IBRD (Bkz. Uluslararas mar ve Kalk nma Bankas )

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "IBRD (Bkz. Uluslararas mar ve Kalk nma Bankas )"

Transkript

1 I bra [Alm. Erlass, Entbindung] [Fr. Remise de dette][ ng. Acquittance] Arapça kökenli sözcük. Türkçe: Aklama, temize ç karma. Bir kimseyi bir yükümlülük veya borçtan beri k lmak, kurtarmak anlam nda kullan l r. bra sözleflmesi, alacakl ve borçlunun varl ndan kuflku duymad klar bir alaca ortadan kald rmak için yapt klar bir anlaflmad r. Bir baflka tan ma göre ibra, alacakl n n alacak hakk ndan vazgeçmesi ve bu suretle borçlunun borcundan kurtulmas n kapsayan ba tt r. Alacakl, borç ifa edilmeden de borçluyu borcundan kurtararak alaca n ortadan kald rabilece inden ve borcun ifas alacakl n n yarar na bir nitelik tafl d ndan, alacakl ya ibra hakk tan nmas na bir engel yoktur. Ancak ibra, feragatten farkl olarak tek tarafl de il, iki tarafl bir hukuki ifllem, bir sözleflmedir. Hizmet akdinden do an alacak haklar na iliflkin ibralarda iflverenin, iflçinin bu yöndeki icab n kabulü ço- unlukla z mmen kabul fleklinde olur. Burada ibraname, iflverenin (borçlunun) lehine bir hukuki ifllem oldu undan iflverenin kabul beyan n aç kça bildirmesine gerek yoktur. bra sözleflmesi varolan bir alaca ortadan kald rmay amaçlad ndan, alaca n tahsil edildi ini belirten makbuz ile her türlü ücret ve sosyal yard mlar n al nd - n belgeleyen bordrolardan farkl d r. Çünkü bunlar söz konusu belgelerde aç kça yaz l olan miktarlarda alaca- n tahsil edildi ini gösterirler. Bu yönü ile ibra sözleflmesi, menfi borç ikrar ndan da farkl d r. Menfi borç ikrar, taraflar n çekiflmeli veya kuflkulu bir alacak veya borç bulunmad n saptamalar d r. bra, alaca n tamam için olabilece i gibi bir bölümü için de olabilir. bra sözleflmesine esas olan alaca n, ibranamede aç k ve kesin olarak belirtilmesi gerekir. branamenin yorumlanmas nda, yarg tay ve ö retide bask n görüfl, dar yorumdan yanad r. Örne in, Yarg tay Hukuk Genel Kurulu ( tarih E.4-33, K.2 say - l ) bir karar nda, ücret ödemeleri söz konusu olan bir kâ t üzerindeki ibra, genel nitelikte olsa bile, ibranamede ödendi i kâ tta belirtilen alacaklara iliflkin olarak yorumlanmal d r. Dava konusu alaca n ödenmesi gerekmedi ini savunan daval, kural olarak bu alaca n ibra edilmifl oldu unu ileri süremez görüflündedir. Bu nedenle ibraname sadece aç kça belirtilen ve say lan haklar bak m ndan geçerlidir; genel anlamda ibarelerin bu anlamda dar yorumlanmas gerekir. Yarg tay 9. Hukuk Dairesi nin hakl olarak belirtti i gibi ( tarih, E , K 891), genel ifadelerle ibra edilmek istenen hak, say lanlardan daha önemli olsayd, ibranamede ayn flekilde belirtilmesi gerekirdi. D. Ulucan IBRD (Bkz. Uluslararas mar ve Kalk nma Bankas ) cap [Alm. Offerte] [Fr. Offre][ ng. Offer] Bir sözleflmenin ba tlanabilmesi için karfl tarafa yap lmas gerekli ilk irade aç klamas. cab, sözleflmeye giriflen taraflardan herhangi biri yapabilir. Örne in, bir sat m sözleflmesinde ilk aç klamay al c yapabilece i gibi, sat c da yapabilir. cab n karfl tarafça (muhatapça) benimsendi ine iliflkin irade beyan na ise kabul ad verilmektedir. Sözleflme, icap ve kabul irade beyanlar n n birbirlerine uygun bir tarzda birleflmesiyle meydana gelmektedir. cap, bir sözleflme yapma önerisi olarak kesin bir nitelik tafl mal d r. Bir baflka deyiflle, icab n kurulmak istenen sözleflmenin konusunu belirleyecek temel ö eleri içermesi gereklidir. Örne in, taraflardan birinin di erine dükkânlar ndan birini kiralamay önermesi icap say lmaz. Ancak, belirli bir yerdeki ya da ayn yerde birden fazla dükkân varsa, belirli bir numaray tafl yan dükkân, bir y ll k bir süre için ayl 10 milyon TL den kiralamay önermesi icap niteli ini tafl r. cab yapan (icapç ), yapt icap ile ba l d r. Bu olgu icap mucibi ba lar biçiminde de ifade edilir. Bunun do al bir sonucu olarak, icapç genel kabul aç klamas karfl s nda sözleflmeyi ba tlamaktan kaç namaz. capç - n n irade aç klamas yla ba l l devaml de ildir. Baflka bir söyleyiflle, söz konusu ba l l k sürelidir; yani belli bir zaman dilimi ile s n rlanm flt r. Bu süre dolunca icapç ba l l ktan kurtulur. Söz konusu sürenin uzunlu una iliflkin olarak baz ayr mlar yapmak gerekir: 1) capç, önerisiyle ba l kalaca süreyi kendisi belirlemifl olabilir. Bu durumda ancak bu süre için ba l l - söz konusu olur. 2) Böyle bir süre yoksa iki olas l birbirinden ay rmak gerekir. a) cap yüz yüze ya da telefonla yani haz r bulunan bir kifliye yöneltilmiflse, muhatap taraf ndan derhal kabul edilmelidir. Aksi halde icab yapan bu önerisiyle ba l olmaktan kurtulur. (BK. m. 4) b) cap haz r olmayan bir kifliye bir süre belirtilmeksizin yap lm flsa, Borçlar Kanunu muzun nitelendirmesiyle gaipler aras nda icap ve kabul söz konusu olur. (BK. m. 5/1) Borçlar Kanunu muzun sistemine göre, bu 591

2 cra - flâs Hukuku durumda icapç, zaman nda ve muntazam olarak yollanm fl bir kabul haberinin kendisine ulaflaca ana de- in icab yla ba l say l r. Bir baflka deyiflle, icab n yöneltildi i kifli, öneri üzerine düflünüp karar verinceye ve posta süresi kadar bu icab yla ba l d r. Bu konuda geçecek normal süreler ve normal vas talar iflin özelli ine göre belirlenir. Bu ölçüler çerçevesinde bekleme süresi geçmifl say labiliyorsa, art k icapla ba l l k söz konusu olmaz. Keza, kabul haberi zaman nda yollanm fl olmas - na karfl n, haberi yollayan n elinde olmayan nedenlerle icapç ya geç ulaflm fl olsa bile, icapla ba l l k yine söz konusu olmaz. Zira, bu son durumda dahi, zaman nda ve düzenli bir biçimde gönderilmifl bir haberin ulaflaca zaman dolmufltur. Zaman nda gönderilen kabul haberi yolda (örne in, postada) gecikmiflse, icab yapan kifli geç gelen haberle ba l olmad n karfl tarafa bildirmek zorundad r. (BK. m. 5/3) cap kavram ile kar flt r labilecek bir durum, icaba davet tir. caba davet eden kimse, karfl taraf icapta bulunmaya teflvik etmek, yani onun icapta bulunmas n sa lamak ister. Örne in, baz reklam türleri, ilanlar, katologlar ve fiyat listesi gönderilmesi bu niteliktedir. (BK. m. 7/2) Buna karfl l k, fiyat koyarak mal sergilenmesi icap say l r. (BK. m. 7/3). Ulusan/A. Ertan cra - flâs Hukuku [Alm. Betreibungs und Konkursrecht] [Fr. Droit de po - ursuite pour dettes et faillite][ ng. Execution and Bank - ruptcy Law] Gerçek ve tüzel kifliler aras ndaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, Devlet in müdahelesi ile zorla yerine getirilmesini düzenleyen kurallardan oluflan hukuk dal. Bu hukuk dal na, cebri icra hukuku veya takip hukuku isimleri de verilmektedir. Kiflilerin birbirlerine karfl olan hukuki yükümlülüklerini (borçlar n ) kendi iradeleriyle yerine getirmeleri kurald r. Fakat her zaman, az ya da çok oranda, borçlar n ifa edilmeyifli olgusuna rastlanmaktad r. flte, borcunu ödemeyen borçluya karfl, alacakl y korumak ve böylece hukuki iliflkilere karfl toplumda do abilecek güvensizli i önlemek amac yla, alacakl lara Devlet kuvvetinin ifle kar flmas n ve borcu ifa ettirmesini isteme hakk tan nm flt r. Bunun nas l gerçekleflti i hukuk kurallar yla düzenlenmifl bulunmaktad r. Modern toplumlarda Devlet, alacakl lar n alacaklar - n kendi güçlerini kullanarak almalar n yasaklam fl ve hatta cezai müeyyideye ba lanm fl bulunmaktad r. Bu yasa n acil durumlar bak m ndan istisnalar olmakla beraber, genel kural, yerine getirilmeyen hukuki yükümlülüklerin Devlet organlar taraf ndan ifa ettirilmesidir. Alacakl n n baflvurusu üzerine, Devlet in cebri icra organlar, borçluyu yükümüne uymaya davet eder. Bu yap lmazsa borçlunun mallar na el konur (haciz ifllemi); bunlar sat l r ve alacakl n n alaca ödenir. E er baflka bir hukuki yükümlülük söz konusu ise (örne in, çocu- un mahkeme karar yla veliye teslimi gibi), cebri icra organlar gerekirse zorla bunu temin ederler. ç Borçlanma Cebri icra ana noktalar olarak ikiye ayr labilir: 1) K smi icra (cebri icra takibi), 2) Toplu icra (iflâs takibi) K smi icrada belirli alacaklar için borçlunun belirli bir veya birkaç mal haczedilirken, toplu icrada (iflâsta), borçlunun haczedilebilen tüm mal varl na el konularak borçlar ödenir. Her iki tür takibin flartlar cra- flâs Kanunu ile düzenlenmifltir. (Bkz. cra, Haciz ) K. çel ç Borçlanma [Alm. Inländische Verschuldung] [Fr. Emprunts inter - nes][ ng. Internal borrowing ] Genellikle kamu bütçesindeki hizmetlerin finansman için yurt içi kaynaklardan elde edilen ve al nmas ve ödenmesi durumlar nda ülkenin toplam kaynaklar n n artmas ya da azalmas n sonuçland rmayan kamu borç - lanmas türüdür. ç borçlanma yap ld nda kamu bütçesi kaynaklar - n art r r. Normal gelir kayna olan vergilere ek olarak yap lan iç borçlanma ile daha fazla kamu hizmeti ve yat r m yapmak mümkün hale gelir. Bu borçlar n mürettebat, kayna yurt içi gelir olan vergi gelirleri ile ödenir. Türkiye de 1933 y l na kadar iç borçlanma konusunda herhangi bir giriflimde bulunulmam flt r dönemindeki iç borçlanmalar n hemen hemen tümü, ulafl m (demiryollar ) yat r mlar n n finansman için yap lm flt r. Savafl döneminde yap lan iç borçlanmalar n gerekçesi ise milli savunma hizmetlerinin finansman d r y l nda 150 milyon liral k bir milli savunma istik - raz yap lm flt r döneminde iktisadi kalk nma ve alt yap amaçlar n n d fl nda ilk defa bütçe aç klar n n finansman için iç borçlanmaya gidilmifltir ( istikrazlar ). Bunun yan s ra, hazine borçlar n n konsolidasyonu için ilk defa 250 milyonluk hazine tahvili ihraç edilmifltir döneminde iç borçlanma sebepleri, bafll ca bütçe aç klar d r. Söz konusu dönemde bütçe dengesi için istikrazlar yap lm fl, ayr ca bu dönemde say lar artan iktisadi devlet teflekkülleri, hazine kefaletini haiz borç senetleri ç kararak yeni bir iç borç türü meydana getirmifllerdir. Planl dönemde, iç borçlanma konusunda, ekonominin genel dengesinin bozulmamas için kamu kesimindeki finansman aç n n uzun vadeli iç borçlanma ile karfl lanaca, iktisadi devlet teflekküllerinin (TMO hariç) hazine kefaleti tafl yan bono lar ç kartmalar ve bu kurulufllar n finansman ihtiyaçlar n n Devlet Yat r m Bankas taraf ndan karfl lanmas ilkeleri kabul edilmifltir. Bu dönemde iç borçlanma kaynaklar 1965 y l nda bafllayan iç istikraz tahvilleri ile tar m, sanayi ve ulaflt rma alanlar na yap lacak yat r mlar n finansman için ç kart lan tasarruf bonolar d r. Tasarruf bonolar 1972 y l nda mali denge vergisine dönüfltürülmüfltür. Günümüzde (1997) bütçe aç klar n n ola anüstü boyutlara ulaflmas sonucunda bu aç klar n kapat lmas amac yla sürekli olarak borçlanmaya baflvurulmaktad r. Ancak bu borçlar n büyük bir k sm n n k sa vadeli olmas önemli bir problem olmaktad r (Bkz. ç Borçlar) Ö.F. Bat rel/fi. Akkaya 592

3 ç Borçlar ç Borçlar [Alm. Inlandsschulden] [Fr. Dettes intérieurs ] [ ng. In - ternal debts ] ç borçlanma sonucu ortaya ç kan devlet borçlar ikiye ayr l r: K sa vadeli (dalgal ) iç borçlar, uzun vadeli iç borçlar. K sa vadeli iç borç al nmas n n sebepleri, bütçe dengesizli i, maliyetinin ucuz olmas (faiz oran n n düflüklü- ü), devlete sat n alma gücü ve harcama imkânlar sa lamas ve ola anüstü kamu giderlerinin ortaya ç k fl - d r. Bu borçlar n kayna, para piyasas d r (banka ve sigorta flirketleri, kurumsal tasarruflar ve sanayi ve ticaret kurulufllar fonlar ). Ancak Türkiye de oldu u gibi, Merkez Bankas ve belirli yasal zorunluluklarla devlet borç senedi al nmas, borçlanma kayna olarak kullan labilir. Türkiye de k sa vadeli iç borçlar, hazine bonolar (plasman bonolar ), hazine kefaletini tafl yan bonolar, müteahhit bonolar, avanslar ve bütçe emanetleridir. Türkiye de en önemli k sa vadeli borç türü, hazineye k - sa vadeli avans, hazine kefaletini tafl yan bonolar ve bütçe emanetidir. Uzun vadeli borçlar, vadeleri genellikle on y l aflan ve ödemeleri bir plana ba lanm fl devlet borçlar d r. Bu borçlar n kayna sermaye piyasas d r. Devaml borçlar ve itfaya ba l borçlar olarak ikiye ayr l r. Devaml borçlarda yaln zca faiz ödemesi yap l r. Bu borçlara devlet ana para ödeme taahhüdünde bulunmam flt r. Buna karfl l k itfaya tâbi borçlar n mürettebat n n, bir ödeme plan çerçevesinde ödenmesine gidilir. Türkiye de uzun vadeli iç borçlar içinde en önemli pay devlet bütçesinden ödenecek Devlet iç borçlanma tahvilleri, özel amaçl tahviller ve tahkim tahvilleri almaktad r. Afla daki tabloda iç borçlar yer almaktad r Tarihi tibariyle Ç BORÇLAR Borç Tutar (Milyar TL) A. HAZ NEDEN ÖDENECEKLER ,2 1. ST KRAZLAR ,9 Devlet ç Borçlanma Tahvilleri ,1 Özel Amaçl Tahviller ,2 kraz Tahvilleri ,3 Tahkim Tahvilleri ,3 2. KUR FARKLARI ,8 3. HAZ NE BONOLARI ,5 Nakden Sat lan Bonolar ,5 Özel Tertip Bonolar ,0 B. HAZ NE KEFALETLER ,2 1. BONOLAR 2. TAHV LLER 8 424,2 3. KAMU ORTAKLI I SENETLER ,0 (Bkz. ç Borçlanma, Hazineye K sa Vadeli Avans, Hazi - ne Kefaletini Haiz Bonolar, Bütçe Emaneti) Ö.F. Bat rel/fi. Akkaya ç Göç [Alm. Einwanderung] [ Fr. Migration] [ ng. Migration] Kiflinin kendi iste ine ba l olarak ülkesi s n rlar içinde ç Göç yaflama yerini de ifltirmesi iç göç e neden olmaktad r. Kifli, içinde yaflad toplumda kendine uyan ve en yüksek geliri sa layacak ifl koflullar na sahip olmak ister. Bu halde göç, önce insanlar n kullanabilecekleri f rsatlar n say s n art r r; sonra kifliye mesleki ve sosyal hareketlilik sa lar. Bütün ülkelerde büyük kentlerin ortaya ç kmas nda, kent nüfusunun do al art fl ndan çok, k rsal alanlardan bu kente sürekli göçlerin etkili oldu u kabul edilmektedir. Geliflmifl ülkelerde sanayileflmeyle birlikte, eme in bol ve ücretlerin düflük oldu u k rsal alanlardan, eme in k t ve ücretlerin yüksek oldu u kentlere göç olmufltur. Sanayi ve hizmetler kesiminin iflgücü talebine cevap vermeye yönelik bu iç göçler, h zl fakat dengeli bir kentleflmeye yol açm flt r. Günümüzde, geliflmekte olan ülkelerde görülen çok h zl ve düzensiz kentleflmede, kentin çekicili inden çok, h zl nüfus art fl nedeniyle köyün itmesi önemli bir faktör olmufltur. ç göçler, sanayileflmifl ülkelere göre, geliflmekte olan ülkelerde daha yo undur. Yap lan gözlemler göç etme e iliminin yafl grubundaki erkek nüfusta yüksek oldu unu göstermektedir. Bu grupta yer alan gençlerin baz lar n n, do rudan büyük kent yaflam n n çekicili- ine kap larak göçe kat ld klar anlafl lmaktad r. Büyük kent merkezlerinin e lence yerleri, gösteriflli ma azalar, spor tesisleri ve özellikle çevre denetiminden kurtulmaya olanak veren kalabal kl, k rsal bölge ve küçük kent gençlerini çekmektedir. K rsal bölgelerden gelen ve büyük kentlerin çevresine yerleflerek gecekondu mahallelerini oluflturan ailelerin yaflam biçimleri, kendilerine özgü bir alt kültür yaratt klar n göstermektedir. Baz Bat Avrupa ülkelerinde, özellikle geleneksel sanayi dallar nda ve tar mda çal flanlar n, eme in veriminin ve ücretlerin yüksek oldu u modern endüstrilerin bulundu u büyük kentlere göçü devam etmektedir. Örne in, Güney talya da 1950 lerde bafllayan sanayileflme hareketlerine karfl n, yirmi y l sonunda bölgeyi terk ederek Orta ve Kuzey talya ya göç edenlerin say s n n 2,5 milyonu aflt belirlenmifltir. Türkiye de geri kalm fl yörelerden geliflmifl il ve ilçelere do ru görülen nüfus hareketi iç göç olarak nitelenir. Bu göçler, ülkede ulaflt rma ve haberleflme olanaklar n n geliflti i ve ucuzlad döneminde önem kazanm flt r. Ulaflt rma ve haberleflme olanaklar n n geliflmesiyle, geri kalm fl bölgelerdeki iflgücü, ülkedeki çal flma olanaklar ve gidece i yer hakk nda bilgi toplama kollayl na kavuflmufltur. Bu dönemde, tar mda makineleflmenin yayg nlaflmas k rsal alanlardan itmeleri h zland rm flt r. K rsal bölgelerdeki modernleflme e ilimlerini araflt - ran Devlet Planlama Teflkilat n n bir araflt rmas na göre iç göçün temel nedeni Fakirlik ve topraks zl k t r. fiehirde ifl bulundu u için göçün yönü büyük kente do ru olmaktad r. Bu araflt rman n verdi i bir baflka önemli sonuç, köylülerin %84 ünün bir kente göçe haz r olduklar n ifade etmifl olmalar d r. 593

