BİR EKONOMİK VE SİYASİ DÜZENLEYİCİ OLARAK GÜNEY GAZ KORİDORU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİR EKONOMİK VE SİYASİ DÜZENLEYİCİ OLARAK GÜNEY GAZ KORİDORU"

Transkript

1 BİR EKONOMİK VE SİYASİ DÜZENLEYİCİ OLARAK GÜNEY GAZ KORİDORU DR. CEMIL ERTEM HASEN Ekonomi ve Kalkınma Araştırmaları Merkezi Uzmanı DR. CEMIL ERTEM 76

2 Her ne kadar Avrupa da enerji kullanımı azalıyor gibi gözükse de, gaz ihtiyacı sabit kalmadığı gibi, ekonomik düzelme olduğu takdirde artması söz konusudur. Tam da burası, Güney Gaz Koridoru nun gerçekten öne çıktığı noktadır. GİRİŞ Güney Gaz Koridoru Projesi yalnızca bir enerji projesi değildir. Güney Gaz Koridoru, bugün siyasi entegrasyonu ve buna bağlı yeni bir piyasa regülasyonunu içeren çok kapsamlı bir projedir. Bu makale, Güney Gaz Koridoru nun doğal gaz sevkiyatını ve bu sevkiyatın Avrupa ya ulaşmasıyla biçimlenecek fiyat rekabeti üzerinden yeni bir ekonomik ve siyasi bütünleşmenin yolunu nasıl açacağını anlatmayı amaçlamaktadır. Petrol ve doğal gaz hatlarını, şu anda AB, Türkiye ve Rusya arasında bir satranç oyununun taşları olarak düşünebiliriz. AB, Türkiye ve Rusya arasındaki bu enerji oyununu ABD de yakından takip etmektedir. Çünkü yeni enerji hatlarının Rusya nın inisiyatifi dışında oluşturulması, hatta İran ın bu enerji oyununda devre dışı bırakılması ABD için önemli işaretler ve adımlardır. Örneğin; Azerbaycan ve Türkiye nin Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesini gerçekleştirmesi yalnız bir enerji hamlesi değildir; bu, siyasi bir değişimi anlattığı gibi, Hazar dan Avusturya ya kadar olan bölgenin entegrasyonu için bir adımdır ve AB nin kendi doğusuna doğru genişlemesinin başlangıcıdır. PETROL VE DOĞAL GAZ HATLARINI, ŞU ANDA AB, TÜRKIYE VE RUSYA ARASINDA BIR SATRANÇ OYUNUNUN TAŞLARI OLARAK DÜŞÜNEBILIRIZ. Ama bu başlangıç, enerjide Hazar ve Ortadoğu bölgesinde ilk önce Rusya sonra da İran dışında yeni arz merkezlerinin ortaya çıkması anlamına geldiği gibi AB de Almanya-Rusya geleneksel ittifakını da rahatsız edecek bir gelişmedir. Tam da bu günlerde Azerbaycan- Türkiye ilişkilerinin başta TANAP olmak üzere enerji bazlı gelişmesi, Türkiye nin hem Kuzey Irak hem de Hazar enerji kaynaklarını batıya güvenli olarak götürecek bir hub olma doğrultusunda attığı adımlar, Ceyhan ın, Türkiye nin güneyinde bir enerji dağıtım merkezi olmasının yanı sıra, fiyatı da belirleyecek stratejik bir merkez olması ihtimali önümüzdeki günlerde doğal gaz fiyatlarından başlamak üzere yeni bir enerji çevriminin (energy business cycle) ortaya çıkacağını ama bu çevrimin, Hazar dan başlayarak yeni bir entegrasyona da işaret ettiğini gösteriyor. ENERJİDE TEKELDEN REKABETE DOĞRU Enerji Güvenliği Uzmanı John Roberts, Hazar Raporu nun 2013 Bahar sayısı için kaleme aldığı yazıda şöyle demektedir: Her ne kadar Avrupa da enerji kullanımı azalıyor 77 HAZAR RAPORU, YAZ 2013

3 DR. CEMIL ERTEM 78 gibi gözükse de, gaz ihtiyacı sabit kalmadığı gibi, ekonomik düzelme olduğu takdirde artması söz konusudur. Tam da burası, Güney Gaz Koridoru nun gerçekten öne çıktığı noktadır. Rusya nın rezerv ve üretim ŞAH DENIZ GAZININ TÜRKIYE ÜZERINDEN AVRUPA YA GELMEYE BAŞLAMASI ŞIMDIYE KADAR GEÇERLI OLAN BÜTÜN ARZ POLITIKALARINI VE BUNA BAĞLI FIYAT KATILIKLARINI DEĞIŞTIRECEKTIR. anlamında hayli fazla gazı olabilir, ancak AB ye sağlanan gaz arzının artışı hem teknik kapasiteye hem de buna ilişkin iradeye bağlı olduğundan sorgulanabilir bir husustur. Burada Roberts ın sorgulamak istediği husus, talepteki artışın arzdaki artışla birlikte olduğu durumlarda, yani AB nin genişlemesi ya da kriz sonrası resesyon tehlikesinin geçmesine bağlı olarak, talep artışının yalnızca Rusya tarafından karşılanmasının önemli bir sorun olduğu ve bu sorunun tekelci, çarpık bir yapının buradan başlayarak büyümesi tehlikesidir. Bu sorunun iki veçhesi vardır. Birincisi Rusya yani -açıkçası- Gazprom, daima artan talepten daha az arz yapacak ve fiyatları yukarıda tutacaktır. İkinci veçhe ise işin siyasi boyutudur. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, kuzey ve batıya göre daha yoğun büyüme potansiyeline sahiptir ve bu ülkelerde nüfus artış hızı batıdan daha fazladır. Böyle olunca doğunun gaz ihtiyacı ve gaz kullanımı önümüzdeki yıllarda hızla artacak ve bu ülkelerin enerji faturaları kabaracaktır. İşte bu durum Rusya nın eliyle Almanya nın bu ülkeleri denetlemesi anlamına da gelmektedir. Nitekim, Roberts, sözünü ettiğimiz makalede şöyle devam etmektedir: Şah Deniz gazının gelmesiyle Avrupa piyasasına yeni gaz akışı girmesi neticesinde Avrupa daki rekabet düzeyi artacak ve fiyatlandırma politikasını Avrupa daki yeni gaz ticaretince benimsenmiş olan ve başka enerji enstrümanlarına bakmaksızın yalnızca gaz üzerinden yapan (gasto-gas) Gazprom a daha fazla baskı yapacaktır. Şunu da vurgulayalım ki, Şah Deniz gazının Türkiye üzerinden Avrupa ya gelmeye başlaması şimdiye kadar geçerli olan bütün arz politikalarını ve buna bağlı fiyat katılıklarını değiştirecektir. Çünkü şu anda Azerbaycan da kanıtlanmış gaz rezervlerinin yanı sıra yeni rezervler de devreye girmektedir. Arz güvenliği sağlandığı zaman yeni rezervlerin devreye girmesiyle Azerbaycan ın 50 milyar metreküp gaz ihraç edeceği hesap edilmektedir. (Roberts; ) Ancak burada sorun, kanıtlanmamış yeni rezervleri devreye sokmak ya da bunların maliyeti değildir. Sorun bu rezervleri ticarileştirmektir. Bu da arz güvenliği ile olabilecek bir çözümdür. İşte bunun için Türkiye geçişleri en az gaz üretimi kadar önemlidir. John Roberts in belirttiği gibi Gazprom un fiyat ayarlamasına gitmesi yalnız ekonomik-piyasa bağlamında bir denge durumu değildir. Bu aynı zamanda, siyasi bir denge durumudur ve hiç şüphesiz ki siyasi olarak da bir normalleşme işaretidir. Şu noktayı vurgulamakta fayda olduğu kanaatindeyim: Enerji piyasasında oyuncuların çok olması, arzın çeşitlenmesi ve fiyat rekabeti-

