Sermaye (Kapital) Hakkında

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sermaye (Kapital) Hakkında"

Transkript

1 1 Sermaye (Kapital) Hakkında İktisat biliminde doğru tanım sorunu-2 Dr. Hasan Gürak Özet İktisatta bir Türk Okulu oluşmasına katkı amacıyla hazırlanan bu yazıda iktisat biliminde en çok kullanılan kavramlardan biri olan sermaye kavramını tartışılıyor. Yanıtını aradığımız sorular şunlar: Uzman iktisatçıların tanımında anlaştığı ortak bir sermaye kavramı var mıdır? Bir başka deyişle, sermaye denince hep aynı şeyi mi anlarız? Batı kaynaklı iktisadı kuramların-modellerin empoze ettiği gibi sermaye üretken (verimli) bir üretim girdisi midir? Üretkense ne üretir? Nasıl üretir? Üretim için sermaye mi önemlidir, sermayedar mı? İktisatta bir Türk Okulu oluşturma yolunda sermaye kavramını sorgulama zamanının çoktan geldiğini söyleyebiliriz. Bir Türk Okulu çerçevesinde Türk iktisatçılar arkaik sermaye anlayışına yeni yaklaşımlarla ciddi katkılarda bulunabilirler. Anahtar sözcükler: Sermaye, Sermayenin üretkenliği (verimliliği), Sermayedar. Abstract The purpose of this paper is to make a contribution to the emergence of a Turkish School in economics by discussing one of the key terms, capital. The questions to which we seek rational answers are as follows: Do the economic experts have a definition of capital on which they have consensus? In other words, do they understand the same meaning when they refer to or use the concept capital? Is capital indeed a productive factor of production as the economic theories of Western origin impose? If it is, as assumed, what does capital produce? And how does it produce it? Which one is more decisive to realize production: The Capital? Or the owner of capital, e.g., the Capitalist? It is high time to reconsider and to redefine the concept capital and the Turkish economists can do a contribution in this field to both the economic science as such and to the emergence of a Turkish School of Economics. Key words: Capital, Productivity of Capital, The Role of the Capitalist. Haziran

2 2 Giriş 1 İktisatçıların en sık kullandıkları iki temel değişkenden biri olan emek-emekçi kavramını bir önceki yazıda tartıştık 2. Bu yazıda amaç iktisatçılar tarafından en çok kullanılan iki değişkenden diğeri olan sermaye kavramını tartışmaktır. K ile simgelenen ve her tür üretim fonksiyonunun değişmez girdilerinden olan sermaye kavramı iktisatçı olsun veya olmasın herkes tarafından kullanılmasına karşın acaba uzman iktisatçıların tanımında anlaştığı ortak bir sermaye kavramı var mıdır? Bir başka deyişle, sermaye denince hep aynı şeyi mi anlarız? Batı kaynaklı iktisadı kuramların-modellerin empoze ettiği gibi sermaye üretken (verimli) bir üretim girdisi midir? Üretkense ne üretir? Nasıl üretir? Üretim için sermaye mi önemlidir, sermayedar mı? İktisatçılar genellikle yukarıdaki soruların yanıtlarını aramadan sermaye kavramını kullanırlar. Eğer uzman iktisatçılar kavramların anlamını sorgulama gereği duymazlarsa, öğrenciler hiç sorgulamaz; daha doğrusu sorgulamaya cesaret edemez. Ve bu kısır döngü böyle sürer, gider; şimdiye kadar olduğu gibi. İktisatta bir Türk Okulu oluşturma yolunda sermaye kavramını da sorgulama zamanı geldi. Bazı kişilere şaşırtıcı gelebilir ama iktisatçıların herkes tarafından kabul edilen, aynı anlama gelen bir sermaye tanımı yoktur. Konunun gidişatına göre sermaye kavramının çok farklı anlamlarda kullanıldığını görürüz. Ana-akım iktisatçılar oluşturdukları evrensel geçerli 3 yasaları olan modellerde sermaye kavramını sıkça ve gösterişli biçimlerde kullanırlar; hatta sermayenin üretken (verimli) olduğunu bile ileri sürerler. Ama bu mantıkla yapılan analizler ve öngörüler, gerçek iktisadi olguları ve ilişkileri sağlıklı bir biçimde açıklayabilme becerisine sahip olmaktan çok uzaktır. 1 Yazının içeriği hakkında değerli görüşlerini paylaşan sayın Prof. Dr. Cihan Dura, Prof. Dr. Hayriye Atik ve Dr. Halit Suiçmez e teşekkürlerimi sunarım. 2 Emek-Emekçi-Beşeri Sermaye Hakkında, İktisat biliminde doğru tanım sorunu-1; 3 Evrensel geçerli yasalar gerçeklere hiç uymayan ve aşırı ütopik bir varsayımdır. Örnek alınan fen bilimleri böyle anlamsız bir iddianın nedenidir. İktisadi ideologlar iktisat bilimini fen bilimlerine benzetmeye çalışarak bilimsellik iddiasında bulunmuşlardır. Ama aklı başında herkes bilir ki iktisat bir sosyal bilim dalıdır ve fen bilimlerine benzetilmeye çalışılması ideolojik amaçlıdır.

3 3 Tarihsel perspektifte sermaye (veya kapital) Bazı Klasik dönem iktisatçılarına göre sermaye, araç-gereç-makine gibi üretimin fiziksel girdileridir. Örneğin, bir otomobil fabrikasında sermaye, üretim amaçlı kullanılan tüm enerji, makineler, çekiç, keser, tornavida gibi aletler, hammaddeler ve ara-mallarından oluşur. Diğer bir deyişle, sermaye tanımı işgücünün emeği hariç üretimin diğer girdilerini kapsar. Bazı durumlarda üretimin tüm girdilerinin yanı sıra işgücünün ücretinin de üretim girdileri kapsamına girdiğini görürüz. Örneğin, Ricardo ya göre sermaye; "... bir ülkenin işgücünü harekete geçirmek için gerekli olan yiyecek, giyecek, araç-gereçler, hammaddeler, makineler ve benzeri şeylerden oluşan, bir ülkenin varlıklarının (kaynaklarının) (wealth) üretim için kullanılan kısmıdır. 4 (Ricardo;1990;95). Ricardo tarzında görüş sahibi olan Marx ın tanımına göre sermaye, kapitalistlerin sahip olduğu ve özel niteliklere sahip para kaynağıdır. Paranın özel nitelikleri, üretimde kullanılan sermayeyi diğer parasal birikimden ayırır ve bu özel nitelikler hakkında Marx şöyle der: "... bu para birikimi eğer üretimde, sadece ve açıkça kendi miktarını arttırmak amacıyla kullanılırsa-harcanırsa sermaye olarak tanımlanabilir. 5 (Marx; 1976;976). Bu tanıma göre parasal birikimin sermayedar tarafından kendini artırmak (kâr etmek) amaçlı kullanılması sermaye olarak tanımlanması için bir önkoşuldu. Ancak kendi işyerinin sahibi olan küçük çaptaki işletme sahiplerinin parasal birikimi bu sermaye tanımı dışında kalıyordu. Oysa küçük işletme sahiplerini yönlendiren amaç aynıydı; başlangıçtaki para miktarını, yani parasal birikimin kendi miktarını arttırmak veya kâr etmek. Klasik dönem iktisatçısı olan J.S. Mill in sermaye tanımı da benzer bir biçimdeydi. Sermayenin üretim için yaptığı şey, üretim süreci esnasında işin gerektirdiği barınağı, korumayı, araç-gereci ve makineleri sağlamak ve işçileri beslemek 4 that part of the wealth of a country which is employed in production, and consists of food, clothing, tools, raw materials, machinery, etc., necessary to give effect to labour." (Ricardo;1990:95). 5 in itself this sum of money may only be defined as capital if it is employed, spent, with the aim of increasing it, if it is spent expressly in order to increase it." (Marx; 1976;976).

