YIL: 1 SAYI: 6 MART-NİSAN 2008 İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR ÜCRETSİZDİR
|
|
- Aygül Hikmet
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Bilgiyurdu Gençlik Dergisi YIL: 1 SAYI: 6 MART-NİSAN 2008 İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR ÜCRETSİZDİR Omuzlarımız hisar, başlarımız burç yurda, Can vermeye and içtik hepimiz bu uğurda!..
2 2 İÇİNDEKİLER İçindekiler Mustafa ÖZTÜRK Yiğitliğin Ölçüsü... 3 Yrd.Doç. A. Vehbi ECER Kültürümüz ve Dinimiz... 5 BİLGİYURDU GENÇLİK DERGİSİ YIL: 1 SAYI: 6 MART-NİSAN 2008 İKİ AYDA BİR ÇIKAR ÜCRETSİZDİR. SAHİBİ: Bilgiyurdu Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği Adına Dernek Başkanı Mustafa ÖZTÜRK YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Mustafa İLHAN YAZIŞMA ADRESİ: Sahabiye Mahallesi Otağ Sokağı Kamer Apt. A Blok Nu: 4/3 Kocasinan/KAYSERİ TELEFON: (0352) WEB: E-POSTA: bilgiyurdu@hotmail.com GRAFİK TASARIM: DEĞİŞİM AJANS (0352) BASKI: ORKA MATBAACILIK SAN. TİC. LTD.ŞTİ. OSB 43. Cad. No: 11 KAYSERİ (0352) Yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez. Yazılarda kısaltma yapılabilir. Hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Ahmet KAPLAN Genç Yetenekler... 7 Ahmet ALKAYA, İlhan KENGER, Adem SÖYLER Abdurrahim KARAKOÇ... 8 Yavuz Sezer OĞUZHAN Affet Beni Iraklı Kardeşim Hakan BOZDOĞAN Sınır Ötesi Harekât Başarılı, Siyaset Basiretsiz Yunus Emre ÖZKAN Bir Destandır Çanakkale Mustafa ÖZTÜRK Dr. Mehmet ALTUNER in Ardından Osman KARABABA Teröristlerle Masaya Oturmak mı! İbrahim GÜNGÖR Üretmek Var Olmaktır Mustafa İLHAN Çanakkale Zaferi ve Destanlaşması Ahmet ALTAY Eğlence Kültürümüz ve Eski Türk Düğünleri (2) Hayrettin BÜYÜK Türkçe nin Zenginliği Erhan SOLMAZ Türkülerimiz Metin ÖZBEK Teknolojinin Seyir Defteri Yusuf BİLTEKİN Yunan Zulmü... 30
3 3 Mustafa ÖZTÜRK Eski Türk toplumunda ideal insan, alp insan tipidir. Alp, kahraman, cesur, yiğit, zorlu anlamına gelir. Şahıs ismi, sıfat, unvan ve askerî bir asalet zümresinin adı olarak kullanılmıştır. Batur, boğatur kelimeleri de aynı manaya gelen kelimelerdir. Alp Er Tunga, bir destan kahramanımız, Alp Tegin, Gazne devletinin kurucusu, Alp Arslan, Malazgirt Zaferi yle Türklüğe Anadolu kapılarını açan Büyük Selçuklu sultanı, Aykut Alp ve Konur Alp, Osmanlı Devleti kurucusu Osman Bey in silah arkadaşlarıdır. Alp, üstün tutulan, sevilen bir sözcük olduğu için savaşlarda yiğidin yoldaşı olan atlara da zaman zaman bu ismin verildiği olmuştur. Meselâ, Kültiğin in bir atının adı, Alp Salçı dır. Günümüzde de Alp, Alper, Alpay, Alperen erkek çocuklara en çok verilen adlar arasındadır. Bu husus, kültürümüzdeki devamlılığı gösteren güzel bir örnek sayılmalıdır. Selçuklu Türklerinden itibaren alp ve gazi kelimeleri, çoğu zaman, bir arada kullanılır. Anadolu fatihi Kutalmış ile Atabeg Zengi ye Alp-gazi deniliyordu. Bu kelime, daha sonra Alperen şekline dönüşür. Fuat Köprülü nün Türk edebiyatının en büyük eseri saydığı Dede Korkut Kitabı nda alpların hayatı anlatılır. Bayındır Han ın güveyisi Salur Kazan, ülke sınırını korumakla görevli alpların başıdır. Kazan beyin kardeşi Kara Göne, oğlu Kara Budak, Kıyan Selçük oğlu Deli Dundar, Boz aygırı Beyrek, Kazılık koca oğlu Bey Yigenek, Kazan Beyin dayısı at ağızlı Aruz Koca, bıyığı kanlı Büğdüz Emen, Eylik Koca oğlu Alp Eren, Kanglı Koca oğlu Kan Turanlı,Tepegözlü öldüren Basat, Uşun Koca oğlu Segrek, destani öyküleri anlatılan alp yiğitlerdir. YİĞİTLİĞİN ÖLÇÜSÜ Oğuz ülkesinde yiğitliğin ölçüsü, düşman ülkesine akın düzenlemek, gaza yapmak; baba, kardeş veya oğul tutsak ise onları kurtarmaktır. Bunun yanında çok cömert olmak da gerekiyor. Uşun Koca oğlu Segrek Destanı nda bu husus şöyle ifade edilir: Bre Uşun Koca Oğlu! Bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin, kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın. Eski Türk toplumunda cömertlik, en önde gelen erdemdir. Bu yüzden, Dede Korkut ta şu ifadelere sık sık rastlarsınız: Aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver. Oğuz ülkesinde ad alabilmek için bir yiğitlik yapmak şarttır. Buna ad kazanmak denir. Ad kazanan, ana ve babasının övüncü olur. O yiğit, artık bir alp tır. Alp yiğitler inançlıdırlar. Savaştan önce, arı sudan abdest alır, iki rekat namaz kılar, adı güzel Muhammed i yâd eder Allah a yalvarırlar. Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah ifadesi, çok güçlü bir imana işaret etmektedir. Alp olabilmenin bir şartı da, ülkeyi karşılaştığı bir felâket veya tehlikeden kurtarmaktır. Tepegöz, Oğuz ülkesini kırıp geçiren kılıç işlemez bir canavar yaratıktı. Basat, Allah ın yardımıyla bu yaratığı öldürdüğü ve Oğuz ülkesini kurtardığı için alplar içinde saygınlık kazandı. Anadolu Türk coğrafyasının ilk Türkçülerinden Âşık Paşa ( ), Garipnâme adlı eserinde alp olabilmenin dokuz şartını sayar: 1.Secaat ve yürek sahibi olmak, 2.Pazu kuvveti, 3.Gayret, 4.İyi bir at, 5.Kılıç kesmeyen, ok işlemeyen bir elbise (ton), 6.Ok ve yay, 7.Kılıç, 8.Süngü, 9.Arkadaş (Yalnız başına alp lık olamaz) 13 üncü ve 14 üncü yüzyıl Türkiyesi nin şartları düşünüldüğünde, bu dokuz şartın bir yiğit için gereklili-
4 3 Mustafa ÖZTÜRK Eski Türk toplumunda ideal insan, alp insan tipidir. Alp, kahraman, cesur, yiğit, zorlu anlamına gelir. Şahıs ismi, sıfat, unvan ve askerî bir asalet zümresinin adı olarak kullanılmıştır. Batur, boğatur kelimeleri de aynı manaya gelen kelimelerdir. Alp Er Tunga, bir destan kahramanımız, Alp Tegin, Gazne devletinin kurucusu, Alp Arslan, Malazgirt Zaferi yle Türklüğe Anadolu kapılarını açan Büyük Selçuklu sultanı, Aykut Alp ve Konur Alp, Osmanlı Devleti kurucusu Osman Bey in silah arkadaşlarıdır. Alp, üstün tutulan, sevilen bir sözcük olduğu için savaşlarda yiğidin yoldaşı olan atlara da zaman zaman bu ismin verildiği olmuştur. Meselâ, Kültiğin in bir atının adı, Alp Salçı dır. Günümüzde de Alp, Alper, Alpay, Alperen erkek çocuklara en çok verilen adlar arasındadır. Bu husus, kültürümüzdeki devamlılığı gösteren güzel bir örnek sayılmalıdır. Selçuklu Türklerinden itibaren alp ve gazi kelimeleri, çoğu zaman, bir arada kullanılır. Anadolu fatihi Kutalmış ile Atabeg Zengi ye Alp-gazi deniliyordu. Bu kelime, daha sonra Alperen şekline dönüşür. Fuat Köprülü nün Türk edebiyatının en büyük eseri saydığı Dede Korkut Kitabı nda alpların hayatı anlatılır. Bayındır Han ın güveyisi Salur Kazan, ülke sınırını korumakla görevli alpların başıdır. Kazan beyin kardeşi Kara Göne, oğlu Kara Budak, Kıyan Selçük oğlu Deli Dundar, Boz aygırı Beyrek, Kazılık koca oğlu Bey Yigenek, Kazan Beyin dayısı at ağızlı Aruz Koca, bıyığı kanlı Büğdüz Emen, Eylik Koca oğlu Alp Eren, Kanglı Koca oğlu Kan Turanlı,Tepegözlü öldüren Basat, Uşun Koca oğlu Segrek, destani öyküleri anlatılan alp yiğitlerdir. YİĞİTLİĞİN ÖLÇÜSÜ Oğuz ülkesinde yiğitliğin ölçüsü, düşman ülkesine akın düzenlemek, gaza yapmak; baba, kardeş veya oğul tutsak ise onları kurtarmaktır. Bunun yanında çok cömert olmak da gerekiyor. Uşun Koca oğlu Segrek Destanı nda bu husus şöyle ifade edilir: Bre Uşun Koca Oğlu! Bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin, kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın. Eski Türk toplumunda cömertlik, en önde gelen erdemdir. Bu yüzden, Dede Korkut ta şu ifadelere sık sık rastlarsınız: Aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver. Oğuz ülkesinde ad alabilmek için bir yiğitlik yapmak şarttır. Buna ad kazanmak denir. Ad kazanan, ana ve babasının övüncü olur. O yiğit, artık bir alp tır. Alp yiğitler inançlıdırlar. Savaştan önce, arı sudan abdest alır, iki rekat namaz kılar, adı güzel Muhammed i yâd eder Allah a yalvarırlar. Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah ifadesi, çok güçlü bir imana işaret etmektedir. Alp olabilmenin bir şartı da, ülkeyi karşılaştığı bir felâket veya tehlikeden kurtarmaktır. Tepegöz, Oğuz ülkesini kırıp geçiren kılıç işlemez bir canavar yaratıktı. Basat, Allah ın yardımıyla bu yaratığı öldürdüğü ve Oğuz ülkesini kurtardığı için alplar içinde saygınlık kazandı. Anadolu Türk coğrafyasının ilk Türkçülerinden Âşık Paşa ( ), Garipnâme adlı eserinde alp olabilmenin dokuz şartını sayar: 1.Secaat ve yürek sahibi olmak, 2.Pazu kuvveti, 3.Gayret, 4.İyi bir at, 5.Kılıç kesmeyen, ok işlemeyen bir elbise (ton), 6.Ok ve yay, 7.Kılıç, 8.Süngü, 9.Arkadaş (Yalnız başına alp lık olamaz) 13 üncü ve 14 üncü yüzyıl Türkiyesi nin şartları düşünüldüğünde, bu dokuz şartın bir yiğit için gereklili-
