İSKEMİK İNMEDE ASPİRİN DİRENCİNİN İNME FENOTİPİ ÜZERİNE ETKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İSKEMİK İNMEDE ASPİRİN DİRENCİNİN İNME FENOTİPİ ÜZERİNE ETKİSİ"

Transkript

1 T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI İSKEMİK İNMEDE ASPİRİN DİRENCİNİN İNME FENOTİPİ ÜZERİNE ETKİSİ UZMANLIK TEZİ Dr. Nergiz AGAYEVA ANKARA 2013

2 T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI İSKEMİK İNMEDE ASPİRİN DİRENCİNİN İNME FENOTİPİ ÜZERİNE ETKİSİ UZMANLIK TEZİ Dr. Nergiz AGAYEVA TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Ethem Murat ARSAVA ANKARA 2013

3 i TEŞEKKÜR İlk tez öğrencilerinden biri olmaktan onur duyduğum, bir hekim ve bilim insanı olarak idolüm olan, uzmanlık eğitimim süresince kendisinden çok şey öğrenme şansımın olduğu, sorduğum her bir soruya ayrıntılı, en güncel ve her zaman aynı enerji ile cevap aldığım, ayrıca uzmanlık tez konumun seçiminde, yürütülmesinde ve sonuçlandırılmasında ilgi, destek ve sabrını esirgemeden zaman ayıran danışman hocam sayın Doç. Dr. Ethem Murat Arsava ya, İyi bir nörolog olmanın sırrının bulunan her fırsatta çalışmak ve kendini geliştirmek olduğunun örneğini gösteren ve bu fikri asistanlarına da aşılayan, öğrencilerinin hem asistanlık sürecinde hem de sonrasında başarılı olması için elinden geleni esirgemeyen, tez çalışmama da destekte bulunan sayın hocam Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu na, Nöroloji bilim ve heyecanını her fırsatta aşılamaya çalışan, iyi eğitimli ve donanımlı birer nörolog olarak yetişmemizi sağlamakla birlikte bazen hocamız olduklarını da unutturarak her türlü sıkıntımıza yardımcı olmak için uğraşı gösteren, motive eden başta Doç. Dr. İrsel Tezer Filik, Doç. Dr. Aslı Tuncer, Uzm. Dr. Rahşan Göçmen, bölüm başkanımız Prof. Dr. Sevim Erdem Özdamar olmak üzere tüm değerli hocalarıma, Asistanlık yıllarımın en mutlu ve güzel anılarımla aklımda kalmasını sağlayan, Türkiye ye olan sevgimin, bağlılığımın önemli kısmını oluşturan, ayrıca tez çalışmamın hayata geçirilmesinde de emeği geçen sevgili arkadaşlarım Atay Vural, Pınar Acar, Ezgi Yetim, Esma Binol ve ismini tek tek sayamayacağım birlikte çalıştığım tüm arkadaşlarıma, Son olarak, her zaman her konuda beni destekleyen, mesafeler uzak olsa da sonsuz sevgi ve ilgileri ile her daim yanımda ve benimle olduklarına inanmamı sağladıkları canım aileme ve sevgili arkadaşım Mehriban Hüseyinova başta olmakla tüm yakınlarıma, Sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

4 ii ÖZET AĞAYEVA N., İskemik inmede aspirin direncinin inme fenotipi üzerine etkisi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, Antiplatelet tedavi altında trombotik olayların olması aspirin direnci olarak tanımlanmaktadır. Bu klinik tabanlı tanımdan farklı olarak, antiplatelet direnci laboratuvar testleri ışığında da tariflenebilir. Bu çalışmada klinik ve laboratuvar olarak aspirin direncinin, başta inme etiyolojisi olmak üzere inme fenotipi üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, aspirin tedavisi altında iskemik inme geçiren hastalarda (n=99) in-vitro aspirin direncinin varlığı Verify-Now sistemi ile semptom başlangıcından sonraki 48 saat içerisinde değerlendirildi. Aynı dönemde aspirin kullanımı olmaksızın inme geçiren hastaların (n=314) bir alt grubunda (n=16) in-vitro aspirin direnci çalışması yapılırken, tüm hastaların demografik ve klinik özellikleri incelendi. Aspirin altında iskemik inme geçiren hastaların ciddi bir oranında aspirin tedavisi ile önüne geçilmesi patofizyolojik olarak çok mümkün olmayan etiyolojilerin rol oynadığı gözlendi (%43 kardiyak embolizm, %17 büyük arter aterosklerozu). Aspirin kullanımı altında iskemik inme geçiren hastalarda, laboratuvar testleri ışığında aspirin direnci olan (550 ARU eşik değerine göre %17, 510 ARU eşik değerine göre %31 hastada) ve olmayanlar arasında inme şiddeti, enfarkt hacmi ve inme etiolojilerinin dağılımı arasında anlamlı farklılık gözlenmedi. Ancak aspirin direnci olan, aspirin direnci olmayan ve aspirin kullanmayan hastalar karşılaştırıldığında, atriyal fibrillasyon varlığı ve kardiyoembolik inme etiolojisinin saptanması aspirin direnci olmayan hastalarda, aspirin kullanımı olmayan hastalara göre yaklaşık 2,5 kat daha sıktı. Bu bulgular iskemik inme perspektifinde gözlenen aspirin direncinin önemli bir kısmından, patofizyolojik direnç olarak da adlandırılabilecek, aspirin tedavisi ile engellenmesi mümkün olmayan süreçlerin sorumlu olduğunu ortaya koymaktadır. Anahtar kelimeler: İskemik inme, klinik antiplatelet direnci, laboratuvar aspirin direnci, ARU eşik değer (Çalışma Türk Nöroloji Derneği Bilimsel Araştırmalar Destek bursu ile finanse edilmiştir)

5 iii ABSTRACT AGAYEVA N., The effect of aspirin resistance on stroke phenotype in ischemic stroke. Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Neurology, Thesis, Ankara, Antiplatelet resistance is described as the occurrence of clinically significant trombotic events while using antiplatelet agents. Apart from this clinical description, antiplatelet resistance can be defined by the use of laboratory tests. In this study, we sought to idenfity the effect of clinical and laboratory aspirin resistance on stroke phenotype, especially from the perspective of stroke etiology. We therefore assessed in-vitro aspirin resistance using the VerifyNow system within 48 hours after symptom onset analyzed in a consecutive series of patients admitted with a diagnosis of ischemic stroke while using aspirin (n=99). We also collected clinical and demographic data from patients suffering ischemic stroke while not using aspirin (n=314) and additionaly determined aspirin resistance in a subset (n=16) of these. We identified the presence of stroke etiologies that could not be sufficiently overcome by aspirin therapy in the majority of patients admitted with ischemic stroke while using aspirin (43% cardiac embolism, 17% large artery atherosclerosis). Among aspirin users, laboratory evidence for aspirin resistance (17% based on ARU threshold of 550, 31% based on ARU threshold of 510) was not assosicated with with stroke severity, infarct size or stroke etiology. However when patients with aspirin resistance, without aspirin resistance and with no aspirin use are analyzed together, the presence of atrial fibrillation and cardioembolic stroke etiology was approximately 2.5 times more common in patients without aspirin resistance, when compared to aspirin non-users. Our findings highlight that pathopysiologic resistance, signifying the presence of etiologies that can not be efficiently treated with aspirin treatment only, plays a major role in aspirin resistance observed in the setting of ischemic stroke. Key Words: Ischemic stroke, clinical antiplatelet resistance, laboratory aspirin resistance, ARU cut-off (The study was funded by Turkish Neurological Society Research Grant)

6 iv İÇİNDEKİLER Sayfa no: TEŞEKKÜR... i ÖZET... ii ABSTRACT... iii İÇİNDEKİLER... iv SİMGELER VE KISALTMALAR... vi ŞEKİLLER DİZİNİ... viii TABLOLAR DİZİNİ... ix 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER İskemik İnme Profilaksisinde Aspirin Tedavisi Aspirinin Etki Mekanizması, Farmokokinetiği ve Terapötik Dozu Aspirinin Etki Mekanizması Aspirinin Farmakokinetiği Aspirin Dozu Antiplatelet Direnci Klinik ve Laboratuvar Direnç Laboratuvar Direncini Saptamada Kullanılan Testler Light Transmission Optic Aggregometry (LTA) Platelet Function Analyzer- 100 (PFA -100) Ultegra Rapid Platelet Function Analyzer - VerifyNow Assay Akım sitometrisi Tromboksan A2 üretimi Multiplate platelet fonksiyon analizcisi (Multiplate ) Laboratuar Direncinin Sıklığı Antiplatelet Direncinin Nedenleri Laboratuvar Direncinin Klinik Önemi Antiplatelet Direncine Yaklaşım... 35

7 v 3. GEREÇ VE YÖNTEM Hasta Seçimi Aspirin Direncinin Değerlendirilmesi Çalışmada İncelenen Klinik ve Radyolojik Özellikler İstatistiksel Analiz BULGULAR Hasta Popülasyonunun Klinik ve Radyolojik Özellikleri Farmakolojik Aspirin Direncinin Tanımı ve Sıklığı Aspirin Tedavisi Altında İnme Geçiren Hastalarda Farmakolojik Direncin Etkisi Aspirin Kullanan ve Kullanmayan Hastaların, Aspirin Direnci Perspektifinde, Klinik Özelliklerinin Karşılaştırılması Aspirin Direnci ile Atriyal Fibirilasyon ve Kardiyoembolizmi İlişkisinin Çok Değişkenli İstatistiksel Analiz Yöntemleri ile Değerlendirilmesi TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR... 66

8 vi SİMGELER VE KISALTMALAR AAN : American Academcy of Neurology /Amerikan Nöroloji Akademisi ADP : Adenozin difosfat AF : Atriyal fibrilasyon ARU : Aspirin Reaction Unit / Aspirin Reaksiyon Ünitesi ASA : American Stroke Association / Amerikan İnme Derneği CYP : Sitokrom P450 DAG : Difüzyon ağırlıklı görüntüleme DICOM : Digital Imaging and Communications in Medicine DM : Diabetes mellitus COX : Siklooksijenaz ÇAA : Çeyrekler arası aralık GİA : Geçici iskemik atak GP IIb/IIIa : Glikoprotein IIb/IIIa HL : Hiperlipidemi HT : Hipertansiyon INR : International normalised ratio / Uluslararası normalleştirilmiş oran LDL : Low density lipoprotein / Düşük dansiteli lipoprotein LTA : Light transmission optic aggregometry / Işık transmisyon optik agregometre MRG : Manyetik rezonans görüntüleme NIHSS : National Institute of Health Stroke Scale / Ulusal Sağlık Enstitüsü İnme Skalası NSAİ : Non-steroid anti-inflammatory / Steroid harici anti-inflamatuvar PACS : Picture archiving and communication system PFA : Platelet fonksiyon analizcisi PG : Prostaglandin PRU : P2Y12 Reaction Unit / P2Y12 Reaksiyon Ünitesi 15-R-HETE : 15-R-hidroksi-eikosatetraenoik asit

9 vii ROC ROTEM TEG TRAP TXA2 : Receiver Operating Characteristics : Rotasyonel Tromboelastometre : Tromboelastografi : Trombin reseptör aktive edici peptid : Tromboksan A2

