YALÇIN GÖKÇEBAĞ (1944) GÜN BATIMI. İmzalı, (20)14 tarihli Karton üzeri pastel boya 50 x 35 cm TL YALÇIN GÖKÇEBAĞ (1944)

Transkript

1

2

3

4

5 YALÇIN GÖKÇEBAĞ (1944) 1957 yılında İstanbul daki Çapa İlk Öğretmen Okulu Resim Semineri ne katıldı. Üç yıl bu okulda, resim öğretmenleri Malik Aksel ve İlhami Demirci den temel resim bilgilerini öğrendi yılında okulu bitirdikten sonra Denizli nin Şirinköyü ne İlkokul öğretmeni olarak atandı. Bir yıl öğretmenlikten sonra 1963 te Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü ne girdi yılında mezun oldu yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi ne öğretim görevlisi olarak giren sanatçı, halen aynı görevine devam etmektedir. 30 dan fazla kişisel sergi açan sanatçı birçok ödülün de sahibidir. 1. YALÇIN GÖKÇEBAĞ (1944) GÜN BATIMI İmzalı, (20)14 tarihli Karton üzeri pastel boya 50 x 35 cm TL 5

6 2. ŞERİF RENKGÖRÜR ( ) İSTANBUL İmzalı Karton üzeri suluboya 26 x 40 cm. 750 TL 3. ŞERİF RENKGÖRÜR ( ) İSTANBUL İmzalı Karton üzeri suluboya 30 x 20 cm. ŞERİF RENKGÖRÜR ( ) Şerif Renkgörür Harbiye den 1907 de piyade olarak mezun olmuş, 1908 senesi Balkan Harbi nde İşkodra Kalesi nde yaralanmış ve esir düşmüştür. Balkan Harbi sonrası askerlikten ayrılıp kendisini resim sanatına adamıştır. Münih ve Paris e giderek resim yapmış ve hayatını kazanmıştır. Sanatçı Halil Paşa nın Harp okulundaki atölyesinde ders almış olmasına rağmen Halil Paşa nın etkisinde kalmamıştır. Pertev Boyar Türk Ressamları adlı eserinde sanatçıyı asker ressamlar arasında birinci sınıf ressam olarak değerlendirmektedir. 600 TL 6

7 4. ŞERİF RENKGÖRÜR ( ) RUMELİHİSARI İmzalı, (1)937 tarihli Karton üzeri suluboya 27 x 40 cm. 750 TL 5. P.P. (? -? ) RUMELİHİSARI İnsiyal imzalı, tuval üzeri yağlıboya 1900 başları (tuval o dönem Osmanlı ressamlarının kullandığı çıpa ve 4 F rakamlarına sahip) 31 x 23 cm TL 7

8 6. ORYANTAL KADIN ve İSTANBUL Ermenice imzalı, tuval üzeri yağlıboya 37 x 21 cm TL 7. ORYANTALİST TABLO SARAYDAN KIZ KAÇIRMA NEO KLASİK (GEÇ RÖNESANS) 18. Yüzyıl 25,5 x 21 cm TL 8

9 8. FUAT SOYHAN ( ) PEYSAJ Osmanlıca imzalı Tuval üzeri yağlıboya 46 x 32 cm TL FUAT SOYHAN ( ) Orta öğrenimini İstanbul da Mercan İdadisi nde, yüksek öğrenimini ise Edebiyat Fakültesi nde tamamladı. Ardından, üç yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi nde S. Valeri Atölyesi nde çalıştı de Münih Uluslar arası Sergisi ne iki eseriyle katıldı. 9

10 9. KRİKOR ZARİFYAN ( ) ESKİ İSTANBUL DA BİR SOKAK İmzalı, tuval üzeri yağlıboya 45 x 30 cm TL 10

11 10. KRİKOR ZARİFYAN ( ) FIRTINALI DENİZ İmzalı, tuval üzeri yağlıboya 50 x 70 cm TL KRİKOR ZARİFYAN ( ) 1934 yılında İstanbul da doğdu. Beyoğlu Mıhtaryan ve Harbiye deki Pangaltı Lisesinde okudu yılları arasında İtalyan Ressam Jozef Pelegrini nin atölyesinde çalışma ve eğitimini yaptı yılında L.C.C. Televizyon ve Reklam bölümünden mezun oldu senesinde A.B.D. New York Magna Seramik enstitüsünden mezun oldu. Paris, İsveç, İsviçre, İtalya ve Amerika da sanat müzelerinde araştırma ve incelemelerde bulundu. Kişisel Sergiler 1954 Beyoğlu Şehir Galerisi İstanbul 1961 Beyoğlu Şehir Galerisi İstanbul 1968 Beyoğlu Şehir Galerisi İstanbul 1969 Nychoping Galerisi İsveç 1970 Yong Street Toronto Kanada 1972 Monmarte Açık Hava Sergisi Paris 1978 New York Green Village A.B.D Pangaltı Lisesi Yetişenler Derneği İstanbul 1986 Ziraat Bankası Bağdat Cad. Şb. Galerisi İstanbul 1987 Pangaltı Lisesi Yetişenler Derneği İstanbul 1991 Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi İstanbul 11

12 11. B. SZOKE SCUTARİ 1911 İmzalı, 1911 tarihli Tuval üzeri yağlıboya 42 x 60 cm TL 12. BOĞAZİÇİ İmza Okunamadı 1880 tarihli Tuval üzeri yağlıboya 40 x 50 cm TL 12

13 13. SELAHATTİN KARA (1958) HAYDARPAŞA İmzalı, 2004 tarihli, tuval üzeri yağlıboya 55 x 65 cm TL 13

14 14. SELAHATTİN KARA (1958) KARLI PEYSAJ İmzalı, 2004 tarihli, tuval üzeri yağlıboya 60 x 73 cm TL 14

15 15. SELAHATTİN KARA (1958) LEYLEKLER İmzalı, 2005 tarihli, tuval üzeri yağlıboya 55 x 70 cm TL 15

16 16. FERİDUN SARAÇOĞLU ( ) İSTANBUL DA BİR SOKAK İmzalı, 1992 tarihli, tuval üzeri yağlıboya 50 x 65 cm TL FERİDUN SARAÇOĞLU ( ) 1924 yılında İstanbul da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi ni bitirdikten sonra ders yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin resim bölümü imtihanını kazanarak Hikmet Onat atölyesinde öğrenimini sürdürdü. Akademiye girdikten bir sene sonra Hikmet Onat ve Feyhaman Duran hocaların atölyelerini kaldırarak Çallı nın atölyesinde topladılar yılında Güzel Sanatlar Akademisi nin Yüksek serim bölümünden mezun oldu. Askerliğin ardından askeri okullarda 28 yıl Resim ve Sanat Tarihi öğretmeliği yaptı yılında Kuleli Askeri Lisesi nde öğretmen iken kıdemli albay olarak kendi isteğiyle emekliye ayrıldı yılında Bursa da ilk kişisel sergisini açtı. 16

17 17. BAYRAM GÜMÜŞ (1960) PEYSAJ İmzalı, 2006 tarihli, tuval üzeri yağlıboya 20 x 40 cm TL 18. CEMİL EREN (1927) PERİBACALARI İmzalı, tuval üzeri yağlıboya 50 x 60 cm TL 17

18 19. MUHSİN KUT (1938) PEYSAJ İmzalı, 2007 tarihli Karton üzeri suluboya 35 x 32 cm TL MUHSİN KUT (1938) Muhsin Kut, 9 Eylül 1938 yılında İstanbul'da doğdu yılında Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. 1959'da resim yapmaya başladı. "Dolmuş", "Tef" ve "Pardon" dergilerinde karikatür çizdi. İlk resim sergisini 1959 yılında Taksim Meydanı'nda açtı yılları arasında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Seramik Bölümü'nde okudu ve oradan mezun oldu. Akademi içinde 1967 yılında Uluslararası Barış Şenliği resim birinci ödülü ile Ahmet Andiçen Seramik birincilik ödülünü kazandı. Avustralya ya göçmen olarak giden sanatçı Sydney de beş, Brisbane de iki kez olmak üzere bu ülkede yedi kişisel sergi açtı. Resimlerinde peyzaj imajından hareketle, kendine özgü pitoresk etkiler yakalamaya ve çevre gözleminden yarı-soyut biçimler üretmeye çalışır. Konuyu, resimsel değerleri ortaya çıkarmakta araç olarak kullanır. Renkçi bir anlayış, boyanın özel kullanım yöntemlerine göre biçimlendirilir yılından 1980'e kadar da İstanbul da bir gazetede ressam olarak da çalıştı yılı Tekel Resim yarışmasında birincilik ödülü alan sanatçının resimleri İstanbul ve Ankara Resim ve Heykel Müzeleri'nde, Avusturalya'da Broken Hill Belediye Müzesi'nde, New York Üniversitesi Abby Grey Koleksiyonunda, İstanbul Modern'de, ayrıca yurtiçi ve yurtdışında birçok önemli koleksiyonda bulunmaktadır yılında 19. İstanbul Sanat Fuarı'nın 'onur sanatçısı' ödülüne Türk resmine önemli katkıları nedeniyle Muhsin Kut layık görüldü. 18

19 20. MUHSİN KUT (1938) PEYSAJ İmzalı, (19)82 tarihli Tuval üzeri yağlıboya 80 x 50 cm TL 19