5 3 Mustafa ÖZTÜRK Eski Türk toplumunda ideal insan, alp insan tipidir. Alp, kahraman, cesur, yiğit, zorlu anlamına gelir. Şahıs ismi, sıfat, unvan ve askerî bir asalet zümresinin adı olarak kullanılmıştır. Batur, boğatur kelimeleri de aynı manaya gelen kelimelerdir. Alp Er Tunga, bir destan kahramanımız, Alp Tegin, Gazne devletinin kurucusu, Alp Arslan, Malazgirt Zaferi yle Türklüğe Anadolu kapılarını açan Büyük Selçuklu sultanı, Aykut Alp ve Konur Alp, Osmanlı Devleti kurucusu Osman Bey in silah arkadaşlarıdır. Alp, üstün tutulan, sevilen bir sözcük olduğu için savaşlarda yiğidin yoldaşı olan atlara da zaman zaman bu ismin verildiği olmuştur. Meselâ, Kültiğin in bir atının adı, Alp Salçı dır. Günümüzde de Alp, Alper, Alpay, Alperen erkek çocuklara en çok verilen adlar arasındadır. Bu husus, kültürümüzdeki devamlılığı gösteren güzel bir örnek sayılmalıdır. Selçuklu Türklerinden itibaren alp ve gazi kelimeleri, çoğu zaman, bir arada kullanılır. Anadolu fatihi Kutalmış ile Atabeg Zengi ye Alp-gazi deniliyordu. Bu kelime, daha sonra Alperen şekline dönüşür. Fuat Köprülü nün Türk edebiyatının en büyük eseri saydığı Dede Korkut Kitabı nda alpların hayatı anlatılır. Bayındır Han ın güveyisi Salur Kazan, ülke sınırını korumakla görevli alpların başıdır. Kazan beyin kardeşi Kara Göne, oğlu Kara Budak, Kıyan Selçük oğlu Deli Dundar, Boz aygırı Beyrek, Kazılık koca oğlu Bey Yigenek, Kazan Beyin dayısı at ağızlı Aruz Koca, bıyığı kanlı Büğdüz Emen, Eylik Koca oğlu Alp Eren, Kanglı Koca oğlu Kan Turanlı,Tepegözlü öldüren Basat, Uşun Koca oğlu Segrek, destani öyküleri anlatılan alp yiğitlerdir. YİĞİTLİĞİN ÖLÇÜSÜ Oğuz ülkesinde yiğitliğin ölçüsü, düşman ülkesine akın düzenlemek, gaza yapmak; baba, kardeş veya oğul tutsak ise onları kurtarmaktır. Bunun yanında çok cömert olmak da gerekiyor. Uşun Koca oğlu Segrek Destanı nda bu husus şöyle ifade edilir: Bre Uşun Koca Oğlu! Bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin, kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın. Eski Türk toplumunda cömertlik, en önde gelen erdemdir. Bu yüzden, Dede Korkut ta şu ifadelere sık sık rastlarsınız: Aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver. Oğuz ülkesinde ad alabilmek için bir yiğitlik yapmak şarttır. Buna ad kazanmak denir. Ad kazanan, ana ve babasının övüncü olur. O yiğit, artık bir alp tır. Alp yiğitler inançlıdırlar. Savaştan önce, arı sudan abdest alır, iki rekat namaz kılar, adı güzel Muhammed i yâd eder Allah a yalvarırlar. Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah ifadesi, çok güçlü bir imana işaret etmektedir. Alp olabilmenin bir şartı da, ülkeyi karşılaştığı bir felâket veya tehlikeden kurtarmaktır. Tepegöz, Oğuz ülkesini kırıp geçiren kılıç işlemez bir canavar yaratıktı. Basat, Allah ın yardımıyla bu yaratığı öldürdüğü ve Oğuz ülkesini kurtardığı için alplar içinde saygınlık kazandı. Anadolu Türk coğrafyasının ilk Türkçülerinden Âşık Paşa ( ), Garipnâme adlı eserinde alp olabilmenin dokuz şartını sayar: 1.Secaat ve yürek sahibi olmak, 2.Pazu kuvveti, 3.Gayret, 4.İyi bir at, 5.Kılıç kesmeyen, ok işlemeyen bir elbise (ton), 6.Ok ve yay, 7.Kılıç, 8.Süngü, 9.Arkadaş (Yalnız başına alp lık olamaz) 13 üncü ve 14 üncü yüzyıl Türkiyesi nin şartları düşünüldüğünde, bu dokuz şartın bir yiğit için gereklili-
6 4 ği, mutlaka anlaşılacaktır. Burada, Haçlılarla ve Hıristiyan Bizans la devamlı savaşan insanlardan bahsediyoruz. Bu yüzden, ortada yadırganacak bir durum olmamalıdır. Günümüzde yiğitliğin ölçüsü, Âşık Paşa nın saydığı dokuz ölçüden biraz farklıdır. Artık, kılıç kalkan, ok ve yay devrinde yaşamıyoruz. Günümüzün savaşları da ok, yay ve kılıçla yapılmıyor. Ancak, cesaret, gayret, cömertlik, doğruluk, bilgi, erdem, fedakârlık, kararlılık, sabır ve sebat dün olduğu gibi bugün de geçerli olan yiğitlik değerleridir. Tabii ki hem erkekler hem de kadın ve kızlar için Dün olduğu gibi bugün de Türk ülkesinde yiğitleri görüyor ve yiğitliklere şahit oluyoruz. Yine askere gidenler düğüne gider gibi coşkuyla gidiyorlar. Yine haram yemekten korkan, sofrasını yoksullara açık tutan, yolda bulduğu para cüzdanını karakola teslim eden, ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz inancına sahip insanlarımız vardır. Alp yiğitlerin, Türk toplumunda hâlâ yaşıyor olmaları, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve Irak ın Kuzeyine yapılan askerî operasyonlarla ispatlanmıştır. Günümüz alpları, savaşan Mehmetçik tir. desek, en doğru şeyi söylemiş oluruz. Sadece savaşan Mehmetçikler mi? Evet dersek, çok zor şartlarda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu nun uzak köylerinde öğretmenlik yapan, Türk bayrağını indirtmeyen, İstiklâl Marşı nı söyletmekten korkmayan Türk öğretmenine haksızlık etmiş oluruz. Böyle öğretmenlerimiz de alp-yiğit ünvanını, anaların ak sütü gibi hak etmektedirler. İmkansızlıklara rağmen ilim yapan, Türklüğe hizmet yolunda gecesi gündüzünü laboratuvarlarda geçiren ilim adamlarını; görevi için ölümü göze alan devlet memurlarını unutmamalı Onlar da günümüzün alp yiğitleridirler. Mehmet Akif te ideal Türk tipi, Asım ın şahsında tasvir edilmiş ve övülmüştür. Asım ın nesli öyle bir nesildir ki, yurdunu çiğnetmemiş ve çiğnetmeyecektir. Çanakkale geçilmez diye destan yazan, Sakarya ve Dumlupınar da savaşan böyle bir nesildir. Vatan ve İstiklâl sevgileri öylesine yücedir. Bize göre, Akif in şu dizeleri, ideal Türk tipini en güzel şekilde anlatmaktadır. Kendini yiğit gören veya sananların bu mısraları yazdırıp duvara asmaları ve şiirdeki anlamı asla unutmamaları gerekmektedir: Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevmem Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem Biri ecdâdıma saldırdı mı hattâ boğarım - Boğamazsın ki! - Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam Doğduğumdan beridir âşığım istiklâle Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim Onu dindirmek için çifte yarim, kamçı yerim. Adam, aldırma da geç git diyemem, aldırırım, Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım. Burada, Bana ne! demeden haksızlığa, zulme karşı çıkan, hep hakkı gözeten bir insanın portresi çizilmiştir. Günümüzde böyle tipler, az da olsa vardır. Kendisini milleti ve milletinin değerleri için fedâ etmeye hazır olan böyle tiplere eski Türk toplumunda alp, gazi-alp deniliyordu. Bu kelimenin anlam bakımından karşılığı Batı toplumlarında şövalye dir. Günümüzde, fikirsizlik, ülküsüzlük girdabında dönüp duran ve geçici zevklerle oyalanan gençlerimiz, Türk tarihinin derinliklerine dalarlarsa orada ruhlarını yücelten ve gönüllerini dolduran manevi zenginliklerle karşılaşacaklardır. Kimlik buhranından kurtulmanın biricik yolu da budur. Michael Jocksan a özenen onun gibi olur. Kürşat, Çağrı, Kutalmış gibi kahramanların hayatını okuyanlar da onlara benzemeye, onlar gibi yiğitlikler yapmaya çalışırlar. Türk tarihine yönelirsek, unuttuğumuz değerlere ulaşır, şuur kazanırız. Türk Destanlarını, Orhun Kitabeleri ni, Dede Korkut Kitabı nı dikkatle okuyan Türk gençlerinin yollarını şaşıracaklarını hiç sanmıyorum. Zira bu temel eserlerde, yiğitlik ve doğruluğu karakterlerinin değişmez unsuru yapan alplar anlatılmıştır. Oğuz Kağan la, Alp Er Tunga yla, Kültigin le tanışıp bu kahramanları izleyen Türk gençleri, mutlu yarınlarımızın kurucuları olacaklardır.