4 nin artması bize serbest piyasa ekonomisini anlatır ki bu şüphesiz nihai tüketicinin menfaatine olacak bir durumdur. Ama öte yandan bu durum daha fazla demokrasi ve özellikle Ortadoğu ve Hazar Bölgesi nde demokrasi yoluyla sağlanacak bir istikrar anlamına gelir. Şunu unutmamak gerekir ki demokrasi yalnız seçimle işbaşına gelen siyasi iktidarlar demek değildir. Demokrasi daha az tekel, piyasalara ulus-devletlerin daha az müdahalesi ve doğal kaynakları insanlık lehine kullanmak demektir. Bu açıdan bütün bu coğrafyada Almanya ve Rusya nın başrol oyuncu olduğu ve İran ın da yardımcı oyuncu olarak bunlara katıldığı eski enerji oyununun bitmesi bölgenin savaştan barışa doğru yeni bir yolculuğa çıkması anlamına gelir. Ama bu yolculuğu gerçekleştirecek ve sonuna kadar arkasında duracak bir siyasi irade lazımdır. Bugün TANAP, Güney Gaz Koridoru nun en önemli projesi durumuna gelmiştir. Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye geçişinin bu şekilde sağlanması ve Azerbaycan gazının Türkiye dışındaki Avrupa pazarına doğrudan ulaşması yalnız bir enerji hamlesi değildir. Bu, Avrupa nın kendi doğusuna doğru genişlemesinin önemli bir adımıdır. Bu hamle, Almanya dan ve Rusya dan bağımsız olarak, hatta bu iki ülkeye rağmen, Avrupa Birliği nin sınırlarının Bakü ye kadar genişlemesi ve Türkiye nin ekonomik ve siyasi etkinliğinin bütün bu coğrafyada artması anlamına gelmektedir. Bundan dolayıdır ki TANAP gibi projelerin maliyetinin çok önemi yoktur, hatta John Roberts ilk aşamada arz fazlası olursa bu ne olacak sorusunun da anlamı yoktur. Bu arz fazlasını Türkiye tek başına almayı taahhüt etmelidir. Çünkü Türkiye TANAP projesinin sonuna kadar arkasında olacaktır ve ne pahasına olursa olsun bu projeyi gerçekleştirecektir. Yukarıda söylediğimiz gibi Türkiye bu projeye yalnız bir enerji projesi olarak bakmamakta, aynı zamanda bu projeyi barış, demokrasi ve entegrasyon projesi olarak görmektedir. Şunu belirtmemiz gerekir ki, özellikle doğal gaz gibi stratejik ve ekonomik çevrimi (business cycle) belirleyecek bir emtiada tekelci bir durum demek; o tekelin ve tekelin fiyatının geçerli olduğu bütün bu coğrafyada, aynı zamanda, demokrasi eksikliği demektir. O zaman bir tez olarak şunu söyleyebiliriz: Enerjide Azerbaycan ve Türkiye nin Güney Gaz Koridoru ile devreye girip Avrupa pazarını beslemeye başlaması, yalnızca Avrupa ve Türkiye dahil Ön Asya coğrafyasında bir fiyat regülasyonu durumu ile sınırlı olmayacaktır. O halde Güney Gaz Koridoru, bugün çözmemiz gereken ekonomik ve siyasi denklemse, bu denklem; a) Enerji güvenliği -ki bu bölgede demokrasi, barış ve siyasi istikrar demektir. b) Yeni enerji fiyatları -ki bu yalnız doğal gaz ve petrolde değil dünya ekonomik çevrimini belirleyen tüm emtia fiyatlarında 79 HAZAR RAPORU, YAZ 2013

