habe hab r e dişhekimi 2

Transkript

1 dişhekimi haber 1

2 haber dişhekimi 2

6 4 dişhekimi

8 editör dişhekimi Özlem KEKEÇ Merhaba, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 7 Eylül 2009 tarihinde yayımlanan genelgesinde resmi sağlık kurumlarınca kron ve protez tedavisine 180 gün, dolguya 60 gün, diğer tedavilere 90 gün içinde başlanamayacağının en az bir diş hekiminin de içinde yer aldığı Sağlık Kurulu Raporu ile belirlenmesi durumunda serbest diş hekimine sevk yolunun açık olduğunu bildirmişti. Fakat devlet hastaneleri ve ADSMler sağlık kurullarını oluşturmadıkları gerekçesiyle durumları yasaca belirlenen şartlara uyan hastalara sevk vermiyor. Dolayısıyla SGK nın uygulanmayacağını başından bildiği yönetmeliğinin fiilen önünün kesilmesine de resmi sağlık kurumları aracılık ediyor! Muayenelerden hizmet alım sürecinde nasıl olması gerektiğine bir türlü karar verilemeyen Sağlık Bakanlığı nı protesto eylemi Ankara da 4 Kasım 2009 tarihinde nihayet yapıldı. Beyaz yağmurluklar, düzgün hazırlanmış dövizler ve siyah kartondan anahtar maketleriyle görselliğinden tam not alan eylem ne yazık ki etkinliği konusunda aynı izlenimi bırakamadı. Binlerce meslektaşımızı ilgilendiren bir eylem, kapsadığı topluluk yanında bir avuç denebilecek bir kitleyle temsil edildi. TDB nin kamuoyunda konuyla ilgili olarak etkili bir gündem oluşturamaması basının ilgisini azaltırken, meslektaşlarımızın izlenen politikalar sebebiyle hizmet alımının olacağına dair inancını yitirmeleri eyleme katılımın düşük olmasına sebep oldu. Biz SGK ile anlaşma yapmaya çalışırken yaptıkları anlaşmanın oluşturduğu şartlardan hiç de memnun olmayan meslektaşları adına konuşan Ege Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Opr. Dr. Ruşen Aydın dergimizin konuğu oldu. İlaç fiyatlarındaki düşüşü protesto eden yurt genelindeki 24 bin eczacı 4 Aralık günü kepenk kapatmıştı. Yaşanacak yıkıma dikkat çekmek için eylem yapan meslektaşları adına görüştüğümüz Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel Eczanelerin neden can çekiştiği ni dergimize anlattı. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi nde yapılan dekanlık seçimlerinde en az oyu alan Prof. Dr Celal Artunç un YÖK tarafından dekan olarak atanması ve sonrasında yaşanan gelişmeler yerel ve ulusal basında sıklıkla yer aldı. Suların bir türlü durulmadığı fakülteye giderek yeni atanan dekan Prof. Dr. Celal Artunç, Ege Üniversitesi Senatosu Üyesi Prof. Dr. Serpil Hazar, seçimlerde 2. olan Prof. Dr. Necdet Erdilek in görüşlerini aldık. 18 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Tıpta ve Dişhekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği çelişki ve belirsizlikleriyle gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Bu sayımızda konuyla ilgili olarak açılan davaları, Oral Diagnoz ve Dentomaxillofasiyal Derneği Başkanı Prof. Dr A. Nuri Yazıcoğlu ile yaptığımız görüşmeyi ve Hacettepe Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji Bilim Dalı nda görevli öğretim üyesi Doç. Dr. Selçuk Dağdelen in uzmanlık üzerine kaleme aldığı ilginizi çekeceğini düşündüğümüz makalesini sayfalarımıza taşıdık. Bu sayımızda ayrıca Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ne 9 yılı dekanlık olmak üzere 41 yıl emek veren Prof. Dr. Berran Öztürk ile fakültedeki emeklilik töreni ardından yaptığımız görüşmeyi, Çukurova Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi kurucu dekanı, ortodonti uzmanı ve tıp bilimleri doktoru Prof. Dr. İlter Uzel in ülkemizde dişhekimliği eğitiminin yanlışları, sorunları ve çözüm önerilerini kaleme aldığı kitabından bölümlere yer verdiğimiz yazımızı, diş protez laboratuarlarının sorunlarıyla ilgili olarak sektörün köklü kuruluşlarından Dental Labor un Genel Müdürü Hakan Pehlivan la yaptığımız röportajı ve Balıkesir in Burhaniye ilçesinde yaşamını sürdüren meslektaşımız Orhan Karakoç un hobi olarak başladığı zeytincilikte markalaşma sürecine gelişinin öyküsünü ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz yılının; güzel anıları, sağlıklı günleri ve başarılı çalışmalarıyla hatırlayacağınız bir yıl olmasını dilerim. Bir sonraki sayımızda buluşana dek sevgiyle kalın 6

