KAMU YÖNETIM SiSTEMiMiziN TARiHSEL EVRiMi ÜZERiNE NOTLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KAMU YÖNETIM SiSTEMiMiziN TARiHSEL EVRiMi ÜZERiNE NOTLAR"

Transkript

1 KAMU YÖNETIM SiSTEMiMiziN TARiHSEL EVRiMi ÜZERiNE NOTLAR Selçuk. YALÇINDAG TODAIE Ö~etim üyesi Profesör Berkes bir kitabında diyor ki; «Biraz dikkatle bakarsak ve bir de biraz eski OsmanJı sistemini öğrenirsek görürüz ki biz sandığımız kadar da Osmanlılıktan çıknıış değiliz. Onlardan kalma izler hala yaşıyor içimizde ve aramızda») Bu yargı belki de en çok kamu yönetim sistemimiz için doğru. Gerçi bugünkü kamu yönetim sistemimiz örneğin XV. ve XVI. yüzyıllar Osmanlı yönetim sistemine biçimsel yönlerden pek benzemiyor ama, tarihin dikkatli bir incelemesi günümüz yönetim sisteminin pek çok özelliklerinin daha o dönemlerde oluşmağa başladığını ve bugünlere kadar geldiğini gösteriyor. Yönetim sistemimize biçimsel açıdan baktığımızda da, durum pek farklı değil. Aşağı yukarı 1930'larda temel biçimini almış olan Türk kamu yönetim sistemi biçimsel bakımdan ana çizgileriyle XIX. yüzyılosmanlı yönetim sisteminin bir benzeri ve devamı niteliğinde. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri kamu yönetim sistemlerinin arasındaki bu ilişkiyi gözönüne alırsak, bugünkü yönetsel sorunlarımızı daha iyi anlayabilmek ve bunlara daha isabetli çözümler bulabilmek için geçmişi incelememiz, orada oluşmağa başlamış ve günümüze kadar gelmiş olan sorunların ve varsa sistemin güçlü yanlarının tarihsel evrimini izlememiz gerektiği sonucuna varırız. Bu yazı, bu nokta gözönünde tutularak kaleme alındı. Ama hemen belirtmek gerekir ki, Türk kamu yönetim Sİsteminin tarihsel evrimi konusunun, bırakınız bir makaleyi, bir hatta bir kaç ciltlik kitabın sınırlarını da aşacak nitelikte olduğunda şüphe yok. Tabiı burada yapılmağa çalışılan şey sadece bu konuda genel bir tablo çizip, tarihsel gelişme çizgisinde, Türk kamu yönetim sisteminin yalnız belli bazı kurumlarının ve özelliklerinin evrimini ele almak oldu. Bu kısa incelerneyi belli dönemlere ayırarak yapmamız gerekti. Çünkü kamu yönetim sisteminin tarihsel evriminde, birbirinden oldukça Osmanlı 1 Niyazi Berkes, Türkiye ıktisat Tarihi, «C. L,., İstanbul, Gerçek Yayınevi, ı969, s

2 kesin çizgilerle ayrılabilen dönemler var. Bu dönemler, Osmanlı toplum yapısının tarihsel evriminde izlemiş olduğu dönemlerin aynısı. Bu çakışmayı tabii karşılamak gerekiyor. Yönetsel yapı, bir ülkenin ekonomik, toplumsal ve politik yapısının bir ürunü olduğuna göre... Cumhuriyet dönemi de bu evrim çizgisi içinde bir aşama. Ama Cumhuriyet dönemini, makale sınırları içinde sadece bir yönüyle ve çok ana çizgileriyle ele alabileceğiz. OSMANLı İMPARATORLUGUNUN KURULUŞ VE YÜKSELİş DÖNEMİ Bu dönemde Osmanlı kamu yönetiminin yapısını ve özelliklerini incelemeden önce Osmanlı Devlet'inin niteliği üzerinde biraz durmalıyız. Çünkü Osmanlı toplumunun bu döneminde devletle kamu yönetimini hem birbirinden kesin çizgilerle ayırmağa pek imkan yok hem de bu yapılsa bile, yönetim sistemine dolayısıyla etki yapan en önemli unsur, bu dönemdeki devletin niteliği, yapısı ve fonksiyonları. osmanlı.larda Devlet'in NiteH~ ve Fonksiyonlan Aslında Osmanlı toplumunda «Devlet» ten bahsederken Profesör Berkes'İn de değindiği gibi, dikkatli olmak gerek. Çünkü, o dönemde devlet sözcüğüyle ifade edilmek istenen şey bugünkünden farklı. 2 Bununla birlikte bu noktayı göz önünde tutmak şartıyla biz bu güce, «Devlet» demeye devam edelim. Osmanlı toplumunun bu döneminde, devlet özetle şu fonksiyonları yapıyor: 1. Toplumun tüketim ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirleri almak, 2. Artan nüfusun da baskıyla üretimin kapayamadığı tüketim ihtiyaçları açığını, savaşlar ve fetihler yoluyla karşılamak, 3. Toplumda can ve mal güvenliğini, adalet ve eşitliği sağlamak. Bu fonksiyonları yerine getiren Osmanlı devletinin çok belirgin bir özelliği var: Bu dönemde devlet, toplumu bütün yönleriyle kontrolü ve egemenliği altında tutan mutlak, merkezi bir güç niteliğinde. Kendisinden başka bir gücün varlığına da tahammül edemiyor. Aslında o dönemin koşulları altında yukarıda belirttiğimiz fonksiyonları yapabilmek için devletin böyle mutlak, merkeziyetçi bir güç olmasını yadırgamamak da gerek) Tabii Osmanlı devletinin bir başka özelliği de teokratik oluşunda. Bunun kamu yönetimi açısından ne anlama geldiğine İleride deyineceğiz. Şimdilik bizim için önemli olan, yukarıda anılan fonksiyonları yaptığını söyledi. 2 Profesör Berkes şöyle diyor: «Osmanlılar ve onlardan öncekiler Devlet dedikleri zaman bi. zim bugün anladıttımız gibi hukuki bir hükmi şahsiyet olan bir kuruluşu anlamazlardı. Devlet sözcüttü Arapçadan gelir ve ta... XIX. yüzyıla kadar bugünkü anlamı taşımazdı. Arapçada devlet, felettin çarkının dönüşünün bazı kişileri talihli kılması demekti... Asıl önemli olan şey devlet değil, hükümdar ve onun adamlarıdır... Devlet bir müessese değil, güç sahibinin adıdır». tbld., s Doğan Avcıoğlu, Türkiye'nin Düzenı, Ankara, Bilgi Yayınevi, s. 14. Muzaffer Sencer. Osmanlı Toplum Yapısı, İstanbul, Ant Yayını, 1969, s

3 ğimiz ve topluma tüm yönleriyle hakim olduğunu belirttiğimiz Osmanlı devletinin ya da merkezi gücünün, bu amaçla nasıl bir mekanizma kurduğunda ve örgüt meydana getirdiğinde. Osmanlı devletinin bu döneminde kamu yönetimi diyebileceğimiz düzen, bu mekanizma ve örgütlenmeyle ortaya çıkıyor. Kuruluş ve Yükseliş Döneminde Osmanlı Devleti ve Yönetim Sistemine Te. mel olan Bazı önemli Kurumlar Osmanlı merkezi gücünün toplumu egemenliği altında tutmak, üretim güçlerini kontrol etmek, fetih savaşlarını sürdürmek, toplumda adalet ve eşitliği sağlamak için kurduğu düzen, bazı temel kurumlara dayanmaktaydı. Bu düzeni iyi anlamak için, önce bu kurumlara, kısaca da olsa, bir göz atmalıyız. Tımar Sistemi Bilindiği gibi tımar sistemi dediğimiz miri toprak rejımını Osmanlılar icad etmiş değil.!slamla ilk temasa gelen Selçukluların, İslam ikta sistemine askeri bir nitelik kazandırarak, Anadolu Türk toplumlarında uygulandığı şekliyle tımar sisteminin temelini attıklarını, tarihçiler bize anlatıyor. 4 Askeri yönüyle tımar sistemi Osmanlı devletine, hazineden nakit para harcamadan çok sayıda asker beslerneye ve eğitmeye imkan sağlayan bir sistem. Böylece, söz gelişi, Avrupada o dönemde hiç bir devlet devamlı asker! güce sahip değilken, tımar sistemi, Osmanlı fetih savaşlarını başarıyla sürdürmeye imkan sağlayan atlı ve iyi eğitilmiş bir taşra (eyalet) askeri gücü kurmaya imkan vermiştir. Ama tımar sistemi sadece askeri yönü olan bir sistem de değil. Merkezi güç, tımarlı sipahiyi toplum üzerinde egemenliğini ve kontrolunu sağlamak için araç olarak da kullanıyor. Bu iki yolla yapılıyor: 1. Tımarlı sipahi her şeyden önce tarımı ve bu alandaki üretimi kontrol ediyor. Tarımsal ürünün azalmamasına dikkat ediyor. Bu, merkezi otoritenin de amacı. Çünkü tarımsal ürün azalırsa, toplumların o dönemde en çok korktukları durum ortaya çıkabilir: Kıtlık. Sonra merkezi otoritenin bu üretimden aldığı pay (/10) da azalır. Sipahİnin yararı da aynı yönde. Aslında söz konusu ı/ıo payı merkezi güç adına bir maaş gibi, sipahi tahsil ediyor. Azalmaması için de adeta devletin bir tarım memuru gibi çalışması ıazım. s 2. Sipahi, merkezi güç adına reayayı sosyal yönden de kontrol altında tutuyor. Reayanın, dirliği terketmemesi o dönemin kanunu gereği. Aksini yapan reayayı, sipahi takip edip, dirliğe geri getirmeğe yetkili. Bir başka KUral da «Reaya oğlu reayadır» hükmünü getiriyor. Sipahi bunu sağlamak la görevli. Reaya'nın evlenirken sipahiden izin alması da kural gereği. Böylece 22 4 Sencer, op. cil, s Avcıoğlu, op. cit., s. 15.