10 viii ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa no: Şekil 2.1. Araşidonik asit metobolizması ve aspirin tarafından inhibisyonu. Mason ve ark.dan adapte edilmiştir... 9 Şekil 2.2. Tromboksan sentezi yolağı ve aspirinin antiplatelet etkileri. Noktalı oklar aspirinin COX-1 inhibisyonundan etkilenmeyen yolağı gösterir Şekil 2.3. Aspirinin tek başına ve ibuprofen ile birlikte trombosit COX -1 üzerine etkisi Şekil 3.1. Verify-Now yöntemi ile aspirin direncine bakılmasının aşamaları (Accumetrics VerifyNow web sayfasından alınmıştır) Şekil 3.2. MRIcro programı vasıtasıyla lezyon hacim hesaplanması Şekil 4.1. ROC analizi... 47

11 ix TABLOLAR DİZİNİ Sayfa no: Tablo 2.1. İskemik inme primer profilkasisinde aspirin kullanımı üzerine yapılmış randomize kontrollü çalışmalar... 5 Tablo 2.2. Vasküler hastalıklar ve aspirinin etkili olduğu kabul edilen en düşük dozlar Tablo 2.3. Antiplatelet direncinin değerlendirilmesi için kullanılan yöntemler Tablo 2.4. İnme hastalarında antiplatelet direncinin görülme sıklığı Tablo 2.5. Antiplatelet direncinin nedenleri Tablo 4.1. Çalışma grubunun klinik ve radyolojik özellikleri Tablo 4.2. Aspirin tedavisi altında inme geçiren hastalarda 550 ARU eşik değeri ile belirlenmiş farmakolojik direncin etkisi Tablo 4.3. Aspirin tedavisi altında inme geçiren hastalarda 510 ARU eşik değeri ile belirlenmiş farmakolojik direncin etkisi Tablo 4.4. Aspirin kullanan ve kullanmayan hastaların klinik özelliklerinin karşılaştırılması. Aspirin kullanan hastalar 550 ARU eşik değerine göre iki gruba ayrılmıştır Tablo 4.5. Aspirin kullanan ve kullanmayan hastaların klinik özelliklerinin karşılaştırılması. Aspirin kullanan hastalar 510 ARU eşik değerine göre iki gruba ayrılmıştır Tablo 4.6. Atriyal fibrillasyon ile ilişkili faktörler. Aspirin kullanan hastalar 550 ARU eşik değeri ile alt gruplara ayrılmıştır Tablo 4.7. Atriyal fibrillasyon ile ilişkili faktörler. Aspirin kullanan hastalar 510 ARU eşik değeri ile alt gruplara ayrılmıştır Tablo 4.8. Kardiyoembolik inme alt tipi ile ilişkili faktörler. Aspirin kullanan hastalar 550 ARU eşik değeri ile alt gruplara ayrılmıştır Tablo 4.9. Kardiyoembolik inme alt tipi ile ilişkili faktörler. Aspirin kullanan hastalar 510 ARU eşik değeri ile alt gruplara ayrılmıştır... 58

12 1 1. GİRİŞ Antiplatelet ajanlar kardiyovasküler hastalıkların birincil ve ikincil profilaksisinde tartışılmaz bir öneme sahiptirler (1). Bu önemine karşın, bu ajanlar rekürren vasküler olayların tam olarak önüne geçememektedir. Serebrovasküler olay geçiren hastaların yaklaşık yarısı antiplatelet tedavi altındayken yeni bir atak geçirmektedir. Antiplatelet tedavi altında trombotik olayların olması klinikte "antiplatelet direnci" olarak adlandırılmaktadır (2). Bu klinik tabanlı tanımdan farklı olarak, antiplatelet direnci laboratuvar testleri ışığında da tariflenebilir. Bu testler, temel prensip olarak antiplatelet ajan kullanan bireylerin kan örneklerinin in vitro ortamda çalışılarak trombosit agregasyonunun derecesinin ölçülmesine dayanmaktadır. Altın standart test optik agregometre olmasına karşın teknik olarak zahmetli bir test olması nedeniyle rutin pratikte kullanımı sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle son yıllarda daha pratik olarak kullanılabilecek alternatif testler geliştirilmiştir. Bu testler birbirlerinden farklı metotlar kullansalar da temel olarak aspirin kullanan bireylerde cyclo-oxygenase-1 (COX-1) enziminin inhibisyonu sonucu trombosit-tromboksan A 2 (TxA 2 ) oluşumunun derecesi, tienopiridin (tikolipdin, klopidogrel vb.) kullanan bireylerde ise P2Y12 reseptörlerinin blokajı sonucu ADP ile indüklenmiş trombosit agregasyonunun derecesinin tespit edilmesini hedeflemektedirler (2,3). Klinik ve laboratuvar antiplatelet direnci arasında pozitif bir korelasyon mevcutsa da her zaman tam bir paralellik gözlenmemektedir; başka bir ifadeyle antiplatelet kullanırken trombotik bir hadise geçiren hastaların bir kısmında laboratuvar direnci mevcutken, bir kısım hasta laboratuvar olarak trombosit agregasyonunda yeterli bir inhibisyona rağmen bu tip bir kardiyovasküler atak yaşamaktadır. Bu tutarsızlığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, trombosit fonksiyonlarını değerlendiren testlerin yeterince özgün ve hassas olmamaları, kullanılan antiplatelet ajanın etki mekanizması dışındaki trombosit aktivasyon ve agregasyon yolaklarının aktive olması gibi hipotezler öne sürülmektedir. Bu faktörlere ilaveten,

13 2 antiplatelet tedavi altında iskemik inme geçiren olgulara özgül bir durum da, iskemik inme etiyolojisinde çok sayıda ve heterojen etkenin rol oynaması olabilir; hastanın kullandığı antiplatelet ajanlar kardiyak kökenli emboliler veya diseksiyon gibi antiplatelet tedavi yanıtı düşük iskemik inme nedenlerinin tam olarak önüne geçememektedir. Bu etkenlerin hangisinin daha ön planda rol oynadığının saptanması geliştirilecek tedavi stratejilerinin belirlenmesinde büyük önem taşımaktadır (3). Bu çalışmada antiplatelet direnci ve başta inme etiyolojisi olmak üzere inme fenotipi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Aspirin altında inme geçiren hastaların kan örneklerinde aspirin direncinin derecesi belirlenerek, laboratuvar ölçümünde direnç olan ve olmayan hastalar ile aspirin kullanan ve kullanmayan hastalar arasındaki etiyolojik dağılımın ve klinik özelliklerin belirlenmesi, laboratuvar ve klinik antiplatelet direnç arasındaki tutarsızlığın altında yatan nedenlerin anlaşılması bakımından yol gösterici olacaktır. Klinik olarak antiplatelet direnci olan bu kohortta yapılacak analizler ile hangi klinik özelliklerin aynı zamanda laboratuvar antiplatelet direnci ile ilişkili olduğu, bu ilişkinin prognostik anlamı ve klinik-laboratuvar antiplatelet direnç uyumsuzluğundan ne oranda antiplatelet tedavi ile engellenmesi mümkün olmayan etiyolojilerin sorumlu olduğu ortaya konacaktır.

14 3 2. GENEL BİLGİLER 2.1. İskemik İnme Profilaksisinde Aspirin Tedavisi En son olarak 2013 yılında Amerikan Kalp Derneği (American Heart Association) tarafından güncellenmiş kardiyovasküler hastalıklar ve inme istatistikleri Amerika Birleşik Devletleri nde yaklaşık olarak yıllık kişinin inme geçirdiğini ve bu olaylardan inin (yaklaşık dörtte birinin) tekrarlayan bir atak olduğunu ortaya koymaktadır (4). Gerek primer, gerek rekürren olaylar temelinde toplumda ciddi bir halk sağlığı sorunu olan, yüksek mortalite ve morbidite riski taşıyan serebrovasküler olayların engellenmesi amacıyla çok sayıda farmakolojik ajan üzerinde çalışmalar yapılmış ve bu ajanlardan bir kısmı klinik kullanıma girmiştir. İskemik inmeden korunma perspektifinde ele alındığında farmakolojik hedefler trombosit agregasyon ve aktivasyonu ile birlikte koagülasyon kaskadının inhibisyonu üzerine yoğunlaşmış ve adı geçen yolaklarla farklı noktalarda etkileşime geçen ilaçlar iskemik olayların önüne geçmek amacıyla kullanılmıştır. İskemik inmenin önlenmesinde belki de en uzun zamandan bu yana araştırılmış farmakolojik ajan aspirindir. Aspirinin iskemik inme için primer profilakside rolü Tablo 2.1 de gösterildiği gibi 4 randomize kontrollü çalışmada (5-8) ve bir takım meta-analizlerde araştırılmıştır. Peto ve arkadaşlarının aspirin ve kontrol tedavilerine randomize edilen sağlıklı erkek doktoru 6 yıl boyunca takip ettikleri çalışma sonucunda günlük 500 mg aspirin kullanan grupta geçici iskemik atak sıklığı anlamlı derecede az (%27,5 e karşın %15,9; p<0,05) bulunmasına karşın, inme insidansında herhangi bir azalma gözlenmemiş ve hatta sakatlayıcı ve fatal inme oranı aspirin tedavisi alan grupta daha yüksek (%7,4 e karşın %19,1; p<0,05) izlenmiştir. Aspirin ile kanama riskinin artmasının ve hemorajik inmelerin daha ağır özürlülük bırakmasının böyle bir sonuç elde edilmesine katkısı olduğu düşünülmekle birlikte, çalışmada görüntüleme tetkiklerinin

15 4 günün şartları itibariyle kısıtlı oranda kullanılabilmiş olması bu bulgunun yorumlanmasını zorlaştırmaktadır (5). Hansson ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada hipertansiyon tanısı olan hasta ortalama 3,8 yıl takip edilmiş, farklı derecede tansiyon düzeyleri hedeflenerek antihipertansif tedavi başlanmış ve bu hastalardan rastgele seçilerek yarısına günlük 75 mg aspirin, diğer yarısında da plasebo tedavisi verilmiştir. Aspirin alan hastalarda major kardiyovasküler olaylar %15 oranında ve miyokart enfarktüsü riski %36 oranında azalmasına karşın inme riskinde azalma olmamıştır. Gruplar arasında fatal kanama riski benzerlik göstermiş olsa da, aspirin grubunda nonfatal kanama yaklaşık 2 kez daha sık izlenmiştir (6). En az bir kardiyovasküler risk faktörü olan hastanın ortalama 3,6 yıl takip edildiği diğer bir çalışmada ise, geçici iskemik atak gözlenme oranı aspirin alan grupta %1,8 iken kontrol grubunda %1,3, inme sıklığı ise aspirin alan grupta %1,1 iken kontrol grubunda %0,7 oranında saptanmıştır. Hemorajik ve iskemik inme oranlarında iki grup arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Bu bulgulara karşın aspirin kardiyovasküler mortalite ve kümülatif kardiyovasküler olay sayısında anlamlı bir azalmaya yol açmıştır(7). Ridker ve arkadaşlarının (8) çalışmasında 45 yaş üstü sağlıklı kadın hastaya günaşırı 100 mg aspirin veya plasebo tedavileri başlanmış ve 10 yıl süresince ilk majör kardiovasküler olay, nonfatal miyokart enfarktüsü, nonfatal inme veya kardiovasküler nedenli ölüm riski açısından iki grup takibe alınmıştır. Aspirin tedavisi uygulanan grupta geçici iskemik atak riskinin %22, inme riskinin %17 ve iskemik inme riskinin %24 oranında azaldığı (p<0,05) ve kontrol grubuna göre hemorajik inme riskinin ise anlamsız derecede artmış olduğu gözlenmiştir. Nonfatal inme riski aspirin alan grupta daha az olmasına karşın, fatal inme riski açısından iki grup arasında fark bulunmamıştır. Aspirin ile elde edilen bu fayda özellikle 65 yaş üstü grupta daha ön plana çıkmıştır.