10 12 içindekiler İktidar muayenehanelerden hizmet almadığı gibi sevkleri de engelliyor Usulsüz hizmet alımı nedeniyle Yapı Kredi Bankası Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı na suç duyurusunda bulunduk 36 Akademisyenlerin seçimine YÖK müdahalesi Adana Dişhekimleri Odası ndan etkin eylem Tıpta uzmanlık: Bu yönetmelik YÖNETEMEZ dişhekimi Birinci yılını dolduran GSS nin yanlışları daha açık görülmeye başlandı Yeni dişhekimleri aramıza katıldı 17 Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel: Eczaneler can çekişiyor 70 Reklam İndeksi Atalay Dental...9 Bicon İmplant...51 Can Medikal...57 Colgate...20 Colgate...21 Dentsply Friadent...4 Dental Labor...Ön kapak içi - 1 Gülsa GSK - Corega...7 GSK - Sensodyn...23 İpana Expert Makro Farma...45 Mutlu Dental...61 Oral-B...10 Orto-tek...3 dishekimi.com...5 Tidal İmplant...13 Turkuaz Dental...2 Ulusal Ecza Deposu...29 UMG Uysal Medikal...Arka Kapak Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas ad na Yönetim Kurulu Başkan Turgan Ülker Sorumlu Yaz İşleri Müdürü Özlem Kekeç Yay n Kurulu Bal kesir İzmir Manisa Muğla Uşak Dişhekimleri Odalar Ş. Korkmaz Tuzcuoğlu, Turgan Ülker, Zihni Hoşkar, Yusuf K l ç, Fatma Özkumur Haber Sorumlusu Muharrem SÖNMEZ Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Ege Basım Matbaa ve Raklam Sanatları Ltd.Şti. Esatpaşa Mh. Ziyapaşa Cd. No:8 Ege Plaza Çamlıca/ Üsküdar İstanbul Tel: (PBX) Faks: Bas m Tarihi: 22 Aralık 2009 Yay n Türü: Yayg n Süreli Yay n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl zmir Telefon Faks izdo@dishekimi.org Dergide yer alan yaz lar n hukuki sorumluluğu yazar na aittir. Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s n f öğrencilerine ücretsiz dağ t l r.

14 haber dişhekimi İktidar muayenehanelerden hizmet almadığı gibi sevkleri de engelliyor Diş Hastaneleri ve ADSM ler sağlık kurullarını oluşturamadıkları gerekçesiyle, belirlenen süre içerisinde tedavisini yapamadıkları hastaları sevk etmiyor. Böylece SGK nın genelgesi nedeniyle halkın ağız ve diş sağlığı hizmetini kullanımı fiilen engelleniyor. Bu nedenle İzmir Dişhekimleri Odası, SGK ya bir yazı yazarak bu sorunun ortadan kaldırılmasını, aksi takdirde hak arama mücadelesi başlatarak yasal yollara başvuracağını belirtti. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı genelgede; resmi sağlık kurumlarınca kron ve protez tedavisine 180 gün, dolgu tedavisine 60 gün ve diğer diş tedavilerine de 90 gün içinde başlanamayacağının; en az bir dişhekiminin de içinde yer aldığı Sağlık Kurulu Raporu ile belirlenmesi halinde, serbest dişhekimine sevk edilebileceğine yer verilmişti. Sevk sürelerini iki katına çıkaran ve halkın sağlıklı bir şekilde ağız ve diş sağlığı hizmeti almasını engelleyen genelge, boş muayenehanelerinde hasta bekleyen serbest dişhekimlerini çileden çıkaran bir uygulamaya dönüştü. Sağlık kurulları oluşturulamıyor Söz konusu genelgenin iptali için hali hazırda açılmış davalar sürerken, İzmir Eğitim Diş Hastanesi nden ilk beklenen haber geldi. Atanur Ekin, oğlu Kemal Ekin in ortodonti tedavisi 90 gün içinde başlamayacak ise serbest dişhekimine sevki için, hastanenin sağlık kuruluna sevkini isteyen dilekçesini İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimliği ne veriyor. Başhekimlik yazılı olarak verdiği cevapta, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği nin Sağlık Kurulları başlıklı 22. maddesinde; Özel dal hastaneleri sağlık kurulu, ana daldan en az üç uzmanın/başasistanın iştiraki ile oluşur. Ana dalda üç uzman bulunmadığı hallerde kurul, baştabibin seçeceği diğer uzmanlarla tamamlanır, hükmünün yer aldığını belirtiyor. Açıklama Hastanemizde uzman hekim bulunmadığı için Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin öngördüğü şekilde Sağlık Kurulu nun teşkili mümkün değildir. Bu sebeple müdürlüğümüz Ağız ve Diş Sağlığı Şube Müdürlüğü nden Başhekimliğimizin izlemesi gereken sürecin belirlenerek bildirilmesi istenmiştir. Müdürlüğümüzün cevabi yazısı doğrultusunda işlem tesis edilecektir. denilerek bitiriliyor. Hak gaspı söz konusu SGK, uygulanamayacağını bildiği bir genelgeyi hayata geçirerek üstündeki sorumluluğu atmaya çalışıyor. Hastanelerde henüz böyle bir altyapı hazırlığı olmaması da, fiilen hastanın sosyal güvenlik ve sağlık hakkını kullanmasını engelliyor. Devletin böyle bir uygulama içinde olmasının, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmadığı görüşünde birleşen dişhekimleri, genelgenin bir an önce geri çekilmesini istiyor. 12