7 5 KÜLTÜRÜMÜZ VE DİNİMİZ Yrd.Doç.Dr. A. Vehbi ECER - Erciyes Ü. Emekli Öğr. Üyesi Millî şuuru ve millî kimliği uyanık ve onu ayakta tutan en önemli kültür öğelerinden biri de din dir. Evrensel dinlerde ortak olan konu Tanrı yı bilmek ve sadece Tanrı ya ibadet etmekten ibarettir. Bağlı bulunduğumuz İslâm Dininde de dinimizin vazgeçilmez öğeleri organlarla gerçekleştirilen davranışlar olmayıp zihinde ve kalpte yer tutan inançlardan ibarettir. Bu inançlar insanları korkusuz, güçlü kılar ve hayata bağlar. Şunu kesinlikle ifade edelim ki atalarımız tarih boyunca hiçbir puta, hayvana, insana tapmamıştır. Arap toplumundaki cahiliye çağını Türkler yaşamamıştır. Türklerin kurda taptığı iddiası tarihi ve özellikle kültür tarihini bilmemekten doğmaktadır. Zira bütün milletlerin ilk destan dönemlerini içeren tarihlerinde bazı tabiat varlıklarına değer verdikleri görülür. Rahmetli Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü adlı (Ankara 1977, 249) kitabında; Türklerde kurtun saygı görmesi ise yüz binlerce baş sürülerin otladığı bozkırların korkulu hayvanı olmasından ileri geldiği düşünülebilir ki bunun temelinde dinî bir tasavvur (düşünce, amaç) keşfetmek güçtür cümlesiyle bu konuya açıklık getirir. Zira Türk Milletinin en eski tarihinden beri Tanrı anlayışı gelişmiş bir düzeydedir. Bu hususu Orhun Abidelerinden de anlıyoruz. Orada kendisinden başka bir varlığa benzemeyen, yüceltici, bağışlayıcı, öncesiz ve sonrasız, ölümsüz, güçlü, yaratıcı, yüce, buyuran, yeri ve göğü düzenleyen, öldüren, bilgi veren, lütfeden, koruyan ve hiçbir yaratılmışa benzemeyen Tek Tanrı dan bahsedilir. Ayrıca ahiret fikrinin, cennet, cehennem, mahşer inançlarının da olduğu bilinmektedir (Bak: A.V. Ecer, İslâm Tarihi Dersleri-I, Kayseri, ). Anlaşıldığı üzere atalarımız Tek Tanrı ya ve ahiretin varlığına, iyilik yapmanın, ahlakî davranmanın faydasına inanmışlardır. Böyle bir anlayış ve inanış Yüce Tanrımızın ve O nun son kitabı Kur an-ı Kerim in onayladığı bir inanıştır. Yüce Tanrı K. Kerim de Doğrusu, müminler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiîlerden Allah a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri (sevapları, ödülleri) Rab lerinin katındadır. Artık onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir (Bak: Bakara Suresi/62; Maide Suresi/69 ayetleri) buyurur. Bu da gösteriyor ki atalarımız Yüce Tanrımızın ve K. Kerim in onayladığı Tek Tanrı inancı içindeydiler ve onların Yüce Tanrı dışında taptıkları put, hayvan, insan resim ve heykellerine rastlamamaktayız. Son Peygamber Hz. Muhammed (SAS) sağlığında Türk çadırında dinlenmiş, Türklerin kahramanlığını, Türk ordusunu ve milletini övücü sözler söylemiştir. Türk Milleti de İslâm Dinini millî kültürünün bir parçası yapmakla kalmamış, bu dini bir Arap kabileleri dini olmaktan kurtararak dünya dini haline getirmiştir. Atalarımız İslâm Dinini isteyerek, severek benimsemişler, inanç ilkelerine karşı direniş göstermemişlerdir. İslâm Dini milletimizin eski inanışlarına çok uygun bir dindir. Atalarımızın Tek Tanrı, hoşgörü anlayışları ile, Kur an ın hürriyetçi, zorlamasız, insan sevgisi, kucaklayıcı ve evrensel ilkeleri örtüşüyor idi. Bu sebeple bu dinin İslâm hukukunda Ebu Hanife (öl. 768) nin, inançta Türk din bilgini Mehmet el-matüridî (öl. 944) nin ve hem inanmayı, hem çalışmayı, insanî değerleri en üst düzeyde tutan, kucaklayıcı Hoca Ahmet Yesevî (öl. 1166) nin dinî yorumlarını benimsediler. Geleneksel Türk kültürü ile İslâm Dininin güzellikleri kucaklaştı, kaynaştı. Böylece İslâm Dini milletimizin âdeta bir millî dini haline geldi (Bak: E. Ruhi Fığlalı, Türk
8 6 ya da Türkiye Müslümanlığı Üzerine, Hürriyet Gazetesi, 14 Eylül 1998, 7; N.S. Banarlı, İman ve Yaşama Üslubu, İst. 1986, 102 vd.). İslâm Dini evrensel bir dindir ve bütün insanlığa hitaben gelmiştir. Bütün insanların dinlerini bu dinin ana kaynağı olan Kuran-ı Kerim den öğrenmeleri gerekir. Din yönünden helaller, haramlar onda yazılıdır. Bu sebeple İslâm Dini ve İslâm ahlakını Kuran dan öğrenmeliyiz ve onun tercümelerinden yararlanmalıyız. Din ve ahlak konularında Peygamberimizin sözlerinden ve onun hayatını örnek alarak öğrenmeliyiz. Her hadis, her sünnet diye önümüze sürülen sözlerin Peygamberimizin muradına uygun olup olmadığını akıl, ilim ve Kur an ile irdeleyip kabullenmeliyiz. Dinimizin yasakları (haramları) nın amaçları insanın korunmasına (yani öldürmeye, işkenceye, sağlığını bozmaya, intihara ), malın korunmasına (hırsızlık, yağma ), dinin korunmasına (bâtıl itikadlar, dine sokulmak istenen akıl dışı fikirler gibi), neslin korunmasına (ailenin korunarak yeni neslin iyi yetişmesi için konulan haramlar ), aklın korunmasına (aklı ortadan kaldıran uyuşturucular gibi) yöneliktir. Bu ilkelerle din olarak söylenenlerin doğrusunu yanlışlardan ayırabiliriz. Bir şey ki, - kim söylerse söylesin- cana, mala, nesle, dine, akla zarar vermiyorsa ve kamuya zarar vermiyorsa o şey dinimizce haram (yasak) değildir. İslâm Dininde var olan mezhepler Kur an ı yorum farkından doğan, Tanrı nın varlığı, birliği, yalnız O na ibadet edileceği ve ahiret inancı ilkeleri gibi öz ile ilgili olmayan ayrılıklardır, zenginliklerdir. Bir mezhebe bağlı olmak yanlış değildir. Ama bir mezhebi din gibi görmek, mezhep taassubu (bağnazlığı) içinde olmak tehlikelidir. Birliği, beraberliği tavsiye eden dinimiz kucaklayıcıdır. Yüce Tanrı K. Kerim inde (Nisa Suresi/94) şöyle buyurur: Ey İnananlar! Allah uğrunda yola çıktığınız zaman her şeyi iyice anlayın, size selam verene, siz dünya hayatının geçici menfaatini özleyerek sen mümin değilsin demeyin Yüceler yücesi, öncesiz, sonrasız olan Tanrı ya inanan yaratılmış olanlara kul köle olmaz, paraya, şöhrete, makama secde etmez. Güçlü olur. Zira Kuran da Yüce Tanrı bizlere gevşemeyin ve üzülmeyin, eğer inanıyorsanız en üstün siz olacaksınız buyurur (Âl-i İmran Suresi/139). Dinimiz sevgiye ve yardımlaşmaya dayalı bir toplum oluşturmamızı ister. Kur an ı Kerim de Yüce Tanrı (Bakara, 222. Ayet) Allah iyilik edenleri sever buyurur. İnanmış erkekler ve inanmış hanımlar birbirlerinin samimi dostlarıdırlar (Tevbe Suresi/71). İyi bir işe aracı olan (destek olan) kimse, o işten pay (sevap) alır. (Nisa Suresi/85) ayetleri vardır. Dinimiz bizleri bilime ve akla çağırır. Dünyayı (kainatı) bizim emrimize verdiğini (Bak: Hac Suresi/65; Lokman Suresi/20. ayet, Zuhruf Suresi/13. ayetler), gökte ve yerde ne varsa araştırmamız, sosyal tabiat ve zihin ilimleriyle uğraşmamız gerektiğini bildirir. Bir hadis-i Kudsî de (anlamı Allah tan sözleri Peygamberimizden olan hadisler) şöyle buyurur: Kuşkusuz Allah sizin şekillerinize (kılık kıyafetinize) ve mallarınıza (zenginliğinize) bakmaz ama kalbinize ve eylemlerinize (amellerinize) bakar. Demek ki dinimizde inanmak ve yararlı işler yapmak, çalışmak esastır. Dinimiz, yürüyün diyor, ilerleyin diyor, öne geçin diyor, birbirinizi sevin diyor, çalışın diyor, yükselin diyor. Yükselememiş isek suçlu dinimiz değil, bu mübarek dini içimize sindiremeyişimizdendir, onu anlayamayışımızdandır. Yanlışa düşmemek için bu dinin peygamberinin hayatını dikkatlice okumamız ve dinimizin esaslarını K. Kerim den öğrenmemiz gerekmektedir. Dinimiz ve dilimiz millî kültürümüzün aslî öğelerindendir. Bu sebeple olmalı ki atamız Atatürk şöyle demiştir: Bizim dinimiz, milletimize hakir (değersiz), miskin (uyuşuk) ve zelîl (aşağılanan) olmayı tavsiye etmez. Bilakis Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini (yüceliğini ve onurunu) muhafaza etmelerini (korumalarını) emrediyor. (Bak: E. Ziya Karal, Atatürk ten Düşünceler, İst. 1981, 70)
9 7 GENÇ YETENEKLER ESAT KABAKLI COŞTURDU Ahmet KAPLAN BİRİNCİ SINIF En pahalı koltuk Birinci sınıfın En güzel kıyafetler Paris ten Bildiğimiz makarna Birinci sınıf restoranda Birinci sınıfa Ve birinci sınıf insan Onlar yüz yirmi yıl yaşıyor İnsanın karga olası geliyor. Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Genç Eğitimciler Kulübü nün davetlisi olarak şehrimize gelen ozan-sanatçı Esat Kabaklı, 10 Mart 2008 Pazartesi günü saat da Sabancı Kültür Sitesi nde verdiği unutulmaz konserde, salonu hınca hınç dolduran herkesi coşturdu. Ses, Esat Kabaklı nın sesi, musıki kendi öz musıkimiz olunca; Kırım dan Kerkük e, Altaylar dan Tuna ya Türk coğrafyası dile gelince; Dedem Korkut asırlar ötesinden seslenince; Ozan Arif in o güzelim şiirleri nağmeye dökülünce heyecanlanmamak, coşmamak mümkün mü? OLSA Fabrikanın yolu yokuş aşağı olsa İnsan gibi yaşamak için param olsa Dünyada sadece iyi insanlar olsa Sigaramı yakıp yokuş aşağı yürüsem İşçi kızları seyrederek Ama olmuyor işte Vardır bunda da bir hikmet Sanatın ve sanatçının gücünü bir kez daha gördük. Onlarca cilt kitap yazan fikir adamları, saatlerce nutuk atan politikacılar, Ozan ve Sanatcı Esat Kabaklı nın bestelerinin meydana getirdiği etki ve coşkuyu hiç doğurabilirler mi? Türk vatanının bölünmeye çalışıldığı, Batı emperyalizminin alçak saldırılarına maruz kaldığımız bu günlerde millî birlik ve beraberliğimizi coşkun duygularıyla terennüm eden Esat Kabaklı lara o kadar muhtacız ki 10 Mart 2008 Pazartesi akşamını, müstesna bir zaman dilimine çeviren Elâzığlı Büyük Sanatçı Esat Kabaklı ya ve bu unutulmaz konseri tertipleyen Genç Eğitimciler e gönül dolusu teprik ve teşekkürlerimizi sunarız.
10 8 Röportaj Röportaj: Ahmet ALKAYA, İlhan KENGER, Adem SÖYLER; Cumartesi Ankara- Sincan Üstadın Evi.. ABDURRAHİM KARAKOÇ: Dil, anahtarıdır gireceğin kapının -Günümüzde Türk şiirinin en önde gelen bir şairi olduğunuzu biliyoruz. Şiirlerinizde milli ve manevi değerler yanında Anadolu halkının dertlerini, acılarını da ustaca veriyorsunuz. Duygularınızı zorlanmadan anlatıyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Bir meseleyi içinde yaşayan, içinde büyüyen kendi donlarından birisi olan insan daha çabuk kavrar, daha çabuk ifade edebilir. Vaktiyle Ankara da, İstanbul da bizim Anadolu yu hiç görmemiş insanlar köylülük propagandası yaparlardı. Ama tutmazdı. Yaşadığın bir şeyi çabuk kavrarsın. Mihriban şiirinde diyorlar birisi var mıydı? Vardı diyorum adı Mihriban değildi amma. Olmasaydı zaten öyle bir şiir çıkmazdı. Mesele budur. Türk insanı ile iç içeyim, Hâlâ öyleyim. Şurada komşularımız var, Türkiye nin her yerinden, Kürdü, Türkü, Lazı, Tatarı hepsi burada. Amma dostuz, hep birbirimizi seviyoruz. Niye? Çünkü bu memleketin insanıyız. Ben onun için yazdım, kolay yazdım. Zaten şiirde benim esas malzemem insandır. Hitap ettiğim de insandır. İnsansız bir şiirin ne gereği var. Yok işte filan yerde çiçek açmış, filan yerde de şöyle böyle sular akmış. Yook, o öyle olmaz. O suyun akışında dahi bir şeyi bulacaksın kendine ait. O çiçeğin açmasında, kokusunda dahi kendi idealine ait bir şeyler göreceksin. Yani Yaradan ı göreceksin. Mesele budur. -Şiir yazmaya ne zaman başladınız? Ne biliyim çocuktum daha, ilkokula gidiyorduk, arkadaşları hicvediyordum orda şiirle, kendi kendime. Yani ben hicive o zaman başladım. Tabii onlar öyle geride kaldı. Şimdi bakın babası sanatçı, kendisi de öyle oluyor. Benim babam şairdi. Aileden geliyor, ben onu gördüm. Babası ayyaş olur oğlu da başlar içkiye, babasından daha ileriye götürür. Şiir budur. -İlk şiiriniz ne zaman ve nerede yayımlandı? İlk şiirim değil de bazı şiirlerim oldu, mahalli gazetelerde yayımlandı. Maraş ta Engizek diye bir gazete çıkardı orda yayımlandı. Daha sonra Antep teki gazetelerde, Kilis te yıllarıydı den önceki şiirlerinizi de hamlık dönemine ait diyerek yaktığınızı biliyoruz.. Evet onları yaktım.