5 DR. CEMIL ERTEM 80 tam buradan başlamak üzere bir normalleşme demektir. c) Bölgenin barış içinde entegrasyonu -ki bu da, Balkanlar ve Doğu Avrupa dan başlayıp Türkiye ve Gürcistan dan geçerek Azerbaycan a kadar varan yeni bir birleşik hinterlant demektir. Şimdi bütün bu almaşıklara fiyatlardan başlamak üzere yakından bakalım. DOĞAL GAZ FİYATLARI NEYİ ANLATIYOR? Aşağıdaki grafikte spot doğal gaz fiyatlarının 12 yıllık seyrini görüyorsunuz. Burada 2000 yılının başından itibaren hem krizin etkisi hem de piyasada tekelleşme eğilimi ve Almanya-Rusya ikilisinin çeşitli yollar ile spot fiyatları yukarıda tuttuğunu söyleyebiliriz. Ancak Avrupa daki krizin 2010 yılı başından itibaren ciddi bir resesyon tehlikesine girmesi ve Almanya nın kontrolü elinden kaybetmesi sonucu başta Doğu Avrupa ve Türkiye olmak üzere birçok ülke hem yeni arayışlara girmiş hem de fiyatları ve bu fiyatlara bağlı sözleşmeleri sorgulamaya başlamıştır. Bu ikili sıkıştırma, yana daralan pazar ve yeni arayışlarla birlikte sözleşme fiyatlarının sorgulanması, Gazprom u yeni fiyat konsolidasyonuna itmiş ve buna bağlı olarak spot piyasada da fiyatlar hızla normalleşme seviyelerine inmeye başlamıştır. Grafikte, 2009 başında pik yapan spot fiyat seviyesinin aynı yıl hızla geriye gittiğini ve 2010 sonundan itibaren de normalleştiğini görüyoruz. Tam bu zamanlarda Türkiye ve Azerbaycan ın TANAP projesini Güney Gaz Koridoru nun güçlü bir alternatifi olarak gündeme getirdiğini belirtmek gerek. Bu beklentilere bağlı olarak enerji kontratlarında da fiyat normalleşmeleri olduğunu bu yılın ikinci çeyreğinin başından itibaren daha somut olarak gözlemledik. Çünkü İsrail in Türkiye den özür dilemesi ve Türkiye deki barış süreci önümüzdeki günlerde ekonomik görünümü de olumlu yönde etkileyecektir. Burada şunu da belirtmek isteriz ki, İsrail in olası doğal gaz rezervlerini ortaya çıkarıp bunları ticarileştirmek istemesi önümüzdeki günlerde konuşulacaktır. Ancak bu rezervlerin de Doğal gaz fiyatları ($/m 3 cinsinden) ABD Doları Ocak 00 Haziran 00 Kasım 00 Nisan 01 Eylül 01 Şubat 02 Temmuz 02 Aralık 02 Mayıs 03 Ekim 03 Mart 04 Ağustos 04 Ocak 05 Haziran 05 Kasım 05 Nisan 06 Eylül 06 Şubat 07 Temmuz 07 Aralık 07 Mayıs 08 Ekim 08 Mart 09 Ağustos 09 Ocak 10 Haziran 10 Kasım 10 Nisan 11 Eylül 11 Şubat 12 Temmuz 12 Aralık 12

6 ticarileşmesi ve rekabetin bir unsuru olarak hayatiyet kazanması ancak Türkiye üzerinden mümkün olabilecektir. Çünkü İsrail in Güney Gaz Koridoru na rakip bir yoldan enerji kaynaklarını değerlendirmesi kesinlikle rekabet edebilir dolayısıyla ekonomik değildir. Böyle olunca Güney Gaz Koridoru nun politik etkisini tam da bu örnekte görmüş oluyoruz. Çünkü İsrail in sıcak denizler üzerinden ya da boru hatlarıyla enerji kaynaklarını ticarileştirmesi ancak Türkiye üzerinden olabilecektir. Diğer alternatiflerin fiziki olarak mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunlar Güney Akım ın belirginleşmeye başlamasından sonra fiyat ve güvenlik olarak rekabet edebilecek düzeyde olmayacaktır. Bu durum, İsrail in özelde Filistin sorununda, genel olarak da Ortadoğu politikaları konusunda daha dışa dönük ve görece barışçı bir yol izlemesi gerektiğini göstermektedir. TÜRKİYE EKONOMİSİNİN TEMEL YOLU VE ENERJİ Türkiye de siyasetin istikrarlı bir hal alması ve biten çatışma ortamı, daralan Avrupa pazarına rağmen ihracatta doğu pazarlarına doğru bir artışa yol açıyor. Şunu hemen söyleyelim ki, bu durum, yukarıda enerji bütünleşmesi çerçevesinde anlattığımız siyasi iyileşmenin sonucudur. Nitekim Türkiye de Mayıs ayının ilk günü açıklanan Nisan ayı ihracat verilerinde de geçen yılın aynı ayına göre 4,9 artış görülüyor ama AB ye ihracat özellikle Almanya ya düşüyor ve yerinde sayıyor. Türkiye nin ihracatı Ön Asya ya artıyor. Tabii burada dikkat çekmemiz gereken bir diğer husus ise ithalatın ihracat artışından daha fazla düşmesidir. Bunun dış ticaret açığına olumlu yansıdığını vurgulamak gerekir. Ancak, bu olgunun, tıpkı Avrupa gibi Türkiye de de bir öncü daralmaya işaret ettiğinin altını çizmek gerek. Bütün bu daralma işaretleri ve verileri yeni bir dengeye gittiğimizi gösteriyor. Dolayısıyla fiyatlarda bir normalleşme sürecine girdiğimizi söyleyebiliriz. Öte yandan Türkiye de enflasyon verileri, Merkez Bankası nın beklentileri doğrultusunda gerçekleşiyor. Bunda tabii ki yukarıda vurguladığımız emtia fiyatlarındaki düşüş eğiliminin ve faizlerdeki düşüşün katkısı var. İtalya da hükümetin nihayet kurulması ve Almanya nın şimdiye değin ısrar ettiği geleneksel kemer sıkma politikalarından vazgeçmesi, Avrupa kıtasında da ılımlı bir genişleme çerçevesinin gündeme geleceğini ortaya koyuyor. Ancak Avrupa da halen normalleşme sürecine girdiğimizi söyleyemeyiz. Fransa gibi merkez bir ülkede resesyon tehlikesinin gerçekleşiyor olması durumun ciddiyetini bütün açıklığı ile ortaya koyuyor. Bu durum, Almanya merkezli ekonomik ve siyasi dayatmaların sonuna geldiğimizi de gösteriyor. Avrupa da özellikle güney ülkeleri ve Balkan coğrafyası enerjiden finansa değin eski olanı sorgulayarak kendi- Ukrayna da bir gaz dağıtım tesisi. 81 HAZAR RAPORU, YAZ 2013

