütücü: Marmara

Detaylı

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği Gökhan Özertan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü 6 Mart 2017 Gökhan Özertan Tarımın Geleceği 6 Mart 2017 1 / 13 Dünya Tarımında Gelişmeler Tarımın fiziksel, sosyal

Detaylı

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI Bölgesel Yenilik Stratejisi Çalışmaları; Kamu Kurumlarında Yenilik Anketi İstanbul Bölgesel Yenilik Stratejisi Kamu Kurumlarında Yenilik Anketi Önemli Not: Bu anketten elde

Detaylı

KOBİ ÇALIŞAN VE İŞVERENLERİNİN KÜRESEL EKONOMİDEKİ DEĞİŞİMLERE UYUM YETENEĞİNİN ARTTIRILMASI PROJESİ

KOBİ ÇALIŞAN VE İŞVERENLERİNİN KÜRESEL EKONOMİDEKİ DEĞİŞİMLERE UYUM YETENEĞİNİN ARTTIRILMASI PROJESİ Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. KOBİ ÇALIŞAN VE İŞVERENLERİNİN KÜRESEL EKONOMİDEKİ DEĞİŞİMLERE UYUM YETENEĞİNİN ARTTIRILMASI PROJESİ www.kuyap.org Faruk

Detaylı

BSTB: Kümelenme Destek Programı

BSTB: Kümelenme Destek Programı BSTB: Kümelenme Destek Programı ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞE GİDEN YOLDA KÜMELENME: ADANA-SAĞLIK TURİZMİ KÜMELENME TOPLANTISI 11/12/2012 1 Küme ne değildir? Net bir tanım yapmak mümkündür ancak bu yönde

Detaylı

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası Dijitalleşme Nedir? İmalat sanayide dijitalleşme, dijital teknolojilerden VERİMLİ, ETKİLİ VE ETKİN bir şekilde faydalanılmasıdır. Bu sayede, aynı

Detaylı

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (TTO) YÖNERGESİ

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (TTO) YÖNERGESİ ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (TTO) YÖNERGESİ Amaç Madde 1 (1) Bu Yönergenin amacı, Üsküdar Üniversitesinde üretilen bilgi ve teknolojinin uygulamaya dönüştürülerek ticarileştirilmesine,

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

Üniversite-Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi Kapanış Bildirgesi. Eskişehir, 2009

Üniversite-Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi Kapanış Bildirgesi. Eskişehir, 2009 Üniversite-Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi Kapanış Bildirgesi Eskişehir, 2009 Kongre Hakkında Katılımcı sayısı: 220 Bildiri sayısı: 50 Forumlar: 3 ÜSİMP ULUSAL KONGRELERİ GENEL BAKIŞ ÜSİMP tarafından

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI 2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİNE YÖNELİK URGE PROJE YÖNETİMİ EĞİTİM PROGRAMI T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

Detaylı

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ 2014 NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ İşbirliği - Güçbirliği Destek Programı KOBİ lerin bir araya gelerek tedarik, pazarlama, düşük kapasite kullanımı, rekabet gücü zayıflığı ve finansman gibi Ortak Sorunlara

Detaylı

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci 2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci 3 Ağustos 2011 ANKARA Gündem 2011 Teklif Çağrısı Kapsamı Mali Destek Programları

Detaylı

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları Mühendislik Fakültelerinin Araştırma ve Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkılarının Değerlendirilmesi Paneli

Detaylı

ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR?

ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR? ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR? 72 Fotoğraflar: Dünya Gazetesi Fotoğraf Arşivi Türkiye nin ihtiyacı olan yeni büyüme stratejisi için ileri teknolojili sektörlerde rekabet gücünü

Detaylı

A- YENİLEŞİM YÖNETİMİ

A- YENİLEŞİM YÖNETİMİ Yenileşim süreci içinde olan bir firmada aşağıda yer alan temel ölçütler aranır. A- YENİLEŞİM YÖNETİMİ 1-LİDERLİK Liderler, yenilikçi bir kurum için gerekli olan ihtiyaçlar doğrultusunda; Yenileşim doğrultusunda

Detaylı

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU Şekil 1 Kırşehir Sanayi Rekabetçilik Eksenleri İş Yapma Düzeyi Yenilikçilik potansiyeli Girişimcilik Düzeyi Teşviklerden yararlanma

Detaylı

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ Öncelikler ve İhtisaslaşma Organizasyon ve Eşgüdüm Yaşam Kalitesinin Artırılması Sürdürülebilir Kalkınma Bilgi Toplumuna Dönüşüm Rekabet Gücünün