11 9 -Maraş ve Elbistan, güçlü şair ve ozanlar yetiştiren bir Türk diyarı Necip Fazıl, Mahsuni, Hayati Vasfi, siz, ağabeyiniz ilk akla gelenler Havasından suyundan mı? Nasıl açıklarsınız? Suyundan mı toprağından mı bilemem ama bir şeyler oluyor.demin de söyledik ya aileden olduğu gibi, iklimden de oluyor, muhitten de, şehirden de oluyor. Ben buraya geldim kitap dükkanı yok Sincan da. Niye kitap dükkanı yoktur? dedim burada. Ankara ya yakınız da dediler. İyi, beyaz eşyalar filan satıyorsunuz, Ankara ya yakınsınız da halı filan satıyorsunuz. Ankara ya yakın.. Ve ben geldikten sonra kitap dükkanları filan açıldı. İlk gazeteyi de ben çıkardım burada. Yeni Ufuk diye bir gazete çıkardık. Mesele bulunduğun yerde, gittiğin yerde bir iz bırakmaya gayret edeceksin. Bunu başaramadıktan sonra bir şey olmuyor. -Maraş tan güçlü şair ve ozanlarımızın çıkmasını insanımızın karakteristik yapısıyla nasıl ilişkilendiriyorsunuz peki? Bazı muhitlerde, bazı şehirlerde bazı şeylere, mesela edebiyata meyil çoktur. Ama bir yere gidersin, bize ne Karakoç tan boşveer, şiir neymiş, hikaye neymiş! diyebilirler. Maraş ta bu yoktur. Maraş ta niye çok çıkıyor? Tabii çok çıkacak, çünkü okudular, okumaya meraklılar. Adım başı bir kitaplık vardı. Konuşacak insanlar vardı Siz geldiniz Kon Tv çalışıyordu. Hemen Tahir Hocayı sordunuz. O da Konya nın müthiş bir vaizidir. Bizim Maraştan İsmet Okur vardı, rahmetlik müftüydü. Ben Konya ya geldim mahkeme için, benim her yerde mahkemem olurdu ya. O da buraya geldi 1976 da. Duymuş. İsmet Okur geldi yanıma. Gençti de.. Tahir Hoca nın oraya gidelim mi dedi. Nerede? Şehrin dışında bir köyde oturuyor. Vardık, Tahir Hoca ynan orda tanıştık, sohbet ettik. Gelen giden de çok oluyordu. Beni tanıtıyordu, Gereği yoktur dedi Ben tanıyorum dedi. Fakat biraz sertçe gidiyor dedi Tahir Hoca. Ama yanlış da yapıyor demiyorum dedi. Sonra dedi: Kendi nefsimden tatbik ettim. Her vaazımda 20 bin kişi toplanırdı. Geldiler bir gün beni tutukladılar, 20 kişi kalmadı etrafımda. Çıktık gene oldu. Karakoç kardeşimiz de aynı durumda. Başına bir şey gelse yanında kimse olmaz! dedi. Ben bu Türkiye nin adamını biliyorum dedi. Hâlâ hatırlarım. Fakat belli olmaz. Ben onlar için, yanımıza gelsinler, kalabalık olsunlar diye yazmıyorum. Allah rızası için yazıyorum. İnandığım için yazıyorum. Olursa olur, olmazsa olmaz. İnşallah boşa gitmez. -Hocam yazdıklarınızdan mahkemelere verildiğinizi biliyoruz. Hiç hapse girdiniz mi? Ben yazdıklarımdan yatmadım. Çok mahkemelere verildim. Bir değil, beş değil.. Fakat Allah tan hepsinden de beraat ettim. Gittiğim yerde kendimi savundum. Ordu da yargılandım ben, Konya da yargılandım, Ankara da, Maraş ta, Malatya da, Antep te yargılandım. Bitmedi ki.. Çoğuna da gitmedim, baktım ki olmuyor. İstanbul da filan Ben nasıl gideyim duruşmalara. Orada da tabii bizi sevenler. Duyanlar, avukatlar ilgileniyorlardı. Ve insan, ölümü göze almayınca şiir yazamaz. Ölümü dahi göze alacaksın. Yoksa niye yazıyor. Ha her zaman ölmez, her şair ölmedi şiir yazdığı için, ölmez de.. Tabii olabilir, sebepler oraya götürebilir. Cesaretli olacaksın. -Peki Üstadım şiir bir fikir ve ideolojinin hizmetinde olmalı mı? Şimdi bakın şiirini ideolojiye filan verdi derler ya.. Ben Konya da yargılanıyorum. Ağır Ceza da. CHP ile MSP iktidar o zaman. Vardım orda dosyaya baktım, bana davetiye geldiydi.dosyaya baktım ki, dava açılmasını, bu Şevket Kazan var ya Adalet Bakanıydı o zamanlar. MSP nin Erbakan ın en yakın adamlarından birisi. Yazısını buldum, savcılığa talimat veriyor, velhasıl dava açılmasına diye.. Benim de Hak Yol İslam Yazacağız ı sahtekarca parti propagandası olarak kullanıyorlar. Bu siyasetçilere güvenilmez. Ama ben bunu yazdım. Burada duruşmaya çıktım 2. Ağır Ceza idi. Rahmetli oldu, Tevfik Fikret Kılıçkaya diye benim yazı yazdığım devlet gazetesinin yazı işleri müdürüydü. Amman ikimiz de içerdeyiz diye dövünüyor. Ne korkuyon lan! dedim. Ben beraat ederim. Benim dava bir gün önce senden. Sen de kurtulursun. Yok diyor avukat ikimiz de içerdeyiz. Avukat! Ben girdim ilk duruşmama, o gün orda beraat ettim. Nasıl beraat ettim? Bitirdi, tehirine diyor, bir başka zamana. Gitmem! dedim. Nasıl gitmezsin? dedi Ağır Ceza Reisi. Vallahi sebepler var gitmemem için dedim. Ben memurum dedim, ya izin alırım ya alamam. Taa uzak yerden gelecem kış olur, yollar kapalı olur 2. Cebimde param olmayabilir 3 dedim. Memur olduğum için amirim izin vermez 4 dedim. Yeter mi? Adam kafasını salladı, yanında bir de bayan hakim vardı onunla konuştu... Savcı diyor ki: - Siyasetçilere âlet oluyorsu- Röportaj
12 10 Röportaj nuz! Duruşma savcısı. Terbiyeli konuş! dedim. Yav sen okudun, Hukuk Fakültesini bitirdin bir de devletin savcısı oldun utanmıyor musun? dedim. Alet oluyorsunuz demek çok kötü bir şey, ben onu sana iade ediyorum dedim. 6 seneden yargılanan bir adamım. Savcıya bunları söyledim. Yani, evet fikrini yazarsın ama politikaya alet etmezsin fikrini. O fikrini hakim kılmanın mücadelesidir bu. Fikrini hakim kılmanın mücadelesini verirken bir siyasetçiye alet olmazsın. Nazım Hikmet kendi fikrini yaymaya çalışmadı mı? Arif Nihat Asya kendi fikrini yaymadı mı? Rahmetli Mehmet Akif İslami bütün konuları işledi. E fikri budur ve politikaya alet etmedi hiçbiri fikrini. Belki politikayı kendine alet eder. Benim savcıya dediğim gibi işte Konya da. Ben politikacıyı kendime alet ediyorum. Sen işine bak. Buna aklın yetmez, dedim. Sonra dışarıya gittim. Yarım saat sonra çağırdılar savunmamı yaptım. Ne diyorsunuz? dedi, son mütalanız nedir dedi savcıya. Beraatını talep ediyorum deyince neredeyse düşüp yıkılacaktım ve beraat edip oradan çıktım. Biraz cesaretli olacaksın, yürekli olacaksın. Ama savunmayı da bileceksin. Yazarken, çizerken de açık vermeyeceksin. Budalaca olmayacaksın. Kendini mahkum etme yazarken. Yazdığın bir konuda, savunması da içinde olsun. Ben onlara dikkat ederim. -Bazı şiirleriniz bestelendi, türkü oldu. Mihriban bunlardan biri. Bu, sizi mutlu ediyor mu? Eğer güzel ise, iyi bestelediler ise mutlu ediyor. Amma kafasını gözünü yardılarsa da ; Eyvaah, ölmüş benim şiirim, bunlar ne etmişler! diyorum. -Şimdiye kadar kaç şiir kitabınız yayımlandı? Genellikle şiir kitapları para kazandırmaz ama siz sevilen bir şairsiniz ve çok ünlü şiirleriniz var; kitaplarınızdan para kazanabildiz mi? 13 kitabım yayımlandı. Vallaha para kazanırdım da kazanamadım. Hep dostlara verdik. Onlar da telif hakkı ödemediler. Ben ne deyim davalaşıyım mı onlarla? Yabancılara vermedik, hep dostlarımız aldı. -Kötü alışkanlıklarınız var mıydı hocam? Sigara gibi.. 56 sene sigara içtim. 2.5 sene oldu terk ettim. Yav zamanı gelince oluyor bu! Allah o günü sana öyle isabet ettiriyor ki.. Ben sigara içerdim ve burada en sert tütünlerden içenlerden birisiydim. Ankara dan halk otobüsüne bindim, buraya geliyorum. Yanıma bir adam oturdu. Allaah! Burnumu tuttum, nikotin kokusundan. Öyle ki.. Ben sigara içtiğim halde onu duyuyorum. E dedim ben de böyle mi yapıyorum başkalarına, bu rahatsızlığı ben de mi veriyorum? Geldim, otobüsten inince cebimdeki çakmağı, sigarayı çöp kutusuna attım, buraya geldim bitti daha. Aklıma dahi gelmedi. O adamdaki o nikotin kokusu bana sigarayı terk ettirdi. Ve bıraktığım günden sonra da Allah tan işte hiçbir zaman aklıma gelmedi sigara. Bir çokları dayanamaz, azaltayım filan yok.. -Halkımız niçin az okuyor? Az mı okuyor? Eskiden biraz okurlardı. Sonra cdler, televizyonlar vs. çıkınca iyice azalttılar. Hani bir deyim var; Türk ün aklı gözündedir. diye. Biraz da kulağındadır. Başkasından duyduğuyla şey yapıyor. Gözüynen bakarak okumuyor, ekrana bakıyor. Kitap okuma alışkanlığı azaldı. Bugün Türkiye de en kralı kitapların çok fazla baskı ya-
13 11 pamıyor. Hele şiir hiç yapamıyor. Bir iki dedikodu olursa, yalan, asparagas bir şeyler olursa onlar belki oluyor. O da bir işe yaramaz. Dünyada da böyle oldu. Türkiye ye ait değil. Şimdi eski bizim bildiğimiz Rusya dan, Amerika dan, Fransa dan, Almanya dan çıkan önemli yazarlar yoktur.bir Jan Jack Rousse yu çıkartamıyor Fransa, Emile Zola yı çıkartamıyor işte. Bir Dostoyevski yi çıkartabiliyor mu Rusya? Yok! Demek ki değişiyor, onun zamanı vardı. Bu mevsim kuraklık mevsimidir. Ama bir gün dönecek geri. Bu güzelliklere doğru dönüş olur, muhakkak.benim umudum böyle. Hata olur, yanılabilirim amma umudum güzel hiç olmazsa. -Hocam internette rast geldim Şairlerin Sultanı unvanı verilmiş. Doğru mu? Yok. Kimse bana öyle bir şey veremez ki. Ben hayatımda ödül almadım hiç. Herkes Allah ın nasib ettiği kadar güzel yazar, şiir yazar. Biraz da zayıf yazan olur. Herkes pehlivan olmaz. -Yarışmalara da hiç katılmadınız değil mi hocam? Hiç katılmadım. Hayatım boyunca hiçbir yarışmaya katılmadım. Yalnız şiirde değil başka türlü de olsa. Çünkü bana abes geliyor. Karşındaki, insan. Horoz dövüşü gibi bir şey -Hocam Allah korusun İstiklal Harbi sonrası yıllarını yaşıyor olsak ve Mehmet Akif in yüklenmiş olduğu misyon size yüklenmiş olsa ve bir milli şiire ihtiyacımız olsa size teklif edilse yazar mıydınız? Yazardım da ben Mehmet Akif gibi yazamazdım. Benimki biraz kavgacı olurdu. Sert, vurucu olurdu. Mehmet Akif tamamen İslam ı kendi bünyesinde mezcetmiş bir insandı. İlmi de vardı. E benim yok mu? Benim de bağlılığım belki onunki kadardır da ona o yönde barı var, bana da başka yönde. Köroğlu nun yönü ile Karacaoğlan ın yönü.. İkisi de güzel şair idi. Bir Dadaloğlu vardı. Ne sürmeli beye benzer, Ne Âşık Garibe.. Dadaloğlu da öyleydi. Öyle olmasa zaten sevilmez bugüne gelmezdi. Köroğlu da öyleydi.. Her biri ayrı. Yunus Emre yazmış. Ne güzel yazmış ama o günün şartlarında onu yazmış. Belki bugün aynısını yazıyım desen, aman onlar da şiir mi derler atarlar. Fakat, sathi görünen, yüzeysel görünen Yunus Emre nin derinliğine de kimse inememiştir. O kadar derin. Peki biz bunları derken değerli şairimiz Fuzuli yi unutuyoruz. Hakikaten müthiştir, muhteşem bir şairdir. O ne güzel benzetmeler.. -Şiir meraklısı gençlerimize kendilerini geliştirmeleri için neler tavsiye edersiniz? Yazabiliyorsa yazsınlar, yazamıyorsa da kendini boşboşa yorup rezil etmesinler. Kendini yorsunlar, yazsın bir şeyler. Merdivenin alt katından en üst katına atlamak istiyorlar. Olmaz o. Ağır ağır gideceksin, oraya varana kadar 10 sene, 20 sene 30 sene geçecek. Buna da tahammül edemiyorlar. Etsinler.. Başarının sırrı sabır, sebat. Ha bir de hadiseleri değerlendirmek, kendine göre yorumunu yapmak, Türkçeyi de fevkalade bilmekten geçer. Dil,anahtarıdır gireceğin kapının! kelimeyle şair olunursa, olunmaz işte. Yüzlerce, binlerce kelimeyi hıfzedeceksin ki şiir yazasın. Hatta hikaye, roman yazmak için de böyle. -Genç şair Gökhan Öztürk hakkında ne dersiniz üstadım? İyi çocuktur. Giden altı ay içinde görüştüm. Şiirleri bende, ona bakıyorum. Onun kitabını ben bastıracağım. -Sizi geçeceğine dair iddiası var. İnşallah.