7 DR. CEMIL ERTEM 82 lerine yeni bir yol çizeceklerdir. Ancak bunun nasıl olacağını henüz bilmiyoruz. Böyle olunca gözler Türkiye ye çevriliyor. Çünkü Avrupa nın bu belirsizliği yanında Türkiye de siyasi istikrar ve barış süreci ile birlikte gelen güvenli ortam havası küresel piyasalar için etkileyici oluyor. Bu noktada başta enerji olmak üzere stratejik sektörlerde Türkiye merkezli bir yeniden yapılanma göze çarpıyor. BUGÜN ORTAYA ÇIKIYOR KI, ÖNÜMÜZE GELEN VE BIZE DAYATILAN HIÇBIR FIYAT NORMAL PIYASA MEKANIZMASI ILE BELIRLENMEMIŞ, BIRILERI OLAN BITENI PIYASA OLARAK ÖNE SÜRMÜŞ. Türkiye de ekonomi tartışılırken Türkiye nin içinde bulunduğu barış sürecinin ekonomiye etkilerinin de üzerinde duruldu. Özellikle barış sürecinin, enerji hatlarının güvenliği başta olmak üzere Ortadoğu bölgesinde ekonomik kalkınma yönünde Türkiye den başlayarak olumlu bir katkı yapacağını söyleyebiliriz. Yeni enerji projelerinin devreye girmesi, enerji ve pazar güvenliği, sağlıklı işleyen piyasa süreçleri ve bunlara bağlı yalnız arz ve talebe dayanan sağlıklı bir fiyatlandırma ancak bölgede barış süreçlerinin devreye girmesi, başarıya ulaşması ile mümkün olacaktır. Böyle olunca önümüzdeki süreç, ekonomideki toparlanmanın bölge barışıyla doğrudan bağlantılı olduğu bir süreç de olacaktır. Çünkü Avrupa Birliği özellikle doğu ve güney ülkelerinin kemer sıkma politikalarıyla krizden çıkamayacağı için, başta enerji maliyetleri olmak üzere temel emtia maliyetlerini aşağıya çekmek ve bu yolla enflasyona yol açmaksızın yeni bir büyüme çizgisi izlemek isteyecektir. Böyle olunca Avrupa hem enerji girişlerini ve yollarını hem de enerji piyasasını çeşitlendirerek yeni, aşağıya doğru bir fiyat konsolidasyonu yapacaktır. Bu stratejiye ABD de destek vermektedir. Bu durumda önümüzdeki günlerde ekonomide özellikle Ortadoğu ve Hazar ın da dahil olduğu bütün bu bölgede enerji güvenliği, barış süreçleri, dondurulmuş çatışma alanlarında barış-çatışma ikiliği gibi önemli eksenler belirleyici olacaktır. KRİZİN SU ÜSTÜNDE GÖRÜNEN KISMI: GAZ FİYATLARI KAOSU Ancak şu sıralar Avrupa daki gaz fiyatlamasına baktığımızda tam bir karmaşa görüyoruz.yaşadığımız süreci fiyatlama yönünden anlattığı için Financial Times ın geçtiğimiz ay içinde (Mayıs 2013) yayınladığı haberi buraya aktarmakta yarar var. Haberde, Avrupa da doğal gaz fiyatları konusunda raporlama yapan kuruluşların, üretici kuruluşlardan aldıkları fiyat raporlarını ve verileri öteden beri manipülasyon amaçlı çarpıttıkları için başta Norveç Statoil olmak üzere, birçok üretici ve banka tarafından suçlandığını ve gaz dağıtımı yapan kuruluşların veri paylaşmayı durdurduğunu yazdı. Bilindiği üzere, daha önce de Gazprom, manipülasyon amaçlı, fiyatlarını sızdırmıştı. Bu haberler ve ötesi şunu ortaya koyuyor; piyasa bilgi ile çalışır, bilginin olmadığı yerde doğru fiyat, dolayısıyla da piyasa olmaz. Bugün ortaya çıkıyor ki, önümüze gelen ve bize dayatılan hiçbir fiyat normal piyasa mekanizması ile belirlenmemiş, birileri olan biteni piyasa olarak öne sürmüş. Şimdi bu çevrim çözülüyor. Financial Times ın haberinde olduğu gibi, zincir kopunca her-

8 kes birbirini ele veriyor ve çatışıyor. Ancak tam burada şunu da söyleyeyim ki, yukarıda sözünü ettiğimiz siyasi entegrasyon nihai olarak olmazsa ya da süreç bu siyasi ve ekonomik entegrasyonun gerçekleşmesi yönünde gelişmezse, başta enerji alanında olmak üzere hiçbir alanda fiyat çalışmaz. Fiyat mekanizmasının çalışmadığı bir ekonomi gerçek dışı, yönlendirilen ve bir müddet sonra şiddetli krizlerle alt üst olacak bir ekonomidir. Hillary Clinton, ABD Eski Dışişleri Bakanı Şimdi bu hipotezi Gazprom örneği ile daha somut hale getirelim. Hazar Raporu 2013 Bahar nüshasında Gulmira Rzayeva, Azerbaycan ve Avrupa Enerji Güvenliği: Ulusal Öncelikler ve Uluslararası Sorumluluklar başlığı ile çok önemli bir makale yazdı. Makaledeki şu bölüm anlatmak istediğimizi fiyatlar cephesinden çok özlü olarak ele alıyor: Bakıldığında Rusya nın ikili anlaşmalar yolu ile doğal gaz fiyatlarında fiyat farklılaştırması yoluna gitmesi ile birlikte Avrupa da 2011 yılından itibaren fiyatlara revizyon yapılması önemli bir konu haline gelmiştir. Ayrıca çoğu Avrupalı gaz tüketicisi tamamen petrol endeksli fiyatlardan kaçınarak Gazprom ile %10-20 civarında spot fiyatlı sözleşmelerin de dahil olduğu kimi gaz endeksli uzun dönem sözleşmelere de yönelmiştir. (Burada fırsat maliyetleri düşünüldüğünde petrol endeksli fiyatların olumsuz yönleri görülebilecektir.) Gazprom un açıklamaları uzun dönem çerçevesinde fiyat üzerinde oynama yapılan modeli eleştirerek uzun dönemli sözleşmelerde esnekliğin uygulanamaz olduğunu belirtmiştir ki, bu da 1-3 ayı geçmeyen kısa vadeli sözleşmeler üzerinden ciddi miktarlardaki gazın yüksek fiyatlarla pazarlandığı ağlarda, talep fazlası durumunda, tedarikçilerin yeni arzları sağlayamayacağı anlamına gelmektedir. Bu, işin birinci yanıdır. Bir diğer yanı da şudur; Rusya nın enerji tekelini korumak adına hamlelerinden biri de ikili anlaşmalarda ülkelere indirim niteliğinde tavizler vermesidir. Güney Akım ın transitlerinden biri olan Bulgaristan, 2012 Nisan-Aralık arasında %11 indirim almıştır ve bu oran 2013 yılında %22 ye çıkarılmıştır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da Bulgaristan ın aynı zamanda rakip boru hatları üzerinde en büyük hisseye sahip ortaklardan biri olmasıdır. Yani Rusya pazarı ele geçirmek doğrultusunda, fiyatlarda hem yukarı yönlü hem de aşağı yönlü oynamakta ve bütün bu bölgede bir enerji fiyatları istikrarsızlığı doğmaktadır. Bu istikrarsızlık, tabii ki yalnızca enerji fiyatları ile sınırlı kalmamaktadır. Enerji fiyatlarında yaşanılan volatilite, giderek uzun vadeli işlemlerde belirsizliğe yol açmakta ve genel bir fiyat istikrarsızlığı ortaya çıkmaktadır. Bu, özellikle siyasi istikrarı sağlamamış ve ekonomik krizin devam ettiği Gü- 83 HAZAR RAPORU, YAZ 2013