16 5 Tablo 2.1. İskemik inme primer profilaksisinde aspirin kullanımı üzerine yapılmış randomize kontrollü çalışmalar (Tablo Gasparyan ve ark. çalışmasından adapte edilmiştir (1). Çalışma Çalışma dizaynı Aspirin tedavisinin etkisi İlave Yorumlar Randomised trial of prophylactic daily aspirin in British male doctors (5) görünüşte sağlıklı erkek doktor 500 mg aspirin ve kontrol tedavisine randomize edilmiştir. Altı yıllık takip sonucu aspirin total mortalitede azalmaya yol açmasına karşın, inme, miyokart enfarktüsü ve vasküler ölüm hızları üzerinde anlamlı bir etki göstermemiştir. Plasebo kullanımı yok; Düşük istatistiksel güç; Etik sorunlar nedeniyle çalışma erken sonlandırılmıştır. Hypertension Optimal Treatment randomised trial (6) hipertansiyonu olan hasta 75 mg aspirin ve plasebo tedavisine randomize edilmiştir. Ortalama 3,8 yıl takip sonucu aspirin majör kardiyovasküler olayları ve miyokart enfarktüsü riskini azaltmasına karşın inme riskinde anlamlı bir azalmaya yol açmamıştır. Fatal kanama açısından aspirin ve plasebo grupları arasında fark olmamasına karşın, nonfatal major ve minor kanama aspirin alan grupta 1,8 kat daha sık gözlenmiştir. Collaborative Group of the Primary Prevention Project (7) En az bir majör kardiyovasküler risk faktörü olan hasta günlük 100 mg enterik kaplı aspirin ve plasebo tedavisine randomize edilmiştir. Ortalama 3,6 yıl takip sonrası aspirin kullanımı kardiyovasküler mortalite ve kümülatif kardiyovasküler olay riskini azaltmakla birlikte inme riksinde anlamlı bir azalmaya yol açmamıştır. Ağır kanama komplikasyonları aspirin grubunda 3 kat daha sık olarak izlenmiştir. Randomized trial of lowdose aspirin in the primary prevention of cardiovascular disease in women (8) sağlıklı 45 yaş üstü kadın 100 mg aspirin ve plasebo tedavisine randomize edilmiştir. Ortalama 10 yıllık takip sonrası aspirin miyokart enfarktüsü ve kardiyovasküler mortalite üzerinde anlamlı etki göstermemesine karşın, iskemik inme riskini %24 oranında azaltmıştır. Transfüzyon gerektirecek gastrointestinal kanama aspirin alan gupta daha sık olmuş, hemorajik inme riskindeki istatistiksel olarak anlamlı olmayan bir artış gözlenmiştir.

17 6 Aspirinin primer profilaksideki rolünü değerlendirmek için 27,219 kişide yapılmış gözlemsel bir çalışmada ise (9) 4,6 yıl takip sonrası tek değişkenli analizlerde profilaktik aspirin tedavisi alan grupta inme riski daha yüksek bulunmuş, ancak demografik faktörler, sosyoekonomik durum, kardiyovasküler risk faktörlerinin (hipertansiyon, diyabet, dislipidemi, sigara kullanımı gibi) göz önüne alındığı çok değişkenli analizde bu ilişki zayıflamış ve sonuç olarak profilaktik aspirin kullanımı ve ilk inme riski arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak, bu çalışmaların bir kısmında (6-8) aspirinin gerek kardiyovasküler hastalık, gerekse inmenin primer profilaksisinde düşük düzeyde de olsa koruyucu rolü olabileceğine dair bulgular elde edilmiştir. Ancak tüm çalışmaların değerlendirildiği meta-analizler ( hasta, %54 kadın) ortalama 6,4 yıllık takip sonucu aspirin tedavisinin primer profilakside inme, kardiyovasküler hastalıklar veya tüm nedenlere bağlı mortalite için anlamlı koruyucu etkisi olmadığını ortaya koymuştur (1,10,11). Bu bilgi paralelinde diğer antiplatelet ajanların da primer profilakside etkin olmayacağı düşünülmektedir. İskemik inmenin sekonder profilaksisi açısından bakıldığında ise Amerikan Nöroloji Akademisi (American Academy of Neurology, AAN) ve Amerikan İnme Birliği (American Stroke Association, ASA) özellikle erken dönem inme rekürensinin (olaydan sonraki ilk 4 hafta) engellenmesi bakımından anitiplatelet ajanların rolü ile ilgili rehberler yayınlanmışlardır (12). Bu rehberler, yapılan çalışmalar ve metaanalizler ışığında ilk 48 saat içerisinde başlanan aspirin tedavisinin erken rekürrens riskini, hemorajik inme riskindeki artışa rağmen azalttığını (mutlak risk azalması %0,7) ve sonuçta aspirin ile sekonder profilaksi açısından küçük, ancak anlamlı bir etki sağlanabileceğini vurgulamaktadırlar (10). AAN ve ASA nın önerilerine temel oluşturan çalışmalardan bir tanesi olan International Stroke Trial ın sonuçlarına göre göre aspirin ilk 14 gün için hemorajik inmede belirgin artışa neden olmaksızın (%0,8 e karşın %0,9) rekürren iskemik inme oranını %3,9 dan %2,8 e düşürmekte ve sonuç olarak ölüm ve fatal olmayan inme oranını plaseboya göre anlamlı derecede azaltmaktadır (%12,4 e karşın

18 7 %11,3) (13). Diğer bir çalışma olan Chinese Acute Stroke Trial kapsamında hastaya ilk 48 saat içerisinde randomize bir şekilde 160 mg aspirin veya plasebo başlanmış, dört haftalık takip sonucunda aspirin ile tedavi edilen grupta mortalite anlamlı derecede az bulunmuştur (%3,9 a karşın %3,3). Rekürren inme riski aspirin alan grupta %2.1 den, %1,6 ya düşmesine karşın istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Benzer şekilde aspirin alan grupta hemorajik inme riski için gözlenen artış da istatiksel olarak anlamlılık seviyesine ulaşmamıştır (%0,9 a karşın %1,1) (14). Erken dönem sonrası sekonder profilaksi amacıyla antiplatelet tedavinin ne kadar bir süre ile kullanılması gerektiğine dair net bir bilgi mevcut olmasa da kontraendikasyon yapacak durum çıkmadıkça ömür boyu alınması gerektiği kabul edilmektedir. İnmenin uzun dönem sekonder profilaksisinde kritik olan etken altta yatan etiyolojidir. On kontrollü çalışmanın metaanalizi arteriyel kaynaklı inme sonrasında aspirin başlanmasının vasküler olayları %13 (%4- %21) oranında azalttığını ortaya koymaktadır (15). Buna karşın kardiyoembolik inme için etkin sekonder profilaksi yöntemi ise antiplatelet tedaviden ziyade oral antikoagülasyondur (16). Gerek primer profilaksi, gerekse sekonder profilaksi kohortlarını içeren oklüzif vasküler hastalık riski yüksek (akut vasküler hastalığı veya öyküsü veya başka predispozan durumu olan) hastalarda antiplatelet tedavinin etkisinin değerlendirilmesi için yapılmış 287 çalışmanın meta-analizinde (17) antiplatelet tedavi almış olmanın vasküler ölüm riskini altıda bir oranında azalttığı bulunmuştur. Çalışma sonlanım noktasının inme olarak değerlendirildiği 158 çalışmanın metaanalizinde ise antiplatelet tedavi iskemik inme riskini %30 ve nonfatal iskemik inme riskini ise %25 oranında azaltmaktadır. Bu azalma, hasta kohortları miyokart enfarktüsü hikayesi olanlar, akut miyokart enfarktüsü tanısı olanlar, inme öyküsü olanlar, akut inme tanısı olan ve diğer yüksek risk grupları olarak 5 ayrı grup olarak incelendiğinde de benzer bulgular vermektedir. Aspirin ile fatal veya nonfatal hemorajik inme riskinde %22 oranında bir artış olmasına rağmen, aspirin inme genelinde anlamlı bir koruyucu etki göstermektedir. Ancak fatal inmeden koruyucu etkisi nonfatal inme kadar anlamlı olmayıp, bu da aspirin

19 8 alan grupta daha sık olan hemorajik inmelerin iskemik inmeye göre daha yüksek mortalite riskine sahip olması ile açıklanmaktadır. Bu açıdan önemli olan diğer bir nokta da, hangi dozda aspirin tedavisi ile en uygun seviyede sekonder profilaksinin elde edilebileceğidir. Literatürde tartışmalı olmakla birlikte özellikle 300 mg ın üzerindeki dozlarda aspirinin koruyucu etkisinin artık artmadığı ancak, yan etkilerin daha fazla ön plana çıkmaya başladığı yaygın olarak kabul görmektedir; ilaveten doz ile sekonder profilaksideki etkinlik arasında kanıtlanabilmiş bir ilişki bilgisi de mevcut değildir (18) Aspirinin Etki Mekanizması, Farmokokinetiği ve Terapötik Dozu Aspirinin Etki Mekanizması Aspirin antitrombositik etkisini siklooksijenaz enziminin (COX-1) stratejik lokalizasyonundaki serin 529 u asetilleyerek trombosit fonksiyonunu inhibe etmesi yolu ile gösterir (19). Siklooksijenaz enziminin, COX-1 ve COX- 2 olarak bilinen iki izoformu vardır. COX-1 tüm hücrelerde yapısal eleman olarak bulunurken, COX-2 inflamatuvar yanıta bağlı olarak sitokinler, bazı büyüme faktörleri ve inflamatuvar uyarılar ile eksprese olur. Asetilsalisilik asit, yapısal izoform olan COX-1 e, COX-2 ye oranla kat daha fazla bağlanır. Bu durum antitrombositik etki (COX-1 enzimi üzerinden) ve antiinflamatuvar etki (COX-2 enzimi üzerinden) elde etmek için aspirinin neden farklı dozlarda kullanıldığını açıklar (19). Siklooksijenaz yolağı tromboksan A 2 (TXA 2 ), prostasiklin ve diğer prostaglandinler (PG) gibi siklik prostanoidlerin biosentezinde kritik role sahiptir. Hücre zarındaki fosfolipidlerden fosfolipaz aktivitesi sonucu serbestleşen araşidonik asit COX ve peroksidaz aktiveleri ile önce PGG 2, sonra ise PGH 2 ye dönüşmektedir. PGH 2 ise takiben spesifik sentazlar vasıtası ile D 2, E 2, F 2, I 2 prostoglandinlerinin ve TXA 2 nin sentezinde kullanılmaktadır (Şekil 2.1) (20).