16 GSS dosyası dişhekimi Birinci yılını dolduran GSS nin yanlışları daha açık görülmeye başlandı GSS yi savunanlar, açık bir tavır alamayanlar bugün muayenehanelerden hizmet satın almayı da başaramadılar. GSS nin temel sağlık göstergelerinde hiçbir iyileşme olmaksızın sağlık harcamalarını sıçratacağı; özel bir sağlık sigortası gibi kurgulandığı ve bu nedenle toplanan sağlık primlerinin sağlık harcamalarına yetmemesi durumunda, öncelikle sağlık hizmeti üretenlerin emeğini değersizleştireceği, sağlık hizmetlerinin niteliğini düşüreceği, bunlarda yetmez ise hastalara verilen hizmetlerde sınırlamaların geleceği ve katkı payı altında giderek artan miktarların hastalardan tahsil edileceği; çeşitli akademisyenler, toplum hekimleri, Türk Tabibler Birliği, bazı meslek örgütleri ve sendikalar tarafından ifade edilmişti. Ancak uluslararası finans çevrelerinin ulusların elindeki sağlık ve sosyal güvenlik fonlarına göz dikmeleri, ayrıca sağlık piyasasının büyümesini sağlayarak, Türkiye ye daha fazla ilaç ve sağlık ham maddesi girişinin sağlanması talebiyle iktidarlara baskı kurarak, 1980 li yıllardan beri gündemde tutulan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasının çıkarılmasını sağladı. Ağız ve diş sağlığı cephesinde ise TTB nin getirilmek istenen GSS ye inatla karşı çıkmasına rağmen, TDB, GSS gelecek muayenehanelerden hizmet satın alacak propagandasıyla Türk halkının sosyal güvenliğini ve sağlığını tehlikeye atan bu yasa tasarısına sessiz kalmış ve koskoca dişhekimliği camiasını, uluslararası finans çevrelerinin isteklerini koşulsuz yerine getiren mevcut iktidarın peşinden sürüklenmesine neden olmuştur. TDB eski başkanı Celal Korkut Yıldırım 2007 de yasa çıkarken Bu yasa bu haliyle bizim için olumludur demiş ve yasa uygulamaya geçerken de, yani bundan bir yıl önce şimdi TDB Genel Başkan Vekili olan Tümay İmre de GSS için Bir adım geri götüreceğine ilişkin kaygım olsaydı, karşı çıkardım demişti. Bugün, GSS nin hem toplum sağlığı açısından hem de dişhekimliği yönünden savunulacak bir tarafı kalmadığı ortadayken, tüm dişhekimleri haklı olarak TDB den bir özeleştiri bekliyor. Çünkü son kertede, hem savundukları GSS nin Türk halkının sağlığını ve sosyal güvenliğini ne hale getirdiği ortada, hem de GSS ile birlikte muayenehanelerden hizmet satın alımı düşleri başka bir bahara kaldı. Genel Sağlık Sigortası (GSS) bundan bir yıl önce, 1 Ekim 2008 de yürürlüğe girmişti. Sendikalar ve meslek örgütleri, GSS nin yol açacağı sakıncalara dikkat çekmiş ve şiddetle karşı çıkılmıştı. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları olarak biz de bu karşı çıkanlar arasında yer almıştık. Geçenlerde TTB, TEB, SES, THD ve Dev Sağlık-İş, GSS nin 1 yılını değerlendirmek üzere ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Artık herkesçe malum olan GSS nin getirdikleri üzerine yapılan bir basın toplantısında TDB yine yoktu. TDB Başkan Vekili Tümay İmre, bundan bir yıl önce İstanbul Dişhekimleri Odası nın yayını olan Dergi ye yaptığı açıklamada Şu anda muayenehaneleri kapsam dışında bırakacaklarını sanmıyorum. Bu anlamda bu yasa bir kazanımdır. Türkiye deki 14