4 ç stikraz çsel Para Türkiye de iç göçlerin, ekonomisinin geliflmesini aflan bir h za varmas n n iki yönlü olumsuz etkileri görülmektedir. Bu göçler bir yandan ç kt klar yörelerin kalk nma olanaklar n s n rlarken, di er yandan da vard klar büyük kentlerde çözümü güç ve pahal sosyoekonomik sorunlar yaratmaktad r. (Bkz. Beyin Göçü, fl - göçü Gücü) E.Tokgöz ç stikraz (Bkz. ç Borçlanma) çsel De iflken [Alm. Endogene Variable] [Fr. Variable endogène ] [ ng. Endogenous variable ] çsel de iflkenler, de erleri modelin eflanl çözümü sonucu belirlenen de iflkenlerdir. Bu kavram n z dd olan d flsal de iflkenler ise, modele de erleri d flar dan verilen de erlerinin bulunmas nda yararlan lan de iflkenler olmaktad r. Bir modelde hangi de iflkenin içsel, hangilerinin ise d flsal de iflken olaca, modeli kuran n e ilim ve tercihlerine büyük ölçüde ba l d r. Örne in bir model fiyat düzeyi belirlenmesini içsel olarak al rken, baflka biri ayn de iflkeni d flsal kabul edebilir. Para arz bir çok modellerde bütünü ile d flsal al nd halde, yeni baz ekonometrik modellerde endojen olarak ifllenmektedir. Bir de iflkenin modelde endojen ya da içsel al nmas, modeli o de iflken için kapal hale getirir. Model oluflturma prati inde genellikle, içsel de iflkenlerin neler olaca n n belirlenmesi ile ifle bafllan r. S ra ile her içsel de iflken için birer denklem yaz l r. Bu denklemlerde aç klay c de iflkenler ya sisteme daha önce sokulmufl olan cari ya da gecikmeli içsel de iflkenler ya henüz aç klanmam fl olan içsel de iflkenler ya da egzojen (cari veya gecikmeli) de iflkenlerdir. Denklem yazma prati i genellikle her içsel de iflkene bir denklem ve sadece bir denklem yaz l ncaya kadar sürdürülür. fiüphesiz bu yaz l fl s ras nda model kurucunun temel yaklafl m ve hipotezleri dikkate al nacakt r. Ekonomi politikas çözümlemelerinde ve politika modellerinde içsel de iflkenler amaç de iflken (target variable) ve ilgi d fl de iflkenler olarak ayr l r. Önceden belli (prodetermined) de iflkenler ise araç de iflkenler (instruments) ve veriler (data) fleklinde ayr l r. Ekonomi politikas modelinin formel çözümü, amaç de iflkenlerin belli de erlerini sa layacak araç de iflken de erlerini bulmakt r. Karar modelleri dedi imiz modellerde amaç de iflkenler, sadece araç de iflkenlerin ve verilerin fonksiyonu olarak ifade edilir. U. Korum çsel Ekonomiler [Alm. Interne Einsparungen ] [Fr. Economies internes] [ ng. Internal economies] Bu terim yerine içten istifadeler ya da içten yararlar terimi de kullan lmaktad r. Üretim ölçe i büyüdükçe birim maliyetlerde sa lanan düflüfllerin, içsel etkenlerden ileri gelebilece i gibi, firman n d fl ndaki de iflmelere de ba l olabilece ini A. Marshall göstermifltir. Söz konusu kavram, birincisiyle ilgilidir. çsel ekonomi kavram, firman n uzun dönemli üretim art fl sonucunda gerçeklefltirilen birim maliyet düflüflü ile ilgilidir; k sa dönemde, üretim art fl sonucunda birim sabit maliyetlerdeki azalman n sa lad birim maliyet düflüflünün bunun kapsam na girmemesi gerekir (Viner). Üretim ölçe i büyürken içsel ekonomilerle birlikte içsel eksi ekonomiler, yani birim maliyet art fl na yol açan etkenler de ortaya ç kabilir. Bu bak mdan, içsel ekonomilerin birim maliyet e rilerine etkisi konu edilirken net içsel ekonomiler ele al nmal d r; yani birincinin lehine olan fark gözönünde tutulmal d r. çsel ekonomiler, teknolojik ve nakdi (parasal) nitelikte olabilir: Teknolojik içsel ekonomiler, üretimin ölçe- i büyüdükçe, teknolojik üretim katsay lar n n küçülmesinden do ar; nakdi içsel ekonomiler ise, üretim ölçe i büyüdükçe, sat n al nan girdi miktarlar ndaki art flta sa lanabilen indirimlerle ilgilidir. Teknolojik içsel ekonomi - ler, üretimin ölçe i büyüdükçe, daha iyi organize edilmesinden ya da üretim yöntemlerinin iyilefltirilmesinin birim bafl na sa lad emek, malzeme ve teçhizat gereklerinin azalmas ndan do ar. Nakdi içsel ekonomiler, ayn ölçekteki firmada üretim art fl n izleyerek sa lanabilece i gibi, firma ölçe inin büyümesini izleyerek de gerçekleflir. Üretim ölçe i büyüdükçe, net içsel ekonomiler sa layan bir firman n birim maliyet e rileri azal r; yani, birim ortalama maliyet ve marjinal maliyet e rilerinin e imi negatiftir ve ikinci, birincinin alt ndad r; her iki e ri de uzun dönemlidir. Bu durumdaki bir firma, üretimin ölçe ini art rmak e ilimindedir. Üretim artarken firma mal n ya da hizmetin piyasa fiyat n etkileyecek ölçe e ulafl rsa, rekabet flartlar bozulur ve eksik rekabet flartlar na geçilir. G. Kazgan çsel Eksi Ekonomiler [Alm. Interne Unwirtschaftlichkeiten] [Fr. Economies négatives internes] [ ng. nternal diseconomies] çsel ekonomilerin tersidir. Üretimin ölçe i büyürken birim maliyetlerinin art yor olmas demektir. (Bkz. çsel Ekonomiler) G. Kazgan çsel Para [Alm. Interne Währung] [Fr. Monnaie interne] [ ng. In - side money] Dolafl mdaki paran n, içsel ve d flsal olarak ikiye ayr lmas, Gurtkey ve Shaw adl Amerikan yazarlar n getirdi i bir yeniliktir. Para teorisinde yeni yeni kullan lmaya bafllanan bu kavramlardan içsel para, banka paras n, yani çeke tâbi vadesiz mevduat hesaplar n ifade etmektedir. Bu hesaplar kredi ifllemleri sonucunda büyüdükleri için, buna iç kredi paras ya da yaln zca kredi pa - ras da denmektedir. Burada olaya mevduat bankalar aç s ndan bak ld için, bu sistemin kendi içinden yaratt paraya içsel para denmektedir. çsel paran n göre- 594

5 ç Talep ç Verim Oran li öneminin artmas, para stokunun oluflumunda ekonomik faaliyetlerin belirleyici rolünün artt n gösterir. D flsal para, merkez bankas paras d r ve kredi ifllemlerinden ba ms z olarak oluflur. Buna ngilizce de outside money denir. D flsal paran n oluflumunda ekonomik faaliyetlerin do rudan herhangi bir etkisi olmayabilir. Örne in, kamu kesimi aç klar n n finansman için yarat lan para. S. Abaç ç Talep [Alm. Inlandsnachfrage ] [Fr. Demande interne] [ ng. Domestic demand] Bir ülkedeki al c lar n üretilen mallar için harcamay planlad klar miktard r. Devletin ve yat r m n (dolay s yla tasarrufun) mevcut olmad kapal bir ekonomide toplam talep, tüketim harcamalar na eflittir. Yat r m ve tasarrufun mevcut oldu u, tüm gelirin hane halk kesimine ödendi i bir ekonomi modelinde, toplam talep tüketim ve yat rmdan oluflur. Bu tür bir modele aç kl k getirmek için baz varsay mlar yapmak gerekir: Planlanm fl yat r m düzeyi sabittir. Hane halk n n toplam tüketimi, elde etti i parasal gelirle do ru orant l d r. Bu flartlar alt nda belirlenen denge geliri, toplam arz Y nin toplam iç talep C+I ye eflit oldu u gelir düzeyidir. Ekonomik modele kamu sektörünün de eklenmesiyle toplam iç talep, tüketim harcamalar, yat r m harcamalar ve devlet harcamalar ndan oluflmaktad r. D. Demirgil ç Talep Daralmas [Alm. Verengung der Inlandsnachfrage ] [Fr. Décroisse - ment de la demande interne] [ ng. Downward shift in domestic demand] ç talebi oluflturan tüketim, yat r m ve devlet harcamalar ndan birinin ya da birkaç n n düzeyinde meydana gelen daralmad r.tüketimin azalmas yoluyla iç talep daralmas n n iki ayr nedeni olabilir: 1) Tüketim fonksiyonu afla ya do ru kayabilir. De- iflmeden önce 100 birimlik kullan labilir gelirin 75 birimi tüketilirken, tüketim fonksiyonunda meydana gelen de iflmeler sonucu 75 birim yerine 60 birim tüketilebilir. Böylelikle iç talep daralm fl olur. 2) Tüketim fonksiyonunda bir de ifliklik olmadan, tar msal üretimden ya da yat r m harcamalar ve devlet harcamalar ndan kaynaklanan bir daralma meydana gelebilir. Daralmadan önce denge geliri 100 iken ve 75 tüketim yap l rken, denge geliri 80 e, tüketim 70 e gerileyebilir. ç talep daralmas, yat r m harcamalar ya da devlet harcamalar n n daralmas ndan da kaynaklanabilir. Meydana gelen azalma, milli gelirde -çarpan katsay s nedeniyle- kendisinden daha büyük bir azalmaya yol açaca için, tüketim düzeyinin düflmesine neden olacakt r. D. Demirgil ç Verim Oran [Alm. Intern Rentabilitätskennziffer] [Fr. Taux de renta - bilité] [ ng. Internal rate of return ] ç verim oran, bir nakit ak fllar (nakit giriflleri ve nakit ç k fllar ) serisinin bugünkü de erini s f ra eflitleyen iskonto oran olarak tan mlanabilir. (N t ), (t) y l nda yer alan nakit hareketi (nakit girifli veya ç k fl veya ikisi aras ndaki net fark) tutar n ve k iskonto oran n temsil ederse, afla daki eflitli i sa layan k, iç verim oran olarak tan mlan r: ç verim oran için yukar da verilen tan m flu flekilde de ifade edilebilir: ç verim oran, bir nakit ak fllar serisindeki nakit girifllerinin bugünkü de erini nakit ç k fllar n n bugünkü de erine eflitleyen iskonto oran d r. Yukar daki tan mlar küçük bir örnekle daha aç k bir hale getirilebilir: Varsay n z ki, 1996 y l sonunda bir tan d - n za TL borç veriyorsunuz. Borçlu, enflasyondan zarar görmenizi önlemek için, borcuna karfl - l k size afla daki ödemeleri yapmay kabul etmektedir. Y l Sonu n Nt =0 t=1 (1+k)t Ödeme TL TL TL TL Gelecek üç y l n ortalama y ll k enflasyon oran yüzde kaç geçmedi i takdirde, yukar daki koflullarla verece iniz borçtan dolay bir genel sat n alma gücü kayb na maruz kalmazs n z? Bu soruya cevap verebilmek için yukar daki nakit ak fl serisinin iç verim oran n hesaplamak gerekecektir. (1) (2) (3) Nakit Bugünkü De er Bugünkü De er Y l Ak fl Faktörü (%19) (1) x (2) 1996 ( ) TL. 1 ( ) TL , , , ( ) TL. Tabloda yer alan bugünkü de er faktörleri, ilerideki bir y lda elde edilecek 1 TL nin çeflitli y llara ve çeflitli faiz hadlerine göre bugünkü de erini veren tablolardan elde edilebilir. Bu faktörler 1/(1+ ) t fomülüne göre hesaplan r (i, faiz haddini, t y l göstermektedir) Yukar daki tablonun benzeri, %18 iskonto oran esas al narak haz rland takdirde, nakit ak fllar n n net bugünkü de eri TL. olarak hesaplan r. O halde aranan iç verim oran %18-19 aras ndad r. ç verim oran genellikle deneme s nama yoluyla hesaplan r. Örne i sonuca ba lamak için denilebilir ki, gelecek 3 y l n ortalama y ll k enflasyon oran %19 u aflt takdirde, yukar daki koflullarla borç vermekten dolay bir genel sat n alma gücü kayb na maruz kal rs n z. 595

6 dari Bütçe ç verim oran kavram, iflletmelerin yat r m projelerini de erlemede kulland klar bir yöntemin de temelini oluflturur. ç verim oran yönteminde, de erlenen yat - r m projesinin neden olaca tahmin edilen nakit ç k fllar ile sa layaca tahmin edilen nakit girifllerinin bugünkü de erlerini eflitleyen iskonto oran hesaplan r. ç verim oran bir yat r m projesinin kabul edilebilirli i konusunda, kendi bafl na yeterli bilgi sa layamaz. Hesaplanan iç verim oran n n yeterli bir verimi temsil edip etmedi ine karar verebilmek için, bir kritere ihtiyaç vard r. Genellikle bu kriterin, iflletmenin sermaye maliyetini temsil eden oran oldu u kabul edilir. Y. Ercan/fi. Akkaya dari Bütçe [Alm. Verwaltungsbudget] [Fr. Budget Administratif] [ ng. Administrative Budget] Bütçenin, kamu kurulufllar n n idari teflkilat yap s na uygun flekilde yap lmas d r. dari bütçede, bütçe harcama ve gelirleri, bütçesi yap lan kuruluflun teflkilat flemas na göre ay r ma tâbi tutulur. Bu bütçe sisteminde, bütçe ödenekleri, devlet teflkilat içinde yer alan yasama, yarg ve yürütme organ birimlerine göre ayr l r. Örne in, ödenekler cumhurbaflkanl, bakanl klar ve ba ms z genel müdürlükler aras nda s ralanarak paylaflt r l r. Ayr bütçe yap lan her birim kendi içinde tekrar, mevcut örgütsel yap ya göre ayr bir idari tasnife gidebilir. Türkiye de p rogram bütçe sistemi benimsenmesine ra men, bütçeler Türk idari teflkilat yap s na göre yap lm a k t a d r. Yasama organ yürütme organ na harcama yetkisi verirken, bu yetkiyi genel bütçeye dahil idarecilere, ayr ayr vermektedir. Bu sistemde çeflitli kamu birimlerinin ayn tür kamu fonksiyon ve hizmetlerini görmelerinin mümkün olmas nedeniyle, hizmet tedahül ve tekerrürleri meydene gelebilmektedir. Türkiye de bütçe ödeneklerinin verilmesinde idari bütçe ay r m n n kabul edilmesine karfl l k, bütün devlet gelirlerinin hazineye girmesi ve oradan ödenmesi nedeniyle, bütçe gelirleri kayna na göre tasnif edilmektedir. (Bkz. Bütçeleme Sistem - l e r i) Ö.F. Bat rel dari Fiyatlar [Alm. Administrative Pre i s e] [Fr. Prix administrés] [ ng.administered prices] 1933 y l nda Gardiner Means taraf ndan ekonomi literatüründe kullan lmaya bafllanan bu terim, tespit edildikten sonra zaman içinde sabit tutulan fiyat ifade etmektedir. dari fiyat terimi, özel sektöre ve devlet sektörüne de uygulanmakta, iflveren taraf ndan, devlet taraf ndan veya iflveren iflçi kurulufllar n n sözleflmeleriyle belirlenen ücretleri de kapsamaktad r. dari kelimesi belirli bir fiyatland rma gücünü göstermektedir. Bu nedenle, bu tür fiyatlar, arz ve talep eflitli inin belirledi i fiyatlardan farkl olabilmektedir. D. Demirgil dari Takdir [Alm. Verwaltungsbewertung, Verwaltungsbesteuerung] [Fr. Evaluation administrative ] [ ng. Direct administra - tive evaluation] dealist Sosyalizm Vergi borcunun idare taraf ndan hesaplanmas demek olan vergi tarh yöntemlerinden biridir. dare taraf ndan takdir, do rudan do ruya takdir adlar da verilmektedir. Esas, her bir mükellefin vergi borcunun hesaplanmas na iliflkin matrah, idarenin ayr ayr tespit etmesidir. dari takdir yönteminden vergicilikte giderek vazgeçilmekte ve bu yöntem -re sen takdirde oldu u gibi- ancak istisnai olaylarda kullan lmaktad r. Türkiye de 1971 y l na kadar bina ve arazi vergilerinin matrahlar bu yöntemle tespit edilmifltir. (Bkz. D fl Belirtiler Usulü, Beyan Usulü ) H. Nadaro lu IDB (Bkz. slâm Kalk nma Bankas ) dealist Sosyalizm [Alm. Utopischer Sozialismus] [Fr. Socialisme idéaliste] [ ng. Utopian Socialism] dealist Sosyalizm temsilcilerine Saint-Simoncular ve Ütopistler de denilmektedir. dealist Sosyalizm in bafll ca temsilcileri Claude Henri de Rouvroy de Saint-Simon, Prosper Enfantin ve Armand Bazard d r. Aguste Comte ile Ferdinand de Lesseps de, bir aral k bu ak ma kat lm fllard r. Saint-Simon ( ), pozitivist ve sosyalist düflünce ak mlar n n geliflmesine öncülük etmifltir. Endüstrializm doktrinin kurucusudur. Saint-Simon, h ristiyanl n ça n tamamlad na ve yerini yeni bir inanç düzenine b rakmas gerekti ine inan yordu. Bu yeni doktrin mutluluk ve düflünce özgürlü- ü kavramlar na dayanacakt. Toplumlar n geliflmelerine yön veren e ilimin sürekli ilerleme ve geliflme ihtiyac oldu unu düflünüyordu. Sürekli ilerleme ve geliflme ise, ancak sanayileflerek sa lanabilirdi. Kapitalist düzen yaln z say l kimseleri zenginlefltirmifl ve çal flan s n f bir iktisadi boyunduruk alt nda yaflamaya mahkûm etmiflti. Bu düzeni de ifltirmek ve daha uygun bir ekonomik ve sosyal toplum yap s kurmak gerekliydi. Bütün kötülükler, ekonomik düzenin bireysel ç karlar do rultusunda ifllemesinden ileri geliyordu. S n f ay - r m ve ayr cal klar kald r lmadan insanl k mutlulu a kavuflamazd. ktisadi alanda devletin genifl yetkileri olmal yd. Tek bir makam, bir heykeltrafl gibi, toplum yap s n flekillendirebilmeliydi. Aristokratlar n unvanlar ve mevkileri ellerinden al nmal yd. Yeni sosyal düzeni teknokratlar kuracaklard. ktidar bilim adamlar n n, teknokratlar n olacakt. Herkese ehliyetine göre ifl verilecekti. Üretim seferberli i bafllat lacak ve Fransa bafltan bafla bir flantiye haline getirilecekti. Görevlilere yapt klar iflin niteliklerine ve de erine göre ücret ödenecekti. Saint-Simon un biri liberal ve öbürü kolektivist iki ayr yönü bulundu u söylenilebilir. Libareller gibi, toplum düzeninde ehliyete öncelik tan nmas ndan yana idi. B rak n z yaps nlar, b rak n z geçsinler ilkesine karfl de ildi. D fl ticarette, serbest mübadelenin daha verimli olabilece i durumlar bulundu unu kabul ediyordu. Sanayicilere kâr hakk tan yordu. Ancak üretim seferberli- 596