Detaylı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE Çisel İLERİ 13 Ocak 2017 İKV Kamuoyu Araştırması 2016 Araştırmanın Künyesi: Nisan 2016 Türkiye genelinde 18 il 1254 katılımcı 7 bölge Araştırmayı nerede yaptık? AB yi duydunuz

Detaylı

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Çankırı Yatırım Destek Ofisi Ara Faaliyet Raporu 01.01.2011 30.06.2011 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... i TABLOLAR LİSTESİ... ii 1. Çankırı Yatırım Destek Ofisine İlişkin

Detaylı

Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Kamu Destekleri

Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Kamu Destekleri Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Kamu Destekleri Dr. Sinan Tandoğan Girişim Destek Grubu TEYDEB TÜBİTAK TÜBİTAK Girişimcilik Destekleri: TÜBİTAK Girişimcilik Destekleri

Detaylı

TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ

TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ ÇİMENTO SEKTÖRÜ ÇEVRE GRUBU MESLEKTAŞLAR TOPLANTISI Emrah Alkaya Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı 12 Ekim 2012 Türkiye Çimento

Detaylı

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara SUNUM İÇERİĞİ 1. İstanbul Sanayi Odası nın Sanayi Üniversite İşbirliğine Bakışı ve Bu Kapsamdaki Rolü 2. Sanayi- Üniversite

Detaylı

2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI 2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı M. Emrah SAZAK Daire Başkanı UR GE Tebliğinin

Detaylı

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Balanced Scorecard DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Bu yöntemin ortaya çıkışı 1990 yılında Nolan Norton Enstitüsü sponsorluğunda gerçekleştirilen, bir yıl süren ve birçok şirketi kapsayan Measuring performance

Detaylı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI 2023 e 10 Kala Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı nda konuya yönelik düşüncelerimi ifade etmeden önce sizleri, şahsım ve İstanbul

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE TTGV FİNANSMAN DESTEKLERİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE TTGV FİNANSMAN DESTEKLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE TTGV FİNANSMAN DESTEKLERİ Emrah Alkaya Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı İskenderun Körfezi nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi - Endüstriyel Simbiyoz ve Temiz Üretim Ar-Ge Proje

Detaylı

Girişimciliğin Fonksiyonları

Girişimciliğin Fonksiyonları Girişimciliğin Fonksiyonları 1-Yeni üretim yöntemleri geliştirmek ve uygulamak, üretimi organize etme fonksiyonu: Girişimciler mevcut ürün ve hizmetler ile yetinmeyip, sürekli olarak farklı ve tüketici

Detaylı

TERSİNE MENTORLUK. Tersine Mentorluk İlişkisinin Özellikleri

TERSİNE MENTORLUK. Tersine Mentorluk İlişkisinin Özellikleri TERSİNE MENTORLUK Tersine mentorluk, öğrenmeyi teşvik eden ve jenerasyonlar arası ilişkiyi kolaylaştıran yenilikçi bir mentorluk uygulamasıdır. Mentor rolünde genç ve düşük kıdemli bir kişi bulunurken,

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ VE STRATEJİ ÖNERİSİ Çalışması Kapsam ve Süreç. Mahmut Kiper 30 Ekim 2013 Ankara

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ VE STRATEJİ ÖNERİSİ Çalışması Kapsam ve Süreç. Mahmut Kiper 30 Ekim 2013 Ankara DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ VE STRATEJİ ÖNERİSİ Çalışması Kapsam ve Süreç Mahmut Kiper 30 Ekim 2013 Ankara Çalışma Grubu Mahmut KİPER Deniz BAYHAN İlke Eren KARACA Tülay AKARSOY ALTAY Prof.

Detaylı

Kuruluş Amacı. 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı

Kuruluş Amacı. 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı Kuruluş Amacı Ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini desteklemek, Türk sanayisinin araştırma-teknoloji

Detaylı

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları TÜBİTAK TEYDEB Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı Kuruluş Amacı Ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik

Detaylı

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB ÜRETİMDE İNOVASYON BİLAL AKAY Üretim ve Planlama Direktörü 1 İleri teknolojik gelişme ve otomasyon, yeni niteliklere ve yüksek düzeyde eğitim almış insan gücüne eğilimi artıyor. Mevcut iş gücü içinde bu

Detaylı

Sanayinin Araştırma-Teknoloji Geliştirme Yenileşim (ATGY) Süreçlerinde Üniversitelerin Rolü. Hasan Mandal 2 Haziran 2011

Sanayinin Araştırma-Teknoloji Geliştirme Yenileşim (ATGY) Süreçlerinde Üniversitelerin Rolü. Hasan Mandal 2 Haziran 2011 Sanayinin Araştırma-Teknoloji Geliştirme Yenileşim (ATGY) Süreçlerinde Üniversitelerin Rolü Hasan Mandal 2 Haziran 2011 1 SANAYİ KURULUŞLARI İÇİN REKABET EVRİMİ 1960 lar ÜRETİM üstünlüğü ile rekabet 1970

