Düzenleyici Devlet ve Regülasyon Uygulamalarının Etkinliği Üzerine Tartışmalar 1

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Düzenleyici Devlet ve Regülasyon Uygulamalarının Etkinliği Üzerine Tartışmalar 1"

Transkript

1 Düzenleyici Devlet ve Regülasyon Uygulamalarının Etkinliği Üzerine Tartışmalar 1 Sinan SARISOY * Özet Devletin ekonomide etkinliği sağlamak ve piyasa başarısızlıkları nedeniyle ortaya çıkan etkinsizlikleri gidermek amacıyla ekonomide yapmış olduğu her türlü kontrol ve düzenleyici önlemler regülasyon kavramıyla ifade edilebilir. Bununla birlikte, devletin yapmış olduğu bu düzenleyici faaliyetlerin de ortaya çıkardığı birtakım maliyetler bulunmaktadır. Bu nedenle, regülasyon uygulamalarının ne ölçüde etkin olduğu ve refah kayıplarına yol açıp açmadığı da uzun zamandır tartışma konusu yapılmaktadır. Dolayısıyla devletin düzenleme görevini yerine getirirken uygulayacağı regülasyon politikalarının, kaynak kullanımında etkinliği sağlayacak ve refah kayıplarına yol açmayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Bağımsız düzenleyici kuruluşlar da şeffaf ve hesap verebilir kuruluşlar olmalı ve çıkar gruplarınca ele geçirilmesine olanak sağlanmayacak biçimde tesis edilmelidir. Anahtar Kelimeler: Düzenleyici Devlet, Regülasyon, Ekonomide Etkinlik Discussions on the Efficiency of the Regulatory State and Regulation Practices Abstract Regulation can be described as all manner of controls and regulatory measures taken by the government in order to implement efficiency in the economy and corrections of ineffectiveness which arising out of market failures. However, there are a set of costs as a result of these regulatory practices performed by the government. Therefore, for a long time, discussions have been going on what extend efficiency of regulatory implementations effective and whether or not causing welfare loss. Hence, state regulatory policy implementations are supposed to be 1 Bu çalışma, yazarın Marmara Üniversitesi, SBE, Maliye Anabilim Dalı, Maliye Teorisi Bilim Dalında 2008 yılında tamamladığı doktora tezinin bir kısmının genişletilmiş şeklidir. * Dr., Dumlupınar Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, ssarisoy@hotmail.com, sinansarisoy@yahoo.com 278

2 S. SARISOY designed as efficient use of resources and without causing welfare lose. Independent regulatory agencies also should be established as being transparent, accountable and without giving any opportunity to be dominated by interest groups. Key Words: Regulatory State, Regulation, Efficiency in the Economy JEL Classification Codes: L51, K20, H11 Giriş Devletin ekonomideki rolünün ve ağırlığının ne olması gerektiği konusu, gerek ekonomi literatüründe gerekse politik olarak uzun zamandır tartışılan konuların başında gelmektedir. Bu tartışmalar neticesinde devlet, bazı dönemlerde piyasanın işleyişine fazla müdahale etmemiş, bazı dönemlerde ise piyasaya müdahale ederek veya bizzat üretici olarak ekonomide faaliyette bulunmuştur. Her iki durumu da savunan görüşlerin odaklandığı nokta, ekonomide etkinliğin sağlanmasıdır. Devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunan görüşlerin temeli piyasada varolan birtakım aksaklıklardır. Piyasa başarısızlıkları adı da verilen bu aksaklıkları, piyasa mekanizması kendi içerisinde düzeltemediğinden, devletin bu aksaklıkları düzeltmek için piyasaya müdahale etmesi gerektiği savunulmuştur. Özellikle geçtiğimiz yüzyılda, bu çerçevedeki uygulamalar neticesinde devletin ekonomideki etkinliği ve faaliyetleri artmış; bununla birlikte devlet başarısızlıkları ile ilgili birçok görüş de bu dönemde ortaya atılmıştır. Aslında başarısız devlet nitelendirmesi, devletin çeşitli alanlardaki etkinsizlikleri neticesinde ortaya çıkmış bir kavramdır. Devletin ekonomideki payı arttıkça, ortaya çıkan mali sıkıntılar ve yaşanan krizler de bu etkinsizliği arttıran önemli nedenlerdendir. Zaman içerisinde vatandaşların devletten beklentilerinin artması kamu hizmeti anlayışının değişmesine neden olmuş ve devlet bu beklentileri tam anlamıyla karşılayamaz hale gelmiştir. Bu bağlamda gündeme gelen devletin yeniden yapılandırılması tartışmaları neticesinde ortaya çıkan piyasanın serbestleştirilmesi süreciyle birlikte devlet, verimsiz olduğu tekel niteliğindeki bazı alanlardan çekilerek, bu alanları rekabete açmış ve büyük ölçüde de özel sektöre bırakmıştır. Bununla birlikte, kamu yararı düşünülerek rekabete açılan ve özel sektöre bırakılan bu alanlarda devletin düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenmesi gerektiği görüşü yine bu süreçte ortaya çıkmıştır. Kısacası, artık günümüzde çoğu ülkede devlet, ekonomide düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenmiştir. Devletin iktisadi ve sosyal amaçlarını gerçekleştirebilmek için yapmış olduğu her türlü düzenleme regülasyon kavramıyla ifade edilebilir. Regülasyon teorisi iktisattan siyaset bilimine, hukuka ve sosyolojiye, hatta antropolojiye kadar çok çeşitli akademik disiplinlerde çalışılan önemli bir araştırma sahası olarak gelişmektedir. Bu çalışmada, devletin ekonomide etkinliği sağlamak amacıyla üstlenmiş olduğu düzenleyici rol ve uygulamış olduğu düzenleyici politikalar etkinlik açısından ele alınmaktadır. Çalışmada öncelikle düzenleyici devletin gerekçesi ve regülasyon kavramı üzerinde durulacak, ardından düzenleyici politikaların ve uygulamaların hedeflerinden bahsedilecektir. Sonraki kısımlarda düzenleyici politikaları uygulamak üzere tesis edilen bağımsız düzenleyici kuruluşların özellikleri ve 279

3 etkinliği konusundaki tartışmalara değinilecek ve son bölümde de regülasyon uygulamalarının maliyetleri ve etkinliği konuları tartışılacaktır. 1. Düzenleyici Devletin Gerekçesi: Ekonomide Etkinlik ve Piyasa Başarısızlıkları Ekonomide etkinlik, mevcut kaynakların optimal bir biçimde değerlendirilerek, mümkün olan en fazla faydanın en az maliyetle sağlanması şeklinde ifade edilmektedir. Etkinlik, kaynakların verimli bir biçimde kullanılması ve hedeflenen sonuçlara ulaşabilme durumunu ifade etmektedir. Etkinlik, bir kurumun ya da işletmenin performans ve kapasitesini gösteren en önemli gösterge olarak kabul edilmektedir. Etkinlik ve optimalite kavramları çoğu durumda birbirlerinin yerine kullanılmalarına rağmen, aslında aralarında önemli farklar da vardır. Etkinlik; mevcut bir imkânın en yararlı şekilde kullanılmasıdır. Bu genel tanımda önemli olan terimler mevcut imkân ve en yararlı şekilde sözcükleridir. Çünkü bu iki tanım yerine incelenen olayın kavramları kullanılırsa o olayın etkinlik şartları belirlenebilir. Örneğin, üretimde etkinlik konusu tanımlanmak istenirse, bu genel tanım mevcut üretim faktörlerinin, belirli bir teknolojiye göre mümkün olan en yüksek üretimi sağlayacak şekilde kullanılması şeklinde olmaktadır. Optimalite kavramı ise tercih sorunu ile çok yakından ilişkili bir kavramdır. Çünkü optimal demek istenen ve belirlenen amaçlara ulaşmış anlamına gelmektedir. Bir amaç belirlenmeden optimal durumu tanımlamak söz konusu olmamaktadır. Optimalite, etkinlik kavramına göre daha sınırlı ve daha belirgin bir kavramdır. Her etkin durum aynı zamanda optimal bir durum olmayabilir. Toplumsal açıdan önemli olan ise optimalite dir (Savaş, 1987:26-27). Ekonomide tam rekabet piyasasının tesis edilememesi neticesinde ekonomik etkinliğin sağlanamadığı ve bu durumun devletin ekonomiye müdahale gerekçesi olduğu genel kabul görmüş bir yaklaşımdır. Stiglitz, piyasanın Pareto etkin olmadığını gösteren ve devlet faaliyetleri için gerekçe kümesi oluşturan altı şart ya da durumun mevcut olduğunu belirtmiştir (Stiglitz, 1994:88). Bu koşullar; aksak rekabet, kamu malları, dışsallıklar, eksik piyasalar, bilgi eksikliği ve ekonomik istikrarsızlık (işsizlik, enflasyon vb.) durumlarıdır. Piyasa başarısızlıklarının piyasalarda yarattığı kaynak dağılımını bozucu etkiler kamu müdahalelerini ve regülasyonu zorunlu kılmaktadır. Kamu otoritesi, uyguladığı regülasyon politikalarıyla üreticilerin kaynak dağılımı ve üretim etkinliği gibi konularda performansını belirlemeye çalışmaktadır. Piyasa başarısızlıklarının, kamunun düzenleyici kuralları ile önlenebileceğini iddia eden teori, kamu yararı teorisi (public interest theory) dir. Daha sonra pozitif bir teori olarak, normatif analiz (normative analysis as positive theory) yaklaşımı olarak geliştirilen bu yaklaşım, piyasa başarısızlığı olarak, özellikle tekeller ve dışsallıklar üzerinde yoğunlaşmıştır (Mutlu, 2002:18). Ayrıca, devlet düzenleyici politikalarıyla birbiriyle ilişkili ve karmaşık birçok konuda da karar almak durumundadır. Karara bağlanması gereken her sorunun aslında çok sayıda alternatif çözümü de bulunmaktadır ve hiçbir çözüm mükemmel değildir. Her çözümün güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Bu çözümler zımni veya açık bir şekilde kamu yararı veya toplumsal refah anlayışından hareketle üretilmeye çalışılmakta ve bu anlayışa etkinlik, verimlilik, gelir dağılımında adalet ve bölgelerarası dengesizlikliklerin giderilmesi gibi kaygılar da eklenmektedir. Ayrıca bu politikaları belirleyen politikacıların ve kamu 280