9 DR. CEMIL ERTEM 84 ney ve Doğu Avrupa için çok önemli bir ayrım noktasıdır. Şunu unutmayalım; kronik fiyat istikrarsızlıkları bir müddet sonra siyasi istikrarsızlığı ve bunun sonucunda da anti-demokratik uygulamaları doğurur. ENERJİ GÜVENLİĞİ VE BÖLGE ENTEGRASYONU Enerji güvenliğinin nihai olarak ancak bölge barışı, bölge barışının da demokratik yönetimler ile sağlanacağını bir kez daha belirtelim. Hazar Bölgesi, Ortadoğu ve Türkiye yi de içine alarak Güney ve Doğu Avrupa ya kadar olan bölge hiç şüphesiz önümüzdeki günlerde hem Avrupa krizinin nasıl aşılacağını hem de -buna bağlı olarakyeni ekonomik ve siyasi entegrasyon çerçevesini belirleyecektir. Bu yeniden çizilen ekonomik sınırlarda yeni bir ticaret çevrimi söz konusu olacaktır. Ama sözünü ettiğimiz bölgede, en önemli belirleyici ekonomik alan enerji ve enerji güvenliğidir. Buradaki enerji güvenliği, birçok ticaret anlaşmasının ve ekonomik bütünleşmenin ön adımı, olmazsa olmazıdır. Bundan bir müddet önce, ABD ve AB arasındaki Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması (TAFTA- Transatlantic Free-Trade Agreement) süreci, Obama nın açıklaması ile bir yerde resmen başlamış oldu. Esasında bunu, geçen sene, Hillary Clinton açıklamıştı. Ancak Clinton ın açıkladığı ticaret bütünleşmesinin Asya-Pasifik ayağı da vardı. Burada ABD, Malezya dan Güney Kore ye kadar Asya ülkelerini, Avustralya yı ve Latin Amerika yı potansiyel imzacı olarak görmekteydi. Ama Çin, Japonya ve Güney Kore gidişi gördüler ve AB-ABD arasındaki bütünleşme sürecine paralel yeni bir bütünleşme süreci başlattılar. Öte yandan Rusya, eski Sovyet cumhuriyetlerinde Gümrük Birliği nden başlayarak -ki bunun ilk uygulaması 2010 yılında başlayan Rusya- Belarus-Kazakistan arasındaki Gümrük Birliği dir- büyük bir ekonomik ve siyasi bütünleşme stratejisini ortaya koymuştur. Rusya nın Güney Kıbrıs ta olması ve milyarlarca dolar yatırım yapması bunun bir sonucudur ve bu son krizle birlikte ortaya çıkmıştır. Yani dünya ekonomisi ve siyaseti büyük bir entegrasyona gidiyor. Ekonomik verimlilik, teknoloji, emek maliyeti, altyapı, çevre, eğitim gibi yapısal farklılıkların giderek küresel düzlemde ortadan kaldırılacağı bir kapitalizme doğru gidiyoruz. Çünkü sistemin, bırakın uzun vadeyi orta vadede bile, ayakta kalabilmesi için bu farklılıkların giderilmesi gerekir. Bir önceki dönem (sistem paradigması) tam aksine bu farklılıklar üzerine oturuyordu. Gelişmiş ülke-bölge farklılıkları bunun sonucu ve gereği idi. Şimdi bunu geride bırakıyoruz. Gümrük birlikleri, serbest ticaret anlaşmaları, standartların aynılaştırılması, emeğin serbest dolaşımı ve verimlilik farklılıklarını ortadan kaldıracak altyapı yatırımlarının her yerde yapılmaya başlanması aynı anda olmaya başladı. Bu altyapı yatırımları, küresel sermayenin marifetiyle gelişmekte olan ülke hükümetleri borçlandırılarak kotarılıyor. Bu birleşmeyi bir an önce yapan bölgeler öne çıkacak ve ellerindeki zenginlikleri kullanabilecekler. Burada, kısa dönemde, iki temel sermaye birikimi

10 alanı öne çıkıyor; enerji ve beşeri sermaye. Enerjide yukarıda anlattığımız çerçevede, doğal gaz hatlarının güvenliğinin sağlanması ve özellikle Güney Gaz Koridoru nun bir fiyat ve arz düzenleyicisi, piyasa yapıcısı olarak devreye girmesiyle hiç şüphesiz bu entegrasyonun önemli bir adımı atılacaktır. Beşeri sermaye alanında ise, Kuzey Avrupa artık geriye gitmektedir. Türkiye den başlayarak Ön Asya, önümüzdeki dönem beşeri sermaye ve nitelikli emeğin dolaşımı anlamında da bölgedeki kalkınmayı belirlemeye adaydır. ÖNEMLİ BİR ADIM: ENERJİ BORSALARI Bölge entegrasyonunun mali ayağı, yani enerji borsalarının kurulması ve fiyatlamalara bu borsaların yön vermesi de çok önemlidir. Bundan bir süre önce Türkiye bir petrol borsası kurmaya karar vermişti. Bu, Türkiye nin akaryakıt fiyatlandırmasında merkez olması yolunda attığı en önemli adımlardan birisidir. Bu borsanın günlük 85 milyon varillik işlem gören küresel petrol piyasalarını etkileyecek bir gelişme olduğunu belirtelim. Çünkü önümüzdeki yıllar bize gösteriyor ki, Türkiye bu altyapıya sahip ve siyasi ekonomik gelişmeler de bu yönde. İşin bu yanına gelmeden önce, şu önemli ayrıntıya da değinelim. Petrol Piyasası Kanunu na göre akaryakıt fiyat karşılaştırmalarında Türkiye en yakın erişilebilir piyasa olarak esas alınıyor. Türkiye de İtalya Genova piyasasını esas alıyor. Bu durum uygulamada da akaryakıt fiyatlarında kuruşluk şişkinliğe sebep oluyor. Türkiye kendi borsasını kurma çalışmalarını gerçekleştirdiğinde akaryakıt fiyatlarını İtalya Genova ya endekslemekten kurtulacak. Bu anlamda Ceyhan çok önemli bir transit ve fiyatlandırma merkezi olmak du- 85 HAZAR RAPORU, YAZ 2013 Hazar kıyısında elektrik santrali.