20 9 Şekil 2.1. Araşidonik asit metobolizması ve aspirin tarafından inhibisyonu. Mason ve ark.dan adapte edilmiştir (21).

21 10 Aspirin varlığında COX-1 in tam inhibe olmasıyla, araşidonik asit PGH 2 yerine COX-2 vasıtasıyla 15-R-hidroksi-eikosatetraenoik asit (15-R-HETE) veya lipo-oksijenazlar vasıtasıyla diğer lökotrien öncülerine çevrilmektedir (22). Kollajen, trombin ve ADP gibi faktörlerle uyarılan trombositler yukarıdaki yolağı kullanarak TXA 2 ve prostaglandin sentezini arttırmakta ve bu artış trombosit agregasyonunu ve lokal vazokonstriksiyonu tetiklemektedir (23,24). Buna karşın aynı yolak vasküler endotelyal hücrelerde trombosit inhibisyonu ve vazodilatasyona yol açan prostasiklin (PGI 2 ) sentezini tetiklemektedir. Görüldüğü üzere hemostatik anlamda birbirine tamamen zıt etkileri olan PGI 2 ile TXA 2 aynı yolak üzerinden kontrol edilmektedir. Aspirinin COX-1 enzimini bloke etmesi sadece TXA 2 sentezini değil aynı zamanda PGI 2 biosentezini de azaltmaktadır. Ancak hücre çekirdeği olmayan ve dolayısıyla yeni sentez imkanı olmayan trombositlerde bu inhibisyon kalıcı olmakta, ancak hücre çekirdeği olan endotelyal hücrelerde COX-1 aktivitesi tekrar oluşturulabilmektedir; bu nedenle sonuçta aspirin TXA 2 /PGI 2 dengesini TXA 2 alehine bozmaktadır (25). Bu etkilere ilaveten aspirinin nitrik oksit/cgmp yolağını etkileyerek trombosit aktivasyonunun nötrofiller tarafından inihibisyonunu arttırması (26), endotelyal hücrelerde prostasiklin sentezini inhibe ederek nitrik oksit üretimini arttırması (27) gibi mekanizmalarla da antitombotik etkide bulunduğu, LDL nin oksitleşmesini azaltarak ve atherosklerotik damarlarda endotelyal disfonksiyonunu düzelterek de kardiyovasküler hastalıklarda ek klinik fayda sağladığı düşünülmektedir (28,29) Aspirinin Farmakokinetiği Aspirin, özellikle solüsyon şeklinde alındığında mideden hızlı bir emilim göstermektedir. Midenin boş olup olmaması emilim hızını etkilemektedir. Midede emilime uğramayan aspirin oniki parmak bağırsakta vücuda alınabilmektedir. Gerek emilim esnasında midede, gerekse emilim sonrası karaciğerde özgül olmayan esterazlar tarafından aspirin salisilik

22 11 aside hidrolize edilmektedir. Bu işlem enzimatik olduğu için belirli kapasitesi vardır (30) ve bu nedenle aspirinin %68 i sistemik dolaşıma salisilik asite çevrilmeksizin karışmaktadır. Hem aspirin, hem salisilik asit serum albuminine bağlanmakta ve sinoviyal kaviteler, santral sinir sistemi ve salya dahil olmak üzere yaygın bir vücut dağılımı göstermektedir. Kanda bulunan salisilatın %50-80 i albümine bağlanmakta, kalan kısmı ise aktif, iyonize şekilde serbest kalmaktadır. Bağlanacak protein olmadığı durumlardada hafif doz artışları serbest salisilik asit konsantrasyonlarını artırarak önemli farmakolojik etkilere neden olabilir (31). Aspirinin yarılanma ömrü 20 dakikadır ve serum konsantrasyonundaki azalma salisilik asit miktarının artması ile ilişkilidir (32). Terapötik dozlarda salisilik asitin %80 gibi bir büyük kısmı karaciğerde metabolize olur. Glisinle birleşerek salisilürik asit, glükuronik asitle birleşerek ise fenolik glükuronid oluşumuna yol açarlar. Bu metabolik yolakların limitli olması ilk aşamada metabolizmanın hızlandırılması amacıyla enzimlerin indüklenmesine yol açmakta, buna rağmen doyum noktasına ulaşma durumlarında salisilik asitin böbrekten atılmı yükselmeye başlamaktadır (31). Salisilatlar böbrekler tarafından salisilürik asit (%75), salisilik fenol (%10), serbest salisilik asit (%10), asil glukuronoidler (%5), gentisik asit (<%1) ve 2,3-dihidroksibenzoik asit (<%1) şeklinde atılır (33). Salisilat eliminasyonun majör iki yolu olan salisilurik asit ve salisil fenolik glükuronid sentezi yolakları ilacın daha düşük dozlarında doymakta, bu nedenle tedavinin erken dönemlerinde eliminasyon yeteri kadar hızlanmayacağı için günlük aspirin dozu artımı ile orantısız daha yüksek plato salisilat düzeyi oluşabilmektedir. Salisilik asitin değişime uğramadan idrarla atılan kısmı idrar ph sı idrarda organik asitlerin varlığı ve filtrasyon hızı ile ilişkilidir (32). Üriner ph nın 5 den 8 e yükselmesi renal klerensi kat hızlandırmaktadır (34). Bu paralelde örneğin antiasitler idrar ph sını yükselterekten salisilat konsantrasyonunu arttırabilirler. Genel olarak çocuk, genç ve yaşlılarda salisilatların farmakokinetiği arasında önemli fark yoktur. Romatoid artrit, osteoartrit, kronik böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları, başka düşük serum albümini ile ilişkili hastalıklarda ve fizyolojik koşullarda aspirinin serbest ve bağlı kısmı farkı

23 12 dışında farmakokinetik parametreleri genel olarak değişkenlik göstermemektedir. Ancak genel farmakokinetik ilkeler ışığında diğer ilaçlarla etkileşiminin teorik olarak mümkün olduğu aşikardır. Emilim hızını ve miktarını etkileyen ilaçlar olarak aktif kömür, antiasitler, kolestiramin ve metoklopramid örnek gösterilebilir. Aspirinin hemen peşi sıra alınan metoprolol ve kafein salisilik asitin pik konsantrasyonunu arttırmaktadırlar. Diğer bir antiplatelet ajan olan dipiridamol ile birlikte alımı da yüksek aspirin konsantrasyonlarına neden olabilmektedir. Aspirin ve salisilik asit yüksek oranda plazma proteinlerine bağlandığı için proteine bağlanan diğer ilaçlarla aynı zamanda alındığında etkileşim gösterirler. Diklofenak, flurbiprofen, ibuprofen, ketoprofen, naproksen, fenitoin gibi ilaçların aspirin ile etkileşimi bu plazma proteinlerine bağlanma kinetikleri ile ilişkilidir. Proteine bağlanmayıp serbest kalan kısım hızlı bir şekilde elimine olduğu için bu ilaçlar ile birlikte kullanım total ilaç düzeyini düşürmektedir. Aspirinin salisilamid veya zomepirak ile birlikte alındığı durumda ise her iki tarafın metabolizması yavaşlar. Oral kontraseptifler ve steroidler ise glükoronidasyonu ve salisilurik asit oluşumunu indükledikleri için salisilik asidin eliminasyonunun artmasına neden olabilmektedirler (35). Aspirin üst gastrointestinal sistemden hızlıca emilmesini takiben TXA 2 bağımlı trombosit agregasyon inhibisyonu ve kanama zamanını uzatma etkisini 60 dakika içerisinde göstermeye başlamaktadır (36,37). Emilim enterik kaplı aspirin preperatlarında daha geç ortaya çıkmaktadir (38). Emilim sonrası plazma yarılanma ömrü 20 dakika olmasına karşın, trombositler yeni COX üretemedikleri ilaçtan geri dönüşümsüz olarak etkilenmektedir. Trombosit ömrünün kabaca 10 gün olduğu düşünülürse, tek bir doz aspirin uygulaması sonrası her gün ortalama %10 oranında COX inhibisyonuna maruz trombosit dolaşımdaki yerini normal trombositlere bırakmakta ve böylece trombosit aktivitesinin normal dönmesi yaklaşık 10 günlük bir süre almaktadır (39). Ancak trombosit havuzundaki %20 kadar trombositin normal COX aktivitesine sahip olmasının hemostaz için yeterli olabileceği de gösterilmiştir (40).

24 Aspirin Dozu Aspirin etkisinin yeterli olabilmesi için hangi dozda uygulanması gerektiği konusu pek çok çalışmaya konu olmuştur. Aspirini çeşitli vasküler hastalarda etkin olduğu kabul edilen en düşük dozu tablo 2.2 de özetlenmiştir. Düşük doz ( mg günlük) aspirin uzun dönem için etkindir, ancak akut trombotik olaylarda en düşük yükleme dozunun 150 mg olduğu kabul edilmektedir (17). Aspirinin 75 mg ve daha düşük dozlarda prostasiklinler yerine TXA yolağına daha seçici bir etkide bulunduğu için yüksek dozlarına göre daha etkin olduğu ve gastrointestinal toksisitesinin daha az olduğu düşünülmektedir (41). Okluzif vasküler olay riski yüksek olan hastalara antiplatelet tedavinin etkisinin araştırılması amaçlı 287 çalışmanın alındığı metanaliz sonucunda vasküler olaylarda azalma mg aspirin alan grupta %19, mg alan grupta %26, mg alan grupta %32, 75 mg dan daha az alan grupta ise %13 bulunmuştur. Vasküler olaylardan koruyuculuğu açısından uzun dönem tedavisi için günlük mg aspirin en az yüksek dozlar kadar koruyucu olduğu, ancak akut olaylarda başlangıç yükleme dozu olarak en az 150 mg aspirin gerektiği sonucuna varılmıştır (17). İnme literatürü bu açıdan incelendiğinde United Kindgom-Transient Ischemic Attack çalışması geçici iskemik atak veya minör iskemik inme geçirmiş hastalaraı günlük 300 mg aspirin, 1200 mg aspirin ve plasebo gruplarına randomize etmiş ve altı yıl takip sonrasında majör inme, sakatlayıcı inme, vasküler ölüm ve genel vasküler olay açısından dozlar arasında anlamlı fark bulunmadığını, ancak gastointestinal toksisite ve nonvasküler ölüm oranlarını yüksek doz aspirin alan grupta anlamlı derecede yüksek olduğunu ortaya koymuştur (43). Benzer şekilde Dutch Transient Ischemic Attack Trial çalışma grubu sonuçlarına göre geçici iskemik atak veya minör iskemik atak geçirmiş hastalarda vasküler olaylardan korumada günlük 30 mg gibi düşük doz aspirin kullanımının etkinliği günlük 283 mg tedavisinin etkinliğinden daha az