(Ben de onu,bunun için seviyorum) -Son olarak şair gözüyle son dönem şairlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Pek dergilere bakamıyorum. Edebiyat vs. Kalıcı bir şair de göremiyorum. Yavuz Bülent Bakiler gibi bir şair göremiyorum. Yetişmiyor. Bir Subaşı, onun gibi yetişmiyor. Yani, kuraklık mevsimi yaşıyoruz. İnşallah olur ilerde. Olmaz diye de bir şey yok. Umudunu yitiren her şeyini yitirmiştir! Röportaj
14 12 Affet Beni Iraklı Kardeşim Yavuz Sezer OĞUZHAN Affet beni kardeşim affet! yüzyılın ilk vahşetinin kurbanı oldun. Ama ben ne yaptım? Kardeşim affet beni. Üzerine bombalar yağdığında yağmur yağmanın tabii durumu gibi baktım. Televizyonlar bu rezaleti gösterirken kanal değiştirdim ve dizimi seyrettim. Affet beni kardeşim!.. Amerikan askerlerinin size nasıl davrandığını gördüm ama onlara lanet okumadım. Sana dua etmeyi bile unuttum. Bilmiyorum belki lüzum görmedim. Bağdat taki çığlıkların sokağıma kadar ulaştı ama ben evimin penceresini kapattım. Ses gelmesin istiyordum ne yazık ki. Uyuyamıyordum ses olunca. Ya da televizyonun sesini duyamıyordum. Kardeşim, affet beni!... Cezaevlerindeki yakınlarına yapılan işkenceyi gördüm, sustum. Evlerinden gece yarısı çıkarılan, kamyon kasasına konup, nereye gittiği meçhul olan erkek akrabalarını gördüm fakat gözümü başka yere çevirdim. Tecavüze maruz kalan kadın yakınlarını duydum, alakadar olmadım. Düşünmedim, düşünemedim kendi kadınımın bu durumda olduğunda olacağım ruh halini. Ben ki her yerde namustan, ardan söz ederdim. Bunları kimseye bırakmazdım. Beni affet. Kardeşlerin yalın ayak sokaklarda gezdi. Soğukta ayakları dondu mu, hastalandılar mı soramadım. Bana Müslüman diyorlar. Ben Müslüman mıyım? İbadethanelerimi yaktılar, yıktılar bir şey demedim. Büyüklerimin türbelerini bombaladılar umursamadım. Dinime, inancıma, peygamberime küfrettiler duymazlıktan geldim. Affet beni kardeşim. Sen söyle. Ben Müslüman mıyım? Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. hadisini anlayamadım. Mümin, müminin kardeşidir. düsturunu yeni duydum sanki. Hele komşu ilkesi Komşusu açken tok yatan bizden değildir. hadisine yabancı kaldım. Komşu hakkı bu kadar da önemli iken hem de. Kardeşim affet beni!... Ben Türküm. Yüzyıllardır mazlumun yanında yer aldım. Ama bu zulümde seni fark edemedim. Zalimin kılıcını, zalime batıramadım. Beni affet kardeşim!... Vicdanımı kaybetmişim. Düşürdüm bir yerlerde, bulamıyorum. Ülkende dökülen kanı, ben hep başka bir şey olarak gördüm. Müslüman ve Türk olmak bir yana Vicdan var ya! Sömürge düzenine karşı olmak için vicdan yeterdi. Ama dedim ya düşürmüşüm ve kaybettim vicdanımı. Kaç kere düştün de elimi uzatmadım. Gözyaşlarınızı gördüm fakat benim gözlerim hep kuruydu. Kalbim sızlamadı kardeşim. Affet beni. Siz bu beladan nasıl kurtulacağınızı düşünürken ben takımımın şampiyon olup olamayacağını düşünüyordum. Her hafta BBG lerde, evlendirme programlarında, şarkı yarışmalarında kimin elenip kimin kalacağını tahmin etmekle meşguldüm. Magazin programlarında kim kiminle berabermiş ve kim ne yapmış diye meraklandım da seni düşünüp meraklanmadım. Affet beni kardeşim!... Sen orada topla, tüfekle savaş verirken(ki o da tek taraflı) ben de burada vicdan savaşı veriyormuşum. Sonradan haberim oldu kardeşim. Ve ben bu savaştan çok büyük bir mağlubiyetle ayrıldım. Hakkını helal edebilecek misin? Senin yüzüne bakamıyorum. Nasıl bakayım bundan sonra? Şimdi kalbim sızlasa da ağlasam bir işe yarar mı? Çok pişmanım. Affet beni Iraklı kardeşim!... Hakkını helal et! DUYURU Her Cuma da gençlere, aynı gün da da herkese açık konulu sohbet toplantılarımız aralıksız devam ediyor. Katılmak isteyenlere duyururuz. BİLGİYURDU Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği Başkanlığı GEÇMİŞ OLSUN Bacağından ameliyat olup bir süredir evinde istirahat eden Yönetim Kurulu üyemiz Mustafa KILIÇKAYA ya, Erciyes Üniversitesi Hastanesinde tedavi gören İrfan ÇALIŞKAN kardeşimize acil şifalar dileriz. BİLGİYURDU Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu
15 13 SINIR ÖTESİ HAREKÂT BAŞARILI SİYASET BASİRETSİZ Hakan BOZDOĞAN Türkiye, uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakkını kullanarak Irak ın kuzeyine bütün dünya kamuoyunun beğenisini gizleyemediği başarılı bir operasyon gerçekleştirmiştir. Irak ın kuzeyine gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonda ilk önce terör örgütünün elinde bulunan mevziiler,havadan tahrip edilmiş; daha sonra kara harekâtıyla sınırlı bir alandaki teröristler etkisiz hale getirilmiştir. Her iki operasyon da dünya askeri terminolojilerine yeni bir boyut kazandırmıştır. Hava harekâtı sırasında Irak ın kuzeyindeki PKK kampları Balıkesir den kalkan uçaklarla gece bombalanmıştır. Askeri terminolojiler, geceleyin havada yakıt ikmali yapan uçakları kaydetmiştir. Uçaklar lazer güdümlü bombalarla hedeflere tam isabetli vuruşlar yapmıştır. Böylece hiçbir masum sivil zarar görmemiştir. Bu durum TSK açısından çok önemli bir olaydır. Çünkü 2003 te Irak ın işgali sırasında ABD uçakları yanlışlıkla birçok masum sivilin bulunduğu alanı bombalamıştır. Aynı şekilde İsrail Lübnan a düzenlediği operasyon sırasında birçok sivil hedefi vurmuştu. Bu örnekler TSK nın hem ABD hem de İsrail den daha başarılı operasyonlar yaptığını göstermektedir. Ayrıca Balıkesir den kalkan uçakların gittiği mesafeyi kuş uçumu olarak aynı mesafede batıya doğru çevirirsek, bütün Avrupa ülkelerinin Türkiye nin hava menzilinde olduğu anlaşılacaktır. Bu da herhalde dünyaya bir mesaj vermektedir. Sınır ötesi harekâtın ikinci safhası olan kara harekâtı da oluş şekli bakımından dünya standartlarının üzerinde bir niteliğe sahiptir. Soğuk kış şartlarında bazı yerlerde 2 metreye yaklaşan kar kalınlığına rağmen böyle bir operasyonun gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Gelgelim operasyonun politik açıdan değerlendirilmesine. Bir kere bu operasyon çok geç kalmış bir operasyondur. Genel Kurmay Başkanı nın sınır ötesi operasyon için teskere istediği günden aylar sonra bu yetki TSK ya verilmiştir. Bu durum terör örgütü ve onun destekçisi Barzani ye psikolojik fayda sağlamıştır. Nasıl olsa Türkiye operasyon yapamaz! anlayışı terör örgütünün daha rahat hareket etmesine sebep olmuştur. Meclisten sınır ötesi operasyonla ilgili kararın çıkmasına rağmen, yapılacak operasyon için ABD li yetkilerle görüşülmesi Türkiye nin itibarını zedelemiştir. Sınır ötesi operasyonun 5 Kasım görüşmelerinden sonra gerçekleştirilmesi de oldukça manidardır. Ve maalesef Türk kamuoyuna, ABD yi şirin göstermek için istihbarat paylaşımı söylemi Türkiye için onur kırıcı bir durumdur. Bu söylemden şöyle bir sonuca varmak hiç de zor değildir: Türkiye güvenliğini tehdit eden herhangi bir dış saldırıya ABD yardımı olmadan karşı koyamaz. Bu anlayış Türkiye nin büyüklüğüne ve gücüne hiç yakışmıyor. Örneğin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında bize en çok karşı olan devlet ABD idi. Hatta ABD Türkiye yi tehdit bile etmişti. Buna rağmen Türkiye çok başarılı bir operasyonla amacına ulaşmıştır. ABD nin o zaman bize karşı olduğunu bildiğimize göre, ABD nin istihbarat yardımı yapmadığını da anlıyoruz. Yani ABD yardımı almadan da çok başarılı bir operasyon gerçekleştirebiliyoruz. Üstelik o zamanki teknolojimiz düşman kamplarını BBG evleri gibi gözlemleme imkânımız yoktu. Ayrıca Kıbrıs mesafe olarak Irak tan daha uzak mesafede bulunmaktadır. O halde mesafe olarak Kıbrıs tan daha uzak mesafede bulunan Irak ın kuzeyi için bu denli dış istihbaratına muhtaç kalmamızın sebebi nedir? Irak ın kuzeyine yapılan sınır ötesi operasyonun bitiş şekli kafalarda birçok soru işaretinin oluşmasına sebep olmuştur. Bu konuda kamuoyuna aydınlatıcı bir açıklama hükümet nezdinde yapılmamıştır. Şurası açık bir gerçek ki; askeri hareket ne kadar başarılı olursa olsun bu başarı siyasi zaferle taçlandırılmazsa askeri başarıların değeri kalmaz. Bir kere siyasi iktidar terörün kökünü gerçekten kazımayı istiyor mu, bunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Irak ın meşru ama kukla Cumhurbaşkanı olan Talabani nin PKK konusundaki görüşleri bilinirken onun AKP hükümetinin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından Çankaya Köşkü nde ağarlaması hükümetin PKK konusunda karasız olduğunu göstermektedir. Göğsümüzü kabartan ve tüm dünyanın hayran kaldığı bir askeri harekâttan istenilen sonucun tam alınamaması siyasi otoritenin terör konusundaki basitsizliğini göstermektedir.kısacası Türkiye,sınır ötesi askeri harekatın meyvelerini toplayamadı.aksine Talabani yi Çankaya da ağırlayarak onun ipe sapa gelmez sözlerini sineye çekti.