4 4 veya bir şekilde varlıklarını sürdürmeyi sağlamaktır Bu amaçla kullanılan şeyler sermayedir. 6 (aktaran Schumpeter;1954;634). Çağdaş Kuramlarda Sermaye Anlayışı Zaman içinde Klasik Dönem in Siyasal İktisat anlayışını bilimsel (!) Saf İktisat a (pure economics) dönüştürmek için ideolojik çabalar başladı. Çünkü üretim sürecinde emekçinin emeğini yücelten Ricardo-Marx geleneği çerçevesindeki emek-değer kavramı üzerine inşa edilen analizler sermaye sahiplerini ve siyasi temsilcilerini çok rahatsız ediyordu. Bu nedenle 1870 li yıllardan itibaren alternatif kuramlar-modeller oluşmaya başladı. İdeolojik savaşın öncüleri Jevons, Walras, Menger gibi iktisatçılardı. Çeşitli bilimsel (!) kuramlar ve modeller ortaya çıkıyor, eski kavramlar için yeni tanımlar yapılıyordu 7. Marshall sermayeyi daha tatmin edici (!) bir biçimde tanımlamak gerektiğini düşünüyordu ve şöyle bir sermaye tanımı yaptı: Sermaye; beşeri çabaların ve fedakârlıkların sonucu biriktirilmiş olup, şimdiki zamanda değil, gelecekte fayda sağlayacak şekilde kullanılan şeylerdir 8. (Marshall; 1990). Başka bir deyişle, üretimde kullanılan sermaye fedakârlık yapılıp o an tüketilmedikleri ve üretimde kullanıldıkları için ödüllendirilmeyi, yani kâr elde etmeyi hak ediyordu. Beşeri çabaların.. sonucu biriktirilmiş şeyler önceden üretilmiş şeylerdir. Dolayısıyla bu önceden üretilmiş şeylerin üretiminde kimlere ait beşeri çabalar olduğu, örneğin emekçinin emeğinin rolü ve ödüllendirilmeyi hak edip etmedikleri de Marshall tarafından tartışılmalıydı. Ana-akım iktisatçıların en çok itibar ettiği L. Robbins in tanımına göre sermaye kıt bir üretim girdisiydi, dolayısıyla kıt olmaktan kaynaklanan bir değeri vardı. Ana-akım ideologları sermayenin aynı zamanda üretken bir üretim girdisi olduğunu ileri sürdüler. Artık sermaye 6 "What capital does for production is to afford the shelter, protection, tools and materials which the work requires, and to feed and otherwise maintain the laborers during the process... Whatever things are destined for this use... are Capital". (aktaran Schumpeter;1954;634). 7 Sermaye ve getirisi hakkında eleştiriler için bak. D.M. Hausman,1981; Capital, Profits and Prices, Columbia Uni. Press, New York. 8 "... a store of things, the result of human efforts and sacrifices, devoted mainly to securing benefits in the future rather than in the present." (A. Marshall;1990;787).

5 5 de tıpkı emekçi ve doğa gibi üretken özelliklere sahip bir girdiydi; hatta sermayenin değişken nitelikte bir marjinal üretkenliği bile vardı ve bu hesaplanabilirdi. Avusturya Okulu sermayenin üretken bir faktör olamayacağını ileri sürüyordu. Sermaye biriktirilmiş-emek (saved-up labor) ve biriktirilmiş-toprak (saved-up land) olarak kabul ediliyordu. Eğer biriktirilmiş varlık şimdi harcanmaz (tüketilmez), gelecekteki bir tarihte tüketilmek üzere üretimde kullanılırsa, sermayedarın gelecekte daha çok tüketmesi mümkün olacaktır. Çünkü şimdiki emek ve toprağın getirisi ile biriktirilmiş varlıkların gelecekteki getirisi arasındaki farkın pozitif gelir olarak sermaye sahibine dönmesi bekleniyordu. Avusturya Okulu farklı bir iktisadi okul olarak ortaya çıkmayı başarsa da kuramları Anglosakson Okul unkiler kadar itibar görmedi. Ne de olsa biriktirilmiş-emek gibi Marxist ideolojiyi anımsatan kaygı verici vurguları vardı. Üstelik sermayeyi üretkenliği olan bir girdi olarak kabul etmiyordu. Zaman içinde tartışmayı açık ara farkla kazanan taraf sermayenin kıt ve verimli (!) olduğunu, her üretim faktörünün kendi marjinal verimliliği kadar gelir sahibi olduğunu ileri süren Anglosakson kökenli bilimsel (!) görüş oldu. Sermaye Tanımları Sermaye kavramı kullanıldığı yere ve iktisadi ilişki türüne göre farklı anlamlar içerir. Sokaktaki vatandaş kavramı yanlış anlamda kullansa bile bu hoş görülebilir; çünkü bilimsellik iddiası yoktur. Ama uzman iktisatçılar ve akademisyenler aynı kavramı analizlerinde birbirinden farklı anlamlarda kullanırsa bilimsel açıdan ciddi bir sorun var demektir. Her bilimsel kuram bir takım öncüllerden (tanımlardan, varsayımlardan) hareketle analiz yapar ve bir sonuca ulaşır. Eğer öncüller yanlış olursa, analiz yöntemi doğru olsa bile sonuç (yapılan analizliler ve öngörüler veya sunulan çözüm önerileri) yanlış veya eksik veya yetersiz olacaktır. Aşağıdaki bölümlerde altı farklı sermaye tanımı yapacağız. İlk olarak sokaktaki vatandaşın sermaye sözcüğünü hangi anlamda kullandığından başlayacağız. Sonraki beş sermaye tanımı uzman/akademisyen iktisatçıların kullandıkları kavramlardır. Altıncı ve sonuncu bölümdeki sermaye tanımı katma-değer ölçütüne göre yapılmış bir sermaye tanımıdır ve kanımca en gerçekçi ve en doğru tanımdır.

6 6 1- Akademik Olmayan (Halkın) Sermaye Tanımı Girişimci niteliklere sahip birinin bir bakkal dükkânı veya oto-tamirhanesi veya berber salonu açmayı düşündüğünü varsayalım. Kendi işyerini açmak isteyen bu kişiye çevreden gelecek ilk ve önemli soru; Sermayen var mı? veya Sermayen ne kadar? sorusu olacaktır. Çünkü sermayesi olmayan bir girişimcinin başarılı olması mümkün değildir. Burada sermayenin küçük veya büyük olması belirleyici etmen değildir; asıl önemli olan yapılması planlanan işe uygun ve yeterli miktarda sermaye bulunup, bulunmadığıdır. Eğer yapılacak iş küçük ölçekte üretim ise göreceli olarak küçük bir sermaye yeterli olacaktır. Eğer yapılması planlanan üretim göreceli olarak büyük ölçekteyse, örneğin otomobil üretimi planlanıyorsa, gerekli olan sermaye de işe oranla daha büyük olacaktır. Sermaye sahibinin, buradaki örnekte bir üreticinin, başlangıç sermayesi (K t ) planlanan üretimi gerçekleştirmek amacıyla harcanan veya kullanılan her türlü üretim girdisidir. Başlangıç sermayesi parasal birikim olabileceği gibi bina, makine, araç-gereç gibi fiziksel girdiler veya girişimcinin bireysel nitelik düzeyi (beşeri-sermayesi) veya bunların bir bileşeni olabilir. Başlangıç sermayesinin amacı planlanan üretimi gerçekleştirmek için üretimin girdilerini bir araya getirmek ve süreç tamamlandığında sermayedarın başlangıç sermayesine bir ek-gelir veya eşanlamlı olarak ticari kazanç veya kâr kazandırmaktır. Bir başka deyişle, üretim döngüsünün tamamlanması sonucu sermayedar başlangıç sermayesinin artmasını bekler (K t+1 > K t ). Ancak örneğimizdeki ticari kazanç peşindeki girişimci hiçbir zaman bilimsel (!) kuramın öngördüğü gibi sermayenin üretkenliği varsayımından yola çıkarak kâr hesabı yapmaz. Girişimcimiz için sermayenin marjinal verimliliği ise söz konusu bile değildir. Dolayısıyla gerçek yaşamdan örnek aldığımız girişimci için sermaye kavramı ana-akım ideolojinin bilimsel (!) tanıma uygun değildir 9. Bazı iktisatçılar sermayenin (aslında sermayedarın denmesi daha doğru olur) amacının her zaman kâr elde etmek olmadığını, üretim (yatırım) kararlarının arkasında kâr dışında başka amaçların da olabileceğini ileri sürerler. Böyle bir sav ya ideolojiktir ya da bu iktisatçılar özel sektörde ticari faaliyette bulunmanın temel amacını bilmiyorlardır. Her türlü ticari işletmenin amacı kâr etmektir; uzun dönem amacı ise kârı ençoklaştırmaktır (maksimize etmek). 9 Yirmi (20) yıl kadar özel sektörde iş-deneyimine sahip biri olarak bu anlayışı çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Zaten benim akademisyen meslektaşlarıma göre en önemli farkım ve avantajım uzun yılları kapsayan reelsektör deneyimimdir. Bir başka deyişle, belirttiğim görüşler salt akademik kitaplardan öğrendiğim konular değildir. Her görüşümün oluşumunda reel iş dünyasındaki deneyimlerimin etkisi vardır. (Hasan Gürak).

