AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Transkript

1 AB Kulisi Eylül 2007 Editör den AB Kulisi nin bu ayki Editör den bölümünde, AB nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından Türkiye de oluşan siyasi istikrara ilişkin memnuniyeti ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy nin Türkiye nin AB üyeliği politikasındaki yumuşamalar değerlendiriliyor Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... 1

2 Editör den Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan tutumunu yumuşatan sözleri, yaz rehavetini geride bırakan Brüksel'de son günlerde yankı bulan iki konu oldu. Avrupa Birliği (AB) cephesi, Türkiye'de son 4 aydır yaşanan siyasi çalkantıların ardından, Ankara'nın şimdilerde bir an önce reform sürecini hızlandırması için kolları sıvaması beklentisinde. AB İçin Sonunda Siyasi İstikrar Sağlanıyor.. Brüksel son dört aydır Türkiye'de genel seçimlerin demokratik bir şekilde yapılması ve işinin başında bir hükümetin, işinin başında bir Parlamentonun ve Cumhurbaşkanı'nın bir an önce göreve başlaması beklentisindeydi. Bu beklenti, Ankara'nın siyasi istikrarına kavuşması açısından elzem teşkil ediyordu. Zira Türkiye son aylarda kaos içinde, kendi içinde uzlaşamayan, siyasi çalkantılara düşmüş bir ülke izlenimini veriyordu. Son yıllarda yurtdışına verilen 'kendine güvenen' ve 'adımlarını sağlam atan' ülke imajı bir anda kaybolmuştu. Son olarak Gül'ün Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması Brüksel'e, siyasi istikrarın tekrar yerleşeceği mesajını verdi. Artık işinin başında bir hükümet, Parlamento ve Cumhurbaşkanı var. AB cephesi için, kişilerin öneminden ziyade, birlikte AB müzakerelerini yürütebileceği ve diyalog halinde çalışabileceği, Avrupa yanlısı bir hükümet önem kazanıyor. Brüksel, AKP hükümetini AB yanlısı olarak görüyor ve bu hükümetin Kasım ayında Avrupa Komisyonu'nun açıklayacağı İlerleme Raporu ndan önce temel haklar ve azınlık haklarındaki yasal düzenlemeleri bir an önce çıkartmasını istiyor. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması da AB cephesi açısından, bundan sonra reformların Cumhurbaşkanı'ndan geri dönmeyeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla, Türkiye'de Gül'ün Cumhurbaşkanı olması ne kadar tartışma yaratırsa yaratsın, Brüksel bu seçimden oldukça memnun oldu. Ama tabii bundan sonraki süreç önem kazanıyor. Sarkozy'nin Beklenmeyen Çıkışı.. Öte yandan beklenmeyen bir gelişme de Fransa cephesinden geldi. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası boyunca Türkiye'nin üyeliğine karşı sert bir tutum takınan Nicolas Sarkozy, görüşünü yumuşatarak Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin 'tam üyelik ya da 'yakın ortaklık' vizyonu ile devam ettirilebileceğini belirterek, ilk kez olmak üzere tam üyeliği dışlamayan bir tavır takındı. Bu çıkış Fransızların önümüzdeki dönemde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini tıkamayacağı şeklinde anlaşılıyor. Öte yandan Türkiye ile müzakelerin devamına bir koşul olarak Sarkozy, on ila oniki uzmandan oluşturulacak bir Akiller Komitesi'nin biraraya gelerek yılları arasında nasıl bir Avrupa'nın oluşturulacağını düşünmesini ve sonucu AB Devlet Başkanlarına sunmasını istiyor. Fransa Cumhurbaşkanı aynı zamanda, öncelikli olarak hem tam üyelik hem de yakın ortaklık vizyonları ile uyumlu başlıklarının müzakerelere açılmasını istediğini, sadece tam üyeliğe yönelik beş başlığın ise ileride oybirliği ile açılabileceğini