4 S. SARISOY görevlilerinin çeşitli kısıtlar altında ve farklı hedef fonksiyonlarıyla hareket ettikleri düşünüldüğünde, uygulamaların toplumsal refah fonksiyonuyla zaman zaman çatışması da muhtemeldir (Atiyas, 2000:20-21). Buna ek olarak, bazı sektörlerde yapılan düzenlemelerin ayrıntılı olarak ele alınması da gerekmektedir. Düzenleyici uygulamalardaki ayrıntılar, aynı ölçüde ayrıntılı bilgi gereksinimine yol açmakta, bu durum da düzenlemenin maliyetini artıran ve bürokratik süreçlerin karmaşıklaşmasına yol açan bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (Atiyas ve Oder, 2008:34). 2. Regülasyon Kavramının Tanımı ve Regülasyonların Tarihi 2.1. Regülasyon Kavramının Tanımı Regülasyon, geniş anlamda sosyal ve ekonomik amaçlara yönelik olarak devlet tarafından yürürlüğe konulan her türlü anayasal, yasal ve kurumsal düzenlemeler ile kamusal politikaları ve yapılan uygulamaları ifade etmektedir (Aktan, 2003). Genel olarak, devletin kamu yararı gerekçesiyle özel sektör birimlerinin yapması ve yapmaması gereken şeyleri emretmesi ve yasaklaması olarak tanımlanabilir (Chang, 1997:704). Dolayısıyla regülasyonlar, piyasada miktar, oran, giriş-çıkış ve diğer her türlü ekonomik faaliyet üzerinde uygulanan vergi ve sübvansiyon gibi yasal sınırlamalar ve idari kontroller şeklinde de ifade edilebilir (Posner, 1974:335). Daha önce de değinildiği gibi, devlet tarafından uygulanan regülasyonların gerekçesi ekonomide var olan veya olması muhtemel olan birtakım piyasa başarısızlıklarıdır. Bu bağlamda, regülasyon politikalarının piyasa başarısızlıklarıyla bir çeşit mücadele yöntemi olduğu söylenebilir. Regülasyon konusuna son yıllarda bu kadar yoğunlaşılmasının nedeni ise geçtiğimiz yüzyılda başlayan ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde halen devam eden özelleştirme politikalarıdır. Çünkü bu özelleştirmeler, sektörler açısından çok önemli düzenleyici problemler meydana getirmektedir. Netice itibarıyla konuya iktisadi açıdan bakıldığında, daha önce devlet tekelinde olan ve sonradan özelleştirilen endüstrilerde rekabetin sağlanabilmesi için devlet tarafından yapılan düzenlemelere iktisadi anlamda regülasyon demek doğru olacaktır. Diğer bir deyişle devlet, piyasada rekabeti tesis edebilmek için sektördeki firmaların kararlarını etkileyecek sınırlamalar koyabilmektedir. Bu sınırlamalar ürünün fiyatı konusunda olabileceği gibi, miktarı konusunda da olabilmekte ve ayrıca piyasaya giriş ve çıkışları da devlet kontrol altında tutabilmektedir. Regülasyon politikaları genellikle, özel sektörün elinde bulunan endüstrilere ve firmalara uygulanan bir rekabet politikası şeklidir (Connolly ve Munro, 1999:438). Bununla birlikte regülasyon politikaları, normal şartlarda rekabetçi endüstriler için uygulanan rekabet politikalarından ayrı olarak düşünülmektedir. Regülasyon politikaları endüstrideki rakiplerin gelecekteki rekabete aykırı davranışlarını sınırlandırmayı hedeflerken, rekabet politikaları geriye dönük davranışları dikkate almaktadır (Krafft ve Salies, 2009:344). Devlet tarafından yapılan regülasyon, işçilerin sağlığı ve güvenliği gibi konulardan gıda güvenliğine, çevre düzenlemelerinden belirli endüstrilerin regülasyonuna kadar farklı şekiller alabilmektedir. Son yıllarda, rekabetin sınırlı olduğu ya da hiç olmadığı, bu nedenle de sahip olma önceliğinin devlette olduğu elektrik, telekomünikasyon, posta hizmetleri, demiryolları ve su hizmetleri gibi endüstrilerin özelleştirilmeleriyle birlikte, piyasalarda regülasyon düzeyi artmıştır. 281

5 Bu düzenleyici görevler bazen mevcut devlet bürokrasisi tarafından yürütülmüş, bazı durumlarda ise piyasaları düzenleyecek kurumlar tesis edilmiştir (Cook vd., 2004:8) Regülasyonların Tarihi Regülasyon uygulamaları, özel teşebbüsleri ve kamu teşebbüslerini kurallar yoluyla kontrol etme amacına yönelik ortaya çıkan bir yöntemdir ve doğal olarak geçmişi devlet kadar eskidir. Bundan başka, regülasyonun normatif gerekçesi -bugün piyasa başarısızlıkları dediğimiz, örneğin tekel gücü gibi aksaklıkların giderilmesi- pek de yeni sayılabilecek bir gerekçe değildir. Örneğin, Roma İmparatoru Zeno nun MS 483 yılında verdiği bütün tekelleri, birleşmeleri ve fiyat anlaşmalarını yasaklayan emri; İngiliz Mahkemesinin 1603 yılında verdiği yüksek fiyatlara ve düşük istihdama neden olan oyun kartlarına ilişkin tekellerle ilgili yasaklayıcı kararı, Massachusetts Sömürge Yasama Meclisinin 1641 yılında aldığı Sadece ülkeye fayda sağlayan yeni icatlar için ve de bunlar da kısa süreliğine olmak üzere, başka hiç bir şekilde tekele rıza gösterilmeyecek ve izin verilmeyecektir. kararı Machlup un anti-tekel kronolojisinde yer almaktadır (Majone, 1996:9). Regülasyonlarla ilgili tarihin bu kadar eskilere gitmesine rağmen, iktisadi regülasyonlarla ilgili asıl tartışmalar 1800 lü yıllarda ABD de başlamıştır. Bu tartışmalar, uygulanan regülasyonların işlevlerinden daha çok, yöntemleri ve nasıl uygulanacağı konuları üzerine yapılmaktaydı. ABD de anti-tekel kanunlarının gelişimi iç savaş sonrası ülke ekonomisinin dönüşümü ile ilgili çalışmalarla başlamıştır. Bu çalışmalar esnasında özellikle çiftçilerden ve hızla gelişen sanayicilerden gelen reform baskıları ortaya çıkmıştır. Bu baskılar neticesinde ABD nin ilk anti-tekel yasası olan Sherman Yasası 1890 yılında kabul edilmiş, ayrıca Eyaletlerarası Ticaret Kurulu (Interstate Commerce Commission) da düzenleyici otorite olarak kurulmuştur (Whinston, 2006:4). Sonraki yıllarda düzenleyici kurum sayısında önemli artışlar olmuş; ulaştırma, haberleşme (Federal Communication Commission) ve yatırım araçları (Securities and Exchange Commission) ile ilgili birçok düzenleyici kuruluş oluşturulmuştur. Anti-tekel düzenlemeleri ile ilgili olarak ise daha çok piyasalarda yoğunlaşmanın önlenmesi üzerinde durulmuş, fakat yoğunlaşmanın bazı sektörlerin yapısı gereği olduğu ve hatta bazı sektörler açısından kaçınılmaz olduğu da görülmüştür. Bu yüzden yoğunlaşmanın engellenmesi yerine, bu yoğunlaşmanın yaratacağı olumsuzlukların giderilmesi, anti-tekel politikalarının bir parçası haline gelmiştir (Ardıyok, 2002:15-16). Avrupa da ise regülasyon konusunun ABD ye göre yeni bir olgu olduğu söylenebilir. Bunun nedeni olarak, Avrupa daki regülasyon gerektiren sektörlerin ABD nin aksine kamu kesiminin elinde olması gösterilmektedir. 2 2 İktisadi faaliyet alanlarında mülkiyetin özel kesimin elinde bırakılması gerektiğine, normal koşullarda piyasanın iyi çalıştığına ve yalnızca spesifik piyasa aksaklıklarıyla karşılaşıldığı durumlarda müdahaleye gerek bulunduğuna ilişkin inanç, Avrupa da yakın zamanlara kadar, ABD de olduğu denli yaygın değildi. Özellikle Büyük Buhranı ile 2. Dünya Savaşı nın sonu arasındaki dönemde, Avrupa kamuoyunun büyük kesimi piyasa ekonomisine açıkça karşı bir tutum içindeydi ve sistemin arka arkaya gelen krizlerden kendini koruyabilme kapasitesinden de ciddi biçimde kuşku duyuyordu. Dolayısıyla, Avrupa devletlerinin çoğunun karşılaşılan çeşitli piyasa aksaklıklarına tepkisi, yakın zamanlara dek regülasyondan çok, kamulaştırma/millileştirme yoluyla kontrol sağlamak şeklinde oldu. Kuşkusuz, Avrupa daki bürokratik merkeziyetçilik geleneğinin de burada önemli bir rol oynadığı söylenebilir (Bkz. Müftüoğlu ve Karabudak, 2002:5). 282

6 S. SARISOY İktisadi regülasyona yönelik yasama faaliyetleri incelendiğinde, belli başlı üç dönemde bu faaliyetlerin yoğunlaştığı göze çarpmaktadır. Bunlardan ilk ikisi ve yıllarını kapsayan dönemlerdir. Bu dönemlerde, federal düzenleyici kurumların yetkilerinin ABD de mevcut birçok önemli sektörü kapsadığı dikkati çekmektedir. Son dönem ise yılları arasıdır. Ancak bu dönemde çıkarılan yasaların daha çok sektörleri kısmen veya tamamen serbestleştirmeye yönelik olduğu görülmektedir. İkinci dönemin büyük ekonomik buhran sonrasına, üçüncü dönemin de dünya petrol krizi sonrası yaşanan durgunluk yıllarına rastladığı görülmektedir (Ardıyok, 2002:16). Bütün bu gelişmelerle birlikte, 1940 lı yıllarda rekabet politikaları konusunda akademik çalışmalar başlamış, ancak tam anlamıyla regülasyon konusunun ekonomi literatürüne girmesi 1970 li yıllarda olmuştur. 3 Genellikle devlet müdahalesine ve regülasyonlara karşı olan fikirler ve politik hareketler, 1970 lerde büyük bir dalga halinde başlamış ve 1980 lerin başına kadar bütün dünyayı etkisi altına almıştır. Bu zaman diliminde çeşitli iç ve dış baskılar sonucu birçok ülke, düzenleyici reformları ve özelleştirmeleri kapsayacak bir biçimde devlet ve ekonomi arasındaki ilişkiyi yeniden yapılandırma hareketine girişmiştir lerdeki devlet başarısızlığı argümanının üzerine inşa edilen çok sayıda teori bu dönemde ortaya atılmıştır (Chang, 1997: ). Sonuç itibarıyla, 1980 lerden beri gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke, en azından belli bir derecede, ekonomilerini serbestleştirmiştir lerdeki kötü ekonomik performans, çoğunlukla devletin ekonomiye aşırı müdahalesine bağlanmış ve sonuç olarak, kamu harcamalarının azaltılması, kamu teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve ekonomideki katı düzenlemelerden vazgeçilmesi (deregulation) yoluna gidilmiştir. Bu konuda Chang, Bu dönemde serbestleştirmenin etkileri konusunda genel bir değerlendirme yapmanın oldukça zor olduğunu, ancak; özellikle bazı sektörel başarı hikâyelerinden, kısmen sağlanan durağan bir etkinlikten ve serbestleştirme sonucunda ekonominin genelinde ortaya çıkan dinamik faydalardan bahsetmenin de hakkaniyet gereği olduğunu ifade etmektedir (Chang, 1997: ). 3 Piyasanın regülasyonu meselesi 1970 li yılların başında ekonomi literatürü içerisinde kendisine bir yer bulmaya başladı. George Stigler ( The Theory of Economic Regulation, The Bell Journal of Economics and Management Science, Spring, 1971:3-21), Richard Posner ( Theories of Economic Regulation, The Bell Journal of Economics and Management Science, Autumn, 1974: ) ve Sam Peltzman ( Towards a More General Theory of Regulation, Journal of Law and Economics, Aug.1976: ) ın ilk temellerini attıkları bu teori artık sadece Chicago iktisatçılarının çalıştığı bir alan olmanın dışına çıkmıştır. Chicago yaklaşımı çıkar gruplarının, düzenleyici kurumları ve siyasi karar alma mekanizmalarını ne şekilde etkileyeceklerini irdelemektedir. Geçen otuz yıllık sürede iktisat bilimi içerisinde ortaya çıkan alternatif yaklaşımlar siyasi süreçlerin de piyasa mekanizmasının kuralları içerisinde hareket ettiğini esas almaya yönelmiştir. Bunun en önemli örneği Kamu Tercihi teorisidir. Gordon Tullock un rant kollama üzerine yaptığı çalışmalarla başlayan bu yaklaşım, kamu yararı ve piyasanın başarısızlığı argümanlarını Chicago yaklaşımı gibi reddetmektedir. Neo-klasik araçları kullanan her iki yaklaşım da önemli ölçüde birbirine benzer çıkarımlara ve politika önermelerine ulaşmaktadır. Meseleye daha farklı bir bakış açısı ile yaklaşan yeni bir gelişme de piyasa süreci teorisidir (Bkz. Oğuz, 2005:254). 283