17 dişhekimi GSS dosyası var olan yaşama ve siyasi güçlere baktığımda GSS nin getirdiklerinin bizi bir adım ileri götüreceğini düşünüyorum. Bir adım geri götüreceğine ilişkin kaygım olsaydı, karşı çıkardım demiştir. Sadece dişhekimini, ağız ve diş sağlığını değil, toplumun tüm katmanlarını birçok yönden ilgilendiren GSS ile ilgili ne yazık ki üst birliğimiz olan TDB nin tavrı budur. TDB muayenehanelerden hizmet satın alımının sadece GSS ile olabileceği gibi bir düşünceyle, GSS gelecek muayenehanelerden hizmet alacak söylemini geliştirdi. Böylece edilgen bir politika izlemenin yolu açılarak tüm dişhekimlerinin bu sürece seyirci kalınması sağlandı. TDB dışında herkesin gördüğü ve analiz ettiği bir olguyu TDB nasıl ve niçin görmez, herkesin merak ettiği konu bu. Yoksa aklımıza başka şeyler mi getirmeliyiz. Şimdi sırasıyla tüm yaşananları tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. Sadece 4 Kasım eylemini, oluşunu ve öncesini iyi okursak TDB nin tavrını ya da tavırsızlığını daha iyi anlayabiliriz. 4 Kasım Ankara eyleminde, TDB nin hazırladığı pankartlara bir bakalım. Sağlık Hizmetine Erişimi Engellemeyin`, Meslek Birlikleri Olmadan Demokrasi Olmaz, Hekim Seçme Özgürlüğünü Kısıtlama, Dişine ve Hekimine Sahip Çık, Ağız ve Diş Sağlığı Ertelenemez. Sloganlarda bir sorun yok elbette. Ama bu sloganlarda anlatılanların GSS ile bir ilgisi yok mu peki? İktidarın GSS ile neler yapacağı belliydi. Zira GSS bütünün bir parçasıydı, aynı dişhekimlerinin de bütünün bir parçası olduğu gibi. GSS yi savunanlar, açık bir tavır alamayanlar bugün kamunun muayenehanelerden hizmet satın almasını sağlayamadılar. Şeffaf olamadılar, dişhekimlerini günü gününe bilgilendirmediler ve nihayetinde dişhekimlerinin yanında olamadılar. Artık dişhekimleri arasında TDB ye yönelik açıktan istifa söylemleri ayyuka çıkmış durumda. Dişhekimliği cephesinden baktığımızda bu yaşananları, TDB ve dişhekimleri arasındaki yabancılaşmanın sonuçları olarak okuyabiliriz. Seçim döneminde sağlıktaki başarıları ile övünüp oy avcılığı yapanlar şimdi ağız değiştirdiler. Sağlık harcamalarının artmasını gerekçe gösterip 3 milyar TL kısıntıya gidiyorlar. Yani daha az sağlık hizmeti alacak ve daha çok katılım payı ödeyeceğiz. Sadece özel hastanelere aktarılan kaynaklarda bir azalma olmayacak. Peki aradan geçen bir yıl içinde neler oldu? Muayene ücretleri Toplum Sağlığı Mekezler inde 2 TL, devlet hastanelerinde 8 TL, özel hastanelerde 15 TL ye çıkarıldı. Daha önce parasız olan sağlık ocakları da paralı hale getirildi. İlaçta vatandaşın ödediği pay arttırıldı. Düşük ücretli emeklilerin ve sürekli ilaç kullanan sigortalıların katkı payları, ücret ve maaşların satın alma gücünü önemli ölçüde geriletti. Milyonlarca vatandaş hâlâ sağlık güvencesinden mahrum. Dahası, kriz gerekçesiyle işinden atılan yüz binlerce emekçi ve aileleri de sağlık güvencelerini yitirdiler. 72 milyonluk Türkiye de sosyal güvenceden kesin olarak mahrum 14 milyon insan bulunuyor. Özel hastanelere giden hastalar ilave ücret adı altında paralar ödemeye zorlandı. Hükümet ve Özel hastane patronları ise hastalara ilave maliyet çıkarmak için büyük çaba harcıyorlar. Muayene olurken, ilaç alırken ödediğimiz yetmedi; bundan sonra hastaneye yattığımızda, ameliyat olduğumuzda da katılım payı ödeyeceğiz. En çok propagandası yapılan bütün çocuklar koşulsuz olarak GSS li olacak vaadi daha şimdiden boş çıktı. Seçim döneminde sağlıktaki başarıları ile övünüp oy avcılığı yapanlar şimdi ağız değiştirdiler. Sağlık harcamalarının artmasını gerekçe gösterip 3 milyar TL kısıntıya gidiyorlar. Yani daha az sağlık hizmeti alacak ve daha çok katılım payı ödeyeceğiz. Sadece özel hastanelere aktarılan kaynaklarda bir azalma olmayacak. Emekli olabilmek bir ayrıcalık haline geldi ve emekli maaşları geriledi. Son bir yılda yaklaşık 250 bin kişi sigorta primi ödenemediği için sistemden çıkmak zorunda kaldı. Kısacası; GSS nin sağlıkta yaşanan sorunları çözemeyeceği, tam tersine sağlığı her geçen gün daha fazla paralı hale getireceği ve sağlığa ulaşmayı daha da zorlaştıracağı daha ilk yıldan belli oldu. Peki AKP Hükümeti GSS yi çıkarmak için neden bu kadar çok ısrar etmişti? Sermaye bütçeden sosyal harcamalara kaynak aktarılmasını istemiyordu. Amaçları sağlığı piyasalaştırmak, özelleştirmek ve kendileri için bir kâr alanına dönüştürmekti. 15