20 21. CEMİL EREN (1927) KAYIK İmzalı, (19)80 tarihli Karton üzeri karışık teknik 24 x 32 cm. 750 TL 22. CEMİL EREN (1927) MARTI İmzalı, prestuval üzeri yağlıboya 15 x 15 cm. 450 TL 20

21 24. CEMİL EREN (1927) NÜ İmzalı, karton üzeri füzen 17 x 13 cm. 23. CEMİL EREN (1927) 400 TL NÜ İmzalı, karton üzeri füzen 16 x 11 cm. 400 TL 25. CEMİL EREN (1927) HALİÇ İmzalı, 1990 tarihli, karton üzeri karışık teknik 14 x 18 cm. 400 TL CEMİL EREN (1927) 1927 yılında Merzifon da doğan sanatçı, yılları arasında Merzifon Cumhuriyet ve İrfan ilkokullarında okuduktan sonra, 1939 yılında Erzincan Askeri Ortaokulu na girdi. Erzincan depremi nedeni ile öğrenimine Konya Kuleli Lisesi nde devam etmek zorunda kaldı. Okulda müzik ile ilgilenen Eren, ağabeyi Haydar ın hediye ettiği kemanı çalmaya başladı yılında ortaokulu bitirdikten sonra, aynı askeri okulda lise öğrenimine devam etti. Öğretmeni Şemsi Arel le resim çalışmalarına başlayan sanatçı, müzik çalışmalarını da Maide Arel ile sürdürdü. Şemsi beyin yönlendirmesi ile heykel yapmaya da başladı yılında okuldan mezun olan Eren, 1946 yılında Ankara Harp Okulu na girdi. Okulda resim öğretmeni Ali Rıza Bayazıt ın yönlendirmesi ile resim ve müzik kurslarına katıldı. Eşref Üren le tanışması, sanatçının tamamen resme yönelmesine yol açmıştır. Üren in önerisi ile, Devlet Resim ve Heykel Sergisi ne gönderdiği iki resmi Léopold Lévy nin dikkatini çekmiştir. 21

22 26. TUNCAY BETİL ( ) ANNE ve ÇOCUK İmzalı, (19)82 tarihli, karton üzeri pastel 35 x 25 cm. 750 TL 27. TUNCAY BETİL ( ) AY YALNIZLIĞIN DEĞİŞMEZ DEVRİYESİ İmzalı, (19)83 tarihli, karton üzeri karışık teknik 35 x 25 cm. 750 TL 28. TUNCAY BETİL ( ) SOYUT PEYSAJ İmzalı, (19)83 tarihli, karton üzeri karışık teknik 12 x 18 cm. 500 TL 22

23 29. MUSTAFA AYAZ (1938) KADIN İmzalı, (19)88 tarihli, karton üzeri karışık teknik 25 x 32,5 cm TL 30. MUSTAFA AYAZ (1938) KADIN İmzalı, 2001 tarihli, karton üzeri karışık teknik 18 x 10 cm. 31. MUSTAFA AYAZ (1938) KADIN İmzalı, 2001 tarihli, karton üzeri karışık teknik 19 x 10 cm. 600 TL 600 TL 23

24 32. İLHAN BERK ( ) OTOPORTRE Kendi şiiri üzeri karışık teknik İmzalı, (19)76 tarihli 20 x 14 cm TL İLHAN BERK ( ) 1918 de Manisa da doğdu. Balıkesir Necatibey İlköğretmen Okulu nu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü nü bitirdi. Kendini şiir ve yazılarına verdi. Manisa Halkevi Dergisi nde yayınlanan ilk şiirleriyle bu şiirlerden oluşan Güneşi Yakanların Selamı nda (1935) görülen Nâzım Hikmet etkisi sonraki şiirlerinde kayboldu. İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı kitaplarındaki şiirlerinde geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirdi lerin ortalarında beliren genç şairleri etkiledi. İkinci Yeni akımına katıldı. Köroğlu, Galile Denizi, Çivi Yazısı, Mısırkalyoniğne kitaplarında bu dönemin şiirleri yer alır. Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında. İlhan Berk Türk resminde de hatırı sayılır bir yere sahiptir. Başlarda şiirlerini ve kitaplarını resimlemekle sınırlı olan bu uğraşı gittikçe ilerledi; kadın temalı çizimleri ve yağlıboya çalışmaları, siyah zemin üzerine çizdiği beyaz erotik desenleri ve İstanbul haritalarıyla, pek çok kişisel sergi açtı. 24

25 33. İLHAN BERK ( ) NÜ İmzalı, (19)80 tarihli, karton üzeri karışık teknik 23 x 19 cm TL 34. İLHAN BERK ( ) KIRMIZI KEDİ İmzalı, (19)81 tarihli, karton üzeri karışık teknik 17 x 12 cm. 600 TL 35. İLHAN BERK ( ) MUAMELE İmzalı, (19)78 tarihli Karton üzeri karışık teknik 21 x 17 cm TL 25

26 36. İLHAN BERK ( ) PORTRE İmzalı, (19)99 tarihli, karton üzeri karışık teknik 32 x 20 cm. 900 TL 37. İLHAN BERK ( ) KADIN İmzalı, (19)87 tarihli, karton üzeri karışık teknik 25 x 18 cm TL 38. İLHAN BERK ( ) NÜ İmzalı, (19)80 tarihli, karton üzeri karışık teknik 15 x 10 cm. 600 TL 26

27 39. ABİDİN ELDEROĞLU ( ) SOYUT KOMPOZİSYON İmzalı, 1973 tarihli Kağıt üzerine suluboya 14 x 26 cm TL 40. ABİDİN ELDEROĞLU ( ) SOYUT KOMPOZİSYON İmzalı, 1973 tarihli Kağıt üzerine suluboya 21 x 33 cm TL ABİDİN ELDEROĞLU ( ) 1901 de Denizli de doğan sanatçı, 1926 yılında öğretmen okulunu bitirmiş, 1930 yılında Paris e giderek Albert Laurens ve Andre L hote atölyelerinde çalışmıştır. Türkiye de 18, yurtdışında Madrid, Paris, ve Venedik te birer olmak üzere 21 kişisel sergi açan Elderoğlu, yurtiçi ve yurtdışı birçok karma sergiye de katılmıştır de Sao Paolo da düzenlenen Bianel de şeref ödülü, yine aynı yıl Devlet Resim Heykel Sergisi nde II.lik Ödülü, 1966 da Tahran da İran Şahı büyük mükafatı aldığı ödüller arasındadır. Ayrıca 1972 yılında Fransa da Ulusal Ödül e layık görülmüştür. 27

28 41. ERGİN İNAN (1943) NÜ İmzalı, 1998 tarihli, kağıt üzeri karışık teknik 26 x 14 cm TL 42. SABİHA BOZCALI ( ) İmzalı, karton üzeri suluboya 39 x 29 cm. 750 TL 28

29 43. AVNİ ARBAŞ ( ) NAR İmzalı, 1985 tarihli, karton üzeri yağlıboya 20 x 18 cm TL 29

30 44. RAMİZ GÖKÇE ( ) BİZİM MECMUA DERGİSİ KAPAK ÇALIŞMASI Osmanlıca imzalı Karton üzeri çini mürekkebi 43 x 32 cm TL RAMİZ GÖKÇE ( ) İstanbul'da Beşiktaş İttihat ve Terakki ilköğretim okulundan sonra, Kabataş Lisesi'nin ardından İstanbul Muallim Mektebi (Öğretmen Okulu)'nda öğrenim gördü yılında karikatür çizimine başlayan Gökçe; 1919 yılında Şişli Terakki Lisesi'nde bağladığı resim öğretmenliğini uzun yıllar boyunca sürdürdü. İlk karikatürü 1918 yılında Şeytan dergisinde yayımlandı. Diken, Büyük Mecmua, Yeni Eğlence, Tasvir-i Efkâr, Terbiye ve Tedris, Birinci Kitap, İkinci Kitap, Âyine, Aydede, Akbaba, Zümrüdüanka, Kelebek, Yeni Dünya, Karikatür, Yedigün, Karagöz, Cumhuriyet gazetesi, Tasvir, Yeni Sabah gibi dergiler ve gazeteler sanatçının karikatürlerine yer verdi. Karikatür sanatının gelişmesi için büyük çaba göstererek, 1949'da Mizah adlı ilk dergisini çıkardı. İlerleyen yıllarda Peri ve Salon adında iki dergi daha çıkardı. Ramiz Gökçe; okurlar arasında benimsenen "Tombul Teyze ve Sıska Dayı", "Çömez" ve "Yeni Zengin" gibi karikatür tipleri yarattı, yıllarca bu karakterleri canlı tuttu. Karikatür sanatıyla ilgili yaptığı çalışmalar içinde konferanslar verdi, toplu karikatür sergileri düzenledi, kişisel sergiler açtı. Çizimlerinde değişik stiller kullanma yeteneğine sahip olan sanatçı, Türkiye'nin kuruluşunun ilk yıllarından 1950'lere kadar olan süreçte Türk karikatür sanatına yön veren ve kendisinden sonra gelen kuşaklara yol göstererek eğitici olan, özendiren bir öneme sahiptir. 30