7 7 Kâr amacı gütmeyen ama bir hizmet veya fiziksel ürün üreten kuruluşlar veya kurumlar olabilir. Örneğin bir vakıf, ihtiyacı olanları doyurmak amacıyla yemek üretimi veya dağıtımı yapabilir ve bu süreçte istihdamı artırabilir. Veya bir sağlık kurumu fakirlere ücretsiz sağlık hizmeti verebilir. Bir eğitim kurumu veya öğretmen öğrencilere ücretsiz eğitim hizmeti verebilir. Ama bu tür faaliyetler hayır amaçlıdır, ticari kazanç amaçlı değil. Bu yazıda bizim ilgi alanımız ticari işletmelerdir; dolayısıyla kâr amacı gütmeleri yapılan işin doğası gereğidir. Bu yazının sermaye ile ilgili 6. Bölümü nde bu konuyu daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. 2- Servet 10 Aracı Olarak Sermaye Toplumda bazı kişilerin geliri belli bir düzeyin üstünde olup, yaşamını rahat bir ortamda sürdürürken aynı zamanda birikimlerinin bir bölümünü sanat eserleri, mücevherler, taşınmaz mallar gibi yatırımlar için harcarlar. Uzmanlar bu tür harcamaya yatırım, parasal birikime de sermaye derler. Ancak, buradaki yatırım bir şey üretmek amaçlı değildir.. Böylece karşımıza birincisinden farklı bir sermaye tanımı çıkar. Bu tür sermaye mülk sahibine saygınlık kazandırabilir veya kötü günlerde yedek akçe olarak bir güvence kaynağı olabilir. Yatırım yapılan şeylerin değeri zaman içinde beklenenin çok üzerinde artarak başlangıçta yatırım yapılan sermayenin değerinin çok üstüne çıkmasına neden olabilir. Ama bu tür sermayenin üretimle veya üretkenlikle doğrudan ilişkisi olmadığından bilimsel (!) kuramlardaki üretken sermaye tanımına uymaz; dolayısıyla marjinal verimliliği de olamaz. 3- Beşeri Sermaye 11 Bazı iktisatçılar çalışanların niteliklerini beşeri sermaye (H) olarak tanımlar. Günümüz iktisadi kuramlarında-modellerinde beşeri sermaye kavramına rastlamamak sıra dışı bir durumdur. Böylece karşımıza bir sermaye kavramı daha çıkar. Oysa bir önceki Emek-Emekçi-Beşeri Sermaye başlıklı yazımda gösterdiğim gibi beşeri sermaye emekçinin nitelik düzeyi ile ilgili bir kavramdır ve ayrıca sermaye kategorisine sokulmaya çalışılması ideolojik amaçlıdır. 10 Üretimde kullanılmayan arazi, konut, mücevher, sanat eserleri, vb. 11 Emek-Emekçi-Beşeri Sermaye kavramlarını bir önceki makalede tartıştığımız için burada ayrıntılı olarak üzerinde durmuyor, sadece beşeri sermayenin işgücünün nitelik düzeyi ile ilgili bir kavram olduğunu belirtmekle yetiniyoruz.

8 8 Bazı iktisatçıların varsaydığı gibi bir an için beşeri sermayeyi emekçiden farklı bir üretim girdisi olarak kabul edelim. Şimdi artık üçüncü bir sermaye tanımına sahibiz. Üstelik ilk ikisinden farklı olarak beşeri sermaye hem üretkendir (verimlidir) hem de marjinal verimliliği vardır. Ancak ortada bir sorun var: Çalışan (H) belli saatlerde emeğini sermayedara kiralayarak miktarı önceden belirlenmiş bir ücret kazanır. Sermaye(-dar) ise oranı ve miktarı önceden bilinmeyen kâr elde etmeye çalışır. H nin geliri önceden belirlendiğine göre ücret düzeyi üretim miktarı veya üretkenlikle birlikte değişen bir girdi olamaz. Bu durum bize K ile simgelenen sermaye ile H ile simgelenen sermaye arasında çok farklı özellikler olduğunu gösterir. Aralarındaki benzerlik isim benzerliği olmaktan öte değildir. 4- Faiz Getiren Sermaye 12 Yukarıdaki bölümlerde karşılaştığımız üç farklı sermaye tanımı dışında dördüncü sermaye türü olarak parasal birikim sahibine faiz adı altında ek-gelir getiren sermayeyi inceleyeceğiz. Bu tür faiz getirisi olan sermaye üretime doğrudan bir katkı yapmaz, üretimden kaynaklanan zarar riski taşımaz, istihdam yaratmaz ama sermaye sahibine faiz adı altında bir ek-gelir sağlar. Faiz getirisi olan sermayeyi şöyle tanımlayabiliriz: Bir mevduat hesabına yatırılan veya bonotahvil gibi menkul değer alımında kullanılan, bireye veya işletmeye ait parasal birikim. Acaba faiz getirisi olan sermaye bilimsel kuramların sözünü ettiği üretken (verimli) sermaye olabilir mi? Bu soruyu yanıtlamak için bu bölümde faiz getiren sermayeyi iki alt-başlık altında inceleyeceğiz. Kolaylık için enflasyonun olmadığını varsayıyoruz. 4-a: Bono-tahvil gibi değerli kâğıtlardan elde edilen faiz geliri. Sermaye sahibinin birikimiyle bono veya tahvil aldığını varsayalım. Belli bir dönem sonunda sermaye sahibi sabit veya değişken bir ek-gelir (faiz geliri) elde edecek, başlangıç sermayesi artacaktır, cet. par. Acaba elde edilen ek-gelir geleneksel kuramların sözünü ettiği sermayenin üretkenliğinden (verimliliğinden) kaynaklanan bir ek-gelir olabilir mi? Bono veya tahvile yatırılması ile üretime doğrudan hiçbir katkı gerçekleşmemekte, risk üstlenilmemekte ve istihdam yaratılmamaktadır. Bono veya tahvil ihraç eden işletme/kurum 12 Faiz getirisi, para birikiminin yatırıldığı mevduat hesabından veya bono-tahvil alımı karşılığı elde edilen ekgeliri kapsamaktadır. Para birikimi sahibi birey olabileceği gibi kurum veya işletme de olabilir. Yatırım veya tüketim veya bir başka amaçla verilen borç para karşılığı elde edilen ve faiz olarak bilinen gelir türü kapsama dışındadır çünkü bu tür faiz gelirini kâr olarak da tanımlamak mümkündür. (Bak. H. Gürak; Islam and Scientific Economics; 2014).

9 9 aldığı borcu risk üstlenerek üretimde kullanabilir, toplumsal gönencin ve istihdamın artmasına katkıda bulunabilir. Ama bu durum bono veya tahvile yatırım yapan sermaye sahibini açısından bir anlam taşımaz. Bono/tahvil alanın üstlendiği tek risk, ödeme zamanı geldiğinde ana-para artı faiz ödemesi yapmakla sorumlu bono/tahvil ihracı yapan işletmenin veya kurumun borcunu ödemeyerek iflas etmesidir. Dolayısıyla sermayenin verimliliği bağlamında değerlendirildiğinde akılcı ve mantıklı yanıtın sermaye verimli değildir olması gerekir. Bir başka deyişle, tahvil veya bonoya yatırılan sermaye ana-akım ideolojik modellerin sözünü ettiği üretken sermaye değildir. Şimdi bir de mevduat hesabından elde edilen faiz gelirini inceleyelim. 4-b: Mevduat hesabından elde edilen gelir. Sermaye sahibinin sermayesini (para birikimini) bir mevduat hesabına yatırıp, belli bir zaman dilimi sonunda faiz adı altında oranı önceden belirlenmiş bir ek-gelir sağladığını varsayalım. Sermayenin bu ek-getirisi bilimsel (!) iktisadi kuramların üretken sermaye tanımına uyar mı? Mevduata yatırılması durumunda sermaye sahibi açısından doğrudan üretilen bir ürün, yaratılan işyeri veya üretimden kaynaklanan bir risk yoktur. 13 Paradan para kazandıran ama hiçbir şey üretmeyen bu tür pasif sermayeyi üretken olarak tanımlamak ne bilimsel açıdan ne de akılcı düşünce açısından doğru olmaz. Dolayısıyla, bir önceki 4-a örneğinde olduğu gibi, bu durumda da ne geleneksel kuramların sözünü ettiği sermayenin üretkenliğinden (verimliliğinden) ne de marjinal verimliliğinden söz etmek mümkündür. 5- Fiziksel Ürün ve Hizmet Üreten Sermaye Sermayenin üretkenliğinden (verimlilikten) söz ettiğimize göre üretilen bir ürün olması gerekir. Üretilen ürün masa, çanta, ceket, bilgisayar gibi fiziksel bir ürün olabileceği gibi saç kesimi, danışmanlık, öğretmenlik gibi bir hizmet üretimi de olabilir. Fiziksel ürün ile hizmet arasındaki en önemli fark birincisinin elle tutulur, depolanabilir, üretim tarihinden ilerideki bir tarihte tüketilebilir olmasıdır. Ekim ayında üretilen bir masa altı ay sonra da satışa sunulabilir. Ama hizmet çok farklıdır, üretildiği anda tüketilir; daha doğrusu üretim esnasında veya üretim süreci sonunda hemen tüketilir. Örneğin bir öğretmenin sunduğu 40 dakikalık 13 Burada aracı bir finans kuruluşunun bir hizmet üretip üretmediğini tartışmıyoruz.