4 kırsal yerlerde yaşayan toplum, sipahi aracılığıyla, sıkı bir denetim altında tutulmuş oluyor. Sipahinin, merkezi güç için yaptığı fonksiyon bundan ibaret değil. Profesör İnaleık'ın sözleriyle «tımar teşkilatı imparatorluğun her tarafından köylere kadar, ağ gibi yayılmış bir asayiş, bir nevi polis ve jandarma kuvveti teşkil» ediyor. 6 Bunlarla da kalmıyor. Tımar sistemi Osmanlı merkezi gücünün tarih boyunca en hassas olduğu bir konuda, merkeze rakip güçlerin oluşmasını önlemek bakımından da önemli role sahip. Tımar sistemi bozulmadan de vam ettiği sürece Osmanlı toplumunda, toprak soylular sınıfı meydana gelemiyor. Kul Sistemi Kölelerin özel bir eğitime tabi tutularak yönetimde ve orduda sadık ve yetenekli elemanlar olmak üzere yetiştirilmesine ve kullanılmasına «kul sistemi» diyoruz} Kul sistemi Osmanlılardan önceki islam devletlerinde de varll Ancak bu sistemden, merkezi otoritesini sürdürmekte etkin bir manivela olarak en çok başarıyla yararlananlar, Osmanlı hükümdarları. Osmanlılarda kul sistemini iki kaynak besliyor: ı. Harp esirleri, para ile satın alınan esirler ve tabi hanedanların rehin olarak gönderdikleri çocuklar, 2. Devşirme yöntemiyle sağlanan çocuklar. Burada, ilginç bir yöntem olan devşirme yöntemi ve ona ait eğitim esasları üzerinde biraz duralım. Uygulanmasına ı. Bayezıd ( ) zamanında başlandığı bilinen devşirme usulünde Sultan zaman zaman (genellikle üç ya da beş yılda bir) özel komisyonlar göndererek özellikle Rumeli'nin hıristiyan köylerinden ve kasabalarmdan 8-20 yaşları arasında güçlü, yetenekli ve iyi ailelere mensup çocukları toplatıyor. XVI. yüzyılda bu yöntemle, yılda ortalama 3000 çocuk toplandığı tahmin ediliyor. 9 Bu iki kaynaktan sağlanan çocukların en yeteneklilerine, Enderuıı lo daki sarayokullarında uzun süreli bir eğitim veriliyordu_ Bu eğitim; din, Türkçe, Arapça, Farsça, edebiyat, tarih ve matematik gibi kuramsal bilgilerin yanında, çeşitli yetenekler kazandırmağa yönelmiş beceri konularını ve beden eğitiminin o günlerde geçerli olan bütün dallarını kapsıyordu. Enderun eğitimini bitirenlerden en yetenekli olanlar, iç-oğlam olarak Has Oda, Hazine Odası, Kiler Odası gibi hükümdara en yakın görev yerlerine atanıyorlar, diğerleri, Kapıku]u süvari bölüklerinin en üst mevkilerinde görevlendiriliyorlardı. Her beş-yedi yılda bir, ya da hükümdar değişikliklerinde iç-oğlanları saray dışı görevlere atanırlardı. Bunlar arasında en yetenekliler ve güvenilen 6 Halil İnalcık, Türk İdari Teşklh\tı Tarlhi, SBF., Çoğaltılmış ders notu, Ankara , s Ibid., s Fuat Köprülü, Osmanlı İmparatorlUğunun Etnik Menşei Meselelerl, Belleten, No. 28, s İnakık, op. cu., s. 77. LO «Enderun» sözcüğü, «içsaray» anlamına gelmekt(!dir. 23

5 ler sancak beyliklerine, oradan da tecrübelerinin artmasına paralelolarak beylerbeyliğine, divan vezirliklerine ve vezir-i azamlığa getirilirlerdi. Bu sistemle, Osmanlı hükümdarları sıkı bir eleme, eğitim ve denemeden sonra devletin en önemli görevlerini kendilerine sadık, güvenilir elemanlara verme imkanını bulabilmekteydiler. İmparatorluğun bu döneminde hükümdarların, üst makamlara kul sistemi içinde yetişmiş kimseleri, hem de kıdeme göre atamağa özen gösterdiklerini ve bunun bir kuralolarak yerleştiğini görüyoruz. Kulların önemli bir kısmını, dış sarayda (birun) görevalanlar meydana getirmekteydi. Bunlar, yaya hassa ordusu olan yeniçeriler, atlı hassa ordusu olan kapıkulu süvarileri, topçular, mehterler, çeşnigirler (saray ziyafet işlerinden görevli), çavuşbaşılar (padişahın emirlerini ulaştıran ve bazılarını uygulayanlar), kapıcıbaşı, kapıcılar kethüdası, avcı başı, vb. ve bunla rın emrindeki görevlilerdi. Dış saray kulları arasında yeniçerilerin şüphesiz özel bir yeri var. Yeni çerilerin kökeninin, Osmanlı devletinin kuruluşuna kadar uzandığını tarih çiler yazıyorlar. Bizim için önemli olan bu askeri gücün kuruluş nedeni. Ye niçeri adıyla merkezde padişah kulları arasında uhlfeli (gündelik hesabıyla ücretli) bir hassa askeri: gücünün kuruluş nedeni, taşrada hükümdara rakip, mahalli güçler belirmesini önlemek arzusudur. Gerçi yukarıda değinildiği gibi, Osmanlı devletinde uygulanan mid toprak rejimi kolay kolay toprak soylu güçlerin ortaya çıkmasına imkan vermiyor ama, bunun için dir lik sahibi sipahilerin merkezi otorite tarafından kontrol edilmesi lazım. Bu kontrolün gevşemesi halinde mahalli beyliklerin derhal meydana geldiğini Anadolu Selçukluları'ndan sonraki dönemde görmek mümkün. İşte yeniçeriler, bu kontrol görevini ve hükümdarın merkezi gücünü sürdürmede araçlık fonksiyonunu yapmak için kurulmuşlardır. Tabiı, yeniçerilerin, ateşli silahların ortaya çıkışından önceki dönem ilkelerine göre kurulmuş olan ve işleyen sipahi askeri gücüne oranla, üstün bir yanı da var. O da, merkezde daha çağdaş askerlik yöntemlerine göre yetiştirilebilmeleri ve örgütlenebilmeleri. Bu yönüyle, yeniçeriler, özellikle giderek sayılarının artırılması oranında, İmparatorluğun en belli başlı fonksiyonlarından birisi olan fetih savaşlannın başarıyla sürdürülmesinde de önemli roloynayabilmiştir. Kulların ÖZellitl Ister askeri olsun ister sivil,ll kulların en belli başlı özelliği, hükümdara. tam bir kul sadakatıyla, kayıtsız, şartsız bağlı olmalarında. Böyle tam bir bağlılığın sonucu da tabil ona göre. Kulluk, hükümdara canı ve malı ile kişinin tam teslimiyeti anlamına geliyor. Kul sistemine giren kişi için hiç bir güvence söz konusu değil. Ömrü boyunca canı ve malı hükümdarın bir tek sözüne bağlı. Buna karşılık kurallara aykırı gitmediği ve sadakatini sürdür- II Osmanlı devletinin bu döneminde kuııar için sivil askeri ayrımının sadece anlama kol av Iı~ı açısından yapılan, pratik bir ayırım olduğunu dikkate almak gerek. Aslında bu dö. nemde hatta XiX. yüzyıla kadar Osmanlı devletinin temel karakteri askeri oldu#u için, kullar da temelde askeri niteliktedir. Biz do~rudan do~ruya savaş işiyle u~raşanları askeri sözcü~üyle anaca~ız. 24

6 düğü sürece, önünde geniş nimetler açılan bir insan padişah kulup Bununla birlikte zannetmiyelim ki, Osmanlı kulu padişaha sadece ulfıfe ya da korku nedeniyle hizmet yapan bir otomattır. Böyle kellesi koltukta insanlardan meydana gelen ve yapma bir grup olan kul taifesi arasında imparatorluğun bu döneminde, hükümdarların bir dayanışma ve birlik ruhu ve bir hizmet aşkı yaratmayı başarmış olduklarını da görüyoruz. Bunu sağlamak için islamın Osmanlı hükümdarına verdiği üstün ve ideolojik otoritenin yanında, padişahlar özel yol ve yöntemlere de başvurmuşlardır. Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisini 1 numaralı yeniçeri olarak ocağa kaydettirmesi ve ul(ıfe dağı tımında kendisi de maaş alıyormuşçasına ul(ıfe kesesini alması, Kızılelma'da (Roma'da) buluşalım gibi dokunaklı sözler söylemesi hep bu birlik ruhunu yaratmaya ve dayanışmayı sağlamaya yönelmiş davranışlar. l3 Ama ilerde göreceğiz ki kulların bu bağlılık ve sadakat özellikleri, sonraları Osmanlı toplum yapısında ve ona paralel olarak yönetim sistemindeki bozulmayla beraber, değişmeye uğrayacaktır. Bunun ilk işaretleri, kul sisteminin asker kanadında yani yeniçeriler arasında daha bu dönemde bile görülmeğe başlanıyor. 1446'da yeniçeriler ayaklanarak, II. Mehmet'in tahttan indirilmesinde başlıca rolü oynuyorlar. 14 Bunun ve 1584'de patlayan yeniçeri isyanlarının nedenini profesör İnaleık, para değerinde meydana gelen değişmelerden olumsuz biçimde etkilenen kul zümresinin memnuniyetsizliğine bağlıyor)s Demek ki hükümdarın kul taifesi arasında yaratmağa çalıştığı birlik ve beraberlik ruhu, bağlılık ve hizmet aşkı pek o kadar da kuvvetli değil. Kulların sivil kanadının ise, asker kanattan daha geç olmakla birlikte, hükümdar karşısında bağımsızlık ve güvenliklerini sağlamağa çabaladıklarını, sonra da XiX. yüzyılortalarında modern bürokrasiye dönüşümle birlikte, asker kanadın da yardımıyla, hükümdan etkileri altına alan bir güç haline geldiklerini ileride göreceğiz. Loncalar, El Sanatları ve Ticaretin Denetimi Miri topraklar rejimine dayanan tımar sistemi aracılığıyla tarımsal üretimi ve kırsal toplumu kontrolu altında tutan Osmanlı merkezi otoritesinin, lonca sistemi aracl1ığıyla el sanatlarına dayalı üretimi, yönetim sistemi aracığıyla da ticareti ve kentsel toplumu denetim altında tutma imkanını bu]abildiğini görmekteyiz. Bu dönemde büyük kentlerde bütün sanatkarlar, esnaf, işçi ve tacirler lonca adı verilen meslek teşekkülleri çerçevesinde örgütlenmişlerdir. Tarihçilerin verdikleri rakamlara göre, XVII. yüzyılın İstanbul'unda 1109 lonca, bunlara bağlı 126 bin civarında insan vardı. Yeniçeriler, sipahiler, diğer kullar, yabancı uyruklular ve başıboş takımı dışında kalan erkek nüfusun tamamı bu örgütlerden birine mutlaka üye idi)6 ı2 Berkes, op. cit., s. SI. 13 tbld., s. 80, Mustafa Akdağ, Türkıye'nın İktisadi ve içtimal Tarihi, «C. 1», Ankara. 1959, s ıs İnalcık, op. elt., s. 91, İsmail Cem, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, İstanbul, Cem Yayınevi, 1970, s