31 Resim Bahai imzasıyla Veled İzbudak tarafından 1909 tarihinde yayımlanan LETAİF-İ HOCA NASREDDİN RAHMETÜLLAH-İ ALEYH adlı kitabın ressam HALİT NACİ Tarafından hazırlanmış ORİJİNAL ÇİZİMLERİ Resim 1. Karton üzeri suluboya 18 x 15 cm. Resim 2. Karton üzeri suluboya 21 x 27 cm. Resim 3. Karton üzeri suluboya 21 x 27 cm. Resim 4. Karton üzeri suluboya 22 x 28 cm. Resim 5. Karton üzeri suluboya 22 x 28 cm. Resim 6. Karton üzeri suluboya 22 x 28 cm. 6 ADET RESİM TL 31

32 Resim 2 Resim 3 Resim 4 32

33 Resim 5 Resim 6 HALİT NACİ ( ) İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Harbiye'ye girdi, burada yaptığı II. Abdülhamit portreleriyle bahriye Nazırı Hüseyin Hüsnü Paşa'nın dikkatini çekti. Askeri öğrenci olarak Sanayi-i Nefise Mektebi'ne verildi. Üç yıllık bir öğrenimi tamamlayarak, buradan diploma aldı. O yıllarda Yıldız'da kurulan çini fabrikalarında görevlendirilmek üzere, Sevr çini fabrikalarına çinicilik ressamlığı için gönderildi. Yurda dönüşünde bir yandan bu alanda çalışırken, bir yandan da küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu resim sanatına yönelik çabalarını yoğunlaştırdı. Çini fabrikalarında baş ressamlığa kadar yükseldi. Şehzade Süleyman Paşa'nın salla Rumeli'ye geçişini, Revan seferini, Kanije kuşatmasını konu alan yapıtlarıyla dikkat çekti. Ayrıca Osmanlı padişahlarının bir dizi portresini yaptı. Yüzbaşılığı sırasında Bahriye Mektebi'nde resim öğretmeni olarak görev yaptı. Binbaşılığa kadar yükseldi. 1914'te emekli olduğu halde yeniden göreve çağırıldı. Harbiye Nezareti matbaasında ressamlık yaptı. Bu görevden sonra ikinci kez emekliye ayrıldı. Servet-i Fünun'da illüstrasyonlar çizdi. Galatasaray sergilerine katıldı. Resmin yanı sıra müzikle de ilgilendi. 33

34 ABİDİN DİNO ( ) Çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino, çağdaş Türk resminin öncülerindendir. Türk resim tarihinde D Grubu ve Yeniler Grubu adlarıyla anılan sanat topluluklarının öncülerinden olmuştur. Türkiye'nin yanı sıra Fransa, Cezayir, ABD gibi ülkelerden sergiler açmış; yurtdışında Fransa Plastik Sanatlar Birliği Onur Başkanlığı, New York Dünya Sanat Sergisi Danışmanlığı gibi görevler üstlenmiştir. Sol görüşlü bir aydın olan Dino, siyasi düşünceleri nedeniyle bir süre Türkiye'de sürgünde yaşamış 1952'den itibaren Paris'te hayatını sürdürmüştür. 23 Mart 1913'te İstanbul'da doğdu. Doğduğu yıl ailesi Cenevre'ye, ardından Fransa'ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa'da geçti. 1925'te ailesiyle birlikte İstanbul'a döndü. Robert Kolej'de öğrenim görmeye başladı. Önce babasının ve ardından annesinin ölümünden sonra sanata olan ilgisinin ağır basması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı ve ağabeyi şair Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı. İlk çizimleri Yarın gazetesinde, ilk yazıları Artist dergisinde 1930'lu yılların başında yayımlandı. Bu yıllarda Nazım Hikmet'in Sesini Kaybeden Şehir (1931) ve Bir Ölü Evi (1932) adlı kitaplarına kapak desenleri de çizdi ve kendini çok genç yaşta "ressam" olarak kabul ettirdi. Halkın Dostu Gazetesi nde yayımlanan Atatürk ü konu alan, çizgilerle süslü röportajı ile Atatürk ün de beğenisini kazandı yılında "D Grubu" adlı sanat grubunun kurucuları arasında yer aldı. Bu grubun amacı, memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamak, düşünce yanı ağır basan resimler yaparak, batıdaki çağdaş akımlarla boy ölçüşecek yenilikler getirmekti. Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere SSCB'ye gitti ve üç yıl kaldı. Üç yıl boyunca Leningrad'da Eisenstein ve Yutkeviç'in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi aldı. Yutkeviç'in yönettiği Madenciler filminde çalıştı. Bu dönemde sol fikirlerle tanıştı. 1937'de II. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri geri gönderince Leningrad'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dino, Sovyetler Birliği'nden sonra Londra'ya ve oradan da Paris'e gitti. İspanya'daki iç savaşta Cumhuriyetçiler safındaki uluslararası gönüllü tugaylar bünyesinde savaşmak için Paris bürosuna başvurduysa da cumhuriyetçiler açıkça kaybetmek üzere olduğundan kabul edilmedi. 1937'de yerleştiği Paris'te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulundu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisenstein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurdu. Abidin Dino 1939'da Türkiye'ye döndü, 1941'de arkadaşlarıyla Yeniler Grubu'nu oluşturdu. Grubun açtığı ve Liman çevresindeki balıkçıları konu alan sergi, büyük ilgi uyandırdı. Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso'nun etkisinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında özgün ve yerel bir senteze ulaştı. 1952'de yurt dışına çıkış yasağı kalkınca kesin olarak Paris'e yerleşti. 1954'ten itibaren sekiz yıl boyunca Paris'teki Mayıs Salonu sergilerine katıldı. Fransa, Cezayir, Amerika gibi değişik ülkelerde sergiler açtı. Fransa Plastik Sanatlar Birliği onur başkanlığı New York Dünya Sanat Sergisi danışmanlığı gibi görevlerde bulundu. 46. ABİDİN DİNO ( ) OKLAR İmzalı, karton üzeri karışık teknik 70 x 50 cm TL 34

35 35

36 47. ABİDİN DİNO ( ) BULUTLAR NEREYE GİDER Kitap Kapağı Tasarımı İmzalı, kağıt üzeri karışık teknik 28 x 22 cm TL 36

37 48. ABİDİN DİNO ( ) İSTANBUL İmzalı, kağıt üzeri çini 33 x 25 cm TL 37

38 49. ABİDİN DİNO ( ) ÇİÇEK İmzalı Karton üzeri karışık teknik 32 x 32 cm TL 50. ABİDİN DİNO ( ) ÇİÇEK İmzalı Karton üzeri karışık teknik 11 x 11 cm. 500 TL 38

39 51. ABİDİN DİNO ( ) MELEK İmzalı, karton üzeri karışık teknik 50 x 35 cm TL 39

40 52. ÖMER ULUÇ ( ) İSTANBUL Konstantiniye Okurlarına İmzalı, 1990 tarihli, Paris, karton üzeri karışık teknik 20 x 33 cm TL ÖMER ULUÇ ( ) 1953 yılında Robert Koleji bitirdikten sonra yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri nde önce mühendislik sonra resim eğitimi gördü yılında Nuri İyem in öncülüğünde kurulan Tavan arası Ressamları olarak adlandırılan grupta yer aldı 1965 te bir yıl süreyle Londra ve Paris te, de ABD ve Meksika da, arası Nijerya da bulundu ten beri Paris te yaşayan sanatçı yılın önemli bir bölümünü İstanbul da geçirmektedir. Başta Paris, Berlin ve İstanbul olmak üzere çok sayıda yurtdışı ve yurtiçinde sergi açtı. Bir çok bienale katıldı. Kendini sadece tuval resmi ile sınırlandırmayan sanatçı değişik malzemeler kullanmak suretiyle bir çok sanat yapıtı üreterek Türk sanatına farklı katkıda bulundu. 40

41 53. ÖMER ULUÇ ( ) OTOPORTRE İmzalı, 1983 tarihli, kağıt üzeri pastel boya 32 x 24 cm TL 41

42 54. ÖMER ULUÇ ( ) SOYUT KOMPOZİSYON İmzalı, 1964 A. Hisarı tarihli Kağıt üzeri yağlıboya 50 x 70 cm TL 42

43 55. ÖMER ULUÇ ( ) SOYUT KOMPOZİSYON İmzalı, 1964 A. Hisarı tarihli Kağıt üzeri yağlıboya 50 x 70 cm TL 43

44 56. PERTEV BOYAR ( ) NATÜRMORT İmzalı, 1969 tarihli, prestuval üzeri yağlıboya 35 x 50 cm TL PERTEV BOYAR ( ) 1897 yılında doğdu. Kuleli Askeri Lisesi nde okurken Sami Yetik ten aldığı derslerle sanat hayatına başladı. Yoğun askerlik hayatında yıllarında Akademi ye dışarıdan devam ederek İbrahim Çallı atölyesinde sanat bilgisini geliştirdi. Ankara da kaldığı yıllarda Emekli Subay Ressamlar Birliği nin genel sekreterliğini yaptı. Ayrıca burada halkevi sergilerine ve devlet sergilerine katıldı. Topografya ve resim sanatı konularını içeren kitapları vardır yılında Ankara da basılan Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerinde Türk Ressamları, Hayatları, Eserleri isimli eseri, Çağdaş Türk sanatı için temel kaynak kitaplar arasında yer alır. Peyzaj ve natürmort türünde yoğunlaşan resimleri ile asker ressamlar kuşağının sanat anlayışı kapsamında, klasik-izlenimci çizgide yer almaktadır. 44