25 14 Tablo 2.2. Vasküler hastalıklar ve aspirinin etkili olduğu kabul edilen en düşük dozlar (Eikelboom ve arkadaşlarından adapte edilmiştir (42) Hastalık En düşük etkili doz (mg) Geçici iskemik atak 50 Yüksek kardiovasküler riski olan erkek 75 Hipertansiyon 75 Kararlı anjina 75 Kararsız anjina 75 Ağır karotid arter stenozu 75 Polisitemia vera 100 Akut miyokart enfarktüsü 160 Akut iskemik inme 160

26 15 olmayıp, ayrıca yan etkileri açısından düşük doz daha avantajlıdır (44). Majör ekstrakraniyel kanamalar açısından değerlendirildiğinde de yukarıda bahsedilen metaanaliz sonuçlarına göre günlük aspirin dozu <325 mg olan hastalar arasında <75 mg, mg, mg alan gruplar arasında anlamlı fark yoktur (17) Antiplatelet Direnci Yukarıda da özetlendiği üzere aspirin iskemik inmenin sekonder profilaksisinde etkinliği gösterilmiş bir farmakolojik ajan olarak ön plana çıkmaktadır. Benzer bir etkinlik inme hikayesi olmamasına karşın yüksek kardiyovasküler riske sahip hastalarda da mevcuttur. Diğer taraftan düşük riskli hastalarda aspirin tedavisi ile inme riskinde anlamlı bir düşüş gözlenmemektedir. Bu terapötik öneme karşın gerek primer gerekse sekonder profilaksi çalışmalarında azımsanamayacak bir hasta grubu aspirin kullanmalarına karşın inme geçirmeye devam etmektedirler. Antiplatelet ilaçlara rağmen trombotik olayların gözlenmesi antiplatelet direnci kavramını gündeme getirmiştir (2). Bu amaçla antiplatelet tedavi yetersizliği veya antiplatelete yanıtsızlık terimleri de kullanılmaktadır Klinik ve Laboratuvar Direnç Antiplatelet direnci klinik ve laboratuvar direnci olmak üzere iki şekilde tanımlanabilir. Antiplatelet tedavi kullanan bir bireyde miyokart enfarktüsü, iskemik inme, periferik arter tıkanıklığı veya benzeri bir trombotik olayın gözlenmesi klinik antiplatelet direnci olarak adlandırılmaktadır. Laboratuar direnci ise, klinik bir olay olsun olmasın, antiplatelet tedavi altında yeterli trombosit inhibisyonunun sağlanamadığının laboratuar yöntemleri kullanılarak gösterilmesidir. Eğer söz konusu ajan aspirin ise tromboksan A2 sentezinin yeterli derecede azaltılamaması, tienopridin grubundan ise P2Y12 reseptörünün yeteri kadar bloke edilememesi ile ADP ile indüklenmiş trombosit agregasyonunun devam etmesi şeklinde tariflenebilir. Bu aşamada

27 16 vurgulanması gereken noktalardan bir tanesi klinik ve laboratuar direncin her zaman paralellik göstermediğidir; herhangi bir iskemik semptomu olmayan bir bireyde laboratuar direnci gözlemlemek mümkünken, iskemik semptomu olan bir hastada laboratuar olarak normal bir antiplatelet aktivitesi saptamak olasıdır (3) Laboratuvar Direncini Saptamada Kullanılan Testler Laboratuar olarak, in-vitro ortamda antiplatelet direncinin değerlendirilmesi için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir ve özgül ve özgül olmayan testler olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır (Tablo 2.3). Özgül olmayan testler (kanama zamanı, PFA-100 gibi) trombositlerin farklı aktivatörlere ve inhibitörlere karşı vermiş oldukları global biyolojik in vitro trombosit yanıtını değerlendirmeyi hedeflemektedirler. Buna karşın Light Transmission Optic Aggregometry (LTA)-araşidonik asit, serum TXB 2 düzeyi, VerifyNow gibi yöntemler ise COX-1 veya P2Y12 gibi yolakları değerlendirerek ilaca özgül inhibisyonu ölçmektedirler Light Transmission Optic Aggregometry (LTA) Işık veya optik transmisyon agregometresi serumda tromboksan A 2, ADP veya kollajen gibi agonistler eklenmesi ile oluşan trombosit agregasyonu sonrası trombosit süspansiyonundan geçen ışık geçirgenliğindeki değişiklikleri ölçer. Altın standarttır, ancak teknik olarak yapılması zordur. Özel laboratuvar alt yapısı gerektiren ve zaman alan bir yöntemdir. Ek olarak farklı laboratuvardaki değerlerin kıyaslanması zor olduğundan standardizasyonu düşüktür. Kullanılan agonistin tipi ve konsantrasyonu ile agregasyon yanıtı parsiyel ve değişkendir. Aspirin etkisini değerlendirmek amacıyla tromboksan A 2 prekürsoru olan araşidonik asit kullanımı, ADP, kollajen gibi tromboksan sentezinden daha az bağımlı olan yolaklarla trombosit agregasyonunu

28 17 Tablo 2.3. Antiplatelet direncinin değerlendirilmesi için kullanılan yöntemler (Topçuoğlu ve ark. dan (3) adapte edilmiştir) Test Değerlendirilen Kısıtlılıkları Avantajları ilaçlar Kanama zamanı Aspirin, Tekrarlanabilirliği düşük Standardize tienopiridinler edilmiş klinik test Işık transmisyon optik Aspirin, Teknik olarak zor Altın standart agregometre (Light transmission optic aggregometry; LTA) tienopiridinler, GPIIb/IIIa inhibitörleri Uzun zaman gerektiriyor Operatör bağımlı Standartizasyonu zor Düşük sensitivite Platelet Works Aspirin, Pahalı Hasta başında Helena laboratuvarları (TX, USA) tienopiridinler, GPIIb/IIIa inhibitörleri Duyarlılığı ve özgüllüğü düşük yapılabilir Multiplate platelet Aspirin, Düşük ve yüksek Hasta başında fonksiyon analizcisi tienopiridinler, yanıtlılar ile yanıtsızların yapılabilir (Munich, Germany) GPIIb/IIIa inhibitörleri (indirekt) birbirleriyle örtüşmesi VerifyNow Accumetrics Aspirin, Düşük ve yüksek Hasta başında (CA, USA) tienopiridinler, yanıtlılar arasında net yapılabilir GPIIb/IIIa eşik değerin olmaması inhibitörleri Platelet fonksiyon Aspirin Hematokrit ve von Hasta başında analizcisi (PFA-100), Wiilebrand faktörüne yapılabilir Dade Behring bağımlı Klopidogrele duyarsız İmpact Cone and Plate(let) Analyzer DiaMed (Cressier, İsviçre) Aspirin Yaygın kullanımı yok Hasta başında yapılabilir Tromboelastografi, Aspirin, Trombosit Hasta başında Tromboelastogram, Haemoscope tienopiridinler, GPIIb/IIIa fonksiyonlarına özel değil yapılabilir

29 18 Corporation, inhibitörleri Pıhtı özelliklerini (IL, USA; TEG veya değerlendirmede faydalı ROTEM) Akım sitometrisi Aspirin, Pahalı Az miktarda kan tienopiridinler, GPIIb/IIIa Operatör bağımlı örneği ile yapılabilir inhibitörleri Vazodilatör uyarılmış Tienopiridinler Operatör bağımlı Hasta başında fosfoprotein fosforilasyonu Teknik olarak zor yapılabilir (Akım sitometrik) Serum tromboksan B2 Aspirin Trombosite özgüle değil Yaygın olarak düzeyi Artefakta meyilli mevcut Üriner 11- Aspirin Trombosite özgül değil Yaygın olarak dehidrotromboksan B2 immunoanalizi Böbrek fonksiyonuna bağımlı mevcut

30 19 tetikleyen yöntemlere göre daha uygundur (2). Mantık olarak benzer bir yöntem olan empedans agrometre de ise agonist ile agregasyon gösteren trombositlerdeki elektrik geçirgenliği ölçülmektedir. Optik agregometreden farklı olarak trombosit süspansiyonu hazırlanmaksızın ölçümün tam kanda gerçekleştirilebilmesi avantajlıdır. LTA ya göre daha teknik olarak daha kolay ve daha az zaman alan bir yöntemdir (45). Ayrıca trombositopenik hastalarda da kullanılabilir (2) Platelet Function Analyzer- 100 (PFA -100) Bu yöntem in vitro kanama zamanı gibi düşünülebilir (46). Vasküler hasarın taklit edilmeye çalışıldığı bu yöntemde kollajen/adp veya kollajen/epinefrin ile kaplanmış kapiller tüplere kan enjekte edilmektedir. Negatif aspirasyon basıncı ile sistemde kan akımı başladıktan sonra aktive olan trombositler tedricen kapiller tüpte tıkanmaya yol açarlar ki, bu tıkanma süresi invitro kanama zamanı olarak kabul edilir. Duyarlılığı düşük, güvenirliği az olan bu yöntem von Willebrand faktörü seviyesi ve hematokrit değeri başta olmak üzere pek çok faktörden etkilenir. Bu dezavantajına karşın yatak başı yapılabilen oldukça kolay bir yöntemdir. Kan alındıktan sonra 3-4 saat içerisinde çalışılmalıdır. Kollajen/ADP ilişkili sonuç daha çok tienopridilerin, kollajen/epinefrin ile ilgili sonuç da daha çok aspirin etkisini değerlendirmek için kullanılır Ultegra Rapid Platelet Function Analyzer (PRFA) - VerifyNow Assay Basit, yatak başı yapılabilen agregasyonu turbidometrik olarak değerlendiren bir yöntemdir. Agonist varlığında trombositlerin agregasyon yaparak kit üzerindeki fibrinojen kaplı yuvalarda birikerek ışık geçirgenliğinde ortaya çıkan artışı değerlendirmeyi amaçlamaktadır; agonist olarak aspirin direnci için araşidonik asit, tienopridinler için ADP ve GPIIbIIIa inhibitörleri için de trombin reseptör aktivatör proteini (TRAP) kullanılmaktadır. Eğer kan

31 20 örneğinde antiplatelet ajan varsa bu agonistlere yeterli yanıt oluşmamakta ve pıhtılaşma gerçekleşmediğinden optik geçirgenlikte artış olmamaktadır. Aspirin direncini değerlendiren testlerde sonuç aspirin reaksiyon üniteleri ( Aspirin Reaction Unit, ARU) olarak ifade edilmektedir. İmalatçı firma tarafından direnç varlığı için önerilen eşik değer 550 olarak önerilmiş ve birçok çalışmada bu değer kullanılmıştır (47). Ancak VerifyNow ile yapılan bazı çalışmalarda eşik değerin 550 ARU olmasının ne derecede uygun olduğu tartışılmıştır (48-51). Bu değerin özgüllük bakımından çok avantajlı olduğu ancak yeterli derecede hassasiyete sahip olmadığı vurgulanmıştır (51). Paniccia ve arkadaşları LTA-araşidonik asit yöntemini referans alarak yaptıkları karşılaştırmalarda aspirin direncinin tespiti için VerifyNow sisteminde eşik değerin 495 ARU ya düşürülmesini önermişlerdir (50). Karha ve arkadaşları (49) ise aspirin verilen sağlıklı kişilerde ortalama bazal agregasyondan iki standart deviasyon düşük değere denk gelen 536 ARU değerini en uygun eşik değer olarak belirtmişlerdir Akım sitometrisi Akım sitometrisi konjüge monoklonal antikor temelli bir teknik olup, agonistlerce uyarılmış in vitro trombosit reaktivitesini ölçmektedir. Trombositlerin yüzeyindeki her bir reseptörün aktivitesinin değerlendirilebildiği oldukça özgül bir yöntemdir, ancak genel platelet agregasyonu açısından duyarlılığı düşüktür (52) Tromboksan A2 üretimi Tromboksan A2 üretimini değerlendirmek için tromboksan A2 nin stabil metabolitlerinin kanda veya idrarda düzeyi ölçülebilir. Bu amaçla sentezi trombosit COX-1 aktivitesine yakından bağlı olan ve düşük doz aspirinin trombositler üzerindeki inhibitör etkisini ölçmek için uygun olan tromboksan B2 kullanılabilir (53). Ancak şekil 2.2 de de gösterildiği üzere tromboksan B2 trombosit COX 1 aktivitesinden bağımsız yollarla (monosit/makrofaj gibi) da