belirtiyor. Sarkozy'nin Türkiye konusundaki bu akıllı çıkışı ve yumuşaması Brüksel'de çok da şaşkınlık yaratmadı. AB'nin en önemli aktörü olmaya soyunmuş bir devlet başkanının, tek başına çıkıp da 'Donkişot' misalı birliğin 2004 yılında aldığı kararı sorgulamaya açması beklenemezdi. Sarkozy bunun yerine bekleyip Türkiye nin katılım sürecinin geleceği noktayı ve AB vizyonunun ne yöne doğru gideceğini görmeyi tercih etti. Sarkozy'nin 'Akiller Komitesi' fikri ve Komisyon tarafından Kasım ayında açıklanacak 'İlerleme Raporu' Brüksel'de en fazla konuşulacak konular olacak. Şimdilik ise gözler Ankara'nın üzerinde! Duygu Leloğlu BRÜKSEL 2

3 Gündem AB'nin Reform Anlaşması na ilişkin Siyasi Görüşmeler Başlıyor AB Hükümet ve Devlet Başkanlarının Haziran Zirvesi'nde üzerinde prensipte uzlaştığı ve AB de gelecek döneme ait yapısal ve iç reformları düzenleyecek yeni Reform Anlaşması siyasi tartışmaya ilk olarak Eylül ayı içerisinde açılıyor. Haziran ayından bu yana uzmanlar grubu tarafından, liderlerin uzlaştığı temel prensipler temelinde kaleme alınan Antlaşma, öncelikle 7 Eylül tarihinde AB Dışişleri Bakanları tarafından siyasi istişareye açılacak. Ardından Eylül tarihlerinde Lizbon şehrinde düzenlenecek AB liderleri gayri resmi toplantısında önemli beş ila yedi siyasi konu masaya yatırılacak. Liderlerin gündeminde; Polonya nın yeni oylama sistemine ilişkin itirazları, İngiltere'nin Temel Haklar Şartı ve birliğin ceza ve yargı sistemine ilişkin belirli konularda bireysel çekilme hakkı talebi, birliğin dış politika ve güvenlik politikası ve vatandaşlık gibi konuların yer alması bekleniyor. Görüşmelerin teknik çerçevede ilerlemesini isteyen Portekiz, Ekim ortasına kadar üye devletlerin siyasi mutabakata varmasını ve Antlaşma nın yıl sonundan önce imzalanmasını istiyor. Reform Anlaşması İngiltere de Tepki Görüyor İngiltere'nin yeni Başbakanı Gordon Brown ın, üzerinde uzlaşı sağlanan AB nin yeni Reform Antlaşması nın referandum yerine Parlamento oyu ile kabulünü öngören kararı ülkede tepki görüyor. İngiltere nin, Reform Antlaşması çerçevesinde diğer üye ülkeler için bağlayıcı olacak Temel Haklar Şartı nın uygulama alanı dışında kalma isteği ülkedeki sendikaları ayağa kaldırdı. İşçi Partisi nin en büyük destekçileri olan belli başlı sendika birlikleri Antlaşma nın referanduma götürülmesi için bastırıyor. Bununla birlikte, İngiliz Daily Mail gazetesinde çıkan anket sonuçlarına göre İngilizlerin %82'si Antlaşma nın referanduma sunulmasını istiyor. Muhalefette bulunan İngiliz Muhafazakarları Tory'ler ise yeni Antlaşma taslağının, Fransa ve Hollanda'da yapılan referandumlarla reddedilen Avrupa Anayasası taslağı metninden farklı olmadığını savunuyor ve yeni Antlaşmanın da referanduma sunulması konusunda hükümeti sıkıştırıyor. AB ülkelerinin Antlaşmayı referanduma götürme kararı alması, 2009 yılından önce yürürlüğe konulması istenen Reform Antlaşması nın geleceğini tehlikeye sokabilir. Zira İrlanda AB'nin Reform Anlaşması'nı referanduma götüreceğini şu ana kadar resmi olarak açıklayan ilk AB ülkesi oldu. İngiltere'nin da aynı yolu izlemesi durumunda diğer Avrupa ülkeleri üzerinde de aynı şekilde referandum düzenlemeleri için siyasi baskının artmasından endişe ediliyor. Fransa dan AB Dönem Başkanlığı Öncelikleri Temmuz-Aralık 2008 tarihleri arasında, AB Dönem Başkanlığını devralacak Fransa, Avrupa politikasındaki siyasi önceliklerini belirlemeye başladı. Büyükelçiler konferansında konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, enerji, çevre, göç