45 57. HAYRİ ÇİZEL ( ) BOĞAZİÇİ İmzalı, 1939 tarihli Kontrplak üzeri yağlıboya 30,5 x 39 cm TL HAYRİ ÇİZEL ( ) Asıl adı Hasan Hayrettin Çizel'dir. İlkokulu ve ortaokulu Dimetoka'da okuduktan sonra Edirne İdadisini bitirdi. Burada, Hasan Rıza Bey'den (Şehit Hasan Rıza) resim öğrendi. Hocası gibi savaş ve kahramanlık konularını içeren kompozisyonlar üzerinde yoğunlaştı. Sanayi-i Nefise'de Adil Bey'in yanı sıra Warnia Zerzecki ve Valery'den resim derslerini aldı. Bu atölyelerde, akademik resmin inceliklerini öğrendi. 1914'te Akademiyi bitirince, Çanakkale savaşlarına katıldı. Bu yıllarda, Çanakkale ve çevresinden krokiler çizdi, suluboya resimler yaptı. Terhisten sonra devlet hesabına Almanya'ya gönderilen Hayri Çizel, orada Hofmann'ın Atölyesi'nde çalıştı. Dönüşünde, İstanbul'da, Şark Sanayi-i Nefise Atölyesi adında bir yer açtı. İstanbul'daki orta öğrenim kurumlarında resim öğretmeni olarak uzun yıllar görev yaptı. Tarihsel temaları işleyen resimlerinden sonra, bütün çabasını peyzaj resmi üzerinde yoğunlaştırmış olan Hayri Çizel'in sanatı, 1914 kuşağı ressamlarının izlenimci paletine yakındır. Göksu'dan, Hisar ve Kandilli'den, Edirnekapı ve Eyüp'ten, Anadoluhisarı ve Kurbağalıdere'den yaptığı peyzajlarında, açık hava resminin renk ve ışık etkilerini yansıtan değerleri egemendir. 45

46 58. ADOLPHE BACHMANN ( ) İSTANBUL İmzalı, tuval üzeri yağlıboya 46 x 61 cm TL 46

47 59. AVNİ LİFİJ ( ) KERVANSARAY Renkli karton üzerine beyaz ve karakalem 23,5 x 31 cm TL AVNİ LİFİJ (1886, Samsun) - (1927, İstanbul) H.Avni Lifij, Samsun'un Ladik ilçesine bağlı Karaaptalsultan köyünde doğdu. İlk öğrenimini 1893 yılında girdiği İstanbul Fatih Aşıkpaşa Mahalle Mektebini 1896 yılında resim ve müzik derslerine özel ilgi duyarak bitirdi yılında Fransızca öğretmeni İskender Ferit ve yeni tanıştığı Henri Prost, resimlerini Müze Müdürü Osman Hamdi Beye götürmesini önerince, dediklerini yaptı. Pipolu Otoportre adlı resmini beğenen Osman Hamdi Bey, bundan sonra da yaptığı resimleri kendisine göstermesini istedi de Osman Hamdi Bey in Paris e göndermek istediği öğrenci adayları listesi, Hüseyin Avni Lifij in de bulunduğu biçimiyle ve Pipolu Otoportre" resmi ile Abdülmecid Efendi nin beğenisine sunuldu yılında Paris e giderek I Ecole Nationale Speciale des Beaux-Art dan kurları izleme belgesi alarak Fernand Cormon Atölyesi nde resim çalışmalarına başladı. Ressam Guillonnet ve Andre Lecomte Du Noüy ile dostluk kurarak serbest zamanlarında atölyelerine devam etti yılı ilkbaharında 1. Galatasaraylılar Yurdu Resim Sergisi ne iki resmi ile katıldı sonbaharında İstanbul'da Galatasaraylılar Yurdunda açılan "Savaş Resimleri ve Diğerleri" Sergisi'ne, 20 resim ile katıldı de Viyana'da sergilenen "Savaş Resimleri ve Diğerleri Sergisi"ne 18 resim ile katıldı. İçinde sanatçının da beş eseri bulunan hükümete ait olan 56 adet tablo, Maarif Kurulunun tarihli mazbatası uyarınca "Resim Eserleri Koleksiyonu"na katıldı. Türk ressamlar Cemiyeti Tarafından düzenlenen 4. Galatasaray Resim Sergisi'ne üç resim ile ve aynı yıl kurulan Serbest "Resim Atelyesi"ndeki sergiye 7 poşad ve 1 eskizi ile katıldı.ekim 1922 de Bursa'ya Mustafa Kemal'i karşılamak için giden öğretmenler arasında sanatçı ile birlikte eşi Harika ve eşinin kardeşi Heykeltıraş Nijad da bulunuyordu. Mustafa Kemal, Avni Lifij'i Ankara'ya götürdü ve Erkanı Harbiye'de dört ay misafir etti. Sanatçı Ankara'ya bu ilk ziyaretinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın portresini gerçekleştirdi. 47

48 60. AVNİ LİFİJ ( ) KİLİSEDEN CAMİYE ÇEVRİLMİŞ YAPI Renkli karton üzerine karakalem 23,5 x 31 cm TL 61. AVNİ LİFİJ ( ) AKSARAY BENTLER Renkli karton üzerine beyaz ve karakalem 29,5 x 22,5 cm TL 48

49 62. AVNİ LİFİJ ( ) ESKİ İSTANBUL DA SOKAK Renkli karton üzerine beyaz ve karakalem, 23,5 x 31 cm TL 63. AVNİ LİFİJ ( ) SURLAR Renkli karton üzerine beyaz ve karakalem, 23,5 x 31 cm TL 49

50 64. OSMAN ASAF ( ) BU ESER 1929 Yılı 13. GALATASARAY RESİM SERGİSİ nde YER ALMIŞTIR. KURBAĞALIDERE İmzalı, 1929 tarihli Kontrplak üzeri yağlıboya 40 x 75 cm TL 50

51 OSMAN ASAF ( ) Genç yaşta ailesiyle İstanbul a yerleşti da Sanayi-i Nefise ye kaydını yaptırarak, bu okulun ilk mezunları arasında yer aldı. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti nin kurucularındandır. Birinci Dünya savaşı yıllarında, Bandırma Belediye Başkanlığı yaptı. Guaj resimlerden oluşan albümünü, bu görevi sırasında hazırladı. Orta öğretim kurumlarında resim öğretmenliği yaptı. Pertevniyal Lisesi ndeki görevinden emekliye ayrıldı. Osmanlı Ressamlar Gazetesi nin sorumlu müdürlüğünü de yapmış olan Osman Asaf ın desenlerinde, kendi kuşağından Hoca Ali Rıza nın etkileri görülür. Daha çok empresyonist türde eserler verdi. Zengin bir renk paletine sahip yağlı boya ve guaj çalışmaları ile tanındı. Daha çok peyzaj türünde verdiği yapıtlarında, İstanbul görünümleri ağır basar. 51

52 ŞEVKET DAĞ ( ) Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi'nden (İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) 1897 yılında Osman Hamdi Bey ve Valeri'nin öğrencisi olarak mezun oldu. Bir süre Evkaf'ta memur olduktan sonra, 1902 yılında başlayan ve yirmi üç yıl süren resim öğretmenliğine Mahmudiye Rüştiyesi'nde başladı. Sırasıyla Galata, Nişantaşı, Aksaray, Feriköy, Koca Reşit Paşa ve Kadıköy Numune Okulları ile Vefa, Nişantaşı ve Galatasaray Lisesi'nde çalıştı. Galatasaray Lisesi'nde ressam Fikret Mualla'nın hocası oldu yılında Mehmet Arel'in Şehzadebaşı'ndaki evini mekân olarak seçerek toplanan dönemin sanatçılarıyla kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı yılında arkadaşları İbrahim Çallı ve Hikmet Onat'la birlikte Türk Ressamlar Cemiyeti'ni kurdu. Şevket Dağ, "Enteriyör" resim türünü kapsamlı olarak işleyen ilk sanatçıdır yılından itibaren her yıl düzenlenen "Galatasaray Sergileri" ile 1939 yılında gerçekleşen ilk "Devlet Resim Heykel Sergisi"ne katılan ve "Enteriyör" (iç mekân) resim türü ile uğraş içinde olan Şevket Dağ Cumhuriyet sonrasında yaşanan "Modernleşme" hareketine tepki duysa da, 1920'lerden sonra "izlenimci" (Empresyonist) bir palete doğru değişim göstererek, 14 Kuşağı (Çallı Kuşağı)'nın sanatçıları Feyhaman Duran, Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Sami Yetik arasında yer aldı. 65. ŞEVKET DAĞ ( ) SÜLEYMANİYE CAMİİ İÇİ İmzalı, (1)928 tarihli Tuval üzeri yağlıboya 69,5 x 50 cm TL 52