7 3. Regülasyon Türleri ve Regülasyon Uygulamalarının Hedefleri 3.1. Regülasyon Türleri Regülasyon kavramını, devletin piyasada yaptığı yasal ve iktisadi düzenlemeler anlamında kullandığımızda, karşımıza amacına ve uygulandığı piyasaya göre farklı regülasyon türleri çıkmaktadır. Örneğin; doğal tekellerin düzenlenmesi, çevre düzenlemeleri, finansal piyasaların, sigortacılık sektörünün ve sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi gibi çok farklı alanlarda, devlet düzenleme yapabilmektedir. Bu durumda regülasyonlar; uygulanan piyasaya, yönteme ve amacına göre; iktisadi regülasyon, sosyal regülasyon ve idari regülasyon şeklinde üç türe ayrılmaktadır (Guasch ve Hahn, 1997:2) İktisadi Regülasyon İktisadi regülasyon, belirli endüstriler için fiyat, miktar, giriş ve çıkış koşullarındaki sınırlamalara karşılık gelmektedir. İktisadi regülasyon ve kontrol tartışmaları, temelde ortodoks refah iktisatçılarının görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşe göre, devletin piyasaya doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etmesi, ölçek ekonomileri ve dışsallıklar nedeniyle olmaktadır. 4 İktisadi regülasyon teorisinin temel amacı ise, regülasyon uygulamaları sonucu ortaya çıkan yükün kimler tarafından yükleneceğini veya faydalarının kimler tarafından elde edileceğini, regülasyonların hangi yöntemlerle uygulanacağını ve uygulanan regülasyonların kaynak dağılımı üzerindeki etkilerinin ne olacağını incelemek ve araştırmaktır (Stigler, 1971:3). İktisadi regülasyon kavramı, fiyatlar, piyasaya giriş-çıkış ve diğer iktisadi faaliyetler üzerindeki yasal ve idari kontroller olan vergiler ve sübvansiyonlar gibi uygulamalara karşılık gelmektedir. Bununla birlikte, iktisadi regülasyon konusunda iki temel teori ortaya atılmıştır. Bu teorilerden birincisi, kamu yararı (public interest) teorisidir. Bu teori uygulanan regülasyonları, etkin işlemeyen ve adaletsiz olan piyasa uygulamalarının düzeltilmesini amaçlayan kamusal talebe olan bir cevap niteliğinde kabul etmektedir. İkinci teori ise, ele geçirme (capture) teorisidir. 5 Bu teori ise, uygulanan regülasyonların çıkar grupları tarafından kendi lehlerine kullanılması şeklinde ifade edilebilir. Refah devleti liberallerinden, kamu veya özel kesimdeki rüşveti araştıran araştırmacılardan, Marksistlerden ve serbest piyasa iktisatçılarından meydana gelen farklı ekollerin yer aldığı geniş bir kitle tarafından benimsenen bu teori, üyelerinin gelirlerini maksimize etmeye çalışan ve kendi aralarında mücadele eden çıkar gruplarının talebine yönelik regülasyon politikalarının uygulamasıdır. Bununla birlikte, ele geçirme teorisyenleri arasında da büyük görüş farklılıkları vardır (Posner, 1974:335). İktisadi regülasyon teorileri arasında, pozitif ve normatif teoriler açısından bir ayrım yapılabilir. Pozitif teori, uygulanan regülasyonların iktisadi gerekçelerine ve uygulama sonuçlarının çıkarsamalarına yönelmiştir. Normatif teori ise hangi tip regülasyonun daha etkin olacağını araştırmaktadır. Normatif teori genellikle etkin bir biçimde uygulanan regülasyonların arzulanacağı varsayımına göre hareket 4 Ayrıntılı bilgi için bkz. Aktan, C. C., Regulation and Control vs. Deregulation and Decontrol, 2 (Erişim Tarihi: 11/06/2010) 5 Regülasyon uygulayan kurumların ve politikaların ele geçirilmesi kavramı, siyasal ele geçirme teorisinin bir alt kavramıdır. Siyasal ele geçirme tartışması kamu tercihi teorisi nde veya siyasal iktisat literatüründe oldukça kapsamlı bir şekilde eleştirilen devlet kavramıyla da çok yakından ilişkilidir. 284

8 S. SARISOY etmektedir. Normatif teoriler ayrıca, çeşitli regülasyon araçlarının fayda-maliyet analizini de yapmaktadır. Regülasyonun maliyetleri dört başlık altında gruplandırılmaktadır. Bunlardan birincisi, regülasyonu formüle etmenin ve uygulamanın maliyetleri; ikincisi, regülasyonu sürdürmenin maliyetleri; üçüncüsü, endüstriye yönelik uygulanan kanunlardan şikayet olması durumundaki maliyetler ve dördüncüsü, bahsi geçen maliyetlerle bağlantılı olarak saptırıcı değişikliklerden kaynaklanan refah kaybı maliyetleridir (Hertog, 1999:225) Sosyal Regülasyon Sosyal regülasyon, geniş ölçüde çok fazla endüstriyi etkileyen regülasyonlara karşılık gelmektedir. Genellikle çevre, kamu sağlığı ve güvenlikle ilgili regülasyonlar bu kategoride yer almaktadır. Çevre kirliliği ve çalışanların güvenliği ile ilgili konularda kurum davranışlarını sınırlayıcı düzenlemeler devlet tarafından yapılabilir veya sosyal faydası olan davranışlar teşvik edilebilir. Sosyal regülasyon diye adlandırılan bu regülasyon türü; kamu sağlığı, güvenliği, refahı veya iyileşmeyi tehdit eden davranışları sınırlamayı amaçlamaktadır. Sosyal regülasyonun iktisadi etkileri ikinci plandadır; asıl amaç, sosyal refahı artırmaktır. Çevreye zarar veren atıklar, fabrikalarda ve diğer çalışma alanlarındaki güvenlik düzenlemeleri, mallarla ilgili tüketicilerin bilgi sahibi olmaları için bu malların paketlenmesi ve etiketlenmesi, belirli mal ve hizmetlerin izne tabi olmaksızın satılmaması ve ırk, deri rengi, din, cinsiyet ve milliyet ayırmaksızın askere alma gibi konularda devlet düzenleyici kurallar koyabilir (Hertog, 1999:224) İdari Regülasyon İdari regülasyon, hem üreticiler hem de tüketiciler tarafından maruz kalınan dokümantasyon talepleri ve idari maliyetler gibi kamu kesiminin ve özel sektörün işlemesine yönelik idari yönetime karşılık gelmektedir. Günümüzde devletin işlemleri daha karmaşık ve bilgiye dayalı hale gelmekte ve bu yoğun işlemlerin maliyetlerine katlanmak, bir başka ifade ile formlar doldurmak, izin istemek, rapor sunmak, bildirimde bulunmak, kayıt tutmak gibi bürokratik işlemleri gerçekleştirmek, üretici ve tüketicilere düşmektedir. İşte devletin müdahil olduğu bu işlemlerin ne şekilde gerçekleşeceğine ilişkin kurallar bütününe idari regülasyon denilmektedir. Devletin trafiğin iyi işlemesi için oluşturduğu kurallar ve yaptığı düzenlemeler idari regülasyonlara örnek olarak verilebilir (Ardıyok, 2002:9) Regülasyon Uygulamalarının Hedefleri Genel olarak devlet tarafından uygulanan regülasyonların amacının etkinlik ve verimlilik olduğu söylenebilir. Meseleye iktisadi açıdan bakarsak; regülasyonlar, toplumun refahını artırmaya yönelik olarak devlet tarafından yapılan, üretilen mal ve hizmetlerin daha etkin sunulmasını amaçlayan bir müdahale biçimi olarak görülmektedir. Devletin elinde bulunan ve hantal bir yapıya sahip olan tekel niteliğindeki sektörlerin, daha etkin ve verimli çalıştırılmaları amacıyla özel sektöre bırakılması ve ardından, devletin düzenleme ve denetleme görevini de bağımsız düzenleyici kurumlara vermesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Ancak, bu hedeflerin ne ölçüde gerçekleştirildiği ve mal ve hizmet sunumunun ne kadar etkin bir şekilde yapıldığı ayrıca bir tartışma konusudur. Yukarıda da değinildiği gibi, regülasyon uygulamalarının geleneksel amacının etkinlik olduğu ve regülasyonların genel olarak bu amaca hizmet ettiği varsayılmaktadır. Bununla birlikte, regülasyon uygulamalarının etkinlik dışında, örneğin eşitlik ve özgürlük gibi değişik amaçları da olabilir. Örneğin bireyleri, özel 285

9 şirketlerin ve devletin aşırı müdahalesinden korumak için de regülasyonlar uygulanabilmektedir. 6 Özellikle hukuk konusunda regülasyon uygulamaları, cinsiyet ve ırk ayrımcılığını önlemek gibi, yatay eşitliği sağlamak; gelecek nesilleri ilgilendiren sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ilgili olarak gerçekleştirilen çevre düzenlemeleri de dikey eşitliği sağlamak amacıyla uygulanabilmektedir (Helm, 2006:171). Regülasyon uygulamalarının hedefleri ana başlıklar halinde şu şekilde belirtilebilir (Atiyas, 2000:22): i) Kamu hizmetlerinin, tüketiciler arasındaki dağılımının etkin olmasını sağlamak ve hâkim konum 7 durumlarının hizmet dağılımında etkinsizlik yaratmasını önlemek. Bu hedefe kısaca, fiyatlama etkinliği veya kaynak dağılımında etkinlik de denilebilir. ii) Firmaların, ürettikleri hizmetleri en düşük maliyetle üretmelerini, diğer bir deyişle, maliyet verimliliğini sağlamaktır. Genellikle bu iki ana etkinlik hedefine toplumsal nitelikli ve gelir dağılımına ilişkin hedefler de eklenmektedir. Bu hedefler iki ana gruba ayrılabilir: i) Evrensel hizmet 8 sağlamak, yani hizmetin belki de maliyetini bile karşılayacak durumda olmayan bölgelere veya gelir gruplarına ulaşmasını sağlamak, ii) Hizmeti üreten firmaların hâkim konumlarından rant yaratmalarını önlemek, yani aşırı kârlarını sınırlamak, bir başka ifade ile tüketicilerin ödediği fiyatların makul olmasını sağlamaktır. Son olarak, yatırımcıların bu sektörlere yatırım yapmalarını sağlamak maksadıyla da bazı hedeflerin gözetilmesi gereklidir. Bu hedefler: i) Yatırımcıların rekabetçi bir ortamda kâr elde edebilmelerini temin etmek, ii) Yatırımcıların, teknolojik yenilikleri yakından takip edebilecekleri biçimde yatırım yapmalarını sağlamak, iii) Uygulanan kuralların, istikrarlı olacağına ve yatırımcılar aleyhine değiştirilmeyeceğine ilişkin kurumsal taahhütlerin olmasıdır. Bununla birlikte bu hedefler, çoğu kez birbiriyle çelişebilecek hedeflerdir. Dolayısıyla bu durum, regülasyonların tasarımında kaçınılmaz olarak bazı dengelerin gözetilmesini zorunlu kılmaktadır. Daha da önemlisi belirsizlik, geleceğin ayrıntılı bir biçimde öngörülememesi ve düzenleyici kurum ile düzenlenen şirketler arasında bilgi dağılımının dengesiz oluşu 9 gibi durumlar kaçınılmaz olarak, regülasyon kurallarının ve kararlarının çoğu kez en mükemmel den uzaklaşmasına 6 Örneğin, Veri Koruma Anlaşması, Bilgi Serbestliği Anlaşması, sağlıkla ilgili kayıtların açıklanmasıyla ilgili düzenlemeler gibi. 7 Hâkim konum durumu, belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü ifade eder (Bkz. Ardıyok, 2002:20). 8 Genel olarak evrensel hizmet yükümlülüğü; işletmeci tarafından hizmetlerin bir bütün halinde ya da temel kısımlarını içerir şekilde, belirli bir standartta ve tüm kullanıcılara makul bir bedel karşılığında ulaştırılması şeklinde tanımlanmaktadır (Karakurt, 2005:5). Evrensel hizmet yükümlülüğünün anlamı; örneğin, elektrik ve telefona gereksinim duyan ya da isteyen herkesin, ülkenin ücra bir köşesinde yaşıyor olması ya da bedensel özürlü yahut yoksul olması halinde bile bu hizmetlerden yararlanabilmesinin sağlanmasıdır. Bu hizmetlerin kendiliğinden isteyen herkese sağlanabileceği garanti edilemez. Çünkü bu hizmetlerin sağlanması ekonomik bakımdan teşebbüsler açısından kârlı olmayabilir. Bu sebeple devlet müdahalesi ile bu hizmetlerin sağlanması şart koşulur (Bkz. Ardıyok, 2002:20). 9 Örneğin, şirketin düzenleyici kuruluşa göre, kendi maliyetleri ve bunların azaltılması için ne tür çabaların gösterilmesi gerektiği hakkında daha üstün bilgiye sahip olması gibi. 286