7 flâs inin bir totaliter rejimde rastlanabilecek otoriter bir yönetim alt nda yürütülmesini gerekli say yordu. Bireysel mülkiyete belirli s n rlar çerçevesinde yer vermekle beraber, büyük toprak mülkiyetinin meflru olmad n belirtiyordu. Üretim araçlar ve büyük toprak mülkiyetinin bireylere de il, topluma ait olmas n savunuyordu. Saint-Simoncular, doktrinlerini yaymak için 1828 de bir mezhep halinde örgütlenmeye karar vermifllerdir. Doktrini bir inanç ak m olarak yaflatmay denemifllerdir. Özel toplant yerleri açm fllar ve doktrin ilkelerini yasallaflt rmak istemifllerdir. Ancak savunduklar tez, Saint- Simon un düflünce sisteminden sapm flt r. Saint-Simon un sosyalistli i ölçülüydü. Saint Simoncular ise kolektivizm in afl r aflmalar n hedef tutmufllard r. Özel mülkiyete topyekûn karfl ç km fllard r. Miras müessesesinin kald r lmas n istemifllerdir. Devletten baflkas n n mirasç mevkiinde olamayaca n ileri sürmüfllerdir. Saint-Simoncular yaln z ayd nlara hitap eden bir grup halinde faaliyet göstermifllerdir. Kültürlü kiflileri davalar na kazanmaya çal flm fllard r. As l büyük kitleyi sürüklemeyi ihmal etmifllerdir. (Bkz. Saint-Simon, Aguste Comte, Karl Marx, Bilimsel Sosyalizm) F. Ergin flâs Masas flâs [Alm. Konkurs] [Fr. Faillite] [ ng. Bankruptcy] Hukuki yükümlülüklerin boçlular taraf ndan iradi olarak yerine getirilmemesi halinde, devlet organlar n n gerekirse zorla bunlar n ifas n sa lamas yollar ndan biri. ki çeflit cebri icradan (k smi cebri icra, toplu cebri icra) toplu (külli) icra tipi. flâsta, boçlunun bütün alacakl lar n n, boçlunun haczedilebilmesi hukuken mümkün olan tüm mal varl - ndan alacaklar n almalar söz konusudur. Yani, hem alacakl lar, hem el konulacak (haczedilecek) mallar bak m ndan, bir topluluk unsuru mevcuttur. K smi cebri icrada belirli mallar n ve alacaklar karfl layacak oranda haczedilmelerine karfl l k, iflâsta, borçlunun -yani müslifin- iflâs aç ld zaman sahip bulundu u ve iflâs kapanana kadar sahip olaca haczi mümkün tüm mal varl na el konulur. K smi icra, genel ve herkes için söz konusu olabilen icra fleklidir. Oysa, iflâs, kural olarak ancak tacirler bak mdan uygulanabilen icra fleklidir. Yani, herhangi, bir kimse hakk nda cebri icra takibi yap labildi i halde, ancak ticaret kanunu kurallar na göre tacir s fat n tafl yan kiflilerin iflâs istenilebilir. flâsta kural olarak alacakl lar aras nda eflitlik bulunmaktad r. Yani, iflâs takibini bafllatm fl olman n veya alaca n daha önce bildirmifl olman n, alaca tahsil bak m ndan sa lad bir öncelik yoktur (alaca n niteli- inden kaynaklanan istisnalar, cra flâs Kanunu nun 206. maddesinde düzenlenmifltir.) flâs karar n, ancak ticaret mahkemesi verebilir. flâs talebini, alacakl lar yapabilecekleri gibi, bizzat borçlu da yapabilir. Müflisin iflâs masas na giren mallar, K nun 223. maddesinde (De iflik: /26 m.) kuruluflu düzenlenmifl olan iflâs idaresi taraf ndan tasfiye edilir ve alacakl lar n alacaklar, mümkün oldu u ölçüde ödenir. (Bkz. Haciz, cra, flâs Masas, flâs Karar, cra flâs Hukuku, Konkordato) K. çel flâs Karar [Alm. Konkurserklärung] [Fr. Déclaration de faillite ] [ ng. Decleration of bankruptcy ] Ticaret mahkemesinde incelenen iflâs davas sonunda verilen depo karar üzerine borçlu borcunu ödemez ve depo da etmezse, ticaret mahkemesi, depo karar ndan sonraki ilk oturumda borçlunun iflâs na karar vermek mecburiyetindedir. Ancak, bu karar n verilebilmesi için, iflâs isteyen alacakl, ilk alacakl lar toplant s na kadar olan giderlerden sorumludur. ( K m. 160/1) Mahkeme, bu giderlerle iflâs karar n n kanun yollar için gerekli bütün tebli giderlerinin peflin verilmesini ister. ( K m. 160/2, De iflik: /27 m.) Borçlu, depo karar na ra men, borcunu ödemez veya depo etmez ve alacakl, gerekli giderleri peflin olarak yat r rsa, ticaret mahkemesi, depo karar ndan sonraki ilk oturumunda borçlunun iflâs na karar verir. Bu karara iflâs karar denir. flâs karar ile birlikte borçlu hakk nda iflâs da aç lm fl olur. flâs karar nda iflâs n aç lma an gün, saat ve dakika olarak gösterilir. ( K m. 165) flâs karar bütün hüküm ve sonuçlar n, iflâs karar nda gösterilmifl olan iflâs n aç lma an ndan itibaren meydana getirir. flâsa karar veren mahkeme, bu karar derhal yarg çevresindeki iflâs dairesine bildirir. ( K m. 166/I) Bu daire, söz konusu karar derhal ilan eder. Nihayet kendisine iflâs karar bildirilen iflâs dairesi bu karar kendili inden ve derhal tapu sicil memurlu una, ticaret sicil memurlu una, gümrük idaresine, o yerdeki ticaret odas na, sanayi odas na, menkul k ymet borsalar na, Sermaye Piyasas Kurulu na ve di er laz m gelenlere bildirir. Daire, ayr ca karar, yurt düzeyinde tiraj en yüksek befl gazeteden biriyle birlikte iflâs edenin ifllem merkezinin bulundu u yerdeki bir gazete ve Ticaret Sicili Gazetesi nde ilan eder. Tiraj en yüksek gazetenin yay nland yer ayn zamanda ifllem merkeziyse, yerel gazetede ilan yap lmaz. ( K m. 166/2, De iflik / 30 m.) flâs n kapand ya da kald r ld da ayn yolla bildirilir ve ilan olunur. ( K m. 166/3) (Bkz. flâs, flâs Ma - sas, cra- flâs Hukuku, Haciz, Konkord a t o) K. çel/a. Erhan flâs Masas [Alm. Konkursmasse] [Fr. Masse en faillite] [ ng. Bank - rupts estate, Total estate ] flâs n aç lmas yla iflâs eden kiflinin haczedilebilen bütün mal ve haklar bir masa, yani bir topluluk oluflturur. flte, buna iflâs masas d e n i r. ( K m.184/i) Buradaki masa teriminin sözlük anlam nda ele al nmas do ru de ildir. Bu terimle, burada topluluk kastedilmek istenmifltir. flâs masas n n teflkil edildi i an, iflâs n aç lmas an d r. Bunun için, masa mallar n n bir araya getirilmesine gerek yoktur. 597

8 GEME flâs n aç lmas an nda, iflâs eden kiflinin haczedilebilen bütün mallar, alacaklar ve haklar kendili inden iflâs masas n oluflturur. Daha aç k bir deyiflle, burada, borçlunun haczedilebilen bütün mallar, iflâs n aç lmas ile birlikte bir çeflit özel mamelek haline gelmektedir. Bu mamelek (mal varl ) üzerinde, iflâs eden kifli, art k herhangi bir tasarrufta bulunamaz. flâs masas n n idaresi iflâs organlar na aittir. Kanun, iflâs masas terimini, bazen iflâs tasfiyesine kat lan alacakl lar n oluflturdu u topluluk anlam nda da kullanmaktad r. (örne in m. 200/2,204,205 vb.) Bu ikinci anlamdaki iflâs masas terimi yerine, masan n kanuni temsilcisi olan ( K m. 226/I) iflâs idaresi terimini kullanmak mümkündür (örne in, K m. 235/2, MK m. 504,557). (Bkz. flâs, flâs Karar, cra- flâs Hukuku, Haciz) K. çel GEME (Bkz. hracat Gelifltirme Etüd Merkezi ) hale [Alm. Ausschreibung, Submission] [Fr. Adjudication] [ ng. Public lender ] Art rma ve eksiltme yoluyla aktedilen sözleflmelerde uygulama alan bulan bir yöntemdir. En çok art ran n ya da eksiltenin icab n kabul niteli inde olmak üzere, art rma ya da eksiltmeyi yürüten makam n aç a vurdu u irade aç klamas olarak tan mlanabilir. Art rma ya da eksiltmenin söz konusu oldu u olaylar, ihale ile ilgili yetkili kamu tüzel kiflisinin tafl d s fata göre belirlenir. Yetkili kamu tüzel kiflisinin sat c veya kiralayan s fat n tafl - mas durumunda art rma, kirac s fat ya da keflif istemi durumlar nda ise eksiltme sözkonusu olmaktad r. hale, esas itibariyle ikiye ayr l r: a) Kati (kesin) ihale: Bu tür ihaleler, art rma ve eksiltme komisyonlar n n yetkisi içine giren sözleflmelerde söz konusu olur. Art rma ve eksiltme komisyonlar n n yapt klar ihale ile sözleflme ba tlanm fl olur; daha sonra sürülen pey ve yap lan öneriler dikkate al nmaz. b) Muvakkat (geçici) ihale: Ba tlanmas art rma ve eksiltme komisyonlar n n d fl nda bir mercie b rak lm fl bulunan sözleflmeler yönünden uygulama alan bulan bir ihale yöntemidir. Bu yöntemde, komisyona sunulan öneriler daha yüksek makam n onay na sunulur; ihale, art rma ve eksiltme komisyonu taraf ndan yap lmakla birlikte, onay n gerçekleflti i andan bafllayarak hüküm ifade eder. Komisyonun yapm fl oldu u ihale ile onay n tamamlanmas aras nda, belirli oranlar içerisinde kal nmak kofluluyla art rma veya eksiltme önerileri ileri sürüldü ü takdirde, söz konusu yeni öneri sahipleriyle kendisine ihale yap lm fl olan kifliler aras nda yeniden art rma ya da eksiltme ifllemleri uygulanabilir. halenin uygulamada özünü oluflturan art rma ve eksiltme kavramlar n n da aç klanmas gerekir. Gerek art rma, gerek eksiltme, bir sözleflmenin ya da -ço u kez oldu u gibi- bir ihalenin tam olarak gerçekleflmesine hale Kanunu hizmet için, yar flma (rekabet) halinde bulunan kiflilerin yönelttikleri en fazla ya da en az bedel önerilerinden ibarettir. Bu irade aç klamalar n hukuk tekni i bak m ndan birer icap niteli inde görmek gerekir. Art rman n çeflitli flekilleri vard r: Malikin iste i d - fl nda, örne in, üzerine haciz konulmufl mallar n sat fl nda cebri art rma söz konusu olur. Malikin iste i ile ya da bir terekenin tasfiyesi amac yla yap lan art rma ise ihti - yari art rma ad n al r. Aç k(aleni) art rma ve ek - siltme de ise, pey ve öneriler, herkesin kat labilece i tarzda yani kamuya aç k olarak ileri sürülür. ( cra flâs Kanunu, m. 114, Art rma, Eksiltme ve hale Kanunu m. 41) S n rl (mahdut) art rma da ise, art rmaya belirli kifliler kat labilir. Bu sonuncuya örnek olarak Medeni Kanun un 591. maddesi verilebilir. Baz tereke mallar n n tahsisi veya sat lmas bafll n tafl yan bu hükme göre, mirasç lar ittifak edemezlerse, sulh hakimi müzayedenin umumi olmas na veya mirasç lar n aras nda icras na karar verir. Bir baflka art rma türü olan kapal zarf usu - lüyle art rma ve eksiltme de ise, öneriler, rakiplerden gizli ve yaz l bir biçimde art rmay düzenleyen kurulufla iletilir. Zarflar aleni olarak aç l r ve en uygun öneride bulunana ihale yap l r. Son bir art rma türü de, pazarl k yolu ile art rma d r. (Bkz. hale Kanunu). Ulusan hale Kanunu [Alm. Gesetz über den Zuschlag, Zuschlagsgesetz, Ausschreibungsgesetz] [Fr. Loi de l adjudication ] [ ng. Law of adjudication] 1 Ocak 1984 te yürürlü e giren tarih ve 2886 say l Devlet hale Kanunu (10 Eylül 1983 tarih ve say l RG), genel bütçeye dahil dairelerde katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin yapacaklar al m, sat m, hizmet, yap m, kira, trampa, mülkiyetten baflka aynî hak kurulmas ve tafl ma ifllemlerinin tâbi olacaklar esaslar belirtmektedir. Kanun, ihale ifllemlerinin yürütülmesinde ihtiyaçlar n en iyi flekilde karfl lanmas n ve ihalede aç kl k ve rekabetin sa lanmas n amaçlamaktad r. hale ifllemlerinde idarelerin ita amirleri yetkili k l nm flt r. haleyi yapan idarenin ita amirlerinin, ifllerin yürütülmesinde ve denetiminde görevli kiflilerin, bunlar n eflleri ile -ikinci derece dahil- bu dereceye dek olan kan ve s hri h s mlar ile ortaklar n n, ihaleye do rudan veya dolayl olarak kat lmalar yasakt r. Kanuna göre, ihaleye esas olacak tahmin edilen bedel, idare taraf ndan gerekli incelemeler yap larak saptan r; ancak önceden saptanm fl birim fiyatlar varsa bunlar esas al n r. Ola anüstü nedenlerle bedel tahmini yap lam yorsa, kapal teklif usulü uygulan r. haleyle ilgili iflleri yürütecek olan ihale komisyonu eksiksiz toplan r ve karar al r; eflitlik halinde baflkan n oyu üstün gelir. Çekimser oy söz konusu de ildir. hale, o yerdeki günlük gazetelerde asgari bir gün aral kla, iki kez ilan edilir. lk ilan, en az ihale gününden 10 gün, son ilan 5 gün önce yap lmal d r. Günlük gazete ç kmayan yerlerde resmi dairelere ilan as l r. Pazarl k usulüyle yap lacak ihaleler için ilan mecburiyeti yoktur. 598

9 hale Kanunu hale günü bir tatil gününe rastl yorsa, ayr ca ilan yap lmaks z n müteakip ilk iflgünü ayn yer ve saatte ihale yap l r. halede, isteklilerden al nacak geçici teminat, tahmin edilen bedelin %3 üdür; pazarl k usulüyle yap lan ihalelerde geçici teminat al nmas zorunlu de ildir. Art rmada uygun bedel, teklif edilen bedellerin en yükse idir. Ancak, bunun, tahmin edilen bedelden afla olmamas gerekir. Eksiltmede, tercihe lay k görülen bedel kabul edilir; ancak bu bedel, tahmin edilen bedelden fazla olamaz. hale komisyonlar ihaleyi yap p yapmamakta serbesttir. haleyi yapmama yolundaki komisyon karar kesindir. Komisyon taraf ndan al nan kararlar, ita amirince karar tarihinden itibaren 15 gün içinde onaylan r veya iptal edilir. ptal halinde ihale hükümsüz say l r. hale kararlar onayland nda, en geç 15 iflgünü içinde ilgiliye tebli edilir. Bafll ca ihale usulleri flunlard r: Kapal teklif usulü (m ), belli istekliler aras nda kapal teklif usulü (m. 44), aç k teklif usulü (m ), pazarl k usulü (m ) ve yar flma usulü (m. 52). Bütün ihaleler sözleflme ile ba lan r. (m. 53/1) Sözleflmeden önce müteahhit veya müflteriden, ihale bedelinin %6 s oran nda kesin teminat aran r. (m. 54/1) Bu gere e uyulmamas halinde, baflkaca iflleme gerek kalmaks z n ihale bozulur ve varsa geçici teminat irat kaydedilir. (m. 54/2) Taahhüt tamamen yerine getirildi inde kesin teminat iade olunur. (m. 56) Tafl nmaz mal ihale sonucu alan kifli kendi ad na tescil yapt rmak zorundad r. Aksi halde do acak zararlardan idare sorumlu olmaz. (m. 58) Mal tafl n r ise ve zaman nda idareden teslim al nmazsa, idare bu mal al c ad na satmaya yetkilidir. (m. 59/1) hale sonucunda yap lan sözleflme, ita amirinin izniyle baflkalar na devredilebilir. (m. 66) Müteahhit veya müflteri öldü ünde o ana dek yapt ifller tasfiye edilerek teminat ve di er alacaklar mirasç lar na verilir. (m. 67) flâs halinde sözleflme bozulur. (m. 68) Ad geçen 2886 say l kanun, baz iflleri ihale usulü haricinde tutmufltur. (m ) 71. maddede say lan hallerde, ihale, Maliye ve Gümrük Bakanl n n uygun görüflü al narak k ymet takdiri suretiyle yap l r. Kamu yarar na çal flan derneklere tafl nmaz mal sat m nda bu usul uygulan r. Tarihi ve bedii de eri olan tafl nmazlar ise, Maliye ve Gümrük Bakanl taraf ndan kiraya verilir. (m. 73/1) Bu de erde olmayan mallar n statüsü ise ç kar lacak bir yönetmelikle düzenlenecektir. (m. 74) Madde 81 ise, telgraf, telefon ve enerji hatlar n n çekimi, tuz ç kar lmas, köy kalk nmas, topra n korunmas ve arazi slah gibi bir tak m ifllerin, emanet komisyonlar nca emanet usulüyle yapt r labilece ini ifade etmektedir. Madde 83, ihale ifllemlerinde yasaklanan iflleri göstermektedir. Buna göre, çeflitli yollarla ihaleye fesat ka- hracat r flt rmak veya buna teflebbüs etmek, ifllemlerde sahte belge kullanmak, isteklilerin irade serbestisini bozucu faaliyetlerde bulunmak vb. yasakt r. Ayr ca, baz hallerde idareler, ihaleye kat lmaktan geçici olarak yasaklama karar verme yetkisine haizdirler. Kanunun 85. maddesi, ceza sorumlulu una iliflkin yeni düzenlemeler getirmektedir.. Ulusan/A. Erhan hbarl Mevduat [Alm. Einlage auf kündigung] [Fr. Dépôt à préavis] [ n g. Callable deposit] stenildi i anda veya belirli bir süre sonunda geri al nmak üzere bankalara yat r lan paralara mevduat denir. Mevduat n kayd na ve izlenmesine yarayan hesaplara da yerine göre Mevduat Hesaplar, Tevdiat Hesaplar, Alacakl Cari Hesaplar gibi çeflitli adlar verilir. Bu hesaplar n ortak karakteri daima alacakl bakiye vermeleridir. Mevduat, vade yönünden üçe ayr l r: hbarl, ihbars z ya da vadesiz ve vadeli. Bunlardan ihbarl mevduat, haber verildikten bir süre sonra çekilmek kayd yla yat - r lan paralard r; preavili mevduat da denir. Örne in, on gün ihbarl mevduat demek, on gün önce haber vermek flart yla çekilebilen mevduat demektir. Di er bir deyiflle, bu mevduat n en az vadesi on gündür. Her ihbarl mevduat, ihbar süresi kadar vadeli say l r. (Bkz. hbars z Mevduat) S. Kocaimamo lu hbars z Mevduat [Alm. Einlage ohne kündigung ] [Fr. Dépôt sans pré - avis] [ ng. Bank deposit without notice] Bankalara istenildi i zaman geri al nmak üzere yat r lan paralard r. Vadesiz Mevduat da denir. Bu çeflit mevduat her an müflterinin emrine haz r tutulur. En tipik örne- i küçük cari hesaplar ya da vadesiz tasarruf hesaplar d r. (Bkz. hbarl Mevduat) S. Kocaimamo lu hlas Holding A.fi de Enver Ören taraf nda stanbul da kurulmufltur. Ana orta (%61,3) Ören ailesi olan Holding, yay nc l k, inflaat, otomotiv, sa l k, bankac l k, pazarlama alanlar nda etkinlik göstermektedir y l itibariyle ödenmifl sermayesi trilyon TL olan ve bünyesinde personel istihdam eden Holding, 1995 y l n n ilk alt ay nda 198,5 milyar TL net kâr elde etmifltir. A. Erhan hracat [Alm. Ausfuhr, Export] [Fr. Exportation] [ ng. Export] Bir ülkenin üretti i mallar n di er ülkelerdeki al c lara sat lmas. Burada dikkat edilecek nokta, ihracat yapan n devlet de il, özel ya da tüzel kifliler oldu udur. Kollektivist ekonomilerde bile ihracat özel kurulufllar n uzmanl k alan na b rak lm flt r. Karma ekonomilerde kamu ik- 599