16 14 BİR DESTANDIR ÇANAKKALE Yunus Emre ÖZKAN - yemreozkan@hotmail.com Tarih bir milletler savaşından ibarettir. Bu savaşta milletleri ayakta tutan çeşitli vasıfları vardır. Türk milletinin ayakta kalmasını sağlayan vasfı ise en zor şartlarda bile ümitsizliğe düşmeden ayakta kalabilmesi, direnebilmesi, kazanmanın bedelinin kan ve can olduğunu çok iyi bilmesidir. Tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştık, birçok sınavdan geçtik ama Çanakkale Muharebeleri Türk milletinin en ağır ve maliyet itibariyle en pahalı sınavıdır. Çanakkale Muharebeleri Türk milletinin yukarıda bahsettiğimiz vasfını gözler önüne seren en kesin belgedir. 93 yıl önce Çanakkale de bir tarafta dünyanın birçok yerini ciddi bir direnişle karşılaşmadan sömüren, aynı hayallerle Çanakkale ye gelen her türlü vesaitle silahlanmış İngilizler, Fransızlar, İrlandalılar, Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar ve Senegalliler den oluşan düşman kuvvetleri, diğer tarafta ise sessiz, gösterişsiz, ölüme göz kırpmadan bakan şerefli Türkler vardı. Taraflar arsında Çanakkale de korkunç bir boğuşma oldu. Çanakkale ye gelen sömürgeciler öldü zannedilen Türk milletinin yeniden dirilişine şahit oldu. Çanakkale Muharebeleri ile Türk milleti dünyaya varolduğunu yeniden ispatlamıştır. Bunun için Çanakkale Muharebeleri Türk milleti acısından bir destan niteliği taşır hem de öyle bir destan ki vatanımızın bütünlüğü ve Türk milletinin bağımsızlığını korumak için gözlerini bile kırpmadan canlarını vererek Allah tan cenneti alan, en kesif orduların dördü, beşi yükleniyorken anasını, babasını, kardeşini ve sevdiğini cephe gerisinde bırakıp gönlündeki vatan aşkı ile şahadet şerbetini içmek için cepheye koşan, atalarının kanla canla aldığı bu kutsal vatan topraklarını namus bilerek düşman çizmelerine çiğnetmeyen şanlı Mehmetçiklerimizin, kınalı kuzularımızın yani yüce Türk milletinin kanıyla canıyla yazdığı tarih boyunca unutulmayacak bir destandır. Çanakkale de vatan, millet ve bayrak sevgisi ile kahraman Mehmetçiklerimiz ölüme koştular. Dönmemek üzere düşmanın üzerine atıldılar. En kıymetli saydıkları ellerini kollarını, gözlerini, kanlarını ve canlarını kaybettiler. Onlar bu kaybettikleri ile cenneti kazanırken, bizlere de bu mübarek vatan topraklarını bıraktılar. Türkiye Cumhuriyeti nin nüfusunun on üç, on dört milyon olduğu yıllarda Madrid Büyükelçisi Yahya Kemal Beyatlı ya bir vesile ile Türkiye nin nüfusu sorulur. Şair hiç tereddüt etmeden şu cevabı verir: Türkiye nin nüfusu elli milyondur. Soruyu yöneltenler cevap karşısında hayret ettiklerinde ise: Bunda şaşılacak ne var? Biz ölülerimizle birlikte yaşarız. der. Bir topluluk üstat Yahya Kemal gibi düşünmedikçe yani din, dil, edebiyat, tarih şuurundan yoksun ve ruhsuz olduğu sürece canlı bir cesettir. Gönül fukarası, akılları midelerinin dışına çıkmayan maneviyat yoksunu insanların oluşturduğu böyle toplulukları değil millet ahali bile saymak mümkün değildir. Zamanı gelince bedel ödeyemeyen insanların oluşturduğu topluluklar yaşadıkları müddetçe saadet yüzü
17 15 göremez. Bir millet sefil, rezil, namussuz bir hayatı, şerefli bir ölüme tercih ederse o millet kıyamete kadar esaretten kurtulamaz. Bunun için hür yaşamak isteyen milletler bedel ödemek zorundadır. Çünkü bedel ödemeyen milletler hür yaşayamaz. Bedel ödemeyenler sahip oldukları değerlerin kıymetini bilemez. Devlet, millet, vatan, bayrak, dil, din ve kültür gibi değerlerin bir yana bırakıldığı maneviyatın yerine maddiyatın ön plana çıktığı günümüzde bir kıymet bilmezlik almış başını gidiyor. Türk milleti olarak bu kutsal topraklara ayak bastığımız ilk günden beri bedel ödüyoruz. Ödediğimiz bedelleri çok eskilerde aramaya gerek yok. Daha dün Çanakkale de, Sarıkamış ta, Sakarya da bu bedeli fazlasıyla ödedik. Bunun için ülkem, ülküm, ilkem düşüncesi ile vatanı için milleti için namusu için canını ortaya koyan, kanlarını akıtarak canlarını veren, dünya tarihine adını yazdıran, harp sanatına strateji esasları koyan, atalarımıza şehit ve gazilerimize gereken ilgiyi göstermek ve hak ettiği değeri vermek her Türk ün asıl görevidir. Çünkü ödediğimiz her bedelde binlerce, yüz binlerce Türk ün kanı var. Türk milleti olarak en seçme ve değerli askerlerimizi, ülkemizin aydınlık geleceğinin teminatı olan münevverlerimizi, geleceğin aydın insanlarını Çanakkale de, Sarıkamış ta, Sakarya da, İzmir de, Eskişehir de kaybettik. Onlar bu ülke için canlarını verince milletimiz uzun süre bu münevver insanlardan yoksun bir sallantı içinde yaşadı. Bu münevver kısım içinde Kayseri nin ve Kayserilinin medar-ı iftiharı olan Kayseri Lisesi öğrencileri de bulunmaktadır. Kayseri Lisesi nden giderek Kurtuluş Savaşı nda görev alan bu öğrencilerin hepsi Kurtuluş Savaşı nın Çanakkale ye benzer bir safhası olan Sakarya da şehitlik mertebesine erişti. Hilal uğruna batan güneşler ve adsız kahramanlar sayfasına, adlarını yazdıran şehitler arasında onlar da yer aldı. Bugünkü rahatlığımızı borçlu olduğumuz şanlı şehitlerimiz yaşadıkları vatan topraklarından faydalanmanın, güneşinden istifade etmenin bir bedeli olduğunu biliyorlardı. Bir gün hepsinin üzerine bir görev düştü. Vatan için ölmek Tereddüt etmeden gittiler. Vatanlarına olan borçlarını ve ödemeleri gereken bedeli en değer verdikleri canları ile ödediler. Bir hocamız: Zamanı gelince hepimiz ölürüz. Ben ölürüm, sen ölürsün; kardeşim ölür, dostum ölür. Ancak şu anda savaş yok, ölmeye de gerek yok. Şimdi yapacağımız tek şey vatanımız için, milletimiz için çalışmaktır. derdi. Bizler bugün çalışarak muasır medeniyetler seviyesine ulaşmış, gönlünde haysiyet, şeref, iffet duyguları ve vatan sevgisi taşıyan bir nesil yetiştirebilirsek şehitlerimize olan borcumuzu belki de ödemiş oluruz. Vatanları, namusları için gözlerini kırpmadan savaşan ve bu uğurda canlarını feda eden şehitlerimizin ruhları şâd olsun. Tanrı aziz vatanımıza her zaman şehitlerimize layık nesiller nasip etsin.