7 Loncalann, merkezi otoriteye fiatların tespiti ve kalitenin denetlenınesi için nasıl yardımcı oldukları ve böylece merkezi otoritenin toplumun bu nüne ne oranda hakim olduğunu, Profesör Çarşılı'nın şu sözleri açıkça belirtiyor: «Memleket dahilindeki tezgahlarda yapılıp gerek içerde sarfedilen, gerek memleket dışına çıkarılan eşyanın yapıcılarının miktarı muayycn ve mahdut olduğu gibi, bunların mamulatının malzemesinin cinsi ve ölçüsü de hükümetçe tespit edilmiş ve damgaya tabi tutulmuştu; bunun haricine çıkanlar cezalandırıhrdı: Mesela, ibrişim satanların kullanacakları ibrişimin cinsi muayyendi; bunun hilarına başka bir ibrişimden kumaş dokunmasına müsaade edilmezdi... Her sanat erbabının şeyh, kethüda, yiğitbaşı ve ehl-i hibre'den müteşekkil bir lonca heyeti olup bunlar mensup oldukları esnafın işlerine bakarlar ve hükümet ile esnaf arasında vasıta olurlardı».17 Loncalar aracılığıyla el sanatlan üretimi üzerindeki bu denetimden başka bu dönemde Osmanlı merkezi otoritesinin, bir malın üretim bölgesinden tüketim bölgesine ulaştırılması, dağıtımı ve pazarlanması sırasında ortaya çıkması muhtemel aksaklıkları önlemek amacıyla, çeşitli yönetsel tedbirler almış olduğunu da görüyoruz. Sadece İstanbul'un, XVII. yüzyılda günlük kasaplık hayvana, kile unluk buğdaya, o ölçülerde sebz~ye, meyvaya, süt ve mamullerine ihtiyacı olduğu dikkate alınırsa, Osmanlı mülkünde tüketim ihtiyaçlarının aksamadan sağlanması, spekülasyonların, aşırı fiat artışlarının önlenmesi, üretimin tüketime göre ayarlanması için çok sıkı bir merkezi kontrolla, yön verme düzeninin kurulmuş olmasını yadırgamamak gerekir.is Ulema Geniş ölçüde islami ilkelere göre yönetilen Osmanlı toplumunda ulemanın önemli bir yeri var. Ulema bir taraftan şeriat kurallarını topluma açıklayarak toplumun islam ilkelerine göre yaşamasını, aynı zamanda hükümdara mutlak itaatlarını sağlıyor, diğer taraftan, hükümdarın da şeriat kurallarına uygun hareket etmesini, bir bakıma denetliyor. Gerçekten bu dönemdeki hükümdarlar aldıkları kararların şeriat ilkelerine uygun olup olmadığını ulemaya sormaya ve daima bir fetva almaya itina etmektedirler. Öte yandan ulemanın toplumda eğitim ve yargı fonksiyonları, hatta ba yönetsel görevleri de var. zı Bu nedenle Osmanlı toplumunun bu döneminde böyle önemli rolü ve mevkii olan ulemanın yetiştirilmesi, yükselmesi ve atanması için başarılı kurumlar meydana getirildiğini ve titiz kurallar saptanmış olduğunu görüyoruz. Ulemanın hükümdar nezdindeki itibarı da son derece yüksek. Sultan, ulemanın başı şeyhülislam'a en itibarlı davranışı göstermekte, bilime verilen önem her vesileyle tekrarlanmaktadır. Bu dönemde kulların güvencesiz durumuna karşılık, ulemanın bir bakıma dokunulmazfığı da teşekkül etmiş 17 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, «III. cilt", Ankara, 1948, s Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: İsmail Cem, op. cit., s

8 tir. Gerçekten Osmanlı tarihinin, hünkar emriyle canına kastedilen üç şeyhülislamından ilki ancak IV. Murat ( ) zamanında asılmıştır. Kunıluş ve Yükseliş Döneminde Osmanlı Kamu Yönetimi Osmanlı devletinin ve yönetim sisteminin dayandığı temel kurumları böyle kısaca inceledikten sonra, şimdi de kurumlar üzerine oturtulmuş olan Osmanlı kamu yönetim sistemini ele alalım. Bu sistemin başında şüphesiz Osmanlı hükümdarı var. Osmanlılarda tek başına devleti temsil eden hükümdar, aynı zamanda kamu yönetim sisteminin de başında oturan kişidir. Bu nedenle önce ona ait özellikleri, yönetim sistemi açısından incelemeliyiz. Osmanlı Hükümdarı Hükümdar, Osmanlı toplumunun bu döneminde tek ve mutlak hakim durumunda olan kişi. Sultanın hakimiyetinin kökenini çeşitli şekillerde açıklıyanlar var.l 9 Bizim için önemli olanı, bu mutlak hakimiyetin İslami bir nitelik taşımakta olması. Bu islami nitelik dolayısıyla örneğin Profesör Okandan, Osmanlı padişahının görevini, şeriatın gereklerine uymak ve islamın ilkesini hakim kılmak şeklinde özetliyor. lo Şeriat ise islam toplumunu birçok yönleriyle kapsayan ayrıntılı bir kurallar bütünü. Mademki hü kümdarın temel görevi şeriatı uygulamak, bu durumun onu, yetkilerini kullanırken bu üstün kurallara uymak zorunda bırakması gerekiyor. Böyle olunca Osmanlı hükümdarını, yetkileri sınırlı, mutlak hareket serbestliğine sahip olmayan bir monark olarak kabul etmemiz mümkün mü? Bu soruya sadece teoride evet cevabını vermek kabil. Uygulamada ise durum tamamen tersi. Çünkü, önce hükümdarın şeriata uygun hareket edip etmediğini pratikte denetleyen esaslı bir kurum mevcut değil. İslam anlayışına göre hükümdarın bu konudaki sorumluluğu sadece cenab-ı hak'ka karşı. 21 III. Selim'in sadrazamına gönderdiği bir hat-tl hümayun'undan alınan aşağıdaki satırlar, bu durumu Osmanlı padişahlarının çok iyi bildiklerini, hatta bu sorumluluktan bile sıyrılmanın yollarını bulduklarını açıkça gösteriyor: «Gerek manasıb-ı ilmiye ve gerek manasıb-ı devlet-i aliye ve vezaif-i askeriyeyi yarın Cena b-ı allah ruz-i cezada cümlemizden sual eder... Devletinıin hali nicedir? Ketmetmeyüp doğruca müzakere edüp badehu hakikati bildirmekte kusur etmeyesin. Bu iilem bana emanettir, bildir~neniz matlctbumdur. BirgCma müliihaza ed üp bildinnezsenüz yarın huzur-ı baride iki elim yakamzdadır. Yarap bu kulların bana bildlnnediler deyup ben halas olurwn...» 22 Bu tür bir sınırlamanın, hükümdarların kişiliklerine göre nasıl kolaylıkla keyfiliğe dönüşebileceğini ise Osmanlı tarihi gösteriyor. Bununla birlikte, kullarla hükümdar arasındaki çatışmalarda, kulların özellikle ilmiye sınıfı ile işbirliği yapabildikleri zaman, padişahı tahtan in 19 Bu konu için bkz: Halil İnalcık, Osmanlı Padişahı, SBF Dergisi, «Cİlt XIII", No. 4 Ankara, Aralık, s Recai Okandan, Amme Hukukumuzun Ana Hatları, İstanhul, İst. Üni\. Hukuk fak. Yayını, 1968, s. 27. ıı lbld., s Enver Ziya Karaı, Seıım ıii'ün Hat-tl Hfunayunları - Nizam-ı Cedit, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını, 1946, s

9 dirmenin meşruluğu için, hareketlerinin şeriata aykırı olduğunu şeyhülislam fetvası ile tespit ettikleri ve bu kurumun böylece zaman zaman pratikte de işletilebildiğini Osmanlı tarihindeki örneklerinden biliyoruz. Şeriat, islam toplumunun gündelik yaşantısını çok yönleriyle kapsayan bir kurallar bütünü olmakla birlikte, bilindiği gibi bu kurallar daha çok özel hukuk alanını ilgilendirmektedir. Kamu hukuku ve özellikle kamu yönetimi alanında ise şeriat, ayrıntılı hükümler getirmiyor. İşte şeriatın açık bıraktığı bu alanlarda Osmanlı hükümdarları özel hukuk alanının aksine, değişen koşullara göre kurallar koyma ve düzenleyici hükümler getirme imkanını bulmuşlardır. 23 Her ne kadar hükümdarlar bu alanda kural getirirken mümkün oldukça ilmiye sınıfından, bunların şeriata uygun olduğu hususunda fetva almışlarsa da, islam hukukunda yeri bulunmayan kuralların ecdat kanununa, geleneklere uygun olduklarını belirterek, bir nevi yasama faaliyeti olan bu yetkilerini sürdürmüşlerdir. Genellikle padişah fermanı veya hat-tı hümayun olarak isimlendirilen bu kurallara ait belgelerin kanun ismini alışı Sultan II. Mehmet'le başlıyor. Sultan i. Süleyman'a Kanuni adını verdiren, kural koymada ve bunları yazılı hale getirmede gösterdiği titizlik. Osmanlı hükümdarlığının II. Mehmet'e kadar bir gelişme dönemi içinde olduğu, sözünü ettiğimiz bu hükümdarla birlikte Osmanlı hükümdarlarının gerçek niteliğine kavuştuğunu görüyoruz. II. Mehmet'e kadarki Osmanlı hükümdarları, gerçek despot niteliğinde olmayan mütevazi kişiler. Savaşta kullarla beraber olan, onlara silah arkadaşı muamelesi yapan, yemeklerini ümera ile birlikte yiyen, profesör Berkes'in deyişiyle, bir gaza ortağı. 24 Bu dönemde idarede hüküm ve nüfuz Türk vezir ve beylerinin elindedir. Ama II. Murat'tan itibaren bu yetki yavaş yavaş devşirmeden yetişen, yabancı asıllı kulların eline geçmeye başlıyor. II. Mehmet'in ilk hükümdarlığı zamanında bu nüfuzun iyice belirgin hale gelmiş olmasının, vezir-i azam Çandarlı Halil Paşa'nın diğer ümarayla anlaşarak II. Murad'ı tekrar tahta getirmelerinin nedenlerinden birisi olduğunu Profesör Uzunçarşılı belirtiyor.2s II. Mehmet'in İstanbul'u aldıktan sonra devşirme kulları, idarede temel unsur haline getirdiğini görüyoruz. Burada bir nokta çok önemli. Sultan bu hıristiyan asıllı devşirme kulları, yönetimde esas unsur haline getirmiştir, ama bunlar üzerinde kolaylıkla mutlak bir hakimiyet de kurmuş ve şahsını da ecdadının geleneklerinin tersine, kulların ulaşamayacağı bir yere çıkarmıştır. Bu dönemden itibaren Sultan, divan'lara başkanlık etmez olmuştur. Fatih, ecdadının ümerayla yemek yeme usulünü de kaldırmıştır.u Profesör Berkes, Osmanlı hükümdarlarının Sultan II. Mehmet'ten itibaren böy 23 Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, II. Cilt, İstanbul, İsmail Akgün Matbaası, (Basım Yılı Yok) s Berkes, op. cu.. s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, "Cilt 1», Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayım, 1947, s Fatih Mehmet Kanununnaınesinde şöyle diyor: «78. Cenab-! Şerifim ile kimesne taam yemek kanunum de~ildir, meğer ehl-j iyalden ola, ecdad-ı izamım vüzerası ile yerler imiş, ben ref'etmişimdir». Adalet Vekilliği, Türk Hukuku Tarihl, Araştınnalar ve Düşünceler, Belgeler, No. 2, Ankara. 1935, s