Detaylı

KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER)

KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER) KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER) 1.KOBİ PROJE DESTEK PROGRAMI İşletmelere özgü sorunların işletmeler tarafından projelendirildiği ve projelendirilen maliyetlerin desteklenebildiği bir programa ihtiyaç

Detaylı

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara Sürdürülebilir Kalkınma ve İnovasyon: Gelişmeler, EğilimlerE TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara İÇERİK Kavramlar:Sürdürülebilir Kalkınma ve Eko-İnovasyon Çevre Konusunda Gelişmeler AB

Detaylı

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları 2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 Strateji Nedir? bir kağıt bir belge bir çalışma planı bir yol bir süreç bir ortak yorumlama ufku? 2 Stratejik Düşünme Nedir?

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Türkiye Cumhuriyeti Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Sürdürülebilir Bir Üretim Altyapısı Çevreye Duyarlı VGM Güvenli Verimli BSTB İleri Teknoloji Yüksek Katma Değer 2 20 nün Kuruluşu 17 Ağustos

Detaylı

Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik

Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik AGORADA 2012 BÖLGESEL İNOVASYON STRATEJİSİNİN UYGULANMASI: BİR ADIM SONRASI 19.10.2012 / Samsun Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik Bülent Açıkgöz BM Ortak Program Yöneticisi

Detaylı

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı A. Hakan ÖZDEMİR 31 Mayıs 2010 Vakfımızın Kuruluşu TTGV, 1 Haziran 1991 de bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak, Türk Sanayii nin uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü

Detaylı

KOSGEB Dernekler. Buluşması. 5 Ekim 2011 Yapı Endüstri Merkezi / İstanbul

KOSGEB Dernekler. Buluşması. 5 Ekim 2011 Yapı Endüstri Merkezi / İstanbul KOSGEB Dernekler Yayıncılar Buluşması 5 Ekim 2011 Yapı Endüstri Merkezi / İstanbul SUNUM PLANI GENEL BİLGİ KOSGEB DESTEK VE HİZMETLERİ GENEL BİLGİ GENEL BİLGİ 1.KOBİ ler ve KOSGEB Türkiye de KOBİ tanımı

Detaylı

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ (UOLP) EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ (UOLP) EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ (UOLP) EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ www.itu.edu.tr İŞLETME FAKÜLTESİ Yarının yatırımlarını şekillendirecek

Detaylı

ÖZGÜN FİKİRLERİNİZİ PROJELENDİRELİM

ÖZGÜN FİKİRLERİNİZİ PROJELENDİRELİM Şirket Tanıtımı Progino PROGİNO 2005 yılından itibaren Eskişehir de mühendislik ve danışmanlık hizmetleri vermektedir. Faaliyetlerine 2008 yılından beri Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesinde sürdürmektedir.

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü

T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü KOSGEB T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü KOSGEB VE KURULUŞ AMACI KOSGEB, 1990 yılında 3624 sayılı Kanun ile

Detaylı

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İŞLETME BÖLÜMÜ DERS BİLGİ PAKETİ Dersin Kodu / Adı İŞL 104/ YÖNETİM VE ORGANİZASYON 1. Sınıf Bahar Dönemi

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İŞLETME BÖLÜMÜ DERS BİLGİ PAKETİ Dersin Kodu / Adı İŞL 104/ YÖNETİM VE ORGANİZASYON 1. Sınıf Bahar Dönemi Sınıfı / Dönemi Dili Düzeyi Türü Kategorisi Kredisi Eğitim Şekli Ön Koşul Dersler Öğretim Üyesi Diğer Öğr. Üyeleri Yardımcılar Ders Saatleri Değerlendirme Ölçütleri Türkçe Lisans Zorunlu İKTİSADİ VE İDARİ

Detaylı

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi Avrupa İnovasyon Endeksi ve Türkiye Değerlendirme Notu Ocak 2017 Hazırlayan: Dr. Mete Han Yağmur http://ww4.ticaret.edu.tr/spkm/ Yönetici Özeti Bu değerlendirme notunda 2016 yılında açıklanan Avrupa İnovasyon

Detaylı

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü Tıp sürekli ilerliyor sözündeki aslan payı bize göre; Tıbbi Malzeme Alt Sektörüne ait. Nitekim; tıbbi malzemeden yoksun sağlık sektörünün eli

Detaylı

T.C EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

T.C EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı T.C EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı 2010/8 SAYILI ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ DESTEĞİ VİZYONUMUZ Proje yaklaşımını ve kümelenme yaklaşımını