ve AB nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası nın yeni dönemde öncelik kazanacağının sinyallerini verdi. Avrupa Birliği İşlerinden sorumlu Fransız Bakan Jean-Pierre Jouyet ise öngörülen politik öncelikler konusunda daha detaylı bilgi aktardı. Büyüme ve istihdama yönelik Lizbon hedeflerinin daha açık ve bağlayıcı hale getirilmesi; Rusya, Balkan ülkeleri ve Afrika ülkeleri ile daha yakın komşuluk ilişkileri kurularak Avrupa nın dünyadaki rolünün pekiştirilmesi, Akdeniz Birliği projesinin geliştirilmesi, çevre, araştırma ve yenilik yaratma program ve projelerine hız verilerek geleceğin Avrupa sının yaratılması ve suç ve göç ile mücadele ile Avrupa vatandaşlarının korunması 2008 yılının ilk döneminde AB de öncelik kazanacak siyasi konuları arasında bulunuyor. 3

4 Portekiz, Kıbrıs Meselesine AB nin Tek Başına Çözüm Getiremeyeceğini Söyledi Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını yürüten Portekiz'in Dışişleri Bakanı Luis Amado, AB nin, Birleşmiş Milletler'in (BM) yardımı olmadan, tek başına Kıbrıs sorununu çözmesinin mümkün olmadığına dikkati çekti. Amado, Güney Kıbrıs'ta yaptığı temasların ardından yaptığı açıklamada, BM'nin güçlü katılımı olmadan ve Türkiye'yi çözüm çerçevesinin içine almadan AB'nin tek başına bu sorunu çözemeyeceğini ifade etti. Amado Türkiye-AB müzakerelerinin ise karışık bir süreç olduğunu ancak buna rağmen her iki taraf tarafından kabul edilmiş temel prensipler ve anlaşmalar çerçevesinde sürecin kararlılıkla ilerleyeceğini söyledi. Rum Yönetimi, AB'ye 2004 yılında üye olmasından beri, BM'yi devre dışı bırakarak, sorunun tek muhatabanın AB olması için uğraş veriyor. AB üyelerinden Türkiye ile Katılım Müzakerelerine Destek İtalya ve İsveç in Dışişleri Bakanları Massimo D'Alema ve Carl Bilt, International Herald Tribune Gazetesi ne yaptıkları açıklamada Türkiye ile müzakere sürecinin her iki tarafın da yararına olduğunu belirterek müzakerelerin ciddiyet ile devam edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye deki seçimleri takiben AB ve Ankara arasında katılım sürecinin canlandırılması için önemli bir zaman olduğunun altını çizen bakanlar, Türkiye nin üyelik hedefinin önüne engellerin çıkarılmasının stratejik bir hata olacağı uyarısında bulundu. Yazıda, Türkiye de demokrasinin güçlendirilmesi ve ekonomik refahın sağlanmasının ileride Orta Doğu ya da etkilerinin olacağına değiniliyor. Bununla birlikte, İngiliz Parlamentosu'nun temel taşlarından birini oluşturan Lordlar Kamarası'nın AB'nin genişlemesine ilişkin hazırladığı raporda Türkiye'ye AB üyeliği yerine 'imtiyazlı ortaklık' önerilmesinin ülkenin reform sürecindeki motivasyonunu kırdığı uyarısı yapıldı. AB'nin Gelecek Genişlemesi adlı raporun geçtiğimiz ay yayınlanan ikinci bölümünde, AB'den Türkiye'nin katılım sürecini daha fazla sahiplenmesi istenirken, Türkiye'nin de bütün AB üyelerine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi istendi. İspanya Akdeniz Birliği ne Sıcak Bakıyor Akdeniz Birliği oluşturmak üzere kolları sıvayan Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye İspanya'dan destek geldi. İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, öngörülen Birlik ile Akdeniz bölgesinde gerçek bir jeolopolitik alan yaratmanın zamanının geldiğini söyleyerek kurulacak yapının bir parlamentosu, bakanlar kurulu ve bankası olması gerektiğine vurgu yaptı. Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır'a giderek bu girişim için Akdeniz ülkelerinden destek arayan Sarkozy, AB ve Akdeniz ülkeleri arasında oluşturulmasını istediği yapının, Strasburg merkezli Avrupa Konseyi ve G8 oluşumuna benzer bir uluslararası organizasyon gibi çalışmasını istiyor. Sarkozy daha önce Türkiye'ye de AB üyeliği yerine, Akdeniz Birliği üyeliği önererek Ankara'nın tepkisini üzerine çekmişti. Fransız Cumhurbaşkanı ilk zirvesini 2008'de gerçekleştirmesini istediği söz konusu birliğin ortak göç, ekonomi ve ticaret, hukuk devletinin güçlendirilmesi, çevrenin korunması ve ortak kalkınma politikalarında kararlar almasını istiyor. Sarkozy'nin şu ana kadar bu konuda fikrini aldığı Akdeniz ülkelerinin, Fransa Cumhurbaşkanı'na destek verdiği belirtiliyor. AB Su Politikasına Eğiliyor AB nin su politikası, AB liderlerinin Eylül ayı başında Lizbon da düzenledikleri gayri resmi toplantıda tartışıldı. Liderler kuraklık ve su kesintilerine karşı AB genelinde daha fazla koordinasyon kararı aldı. Tüketiciler, sanayi ve çiftçiler tarafından mevcut su kullanımının %40 ının gereksiz yere yapıldığını belirten 18 Temmuz tarihli Komisyon bildirimi, israfın önlenmesi için su fiyatlarının artırılmasını öneriyor. AB de su tüketiminin 2030 yılına kadar 4

5 %16 artacağı uyarısında bulunan Avrupa Komisyonu, yapılacak tasarruf ile su tüketiminde önümüzdeki dönemde beklenen artışın iki katına eşit su kaynağının yaratılabileceği görüşünde. Doğal Hayatı Koruma Vakfı girişimleri AB nin Su Çerçeve Yönergesinin uygulanması konusunda bir ilerleme olarak değerlendirildi. Avrupa Birliği Çevre Ödülleri için Başvurular Başladı Avrupa Komisyonu tarafından her iki yılda bir düzenlenen ve tüm AB üyesi ve aday ülkelerin katılımına açık Avrupa Birliği Çevre Ödüllerine başvurular başladı. Ulusal sekretaryasını Bölgesel Çevre Merkezi nin (REC Türkiye) yürüttüğü AB Çevre Ödülleri, çevrenin korunması için sürdürebilir teknolojilere yatırım yapan ve çevre yönetim sistemi geliştiren ve uygulayan büyük işletme ve KOBİ lerin ödüllendirilmesini amaçlıyor. 26 Ekim 2007 tarihine kadar alınacak başvuruların değerlendirilmesi sonucu dağıtılacak ödüller; Yönetim Ödülü, Ürün Ödülü, Süreç Ödülü ve Uluslararası İşbirliği Ödülü olmak üzere dört kategoride verilecek. Çevre Ödüllerine başvurular, ödüller ve değerlendirme süreci hakkında detaylı bilgiye adresli internet sitesinden ulaşılıyor. Türkiye için Katılım Öncesi Mali Yardım Ödenekleri Avrupa Birliği (AB), katılım öncesi çok yıllı mali yardım programı çerçevesinde Türkiye'ye 2007 yılı için 497,4 milyon Euro, 2008 yılı için 538,7 milyon Euro, 2009 yılı için ise 566,5 milyon Euro mali yardım yapmayı planlıyor. Komisyon, Türkiye'nin de içinde bulunduğu aday ülkelerin, yılları için yeni düzenlenen Katılım Öncesi Mali Araç (IPA) yardımı ile tam üyeliğe hazırlanmasını amaçlıyor. Mali çerçeve programı uyarınca 2007 yılı için Türkiye'ye kurumsal yapılanma için 252,3 milyon Euro, sınır ötesi işbirliğine 6 milyon 567 bin Euro, bölgesel kalkınmaya 167,6 milyon Euro, insan kaynakları gelişimine 50,2 milyon Euro, kırsal kalkınmaya ise 20,7 milyon Euro mali yardım ayrılacak yılı için kurumsal kalkınmaya 248,7 milyon Euro, sınır ötesi işbirliğine 8 milyon 842 milyon Euro, bölgesel kalkınmaya 173,8 milyon Euro, insan kaynakları gelişimine 54,4 milyon Euro ve kırsal kalkınmaya 53 milyon Euro ayrılıyor yılında ise kurumsal kalkınmaya 231,9 milyon Euro, sınır ötesi işbirliğine 9 milyon 398 milyon Euro, bölgesel kalkınmaya 182,7 milyon Euro, insan kaynaklarına 57 milyon Euro ve kırsal kalkınmaya 