10 lece despotik bir nitelik kazanmış olduklarını belirtiyorp Profesör İnalcık1a göre bu dönemde hükümdarın insan üstü bir niteliğe sahip olmasında, bir yandan devletin gücünün artması, öte yandan halifelik sıfatının kazanılmış olması rol oynamıştır. 28 Bununla birlikte kayıtsız şartsız üstün otorite olmalarına rağmen bu dönem Osmanlı hükümdarlarının keyfı bir idare kurmuş oldukları söylenemez. Bu bölümde biraz sonra, devlet - halk ilişkilerini incelerken Osmanlı devletinin kuruluş ve yükseliş döneminde devletin, Kerim Devlet niteliğinde olduğunu, hükümdarın da Osmanlı düzeninde kendisinden beklenen fonksiyonu başarıyla yerine getirdiğini göreceğiz. Bunda, düzenin ve dayandığı koşullarla, kurumların etkisi kadar, hükümdarların kişiliklerinin de roloynamış olduğu muhakkak. Gerçekten bu dönemde Osmanlı tahtına iyi yetişmiş, yetenekli kişilerin geçmiş olduğunu görüyoruz. Bozulma ve gerileme döneminde, düzenin yıkılmasına sebep olan etkenler yanında, hükümdarların kişiliklerinin de bozulmuş ve bir kaç istisna dışında Osmanlı tahtına yeteneksiz ve bilgisiz kişilerin geçmiş olması, belki de bir talihsizlik. Hükümdar Yardımcıları Bütün yetkileri elinde bulunduran Osmanlı hükümdarları, devletin genişlemesi ve güçlenmesine paralelolarak kalabalıklaşan ve çeşitlenen bir yardımcılar grubunun hizmetinden yararlanmışlardır. Bu gurubun temelini kul sisteminin teşkil ettiğini yukarıda gördük. Bu sistemden yararlanarak, Osmanlı hükümdarlarının meydana getirdikleri saray içi ve dışı merkez örgütü, imparatorluğun en gelişmiş olduğu dönemde kalabalık ve ayrıntılı olarak düzenlenmiş bir örgüttür. Sultan II. Mehmet ve i. Süleyman kanunnamelerinde, bu örgütün ve ona mensup kişilerin görevleri, ücretleri, çalışmaları, teşrifat yol ve yöntemleri hakkında ayrıntılı hükümler var. Bu yazıda bunlar üzerinde tek tek durmamız imkansız. Zaten tarihçilerimiz bu konuda çok ayrıntılı ve değerli çalışmalar da yapmışlar. 29 Biz sadece bu örgütün önemli kurumlarına kısaca bir göz atalım. Vezir-i Azam Osmanlı sisteminde hükümdarın baş yardımcısı, vezir-i azam. Zaten vezir sözcugu de yardımcı anlamına geliyor. Başlangıçta Osmanlı devletinde sadece bir tane olan vezirlerin sayısı, devletin büyümesine paralel Tl Berkes, op. elt., s tnalcık, Osmanlı Padişahı, s Osmanlı Devlet Örgütlenmesi hakkında geniş ve ayrıntılı bilgi için bkz : İsmail H. Uzunçarşıh, Osmanlı Tarihi, «Cilt I, II, III. IV», Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ankara. Osmanlı Devlet Teşkilatına Methal, Türk Tarih Kurumu Yayını; Ankara, Osmanlı Devletinin Saray Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayını; Ankara, Enver Ziya Karaı, Osmanlı Tarihi, «Cilt V, VI, VII, VIII», Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara. Mustafa Akda~, Türkıye'nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, «C. 1», Ankara, Halil tnalcık, Türk İdari Teşkilat Tarihi... 29

11 olarak artmış, bunlar arasında hükümdar vekilliğini yapana önce vezir j azam, sonradan da sadrazam adı verilmiş yılında Tevkil Abdurrahman Paşa tarafından toplanıp, kaleme alınmış olan kanunname metnine göre vezir-i azam: Memalik-i Mahrusa'i Osmanı ve Taht-ı Hükümet.i Sultanlde cem i nasın üzerinde hakim, sahib-i ferman'dır)o Fatih Sultan Mehmet de kanun namesinde vezir-i azam hakkında şöyle diyor: «Bilgil ki evvela viizera ve ümeranın vezir-; azam başıdır; cümlenin ulusudır, cümle umurım vekili mııtlakıdır».31 Bununla birlikte Osmanlı düzeninde, vezıroı azarnın hükümdara rakip bir otorite olmasını önlemek için alınmış tedbirler de var. Bir kere hüküm darlar yeniçeri ağası aracılığıyla kulların en önemli kesimiyle, doğrudan doğruya ilişki içinde. İkincisi mali işlerden sorumlu defterdar ve yargı işlerinden sorumlu kadı-asker, vezir-i azamdan çok hükümdarın şahsına doğrudan doğruya bağlı ve bir bakıma veziroj azam karşısında bağımsız durumdalar. Ayrıca büyük tımar ve zeamet beylerini ve önemli memurları vezir-i azam, hükümdarın onayını almadan atayamıyor)2 Böylece Osmanlı kamu yönetim düzeninde bir nevi yetkilerin dağıtılması ve parçalanması usulü var. Bu yolla Osmanlı hükümdarları merkezi otoritelerini uzun zaman koruyabilmişlerdir)3 Bununla birlikte Osmanlı tarihinde zayıf kişiliku hükümdarlar zamanın da, çok kuvvetli kişiliğe sahip, yetenekli, bazen ihtiraslı vezir-i azamiarın iş başına geldiklerini, bunlar arasında uzun süre görevde kalan, hatta oğullarına da aynı görevi devrederek, belli dönemlere kendi damgalarını vuranların mevcut olduğunu hep biliyoruz. Osmanlı devletinin bu döneminde vezir-i azamiık görevine getirileceklerin üstün yetenekli kişiler olmasına dikkat ediliyordu. Kanuni Sultan Süleyman'ın vezir-i azamiarından Lütfi Paşa meşhur Asafnamesinde, vezir-i azam olacak kimsede katiyyen garaz-ı dünyevı olmamak gerektiğini belirtiyor. Ona göre «vezir-; azam, her işi Allah rızası için yapmalıdır. Çünkü onun için bunun üzerinde ulaşılacak bir makam yoktur. V ezir-i azam doğru ve halkın yararına olan şeyleri, çekinmeden hükümdara söylemelidir. Azlinden korkmamalı, yolsuz gördüğü bir işi destekle~1.ektense, halk arasında rüsvay olmadan aztini istemelidir. Rüşvet ile kimseye memuriyet vermemeli, haramzadelere ve hırs ız.lara, hediyeleri sebebiyle sahip çıkmamalı ve bunları kurtarmaktan sakınmalıdır. Kapısı açık, halk ile teması kolayolmalı, kimsenin hatırını kır.namalıdır».34 VIII. yüzyıl başlarında yazdığı eserleriyle defterdar Sarı Mehmet Pa şa da vezir-i azarnda aynı niteliklerin bulunması gerektiğini tekrarlıyor ve 30 Okan'dan, op. clt., s Adalet Vekilliği, op. elt., s İnalcık, Türk İdari..., s İbld., s Adalet Vekilliği, Türk.Qukuku Tarlhi, Araştırnıalan ve Düşünceler, Belgeler, Ankara, 1935, s. 156,

12 vezir-i azarnın «dindar. doğru \'e aristo gihi abllu) olmasını hükümdara sa lık veriyor,35 Osmanlı devletinin kuruluş ve yükselme dönemlerinde vczir-i azamiarın genellikle bu niteliklere sahip olduğunu görüyoruz. Duraklama ve gerileme dönemlerinde ise düzenin bozulan bütün kurumları gibi, vezir-i azamlık kurumu da bozulmaktan kurtulamıyor. Divan'lar Osmanlıların uyguladıkları sistemde en önemli divan, padişah divanı olan divan-! 1ıümaYU11. Bu divan Sultan II. Mehmet'e kadar hükümdarların başkanlığında; sadrazam, kubbe-altı vezirleri, defterdar, nişancı, kazasker gibi kulların katılmasıyla kuruluyor ve her gün sabahtan öğleye kadar halkın dilek ve şikayetlerini inceliyor, padişah tarafından uygun görülen konuları müzakere ediyordu. Divan, Osmanlı kamu yönetiminin ilgi çekici, fakat niteliği üzerinde görüş birliği mevcut olmayan bir kurumu. Devlet adamlarının bir araya gelerek belli bir yol ve yöntem içinde halkın dilek ve şikayetlerini dinlemeleri ve bazı kamu işlerini konuşmaları şeklindeki bu törenin, Osmanlılardan önceki Türk topluluklarında ve islam devletlerinde de mevcut olduğu biliniyor. II. Mehmet, bir rivayete göre bir köylünün müracaat tarzından müteessir olduğu için,36 hükümdarların divan-ı hümayuna başkanlık etmesi usulünü kaldırıyor. Ondan sonra da, padişahın kafesli bir pencere arkasından kontrolu altında, divana vezir-i azamlar başkanlık etmeye başlıyorlar. Divanın toplantı günlerinin de zamanla değişmiş olduğunu görüyoruz. II. Mehmet'ten sonra haftada 4 gün toplanan divan-ı hümayunun, VIII. yüzyılda ancak haftada bir defa, hatta daha seyrek toplandığı anlaşılıyor. Osmanlı yönetim düzeninde padişah divanından başka divanlar da var. Örneğin, vezir-i azam, baş defterdar, eyaletlerde eyalet valileri de halkla temas ederek, dilek ve şikayetlerini dinlemek ve gerekli kararları vermek için divan kuruyorlardı. Divanların niteliğinin ne olduğu konusu ise, yukarıda da değinilmiş olduğu gibi, tartışmalı. Profesör Okandan, divan-ı hümayunda bir nevi bakanlar kurulu niteliği görüyor. Okandan'a göre, divan-ı hümayunun iki özelliği var: Bunlardan birincisi, bu kuruluşun devletle ilgili bütün siyasi, idari, ma II hatta askeri işlerin görüşüldüğü, tetkik ve müzakere olunduğu, nihai karara bağlandığı yüksek bir müessese, bir merci olmasıdır. Her ne kadar Osmanlı düzeninde karar verme yetkisi mutlak egemen otorite olan hükümdara ait ise de, hükümdarlar, divan-ı hümayunun kararlarına daima önem vermişler ve uygulamışlardır. Bu niteliğiyle divan-ı hümayun, hükümdarın geniş yetkilerini az çok sınırlayan bir kurumdur. Divanın ikinci özelliğini 35 Defterdar Sarı Mehmet Paşa (Derleven Yı.! Çeviren: Ragıp Uğural ı. Devlet Adamlarına Ögütler, Ankara. TODAİE YanDı, 1969, s Onar. op. cil, s