10 hracat Çarpan tisadi kurulufllar özel kifliler gibi ihracat yapar. hracat n kooperatifler, birlikler vb. taraf ndan yürütüldü üne de rastlanmaktad r. (Fiskobirlik, Maden hracatç lar Birli i gibi.) D fl ticaret istatistiklerinde ihracat genellikle FOB olarak gösterilir. Bunun anlam fludur: hraç edilecek mal, üretildi i yerden yabanc ülkeye yollanaca ulaflt rma arac na kadar getirilir ve teslim edilir. hraç mal n n birim fiyat araca kadar yap lan ulaflt rma vb. masraflar n da kapsar flekilde hesaplan r. ngilizce de free on board kelimelerinin bafl harflerinden oluflan FOB terimi de Geminin güvertesine kadar teslim anlam na gelmektedir. FOB sat flta navlun ve sigorta al c ya aittir. (Ayr ca, TK m. 1138/2 gere ince, FOB sat lan mallar n geminin küpefltesini fiilen geçti i andan itibaren hasar da al c ya aittir.) hracat fiyat n n tespitinde di er bir yol, ihracat FAS olarak hesaplamakt r. ngilizce de free along side kelimelerinin harflerinden oluflan bu terimin anlam Gemi - nin güvertesine kadar teslim dir. Bu anlamdan anlafl laca üzere, FAS fiyat içinde gemiye yükleme masraflar da yer al r. Bir ülkenin cari ifllemleri içinde yer alan ithalat, ihracat de erini afl yorsa d fl ticaret aç k veriyor denir. Bu aç k genellikle d fl ticaret kalemlerinin alt nda yer alan bir denge kelimesinin karfl s na, tutar negatif olarak yaz larak belirtilir. Fazlal k halinde denge kaleminin pozi - tif olaca bellidir. (Bkz. thalat ) E. Alkin hracat Çarpan [Alm. Exportmultiplikator] [Fr. Multiplicateur de l ex - portation] [ ng. Export multiplier] Bir ülkenin milli gelirindeki toplam art fl n, bu art fla yol açm fl ihracat gelir art fl na oran d r. Çarpan katsay s n n büyüklü ü, ihracat gelir art fl n gelir olarak elde eden kimselerin tasarruf e ilimlerine ve ülkenin ithal e ilimlerine ba l d r. hracat çarpan, genel çarpan n özel bir durumu say labilir. hracat çarpan n inceleyebilmek için, ekonomide tasarruf ve yat r m yap lmad n, fiyatlar n sabit oldu unu ve ât l kaynaklar n bulundu unu varsayal m. Bu flartlar alt nda, gelirdeki bir de iflme, ya ihracattaki ya da ithal e ilimindeki bir de iflmeden kaynaklanabilir. Bu s - n rl modelde tüketim ve ihracat, milli gelir + ithalat a eflittir. C tüketimi, X ihracat, Y milli geliri ve M ithalat gösterirse, C+X=Y+M olacakt r. Di er taraftan, iç ve d fl yat r m bu modelde olmad na göre, ihracat ithalata eflit olmal d r: X=M hracat n de iflti ini varsayal m: Bu durumda ihracat de iflmesine eflit bir ithalat de iflmesi olmal d r. Bu ifadeyi dy ye bölersek, dx = dm dy = dy dx dm dy = 1 dx dm/dy dy = 1 dx MPM elde edilir. dy/dx çarpandan baflka bir fley de ildir; yani, ihracatta meydana gelen bir art fl n gelirde meydana getirdi- i art flt r. MPM ise marjinal ithalat e ilimini göstermektedir. Demek ki, ihracat çarpan 1/MPM ye eflittir; t pk yat r m çarpan nda, çarpan n 1/MPS ye eflit oldu u gibi. MPS ise marjinal tasarruf e ilimidir. D. Demirgil hracat Gelifltirme Etüd Merkezi Özel hukuk hükümlerine göre yönetilen, tüzel kiflili e sahip kamu kurumu ta 118 say l yasayla kuruldu. Bafllang çta Ticaret Bakanl bünyesinde yer al rken, 1983 te Hazine ve D fl Ticaret Müsteflarl na ba land. GEME nin temel amaçlar, ülke ürünlerini d fl piyasalara tan tmak, içinde bulunulan piyasa koflullar n üreticilere aktarmak, ihracatla ilgili etkinlikleri organize etmek ve bu etkinliklerin sonuçlar n kamuyoyuna sunmakt r. Kurum bütçesinin onaylanmas, çal flma raporunun, bilançonun, al nan kararlar n incelenmesi suretiyle Hazine ve D fl Ticaret Müsteflarl taraf ndan denetlenir. hracat gelifltirmek, özendirmek için gereken kaynak, ticaret ve sanayi odalar, Türkiye Odalar Birli i, ihracatç birlikleri, tar m sat fl kooperatifleri birliklerinden sa lanan kat l m paylar yla yard mlar ve hizmet bedellerinden oluflur. Tar m dairesi, sanayi dairesi, e itim-tan tma araflt rma daireleri baflkanl klar, GEME nin ana hizmet birimleridir. fi.özgencil/a. Erhan hracat n Gelir Etkisi [Alm. Einkommenseffekt des Exports] [Fr. Effet sur le revenu des exportations] [ ng. Income effect of export] Bir ülke d fl ekonomik iliflkilere giriflti inde, iç nitelikli ba ms z harcama de iflmeleri yan nda, d fl nitelikli ba- ms z harcama de iflmelerinin de çarpan etkisi yarataca aç kt r. Aç k sistem çarpan modelleri, ilgili denge denklemlerine de parelel olarak iki bafll k alt nda toplanabilir: thalat n ba ms z bir büyüklük olarak çarp landa yer ald modeller: Denge denklemi hracat n Gelir Etkisi 1 Y= [C 0 + I 0 + (X - M)] 1-c Çarpan denklemi Y = [ C 0 + I 0 + (X - M)] 1 1- c 600

11 hracat n Gelir Etkisi thalat n milli gelirin fonksiyonu varsay ld ve uyar lm fl k sm n n çarpanda yer ald modeller: Çarpan denklemi Y= [C 0 + X - M 0 ] ve Denge denklemi Bu iki model, Y = [ C 0 + I 0 + X - M 0 ] Y = [I 0 - S 0 + (X -M)] Y = [ I 0 - S 0 + ( X - M)] c + m 1 Y = [I 0 - S 0 + X - M 0 ] s + m 1 Y = [ I 0 - S 0 + X - M 0 ] s + m fleklinde yaz labilir. ki modelin da ayn sonucu verece i bellidir. Örne- in, iç ba ms z de iflkenlerde hiçbir de iflmenin olmad, yaln zca ödemeler dengesinin de iflti i varsay l p X in 9,5 trilyon liradan 13,5 trilyon liraya, M nin ise ba- ms z ithalattaki 1 trilyon art fl nedeniyle 8,5 trilyon liradan 10,5 trilyon liraya ç kt varsay ls n. Bu durumda ödemeler dengesi de iflikli inin gelirin denge düzeyini birinci modele göre 1 Y = [ (X - M)] = [ (X -M)] 1 =2 1 = c s 0,2 trilyon lira, ikinci modele göre yine Y =[ X- M 0 ] 1 =[ X- M 0 ] 1 =3 1 =10 1-c+m s + m 0,3 trilyon liraya yükseltece i görülmektedir. Çünkü denge gelir düzeyi 10 trilyon lira art p 65 trilyondan 75 trilyona yükseldi inde (ba ms z ithalattaki 1 trilyonluk art fl da dikkate al narak), ithalat da M = 3 + 0,1 Y = 3 + 0,1 (75) = 10, c + m 1 s 1 s trilyon lira olmaktad r. Daha do rusu, her iki modelin de ayn sonucu verdi ini görebilmek için verileri önce ikinci modele uygulay p gelirin denge düzeyini bulmak, sonra bu gelir düzeyinde yap lacak ithalat n belirledi i ödemeler dengesi verisini birinci modelde kullanmak gerekir. Aç k ekonomide çarpan n geometrik yorumunu yaparken, cebirsel çözümde oldu u gibi, iç ba ms z de- iflkenlerin de iflmedi ini varsayal m. hracatta ve (ba- ms z ithalattaki yükselme dolay s yla) ithalatta bir art fl meydana gelmifltir (ihracat ve ithalat terimlerinin ödemeler dengesinde tüm mal ve hizmet hareketleriyle sermaye hareketlerini kapsad n unutmayal m). hracattaki art fl ithalat art fl ndan yüksektir. Bu nedenle bir ödemeler dengesi fazlal oluflmufltur. Ödemeler dengesi fazlal, flekilde görüldü ü üzere, gelirin denge düzeyini yükseltecektir. S O O Bafllang çta, her iki flekilde de görüldü ü gibi, CD boyutunda ödemeler dengesi fazlal (tasarruf fazlal ) vard r. kinci aflamada ihracat KR kadar, ba ms z ithalat KP kadar artm fl ve ödemeler dengesi fazlal AB boyutunda genifllemifltir. Ödemeler dengesi fazlal ndaki bu geniflleme, gelir düzeyini YY kadar yükseltmifltir. Ödemeler dengesi fazlal ndaki geniflleme ile bu genifllemenin yaratt gelir art fl aras ndaki iliflki, üstteki flekilde ABC dik üçgeni yard m yla BC = AB Y = [ (X - M)] çarpan denklemi fleklinde ifade edilebilir. Alttaki flekilde ise Y denge gelir düzeyinde ihracat KR, ba ms z ithalat KP kadar artm fl ve X - M 0 = KR-KP = PR olmufltur. Çarpan etkisini bulmak için, MPR dik üçgeni yard m yla ya da I+(X-M) 1 t g C C D Y MR = PR M C D 1 s 1 tg M Y = ( X- M 0 ) hracat n Gelir Etkisi 1 s+m S+M S+M S I+(X-M ) I+(X-M) I I+X I+X yaz labilir (S+M ile S+M nün birbirine parelel oldu una, çünkü ba ms z ithalattaki bir art fl n M ve dolay s yla S+M do rusunu kendine parelel kayd rd na ve S+M do rusunun e imlerinin ayn bulundu una dikkat edelim). Bir ülkenin ihracat nda meydana gelen ba ms z (otonom) bir art fl, milli geliri yükseltir. Söz konusu ihracat art fl, yöneldi i ülkeler bak mdan ithalat art fl demektir. thalattaki art fllar n bu ülkelerin milli gelirleri A Y K P R L Y Y B I 601

12 hracat n Gelir Etkisi üzerinde negatif etki yarataca aç kt r. Milli gelirler üzerindeki negatif etkiler nedeniyle, ad geçen ülkelerin birinci ülkeden yapt klar ithalat n daralaca da bellidir. Bu ithalat daral fl ilk ihracat yapan ülkenin mallar na olan talebin azalmas demektir. fiu halde gelir art fl beklenildi i kadar olmayacakt r. Bununla beraber, hangi düzeyde kal rsa kals n, gelir art fl birinci ülkede ithal talebini uyaracakt r. Meydana gelen ithalat art fl, karfl ülkelerin ihracatlar n n genifllemesi demektir. Demek ki, bu ülkelerde beliren ilk negatif gelir etkisi beklenenden daha az fliddette olacakt r. D fl ticaret arac l ile karfl l kl yans yan bu etkiler, birbirleriyle ekonomik iliflki kurmufl ülkelerdeki gelir dalgalanmalar n frenlemektedir. Yaln z otonom ihracat art fl de il, herhangi bir ba ms z harcama art fl da paralel sonuçlar yarat r. ki ülkenin ele al nd bir örnek yard m yla bu karfl l kl yans malar n çarpan etkisini izlemeye çal flal m: Art fllar belirten delta iflaretlerini dikkate almayaca z. Ayr ca milli gelir denkleminde ithalat ö esinden ar nm fl tüketim ve yat r m harcamalar ile ihracat yer alacakt r. Bu nedenle denklemde aç k bir ithalat de iflkenine yer verilmeyecektir. B ülkesine yap lan ihracat X kadar geniflleyen A ülkesinin geliri 1 Y A = X A 1 - C A kadar artarken B ülkesinin geliri (XA=MB oldu undan) 1 Y B = - X A 1 - C B kadar azalacakt r. Yukar da ele ald m z yans yan etkiler gelirlerin bu düzeylerde tutunmas n engelleyebilir. fiimdi yans ma etkili çarpan analizi yard m yla durumu izleyelim.: A ve B ülkelerinde ihracat n bir k sm ba ms z, di- er k sm da karfl ülkedeki gelir de iflmeleri taraf ndan uyar l r nitelikte olsun. Buna göre A ülkesinin gelir denklemi (yat r mlarda art fl olmad varsay larak) Y A = C A + X AO + X AU = C A Y A + X AO +M Y A = C A + X AO + X AU = C A Y A + X AO + M B Y B fleklinde yaz labilir. Yat r m art fl s f r varsay ld nda X A = S A + M A X B = S B + M B ve buradan da S A = X A - M A S B = X B - M B yaz labilir. Karfl l kl d fl ticaret iliflkileri kurmufl iki ülkenin bulundu u bir sistemde, ticaret dengeleri mutlak olarak büyüklü e, ancak ters iflaretlere sahip olacaklar ndan, X A M B = - (X B - M B ) yani S B = - S B ya da S B Y B = - S B Y B ve buradan da Y B = Y A yaz labilir. Bu Y B ifadesi A ülkesinin gelir denkleminde yerine kondu unda ya da Y A = C A Y A + X AO - M B Y AB = X BO S A SB S A SB hracat Kredisi Y A yans ma etkili çarpan denklemine var l r. Son eflitlikten görülece i üzere d fl etkili çarpan, paydas nda bir S m A B SB ekini tafl maktad r. Bu ekin anlam fludur: Yans ma etkisi tüketim e iliminden büyükse, gelir art fl otonom ihracat art fl ndan küçük olacakt r. Çünkü bu durumda çarpan 1 den küçüktür. Tüketim e ilimi yans ma etkisinden büyükse, çarpan n say sal de eri 1 i ve gelir art fl otonom ihracat art fl n aflar. Yans ma etkisiyle tüketim e iliminin birbirine eflit oldu u bir durumda ise, çarpan 1 e eflit olaca ndan, gelir ancak otonom ihracattaki art fl kadar yükselecektir. Bu sonuçlar flöyle yorumlanabilir: Yans ma etkisi, gelirdeki büyümeyi ayn büyüklükteki bir otonom harcaman n kapal bir ekonomide yarataca gelir art fl düzeyinin alt nda tutmaktad r. Ayr ca, gelir yaratan iç harcama ak m oransal olarak yans ma ak m n n alt nda ise, gelir art fl büsbütün frenlenerek otonom harcama art fl n n da alt nda kalacakt r. ç harcama ak m yans ma ak m n n üstüne ç k nca, gelirdeki büyüme, otonom harcama art fl n aflacakt r. Her iki ak - m n oransal olarak eflit olmas demek, geliri otonom harcama art fl n n üstüne ç karacak ve alt na düflürecek ekonomik güçlerin birbirini massetmesi demektir. Bu durumda gelir art fl ancak otonom gelir art fl kadar olacakt r. Ayn sonuçlar B ülkesi için de geçerlidir. E. Alkin hracat Kredisi [Alm. Ausfuhrkredit,] [Fr. Crédit d exportation] [ ng. Export credit] hracatç ya, sevk etti i mallar n belirli bir oran dahilinde banka üzerinde poliçe çekme yetkisini veren bir ka C A + M B S A SB 602