10 S. SARISOY neden olmaktadır. İktisatçıların deyimi ile regülasyon politikaları, baştan sona "ikinci hatta üçüncü en iyi" mantığının hâkim olduğu politikalardır. Tahmin edileceği gibi böyle bir durumda da, genel optimal çözümler bulmak zordur; diğer bir deyişle, hangi çözümlerin optimal olduğu şartlara bağlı olarak değişmektedir (Atiyas, 2000:23). 4. Regülasyon Uygulayan Kurumlar: Bağımsız Düzenleyici Kurumlar 4.1. Bağımsız Düzenleyici Kurumların Gerekçesi Devletin regülasyon politikalarını uygulamak üzere tesis edilen Bağımsız Düzenleyici Kurumlar (BDK) veya Bağımsız İdari Otoriteler ilk olarak, ABD de ortaya çıkmıştır. Piyasa ekonomisine açılan, başka bir deyişle eskiden devlet tekelinde olup da özelleştirildikten sonra piyasanın eline geçen endüstrilerin düzenlenmesi ve denetlenmesi ihtiyacından doğan bu kurumların, özelikle siyasi otoriteden bağımsız olması gerektiği önemle vurgulanmaktadır. Bağımsız idari otoritelerin ortaya çıkıp gelişimi ile geniş anlamda özelleştirme uygulamalarının başlaması ve ekonomide devletçi politikaların yerini düzenlenmiş piyasa ekonomisi nin alması arasında koşutluk gözlenmektedir. Bu nedenledir ki, geniş anlamda özelleştirme olarak algılanan devlet düzenlemelerinin azalması hareketinin boş bıraktığı alanların bağımsız idari otoriteler tarafından doldurulduğu kabul edilmektedir (Tan, 2002:12). Bu durum, kısaca boş bırakılan alanlar, özellikle ülkede yatırım yapacak yerli ve yabancı yatırımcılar için bir kaygı unsurudur. Çünkü özelleştirilen sektörler yüksek maliyetli ve uzun dönemde kâr getirebilecek sektörlerdir. Belirsizlik ve güvensizlik olduğu durumlar yatırımcıyı yatırım yapmaktan alıkoymaktadır. BDK ların ABD de ortaya çıkma nedeni, aslında yasamanın yürütmeye olan güvensizliğidir. BDK lara ihtiyaç duyulmasının bir diğer nedeni ise, bir yandan hızlı gelişen teknolojik alanlar yüzünden bazı alanların klasik idari ve yargısal yöntemlerle etkin bir şekilde organize edilmesi ve denetlenmesinin zorlaşması; diğer yandan politikacılara olan güvensizlik sonucunda iletişim ve finans sektörleri gibi bazı hassas alanlarda siyasi iktidarın söz sahibi olmasının, tarafsızlık ve objektiflik açısından sorunlar yaratmasının önüne geçilmesidir (Ulusoy, 1999:3-4). BDK ların klasik idari yapılanma karşısındaki özgünlüklerini yapısal özellikleri yanında, işlevsel özellikleri de sağlamaktadır. Zira bu kuruluşlar, bir yandan görevli oldukları alanda düzenleme yetkisi kullanarak kurallar koyarken; öte yandan da bu kurallara uygun hareket edilmesini gözetleyip denetlemekte ve gerektiğinde önemli parasal ve idari yaptırımlar da uygulayabilmektedirler. Bu tür kuruluşların bir başka önemli özellikleri de, bazı uyuşmazlıkları çözme yetkisine sahip olmalarıdır. Bu nedenle BDK ların, devlet düzeninde yasama, yürütme ve yargı biçimindeki üç temel erkin yetkilerine benzer yetkilerle donatıldığı; dolayısıyla salt idari kuruluşlar niteliğinde değil, karma veya melez bir nitelikte oldukları ileri sürülmektedir (Tan, 2000: ). Özelleştirme ve serbestleştirme politikaları, hükümetlerin geleneksel yapısı içerisinde, güven problemini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, özelleştirme ve serbestleştirme uygulamaları, kamu kesiminin hacminin büyük olduğu ülkelerde bile BDK ların oluşturulması için işlevsel bir baskı meydana getirmektedir. Yatırımcılar, özellikle de yabancı yatırımcılar, özelleştirme ve serbestleştirme sonrasında yeni oluşturulan elektrik, doğalgaz ve telekomünikasyon gibi sektörlerde 287

11 yüksek batık maliyet gerektiren yatırımları üstlenmek için, sektörle ilgili düzenlemelerin öngörülebilir olmasını istemektedir. Çünkü devlet, kendi vatandaşlarının davranışlarını meşru zor kullanım hakkı çerçevesinde düzenleyebilse de, aynı düzenlemeyi yabancı yatırımcıya dikte edemeyecektir. Devlet, yabancı yatırımcıları ülkesinde yatırım yapmaya, ancak öngörülebilir ve güvenilir bir düzenleme setiyle ikna edebilir. Bu da, BDK lara düzenleyici yetki verilmesi için bir teşvik unsurudur (Emek, 2002:62). Piyasa başarısızlıklarının hâkim olduğu, asimetrik bilginin ahlaki rizikoya yol açtığı piyasalarda negatif dışsallıkların içselleştirilmesi maksadıyla BDK ların kurulması bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların da önerileri ve baskılarıyla çoğu ülkede (OECD üyesi gelişmiş ülkelerle beraber AB üyesi ve aday ülkelerin büyük kısmında) BDK lar oluşturulmuş veya oluşturulma aşamasındadır. Ayrıca, bu tip kurumların ortaya çıkış nedenlerine, yargı işlevinin, sosyal regülasyondaki organizasyon ve denetim yetersizliği de eklenebilir. Zira yargı makamlarının idarenin işleyişine doğrudan müdahale edememesi ve sadece a posteriori ve somut bir olayla sınırlı bir denetim yapabilmeleri ve ayrıca, verdikleri kararların idarece uygulanmamasına doğrudan müdahale yetkisinden yoksun oluşları, yargıdan beklenen etkili denetim işlevini önemli ölçüde aksatmaktadır (Ulusoy, 1999:4). Ayrıca, 1929 bunalımında Avrupa ülkeleri, duruma devletleştirme yoluyla tepki verirken; ABD, düzenleyici kurumlar yoluyla sistemi düzenlemek yöntemini seçmiştir. Nitekim Avrupa da özerk düzenleyici kurumlar da, özelleştirmenin yaygınlaştığı 1980 li yıllarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Prosser, İngiltere deki düzenleyici kurumları ele aldığı çalışmasında, kamusal özerk kurumlarla düzenlemenin alternatiflerini devletleştirme, düzenleme yapmama veya öz-düzenleme (self-regulation) ve düzenlemeyi rekabet hukukuna bırakma şeklinde sıralamaktadır (Karacan, 2001:4). Bağımsız idari kurum olarak düzenleyici kurumları ön plana çıkaran özellik, teknik uzmanlaşma gerektiren ve son yıllarda toplum hayatı için son derece önemli hale gelen bazı hassas sektörlerde, siyasi beklenti ve kazançlardan soyutlanmış, tarafsız ve objektif bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri ve diğer yandan, bu sektörlerdeki teknik kapasiteleri sayesinde, daha çabuk ve daha etkin müdahalelerde bulunabilmeleridir (Ardıyok, 2002:84). Ancak, merkezi ve işlevsel olarak yoğunlaşmış bir bürokrasinin temsil ettiği devlet geleneğinde, BDK lara yetki devri daha zor olmaktadır. Çünkü geleneksel bürokrasi, yetkilerinin devredilmesi karşısında direnç göstermektedir. Geleneksel bürokrasi, mesleki birikim olarak yeterli ve konularına hâkimse, belki de BDK lara ihtiyaç duyulmayacaktır (Emek, 2002:61) Bağımsız Düzenleyici Kurumların Etkinliği BDK ları oluştururken göz önüne alınması gereken özelliklerle ilgili olarak, Joskow, iyi bir BDK da bulunması gereken beş özellik saymaktadır (Joskow, 1998:26). Bu özellikler; i) bağımsızlık, ii) şeffaflık, iii) hesap verebilirlik, iv) uzmanlık ve v) kredibilite 10 şeklinde sıralanmıştır. Burada, BDK lar için öncelikle 10 Burada literatürde kredibilite hipotezi olarak tanımlanan konu üzerinde durmakta fayda vardır. Kredibilite hipotezi, kendi politikalarındaki kredibiliteyi arttırmak için, siyasi iktidarların BDK lara yetki devrini ifade etmektedir. Kredibilitenin, seçimle gelen politikacılar için bir sorun olduğu; çünkü politikacıların siyasi vaatlerinin, zaman içerisinde tutarsız ve değişebilir olduğu söylenmektedir (Gilardi, 2002: ). 288

12 S. SARISOY vurgulanan özellik, dikkat edildiği gibi, bağımsız olmalarıdır. Ancak, uygulamada bu kurumların ne kadar bağımsız oldukları da ayrıca bir tartışma konusudur. Organik bağımsızlık denilen bağımsızlık şekli, bu kurumların karar mercilerinde yer alan kişilerin özel bir statüde olmalarını öngörmektedir. İşlevsel bağımsızlık denilen bağımsızlık şeklinde ise, bu kurumların işlem ve eylemlerinde siyasi anlamda herhangi bir müdahalenin olmaması kastedilmektedir. Bu kurumların organik ve işlevsel bağımsızlığı, hiçbir denetime tabi tutulmadıkları anlamına gelmemektedir. Devletin bütünlüğü ilkesi uyarınca, bu kurumlar, yargısal denetime ve yasama denetimine tabi oldukları gibi; asgari düzeyde bazı idari denetimlere de tabi tutulabilirler. Bu kurumların kararları yargı tarafından iptal edilebildiği gibi, bütçeleri de yasama organı tarafından onaylanmayabilir. Ayrıca, bu kurumlara atanacak üyelerinin seçimi de siyasi iktidarın yetkisindedir. Genellikle bu kuruluşların anayasal bir güvenceleri de söz konusu olmadığı için, yasama organı bu kurumların statülerini ve yetkilerini değiştirebilme yetkisine de sahiptir (Ulusoy, 1999:5-6). BDK ların, organik ve işlevsel bağımsızlığa sahip olmaları durumunda bile aslında siyasi bir bağımlılıkları olduğu anlaşılmaktadır. Buna ek olarak, bu kurumların ilişkide bulundukları kişi ve kurumlar açısından bir bağımsızlık sınıflandırması yapmak gerektiğinde, karşımıza politik kurumlar ve politikacılardan bağımsızlık, piyasalardan bağımsızlık, diğer bürokratik kurumlardan bağımsızlık, medyadan bağımsızlık, küreselleşme ile ortaya çıkan uluslararası kurum ve örgütlerden bağımsızlık şeklinde bir ayrım da ortaya çıkmaktadır. Ancak bu kurumların, bahsedilen bağımsızlık türlerinde de, mutlak anlamda bağımsız olmalarının neredeyse imkânsız olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte, belki nispi bir bağımsızlıktan söz edilebileceği; ancak konunun ağırlıklı olarak siyasi iktidarla olan ilişkiler açısından önem kazandığı ve personel konularında bağımsızlık, bütçe ve finansal konularda bağımsızlık ve politikalarda bağımsızlık biçiminde, özellikle üç alanla da ilişkili olduğu belirtilmektedir (Karacan, 2001:11-12). Devletin düzenleyici görevleri ve bu görevleri yerine getirecek olan kuruluşlar ve kurumlar tasarlanırken, hem bu kuruluşlar içinde çalışacak olan kamu görevlilerinin bazı kısıtlar altında olacakları, hem de kendi hedeflerinin onlara atfedilen hedeflerden farklı olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Tahmin edileceği gibi, bu kurumların tasarlanmasında da çok sayıda alternatif bulunmaktadır. İdeal olan, bu alternatiflerin göz önünde bulundurulması ve en uygun olanın seçilmesidir. Bu bağlamda, kurumsal tasarım, regülasyonların uzun dönemde nasıl şekilleneceğini yakından etkilemektedir (Atiyas, 2000:21). BDK ların etkin işleyebilmesi için yapılandırılmaları aşamasında göz önünde bulundurulması gereken hususlar, bunların performansını etkileyebilecek diğer konular da hesaba katılmak kaydıyla, aşağıdaki şekilde sıralanabilir (Emek, 2002:64): i) Düzenleyici araçların, gelirin yeniden dağılımı amacıyla kullanılmaması gerekmektedir. Diğer kamu politikaları gibi, düzenleme politikalarının da gelir dağılımı üzerinde etkileri bulunmaktadır. Ancak, düzenleme politikalarının gelir dağılımı üzerindeki etkileri, düzenleyiciler için politika amacı değil, politika kısıtı olmalıdır. ii) BDK lar, özel veya devlet tekellerinin ikamesi olarak düşünülmemelidir. BDK lar reformların bir amacı değil, parçasıdır. 289