11 DR. CEMIL ERTEM 86 rumundadır. Çünkü Ceyhan ilk önce Kuzey Irak sonra ise Basra ve Hazar kaynaklarının ticarileştiği bir merkez olacak. Ceyhan enerji merkezini kurmak ve Irak, Hazar petrolünü Türkiye üzerinden dünyaya pazarlamak isteyen Türkiye nin böylelikle petrol piyasalarında pazar olmayı hedeflemesi aslında İstanbul un dünya finans başkentlerinden biri yapma hedefi ile de örtüşmektedir. Öte yandan, bilindiği üzere, Azerbaycan petrolü de Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ile Ceyhan a geliyor. Burada yeni rafineriler ve dolum tesisleri bölgeyi çok hızlı olarak öne çıkaracaktır. Ayrıca bugün ve çok yakında, Ceyhan da, bildiğiniz tüm devletlerin ulusal petrol şirketleri ya da küresel petrol-enerji devlerinin terminalleri ve dolum tesisleri olacaktır. Bilindiği gibi küresel düzeyde, petrole dayalı vadeli işlem sözleşmeleri sunan ABD deki NYMEX, İngiltere deki ICE olmak üzere, Dubai, Rusya, Hindistan, Tayland ve Singapur da işleyen iki adet borsa var. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Irak petrolü ile yıllık yaklaşık 400 milyon varil petrol Türkiye ye geliyor. Samsun-Ceyhan Boru hattı ile 70 milyon tonluk ticaret hedefleniyor. Bunun dışında Kuzey Irak petrolleri de gelmeye başladı. Böylece bu gelişmeleri, yukarıda söylediğimiz, Türkiye nin yeni enerji hub ı olma ve bunu fiyatlayacak bir borsa oluşturulması hedefi ile birleştirirsek, Ceyhan yakında Brent ve NYMEX ten sonra yeni bir fiyat ve arz belirleyen merkez olarak karşımıza çıkacaktır. Bu da hiç şüphesiz yeni bir Ortadoğu ve yeni bir Türkiye, hatta yeni bir AB demektir. Tam buraya ilave etmemiz gereken bir diğer önemli husus da Asya ve Ortadoğu daki enerji gelişmeleridir. Irak enerji kaynaklarının -hem Musul-Kerkük hem de Basra- değerlendirilmesi ve Uluslararası Enerji Ajansı ndan Fatih Birol un dediği gibi, Irak ın önümüzdeki yıllarda Suudi- Arabistan a yaklaşan bir enerji zenginliğini yakalaması için Türkiye ye ihtiyacı vardır. Kuzeydeki Kürt yönetimi artık burada hiçbir endişe duymuyor. Ama merkezi yönetim, hala İran ve Rusya hatta Almanya yönlendirmesindedir. Geçen sene Irak yönetimi, İran ın Hürmüz Boğazı nı kapatması halinde petrolünü dünyaya Ceyhan üzerinden sevk etmek için hazırlıklara başlamıştı. Ama bu süreç siyasi nedenlerle yarım kaldı. Ancak başka bir yol mutlaka olacak. Tıpkı kuzey petrol bölgeleri gibi güney de Ceyhan a bağlanacak. Bugün Kuzey Irak Kürt Bölgesi nde yaklaşık 45 milyar varillik petrol rezervi olduğu hesaplanıyor. Kuzey Irak ta tahmin edilen doğal gaz miktarı ise 3,2 trilyon metreküp, yani Türkiye nin gaz ihtiyacını 300 yıl karşılayabilecek büyüklükte. Öte yandan bu enerji hatlarının Bakü-Hazar enerji hatlarıyla birleşip Avrupa içlerine kadar gideceğini söyleyelim. Yani bırakın Irak ın güneyini yalnız Kuzey Irak, Azerbaycan, Hazar enerji hatları bile yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu ve sonrasında yeni bir dünya doğurur. SONUÇ Bu makalede Güney Gaz Koridoru nun öneminden ve potansiyel olarak birleştirici gücünden yola çıkarak Hazar, Ortadoğu ve Türkiye üzerinden bir Avrupa entegrasyon projeksiyonundan bahsettik. Yukarıda belirtti-

12 ğimiz gibi Güney Gaz Koridoru bugün büyük bölgesel bütünleşmenin en önemli denklemlerinden birisi olarak karşımızda durmaktadır. Ve bu denklemi çözecek iki bölge devleti de Türkiye ve Azerbaycan dır. O halde denklemin çözüm kümeleri şöyledir. İlk olarak, enerji güvenliği -ki bu bölgede demokrasi; barış ve siyasi istikrar demektir. Enerji güvenliği için nihai çözümün bütün bu bölgelere barış ve demokrasi ile donanmış siyasi istikrar olduğunu bu makalede ele aldık. Bu üç önemli çözüm kümesi hiç şüphesiz bu yazıda bahsettiğimiz enerji piyasalarını, doğru fiyatları, enerji borsalarını doğuracak ve bölgenin barış ve demokrasi içinde kalkınmasına katkı sağlayacaktır. İkinci çözüm kümemiz; yeni enerji fiyatları -ki bu yalnız doğal gaz ve petrolde değil dünya ekonomik çevrimini belirleyen tüm emtia fiyatlarında tam buradan başlamak üzere bir normalleşme demektir. Bunun da Hazar enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden ticarileşmesiyle başlayacağını ve bu ticarileşmenin hem arz tarafında hem de talep tarafında yeni bir normalleşme oluşturarak bize piyasa fiyatlarını vereceğini söyledik. Bu durum, aynı zamanda, Enerji Güvenliği ve Bölge Entegrasyonu başlığında ele aldığımız başta ABD ve AB arasındaki Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması (TAFTA-Transatlantic Free- Trade Agreement) olmak üzere tüm bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının bir devletin egemenliğini içeren baskısı ve dayatması ile değil, ekonomik ve ticari çevrimlerin ve ülkelerin çıkarları gereği gerçekleşmesinin önemli bir adımı ve başlangıcıdır. 87 HAZAR RAPORU, YAZ 2013 Üçüncü çözüm kümemiz; bölgenin barış içinde entegrasyonu -ki bu da, Balkanlar ve Doğu Avrupa dan başlayıp Türkiye ve Gürcistan dan geçerek Azerbaycan a kadar varan yeni bir birleşik hinterlant demektir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru К ПРЕЗИДЕНТСКИМ ВЫБОРАМ В АЗЕРБАЙДЖАНЕ. towards presıdentıal electıons ın azerbaıjan. hazarworld.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru К ПРЕЗИДЕНТСКИМ ВЫБОРАМ В АЗЕРБАЙДЖАНЕ. towards presıdentıal electıons ın azerbaıjan. hazarworld. HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINIDIR EYLÜL 2013 SAYI: 10 Azerbaycan da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru towards presıdentıal electıons ın azerbaıjan К ПРЕЗИДЕНТСКИМ ВЫБОРАМ В АЗЕРБАЙДЖАНЕ hazarworld.com