13 hracat Muafl bul kredisidir. hracatç, ihracat na arac l k eden bankan n kabul etti i bu poliçeyi kolayl kla iskonto ettirip mallar n bedelini derhal elde etmifl olur. hracat kredisi, merkez bankas n n ve ticari bankalar n kendi kaynaklar ndan karfl lanan ucuz faizli ve düflük reeskontlu ihracat finansmanlar n ve ayr ca ihracat gelifltirmek amac yla kurulmufl ve kurulacak özel fonlardan ihracat finanse etmek için verilecek kredileri kapsar. Bu çeflit kredi ile al c taraf ndan ihracatç lehine açt r lan kabul kredileri aras nda önemli fark vard r. thalatç n n ihracatç s lehine açt rd kabul kredisinde, ihracatç paras n ald ktan sonra, müflteriden tahsil edilmemifl bile olsa bu para kendisinden istenemez. hracatç - n n bankadan bizzat temin etti i kabul kredisinde ise (ihracat kredisi) banka, ihracatç müflterisine rücu edebilir. D. Demirgil hracat Muafl [Alm. Steuerbefreiung für Ausfuhr] [Fr. Exonération de l exportation ] [ ng. Tax exemption for exports] hracat teflvik önlemleri aras nda vergiler en önemli role sahiptir. hracat ifllemi ile do rudan veya dolayl olarak ba lant l olan vergi yükümlülü ü aç s ndan getirilen teflvikler, ihracat n bu vergilerden muaf tutulmas veya istisna edilmesidir. flte bu aç dan, bir yandan ihraç mal na giren giderlerle ilgili önlemler, di er taraftan da ihracata ba l ifllemlere iliflkin teflvikler getirilir. Bu nedenle, bir yandan ihraç mal içine giren hammadde ve yard mc madde gibi fiziki giderlerden ithal olanlar n yurda gümrüksüz olarak girmesi sa lan r; böylece, ihraç edilecek ürünün daha ucuza mal olmas sa lan r ve dolay s yla ürünlerimizin d fl piyasalarda rekabet olana ve ihraç gücü art r l r. Öte yandan ihracat kredileri ve ifllemleri, ihracat ifllemleri ve ihracatla ilgili ithalat nedeniyle do an vergi, resim ve harçlar al nmaz. Bu yolla da kredi ve dolay s yla mamul maliyetleri düflürülür. Türkiye de bu genel uygulamaya paralel olarak, ihracatç lar n ihrac n taahhüt ettikleri mallar n üretiminde kullanacaklar ham ve yard mc maddelerle, mal n ihrac nda kullanacaklar ambalaj malzemelerinin ithalinde, gümrük vergisi ile di er vergi, resim ve harçlara, teminata ba lanmak ve ihraç edilmek kayd yla, muafiyet uygulanmaktad r. Ayr ca, ihracat ifllemleriyle ilgili olmas flart yla bankalar n, sigorta flirketlerinin ve di er kurulufllar n açt klar ihracat kredileri karfl l nda ald klar paralar, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi nden muaft r. hracat kredi ifllemleri ve do rudan ihracatla ilgili ifllemler Damga Vergisi nden, Harçlar Kanunu ve di er kanunlarda say lan vergi resim ve harçlardan istisna edilmifltir. (Bkz. hracatta Vergi adesi ) N. Falay hracat Primleri [Alm. Exportprämie, Ausfuhrprämie] [Fr. Prime à I ex - portation] [ ng. Export subsidies, Bounty] Prim üretici ve ihracatç y teflvik ve koruma amac yla ad geçen kiflilere yap lan ödemelerdir. hracat teflvik için hracatta Vergi adesi üreticiye ya da ihracatç ya prim verilebilir. Üretici, prim miktar n tatmin edici bulursa üretimini art rabilir. Üretim art fl fiyatlar düflürür. Fiyatlar düflen ve arz geniflleyen mallar ihraç etmek daha kolayd r. hracatç ya do rudan verilen primler ise, ihraç edilecek mallar n fiyatlar n n düflük tutulmas na yard mc olmaktad r. Hatta bu primler arac l yla ihraç mallar n maliyetlerinden düflük fiyatlarla satma olana bile do maktad r. Damping (dumping) ad verilen bu mekanizma yard m yla uluslararas piyasalarda söz sahibi olunabilmektedir. E. Alkin hracatta Vergi adesi [Alm. Steeuerrückzahlungbeim Ausfuhr] [Fr. Déduction des impôts par suite d exportation] [ ng. Tax rebates on exports] hracat n do rudan teflvikine iliflkin uygulamalardan en önemlisi ihracatta vergi iadesi olmufltur. Bu tedbir önce I. Befl Y ll k Kalk nma Plan nda ele al nm fl ve ihraç mallar n n maliyetine giren bütün dolayl vergilerin mal ihraç edildi inde ihracatç ya geri verilmesini sa layacak bir vergi düzenine ihtiyaç bulundu una de inilmifltir. Ancak böyle bir vergi düzeni yarat lmadan, tarihli 261 say l kanunun 5. maddesiyle, mallar n ihraç fiyatlar na dahil olan vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin etkisini k smen ya da tamamen ortadan kald rmak için Bakanlar Kurulu na yetki verilmifltir. Verilen bu yetkiye dayan larak ve 6/2453 say l kararname ile de ihracatta vergi iadesi uygulamas bafllam flt y l na kadar olan uygulamada vergi iadesi hesaplamas na tarife sistemi getirilmifl, vergi iadesi oranlar ile uygulamadan yararlanacak mal say s da art r lm flt r döneminde yine ihracatta vergi iadesi kapsam na giren mallarda ve vergi iadesi oranlar nda önemli art fllar yap lm flt r y l ndan sonra ise uygulamada kademeli bir gerileme görülmüfl ve 1988 y l nda da ihracatta vergi iadesi uygulamas na son verilmifltir. Türkiye de Vergi adesi ve Ortalama ade Oranlar Vergi adesine Vergi Toplam Tabi adesi 3/2 3/1 Y llar hracat hracat Tutar (%) (%) (milyon TL) ,4 4, ,9 2, ,1 4, ,1 9, ,3 11, ,8 12, ,7 6, ,2 5, ,4 4, ,5 4,07 hracatta vergi iadesi kapsam nda iadeye tâbi olan vergilerin hangileri oldu unu, ihracatta vergi iadesine 603

14 hracat Teflvik Tedbirleri iliflkin olarak ç kart lan en son kararda (87/11509 say l tarihli hracatta Vergi adesi Karar ve hracat Rejimine Ek Karar) s raland flekliyle belirtmek mümkündür. Bu karara göre, akaryak t tüketim vergisi, tafl t al m vergisi, motorlu tafl tlar vergisi, damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, gümrük vergisi, ithalde al nan akaryak t-gümrük vergisi, belediye hissesi, ücretler üzerinden al nan gelir vergisi, emlâk vergisi, r ht m resmi, ithalat al nacak damga resmi, harçlar, belediye vergisi ve harçlar vergi iadesine esas al nmaktayd. hracat Teflvik Tedbirleri (Bkz. Teflvik Tedbirleri) fi.akkaya htilâs Sigortas hracat Vergileri [Alm. Exportsteuer] [Fr. Impôts sur les exportations] [ ng. Export taxes] Bir ülkenin siyasi s n rlar n aflan mallar üzerinden al - nan gümrük vergilerinden olan ihraç vergileri, tarihsel olarak önceleri ve uzun zaman devlete gelir sa lamak için al nm flt r. Bu haliyle ihracat vergileri, ithal edilen mallar üzerinden al nan vergilerin bir benzeridir. hracat vergileri her ne kadar baflta ülkeye giren mallar üzerinden gelir elde etme amac n güdüyor idiyse de, zamanla sanayileflme ve buna ba l olarak ihracat art rma amaçlar önem kazand. Ne var ki, ihracat vergileri, hem üretilen mal n d fl pazarlardaki maliyetini art rmakta, hem de bunun sonucu olarak, söz konusu mal n d fl ülkelerdeki rekabet gücünü düflürmektedir. Bu da tabii ki, vergiye tâbi mal n üretim düzeyini ters yönde etkilemektedir. Bu temel nedenlerledir ki, zamanla ülkeler, ihracat üzerinden al nan vergileri tamamen kald rm fllard r. hracat vergilerinin 2.Dünya Savafl döneminde Türkiye de ve ülkelerin ço unda tekrar uygulamaya konuldu u görülmektedir. Bu vergilerin uygulamaya konulmas birkaç nedene ba lanabilir. Bu nedenlerden birin - cisi, ihracat vergilerinin ilk ve temel amac olan gelir sa lamakt r. Özellikle, talep esnekli i düflük olan ve harp nedeniyle fiyat yükselen mallar üzerine vergi konulmufltur. Di er neden savafl nedeniyle afl r kâr elde eden üreticileri ve ihracatç lar vergilendirmektir. Üçüncü neden ise, iç tüketim için gerekli görülen baz mallar n fiyatlar n art rmak ve bu yolla ihraç edilmelerini engellemektir. Bu üç neden yan nda dikkate de er önemli bir husus, bu dönemde ihracat vergisi uygulamas na giden ülkelerin, genellikle etkili bir gelir vergisi sistemine sahip olmamas d r. 2. Dünya Savafl sonras nda ihracat vergilerinin yine kald r ld, fakat 1950 lerde baz ülkelerin tekrar bu vergileri uygulad görülür. Bu uygulaman n temelinde kalay, kauçuk vb. hammaddelere sahip ülkelerin so uk savafl ve Kore savafl konjonktürü nedeniyle daha yüksek fiyat uygulama ve kâr elde etme amac vard r. Ne var ki, k sa süre sonra bir yandan dünya iktisadi koflullar nda de iflmeler olmas, öte yandan da bu vergilerin yerli üretime yans mas ve dolay s yla olumsuz etkilerde bulunmas nedeniyle, bu uygulamadan vazgeçilmifltir. Bugün ihracat vergilerinin uyguland herhangi bir ülke pek yoktur. N. Falay hracat Vesaiki Karfl l Avans [Alm. Vorschüssegegen Exportdokumente] [Fr. Avances contre documents d exportation] [ ng. Advances aga - inst export documents] Garanti Lokal karfl l yap lan ihracatta, mal sevk eden ihracatç, sevk belgelerini bir poliçeye ba layarak tahsil edilmek üzere genellikle bir bankaya verir. hracatç bu belgeleri karfl l k göstererek bir kredi almak isterse bu iflleme ihracat karfl l avans denir. Belgelerin bankaya devredilmesi karfl l bir kredi al n yorsa, bu iflleme de vesikal ifltira denir. Aralar nda büyük bir farkl l k yoktur. Ancak, ihracatç, önceden verdi i faizi kaybetmeyi göze almad kça, ifltiraya verdi i senet bedelini vadesinden önce ödeyemez. Vesaik karfl l avansta ise, o ana kadar ifllemifl faizler ödenerek hesap her an tasfiye edilebilir. Di er taraftan, ifltira edilen senet bedeli, senedin al c s taraf ndan ödenmeyece i kesinlikle belli olmad kça, bankaca vadesinden önce istenemez. Oysa banka avans hesab n n avans tasfiyesi, normal hükümler çerçevesinde her an istenilebilir. (Bkz. Garanti Lokal) D. Demirgil hracat Primi (Bkz. Sermaye Üstesi) htilâs [Alm. Unterschlagung, Verentreuung] [Fr. Détourne - ment] [ ng. Embezzlement] Zimmet suçunun a rlaflm fl biçimi. htilâs müstakil bir suç de ildir. Türk Ceza Kanunu nda düzenlenmifl zimmet suçunun kanuni unsurlar bu suç için de aynen mevcut olmak gerekir. Kanundaki düzenlemeye göre ihtilâs dan söz edilebilmesi için zimmeti saklamak amac ile hile ve hud aya baflvurulmufl olmas gereklidir. (TCK m. 203) Maddi mahiyette hile ve hud an n kullan lmas aran r; bu nedenle sadece yalan, bu suçun oluflmas için yeterli de ildir. Failin zimmet suçunu gizlemek için kullanm fl oldu- u hileli vas talar ayr ca sahtecilik teflkil etmekte ise TCK m. 79 un (fikri içtima) hükmü gere i..en fledit cezay ihtiva eden hükmün.. uygulanmas gerekir. Sahte evrak tanzimi halinde bu evrak n i fal kabiliyeti nin bulunup bulunmad n n da incelenmesi gerekir. lk bak flta sahte oldu u anlafl labilen bir evrak n i fal kabiliyeti bulunmayaca cihetle, böyle bir evrak n kullan lmas halinde adi zimmet suçunun olufltu unu kabul etmek gerekir. K. çel htilâs Sigortas [Alm. Veruntreuungsversicherung] [Fr. Assurance con - tre le détournement] [ ng. Defalcation insurance ] Bir müessesenin müstahdemlerinin yapmas muhtemel ihtilâslara karfl kendisini teminat alt na almak üzere 604

15 htimal yapt sigortaya denir. Tatbikat çeflitli flekiller gösteren ihtilâs sigortalar nda sigorta primini bazen, Almanya da oldu u gibi iflletmeler veya resmi daireler ödemekte ve bazen de ngiltere ve Amerika da oldu u gibi bu primi memurlar ve müstahdemler ödemektedir. A. Gömeç htimal [Alm. Wahrrscheinlichkeit] [Fr. Probabilité ] [ ng. Pro - bability] S f r ve bir aras nda de iflen bir olay n ortaya ç kma flans n belirten say lara ihtimal ad verilmektedir. Klasik tan ma göre, e er bir olay mümkün ve ortaya ç kma flans eflit olan hallerden (n) sadece (a) kadar halde ortaya ç - k yorsa o olay n ihtimali, a P = n olacakt r. Olay n ortaya ç k fl n elveriflli, ç kmay fl n ise elveriflsiz hal olarak tan mlarsak ihtimal, elveriflli haller toplam n n, mümkün haller say s na oran olarak da tarif edilebilir. Bu do rultuda elveriflli haller say s (a) + elveriflsiz haller say s = mümkün haller toplam (n) olacak ve elveriflsiz halin ihtimali, elveriflli halin ihtimalinin 1 den ç kar lmas yoluyla, (1 -(a/n)=(b/n) elde edilebilecektir. Olaylarla ilgili ihtimallerin belirlenmesinde, objektif ve sübjektif olmak üzere bafll ca iki yaklafl mdan yararlan lmaktad r. 1) Objektif yaklafl m: Olaylar n ihtimallerini objektif olarak belirlemek amac yla ilk olarak kay ts zl k prensibinden yararlanan matematikçi sviçreli Jacob Bernoulli dir ( ). Yetersiz mant k prensibi olarak da bilinen bu prensibe göre muhtemel olaylardan herhangi birini di erine tercih etmek için bir neden yoksa olaylar n ihtimalleri eflit say lacakt r. Böylece bir para ya da zar at fl nda (para ve zar hilesiz ise), herhangi bir yüzün üste gelmesi ihtimalinin eflit olmas gerekti ine hükmedilecektir. htimalin tekrarlanabilir nitelikteki olaylarla olan ilgisinden hareketle, ihtimallerin deneysel olarak belirlenmesi düflüncesi ilk olarak Rus matematikçi A.N. Kolmo - gorov taraf ndan 1933 te ortaya at lm flt r. Bu yaklafl ma göre, bir deney çok say da tekrarlan rsa, bir olay n nisbi frekans, yani elveriflli hal say s n n toplam hal say s na oran a/n, olay n ihtimaline yaklaflacakt r. Örne in bir para at fl deneyi az say da tekrarland nda yaz ve tura say lar önemli s çramalar kaydedecek, ancak art fl say - s art kça elde edilen yaz ve tura sonuçlar n n say s, büyük say lar kanununa uygun olarak, birbirine yaklaflaca- ndan a/n ve b/n oranlar da.5 e yaklaflacakt r. Ancak, deneysel yolla elde edilen bu sonuç olay n ihtimalini kesin olarak vermeyip ihtimalin bir tahminini oluflturmaktad r. htimalin nispi frekans olarak belirlenmesinde kullan lm fl olan bir baflka yaklafl mda, hareket noktas yine olay n nispi frekans d r. Ancak burada önce aç klanandan farkl olarak bir olay n (A), ihtimali P(A), sonsuza yaklafl rken a/n in limiti olarak tan mlanmaktad r: P (A) = a n n htimal 2) Sübjektif yaklafl m: lk olarak L. J. Savage taraf ndan 1954 y l nda ileri sürülen bu yaklafl ma göre bir olay n ihtimali, bir flahs n o olay n ortaya ç kmas na olan kiflisel güvenini belirtmektedir. Bu yaklafl m tekrarlanabilir nitelikte olmayan olaylar da konu alabilece inden, örne in iflletme alan nda karar verme ile ilgili olarak, sübjektif ihtimallerden yararlan lmaktad r. Ancak kiflinin olayla ilgili olarak verece i hüküm geçmiflteki tecrübelerine de dayal oldu undan, bu yaklafl m n objektiflikten tamamen ba ms z oldu u söylenemez. Olaylarla ilgili olarak bafll ca dört tür ihtimalden söz edilebilir: Basit ihtimal, bileflik ihtimal, marjinal ihtimal ve ba l (flartl ) ihtimal. Bu kavramlar 200 kiflilik bir grubun cinsiyetlerine göre belirli bir mal n sat n al nmas ile ilgili davran fllar n belirten tablo yard m yla aç klanabilir. Erkek Kad n Toplam Sat n alan (S) Sat n almayan (S) Toplam kiflilik grup içinden tesadüfi olarak seçilecek bir kiflinin kad n olmas ihtimali, P (K) = 134/200 =.67, kad n olmamas ya da erkek olmas ihtimali ise P(E) = 66/200 =.33 olacakt r ki, bu ihtimallere basit ihtimal denilmektedir. ki ya da daha fazla özelli e sahip bir kiflinin seçilmesi ihtimali ise bileflik ihtimal olarak tan mlanmaktad r. Örne in bir kiflinin hem kad n hem de mal n al c s olmas ihtimali, 54/200 =.27, bileflik bir ihtimaldir. Marjinal ihtimaller ise toplam sütun ve s ralar yard m yla belirlenebilir. Bu do rultuda, bir erkek seçilmesinin toplam ihtimali, mal n al c s olan ve olmayan erkeklerin seçilmesi ihtimallerinin toplam na, P(E) = P(E,S) + P(E,S) = 6/ /200 = 66/200 =.33 eflit olacakt r. Ba l ihtimal ise, seçilen bir kiflinin belirli bir özelli e sahip olmas durumunda bir baflka özelli- e de sahip olmas ihtimalidir. Örne in seçilen kiflinin erkek olmas flart na ba l olarak mal n al c s olmas ihtimali, P(S/E), ba l bir ihtimal olup, 6 P(S/E) = 200 = fleklinde hesaplanacakt r. htimaller a priori ve a posteriori olmak üzere de iki grupta incelenebilirler. Bunlardan a priori ihtimaller, klasik tan ma uygun olan ve objektif ihtimallerin belirlenmesine iliflkin olarak belirli varsay mlara göre önceden ileri sürülen ihtimallerdir. A posteriori terimi ile sonradan elde edilen bilgilere dayanarak ve Bayes teoremi yard m yla belirlenmifl ihtimaller kastedilmektedir. (Bkz. Ba l htimal, Bayes Teoremi, Büyük Say lar Ka - nunu, htimallerin Hesaplanmas, htimal Bölünmesi, htimal Teorisi, Jacob Bernoulli) B.A. Köksal 605