18 16 DR. MEHMET ALTUNER İN ARDINDAN Mustafa ÖZTÜRK Telelominikasyon Kurumu Sektörel Araştırma ve Stratejiler Dairesi Başkanı Dr. Mehmet Altuner i en verimli çağında kaybettik. 50 yaşındaydı ve alanında zirvedeydi. 17 Şubat 2008 tarihinde saat da tedavi görmekte olduğu Gülhane Askerî Tıp Akademisi nde Hakk ın rahmetine kavuştu. Acı haber Kayseri ye ulaştığında, bembeyaz karla örtülü çevremiz karalara büründü. 20 Şubat 2008 Çarşamba günü saat da Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi önünde yapılan törende hoca arkadaşları ve her taraftan koşup gelen ülküdaşları metin olmaya çalışıyor ancak göz yaşlarına hakim olamıyorlardı. Konuşmacılar konuşmalarını, o yoğun duygu ortamında, zorlukla tamamladılar. Aynı gün, Kayseri Hunat Camiinde kılınan öğle namazını mütakip Talas Cemil Baba Kabristanı ndaki aile mezarlığına defnedildi. Ağır kış şartlarına rağmen cenazedeki kalabalık, ne kadar sevildiğinin göstergesiydi. Yıllardır birbirini göremeyen dostlar, cenaze vesilesiyle bir araya gelmişlerdi. Ağlaşarak kucaklaşanlar o kadar çoktu ki 1980 öncesi dostlukların ülküdaşlıktan kaynaklanan gücü kendini gösteriyordu. Rahmetli Mehmet Altuner, okuldan değil ama Ocak tan öğrencimdi yılları arasında ne zaman Ülkü Ocağı na gitsem, Mehmet i orada görürdüm. Düzenlediğimiz millî kültür seminerlerine düzenli olarak katılırdı. Davaya yararlı olmak için çırpınırdı. Bazı arkadaşlar ondaki cevheri o zaman fark etmişlerdi. Parlak zekasını görenler, Aman bu çocuğa bir ziyan olmasın. diyorlardı Türk milliyetçileri olarak bilime, bilim adamı yetiştirmeye çok önem veriyorduk. 9 Işık Doktrini nin bir ilkesi de İLİMCİLİK ti. Prof. Dr. Mümtaz Turhan ın eserlerini de ilgiyle okur ve okuturduk. Bu yüzden, kaliteli aydın ve ilim adamı yetiştirilmesi, en önemli hedeflerimizden birisiydi. Mehmet Altuner, bizleri yanıltmadı ve önemli bir ilim adamı oldu. Telekomünikasyon kurumundaki görevi sırasında pek çok teknolojik projeye imza attı. Yasal olmayan cep telefonlarının kullanımı ve ticaretini engelleyen kanun çalışmasıyla Türkiye nin milyarlarca dolar kaybetmesinin önüne geçti. Kitapları ve sayısız makalesiyle yeni ilim adamlarının yetişmesine katkı sağladı. Mehmet Altuner, hem dindar hem milliyetçiydi. Lise öğrencisi olduğu yıllardan itibaren Türk milliyetçiliği hareketinin inançlı bir mensubudur. Öğrencilik yıllarında Ülkü Ocağı nın, üniversitede hoca olduğu yıllarda da Türk Ocakları nın üyesiydi. 12 Eylül İhtilali nde birkaç kez tutuklandı. İddialar mesnetsiz olduğu için her defasında bir iki ay yatırılıp serbest bırakıldı. Türk milliyetçiliği yolunda en büyük hizmetleri Erciyes Mühendislik Fakültesi nde ve Telekominikasyon Kurumunda verdi. Türk milliyetçisi olmanın anlamını, mesleki alandaki verimli çalışmalarıyla herkese gösterdi. Mehmet Altuner, şimdi, Talas Cemil Baba Kabristanı ndaki mezarında, ülkesine hizmet etmiş bir insan huzuruyla uyumaktadır. Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun. Geride kalan anne, baba, eş ve çocuklarına Allah sabır versin.
19 17 mezunu Emine hanım ile evlendi. Bu evlilikten bir oğlan iki kız çocukları dünyaya gelmiştir: Muhammet Ali, Habibe ve Nur Süheyla. Dedesi Mehmet Altuner ve Babası Ümit Doğan Altuner AİLESİ Mehmet Altuner, tarihinde Talas ilçesinin Harman Mahallesinde doğdu. Babası, Talas Amerikan Koleji nden 1950 yılında mezun olan, İngilizceyi çok iyi bildiği için bazı şirketlerde tercümanlık yapan Ümit Doğan Beydir. Ümit Doğan Bey, yılları arasında Talas Amerikan Koleji nde tercümanlık ve genel sekreterlik görevlerinde bulunmuştur. Baba Ümit Doğan ın bu görevleri, oğlu Mehmet in İngiliz dilini çok iyi öğrenmesine çok büyük katkı sağlamıştır. Öyle ki kolej öğrencisi Mehmet, Çinkur Fabrikası nda çalışan Kanadalı mühendislere tercümanlık yapabilmiştir. Ümit Doğan Bey, 1982 yılında emekli oldu. Kayseri de mütevazi hayatını, çocukları ve torunlarıyla ilgilenerek sürdürmektedir. Mehmet Altuner in annesi Nurhayat hanım, 1939 yılında Kayseri nin Sarıoğlan ilçesinde doğmuştur. Ümit Doğan Altuner ile 1956 yılında evlenmişler. Bu evlilikten dört çocukları olmuş. Birinci çocukları Mehmet, diğer üçü Gül, Aliye ve Sibel Fatma dır. Mehmet Altuner adını dedesinden almış. Dede Mehmet Altuner ( ), Talas halkının çok sevip saydığı idealist bir öğretmendir. Trabzon Yatılı Öğretmen Okulu mezunudur. Amasya da bir süre görev yaptıktan sonra memleketi olan Talas a tayin edilmiştir. Gençliğinde iyi futbol oynadığı ve sporu çok sevdiğinden 1947 yılında Talas Gençlik Kulübü nün başkanlığına seçilmiş, sezonunda Talas Voleybol Takımı nın Türkiye üçüncülüğünü kazanmasında birinci sırada etkili olmuştur yıllarında Talas Derviş Güneş İlkokulunda müdürlük yapmıştır. Eğitimci dede Mehmet Altuner in torun Mehmet Altuner in millî değerlerle yetişmesinde önemli bir payı olduğunu düşünüyoruz. Mehmet Altuner, 22 Eylül 1982 tarihinde lise TAHSİLİ, AKADEMİK HAYATI, HİZMETLERİ Mehmet Altuner tahsiline Kayseri Yeşil Mahalle deki Mithat Paşa İlkokulu nda başladı. İlkokulun ilk üç sınıfını bu okulda tamamladıktan sonra tarihinde babasının görev yapmakta olduğu TED Kayseri Koleji nin ilkokul kısmına nakletmiştir. Buradan tarihinde -Pekiyi- derece ile mezun oldu. Aynı öğretim yılında yaz dönemi İngilizce grubu derslerini de başarıyla vererek TED Kayseri Koleji nin Orta kısım Birinci sınıfına devam etmeye hak kazandı. Eğitim Derneği Kayseri Koleji nin Ortaokul kısmından tarihinde iyi derece ile mezun oldu. Diplomasında Millî Eğitim Müdürü Recep Açıkalın ile Okul Müdürü Aydın Kılıçaslan ın imzaları bulunmaktadır. Mehmet, fen derslerinde çok başarılı ve elektrik-eletronik konularına meraklıydı. Bu yüzden isteği doğrultusunda tarihinde Endüstri Meslek Lisesi ne kaydoldu tarihinde 7.35 not ortalaması ile bu okuldan mezun oldu. Dr. Mehmet Altuner, eşi ve çocuklarıyla (1990)
20 18 Yüksek öğrenimini Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği Bölümü nde yıllarında yaptı. Yüksek lisansını Uludağ Üniversitesi nde, doktorasını Erciyes Üniversitesi nde tamamladı yılları arasında Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesi olarak çalıştı. Çok sayıda kitap ve bilimsel makale yayımladı yılında Telekomünikasyon Kurumu na Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Daire Başkanı olarak atandı.. Bu kurumdaki görevi sırasında çok önemli teknolojik projelere imza attı. Bunlar arasında yasal olmayan cep telefonlarının kullanımı ve ticaretini engelleyen kanun çalışması, piyasa gözetimi ve denetimi laboratuvarının kurulması gibi çok önemli çalışmalar bulunmaktadır. Dr. Mehmet Altuner, çalışma ve hizmetlerinden dolayı birçok ödüle layık görüldü. Yayımlanmış eserleri 1. Altuner, M., Endüstriyel Elektronik Ders Notları, Kayseri Altuner, M., Bilimsel Cihazlarda Arıza Arama, Kayseri Altuner, M., Güç Elektroniği Laboratuvarı Deney Kılavuzu, Kayseri Özsoy, S., Altuner, M., Elektrik Ölçme Laboratuvarı Deneyleri, Kayseri Altuner, M., Lojik Devreler Laboratuvarı Deney Föyleri, Kayseri Altuner, M., Güç Elektroniği Ders Notlari -1, Kayseri Altuner, M., Endüstri ve Enstrumantasyonda kullanılan Dönüştürücüler, Kayseri Altuner, M., Elektronik Mühendisliği Bölümü Faaliyet Raporu -1992, Kayseri 9. Altuner, M., Enerji üretimi, dağıtimı ve Haberleşme Sistemleri, Kayseri-1988 Yayımlanmış makaleleri: Çoğunluğu Endüstri&Otomasyon dergisinde olmak üzere 50 nin üzerinde bilimsel makale Uluslar arası Toplantılar/ Sempozyumlar/ Kongrelerde Sunulan Bilimsel Bildiriler 1. Altuner, M., Sert, H.M., Elektrik Sayaçları için Bilgisayar Destekli Test Sistemi, IX. Müh. Semp., 1996, Isparta 2. Altuner, M., Değerli, Y., Alti Strain-Gauge Bilesenli Wheatstone Köprülü bir Balans için Bilgisayar Destekli Enstruman Sisteminin Gerçekleştirilmesi, I. Havacılık Semp., Mayis 1996, Kayseri 3. Altuner, M., Bilgisayar Denetimli PM DC Motorlu bir Servomekanizmanın Tasarımı, Elmeksem 93, Bursa III. Elektromekanik Sempozyumu, 1-5 Aralık 1993, Bursa 4. Altuner, M., Yüksek Gerilimli Doğru Akımların Ölçülmesi, Elektrik Mühendisliği 5. Ulusal Kongresi, Eylül 1993, KTÜ-Trabzon 5. Altuner, M., Yılbas, B.S., Danısman, K., CW-CO2 LASER Elektrik Desarj Parametrelerinin Belirlenmesi, Elektrik Mühendisliği 5. Ulusal Kongresi, Eylül 1993, KTÜ-Trabzon 6. Altuner, M., Yilbaş, B.S., Danisman, K., Bilgisayar Destekli Vakum Pompası Güç Kontrol Sisteminin Tasarımı, Elektrik Mühendisliği 5. Ulusal Kongresi, Eylül 1993, KTÜ-Trabzon 7. Altuner, M., Yilbas, B.S., Danışman, K., Yüksek Gerilim Izolasyonlu LASER Soğutma Sisteminin Tasarımı, Elektrik Mühendisliği 5. Ulusal Kongresi, Eylül 1993, KTÜ-Trabzon 8. Altuner, M., Nöral Ag Logaritmaları Kullanılarak Alfabetik Desenlerin Bilgisayara Öğretilmesi ve Giriş Bilgisini Artırmanın Egitme Üzerine Etkileri, Elektrik Mühendisligi 5. Ulusal Kongresi, Eylül 1993, KTÜ-Trabzon 9. Altuner, M., Elektrolitik Topraklama Sistemi, II. Ulusal Üniversite-Sanayi İşbirliği Sempozyumu, 1988, Kayseri Aldığı ödüller 1- Altuner, M., Ronbun Shorei Award on Electronic Circuit Desing, Japon Endüstri Uygulamaları Kurumu (JIASC), 1996, Sendai, Japonya. 2- Altuner, M., Sert, H.M., Elektronik Devre Tasarımına Dair Bilim Teşvik Ödülü, IEEE-PES Türkiye Kolu, Altuner, M., Veri İletişim, İnternet Altyapı ve ATM Projelerinin Gerçekleştirilmesine Dair Teşekkürname, Erciyes Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dekanligi, Altuner, M., Üstün Hizmet Ödülü, Telekomünikasyon Kurulu Baskanlığı, Altuner, M., Telekomünikasyon Sektöründe Ürün ve Hizmet kalitesinin İyileştirilmesine İlişkin Teşekkürname, TECSID (Telekomünikasyon Cihazları Sanayici ve Ihracaatçilari Dernegi), Altuner, M., GSM Sektöründeki Hizmet Kalitesinin İyileştirilmesine İlişkin Teşekkürname, Siemens AS., 2004
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıBAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle
DetaylıAtatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı
Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet
DetaylıTV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR
Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
DetaylıNecip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim
Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında
DetaylıİÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17
İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...