53 53

54 SAMİ YETİK ( ) İlköğrenimini Şehzadebaşı Taş Mektep te tamaladı. Çiçek Pazarı Rüştiyesi nden sonra, Mülkiye İdadi sinden, Kuleli Askeri İdadi si (Kuleli Askeri Lisesi) ne geçti. Resme olan ilgisi Kuleli Askeri İdadi sine gelene kadar beğeni düzeyinde iken; Kuleli Askeri Lisesi nde, arkadaşı Mehmet Ali Laga nın tutku derecesinde resimler yapması üzerine o da resim yapma yönünde motive oldu. O dönemde okulda hoca olan Osman Nuri Paşa nın teşviki ise motivasyonunu arttırdı. Kuleli den sonra 1896 yılında girdiği Harbiye Mektebi nde Hoca Ali Rıza nın öğrencisi oldu deki Harbiye mezuniyetinden sonraki dönemde Hoca Ali Rıza nın yakın ilgisini gördü. Girdiği sınav sonunda resim öğretmeni olarak atandığı Eyüp Baytar Askeri Rüştiyesi ndeki görevinden sonra 1900 yılında resim öğrenimi görmek üzere Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girdi yılında mezun oldu. Harbiye ve Kuleli de bir dönem resim öğretmenliği yaptı. Koca Mustafa Paşa Askeri Rüştiye sinde resim öğretmenliği yaparken; Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşanın izni ile Paris e gitti. İlk resim öğretmeni Hoca Ali Rıza olan sanatçının ilk Figür hocası ise İtalyan sanatçı Valeri dir. Paris te doğa gözlemine dayanan Empresyonizm i devam ettiren Sami Yetik, yıllarında Sanayi-i Nefise Mektebi nden mezun olup; Avrupa ya gönderilen İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail ve Hüseyin Avni Lifij gibi yurda dönüşlerinde Türk Resmi nde ekol (Empresyonizm) yaratacak sanatçılar da vardı. Yurda döndükten sonra Kuleli Askeri İdadisi'ne resim öğretmeni olarak atandı. Askeri okullarda resim öğretmenliği sırasında öğrencileri ile çok iyi ilişkiler kurarak başarılı ressamların yetişmesine neden oldu. O sadece bir ressam değil aynı zamanda Osmanlı Ordusunun bir subayı olmasınedeniyle, Balkan Savaşı'nda Edirne cephesinde görevlendirildi. Bu görevi sırasında İdadi yıllarından arkadaşı Mehmet Ali Laga'da onunla beraberdi. Edirne'nin düşmesi sonucu sanatçı Bulgarlar'a esir düştü. Sofya'da esaret altında kaldı. Balkan savaşı sırasında Edirne'de yaşayan asker ressam Hasan Rıza ile son gecede birlikte oldu. Bulgarlar tarafından haince öldürülerek şehit edilen Hasan Rıza'nın dağılarak yağlamalanan atölyesine sahip çıktı ve şehit ressama ait resimlerin bir kısmının Viyana müzelerinde yer almasına sebep oldu. Esareti sırasında Bulgar ressamlar ile ilişkiler kurdu. Esaretten kurtulduktan sonra I. Dünya Savaşı yıllarında Boğazlar Müstahkem Mevkiinde görev aldı. Katıldığı bu savaşlar sırasında bir yandan ateş hattında görev alırken, diğer yandan fırsat buldukça resim yapmaya, etüd ve eskiz çizmeye etti. Bu yıllarda meydana getirdiği etüdler, çalışmalarına kaynak teşkil ettiğinden daha sonra yaptığı büyük kompozisyonlarının temelini oluşturdu. 54

55 66. SAMİ YETİK ( ) CAMİ Kağıt üzeri suluboya 21 x 15 cm TL Bu eser Kaya Özsezgin tarafından hazırlanan Yapı Kredi Yayınları SAMİ YETİK kitabında sayfa 76 da yer almaktadır. 55

56 67. SAMİ YETİK ( ) PEYSAJ İpek kumaş üzeri suluboya 22 x 28 cm TL Bu eser Kaya Özsezgin tarafından hazırlanan Yapı Kredi Yayınları SAMİ YETİK kitabında sayfa 87 de yer almaktadır. 56

57 68. SAMİ YETİK ( ) PEYSAJ İpek kumaş üzeri suluboya 22 x 28 cm TL Bu eser Kaya Özsezgin tarafından hazırlanan Yapı Kredi Yayınları SAMİ YETİK kitabında sayfa 88 de yer almaktadır. 57

58 69. SAMİ YETİK ( ) BOĞAZDA BALIKÇILAR Kontrplak üzeri yağlıboya 33 x 43 cm TL Bu eser Kaya Özsezgin tarafından hazırlanan Yapı Kredi Yayınları SAMİ YETİK kitabında sayfa 258 de yer almaktadır. 58

59 59

60 70. SAMİ YETİK ( ) KÖY TAŞBASKI, 24,5 x 34 cm. 400 TL 71. SAMİ YETİK ( ) AĞAÇ DESENİ TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. (haliyle) 200 TL SAMİ YETİK ( ) KEDİ TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. 300 TL 73. SAMİ YETİK ( ) EV TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. 300 TL

61 74. SAMİ YETİK ( ) PEYSAJ Karton üzeri karakalem, 21 x 30 cm TL 75. SAMİ YETİK ( ) AĞAÇ TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. 200 TL 76. SAMİ YETİK ( ) SURLAR TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. 200 TL 77. SAMİ YETİK ( ) AĞAÇ TAŞBASKI, 34 x 24,5 cm. 200 TL 61

62 78. HOCA ALİ RIZA TAŞBASKI RESİM ALBÜMÜ MEKTEB-İ RÜŞDİYE-İ ASKERİYE İKİNCİ SENESİNE MAHSUS RESİM MEŞKLERİ Mekteb-i fünun-u harbiye şahane resim muallim muavini piyade kolağalarından Ali Rıza Efendi tarafından tertib-i resmedilmiştir (1911) tarihli 28,5 x 21 cm. 24 Adet ORİJİNAL KARTON KABINDA TAM TAKIM TL 62

63 79. HOCA ALİ RIZA TAŞBASKI RESİM ALBÜMÜ MEKTEB-İ RÜŞDİYE-İ ASKERİYE BİRİNCİ SENESİNE MAHSUS RESİM MEŞKLERİ Mekteb-i fünun-u harbiye şahane resim muallim muavini piyade kolağalarından Ali Rıza Efendi tarafından tertib-i resmedilmiştir (1912) tarihli 26 x 17 cm. 38 Adet ORİJİNAL KARTON KABINDA TL 63

64 80. ANKARA GARI MİMARI ŞEKİP SABRİ AKALIN A AİT 2 Adet RESİM DEFTERİ Yılları 27 x 18 cm. ebatlarında 2 Defterde 20 ADET SULUBOYA TL 64

65 81. ATTİLA GALATALI (1936) ESKİZLERİ VE ESKİZ DEFTERLERİ TL ATTİLA GALATALI (1936) 1936 yılında arhavi de doğan sanatçı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi dışında kurulmuş ilk özel seramik atölyesin de eğitim görmüştür. Füreyya Koral, Sadi Diren, Nasip İyem,Bingül Başarır, Zehra Çobanlı, Hamiye Çolakoğlu, Beril Anılanmert, Candeğer Fürtun ve Jale Yılmabaşar ile birlikte uluslararası düzeyde ürünler vermişlerdir. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ana bina girişi başta olmak üzere bir çok ünlü mekanların iç dekor seramikleri ona aittir. Eczacıbaşı- Vitra gurubu ile de çalışan sanatçı 1957 yılında periyodik sergiler, workshoplar, dia gösterileri ve seminerlerle Türk seramik sanatına önemli katkılarda bulunmuştur. 65

66 MEHMET ALİ LAGA ( ) İlk, orta ve lise öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi nde tamamladı. O dönemde okulun müfredat programında resim dersi yer almıyordu. Resme olan ilgisini gören hocası ressam Hüseyin Zekai Paşa nın kardeşi Hasan Rıza Bey kendisiyle yakından ilgilenince motivasyonu arttı. Kuleli Askeri Lisesi ni bitirdikten sonra Harbiye ye girdi. Harbiyenin ders programında resim dersleri de yer alıyordu. Burada Hoca Ali Rıza nın öğrencisi oldu. Hoca Ali Rıza nın yakın ilgisini gördü. Daha sonraki yıllarda da beraberlikleri sürecek olan, aynı kuşak ve cemiyetlerde yer alacakları ressam Sami Yetik le tanıştı yılında mülazım (teğmen) rütbesiyle Harbiye den mezun olduktan sonra doğum yeri olan Trablusgarp a atandı. Kolağası (yüzbaşı) rütbesini alana kadar burada kaldı yılında İstanbul a gelen Laga, Hassa Genel Kurmay ında göreve başladı de Meşrutiyet ilan edilince mezun olduğu Kuleli Askeri Lisesi ne resim öğretmeni olarak atandı. Meşrutiyet in ilanıyla kendilerini daha özgür bir ortamda hisseden genç sanatçılar yeni bir sanat ortamı yaratmak, sanat ve sanatçıyı topluma tanıtmak amacıyla 1908 yılında kurdukları ve Harbiye den arkadaşı Sami Yetik in başkanlığını üstlendiği Osmanlı Ressamlar Cemiyeti nin kurucuları arasında yer aldı. Cemiyetin üyeleri arasında yer alan ve aralarında Sami Yetik in de bulunduğu Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail, İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Mehmet Ruhi Arel gibi arkadaşları kimi devlet bursuyla, kimi de kendi olanaklarıyla yurt dışına gittiği halde kendisi gidemedi. Mehmet Ali Laga arkadaşı Sami Yetik le Balkan Savaşları nın başlaması nedeniyle Edirne deki görevleri il ilgili: Sami bölüğe, ben ise Divan-ı Harp e verildik. Ben şehirde bulunduğum için Edirne nin içinde her gün sabahtan akşama kadar resim çalışır ve Sami de bölükte olduğundan boş vakit bulursa bölüğün erlerinin krokilerini çizmekle uğraşırdı. biçiminde hatırlamaktadır. O dönemde Kuleli Askeri Lisesi nde hocası olan Hasan Rıza nın da Edirne de bulunması ve atölyesini kendilerine açması, Edirne nin düşman tarafından işgaline, Hasan Rıza nın öldürülmesine ve kendilerinin de Bulgarlara esir düşmesine kadar sürer. Esaretlerinin ne zaman bittiği ve ne zaman yurda döndükleri ile ilgili bilgi bulunmamakla birlikte; Çanakkale Boğaz Komutanlığı Deniz Müzesi nde bulunan yüze yakın Çanakkale görünümü sanatçının Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale de olduğunun kanıtlarıdır. Şişli Atölyesi sergisine Çanakkale de yaptığı dokuz suluboya ve karakalem yapıtıyla katılan sanatçı Bursa Askeri Lisesi inde bir süre resim öğretmenliği yaptı. Sanayi-i Nefise Mektebi idare müdürlüğü de yapan Laga,1924 yılında emekli oldu 66