32 21 sentezlebillir; ortalama %30 oranında tromboksan B2 trombosit dışı kaynaklıdır ve bu alternatif yolaklar özellikle inflamatuvar hastalıklarda daha da artış göstermektedir. Bu nedenle bu yöntem aspirinin trombosit COX1 üzerine etkisini değerlendirmek için özgül değildir (3). Üriner tromboksan B2 nin metaboliti olan 11-dehidrotromboksan B2 düzeyi de aspirin aktivitesini değerlendirmek için kullanılabilir. Ancak aspirinin daha yüksek dozları COX- 2 yi de inhibe ettiği için üriner 11-dehidrotromboksan B2 önemli ölçüde azalmış bulunucaktır (54) Multiplate platelet fonksiyon analizcisi (Multiplate ) Bu yöntem empedans agregometrenin otomatize edilmiş versiyonudur. Araşidonik asit, ADP, ADP ve prostoglandin E1, kollajen, ristocetin ve TRAP gibi farklı reaktifler kullanılarak aspirin, tienopiridinler ve GPIIb/IIIa inhibitörlerinin etkinliği ölçülebilmektedir. Hasta başında yapılabilmesi, sadece 1,5-5 cc tam kan örneğinin yeterli olması, sentrifüj işlemi gerektirmemesi, kan alındıktan sonraki dakika gibi geniş bir zaman penceresinde çalışılabilmesi, duyarlı ve tekrarlanabilir bir yöntem olması avantajlarıdır (55). Örnek tüplerinin içerisinde antikoagulan olarak hirudin kullanılması tercih edilir, çünkü bu durumda sitrat kullanımından farklı olarak serum örneği içerisindeki pıhtılaşmada rol oynayan iyonize kalsiyum ve magnezyum düzeyleri etkilenmemektedir. Koroner arter hastalığı olup, elektif bypass ameliyati planlanan ve aspirin kullanan hastalarda multiplate yöntemiyle yapılan değerlendirmenin LTA ve PFA-100 gibi yöntemler ile benzer sonuçlar ortaya koyduğu gösterilmiştir (56). Bunun dışında özellikle çocuklarda Glanzmann trombositopenisi, Bernard-Soulier sendromu ve diğer herediter veya kazanılmış trombosit fonksiyon bozukluklarının tanınmasında da diğer tetkiklere ek olarak kullanılabilir (57).

33 22 Şekil 2.2. Tromboksan sentezi yolağı ve aspirinin antiplatelet etkileri. Noktalı oklar aspirinin COX-1 inhibisyonundan etkilenmeyen yolağı gösterir (2).

34 Klinik ve Laboratuvar Direncinin Sıklığı Antiplatelet tedavi alırken gözlenen iskemik serebrovasküler olayların niteliği hastaların takip süresine ve geçirilmiş inmenin etiyolojisine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Chinese Acute Stroke Trial sonuçlarına göre aspirin tedavisi altında ilk 4 haftada mortalite riski %3,3, tekrar inme oranı %1,6, hemorajik inme oranı ise %1,1 bulunmuştur (14). International Stroke Trial sonuçlarında ise ilk 14 gün için aspirin altında inme veya ölüm riski %11,7 olarak rapor edilmiştir (13). Bousser ve arkadaşlarının karotid veya vertebro-baziller dolaşım kaynaklı aterotrombotik inme geçiren hastalardan 1000 mg aspirin başlanan 198 inin 3 yıllık takip sonuçlarında vasküler olay (vasküler ölüm, inme ve miyokart enfarktüsü) riskinin %15,6, inme riskinin ise tek başına %10,5 olduğu görülmüştür (58,59). Geçici iskemik atak veya sakatlayıcı olmayan iskemik inme sonrasında aspirin başlanan hastaların alındığı çalışma sonuçlarının metanalizinde mg aspirin alırken vasküler olay (vasküler ölüm, MI, iskemik inme) riski %6,3 ile %23,8 arasında değişmektedir (59). Bu bulgular klinik olarak aspirin direncinin hiç de nadir olmadığını göstermektedir. Laboratuar olarak aspirin direncinin ne kadar sık olduğuna dair çalışmalar yakın zamanda giderek artış göstermeye başlamıştır. Lee ve arkadaşları günlük mg aspirin alan 468 kararlı anjina hastasında VerifyNow Aspirin yöntemi ile aspirin direnci oranını %27,4 olarak bulmuşlardır. Günlük aspirin dozuna göre hastalar 100 mg ve altı, 150 mg ve 300 mg olarak üç gruba ayrıldığında direnç oranları %30,2, %16,7 ve %0 olarak gözlenmiştir. Böylece koroner arter hastalığı bulunan bireylerde 100 mg ve düşük dozlarda aspirin alınması aspirin direnci ile ilişkili bulunmuştur. Bunun dışında analizler anemi, renal yetmezlik, kadın cinsiyet ve genç yaşın aspirin direnci ile ilişkili olabileceğini ortaya koymuştur (60). Daha önemli olarak hastalar kardiyovasküler ölüm, miyokart enfarktüsü, yatış gerektiren kararlı olmayan anjina, inme ve geçici iskemik atak riski açısından takip edildiklerinde aspirin direnci olan grupta, aspirine hassas grupa göre daha sık vasküler olayların olduğu görülmüştür (%5,3 e

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon HİPERTANSİYON Dr. Hatice ODABAŞ Yüksek Kan Basıncının Nasıl Bir Tehlikesi Vardır?

Detaylı

Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması

Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması Aktaş B, Sapmaz F, Uzman M, Erdoğan S, Yeniova A NİSAN 2016 GİRİŞ Tiyoller reaktif oksijen ürünlerinin neden olduğu doku ve hücre hasarlarına

Detaylı

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ABD Varfarin etkinliğinin kanıtlanmış olmasına rağmen suboptimal ve düşük kullanım oranı nedeniyle yeni oral antikoagülan

Detaylı

Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ * Bu çalışma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Başkanlığı

Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ * Bu çalışma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Başkanlığı Kıvanç IRAK 1, Nihat MERT 2, Handan MERT 2, Nesrullah AYŞİN 3 1 Siirt Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, SİİRT 2 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim

Detaylı

SOMATOMEDİN C. Klinik Laboratuvar Testleri

SOMATOMEDİN C. Klinik Laboratuvar Testleri SOMATOMEDİN C Diğer adları ve kısaltma: İnsülin-like growth faktör, Growth faktör 1; IGF-1, GF1. Kullanım amacı: Boy kısalığı, cücelik, gigantizm ve akromegali gibi büyüme ile ilgili hastalıkların araştırılması

Detaylı

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DICLACOX %2,5 Oral Süspansiyon Veteriner Antikoksidiyal

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DICLACOX %2,5 Oral Süspansiyon Veteriner Antikoksidiyal Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DICLACOX %2,5 BİLEŞİMİ DICLACOX %2,5, her ml oral çözeltide 25 mg Diklazuril içeren; açık beyaz, homojen süspansiyondur. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ DICLACOX %2,5, Benzenasetonitril

Detaylı

NEBÜLİZASYON TEDAVİSİ: NE ZAMAN? NASIL? Ecz. Pırıl Karataş 04.04.2014 TÜKED

NEBÜLİZASYON TEDAVİSİ: NE ZAMAN? NASIL? Ecz. Pırıl Karataş 04.04.2014 TÜKED NEBÜLİZASYON TEDAVİSİ: NE ZAMAN? NASIL? Ecz. Pırıl Karataş 04.04.2014 TÜKED ASTIM EPİDEMİYOLOJİ Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir. Bu rakam ülkemiz için yaklaşık 3.5

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,

Detaylı

ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ

ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ Doç.Dr.B.Yılmaz CİNGÖZBAY GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ KARDİYOLOJİ SERVİSİ İSTANBUL İSTANBUL GİRİŞİMSEL KARDİYOLOJİ KURSU 11 Haziran 2011

Detaylı

VE GIDALARDA KULLANIM POTANSİYELLER YELLERİ. ÜSTÜN, Sadettin TURHAN

VE GIDALARDA KULLANIM POTANSİYELLER YELLERİ. ÜSTÜN, Sadettin TURHAN ANTİFR FRİZ Z PROTEİNLER VE GIDALARDA KULLANIM POTANSİYELLER YELLERİ N. Şule ÜSTÜN, Sadettin TURHAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Samsun, Türkiye Antifriz

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara 1 Kübra DOĞAN, 1 Mehmet ŞENEŞ, 2 Anara KARACA, 2 Seyfullah KAN, 2 Cavit ÇULHA, 2 Yalçın ARAL, 1 Doğan YÜCEL 1 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara 2 Ankara Eğitim

Detaylı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Kış Sempozyumu 6-9 Mart 2014 Sunum Planı Hemostaz Monitörizasyonu Standart Koagülasyon

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastalıkları Hematoloji Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici

Detaylı

Anahtar Kelimeler: apoptozis, flavopridol, kök hücre, prostat kanseri

Anahtar Kelimeler: apoptozis, flavopridol, kök hücre, prostat kanseri [PS13] Flavopridol ün CD133+/CD44+ Prostat Kanser Kök Hücrelerinde Büyüme, Hücre Döngüsü ve Apoptoz Üzerine Etkileri Burak Cem Soner 1, Hüseyin Aktuğ 2, Eda Açıkgöz 2, Fahriye Düzağaç 3, Ümmü Güven 3,

Detaylı

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi Esra AKGÜL* *Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ETK Uzman Yardımcısı, Ankara/TÜRKİYE (Aralık 214) ÖZET Çalışmada,

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HAYVAN DENEYLERİ YEREL ETİK KURULU BAŞVURU FORMU

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HAYVAN DENEYLERİ YEREL ETİK KURULU BAŞVURU FORMU GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HAYVAN DENEYLERİ YEREL ETİK KURULU BAŞVURU FORMU (Kurul tarafından doldurulacak) Protokol No: Onay Tarihi: 1. PROJE PERSONELİ Proje Yürütücüsü Ünvan: Ad-Soyad: Fakülte/Akademik

Detaylı

K-İlaç Seçimi ( Yrd.Doç.Dr. İlker KELLE)

K-İlaç Seçimi ( Yrd.Doç.Dr. İlker KELLE) K-İlaç Seçimi ( Yrd.Doç.Dr. İlker KELLE) K-İlaçlar: Sürekli olarak reçete etmek üzere seçilen ve iyi tanıdığımız ilaçlardır. Belirli endikasyonlarda öncelikli seçimlerimizdir. Hekimlerin çoğu rutin olarak

Detaylı

İnme. Doç. Dr. Dilek Necioğlu Örken. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği

İnme. Doç. Dr. Dilek Necioğlu Örken. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği İnme Doç. Dr. Dilek Necioğlu Örken Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği İnme bir beyin hastalığıdır ve önlenebilir İnme acil bir durumdur ve tedavi edilebilir Zaman beyindir

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

Sunum akışı. Sağlıkda Kalite. Yoğun bakımda kalite uygulamalarının amacı 27/04/16 YB DA KALİTE İZLEM İNDİKATÖRLERİ NELER OLMALI?