Detaylı

MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ Sütlüce Mah. İmrahor Cad. No: 28 34445 Beyoğlu-İstanbul Tel: +90 212 222 04 06 Faks: +90 212 210 50 82

MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ Sütlüce Mah. İmrahor Cad. No: 28 34445 Beyoğlu-İstanbul Tel: +90 212 222 04 06 Faks: +90 212 210 50 82 79 MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ Sütlüce Mah. İmrahor Cad. No: 28 34445 Beyoğlu-İstanbul Tel: +90 212 222 04 06 Faks: +90 212 210 50 82 www.musiad.org.tr musiad@musiad.org.tr MÜSİAD Araştırma

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ NİN ENERJİ POLİTİKASI VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ Energy Policy of the European Union and Its Effects on Turkey

AVRUPA BİRLİĞİ NİN ENERJİ POLİTİKASI VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ Energy Policy of the European Union and Its Effects on Turkey AVRUPA BİRLİĞİ NİN ENERJİ POLİTİKASI VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ Energy Policy of the European Union and Its Effects on Turkey Arzu YORKAN* Özet: Yazar bu çalışmasında ilk olarak Avrupa Birliği nin geçmişten

Detaylı

Dalgalı sularda, seçime doğru Ekonomik Görünüm

Dalgalı sularda, seçime doğru Ekonomik Görünüm Dalgalı sularda, seçime doğru Ekonomik Görünüm Mayıs 2015 İçindekiler Önsöz Genel değerlendirme ve özet Global ortam: Merkez bankaları ve Yunanistan tekrar ön saflarda... Türkiye ekonomisi: Büyüme yavaş,

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ EKONOMİK MODELLER VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Küresel Ekonomik Gelişmeleri İzleme Değerlendirme Dairesi Sayı 1 Ocak 2014 YÖNETİCİ ÖZETİ Birleşmiş

Detaylı

BORSANIN REKOR HALKA ARZLARI VE BORSAYA GELMEYİ PLANLAYAN YENİ ŞİRKETLER... Sayfa 30 ve 32 de Para Listing İstanbul ile gelecek. göru lu yor.

BORSANIN REKOR HALKA ARZLARI VE BORSAYA GELMEYİ PLANLAYAN YENİ ŞİRKETLER... Sayfa 30 ve 32 de Para Listing İstanbul ile gelecek. göru lu yor. HABERTÜRK İÇİN BORSA İSTANBUL U YAZDILAR Ergun Özen Adnan Bali Halil Aydoğan 11 Haziran 2013 SALI Dünya Türkiye yi Hedef ilk 10 arasına girmek Sermaye piyasalarımızın hem hukuki, hem teknik, hem de piyasa

Detaylı

Kafkasya da Neler Oluyor?

Kafkasya da Neler Oluyor? Tartışma Metinleri 0901 Kafkasya da Neler Oluyor? Mitat Çelikpala Uluslararası İlişkiler Bölümü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Söğütözü Ankara 1 Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Şenyuva

Detaylı

2015 Türk bankacılık. sektörü için zorlu bir yıl olacak

2015 Türk bankacılık. sektörü için zorlu bir yıl olacak Leasing sektörü 5 senede 2 kat büyüyecek 2015 Türk bankacılık sektörü için zorlu bir yıl olacak ISSN: 1309-0054 Sağlık ve yaşam bilimlerinde dönüşüm şart Sayfa 4 Sayfa 5 Sayfa 8 The Nisan - Mayıs 2015

Detaylı

Hatırlarsınız, geçen kış, Rusya ile Ukrayna arasında fiyat anlaşmazlığı

Hatırlarsınız, geçen kış, Rusya ile Ukrayna arasında fiyat anlaşmazlığı Kasım 2006 Sayı: 2 Türkiye ve AB de enerji politikalarında yeni açılımlara doğru Seda Köknel TESEV Dış Politika Programı AB Bülteni Editörü Tren kazasına giden yolda Kıbrıs sorunu s. 4-5 Sylvia Tiryaki,

Detaylı

Tüketici odaklı olmak...

Tüketici odaklı olmak... AYIN RÖPORTAJI a 6 ISSN: 1309-0054 Sayfa 5 Sayfa Sayfa 5 65 Sayfa 9 OCAK-ŞUBAT 2014 www.deloitte.com.tr Tüketici odaklı olmak... Tüketiciyi merkeze alma odaklı bir dönüşüm sürecini, Deloitte işbirliğiyle

Detaylı

2023 E DOĞRU: İktisadi Araştırmalar Bölümü OCAK 2012

2023 E DOĞRU: İktisadi Araştırmalar Bölümü OCAK 2012 OCAK 2012 2023 E DOĞRU: Küresel Gelişmeler Perspektifinde Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sektörüne İlişkin Uzun Dönemli Beklentiler ÖZGÜR DEMİRTAŞ Uzman HATİCE ERKİLETLİOĞLU Uzman İktisadi Araştırmalar

Detaylı

Orta Doğu daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara

Orta Doğu daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara Orta Doğu daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara Özet Özetle, Orta Doğu kendi bünyesinde çok büyük zıtlıkları, çok büyük fırsatları ve tehditleri barındıran ve 21. yy güç merkezi olmaya aday bir coğrafyadır.