67 82. MEHMET ALİ LAGA ( ) EVLER Osmanlıca imzalı, kağıt üzeri suluboya 29 x 26 cm TL 67

68 83. MEHMET ALİ LAGA ( ) PEYSAJ Osmanlıca imzalı, kağıt üzeri suluboya 24,5 x 19 cm TL 68

69 84. MEHMET ALİ LAGA ( ) SAHİL Osmanlıca imzalı, kağıt üzeri suluboya 17,5 x 29 cm TL 69

70 85. TALİK HAT LEVHA AHMET RIFAT Ketebeli Garik-i bahr-ı isyanım, dahilek yâ Resûlullah (isyan denizinde boğuldum, yetiş ya Resûlullah) 33 x 72 cm TL 86. HAT LEVHA MESRUR İZZET BEY ( ) 14 x 30 cm TL MESRUR İZZET BEY ( ) Emirgan Rüştiyesi nden sonra 1886 yılında Tıbbiye İdadisi ni bitirmiş ve Tıbbiye Mülkiyesi ne başlamıştır yılında Tıbbiye den ayrılarak Sanayi-i Nefise-i Hümâyûn un Heykeltraşlık bölümüne girmiştir. Sınav sonrası birinci derecede Heykeltraş Diploması almış ve bir kıta altın Maarif Madalyası ve bir kıta Sanayi Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Yıldız Porselen Fabrikasında Modelci Yardımcısı olarak göreve başlamış ve zaman içinde mezkûr işletmenin Müdürlüğüne kadar yükselmiştir yılında Müdür oluşunun ardından Çinicilik Mektebi ni kurmuştur. Sultan Abdülhamit i ziyarete gelen Alman İmparatoru Wilhelm II. ye Yıldız Fabrikasında üretilmiş vazolar hediye edilmiş, bizzat kendi tarafından yapılmış bir vazoyu da ayrıca İmparatora hediye etmiştir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti nin en önemli madalyası olan İstiklâl Madalyası nın tasarımcısı olması bile kendisinin Türk heykel sanatı içinde seçkin bir yer almış olmasını gerektirir düşüncesindeyiz 70

71 87. HAT LEVHA HALİM ÖZYAZICI ( ) Şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk Tâki Mecnun bitirir nutkunu Leylâ söyler 1962 tarihli 21 x 33 cm TL 71

72 88. İCAZET HAT LEVHA Ketebe: Mehmet Hulusi Efendi Hicri 1270 tarihli 21 x 31 cm TL 89. İCAZET HAT LEVHA Ketebe: Ahmet İlhami Hicri 1258 tarihli 28 x 38 cm TL 72

73 90. İCAZET HAT LEVHA Ketebe: Seyyit Mehmed Hamdi Hicri 1268 tarihli 28 x 38 cm TL 91. HAT LEVHA Rukiye isminde bir kız çocuğunun dünyaya gelmesi üzerine doğumuna tarih düşürmek amacıyla yazılmış anonim şiir. 19. Yüzyıl Yüzyıl Başı 47 x 36 cm. 900 TL 73

74 92. TUĞRA FORMUNDA HAT RECAİ EFENDİ ( ) Tuğra formu içerisinde YEDİ UYURLARIN İSİMLERİ yer almaktadır (1835) tarihli 32 x 40 cm TL RECAİ EFENDİ ( ) Sütlücelidir. Mehmet Şâkir Recai Efendi H de (M. 1803) doğdu. On yaşında okuyup yazmaya başladı. On üç yaşında iken Nesih ile Amme sûresini yazarak hocası Filibeli Mehmet Efendiden icâzet aldı. Bir müddet Divan-ı Hümayun Kalemlerine devam etti. Dâmâd Rıfat Paşa Tophane Muşiri iken onun divan kâtipliğine tayin edildi (1837). Bu devrede gayet nefis, ince bir nesih ile küçük boyda bir Kur an-ı Kerim yazdı. Tezhibini ve cildini de kendisi yaparak Halil Rıfat Paşa ya hediye etti. Recai Efendi Takvim-i Vakayi muharrirliği, Vakanüvislik, Takvimhâne-i Âmire Nazırlığı, Meclisi Maarif Âzalığı yapmıştır. Türk edebiyatının ünlü şahsiyetlerinden, Recaizade Ekrem Bey in babası, muharrir Ercüment Ekrem Talu nun büyükbabasıdır. Meşhur Hocapaşa yangınında Çemberlitaş taki evi yanmış, kırk senede topladığı nefis kitaplar, yazılar, kendi eserleri mahvolmuştur. Recai Efendi Sülüs, Cêli ve Nesihi güzel yazardı. Talikte de mahareti vardı. Rık ayı da iyi yazardı. Musikiden anlar, ney üfler, keman çalar, mühür kazar, kitap ciltler, tezhip yapardı. Hayatının sonuna doğru çok sıkıntılı günler geçirmiş, H (M. 1874) tarihinde vefât ederek Eyüp de toprağa verilmiştir. 74

75 75

76 93. ZERENDUT HAT LEVHA Mevlevi Sikke Formunda ALLAH 57 x 44 cm. 750 TL 94. ZERENDUT HAT LEVHA Kuş Formunda 63 x 37 cm. 750 TL 95. ZERENDUT HAT LEVHA El kâsibu Habibullah ( Allah kazananı sever ) 28 x 65 cm. 750 TL 76

77 96. ZERENDUT HAT LEVHA ALİ TOY (1960) ALLAH CELLE CELÂLÜHÜ 46 x 46 cm TL ALİ TOY (1960) Hattatlığı yanında aynı zamanda yüksek mimar olan Ali Toy, 1960 Tavşanlı (Kütahya) doğumlu Tavşanlı Tunçbilek Lisesi mezunu, 1988 İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu, 1992 Röleve Restorasyon mezunu. Prof.Dr. Ali Alparslan dan hat icazeti aldı. Talik, divanî, rika yazı çeşitlerinde yazar. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok sergiye katıldı. 28 kişisel sergi açtı. Milletlerarası 4 yarışmada 6 ödül kazandı. Genel mimarlık hizmetleri, restorasyon ve hat çalışmalarını İstanbul'da sürdürmektedir. Modern hatlarda mimarî tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanıyor. 77

78 97. HAT LEVHA HULÛSİ EFENDİ ( ) Hulusi kalb ile gelsin gelenler ibn-i neccare Muradına olur nain heman dünya ve ikbade 1314 (1898) tarihli 25 x 49 cm TL 98. HAT LEVHA HULÛSİ EFENDİ ( ) La İlahe İllallah MUHAMMED Resulullah Bismillahirrahmanirrrahim 1314 (1898) tarihli 12 x 14 cm TL 78

79 99. HAT LEVHA ALİ Ketebeli (Çırçırlı Ali) müsenna istif olarak "Ve Hüve alâ külli şey'in kadîr" (Allah her şeye kâdirdir) yazılı 1319 tarihli, kontrplak üzeri yağlıboya 67 x 64 cm TL 79

80 100. HAT LEVHA AHŞAP DEKUPAJ İŞÇİLİĞİYLE HAZIRLANMIŞ Ortada ALLAH, MUHAMMED, ALİ, FATMA, HASAN VE HÜSEYİN kenarlarda YAPMA ÇİÇEK VE YAPRAKLARLA TEZYİN EDİLMİŞ RÜŞDÜ Usta imzalı 1900 Başları 53 x 63 cm TL 80