Sunum akışı. Sağlıkda Kalite. Yoğun bakımda kalite uygulamalarının amacı 27/04/16 YB DA KALİTE İZLEM İNDİKATÖRLERİ NELER OLMALI? Sunum akışı Sağlıkda kalite nedir? YB DA KALİTE İZLEM İNDİKATÖRLERİ NELER OLMALI? Dr Nimet ŞENOĞLU İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Kliniği, Yoğun Bakım Kalite indikatörleri

Detaylı

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER Projenin Malta, Portekiz ve Türkiye de cinsiyet ayrımcılığı problemlerini çözme amacıyla ilgili

Detaylı

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar 1. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme Ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR) 2. Central

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Uygulama 7 Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Uygulama 7 Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Uygulama 7 Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr 1 1. Pearson Korelasyon Katsayısı

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Turizm Coğrafyası Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans (X ) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(

Detaylı

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Johanna M. Geleijnse,* Cees Vermeer,** Diederick E. Grobbee, Leon J. Schurgers,** Marjo H. J. Knapen,**

Detaylı

MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARININ YAKLAŞIMI

MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARININ YAKLAŞIMI ANTİMİKROBİYAL YÖNETİMİ: MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARININ YAKLAŞIMI Dr. Cüneyt ÖZAKIN Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD BURSA 1 2 3 4 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanından Beklenenler (Tanısal)

Detaylı

Araştırma Yöntemleri. Doç Dr. Zeliha Öcek Halk Sağlığı AD

Araştırma Yöntemleri. Doç Dr. Zeliha Öcek Halk Sağlığı AD Araştırma Yöntemleri Doç Dr. Zeliha Öcek Halk Sağlığı AD Öğrenim Hedefleri Epidemiyolojik araştırmaların Amaçlarının ve kullanım yerlerinin bilinmesi Sınıflandırılması Veri Toplama Tekniğine Göre Araştırmalar

Detaylı

BİLİMSEL BİLGİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALARLA ÜRETİLİR. İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLERE BİLİMSEL ARAŞTIRMA TAMAMLANDIĞINDA DEĞİL, DAHA PLANLAMA

BİLİMSEL BİLGİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALARLA ÜRETİLİR. İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLERE BİLİMSEL ARAŞTIRMA TAMAMLANDIĞINDA DEĞİL, DAHA PLANLAMA BRADFORD HILL BİLİMSEL BİLGİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALARLA ÜRETİLİR. İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLERE BİLİMSEL ARAŞTIRMA TAMAMLANDIĞINDA DEĞİL, DAHA PLANLAMA AŞAMASINDA BAŞVURULMALIDIR. 2 BİLİMSEL MAKALELERDE YAPILAN

Detaylı

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014 Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici sistemler

Detaylı

PİNGEL 75 mg Film Tablet

PİNGEL 75 mg Film Tablet PİNGEL 75 mg Film Tablet FORMÜLÜ Bir tablette, 75 mg klopidogrel baza eşdeğer 97.875 mg klopidogrel hidrojen sülfat bulunur. Boyar maddeler : Titanyum dioksit, kırmızı demir oksit FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Detaylı

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016 2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016 Ocak ayı inşaat ve hizmet sektörü güven endeksleri TÜİK tarafından 25 Ocak 2016 tarihinde yayımlandı. İnşaat sektörü güven endeksi 2015 yılı Aralık ayında

Detaylı

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi Editörden Önsöz Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler için Kariyer Rehberliği Programları Dizisi, kariyer rehberliği uygulamaları yapması gereken psikolojik danışmanlar için hazırlanmış sınıf / grup rehberliği

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

KOAH ALEVLENMELERİNDE TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

KOAH ALEVLENMELERİNDE TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI KOAH ALEVLENMELERİNDE TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH alevlenme tanımını söyleyebilmeli, KOAH alevlenmelerine yol açan nedenleri sayabilmeli, KOAH alevlenme ağırlığını sınıflayabilmeli,

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi

Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi Anıl Alpsoy, Nursu Erdoğan, Ecem Güçlü, Kemal Küçük, Zeki Sönmez, Doruk Çelebi DANIŞMAN: Doç. Dr. Ömer DİZDAR ÖZET Serviks kanserinde,

Detaylı

[ALPHAN KÜPESİZ] BEYANI

[ALPHAN KÜPESİZ] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [ALPHAN KÜPESİZ] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir.

Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir. BÖLÜM 4. HİPOTEZ TESTİ VE GÜVEN ARALIĞI 4.1. Hipotez Testi Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir. Örneklem dağılımlarından

Detaylı

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KORONER ARTER HASTALIĞINDA ASPİRİN DİRENCİ İLE KORONER ARTER HASTALIĞI YAYGINLIĞI VE TEKRARLAYAN PERKÜTAN KORONER GİRİŞİMLER ARASINDAKİ

Detaylı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI RİVAROKSABAN (XARELTO)

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI RİVAROKSABAN (XARELTO) RİVAROKSABAN (XARELTO) NE İÇİN KULLANILIR? Rivaroksaban (XARELTO) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi PLAVİX FİLM TABLET 75 mg KISA ÜRÜN BİLGİSİ 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Farmakogenetik CYP2C19

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III AÇIKLAMA... V BÖLÜM I - TEMEL KAVRAMLAR...1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III AÇIKLAMA... V BÖLÜM I - TEMEL KAVRAMLAR...1 İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ...III AÇIKLAMA... V BÖLÜM I - TEMEL KAVRAMLAR...1 Soru 1- Dış ticaret nedir?...1 Soru 2- Mal nedir?...1 Soru 3- Mal ve hizmet arasındaki fark nedir?...1 Soru 4- İhracat nedir?...1

Detaylı

Çalışma Dizaynları ve Kullanım Alanları

Çalışma Dizaynları ve Kullanım Alanları TTD Akademik Kurs, 11 Ekim 2015 Çalışma Dizaynları ve Kullanım Alanları Doç.Dr. Özge YILMAZ oyilmaz76@hotmail.com Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Solunum Alerji Bilim Dalı Çalışma Dizaynları:

Detaylı

STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu

STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD KV olay riski (%) Statin çalışmaları: Primer koruma 10 8 6 4 2 0 1 Statin Placebo WOSCOPS WOSCOPS

Detaylı

TERAPOTİK MİZAHTA KULLANILAN HASTANE PALYAÇOLARININ AMELİYAT ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN ANKSİYETE DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

TERAPOTİK MİZAHTA KULLANILAN HASTANE PALYAÇOLARININ AMELİYAT ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN ANKSİYETE DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ TERAPOTİK MİZAHTA KULLANILAN HASTANE PALYAÇOLARININ AMELİYAT ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN ANKSİYETE DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ *Saliha Koç *Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörü

Detaylı

AKUT KORONER SENDROMDA ANTİPLATELET SEÇİMİ; NE, NE ZAMAN? DOÇ. DR. AYHAN SARITAŞ DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD

AKUT KORONER SENDROMDA ANTİPLATELET SEÇİMİ; NE, NE ZAMAN? DOÇ. DR. AYHAN SARITAŞ DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD AKUT KORONER SENDROMDA ANTİPLATELET SEÇİMİ; NE, NE ZAMAN? DOÇ. DR. AYHAN SARITAŞ DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD Plan AKS Patofizyolojisi Antiplatelet Mekanizma Antiplatelet İlaç Çalışmaları UA/NSTEMI de

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2013 Yılı Sunulan Hizmeti Değerlendirme Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2013 Yılı Sunulan Hizmeti Değerlendirme Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 Yılı Sunulan Hizmeti Değerlendirme Anket Raporu OCAK 2014 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa 468 481. Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa 468 481. Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa 468 481 Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU ÖZET ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ARAŞTIRMANIN AMACI ARAŞTIRMANIN ALT AMAÇLARI ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 62820468-000- Konu : Asetil Salisilik Asit İçeren Ürünler Hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar konulu, 20.04.2009

Detaylı

Cuma materyallerinden. Le Châtelier İlkesi: Denge halindeki bir sisteme dış etki uygulandığı zaman, denge dış etkiyi şekilde davranır.

Cuma materyallerinden. Le Châtelier İlkesi: Denge halindeki bir sisteme dış etki uygulandığı zaman, denge dış etkiyi şekilde davranır. 35.1 5.111 Ders 35 Kinetik Konu: Kataliz Bölüm 13 (kısım 13.14-13.15) Cuma materyallerinden Le Châtelier İlkesi: Denge halindeki bir sisteme dış etki uygulandığı zaman, denge dış etkiyi şekilde davranır.

Detaylı

DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONUNDA GECİKME NEDEN?

DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONUNDA GECİKME NEDEN? DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONUNDA GECİKME NEDEN? SAĞLIK SİSTEMİNE BAĞLI SORUNLAR Dr. Neşe DEMİRTÜRK Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Afyonkarahisar. Neden

Detaylı

Akut koroner sendromda pratik antiagregan kullanımı. Dr. Ahmet Temizhan Türkiye Yüksek İhtisas SUAM Kardiyoloji Kliniği

Akut koroner sendromda pratik antiagregan kullanımı. Dr. Ahmet Temizhan Türkiye Yüksek İhtisas SUAM Kardiyoloji Kliniği Akut koroner sendromda pratik antiagregan kullanımı Dr. Ahmet Temizhan Türkiye Yüksek İhtisas SUAM Kardiyoloji Kliniği A k u t K o r o n e r S e n d r o m STEMİ NSTEMİ Zaman kazançtır?! Zamana karşı yarış

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

Tarifname ATLETİK PERFORMANSI ARTIRMAYA YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname ATLETİK PERFORMANSI ARTIRMAYA YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname ATLETİK PERFORMANSI ARTIRMAYA YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, atletik performansı artırmaya yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1 Günümüzde

Detaylı

BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM

BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM 1 BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM İbrahim ÖRGERİN ÖZET Bu çalışmada, BOSSA Dış Giyim İşletmeleri nde fason iplik imalatı

Detaylı

11/28/13. Yenidoğan ve HIV

11/28/13. Yenidoğan ve HIV Yenidoğan ve HIV Dr. Ateş Kara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları Ünitesi 1 2 3 1 4 Estimated number of children living with HIV younger

Detaylı

Atriyal Fibrilasyonda Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Özlem Özcan Çelebi

Atriyal Fibrilasyonda Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Özlem Özcan Çelebi Atriyal Fibrilasyonda Akılcı İlaç Kullanımı Dr Özlem Özcan Çelebi Akılcı İlaç Kullanımı Kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre; uygun ilacı uygun süre ve dozda en uygun maliyetle ve

Detaylı

SEKÜLER TREND 0341110029 BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

SEKÜLER TREND 0341110029 BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim SEKÜLER TREND 0341110029 BARıŞ ÖLMEZ İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim İnsanın fiziksel boyutlarında (antropometrik ölçülerinde) kuşaklar arasında ya da uzun bir zaman diliminde değişmelerin

Detaylı

Yaslılarda Zehirlenmele MERAM TIP FAKÜLTES

Yaslılarda Zehirlenmele MERAM TIP FAKÜLTES Yaslılarda Zehirlenmele. Y. Doç.. Dr. Sadık Girişgin SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTES LTESİ ACİL L TIP AD Yaşlı 65 yaş üzeri Geriatri Gerontological Toxicology Zehirlenme Bir kimyasal maddenin organizmaya

Detaylı

TENOX KAPSÜL. FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır.