13 iii) BDK ların sayıları arttıkça, kendi işlevlerini azaltacağı gerekçesiyle, genel olarak piyasalara daha fazla rekabetin getirilmesine karşı direnç oluşturmaları söz konusu olabilir. iv) BDK lar, sektörün rekabetçi ve etkin işleyen bir piyasa yapısına daha kapsamlı bir biçimde dönüşümünün ve uyumunun önünde engel olabilir. Düzenleyiciler kendi sektörleri konusunda muhafazakâr davrandıkları için, sektörler arası yakınlaşmayı engelleyip, tüketicilerin potansiyel refah kaybına uğramalarına neden olabilir. v) Rekabet politikalarının uygulanmasında ortaya çıkan bu çoklu yapı, iktisadi büyümeye zarar verebilir. vi) Düzenleyici kuruluşların, ele geçirilebilme ihtimali yüksektir. Bu nedenle, düzenleme yetkisinin geleneksel bürokrasiden BDK lara geçmesi, çıkar gruplarının baskı ve yönlendirme riskini mutlak olarak azaltmamaktadır. vii) Bağımsızlık, bu kuruluşlarda, demokratik hesap verebilirlikle beraber, yönetişim problemlerine de neden olabilir. 5. Regülasyon Uygulamalarının Maliyetleri ve Etkinliği Regülasyon uygulamalarında genel olarak benimsenmiş iki farklı yöntem bulunmaktadır. ABD de uygulanan regülasyon yönteminde, endüstrinin mülkiyeti özel sektöre bırakılmakta ve sadece piyasa başarısızlıkları olduğu takdirde sektöre müdahalede bulunulmaktadır. Avrupa ülkeleri ise, Amerikan tarzı regülasyondan daha çok, endüstrinin kamulaştırılması yoluyla kontrol altına alınması yöntemini tercih etmişlerdir (Majone, 1996:10). Bununla birlikte, her iki yöntemin de uygulamasında ortaya birtakım başarısızlıklar çıkmıştır. Bu başarısızlık durumları aşağıdaki Tabloda kısaca özetlenmiştir: Tablo 1: Regülasyon Başarısızlıklarının Karşılaştırılması Amerikan tarzı regülasyon Kamulaştırma tarzı regülasyon Düzenlenen firma tarafından, düzenleyici Kurum yöneticilerinin, siyasetçiler ve kuruluşların ele geçirilmesi sendikalar gibi baskı grupları tarafından Aşırı sermaye birikiminin yol açtığı etkinsizlik (Literatürde Averch-Johnson etkisi olarak yer almaktadır) Rekabet engelleyici regülasyon Amaçlardaki belirsizlik (örneğin, sınırları net olmayan kamu yararı gerekçesi için yapılan regülasyonlar ) Farklı düzenleyici kuruluşlar arasındaki yetersiz koordinasyon Bağımsız düzenleyici kuruluşların siyasi hesap verebilirliklerinin yetersiz oluşu Kaynak: Majone, 1996:18 ele geçirilmesi Gereksiz ve aşırı istihdam Kamusal tekeller Yöneticilere verilen belirsiz ve tutarsız hedefler Farklı kamu teşebbüsleri arasındaki yetersiz koordinasyon Kamu teşebbüslerinin parlamento, yargı ve ilgili bakan tarafından etkin bir şekilde kontrol edilemeyişi Tablo1 de de görüldüğü üzere uygulanan her iki regülasyon yönteminde de başarısızlık riskleri oldukça fazladır. Bununla birlikte, regülasyon uygulamalarının en önemli hedefi toplumsal refahın arttırılmasıdır. Dolayısıyla bu hedefe ulaşmaya 290

14 S. SARISOY çalışırken, düzenleyici uygulamaların başarısızlık riskleri, diğer bir deyişle, maliyetleri de hesaba katılmalıdır. Düzenleyici reformlar veya politikalar uygulanırken amaç, ortaya çıkacak faydanın maliyetten mümkün olduğunca fazla olmasının sağlanmasıdır. Çeşitli derecelerde olmak kaydıyla, regülasyonlar modern bir ekonomi için zarar verici ve faydasız veya faydalı ve gerekli olabilmektedir. Örneğin (Tanzi, 1997:19-20): i. Bazı regülasyon uygulamalarının devlete ve bürokratlara güç kazandırmaktan başka bir amacı olmadığı ileri sürülmektedir. Fabrika veya mağaza açarken yerel yönetimlerden ruhsat alma zorunluluğu bu duruma örnek olarak verilebilir. Bu yetki yerel yönetimlere fazladan bir güç kazandırmaktadır. ii. Bazı regülasyon uygulamalarıyla hedeflenen sosyal amaçların, regülasyon dışındaki diğer yollarla daha etkin bir biçimde gerçekleştirilebileceğinden bahsedilmektedir. Örneğin kira kontrolleri ile ilgili düzenlemeler düşük gelirliler lehine yapılırken, bu durum ev sahibi olanlara örtük bir biçimde vergileme anlamına gelmektedir. Bu tarz politikalar kısa dönemde yeni konutların yapımı ve mevcut konutların kiraya verilmesi konusunda ters etki yapmakta, uzun dönemde ise bu durum düşük gelirliler aleyhine dönmektedir. Kira kontrolleri yerine açıkça uygulanacak vergi artırımı, verginin amortismanı nedeniyle kiraların düşmesi yönünde yine aynı etkiyi yapacak ve kira kontrollerinin yol açtığı olumsuz neticelere de neden olmayacaktır. iii. Bazı regülasyon uygulamalarının, örneğin çalışma saatleri ve asgari ücret uygulamaları gibi, sadece sosyal ve biraz da tartışmalı amaçlarının olduğu söylenmektedir. iv. Trafik gibi bazı faaliyetlerin düzgün bir biçimde işlemesine imkân sağlaması için yapılan regülasyonların gerekli olduğu ileri sürülmektedir. v. Bazı regülasyonların dışsallıklarla mücadele etmeyi amaçlayan daha iyi ve daha esnek araçlar uygun hale gelene kadar uygulanabileceği ileri sürülmektedir. Örneğin; vergiler gibi daha etkin araçların uygulanabilir olmadığı durumlarda, düzenleyici işlemlerin yapılabileceği ileri sürülmektedir. vi. Son olarak, özellikle devletin rasyonel tercihler yapabilmesi için gerekli olan bilgiye ulaşamadığı durumlarda, bazı regülasyon uygulamalarının piyasa ekonomisi içerisinde faaliyet gösteren kamu kesimini korumak amacı olduğu savunulmaktadır. Amacına uygun politikalarla gerçekleştirilmeyen regülasyon uygulamaları, hem ilgili kesim hem de ekonominin bütünü üzerinde verimsizliğe ve ek maliyetlere yol açmaktadır. Bu ek maliyetler de genel olarak beş ana başlık altında toplanabilir (Ardıyok, 2002:109): i. Özel teşebbüsler, regülasyonlar sebebiyle kaynakların ekonomik kullanımı konusunda daha az motivasyona sahiptir. ii. Rekabetin bulunmaması üretici ve/veya işçilerin, kâr veya ücretler konusunda daha yüksek beklentiler içinde olmasına yol açmaktadır. iii. Hizmet ve ürün çeşitleri konusunda yapılan düzenlemeler, teşebbüslerin ekonomik ölçeğe ulaşmalarını engellemektedir. iv. Regülasyon uygulamaları; devletin, tüketicilerin ve üreticilerin, belirlenen kurallara uyma zorunluluğu nedeniyle daha fazla maliyete katlanmalarına yol açmaktadır. v. Regülasyona tabi sektörlerde faaliyet gösteren teşebbüslerin, AR-GE faaliyetlerine daha az önem verdikleri ve esnekliklerini kaybettikleri görülmektedir. 291

15 Regülasyon uygulamalarının ekonomik maliyetlerini değerlendirdiğimizde, üç çeşit maliyet türü karşımıza çıkmaktadır: Bunlar (Parker, 2001:13): i) Doğrudan yönetim maliyetleri ve hem özel sektöre, hem de devlete düşen uyumlaştırma maliyetleri, ii) Düzenleyici kurumların doğurduğu işgücü ve sermaye maliyetleri ve iii) Regülasyon uygulamalarından kaçınmanın bir sonucu olarak, özel sektörde yer alan firmaların ve tüketicilerin maruz kaldıkları dolaylı maliyetlerdir. Regülasyonların maliyetleri konusundaki bir diğer ayırım da, düzenleyici kurumların bütçelerine yansıtılacak olan doğrudan yönetim maliyetleri ve regülasyonları uyumlaştırma yoluyla ekonominin yüklendiği maliyetler biçimindedir. Prensipte, regülasyonun yönetim ve uyum maliyetleri, regülasyonlardan sağlanan faydalarla karşılaştırılmalıdır; bu suretle regülasyonlar daha etkin bir şekilde yönetilebilir. Bununla birlikte, faydaları tahmin etmek güç olabilir; bu durumda amaç, regülasyonun varsayılan faydalarına ulaşmak için maliyetleri minimize etmek olmalıdır. Doğrudan yönetim maliyetleri ölçülebilirken, uyum maliyetleri genellikle gözden kaçabilmektedir (Cook vd., 2004:14). Regülasyonların maliyetinin tahmini için genellikle beş farklı yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemler (Guasch ve Hahn, 1999: ): 1. Uygulanan regülasyonlar sonrası ortaya çıkan etkinin ölçülmesi amacıyla, piyasanın üretim ve maliyet fonksiyonlarının ekonometrik çalışmalarla değerlendirilmesi, 2. Regülasyonlara uyum maliyetlerini belirlemek maksadıyla firmaların veya işletmelerin harcamalarının değerlendirilmesi, 3. Çevre koruma amacıyla yapılan regülasyonlarda olduğu gibi, doğrudan kullanılmak zorunda bırakılan teçhizatların ek maliyetlerini hesaplamak için kullanılan mühendislik yaklaşımı, 4. Regülasyon sonrası üretimde meydana gelen değişikliklerin ölçülmesi maksadıyla kullanılan verimlilik çizelgeleri, 5. Regülasyon sonrası uygulanan yeni politikalara tam rekabet piyasalarının nasıl tepki verdiğinin incelenmesi maksadıyla kullanılan ve son yıllarda oldukça popüler olan genel denge modelleridir. Bu yöntemlere ek olarak literatürde fayda-maliyet analizlerinin de kullanıldığı göze çarpmaktadır. Ayrıca regülasyonların faydalarının da iki farklı yaklaşımla ölçülebileceği belirtilmektedir. Bu yaklaşımlardan birincisi; düzenleyici standartlardaki değişiklikler için ne gibi bir ödeme yapabileceklerinin bireylere tek tek sorulması şeklindedir. Tahminimizce bu yöntem anket yoluyla uygulanabilir. Diğer yaklaşım ise; regülasyon sonrası gerçekleştirilen bu değişiklikler için bireylerin gerçekten ödemek zorunda oldukları miktarın belirlenmesidir. Bu duruma, işçilerin, güvenli ortamlarda çalışmaları konusunda yapılan düzenlemeler nedeniyle daha tehlikeli ortamlarda çalıştıklarında aldıkları primlerden mahrum kalmaları örnek olarak verilebilir (Chitten vd., 2002:13-15). Regülasyonların fayda ve maliyetlerinin hesaplanması ile ilgili olarak hazırlanan bir çalışmada, ABD de ve Avrupa da regülasyonlarla ilgili yapılan çeşitli analizlerden bahsedilmektedir. Bununla birlikte, çalışmada, yapılan analizlerin yetersizliği üzerinde de durulmakta ve birtakım tavsiyelerde bulunulmaktadır. Örneğin, ABD de düzenleyici uygulamaları Birleşik Devletler Yönetim ve Bütçe Bürosu (The US Office of Management and Budget-OMB) gözlemlemektedir ve bu kurum, düzenleyici uygulamalar konusunda da raporlar hazırlamaktadır. Bu 292