10 10 matematik dersi süreç sonunda tamamlanmıştır. Bir başka deyişle, eğer fiziksel bir kayıt aracıyla kayıt altına alınmamışsa, ders (hizmet) üretildiği anda biter. Oysa fiziksel ürün (meta) üretiminde durum çok farklıdır. Veri girdiler ile yapılan üretimin marjinal analizi yapılabilir. Çünkü üretim daha sonraki bir tarihte tüketilmeyi amaçlar, bu nedenle üretilen fiziksel ürün sayılabilir ve depolanabilir. Dolayısıyla hizmet üretiminden farklı olarak fiziksel ürünlerde marjinal verimlilik analizi yapmak mümkündür. 5-a: Hizmet Üretimi Analizi Nerede? Günümüzde iktisatçıların büyük çoğunluğu, özellikle de ana-akım ideoloji taraftarı iktisatçılar ve onların oluşturdukları kuramlar-modeller sermayenin üretken bir faktör olduğu varsayımından hareket ederler. Ama kullandıkları modellerde genellikle fiziksel ürün (meta) - hizmet üretimi ayrımı yapılmaz. Biraz dikkatli bir gözle bakıldığında ana-akım kuramların genellikle fiziksel-ürün üretimi ile ilgili olduğudur. Bunun en açık göstergesi marjinal verimlilik analizidir. Bir hizmet, üretildiği anda tüketilir. Üretildiği tarihten ilerideki bir tarihte tüketilmesi için saklanamaz, biriktirilemez. Dolayısıyla üretilen bir hizmetin marjinal verimlilik analizi yapılamaz, ürettiği marjinal ürün hesaplanamaz. Olsa olsa marjinal ürünün nitelik düzeyinin değişebileceği, her marjinal birim zamanda hizmetin niteliğinin hangi düzeyde olacağı tartışılabilir. Bir öğretmenin, aynı içerikli bir derste diğer öğretmene göre daha çok görsel malzeme veya bir bilgisayar kullandığını varsayalım. Bu durumda birinci öğretmenin verimliliği ikinciye göre daha yüksek mi olur? Burada verimlilik tanımını yaparken çok hassas olmak gerekir. Eğer daha verimli olmaktan kast edilen daha çok görsellik sunmaksa, birinci öğretmen daha verimlidir. Ama verimlilik öğrenciye aktarılan bilgi miktarı ile ölçülecekse, bu miktarı ölçmek hemen hemen olanaksızdır. Bu tür bir verimlilik analizinde sadece öğretmenin öğretme becerisini değil, öğrencinin öğrenebilme becerisini de ölçmek gerekir. Sınıfta beş öğrenci olduğunu varsayalım. Beş kişiye göre verimlilik analizi yapabilmek kolay olmayacaktır. Ama sınıfta 50 kişi varsa verimlilik analizi çok daha zorlaşacaktır.

11 11 Verimli olmak Ama hangi kritere göre? Bir sanayi şirketinin genel müdürü klasik müzik düşkünüymüş. Günlerden bir gün, şehre ünlü bir orkestra gelmiş. Vereceği konserin en önemli parçası da Schubert'in ünlü Bitmeyen Senfonisiymiş. Genel müdüre, konser için bir davetiye gelmiş ama işi nedeniyle gidemeyeceğinden davetiyeyi şirketin verimlilik uzmanına vermiş. Git ve bana izlenimlerini aktar, demiş. Ertesi gün verimlilik uzmanından bir değerlendirme raporu gelmiş. Sayın Genel Müdürüm, diye başlıyormuş rapor; Dört obuacı konserin önemli bir süresinde boş oturdular. Bunların sayısını azaltırsak konsere daha çok katkıda bulunurlar. Orkestrada on iki kemancı var. Bunların hepsi aynı anda hareket ediyorlar ve aynı notaları seslendiriyorlar. Bence yanlış, personel tasarrufu yapılmalı. Onaltılık notalara ağırlık verilmiş. Büyük ziyan. Seyirciler sekizlik ve onaltılık notalar arasındaki farkı anlamaz. Bu nedenle onaltılık notalarla eser çalarak yüksek ücret alan elemanlar yerine, sekizlik notaları çaldırıp, düşük ücretle çalışan stajyerler kullanılmalı. Yaylı sazlarla işlenen pasajlar, nefesli sazlarla aynen tekrarlanıyor. Bu durum gereksiz tekrar yaratıyor. Bu durum önlendiğinde iki saatlik konser yarı yarıya iner. Eğer Schubert bu önlemleri alsaydı, 'bitmemiş senfoni' biterdi. Arz ederim, efendim. Verimlilik Uzmanı Kaynak: H. Gürak; Economic Growth & Development, 2015, Peter Lang. Çağdaş ekonomilerde gerçekleşen toplam üretimin büyük bölümü hizmet 14 üretimidir. Hizmet ve fiziksel ürün üretiminin farklı özellikler sergilemesinin gözden kaçması veya ihmal edilmesi ana-akım modellerin bir başka kısır yönünü ortaya koyar. Dolayısıyla ana-akım kuramlara göre ekonominin bütünüyle ilgili yapılan analizler, değerlendirmeler, öngörüler yapısı gereği kusurludur-eksiktir ve gerçek ekonomik ilişkileri yansıtmaktan uzaktır. Hizmet sektörü üretim analizlerinin yeniden ele alınması gerekir. 5-b: Fiziksel Ürün Üretimi Geleneksel bilimsel (!) kuramların yanlışına şimdilik kaydıyla biz de ortak olalım ve en büyük sektör olan hizmet üretimi sektörünü yok sayarak, ekonomide sadece fiziksel ürünler üretildiğini varsayalım. Acaba sermaye ne üretir de başlangıçtaki miktarı artar? 14 Hizmet sektöründe fiyat oluşumu ve büyüme ile ilgili daha ayrıntılı malumat için bak. H. Gürak, 2006, Verimlilik ve MPM, H. Gürak, 2008, Verimlilik, H. Gürak, 2011, İktisat, Genesis; H. Gürak, 2015, Economic Growth and Development, Peter Lang.

12 12 Ana-akım ideolojiye göre üretken olduğu varsayılan sermayenin işgücü maliyeti (ücret) dışındaki tüm üretim girdilerinin maliyetini karşılaması gerekir. Bir başka deyişle, emekçi dışında kalan üretim tesisi, hammaddeler, ara-mallar, enerji, makineler, araç-gereç ve diğer üretim girdilerini bir araya getiren şey sermayedir. Dolayısıyla üretimi başlatmak için gerekli sermaye miktarı üretim öncesi bellidir. Üretim süreci sonunda sermayenin verimli olduğu varsayıldığından başlangıç sermayesinin bir biçimde artması gerekir. Hedeflenen üretim miktarı belli olduğunda, birim başı ürün maliyetini hesaplayabiliriz. Birim satış fiyatının birim üretim maliyetinden yüzde 10 daha yüksek olduğunu varsayalım. Eğer birim maliyet 10 TL ise birim satış fiyatı 11 TL olmalı. Ancak burada aklımıza kritik bir soru geliyor: Sermaye ne yaptı veya 10 TL olan kendi değerine ne kattı da birim satış fiyatı 1 TL artarak 11 TL oldu? Maliyeti belli olan bir ürün kendi değerine ek bir değer katıyor olabilir mi? Birim maliyeti işçi ücretini katmadan belirledik. Ama ücret maliyetini katınca değişen bir durum olmayacak. Birim maliyet önceden bellidir ve hesaplanabilir. Bu durumda sermayenin verimliliği nasıl olacak? Sermaye ek-değer olarak neyi üretecek? Sermayenin başlangıç sermayesine ek-gelir olarak kâr elde ettiğini biliyoruz. Ama kâr oranı veya miktarının da satış öncesi belirlendiğini biliyoruz. Bu durumda başlangıç sermayesi kendi değerini artırmak için ne üretiyor olabilir? Aslında hiçbir ek-değer üretilmiyor. Sermayenin üretim sonrası elde ettiği ek-gelir olan kâr yatırımcının (sermayedarın) üstlendiği riskin karşılığıdır. Dolayısıyla aslında sermaye anaakım ideolojinin ileri sürdüğü gibi bir değer üretmiyor, üstlendiği riskin karşılığını alıyor. Ve bu karşılığın (kârın) sermayenin üretkenliği ile hiçbir ilişkisi yoktur. Sermaye-malları üretken olabilir mi? Yukarıdaki bölümde sözü edilen sermayeye alternatif olarak sermaye kavramından sadece ve sadece üretimde kullanılan sermaye-mallarının (makineler- araç-gereçler) kastedildiğini varsayalım. Bu durumda sermaye mallarının üretken olması, önceden bilinen kendi değerine üretim sürecinde ek-değer katması gerekir. Oysa sermaye-malları (makineler ve araç-gereçler) işgücünün verimliliğini arttırmak amacıyla işgücü tarafından üretilmiş ürünlerdir. Dolayısıyla işgücünün emeği tarafından dönüştürülmüş doğanın hammaddeleri olan sermaye-malları kendileri üretilmişken üretken olabilir mi?