18 GSS dosyası dişhekimi Eczaneler 4 Aralık ta kepenk kapattı İlaç fiyatlarındaki düşüşü protesto eden 24 bin eczane 4 Aralık ta kepenk kapattı. SGK ile ilaç firmalarının yüzde 60 lık oranı yüzde 66 ya çeken son dakika anlaşması da eyleme engel olamadı. Eyleme katılımın yüksek olması dikkat çekti. İlaç harcamalarında tasarruf amacıyla yürürlüğe giren kararnamede SGK nın ilaç şirketleriyle yaptığı görüşmeler sonucu, referans fiyatın yüzde 60 ının değil, 66 sının baz alınacağını açıklaması eczanelerin kepenk kapatma eylemini engellemedi. Zararlarının karşılanacağının resmi bir şekilde tebliğ edilmeğini, stok zararları karşılansa bile fiyat düşüşlerinin neden olduğu kar erimesinin devam edeceğini savunan eczacılar bir günlüğüne kepenk kapattı. Türk Eczacılar Birliği şu açıklamayı yaptı: Anlaşma, eczacılar görmezden gelinerek ilaç sanayicileri ve Bakanlık arasında imzalandı. Stok zararlarının karşılanacağı, bunun imza altına alındığı açıklaması, eczacıların sorununun ancak çok küçük bir kısmına çözüm olabilir. Stok zararlarını karşılamaya söz veren, imza atan ilaç sanayicileri son beş yıldır konuyla ilgili genelgeler, genel yazılar olmasına rağmen, kamu emirlerine uymamakta direniyor. Eczacılar eylem sırasında hastaları mağdur etmemek için nöbetçi eczane sayısının üç kat artırıldığını bildirdi. 3 bin ilaç depoya dönüyor Stok zararlarının karşılanması konusunda resmi bir açıklama yapılmamasını gerekçe gösteren eczacılar, Kasım ayında başlattıkları ardından durdukları düşük fiyatlı ilaçların depolara iadesine yeniden başladı. İade edilecek ilaç sayısının 3 bini geçmesi bekleniyor. Eczaneler kadar üreticiler de etkilendi İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası: Yeni düzenlemeyle bazı ilaçların fiyatlarında yüzde 80 lere varan düşüşler olacağı yönündeki açıklamalar yapılıyor. Fakat en fazla yüzde 34 düşüş öngörülüyor. Düşüşlerden eczacılar kadar ecza depoları ile üretici ve ithalatçı firmaları da etkilenecek. Türkiye de ilaç fiyatı, AB ülkelerinin çok gerisinde. Düzenlemeyle daha da düşecek. Eczacıların talep ettikleri meslek hakkı ödemelerine itirazımız yok. Ancak bu hakkın ilaç endüstrisi tarafından karşılanması beklenmemeli. Eczacılarımıza stoklarını eritebilmeleri için 76 gün gibi bir süre tanınmasına rağmen, 4 Aralık ta raflarda kalan stok fiyat farkını ilaç firmaları karşılayacak. Eczacıya da ilaççıya da sözleşme iptali uyarısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, eczacı eylemine yönelik sert açıklamalar yaptı. Dinçer, eylemin vatandaşı mağdur etmeyeceğini umduğunu belirterek şunları söyledi: Mağdur ederlerse sözleşmelerimizden kaynaklanan hükümleri uygulayacağız. Eczacıların raflarında ve stoklarında ortaya çıkabilecek her türlü zararı ilaç sanayii karşılayacak, bu sözü yazılı olarak da kendilerinden aldık. Şayet uygulamazlarsa bu sözleşmeyi tek taraflı iptal etme hakkımız var. Fiyat kararnamesinde eczacılara 45 gün süre tanımalarına rağmen taleplerle süreyi bir ay daha uzattıklarını anlatan Dinçer, bunun kamuya maliyetinin 217 milyon lira olduğunu söyledi. Krizden geçen bir ülke olarak anlayış beklediklerini ifade eden Dinçer, yeni fiyatlarla eczacıların da kendi kârlarından yüzde 1.5 lik fedakarlık yapacaklarını belirtti. Sözleşmelerini mi iptal edeceksiniz? sorusuna karşı Dinçer, Gerekirse yaparız yanıtını verdi. SGK, TEB le toplu sözleşmeyi fesh etti SGK ile eczacılar arasında süren gerilim tırmanıyor. 4 Aralık eczane kapatma eylemi, SGK nın TEB le yaptığı toplu sözleşmeyi fesh etmesine yol açtı. SGK artık eczanelerle tek tek sözleşme yapacağını duyurdu. Türk Eczacılar Birliği yaptığı açıklamada SGK bizsiz sözleşme yapamaz dedi. SGK nın eczacılarla tek tek sözleşme yapmasının mümkün olmadığını ileri süren TEB Başkanı Çolak, Kimse örgütlü gücümüzü bölemez diye konuştu. 16