16 S. SARISOY raporlarda, federal düzeyde yapılan regülasyonların fayda ve maliyetleri, regülasyon uygulamalarının yerel yönetimler üzerindeki etkileri ve regülasyonların daha başarılı olması için izlenmesi gereken yöntemler gibi konular yer almaktadır. OMB nin 2002 yılı için hazırlamış olduğu raporda, sağlık, güvenlik ve çevre ile ilgili ABD deki federal düzeyde gerçekleştirilen regülasyonların toplam maliyeti yaklaşık 200 milyar dolar olarak tahmin edilmiştir. Bu rakam, ülke ekonomisinin gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık %2 sine karşılık gelmektedir. Aynı raporda, 1995 yılı Nisan ayından 2001 yılı Eylül ayına kadar regülasyonların toplam maliyeti de yıllık ortalama 50 ila 53 milyar dolar arası tahmin edilmektedir. Buna ek olarak raporda, aynı dönemler için regülasyonlardan yıllık ortalama 48 ila 102 milyar dolar aralığında fayda sağlandığından da bahsedilmektedir. Bununla birlikte rapor, bahsedilen dönemde regülasyonların toplam faydalarının toplam maliyetlerinden fazla olduğu ile ilgili net bir bilgi de vermemektedir (Hahn ve Litan, 2004:8-9). OECD tarafından hazırlanan düzenleyici etki analizine yönelik bir çalışmada da, regülasyon uygulamaları neticesinde ortaya çıkan fayda ve maliyetlere yönelik örnekler aşağıdaki Tablolarda görülmektedir (OECD, 2008:10-11): Tablo 2: Regülasyon Uygulamalarının Maliyetlerine Örnekler Etkilenen Maliyet Örnekleri Grup Firmalar Regülasyonlarla ilgili bilgilenme ve uyum maliyetleri Regülasyonlar nedeniyle malzeme maliyetlerindeki artışın daha yüksek girdi maliyetlerine yol açması Regülasyonlar nedeniyle ortaya çıkan üretim, ulaştırma ve pazarlama süreçlerindeki değişimden kaynaklanan daha yüksek üretim maliyetleri Piyasaya erişimin sınırlandırılması neticesinde satış kaybından kaynaklanan maliyetler Regülasyonlar nedeniyle zorunlu tutulan lisans ücretleri ve diğer ödemeler Regülasyonlar nedeniyle zorunlu tutulan raporlama ve belge saklama maliyetleri Regülasyonlara uyum sağlamak amacıyla ödenen teftiş ve denetim maliyetleri Tüketiciler Ürün veya hizmetlerdeki fiyat artışı Ürün çeşitliliğindeki azalma Yeni ürünlerin piyasaya girişindeki bürokratik engeller Devlet Regülasyonlarla ilgili firmaların bilgilendirilmesi, meslek elemanlarının yetiştirilmesi, lisanslama süreçleri veya ürünlerin tescillenme maliyetlerini kapsayan yönetim maliyetleri Teftiş, denetleme ve gözlemleme süreçlerini kapsayan uyum maliyetleri Regülasyonlara uyumsuzluk durumlarının tespiti ve soruşturma süreçlerini kapsayan uygulama maliyetleri Diğer Mevcut veya yeni üreticilerin piyasaya girerken karşılaştığı güçlükler nedeniyle rekabetin azalması Düşük gelirlilere sağlanan kolaylıklar nedeniyle diğer kesimlere sunulan ürünlerde ortaya çıkan yüksek maliyetler Yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve yenilikler konusundaki sınırlamalar 293

17 Tablo 3: Regülasyon Uygulamalarının Faydalarına Örnekler Etkilenen Fayda Örnekleri Grup Firmalar Verimlilik artışı ile birlikte, işyerinde ortaya çıkan kaza ve yaralanma oranlarındaki düşme Piyasada bilgi edinme olanaklarının artması nedeniyle ortaya çıkan üretim veya dağıtım etkinliğindeki artışlar Rekabete aykırı davranışları önlemeye yönelik regülasyonlar nedeniyle, artan verimlilik ve etkinlik Tüketiciler Rekabete aykırı davranışları önlemeye yönelik regülasyonlar nedeniyle, ürün ve hizmet fiyatlarındaki azalmalar Mal ve hizmetlerin güvenilirliğindeki artış Tüketicilere tercih kolaylığı sağlayan, mal ve hizmetler hakkındaki bilgi edinme olanaklarının gelişmesi Mal ve hizmetler için getirilen kalite standartları Devlet Sağlık harcamalarının da düşmesine olanak sağlayan daha sağlıklı toplum yapısı Artan bilgi akışı olanakları nedeniyle hükümetin karar alma süreçlerinde meydana gelen iyileşme Diğer Rekabete aykırı davranışların yasaklanması gibi regülasyonlar nedeniyle piyasalarda rekabetin artması Regülasyon uygulamaları neticesinde düşük gelirli kesimlere ve bölgelere sağlanan kolaylıklar ve faydalar Kaynak: OECD, 2008:10-11 Regülasyonların etkinsizliğinin genellikle iki nedeni bulunmaktadır. Bunlardan biri ekonomik, diğeri ise politik nedenlerdir. Ekonomik neden, düzenleyici otoritenin düzenlenen kurumun maliyet ve talep yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip olamamasıdır. Düzenleyici otorite ile düzenlenen kurum arasındaki bu tür bir bilgi asimetrisi etkinsizlik nedenidir. Benzer şekilde düzenleyici kuruluşlar, çevre kirliliğini önleme gibi sosyal regülasyonlarda da maliyetler konusunda çoğunlukla sınırlı bir bilgiye dayanarak kararlarını vermektedirler. Regülasyonlarla ilgili politik problemler de etkin olmayan sonuçlara neden olmaktadır. Çünkü regülasyonlar, kaynakların ve rantların yeniden dağılımına yol açmakta; politikacılar da bu durumu siyasi menfaatleri açısından değerlendirmektedir (Guasch ve Hahn, 1997:3-4). Bununla birlikte, regülasyon uygulamanın politikacılar açısından oldukça güç bir iş olduğu da vurgulanmaktadır. Bunun nedeni olarak da, politikacıların sürekli baskı gruplarının etkisinde kalma riskleri gösterilmektedir. Ortaya çıkan bu risk de, regülasyon uygulamalarının başarısız olmasının en büyük nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Politikacılar, güçlü baskı gruplarının birbiriyle çatışan taleplerini karşılamak için, verdikleri tavizler konusunda ikileme düşebilmektedirler. Çünkü uyguladıkları regülasyon politikaları bir gruba fayda sağlarken, diğer bir gruba zarar verebilmektedir. Örneğin, çok net anlaşılmayan bir kanun maddesi, bir grubun desteğini kazanırken; diğer grubun ciddi bir muhalefetiyle karşılaşabilmektedir. Bunun maliyeti ise, detaylar ortaya çıktığında daha da net görülmektedir. Eğer regülasyon uygulama görevi bir düzenleyici kuruluşa verilirse, bu kurumun politikacılardan daha az eleştiriye maruz kalacağı belirtilmektedir. Üstelik böyle bir stratejinin, eğer kurumu kendi amaçlarına uygun bir şekilde baskı altına alma ya da ele geçirme konusunda kendilerine güvenleri varsa, güçlü baskı gruplarınca da destekleneceği söylenmektedir (Ogus, 2001:16). Regülasyon uygulayan kurumların 294

18 S. SARISOY ele geçirilmesi ve regülasyon politikalarının çıkar ve baskı grupları tarafından şekillendirilmesi ile ilgili literatürün büyük bir bölümü kamu altyapı hizmetlerinin (public utility 11 ) regülasyonu bağlamında gelişme göstermiştir. Kamu altyapı hizmetlerinin regülasyonu konusunda yapılan tartışmalarda doğal tekel durumunun tek bir firmayı çağrıştırdığı öne sürülmektedir. Regülasyon bu firmanın piyasa gücünü kullanarak piyasayı sömürmesini önlemek için gereklidir. Düzenleyici kurumlar tüketicileri bu tekelci gücün kötüye kullanılmasından korumakla görevlidirler. Regülasyon konusundaki bu bakış açısı kamu yararı görüşü olarak bilinmektedir (Bo, 2006: ). Regülasyon politikalarının ve düzenleyici kurumların çıkar grupları tarafından ele geçirilmesi, regülasyon uygulamalarındaki başarısızlığın temel sebeplerinden birisidir. Çıkar grupları tarafından baskı altına alınan düzenleyici kuruluş, sahip olduğu tekel gücünü kullanarak, fiyatları ve hizmet kalitesini çıkar gruplarının lehine olacak şekilde ayarlayabilir. Regülasyon kurumlarının ve politikalarının ele geçirilmesi ise genellikle bilgi açıklığının ve şeffaflığın olmadığı durumlarda meydana gelir ve düzenleyici kuruluşlar siyasal süreçle de yakından ilişkilidir (Bitran ve Serra, 1997:33). Bu nedenle, vatandaşlar veya siyasi temsilciler tarafından elde edilmesi çok zor olan özel bir bilgiye regülasyona tabi bir firmanın sahip olması ve bunu açıklamaması, regülasyonların etkinsizleştirilmesinin en önemli sebeplerinden birisidir (Bo, 2006:220). Daha önce bahsedildiği gibi, regülasyon uygulayan kurumların ve politikaların ele geçirilmesi kavramı, siyasal ele geçirme teorisinin bir alt kavramıdır. Siyasal ele geçirme şartları altında regülasyon uygulamaları, siyasi elitin çıkarlarını arttırmak için şekillendirilmektedir. Örneğin, düzenleyici kurumların üyeleri bu elitler tarafından atanabilir ve düzenleyici yasalar, bu kişilerin ekonomik refahını arttırmak maksadıyla şekillendirilebilir. Bu tür bir ele geçirmenin, siyasi iktidar dışındakilerin bilgi eksikliği ile birlikte; ayrıca, bağımsız bir medya ve yargı sisteminin olmayışıyla mümkün olacağı söylenmektedir. Bu şartlarda ele geçirmenin, düşük gelirli ekonomilerde, düzenleyici kararları alan ve uygulayanlar arasındaki menfaate dayalı ilişkiyi (cronyism) ve ayrıca kamu görevlilerinin yolsuzluk eğilimlerini de arttırabileceği belirtilmektedir. Bu aşamadan sonra ise düzenleyici devletin artık kendine hizmet etmekte olduğu belirtilmektedir (Cook vd., 2004:13). Regülasyon uygulayan kurumların ve politikaların ele geçirilmesinin maliyetleri, tüketicilerden firmalara gelir transferi olarak da ortaya çıkabilmekte ve net bir biçimde refah kayıplarına neden olmaktadır. Bu durum bile siyasi bir müdahale nedeni olarak yeterli sayılmaktadır (Bo, 2006:221). Sonuç Devletin ekonomide etkinliği ve verimliliği sağlamak, tekelci davranışların önüne geçmek ve rekabeti tesis etmek, toplumsal refahı artırmak gibi çeşitli amaçlarla gerçekleştirmiş olduğu her türlü yasal ve idari düzenlemelere regülasyon denilmektedir. Devletin varolduğu günden bu yana regülasyonların da varolduğu 11 Utility kavramı teoride elektrik, su, doğalgaz gibi altyapı hizmetlerini sunan üretim birimleri için kullanılmıştır. Türkçeye kamu kolaylıkları olarak da çevrilen bu kavram bu çalışmada kamu altyapı hizmetleri şeklinde Türkçeleştirilmiştir. 295