13 13 Akılcı ve mantıklı düşünce; Hayır! diyor, ama geleneksel Anglosakson ideolojinin taraftarları aksini iddia ediyor. Değeri önceden belli olan sermaye-malları üretilen ürüne ancak ve ancak kendi değerleri kadar bir katkı yaparlar. Örneğin bir birim sermaye-malının değeri 5 TL ise üretilen ürünün değerine katkısı da ancak 5 TL olur. Dolayısıyla üretimmalları hiçbir ek-değer üretmezler. Varsayalım sermayedar-b nin sahip olduğu sermaye-mallarının değeri 100 TL olsun ama sermayedar-b bir ürün üretmek yerine sahip olduğu sermaye-mallarını sermayedar A ya 110 TL ye kiralıyor. Sermaye mallarının birinci sahibi olan sermayedar-b bu işlemden 10 TL kazançlıdır ama bu ilişkideki kazanç üretkenlikten kaynaklanan bir kazanç veya değer artışı değildir. Sermayedar B nin ek-geliri kira geliridir, üretkenlikle bir ilişkisi yoktur. 5-c: Sermaye Kıt bir Girdi midir? Ana-akım ideolojiye göre sermaye kıt bir üretim faktörüdür. Eğer kıt olan sermayemalları ise, bu sorun daha çok sermaye-malı üretilerek zaman içinde aşılabilir. Eğer sermaye kıtlığı bina-arazi gibi fiziksel mekânlara yönelikse, bu konuda da görünürde bir sorun yoktur, bunlar kısa sürede çoğaltılabilirler. Uzun dönemde doğal kaynak kıtlığından kaynaklanan ve sürdürülebilir büyümeyi engelleyebilecek kaygılar olmasına rağmen henüz hammadde kıtlığı nedeniyle bir üretimi artırma sorunu da yaşanmıyor. Kıt sermaye ile kast edilenin yatırım yapmak, bir ürün üretmek için kullanılan parasal birikim olduğunu varsayalım. Para kıtlığı veya tasarruf yetersizliği de kastedilen sermaye kıtlığına tanımına uymaz. Çünkü üretim için kullanılacak parasal kaynak çeşitli maliye politikaları ve finansal teşviklerle arttırılabilir. Bu durumda kıt olduğu söylenen sermaye ne olabilir? Acaba kast edilen aslında soyut sermaye değil de sermaye sahibi (sermayedar) midir? Ama ana-akım ideoloji taraftarları sermayedar (kapitalist) kavramını kullanmaktan özenle kaçınırlar, sanki gerçek iktisadi ilişkilerde sermayedarın bir rolü yokmuş, her şeyi sermaye belirliyormuş, gibi. Bu durumda kıt olduğu söylenen kaynağın sermayedar olması mümkün görünmüyor. Acaba aslında kıt olan üretim için gerekli bilgi (teknoloji) olabilir mi? Küresel veya ulusal üretimin artmasının önündeki en büyük engellerden biri belki de birincisi teknoloji piyasalarındaki aksaklıklardır. (Bak. H. Gürak; Küresel Teknoloji Transferi ve Örtülü Maliyetler; Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) küresel üretimin ve

14 14 dağılımının en büyük belirleyicileridir. Teknolojinin mülkiyeti, DYY ve üretim için bilgi (teknoloji) birlikte ele alındığında aslında bilginin mülkiyetinden kaynaklanan bilgi (teknoloji) kıtlığı ve küresel rekabet eksikliği çok ciddi bir küresel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama ana-akım ideologlarının bilginin mülkiyeti ve küresel kullanımı ile ilgili bir kıtlık sorunu olduğunu sanmıyorum. Ne de olsa var olan düzen Batı kökenli küresel işletmelerin küresel çıkarları açısından gayet iyi ve etkin işliyor. Görüldüğü gibi ana-akım ideolojinin verimli sermaye kavramı çok sorunlu bir kavramdır. Yukarıda verilen beş farklı örnekte de sermaye, üretken bir girdi olarak karşımıza çıkmadı, dolayısıyla kuramlardaki bilimsel (!) görüşe uymadı. 6- Sermaye: Yeniden Toplam üretim, gelir paylaşımı, istihdam, büyüme gibi makro olguları araştıran iktisatçılar açısından Klasik dönemdeki iktisatçılar tarafından yapılan sermaye tanımı en doğru ve gerçekçi tanım olarak karşımıza çıkıyor. Sermaye, üretim yaparak kâr veya ek-gelir elde etmek amacıyla işgücü ücreti dâhil üretimin tüm girdilerini bir araya getirmek için yapılan nakit veya diğer harcamaları kapsar. Bir başka deyişle sermaye, girişimci tarafından üretim amaçlı kullanılan ama üretim öncesi miktarını artırmaya yönelik harcamanın adıdır. K ile gösterilen sermaye denklemini aşağıdaki gibi gösterebiliriz. K = FC + VC + LWC FC, üretimde kullanılan makine, bina, araç-gereç gibi sabit giderleri; VC, üretim miktarıyla birlikte değişen hammadde, enerji, ara-mal gibi değişken giderleri ve LWC, çalışanlara ödenen toplam ücreti (LWC=w*L) simgeler. K ile simgelenen sermaye üretimde kullanılan girdileri bir araya getirmek için kullanılan parasal birikim olabileceği gibi kısmen yeni bir buluş, bina-üretim tesisi gibi taşınmaz mallar veya bireysel emek olabilir. Önemli olan bütün girdilerin bir ürün üretmek amaçlı kullanılmasıdır. Üretimde kullanılan sermayenin başlangıçtaki miktarını arttırmak, yani kâr (π) etmek, sermaye sahibinin (sermayedarın) tek amacıdır, dedik ama üretim sürecinde kullanılan sermaye yeni iş olanakları da yaratabilir. İşlerin beklendiği gibi gelişmemesi durumunda ise sermaye sahibi sermayesinin tamamını veya bir kısmını kaybedebilir. Çünkü yapılan yatırım karşılığı kâr edilebileceği gibi zarar etme riski de alınır. Bu risk rekabetçi bir ortamda piyasanın nasıl bir tepki vereceğini bilememekten, yani belirsizlikten kaynaklanan bir

15 15 risktir. Dolayısıyla, kâr, âdil bir rekabet ortamında sermayedar tarafından üstlenilen ve üretim sonrası belirsizlikten kaynaklanan riskin karşılığıdır. Üretim süreci sonunda başlangıç sermayesinin aşağıdaki gibi artması beklenir. K t+1 = K t + π t zamanı, π kâr miktarını simgeler. Üretimin başlangıç aşamasında kullanılan sermayenin (K t ), yani üretimin girdilerinin maliyetinin 100 TL olduğunu (K t = 100 TL) ve kâr oranının (r) yüzde 10 olduğunu varsayalım, cet. par. Üretim süreci sona erdiğinde K t+1 artık 100 değil, 110 TL dir. 100 = 100 * 1.10 = 110 TL Üretim süreci sonunda sermaye 10 TL değerinde ek-değer mi üretmiştir? Hayır! Sermaye tarafından üretilen bir ek-değer yoktur, çünkü sermaye üretken bir faktör değildir. Ancak üstlenen risk karşılığı tüketiciden alınan bir ek-gelir vardır. Sermayenin ek-geliri olan kâr tüketicinin/son-kullanıcının ödemeyi kabul ettiği bir bedeldir. Eğer bu ek-gelir olmasaydı sermaye sahibinin yatırım yapmak için bir gerekçesi olmazdı. Bu bağlamda kârı, sermaye sahibini üretime teşvik edici bir etmen olarak kabul etmek gerekir. Sermaye ve Katma-Değer Üretimi Akademik ana-akım taraftarı iktisatçılar oluşturdukları gösterişli modellerinde pek rağbet etmese de çağdaş ülkelerde toplam üretim veya Yurt-içi Hâsıla (GYİH) genellikle Katma- Değer (VA) ile ölçülür. Toplam VA, üretim sürecinde çalışanlara ödenen toplam ücretler (LWC=w*L) ve toplam kârdan (π ) oluşur. VA = (LWC=w*L) + π LWC, çalışanlara ödenen toplam ücreti, π ise toplam kâr miktarını simgeler. Sermayedarın elde ettiği kârın sermayenin verimliliği ile bir ilgisi yoktur. Kâr, üretimde kullandığı sermayeyi kısmen veya tamamen kaybetme riski üstlenmesi karşılığında elde ettiği bir ekgelirdir veya ödüldür 15. LWC ile π birbirine ters orantılıdır; eğer π artarsa LWC küçülür, LWC artarsa π küçülür. Bir başka deyişle Katma-Değer in oransal dağılımı bize sermayedar ile çalışan veya kapitalist ile işçi, arasındaki fonksiyonel gelir dağılımını verir. 15 Sermayenin getirisi olan kâr ile ilgili daha ayrıntılı malumat için bak. H. Gürak, 2011, İktisat.