16 htimal Bölünmesi htimal Bölünmesi [Alm. Wahrscheinlichkeits-Verteilung] [Fr. Distribution de probabilité ] [ ng. Probability distribution, Probabi - lity fonction] Bir de iflkenin X 1, X 2, X 3,... X n gibi de erlerinin her birinin ortaya ç kma ihtimali, P(X 1 ), P(X 2 ), P(X 3 ),... P(X n ), biliniyorsa ve bu ihtimallerin toplam 1 e eflitse, X de iflkeninin ihtimal bölünmesi tarif edilmifl olur. X de iflkeninin de erleri ile bunlar n ihtimalleri aras ndaki fonksiyonel iliflkiyi belirtti inden, bu bölünme ihtimal fonksiyonu olarak da tan mlanmaktad r. Bir deneyin sonuçlar (de iflkenin de erleri) önceden kesin olarak belirlenememekte ve ancak de erlerin gerçekleflme ihtimalleri bilinmekte ise, buradaki X de iflkeni tesadüfi ya da stokastik de iflken olarak tan mlanmaktad r. Bir tesadüfi de iflkenin fl klar para veya zar at fl nda ortaya ç kan sonuçlardan oluflabilece i gibi, aylara göre havan n s dereceleri, bir firman n aylara göre hisse senedi fiyatlar ya da y llara göre bir ülkenin tah l üretimi de birer tesadüfi de iflken olarak kabul edilebilir. Tablo ve fiekil de %50 sinin A partisini destekledi i bilinen bir grup içinden tesadüfi olarak seçilen 4 kifli aras nda A partisini destekleyen 0,1,2,3 ve 4 kifli bulunmas ihtimallerinden oluflan bir ihtimal bölünmesi ve bu bölünmenin grafik anlat m yer almaktad r X A partisini destekleyenlerin say s P(X) Her fl kk n ihtimali P(x) X Her fl kk n ihtimalinin binom bölünmesi yard m yla hesaplanm fl oldu u bu örnekte, (X) de iflkeni tamsay - larla ifade edilebilen belirli de erler tafl d için, ortaya ç kan bölünme süreksiz bir ihtimal bölünmesidir. Dolay s yla ihtimaller bir e rinin alt ndaki alanlarla de il, (Y) ekseni üzerindeki de erler ile belirtilmektedir. Frekans bölünmelerine benzer flekilde, ihtimal bölünmelerinin de ortalama ve standart sapmalar hesaplanabilir. Bir de iflkenin matematik ümidi (beklenen de eri), o de iflkenin de erlerinin ihtimallerine göre a rl kl ortalamas oldu undan, ihtimal bölünmesinin aritmetik htimal Fonksiyonu ortalamas ayn zamanda de iflkenin matematik ümidine eflit olmaktad r. Bu do rultuda, örnekteki ihtimal bölünmesinin aritmetik ortalamas ya da matematik ümidi, her de erin ilgili ihtimalle çarp lmas sonucu, E(X) = (0x1/16) + (1x4/16) + (2x6/16) + (3x4/16) + (4x1/16) = 2 olarak hesaplan r. Bir bölünmenin varyans, de erinin aritmetik ortalamadan sapmalar n n (uzakl klar n n) karelerinin ortalamas oldu unda, örnekteki ihtimal bölünmesinin varyans, E(X-X) 2 = [(0-2) 2 x 1/16] + [ (1-2) 2 x 4/16] + [(2-2) 2 x 6/16] +[ (3-2) 2 x 4/16] + [ (4-2) 2 x 1/16] = 1 olacak, bölünmenin standart sapmas ise, bu de erin kare köküne, ya da E(X-X) 2 = 1 = 1 de erine eflit olacakt r. Araflt rma konusu olan tesadüfi de iflkenin sürekli oldu u ve tamsay lar dahil herhangi bir de er (1,8367, 6,2453 gibi) tafl yabilece i durumda, ihtimal bölünmelerine ihtimal yo unlu u fonksiyonudenilmektedir. (Bkz. Aritmetik Ortalama, Binom Bölünmesi, Bölünme, htimal, htimal Yo unlu u Fonksiyonu, Beklenen De er, Da lma, Varyans Analizi) B.A. Köksal htimal Fonksiyonu [Alm. Wa h r s c h e i n l i c h k e i t s f u n k t i o n] [Fr. Fonction de probabilité] [ ng. Probability function] htimal (olas l k) fonksiyonundan söz edebilmek için önce, ihtimal da lmas n n olmas gerekir. htimal da lmas ise, rastlant sal (flans de iflkeni, stokastik de iflken) de iflkenin karakterine (özelli ine) göre iki ayr flekilde tan mlan r. htimal da lmas ihtimal fonksiyonuyla tan mlan r. Yukar da verilen aç klamaya uygun olarak ihtimal da lmas n, rastlant sal de iflkenin karakterine göre iki ayr flekilde tan mlamak gerekli olmaktad r. Bu tan mlar flöyle yap lacakt r: Süreksiz (kesikli) ihtimal fonksiyonu; süreksiz karakterli rastlant sal de iflkenin sahip olmas muhtemel de erler; X 1, X 2, X 3,...,X n, veya X 1, X 2, X 3,... fleklinde gösterilsin. Di er taraftan, bu de erlere karfl gelen ihtimaller ise; P 1, P 2, P 3,...,P n, veya P 1, P 2, P 3,... fleklinde gösterilsin. Bunda, ihtimal fonksiyonu genel olarak; P(X = X i ) veya P(X i ) fleklinde tan mlanabilir. Bazen P(X i ) anlat m f(x i ) olarak da belirtilmektedir. Herhangi bir fonksiyonun ihtimal fonksiyonu olabilmesi için;.p(x i ) 0. P(X i ) = 1 olmal d r. Sürekli (kesiksiz) s kl k fonksiyonu: Sürekli karakterli rastlant sal de iflkenler sonsuz say da muhtemel de erlere sahip olabilirler. Burada, 606

17 htimallerin Hesaplanmas P(X=X) = 0 durumu vard r. Yani bir tek noktan n olas - l s f ra eflittir. Süreksiz karakterli rastlant sal de iflkenin olas l k (ihtimal) fonksiyonu burada s kl k (yo unluk) fonksiyonu ad n almaktad r. Bir fonksiyonun s kl k fonksiyonu olabilmesi için; f(x) > 0 f(x) dx = <x< koflullar na sahip olmas gerekir. fi. Ba rkan htimallerin Hesaplanmas [Alm. Wa h r s c h e i n l i c h k e i t s re c h n u n g] [Fr. Calcul des probabilitès ] [ ng. Calculus of probabilities ] Basit olaylarla ilgili ihtimaller yard m yla bileflik (birden fazla olay n bir araya gelmesiyle oluflan) olaylar n ihtimallerinin hesaplanmas nda, olay n türüne göre toplama ya da çarpma kurallar na baflvurulmaktad r. Bir deneyin ortaya ç kabilecek sonuçlar ndan her biri basit olay olarak tan mlanmakta ve bu olaylar n ihtimallerine basit ihtimal denilmektedir. Örne in, zar at fl deneyinin sonuçlar 6 fl kta, iki zar n birlikte at lmas deneyinin sonuçlar ise 6 2 = 36 fl kta topland ndan, bu sonuçlar n her biri birer basit olayd r ve bir arada ortaya ç kmalar mümkün de ildir. Bir baflka anlat mla, bir deneyin basit olaylar birbirini engelleyen türden olaylard r. ki zar n birlikte at l fl nda toplam 4 gelmesi olay ise bileflik bir olay olup, 1-3, 3-1 ve 2-2 basit olaylar ndan oluflmaktad r. Dolay s yla toplam 4 gelmesi olay n n ihtimali, olay oluflturan üç basit olay n ihtimalinin toplam na eflit olacakt r. Basit olaylar E 1, E 2, ve E 3 ile belirtilirse, 4 gelmesi olay ayn zamanda 1-3 veya 3-1 veya 2-2 gelmesi olay (E 1 + E 2 + E 3 ) olarak da tan mlanabilir. Bileflik bir olay olan bu olay n ihtimali, P(E 1 + E 2 + E 3 ) = P(E 1 ) + P(E 2 ) + P(E 3 ) (1) = 1/36+1/36+1/36 =3/36=1/12 olacakt r. Bu örnekte oldu u gibi basit olaylar n ihtimalleri birbirine eflitse, bileflik olay n ihtimali, basit olaylardan birinin ihtimalininin, (1/n) basit olay say s (r) ile çarp lmas sonucu, 1 r P(A) = rx n = n (2) fleklinde de ifade edilebilir. Bu aç klamadan anlafl laca gibi, birbirini engelleyen olaylardan biri ya da daha fazlas n n ortaya ç kmas ihtimali, (n) say da basit olay söz konusu oldu u durumda, P(E 1 + E E n) = P(E 1 )+P( E 2 )+...P(E n ) (3) genel formülü ile belirlenecektir. htimali hesaplanacak olan bileflik olay birbirini engellemeyen türden olaylardan oluflmakta ise, örne in E 1 ve E 2 olaylar n n birarada ortaya ç kmalara mümkün ise, bu olay (E 1 E 2 ) olarak belirtilecek ve bu olay n ihtimali, yani P (E 1 E 2 ), toplamdan ç kar lacakt r. Bu durumda toplama formülü, P(E 1 + E 2 )=P(E 1 )+P(E 2 )-P(E 1 E 2 ) (4) fleklini alacakt r. Birbirini engelleyen türden olaylar n bir arada ortaya ç kmalar ihtimali, P(E 1 E 2 ) = 0 oldu- undan, 3 numaral denklem bu denklemin özel bir hali olarak düflünülebilir. 4 numaral denklemi bir örnek ve flekil yard m yla aç klayal m: Bir büyük ma azaya giren müflterilerin %46 s n n giyim kat n, %22 sinin ise ev eflyalar kat n ziyaret ettikleri izlenmiflse, ma azaya gelen bir müflterinin giyim ya da ev eflyas kat n ziyaret etmesi ihtimali flöyle hesaplanacakt r. Giyim kat n ziyaret etme olay E 1, eflya kat n ziyaret etme olay E 2 ile gösterilirse, giyim ya da eflya kat n ziyaret etme ihtimali, P(E 1 + E 2 ) olacakt r. Ancak baz müflteriler her iki kat da ziyaret edebileceklerinden olaylar birbirini engelleyen türden de ildir ve P(E 1 E 2 ) = 0 olmayacakt r. Bu ihtimal,.10 olarak varsay ld nda 4 numaral denkleme göre, olacakt r. htimallerin Hesaplanmas P ( E 1 + E 2 ) = =.58 fiekilde E 1 kümesi ile giyim kat n n ziyaret edilmesi olay, E 2 ile de eflya kat n n ziyaret edilmesi olay belirtilmektedir. E 1 E 2 ile de bu iki olay n kesiflimi, yani her iki kat n da ziyaret edilmesi olay gösterilmektedir. Hesaplamak istenilen ihtimal E 1 ve E 2 olaylar n n bileflimi, E 1 UE 2, yani kesik çizgilerin kapsad alan n ihtimalidir =.68 fleklinde bir hesap, kesiflim alan n iki kere içerece inden, kesiflim alan n n ihtimalinin bu sonuçtan ç kar lmas gerekir. fiekilden anlafl laca gibi sadece giyim kat n ziyaret etme ihtimali, =.36 ve sadece eflya kat n ziyaret etme ihtimali, =.12 dir. Bu ihtimallere E 1 ve E 2 nin ihtimalinin eklenmesi ile =.58 de- erine ya da daha önce 4 numaral denklemle bulunan sonuca var labilir. Ayn denklem ikiden fazla olay n (kümenin) bulundu u durumlar kapsamak üzere geniflletilebilir. kiden fazla olay n birlikte ortaya ç kmas ihtimalinin, P(E 1 E 2 ) nin hesaplanmas nda, ihtimallerin çarp lmas esas na dayanan çarpma teoremi nden yararlan lmaktad r. (Bkz. Ba l htimal, Bayes Teoremi, Çarpma Teoremi, htimal) B.A. Köksal 607

18 htimal Teorisi htimal Teorisi [Alm. Wahrscheinlickeitsheorie [Fr. Théorie de la pro - babilité] [ ng. Probability theory] Olaylar n ortaya ç kma flanslar n n (ihtimallerinin) hesaplanmas na yarayan kurallar n tümünü kapsayan ve ihtimaller hesab olarak da tan mlanan bu kavram, uygulama alan yaklafl k tüm bilimsel ve teknik eylemleri kapsayan bir matematiksel disiplindir. Di er matematiksel kavramlardan farkl olarak, ihtimal kavram önce bat da ortaya ç km flt r. htimal kavram na ilk olarak Pacioli ( ), Cardan ( ) ve Galileo ( ) de inmifller, ancak kavram n sistematik olarak ele al nmas Blaise Pascal ve Pierre de Fermat n n flans oyunlar na iliflkin yaz flmalar yla gerçekleflmifltir. Bafllang ç niteli indeki bu giriflimleri 1656 y l nda Huygens in ve 1708 de Montmort un çal flmalar izlemifltir. Konuya iliflkin ilk ana eser ise Jacob Bernoulli nin ( ), büyük say lar kanununun aç klamas n da içeren htimalleri Hesaplama Sanat ad ndaki eseridir. Ayn s ralarda John Graunt ( ) ve Edmund Halley in ( ) ölüm ihtimalleri üzerine çal flmalar, hayat sigortac l n n temellerini atarak, bafllam fl olan teorik çal flmalara önemli bir uygulama ile katk da bulunmufl oldu. XVIII. yüzy lda Daniel Bernoulli entegrallerle ihtimalleri ba daflt rarak ihtimal teorisine önemli bir katk da bulundu. Ayn yüzy lda Lagrange ( ), Pierre Laplace ( ) ve Karl Gauss ( ) tesadüfi hatalar n ihtimallerinin bir ihtimal bölünmesi ile belirtilebilece ini ortaya atarak, bugünkü endüktif istatisti in temellerini atm fl oldular. ngiliz T. Bayes in ( ) ise daha sonra Bayes formülü olarak tan mlanan formül yard - m yla, sonradan edinilen bilgilerle a posteriori ihtimallerin belirlenmesi üzerinde durmas, ihtimal teorisine yeni bir boyut kazand rd. Endüktif istatistik, bir baflka anlat mla, az say da gözleme dayanarak ana kitle hakk nda tahmin yürütme ve karar verme ifllemleri, ihtimal teorisi yard m yla gerçekleflmifltir. Bunun nedeni örneklerden elde edilen bilgilerin de erlendirilmesinde ihtimal teorisinin bir köprü vazifesi yapmakta olufludur. Adolphe Quételet ( ) ile bafllayan istatisti in sosyal bilimlerde genelleme yapmada kullan l fl, özellikle XX. yüzy lda Karl Pearson, Francis Galton ve R.A. Fisher in örneklemeye iliflkin çal flmalar yla büyük bir hamle yaparak bugünkü düzeyine ulaflm fl ve sosyal bilimlerin yan s ra biyoloji, t p, tar m ve meteoroloji alanlar nda önemli geliflmelerin kayna olmufltur. htimal teorisi gelecekle ilgili belirsizlikler karfl s nda karar vermede iflletmecilere de yard mc olmaktad r. htimal hesaplar na da dayanan stratejik oyun teorisinin yönetim biliminin geliflmesinde önemli katk lar olmufltur. htimal teorisi yukar da aç klanan konulara ek olarak fiziksel ortamlar n incelenmesinde de önemli bir araç durumundad r. (Bkz. Bayes Teoremi, Büyük Say lar Ka - nunu, htimal, statistik, Laplace -Gauss Kanunu ) B.A. Köksal htimal Yo unlu u Fonksiyonu [Alm. Wahrscheinlichkeitsdichte] [Fr. Densité de proba - bilité] [ ng. Probability density function] Bir ihtimal bölünmesine konu olan tesadüfi de iflken sürekli (belirli de erler yerine sonsuz say da de er tafl yabilen) ise, ortaya sürekli bir fonksiyon ç kacakt r; bu fonksiyona ihtimal yo unlu u fonksiyonuad verilmektedir. Sürekli ihtimal bölünmeleri e rilerle belirtilmekte ve e rinin alt ndaki alan 1 e eflit olan toplam ihtimali göstermektedir. Y eksenindeki de erler ise, süreksiz ihtimal bölünmelerinden farkl olarak, ihtimaller yerine ihtimal yo unluklar n yans tmaktad r. f(x) ile gösterilebilecek bu fonksiyonda X deki de iflmelerin çok küçük oldu u durumda e rinin alan belirli entegraller yard m yla, f(x) dx = 1 tüm x fleklinde gösterilecek ve ihtimaller tan m gere i s f r ve daha büyük oldu undan, fonksiyonun ordinatlar (ihtimal yo unluklar ) f(x) 0 olacakt r. Benzer flekilde bir (X) de erinin herhangi iki (a) ve (b) noktas aras nda bulunmas ihtimali, f(x) dx fleklinde belirtilerek hesaplanabilecektir. fiekil de bir ihtimal yo unlu u fonksiyonunun grafi i yer almaktad r. Bir ihtimal yo unlu u fonksiyonu, f(x) =.06X -.006X 2 (0< X <10) fleklinde bir parabolle belirtilirse, X in 0 ile 10 aras nda de iflti i durumda, f(x) in de eri 0 dan bafllamak üzere önce artacak, bir doruk noktas ndan sonra azalacak ve X= 10 iken tekrar 0 a eflitlenecektir. Böylece fonksiyonun flekli grafikteki ile uyumlu olacakt r. E rinin alt ndaki alan ihtimalleri belirtti inden, bir X de erinin, herhangi iki nokta aras nda bulunmas ihtimali entegrasyon yoluyla hesaplanabilir. Örne in bu fonksiyonla ilgili olarak X de erinin 6 ve 9 aras nda bulunmas ihtimali, olacakt r. b a htimal Yo unlu u Fonksiyonu P(6<X<9) = 10 (.06X -.006X 2 ) dx 6 =.06X X 3 3 =.03X X = =