19 söylense de, iktisadi regülasyonlarla ilgili bilimsel tartışmalar 1800 lü yıllarda başlamıştır. Ekonomi literatüründe yoğun bir şekilde tartışılması ise 1970 lerdedir. Devlet tarafından gerçekleştirilen regülasyonların çoğukez birbiriyle çelişebilecek hedefleri olduğu ve bu nedenle de regülasyonlar tasarlanırken bazı dengelerin gözetilmesi gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Ayrıca, geleceğin net bir biçimde öngörülememesi nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik ve düzenleyici kurum ile düzenlenen şirketler arasındaki asimetrik bilgilenme gibi durumlar, regülasyon kurallarının ve kararlarının çoğu kez mükemmelden uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla regülasyonlar "ikinci, hatta üçüncü en iyi" çözümler olarak görülmektedir. Regülasyonların, baskı grupları tarafından kolaylıkla etki altına alınabilmeleri nedeniyle siyasetçiler tarafından doğrudan uygulanabilmeleri zor olduğundan, bu düzenleme ve denetleme görevi, genellikle hükümet tarafından bağımsız düzenleyici kuruluşlara devredilmektedir. BDK lar için neredeyse olmazsa olmaz kabul edilen özellik bağımsız olmalarıdır. Bununla birlikte, bu kurumların mutlak anlamda bağımsız olmalarının neredeyse imkânsız olduğu belirtilmektedir. Diğer bir deyişle, bu kuruluşların çıkar ve baskı grupları tarafından yönlendirilme ve ele geçirilme ihtimallerinin yüksek olduğu söylenmektedir. Ayrıca siyasetçilerin de bu kurumlar üzerinde son derece etkili oldukları belirtilmektedir. Regülasyon uygulayan kurumların baskı ve çıkar grupları tarafından ele geçirilmesi, regülasyonların başarısızlığının temel sebeplerinden birisidir. Regülasyon uygulayan kurumların ele geçirilmesinin ise genellikle bilgi açıklığının ve şeffaflığın olmadığı durumlarda meydana geldiği belirtilmekte, dolayısıyla şeffaflık ve hesap verebilirlik konuları bu kurumlar açısından son derece önem kazanmaktadır. Dolayısıyla etkin bir düzenleyici sistemin kurulması için düzenleyici kuruluşların ve regülasyon politikalarının tasarımı yapılırken, ortaya çıkabilecek bütün maliyetlerin hesaba katılması ve bu kuruluşların ve uygulayacakları politikaların, ekonomide kaynakların etkin kullanımını sağlayacak ve refah kaybına yol açmayacak biçimde düzenlenmesi gerektiği görüşü genel kabul görmektedir. Sonuç olarak amacından sapmış, diğer bir deyişle etkinlik ve refah kayıplarına yol açan bir regülasyon politikası toplum açısından son derece maliyetli olacaktır. Ayrıca yönetim, uyumlaştırma, işgücü ve özel sektörün ve tüketicilerin maruz kaldığı dolaylı maliyetler de regülasyon uygulamanın son derece zor ve sıkıntılı bir iş olduğunun göstergesidir. Bununla birlikte, bütün bunlar hesaba katılarak ve amacına uygun bir şekilde tasarlanarak uygulanan regülasyon politikaları, ekonomide kaynakların etkin kullanılmasına ve refahın artırılmasına da yardımcı olabilir. Kaynakça Aktan, C. C. (2003), Kamusal Regülasyon Kavramı ve Türleri, sobiadacademy.net/sobem/e-ekonomi/regulasyon/kavram.htm (Erişim Tarihi: 11/06/2010). Aktan, C. C. Regulation and Control vs. Deregulation and Decontrol, ozellestirme/aktan-regulation-control-vs.pdf (Erişim Tarihi: 11/06/2010). 296

20 S. SARISOY Ardıyok, Ş. (2002), Doğal Tekeller ve Düzenleyici Kurumlar: Türkiye İçin Düzenleyici Kurum Modeli, Rekabet Kurumu Lisansüstü Tez Serisi, No: 9, (Erişim Tarihi: 21/06/2010) Atiyas, İ. (2000), Ne İçin ve Nasıl Regülasyon, Devletin Düzenleyici Rolü, TESEV Yayınları: 19, İstanbul, Atiyas, İ. ve Oder, B. (2008), Türkiye de Özelleştirmenin Hukuk ve Ekonomisi, TEPAV, Ankara. Bitran, E. ve Pablo, S. (1997), Regulation of Privatized Utilities: Lessons from Chilean Experience, Privatization of Utilities and Infrastructure: Methods and Constraints, OECD. France. Bo, E. D. (2006), Regulatory Capture: A Review, Oxford Review of Economic Policy, Vol. 22, No.2, Chang, H.-J. (1997), The Economics and Politics of Regulation, Cambridge Journal of Economics, 21, Chittenden, F. vd. (2002), Regulatory Burdens of Small Business: A Literature Review, (Erişim Tarihi: 02/10/2010) Connolly, S. ve Alistair, M. (1999), Economics of the Public Sector, Prentice Hall Europe, England. Cook, P. vd. (2004), Competition, Regulation and Regulatory Governance: An Overview, Leading Issues in Competition, Regulation and Development, (Edit: Cook, P. vd.), Edward Elgar Publishing Limited, UK, Emek, U. (2002), Devletin Kapasitesi ve İktisadi Kalkınma Sürecindeki İşlevi, Bağımsız Düzenleyici Kurumlar ve Türkiye Uygulaması, TÜSİAD, Yayın No: TÜSİAD-T/ /349, Aralık, Gilardi, F. (2002), Policy Credibility and Delegation to Independent Regulatory Agencies: A Comparative Empirical Analysis, Journal of European Public Policy, 9 (6), December, Guasch, J. L. ve Robert, W. H. (1997), The Costs and Benefits of Regulation: Implications for Developing Countries, The World Bank Policy Research Working Paper, WPS1773. Guasch, J. L. ve Robert, W. H. (1999), The Costs and Benefits of Regulation: Implications for Developing Countries, The World Bank Research Observer, Vol. 14, No. 1 Hahn, R.W. ve Robert E. L. (2005), Counting Regulatory Benefits and Costs: Lessons for the US and Europe, Journal of International Economic Law, 8 (2), , Helm, D. (2006), Regulatory Reform, Capture, and the Regulatory Burden, Oxford Review of Economic Policy, Vol. 22, No.2, Hertog, J. den, General Theories of Regulation, 225, book.pdf (Erişim Tarihi: 12/05/2006) Joskow, P. L. (1998), Regulatory Priorities for Reforming Infrastructure Sectors in Developing Countries, Annual World Bank Conference on Development Economics, Washington DC, April 20-21, rad/abcde/joskow.pdf (Erişim Tarihi: 28/04/2006) Karacan, A. İ. (2001), Özerk Kurumların Özerkliği, Rekabet Dergisi, Sayı:8, Ekim-Kasım-Aralık,

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, İÇİNDEKİLER Önsöz v Giriş 1 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, 1.1. Kamu Ekonomisi Analizinin Ardında Yatan Doktriner Görüşler: 5 1.1.1. Sosyal Sözleşmeci

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu Doç. Dr. A. Barış BARAZ Rekabet Kurumu Anayasanın 167 nci maddesi devlete açıkça piyasalarda oluşacak fiili yahut anlaşma sonucu doğacak tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önleme

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel YERELLEŞME NEDİR? Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel sektöre ya da alt yönetsel birimlere

Detaylı

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ 1. Yıl - GÜZ DÖNEMİ Doktora Uzmanlık Alanı MLY898 3 3 + 0 6 Bilimsel araştırmarda ve yayınlama süreçlerinde etik ilkeler. Tez yazım kuralları,

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... 1 A. Kayıt Dışı Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 B. Kayıt Dışı Ekonominin Nedenleri... 4 C. Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü...

Detaylı

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Detaylı

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI Prof. Dr. Emine Olhan A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü olhan@agri.ankara.edu.tr Dersin İçeriği Politika kavramı Ulusal tarım politikasının amaçları, çalışma alanları

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I İŞLETME BİRİMİ VE İŞLETMEYİ TANIYALIM YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I 1 İŞLETME VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR ÖRGÜT KAVRAMI: Örgüt bir grup insanın faaliyetlerini bilinçli bir şekilde, ortak

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

DÜZENLEME VE ANTİ-TRÖST YASASI 2

DÜZENLEME VE ANTİ-TRÖST YASASI 2 DÜZENLEME VE ANTİ-TRÖST YASASI 2. PİYASAYA MÜDAHALE 2.. ARTIKLAR VE BÖLÜŞÜMÜ 2 2. DÜZENLEMENİN EKONOMİK KURAMI 3 2.. DENGE 3 3. DÜZENLEME VE DOĞAL TEKELLER 4 3.. KARTELLERİN DÜZENLENMESİ 7 4. ANTİ-TRÖST

Detaylı

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Prof. Dr. Serdar ÖZKAN İzmir Ekonomi Üniversitesi İzmir Ticaret Odası Meclis

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE Sevinç Karakoç Raziye Akyıldırım Yasemin Ağdaş Duygu Çırak NELER ANLATILACAK? FİYAT İSTİKRARI NEDİR? FİYAT İSTİKRARININ YARARLARI NELERDİR? TÜRKİYE DE FİYAT İSTİKRARI Bir toplumu

Detaylı

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı tepav Yatırım Ortamı Değerlendirme Çalışması Slide 1 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı Güven Sak İstanbul,

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

BÖLÜM KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI

BÖLÜM KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI BÖLÜM 10 -- KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI DIŞ SORUNLAR Küçük işletmelerin gelişmekte olan ülkelerde önüne çıkan engeller aşağıdaki gibi listelenebilir: 1. Finansman sorunu - Kaynak çeşidi

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ BARBAROS DENİZCİLİK YÜKSEKOKULU İÇ KONTROL SİSTEMİ VE İÇ KONTROL STANDARTLARI İLE İLGİLİ EĞİTİM SEMİNERİ Eğitim Planı İç Kontrol Nedir? İç Kontrolün Amaçları ve Temel İlkeleri İç Kontrolde

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum...

ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI. A. Banu Demirbaş. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum... ENERJİ SEKTÖRÜNDE YÖNETİM YAPISI A. Banu Demirbaş Sayın Başkan, teşekkür ediyorum... Enerji sektöründe serbestleşme ve özelleştirme uygulamaları gereği yeniden yapılanma sürecinde sektörün yönetim yapısı

Detaylı

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları 1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları Virpi Einola-Pekkinen 10.1.2011 1 Finlandiya Hükümetinin Yapısı Finlandiya da 12 Bakanlık vardır. Her Bakanlık kendi yetkisi çerçevesinde yönetim kapsamına

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Elektrik sektöründe serbestleşme süreci üzerine gözlemler: Bir kısa dönem analizi

Elektrik sektöründe serbestleşme süreci üzerine gözlemler: Bir kısa dönem analizi Elektrik sektöründe serbestleşme süreci üzerine gözlemler: Bir kısa dönem analizi İzak Atiyas, Sabancı Üniversitesi Elektrik Enerjisi Stratejisi Değerlendirmeleri Konferansı 22 Mayıs 2008, İstanbul Temel

Detaylı

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr.