85,5 milyon Euro ödenek verilecek. AB Enerji Politikasında Yeni Düzenlemeler Öngörüyor AB enerji piyasasının serbestleştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynakları ve CO 2 salınım ticaretinde yeni düzenlemelere gidiyor. Avrupa Komisyonu'nun enerji piyasasının serbestleştirilmesi konusunda Eylül ayı içerisinde, yenilenebilir kaynaklar ve karbondioksit salınımına ilişkin maliyet paylaşımı konularında ise yıl sonuna doğru yeni yasa teklifleri sunması öngörülüyor. Enerji sektörünün liberalleştirilmesi için üretim ve dağıtım hizmetlerinin ayrıştırılması gerektiğini savunan Komisyon, söz konusu şirket hizmetlerinin birbirinden ayrılmaması halinde şirketlerin dağıtım hakkının ulusal enerji düzenleyicilerinden oluşan Bağımsız Sistem Operatörleri grubuna devredilmesini istiyor. Komisyon bu düzenleme ile Avrupa genelinde maliyet ile uyumlu enerji fiyatları tesis etmeyi ve şebeke sistemine adil erişimi sağlamayı amaçlıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji karışımındaki payını 2020 yılına kadar %20 oranına çıkarmak isteyen AB, yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin teklifinde ise üye devletlerin ulusal üretim hedeflerini belirleyecek. AB nin yıllarına ait yeni Emisyon Ticareti Planı nı (ETS) belirleyecek olan üçüncü teklif ise üye ülkeler için CO 2 ticaretine ilişkin karbon kotalarını belirleyecek. 5

6 AB Hava Güvenlik Kurallarını Yumuşatıyor Avrupa Komisyonu, AB nin ortak hava güvenlik kurallarına ilişkin 2003 yılındaki düzenlemesinde bazı değişikliklere gidiyor. Güncellenen düzenleme, üçüncü ülkelerden gelen yolcuların, özellikle AB havaalanlarından transit geçişlerinde, uçak içerisinde belli miktarda sıvı (parfüm, içecek vb.) taşıyabilmelerini sağlayacak. Yeni düzenlemeye göre, üçüncü ülkelerden yolcular uçakta yanlarında sıvı taşımasına ancak ayrılış noktasındaki güvenlik standartları AB deki ile aynı oranda olduğu takdirde izin verilecek. AB nin hava güvenlik kurallarının uçak içerisinde sıvı taşınmasını kısıtlayan düzenlemesi, Londra'da Ekim 2006'da gerçekleştirilen terörist saldırıların hemen ardından konulmuştu. Müşterek Sigortacılar Solvency II Düzenlemesine ilişkin Görüş Sundu Uluslararası Müşterek Sigortacılar Birliği (AISAM) ve Avrupa Müşterek ve Kooperatif Birliği (ACME), AB nin Mali Yeterlilik Solvency II yasa teklifine ilişkin görüşünü sundu. Taslak yönerge metnini memnuniyetle karşılayan birlikler, müşterek sigortacıların yeni kuralları en etkin bir biçimde uygulayabilmesi için yeni sigorta rejiminin özellikle risk-zeminli yaklaşım ile orantılılık prensibi ve hizmet çeşitliliği ile uzmanlaşma arasında bir denge gözetmesi gerektiğini belirttiler. Görüş, bir Avrupa Müşterek Topluluk mevzuatının bulunmamasını, müşterek sigortacıların pazara entegrasyonu önünde engel olarak değerlendiriyor. Avrupa Komisyonu nun önerisi üç ayaktan oluşuyor: Sigorta şirketlerinin mali değerlendirilmesine ilişkin asgari sermaye koşullarının oluşturulması, şirketlerin denetlenmesinden sorumlu ulusal düzenleyiciler arasında işbirliğinin arttırılması ve pazar disiplininin arttırılması için bilginin yayınlanmasına ilişkin zorunlulukların arttırılması. KDV'de Muafiyetlere İlişkin Düzenleme Avrupa Komisyonu, Katma Değer Vergisi'nden (KDV) sigorta ve mali hizmetlerin muaf tutulması için yeni bir yasal düzenleme hazırlıyor. AB'nin icra organı son olarak geçtiğimiz temmuz ayında, internet sitesinde yeni düzenlemenin gelecekte ne yönde yapılacağı konusunda ipucu veren çalışma