DetaylıKaraman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni
KTSO BAŞKANLARINDAN KARAMAN OSB DE ÇIKAN BÜYÜK YANGIN A GEÇMİŞ OLSUN MESAJI Odası Meclis Başkanı M. Gökhan Alkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Odası Meclis Başkanı Toktay, Organize Sanayi Bölgesinde
Detaylıİnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi
DetaylıBeykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber
Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler
DetaylıKültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:
Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği
DetaylıBahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,
Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,
DetaylıSevgili dostum, Can dostum,
Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.
DetaylıKadir Akel "Dert Etme Allah Yeter" diyor. Bunu da neden dediğini bize böyle açıklıyor.
Kadir Akel "Dert Etme Allah Yeter" diyor. Bunu da neden dediğini bize böyle açıklıyor. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız hocam? Hangi okullarda okudunuz? Nerede çalıştınız bugüne kadar? 1975 Kahramanmaraş
DetaylıÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55
Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten
DetaylıAdı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?
ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa
DetaylıDünyayı Değiştiren İnsanlar
Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,
DetaylıBir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..
BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat
DetaylıKazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.
MUSTAFA KARAŞAHİN İLKOKULU 4. SINIFLAR DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMASI MART 2016 SINIFI DEĞER ADI.-. BARIŞ VE VATANSEVERLİK Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik
DetaylıErbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler
Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler SORU- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED DİKAL
DetaylıTED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI
TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara
DetaylıHÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI
HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli
DetaylıİSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.
İSTİKLÂL MARŞI'MIZ Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı. Kimisi yazılmış bilmem hangi krala; lorda, barona. Küçümsemem ama, benzetirim
DetaylıÇocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım
Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız Ünsal bey?
DetaylıİSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE
İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim
Detaylıolduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.
MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel
DetaylıVakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri
Bir hizmetin sürüp gidebilmesi için, kişilerin kendi istekleriyle bağışladıkları para ve mülklere Vakıf denir. Bağışlanan mülklerin, eserlerin geleceğe sağlıklı kalabilmeleri korunmalarına bağlıdır. Geçmişin
DetaylıSORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?
Reşadiye Öğrenci Meclisi Başkanı Yücel Bolat: Asla kin tutamam bana yapılan kötülüğü unutur geleceğe bakarım geçmişe takılmam. Bu davranışlarım da bana çok dost kazandırdı iletişimimi geliştirdi. SORU-
DetaylıKURTULUŞUN 95. YILI COŞKUYLA KUTLANDI
KURTULUŞUN 95. YILI COŞKUYLA KUTLANDI Kahramanmaraş ın düşman işgalinden kurtuluşunun 95. Yıldönümü törenlerle kutlandı. Valilik Kavşağında gerçekleştirilen kutlama törenleri, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıMehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en
Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en genel ifadeyle milletimize yazmıştır. Bu mısralar, aziz
DetaylıAllah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek
1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler
DetaylıOKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ
OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi
Detaylı7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız
4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir
DetaylıHocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz
Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora
Detaylı1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.
İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler
DetaylıBAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı
BAYRAĞIM Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı Onun ateş kırmızısı Ne gelincik, ne de gülden. Türk oğlunun öz kanıdır Ona bu al rengi veren. Ay yıldızı,
DetaylıİSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ
İSMEK İN USTALARI ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ 10-17 MART 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan eserlerin hiçbiri zahmetsiz,
DetaylıCHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı
CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma
DetaylıKÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU
KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,
DetaylıRamazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıAKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor?
AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor? AKP'li başkan Hz. Muhammed in nüfus cüzdanını çıkarttı. Tayyip adını çocuklarının arasına koydu. 9 Ekim 2012 AKP li başkan, peygamberi
DetaylıDünyayı Değiştiren İnsanlar
Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği
DetaylıKARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM
KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını
DetaylıÜ N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I
Ş U B A T 25.02.203 / 0.03.203 8.02.203 / 22.02.203 Tel : 0 26 39 59 38 Faks : 0 26 334 96 96 http://pamem.meb.k2.tr ÖĞRETİM YILI : 202 / 203 İN ADI : DİN KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI ÖĞRETMENLERİ : YAVUZ
Detaylı...Bir kitap,bir mesaj!
...Bir kitap,bir mesaj! Bu dünyada ne yapıyorum sorusuna yanıt veren bir kitap Tüm soru ve şüphelerınize yanıt verebilecek bir kitap. Bu kitap sizin doğal olarak Tanrı dan ayrı olduğunuzu anlatacak, ancak
Detaylı1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.
DetaylıÇanakkale ve Kurtuluş Savaşı'na Kürtler Katıldı mı? Atatürk şehitlere ihanet etmiş! DTP'li Muş milletvekili Sırrı Sakık Çanakkale Şehitlikleri'ni gezmiş ve şu açıklamalarda bulunmus: "Bu ülkede burada
DetaylıETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.
. ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. OKULUMUZDA AYNI GÜN İÇİNDE TÜM ŞUBELERİMİZDE ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖZVERİLİ KATILIM İLE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ENGELLENMESİ
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Akıllı Kral Süleyman Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible for
DetaylıÇanakkaleli Şair Mustafa Berçin Canlı Cansız her şeye Hoşgörü ile bakmak olmazsa olmazımdır.rabbin Sonsuz nimetleri kadar beslenmeye kaynak vardır
Çanakkaleli Şair Mustafa Berçin Canlı Cansız her şeye Hoşgörü ile bakmak olmazsa olmazımdır.rabbin Sonsuz nimetleri kadar beslenmeye kaynak vardır SORU-. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulları
DetaylıGiovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.
OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav
DetaylıŞiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,
Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince
DetaylıSelam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?
DEĞERLER EĞİTİMİ SELAMLAŞMA Selam ne demektir? Selâm, kelime olarak; huzur, barış, sağlık ve iyi dileklerini sunma anlamlarına gelir. Selamlaşmak; insanların karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, huzur,
DetaylıKİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3
KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?
DetaylıYayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS
Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-51-0 1. Baskı:
DetaylıSelam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim.
Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim. Tarihimizin altın sayfalarında yer alan en büyük zaferlerimizden biri olan Çanakkale
Detaylı18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır.
ÇANAKKALE DESTANI 18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır. Çanakkale Destanı: 1915-1916 yılları
DetaylıMÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,
MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri
DetaylıAynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.
Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında
DetaylıKILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA
KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini
DetaylıŞeytan Der ki Ey İnsan!..
Şeytan Der ki Ey İnsan!.. Dengenin engelidir, şeytanların çengeli, Eûzu besmeledir, çengellerin engeli. KUR ÂN DİYOR Kİ! (Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: Şüphesiz Allah size gerçek
DetaylıZengin Adam, Fakir Adam
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Zengin Adam, Fakir Adam Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children
DetaylıKÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR
KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ 2016-2017 OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR YARIŞMALARIMIZ Güzel Şiir Okuma Yarışması Şehitler Ölmez Konulu Resim Yarışması Kainatın Efendisi Peygamber Efendimiz (SAS) Konulu Kompozisyon
DetaylıİNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR-12-539-2007-R5)
Eylem 1.2 Gençlik Girişimleri Projesi İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR-12-539-2007-R5) DALGALAN SEN DE ŞAFAKLAR GİBİ EY ŞANLI HİLÂL OLSUN ARTIK DÖKÜLEN KANLARIMIN HEPSİ
DetaylıYeşaya Geleceği Görüyor
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşaya Geleceği Görüyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010
DetaylıMATBAACILIK OYUNCAĞI
Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:
DetaylıNOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN
NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK
DetaylıTEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI
TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde
DetaylıBenzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.
Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar
DetaylıAvukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış
MEHMET KUBAT Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış *Kendinizi tanıtır mısınız? 1954-de Adıyaman-ın Kamışlı köyünde dünyaya geldim. *Risale-i Nuru nasıl,nerede
DetaylıBaşbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı
Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Haziran 17, 2016-1:22:00 Başbakan Yıldırım, "Terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler. Onlar bizim
Detaylıilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:
ilkokulu E-DERGi si 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Siir: Dünya Çocuk Bayramı Hikaye: Sagır Kaplumbaga Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur Siir: 23 Nisan Söylediklerimiz
DetaylıAzrail in Bir Adama Bakması
Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen
DetaylıESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu
ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI
DetaylıOkul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar
Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların
DetaylıCumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde
DetaylıKİTAP VE OKUMA SEVGİSİ ÜZERİNE HAZIRLAYAN: FERİDUN ESER GEYVE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ FELSEFE ÖĞRETMENİ
KİTAP VE OKUMA SEVGİSİ ÜZERİNE HAZIRLAYAN: FERİDUN ESER GEYVE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ FELSEFE ÖĞRETMENİ BİR GELİŞMİŞLİK ÖLÇÜTÜ: KİTAP OKUMA Günümüzde gelişmişliğin, kalkınmışlığın ölçütlerinden biri,
DetaylıBALYOZ ZULMÜ KARŞISINDA SUSUP SİNENLER UTANSIN
BALYOZ ZULMÜ KARŞISINDA SUSUP SİNENLER UTANSIN Eğer bir ülkede yargıç ve savcılar, adalet yerine zulüm dağıtıyorsa; o ülkede hak, hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasi bitmiştir. Eğer bir ülkede insanlar
DetaylıTAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla
TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde
DetaylıAnlamı. Temel Bilgiler 1
Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,
DetaylıBir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$
ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel
Detaylı1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?
1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır? 1. A. Şehirde yaşıyanlar bazı kurallara uymak zorunda. 2. B. Suriye, Türkiye nin güney komşusudur. 3. C. Kırlarda benbeyaz papatyalar vardı.
DetaylıVatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.
Şeyh Şamil (k.s) in Sözleri Kahrolsun Sefil Esaret! Yaşasın Şanlı Ve Güzel Ölüm! Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.
DetaylıGöç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.
TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri
DetaylıKütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:
Türk Ocakları Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Efendi BARUTCU, Türk Ocakları nın 100 üncü kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, Sönmeyen Ocak Türk Ocakları ve Türkiye nin Geleceği konulu
DetaylıT.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK
T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın
DetaylıBÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi
2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI
DetaylıDTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul
DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI Açış Konuşması Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı 26 Mart 2016, İstanbul Sayın Başbakan Yardımcılarım; Bakanlarım; Saygıdeğer Protokol; Çok Değerli Başkanlar; Dünyanın dört
DetaylıKAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ
KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.
DetaylıİLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010
Detaylı100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a
100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a ayrıldı. İki önemli tarih, iki önemli şehir bu gezide buluştu.
DetaylıBilim,Sevgi,Hoşgörü.
Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı
DetaylıMÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA
MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa
DetaylıHAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:
HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: 09.04.2010 1. Vücudumuzdaki şeker oranını aşağıdaki organlarımızdan hangisi ayarlar? A) Kalp B) Böbrek C) Karaciğer 2. Sağlıklı bir yaşam için en önemli seçenek
DetaylıGazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz
ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek
Detaylı12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN
12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın
DetaylıYukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?
1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini
DetaylıCesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?
Ekşi, 1 Buse Ekşi 21502152 TURK 101-74 Ali Turan Görgü Final Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe? Yaşadıkları çevrenin sorunları ile ne kadar ilgili hiç düşündünüz
Detaylı> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik
KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...
Detaylı