81 101. İPEK KUMAŞ ÜZERİ İPLİK İŞÇİLİKLİ ÇİÇEK SÜSLEMELİ HAT İstif olarak ilahi le-incellet ve cemet hatieti feafuk an zenbi ecel ve usi yani Allahım hatalarım pek çoktur, Affını günahlarımdan daha geniş kıl 1331 (1915) tarihli. Dönemin orijinal çerçevesinden 63 x 73 cm TL 102. İPEK KUMAŞ ÜZERİ İPLİK İŞÇİLİKLİ ÇİÇEK SÜSLEMELİ HAT İstif olarak ve ufevvezu emri ilallah innallahe basirun bil ibad yani İşlerimi Allah a havale ederim. Allah kullarını görendir 1330 (1914) tarihli. Adviye ketebeli. Dönemin orijinal çerçevesinden 60 x 76 cm TL 103. İPEK KUMAŞ ÜZERİ İPLİK İŞÇİLİKLİ ÇİÇEK SÜSLEMELİ HAT İstif olarak külli şey in bi kaderin yani her şey bir kader üzeredir 1333 (1917) tarihli Dönemin orijinal çerçevesinden 53 x 73 cm TL 81

82 104. DEVLET-İ ALİ OSMANİYE ARMASI Taşbaskı 19. Yüzyıl Sonu Yüzyıl Başı 70 x 60 cm. Döneminin orijinal tezhipli paspartusunda TL 105. DEVLET-İ ALİ OSMANİYE ARMASI Taşbaskı 19. Yüzyıl Sonu Yüzyıl Başı 45 x 36 cm TL 82

83 106. Sultan II. ABDÜLHAMİD TUĞRA İmzalı, kağıt üzeri altın varak ve suluboya 51 x 80 cm. Döneminin orijinal çerçevesinde TL 107. DEVLET-İ ALİ OSMANİYE ARMASI Taşbaskı 20. Yüzyıl Başı İçerisinde Padişahım Çok Yaşa yazmaktadır. 82 x 57 cm TL 83

84 (Detay) 108. ŞİFA LEVHASI ÇEŞİTLİ TILSIMLAR, DUALAR VE SEMBOLLER İLE ÖRÜLÜ, EVLERE ESENLİK, UĞUR VE BEREKET GETİRMESİ AMACIYLA HAZIRLANMIŞ Kağıt üzeri mürekkep 19. Yüzyıl 88 x 88 cm TL 84

85 85

86 109. YAZMA ESER DİVAN-I SÂBİT Hicri 1138 tarihli olup şairini vefatından 14 sene sonra yazılmıştır. Altınla bezeli döneminin şemse motifli cildi içerisindedir. Güzel tezhipli eserin en önemli yanı da kitabın içerisinde ebrulu sayfalar kullanılmıştır. Bu dönemin ebru sanatı hakkında fikir vermektedir. Eserin hattatına dair bir kayıt yoktur. Ancak üzerinde (Sadrazam) SAİT PAŞA dan oğlu Ali Namık Bey e intikal ettiği notu vardır. 21,5 x 13 x 2 cm TL SÂBİT (ö. 1124/1712) Divan şairi. Bosna nın Uziçe kasabasında dünyaya geldi. Asıl adı Alâeddin Ali olup Sâbit mahlasıdır. Doğum tarihi bilinmemekle birlikte hakkında araştırma yapan Rypka onun 1650 yılı civarında doğmuş olabileceğini söyler. İlk eğitimini Müftü Halil Efendi den aldıktan sonra İstanbul a gitti ve Kaptanıderyâ Seydizâde Mehmed Paşa nın himayesine girdi. Sâbit, 1103 te (1692) Ebûsaidzâde Feyzullah Efendi nin ikinci şeyhülislâmlığı döneminde günlük 50 akçe maaşla Tekfurdağı (Tekirdağ) müftülüğüne getirildi ve Rüstem Paşa Medresesi ne hariç itibariyle müderris oldu. Sekiz yıl kaldığı bu görevde iken Edhem ü Hümâ adlı mesnevisini yazmaya başladı, divanını tertip etti ve Şehrî mahlaslı bir de şair yetiştirdi. Mûsıle-i Sahn pâyesiyle 1112 (1700) yılında Saraybosna mevleviyetine tayin edildiyse de iki yıl sonra görevden alındı. Önceki yıllarda oğlu İsmail in Tunca nehrinde boğulması yüzünden büyük üzüntü yaşadığı şiirlerinden anlaşılan Sâbit bu sırada diğer oğlu İbrâhim i de kaybetti (1115/1703). Râmi Mehmed Paşa ya yazdığı, duygu ve şikâyetlerle yüklü dokuz kıtalık ünlü terciibendi bu üzüntülü dönemin ürünüdür. Uzun bir mâzuliyetin ardından 1117 de (1705) Konya mevleviyetine gönderilen Sâbit kısa bir müddet sonra bu görevden ayrılıp İstanbul a döndü. Zilkade 1119 da (Şubat 1708) Diyarbekir mevleviyetine tayin edildi. Bu görevde iki yıl kalıp İstanbul a dönünce vefatına kadar başka görev almadı. 3 Şâban 1124 te (5 Eylül 1712) vefat etti. Kabri Topkapı Maltepe Kabristanı nda Mesnevî şârihi Sarı Abdullah Efendi nin ayak ucundadır. 86

87 87

88 110. EL YAZMA TARİH KİTABI ZEYL-İ AZİZ EFENDİ Eser, müellifin Ravdat-ül Ebdar isimli tarih kitabına zeyildir. Kaynaklarda bu eserine yazmış olduğu bir zeyilden bahsedilmekte, ancak bu zeylin 1648 e kadar olan olayları kapsadığı zikredilmektedir. Satışa sunduğumuz bu zeyilde ise müellifin ölüm tarihi olan 1658 e kadar olan olaylar anlatılmaktadır. Dolayısıyla eser ünik özellik arz etmektedir. Eserin müellifin kendi elinden çıkmış olma ihtimali yüksektir. Üzerinde bir notta (Sadrazam) SAİT PAŞA dan oğlu Ali Namık Bey e intikal ettiği kaydı vardır. Motifli deri cildinde, ilk sayfası tezhiplidir. Müellif nüshası olma ihtimali yüksektir. 22 x 13 x 2,5 cm TL KARAÇELEBİZADE ABDÜLAZİZ EFENDİ (1591, İstanbul , Bursa) Osmanlı din alimi, kadı, kazasker, şeyhülislam ve tarihçi. Osmanlı Devleti nde İstanbul kadılığı, Rumeli Kazaskerliği gibi görevlerde bulunduktan sonra 1651 de 33. Osmanlı şeyhülislamı olmuş bir devlet adamı; fıkıh ve tarih alanında önemli eserler vermiş bir bilim adamıdır. Son yıllarını Bursa da sürgünde geçirmiş; yaptırdığı ve sayısı 100 ü aşan çeşmelerle şehre değerli katkılarda bulunmuştur. 88

89 89

90 111. MURAKKA HAT LEVHA YEDİKULELİ SEYİD ABDULLAH Her biri 19,5 x 29 cm. ebatlarında 7 LEVHA TL SEYİD ABDULLAH (Yedikuleli) İstanbul da Yedikule de dünyaya gelmiştir. Babasının adı Seyid Hasan Elhâşimi dir. Aynı zamanda iyi bir hattat olan babası Yedikule kapısı içerisinde İmrahor Câmii Şerifinin İmamı idi. Seyid Abdullah sonradan babasının yerine geçerek ömrünün sonuna kadar İmrahor Câmiinde imamlık etmiştir. Devrin nâdir yetiştirdiği hattatlardan Hâfız Osman Efendi den H (M. 1686) tarihinde yazı meşketmeye başlayıp H (M. 1690) tarihinde, kırk ayda, yazdıklarına imza atmasına izin verilerek büyük bir kalabalık huzurunda icazetnâmesini aldı. Altı çeşit yazıda tahsilini aldıktan sonra güzel yazı yazmakta mûcize denecek bir mükemmelliğe erişti. Hayatında yirmi dört Kur an-ı Kerim yazmıştır ki bunlardan ikisi Sultan III. Ahmet in emriyledir. Osmanzade Taib Ahmet Efendi nin Meşârik-i Şerif tercümesini de aynı Padişah ın emriyle yazmıştı. Bin kadar En am, Evrad, kıt alar, murakkalar ve Hilye-i Şerifeler yazmaya muvaffak olmuştur ki bunların çoğu Nuruosmaniye Kütüphanesine vakfedilmiştir. Yedikuleli ayrıca pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Kendisi sık sık Padişah ın iltifatına mazhar olurdu. Bu arada Sakazâde Mustafa Efendi den boşalan Yeni Saray Hatat Hocalığına tâyin edildi. Bir gün Padişah ın huzurunda Yedikuleli nin kullandığı mürekkebin çok saf ve mükemmel olduğundan bahsetmişler. Bu iddianın doğru olup olmadığını tahkik etmek üzere Padişah tarafından bir teberdarın memur edildiği, onun da Yedikuleli nin ders vermekte olduğu yere giderek, hocanın önünde ders alacakmış gibi çöküp önünden hokkasını aldığı ve ne maksatla geldiğini anlattıktan sonra hokkayı onun mührüyle mühürleterek Padişah a götürdüğü meşhurdur. İddianın doğru olduğu böylece anlaşıldıktan sonra hokkanın ağzı altınla kapatılıp nâdide kumaşlar ve türlü hediyelerle Seyid Abdullah Efendiye iade edilmiştir. Zamanın ileri gelenlerinden bir zatın sorması üzerine, hocası Hafız Osman ın Yedikuleli yi göstererek: Seyid Çelebi budur. Benden güzel yazar. Dediği dillerde dolaşmıştır. Bu cevap üzerine orada bulunan Seyid Abdullah utancımdan nerede ise kalem gibi ikiye bölünecektim demiştir. Çünkü Hâfız Osman o zamana kadar kimse için böyle bir söz söylememişti. Seyid Abdullah tütün kullanmaz, içki içmezdi. Çok ve çabuk yazar, güzel yazı yazanların hayranlığını toplardı. Halvetiye tarikatına girmişti. Hazreti Peygamber sülâlesinden olduğu için seyid unvanını taşır, yeşil sarık takardı. H (M. 1731) de, Hazreti Peygamberin vefât ettiği yaş olan altmış üç yaşını tamamlayınca bu fâni dünyaya gözlerini yumdu. Anası ile babasının yanına gömüldü. Oğlu Abdülhâlim Efendi de iyi bir hattattı. Yedikuleli Seyid Abdullah Efendi nin yazdığı Kur an ları, çoğu zaman Rugâni Üsküdari Ali Çelebi tezhib etmiştir. Bu zat Hacı Yusuf-u Mısri nin talebesidir. Kur an larını tezhib edenlerden bir başkası da Haydarpaşalı İbrahim Çelebi dir. 90