Detaylı

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİN AB'YE MUHTEMEL ETKİLERİ

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİN AB'YE MUHTEMEL ETKİLERİ DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİN AB'YE MUHTEMEL ETKİLERİ Kasım 2004 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 A- HUKUKİ DURUM 4 1. Türkiye-AB İlişkileri 4 B- SİYASİ KONULAR 7 1. Siyasi Kriterlere

Detaylı

BÜYÜK SATRANÇ TAHTASI (Kitap Özeti)

BÜYÜK SATRANÇ TAHTASI (Kitap Özeti) Zbıgnıew BRZEZINSKI Baykent Bilgisayar & Danışmanlık BÜYÜK SATRANÇ TAHTASI (Kitap Özeti) Yayınlayan: Türk Dünyasında Demokrasiyi Geliştirme Vakfı Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com BÜYÜK SATRANÇ

Detaylı

GÜNEŞTE BİR YER VEYA ONBEŞ DAKİKALIK ŞÖHRET TÜRKİYE NİN YENİ DIŞ POLİTİKASINI ANLAMAK

GÜNEŞTE BİR YER VEYA ONBEŞ DAKİKALIK ŞÖHRET TÜRKİYE NİN YENİ DIŞ POLİTİKASINI ANLAMAK GÜNEŞTE BİR YER VEYA ONBEŞ DAKİKALIK ŞÖHRET TÜRKİYE NİN YENİ DIŞ POLİTİKASINI ANLAMAK Sinan Ülgen carnegie Europe Aralık 2010 2011 Carnegie Endowment for International Peace. Tüm hakları saklıdır. Bu yanının

Detaylı

devralmalarda İstanbul un KPMG sürdürülebilirlik projeleri Ferruh Tunç www.tuyid.org

devralmalarda İstanbul un KPMG sürdürülebilirlik projeleri Ferruh Tunç www.tuyid.org Dijital teknolojiler Belirsizlik ve ortamında yatırımcı Yıldız Holding CFO ların ilişkilerinde CFO su görev Dr. yeni Cem perspektifler Karakaş tanımı Birleşme Borsa ve devralmalarda İstanbul un KPMG sürdürülebilirlik

Detaylı

Sanayideki yapısal sorunların çözümü, mikro alandaki reformlarla mümkündür

Sanayideki yapısal sorunların çözümü, mikro alandaki reformlarla mümkündür İthalatımızın çok önemli bir bölümünü ara malları oluşturmaktadır. Üretimin artması ile birlikte ara malı ithalatı da artmakta bu da cari işlemler açığını yükselterek sürdürülebilir büyüme için bir risk

Detaylı

Orta Doğu, Petrol ve ABD

Orta Doğu, Petrol ve ABD Orta Doğu, Petrol ve ABD Mustafa ATİKER KTO Etüd-Araştırma Servisi Müdür V. Çalışma 14 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan BP 2006 Enerji İstatistikleri Raporu temel alınarak hazırlanmıştır. Güvenilir veri

Detaylı

Düşük Büyüme - Orta Demokrasi - Yüksek Risk. Dünya - Türkiye - İnşaat Sektörü

Düşük Büyüme - Orta Demokrasi - Yüksek Risk. Dünya - Türkiye - İnşaat Sektörü Düşük Büyüme - Orta Demokrasi - Yüksek Risk Dünya - Türkiye - İnşaat Sektörü Nisan 2014 Nisan 2014 ÖZETİN ÖZETİ Gelişen dünya ülkelerinde yaşanan son gelişmeler iyi bir yönetimin ve duyarlı politik sistemlerin

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ EKONOMİK MODELLER VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Küresel Ekonomik Gelişmeleri İzleme Değerlendirme Dairesi Sayı 1 Ocak- Mart 2015 2015 YÖNETİCİ ÖZETİ

Detaylı

DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ DİSK

DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ DİSK DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ DİSK BİRLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI 1 BİRLEŞİK METAL-İŞ YAYINLARI Tünel Yolu Cad. No.281110 Bostancı-İSTANBUL Tel: (0216) 380 8590 Faks: (0216) 373 6502 Teknik Hazırlık: Birleşik

Detaylı

farkı'nı, bir yandan da Türk ekonomisinin küresel piyasalardaki algısını etkin yönetmeleri gerekmekte.

farkı'nı, bir yandan da Türk ekonomisinin küresel piyasalardaki algısını etkin yönetmeleri gerekmekte. FED'in faiz artırımına başlama ihtimali 2015 haziran-temmuz döneminden, 2015 mart-nisan dönemine kayarken, piyasa parametrelerinin şekillenmesinde etkili değişken sayısı artıyor. Zihinlerde 'serseri mayın'

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM (2014-2016)

ORTA VADELİ PROGRAM (2014-2016) GİRİŞ ORTA VADELİ PROGRAM (2014-2016) 1. Ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlanan Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) 2 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir. Onuncu

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM (2012-2014)

ORTA VADELİ PROGRAM (2012-2014) ORTA VADELİ PROGRAM (2012-2014) GİRİŞ Son bir yıllık dönemde dünya ekonomisinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ayrışmanın belirginleştiği, uluslararası ekonomik ve finansal politikalarda

Detaylı

GÜÇ OLMA STRATEJİSİ ÇİN

GÜÇ OLMA STRATEJİSİ ÇİN Dr. R. KUTAY KARACA GÜÇ OLMA STRATEJİSİ ÇİN (Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Çin İlişkileri) Özet Çalışması Yazar: Dr. R. Kutay Karaca IQ Kültür Sanat Yayıncı Çinli yetkililer bu açıklamadan hemen sonra bu

Detaylı

YÖNETİM VE ORGANİZASYON. Ders Notları METİN ARSLAN

YÖNETİM VE ORGANİZASYON. Ders Notları METİN ARSLAN YÖNETİM VE ORGANİZASYON Ders Notları METİN ARSLAN HARRAN ÜNİVERSİTESİ BİRECİK MESLEK YÜKSEKOKULU 2014 Yönetim Ve Organizasyon Önsöz Metin Arslan ÖNSÖZ İnsanlar diğer varlıklardan farklı olarak toplu olarak

Detaylı

TÜRKİYE ULAŞIM VE İLETİŞİM STRATEJİSİ

TÜRKİYE ULAŞIM VE İLETİŞİM STRATEJİSİ TÜRKİYE ULAŞIM VE İLETİŞİM STRATEJİSİ HEDEF 2023 HEDEF 2023 Çalışmadan, üretmeden rahat yaşamayı alışkanlık haline getirmiş toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istikbâllerini

Detaylı

Orta Asya ve Kafkaslar da Enerjinin Politik Ekonomisi

Orta Asya ve Kafkaslar da Enerjinin Politik Ekonomisi Enerji, Piyasa ve Düzenleme (Cilt:1, Sayı:1, 2010, Sayfa 76-100) Orta Asya ve Kafkaslar da Enerjinin Politik Ekonomisi Tamer Çetin * Özet Dünya, enerji ile ilgili ikiz bir tehditle karşı karşıyadır. Bir

Detaylı