13 kişilerin müracaat ve şikayetlerinin tetkik ve kazai ihtilafların hal mercii olması teşkil ediyor. 37 Profesör Onar ise gerek divan-ı hümayunun gerek diğer divanların hukuki yapıları bakımından, devlet örgütü içinde belli bir fonksiyonu yerine getirmekle sorumlu birer organ sayılmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Onar'a göre, Osmanlı düzeninde bütün kudret hükümdar ve ona izafetle vezir-i azarnda toplanmıştır. Bu nedenle icraı kararları ancak bunlar ya da yetki verdikleri rical alabilir. Divanın, onu meydana getiren kişilerin dışında soyut ve bağımsız bir varlığı ve yetkisi de yoktur. Profesör Onar'a göre hatta divanlar istişari bir fonksiyon da görmüyor. Ona göre divan; devletin bir kısım işlerinin, görevlilerin birarada bulundukları bir yerde, bir baş yönetici nezaretinde, tek tek ilgililer tarafından ifa edildiği, fiili bir durumdan ibarettir}8 Divan]arın hukuki niteliği ne olursa olsun belli başlı iki fonksiyon yaptıkları muhakkak. Bunlardan birincisi, hükümdarın (II. Mehmet'e kadar) ve önemli görevlerde bulunanların halkla dolaysız temas etmelerine imkan sağlamış olması. Diğeri, sonradan III. Selim'in ısrarla üzerinde durarak meşveret adını vereceği, hiç olmazsa bazı konuların devletin ileri gelenleri arasında tartışılması yol ve yöntemlerine zemin hazırlamış olması. Profesör Karaı, II. Mahmut tarafından meydana getirilen çeşitli meclislerin, divan geleneğinden ilham almış olduğuna işaret ediyor.3 9 Böylece denilebilir ki, divanlar Osmanlı düzeninin gelişme ve ileri döne minde önemli fonksiyonu olan kurumlar niteliğindedir. tlerdeki dönemlerde, diğer kurumlarla birlikte mevcut koşullar altında bunlar da fonksiyonlarını yitirmişler, XIX. yüzyılda da yerlerini yeniden düzenleme çalışmaları içinde, meclis isimli toplu görüşme ve müzakere kurumlarına bırakmışlardıf. Taşra Yönetiın! Osmanlı düzeninde taşra yönetimi; kul sistemi, ülerna, tımar ve lonca sistemlerine dayalı bir düzen. En belirgin özelliği Osmanlı düzeninin gereği ve sonuncu olarak, merkeze sıkı sıkıya bağlı olması. Böylece taşra yönetim sistemi aracılığıyla merkezi otorite, hem topluma karşı kendisinden beklenen asayiş ve adalet sağlamak gibi görevleri yapıyor, hem de toplumu kendi amaçları için sıkı bir kontrol altında tutabiliyor. Sistemin biçimsel yanı ise özetle şöyle: Osmanlı mülkü en üst kademe. de eyaletler'e ayrılmış. Bunların başında eyalet beyleri, ya da diğer adıyla beylerbeyleri var. Beylerbeyi geniş yetkileri olan bir yönetici. Profesör Onar, merkezdeki sadrazarnın durumuna benzetiyor beylerbeyinin durumunu.40 Tevki'i Abdurrahman Paşa Kanunnamesinde de beylerbeyinin yetkileri şöyle an. latılıyor.: «Beylerbeyi mutasarrıf oldukları eyaletlerinde saltanat vekilleridir. Cem-i ahkamı icra ile memurdurlar. Rikab-ı hünıayunda vekil-i mutlak ola 310kandan, np. cit., s Onar, np. cu., s Enver Ziya Karaı, Osmanlı Tarıhı, «Cilt V.» Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını, 2. Bas. kı, 1961, s Onar, np. clt., s

14 rak sadrazam Izazretleri ce11l-i memalik-i mahsusa ilzerinde nice hakim-ül na fiz-ül emir ise, her beylerbeyi dahi kendi eyaletinde onun gibi lulkimdir. 41 Beylerbeyi, eyaletindeki memurlan atamay'a da yetkili. Bu yetkisi sadece kadılar bakımından sınırlanmış. Eyaletlerden sonraki kademedeki yönetim bölümü, sancak. Bunların başındaki sancak beylerinin yetki ve sorumlulukları, beylerbeyininkinin hemen hemen aynı. 42 Sancak beyleri tımarh sipahileri de kontrol ediyorlar. Savaş zamanında bunların sağladığı askerlerle kendi tımarlı askerlerini komu tasına alarak sadrazarnın ya da serdar-ı ekremin emrine giriyorlar. Taşra yönetim sisteminin üçüncü kademesini kaza meydana getiriyor. Profesör Akdağ'ın sözleriyle «etrafındaki muayyen köyleri iktisadi, harsı ve hatta coğrafi bakımıardan kendisine bağlamış yani, muayyen bir köyler gru bunun tabii merkezı durumunu kazanmış olan bir kasaba veya şehir, burala rın adli ve idari işlerini çevirmek üzere o köyler çevresinin kaza adıyla, hükümet merkezi olarak kabul edilmiş»tir. 43 Kaza yönetim biriminin başındaki yönetici, kadı'dır. Hükümdar tarafından atanan kadılar askerlik işleri dışında kazaı, idari ve beledi görevler de yapmaktadırlar. Kadıların bu üç görevalanı için yararlandığı bir yardımcı. lar grubu var. Asayiş işlerinde asesbaşı ve asesler, adli görevlerde naipler, k.hipler, muhzırlar, idari ve beledi işlerde de şehir kethüdası, esnaf kethü dası vb. gibi. Beylerbeyi ve sancak beyleri de geniş bir kamu görevlisi grubundan yararlanmaktadırlar. Bunlar kul sisteminin mensuplarıdır. Hatta bazı eyaletlerde kullar, beylerin konaklarında, saraydakine benzer enderun yöntemiyle yetiştirilmekte, ondan sonra görev almaktadır1ar. 44 Kırsal yerlerin, köylerin yönetiminden ise üst seviyede tırmarlı sipahiler sorumludur. Tımarlı sipahilerin tarım ve askerlik alanları dışındaki sorumlulukları, özellikle dirlik ve düzenin sağlanmasıyla ilgili. Bu dönemde taşra yönetim sistemine hakim olan temel kuralın yetki genişliği ilkesi olduğu görülüyor. 4S Osmanlı imparatorluğu gibi geniş bir ül kede de zaten taşra yöneticilerine yeteri kadar yetki devretmeden, hizmet lerin yürütülmesi imkansız. Ama, sistem yetki devri içinde, merkezin otori tesini taşrada tereddütsüz hakim kılan unsuru da ihmal etmemiş. Bunu sağ layan da kul sistemi ve diğer temel kurumlar. Ya da kısası, taşra yönetici lerinin ve bütün görevlilerin hükümdara kayıtsız, şartsız bağlı oluşları. Yönetlm-Halk İUşkileri Kuruluş ve yükseliş döneminde kamu yönetim sisteminin temel özelliklerini incelerken yönetim-halk ilişkileri konusunu ele almadan geçmemiz 41 İbld., s. 656 dipnot'dan. 42 «Sancakbeyleri dahi valilerdir. Taraf-ı saltanattan vekillerdir. Sancaklarında dava dinleyip icra ı ahkam-ı şeriat ederler». İbld., s. 657 dipnotu. 43 Akda~. op. ell, s İnalcık, op. cu., s Onar, op. elt., s. 656,

15 doğru olmaz. Çünkü bu döneme damgasını vuran özelliklerin birçoğu bu alanda toplanmış. Öte yandan ilerde göreceğiz ki, yönetim sisteminin gerileme döneminde en çok bozulan yanı, yönetim-halk ilişkileri. Konunun önemini arttıran bir başka nokta da, Osmanlı idaresinin yönetim-halk ilişkilerine ait özelliklerinin, bugünkü yönetim sistemimizi en fazla etkileyen özelliklerden olması. Onun için bu konuya hem bu dönemde, hem de bozulma döneminde biraz ayrıntılı olarak değineceğiz. Yönetim-halk ilişkileri konusunda önce hükümdarla tebaa arasındaki ilişkileri incelememiz gerekir. Bu ilişkilere niteliğini veren en önemli unsur, Osmanlı devletinin teokratik bir devlet oluşu. İslam anlayışına göre, islam topluluğu (yani ümmet) ile onun başı halife-sultan arasındaki ilişkiler, bir nevi baba-çocuk ilişkisine benziyor. Tebaanın bu dünya ve öbür dünyadaki refah ve saadetini sağlamak, sultana verilmiş bir görev. Buna karşılık, tebaa da oğulun, babaya karşı gösterdiği mutlak itaatı göstermek zorunda. Profesör İnalcık, islam hükümdarlarının, sürüsünü selamete ulaştırmakla görevli bir çobana benzetilebileceklerini söyıüyor.% Hükümdarın tebaası için gerçekleştirmek zorunda olduğu bir başka hizmet de adalet'tir. Adalet olmazsa reaya mahvolur. Osmanlılarda reayayı ilgilendiren fermanlarda şu formül daima tekrarlanır: «Reaya taifesi ki Tanrının ıbir emanetidir, onları himaye etmek ve kimsenin zulüm yapmasına müsaade etmemek padişahın vazifesidir».47 Aşık Paşazade tarihinde hükümdar için en önemli şeyin, reaya duası olduğu şöyle anlatılıyor: «Ariflerden birine sordular «padişahlara hazine gerek midir?}} dediler Arif cevap verdi «bir asıl hazine vardır, ol gerektir>} ve sordular kim <me asıl hazinedir?» Arif aydur «reyanın hayır duaları padişaha asıl hazinedin>.48 Defterdar Sarı Mehmet Paşa da aynı konuda şunları yazıyor: «Mekanı cennet ola merhum ve mağfur Sultan Sülayman Han Hazretleri, Allahın rahmetleri onun üzerine yağsın, birgün yüce meclislerinde has yakınlarına inciler saçar gibi hitap ederek «alemin velinimeti kimdir?» diye buyurduklarında hepsi bir ağızdan: «besbelli ufukların padişahı ve herşeyin sahibi Sultanımız H azretleridir» deyince has yakınlarından çıkan bu sözü insaf sahibi padişah kabul etmeyip «velinimet filhakika reayadır ki; onlar ziraatle çiftçilik emrinde huzur ve istirahali kendilerine haram ederek, edindikleri ni metlerle bizi doyururlar.>) diye buyurmuşlar».49 Hükümdarla, tebaa arasındaki ilişkilere ait bu anlayış sadece teoride kalmış değil. Bu dönemin en belirgin özelliklerinden birisi hükümdarın ve ona bağlı olarak kurulmuş bütün yönetim mekanizmasının, düzenin gereği olarak kendilerinden beklenen fonksiyonu başarıyla yerine getirmekte olmasında. Hükümdar, tebaasına adaletle ve eşitlikle muamele etmekte ve edilmesini sağlamaktadır. Bunun en açık uygulamasını vergi alanında görüyoruz. Bu dönemde «halkın devlete vereceği vergiler şeriat hükümlerine ve var. 46 İnalcık, Osmanlı Padlşahı, s İbld., 48 Enver Ziya Karaı, Selım III'ÜD..., s. l07'den. 49 Defteı dar Sarı Mehmet Paşa, op. clt., s