TENOX KAPSÜL. FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır. TENOX KAPSÜL FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikleri Tenoksikam kuvvetli

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 77893119-000- Konu : Asetil salisilik asit içeren tekli veya kombine ilaçlar hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar

Detaylı

TEFE VE TÜFE ENDEKSLERİ İLE ALT KALEMLERİNDEKİ MEVSİMSEL HAREKETLERİN İNCELENMESİ* Soner Başkaya. Pelin Berkmen. Murat Özbilgin.

TEFE VE TÜFE ENDEKSLERİ İLE ALT KALEMLERİNDEKİ MEVSİMSEL HAREKETLERİN İNCELENMESİ* Soner Başkaya. Pelin Berkmen. Murat Özbilgin. TEFE VE TÜFE ENDEKSLERİ İLE ALT KALEMLERİNDEKİ MEVSİMSEL HAREKETLERİN İNCELENMESİ* Soner Başkaya Pelin Berkmen Murat Özbilgin Erdal Yılmaz 21 Haziran 1999 Araştırma Genel Müdürlüğü *Bu çalışmaya katkılarından

Detaylı

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI 2018-2020 ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ Proje Adı tarih Hedef İzlenecek strateji Sorumlu kişiler DEVAM EDEN PROJELERİMİZ: İkinci Ve Üçüncü Basamak

Detaylı

Ġġ VE UĞRAġI TEDAVĠSĠ AKTS. Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori. Uygulama. (saat/hafta) (saat/hafta) (saat/hafta) 2 1-3. ĠĢ ve UğraĢı Tedavisi

Ġġ VE UĞRAġI TEDAVĠSĠ AKTS. Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori. Uygulama. (saat/hafta) (saat/hafta) (saat/hafta) 2 1-3. ĠĢ ve UğraĢı Tedavisi Ġġ VE UĞRAġI TEDAVĠSĠ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori Laboratuar AKTS ĠĢ ve UğraĢı Tedavisi FTR 301 3.YIL/ 1.yarıyıl Güz (saat/hafta) (saat/hafta) (saat/hafta) 2 1-3 Önkoşullar Yok Dersin dili Türkçe Dersin

Detaylı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu Prof. Dr. Fidancı Bir hücre bir uyarıya yanıt verdiğinde biyoaktif mediatörler sıklıkla zarlardaki lipidlerden oluşur. Biyoaktif mediatörlerin bir grubu, 20 karbonlu

Detaylı

Hipoglisemi. Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ergin Konya Universitesi Meram Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Uluslar arası Acil Tıp Sempozyumu 12-13 Nisan 2012 / Bakü

Hipoglisemi. Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ergin Konya Universitesi Meram Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Uluslar arası Acil Tıp Sempozyumu 12-13 Nisan 2012 / Bakü Hipoglisemi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ergin Konya Universitesi Meram Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Uluslar arası Acil Tıp Sempozyumu 12-13 Nisan 2012 / Bakü Diyabetin Acil Komplikasyonları Hipoglisemili hasta yaklaşımının

Detaylı

Bir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Bir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Bir ARB Olarak Olmesartan Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı PatenT (Prevalence, awareness, treatment and control of hypertension

Detaylı

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Antianjinal ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Koroner iskemi, anjina, enfarktüs ve antianjinal tedavi Kalp dokusu, oksijene ihtiyacı bakımından vücuttaki pek çok organa göre daha az

Detaylı

Tarifname ÜLSER TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON. Teknik Alan Buluş, ülser tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir.

Tarifname ÜLSER TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON. Teknik Alan Buluş, ülser tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. 1 Tarifname ÜLSER TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, ülser tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1 Günümüzde ülser sindirim kanalının

Detaylı

Tarifname DEPRESYON TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname DEPRESYON TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname DEPRESYON TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, ginsenosit rg3 ün depresyonun tedavisinde kullanımına yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Necmettin ÖZEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğr. Grv. İbrahim KARAGÖZ Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Yard. Doç. Dr. Necmettin ÖZEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğr. Grv. İbrahim KARAGÖZ Abant İzzet Baysal Üniversitesi MESLEK YÜKSEKOKULLARININ KENDİ ALANLARINDA GEREKSİNİM DUYULAN BECERİYİ SAĞLAMA VE İŞ ÖRGÜTLERİNİN DE BUNDAN YARARLANMA YETERLİKLERİ: BOLU MESLEK YÜKSEKOKULU STAJYER ÖĞRENCİLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Yard.

Detaylı

İSTATİSTİK 1 (2015-2016 BAHAR YARIYILI) 6. Hafta Örnek soru ve cevapları

İSTATİSTİK 1 (2015-2016 BAHAR YARIYILI) 6. Hafta Örnek soru ve cevapları İSTATİSTİK 1 (2015-2016 BAHAR YARIYILI) 6. Hafta Örnek soru ve cevapları Soru 1: Yapılan bir çalışma sonucunda yetişkinlerin günde ortalama 6.9 saat uydukları tespit edilmiştir. Standart sapmanın ise 1.2

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Prof. Dr. Nail Bulakbaşı, Adem Aköl Sinan Özyavaş Hasta Değerlendirme Kurulu Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü

Detaylı

EKİM 2015. www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa

EKİM 2015. www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa EKİ 1 www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa PERSPEKTİF STRATEJİ ARAŞTIRA ANALİZ 1 PERSPEKTİF STRATEJİ ARAŞTIRA ANALİZ 2O1 Perspektif Strateji Araştırma; doğru, nitelikli bilginin

Detaylı

BATTICON Pomad Deriye uygulanır.

BATTICON Pomad Deriye uygulanır. BATTICON Pomad Deriye uygulanır. Etkin Madde: 100 g krem 10 g povidon-iyot 30/06 içerir. Yardımcı Maddeler: Sodyum hidrojenkarbonat, polietilen glikol, polietilen glikol 4000, deiyonize su. Bu ilacı kullanmaya

Detaylı

Örtü Altında Elma Yetiştiriciliği

Örtü Altında Elma Yetiştiriciliği Örtü Altında Elma Yetiştiriciliği Ülkemiz diğer meyve türlerinde olduğu gibi, yumuşak çekirdekli meyve yetiştiriciliğinde de çok büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelden geçmişte gereği kadar

Detaylı

ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM. Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü

ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM. Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü ETKİLEŞİMDE PRENSİPLER Farmasötik Farmakokinetik Emilim Dağılım infüzyon sıvılarındakimyasal

Detaylı

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Zeliha Özer*, Davud Yapıcı*, Gülçin Eskandari**, Arzu Kanık***, Kerem Karaca****, Aslı Sagün* Mersin

Detaylı

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı Kan Basıncında Yeni Kavramlar Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı Prof. Dr. Enver Atalar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Nabız Basıncı Nabız Basıncı: Sistolik

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

TÜBERKÜLOZ EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Şükran KÖSE

TÜBERKÜLOZ EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Şükran KÖSE TÜBERKÜLOZ EPİDEMİYOLOJİSİ Dr. Şükran KÖSE Nisan 2015 http://www.pbs.org// Global tuberculosis report 2014 Tüberküloz dünyanın en ölümcül bulaşıcı hastalıklarından biri olmaya devam etmektedir 2013 yılında

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... xiii I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANI

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

VASKÜLER RĐSK FAKTÖRLERĐ BULUNAN ASEMPTOMATĐK VE SEMPTOMATĐK HASTALARDA ASPĐRĐN DĐRENCĐ VE TROMBOSĐT GLĐKOPROTEĐN IIIa GEN POLĐMORFĐZMĐNĐN ROLÜ

VASKÜLER RĐSK FAKTÖRLERĐ BULUNAN ASEMPTOMATĐK VE SEMPTOMATĐK HASTALARDA ASPĐRĐN DĐRENCĐ VE TROMBOSĐT GLĐKOPROTEĐN IIIa GEN POLĐMORFĐZMĐNĐN ROLÜ T.C. BAŞKENT ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ NÖROLOJĐ ANABĐLĐM DALI VASKÜLER RĐSK FAKTÖRLERĐ BULUNAN ASEMPTOMATĐK VE SEMPTOMATĐK HASTALARDA ASPĐRĐN DĐRENCĐ VE TROMBOSĐT GLĐKOPROTEĐN IIIa GEN POLĐMORFĐZMĐNĐN

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

Akut koroner sendromlarda yeni antiagreganlar. Yrd.Doç.Dr.Mehmet DOKUR Zirve Üniversitesi Emine-Bahaeddin Nakıboğlu Tıp Fakültesi/Acil Tıp AD.

Akut koroner sendromlarda yeni antiagreganlar. Yrd.Doç.Dr.Mehmet DOKUR Zirve Üniversitesi Emine-Bahaeddin Nakıboğlu Tıp Fakültesi/Acil Tıp AD. Akut koroner sendromlarda yeni antiagreganlar Yrd.Doç.Dr.Mehmet DOKUR Zirve Üniversitesi Emine-Bahaeddin Nakıboğlu Tıp Fakültesi/Acil Tıp AD. Akut Koroner Sendrom(ACS) ST Segment Elevasyonlu Miyokart İnfarktüsü(STEMI)

Detaylı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prof Dr Füsun Saygılı EgeÜTF Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBD DM Mortalite ve morbiditenin

Detaylı

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI APİKSABAN (ELIQUIS)

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI APİKSABAN (ELIQUIS) APİKSABAN (ELIQUIS) NE İÇİN KULLANILIR? APİKSABAN (ELIQUIS) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı oluşmasını

Detaylı

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR? ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR? Dale Carnegie Akademi Beyaz Kağıt Copyright 2012 Dale Carnegie & Associates, Inc. All rights reserved. driveengagement_101512_wp İNSANIN ÖNEMİ

Detaylı

Üstel modeli, iki tarafın doğal logaritması alınarak aşağıdaki gibi yazılabilir.

Üstel modeli, iki tarafın doğal logaritması alınarak aşağıdaki gibi yazılabilir. 5. FONKSİYON KALIPLARI VE KUKLA DEĞİŞKENLER 5.1. Fonksiyon Kalıpları Bölüm 4.1 de doğrusal bir modelin katsayılarının yorumu ele alınmıştır. Bu bölümde farklı fonksiyon kalıpları olması durumunda katsayıların

Detaylı