19 htira Berat Süreksiz ihtimal bölünmelerine parelel olarak, bu fonksiyonun aritmetik ortalamas da matematik ümit kavram yard m yla belirlenebilir. Sürekli bir (X) tesadüfi de iflkeninin matematik ümidi, E(X) = jxf(x) dx tüm x olarak tan mlanmaktad r. Dolay s yla söz konusu fonksiyona iliflkin olarak matematit ümit, 10 E(X) = X (.06X -.006X X = 3 = 3 = 5.006X 4 4 dx 10 0 olacakt r; bu de er ayn zamanda inceleme konusu olan ihtimal bölünmesinin aritmetik ortalamas na eflittir. Bölünmenin varyans ise [X - E(X)] 2 fonksiyonunun matematik ümidi oldu undan, ayn bölünmenin standart sapmas da belirli entegraller yard m yla elde edilebilir. statistikte önemli rol oynayan normal bölünme, t bölünmesi, ki-kare bölünmesi ve F bölünmesi, sürekli ihtimal bölünmelerindendir. (Bkz. Aritmetik Ortalama, Frekans Yo unlu u, htimal Bölünmesi, Beklenen De er, Varyans Analizi) B.A. Köksal htira Berat [Alm. Patent, Erfindungspatent ] [Fr. Brevet d invention] [ ng. Patent] Sanat ve sanayie iliflkin her çeflit yenilik, geliflme ve bulufltan yararlanma hakk, sadece bunlar gerçeklefltiren kiflilere belirli sürelerle verilir. Bu haktan yararlanmak devletten al nacak bir berat ile mümkün olur. flte bu berat a ihtira berat denilmektedir. htira berat n n al nabilmesi iki flarta ba l d r: 1) Keflif veya icat olunan fleyin yeni olmas (burada aran lan yenilik objektif bir yeniliktir; mucidin yeni birfley buldu unu zannetmesi ve bunun da önce mevcut olmad n bilmesi önemli de ildir. Yarat lan fleyin daha önce bilinmeyen ve tan nmayan bir konuya iliflkin olmas gerekir); 2) Sanayide uygulan - ma olana n n bulunmas (berat verilebilmesi için mamulün sanayide uygulanabilmesi zorunludur; nazari alanda kalan icat berattan yararlanamaz). htira berat verilmesine ve bunlar n fera ve intikali ile yabanc lar n hukukuna ve bu hakk iptal ve skat edici hallerle, taklit etme konular ndaki ihtilaf ve davalara iliflkin hükümler, 23 Mart 1879 tarihli ve rade-i Seniyye taraf ndan ç kart lm fl htira Berat kanunu ile düzenlenmifltir. (Bkz. Patent) K. çel htisas Bankalar [Alm. Spezialbanken] [Fr. Banques spécialisées] [ ng. Specialized banks] Faaliyetlerini belirli sektörler veya belirli faaliyet alanlar üzerinde yo unlaflt rm fl olan bankalard r. Örne in, yaln zca tar m kesimine kredi açan tar m bankas, yaln z konut inflaatlar n finanse eden konut bankalar, ihracat n finansman yla u raflan ihracat bankalar veya ülke ekonomisinin büyümesini ve sanayileflmesini hedef alan ve bu amaçla uzun vadeli krediler açan s nai kalk nma bankalar veya flirket kurarak bunlar n yönetim ve denetimini üstlenen ve gerekti inde hisse senetlerini plase eden ifl bankalar, birer ihtisas bankas d rlar. (Bkz. Banka Çeflitleri) S. Abaç htisas Fuarlar [Alm. Fachmesse] [Fr. Foires spécialisées ] [ ng. Speci - alized fairs] Belirli mallar n veya belirli sektörlerin tan t lmas için yap lan dikey fuarlara ihtisas fuarlar denilir. Bu çeflit fuarlar belirli mallar n ya da mal gruplar n n tan t lmas n amaçlar. Son y llarda ülkemizde de yayg nlaflm flt r. fi. Özgencil htisaslaflma (Bkz. Uzmanlaflma) htiyari flsizlik htiyari Borçlar [Alm. Freiwillige Schulden] [Fr. Dettes volontaires] [ ng. Voluntary debts] Devletin borçlanma yoluyla elde etti i mebla lar da devlet gelirleri aras nda yer almaktad r. Bunlar vergilerden ay ran özelliklerden biri, vergilerdeki zorunlulu un bunlar için söz konusu olmamas d r. Borç vermeyi kabul edenler, hem devletin ihtiyac n karfl lamay, hem de bir süre sonra anaparay geri al rken faiz geliri de sa lamay amaçlamaktad r. Bu nedenle, gönüllü olarak devlete borç vermeyi kabul etmektedirler. Devlet, bu gönüllülü- ü art rabilmek ve di er özel piyasa borçlanmalar yla rekabeti sa lamak üzere, primli, piyangolu devlet tahvilleri ihraç edebildi i gibi, ülkemiz uygulanmas nda görüldü ü üzere gelir vergisi istisnas na da olanak vermektedir. htiyari borçlanma, devletin normal borçlanmas d r. Devlet gerekli görürse cebri borçlanmaya da gidebilir. Bu durumda borçlanma vergiye daha fazla yaklaflm fl olmakla birlikte, vade sonunda borcun anaparas n n ve faizlerinin ödenmesi, bu tür borçlanmay da vergiden ay rmaktad r. G. Coflkun htiyari flsizlik [Alm. Die freiwillige Arbeistlosigkeit] [Fr. Chômage vo - lontaire] [ ng. Voluntary unemployment] Bunlar ifl ve iflçi bulma kurumlar n n teklif ettikleri iflleri kasten kabul etmeyen veya iflgüçlerini türlü güçlükler ç kararak k sa süreli arz eden, çal flmaktan korkan veya çal flmaya isteksiz kimselerdir. Bu grup içinde di er bir kategori de, karakterleri itibariyle ifle al nmaya müsait olmayan iflsizlerdir. (Bkz. flsizlik) N. Alk n 609

20 htiyari Mübadele Teorisi htiyari Mübadele Teorisi [Alm. Theorie der freiwillige Umtausch] [Fr. Théorie de l échange volontaire] [ ng. Voluntary exchange theory] Vergiyi de iflim ve sözleflme ile aç klayan teorilerden biridir. stifade Teorisi ad da verilir. Dayand temel görüfl, verginin, kamusal mal ve hizmetlerden yararlanman n bir karfl l oldu udur. Bu teoride vergi, bir de iflimin iki temel unsurundan biri olarak kabul olunmaktad r. Kifliler devletin hizmetlerinden yararlanmakta, bunun karfl l nda da ad na vergi denilen bir bedel ödemektedirler. Bu aç klamaya göre, vergi bir fiyat t r ve bir karfl l vard r. Bu teorinin hukuki yönü, J.J. Rousseau nun toplumsal sözleflme (contrat social ) görüflüne dayand r lmaktad r. Bu yönü bak m ndan ihtiyari mübadele teorisinde vergi cebri de il, ihtiyari bir yükümlülüktür. Verginin bir fiyat olarak kabul edilebilmesi için kamusal mal ve hizmetlerin üretiminin tüketici tercihlerine (talebe) göre belirlenmesi gerekir. Oysa sözü geçen üretimin arz n düzenleyen, siyasal süreçtir. Ayr ca, bu mal ve hizmetlerin fiyat n n tespiti de mümkün de ildir. Çünkü kamusal mal ve hizmetlerin faydas bölünememekte ve bunlar pazarlanamamaktad r. Günümüzde ihtiyari mübadele teorisi ancak harç lar için geçerli say lmakta ve bu nedenle baz yazarlar taraf ndan harçlar teorisi olarak da adland r lmaktad r (Bkz. stifade Teorisi) H. Nadaro lu htiyari Toplama Usulü [Alm. Freiwiling Addition der Einkünfte] [Fr. Système d addition facultative des revenus imposables] [ ng. Facultative addition system of taxable incomes] Baz durumlarda mükelleflerin kazanç ve iratlar n beyannameye dahil etmelerinin kendi kararlar nda b rak lmas n öngören usuldür. Gelir vergisi, ilke olarak gerçek kiflilerin çeflitli irat ve kazançlar n n safi toplam üzerinden al n r. Bu nedenle mükellefler gelirlerini toplayarak beyan etmeye mecburdurlar. Ancak kanunlarda, vergi tekni i, vb. baz nedenler dolay s yla, baz irat ve kazançlar n toplama dahil edilmesi belli koflullar alt nda mükellefin tercihine b rak lm flt r. Türk gelir vergisi sisteminde de bunun örnekleri vard r.(bkz. Gelir Vergisi) H. Nadaro lu htiyat (Bkz. Yedek Akçeler) htiyat Güdüsüyle Para Talebi [Alm. Geldnachfrage mit Vorscihtsmotiv] [Fr. Demande précautionnaire de la monnaie ] [ ng. Demand of money for precautionary motives] Beklenmeyen ya da tam olarak tahmin edilemeyen harcama ihtiyaçlar n n belirmesi ihtimali karfl s nda para bulundurma güdüsüdür. Kifli, elinde bulunan tahvil, hisse senedi gibi para d - htiyati Tedbir fl servet unsurlar n paraya çevirmeye çal flt zaman baz zararlarla karfl laflabilir. Bu zararlar olumsuz piyasa flartlar ndan kaynaklanabilece i gibi, maliyet zararlar ndan ya da ifllem maliyetlerinden de kaynaklanabilir. Borç para bulmay gerektirebilecek bir durumla karfl lafl larak bunun için faiz ödemek durumunda kal nabilir. Bu gibi nedenlerle, gelecekteki para ihtiyac tam olarak tespit edilemedi i için, ihtimali en fazla olan para ihtiyac na bir marj eklenmesi gerekmektedir. Kiflinin bu ek para talebi ihtiyat güdüsünden kaynaklanmaktad r. D. Demirgil htiyati Haciz [Alm. Dinglicher Arre s t] [Fr. Saisie conservatoire ] [ ng. Arrestment] Bir alaca n tahsilini veya bir teminat n al nmas n mümkün k lmak amac yla, alacakl n n istemi üzerine borçlunun baz mal ve alacaklar na yetkili makam taraf ndan el konulmas d r. Bu müessesenin amac, alaca n tahsil için takibe giriflen veya giriflecek olan alacakl y, ödeme veya icra emrinin tebli i ve ödeme, itiraz ve di er ifllemlerin tâbi oldu u kanuni sürelerin geçmesi için gereken zaman içinde borçlunun mallar n kaç rmas tehlikesinden koruyarak, hakk n n kayba u ramas n önlemektir. Borçlunun ihtiyaten haczedilen mallar üzerindeki tasarruf yetkisini kald rarak, tehlikeye düflen alaca n tahsili için yap lan takibin bir teminat n teflkil eder. htiyati haczin alacakl taraf ndan talep edilmesi ve ihtiyati hacze konu teflkil eden alaca n kanunen takibi mümkün bir alacak olmas flartt r. Medeni haklar kullanma selahiyetine sahip herkes ihtiyati haciz isteyebilir. htiyati hacze karar vermeye selahiyetli makam mahkemedir; bu mahkeme de borçlunun ikametgâh mahkemesidir; bilinen ikametgâh yoksa sakin oldu u mahal mahkemesi, sakin oldu u bir mesken de yoksa mallar - n n bulundu u yer mahkemesidir. cra flâs Kanunu nun 257. maddesinde düzenlenmifl olan bu müessesenin do urdu u hukuki neticeler kanunda tasrih edilmemifltir; ancak amac n alacakl n n haklar n temin etmek, korumak oldu u düflünülürse, ihtiyati haczin taalluk etti i mallar üzerinde borçlunun tasarruf selahiyetini tahdit etmek icap eder. Bu nedenle ihtiyati haczin de icrai haczin neticelerini do uraca kabul edilmelidir. Ancak, ihtiyaten haczedilen mallar, kanunun arad teminat n verilmesi flart ile borçluya b rak ld takdirde, borçlu bunlar üzerinde tasarruf edebilir. K. çel htiyati Tedbir [Alm. Sicherheitsmassregeln][Fr. Mesures Provisoires] [ ng. Precautionary measures ] Uzun süren bir dava s ras nda, daval n n dava konusu fleyi bir baflkas na temlik etmesi mümkün oldu undan, davay kazanan davac n n dava konusu fleye kavuflmas tehlikeye girebilir. flte bu tehlikeyi ortadan kald rmaya, davac n n davay kazanmas halinde dava konusu fleye kavuflmas n dava s ras nda emniyet alt na almaya yara- 610

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i 3. Ödemeler Dengesi 2003 y l nda 8.037 milyon dolar olan cari ifllemler aç, 2004 y l nda % 91,7 artarak 15.410 milyon dolara yükselmifltir. Cari ifllemler aç ndaki bu

Detaylı

ORHAN YILMAZ (*) B- 3095 SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

ORHAN YILMAZ (*) B- 3095 SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER: YASAL TEMERRÜT FA Z ORHAN YILMAZ (*) A- G R fi: Bilindi i üzere, gerek yasal kapital faizi ve gerekse yasal temerrüt faizi yönünden uygulanmas gereken hükümler, 19.12.1984 gün ve 18610 say l Resmi Gazete

Detaylı

YARGITAY 7. HUKUK DA RES

YARGITAY 7. HUKUK DA RES YARGITAY 7. HUKUK DA RES 2260 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 5 Y l 2007 YARGITAY 7. HUKUK DA RES E: 2006/1028 K: 2006/1293 T: 24.04.2006 T CARET HUKUKU T CAR DAVA KAVRAMI HAKSIZ EYLEMDEN DO AN DAVA

Detaylı

YASAL FA Z UYGULAMASI VE B R YARGITAY KARARI

YASAL FA Z UYGULAMASI VE B R YARGITAY KARARI KARAR ELEfiT R S YASAL FA Z UYGULAMASI VE B R YARGITAY KARARI KARAR ELEfiT R S Av. MEHMET BAYRAKTAR* I- G R fi 2003, 2004 ve 2005 Mali Y l Bütçe Kanunlar ile; 3095 say l Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

2009 2010 Dönemi Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi

2009 2010 Dönemi Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi 2009 2010 Dönemi Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi Sözleşmenin tarafları Madde 1) İşbu Sözleşme, İsmet İnönü Bulvarı No:36, 06510 Emek / Ankara adresinde mukim Hazine Müsteşarlığı (bundan sonra kısaca Müsteşarlık

Detaylı

Soru ve Cevap. ÇÖZÜM Say : 93-2009 SORU 1:

Soru ve Cevap. ÇÖZÜM Say : 93-2009 SORU 1: Soru ve Cevap SORU 1: Hisse devir sözleflmesinin noterde onaylanmas aflamas nda al nacak noter harc n n flirket sermayesinin tamam üzerinden mi yoksa sat n al - nan toplam hisse bedeli üzerinden mi tahsil

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu mali ÇÖZÜM 177 GENEL SA LIK S GORTASI LE HAYATIMIZDA NELER DE fiecek? Ali TEZEL* 1-G R fi 1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu ad verilen 5510 say l Sosyal Sigortalar ve

Detaylı

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM), TÜRK YE B L MSEL VE TEKN K ARAfiTIRMA KURUMU YAYIN YÖNETMEL (*) B R NC BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tan mlar Amaç ve Kapsam Madde 1. Bu Yönetmelik ile; Baflkanl k, Merkez ve Enstitülere ait tüm yay nlar

Detaylı

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle bu ifllemlerin üzerinden al nan dolayl vergiler farkl l k arz etmektedir. 13.07.1956 tarih 6802 say l Gider Vergileri Kanunu

Detaylı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de KURUMLARDAN ELDE ED LEN KAR PAYLARININ VERG LEND R LMES VE BEYANI Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü I.- G R fi T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de flirketlerce

Detaylı

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme S GORTA KOM SYON G DER BELGES mali ÇÖZÜM 171 Memifl KÜRK* I-G R fi: F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme göstermifltir. Geliflmifl ekonomilerde lokomotif rol üstlenen

Detaylı

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES mral DURAN* I- G R fi Anayasa Mahkemesi taraf ndan verilen bir Karar ile 5479 say l Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklar n n Tahsil

Detaylı

T evsik zorunlulu u Maliye Bakanl taraf ndan kay t d fl ekonomi ile

T evsik zorunlulu u Maliye Bakanl taraf ndan kay t d fl ekonomi ile mali ÇÖZÜM 133 ALACA IN TEML K HAL NDE VE AYNI ÖDEMELERDE TEVS K ZORUNLULU U Memifl KÜRK* I-G R fi: T evsik zorunlulu u Maliye Bakanl taraf ndan kay t d fl ekonomi ile mücadele amac yla getirilen uygulamalardan

Detaylı

YABANCI PARALAR LE YABANCI PARA C NS NDEN ALACAK VE BORÇLARIN DÖNEM SONLARI T BAR YLE DE ERLEMES

YABANCI PARALAR LE YABANCI PARA C NS NDEN ALACAK VE BORÇLARIN DÖNEM SONLARI T BAR YLE DE ERLEMES YABANCI PARALAR LE YABANCI PARA C NS NDEN ALACAK VE BORÇLARIN DÖNEM SONLARI T BAR YLE DE ERLEMES brahim ERCAN* 1- G R fi Bilindi i üzere, yabanc paralar n de erlemesi, 213 Say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK)

Detaylı

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER Merdan ÇALIfiKAN* I. G R fi 1163 say l Kooperatifler Kanunu na göre kooperatiflerin zaruri 3 organ bulunmaktad r. Bunlardan en yetkili

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler 2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar Konsolide Olmayan Veriler Rakamlarla Halkbank 70 y l Kooperatif ve KOB kredilerinde 70 y ll k tecrübe ve genifl müflteri taban Halkbank n rekabette kuvvetli yönleridir.

Detaylı

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 ) KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 ) Kadir ÖZDEM R* 1-G R fi 3628 say l Mal Bildiriminde Bulunulmas, Rüflvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun, Mal Bildiriminde Bulunacaklar bafll

Detaylı

Türev Ürünlerin Vergilendirilmesiyle lgili Olarak Yay nlanan Tebli ler Hakk nda. BFS - 2012/03 stanbul, 30.01.2012

Türev Ürünlerin Vergilendirilmesiyle lgili Olarak Yay nlanan Tebli ler Hakk nda. BFS - 2012/03 stanbul, 30.01.2012 Türev Ürünlerin Vergilendirilmesiyle lgili Olarak Yay nlanan Tebli ler Hakk nda BFS - 2012/03 stanbul, 30.01.2012 Türev ürünlerin vergilendirilmelerine iliflkin aç klamalar n yap ld Maliye Bakanl Genel

Detaylı

TMS 19 ÇALIfiANLARA SA LANAN FAYDALAR. Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM R Galatasaray Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi

TMS 19 ÇALIfiANLARA SA LANAN FAYDALAR. Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM R Galatasaray Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi 1 2. B Ö L Ü M TMS 19 ÇALIfiANLARA SA LANAN FAYDALAR Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM R Galatasaray Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi 199 12. Bölüm, TMS-19 Çal flanlara Sa lanan Faydalar

Detaylı

YARGITAY 14. HUKUK DA RES

YARGITAY 14. HUKUK DA RES YARGITAY 14. HUKUK DA RES 408 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 82 Say : 1 Y l 2008 YARGITAY 14. HUKUK DA RES E: 2007/9988 K: 2007/10710 T: 25.09.2007 TAPU TAHS S BELGES N N N TEL MÜLK YET HUKUKU Özet: Bir mülkiyet

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi ÇÖZÜM Say : 90-2008 KISM SÜREL VEYA ÇA RI ÜZER NE ÇALIfiANLAR LE BU KANUNA GÖRE EV H ZMETLER NDE AY ÇER S NDE 30 GÜNDEN AZ ÇALIfiANLAR 01.10.2010 TAR H NE KADAR YEfi L KART ALAB LECEKLER Mustafa BAfiTAfi*

Detaylı

TÜRK YE EKONOM S 2008 YILI ODA FAAL YET RAPORU TÜRK YE EKONOM S

TÜRK YE EKONOM S 2008 YILI ODA FAAL YET RAPORU TÜRK YE EKONOM S 2008 YILI ODA FAAL YET RAPORU 36 Türkiye Ekonomisi Genel Makroekonomik Denge Ülkemizde tasarruf e ilimi düflüktür, kamu kesimi uzun y llar boyunca önemli boyutlarda tasarruf aç vermifl ve bu durum finansman

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

2464 BELED YE GEL RLER KANUNU BELEDİYE GELİRLERİ

2464 BELED YE GEL RLER KANUNU BELEDİYE GELİRLERİ 2464 BELED YE GEL RLER KANUNU 213 BELEDİYE GELİRLERİ KANUN N N ESK fiekl KANUN N N YEN fiekl 41 ÇEVRE TEM ZL K VERG S : (5035 Say l Kanun ile de iflen madde. Yürürlük Mükerrer Madde 44--3914 say l kanunun