16 lık kudretine göre kanunnamelerle tespit edilmişti».so Yargı mekanizması, yönetim mekanizması ise görevini başarıyla getirmektedir. Böyle koruyucu ve gözetici bir yönetim altında tarım, el sanatları, iç ve dış ticaret gelişmiştir. Ülke huzur ve güvenlik içinde yaşamaktadır. St Bu dönemdeki devleti, bazı yazarlarımız Kerim Devlet olarak isimlendiriyorlar. Bazı yazarlarımız da toplumun bu dönemini İleri Osmanlı Toplumu olarak niteliyorlar. sı Profesör Berkes ise, bu görüşleri reddediyor. Ona göre «Osmanlı toplumu gibi toplumlarda, devletin kerimliği olsa olsa ancak bir atın sırtına binmiş süvarinin atı ile ilgilenişi cinsindendir. Bu sistemde devlet ve hükümet halk sınıflarının çıkarlarını veya isteklerini temsil etmez... kamu görevlilerinin de kul sistemi içinde yetiştirilmelerinin nedeni, topluma dayalı olmayan bir devlete hizmet edeceklerin, toplum içinden gelmelerini önlemek içindir». Bu nedenlerle Profesör Berkes'e göre, bırakınız gerileme ve yıkılma dönemini, bu dönemde bile Osmanlı devleti ve kamu yönetimi halkın dışındadır ve halktan kopuktur.'" Bugünkü ölçülerimize göre düşünürsek muhtemelen Profesör Berkes'e hak veririz. Ama XLV, XV ve XVI. yüzyılların koşullarına göre düşündüğümüzde Osmanlı toplumunun o günkü düzeninin halkın da yararına işleyen ve çağının Berisinde bir düzen olduğunda şüphe yok. İsmail Cem bu noktayı şöyle belirtiyor: «İslami devlet anlayışının ve Osmanlı ekonomik düzeninin ferde sağladıkları, çağın çerçevesinde, çok ileridir. Fert, kişilerin mülkiyetinden çıkarılmakta, derebeylik düzeninden, soyluların ekonomik ve siyasal baskısından kurtarılmaktadır. Orta çağın başıboş yalnızlığından sıyrılıp, çok ayrıntılı ve intizamlı bir toplum şekline, koruyucu devletin nimetlerine, ayrıcahkları en düşük düzeye indirmiş bir sosyal yapıya kavuşmaktadır. Bu oluş başlı başına bir devrimdir».s3 Osmanlı devletinin bu dönemde hızla yayılışını ve fetihlerin başarısını sağlam bir ekonomik bünyeye oturan güçlü ve tekniği ileri bir ordunun varlığının yanında, hatta belki de ondan önce,54 Osmanlı devletinin bu niteliğinde aramak doğru olur. Gerçekten bu dönemde Osmanlı düzeninin yukarıda anılan üstün yönleri, komşu ülkelerin toplumları üzerinde son derece olumlu izlenimler bırakmış ve Osmanlı fetih orduları hemen her yerde kurtarıcı gibi karşılanmıştır. ss Bu dönemdeki Osmanlı devlet ve yönetim düzeninin sadece komşu ülkeler halklarının gıptasını çekmekle kalmadığı nı da görüyoruz. Sistem, birçok yabancı düşünürün ve siyasal bilimcinin de dikkatini çekmiştir. Machiavelli (Le Prince, Bölüm IV) feodaliteye dayanan devlet türü karşısında, ikinci tür kullar'a dayanan ve daha otoriter olan devlet tipini belirtmekte, birincisine Fransız krallığını, ikincisine Osmanlı devletini örnek göstermek 50 Karaı, Osmanlı Tarlhl, II. dlt, s sı Karaı, Seıım III'ÜD..., op. cu., s Cem, op. clt., s * Berkes, op. cit., s S3 Cem, op. cit., s Karaı, Selım I1I'ÜD..., s İnalcık, Türk İdari... s. 19, Cem, op. clt., s

17 tedir.xvi. yüzyıiın devlet nazarlyecisi Jean Bodin de Osmanlı devlet sistemini, en dikkate değer bir monarşi tipi olarak ele almıştır. s6 Ama bu düzen devam edemedi. Bundan sonraki bölümlerde bu iyi çalışan düzenin bozulma nedenleriyle, bu bozuluş ve iflas edişin ortaya çıkardığı yönetsel sorunları göreceğiz. DURAKLAMA VE BOZULMA DÖNEMİ (Tanzimat'a kadar) Şartlar aynı kalsaydı bu düzen, ekonomik, sosyal, siyasal ve kamu yönetimine ilişkin yönleriyle bozulmadan devam edebilir miydi? Ya da kendisine özge bir evrim geçirebilir miydi? Bu konu henüz bilimsel bir biçimde aydınlatılabilmiş değil. Zaten amacımız da konuyu olması muhtemelolan yönüyle değil, olmuş, yaşanmış yönüyle incelemek. Bozulmanın Nedenleri ve Sonuçlan Biraz evvel şartlar aynı kalsaydı dedik. Bununla, XVi. yüzyıldan itiba ren Osmanlı düzeninin içinde bulunduğu hangi şartlardaki değişikliği kastettiğimizi açıklayalım. Sözünü ettiğimiz yüzyıldan itibaren çevresel koşullarda meydana gelen değişiklik Osmanlı toplumunun iç çelişkisi sonucu ortaya çıkmış değil. XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı düzenini bozmaya başlayan, sonunda da yıkılmasına sebep olan etken, imparatorluğun dışındaki dünya ile ilgili. Kısaca söylemek istersek bu etken, XV. yüzyılda başlayıp XVi. yüzyılda iyice gelişen coğrafi keşifler sonucu, Doğu-Batı ticaret yolunun Akdeniz ve Anadolu'dan, okyanuslara kayması ve Batı'nın sömürgecilik dönemine girmeğe başlamasıdır. Bu yeni durumdan sonra, Osmanlı düzenini bozan bir dizi olumsuz gelişmenin hızla birbirini izlediğini görüyoruz. Bunlar1 şöyle özetleyebiliriz: Önce, Doğu-Batı ticaret yolunun Anadolu ve Akdeniz'den, okyanuslara geçmesi Osmanlı mülkünde (özellikle Anadolu'da) üretimi, iç ve dış ticareti son derece olumsuz biçimde etkiliyor. Sonra coğrafi keşifler ve koloniter yoluyla sömürgeciliğin başlaması, Avrupaya hızla, artık ürünlerin ve değerli madenlerin akmasını sağlıyor. Bunun sonucu, Avrupada servet birikimi, fiat devrimi ve onu izleyerek manifaktürün gelişmesi ve kapitalizme geçiş koşullarının oluşmasıdır. İlerleyen teknoloji Avrupa devletlerinin askeri gücünü de artırıyor. Osmanlı orduları Avrupa ortalarına kadar geldikten sonra ilk defa karşılarında düzgün ve güçlü ordular buluyorlar, yenilgiler başlıyor. Denizlerde de durum farklı değil. Osmanlı donanmaları, okyanuslar için inşa edilmiş yüksek bordalı Batı Avrupa ülkelerinin donanmaları karşısında başarılı olamıyorlar. Doğan Avcıoğlu'nun sözleriyle, fetih savaşları rantablolmaktan çıkmaya başlamıştır artık. ss Ama bozulan ekonomik düzenin besleyemediği hazine 56 İnalcık, lbld., s Avcıol1;lu, op. clt., s Avcıoğlu, İbld., s

18 nin açığını kapatmak ümidiyle savaşa, büyük masraflarla devam ediliyor. Sonuç, hazinenin giderek daha ciddi sıkıntılarla karşılaşmasıdır. Bu buhranı çözümlernek için Osmanlı devletinin iki yola başvurduğunu görüyoruz: Bunlardan birisi, parayı tahşiş etmek, yani bir nevi devalüasyon. Ancak sun'! ve halk, kullar ve özellikle kulların askeri kanadı arasında hemen hoşnutsuzluk yaratan bir yololduğu için sürekli olarak izlenmesi mümkün değil. O zaman düzeni temelinden yıkmakta son darbeyi indiren ikinci yola başvuruluyor. Bu; iç talan macerasının başlatılmasıdır. Dış talanın kesilmesi ile boşalan hazine, iç talanla doldurulacaktır. Ama nasıl? Yapılan şey her fırsat ve vesileden yararlanarak hazineye, Dersaadet'e para sağlamaktır. Amaç bu olunca, örneğin, ekonomik çöküntüye paralelolarak azalmış bulunan vergi gelirlerini, oranlarını artırarak çoğaitmanın yolu aranmıştır. 59 Bulunan diğer bir yol, vergileri iltizam'a vererek, peşinen tahsil etmektir. Vergiler iltizam'a verilmiştir ama mültezimler, devlete ödediklerini kat kat fazlasıyla çıkartmak için reaya ve esnafa yüklenmeğe başlamışlardır. Ekonomik bakımdan zaten yıkıntı içinde olan reaya ve esnaf bu yükleniş karşısında sığınmak istediği devleti, eskiden alıştığının tam tersine, artık yanında değil, zaptiyesi, memuru, kadı sı ve diğer görevlileriyle karşısmda görmektedir. Zaten taşra idaresi de kendi içinde, tam bir bozgun halindedir. Fiatlardaki artışlar, ekono mik hayatın düzensizliği, toprağın değerini artırmış ve devlet mülkiyetinde olan toprağın, kişi mülkiyetine dolaylı usullerle geçrneğe başlamasının yolları hazırlanmaya başlanmıştır. Bu, mir! toprak rejimine dayanan Osmanlı düzenin, temelden sarsılmağa başlaması demektir. Öte yandan tımarlar dahil bütün mansıplar ve memuriyetler, merkezde hazineye irad sağlamak için, resmen satılır metalar haline getirilmiştir. Artık sipahi olmak, vali, hatta vezir olarak atanmak için yetenek ve bilgi değil, daha yüksek ücret ve aracılara daha fazla rüşvet ödemek esastır. 60 Memuriyetleri parayla satın alan, rüşvetle ele geçirenlerin amaçları ise hizmet etmek değil, verdiklerini halkın sırtmdan misli ile çıkarmaktır bundan sonra. Bu tabloya, bozulan ekonomik ve sosyal düzenin bir sonucu olarak ortaya çıkan «celali eşkiyaları>>l1ın köylüye yaptıkları baskı ve zülmü de eklememiz gerekir. Vezirlerden, sipahi beylerden, asayiş görevlilerinden gelen baskı ve zulme, fılema smıfı da mani olmamış hatta onlar da gidişe ayak uydurmuşlardır. Adalet dağıtmanın aracı olan kadılık görevi, alınır-satılır hale gelmiş, hatta bunlardan bir kısmı taşradaki görev yerlerine bizzat gitmeyerek, yerlerine vekiller gönderme yolunu bulmuşlardır. Bu cahil ve yeteneksiz vekiller ise şeriat hükümlerini diledikleri gibi tefsir ederek, halkı soymakta, diğer görevlilerle yarışa girmişlerdir. 61 S9 tnalcık, op. dt., 60 «Sancakbeyliği, beylerbeyliği, defterdarlık. kadııık ve saire gibi mühim memuriyetlerin bahası malum olup, vasıta olan adama ayrıca de\laliye veriliyordu. Sarayda harem kethüdası olan Canfeda Kadın'ın kardeşi Deli İbrahim Paşa, Diyarbakır Valisi iken fevkalade me zalimine binaen azlonularak İstanbul'a gelmiş ve saraya takdim ettiği hediyelerin tesiriyle iki ay sonra tekrar aynı yere yali olmuştu». Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IL Cilt, s bı Karaı, Selim III'ün..., s Sultan J. Ahmet'in Adalet fennanında: «Kadıların nahiyelerini. kendilerine niyabet edecek olanlara iltizama verdikleri, bir taraftan kadıların ve diğer taraftan voyvodalarla uyuşan naiblerin beraberce halkı soydukları, gezerlerken her kasaba ve köye yakın gelince mezar 37