19 dişhekimi GSS dosyası Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel: Eczaneler can çekişiyor İlaç pazarındaki ve ilaç harcamalarındaki büyümelerin sorumlusu eczaneler değildir. Dolayısıyla, tasarrufun taşıyıcısı bizler olamayız. Harcamaların artmasından kim sorumlu ise tasarrufun bedelini de onlar ödemeli. Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel ile eczacılığın ve eczanelerin karşı karşıya olduğu sorunları konuştuk. Özel, tasarruf tedbirleri adı altında eczanelere yapılanların, kabul edilemeyecek haksızlıklar olduğunu söylüyor. 4 Aralık la beraber eczaneler ne gibi bir sorunla karşı karşıya kalacak Bildiğiniz üzere bir hafta süreyle (15-22 Kasım haftası) televizyon, radyo ve gazeteler aracılığıyla kamuoyunun ilgisini 4 Aralık Süreci ile başlayacak dönüşüme ve hatta kelimenin tam anlamıyla yaşanacak yıkıma dikkat çekmek istedik. Sağlık hizmet sunucuları olarak, biz eczanelerin ne kadar büyük bir sıkıntı yaşayacağını anlatmaya çalıştık. 18 Eylül de yayınlanan ve yürürlüğü 2 Kasım olarak ilan edildikten sonra 4 Aralık a ertelenen tasarruf tedbirlerinin sağlık alanında yaratacağı etki biz eczacılar için büyük bir yıkım olacak. Tasarrufun 2,4 milyon olarak ilan edilen büyüklüğü aslında 3,3 Milyon TL dir. Eczane ekonomilerinde yaşanacak daralmanın büyüklüğü ise 815 Milyon TL. Ertelemenin kendisi bile ne kadar ciddi bir dönüşüm olacağının göstergesi. Bizler yaşanacak bu daralmanın somut sonuçlarını hesapladık. Eğer 4 Aralık ta bu uygulamalar bizim önerdiğimiz çözüm yolları yok sayılarak başlatılırsa yaşanacak ilaç fiyat düşüşleri ile birlikte ilk altı ay içinde kapanacak eczane sayısı 3000, yılsonunda ise 7000 olacaktır. Türkiye de eczane var. Bu da demektir ki 17