belgelerini yayınlamıştı yılında yapılan kamu istişareleriyle de uyumlu olarak Komisyon, operatörler ve üye ülkelerin vergi yetkilileri için daha fazla yasal güvenlik sağlayacak olan muafiyete tabi tutulacak sigorta ve mali hizmetlerin tanımını yaptı. Yeni düzenleme sayesinde KDV'de mali hizmetler ve sigorta sektörünün muafiyetine ilişkin ulusal düzeyde değişik uygulamaların önlenmesi hedefleniyor. Gazprom Kuzey Akım Hattında Değişiklik Öngörüyor Rusya devletine ait olan enerji devi Gazprom, çevresel ve siyasi kaygılar nedeni ile Baltık Denizi boru hattının yapımında değişiklikler öngörmeye karar verdi. Boru hattının güzergahının değiştirilmesi, Kuzey Akım olarak bilinen projenin toplam maliyetinin yaklaşık 1 ila 12 milyar Euro artmasına neden olacak. Buna göre, Baltık Denizi nin Danimarka ve Polonya bölümündeki boru hattına 8 km. daha eklenerek, çevreye verilen zararın en aza indirilmesi hedefleniyor. Boru hattı aynı zamanda Finlandiya, Estonya ve İsveç karasuları altından geçiyor. Projede yapılan değişiklikler ile birlikte enerjinin Batı Avrupa'ya daha güvenli ve direk olarak tedariği söz konusu olacak. Yine de projenin hayata geçirilmesi ile enerji tedariğini çeşitlendirmek isteyen Avrupa, Rus doğal gazı ve petrolüne daha fazla bağımlı hale gelecek. 6

7 Ajanda 2 Eylül -AB Çevre Bakanları Gayri Resmi Toplantısı 3 Eylül -AB'nin dönem başkanı Portekiz tarafından düzenlenen E-Adalet konulu konferans. -Avrupa Parlamentosu Genel Kurul Toplantıları, Strasburg (3-6 Eylül) 4 Eylül 5 Eylül -Avrupa Komisyonu'nun Haftalık Toplantısı -COREPER I 6 Eylül -Avrupa Merkez Bankası İdari Konseyi 7 Eylül -AB Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı 10 Eylül -Avrupa Parlamentosu Komite Toplantıları (10-13 Eylül) 11 Eylül 12 Eylül -COREPER I -Avrupa Komisyonu Haftalık Toplantısı -Portekiz Dönem Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Sürdürülebilir Yapı' üzerine uluslararası konferans Eylül -Ekonomik ve Mali İşler Konseyi -Siyasi ve Güvenlik Komitesi (13-15 Eylül) - Güvenceli Esneklik konulu konferans. -Yasal Göçe ilişkin Yüksek Düzey Toplantı. -AB Güvenlik Politikası Direktörleri Gayri Resmi Toplantısı 14 Eylül -Ekonomi ve Mali İşler Bakanları Gayri Resmi Toplantısı (14-15 Eylül) 16 Eylül -AB Tarım ve Balıkçılık Bakanları Gayri Resmi Toplantısı 17 Eylül -Avrupa Parlamentosu Grup toplantıları (17-20 Eylül) -Avrupa Adalet Divanı'nın 'Microsoft ile ilgili davaya ilişkin kararı 18 Eylül -AB Adalet ve İçişleri Konseyi 7

8 -AB'nin 2020'deki Enerji Hedefleri konulu Avrupa Siyasi Merkezi'nde düzenlenen toplantı Eylül -Avrupa'nın 2013 ve Sonrası için Kırsal Politikaları. -COREPER I -Avrupa Komisyonu Haftalık Toplantısı -E-Hükümet İşlerinden Sorumlu AB Bakanları Gayri Resmi Toplantısı -Enerji Hizmetlerine ilişkin Yıllık Konferans Eylül -Avrupa Merkez Bankası'nın İdari ve Genel Konsey Toplantıları 24 Eylül -Avrupa Parlamentosu Genel Kurul Toplantıları (24-27 Eylül) 25 Eylül -Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Büro Toplantısı -Avrupa Komisyonu Haftalık Toplantısı - AB Konseyi Siyasi ve Güvenlik Komitesi -Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları 26 Eylül -COREPER I -Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Genel Kurulu - Avrupa için Kültürel Forum :Bakanlar Konferansı Eylül -AB Rekabet Konseyi -Dünya Denizcilik Günü Eylül -AB Savunma Bakanları Gayri Resmi Toplantısı (28-29 Eylül) CPS Advisory Group Brüksel, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. 8