19 Artık bir zamanların Kerim Devlefi bu dönemde Ceberut Devlet ha line gelmiş, devlet memuru ve hükümet, halkın gözünde umacı niteliğine bürünmüştür. Devletin, hükümetin ve memurun zulüm ve baskısına karşı, halkın bulduğu çare, onlardan kaçmaktır. Köylü ovadaki ve yollar üzerin deki köylerini bırakmış, resmi sıfatlı kişilerin erişemeyeceği, gözden uzak noktalarda 5-10 hanelik yerleşme yerlerine sığınmıştır. Profesör Tankut bu durumu şöyle dile getiriyor: «Zavallı köylüler sahipsizdi. Mallarından vazgeçmişler, canlarını düşünüyorlardı. Hürriyete kavuşabilmek için açlığa ve se{alete razı idiler. Zorbaların gelemiyecekleri yerlere çekiliyorlar, onların katlanamayacağı hayata intibak ediyorlardı. Böylece köyler, beşer onar evlere dağıımıştı... Herkes yollardan kaçıyordu... Atlının tırmanamadığı ve barınamadığı taş içleri, çıplak dağ dorukları, yol vermeyen orman izbeleri, susuz step ortaları... Ah bunlar ne mukaddes yerlerdi. Oralarda ne sipahi, ne ceutii, ne levent, ne saruca, ne deli vardı. Çünkü şehirlerin ve hükümetin bulunduğu yerde hayat boğucu ve öldürücü idi».6z Tarihimizde köylünün bu dönemde içine düştüğü duruma büyük kaçgun deniyor. Anadolunun bugün en elverişsiz yerlerde 65 bin yerleşme noktasında toplanmış, akıl dışı dağınık köy yapısı, işte o günlerden devraldığımız miraslardan biri. 63 Osmanlı düzeninden bugünkü yönetim sistemimize miras kalan özelliklerden bir başkasının temeli de gene bu dönemde atılıyordu. Kerim Osmanlı devletinin, Ceberut Devlet haline geldiği bu dönemde devletin ve kamu yönetiminin halka ters düşmesi, XIX. yüzyıl koşullan içinde bürokrasi-halk zıtlaşması haline dönüşecek ve çeşitli nedenlerle günümüze kadar gelecektir. Bu konuya ileride tekrar döneceğiz. Şimdi biraz da bu bozulma ve dağılma döneminde kamu yönetiminin bazı kurumlarına göz atalım. Hükümdar Bu dönemdeki Osmanlı hükümdarlan artık bizzat ordusunun başında cephelerde uğraşan başkumandanlar değil, sarayda kapanmış, memleketin içinde bulunduğu durumdan haberi olmayan kişiler. Bunlar sarayda cariye ve dalkavukların, nedim ve musahiplerin terbiyesiyle yetişiyorlar. Halkla ve sarayın dışındaki dünyayla ilişkileri olmadığı için, çevrelerinin etkisiyle iş görmeğe başlamışlardır. 64 Dönemin bu konudaki özelliklerinden bir diğeri de, hükümdar, saray ve çevresindeki lüks ve safahatın göze batacak ölçüde artmış olması. hklarda yeni gömülmüş mezarları sayıp, «Bunlar ne zaman öldü? Metnikatı ne oldu? Niçin bize ııaber vermediniz?,. diye halka eziyet ettikleri, cebren ölünün mahallefatını yazıp ikiyüz akçe de~er eşyayı bin ve binbeşyüz akçe bahaya tutup resm-i kısrnet aldıkları ve evveke ölmüş olanların muhallefatını mükerreren yazıp, resm-i kısrnet aldıkları ve sair buna benzer mezalimden bahsedilmektedir.» Uzunçarşılı, Osmanlı Tarlhl, Cilt II. s. 125, dipnot'dan. 62 Hasan R,eşit Tankut «Köylerlmlz. Dün Nasıldı, Bugün Nasıldır, Yarın Nasıl Olmalıdır,.. Ankara, s Avcıo~lu, op. clt., s Uzunçarşılı, Osmanlı Tarlhi, «Cilt Ih, s

20 Ama şüphesiz bütün bu yeteneksiz hükümdarlar dizisinde istisna olanlar da var. Bunlar, Osmanlı düzeninin bozulmasından ve ülkenin içinde bulunduğu durumdan tedirgin oluyorlar, bu bozuk düzenden bir çıkış yolu bul mağa çalışıyorlardı. Hükümdarlara bu amaçla yardımcı olmak üzere birçok ricalin, özel raporlar hazırlamış olduklarını biliyoruz. Lütfü Paşanın Asafnamesi, Koca Sekbanbaşı'nın, Koçı Bey'in risaleleri, Defterdar Sarı Mehmet Paşanın Nesayih-ül Vüzera vel Ümera isimli eseri bunlardan sadece en ünlüleri. 65 Bu devlet adamları hükümdarlara eski ve başarılı Osmanlı düzeninin temellerini hatırlattıktan sonra, düzenin aksamasının nedeni olarak, tımar sisteminin bozulması, memuriyet ve mansupların ehliyet ve bilgiye göre değil de çıkar karşılığı verilmesi, rüşvetin yönetime hakim olması, yargı mekanizmasının görevini adaletle yerine getiremernekte olmasında görüyorlardı. Salık verdikleri de eski düzenin ilkelerinin uygulanmasıydı. Bozulan düzeni tekrar eski haline getirmek için uğraşan hükümdarların birisi i. Ahmet ( ). Sultan Ahmet reayayı korumak amacıyla bir adalet fermanı çıkardı ve özellikle taşrada hizmetlerin ecdat kanununa ve şeriata uygun olarak yürütülmesi, halka zulüm ve eza yapılmaktan kaçmılması için, vezirleri, sancak beylerini, kadıları, sipahileri vb. uyardı. Bozulan düzeni geri getirmek için biraz da kendisine özge usulleri e çö züm yolu bulmağa çalışan bir hükümdar da LV. Murat ( ). Kısa süren hükümdarlık döneminde Osmanlı toplumunun içinde bulunduğu düzensizliği ve yönetim mekanizmasının aksaklıklarını ortadan kaldırmak için aşırı şiddet tedbirlerine başvuran, hatta başta şeyhülishhn olmak üzere, sayısız devlet adamını ve görevliyi canından eden Sultan LV. Murat, bu sert tutumuyla asayişin kurulmasında, kamu görevlerinin eskisine oranla daha düzenle yürütüımesinde başarı sağladı ama, kişiliğine bağlı olan bu yeni düzen, genç yaşında ölümüyle kısa zamanda tekrar eski haline döndü. III. Selim'e kadar uzanan bundan sonraki dönemde düzeni eski haline getirmek için bizzat kişisel üstün yetenek göstermiş hükümdarlardan çok, vezir-i azamlar yardımıyla sorunlara çözüm bulmağa çalışan hükümdarların işbaşına geldiğini görüyoruz. IV. Mehmet ( ) bu hükümdarların en belirgin örneği. Genç yaşında tahta çıktığında, annesinin de etkisiyle, Köprülü Mehmet Paşaya ve sonra oğluna geniş yetkilerle sadrazamlık vermek suretiyle, IV. Mehmet kamu yönetiminin uzun bir süre, düzensizlikten kurtulmasını bir dereceye kadar sağlayabildi bozgunundan sonra ise, yeniden düzenleme çabalarına temelolan görüşte önemli bir değişikliğin behrmeğe başladığını görmekteyiz. Artık yavaş yavaş eski düzenin geri getirilmesi değil, Batının taklidi yoluyla düzeni iyileştirmenin mümkün olup olmadığı düşünülmektedir. III. Ahmet ( )'in hükümdarlığı zamanında Lale Devri bu yeni görüşün ilk izlerini taşıyor. lık düzenleme çalışmaları orduya yöneltildi. Hatanın orada olduğu sanılıyordu. i. Mahmut ( ), i. Abdülhamit ( ) dö 65 İlk üç islahat risalesi Adalet Vekilliği tarafından 1935 yılında, diğeri TODAİE tarafından, bugünkü dile sadeleştirilerek, 1969 yılında yayınlanmıştır. 39

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray 1-MERKEZ TEŞKİLATI A- Hükümdar B- Saray MERKEZ TEŞKİLATI Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha merkezi bir yönetim oluşturulmuştu.hükümet, ordu ve eyaletler doğrudan

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI 1. OSMANLI SARAYLARININ TARİHİ GELİŞİMİ... 7 2. İSTANBUL DAKİ SARAYLAR... 8 2.1. Eski Saray... 8 2.2.

Detaylı

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: DOĞUBAYAZIT M. M. FAHRETTİN PAŞA ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR SEÇMELİ TARİH DERSİ 1. DÖNEM 2. ORTAK SINAV SORULARI A GRUBU ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: SORULAR

Detaylı

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR 1. Osmanlı Devleti nde Yeniçeri Ocağı nı kaldırmak isteyen ilk padişah II. dır. Osman 2. Genç Osman saray ile halk arasındaki kopukluğu

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DA TAŞRA TEŞKILATI TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI İstanbul un merkez kabul edildiği Osmanlı Devleti nde, başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra ifadesi

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 25.10.2017 Toplum, Ekonomi ve Maliye Klasik Dönem olarak da adlandırılan 16. yy Osm. Devleti nin en parlak dönemidir. TOPLUMSAL YAPI: Artığı yaratanlarla artığa el koyanları birbirlerinden

Detaylı

a. Merkez Yönetiminin Bozulması

a. Merkez Yönetiminin Bozulması Yazı İçerik Merkez Yönetiminin Bozulması Eyalet Yönetiminin Bozulması Ordu ve Donanmanın Bozulması Eğitim Sisteminin Bozulması Ekonomik Durumun Bozulması Toplum Yapısının Bozulması Osmanlı İmparatorluğunun

Detaylı

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT 5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT 1- Osmanlı Devleti nde ekonominin temeli olan tarımdan elde edilen gelirlerle asker beslenir, devlet adamlarının maaşları ödenirdi. Bundan dolayı tarım gelirlerinde bir

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez teşkilatında bir kısmı da taşra teşkilatında olmuştur.bilhassa

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 15/16 Aralık 2016 16. yüzyılda Osmanlı da para kullanımında büyük bir artış gerçekleşmiştir. Madeni sikkelere dayanan para sistemlerinde tağşiş işlemlerinin değişik amaçları olabiliyordu.

Detaylı

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı Klasik Dönem Merkez Teşkilatı Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti'nde daha merkezî bir yönetim oluşturulmuştu. Hükûmet, ordu ve eyaletler doğrudan doğruya padişahın şahsına

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. IV. Hafta İktisat Tarihi II IV. Hafta İnsan Bilgisinde Devrim - devam Çağdaş yabanlarda olduğu gibi eski çağlarda tıp kuramının özü büyüydü. II. Devrimden sonra Babil de doktorlar aynı zamanda rahipti. Mısır da

Detaylı

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) Osmanlı devletinde ülke sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı bugünkü bakanlar kuruluna benzeyen kurumu: divan-ı hümayun Bugünkü şehir olarak

Detaylı

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI Talaş Savaşı'ndan sonra İslamiyet, Türkler arasında hızla yayılmaya başladı. X. yüzyıldan itibaren Türklerin İslam medeniyetinin etkisi

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!. HEY GİDİ KOCA SİNAN.. MEKANIN CENNET OLSUN!.. Kanuni Sultan Süleyman devri.. O vakitler İstanbul da su sıkıntısı var.. Problemi çözmek için Sultan Süleyman, Mimar Sinan ı makama çağırır ve Mimarbaşı, milletin

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 07.12.2017 İltizamın Yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlayan mali bunalım, 17. ve 18. yüzyıllarda da sürdü. Merkezi devletin taşradaki etkinliğini yitirmesi tarımsal artığı

Detaylı

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II İktisat Tarihi II 02.03.2018 Roma şehir devleti, başlangıcında aristokratik bir karakter arz ediyordu. Roma İmparatorluğu nun zirvede olduğu 1. ve 2. yüzyıllarda sınırları İskoçya dan Mısır a kadar uzanıyordu

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

Türk Yönetim Tarihi Oğuz Yılmaz oguzyilmaz90.wordpress.com

Türk Yönetim Tarihi Oğuz Yılmaz oguzyilmaz90.wordpress.com İlmiyye Teşkilatı İlmiyye teşkilatı yargı, yönetim ve belediye hizmetleriyle iç içe geçmiştir. İlmiyye sınıfının üç fonksiyonu vardır. Bunlar eğitim, ifta (fetva görevi) ve yargı ve yönetim görevidir.