20 GSS dosyası dişhekimi eczanelerin yaklaşık 1/3 ü yılsonunda kapanacak. Bu tabloya göre ticaret yapmak mümkün görünmüyor Türkiye deki eczanelerin yarısının aylık cirosu TL altındadır. Bu eczanelerin aylık vergi sonrası karı TL dir. Tasarruf tedbirleri sonucunda bu rakam 700 TL ye düşecektir. Bu oranlar ve rakamlar ile ticari bir işletmenin sürdürülmesi mümkün değildir. İşte Eczaneler Can Çekişiyor dememizin sebebi bu. Peki, eczaneleri kapanma noktasına getiren süreç nasıl işliyor? Bildiğiniz üzere ilaç pazarında kendi kârını özgürce belirleyebilen tek bileşen ilaç firmalarıdır. Depolar ve eczaneler devletin belirlemiş olduğu yüzdesel oranlarda kar edebilirler. Dolayısıyla tasarruf tedbirlerine karşı yürütebilecekleri önlem paketleri sınırlıdır. Zira karlılık oranları sabittir; hatta ilaç fiyatına oranla azalan bir orana sahiptir. Bu tedbirler ile ilaç fiyatlarında yaşanacak düşüşün eczane raflarındaki yansımasına bir örnek göstermek isterim. Örneğin, Kardiyovasküler ilaç grubundaki A ilacının bugünkü perakende satış fiyatı 168,11 TL. 4 Aralık ta bu ilacın fiyatı 42,21 TL olacak. Yani % 75 oranında fiyatı düşecek. Peki bu ne demek? İlacı bugün alan ve rafına koyan eczacı 5 Aralık günü bu ilacı satarken sermayesinin ciddi bir miktarını kaybedecek. Bunu gibi fiyatı düşecek 3000 ilaç var. Bu demek oluyor ki 1 gün içinde eczane rafındaki ilaçların fiyatları düşerek eczacının sermayesi eriyecek. Aslında bu tip ilaç fiyat düşüşlerinde eczacı zararını ilaç sanayisinin karşılamasını öngören bir Bakanlık yazısı var. Diyor ki 45 günlük bir geçiş süreci firmalar tarafından eczanelere verilir. Ancak hiçbir firma bunu uygulamamakta. Çünkü yazının bir yaptırım gücü mevcut değil. Bu anlamda bedelsiz bir kamulaştırma yapıldığını söyleyebilir miyiz? Evet, söyleyebiliriz. Devlet yol yapacağı araziye el koymaz, kamulaştırır. Ve bu kamulaştırmanın bir Taleplerimizin görmezden gelinmesine artık tahammülümüz kalmadı. Her yolu denedik, son çare böyle bir kampanyaya başladık. Bu kampanya sonrasında sesimize kulak verilmezse, süreç bizi eylemlilik noktasına kadar götürecek. Bundan da biz değil, bizi görmezden gelenler sorumlu olacaktır. bedeli vardır. Hak sahibine bu bedel ödenir. Ancak bizim durumumuzda eczane raflarındaki sermayemiz bedelsiz olarak kamulaştırılmaktadır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. İlaç fiyatlarının düşmesine karşı mısınız? Hem eczacılar hem de TEB olarak ilaç fiyatlarının düşmesine karşı değiliz; hatta halkın sağlığa ve ilaca ucuz erişimi bağlamında destekliyoruz. Ancak ilaçları eczanelerimizin sermayesini bedelsiz kamulaştırarak ucuzlatma süreci artık sürdürülemez boyutlara gelmiştir yılından bu yana biz defalarca bu isteğimizi yineledik. Ama bu süreç devam etti. Artık buna bir son vermek istiyoruz. TEB olarak bu süreçte neler yapacaksınız? eczacının temsilcisi olarak TEB, eczaneler kapanma tehlikesi ile karşı karşıya iken suskun kalamazdı ve kalmadı. Karlılık oranlarımız sabit iken, tasarruf tedbirleri ile başa çıkabilmek için bizler süratle ilaç iade sürecini başlatacağız. Peki, bunu neden yapacağız? 4 Aralık ile birlikte fiyatı düşecek olan ilaçları iade edeceğiz ve sonra bu ilaçları tekrar alacağız. Bunu kendimizi ve en nihayetinde mesleğimizi korumak için yapacağız. Şunu çok net ifade etmek gerekir ki; biz eczacıların hastalarına sağlık hizmeti vermek ve çalışanlarıyla birlikte ayakta durmaya çalışmaktan başka bir derdimiz olmadı hiç. Taleplerimizin görmezden gelinmesine artık tahammülümüz kalmadı. Her yolu denedik, son çare böyle bir kampanyaya başladık. Bu kampanya sonrasın da sesimize kulak verilmezse, süreç bizi eylemlilik noktasına kadar götürecek. Bundan da biz değil, bizi görmezden gelenler sorumlu olacaktır. Tüm bunlar niçin yapılıyor, asıl neden nedir? Sağlıkta Dönüşüm programı ile birlikte zaten tedavi odaklı olan sağlık hizmetlerinin bu boyutu hızla arttı. Tabii beraberinde ilaç harcamaları da arttı. Böylelikle ilaç pazarı büyüdü yılındaki büyüme oranı % 15. Önümüzdeki on yıl içinde 18