Detaylı

AMME ALACAKLARI TAHS L USULÜ HAKKINDA KANUNU (6183) NUNDA YAPILAN DE fi KL KLER 6183 SAYILI A.A.T.U

AMME ALACAKLARI TAHS L USULÜ HAKKINDA KANUNU (6183) NUNDA YAPILAN DE fi KL KLER 6183 SAYILI A.A.T.U AMME ALACAKLARI TAHS L USULÜ HAKKINDA KANUNU (6183) NUNDA YAPILAN DE fi KL KLER 6183 SAYILI A.A.T.U 173 174 Hususi Ödeme fiekilleri: Madde 41- Maliye vekaletinin tayin edece i yerlerde, nev'ileri mezkur

Detaylı

1 6/01/2004 tarihli say l Resmi Gazete de yay mlanan ve 01/05/2004

1 6/01/2004 tarihli say l Resmi Gazete de yay mlanan ve 01/05/2004 NfiAAT TAAHHÜT filer NDE VE ÖZEL NfiAATLARDA ASGAR fiç L K B LD R M UYGULAMASINDA SON DURUM ( L fi KS ZL K BELGES ) Recep SEL MO LU Yeminli Mali Müflavir 1 6/01/2004 tarihli 25348 say l Resmi Gazete de

Detaylı

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU 0 DÖNEN DEĞERLER Dönen değerler bilançonun aktifinde yer alan, likiditesi en yüksek varlık grubu olup bu hesap grubunda yer alan hesapların ortak özelliği

Detaylı

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNERGE 10 BÜTÇE YÖNERGESİ T E T A Ş TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜTÇE YÖNERGESİ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

YAPIM HALELER NDE KATMA DE ER VERG S TEVK FATINDA SON DURUM

YAPIM HALELER NDE KATMA DE ER VERG S TEVK FATINDA SON DURUM YAPIM HALELER NDE KATMA DE ER VERG S TEVK FATINDA SON DURUM Altar Ömer ARPACI* I - G R fi Katma De er Vergisi Kanununun 9. maddesinin 1 numaral f kras ndan ald yetkiye istinaden Maliye Bakanl vergi alaca

Detaylı

XI/3 ESASLAR 1. MADDE 3- (1)Bu Esaslarda geçen; a) TÜB TAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt rma Kurumunu, b) Baflkanl k : TÜB TAK Baflkanl n,

XI/3 ESASLAR 1. MADDE 3- (1)Bu Esaslarda geçen; a) TÜB TAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt rma Kurumunu, b) Baflkanl k : TÜB TAK Baflkanl n, PROJE TEfiV K VE DESTEKLEME ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K UYARINCA DESTEKLENEN PROJELERDE UYGULANACAK F KR HAKLAR ESASLARI (*) B R NC BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç MADDE 1- Bu Esaslar n

Detaylı

TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ

TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ I-GENEL ŞARTLAR MADDE 1. İHALE KONUSU ve ŞEKLİ Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Şirinyalı Mahallesinde bulunan gayrimenkul (Günübirlik Tesis Alanı ) 2886 sayılı Devlet İhale

Detaylı

Yat r m Ortakl klar nda Vergi Rejimi. BFS - 2008/13 stanbul, 10.06.2008

Yat r m Ortakl klar nda Vergi Rejimi. BFS - 2008/13 stanbul, 10.06.2008 Yat r m Ortakl klar nda Vergi Rejimi BFS - 2008/13 stanbul, 10.06.2008 Menkul K ymet Yat r m Ortakl klar, Sermaye Piyasas Mevzuat gere ince sadece portföy iflletmecili i faaliyetlerinde bulunmakta ve buradan

Detaylı

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ: KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ: Soru: Bir yapı kooperatifi kaç kişi ile kurulur? Cevap: Bir yapı kooperatifi en az 7 gerçek ve/veya 1163 sayılı Kooperatifler kanununda belirtilen tüzel kişilerce

Detaylı

Y eni 5520 say l Kurumlar Vergisi Kanunumuz ile yeni bir kavram Kontrol

Y eni 5520 say l Kurumlar Vergisi Kanunumuz ile yeni bir kavram Kontrol mali ÇÖZÜM 115 5520 SAYILI YEN KURUMLAR VERG S KANUNU LE GET R LEN KONTROL ED LEN YABANCI KURUM KAZANCI NE DEMEKT R? Mesut KOYUNCU Maliye Bakanl Eski Hesap Uzman A-Genel Bilgi: Y eni 5520 say l Kurumlar

Detaylı

YARGITAY 19. HUKUK DA RES

YARGITAY 19. HUKUK DA RES YARGITAY 19. HUKUK DA RES 432 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 82 Say : 1 Y l 2008 YARGITAY 19. HUKUK DA RES E: 2007/2009 K: 2007/5577 T: 31.05.2007 HUKUK YARAR KOfiULU SIRA CETVEL SIRA CETVEL NE T RAZ TEDB

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

G ümrük Müsteflarl Gümrükler Genel Müdürlü ünün yay mlam fl oldu-

G ümrük Müsteflarl Gümrükler Genel Müdürlü ünün yay mlam fl oldu- mali ÇÖZÜM 147 SERBEST BÖLGELERE SERBEST BÖLGE filem FORMU DÜZENLENMEK SURET YLE TÜKET M VE KULLANIM AMAÇLI OLARAK GÖNDER LEN MALLARLA LG L HRACAT ST SNASI UYGULAMASI Burak Ali Han TEC M* G R fi G ümrük

Detaylı

GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ Yayımlandığı Resmi Gazete: 26.07.2007 26594 Yayımlayan Kurum: Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

YARGITAY 6. HUKUK DA RES

YARGITAY 6. HUKUK DA RES YARGITAY 6. HUKUK DA RES 354 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 82 Say : 1 Y l 2008 YARGITAY 6. HUKUK DA RES E: 2007/7994 K: 2007/9777 T: 24.09.2007 CRA TAK B NE VEK L TARAFINDAN YAPILAN T RAZ SONUCU C- RA MAHKEMES

Detaylı

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

YARGITAY 2. HUKUK DA RES YARGITAY 2. HUKUK DA RES 2674 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 6 Y l 2007 YARGITAY 2. HUKUK DA RES E: 2005/20742 K: 2006/5715 T: 18.04.2006 M RASÇILIK SIFATI M RASIN NT KAL ZAMAN YÖNÜNDEN UYGULANACAK

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

ZORUNLU KARŞILIKLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2013/15) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

ZORUNLU KARŞILIKLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2013/15) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Resmi Gazete Tarihi: 25.12.2013 Resmi Gazete Sayısı: 28862 ZORUNLU KARŞILIKLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2013/15) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, Türkiye Cumhuriyet

Detaylı

KDV BEYAN DÖNEM, TAKV M YILININ ÜÇER AYLIK DÖNEMLER OLAN MÜKELLEFLER

KDV BEYAN DÖNEM, TAKV M YILININ ÜÇER AYLIK DÖNEMLER OLAN MÜKELLEFLER KDV BEYAN DÖNEM, TAKV M YILININ ÜÇER AYLIK DÖNEMLER OLAN MÜKELLEFLER Bülent SEZG N* 1-G R fi Katma de er vergisinde vergilendirme dönemi, 3065 Say l Katma De- er Vergisi Kanununun 39 uncu maddesinin 1

Detaylı

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT Para Arzı 1 Para Arzı Bir ekonomide dolaşımda mevcut olan para miktarına para arzı (money supply) denir. Kağıt para sisteminin günümüzde tüm ülkelerde geçerli olan itibari para uygulamasında, paranın hangi

Detaylı

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 SİRKÜ : 2016/09 KAYSERİ Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 04.03.2016 tarih ve 29643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi 1 Seri No.lu Genel Tebliğinde Değişiklik

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ 120 kinci Bölüm - Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi 1. ARAfiTIRMANIN AMACI ve YÖNTEM Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi, tüketici enflasyonu, iflsizlik

Detaylı

MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. www.omerdag.net

MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. www.omerdag.net MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman I. Geçici Mizandan Önce Yap lacak lemler a) Faiz Tahakkuklar Dönen ve duran varl klar ana hesap grubu içindeki

Detaylı

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN Slide 1 DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN GENEL YÖNET M MUHASEBE YÖNETMEL GENEL TEBL (Say :1) (10.01.2008 tarihli ve 26752 say R.G.) Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman Slide 2 AMAÇ VE KAPSAM 5018 say Kanunun

Detaylı

4 904 say l Türkiye fl Kurumu Kanunu (4904, 2003) ile istihdam n korunmas na,

4 904 say l Türkiye fl Kurumu Kanunu (4904, 2003) ile istihdam n korunmas na, mali ÇÖZÜM 145 fi-kur A VER LMES GEREKL BELGELER VE UYGULANACAK DAR PARA CEZALARI Resul KURT* I- G R fi 4 904 say l Türkiye fl Kurumu Kanunu (4904, 2003) ile istihdam n korunmas na, gelifltirilmesine,

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

KIDEM TAZM NATI TAKS TLE VE SENETLE ÖDENEB L R M?

KIDEM TAZM NATI TAKS TLE VE SENETLE ÖDENEB L R M? KIDEM TAZM NATI TAKS TLE VE SENETLE ÖDENEB L R M? Resul KURT* I. GENEL B LG LER flçi ve iflveren aras nda önemli sorunlara yol açt görülen k dem tazminat, iflçinin iflyerine ve iflverene sadakatle hizmeti

Detaylı

F NANSAL K RALAMANIN VERG KARfiISINDAK DURUMU

F NANSAL K RALAMANIN VERG KARfiISINDAK DURUMU F NANSAL K RALAMANIN VERG KARfiISINDAK DURUMU Mehmet ALTINDA Bafl Hesap Uzman I- G R fi flletmelerin finansman yöntemlerinden birisi olan finansal kiralama, 1985 y - l nda 3226 say l Finansal Kiralama

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U Cengiz SAZAK* 1.G R fi Bilindi i üzere Katma De er Vergisi harcamalar üzerinden al n r ve nihai yüklenicisi, (di er bir

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme 1.0. Girifl 1.1. Bu K lavuz Notunun amac ; Uluslararas De erleme Standartlar Komitesine (UDSK) üye tüm ülkelerde,

Detaylı

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu:

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu: S İ R K Ü L E R R A P O R Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15 Konu: 396 Sıra Numaralı VUK Genel Tebliği ile Ba ve Bs formlarına ilişkin uygulamada değişiklikler yapıldı. Özet: 4 Şubat 2010 tarihli Resmi Gazete

Detaylı

B ilindi i üzere; Gelir Vergisi Kanunu na 4444 say l Kanun la1 eklenen Geçici

B ilindi i üzere; Gelir Vergisi Kanunu na 4444 say l Kanun la1 eklenen Geçici GEL R VERG S KANUNU NUN GEÇ C 55 NC MADDES UYARINCA 2003 VE 2004 YILINDA STOPAJA TAB OLMASI NEDEN YLE BEYANA TAB OLMAYAN GEL RLER N 2005 DURUMU Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü 1- G R fi B ilindi

Detaylı

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU Aytaç ACARDA * I G R fi flletmeler belli dönemlerde sat fllar n artt rmak ve iflletmelerini

Detaylı

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9))

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9)) Sirküler 2016 / 019 Referansımız: 0259 / 2016/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 29157 10 Fax: +90 (212) 24146 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 08.03.2016 Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar

Detaylı

BÜTÇE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINDA KULLANILACAK FORMLARA İLİŞKİN BİLGİLER

BÜTÇE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINDA KULLANILACAK FORMLARA İLİŞKİN BİLGİLER BÜTÇE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINDA KULLANILACAK FORMLARA İLİŞKİN BİLGİLER Kuruluşlar bütçe hazırlık çalışmalarında bu bölümde örnekleri yer alan formları, aşağıda belirtilen bilgi ve açıklamalar doğrultusunda

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL TESİSLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL TESİSLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL TESİSLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - (1) Bu Yönergenin amacı, İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesislerinin kuruluşu ile çalışma usul

Detaylı

4070 SAYILI HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA KANUN SAYILI KANUN

4070 SAYILI HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA KANUN SAYILI KANUN 4070 HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA 4070 307 4070 HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA MADDES N N ESK fiekl MADDES N N YEN fiekl Madde 59/10 Tar m Arazilerini Kullananlar

Detaylı

VAKIFLARA VERG MUAF YET TANINMASI HAKKINDA KANUNDA YAPILAN DE fi KL K VAKIFLARA VERGİ MUAFİYETİ

VAKIFLARA VERG MUAF YET TANINMASI HAKKINDA KANUNDA YAPILAN DE fi KL K VAKIFLARA VERGİ MUAFİYETİ VAKIFLARA VERG MUAF YET TANINMASI HAKKINDA KANUNDA YAPILAN DE fi KL K 243 VAKIFLARA VERGİ MUAFİYETİ 244 VAKIFLARA VERG MUAF YET TANINMASI MADDE 20. - Gelirlerinin en az üçte ikisini nev i itibar yla genel,

Detaylı

SOSYAL GÜVENL K KURUMU ALACAKLARINA L fik N HT YAT HAC Z VE HT YAT TAHAKKUK UYGULAMALARI

SOSYAL GÜVENL K KURUMU ALACAKLARINA L fik N HT YAT HAC Z VE HT YAT TAHAKKUK UYGULAMALARI SOSYAL GÜVENL K KURUMU ALACAKLARINA L fik N HT YAT HAC Z VE HT YAT TAHAKKUK UYGULAMALARI Mehmet BULUT* A. G R fi Sosyal güvenlik sistemine iliflkin reform niteli i tafl yan 5510 say l Kanunun 88. maddesinin

Detaylı

YARGITAY 15. HUKUK DA RES

YARGITAY 15. HUKUK DA RES YARGITAY 15. HUKUK DA RES YARGITAY 15. HUKUK DA RES E: 2005/6631 K: 2007/710 T: 08.02.2007 MARA AYKIRI NfiAAT ECR M S L UYGULAMASI Ö z e t : mara ayk r olarak yap lan ve y k lmas gereken tafl nmaz n ekonomik

Detaylı

Mart 2009 Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

Mart 2009 Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler Finansal Sonuçlar Konsolide Olmayan Veriler Halkbank: Bafll ca Göstergeler Kârl l k içerisinde büyüme ana önceli imiz olmufltur. > Banka %33 ile güçlü özkaynak karl l n sürdürürken %18,1 aktif büyümesi

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER

SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER MASTER VERGİ DANIŞMANLIĞI VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ. SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılan

Detaylı

DEVLET YARDIMI İLE TEŞVİK VE DESTEKLERDEN YARARLANAN İŞVERENLER, SGK YA BORCU OLSA DAHİ YARARLANMAYA DEVAM EDEBİLECEKLER

DEVLET YARDIMI İLE TEŞVİK VE DESTEKLERDEN YARARLANAN İŞVERENLER, SGK YA BORCU OLSA DAHİ YARARLANMAYA DEVAM EDEBİLECEKLER DEVLET YARDIMI İLE TEŞVİK VE DESTEKLERDEN YARARLANAN İŞVERENLER, SGK YA BORCU OLSA DAHİ YARARLANMAYA DEVAM EDEBİLECEKLER Naci ŞAHİN * 1-GİRİŞ İşverenler, Devlet yardımı ile teşvik ve destekten SGK ya borcu

Detaylı

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve ÖZEL MATRAH fiekl NE TAB ALKOLLÜ ÇK SATIfiLARINDA SON DURUM H.Hakan KIVANÇ Serbest Muhasebeci Mali Müflavir I. G R fi K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve modern

Detaylı

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ 8 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29261 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA BİRİNCİ

Detaylı

4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE

4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE 4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO: 9) MADDE

Detaylı

G elir Vergisi Kanunu nun 94 ncü maddesi gere ince yap lan gelir vergisi

G elir Vergisi Kanunu nun 94 ncü maddesi gere ince yap lan gelir vergisi JOKEYLERE VE JOKEY YAMAKLARI LE ANTRENÖRLERE ÖDENEN ÜCRETLER ÜZER NDEN YAPILAN GEL R VERG S TEVK FATININ BEYAN VE ÖDEME SÜRES NE L fik N SORUN Dr. Ahmet Kavak Yeminli Mali Müflavir I - KONU G elir Vergisi

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61 T.C YARGITAY 10.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1737 Karar No. 2013/7836 Tarihi: 15.04.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1 İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61 YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASINDA YAŞLILIK

Detaylı

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form Bu formu, müflterilerinizden birinin yaflam boyu de erini hesaplamak için kullan n. Müflterinin ad : Temel formül: Yaflam boyunca müflterinin öngörülen

Detaylı

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi ve Personel E itimi Mehmet TOMBAKO LU* Girifl Sürdürülebilir kalk nman n temel bileflenlerinden en önemlisinin enerji oldu unu söylemek abart l olmaz kan s nday m. Küreselleflen

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu flirketlerin say lar nda yaflanan

F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu flirketlerin say lar nda yaflanan PERAKENDE SATIfi YÖNTEM NE GÖRE fiüphel T CAR ALACAKLAR VE B R ÖNER Yrd.Doç.Dr. Bar fl S PAH Marmara Üniversitesi,..B.F., flletme Bölümü, Ö retim Üyesi 1.G R fi F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu

Detaylı

Ü lkemizde hizmet akdiyle çal flanlar n, çal flma iliflkilerini düzenleyen üç

Ü lkemizde hizmet akdiyle çal flanlar n, çal flma iliflkilerini düzenleyen üç mali ÇÖZÜM 233 DEN Z ÇALIfiANLARINA ÖDENECEK KIDEM TAZM NATI VE HESAPLANMASI Ali TEZEL* I-Girifl Ü lkemizde hizmet akdiyle çal flanlar n, çal flma iliflkilerini düzenleyen üç ana Kanun bulunmaktad r. Bunlardan

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu Tüketici Hukuku Enstitüsü I. Kentsel Dönüşüm Raporu 1 16.05.2012 tarihinde kabul edilerek 31.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve halk arasında kentsel dönüşüm kanunu olarak bilinen Afet Riski Altındaki

Detaylı

Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun

Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun Tarihi:18.06.1992 Sayısı:3816 R.G. Tarihi:03.07.1992 R.G. Sayısı:21273 Kanun Numarası

Detaylı

01.01.2016-31.12.2016 TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

01.01.2016-31.12.2016 TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU 01.01.2016-31.12.2016 TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU EMİNE ERDEM MEVZUAT ANALİZ - ŞUBAT 2016 - İSTANBUL TİCARET ODASI 1 01.01.2016 31.12.2016 TARİHLERİ ARASI

Detaylı

KURUMLAR VERG S KANUNUNDA YAPILAN DE fi KL KLER KURUMLAR VERGİSİ

KURUMLAR VERG S KANUNUNDA YAPILAN DE fi KL KLER KURUMLAR VERGİSİ KURUMLAR VERG S KANUNUNDA YAPILAN DE fi KL KLER KURUMLAR VERGİSİ 165 166 ndirilecek Giderler: Madde 14 - Ticari kazanç gibi hesaplanan kurum kazanc n n tespitinde, mükellefler afla daki giderleri de ayr

Detaylı

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? Yahya ARIKAN* Günümüzde; finansal anlamda ülkeleraras s n r n ortadan kalkmas, teknolojinin geliflimi ve bilgi toplumunun s n rs z imkânlar ile zaman ve mekân

Detaylı