Detaylı

TUBİTAK DESTEKLER NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

TUBİTAK DESTEKLER NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI TUBİTAK DESTEKLER NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI TUBİTAK DESTEKLERİ 1501- SANAYİ AR-GE PROJELERİ DESTEKLEME PROGRAMI Amaç: Sanayi kuruluşlarının Ar-Ge Projelerine %60 a varan oranlarda hibe(geri ödemesiz)

Detaylı

YAZILIM SEKTÖRÜNDE İŞBİRLİKLERİ MODELLERİ VE POLİTİKA ÜRETME PAYDAŞLARI

YAZILIM SEKTÖRÜNDE İŞBİRLİKLERİ MODELLERİ VE POLİTİKA ÜRETME PAYDAŞLARI YAZILIM SEKTÖRÜNDE İŞBİRLİKLERİ MODELLERİ VE POLİTİKA ÜRETME PAYDAŞLARI Dr. Aydın KOLAT TBV Ankara Temsilcisi VERİSİS A.Ş. Genel Müdürü 29 Aralık 2011 Yazılım Sektöründe İşbirlikleri Modelleri Ve Politika

Detaylı

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. Altan Özkil Atılım Üniversitesi Sav. Tekno. Uyg. ve Arşt. Merkezi Müdürü Prof.Dr. Hasan AKAY Atılım Üniversitesi Rektör Yardımcısı ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce

Detaylı

Üniversite-Sanayi İşbirliği: Politika Kararları ve Uygulamalar. Yasemin ASLAN BTYP Daire Başkanı

Üniversite-Sanayi İşbirliği: Politika Kararları ve Uygulamalar. Yasemin ASLAN BTYP Daire Başkanı Üniversite-Sanayi İşbirliği: Politika Kararları ve Uygulamalar Yasemin ASLAN BTYP Daire Başkanı 8. ÜSİMP ULUSAL KONGRESİ 10 Haziran 2015 Ulusal Yenilik ve Girişimcilik Ekosistemi Üniversite-Sanayi İşbirliğinin

Detaylı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ (Taslak Rapor Özeti) Faruk Aydın Hülya Saygılı Mesut Saygılı Gökhan Yılmaz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

Detaylı

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) ALANINDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR & ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ KONUSUNDA ÜSTLENİLEBİLECEK ROLLER

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) ALANINDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR & ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ KONUSUNDA ÜSTLENİLEBİLECEK ROLLER T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) ALANINDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR & ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ KONUSUNDA ÜSTLENİLEBİLECEK ROLLER KALKINMA AJANSLARI

Detaylı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE Çisel İLERİ 27 Şubat 2017 Mali Yardımlar IPA Fonları 2014-2020 Döneminde 4.453,9 milyon avro Ana yararlanıcı kamu, bakanlıklar Türkiye AB Programları Toplam bütçe yaklaşık 100

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015 AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015 ANA EYLEM 2: YENİLİK ve İYİ UYGULAMALARIN DEĞİŞİMİ İÇİN İŞBİRLİĞİ Yenilik ve İyi Uygulamaların Değişimi için İşbirliği;

Detaylı

Üniversite - Sanayi İşbirliği: Durum, Engeller ve Çözümler. Dragan Soljan, Erhan Akın, Sema Akın, Kubilay Ayturan

Üniversite - Sanayi İşbirliği: Durum, Engeller ve Çözümler. Dragan Soljan, Erhan Akın, Sema Akın, Kubilay Ayturan Üniversite - Sanayi İşbirliği: Durum, Engeller ve Çözümler Dragan Soljan, Erhan Akın, Sema Akın, Kubilay Ayturan Modern üniversiteler mezunlarına uygulanabilir gerçek bilgiyi veren, sektör, girişimcilik

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

BSTB: Kümelenme Destek Programı. Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü

BSTB: Kümelenme Destek Programı. Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü BSTB: Kümelenme Destek Programı 1 Rekabetçilik ve Yenilikçilik Alanlarında Küme Destek Programı Geliştirilmesi Projesi Saha Analizleri Ocak 2011 Kümelenme Destek Programı Yönetmeliği 15/09/2012 1. Çağrı

Detaylı

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliğinin Finansmanı Bilgilendirme Toplantısı Ferda Ulutaş Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Odakule-İstanbul,

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Sentez Araştırma Verileri

Sentez Araştırma Verileri Eğitim, Görsel-İşitsel & Kültür Yürütme Ajansı Eğitim ve Kültür Genel Müdürlüğü Yaşam Boyu Öğrenim Programı İnternet Üzerinden Kişisel İşgücünü Geliştirin Leonardo da Vinci LLP (Yaşamboyu Öğrenim Programı)

Detaylı