Detaylı

İktisat Tarihi I. 3-4 Kasım 2016

İktisat Tarihi I. 3-4 Kasım 2016 İktisat Tarihi I 3-4 Kasım 2016 Osmanlı İktisadi Dünya Görüşünün Temel Değerleri Osmanlı iktisat tarihinin ahlak ve zihniyet dünyası ile ilgili değerler konusunda karşımıza çıkan ilk değer eşitlikçi eğilimin

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 11.10.2017 12. asrın ikinci yarısından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti siyasi ve idari bakımdan pekişmişti. XII. yüzyıl sonlarından itibaren şehirlerin gelişmesi ile Selçuklu ekonomik

Detaylı

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. İDARE HUKUKU Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. Bu düzenlemede yer alan ilkeler şunlardır; - Hukuk

Detaylı

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ Orta Asya da kurulan Hun, Göktürk ve Uygur Devletleri ile Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde, devlet yönetimine ilişkin

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR SORULAR 1- Devletin maddi gücünün anlaşılması için insan ve hayvan sayımının yapıldığı son toy ne zaman toplanırdı? A) İlkbahar B) Yaz C) Sonbahar D) Kış E) Mayıs ayı ortası 2- Devşirme sistemi ve I. Murad

Detaylı

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz Bölüm 1 İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR 1.1.İdare Kavramı 1.1.1.İdare Kavramının Tanımı 1.1.2.İdare ile Yasama, Yürütme ve Yargının İlişkisi- Organik Anlamda İdare 1.1.3. İdari

Detaylı

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Merkezi idare, üstlendiği kamu hizmetlerini hizmetin gereklerine, ekonomik ve toplumsal koşullara, ülkenin coğrafya durumuna göre yürütmek, hizmetleri

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? İdare nedir? Organik anlamda idare-fonksiyonel Anlamda İdare Hukuk devleti İdare teşkilatı İdari davalar İDARE HUKUKU Devletin 3 fonksiyonu vardır:

Detaylı

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI 5 te 7 de AZİZ BABUŞCU AK PARTİ İL BAŞKANI AK 4 te YIL: 2012 SAYI : 167 17-24 ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 3 te 6 da Sultan

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 7. ERKEN MODEN DÖNEMDE SİYASAL DÜŞÜNCE 7 ERKEN MODEN DÖNEMDE

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU İçindekiler IX 3. Tekliflerin Sunulması ve Değerlendirilmesi...100 4. İhale Kararının Alınması...100 5. Sözleşme Yapılması...101 D.

Detaylı

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk

Detaylı

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları Kentsel Siyaset - 2 Doç. Dr. Ahmet MUTLU SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları 1. Siyaset ve politika ne demektir? 2. Siyaset ne zaman ortaya çıkmıştır? 3. Siyaset-devlet ilişkisi nasıldır? 4. Geçmişten bugüne

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ II Ders No : 0310440158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı Merkez Teşkilatı Taşra Teşkilatı Osmanlı Devletinde Hukuk Osmanlı Askeri Teşkilatı Kapıkulu Askerleri Eyalet Askerleri Bağlı Beylik Ve Ülkelerin

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

7- Osmanlı Devleti'nde Yükselme Devri'nden sonra yeteneksiz padişahlar görülmeye başlandı. Bunun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Şehzadele

7- Osmanlı Devleti'nde Yükselme Devri'nden sonra yeteneksiz padişahlar görülmeye başlandı. Bunun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Şehzadele 1- Osmanlı Devleti nin ekonomik olarak zayıflamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Teknolojik gelişmelerin artması B) Don-Volga kanal teşebbüsü C) Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması D) Avrupalılara

Detaylı

TARİH DENEME GENEL KÜLTÜR. kpss ÖSYM. Osmanlı Siyasî Tarihi Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi. Serkan Aksoy. Gerçek Sınav Tadında...

TARİH DENEME GENEL KÜLTÜR. kpss ÖSYM. Osmanlı Siyasî Tarihi Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi. Serkan Aksoy. Gerçek Sınav Tadında... kpss 2014 GENEL KÜLTÜR ÖSYM yeni sınav sistemine göre hazırlanmıştır. TARİH Osmanlı Siyasî Tarihi Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 30 DENEME Serkan Aksoy Gerçek Sınav Tadında... Serkan AKSOY KPSS TARİH 30 DENEME

Detaylı

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SOSYAL BiLiMLER LiSESi DERS KiTABI SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Prishtine, 2012 ic;indekiler I ÜNiTE: BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 1. BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 A. COGRAFYA KESiFLERi

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Mali Hukuk Bilgisi Dersleri ÜNİTE III VERGİ HUKUKU I. Vergi Hukukunun Tanımı, Hukuk Sistemi Bütünü İçindeki Konumu, Kamu Hukukunun Farklı

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve 04.10.2010 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı, Muhterem Konuklar, 40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve yönetici olarak içinde yer aldığım Ankara

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri ÜNİTE VII KAMU GÖREVLİLERİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Etik Davranış İlkeleri

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:1 Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2 Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3 Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:4 1982 Anayasası na Göre Devletin Temel Nitelikleri

Detaylı

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI Birinci Bölüm: İdare Hukukunun Tanımı I. İdare... 3 II. İdari Fonksiyon... 4 A. Toplumun Genel ve Sürekli İhtiyaçlarının Karşılanmasına Yönelik

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

Osmanlı Devletinin Duraklama Nedenleri

Osmanlı Devletinin Duraklama Nedenleri On5yirmi5.com Osmanlı Devletinin Duraklama Nedenleri Osmanlı İmparatorluğunun duraklama nedenleri nelerdir? Yayın Tarihi : 9 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 1/10/2017) Osmanlıda duraklama sebepleri, Osmanlı

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

Elektronik Tebliğe Hazır mısınız? Yazar Ahmet OĞUZ Cuma, 19 Ağustos :03

Elektronik Tebliğe Hazır mısınız? Yazar Ahmet OĞUZ Cuma, 19 Ağustos :03 Son dönemde işletmeleri yakından ilgilendiren pek çok yasal düzenleme hayata geçti Pek üzerinde durulmasa da bunların en önemlilerinden biri Tebligat Kanunu nda yapılan değişiklikler Bilindiği üzere, idari

Detaylı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla

Detaylı

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Genel sosyolojinin bir alt dalı. İktisat, din, aile, suç vb

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Türk İdare Tarihi TİT323 5 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U 2 Sayfa 2 1.Ünite Temel Kavramlar ve Anayasal İlkeler KAMU GÖREVLİLERİ Türkiye de Kamu Görevlilerinin Soyağacı Kamu Görevlileri Kamu i Seçilmişler Yükümlüler Gönüllüler

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 7: 27 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Devleti nin Merkez Örgütü Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 132-157.

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 7: 27 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Devleti nin Merkez Örgütü Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 132-157. KAY 361 Türk İdare Tarihi Ders 7: 27 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Devleti nin Merkez Örgütü Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 132-157. Osmanlı Yönetim Örgütü Merkez ve Eyalet Örgütleri Merkez Örgütü 1. Padişah ve

Detaylı

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI BELEDİYE BAŞKANI BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI HUKUK İŞLERİ MÜDÜRÜ AVUKAT BÜRO ELEMANI

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Çarşıları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Çarşıları ve İş Merkezleri................ 4 0.1.1 Alipaşa Çarşısı(Kapalı Çarşı).............. 4 0.1.2

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Yargı Örgütü Dersleri ÜNİTE V İCRA TEŞKİLATI İCRA TEŞKİLATI İcra Teşkilatı Cebrî icra, bir hakkın devlet eliyle zorla uygulanması, yerine

Detaylı

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 5.Hafta SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Selçuklu İmparatorluğu, Türklerin kurduğu dört büyük imparatorluktan (Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı) üçüncüsüdür. İslam

Detaylı

KOLLUK KONUSUNA İLİŞKİN KAVRAMLAR LİSTESİ

KOLLUK KONUSUNA İLİŞKİN KAVRAMLAR LİSTESİ KOLLUK KONUSUNA İLİŞKİN KAVRAMLAR LİSTESİ Kolluğun Amacı: Kamu Düzeni (Gözler s. 578), Kamu Düzeni kavramını Klasik Anlayış ve Modern Anlayış olarak ikiye ayırmıştır. Klasik Anlayış ı o kamu güvenliği,

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz,

Detaylı

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ   Youtube Kanalı: tariheglencesi YÜKSELME DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ www.tariheglencesi.com Youtube Kanalı: tariheglencesi 02.03.2018 Youtube kanalıma abone olarak destek verebilirsiniz. ARİF ÖZBEYLİ Tahta Geçme Yaşı: 33.3 Saltanat

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim

İktisat Tarihi I Ekim İktisat Tarihi I 20-21 Ekim Osmanlı nın Kökenleri Olarak Selçuklular And. Selçuklu devleti II. Süleyman Şah tan itibaren (1192-1205) merkezi ve üniter bir devlet haline gelmiştir. 1262 1277 arasındaki

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt Önsöz Medeniyet; bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Türk medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir. Dünyanın

Detaylı

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI 1.... ilkesi, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez. Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olup bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğunu anlatır.

Detaylı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı TÜRK ANAYASA DÜZENİ 2016 Bahar dönemi Ara sınavı 1. Divan-ı Hümayun hangi Osmanlı padişahı döneminde kurulmuştur? A) I. Osman B) Orhan C) II. Murat D) III. Selim E) II. Mahmut 2. Divan-ı Hümayunun kaldırılmasıyla

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ Ankara, 14 Kasım 2013 PERSONEL BİRİMLERİ TÜM ÇALIŞANLARIN; İşe alınmaları, İstihdamı, sözleşmelerinin tanzimi ve uygulanması, Atama, yükselme ve diğer özlük hakları, Sosyal haklar ve

Detaylı

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ 1 SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ Gürbüz MIZRAK Süleyman Şah Türbesi ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisindeydi. Burası Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak

Detaylı

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

OSMANLI ARAŞTIRMALARI SAYI 38 2011 OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES Kitâbiyat saraya mensûbiyet dönemini veya saraya sunduğu eserleri dolayısıyla sarayla olan bağlantısının ne oranda sürdüğünü/sürekli olduğunu

Detaylı

KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ

KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ İNCELENECEK KONULAR Bürokratik örgütteki değişim Örn: Bürokrasinin değişik kesimleri arasındaki güç dengesi ve değişimi Personel

Detaylı

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2 Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3 Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4 Vergi Hukukunda Yorum ÜNİTE:5 1 Vergi Mükellefiyeti ve Sorumluluğu ÜNİTE:6

Detaylı

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf KAY 361 Türk İdare Tarihi Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 81-122. Osmanlı İmparatorluğu: Genel Bir Bakış 1243 Kösedağ Savaşı sonucunda İran İlhanlıları n tabi

Detaylı

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ?

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? 1 FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? DÜNYADA FRANCHISE 2 TÜRKİYE 1994- İlk franchise fuarı açıldı 1991- UFRAD kuruldu 1985- McDonald s açıldı, Turyap, Sağra franchise verdi ABD 1960-

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Yargı Örgütü Dersleri ÜNİTE I YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI DEVLET ERKLERİ

Detaylı

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ Halk arasında gâvur padişah ve püsküllü bela olarak adlandırılan padişah II.

Detaylı