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen Ünite 3 Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU 1 Ünite 3 EKONOMI Ögr. Öğr. Sinan EMİRZEOĞLU İçindekiler 3.1.

Detaylı

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman 2 Đçerik 1.Dış Ticaret Politikası-Giriş: Tanım, Genel Ekonomi Politikası içindeki Yeri, Teori-Politika Farkı, Devlet Müdahalesinin Gerekliliği;

Detaylı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I 1 İşletmeleri gruplandırırken genellikle 6 farklı ölçüt kullanılmaktadır. Bu ölçütler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: 1. Üretilen mal ve hizmet çeşidine

Detaylı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun 10.02.2010 tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile; Düzenleyici kurumların başlıca amaçlarından birisini oluşturan tüketici refahının artırılması amacıyla fiyatların

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

Küreselleşme. Ticaretin Küreselleşmesi. Dünya Ticaretinin Serbestleşmesi: Küreselleşme ve Ekonomik Birleşmeler

Küreselleşme. Ticaretin Küreselleşmesi. Dünya Ticaretinin Serbestleşmesi: Küreselleşme ve Ekonomik Birleşmeler ünya Ticaretinin erbestleşmesi: Küreselleşme ve Ekonomik Birleşmeler Küreselleşme Ekonomik küreselleşmenin üç boyutu Mal ve Hizmet Ticaretinin Küreselleşmesi ermaye Piyasalarının Küreselleşmesi MNC aracılığıyla

Detaylı

Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ

Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm EKONOMİK KAMU DÜZENİ EKSENİNDE BAĞIMSIZ İDARİ

Detaylı

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 09071067 ŞEYMA GÜLDOĞAN İnsan kaynakları bir organizasyondaki tüm çalışanları ifade eder. Diğer bir deyişle organizasyondaki yöneticiler, danışmanlar,

Detaylı

MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI MALİYE TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Anabilim Dalı: Maliye PROGRAMIN TANIMI: Maliye Tezsiz Yüksek Lisansı programının amacı; kamu ve özel sektör sistemi içerisindeki problemleri ve ihtiyaçları analiz edebilecek,

Detaylı

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi Bir ülkede fazla olan döviz talebinin azaltılması için kullanılabilir. Dış rekabetten korunma Uluslararası rekabete dayanacak

Detaylı

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ GAZİ ERÇEL BAŞKAN TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI 6. Uluslararası Finans ve Ekonomi Forumu VİYANA, 9 KASIM 2000 Euro ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere, bu

Detaylı

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey. GT Türkiye İşletme Risk Hizmetleri Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.com İşletme Risk Hakkında Risk, iş yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır ve kaçınılmazdır.

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004 III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* *connectedthinking PwC İçerik İç kontroller İç kontrol yapısının oluşturulmasında COSO nun yeri İç denetim İç denetimi

Detaylı

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası Bu politika, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. nin (Banka) faaliyetlerinin kapsamı ve yapısı ile stratejileri, uzun vadeli hedefleri ve risk yönetim yapısına

Detaylı

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI 1. BÖLÜM Öğr. Gör. Hakan ERYÜZLÜ İktisadın cevap bulmaya çalıştığı temel amaçlarını aşağıdaki sorular ile özetleyebiliriz; Hangi mallar/hizmetler ne miktarda üretilmelidir? Hangi

Detaylı

BÖLÜM 4 İÇ KONTROL SİSTEMİ

BÖLÜM 4 İÇ KONTROL SİSTEMİ BÖLÜM 4 İÇ KONTROL SİSTEMİ Öğr. Gör. Mehmet KÖRPİ KONTROL KAVRAMI İşletmenin belirlenen amaçlarına ulaşması için, işletme yöneticilerinin almış olduğu önlemlere, uyguladığı yöntemlere kontrol usul ve yöntemleri

Detaylı

Sistem Mühendisliği. Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez

Sistem Mühendisliği. Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez Sistem Mühendisliği Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez Organizasyon Teorileri 20. yüzyılın başından itibaren insan ilişkilerinin her alandaki giderek artan önemi, iki dünya savaşı ve 1960 ların sosyal devrimleri,

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi

ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. Altan Özkil Atılım Üniversitesi Sav. Tekno. Uyg. ve Arşt. Merkezi Müdürü Prof.Dr. Hasan AKAY Atılım Üniversitesi Rektör Yardımcısı ÜSİMP 2013 Altıncı Ulusal Kongresi, 09-10 Mayıs 2013, Düzce

Detaylı

Makroekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü

Makroekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Makroekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü Durmuş Yılmaz, Başkan 26 Mart 2008, Ankara Değerli Konuklar, Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Detaylı

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Yazarlar Doç.Dr.Ahmet Yatkın Doç.Dr.Mehmet Göküş Yrd.Doç.Dr.Ayşe Yıldız Özsalmanlı Yrd.Doç.Dr.Demokaan Demirel Yrd.Doç.Dr.Fulya

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Esen Çağlar, Ozan Acar, Haki Pamuk Mart 2007 2001 krizinden günümüze Türkiye ekonomisinde iki önemli yapı değişikliği birlikte yaşanmıştır. Bir yandan makroekonomik

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU Yükseköğretim Kalite Kurulunun Kurulma Nedeni Yükseköğretimde yapısal değişikliği gerçekleştirecek ilk husus Kalite Kuruludur. Yükseköğretim Kurulu girdi ile ilgili

Detaylı

Geleneksel ve yeni maliye karşılaştırılması, Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde vergi sistemleri ve maliye politikasında değişim.

Geleneksel ve yeni maliye karşılaştırılması, Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde vergi sistemleri ve maliye politikasında değişim. Kamu Maliyesi I / MLY101 Kamu sektörü ve kamu hizmetlerinin incelenmesi, Kamu harcamalarının nitel ve nicel gelişimi, karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi, Kamu gelirlerinin tanımlanması, vergi teorisinin

Detaylı

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) Değerli Katılımcılar, Değerli Konuklar, Türkiye, yapısal reformlar ile

Detaylı

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA 7REKABET REKABET Ocak 2017, Sayı: 107 REKABET FORUMU FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA Rekabet Derneği, 20 Mayıs 2004 tarihinde kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Derneğin amacı Türkiye de rekabet ortamının

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler ECA Bölge Perspektifi Marius Koen TÜRKİYE: Uygulama Destek Çalıştayı 6-10 Şubat 2012 Ankara, Türkiye 2 Kapsam ve Amaçlar

Detaylı

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ SORU 1: Tam rekabet ortamında faaliyet gösteren bir firmanın kısa dönem toplam maliyet fonksiyonu; STC = 5Q 2 + 5Q + 10 dur. Bu firma tarafından piyasaya sürülen ürünün

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Ünite 1 Yrd. Doç. Dr. Polat TUNCER Pazarlama: Müşteri talep, istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek için değişim yönetimini kolaylaştırmaya yönelik birtakım insan aktiviteleridir. Pazarlama: Tüketicileri

Detaylı

KAPASİTE PLANLAMASI ve ÖLÇME KRİTERLERİ

KAPASİTE PLANLAMASI ve ÖLÇME KRİTERLERİ KAPASİTE PLANLAMASI ve ÖLÇME KRİTERLERİ Kuruluş yeri belirlenen bir üretim biriminin üretim miktarı açısından hangi büyüklükte veya kapasitede olması gerektiği işletme literatüründe kapasite planlaması

Detaylı

tepav Haziran2012 N201234 Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Haziran2012 N201234 Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Haziran2012 N201234 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? Son dönemde ekonomi gündeminin

Detaylı

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ 1990 sonrasında peş peşe gelen finansal krizler; bir yandan teorik alanda farklı açılımlara hız kazandırırken bir yandan da, küreselleşme süreci ile birlikte,

Detaylı

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ Doç.Dr. Uğur ÖMÜRGÖNÜLŞEN omur@hacettepe.edu.tr Hacettepe Universitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 1 Şeffaflık Şeffaflık, en basit anlamıyla, devletin

Detaylı

İŞLETME POLİTİKASI (Stratejik Yönetim Süreci)

İŞLETME POLİTİKASI (Stratejik Yönetim Süreci) İŞLETME POLİTİKASI (Stratejik Yönetim Süreci) İşletmenin uzun dönemde yaşamını devam ettirmesine ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamasına yönelik bilgi toplama, analiz, seçim, karar ve uygulama

Detaylı

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK 1 ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar, Temel

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

Türkeli Devlet Hastanesi

Türkeli Devlet Hastanesi Türkeli Devlet Hastanesi 1 YÖNETİM Ticari Faaliyetler Muhasebe Faaliyetleri Teknik Faaliyetler Emniyet Faaliyetleri Finansal Faaliyetler Yönetim Faaliyetleri Planlama Organizasyon Yöneltme Koordinasyon

Detaylı

MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU BAŞKANLIĞI (MASAK)

MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU BAŞKANLIĞI (MASAK) MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU BAŞKANLIĞI (MASAK) MİSYON ÇALIŞMASI Tablo 1. Misyon Çalışması Sonuçları Konsolide Misyon İstikrarlı bir ekonomi için gelir ve harcama politikalarının hazırlanması, uygulanması,

Detaylı

Yapı Kredi Finansal Kiralama A. O. Ücretlendirme Politikası

Yapı Kredi Finansal Kiralama A. O. Ücretlendirme Politikası Yapı Kredi Finansal Kiralama A. O. Ücretlendirme Politikası Bu politika, Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. nın ( Şirket ) faaliyetlerinin kapsamı ve yapısı ile stratejileri, uzun vadeli hedefleri ve risk

Detaylı

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Üretim/İşlemler Yönetimi 4 Verimlilik En genel anlamıyla bir sistem içerisindeki kaynakların ne derece iyi kullanıldığının bir ölçüsüdür. Üretim yönetimi açısından ise daha açık ifadesi ile üretimde harcanan

Detaylı

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB ÜRETİMDE İNOVASYON BİLAL AKAY Üretim ve Planlama Direktörü 1 İleri teknolojik gelişme ve otomasyon, yeni niteliklere ve yüksek düzeyde eğitim almış insan gücüne eğilimi artıyor. Mevcut iş gücü içinde bu

Detaylı

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. Giriş ve Kavramlar İktisat Nedir? İktisat insan davranışlarının iktisadi yönünü inceler En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. İktisat esas olarak insanın mal ve hizmetlerin üretim, değişim

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

Ders Planı - AKTS Kredileri: II. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS Mikro İktisat Zorunlu

Ders Planı - AKTS Kredileri: II. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS Mikro İktisat Zorunlu Ders Planı - AKTS Kredileri: II. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS Mikro İktisat Zorunlu 3+0 3 4 AKTS Kredisi Toplam 4 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl Z/S T+U Saat Kredi AKTS Mikro

Detaylı

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 bölüm 1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1 1. Kavramsal Çerçeve: Yönetim-Yerinden Yönetim...2 1.1. Yönetim Kavramı...2 1.2. Yerinden Yönetim...4 2. Yerel Yönetimlerin Önemi ve Varlık

Detaylı

Yönetim. Prof. Dr. A. Barış BARAZ

Yönetim. Prof. Dr. A. Barış BARAZ Yönetim Prof. Dr. A. Barış BARAZ 1 Klasik Yöne,m Öncesi Gelişmeler 2 Sanayi Devrimi 17.yy.da ev ekonomisi veya dahili sistem dediğimiz üretim sistemi söz konusuydu. İşler işçilerin evlerinde yapılıyor

Detaylı

DURUMSALLIK YAKLAŞIMI

DURUMSALLIK YAKLAŞIMI 1960 lı yıllarda ortaya çıkan ancak 1980 li yıllara doğru kabul gören bir yönetim teorisidir. Prof. Dr. Fatih YÜKSEL Durumsallık yaklaşımının temel savunusu; her yerde ve her koşulda genel geçerli bir

Detaylı