91 91

92 112. Sultan II. ABDÜLHAMİD TUĞRALI SARAY CİLDİNDE 1882 YILINA AİT YURT DIŞINDAN GELEN TELGRAF SURETLERİ YAZILMIŞ DEFTER 22 x 17 x 2 cm TL 113. SARAY CİLTLİ KİTAP MUAHEDAT MECMUASI 4. CİLT İstanbul Ceride-i Askeriye Matbaası 1298 (1881), 320 s. Osmanlıca İpek üstüne Sultan II. Abdülhamid Tuğrası ve Ay Yıldızlı Saray Cildi İçinde 23 x 15 x 1,5 cm TL 92

93 114. YAZMA ESER OSMANLI DA ORDUNUN YENİLEŞMESİYLE İLGİLİ EL YAZMA RİSALE TERTİB VE NİZÂM-I SUNÛF-U ASKERİYYE-İ BERRİYE Sultan II. MAHMUD dönemine ait olan risalede kara kuvvetlerinin tertip ve düzeninden bahsedilmiştir. Döneminin orijinal süslemeli deri cildinde 20,5 x 12 x 0,5 cm TL 115. VİRD-ÜL HADÂİK Taş Baskı, İstanbul 19. Yüzyıl Eserde SADRAZAMLARIN HAYATLARI Anlatılmaktadır. İlk sayfası elle tezhiplenmiştir. Orijinal döneminin süslemeli deri cildi içerisinde 750 TL 93

94 116. KUR AN-I KERİM 19. Yüzyıl 13 x 8 cm. Döneminin varaklı orijinal cildinde TL 94

95 117. YAZMA ESER SİYER-İ VEYSİ ve ZEYL-İ NÂBİ ve NAZMİZÂDE Abdullah El-Hüseyni Hicri 1144 (1731) tarihli Şemse motifli deri cildinde, bölüm başları dönemin klasik tezhibiyle süslenmiştir. Eserin baş tarafında SADRAZAM SAİT PAŞA ya ait olduğuna dair kayıt bulunmaktadır. 26 x 15 x 3,5 cm TL 95

96 118. YAZMA ESER RAVZAT-ÜL ŞÜHEDÂ 17. Yüzyıl, Anonim Kerbelâ Olayı şiir olarak anlatılmaktadır. Osmanlıca talik hatla yazılmıştır. Döneminin orijinal cildinde 25 x 14 x 4 cm TL 96

97 119. LAKE CİLT 18. Yüzyıl 30 x 20,5 cm TL (Kapak İçi) 97

98 HAT SAN ATINDA SEFÎNE İSTİFLERİ VE NUH UN GEMİSİ Hat san atına genellikle iki bakış tarzı hâkimdir. Bunlardan biri, her şeyden önce bir çeşit resim san atı olduğu, diğeri ise İslâm da varolduğu bazılarınca kabul edilen tasvir yasağı nedeniyle resim san atını ikame etmek amacı güttüğü yolundadır. Aslında bu iki bakış da yanlıştır, zira hat san atının özgüllüğünü kavrayabilmekten aciz kalmaktadırlar. Hat san atında anlam ve biçim öteki san at kollarından çok farklı bir şekilde bir araya geldiğinden, hat eserleri ne metne, ne de resme indirgenebilirler. Hat san atının resim san atına çok yaklaşan bir alt kümesi, yazının figüratif bir şekle sokulduğu, örneğin armut, testi, arslan, cami v.s. biçiminde yazıldığı yazı-resim diye adlandırılan istiflerdir. Bunlara tasvir yasağını atlatmak için başvurulan bir hîle-i Şer iyye gözüyle bakmak yaygın bir yaklaşım olmakla birlikte, yazıdan müteşekkil resim yapmak aslında maddî varlıkların içindeki ilâhîliği gözler önüne sermesi açısından hîle olmak şöyle dursun bir çeşit ibâdettir. Çünki Kur ân-ı Kerîm e göre Allah a boyun eğenler sadece insanlar değildir: Gökte olan herşey ve yerde olan herşey, yürüyenlerden [hayvanlar] ve meleklerden, Allah a secde ederler ve kibirlenmezler (Nahl 16/49); Görmedin mi? Şüphesiz gökte olanlar ve yerde olanlar, ve güneş, ve ay, ve yıldızlar, ve dağlar, ve ağaç, ve yürüyenler, ve insanların birçoğu Allah a secde ederler... (Hac 22/18). O halde insanlar, hayvanlar, nesneler, Arap yazısı kullanılarak resmedildiği zaman içsel doğaları görünür kılınır, fizikî varoluş ile rûhânî evren arasındaki ayrılmaz bağ vurgulanmış olur. Yazı-resimler arasında eskiden beri revaçta olan bir tür, sefîne (gemi) şeklindeki istifler olup bunlar arasında en yaygın olanlar Amentü gemisi ve Yedi Uyurlar levhalarıdır. Amentü gemisinde Ebû Hanîfe ye maledilen, Kur ân-ı Kerîm üzerine temellendirilmiş ve İslâm inanışını özlü bir şekilde dile getiren metin (Âmentü billâhi ve melâ iketihi ve kütübihi ve Resûlihi ve l-yevmi-l-âhiri ve bil-kaderi hayrihi ve şerrihi min Allahi te âlâ ve l-ba sü ba de l-mevti. Eşhedü en lâ ilâhe illâ Allah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resûluhu.) sefîne şeklinde istif edilir, tekerrür eden ve sözcüğü geminin kürekleri şeklinde yazılır. Yedi Uyurlar levhalarında ise Kehf sûresinde (18) sözü geçen Eshâb-ı Kehf meselinin kahramanlarının, Kur ân-ı Kerîm de geçmeyen, ancak bazı tefsirlerde bahsedilen ve halk arasında yaygın olan isimleri (Yemlîhâ, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şâzenûş, Kefeştatayyûş ve köpekleri Kıtmîr) keza gemi şeklinde yazılırlar. Eshâb-ı Kehf in adlarının gemi şekline sokulmasının ardında muhtemelen 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı donanmasının Eshâb-ı Kehf e emanet edilmiş ve gemilere konan isimlerinin koruması altına alınmış olması yatmaktadır. Malik Aksel e göre sadece Türk san atçılarının elinden çıkmış olan ve gerek kâğıt, gerekse kumaş üzerine, ya da cam altına işlenmiş birçok örnekleri görülen Eshâb-ı Kehf gemilerinin en eskilerinden biri, Topkapı Sarayı Müzesi nde bulunan İsmail Derdî ketebeli ve 1102/1690 tarihli levhadır. Eshâb-ı Kehf gemilerinin üzerinde Yedi Uyurlar ın adlarından başka metinler de görülür. Ön yelkende yâ Mâlike l-mülk ve arka yelkende innâ fetehnâ leke fethen mübînen (Fetih 48/1), ön bayrakta Kelîme-i Tevhîd ve arka bayrakta mâ şâ Allah ibareleri sıklıkla yer alır. Bazen de Amentü gemisi levhalarında, küreklerin arasında, Yedi Uyurlar ın adları yazılı olur. Aksel e göre Eshâb-ı Kehf gemileri çok defa halk arasında Nuh un Gemisi diye adlandırılır yahut buna benzetilir. Buna sebep de bazı Eshab-ı Kehf gemilerinde ağzında bir zeytin dalı ile görülen güvercin resmidir. Halk san atçıları eserlerine uysun uymasın bazı katkılarda bulunur. Burda da güvercin, Eshab-ı Kehf gemisi ile Nuh un gemisini birleştiriyor, zaman anlamını ortada kaldırıyor. Gerçekten de gemi şeklindeki bazı istiflerin yanında yahut üstünde Sefîne-i Nuh Aleyhisselâm gibi bir başlık görüldüğü olur. ( Hat San atında Sefîne İstifleri ve Nuh un Gemisi, Emily Neumeier ve İrvin Cemil Schick makalesinden yazarların izniyle kısaltılarak alınmıştır.) 98