21 dişhekimi GSS dosyası her yıl % oranında büyümesi öngörülmekte. Devlet bu büyümenin faturasını kısmak için ilaç fiyatlarını düşürüyor, zira SGK nın 2009 yıl sonu bütçe açığı yaklaşık 22 milyar TL olacak. Biz diyoruz ki, ilaç pazarındaki büyümenin ve sonraki büyümelerin sorumlusu eczaneler değildir. Dolayısıyla, tasarrufun taşıyıcısı bizler olamayız. Büyümeden kim sorumlu ise tasarrufun bedelini de onlar ödemeli. Eczacıların ve serbest dişhekimlerinin benzer bir tarafları var.. Haklısınız, eczacılar da tıpkı diş hekimleri gibi sağlık çalışanı ve aynı zamanda küçük ölçekli işletmelere sahip meslek sahipleridir. Her zaman için sağlık çalışanı olduklarının bilinciyle hareket etme sorumlulukları vardır. Zaten meslek örgütlerin amacı ve işlevi de bu bilinci yaşatmaktır. Bizler tüccar olmadığımızı defalarca söyledik. Kendilerini sağlık hizmetinin sürekliliğinin, yaygınlığının ve kalitesinin artırılması konusunda sorumlu olan örgütler olarak meslektaşlarımızın çıkarlarını her platformda, yasaların bize sunduğu çerçevenin izin verdiği şekliyle savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Meslek Örgütlerini ele alan bir rapor hazırladı. TEB olarak ne düşünüyorsunuz? Meslektaşlarımızın çıkarlarını korurken, sağlık alanının genelindeki yanlış uygulamalara, hak kayıplarına ve hatta ülke demokrasisinin içine girdiği çıkmazlara yönelik fikirlerimizi ve çözüm önerilerimizi söylemeye de devam ediyoruz. Ancak, bir Rapor çıkıyor ve meslek örgütlerini ideolojik olarak nitelendirip onları kamuoyunun yanlış şekilde yorumlamasının yolunu açıyor. Biz TTB, TMMOB, TDHB ve TEB olarak bu Rapor a ilişkin görüşlerimizi ve eleştirilerimiz kamuoyu ile paylaştık. Meslek örgütlerine yönelik kötü niyetli ve ideolojik olarak nitelendirdiğimiz bu Rapor un gizli bırakılan ve kamuoyu ve bizler ile paylaşılmayan kısmının da derhal açıklanmasını talep ediyoruz. Bir yandan meslektaşlarımızın haklarının korumaya çalışırken diğer yandan devletin en saygın makamına bağlı çalışan bir kurumun Rapor u ile ideolojik olarak sorgulanmak; bizlere daha zor günler yaşayacağımızı düşündürüyor. Tüm diğer meslek örgütleri ile bu haksız eleştirilere karşı demokratik karşı duruşumuzu ortak bir irade ile sergilemeye devam edeceğiz. Bununla birlikte, eczacı meslektaşlarımızın hak kaybını önlemek için 4 Aralık öncesinde tedbirlerimizi aldık ve kaybımızı en aşağı seviyelere çekebilmek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın sağlığa ve ilaca erişimini engellemeden bizlerin çığlığını duymayanlara, meslek örgütümüz ile birlikte eczacıların sesini duyurmaya devam edeceğiz. Son söz olarak ne söyleyebilirsiniz? Sözün kısası Sağlıkta Dönüşümün bedelinin çalışma biçimi ne olursa olsun hiçbir sağlık çalışanına veya meslek grubuna ödetilemeyeceğini ifade etmek istiyorum. Çünkü bizler emekleri ile var olma savaşı veren sağlık çalışanları olarak sorumlusu olmadığımız bir dönüşümün bedelini ödemeyeceğiz. 19

24 haber dişhekimi Suç duyurusunda bulunduk Usulsüz hizmet alımı nedeniyle Yapı Kredi Bankası Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı na suç duyurusunda bulunduk Usulsüz hizmet alımı Yapı Kredi Bankası A.Ş mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı, dişhekimlerini asgari ücretin altında çalışmaya zorluyor İzmir Dişhekimleri Odası, TDB asgari ücret tarifesinin altında çalışılması nedeniyle yasal mevzuata aykırılık ve hastalar ve dişhekimleri arasında aracılık yapılması nedeniyle, 3224 sayılı yasaya muhalefet ve dişhekimliği mesleğinde aracılık yapmaktan, Yapı Kredi Bankası A.Ş mensupları, Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı hakkında suç duyurusunda bulundu. İzmir de serbest dişhekimliği yapan Emine Hocaoğlu Çal ve Ayhan Ateşli, tarihli dilekçeleri ile müvekkil oda olan İzmir Dişhekimleri Odasına başvurarak, Yapı Kredi Bankası A.Ş mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı nın, TDB asgari ücret tarifesinden % 35 indirim yapan dişhekimlerine, Vakıf üyesi hastaları yönlendirdiklerini bildirdiler. İlgili kuruluş ile İzDO arasında yapılan yazışmalar sonucunda, Vakfın yazdığı tarihli yazıda, hastaların bu şekilde yönlendirildikleri kabul edilmiş ve suçun oluştuğu kanaatine varılarak, İzmir Dişhekimleri Odası tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Peki ne diyor 3224 sayılı Türk Dişhekimleri Birliği Kanunun 40. ve 45. maddeleri. Asgari muayene ve tedavi ücretinin tesbiti: Madde 40- Oda yönetim kurulları her yıl Aralık ayı içinde dişhekimlerinin uygulayacakları muayene ve tedavi ücretlerinin asgari haddini gösteren birer tarife hazırlayarak Birlik Merkez Yönetim Kuruluna gönderirler. Birlik merkez yönetim kurulu Oda yönetim kurullarının tekliflerini de göz önünde bulundurarak muhtelif odaları içine alacak grupları tespit ve gruplarda uygulanacak tarifeleri hazırlayarak Bakanlığa gönderir. Bakanlık bu tarifeyi aynen ya da gerekli gördüğü değişiklikleri yaparak onaylar. Tarifeler Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girer. Yeni bir tarife yürürlüğe girinceye kadar eski tarife hükümleri devam eder. Aracı kullanmak, aracılık yapmak, yetkisiz meslek icrası: Madde 45- (Değişik birinci fıkra: 23/1/ /442 md.) Hastalar ile dişhekimleri arasında herhangi bir menfaat karşılığında aracılık yapanlar veya bu kişileri aracı olarak kullanan dişhekimleri üç aydan bir yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. 22

Daha göster