16 16 Çalışan kişi başına daha yüksek VA üreten ülkeler daha zengin ülkelerdir ve ülkeler arası gelir farkının en önemli nedeni üretimde kullanılan teknolojilerin gelişmişlik düzeyidir. Daha ileri teknoloji içeren araç-gereç ve makinalar gibi girdiler kullanıldığında işgücünün ürettiği katma-değer daha yüksek olur, cet. par. 16 Teknolojik yeniliklerin üretime ve fonksiyonel gelir dağılımına etkilerini, uzun dönem gönenç artışına etkilerini incelemek açısından katma-değer ölçütüne göre yapılacak sermaye analizlerinin daha gerçekçi sonuçlar vermesi beklenir. Sermaye mi? Sermayedar mı? Fiziksel ürün ve hizmetlerin üretimi için gerekli girdileri bir araya getiren, bir üretim kapasitesi oluşturan kaynağı ana-akım ideolojiye uygun biçimde sermaye olarak tanımladık. Ancak ana-akım kuramların temel unsurlarından biri olan sermaye kendi kendine oluşmaz veya ben üretim yapmaya karar verdim demez. O kaynağı kullanan, üretim için yatırıma dönüştüren bir etken vardır; sermayedar. Üretim yapılıyorsa sermaye istediği için değil, sermayedar istediği içindir. Sermayedar yoksa üretim amaçlı sermaye de yoktur. Dolayısıyla üretim ilişkilerinde asıl unsur sermayedardır, sermaye değil. Bu durumda akılcı düşünen birinin aklına şu kritik soru gelir (veya gelmelidir): Acaba üretim fonksiyonunda sermaye yerine sermayedar kavramını kullanmak daha doğru bir yaklaşım olur mu? Üretimin nerede, ne zaman, nasıl ve hangi miktarda yapılacağına karar veren, üretimin her aşamasının asıl belirleyicisi sermayedar olduğuna göre, üretim ve verimlilik analizlerine sermayedarı doğrudan katmak daha gerçekçi ve akılcı olacaktır. Çünkü daha gerçekçi ve akılcı analizler iktisadi sorunları daha iyi anlamamıza ve daha sağlıklı öngörüde bulunmamıza olanak sağlayacaktır. Sonuç Bilindiği gibi evrensel (!) geçerli oldukları ileri sürülen bilimsel (!) ana-akım kuramlar sermayenin de verimliliği, hatta marjinal verimliliği olduğundan söz ederler. Bu sav sadece ve sadece ideolojik bir efsanedir, hatta safsatadır. Sermayenin (daha doğrusu 16 İşgücünün nitelik düzeyinin var olan teknolojileri etkin olarak kullanabilecek düzeyde olduğunu varsayıyoruz.

17 17 sermayedarın) elde ettiği ek-gelir üretimden kaynaklanan risk karşılığında elde edilen bir gelirdir. Sermaye kendiliğinden bir ek-değer üretmez. Batı kökenli kuramsal iktisatçılar, 1870 li yıllardan beri sermaye konusunda yoğun bir ideolojik savaş sürdürüyorlar. Bunun en önde gelen nedeni Marx ın sermaye-sermayedar hakkındaki görüşlerine akılcı ve gerçekçi kuramlarla karşı çıkamamaları. Günümüz ana-akım ideolojilerinin gelişiminde Marxist düşünceden korkuları rahatlıkla görebiliriz. Eğer ana-akım kuramlar ideolojik korku üzerine değil de bilimsel ve gerçekçi olgular üzerine inşa edilseydi hayali safsatalarla bunca zaman yitirmezdik. Günümüzde sermayedar (kapitalist) sınıfa yönelik ciddi bir tehlike görünmüyor. İktisatçılar artık Marxist görüşlerin kompleksinden kurtularak sermaye ve sermayedar kavramlarına daha gerçekçi bir anlayışla yeniden değerlendirmeli ve yeni ama aynı zamanda daha gerçekçi kuramlar üretmeliler. Oluşacak bir Türk Okulu çerçevesinde Türk iktisatçılar da yeni yaklaşımlarla ciddi katkılarda bulunabilirler. KAYNAKLAR Gürak, H Economic Growth & Development Peter Lang, Frakfurt İktisat Genesis, Ankara. Marshall, A Principle of Economics, Vol. 1 & 2 Macmillan And Co., London. Marx, K. Ricardo, D Capital, Vol. I Penguin Books On the Principles of Political Economy and Taxation. Ed. P. Sraffa, Cambridge University Press

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı DERS NOTU 03 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - I Bugünki dersin içeriği: 1. TOPLAM HARCAMA VE DENGE ÇIKTI... 1 HANEHALKI TÜKETİM VE TASARRUFU... 2 PLANLANAN YATIRIM (I)... 6 2. DENGE TOPLAM ÇIKTI (GELİR)...

Detaylı

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER Bu ünite tamamlandığında; o Ekonomik karar birimlerini ve faaliyetlerini ortaya koyabileceğiz o Ekonomik faaliyetlerin bileşenlerini sıralayabileceğiz

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

DR. Caner Ekizceleroğlu

DR. Caner Ekizceleroğlu DR. Caner Ekizceleroğlu Ticaret Üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Dış Ticaret BİR

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY İşletmelerin bir ülke ekonomisi içindeki yeri ve önemini, "ekonomik" ve "sosyal" olmak üzere iki açıdan incelemek gerekir. İşletmelerin Ekonomik Açıdan Yeri ve

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003 15.433 YATIRIM Ders 19: Menkul Kıymet Analizi Bahar 2003 Giriş Piyasada gözlemlediğimiz fiyatlar nasıl açıklanır? Etkin bir piyasada, fiyat kamuya açık olan tüm bilgileri yansıtır. Piyasa bilgisini piyasa

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİM VE EKONOMİ İNSAN SERMAYESİ KURAMI EĞİTİM VE EKONOMİK BÜYÜME EĞİTİM

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri. Giriş Temel ekonomik birimler olan tüketici ve üretici için benzer kavram ve kurallar kullanılır. Tüketici için fayda ve fiyat kavramları önemli iken üretici için hasıla kâr ve maliyet kavramları önemlidir.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Cahit YILMAZ Kültür Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İstanbul c.yilmaz@iku.edu.tr Key words:kredi,büyüme. Özet Banka kredileri ile ekonomik büyüme arasında

Detaylı

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. 1-Genel teoriye göre effektif talep ile ilgili hangisi yanlıştır? a)milli Gelir seviyesini effektif talep belirler b)sermayenin marjinal etkinliği artarsa effektif

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

İşletmenin temel özellikleri

İşletmenin temel özellikleri 5. Hafta İşletmenin Tanımı İşletme, üretim faktörlerini planlı ve sistematik bir biçimde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretmek amacı güden üretim birimine denir. İşletmelerin temel özellikleri ve

Detaylı

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24 Ticari bir işletme olarak bankaların belirli bir dönem içerisinde nasıl çalıştıklarını ve amaçlarına dönük olarak nasıl bir performans sergilediklerini değerlendirebilmenin yolu bankalara ait finansal

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge 24.03.2014. Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge 24.03.2014. Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar İŞLETMELERİN AMAÇLARI Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar Yrd.Doç.Dr. Gaye Açıkdilli Yrd.Doç.Dr. Erdem Kırkbeşoğlu İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge Kar ın İşlevleri

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu bölümde faiz oranlarının belirlenmesi ile faizin denge milli gelir düzeyinin belirlenmesi üzerindeki rolü incelenecektir. IS LM modeli, İngiliz iktisatçılar John

Detaylı

İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ

İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ İşletme yöneticileri belli bir dönem sonunda belli miktarda kâr elde etmeyi hedeflerler. Kâr = Gelirler - Giderler Olduğuna göre, kârı yönetmek aslında gelirler

Detaylı

Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü. ENM 307 Mühendislik Ekonomisi. Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR

Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü. ENM 307 Mühendislik Ekonomisi. Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü ENM 307 Mühendislik Ekonomisi Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR Oda No:850 Telefon: 231 74 00/2850 E-mail: zulal@mmf.gazi.edu.tr Gazi Üniversitesi Endüstri

Detaylı

KYM363 Mühendislik Ekonomisi

KYM363 Mühendislik Ekonomisi KYM363 Mühendislik Ekonomisi DERSE GİRİŞ İÇERİK- TANIMLAR ve KAVRAMLAR Doç.Dr.Emir Hüseyin Şimşek Ar.Gör.Işıl İnal Prof.Dr.Hasip Yeniova E Blok 1.kat no.113 www.yeniova.info yeniova@ankara.edu.tr yeniova@gmail.com

Detaylı

Zaman tercihinden dolayı paranın zaman değeri her zaman söz konusudur. Parayı şimdi yada gelecekte almanın tercihi hangisi daha avantajlı ise ona

Zaman tercihinden dolayı paranın zaman değeri her zaman söz konusudur. Parayı şimdi yada gelecekte almanın tercihi hangisi daha avantajlı ise ona Zaman tercihinden dolayı paranın zaman değeri her zaman söz konusudur. Parayı şimdi yada gelecekte almanın tercihi hangisi daha avantajlı ise ona göre yapılır. Bugün paranızı harcamayıp gelecekte harcamak

Detaylı

Açık Maliyetler Örtük Maliyetler:

Açık Maliyetler Örtük Maliyetler: MALİYETLER Açık Maliyetler: Üretim faktörlerini elde etmek için yapılan gerçek ödemeleri ifade eder. Muhasebeleştirilen maliyetlerdir. Örtük Maliyetler: Gerçekte ödeme yapılmayan, ancak bir alternatiften

Detaylı

Güncellenmiş Faiz Dersi

Güncellenmiş Faiz Dersi Güncellenmiş Faiz Dersi Faiz Nedir Nasıl Hesaplanır? Faiz Nedir? Piyasa açısından bakarsak faizi, tasarruf sahibinin, tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı olarak aldığı

Detaylı

2 almak gerekir. Teknoloji seçimi üzerinde hassasiyetle durulması gereken çok önemli bir adımdır. Teknolojik yetersizlik: Teknolojik gelişmelere zaman

2 almak gerekir. Teknoloji seçimi üzerinde hassasiyetle durulması gereken çok önemli bir adımdır. Teknolojik yetersizlik: Teknolojik gelişmelere zaman 1 Bu makale Temmuz-1999 tarihli EGEVİZYON Dergisi nin 27. sayısında bazı ufak değişikliklerle yayınlanmıştır. YÖNETİCİLERİN ÖNEMİ HAKKINDA (2) Yönetici kaynaklı bazı sorunlar: İdareci mi, idare edici mi?

Detaylı

Mikro Final. ĐKTĐSAT BÖLÜMÜ MĐKROĐKTĐSAT 1 FĐNAL-SINAVI SORULARI Saat: 10:45

Mikro Final. ĐKTĐSAT BÖLÜMÜ MĐKROĐKTĐSAT 1 FĐNAL-SINAVI SORULARI Saat: 10:45 MERSĐN ÜNĐVERSĐTESĐ ĐKTĐSADĐ VE ĐDARĐ BĐLĐMLER FAKÜLTESĐ ĐKTĐSAT BÖLÜMÜ MĐKROĐKTĐSAT 1 FĐNAL-SINAVI SORULARI 21.01.2011 Saat: 10:45 Mikro1 2010 Final Çoktan Seçmeli Sorular Sorunun yanıtı olan veya cümleyi

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

Birinci Bölüm: Yatırım ve Proje Kavramları Turizm Yatırımlarının Türleri

Birinci Bölüm: Yatırım ve Proje Kavramları Turizm Yatırımlarının Türleri Birinci Bölüm: Yatırım ve Proje Kavramları Turizm Yatırımlarının Türleri Y. Doç. Dr. Şevki ULAMA 1 Yatırım: Şans oyunları oynamak Eldeki fonları uzun bir süre kullanmak Fonların yatırıldığı ve kullanıldığı

Detaylı

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE (1987-2007) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) NE YAPILDI? ÖZET - Bu çalışmada, işgücü verimliliği

Detaylı

http://www.cengizonder.com Temel Finans Matematiği Örnek Soru Çözümleri Sayfa. 1 Eylül 2009

http://www.cengizonder.com Temel Finans Matematiği Örnek Soru Çözümleri Sayfa. 1 Eylül 2009 http://www.cengizonder.com Temel Finans Matematiği Örnek Soru Çözümleri Sayfa. 1 SORU - 1 31.12.2009 itibariyle, AIC Şirketi'nin çıkarılmış sermayesi 750.000.000 TL olup şirket sermayesini temsil eden

Detaylı

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları İKT 207: Mikro iktisat Faktör Piyasaları Tartışılacak Konular Tam Rekabetçi Faktör Piyasaları Tam Rekabetçi Faktör Piyasalarında Denge Monopson Gücünün Olduğu Faktör Piyasaları Monopol Gücünün Olduğu Faktör

Detaylı

DERS PROFİLİ. Makroekonomi ECO202 Bahar 4 3+0+0 3 6. Yrd. Doç. Dr. Özlem İnanç

DERS PROFİLİ. Makroekonomi ECO202 Bahar 4 3+0+0 3 6. Yrd. Doç. Dr. Özlem İnanç DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Makroekonomi ECO202 Bahar 4 3+0+0 3 6 Ön Koşul Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları Dersin

Detaylı

1..., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2..., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği

1..., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2..., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği 1...., insanların fiziksel ve fizyolojik arzu ve istekleri olarak ifade edilmektedir. 2...., tatmin edilmediği zaman ızdırap, elem, tatmin edildiği takdirde de haz veren bir duygudur. 3. Talep, insanların

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? Bölüm 1 Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? DR. HÜLYA ÜNLÜ 1-2 Sunumlar bilgi amaçlıdır. Tek başına yeterli değildir. Sunumlarda kullanılan Birincil Kaynak Mishkin in Kitabıdır. Finansal

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

VERİMLİLİK HAKKINDA. MPM, Verim, Verimlilik ve Verimlilik Artışı. Özet

VERİMLİLİK HAKKINDA. MPM, Verim, Verimlilik ve Verimlilik Artışı. Özet VERİMLİLİK HAKKINDA MPM, Verim, Verimlilik ve Verimlilik Artışı Özet Bir zamanlar verimlilikten söz edildiğinde kurumsal olarak ilk, hatta tek, akla gelen isim Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) dir. 1960

Detaylı

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Bir Bilim Dalı Olarak Uluslararası İktisadın Konusu ve Kapsamı Uluslararası

Detaylı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Temmuz-Aralık 2002 KİTAP TANITIMI Yrd. Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Çukurova Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

FİNANSAL YÖNETİM. Finansal Planlama Nedir?

FİNANSAL YÖNETİM. Finansal Planlama Nedir? FİNANSAL YÖNETİM FİNANSAL PLANLAMA Yrd.Doç.Dr. Serkan ÇANKAYA Finansal analiz işletmenin geçmişe dönük verilerine dayanmaktaydı ancak finansal planlama ise geleceğe yönelik hareket biçimini belirlemeyi

Detaylı

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi FİNANSMANI İŞLETME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PİYASA FAİZ ORANLARI 2 Faiz Faiz, başkasının parasını

Detaylı

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE Bu ünite tamamlandığında; Büyümenin kaynaklarının neler olduğunu belirtebileceğiz Büyüme teorilerini açıklayabileceğiz Hızlı büyüme için nelerin

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012

Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012 Gürcan Banger 21 Mayıs 17 Haziran 2012 Üretim Yatırımı Girişim kapsamında hedeflenen ürün veya hizmetlerin üretilmesi için gerekli işletme faaliyetleri planlanmalıdır. Girişimcinin uzmanlığına da bağlı

Detaylı

1 EMEK-YOĞUN SEKTÖRLERİN GELECEĞİ ÜZERİNE Hasan Gürak www.hasmendi.net hasmendi@gmail.com Sakarya, Mayıs-2003 1 EMEK-YOĞUN SEKTÖRLERİN GELECEĞİ ÜZERİNE Gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) ücret seviyesini,

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu ünite tamamlandığında; Alternatif yöntemleri kullanarak IS eğrisini elde edebileceğiz IS eğrisinin eğiminin hangi faktörlere bağlı olduğunu ifade edebileceğiz

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

İktisadi Analiz Ders Notu: Doğrusal Üretim Modelleri ve Sraffa Sistemi

İktisadi Analiz Ders Notu: Doğrusal Üretim Modelleri ve Sraffa Sistemi N. K. Ekinci Ekim 2015 İktisadi Analiz Ders Notu: Doğrusal Üretim Modelleri ve Sraffa Sistemi 1. Tek Sektörlü Ekonomide Gelir Dağılımı Tek mal (buğday) üreten bir ekonomi ele alalım. 1 birim buğday üretimi

Detaylı

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ Finansman, işletmelerin temel işlevlerini yerine getirirken yararlanacakları

Detaylı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı Dolaysız ölçme Toplam üretim yaklaşımı Dolaylı ölçme Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı DOLAYSIZ ÖLÇME: Toplam Üretim Yaklaşımı Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai

Detaylı

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA Ekonomik Faaliyetlerin Döngüsü Mal ve Hizmetler C HANEHALKLARI Tüketim Harcamaları Faktör Ödemeleri B A FİRMALAR Üretim Faktörleri GSYH ÖLÇME YÖNTEMLERI Üretim Yöntemi: Firmaların

Detaylı

IKTI 101 (Yaz Okulu) 04 Ağustos, 2010 Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü DERS NOTU 05 ÜRETİCİ TEORİSİ

IKTI 101 (Yaz Okulu) 04 Ağustos, 2010 Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü DERS NOTU 05 ÜRETİCİ TEORİSİ DERS NOTU 05 ÜRETİCİ TEORİSİ Bugünki dersin işleniş planı: 1. Kârını Maksimize Eden Firma Davranışı... 1 2. Üretim Fonksiyonu ve Üretici Dengesi... 5 3. Maliyeti Minimize Eden Denge Koşulu... 15 4. Eşürün

Detaylı

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik Dış Ticaret Teorisi -Klasik dış ticaret teorisinde temel sorun -Klasik teorinin temel esasları -Klasik iktisatçıların dış ticaret teorilerinin varsayımları

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

İşletmeye Giriş Dersi. İşletmeye Giriş. Ders notları ve duyurular için; in; 4 adet soru 4 adet cevap. Giriş. Temel Kavramlar İşletme Nedir?

İşletmeye Giriş Dersi. İşletmeye Giriş. Ders notları ve duyurular için; in; 4 adet soru 4 adet cevap. Giriş. Temel Kavramlar İşletme Nedir? İşletmeye Giriş Dersi Ders Notu - 1 Yrd. Doç.. Dr. M. Volkan TÜRKERT vturker@marmara.edu.tr vturker@gmail.com www.volkanturker.com.tr Ders notları ve duyurular için; in; www.volkanturker.com.tr Ana menü

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE-

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden 1. Her arz kendi talebini yaratır. şeklindeki Say Yasasını aşağıdaki iktisatçılardan hangisi kabul etmiştir? A İKTİSAT 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli

Detaylı

Mikroiktisat Final Sorularý

Mikroiktisat Final Sorularý Mikroiktisat Final Sorularý MERSĐN ÜNĐVERSĐTESĐ ĐKTĐSADĐ VE ĐDARĐ BĐLĐMLER FAKÜLTESĐ MALĐYE VE ĐŞLETME BÖLÜMLERĐ MĐKROĐKTĐSAT FĐNAL SINAVI 10.01.2011 Saat: 13:00 Çoktan Seçmeli Sorular: Sorunun Yanıtı

Detaylı

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

1. Yatırımın Faiz Esnekliği DERS NOTU 08 YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ, PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ, TOPLAM TALEP (AD) EĞRİSİNİN ELDE EDİLİŞİ Bugünki dersin içeriği: 1. YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ... 1 2. PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi kökeni Yunanca da ki oikia (ev) ve nomos (kural) kelimelerine dayanır. Ev yönetimi anlamına gelir. Ekonomi yerine, Arapça dan gelen iktisat

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN KONUK KONUŞMACI OLDUĞU TOPLANTI YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI 1 ARALIK 2014 İZMİR Cumhuriyet Halk Partisi nin çok değerli Genel Başkanı ve çalışma arkadaşları,

Detaylı

Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi

Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren sistem ile birlikte bireysel emeklilik sektöründe yepyeni bir dönem başladı. Vergi avantajı yerine devlet katkısı esası getirildi

Detaylı

Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski

Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski Tahvil Değerleme Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski Tahvili çıkaran kuruluş, vadesinde anapara ve faizi ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen finansal durumunda ortaya çıkabilecek bir

Detaylı

Alternatif Karşılaştırma Metotları

Alternatif Karşılaştırma Metotları Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Alternatif Karşılaştırma Metotları-1 Alternatif Karşılaştırma Metotları Minimum çekici getiri oranı (Minimum attractive rate of return- MARR) Eşdeğer Kıymet

Detaylı

2017/2. Dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı Finansal Yönetim 4 Temmuz 2017 Salı (Sınav Süresi 2 Saat)

2017/2. Dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı Finansal Yönetim 4 Temmuz 2017 Salı (Sınav Süresi 2 Saat) 2017/2. Dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı Finansal Yönetim Temmuz 2017 Salı 18.00 (Sınav Süresi 2 Saat) SORULAR Soru 1 : (20 Puan) Bir işletmenin; faiz ve vergi öncesi kârlarındaki % oranındaki bir

Detaylı

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi YÖNETİM FİNANSAL Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi SERMAYE YAPISI ARAÇLARININ TERCİHİ 2 FİNANSAL KARAR

Detaylı

Ders İçeriği (2. Hafta)

Ders İçeriği (2. Hafta) 2. Ekonominin Temel Kavramları 2.1. İhtiyaç 2.2. Mal. 2.3. Hizmet 2.5. Fayda ve Değer 2.5. Servet 2.6. Gelir 2.7.Tüketim ve Tüketim Harcamaları 2.8. İşletme 2.9. Üretim 2.10. Üretim Faktörleri 2.10.1.

Detaylı

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. Giriş ve Kavramlar İktisat Nedir? İktisat insan davranışlarının iktisadi yönünü inceler En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. İktisat esas olarak insanın mal ve hizmetlerin üretim, değişim

Detaylı

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ 2014 EKİM SEKTÖREL inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ Nurel KILIÇ OECD verilerine göre, 2017 yılında Türkiye, Çin ve Hindistan dan sonra en yüksek büyüme oranına sahip üçüncü ülke olacaktır. Sabit fiyatlarla

Detaylı

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi Bir ülkede fazla olan döviz talebinin azaltılması için kullanılabilir. Dış rekabetten korunma Uluslararası rekabete dayanacak

Detaylı

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Üretim/İşlemler Yönetimi 4 Verimlilik En genel anlamıyla bir sistem içerisindeki kaynakların ne derece iyi kullanıldığının bir ölçüsüdür. Üretim yönetimi açısından ise daha açık ifadesi ile üretimde harcanan

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2 Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3 Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri ÜNİTE:5 Üretim ve Maliyet

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved. Chapter 15 Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved. Şekil 15-4: Para Arzı Artışının Faiz Oranına Etkisi

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

ÜRETİM VE MALİYETLER

ÜRETİM VE MALİYETLER ÜRETİM VE MALİYETLER FİRMALARIN TEMEL AMACI Mal ve hizmet üretimi firmalar tarafından gerçekleştirilir. Ekonomi teorisine göre, firmaların mal ve hizmet üretimindeki temel amacı kar maksimizasyonu (en

Detaylı

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları Ders Adı İktisadi Düşünceler Tarihi Ders Kodu ECON 316 Dönemi Ders Uygulama Saati Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Bahar 4 0 0 4 6 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

OSMANLI YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. E-ŞUBE DE BONO İŞLEMLERİ

OSMANLI YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. E-ŞUBE DE BONO İŞLEMLERİ OSMANLI YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. E-ŞUBE DE BONO İŞLEMLERİ Bono ve Tahvil Nedir? Bonolar (vadesi 1 yıldan kısa süreli), tahviller (vadesi 1 yıldan uzun süreli); hazine veya özel şirketlerin ödünç para

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

Varant nedir? Varantların dayanak varlığı ne olacak? İlk uygulamada borsa endeksleri ve dolar/tl olacak.

Varant nedir? Varantların dayanak varlığı ne olacak? İlk uygulamada borsa endeksleri ve dolar/tl olacak. TÜRK yatırımcısı yeni bir ürünle tanışıyor: Varant. Ay sonunda 15 varantla başlaması beklenen işlemler yatırımcılara kaldıraç oranları nedeniyle yüksek getiri fırsatı sunuyor. UniCredit Menkul Değerler

Detaylı

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri 877.247,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri 877.247,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖY BİLGİLERİ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka Arz Tarihi 07/11/2008 Portföy Yöneticileri 31.03.2010 tarihi itibariyle Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam

Detaylı

Eğitimin Ekonomik Temelleri

Eğitimin Ekonomik Temelleri Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi, doğadaki kıt kaynakların en verimli biçimde kullanılması artırılması inceleyen bir bilim dalıdır. İnsanlar var oluşlarının itibaren doğadaki kaynakları kullanarak yaşamlarını

Detaylı

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Siyasi İktisat IR211 Güz 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Yok

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Mustafa BALTACI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi Uzmanı

Mustafa BALTACI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi Uzmanı BRÜKSEL KALKINMA AJANSI Mustafa BALTACI Uzmanı 03.02.2010 BRÜKSEL KALKINMA AJANSI Brüksel Kalkınma Ajansı 1974 yılında kurulmuştur. Genel olarak iki hedef üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik Büyüme Şehir

Detaylı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I İŞLETME BİRİMİ VE İŞLETMEYİ TANIYALIM YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I 1 İŞLETME VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR ÖRGÜT KAVRAMI: Örgüt bir grup insanın faaliyetlerini bilinçli bir şekilde, ortak

Detaylı

Orta Vadeli Program 2013-15: Bir AKP Masalı Ekim 2012

Orta Vadeli Program 2013-15: Bir AKP Masalı Ekim 2012 Orta Vadeli Program 2013-15: Bir AKP Masalı Ekim 2012 Faik Öztrak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tekirdağ Milletvekili 1 Temel Sorunlarımız- Yeni Riskler Sıcak paraya yaslanan büyüme modeli

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR Nominal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin, üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

8. DERS: IS/LM MODELİ

8. DERS: IS/LM MODELİ 8. DERS: IS/LM MODELİ 1 Mal Piyasası ve Para Piyasası...2 2. Faiz Oranı, Yatırım ve IS Eğrisi...2 A.IS eğrisi nin özellikleri:...3 B.Maliye Politikası IS Eğrisini Nasıl Kaydırır?...5 3. Para Piyasası ve

Detaylı